PAZAR
2. ci Kânun 18 4 1
VATAN EVİ
CAÛALOÖLU    No.  32
TELEFON: 24136 TELGRAF: VATAN  İst.
BAŞMCHARRİ
AHMET EMİN   YALMAN
Fiyatı: 5 Kuruş
SİYASİ   SABAH   GAZETESİ
Yıl: 1
Sayı: 138
Teşriî Masuniyetin | Ingiltereden ithal Edilecek
Eşyanın Listesi Hazırlanıyor
Bir Komisyon Bütün İhtiyaçlarımızı
Tesbite Başladı Bunların Süratle Getirtilmesine Çalışılacak
Ref i Meselesi
Ana yasamızın on yedinci maddesinin delâlet ettiği mâna şudur: Masuniyet ancak, umuma ait hakların tesirli bir surette müdafaası gayesine hizmet edebilir. Kanunlara ve vatandaşların hakkına karşı şahsî bir imtiyaz halini alamaz.
Yazan : AHMET EMİN YALMAN
ecen gün Büyük Millet Meclisinde üç mebusun teşrii masuniyetinin ref i hakkında bir münakaşa oldu. Fakat bu münakaşa, işin can alacak yerlerini aydınlatamadı ve bir neticeye bağlayamadı.
Bizce mesele, filân ve filân mebus hakkındaki filân davanın bugün mü, yarın mı veya hiç bir zaman mı görülmesinde veya görülmemesinde değildir. İş açıkça şudur: Teşkilâtı Esasiye kanunumuzun Türk vatandaşlarına verdiği haklar ve kurduğu demokrasi prensipleri yaşar bir halde mi bulunacak, yoksa şu veya bu noktada lâfızda mı kalacak ?
Anayasamızın altmış dokuzuncu maddesine göre Türkieı m kanun nazarında müsavi ve bilâ- S istisna kanuna riayetle mükelleftirler. Her türlü zümre, sınıf, aile, fert imtiyazları mülga ve memnudur.
Yetmiş birinci maddeye göre de can, mal, ırz, mesken her türlü taarruzdan masundur.
Bilhassa milletin, bu gibi ana prensiplerin muhafazasına bekçi yaptığı mebusların, kendi kendilerini imtiyazlı bir sınıf veya zümre mevkiine koyacak her türlü hareketlerden titizce uzak durmaları demokrasinin en tabiî icaplarındandır.
Evet, Anayasamızın on yedinci maddesine göre chiç bir mebus Meclis dahilindeki rey ve müta-leasından ve beyanatından ve Meclisteki rey ve mütaleasının ve beyanatının Meclis haricinde irad ve izahından mesul değildir.:» Kendine intihabından evvel ve sonra suç isnat edilen bir mebusun maznunen isticvabı veya tevkifi ve yahut muhakemesinin icrası için umumî heyetin kararı lâzımdır.
Fakat bu maddenin aradığı gaye, bir mebusa şahsî bir imtiyaz vermek değildir.    Mebusun,
kında mahkemelerden gelen her talebin istisnasız surette reddedilmesinin ve işin devre sonuna bırakılmasının bir sebebi de Büyük Millet Meclisi dahilî nizam-
namesindeki bir fıkranın Anayasadaki ruha ve nizamnamenin kendisindeki esaslara uygun olmamasıdır. Bu fıkraya göre, muayyen memnu fiillerin haricindeki suçlarda: «İhzari encümen, ta-(Devamı: Sa. 3 .SU. 1 de)
Ankara,  4   (Hususi muhabiri- yaçlarını tesbit ederek Türkiyede-mızden) — Bugün Hariciye Vekâletinde Umumî Kâtip    Numan
Menemencioğlunun reisliği altında Ticaret Vekâleti Müsteşarı Halit Nazmi Kişmirin ve muhtelif Vekâletler mümessillerinin de dahil olduğu bir komisyon toplanmıştır. Bu komisyon Ingiltereden getirtilecek olan her türlü malzemenin tesbitine çalışmaktadır. Toplanmalarına fasılasız o-larak devam edecek olan komisyon, gerek halkımızın gerek devlet  müesseselerimizin bütün  ihti-
ki ingiltere Ticaret mümessilliğine bildirecek ve bu malzemenin süratle elimize geçmesi için icap eden tedbirleri alacaktır, öğrendiğimize göre mühim nisbette hernevi malzemenin bulunacağı bu sipariş listesi tesbit edildikten sonra Hariciye Vekâletinde ingiltere mümessilleri de hazır bulunduğu halde son bir içtima akdedilerek istenilen malzemenin teslimi ve sair teferruat görüşülecek ve katiyet kesbedecek olan liste İngiltereye gönderilecektir.
Harp Vaziyeti
Bardiya ya karşı İngiliz tazyiki mütemadiyen artmaktadır. Temsilî resim Libya'da   son   harekâta
sahne olan mevkileri göstermektedir.
BREMEN'E
Tek
rar
Hücum Edildi
Hedefler Ateş Denizi Haline Geldi BirÇok Yangınlar Çıkarıldı
— İngiliz
Londra,  4  (A.A.)  — Hava Nezaretinin tebliği:
Dün gece İngiliz bombardıman tayyareleri Bremen endüstri milletin haklarını kendi kanaati mıntakasına taarruz etmişlerdir, dairesinde tam bir surette koru- j Rüyet şartları iyi idi. Hedeflere ması için geniş fırsat vermek ve büyük ve orta çapta müteaddit fikirlerinden dolayı takibata uğ- bombaların isabet ettiği görülmüş ramasının önüne geçmektir. Bir bir çok yangın bombaları atılmış, mebusa isnat olunan bir suç kar- | tır. 14 ü çok büyük olmak üzere şısında Meclis umumî heyetinin 18 büyük kızıl yangın çıktığı gö-teşriî masuniyetini refetmek ve : rülmüştür. Beyaz alevli yangınlar etmemekte salâhiyet sahibi olma- ise sayılamıyacak derece fazla ol-sının hikmeti de ancak ve ancak muştur. Müteakiben gelen tay-mebusun fikir ve söz hürriye- vereler hedeflerin bulunduğu sa-tini, sırf milletin hakları bakımın- hanın bir ateş denizine benzediği-dan korumaktır. Yoksa mebusa ni görmüşlerdir, şahsî bir imtiyaz vermek ve her | Tayyarelerimizden biri yolunu Turk vatandaşı için mahfuz olan fe^ek istiyen iki motorlu bir hakları bir mebusun    hatırı düşman tayyaresini    püskürtmüş
ve hasara uğratmıştır.
Düşman topraklarında ve düşman işgali altında bulunan topraklarda başka hedeflere de taarruz edilmiştir.
B~tün bu harekâta iştirak eden tayyarelerimizden yalnız biri üa-süne dönmemiçtır.
için bozmak değildir. Eğer Anayasamızın gayesi, mebuslar hakkındaki her türlü takibatı istisnasız surette durdurmak oUaydı Meclisin umumî heyetine salâhiyet vermeye lüzum görmez, «sadece mebuslar hakkında hiç bir suretle takibat yapılmaz.» derdi.
Bu vaziyet karşısında umumî heyet, bir mebusun teşrii masuniyetini refedip etmemek kararını verirken bir tek ölçüsü olabilir ki o da açılacak davanın, mebusluk vazifesinin iyi niyetle ve milletin haklarını koruma gayretiyle ifa edilmesinden ileri gelip gelmediğini araştırmaktır. Ortada bir Türk vatandaşının keyfî surette ihlâl edilmiş bir hakkı ve âdi suç yolunda bir hareket varsa, mahkemeden gelen teşriî masuniyetin ref'i talebinin basmaka hp bir şekilde reddi suretiyle bu haklar ihlâl edilemez.
Meclisin böyle bir yolu bile bile tuttuğunu ve vatandaşlara art hakların mebusların lehine ihlâlini terviç ettiğini düşünmek bile hatırımızdan geçmez. Fakat hepimiz insanız. Yâranhk ve arkadaşlık gayretinin bazan hiç farkında olmadan  tesiri    altında    kalırız.
BARDİYA'NIN
ikinci Müdafaa Haîtı Yarıldı
2 Günde Alınan Esirlerin Sayısı 8000
6 italyan Şebrl Bombalandı
Avustralyalı ankerler tarafından Bardla müstahkem hatlarına ve çıradaki müdafllere karşı dıin sahalı haşlamış olan İngiliz taarruzu de -vam etmektedir. Alınan haberlere göre taarruz şiddetini arttırmıştır. Bardiamn İkinci müdafaa hattı da yarılmış bulunmaktadır. İngilizler iki gön İçinde 8000 esir almışlardır. Bardla mudafllerlnln yirmi bin kişiden mürekkep olduğu ve bu adedin büyük bir kısmının da tayyare ateşi donanına bombardımanı ve süngü ile İmha edildiği nazarı dikkate alınırsa Bardla mudafllerlnln adedinin yarı yarıya İnmiş olduğu anlaşılır. Bardiamn yakında düse<-e£l tahmin edildiğine göre şehri müdafaa eden on bin ttalyanın da ettir edilmesi muhtemeldir.
- Radyo gazetesi -
Bardiya'da    İngiliz Tazyiki
Artıyor
Londra, 4 (A.A.J — Orta şark vaziyetinin asıl mümeyyiz srfatını İngiliz ordusunun gün geçtikçe   artan (Devamı: Sa. 4, 84L 1 de)
A'manyada Münakale Güçîeşmiş
Berli den B le Giden
Bir Yolcu 30 Defa ı ren Değiştirmiş
Londra, 4 (AA.) — İyi haber alan muhtelif membalardan Londraya gelen haberlere göre Almanyada münakale şeraiti çok güçleş...iştir. Berimden Bale'e giden bir --olcu 30 defa tren değiştirmek mecburi etindedir.
Yolcu trenlerinin adedi normal zamandaki trenlerin yüzde 30 u nısbetincle azdır. Otobüs servisleri de büyük bir nisbet dahilinde tahdit edilmiştir. Bir yerden diğer bir yere gitmek çok müşküldür. Hususi otomobiller benzinsizi ik yüzünden kullanılmaz halcedir. Bu haberler, İngiliz hava hücumlarının Almanyadaki münakale «artları üzerinde tasavvur edildiğinden fazla tesir yaptığını zannettirecek mahiyettedir.
Kınlayın Yardımı
Ankara, 4 (A.A.) — Türkiye Kızılay Cemiyeti umumî merkezinden:
Edirnede su baskınına ugnyan vatandaşlarımıza yardım yapılmak ti-zere şimdiye kadar 10.000 lira ile çamaşır ve yünlü eşya gönderirmifltir
Valinin Matbuat Mümessillerine Ziyafeti
Doktor Lûtfi Kırdar,  Gazetelerin Bir İrşat Kuvveti
Lftbyadakt vaziyetin garabeti gözden kaçamaz. İngilizler Bar -dlayı muhasara etmişler, topla dUşürmlye çalışıyorlar. Bir gün (lıısmesi mukadder olan bir yer için cebri hücum yaparak zayiat vermek istemiyorlar.
öte yandan ordusunu Tobruk -ta topladığı söylenen Graziani ise öylece duruyor. Bu müstahkem mevziin İmdadına yetişmek İçin hiçbir niyet göstermiyor. Bunun mânası da açık: Graziani tekrar Bardla hizalarına kadar ilerllye-cek cesareti kendinde bulamıyor. Aksi takdirde T obrukta topladığı kuvvete burada mahsur bulunan en az İki tümeni de katarak meydan muharebesi vermlye savaşır.
O halde bundan sonra Lihyada İngilizlerin hiçbir şeyden çekinmeden istediklerini yapmalarına intizar edebiliriz. Zira çok uzun Hürmiyecegl muhakkak olan Bar-dia sükutundan, yani Graziani -nin elinden tekrar İki fırkası da alındıktan sonra şimdi bir iş gö-remlyen İtalyan ordusunun o vakit neye kıyam edeceği sorulabilir ve tahmin olunabilir. Artık kat'iyyetle anhyoruz ki, Llbvada öyle 300-400 bin kişilik, bir İtalyan kuvveti yokmuş. En çok 12-15 tünıerdik bir kuvvet varmış kt bunun da üçte biri şimdiden harap edilmiştir.
Arnavutluktaki Yunan hare -kâtı da bundan az ümitli değildir. Bütün müşkülleere rağmen Yunanlılar ilerliyorlar ve İtalyanları fena bir duruma sokuyorlar. •' »ta
ttalyaya gelen Alman hava kuv vetlerinin çok fazla olacağı tahmin edilemez. Zira Almanlar kati neticenin alınacağı İngiliz cephesinden fazla hava kuvvetleri a-yırırlarsa çok güç vaziyete dü -serler. Bu gelen kuvvet olsa olsa İtalyanların çok düşük mânevi kuvvetini yükseltmek veya rivayet edilen dahili hoşnutsuzluk ve ihtilal fikirlerine bir baskı va -zife»i görmek içindir. Aksi halde Almanların şimal cephesinden bir sürü kuvvet getirip Akdenizde harekete geçmeleri İngilizlerin ekmeğine yağ sürmek demektir.
Ve Enerji
Vali vc Belediye Reisi doktor Lûtfi Kırdar, Taksim Belediye gazinosunda Parti ve matbuat erkânına bir ziyafet vermiştir. Bu ziyafette Vali muavinleri, Belediye erkânı ve Parti vilâyet idare heyeti azalarıyle matbuat erkânı
hazır bulunmuştur.
Doktor Lûtfi Kırdar bir nutuk
söylemiş ve bu gibi    temasların
matbuatla olan temasları arttırdığını zikrederek demiştir ki:
— Eğer iki senedenberi yapıl-
Kaynağı Olduğunu Söyledi.
mış faydalı işler    varsa    bunlar Yoksa Meclis, bu esaslı meseleyi  müşterek ve abenktar mesaimizin
şuurlu ve vicdanlı bir münakaşadan geçirecek olursa varacağı kararın. Anayasamızın ruhuna yüzde yüz uygun olacağına şüphemiz yoktur.
Teşrii masuniyetinin ref i hak-
semeresidir.
İstanbulda gazete fazla olduğu için murakabe de o nisbette
Valinin dün geceki   ziyafetinden bir intiba
Vali bundan sonra geçenlerde.
olmaktadır ve gazeteler bir irşat İstanbulda  vazifeye  başladığının
kuvveti ve enerji kaynağı olmaktadır.
yıldönümü münasebetiyle matbuatın kendisine verdiği ziyafetten
dolayı teşekkürlerini bildirmiş ve bunun vazife hayatının en tatlı anlarından biri olduğunu tebarüz ettirmiştir.
BÜZVELT
İngiltereye
Bir Mümessil Gönderiyor
Vaşington, 4 (A.A.) — B. Roose-veK, Amerikanın Londraya tayin e-decegi büyük elçi taayyün ©dinciye kadar, eski ticaret müsteşarı Harry Hopkings'i şahsî mümessili olarak İngiltereye göndereceğini ifşa etmiştir.
B. Roosevelt demiştir W: «Hopkings, İngiliz hükûmetüe teması idame etmek üzere ingiltereye gidecek ve reeml sıfatı oJmjyacafc -
tır.»
Amerikada, Hopkings kadar Reisi cumhurla sıkı teması olan kimse voktur. B. Rooseveltin, hafta içinde yeni Londra büyük elçisinin tayinini ayan meclisine teklif edeceğini söyle mesi yeni tahminlere yol açmışsa da hiçbir isim  İleri  sUHllmeroektedir.
Amerika 200 Ticaret Gemisi
Yapıyor
Vaşıngton, 4 (A.A.) — B. Roosevelt, 200 ticaret gemisinin inşası hak kındaki programı bildirirken demiştir ki: .
«Halen o kadar çok vapur bat -
maktadır ki, harp sonunda ve belki de daha evvel vapur yoklugn hissedilecektir. Hükümet, istikbal için muhtemel bulunan bu yokluğa karşı | koymak İçin tedbirler almayı kendisine vazife bilmiştir...>
X*X (Devam: 8a. 4, Sü. 2 de)
Yüzb?4i rütbesini haiz bulunan Yunan prensi Piyer Arnavutluk cephesinde bir kıta başında vazife görmektedir. Resim prensi bir İngiliz generalile birlikte bir subay grupu arasında göstermektedir. Prens Piyer harp başlamazdan evvel İstanbulda iki, üç ay kalmıştı ve Prenses Piyer halâ şehrimizde bulunmaktadır.
İtalyanlar
Arnavutlukta Tutunmağa Çalışıyorlar
Avlonyave Tepedelen
Gerisinde Yeni Bir Hat Yapıyorlar
Londra, 4 (A.A.) — Atmadan gelen mevsuk haberlere göre. İtalyanlar Avlonya, Tepedelen, Klisura kasabaları düşmanın eline düştüğü takdirde yeniden daha gerilerde tutunabilmek İİ-zere de müstahkem bir hat tesisine çalışmaktadırlar. AMonya-nın ziyaı yalnız askerî bakımdan değil, iktisadî cihetten de son derece mühimdir. Filhakika petrol kuyuları bu mıntakadadır. Ve petrolü denize nakleden borunun ucu da Avlonya limanında bitmektedir. Arnavut petrolü İtal-yanın halihazırda yegâne dayanabileceği bir merjıbadır, onu el-
\ den kaçırmak italya için ölçüle-
ı miyecek derecede büyük netayice
| mal olabilir.
Yeniden Esirler Alındı
Atina, 4 (A.A.) — Yunan başkumandanlığının dün akşam neşrettiği 69 numaralı tebliği:
«Keşif kollarımız ve topçu kuvvetlerimiz,  mahdut  faaliyette
bulunmuştur. Tarafımızdan esirler alınmış, 2 top ve sair malzeme iğtinam edilmiştir.
Atina, 2 (A.A.)--Gecikmiştir- Umumî Emniy_et Nezareti tarafından I Ikincikânun akşamı neşredilen resmî tebliğ:
Memleket dahilinde sükûnet hüküm sürmüştür.
Salâhiyettar makamlardan alınan mütemmim malûmata göre İtalyanların Ayasarandadan kaçarken götürdükHri rehineler arasında etraftan 15 Yunanlı daha bulunmaktadır. Bunların arasında doktorlar, tüccarlar, muallimler, mühendisler ve Yunan konsoloshanesinin bir kavası bulunmaktadır. Bunların akıbeti meçhuldür.
i
italyanlara Cöre
12 Ada İçin IngilterelleAn-laşma yapmışız
Bulgaristana Yapılan Diplomatik Tazyikin Sebebi
j Londra, 4 (A.A.) — Müstakil Fransız ajansı bildiriyor:
I Times gazetesinin diplomatik muharriri, B. Hitler'in, memleketine göre tabiye değiştirerek Balkanlarda kargaşalık çıkarmaya uğraştığı hakkında deliller mevcut bulunduğunu yazmaktadır. Her şeyden evvel B. Hitler Arna. vutluğa ve Trablusgarba bir kaç hava filosu göndererek İtalyanların maneviyatını yükseltmeye te-
1 şebbüs etmiştir. Bu suretle İtalya gittikçe Alman himayesine girmektedir.
I Bundan sonra B. Hitler Bulgaristan üzerine diplomatik bir tazyik yaparak belki Yunanistanın doğu şimalinde Alman nüfuzunu arttırmak istemektedir.
Bıilgar Başvekili B. Filov un Viyana'da ne görüşeceği bilinmiyorsa da Bulgar Kralı Boris'in arzusu    Bulgar ıstanın    bitaraflığını
idame etmektir.
Romanyada ise Alman faalı-ı yetinin alâmetleri daha aşikârdır. , Eski Alman polisi şeflerinden Mes'um von Killinger'in Fabricı-ous'un yerine elçi tayin edilerek Bükreşe gelmesi Demirmuhafız. laria Gestapo tarafından yapılan tethiş hareketiyle aynı zamana tesadüf ermiştir. Alman tazyiki Romanya üzerinde artmaktadır.
Buna mukabil Türkiye bütün tehdit ve davetlere karşı metanetini muhafaza etmiştir.
İtalyan    matbuatı   Türkiyeyc karşı tekrar şiddetli bîr mücadele açmıştır. Giornale d'Italia gazetesi, Türkîyeyi, 12 Ada hakkında —      (Devamı: Sa. -1, Sil. £ dej
Totaliter — Ben tüy sıklet zannettim, meğer ağır sıkletmiş., El enseden tuşa götürüyor!
VATAN
Canına Can Katan, Canına Can
Veren Nazlı Sevgiliyi, Güzel Yurdunu Düşünüyordu.
21
5 • 1 - 941
Şehrimizde 50 Ilkmektep
Açılacak
Sevmek; bir kızın sevmek hak-ı tamnrmyan bu »devirde, o, herkesin üstünde bir suç gibi leke bırakan bu kara damgayı, kızma bir kızıl gül goncası «eklinde
\ .ı;a*lırmı?*>.
Çünkü Hızın o da seviyordu.
O; herkesi s^vmiyen, her adamda binbir rnayup taraf görüp bir merhabayı esirgeyen ihtiyar a-dam, bu delikanlıda insanlığın bütün kemalini buluyor, görüyor
\ o seviyordu
kızı niçin •evmesindi onu!
O adamı ki gecenin koynundan bir sırtlan gibi fırlayıp boğazına sarılan, namusuna el uzatan, bekâretini hoyrat dudaklarıyla kirletmeye yeltenen herifi o. iadan çekip atmış, silkeleyip fırlatmıştı.
Ve pek tabii idi ki bir zambak kokusu ve rengini taşıyan göğsünün içindeki kalp, onun en mukaddes şeylerini koruyan adamı takdir edecekti. Takdir ve minnettarlık...
Bu yavru kuşu sevginin ağları içine atmak için. bu iki büyük a-mil kâfi gelmese bile, tunçtan yapılmış bir heykel gibi dikilen vü-cutteki heybet ve mehabetin doğuracağı hayranlık ta bunlara katılırsa ne olurdu? Eğer bu heykel vücudun çelik bileğinin kullandığı çelik silâhın çıkardığı şimşek parıltılarına benzeyen kıvılcımlardan doğan bu üç amil de bu küçük yavruyu tutuşturmaya kâfi gelmemişse; mert simasında racaktı?!.. iki siyah inci gibi parlayıp, dikildiği hasmı sendeleten iki güzel gözün kâh haşin, kâh yumuşak bakışları da bir genç kızı yakıp kül etmeye yetmez miydi!?.
Hasan,   Hızın   tekrar  tekrar süzdü ve kızına cevap verdi:
— Hızır mı? O da seni düşünüyor elbet.
Safinazın zambak beyazlığı pembe bir gül goncası şekline büründü ve siyah bir kadife yu-muşaklığıyle yaktığı yürekte tatlı bir haz yaratan gözleri bulutlan-bir sedef pırıltısıyle parlayan
,,eri, bir nar çiçeği gibi gönür-lerde tutuşmak arzulan uyandıran dudaklarını kanatırcasına ısırarak gülmekle ağlamak arasında tavsifi güç bir halete büründü.
İhtiyar atını arabaya yaklaştırdı.
— Utanma, dedi. Utanmak, mayup olan bir iş bilerek ve hatta bilmiyerek işlenirse olur.
Ben bunun utanacak tarafını görmüyorum ve hatta senin küçük yüreciğini pençesine kaptırdığın bu kartalı ben de işte görüyorsun ki hayran hayran süzüyorum.
Genç kız da gözleriyle onu *-radı ve buldu.
Tasalı tasalı düşünen Hızın derin bîr iştiyakla süzdükten sonra: ' . i • .
— Acep derdi ne ola! Üç saatlik yolda bir lâhza gözünü sağa sola çevirmeden düşündü durdu.
Bu, eğer ben olsaydım, elimde olmayan bir kuvvetle hep ona dikilen gözlerime gözleri takılır ve ben o ışıktan yeni bir yangın-lık duyarak bir eyyam daha kendi âlemimde yanıp dururdum*
Kızın hakkı vardı.
Hızır dalmıştı.
Gözleri Anadolunun zümrUt yaylalarına kadar kaymıştı.
Ve bir kaval sesi, garip bir hüzün doldura doldura kulağına kadar erişiyordu.
Onu çocukluğuna kadar çekip
götüren bu ses, başaklarının ağır-lığıyle yere doğru eğilmiş tarlaların kenarında davar güden küçük Hızırla karşı karşıya bırakıyordu.
Sonra biraz daha beriye doğru çekiyor. Köy düğünlerinde at koşturan delikanlıyı hatırlatıyordu.
Ondan sonrası ise baştanbaşa vuruşmak, dövüşmek, ölüme sür-tünüp geçmekle geçen bir hayatın destanıydı.
Istanbula gelişini ve geçirdiği maceraları ve nihayet Safinazı hatırladı ve dudaklarında bir tebessüm ve yüreğinde bir helecan yaratan btı hayalin üzerinde de çok oyalanmıyarak süratle bugünkü hâdiselere atladı.
Şimdi içinde bas/ka bir sızı duyuyordu ve bu sızının yalnız yüreğini değil, bütün benliğini sardığını hissediyordu. Ve tekrar gözünün önüne uçsuz bucaksız yaylalar, boynu bükük ekin tarlaları geliyordu. Yurdu....
Canına can katan, kanına kan veren güzel yurdu, nazlı sevgili.
Komşu bir köye eşkıya saldırdığı, yanında gittiği kervana çapulcu çullandığı zaman nasıl kö-pürür, hırslanır ve saldırırsa, bunu kat kat geride bırakan bir köpürüş içini dolduruverdi ve atılmak, atını sürerek, kılıcını savurarak, hançerini saplayarak atılmak, vurmak, öldürmek arzularına kapılıyordu.
Kime vuracak ve nereye saldı-
Keşfedilen iki Yıldızın ismini istanbul Üniversitesi Rasathanesi Verecek
Kut. ihtiyaç mıntakalarmı tesblt ettirmektedir. Bu hususta imar müdür lügünUn yardımından da istifade e-dllmektedir. Tesbit faaliyeti martta bitirilecektir. Koordinasyon heyeti -nin aldığı bir karara göre, yeni mek tep inşa edilemiycceğl içki, ancak IsttmlAk yapılacaktrr.
Çift tedrisat usulünün kaldırılması da prensip ıtıbarile kabul edilmiş olculundan yeni açılan mekteplerde MMttn tedrisat yapılacaktır.
Artık bunu da bu sabahtanberi öğrenmiş bulunuyordu.
?
Etmeydanındaki kahvenin arkasındaki bahçede arkalıksız bir iskemleye beygire binmiş gibi o-turan Hızır, konuşulan lâfları dinliyordu. Suratını bir çaputla sarmış bir adam etrafındakilere bir bozgun hikâyesi anlatıyordu.
Anlatılan şeyler fecidi ve Zü-lâlinin evinde işittiklerini tamamlıyordu. Bu adam Tebrizde uçurulan kellelerden, deşilen kadın karınlarından, kebap edilen çocuklardan, burunları, kulakları kesilip koyuverilen ordu bakayasından bahsediyordu.
(Arkası var)
Çocukları Koruma İçin Piyango
Çocukları konime yurdunun Taksimde tertip ettiği piyango dün saat ikide açılmıştır. Bunun h&eılatı süt damlasına ve yeni bir çocuk dispanserine tahsis edilecektir.
On bin numaradan ibaret olan bu eşya piyangosunun bütün numaraları doludur. Çıkan eşyanın büyUk kısmının değeri bir liradan fazladır. Çoğu kumaştır. Bu yüksek defterin sebebi, eşyadan çoftunun İane şeklinde toplanmış olmasıdır. On bin liraya dağılacak olan eşyanın yekûn kıymeti on bin liradan fazladır. Hem hayır İşine hizmet etmek, hem de kârlı bir iş yapma* gayelerini telif için nadi -ren böyle fırsat dUşer.
o
Taksim Gazinosu Barı
Taksim gazinosunda yeni bar açılmış bulunmaktadır. Hariçten artist getirmek imkânsızlığı karşısında barın idaresini üzerine a-lanlar yeni numaralar bulmak i-çin çalışmaktadırlar. Bara Gece Kulübü, ismi verilmesi de düşünülmektedir.
YAZAN: KlWt)ladİh-
5
21
Ne kadar çirkin bir yazın varmış Plraye?.. Artık Allah acının, ne diyeyim ?..
Râna Hanım bu Közleri söylerken güzlerinden yaşlar dökülüyordu. Pireye hazırlanmış, küçük bavulu elinde ayakta duruyor, ıslak mendlllle götlerini kuruluyordu.
Nihayet yengesine veda etmek için İlerledi. Ve birkaç dakika kolları, İhtiyar kadının boynunda hıçkırdı. Son ra sendellycrek yürüdü ve kapıdan çıkıp gitti.
İri söftüt agahlarının alaca gölgeleri düşen bu kumlu yolu, bu mor da& lan, bu gecesi çok yıldızlı olan göğü,
bu »bil vadileri ve nihayet, hayatının heyecan dolu birkaç ayını geçirdiği bu muazzam çiftliği bir daha görml-yecokrl.
Sabahın sessizliği irinde, rüzgârın öne katılım nereye gideceği malûm olmıyan bir kuru yaprak gibi ağır adımlarla İlerliyor, başı önünde, hayata küskün, bahtına küskün, her şeye küskün düşünüyordu.
Bu son felâketine de sebep ulan Saffet değil miydi?.. Bu adama ne yapsa azdı. Moamaflh şu dakikada karşısına çıksa, ona koUorını açarak : «Gel! Göfcsüme sıftın!.. Hayatım bana ver.. Beni bahtiyar edecek yalnız sen, ve seni bahtiyar edecek yal-
Tevfik Kut
istanbul İçindeki ilk mekteplerin arttırılması kararlaştırılmıştır.. Hâlen şehirde (195) ilk mektep vardır. Bunların sayısı iki yüz kırk beşe çıkarılacaktır. Maarif müdürü Tevfik
Üniversite astronomi ilmi yardımcısı doktor Glelsberg güneş lekeleri hakkında keşfettiği yeni bir ka»ıun hakkında dün cTürk fizikî ve tabi! İlimler cemiyeti* nde izahat vermiştir. Kanunu izah mahiyetinde olmak üzere İngilizce bir eser yazılacak ve
dünya rasathanelerine büdirilccek -tir.
Bundan evvelki bir sayımızda dok tor Oltfsbergin yeni iki yıldız da bulduğunu yazmıştık. Bu iki yıldız hakkında Kopenhagdakl «Beynelmilel astronomi birliği* ne malûmat veril-miıyttr. Bu iki yıldızın mahreki herhangi bir rasathane tarafından tes-bit edilse btle, ilk keşifleri TUrklyc-dc yapıldığı için isimlerini İstanbul üniversiteni rasathanesi verecektir
Yardımcı Muallimler 3 Sene Daha Kullanılacak
Ankara, 4 (Hususî) — Maarif Vekâleti ortamekteplerde yardımcı muallim kullanmak için eski kanunun üç sene daha temdidini Meclisten istemiştir.
?-'
Giyim Eşyası Fiyatları
İlk Olarak Kundura plyatlan Tesblt Edilecek)
Fiyat Murakabe Komisyonu griyim eşyaaUe de alakadar olmıya başlamıştır, tik olarak ayakkabı fiyattan tesblt edUecektLr. Beyoğ-lunda bir kısmı mağazalar ayakkabıları 30-35 hattâ 40 liraya sat-mıya başlamışlardır.
Komisyon bu meseleyi tetkik ederken 1087-1038 seneleri kârlarını gözönUnde tutacaktır.
Harpten evvel yüzde yirmi kâr eden hlr müessese bugün malını yüzde 21 kârla dahi satarsa lhtl-kâr yapmaktan suçlu vaziyete dü-1 şecektlr.
Komisyon ayakkabıdan başka diğer giyim eşyalarının da fiyatlarını teabit edecektir.
Bu İşle alakadar kimseler, harpten evvelki normal kazancın bugün İçin aynen kabol edilmemesi, hayat pahalılığının yükünü taşı -yan kremin tüccardan ziyade memur sınıfı olduğu için kârın yüzde nlsbetlnln daha aşağı tutulması lazım geldiğine işaret etmektedirler.
_J
Altı Sene Evvalki Bir Cinayetin Faili Bulundu
Zabıta dün altı sene evvel işlenen bir cinayetin failini yakalamıştır.
Yakalanan katil Mustafa ismin -de biridir. Mustafa altı »ene evvel Kadıköydc bir kadm meselesinden çı kan kavga neticesinde Sadık isminde bir garsonu tabanca il© öldürdükten sonra kaçmıştı. Bir kolayını bularak Anadoluya geçen ve altı sene Anadolunun muhtelif   yerlerinde baş
ka bir isim altında saklanan Mustafa nihayet unutulduğuna kanaat getirerek bir müddet evvel îstanbula gelmiştir. Altı senedenberi Mustafa-nın izini takip etmekte olan zabıta mız nihayet dün Galatada saklandığı yerde yakalamıştır. Suçunu itiraf eden katıl bugün adliyeye verilecektir.
nız benim!..» dese, belki de kendisini bu şırak kucağın müşfik himayesine bırakacaktı.
Keskin bir düdük sesi düşüncelerine nihayet verdi. Artık istasyona yaklaşmıştı. Takip ettiği şose üzerinde gidip gelenlerin miktarı artıyor, bisikletle gezen bazı gençlere, yolcu ve eşya nakleden tek tuk arabalara rastgellyordu.
İstasyon caddesini süratle geçti. Gar tenha idi. Orada dolaşan bir memurdan, yarım saat sonru Haydar-
paşuya bir ekspres olduğunu öğrenil,   .
Biraz dinlenmek için bir kenara o-turmuştu. Haydarpaşaya bir bilet istiyeoekti. Haydarpaşa!.. Ve koca İstanbul!.. Ne yazık ki, bu büyük beldede ona ûşlna olan bir tek fert mevcut değildi. Ne yapacaktı.'.. Ne ilo yaşıyacaktı?.. Cebinde yüz Ura kadar parası vardı. Bu para tüke -ninelye kadar bir vazife, velev ki, boğaz tokluğuna bile olsa bir iş bulabilecek miydi?..
Gözlerini yakan yaşları dişlerini sıkarak dağıtıyor, şu dakikada ök -
Balıkçılara
BirSenelik Amonyak Temin Edildi
İstanbul belediyesi bilhassa balık tüccarlarının buz ihtiyacını karşılamak üzere buz ihtiyacını karşılamak üzere buz yapabilmek için Romanya-dan akreditif suretlle 1500 kilo amon yak teminine muvaffak olmuştur. Te min edilen bu miktar amonyak bir senelik İhtiyaca kâfi gelmektedir.
Asfalt Yolların
i amiri
Asfalt yolların daimî surette bozulan yerlerinin tamiri için istanbul Belediyesi Heyeti Fenni-yesi bir talimatname hazırlamaktadır. Bu talimatnamenin tatbikı-na başlanınca teşekkül edecek a-mele ekipleri faaliyete geçecektir.
Et Meselesi
Yılan Hikâyesine Döndü
Et meselesi son günlerin başlıca mevzuu olmuştur. Etin canlı hayvan fiyatının bir misline satılacağı tesbit edildikten sonra kasaplarla koyun kesen tüccarlar arasında bir ihtilâf çıktığını yazmıştık.
Bu hususta dün kendisile görüşen bir muharririmize belediye iktisat müdürü şu izahatı vermiştir:
— Perakende satıcılar bize müracaat ettiler. Canlı hayvan fiyatı ile kesilmiş et fiyatı arasındaki bir mis li farktan ne nisbetinin birinci el tüc cara ve ne nlsbetlnln de kendilerine kalacağının tesbltini istediler. Biz de kendilerinden hesaplarını istedik ona göre komisyonda konuşarak cevap ve receğiz.
Yalnız bir gazete bir misli fiyatın da fazla olduğunu, esasen bugüne ka dar hiçbir zaman emsalinin bir mislini geçmediğini yazıyor.
Elimizde istatistikler var. Bu istatistiklere göre bizim bulduğumuz em sal asgarlsidir.
Peynirde İhtikâr Yapılıyor
Müşteri Gibi Davranan Memurlar Bir Peynirciyi Adliyeye Verailer
Son günlerde peynirciler ellerindeki stoklan saklamaktadırlar. Tüc -carların bir ihtikâr yaratmalarının Önüne geçilmek için tüccarın İstanbul buzhanelerindeki stokları tesbit edilmektedir.
Dünkü tesbito göre dokuz bin teneke stok bulunmuştur. İstanbulini bir senelik peynir ihtiyacı altı yüz bin kilo olduğuna göre yalnız istanbul buzhanelerindeki stok cn aşağı dört aylık ihtiyacı karşılamaktadır.
Halbuki, bl-çok tüccarın peynir stoklan da Edirne. Kırklareli, Lüleburgaz, Babaeski, Keşan ve Malka-radnki buzhanelerdedir.
Eazı tüccarlar buralardaki peynirlerini buzhane kanalından geçirme -den doğrudan doğruya piyasaya sür mek üzere o gün sarfedebilecekleri peyniri kamyonlarla getirmekte, bu
süzlüğün, kimsesizliğin feci acısını bütün şlddetllc kalbinde duyuyordu. Ne olurdu anneciği sağ olaydı?.. E-llnden hiçbir şey gelmese bile onu göğsüne bastırarak: «Yavrum!.. Evlâdım!.» Diye teselli etmesi kufi İdi! O zaman bütün acılarını unutacak ve bu şefkatli, bu aziz göğüste doya doya ağlıyacaktı.
Bilet almak Üzere ayağa kalktı. Memura bozdurmak İçin çantasın -dan bütün bir on liralık çıkarmış u-zatıyordu kl, omuzuna bir el dokundu ve para tuttuğu avucu sert bir hamle ile geri çekildi. Genç kız bu münasebetsizin kim olduğunu anlamak İçin başını çevirdiği zaman göz lerl Saffetin gülümslyen hakışlarlle karşılaşmıştı.
— Bilet almaktan vaz geçiniz Pl-raye Hanrm... Ben sizi otomobilimle İstediğiniz yere kadar götürürüm*..
Plrayenln taşan asabiyeti Mrden saklnlcşti. Memurdan ve birkaç yol-cııdun İki üç adım uzaklaşarak sordu:
— Yine mi alay ediyorsunuz Saffet Bey?..
suretle hem buzhane kirasından kurtulmakta ve hem de peynirleri da -ha fahiş bir fiyatla satmak imkânını bulmaktadırlar,
Dün bu vaziyet aynen teebit edilmiştir. Peynir tüccarlarından Kad -ri isminde birisi Edirneden 200 teneke peynir getirmiş ve bu malı tütün gümrüğünde 5 numarada peynirci Yani Teodorldiye vermek istemiştir. Yüz tenekeyi Yani almış, diğer yüz teneke İçin de müşteri vaziye -tine giren memurlar paaarlığa ^ışla mışlardır.
Uzun süren pazarlıktan sonra pey nirci kilosunu 42,5 kuruştan satabileceğini bildirmiştir. Ve 40 kuruştan satılması lâzım gelen peynir 42,5 kunışa satılmak İstendiği için hak -kında zabıt tutularak müddeiumumiliğe teslim edilmiştir.
— Bilakis Plraye!.. Ged!. Otomobilde seninle konuşacağım...
Bu teklifi birdenbire kabul ermiş olmamak İçin itiraz etti:
— Böyle bir çılgınlık yapacağımı ümit ediyor musunuz?.. Sizinle hiç bir alâkam olmadığım bilmelisiniz...
— Bütün bunları orada konuşuruz. Görüyorsun kl herkes bize bakıyor... Haydi yürü.. Beni dinle Plraye!..
Genç kız etraftaki mütecessls na -zarları fark eder etmez fazla ısrar edemedi. Bavulunu alıp önden yürüyen Saffeti takip ederek İstasyon binasından çıktı. Biraz yürüdükten sonra boş ve kapalı bir otomobilin tf-nüne gelmişlerdi. Genç adam derhal kapıyı açarak ona yol verdi. Fakat genç kız girmekte tereddüt ederek sordu:
— Her şeyden evvel bana açıkça maksadınızı söyleyiniz Saffet Bey...
— Maksadım mı?. Oh, bundan daha açık ne olur?. Bu andan İtibaren benim nişanlım ve en yakın vakitte de karım olacaksın...
— Fakat benim reyimi sordunuz
mu
(Arkası var)
Piyasa Vaz;yeti:
Kimyevî Madde Ve Cam Eşya
Almanyadan ilk Getirilecek Mallar
Almanya ile yaptığımız son anlaşma hükümlerinden olmak üzere bu memleketten getirteceğimiz her nevi ithalât eşyası için tüccarların istekler! nazarı Itlbare alınarak bir ila te hazırlanmıştı. Vekâlet bu liete-den ilk olarak kimyevi maddeler için müsaade vermiş ve bu müsaadeyi mıntaka ticaret müdürlüğüne bildirmişti.
öğrendiğimize göre ikinci liste de hazırlanmıştır. Bu liste tamamen cam eşyaya aittir. Almanyadan cam eşya getirmek İsteyip vekâlete bildiren tüccarlar getirtecekleri malların cins ve miktarlarını mıntaka ticaret müdürlüğünden öğrenerek getirebileceklerdir. Bu husustaki emir bugün yarın mıntaka ticaret mü -dürlüğüne bildirilecektir.
İngiltere mallarının primleri
İngiltere ile yapılan son anlaşma primleri konsolide ettiğinden İngll-tereden getirilecek bütün mallar İçin alınmakta olan prim nisbetl yüzde 51 den 48 e indirilmiştir.
Dünkü    İhracatımız
Dün muhtelif memleketlere 501 bin liralık ihracat yapılmıştır. Bunlardan mühim bir kısmı serbest döviz mukabili orta Avrupa memleketlerine olmuştur. Bu arada îsviçreye tiftik, fındık, susam, Macaristan ve Yug-ofltavyava tiftik gönderilmiştir.
Diğ-v **a#tan Basra yoluyla Ame-rikaya .•¦EVİ haşhaş, Tuna yoluyla da Finlandiyaya tütün gönderilmiştir.
Yunanistana Arpa Gidiyor
Yunanistana gönderilmek üzere hazırlanan arpa stokları peyderpey gönderilmektedir. 2000 ton arpanm yüklenmesine başlanmıştır.
Kauçuk   Geldi
Amerikadan Basra yoluyla muhtelif ithalât eşyası gelmiştir. Bu a-rada en mühim olarak 10 ton kau -çuk vardır.
Çinko ve Çivi    Getirtilecek
Macaristandan getirteceğimiz çivilere mukabil sevkedeceğimlz 1500 ton pik demiri götüren Adana vapuru Köstence civarında karaya oturmuş sa da kurtarılmıştır. Vapurun karaya oturması yüzünden tahlisiye mas rafları, Tunanın donması yüzünden sevkıyatın kara yoluna münhasır kal ması, malın fiyatını arttıracaktır. Bundan başka hükümetin madenî eş ya birliğine açtığı akreditif 200 bin dolardır. Bunun 122 bin küsuru ile Slovakyadan çinko ve mütebaki kısmı ile Isveçten çivi getirtilecektir.
o
İhtikârla Mücadele
İhtikâr yapan esnafla mücadele devam etmektedir. Ve son günlerde brr çok kimseler yakalanmıştır.
Kadıköyünde Yasa caddesinde 58 numarada Sava, 64 numarada Yorgi, Moda caddesinde Abbas Üsküdar asliye ceza mahkemesinde 25 şer lira para cezasına mahkûm edilmişlerdir. Bu kararlar eski kanuna göre verilmiş bulunmaktadır.
Üsküdarda Hâkimiyetimilliye caddesinde 188 numarada ismail, 42 numarada Ali Bulutlu, 48 numarada Ilya. 54 numarada Serim Eralp, 70 numarada Nikoli, Ka-racaoğlan sokak 5 numarada Şa-zi Tarim, 9 numarada llya, Hâkimiyetimilliye caddesi 31 numa. rada Halil. Okçular caddesinde Hakkı Ortaç, Toptaşı caddesi 31 numarada Hilmi Dönmez, Topçular 49 numarada Ahmedin ihtikâr yaptıkları tesbit edilerek Adliyeye verilmişlerdir. Bu suçlular yeni kanunun yeni tadilât hükümlerine göre muamele göreceklerdir.
Düşman bombalarına kurban git -m emek İçin kurbanlarımızı Hava Kurumana vermek en akıllıca bir
tedbirdir.
O HUNİDEN
GÜNE
T AK VI
5 IKINCİKANUN 1941 PAZAR YIL: 1041 — Ay: 1 — GÜN:  5 RUMİ : 1S56 — 1 inclkânun: 38 HİCRİ: 1359 — ZİLHİCCE :   7 VAKİT VASATİ EZANI
GÜNEŞ: 8.26 2.33
ÖĞLE   : 13,19 7.25
İKİNDİ : 15,41 9.47
AKŞAM: 17,54 12,00
YATSI : 19.30 1,38
İMSAK : 6,40 12,46
BirîhtiyarYumur-tanın Hikâyesi
Yazan: ÜÇ YILDIZ
ÛÛ
ogazda tutulan seksen bin çift toriğin buzlanıp tuzlanmasına imkân bulunamadığından bir kısmı bugün denize dökülecektir.»
Gazeteler «Sanayide   kullanılacak   yumurtaların şevkine imkân bulunamadığından denize dökülmeleri zarureti hasıl olmuştur.»
1-1-1940 Gazeteler «Yukarıki havadisler bana şu küçük komedi mevzuunu ilham etti. Vaka Marmarada A-hırkapı açıklarında geçer; vaka kahramanı denizde ağır ağır yüzen bir yumurtadır.»
Yumurta — (Bir torik balığının kendisine doğru yaklaştığını görerek) Son dakikamız nihayet geldi. Demek son müşterimiz bir bahkmış. Fakat n«-kadar da ağır geliyor.
Torik — Heyhat I Ben »tık hertürlü dünya nimetlerinden müstağni bir ölüyüm.
Yumurta — Hastalıktan mt
öldün?
Torik — Hayır, ben bîr kaç gün evvel Libya esirleri gibi pek büyük bir kalabalık halinde tutulan toriklerdenim. Çok olduğumuz için muhterisiz kaldık. Muhafazamız için buzhanenin buzu kâfi gelmedi. Balıkhane beni bir hayır kurumuna parasız vermek istedi. Fakat bu kurum beni ancak Balıkhane hesabına olarak kapıya kadar götürüldüğüm halde kabul edebileceğini bildirdi. Onun için beni tekrar vatanıma iade mecburiyeti hasıl oldu. Fakat ne halde! Sen anlat bakalım kimsin? Nesin? Buralarda ne işin var?
— Sergüzeştim Evliya Çele-bininkinden daha uzun ve meraklıdır. Altı ay evvel Karadeniz kıyılarında bir köyde doğdum. Bu hesapça yeryüzündeki yumurtaların en ihtiyarıyım. Benim memleketimde yumurta yemek en büyük lükstür. Onu yemek için zengin veya ağır hasta olmak lâzımdır. Sahibimin çocukları bana göz diktiler. Fakat o beni gözbebeği kadar sevdiği bu çocuklardan kıskandı. Çünkü beni satmaya ve alacağı para ile bazı borçlarını ödemeye mecburdu. Nihayet köye bir takım adamlar geldiler ve beni on iki paraya satın alarak bir çok emsalimle beraber, odun talaşiyle dolu bir kutuya kapadılar. Bu kutunun içinde haftalarca, belki aylarca dolaştım. Nerelere gittiğimi bilmiyorum. Fakat günlerce kamyonlarda sarsıldım; rutubetli depolarda dinlendim. Sonra bir gün sarsıntıların şekli değişti. Anladım ki dalgalı bir denizde bir meçhule doğru gidiyorum.
Günün birinde beni bir iskeleye çıkardılar; han gibi bir yere götürerek kutumu açtılar. Nerede olduğumu sormadım. «Ineboludasın» dediler. cNi-çin?» dedim. «Buranın yumurtaları piyasada makbuldür, dediler, senin üzerine bir İnebolu damgası vurarak sana da böyle bir asalet payesi verecekler.» dedi.
Damgadan sonra hakikaten İnebolu yumurtası oldum ve I-nebolu yumurtasından cüssece biraz ufarak olmaktan başka farkım kalmadı.
Maamafih geçen haftalar ve aylar içinde için için hayli ihtiyarlamış ve çökmüştüm. Bütün ihtiyarlarda olduğu gibi    akım. sarıma karışıyor, gittikçe cıvık-, taşıyordum.  İner b oludan    sonra Îstanbula geldim.    Beni    birazj süsleyip püslediler. Ve taze yu-j murta diye satmaya teşebbüs et-! tiler. Fakat müşteriler kulaklarına götürüp bir kere salladılar; mı vaşım derhal meydana çıkı-» yordu. Maamafih ihtiyar insan-! lar gibi ihtiyar yumurtaların daj kullanıldığı bazı yerler   vardın! Beni sanayide kullanılacak   yumurtalar  kadrosuna    ayırdılar. Yeni bir sandık içinde bir Av-ruoa    seyahatine    hazırlanıyor, dum. Fakat pasaport muamelesi nedense uzadı ve beni arkadaş-larrmla beraber tekaüde   şevke karar vererek dalgalar   arasına salıverdiler.
Bir Muallim öldü
Öğretmenler Cemiyetinden: Cemiyetimiz üyelerinden Sarıyer Kumköy okulu Başöğretmeni Suat OUrgan'ı aramızdan maalesef ebediyen kay -bettik. Kederli ailesine ve sayın arkadaşlara taziyelerimizi sunarı*.
54
5 . 1 . 941
VATAN
SYASî
CMAL
Son Siyasî Hâdiselerin Hedefi
Yazan: Vahdet GULTEKİN
utgar Başvekilinin Vi-yana'ya gidicinin muhtemel aebep ve neticelerini gözden geçirirken dün işaret ettiğimiz gibi, Almanya, durgun siyasetine faal bir çehre vermek için yeni hareket imkânları aramaktadır. Berlinin aynı gayesini gösteren diğer iki hâdise de Ro-manyaya yeniden asker şevkiyle, Italyaya hava kuvvetleri gönderilmesidir.
Romanyaya scvkolunan yeni Alman kıtalarına askeri bir hedeften ziyade siyasî bir manevranın amili rolünü oynatmak istenildiği anlaşılıyor. Zira muhtelif membalardan verilen malûmata göre, Romanyadaki gerek mevcut, gerek yeni sevkolunan Alman kıtaları bir askerî harekâta girişmeye kâfi miktarda değildir. Bilhassa bu kıtaların, Besarabya hududunda tahşit edilmiş oltnası da hâdisenin siyasî bir nümayişe hizmet maksadı aşikâr olarak görülmektedir. Şüphesiz ki Almanya o istikamette bir askerî harekâta girişmeyi kararlaştırmış olsaydı daha geniş bir askerî hazırlık göstermesi lâzım gelirdi.
Binaenaleyh Almanyanın, Romanyaya gönderdiği askerî kıtaların, cenubu şarkî veya tama-miyle şarkî Avrupa üzerinde tecrübe edeceği yeni bir siyasî teşebbüsü takviye gayesine matuf olduğunu düşünebiliriz.
Diğer taraftan, Almanyanın,
İtalyaya    yardım    mahiyetinde
tayyare göndermesi de, mihver
ortağına hakikî    bir   muavenet
olmaktan çok uzaktır. Zira Almanya, iki cephede harpten kaçınmayı kendisine prensip olarak kabul etmiştir, kalyanın Yu-nanistana harp açtığı ilk günlerde buna cesaret edemiyen Almanyanın, mihver lortağının mağlûp bulunduğu bir   sırada, \
böyle bir maceraya   atılmasına hiç ihtimal verilemez.
Vaziyeti bu suretle gözden geçirdiğimiz takdirde Almanyanın ancak yeni bir siyasî teşebbüste bulunmaya karar verdiğini düşünebiliriz ki, bu teşebbüsün de Bulgaristan üzerinde olacağını bir çok deliller göstermektedir. Binaenaleyh, Avrupayı bekleyen hâdiselerde Bulgaristanın tutacağı hattıhareketin büyük bir rolü olacaktır.
BULMACA
/  't
Soldan Sağar 1 — Babasının karısı - Saçsız 2 — Oruç tutulan ay - En iyi 3 — Renk - Yol 4 — Basıp geçer-Şiir vezni 5 — Parmaklarımızın u-cundaki - Lâhze 6 — Edat - Yemekten emir - Ayakkabının altma çakılan demir 7 — işaret edatı - Eski alfabede bir harf 8 — Ayakta durarak - Nida 9 — Nota - Adet 10 — İçeriden - Neft edatı 11 — Biri - Eski bir Türk şairinin ikinci ismi - Nota.
Yukarıdan Aşağıya: 1 — Korkaklık - (Dört) Un yansı 2 — Vâz veren - Alâmet S — Emir ver - Nefi <-datr - Nota 4 — Çarpık çurpuk 5— Arka dişler - Nota - Sual edatı 6 — Kadın ismi - Aşağrya geldim 7 — Eşek gibi bağıran 8 — Kendini akiliz zanneden - Sual edatr 9 — Borç -Kadın ismi ıo — göz rengi - Kapalını kaldırmak 11 — Kış sebzesi -Kavga.
DÜNKÜ BULMACANIN HALLÎ: Soldan Bağa: l _ Tecahul - Ya? 2 — UtUlemek - Do % —. Tere - Şeref 4 — Üremek - Mim 5 — Makas 6 — Akran - Nâme 7 — Kain - Laf 8 — Oirmek - Enk 9 — Eb - Etek - Ga 10 — Meyi - Rikkat 11 — ît - Bira
Vukarulaıı Aşağıya: 1 — Tütün -Gemi 2 — Eter - Akibet 3 — Cüretkâr 4 - Alem - Rimel ö — He - H3-manet 6 — Üm - Kan - Deri 7 — Leş - Fikir 8 — Keman - Ka 9 — Risale 10 — Adem - Mangal 11 — Sof - Şefkat.
Azlık Çocukları ve Türk Edebiyatı    Bir Çivi Muhtekiri
Sene
B.Angelopulos Fuzuli'ye, Nedim'e, Ziya Paşaya Âşıktır Leylâ İle Mecnunu Klâsik Türk Şiirinin ŞahikasıBuluy or
Reşat Nuri'nin Romanlarını, Tiyatroda Hazım'ı, Vasfi'yi, Naşit'i Beğeniyor. Halidenin Şehir Tiyatrosundan Ayrılmasına Kızıyor
Yeni tip azlık çocuklarını yakından tanımak, onlarla şundan bundan konuşmak maksadiylc bu sefer Beyoğlunda Zografyon Rum lisesine gittim. Müdürleri çok nazik bir genç... Ziyaretime memnun oldu:
— Fakat, dedi, size şu dakikada mektebimizin seçme bir talebesini bulamıyacağım. Uluorta bir çocuk isterseniz hemen birini bulayım..
— Hay hay... diye kabul e-dince dışarı çıktı, beş dakika geçmeden taze, canlı yüzlü, küçük bir delikanlı ile içeri girdi:
— işte size tanıtayım: Lise ikide.   Simeon Angelopulos...
On altı, on yedi yaşlarında görünüyordu. Serbest adımlarla kendisine gösterilen yere geçti. Karşıma oturdu.
— Türk şairlerinden kimleri tanıyorsunuz ?
— Hangilerini soruyorsunuz?..
— Eskilerden, yenilerden..
— Bakınız size anlatayım: Ben eskilerden Fuzulîyi çok beğeniyorum. O ne büyük bir şair bilseniz!.. Leylâ ile Mecnunu klâsik Tjrk şiirinin şahikasıdır. Her bir mısraının her bir kelimesindeki n.ana bir insanın içini yakıyor ve ruhunu dolduruyor... Nedimi de çok severim. Ondaki üslûp ve a-henk '-ok orijinal, çok harikuladedir. Daha sonra Ziya Paşa.. O da çok filozof bir şair... Her mısraı bir ata sözü gibi bellenmeye lâyık... Mehmet Akife gelince: Nekadar realist bir şairdir, bilir misiniz! Bütün şiirleri İstiklâl marşı gibi hayattan alınmış... Akif daha ziyade olan şeyleri vermiş bir adam.
— Ya en yenilerden?
Onları    tanımıyor    musu-
nuz?
— Onlardan kimsemi anlayamıyorum. Sade durdukları yerde ona buna çatıyorlar, ortalığı kuru gürültü ile kasıp kavuruyorlar. Neticede ortada bir şey yok... Ben Yunan klâsiklerini Homer, Platon, Dukididis'i nekadar o-kursam Türk klâsiklerini de öyle okuyorum.
—- Ya romancılardan?
— Romancıları çok tanımıyorum. Yalnız Reşat Nuriyi okudum. Çok usta bir muharrir... Hayatta hergün rasladığimız vakaları, duyduğumuz hisleri bize kolaylıkla nakletmesini biliyor. Her şeyi kolaylıkla canlandırıyor. Kızılcık Dalları, Yaprak Dökümü... Bence en güzel roman-larındandır. Bugünkülerden   Yu-
bay /\ngeıopuius
nan romancısı Ksenopulo da o-nun gibi yazıyor.
Bir de Yunanlılardan Mirivili vardır ki Peyami Safa ayarında-dır. «Kırdaki Hayat» ismindeki romanı, «Garp Cephesinde Bir Şey Yok» romaniyle aynı kuvvet, aynı mevzudadır ve aynı zamanda yazılmıştır. Eğer o roman Nobel mükâfatını kazanmamış olsaydı, muhakkak Yunanlı muharririn romanı bu şerefi alacaktı.
— Siz gazeteleri takip eder misiniz?
— Tabiî.. Bakınız en fazla severek okuduğum üç başmuharrir vardır: Hüseyin Cahit, Necmed-din Sadak, Ahmet Emin Yalman...
— Fıkracılardan kimi beğenirsiniz? •)
— Akagündüz çok güzel yazıyor. Peyami Safayı her zaman değil, ekseriya beğenirim. Bir de türkçe öğretmenim Şevket Ra-doyu...
— Tiyatroya gidiyor musunuz?
— Dram kısmına hemen diyebilirim ki hiç gitmem. Herhalde bu alışmak meselesi olacak. Fakat komediyi kaçırmam.
Bence Türk komedisini yaratanlar Hazımla Vasfi Rızadır. Onlar bu sanatin babası sayılırlar. Gerçi Naşit te onlardan aşağı değildir. Belki daha popülerdir o... Çünkü daha halkın içinden, daha halka yakın... Halkın her türlü zaaf ve kaprisini sezen, duyan insan...
Yalnız bir meBele var: Bu benim çok canımı sıkmıştır. Halide Pekinin Şehir tiyatrosundan ayrılmasını fikrimce doğru bulmuyorum. Halide, Şehir tiyatrosunda gördüğüm bir çok artistlerden çok daha sanatkâr ve olgundur.
Herhalde buna sebebiyet vermemeliydiler. Buna çok yazık olmuş. Onu aralarından ayırmakla büyük bir kıymeti zayi etmiş bulunuyorlar.. I
— Ya Türk filimciliği hakkın-Ja nc düşünüyorsunuz?
— Mevzular hiç te fena değil-İir. Fakat dekor ve figüran az... Kalabalık ve zenginlik yok. Bu da hiç şüphe yok ki para meselemdir. Aynaroz Kadısı çok güzeldir. Bu eski Türk âlemini karika-türize ediyor. Gülünç bir şekilde, »cı ve iğrenç taraflarını gösteriyor. Şehvet Kurbanında Ertuğrul Muhsin çok güzel oynadı. Ama mevzu itibariyle o filim enteresan değildi. Çok daha evvel, E-mil Yanin^s tarafından çevrilmişini görmüştük.
— Türk musikisi size nasıl geliyor?
— İncesaz takımını çok seviyorum. Yeni Türk musikisi çok muvaffak oluyor. Sadettin Kaynak, Münir Nurettin bu işte en Önde bulunuyorlar.
Halk musikisine gelince.. Bakın size buna ait bir esastan bahsedeyim:
Bizans kilise musikisini, bir de Türk halk musikisini dinleyin, hemen hemen aynı duygu dalgaları içinde kalırsınız!... İkisinin birbirine öyle bir yakınlığı var ki aynı kaynaktan geldiklerini hemen hissedersiniz. Bunun sebebini de şöyle izah ediyorlar: Bizans kiliselerine bunu ilham eden Türk halk havalarıdır..»
Bütün bunları Simeon Angelopulos açık, temiz bir türkçe ile söyledi. Hatta şivesindeki küçücük fark bile arasıra düzeliyor, tam bir Türk çocuğu samimiyet ve safivetiyle fikir ve duygularını anlatıyordu.
Neriman Hikmet
BORSA
4 ÎKİNCtKANUN 1941
Kapanı-
Sterlin Dolar
İsviçre Frc. Drahmi Leva Peçeta Dinar Yen
İsveç Kronu
ESHAM ve TAHVİLAT
Ergani 19,75
5.24 132,20 29.7725 0,9975 1.6225 , 12,9375 3,175 31,1375 31,0975
2 Büyük Şaheser Bugün SÜMER Sinemasında
1 — DEANNA DURBlN'in en büyük   muvaffakiyeti
Seanslar: 12.30 . 3,30 - 6.30 ve   9 da
PİERRE BLANCHARD ve RENE   Şt. CYR
İLK AŞKI BİR KIŞ GECESİ
filminde: Seanslar; fi   (tenzilâtlı), 2 - 5 ve 8 de
İkinci Kânundaki Piyango Çekilişinde
YILBAŞINA NAZARAN
Liralık Biletle Değil
LİRALIK BİR BİLETLE
Kazanmanız Mümkündür.
Yılbaşı Piyangosunda kazanmadınız mı? Yüz bin lirayı mı kazanmak istiyordunuz? Fakat belki de biletiniz de yarımdı. Onun için Yılbaşı Piyangosunda büyük ikramiyeyi kazansanız bile onun ancak yarısını yani 50.000 lirayı alabilirdiniz. Fakat bu 50.000 lirayı kazanmak daima mümkündür. Önümüzde bir fırsat daha var. 7 Ikincikânundakî üçüncü çekilişte bu büyük ikramiye 50.000 liradır. Hem bunu Yılbaşında olduğu gibi 5 liralık bir biletle değil, 4 liralık biletle kazanmanız mümkündür. Yani talii satın alıpta bir lirada eksik vermiş olacaksınız.
Bundan başka bu çekiliş dördüncü tertibin sonuncusu olduğu için, orta büyüklükteki ikramiyelerin miktarı da çok fazlalaştırılmıştır. Bayiinizden bir plân a-lıp tetkik ediniz. Geçen çekilişlere göre ikramiyelerin hem adetçe hem de mik-darca ne kadar fazlalaştırıldığ-nı göreceksiniz.
Müddetle Eskişehire Sürülecek
Temyiz Mahkemenin Kararını Tasdik Ettiğinden Hüküm infaz Edilecek
Milli korunma kanununun tatbi -kindenberl Türkiyedeki birçok mahkemeler birçok muhtekirler hakkında cezalar vermişlerdi. Bunların hiç birisi henüz temyiz mahkemeleri tarafından tasdik edilmediği iotn verilen ceza tatbik edilememişti. 1* -tanbul asliye sekizinci ceza mahkemesi geçenlerde Sanasaryan hanı civarında hırdavatçı Elmasyanı 2 aene
Eekiçehire atlrgilne. 000 lira para cezasına ve 70 sandık çivinin müsadere sine karar vermişti.
Temyiz mahkemesi suçlunun ltira zını reddettiği için hüküm kat'iyyet kesbetmistir.
Bu hüküm kanunun tatbikinde nbo-rl kat'iyyet kesbeden ilk karardır. İlk mahkûm yarın yakalanarak Eskişehire nefyedllecekttr.
Cezalılara İş Yaptırılacak
imalâthaneler için Sermaye Bulunacak
Müddeiumumilik İstanbul ve Üa-küdar ceza evlerindeki asayiş ve intizamı artırmak ve işsizlik yüzünden sık sık çıkan kavgaların ve intizam sızlıklann önüne geçmek için yeni tedbirler almıya karar vermiştir. Ceza evleri i kanunun istediği şeraiti haiz olmadığı için mahkûmları ayrı ayrı odalara koymıya şimdilik imkân yoktur. Bir kovuşta yüzlerce sabıkalının bir arada işsiz kalmaları onları birçok fenalıklara r-vkedi • yordu. Şimdi ceza evlerinde birçok imalathaneler yapılacağı gibi cezalılara muayyen zamanlarda spor yaptırılacak ve ayrıca dersler de verilecektir. Hemen her mahkûm iş bulabileceği için işsiz oturmaktan doğan bütün fenalıklardan korunmuş olacaktır. Şimdilik   bu    İmalâthaneler
için mütedavil bir sermaye bulunma sı ciheti tetkik edilmektedir. Ceza evleri binaları için Adliye Vekaletince toplanan paralardan bir miktarın avans olarak bu işe tahsis edilmesi muhtemeldir.
Adliyeye Mr senede gelen dosya —
İstanbul müddeiumumîliğinin bir senelik dosya adedi 120 bini bulmuştur. Bir sene içinde müddeiumumiliğe bu kadar evrak gelmiş ve bunlar
muhtelif mahkemelere ve İstanbul adliyesine bağlı mahkemelere ve müd
Yalnız 3 gün kaldı. Sinema dünyasının en yüksek sanatkârları
CHARLES BOYER CLAUDETTE COLBERT'in
en son çevirdikleri
DÜŞES PETROVNA
deiumumSliklere terdi edilmiştir. Bu miktar Keçen seneye nazaran çok fazladır. Buna rağmen yeni seneye devredilen dosyaların sayısı çok azdır. Dosya adetlerinin artmasında geçen sonedenberi tatbik mevkiine konan yeni kanunların tesiri olmuştur.
Zimmetine para geçiren bir veznedar — Ankaradaki YUniş fabrikasının veznedarı Sabrinİn fabrika kasa sından 400 lira kadar bir parayı zim metine geçirdiği iddia edildiği için Ankara müddeiumumîliği tarafından hakkında tevkif müzekkeresi kesilmiş ve yakalanması için İstanbul emniyet müdürlüğüne telgraf verilmişti.
Suçlu evvelki gün yakalanmış ve Sultanahmet sulh birinci ceza hâkimi tarafından hüviyeti tesbit edildik ten sonra Ankaraya gönderilmesine karar vermiştir.
Radyo çalmış — Adil isminde bir genç bir kahvehanenin penceresinden girerek bir radyo çaldığı için dün müddeiumumiliğe verilmişti. Sultanahmet sulh birinci ceza hâkimi dün kendisini tevkif etmiştir.
Tanca Meselesi
ingiltere - ispanya Anlaştı
Nevyork, 4 (A.A.) — Nev-york Times gazetesine göre İngiltere ile İspanya hükümetleri Tanca'daki İngiliz menfaatlerinin korunması meselesinde anlaşmışlardır. Anlaşmanın bir kaç gün içinde imzası beklenmektedir. Tanca'nın harpten sonraki statüsü hakkındaki müzakerelere devam edilmektedir.
(TOVARÎÇ)
BUGÜN
LAL
SİNEMASINDA AYRICA:   Türkçe   Paramunt
Jurnal
Bugün saat   11 de   tenzilâtlı
matine.
o—
Rumen Ordusundan İstifa Eden Yokmuş
Bükreş, 4 (A.A.) — Millî Mü. dafaa Nezareti, bir generalin ve bir çok Albayın, protesto mahiyetinde, Rumen ordusundan istifa etmiş olduğu hakkındaki haberleri kati surette yalanlamakta.
dır.
Haftanın en güzel programı
Bugün SARAY Sinemasında
SİLVlA SÎDNEY-JOEL MAC CREA
tarafından vücude getirilen büyük içtimaî bir filîm
GÜNAHKÂRLAR
FENALIK - İYİLİK - GANGSTERLERİN RUHU ve
AŞKIN VEÇHESİ
Buftün saat  I 1  de tenzilâtlı matine
KAHVECİ GÜZELİ
İTURK ARTİST, MÜZİSYEN ve TEKNİK   ADAMLARININ
ZAFER TACIDIR
Reji: ERTUĞRUL MUHSİN
Z.IPEKnSARAY*
Sinemalarında
BUGÜN
MELEK ANN,E ducaux
ERİC V. STROHEİM - ANDRELUGUET
Sinemasında nin nefis bir surette    yarattıkları
SENENİN EN BÜYÜK FRANSIZ FİLMİ
Muhteşem AŞK . İHTİRAS ve MACERA ŞAHESERİ
İlâve olarak; En son Foks dünya havadisleri
Bugün saat  I I  de tenzilâtlı matine
Teşriî Masuniyetin Ref'i Meselesi
(Bası 1 İncide) [ ı
kîbat ve muhakemenin devre sonuna taliki hakkında bir mazbata hazırlar ve muhtelit encümene verir.»
Muhtelit encümen ve Meclis umumî heyeti bu mazbataya bağlı değildir, Anayasanın on yedinci maddesindeki esasa sadık kalarak ihzarf encümenin mazbatasına rağmen ref kararı verebüir. Fakat ihzarî encümenin, mesele neden ibaret olursa olsun, ref'i red yolunda mazbata vermeye mecbur tutulması ve ellerinin iptidadan bağlı olması elbette doğ. ru değildir. Yüz sekseninci maddenin buna dair fıkrası tadile muhtaçtır.
Teşriî masuniyetin refi hakkındaki mahkeme taleplerinin on yedinci maddenin ruhuna muhalif olarak basmakalıp reddinden tatbikatta şu neticeler çıkıyor: Bizde mebusluk sıfatı yeni intihaba kadar devam ediyor. Bir mebus tekrar intihap olunursa devre sonuna bırakılan davanın görülmesine meydan kalmıyor. Dört sene sonrasına kalıyor. Dört seneler bir düziye birbirini takip edince bir mebus. Anayasanın kasdetmediği bir imtiyazı elde etmiş ve vatandaşların haklarına o-lan tecavüzlerinin hesabını vermekten kurtulmuş oluyor. Kanun şeklen hakları koruyor ve müruruzaman işlemiyeceğini söylüyor. Fakat hakikatte hakkın bütün istinat yerleri yok olur. İhzarı tahkikat bile yapılamadığı için şahitler ölür, dağılır, işi ha-tırlayamaz, belki de davacı da ortadan kaybolur, hakkı aramak imkânı kalmaz.
Mebuslar arasında öyleleri var ki haklarında yalnız bir maddeden dolayı altmıştan fazla dava biriktiği ve senelerdenberi görülemediği söylenmektedir. Bu vaziyet, vatandaşların aleyhine bir imtiyaz teşkil ettiği ve hele elinde gazete gibi bir silâh bulunan bir mebusu kanunun fevkine çıkardığı gibi, iş mebusun menfaatine de uygun değildir. Çünkü belki de dava neticesinde beraet edecek ve zan altında kalmaktan kurtulacaktır. Halbuki muhakeme yapılamadığı için zan vaziyeti sonsuz bir surette devam ediyor ve umumî hayatımızda lüzumsuz yere bir rahatsızlık havası yaratıyor. , - /,
Anayasadaki demokrasi prensiplerinin yaşar bir halde olduğu I ve yâranlık gayretiyle şahsî imti-I yazlara tahammül edilmediği k«-I naatinin  vatandaşlara  verilmesi, o kadar büyük bir millî menfaat teşkil eder ki bunun karşısında şahıslara ait hiç bir   hatır ve gönül endişesine yer kalmaması lâzımdır.   ^' .
Büyük Millet Meclisinin bütün bu noktaları gözönünde tutacağını ve teşriî masuniyetin refi meselesini, Teşkilâtı Esasiye kanununun on yedinci, aitmiş doku-runcu ve yetmiş birinci maddelerinin delaletiyle ilk fırsatta esaslı bir tetkikten geçireceğini ümit ediyoruz.
Ahmet Emin YALMAN
Kar i Mektupları: Çocuk Mürebbiyeleri
Ecnebi mürebbiyelerinin Türk evlerine sokulmaması hakkındaki karara çok memnun oldum. Bunların bir kısmı şüphe yok kî, çocuk bakımı için yetiştirilmiştir. Çocuğun sıhhati V6 ilk itiyatları üzerinde iyi tesirleri vardır. Fakat buna karşı gocuğa ilk dil olarak yabancı bir dil öğretmek, dimağını bozmak, evlerimizin harimine yabancı tesirler ve bunlarla alâkalı faaliyetler sokmak gibi mahzurları da vardır. Bundan başka düşünülecek bir şey ** bir çok terbiyeli Türk kıllarının muhtaç olduğu ve yapabileceği bir işi almula-rıdır.
Ecnebi çocuk bakıcılarına hizmetçi muamelesi edilmiyor, sofraya alınıyorlar. Yiyip içtiklerinden başka, kendilerine yüksek maaşlar veriliyor Bu yolda bir l?e muhtaç binlerce Türk kızı vardır. Neden bunlar has-tabakıcılrk kursuna benzer kurslarda çocuk oakrm ve terbiyesi öğretilmesin, neden ecnebi olmıyan mürebbiyeleri içtimaî seviyeleri ne olurun olsun dadı diye telakki ettiren eski telâkkiler değişmesin...
Ecnebi mürebbiyelerinin bıraktığı boşluğu memlekete faydalı ve hayırlı bir surette doldurmak için ortada iyi bir imkân belirmiştir k:, buna maarif ve sağlık vekâletlerinin alâka ^östertnelerl   beklenir.
flıı^an Tahsin Reser
Kurban huyıanıı, üç müh cemUo-lın fcayeierino yiuJim için en uy-£un fı!\Nutl;ırtaı» biridir.
VATAN
5-1-941
Brfstol Şehri
Hava Taarruzuna Uğradı
Londra. 4 (A.A.) — Düşman tayyareleri bu gece batı İngiltere, deki Bristol şehrine taarruz ederken İngiliz bombardıman tayyareleri de üstüste üçüncü gece olmak üzere Almanryadaki Bre-mcni bombardıman ediyorlardı.
Br ist ol' e karşı yapılan hücum şimdi artık mutad olan usulle başlamıştır. Aydınlatıcı fişekler atıldıktan sonra yüzlerce yangın bombası ticarethanelerle mağaza, ların üzerine bırakılmış ve fakat daima uyanık olan alâkadar servislerle halkın gösterdiği faaliyet sayesinde bütün yangınlar söndürülmüştür. Yüksek infilâk kudretli bombalar bir hastaneyi hasara uğratmıştır. Biz belediye kliniğine, bir manastıra, bir otele, bir sinemaya. 3 moktebe ve bir ticarethaneye bomba isabet etmiştir. Düşen infilâk bombasının adedi mutaddan az görünüyordu. Hücumu müteakip düşman şiddetli bir baraj ateşiyle karşılaşmış ve projektörler faaliyete geçmiştir.
Londrada biri gece yarısından evvel olmak üzere üç alarm verilmiş, fakat düşmanın faaliyeti zayıf olmuştur.
Liverpol ile batı-şimal üzerinde de tayyareler görülmüştür.
Memleketin diğer kısımları lazerine de bombalar atılmışsa da zayiat kaydedilmemiştir.
Londra. 4 (A.A.) — Bu sabah erkenden bir düşman tayyaresinin Manş denizine düşürüldüğü öğrenilmiştir.
amuk Kongresi Mesaisini Bitirdi
Çukur Ovada Akala Pamuğu Ekilmesi
Temennisinde Bulunuldu
Ankara, 4 (A.A.) — Pamuk kongresi bug-Un İzmir mebusu Rahmi Kökenin reisliği altında son toplan -tısını yapmış ve komisyonlar tarafından hazırlanmış olan raporlar o-kunarak bunlar üzerinde görüsUlUp kararlnr verilmiştir.
Komisyonlar, Bu raporlarında Çu kurova bölgesinde «Klcvland* yerine 'Akala- pamuğunun ikame edilmesi temennisinde bulunmuşlar ve mem -leketimtzde pamuk zlraatinin inkişa fini ?min edecek daha birçok dilekleri kongre umumi heyetinin tasvibi ne arzetmişlerdir.
Bu raporlarda hassaten Milli Şefimizin memleket pamuk rekoltesi -nln ilk hamlede 500 bin balyaya çı-
karılması hakkında vermiş olduk -ları yüksek direktiflerinin tahakkuku için pamuk müstahsillerinin bütün gayretlerini sarfetmekte oldukları ve Cumhuriyet hükümetimizin bu mlıhim gayeye erişmek üzere almış OİdugU tedbirler şükran ve minnetle tebarüz ettirilmiştir.
Kongre vekilin kongre dileklerinin yerine getirilmesi için imkân dahi -ünde olan her şeyin yapılacağını tebarüz ettiren kapama nutkunu alkış larla dinlemiş ve toplantısına nihayet vermiştir.
Ziraat Vekilimiz B. Muhlis Erk -men kongre âzası şerefoe şeMr lokantasında bir öğle ziyafeti vermiştir. :
Bardiya İkinci Hattı Yarıldı
^.**(Baçı 1 İncide) tazyiki teşkil etmektedir. Zırhlı arabalardan müteşekkil müfrezeler, Lib ya hududundan içeri 110 kilometre kadar ilerlemişler ve Bardia ile Tob ruk arasmda sahilde bulunan muhtelif noktaları işgal altına almışlarda. İngiliz hava kuvvetleri, bir tarafta i İtalyan m muhtelif noktaların bombardıman etmiye devam etmekle beraber Libya üzerindeki faaliyeti *r:ri de ayni şiddetle idame ettirmişlerdir.
İtalyan Şehirlerine Hava taarruzu
İt siyadaki faaliyetlerin en mühimleri arasmda Palermo, Orotone Torre, Anunziata şehirleri]e yeniden Napoli ve Tarentoya karşı ksra edilen muvaffakiyetli taarruzlar zı\red»:eblllr
Merkez Müdafaa Hatlarına
Girildi
Kahire, 4 (A.A-) — Umumi karargâh tarafından neşredilen bir te1 ligde, Avustralya kuvvetlerinin 9 mü u-zunluğunda, bir oephe üzerinde Bar-dia'nın merkez müdafaa İstihkamlarına da İki mil derinliğinde girdiklerini ve harekatın muvaffakiyetle devam ettiğini büdirmektedir.
Kahire, 4 (A.A.) — tngüiz umumi karargâh mm tebliği:
Dünkü cuma akşamı askerlerimiz Bardianrn merkez müdafaa hatların da 14 kilometrelik bir cephe üzerinde 8 kilometre ilerlemişlerdir. Hü -cum Avustralyalı kıtaatın coşkun hamlelerile yapılmıştır. Kıtaatım izm zayiatı nisbeten azdır. Harekat mu -vaffakryetle devam etmektedir.
Sudan hududunda topçumuz ve devriyelerimiz yeniden faaliyet göstermişlerdir.
Murakabe Büroları Fiyatları Her Gün Kontrol Edecekler
Ankara. 4 (Hususî muhabirimizden telefonla) — Ticaret Vekâleti Hat kontrolü hakkında bir talimatname hazırlamış ve Vekiller Heyetine sevketmiştir. Bu talimatnamede teşkilât bürolarının dahili hizmetleri ve Hatların kontrolü hakkında esaslı hükümler vardır. Fiatlann fiilen kontrolü ve Hat murakabesi murakabe büroları tarafından yapılacaktır. Murakabe büroları ve Mıntaka Ticaret müdürlüklerinin bulunmadığı yerlerde mahallin en büyük memurlarına bağlı ve bir şe- j fin idaresindeki fiat kontrolörleri ve memurları bu işi yapacaklar-
dır. Vekâletin lüzum gördüğü yerlerde fiat murakabe komisyonları müstakilen vazife ifa e-
deceklerdir. Memurlar fiilen Hatları kontrol etmek üzere piyasaya çıkacaklar ve alâkadar tüccarlardan lüzumlu malûmatı ve vesaiki talep ederek icabında zabıt tutacaklardır.   Fiatlann  kontrolü
işi biri şikâyet ve isbat üzerine, diğeri de re*sen olarak iki türlüdür. Bu kontrol Ankara, İstanbul, Izmirde hergün, teşkilâtı müsait olmıyan yerlerde mümkün
olduğu kadar az fasılalarla yapılacaktır.
Tass Ajansının
Bir Tekzibi
Ta
Moskova, 4   (A.A.)  — ajansı bildiriyor:
«Yabancı memleketler basını. I Kânunusanide Pravda ve yahut herhangi bir diğer Sovyet gazetesinin, Stalin'in enternasyonal vaziyetin tahlilini ihtiva eden bir makalesini ve yahut bir yeni yıl mesajını neşrettiği hakkında bir haber yazmıştır.
Tass ajansı, uydurma olan bu haberi tekzibe salâhiyettardır.»
Ruzvelt İngiltereye Mümessil Yo lıyor
X*X(Başı 1 incide) Buradaki umumi kanaate göre, In glltere bu sene sonunda, bu prog -ramdan istifade edecektir.
Amerikalılar Ingflterenin İstilâ
Edilemiyeceğî Fikrinde
Londra, 4 (A.A.) —   Nevyorktan
bildirildiğine göre Gallup enstitüsü tarafından efkârı umumiyede yapı -lan, <Memleketimizin müstakbel emniyetinin, Ingflterenin zaferine bag-\: bulundu&u kanaatinde misiniz?» Sualine verilen cevapların yüzde 68 i cEvet>, yüzde 26 sı «Hayır» olmuştur. Cevapların yüzde 6 sı müphemdir.        , ' : .
«1Ö41 senesi içinde Almanya, xn -giltereyi istilâ etmek teşebbüsünde bulunduğu takdirde muvaffak olacağını zannediyor musunuz?» sualine veırtjen cevapların yüzde 11 i «Evet», yüzde- 74 ü «Hayır* olmuştur, yüzde 15 1 de müphemdir.
İtalyanlara Göre
Japonya
Am
er
ik
an
12 Ada
—^.=(Baaı 1 incide)
İngiltere üe gidi bir anlaşma yap. mış olmakla itham etmektedir.
Diplomatik muharrire göre, bu ani hücumun sebepleri karanlık kalmakta ise de İtalyanların B. Hitler'in Türkiyeyi elde etmek i-çin rüşvet olarak 12 Adadan bir kaçının Türkiyeye terki hususunda B. Mu&solini'yi ikna etmek istediği hakkındaki haber itibardan düşürülmek istenildiği tahmin e-d ilebilir.
Muharrir sözlerini şu suretle bitirmektedir :
İtalyanlar Türkiyeyi korkutmak istiyorlarsa, zamanı fena seç-
Protestosunu Reddetti
Peiping, 4 (A.A.) Reuter:
Japon makamları, geçen pazartesi günü Amerikan bahriyelilerinin tevkifi ve kendilerine fena muamele edil meal üzerine verilen Amerika protestosunu reddetmişlerdir.
Japon askeri makamları tarafından mahalli matbuat vasıtasiyle neş redilen bir beyannamede müzakerelerin dün geç vakit akim kaldıfcı bil dirilmekte ve şu sureUe nihayet bulmaktadır:
Japonya hadisenin Amerikan makamları tarafından ittihaz edilen hattı hareketten müstakil olarak hal 11 hakkındaki nokta in azar mda ısrar edecektir.
iyi malûmat alan bir kaynaktan bildirildiğine göre yeni Vaşington sefiri amiral Nomuranm Cindeki asker! makamları ziyaretinin tek hedefi, yeni vazifesine başlamak için Vaşingtona gitmeden önce Amerika Ue yeni bir hâdise çıkmasma müsaade edilmemesini teminden ibarettir.
E o g fi n k fi P ro gram
9 Program, 9,03 Ajans haberleri, 9,18 Hafif müzik ve marşlar, 9,45 Ev kadmı - Yemek listesi.
12,30 Program, 12,33 Müşterek şarkılar, 12,50 AJnaa haberleri, 13,05 Tek şarkılar, 13,25 Radyo aalon orkestrası.
18 Program, 18,08 Radyo caz or -keetraaı, 18,50 Saz eserleri, Şarkı ve türkUler, 19,30 Ajans haberleri, 19,45 Faad heyeti. 20,15 Zaralı Leander plaUan, 20,30 Konuşma, 20,45 Seçilmiş şarkılar. 21,15 Konuşma,
Bayanlar İçin Pek Mühim
Saym bayanlanmrzdan gördüğümüz teveccüh ve rağbete karşı şükran borcumuzu Ödemek için bu defa Amerikadan getirttiğimiz en büyük makineler sayesinde F E -MİL'I sıkıştırıcı silindirlerle gayet kullanışlı, ufak mikropmız bir şekilde yeni ambalajlarla piyasaya çıkardığımızı saygılarımızla arzey-lcriz. F E M t L bayanları birçok rahim rahatsızlıklarından koruyan ve üzüntülü işlerden kurtaran en birinci âdet bezleridir.
Devlet Demiryolları ilânları
Görülen lüzum üzerine 6/1/41 tarihinden itibaren aşağıda No. ve sefer ettiği kısımlar gösterilen bazı yolcu katarlarrnm Haydarpasadan hareket saatlerile itinererlerinde değişiklikler yapılmıştır.
Her gün Haydarpaşadan saat 15,45 te hareket etmekte olan- 6 No. lu katarın 6/1/41 tarihinden itibaren Haydarpaşadan saat 15,15, Pen-dikten saat 16 da, İzm i t ten saat 18 de Arifiyeden saat 19,07 de, Bile-cikten saat 22,05 de hareket edecek ve Esklşehire saat 00,58 de varacak surette,
Her gün Haydarpaşadan saat 20,05 hareket etmekte olan 10 Numaralı Adapazar trenininde, Haydarpaşadan saat 10,15 de hareket edecek ve Adapazara saat 23,55 de varacak surette,
Her gün Haydarpaşadan saat 15 te hareket etmekte olan 34 numaralı banliyö treninin de, Haydarpaşadan saat 14,50 de hareket edecek ve Pendiğe saat 15,45 te varacak surette,
Arif iye - Adapazar - Arif iye arasmda işliyen 115 numaralı trenin Adapazarında saat 18,35 te ve 106 numaralı trenin de Arifiyeden saat 19.20 de hareket edecek surette itinererleri değiştirilmiştir. Fazla tafsilat almak için istasyonlara müracaat edilmesi muhterem halka ilan olunur. (60)
RüÇüK TASARRUF HESAPLARI
İKRAMİYE
Adet Liralık
Lira
750   =
¦.'•Si
ı.
Türkiye 1} Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş olmaz, aynı zamanda talihinizi de denemiş
olursunuz.
Keşideler:   4 Şubat, 2 Mayıs, 1 Ağustos, S tklncltesrin tarihlerinde   yapılır.
Kumbaralı ve kum haranız hesaplarında en az elli lirası bo-1 imanlar kuraya dahil edilirler
Abone Ücreti
Türkiye dahilinde:
Senelik    6 aylık    8 aylık    Aylık
1400 750 400 160 Kr Uuriç memleketler:
VATAN Gazetesi
tLAN FİYATLARI    Kuruş
Başlık maktu olarak 1 inci Sayfa Santimi
Senelik    6 aylık    S aylık    Aylık
2700
1410
800 Kr.   yoktur
2 »
S »
4 »
5 »
6 »
» »
»
»
750 500 SöO S00 100 75 50
misiniz?
Mühim Bir Keşif
Sayesinde buruşukluklara nihayet  veriliyor
Bu Tecrübeyi Yapınız.
Meşhur bir cilt mütehassısı tarafından keşif ve genç hayvanların cilt ve hüceyrelerinden kemali itina ile istihsal edilen ve bir genç kızın taze ve saf cildinin unsurlarına müşabih olan «BÎÖCEL» tâbir edilen kıymetli
ve yeni cevher, halihazırda cilt unsuru olan pembe renkteki To-kalon Kremi terkibine karıştırılmıştır. Bu akşam, yatmazdan evvel sürünüz. Uyuduğunuz her kızların bile gıpta edeceği şaya-dakika zarfında cildiniz, bu kıy- m hayret bir cilt ve bir tene maı metli unsuru mas edip beslene-   İJk olabilirsiniz.
cek ve her sabah kalktığınızda cildiniz, daha saf daha taze görünecek ve gençleşecektir.
Gündüzleri, beyaz (yağsız) Tokalon Kremi kullanınız. Terkibindeki beyazlatıcı ve kuvvetlendirici unsurlar, dahile nüfuz ederek gizli gayrisaf maddeleri ihraç ve siyah noktaları izale eder. Açık mesameleri sıklaştı-rır ve bu suretle cildinizi beyazlatıp yumuşatacaktır. Bu basit tedbir sayesinde her kadın bir kaç  sene  gençleşebilir ve  genç
Gayrimenkul Satış İlânı
• _
istanbul Emniyet Sandığı Müdürlüğünden:
Ahmet Hulûsinin 273/8661 hesap No. sile Sandığımızdan aldığı (4000) liraya karşı birinci derecede ipotek edip vâdesinde borcunu vermediğinden hakkında yapılan takip üzerine 3202 No. lu kanunun 46 cı maddesinin matufu 40 cı maddesine göre satılması icabeden Bakırko-yünde Osmaniyenln Çobançeşmesi sokağında 22. 24. 26. 28. 30. 32. 34. 26. 28 24 No. lu kayden 34 dönüm miktarında mesahası olan bahçe 3 ahır ve diğer müştemilâtı ve kuyuyu havi nim kârgir altı evin tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek isteyen (1000) lira pey akçası verecektir. Milli bankalarımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle belediye resimleri ve vakıf ica-resi ve taviz bedeli ve tellaliye rüsumu borçluya aittir. Arttırma şartnamesi 3/1/941 tarihinden itibaren tetkik etmek isteyenlere Sandık Hukuk işleri servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve sair lü zum tu malûmatta şartnamede ve takip dosyasmda vardır. Arttırmaya girmiş olanlar, bunları tetkik ederek satılığa çıkarılan gayrimenkul hakkında her şeyi ögTemin ad ve telâkki olunur. Birinci arttırma 5/3/941 tarihine müsadif çarşamba Caguloğlunda kâin Sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale yapılabilmesi için teklif edilecek bedelin tercihan alınması icabeden gayrimenkul mükelle-fiyetile Sandık alacağını tamamen geçmiş olması şartta-. Aksi takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartile 20/3/941 tarihine müsadif perşembe günü aynı mahalde ve aynı saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. Hakları tapu sicillerile sabit olmıyan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair iddialarını ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbitelerile beraber dairemize büdirmeleri lâzımdır. Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla hakları tapu sicillerile sabit olmryanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla malûmat almak istiyen-lerin 39/1192 dosya No. süe Sandığımız hukuk işleri servisine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur.
*
DİKKAT
Emniyet Sandığı, Sandıktan alman gayrimenkulu ipotek göster -mek isteyenlere muhamminlerimizin koymuş oldug-u kıymetin % 40 nı tecavüz etmemek üzere ihale bedelinin yarışma kadar borç vermek sure-tile kolaylık göstermektedir, (68)
ŞEHİR    TİYATROSU
TEP EB AŞINDA DRAM   KISMI
Bugün saat 15,30 da Akşam 20,30 da ABDAL
Yazan: Dotoyevski
TEMSİLLERİ
tSTİKJLAL CADDESİNDE KOMEDİ   KISMİ
Gündüz saat 15,30 da Akşam 20,30 da
PAŞA    HAZRETLERİ
bahıbi ve Neşriyat Müdürü.   Ahmet   K.mın   i<üuua Basıldığı Yer: VATAN MATBAASI
Zabıta ve Aşk Ro
Yazan: Martin Porlobe
•Çeviren: Rezzan A. E. Yalman 27 -
Frana beni müdafaa için:
— Halimiz o kadar periçan ki tuhaflık etmekten başka çare yok, dedi.
Alrait de güldü:
— Hakkınız var. Çok müçkül bir vaziyettesiniz. Bana doğrusunu söyler misiniz? Niçin bu taraflara geldiniz. Sonra bir şey daha soracağım. Son çaldığınız otomobil nerede?
Otomobili ne yaptığımızı söyledikten sonra Frans şunları ilâve etti:
— Bu taraflara geldik, çünkü dünya yüzündeki yegâne dostum
bu civarda oturuyor. Ona gittik. Evde yoktu. Uşağı bu akşam döneceğini söyledi Herhalde uşak gazeteleri okumuş olacak ki beni içeri almadı. Biz de Peter'le bahçıvan kulübesinde saklandık. Akşam olunca size geldik.
Alrait aynı müstehzi tebessümle:
— Mister Kraven'e niçin bana gelmeye karar verdiğini sormayacağım. Bilmem bu geliş benim lehime mi, aleyhime mil Fakat şunu bilmek istiyorum: Bundan sonra ne yapmak niyetinde-siniz?
— Size söylediğim gibi dünya yüzündeki yegâne dostum olan Ned amcaya gideceğim. Herhalde akşam oldu. Evine dönmüştür.
— Bana kalırsa, Mis Frans, Mister Kraven size refakat etmemelidir. Amcanız belki size bir yardımda bulunmak ister fakat yeni tanıdığınız   bu arkadaşınıza
Aynı şekilde yardım etmek ister mi, bilmem?
— Yeni tanıdım. Fakat...
— Bu fakatı amcanıza anlatmak güç olur herhalde... Sonra bütün bu vakaların hepsi sizin a-leyhinizde... Siz büsbütün başka türlü de hareket edebilirdiniz..
Bu drfd ben söze karıştım. Za. vallı Frans bu kadar şey çektikten sonra bir de nasihat dinliye-mezdi:
— Bunları söylemezden evvel şunu bilmeniz lâzım, Mister Alrait.. Frans'ın üvey babasını öldüren adamla onu sonradan telefon kulübesinden eve taşıyan adamın aynı şahıs olması    lâzım
gelir. Gene bu adam Frans'ın kitap sahifesi kesmek için kullandığı bir bıçağı cinayet yerine getiriyor ve bu suretle şüpheleri Frans'ın üzerine topluyor. Bu bıçağı ilk defa odaya girdiğimiz zaman görmemiştik değil mi, Frans?
— Hayır.. Ben onu bir haftadır kaybetmiştim.
— Bu bıçağın üzerinde sizin parmak izleriniz    varmış,    değil
mi?
Alrait'in bu sözlerine ben cevap verdim ve Frans'ın baş par-mağındaki yara izinden bahsettim. Alrait merakla geldi, genç kızın parmağını tetkik etti. Bir şey söylemiyordu:
— Görüyorsunuz ya, dedim, zavallı kızın çılgına dönmekte hakkı var. Bu vaziyette kim olsa aklını kaçırırdı.
— Mis Brandon, amcanıza gitmelisiniz. Galiba amcanız bu civarda oturan Mister Armitage-dir, değil mi?
— Evet..
I — Müsaade ederseniz oraya kadar ben sizi götüreyim. Mister Kraven burada kalsın..
|     Frans bana bakarak sordu:
— öyle mi yapalım? Alrait devamla:
— Evet, dedi. Mister Kraven burada kalmalıdır.
Frans razı olmaktan başka çare görmedi: *     — Peki, Mister Alrait, sizi din-
liyeceğim. Bilmem neden 9ize karşı da büyük bir itimat duyuyorum.
— Teşekkür ederim... Mister Kraven, ben üç çeyreğe kadar dönerim. Şurada viski, soda, sigara vardır. Masanın üzerinde duran kitap ve mecmualarla meşgul olursunuz, vakit geçer..
Frans'ın yüzüne bakamıyor-dum. Baksam ondan ayrılamıya-cağımı hissediyordum. Ocağın ö-nüne oturdum. Hem sigara içiyor, hem de Alraifi bekliyordum. Vakit bir türlü geçmiyordu. Bir viski içtim. Biraz kitap okudum. I Fakat kafamın içince hep Frans
vardı. Okuduğumu anlamıyor-dum. Bir saat geçti.
Nihayet Alrait döndü:
— Nasıl? Oraya gitti mi?
— Mister Kraven, her ikinize de yardım etmek borcumdur. Bunu seve seve yapıyorum. Fakat bu karmakarışık cinayet işine boş yere de karışmak istemem. Mis Brandon'o amcasının evine kadar götürdüm, fakat eve yaklaşamadım. Uzaktan kapının a-çıldığını, uşağın bir an tereddütten sonra genç kızı içeri aldığını gördüm. Kapı kapanmadan evvel amcasının da Mis Frans'la görüştüğünü görebildim.
— Sizden ayrılmadan evvel bir şey söylemedi mi? Bana bir haber göndermedi mi?
— Evet, söyledi. Yarın sabah onda sizi bahçıvan kulübesinde bekleyecek. Yolu bulacağınıza e-min olduğunu ve kendisini bekletmemenizi de tenbih etti.
Sonra      bana      biraz    evvel I Frans'ın oturduğu koltuğa oturmam için işaret etti. Kendisi de
karşıma oturdu. Bana bazı şeyler sordu. Ben de cevap verdim. Bütün bu zaman zarfında gözlerini yüzüme dikti ve hiç çevirmedi, hatta kırpmadı bile.. Şimdi hatırlıyorum. Hayalimdi bu kadar zeki ve dikkatli gözler kiç görmedim.
— Rica ederim, Mister Kraven, arkadaşınızın anlatmış oidu-ğu hikâyeyi bana tekrar eder misiniz? dedi.
Maksadını pek anlayamamıştım. Fakat kendisine her hususta emniyet etmeye ahdettiğim için hikâyeyi aynen tekrar ettim:
— İşte gördünüz mü? Aynen tekrar ettim, dedim.
Sonra aklıma bir şey geldi:
— Yoksa acaba iki hikâyeyi karşılaştırıp ta yalanımızı mı tutmak istediniz?
Diye sordum. Cevap vermedi. Buna fena halde içerledim. Bana sadece:
— Bir şey daha içer misinizi dedi.
(Arkası var)
10775376