Başmuharriri :
Ahmet Emin YALMAN
VATNEVI — Cağaloğlu, Molla Fenarİ S. S2 i «lef on: 24136 — Telgraf VATAN İst
NİSAN 1941
Fiyatı: 5 Kuruş
SİYASÎ SABAH GAZETESİ
Yıl: I — Sayı: 222
Tarihten Yapraklar
Nemçeliye Teslim Olmıyan Sırp Voyvodası
Bugün 3 üncü Sayfamızda
Balkanlar Monreosu
Balkanlardaki düşman tehlikesi, yarının Balkan birliğinin temelini hazırlamıya yarıyan bir tokmaktır.
tfazaıı: Ahmet Emin YALMAN
rifiye köy enstitüsünde kü-
çük bir ahbabım var, adı
Muhiddiru.. Birkaç ay evvel enstitüyü ziyaret ettiğimi sırada Mu-hiddinle ahbap olmuştuk.
O sırada Almanlar Romanya-ya yeni girmişlerdi. Ben de Mu-hiddınle konuşurken sormuştum:
— Almanlarm Romanyaya girmesine ne dersin?
Küçük yavru, asil Türk ruhunu ne güzel kavradağını ve termsil eU tığini gösteren bir celâdetle 9u cevaba vermişti:
— Bunlar davetsiz misafirdir.
Benîm kendi evime «Tanrı misafiriyim» diyerek davetsiz bir misafir gelirse bakarım, fena niyeti yoksa yiyecek, içecek veririm- Fa kat bir millet kemdi evine davetsiz misafir sokamaz. Benim yurduna davetsiz bir misafir girmek istese ben ölmeden o, toprağıma ayağını basamaz.»
Muhiddirurt, davetsiz misafir ve böyle bir misafire bir roiUetin yap ması lâzım -gelen muamele hakkındaki fikirlerini bütün Balkanlılar hep bir arada benımst-m/-!^lsalardi bugün Balkanlar baştan oaşa hür ve mesut ülkeler manzarasını gösterirdi. Balkanlılar top sesi erini çok uzaktan dinlerler ve harp zamanım iktisadî ve içtimai sahalarda yarın için çalışmakla ve hazırlanmakla geçilirlerdi.
Biz kendi hesabımıza tehlikeyi pek iyi gördük. Komşularımıza da göstermek istedik. Kulak vermediler. Romanya, bugün Bul garistan için yaptığın» biz kendisine dostça tavsiye ektiğimiz zaman yapsaydı, Bulgaristan da hudutsuz hırslarına biraz gem vu-ralbiloeydi bugün Romanya da, Bulgaristan da işgal altında bulunmaz, Yunanistan harp musibetleri geçirmez, biz ve Yugoslavya, harrp ihtimallerine maruz kalmazdlâk. Balkanllarda başlıyan ve Sadabat paktı ile orta şarka doğru oîevam eden birlik manzarası karşısmda hiç bir davetsiz misafir Balkanlara ayak basmak cesaretini göstermez, hattâ böyle bir heves bile duyamazdı.
Bütün Balkan milletleri tecavüzden bu şekilde masun kalma-'ğa, emniyet içinde sükûn ve saadetle yaşamağa layıktırlar, çün->'kü dkin yabancı büyük milletlerin âletleri ve oyuncakları sıfatile çok felâket çekımişler, bütün zorlu çalışmalarına, bütün yüksek meziyetlerine rağmen bu yüzden dünya seviyesinden geri kal Huşlardır.
Omter Seyfeddinin bir hikâyesinde okudumdu: Bir Arnavut darbımeseline göre akıl, insanın tepesinde asriı duran bir çiviymiş, dimağın içine sokulun a sı için üzerine bir tokmak indirmek lâzım gelirmiş...
İşte Balkanblann aklını başına getinmek için de Almanlar tokmak vazifesini görmekle meşguldürler. Tarihçi bir gözle vaziyete bakarsak şu hükmfü verebiliriz: Almanlar Balkanlara düşman sıfatile gelmişlerdir. Fakat haberleri olmadan dostça bir vazife görüyorlar. O da bazı Balkan ¦mdlletlerine istilâ felâketini çektirmek, diğer bazılarına harp ihtimallerinin acılığını tattırmak, hepsine birden yarına, hattâ bugüne ait birlik ibtryacmı duyurmaktır.
Amerikalıların nasıl bir Mon-reo nazariyesi varsa biz de: «Balkan Balkanlılarındır» diyerek Balkan Monreosunur» teme-. (Devamı Sa. 5, StL 4 te) X
İktisat Vekilinin
Gazetemize Beyanatı
Vekilimiz, Endüstri İşlerimiz Hakkında Malûmat Verdi
İktisat Vekili Hüsnü Çakır
Vekil, Alpullu Şeker Fabrikasını Tetkik Edecek
İktisat Vekili Hüsnü Çakır, dün tetkiklerine devam etmlştlir. Yarın Alpulluya gfiderek şeker fabrikasında da tetkikler yapacaktır.
İktisat Vekili, dün bir muharririmize tetkikleri hakkında beyanatta bulunmuştur:
— Bir kaç gün için Istanbula geldim. Pamuk ipliği tevzi işi ile meşgul oldum. Son zamanlarda biraz iplik sıkmtısı olmuş ve bazı ihtikâr hareketleri görülmüştü. Fakat kısmen dahilî sboklarrmızdan, krsmen de ithal ile bunun önüne geÇilmliş-tir. Yeni kararname ile iplik fiyat-(Devamı: Sa. 5, SU. 1 de) +
Bulgaristan Alman Hücum Üssü Olmuş
Belgrat, Zağrep ve Lubliyana Açık Şehir Olacak
Londra, 4 (A.A.) — Times'in diplomatik muhabiri, Almanyanm, Yu-goslavyaya muhtemel hücumu hakkında diyor ki:
Almanlar, süratle Bulgaristanı hücum üssü haline getirmektedir. Alman fırkaları, Yugoslav hududu boyunca tahaşşüt etmiş bulunmaktadır ve Almanlar, pek yakın ola-cağ-mı tahmin ettikleri hücumlarda Bulgarları da yanlarına alacaklarını hesap eylemektedirler.
Sözüne inanılır membalardan Lon draya gelen hususi haberler Sofya-da olan bitenlerin hakikî manzarasını göstermektedir.
Bir kaç hafta, Almanlar, Bulga-(Devamı: Sa- 5, StL 6 da) **
Yugoslav Başvekili Dedi ki:
Takibedscegimiz Yolu
Bize Kahraman Yunanlılar Gösterdi
Atina, 4 (AA.) — Atina a-jansı brtdiri(yor:
Katimerini gazetem. hususî muhabiri Atina Afca<fle<misi azasından B. Spiro Melasın Yugoslavya Başvekili General Sknoviç-le yaptığı bir mülakatı neşretmektedir.
B. Melas Generale yaptığı vm-
tanperverane hareketin yamız Yugoslav milleti tarafından değil fakat bütün Avrupa milletleri tarafından altm harflerle tarihe yazılacağını söylemiştir.
Başvekil Simoviç şu cevabı vermiştir: *
€— Sözleriniz beni mütehey-(Devamı Sa. 5, SU. 7 de)
Dr. Maçek
Maçek
Bir Beyanname Neşretti
Maçek Be gratta Büyük Tezahüratla Karşılandı
Belgrat. 4 (A.A.) — B. Maçek dün bir beyanname neşrederek butun Hırvatlardan kendisine muzaheret edilmesini rstetmiş-tir. B. Maçek beyannamesinde General Simoviç'le işbirliği yapmak niyetinde olduğunu söyliye-
rek dcnıı-tır kı:
«Meseleyi uzurrboylu düşündükten ve tetkik ettikten sonra son anda sulhu koruyabilmek için Yugoslav hükümetine tekrar iştirak etmek kararını verdim. Hükümete iştirakim üzerine Hırvatların mükteseb hakları yanlız temin edilmiş değil ayini zamanda arürroş olacaktır. Muvaffak ola-biümeMiğim için bütün Hırvatla-rm nizama hürmet ve asayiş ve sükûneti muhafaza etmek sureti-le bana yardım eömeleri lâzımdır.
«Silâh akma alınanların verilen emirlere aynen vc derhal itaaA eteneleri icap ettiğine sureti maheusada işaret ederim. Vazı-yed »dilen «51T ve teçhizat bedelleri belediyeler tarafından tesviye edilecektir. Hırvat devlet ve hükümeti bu bedellerin ödenmesini tekeffül ederler. Bu vaziyet muvakkattir. Hırvat miMeti arkamda olduğu müddetçe vazifemi kuvvetle ifa edeceğim.»
Belgrat, 4 (A.A.) — Avala (Devamı; Sa. 5, SU. 5 te) =
Yazan: AKA GÜNDÜZ
Pri
nçıp ın
Serayevo — Saraybos nada Türk mahallesi
Yugoslavyası
1914 senesi haziranının 26 inci günü idealist Sırp delikanlısı, millî kahraman Prinçip, Saraye-vo'nun belediye dairesi önünde Avusturya - Macaristan imparatorunun Veliahdini bir kurşunda yere serdi. Geçen Dünya Harbini bu kurşun patlattı.
Dört yıl sonra da, orta ve cenubu şarki Avrupasını asırlarca kas kas kavuran, Türk düşmanı Habsburg saltanatı yıkıldı ve Avusturya - Macaristan imparatorluğu bir daha kıprrdayamaya-cak surette dağıldı.
Dört peygamberi birden hoşnut eyleyen bu çifte yıkılış dahi o mukaddes kurşunun sayesinde, dir.
Yine o yılın içinde idi ki Yugoslavya devleti Homirüs'e yakışır bir destanın ortasında doğdu.
O destan büyüktür. O destan bugün dövüşen Yunanlıların destanı kadar haşmetlidir. Bir avuç Sırp orducu Fransuva Jozef in çığ ve sel halinde akın eden or-dularmı yerden yere serdi ve imdada gelen Kayzer ordularına (Devamı: Sa. 5, Su. 5 te) —
Bugün Dünya Vaziyeti
Ajans ve Radyo Gazetesine Göre Günün En
Mühîm Hâdiseleri
Alman Hariciye Nezareti, Türk - Alman münasebetlerinin nor-maJ olduğunu söylemektedir.
Hırvatlar lideri ve Yugoslavya Başvekil Muavini Maçek, Bol-ı_ı.'.m.., tozahüratla karşılandı.
Irakta, bir hükümet darbeni yapıldığı anlaşılmaktadır. ^ Yugoslavya, bir harp vukuunda Belgrat, Zagreb ve Lubllana-yı açık şehir llûn edeceğini *blİdindi.
^ İngilizler, daiıa müsait bh- yerde muharebeyi 'kabul etmek üzere külliyetli Alman - İtalyan motörl/o tevekkülleri karcısında Blııgazlyl talıllye ettiler.
^ Bulgar köylüleri beş Alman askerini öldürdüler. s
+ Yugoslav kabinesinin bir beyanname neşredeceği haber verilmektedir.
Berlin
Türk - Alman Münasebatının Normal Olduğunu Bildiriyor
Berlin, 4 (A.A.) — Yarı resmî bir membadan bildiriliyor:
Türk Alman münasebetleri hakkında yabancı gazeteciler tarafından sorulan suallere Alman Hariciye Nezaretinde bugün aşağıdaki cevap verilmiştir:
"Türk - Alman münasebetleri normaldir.,,
BALKAN DAĞLARINDA: Anlaşıldı, bir tek çiçekle yaz edeceğiz!
Ulus'ta
Falih Rıfkı Atay'ın Başmakalesi
Telelcinîn İntihar Hâdisesi, Yeni Nizam Vahdetinin, tazyik karşısında İçin İçin Kaynayan Bir İnkıyat olduğu telâkkisini kuv vetlendirecektir.
Ankara, 4 (Telefonla) — Bugün An kar ada çıkan Ulus'un başmakalesin*1 yazan Falih Rıfkı Atay, Macar Başvekilinin irrtttıar hâdisesine temas ederek, Kont Teleki'nin güç vazifeslnl devam ettirmiye kuvvet bulamadığından bu akıbeti tercih ettiğini yazmaktadır.
Mfhvere göre intihar, Yugoslav buhranı srrasmda vukua gelmiştir. Kendini öldüren adam, üçlü paktla memleketini genişleten bir başvekildir. Eğer üzerinde bu İmzanın külfeti olmasaydı belki de istifa i-le iktifa ederdf. Çünkü Macaristan, muahede tadilciltğ* ile maruftur.
Halbuki o Macaristan ki, taliini mihver politikasına bağlamıştır. Anlaşılıyor ki, Kont Teleki, daha şimdiden memleketfn menfaat ve şerefini tezat hakinde görmüş olduğundan hayal sukutuna uğramış ve yeHsin ve ıstırabın son silâhını kullanmıştır.
Bu hâdise, yeni1 nizam vahdetinin tazyik karşısında için için kaynayan bir inkiyat olduğu telâkkrslni kuv-vetlendirecektir. '
Bir rivayete göre, Macaristan Yugoslavya İle münasebetlerini kesmek, vc Yugoslavyanın parçalanması için Macaristanm harekete geçmesi talep edilmiştir.
Nasıl Belgrat darbesi, Yunanista-na sevkedllmek İstenen Yugoslav vatanperverlerinin isyanı ise. Kont Telekenin İntihan da Macar vatanperverleri üzerinde husule gelen tezahürün bir ifadesi gibidir.
Şurası muhakkak ki, mihverle, Macaristan arasmda normal iş bitliği olduğuna İnananlar azalacak ve eğer tazyik, Macaristanda mihver gönüllülefirtl İktidara getirse dahi, muvakkat olduğu kanaati zihinlerden silinmiyecektlr.
Üçlü Paktın İlk Kurbanı
Londra, 4 (A.A.) — Reuter ajansının diplomatik muharriri yazıyor: (Devamı: Sa. 5, SU. 4 te) =+
Irakda Hükümet Darbesi
Londra, 4 (A.A.) — Reuter ajansı bildiriyor:
İtimat edilir kaynaklardan öğrenildiğine göre Irak Başvekili Taha Ethaşimi, siyasî vaziyetin iyileşmesini elde edemediğinden dolayı istifa etmiştir. Bunun üzerine parlamento tatil edilmiş ve Kral Naibi hükümet merkezinden ayrılmıştır.
Bunun neticesinde başlarında Raşit Aü olan bazı nazırların iktidarı ele geçirmesi sarahaten gayrinizamidir. Bütytik* Britanya hükümeti şimdi yeni Irak hükümetine karşı olan vaziyettni mütalâa ettrrek bedir.
Hava yolite de Şimalî Afrika ya
tayyare içinde
Alman askerleri
Musavva
Burasının Teslimi İstendi
Asmara Mın+akasında Alınan Esirlerin Sayısı Üç
Bini Buldu
M i e s s o da ingilizlerin Eline Düştü
Londra, 4 (A.A.) — Reuter ajansının Eritre muhabiri bildiriyor:
Beyaz bayrak taşıyan bir İngiliz subayı Musavva'ya gönderilmiştir. Bu subay Asmarada bulunan sıvı] halkın iaşe edilebilmesi için lımanm İngilizlere iyi bir halde tealim edilmesinin lüzumlu olduğunu İtalyanlara tebliğ etmeğe memurdur.
?
Londra, 4 (A.A.) — Reuter ajansının -muhabiri Erit/reden bildiriyor:
Musavva şehrinden teslim olması talep edilmiştir. Cevap bugün beklenmektedir.
Mîesso Alındı
Nairobi, 4 (AJV) — Dün akşam neşredilen resmî tebliğde Mieaso'nun işgalinden sonra İngiliz İmparatorluk kuvvetlerinin ilerlemeğe devam ettikleri bildirilmektedir. Miesso, Addeababa-nm 290 kilometre kadar şarkın-daki yolların iltisak noktası üzerinde bulunan mühim bir şehirdir.
Asmara Esirleri
Hartum, 4 (A.A.) — Alman bazı malûmata göre Massaua'da
40 vapur bulunmaktadır. Arresa (Devamı: Sa. 5, Sü. 5 te) /§/
Bingazi
ingilizlerce Tahliye Edildi
İtalyanlardan Alınan Bütün İaşe ve Harp Malzemesi İmha Edildi
İngilizler Harbi istedikleri Yerde
Yapacaklar
İTlgil
İZ
Kahire. 4 (A.A.) — hususî tebliği:
Emirlerinde bir çok tank bulunan mühim italyan, ve Alınan kuvvetlerinin ileri hareketi karşısında harbedeceğımiz sahayı kendimiz intihap etmek hoşusun' da Sıdı Barram de o kadar muvaffakiyete tatbik eAiğimiz hattı harekete imıtisalen hafif setir müfrezelerimiz çekillmdş ve muayyen noktalara aevkodilImiçlerdSr. Bn çekilme hareketi yapılırken Bingazi şehri tahliye edilmiştir. Şehir tahliyesinden evvel iğtinam ettiğimiz bütün iaşe maddeleri ve harp malzemesi imha edilmiştir. Askeri.k bakımından kabili müdafaa olmayan Bingazi tarafımız, dan bir (iman olarak ta kuilaıul-mamıçtirr. Münakale yolunun esasen uzun olmasına rağmen hatim uzaması pahasına da olsa düşmanın 1940 ağustosunda yapttığı gibi bir propaganda muvaffakiyetini temin etmek istediği aşikârdır. Çekilen kıtalarrmız düşmana insanca ve tank itibarile ağır zayiat verdirmişfcerdir.
o-
Hitler'le Matsuoka Görüştüler
Berlin, 4 (A.A.) — B. Matsuoka, bugün öğleden sonra B. Hıtlcr tarafından kabul edilmiştir. Bu görüçmede B. Von Rib-bentrop da hacir bulunmuştur.
Mekteplerin 941 Yılı Ders Kesimi
Dün Bütün Okullara Hareketlerini Çizen Bir Tamim Gönderildi
fok, otta okullarla liseler ve yüksek tedrisat müesseselerinde derslerin nisanın 16 ıncı günü kesilerek imtihanlarm I 4 mayıs akşamına kadar ikmal edilmesi hususundaki son karardan sonra hazırlanan tamim dün bütün o-kullara gönderilmiştir.
ilk okullar için pazartesi günü Maarif müdürlüğündle toplanıla-caktrr. Ve ekalliyet mektepleri yardirektörleri de bugün saat I I
de toplanarak vaziyeti tesbit edeceklerdir.
Ecnebi mektepleri ikmal eBmiş olanlarla, belgeMi talebelerin imtihanları İstanbul ve Bcryoğlu cihetinde bulunanları PertevniyaJ
ve İstaribui kız liselerinde, karşı tarafta olanlar da Haydarpaşa ve Kız liselerinde imftihana gireceklerdir.
(Devamı: Sa. 2, SU. 3 te)
GÜNÜN SESİ
Edebiyatın Meşguliyeti
Bahsi
Yazan: REŞAT NURİ
Münevver bir dostum Fransayr, Fransız edebiyatının batırdığını söyleyince şaşırdım kaldım.
Bak hele! Demek Montaigne'lcr, Voltalreİer, Hugo'!arf Aoatol Frans'lar, Glde'ler sinsi sinsi memleketlerinin mezarlarını kazmışlar.
Btz bunu vakrile memleketimizde fransrzca okuyan erkeklerin, u-
zun topuk ve acık çarşaf glyeı dml&rrn yaptı^mı biliyorduk, mek Fransada da bu İşi alttan alta edebiyatçılar basanyorraoş.
Kendisine sual sormadığım halde münevver dostum bu hakikati, Fransadakt, «ın salâhlyettar ağzrn^ Mareşal Pctain'in söylediğini ilâ ve etti.
— Petain, bunu ne vakit söyledi?.
— Frarusada İş başına geçince!
— Edebiyattır diye ta*rih etti mi?
Münevver dostumun bu noktada hatırası müphemdi.
— Kelimeyi söylediğini katiyetle temin edemlyeceğim. Fakat Fransa nın ahlûk bozukluğu, herkesin ayrı havadan çalması, halkın eğlence ve sefahate dalması yüzün-
(Lütfen sayfayı o
A-'
VATAN
5.4 - 941
Casuslar Casusu
Trebiç Linkoln'un
17
Hayaf ve Maceraları
Toplıyan ve nakleden: İHSAN BORAN
(Lavrens), Sucunun başı kesi-Urekn Chao Kung'u düşünüyordu. Onun başı öyle koparıloaych, pek- memnun olacaktı. Şehrin so-'taklajında hâlâ muharebe devam ediyordu; bu arada yakalanan rahipler (Lâvrens) e getiriliyordu. Fakat hiç birisi Chao Kung'a ben zemıyordu. Yakalanan rahibe (şekeriniz nerede) şeklindeki sor gulara kayşı bilmediklerini 9Öy-lüyorlaroj. Herat ve Mazar şehirleri d'C alına;ktan sonra, (Lâvrens) Chao Kung'un kaçtığını anladı.
Chao Kung, Lâvrens ile Na-diı Hanın ustun kuvveUerile başa çıka-mıyaçığını anlayınca, Hint kuş dağlarına kaçtı vc orada on beş gün kadar sa'lda kaldı. 8 - 2 -Teşrinde tek basma ve bir seyyah kıyafetine girerek yola çıktı. Dere tepe geçerek Çin Tüıtkistana vardı ye orada Varkanıd yakınında bulunan bir buda mabedine
sığındı.
1929 senesi sonuna kadar rahip Chao Kung'dan bahsedilmedi. Nerod« olduğunu kimse bilmi-yorcPu. Fakat onun bu müddet zarfında bo$ durmadığa anlaşıldı. Trebiç, valktile Seylân adasın, da ettoigi kan yemininden vazgeçmemişti. Yaptığı içler omun hıralarını ckyyurmamıştı. İnJtıkam hisleri sönmemişti. Oğlunun idami-le içinden ölmüş olan bu adam. artık ölümden korkmuyordu. Ç»n ülkesi onun işine daha çok yarıyordu. Acaba Çine dönünce yine neler yaptı?
XII
Rahip Chao Kung'un Cinde Tekrar Yaptığı Kanlı Hareketler
10 - Mart . 1930. Nankin şeh. rinde bulunan İngiliz konsolosu rahip Chao Kung'un Kinag-su vi-Jâyetrnde tekrar ortaya çuktağıru şifreli bir telgrafla Londîaya bildirdi. Basrahip bu vilâyetin bütün rahiplerini topÛaımç ve uzun bir vaızdan soma, Bolşevik Ruslar hariç olmak üzere bütün yabancılara İcardı bir pogw>m yani kat-Hâm yapılmasını ilân etmişti. Bu sefer rahip, Rumlarla anlaşmış. İngilizlere karşı tekrar meydan o-Icumağa baçlamiftı. Bolşevrzm
ve Budizm bu sefer el ele vererek Çini kır*p geçirecek, yabancı Av. rupalılarm Cinde kökünü kurutacaktı.
Bunun üzerine Vas/inigton, Pa-
ris, Roma, Londra, hattâ Tokyo harekete geçti. Müzakerelerin sonunu beklemeğe vakti kalmıyan Britanya bükûm»eti Hint filosundan bir kısmını Hog Kong limanına gönderdi. Ayrıca bir seferi kuvveti dört kîuvazör. a İt ı destroy e r d en mü r ©kik e p bir filo ile beraber Ingiltere-den Plymoulh limanından hareket ederek Cinde Şanghay limanına vardı. Bu kuvvetin hareketinden daha on beş gün geçmemişti, Şanghaydan Londraya gelen bir telgrafta, komünistlerin ve bilhassa Chao Kung'un kuman da6i altında bulunan Çinlilerin Kıang - su şimalinde Kingsuşen şehrini işgal ederek bütün «ivil memurları, bütün Avrupalıları ve budist olmıyan 1 700 kişiyi ta-mamâle katlettikleri ve evlerini tamamile yaktskları bildiriliyordu.
Baş rahibin yeni ordusu 20 bin kişi idi. İyi makineli tüfekleri vardı. Budist dinine girmek istemi-yenleri derhal öldürüyorlardı. Di ğer bir âsi kolun başında Çine tek rar dönmüş olan Rus Borovlin bulunuyordu. Bu kol Kin Kiang üzerinde 40 metre kadaT uzunluk ta olan iki köprüyü yakmış, yüz
kadar demiryol memurunu türlü işkencelerle öldürmüştü. Kuang si de komünistler ve rahipler Yan. şov ki şehrini soymuşlar, muhasip olan memullarla yedi lngilizi kaynamış yağ; dolu bir fıçıya atmışlardı. Svatov ile Kanton arasındaki mmtakada asılanların, kurşuna dizilenlerin sayısı bilinmiyordu. Franeız misyonerlerinden Naguetite işjkence ile öldürülmek üzere dağa k a Mır ûmışt ı.
Marttan Eylül ayına kadar devam eden katliâm, gittikçe arttı. Asiler imtiyazh mlmtakalara şehirlere saldırdılar; (Yabancılar denize, ya.şasın Moskova, yaşasın Chao Kung) sedalarile önüne
geleni devirdiler, öidürtdüler, yak tılar. Geniş mıntakalar yanıp küı oldu. Şehirler cesetlerle doldu. Mahsulden eser kalmadı. On iki kadar Angjlikan, Fransız misyoner lerm melceleri olan binalar yakıldı ve oralarda ele geçen Avrupalı unsurlar türlü işkencelerle öl duruldu,
(Arkası var)
Gözlük Satanlar Muayene
Ediliyor
Srhhat Vekâleti tarafından hazırlanıp son zamanda Büyük Millet Meclisince tasdik edilen yeni bir kanun mucibince, memleketimizde bulunan bütün gözlükçü-ler, bulunduktan mahallerdeki Sıhhat müdürlüklerine müracaatla fennî ehliyetlerini isbat edip birer ruhsatname alacaklardır. Üç ay içinde ruhsatname almıyan glö/dükıçâîleT derhal ticaretten menolunacak ve badema ehliyeti olmayanlar da gözlük ticareti ya-pam ıy acakl a rd ır.
Petrol Ofisi İşe Başlıyor
Petrol Ofisi satış işleri müdürü Nejartla benzin kumpanyaları rr\İ-dürleri Ankaradan lstanlbırla av-det etmişlerdir. Petrol Ofisinin bu aym on beşinde faaliyete geçmesini tem in en Ankarada top-lanrtjlar yapılmış, benzin ve gaz stokları tetkik edilmiş ve bu arada ithalât meselesi üzerinde de görüşmeler yapılmıştır.
Halk Plajları Güzelleştiriliyor
Evvelce Harem iskelesinde a-
çılmış olan halk plajının geçen
sene gördüğü rağbet nazarı dikkate alınarak bu sene genişletilmesi kararlaştırılmıştır. Plâj sahasında bulunan kayalıklar tamamile temizlettirilecek ve kum 6eviyesi biraz daha yükseltilecektir. Plajın ağaçlandırılmış bulunan geri tarafı da çiçeklemdirile-cek ve bu suretle halkımıza güzel ve ucuz bir eğlence yeri temin edilecektir.
Yassıadaya Talipler
Bfrkaç gün evvel, 6. G. Savcı <On Satır> ında Y&seıadanm satılığa çıkarılması keyfiyetini bir şaka mevzuu yapmıştı- Haber aldığımıza göre bu adanın satılığa çıkarıldığı şüyu bulur bulmaz şimdiden bazı zengin ve ehemmiyetli talipler çıkmıştır. Bu güzel adarım kimin üstünde kalacağı ve ne İşte kullanılacağı da dedikodu mevzuu olmaktadır.
'in bu hale geldiğini sarahatle anlattı.
Muhakeme tarzına dikkat ediliyor mu? Münevver dost Petaln'ln edebiyattan bahsettiğini pek hatırlamıyor. Fakat ahlâksızlık, sefahat, millet çocukları arasında tefrika mevzuu bahis olunca akla edebiyattan başka ne gelebilir?
Ben kendi hesabıma öyle zannediyorum kl, Fransanm batması gibi, bunun edebiyattan yahut başka bir sebepten ileri gelmesi de münevver dostumun umurunda değildir. O yalnız edebiyat hakkındaki eski ve ezeli kanaatine yeni bir delil aramış ve bunu Mareşalin nutkunda bulduğunu zannetmiştir. Bizde münevverin bir nevi vardır i' ı kendi mesleğine ait bilgilerinde kuvvetli, hattâ çok kuvvetli, fakat umumi bayat, fikir ve sanat meselelerinde çocuk kadar saftır.
Dostum, münevverlerin bu ¦ mı-tındandır. Okumayı çok sevdiğini söyler ve her gece yatmadan se-
kiz, on sayfa klasik hendese kitabı okur. Nitekim ötekilerin de mesleklerine göre basurlarında fizik, tıp, yahut hukuk kitabı eksik olmaz. Edebiyata aleyhtar delillerdir. Bu zamanda münevver bir adamın edebiyat düşmanlığı etmesi mümkün mü? Edebiyat bir takım faydalı fikir ve kanaatleri güzel bir üslûp, yahut yerine göre 'heyecanlı bir ifade İle çoluk çocuğa telkin eder. Böylesinin basımız üzerinde yeri var.
Münevver dostumun İstediği yine bu meselenin münakaşalıydı. Fakat ben İNİ daha kısa kestim:
— Mademki Fransayı batıran e-deblyatlan İmiş. O halde nazllerl çıkaran da büyük Alman edebiyatını en salahiyetli mümessillerde beraber hudut harici ederek yerine kendi propaganda edebiyatlarını koymuş olmalarıdır. Fransızlara benzemek İstenilenler nazi edebiyatını taklit ederler, olur gider.
REŞAT NURİ
GUNİDIEN
Belediyede:
Adalar
Güzelleştiriliyor Plânlar Hazır
VaJi vo Belediye Reisi Doktor Lûtfl Kndar dün Adalara giderek, Adaların güzelleştirilmesi hakkındaki planlur Uzeı-lnde tetkiklerde bulunmuştur.
Belediye Reis Muavinlerinin
Tetkikleri
Belediye reis muavini Lûtfi Ak-soy, dün subah Kadıköy, Üsküdar. Fenerbahçe vc Suadlye mıntakala-rmfdaki inşaat üzerinde teftişlerde bulunmuş vo ayrıca bu kazalar dahilindeki fırınları da kontrol etmiştir.
Şehirde Bu Sene 10875 Ağaç Dikildi
Şehir ağaçlandırma plânının tatbikine devam edilmektedir Düne kadar şehrin muhtelif yerlerine dikilen ağaç on bini mütecavizdir. Bu mekanda Bakırköy kazasına 1115, Us-küdara 4720, Adalara 3100. Beykoz, 250, Kadıköye 350, Sanyere 890t Besiktaşa 100, Bmlnönünc 59 ki, ceman yekûn 10876 ve ayrıca Topkapı mezarlığına 1000 ve dl£er muhtelif mezarlıklara da 700 çam dikilmiştir.
Çöplerin Yakılmasına Başlandı
Müteşebbis bir Türk gencinin, çöp ihrak frrmları için İstanbul belediyesine bir teklifte bulunduğunu yazmıştık.
Bu çöp fırınlarının istanbul belediyesince tecrübeleri yapılarak muvafık görülmüş ve çöplerin ihrakına da başlanmıştır.
.Edirnekapı Haricindeki Yol Genişletiliyor
Bdirnekapr haricindeki büyük yolun daha on iki metre kadar genişletilmesine ve ortasına ağaçlar dikilerek tanzim olunmasına karar verilmiştir.
Kömür Seyyar Satılabilecek
Mahalle aralarındaki seyyar kömürcülüğün menedlJerekbunlara yer gösterilip satış yaptırılması ve saMt bir hale konması hakkındaki memnu iy etten sonra. Belediye Umumî Mecttsi, muhtelit encümeni vaziyeti tekrar gözden geçirerek seyyar kömürcülüğün men'i halinde bilfiil kömür yaparak ailesini geçindiren köy halkmrn bu suretle zarar göreceği ve bundan başka da kömürcü dükkânı bulunmryan semtlerle Bayfiye-lerdeki halkın kömürünü bu seyyar satıcılardan tedarik ettiklerini düşü nerek seyyar satışı hakkındaki m em nuiyetln kaldırılmasına karar vermiş ve bu kararı Belediye umumî meclisi de kabul etmiştir.
Belediye Umumî Meclisi Dün Toplandı
Belediye umumi meclisi, dün öğleden sonra, reis vekili Faruk Derelinin başkanlığı altında toplanarak, müzakerelerine devam etmiştir.
Toplantıda belediye zabıtası talimatnameleri ile hastahanclerdeki İlâç bedellerine karşılık olmak üzere münakale suretile '40 bin liranın munzam tahsisat verilmesi müzakere edilmiştllr.
Umumi meclis tekrar salı günü, öğleden sonra toplanarak müzakerelerine devam edecektir.
Mekteplerin 941 Ders Yılı Sonu ve imtihanlar
Dün, Bütün Okullara Bu Hususları Tesbit Eden Birer Tamim Gönderildi
(Bası 1 tfnelde)
Maarif müdürlüğünün dün bü. tün mekteplere göndermiş olduğu bu tamimi aynen aşağıya alıyoruz :
1 — Bu yıl bütün okullarda dersler 16 nisan çarşamba günü kesilecek ve imtihanlar 14 mayıs 1941 çarşamba günü akşamına kadar Maarif Vekilliği Tebliğle! DcrgLsinfde neşrolunan esaslar dairesinde, bitirilmiş bulunacaktır.1. ' ^^j^Jrm jna lift
2 — Resmî ve hususî okullarda kanaat notlan öğretmenler tarafından I 6 nisan 1941 sabahına kadaT okul idarelerine verilemiş bulunacaktır.
3 — öğrebmen okullarında tatbikat imtihanlarına hemen başlanacak, 15 nisan akşamına kadar bitirilecektir.
4 — Pertevniyal ile Vefa erkek liaesinin lise bitirme imtihanları istanbul erkek lisesinde, diğer resmî liselerin "ise imtihanları kendi okullarında*
5 — Hayriye, İstiklâl. Yüce ÜTkü, Darüşsafaka liselerinin liee bitirme imtihanları İstanbul erkek lisesinde; Şişli Terakki, Işık vc Boğaziçi liselerinin de lise bitirme rmtiharrları Galatasaray erkek lisesinde,
6 — İstanbul resmî orta okul-larile resmî liselerin oTta kısımla, rının eleme imtihanları kendi o-kullarında,
7 — Hususî orta okulların eleme imtihanları aşağıda gösterilen okullarda yapılacakta:
İstiklâl, Darihyşafaka, Yüce Ülkü vc Hayriye liseleri Utanbul erkek lisesinebe,
Şişli Terakki, Işık liselerinin eleme imtihanları Nişantaşı kız orta okulunda,
Boğaziçi lisesi Gazi Osmanpa-şa erkek orta okulunda. Yeni Kolej Taksim erkek liseeinde.
8 — Resmî ve muadeleti tasdikli hususî orta okulkrm sözlü imtihanları kendi okullarında yapılacaktır.
9 — Talebesi çok, öğretmenlerinin sayısı ?ki imtihan komisyonu teşkiline müsait okullarda her bıranşjn sözîlü mtrhenları için flci komisyon teşkil edilecektir. Eleme imtihanlarında her bırans için birden fazla rmltihan komisyonu teşkil olunmayacaktır.
10 — Lise bitirme, devlet orta okul ve olgunluk imtihanlarının komisyonları mektep müdürlüklerince yapılacak teklife göre Maarif müdürlüğünce tesbit vc tayin olunacaklardır. Ancak mektep müdürleri imtihan komisyonlarına asil muallim varken yardımcı herhangi bir muallimi inha etmniyecekler ve imıuhan komisyon listeleri Maarif rmifdüıtiüğün-ce tasdik edilmeden herhangi bir muallime tebligatta bulunmayacaklardır.
I 1 — Aakerlik dereleri imtihanları okullarda mevcut öğretmenler arasında yedek subaylardan seçilecek mümeyyizlerle yapılacaktır.
I 2 — Okul idareleri imtihan komisyonlarına dahil öğretmen ve mümeyyizlerden herhangi birinin kabule değer bir mazereti bulunduğu anlaşıldığı takdirde
yerine bir diğeri seçilmek üzere derhal Maarif müdürlüğüne haber vereceklerdir.
13 — İmtihanlara girecek talebenin musaddak bir listesi her talebe için dört vesika fotoğrafı, onar kuruşluk inı|tihan kâğıdı parası imtihanlardan bir gün evvel imtihan yaprtecak müessesenin müdürüne teslim edilcceJktir.
14*— İmtihan notlarının kaydına mahsus talebe not cetvelleri talebenin mensup oldukları okuı idaresi tarafından düzenlenerek imtihanı yapacak olan okul idaresine verilecektir.
15 — Irrrtrhftnları kendi okullarından başka bir yerde yapılan okul müdürleri veya muavinleri kâfi idare memurlar ile birlikte imtihanın devamı müddetince talebenin disiplin ve idaresıle meşgul olmak üzere imtihan yapılacak müesseseflerde hazır bulunacaklar ve bu müdürler talebenin imtihanlarında randımanlarını incelemek ve senelik raporlara koyacakları malûmatı toplamak ü-zere imtihanlara girebileceklerdir.
16 — Belgeli olarak okullara devarp eümekîte bulunan bütün talebe resmî mekteplerde belge imtihanlarına kabul edilecekle! ve bunllardan lise ve orta okulla, rın son sınıflarmdan belge alanlar talimatnamenin 44 üncü maddesinin (B) fıkraemdaki sarahat mucibinoe okula deva'm eden talebeden madut olmadıkları için ayrıca kanaat notu almadan bir defa imtihana girerek muvaffak oldukları takdirde diploma alacaklardır.
1 7 — Lise talebesinin kamplarının ne suretle yapılacağı bilâhare tebliğ olunacaklar.
18 — Ekalliyet ve yabancı o-kullar talebesinden devlet orta o-kul ve lise bitirme imtihanlarına girmek isteyenler geçen seneki emir mucibince ayrıldıkları mekteplerde imtihan olacaklardır.
19 — İmtihan komisyon liste, lerm in tanzimi için orta okul müdürleri 9 nisan 1941 çarşamba günü, lise müdürleri 10 nisan 1941 perşembe günü saat 15 te istanbul kız lisesinde toplanacaklardır. Okul direktörleri bu tarihe kadar imtihan komisyonunda vazife görmeleri iktiza eden muallimleri tesbit edeceklej ve bu muallimflere verilecek mümeyyizlik vazifesinin diğer mekteplerde-ki işilerile karşılaşmamasını temin edeceklerdir.
20 — Bütün öğretmenler imtihanların devamı müddetince ve imtihandan sonTa da emir verilinceye kadar vazifeleri başından ayrtflmıyacaklardır.
Bir Kadirşinaslık
Süleymaniyedeki Caddeye (Besim Ömer) Adı Konuldu
Merhum Doktor Profesör General Be&Lm Ömer Akolmm isminin İstanbul sokaklarından birisûne verilmesi bir kadirşinaslık eseri olarak İstanbul beldiyesinco düşünülmüştü.
Süleymaniyedeki caddeye Besim Ömer Paşa ismi verilmesi karar altına alınmış ve bu karar belediye u-moroi meclisinin tasvibinden geçmiştir.
Piyasa Haberleri:
Pamuk için
Beyannameler Dün Verilmiye Başlandı
Ellerindeki pamuk stoklarını bir hafta İçinde beyunname ile blldirml-yo mecbur tutulan pamuk tüccarları dünden itibaren Mm taka Ticaret mUdürlügüno beyannamelerini ver-miyc başlamışlardır. Mevcut pamuk atoku tamamen belli olduktan sonra hükümet lüzum gördü£ü takdirde piyasalardaki ihtiyaçtan fazla kalacak pamukları mubayaa edecektir.
Ingiltereye Satılan Tiftikler
İnglltereye satılacak olan kırk bin balye tiftiğin yirmi beş bin balysei teslim edilmiştir. Beş bin balye de bugünlerde tamamlanarak verilecektir. Bu suretle bu ayın sonunda otuz bin balye verilmiş bulunacaktır. Geriye kalan on blin balyenin dc yeni kırkım mahsulünden verilmesi kararlaşmıştrr. Mevcut stoktan 10-15 bin balye kadar daha tiftik geriye kalacağı söyleniyorsa da bunların da başka memleketler için elden çıkarılabileceği ümit edilmektedir.
Tiftilc Birliğindeki Toplantı
Tiftik ve Yapak Emirliğinde bir toplantı yapılmıştır. Tüccarlar bu toplantıda Romanyaya satılan yapak ve tiftiklerin hesapları üzerinde görüşmüşler vo bu hesapların tasfiyesini yapmışlardır.
20 Günde 1,200,000 Liralık Koyun Derisi İhraç
Ettik
Son yirmi gün içinde İsviçre, İsveç ve Macaristana gönderilen koyun derllerin'in kıymeti 1,200,000 lirayı geçmiştir. Koyun derilerinin bu kadar rağbet görmesinin sebebi üzerindeki yapaklardır. Yapakları uzun olanlar tercih edildiği için ya^ pak ihraç edümeyince dış piyasalar yapaklı derileri toplattırmıştır.
Karacabeyde Yetişen Merinoslar
Bu sene Karacabey m m tak as roda yetiştirilmekte olan Merinos clnari koyunlardan dört bin kilo kadar Me. rinos yünü alınacakta-. Bu yünler, müzayedeye konularak bir tüccara kilosu 205 kuruştan satılmıştır.
o
PlYASA HAREKETLERİ:
Dünkü İhracat 900 Bin Lira
Almanyaya gönderilmek üzere hazırlanmakta olan mallardan keçi k-ı lı, kitre, ve yağlı tohumlar için İhracat birliklerinde tevziat ve sevkıyat görüşmeler4! yapılmaktadır. Almanya için keçi derilerinden büyük bir parti takas İle İhraç edilecektir. Dün 900 bin liralık ihracat yapılmıştır. Bu orada Hamburg İçin îzmir-de depo teslimi şartlle beş yüz bin liralık tütün bulunmaktadır. İsviçre-ye kemik, yüz bin kilo susam, deri, Ingiltereye tiftik, Romanyaya yer fıstnjı, Yunanistana balık, Slovak-yaya deri, Yugoslavyaya pamuk ipliği döküntüsü gönderilmiştir. Diğer maddeler üzerinde piyasada dur gunluk devam etmektedir. İsviçre ve Slovakyaya gönderilen malların Almanyaya sevkedümekte olduğu anlaşılmışta".
I
GÜNE
Siyasetin Evde Akisleri
azetelerî okumak, radyo istasyonlarım karıştırmak ve Radyo gazetesini dînle, mek bizde, aile erkânında öyU bir tesir husule getirmiş ki bun» belirtmek için evimizin bir gi nünün vukuatını olduğu gibi an. latmak kifayet eder:
Sabahleyin gözümü açar açmaz hizmetçi karşıma dikilerek söze şöyle âğaz eyledi:
«Bu müşkül zamanlarda vazifeye devam etmek kuvvetim kendimde göremiyorum. Hesabımı görünüz, gideceğim.»
Her türlü «fedakârlıkta» bulunmak niyetile «aşçıbaşınm tavassutunu» rica ettim. Faka' faydası olmadı ve hescbını gö rerek hizmetçimizle «münase betlerimizi katetmek» mecburi yetinde kaldık.
Bizim bayan, hizmetçi gideı gitmez başıma dikildi ve «bı böyle olmaz, dedi, evde yen bir nizam kuracağız ve yeni ge lecek hizmetçi bu nizama iltihak edecek.»
— Peki ne yapacak?
— Evvelâ çocukları «hima ye altında» mektebe götürecek.
— Sonra?
— Kayınvalidenin «iaşesini» temin edecek!
— Başka?
— Evi «abluka eden» alacaklılara meram anlatacak ve bu ablukayı yaracak!
— Başka?
— Geçen gün meyhanede !e kelediğin elbiselerden «Beşinci Kolu» temizleyecek!
— Daha, daha?
— Bütün odaları tahtakuru-lardan, hamamböceklerinden «tahliye» edecek.
— Ya gelecek hizmetçi bunları yapamam derse?
— Ya yaparsın, yahut ta... diye bir «ültimatom» verirsin!
— Ültimatoma kulak ver-
— Aylığını «bloke» edersin.
— Peki karıcığım, her husus-ta anlaştım. Gol dudaklarından öpeyim.
— «Meselile mukabelem hakkım mahfuz kalmak şartile!
Kör Kadı
Arkadaşını Bıçaklamış
Dün Aksarayda iki arkadaş kavga etmişler ve bunlardan biri arkadaşını bıçakla yaralamıştır.
Dün öğle vakti Aksarayda, Mîllet caddesinde yürüyen Sinan oğlu Bagu ile Mehmet Meriç a< ralarmda çıkan bir ania^amamaZ-llktan kavgaya başlamışlar ve bunlardan Bagu Mehmedi muhtelif yerlerinden yaralamrştır.
Yaralı hastaneye kaldırılmış, suçlu 3'akalanmıştrr.
TAKVİM
I 5 NİSAN 941
CUMARTESİ AY: 4 - GÜN: 95 - Kasım: 149 RİTMİ: 1357 — MART: 23
ItCRt: 1360 — Rebiülevvel: 8
VAKÎT ZEVALİ EZANİ
GÜNEŞ: 6.37 11,00
ÖĞLE: 13,17 5.40
İKINDÎ: 16,45 9,17
AKŞAM: 19.36 12,00
YATSI: 21,11 1.34
İMSAK: 4,53 9.16
ettikleri zaman fMlster vc MiNte de Vinter, gösterdiğiniz teveccüh ve alakaya teşekkür ediyorlar. Fakat bir kaç gün misafir kabul etmeyeceklerdir) desem naaıl olur?
Mlsls Lacy telefon etti. Gelmek İstediğini söyledi.
Maksim Urkmü* gibi:
— Eyvah.. Dedi.
— Merak etmeyiniz. Ben kendisine misafir kabul etmediğinizi söyledim. Mahkeme gününü sordu. «Bilmiyorum» Dedim. Fakat »gazetelerde okur da gellree mani olamam.
— Şu menhus gazeteciler».
— Hakkınız var. Benim de içimden hepsini dövmetk geliyor. Fakat ne yapsınlar. Bu yüzden elemek parası kazanacaklar. Fakat sizin onlarla bir İsiniz olmıyacaktır, Maksim. Ben hepsini atlatacağım. Şimdi rahat kafa İle mahkeme esnasında söyliyecek lerlnlzl hazırlayınız.
— Ben söyllyeceklerlml biliyorum.
— Fakat unutmayınız kl, hakim Ilorrldge çok titiz ve aksi bir adaandır. Jüri luıyotlne İyi is gördüğünü anlatmak İçin lüzumsuz taJiiirrı\.ıt i girişebilir. Sakın sükûn ve Itlda iıni/ı bozmayınız.
— Neden bozayım? Bozacak no var kl?.
— Tabii hlr ^ey yok. Fakat ben hûkhn Horrldge'ln suallerini bilirim. İnsanı çileden çıkarır. Kendisini pek kızdırmağa gelmez.
Ben hemen söze karıştım:
— Frank*m hakkı var. Ben İsi anlıyorum. Meseleyi çabuk bitirmeli uzatmam ah.. Herkes İçin böylesi hayırlı olur. Bu mesele kapandıktan sonra biz de unutacağız, herkes de... Değil ml Frank...
— Tabiî.. Tabii., öyle lâzım.
Gözlerine bakmaktan çektnlyordum. Fakat bildiğine o kadar emindim kl.. Hakikati mutlaka biliyordu. Bunu İspat eden birçok teferruat şimdi aklrma geliyordu. İlk tanıştığımız gün Beatrls Maksimin sıhhatinden bahsettiği zaman Idfı nasıl değiştirmişti, nasıl her zaman Rebekanın adını anmaktan çekinirdi! Şimdi her şeyi anlıyordum. Frank her şeyi biliyordu, fakat Maksim onuu bildiğini bilmiyordu, fakat Muk-slm onun bildiğini bilmiyordu. Frank Maksimin bunu öğrenmesini istemiyordu. Üçümüz de birbirimizle konuşuyorduk, fakat a-ramızda ne kadar büyük setler vardı.
Artık telefon bizi rahatsız etmedi. Bütün mükûlemeler yazıhaneye veriliyordu. Salıyı, muhakeme gününü beklemekten başka İşimiz kalmamıştı.
Mlsls Danvers'l görmedim. Yemek listesini murat peklide masanın üzerinde buluyordum ve hiç bir değişiklik yapmadan kabul ediyordum. Hizmetçi Klarisden Mlsls Danvers'ln eskisi gibi İsini yaptığmı, fakat hiç kimse Ue konuşmadığını öğrendim, yemeklerini de odasında tek başına yiyormuş.
Hizmetçi Klarls mütecessls gözlerlle bana bakıyor, fakat suali sormağa cesaret e-demlyordu. Benim de onunla bu meseleyi konuşmak canını İstemiyordu. Her halde bütün Manderleyde konuşma mevzuu bu İdi, hattâ bütün kasabuda da...
Fırtına kopmamıştı. Hava sıcak ve ağırdı. Elektrikle ve yağumıyaıı yağmuru taşıyan beyaz bulutlarla dolu İdi.
Bahçede eve yakın oturuyor, koruya ve deniz kenarlarına giLnıfyorduk. Muhakeme Salı günü ikldo olacaktı.
Nihayet salı günü geldi, çattı. Bire çeyrek kala yemek yedik. Allaha şükür Beatrls gclcmlyeceğlni telefonla haber verdi. Oğlu kabakulak olmuş. Yanından ayrüa-ııın......ııv Beatrls çok muhabbetti, alâka-
lı fakat pek de fazla meraklı idi. Zannetmiyorum kl soracağı suallere Maksim sabırla tahammül edip cevap verebilsin.
Yemeği gayet çabuk yedik. Kocanı sinirli İdi. Hemen hemen hiç konuşmuyorduk. M id emdeki garip ağrı tekrar baş göstermişti.
Lokmalar boğazıma tıkanıyor, biç biı şey yutamryordum.
Çok şükür yemek bitti. Maksim gidip oto moblll hazırladı. Demek kl gitmek zamanı gelmişti. FrankVla kendi küçük otomobilinde bizi takip ediyordu. Maksim hiç konuşmadan otomobili kullanıyordu. Ben de elimi onun dizine koymuş oturuyordum. Sakin bir hail vardı. Bende aankl birisini has-
tahaneye götürür gibi bir his vardı. Ne o-
lacağmı tahmin edemiyordum. Ameliyat a-caba muvaffak olacak mı? Hasta kurtulacak mı İdi? Ellerim buz gibi idi Kalbini intf'amsız şekilde atıyordu. Mldemdeki berbat ağn hâlâ devam ediyordu. Mahkeme beş kilometre uzaktaki Lan'von'da olacaktı. Otomobili çarşı meyl^^'nda bıraktık. Doktor r itip ile Albay Juliyan'ın arabaları da orada duruyordu. Başka otomobilleri de vardı. Yolda geçen bir adamın Maksime me ruk ve tcoessüslo baktığını ve yanındaki-ne de gösterdiğini gördüm.
— Ben burada kalayım. İçeri girmelini İstemiyorum. t
(Arkası var)
5.4-941
VATAN
«4
im*? ^
' ^^^^^^
5*
Himayeli bir İngiliz gemi kafilesi
/^onvoy de.
niz dilin-
Yazan:
Hüsamettin Ülsel
Eski Bahriye Müsteşarı
de beylik gemileri tüccar gemilerine re. fakat edip himayelerine me mur olması, bu gemileri düşman taarruzundan muhafaza ederek kendi
(nakliyatını temin etmesi demektir. Türk deniz diline (Konboy) şeldinde intikal etmiştir. Tüccar ve beyfik gemilerinden mü-rökkep bir kafileye verilen bir isimdir.
(Convoy) bir devletin deniz hakimiyetini temin ettikten sonra tevessül, edeceği emin bir nak lryc sistemidir. Deniz hakimiyeti elinde okmıyan bir devlet aşırı ve uzun mesafelerden vatanın ihtiyaçlarını kendi sularına, yurdun topraklanma (Corvvoy) ha* .inde getirmek kudretine malik olamaz. Bazı gemileri kaçak olarak ve feda etmek suıe-tile mal getirmek için kullanabilir. Fakat bugünkü istihbarat ve teşkilât o kadar çok ve emin d ir ki bir ceminin hangi limandan1 hangi saatte ve hangi m em* leket için hareket ettiğini düşmanın duymaması mümkün değildir. Bunun içindir ki bugün elinde deniz hâkimiyeti olmı-yan bir devlet bitaraf lijnanlar-dan kendi vesaiti ile kendi m em lekeline, velev kaçak dahi olsa, mal tanımak imkânını bulamaz.
Büyük bir donanlnanın de. nizdekı seyri de bir (Con voy) dur.
Düşmanın denizaltı gemilerin den, gece hücumlarından ağır ana harp gemilerini muhafaza etmek için filo muhtelif şekillerde ve muhtelif istikametlerde destroyerlerini, torpitolarını, denizaltı gemilerini, velhasıl filonun bütün vartalarını etrafına muntazam bir çekMe yayarak kendini muhafaza etmek için icap eden seyir teşkilâtını tertip eder. Tayyareler ile havayı muhafaza vazifesini de ya, par-
(Konboy) da en mühim rolü sürat oynar. Ve (Konboy) gemileri ayni süratle seyretmek mecburiyetindedir. (Konboy) un sürati, en az sürate malik o-lan geminin süratine tâbidir. Sü ratin yüksekliği (Konboy) u her tffel<| tehlikeden süratle kur.
tarabilecek derecede kıymet ve
ehemmiyeti haizdir. Süratin yük seküğ* bir gemiye çabuk manev ra yapmak kabiliyetini de verir ve gemi her türlü tehlikeye kartı çabuk manevra ve hareketi ile kendini kurtarabilir. Harp cemilerinin süratli olmasındaki maksatlardan biri de bud«ur. Ve onun içindir ki harp gemileri seyir halinde iken düşman denizaltı ve tayyarelerinin taarruzlarını kolaylıkla def vc tard etmektedir. Süratteki küçük vc ani tebeddül düşmanın takdir vc teefeit ettiği mesafeyi kolaylıkla değiştirebilir vç o isabetten kendini kurtarabilir.
(Convoy) ile seyredecek gemilerin yüksek süratte olması, Konboyun şefe* zamanım kısaltacağı gibi tehlikelerin de azalmasını intaç eder. Fakat yüksek sürat, fazla masrafa yol arar-İktisadi değildir.
Ticaret gemileri ise iktisadi bir maksatıla yapılmış olduğundan yüksek süratle seyretmek imkânından mahrumdur. Ckac-riyetle gazetelerde okuduğumuz (Konboy) gemilerindeki zayiat da bu yüzden ileri gelmekledir.
Harp teşkilâtına dahil askerî nakliyatta kullanılan gemilerin sürati bunlara nazaran çok fazladır. Vc bittabi daha masraflıdır.
Bugün (Konboy) da kul* lanılan gemilerin muhtelif devletler': aıl olması da bu zayiata sebep olan imılki dm bi* ridır. Her devle* kendi ticaret filosunu, kendi ticaret inkişafına, memleketinin ihtiyacatın*. seyrüsefer ettiği memleketlerin
Konboy Convoy
nin nev'ine, ihracatının cinsine göre inşa et melotedir. En ekonomik inşa tarzını bularak süratlerini en faydalı ve ajz masrafla temin etmeği düşünmektedir.
Eğer (Konboy) gemileri bilhassa sürat itibarile denizaltı gemile-
Tİnin süratinden fazla yani asgari 15 müden fazla bir sürat le aeryredebaecek kabiliyette o-turaa denizaltı gemilerinin yaptıkları tehlikelerin kornetleri kü çültüldbilir.
Bu bakımdan İngiltere elinde ki gemıi'ere nazaran iki türlü (konboy) kullanmak mecburiyetinde kalmaktadır. Mübrem ihtiyaçları için süratli, tâli ihtiyaçlar için az süratli (konboy) tertip etmektedir.
Harbin verdiği tecrübeler ü-zerinc ingiîtere hükümeti yüksek sürati haiz ve ayni tip gemilerin inşasına karar vermiştir. Bu karar gemilerin daha çabuk
zamanda injasmı intaç edeceği gibi dten izafeti gemilerinin tehlL
kesini de izale edecek çarelerin
mühimmini teşkil edecektir.
ingiliz Admirahiainin ver-¦ diği bu 'karar üzerine inşa edilmekte dan yeni gemilerin teçkil edeceği (Konboy) 1ar daha az tehlike ile daha az zamanda seferlerini ikima] edecek kabiliyette bulunacak ve tabii daha çok müfid olacaktır.
Tabii bugüne kadar muhtelif vc az süratte ve evsafta yapılmış olan gemilerden mürek. kep (Konboy) ların tehlikelere daima maruz kalmıyacağını düşünmek bile caiz değildir.
Elde mevcut büyük tonajın az süratli gemilerinden müteşekkil kafileler daima böyle tehlikeler karsısında zayiata uğrıya-cakrtır.
Yeni evsafta ve ayni tonaj ve süratte kardeş gemilerin inşaları bittikken sonra bu (tehlikelerin mühim bir kısmı izale edilmiş olacaktır. Bu gemilerin tayyare, ler ve denizaltı gemilerine karjı
lar ile, harp dertlerinin verdiği lar ile, harp derslerinin verd ği net:celerc göre, müdafaa kudretlerinin de arttırılacağını tabiî görmek icap eder. İşte o zaman AlJmanlann İngilizler: denizaltı «meleri ile ablol.ı etmek hususunda bütün bağlandıkları ve bekledikleri ümitleri de boşa
Sİümi* olacak ve semeresiz kalacaktır. Vo In-gıl-tere bu noktadan
da Almanyanın önünde daima ayakla duracaktır.
Harp Vaziyeti
Bulgaristanda Mareşal Llst'ln kuınandaM altında 14 tUnıen vardır. Bunlar dört ordu kumandanlığına ayrılmıştır. Ordu merkezleri Melnik, Trigrat, Slutograt, Slvllengrat'tadir. Varna nııntaka-sında bir tllmcn vc biraz deniz kuvvetleri vardır. Türk hududunda bir timi. -ı bulunmağı çok muh temeldir. Başkumandanlık karargahı Sofyadadır. DördUncU hava filosu merkezi Sofya<ı ' altıncı "hava filosu merkezi BUkrestcdlr. Kumanyadaki hava filosu, petrol mm t akasının müdafaasına ayrılmıştır. Bir Alman hava filosunda
1000 bombardıman tayyareni. 086 avcı ve 75 kesif tayyaresi olmak üzere ceman 1700 tayyare vardır. Böyle olmakla beraber bazı kaynaklara göre de Bıdgarlstanda ve Ilomanyada ancak 600 Alman tayyaresi oJduftu söylenmektedir.
Bu Alman kuvvetleri, no Yugoslavyaya. vc no dc Yunanistanlı taarruz edecek kuvvette değildir. İngilizlerin Yunanhtana 150 - 200 bin kadar kuvvet çıkardıkları da kabul edilirse on dört Alman tümeninin taarruzu ihtimal haricinde kalır. Yugoslavyaya taarruz 1-çln Alman orduları, Romanya, Macaristan, Avusturya vc hattâ İtalya hudutlarından da İlerlemek mecburiyetindedirler. Böyle de olsa Bulgaristandakl 14 tümenin hepsi Yugoslavyaya taarruza sev-kcdilemez. Cenup ve şark hudutlarında - bazı ihtimalleri göze a-larak - Alman ordusu kuvvet ayırmak mecburiyetindedir. Alınan ordusu Yugoslavyaya taarruz ivin daha kuvvetlenmek ihtiyacı karşısında bulunurken, hem YununiH-tana vc hem do Yugoslavyaya taarruz etmesi varit olamaz.
Bu itibarla, orta ve cenubi Yu-Koslavyanın müdafaası çok mühimdir. İngiliz, Yunan ve Yugoslav ordularının müşterek harekatı için Niş * Saray Bosna - Draç * Görlce - Selanik - Üsküp • tekrar Nk> hududu İçinde kalan arazi ile bu mevkiler smkulcey>i krynıetlcrl haizdir. Romanya, Macaristan, A-vustıırya vc İtalya hudutlarından gelecek taarruzlara kar*ı Tuna vo Hava nelıirlerlle daha cenuptaki dağlık mıntaka derinliğine vo mev ziden mevzie müdafaaya elverişlidir. Takat Bulgar hududundan gelecek bir Alman taarruzunun Ml.'iıiu • Ni* - Belgrat demiryolu dolayısllo hudutta kati müdafaa ile karşılaşması vc geri sallanın serbotot kalması için İtalyan ordulannın Arnavutluktan atılması lâzımdır.
Tarihten Yapraklar
Nemçeliye Teslim Olmıyan
Sırp Voyvodası
i
Türklerle Sırpların Beşyüz Senelik
Müşterek /Tarihi Vardır
Nemçelilerle İtalyanlar, Sırpları Daima Türklere harsı Kullanmak İstemiş. Muvaffak Olamamıştır.
ti
ütün Osmnalı İmparatorluğu İçinde TUrklero birgok bakımlardan cn yakın millet Sırp-lardı. Sırpların Türklerle be? yüz senelik müşterek bir tarihi vardı. 6u beş yüz sene son zamanların fasılasız temasını teşkil eder. Yoksa, Balkanlardaki Türk - İslâv ka-rı.şması çok daha eskidir. Bu karışma o kadar eski zamanlara gider ki Balkanlardaki milletlerin hangisi daha ziyade Türk vo hangisi daha ziyade îslâvdır, söylemek güçtür. Nitekim Bulgarlar da bu Türk - İslav karışmasının meydana getirdiği bir millettir. Fakat tarih gösteriyor ki bu karışma Sırplarda çok daha iyi bir netleo vermiştir. Anadoludau Sırblstana olan Türk muhaceretlerini vo nüfus nakillerini Sırplar bağırlarına basmışlar vc Türklerle kaynaşmışlardır. Bu Türk - Sırp kaynaşması neticesinde Sırp müslümanları, «Sırbiyc Türkleri» meydana gelmiştir.
İslâv muhibbi bir Fransız muharri ri bir «Sırblye Türkü> ile yaptığı bir konuşmayı büyük bir alâka i\* anlatıyor. Aralarında şöyle bir konuşma geçiyor:
— Sen nesin?
— Türküm!
— Türkçe biliyor musun?
— Hayır! .
— Peki, naa.i oluyor da Türk oluyorsun ?
— Ben müslümanım ve Türküm, herkes dc bana öyle diyor!
Sırplarla aramızda çatışmalar olduysa da, bunlar daha ziyade Ncmçelllcrin (yani Almanların) papanın (yani İtalyanların) Sırpları kışkırtmalarından ve ken»
di maksatlarına âlot etmelerinden İleri gotmiştM Fakat Sırplar men» faatlerinln Nemçelilerle ve İtalyan larla müşterek olmadığını daima furketmişlcrdtr.
Türkler garba doğru akınlarında (aklıma gelmişken şunu söyliye-yim ki bütün akınlar, bütün nüfus
Yazan:
Nusret Kftymen
muhaceretleri şarktan garba doğru olur. Almanlar garptan şarka doğru ters bir yol tutmuşlar vo her zaman hüsrana uğramışlardır) Karşılarında devamlı düşman olarak dalma NemçelUerl bulmuşlardır. DogTU yolu takip eden Türkler tere yürüyen Almanlarla daima çarpışmışlardır.
Osmanlılar bütün Almanlara «Nemçeler» yani «Nemçeli / veya «Nemseli» derlerdi. Bu kelime artık kullanılmamaktadır. Bugünkü Türkçedo «Nemse» kelimesi sadece bir nevi horoz mânâsına gelir ki nesli münkariz olmaktadır.
Osmanlı ordularının Nemçelilerle olan muharebelerinde Sırplar ekseriya Osmanlı ordusiie beraber Nomçelllerc karşı harp etmiştirler. Ancak mevzii vaziyetler dc Nemçelilcr nadiren Sırpları
Türklere karşı sevketmekte muvaffak olabilmişlerdir. Bu nadir
vaziyetlerden birisinde geçen bir vaka Sırp - Alman münasebetlerini aydınlatmak bakımından çok şayanı dikkattir.
Bir Osmaul; ordusunu Nemçell-
lere karşı sevkeden bir Türk kumandanı Sırp topraklarında Nen> çe ordusile karşılaşıyor. Nemçelilcr Sırbistanın şimalini işgal etmişler ve bir Sırp voyvodasını Türklere karşı harp etmeğe icbar
etmişler. Nemçeliler Sırpları öno sürüyor vo kendileri arkadan yürüyorlar. Muharebe bir müddet cereyan ettikten sonra Türk ordusunun galip geleceği anlaşılıyor. Mag lûp olacaklarını anlıyan Almanlar Sırp ordusunu muharebe meydanında bırakarak kaçıyorlar.
Sözde müttefiklerinin kendisini muharebe meydanında koca Türk ordusile tek başına bıraktığını gö-
ren Voyvoda Nemçelilerin bu ihanetine fena halde İçerliyor ve harp ede ede kalesine çekiliyor vc oradan mukavemete devam ediyor.
Türk kumandam Sırp voyvodasının kahramanlığına hayran oluyor ve kendisini çağırttırarak takdir ediyor vc teslim olmağı teklif ediyor:
— Voyvoda, kahramanlığına hay ranım! Mert adammışsın... Senin gibi bir babayigltin ölmesine gönlüm razı olmuyor. Gel, teslim ol... Eger teslim olmazsan eeni esir a-lır. kalenin burcuna asanın!
—- Paşam! Mademki benim mert bir insan olduğumu kabul ediyorsun, o halde sen söyle... Sen benim | yerimde olsaydın teslim olur muydun ?.. . r-S
— Hakkın var. Voyvoda, yolun açık olsun, var kalene git, vuruşalım!
Fakat Türk kumandanı düşünüyor: Voyvodayı mağlûp etmek için daha birkaç gün orada harp etme si lâzım; halbuki o zamana kadar da Nemçeliler kaçacak.-
Zabitlerini çağırıyor ve danışıyor:
— Bu Voyvoda yiğit adam; bunu ölümle tehdit fayda vermez. An cak biz bunu ölümden de beter sayacağı bir şeyle korkutursak, bir şerefsizlikle korkutursak o zaman bize teslim olur.
Arkasından atlı koşturup Voyvo dayı geri çağırtıyor.
— Voyvoda! Seni esir alınca as-mıyacafım- Bundan vazgeç tüm. Se ni Nemçelttere teslim edeceğim.
Voyvodanın rengi bembeyaz oluyor. Gözlerinden iki elam yaşı sızıyor:
— Teslim oluyorum, Paşam, diyor. Senin gibi mert bir düşmana teslim olm.ık. nâmert bir sahte dosta teslim olmaktan evlâdır.
*
Türklerle Sırplar bugün birbirle rinta mert dostları ve dünyanın en yiğit askerleridir.
SİYASI İCMAL
Plânın Boşa Çıkan Tarafları
Yazan: M. H. ZAL
Jfîk İmanların Balkanlar için ^hazırladıkları plân şimdiye kadar iki noktadan yanlış çıktı: Bir defa Yugoslavyadakı mühim hâdiseler, plânın başlıca temelini çürüttü, ikincisi de İtalyan donanması Alman plânının icabı olarak kendisine veriler vazifeyi yapamadı, aksine olarak ağır bir hezimete uğradı.
Bundan başka, Sovyet Birliğinin harbin balkanlara sirayetine razı olmadığı şüphe kabul etmez bir suretle ileri sürüldü! ki Londranın tefsirince bu hareket, bizimle İngiltere arasındaki karşılıklı yardım paktının Sov-j yet Birliğine dokunan şartımı refetmekte ve bizi vaziyetin icap ettirdiği her türlü kararlan vermekte serbest bırakmaktadır.
Bütün bu vazıyete göre Almanya için Balkanlarda herhalde bir yıldırım harbi mevzuu yoktur. Müşkül arazide, müşkül münakale şartlan altında, pek çetin ve azimli düşmanlarla boy ölçüşmek için bir takım esaslı hareketlere girişmeği ve ona göre yeni plânlar hazırlamağı göze almak lâzımdır.
Almanya bunu göze alacak mı? Balkan memleketleri, Al-manlann böyle bir karara varmaları ihtimalini elbette hesap-lıyarak son hazırlıklannı yapacaklardır. Fakat nihayet tâli mahiyette bir hedef için Almanların bu kadar büyük külfet ve fedakârlığı göze almamaları da imkân haricînde sayılamaz.
Eğer Almanya, Balkanları
rahat bırakmak karanna varacak olursa ttalyanın yaptığı büyük hatadan kendini son saniyede korumuş olacaktır.
Şimdi bütün âlemin merakla beklediği nokta fudur: Alman-yada akıl ve hikmet son saniye, de hırslara ve hislere galebe ilecek mî?
M- H. ZAL
Kızlarımız Atıcılıkta da Birinci
Mersin (Hu«wî) — Orta okul talebeleri araamda yapılan bir a-tı.-ı müsabakasında orta okul krz-ları büyük muvaffakiyet göstermişlerdir. Birincilikten yedincili-ğe kadar olan dereceleri kazanmışlar ve hazır bulunanlardan büyük takdirler toplamışlardır.
Moda Deniz Klübünün Yarınki Umumî Heyet Toplantısı Vesîlesile...
"Beşinci Kol„ Sözü Nasıl
Çıktı?
1936 sonbaharında General Fran-ko orduları «lort koldan Madrlt lazerine yürüyordu. Mevcudu pek uz-dı. Mllllci zabitlerden biri, böyle zayıf bir kuvvetle payitahtın zaptolu-namıyacağını »bylcdl.
GeııeraUerdcn biri eçvşp \enll: — Merak etmeyiniz» Besimi bir
kolumuz daha var. İçerde çalışan ta-
raftarlaronu-
Bu ağızdan uğua yayıldı. Ve bugün, bildiğimiz peklide kullaıulmı.va başladı.
Bütlin bunlar doğru ama, Hacerle bir dam altında on be.? s^ne yanıyan
ve onun ölümünde hazır bulunan ben meseleyi böyle muhakeme edemiyorum. Ben çocuğunuzu büyütmek için onun nc büyük fedakârlıklara katlandığına çahit oldum. O kırmışa, bizden hürmetle bahsetti, sizin kabahatinizi yüklendi, hatta Biri kendıal-le evlenmlye mecbur etmek için hilelere başvurduğunu söyllyecek kadar kendisini ajçalttr. Bunları ben gördüm, işittim.
Hacer, kuma kargı aizl yükseltirken kendisini kabahatli göbteniyor. okumuş bir Jatanbul gencini baştan çıkardığından dolayı ibtırap duyduğunu İhsas etmek istiyordu.
Belki dc Alp fena bir adam değilsiniz beyefendi; belku do ilk gençlik ateşlno mukavemet edemeden atıldığınız bu yoldan geri dönmekte pek hakaız değildiniz. Belki de Ha-cerlo yaşamakta devanı etseydiniz. slae yazık olacaktı. Nitekim bugün memlokctln tanınmış mühcndiölerin-den ve eayılı zenginlerinden olmanız da bunda haklı olduğunuzu isbat e-diyor, fakat bütün bunlara rağmen Zavallı Hacercigc yazık ettiniz.
Evet, boşanma esnasında ona bu oturduğunuz evi uldınız. evet vakit vakit ona banka vaaıtaalle para yol-ladınız ama, a*ıi bu hareketinizle o-nu bedbaht ettiğinizin farkında bile olamadınız. Eger biz Hacerl sefil, fnletr hlr dul kndm halinde bırakıp
E D E B t ROMAN
Yerinde Bir Cevap
Birinci l ranmvanın çok mütevazı bir kütüphane memuru vardı; Meşhur Duval...
Bir gün. cahil bir adam gelir» bir çok Haçına ve sapan peyler borar. Duvul da. başından savmak iyin;
— Bilmiyorum!.. Der. Beriki hiddetle:
— Bilmiyorum no demek? Kral size her şoyl bilmeniz için yüksek bir para veriyor...
Deyince Duval şu cevabı verir:
— Kral, bildiğim şeyleri ödüyor. Bilmediğim şeyleri de ödemesi lâzmı gelse, krallıfcm bütün hazineleri yet-
I
me/,!
TEFRİKA No. 5
Ydzan: Muazzez T
l<aç*aydmız, belki o tekrar köyüne avdet edecek, münasip birisllc evlenecek ve hayatrnı yeniden kuracaktı. Siz onu yerinden, yurdundan ayır-diniz. Büyük bir şehre bağladınız. Paranızla onu manevi sefalete stlrük lediniz. O çocuğunu KasUmonuda doğurduktan aonra bir daha köyüne dönmek İstemedi, yapılan İzdivaç; tekliflerinri reddetti, elzin kızınızı bir şehirli küçük hanını Ribı büyütmek hevesine düştü, bunu kcndlsiı,* vazife bildi vc bu uğurda kcndtöinl feda etti.
O, Uç odalı evinin Uat kattaki odu^ ¦mi kiralamakla hiç olmazca evin vergi ve tamir masraflarını kurtarmak iütemişti. Aşağıdaki odalardan
birinde kızı ile beraber yerleşti, difterine do küçük bir el tozgalu koydu. Dokuduğu bezlerin yatışları ile gerindi, hatU bir miktar para bile birlktirmiyc muvaffak oldu. Bu para kızının tahail parası oldu. Hacer, Kozbanı okutmağa azmetmişti. Nite»
kim. kızı yedi yaşına geldiği vakit, bana tealim etti. Onu mektebe gör türdüm.
Bütün bunlarm tattvlri pek kolay,
mm
ahsin BERKAND
kalem bunu bir hikâyo gibi anlatıyor. Fakat kendisine Bolu kralı unvanı verilmiş olan AH Bey, acaba bu cahil köylü kadının «.ektiği mahrumiyet vc meşakkatleri tahmin o* dobihyor mu? Onun ne derece asil ruhlu vc fedakAr bir kadın olduğunu takdir ediyor mu?
Bazaıı Hacerc, sizo müracaat etmesini, çocuğunuza bir nafaka İstemesini teklif ederdim. O zaman zavallı kadının gözleri büyür, dudakları titrer:
— Kızımı elimden alır, onsuz ben ne ederim? derdi.
Görüyorsun ya Beyefendi!, sizden kenduinc birlclfe hatıra kalan yav* rusundan ayrı düşmek korkueUe o-nun varlığından bile sizi haberdar etmok iatememiştl.
Bundan iki aone kadar evveldi. Bir gün Hacerle kızının föyle bir münakaşalarını dinledim. O vakit, Kezbun, on bca yadında ıdı.
— Anne, babam madem ki zengin n»iM, buna onun adresini ver, ona ya zayım, bize biraz fazla, para ynlla-NHı arada bir gönderdiği para yetinmiyor, sen çok yoruluyorsun.
1 Yangın Tulumbasını İcat
Eden Kim?
Komedi Fraıutez tiyatrocu aktör* lerinden Duperier, 18 İnci yüz ytfnı başlangıcında bir tulumba icat cttL Bu tulumba az vakitte büyUlt bir rafrbet gördü. 15 İnci LUi, aktöre mükafat verdi, nermaye verdi, Tulumbasını iblah etmesini emretti.
Duperier, senelerce artlat - tulum bacı vazifesini gördü. Maiyetinde ytklerco tulumbacı bulunuyordu-Kran*ada. itfaiye teşkilâtının babacı aktör Duperler'dlr.
— Ne dedin? Divane misin aen kız? Hiç îstanbula mektup yazılır da para dilenilir mi ?
— Neden dilenmek olsun? Boynu na borçtur. Elbette beni geçindirecek. •
— Böyle sey olmaz bunu zihnlrv
den çıkar.
— Pek âlâ, modem ki sen adresini vermek istemiyorsun, ben onu bulmanın çaresini bilirim,
— Dell kız, onu na-sıl bulursun?
Baban öleli iki yıl oldu.
Bunu o kadar ciddi bir tavırla soy lemisti kl yalnız Kt-cban de#ü, ben dc inandım. Sonradan Hacer bana Ziraat Bankasına gidip kendi namı, na gelecek havaleleri benim mektep adresimo yollamalarını rıco etmemi
söyleyince bunun kızını sizo müra< caat etmekten men İçin Wr saniye i«jinde uydurulmuş bir yalan olduğu, mı unladım.
O günden sonra ana kız arasında bu gibi münakaşalar olmadı, Hacer
tczgaJu basında, Kczban da mektebinde çalışmalarına devam ettiler. Fakat garip bir tesadüf eseri olacak, bir daha sizden Hacer namına para gelmedi. Kezbanm masrafı art
tıkça artıyor, zavallı Hacer de bun» lan karşılamak İQ|n gece gündüz dU diniyordu. Halbuki siz artık vaktllo M'vıulı? olduğuffnz bir kadının varlığını unutmuştffnup sanırım.
(Arkatı w)
Zeki
Spore
Yarın, Moda Deniz klübü umumi heyeti toplanacak vc bir takrirle istendiğine göre, klüp azasından Zeki Rıza Sporel'in klüpten çıkarılması hâdisesini konuşacak ve hiç şüphe etmiyoruz ki bu hâdisedeki haksızbğı te*bıt ve tamir
edecektir.
Klüp umumî heyetini tenkil
eden aza arasuvda Zeki Sporel'i tanımayan bir tek kimee bulunabileceğini zannetmiyoruz. Zira bütün memlekette tanınmış Zeki gîbi bir sporcunun üç veya beş yüz aga arasında tanifrmamtş ol-ma&ına jmkAn göremiyoruz. Fakat ©n zayıf ihtimale de yer vererek, büyülc bir hakötzlıga uğratılan Zeki Sporel'in kim olduğunu •eger JcKlp umumî heyetinde tanımayan» varaa tanKmak üzere-şuracıkta kaydedeceği/:
Ze4ri, küçük ya?tanl)eri kendisini hor hueuMta ve tam man**ile epora haerattmŞfl memleket apo-lunda- oldluğu kadar bu »porun beynelmilel mÜ«aeebe4İerifide de teiniz, dünkt ve hakls bir «öhret k-izdfimı.ş bir kimbe-dir.
Fcncı^ahçc t<«ktmUrmdu futbol ve bokoy oy^omıç. yıllarca FeneAahçe furtlbod takımının U-ifMimi KapUm^ynı ve merkez muhacimi iğ ini muvaffakiyetle ba-çannışı y'ne senelerce n«llî futbol takımımızın Umumî Kaptanlığın* ve orta muhacimligini beynelmilel sahada yüzümüzü ağartan bir şekilde yapmus Fenerbahçe klübü müeaairfer vc idare heyetlerinde gü^ei1 içler ba^arımç» apor teflikilâjhnda futbol vc tenis heyetlerinin en bilgili asaeı olmuş, bir aralık Beyoğhı Hajkevi-nin Spıor komitesinde faydalı bir unsur olarak çalrçmış. ten-iete rjam-piyonhıkUr almış, çnillî kümenin kurulmasında ballıca amiller a-rasın*' ı bulunmuş, deniz sporla-rile uğraflmıjj ve bu uÇTaçnıanın verdiSi aevgi. ile N4oda Deniz klübünün kurulusunda, «n ıa-fiz *olü
oynamış ve hattâ adı klubün resmi ruhsatnamesine müessis olarak geçmiş, memleket gazetelerinde spora ait bilgili yazılar yazmış memleketimize senelerce dış memleketlerden getirtilerek bir çok paramızı çeken bir sürü spor malzemesinin ayni nefaset ve metanette memleketim^de yapılabileceğini bu sahada yegâne müteşebbis olarak işba* etmiş, en son olarak ta geçenlerde hetpen hemen yalnız sehrimizdeki İngilizler arasında oynanan golf .şampiyonluğunu alrruçtır.
Böyle bir kimsenin Moda Deniz klübünün spor gayelerinden uzaklaşmakta olduğuna dair yazdığı bir tenkit yazısını klüp idare heyetinin bir haysiyert meselesi yapmasına klüp umumî heyetinin cevaz vermiyeceğine kani bulu. nuyoruz.
Yarınki toplantı neticesinde kanaatimizde yanılmamış olduğumuzu görmek yaJnız bizim için değil, sporu ve dürüst sporcuyu
seven herkes için deri« bir zevk o4acak4ır.
N. P.
Dokumacılık Kurslarının Faaliyeti
Edirne (Vatan) — Yurdun her tarafında olduğu gibi Trak-yamızda da kurulan el dokuma
tczgâ'hUnle açılan dokumacılık kurslarım ve bunların meydana getirdikleri çamaşır vc saire gibi eserleri teökık etmek üzere İktisat Vekâleti Küçük Sanatlar müdürü Hıfzı Oğuz Bekata evvelki akçam Fdirneye gelmiş; bu müs-bet ve hayırlı çakmaların icap
eftirdiği temasları yaptıktan sonra şehrimizden ayrılmıştır.
Köylülerimiz el dokumacılığına büyük bir alâka göstermektedirler. Tezgâhlardan ilk eserler
alınmağa bağlanmıştır. İsler yakından takip edilmektedir.
VATAN
-»—-
5.4 . 941
MERHAMET
Yazan: Ertuğrol Şevket
Rustcm Efendinin gözleri, fal taşı gibi açıldı, beyni döndlL c— Vay çatıma!
Demekten kendini alamadı. Büyük bir hırs ve şiddetle ileri atıldı. Ye-nicanıi merdivenlerinin son basamağına oturmuş. *l$i gözü, İki çeşme, feryat ve ftg**) içinde çırpınan, sekiz dokuz yaşlarındaki bir çocuğun kulağına yaprştı, var kuvvetile çekmeğe başladı.
Çocuk, büyük bir şaşkınlık içinde, hem ağlıyor, hem bağırıyor, hem de kulaklarını, RUstem Efendinin kadid parmaklarından kurtarmağa çalışıyordu. Etraftan peçen yolcular, seyyar esnaflar yani ar mı sarmışlardı. Her Kafadan bir ses yükseliyordu:
c— Efendi bırak, Çocuğa günah
değil mi?
Bey baba, ayıp denen bir şey
vardır dünyada.
RUstem Efendiyi sivil bir beledi-1 ye memuru sanan ihtiyar bir kadın:
«— Bu, belediye memurlarında ar tık insaf kalmadı. Elin fakirinin testisini kırdıktan sonra, bir de da-yak atıyorlar. Rüstcm Etendi, kimseyi dinlemiyor, yapıştrgı kulaklara, habire asüryordu.
Bundan on gün kadar evveldi. Bahriye mülfizimli£indcn mütekait RUstem Efendi, karısından yirmi ku ruş harçlığım atauş, sabah erkenden sokağa çıkmıştı.
Yolda, kendisi gibi, eski mütekaitlerden olan bir dostuna rastlamış, dertleşmişierdi. Sanki, onlar, insan
değildi. Kaderin, onları birkaç sene
evvel dünyaya getirmesi, böyle ahır ömürlerinde sürünmelerine vesile olmuştu, öyle ya, kendilerinden biraz daha genç olanlar, tekaüde sevke-dildiler mi, oh, kekâ, gel keyfim, gel. Aşağı, yukarı tam maaşa yakın bir , para alryorlar, bir kenara çekilip şahane yaşıyorlardı. Üstelik ikrarm
ye olarak aldıkları avuç dolusu para da caba. Ya, kendileri? handiyse, avuç açacak, dileneceklerdi.
RUstem Efendi, derin derin içini çekerek arkadaşına şunları söylemiş ti:
«— Bereket bizim kerimeye. Kızcağız, Allah razı olsun, daktilograf öğrendi de, bir yere memur olarak girdi. Yoksa, benim üç ayda bir al-dığrm birkaç kuruşa kalsaydık, yan m iştik.
Kendilerini yerden göğedek haklı buluyorlardı. Muadelet bu muydu? Eski ve yeni tekaüt demek, ne de-( mekti. Arkadaşı,
h c— înan olsun diyordu. Aylar geçiyor, ağzıma iki kadeh rakı koyamıyorum. Kâfire, ne de düşkün oldu
ğumu bilirsin. Bir yerde düfün <v lacak, ben de davet edilmiş bulunacağım da, rçeccğrm...
RUstem Efendi, »içi büsbütün dolmuş, gözleri dönmüş bir halde, ahes te aheste, Beyazıt meydanına gelmişti ki. yürekler paralayın bir manzarayla karşılanmıştı: Sekiz dokuz yaşlarında kadar bir çocukcağız, meşhur havuzun demir parmaklıkları konarında, yere çökmüş, iki gözü, iki çeşme feryat ve figan ediyordu.
Rüstcm Efendi, çocuğun etrafında halka olanların arasına karıştı. Meseleyi anladı: Fakir çocukcağız, bir taraftan, yanma serilmiş olan testi kırıklarını gösteriyor, bir taraftan da ağlıya ağlıya derdin» döküyor du: Alil bir annesinden başka kimsesi yokmuş. Baba-sı. umumi harpte Çanakkalede, şehit düşmüş. Kendisi mektep paydoslarında su satıyor, hem kitap parasını temin ediyor, hem de anneciğine bakıyormuş. Bu gün, bir belediye mcmurtle karşılanmış, memur, çocuktan esnaflık ruhsatiyesi istemiş, tabii çocukcağız da gxistcxememiş, o da, onun testisini kırmış. 1
Zaten nizamlarla bağrı dilhun o-lan Rüstcm Efendi, bu macera karşı smda büsbütün harap okiu, aklı başından gideyazdı. Hemen oradaki ka labalığa döndü, yaşlı gözlerile onları süzdü ve: 1
€— Efendiler. Beyler, diye bir nut ka başladı. Bu, fakir çocuğa muavenet edilmesi için. herkesin üç, beş kuruş vermesini rica etti.
Fakat, daha nutuk bitmeden, kalabalık dağılmağa başladı. Rüstcm Efendi, yanındaki arkadaşına göz kırparak gülen yer r ile az daha kav ga edecekti. İçinden; 1
Artık, hamiyetli ferd' vahit kalmamış Diye ac: acı söylendi:
Çocuğu teselli etti. Sabahleyin evden Şikarken, karcından aldığı yirmi kuruşla beraber, bir gün evvelki harçlısından artan yüz parayı da t<dcta utanarak çocuğa uzattı ve ora
dan ayrıldı.
İşte. bugün de. ayni çocuğu, belki ajni olan testi kırıklarının arasında, Yenicaml merdivenlerinin en son ba sair ağında, bundan or. gün evvelki ayr.i nakaratı tekrar* ırker görünce, beynine kan hücum ederek sinirlendi ve çocuğun kulaklarına yapıştı. Rüstcm Efendi, parmaklan arasındaki bu kulakları koparrrcasına çekerken, bundan on gün evvel, nasıl bir hamiyet mandapseslne bastığını düşünüyor ve düşündükçe de kulaklara asılıyordu.
Ertuğrul ŞEVKET
Bugünkü Millî Küme Maçları
Ankara Gençler Birliği, Istanbulspor; Beşiktaş da Demirsporla Karşılaşıyor
Buffün ve yarın Şeref stadında millî Icüme maiçlarına devam edilerek Ankara takınvlarile deplasman müsabakalarına başlanacaktır.
Butfiiklı Şeref stadında Ankara-run Gençler Birliğini Istanbulspor ve Eskişehir Demirsporaımı da İstanbul şampiyonu Beşiktaş karşı, smda göreceğiz.
l«tantbıil takımlarının vaziyetlerini biliyoruz. Fakat Ankara ve Eskişehir takımllarının kuvvet dereceleri bizim için o kadar malûm değildir.
Maamafih Gençle* Birliğinin geçen senelere nazaran kuvvetinden kaybettiğini gerek aldığımız haberlerden ve gerekse bu sene ald'iğı derecelerden öğreniyoruz. Diğer taraftan Demirspor da( Fenerbahçenin zayıf kadrosu önünde otanaJda beraber, bugün için Türkiye şampiyonu bulunmak itibarrle yapacağı maç bizim için yalnız bu bakımdan alâkalı olabilir.
Beşiktaşlılar hiç şüphe yok ki, Demrropor karşısına en kuvvetli çekillerile çıkacaklardır. Ne olursa olsun işi ciddî tutmaları ve o-na göre hareket e'bme'leri lâzımdır. İşe dhemırnryet verildiği takdirde Beşiktaşlın galibiyetini beklemek tabiî olur.
G enç lata n!b ul sp o r hilar d a Gençler Birliği ile oynayacaklar. Geçen hafta Beşiktaş karşısında hakikaten güzel bir oyun çıkaran ve muvaffakiyetli bir netice elde eden latanlbuUporlular, Eğer gurura kapılmazOarsa ve yine ayni enerjiyi ortaya koyarlarsa millî
küme maçlarının ikinci karşılaşmasını öyle zannediyoruz ki yine muvaffakiyetli bir derece ile ne-t i c e 1 endi reb i 1 i û er.
Bu#ün ve yarmlk maçların hakemlerini bildiren tebliği aynen aşağıya alıyoruz:
5 nisan 941 cumartesi günü yapılacak millî küme maçları:
Şeref stadı:
Saat 15 Gençler Birliği - Istanbulspor. Ha'keJrrrt: Tarık özeren-gin. Yan hakemleri: Selâmı - Eşref.
Saat 1 7 Demirspor - Beşiktaş. Hakem: A. Akın. Yan hakemleri: Sami Açsköney - B ah attın.
6 nisan 941 pazar günü yapılacak millî küme maçları:
Şeref stadı:
Saat 15 Demirspor - Istanbulspor. Hakem: Ahmet Âdem. Yan hakemleri: Halit Galip -Selâmi.
Saat I 7 Gençler Birliği - Beşiktaş. Hakem: Semih Duranaoy. Yan hakem'leri: Feridun - Necdet.
Aile Toplantısı Yapıldı
Bursa (Hususî) —Çoktanberi sabırsızlıkla beklenilen aile toplantısı Hatkevinde yapılmıştır. Toplantıda Vali, Parti 'kaza reisi. Halkevi mensupları, profesör Hami Danişmend do hazır bulunr-mus^ardır. Samimî hasbıhallerle geç vakte kadar devam eden bu toplantıda gençlerimiz tarafından muhtelif oyunlar oynanmış, milli şarkılar söylenmiş ve hazır bulunanlara çok iyi bir gece ge-çirtilrnistir.
em!
Eğer Muradımı Verirsen
Haftanın filmlerinden: «Thomas Edison'un ço
cukiuptj» rıımın
n d d* sa
Beğendiğiniz Artist Huyunuzun Aynasıdır
En ziyade beğendiğiniz artist.
Robcrt Taylor ise, musikiyi, şiiri, su üzerinde gezmeleri, uçuk renkli çliçeklerl seversiniz. Kendinizi hayale kaptırır ve saatlerce kendi İç âleminizde oyalanırsınız. Romanlardan kederli olanları tercih edersiniz, sonu iyi gelmiyen, içli ask hikâyelerine bayılırsınız. Böyle şeyler okurken, elinizde olmıyarak ağlar, Gözleriniz yumruk yumruk olana kadar ağlarsınız.. Ve bunları okuduktan sonra da yaşadığınız hayat gözünüze o kadar yeknasak, o kadar iç sıkıcı görünür kl hemen hayal âleminize dalar, İstikbalde muhakkak ya-şıyacağmrza iman ettiğiniz güzel, mesut günleri şimdiden gözünüzde canlandırmağa çalışırsınız.
Wllliam Powcli't diğerlerine tercih ediyorsanız, müstehzi gülüşü, karşrsmdakinin içini okur gibi bakan gözleri hoşunuza gidiyorsa, zekisiniz, hoşa gitmek hoşunuza gidiyor. Tehlikesi bol. karışık maceralara karışmağı seversiniz, iyi görüşünüz ve idrakiniz sayesinde bu teh İlkelerden tam vaktinde sıyrılmanın yolunu bulursunuz. Doktorluk, belki de hukuk tahsil ediyorsunuz fakat muhakkak bir şey varsa üslubunuzun çok güzel olduğu, yazma kabi-Ilyetinizdir. Her davayı lehinize kay dettirebilecek kadar beliğsiniz.
John Barrymore'i beğeniyorsanız, mütehakkim, enerjiksiniz, sağlam bir kafanız var, yanlış adım atmaz, lüzumsuz masraf yapmazsınız, her gün mükemmel bir vaziyete doğru bir adım ilerliyorsunuz. Şu mükellef apartmana şu lüks otomobile, şu harikulade elmaslara bir gün muhakkak sabip olacaksınız. Fevkalâde bir izdivaç yapacak ve evin kumandasını ele alacaksınız. Büyük bir şansınız ve o nlsbettc de cesaretiniz var.
Viktor Franccn'i beğenmeniz, okumuş olmanıza, ilme temayülünüze işarettir. Okumağı, tiyatroyu çok se verslniz. Her mevsimin, her konuşu-
lan mevzu etrafında bir bilginiz vardır. Seçkin birinci plândaki şahsiyetlerin hiç olmazsa yakınında bulun pıak için, onlara tesadüf edebileceğiniz yerlere gitmeği ihmal etmezsiniz. Teşhis cdemiyeceğiniz hiç bir tarmmış sima yokfur. Ve onları tanımakla iftihar edersiniz.
Hiç kimseye de *\şmiyece£lniz artır. Gary Cooper lae ince, akıllı ha.? sefanız, kimseye fenalığınız dokun-n az. Dostluklarımızda. sadıksınız. He ¦ şeyden evvel derin bir sevgi ve şefkat kabihyetin'z vardır, fedakârsınız. Sonsuz ve sakin bir saadet öz Ilıyorsunuz. Hasis kalbinizin şiire sjivj İyi gele ı hikâyelere meyli var-d'.\ Hayatınız muhakkak fazla neye*, î.siz fakat asude ve mesut geçi-;*!'tir.
înnand Cif \ ev'ı scvlvorsanız. sporların en yeni ve en modemini seviyorsunuz, son oynanan filmleri gördünüz, son neşredilen kitabı oku dunuz, çok bahsedilen mecmuaları satın aldınız. Demektir. Şapkanız, elbiseniz hattâ eşarpınız bile son mo daya uygundur. Bugünün adamını, bugünün modasını, bugünün her şeyini bilirsiniz. Hiç bir bağ sizi maziye bağlamaz, fevkalâde bir hareket kabiliyetiniz, çok ser» bir kavrayışınız var. Modern hayatı eğlenceli bulur, her yenilikte ayrı bir heyecan bir zevk tadarsınız.
Charles Boyer'i seviyorsanız. Haricî görüşünüzün sükûnetine bakıp da aldanmamalı. Hislerinize hâkim olabilmek, içinizdeki ihtirası dışarı taşırmamak için nefsinizi nasıl zorladığınızı bir Allah bir de siz bilirsiniz. İçiniz sönmek bilmiyen bir a-teşle cayır cayır yanarken, haricen saWtn, muvazeneli, uslu akıllı görünürsünüz. Vakit saat gelmeyince, hislcrinizden bir şey sezdirmezsiniz. Kuvvetli dramları korkunç hikâyeleri tercih edersiniz. Fedakârlık his siniz kuvvetledir.
Jean Gabin hoşunuza gidiyorsa
tehlikeyi seviyorsunuz, sürat, karar sahibisiniz, beklenmedik hâdiselerin vukuu size heyecan verir ve siz bu heyecanları seversiniz. Şans deneme leri bol olan güç bir meslek İntihap edersiniz, çünkü sabırla alâkası o-lan her şeyden kaçınır, yeknasakh-ğa tahammül edemezsiniz. Uzun vo maceralı seyahatler yapmak ve heyecanlı hatıralarla dönmek cmelin-desiniz ve günün bıktırıcı sükûnetini unutmak için macera romanları okur ve her türlü sergüzeştten derin bir zevk duyarsınız.
Eğer Clark Gable hepsinden daha çok hoşunuza gidiyorsa neşoli, nikbin bir karekterinız var. Her fenalıkta bir iyilik sezersiniz, her çirkin de bir güzellik bulursunuz. Her vakanın tuhaf, eğlenceli bir tarafını bulursunuz. Sonunda her şeyin güzel ligine, her şeyin iyi neticeye bağlanacağına kanaatiniz vardır. Harici görünüşünüz tertipli, temizdir, lyl giyinmesini seversiniz, ve giyinişinize şahsî teferruat ilâve etmeği ihmal ötmezsiniz. Meselâ, iyî intihap edilen, zevkinizin inceliğini gösteren, güzel bir çiçek.. Şu, veya bu.. Münakaşayı sevmez, ve bilhassa kim senin fikrinin aksini iddia etmezsiniz. Hayat da sizi haklı çıkaracaktır.
Herbert Marshall'i beğeniyorsanız kararsızsınız, enerjik ve anî kararlar vermekten kaçmrrsınız, ve hele buna mecbur tutulmak hiç hoşunuza gitmez.. Bu gibi kararları sizin yerinize başkası verirse daha çok memnun kalırsrnrz. Modern hayatı, ve e-vln dışında W>ç bir işi sevmezsiniz. Güzelsiniz, sadeliği seversiniz. Herkesin sizde en çok beğendiği şey de
bu sadeliğinizdlr. ilân etmekten kaçındığınız o kadar iyi kabiMyctiniz ve meziyetleriniz vardır ki.. Evlenir kcfrı etrafınızda dönüp dolaşan hoyratlardan kaçınmanızı tavsiye ederim.
TAKSİM Sinemas
ı
Bugün matinelerden itibaren
2 Büyük filmden mürekkep fevkalâde bir program takdim ediyor.
1 — ÎMPERÎO ARGENTÎNA'nın rakibesi Parlak İspanyol Yıldızı
ESTRELlTA CASTRO'nun
Gece Gülleri
İspanyolca sözlü ve .şarkılı filmini
2 — Umumi talop üzerine
SİHİRLİ
1001 gece masallarından büyük şark filmi. Bu müstesna frrsatı kaçırmayınız, mutlaka gidip görünüz.
Bugün saat 1 do tenzilâtlı matim
Yeni Vilâyet Encümeni
Edirne (Hususî) — Yeni vilâyet encümeni aşağıdaki zatlardan teşekkül etmiştir:
Fuat Ozan (Meriç), Hatice Demiray (Edirne), Hüseyin Dençer (Keşan), Mustafa Öner (Uzunköprü).
Parti tarafından umumî meclis azaları şerefine Belediyede bir öğle ziyafeti veriLmiştir». Ziyafette Umumî Müfettişlik Baş/müşaviri Sabri öney. Valimiz Ferit Nomer, Belediye ve Parti erkânı hazır bulunmuşlardır.
^ Edirne (Hususî) — İki ay mezuniyetle îstanbula gitfrniş olan Umumî Müfettişlik Ziraat müşaviri Şevket Arı bugün şehrimize gelmiş, vazifesine başlamaktır.
BUGÜN
Zevk vc Neşe Kraliçesi
Admı eski Harbiye Nezaretinde vazife gören bir bölüğe ve sonra da bu bölüğün oturduğu binaya veren Bekir Ağarun oğlu Bay Ahmet istanbul foLklörü hakkında çok iyi tet kikler yapan kıymetli bir tarihçidir.
Benim istanbul içindeki dolaşmalarımı blidigı için:
— Yeni Evliya Çelebi! Dedi. Çeş-11 dedeyi gördün mü; Onu da yaz.
— Evet Çişli dedim çişli dedeyi dördüm. Hattâ, hammal babayı biie buldum. Fakat çişli dedeyi bîr de senden dinlemek isterim. w
Bekir Ağa bölüğü kumandanının oğlu anlattı:
— Otakçılardan Eyübe inen yolun solunda bir namazgah vc üstünde de ağaçlı ve sulu bir sofa vardı. Yazın yakıcı günlerinde burası bir vaha scrinliğile birçok kimseleri a-gaçları altına çekerdi. Biz de eş, dost ikindi üzerleri orada toplanrr, konuşur, eğlenir arasıra çakıştrnr-dık da.. Bir gün üst taraftaki mezarlıkta sık sık feraceli, çarşaflı kadınların ve genç kızlarm belirdikleri gözüme çarpıyordu. Bazı kızlarm gelin gibi süzülerek çeşme arkasındaki açık türbenin önüne indiklerini ve orada feracelerini kanat gibi açtıklarmı ve çömeldöklerini, biraz sonra yine mezarlığa tırmandıklarını görüyordum. Ben bunlarm evvelâ bir oyun oynadıklarını sandım. Fakat içlerinde oyun çağını aşan yaşlı kadınlar da vardı. Arkadaşlarıma sordum.
— Bu hanımlar ne yapıyorlar. ¦ Hep birden güldüler ve cevap verdiler:
— Çişli dedenin türbesine adaklarını bırakıyorlar.
— Bu ne biçim adak?
— Çişli dede muratlarını yerine getirdiği i<Jin gördüğün kadınlar da nezirlerini yapıyorlar, dedenin mezarına işiyorlar.
Ben buna inanmadım. Kadınların çömeldikleri yere gittim. Filhakika ; burasının havasını kesken bir amon yak kokusu bozuyordu. Toprağı yeni kabartılan toprağın üstüne; kedilerin köşelere siğdiklcri gibi her gün , kadrnlar işiyorlarmış:
Kısmeti çıkmıyan, çocuğu olmı-yan, sidik zorluğuna yakalanan kadınlar ve kızlar bu türbeye gelirler ve şu şekilde nezirde bulunurlarmış:
Çişli dedem, şişli dedeni!
Eğer muradımı verirden
Sana bir çiş edem dedem. Muratları olanlar da nezirlerini ya parlarmış. Bu mezarın bir de kadm türbedarı vardı. Bu kadın her gece mezarm etrafındaki amonyaklı mâ-yilert temizler, mezarın toprağını pa muk gibi yumuşatır, yeni nezircile-rin emirlerine ve hareketlerine hazırlardı. Gerçi:
Türbemi meyhane enkazlle bün-
yad eyleyin!
Türbedar olsun bana bir pir mey-
hur ve garip
Nezri serhusanla ol pire imdad
eyleyin
Şeklinde vasiyet eden ayyaşlar vardı. Fakat yedi kat toprağın aî-tmdaki kemiklerine işliyecek kadar ruezan üstünde aptest bozulmasını istiyen bu garip dede kimdi?
Çok kitap karıştırdım, çok araştırmalar yaptım. Nihayet bu çişli
dedeyi buldum. Cumhuriyet idaresinin isabetli müdahalesile sidikten kurtulan bu zat Fatih ikinci Meh-metie beraber Istanbulun fethine iştirak eden Ferah Dede ismüıde Ak-Şemseddln ayarında bir Türk âlimi idi. Ak Şemseddinle ayni hocadan ders vo ayni mürşitten feyiz alan Ferah Dedeye karşı tstanbulda kalan Bizans döküntülerinin sönmiyen bir gayız ve kinleri vardı. Bizanslı kadınlar gizli gıizli onun mezarını pislemek suretıle millî bir intikam aldıklarına inanırlardı. Yavaş yavaş açığa vuran bu hareketi Türklere karşı bir nezir gibi göstermeğe ve: — Buraya işeyince ferahlık duyuyor ve her türlü muradımıza eriyoruz. Demeye başladılar.
Bu hakaret sonradan Türklere de bir nevi nezir şeklLndc geçmiş ve cahil halk tabakaları arasında yerleşmiştir. İstanbullular salı gününü meşum sayarlar. O gün yola çıkmazlar, bir işe başlamazlar, kadınlar çamaşır yıkamazlar, dikiş dikmezler. Bu da Çişli ded$ efsanesi gibi Bizans döküntülerinden Türklere geçmişüir. Türkler Istanbulu salı günü aldıkları için Bizanslı Rumlar salıyı matem günü yapmışlardı.
Salıdan teşe'Um son zamanlarda senebaşı bayramı şeklinde aramıza girmeye başlryan milâdı tsa yortuları gibi yabancılardan istanbullulara geçmiştir.
Hadtkatülcevami sahibi der ki: «Eyüpte Arpacı mescidinin karşısındaki türbei mahsusada Şeyh oğlu Ethem baba metfun ki Ak Şem-seddin hazretlerinin Pirdaşlarmdan olup fethi Kostantiniyede beraber olanlardandır. Ve bunlarm biraderleri Ferah Dede dahi Otakçılar hamamı mukabilinde bir hanenin kur-bünde türbei mahsusada medfun-dur.> * .
Filhakika Eyüpte Otakçılarda sıra servilerden - yeni adile- Abdur-rahman Şeref caddesinden aşağrya inerken solda H 1265 de tamir ©dilen TUrabi çeşmesinin arkasmda bir namazgah ve sofa vardır. îşte Ferah dede burada metfundu. Karşısında ki tarihi otakçılar hamamı üç sene evvel enkazcılara s kılarak ^yıkı İm ıştır. Şimdi bostan halindedir. Bu cad' deden biraz daha aşağıya inince sağ da mimar Sinanın yaptığı Arpacılar camii ve onun tam karşrsmda Ethem babanın türbesi görülür.
Cumhuriyet idaresi beş asırdan beri üstüne işenilen bir Türk zihninin mezarını kıyamete kadar sürecek olan çirkin hakaretten kurtardı. Gönül ister ki bu kahraman vc çilekeş Türk âliminin, başına bir mezar taşı dikilsin. Bu; kadınlarımızın asırlardanberi bilmiyerek işledikleri büyük günahların bir kefareti sayılacaktır.
İbrahim Hakkı KONYALI
Konya Elektrik Şirketi Toplantısı
Konya Elektrik şirketi umumî toplantısını yapmış, bilanço, kâr ve zarar hesapları tetkik edil-mîş ve neticede şirketin 940 senesinde 5 7,706 lira kâr ettiği anlaşılmıştır. Hissedarlara yüzde 2,5, idare heyeîtile memurJara yüzde beş temettü taksimine karar verilmiştir.
ELEK ANN S0THERN (QAM SAKIZI)
Ve FRANCHOT
SiııeniîLsında
T O N E
tarafından dayanılmaz derecede komik sahnelerle çevrilen
Kocam Güzeller Peşinde
Aynea: FOX JURNAL. Bugün ha at I dr h ıi 11 h mutino.
SORUNUZ
Ö YLİYELÎM
Ahmet Samim ve Hamada (Paşa)
1 — Hocanıustafa Tasada Süleyman Tovflk Uygur soruyor:
Meşrutiyet devrine ait olarak hatırlamrya çalıştığın) bLr etüt I-çln Sadayı Millet Gazetesi başmuharriri Ahmet Samim Ue Haninde Paşa hakkında malûmat bulamadım. Beni aramalı külfetinden kurtarır raısnuz?
Cevap — Ahmet Samim, binbaşılıktan mütekait Tevfik Beyin oğludur. 1300 senesinde Pir-zerinde doğmuştur. Sultani mektebinde ve robertkolejde okumuştur. Meşrutiyetin ilânından evvel yazı yazmağa başlamıştır, inkılâptan sonra Harar fırkasına İntisap etmiştir. Otuz bir mart hâdisesinden sonra Hilâl gazetesini idare etmiş ve bu gazetede Ab-dülhamid hakkında şiddetli yazılar yazmıştır. O sırada emniyeti umumiye tahrirat kalemine memur olmuş ve biraz sonra tekrar gazeteciliğe başvurmuştur. Cidal, vc itilaf gazetelerinin başmuhar-
rirliklerini idare ettikten sonra, Kozmidinin Sadayı Millet gazetesine başmuharrir olmuştur vc nihayet Bahçekapısrnda bugaçacı fırını önünde meçhul kimseler tarafından vurulmuştur. Sultan Mah mut türbesine defnolunmuştur. Hamada paşa, Mısır Evkaf nazırlığında bulunmuş, Osmanlı ayan meclisine aza olmuştur. 1325 mar-tmda Hüseyin Hilmi Paşa kabinesine Evkaf Nazın olarak girmiştir. Bir müddet sonra kabinesi ile birlikte sukut etmiştir. 1328 senesinde tebdili hava için Beyru-ta gider iken vapurda ansızın vefat etmiştir.
2 — tstanbul Erkek Lisesinden Samim Tuna soruyor: Kim kimle evlenmell müsabakasına ait kuponlardan on tanesini kaybettim. Bunları İdarehanenizden tedarik edebilir miyim?
Cevap — Şüphesiz. İdare- mü-*1 urluğumuz e müracaat ediniz.
--5 . 4 . 941
FERDİye iC TİM A i
naclisemn.
Hukuk İl ııini Yayna
Kurumu TcpLnıyor
Hukuk Ilrrrini Yayma Kurumunun umumi heyeti 5 nisan 1941 tarihine •tesadüf eden cumartesi günü saat 15 te Ankarada halkevinde toplanacaktır.
Haîkevlerinda:
Üsküdar Halkevinden:
6.4.941 pazar günü saat 16 da e-vimiz tarafmdan 5000 metrelik bir koşu yaptırılacaktrr. Koşu her atlete açıktır. Kayıtlar mezkûr günde koşudan bir saat evvel kapanacaktır.
Birinciden beşinciye kadar derece 'alacaklara spor malzemesi verilecek jtir.
6.4.941 pazar günü evimiz tarafından yapılacak koşuyu idare et-jmek üzere aşağıda isimleri yazılı hakem arkadaşların saat 16 da Doğancılarda halkevi binasında bulunmaları rica olunur.
Jale Taylan. Muzaffer Tokgöz, Rıza Maksut Işman, Neriman Tekil, İskender Songur, Muzaffer Baloglu, K&mran Tekil.
Maliye Vekiline Ameliyat
Ankara, 4 (Telefonla) — Maliye Vekilimiz Fuat Agralıya, Numune hastahanesinde muvaffakryetli ufak bir ameliyat yapıldı.
Vatan: Maliye Vekilimize geçmiş olsun deriz. ;
EVLENENLER:
I
Bursa idaresi muhasebe şefi Galip Bumin'in kızı Bayan Bnise Bu-mln ile merhum Albay Hilmi Enginin oğlu Sabahattin Engin evlenmişlerdir.
MELODÜ ŞERİF:
Merhum Server ve Saffet Paşaların torunu merhum Belkls Keçecinin ruhuna hediye edilmek üzere nisanın altıncı pazar günü Maçkada Teşvikiye camisinde öğle namazından sonra mevlûdü şerif okunacaktır. B
İktisat Vekilinin
Muharririmize Beyanatı
Vekil, Endüstri Kaynaklarımız Hakkında Malûmat Verdi
(Başı 1 incide) + lan hukuki ihtiyaçlara göre iplik temini için tedbirler alınmıştır. Elde edilecek pamuk ipliğini ihtiyaç nis-betinden alâkadarlara muayyen bir nisbet dahilinde tevzi etmek lâzım geliyor. Bu tevziatı ve dhtiyacı tes-bit için bir takım ölçüler kabul ettik. Dokuma fabrikaları verdikleri muamele vergisi esasına göre iplik alacaklardır.
El tezgâhları için de iplik verilecektir. Bütün memlekete şamil binlerce ihtiyaç ert>abmm ipliklerini tesbît ederek her ay tevzi edilmesi mukarrerdir. İplik kararnamesinin tatbikine başlandıgındanberi vâki
olan tek tük şikâyetlerin hiçbirinde yolsuzluk olduğu görülmemiş ve kendilerine bu işte verilen vazifeleri alâkadarlar milli bir vazife gibi ve memnuniyeti mucip bir şekilde yapmışlardır.
Devlet fabrfkalanrun yünlü mamul âtını terclhan Yerli Mallar Pazarlarına tevzi ediyoruz. Maksadımız fabrikalarımızın mümkün olduğu kadar müstehlike yaklaşmasıdır. Pamuklularda yaptığımız gitfl yünlüleri de muayyen nisbetler dahilinde bu işlerle meşgul ticarethanelere tevzi etmek imkânının hasıl oLaca-ğrm ümit ederim.
Şurasını sureti mahsusada işaret etmek isterim ki, umumun sıkıntı ve ıstırabım kendi kazanç hırslarına vesile ittihaz etmek istiyenlere kar-, şı sert ve şedit davranüacaktır.
Yünlü kumaş fabrikabörlerile Ankarada görüşmüştüm. Bunlar, devlet fabrLkaları mamulâtınrn fiyatlarına uymak suretile normal bir kâr haddi dahilinde kalmak lüzumunu
takdir ve ifade etmişlerdir.
Basma fabrikalarımız, memleket ihtiyaçlarını tamam'ile karşılıyabil-mek için âzami istihsal yapmağa gayret etmektedirler. Bu fabrikalarda çalışan ekipler fazlalaştınlmış-tır. Esasen devlete ait bütün sana: müesseseleri âzami İstihsal esasına göre âzami randıman elde etmek i-çin çalışıyorlar. Meselâ ipek fabrikalarımızdan mart abında 850 toa âzami istihsal beklerken bin ton iplik verdiler.
Karabük fabrikamız bugün için milli İhtiyaçlarımızın mühim bir kıs mim karşılamaktadır. Yakın bir zamanda piyasaya İhtiyaç görünecek demir nevilerinden verebileceğimizi kuvvetle Umkt ediyorum. Türkiye demir ve çelik fabrikaları bugün ray, saç, demir tel ve daha bu gibi demir mamuiâtı yapabilecek vaziyettedir.
Kömür mmtakalarmırzda İstihsalin âzami şekilde arttırılması için muayyen bir program dahilinde çaldırmaktadır. 1941 senesinde istihsalin fazla olacağını kuvvetle ümit ediyoruz. Bu senenin ilk Üç ayında geçen senenin ayni ilk üç ayma nazaran istihsalimiz hayli fazla olmuş tur. Son kararname ile kömür fiyatının yüzde yirmi beş arttırılması sarfiyat üzerine ancak yüzde iki kadar bîr tesir gösterebilir.
Şeker işdne gelince: Fabrikalarımız bütün ihtlyaçlarnrnzı karşılrya-cak durumdadır. Fiyatların on kuruş artması ile istihlâkin azalacağını hiç zannetmem.»
İktisat Vekili, Alpulludan döndükten sonra Ankaraya avdet edecektir, i l-
Van, Kurtuluşunu
Candan Kutladı
Vajı, 4 (A.A.) — Van halkı kurtuluşlarının yıldönümünü çarşamba
günü büyük tezahüratla kutlamışlar
dır. Merasime top ve sflâh sesleri
arasında şehre giren süvari müfrezesinin komutanı genç subayın mey-,
j dejıdaki direğe İstiklâl marşı çalarken bayrak çekmeslle başlanmıştır. . , ^-A
Bu heybetli manzara karşısmda bütün halk, en içten tezahüratla
kendilerine bu günleri yaşatanlara
karşı minnet hfalerlni ifade eyle»-mlşler ve Atatürkün hatırasını ta-zlz ve Milli Şefe karşı da sarsılmaz bağlılıklarını teyit eylemişlerdir. Tö
rene halk vo teşekküllerin de iştirak ettikleri bir geçit resmi ile son vertlm iştir. I
T. T. K. NUN İLMİ TOPLANTISI
Ankara, 4 (A.A-) — Türk Tarih Kurumunun tertip ettiği aylık ilmî toplantılardan üçüncüsü 5 nisan cumartesi günü saat 15 te Dil - Tarih
ve Coğrafya fakültesinde yapılacaktır. Bu toplantıda Nusrot Hızır «tümlerin srrasmda tarihin yeri hakkında mülahazalar* mevzulu bir konferans verecektir.
Toplantrya alâkadar zevat serbestçe gelebilirler.
Her Gün
On Satır
4 S. 6. SAVCI
1
2
3
4
S
6
7
8
9
10
— Müteveffa Kont Telekenin ruhuna ithaf — Otuz yıl evvel Dryarbakırda Mim. Diyarbakır o zaman EHyarrbo kirtil ve akrebi bolda.
Biz çocuktuk. Nereden öğrendi »sek bir akrep yakaladığımız zaman etrafına kor olmuş kömür dizer, ortasına akrebi yerleştirirdik.
Akrep, bu cehennemi daireden kurtulmak İçin döner d olu m r vo çıkacak bir delik bulamayınca zehirli kuyruğunu kaldırarak vücudun*- Haplar ve intihar ederdi.
LıınuiMz bir tazyike akrep bile dayanamaz, kemlinin! öldürürdü.
ANKARA Habe
rlerı
B. Millet Meclisine Gelen Kanun Lâyihaları
Ankara, 4 (Telefonla) — Alman-yaya ihraç edilecek Türk mallarına mukabil, kliring hesabındaki Alman matlûbatından yapılacak değişiklik, Türkiye ile Almanya arasmdukl ticari mübadelelere ait hususi anlaşma hakkında, Alman sefareti ile teati olunan notaların tasdiki lâyihar sı, Büyük Millet Meclisine gelerek Hariciye ve iktisat Encümenlerine havale edilmiştir.
*
Ankara, 4 (Telefonla) — Tabiiyet muamelelerinden almacak harç-lara dair kanunun 8 inci maddesinin değiştirilmesi lâyihası Büyük Millet Meclisine gelmiştir.
*
Ankara, 4 (Telefonla) — Büyük Millet Meclisi, pazartesi günkü toplantısında, yaş haddini dolduran subayların, hava taarruzlannai karşı korunma tertibatmda kullanılmaları hakkmdakl lâyiha ile zelzele esnasında fevkalâde yararlıkları görülen mahkûmlara alt lâyihayı müzakere edecektir.
*
Ankara, 4 (A.A.) — Büyük Millet Meclisi bugün Refet Canıtozin başkanlığında toplanarak cami ve mescitlerin taanlflne ve tasnif harici kalacak cami ve mescit hademesine verilecek rauhassesata dair kanun İftyrhasmı kabul etmiş ve Devlet Demiryolları ve Limanlan İşletme Umumi idaresi memurları tekaüt sandığı hakkındaki kanunlara bazı maddeler eklenmesi ve bazı maddelerin değiştirilmesine ait kanım İftyihasmm da encümene verilen bir maddesi hariç olmak üzere diğer maddelerinin müzakeresini bitirmiştir.
Büyük Millet Meclîsi gelecek toplantısını pazartesi günü yapacaktır.
Askerlik Eden Otomobil Sahipleri
Ankara, 4 (Telefonla) — Askerî hizmete çağırılan otfomofcil sahiplerinden bazıîarı otomobillerini satmaktadırlar ve terhis edildikten eonra yeni otomobil aldıkları takdirde, Koordinasyon heyetrirrrn bir kararı mucibince o-tomobilı işletebilmek için yeni plâka alamamaktadırlar.
Koordinasyon heyeti, yeni bir kararla, askerlikten avdet eden otonvobu* sahiplerinin, eskiden çalıştıkları yerde çalıçmak ve Başvekâletin tasvibini almak şar-tile eAi otorrrobülerini veya yem aldıkları otom'ofcilleri işletmek hakkını haiz olacaklardır.
İzmirin Mart ihracatı
İzmir, 4 (A.A.) — Şehrimiz Ticaret Odası tarafmdan hazırlanan bir istatütiğe göre mart ayı zarfında izmir ilim atımdan dış memleketlere 5,908,175 lira kıymetinde 17,416,727 kilo muhtelif mal' ihraç edilmiştir.
1940 senesinin ayni ayında İz. mir limanında yaptlan ithalât 4,353,992 Kra kıymetinde 28 milyon 214,043 kito idi.
Hava Kurumuna Teberrüler
Ankara, 4 (A.A.) — Türk Hava kurumuna yaprlimakta olan teberrular etrafında verilen malûmata göre Bursa Yenişdhirinde Mustafa Fevzi Aksoy kuruma 200 lira, Müştak Ersoy, Hasan Tahsin Us, Fahrettin Oraf, Süleyman Kocabaş, Faik Nalbur yüzer lira, İsmail Varoğlu 75, Alımet Çolalkoğlu 50, Ahmet BeyeL, Mehmet File Kırkar, Osman Tanm 30 ve diğer vatandaşlar da yekûnu 590 lirayı bulan teberrularda bulunmuçlardiT. Karacabeyde Ahrmet Ayali 250, Yusuf Derici 150, Hasan özer, Hamdi Buğday ellişer, Osman Emre, Ahmet Arıkao, Ahmet Unca Kırkar, İbrahim Karaçay, Abdullah Mekik otuzar ve diğer bir kmım esnaf ta 264 liralık yardımda bu lunrmışl ardır.
Zafranlboluda Kanarı köyünden Hasan Özaydm, Geyvede manifatura tüccarı Şaban Çakır ve Bursanın Gursu nahiyesine bağlı Gölbaşı köyünden Tevfik kuruma yüzer lira vermişlerdir.
Tütün Mubayaa Tahsisatı Bir MAyon Arttırıldı
Arikara, 4 (Telefonla) — Hükümetin, sermaye koyarak piyasaya yaptığı müdahalesi müstahsilin lehme ofcckığu alınan neticelerden Öğrenilmiş ve bu maksatla tütün mubayaasına tahsis edilen dört milyon lira, Koordinasyon heyeti kararile 5 milyon liraya iblâc: edilmiştir.
Telgraf, Telefon ve Ajans Haberleri
Alman Vapurları Hakkında
Fransa Notas
Amerika Cevabı
Vaşington, 4 (A.A.) — D. N.B.: Alman vapurlarının müsaderesi ve Alman denizcilerinin Amerikan makamları tarafmdan tevkif edilmeleri üzerine Allman hükümetinin 30 mart ve I nisan tarihlerinde verdiği notalara, A-merikan Hariciye Nezaretinin cevabı dün akşam Alman büyük elçisine tevdi edilmiştir.
Amerikan hükümeti, vapurları iade ve mürettebatı tahliye etmi-yeceğini beyan ve Alman taleplerini kat'î >brr lisanla reddetmiştir. Maamafih Alman denizcileri, ne ta#bik edilecek iaşe ve ibate şartlarının, bu- hususta yapılmakta olan tetikikat bitirtee, Alman elçiliğine bildirileceği de ayrı bir nota ile tebliğ edilmiştir.
Almanya Ne Diyor?
Berlin, 4 (A.A.) — Yames-mî bir tebliğde deniliyor ki:
Berlin siyasî mahfillerinde beyan olunduğuna göre, bir vapu-tuji kaptanı veya sahibi, başka vapurları veya limanı hasara uğratmamak şrtile vapuruna istediğini yapabilir. Hususile bu kaptan, gemisinin, düşman! tarafından müsadere edileceğini sezerse, bu gemiyi kullanıUmayacak bir hale koymak onun hakkıdır.
üçlü Paktın
İlk Kurban
ı
(Baçı 1 İncide) =+
Macar Başvekili Kent Teleki, üçlü paktın birinci Macar kurbanıdır. Kont Teleki, müşkül ve bedbaht vakfesine devam edemiyecegl için intlihar etmiştir*. Bu vaziyet, Yugoslavya ile münasebetlerini kesmesi için Macaristan üzerine Almanların yaptığı tazyikin neticesidir. Teleki, Yugoslavya ile yaptığı muahededen iftihar duyuyortlu. Bu i-tllâf İki memleket arasındaki gerginliği yatıştırmış ve karşılıklı itimada ve iktisadi anlaşmaya istinat eden sulhperverane bir iş birliği temin etmiştir. Almanyamn ise nüfuzu altına aldığı Macarlstanla müstakil ve cesur Yugoslavya arasında bir dostluk bulunmasına tahammül edemediği aşikârdır.
Almanya, Yııgoslavyaya yapacağı hücuma başlamak için Kont Telc-ki'yl kullanmak istemiştir. İdaresinde celâdet ve idrâk sahibi bulunan Teleki, prensipleri üzerine yapılan Alman tazyikinin kendisi için çok ağır olduğunu görmüştür. Almanlara âlet olacak, belki bir çok Macar polrtlkacısı bulunacaktır. Fa kat Amiral Horthy de İstiklâl da-vasma bağlı seciye sahlbfl bir şahsiyettir.
Yugoslavlarla akdettikleri daimi dostluk paktından son derece memnun olan Bulgarlar da Almanlarm tazyikine maruzdur. Sırp - Bulgar yakınlığı hakiki idi ve Balkanlarm yatıştırılmasına çok hizmet etmişti. İki memleket arasındaki münasebetleri zehirlemek, hattâ Bulgarlar zahiren hasmane bir vaziyet alsalar bile, Almanlar için kolay bir iş olmasa gerektir.
Yeni Macar Kabinesi
Budapeşte 4 (A.A.) — Bar-dosay kabinesi Naib Horty önün»-de yemin- ettikten sonra bu^ün öğleyin ilk toptari/treını yapmrç*ır.
Balkanlar Monreosu
(Bo^ı 1 İncide) X
İmi boı mufcfbetli günlerde sağlam bir surette kurmalıyız. Bugün yangın bacayı sarmıştır. Fakat şu noktayı hasırdan çıkarmamalıyız ki hepimiz biriden yeni yeni felâketlerden) ancak el ele vermek vc yeni kötü ihtimalleri müşterek bir cesaretle karşılamak suretile kurtulabiliriz. Yarın darbenin şiddetine birer birer ve ayrı ayrı maruz kalmaktan ise mukadderatımızı şimdiden müşterek bir gözle görmek elbette akıl kârıdır.
Şuna da emin olabiliriz ki bir hükümet sandalyasmı ecnebi el-leroen bile kabul etmeğe teşne bir döküntü hariç olmak üzere Rumen, Bulgar ve Arnavut milletlerinin büyük kısmı da bir Balkan Monreo9U prensipini benim-, semek hususunda bizimle beraberdir.
Ahmet Emin YALMAN
Amerikayı Filen Harekete Geçirdi
Vaşingtotı., 4 (A.A.) — Ofı
ajansı bildiriyor:
B. Cordell Hulf tarafından dün sabah yapılan beyanat hakkında Amerikan diplomatik mabfillerindeki tefsirlere göre Nemours hâdisesi hakkında İngiltereye verilmek üzere Vaşingtton'a tevdi edilen Fransız notası bu işin halli için Amerikan hükûvmetiıfin filen harekete geçmesini intaç etJmişjtir.
Amerikan hükümeti bu işte sadece bir mutavaasTt rolü oynamakla iktifa etmemiş ve hâdisenin hangi şarblar içinde cereyan etltiğini tetfkik etmiştir. Amerikan mahfillerinin fikrine göre bu hâdise B. RoosevelVin sureti mahsusada alâkadar olduğu Fransa-nın iaşesi meselesine bağlıdır.
Dr. Maçek
(Başı L incide) =
ajansından:
•Baçveflcil muavini B. Maçek, bu sabah Zagreb'den Bettgrada gelmiştir. Mumaileyhin payitahta muvasalatı, Sırp - Hırvat ve Slovenler arasındaki kardeşçe tesa-nüdü gösteren hararetli nümayişlere vesüe teşkil etmiştir. Hükümet erkânından bir çoğu B. Ma-çek'i istasyonda karşılamışlardır. Kesif bir halk kütlesi, Hırvatların şefini alkışlıyordu.
Beraberinde Soubatchitth ile profesör Krbek bulunan B. Ma çek alkımlar arasında oteline gitmiştir.
Dr. Maçek Diyor ki:
«Sulhu Kuranlar M es1 ut Kimselerdir. Çünkü Onlar Allahın Sevgili Kullandır»
Belgrat, 4 (A.A.) — Avala ajansı bildiriyor:
Hırvat çiftçi Partisinin reisi Maçek, Simoviç kabinesinde Başvekil muavinliğini kabul etmiş ve gazetecilere şu beyanatta bulunmuştur:
«Hazretti Isanın sözlerini hatırlıyorum: «SulhU bina edenler mesut kimselerdir, çünkü onlar Allahın sevgili kullarıdrr.* beşeriyet İçin l-lAhi bir mevhibo olan sulhu kurtarmak için her şeye teşebbüs etmeği on senedenberi bana itimat eden millete karşı vazife bildim.
Son günlerde toplanan bütün müş küllere rağmen müşterek bir iş birliği ve müşterek gayretler sayesinde sulhu koruyabileceğimize ve geçirmekte olduğumuz vahim ve nazik anlardan doğan güçlüklerin ha-fifletilebileceglnc cmlnlm.>
Prinçip'in Yugoslavyası
ill.pi 1 incide) —
her çeşiCten dersler verdi. Sofya ordusu arkadan vurduğu hakle... Neyse, geçelim, bu destanın bir kelimesini yazabilecek kudrette
değilim.
işte bu Yugoslavyayı rahat bırakmayan taze düşmanlar türedi. Sadrazaim1 Koca Ta'lât Paşanın katillerini affedenler. Sadrazam Prens Sait Hatim Paşanın katille, rini bile bile tutmayanlar, veremli Prinçip'i rslak zindanların demir rskaraları üstünde öldürenler; Şövalye Kral Aleksandr'» Marsilya sokaklarında öldKirttiUer.
Beılgratta her nasılsa bulabildikleri satılık, mayasız bazı rical vasvtasile tam beş yıl Yugoslavyayı yıkımağa çalışUİar.
Fakat 194^/fn 26 martının gecesinde Yugoslavya her çeşit hile, hıyanet zincirlerini kırıp ayaklandı ve genç Kralları Sa Majeste ikinci Petar'm etrafında toplanarak Prinçip'e lâyık bir memleket olduğunu gösrterdi.
Şimcfi Prinçip'in ve Alek-sandr'-ın ruhları mes'ut ve şad birer takdis meleği gibi Yugoslav-yanın göklerinde uçuyor. Ben bu iki büyük ruhu, ruhumun olanca heyecan ile sefam Iryorum. Yugoslavya, tarihine ve kendisine en yakışanı yapmıştır. Artık hür, mes'ut ve muzaffer olmak hakkıdır. _
MÜSAVVA
(Banı 1 incldo) /§/
mımHakasmdarfc ilerlemekte olan ingiliz kuvvetleri Asm aradan giden keşif kodlarile A-srnaranm 60 kilometre cenubunda bulunan A-digridfc teması tesis etimiş ve vak-lile İtalyanlar tarafından esir alınarak buraya getirilen 150 ıngi-lizi kurtarmışlardır. Asmara mın-takasında şimdiye kadar 3000 esir sayıLrruşıtdr. Diğerleri bir taraftan toplanmakta bir taraftan savılmaktadır.
Bulgar Köylüleri
Beş Alman Askeri Öldürdüler
Belgrat, 4 (A.A.) — Reuter: Yuıgoslav hudud u civartnda Milnadolna köyünde vuku bulan bir kargaşalık esnasında Bulgar köylülerinin» beş Alman askeri öldürdükleri öğrenilmiştir. Bildi, rildiğine göre Almanlarm tavır ve hareketleri o kadar tahammül edHemiyecek bir dereceye varmıştır ki köylüler toplu bir halde isyan ederek Almanlara hücum etmişlerdir. Hâdiseyi müteakip köye karşı va'hşiyane mukabelede bulunulduğu bildirilmektedir.
Bulgaristan Alman Hücum üssü Olmuş
(Baçı 1 IncMe) ** rlstana, komşularından istedikleri her şeyi alacakları hakkrrrda vaitler de bulunmuşlardır. Bunu müteakip, Yugoslavyamn, mülk! tamamîyeti-nin olduğu gibi kalacağı vaadi ile üçlü pakta iltihakı vukua gelmiştir. Bulgar askeri şefleri ve müfrit milliyetperverler, aldatıldıklarını söylemişler ve resmen Alman hükümetine bildirilen taleplerde bulunmuşlarda*.
Açık Şehirler
Belgrat, 4 (A.A.) — Avala ajansı bildiriyor:
Aşağıdaki tebliği neşre mezunuz: Hali hazır vaziyetin İcap ettirdH-ğ"l tedbfrler cümlesinden olarak Yugoslav hükümeti, Yugoslavya harbe girdiği takdirde Belgrat, Zagreb ve Lubliana'nm müdafaa edilmemesine ve açık şehir ilân edilmesine karar* vermiştir. Yugoslav hükümetinin sarfettigi sulhperverane gayretler, temenni» edilen neticelerin istihsalini temin edemez ve harp hali vuku bulursa Yugoslavya hükümeti bu kararını muharip ve a-lâkadar devletlere mutat vasıtalarla bildirecektir.
Almanlara Göre Değişiklik Yok
Berlin, 4 (A.A.) — Yarı resmi bir
membadan bildirüiyor:
Yugoslavyadaki vazryet hakkında bugün Alman Hariciye Nezaretinde umumiyetle, şeraitte şimdiye ka-datr değişiklik vukua gelmediği fikri ileri sürülmüştür.
Diğer taraftan, bugün Berlin resmi ve yarı resmi mahfillerinde Yugoslavyadaki hâdiseler hakkında bir hüküm vermek hususunda çok ihtlyatkâr davranümıştır.
Yugoslav Hükümetinin
Beyannamesi
Belgrat, 1 (A.A.) — Of i:
Bu sabah saat 10 da Maçek ve iaşe Nazırı Kosanovlç, Nazır srfa-tiyle yemin etmişlerdir.
Öğleden sonra Nazırlar heyeti toplanacaktrr. Bu içtlmada, hükümetin beyannamesi hazırlanacak ve beyanname* bu aknam ve yahut gece neşredilecektir.
Yugoslavyada Tam Bir intizam
Belgrat, 4 (A.A.) — Avala ajansı bildiriyor:
Aşağıdaki hususatı resmen neşre mezunuz:
Bazı ecne*bi gazeteleri ile ecnebi radyoları tarafından neşredilen heyecan verici, muhayyel ve tama-mllo uydurma havadisler hakkrnda yapılan tckzîplere rağmen ve mem, lekdtimllzde tam bir intizamın hüküm sürdüğü vo hertıanjri tarafta olursa olsun hiçbir hfclise vuku bulmadığının isbat edi/lmostne rağmen, ayni gazetelerin ve ayni radyo merkezlerinin millî ekalliyetler hakkın-da dehşet vorilci bazı hareketler vu-kubulduğuna dair olan neşriyat ay-nrt şiddetle devam etmektedir.
Hakikate katiyen uygun olmadıkları sarih bir surette* belli! olan ve bu nokta sahiplerince malûm olmasına rağmen neşredilen bu haberlerin nasıl bir gaye tukip ettikleri, şimdiki halde tayin edil^miyorsa da bunlar hakkrnda1 söyleneceğe bir ha-kfkat şudur: Bu gibfl haberler neşro Yundukları memleketin efkân umu-miyeeini yanlış yola sevketmekton başka bir menfaat temin edemezler.
Zara Tahliye Ediliyor
Zara, 4 (A.A.) — Stefani: Sivil ahali şehri, tahliye e'tmlye başlamıştır. Çocuk, hasta, ihtiyar ve kadınlardan mürekkep 3000 klşrtlflk bir grup Ankon'a hareket etmiştir. Bundan başka iki bin kişi daha dün akşam şehri terketmişlerdir.
İtalyanların Gayreti
Belgrat. 4 (A.A.) — Reuter:
İtalyan elçisi Manelli. Alman — Yugoslav Ihtülâfınm barış yoluyla halH figân nevmidantf gayretler sar-fetmiştir. Manelli, biri sabahleyin, diğeri öğleden sonra olmak üzere, Hariciye Nazırı Nlnçiç'i ikP kere ziyaret' etmiştir. Bolgrattakö italyan mahfilleri gerginliğin sulhen yatış-tırılması imkânını hâlâ Umft edi-yorl ar. Bu Um 1 tler Yu goel avya n m Berlin elçisinin Beril ne Giderken
Alman - Yugoslav Münasebetlerinde
Hafif Yatışma Alâmeti
Bir h
usu*
Berlin, 4 (A.A.) -sî muhabir bildiriyor:
İngiliz ve Amerikalıların müdahalesine müsamahası ve Balkanlardaki Yugoslav drplomair Iarmmı Babanlarda ve Amerik». da Atarvan aleyhtarı faaKyetlert dolayısile Alman Hariciye Nezaretinin Yugoslav hükümetine karşı dVıycfugu iğ'birar neticesinde variyet perşerrtbe günü saat I 4 te çok vahim bir şekil almıştı. Berlin üçlü pakta tecavüz edildiği kanaatindedir.
Dün akşam hafif bir yatışma hissedilmiştir. Alman Hariciyesinin yeni talimat aldığı anlaşılmaktadır.
Kont Teleki'nin ölümimdefl bahseden bitaraf mahfiller bu ziyam umumî vaziyet üzerinde a-kisler yapacağını tahmin ediyor lar.
Yugoslav Başvekili Dedi ki
(Banı 1 İncide) *
yiç ebti. Sizden, bu harekede, her zaman olduğu gibi yalnız vazifemi yapmış olduğuma inanmanızı rica ederim. Namuelu bir asker sıfatile size itirafa mecburum ki takip edilecek yolu bize kahraman Yunan milleti göstermiştir. Benim gibi bir askerin size siyasi beyanatta bulunmasını beklememelisiniz. Çünıkii sözlerini bir kıymet ifade ebnvediği bir zamanda yaşıyoruz. Size yalnız şunu söy-liyeySm' ki Yugoslav mıılcU hiç kimseye karşı fena bir niyet beslemediği gibi hiç bir milletle ihtilâf çrkarmak arzusunda da değildir. Yugoslav mililet ve ordusunun yarattığı hareket millî istiklâl ve şerefimizin muhafazasından başka hiç bir gaye takip etmemektedir. Biz bunların her ikisini de azim ve şiddetle müdafaa edeceğiz. Komşularımızla
dost kalmağa hazırız. Fakat bu dostluğun muhafazası sadece b -zJm elimizde değiBdir.»
Metropolit Ne Diyor?
Atina, 4 (A.A.) — Atina a-jansı bildiriyor:
Akropolis gazetesi hususî muhabiri, Yugoslavya Ba§*/Tvetropo-liti Gavilo ile uzun bir mülakat yapmıştır.
Başmetropolit, son hâdiselerden bahsederek çöyle d'emiştir:
«— Ben sadece bir ruhanî reis sıfatile vazifemi yaptım. Benliğini kaybeden bir mîllet hiç biı kıymet ifade etmez. Biz, işte böy. le bir tehlike karşısında bulunuyorduk. Bu tehlikeyi görünce Prens Paul"a fikrimi açıkça beyan ederek Yugoslav milletini ahlâki bir sukuta sürükliyecek olan bir hareketi tasvip ve takdis edemeyeceğimi söyledim.»
beraber gOtUrdügU mesaja İstinat et inektedir.
Maçek, beyannamesini neşrettikten sonra Bchgrat mahfillerinde bi>-yük «ir huzur görülmüştür. Bu beyanname Alman propagandasrna indirilen yeni bir darbe telâkki edilmektedir.
Baçvekkl Simovüç'tn bugün beyanatta bulunması beklenllmelctedir.
Karartma Tecrübeleri
Belgrat, 4 (A.A.) — Belgrafcta
dün akşam saat 21.15 te elektrik cereyanı kesilmiştir. Radyo üç defa halkı karartma tecrübeleri yapmıya davet etrriistlr.
Romanyadaki Yugoslav lar
Bükreş, 4 (A.A.) — Stefani ajan-
smdan:
Bükrcşte*Ui Yugoslavya sefareti, bu sabah Romanyada bulunan Yugoslav tebaasını derhal Rumen top-ruklarmı terkederek Yugoslavyaya dönmiye davet etmiştir.
Alman ve İtalyan Konsoloslarının
Teşekkürleri
Belgrat, 4 (A.A.) — Alman
konsolosu Belgradı terketmedem ev vel valiyi zCyaret etmiş, vilâyet hu-; dutları dahilinde gerek şahsma, ge-, rekse Alman tebaalarma karşı gösterilen kusursuz tavrı harekette* dolayı samimi tefekkürlerini bildlr-rrtiştlr.
Belgrat, 4 (A.A.) — Splifden An vala ajansma fblldirilmiştik-:
Split, italyan başkonsolosu Tugi Arduini, refakatinde muav4ni olduğu halde saat 11.30 da valiyi ziyaret etmiş ve Split'c bulunan İtalyanlar tahliye edilirken halkın vs resmî makamların güsterdigl dürüst ve nazik hareketten dolayı hararej 11 teseVkürlerinl bildirmiştir
VATAN
- S . 4 - 941
Adliyede :
Canavar mı?
Bıçağı Bir Kere, Doymayınca On Kere Daha Saplamış
— On bir yerinden vurdu a oğlum. Ah ne canavar adanı. Boyu. 'bosu devrilsin. Üstelik bir de deli taklidi yapıyor. İnşallah onu ipte sallanırken görürüm. Belki o zaman içimin acısı biraz halliler.
— Ah evlâdım nasıl aglamıyayım. Boylu boslu arslan gibi evlâdımı on bir yerinden bıçakla vuran bu adamı görünce nasıl aglamıyayım?
Bu sırada kadının yanında duran küçücük bir kız:
— Anneciğim kcndnc gel, elbette bu yezit ettiğini bulacak, diyordu.
Kadın yüzünde sıralanan iki sıra yaşı elinin tersilc silerek anlatmıya devam etti:
— Oğlum şu gördüğün kız var ya İşte onu istiyordu. Bana geldi, istedi «vtfrmem» dedim, agabeyisi Seyfettin de «olmaz* deyince katil Mehmet bir saba«h evlâdımın yolunu beklemiş ona yaklaşmış, ah... Ah., eli kmlaydı da vuramaz olaydı. Bıçalc-la on bir yerinden vurmuş, kaçmış.
Kadın susmuştu. Seyfetlinin karısı bu sefer dögünmiyc başladı: i
— No yapayım ceza görürse* ben kocamı kaybettikten sonra, ben se-fü olduktan sonra..
Küçük kız, annesile yengesi arasında dolaşıyor, bir ona, bir diğerine koşacak teselliye çalışıyordu. Bir ara gözleri yaşardı;
— Hep bunlar benim yüzümden
oldu, dedi.
— Keski annem beni doğıırma-
saydı da ağabeyimi öldürmeselerdi, dedi. /
Bu aile faciasının şahidi olanlar, o sırada mahkûmlara mahsus san-dalyada oturan katili biribirlerine gtjstermiye başladılar*.
— İşte bu adam öldürmüş.
— Canavar mı nedir? Bir kere saplamış doymamış, on kere daha saplamış.
— Birader, bunun insana benzer yeri de yok amma. Gören\ böyle bir adamın bacak kadar kıza âşık olacağını düşünebilir mi?
— Arkadaş o belli olmaz, her yi-ğitin kalbinde bin arslan yatar
Kaöl Mehmet, elindeki kelepçelerde yüzünü kaşıdı. Etrafında kendisine kinle bakanların, dokunup aglryanlarm farkmda bile olmadı. Yine düşünceye daldı.
Mahkeme saf aha t in i b aşta nb eri takip eden birisi kulağıma:
— Deli taTdidl yapıyormuş, dedi.
— Canrm belki delidir.
— Yok efendim, adamın gözlerinden belli olur. Bunda deli hail yok.
Mübaşir kapıda gözüktü. Kısık se-slle bağırdı:
— Mehmeeet-
Jandarma, katilin kelepçelerini çözdü. Mehmet ayaklan üzerinde duramıyor sallanıyordu. Onun geldi-diğini görünce kalabalık yarıldı. Her tefi çekildi, Mehmet ikide birde yere yıkılacak gibi hallere giriyor, ye-
nliden doğruluyordu. Suçlu sanda lya-sına oturduğu zaman başını yine ö-nüno eğdi. Reis, gelmiyen bir şahidin ifadesini okuttu.
— Kalk bakalım, sen elinde bir bıçakla kaçarken, bıçağı Yenicami avlusuna atıp gitmişsin, yerde de bir adam yatıyormuş, ne diyorfeun?
Ses yok... Katil ayakları üzerinde doğruldu. Bir şeyler söylemek istedi. Mırıldandı.
Mahkeme, kendisinin yeniden mü-şahade altına alınmasına karar verdi.
Seyfettinin anası, karısı ve kız kardeşi ona kinlo baktılar. Annesi peşinden bağırdı:
— Ah evlâdıma ettin. Bir şeycik-lcr demem, ettiğinin cezasını inşallah bulursun.
Mahkûm, toplanan meraklılar a-rasından elleri bağlı geçti, gitti.
Şark Demiryolları Davasına
Dün Devam Edildi
Devlet Demiryolları tarafından satın alınan Şark Demiryolları şirketinden yarrm milyon liraya yakın bir tazminat istiyen şirket memurları ile Şark Demiryolları arasındaki davaya, dün, ikinci Ticaret mahkemesinde devam edildi.
Bundan evvelki celsede mahkeme., tazminatın miktarını tayin için Ticaret odasından Uç kişilik bir ehlivukuf seçmişti. Bu ehli vukuf henüz raporunu tamamkımadıgı için mahkeme 9 Nisan gününe talik edilmiştir.
Demir Hırsızı Mahkûm Oldu
Seyfi adında birisi bundan bir müddet evvel, Sirkecide Reşadiye caddesinde bir arsada duran demirleri çalarak kaçırmak isterken yakalanmıştı. Dün Sultanahmet Bl-flnin mahkemesine bakmıştır. Mah-rincl Sulh Cezada mahkemesi Sey-keme suçlunun hırsızlığını sabit gör düğünden, Seyfinin bir buçuk ay hapsine karar vermiştir. Seyfi, m ah keme esnasmda tevkif edilmiştir.
Komşu Ambarı Soyan Kasım
Tevkif Edildi
Şen îzmir ambarında memur o-lan Kasım Demlrcan bir müddetten-ben kendi ambarlarına bitişik olan Yeni Sabah ambarmdan eşya çal makta imiş. Zabıtanrn yaptığı tahkikat neticesinde Kasım Demircan yakalanarak adliyeye verilmiştir.
Kasım Şen, İzmir ambarmdan çal dığı basma, patiskaları 18 kişiye satmış ve bu satıştan 120 lira kazan mıştrr. Dün duruşması yapılan Kasım, mahkeme esnasında:
— Bir iştir oldu, bir kere, haydan gelen huya gider, dedL
Mahkeme, Kasımın tevkifine ve malları alanlarm ikamete raptedilerek serbest bırakılmalarına karar verdi.
Taksim
- •
#1
KRİSTAL
Bayan MUALLA
salonunda
•-tr
Zabıta Haberleri:
Vapur Açılınca
Yedi Amele Denize Döküldü
Dün Fenerde Yenikapı iskele, sinde ağaç kütüğü taşrrlarken yedi amele geminin açılması üzerine denize dügmüslendir.
Hamal Hasan, Mustafa, Mehmet, Ali, Mehmet, Hüseyin, Bayram bir kütüğü gemiden çıkarmak isterken neden ileri geldiği meçhul bir sebepten gemi denize açılmağa başlamıştır. Bu sırada gemi ile iskele arasında duran a-meleler de birdenbire suya düşmüşlerdir. Su biraz derin olduğundan ameleler yetişenler tarafından kurtarılmışlardır.
Bir Sandal Devrildi içindekiler Kurtarıldı
Kasımpaşa iskelesine kayıtlı Emin oğlu Ahmet Kamburun idaresindeki sandal Köprüde bağlı, Üsküdara hareket edecek olan bir vapura yanaşmıştır. Sandalcı sandaldaki sebzeleri ve müşteriyi gemiye çıkarmak isterken sandaı birdertbire devriLmiş ve Ahmetle müşterisi Niyazi denize düşmüşlerdir. O sırada etraftan geçenler ve gemide bulunanlar her ikisinin de imdadına yetişmiş ve Niyazi üe Alhmet kurtarılmıştır.
-fr Bostancı, Babaocağı sokak 2 numarada oturan Dimîtri kızı dört yaşında Katina evde oynarken başını cajna vurarak varmıştır. YaraLı ŞigÜi Çocuk hastanesine kakdvılmıştu.
Yeni Neşriyat:
Is âm-Türk Ansiklopedisi Muh tülmaa if
Bugün intişar eden 11 inci sayısı Ahiret ve Aile gibi mühim mevzulara tahsis olunmuştur. 1 — Kuran Na zarında Ahiret: Ömer Rıza dogxul„ 2 — Din âlimlerine, filozoflara, mu-tasavvifeye ve bazı mütefekkirlere
göre ahiret: Profesör İsmail Hakkı İzmirli, 3 — Ahiri zaman hakkındaki haberlerin mahr>eti: Profesör Kâmil Miras, 4 — İslâm hukukunda aile: Temyiz mahkemesi reislerinden Ali Himmet Berki, 5 — Misyoner ve müsteşriklerin yazdığı İslâm Ansiklopedisinin hata ve noksanları: Hüseyin Namık Orhun, 6 — Birlik ve aile: Orhan Seyfi Orhun.
ZAYİ: İsparta Askerlik şubesinden almış olduğumu tezkereyi kaybettim. Yenicini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur. — Hakkı Konuk.
Aktarma Biletleri Başladı
Tramvay idaresi aktarma biletlerini dünden itibaren kullanmağa başlamıştır. Şişli, Hamam, TaJkoLm, Karaköy, Beşiktaş, Or-
taköy. Sirkeci, Eminönü, Beyazıt, Fa/tuS, Aksaray istasyonları aktarma mahalleri olarak te^bit edilmişlerdir. Aktarma biletleri verildiği günler için muteber olacaktır. Aktarma iatasyomu addedilen mahallenden gayri durak yerlerinden tramvay arabalarına binenler bu biletlerden istifade edemiyecekılerdir. Bu biletlerin birinci mevkiine mahsus olanı on bir kuTUş, ikinci mevkii de dokuz buçuk kuruştur.
vo arkadayları
20 KİNİMK SAZ HEY*ETİ
3 Nisan perşembe akşamından itibaren
Lâle Devri
Üstad MUHLİS SABAHADDİN'in yazıp bestelediği muazzam bir şaheser 40 kişilik bir kadro ile 20 krşilik büyük bale, büyük orkestra Harikulade kostüm vo dekorlar Pazar günleri ttaat 4 den 7,30 a kadar Tenzilâtlı Halk Matinesi. Tel: 10009
Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma
Nevralji. Kırıklık ve Bütün Ağrılarınızı Derhal Keser
kabında günde 3 kaşe alınabilir. TAKLİTLERİNDEN SAKININIZ HER YERDE PULLU KUTULARI ISRARLA İSTEYİNİZ.
i- ...M
Çocuk Esirgeme Kurumunun # Faaliyeti
İzmit (Hususî) — Şehrimiz Çocuk Esirgeme kurumu başkan-ığına Maarif müdürümüz Bedrettin Ahiskalı seçümigrtir.
Kurum, memleketin fakir ve kimsesiz yavrularına azamî derecede müfit oîlaibiLmek içm gayret sarf etmektedir. Cemiyet merite-zinde bir okuma salonu vücude getirilınve*ktedir. Aza sayrsmı çoğaltmak ve gelir temin ermek için hummalı bir faaliyet te meşhut olmaktadır. Izmitte, Çocuk Esirgeme kurumuna aza olanların ekseriyetini bayanlar ve bilhassa öğretmen aılkadaşlar teşkil etmektedir. Cemiyet, ilk okullardaki yoksul çoculklara sıcak yemek vermekte olduğu gibi, onların kitap, defter ve emsali ihtiyaçlarını da temin etmektedir.
23 nisan Çocuk bayramı gününde 300 yavruya elbise ve a-yakkabı verilecektir. Tertemiz bir vatanseverlikle çalışan izmit Çocuk Esirgeme kurumunun faaliyetini takdir ve İzmit halkından bu kıymetli müesseseye yardım rica etmek istiyoruz.
Kocaeli Sıtma Mücadele Teşkilâtı
İyi Çalışıyor
İzmit (Hususî^ — Kocaeli Sıtma Mücadele teşkilâtı çok iyi bir şekilde çalışmak<adır. Son o-larak, Adapazarındaki on bin de. karlık tahmin edilen Terfbihli gölü kurutulmuş ve bu gölde 9 bin metre uzunluğunda kanallar açılmıştır.
İki seneyi mütecaviz bir za-mandanberi kurutulmasına çalışılan otuz beş bin dekar genişliğindeki Gökçeören bataklığı da a-çılan geniş kanallarla tamamen kurutulmuştur.
Her iki saha, ziraate elverişli bir hale getirilerek topraksız köylüye tevzi olunacaktır.
İzmit (Hususî) — Bu sene vilâyetimiz çevresinde kış ziraatı çök iyidir. Mahsul 30 santimden yüksek olarak boy vermiştir. EkiLm-emiş unla kalmamış gibidir. Yaz ekimi için de hazırhkla-ra başlanmaktır. Tütün satışları da hararetle devam etmektedir. Zürra, vaziyetten memnundur.
Muhittin Baha Pars Manisa
Halkevinde Bir Konferans
Verdi
Manisa, (Vatan) — Bursa mebusu Muhittin Baha Pars, 29. 3.941 cumartesi günü halkevi salonunda (Bugünkü dünya siyaseti karşısında Tibkiyenin vaziyeti) mevzuu üzerine mühim ve alâkaü bir konferans vermişlerdir. !
Bu kıymetli konferansta bütün Manisa halkı hazır bulunmuş ve konflransı yakında-n takip etmişlerdir.
Trakyada Mektepleri Teftiş
Çerkesköy (Hususi) -
Trakya Umumî Müfettişliği Maarif müşaviri Fakir Erdem şehrimize gelmiştir.
Mumaileyh ilk okullarla biçki yurdunu teftiş etmektedir.
Belediye Nizamatına Aykırı Hareket Edenler Cezalandırıldı
Dün de zabıtai belediye memurları şehirde yaptıkları tetkiklerde 8 şoför ve otomobil sahibini muhtelif suçlardan, 9 kişiyi yürüyen tramvaya atlamak suçundan, 7 esn'afı belediye kanunlarına muhalefetten ve bir de Tophane de Sılhhat gazoz fabrikasını gazozlarında tortu bulunmaktan dolayı cezalandırmışlar, dır.
Bir Yangın Başlangıcı
Dün sabah saat 8,45 te Beyoğ-lunda Yenişehirdıe Server caddesi 21/23 numaralı binanın alt katındaki tezgâhların bulunduğu mahalde ltm kutularına sarılmak üzere kurutmak için fırına atılan mukavvalar hararete dayanamı-yarak parlamış ve yanığın çıkmıştır.
Derhal haber alan itfaiye, yangınım sirayetine meydan vermeden söndÜTmüşee de imalâthane nin kayışları, al't ve üst tavan döşemeleri ve imalâthanede bulunan 300 lira kıymetindeki kauçuk kutular da tamamen yanmıştır.
Askerlik işleri
325 Ve 326 Doğumlular
Bcyofclu Yerli As. Şubelinden:
1 — Gerek askerlik yapsın ve gerek herhangi bir sebeple askerlik yapmasın, talim maksadilo 325 ve 326 dokumlular askere sevkedile-ceklerdlr.
2 — Şubede toplanma günü 8 Nisan 1941 Salı günüdür.
3 — $ Nisan 941 do sevkedilecek
bu erata elbise verileceğinden elbiselerini almak üzere arzu edenlerin 5 Nisan ve 7 Nisan günleri şubeye gelmeleri lâzımdır. Bundan başka kendi vaziyetleri için bir ney sormak iatlyenler de bugünlerde şubeye gelmelidirler.
4 — Toplanma günü gelmiyenle-rln askerlik kanununun 90 ncı maddesince ecza göreceklerdir. <4298>
?
Kadıköy Askerlik Şubesinden:
Şubemize mensup 325 ve 326 doğumlu müsllm ve gayri müslim ihtiyat erat talim İçin celp ve sevk olunacaklardır. Bu doğumlular için toplanma günü 8 nisan 911 salı saat 9 dur. Eratm, sözü geçen gün ve saatte şubede hazır bulunmaları, taşrada bulunanların derhal bulundukları yerin askerlik şubesine müracaatları, bu ilân davetiye yerine kaim olacağı, mezkûr günde müracaat etmiyenler hakkında askeri ceza kanununun 90 inci maddesi tatbik edileceği ilân olunur.
?
Fatih Askerlik Şubesinden:
1 — 1111 sayılı askerlik kanununun 58 inci maddesine tevfikan talim ve terbiye için 325, 326 doğumlu ihtiyatlar şevke tâbidir.
2 _ Toplanma günü 8 Nisan 941 salı günü saat 9 da şube binasmda-drr.
3 — Mükelleflerin muayyen günde behemehal şubede bulunmaları lâzrmdır. Muayyen günde mazeretsiz gelmiyenler hakkında kanuni takibat yapılacağı ilân olunur.
?
Yeril Eminönü Askerlik Şubesinden:
Şubemize kayıtlı malûl subay ve erler ile şehit yetimlerinin yoklamaya her ne sebeple müracaat etmemiş olanlarm 10 Nisan 941 gününe kadar (Saat 9 dan 12 ye kadar) dört fotoğraf, cüzdan, senedi resmi rapor ve nüfus kâğrüarilc müracaat etmeleri ilân olunur.
L C S 3 A
4 NİSAN 941
23 Nis:n Çocnk Bayramı
Çocuk bayramı ve haftası çocukların yalnız eğlenmesi için değil, en
mühim yurt davasının tahakkukuna hizmet maksadile tesis edilmiştir.
Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Ahı.u. Emin VALMAN - Basıldıfcr yar; VATAN MATBAASI
DOKTOR
Ç 1 P R U f
Cildiye ve Zühreviye Müteha*-hihi Boyoftlu Yeril Mallar Pazarı karşınında I'oh ta sokanı köşeftindo Meymenet apartrman; ¦JHHİ Tel: 48353 ¦¦¦
BİR ASKER EVLADI !Ş ARIYOR
24 yaşındayım. Orta mektep tahsilim vardır. Evvelce Gedikli çavuşlukta bulundum. Askerlikle hâlen bPr ilişiğim yoktur. Çalışmak mecburiyetindeyim. Resmi veya hususi dairelerde, büro islcrindo veya takibi muamele işi gibi kendime münasip bir iş arıyorum. Bana iş vermek lûtfunda bulunanlar Vatan gazetesine B. Y. rümuzllo müracaat etsinler.
DOET0 3
H0RH0R0Nİ
Eminönü Nimet Abla gişesi önündeki muayenehanesinde her gün hastalan kabul eder TeL 24131
Devlet Demiryolları ilânları
Muhammen bedeli (710,000) lira olan iki kalem bakrr levha ve beş kalem bakır antrtuvaz çubuğu 2 haziran 941 pazartesi gUnü saat 15,30 da kapalı zarf usulü ile Ankara İdare binasında satm alınacaktır.
Bu İşe girmek lstiyenlerin 32150 liralık muvakkat teminat ile kanunun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini ayni gün saat 14,30 kadar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır.
Şartnameler 200 kuruşa Ankara ve Haydarpaşa veznelerinden satılmaktadır. (2650)
Kızılay Cemiyeti
UMUMÎ MERKEZİNDEN:
Açık Eksiltme Suretile
15.000 ADET ÇOR AB
yaptırılacaktır, ihale 8.4.941 tarihine müsadif salı günü saat 15,30 da Krzılay deposu direktörlüğünde yapılacaktır.
Numune ve şartnamesini görmek Istiyenler Yeni Postane civarında Krzılay deposu direktörlüğüne müracaatları ilân olunur.
VATAN Gazetesi
İLAN FİYATLARI Kuruş
Başlık maktu olarak
1 inci Sayfa Santimi
2 » » » S » >
4 » » 9
5 » » »
6 » » »
750 500 850 300 100 75 60
Türkiye Cuürarlyett
Ziraat Bankası
M.lllll't
Türk lirası
Kurulu? tarihi: 1S8&— Sermayesi: 100,
©ut» re ajans adedi: 200. Ztr&I ve ticari her nevi banka muameleleri Para biriktirenlere 28,000 lira ikramiye veriye*
/^M DOKTOR-KİMYAGER
CEVAD TAHSİN
İDRAR - KAN - KAZURAT
vesairenln tahlillerini yapar. Divan volu ortasmda Tel. 23334
Abone Ücreti
Türkiye dahilinde:
6enelik 6 aylık 3 aylık Aylık
1400 750 400 150 Kf.
Hariç memleketler:
Senelik 6 aylık 3 aylık Aylık
2700
1410 800 Ks. yoktur
la*- S:
Ziraat Ban tartı naa kumbaralı ve ihbarszz tasarruf hesaplarında cn az 60 liran bulunanlara sen «de 4 defa çeküecek kur'a Uo aşağıdaki plâna göre ikramiye dağıtılacaktır. 4 adet 1,000 liralık 4,000 Ura f% 4 » 500 » 2,000 » 4 » 250 a 1,000 » 40 » 200 » 4,006 »
DİKKAT: Heeaplarmdakl paralar bir sene içinde 50 liradan aşa-gı düsmiyen'ere ikramiye çıktığı takdirde % 20 faz] asil e verilecektir. Knr'alar senede 4 defa, 11 start, 11 haalran. 11 eylül, 11 BlrincikAnanda çeküecefctlr.
100 adet 60 liralık 5.000 Ura 120 » 40 » 4,800 »
ıö0 » 20 » xm m
Kapnnı* I
Sterlin 5,22
Dolar 132,20
İsviçre Frc, 30,79
Drahmi 0,995
Peçeta 12,89
Dinar 3,9625 1
Yen 31,0175
İsviçre Kronu 30,6275
Esham ve Tahvilât
L. K
1933 Türk borcu I 19 10
1918 İstikrazı dahilî 21 80
1938 tkramiyeli 20 00
1936 İkramlyeli Ergani 20 35
1934 Srvas - Erzurum 19 40
1932 Hazine Tahvilleri 61 00
1934 > > 15 50
1935 > > 29 50
1838 > » 52 87
Anadolu Demiryolu Tahvili 40 85
Demiryolu Mümessil Senet 38 75
T. C. Merkez Bankası 111
Osmanlı Bankası 26 50
T. İş Bankası (Numa muhar.) 10 25
Aslan - Eskihisar Çimento Ş. 7 85
> > Müessis Hissesi 10
Şirketi Hayriye 26
Türk Altını (Reşat) 25
Türk Altını (Hamlt 24 05
Türk Altmı küçük (Hamit) 23 95
Türk Altını küçük (Aziz) 23 05
İDARESİNİ BİLEN IS BANKASINDA
İKRAMI YELİ HESAP AÇAR
f T. IŞ BANKASI
Küçük Tasarruf Hesaplan
1941 İKRAMİYE PLÂNI
KEŞİDELER: 4 Şubat, 2 Mayıs,
1 Ağustos, 3 Iklnciteşrin tarihlerinde yapılır.
1941 ikramiyeleri
1 adet 2000 liralık = 2ı
3 > 1000 > =3000.— > 2 > 750 > =1500— >
4 > 500 > =2000.— > 8 > 250 > =2000.— >
35 > 100 » =3500.— >
80 > 50 » =4000.— >
300 > 20 > =6000.— >
Bahçe ve Çiçek
Bahçelerini tanzim, çiçeklerini yetiştirmek, fidanlarına bakmak için mütehassısı tarafından yazılmış eserleri okumalıdırlar. Bu eserler arasında en ziyade tavsiye olunabilecekler:
Gül Bahçesi
Salon Çiçekleri
Karanfil Yetiştirmek
Yurdumuz ÇiçeklerininTarihi 75
Pratik Çiçekçilik 50
Park ve Bahçe Plânları Tanzim Olunur J
Matbaamıza Müracaat
100 Kuruş 100 „ 50 „
İt »1
1 LİRA
İDRAR TAM TAHLİLİ
Beyoğlunda Afacanın karşısındt| Bursa sokak No. 1. yeni açılan Mır .ya laboratuarında halka laylık olmak üzer*» yalnız (Pazartesi) günleri BİR LİRA Ücretle idrar tanı tahlili yapılmaktadır.
Doktorların Nazarı Dikkatine
General Electric marka, yeni, bütün teferruatile beraber
yalnız teşhis için portatif radyografi ve radyoskopi yapar röntgen makinesi satılıktır. Beyoğlu, Agacami, Sakızağaç 3 numaraya müracaat edilmesi.
352798