CUMA
5
MAYIS 1950
Başmuharriri ı Mümtaz Faik Fenik
Denizeller Caddesi; 1
Posta Kutusu: İM — ANKARA »rlgraf: Zafer Gazetesi Ankara Başmuharrir tel; ....... 1561*
Yazı işleri, idare: ..... 15315 |
Fiyatı her yerde 1* kuruştur.
'DEMOKRASİNİ N~ D~ I R ;
HER GÜN BİR HÂDİSE
Maurice Chevalier'in yazlık şapkası
Partilerin Radyo
Konuşmaları
İstanbul ve Ankara radyosunda konuşan D. P. sözcüleri hükümeti şiddetle tenkit ettiler
Celâl Bayar, Çarşamba'da nutkuna soyl erken
Bayar yakında şark seyahatine
çıkacak
Partilerin radyoda konuşmalarına dün akşamdan itibaren başlanmış ve memlekette geniş bir alâka toplamıştır.
Parti sözcülerinin sözleri sansüre tabi olmadığından parti propagandacıları rahat rahat konuşmuş ve hükümeti istedikleri şekilde tenkit edebilmişlerdir.
Yıllardanberi hükümetin methü senasını yapan aynı radyonun aynı mikrofonu başından hükümet ve onun başındakiler en ağır bir li-sanla tenkit edilmeğe başlanınca halk kulaklarına inanamamış ve sokak başlarından, kahvelerdeki radyoların etrafına kalabalık bir halk kitlesi birikerek hayret ve ★ (Devamı Sa. 6 Sü: 5 de)
Seçim Kanununun ihlâl edilen maddesi
Adviye FENlK
Radyo konuşmalarını dinlemek yasak mı?
İNÖNÜ’NÜN NUTKU İZMİRE
80 BİN LİRAYA MAL OLDU
C. H. P. Genel Başkanı dün İzmir'de yeni bir propaganda nutku söyledi
si hiç bir maddî fedakârlıktan kaçınmamıştır. Hattâ 108 otobüs ve 46 vagonla taşradan köylüleri taşımışlar ve kalabalık toplamaya muvaffak olmuşlardır.
Günün erken saatlerinden itiba-★ (Devamı Sa. 6 Sü: 7 de)
’l İzmir. 4 (Telefonla) — Dünden beri İzmir'de bulunan Cumhurbaş-I kanı İsmet İnönü beklenen ilk se-Içim nutkunu bugün Cumhuriyet Meydanında saat 18.15 de vermiştir Nutku dinlemek için lüzumlu kalabalığı temin etmek için C. H. Parti-
Seçim devresine girdiğimiz likte başaracağız. Yardımınızı is-gündenberi, fiili parti baş- terim.» kanlığı vazifesini artık a- 1 çıkça ifa etmekte beis görmiyen Sayın İnönü, Ege bölgesinde bir propaganda gezisine çıkmış bulunuyorlar. Cumhurbaşkanı oldukları müddetçe fiili parti başkanlığı yapmamaları hakkında C. H. P. Kurultayının vermiş olduğu sarih karara riayet edip etmemeleri bizi fazla ilgilendirmez. Bu hususu, ilerde toplanacak olan Kurultay, her halde düşünecek, Kurultayın ya hakikaten partinin en yüksek ve salâ-hiyettar makamı olduğunu teyit edecek, veyahut şef sisteminin devamına ve direktiflerin bâlâdan -çelmesine mutavaat eyliyecektir
bu. Kurultayın bileceği iştir.
Bizi, muhalif bir parti mensubu olmak dolayısiyle değil, fakat aynı zamanda bir vatandaş sıfatiyle ilgilendiren nokta şudur:
Sayın İnönü, bu seçim devresinde nasıl oluyor da. Cumhurbaşkanlığı sıfatının kendilerine verdiği bazı haklardan faydalanarak, partilerinin propagandasını yapabiliyorlar? Ve yine nasıl oluyor da, devlet bütçesinden parasım ve masrafını ödediğimiz bir hususi trenle C. H. P. nin zaferi için uğraşabiliyorlar? O trenin her tekerleğinde. yaktığı her kürek kömürde muhalif, muvafık bütün vatandaşların verdiği vergilerden bir hisse yok mudur? Ve biz böylece iktidar partisinin işini kolaylaştırmağa hizmet etmiş olmuyor mu yuz? Diğer parti başkanlan Jeep’le seyahat ederlerken, iktidar partisi başkanı, kendi partisinin propagandası için devlete mensup zevatı da malzemeyi de kullanmalı mıdır?
Sayın İnönü’nün bu seçim devresinde sadece parti propagandası yaptıkları aşikârdır. İzmir'de, bıı satırları yazdığımız sırada neler söyliyeceklerini henüz bilmiyoruz. Fakat Eskişehire muvasalat ettikleri zaman meydana toplanan halka irat ettikleri hitabeyi beraberce okuyalım:
«— Önümüzdeki senelerde memleket. millet bizden büyük hizmetler beklemektedir. Bunlan hep bir-
Hep birlikte hizmetler başarmak ve bunun için yardım istemek, Halk Partisi için rey istemek değil inidir? Eskişehirlilerin yapacağı yardıma gelince, bunun da Halk Partisine oy vermekten başka bir şey olmıyacağı pekâlâ tahmin edilir. Böylece, Sayın İnönü, Eskişe-hirin Halk Partisi adaylarından Muhittin Baha Pars ve arkadaşla riyle birlikte büyük hizmetler yapacağını Eskişehirlilere vadetmek-1 tedir; o halde Muhittin Baha Pars'a ve arkadaşlarına oy vermelidir ki. I Sayın İnönüye yardım olsun! Sa- , yın İnönü'nün çalışma arkadaşı o- J larak şunu veya bunu seçmiş olmaları bizi alâkadar etmez. Yalnız şurasına işaret edelim ki, bu nevi parti propagandaları Seçim Kanununun açıkça ihlâline meydan vermektedir. Çünkü Seçim Kanununun 41 inci maddesi aynen şöyledin
«Seçim zamanında genel yollar üzerinde, mabetlerde, kamu hizmetleri görülen bina ve tesisle rinde ve belediyelerce gösterile-
★ (Devamı Sa. 6 Sü: 4 de)
Parti konuşmalarını dinleyen bir radyocu hakkında polis zabıt tuttu
Partilerin radyo konuşmalarının başladığı saatte şehrimizde hoşa gitmiyecek bazı hâdiseler olmuş, radyoda muhalefetin sesini duymak istiyen vatandaşlara bazı yerlerde polis müdahale etmiştir. Devletin resmî radyosunda istediği gibi konuşabilen hatipler maalesef seslerini bazı yerlere duyurmak imkânını bulamamışlardır.
Gazetemizin hemen yanındaki Atatürk İlkokulları karşısındaki İskender Çulhaya ait radyo mağazasındaki D. P. sözcüsünün ırad-ir (Devamı Sa. 6 Sü: 7 de)
Dün Yargıtay Ceza Dairesinde duruşmaya başlandı
Hacı Ömer Bilen
D. P. Ankara adayları: 10
Vatandaş
Bu akşam Ankara Radyosunda 21,15 de ve 21,40 da. İstanbul Radyosunda 18.50 ve 21,50 de Demokrat Parti nin sesini dinleyiniz.
Zonguldak ve ilçelerinde gizli toplantılar başladı
Zonguldak valisi Kaıabükte işçileri kazanmak için hazırlık yapıyor
| demir çelik fabrikası müdürü, Safranbolu kaymakamı ve Safranbolu I Halk Partisi başkanı tarafından l * (Devamı Sa. 6 Sü: 4 de)
Karabük, 4 (Hususî) — Zonguldak Valisi Daniş Yurdakul il jandarma kamutanı ile beraber dün gece Karabük'e geldi. İstasyonda
Hacı Ömer Bilen
AnkaralIların gayet yakından tanıdıkları ve Hacıbayram Camiinde konuştuğu günlerde, binlerce vatandaşın zevkle dinlediği Vaiz Hacı Ömer Bileni hemşehrilerinden birinin mağazasında buldum.
Küçük sivri beyaz sakalı, ateşli gözleri ve daima mütebessim çehresiyle, Ömer Bilen, insana bir yalanlık hissi vermektedir. Ankara
Celâl Bayar Çarşamba’da nutkunu söylerken mahşeri bir kalabalık meydanı doldurmuşu!. Arkada gö rüken beyaz biııa C. Pencerede gözüken zat ta, C. 11. P. adayı Cemil Cahit Toydemir'dir. Resimde meydanı dolduran binlerce kişiden bir kısmını
merkezinde tanındığı kadar civar ilçelerde de sevilen bu mütevazi fakat olgun insanla konuşmam sırasında, yalnız dinî mevzularda değil, memleket meseleleri hakkında da müsbet ve faydalı fikirlere sahip olduğunu anladım.
Hacı Ömer Bilen, Avanos ilçesinin Genezin köyünde 1307 de doğmuştur. İlk tahsilini müteakip, hafız olmuş ve medrese derslerine devamla, Kayseride ikmali tahsil e-derek icazetname almıştır. Aynı ilde. Fıkıh ve Nahiv derslerini okutmakta iken ilk seferberliğin ilânında Yedek Subay olarak vatan müdafaasına katılmıştır. Terhisini müteakip Avanos Medresesi İlmiye Müderrisliğine tayin edilmiştir. Bir çok il ve ilçelerde vaizlik yapmış ★ (Devamı Sa. 6 Sü: 1 de
Müdürü muavini olduğu günlerde Hikmet Tanyu ve arkadaşl arma işkence yapıldığı iddiasiyle açılan dâvaya dün Yargıtay Ceza Dairesinde başlanmıştır.
Duruşmaya başlandığı zaman Urla valisi iken merkez valiliğine nak ledilen Kamuran Çuhruh ve işkence hâdisesi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğünde memur olan Muzaffer Uz sanık mevkiinde bu -lunmakta idiler.
İlk önce hazırlık tahkikatı raporu okundu. Bu raporda işkence yapıldığı iddiasiyle Hikmet Tanyu tarafından 1948 senesinde dâva açılmak için müracaat yapıldı ise de bazı sepeplerden dolayı dâvanın açılmadığı, fakat sonradan şehit olarak ★ (Devamı Sa. 6 Sû: 5 de)
AKINTIYA"!
I__— KÜREK
Vur mokası !
Polat’taki
sel felâketi
12 vatandaş boğuldu, birçok ev yıkıldı
Malatya. 4 (a.a.) — Sel felâketine uğrayan Doğanşehir ilçesine bığlı Polat köyünde insan zayiatı 4 kadın, 8 çocuktur. 1 çocuk da kayıptır. Kadınlardan ikisi asker ailesi ■ ’.r, kocnlurı askerdedir. Sel 25 dakika sürmüş ve evlere kum ve çakıl doldurmuştur. Halk, başta belediye başkanı olmak üzere derhal yardım faaliyetine geçerek evlerde A (Devamı Sa. 6 Sü: 1 de)
£) izde okuma zevki yok di-yenler, kulaklarına kadar kızarsınlar! Alimallah millet.
okunacak kitabı öyle bir biliyor ki! Evvelsi giiıı, Amerikan ki-
tabevinin önünde, 80 bin nüsha
mavi kitap birden kapışılmış! Lâkin bu Amerikalılar, hiç mi
moda cereyanlarını takibetmez-
ler? Baksanıza 1187 de, bir Ana-
yasa yapmışlar. Birleşik Devletler demokrasinin temeli hâlâ
oymuş!
Hiç olur mu efendim? Bize baksınlar da ibret alsınlar! Otuz
senelik Anayasamızın şurası
dar.
burası bol diye nasıl tutturduk
gidiyoruz!
Hem Anayasa dediğin de. kadın modası demektir!
Etekler kâh uzatılmalı, kâh kısaltılmak ki. kumaş tüccarları biraz kâr etsinler!—
Yedekçinin YEDEĞİ
Tenkldler
Dikkotler
Siyaset ahlâkı
Vatandaşla
Tedkikler
ÛHEKEEHHU
bu mudur?
iyasî haytımıza bir gelenek dası saymaktadır.
halinde yerleşmek istidadında ‘ General Ali Fuat Cebesoy’un bulunan üzüntü verici hadise- muhtelif bakanlık işgal etmesi ve ’----1----).*--- I en son olarak, Anayasaya göre,
Devlet Reisi Vekili mevkiinde olan Meclis Reisi yerini işgal etmesi C. H. P. nin en parlak iktidar senelerine rastlamıyor muydu?
Milletin hak ve hürriyetine sahip olmasını tasvip etmek ve bunların C. H. P. tarafından tahakkuk ettirilmediğini anlıyarak, Millete kar-
lerle karşılaşmaktayız.
Muhalefetin memleketimizde kurulduğu ve kuvvetli temellere dayanan hakiki hüviyetini iktisap e-dip, şef sisteminden kuvvet alan iktidar partisine ciddî bir rakip hali ne geldiği gündenberi, iktidar partisi, muhalefet mensuplarını ve on-' u lara iltihak edenleri kötüliyerek, ri_______„___ _____„_____, _ _
Demokrat Partiyi yıpratmak yolu- [ şı vicdan borcunu yerine getirmek nu tutmayı, kendisine, yükselebil- ~
mek için yegâne çare olarak bulmuştur.
Şunu kabul etmek lâzımdır ki, bir partinin vatandaş kütleleri tarafından tutunması ve benimsenmesi bir dereceye kadar onu kuranlara' ve umdelerine tatakkuk ettirmeğe bağlı ise de, o partinin rağbet görmesi daha ziyade vadettiği prensiplere bağlıdır. Çünkü şahıslar ölür ve tasfiye edilebilir, fakat kalacak olan prensiplerdir.
Partiler hiç bir zaman şahıslarla kaim değildir. Bunu tarih bize misallerle vermiştir. Kaldı ki, Demokratik rejimlerde vatandaş kütlelerinin muhtelif partilere temayül ederek gruplaşmaları o siyasî teşekkülün prensiplerini benimsemelerinin bir neticesidir.
Hâl böyle iken, son günlerde C. H. P. nin mutelif sözcüleri 4 se-nedenberi dillerinde ve kalemlerine doladıkları ve türlü isnat ve iftiralarla Milletin gözünden düşürmeğe yeltendikleri Demokrat Parti mensuplarına karşı açtıkları yıpratma siyasetinin neticesizliği karşısında, hiç olmazssa iktidar partisini nasıl küçük mevkie düşürdüklerini anlamalarını bekliyorduk. Tek parti sisteminin son bulduğu bu dört senelik siyasî devre zarfında esefle söyliyelim ki, C. H. P. İslahı nefs e-dememiştir.
Son misalini bu partinin İstan-bulda yaptığı seçim propagandası ; taplantısında bir hatip bir daha vermiştir.
C. H. P. nin kurucuları arasında bulunan ve 1 inci devreden beri mil-letvekiliği ifa etmiş olan General Ali Fuat Cebesoy’un totaliter zihniyete daha fazla tahammül edemiye-rek muhalefet saflarına geçmesi üzerine, şahsına karşı hücumlarda bulunmayı bu hatip, parti propagan.
Aziz Yurtdaş;
Sandık başında intizamı
min etmek yetkisi sandık baş-. kanına aittir. Sandık başını ve gizli oy verme yerini çeviren 100 metrelik bir hudut içinde, sandık kurulu ve partilerin yahut bağımsız adayların müşahitlerinden gayri kimse kalamaz. Yani, sen oy’unu kullandıktan sonra sandığın yanında kalamazsın. Kanun bunu sana müsaade ötmediği gibi, keza, jandarma ve zabıta kuvvetleri de bu hududun içinde kalamazlar ve sandığa yaklaşamazlar. Eğer sandık başkanı lüzum gö rürse zabıta kuvvetlerini yanına (çağırabilir. O çağırmadıkça jandarma ve polis, sandık çevresine giremez ve hiç bir suretle sana müdahale edemez. Onun için dir ki, bir karışıklığa ve intizamsızlığa meydan vermemem sana hatırlatırım.
Seçim günü bir taşkınlık olmaması için kanun, iki mühim yasak koymuştur. 14 Mayısta içki içilmesi yasak edilmiştir İçkili ve içki satan yerler o gün kapalı olacaktır ve o gün sarhoş olanlar ceza göreceklerdir. Ke za, seçim müddeti zarfında, ordu mensupları ve zabıta kuvvet lerinden başka hiç bir kimse, ruhsatı bile olsa, silâh taşıyamaz. Bu yasaklara dikkat etmen, Millî Birliğin selâmeti için, sana düşen birinci vazife olsun.
Yarın seninle yine görüşeceğim, aziz yurtdaşım.
te-
üzere o saflardan ayrılmış olmak Fuat Cebesoy’un temiz mazisini kirletmek (için bir sebep olabilir mi?
25 senedir kötülükleri o parti tarafından bilindiği iddia edilen bir şahsı Meclis Reisliğine getirmiş olmakla o parti Milleti aldatmış ve ona İhanet etmiş sayılması lâzım gelmez mi?
İhtirasa kapılmış, şaşkına dönmüş bu gibi hatipleri belki mazur görürüz, çünkü bu Millet ona yar olan evlatlarını çok iyi bilmektedir, fakat mazur göremiyeceğimiz, iktidarın böyle konuşmaları kendi sözcüleri diye kürsülere çıkartmasıdır. Kaldı ki, Fuat Cebesoy C. H. P. ye istifasını verirken partinin Genel Başkan Vekili bile bu istifa hakkında verdiği kısa beyanatta bir tefsirde bulunmamak nezaket ve olgunluğunda bulunmuştur.
Bir zamanlar C. H. P. tarafından alkışlanan ve Ulus koleksiyonlarında methiyelerle dolu hal tercümesini bulabileceğimiz Ali Fuat Cebe-soy’a isnad ettikleri iftiraları, bir gün gelin de, çünkü dünya halidir belli olmaz, C. H. P. nin bugün idare mevkiinde onları da kötülemek ihtyacmı duyarlarsa, bu, memleket için pek acı bir akıbet olacaktır.
Ali Fuat Cebesoy’un müdafaasını yapmak niyetinde değiliz. Buna kendisinin ihtiyacı olmadığından başka, Millet de sağduyusuna güvenerek esasen hükmünü vermiştir.
Temennimiz, demokrasi rejimine _____________„________v__________ _
ve yeni b:r siyasî devreye girerken, çin Cezaevine gelen bir tarikatçı bu basit politika oyunlarına bir son , yakalanmıştır.
vererek, şahsiyata girişmeden, ya-1 Kızılcahamam köylerinde oturan pacağımız icraatta hak ettiğimiz bu ziyaretçi Ahmet isminde bir ih-mevkie gelmesini b;r anane halinde tiyardır. Başında fes koltuğunda kökleştirmeğe çalışalım. Memleke- . Pilâvoğlunun yazdığı dinî kitap-tin selâmeti buna bağlıdır kanaatin- 1ar, bir kâğıt içinde de bir miktar dayız. | toprak bulunduğu halde Cezaevine
NUSAT gitmiş ve Kemal Pilâvoğlunu zi-
Ankaradan Bursaya Direk
Bir günde otobüsle gidiş Bir kişi altı liradır Otobüslerimiz lüks, konforla, radyoludur.
Hareket saat 7.00 dedir.
Hareket merkezleri: Ankarada Akşehir Oteli Tel: 11577 - 16124 Bursada: İstanbul Garajı.
Yine karışık listeler
mes'elesi
Eğer önümüzdeki meclis her hangi bir partige iktidarı muhafaza etmek için kâfi imkân vermezse memleketin bu sefer yeni bir takım teşriî buhranlara sürüklenmesi d4 mukadder olur
Rüyada taaşşuk’
O u ne iştir, aklımız ermedi, gitti. Meşhur İlân gazetesi bir taraftan Halk Partisine mensup salâhiyet sahibi zevat, memuriyetlerinin kendilerine bahşettiği nüfuzu da kullanarak seçim propagandası sırasında, «Çok u-yanık olmalıyız!» diye imdat 1-şareti çektiğini yazarken, aynı gazetenin altı punto bir çizgi ile ayrılmış diğer tarafaında:
«Demokrat Parti iflâs etmiştir. Celâl Bayaruı teşkilâtı bir Kurunu Vüstâ partisidir!» diye palav.' ralar neşredilmektedir.
Diğer taraftan, devlet treni ile parti propagandasına çıkan C. H. P. Genel Başkanı da, gazetecilerle vaki konuşmasında:
«Kazanırsak yeni hamle yapa cağız. Uyumak devri artık geçmiştir!» sözlerini söylemektedir.
Bu hal, senelerin ilerlemesiyle, C. H. P. bünyesinde açılan rahnelerin artık tamir kabul etmez bir hale geldiğini pek güzel göstermektedir.
Şeflerinin, Bakanlarının ihtiyatlı konuşmaları karşısında man-tık'a ve bugünkü düşüncelere sığmasına imkân olmıyan bu yazılar, yaranın derinliğini gösteren mü. hini deliller addediimelidir.
İlân gazetesinin yumurtladığı şu cevahirlere bakınız:
«Çıkacak, çıkıyor dediler, fakat hâlâ ortada bir şey yok. Çıkmanın ne olduğu kolayca anlaşılır: D. P. beyannamesi, D. P. progrâ-mı. Görünüşe göre bu iş tam bir çıkmaza girmiş bulunuyor. Demokrat Parti millet gözünde iflâs etmiş haldedir. Celâl Bayarın kurduğu bu teşkilâtın bir Kurunu Vüstâ partisinden farksız olduğu artık iyice anlaşılmıştır. Bn beyanname, çıksa da ne ifade e-ecektir?. Bir sürü tenkit, itham ve kötüleme... D. P. nin seçim beyannamesi yayınlanacağı söylentisi bugün de teyit edilmemiş bulunuyor. Bu vaziyet anlatıyor ki, muhalefet iş görmek azminde değil, sadece iktidar peşindedir.»
Nasıl, beğendiniz mİ? Biz bu yazıvı okurken, Halk Partisinin düştüğü adam sıkıntısına üzüldüğümüzü sakhyamıyacağız. Bu gibi, birbirini tutmaz, ne dediği an-lasılmaz, yazıya bir de üstelik verilen paraya da acımamak elden gelmiyor. Düzine düzine Ba -kanlar Heveti kuracak kadar a-damları olduğunu iftiharla iddia eden, iktidar partisinin kullandığı, şu yazıyı yazana bakın!... İf lâs eden, partinin, proğramınıb hâlâ neşredilmemiş olması karşısında teessür duymakta, sonra bundan vazgeçerek, program işini çıkmaza sokmakta ve hemen akabinde de D. P. nin, hem de halk gözünde iflâs ettiği kehanetini savurmaktadır. Bu kadar birbirini tutmaz lâftan sonra, bari işi biraz düzeltse, o da yok!... Satırlar ilerledikçe, berbatlaşmak gırla... Neymiş, bu vaziyet keskin zekâya şunları ilham ediyormuş:
«Muhalefet iş görmek azminde değil, sadece iktidar peşindedir!» Ve D. P. bir Kurunu Vüstâ partisidir!.»
Kurunu Vüstâ’da parti, iflâs e-den partiden program talebi...
Acaba, uykuda gezen gibi uykuda yazan diye yeni bir hastalık mı çıktı? Ne diyelim Allah şifa
ulağımıza gelen ve gazetelere intikal eden haberlerden öğreniyoruz ki, vatandaşlar bilhassa büyük şehirlerde karışık listeler üzerinde yine ısrarla durmakta imişler. Elbet her vatandaş dilediğine rey vermekte ve bu suretle Devlete karşı olan vezifesini yerine getirmekte serbesttir. Bu onun en mukaddes hakkıdır. Fakat biz fikir olarak karışık listelere pek taraftar değiliz. Sebenini izah ğim zaman okuyucularımızın haklı bulacaklarından eminiz, tanbul, Ankara, Konya gibi nüfusu kalabalık ve çıkaracağı Milletvekile-ri yekûnu kabarık olan şehirlerde ortaya çıkan parti listelerindeki bütüm isimler bütün vatandaşları elbet tatmin edemez. Herkesin kendine göre bir görüşü, adaylar hakkına bir kanaati vardır. Böyle o-lunca vatandaş kendince meclise girmesini lüzumlu bulduğu adayları muhtelif partilerimizden seçerek, listesini tanzim edebilir. Ancak şu noktaları nazarı dikkatten uzak tutmak şartı ile:,
Evvelâ, Allah izin verirse ve iktidar da verdiği sözden caymazsa ilk defadır ki. bu memlekette serbest reyle bir meclis kurulmuş1 olacaktır. Bu hadise memleketin! tarihine geçecek en esaslı inkılâplardan biri olacaktır. Zira şimdiye [ kadar hiç bir devirde bu memleket kendi reyi ile bir meclis kurabilmiş değildir. Meşrutiyetten beri daima seçim üzerinde iktidarda bulunan partiler amil olmuşlar ve hiç bir zaman bu memlekette halkın iradesi hâkim olmamıştır. Onun için bu seçimler her milletin dört senede bir kere baş vurduğu bir millî irade yoklaması değildir. Sükûnet içinde cereyan eden bir. inkilâptır. Başka memleketlerde bu neticeleri asırlarca evvel istihsal etmek için çok kan dökmüşlerdir. Biz ise, Milletin arzu ve şuuruna dayanarak bu istihaleyi bir bayram şenliği içinde yapmak istiyoruz. Bu itibarla bu istihalenin tam olarak cereyan ettiğini ancak iktidar değişmesi ile idrak edebileceğiz. İktidarı değiştirmek için muhalefet listelerinden beğenmediğimiz şahıslar ve şahsiyetler olsa bile fedakârlıklar yapmamak zorundayız.Şurada bir paran tez açarak kendi noktai nazarımızı da bir kere daha ilân etmeği faydalı buluruz. Biz Halk Partisinin iktidar dan düşmesini, memlekette yerleş-1 mesi icap eden hayırlı bir zihniyet icabı olarak lüzumlu addediyoruz. I Memlekette yerleşmesini arzuladı- j ğımız zihniyet şudur: Muhalefet de şereflidir ve en az iktidarda olanların yaptıkları kadar memlekete hizmet edebilir. Halk Partisi muha- ' lefete düşmekle şuda sabit olur ki, | devleti idare edecek kadrolar dar ve dolmuş değildir. Yeni simalar ( devlet yapısında vazife alabilirler,; kaldı ki, bizce Halk Partisinin muhalefette yapacağı hizmet de büyük
NUSAT
Pilâvoğlunu ziyarete gelen müridi
Dün Ankara Cezaevi önünde Ti-canî tarikatına mensup olduğu anlaşılan ve bu tarikatın «Şeyhi. Kemal Pilâvoğlunu ziyaret etmek i-
I yaret etmek istediğini söylemiştir. I Cezaevinin önündeki jandarmalar Pilâvoğlunun tahliye edildiğini söylemiş iseler de Ahmet hiç olmazsa onun yattığı yeri ziyaret etmek için müsaade istemiştir.
Elindeki toprağı da Pilâvoğluna getirdiğini söyleyen Ahmet, jandarmalar tarafından yakalanarak Emniyet Birinci Şube Müdürlüğüne teslim edilmiştir.
Ahmet fes giymek ve tarikatçılık yapmak suçlarından savcılığa verilecektir.
V
Milletvekilleri Seçimi Kanununun 53 üncü madesi gereğince propaganda iğin duvar ilânlarına muktazi ve 1, 2, 3 Mayıs tarihlerinde gazetelerle belirtilen yerlere ilâve olarak aşağıdaki yerlerin de ayrılması uygun görülmüştür.
Afiş suretiyle seçim propagandası yapmak isteğinde olan siyasî partilerle bağımsız adayların acele Belediyemize müracaatları lüzumu ilân olunur. i?.
1 — Kavaklıdere otobüs durağı,
2 — Güvenevlerî otobüs durağı,
3 — Altındağ karakolu karşısında cami inşaat şantiyesi bina
sının ön ve yan duvarları,
4 — Telsizler - Yenidoğan asfaltı üzerinde Yüksel Sineması
(Kapının yan tarafındaki ve asfalt üzerindeki duvarlar),
5 — Aktaş asfaltı üzerinde Yıldız Sineması cephesi. (2916)
’3 tarikatçı mahkûm oldu
Bundan bir müddet evvel dinî âyin yaparken suçüstü yakalanan Nakşibendî Tarikatı Şeyhi Ahmet Hamdı Güngör ve 12 arkadaş aleyhine Üçüncü Asliye Ceza mahkemesinde açılan dâva dün sona ermiştir.
I Dünkü duruşmada mahkeme Nakşibendi Tarikatı Şeyhi Ahmet Hamdi Güngör ve arkadaşlarının suçunu sabit gördüğünden üçer ay hapislerine ve 150 şer lira para cezasına çarpılmalarına karar ver-
I 7 telefon kabinesi yaptırılacak ! Şehir dahilindeki telefon kulübelerinin ihtiyacı karşılamadığını gören P. T. T. idaresi yeniden 7 telefon kulübesi yaptırmaya karar vermiştir.
Bu kulübeler bilhassa şehrin en kalabalık yerlerinde inşa edilecektir.
etti-
îs-
—— Yazan: ——
Cıhad Baban
olabilir. Uzun senelerin teraküm. ettirdiği tecrübeler, eğer varsa ortaya dökülerek iktidardaki Demokrat Partiye yol göstermek bakımından faydalı bir yardımcılık yapabi-1 lir. Halk Partisi şimdiye kadar muhalefetin yapıcı tenkitlerde bulunmadığını söylüyordu. Bu yapıcı tenkitlerin nasıl yapılacağını bizzat göstererek memlekete iyi bir misal verebilir. Bunların hepsinin üstünde de eğer Halk Partisi lnönünün sağlığında muhalefet saflarına geçerse, vahdetini bozmaz ve onun kuvvet ve nüfuzundan istifade ederek kendi bünyesini bir takım tufeylilerden temizleyebilir. Bunun için biz iktidarın değişmesini arzu ediyoruz. Ve bunun içindir ki, vatandaşlara karışık listeler yapmamalarını tevslye ediyoruz. Bizi bu
tevsiyeleri yapmağa sevkeden sebepler yalnız bu kadar değildir. Vatandaşlar bilmelidirler ki, memleket hizmetine koştukları insanlar takım halinde çalışırlarsa bir birlerine ve memlekete faydalı olabilirler. Bir Hikmet Bayur, bir Bayar ve I bir Şükrü Kaya veya Hilmi Uran bitaraf vatandaşlar indinde belki aynı derecede kuvvetli şahsiyetler-I dir. Fakat itiraf etmek lâzımdır ki, takım halinde bir mesai mevzu-bas olduğu zaman, Hilmi Uran ile Bayan ve Hikmet Bayuru bir masa etrafında toplamağa imkân yoktur. Unutmamak lâzımdır ki eğer önümüzdeki meclis herhangi bir partiye iktidarı muhafaza etmek için kâfi miktarda imkân vermezse memleketin bu sefer yeni bir takım teşrii buhranlara sürüklenmesi de mukadder olur. Eğer iktidar doğru söylüyorsa, mademki vatandaşlar millî iradelerini kendi ellerine almışlardır, şu halde millî iradeyi elde tutmanın mes’uliyetini de kalble-rinde elbet duyacaklardır.
I
V
Maliye Bakanı Ankaraya döndü
Bursada Balayım geçirdikten sonra seçim bölgesinde propaganda gezisine çıkmış olan Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal, dünkü ekspresle şehrimize dönmüştür.
İNŞAAT İLANI
Ereğli Kömürleri İşletmesi Genel Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin yaptıracağı Zonguldak - Çaycuma, Kozlu -(Ereğli - Devrek şosesi) ve Kandilli - (Ereğli _ Devrek şosesi) yollarının etüdü işi kapalı zarf usulü ve vahidi fiyat esasiyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu işin tahmin edilen bedeli:
— Zonguldak - Çaycuma yolunun (11.200,—) Liradır.
— Kozlu - (Ereğli - Devrek şosesi) ve Kandilli - (Ereğli - Devrek şosesi) yollarının (24.550,—) Liradır.
3 — Muvakkat teminat miktarı: e.
— Zonguldak _ Çaycuma yolu için ( 840,—) Liradır. — Kozlu - (Ereğli - Devrek şosesi) ve
Kandilli - (Ereğli - Devrek şosesi) yolları için ( 1.840,—) Liradır.
4 — Eksiltme evrakı, Zonguldak - Çaycuma yolunun (5,—) lira, Kozlu - (Ereğli . Devrek şosesi) ve Kandilli - (Ereğli - Devrek şosesi) yollarının (10,—) lira mukabilinde:
Zonguldak’ta: Etüd - Tesis Grupu Müdürlüğümüzden, Ankara’da :) Etibank lnşıat Müdürlüğünden, İstanbul’da : Etibank Şubesinden temin edilebilir.
5 — Eksiltmeye iştirak edeceklerin, ihale gününden üç gün evveline kadar işletmemiz Etüd Tesis Grupu Müdürlüğüne müracaat ederek ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
6 — Eksiltme 24/5/1950 Çarşamba günü saat 15 de, Zonguldak-ta Ereğli Kömürleri İşletmesi Etüd ve Tesis Grupu Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
7 — Teklif zarfları eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş olarak ihale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde İşletme Genel Müdürlüğü Baş Kâtpliğine teslim edilmiş olacaktır.
Postada vaki olabilecek gecikmeler nazan itibara alınmaz.
8 — İşletmemiz, ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
(2911)-(340)
) I .........
Etibank Genel Müdürlüğünden
Ticaret şubemiz haricî anlaşmalar servisi için İngilizce ve Fran-sızcayı iyi bilen bir ekspere ihtiyaç vardır.
Ehliyetine göre, 625 liraya kadar ücret verilecektir. Taliplerin 15 Mayıs 1950 akşamına kadar bir dilekçe ile Personel İşleri Müdürlüğüne müracaatları. (2866)
Hikmet YAZICİOGLU
Yazlık bahçelerde hazırlık
Mevsim dolayısiyle yazlık bahçelerde büyük bir hazırlık göze çarpmaktadır.
Bu arada geçen sene bir elden satılan biranın bu sene bütün İhtiyaç sahiplerine fabrika tarafından verilerek aradaki mutavassıtın kaldırılmasıyla bir şişe biranın 50 kuruşa satılabileceği tahmin edilmektedir.
Kırıkkolede C.H P. dan istilalar
Kırıkkale Delice bucağına bağlı C. H. P. Kudat ocak başkanı Halil İbrahim Körpe 25 âzasiyle beraber istifa ederek bugün D. P. ye kayıtlarını yaptırmışlardır.
Bir çocuğa otomobil çarptı
Dün saat 13 sıralarında Yenişehir Necatibey caddesinde bir taşıt kazası olmuş ve yedişer yaşında, el ele tutuşmuş vaziyette mekteplerine giden iki çocuktan birisi anî o-larak karşılarına çıkan bir askerî jipin çarpmasiylt! hafif surette yaralanmıştır.
Yaptığ'mız tahkikata göre orada bulunanları heyecana düşüren ve tehlikesizce atlatılan bu kaza şöyle olmuştur:
Gülhane Hastahanesi asistanlarından Kemal Tezel'in yedi yaşındaki kızı Oya Tezel, yine yedi yaşlarında Gülden Antay isminde diğer bir çocuk öğle vakti mektebe gi derken anî olarak karşılarına bir askerî jip çıkmıştır.
Jip’in çarpmasiyle Oya Tezel hu-fif surette yaralanmış ve kanlar i-çinde yere yuvarlanmıştır.
Yaralı çocuk derhal hastaha-neye kaldırılarak tedavi altına a-lınmış ve şoför hakkında da tahki-kikata başlanmıştır.
Klnıse kapıma vuramazdı. Tek başıma, yapayalnızdım. Oh... Bu ne güzel şeydi. Yarın sabah uyandığım zaman büsbütün baş ka bir haleti ruhiye ile, daha salim, daha hür, aşk bunaltılarından kurtulmuş mesut bir a-dam olacaktım.
Ben, akşamla sabah arasında vukubulan bu gibi değişikliklere her zaman inanmış ve güven-mişimdir. O akşam yatarken böy le bir inançla doluydum. Zannediyordum ki yarın sabah artık fikrimde ve ruhumda kızıl saçlı kızdan eser kalmıvacak. Genç bir adanı eyimserliği ile, bütün bunların, trende ve vapurda o-nunla hep beraber oluşumdan ileri geldiğini düşünüyordum. Halbuki şimdi ayrılmıştık. İki ayrı çatı altında yaşıyorduk ve aramızda bütün dünyanın en geniş ev ve sokak ummanı vardı. Nakahat devrine girmiş bir hasta gibi, rahat yatağımda kendimi mesut ve emniyette hissediyordum. Artık bu işe bir daha başlamıyacaktım. Allahım, beni uçurumun kenarından çekip kur tardığın için sana bin şükür olsun!... Hayır bitti artık.
Aradan bir saat geçti. Işığı yaktım. Yataktan fırlayıp alelâ-cele giyindim. Merdivenleri dörder dörder inerek hole geldim ve btr taksi çağırttım.
Yazanı FERENC MOLNAR
— Grinale oteli. Batıda 88 inci
Grinale otelinin bürosunda beni gözlüklü ihtiyar bir adanı karşıladı.
— Bayan Gai lütfen... dedim.
— Nasıl?... Bir daha tekrarla yın...
— Gal.
Kimse işitmesin diye alçak sesle konuşuyordum. Memur, büyük bir defteri karıştırıyordu. Nihayet:
— On birinci kat, 25 numara, dedi.
Bu defterde o kadar çok isim vardı ki... Başka bir sual sormaktan kendimi alamadım.
— Bay Maybom, Palı May-bom da burada mı?
Bu sefer, ismin bütün harfle-rini teker teker söyledim. Memur yine defterine daldı. Geçen bir kaç dakika yıl gibi geliyordu. Nihayet:
— Altıncı kat, 40 numarada, dedi.
Derin bir nefes aldım. Pall o-nunla beraber, hattâ onunla ay-
ni katta yatmıyordu. Aralarında beş kat vardı. Asansöre doğru yürüdüm. Büronun üzerine bir alay akşam gazetesi yığmışlardı. Bir tanesinin baslığı gözüme ilişti: -Polonya’da 200.000 kişi öldürüldü».
Asansöre giderken, yüzümün hararetinden kızarmış olduğumu hissettim... Dünya ateşler i-çinde çatırdayıp göçerken ben... Evet ben, kızıl saçlı bir kız, ne idüğü belirsiz bir adamla yatmadı diye rahat nefes alıyor, kendimi mesut hissediyordum..
DOKUZUNCU FASIL
On birinci kat, numara 25 in kapısını vurdum. İçeriden biri gelip sürgüyü çekti. Edith’in sesi:
— Kim o? diye soruyordu.
— Benim.
Kapıyı açtı. Kısa, şeffaf denecek kadar ince, açık pembe renkte bir kombinezonla karşımda onu buldum. Hemen hemen çıplak denebilecek bir haldeydi.
H ç bir zaman onu bu kadar güzel bulmadım. El kadar bir
Çeviren: M.T. ipekli parçası içiııe barınmış ince, zarif ve harikulade şehvetli vücudünü ilk defa bu kadar çıplak görüyordum. Arkasını ışığa vermiş olduğu için vücudünün biçimi, hatları daha bariz bir şekilde belli oluyordu.
O anda ne söylense gülünç kaçacağını biliyordum. Vücudünü kollarınım araşma alarak âdeta vahşi bir kuvvetle sıkmağa başladım. O kadar ki nerede ise kemikleri çatırdayacaktı. Fakat, ne yazık, sükûtum uzun sürmedi. Bir sual zihnimi kurcalıyordu.
— Çini çıplak nasıl kapıyı açtın? dedim.
— Kim o? diye sordum ya... Senin sesini duyunca açtım.
— Ama, kim o diye sormadan evvel, sürgüyü çekmiştin. Demek ki birini bekliyordun. Gelen bir hademe olabilirdi, otel memurlarından biri olabilirdi. Gelenin kim olduğunu bilmesen sırtına bir şey alırdın...
Edlth gülüyordu.
— Ne demek İstiyorsun? dedi
Yâni birini mİ bekliyordum?...
— Bilmem.
— O halde.
— Belki Pali geldi) zannet-nıişsindir.
Yine gülmeğe başladı.
— Senin olduğunu biliyor dum, dedi.
— Nereden biliyordun.
— Biliyordum işte.
— Neden daima yalan söylüyorsun Edith?
— Bana işkence etme. İşte beraberiz. Memnun değil raisin?
Mesut bir çocuk gibi, daha doğrusu uzun zaman melûl mahzun karanlıkta bekledikten sonra geç vakit eve dönen efendisinin kucağına fırlayan küçük bir köpek gibi boynuma sarıldı. Öptü, ısırdı, gıcıkladı.
— Geleceğinden emindim, diyordu.
— Yalancı...
Bu söz üzerine harareti birdenbire söndü. Gözleri biraz daha büyümüş gibiydi. Mahzun mahzun yüzüme bakarak...
— Bu söz... Bu söze lâyik değilim ben, dedi. İşte sana lıer şeyi anlatıyorum. Pali bir saat vel kapımı çaldı.
— Evet...
— O zaman daha giyiniktim. Valizimi açıyordum. Beni bir dansinge içmeğe ve dansetmeğe
(Devamı var)
Bâiâ’da bir kadın kaçırıldı
Bâlâ ilçesinin Karaali bucağına bağlı Virantaş köyünde bir kadın kaçırma hâdisesi olmuştur.
Henüz hüviyetleri tesbit edile-miyen bir kaç kişi aynı köyde oturan Ayşe ismindeki dul bir kadını kaçırmışlardır.
Kaçırılan kadın ve sanıklar jandarmalar tarafından aranmaktadır.
Demokrat Parti (1) numaralı bucak başkanlığından:
Bucağımıza mensup teşkilât 1, 2, 3 üyelerinden, seçimde köylerde vazife alîyi arkadaşların 7/5/950 Pazar günü saat 10 da bucak binasına gelmeleri rica olunur.
| TAKVİM I
Rumî: 1366 — Nisan 22
Hicri: 1369 — Recep 17 5 Mayıs 1950 Cuma
ZAFER
Sahife : 3
HER GÜN BıR HÂDİSE
B.M.deki Amerikan murahhasına göre
Almanya olayları
B erlinde 1 Mayıs günü hâdisc-siz geçti. Bir çok söylentilerin hilâfına olarak ne Doğudan bir yürüyüş, ne de Batı bölgelerinde komünist unsurların herhangi bir taşkın hareketi görülmedi. Batıklar, keyfiyetten duydukları meni nunluğu Belediye Başkanı Reuter’e resmen bildirdiler.
Bununla beraber, bu bir günlük nisbî sükûnun altında bir müddet evvel başlamış olan bir faaliyetin âsannı müşahede etmek mümkündür. Almanlar, bütün Almanya’nın birliğini kurmadan evvel prova kabilinden, Şerlinin birliği esasını ileri sürmektedirler. Berlinin dört belgesinde ayni zamanda serbest belediye seçimlerinin yapılmasuıı talep etmekle bu işe başlamış bulunan Berlinliler, bu teklifi Batılı kumandanlara kabul ettirmişlerdir. Batıklar, daha sonra bütün Alman-yaya teşmili mukarrer bulunan bu seçimlerin yapılmasına müsaade ettiklerini 21 Nisanda Berlindeki Sovyet kumandanı General Ko-tikov’a bildirmişlerdir.
Batılı, kumandanlar, bu mektuplarında, seçimlerin işgal statüsünde herhangi bir değşikliği müstehzim okrayacağını da kaydetmiş bulunmakta idiler.
Dün, Sovyet kumandanlığının bir sözcüsü, bu teklife cevap verilemi-yeceğini mucibi sebep serdetmedeıı bildirdi ve bu suretle de Berlin seçimleri en az bir müddet için askıda kalmış oldu.
Böyle bir teklifin, Sovyetler ta rafından, niçin reddedildiği bilinmemekle beraber, bir çok Almanların, Batılı müttefiklerin mektuplarındaki işgal statüsü üzerinde es-kidenberi durmakta oldukları ve bu statünün tefsiri bahsinde işgal makamlariyle ihtilâfa düştükleri malûmdur. Bunun en son misali Yüksek Kontrol Konseyinin, Batı Almanya Federal Devleti tarafından isdar edilen bir vergi kanununa karşı, işgal statüsünün bahşettiği hakla, vetosunu kullanması şeklinde tezahür etmiştir. Filhakika Bonn Hükümet, bütçesini hazırlarken, başta gelir vergisi olmak İ^ere, bazı vergilerden indirmeler yapmış bulunuyordu. Yapılan bn tenzilât devlete 900 milyon marka mal olmakta idi. Müttefik makamları, Alman Maliye Nazırını dâvet ederek, bu 900 milyon markın ne suretle yerine konacağı hakkında izahat talep ettiler. Neticede anlaşıldı ki, Bonn hükümeti bu 900 milyon mark açığı kapamak için müttefiklerin yardımına güvenmektedir. Bunun üzerine konsey bu vergi kanununa karşı vetosunu kullandı. Yani kanunu durdurdu. Halbuki, hükümet zengin mükelleflere ve bilhassa şirketlere kazandıracağı bu 900 milyon ile özel teşebbüsü geniş imar ve endüstri hareketine başlatmak niyetinde idi.
Almanlar, bu vaziyet dahilinde, Avrupa konseyine girmeleri hususunda vâki dâveti kabul edemiye-ceklerini bildirdiler. Başbakan A-denauer, Federal Hükümetin dahilî işlerine müdahale imkânını veren statünün derhal değiştirilmesini istedi. Filhakika müttefikler arasında varılan bir anlaşma gereğin-bu statünün önümüzdeki Ekim Jjanda yeniden tetkiki kararlaştırıl mış bulunuyordu, fakat, Alman Baş bakanı, bir yandan Mecliste muha lefet tarafından vâki hücumlar, diğer taraftan umumiyetle halkın, son hâdiseler dolayısiyle hükümete karşı takındığı lâkayt ve inançsız tavır karşısında bu talebini tekrarlamak zorunda kaldı.
Vergi kanununun müttefikler, Alman . „ (
uzmanlardan müteşekkil bir ko-misyon kurulmasına karar verdiler. Bu komisyonun ne gibi neticelere vardığı ve ne gibi kararlar alındığı şimdilik tamamen bilinmemekle beraber, Almanlarla Batılı müttefikler arasındaki münasebetlerde hafif bir salâh kaydedildiği birbirini takip eden üç hâdise ile meydana çıktı. Evvelâ Atlantik müdafaasiyle ilgili olarak, Vaşingtonda, Avrupa-ya verilecek tek tip silâhlardan bazılarının yedek akşamını Almanya-ya yaptırmak bahis mevzuu edildi. Buna muvazi olarak, İngilizler, ken di işgal bölgelerindeki Göring çelik fabrikalarının sökülmesini durdurdular. Ve nihayet Almanya, bu zamana kadar Sarre’in mevcudiyetini ileri sürerek katılmayı reddettiği Avrupa konseyine, kayıtsız şartsız girmek kararını verdi.
Görülüyor ki, karşılıklı tavizlerle, münasebetlerde şimdilik bir ferahlık hissediliyor. Bu nc zamana kadar sürecek? Yeni bir hâdiseye kadar. Çünkü, bu sütunlarda mii-J“addit defalar izah etmeğe çalıştı Thmız gibi, Almanyanın hedefi ne Batıya katılmak, ne Doğuya bağlanmaktır. Almanyanın hedefi birleşmektir. Bu zamana kadar vuku-bulan hâdiseler bunu kâfi sarahatle göstermiştir; gelecek, Almanya-nın nasıl bir komşu olabileceğini Batılılara daha veciz bir surette anlatacaktır.
tetkiki için, ve müttefik
Rusya teşkilâtı terketmemelidir
Austin Rusyanın ti. Milletlerden çıkmasına mâni olacağınısöyledi Vaşington, 4 (a. a.) — Başkan " ’ ” ' ”
Tçumanla yaptığı bir görüşmeden sonra beyanatta bulunan Birleşmiş Milletler Amerikan delegesi Wa-ren Austin demiştir ki:
«Rusyayı Birleşmiş Milletlerden çıkarmak için yapılacak her türlü teşebbüse kat'iyetle karşı koyacağım.
Bu sözlerin, Başkan Trumanla yaptığı konuşmaya konu teşkil e- ‘ dip etmediğini açıklamayan Austin,1 sözlerine şöyle devam etmiştir: |
Bazıları demokrasiler arasında I hüküm süren birliği Rusyanın Bir-1 leşmiş Milletlerde veya başka yerlerde kullandığı taktiğin bu birli-. ğe sebep olduğunu farketmez gibi görünüyorlar.
1 94G seçimlerinden bir kaç " gün kadar evvel, İktidar Partisi ileri gelenlerinden bazıları, büyük bir debdebe ile. Trabzon Limanının temel atma törenini yapmışlardı. Fakat hâlâ liman bitmiş değildir!
Tuhaf değil mi? 1950 seçimlerinden on gün evvel de Haşan Saka, Trabzonda hava limanının temel atma törenini yaptı!
Sudan sonra hava!... Hava dan, sudan rey kazanmak buna derler mi, diyeceksiniz? Hayır; korkarım, bu gidişle 1954 de sığınacak liman bulamıyacak. lar! — A. F.
Maurice Chevalier'in
yazlık şapkası
Maurice edebiyatla uğraşmaya.
şiirler yazmaya başladı
İsrail - Ürdün
münasebetleri
İlhaka karşı henüz biı
karar alınmadı
Kudüs, 4 (a.a) — İsrail parlamentosu, hükümetin, Arap Filistinın -kral Abdullah tarafından ilhak ı edilmesine karşı güttüğü siyaseti ittifakla tasvib etmiştir.
Hükümet lehine sıfıra karşı 57 oy ; verilmişti-. Aleyhteki bütün takrir- ) ler reddedilmiştir. (
İsrail dışişleri bakagı Moshe Sharett, Şeria nehrinin Batısında ( hiçbir rejimin, İsrailin riza ve iş- ( birliği olmadan kendini emniyette , sayamıyacağını söylemiştir. Nehrin j Batısındaki Arap '-bölgelerinin kral Abdullah tarafından ilhak edilmesi 1 konusunda parlâmentoda cereyan e-den müzakereler esnasında sorulan ■ biı- suale cevaben Sharett, hükümetin Üı-dünün hareketine rıza gösterdiği hakkında .muhalefet tarafından ileri sürülen iddiaları reddetmiştir.
Tifo lt.)i)a ile işbirliği istiyormuş
Belgrad, 4 (a.a.) —Kurtuluş har- , binde Yugoslavyada çarpışan ve 1 Belgradda 1 Mayıs resmî geçidine l iştirak eden İtalyanları kabul eden l mareşal Tito demiştir ki:
Yugoslavya İtalyan milleti ile ancak iyi münasebetlerin tesisini arzu etmektedir. Faşist ve mürteci unsur lar tarafından yapılan iftira ve , hücumlar hiç bir zaman İtal -yan milletine karşı durumumuzu , değiştirmiş değildir. İtalyan milleti j ile işbirliği bizim için çok kıymet- , ldir. Mareşal Tito geçmişte veya ( şimdi İtalya Jle Yugoslavya arasında askıda kalmış hiç bir meselenin iki millet arasındaki iyi mü- ■ nasebetleri bozmıyacağını söylemiş, ' kominform ile Yugoslavya arasındaki ihtilaftn uzun uzun bahsederek demiştir ki:.
Sosyalist memleketler arasında mevcud olması lâzım gelen münasebetler hakkında Sovyet Rusyanın noktai nazarının yanlış olduğu kanaatindeyiz. Yani bütün milletlerin büyük bir memlekete tabi olması lâzım geldiği kanaatinin yanlış olduğu fikrindeyiz.
Uçan daireler yine göründü
Le Mans, 4 (a.a.) — Neuville Sur Sarthe halkı semada uçan dairelere benzer şekiller görmüşlerdir. Çok yüksek bir irtifada uçan bu daireler birdenbire başdöndürücü bir sür’at. le 300 metreye kadar inmişlerdir. Saat 16.30 a doğru semada görülen bu çok parlak şekiller arkaların da dumandan bir iz bırakarak saat I 17 de kaybolmuşlardır.
Serbest Fıkra
MOcohU TOPALAK
Arnavutluk bütün I ittihamları reddediyor
Lake Success, 4 (a.a.) — Birleş-miş Milletler genel kurulunun 12 | Kasım tarihli karar suretine, Ar-; navutluk hükümeti tarafından ge-I nel sekreterliğe yerilen cevapta Ar-' navutluğun Yunan işlerine hiç bir ' zaman karışmadığı belirtilmekte ve : iki memleket arasındaki münasebet-; lerin fena safhaya girmesi mes'uli-1 yeti Yunan hükümeti üzerine yük-Başbakan eski idjialar.nda inmektedir, Cevapta, Arnavutlu-
1 gun Yunan çetelerine maddi yar-
• srar ediyor jdım eden başlıca kaynak olduğuna
' I dair Birleşmiş Milletler Balkan
Roma, 4 (a.a) — (United Press) tahkikat komisyonunun verdiği ra-— İtalyan başbakanı Alcide de G)as- porun yanlış olduğu belirtilmekte-peri âyân meclisinde hükümetinin cjjr Tirana hükümetinin kanaatine Trieste bölgesinin İtalyaya dönme- göre) Atina hükümeti Balkanlarda sini derpiş eden ve 1948 de üç bü- takip ettiği mütecaviz siyasetle hu-yükler tarafından verilmiş olan ga- dud. hâdiseleri çıkarmakta ve mil-rantinin tatbik edileceği ümidinde letlerarası barış ve güvenliği tehli-olduğunu söylemiştir. | keye sokan abes toprak taleplerini
Tı'.ıeste sefrbest bölges.i hiakkın- ileri sürmeye devam etmektedir.
da mevcut görüş ayrılıklarını zikre- Arnavutluk hükümeti Birleşmiş den de Gasperi, Trieste'nin İtalya- Milletler Balkan tahkik komisyonu-ya verilmesini derpiş eden üç taraf- ‘ nun yetkilerine itirazla bu komişyo-lı 1948 deklârasyonunun o zaman nu gayri meşru telâkki memnuniyetle karşılanmış olduğu-1 nu ve üç müttefikin bu deklarasyo-' nu bugün her zamandan fazla tatbik etmeleri gerektiğini söylemiştir.
İspanya para istiyor
Vaşington, 4 (a.a.) — Export- İın-1 port bankası resmi çevrelerinden ceyid edildiğine göre, İspanyol hü- . kûmeti son zamanlarda, 50 milyon 1 )exu._
doları aşan kredi talep etmiştir. I teyen______________ _______ ____
Bankanın yetkili biı- sözcüsü henüz 1 Arhur «kışkırtıcı bir küstahlık» ola-hiç bir kararın verilmediğini ve birj rak reddetmişti/, kaç haftadan evvel bu konuda bir karara varılmayacağını bildirmiştir.
HİNDİSTANIN MANGANEZ İSTİHSALÂTI
Yeni Delhi, 4/5 (GHH) — Birleşik Amerika devletlerine Manganez ih. ractı hususunda Hindistan Sev-yet Rusyanın yerini almış bulunmak tadır. Manganez istihsalinde Hindistan bugün dünyada ikinci gelmektedir.
Dünya manganez istihsalâtı ile mukayese edildikte Hindistanın son ■ 30 sene içindeki istihsal yüzdesi, ' % 25 den % 56 ya yükselmiştir.
Hocaları kendisinden çok memnun. Şiirleri de hani hiç fena değil.
İtalya’nın gö’ üşü
nun yetkilerine
nu gayri meşru telâkki etmekte, I komisyonla işbirliği yapmakta de-c.am edeceğini bildirerek Yunanis-tanla ilan ihtilâfını sulhcu bir tarzda I halletmek arzusunu izhar eylemek-. tedir.
Mac Arıhur’üa Rutlara cev.bı
1 Tokyo, 4 (a.a.) — Japon üslerinin yeniden inşası hakkında izahat is-
1 Sovyet talebini general Mac
i
Ametikada demiryolu grevi
Chicago, 4 (a.a.) — Demiryolları millî uzlaştırma komisyonu başkanı Francis Öneli Amerikan işçi federasyonuna bağlı demiryolları bir liğinin Perşembe gününden itibaren üç günlük bir grev ilân ettiklerini dün bildirmiştir.
Öneli, birliğin gelecek Çarşamba 1 günü başkan Truman tarafından ku-ı ■ rulan acele tahkikat komisyonu ö-nüne çıkmayı kabul ettiğini bildir-I miştir.
aurice Chevalier’nin eski arkadaşları, onun edebiyatla uğraşalıberi çok değiştiğini söylüyorlar. Fransız Akademisinden M. François Mauriac, M. Argon ve M. Julliard’ın, onda gördükleri ifade kabiliyetini methettikleri gün gibi aşikârdır.
Bir gün gelip, arkadaşı Paul Oli-vier’ye şunları söyliyecektir:
— Jonnart’tan daha güzel yazacağım ve Claudel’den daha az imlâ hatası yapacağım.
Fakat şimdi, asıl mesele Maurice’ in şapkasıdır. Herkesin birbirine sorduğu sual şudur: Acaba Maurice Chevalier hasır şapkasını giyecek mi? Bu mümkündür. Muhakkak o-lan bir şey varsa o da, Deux - Anes ve Coca l’Ane adlı eserlerin müellifleri olan Pierre Gilbert ve Ro-bert Rocca’nın buna inanmış görünmeleridir. Yani onlar, Maurice’ in bu şapkayı giyeceğinden dirler.
Rocca diyor ’ i:
— Yalnız, Arlesienne Maurice’in hususiyetlerini göremiyoruz. Fakat buna sebep te gene o eserdir. Deux-Anes’da ise, Chevalier, kulis arkasında kalıyor. Fakat elimizde onun hasır şapkası var. Bu şapka, onun şahsiyetinin en esaslı bir elemanı, şarkılarının meşhur kıldığı üç şahsiyetin şembolüdür: Valentine, Ma Poule ve Ma Pomme. O, bunlarla kendisini müdafaa edebilir.
Vak’a, Chevalier’nin çalışma oda sında geçer: Bir masa, üzerinde kitaplar, kâğıtlar, bir mürekkep hokkası ve bir cibra. Bir kenarda hasır bir şapka.
İşe bir şiirle başlandı
—«Düşünme koltuğunun— Hasır şapkanın karşısına geçip beklemeye başladılar. Biraz sonra, muharririn ilk çalışma mahsullerini gördüler. «Yürüdüğüm yol ve şarkıla-
Başka bir şiiri görür görmez Ma Kendini Poule bağırdı:
— İşte onun ilk şiiri, ilk deneme- 1 si. «ümidim», bakın, dinleyin. Ve okumaya başladı: .
Tra la la la la la Tra la la la la la Trim bapum pala Trim bapum pala.
ŞİMDİ DE FELSEFEYE DEVAM EDİYOR
Valentine, Ma Poule ve Mapomme ayaklarının ucuna basarak içeri gir diler. Muharririn yokluğundan bilistifade, etrafı araştırmaya koyuldular.
Ma Poule:
— Muharrir şimdi derse gitti.
Valentin sordu:
— Ne dersi?.
— Gramer dersine canım. Fran-çois Mauriac’dan ders alıyor ya. Şimdi, ismi fail bahsine geldiler.
— Bu adam Fransız Akademisinde profesör değil mi? Onun kıymetini bilmelidir.
Her üçü de, cibranın, koltuğun
Hicivler pek iğneli oluyor.
■ Dünyanın büyük insanlarına vitaminli bir eser bırakıyorum.»
Nihayet Valentine, kendisine ait
bir kaç satır ele geçiriyor.
• Repertuvarımdan «Valentine» i kaldırdım, zira memeleri çok ağtr-
Valentine canı sıkıldı ve sordu:
— Acaba niye böyle söylüyor? ne zannediyor? Anatole Frence mi?
— Yok canım. Kendini Maurice Chevalier sanıyor. Bu daha fecî ya!
Suzy Leroy, Huguelle Bossant ve Saint Sersin tarafından gayet canlı bir şekilde tebarüz ettirilen bu sahne, hemen hemen her akşam tekrar lanıyor ve epey alkış topluyor.
Maurice’in edebiyata merakı ve çalışması dostları için bir hayli eğlence mevzuu oldu. Bazan birbirlerine takılıyorlar:
— Yahu Maurice nerelerde?
— Gramere çalışıyor. Şimdi, sıfatlan bitirmek üzeredir.
1 — Ankara Radyosu Stüdyo binasiyle Etimesgut verici istasyonu binalarında yaptırılacak onarım işleri kapalı zarf usuliyle eksiltmeye | konulmuştur.
2 — Bu işlerin keşif bedeli 17847,05 lira ve muvakkat teminatı 1340,55 liradır.
3 — İhale, 18/5/1950 tarihine tesadüf eden Perşembe günü saat 11
de Ankara Radyo Müdürlüğü odasında toplanacak komisyonca yapı - ' lacaktır.
4 — Daha fazla izahat ve parasız şartname almak istiyenlerin An-
Amerikan manevralarında
beş kişi öldü
, Fort - Bragg (Kuzey Karolina) | ! 4 a.a. (Afp) — Amerikan kuvvetle-1 ı-inin yaptıkları manevralar netice-1 I 6İnde hakemler, hücum eden düşma ’ i — ıat.ıa ıtanaı, ve parasız şalıııanıe aıunan. ısuyeıııenn nn- nın mağlûp farzedilmesi lâzımgeldi-1
kara Radyosu îdarî İşler Şefliğine müracaatları, talip olanların Bayın- ğini ve çevrilmiş kuvvetlerin düş-dırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliğinden alacakları yeterlik manı yaracak ve püskürtecek şekil-belgeleriyle Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı bulunduklarına dair de hava kuvvetleri ile takviye edil-belgelerinde ihtiva edecek olan ve 2490 sayılı kanunun tarifatı daire- miş olduğunu söylemişlerdir. 60 bin sinde hazırlanmış bulunan kapalı zarflarını, muayyen gün ve saatin kişinin ve 600 den fazla uçağın iş-den bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Müdürlüğümüz Sa - tirak ettiği bu manevralar 22 Nison-tınalma Komisyonu Başkanlığına vermeleri ilân olunur. (2720) ' da başlamıştır ve geçen Cumartesi
———— -----------—----------------------------------------------------- askerî uçaklar manevraların çere,
o—w ...............———» ı yan ettiği bölgeye durmadan para-,
şütle asker ve insan indirmişlerdir.
, Dün sabah nihaî hücumun yapılacağı sırada 15.378.000 ton malzeme ve 21.468.000 asker paraşütle indirilmiş bulunuyordu. Bu manevralar sırasında 5 kişi ölmüş-ve yüze yakın insan yaralanmıştır.
i
Plânsızlık programı!
|Ç emlilerine sorarsanız, Halk Partisi programlı partidir; ne yaptığını, ne ettiğini bilir! Halk Partisi, partililerin reyine dayanan bir partidir; dilekler, istekler, ocaklardan bucaklara, bucaklardan ilçelere, ilçelerden illere süzülerek tâ... Kurultaya gelir! Orada formülünü bulur, plânlaşır!...
Tüzüğüne bakarsanız; parti işleri hakkında en yüksek merci, Kurultaydır' Programda, tüzükte her nevi tadilâtı o yapar...
Fakat, ben şimdi, Halk Partisi Genel Sekreterliğinin seçim beyannamesine bakıyorum da, acaba bu zevat, Halk Partisinden istifa edip yeni bir parti mi kur. dular, diye hayret ediyorum; Kurultay ne demişti? Genel Sekreterlik ne diyor?
Bir de Halk Partisinin prog ramını açıp bakalım. Orada da
Tıw
Sar içiz meli
şöyle bir ana madde var:
••Türk Milletinin idare şekli, kuvvetler birliği esasına müstenittir. Hâkimiyet birdir. Ve bu hâkimiyetin tek mümessili, Büyük Millet Meclisidir.»
Peki, nasıl olur da, Halk Partisinin seçim beyannamesinde bu programa taban tabana zıt fikirler ortaya atılıyor? Nutuklarda, beyannamelerde şu fikrin hulâsasını görmedik mi?
-Tiirk milletinin idare şekli kuvvetler ayrılığı esasına müstenittir. Hâkimiyet üçtür. Ve bıı hâkimiyetin üç mümessili, Büyük Millet Meclisi, Âyan Meclisi ve bunların üstünde de Cumhurbaşkanıdır.»
Peki ama, bir partiye giren vatandaş, onun programını okuyarak, onu kabul ederek girer. Seçeceği Milletvekillerine de o programa göre hareket edecek diye rey verir...
Öyle tezatlar diinyasındayız ki, şimdi Ilalk Partililer, Halk Partisi programına tamamiyle aykırı hareket etsinler diye reylerini kullanacaklardır!
Nerede kaldı Kurultay? Nerede kaldı program, nerede kaldı aşağıdan yukarıya doğru dilek-ler?
İsin tuhafı, bunun ismi de Halk Partisi demokrasiyi yerleştiriyor, oluyor!
Kendi partililerine program-sızlığı program diye sunan bir partiden, gelitı de medet beklc-
Evet hakları mevcuttur; bu programıdır!
da programsızlık
MÜJDE
İNŞAAT SAHİPLERİNE
DOĞRAMACI ve MOBİLYACILARA
Prese edilmiş, su geçmez, kabar-' maz, her türlü cilâya fevkalâde »*1-1 verişli KAPI, TAVAN, DÖŞEME,' BÖLME, LAMBRİ, MASA, DOLAP.» haricî reklâm tabelâlarile her tün U | imalâtta kullanılan:
DÜ RO
I Marka kontrplâklarımız gelnıij ı jr. j Fiyatı tahtadan ucuzdur.
Alman malı taze Portlant ithalât|
ÇİMENTO
su satışımız serbesttir. Her çeşit şaat malzememiz mevcuttur. |
j Tel: 12789 İNAN TİCARETHA NE3İ| Potta Caddesi No. 12
PELİKAN ÇEŞİTLERİMİZ GELDİ
PELİKAN PELİKAN PELİKAN PELİKAN
Mürekkepli kalem Vidalı kurşun kalem
Karbonlar
Kumlu kâğıtlar muhtelif başlıklı
Pek yakında diğer çeşitleri de geliyor
NORVEÇ BORREGAARD Fabrikasından getirdiğimiz birinci hamur matbaa kâğıtları, yazı kâğıtları. SİMİLİ, İKİNCİ HAMUR, KİTAPLIK, MECMU ALIK ve Gazete kâğıtları
Her nevi amba'âj kâğıtları Avrupa ve yerli taze Natfjlin AVERY Baskül
Ankara acentesi bulunduğumuz OSTERTAG para kasalarımız da yakında gelecektir.
Çeşitlerimizi doğrudan fabrikalarından getirdiğimiz İçin FİYATLARIMIZ müşterilerimizi her halde memnun edecektir. Her gün ucuzluğa doğru gidildiğinden sık sık yeni fiyatlarımızı lütfen sorunuz.
M. Nedim İRENGÜN
Hal No. 1 — Telefon: 12699
6 . ........................................
Harta Genel Müdürlüğünden
Harta tersim işlerinde çalıştırılmak üzere yapılacak sınav neticesinde muvaffak olanlardan, Memurin Kanununun 4. maddesine uyularak 15 hra aslî maaşla askerliğini yapmış, 25 yaşını geçmemiş ortaokul mezunlarından 10 memur adayı alınacaktır.
Sınavda cskidenbeni ressam ve desinatör olması değil elin çizgi çizmesine kabiliyeti olup olmadığı aranacaktır. İsteklilerin 10 Mayıs 1950 gününe kadar bir dilekçe ile Harta Genel Müdürlüğüne müracaatları. (2601)
5 - 5 -1950
Sahife : 4
ZAFER
MfcMK—4— W2«n; ZUHURİ DANIjMÂN=HııiMfriWg (Çok fena.. Yapamıyacağını. Bunu nasıl yaparım? Ah Tamar...
- 154 -
İmparator sabırsızlanmağa başlamıştı. Kendi kendine söyleniyordu:
(Bu budala Leon da nerelerde kaldı?)
Biraz daha bekledi. Leon hâlâ Falcı kızının tesirinden kurtulamamış olarak içeriye girdi. İmpa-rator acele acele sordu:
— Nerede kaldın?
— Emirlerinizi yerine getirdim Haşmetpenah..
— Falcı kız geliyor mu?
— Hayır.. Fakat., dedi ki...
— Budala.. Sana onu getir de-
miştim.
— Öyle idi Haşmetpenah. Fakat heykeller terliyormuş.
İmparator Leon’un yüzüne garip garip bakmağa başladı. Bu a-dam çıldırıyor mu idi acaba? Bu mânâsız söze ne lüzum vardı?..
— Saçmalıyorsun Leon..
— Belki Haşmetpenah... Fakat heykeller terliyormuş (1).
— Budala..
— Falcı kızı öyle söyledi. Bu, çok mühim bir şeymiş..
— Seninle alay etmiş olmasın.. Leon sarardı. Göğsünü gererek: — Asla Haşmetpenah!.. O benimle alay edemez.
— Ya.. Anlat bakalım..
Leon Falcı kızından işittiklerini aynen söyledi İmparator bile bu rivayetin tesirinde kaldı. Düşünmeğe başladı.
— Peki sonra?
— Diğerlerine de haber verdim.
— Peki.. Haydi sen istirahat et..
Leon sevinçle oradan aynldı Çünkü düşünmeğe, Margariti tahayyül etmeğe ihtiyacı vardı.
Bir müddet sonra Mabeyinci Franzes geldi, imparator onunla yarım saat konuştu. Notaras gel- | mezden biraz evvel Franzes sararmış ve perişan bir halde İmparatorun yanından ayrıldı. Kendi kendine şunları söylediği duyuluyordu:
(Çok fena.. Yapamıyacağım.. Bunu nasıl yaparım? Ah Tamar.. Tamar.. Şimdi ne olacak?..)
Biraz sonra İmparator, Notaras ile de konuştu. Notaras İmparatorun yanından çıkarken çok düşünceli idi. | ■
(Çok garip., diye söyleniyordu. Kızım İren’in böyle işlere karışmasına asla müsaade edemem..)
Daha sonra Cineviz kumandanı
Jan Jüstinyani İmparatorun yanına girdi. İmparatorun onunla o-lan konuşması bir saatten fazla sürdü. Bir saat sonra ikisi bera-
ber çıktılar ve doğru sûrlara gittiler.
★
6 Nisan 1453 Cuma günü...
Bizzat başta Sultan Mehmet olduğu halde Türk ordusu Haliçten MarmaTaya kadar olan geniş sahada birden harekete geçti.
Küsler, nakkareler yeri göğü
CEMİYETTE
inletiyordu. Rumeli Beylerbeyi Karaca Bey sol cenahta idi. Karaca Bey kolu, Osmanlılarm Ensar Kapısı dedikleri Kiloport’dan, yâni tam Haliç kenarından başlıyor ve yine Türkler tarafından Tek-für sarayı denilen Porfirojenet veya Belizer sarayı mevkiine kadar çıkıyor, ve oradan Şarisyüs Kapısına kadar uzanarak sûrları beş altı yüz metre yakınından göz hapsine almış bulunuyordu.
Anadolu Beylerbeyi İshak Bey ile, Mahmut Bey de Viryandrisu denilen yerden Yedikuleye kadar olan sağ cenahı tutmuşlardı. I Sultan Mehmet ortada, zırhlara bürünmüş olan ve o zamanki dün yanın en korkunç askeri sayılan Yeniçerilerin ortasında olarak ( sûrlara doğru ilerliyordu. ,
Artık tarihî hücum başlıyordu!. Meşhur müverrihlerden Nikola Barbars, Türk muhasara bataryalarının nizamını şöyle tarif etmek tedir:
İmparator sarayı olan Velâker-na Sarayı karşısına üç tane Bonı-barde yâni eski zamanın büyük toplarından konulmuştu. Cressu Kapısı denilen Şarisyüs veya E-dirnekapısı karşısına iki kıta bom barde konulmuştu.
Topkapı karşısında dört bom-barde vardı. Piji yâni Silivrikapı-sı önünde üç bombarde bulunuyordu.
Eğrikapı önüne evvelâ bir adet muhasara bataryası konulmuş ise de kısa bir zaman sonra bu batar-ys Topkapıya nakledildi.
Sultan Mehmedin, geceli gündüzlü çalışarak yaptırdığı en büyük top ise Kaligarya, yâni Eğri-kapı önüne konulmuştu. Fakat sonradan bu top, Topkapı karşısına yerleştirilmişti.
Büyük ve tarihî muhasaranın başladığı gün. Sultan Mehmet Halil Paşayı ve diğer bütün vezir ve kumandanları topladı. Onlara gayet vakur ve ağır bir nutuk İTadetti. Sonra Halil Paşa’ya sordu:
— Lala!.. Hücum başlamadan evvel İslâm kaidelerine göre ne şekilde hareket etmek gerektir?
Halil Paşa, mütebessim bir çehre ile cevap verdi ı
— Şevketlû efendim... An’anatı islâmiyeye göre bir kere kalenin teslimini ve dini mübini İslâm a girmelerini teklif etmek gerektir.
— Haklısın Lala.. Biz de bu ananeye uyalım.. Acep kaleyi teslim eder mi?
— Eğer böyle bir dirayet gösterirlerse, bunca müslimin kanına girmekten ordumuzu kurtarmış oluruz..
Fatih asabî bir şekilde cevap verdi:
★ (Devamı var)
(1) Bizansta o zamanlar her gün saçma birtakım rivayetler çıkıyordu. Bunlardan birisi de heykellerin terlemesi saçması idi. Fakat bütün Bizans buna mnn-mıştı. Ve bunu büyük bir felâket olarak kabul etmişti.
Ulus
Muhabirler:
Yeni Park
Bellamy Cinayeti I
■ ZAFERİN POI.IB TEFRİKASI
Vazon, Francea Nove» Hart Çevireni S. Yazıcıoğlt
— 21 —
T may ıs Pazar arsamı 213os
YENİ SİNEMHDA
PINAR SPOR tnloraJo '//t «ff/o Pıyıne/fi ses ^^/lîua//â/î?uiaclckr .... . L
Tar/n/ Rtyafetlerle^
ORTAOYUNU
hSMĞiL DüMBULLu
VE ŞEVKİ ŞRKRflK ___ Tefimi/. fi/acfrosi/e
Bu Müsamereye iki meşhur Ses yıldızımız da iştirak edecektir
PERİHAN ALTINDAĞ SÖZERİ SABİTE TUR
Biletler Sebot Eczanesi, Şark Kundura pazarı. Sinema gişesinde satılmaktadır k I I I!
GRİPİN
BAŞ.DİŞ. NEZLE.ADALE .SİNİR
ROMATİZMA ve bütün ağrılara karşı
__ GÜNDE 3 KAŞE ALINABİLİR. ————_—
10085
Türkiye GARANTİ BANKASI’mn
29 - Mayıs-1950 keşidesi
2 Adet 1000 Liralık
2 „ 500
3 250 „
4 150 „
Ayrıca 100 l-'ra '!• 25 L'ra arosında değişen
34 adet çeşitli PARA ikramiyeleri.
Her 1OO liraya bir kur’a umarası
L —
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
2.9 Nisan 1950 vaziyeti PASİF
— Bayan Bellamy’nin üzerinde, siz gördüğünüz zaman mücevher var mıydı? Meselâ, bir kolye, bir yüzük veya bir iğne gibi.
— Hayır, üzerinde hiç bir mücevher görmedim.
— Acaba bu cinayette kullanılan bıçağın cinsini tayin edebilir misiniz, Doktor?
— Bu biraz güç olur. Çünkü yarada hiç bir hususiyet yoktu. Bir santim genişliğinde dört beş santim uzunluğunda her hangi bil keskin bıçakla açılmış olması mümkündü. İrice bir çakı da olabilir, mutfak bıçağı da olabilir, sustalı çakı da olabilir; hepsi mümkün.
— Bu bıçakla açılmış olması mümkün müdür?
Savcı doktorun açılmış avucuna kara bir şey bıraktı, ve gözleri yerinden oynamış pür dikkat bakan jüri heyetine mâni olmamak üzere biraz kenara doğru çekildi. Sa-' pı oluklu bir kemikten yapılmış alelâde irice kaba bir çakı idi.
| Lambert yerinden fırlayıp,
’ — Bunu bir delil olarak mı tek-
1 lif ediyorsunuz? diye sordu.
— Hayır, böyle bir şey yaptığım yok.
Hâkim Crnver, siyah cübbesini tehditkâr bir tavırla savurarak ileri doğru eğildi,
— Nedir o bıçak, Bay Farr?
— Bir bıçak, efendim, Dâvamızın daha ilerideki bir safhasında meseleyle münasebetini izah edeceğim. Şimdilik teşhis edilebilmesi için iş^fet edilmesini rica ediyorum.
— İleride dâva ile münasebetini izah edeceğinizi mi söylediniz?
— Evet efendim.
— Pekâlâ. Sualin cevabını verebilirsiniz, Doktor Stanley.
Doktor gözleri alâka ile parlayarak bıçağı ciddî surette muayene etti.
— Açabilir miyim?
— Rica ederim.
Odanın nefes dahi aluıamıyan durgun sükûtu içinde bıçağın açılışından çıkan ses- keskin bir gürültü gibi aksetti. Doktor Stanley dikkatle eğildi, parmağını dikkatle bıçağın keskin yerinden geçirdi:
— Evet, bu bıçakla o yarayı kolaylıkla açmak mümkündür, dedi.
— Teşekkür ederim, bu kadar efendim.
— Mis Kathleen Poge!
Daha bu keskin ve mütehakkim sesin uğultusu dinmeden Mis Poge ortada hazırdı. Küçük, tüylü şapkasından, tokalı iskarpinlerine kadar griler içinde ufak tefek, zarif bir kadın. Botialli’nin Madonna'lanndan en gencine ait olması pek mümkün ufak, solgun ve beyaz bir çehre. Elbisenin rengine tamamiyle uyan dumanlı gözler, simsiyah kirpikler. Bikes, yalvaran bir ağız. Muntazam, parlak siyah saçlar. Hâkim Cervesin kartal bakışlarının altında bir mırıltı yükseldi, sonra yavaş yavaş dağıldı, sustu.
— Mis Poge, meşguliyetiniz nedir?
— Nevyorkta umumî kütüphanelerden birinin bir şubesind* kütüphane memuruyum.
— Daima bu işle mi meşgul 0-lursunuz?
— Hayır, son alta aydır bu işle meşgulüm.
— Ondan evvel ne iş yapardı-
— Yâni, hemen bu işten evvel mi, ne yapardım?
— Hemen veya her hangi bir müddet evvel.
— 1921 den 1925 e kadar White Pleins’de kütüphane memuru yar dımcısı idim.
— Daha sonra?
— 1925 senesi Şubatında şiddetli bir grip geçirdim. Çok zayıf kaldım. Doktor şehir dışında, mümkünse bir sayfiye yerinde başka bir iş bulmaklığımı tavsiye etti. Mümkün olduğu kadar açık havada gezip bol bol uyumam lâzım-geldiğini söyledi.
— Siz de bu şartlan temin edecek bir iş hakkında karannızı ver-
— Evet, doktorum mürebbiyelik etmemi tavsiye etmişti. Hastalarından biri çocuklan için muvak katen bir mürebbiye arıyormuş, o işi bir kere tecrübe etmemi söyledi.
— Siz de tecrübe ettiniz mi?
— Evet
— Muvaffak oldunuz mu?
— Evet
— Doktorunuzun tavsiye ettiği has(1. kimmiş?
— Bayan İves.
★ (Devamı var)
115.071.312,92
118.928.315,46
Lira Lira Lira
219.729.118,46 Sermaye:
2.933.501,— İhtiyat akçesi:
2.852.658,19 225.515.277,65
Âdi ve fevkalâde 25.573.635,91
Husus! 6.000.000,—
202.338*35 202.338,35 Husus! (Bankamız kanunu madde 19) 965.278,53
Tedavüldeki Banknotlar:
211.979.501,11 Deruhte edilen evrakı nnktlye 158.748.563,—
Kanunun 6 - 8 İnci maddelerine tevfikan
Hazine tarafından vaki ödemeler 148.403.926,—
13.813.892,42 Deruhte edilen evrakı naktlye bakiyesi 10.344.637.—
1.192.110,43 Kargılığı tamamen altın olarak emisyona
konulan 220.232.980,—
87.356.875,07 Kargılığı döviz olarak emisyona konulan:
7.927.027,42 a—3133 sayılı kanuna göre
2.341.265,41 112.631.170,75 b—6266 «ayılı kanuna göre —
Ree«kont mukabili emisyona konulan 666.986.989,—
158.748.563,— Mevduat:
148.403.926,— 10.344.637,— Hazine Han Klg 46.460,198 146.385.397,64
Amortisman sandığı • 2.111,985 6.654.379,77
837.365.108,18 Türk Lirası 212.003.490,22
Döviz Taahhütleri;
a—8133 sayılı kanuna göre almandan:
14.500.090,— Hariçteki muhabirler 14.567.133,08
Mevduat 1.587.177,61 16.154.310,69
14.958.403,42 29.458.493,42 Muhtelif 6.757.045,17
b—5266 sayılı kanuna göre almandan:
1.406.880,60 Hariçteki muhabirler 9.680.626,71
12.055.817,76 Mevduat 4.943.232,32 14.623.859,03
18.005.000,— 31.467.698,36 Muhtelif 62.740.719,35
4.500.000,— e—Kliring alacaklıları 14.795.378,68
80.682.191,63 Muhtelif?
Toplam 1.544.146.416,45 Toplam
1 Temmuz 1938 tarihinden itibaren.
Iskonto haddi % 4 Altan öterin»
32.538.914,44
1.544.146,416,4!:
(22294) : Kıskanç kadın. Tam. piko.
(14446) Genç k)z kalbi. ' (11121) 1 Alevden pönflller Zehir fcacakçalan
(14472) ; Paraşüt taburu. Ha. , plshanede İsyan.
(14471) : Bir fakir delikanlının hikâyesi. Günahkâr kalbler.
(18846) : Bufalobil. Beyaz Yıldırım.
ECZAHANELER
Anafartalar, Halk, Yenişehir
8ümer
SU8
Cebeci
D Ş TABİBİ H * Lİ1 SLNGLR
Anafartalar Vakıf İş Han ka'
1 No. 115 . Tel: 16345.
Sahibi
Adviye FENİK
Bu nüshada yazıışlerini fiilen
Altın: Safi Klg.
Döviz Borçluları:
a—3133 sayılı kanuna göre nlıns Hariçteki muhabirler Muhtelif
b—(5256 sayılı kanuna göre alına Hariçteki Muhabirler Muhtelif
c—Kliring borçluları *
Hazine Tahvilleri:
İdare eden: HİKMET YAZICIOĞLU
Basıldığı yer:
GÜNEŞ MATBAASI
67.278,634
1 Deruhte edilen evrakı nakdiye karşılığı Kanunun 6 - 8 İnci maddelerine tevfikan Hazine tarafından vâki ödemeler
Senetler Cüzdanı:
Ticari senetler
Tahviller Cüzdanı:
Muhtelif:
5 - 5 • 1950
ZAFER
Sahlfe J5
Çankaya İlçesi Seçim Kurulu Başkanlığından
MÜJDE IÜRK İVlALİ OL«N
5545 Sayılı Millet Vekilleri Seçimi kanununun 83 üncü maddesine göre mahalle ve köylere ait sandık alanlarının aşağıda yazılı olduğu veçhile tesbit edildiği ilân olunur
Sandık No.
Bağlı olduğu muhtarlık Sandık alanının ihtiva ettiği sokaklar:
Sandık
No. Bağlı olduğu muhtarlık Sandık alanının ihtiva ettiği sokaklar:
1 Çankaya
2 Kavaklıdere 1 No. Muh.
3
1 No. Muh.
4
5
2 No. Muh.
2 No.lı Muh.
Çankaya.
Kavaklıdere, Özdemir, Merkez Bankası evleri, Sünıerbank evleri, Tu-nalı Millî Sok. Atatük Bul., Oya Sok, Akay Sok.
Dereiçi, Kavaklıdere, Tatarlar, Çiftevler, Güvenevler, Posta cad. Güneş. So.
Yeni Meclis duvarı dibinden, Yeni yol üzeri, Yeni, yol sağ tarafı, Yeni yol sol tarafı, Yeni yol orta, Orta Ayrancı, Yukarı Ayrancı.
Yukarı Ayrancı, Ayrancı yolu sağ tarafı, Aşağı Ayrancı, Orta ve Yukarı Ayrancı, Ayrancı Dikmen cad.
Seyran Bağlan, Lakavuz, Küçük Esat.
Lakavuz, Küçük Esat.
Esat Bağları yolu, Dere yolu bağlan, Bağlar yolu.
Bağlar yolu, Merkez Bankası evleri.
6
7
8
9
10 Cumhuriyet Mah. 1 No.lı Muh. Sağlık So. Marmara, Adakale, Halk So.
11
12
13
14
15
16
17
92 Balkehriz Bağları Muh.
93 . . .
94 . ) .
95 Saimekadın Muh.
96 ) .
97
98 Mamak 1 No.lı Muh,
99 » 1 No.lı Muh.
100 . 1 No.lı Muh.
101 . 2 No.lı Muh.
102 . 2 No-lı Muh.
103 . 3 No.lı Muh.
104 . 3 No.lı Muh.
30
31
32
33
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
62
63 Cebeci 1 NoJı Muh.
64
1 No.lı Muh.
1 No.lı Muh.
1 No.lı Muh.
1 No.lı Muh.
2 No.lı Muh.
2 No.lı Muh.
2 No.lı Muh.
2 NoJı Muh.
3 No.lı Muh.
1 No.lı Muh. Halk, Ataç, Cebeci, Tuna sokak lan.
1 No.lı Muh. İsmetpaşa, Alkaya, Süleyman Sırr ı sokakları.
2 No.lı Muh. Adakale, Ataç, Sakarya, Kâzım Öz alp sokakları.
2 No.lı Muh. Marmara, İsmetpaşa, Tuna, Halk, Sağlık, Adakale sokakları.
3 No.lı Muh. İsmetpaşa, Bayındır, İnkılâp, Kâzım Özalp, Sakarya.
3 No.lı Muh. Selânik, Tuna, Süleyman Sırrı, A tatürk. sokak ve caddesi.
3 No.lı Muh. Atatürk, Bayındır, İnkılâp, Selânik, Sakarya, Kâzım Özalp, cadde ve
sokakları.
4 No.lı Muh. Karanfil sokağı.
4 No.lı Muh. Atatürk, Akay, Kızılırmak sokakla n.
4 No.lı Muh. Bilge, Olgunlar, Meşrutiyet sokak lan.
4 No.lı Muh. Kâzım Özalp, Yüksel, Selânik, Ko nur sokakları.
4 No.lı Muh. Konur, Atatürk, Akay, Meşrutiyet sokakları.
5 No.lı Muh. Selânik, Kızılırmak, Yüksel sokakl an.
5 No.lı Muh. Hatay, İsmetpaşa sokakları.
5 No.lı Muh. Bayındır, Kâzım Özalp, İnkılâp, M eşrutiyet sokakları.
6 No.lı Muh. Adakale, Ataç, Kâzım Özalp sokak lan.
6 No.lı Muh. Kâzım Özalp, İçeli, Meşrutiyet, Ss ğlık, İsmetpaşa sokakları.
6 No.lı Muh. Kızılırmak, Yüksel sokakları.
7 No.lı Muh. Gar civarı, Çardak, Silo civan. Toros sokağı, Ulaştırma Bakanlığı cl
varı, Hipodrom.
8 No.lı Muh. Gazi M. Kemal Bulvan, Maltepe, Yaylâ.
8 No.lı Muh. Sabah, Uçak sokakları.
8 No.lı Muh. Onur sokağı.
8 No.lı Muh. Onur, Uludağ, Akıncılar, Çine, Öz veren, Necatibey, Süleymanbey sokakları.
8 No lı Muh. Özveren, Necatibey, Süleymanbey sokakları.
8 Nc-.lı Muh. Süleymanbey mevkii.
8 No.lı Muh. Süleymanbey mevkii.
8 No.lı Muh. Subay Evleri.
9 No.lı Muh. iller Kooperatifi, Birinci ve İkinci caddeler.
9 No.lı Muh. 4. 5, 9, 10, 11, 12, 14, 15, 18, 19, 21, 23 ve 24 üncü caddeler.
9 No.lı Muh. 24, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32 nci sokaklar ve Pazar durağı, Bahçeli evler yolu ve Çiftlik yolu ve 1, 2, 3, 4, 5,6, 7, 8, 12, 14, ve 21, numarlı sokaklar.
10 No.lı Muh. 4, 6, 7, 33, 39, 41, ve 42, numaralı sok aklar.
10 No.lı Muh. 43, 44, 45, 46, 47 ve 49 numaralı soka klar.
10 No.lı Muh. 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59 numaralı sokaklar, Anıt tepe, Küçük evler
Çarşı fınnı ve Aptipaşa çiftliği.
11 No.lı Muh. Necatibey ve İlkiz sokakları.
11 No.lı Muh. İlkiz, Cihan sokakları.
11 No.lı Muh. Cihan, Yeşilırmak, Hanımeli sokakları.
11 No.lı Muh. Hanımeli ve Toros sokakları.
11 No.lı Muh. Toros, Serçe ve Lale sokaklan.
11 No.lı Muh. Lale, Anbarlar sokakları, Elektrik Şirketi, Bomonti bahçesi, M. Kemal
Bulvan.
12 No.lı Muh. Atatürk Bulvarı, Çelikkale; İlgün sokaklan.
12 No.lı Muh. İzmir ve Sümer sokaklan.
12 No.lı Muh. Sümer, Fevzi Çakmak, Yeni Dikmen sokaklan.
12 NoJı Muh. Menekşe, Olgun, Gazi M. Kemal bulvarı ve Necatibey caddesi.
12 No.lı Muh. Kumrular, Ihlamur, Uçar, Sümer, İzmir, Fevzi Çakmak, Menekşe ve İlgün sokaklan ile Atatürk bulvan.
12 No.lı Muh. Saraçoğlu mahallesi.
12 No.lı Muh. Saraçoğlu mahallesi.
13 No.lı Muh. Gazipaşa, Çal, Dikmen deresi ve Serpme bağlan.
14 No.lı Muh. Aşağı ve Yukarı Üveç, Çataklı ba ğları.
15 No.lı Muh. Orman Çiftliği.
15 No.lı Muh. Orman Çiftliği.
15 No.lı Muh. Devlet Demiryolu Hastanesi.
15 NoJı Muh. Gazi Eğitim Enstitüsü.
Demirlibahçe, Yenihat yolu,
Tünelaltı, Yenihat üstü, Ürgenler, Eğe, Gümüşçayır, Simav, Düğün, sokaklan ve Mamak Caddesi.
Şafaktepe.
Güzeltepe ve Akpınar sokaklan.
Yeşilduruk, Ağaçlı, Şafaktepe sokakları ve Demirli bahçe.
Soysal, Ören, Keskin, Yeni Ankara, Asfalt sokaklan.
Cebeci caddesi, Sevil, Yargıç, Telli, Akat, Tanyeli sokaklan.
Güney, Sergenler, Kütlüğün, Süngübayın, Uzungemiciler sokakları. Münzevi, Aydede sokaklan ve Gül hane Hastahanesl.
Yeni Ankara, Keskin, Coşkunlar, Çayırlı, Yeniacun ve Cebeci bo-kaklan.
Kütlüğün, Dirim ve Yazgan sokak lan.
Yazgan, Oya, Köylüler, Şahin, Sey han, Ceyhan sokaklan.
Özsoy, Ceyhan sokaklan ve Siyasal Bilgiler Okulu.
Siyasal Bilgiler, Hukuk Fakültesi arkası ve İzinsiz evler.
Hukuk Fakültesi ve Siyasal Bilgiler.
Cebeci caddesi, Uğurlu ve Taşkent sokaklan.
Bahadırlar, Dilim ve Ozanlar sokakları.
Misafir, Erdem, Bilim sokaklan.
Bilim sokağı.
Samur ve Cevher sokaklan.
Selvi, Aydoğdu, Boncuk. Misafir sokakları.
Topraklık, ön Topraklık, Arka Topraklık.
Arka Topraklık.
Arka Topraklık.
Bölge 1. Topraklık, Ön Topraklık.
Kütükçü Bağlan. pe.
Kütükçü Bağlan, İncesu, Küçükte
Küçüktepe.
105 Kayaş Muhtarlığı
106
107 Üreğil Muhtarlığı
108 Karaağaç köyü Muh.
109 Araplar köyü Muh.
110 İmrehor köyü Muh.
111 Balgat köyü Muh.
112
113 Dikmen Muh.
114 Karataş Muh.
115 Muhya Muh.
116 Yakup Aptal Muh.
117 Ballık Pınar köyü Muh.
118 Buı-sal köyü Muh.
119 Çakal köyü Muh.
120 Hacılar köyü Muh.
121 Gerder köyü Muh.
122 İncik köyü Muh.
123 Karaoğlan köyü Muh.
124 Kızılcaşar köyü Muh.
125 Koparan köyü Muh.
126 Taşpınar köyü Muh.
127 Tulumteş köyü Muh.
128 Virancık köyü Muh.
129 Yavrucuk köyü Muh.
130 Gölbaşı Merkezi Muh.
131 Deliler köyü Muh.
132 Ediğe köyü Muh.
133 Hasanoğlan köyü Muh.
134 Hasanoğlan köyü Muh.
135 Karaoahasan köyü Muh.
136 Kayadibi köyü Muh.
78 Kayadibi köyü Muh.
137 Kuşcuali köyü Muh.
138 Yeni Şıh köyü Muh.
139 Yeni Şıh köyü Muh.
140 Yeşildere köyü Muh.
141 Elmadağ istasyonu Mah. Muh.
142 Yenidoğan Mah. Muh.
143 Yeni Pınar Mah. Muh.
144 Yenice Mah. Muh.
145 Karakusunlar köyü Muh.
146 Yalıncak köyü Muh.
147 Ludum köyü Muh.
148 Bayındır köyü Muh
149 Kıbrıs köyü Muh.
150 Kızılca köyü Muh.
151 Kuşunlar köyü Muh.
152 Kutlu Düğün köyü Muh.
153 Kutlu Düğün köyü Muh.
154 Ortaköy Muh.
155 Odabaşı köyü Muh.
ORTAÇ’ta
Ikramîyeli Sü'priz Marka gömleklerin bpor Açık yakalı Yeni ve yazlık çeşitleri gelmipl, PANAMA ŞAPKALAR 12,75 Kr,
Şehitlik
Şehitlik
Şehitlik
Eski mezarlıkaltı, Mamak caddesi.
Kartaltepe, Şehitlik, Aşağı Balkehriz.
Ortatepe ve Taşocağı.
Mamak.
Mamak.
Mamak.
277 İlâ 449 numaralı evler. Mamak.
Mamak.
Mamak caddesi.
Tren yolu, Hatip çayı, Konservatuar arkası, Gülveren ve mezarlık üstü.
Kayaş.
Kayaş.
Üreğil köyü ve istasyon civarı.
Karaağaç köyü.
Araplar -köyü.
İmrehor köyü.
Balgat köyü.
Balgat köyü.
Dikmen.
Karataş.
Muhya.
Yakup Aptal köyü
Ballık Pınar köyü.
Bursal köyü
Çakal köyü.
Hacılar köyü.
Gerder köyü.
İncik köyü
Karaoğlan köyü
Kızılcaşar köyü
Koparan köyü
Taşpınar köyü
Tulumtaş köyü
Virancık köyü
Yavrucuk köyü
Gölbaşı Merkezi köyü
Deliler köyü
Ediğe köyü
Hasanoğlan köyü
Hasanoğlan köyü
Karacahasan köyü
Kayadibi köyü
Bitmez mürekkepli Kalem
lerin yüksek kalitede ve daha itina ile yapılmış olanları mevcuttur.
1 — Arkaları kapaklıdır.
2 — Mürekkepleri tüp içerisine
doldurulmuştur.
3 — Yedek tüpler 50 kururştur.
Dikkat: Fiatlar
150 — 200 — 250 Kuruştur.
Toptan - Perakende satış yeri Arslan Ankara Kuyumcusu PARUNAK ASLIGÜL
Anafartalar Cad. No. 204 Tel: 11875 (Sark Kundura Pazarının yanında)
(842 ı
Zayi
İstanbul giriş Gümrüğünden aldığım 330634 sayılı 23/7/947 günlü Makbuzu zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Isak de Rofe
Aranıyor
Kumaş ve tuhafiye işinden anlar tezgâhtara ihtiyaç vardır. Bankalar cad. Yurt Sokak. No. 3 Sporel Ticaretevi. (862)
Yataklı Vagonlar
Acentesi
19 Mayıs ve hafta tatilinden faydalananlara Konyaya yeni bir otobüsle gezi tertiplenmiştir.
Program 18 Mayıs Perşembe günü Ankaradan saat (14.00) de kalkış Konyaya saat (18.00) de varış.
Konvadan 19 Maviş Cuma günü saat (18.00) de kalkış Ankaraya saat (22.00) de varış.
Otel kahvaltı, yemekler ve gezi adam basına (25.00 liradır.) Pek yakında (ÂBANT) ve (YALOVAYA) geziler tertiplenecektir.
Tel: 11565/ 11572
(865)
Satıhk han
Ve altında dört tane dükkânı ve önünde 150 metre arsası. Koyun Pazarı Çelil Hanı No. 5. Müracaat: İçindekilere. (848)
Kuşcuali köyü Yeni Şıh köyü Yeni Şıh köyü Yeşildere köyü Elmadağı istasyonu Yenidoğan Yeni Pınar
Yenice Karakusunlar köyü Yalıncak köyü Ludum köyü Bayındır köyü Kıbrıs köyü Kızılca köyü Kuşunlar köyü Kutlu Düğün köyü Kutlu Düğün köyü Ortaköy
Odabaşı köyü
DİKKAT
Satılık iki ev
Ucuz Ayakkabı satışı başlsdı
Güven Kundura Mağazası mevsimin yeni modelleri ile 10 gün müddetle ucuz ayakkabı satışına devam edecektir. Bu ucuzluktan istifade ediniz.
Şaban Kulak
Özbeyler mahallesi İnce sokak No. 8, iki katlı, su ve elektrik mevcut, müstakil ev çok kullanışlı.
Yine ayni adreste, 4/6 No. ev 300 metre bahçeli, İki katlı, dört hane oturmakta.
(864)
Adree: GÜVEN KUNDURA MAĞAZASI Çıkrıkçılar Yokuşu Saraçlar Çarşısı No. 107 — Tel: 11919
Müracaat: Koyun Pazarı Celi) Hanı No. 5 de Satılmış Beycan.
» (849)
Ankara Radyosu Müdürlüğünden:
KHmatizasyon tesisatı tâdil ve ilâve işleri
1 — Ankara Radyosu Stüdyo binasındaki klimatizasyon tesisatı tâdil ve ilâve işleri kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu işin keşif bedeli 10.760 lira ve muvakkat teminatı 807 liradır.
3 — İhale, 18/5/1950 tarihine rastlıyan Perşembe günü saat 10 da Ankara Radyosu Müdürlüğü odasında toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
4 — Daha fazla izahat ve parasız şartname istiyenldrin Ankara
Radyosu İdarî İşler Şefliğine müracaatları, talip olanların Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliğinden alacakları belgeleriyle Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı bulunduklarına dair olan belgelerini de ihtiva edecek olan ve 2490 sayılı kanunun tarifine göre hazırlanmış bulunan kapalı zarflarını muayyen gün ve saatten bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Müdürlüğümüz Satınalma Komisyonu Başkanlığına vermeleri ilân olunur. (2721)
Fiatlanmız çok ucuzdur
750 Kr. 780 Kr. 840 Kr. 900 Kr.
990 Kr.
1200 Kr.
1075 Kr.
1260 Kr.
1100 Kr.
1300 Kr.
Pijamalar
1450 Kr.
1950 Kr.
2350 Kr.
Kiralık
Keçiören, Tepebaşında üç oda bir hol, mutfak, banyo, elektrik ve su vardır.
Müracaat:- Tel: 11875.
Kongre tehiri
Türkiye Ormancılar Cemiyeti Başkanlığından:
Cemiyet Genel Kurulu toplantısının görülen lüzum üzerine 21 Mayıs 950 Pazar günü saat 14 de Ankara Halkevinde yapılması kararlaştırılmıştır. Üyelerimizin o gün teşrifleri rica olunur. (863)
At koşusu meraklılarına Müjde
Koşu Atları ile jokeylerin kazanç şanslarım anlamak için Ulus Meydanındaki gazete bayilerinden bir adet muhakkak fal mecmuası almanız tavsiye olunur.
Zayi
1944 senesinde Edebiyat Fakültesi Coğrafya Şubesinden aldığım mezuniyet diplomamı kaybettim Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1481 Lütfiye Arbak
At yarışları
Ankara İlkbahar At Yarışları Pazar günü başlıyacaktır.
Koşuların programını ve tahminlerimizi İzmir yarışlarının programı ile beraber Cumartesi günkü nüshamızda bulacaksınız.
DOKTOR
Aziz Tevfik Yegînsoy
DAHİLİYE MÜTEHA8SISS
Hustalannı her gün rast 14 (en İtibaren kabul eder.
Ramtnıönü Halk Eczanesi kargında. Nizameddln epartmam No. 2 — Tel: 15843.
r
■Necati Mağazasından—
Sayın Müşteriler imize
İthalimiz olan dünyaca meşhur buruşmaz
İngiliz Tootal Ketenlerini
25 renk olmak üzere kısa bir zaman sonra satışa çıkaracağız. Mağazamızdaki nümuneler üzerinden sipariş veriniz.
Necati Mağazası
Anafartalar Caddesi No. 144 — Tel: 14404
(836)
1050 Kr. 1390 Kr. 1680 Kr. 2950 Kr.
NOT- İkramiyelerin çekili# t&rlhi 21 Mayii 1950 dedir.
Ortaç:
Anafartalar Cad. Adliye kargısı Köşe Mağazası, No. 224.
Tel: 11135 Ankara
Sahife : 6
ZAFER
D. P. Ankara
Boşınakaleden devam ı
adayları: 10
+ tBaştarafı I İncide) | olan Ömer Bilen, son olarak 10 se-nedenberi Hacı Bayram Camii Şerifinde dinî ve resmî vazifesini ifa etmektedir.
Demokrat Parti Ankara Milletvekili adayı olarak teşkilât tarafından çoğunlukla seçilmiş olan Ömer Bilen, suallerime cevap vermek nezaketinde bulundu.
D. P. nin seçimlerdeki kazanma şansı hakkındaki düşüncelerini şu suretle ifade etmiştir.
«Kehanete gitmiyelim, fakat gördüğüm ve edindiğim intibalar Demokrat Partinin seçimleri kazanmasının kuvvetle muhtemel olduğu kanaatini bende uyandırmıştır. Kat’î bir şey söylememekle beraber, Millete hayırlı olabilmesi için D. P. nin kazanması içime nikbinlik vermektedir. Son söz esasen Milletindir. Mület için hayırlı olanı temenni ederim..
Emin ve baskısız bir seçimin yapılacağına kani olup olmadığını sorduğum Ömer Bilen’in kanaati şudur:
«Kabul edilen yeni kanun iyi ve hüsnüniyetle tatbik edildiği takdirde, memnuniyet verici sonuçlar alınacağını zannediyorum. Adlî teminatın kabulü ve Türk Adliye- , sinin bitaraf oluşu, Milletin seçimden memnun kalacağı intibaını vermektedir. Bununla beraber, bütün vatandaşların müteyakkız davran- , malan ve haklarını çiğnetmeden kullanmaları kendilerine düşen Mil- ( lî ve Vatanî bir vazife ve borçtur. ( Esasen 1946 daki tecrübeleri ikinci bir defa tekrar ettirmek istiyecek | olanlar olursa, bunlar, büyük bir gaflete düşmüş olacaklardır.. ]
Hayatın pahalı hem de çok paha- ] lı olduğu bir acı hakikattir. Vatan- , daşm yükünü hafifletmek, milleti j refaha götürmek, teşekkül edecek yeni bir hükümetin en mühim vazifesi olmalıdr. Bir milletin fertle- ' ri arasında müsavatı mutlaka temin 'j etmek mümkün olmamakla beraber, mümtaz bir sınıfla diğer sınıf- ' lar arasında bir yakınlık tesis et- ' mek her zaman mümkündür. Bu tesis edilmediği takdirde, Millî bün- ! yemiz her zaman birden göçmeğe . mahkûmdur. İdare edenlerle idare edilenler ârasında İçtimaî ve ikti- ' sadî sahalarda bir yakınlık temin : edilmediği takdirde, Devlet bünye- ' sinin her zaman bir uçuruma yuvarlanması mukadderdir.
Milletvekili seçildiği takdirde, ‘ bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da vatandaşlar arasında sev l gi ve millî tesanüt bağlarının kuv- s vetlenmesine çalışacağını söyliyen I Ömer Bilen .Millet n iyiliği ve re- J fahı için başarılması lâzım gelen J çok işler vnriır ve bunların başa- 1 rılması hepimize düşen bir vazife- ' dir. diye son sualimi de cevap- ( landırmış oldu. ı
Kendisine teşekkürle seçimlerde 1 muvaffakiyetler dileği ile yanından ! ayrıldım. 1
Verona'lı iki delikanlı
Genç sadakatin eşsiz bir kahramanlığı
PoU’taki sel
felâketi
★ (Baştarafı 1 incide) kumların içinden bir çoklarını kurtarmağa muvaffak olmuştur. 24 ev, 4 değirmen, 6 samanlık, 2 ahır tamamen harap olmuş, 14 ev, 4 dükkân, 1 kahve kısmen hasara uğramış, 97 evin içindeki eşya ve erzak tamamen sel tarafından götürülmüş tür. 14 öküz, 51 inek dahil olmak ü-zere 374 hayvan boğulmuştur.
Ekin tahribatı da fazladır. Büyük bir kısım arazi su altındadır. Mün-bit bir çok yerler taş ve çakılla dolmuştur. Evler ve sokaklar ça -mur içindedir. Halk elbirliğiyle ve birbirlerine yardım ederek sahayı temizlemeğe başlamışlardır. Vali Sait Koçak mahallinde incelemelerde bulunmuş, halkla temas ederek zarar görenlerin adlarını tesbit etmiştir. Yıkılan evlerin sahipleri en fakir ailelerdir. Bunların yerine daha iyilerinin yapılması için vali yardım vaidinde bulunmuştur. Doğanşehir kaymakamı felâket mahal linde çalışmaları tanzim etmektedir.
Chu ch l'ın kızı Frod
Ast ire'le oynıyacok
Hollywood, 4 (a.a.) (Afp) — Eski Başbakan Churchill’in kızı Sarah Churchill .Şahane düğün, filminde Fred Astaire’le birlikte oynamak üzere Metro Goldwin Mayer şirketi ile kontrat imzalamıştır.
“ U'udoğ gemisi „ t^momlondı
İstanbul, 4 (a.a.) — Deniz Yol -lan hesabına Ansaldo tezgâhlarında inşa edilmekte olan Marmara tipi gemilerden «Uludağ. bugünlerde Deniz Yolları perso.neli tarafından teslim alınacak ve seyir tecrübelerini müteakip Mayıs sonlarında limanımıza getirilecektir.
(Dünkü sayıdan devam)
Zemini çini döşeli soğukça bir dehlizden geçtik. Bu villânın hasta-hane olarak kullanıldığını anlamıştım.. Daha sonra cilâlı ve güzel boyanmış muntazam bir koridora döndük ve yukarı kata çıktık.. Hastabakıcı beni, Güney tarafa düşen geniş bir balkona aldı. Buradan göl ve bahçeler görünüyordu.. Büyük bir camlı bölmenin berisine düşen küçük bir odanın eşiğine çıkarak parmağını dudaklarına götürdü ve gülerek, camdan ilerisini seyretmemi söyledi..
İki çocuk, yastıklara arkasını dayamış, yirmi yaşlarında kadar bir kızın yatağı yanında oturuyorlardı. Kız etrafı kordonlu güzel gir ceket giymişti ve çocukların anlattıklarını büyük bir arzu ile dinlediği gözlerinden anlaşılıyordu. Solgun yanaklı bu kızın sakin duruşuna rağmen ilk bakışta, kardeşlerine olan benzerliğini farketmek kolaydı.. Masanın üzerinde kır çiçekleriyle dolu bir vazo, bir kaç kitap ve bir tabak ta mevya duruyordu. Hastaba kıçı bana sordu:
— İçeriye kirmiyecek misiniz? Lu-cia, sizi görünce memnun olacak.
Ben başımı sallayıp yüzümü çevirdim.. Kendi kendime düşündüm: mesut görünen bu küçük topluluğun içine girmeye benim ne hakkım var?.. «Aşağıya indiğimiz zaman hastabakıcıya, bu çocuklar hak kında bildiklerini bana anlatmasını rica ettim. Kendisi de bunu bekli-yormuş gibi, hiç çekingenlik göstermeden anlatmağa başladı:
— Bunların, dünyada bu kız kardeşten başka kimseleri yoktur. La Scal’ada tanınmış bir solist olan babaları, harbin ilk zamanlarında öldürülmüş ve çok geçmeden de bir düşman bombası evlerini yıkmıştı.. Bu üç çocuk sokakta, kimsesiz olarak kalmışlardı.. Halbuki onlar, rahat bir hayata alışmış ve iyi bir terbiye ile yetiştirilmiş çocuklardı.. Lu-cia da, ses artisti olmak için çalışıyordu.. Fakat sonradan o kadar düştüler, o kadar acı çektiler ki, tarif edemem. Verona’nın o sert kışı da onlar için bir ızdırap kaynağı oluyordu..
Bir kaç ay, gece gündüz çalışarak kendi elleriyle, harabelerin ortasında yaptıkları kulubemsi yerde o-turdular. Almanların Verona’da karargâh kurdukları üç yıl içinde şehir, çok korkunç sahneler yaşadı. Çocuklar da, her yerli gibi, bu sert ve çirkin muamelelerden nefret e-diyorlardı. Bunun delili olarak ta, ilk mukavemet haraketlerinde ileri atılanlarla birleştiler.. Harbin dehşet ve felâketleri onları yıldırmadı. Henüz gelişmeye başlayan genç yaşlarına ve boylarının ufaklığına rağmen şehrin yakınındaki tepelere yerleşen Milli Kuvvetlerle şehir a-rasında gidip geliyor ve onlara faydalı bilgiler yetiştiriyorlardı.. Yaptıkları iş çok tehlikeli idi. Alman askerlerinin durumu ve plânları hakkında malûmat toplamak kolay bir şey değildi..
Gözleri nemlenen hastabakıcı, burada biraz durdu, sonra daha derin ve coşkun bir hisle takrar anlatmağa koyuldu:
— Bu çocukların fedakârlıklariyle iyiliklerini size anlatmağa lüzum görmüyorum.. Ayakkaplannda, hayatlarına mal olabilecek kadar mühim ve gizli mektuplar ve mesajlar olduğu halde karanlık gecelere dalıp tehlikeler yatağı koca dağları korkmadan aştılar... Neticede, sulha kavuştuğumuz vakit çocuklar buraya gelerek çok sevdikleri kız kardeşlerini arayıp buldular. Kız, Belkemiği Veremine tutulmuştu.. Harbin sefalet ve dehşeti, onun hayatı üzerinde de müessir ol muştu demek...
Hastabakıcı, burada da derin bir nefes aldıktan sonra dedi ki:
— Kızı yalnız olarak ve hastalığı ile başbaşa bırakmadılar ve buraya getirdiler. On iki aydır bizim hasta-mızdır o.. Bu müddet içinde epey kurtulma âlâmetleri göstermiş bulunuyor.. Ümit ediyoruz ki, bir gün o da yürüyebilecek ve eskisi gibi şarkı okuyacaktır..
Bizim için şimdi yiyecek ve sair ihtiyaçların temini meselesi o kadar zor ki, hastalardan az bir ücret almak mecburiyetinde kalıyoruz.. Bu
Seçim Kanununun ihlâl edilen maddesi
I1 " Çeviren :
Abdullah Çoşkunözer [
Ve şehre doğru hareket ettik...
İkisi de yanıma oturuyorlardı. Duydukları sevinç ve memnuniyetin uçup gideceğinden korkuyorlarmış gibi konuşmuyorlar ve sessiz duruyorlardı.. Ben de onlara bir şey sormadım ve esasen benim, kendi iç duygularını ve burada gördükleri işin içyüzünü, sırrını öğrenmeme razı olmayacaklarını biliyordum.
Genç sadakatin sessiz kahramanlığı, beni derinden derine ve bütün manasiyle sarmıştı.. Bu çocukların manevî kuvvetlerini, her yana dehşet ve korku saçan harp dahi bozamamıştı.. Eğer bir gün, yaşlariyle münetasip olmayan daha ağır ve mes’uliyetli vezifeleri yüklenmek mecburiyeti karşısında kalmış olsalardı her halde bunları da cesaret ve gururla kabul edeceklerdi.. Kendi hayatlarını düşünmeden ve büyük fedakârlıklarla memleketlerine yaptıkları hizmetler, insanlığın mücadele tarihine yeni yeni asaletler kattı ve insan cemiyetinin ilerisine daha büyük ve çok inandırıcı ümitler bahşetti...
A. Coşkunözer
SPOR
çeklerden gayri meydanlarda toplu olarak sözlü propaganda yapılması yasaktır.»
Şimdi merak ettiğimiz nokta şu-
Eskişelıir belediyesi, Eskişehir garını toplu bir propaganda meydanı olarak tesbit etmiş midir? Biz, zannetmiyoruz. Çünkü burası genel yoldu. Ayrıca kamu lıiz -metlerine ait bir tesistir. Ve nihayet yine kanuna göre, «siyasî par tilerin toplu olarak sözlü propaganda yapmak için müracaatları üzerine toplantı meydanı, sıra, gün ve saatlerini kur’a çekerek belli e-der ve ilgililere tebliğ eder.
Acaba Eskişehir garı için böyle bir şey yapılmış ve Halk Partisine tebliğ edilmiş midir?
Buna mukabil, denecektir ki Sayın İnönü Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı mevkiinde bulunan zata karşı bir karşılama töreni pekâlâ yapılabilir. Bunda tamamen mutabıkız. Ancak bu merasim, samimî bir tezahür mahiyetinden çıkıp da bir Parti Genel Başkanının propagandası mahiyetini alırsa, o zaman kanunun hükümleri de yerine gelmeli ve böylece partiler arasında eşitlik korunmalıdır. Aksi takdirde, iktidarda bulunan parti, muhalefetle müsavi vasıtalarla mü-
cadeleyi kabul etmemiş demektir. Yoksa C. II. P. Genel Başkanının da partisi için propaganda yapması kadar tabii bir şey olamaz. Fa-kat hukukî devlet nizamında ka-
nunların hâkim olmasını istemek de
Milli Futbol Takımımızın
1950 ■ 51 senesinde yapacağı temaslar
Futbol federasyonunun 1950 -senesi için hazırladığı faaliyet programı arasında en önemli kısmı A ve B millî takımlarımızın memleket içinde ve dışında yapacağı temaslar teşkil etmektedir.
Cumartesi günü İstanbulda federasyon başkanı Ulvi Yenal’m başkanlığında toplanan federasyon heyetinin de tasvip ettiği bu programa göre A ve B millî takımlarımızın yapacağı temaslar şunlardır:
28 Mayıs 950 Türkiye _ İran (İstanbul’da)
28 Mayıs 950 Türkiye (genç) - Suriye (Şam’da)
28 Ekim 1950 Türkiye (Genç) -Mısır (Ankara’da)
28 Ekim 950 Türkiye - İsrail (Tel -Aviv’de)
31 Ekim 950 İstanbul - Tel’Aviv (Tel’Aviv’de)
3 Aralık 950 Türkiye - İsrail (İstanbul’da)
3 Aralık 950 Türkiye (Genç) - İ-talya (Tel’Aviv’de)
6 Aralık 950 İstanbul - Tel’Aviv (İstanbul’da)
10 Aralık 950 Türkiye - Fransa (İstanbul’da)
10 Aralık 950 Türkiye - (Genç) -Mısır (Tel’Aviv’de)
4 Mart 951 Türkiye (Genç) _ İtalya (Ankara’da)
11 Mart 951 Türkiye (Genç) - Mısır (İstanbul’da)
28 Ekim 951 Türkiye (Genç) - Yunanistan (Ankara’da)
30 Aralık 951 Türkiye (Genç) -Yunanistan (Atina’da)
28 Mayısta ilk temasımızı yapacağımız İranlIlardan müsbet cevap gelmiş ve hazırlıklara geçilmiştir.
İranlIlar memleketimize uçakla geleceklerdir. Bu maçları Beynelmilel olmuş Mısır hakemlerinden biri idare edecektir.
Aynı gün genç millî takımımız da Şam'da Suriye millî takımile karşılaşacaktır. Suriyelilerden cevabın müsbet olarak bugünlerde gelmesi beklenmektedir.
Diğer memleketler federasyonları nezdinde de lâzımgelen teşebbüslere geçilmiştir.
★
Moçlar tehir edildi
Bu hafta şehrimizde oynanacak olan Gençlerbirliği - Ankaragücü lig maçı ile Gençlerbirliği - Demirspor Millî Eğitim Mükâfatı maçının tehirine karar verilmiştir.
B. T. Ankara Bölgesi Futbol A-janlığuıdan:
Bu hafta yapılması lâzım gelen
51
bizim tabiî hakkımızdır. Çok temenni ederiz ki, bir zühur eseri o-
larak unutulan
bu
mühim nokta,
bundan sonra gözönünde bulundu-
Adviye FENİK
Zonguldak ilçelerinde gizli toplantılar
★ (Baştarafı 1 incide) karşılanarak doğruca fabrika müştemilâtından bir binaya gitti ve o-rada karşılayıcılarla geç vakte kadar süren gizli bir toplantı yaptı.
Bu sabah da saat dokuzda Karabük Halkevinde KaTabük’e bağlı bütün muhtarların iştiraki ile Valinin başkanlığında bir toplantı yapıldı ve gazeteciler içeri alınmadı. Toplantı sonunda gazetecilerin böyle toplantıya alınmaması sebebini sorduğum zaman Vali: «Buna imkân yok» dedi ve otomobille hareket etti. Gazeteciler bir otomobille o-nu takip ettiler.
Vali Safranbolu Halkevinde de ilçeye bağlı bütün köy muhtarlarını topladı ve yine gazeteciler içeri alınmadı. Fakat bu gizli toplantıya nedense C. H. P. Sofranbolu başkanı ile C. H. P. nin Zonguldak adaylarından eski İstanbul polis müdürü Sebatî Ataman davet edilerek alındılar.
Bir saat süren bu toplantıdan son ra Vali Karabüke döndü. Yarın buraya gelecek olan C. H. P. nin Milletvekilleri adayları ile beraber Toprakcuma ve Ovacuma istikametinde geziye devam edeceği ha-ber alınmıştır.
çocuklar, her hafta muntazaman Gençlerbirliği - Demirspor maçı; borçlarını ödüyorlar. Ama bunlar görülen lüzum üzerine geri bırakıl-dışarda ne iş yaparlar, ne ile uğra-şırlar onu bilmem ve sormam da.. I ~ Verona’da bu sıralarda iş te az bulunur. Bununla beraber bu küçüklerin çalıştıkları ve iyi bir iş yaparak para kazandıkları anlaşılıyor..
Hastabakıcı durmuştu.. Bu son söylediklerini tasdik etmek için:
— Evet, öyledir.. Dedim.. Hatta daha iyisini yapmak mümkünse o-nu da yapacaklardır.. -
Dışarda, kapının önünde bekle-1 dim. Çocuklar da az sonra geldiler.
Bu maçların yapılacağı tarih, gün ve saat ayrıca bildirilecektir.
İlgililere tebliğ olunur.
C.H.P. den istifa
C.H, Partisinden Demokrat Partiye akış devam ediyor. Cumhuriyet Halk Partisinin eski üyelerin-dan Mustafa Tatlı da istifa ederek Demokrat Parti Oğuz Ocağına kay-dolunmuştur.
Piyangoda kazanan talihliler
23 Nisan piyangosunda 10.000 lira ve daha fazla ikramiye kazanan ve bugüne kadar Millî Piyango Bürolarına veya Ziraat Bankası şubelerine müracaatla paralarını alan talihliler şunlardır:
300.000 lira:
İstanbulda , Eminönü Kaymakamı Cevdet Barın.
100.000 lira:
İstanbulda, Emirgânda oturan ve fakat isminin yayınlanmasını iste-miyen bir talihli. Bu talihli bileti Ankarada almış, kazandığı ikramiye kendisine Millî Piyangonun İstanbul Bürosunca ödenmiştir.
50.000 lira:
Alpullu Şeker Fabrikasında sine ma odacısı Veli Çıran.
20.000 lira kazananlar:
Ankarada, Mamak maske fabrikasında sıhhat memuru Salih Os-kan ve ortağı Osman Giinay, İz-tanbulda Kurtuluş, Tepeüstü Ço-banoğlu sokakta oturan ve fakat isminin yayınlanmasını istemiyen bir Bayan.
10.000 lira kazananlar:
Çorum, Gulâbibey mahallesi Sofular sokak 137 numarada Salime Eryılmaz, İzmir Kireçlikaya mahallesi 975. inci sokak 21 numarada marangoz Bekir Sıtkı, İstanbul C-i hangir caddesi 23 numarada kun-duracı Alâettin Aşkın. Kozan’da çiftçi Mahmut Arıoğlu.
Mimoza Emprimeler
875 krş. 03T
Truman’a göre dünya durumu düzeliyor
Bu sebeple savunma bütçesinde kısıntılar yapılacak
Vaşington, 4 (a.a.) (United Pres) — Bugünkü basın toplantısında Baş kan Truman, Birleşik Amerika mil. letlerarası durumdan endişe etmediği için 1952 malî yılı savunma bütçesinde kısıntılar yapılacağını söylemiştir.
Başkanın haftalık basın toplan -tısındaki bu beyanatı, askerî şahsiyet ve kongre liderlerinin soğuk ’ harbin iyiden iyiye sertleştiği ve gelecekte savunma masraflarının dalıa da artabileceği yolundaki ih -farlarını nakzetmektedir.
Karakter itibariyle iyimser olduğu için bu şekilde düşünülebileceğini söyleyen Truman, milletlerarası durumun 1946 yılının ilk yarısındaki kadar vahim olmadığını ve
İnönü’nün nutku
Izmire 80 bin liraya mal oldu
★ (Baştarafı 1 incide)
ren başlıyan şiddetli yağmur yüzünden açık hava konuşmasının yapılamıyacağı anlaşılınca derhal tertibat alınarak kooperatifler bir-
bu durumun gittikçe düzeldiğini kaydetmiştir.
Birleşik Amerikanın Marshall plânım devam ettirmek gibi bir mesuliyeti artık yüklenemiyeceği yolundaki iddiaları reddeden Başkan Truman, bu plânın soğuk harbin kazanılmasında mühim bir âmil teşkil ettiğini belirtmiş ve soğuk harbin silâhlı harpten daha ucuza mal olacağını hatırlatmıştır.
Başkan Truman. Birleşmiş Milletler teşkilâtının Rusya ile peyklerinin uzaklaştırmak suretiyle yeniden kurulması hakkındaki eski Başkan Herbert I-Ioover’in teklifini reddetmiş ve bu teşkilâtın sulhperver antlaşmalara varmak ümidiyle kurulmuş olduğunu söylemiştir.
k (Baştarafı 1 incide) zevkle bu sözleri dinlemişlerdir. Ankarada konuşan D. P. sözcüsü 4 senedenberi yapılan bir çok iyi işlerin Demokrat Partinin eseri olduğunu söylemiş, İskân Kanunu- 1 nun, polis vazife ve salâhiyet ka- | nununun Örfî İdare Kannunun D. ■ P. faaliyeti neticesinde değiştiril- ı miş veya ortadan kaldırılmış olduğunu söyledi.
Sözcü, D. P. seçimleri kazandığı takdirde kanun hâkimiyetini her şeyin üzerinde tutacağı Anayasanın ■ maksadı temine kifayet etmediğini , ve çıkarılan kanunların Anayasa ile 1 tezad halinde olduğunu belirtmiş- 1 tir.
İstanbul radyosunda da D. P. a | dına Ahmet Hamdi Başar konuşmuştur. Başar,, yaptığı bu konuşmada, muayyen bir prensipten mahrum olarak faaliyet gösteren C. H. P. bu yüzden birbirine zıd kanunlar çıkardığını, memleket işlerini altüst ettiğini anlatmış, en liberal prensiplerle en dar komü-
nist prensiplerine varıncaya kadar türlü hükümlere tesadüf edildiğini belirtmiş ve C. H. P.. nin siyasî ve İktisadî sahada tebellür etmiş olduğunu, bir kanaate şah ip olmadığını anlatmıştır.
Radyodaki parti propagandalarına bugün de devam edilecek, gerek İstanbul radyosunda, gerekse Ankara radyosunda D. P. sözcüleri konuşacaktır.
Diğer taraftan öğrendiğimize göre dün sabaha karşı Ankaraya gelmiş bulunan Celâl Bayar bütün gün parti merkezinde meşgul olmuş ve seçim beyannamesi üzerindeki son hazırlıkları ikmal etmiştir.
Seçim beyannamesinin yarın ya öbür gün basına verilmesi karrü)1 etmiştir.
Bayar, seçim beyannamesinin neşrinden sonra tayyare ile Şark’a hareket edecektir.
Bayarın, Erzurum ve Diyarbakır mıntakasmda bir iki gün kalacağı ve oradan Bursa ve İstanbula da gideceği de bildirilmektedir.
ve-ta-
İdare âmirlerinin duruşması
★ (Baştarafı 1 İncide)
liğinin büyük incir deposu boşaltılıp hazır vaziyette bekletilmiştir. Akşam üzeri sağnak halindeki yağmur azalıp 17.30 a doğru tamamen durmuş ve saat 18 de Cumhuriyet Meydanına gelen İnönü doğruca kürsüye çıkarak beklenen nutkunu söylemeğe başlamıştır.
«— İzmirliler, aziz hemşerilerim, Bu meydanın güzel âbidesini açmak şerefi bana nasip olmuştu. Bu meydan dört senedenberi benim a-leyhime konuşan ateşli hatiplerin insafsız tecavüzlerini dinlemiştir. Şimdi, memleketin umumî huzur havası ve İzmirlilerin teşvik edici neş'eleri içinde partimizin seçim nutkunu söyliyeceğim.
Yeni bir hayat içindeyiz. Bu hayat, henüz yaşamakta olan temel»-eksikliklerini mutlaka giderecektir ve biz, dünyanın hür, demokratik rejimleri içinde bir yıldız gibi par-lıyarak yükselmeğe devam edeceğiz..
İnönü, nutkunda, D. P. den daha fazla kadın mebus adayı gösterdiğinden dolayı iftihar ettiğini belirtmiş C. H. P. beyannamesinde söylenen sözleri aşağı yukarı aynen tekrarlamış, köylünün refaha kavuşturulacağı vaidlerini sıralamış, köylere radyo sokulacağını, ilk öğretim dâvasının ele alınacağını söylemiş ve son olarak işçi meselelerine temas etmiş ve demiştir ki:
«Dört sene içinde sendikaları, sigorta kanunları ve İçtimaî müesse- ! seleriyle çalışma teşkilâtımız, dünyanın her konferansında göğsümüzü kabartacak bir gayretin ve bir samimî niyetin örneği olarak taktir olunmaktadır.
Devlet İktisadî müesseselerinde, ' fiiliyat sahasına giren işçi meskenleri meselesini, memlekette esasından hal yolundayız..
Grev hakkı, hür işçilerin haklı bir talebi olarak bizim karşımıza çıkarılıyor. Bir defa, grev hakkının esaslı bir lüzum olduğu, eskisi gibi değil, şimdi bir çok memleketlerde bile münakaşa mevzuudur. Ancak, ben, grev hakkının bizim bünyemize göre lüzumlu veya lüzumsuz olduğu mevzuunu da münakaşa etmeyi acele ve faydasız görürüm. Belki bir gün biz de, grev hakkını kabul ederiz.
„ —„----------senesinde açılan ilk tahkikatın İz-
ifadeileri alınan bazı profesör ve mir Ağır Ceza savcısının iddianame doktorların dinlenmeleri sırasında hzırlamadığı gibi Adalet Bakanlığı-kendilerine işkence yapıldığını ifa- nin müsaadesinin de dosyada bulun de etmeleri üzerine lüzumu muha- | madiğini ifade etti, keme kararı verildiği bildirilmekte ’ idi.
Raporda bu sıralarda İstanbul Örfî İdare Komutanı olan Gri. Sabit No-yan, o zaman Emniyet Müdürü olan 1 şimdiki Denizli valisi Ahmet Demirin yine o zaman İstanbul emniyet komiseri olan ve şimdi vali bulunan Sait Koçak’ın ve emniyet memurla rından Muzaffer Uz’un bazı hususlarda hâdise ile ilgili görülmesi sebebiyle General Sabit Noyan hakkında takibatın Askerî Yargıtayca yapılması icap ettiği ilâve ediliyordu.
Raporun okunmasını müteakip Kamuran Çuhruh vekili avukat A-sım Ruacan bir husus üzerinde duracağını ifade ederek söz aldı ve hâdisede zaman aşımı bulunduğunu söyledi.
Zaman aşımına esas olan noktaları izah eden Ruacan bu arada 1948
Tahkikat sırasında sadece sivii makamlarca meselenin ele alındığını hâkim sınıfından hiç bir müfettişin bulunmadığını belirtti. Netice (itibariyle zaman aşımının mevcudiyetine yüksek mahkemenin nazarı dikkatini çekmiş bulundu.
Avukat Asım Ruacanın bu iddiasına karşı savcının düşüncesi soruldu. Savcı dosyayı henüz devir aldığını ve iyice tetkik etmediği için kendisine mehil verilmesi talebinde bulundu. Savcının bu talebi mah kemece kabul edildiğinden duruşma başka bir güne talik edildi.
Bu sırada sanık mevkiinde bulunan Muzaffer Uz halen İstanbul emniyet müdürlüğündeki vazifesi ve şahsi durumu sebebile duruşmadan vareste tutulmasını istedi. İsnat olu nan suç ağır cezayı müstelzim olması sebebiyle bu talep reddedildi.
İşçileri grev hakkı namı altında . yakın ve muhakkak sefaletlere mâruz bırakmak, kolay ve cazibeli mevzulardır. Fakat, bunlar, mes’u- [ liyetini bilen siyaset adamlarının | göze alamıyacakları şeylerdir.»
İnönü bundan sonra şiddet politikasına itiraz etmiş ve yeni seçimle çok feyizli bir ilerleme devrine girileceğini belirtmiştir.
İnönü, nutkunda yine vaidlere geçmiş ve demiştir ki:
«Önümüzdeki seneler, kurulmuş | yeni bir rejimin feyizleri içinde vatanın yeni bir yükselme devri olacaktır. İzmirlilerin bu yeni devirde hizmet ve şeref payları, her yer-, deki vatandaşlarınki kadar, ileri ve parlak olmasını dileriz. On gün sonra yeni seçimler neticesinde memleketimiz büyük bir şeref kazanacaktır. Bütün gayretimiz hiz-
metinizde ve her takdiriniz hürmetimizde olacaktır. Sağolun İzmirli - I ler.»
Halk, tekrar otobüslerle taşraya dönmüştür. Yapılan hesaplara göre kalabalığın onda sekizi taşradan 1 gelen ücretli insanlardan teşekkül ediyordu. Bu ücret, gelenlerin söy- t
Konyalı Yüksek Tahsil Gençliğini Okutma Derneği Başkanlığından:
Derneğimiz 7/5/1950 Pazar günü saat (14) de Halkevinde olağanüstü toplantı yapacaktır.
Gündem:
1 — Ana tüzükte değişiklik.
2 — Denetleme kurulunun vazife
ve salâhiyetinin genişletil -mesi.
3 — Yönetim Kurulunun ibrası.
4 — Yeni Yönetim Kurulunun
seçimi.
Bir Ingiliz balıkçı gemisini Ruslor müsadere eltiler
Londra, 4 (Ap) — Ingiltere bugün, bir İngiliz balıkçı gemisinin Rusİar tarafından müsadere edildiği haberi üzerine tahkikat yapmasını, Moskova büyükelçisi Sir David Kelly’ye bildirmiştir.
Kellynin cevabını bu gece bildireceği tahmin edilmektedir.
lediklerine göre beş liradır. Ayrıca gidip gelme yol parası ve o gün ak. şam yemeği de C. II. Partisi tarafından temin edilmiş bulunmaktadır. Asgarî bir hesapla bugünkü İnönü İzmir konuşması Halk Partisine 75 _ 80 bin liraya mal olmuştur. Hususî tren ve diğer masraflar bu meblâğa dahil değildir.
Radyo konuşmala-
rını dinlemek
r
Sayın Ankara Halkına
yasak mı ?
Atatürk'ün 25 yıl önce tesis edip mamûr bir hale getirdikten sonra memlekete hediye ettiği Orman Çiftliği kuruluşunun yıldönümü münasebetiyle 6 ve 7 Mayıs Cumartesi ve Pazar günleri de Sayın AnkaralIların istifadelerine tahsis edilmiştir. Donatılacak ve caz da bulundurulacak olan bugünlerde halkımızın Çiftlik Paık vo Bahçelerinden faydalanmak üzere teşrifleri rica olunur.
Atatürk Orman
Çiftliği Müdürlüğü
k (Baştarafı 1 incide)
yo konuşması nakledilirken polisler müdahale etmişler ve «Halkın birikmesine sebep olundu, bu te-cemmuat kanununa aykırıdır» diye zabıt tutarak halkı dağıtmış -lardır.
Bundan başka Keçiörende de tanı D. P. sözcüsü konuşurken voltaj
düşürülmüş ve Demokratların se-
sinin duyulmasına mâni olunmuş-
tur.
Ankaranın göbeğinde şahit olduğumuz bu hâdisenin üzerinde ehemmiyetle durulması lâzımdır. Alâkadarların bu mesele ile yakından meşgul olacaklarını ve bu şekilde hareket eden polislere kanunu hatırlatacaklarını ümit etmekteyiz.
Vistra Emprime Joı jet Krep Emprime TuJ Keten Emprime Emprime Çamaşırlık ORTAÇ:
Anafartalar Cad. Adliye karşısı Köşe Mağazası, No. 224.
Tel: 11135 Ankara
450 krş.
18 Renk hakîki İrlanda Keteni 900 krş. Gandi 340 krş.
260 krş..
260 krş
375 krş.
Comments (0)