Cumartesi
21
ŞUBAT
1941
Onuncu TU
No. 3294

İdare: Nuruoomanlyc No. 11 Tel adr«ri: .YENİ SABAH.
İSTANBUL
Telefon: M7M
ABONB BKDBLt
Türkiye Senelik M00 Kt 8 aylık 1800 » 3 ayhk loo » 1 aylık 300 »
Beneb!
M00 Kr.
1900 > 1000 >
800 > I
-İAY18I
HKR
VTfRDB
10
KURUŞ




9
9
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MUOAFiiYiZ
r 1 . . • . x _• . - _■ ... , ' 1 •

V


I

I
r
s

1
i









Ateşe dayanan Pyre>
CAM MUTFAK TAKIMLARI GELMİŞTİR
• • ŞARK PAZARI (Bazar du Levant) da
Satılmaktadır
İstiklâl caddesi: 314 Tel. 41914



e • *
-e
4
|nişe Geçen Uçaklara Afeş Açmakla
Bulgar muhafızları bir cinayet işlemişlerdir.
t
“150 metreye kadar alçalan tayyarelerin inmesini beklememek ve ateş etmek insanlık mıdır ?...„
Vedad Dicleli de: «Bulgar makamları müzakereleri uzatmışlardır, anlaşılan uzaklardan emir beklemektedirler Yapılan hareket alçakça bir cinayetten başka bir şey değildir, hükümet daha enerjik davranmalıdır» dedi
Büyük Millet Meclisi başkanlığında toplan-
Ankara: 20 bugün Ali FoîuI m ıştır.
Görüşmelere
(A.A.) — CebeM>5 nn
bulunan ve Bulgaris-
gündemde
ı İki uçağımızın düşürülmesi ve bunun-la ilgili bazı neşriyat hakkında Diyarıbakır millet-
/ tan üzerinde f Ia ilgili ha.21 k™—
vekili Vredad Dicleli tarafından verilen sözlü sorul önergesine Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak’ıni yaptığı açıklama ile başlanmıştır. Z
Önerge şu soruları ihtiva eylemekte idi: /
Hâdisenin tahkikatı bitmiş midir, sebeblerir (Devamı Sa., 5; Sü.t 3 de) J
Alçaklar, Namussuzlar
r—~------------- * * * --------------------
Ccyrtk asır her hangi bir merfeidekine karşı ubudiyet ve ( mutavaatla aya açımladıktan sonra, diller çözülünce, hır- j denbire surların kenarındaki bazı mahalleler halkının konuşma tarzını taklide yeltenmek hürriyet ve serbestinin en şaşmaz ölçüsü sayılamaz. Hir politika adamının sözlerinin kuvveti sövme kudretinde değil, mantık ve muhakemesinin insicamlıdadır
Danıştay üyeliği
' İL*

ir nevi Demokrasi taklidi hevesine kapıldığımız iki küsur yıldır, politika a-damlanmızın dilleri, ifade ve us-lûbları o kadar tuhai bir mahijet aldı ki bu yeni lisanda kelimeler mâna ve kuvvetini kaybetti, âdeta soysuzlaştı.
Bir bakıyorsunuz Halk Partili bir Cevdet Kerim İıu edayı ve ya-hud bir Muhiddin Baha Par^ muhaliflere, satılmışlar, yabancılara âlet olan hainler diye hitab ediyor. Onlardan tiksinti ve istikrah ile bahsediyor. Bir gün bakıyorsunuz Demokrat Parti kurucu veya ileri gelenleri İzmir veya Man i şada nutuk verirken partiden son günlerde ayrılan bir zattan bahsederken, alçak ve namussuz tâbirlerini rahat rahat ve hiç üzüntü duymadan sarfediveriyor. Dün gerek Köprülü gerek Adnan Menderes muiıa lef ette ikilik çıkaranlara alçak diyorlardı; bugün Fevzi Lutfi daha ileri giderek namussuzlar, diyor...
Bildiğimize göre şu dakikada bir seçim devresi içinde değiliz ki intihabatın ateşi ile bu kadar ulu orta ve kendini kaybederek sözler sarfolunsun. Düşünülmelidir ki bu kelime ve tâbirler karşıdakile-rin de ve bu cümlelere muhatab o lan kırın da ayni şekilde belki de daha şiddetli mukalıetelerini davet edebilir ve eder. Artık o zaman sen alçaksın, sen namussuzsun, seıı satılmışsın, sen lânete lâyıksın gibi tâbirler tamamile mulad kelimeler arasına girer ve adeta partililerin yekdiğerine tabii bitabla-n ve merhaba demeleri gibi bir »ey olur.
Kelimeleri bu kadar soysuziaş-tırmak hem nezaket ve siyasî ter-

. w?
a • i •
•t J
■ -Jr •
’r ‘S

' Af •
I

'I

f1’
I



t





t


1 •








P’ı
r»>

*.. • «



Necmeddin SADAK

e w r t
Meclis dün kış tatiline başladı ---------o ---Bn^bakfin tatilden sonra Meclise yeni 20 tasarı snnnla» cağını bildirdi


Kenan Öner’ in Siyasî Hâtıraları
Herkesin büyük bir he-
yecanla ve tabir «ıslıkla beklediği, senenin bu en mühim siyasi ıfşaatına başlıyacağınuz tarih
l
«M
Okuyuculanrnıia İİAl edilecektir
«w ■ ■ ■ ■ r ■ ■ ı ,
I
. I
________________________J
biye kaidelerine uymaz hem de dile bir ihanet olur. Böyle alçak, namussuz gibi ağır tabirleri kullanmak caiz olsaydı hakikatte bu kelimeler sırf fikir veya şahıs, ne denirse densin, ihtilâfları yüzünden Jıasıl olan ayrılıklar dolayısi-le istimal edilemez, daha yerinde olarak faraza devlet suiistimal ederek milletin zararına ran Halk Partili sarfoluııahilirdi.
suz ve alçak tâbirini cidden istihkak keshetnıiş ve bu yüzden mahkemelere düşmüş adamlara bile bu sütunlarda ve bu gazetede hiç bir zaman böyle bir lıitabda bulunulmadı.
Kaçakçılık yaparken yakalanıp mahkemeye düşenlere
bazı ticaret firmalarile ortak ola-(Devamı Sa., 3; Sû„ 4 de)
Açık bulunaa Danıştay özeliğine Rasim Üngör getirileli
otoritesini iktidarda iken ceblerini doldu-adamlara karşı Boylece namus-
/
Ankara 20, (husus!) — Meclisin bugünkü toplantısının sonunda 12 nl sana kadar tatil karan vermiştir. Bu hususta söz alan Başbakan aşağı dakl konuşmayı yapmıştır:
— Bu tatil müddotl zarfında hükümetiniz bir çok lâyihalar hazırlı yacaktır. Bunlardan en tıöhimlerin den biri seçim kanunudur. Mevcud seçim kanununda gizil oy, alenî tasc nlf prensipinin mevcud bazı boşluk lan doldurulacaktır kİ bu tasan tatilden sonra süratle Meclise sevkedi lecok ve halen açık bulunan 9 millet vekilliği seçimi bu kanun esasla n dairesinde yapılacaktır. Hükûmc-! tin bu tasansından başka daha 20 tasan Meclise sunulacaktır. Mccli -sin tatil karan cenub İllerimizde vu kua gelen bir sel felâketile ayni zama (Devamı Sa„ 5; Sil., 7 de!
I
ve yahucl
Ankara: 20 (Hususî) — Açık bulunan Danıştay üyeliğine Rasim Üngör seçilmiştir.
Yukarıdaki resimde yeni Danıştay üyesi Rasim Üngör görülmektedir.
Çukurova sel felâketzedeleri ümidsizlikle yardım bekliyor Dün Izmtrde de şiddetli yağmurlar yağdı, tekmil münakalât durdu
I

Adana ve civarında birçok köyden hâlâ haber yok |
Tarsus 20 (telefonla) — Yağmur lar durmuştur, fakat Ovadan sular henüz çekilmemiştir. Sular çekilme den kati zarar ve ziyam te&bite imkân yoksa da zararın milyonları bul duğu anlaşılmaktadır. Kızılay yar -dnn ekipleri çalışmalarına devam etmektedirler. Sular altında kalan köklere ancak kayıklarla M&ıkbm yapılabilmektedir. Bunlardaû başka arabaların gidebildiği yerlere araba i Arla, develerin gidebildiği yerlere develerle ekmek ve kumanya gön -dcrllmektedlr. Sular altında kalan köylerdeki evlerin yüzde 80 - 90 ı har ab olmuştur. Köylerde
sabahlara kadar bağrışan hayvanla r n sesleri duyulmaktadır. Yaramış.
(Devamı Sa., 5; Sü., € sebeb olan Seyhan nehrinin normal
açlıktan
9
C. H. P. nin Oyunlarından
t m ı sv ■ 4 '

Maraşta cereyan
Maraş 15 (husus! > — Bütün Maraş şehrini he -men on beş gündenberi meşgul eden bir hâdis?, son zamanlarda Halk Par tiH milletvekillerinin Ma -raşı ziyaretleri dolayısile bilhassa günün meselesi ol du. Hâdise şudur: Halk
Rumanyada
Tifüs var
Paris: 20 (AA>) — (Reuter) —
Rumanyada haftada 2.500 tifüs vakası tesbit edilmektedir- Birleşik Mlletler teşkilâtının yardım komh 1 partili milletvekilleri zan. yonu tarafından yapılan talep üze rlne Çekoslovakyadan Rumanyaya âfcllen 20.000 kilo D, D, T, gönderil miştir.
Meclisin Dünkü Toplantısında Görüşülenler Polis salâhiyet kanununun 18 inci maddesi kaldırıldı
Bu hususta İçişleri Bahanı itirazlara Ali İhsan Sabisin affı tasdik edildi
Ankara: 20 (Hususî) — Bul-garlar tarafından düşürülen uçaklarımız hakkında Dışişleri Bakanı N’ecmeddin Sadak tarafından bugün Mecliste verilen izahattan sonra Bitlis milletvekili Muhtar Kıtanın Türkiye haritaları hak-kındaki Başbakanlıktan sorusuna geçilmiş ve Başbakan yardımcısı Faik Ahmed Barutçu, halen mem leketimizin 1/200000 mikyasında yapılmış bir haritası rnevcud oldu ğunu, bunun istikşaf işlerinde kul ı ■ ■' 1 1 —--------------
lanılabileceğini, yer yer 1/25000 mikyasında daha büyük haritaların yapılmasına başlanmışsa da bunların henüz tamam olmadığını söylemiş, deniz haritalarımızın da oldukça eski olduğunu bildirmiştir.
cevab verdi,
••3
Soru sahibi de meseleye gereken ehemmiyetin verilmediğini belirte rek bunların bir an evvel tamamlanmasını istemiştir.
Polis salâhiyet kanunu
Bundan sonra içişleri Bakanı (Devamı Sa., 5; Sû., 6 da)
— ■ — -----------------------
D. P. ye verilmiyen maaş zamları
Yiğit fakat derdli Maraştan geliyorum


t
Afyon Milletvekili Şah-n Lâçin de durumu açıklıyor
Demokrat Parti Afyon milletvekili Şahin Lâçinden mebua yıllık ve yolluklarına yapılan zamlarla ilgili olan aşağıdaki mektubu aldık:
(Devamı 8a., 6; 8Ü., 9 4a)
Milli bayramlarım büyük bir vecd içinde kutlayan Mavaşlı delikanlılar, ellerinde yatağanları mahalli oyunlarını oynarlarken ayakları vıcık vıcık bir çamuru adeta yoğuruyordu!...
— 2 —
Yiğit Maraşın derdleri başında yolsuzluk gelir.
Yolsuzluk deyince bütün geliri komşu vilâyet ve kasabalara bağ byan şoseler anlAgümamahdır. Va-
!:•/> se’jser küsur kilometre uzunluğundaki Maraş - Gazianteb yolu müstesna, Maraşın demiryolu güzergâhındaki iskelesi olan E-logludan Maraşa uzanan (27) ki-
(Devamı Sa.. S; Sü„ 6 de) '
nedildiğlne göre Hilmi U -randan aldıkları neticesinde belediye reisi doktor Sald Aksüyekl kendileri İçin tehlikeli gördüklerinden yaptıkları tahrik neticesinde vazifesinden !s -kat ettirmişlerdir.
Hâdiseyi
rum: Maraş da kuvvetlidir, Halk 'Partisi milletvekili Emin Soysal da tema -yül ltlbarllc halkçılarla anlaşmış bu lunduğundan, Maraş Demokratları muharebeyi kazanmış olmalarına rağmen neticeyi İstihsal edememiş
Mılletvekı i seçirr.cri esnasınla eden garıb bir hadisenin hikâyesi
olmaktan müteessirdir -Jer.
işte bugünlerde Kirşe -hir milletvekili Nihad Er . demin Maraşa gelmesin -den sonra, belediye başka -m aleyhinde de bazı hareketler gözüktü ve nihayet kurtuluş bayramından yani 11 şubattan bir gün evvel belediye meclisi belediye reisini bazı uydurma sebeblerle iskat etti. Bu ya
direktif Başkanı
Gadre rayan zımda bu macerayı anlatacağım:
Doktor Sald Aksüyek, Maraşın tanınmış ailelerinde ve Osmanlı Meo 11si Mebusanıle, Büyük Millet Mac -llsinde vazife görmüş olan Abdülka-
(Devamı Sa., 5; Sil.» 1 de)
okluğu gibi bildiriyo -
Demokrat Parti Çok buna rağmen seçimleri kazanmıştır. Bağımsız
Sırrı Belli oğlunun bir mektubu
Bellioğlu Meclise müracaatının esbabı mucibesinı bildiriyor
Diin Sırrı Bellioğlundaıı aşağıdaki mektubu aldık. Sütunlarımıza geçiriyoruz:
Yeni Sabahın muhterem yazı işleri müdürlüğüne: .Ellerim demir bilekçelerle bağlı olarak Ba-bıâli caddesinden gözleri önünde mahkemeye gidip geldiğimi senelerce seyrettikleri ve malûm olan sebebler dolayısiyle bu bilekçele-rin zahirde görüldüğü gibi benim değil milletin ruhuna vurulduğunu da bildikleri halde her medenî memlekette millî hâkimiyetin müdafii olan gazetelerimizin alâka göstermemelerindin müteessir 1-(Devamı Sa.. S SU.. 6 da)
JŞehir Meclisi-) | nin dünkü top antısı
B------------u ■ ■ — t
( Keğer halka j ( beygir eti de J ( 3 edii ilhorfiiuş! (
Şehir Genel Meclisi dün saat İt de Sadi Bekterin başkanlığında Jop lanrmştır.
Geçen toplantılara ait tutanak özetinin okunmasından sonra, gün deme geçilmeden verilen takrirlerin gun görülmüştür ,
Belediye İktisad günün et fiyatları lifi et komisyonuna, Cerrahpaşa Ve rem pavyonu ücret tarifesi ve ka bul şartları hakkındakl tallmatna menin kabul ve tasdikine ait .teklif de Mülkiye ve Sağlık komisyonlarına havale olundu.
Bilâhare tutanaklara geçilmiş, mesken buhranını önleyici tedbir ler hakkında üyeden Moiz Teklnaîp tarafından verilen takrir üzerine bu hususta teşkil edilen komlayo-(Devamı Sa., 5; Sil., 1 ae>
••
• •
evvel. Makama müzakeresi uy-
İşleri Müdürlü hakkmdaki tek
Yinemi Zam?
Yinemi Zam?

K ~
~ sıkar.
kömür...
artınca Domir-
fiyatları arttırıldı... İp sıkınca çarık da ayağı Bizdo
KÖ-
şimdi cenderenin
[ULUNAY|
sapı mür -miarı İdaresi tarifeyi arttıracak... Denizyolları? Zaten
zarar ediyor... Bir de böyle zarara mı uğrasın? O da arttıraoak. Ondan sonra olektrik var... Böylece devanı edip gidecek.
E. T. T. müdürü Baybora kömür masrafının senede sekiz yüz bin lira arttığı İçin vaziyetin totklk edilmok-to olduğunu söylüyor. Elimde iktidar olsa şu «totklk» vo «inceleme» kelimelerini alimallah Türk lûgatlarından kazıyıp atacağım. Bunun «tetkik» I olur mu? Eloktrlk masrafı kömürle boraber yürüdüğü İçin kömür artınca bu da artar. Bunu bllmiyecek no var?
Fakat mos’elo o değil. Gerok Devlot Demiryolları, gerok Devlot Oonizyol-ları vo gerok olektrik, tramvay ilah... Gayet fena Idaro odllmoktodir; çünkü bunlar mütemadiyon zarar ediyorlar vo zarar arttıkça baş vurulan yegâne oaro «zam» dır. Biçare halkın l|l ne?
Ödesin dursun.
Canım. Bu kadar «tetkik* meraklıları var. Bugün hava bozukla pese-' niz «tetkik edelim!» diyorlar. Bu müdek-kikler bir kere de şu
zararın sebeblerıni tetkik buyursalar olmaz mı? Bu surotle hiç olmazsa belki neden zarar ettiğimizi Öğreniriz.
Halbuki her şeyin başı olan şu idaresizlik mes'elosini hiç kimse üstüne almıyor.
Denizyolları Köprüden Haydarpaşa-ya kırk kuruşa adam taşıyor; zarar ediyor. Ben bir armatörle konuştum ı «Gidip gelıno on beş kuruşa adam götüreceğim ve kâr odcce^iın!» demişti. Bunu evvelce do yazdım...
Mademki tetkik ediliyor. Bir kere de şu adamın toklifini tetkik odolim ba kalım. İdarelerin dört misli fazla ücret le zarar ettiklorı bir işlotmodc bu kakaçlar eksiğine olduğu halde bu adam nasıl kâr edor?
Zira itiraf otnıell kî cizarm ın sonu yoktur. Nihayot bir gün gelecek, Haj darpaşadan Köpriiyo geçmek İçin (Lütfen sayfayf pvairtniai

•F* •



SAYFA: S
T E N f SABAH
wv
21 U B A T- 3948
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
Atatürk’

1
e suikasdın
VI ■■
I
tafsilâtı ve içyüzü

A
Yatan Cı Ra
ı — Eskişehirde teşkilât mcs’elö-si için tüccardan Nafiz beyle muhabere etmişsiniz, nedifr o muhabere?
— Efendim, «İstiklâl» gazetesin den naklen İstanbul gazeteleri, benim teşkilâta memur olduğumu yazmışlar, Nafiz bey bunlan okumuş, bana bir telgraf çekiyor, «şirket arkadaşlardan siyasetle iştigal edenlerle teşriki mesai etmemeğe karâr vermiştir.» diyor. Bunun üzerine «Yanlıştır, böyle bir şej' vaki’ değildir.» diye mek-tubla cevab verdim.
— Terakkiperver fırkanın ilgasından sonra Kara Vasıf beyle temasınızı muhafaza ettiniz mi?
— Hayır, yalnız bir müddet çocukları hastalanmıştı, bir defa o vakit gittim.
— İlgadan evvel merkezlerine gider miydiniz?
— Hayır.
— Abdiilkadirle münasebetiniz nasıldı?
— Gelir, giderdi. Vak’ai mlies-sifeden üç dört gün evvel yazıhaneme gelmişti. Bir mukavele tanzimde meşgul idik, bir müddet bak tı sonra «Nail bey sana bir şey söyliyeceğim>' dedi «Peki dedim, otur, biraz bekle!» zannederim o-turdu. Fakat bizim işimiz bitmemişti; «Ben gidiyorum, sonra gelirim dedi. • Gelmedi. On beş gün evvel de gelmişti. Elinde Avrupa-dan gelmiş bir mektub vardı; İngilizce kısmı varmış anlıyamamış;
« m W A * m
TcfrlikM No. 102

OkUYtCÜ
DMYORki
0H
ı

D
I AABAH|
bizim yazıhaneye geldi, muhasebe ciye söyledim; beraber okudular. Sonra kalkmış, gitmiş.
— Abdülkadir sizin yakın arka-daşınızdır. Size fikirlerini söyleme di mi?
— Hayır hiç bir şey söylemedi Esasen Abdülkadir tuhaf bir a-damdır. Fikirlerini söylemez. Yalnız gayrı memnundu. Bir defa bu inhisarlarla ne yapacağız? îş yapamazsın, memuriyete giremezsin artık burada durmak caiz değil demişti.
— Ziya Hurçidie münasebetiniz nasıldı ?
— Suikasdden on beş yirmi gün evvel bir kız alıp verme meselesinden dolayı ben bizzat, yazıhanesine gitmiştim.
— Bu mesele suikasdden beş on gün evvel değil mi?
— Evet efendim.
— Abdülkadir de bu zamanlarda mı geldi?
— Evet efendim on beş gün evvel geldi? İnhisarlardan ve sair mehlekeye gider; arkasından müd ti. Bendeniz de ( Şapka giydikten sonra dini ve diyaneti ve saireyi mevzuubahis etme; geri dönmek mühlikeye gider; arkasından müd hiş bir irtica' gelir, dedim. O da bana muğber oldu.
— Halbuki son suikasd teşebbü sünden daha çok evvel bunlar Ab-dülteıdir, Şükrü, Ziy* Hurşid ken di aralarında toplanıyor, konuşuyor ve teşebbüslerde bulunuyorlar, sejı de onların en yakın arkada Maruldansın... .
— Efendim bendenizin haberim yok.
— Ya senin vakadan bir kaç gün evvel Ziya Hırrşidle veya Ab-dülkadirle beraber gezdiklerinizi görenler bulunuyor, ne dersiniz?
— Efendim, ben vakadan sekiz
gün evvelisine kadar yazıhanemden çıkmış bir adam değilim.
— Polis tesbit etti ise?...
— Gezmedim efendim.
t
— lzmirdeki muhakemeler esna sında Lâz İsmail suikasdden aonra Îstanbulda hükümete vaziyet edileceğini ve polis müdüriyetine girileceğini söyledi... Buna ne dersiniz?
— Efendim lsmaili tanımam ve böyle bir şey yoktur.
— Demek Abdülkadirle de gezmediniz ?
— Gezmedim efendim.
(Berayı şehadet Ertuğrul mebu su Doktor Fikret bey getirildi.)
Reis — Fikret bey, polis bir gün Nail beyin Abdiilkadirle Beyoğ-lunda beraber gezdiklerini ve sizin kendilerini gördüğünüzü tesbit etmiştir; bunun için berayı şahadet celbedildiniz.
(Doktor Fikret beyr tahlif edildi.)
Fikret bey — Efendim vakadan bir kaç gün evvel Nail ve Abdülkadir beyler Tokatlıyanın önünden geçiyorlardı. Ben de Abdülka dirle selâmlaştım. Nail bey görüş mediğini beyanda ısrar etmiş ve binnetice muhakemeye nihayet verilmiştir.
Hilmi, kâtibi ınes’ııl Edlıenı ve Cemal Ferid beylerin muhakemesi
15 Ağustos pazar günü İstiklâl mahkemesinde saat 14 de celse açıldı. Maznun mevkiinde Ardahan mebusu sabıkı Hilmi bey* bulunuyordu.
Reis — lstihlastan sonra Istan bula gittiniz
— Gittim
— Ne ile
— Yalnız
Ekonomi Bakanlığının dikkat nazarına
4 nüfuslu aile efradımın maişetlerini sırf İki ol tezgâ-hlle dokuyup temin etmekteyim. Hayat pahalılığı Imrb dolay isi lo 100 de 1.500 arttığından dolayı hiikıımct, lıer yerde olduğu gibi, Istanbul-da da dokumacılar kooperatifi açtı, bizim gibi kiiçiik sanat sahihlerini karaborsacıların pençelerinden kurlardı. Dizler de çoluk çocuğumuzu, ölmiyecek derecede, bugüne kadar yaşatabildik, bııgün ise hükümet bizden e-lini çekti, iplik fiyallarmı karaborsa fiyatına çıkardı ve lıer ay boş paket iplik verilirken beş aydanberl iplik pa kotiııl de üç pakete indirdi.
Ufak sanat sahihlerinin bu hali ne olacak? Vaziyet böyle iken kooperatifin halen yerinde durmasına sebeb nedir? Tezgâhımız, 35 liraya alınan bir iplik paketinden ne gibi bir fayda temin etmeli ki bir yuvayı besliyebU-bin?


Üsküdar Agnlı pıışa çıkmazı 20 numaralı hanede Osman Bilir
Sabıkalı bir hırsızın
işlediği feci cinayet
A
Yirmi iki senelik bir po’is me olmayan hırsız tarafından öldürüldü
Evvelki akşam Üsküdarda bir cinayet İşlenmiş, hırsızı takip eden bir polis tabanca İle vurularak öl durülmüştür. Hâdise şudur:
Alanyalı Mustafa ve Siirtli Şükrü İsimlerinde iki liıi'Sıi Üsküdar ha. valisinde 5 dükkân ve bir ov «oymuşlardır. Hırsızlan yakalamak 1-Çin vazifelendirilen Tophanelloğlu karakolu mürettebatından 22 senelik polis memuru Celâl Cingöz evvel kİ akşam yanına mahalle bekçisini de alarak hırsızlann ikâmet ettikleri Kısıkhya gitmiştir. Saat 23 sı ralarında hırsızlatın evine giren po Us memunu Mustafa İle Şükrûyü çaldıkları eşyayı yerleştirmekle

meşgul bulmuş, tezlim olmalarım ihtar etmiştir. Fakat bu esnada Si irtli Şükrü tabancasını çekerek po lis Celâle üç ol ateş etmiştir.
Göğsünden yaralanan Celâl kan lar İçinde yere yığılmış ve suçlu da oradan firar etmiştir. •
Polis Celâl derhal Numune has-tahancslne kaldırılmışsa da biraz sonra ölmüştür.
Hırsızlardan Mustafa yakalan, mış, katil Şükrü henüz ele geçirilememiştir. Suçlu aranmaktadır.
Tam 22 seneden beri polislik e-den vo üç çocuk babası bulunan Ce lâlln cenazesi bugün törenle defne dllecektir.
• t
A D L İ Y t D E
DENİZDE
Yeni bir
römorkör
Kenan Önerle muhayyel bir ülâkat
• I
2
mi?
efendim.
meşgul oldunuz?
olarak ticaretle meş-
gul oldum. Yazıhanem Ardahanda idi. îstanbulda validemin nezdin-de kaldım.
— 335 senesinde Talât paşa ka binesinin istifası akabinde kongreye iştirak ettiniz mi?
— Kongre akdcdildiği gün vapur vardı. Beklemedik. Trabzona gittim.
— Jttihad ve Terakkinin feshi kararından haberdar oldunuz
— Geldikten sonra işittim.
— Kongre kararını kabul yor musunuz?
— îttihad ve Terakki vara, siyim. Yoksa değilim. Kongre kararını kabul etmem, îttihad ve Te rakki yoktur.
— Yok olan îttihad ve Terakkinin bilâhare vukubulan hareketini ne suretle telâkki ediyorsunuz?
— Suitelâkki ederim, gayrı meş rudur.
— Şişlide Cavid beyin evindeki içtimaa ne için iştirak ettiniz?
— Bunlar hususî arkadaş içtimai idi. Îttihad ve Terakki içtimai değildi.
— Aranızda kendilerini îttihad ve-Terakki liderleri addedenlerden gayrı başka kimseyi söyliyebilir misiniz ?
— Hayır yoktur. Perakende it-tihadcılar olarak kabul edilebilir.
— Bütün erkânı ittihadı davet etmişsiniz. Halil beyi Milastan, Gökalp beyi Dij'anbakırdau çağırmışsınız!
mu?
edi-

â/sd-

(Devamı var)
mcM#; Kadıkö-yaptırıp
sıkılmıştı. Surat
Ben artık doktor adım atmayacak
— o -------
Tekmil akşamı tezgâhlan mızda yapılan römorkör dün denize indirildi
Yinemi Zam?
fBeştaron J »enedlerini yanımıza alarak /ünde ipotek muamelesini t/apura öyle bineceğiz.
Yapılacak «Zam> tardın hiç bir fayda elde edilmeyecektir... Çünkü zam ite masraf attoaşı beraber yürümektedir. Sır yandan zam ediliyor bir yandan da masraf hanesi kabartılıyor.
«Zam merdiveninin» bir kaç kademesini çıktık. Bundan sonra duramayız. Yarısında tepetaklak yuvarlanmazsak son kademesine kadar çıkacağız.
Bir iş adamının bir günlük münakale masrafına iki lira yetişmez. Ayda nakil vasıtası ücreti olarak büdcesine altmış lira koyan bir aile reisi çoluk çocukunu geçindirmek için ne kazanmalıdır?
Hükümetin, belediyenin halka yardımı bu mudur ?
Bu kadar zamlara rağmen nakil vasıtalarının berbadlığı da ayrı bir dâvadır. Vagonlar pistir, camlar kırıktır, kapılar işlemez, kalabalık saatlor-de izdihamdan oturacak, duracak yoktur.
Bu idareler ne yaparlar?
Ne mi yaparlar? Bol bol (zam) parlar, Başka ne Yapsınlar?
— Profesör müsaade ederse gideriz. Aksi takdirde siz dc gitmiyecek siniz hocam. Buna söz verir misiniz?
Turhanın canı astı.
— Hakkın var. ların izni olmadan
kadar bitmiş bir adam olduğumu u-nutmuştum. Bunu bana hatırlattığı na teşekkür ederim.
— Yine fona adam oldunuz hu. cam.
Verda meseleyi yakaya boğmak İstemişti aroa o gece Turhanın kaştan açılmadı, daima yanında bulun durduğu ilâçdan iki cl&ne aldı ve bu hırçınlığı tâ doktordan seyahat mü. saadesl çıkıncaya kadar devam etti.
Genç kız söyliyccek söz bulamamıştı. Bu arkasında yoktu.
hasta adamın kaprisleri koşmaktan başka çare
yer
ya-

— Mil «lamla mösyö için ayni oda yı mı hazırlı yalı m efendim? *
Partale bir otele İnmişlerdi. Kapıcı onları karı koca «andığı için bu suali 8orwmitftı|. Verda kulaklar:na kadar tazardığını hissettf. Turhan, hafifçe titreyen bir sesle:
— Hayır, iki ayrı oda veriniz, de dî.
Genç kız, Turhanın yüzüne bal a mıyacak kadar sıkılmışı». Kendisi 1. çln değil, asıl onun nor.rı*. üzülmüş tü. Bu münasebetsiz sualin onun a
A *

Tekel Ealr.n'iğının nazarı dikkatine
Sigaralarımız hakkında şimdiye kadar bir sürü şikâyetler vukvıbuimııştur. Bu yaz/lcıı tiryakilerin bir çoğunun; Mgarniann sertliğinden, bir kısmı da tütünlerin bozuk olmasından büyük fedakârlık lara katlanarak sigaralardan s arlı nazar ettikleri tiryakilerin ve alâkalı bakanlığın malûıııu olun bir hakikattir.
Bütün bu hakikatler karşı smda Tekel Bakanlığının artık bunlara bir son vereceği zannedilirken bizzat şahidi olduğum acaip, acaip olduğu kadar da müessif olan bu işlere karşı alâkanın gün geçtikçe biraz daha azaldığını teyid etmektedir. Şöyle ki: Almış olduğum Baframa den sigarasının 467 NMG nu maralı paketinin üst sırasındaki oıı adedi Bafranıaden, alttaki sıra da tamamen Birinci nevidendi. Bütün bunlara ne zaman son verilecek? Her halde bu zaman gelmiş de geçmiştir bile.
Ömer Özkuntar Deliklitaş mahallesi No. 90 Kayseri
Birlikler aleyhinde açılan dâva
Tüccardan Sadi Kırımlı bundan 3 sene evvel, mülga Birlikler Umu mi Kâtipliği aleyhine bir tazminat dâvası açmıştır.
Muhtelif safhalar arzedon ve i-kl defa yargıtaya giden dâvanın duruşmasına asliye 1 İnci hukuk mahkemesinde yeniden başlanmış tır. Dâvanın mevzuu şudur:
Sadi Kırımlı bundan üç buçuk se ne evvel Çekosloyakyadan kâğıt ve bazı eşya getirtmiş, fakat mülga bl( İlkler umumi kâtipliği kâğıt birliği İdare heyeti bu malların İthal fiyatım kabul etmemiştir. Hattâ id diaya göre birlikler, Sadi Kırımlının istediği ithal fiyatından daha fazla fiyatı bu malın nakliyeciliğini yapan firmaya vermiştir. Bundan mutazarrır olan Sadi Kırımlı Birlikler U- kâtipliğinden tazminat ta lep etmiştir.
Dünkü celsede, dâvalımn zararlı olup olmadığının tahkikine, eğer varsa mlkdarının bilir kişi marife-tlle tesbltino karar verilmiş ve mab keme tarafından ehli vukuf olarak Tan matbaası sahibi Halil
Dördüncü ile tüccardan Leon ranto seçilmişleıdlr. «
■ o ■ ■
BELEDİYEDE;
... ■■■ ... ■,
Et narhına zam teklif edildi»
Hilmi Uran dün akşam Ankaraya döndü
Lûtfl Ta-
“Çoruh,, şilebi bugün geliyor
Amerlkadan satın aldığımız caell vo Yozgad şlleplerile, bir kaç gün evvel Amerikana muvasalat et mlş olan Rize şilebi askeri yardım malzemesi yüklemektedirler. Tah-mllât tamamlanınca gemiler, Türkl yeye müteveccihen hareket edecek lerdlr.
Diğor taraftan Pireden kalkan Çoruh şilebi bu sabah limanımıza gelecektir.
Sivas şilebi de 996 ton benzin v, 2693 ton motorin yüklü olarak Hah fadan hareket etmiş olup bugün marnınızda beklenmektedir.
İstanbul vapuru çarsam
günü Marsilyadan dönecek İstanbul yolcu vapuru, mutad Ba tı Akdeniz—Marsilya seferinden
önümüzdeki Çarşamba günü limanı miza avdet edecektir.
--------o-—— ■ .
MÜTEFERRİK
1İL
Ko
11
Eulganstanda şehid düşen pilotumuzun naşı bugün getiriliyor

Bir müddettenbori şehrimizde bu lunan Cumhuriyet Halk Partisi Ge nel Başkan vekili Hilmi Uran, dün akşamki ekspresle Ankarava gitmiş tir.
Öğretmen okullarının kuruluş yıldönümü
Öğretmen okullarının kuruluşu -nun 100 üncü yıldönümü, 16 martta Çapa Eğitim Enstitüsünde kutlana çaktır.
Merdivenden düşen kadın öldü
Kulodibinde Büyükhendek sokağında 8 numaralı evde oturan 40 yaşlarında Lûna adında bir kadın ev velki akşam merdivenden yuvarlana rak ağır surette yaralanmış ve kal dirildiği hastahanede ölmüştür.
müzmin bir derd haline gelen kasaplarla halk arasında İhtilâflara sebebiyet veren et meselesi huşu sunda dün Şehir Meclisine bir teli lif yapılmıştır.
Belediye İktisad İşleri Müdürlü ğü tarafından ileri sürülen bu teklif de; toptan ve perakende fiyat* lar arasında bariz bir ahenksizlik bulunduğu belirtilmekte bir çok ka sabin zararına et saltığı bildirilmek tedir. Bu bakımdan ranh fiyatları na 22 kuruş kadar bir zam kabulü zaruri görülmektedir.
Diğer taraftan Belediye iktisad işleri müdürlüğü narha zam teklifi ile de bu İşin halledilemeyeceğini ileri sürmüş, et sıkıntısını önlemek için biidcede ayrılan 100 bin lira ile belediyenin müdahale alım ve sa-
ve
Bulgaristanda Szepolde ddşlirü-lon pilotumuz gedikli çavuş Kemal MenderesLn nMı, evvelki akşam saat 19 da Bulgar makamlarınca ate eşmilitorimizc tealim edilmiştir.
Nûşı gctLren Sofya ekspresi bu sabah saat 6,40 da Sirkeci garına muvasalât etmiş olacaktır
Bu münasebetle; cenazeyi karş; lam ak için, alâkalı makamlar lüzum lu tertibatı almışlardır
Gümrükler başmüdürü Ankaraya gitti
İstanbul gümrükleri baş müdürü Naci Selik, Gümrük ve Tekel Bakan lığı Ue temaslarda bulunmak üzere Ankaraya gitmiştir.
Tekel ve Çalışma Bakanları şehrimize gelit/or
Gümrük v® Takel Bakanı Şevket j Adalan, Önümüzdeki halta içinde. | Çalışma Bakanı Tahsin Bekir Balta ı da bugün Ankaradan şehrimize geleceklerdir.

tımlan yapmasını istemiştir.
Teklif Meclisin gelecek toplantısında müzakere olunacaktır. .
Tefrika: 76
Aşk ve his romanı
r
Muazzez Tahsin BERKAND

• e
sâbı üzerinde fena bir tesir yapma sıvıdan korkmuştu. Sonradan onun bu meseleyi bir alay, hattâ bir oyun vesilesi yaptığını görünce içi biraz ferahladı ama bu şakayı sonuna ka dar sevmedi ve buna derinden derine üzüldü. Turbanın, kendi icad etti ği bu oyunun arkasına tırabı farketmemeslne miydi ?
O akşam Turhan,
grafla opera için iki yer tutmuş olduğunu söylemiş. Verdanın çabuk hazırlanmasını, yedi buçukta otel -den çıkmak tatmıştı.
Genç kız na hafifçe
Turhan açtı. Çok neş-'* idi:
— Gel bakalım küçük hanını! Bu ne şıklık, bu ne zariflik, bu ne güzel ilk?
— Esvabımı beğendiniz mİ ho cam9 Siz de çok şıksınız: Bu akşam sîz! yirmi yaş gençleşmiş görüyo -
yüzünden, bir saniye-zaman için, bir bulût kendini topladı, gü -
zâhlr. Sen beni ne san
gizlediği ıs-imkân var
evvelce tel-
lâzım geldiğini de hatır
saat vedide oda kapısı-^urduğu zaman kapıyı
rum.
Turhanın den İnşa bir geçti. He men iünıaedi:
— Gencim
npştuı? Bu sabah kapıcının söyle-diklerini unutma, bizi kan koca tan netti.
Verda yine kızardığını gösterme mek için haçını çevirdi:
— Aman siz do hocam!
Fakat Turhan bu şakadan hoşlan mış görünüyordu.
— Bırak herke? öyle zannetsin Verdo. ne çıkar? Hem burada kala-cağnv/S İki hafta içlinde İstersen biz do bıı karı koca oyununu oynıya hm.
Genç kız. kal’dnır. kızgın bir de . mirin dallandığını duyar (>lbi oldu. Daha İki gün evvel Metinden çılğın bir mrktuh almıştı. Biraz da tas -ksnçlık karışan bu satırlarda büyük bir hasret ateşi vardı:
(Verda, diyordu. Verdacığun, bu ayrılık bitsin artık, bana gel. Seni kollarım arasına almak, göğsümün üstünde sıkmak, sıcak dudaklarıma alevile kanımı tutuşturmak istiyor-rum. Sen neredesin? Bu dakikada ne yapıyorsun? KUn inlesin? Artık bu uzun işkenceyi bitir, bana gel. Sen benimsin Verda! Söyle, benim-sin değil mi? Bu büyüle saadete hâ lâ inanamıyorum sevgilim. Çocuklu gumdan beri varlığımı yakan bu is teğln nihayet yerine geleceğine bir türlü inanamıyorum. Her zaman ö nümo aşılmaz bir dağ çıkıyor: Ver da, Verda, saadetimizi geçiktiren bu engelleri çiğne geç: bana gel, kolla rım açık sent bekliyorum.^
Genç kız bu kelimelerin her biri nt. her saniye İçinde duvar ve yaşa tırken Turbanın söylediği sözler, ü zerinde soğuk bir duş tesiri yaptı .. Bunu biraz da belli edr*n bir sesle sordu:
— Kan koca oyunu mu?
Liman işletmesinin hizmetinde, gemilerin yüklenmesinde kullanıl mak üzere, tekmil akşamı tezgâhlarımızda, Türk mühendis ve ustala rı tarafından yapılan bir romör. kör dün denize indirilmiştir-
Fabrika ve havuzlar müdürü Fah rl Tanınan merasimde hazır bulunan dâvetlllere, romörkiin teknik hususiyeti hakkında izahat vermiş tir:
Römorkör 24 metre uzunluğunda ve 330 beygir kuvvetindedlr.
Gerek teknede ve gerekse makin o ierde hiçbir eski parça kullanılma niştir. Başlıca hususiyeti ise Türk üslûbunda yapılmış olması teşkil et inektedir* I
Bunu ayni evsafta diğer gemiler taklb edecek ve bu suretle, liman İh tiyaçları peyderpey temin edilmeğe çalışılacaktır.
Çabuk söyle a*
F.kracısıyım e»
yalnız ben se-nereden bile»
ÜNİVERSİTEDE
Fakültelere yapılan müracaatlar arttı
İstanbul Üniversitesi Şubat sömestri için; Fa » itelere müracaat adedi, İstenilenden fazladır- Bu ara da Tıb Fakültesi ve muhtelif bı-ranşlarm 282; iktisada 48 fazla müracat vardır.
Bu münâsebetle, müracaat ara. sından Lise olgunluk, derecesine gö re seçim yap: İması lcab etmektedir
Fakat seçme yapacak olan yönetim kurulu üyelerinin, bir müddet-tenberi Atıkarada bulunmaları do layısile; neticelerin ilânı bir müd det gecikecektir-
Fen Fakültesi Türk musikisi konseri verilecek İstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi Talebe Derneği 6 Mart Cunıar. t-esi günü, saat 15 de Marmara Lo kalinde bir Tarihi Türk Mûsikisi gü nü tertiplemek üzere çalışmalara başlamıştır.
Konser programı büyük bestekâr lardan Nâzım, Itri. Hafız Alınıed efendi, Lâtif Ağa. Şakir Ağa, Dellâl zâde. Musahip Mehmed Ağa, Üçün cü Selim ve Zekâ! Dedenin seçme e serlerinden mürekkepti.
Fen Fakültesi münazaralara hazırlanıyor
Fen Fakültesi Talebe Derneği, Martın ilk haftasında münazaralar tertiplemeğe karar vermiştir. Fakültenin muhtelif sınıflarından seçilen ekipler ilk olarak; Teknik terimleri dilcileri nü. fenciler ini yapmalıdır? - mevzuunda karşılaşacaklardır.
Yüksek okul öğrencileri trenlerde tenzilâtlı seyahat edecekler
D. Demiryollarında. Üniversiteliler için yapılmakta olan yüzde dok san beş tenzilâtın, on beş Marttan itibaren yüksek okullardaki talebe lere de teşmiline karar verilmiştir-
Ayni tenzilâtın D Denizyolların da da tatbik edilecektir.
FJalkr>'len yıldönümü
Şişil Halkevinden: Halkevlerinin açılış yıldönümü münasebetile 22 şu bat 1948 pazar günü saat 15 de bir kutlama töreni yapılacaktır. Herkes gelebilir.
Tuhan, kuvvetli bir aktör gibi, hislerini dışarıya vermemeğe büyük bir gayret göstererek tekrar güldü.
— Bir oyun bu... Ben sana «karı çığım* diyeceğim. îşte o kadar...
— Fakat... Hocam!
— Ne ziyanı var yavrum? Sen yine bana hocam diye lıitab et! Bırak bu oyunu ben tek başıma oynı yayım.
Bu sesde öyle üıce bir yalvarış vardı ki genç kızın kalbı burkuldu. Ah, şu acıma ne kuvvetli bir hismlş meğer! Her şeyden, her şeyden kuv vetli!
— Sız bilirsiniz hocam’ Bu oyun sizi eğlendiri yorsa nasıl isterseniz öyle yapın. Bana Verda demişsiniz, yahud her hangi başka bir isimle be ııl çağınnışsnz, hepsi bir değil mi? Yeter ki beni çağıran ses sizinki ol sun.
Turhan neşeli bir tavırla den fırladı.
— Alâ... Peki kancığım, karşımda dıır karıcığım, sana dan bir bakayım. Ne kadar olduğunu biliyor musun?
Onun gözlerinin ateşi genç kıza garlb bir ürperme vermişti. Bunu ja ka arkasında gizlemeğe muvaffak oldu:
. _ Yok... O
man yapmayın, geçerim ha!
rofesör Kenan öner anız^ eline alır almaz ilk suali şu oldu:
— Kimsin? Nesin? İn misin yoksa oin mi? Fakat her şoyden evvel şunu bil ki Fuad Köprülü olmamak şartlle soninle konuşabilirim, cim ne?
— «Yeni Sabah» (n fendim.
— Memnun oldum, nin Fıkracı olduğunu
ylın? Kaç defa beni telefonla aklat iv 1 *r» fitan gazete namına konuşuyorum dedikleri haido falan ceride hesa» bina benden haber dolandırdılar. 0* nun için benimle konuşmak istiyorsan evime kadar zahmet et.
Mazur görün üstadım gelen.iye* veğim.
— Neden getemı^ıcek mtşsin? Bani milletvekilleri geliyor. Emin Sazak bile geldi.
— Yanlış anlamay.n, gururumdan değil korkumdan gotanuyeceğinı.
Öyle bir gürültülü kahkaha attı ki elimdeki ahize sarsıldı. Sonra bir hayli Öksürdü vo nihayet:
— Merak etme, dedi, ben dosta do* tum ve ancak dost görünüp de düş» manlık edenlere aman vermem. Kork ma gel...
Otobüs * atlayıp üstadın oturduğu Harbiyedckı Yüce apartmanına var» dım. Kenan Ömer caddeye bakan odasında çalışıyordu. Masanın üstü evrakla dolu ıdı Etinde tuttuğu yanır, metre uzunluğundaki ağızlığa takılı sigarasından bir taraftan derin nefesler çekiyor, bir taraftan da tnni ha rıl yazı yazıyordu.
Beni gayet tatlı bir yüzle karşıladı İri yarı, arştan yapılı bu babacan ada ını yakından tanımıyanlar kendisini, politika alanındaki ataklığı ve şıdde ti nisbetinde ev hayatındaki sadeliğini ve eski İstanbul terbiyesi görmüş kibar ev sahihliğini layıkıle takdir ede mezler.
Bana sırasîie kahve, çay ve limonata ikram etti, sigaralar ikram etti, ta tın kısası korkumu tanıamife gûtermc ğe muvaffak oldu. Ben de tamamik kendime gelmiş, biraz evvelki endişem den eser kalmamıştı. Sordum:
— Beyefendi, yeni öır parti kuracağınızdan bahsediliyor?
— Bir değil tam beş tane parti kuracağım. Bunlardan biri siyasi, diğeri İçtimaî, üçüncüsü İktisadî, dft»d(rncü-sü jeo - politik, beşincisi de aera dinamik olacak, fakat hepsi de takM hürriyet ve gerçek Demokrasi pekinde koşacak. Ben öyle muvazaadan iıian anlamam arkadaş...
— Bazı kurucu beylerin son tanz lerine karşı ne dersiniz efendim?
— Beni bilenler oyla kuru sıkı tehditlere pabuç bırakmıyaoağımı bilirler. Sen bilmez misin ki atarlar seng-i- tarizi...
— Diraht-i- meyvedir üzre...
— Bilirim efendim...
— Tamam bunun Türkçesi nedir^ Söyle bakayım.
— Tariz kayasım meyvafı agnea a-tartar! demektir efendim.
— Aferin Fıkracı, bizim kurucuların çoğundan okur yazar imişsin.
— İltifat ediyorsunuz üsfad.
— Hakikati söylüyorum evl&d.
— Gazete çıkaracağınızdan da bahsediyorlar?
— Çıkarırım a. kim ne karttır? Biri sabahları, lkinc(sı öğle üzerleri, üçüncüsü akşamları intişar etmek ü-zere üç gazete imtiyazı aldım. Yatsıya doğru da bir gazete çıkarmak is* fiyordum aınma sonra vazgeçtim.
— Bu gazetolerm baş yazılarını kim yazacak ustad? Bizzat kendiniz nü meşgul olacaksınız?
— Bir tanesinin başmakalelerini bizzat kendim yazacağım, öğle ve akşam üzerleri çıkacak otanlarınkim (k Hikmet Ba/urla Osman Bolükbaşı yazacaklar...
— Mükemmel, yeni partinin adı ne olacak efendim?
— Onu daha kararlaştırmadık. Ben «Hakikî Hürriyet severler» ismir.ı bc-yendim fakat Hikmet Bayur cSahicı Demokratlar» unvanı üzerinde duruyor.
— Osman Bölükbaşımn bu husus-
fDevamı Sa., 5; Sü., 1 del
ŞUBAT 1948
* TIKVIM ★
1

yorln-
şöyle yakın güzel
1353
Rumi Şubat .
8

Cumartesi
1357
Hicri
Rebıul âhır
10
Kasım 106 — AY 2 — GÜN 52
kadar fazla kompll-Yoksa oyundan vaz
(Devamı var)
Vakitler Vasati Ezani
S. D. s D.
Güneş 6 46 12 58
Öğle 12 28 6 39
ikindi 15 27 9 39
Akşaıu 17 sp 12 —
Yatsı 19 21 1 31
Iııısâk 5 10 11 21
J
Amerikanın ananevi
karışmazlık siyaseti
silâhlanması
Almanyanı* silâhlanması
altında bulundurul -ettiğini kaydetmek-
bugünkü ve 25 sene

I FrtiMı | gizle*
I lA/ıneflAiRi annfmtyor
I Lake Success 20, (A A.) —
ı Birleşmiş Milletler Ekonomik ve (Sosyal Konseyindeki Fransız de-alegesi Mcndes France, Almanya-Idalci yabancı sermayelerin bır( 1 listesinin yapılması ve çok dik-r katli b.r kontrole tâbi tutulma^ Biçin bu konsey nezdinde dün is frarla müracaatta bulunmuştur, j B M-. ndcs Franco, harb yüzün -hlen tahrib edilen bölgelerin yenij İden inşası işinde Almanyaya rüo zhon v» rnıe politikasına muhale j >fet etmiştir» 1
i Fransız delegesi şöyle demiş -
[tir: I
ı Almanyaya esas ihtiyaçlarımı >t s’(:l • •’ .n maddeleri ithale mü-( ısaach etmekle harbden evvelkiı i ayni «sas Üzerine yeniden inşası^ (na imkân vermek zihniyeti, biri hmlâ olur. Bu. Almanyanm gizh^ >bir sur» ‘te silâhlanmasına vol aç I ^mıs olacaktır. 4
) Lake Success 20, (A. A.) (
'Dün Eıdeşmiş Milletler İktisadî] [ve Sosyal konseyi, Avrupanınl •kalkınmasında Almanyanın iş ■) [gal ceği mevkii tedkik etmişi •tir. Konsey ayni zamanda, dünya) [iktisadi meseleleri ile ilgili b’fj raporu da incelemiştir. i
TRANSANIN ALMANYA 1 KARŞISINDAKİ SÎYASETt | ; Londra 20 (A. A.) — Times! gazetesinin Paris muhabiri bu -j gün. bu gazetede yayınlanan bir, yazısında Fransanın Almanya j karşısındaki siyasetinin esaslı, noktalarını izah etmekte ve Fran ( samn batı Almanya için federal, bir nal çaresi bulurımasüe Rhu run nezaret masını arzu tedir.
Muhabir,
evvelki Ingiliz - Fransız münase-? betleri arasında bir mukayese! yapma’/tadır. Bugünkü İngiliz -r ^Fransız münasebetleri 1914-1918» [harbinden sonraki İngiliz - Fran) isiz münasebetlerini mukayese e- S [den yazar şunları kaydetmekte -( ıdir: i
' Kurt'il jştanberi her iki mem-f
[lekotin karşılıklı durumu sarsıl-> 'maz bir işbirliği arzusu göster -> ı mektedir. Bu durum, iki memle-1 ketin d Almanyanm her hangi? ' bir teo'-üzüno karşı birbirlerine [teminet verdiği Dünkerk andlaş-> basile nıtlsbet şeklini almıştırA [Daha er.k bir şekilde belirtmek) icoh ej. rse Frans’zlar, tngilizler\ [v( în(-1 ’ reye aid şeyltr için bit-) Ijpot . ıvnez bir iyi niyet gös -> [term kl lirler. Bu husus hiç bir) [turistin gözünden kaçmamakta -S ıdır. 1913 senesinde Lord Gürzon) [ile M. Fııankare arasındaki gö-> Irilş teatilerinde göze çarpan so-( [ğukluğs mukabil bugün M. Be -> ivin ve Bidault arasında dostane? rmünasebttler mevcud bulunmak-! İtadır. 25 sene evvel genel kanaat? fFransar.m yaşayabilmek için mlltS (tefikler tarafından sarfedikne ) gayretlerle mukayese edilemlve-S |Cek mabette bir gayret saıfetmi.şC )ve fedakârlıklarda bulunmuş ol S Cduğu merkezinde Üten bugün,? İFransar.m kurtuluşundan IngilteS trenin iştirak hissesi Ingiliz havaî {kuvvetlerinin sarfettiklerl gayret? [ler ve belki de hepsinin üstün-? |de olarak M. Çörçll tarafından* [söylenen harb nutukları ve Franl [sızların büyük bir şef olarak adi [dettikleri M. Çörçilin otoritesi 1-5 »çin FTanaada büyük bir minnet-( [tarlık duyulmaktadır. >
l Times gazetesinin Paris muhal [biri yazısına şöyle aon vermekte» [dir: (
I Lopdra ile Puris arasındaki iş5 (birliğinin daha düzgün bir halef Igc-lmeal ve Dünkerk andlaşmasil /le bavlıyan devrenin 16 lar konfoj Jransmdan geçmek suretlle biri • Batı Avrupa birliğinin nihayet i göz Önünde bulundurulabileceği; Ibir dönüm noktası teşkil etmesi] ' şaşılacak bir şey olmaz.
İngiliz ordusujıda yapılacak terhisler
Londıl 20, (E. B. C:) — Bugün KÜ gazetderln hemen hepsi, hükümetin, tallll Skvunma kuvvetleri hakkında neşrettiği beyaz kltabdan hfidıu* e t meçtedirler. Bağımsız Times gazel* sİ, gelecek ec-ne orduya alına c k 220 «İn kişinin belki de sanayi 1 Jetinde jalıçacak kimseler olaca * ğ.nı yuznaktadıa
Rusyanın Avrupa hakkındaki tasavvurları amerikanın inziva siyasetini bertaraf etmiştir
jSanfralsisko 20, (A. A.) (Brita-nova) — Rusyanın Avrupa hakkın, daki tasavvurları Amerikanın ana* novl İnziva slya^otini fiilen bertaraf etmiş bulunmaktadır.
Bir çok kimseler Rusyayı veya onlann dili ile Kızıllan memleket i çindekl bütün endişelerin müsebbibi addetmekte ve Amerika da bugün Sovyetlere karşı duyulan kalbden gelen kini açığa vurmaktadırlar.
Ruslar tarafından girişilecek bir istilâ korkusu, askerî olmaktan zL yade psikolojik bir vakadır.
Pek az kimse, yakın bir istikbalde Amerikaya atom bombalan atıla cağına likenin meraiş vücude
dişe ile patlak vereceği tahmin edil mektedir.
Bununla beraber Amerikalıların ekserisi yaşama hürriyetlerinin Rus lar tarafından şu veya bu şekilde tehdid edildiğine ve bütün diğer memleketlerdeki Amerikan menfa -atlerinin baltalanmakta bulunduğuna inanmaktadırlar.
inanmaktadır. En büyük teh henüz tam olarak tesbit edil bulunan Avrupa sınırlarında gelebilecek en basit bir nâ-
Tr uman propaganda seyahatine başladı
Amerikan demokratlan, Vallace’in üçüncü partisi karşısında endişe duymakta imişler
Vaşington 20, (A. A.) — Eaşkan Trum&n. yeniden Cumhurbaşkanlığı na seçilmesi için seçim mücadelesi ne dün akşam başlamıştır. M. Tru -man, "Demokrat partinin yapıcı ve ilerleyici bir liberalizmi temsil ettiğini ve cumhuriyetçilerin, bir rilm-* renin menraatinl kitlenin zararmda ariyan mUrtec'.ler olduklarını söyle miştir.
Cumhurbaşkanlığı seçimi kasım, ayında yapılacaktır.
AMERÎKAN DEMOKRATLARININ ENDÎŞESİ
Londra 20, (A. A.) — B: B: C: nin Vaşington muhabirinin bildirdi, ğıne göre Amerikan demokratları M. (Vallace'in üçüncü partisi* karşı sında bazı endişeler duymaktadırlar
Kaliforniyada M. Wallace’ın adı nı seçim listesine koymak için hazırlanan bir muhtıraya yarım mil -yona yakın kimse imzasını atmış -tır.
Muhabirin belirttiğine göre bu husus M. Wallace'ın muhtemelen Kaliforniya eyaletindeki oyların ele mokratlar tarafından kaybedilme -si için yeter derecede oy kazanması m sağlıyacağı mânasına .gelmekte» dir. Demokratlar Nevyork eyaletini de kaybettikleri takdirde M. Tru -manın yeniden Beyaz Saraya yerle şebilmesi için diğer bütün eyaletler deki oyları kazanmaları gerekmek -I tedir. Demokratlar görüş ayrılıklarına bir son vermedikleri takdirde
(7
|Gününenteresan haberleri)
değişmektedir. Bu, harbin Avrupa da nihayete erlşindenbcrl komite tarafından tesbit olunan en yüksek sigorta nlsbetlndedir. (A,A,) Mayerling faciası kahramanlarından biri 65 yaşında Viyana: — 1889 senesinde Mayerling aşk faciasında büyük bir rol oynamış olan Avusturya-— Macaristan Veliahdı Prens Ru-dolphhun kızı Prenses Ellsabcth. Wlndlschgraetz, zevci Prens Otto Wlndlsclıgraetzten boşanma binde bulunmuş ve Prensesin ğı boşanma kararı, kocasının da bulunmaması yüzünden kümsüz kalmiştL
Bu defa Prens Otto Von Wlıı-dlschgraetzln İsvıçrede Locarno da bulunduğu anlaşıldığından Prenses , bu boşanma kararının yrürlüğe girmesini istemiştir.
Halen 65 yaşında bulunan Pren ses Ellsabeth, eski Avusturya—Ma carlstan İmparatoru Françoîs Jo-sephln torunudur. (A A.)
Beynelmilel otomobil sergisi Londra: — Brükselde açılçın milletlerarası otomobil sergisi 17 Ingiliz firması modellerini teşlılr edeceklerdir.
Almanyayı gezen Mısır gazetecileri Londra — İngiliz hükümetinin misafiri olarak Almanyayı gezmiş olan 7 Mısırlı gazeteci buraya dönmüşlerdir. (APJ
Laboratuarda ölenler ■
+ Princeton: (New—Jerşey) — Üniversite kimya lâburatuann da içinde İdrojen sülflt gazı bulunan tanklardan birisinin sızıntısı yüzünden dün gece İki kişi ölmüş tlir. (A.A.)
Şimal kutbunda talim uçuşları
* Relkjavlk: (İzlanda) — Şimal Kutbunda 8 800 kilometrelik bir ta lim uçuşu yapan İngiliz hava kuv vetlerlne mensub 7 bomt* uçağı, dün akşam Cebelüttarıktan gelerek buraya İnmiştir.
(A.A.)
Üremende havaya uçurulan tesisler
^•Bremen: — Bir Rus tahrib e kLblfc tazminat karşılığı olub da Sovyet Rusyaya nakline İmkân bu lunmıyan tesisleri havaya uçurma ğa başlamıştır. Bu tesisler Bre-mende meşhur Werpr deniz İnşaat tezgâhlarına ald bulunmaktadır.
(A^,)
YUNANİSTAN VE AMERtKA Londra 20 (A. A.) — Anadolu A jansının özel muhabiri bildiriyor:
Amerika Dışişleri Bakanlığı Orta Doğu dairesi müdürü Henderso -nun yunanistan durumu hakkında verdiği demeç Londra mahfillerinde ehemmiyetle karşılanmıştır. Bu de meç Amerikanın Yunanistan duru -nıuna ne derece büyük ehemmiyet verdiğinin yeni bir delili olarak gösterilmektedir. Bilhassa Yunanista • nın siyasi istiklâlinin ve arazı bütün lüğünün ihlâline Amcrilcanin bigâne kalamıyacağı hakkındaki sözleri ü zerinde durulmakta ve beynelmilel komünizmin Yunanistanı kendi nü. fuzu İçine almasını Vaşingtonun ne pahasına olursa olsun önliyeceğlne azmetmiş bulunduğunun bir delil ad dedilmektedir. ’
Buradaki yorumculara nazaran, Henderson, Yunanistana karşı yapı lacak açık bir taarruzun veyahut Markos hükümetine yardımın arttırılmasının tevlid edeceği vşhim neti çelere Rusjfa ve peylderinin nazan dikkatini celbetmiş ve Amerikanın mukabelesinin ona göre olacağını bildirmiştir.
seçimi cumhuriyetçilerin kazanacağı gittikçe bâriz bir hal almaktadır.
TRUMANIN ÇÎNB YARDIM TEKLİFİ
Vaşington 20, (A. A_) Usis: — Amerika Dışişleri Bakanı Marshall ınrnrıuşjbiuuı>"mwngr Komi-
tesine, başkan Trumanın kongreye teklif ettiği Çine 570 milyon dolarlık yardım yapılması programı hak kında izahatta bulunacakta'.
Marshall, bundan sonra, kongre Uyelerile gizli bir celsede program hakkında tartışmalar yapacaktır.
Dış münasebetler komitesine Çi ne yapılacak yardım için ne zaman müracaat edileceği henüz tesbit e -dilmiş değildir.
Mümessiller meclisi komitesi* 2 martta yardım plânının kanun tasa nsını hazırlamaya bavlıyacak ve ta sarıya Avrupar.m kalkınması pro -gramı çerçevesi içinde j'apılacak yardım da dahil olacaktır.
îmam Y ahyanın halefi
Londra: 20 (A.A) - Seyd İbnl Ab med Elvezir, bütün Arab memleket leri hükümdarlarına birer telgraf göndererek İmam Yahyanm »yeri ne geçtiğini bildirmiştir •
Seyd İbnl Ahmed Elvezir 00 yaşın dadır. Kendisinin Âli Meclis v« memleketin nüfuzlu şahsiyetleri ta rafından seçildiği tahmin edilmek-tedir.
Amerikan petrol müstahzarları ihracatı
* Vaşlngton: — Amerikan Tica ret Bakanlığı Meksika körfçjl ve Pasifik limanlarından yapılan pet rol müstahzarları İhracatı üzerin de Ambargonun kaldırıldığım bil dirmlştir. (AA.)
Kadyoların istikbaldeki inkişafı
Nevyork: — Büyük Amerikan radyo merkezlerinden birinin bdşkanı, önümüzdeki 25 sene zarfında radyo cihazlarında elde edl lecek inkişaflar hakkında tahmin lerde bulunmuştur.
Bu tahminlere göre, 1970 senesinde herkesin cebinde saat büyük lüğünde alıcı bir ahize, yelek cebinde de, karma meselâ yemeğe gelmlyeceğlnl haber verebileceği küçük bir verici makine bulunabl lecektlr. (A.A.)
llarb rizikolarına zam Londra: — Lloyds'un harb Rizikoları komitesi dün harb, cid di karışıklık ve dahilî kargaşalık rizikoları ücretlerinde büyük bir arttırma yapmağa karar vermiştir. Bu artırma yüzde 17 şlllng 6 prens İlâ üç înglllz lirası arasında
Namussuzlar...
(Başmakaleden devamı rak ve devletin yapacağı para a-
yarlamnsını el altından htianui' ederek bilâhare ferih ve fahnr İ» vlçreye Istirahate gidenlere kart, bile biz böyle tâblrlor kullanılma sına tarafdar olmadık ve değiliz Hattâ alelâde bir cürüm işliye rek bir hırsızlık veya katlldcı maznun olan bir müttehem veyı caniye karşı bile bu kelimeler har canmamaktadır.
Bu itibarla Demokrasiye heves Ienir gibi olduğumuz bu devirdi ve beuüz bu işin başlangıcında i-ken lâkırdılarımızı da paramız gib ayarlamamız çok yerinde olur. Demokrasi bir mahalle karı m kavgası uslûb ve edasına düşmemelidir. Eskiden bir Türk meseli vardı ki, kem akçe kem söz muhayyerdir, sahibine iade olunur, derdi. Böyle-ce galiz tâbirler otomatik olarak sahihlerine avdet etmek lâzım gelir.
Kaldı ki bu gibi ağır konuşmalar ilgililerin işi tâ adalet huzuruna kadar götürmelerini ıhucib o-labilir. Vo o zaman şinıdl yürürlükte olan kanunlarımızın ağır hükümlerine nazaran cezaî bir takım müeyyidelerde tatbik olunabilir. Ajnma bizce cezaî mürakabe-den daha mühim olan cihet bir münakaşa adabının teessüs etmesine çalışmaktır. Bir eski Adalet Bakanı, bir profesör, bir milletvekili beğenmediği bir rakilı ve hattâ hasmıııdan bahsederken hiç bir zaman alçak, namussuz gibi kelimeleri ağzına almamalıdır.
Çeyrek asır her hangi bir ınev-kidekine karşı ubudiyet ve mutavaatla ağız açamadıktan sonra, diller çözülünce, birdenbire surların kenarındaki bazı mahalleler halkının konuşma tarzını taklide yeltenmek hürriyet ve serbestinin en şaşmaz ölçüsü sayılamaz. Bir politika adamının sözlerinin kuvveti sövme kudretinde değil, mantık ve muhakemesinin insicamm-dadır.
Yeni bir hayat âlemine giderken iyi itiyadlar edinelim kî hem nezih bir camia manzaralı gösterelim hem de gençlerimize iyi örnek olalım. Yoksa gençler de biz-lere lâyık olmıya çalışırlar ve Türk dili ve kalemi, gerçekten çığırından çıkar.
A. Cemaleddin Saraçoğlu
Mısırdı tçvkif edilen komünistler
Kahire: 20 (AA) — Mısır polisi Komünistler hakkında yapmakta olduğu araştırmalar meyanu^da o-larak bugün Kahir ede 200 den faz la evde araştırmalarda bulunmuş, tur.
Polisin bu hareketi Mısır hükû« metinin yarın için İşçiler ve taleb, ler tarafından yapılması kararlaş, tırılmış olan grev ve nümayişleri meneden emrinden sonra yapılmış tır
Rusyada evlenme kanunu değişiyor Moskova: 20 (AA.) — Yüksek
Sovyet şûrası Kavamn komisyonu, halen yürürlükte bulunan evlenme ve aile ahkâmına alt statüyü ta* dil eden yeni kararnameler tanzimine karar vermiştir.
Kudüs hapishanesinden kaçan mahkûmlar
Kudüs: 20 (A.A.) — Bugün Ku düs merkez hapishanesinden 12 mahbus kaçmıştır. Bu mahpusların Yahudi veya Arab oldukları henüz bilinmemektedir, polis Arabaları
tale aldı orta hü-

Bloke edilmiş sterlin diye bir vaziyet yok | Maliye Bakanının bu husustaki izahatı I
Ankara 20. (hususî) — Bazı gazetelerde bloke sterlinler için tngi -Uz hükûmetlle bir anlaşmaya varıldığı yazılmıştır. Bu hususu kendisine sorduğumuz Maliye Bakanı Ha-lid Nazml Keşmir, evvelâ bloke edil miş sterlinler diye bir vaziyetin mev cud olmadığını kaydettikten sonra, meselenin sterlinlerin İthalât ve Ih racatta daha geniş bir mikyasta kul lanılmakta olduğunu söylemiş vo ha zine umum müdürü Said Naclnin Londrada yaptığı temaslar dolayısi le demiştir ki:
Dı? memleketlere uıık seferlerinin yeni lanfesi ----------------O- fl-
i Ankara 20, (hususi) — Dış meni ieketlere sefer yapan uçakların gün leri değiştirilmiştir, tstanbuldan doğ rudan doğruya Nevyorka çarşamba perşembe, pazar günleri, Rio de Ja neyroya salı günleri, çarşamba günü Brüksele, pazartesi »perşembe cuma günleri Londraya, cuma günü Marsilya ve Parise, pazartesi perşembe günleri Karaşi ve Kalkütaya uçak postalan gidecektir,
Garıb bîr hâ I ve ö ü~n
Ankara 20, (hususî) — Dün Sol-fasol köyünde bir kişinin ölümü ile sona eren bir hâdise olmuştur. Ha -ber aldığımıza göre deli tlyas adile tanılan 40 yaşlarındaki fakir bir şa zhıs gece yatmak için köylülerden bi rinin samanlığına girmiş fakat tah min edildiğine göre södürmeden yere attığı bir sigaradan samanların yanmaslle çıkan dumandan bogula rak ölmüştür. Samanlığın sahibi sa manlığını açtığı zaman Uyası ve bir danasını boğulmuş olarak bulmuş tur.
Koy sağ’ığını temin I ususu da kararlar
Ankara 20, (hususî) — Millî Sağ lık plânının esaslarından olah koruyucu hekimlik bakımından, köy sağ lını temin için Sağlık Bakanlığınca ~ göre köylerbnîzin* daha sık bir sıh hî mürakabeye tâbi tutulabilmesi i-çın bundan böyle Bakanlığa bağlı il lerdeki sıtma, frengi trahom savaşı gibi kurullardaki tabib ve sağlık memurları bulundukları mahallerde ve yalnız kendi sahaları dahilinde değil mahallî sağlık ve sosyal yardım müdürlükleri ile birlikte iş birliği yapacaklardır.
Ceviz stok’arı
Ankara 20, (hususî) — Kabuklu ceviz stoklan hakkında izhar edilen bazı endişeler ilgili makamlarca İncelenmektedir, Bu mahsulümüzün en büyük alıcısı olan Mısırın sterlin blokundan ayrılması filhakika piyasaya tesir etmiştir. Bununla bera -ber takasla ceviz İhracı mümkündür Geçen mevsim aralık ayı sonuna ka dar 147 ton iç ceviz 39 ton da kabuklu ceviz ihraç edilmiştir.
ve zırhlı otomobiller hapishaneyi çevirdikleri sırada seyrüsefer durmuştur.
İıgun dün İki İngiliz subayı üze rlne ateç açılmasından sorumlu bu lunduğunu kabul etmiştir.
ikinci olarak 13 model teşhir e- 1 decek olan Amerika gelmekte ü- i çüncülüğü 11 marka ile Iransa al i maktadır. L
Fıansada frankın kıymetinin dü J şüşünüıı, sergide Fransız malları 7 nın sürümünü temin edeceği düşü » nülmektedlr. Fakat Ingilterede de 1 otomobil fiyatlarında tenzilât ya \ Bilmiştir. i
Muhabirler, Ingiliz fabrikatörle L lirin çıkardıkları otomobillerin ka j l.telcrinin iyi oluşu değil, ayni za- / manda siparişleri hemen teslim J gibi avantajları olduğuna, buna J mukabil meselâ Amerikan flrmala | rınm siparişlerine getirmek İçin i bir senelik bir zamana İhtiyaçları ( bulunduğuna İşaret etmektedirler. 4 (A.A.) j Siberyada soğukluk sıfırın Z altında 40! |
★ Moskova: — Slblryadan gelen » soğuk dalgası, Rusyanın Avrupa J kısmına geçmiş ve hattâ Kırım böl « geslne yayılmıştır. Sinferopolda l ısı nakıs 16 ve Sivastopolda nakıs £ 8 dlr. Onıskta nakıs 21, Moskova ? da nakıs 17. Mlnskte nakıs 16 ve / Leııingradda nakıs 14 tür. J
Bununla beraber Siberyada ha- J va yumuşamağa başlamış gibidir. I Son günlerde nakıs 46. 40 ve 38 i derecesine mukabil dün Yako-ıtsh 4 da ısı derecesi nakıs 26 olmuş--? tur. (A.A ) ?
— Bu temaslar daha ziyade iptidaî ve İhzari mahiyette teatll ef -kârdan ibarettir. Binaenaleyh her hangi bir anlaşma yapılması esasen bahis mevzuu değildi. Bu ilk ternas lar İngilizlerle aramızda resmî görüşmelere müncer olabilir.
Öğrendiğimize göre yeni ticaret ve tediye anlaşması için müzakerelerin Ankarada yapılacağından, hazine umura müdürünün Londra dönüşünde varılan anlaşmaya imza deceğine dair haberler asılsızdır.
e
Türk - İngiliz ticarî görüşmeleri
Ankara 20, (hususî) — Müddeti sona eren Türkiye İngiltere ticaret ve tediye anlaşmasının taraflarca feshedilmediği için uzatıldığı malûm dur. Mevcud anlaşmanın bir çok nok talarda iki memleket ticaret ve tedi ye şartlarını istenildiği kadar tat -min edemediğ’inin de bu anlaşmanın bugünkü şartlara uydurulması i çin Ankarada başlayıp halen Lon -drada devam etmekte olan ihzari ça lışmalar şimdi daha sarih bir şekil almıştır. Sterlinlerimizin daha ge -niş bir sahada kullanılması ve kolay lıkla istimali için nisan aymc& An-karada Tüık Ingiliz heyetleri arasında müzakerelere başlanması ka bul edilmiştir.
Sırrı Pellioğlumın bir mektubu
-----o----
• (Başlara fi ı ine ta c,
ken Yeni Sabahın nazik ve değerli yazıcısının alâkalı suallerine maruz kalışını beni cidden müte-heyyiç etrhişti.
Sekiz sene ceza evine gidip gelmekten artık takati kesilerek bir kaç gün evvel vefat eden refikamın acısı ile büsbütün müşevveş bir hale gelen düşüncelerim arasın dan çıkarıp verebildiğim maiiıma-
"tiVa^ehıVeSTgım?liftten drrcohman| ™
• l
mah res-
sene
mülakatı okuyarak anladım.
Âmine efkârının hakem olmasına yanyacak. esaslı noktaların i-zahı.ıa lüzum gördüm. Mülakata ilâveten neşrini hürmetle rica ederim.
1 — Polis idaresince tevkifimi müteakib Istanbulda yapılan tahkikat evrakını müddeiumumiye sevkettirmiyerek Ankaraya celb ve istediği şekle ifrağ ettirdikten sonra Dahiliye Vekili evrakın, hiç bir kanunî salâhiyeti olmaksızın bütün siyasi cürümlerin mevcudiyetine bahisle tecziyem lâzım geldiği hakkında askerî, ve adlî kemelere, mercileri vasıtasile men tebligat yapmış olduğu,
2 — Askerî mahkemenin 9
4 ay ceza verebilmesi için suç konusu yaptığı mektublarm, adliye ikinci ağır ceza mahkemesinin, vasfı kanunîleri, Temyiz mahkeme sinin 11 Mart 942 tarihli kararile izah edilmiş bulunan ve medlullerinin de bu karara göre hükümetin dahilî, haricî sijrasetini ve mebus seçim tarzının tenkidine mütedair oldukları bildirilen mektub-lardan ibaret oldukları hakkında 22 Teşrini evvel 943 tarihli bir ka ran bulunduğu,
3 — Yine askerî mahkemenin lûikînünce konu yaptığı bıı mek-tubların, 'mes’elenin, vazife ve salâhiyetleri hasebile müddeisi olma lan lâzım gelen Erkânı Harbiye reisile bütün kumandanların, tıpkı adliye temyiz mahkemesinin tavsifatı gibi, mlindericat ve medlulleri ve gaye itibarile hükümetin dahili ve haricî siyasetini tenkide mütedair oldukları hakkında resmî yazıları bulunduğu,
4 — 9 sene 4 ay mahkûmiyet ka rarım veren askerî mahkemenin bile, benim hükümet ve rejim a-leyhinde değil lehinde bulunduğum ve bu sebeble teşkilâtı esasiye kanununun tetkikini, matbuat hürriyetini ve hürriyeti istediğimi 24 Temmuz 940 tarihli hüküm fık rasında bütün açıklığı ile yazmış bulunması,
5 — Dahiliye Vekili 'Öztrakın hattâ teşkilâtı esasiye kanununu tefsir ettirerek polise yazdırdığı 8 Nisan 940 tarihli varaka medlû-lünün. temyiz mahkemesinin bozma kararına göre tamamen müzev
ver olduğu anlaşılması üzerine ağır ceza ve asliye ceza mahkemelerince Cumhurreisl hakkında zeband-razlıkta bolunmuş hükümeti, Meclisi, tenkid etmiş olmak suçlarından tamamen tebrie edilmiş olduğum,
6 Anadoluda millî hâkimiyete miistenid bir hükümetin kuruluşunu ve faaliyet tarzını temin ve irae eden programın benim tarafımdan tanzim edildiğini ve Kuva-
idareci
== ^özi’e
aktüalîteler
Belediye hastahaneleri
- 2 -
v
'kılma ve yakılma mevzuun* Kelinoet
Belodlye, hissettiği baskı ü» zerine, elindeki yeni ve modern kaloriferli, asansörlü ve kârgir binaları üniversiteye devrettikten sonra, kendisi tahta barakalara çekilmiştir.
Yanma ve yıkılma tehlikesine maruz kaldığı anlaşılan bu kısım da yıkıldıktan sonra belediyeye aid Haseki hastahanosi heyûlSsımlan sağlık müdü rünün resmen beyanı veçhilo, ancak t-darenin, eozahanenin ve yemekhane v* hademelerin barınabileceği üç tahta baraka kahnıçtır.
O suretle kî, Bugün dahiliye kısmının bir tarafında ve çocuk kovuşunun üstünde veremli hastalar yatmakta, ve verem mikrobunun küçük yaşta a-lınmasına göre bu acıklı vaziyet böy lecc devam etmektedir.
Diğer taraftan göz hastaları kısmen dahiliye kısmen hariciye kovuşlarına serpilmiş, cild hastası yatırılacak tok bir yatak yok, sinir hastalan rutubetli zemin katının bir tek odasında ancak beş attı yatak içinde krizlerini geçirmekledirler.
. Kulak yok. Göz için karanlık od, yok. Göz mütehassısı heyecan ve but» ran içinde bahçelerde dolaşmakladır.
Bu barakaların yerine yeniden çocuk paviyonu inşa erimektedir. Takat bu da iki senedenberı hâlâ taın?m lanamadı.
Talihin cilvesi burada da kendini göstermekte, gelen hasta, ya en modern kısma ve yahud da talihi yaoer değilse belediy-m n barakasına yatar cakîır.
Teşkilâtın ıslahına gelince:
1) Başhekimlere lüzum yoktur. 3un ları, müracaat memurluğu ve levazım memurluğu vaziyetinden çıkarmak ve ancak mütehassıs oldukları şubelerin işlerile uğraştırmaktır. Ve yahud ihtisas ile uğraŞmaian yain»z baştabana müdürlüğü vazifesini gördürmektir, dir.
2) Mütehassıslardan mürefckcb (•»’,-re komisyonu kararı ile hastalan* ,ı i^are etmektir.
bulunacağı, bülün hastahzneler ak. ı ve satım komisyonu tarafından tek elden yapılınas nı temin etmektir.
4) Vekâlet ve belediye sıhhat müdürlerinin vazifeleri tedahül etmekti olmasına ve bınnetlce idarede teşevvüşe mahal verildiğine göre, bu cihetin telifini yapmaktır.
5) Bütün memleketteki mütehassısların ve doktorların tayın, nakil ve a-zillerile meşgul olan vekâlet müdürler encümenine, ilim bakımından isabeti temin için mütehassısların da iştirâk ettirilmesi lâzımdır.
Ekser doktorlarımızın Avrupada tahsil etmiş ve müteaddit lisan bildiklerine göre.
6) Hastahane kütüphanelerinden hastahane doktorlarının serbestçe istifade ettirilmesini mümkün kılmak.
7) Hastahane parasının bütün şube ler arasında mütesaviyen taksimi.
8) Hastahaneierdo tabelâ ve rejim sisteminin Avrupada olduğu gibi tat bik edilmesi.

gösteriyor ki, dâva, yakılacak, yıkılacak
Bu izahat da belediyede değil bolediye hastahaneleri değil.
Buralar hakkında menfi tenkidler yürütüleceğine, müsbet ve yapıcı tek* lif lor öne sürülse, ıslah çareleri düşünülse ve tatbiki için hüsnüniyetle sa-lâhiyettar makamların dikkat nazarı celbedilse memleket için daha hayırlı olacaktır.
Tcnkidciler düşündüklerini icra makamına gelinceye kadar bir sır gibi mi muhafaza etmelidirler.
İDARECİ
I
yi Milliye ruhu ismindeki kitabın 48 inci sayfasında yazıldığı gibi inkılâb zihniyetinin ilk zaferini kazanmış olduğumu ve bununla iftihar ettiğimi.
7—Meclisin muvacehesine elimde suçumun mahiyetini gösteren temyiz mahkemesinin umumî heyetin den çıkmış bir kararı ve Erkânı Harbiye reisile kumandanların mesuliyet ve salâhiyetleri resmen yaz dıkları yazılarını tutarak çıkarken bizzat kendi şahsıma iftira ve is-nadatta bulunarak bir suçlu gibi mütezellilâne vaziyet ile af talebinde bulunamayacağımı yalnız bu vesaik karşısında Meclisin Iiîk muti vücudu neyi icabet t iriyorsa onun icrasını istediğimi ve say t temyiz kararının mefhumu vc kumandanların görüşleri Dahiliye Vekili Öztrakm polise yaptırdığı tefsir mefhumu kendi telâkkilerine uygun gözükür vc beni mücrim addederlerse, kendilerine yolladığım yazılarımda açıkladığım gibi Meclisin aziz milletimize ınuzaf (>• larak verecekleri karan mutl ıb bir hürnvt ve teslimiyetle karş.h yacağımı.
Sırrı BeHioğlv
peni rarah
Mahallenin Belâlısı
istaobu
leledıye
Yazan : Muzaffer Kayar
/
1






/


tır
l




TM?
M




M

lıeyet adımıza.
tenısllen
Çocuğun ailenin
terbiyesinde, ve mektebin
yetişmesinde
büyük rolü
I
I
Yazan:
Feyzi Bozteps
r------YAZAN: —------
| Osman Kemal Görener |

hareket. edi •
kaniim. O xadar kİ gazetelerde »Istan-var mı sualine bi-
blzlm de onların bazı şehirleri gibi tesislerimiz olduğunu göstermek he vesi var. Fakat zannediyor muyuz sabancılar yalnız oralarını görüp şehrin diğer taraflarını görmiye-cekler? Ve esasen yabancılar için değil de evvelâ kendimiz için ne vakit iş yapmağa başlıyacuğız. Ver gide, harb fedakârlıklarında vazi-* fe alan asıl bizim halkımız bilinci derecede neden gelmesin. Evet, Av rupanm büyük şehirlerinde birçok muazzam eserler var. Fakat o eserler asırlarca sürmüş koca servetlerin yarattığı şevlerdir. Bizim gibi asırlarca - iktisadiyat bahsinde âciz İdarelerin kurbanı olmuş - fakir memleketlerin yapacağı şeyler değildir onlar.
Turizm yaratmak memleketin her tarafında - akıllıca bir iktisadi siyaıerin senelerce vücuda getireceği refah ve 1 • ıhat yerleri ya ratmakla olur. Yossa Avrupalı ve Amcı'1 kuhnın bizim yazlık tiyatro-
yu. ve kışlık salonu görmek içhı İh-tiynrı zahmet edeceğini farzetmek biraz satderunilık olmaz mı?
Zaten yaptığımız şeylerin bir do kıymetini bilsek ve fikir taklb ilo İdame etsek ylno yanmazdım.
Bir zamanlaı müterakki Avrupa şehirlerinde
var diye Köprünün üzerine ge» çid yeri olsun diye çivile! çaktık. Buyurun gidip görebilirsiniz. Uç günlük yasaktan sonra belediye hu çivili geçldlcrl nasıl ihmal etmiş. Büyük ümidlerle ve mil. yonlar sarfile vücuda getirdiğimiz şeylerin de tamiratı mütemadi fikri tizde olmadığı için - bir kaç sene eonra ne olacağını görürüz.
isterseniz şimdiye kadar yapılan israflara yine bore para bularak mevcudun yanma bir Eyfel kulesi veya bir Empire Bullding de koyabl lirsiniz. Netice yine değişmez.
Bence zihniyetini baştan başa de ğlştlrmlyen bir belediyeye hükümeti merkeziyenln - ayni yolda devam edebilmesi için - yardım etmesi ve bilhassa halkın iptidai ihtiyaçları karşılanmadan yapılacak tezyinat için halkın omuzuna yüklenecek İstikrazları tasvlb eylemesi doğru değildir.
Serterin En Miihim
Ö. K Görener
Zihniyetini baştanbaşa değiştirmiyen bir Belediyeye hükümeti erkeziyenin yardım etmesi ve bilhassa halkın ibtıdaî ihtiyaçları karşılanmadan yapılacak tezyinat için istikrazları tasvib eylemesi doğru değildir...
B STANBUL Belediyesinin büd- larjn mali yükü şimdiki ve gelecek Ice açığı dolayısllo müşkül nesillere yüklenerek âdeta israflar-blr vaziyette kalarak yardım ’ da ısrar olunuyor.
İstemek maksadlle Anknraya bir Belki bu düşüncede biraz şclırl-heyet gönderdiğini gazetelerde oku nılzl yabrııcılara beğendirmek ve duk. İstanbul belediyesi ve gönderilen bizim
yâni şehir halkını yor. Şehrin İşleri de bizim ’slmiz tabii. Fakat bu milyonluk şehirde • İstanbul Belediye büdceslnln etrafına konmuş kitle dışında - acaba kaç kişi, bu heyetin muvaffak olarak gelmesini temenni etmiş ve hükümetten bulabileceği muvakkat Dlr yardımla bir müddet daha ida-rel maslahat etmesi ümidini izhar etmiştir? Halkın kaçta kaçı bu durumla ilgilenmiş ve heyetin teşebbüsü İçin hayır dua etmiştir
Bunu bilmiyorum fakat ben keıı-11 hesabıma böyle bir temenniye ıerhalde lştirâk etmiyorum. Çünkü belediyemizin gidişim ve iş başarma usullerini hiç beğenmiyorum.
Zaten bütün vaziyetler halkın gö iü önünde olduğu için şöyle bir 4ıakiki referandum yapılması kabil olsa şehir sâkinlerinin bayuk bir ekseriyetinin de belediye işlerini be-ğenmiyeceğine birçok kereler bulda Belediye le rastlarsınız.
Evet, büyükçe bir memur kitlesi belediye memuruyuz diye ortada duruyor. Bunlar şehirden alınan vergilerin yüzde seksenini maaş diye alıyorlar, hattâ bazıian. bu' belediye hizmetindeki eskiliklerine istinaden kendilerini .Belediyeci; yâ nl bir nevi mütehassis settunde de gösteriyorlar.
Fakat bir defa etrafımıza bakarsak ne görürüz? Henua Aiüuınmla-nn teveiyelerl bile yapılmamış ve karanlık sokaklar her türlü sıhhi kaideler hilâfında alarak hâlâ lâğımları dışarıya akan yerler, u-mumi helâ ııamma »peK fiE tesisatı bulunan birçok verlerâe pis, çamur lu sokaklar, kontrol .edıimiven ve halka her türlü mahlut yiyecekleri satan esnaf, seyrüseferi lav-klle temin olunamıyan caddeler, maaşa hasrolunan paralarden dolnvı kadroları şehir ihtiyacına kilavet et-mlyen itfaiyeler ve nihayet de bir fok ( muamele» ve kırtariyecllikle tıalkı bezdiren bir suru idare teşkilâtı vesaire. f
Memleketin en bıiyuk adamı diye tanıdığımız Ataturıriin namına izafet le yapılmış olan-koca bulvarın etrafına bir bakınız, biraz yan sokaklara giriniz, o muazzam bulvara ne kadar yakışınıyacak vaziyetler ve sefaletler görebilirsiniz.
Avrupamn harb görmüş memleketleri tayyare bombart;manlle yıkılmış şehirlerini yakında tâmlr e-dlp bitirecekler ve eski hallerine ge lecekler. Biz ise bundan otuz kırk sene evvel yanmış olan yerlerimizi bâlâ bir yoluna kovamadık. Halkın Belediye teşkilâtından aylarca uğraşarak koparabildikleri .nşaat mü saadelerile ve kendi himmeiile yap tırmış olduğu yerleri ok gidip görünüz
Meselâ Fatihte Fevzip.-.şa caddesinin iki tarafındaki soanklara bir göz gezdiriniz, güzel güzel evler, a-partmar.taı vapılmış olun sokaklar da kaldırıma değil, trtviyei tiirabl yeye bile tesadüf edemezsiniz. Oralarda halk sokaklarda eski topraklardan husule gelmiş dağrıklar ve çukurlarda yürüyerek gidip geliyor.
Buna mukabil Avrupai ve müte-, rakki bir belediye olduğunu göstermek istiyen ve cebinde parası olmı yan belediyemizin şehrin başka bir kısmında muazzam ve milyonlara baliğ olan imâr ve inşaatta bulunuyor. Büyük blı- kişini bore para İle yapılan bu muazzam işler arasında hangisi İstanbulun âcil bir İh ttyacına cevab vermiyor? Biimehı ki. Bana Öyje geliyor ki aklı başında bir belediye evvelâ o şehir halkının - yâni vergileri veren ve onun namına ya^imış olan istikrazları omuzuna yüklenen - halkın en İptidaî yol, sıhhî tesisat ve sair ihtiyaçlarım temin ettikten sonra tezyinata girişir. k
Bizde öyle olmuyor. Kel başa şim çlr tarak nevinden yazlık ve kışlık tiyatro, ye kışlık spor salomı vesa-r milyonluk tesisat yapılarak bun-
İçtimaî meselesi
Dinî tedris davası nasıl halledilebilir?
Haylim ı¥ ta bitil Erbil
Bazı gazetelerin haber verdikleri ne göre Büyük Millet Meclisi dinî tedrisat komisyonu; ilk okulların son İki sınıfında din dersinin okutul masında ittifak etmiş amma, orta o kullarla liselerde bu tedrisatın yapı lıp yapılmaması meselesini henüz halledcmemJş; din adamları yetiştirecek bir müessesenin kurulmasını da Üniversitenin İhtiyarına bırak -mış, veslare...
Bu haberler doğru olsun veya ol masın, cumhuriyetimizin kuruluşun danberi hükümetin din işleri hakkın dakl fiili ve ameli vaziyetini Anayasamıza* ve demokrasi prensiplerine göre incelemek icab ediyor? Çünki bu fiili vaziyet ile Anayasa ve pren sipler arasında bir-uygunsuzluk var ve bu noktanın karanlık kalmasın -dandır ki. dinî tedrisat meselesi, bir muamma şeklini alıyor.
Anayasamıza göre Cumhuriyet hükümeti layikdlr; bu hükümeti teş kil eden unsurların ekseriyeti, müs-lüman Türklerden ibaret olduğu gibi hukukda Türklerle müsavi olan rum, ermeni, yahudi azlıkları da var, bu azlıkların kiliseleri, sina « gonlan, hususî mekteblerl, dini teş kilâtlan var; ve cumhuriyetin kuruluşundan beri kendi evkaflarının va ridatile dini ve millî müesseselerinl serbestçe idare ediyorlar. Cumhuriyet hükümetinin bunlara karşı mua melesi de lay ikille prensipine tama-mile uygundur.
Müslüman Türk tere gelince: Hef ne kadar camilerde namaz kılmak, mevlûd okutmak gibi dinî merasimde serbest iseler de dini tedrisatta beraber bir çok dinî müesseseleri or tadan kaldırıldı; ve hattâ din ve İti kad işlerinde do bir çok değişikler yapılmıştır. Hükümetin (TÜrk inkılâbı» adına yaptıklarını burada mü nakaşa etmeden şu nokta üzerinde duracağız:
Anayasamıza göre layik olan hü kûmet; no hakla müslüınaıı Türlde rin hem dinî itîkadlarına karıştı, hem İslâm cemaatinin malı olan ev kafa el kattı ? yahudl karışık
hükümetin varidat ve r*anrafını ihtİ va ediyor- Bu itibarla İslâm evkafın dan hattâ bir kuruşum*», bu büdce ye katılması, içtimai adalete uy -maz; Nitekim hültûmet rum, erme ni, yahudi evkafındı bir parasını zorla alıp devlet büdeesina katmamıştır. İşte bu noktada Cumhuriyet hükümetinin ( devlet» mefhumunu
vo devletçiliği nasıl anladığını münakaşaya lüzum var: *
Medeniyet tarihi gösteriyor ki, •oylan, dinî ¥• İlâhi kaynaklara ka
dar götüren eski krallar; hem dev letl, hem de milleti kendi şahsiyetle rinde temsil ederlerdi. Böyle bir an layjşa göro millet, yok, yalnız dev let var... Lâkin eski
• • •
dünyanın bu'
kendisi hükû
koyup bunu devlet btldceölne Halbuki btt/Ve; hıristiyan, azlıkların İçlîido bulunduğu bir balk kitlesinin kuıdugu
devletçilik anlayışına. Birleşik A: -merika halkı, nihayet verdi; çüniü Yeni Dünyada halkın met kurmuştur; ve işte bunun için
dlr kİ sayın Truman; «hükümet halk içindir; yoksa halk, hükümet için değil!» vecizesîni söyledi.
Demokrat hükümet, tşte böyle düşünülür; lâkin ne yazıktır kİ bizim hükümet adamlarımızı ve hattâ hukuk profesörlerimiz; eski krallık ve padişahlık zamanından arta kalmış «devlet» mefhumunu, hâlâ bir heyü lâ gibi zihinlerindo yaşatıyorlar. Dl nî tedrisat komisj’onu, bu yanlış zih /nîyeULen saynkhğt dakikada. Dini tedrisat meselesini halletmek lml(& nı hasıl olur:
— Müslüman Tütkler; rum, er. meni, yahudi gibi azlıkların sahlb bulundukları vicdan hürriyetinden niçin istifade edemesinler? — Azlıkların cemaat teşkilâtı var da Türkleririkl neden olmasın? Tarih boyunca devletler kurmuş bir millet cemaat teşkilâtı yapamaz mı? —Bu nasıl bir devletçilik zihniyetidir kİ müslüman cemaatin malı olan evka fin parasını, layik bir idareye sarfe diyor?
Eğer yobazların cemaat teşkilâtında bir irtica hareketi yapmaları ihtimali varsa -.ki bu, bir vahime -dlr,- hükümet, din işlerini kontrol etmekle bu ihtimalin önüne geço -mez mİ?
Sö2Ün kısası: Bir İslâm cemaati teşkilâtının meydana getirilmesile bütün evkafın, dinî tesisatın bu teş kiiâta verilmesi; Anayasamıza ve demokrasi prensiplerine en uygun bir çaredir. Dinî tedrisat meselesini Islâm mütefekkirleri halledebilirler Ortaçağ devletçiliği de artık tarihe karışmalıdır.
Layık hükümetlerde din işlerinin nasıl yürüdüğü haklımdaki eksik ve yanlış bilgilere bir son vermenin de tam sırasıdır; dünyanın her nokrasında her dinin kendine mahsus teş kilâtı var. Mahallî hükümetler hiç bir zaman buna karışmazlar; Din siz Rusyadaıı sonra en çok Fran*a. nır layıklık şöhreti var; lâkin bu, o kadar yanlıştır ki... Fransada tedri sat işlerine akl olarak Franâ.z Maa rlfl tarafından en son yazılmış da bizim Maarifimiz» gönderilen ve biz zat terceme ettiğimiz bir broşüre göre Fransada bugün papazların tda re ettikleri pek çok okullar ve kol-lejler vardır; sivil öğretmenler kıya fetlle ders veren papazlar, sınıfdan çıkınca papaz cübbelerini giyerler.
ENEEBİLÎR KI hemen hepimiz eski terbiyenin değiştiğini, gençliğin her bakımdan kötü yetiştiğini birbirimize yana ya kıla anlatır dururuz. Gerçi her dev ■rin gınclık hakandaki hükmü hep böyle kötümser olmuştur. Galiba ynşımız ilerledikçe çocukluğumuzu, gençliğimizi unutuyoruz gibi geliyor bana. Çocuklun, onların şeviyo »İne çıkarak veya İnerek teııkid ve terbiye etmelidir. Kaynıyan deli ka nm gün geçtikçe uyuşan kanımıza teşbihi hatâdır. İstikbalin temel taşlan olan büyüklerini çok iyi yetiştirmek lâzımdır. Terbiye aile o-cağında, ana kucağında başlar, mektebde tekemmül eder, hayata atılınca kemale gelir. Eğer bugün gençlerimiz haylaz ve bilgisiz yetişiyorlarsa - ki ben o fikirde değl-l Hm, zira bunda mübalâğa payı var-| dır, yine gaoahat binlerindir- Hangi I çocuk ana, baba veya velisi vardır kİ, çocuğunu ahlâk, ders ve hattâ sağlık durumile bihakkın İlgilidir? Soruyorum hangimiz okul idareleri le, öğretmerilerlle. Okul - Aile Bir-Uklerile alâkalıyız Sadece yeril veya yersiz1 tenkld zlhniyetlle hareket etmek vaziyeti kurtarmaz. Bu mühim dâvanın hepimizin lehinde olabilmesi için birlik ve beraberlik şarttır. Maarif onlusunun cefakâr ve vefakâr komutanları olan sayın öğretmenlerle her çocuk velisinin sıkı temas etmesi lâzımdır. Gene yavrularımızın, bu körpe milli ışkın larımızın koparılmadan kurtarılma sı ve iyi yetiştirilmesi en kudsal bir vazifedir. Çocuklarımızın ilim ve ahlâklarının düzgün ve üstün olmasını sağlamak İçin hiç vakit kaybetmeden her velinin mekteb idarelerile çandan alâkalanması 1-cat eîer.
Okul - Aile Birliklerinin tesisinin bu gene kapasitelerin hal ve Istik-ballerl bakımından ehemmiyeti büyüktür. Ancak bütün velilerin ve öğretmenleri.) kendilerini her çocu ğun velisi ve ı. irctmenl sayması ve herhangi öğrenciyi, herhangi bir yerde, vapurda trende, tramvayda alâka İle takıb etmesi vazife bilinmelidir. Hatâsı görülen öğrencileri ıslah etmek gayreti aslrgenmenıe-lldlr. Bu önemli mini dâvanın ehem miyetl küçümsenmemelidir.
Bilhassa ahlâk bozucu yabancı filmlerin çocuklar* gösterilmesi ya sak edilmelidir. Hükümetten bunun temini istenebilir. Mekteblere ahlâ ki, terblyevî filmler hazırlanmak su retlle. muayyen zamanlarda gösterilmelidir. O zaman, temenni olu nan bütün bu iyiliklerin temini kolaylaşır. Evet, eekl dini ve milli ter biyemizin üstünlüğü dillere destandır. Ektiğimizi blçeeeğlmize göre, devrin değişikliklerini de hesaba katarak, insaflı davranmamız yerinde olur. Yalruz, terbiyeden bahsederken çocuklarımız pısırık ve korkak yetiştlrilnıemelldir. Çocuklar serbest konuşmasını, bilgisini yerinde kullanmasını bilmelidir. K> saçası: Okul - Aile Blrllklorlle velilerin İşbirliği esası temin olunduğu takdirde bu mühim dâvanın kısa
Fransa d a Comnıunion s: vaftiz merasimi görmlyen bîr tek katollk ço cuğu yoktur. Layık Fransanm Sor-bonu var; lâkin onun karşısında, he men bu üniversite ayarında bir kato İlk enstitüsü duruyor. Hülâsa kato-lik kilisesi; emlâki, varidatı, teşkllâ tı İle bir hükümet mekanizması gibi çalışmaktadır. Fransada dinî hayatın canlılığını görmek için bizim ko misyon âzaları bir pazar günü; fran sız kiliselerine gitsinler; İtalya, İsviçre, Ingiltere ve bütün gaıbî Av-rupanın kiliselerine» Amerikaya git sinler; ve görsünler ki dini tedrisatı bizim gibi ihmal etmiş bir tek mede nî memleket yoktur.
Şu noktayı da kaydetmeğe lüzum görüyoruz: Islâmın uluhtyyet âkidesi; psikoloji İlmînin anlayışına göre lıcmen büffcı dfnlerlnkinden üstün dür, çünkü müslüıuanlar; gel;ilden müaerred olor» bir Allaha inanırlar, tecrid kabiliyetinin üstünlüğü ise, aklî tekâmülü? şa^ıuaz bir ö’çüâll -dür. Bu itibarla üniversitelerimizde îlâhlyat enstitüleri kurmak vazifesi de Maarife ve Üniversitelerimize dil şüyor. Fakat l’k iş olarak MÜsltl -man cemaati teşkilâtı kurulmalı, bü tün evkaf ve dinî teeteler bu ceınaa te verilmelidir: Dinî tedrisat ÎJÎ tr-lâm âlimlerinin otoritesine terk^SH melldlr, • kİ onlar bunu başarsınlar. Cumhuriyet hükümeti de istediği gi bf onlann faaliyetini kontrol etsin.
y* V v X/ V’
zamanda halli mümkün olur kana-atlndeylz.
Okul - Aile Birliklerinin ehemmiyetli hizmetlerinden biri do fakir talebelerin yiyecek, giyecek ve dera levazınuzım kısmen olsun temin etmektir. Tahsil ve İlim aşkllo kalb-leri yanan nice yavrularımız vardır kİ, aç ve açık oldukları halde, çeşidi! zorluklar İçinde mektebe devam etmektedirler. Bu yavrulardı talim vo terbiyelerine hepimiz yardım ctıncğo mecburuz. Zenginlerimizin, az çok varlıklı olanlarımızın ınalen veya bedenen Okul - Aile Birliklerine yapacakları küçücâk hizmetlerin memleket şumül değeri vardır.
•A. Feyzi Boztepa

I
Hacı Huaan efendinin baba yadigarı diye arıdan kulübesi senelerden beri bo$ dururdu. Ev buhranının de vam ettiği yıllarda bu kenar naahal ladaki kulübeye belki on kadar tallb çıkmıştı. Hattâ bir çoğu Hacı Ha-ıan efendiye hava parası dahi teklif •uuişti, fakat Hacı Haşan efendi, hava parasını haranı telâkki etliğin dan küçücük kulübesini U>ş tutmuş kiraya vermekten çekinmişti.
Geçenlerde mahalleli, bu mahud kuluboye bir kiracının taşındığını öğrenince, hayretten duna kaldı... Bacı Haşan efendi, baba yadigârı di ye kendisinin bile oturmadığı kulu . besini, nasıl olmuştu da nihayet kİ raya verebilmişti? Bu hâdise, hakikaten hayrete değerdi.
Kiracıyı bütün mahalleli merak etmeğe başlamıştı. Aksi tesadüf, ye lü kiracı da sabah erken çıkıyor, ak şam geç vakit evine dönüyor, hiç kimseye görünmüyordu: Yeni kira ek her kim olursa olsun, bu mahalle Kyi enterese etmezdi amma, bu er -ken çıkışı eve geç gelişi memnun e dicl bir hâdise olmakla beraber, nıa
olduğu halde
mendi İlle tur
ogtumuz: selâmladı Bu
e


Amerika Postası
Birleşik Amerikada Standardizasyon işleri
Bir sinema makinesile
sine uyacak »bir filmi her yahate çıkan ve makine-zaman bulabileceğini ve satın alabileceğini makul bir şekilde düşünen bir kimsenin standardizasyona bahşettiği menfaatlerden istifade ettiğini göz önünde tutmak lâzm dır. Birleşik Amerikada şimdiye kadar yapılan faydalı standardizasyonlar arasında bilhassa ampul duylan ve elektrik fişleri büyük ölçüde faydalı olmuştur. Nitekin^ New Englandde imal edilen bir e-lektrik traş makinesinin prizi Bîr leşik Amerikanın her hangi bir yerinde istimal edilen dişi prize gir-£ Amer i ta-
nın lıer hangi bir şehrinde satm alınan bir elektrik ampulü diğer bir Amerikan şehrindeki elektrik duyuna takılabilmektedir. Böylece, gerek ampuller ve gerekse duylar Amerikan olabilecek inektedir.
Birleşik ölçülerini'mürakabe eden Millî ölçüler Bürosu fizik, matematik, kimya ve mühendislik alanında e-saslı araştırmalar yapan belli bay lı bir federal hükümet şubesidir. Bir mikrometre mikyasından bir Okyanus gemisinin su kesimine ka dar Birleşik Amerikadaki bütün ticaret ölçüleri bu büro tarafından idame ettirilen millî âtandar-larla ilgilidir. Büronun platinum -iridiuın halitasından imâl edilen ve beynelmilel ölçülere uyan bir metre ve bir de kilogram ölçüsü vardır. Bunlar daimî surette büronun kasasında muhafaza edilmektedir. Ancak, arada sırada bazı âl çüleri kontrol edebilmek için ka-aadan çıkarılarak istimal edilmektedir.
Büronun laboratuvar haricinde gördüğü işler de deneme ve arattırma sahasında yaptığı işler kadar önemlidir. Ayarı i büroya bağlı bulunan Kolaylık ölçüleri Şubesi, fabrikatörlerle, tevziat merkejL-lerile ve müstehlikle işbirliği yap» ıak kullanılmakta olan lüzumsa eb’at ve ölçüleri ortadan kaldırmaktadır. Meselâ, vaktile 75 karyo la eb'adı vardı. Büro, karyola fabrikaları tevziat merkezleri ve mü» tekliklerle ve hükümet mümessillerinin hazır bulundukları bir konferansta bu eb'adları tehdit ederek en fazla taleb edilenlerin im» lini sağlamıştır. Bunun bir netice- * si olarak karyola eb'adları dörde indirilmiştir.
Birleşik Amerika istihsalât, te» ziat ve imalât işlcrile uğratanlar ve yahud da müstesna bir ..kolaylık bakımından bir Standard ibda» etmek istiyen her hangi bir hususî müessese muhakkak surette ölçüler bürosile İşbirliği yapmaktadır.
Millî ölçüler Büıosu, Standard öB çiller ihdas eden ve yahud da »-JhsalAt üzerinde teciübı-ler yapa» biricik müessesedir. Nitekim, İnin» tarafından yayınlanan bir ölçü behemehal araştnmalaıa istinaden tavsiye edilmektedir. Lâkin, endüstride de ilgili grupların mesuliyetleri altında standardlar etlen bir şube mevcuddur. Bu teşkilâta Amerikan Standard Birliği ismi verilmektedir ve bu ticaret birliklerinden, hükümet şubelerinden müteşekkil bir teşkilâttır. Bu teşkilât son 28 yıl zarfında Aw(-
di
standardında elverişli bir şekilde imâl edflk
Amerikanın Standard
rih ada günlük hayatta ve endüstride istimal edilen bir çok şeyler üzerinde Standard ihdas etmiştir.
Pek tabii olarak Standard ihdası doğrudan doğruya endüstriyi İlgilendiren bir meseledir. Zira, fab rikatör daima imal ettiği eşyanın kullanışa elverişli olduğunu telkin edecek deliller araştırmaktadır. I Böyle bir garanti temin edebilmek için de muhtelif laboratuvar araştırmalarına ve yahut da diğer dememelere lüzum göstermek sureti-fe eşyanın istimale elverişli olup i olmadığını esaslı bir şekilde tetkik eden bir büroya baş vurmak zorundadır. Meselâ New Jersev’de sadece eşya deneyen bir kumpanya vardır. Kumanyanın, gönderi-; ten her eşyayı tecrübe ederken kullandığı bir makine vardır. Bu! fcıakinelere baş vurmak suretile gön | derilen bir eşenin ne kadar zamanda eskiyeceğini tesbit etmek mümkün olmaktadır. B11 makinelerden biri eşyanın üzerindeki kumaşı bururştuHırken diğer biri de 20 kilo ağırlığındaki bir kum tor-1 basını eşyanın üzerine düşürür. Bir yastığın ne dereceye kadar da yanıklı olduğunu tcsblt edebilmek için insan başını andıran bir daire mütemadi surette yastığa dayanıp kalkmaktadır. Fermuarları dene- i> mek için gayet cazip bir tertibat t vardır. Bu tertibat mütemadi su- » rette fermuarı açıp kapamakta-' d>r. Nihayet, mütemadi surette a-fiima kapanma netiecsiııde fermuar kopmaktadır. Böylece, malın ■e dereceye kadar kullanışlı ve sağlam olduğu da kat’î surette tes Ht edilmektedir. Umumiyet itiba-rik» malını denemeğe gönderen tüccar gayet iyi bir diploma alacağına kanaat getirmektedir. Fakat, durum hiç de bu merkezde değildir. Zira, malının çok sağlam olduğuna kanaat getirmiş olan tüccara ekseriya bunun ne kadar çabuk »skidiği kısa bir zamanda gösterilmektedir.
Dünya memleketleri arasında mallar hakkında ve fennî bilgiler alanında devamı haber mübaddleai neticesinde milletlerarası standardizasyon günden güne artmaktadır. İlk beynelmilel Standard 1875 yılında ihdas edilmiştir. O tarihte on yedi millet, metreyi milletlerarası uzunluk ölçüsü olarak kabul etmiştir. P’i arada Fransada bir ağırlık ve ölçü bürosu ihdas edilmiştir.
1926 yılında Millâ Standaflar Birliğinin beynelmilel federasyonu ismi altında bir teşkilât vticude getirilmişti. Bu teşkilâtın gayesi, esaslı milletlerarası standaıdları usule koymaktan ibaretti.
Savaş sona erdikten kısa bir zaman sonra Nevyork şehrinde toplanan bir komite yeni ve daimî bir organizasyon kurmak hususııuda İlk adımlarını atmış bulunuyordu. Kurulması istenen bu jvni organizasyonun ismi Milletlerarası Standardizasyon Organizasyonu idi. 10£7 yılının Haziran ayında îsviç-rede toplanan bu grup milletlerarası seviyeye elverişli olabilecek bir çalışma organizasyonu vücude getirdi.
Standardı nıeyoıı îşlerlle meşgul olan bu yeni organizasyonun şimdi 26 Üye nıi’l> t» vardır, iler memlekette bu işlerle uğraşan gruplar mevcuddur. Bunlar millî standardizasyon işlerinde kolaylık sağlıya
haneliyi şüpheye süı ülılemiştl.
Bekâr olduğu muhaJckalctı, evine erken dönmesi bir merburiyet de-ğUüi, fakat taşındığnıden bu yana on beş gün geçmiş olmasına rağmeij. bir gece olsun evine erJfAn dönme ( miş, komşuları ile tanımamıştı.
Komşular, bilhassa etli kadınlar yeni kiracı ile pek yajondau alâkalanmama başlamışlardı. Bir araya geldikleri zaman lâf hemen yeni kiracıya İntikal ediyordu. Bu adam, nasıl bir kimsoydi, ne iş yapardı, ailesi yok muydu ve neden böyle her gece geç geliyordu? Bütün ma halleli hep bunları düşünüyordu: H
Kar lâpa lâpa yağıyordu. Şehre-mininde kahvecilik yapsa Abdül e-fendi, ölcsüro öksüre, kulübesinin bahçcnindm çıktığı zaman yeni kıra cı işine geç kalan insanlara mahsus telâşla elleri cebinde acele acele yürüyordu.
Abdül efendi, kirli nunu silerek;
— Merhaba elendi . Diye yeni kiracıyı
Abdül elendi için hakikaten keyd i şayan bir şerefti; çünkü yeni kıracı yı bir ay sonra ilk defa selami.yan kahveci Abdül efendi olmuştu. Ab . dül efendinin gür sesini duyan ma haildi kadınlar pencerelere üşüş -müşlerdi:
Yeni kiracı, yakalanan bir hırsız gibi heyecan geçirdi:
— Merhaba efendim, merhaba! dedi. Bııglln biraz ₺eç kaldıuı, Ab -dül efendi:
— Her gün erken gidecek değhsl niz ya... dedi. Bir sabah da geç gitseniz ne olur sanki... Hem. anın za sığınarak söylüyorum, buraya u m nah bir ey oldu, bir saniye olsun bir birimizi görmemiştik .. Bu bizim mahaUede ayıb sayılır oğlum. İsmi âliniz? * 'î
— Estağfurullah efendim, alâka niza cidden müteşekkirim amma, ben bekar bir gencim, onun için er ken çıkıyor, geç geliyordum . Evde böni bekhyen bir kedim bile yt»k tsmim Asafî !
— Aman oğlum Asnf bey, ne tu hat düşünüyorsunuz? Inpan bekârca evine n.uhakkak geç dönmesi mi •-cab 'Aler? Ben ŞeHrfemlnlndp k«hvn ellik yapıyorum; Oraya galin de :ö rüşelim. Abdül efendi, diye sori*» -rmz mıı. yetisinden yetmişine kalar herkes gösteri? kahvemi .. Unutn.a yın ha1 Beklerim, haydi Allahı s -maıladık!
AbdÜı €.-~ndi ağır ağır yürürken Asaf kahveye gidip gitmemi yi f.işil niiyordu. Komşuları iyi insanla.rn . bunu Abdiü efendi ile konüşn altla* anlamıştı...
âağma soluna baktı, bütün peneo relerde muhakkak bir baş varcl. v-hepsi d»? ona merakla bal. Hele Abı 11 efendinin evinde bir k^z. oaa gülümsüyordu. Asaim huyuna gitmişti. Ş efendi do merak verici nuşmadan bahsetmiş, kahvn-e . 1in de uzun uzun görüşelim deı ti... Abdül efendinin kendisine Kar şı olan bu alâkası, kürümsen* •( bir şey Cıeğudi. Bugün Şehremınmu •gitse ne olurdu sanki...
in
Şehreminlnde küçük bir çocuka sonra da yaşlı bir adama Abdül i dinin Abdül sinden yordu.
Kahveye girdiği zaman herkes n hayretle bakar ve memur o’du ğu korkusu ile titrerken Abdül efen
ı







na
di:
ynrdıı . ı bakın Bu c z,
b:r :o-
*v
kahvesini sordu; hakta t*n efendiyi Şelıremininde yedi-yetmişİne kadar herkes Mm
— Ooo... Asaf bey oğlum boş gttitUn, şeref verdin kehvehandiue. dedi. Buyrun, her istediğin ~e
nirultr...
Asaf. teşekkürle mukabele ^ttik ten sonra tenha köşedeki masolur . dan birine oturdu, biraz sonra da Abdül efendi yanına geldi Ora ian buradan konuştular, kahvelerin i içtiler Abdül efendi:
— Ne İş yaparsın? dl\e sordu. AFaf. komisyonculuk yaptığını, gün de on az otuz krrk lira lcazandnJ'm söyledi. \
— Çök iyi evlâdım... NaM ev.’^n rrek bîr yuva kurmak Istmnez mı -sin? Bekârlık pek o imdat iyi bir hayat değildir.,.
Asaf, kızardı... AbdlU efendinin fDevnısı 5 nc«tu
eak bîr mesMe üzerinde noktâi nazarlarını belirtmek bakımından ellerinde firsat vardır.
Amerikan standart birliği teklif edilen bir projeyi ^ine alır almaz, bu proje ile alâkudar olup olmadıklarını sormak iitere bütün gruplara birer mektup göndermek tedir.
Standardizasyonun pratik bir şekil alması hususunda ilgi göster mek, Birleşmiş Millet^r arasında günden güne inkişaf d- n ticarete hizmette bulunmak diîu.ktj*



il î UB AT 1948
yeni sabah
SAYFA ' 8


I
Bir Belediye başkanımn dürüstlüğü kabahat mi ?
*



Çukurova sel felâketzedeleri ümidsizlikle yardım bekliyor
—-
f .
(Bastarafı l tncUlaı dir Aksüyekin oğludur.
Milletvekili seçimlerinden evvel belediye intlhabatı sırasında Cumhu rlyet Halk Partisi müfettişi olan Aydın Milletvekili Midhat Ay • din. Doktor Saide belediye reisliği İçin ısrar ediyor. Doktor, uzun ta-mandanberi, Amme işlerinden uzak olmasına rağmen, bu vazifeyi kabul ediyor.
Halk Partisi belediye meclisi için yaptığı listede, ötedenberi, halk tara fından sevtlmtyen kimseleri namzet olarak ileri sürüyor. Çünkü partide hâkimiyet onların elindedir ve Halk Partisi, hâlâ halka yaranmak ihtiya cini hissetmemiştir. Bunun tabii ne tlccsi olarak Demokrat Parti de se çimlere iştirak etmediği için, yine Halk Partisi listc.â kazanıyor anının o isevilmiyen halkçılardan bir ikisi •nüstesna diğerlerinin hepsi kaybe -livor.
BİR TEKLİF VE RED SEBEBÎ
Bu hâdise Parti idare heyetini ve parti müfettişini kızdırıyor. Dok tor Said dürüst hareket ettiği için,* * * * * * * * * 10 * 1 muahaze ediliyor. Ve bir iki ay son ra da milletvekili seçimleri yaklaşıyor. Milletvekili olmak için Maraş-dan müracaat edenlerin mikdan 60ı bulmuştur. Bu arada Reisicumhura iki liste veriliyor, bıı listede iki Ab dülkadir vardır. Rivayet doğru ise. tnönü bizim eski arkadaşımız Ab-dülkadir, hangisidir? diye soruyor Bu eski arkadaş, doktor S&idin babası olan eski milletvekili Abdülka-dir Aksüyekdir. Fakat, bajr AbdüL kadir yetmiş beşini aşmıştır. Artık Ankarada ikamet etmeğe evinden barkından uzak yaşamağa sinni mü said değildir. Kendisi, bu vazifeden affedilmesini rica ediyor, Halk Par tisi ise listesini zayıflatmamak için ısrar ediyor, Bunun üzerine Abdül-kadir Aksüyek, vali Recai Türeliye (müfrıd milletvekillerinden, eski valilerden Recai Güreli değil) giderek,) mazeretini bildiriyor, ve keyfiyeti Cumburreisine arzetmesinl rica ediyor. Vali İse, bu gibi parti işlerine (kanşanuyacağınk söyliyerek ece kalıyor.
SEÇİMDE NASL MUVAFFAK OLACAĞIZ?
Artık mebus intlhabatı adam kıllı yaklaşmıştır. Halk Parü^irri Sil muvaffak bir konuşma yapmak İcab ediyor. Eski milletvekilleri. Ah Rıza Çuha-laroğlu. ve Abdülkadir Aksüyekin de bulunduğu bir meclisde. Partinin kudreti ve kuvveti hakkında muhte lif fikirler ileri sürülüyor.
Bütün orada bulunanlar, Demek


öy
a -na kılacakları üzerinde
(Ba^tarafı 1 imcide)
nun hazırladığı tutanak, Mülkiye komisynuna havale olunmuştur .
Evvelce teşkil edilen komisyon u-ztın tetkiklerden sonra, bu muhitin I meseleyi iki kısma ayırarak bir ııe tlceye bağlanmıştır. j
Bunlardan birincisi fakir halka ucuz evler yapmak İkincisi bütün hemşerilere mahsus mesken sıkıntısını önlemektedir .
Bunları temin için varılan netice )er tutanak da şu şekilde hülâsa e-dlimektedir.
Elektrik, tramvay, su, havagazı i-dareleri gibi belediyeye bağlı üir mesken idaresinin tesisi, mesken i-şinin yüksek idaresi ve murakabesin iştigal etmek üzere beş kişilik bir daimi komisyon teşkili.
Bu işleri halletmek için de fon İh dası İleri sürülmektedir.
Bundan sonra şiddetli tartışmalara yol açan keçi ve manda ç£i sa tılan dükkânlarda başka cins et sa tılmnması hakkındaki Mülkiye komisyonunun tutanağının müzakere sine geçildi.
ilk defa söz alan Burhan Felek, bu kararın tatbik edilemeyeceğine şimdiden inandığına, bu yolda alı n- e: k karatm kcçl ve raandalann k’-i- ohrağ,„^ kpc, kıV|j
cık etini ayjrd etmenin de»tjje k» M.plar tarafından dahi ıni|ll. j olamıyacagmı, bunun ancak m-z baların hayvanlara vurdu&u da.n Balarla anlaşılacağım, hal böyle ol duğuna göre de damgaların okuuak lı bakılmasını İleri sürmüş, bir üy«
Her Sabah :



I
I

Kenan Önerle muhayyel bir mülâkat
(Baştaraft 2 incide; lakl fikrini ötrenebıllr miyim?
— O "Bağrı yanık milletin dostla rı» ismini bebenmiş.
Peki, bu üç isimden hangisi kabul edilecek?
Ocdim a. henüz bir karar veril* mcclı. Bu kararı ilk kongremize bırakmamız da mümkündür. Yeni parti yi millet kuracak, varsın göbc-gım d« [ • kessin!.•»
FIKRACI
ratlann şehirde kuvvetli olduğunu, fakat neticeyi köylerden ve kazalar dan istihsal cdobllecekl^int İleri’ sürüyorlar. Eski mebus Abdülkadir bey ise, şehirde kaybettikten sonra, dışarının desteğinin kıymeti olmadı ğını, kimseyi ikna etmenin mümkün olanuyacağını bildiriyor. Parti müfettişi de bu mütalâaya iştirak edi -yor..
KILINÇ ALÎ M AR AŞ DA
Eski Gazianteb mebusu ICılınç A U Maraldan müstakil olarak nam seciliğini koymak istiyor, kendisine bu hususta yardım edilmesi için bazı dostlarına mektublar yazıyor. Bu arada • Abdülkadir beye de mektub, yazan ICılınç Ali. kendisinden müs bet bir cevab alamıyor. Abdülkadir bey müstakil olarak seçilmenin zor olduğunu, mutlaka bir partiye iltihak etmesi lâzım geldiğini söylüyor. Fakat buna rağmen Kılınç Ali Ma. raşa geliyor ve her hangi bir dedi, koduya meydan vermemiş olmak 1-çin de eski tanıdıklarından hiç biri ne misafir olmıyarak, otele iniyor.
Fakat ICıhnç Alinin Maraşa gelişi, Halk Partisini çileden çıkarıyor. Takibat başlıyor. Hâdise çıkaracak unsurlar hazırlanıyor, İki gün sonra Cumhuriyet Halk Partisinde hazırlanan ve Kıhnç Alinin ale.vhindc olan afişler sokak başlarına asılı -yor. Eu afişlerde müstckrçh ifadeler vardır.
HÂDİSE DE OLUYOR
O gün sabah dokuz ile on arasında, bir genç Ulucami yanındaki kah veye giriyor, ve orada oturanlara hitaben Kılınç Ali aleyhinde akla gelmiyecek ve söylenmiyecek sözler sarfederken, AtalÜrke de dil uzatı -yor. Bu sözleri sürfeden genç Halk çıdır. Hâdise kahvede oturan Maraş lılan çok müteessir ediyor. Evvelâ Kıhnç Alinin aleyhinde bulunmak kaygusu ile, Atatürke büftan... ölmüş bir insanın aleyhinde söz... Son ra da kazanacak veya kazanamıya-cak bir misafire hakaret! Orada ha zır bulunan ve Maraşın mâruf ailelerinden birine mensub olan Kadı za de Ziya bey, derhal Halk Partisin -den istifa ediyor vc o zamana kadar otelde yatan Kıhnç Aliyi eviııe misa fir alarak. Halk Partisinin bu haka reline, Türk unsurlarına yakışır surette mukabele etmiş bulunuyor.
tso- -bAİ(m -ki,
bey bir taraf dan belediye reisi doktor Saidııı akrabasıdır. Ve bu hareket de Maraşdaki Halkçılar arasın -da doktorun aleyhine istismar edilen bir mesele olmuştur.
Maceranın alt tarafını yarınlcf’ mektubumda bildireceğim.

de. kasaplarda gizli olarak oeygir eti bile satıldığım söylemiştir.
Mu ra d Cankatta şunları söyle-miştjr:
— Ben 30—40 yıldan beri Yeşil köyünde otururum, fakat hiç bir za man bulunduğum muhit kasaplarında keçi ve manda etinin satıldı ğıua şahid olmadım Kasaplar, bu gün keçi eti de inanda eti de sat) yorlar, fakat bu bir sırdır ,
Cemil Topuzlu da, 2.5 kilo ağırlığında kuzuların kesildiğini, beledi ye zabıta talimatnamesine eklene cek bir madde ile 6 kilodan aşağı ağırlıkta olan kuzuların kesilmeme sini buruştir.
dışında
D. P. ye verilmiyen maaş za:niarı
Yolluk ve ödenek farklarım ken di nefislerine hasrederek partiye vermediği bildirilen Milletvekilleri arasında ismimin de geçtiğini tees sürle görmüş bulunuyorum.
Milletin »ztırap İçinde kıvrandığını bilerek. Meclisçe kabul edilen zam kanununa kırmızı oy veren ve hasis menlaat peşinde koşmayan Dn mukim. Milletvekillerinden hiç biri sinin bu farkları nefislerine hasret miyecekletlnl tabii görmekteyim? Ancak bu fazla ödeneklerin nereye tahsis edileceği keyfiyetinin siya u parti mülâhazalarının dış(nda kalması gereken şahsi bir mesele olduğu kanaatindeyim,
Bununla beraber ben de bugüne kadar parti teşkilâtına . Partimizin de malumu olduğu üzere) 1750 lira vermiş bulunuyorum, Bakıyyesini de tahsisatımı aldıkça vereceğim, Bilhassa bu gibi para ı^erl huau_ sunda sırf vicdanının emrine tebij yetle hareket etmeği şiar edinen bir insan için, mecburiyet tahtına olsa dahi, gazete sütunlarında açıklama yapınası kadar üzücü bir olay tasavvur edemiyorum, Lütfen sayın gazetenizle bu mektubumun neşıl suretlle keyfiyetin tavzihine delâletinizi rica ederim, Saygılarımla,»
Afjonkarahisar Milletvekili Şahin Lâcin
Bulgar İsla nda kasden düşürülen uçaklarımız
V

(Batlara^ l fncideJ , anlaşılmış mıdır? Hükümet ne gibi teşebbüslerde bulunmuştur?
Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak bu sorulara karşılık olarak demiştir ki:
Muhterem arkadaşlar,
«Yüksek heyetinizin bildiği gibi. Bulgaristan, üzerinde iki uçağımız düşürülmüştür. Pilotlardan bi ri şehid olmuş, diğeri yaralanmış . tır. Sofya elçimiz, bütün teşebbüs lerine ve ısrarlarına rağmen bu sağ kalan pilotumuzla ancak dün akşam temasa girebilmiştir.
Fakat arzedeceğiın malûmat, sa dece, Bulgar ajansı tarafından hâdise hakkında neşredilen resmi tebliğe tayanmnktadır. Bu suretle, hâdisenin cereyanını bildirirken, maruzatımın, Bulgaristan bakımın dan da doğruluğuna reddedilmez bir delilini vermiş oluyorum.
Hâdiseyi arzı.deyim: 9 şubatta bir talim uçuşu için Yeşillcöyden kalkan Spitfire sisteminde, bir kişilik, iki avcı uçağının üslerine dönmedikleri görülmüştür. Bunlar dan birinin pilotu teğmen Talât Ülkü, diğeri de üstçavuş Kemal Menderestir. 10 Şubat sabahı Sofya elçimiz telefon ederek, Burgaz konsolosumuzun, o civarda Sozo-pol burnunda iki tayyaremizin düştüğünü haber verdiğini bildirmiştir.
Vaziyetten Genelkurmayımızı haberdar etmekle beraber elçimiz Sofyada derhal harekete geçmiştir. 10 Şubatta Bulgar Hariciye Nezareti ile temasa giren elçimize: •
Uçaklarımızın Bulgar hududunu aşarak şimale doğru alçaktan uçtukları ve Bulgar hudud muhafız lan tarafından verilen işaret üzerine daireler yapmağa başladıkları ve bu aralık üzerlerine ateş edil diği, uçaklardan birinin denize dü şerek pilotunun boğulduğu, diğerinin ise mecburî iniş yaparak yaralandığı söylenmiştir. 12 Şubatta Bulgar telgraf ajansının neşrettiği tebliğde hâdise aynen şöyle tarif ediliyor:
Uçaklar 150 - 300 metre yüksek likte uçarak hava hattı itibarile 65 kilometre arazimiz içerisinde bulunan Sozopol şehrine kadar var miQİarrlır-_Rıı şehir yanında, uçaklar 150 metre kadar alçalmışlar ve şehir ile etrafı üzerinde devirler yapmağa başlamışlardır. Hu-, dut muhafızları burada da tekrar raket işareti vermişlerdir. Bunun üzerine-muhafızlarımız uçaldara_a-, teş açmak mecburiyetinde kalmışlardır.
Aziz arkadaşlar,
Bizzat Bulgar makamlarının ver dikleri bu izahlardan netice çıkarmak için hava mütehassısı olmağa lüzum yoktur. Bu tebliği her okuyan hemen anlar ki, yollarını şaşırmış ve Bulgar toprakları üze rine gelmiş olan pilotlarımız, Bulgar muhafızlarının verdikleri işaretler üzerine yere inmeğe vc konacak elverişli bir saha aramağa başlamışlardır. 150 metreye kadar aşağı inmeleri ve devir yapmaları başka türlü izah edilebilir mi?
Yabancı topraklar üzerine, taraş sut ve saire gibi bir maksatla gelmiş olan tayyareler, ya yüksekte u-çar, yahut geıi dönerler. Her halde işaretlere rağmen 150 metreye kadar inmezler,
işte Bulgar muhafızları, tayyare lerlmiz üzerine bu sırada, yani tanı mecburi iniş yapmak üzereler iken ateş açmak cinayetini işlemişlerdir,
Bulgar tebliği, uçaklarımızın tiyi görünür hava şartları içinde» ııç tuklannı iddia ediyor. Halbuki 9 Şubat tarihli meteoroloji raporu, uçaklarımız havalandığı sırada, ha vanm onda sekiz kapalı ve sisli ol duğunu bildiriyordu,
Dün akşam Elçimizle, İki bulgaT subayı huzurunda kısaca konuşan pilot Talât Ülkü de uçtukları zamanda havanın kapalı olduğunu söylemiştir. Bundan başka, uçakla nniızda yalnız birer pilotun bulun maması, keşif uçuşu yapmadıkları nııı başlıca delilidir. Diğer taraftan bu uçaklarımızın ancak bir saat 45 dakika uçuşa yetecek benzin alabil melori uzun bir yola çıkmadıklarım gösterir, Netekinı düştükleri zaman uçakların geri dönecek kadar dahi benzinleri kalmamıştı.
Bütün bunlar gösteriyor kİ. bir yanılma neticesi, Bulgar hududunu geçmiş olan pilotlarımız, hatâlarını anlıyarak yere İnmeğe çabalarken, Bulgar muhafızları tarafından bile bile üzerlerine ateş açılmıştır
Türk uçaklarının yanılarak dahi Bulgar toprakları üzerinde uçmak hakları olmadığını teslim ederiz, Fakat hâtalarım anlıyarak mecburi İniş yapan ve 150 metreye kadar 1
İTİZAR
MÜuJt rk .ilimizin çokhıtf undan (tsl u Din ve M- zlv pkr* tefrika miti koyamadık. Okııyuculanouz • dan özür dileriz.

nen tayyarelerin yere inmesini bek lememek üzerlerine ateş etmek in sanhk mıdır?
»Cinayettir sesleri"
•r
Bu suretle bir pilotumuzun ölümüne sebebiyet vermek lıer halde dostluğa yakı-ır bir hareket olmasa gerektir,
Sofya Elçimiz ardı sıra bir-çok teşebbüslerde bulunmuş, ölen pilotumuzun nâşını ve sağ kalanın iadesini istemiş ve gerek Bulgar hari ciyesi ricaliyle, gerek bizzat harici ye nazın ile müteaddit temaslarda bulunmuş. Ataşcmlliterlnüz de Bul gar Genel Kurmay Başkam İle görüşmüştür,
Bir hafta süren vaitlerden sonra şehit pilotumuzun naşı, ancak dim, yani ölümünden on gün sonra teslim edilmiştir, Bir naşı dahi bu l.a dar uzun saklamanın hangi sebep ten ileri geldiğini bir türlü anlayamadık,
Harb sahalarında bile düşmanla rma karşı asaleti, civanmertliği dünyada dillere destan olan Türk ordusunun bu iki genç mensubuna reva görübuı hareket, dostluk, iyi komşuluk münâsebetleri şöyle d.»# sun. hak. medeniyet, hattâ insanlık duygularına dahi aykırıdır,
»Bravo sesleri
Buda yetmiyormuş gibi. Bulgar basını, bu acıklı, çirkin hâdiseyi de yeni bir vesile yaparak memleketi iniz aleyhime âdice karikatürler, ya zılar neşretmeğe koyuldular Bu gl bl hareketleri, dost geçinmek isteyen komşu memleketlerin bu gaye ye doğru sarfedilen gayretleri addetmek biraz müşküldür,
Dün Bulgar hükümetine tevdi et tiğimiz bir notada, yaralanan pilo tumuzla tayyarelerimizin iadesini, bu gayri insani hareketi yapan muhafızları tecziyesini, şehit olan pilotumuzun ailesine tazminat rilınesinl istedik,
Maruzatım bundan ibarettir,
Vedad Diclelinin sözleri
Bakandan sonra, soru sahibi Vedad Dicleli şunları söyledi:
— Ben yapılan bu hareketin dostluğa değil düşmanlığa bile yakışmıyaeağını söylüyorum. Yollarını şaşırarak yere inmek mecburiyetinde kalan ve 100 metreye kadar alçalan tayyarelere ateş e-dçrek düşürmek demek her halde Bulgar tarihine ucuz bir kahramanlık olarak geçecektir. Hâdise insanlığın bile yüzünü kızartacak mahiyettedir. Bulgar makamları haftalardanberi müzakereleri uzat mışlardır. Anlaşılan uzaklardan e-İiur b( kTC
sinde bizim de topraklarımıza bu şekilde mecburi inişler olmuştur. Ancak Bulgarlar tarafından yapılan hareket alçakça bir cinayetten
ve-
VI
Sultanahnıed 2 inci sulh hukuk yargıçlığından:
948/3 satış
Katina alıcı ile Mustafa, Sıtkı, Baki, Sıddıka.Gülsüm, Sıtkı ICayabs şı ve müteveffa hakkı veresesinden Veli. Makbule, Sabiha ve kendi’ namına asaleten oğlu Ömer namına ve. lâyeten Hacer Kayabaşı ve HamzaKa
car karısı Lütfiye ve Sıddıka vârisle
ri Çetin Kayabaş ve Güllü özçeliğinj şayian ve müştereken mutasarrıf o! duklan Sururi mat) ailesin in Mah mutpaşa caddesinde eski 1G1 yeni 151 kapı ve 315 ada v^t 38 parselde [ 14 metre kare mikdarmda ve 8210
Hra kıymeti nınhammeneli diiklcâ -nin şüvûun İzalesi zımnında satılma sına karar verilnnş olduğundan açık
arttırmaya konulmuştur.
Birinci açık arttırması 13 mart
cumartesi giluü saat 10 dan 12 ye kadar icra olunacaktır. Kıymeti mu hammenesinin yüzde yetmiş beşini bulduğu takdirde o gün ihalei kafiyesi yapılacaktır. Bulmadığı takdir dc en çok arttıranın tahhüdü baki kalma üzere arttırma on gün müd -detle temdit edilerek ikinci açık art tırmaaı 23 mart 948 sah günü saat
10 dan 12yo kadar yapılacak ve mez kûr saat ve günde en çok arttırana İhale edilecektir.
ipotek sahihleri alaca ki:lar diğer alâkadarlara içbıı gayri menkulün ü zerindeki haklarını huausHe faiz ve masrafa dair olan iddialarını evrakı müsbitclerile on beş gün içinde bil-dirmeleri lâzımdır. Aksi halde hak ları topu siclllerllc sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından ha rlç kalacaklardır.
Müterakim vergiler hissedarlara ve delikliye ve yirmi senpltk vakıf taviz badeli ve ihale pulu tapu masrafları müşteriye aiddir.
Artırma şartnamesi işbu ilân ta rihiudcn itibaren herkesin görebil -mesi için Bâşkutib odasında açık bu lundurulacaktır.
Talih oîaııinrın kıymeti muhaın-menosinln vüzdo yedi buçuğu ntebe tinde pey akçesini hAmtlen o gün re o saatta îıtanbııl Defterdarlığı kar şısında Tomruk binastnda dairei mahmısosında Sultanahmet *2 inci sulh hukuk mahkemesi LaşkAtlhliği-ne 94* 'T? savı He mü^s^^-ıtlan HAn olunur

0
başka bir şey değildir. Hükümetin bu hususta daha enerjik ve cesaretli davranması lâzımdır.
Hatib, uzun uzun alkışlanmıştır.
CENAZENİN KAPUKULEYE GETİRİLMESİ BU SABAHA KALDI
Sofya: 20 (A,A,) — Anadolu A-
laıısının özel muhabiri telefonla bil diliyor:
• İ
Bulgarlstanda düşerek ölen üstçavuş Kemal Menderesin nâşının bugün, saat 16 ya doğru Kapukule-ye gelmesi icab ederken cenazeyi ta kip eden Türk Ataşemiliter ve nıua vlnlnl taşıyan otomobilde hudu-1 da 200 kilometre kadar mesafede! bir arıza vukua geldiğinden cenazo nin gelişi yarın sabaha kalmıştır,
Yiğit fakat dertli Maraştan geliyorum
lometrelik şose oldukça kötü ve bakımsızdı. Bu yolu sarsıla sarsıla bir saatten fazla bir müddette alabildik.
Hc!e Afşin yolıı...
Hele mahsulât menbaları vc ser vet kaynakları olan Ahırdogandan Maraşa gelen Afşin - Maraş yolu ‘yürekler acısı bir haldedir. Her kış mevsimi bu yol on, on beş kur ban vermiş. Yola çıkan yolcular birdenbire bastıran kar ve tipi do-layısile sığınacak bir yer bulamaz lar, ya yarlardan uçarlar, yahud da donarak ölürlermiş.
(120) kilometre uzunluğundaki bu katil, yolun tamiri ve her yıl on on beş yurddaşın kanma girmesini önlemek için Devlet Başkanı na kadar müracaat edilmişse de şirndive kadar bir netice almak mümkün olamamıştır.
• Yolsuz şehir
Hayır, ben bu ana şoselerden değil de Maraş şehrinin yollarından bahsediyorum. Medenî bir şehirde cadde, bulvar, sokak adı verilen güzergâhlar Maraşın hele doğu tarafındaki bazı mahallelerinde birer keçi yolundan farksızdırlar.
Misafiri bulunduğum Maraş Demokrat Parti il başkanı sayın Sa-lâhaddin Hüdaioğlunun isteği üzerine Eskişehir milletvekili say m Kemal Zentinoğlunun refakatinde şehrin yüksek semtlerindeki (İnönü), (Sakarya), (Duraklı) ve (İsmet Paşa) parti ocaklarını ziyaret ettiğimiz sırada bizi taşıyan (jip) in nasıl olup da bu arızalı patikaları tırmanabildiğine hâlâ hayret ediyorum. Zavallı (jip) in her cı-çıka katettiği bu yollar yoldan başka her şeydi fakat muhakkak ki yiğit ve medeni bir camianın içinde yaşadığı Maraşa hiç de lâyık değillerdi.
Bir idare ki vatandaşa doğru dürüst yürüyebilecek bir yolu dahi çok görür ve koca bir şehir halkını dizlere kadar yükselen çamurlar içinde gezdirir, buna Demokratik bir idare demeğe insanın nasıl dili varır?
Millî bayramlarını büyük bir vecd içinde kutlayan Maraşlı delikanlılar, ellerinde yatağanları halka teşkil ederek mahalli oyunları ııı oynarlarken ayakları vıcık vıcık, bir çamuru adeta yoğuruyorlardı.
Tanrının yarattığı gündenberi insan eli deyip küçük bir imar himmeti görmemiş hissini veren bu çamur deryalarını medenî insanların rahat rahat dolaşabilecek leıi bir yol haline getirmek belediyenin başlıca vazifelerinden biridir. Ne çare ki yiğit Marazlının ödediği yol parası kahraman beldenin sokaklarına değil de büyük bir kısmı vali konağının tefrişine sarf ediliyormuş.
filizlin verici nıiişahadeler
Bilmem sizin de haberiniz var mı? Fakat bilmiyorsanız öğrenin ki vilâyet başşehirlerimizdeki vali konaklarının mobilyasından tutun da yatak çarşafı ve sofra peşkirine varıncaya kadur biitün levazımını o şehrin belediyesi öder. Bilmeni valiler arasında bu işi biraz dalıa ileri götürüp faraza hizmetçilerinin önlüklerini de idare ile mükellef bulundukları şehir halkına ödetenler var mıdır? Ancak başka bir vilâyete tahvili memuriyet edince telâşla ayrıldıkları şehirc aid olması lâzım gelen yatak çarşaflarını ve sofra örtülerini birlikte götüren valiler görül- ■ müşmüş. Böyle bir halin vukuun-, da da şehrin yeni gelen vali beyefendi için yeniden yatak ve sofra takımı düzmek mecburiyetinde ka Incakları tabiidir. Bu şartlar için- ■ de bir çok Türk şehir ve kasaba- ■ lan gibi Maraşın da yolsuz kalma (| sına neden şaşmalı?
Dcrdli Maraşın mühim rinden biri de elektrik ve ridir.
Başlı başına hem hazin,
mahivet arzeden bu de yarın bahsudecc-



derdle-su işle-
hem de
komik bir derdlerden eim-

c. s
(Ba^tarafı 1 tjıcıd^y ICocabucak, Ağzıdellk köylerine ve Devlet çiftliğine elân kayıklarla gl dilmektedir. Vaziyet müsald olduğu takdirde ekipler yarın yola çıkarak gördüklerini raporlarla tesbit ede -çeklerdir.
Diğer tarafdan bir iki gün evvel şehrimize gelen D. P. Eskişehir mil letvekillerlnden Kemal Zeytlnoğlu da felâketzedelerle görüşmüştür. O da bir rapor hazırlamaktadır. Kendi sile görüştüm, (bu memleketin tam mânasile ihmale uğradığını kabule mecburuz) dedi.
Reşad AKI ÎZMİRİ DE SULAR BASTI İzmir 20. (A. A.) — Bir gün fası ladan sonra bu sabah ikide başlıyan yağmur 12.30 da bir âfet halini almış ve şiddetli bir cenub fırtınası şimşekler ve gök gürültülerile mü-teıafik olarak 15,10 a kadar devam etmiştir.
Yağmur şiddetli sağnaklar halin de vc dolu ile karışık idi. Birinci kor donu dahi lodos fırtınasının dalgala rı istilâ ettiği için otobüsler Gazi Bulvarı istikametinde İtfaiye önünden Gündoğduya kadar arka cadde leri takib etmekte ve sonra Kordona çıkmakta idiler.
w
Konak . Güzelyalı tramvay sefer leri de caddeyi bir dere haline getiren sular yüzünden bir buçuk saat kadar kesilmiş ve temizleme ekiplerinin gayreti sayesinde 16 ya doğru tekrar başlamıştır.
Yemiş çarşısı, Kemeraltı, Güm -rükönü bir nehir halini andırıyordu.
Fırtına esnasında bir çok kiremit ler düşmüş ve camlar kırılmıştır.
Şehrin civarına da bir hayli yıl -dirim düşmüştür. Fırtına ve yağımı
istemiş ve teklif kabul edildik sonra kürsüye gelen Demok-Parti milletvekillerinden Ha-Dinçer şöyle demiştir:



(Kaytaralı 1 incüiaj polis vazife ve salâhiyet kanununun 18 inci maddesinin görüşülme sini ten rat san
— Anayasamızın 25 inci madde sinde gösterilen ve vatandaşlara tanınan haklara aykın bulunan polis vazife ve salâhiyetleri kanununun 18 inci maddesinin kaldırıl' masından milletçe sevine duvma-
* •* mak mümkün değildir. 18 inci mad de sadece şübhe üzerine vatandaş ların hürriyet haklarını talnlid e-diyordu. Demokrat Parti bu maddenin kaldırılması için 947 senesinde bir teklif yapmıştı. Hükümet ce bu tekillin nazarı itibare alınmış olması ancak memnuniyet do-gurmuştur. Bu_maddeden. Lnskn Anayasaya muhalif olan kanunların da kaldırılarak Demokrasimizin daha fazla inkişaf ettirilmesi icabettiği kanaatindeyim.
Söz alan Nâzım Poroy da kanun suz tevkif mevzuuna temas ederek «Halk Partisi ve onun başında hürriyet için kellesini koltuğuna alan insanlar devrinde bu kanun suiistimal edilmiş midir? Bu madde bir ihtiyacın karşılığıdır. Valilere bu gibi salâhiyetler Prangada ve Ingilterede de tanınmış bulunmaktadır- demiş ve bu hususta bazı misaller vermiştir. Hatib sözlerine şöyle devam etmiştir:
— Haşan Saka kabinesi bu maddeyi kaldırıyor. Bu husustaki cesare tini takdir ederim. Cesaret ekseriya bilgisizlikten ileri gelir Ancak Baş bakamınızı böyle bir şeyle itham e-demem. Demek ki memleketimiz gül lük gülistanlık vc sükûn içindedir. Bu du bize memnuniyet vermekte -dir.
Nazım Poroy hükümetin tasarıda kİ esbabı mücibesinin kendisLni pek tatmin etmediğini söyliyerek bu hususta müstenkif kalacağını bildir . miştlr
Bundan sonra Fuad Hulûsi Demi rolü söz almış ve demiştir ki.
— ünümüzdeki dar zamanda bah si dağıtmak değil, toplamak lâzımdır. Konuştuğumuz mevzu Polis Va zife ve Salâhiyet kanununun 18 inci maddesinin kaldırılmasıdır. Yoksa adli polisin vazifelerine müdahale değil. Bir suçluyu polis olmasa dahi herkes yakalıvabilir Halbuki 18inci madde böyle bir şey değil, sadece şüphe İle vatandaştan nezaret altı na almak yetkisini vermektedir. Bu meselede şahis, parti mcvzuubahls değildir. Bunu millet istemektedir. Komisyon ekseriyeti maddenin kaldı rılmast hakkındaki hükümet teklifi ni kabul etmiştir. Bunu politik bir
I
—- Bugün Elhamra Sinemasında —i
Büyük hissî film
Bir ananın kızı için çektiği mihnetler... Hüngür hüngür ağlatan g acıklı mevzu ■
DERTLİ ZEYNEP ! Okıınuıl.ır: SAFİYE AYLA - MEFHARET YILDIRIM (Türkçe) |
Bu fevkalâde nefis filmi siz de görünüz
Seanslar bugün: 1 — 2.30 4.30 — 6.30 — 9
run şiddetinden 14 vo 14,30 arasında bütün şehirde yaya münakalât duM muştur.
Yağmur 17 ye doğru hafiflemiş ve fırtına yatışmıştır.
Fırtına esnasında İzmir - Karşı( yaka seferleri yalnız Konaklar -Ka» şıyaka arasında yapılabilmiş ve vapurlar kordonboyu iskelelerine uğra yamamışlardır. Saat 17 ye kadaf bu yağmurlar neticesi civarda bi* taşma kaydedilmemiştir.
YARDIM EKİBİ KÖYLERE YANAŞAMADI
Ceyhan 20, (A A.) — Dört ka ( yıktan mürekkeb yardım ekibi, suyun fazla süratli akmasından bütün köylere yanaşamadan geri gelmişi tir. Can kayıbının olmadığını bildi * ıir haberler alınmıştır. Yalnız îno-yerden malûmat yoktur. Buraya da mutlak gidilmesi sağlanmış ve ka* yıklar yola çıkarılmıştır.
Kadirimin tozlu köyü tahliye « dilmiştir. Burada insan kaybı yok tur.
ANTAKYA OVASI DA SULAR ALTINDA
Antakya 20. (A. A.) denberi aralıksız devam murlarâon Afrin çayı üç selntfştir. Ova su
köylerinden bazıları da su baskının, dan za^ar görmüşlerdir. İhsan kay. bı yoktur.
KIZILAYIN YARDIMI
Ankara 20. (A. A.) — Adana ve havalisinde seylâb felâketine marul mıntıkalardaki yurtdaşlarımıza Kızılay fenci kurulu tarafından yar • di mİ ara ilâve olarak yeniden Ce vha na 5000 lira, Tarsusa 300 çadır ve Adanava 2000 takım çamaşır gönde rilnılştlr.


— 15 gün eden yağ-metre yflX altındadır. Ova
CEVABI alarak dt
ma J denin
mesele haline getirmeğe lüzum yok tur.
Hatib bundan sonra, kanunun 1-kinci maddesinin de tadili hakkında evvelce yaptığı teklifin de bu madde ile birlikte görüşülmesini istemi-tir.
İÇİŞLERİ BAKANININ içişleri Bakanı da söz miştlr ki:
— Galıb Pekel 18 inci
kaldırılmasının çok zararlı clacag nı söyledi. Hayır arkadaşlar, iki 6ene dir yepyeni bir sisteme girdik. Yapa cağımız işler pek çoktur. Bunlardan biri de 18 inci maddenin kaldırılma sı. köy kanunu, pasaport kanunu, vilâyetler kanunu, idari makamlara bir çok salâhiyetler vermekle ben. ber adlî makamlar da bunlara mü-vazi olacak yetkiyi haizdirler. Mad -denin kaklı r .xun -memleketi -
miz için hiç bir kölü tesiri olmıya-c aktır.
Bundan sonra bir kifayeti müze kere takriri verilmiş ve takririn kb bulünden sonra tasarı, yalnız Galip Pekelin muhalefetine karşı ekseri -yetle kabul edilmiştir.
ALÎ IHSAN SABÎSÎN AFFI
Bundan sonra gündemin eliğe) madelerine geçilerek Ah Ihsan Si. bisin affı bakındaki Adalet komisyonunun raporu Ue Tekel genel m dürlüğü atlı taklb memurları ile M ruma ve tahsil memurlanna veni-cek yem bedeli haklandakı İ 0’i ı tasarısının ikinci müzakereleri ya pılarak kabul edLlmiştir.
4
Meclis dün kış tatiline başladı (Bitarafı 1 ım^f isabet etmektedir. HÜKûınet
bt
na
bölgeye de icab eden yardımı yap: cak, Tarım makineleri ve bedava tc hum dahi dağıtımını kararlaştırın^ tır. Bu hususta gerekli tasarılar bilâhare tasvibinize orzolunmak üz^re bu işleri başaracağız.
Bazı milletvekilleri tatilden fiür ra Meclise verilecek tasarılar aradır da orman ve toprak kanunlarıma dh bulunup buflunmatj.ğniı soımuŞ
lar. Başbakan bu suallere müsbot c* vab vermiştir.
CUMHURBAŞKANI YURT GEZİSİNE ÇIKIYOR
Ankara 20. (hususi) — Meclisli bugün verdiği tatil kaçarından son. ra bir çok milletvekilleri seçim böl gelerine hareket etmişlerdir. Başbakan ve bakanların da önümüzdeki günlerde yurd gezilerine çıkacaklar, bildirilmektedir.
Diğer tarafdan Cumhurbaşkanı İnönü de bir kaç güne kadar Şark ve Cenub illerinde bir inceleme get sine çıkacaktır.
r
i


ı
9
BAYTAî•
T I W T 8 A B I W
21 «5 u b a t îvn
Adet
Mezad Müdürlüğünden:
Muhammen Kıymeti Lira Kuruş
/
Cinsi
TELEFON
Resmi ve Hususi Müessesatın, Bankaların Fabrikaların mevcut Otomatik ve Söml—Otomatik Telefon SantrallaJi bakım işini, ayda ödenecek cüzi bir ücret mukabilinde Mütehassıs ekiplerimiz görmektedir.
3
3
1
1
1
1
1 a
1
6
8
1
1
1
1
2
1
11
11
1
2
3
2
1
1
244
192
167
Kanepe, Koltuk Koltuk (tamiri!) Bedir (sakat)
Duvar saat (sakat
Büfe üstü (sakat)
Taşlı konsol (kusurlu/
Orta masası
Küçük ayna
Gardrop (sakat)
Duvar halısı v. s. (döküklü)
Perde maa korniş
Etejer
Küçük masa (sakatlı?
Cam ayna (lekeli) Portmanto (sakatlı)
Behba \
Tahta elbiselik askı
Tabak
Bardak v, s,
Demir karyola portatif
Tahta somyalı karyok
Hazanın sanctalya
Kolon sebha
Behba
Gaz sobası
Ampul
Ampul
Ampul
50
40
10
10
20
80
25
2
35
10
2
5
5
S
20
75
2
7
4
25
40
10
10
2
2

ABONE OLUNUZ ALİ SAİD ÖNER Telgraf Mikrofon — İstanbul Galata Bankalar Caddesi No. 71 Uzun Han Birinci Kat
Telefon: 42525
İstanbul İkinci İcra Memurluğun dan: 947/2421
Bir borçtan dolayı mahcuz paraya çevrilmesine karar verilen 4 Lan balı Fllps Marka Radyo ve bir kar, yolanın İstanbul Sandal Bedesteninde 24/2/948 tarihine müsadif sa lı günü saat 15 de satılacaktır. Mu hammen kıymetin yüzde 75 ini bul madiği taktirde ikinci arttırması 26/2/948 tarihine müsadif perşenv
mum mum mum
kuv. kuv. kuv.
200
300
500
526
Haczen satılmak üzere Maliye şubelerince İdaremize getirilip talip nıhur etmemesi dolayıslle ardiyemizde bulunan ve sahipleri Hanri FireJ »e Nikolaki Zolidis tarafından aranıp kaldırılmayan yukarıda cins ve cıymetleri yazılı eşya ilân tarihinden itibaren 15 gün içinde mali kaldırmak üzere müracaat edilmediği takdirde açık arttırma sureti) e satılacağı ilân olunur. (2264)
Mahallenin Belâlısı
(Baştarafı 4 üncüde) penceresindeki kızı hatırladı.
— Evlenmek İstiyorum âyle namuslu bir kız nerede Abdlll efendi?
— Be? parmağın beşi de ğil ya oğlum. Elbet bunlar da bir namuslusu vardır.
Asal, pek fazla oturmadı- Abdü) efendi, ona bir kız peydahlamış gibi konuşuyordu, fakat bu kız kimdi?
amma, bulmalı
bir de-arosın-
— rv —
Asaf göründüğü kadar saf ve ter biyeli bir erkek değildi, amma Ab-dül efendi ve kızı onu melâike kadar temiz kalbi! olarak tanımışlardı. Hele günde otuz, kırk lira kazan dığ; bir fırtına gibi mahallede yayıl diktan sonra Abdül efendi, kızını imam nikâhlle dahi Asafa vermeğe razı geldi-
Asalla. Abdül efendinin kızı Emine İmam nikâhlle evlendikten bir hafta sonra, Asafm bütün foyalan mevdana çıktı. Asaf, ne bir komisyoncu idi; ne de günde otuz kjrk lira kazanan bir erkekti. Bir fabrikada çalışıyor ve günde üç lira yev. mive alıyordu.
Emine, bunu kara talihinin bir cilvesi saymış, baba ocağında çektiği sıkıntıları düşünerek Asafla o-turmağa yine razı gelmişti, amma mahallelinin dedikoduları tahammül edilmlyecek kadar müdhişti.
Emineye Asafın bir serseri olduğunu. fazla kazandığı parayı adi kadınlarla yediğini: Asafa da Eml-nenin eve yabancı erkekler aldığını söylüyorlar, bu yuvayı ykmak i. çin mahalleli ne lâzım geliyorsa hepsini yapıyordu.
Bu dedikodulara ancak Asaf tahammül edemedi ve eve sarhoş gel dlğl bir akşam Emineyi tekme ile
••
kapı dışarı etti- Zavallı Emine o ka dar harab bir halde idi ki...

Asaf, o geceden sonra bütün mahallelinin düşmanı kesildi; mahalleliye âdeta bir belâ oldu. Aldığı gramofonu sabahlara kadar çalı-yor, evine arkadaşlarını getiriyor, mütemadiyen içiyordu.
Emineyi seviyordu, amma bu dedikodular yüzünden ondan nefret etmişti. Artık her akşam Hacı Ha-, san efendinin kulübesine bir kadın getiriyordu.
Hacı Haşan efendi, evinde cereyan eden bu feci hâdiseleri öğrenin ce zavallı kalb sektesinden öldü. Ev Asafa kalmıştı, daha doğrusu Hacı Haşan elendi evi ona miras bırak-nuştı. Çünlçü Asaf, kendisinin oğlu oluyordu.
Asal, Emineyi sevmesine ve hattâ tekrar onu evine almayı düşünmesine rağmen bu dedikodulara inanarak o mahalleden bir gece kimse görmeden kaçtı-
j Önerve 5 (Yücel dâvası! f ÜÇÜNCÜ KİTAB J
? İddia ve Karar (

t Profesör Avukat Kenan ö-r rıer tarafından neşrolunan l ve öner - Yücel dâvasının r üçüncü kitabını teşkil eden L hu eser nefis bir şekilde ba-? Mİıp satışa çıkarılmıştır. Mlk v darı pek mahdut olduğun-1 dan tükenmek üzeredir. Mem
( leket çapında bir dâvanın ta-? ınanılayıcı kitabı olan bu e-\ 5er her Türk mütevverrinln 5 kütübhanesinde yer alacak
( bir kıymet ve ehemmiyette-> dir. Kitabı 'dardan arayın. Ç Fiyatı 175 kuruştur.
L

ZAYİ: — İstanbul Erkek Lise sinden 1944—1945 yılında almaş ol doğum Lise Bitirme Diplomamı zâ yi ettim, yenisini çıkartacağımdan, eskisinin hükmü yoktur.
Nedret Selçuker
eanttnü
>
»
İnci
>
»
»
»
Başlık
î
₺. 1600
500
400
800
250
100
Yeni Sabah'ın
HAN FİYATLARI
maktu bayla,
>
>
> »

t
be .günü ayni yer ve saatte salla-çaktır, isteklilerin mahallinde bulundurulacak memuruna müracaat lan ilân olunur.
ESHAM VB TAHVİLİN
%
% %
%
1M89* •80.—
Î.SÖ60 •3-7270 I06.M68
6.9887
V78860
8 60
11.2498
t 1U41 Demiryolu (
6 Kalkınma |
6 Kalkınma |
6 KfUKmma 9
7 Milli Müdafaa 1
İst. B( rwwmDin lO/iV94a Fİ yatarı
LoncLı₺
Nevyı-rk
Paris
Cenevre
AmsterdaiB
Brüksel
Btokhoina
Prag
Lizbon
ZAYİ : — Haydarpaşa Lisesinden 939 da aldığını olgunluk dlplo mamı kaybettim, yenisini çjkaraca ğınıdan hükmü yoktur.
1362 Sedat Aslıhan
| Tekel G. Müdürlüğü ilânları
Ma zeme Alım Şubesinden
1 — İdaremiz ihtiyacı için 20 metreye kadar uzanabilecek geçme değirmen bir adet itfaiye merdiveni satın alınacaktır. Buna alt malû mat Genel Müdürlük Malzeme Alını şubesinden öğrenilebilir.
2 — İsteklilerin verecekleri merdivenlerin teknik evsafını, fiyatım,
teslim şart ve müddetini bildiren tekliflerini 5, 3/948 tarihine kadar Kabataş Genel Müdürlük Malzeme Alım şubesine tevdi etmeleri ilân olunur. (2198 >
Ödemişte telefon binası inşa ettirilecek
P. T. T. işfetme Genel Müdürlüğünden
1 — Ödemişte yaptırılacak telefon binasının inşaatı kapalı zarf-usullle eksiltmeye Çıkarılmıştır.
2 — Bu işin keşif bedeli 292,685 Hra 24 kuruş olup geçici teminatı 15-457 lira 41 kuruştur.
3 — Eksiltme 2/Mart 948 Salı günü saat 16 da P. T, T, işletme genel müdürlüğü binasında toplanacak satın alma komisyonunda yapılacaktır.
4 — Eksiltme evrakı 14 Hra 63 kuru? karşıüğında Ankarada P. T, T, işletme genel müdürlüğü emlâk ve levazım müdürlüğümden, İstanbul ve İzmir P, T, T, bölge başmüdürlüklerinden alınabilir.
5 — isteklilerin en az 150.500 lira bedelli bir resmi daire binası İn Jaatjnı müteahhit sıfatlle taahhüt ettiklerini ve bu taahhütlerini iyi bir şekilde İfa ederek binanın geçici veya kati kabüllerlrü de yaptırmış olduklarım bildirir resmi dairelerden alınmış iş belgelerini veya en az bu İşin keşif bedeli tutarında resmi daire binası İnşaatını şantiye şefi olarak idare veya denetlediklerini İspata yarar resmi verilmiş vesikalarını bir dilekçeye bağlıyarak 27/Şubat/948 17 ye kadar P, T, T, işletme genel müdürlüğü yapı İşleri ne tevdi .ederek bu eksiltmeye lştl-rak vesikası almalarını
|hendls veya mühendis, yüksek mimar veya mimar olmjyan iştelkilerin
Ertesi sabah. Emine evi boş gö- bu tltrl haiz bir kimseyi inşaatın başından nihayetine kadar istihdam
y At
P'V an
rt ta
(^ar*a'a

.rU-"***
as'® s
B,n»«y’nrt
PYREX
Beher, Erlenmayer, Distilâsyon Balonları V. S.
Misırçarşısı içi 54 numarada satılmaktadır.
Satılık Jip Otomobili
Çiftçi ve Ziraatçilerin nazarı dikkatine
1946 model çok az kullanılmış kasnaktı bir jip otomobili açık arttırma ile satılacaktır. Yüzde yedi buçuk teminat akçesi olan 450 liranın arttırma günü olan 23/2/948 pazartesi günü saat on beşten, nihayet on İki soat evvel Beyoğlu Kurabiye sokak No. 12 de şoförler ve otomobilciler ce miyeti veznesine yatırmaları icab eder.
08.10 M 60 85 70 »3.60 20 33
•o Buuttaki Progva
CUMARTESİ — 21/2/1948
7.29 Açjhş ve program,
7.30 M, e, ayarı,
7.30 Müzik. Hafif Parçalar ıPI.)
7.45 Haberler,
«,00 Müzik: Hafif Melodiler (
8 20 Müzik: Çeşitli Hafif Müzik (Pl) MTlzlk: Şarkılar (P1J Kapanış,
8 46
9.00
12,19 Açılj? ve program,
12,30 M, s, ayarı,
12,30
1300
13 15
Müzik: Çeşitli Sololar (Pl; Haberler,
Müzik: Radyo Salon Orkestrası,
MüzJk: Karjşık Şarkılar.
Müzik: Yeni Dans Plâklaçı Konuşma: B, T, G, D-Kapanış.
M, s. ayarı,
Radyo Çocuk Klübü,
Müzik: Dans Müziği (Pl.) Konuşma.
Müzik: Şarkılar.
M. s, ayan.
Haberler.
Geçmişte Bugün.
Müzik Çeşitli Müzik (Pl.J Müzik: Yurddan Sesler Radyo Gazetesi,
Serbest Saat.
Müzik: İnce Saz,
14.00
14.30
14-55
15.00
16,58 Açılıp ve program,
17,00
17,00
18.00
1830
18.45
1900
19,00
19.15
19.20
19.45
20 15
20.30
20-35
21.15 Müzik: Peşrev, Beste ve Şarkılar,
21 45 Konuşma: Kltab Saati.
22.00 Müzik: Opera Aryaları (Pl.)
22J20 Müzik: Dans Müziği (Pl.) 22,35 M, .s, ayarp.
22.45 Haberler,
23 00 Müzik Dans Müziği tPl.)
23.30 Program ve Kapanış,
Boyu metre
Lira
Kr.
Kr.
316
00
1078
05
05
1394
satılacaktır.
orman
An
>
aradcpo
148
157
75
60
75
2
798
168
992
1054
429
180
321
307
719
784
782
71
47
139
173
12
534
842
730
mik. adet
00 00 00
00
88
29
61
40
Artırmaya konulan cm valin cinsi
>
>
>
>
>
>
*
>
dairelerden günü saat müdürlüğü yüksek mü
Muhtelif
>
2’60
Muhtelif
3-4-5
3-4-5-5,b
2,5-3-4
4.5
1-2
Muhtelif
1,90-2-3.4-5
edeceklerine dair resen tanzim edilmiş bir noter taahhütnamesi verme lerl lâzımdır.
6 — Teklif mektuplarının eksiltme için tâyin olunan günde saat 15 e kadar satın alma komisyonuna tevdii şarttır. Postadaki gecikmeler ka bul edilmez (1662)
Bulunduğu yer Satışa çıkarılan kent kg
187
71
93
490
95 4846
emvali açık artırma suretile
SOLDAN SAĞA :
Besin,
1 2 3 456789
t
*
rünce, hıçkıra hıçkıra ağlamağa başladı. Fakat bütün mahalleli bir belâdan kurtulmanın bayramını yaşıyordu.
M. KAYAR
Satış günü Parti No.
4/3/948 perşembe günü saat 15 de
>
>
>
>
>
>
>
>
>
>
>
>

Devlet Orman isletmesi Burdur Müdürlüğünden
Muhammen bedeli Lira
îlk teminat
(4 EV, 4ARSA
1
2
3
4
5
Çam kalas Çam azman Çam travers Çam odun Çam travers ve kalas Çam azman Çam tomruk Çıra sedir tomruk
Köknar tom Anbalajbk Sedir kalas Çam kalas
M3 D3 Bucak Rampa lan - pamucak-kocadcre - san-derc
Katrandaki
>
Bucak
>
>
Uğurlu A depo 309
>
»
»
>
»
46
25
11
40
10
1076
662
278
842
670
460
976
75
50
30
2
30
25
20
70
70
00
00
00
00
00 00 00 00 00
836
589
697
161
104
47
17
213
54
4410
99
38
48
71
99
40
76
52
92
33
Şen bir yuvaya sahip olmak isterseniz, TÜRKİYE IŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
1948 PLANI
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
Yılda dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV> 1 ARSA ve dolgun pars İkramiyeleri ..
6
7
8
9
10
11
12
13
Yekûn
1 — Yukarıda cins ve mikdarı yazlı
2 — Uğurlu depodaki 309.992 M3 tomruk 100-100-109,992 M3 lük 3 parti halinde satılacaktır.
3 — Alıcı bir partiye iştirak ettiği gibi bütün partilere de birden iştirak edebilir.
4—Buna aid şartname Orman genel müdürlüğünde, Acıpayam) Antalya, Eğridir, Denizli, Afyon, Burdur,
kara orman işletmesi müdürlüklerinde vo İzmir, Bucak orman bölge şefliklerinde Istanbulda orman baş mühendisliğinde görülebilir.
5 — İhale BUCAK ORMAN BÖLGE ŞEFTJÖ1 binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
6 — Talihlerin belirtilen gün ve saatto teminat malchuzlarile birlikte komisyona müracaatları ilân olunur.
(2198)
Küfe halkından delei} Haccacın zulümlerinden kati -yen memnun değillerdi. Ne çare kİ ses çıkaramayıp sükût ediyorlar, hat tâ alkışlamak zorunda kalıyorlardı.
Evet Haccac, ahali kadar büyük lerin de gözlerini korkutmuştu. O -nunla boy ölçüşmekten hepsi âcizdi Şeker huylu olduğu zamanlarda ken dişine her şey söylenebilirdi. Lâkin o muhatabını bir kaç beyit ve cümle 1 le derhal mat edip sustururdu. Natıkası fevkalâde kuvvetli ve hitabeti pek yüksek olduğundan en çetin münakaşalardan daima galib çıkardı. Sulkasdlcrle, ölüm tehdidlerile karşılaştığı ânlarda kuzu gibi uslu olur, İcabında kendisini tehdld edenden af dilemekten bile çekinmezdi. Euna rağ men asiâ korkak değildi. Yerine göre siyaset, yerine göre cesaret ve yerine göre teslimivet silahlarını kullanarak vaziyeti kurtarıverirdl.
Malik ibni Dinar, Haccam ne na-tıkapcrdaz bir zat olduğum» ifade et mek için; «Haccacın minbere çıkıp

Birinci Çekiliş! 1 MART
Hesaplarında altı yüz liradan fazla parası bulunanlar her be$ yüz liraları için çekilişlerde ayn bir kur’a nıunaraaı alacaklardır.
Ayrıca, 21 Nisan 1918 de ÇOCUK HESAPLARI içü> -eogin Ikranılyell çekiliş.
A^k ■ Macera - larih - Cinayet Yagam othttFR»em Z, kor•• naI
kendi hareketlerinin iyiliğine muka -bil İrak halkının kötü hareketlerini belûgat vo fesalıatla anlatLğ.nı din ledikçe onun mazlûm İraklıların za Um olduğunu zannederim» demiştir.
Haşan Basr) hazretleri de Hacca cin natıkası hakkında şöyle naklet -mektedlr:
«Haccac bir gf’.ı menbere çıktı.
(Ey ahali! Eğer bir kimse ömrünün bir sa^tllS: ibadetini Allahdan gayri ye ssrfctsc, o kimse, ömrünün sonu na îi'idar mütehasslr ve gamnâk olmağa lâyikdlr) dedi. İçimi ya?an bu vaazdan pek müteessir oldum.>
Haccacın menberde söylediği şu
Tefrika No. Y

J 2
3
4 fc t


BU ILMAC£|
/ 2 3 4 5 6 / 6
1 N i
| • I a
1 III lııi II
• I i ®
fil I i E
■ ı 1 !
i I 1 K
• a ııı:
M ■ı
sözler de uncak âlim, fazıl, halim ve selim bir adamın ağzından çıkabilir kİ. ounlarııı Haccac tarafından söylenmiş olması cidden hayret edile • cek şeydir;
(Ey ahali! Nefsinizi, nehyolunan şeyhrlo iştigalden zorla menedin. Nefsinizi?, arzvau veçhile anıo’ ve hareketten çekinin. Çünkll neflsden zlyado heva ve hevese dilgk'Jn bir şey yoktur. Cenabı Hak şol kimseye rahmet eylesin ki o, nefsi için bir yulp.r’ittlhaz eylesin; bu yular saye* sinde nefsini hova ve hevese düşmek ten alakoyup daima Allahın tAatına çeksin.»
Halbuki Haccac, dalma nefsin n istediği şekilde hareket ederek bü . tün ömrünü ihtiras peşinde ko.şarak geçirmiş; bu uğurdu pek çok cana kıymış, nAmütenûhl zülüm yapmış; Allah tarafından hür yaratılan in -sanları ı.drrlyetlorindon mahrum kıl mış ve dünyasını zâlim olarak değiş tlrdlğl gibi tarihlerde de zâlim olarak yer almıştır.
Zindancı başı elleri arkadan bağ j. beş kişi getirdi. İkisi ihtiyar, üç donesi gençti. Beşinin do başlan a çık, ayrltlon yalın, elbiseleri lime öms ve benizleri sapsan idi. Sanki mezardan çıkanlıp getdrlknlşlerdL
Haccac, evvelâ ihtiyarlardan biri siııo sordu:
_ Hangi suçla zindana atıldın?
______ Efendimize karşı ıuç işlediğini! hiç hatırlamıyorum. Bir yanlışlı ga kurban gittim.
— Sen Ştlbeybin adamlanndan değil inisin?
— Ben Şübeyblıı yüzünü dahi görmedim.
— O halde larındansın?
— Onu da
— Fakat
halde onlara yardımda bulundun, de ğil mi?
ihtiyar «evet* makamında başını salladı. İkinci ihtiyar da ayni şe kilde ifade verdi.
Sıra genç mahkûmlara gelmişti. Haccac. üçüne birden sordu:
— Sizin suçunuz ne?
Bir donesi cesaretle cevab verdi:
— Zülmo karşı isyan!
— Rimâen zülüm gördünüz;
(Dcva^ var)
1 — Cenup, Bası; 2 — paranın yazısız tarafı; 3 — Sonunt ıL- gelince çalar, Parazit; 4. i,
biçersin (atasözü, Nota; 5 Suçlu; S __ Su vesaire konur (hamauıaa
çoktur). Bir nevi kurabiye; 7 — Eski, Demir yol; 8 — Başma (M) linçe içki sofrasında lâzım olur Birdenbire 9 - Sonuna (S) ilâve t dilerse ve ters okunursa yük gem» si olur. Fuyr’ik
YUKARIDAN AŞAĞI :
1 — Cek iyi, Tersi pehlivan yem linçe söyler; 2 — Bir asit. Bayat dt ğll; 3 — Tersi şöhret. İngilten prensesi; 4 — En iyisi; 5 İkici şa
his, Ermenlleı- çok kullanır; 6 — Sa
hit, Soru edatı; 7 — Enlem dairesi (arzda), Büyük, 8 — Eski Hariciyi vekili, Eski hâkim; 9 — Hiç evlej menılş, Arz.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
Abdurrahmanın adam
görmedim.
yüzlerini görmediğin

1
2
3
4
6 t
*
( t s
K U M A R ■ T : P
1 tM A L M K,UT_A
ö A.L A'D A Nı«/I
AİCİ 1 ■: A R A|B
R a a ku; D 1 İS O,K
XI. M A ■ E L m
M 1 ■: 1 ;Ş|A'R.« Y
E,VİE|N,B|S 1 |M A
HAVUF ! ; Ş F K
İmtina* bainbi:
A. CEMALtODİN SARAÇOĞLU • Yaaı İtlerini fiilen idare eden Yanı İ,leri Müdürü: FATİN FUAP üıatidiği Yer:
«Yeni Sabah* mürettiphane*! Baııldığı yer: «Gün Baıımavl*