PAZAR
15
OCAK 1950
Yıl 1 — No. 261
ftr.m marrlrtı Mümtaz Faik Fenik
Denizciler Caddesi 2
Posta Kutusu: 193 ANKARA Tellal: Zafer Gazetesi Ankara
Başmuharrir tel: ........ 15619
Yazı işleri İdare ....... 15315
Fiyatı her yerde 10 kuruştur.
Türkiyede oluugu gibi dünyanın her taralında ve bu arada Amerikada da şiddetli bir soğuk dalgası hüküm sürmektedir. Yukarıda Amerikanın Dortmouth kollejinde yapılan muazzam bir kar heykeli görülmektedir. Soğuk dalgası yurtta gittikçe felâket halini almaya başladı
Akçaabat'tan "İmdad,, telgrafı
Karın 2,5 metreye yükseldiği, birçok evlerin çöktüğü, Akçaabat'ta durum çok karanlık
Kış bu sene yurdun her yerinde 1 -o-,-------- .
bir âfet ve felâket halinde devam 1 ta göre Trabzonun Akçaabat kaza-etmekte ve şimdiye kadar kar yağ-1 sına şimdiye kadar görülmemiş de-1 mayan yerlere bile devamlı suret-1 recede kar yağmış ve te kar yağmaktadır.
Dün geç vakit aldığımız malûma-1 bir çok evler yıkılmıştır.
’ ■' ' ' ’ - 1 Akçaabatın kar altında kalması
____________________________„___ve bir çok evlerin yıkılması üzerine ______ ___ „_ yüksekliği Kızılay genel müdürlüğünden yar 250 sdantimi bulan kar yüzünden ı dım istenmiştir.
Işci meselesi ve Sıhhî sigorta
Yazan: Mümtaz Faik FENİK
ir cemiyet, sosyal kanunlara ne kadar ehemmiyet verirse medenî âlem içinde o nlsbette temayüz etmiş olur. Hele
bizde olduğu gibi sanayi yeni yeni kurutmağa, yeni bir fabrika ve işletme hayatı teşekkül etmeğe başlamışsa, bununla muvazi olarak işçi meselesini de ehemmiyetle ele almamız icap eder.
işte bu ihtiyaç duyulduğu içindir ki, hükümet İçinde bir Çalışma Bakanlığı ihdas edilmiş, ve ayrıca bir Iş Kanunu meydana getirilmiştir.
Fakat teessürle kaydedelim ki, bugün yürürlükte olan iş kanunu, işçilerin 'bütün ihtiyaçlarına cevap vermekten uzaktır; çünkü içinde bir çok meseleler ihmal olunmuştur.
Bizim bu kısa yazımızda, koca bir kanunun eksik taraflarını etraflı bir surette İzah etmemiz elbette beklenemez. Yalnız bir misal olmak üzere şunu söyliyeUm kl, ıbu kanun, işlerin her zaman normal yürümesi esasına göre hazırlanmış bir kanundur. Fikirlerimizi İzah edelim:
Geçenlerde mensucat sanayiinde çıkan buhran, hemen on binden fazla işçiyi işsizlik tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı. Bir çok fabrikalar binlerce işçisine yol verdiler. Bunun arkasından İpekçilik sahasında da bir buhran başladı. Oradan da binlerce işçi açıkta kaldı. Bunların dertlerinden birine merhem bulunamadı.
Halbuki İş Kanununun 100 üncü maddesine göre, diğer sigortalarla birlikte derpiş edilen işden kalma
sigorta kurulmamıştı! Gerçi, Çalışma Bakanlığının »İş ve İş Bulma» idaresi elinde racaat
Bakanlığının
vardır. Fakat bu idarenin nihayet kendisine mü -eden işçileri, iş isti -
★ (Devamı Sa: 3 Sü: 3 de)
Bunun zerine dün gece kendisine müjacat ettiğimiz Kızılay genel müdürü Remzi Gönenç bize şu malûmatı verdi: ,
.Bugh geç vakit Akçaabattan bir telgraf aidim. Bu telgrafta kaza - ve çevrelerine günlerdenberi yağan karın 2 büçuk metreyi bulduğu ve bu yüzden bir çok evlerin çöktüğü bildirilmekte ve acele yardım istenmektedir. Kızılay kendisine düşen vazifeyi yapacak ve buraya i-cabeden yardımı süratle temin edecektir.»
Diğer taraftan dün gece varis) upjşehrimizde hararet sıfırın altında 24 dereceye kadar düşmüştür.
Yurdun diğer yerlerindeki vazi-4r (Devamı Sa: 5 Sü: 4 de)
Belediyenin korkunç icraatı!
İnsanlar donarken
kömürlükleri mühürletti
Sebep: Bunlar plâna uygun değil!
Bu soğukta halka kömür dağıtmasını beklediğimiz Belediyenin vatandaşları hasta etmeğe ne hakkı var ? Kış, kıyamet, dehşet! Ankarnda ı soğuk sıfırın altında 18 le 22 arasında dolaşıyor.
Otomobillerimiz zorlukla işliyor. Evler ısınamıyor. Kimbilir, kömürü ■ olmıyan fakir fıkara ne haldedir?
Evet, hepimiz o kömürsüzleri, o yorgan altında titreşen insanları düşünüyoruz değil mi? Elimizde olsa da bir kova kömür biz versek, bir teşekkül olsa da yardım etsek diyo- ı
| Veremle Savaş Kur umunun fakir halka Linyit tevzi edeceği hakkında-ki haberi büyük bir sevinçle karşıladık. Bu soğuk günlerde bundan daha insani yardım olmazdı. Kimbi-lir, belki belediye de...
Evet, belediyemiz de, kimbilir, belki bizim duyamadığımız şekilde fakir halka yardım ediyordur. Çünkü Belediye Reisimiz Maşaallah doktordur. Elbette ki kömürsüzlerr düşünür.. ★ (Devamı Sa: 5 Sü: 4 de)
Seçim Tasarısı
Askerlerin Adaylığı Seçim Kanunu tasarısını inceliyen Karma Komisyon dün de toplanmış ve tasarının 26 inci maddesinin diğer fıkraları üzerinde müza kerelere devam etmiştir.
Subay ve askerî şahıslara ait, tasanda bir hüküm olmadığı için hükümet tasarıya bir fıkra ilâvesini tek-ı lif etmiştir. Bu fıkraya göre «seçim başlangıcından I sonra 10 gün önce istifa etmemiş ve emekliliğini istememiş bulunan subay ve askerî şahıslar yurdun hiç ■ bir yerinden aday gösteri-lemiyecektir.»
Bu maddeye belediye baş kanlarının da tabı olup ola-| mıyacağı üzerinde uzun tar , tışmalar olmuş ve Demokrat I milletvekilleri bu hükmün | belediye başkanlarına da teşmil edilmesini istemiş’ ' lerdir. I Neticede az bir ekseriyetle belediye başkanları i-çinde de muayyen bir müd-, det evvel istifa etmeleri lâ-’ zım geldiği teklifi reddedilmiştir.
Elâzığ milletvekili Fahri Karakaya devlet İktisadî teşekkülleri müdür ve müstahdemlerinin durumlarının ne olacağı hakkında sorduğu suale bir çok milletve-ı killeri ve bu arada Demok-1 rat Parti milletvekili Nuri Özsan.bu gibilerin ancak istifalarından - sonra adaylıklarım koyabileceklerini be-lirtmiŞİerdir.
Seçmen sicillerini tetkik etmek üzen- kluulması karar altına alınmış bulunan şu komisyon dün: Nuri Öz-. san, Tahsin Bekir Balta ve 1 Ali Rıza Türel’den mütesek-I kil olarak ihzari çallşmala rina başlamıştır.
Seçimler gittikçe yaklaşıyor
İntihap kabiliyeti az olanların telâşı
Birçokları kendilerine emin yerler arıyorlar
Emin Erişirgil'in de Zonguldak'tan değ I, bu sefer
Niğde'den aday gösterileceği çok muhtemel
Seçimlerin mutlaka öne alınması artık kafileşmiş gibidir. Çünkü bütün hazırlıklar bunu gösteriyor. Blı çok kanunların süratle çıkarılmasına çalışılması, seçim propagandalarına hız verilmesi, umumi af Kanunu için hazırlıklara girişilmesi, vc nihayet iktidar partisinin halkın hoşuna gitmek için her tedbire başvurması bunun açık bir delilidir. Daha şimdiden bir çok Halk Partili Milletvekilleri açıkça her yerde Meclisin feshinden bahsetmektedirler. İntihap kabiliyetleri olmıyan bir çok Milletvekillerini de şmididen büyük bir düşünce ve üzüntü almıştır. Fakat bunların çoğu dâ Seçim Kanununda 40 bin seçmene bir Miletvekilı seçilmesi hakkındaki kaydın ipka edilmesinden ümitlenmektedirler.
Söylendiğine göre, hususî surette listelerin tanzimine ve bunların münakaşasına bile başlanmıştır. Seçim
★ (Devamı Sa: 5 Sü: 4 de)
İtalya’daki son kabine buhranı heniiz kat iyetle hallediiemedi
Eski Başbakan Sinyor De Gasperi yeni kabineyi de kurmayı nihayet kabul etti
Urla'da yangın
Hükümet binası ve Adliye dün gece tamamen yandı
Ateşin tenekelerdeki küllerden çıktığı tesbit odundu
Urla, 14 (a.a.) — Saat 21.00 de çıkan yangın neticesinde hükümet ve adliye tamamen yanmıştır. Şiddetli poyraz fırtınası yüzünden yangının genişlemesinden korkulamaktadır.
İzmir, 14 (a.a.) —Urla'da dün akşam geç vakit çıkan yangında yanan hükümet dairesinden hiç bir şey (Devamı Sa. 5 Sü. 1 de)
De Gasperi ancak yarın müzakerelere başlıyabilecek
Roma, 14 (a.a.) (United Press)—. yarın müzakerede bulunmıyacağını —- De Gasperi yeni kabineyi kur- ilâve etmiştir.
rnayı kabul etmiştir. Paris Radyosu, 14 (Basın - Ya-
Roma, 14 (a.a.) (Afp)—Cumhur- *yın) — Cumhurbaşkanı tarafından başkanı Einaudi ile görüştükten son kabulünden sonra bir demeçte bura gazetelere beyanatta bulunan De lunan De Gaspari şunları söylemiş-Gasperi memleketin isteklerine ce-ltir:
vap verecek bir hükümet kurmağa I Milletin isteklerini karşılayacak çalışacağını söylemiştir. I bir hükümet kurmağa gayret edece-
De Gasperi yeni kabineyi kur- ğim ve memleketin bu mevkie en mak üzere bugün ve Pazartesi günü lâyik kimseler tarafından idare edil-siyasî şahsiyetlerle görüşeceğini ve meşini sağlamağa çalışacağım.
Pekinde’ki Amerikan konsolosluğu basıldı
Spritizma tezahürleri
Dr. Bedri Ruhselman
ikinci mühim konferansını da yarın veriyor
Ruh ve Kâinat kitabının müellifi Bedri Ruhselman, Siyasal Bilgiler Okulu Talebe Birliği tarafından vaki davet üzerine şehrimize gelmiş ve evvelki gün, mektebin konferans salonunda büyük bir dinleyici kitlesi önünde Neo Spritüalist görüş ile Spritizma hakkındaki ile konferansını vermiştir.
*■ (Devamı Sa: 5 Sü: 2 de)
Komünist Çinlilerin bu hareketi Amerikada asabiyet uyandırdı
Vaşington, 14 (a.a.) — «United Pressı: Dışişleri Bakanlığından bildirildiğine göre, Pekindeki Amerikan Başkonsolosluğu, haiz olduğu memleket dışı imtiyazlarına bakılmaksızın, dün sabah komünist makamları tarafından işgal edilmiştir. Çin komünistlerinin bu hareketi ü-zerine komünist kontrolü altındaki Çinde .vazife gören bütün Amerikan temsilcilerinin geri çağırılması kuvvetle muhtemeldir.
Vaşington, H (a.a.) — .Afp. A-merikanın komünist Çinde :i siyasi memurlarına memlekete dönmeleri için verdiği emri yorumlayan Dışişleri Bakan yardımcısı Walton Bet-teıwa) th ezcümle demiştir ki:
Yabancı bir memleket nezdinde ★ (Devamı Sa: 5 Sü: 2 de)
İstanbul
C.H.P. sinde ihtilâflar
İstanbul Milletvekili adaylıklarını bir türlü paylaşamıyorlar
İstanbul, 14 (Telefonla) — İstanbul C. H. P. il idare kurulu üyeleri arasında haşıl olan ihtilâf henüz ber taraf edilememiştir. Parti ileri gelenleri bu meselenin mümkün' olduğu kaddr harice sızmaması, için gayret sarfctmektedirler. Buna rağmen Esat Durusoy ve arkadaşlarının idare kurulundan çekilecekleri kuvvetle söylenmektedir. İhtilâfın partiye ait bir aile meselesi olduğu beyan edilmekte ise .de İstanbul'Milletvekilliklerini paylaşamamaktân ileri geldiği katiyetle anlaşılmış ★ (Devamı Sa: 5 Sü:'3 de)
11 Genel Meclisinde dünkü münakaşalar
11 Genel Meclisi dün de Vilâyet binasındaki salonda Naşit UJuğ'un başkanlığında toplanarak çalışma larına devunı etmiştir.
Geçen tutanak özeti okunduktan sonra merkez ilçe üyelerinden Zafer Gökçe, Hamdi Bulgurlu, Hafız Yu-W (Devamı Ra: 5 Sik 1 de)
İlkokul Başöğretmenlerine ek görev tazminatı kabul edildi
Bütçe komisyonunun dünkü toplonfısında bu hususta varılan kararın mohiyeii
Bütçe Komisyonu dün de sabah I gündemin birinci maddesinde bulu-saat 10 dan itibaren toplantılarına nan Trabzon Milletvekili Mustafa devam etmiştir. Reşit Tarakçıoğlunun Maarif teşkilâ-
Knmisvonun dünkii toplantısında] ★ (Devamı Sa;5Sii: l de)
AKINTIYA--------------1
I__________KÜREK
Aman Doktor 1
nkarada soğuk sıfıruı al-
• • tında 22! Sokakta insanların nefesi donuyor ve belediyemiz de plânına göre yapılmamış diye harıl hani bazı apartmanların içi kömür dolu kömürlüklerini mühürletiyor! Ama vatandaşlar hastalanırmış, ölürmüş, ziyanı yok, tek kömürlük kitaba
Hatırlarsınız, Halk Partisinin il kongresinde şu kadar paralı, bu katlar parasız cenaze taşuı-mpjtır, diye övünüyorlardı! Anlaşılan, istatistik bazılarına küçük gözüktü. Gelecek defa daha fazla icraat yapmış; görünelim diye rakam kabartmaya bakıyor lar...
Bir de Belediye Reisimiz Doktor; ama ne yazık kl İstanbul Belediye Reisi gibi Akıl Doktoru değil! — Yedekçi
Sahife : 2
ZAFER
15 1 ■ 1950
tânzim
KAR
^hmet Muhip DIRANAS
Kardır yağan üstümüze geceden
Karanlık, yağmurlu bir düşünceden
Ormanın uğuîlusuyla birlikte
Ve dörtnala, dümdüz mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.
Sesin nerde kaldı her günkü sesin?
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan
Rüzgâr gibi tâ eski Anadoludan
Sesin nerde kaldı? Kar içindesini
— Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam —
Uyandırmayın beni, uyanamam
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına
Allah aşkına, gök, deniz aşkına Yağsın kar üstümüze buram buram.
Buğulandıkça yüzü her aynanın
Beyaz doğusunda bu saf rüyanın.
Göğe uzamı —tek, tenha— bir kamış;
Sırf unutmak için, unutmak; ey kış!
Rüyük yalnızlığını dünyanın.
Dün sabah b’r Troleybüs kazası oldu
Dün sabah Ulustan Dışkapı semtine giden trolleybüs yolcuları büyük bir korku geçirmiş vc yolcu lardan birisi de yaralanmıştır.
ı Dışkapı istikametine giden trol ı leybüsü îsmetpa.şa durağında dur-, durmak istiyen aynı trolleybüsün I biletçisi Cemal Yaman durdurmaya 1 mahsus olan ipi çekecek yerde yan i I ’ışbkla imdat düğmesine basmıştır. I ' »Süratle çiden trolleybüsün âni ola- I vâk durması üzerine içerde bulunan yolcular büyük bir heyecan geçilmiş vc ayakta bulunanlar da yere . düşmüşlerdir.
Bu sırada yere düşen kadınlardan Fatma Kalem başını kanapelere çarparak ağır urete yaralanmıştır.
Yaralı kadın hastaneye kaldırıl mış ve biletçi hakkında tahkikata ı başlanmıştır.
MERAKLI BAHİSLER [ I
RUH a l E M i
---W —=----------
Ruhî Tezahürler
■■■■ I 1 - ı , I, ,1. I ın —I J
Enis Behiç’in vefatından sonra yazdırdığı şiirler -Görünen ve tecessüd eden ruh'ar - Tekrar diinnnıja geliş - An karanın idare merkezi olacağını* hurdan yüz sene evvel bildiren Müştak Bedenin bi sii i
Fenohk nereden
germektedir ?
Yazan Hüseyin b IRA T
Demokrat Partinin istişarî kon- lecek gresi üç gün devam ederek toplan- ; Bu ıent tısına nihayet verdi. Aradan dört tünü arı beş gün geçtiği halde bu toplantı ueerindeki yorumlar devam etme : te ve genci idare kurulunun tebliği de neşredilmiş bulunmaktadır
«erek tebliğ ve gerek toplantıda, Demokrat Partinin sadece emniyet verici bir seçimi arzu ettiği ve memleketin siyasî mukadderatını tayin edecek 950 seçimlerine bu suretle gidilmek istendiği açıkça belirtilmektedir. Ciddi ve samimi bir politikanın varmak istediği netice de bundan başka ne olabilir?
Bu samimi düşünce, Demokrat Partinin kuruluşundun bugüne kadar bütün hareketlerinden anlaşıldığı halde iktidar mensuplarının bundan çeşitli mânâlar çıkarıp alabildiğine düşmanlık hislerini tebrik ederek bu tarzı hareketlerini de başkalarına ınaletmeğe yeltenmeleri hakikaten şaşılacak ve teessüf edi- :
ımınzara arzetmektedir. t gidişin mutlaka bir mes’u-ımak ve memleketin muhtaç bulunduğu deınouutık. rejimin ku-' ummasındaki faaliyetleri bu cihete ’cvcih çtnyek muUafc bir fayda kil etmez. Ancak bu hareketler-■■ i ulununların ileri derecede fenalık yapabilmelerini önlemek husu-, sunda tedbirli bulunmak ve kötü zihniyetlerin dayandığı sebepleri teşhis ederek karşılık mücadele cephesini ayarlamak bir zarurettir.
Bir haftadapberi Ankaradayım. Bu müddet zarfında Ulus gazetesi-; nin Demokrat Partinin istişarî kongresi münasebetiyle gösterdiği alâka ve temennisi $u cümlelerle tekrarlanmıştır: Demokrat Partinin
Genel Şefi Celâl Bayan. İstişarî küçük kongre-. «Toplantı bugün de gizli devam edecekmiş.. "Delegelerin husumet kararlarını teyit edeceği anlaşılmaktadır». Bugün hararetli konuşmalar cereyan edecekmiş-, .Tebliği hâlâ neşredemediler».
Hakikati ifade etmekten çok u-zak bulunan bu tarz telkinler karşılıklı samimiyet ve sükûnet havasını yaratmaktan çok uzaktır.
İşte demokrasiyi kurmak iddiasında bulunduğunu söyliyen iktida-' rın zihniyeti. Bu zihniyetten endişe «mo-su «mm etmemek, bu zihniyete karşı tedbirde bir şahıs odasına aldığı maltız- u bulunmamak sadece bir gaflet o-dan zehirlenmiştir. |1'”’
İkinici zehirlenme hâdisesi de Yenişehir Necatibey caddesinde olmuş ve su tesisatı dükkânında çalışan 14 yaşında Hüseyin isminde bir çocuk dükkâna aldığı maltızdan zehir lenmiştir. 1ı
Her ikisi de hastaneye kaldırıla-1 rak tedavi altına alınmış ve tahki- , kata başlanmıştır.
İHRAÇ MÜSAADESİ
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından tebliğ edilmi§tir:
Askerî fabrikaların istediği evsafı : hajz olmıyan ve Tarım Bakanlığı tarafından usulü dairesince tesbit edilip Bakanlar Kurulunun 15/12/ 1949 tarihli 3/10213 sayılı kararına ilişik listede isimleri ve adresleri belirtilenler tarafından ceviz kütü- u
ğü aksamiyle kaplama stoklarının, den atıl dış ticaret işlerine dair 14/1/1950 tarihli 356 sayılı sirküler hükümleri dahilinde 1/2/1950 tarihinde başlamak ve fiilen 15/4/1950 tarihinde nihayetlenmek üzere 2,5 ay zarfında ihracına müsaade olunmuştur.
İKİ ZEHİRLENME
VAKASI DAHA OLDU
Dün de şehrimizde maltızdan intişar eden gazla iki zehirlenme vakası olmuştur.
Bunlardan birincisi Adliye sokağında olmuş ve Nail Gökten ismin-

. lur. Milletin, büyük emeklerle dört senedenberi demokraside katettiği mesafeyi göze alarak iktidarın ha-re :et tarzından endişe edenler, sadece demokrasiye samimî olarak bağlı bulunanlardır. İktidar, muhalefeti parçalamağa azmetmiş bulun-
1 maktadır. Fakat bu o kadar gayri mümkün bir hâdisedir ki onları şaşırtan ve düşmanlık hislerinin belirmesine âmil bulunan yegâne sebep işte budur.
Memleketin yüce menfaatleri, iyi bir seçim kanunu ve seçimlerde idarenin göstereceği hareketlerle sıkı sıkıya alâkadardır. İktidarın 1 bugün :ü hareket terzini bırakarak ; sadece iyi bir seçim kanununun çıkmasında Demokrat Parti ile barışa 1 girmesi bütün müşküllerin kalkma-1 sı neticesini verecek, hortlatmak istenilen düşmanlık hisleri kendiliğin-- den atıl ve batıl kalacaktır.
MİLLÎ PİYANGO
BUGÜN ÇEKİLİYOR
Millî Piyangonun 15 Ocak çekilişi bııgün saat 13.30 da Ankara Atatürk ! lisesi yanındaki Sarar İlkokulunda yapılacaktır.
İkramiye kazanan numaralar Ankara Radyosiyle bu gece 23 de yayınlanacaktır.
Bugün saat 13.30 dan sonra yurdumuzun hiç bir tarafında bu çekilişe ait bilet satışı yapılmıyacaktır.
GENELEVLERDE BİR YARALAMA HÂDİSESİ
Dün genelevlerde bir yaralama ha disesi olmuş ve bir genç kendisiyle kalmak istemiyen biı kadını yaralamıştır.
Yaptığımız, tahkikata göre Müm t az Ataeri isminde bir genç gece sarhoş bir vaziyette genelevlere gitmiş ve Meliha Özkan ismindeki bir kadınla kalmak istemiştir. Meliha sarhoş gence yüz vermiyeıek ya -nında kalmak istemediğini söylemiş tir. Kadının bu hareketi Mümtazın gururuna dokunmuş ve bıçakla Melihanın üzerine hücum etmiştir.
Aynı salonda bulunan kadın ve erkekler kadını zorbanın elinden kurtarmak istemiş iseler de muvaffak olamamışlar ve Meliha bıçak darbesiyle muhtelif yerlerinden :ı ğır surette yaralanmıştır.
Yaralı kadın derhal hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınmış ve mütecaviz yakalanarak svcılığa teslim edilmiştir.
YENİŞEHİR'DE BİR RANDEVU EVİ BASILDI
Dün Yenişehir semtinde bir randevu evi basilmiş ve burada yakalanan kacun ve erkekler hakkınaa tahkikata başlanmıştır.
Yenişehir İsmçtpaşa caddesinde oturan Kâmil Civek ismindeki bir şahsın evinin randevü yeri olduğu tesbit edilmiş ve ahlâk zabıtası tarafından yapılan âni bir baskınla 4 kadın ve 4 erkek yakalanmış ve hakkında tahkikata başlanmıştır.
İKİ AMERİKAN MUHRİBİ İSTANBULDA
İstanbul, 14 (a.a.) — Birleşik A-merikanın Akdeniz donanmasına mensup U. S. S. Waldron ve U. S. S. Weeks muhripleri Albay M. E. Dornin komutasında bu sabah saat 9 da limanımıza gelerek Dolmabah-çe önünde demirlemişlerdir.
Amerikan muhripleri komutanı Albay M. E. Dornin. saat 10.15 de İstanbul Deniz Komutanı Tuğamiral Fuat Uzgören’i makamında ziyaret etmiştir.
Saat 11.45 de Deniz Komutanı beraberinde yardımcısı Albay Edip Şehsuvaroğlu olduğu halde, Amerikan muhribine giderek Albay Doıni-nin ziyaretini iade etmiş vc kendisine «hoş geldiniz- demiştir.
üyük insan ve değerli şair Enis Behiç’in hayat ve eserlerine ait Siyasal Bilgiler Okulun daki kıymetli konuşmaları büyük bir zevk vc hayranlıkla dinledim. Kendisi üzerinde görülen ve -Varr dat-ı Süleyman. ın yazılmasına saik olan ruhî tezahürler hakkında daha evvel yine bu sütunlarda bazı bilgiler vermiştim (1) Ruhî tebligat ve tezahürlerin sebep ve menşeleri hakkında bir kanaate varılmasını temin maksadiyle hazırla-' mayı tasarladığım bu yazıma Pesa-. vo Akliye Hastahanesi Müdürü büyük âlim -Lomrozo» nun Hypno-tisme et Spiritisme. adlı kitabırıda*
Gürdüğünı tahsil vc ilme olan temayül ve bağlılığım sebebiyle hiç kimse ispirtizmaya karşı benden daha fazla husumet göstermemiştir. Her kuvvetin maddeye bağlı ve maddeden neş'et etmekte olduğuna değişmez bir hakikat nazariyle bakar ve sihirli masalarla daima alay ederdim. Fakat hakikatin ve müşahede eylediğimiz vakıaların içimde uyandırdığı merak ve tecessüs evVelki ılmî inanışıma galebe çaldı.»
• Hattâ bütün tecrübeleri ıedde decek ve hiç bir tecrübede hazır buunmayı istemiyecek kadar ispir-tizmamn aleyhinde olduğum halde, 1882 denberi öyle garip ruhi vak'a-latfa şahid oldum ki bunları ilim hiç bir veçhile izah edemez.
1882 yılında bir sabah beni 14 yaşında Madmazel (C. S.) isminde ! bir hastaya çağırmışlardı. İsteri nö ! betleri geldiği zaman gözleri görmüyor, burnu.koku almıyor. Buna ■ mukabil burnunun ucu ve sol kulağının memesiyle görüyor vc ayaklarının topukları ile koku alıyordu. Hasta bu sırada sol kulağının memesiyle mektupları mükemmelen okuduğu gibi topuğuna götürülen en hafif kokulardan bile zevk alıyor veya müteessir olabiliyordu. Sonradan gaipten haber verme has-sasını da kazanmış ve kardeşi ile I babasının iki sene zarfında başları-I na gelecekleri vukularından evvel isabetle bildirmişti.*
İşte — diğer maddeciler gibi — u-zun müddet maddeyi kuvvetin mev-lûdu ve bedendeki ruhî tezahüratı da diğer guddelere kıyasen beyin guddesinin ifrazatı şeklinde mütalâa eden bu meşhur âlim de elle tutulamıyan ve gözle görülemiyen bazı şeylerin de var olabilecekleri-* ne sonradan kanaat getirmiş ve Çe-dikçi Süleyman Çelebi’nin ruhu-
«yofcdwr» dimcklc
Zir« «eMr» dm daha üstün nt'sukulim dediği gibi beş hissimizin hiç biri ile idrâk edcmediğünz bir takım
varlıkların da ilmi metudlar ve hiç bir itiraza mahal bırakımyacuk ı boratuvgı- tecrübeleri ile doğrudan | doğruya tetkik ve tesbit olunam.ı salar bile meVcut olabileceklerini ve muhtelif araz ve tezahürleri ile bunların mevcudiyetlerinin y:~- ;ı mi metodlarla bilvasıta tahkiki mümkün bulunabileceğini ortaya koymuştur.
Hiç bir ârızası bulunmıyan veya başka bir tâbirle tabii olan bir beden içindeki ruhun ve ruhi seyya-lenin tıpk: mahfuz bir kablo içinde ki elektrik cereyanında olduğu gibi yeknazardu tesbit ve tahkiki | mümkün bulunmamakla beraber ;r rızalı veya tabiatın üstünde bir takım bedenlerin tevlid edeceği sızıntı ve taşmalardan mücerrid mad desi bazı yerlerinden bozulan veya kuvvetli bir cereyana mukavemet edemiyecek zayıflıkta olan kablolardaki elektrik tezahüratı gibi ruhun beden üzerindeki taşıtlarından mevcudiyetim tesbit etmek bu tetkikimizi ilmi metodların dışına a-tamaz ve hele bu tezahürata gözlerimizi sıkı sıkıya kapayıp müsbet ve aksine bir delil göstermeden onu inkârda ısrarla devam etmemiz için bize hiç bir hak veremez.
Madde hâkimiyetinin başladığı ve ilmi metodların revaç bulduğu rönesanstan bu tarafa ruha inanmak insanları eski Mısırlıların devrine ve hurafelerine kadar gerileten bir iptidailik ve hele ruhu gördüğünü iddia eylemek tam bir hafiflik, daha doğrusu biı- akıl doktoruma görünmek hususundaki âcil ihtiyacın bariz bir ifadesi olarak telâkki olunmuştur. Onun içindir ki mâruz kalman bizzat müşahede o-lunan yahuttu haber alınan ruhi tezahürleri tetkik veya nakleyle-mek mümkün olamamış ve bu yüz den ilmi bir tetkik ve müşahede altına alınması gereken kıymetli bir çok vakalar ya tamamiyle yok olup gitmiş yahutta bunlar müşahedeye müstenid zabıtlar yerine garip bir takım hurafeler şeklinde zamanımıza kadar intikal eylemiştir.
Şu cihet bilhassa şayanı dikkattir ki muhtelif yerlerde, muhtelif, med yumlar vasıtasiyle ve biribirlerin-den habersiz olarak yapılmış olan tecrübeler tetkik edildiği zaman tec rübeyi yapan ve buna vasıta olanların itikadları, ne olursa olsun bun larda ruh ve ruh âlemi Ispatyom» hakkında daima müşterek noktalar bulunmuş ve bu ilmin prensiplerini teşkil eden esaslarda — tâbirlçı-değişse bile — mütenakız hic bir ifade ve tebligata rastlanmamıştır. Bugün maddi ilimlerin elde etmiş olduğu geniş bilgi ve imkânlardan faydalanarak ruh üzerinde eskilerden farklı verimli incelemeler yapmak ve insanları yakından ilgilendiren bu konuyu aydınlatarak mc-
Siman BULAK raklar,nı ,iı,nıın vc
tahfif eyle n-.k . ,-U ,me nazaran da ha çok kolay la ınuş bulumjigktadn. Bedenlerindim a.vrılnuş ruhlara ait bazı tezahürler;
Bedenlemıden ayrılmış ruhlarla temas ancak medyum» denilen İn
SUSİ yaradılıştaki insanlar vasıta-; siyle mümkün olup Savın Dr. Bed. r&î1: ri Ruhschmm m Ruh ve Kainat adlı kitabında bunun tekniği hak kında geniş malûmat vc ruhlara ait bir çok tebligat ve hikâyeler ve hattâ bunların hayallerini Fanto mes» tesbit eden resimler bulunmaktadır.
Biz burada görünen ıuhlaıa ait bir kaç vakayı hikâye edecek ve. I «Çedikçi Süleyman Çelebi, nin ruhunun Enis Behic'e Varidat Süleyman» daki şiirleri ve tebligatı nasıl verdiğinden bahseyliyeceğiz. Doktor, Hâkim. Avukat gibi münevver kimselerin hazır bulundukları Bezmî Âli. lerde Çedikçi Süleyman Çelebi. tarafından verilmiş olan bu tebligat ve şiirlerin rnerhum Enis Behiç’in ifade ve şiir tarzlarınfc uymıyan ağdalı bir lisanla yazılmış bulunması, tamami-le tasavvuf! olması, bazan Farsça şiirler halinde gelmesi, yapılan teb ligat arasında kendisinin hiç bilmediği âyetler, hadisler bulunması, her bezmi âlide konuşulan ve münakaşa olunan mevzulara dair ve irticalen gelmiş olması, sonrada? tahakkuk eden istikbale ait bilgiler vermesi bunların başka bir kalem sahibine ait bulunduğunu, gös-termiye kâfi bir delildir.
Bunların hepsinin zikr ve tadadına imkân yoktur. -Varidat Süleyman» ı okuyâhlar o mânalı ve müstesna şiir mecmuasında söylediklerimizi göreceklerdir. Her biri başlı başına bir manâyı ve ehemmiyeti haiz olan ve «bezmi âli» terdeki mubahase ve tereddüdlerimiz üzerine bizi tenvir etmek maksadi-le veya teselli, için yapılmış olan bu tebligat ve şiirlerden — bir tanesi henüz neşredilmemiş olan — iki şiiri burada zikretmeden geçemiye-ceğim. 24/5/1947 tarihindeki «Bez-Tii Âli. de ilk defa hazır bulunan ve o günlerde çok sevdiği bir tek oğlunu kaybetmiş olan arkadaşımız (N. Ö.) ne hitaben aynı gecede gelen bu şiirlerden biri:
FM eğer olmasaa haldik, Rahmdn-u rahim olur mu Halik t Faniyuetimisledir ki olduk Biz mer/ıamet-ii Hüdâua lâyık Fıkr ol ki cescd zavallıdır pek. Bekler ânı on acıklı gerçek. Sathında trüsellik ince bir sar. Son safhasıdır tefessüh itmek Diğeri:
Bahnıâfı-ü rahim olan Hüdadir Bu mısrawıu ana nidadır N. im sükiluu Hüdadan Bul tesliyelin homan duadan
Ömründe ağar ikinci aBrain».
dir. ★ (Devamı Sa: 5 8ü: 6 de)
HIRSIZ KAPICI
Evvelki gün Meşrutiyet caddesi 8 sayılı apartmanda garip bir hırsızlık olmuş ve bir kapıcı yatacak yer bulamayan hemşerilerini oda -sına-ahmş ve sonra da 101 lira paralarım çalmıştır.
Meşrutiyet caddesindeki 8 sayılı apartmanda ^kapıcılık yapan Asım Korkmaz isminde bir şahıs yolda tesadüf ettiği hemşerisi ile konuşmuş ve hemşerisi Rüstem Bulutun yatacak yeri olmadığını da öğrenince e-vine davet etmiştir.
Rüstem Bulut lıemşerisınin bu davetini memnunlukla kşbul etmiş ve geceyi orada geçirmiştir.
Sabahleyin uyanan Rüstem cebin de bulunan 101 lirayı aramış ise de bulamamış ve çalındığım anlıyar&k derhal zabıtaya müracaat etmiştir.' Tahkikat sonunda paranın apartman kapıcısı taralından çalındığı anlaşılmış vc- tahkikata başlanmıştır.
SUDAN HAŞLANDI
Ycnidoğan ıpuball^suuic ıturon 3 yaslaı mda Fevzi Öztürk ismipde bir çocuk soba üzerinde kaynamakta o-laç »uyu üzerine devirmiş ve bu suretle vücudunun muhtelif yerleri yanarak yaralanmıştır
YaraLı çocuk derlıal hastaneye1 kaldırılmış ve lahldkata başlanmış-

fddianeme tezinin bir hususiyeti daha vardı. Filhakika bu tez, Polonya topraklarından yarısı kadarının, yani Bug ve San’ın doğu sunda bulunan toprakların Ukray na. Beyaz Rusya ve Litvanya Sov yetler Cumhuriyetlerinin batı böl gesini teşkil ettiği esasına dayanıyordu. Bu noktai nazarla, bu topraklarda Polonya lehine yapılacak her hareket, kendi hudutları dahilinde Sovyetler Birliğinin toprak bütünlüğüne l'aışı girişilmiş bir suikast olarak vasıflandı .ila bilirdi
Duruşmanın ikinci günü akşa mı geç vakit Afanasiev’in sual yağ muruna tutuldum.
O zaman, Moskova’ya gelirken üzerinde bulunan muhtranın Dos yaya konulup konulmamış oldu ğuııu sordum. Rudenko sözünü tut muştu. Başkan onu hâkimlere . ve savcılara gösterdi. O vakit şu beyanatta bulundum.
Tevkif edilebileceğimi aklımdan geçirmediğim bir devirde kendi e-limle yazdığım bu vesika Sovyet ler Birliğinin hoşuna gitmiyccek bir çok .şeyler ihtiva etmektedir.....
Bu sözlerim üzerine Ulriclı'in kaşları çatıldı, başını sallıyarak: ■Filvaki.. diye mırıldandı.
Devanı etlim.
. Meselâ, Polonya ve Rusya tara fnulan kabul edilmiş olan uzlaş inanın, iki tarafça serbestçe imzalanmış olan Riga anlaşması esası mı dayandığı' ve Polonya milleti nin asla Ultraynu ve Beyaz Rus vu Sovyet Cumhuriyetleri lehine ı oprn klan ınla o vııageoıni veceği
p— Ruslar Mahkûm etmek istediklerini nasıl söyletirler ?
Rus usulü itiraflar
l.— Yazan : Stypulkovsky (Polonya Millî Partisi Gizli Konsey Başkanı b o, 28
noktasında ısrar ediyorum. Buna mukabil bu vesikada, Al manlar a karşı mücadelesinde Kızılordunun gayretlerini baltalamak arzusunun güdüldüğüne dair hiç bir emare de yok...«
Sovyet Adalet Komiserliği, Mos kova mahkemesinin stenografi ile tutulmuş zabıtlarını bir çok dil lerde yayınladı. Sovyet politikası nı ihlâl eden ııe varsa, bu arada benim bu ifadem de zabıtlardan çıkarılmıştı. Bununla beraber lıeı* halde sansür pek fazla ileri git memiş olmak için ifademin boş kalaıı yerine noktalar koymuştu.
POLONYALILAR YALNIZ ALMANLAR İÇİN HARP ETMİŞLERDİ
İddianamenin, Doğu Polonya iopraklaruıda olanları ııe derecede talııif ettiği kolayca anlaşılı yordu. Bu toprakların Sovyetler Birliğine Lİhuluuın sebep olduğu isyııhlar, Aiınaularta bir işbirliği seklimle e. «isi eri fiyordu Buna mil
kabil bu yüzdcıı Kızılordunun ver diği kayıplar ise mürteci kuvvetlerin esareti altında bulunan Po loııya milletini kurtarmak için ö-denen bedeli teşkil ediyordu.
Savcı Afansief şiddetli bir lisanla iddianamesini okurken Sta-iin’in şu sözlerini hatırlattı:
»Kızılordu, lıer memlekette inil letlcrin güvenliğini müdafaa eden bir ordudur. Bu ordu fütuhat gayesiyle değil, Sovyetler Birliği Ct'.ınlıugiyctlcriniıı hudutlarını mü dafaa için kurulmuştur. Kızıloı-du, daima biitüu milletlerin kanun laıına ve bağımsızlığına saygı göstermiştir. (1) Sanıklurııı cani* yane plânları bu kurtarıcı orduyu hedef tutmaktadır. Yalan ve say gılızlık hııdullaruu aşarak bu e-fendller Kızılordunun yeni bir müstevli olduğunu söylemek cesaretini göstermişlerdir...»
Gizli Polonya hükümeti ile Loııdradaki Yüksek makamlar ara sıııdıı aktedilınLs olan mukavele de aynı şekilde tahrif edilerek ele ılındı tıldfanameve* "öre bu.ıloğ
ı-ııdau doğruya Jrir casusluktu.
Aşağıdaki cümleyi sanıidardan birine atfedecek kadar ileri gittiler:
■ İngiliz hükümetini, Polonya lıü kametine daha tesirli bir yardımda bulunmıya ikna etmek için Londra’ya yalan haberler gönderdik.»
Hakikat şu idi ki. yollarda yakalanan binlerce Poloııyah Rus ya’ya sürgün ediliyor, Doğu Po lonya illerinde kadınlar Sovyet erlerinin eline terkediiiyor ve bu devirde Poloııya’ıun her İaşesin dçn imdat feryatları yükseliyor du.
Fakat iddianamenin soiııı daha da fevkalâde idi. Polonya Milletinin beş sene içinde binle^'cp kuı baıuıı hayatı bahasına, sırf sonra dan, zafer vejntikaıua susamış o-lau Almanları desteklemek için savaşmış olduğu sonucuna vaniı yorılü. İddrâûgfıienın bp tezj han gi delillere dııyamyordu? General Okulteki tarafından, maiyetindeki sııhavlardnn birine j)iiııderilen bir
mektup suretine.. Bu mektupta şöyle deniliyordu:
...Japonya’ya karşı harp sona ermedikçe, siyasî durumun salalı bulmasını bekliyemeyiz. Batı dünyası, Uzak Doğu’daki düşmanın hakkından gelmek için Rusya’nın müzaheretini arıyacaktır ve bu maksatla ona karşı yeni tavizlerde bulunacaktır. Ancak bundan sonradır ki, Sovyetler Birliğinin doy mak bilmez iştihasınm doğurduğu tehlikenin farkına varacaktır. O zaman Anglo-Saksonlar, Sovyet-lerc karşı koymak için bütün Avrupa kuvvetlerini silâh altına alın ak lüzumunu hissedeceklerdir, işte o vakit biz, müdafaa hattının en önemli .verini işgal edeceğiz.»
General Okıılicki, siyasi durumu bu şekilde görmüş olduğunu ka bul etti. Fakat bu mantıkî mülâhazalar ki bu gün ııe kadar isabetli olduğunu görüyoruz muhakkak her şeyde bir Alman parmağını görmiye karar vermiş olan Sovyet -hakimleri» için kâfi değildi.
Yüksek Mahkeme Heyeti, aşağıdaki karara varmak için General Okuiicklnin bu bir kaç ıniita-Icasuıı kâfi görüyordu.
(Devamı var)
(1) Rus orduları 1039 17-18 gecesi Polonya, topraklarına girdiler. Ve Nazi orduları ile birlikte Doğu illerini işgal ettiler. Sonra da bu illerin Sovyetler Birliğine ilhakım bildirdiler.
Belediyenin icraatı
ııkaramızın meşhur belediyesinin, bir İmar müdürlüğü vardır. Bu daire »çhirdc yapılacak bilcümle inşaatın, daha evvel projelerini tetkik eder ve hangi sokaktı k.k, katlı bina yapılacağım, azanı» irlifaın ne olacağını alâkadar la'.: bildirir vc inşaat resimlerini tasdik eder, harcını alarak ruhsal
Bir ev, ıpavtnnan, dükkân hasılı gayifliı.. i.uıe 4it ne yaptırmak isterseniz, muhakkak plânlarınızı bu dairenin görmesi ve muvafık bulması şarttır.
Bu usul, dünyanın her tarafında böyledi?. Bununla beraber, dünyanın kullandığı usullerin bir de, bizim memlekette tatbik ediliş şekli vardır. O sebepten, Ankaramız bugünkü haüni almıştır.
Araya dostluk girmiş, iltimas girmiş ıc bodrumlar, kaçak katlar, tavan araları falan meydana ,eierek elırin manzarasını berbat .•(mistir. Olan, olmuştur. Bari bundan sonra olmamasına çalışmak, mümkün mertebe eski yapılan yavaş v; v . , nizamın emrettiği şekillere -.akmak yine bu dairenin vazifeleri arasındadır.
Me, havadisini birinci sayfamız da da okuyacağınız gibi, her halde vazifesi icabı olarak, bu daire bazı .ıpartımanlardaki kömürlüklerin plâna uygun olmadığını görmüş, ve bunların yerine yenisinin yapılmasını daha muvafık bulmuş. Nc zaman bulmuş? Tabii inşaat mevsimi olaıı yaz aylarıuın birinde...
O gün, bugün, evrak, oradan o-raya gitmiş gelmiş, ıbu arada mevsim ilerlemiş kış bastırmış, soğuklar hızını arttırmış, evrakın muamelesinin bitmesi de işte tam, soğukların yirmi dereceyi bulduğu zamana rastlamış.
Encümen kararı bu, lâf dinler mi? Belediye çavuşu gelmiş, ve bu kış kıyamette- kömürlüklere bas mış mührü... Şimdi, bu apartıman-ların sakinleri bir haftadır, kömürlerini alamamakta, soğuktan tir tir titremektedirler. Gördünüz mü iş gören ıbelediyeyi?... Karar, karardır, demiş ve meseleyi kökünden hallettiğine zahip olmuş!
Düşünüyoruz, acaba bu kararı veren makam Ocak ayı içinde bulunduğumuzdan ve sıfır altı 2o derece soğuktan perişan olduğumuzdan haberdar değil midir? Bu kararın tatbiki için, neden bu mevsim seçilmiştir? İnsanın borcu bile olsa İcraya makul bir mazeret ıbe-yaıı ettiği takd.rde vâde alabilir.
Şehrin sıhhatini korumakla mükellef olan belediyenin vazifesi vatandaşların Zatürree etmek, Za tülcenb etmek değildir!
Hikmet YAZICIOĞLU
KURŞUN BORU ÇALANLARIN DURUŞMALARI
Bundan bir müddet evvel Mehmet ve Veli adında iki şahıs P. T. T. Genel Müdürlüğüne ait Telsizlerdeki kurşun boruları alıp götürürlerken Çin Çin bağları civarında sivil memurlar tarafından yakalanmış ve adalete teslim edilmişlerdi.
Fakat bu kurşun boru iursızlığma devriye gezen bazı jandarmalar da karıştığından hâdise karışık bir durum arzetmiştiı-.
Vaka şöyle cereyan etmiştir:
Veli ve Mehmet isminde iki arkadaş P. T. T. müdürlüğüne ait kurşun boruları sahipsiz bulduklarından ve gecenin de bir hayli ilerlemiş olmasından istifade ederek çuvallara doldurmuşlar ve Telsizlerdeki askeri mıntakadan geçmek istemişlerdir.
İşte tam bu sırada iki jandarma devriyesî karanlıkta iki yabancının ilerlemekte olduğunu görmüş vte derhal «Dur» emrini vermişlerdir, îki yabancı, jandarmanın, bu âni hareketi karşısında bir an şaşırmışlarsa da derhal kendilerini toplıyarak yalvarıp yakarmaya, çoluk çocuk sahibi olduklarını, eğer kendilerini bırakırlarsa ufak bir hediye vereceklerini de söylemişlerdir.
Biraz sonra Mehmet ve Veli jandarmadan yakasını kurtarmış, sonra Çinçin bağlarında sivil memurlar tarafından çevrilmişlerdir. Sanıklar suç delilleri ile beraber Altındağ polis karakoluna götürülmüş. Tam bu sırada devriye gezen jandarmalar oradan geçerken sanık lar tarafından tanınmış ve karakola davet edilmiştir. Jandarmanın üzeri arandığında hakikaten sanıkların vermiş oldukları paralar jandarmanın üzerinde çıkınca vakadan Jandarma Genel Komutanlığı da haberdar edilmiş ve diğer arkadaşları da yakalanmışlardır.
Gece devriye gezerken yakaladıkları boru hırsızlarından kırk lira rüşvet alıp bilahara bıraktıkları ve parayı aralarında taksim eden Kemal. Kadir, Hüseyin Demir yakaladıkları hırsızlarla beraber dün duruşmaları yapılmış ve fakat mahkeme hâdisenin kendi salâhiyeti haricinde olduğuna karar vererek be;» sanığın duruşmalarının Asliye Ceza Mahkemesinde görülmesine karar vermiş ve sanıkları da tevkif etmiştir.
N'İŞAN
Tanınma. ıporcularımızdan .ve Millî Güreş hakemlerimizden Haydar Bostancı ile Gülen Öztunç 14/1/ 195D(sünü'nisanlnhdıİnr
15-1 -1950
ZAFER
9ahlfe:î
J?ADT0• TELEFON• TELGRAF HABERLE!?
Japon Komünistleri arasında
Asyada yeni bir
Dördüncü madde;
I I zakdoğuda, Çinin kendi mu- I
Titoculukboşlıyor
II zakdoğuda, Çinin kendi mu-kadderatma terkedildiği ve Asya komünizminin bir emrivaki gibi kabul olunduğu bugünlerde, Başkan Truman’ın dördüncü maddesi hususi, bir ehemmiyet kazanmış bulunuyor.
Bilindiği gibi, Başkan, geçen sene kongreye sunmuş olduğu mesajı- j nm t üncü maddesinde, iktisadi | bakımdan geri kalmış bölge ve mem. (ebetlere yardım derpiş etmekte idi.
Filhakika, bu yardım faslından m uu ---
bugüne kadar büyük bu- şey yapıl- Jcl. artmaktadlr. manı ıstır Yalnız geçen sene bula- | Yugoslavya ’ nin yet tahsisatı olarak 33 milyon dolar I da„ çı;îarlbnasl Moskova'nın lehin-istenmiş ve bu yıl da, daha geniş de değj, fakat aleyhinde büyük bir tahsisatın kongreden talep edileceği cereyan yaratmıştır. Batı Avrupa bildirilmiştir. Fakat, bittabi bütün ğkandinavya memleketlerindeki bu faaliyet ve vaitle,1. 4 üncü madde-1 komünist partilerin parçalanmala-nin tatbikatından saymak imkansız- nndan sonra şimdj de stalin aleyh. dlr; ......................... ... I terliği Uzak doğu memleketlerin- '
Geri kalmış bölge ve memleket- , dekj komünist partilerine sirayet lere yapılacak yardımın, bilhassa, , etmi til. Tokyo'dan gelen haberler Uzakdoğuda komumzmm gemşle- | j ada Titovari biI hareketin meşine karşı bir müdafaa vasıtası o-1 belirmi olduSunu bildirmekt-»'-larak kullanılması teşebbüsüne geçil MuhabirleTe gBre. geçenlerde diği zaman, ortaya yepyeni mesele- .................
ler çıkmış bulunmaktadır. Yani bu yardım, askeri yardımın yerini tuttuğu zaman, düşündüren bir mahiyet almıştır. Zira, denebilir ki, askerî yardım, yardımı yapan için de. yardımdan istifade eden memleket için de nisbeten basit ıbir veçhe gös- ' . termektedir. Göstermiştir. Bu yar- I Ja‘ Komunlsl S1 „„„„
ılım ya muvaffak olmuş ya rüzgara h tinin Nozakayı desteklemiş ol-V. sonunda. ,kl taraf aoğu„u„ ₺u memleke.
tinde tam bir milliyetçi hareketin belirmiş olduğunu isbat etmektedir.
Stalin, Japon komünist şefleri arasında tasfiye yapıyor | Londra, 14 Nafen — Sovyet Rus- Japon komünist partisi ! yanın demir perde dışındaki mem- e--------- ’ -
ı leketlerde bjılunan komünist parti-| leri ile arası açılmakta ve Kremlin- _________ _______________ w_________
in bu sahada karşılaştığı güçlük- j yecek kadar ileri gitmiştir.
i Diğer taraftan Moskova Japon-ı. Kominfoım * | ya'da kendi adamım seçmiştir. Bu
_________________ r_______ Komin-form gazetesine yaptığı hücumlarda bu gazetenin Japonya hakkında hiç bir malûmatı olmadığını söyle-
Anlaşma !
edat Dicleli, dış ticaret
W muvazenesinin 149,0(10.000 lira aleyhimizde olduğunu söylemiş.
Fakat bereket versin, şu Antep fıstığına...
Bu sene bol olmuş da, cayır cayır ihraç ediyormuşuz!
Ben de Hüseyin Cahit Yalçın, karda kışta yine İsviçreye kayak yapmaya mı gidiyor diye düşünüyordum. Şimdi anladım... Zahir, İsviçrelilerle fıstık anlaşması yapmağa gidiyor. Eli., dövizi bizden, gitmesi ondan...
Fıstığı bizden, çikolatası onlardan’....
Ye Mehmet, ye!... — A. F.
Kara kışa dair
Sıfırın altı - Allah acısın - Derde deva Itiyad meselesi - Sıcak buseler
adam bundan bir kaç gün evvel Japon komünist partisi tarafından azledilen milletvekili Nakaşi’dir. Tahminlere göre, Stalin Nozaka’yı attırıp yerine Nakaşi’yi geçirmek arzusundadır.
Fakat ilgili çevrelerde belirtildiğine göre, Japonya’da komünist partisi içinde başgösteren bu Sovyet aleyhtarı cereyan mevzii kal-mıyacaktır. Japon komünist partisi liderlerinin Çin kızıldevili Mao Tse Tsung’un yetiştirmelerinden oldukla rı kaydedilmektedir. Şimdi bu me-. ,_____a,____r_____________ . .. . selede Mao Tse Tsung’un nasıl bir
J" j pon komünist partisi merkez heye- ’ cephe alacağı ehemmiyetle benlen-î_ j tinin mukabil hücumlarına uğra- I mektedir.
maktadırlar. Japon komünist lideri Hong Kong’t Nazaka, Japonya'ya has bir komü- re de, Çin kon nizm yapmakla itham edilmişti. Japon komünist partisi merkez
“ ,, .... . ı Japonya aa ıwov(uı un ııtucKeuu
m^ıTt ^nr?*|b r ın“^a^..v?s,*,sı belirmiş olduğunu bildirmektedir.
pon komünist lideri Nozaka’ya şiddetle hücum etmiş, olan Komin-.' | form gazetesi ile Pravda şimdi Ja-
j’a gelen haberlere gö-. Jin komünist liderleri işgalleri altındaki bölgelerde toprak tev-z:i işini bir türlü halledememekte-dirler. Tahmin edildiğine göre, Çin-de toprak dâvası yeni bir «milliyetçilik» cereyanının patlak vermesine sebep olabilir.
savrulmuştur. Ve sonunda, iki taraf da birbirinden alacaklı, verecekti kalmamıştır. Çünkü yapılan yardım, hükümetler vasıtasij’le, hükümetler kanaliyle yanılmıştır. Halbuki. 1 ündü maddenin hükümleri esas itiba- ı riyle hususi sermayeye istinat et- ' mekte: ve bir çok salahiyetli şahsi-yetlerden sonra nihayet dün de A-merikan Dışişleri Bakanı yardımcılarından Edw?.rd Miller’in açıkça söylemiş olduğu gibi, geniş ölçüde hususi sermayeye yer vermek mecburiyetindedir: Bu hususi sermaye, şüphe vok ki, Amerikan sermayesidir.
Bu noktada, evvelâ Amerikalılar bakımından, sonra, Amerikalıların Avrupa memleketleri idaresinde bulunan sömürgelerle münasebetleri bahsında ve nihayet, umumi olarak, Amerikanın sömürgecilik sahasında ne gibi plânlar tasarladığı hususunda üç ayn mesele meydana çıkmak- | tadır. Şöyle ki:
Amerikan hususi sermayesi, kızıl Kaıı vamen rtvusuu «t «a ıu ama dünyanın hemen yanına yerleşecek. k"p‘mferı‘'kûrulmâmİ'îüzûmri‘‘‘k“ "" ™tl„ ™ ta.hllk.ll «rflnr M- lacak bir tehlike g8stermedMertoi n söylemişlerdir.
Avusturya andlaşması yine |
çıkmazda | , _______
' Londra, 14 a.a. — Amerika Birle- lük istememektedirler.»
şik devletleri mümessili Samuel I Amerikan Dışişleri Bakan Mua-Reber. Avusturya barış andlasması vini bundan sonra Çin milliyetçili-müzakerelerine devamı reddeden ği ile Rus emperyalizmi arasında Rus mümessili Zarubin’in bu hare- bir ihtilâf çıkmasının mümkün ol-ketini- «müessif» olarak vasıflandır- , duğu fikrini ileri sürmüş ve Ame-mıştır. ı rikan siyasetinin, komünizm hare-
| Sovyetler Birliğinin yeni bir ge- ketinin Sovyetler Birliğinin nüfuzu I ciktirme politikası yüzünden dış- dışında kalabileceği ümidine dayan LLrl bûkzr. .vzrd.m.cilan tonlantısı makta olduğunu açık bir şekilde be-hiçbir netice elde edemeden bir da- lirtmiştir.
ha talik edilmiştir. Waşington’un siyasî çevrelerin-
I de, Acheson tarafından Fransa tarafından Hindi Çini’de gerçekleştirilmiş olan başarının tesvibi, Amerikan Hükümetinin, evvelâ fiilen, sonra da hukukan yeni kurulmuş olan Viyetnam hükümetini tanıyacağı ve bundan sonra bu hölgeye ik | tisadî yardımda bulunma imkânlarının araştırılacağı, kanaati hâkim-
Bu konuda bir Rus teklifi reddedildi
Londra Radyosu, 14 (Basın - Yayın) — Avusturya’daki müttefikler-arası konseyin dünkü toplantısında batılı valiler mahkûm edilen nazi-ler için toplama kampları kurulması yolundaki Sovyet temsilcisinin talebini reddetmişlerdir. Sovyetle-: rin Avusturya’da naziliğin tekrar canlanacağı hususundaki iddiaları-I na cevap veren İngiliz ve Amerikan valileri Avusturya’da toplama
en çetin ve tehlikeli şartlar altında işlemeğe çalışacaktır. Bütün askerî ve siyasi kuvvetlerin çöktüğü , bir yere hususî sermayenin çok güç | gireceği aşikârdır. Çünkü sermaye 1 her şeyden evvel emniyet ister. 4 üncü madde ahkâmının tatbikatında gecikilmesinin sebeplerinden biri budur. Yalnız askerî yardımın, meselâ Çinde olduğu giıbi, maksadı hasıl etmediği askerî yardıma ve kuvvete dayanmayan bir iktisadi yardımın da müessir olamıyacağı anlaşı-ll,Vl?5‘ . .. ... - ,. I isleri bakan vardımcıl
Diğer taraftan, dördüncü madde..........................
nin derpiş ettiği bölge ve memleketler arasında, AvrupalI memleketle- ( _ , , , ’. , .
rin sömürgeleri de vardır. Amerikan | sermayesinin bu bölgelere yerleşme- ' Bu aecıktırme Avl si, manda sahibi memleketlerce ancak kısmen şayanı kabul olduğu gibi, bu sermayenin, sırf sermaye olmak sıfatiyle icap ettireceği kontrol ve direktif verme hakkı sömürge sahibi devletler tarafından asla kabul edilmemektedir.
Amerika, bu mevzuda,, daha bir hafta kadar evvel, vesayet konseyinde bir deneme, bir sondaj yapmak istemiş, buna karşı, başlıca sömür-1 ge sahibi devletlerin, yani İngiltere
Meclis köşesi.
Amenkr.nın Uzak
Çinliler diktatörlüğü kabul etmıyeceklerdir
Paris Radyosu, 14 (Basın - Ya-, yın) — Amerikan Dışişleri Bakan Muavini Wabbs, dün Dünya İşleri Konseyi mahallî konferansında ver miş olduğu bir söylevde, Uzak-Doğu olaylarını yorumlamıştır.
Webbs, Birleşik Amerika'nın hali hazırda ne doğuda ne de batıda Rusya tarafından açık bir silâhlı ta arruz beklemediğini söylemiş ve sözlerine şunları ilâve etmiştir:
«Asya’daki ayaklanma tahlil edilecek olursa bu ihtilâlin İngiliz, Fransız ve Amerikan inkılâplarının arzettiği aynı veçheyi arzçttiği görülür. Çinliler, asla bir diktatör-
DAVET
Adalet komisyonu
1 — Sinop milletvekili Cevdet İn-cedayınm tescil edilmiyen birleş -melerle bunlardan doğan çocukların tesciline ve gizli kalmış nüfus vakaların cesasız olarak kaydına dair olan 4727 sayılı kanun hükmünün iki yıl daha uzatılması hakkında kanun teklifini;
2 — Orman Kanununa bazı hükümler eklenmesine ve bu kanunun birinci maddesinde değişiklik yapılmasına dair olan 4785 sayılı kanuna ek kanun tasarısını görüşmek üzere 16/1/1950 Pazartesi günü saat 10 da;
Çalışma Komisyonu:
Özel teşebbüs müstahdemleri hak kındaki kanun tasarısını görüşmek üzere 16/1/1950 Pazartesi günü saat 10 da;
Dilekçe Komisyonu: j re 16/1/1950 Pazartesi günü saat 10 da;
Gümrük ve Tekel Komisyonu:
Türk Tütünleri Ortaklığı hakkında kanun tasarısını görüşmek üzere 1/1/1950 Pazarertesi günü saat 10 da;
Millî Eğitim Komisyonu:
Muğla milletvekili Nuri Özsanın. ilkokul öğretmenlerinin almakta oldukları aylık dereceleri hakkında ki 5242 sayılı kanunun 1 inci maddesinin değiştirilmesine dair taunun teklifini görüşmek üzere 16/1/1950 Pazartesi günü saat 10;
Millî Savunma Komisyonu:
Devlet Çelik ve Kimya Endüstrisi Kanun tasarısını görüşmek üzere 17/1/1950 Salı günü saat 10 da;
Geçici Komisyon:
Milletvekilleri Seçimi Kanunu tasarısını ‘incelemek üzere 16/1/1950 Pazartesi günü saat 10 da toplana -caklaı-dır.
Atoma dair yeni karar
Sıf rın Altı:
man, ne soğuk, ne soğuk!...
Eskiden bazı eskimiş, yıpranmış nükteler için söylenen bu söz şimdi sadece havaya alem oldu...
Herkesin ağamda bu lâf:
— Aklı olan dışarı çıkmasın!.. Burnumun direği sızladı...
Gazeteleri açın, sütun sütun kar yazıları, kar karikatürleri...
Hararet İstanbulda sıfırın altında 10, Sıvasta 31, Ankarada 22...
Hava raporunu hiç okumayın, korkarsınız! Neyse anca beraber kanca beraber! Biz bize benzeriz. Hava da iktisadi vaziyet.mize döndü, ve nihayet sıfırın altına düştü!

Allah acısın!
I® ir hikâye vardır; bilmem bilir misiniz? Böyle soğuk karlı vc fırtınalı bir günde adamın bi-
— Allah karadakilere acısın! Onları kurtarsın, diye dua edermiş...
Arkadaşı:
— Ya deııizdekiler? demiş. .
Adam:
— Onlara dua etmeğe hacet yok. Çünkü şimdiye kadar nasıl olsa ölmüşlerdir!..
Gazetelerde okudum ki, belediye İstanbulda fukaraya 10 kilo kömür dağıtmış!.. 10 kilo kömürle ne o-lur? demeyiniz! Havanda düğersiniz, mis gibi sürme olur.
İstersen göze çek, istersen hap yapıp yut! Mide ekşimesine birebirdir. Vücutta ki fazla yağları e-ritir... Bu soğuklar böyle devam ederse, benim de yukarıdaki anlattığım hikâyedeki adam gibi:
— Allah beyanname ile kömür alanlara acısın!... Onları kurtarsın!... diyesim geliyor.

Dertle deva:
e^eu ak^am Saraçoğlu mahallesinde bir yere davetli idim; fakat davet eden zata da o kadar içerlemiştim ki... Adam ıbula bula böyle bir akşam mı davet ederdi? Soğuk sıfırın altında 22...
Yedekçi
Neyse kalktık, dona dona çaresiz gittik. Kapıyı çaldık. Bir dc baktık, evin hanımı bizi kapıdan kolsuz, tiril tiril bir yazlık elbise ile karşılamaz mı?
— Zavallılar, diyecek oldum. Demek bir yün hırka bile alamamışlar!...
İçeri girdik ki, fınn kapağı a-çılmış gibi ıbir hararet yüzümüze çarptı:
— Maşaallah!... Eviniz pek sıcak!...
— Evet, dediler, 26 derece. Fazla yakıyorlar...
Demek, Saraçoğlu mahallesi gibi bir Haşan Saka, bir Recen Peker bir Şemsettin Günaltay mahallesi kursak Aııkaranın yakıt derdi halledilmiş olacak...

itiyat mes’elesî:
CK ir başka akşam da Cebecide bir ahbabı ziyarete gitmiştim. Evlerinde, 3 numara bir Zonguldak sobası yanıyordu. Fakat sobanın yanı sıcak, pencere tarafı Sibirya gibiydi.
Hanım:
— Bilmem ki, neden bu sene hiç ısınamadık, dedi...
Bey;
— Elbette! Pencerenin kenarla-ruıdan zehir gibi soğuk geliyor.. diye cevap verdi...
Derken aralarında bir münakaşadır, başladı: İşte ben sana bu evi tutmıyalım, kışın ısınamayız, demedim iniydi? Sen ısrar ettin! Böyle oldu...
Derken Bey kalktı. Eline bir tornavida aldı. Ve bir takun gazete parçaiaxiyler pencerenin Kenarındaki delikleri tıkanmağa ibaşladı:
Hanını bu sefer -kahkahayı bastı:
— İşte, dedi, tanı Halk Partilisin! Rüzgâr gelen büljün delikleri tıka bakalım!
Gerçekten Bey, Halk Partili, Hanım da muhalifti!
Sıcak buseler :
I ki arkadaş troleybiis'te, birbirlerine sokulmuşlar, hem titreşiyorlar, hem de hararetli hararetli bir şeyler konuşuyorlardı. Kulak kabarttım:
— Şu İstanbuldaki balo, hiç de zamanında olmadı...
Öteki kıpkırmızı burnunu mendille şöyle bir dumladıktan sonra
— Ne münasebet, şimdi balonun zamanından bahsediyorsun? Hangi balo?...
Arkadaşı:
— Canım, şey, dedi, şu Elaine Sephard’ııı bir öpücüğü 4500 liraya müzayedeye koyduğu balo!...
— Peki bunun zamanla ne münasebeti var?...
Münakaşayı açan zat:
— Hayır, dedi, bu soğuklarda bu hararetli öpücük daha fazla ederdi ile’...
Evet, fukaranın ısınması zenginin öpüşmesine kaldı...
Ya Rusya ile anlaşma ya daha büyük bomba
Bu geciktirme Avusturyanm bağımsızlığa kavuşmasına ve hükümranlık haklarını elde etmesine mani oluyor. Bu, işgal kuvvetlerinin geri çekilmesini önlemek demektir. Belki de Sovyetler birliğinin arzusu budur.
I Komünist basının, bu gecikmeler- _ r ___
' den batı devletlerin mesul olduğu dir.
hakkındaki ithamlarının «manasız» i Jessup Formoza’ya gidiyor lığını belirten Reber, «Amerika bir- I Vaşington, 14 a.a. —. Dışişleri Ba-leşik devletleri, büyük Britanya ve kanlığı sözcüsü Uzak-Doğu’da tet-ge saniDi «evıeucnn, yan, ,nenlere ^“s3'da, Süetlerin mühim gör- kik seyahatine devam etmekte o-ve Flamanın, sömürgeler üzerinde dueu lstekllîr‘ karşılamaya çglışa- lan fevkalâde büyük elçi Philip kontrol hakk' sömürgeler hakkında 1 pak'armı vaadetmpklf» hır »nlasmavn JessuD un Okınava ve Formoza’va muntazaman malûmat verilmesi ta- j lebi karşısında kafi surette muhalefete geçtiklerini görmüştür.
Buna karşılık İngiliz ve Fransız ’ umumî efkârının ihmal edilemlye-cek kadar mühim bir kısmı, Ameri-kayı müstemlekecilik teşebbüsiyle itham etmektedir. Bu, elbette ki yüzde yüz haklı bir itham değildir. Zira, İngilizlerin, Fransızların, HollandalI ve Belçikalıların asırlarca evvel on parasız, sade silâh zoruyla çıktıkları ve silâh zoru karşısında terkettikleri ülkelere, şimdi Amerika, malı, mülkü ve dolarlariyle geliyorsa eğer, bunda elbette ki kabahat sadece Amerikanın değildir. Kabahat, belki daha çok, bu sömürgeci memleketlerde ve bu sömürgeci I memleketlere ıbaş eğmek felâketine katlanan memleketlerdedir.
Dördüncü maddenin bir izahı da
I caklarını vaadetmekle bir anlaşmaya Jessup’un Okinava ve Formoza’ya varmak istediklerini İsbat etmişler- . gitmek üzere Kore’den hareket et-’' dir». demiştir. tiğini bildirmiştir.
Aya yolculuk varını?
tiğini bildirmiştin
Jessup’un, kiminlç görüşeceği sualine, sözcü: «Orada bulunan Amerikan diplomatları ve kendisi ile görüşmek istiyen herkesle, cevabını vermiştir.
Mücahit TOPALAK
Bilginler tam on yıl sonra yola çıkılabileceğini söylıyoriar
Nevyork, 14 Nafen — Aya ilk seyahatin 1960 senesinde yapılacağı bildirilmektedir. «Birleşik Amerika roket cemiyetinin» başkanı bulunan Fransworht bu hususu açıklarken yeni plânlar üzerinde çalışılmakta olduğunu da kaydetmiştir. I Muhabirlere göre, Roket cemiyeti-' nin başkanı Kanada’da bulunan diğer bir roket cemiyetine başvurmuş ve bu cemiyetin «aya seyahat» I için hazırladığı plânları tetkik arzusunu göstermiştir.
Bu. iki plânın yanyana getirilerek gözden geçirileceği ve son "'— J-
Pasifik’te şiddetli fırtına
.1 Seattle, 14 a.a. — Pasifik bölgesinin kuzeybatısını silip süpüren şiddetli fırtına esnasında şimdiye kadar beş kişi ölmüştür. Hava seferleri durmuştur, trenler zamanında gelmemekte ve kara yollan fiilen kulanılamaz haldedir. Fırtınanın merkezi Orlkon'dadır. Grans-harbor limanında demirli bulunan bir çok tekne batmıştır.
Londra Radyosu, 14 (Basın - Yayın) — Birleşik Amerika hükümeti atom enerjisi hakkında yeni kararlar vermek üzeredir. Haber verildiğine göre Amerika, ya Rusya ile atom bombasının milletlerarası kontrolü hususunda yeniden müzakerelere girişmiye teşebbüs edecek yahut ta dünya güvenliğinin sağlan ması için şimdiye kadar imal edilmiş olan atom bombalarından çok daha kuvvetli yeni çeşit bir bombanın imalini hızlandıracaktır.
Atom, hükümet inhisarında kalacak
Vaşington, 14 a.a. — Atom enerjisi komisyonu üyelerinden, Lewis Strauss dün yaptığı bir demeçte de miştir ki:
Amerika'nın en büyük inhisarı o-lan atom soğuk harbin devamı müd detince, hükümetin inhisarında, kalacaktır. Bu, 4.500.000.000 dolarlık muazzam bir inhisardır.
Vakıa bütün dünya atomun- hususî teşebbüslere bırakılmasını beklemektedir. Fakat bu, bugün için bir hülyadır.
Atom bombasına ve diğer atom si lâhlarımn imaline gelince bu daima hükümetin inhisarında kalacak-♦ır. Bununla beraber sıkı emniyet tedbirleri altında hususî şirketler de hükümet için atom silâhları yapabilirler.
Bugün artık ı-adioisotoplarla atom araştırmaları yapmak kabildir. A-tom piline ihtiyaç kalmamıştır. Bu ancak atom infilâklarında kullanılmaktadır.
Klâsik silâhlaı-
Yunonistonda sıkı yönetim kaldırıldı
Atina Radyosu, 14 (Basın - Yayın) — Bakanlar Kurulu, dün seçimlerin nisbî usul üzerine yapılmasına ve ancak saylav sayısının 350 den 250 ye indirilmesine karar vermiştir.
Atina, 14 .a.a. (United Press) — İç harp başlayalıdan beri yürüklükte bulunan Sıkıyönetim kanunu bugün kaldırılmıştır.
Bu arada İçişleri Bakanlığı idari makamlara gönderdiği bir emirname ile, idari memurların seçim mücadelelerine kanşıpamalşrını ve tam bir tarafsızlıkla hareket etme-Lerini istemiştir.
üsküp mahkemesi kararını verdi
Belgrad, 13 (Nafen) — Yugoslavya’da Tito aleyhtarı faaliyetlere giriştiklerinden dolayı tevkif edilmiş olan 10 Arnavud ve Yugoslavın duruşmaları dün sona ermiştir.
Üsküp mahkemesinin savcısı bu münasebetle Kominfoım ile Arna-1 vudluk. aleyhinde şi.ddetli sözler savfetm.i§tû'.
Diğer taraftan hakim suçu- sabit görülen bir Yugoslav vatandaşını ölüme mahkûm etmiştir. Diğer 9 Arnavud da muhtelif hapis cezalarına çarptırılmışlardır.
İngilis basını:
Bu sabahki İngiliz gazetelerinin çoğu, Sovyet iç ve dış siyasetinin muhtelif cephelerini gözden geçirmektedirler.
İşçi partisinin organı olan Daily Herald ile bağımsız Times gazetelerinde Sovyet Rusya’da ölüm cezasının vazedilmesi hakkında yazdıkları göze çarpmaktadır.
Daily Herald gazetesi bu hususta şunları yozıyor:
Sovyet yüksejk şûrasının tasvibine sunulan bu yeni tasarı, Sovyet ler Birliği dahilinde muhalefet ve hoşnutsuzluğun arttığını ve bunlara karşı mücadelenin şimdiye kadar muvaffak olmadığını göstermektedir. Rusya'dan alınan en son haberlerden anlaşıldığına göre. Ukrayna’da milliyetçilik cereyanı gittikçe kuvvetlenmektedir. Endüstri alanında gizli bazı hadiseler vuku-bulmuş ve müdürlerle memurlar hesapları tahrif etmekle itham o-lunmuştur. Bu bakımdan Sovyet Birliğinde sözde casus, baltalayıcı ve hainlerin topyekûn temizlenmesi işine hemen başlanması bekleni-lebilir.

Mütehassıs Almanlar meselesi
Londra, 14 Nafen — Sovyet Rusya’nın doğu Almanya’da teknisyen bulunmadığı ve şimdi (le bu meseleyi halletmek için Çekoslovakya’yı tazyik qtmeye başladığı bildirilmektedir. Muhabirlerin bildirdiklerine göre, bilhassa doğu Almanya’daki uzman işçilerin büyült bir kısmı batıya iltica etmişler ve Mo.( __-_____, _____..
kova Rusya’dan Magdebourg’a 300ü . ya gidecek olan hu füzenin uzunlu-Sovyet işçisi getirmek mecburiye- ı ğu 40 metre ve kutru da 18 metre tinde kalmıştır j olacaktır Füze ile birlikte aya gı- ı fikrindedirler
Biı- planör kazası
Nevyork, 14 a.a. (United ________
— Columbus hava okulunda, içinde 17 paraşütçe bulunan bir planör, bağlı bulunduğu uçaktan ayrıldıktan sonra düşmüş ve parçalanmıştır. Paraşütçüler diplomalarını almadan önceki .son uçuşlarını yapıyorlardı. 11 paraşütçünün öldüğü bildirilmektedir.
Press)
Lake Success, 14 a.a. (Unitca Press) — Rusya, milliyetçi Çin de legesi konseyden çıkarılmadıkça müzakerelere iştirak etmiyeceğmi bildirmiş olmasına rağmen, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi salı günü toplanacaktır. Bu ilk toplantının gündeminde atom bomba-sı hariç, bütün silâhların sayılması hakkındaki Fransız teklifi vardır.
„---------, decek olan kaşiflerin bjr nevi dal-
---.-----o. bazı de- gjç elbiseleri içine girecekleri de
ğişiklikler yapılacağı bildirilmek- . söylenmektedir, tedir. * —
I Aynı muhabirlerin belirttiklerine
I göre, her iki projede de Ve * 2 jan-
rında bir füze kullanılmaktadır. A-
ı söylenmektedir.
Diğer taraftan aynı mesele üzerinde. duran başka ilim adamları da aya gidecek ilk füze içinde insan bulunmaması lâzım geldiği», bunla-| rın yerine fotoğraf makineleri ve detektörler konulması icap ettiği
Mısırda dahilî sansür kalktı
Londra Radyosu, 14 (Basın - Yayın) — Yeni Mısır hükümetinin dün gece bildirdiğine göre, mahalli basın üzerindeki sansür kaldırılmıştır. Bununla beraber harici.dünya ile yapılan posta ve telgraf muhaberatı üzerindeki sansür devam edeççktir
Türkiye Garanti Bankası A. O. 1950 ikramiye plânı ToTööölîtT
12 ayda 12 keşide
Senede (540) Adet Çeşitli ve Zengin ikramiyeler
( 200,000) Lira değerindeki büyük
Garanti Apartmanının (3) dairesi
20 Adet 1,000 Liralık
24 500
26 250
33 » 150
Bunlardan başka 100 lira ile 25 lira arasında değişen (434) adet Muhtelif Para İkramiyeleri
Ayrıca senede (135) çocuğa sürprizli Doğanı Günü İkramiye ve Hediyeleri
Her 100 Liraya ayn bir KUR'a numarası yerilir. YILIN ttR IÇEÇlbr.StJO OCAK T950
(63)
Rusya’da ölüm cezası kaldırıldığı zaman buna sebep olarak resmî makamlar, milletlerarası durumun endişeye mahal vermediğini ileri sürmüşlerdir. Sovyet hükümeti şimdi ölüm cezasını tekrar vazetmekle, milletlerarası durumu fena gördüğünü ihsas ettirmiştir. Hakikat halde Sovyetler Birliğini tehdit eden tek tehlikeli gelişme, kendi imparatorluğu dahilinde çıkan güçlüklerdir. Titoizmin başka ülkelere yayılmasına da mani olmak için’ Sovyetler şimdi ihtiyatlı davranmak lüzumunu hissetmektedirler. Ölüm cezasının tekrar konulmasına başka bir sebepte gösterilebilir.
- Rusya'nın peyki olan hükümetler, rölüm cezasını kaldırmış bulunan ' bir hükümet olması dolayısiyte, ;Sovyetlerin mevcut nizamları. kar-şıpında kendileri çok müşkül • bir j vaziyete düşmüşlerdir.
Sonra bilhassa şu noktanın d? u-ııutulmaınası lâzım gelir ki,. Sov-I yetler Birliğinde politika ve en-J düstri alanında disiplin her halde bozulmuştur. Bu yüzden Stalirt sert davranmak zamanının geldiğini lier halde hissetmiştir. Vatana ihanet, baltalayıcılık ve .casusluk, Sovyet Rusya’da bir çok suçları ifade eden lastikli tedbirlerdir.»
Muhafazakâr Daily Telegraplı gaze tesi uzak Doğu,da Sovyetlerin takip ettikleri siyasetin ana hatlarını gözden geçirmekte, ve bu hususta Dean Acheson'un nutkunu iyi karşılamakta ve Rusya’nın Çin’de bazı bölgeleri ilhak etmiş olmasının son derece mühim bir olay teşkil etti-
ğini belirtmektedir.
| Gazeteye göre, Avrupa latasında müttehit bir cephe teşkil ettikleri için. Batı devletleri. Avrupa’da komünist tehlikesini durdurmağa muvaffak olmuşlardır. Uzak doğu’tia ise vaziyet maaleşef tamamen başka dır. Maamafih Atheson’un açık, söz leri ve Kolombe konferansı karar-I lan müşterek bir stratejinin »bir an evvel tatbik sahasına konmasup» [ mümlcün kılacaktır.
j
Almanya Amerikanla» pamuk alaeıık
Vaşmgtoıt» 14" a.a. — Iküsâdlris-biı hu ıdai'fcaiJiiH bildir.liginetdptofc, .rimıanya: haziranda teslim tdifmek üzeıv Amerika'dan 40 milyoni dolarlık pamuk satın alacaktır ‘ ;j
Sshlfft t 4
3A F E K

İktibaslar:
“Baskısız hiir Rusya,, efsanesi yıkılıyor
Yazan: Leonard Schapiro
ANKARA RADYOSU
15 OCAK 1950 PAZAR

odern tarihin en faydalı ders- I Bundan çıkarılacak mantıki ne-terinden biri. Rusya'da mu- ! tice, artık mevcudiyeti için bir sc-.......................... ’— -lan devletin artık yok olmasıydı. Engels. . e kanun mekanizmasının ,.........................,____ sınıf mücadelesinin şiddete in-
konıü- | l(’lâp etmesini önleyecek bir vasıta
Yeni yılda HaS5ywood kimleri meşhur edecek
8.30 M. S. Ayarı, haberler vb hava raporu — 8.45 — Müzik: (Günaydın (Pl) — 9.10 Günün Programı — 9.15 Müzik: (Dinleyici İBteklcrl) — 10.25 Müzik: Makamlardan bir demet — 11.05 Temeli —
ıcrınaen om, nu»yau« md- ı Jıce) ---.........-----
zaffer olan bolşevikliği bidayette ücp kalmamış ola mtıdara geçme.» için çabalayan (tedricen yok o ir bolşeviklikten ayıran tutulmamış devlet ve vaadlcrdir. 1917 senesinde altı ay [Ş'y. s,r" müddetle bolşevi :1er (veya komünistler) gittikçe kuvvetlendiler, ve sosyalist partilerinin kararsızlığı ve faaliyetsizliği yüzünden başgös-teren rıcati telâfi ettiler. Komünistler, sulh etmek ve toprak vaadinde bulundular. Bundan başka, ölüm cezasının kaldırılacağına ve Rusya'ya hür bir anayasa verecek-ojapkurucu meclisin toplantıya çağrılacağına dair teminat verdiler.
Bu vaadlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Sulh yerine, iki sene süren feci bir sivil harp oldu. Ekmeğe gelince, komünistlerin otuz yıl süren iktidarlarından sonra dahi Rus askerleri harpten zarar görmüş Almanya'daki hayat standardı karşısında hayret içinde kaldılar. Köylülere toprak verildi, lâkin birkaç sene sonra bu toprak ellerinden alındı ve beş milyon kurbanın temerküz kamplarına gönderilmesi pahasına kollektifleşlinldı. ölüm cezası, kaldırıldığından bir kaç ay sonra gene ihdas olundu. Kurucu meclis, teşkilinden iki gün sonru silâhlı bahriyeliler tarafından dağıtıldı.
Aldatıcı bir ümit ışığı:
Buna rağmen, yılarca bir ümit ışığı var gibiydi. Vaadlerin yerine getirilmesine, muhalefetin tenkil olunmasına, her türlü tenkidin müessir bir şekilde susturulmasına rağmen, Lenin ile halefleri tarafından tatbik edilen siyasetin zahiren dayandığı marksizm henüz ihlâl edilmemiş bir vaad ihtiva etmekteydi. Sosyalizmin iktidara gelişiyle. devlet, her türlü cebir usullerine başvuran bir tazyik mekanizması olarak, ortadan kalkacaktı. Bu na-zafiye,pjek başlt. bir şekilde för-rhülieş’tifilmekteydi. Kapitalist (e? illiyet,. çarpışap sınıflardan ibaret-tip 'zira bünyesi dâhilinde tek bir ajnı'f kapitalistlerin teşkil ettiği bir ekalliyet, sırf ekseriyeti istismar etmek süreliyle varlığını idame ettirebilmektedir. Sınıflar arasındaki by',devamlı çarpışmanın şiddetle inkilâp, etmesine mani olmak için, polis teşkilâtına, mahkemelere ye sair, bu gibi vasıtalara malik bir dcyleto ihtiyaç vardır. Lâkin sosyalist bir cemiyet bir kere kurulunca ve’sımfalr arasındaki ihtilâf ve çarpışmalar. bipnetice sona erince, ka- , ___
pitalistlğri bertaraf edilip kimse is- sonra en hararetli taraftarıydı. Hat-tismâr'edilmeyince, herkes tek-bir ta .......... ' ’ ’ ’ '
mes’ut aile halinde işbirliği yapma- ' bu ya. başlayınca ve ' ' ' ’ 1
çalışınca, devlete ne , cyipleyh, bu şartlar tahakkuk edince, devlet ortadan kalkar.
Lenin ihtiyatla hareket etmiştir: ___
Lenin, bu toz pempesi hayaller- sadece etrafa sıçraya den ve bunların daha disiplinli ' - - - - * • -
milletlere nazaran anarşiye daha fazla meyleden vatandaşları üzerindeki muhtemel tesirlerinden korumaktaydı. Komünistler iktidarı ele geçirdikleri sırada milletine ihtarda* bulunmağa ve devletin bir hafta veya bir ayda ortadan kalk-, masını beklemenin hatalı olacağını belirtmeğe bilhassa itina etti. Sosyalizmin başarılmasının uzun zaman süreceğini tahakkukundan .evvel uzun bir mücadele devrinin zafurî olduğunu, eski devlet bün--yesinin tedricen yıklması ve eski sömürücü kapitalist sınıflarının kö-Ğİmd^n koparılıp imha edilmeleri lâzım geleceğini, bu uğurda her şeyin feda edileceğini anlattı.
_;.epip,in tasavvur ettiğine göre.
L^nin’in tasavvur ettiğine göre, -jjihsli gaye, öyle bir devlet şek di, idi ki. hükümet herkesi ilgilendi-recek. binaenaleyh kimsenin inhisarı olmayacaktı; polise veya tenkil ve tazyike ihtiyaç görülmeyecekti; ve 'tek nadir suçlularla kolaylıkla başa çıkılacaktı.
1&1T de Lenin böyle düşünüyordu. Yedi sene sonra öldüğü vakit, bu ‘^kirlerini muhafaza edip etmediğini bilçmeyi'. Muhakkak ki 1924 se-nesihdeki Rusya, onun tasarladığı ide'aje. hiçbir sure'te benzeniyordu.
Lâkin bütün keşmekeşe, tethişı, ahlâk sükûtu ve ten »itlere rağ-ırieh, sosyalizmin başarılması halin de bu rüyanın gerçekleşeceği ümi dinî hiçbir şey kırmamıştı. Zaten 1921'senesi Rusyasında kimse sosyalist bir cemiyetin henüz kurulduğunu zannetmiyordu. Binaenaleyh, vasat bir Rus, sevmediği hüküme-• tihe karşı sadakatim .kıymık sıç- ı ramadan ağaç kesilmez- darbımeseli ile destekleyebilirdi.
Stalin devlet kontrolünü tatbik etmektedir:
Lenin’in halefi Stalin’diı* ki dev lotin tedricen ortadan kalkacağı efsanesini yıkmıştır. 1930 senelerinde, birinci beş senelik plânın sona ereceği sıralarda, sosyalizmin başarıldığı, sömürücülerin imha edildiği; sınıflar arasındaki mücadelelerin târihe karıştığı sık sık beyan edilmeğe başlandı
olduğunu izah etmemiş miydi? Le-nin'de devlet mekanizmasına olan ihtiyfıcı sosyalizme doğru istihale devresine münhasır kalmamış mıydı?.
Bütün memlekette bir ümit ve şevk havası esmeğe başladı. Artık lüzumsuz olduklarını iddia ederek mahkemelerini kapatan yargıçlar görüldü. Üniversiteliler, bu mes’ut günün bir an evvel doğması İçin ileri gelen Sovyet âlimlerini hukuki ve siyasi nazariyeler bahsinde desteklediler.
B.ü «evk ve heyecan kısa ömürlü öldü- Î93( de Siahfı, sosyalizmin başarılmış olmasına rağmen, devletin varlığını daha bir müddet muhafaza ederek sömürücü sınıfların bakiyesi ni tasfiye etmek zorunda olduğunu izah elti. Bu .bakiyeleri- her halde çoktu ki müteakip dört sene Rus ihtilâli hareketinde Stalin işbirliği yaı mış olanların büyü t. bir kısmının tasfiyeler ve mürettep mahkemeler neticesinde imha edilişine şah.t oldu. Kızıl ordunun komuta kadrosuna dahil olanların takriben 20 - :0 bini ve binlerce sair kimseler yok edildiler.
Son ümit ölüyor:
1938 sonunda, yargılamalara ve tasfiyelere zahiren nihayet verildiği vakit, vasat bir Rus her halde şövle düşünmüştür: Sömürücü sı- , mf^bakiyolerinin İmha amma da ' uzun sürdü. Lâkin bunların her şeye rağmen gene arta kalmış olacak sayısı devlet mekanizmasının devamını icabettirecek kadar büyük olamaz.
Devlet- mejtanizm-asîıım Jcyâniım izah etmek ı( m yeni 'bir çarece başvüı'ma t icjb f îti-ve .bunu Stalin 1939 dâ açıkladı. Bildirildiğine göre, devlet, memıcket kapitalistler tarafından çevrili bulunduğu müddetçe, varlığını idame edecek, hatta gittikçe kuvvetlenecekti. Rus milletinin artık gayrı muayyen, bir zamana talik edilmiş bulunuyordu.
1938 yargılamalarının kurbanları arasında Bukharin’in bulunması bir tesadüf değildi. Rus komünist partisinin başlıca nazariyatçılarından olan Bukharin, devlet mekanizmasının kaldırılmasının - Lenin'den
I
ihtilâli takip eden ilk senelerde, , mevzuda tadile uğramış Markisi
herkesin hayrına ' prensiplere taraftar görünen Lenin iş kalır? Bina- ı ile çatışmıştı.
• Sosyalist devlet» in binası için gereken ağaçların düşürülmesi amc-liycşinde tethiş ile diktatörlüğün radççc etrafa sıçrayan kıymıklar . Jdügu hakkmdaki nihai Rus ümidi Bukharin’in ve onunla birlikte sayısız eski markasçılann ölümü ile öldü.

Mündcricatımızın çokluğundan «Fatih Sultan Mehmet- tefrikamızı dercedemcdik. Öziir dileriz.
*
Yıldız avcıları - Hevesliler ordusu - Hayal peşinde koşan kızlar-Reklâm sanatı -geçenyılın meşhurları
llollywood'un sayısız yıldız avcısı vardır. Bunlar sokakta, lokantada, gazinoda, velhasıl her yerde beyaz perdeye yeni bir tip, yeni bir kabiliyet kazandırmak için faaliyette bulunurlar. Gözlerine birini kestırdimi de onun peşim bırakmayıp çam sakızı gibi yapışırlar. Ne edip edip bol kİ bir yıldız olmayı hayatı boyunca hayalinden bile gc-çirıniyen bu kimseyi tecrübe için olsun objektif karşısına geçirirler.
Buna mukabil yıldız avcılarını ağlarına düşürmek istiyen milyonlarca heves!! var lir. Bu gibiler kalabalık yerlerde, ıcndllerini bir yıl diz avcısına beğcndirebilmek ümidiyle düşündükleri türlü şeytan tıklan tatbik mevkiine koyarlar.
Bazılarının şansı çıkar. Bir tecrübe filmi çevirmek İçin angaje e ülir. Fa :at Çok defa bu iş hüsranla neticelenir. Sokak ortasına çıplak denccök bir halde fırladığı halde yıldız avcısı bu gibi hilelere alıştığı için genç kızın yüzüne bile ba.t-maz.
Yıldız avcısı tarafından bulunduktan söııra stüdyoya ilk adımı atmakla da henüz bir şey halledilmiş olmaz. Çevrilecek olan tecrübe filminin beğenilmesi lâzımdır. Bu film beğehlldi mi de artık bir. yıldız olmak işten bile değildir. Çün-ki reklâm Sanatı dünyanın hiç bir yerinde Holhvood’da ti kadar ileriye gitmemiştir.
Holltvood’un sanat kabiliyeti sıfır olan bir kimseyi istedi mi sınıf bir yıldız olarak milyonlarca insana kabul bitirdiği çök olmuştur; ileride film tekniği ve. rejisörün buluşları sayesinde bu sanattan nasipsiz-ler günün birinde meşhur bir şahsiyet olurlar.
Her yıl Ilollyvvood’a yıldız olmak isteyen milyonlarca hevesli akın eder.' Şansı 'gilmiyenlerin çoğu .(ki bunlar %'99 u teşkil eder) kısa bir zaman içinde acı hakikatle karşıla» şırlar: ve ya geldikleri yere döneller, veyahutta tezgâhtarlık garsonluk-bulabilirlerse belki bir gün hayalimize kavuşuruz ümidiyle Holly-vVood’da kalırlar.
1949 yılında Hollyvvood'da yıldızlık payesi alanların bundan evvelki yıllpra nazaran sayısı oldukça kabarıktır. Bunlar arasında Kirk Doyğlas, Richard Widmark, Ricar-do Mohtalben, Howard Duff, Lex Barkcr, Joanne Dru, Marilyn Maxwell, Dane Clark, Richard Con-tc, Şhclley Winters, Barbara Bater, Corfnne Calvbt, Valentina Çortesa, Audıey Tottel*, Rhonda Fleming, Marta Tören, Cyd Charisse başta gelenlerdir.
Sinema rtıünekkitleri, Hollywood-un 1950 yılında, diğer yılları gölgede bırakacak kadar çok genç kabiliyeti meşhur edeceği hususunda hem fikirdirler.
Daha şimdiden ismi üzerinde durulup, filmlerde aldıkları bazı rollerle dikkati ç.eken yeni isimler şunlardır:
Beyaz perdede büyük bir istikbali olacağı söylenen H.llary Dawn'ın güzel bir pozu
• Barricade - Barikad», Champion - Şampiyon», The Window -Pencere» gibi filmlerde almış olduğu rollerde göstermiş olduğu sanat kabiliyeti ve güzelliğiyle şöhret yoluna ilk adımı atan Ruth Roman kısa bir zaman içinde yıldızlık payesi alacakların başında gelmektedir. Diğer yıldız namzetleri arasında Debra Pagen, Hillary Dewn, Judy Holliday, Jeff Chandler, Dean Martin, Peter Fernandez, Mary Ja-
ne Suandcrs, Scott Brady. Mona Frceman, Jhn İreland, Patricia Me-dina, Domthy Patrick, Collen *Taw-sehd, Jan Clayton, Cathy Downs gibi'genç istidatlar vardır.
Tabii günlerin ne göstereceği şimdiden kesin olarak bilinmez. Fa-I kat isimleıi üzerinde en fazla ü-mit uyandıranlar yukarda saydıklarımızda.
Bakalım 1950 de kimlerin yıldızı I parlıyacak?
Merle Oberon beyaz perdeye veda ediyor!...
Sevgilisi Kont Cini bir tayyare kazası neticesinde hayata gözlerini kapadıktan sonra münzevi bir hayat yaşantıya başhyan Marle Oberon, gazetecilere, Paris’te çevirmekte olduğu .Charmed Circle» adlı filmini bitirtikten sonra beyaz perdeye veda edeceğini söylemiştir.
Yeni bir film: Sevgili karım
VVilliam Holden, Joan Caulfeld, Billy de Wolfe, Mona Freeman, Edward Arnold «Dear Wife - Sevgili Karım» adlı güzel bir komedi çevirmişlerdir.
Film münekkitleri bu filmin çok güzel olduğunu söylemektedirler.
Betty Grable Dram yıldızı:
Betty Grable hâlâ seyircilerin bir numaralı gözdesidir. Stüdyo şimdi ona oldukça ağır bir dramda rol verecektir. Bir zamanlar tanınmış yıldızların kovboy filmleri çevirmesi modası çıkmıştı. Şimdi de komedi yıldızlan dram artisti oluyorlar.
Şarkılariyle ve danslariyle seyircilerini teshir eden Betty bakalım böyle bir filmde ne kadar muvaffak olacak?
Şarkıcı kovboy:
Şarkıcı kovboy Gene Autry beyaz perdeden kısa bir müddet için ayrılacaktır. Bu gaybubetinin sebebini sofânlata.Gene şöyle demiştir:
• Amerika’da büyük bir tura çıkıyorum. Altmış yedi vilâyeti baştan aşağıya dolaşıp konserler vereceğim.1 Bu benim için zevkli bir iş olacak. Çünkü memleketi daha yakından tanımak fırsatını bulacağım.»
Wanda Hcndrix’in durumu:
Wandc Hendrix’in kocası Audie Murphy ile son günlerde arası pek iyi değildi. Hatta birbirine çok yaraşan bu çiftin ayrılacakları bile söyleniyordu.
Wanda'nın kocasıyla barıştığına dair gelen yeni haberler bir çok kimseleri sevindirmiştir.
Joan Fontaine’in saadeti:
Kocası Bili Dozier’den ayrıldıktan sonra Avrupaya giden Joan Fontaine gayet mesut görünmektedir. Bili ise vaktini gece klüplerinde genç yıldız Cleatus Caldvvel ile geçirmektedir.
Münekkit kimdir?
Fransız film stüdyolarının yeni bulmuş olduğu güzel yıldız Lilian Bert’in' sütten ağzı yanmış olacak ki münekkidi şöyle tarif etmektedir:
• Karnını doyurmak için başkalarının iştahını kesen adama münekkit derler.»
11.30 Müzik: — 12.00 Müzik: Hep beraber Böyllyellm (Yurttan sesler korosu) — 12.30 Müzik: Telden tele — 12.50 Müzik: Oyun havaları (baklama takımı) — 13.00 M. S. ayan ve haberler - 13.15 Müzik: (Pl) —
13.30 öglo gazeetsl — 1S.45 Müzik: (Pl) — 14.00 Hava raporu, Aksam progromı v« kapanış.
17.58 Açılış ve program — 18.00 M. S. Ayan — 18.00 Müzik: İnce saz (Nihavent! faslı) — 19.00 M. S. Ayarı ve haberler — 19.15 Geçmişte bugün — 19.20 Müzik: (Pl) — 19.50 Müzik: (Pl) — 20.15 Radyo gazetesi — 20.30 Müzik: Sanat Heveslileri — 21.00 Müzik: (Pl) — 32.00 Konuşma: (Spor saati) — 22.15 Müzik: (Pl) — 22.45 M. S. Ayarı ve haberler — 23.00 Program ve kaapnifl.
İSTANBUL RADYOSU
15 OCAK 1950 PAZAR
müziği (Pl) — 14.00 Saz eserleri, şarkı ve türküler, okuyan: Mustafa Kovancı —
14.45 Serbest saat. (Dans müziği) (Pl) — 15.00 Kanaık earkı ve türküler (Pl) —
15.15 Caz müziği (Pl) — 15.30 Konserto — 18.00 Programlar ve kapama.
17.57 Açılış ve programlar — 18.00 Dan» müziği (Pl) — 18.30 Varyete müziği ve kabare şarkılar (Pl) — 19.00 Haberler —
19.15 Hafif orkestra eserleri (Pl) — 19.25 Saz eserleri, şarkı ve türküler. Okuyan: Safiye Ayla — 20.15 Dana müziği, —
20.45 Karışık sapkılar (Pl) — 21.00 Haftanın spor hareektleri — 21.15 Fasıl heyeti konseri (Şevki Efza) — 22.00 Senfonik müzik (Pl) — 22.45 Haberler — 23.00 Norman Cloutler Orkestrasından varyete müziği (Pl) — 23.15 Caz müzlftl (Pl) —
23.45 Karışık hafif gece müziftl (Pl) — 2-1.00 Programlar ve kapanış.
CEAh'yE7TE
LÜZÜMLUTELEFONLAR
Yangın ...... 00
SİNEMALAR VE
Büyük Ankara Ulus Yeni Park
Sümer
Sus
(15031) :Ruy Blas
(23432) : Aşk Yuvası (22294) : Hazin Aşk (14040) : Kanlı Buse
(11131) : Korsanlar Kıralı
Kaptan Kid
(14072) : Üç Ahbap Ça-vuşlar, Fedai Denizaltılar
(14071) :Korsanlar Kralı Kaptan Kid çesi
*
NÖBETÇİ ECZANELER Sağlık, Nümune, Hayat,
_T TAKVİM 1_
— Vikont dö Ferriycr'i düşünü-yorum. Sevgilisi şerefine onsuz kı lıç çekdiğimizi öğrenince pek ü-zülecek... dedi.
Buna cevaben Boröver:
— Unuttunuz galiba... O. Fiyo-rinda’yı görmek için bizden evvel gitmişti, emin olunuz, onu perişan Ve bitkin bir halde görünce yanından ayrilmıyacaktır... Kız pek garip bir mahlûktur, şayet o nu kovmamızsa; kendisine muhakkak sevgilisinin kapısı eşiğindç nö bet beklerken bulacağız... sözle-
Niyetleri, nehri sal ile geçmekti. Bu vasıta ile. müdafaa etmeğe gittikleri kızın yanına varmak i-cin onbeş dakika kâfi gelecekti. Bu sebeole, yakında bulunan Luvr s'iravının rıhtımına doğru yürüdüler.
XIX Tuzak
Fruadmantel sokağı pek uzun değildi. Sent - Onore sokağından Bove (1) sokağına gidiyordu. Bu Bove sokağı Luvr sarayının arka tarafında, nehre muvazi olarak devam ediyordu.
işte, adının Anjelik olduğunu söyliyen kocakarı, Nostradamüs' ün konağından çıkınca bu Bove sokağına doğru gitti.
Bove sokağında, kocakarı sağa saptı Ve bir kaç adım sonra, Fruadmantel sokağına muvazi olan Sen - Torna sokağına girdi, sola saptı ve Sen - Torna kilisesinin ö nünden geçti. Görenler onun sala binmek üzere rıhtıma doğru gittiğine hükmederlerdi.
PAPAZ ÇAYIRI
■ Yazanı Mişel Zevako — Çeviren ı Ragıp Rıfkı ■■ ■ 55 —
Bu Sen - Torna kilisesi, sağda, hemen hemen sokağın nihayetin de,ve binaenaleyh, rıhtımın yanın da bulunuyordu. Sokağın mukabil tarafında, kilisenin karşısındaki son üç ev, geride yapılmıştı. Bu sebeple orası, bir kılanın kolayca gizlenebileceği büyük bir bucak husule getiriyordu. O devirde Paris’te böyle köşe ve bucaklar pek çoktu. . ve şehri dolduran her çe şlt gece hırsızları ve yol kesenler bu yerlerden istifade etmeyi bili y otlardı.
Bu köşede, bir kıta değil, bir tek adam pusuda bekliyordu. Bu bekliyen Giyyom Pantekot idi.
Kocakarı da hiç çekinmeksizin doğrucu ona gitti ve şöyle konuş tular:
— Ey, nasıl oldu, bakalım?
’ — Oldu, bitti.
— Her ikisini de gördün mü
— Oidıı bitti dedim ya demek İti aörmüsl'.n.
-- Emin misin? . Dalavereyi çakmadılar mı?
— Zannetmem. . hem şimdi ne rede ise geçerler buradan ve çözlerinle görürsün.
— Acaba sal ile mi geçecekler?
— Köprüden dolaşarak geçerek
. — İyi... Uzat elini. (Herif kocakarının avucuna bir kaç gümüş sikke koyar.)
Artık hakkını aldın, haydi kır kirişi, görmesinler seni. Biliyorsun sana dediklerimi, unutmadın ya dilini tut, ağzından birşey ka çırırsan geberirsin..
Nasıl oldu bilmiyoruz, kocaka rı sanki yer yarılmış da içine gir miş gibi biranda ortadan kaybolu verdi.
Giyyom Pantekot'a gelince, der hal hızlı hızlı yürüyerek oradan ayrıldı ve rıhtıma gitti.
Rospinyak, bir atın dizgininden tutarak orada bekliyordu. Pantekot rahibe tavırlı kocakarı ile ko nuştuklarıni aynen tekrarladı. Ba ıonun yüzü güldü ve sevinçle:
— Bu defa, artık hiç şüphem yok... kapana kısıldılar... ben de servet ve saadete kavuşacağım... diye mırıldandı.
Salcı i)ci adim ötedeydi. Ros-pihyak. atını Pantekot'a vererek salcının yanına gitti, cebinden bir kâğıt çıkardı ve herifin gözlerine sokarcasına uzattı. Aynı zamanda bir şeyler de söyledi. Herif, Ros-pinyak'ın söylediklerini işittikten ve hu kâğıdın altındaki mühürle re baktıktan sonra, itaat ettiğini belirten bir tarzda eğildi. O va
kit Rospinyak içi para dolu bir keseyi herifin ayaklarına atarak geri dönüp gitti.
Herif kesenin üzerine atıldı, aldı ve cebinin en derin yerine soktu. şimdi korkusu sevince dönmüştü.
Rospinyak, Pantekot'un yanına gelerek ona bir şeyler söyledi ve sonra atına bindi, dolu dizgin doğruca »Grand Satkle» ye gitti, içeri girdi ve orada kaldı.
Rospinyak'ın hareketinden bir iki dakika sonra. Pantekot. Borü-veı-’le Kont dö uvr’un gelmekte olduklarını gördü... ve gizlendiği köşede sırıtarak:
—Çizmelerim hakkı için, tam vakit!... artık içim, rahatlaştı... ve şu Kulo ana yaman bir cado-lozmuş... işi kıvırmış... diye söylendi.
Galiba, bu isim o rahibe yapılı kocakarının ismi veya lakabı idi. Amma, herhalde, onun adı, Boröver’e söylediği .melek huylu manasına gelen anjelik değildi.
Boröver’le Kont dö Luvr sala yaklaştılar... Orada, nehre inen basamakların üstünde başka yolcular da bekliyorlardı. Salcı, salın içinde pek meşgul görünüyordu .. amma, kimseyi de sala bindirmiyordu se-
bir eda ile salın kazaya uğradığım ve derhâl tamir ettirmek lâzım geldiğini ve ancak iki gün sonra yolcu taşıyabileceği cevabım verdi.
Yolcular, bu aksilikten pek üzülmüştü. Boröver:
— Ne yapalım, biz de köprüden geçeriza. tam vaktinde oraya vasıl oluruz... zaten maksat da budur... demekle iktifa etti.
Ve rıhtım boyunca yürümeğe başladılar. Giyyom Pantekot onları tâkip etmedi, orada etrafına bakınarak alık alık gezer gibi görünen haydut yapılı bir herife işaret etti... herif de bunların peşine takıldı.
Pantekot, dizgininden tuttuğu bir atı çekerek gezinin bir adama doğru hızlı hızlı yürüdü. Adam orada kendisini bekliyordu: Çün-ki, onun gelmekte olduğunu gü-rünçe o da uzun adımlarla onu karşıladı. Pantekot bu adama â-mirape bir tavırla bir kaç söz söyledikten sonra ata bindi, malnnuz-ladı doludizgin gitti.
Atı gezdiren adam da hızlı hızlı, âdetş; koşar gibi giderek haydut herife yetişti ve onun yanında yürümeğe başladı. İki serseri, hem gevezelik ediyorlar ve hem de, Boröver’le Kont dö Luvr’un arkasından gelen dört silâhşörü gözlüyorlardı.
(Devimi var)
(1) Fruadmantel ve Bove sokakları, Rivoli sokağı açılırken kayboldular. Sen - Torna sokağı ile Luvr Soi’ayınm arka tarafında bulunan diğer altı veya yedi sokak da aynı akibete uğradı.
Hicri: 1369 — Rebiül’evvel: 26
Rumi: 1365 — Ocak 2
15 OCAK 1950 PAZAR
ZAFER'in IlAn Şartları
Doğum, Nikah, Nisan, Ölüm, ve Mevlût İlânları 5 santimi geçmemok partiyle 15 lira.
Devamh ilânlar için hususi tarife tatbik edilir
»AFER’in Abone Şartlan Memleket İçi
Memleket dışı
Gosefevs pönderiten evrak ve vasi lar neşredilsin edilmesi iada edilmet.
İlanlardan mesuliyet kabul edilmez
Sahibi ve Başmuharriri MÜMTAZ FAİK FENİK
Bu nüshada yazıişlerini fiilen İdare eden: Hikmet YAZIC1OĞLU
Basıldığı yer:
GÜNEŞ MATBAASI

ZAFER
Sahlfe : 5
Denizaltı faciasına ait tafsilât —
I
Meraklı Bahisler:
Londra. 14'(a.a.) — (Afp) — Bütün Londra gazeteleri Trueulent denizaltı gemisinin feci akihetine has ıettikleri baş yazılarında, sağ kalan 15 kişinin ifadelerine dayanarak, mürettebatın kahramanlık ve disiplinini takdirle j'adetmektedirler.
Sular amansızca yükelsirken. gemide bulunan herkes, boşalma teı tiplerinin açılmasını belkemek üzere kuyruk şeklinde sıraya girmiş lerdi. Gazeteler bilhassa bunu kay dediyorlar.
Bu korkunç anlarda mürettebat yalnız serinkanlılığını muhafaza etmekle kalmamış, neşesini dc kaybetmemiştir. Hep bir ağızdan şarkılar l söylemişler, umumi seçimlere dair: şakalaşmışlar, içlerinden birinin •Alin, size bir iş ki. kabahat işçi partisi hükümetinin sırtına yüklenemez» diye haykırmasına kahkaha-
larla giilınü^ler ve hava gitgide I teneffüs edilemez bir hal aldıkça şar k iv a “ 1 u vain etmişlerdir.
Denizcilik gelenekleri, gereğince, ilk önce gemideki sivil işçiler çık ■ mışlardır. Can kurtarma işini, kur i tukînların. kahramanlığını minnet I le andıkları, kazanın kurbanları a-rasında bulunan, makine baş mühendisi Hines idare etmiştir. I
Londra, 14 (a.a.) (Afp) — iki gün I denberi -Trueulent deniz altısının batmış bulunduğu yerde çalışan dalgıçlarla kurbağa adamlar deniz-altıda artık hayatta kimsenin bu-| analık, sini dc kaybet , lunmadığını tesbit etmişlerdir.
' ' Filhakika dalgıçlar dışarıdan indirdikleri darbelere cevap alamamışlardır Bundan başka bazı gazetelerin yazığının aksine, olarak daime ve kurbağa adamlardan kimse denizaltının içine girememiştir.
Ruh Alemi ve Ruhî
İlkokul Başöğretmenleri
★ (Baştarafı Birincide) tına dair olan kanunun 13 üncü I maddesinin değiştirilmesi hakkında : kanun tasarısı müzakere edilmiş ve İlkokul Başöğretmenlerine ek görev tazminatı verilmesine dair olan bu madde üzerinde müzakereler vapıl-
Neticede İlkokul Başöğretmenlerine 10 liradan 40 liraya kadar ek görev tazminatı verilmesine karar verilmiş ve 800 bin liralık tahsisat ayrılması hususunda Maliye Bakanlığı ile mutabakat hasıl olmuştur.
Bundan sonra gündemin ikinci maddesini teşkil eden maaş kanu-
ğlştirmeleri zarureti hasıl olmuştur ki, bu seneye kadar bu hal görülme iniştir.
Ayrıca üzeripdo ev ve dükkân bulunmayan köprü üstü, Galata köp rüşü ve Atatürk köprüsü karla vakit vakit kapalı kalmıştır. Denizler de de nakliyat zaman zaman sekteye uğramış, bu arada Karadeniz seferleri tamamen durmuştur.
Çanakkale de
Çanakale, 14 — 36 sattenberi de-, vaınlı olarak yağan kar 40.5 santimi bulmuş, Balıkesir - Çanakkale şosa-smda muvasala durmuştur. Çanak-kaleden hareket eden bir temizlenme makinesi yolun Yeniceye kadar olanr kısmını açmıştır. Diğer kısımların da açılmasına gayret edilmektedir. Kar devam etmekte, posta o-tobüsleri işlememektedir.
Akçaabatta
Akçaabad, 14 — Kar bütün şiddetiyle yağmakta devam ediyor Bazı evlerin ve tütün kurutma yerlerinin damları çökmüştür. İnsanca zayiat yoktur. Bazı binaların damlarını örten bir buçuk metre kar temizlenmiştir. Belediyece fukaraya beş yüz lira yakıt yardımı yapıl * ıcustn. Trabzon ile Beşıkdüzü arasında telgraf ve telefon tellerinin tamirine çalışılmaktadır. Trabzunla ilçeler arasında, irtibatı yoktur. Yollar tamamen kapalı olup hiç bir na /kil vasıtası işLiyememektedir.
Silivri’de
Silivri, 14. — İki gündenbeı-i devamlı olarak yağan kar yüzünden İlçemiz 'le İstanbul arasındaki yol kapanmıştır.
Giresundo
ı i Giresun. 14 — Düd gecedenberi dvveunlı bir şekilde yağan,karın ne-'tİçesi olarak şehir içinde motörlü kıtalar işlivr-meınektedir. Okullar da I tatil edilmiştir.
Denizde fırtına devam etmektedir.
ir (Baştarafı Birincide) yet de aşağıdadır:
Umumi vaziyet
Meteoroloji Umum Müdürlüğünden aldığım malömata göre son 24 saat içinde yurdumuzda hava Mar i mara ve Karadeniz kıyıları ile Doğu 1 Akdeniz kıyalarında çok bulutlu vç yağışlı, diğer bölgelerde az bulııtlû geçmiştir. Yağışlar kaı şekünde ol-' muştur.
| Sıfırın altında eç düşük sıcaklık
I yüksek sıcaklık Fethiyede 8 dere cedir.
I Son 24 saat içinde yurdumuza düsen yağış miktarları ınetrekare-
I de Trabzon ve Giresunda 23 Siîrtte
v. Zonguldakl.
ve Kurtalck ). Gemlikte 3, Şile, Ror ya, Yeşilköy ve Gazı Antepte 2, İskenderun ve Aklıisarda 1 kilogram dır.
Kar luüuılı İdari trab^ouda 112, Giresunda 92. Sıırtte 35, Ulu^ışlada ......... ve erzjfpnda 12. Yeşil' ' ' ' ’ mtimetre-
yenlere taysiye etmekten başka bir salâhiyeti yoktur. Yanı bu bir nevi mutavassıttır. Ve böyle kitle halinde işsiz kalanlara da derhal i iş bulacak vaziyette değildir. Bunun ,, için mensucat sanayimdeki buhran k açıkta kalanların aileleriyle birlikte j 1 ou binlerce vatandaşı ıstıraba sürüklemiştir. Halbuki kanunda nasıl meslek hastalıkları gibi si-sorlalar derpiş edUmişse. yine ka- ( 5mrm alnnM ( nuna göre I Erzincunda 33 s.tını
ıaalesef memlekette iktisadi l ' ' -.........
nünü ait 1379 sayılı kanunun 2 maddesinin değiştirilmesi ve nuna geçici maddeler hakkındakı kanun tasarısı müzakere edilmiştir.
Bu tasarı gereğince memurların Yedek Subay olarak askerlikte geçirdikleri müddetin tatbikatta meydana getirdiği akasaklıklar üzerinde durulmuş ve kaymakamlarla yargıçların lehlerine ve bilhassa erken askere gidenleri himaye etmek mak-sadiyle kanunun ana hükümlerinde staj ve namzetlik devresinden sonraki memuriyet derecesinin de hesaplanması hükmü ilâve edilmiştir.
hal bir sigorta tesis etmek zaruridir Çüııkü ma..!—" vaziyet günden güne bozulmakta, ve bu yüzden işsizlik miktarı artmak-tadır.
1« inci asırdan sonra dünyada ge- 14, Kocaclidc 12. Antak? lişen makine devri ile beraber işçi- 1 lahiye ~ lerin hayatını tanzim için her memlekette esaslı tedbirler alınmıştır. İstihsalde mühim bir unsur olan işçi-
' lerin vaziyetleri her devirde bütün
II Genel meclisinde münakaşalar
★ (Baştarafı Birincide) j Meclisin manevi şahsiyetine sürül-şar Kuşoğlu, Abdullah Gedikoğlu, | mek istenen leke vardır ben merkez Salih Bulgurlu, Mustafa Yalım ve 1 ilçe üyeleri içinde bir hâdise çıkar-Fehmi Yağcı aşağıdaki yazılı takri- mak istiyen azalar var ise ve bir ri vermişlerdir. j sistem dahilinde hareket ediliyorsa
bunları belirtmek istedim ve meclisin tatil meselesine gelince, bazı üyeleri içtimadan çıkarmamak için vaptım- demiş ve bunu müteakip söz alan Halk Partili üyelerden Fuat Özyürek şunları söylemiştir; Meclisimiz devrenin son içtiraala-rını yapmaktadır. Bu hususu yeniden müzakereye başlarsak birbirimizi kırmış olarak buradan ayrılacağız. Bu hususun burada kapatılmasını is terim. Bundan sonra söz alan De ınokı-at üyelerden avukat Zafer Gökçe, Haindi Bulgurlu ve Abdullah Gedikoğlu: Bu meclis içinde bulunan bir veya bir kaç üyenin, ken dilerini de içine alacak olan nıecl’-, sin manevî şahs^etıne leke sürrîıeği
j ğını Halk Partili bir kısım üyeler i kastedilerek söylenen hakikate uy-i gun sözleri Valinin bütün meclise ' söylenmiş gibi nazara alarak konuş-i masının bitaraflığile telif edilemıye-ceğini. mecliste içtimadan çıkarılacak ---------
dahale llkça tefsir ____ ______
üyelerin müvacehesmde çıkarılma sı arzu edilen üyelerin Tüzük gereğince çıkarılmasına imkân olmadığını takriri vermekden maksatlarının Valinin geçen oturumda bütün merkez üyelerini sebepsiz yere mü-rettep hâdise çıkarmakla itham etmiş olmasının o günkü sert havanın siniri üzerinde yaptığı tesir ilç, mi,? yoksa başka bir sebebe mi istinaden olduğunu tavzihe mütedair bulunduğunu beyan etjrûşler ve Vali Avni Doğan, merkez ve diğer üyelerin ötedenberi meclis çalışmalarında çok faydalı olduklarını ve kendilerine karşı her zaman hürmet ettiğini söyliyerek bu husustaki kifayeti müzakere takririni oya koymuş kabul edilmiş. Sah günü saat 10.30 da toplanmak üzere oturuma son verilmiştir.
İl Genel Meclis? Başkanlığına: .
Ankara
■ Genel Meclisin 10 Ocak 1950 tarihli toplantısında tabiî başkan Vali | Avni Doğanın (Merkez üyeleri bu toplantının ilk günlerindenberi politik bir sistem -içerisinde mürettep olarak biı- hâdise çıkarmak istemektedirler, fakat hiç bir hâdise çlkaı-mağa meydan vermiyeceğiz) şeklin deki sözlerinin merkez üyelerinin üzerlerine aldıkları ağır ve şerefli vazifeleri ve Başkanlığın bitaraf olması lâzım gelen evsafı ile kabili telif bulunmadığından ve bu hususta merkez üyelerinin tavzih ta leplerî de yerine getirilmiyerek he- , ... ...
men celsenin tatil edildiği esellc kalkmaslnln lmkan, bujunamıl i görülmüştür. ;..........— .......
Vatandaşlarımızın reyleriyle yine ı vatandaşlarımızı alâkadar eden bir , kısım işleri tedvir etmek üzere bu ıada toplandığını her vesüe ile is-bat eden merkez üyelerine yapılan , bu ağıp haksız ve ithamdan sayın tabiî Başkan Vali Avni Doğanın ne yi kasteddiği ve bu sözleri sarfetmek ten maksadı ne olduğu hususunda biz aşağıda imzaları bulunan merkez üyelerine tatminkâr izahat ver meşini saygılarımızla dileriz.»
Başkan Naşit Uluğ bu takriri Valiye vereceğini lâzım gelen cevabın kendisi tarafından verilmesi icap ettiğini söylemiş bundan sonra gün demde yazılı maddelere geçilerek, rapor ve önergeler ait oldukları komisyonlara havale olunmuş, 1950 yılı veteriner ve hipodrom bütçeleri müzakere edilerek kabul edilmiş ve bundan sonra başkan 5 dakika ara verdiğini bildirerek Vali Avni Doğanın makamına gitmiştir.
İkinci oturumu Vali Avni Doğan açarak meçkez ilçe üyeleri tarafından verilen takririn gündeme alınmasını meclisin reyine sunduktan sonra Zafer Gazetesindeki bu ■ na dair yazıyı okuyarak
üyenin
nefes edilen
Tezahürler
(Baştarafı 2 inci de) ! tezahürlerin bir
Ertesi gün hayret ve heyecanla beni ziyarete gelen (N. Ö.) çocuğunun vefatını müteakip teessür ve ıztırapla Allaha karşı «Sen nasıl Rahman-ü-Râhimsin.... diye o zaman isyan ve şikâyette bulunduğunu anlatarak bu şiirin kendisini i-kaz için geldiğim ve kendisinin bu hareketinden hiç bir kimsenin malûmatı yokken böyle bir şiirin yazılmış olmasının kendisini hayrete düşürdüğünü bildirmişti. Bilhassa şu cihet de şayanı dikkatir ki 14 senedir doğumutan refikası da bir sene sonra (Ergin) gibi bir erkek evlâd dünyaya getirerek hayretimizi büsbütün arttırmıştı.
Yine Bezm-ı Âli. lerden 3/2/947 yaaa veya uyaniKKen görünen ve tarihlisinde ve «Vaı-ıdatu Süley görenlerin hiç bir malûmatları yok manhn 34 üncü sahifesindekı tebli ı.-on nniorn i»a«.
gatın ve şiirin alınmış olduğu celsede şairlikle hiç ilgisi bulunmıyan arkadaşımız «E. S.- de ayn bir tecrübe yapmış, kendisine gelen ve a-dının -Nihani Dede, olduğunu, ■ Bektaş-ı Veli» zamanında yaşadı-Lfinı, Bursa'da vefat ettiğini ve Bek taşî olduğunu söyleyen ruh bir nefes söylemesini rica etmemiz üzerine, irticalen:
Lcmycsel sırları nıhandir nende
Askı var edeni ara bulursun^ iğneyi ipliğe geçirmek lâaım Oeryefi islepıek ise niyazın, (ir nefesini yazdırmıştı.
«Varidat-ı Süleyman, a ait izahatımı bitirmeden evvel şıı ciheti de ilâve edeyim ki bu kitabın 121 inci sahifesmdeki:
• Fânus, bu dünyu-yı fâniden gayrı artık Bano&h-ı-uluMyette benimle bulunmana Jferman-ı-Mbriva sadır olıcak, andan Öte, yaranın benimle değil, seninle Buluşup (Becm-i-All) kuralar.... sözü de bugün tahakkuk etmiş
I yazı medyumu olan Yüksek Mühen-i dis I. ye Enis Behic'den bazı tebligat ve şiirlçı- gelmiye başlarpıştır. I Bunları neşir için kendilerinden müsaade almamış bulunduğum cihetle okuyucularımın Varıdat-ı
: yapmalarını temin için Enis Behi-| cifti vefatından sonra yazdırdığı 1 Derbeyan-ı-Hidayet-i-Rab. adlı ad "lı şiirinden bir beyit veriyorum:
■ar-ı-lıakikatle yıkniı selman-ı- eda bul
’ -1’" Enis BEHİİ!
örneği .mucizei peygamberi, olarak bizim kitaplarımızda da yer almış bulunmaktadır.
555 tarihindeki Hac sırasında hazır bulunan ” ’ . ....
yanda Şeyh Abdülkadir Ceylânı, Şeyh Hayat Bin Kaysilhiranî ve-sair Meşayihin gözleri önünde Şeyh Seyid Ahmed Bin Rüfai tarafından peygamberimizin kendisine uzatılan eli öpülmüş ve bü tezahüre • Medd-i yed harikai çelilesi» denilmiştir. (4).
Hayatta imiş gibi nefes alacak, konuşacak ve her türlü hareketi yapacak şekilde tecessüd etmiş ruh ların nadir olmasına mukabil rü-ı yada veya uyanıkken görünen ve
Hacıların ve "bu me-
■ bu ka- hükümetleri yakından alâkadar e-eklenmesı den .bir mevzu olmuştur. İşçiden âzami randıman aldıktau soııra onun 14, Antakya suyu sıkılmış bir limon kabuğu gibi ; köyde 11. Islahiyede 8 atıldığı devirler çoktan arkada kal ı dir. Uılstır. | J
İşçi, bir memleketin hayatında, i- 1 1 terleyişinde, ve umumi kuvvetleri arasında en kıymetli ve en kudretli 1 bir unsurdur. Bu noktayı bilhassa buld gözönüne alarak onların her türlü ihtiyaçlariyle ve dertleriyle yakından alâkalanmamız kadar tabii biı şey olamaz. Bir fabrika kurduğumuz zaman, makinelerin amortismanını, sermayenin kârını, binanın sigortasını nasıl düşünüyorsak, işçinin de günün ıbirûıde işsiz kalması ı ihtimalim ondan dalıa fazla teemmül , etmemiz gerektir. Ne yanalım, is yok. Stokları satamıyoruz, veyahut iş büroları, diye işçileri kaldırıp sokak ortasına atamayız. Onların da aileleri, çocukları, baktıkları, besle dikleri kimseler vardır.
Evet, inkâr etmiyoruz, fabrikalarla beraber bizde işçiler hakkında konan mevzuat da artmıştır. Fakat bu mevzuat ya kâfi değildir: ya içinde bir çok noktalar unutulmuştur; veyahut işçilerin lehim olan kısımlar çok gerilemiştir.
Bir misal daha verelim? Çok eskiden 20 Eylül 1337 de, vani bundan 28 sene evvel çıkarılan ve bilhassa maden ocaklarında çalışan işçileri yakından ilgilendiren 151 numaralı bir kanun vardı. Bu kanuna göre, maden ocaklarında çalışan amelenin ikametleri ve istirahatleri için numunesine göre amele koğuşları ya-_ pılacak, 18 "yaşınâan aşağı ofunTâv buralarda kullanılmıyacak, ye işçilerin meccanen tedavisi için hasta-lıane ve eczahane bulundurulacaktı. Bu kanunun bir çok maddeleı-i yeni işçi sigortaları kanununda da devam etmiştir.
Fakat 28 sene evvelki kanunun işçilerin sağlık sigortasına ait olan kısmı, bugün hiç de işçilerin lehinde değildir. Eski kanuna göre, işçi ile işverenden sağlık sigortası olarak yüzde birer kesiliyor ve buna mukabil, işçinin yalnız kendisi değil, karısı, çocuğu, kardeşi, anası, babası hastalanırsa bunların da tedavisi ve bakımı taahhüt olunuyordu. Halbuki bugün mevcut kanun, işçilerden ve ış verenlerden yüzde 2 şer kes mekte ve buna mukabil, sade işçinin kendisi hastalanırsa onun tedavi e-d ilmesin i âmir bulunmaktadır.
Bu, sosyal yardımda ve işçinin sıhhi sigortasında (bir ilerleme değil, belki gerilemedir.
Görülüyor ki işçinin hayatını tanzim için uğraştığımız şu devirde ve hele memlekette sanayi hayatı ve madencilik inkişaf ettiği sıralarda 1 sosyal kanunların ruhunda 28 sene 1 evvelki zamandan da daha geride* yi?.
Memlekette yeni bir çalışma sa-I hasına giriyoruz. İşçi meselesi eskisine göre gittikçe daha bariz biı- şe-kilde genişlemektedir. O halde bü-| tün bu noktalan ehemmiyetle gözönüne almak mecburiyetindeyiz.
Mümtaz Faik FENİK
bulunmadığını mü-gürültüleri başkan -alıyor şeklinde bir kısım Halkçı
Urlada yangın I Pekindeki Amerikan ir (Baştarafı Birincide) 1 kurtarılamamıştır. Adliye dairesinin alt katındaki dosyalar kurtarılmıştır. Yangını söndürmek için îz-mirden bir itfaiye ekipi gönderilmiş tix.
İzmir, 14 (a.a.) — Urla hükümet konağının tamamen yanmasiyle neticelenen yangının üst katta tenekelere konulan küllerden çıktığı anlaşılmıştır. Gece yarısına doğru çıkan ateş şiddetle esen rüzgârın tesiriyle kısa bir zamanda genişlemiş, sıfırın altında 8 derecede sular da donduğundan ateşi bastırmak çok zor ol muş, yangın İzmirden yetişen itfaiye grupunun büyük gayret ve sebatı sayesinde, halkın da yardımı ile etrafa sirayet ettirilmeden bastırılmıştır. Ateşin önü ancak gece yansından sonra alınmış, yangın bir buçuk saatte söndürülmüştür
Vali Osman Sabri Adal bugün beraberinde cumhuriyet savcısı, vali muavini, jandarma komutanı ve emniyet müdürü bulunduğu halde Urlaya giderek yangın tahkikatiy-le bizzat meşgul olmuştur. Adliye -den başka diğer resmi dairelerden hiç bir evrak kurtarılamamıştır. Yalnız adliyenin bulunduğu alt kat tâki tamirat dolayısiyle bütün dairelere ait e)kl evrak daha evvel ta-şınnuş bulunuyordu. Kaymakamlık-nüfus, maliye, tahrirat kalemi, hususi muhasebeye, tapu belediyeye, iskân sağlı\ müdürlüğüne, adliye de Halkcvıne .yerleştirilmiştir
Konsolosluğu basıldı
ir Baştarafı Birincide) siyasi temsilcilerin bulunmasını istemezse bu memlekette temsilci bulundurmak hiç bir devlet için mümkün olamaz.
Vaşington, 14 (a.a.) — «Afp»:
Cuhmuriyetçi ayan üyelerinden William Knowland, Birleşik Amerika hükümetinin Çin siyasetinden sorumlu Dışişleri memurunun istifa etmesini istemiştir.
William Knowland, Pekindeki A-merika siyasî mümessillik merkezinin Çin komünistleri tarafından zaptının Amerika hükümetinin Cindeki hareketlerinin iflâsı mânasını ihtiva ettiğini söylemiştir.

Dün saat 14 de.?Ankarada sıçalr k s)fırm a'tııjdiç.IS d^rccndir.
İstanbul’da
biı kaç gündenberi r rnek’-e ulan şiddetli soğuk h dün gerx- ile devam «imiş diyenin tebirsizliği deier bu türlü kart ınektm Sühunet
— Istan-devam et-ar. ve kar, «tir. Bele t yüzünden cad-ran tcmızleneme derecesi sıfırın ?ür. .nhçı. herkeşm c mn önünü temizle-us Ve. evlerle dük-biriken Mnıiarın sında küspeler cad
caddelerin tıkanmasına seben olmuş-
tur. Bu suretle nakü vasıtalarının bilhassa yokuşlarda yollsunu de-
Belediyenin korkunç icraatı
ikile
Jkıiman.ı temizlen ı delere dökülmek suretiyle • rın tıkanmasına seben r
A ) Baştarafı Birincide)
Biz, matbaada bu şekilde soğuklara ve. yardımlara dair konuşurken telefon çaldı. Baktık, tanıdığımız muhterem bir hanımefendinin sesi;
— Aman, dedi, sizden mühim bir ricam var. Bu soğukta donuyoruz! kümürsüz kaldık...
Nasıl olurdu? Bu hanımefendi na-sıj. kömürsüz kalabilirdi? Kömür a-lacak parası olması lâzımgelirdı... -O.ilâve,.etti; - w
— Ben İştapbula gitmiştim. Bugün geldim, bir de duydum ki, belediye memurları gelmişler, bizim

ve
— Kimisi karşı komşudan ödünç
kömür almış, kimi odun almış yakıyor... liJam.
— Peki kinaseyeıuhüracaat etme-
“T Kime muraçaat edeyim... Bu- ■ Süleyman daki şiirlerle mukayt gün günleme Cumartesi. Her taraf -------
kapalı... Anlayamadım gitti. Eğer, | apartıman sahibi, kömürlükleri nü- | munesine göre, i bahat bizim mi?,,. .*( ~
İşte telefon muhaveremizin esası
; büduri ' ,
Belediyemiz, kömürü olmıyanlara Görünen ve tecessijd ederek birkaç
! kömür dağıtacak yerde, kömürü o- senc yaşıyaıı ruhlar:
İsminin (Katie King. olduğunu
! inşa ettirmediyse. ka ‘ '
uıjrt 1UC1UU.MU. . ..—--1 a- ı ıaCLların kömürlerini kilitliyor. Gün- isminin «Katıe King olduğun
partımamn bütün dairelerindeki ko- i numunesine göre kömürlük ya- bjJdiren bir ruh 1882 den 1884
ken onlara öldüklerini veya her hangi bir sebeple rahatsız edilmekte olduklarını bildiren ve biihassa ölmek üzere bulunanları karşıla-mıya gelen ruhlar pek çoktur ve hemen hemen herkes —çok kerre fazla kıymet vermeden— tanıdıklarından veya yakmlarındap bu çeşit hikâyeler dinlemişlerdir.
Maddi şekilde görülmüş tıbbî mu ayeneye tâbi tutulmuş ve elbiselerinden parça kesilerek tahlil edilmiş ruhlara ait müsbet vakalara i-lâveten muhtelif ispirtizmaçılar ta rafından dikkatle tetkik ve tahkik edilmiş olan ve adetleri binleri bulan bu gayri maddî görünüşlerdeıl mi saller vermiye ihtiyaç bulunmamakla beraber bizzat şahidi olduğumuz -Bezmi Âlî» lerdeki tezahüratı burada okuyucularıma hatırlatmadan geçemiyeceğim:
Enis Behic’e «Varıdatu Süleyman» 1 yazdırmış olan «Çedikçi Süleyman Çelebi» evvelâ Enis Behic’in rüyasına girmek suretiyle işe baş-
Geldi ou dört yıl önce tebyirat: •
Ol uipec ajvolundu taksirat.
Okudun bir dem-ii tecellâda
■ Sûre-ii /)mirah»ı. mânada.
Anı ezberleten sanaa ben idim.
Tekye-ii kalbin içre neysen idim.
.......------------- . r-u ----- ... uuoıren oır run ıooz aen iöö** e mürlüklerin kapılarını mühürlemiş- , plımanUş!.. kadaı. üç sene müddetle en nîeşhur
ler... Bu çok hazin hâdise karşısında Ingiliz âlimlerinin kontrolları âl-
— Sebep?--.- soyliyecek hiç sözümüz yoktur. Va- •
— Sebep, kömürlükler numune- landaşa ıstırap Yerinekte, ve onu sine göre inşa edilmemişmiş, yıkıla- ! haşta etmekte ne iyilik ne menfaat çakmış, yerine yenisi yapılacakmış, vardır? Bunu anlamağa imkân yok-bu vüzden kömürlerimiz içinde kal- ' dı. Biz de tir tir titriyoruz.
— Peki apartımandaki diğer kira-
cılar?...
— Sekiz daire, sekizinin de kö-
mürlülkeri kilitli...
— Onlar ne yapıyorlar?
tur.
Haber aldığımıza göre bu biı tek vak’a değildir. Ve şehrimizde dalıa i bir çok kömürlükler, bu şekilde nü-I munesine uygun olmadığı için mühürlenmiştir.
I Bunun ismi de icraattir.

Seçimler gittikçe yaklaşıyor
İstanbul C.H.P. sinde
ir Baştarafı Birincide)
Bedri Ruhselman, ikinci konferansını yarın saat 17 de Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi salonlarında verecektir. Bu konferansın mevzuu Neo Spritüalizma, görüşü ile Spri-tizma tezahürleridir. Bu konferanstan evvel, Fakülte Felsefe Şubesi Profesörü Necati Akder, Parapsiko-lojik Problemlerin felsefî ve Metap-
(Baştarafı Birincide) bulunmaktadır.
Diğer taraftan Ankarada parti erkânı ile temaslarda bulunan Istan bul bölge müfettişi Dr. Sadi Irmak bugün şehrimize dönmüştür. Sadi Irmak gelir gelmez il idare kurulu üyelerini toplantıya çağırmıştır. Zannedildiğine göre Dr. Sadi Irmak ihtilâfın halli için merkezden geniş salâhiyet almıştır. Üyeler a-rasındaki ihtilâfın devamı halinde meselenin haysiyet divanına gönderileceği bu arada zikredilmektedir. Bir kısım alâkalılar da bu toplantıdan sonra ortada mevcut ehem -miyetsiz bir anlaşmazlığın halledildiğini ileri sürmektedirler.
★ Baştarafı Birincide) i le irtibatta müşkülâta uğratmaktır, kabiliyeti az olanlar, seçim kabiliyet | Halbuki, buna mukabil, iktidar parti biraz fazla olanların listelerinde çisinin elinde köylere kadar nüfuz yer almak çarelerini aramaktadır- I --•••- ■ *-•-lar.
Öğrendiğimize göre, Halk Partisi | bazı bölgeleri şimdiden-kaybedilmiş ' gibi telâkki etmeğe başlamış, ve buralarda mevcut olup da yeni devre- | de dc seçilmesini istediği Milletvekillerini başka yerlerden aday göstermeği düşünmüştür. Bu meyanda meselâ Zonguldak Milletvekili olan İçişleri Bakanı EmİD Erişilgil’in ö-nümüzdeki devrede Niğdeden aday gösterileceği söylenmektedir.
Daha başka adaylar da şimdiden kendilerine emin intihap daireleri aramağa başlamışlardır.
12 Şubatta toplanacak parti divanında seçimlerin yenilenmesine karar verileceği ve bunu takiben, de kurultayın toplantıya çağrılacağı artık tahakkuk etmiş gibidir. Kurultayda ismet İnönünün partinin Genel Başkanlığını bilfiil ele alması. | ve seçimlere bu hava ile girilmesi kadar tabiî bir şey görülmemektedir.
Seçimlerin evvele alınmasının sebebi. hem bu havadan faydalanmak, hem de Marttan 23 Nisana kadar devam eden müddet zarfında, tabiî I zorluklar, soğuklar ve yağmurlar dolayısiyle Demokrat Partiyi köyler- I
edebilmek için türlü vasıta ve türlü İmkân vardır.
Meclis Başkanvekillerlnden Feridun Fikri Düşünsel Akşam gazetesinin bir muharririne seçimlerin daha evvele alınacağını işrap eder Şekilde bir beyanat vermiştir. Bu beyanatı aynen sütunlarımıza alıyo-
Böyle bir karar, henüz verilmiş değildir. Verilse bile normal bir karar olacaktır. Hiç bir fevkalâdeliği yoktur. Esasen, devrenin dördüncü sene sonlarında böyle bir kararın verilmesi, bütün parlâmentolarda âdettir. Nitekim îngilterede de aynı şekilde karar, verilmiştir. Orada ekseriyet fırkası devre sonunda parlâmentonun feshedileceğini krala ar-! zeder ve tarih tesbit edilerek seçim-I 'ere girilir. Bizde de devrenin dördüncü senesi sonunda şimdiden inti | haba girilmesi kanun icabıdır. Bu da Meclisin feshedilmesi demek değildir. Seçim Kanunu Mecliste görüşül ineğe başlanmıştır. Seçime ne zaman girileceği kanunda tesbit edilecektir. Kanun, 23 Temmuzu se çimlere mebde olarak kabul etmektedir. Kanun çıktıktan sonra belki şimdiden intihaba girilmeğe lüzum I olınıyac-aktu*.»

Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi
Ankara ve Havalisi Umumî Acentası

yese ve tefriki mevzuları hakkında-ki üçüncü, konferansın henüz günü ve yeri belli olmamış ise de, büyük bir ihtimal ile Gülhanc Tatbikat O-
TÜRK TİCARET BANKASI A.Ş.
ııjjın ı luurcııııeılll ıciseu ve ivıeıup- DİT ltllimai 11C UUinailC ldiMiK.il KJ-sişik durumuna dair bir önsöz ile [ kulu salonlarında yapılacağı söylen-doktoru dinleyicilere takdim edecek- mektedir.
tir. Bu seri konferunslurın çok büyük
Animik Sprii tezahürlerin rnuka- | bir alâka toplavacağı muhakkaktır.
Resmi daire ve sayın müşterilerimizin her n,*vi sigorta işleri için emirlerine amadedir.
Ac^reş :
BELEDİYE HANI ALTINDA ŞUBE BİNASI

tında yaşamıştır. •
Florence Gook. henüz 15 yaşında iken kuvvetli bir medyum olduğu anlaşılmıştı. Yaptığı ispirtizmg. tep-ıübeleri sırasında masanın tavana kadar yükseldiği görülüyordu. Bir kaç tecrübeden sonra bütün hâzır bulunanların görüp dokunabild’k-kız görünmiye başlamıştı. «John King in kızı «Katie King. olduğunu söyliyen bu varlık konuşuyor, ya; sıyor ve çocuklariyle oynuyor ve zaman zaman düşeraenin arasından kaypoluveı-iyoı-du.
WaUace, Gullv, Crooks ve. Varlçy* İn.müşahedeleri altında üç sene ya şamış olan bu hayalin «Fantome» göğsünün nefesleri dinlenebildiği gibi kalbi de dakikada 75 defa atr j.vordu. (3).
«Estetle Marthe- ismindeki. ruh da medyum .Kate1 jy)î(» vasıtasiyle tecessüd ederek kocası «Livermore» e beş sene müddetle görünmüş, ve. fotoğrafları çekilmiştir. Az konu-■şuyor, daha ziyade yazı ile muhabere ediyordu. Yazıları ölen «Estblle. Marthe* nin yazılarının aynı idi ve muhaberesini medyumun hiç bilmediği Fransızca lisaniyle yapıyordu. (3)
Büyük âlim Ch. Richet'in Cezayir’de General Noel’in evinde devamlı pl^pak 20 celse rpüddetle yap-tığı ispirtizma tecrübelerinde Beni Boayı tecessüd ettirmeğe muvaffak olarak onun ayak seslerini duymuş, hararetini tesbit etmiş, kemiklerine dokunmuş ve bir kap içine Ba-rit mahlûlü koyarak tecessüd eden hayalin ağzına bir tüb verip bir kaba üfletmek suretiyle bu hayalin teneffüs ve. karbon neşreylediğini hiç bir itiraza yer bırakmıvacak şekilde göstermiştir.
,Beni Boa. da diğerleri gibi evvelâ yerde dalgalanan bir ziya küresi şeklinde görünüyor ve bu ziya birdenbire yukarıya doğru uzıyarak hayal tecessüd ediyordu. (3).
Medyum Madmazel d'Esperance vasıtasiyle davet edilen ve üç sene-. den fazla biı- müddet isnirtîzma celselerine devam eden Yolanda isimli bir ruhla Marata'nın medvum Cm” men Doınineuez ile birlikte Baıce-
' - ■ ' ■ 1 ' .
Eleonore ismindelci diğer bir ruhun bu celseler sırasındaki hareket ve tecessüdleri de aynı mahiyette olup bir çok ispirtizma kitapların-1 da bunların müşahedelerine ve tetkiklerine ait tafsilât hikâye edilmiş bulunmaktadır.
Ruhların tecessüdü her zaman böyle tam olmamış çok defalar bun ların el, yüz gibi bazı uzuvlarının kısmi olarak tecessüd eylediği de görülmüştür. İspirtizma kitapların- • da bir çok misallerine rastlanan bü.
Simdi dc iste böyle ikramım:
Akıyor parmağımdan ilhamım...
O sonradan müteaddid celselerde de kendisine görünmüştür. Kitabının, başında -Çedikç-i Süleyman. Çelebi’ başlıklı yazıdaki Çeledi’ye ait tarif bu görmiye müstenid bulun-.rnaktpdjr.
insanların dünyaya tekrar gelişlerine ait ilmi tetkik ve tecrübelerle kaza ve kader hakkındaki bilgileri ve Ankara'nın idare merkezi olacağını senesini de belirterek bun dan 100 sene evvel gösteren Müştak Dede'nin şiirini gelecek yazımda sayın okuyucularıma sunacağım.
(1) 26/10/1949 ve 4/11/1949 gün lü nüshalar.
(2) Bu zabıt da diğer zabıtlar gibi Enis Eehic’in Sayın Refikalarında mahfuz bulunmaktadır.
(3) Cesar ombroso - Hypno -tisuıe et Spirtisme - Sahile: 177 ' 182.
(4) .Miriat-ı Medine» sahife: 119-125.
Sahid ve vesikalar ve Şeyh Ahmet Rüfainin o sırada irtîcalen o-kuduğu arapga kıt’a bu kitapta gös teriLmlştir.
VEFAT
Şen Ankaça Nakliyat Evi Al' tun ve Kaplanlı suları deposu . sahiplerinden Mehmet Güran , Numune Hastanesi sayın doktorlarının çok büyük gayretlerine rağmen kurtarılamayarak 14/1/ . 1950 günü saat 21.40 da hayata • gözlerini yummuştur. Bugün cenazesi Hacı Bayram Camiinde öğle namazını müteakip kal-1 dırılacağından dostlarının ve ar 1 zu edenlerin teşrifleri rica olu-
Güran Ailesi
Acı bir kayıp
Anadolu Ajansı eski Atina muhabiri Mustafa Sürür, dün oturmakta olduğu Seyhan otelinde bir kriz geçirmiş ve hastahaneye götürülürken yolda vefat etmiştir.
Kederli ailelsine ve arkadaşlarına başsağlığı dileriz.
Muhasebe
Yeni Vçrgi Kanunu isteklerine göre uygun fiyatla Muhasebe (Defter) tutulur ve muhasebe dersi verilir.
Müracat: Zafer’de Muhasip
Hususî OTOMOBİL
Hilınan 14504)0 Kın. katiyen ta mir görmen ı) " ikemmcl vaziyette. acele d ılıktır. Mesai haricindi- Tel 2C7İ2 '• 't
8ahtfe:4
Z A F B R
I

Sırf bir tertip hatası yüzünden:

Galip gıinebilecek bir maçta, dün
Viyanalılara 3 2 mağlûp olduk
/uMtafıJrta çeEiSı!
'V
Oyunun birinci devresini 3-0 mağlûp bitiren Güçler karması ikinci devrede iki de güzel gol çıkarttı
Takviyeli Gençlerbirliginden bugün galibiyet bekliyoruz
İki maç yapmak üzere şehrimize gelmiş olan Avusturya’nın First Vienna takımı dün ilk karşılaşmasını Askeri Güçler karmasiyle yaptı. Sıfırın altında 20 derece bir soğuğa rağmen 4 bine yakın bir meraklı 19 Mayıs stadında yer almıştı.
Tafsilâtına geçmeden evvel dünkü maçı 3—2 kaybetmemizin bir taktik hatasından ileri geldiğini belirtmek isteriz. Askerî güçler karması sahaya şu kadro ile çıkmıştı:
Remzi, İsmet, Mehmet, Mustafa, Bülent, Halil. Fikret, Salâhattin, Sabahattin, Refik, Salım.
Görüldüğü gibi Güçler karmasında, halen Yedek Subayda bulunan Millî oyuncularımızdan Fenerden, Salâhattin. Fikret, Galatasaraydan Bülent de yer almıştı. Birinci devre takımın aksaması ve devreyi 3—0 mağlûp bitirmemiz üzerine ikinci devrede takıma Fenerli Murat da alındı. Halbuki formunda olduğu gözönünde tutularak Murat’a birinci devrede yer verilmesi icabederdi. Bu suretle muhakkak ki netice daha başka türlü olacak, belki de maçı kazanabilecektik. Çünkü Avsturyalılar karşısında 3—0 gibi mağlûp duruma düşmemize müdafaanın ve bilhassa iki bekin aksaması sebep olmuştur. Dünkü yazımızda da belirttiğimiz gibi AvusturyalIlar, karşılarındaki defansın en ufak bir hatasından faydalanmasını çok iyi bilmektedirler. Nitekim dün de böyle oldu ve maçtan galip çıktılar.
Şimdi maçın tafsilâtına geçelim:
Hakem Faik Gökay’ın idare ettiği maçta AvusturyalIlar sahada şu kadro ile yer aldılar:
Engelmeir, Ribitzky, Novotny, Schafer, Sabe-titcsh, Doidolt, Strittich, Decker, Mickeul, Koller, Probst.
Sahaya evvelâ Sarı - Lâciverdi formalarlyle AvusturyalIlar, onları takiben de Harp Okulu for-masiyle Askerî Güçler karması çıktı. Mutat seremoniden sonra saat 14,30 da oyuna stadın giriş tarafındaki kalesinden AvusturyalIlar başladılar, ilk dakikalarda oyun yavaş bir tempo ile ve karşılıklı alanlarla geçti. Askerî karmanın akınları soldan inkişaf ediyor ve Viyanalıların kalesi önünden ayrılmıyorduk. Bu arada biri Salâhattinin, diğeri Bü-lendin iki şütü kalenin çok yakınlarından dışarı çıktı. İlk on dakika kalemize hiç bir iş düşmedi denebilir. 15 inci dakikada ortalarda bir firikik-kazandık. Bülentin çok sıkı şütü kalenin üzerinden aştı. Bundan sonra AvusturyalIlar yavaş yavaş açıldılar ve bilhassa sol taraftan kalemize inmeğe başladılar. Ortadan olan hücumlar ise, Bülendin yerinde kesişleriyle neticesiğ kalıyordu. Fakat sağ ve sol beklerimizin aksaması yüzünden cenahlardan olan Avusturya akınları kalemizi tehdit ediyordu^ İleride ise, beraber hiç oynamamış olan forvetimiz anlaşamıyor, bu da AvusturyalIların hücumlarımızı kesmekte işini kolaylaştırıyordu.
20 inci dakikada AvusturyalIlar ortadan ve kalemize 20 metre mesafeden bir firikik kazandılar, fakat kaleci Remzi bunu üstten kornere attı, korner neticesiz kaldı. Hücum hattında Refik gerilere kadar gelip top çıkarmak suretiyle iyi çalışıyor. Sol açıkta da Salimin inişleri göze çarpıyordu. Soldan üstüste iki korner kazandıksa da faydalanamadık. 21 inci dakika sağdan indik. Fikret önündeki beki geçerek topu ortaya verdi, fakat Vi-ennalılar daha evvel yetişip topu u-zaklaştırdılar. Akabinde Avusturya sağaçığı boş vaziyette aldığı topu kalemize indirdi, sola geçirirken kaleci Remzi çıkıp almak istediyse de top elinden kaçtı, yetişen Vienna solaçığı da kolaylıkla ilk golü attı. Bu golde, karşı taraf muhacımlarını marke etmekte ihmalleri olan müdafaamızın ve kalecimizin kabahati
Bu golden sonra AvusturyalIlar yıldılar, ancak Bülentin kale önündeki müdahalelerde tehlikeli vaziyetleri önliyebiliyorduk. 26 inci dakikadan sonra teşebbüs yine bize geçti. Sağdan 35 metre mesafeden kazandığımız firikiki Fikret çok güzel çektiyse de Avusturya kalesinin üst köşesinden avta çıktı. Hücum hattımızdaki tutukluk hâlâ devam ediyor. 31 inci dakikada Salâhattinin 18 üzerinden çektiği sıkı şütü de Avusturya kalecisi tuttu. Fakat topu elinden kaçırdı, Sabahattin yetişirken uzaklaştırdılar. Bu sıralar-da Avusturya kalesi bir kaç defa karıştı ise de bir türlü gol çıkaramadık. 33 üncü dakikada Fikretin sağdan indirip ortaladığı topu Refik kafa ile Avusturya kalesine havale etti lâkin hafif giden topu kaleci tuttu.
38 inci dakikada AvusturyalIlar seyrek fakat tehlikeli olan alanlarından birini daha yaptılar. Sağiç Decker bir ara pasile topu solaçığı-na attı, bu oyuncu da önündeki bek îsmet’i rahatça geçerek yakın mesafeden ikinci gollerini kaydetti, iki golün verdiği avantajla rahat bir o-yun tutturan AvusturyalIlar 41 inci
Fırst Vinenna nııı, soğuktan sahaya esafmanla çıkan kalecisi Ibir kurtarış yaparken



First Vienna’ya 2 nci devrede ilk gol olurken
^'4 GRİP H6VRİT «Â
Afi
ve V
6
r- Kartal ve OUÛDRAT —
Çizmelerini Tercih Ediniz.
Vatandaş! Rekabetten doğan ucuzluk işte böyle oiı pahalılıkla mücadele ediyoruz. Çizme fiyatları 750 kuruştan değil 5 liradan haslar
Kartal çizmelerinin fiyatları
22 No.dan 25 No.ya kadar 700 Krş.
750 .
850 .
900 . 1250 . 1400 . 1900 »
29
32
34
36
38
45
)rinin fiyatları a kadar 500 Krş.
750 .
825 » . 1000 .
. 1050 .
. 1500 .
) 1550 )
» 2100 )
Quadrat çizmek
20 No.dan 26 No.y
23 . 25 .
26 . 29 .
30 . 32 .
33 . 34 .
35 . 36 .
37 » 38 .
40 * 44 )
Güven Kundura Mağazası
Lokanta, Otel ve Eğlence Yerleri işçileri Sendikası Başkanlığından
Ana nizamnamenin 7 nci maddesi gereğince idare heyeti 19 O'-;.k 1950 Perşembe günü saat 15 te Halkevi Konferans Salonunda olağanüstü gene) bir kongre yapmağa ka-
Sendikamıza mensup Lokanta. Otel Kahve, Şekerci, Pastaharıe, Gazino. Han ve benzeri eğ’en- e yerlerinde çalışan bütün işçi vat ın duşlarımızın Büyük Kongremize gelmeleri önemle rica olunur
GÜNDEM
1 — Açış.
2 — Kongre Divanı seçimi
3 — Ankara işçi sendikaları Birliğine girilmesinin müzakere ve ka-
4 - Üyelerin dilekleri

DİKKAT
İşinizi işçiden almak istiyorsanız işte size pahalılıkla mücadele eden
G ı Y R b.T 1 erzievi
Radvodaki parazit kalkınca ses nasıl net gelirse. Aradan patron kalkınca da
Dikiş ücreti böyle düşer: Birinci sınıf malzeme ile Batldres' 35 Subay sivil palto, par îesü 45 liraya Gayret Terzievi İZZET KÖROĞU Telefon : 16041 Anafartalar Cad. Evkaf işhanı Kat 4 No 410 (97 Y
Ankara
Şoför Okul’unda
YENİ DEVRE KAYITLARINA BAŞLANMIŞTIR. OCAK SONI’N-
DA DERSLERE BAŞLANIYOR
1 — Okulun müddeti 2 aydır.
2 — Okulun ücreti (Motor ve direksiyon dersleri dahil) 132,5 Liradır.
3 — Amatörler için yalnız direksiyon dersi 50 liradır.
4 — Her gün saat 14 den 18 e kadar okula müracaat edilebilir.
İsmetpaşa caddesi No: 4 Tel: 21 «9

dakikada bu defa sağdan indiler. Bek Mehmedi geçen Avusturya sağ açığı kalemizin yanından topu sol içine geri verdi. Böylece üçüncü golü de yedik. Biraz sonra da devre 3-0 Wienna’lıların lehine bitti.
İkinci devreye çıkarken Güçler karmasında kaleye Salâhattin, sol beke de Murat getirilmişti. AvusturyalIlar hemen ileri atıldılarsa da iki hücumları ofsaydla lcesildi. 5 inci dakikada Bülentin ters bir vuruşundan top Avusturya- santrforuna geldiyse de Murat yetişip kurtardı. Bundan sonra hücum hattırruz iyi çalışmaya başladı, bilhassa SalıV hattin’in yerinde ara pasları ile Refik ve Salim tehlikeli inişler yapmaya başladılar. Nihayet 7 inci dakikada yine Salâhattinin geriden a-lıp durdurmadan verdiği topu yakalayan Refik, iki Avusturya bekinin arasından sıyrılarak sağ aya--ğile karma takımın ilk sayısını çıkardı.
Akınlarımız devam ediyor ve seyirciler oyuncuları bağırarak teşci ediyorlardı. Nihayet 10 uncu dakikada yine Salâhattin’in aradan attığı topu Avusturya kalecisi çıkıp tuttuysa da elinden kaçırdı, yetişen Refik de ikinci defa topu Wien-na ağlarına taktı.
Bu ikinci golden sonra takımımız daha açıldı. Büyük bir enerjile ve topu tutmadan oynıyan muhacimlerimiz Viyanalıların kalesi önünden ayrılmamaya başladılar. Bu arada bilhassa Salâhattin ve Refik çok i-niyorlardı. Sol açıktan Salimin i-nişleri de tehlikeli oluyordu. Zaman zaman soldan inmek istiyen Avustur yalılar ise Murada ve Bülente takılıyorlar ve hücumları neticesiz kalıyordu. 19 uncu dakikada yine Bülentin attığı bir firikik dışarı çıktı,
Adres: ŞABAN KULAK:__________________________
Çıkrıkçılar Yokuşu Saraçlar Çarşısı No. 107 Telefon : 11919
Tel-, 15/90-/2603
(1377)
GAP GAZİNOSU
I -SöiERAde (Sapaca.'
Acele Satılık Kamyon
Çok iyi vaziyette, 48 model beş tonluk Austin kamyon satılıktır. Telefon: 24089. (96)
MATİNE •.SAAT U/drn !9 a KADAR. 1
LIS.T KAT -SALONUNDA
HER AKSAM
etpagnof Soıo-
MEŞHUR
ŞARKICI

Tecrübe Ettiniz mi?
YILDIRIM DİŞ SUYU
Diş ağrı ve nezlesini derhal geçirir.
Fiyatı : 50 Kuruş
YILDIRIM EL SUYU
El ve yüzdeki çatlaklık ve sivilceleri geçirir, cildi pamuk gibi yumuşatır.
Fiyatı : 75 Kuruş Şark Merkez Ecza Deposunda ve Büyük Eczanelerden arayınız.
Enis Behiç Koryürek
in en son kitabı
Varidat-1 Süleyman
Akba Kitabevi
İLÂN
| İstanbul Tahtakale semtinde B J kapan caddesinde kain Osman Nuh Halil kızı Fatma ve Hakkınjn müş tereken mutasarrıf oldukları 16 kapı sayılı gayri menkulün Cfeman Nuh ve Halil kızı Fatmaya ait n lan 7/8 hisseyi satın almış öldüğe- -dan Şuf'a hakkını kullanmak H‘ı yen diğer hisse sahiplerinin kanun-müddeti içinde müracaat ederek bu haklarını kullanmaları hususu İh -bar vc ilân olunur.
İstanbul: Tahtakale Balkapan Cır' No. 16 Mahmut Şevket Ersoy.
DIŞ TABİBİ
HALtD SUNGUR
Çan kındaki muayenehanesin Anafartalar Vakıf İş Bam 1. No. 115 • nakletmiştir.
(1879)
:i dakikada sağiç Salâhattjn aradan topu Salime verdi. Sol'açığımız topu Wienna ağlarına gönderdiyse de hakem ofsayd çalmıştı, golümüz sayılmadı. Akabinde Salâhattinin iki oyuncu arasından çektiği şütü Avusturya kalecisi ancak kornere atmak suretüe kalesine gir meşini önledi. Ov unun sonlarına doğru AvusturyaJılar bizim kaleıpi-ze bir kaç iniş daha yaptılarsa da Murad ve Mehmet tehlikeyi önlediler. Biraz sonra da maç 3 - 2 Wıen-na’lılarm galibiyetiyle sona erdi. , Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, Güç Karması Murad’a birinci devrede takımda yer vermiş olsaydı, ne-
tice değişecek ve AvusturyalIlar pek kolaylıkla gol çıkaramıyacak -lardı.
Dün bilhassa Salâhattin, Bülent, Refik, ve Mustafa iyi oynadılar. Solaçık Salim ve ikinci devrede o-yuna giren Murat da iyi idiler. w Hakem Faik Gökay için, hakemlik hayatının en iyi maçlarından birini idare etti diyebiliriz.
First Wienna takımı bugün De -mirspordan takviyeii olarak Genç-lerbii’liâi ile saat 14.30 da yapacaktır. Gençlere,-Güçler Karmasının hatasına düşmemelerini tavsiye e-der, muvaffakiyet dileriz.
Niyazi Sel
Ankara Sular İdaresi Müdürlüğünden:
1 — Keçiören Verem Hastanesine su verilmesine lüzumlu iki adedi Dizel ve altı adedi Elektro motörpomp olmak üzere cem'an sekiz adet motörpomp grubu kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır.
2 — Alınacak motörpomp gruplarının fennî vasıfları ve takatları fennî şartnamesinde ayrı ayrı yazılıdır. Şartnameler Ankara Sular t-daresinden (10) lira mukabilinde alınabilir.
3 — Sekiz adet motörpomp grubunun (Ankara nakil ve yerine mon tajı, ve resim vesair her türlü masrafı dahil olarak) muhammen bedeli (112.000) lira (yüz on iki bin liradır).
4 — Geçici teminat 6850 lira olup Ankara Sular İdaresi veznesine yatırılacaktır.
5 — Motörpomp grupları ve teferriiatı ihale tarihinden itibaren 90 gün zarfında Ankarada İdarenin göstereceği yerde teslim alınacaktır.
6 — İhale 3/2/1950 tarihine müsadif Cuma günü saat 15.00 de Ankarada Kızılay karşısında Sular İdaresinde teşekkül eden bir komisyon huzurunda yapılacaktır. Bu tarihten sonra verilecek veya postada gecikecek olan teklifler kabul edilmez.
7 — İdare, ihaleyi yapıp yapmamakta ve dilediği tipi beğenmekte
serbesttir. (316) - (24)
KİMYA VE GEOMETRİ DERSLERİ Bahçelievler 28 inci sokak No. 5 (32)
Kiralık daire
Denizciler caddesi Acıçeşme sokak (Havuzlu Apartmanı) yapında 15 numaralı Yeşil Apartmanın balı çesinde, suyu elektriği banyosu mğvcut iki oda, dar bir holü olan müstakil bir daire 75 liraya ve A partmanm 3 üncü katında suyu, elek tir|ği, havagazı, banyosu ve kileri mevcut: 3 oda, geniş bir hilü olan kullanışlı bir daire 155 liraya kira lıktır. Tel: 23516. Görmek için bu apartmanın en üst katında oturan lara müracaat.
Kiralık DAİRELER
Samanpazarı Askerlik /4QHO\ Şubesi Başkanlığından ' '
1 — 931 doğumluların ilk yoklamaları 1 Ocak 950 den itibaren 30 Haziran 950 tarihine kadar yapılacaktır.
a) Yerli ve yabancılar ikişer fotoğraf, nüfus cüzdanları,
b) Yabancılar ayrıca ikamet teskeresi getireceklerdir.
c) Bu meyanda ihtiyat erat yoklamaları da 31 Ekim 950 kadar yapılacaktır.
2 — Bu .süre içinde yoklamalarını yaptırmayanlar Kanundaki ilgili maddesi uygulanacağı ilân olunur.
Bakanlıklar mevkiinde Ata -türk Bulvarı, Olgunlar sokağı başında Olgunlar Apartmanında 3 oda 1 hol. iki daire birleşin ce 7 oda 2 Jıol olur. Saat 12-14 arasında kapıcıya müracaat.
(100)
ZAYİ
I Ankara Belediyesinde kayıtlı 4398 kamyonumun plâkasının bir tanesini zayi eltim. Yengini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
İsmail Oııgu

Comments (0)