L
pNİUi-î piyAHûO
AR4£/k
■”)
AKŞAM
Sene 23 — No. 9743 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
SALI 4 Aralık 1945
Üniversite talebeleri bu sabah tezahüratta bulundular
Son günlerde yapılan bazı yersiz ve yabancı propagandaları protesto ettiler
Talebenin heyecanı esefle karşılanacak bazı neti çeler verdi, Tan gazetesinde tahribat yapıldı
Slyaşcl Bilgilen Okula
KOtOphanesi Demfrbaı
No. C -
- - 1 ■ 1 -- ■
Dünyaca tanınma? Türk akçılığının Bembolü olan SARAY Lokantası, temizliği ve kullandığı tuzsuz tereyaglarile pişirme sanatı sayesinde halkımızın mümtaz yemek Salonu olmuştur.
Günlük Balıklar, turtanda sebzeler ve eh-venlyet: KARAKÖY No. 31.
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Boğazlar hakkında
Sovyetlerîn muhtıra verdiği teyidedilmedi
Ankar* 4 (Telefonla) — Sovyet Rusya hükümetinin Boğazlar hakkında Tiirklyeye, Amerika ve İngiltere gibi, bir muhtıra verdiği ve Boğazlar hakkında eski görüşünü muhafaza ettiğini bildirdiği lıakkındakl haberler, bu âna kadar Ankarada teylde-dümemlştir.
Gençler, Tan, matbaası ününde istiklâl marşı söylerken
Boğazlara dair Yunan ajansının bir tekzibi
Atina 3 (AA.) — Atina ajansı, aovyetler Birliği Ankara Büyük Elçiliğinin Botaalarn dair Sovyet görüşünü Yunan hükümetinin desteklemeğe müsait olup olmadığını Yunan Büyük Elçisinden sorduğu hakkında Türk basınında çıkan haberi kati surette yol anlamağa salahiyeti ardır.
Nuri Sait paşa yakında Ankara’da bekleniyor
Ankara 4 (Telefonla) — Eski Irak Başbakanı Nuri Balt paşa yakında Ankarada beklenmektedir. Bu 21yaret. önümüzdeki günlerde bavlıyacak olan Türkiye - Irak görttçmelerlle İlgili görülmektedir.
Suriye, Lübnan, Suudi Arabistan, Mısır ve Mevarayı Ürdün heyetlerinin Ankaroya gelecekleri hakkında burada hiçbir malûmat yoktur.
Prenses Of Berar
Yeni parti hazırlığı
Partiye girecekleri söylenilenler
B. Celâl Bayar dün Cumhuriyet Halk Partisinden çekildi
i) nü emi e talebeleri, son günlerde yapılan bazı yersiz Ve yabancı propagandaları protesto ötmek üzere bu Sabah Üniversitede bir toplantı yapmışlar, bundan sonra önlerinde Türk bayrakları bulunduğu halde Üniversiteden hareket etmişlerdir. Binlerce talebe v&tanpervcrane şarkılar söy-liycrek, Beyazıt, Dlvanyolu tarlklla Parti İstanbul merkezinin önüne gelmiştir. Burada bir kaç dakika duru -muş, vatanperverine tezahüratta bulunulmuştur
Talebe Partiden sonra Vilâyetin önüne gelmiş, burada da aynı tezahüratta bulunmuştur.
Üniversite gençliği yoluna devam ederek Ankara caddesi tarlklle Tan matbaasının önüne gelml? ve Tan gazetesinin neşriyatı proteso edilmiştir. Bu sırada talebenin heyecanı esefle karşılanacak ban neticeler vermiştir. Bu cümleden olarak camlar kırılmıştır. Bir genç «Ton» levhasını sökmüş, bunu yere fırlatmasından sonra gençler hep bir ağis-8an İstiklâl marşını söylemişlerdir.
Bu arada kalabalık bir grup Tan ynatbaasınm. arka tarafındaki makine tasımından içeriye girmiş, ellerine geçen eşyayı sokağa atmış, bazı malzemeyi tahrlbetmlştlr.
Kırılan camların kalabalık üstüne ?üşmesinden birkaç gencin hallf au-etto yaralandığı ve en yakın hastanede pansumanlarını yaptırarak yine kalabalığa katıldıkları görülmüştür.
Tan matbaasından sakağa atılan kâğıdlar
Tezahürat «aa? on bira kadar davam etmiştir.
Üniversite talebesinin tezahüratını haber alan Tan gazetesi memur va müstahdemleri matbaayı terkettlkle-rlnden, hâdise esnasında binada kimse bulunmuyordu.
Saat 11 de talebenin bir kısmı Köprüyü geçmiştir. Bu sırada polis tertibat almış, Köprünün müteharrik kısmı açılmış, iki yaka arasındaki müna-
kalât kesilmiştir.
Köprüyü geçen talebeler Taksini âbidesi önüne kadar gitmişler ve Tan matbaasından aldıkları Atatürk ile İsmet İnönü'nün büyük resimlerini âbidenin Üzerin* yerleştirdikten sonra âbideye bir çelenk koymuşlardır. Taksim meydanında kalabalık pek büyüktü. Bu yüzden tramvaylar durmuştur. Hiç bir hâdise olmamıştır.
Dün akşam Ankara'
hareket etti
ya
On beş gündenberl şehrimizde bulunan Prenses of Berar, dün akşamki ekspresle Ankuraya hareket etmiştir. Prenses, seyahatinden çok memnun olduğunu söylemiştir. Yaveri yüzbaşı Mirza Hamlt Beğ de demiştir ki:
(— Altes Prenses. Cumhurbaşkanı İnönü’nün daveti üzerine Ankaraya gitmektedir. Cumhurbaşkanı, buradaki mülûkat esnasında Prensese, gelip Ankarayı da görmesini tavsiye etmiştir. Orada dört gün kadar kaldıktan sonra Hlndlstana döneceğiz.
Gerek Prenses, gerek ben İstanbul-dan. hayatımızın en tatlı lıâtıralarlle ayrılıyoruz. Tekrar İstanbuia gelmek bizim İçin büyük bir zevk olacaktır. Emin olun, eğer bir daha gelirsem giizel lisanınızı öğrenecek ve bir Türk zevce bulmağa çalışacağım.»
Prenses Ankara’da
Ankara 4 (Telefonla)— Berar Prensesi bu sabah saat »,45 te şehrimize gelmiştir, prenses. Ankarapalnstn hususi bir dairede oturacaktır.
Yunan seçimi
31 mart pazar günü yapılacak
Ankara 4 — Eski Başvekil Celâl Bayar dün Cumhuriyet Halk partisi genel sekreterliğine giderek partiden çekildiğini ve parti mensuplarına vedâını bildiren bir mektubu genel sekreterliğe vermiştir.
Yeni parti hakkında görüşmelere devam ediliyor. Partinin merkezinin Ankara olacağı tahakkuk ediyor. Adının da Demokrat Halk partisi olması muhtemeldir. Önümüzdeki günlerde resmî müracaatin yapılması bekleniyor. Dün program tekrar gözden geçirilmiştir Bu işde, İstanbul'dan gelen fçel Milletvekili Refik Koraltan da bulunmuştur. Yeni partiye girecekler
Kurulmakta olan yeni partiye Milletvekillerinden Muammer Eriş. Hüsnü Yaman. Faik Kurd-oğlu, Sami, eski saylavlardan Os-manzade Hamdinin de girecekleri söylenmektedir.
Ankara 4 — Yeni partinin şimdilik İstanbul, İzmir, Adana, Samsun, Zonguldak gibi büyük merkezlerde şubeleri bulunacaktır.
Tevfik Rüştü Aıas’ın. parti kurulduktan sonra C. H. P. den ayrılarak yeni partiye gireceği söylenmektedir. Gene söylentiler arasında Hamdi Arpad, Refik Şevket İnce. Ziya Cevher Etil!. Antalya Milletvekili Dr. Cemal Tunca'nın da yeni partiye katılacaklarından bahsolunuvor.
tzmır teşkil ât t
İzmir 4 — B. Celâl Bayar ve arkadaşları tarafından kurulmakta olan partinin Î2mir teşkilâtını eski Milletvekillerinden B. Refik Şevket İnce kuracaktır, Refik İnce sabahki trenle Ankara’ya hareket etmiştir. Kendisinin davet üzerine gittiği söyleniyor. B. Refik İnce demiştir kİ:
— Memlekette partiler olmaa lüzumuna geç de olsa kanâat
edenlerden birisiyim. Geçen gün yazdığım bir makalede, esaslı bir partinin hakikî surette teşekkül etmiş bulunduğuna kanaatimi göstermiştim. Mecliste 3 mebusu, Meclis dışında lideri bulunan bir parti. Ben Celâl Bayar'ın istifası üzerine de bîr makale yazarak onun hüviyetini ve lider olmak vasfını belirtmiştim, Refik Koraltan'm partiden çıkarılması üzerine yazdığım bir yazıda da Celâl Bayar'ın artık bir parti teşkil etmesi lâzım geld’ğinl ileri sürerek âdetâ ona ve arkadaşlarına memleket ihtiyacını İfade etmiştim. Şimdi gazeteler bunun vukubıll-mak üzere olduğunu yazdıklarına göre dileklerinin yerine getirildiğini gören bir adam zevkini duymamama imkân tasavvur olunur mu?
— Celâl Bayar parti teşkil ederse ne yapacaksınız?
— Siz benim yerimde olsaydınız ne yapar idiyseniz onu yapacağım, derim.
Sabun ve zeytinyağı
Bugün Parti grupunda görüşülecek
Ankara 4 (Telefonla) — Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grupu bugün saat 15 te toplanacaktır. Parti Müstakil Grupu da yarın saat 9.30 da toplanacaktır.
Bugün Parti Grupunda Raslh Kaplan ’ın. sabun ve zeytinyağı hakkında Ticaret Bakanından sorduğu sual konuşulacak ve Ralf Karadeniz buna cevap verecektir. Bu mesele etrafında geniş münakaşa olacağı ve birçok hatiplerin söz alacakları anlaşılmaktadır.
ıa»■■«■■■ııı!««■■■■■■■■■■ııa
Günler Geçerken
Hasıraltı etmeli
Rusya Amerikan teklifine cevap verdi
1 ocağa kadar Irandan çekilmeyi kabul etmiyorlar
Londra 4 (R.) _ İran'daki yabancı kıtaların ocak ayının birine kadar Çekilmesi hakkında Amerika tarafından yapılan teklifi Sovyet Rusya kabul etmemiştir. Bu teklif Azerbaycan’ dn çıkan kargaşalıklardan sonra yapılmıştı. Malûmdur ki Sovyet Rusya, bu kargaşalıkları bastırmak kin İran'ın takviye kıtaları göndermefi-ne müsaade etmemişti. Sovyr-tlerin teklin neden kabul etmediği bildirilmemiştir. Cevabin neşri için talimat verilmesi bekleniyor.
Sovyet Rusya’nın Amerikan teklifini reddetmesi İran topraklarındaki Müttefik kıtaların 2 martta çekilmesi hnkkındakl teahhüdün” halel vermemektedir. Tahran'da bulunan Sovyet
kıtaları, işgal ettikleri binaları boşaltarak, evvelce haber verildiği gibi, şehirden çekilmişler ve 0 kilometre uzakta ordugâh kurmuşlardır.
Diğer taraftan Şimali İran’daki durumu tetkik etmek Üzere o havaliye gitmiş olan Amerikan heyeti Tahran'a dönmüştür. Raporunu hazırlamaktadır. Heyet Azerbaycan'da seçimi Rusların desteklediklerini söylemişlerdir.
Londra 3 — İran hükümeti son
Sovyet notasına cevap vermiştir. Bunda memleketin en kısa zamanda tahliyesini tekrar etmekte. Azerbaycan'a gidecek kuvvetlerin sadece tecavüze karşı koymak maksadlle sevkı düşünüldüğünü söylemektedir.
İngiliz - Amerikan görüşmesi
Netice bugün veya yarın anlaşılacak
Londra 4 fR.) — İngiliz - Amerikan mali görüşmeleri son gânler zarfında bir buhran geçirmiştir. İngiliz heyeti Ldndraya gönderdiği kabataslak plâna cevap bekliyor. Cevap müsaitse istikraz miktarı tngllterenin teklif ettiği rakama yaklaşacak, yani artacaktır.
Netice yarın, yahut perşembe günü İlân edilecektir.
Londra 4 (R.) — Yunan Başbakanı Sofulls, seçimin 31 mart pazar gtinü yapılacağını söylemiştir. Dışişleri Bakanı Sofyanopulos’a göre, seçime nezaret edecek 200 kişiden başka inzibatı korumak için 800 kişilik bir heyet daha gelecektir. İngiliz, Fransız, Amerikan müşahitler bütün siyasi partileri zlyarelte seçim kayıtlarını gözden geçireceklerdir.
r-------
“Altı da bir, üstü de birdir yerin,,
—■—
Yatan: A. ADNAN - ADIVAR
Yarınki Akşam'da
DİKKATLER:
(J çulluk beklerken pahalılık!
İkinci dünya harbinin bitmesi üzerine herkes hayat pahalılığının azalmasını, hiç değilse pahalılığın artmamasını beklerken fi-atler sebepsiz yere hâlâ yükselmektedir. Bunun son misali te-reyağıdır. Tereyağının kilosu geçen haftaya kadar 600 kuruşu satılıyordu. Şimdi birdenbire 60 kuruş zammedilerek 660 kuruşa çıkarıldı. Süt fiatl değişmediği halde bu zammın neden İleri geldiğin! anlamak kabil değildir.
Fîatlerln mütemadiyen yükseltilmesine karşı ne zaman fren konulacak?
Şu halkı nasıl kızdıralım, küplere bindirelim ve kadınların cinlerini başlarına üşüştürelim diye yıllarca düşünülse çorap ihracına müsaade vererek zaten umumî şikâyet vesilesi olan çorap rintlerinin yükselmesine yol açmaktan daha tesirlisi bulunamazdı. Lisans verme aleyhine — henüz ortada lâfı dolaşırken — ilk yazanlardan ve bu mevzu üstünde duranlardan biri de hen idim; demiştim ki: «Çorap fiatleri yükselecektir ve ihraç kararına eklenen tedbirimsi kayıtlardan biç biri spekülâsyoncularııı oyununu önleyemıyecektir.» İşte korktuğum oldu; bütün gazetelerin verdikleri haberlere göre şimdiden — yani ihraca başlanmadan — örümcek ağı fiatleri fırlayıverdi. Bizim gazetenin geçen günkü havadis kısmında «Memlekette pamuk çorap olsa İpekli çorap ihracına itiraz kimsenin aklından geçmez» deniliyordu. Hayır, öyle değil... Paıpuk çorap da bulunsa gene dış memleketlere îpelc çorap gönderilmesini tenkidederdim. Zira ipeklisinin bile ihracı pamuklusunun pahalanmasına kapı açar.
Hangi maddeden yapılmış olursa olsun giyim ihtiyaçlarımızla başında gelen ve çürüklüğü yüzünden öteden beri aile biitçelerin.1 kalbura çeviren çorap — sadece 61) bin çift bile olsa — fırsatçılara piyasayı allak bullak etme imkânı vereceğinden gene dışarıya çıkarılmamalıdır. Ama memlekete serbes döviz sağlanmış otıırnııış. Bu döviz Beyoğlu vitrinlerinde göz kamaştıran giimüş tabak, bililir vazo gibi liiks eşya girmesinde, çömlekçi! dükkânlarında bile satılacak kadar çoğalan cep saati ithalinde kullanılacaksa neye yarar? Dövizden lüzumsuz mal sokmamak suretiîc tasarruf mümkündür. Zaten işin asil ruhlu noktası başkadır: Aldığımız kararlarda meseleyi yalnız ticaret muameleleri bakımından değil, psikolojik tarafından da mütalâa etmeliyiz. Yani düşünmeliyiz kİ fabrika işçisinden tutunuz, orta halli kadınlara, hattâ daha İyi vaziyettekllcre kadar herkes çorap derdinden sızlanmaktadır. Böyle olunca da o iş üzerinde oynamak, ufak faydalar karşılığı zararlı denemeler yapmak hatalı bir harekettir. Kaldı ki çürük çoraplara, hariçte yüzümüzü ağartacak metalar nazarile de bakılamaz.
Her meslekte gazetenin ve her sınıf ahalinin sürüp giden şikâyeti karşısında en doğrusu zaten yürürlüğe geçmemiş bulunan kararı hasıraltı etmektir. Hasıraltı etmenin hazan böyle hayırlısı da olur,
Refik Hali d Karay
Sahlfe 1
A M
4 Aralık 1U45
SÖZÜN GELİŞİ
Hayvanlara dair
Geçenlerde bir akşam Ankara radyocunda okunan ■Bira» da hayvanlardan söz açalım» adJı konuşmam dolayıaile bana mckıup göndermek Iutlunda bulunan dinleyicilerime — radyoda mi nıkün olmadığı için — burada teşekkür etmek istiyorum, İlmi b r etüt olmaktan ziyade insanlardan insanlara ve insanlardan bütün canlı yaratıklara seller halinde akması lâzım gelen merhamet ve sevgi konusu etrafında bir deneme olan o konuşmanın taşıd ğı mâna ile dinleyicilere ulaşması benim İçin bir bahtiyarlıktır.
Aldığım mektuplardan en dikkate değer olanı, şüphesiz bu bahsin ezelî gönüllüsü dostum profesör Dr. Nevıat TüsdH'in mektubudur, Ankara Veteriner Fakültesinin Parazitoloji enstitüsü profesörlerinden olan sayın doktor hayvanlar Aleminin bilgin hay-rrnlanndan biridir. Çabuk yazılmış bir cümlede önüne geçilememiş bir cins ve nevi karışmasına pek nezaketle dikkatimi çektikten sonra sayın profesörün insanlarla ilk dostluk münasebetleri kuran hayvanlar hakk-ııda veıdîgi bilgi, hayvanlar dünyasının sırlan üzerine arada bir eğilmekten zevk duyanlar için faydalıdır. Üstat diyor ki:
«İnsanlar tarafından ehlileştirilmiş ilk hayvanın köpek olacağını kaydediyorsunuz Halbuki koyundur. Sonra sığır, ondan «''"•■a at gelir. Köpek bu üç hayvanın ehlileştirilmesinden belki de 1500 - 2000 sene sonra chlilcstirilmiştir. Milâttan 8000 sene evveline a:t olan vc insanhğuı bugün için ilk medeniyeti sayılan Anau medenivet'nde koyun, sığır ve at vardır. Köpek yoktur. Köpek ancak Milâttan 6 - 7 bin sene evvel görülmeye başlar. İlk ehlileştirilen köpek de tazıdır. Ehlileştirme dem ivelim de istifade edilen... Çünkü köneklet-in ehlileştin İm es ile h'ç uğraşılmamış, onlar kendi kmdüerine gelip insanlarla dost olmuşlardır...»»
Profesörün ve dinleyicilerimin alâkasına burada tekrar tekrar teşekkür ederken o konuşmayı sevenlerin bir kısmına olsun bu bilgileri ulaştırmayı zevkli bir vazife saydım.
Şevket Rado
İstanbul
seçimi
Rey vermiyen ikinci seçmenlere tebligat yapılacak
Kudüs 3 »A. A.) — Sultan Hamldln , vârislerlle Filistin hükümeti arasında 25 yıl evvel açılan dâvaya bugün tekrar başlanacaktır. Dâvaya Kudüs mahkemesi bakıyor.
Devrinin zengin adamlarından biri olan Sultan Ham it Filistin topraklarının yedide birine ve Orta Şark'ın en zengin petrol kaynaklarındım biri olan Musul kaynaklarına sahipti. Son 25 yıl zarfında Sultan Hanıid'in vârisleri dâva İçin 30(1,000 İngiliz lirası snrfetmişlerdlr.
Bu sefer vârisler, petrol işine İki milyon İngiliz lirası yatırmış olan ik! kumpanya tarafından destekleniyor. Kumpanyalar bu İşe kâr zihniyetlle karışmış bulunuyorlar. Eğer karar vârislerin ve ortaklarının lehinde olursa, Türkiyenln Lausanne anllaşmasl-le Irak'a, Suriyeye, Lübnana ve Filis-tine terkettlğl toprakların mülkiyeti meselesi için de daha birçok dâvalar açılacaktır.
Türkiye, meseleyi yatandan takibet-‘ mekte. diğer taraftan Musul petrolleri elinde bulunan Irak hükümeti de Abdülhamit vârislerinin bütün diğer j dâvalara emsal teşkil edecek olan Gaza Arap köyünün mülkiyet hok-tanı tealim ettirmek için açtiklan dâvaya ehemmiyet atfetmektedir. Malı-kempce verilecek karar bütün Orta 1 Şarkta akisler yapacaktır.
İstanbul Mil elvekiUlği İçin seçime yarın devam edl'eceklir. Yann 'Üniversite konfrans salonunda ders olduğundr.n seçim Belediye mee'H Klanımda yapılacaktır.
Diûı Vah ve Belediye Reisi Dr. B Lûtfi Ktrdar'in başkan ığıncia Be'. -diyece seçim teftiş heyeti bir lopian-tı yaparak reye iştirak e t mi yen ikinci şı-menlerin İsimlerini tcsblt etmiştir. RcylTinİ kullannuyan zatların bağlı oldukları llce'er kaymakamlıkları vantaslle kendilerine tebligat yapılccnk ve çarşamba günü saat 14 do Biledlye'erde rey erini kullanmağa davet olunacaklardır. Seçim teftiş heyeti tarafından hazırlanan listeler dün akşam kaymakamlıkla.-a gönderilmiştir.
Meclisin dünkü toplantısı
Ankara 9 (AA.) — Büyük Millet
M-clsi bugün şemseddlıı Oünajtay'ın başkanlığında toplanarak, üyelerden bazılarına İzin verilmesi halikındaki Mi’let Meçlisi başkanlığı tezkeresi İle. İç tûzükün 127 nel maddesinin 1 İnci fıkramın "•(ğlştlrlJmeîlne mahal olmadığına dair anaya'a komiryonu raporunu kabul etmiştir. Millet Meclisi gelecek toplantısını cuma günü yapacaktır. _____
Ankara’ya giden fındık heyeti döndü
BLr mödüettcnbcri Ankarada bulunan fındık ihracat tacirlerinden mürekkep heyet dün ş hrlmlze dönmüş* tür. Heyet, Ankarada fındık flat'arının aldığı durum üzerindr temaslarda bulıınmuriur. Bugünkü yükek «evlye.lle fındık, ne İhraç etmeğe, ne de yağ çıkarmağa müsait bulunmamakladır. Müstahsil de fındığını tüccarlara satmak İstememekte, f lalla -nn daha yükselmesini beklemektedir.
Basın Birliği bölge kongresi
Basın Birliği İstanbul bölgesi kongresi dün saat 14.30 da Eminönü Hal-kevlnde toplanmıştır. İdare heyetinin raporu İle Birliğin hesap raporunu gösterir hülâsa, bütçe »e kadrosu okunmuştur Usule göre bu rapor ve hesap hülâsalarını İncelemek üzere birer komisyondan başka İdare beye-ti raporunda da teklif edildiği veçhile Matbuat kanunu ve Basın Birliği kanununu tetkik ederek tâdile muhtaç noktalar hakkında kongreye mütalâa bildirmek üzere ayrıca iki komisyon daha seçilmiş ve oturum, gelecek cumartesi günü saat 14 e bırntalnuşttr.
Tekel eski baş müdürünün dâvası
Tekti İdaresi İstanbul uta baş müdürü Fikri Faik Güngör tarafından Tekel Bakanı ve umum müdür aleyhlerine açılan mânevi tazminat dâvasının durmasına dün birinci hukuk m alık em esinde devam edilmiş ve profesör B, Ahmet Samlm. Baro rdrl Mekki Hikmet Grlenbek ve temyiz âza'ığından emekli B. Salt Barias dan mürekkep bir ehU vukuf heyetinin verdiği bir rapor okunmuştur Raporda Fikri Faik Güngören’in mânevi bir zarar görmediği kanaatine varıldığı bildirilmektedir Duruşma, karar için tâilk olunmuştur.
Ankara 9 (AA.) — Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından tebliğe edilmiştir:
1945 kasım ayı içinde yurdumuzda 1139 tifo, ıîi lekeli humma, 114 şarbon, 82 difteri. 45 kızıl, 21 menenjit, 1 çiçek vakast görülmüştür.
Tifo vakalarının 304 ii Eskişehirde. 298 1 İzmit'te, 136 sı Ankarada olup diğerleri yurdun muhtelif yerlerinde dağınık bir haldedir.
tzmlt ve Eskieşhirde tifo geçen ayın sonunda başlamış ve vaka sayıları süratle yükselmişse de alınan geniş ölçüdeki tedblrelr sayesinde kısa bir zamanda tamamen durdurulmuştur.
Lekeli humma vebalarından 24 ü İstanbuida, 11 1 İzmlrde, 9 u Denizlide ve diğerleri yurdun muhtelif bölgelerinde serpilmiş bir haldedir. Bu hastalığa karşı halkımızın genel muafiyetini arttırmak maksadile başlanan tifüs aşısı tatbikatı süratle devam etmekte olup bugüne kadar aşılananların sayısı 700,000 i geçmiştir.
Difteri vakalarımın 19 u İstanbuida. 15 1 İzmlrde ve tazı! Takalarının ta 18 sı Ankarada, 13 u İstanbuidadır.
Bulaşıcı hastalaıklann mücadelesinde tam bir başarı elde edebilmek İçin halkımnnn aşılanmağa daha büyük önem vermesini ve ateşli hastalarını en yakın Hükümet ve Belediye tabipliklerine bildirmelerini rica ederiz.
Filozof Riza Tevfik hastalandı niorof Rıza Tevfik1 İn rahatsızlandığı ve dün Haydarpaşa Numune] hastanesine kaldırıldı? ö'ranUm!ş-| tir. Filozofun «hhl vaı ı eti İyi olun rahatsızlığın» henüz bir teşhis iw-| n nim amışt ır.
?5 —
'’.IO sn
mirası
Dâvaya Kudüs mahkemesinde tekrar başlanıyor
Umumî meclis
Elektrik, tramvay bütçesi kabul edildi
Beykoz fidanlığı bütçesinin müzakeresinde bazı münakaşaiar oldu
Umum! meclis dün saat 15 te başkan vekili B. Abdftlkadir Kar Um lirse-11 n başkanlığında toplanmıştır. Geçen toplantının ve milletvekilliği seçim teftiş kuruluna İki Uzanın dalış İntihabı İçin Umumi meclisin olağanüstü toplantısına alt zabıtlar okunup kabul edildikten aonra vefat eden âza merhum B. Tevflk'ln yerine B. fiım Enver Batu'nun davet edildiğine dair makam tezkeresi okunmuş ve yeni üye Azalara takdim olunmuştur. Gündemde bulunan Darülâceze bütçesinin gelir fazlasından 11210 liranın müessese bütçesinin gelir kısmına İrat kay ciedilmesl hakkındaki teklif Bütçe komisyonuna, Üsküdarda radyo yayım istasyonu yapılmak üzere kamu]aştırılacak yerlere kıymet koyacak komisyona üye ve muhammin seçilmesi hakkındaki teklif Riyaset divanına, diğer teklifler de alâkalı komisyonlara havale edildikten »onra tutanaklara geçildi. Beykoz fidanlığında yetiştirilen muhtelif cins fidanların satış flatl hakkında Mülkiye ve İktisat komisyonlarının müşterek mazbataları okundu. ÂzadaneB. Zahit Ural’ın fidanlıkta satılan fidanların patlaklaştırıldığını. pahalılığa resmi bir mües-sesenin ön ayak olmasınmın doğru olmıyacağııu söylemesi üeerlne, fidanlık müdürü, bir tek cins fidandan gayrisinin flatlnln arttınlmadıSını, eskiden yaş esasına göre yapılan flat-lendlnnenln şimdi boy esasına göre yapıldığını söyledi.
Bu hususta söz alan B Kâzım şina-sl Dersan da fidanlıkta satılan fidan-lann çok ucuz olduğunu, daha fena olanların başka yerlerde çok daha pahalıya satıldığını söyledikten sonra Beykozdak! süs ağaçlan nadanlığında yapılan uçur fidan satışlanndan halkın haberi olmadığını ve bu hususta reklâm yapılmasını istedi ve bu reklâmların mevsim mevsim tekrarını temenni etti.
Bu konuda söz alan B. Mehmet Ali Gökçen de fidanlıkta kân miktarda fidan yetistİTİlmedlğl kanaatinde c-1-.-duğunu, İkinci nokta olarak da reklâm noksanından, bazı muhtekirlerin ele geçirdiği fidanları millete 4-5 misline sattıklarını söyledikten sonra bazı müesseselerln fidan almağa git-
Japonya’da
Penisilin
Komünist partisi bir tebliğ neşretti
Sıhhî durum
Sağlık Bakanının bir aylık sari hastalıklar hakkında tebliği
Tokyo 4 (AA.) — Japon komünist partisi dün 2 aralık mitinginde tesbtt edilen programı muhtevi bir tebliğ neşretmlştir
Bu programın başlıca noktaları İmparatorluğun kaldırılması ve Cumhuriyetin tesisidir. Halkın hayat şartlarını düzeltmek, lstlhsaiâtı çoğaltmak ve ulaştırma yollarını yeniden kurmak programın diğer hedeflerini teşkil etmektedir. Hükümetle İhtilâf halinde kullanılacak başlıca silâh gen(' grev olacaktır.
Bundan başka komünist partisi, diğer demokrat partileri bir halk cephesi kurmağa davet etmektedir. Fakat bu davetin sağcı ve solcu dört parti tarafından elverişli şekilde karşılanmasına en B7- İhtimal vardır.
Di fişleri ticaret
Kabinede degiçîklik haberi doğru değil
Ankara 3 — Meclisi riti bütçe müzakerelerinin sonunda kabinede ba değişikliktir olacağı hakkındaki rivayetler doğru değildir. Bazı Bakardılar' bütçelerinin bütçe komisyonunda tenkidlere sebebolmosi. bu rivayetlerin çıkmasında âmil olmurtor.
Türk - İngiliz ticaret anlaşması Ankara 4 (Telefon a ı — komisyonu; Türk - İngiliz
anlaşmaanj Dışişleri Bakam R Haşan Saka ve Ticaret Bakanı Raif Karadeniz'in iştir»kile tetkik etmiştir. Bu anlaşma hakkında komisyonun bazı üyeleri bir tasım maddilerin tatbikatta arzettiğl ve edeceği g'jç.ûk-ilerl sürerek bazı mülâkatiaida Vc temenniler de b ulun mtie.ardır. İki saatten fazla devam eden mûz-ıkerc’cr-den sonra komisyon anlaşmanın kabulüne karar vermiştir Komisyon Türkiye - İsviçre t!ea(rt snlaşrvasının da tetkikine başlamıştır.
Ankara’da tütüncüler kongresi
Ankara 3 — Bugün Ticaret Bakanı B Raif Karadeniz'in başkanlığındı bir tütttncûl r toplvı.usı yapılmıştır Toplantıda tülün tactrk-rind" n hajka tütün mfirinhJrtlicri mtmeMtOert da hanr teılunmuçlardr. Kongre yen! tütün mahsulünün flat’erinl ve ptya-sanın açılış tarihini tesblt edecf ittir |
halde buna İmkânlarının müesses en İn
tikleri zaman. beraberlerinde amele ve ambalâj malzemesi getirmediklerinden fidan alamadıkları hakkında şikâyetler duyduğunu Uâve etti.
Fidanlık müdürü, bol fidan yetiştirildiğini. bunun bol bol halka dağıtıldığını. fidanların muhtekirler eline geçtiğini bildikleri karşı tedbir almak ellerinde olmadığım, koyduğu esaslöra göre, fidan almak İçin gelenlerin beraberlerinde amele ve ambalâj malzemesi getirmek zorunda olduklarını söyledi.
Bazı Azalar, şehirde, fidanlıkta, yetiştirilen fidanların satılması İçin bir ■atış şubesinin açılması teklifinde bulundular ve Mısırçarçısında Belediyeye alt boş dükkânlardan birinin bu İşe tahsis edilmesini temenni ettiler. Reis muavin! B. Rlfat Yenal, fidanlık bütçesinin görüşülmekte olduğunu, İstanbuida merkezi bir yerde bir fidan satış merkezinin açılmasına alt Fidanlık müdürlüğü tarafından bir teklif yapılacağını ve bütçeye buna ait tahsisat konulacağını söyledi. Maz bata hakkındaki görüşmeler kâfi görüldüğünden, yapılan muhtelif tekliflerin Muhtelit “ * * J
kabul olundu.
Bundan sonra
Tramvay, Tünel ,____________ _____
müdürlüğü 1949 yılı bütçes'nln müzakeresine devam olundu. İdareye alt masraf kısmının birinci, ikinci, üçüncü bölümleri aynen kabul edildikten sonra 4 üncü bölümdeki maddelerin kân derecede malûmatı havi olmadığı hakkında iler! sürülen fikirlere karşı bir kısım âza. bunun İdare müdürlüğüne bir hareket serbest! si temin ettiğini söylediler
Bütçe, gelire denk olarak İdarenin teklif ettiği tabi, yirmi bir milyon iki yüz bin Hra olnrak aynen kabul olundu. İdare masraflarının diğer böliim-lerlle 1946 yılı bütçe karart da kabul edildi.
| Beykoz fidanlığı genel masrafları ve Jımum! dispanserlerin tâmlrlne ait Biilce komisyonu mazbatası da kabul edildikten sonra, vaktin geç olması dolayıslle ruznzmedçkl diğer kısımlar perşembe günü konuşulmak üzere, toplantıya son verildi.
encümene havalesi
Kolay temini usulü bulunmuş
Londra 3 (AA.) —- Üç sene süren çalışmalardan sonra, bir İngiliz -Amerikan kimyagerler grupu penisilini terkibi bir usulle imal etmeğe muvaffak olmuştur. Terkibi penisilin Jdiftşn elde edilen penisilinden daha saftır ve mikroplan uldilrme hassal a-nnı daha uzun zaman muhafaza etmektedir. Tam klinik tecrübeleri lcin çok miktarda suni penisilin İmal edilmektedir. Bununla beraber bunun formülü henüz gizil tutulmaktadır, tngl'lz kimyagerleri, ilâç hakkındaki bütün malumatın yabancı bilginlere bildirilmesi hususunda imalâtçılar tarafından desteklenmektedirler.
Ruslar suni penisilin elde etmek için büyük gayretler sarfetmektedir-ler. Tneilte Malzeme Bakanlığı, Lİver-pool rivannda bir milyon İngiliz 11-rasına mrJoian oir pen silin fabrikası inşa ittirmektedir. Fakat bu tesisat hakkında tafsilat alınamamıştır. Ticaret oJaları kongresinin raporu
Ankara 3 3an ticaret odaları kongresinin tanzl ıı ettiği raporun Ticaret Bakanlığındaki tetkikinde bozu* b-âunmak üzere İstnnbui ve( İzmir ticaret odaları münti. alileri çeiırimtes gelmişlerdir. Rapor aıün-derecatimn tekikatma ( ar amba günü başlanacaktır.
Üsküdar'da bir »oba patladı
Dun gece yansına doğru L\\Kucte dr thsamyc de bir evde bir patiaı-a olmuş ve 7 r ev tamamen haraboldu-f-u gibi genç bir kadın da muhtelif j’erltri'.den ağır «urette yaralanmıştır. lindise şöyle olmuştur:
Üsküdar'da Hıza niye caddesinde 8 i numaralı (vde B. Mükerrtm ve âı.csi . bayan Güzide oturmaktadırlar E» IW katlı ve ahbaptır. Bayan Oüzid'* dûn . gece saat on bire doğru, odacında11 taş könıilr sobasını lyire doldurduktan sonra İstirahata çekllmtitlr Sari an bir buçuğa dcğzu şiddetli bir İnfilâk ile ev earsı.mış, bu hfidt*e ehaı knmş’tiarı da ayaklandırmıştır.tnfllâk esrasında soba tamamen parçala ı-nnî, bu par» ı'unn tesbtt ritıgi odı kapısfle dlğ-r yerler tarıhr-iştır ov mada kadir da muhtiilf yerl**rln-den yaralanmışta. H&dterv 1 duvar. . zabıta memurları, yaralı taidtnı Nü- : mune hastan esine yatırmışlardır
Birleşmiş Millet ler ve Türkiye
Yakın Sark
Cevat Açıkalın’ın bir demeci
Londra 3 (AA.) — Türklyenln Londra Büyük Elçisi ve Blrieşmlş mllJet-ler hazırlık komisyonunda Türk murahhası Cevat Açıfcalm, Brttanova ajansına bupUn şu demeçte bulunmuştur ;
(— Türkiye Birleşmiş milletler leş talâtma bütün mevcudiyetile katilmiş bulunmaktadır Ve buna dair gayretleri bütün kuvvrttl- desteklemek niyetindedir Birleşmiş milletler tşklJâtı bugün bütün dünyanın en büyük ümidin! teşkil etmektedir Eğer, her memleket dünya barışı ve milletlerarası işbirliği yolunda yapılacak gayretlere Türkiye gibi aynı kuvvetle ve aynı coşkunlukla İştirak etmek üzere bütün ku-iret ve nüfuzunu kullanacak nl :.-sa. Birleşmiş milletler teşkilâtı için muvaffakiyet muhakkaktır. Bur» n hepimizin üz--rtmlzde kara bu ut'ar rto'asmaktad'r MIHI ve mlUeferarnn bir mc ele İle karşıkarşıya bulun mt-an bir tek memJfket temi söylen .m ez Bana öyle geliyor ki. ölmek için değil, yaşamak İçin doğmuş olan Biri eşmiş mf-letler teşkilâtının, hepimize, mese'e-lerimlzi halletmekte vardrnu taku-nabiHr.»
Büyüt Elçi. Türkiye’nin bu teşkilâta. iştirakle elde etme*! umd”ğu faydalardan bahsetmek istememiş ye demiştir ki:
•— Bu teşebbüsün e‘ası Işbir Tidir. Tfirldve. bn zihniyet fl'd'r kİ, kfrrdlne düşen ro’ü ti’nden gelri'l kadar İri bir «ritfde yapmak arzusundadır. TnrMye. bu teşk'l’rten. tıpkı diğer b'rieşmte ml'l»tier frtv!‘ faydalanmak ûmidlnd dlr >
Merkez neresi olacak?
Londra 4 (AA ) — Kanada beye'L Birleşmiş mil etler da’ml mskezlnln gizil oy usulü İle seç İm esini ha.ttr'ık komisyonunda teklif etmiştir KanadalI murahha'ların bildirdiğine göre, kendi muta’âtlarınca umumiyete kabul edilebilir bir teklife varmak İçin en emin çar?, kıtalar ve memleketler için deği] fakat hakikaten buna elverişli yer’er İçin ov vermektir.
Kanada heyeti, ayrıca oyların verilmesine başlanmadan evvel her oy verme neticesinin gere! sekreter tarafından blîdirl!me'’ni de tekil' etmekte ve komitenin bütün b’r oturumunun ple-ne 'erimlerin- tahsis olun-' masını tavsiye eylemektedir.
I
Rumen secimi
Sosyal demokratlar komünistlerle müşterek listeyi kabul etmediler
Büictoş 4 (A A) — Rumen Sor-yai - demokrat partisi bugün yaptığı toplantıda, kendi 'lderl M. Titel Petrrscu’nun b!r ekllflnl kabul etmiştir.
soryai - dc-mota-at lideri, bu teklifinde, yakında yapılacak olan genel seçlmlrdc. Sosya! - demokratların Komünistlerle müşterek bir Liste ile ortaya çıkacak yerde, ayn bir liste İle görüneceklerini bildirmekledir. Sûeyal - demokratların bu hareketi havli m inalıdır tik defadır kİ M Croza’mu Başkan'ıJ; altında bulu-non bugünkü koalisyon nûkûmetine İştirak *itn partilerden biri bağı m-nfllğını Hân etmektedir,
Sosyal - demokrat partısluln buyiıi; bir çoğunluğa bu teklifi kabul itmiş ve partinin seçimlerden soma kurulacak herhangi bir hûkûmetie kayıtsız ve şartsız olarak işbirliği yanmasına karar vermiştir. Konferansta, Komünist parttaile d" irirtrllfti yap-mağc d'vam edilme ‘ne karar verilmiştir. Malûmdur kt. Romanya’da Komünist partisine -Birleşmiş 1-ci-ler cephesi* denilmekledir. Ayrıca, bu parti. 1ş mcs. e? rinde ve büharaa patronlarla yarılacak mur’a-kerelerde İşçi menfaat erini temril etmektedir.
Ancak, irtlrl’ftl bu e'phe tah”İnde vazifelerin tâyini kejflvrflne bağlıdır zira, Sosvı.1 - demokratlar Komünistlerde bir çok mühim yerleri İşgal etmelerine rafinen, teriler arasında çoğunluğa sa'ıip bulunmaktadır! ur __________________
Bir Alman Mınr’a davet edildi
Kahire 3 (A.A.) — Arnp Di! akademisi, Alman profeıroriî I.lt-nıanh gelecek ocak avında Kahi-re'de t/rplAnnoak olan kiTnı’i-iyds bulunma, a davet Basın,
bcvlelikie L'man’taı harbden j»rn-ra Mısır’a dönen s’k Atman o!a-ca5ma İşaret etmektedir.
Profesyonel futbol kulübü kuruluyormuş
Böyiendlrine vöre t-nmmiş ıulbo!-eylarnr.tFdan Fenerli Fikret, Stecdet. Iridb Bsat. GaİAlasarayh Lfit.fl Necdet, Rebü. Rurih. tstanbutepırh! Sal&haddin. İzmirli Vehnp prol**ryf'-nel bir futbol kulilbû kurmak İrin falljti» geçmişlerdir.
Lübnan hükümeti iki nota verdi
Beyrut 4 (A.A.) — Başbakan Banıl Sol hu, MtcUdte blkur OıfcJjip gere, Lübnan hükümeti. Franuz iıukûıuc-tlne ita mühim muhtıra t-vdl etmiştir Bu muhtıraların nirıneis nhe. el’an Fransa'r in Yalın eark'laitt e -çülğl tarafından ted ır o i nan h z-metlerln vakit gc-Lrme İtin ele a m-ma.îi çerektığını- işaret «alimektedir Bu hizmetlere »ıihvo ve (el1 fon gibi düşman malı c-lftjrkl ıd crrfc el konan hlamctlcr kastoiunm- k’adır
İkinci muhtıra, Fronııvn Y1' ın Şark’to. temsili meşe'e İne müteaü k-tlr: ^imdl Lübnan b-ZıuısızJığa a-vuşacağına göre Franra nln Y^Lın Şarkta temsil keyfiyeti b. ;ünkü gibi olmamak itomtjjr F an a'nm Yalan Şark’ta to»ril bir el-9 lk te lı etmesi daha münasip ok-
Eski Başbakan Riaz El S İh ım teklifi üzerine mtCÜMn r.lhass» yabancı kıtaların tahliye-! »e Yakın Şark mese’.elerl gibi d)-» riyasete mü-tealhlc meseleler Baninde ırmoml bir müzakerede bıı’mmnk üzere husus! bir toplantı vann?" ı vvariaştirıl-mıştır
Gandi de, dünyevi karanlıklara p’*»rn''İTnüf görüye”
Kal kuta 3 (AA) — Bir tp.ınlda nutuk soy’lyen G«nJi. s1 yad n-eaele-lere temas eder--}- btIv'H 'a jö le -'e-mittir:
«— Dünya suihn ve ffcıote’an sulhu için menıleketirr'izn Fer tür'B engellerden ve brh->rsa rivari an ada bağlardan kurtan'mvı !f"’im''n'»
Gandi »8”le d cam etmiştir-
Bfltün d^nva k-^nh» ara go-mûlmûriür Kaıanl-k’R’" -»vdınlat-mas irin Allaha valvar» »-t:
Sovyet Rusyaclpki maynler
Moskova 3 iAA ) — T $s «,sn »-oın bildirdiğin'’ göre Moskova, Tuk) ve Kallnln bölgelerinde rnovl-Jerin temizlenme işi sona ermtetır
istihkâm ve «Önü İÜ ekipler tarafından om faz)-- m-ıyin
i 083.000 ofcü/. ve tor’jl! çıkanlunş, 35 317 kilnırretre kare saha, 12 941 meskûn yer ve inno ta’o-vetr^ye yatan yol temizJrnmUtl»-
SiHotron ve kanserin tedain ti
San Francisco 9 (AA.» — Kallfar-nlya'da ilk s’tantron â'et'ri lı. •• eden ve atom bombasın3 alı ilk c>lUfalan yapmış o’ n pr fesör L-nd Lavrcns. bu Aletin çimdi >anser h •«-tollğınm tedavisine r,rJın’ r-de-cğl-nj söylemiştir
Profesör, Birlemiş 228 kan er vakasında tatbik edi’en reni radfnn uf şuaları tedavisinde, yüzde İM fle n's-petindc hastalımın durlur—lmuş olduğunu bildirmiş! ir
1939 Nobe) rlrir ıntU?' ı m taız» an profesör Lavrm.-, lrvdrctl srttınl-mş olln süc'otmn *1 tlı-ln bun " an sonra beşeriyetin ’yti’p »o’ımda kul-lamlacsB’in dr he-nn
İrtihal ““is110!
Orman
Hacı Emin iauü sab’k Dardağanın
İzmir naibi efendi hailleri müdürlerinden taJldesl ve Emniyet memuru Hayati
Kubitiy'm halası Srd’ıtı ilaven d an
BAYAN SVCIIER D,Ih »AĞAN
dün •■’.kşanı dar hafcaja (VhsJ e •»niştir. Mrvll gani ga’’l r met ey'iyt, amin
Cenaze namazı oğ e va';M ReyoZiS caml'nde eda edilecektir
borsa]
3 /IJ/1945 Soller!
Lonara azertne l ster Nevyar» a(eiinr IU0 ; rienmre ino ts ’çrr »•
Madrid tızerlnt îao peret-ı Stukhoim teertoe 10a kur
ESHAM VI l 4HVİ1A1 % s fauuı 'kr’»nılyvter: 1993 Ergani 1838 İkramiyeU
PLİ 11! Müdafaa Ifmlryoln ikram »-»en
% 1 ra»?ıı mnvitur; mvM fc'» tcurum ı
8lv»s • Errurum 2-1 lıMl Demiryolu ı imi Demiryolu ü 1941 Denılrvoiu Ul
Mili! MuclMHA Mim MOnafrs D M1in MArtıfan (Tl
MUİ Müdafaa TV
Anadolu Demiryolu Grupu: lehvtuer 1-2
Hl«e »netleri % W Mümessil -.enrt
Hisse smeücrl: Merkez Bankta) T h Bankası T Ticaret Bankası Adan çlrr.ent
BORSA DIŞINDA ALTIN FİA'lUfRI
Reşuflly»
Gulden tngi'te
I Kriçe »Bir gramı!
5.24 132.—
90 3255 12.9375
91 1325
24.2® 21.W
20.75
98 M
«S M M.—
45 M
138 —
1470
4 20
980
1 Aralık 1045
AKŞAMDAN AKŞAMA
Ankarada ucuzluk, intizam, nezaket oe siyasî tartışmalar
Hani ins. n cebine Türk parası koyar da dövizi ııcuz bir memlekete. diyelim ki Jıarbden evvelin Romaııyasına gider, yaman bir" ucuzlukla karşılaşır. (Hoş şimdiki Romanya da ucuzmuş ya...) İşte ben de son seyahatimde Ankarada böyle bir intihal a karşılaştım.
Bir liram bazen iki lira, basen üç, dört Hra yerine geçiyor...
Biz İstanbul matbuatında ezici pahalılıktan bahsettikçe An-karadaki dostlarımız bunu mü-ka'â ğalı neşriyat saymaktadır. |
Başkent ölçülerilc onları haklı görmeli. Ama bizi de göhne Bi-za’ s ölçülerile haklı bulmalı. Bu sa ırlan Ankara, İstanbula bendesin temennisi! e yazmadığım füphesizdir. Zira, o şehir idari merkez olduğundan müstehliktir: pahahlanınasını vergi yükünü de nıazatlah attırır. Binaenaleyh, onların ucuzluğu bize de yağ hal sayılır. Ancak, sıkı murakabe altında olan Ankaramn İstanbul için de örnek olmasını diliyorum
En lüks lokantada öğle yemeği 200 kuruş. S’ğır eti 60 kuruş. Kemiksizi 90 ktırııs. Kokun eti 140. Beyin 25. Böbrek 15. Ciğer 40 Meyvaların âlâsı elmalar, armutlar İstanbula kıyasla yan yarı va. Kanatlı hayvanlar yüzde elli ııcuz. Kömür, mevsim başında iki ton Sonra bir tan. Demek ki mahrukat da ucuz. Giyim hususunda kolaylıklar var: Çoğu Itlııîât buraya alınmıştır. Nakliyat keza muntazam: Hiç bir şo-fbr durmamazlık etmiyor, fazla para istemece kalkmıyor. Oto-bi’-'er alitilâlâ.
Bir dükkâncı şaka etti:
— Burada olamıyor. - dedi. -On gün sat’vorum yüz lira kaşanıyorum. İstanbula nakledip bîr günde bin lira kazanacağım.
Ahaliyi sorarsanız, kendini siyasi tartışmalara koyuvermiş; söz hürrivetinin her telinden çalı yorBu derece fikir uçuşlarına, şu cevrek asırda hiç bir sene Ti*rkiyenin hiç bir şehrinde ras-lamamıştım.
Ankara halkı, biz İstanbullulara eski senelerde hayli çatık kaslı tesirini vapardı. Halbuki Çin’di burası Habsburg’lar Viya-ı*3M kadar nazik insanların va-Badiği ver haline gelmiştir. Ger-çe belediv»*. muhtelif otobüs durak yerlerine demir bölmeler yapmış: fakat bu demirlerin bulunmadığı yerlerde de ahali tek fek «ra duruyor. Hattâ, tanımadığı hveanlara:
— Önce siz buyurun! - diyenlere rasladıra,
— Yok vallahi olmaz... Ren dikkat ettim; nöbet yerine siz da»*a evvel vaklaştmız...
Dtohiis gelir gelmez, az daha, dalgınlıkla bir mustalı saldırganlığa kalkacaktım. Fakat:
— İstaııbuldan mı geldin yahu! dive bana çıkışacakları aklıma geldi.
Kendimi topîadım
(Vâ - Nü)
Ekim ayında 15 tifüs ve 18 tifo vakası kaydedildi
Ekim ayı içinde ilçeler de dahil olduğu halde bütün îstanbulda 15 tifüs 18 tifo vakası tesbit edilmiştir. İzmit gibi İstanbula yakın olan bir bölgede adeta epidemlk bir hal alan tifoya rağmen îstanbulda alman ted- . birler sayesinde sâri hastalıklar geçen ay normal bir seyir taklbetmiştir.
Bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmek üzere teşkil edilen gezici ekipler Aksaray bölgesindeki tarama ve aşı İşlerini tnrnnmtamışlardir. Ekipler dünden İtibaren Sıılt&nahmette Ak-bıy.k mevkiinden başlıyarak Kadırga istikametine dopru çalışmalarına de- ■ vam etmektedirler.
. Sağlık müdürlüğü sâri hastalıklarla ırficadri» teşkilâtı, Aksaray ve diğer semtlerde hamamları kontrol etmelidir. r -r-ıvlf, f«fUç cdj!en 3 hamamdan ikisi çok pis rörüldüğün-der, Hemamlar tama- !
men temizlendikten sonra tekrar acı- ■ la--'-tır.
Oteller ve hanlarda temizlik
Otelcilere haşaratla mücadele için D. D. T. verildi
Şehrimizdeki otellerin türlü haşe-rattan kurtarılması için buralarda D.D.t, kullanılacağını yazmıştık. Otelciler cemiyetince lntlhabedilen bir mutemede Sağlık müdürlüğü tarafından dün kâfi miktarda D.D.T. verilmiştir. Bu İlâçla otellerin yatak takımları İle karyolaları ve diğer eşyaları temizlenecektir.
Sağlık müdürlüğü hanlarla da meşgul olmağa başlamıştır. İlgili doktorlar tarafından Eminönü. Tahtakale ve Kantarcılarda dolaşılan bazı hanların bir odasında 11-15 kişinin yattığı tesbit edilmiştir. Sağlık müdürlüğü kaymakamlara birer tezkere göndererek her ilçede mevcut hanların müdürlüğe bildirilmesini istemiştir.
Otelciler cemiyetiyle alâkası olrnı-yan ve şimdiye kadar hemen hiç bir resmi makom tarafından kontrol edilmemiş bulunan hanların sağlığa elverişli olmıyanlan kapatılacaktır. Sağlık müdürlüğü, dünden itibaren faaliyete başlıyan gezici D.D.T. mah-lûlü eklplnl. geceleri han odaları eşyalarının temizlenmesinde kullanmağa karar vermiştir.
İtalya vasıtasile seferler temin edilmesi muhtemel
Yataklı Vagonlar Şirketi Türkiye mümessilliğine gelen haberlere göre Semplon ekspresi Paris - Viyana. Paris - Roma. Paris - Brüksel - Amster-dam arasında muntazam seferlere başlamıştır. Ayrıca Fransa, Tıtnus ve îtalyada bütün İç hatlarda yataklı, yemekli ve pulman arabaları çalışmaya başlamıştır.
Diğer taraftan Türkiye MümessUU-ğlnce Semplonun İtalyaya gelen kulu vasi t asil e Denizyolları Akdeniz vapurlarının fatanbuldan İtalyaya yolcu alarak Türkiye - Avrupa münakalesinin temini İçin teşebbüslere geçilmiştir.
Bu teşebbüs müspet olarak neticelendiği takdirde Türkiyeye gelmek için vesait bekliyen birçok tüccar ve heyetlerin memleketimize gelmesi kabil olacak, bilmukabele Türkiye - Avrupa ve İngiltere kara ve deniz yolu açılmış olacaktır.
Satışa çıkarılan ithal mallan
Gal. Tünel cad, 50 de Vahan dizyan'a hava çeliği makkap , Gal. Voyvoda cad. 84 de İbrahim Taşçıoğlu’na karpit lâmbası, Gal. Tabir handa Mataş Ticaret’e keten hortum, siyah saç levha. Sirkeci Serdar sokak 15 de Mehmet îş^an'a
MAHKEME KORİDORLARINDA
500 milyon dolarlık kredi
Vaşingtonda yapılan görüşmelerde ilk anlaşmıya v ani di
Eski bir şaire gönderilen okuyucu mektubu dolay-sile..
îkı gT’-’le 6 000 koyun retîrîldî
r -.ınbu'-ı ski gün zarfında 6 bin ko -1 dahi ■•-tlrilmiştir. Behre büyük ba? h vv.-ın nakli de fasılasız devam etmr’ • ' r Havaların müsait gitni’Sİ hnvvan naklini ko-
la;' "tınv-r Toptancı kasaplar pay ||(rd- v*.fl miktarda elverişli ft-•tb -I- h n buldukların dan karda - ’ı fiatii’.rln en İyi cins et-ıntılm-- - İt - '"üyenin nıuhte-cmtlerde yaptığı kmjtraltarda
fazla Hatta ct Ratan kasaba tesadüf •dıi temektedir.
Bayan Fahamet küçük yaşta öksüz kalmış, kenar mahallelerden bilinde oturan halasının yanuıa sığınmış. Aylar, yıllar geçmiş, Faha-met büyümüş, gelişmiş, serpilmiş, gelinlik nevelvan çağma gelmiş. Kısmeti de açılmış, öteden beriden görücüler, aracılar, talipler hala hanınım evini ziyarete başlamışlar. Fakat ha1a hanım birçok emeklerle büyütüp meydana getirdiği Fahamell rasgele birine Vermek İstememiş; •Fahamat daha parmak kadar sübyan. tfele birkaç sene daha geç-rin de o zaman Allah kime kısmet et-ı mişse ona veririz» diye hepsini savmış.
Nihayet günün birinde bay Siya-' nıeddln de komşularından bir hanı-1 mı gönderip Fahamet! İstemiş. Bay ( Sıyameddin yaşını başını almış, alt- I misina adım atmış, akit başında, na-nıazlı, Diyazh, arlı namuslu bir adam ,'’0,lc aridlR"' Helâiından kazanılmış dünyalığı y;-!’’ w’ " rinde. Zenginliği konunun komşu- j nun dillerine destan. Tanıyanlardan hangisine sorsanız; «ha, Sıyameddin . bey mİ? Yemez İçmez amma. AH Ba- ' banın hâzineleri ondadır» diyor. Bir j sene evvel beşinci hanımı sîzlere -
ömür vefat etmiş. Eh. ölüm Allahın b,tcr' Gel- 3Cn «u dâvadan vaz-emri. Beşinci hanımı da öldü ise al- seç' Bu darcık bir şey İçin elâleme tmcısmın kökü kurumadı ya. Adam- bar51 ^paze olacaksınız.
cağla ömrünün son eyyamını da! . Fahamet Nuh diyor, peygamber dünya zevkleri arasında hoşça geçirmek içlıı şöyle ehli ırz bir eksik etes araştırırken Fahamcti ptk medhctmkler. Henüz Fuhametin yüzünü görmeden Sıyameddin beyin gön'ünde aşt a'evleri tutuşuvermlş, Derhal komşu hapımı göndedlo Fa-lıamete talip olmuş. Bu iş hala hanımın da aklına, düşüncesine uygun gelmiş: «Allah kısmet etti İse benim elimden ne gelir? Demek kl takdiri İlâhi böyle İmiş, ben de kabul ettim» diye muvafakat cevabını vefl-vermlş. Fahametln itirazlarına, inatlarına, ağlayıp sız’am-ılarma rağmen iş olup bitmiş, düğünler d rnekler yapılmış, hala hanım elceğezlyle yetiştirdiği kardeş yadigârı Fahainetl telli duvaklı gelin edip mürüvvetini görmüş, muradına erml?.
Gelelim hikâyenin sonraaına; Fahamet hanım erine yerleşmiş, bileziklere, yüzüklere, küpelere, kat kat elbiselere, d-zünelerle İpk çoraplara, her mevs'• ı mühtelif modalarına uygun iskarpinlere carkolmuş ve lâkin evlendikleri gündenberi Sıya-meddln beye karşı gönlünde ufak bLr sevgi uyanmamış. Evin İçinde Fahamet kçnm kıpkızıl bir alev parçası, zavallı Sıyameddin bey de -•tfafında pervane... Biraz fazla so-
vurmuş. Vaaay efendim, sen misin • cl kaldıran? Yer ycrlndep oynamış, kıyametler kopmuş, komşular koşuşmuşlar, Fahamet hanımın ayıl, malariyle, bayılmalorlyle sabahı bul-.
muşlar. Ortalık aydınlanır aydınlanmaz Fahamet hanım mantosunu giydiği gibi sokağa fırlamış. İstidayı yazdırıp mahkemeye dayanmış. Kocasından davacı.
— Cezasını kessinler. Onu evvelâ hapse sokturacağım, sonra da boşanacağım.
Diye koridorda tepiniyor. Narin I yapılı, uzun boylu, güzel, körpe bir ■ tazecik. Burun kanatlarını oyna ta-- rak hiddetli hiddetli bakışları yüzû-1 ne bambaşka bir güzellik veriyor...
Yanındaki kadınlardan btrl nasihat verecek oldu:
— Fahameiçi&im, tazimi Sen daha gençsin, tecrüben yok. Yaptığın ?":■ O adam senin ni-
kâhlı kocan. Ömrünüzün sonuna kadar bir yastığa btış koyacaksınız. Erkek kısmı böyledir. Sinirleri boşanınca kendine hâkim olamaz. Kan-
1 sının kusurunu görünce azarlamak, arasıra değmek bile bir kocanın hakkıdır. Onların vurdukları yerde
Ankaradan alâkadarlar* gelen, haberlere göre Amerlkadan alınacak 500 milyon dolarlık kredi İçin Vaşing-tor. büyük elçimizle Amerika makamları arasında yapılan temaslar neticesinde İlk anlaşma yapılmıştır.
Bu anlaşmaya göre Amerikanın bize vereceği İlk parti kredi 50-100 milyon dolardır. Bu partiden sonra İkinci bir parti kredi verilecek ve böy-lece anlaşmadaki miktar tamamlanacaktır. Yalnız aldığımız malûmata göre kredinin faizi meselesi henüz halledilmemiştir. Faiz nispetinin bugünkü duruma veyahut daha normal duruma göre tesbltl üzerinde konuşmalar cereyan etmektedir.
Bar- . ------ .. _____________________— __
ucu, kulmak isterse cız diye yanıvcriyor.
'u’~ Yeni peyda ettiği dostlar arasında □ırdenblre kabak çlçeftl gibi açılı veren Faham't hanımın danslı, çaylı, balolu eğlence arzulariyle Sıyamed-— --------- — ...----------- _ din beyjn seccadesi, teşbihi, kenarı
dante111 takkesi, post ikiye diz çöküp gürül gürül okuduğu Arapça, Farsça kasideleri, mersiyeleri taban tabana zıt.. Arzular, düşünceler bir türlü uyuşamıyor, evin içinde sık si|ç kavgalar, gürültüler oluyor.
Bir akşam Fahamet gtne arkadaşlarından birinin evinde yapacağı eğlentiye kocasını beraber götürmek üzere söz vermiş. Fakat Sıyameddin bey teklifi kabul etmemiş. Fahamu-t hanim İlle gideceğiz diye ayak diremiş. Nihayet kavga başlamış, ağır( sözler sarf edilmiş, Sıyameddin bey yarı şaka, yan ciddi para aktarının uclyle Fahamet hanıma bir tokat salona girdi.
Mecmualarımızdan biri şiir heveslilerinin eserlerini neşrediyor. Eski bir şair, mecmuaya gönderilen eserleri inceliyor, bunların eksik taraflarını, kusurlarını, güzelliklerini, nasıl olması lâzım geldiğini kendi cephesinden yatıyor Yani bir nevi edebîvat vazifesi tashih eder gibi bir iş yapıyor.
Bu eski şair dostum gecen gün okuyucularından hirinden aJtı buçuk sahildik bir mektup aldı. Mektubun "Bunak» diye başladığını söylemek muhteviyatını uzun uzun anlatmak külfetinden beni kurtarır.
Meğer şair, kendisine gönderil | len bir şiirin altına şu ciimlcv**»» yazmış: «Hislerime henüz ham* dır. Onu tahsilin, hayatın ve se>Tj nelerin güneşinde pişiriniz. Şim;* dilik mektebinizi bitirmeğe çaJı-O şınız ve şiire de devam edinir.»^ İste mektubu gönderin genç (ıa-Q ire verilen nasihat bundan iba-’ğj rettir. Karşılığı da 6 buçuk sahi-J-felik kufümame!. 9*
Genç şiir heveslisi unutuyor ki*l sanatta, fikir hayatında en bü-9f yük şey tenkidlere karşı biraz ol-S sun müsamaha sahibi olmaktır^” Hattâ kalemi ile en mağrur, eng^* delibaş muharrirlerde bile buntı* görüyorm. Tabü bMe değil!.. "5 Kuvvetli bir hikâye, dört majs kalenin yerini tutaÇ Buna dair C0 bir fıkracık anlatayım: £_
Bemar Shaw’ın bir komedisC^ oynanmış. Halk müthiş beğenmiş, alkışlarla muharriri sahneye getirmişler O kadar ki alkıştan sahnedeki müellif konuşamıyor. Yalnız bir aralık alkış arasında şiddetli bir ıslık işitilmiş!.. Dikkat etmiş ıslık paradinin en başından, sağ kösesinden gelmekte... Muharrir hemen eli-le işaretler yaparak tiyatroya sarsan alkış gürültüsünü durdurmuş,., Alkış kesilince tek W-lıkçının sesi bir kaç saniye açıkta kalmış... Yani daha bir an ıslık devam etmiş...
Salonda sessizlik olunca muharrir sahneden, paradinin o köşesine şöyle seslenmiş:
— Islık çalan sayın efendi!.. Doğrusunu istersen bu oynanan komedi hakkında ben de senin fikrindeyim. İkimizin de kanaatinin aynı merkezde olduğuna emin olabilirsin.. Fakat ne yapalım ki işte beğeniyorlar, ve bu bü-vtik klabalık karşısında seninle benim elimizden ne gelir?.. Ne yapabiliriz ki?.»
I Fahamet i demiyor.
— Boşu boşuna kendini yorma teyze! Ben o moruk herifle yaşıyamam artık. Dans bilmez, a'afranga müzikten anlamaz, romandan, sinemadan, balodan hoşlanmaz. İşi günü namaz kılmak. Arapça çorapça İlâhiler okumak. Hayatı bilmiyor kİ koca diye onun'* oturayım. Üstelik bir. de karısına tokat vuruyor. Bu devirde kadına el, dil uzatmak en büyük cinayettir. Evvelâ cezasını ver-dlreceŞirrv ondan 3onra da boşanacağım. Ayda boş yüz lira da nafaka alıp keyif, safa süreceğim
Arka koridorda oturan Sıyameddin beyin de derdi büyük amma, pek sakin görünüyor. Ak saçlı, zayıf, kısa boylu, sevimli yüzlü minyon tipli bir adamcağız. Onun da etrafında eşleri. dostları var, o da sükûnetle dert yanıyor. Ben yaklaştığım zaman mor damarlı titrek elleriyle tempo tutarak yanık bir gazel okur gibi hazin hazin anlatıyordu:
— Yalvardım, yakardım A benim dildâdcl havalim! Benim ibadetim senin nazarında niçin kabahat oluyor? Ey, asmasında serçeler tüneyen cumbalı evin kumrusu! Sen bu dansları. baloları nereden öğrendin? Senin halan da bfnlm gibi dindar bir hutuncağızmış. Onun çardaklı erinden benim balkonlu konağıma gelir ge'mez ne çabuk açılıp saçıldın. Ben senin dansına, eğlencene de karışmıyorum. Fakat her şeyin bir haddi var. Eğlence de haddini aşarsa tadı .kalmaz. Bak. senin fazla şımarıklığın evimizin tadını bozuyor. Ben bu yaştan sonra uşak gibi senin arkana takılıp dans salonlarında nasıl dolaşırım? diye omuzundan tuttum da lâtife yollu şöyle yanağını okşanıverdim. Onu düğmek mİ, hâşâ!.. Benim vuruşum, pervanenin şem'a kanat dokundurmamndan farksızdır. Fakat Fahamet hanim bunu bir bahane yaptı...
Mübaşirin sesi çınladı t
— Fahameeet.. SlyamedUlllnI..
Sıyameddin bey ağır ağır yerinden kalktı, Fahamet hanımın peşi sıra mütevekkil bir eda ile mahkeme sa-Ce. Re.
Sinemalar
İntizamsızlığı önlemek için tedbir alınacak
Sinema kapıları öniindeU kalabalığı ve itip kakışmayı önlemek üzere, Beyoğlunda bazı sinemaların yaptığı gibi, yerleri numaralamak ve buna göre bilet satmak lüzumunu ileri i sürmüştük.
Belediye reisliği bu mevzu İle yakından alâkadar olmaktadır. Belediye gerek sağlık, gerek intizam bakımından sinemalara girip çıkmağı daha esaslı şekiller# bağlamağa karar vermiştir. Esıuen sinemaların tabi oldukları bir talimatname vardır. Bu talimatnamede sinemalardaki yerlerin miktarı, ısıtma ve aydınlanma esasları, giriş, çıkış şartları birer birer gösterilmiştir.
Ancak son zamanlarda talimatname hükümlerinin lanaamlyle tatbik edilmediği de görülmekte'’İr. Seansların fâsılalı olmaları ve sinema salonlarının tamamlyle boşalarak havalandırılmaları icabederk^n .birçok sinemaların buna riayet etmedikleri görülmüştür.
Belediye bu sinemalara ceza vermişse de sinemalar bilhassa pazar günleri kapıların önünde biriken kalabalığı önlemek imkânsızlığı karşısında talimatnamenin bu maddesini tatbik edemediklerini İleri sürmektedirler.
Belediye bu gibi İtirazları önlemek üzere talimatnamede esaslı değişiklikler yapacaktır. Bunun için bir de proje hasırlanmaktadır.
Bu projeye göre Beyoğlunda İstiklâl caddesiyle Taksimde buiunan İkinci sınıf sinemaların da birinci sınıfa çıkartması düşünülmektedir. Bu sınıfların önlerine bazı tramvay ve otobüs duraklarında olduğu gibi demir parmaklıklar konulacak ve bunların behemehal numaralı bilet satmaları esası temin edilecektir.
Şehrin kenar köşelerindeki sinemalarda yerleri numaralamak şimdilik mümkün görülmemektedir.
Beyoğltındaki sinemalarda bu tedbirler alındıktan sonra şehrin diğer semtlerinde de büyük sinemalar hakkında aynı tedbirler alınacaktır.
Bu proje bugünlerde kati şeklini alacam v? derhal tatbiki İçin sinemacılara tebligat yapılacaktır.
I
Tabii ıslığa karşı bu mukabele büsbütün alkışlarla karalanmış!., Evet tenkid önünde biraz müsamaha!..
Hikmet Feridun Es
çekapı Taş hanSa Aziz Fiküğ’e çelik eğe, Gal. Voyvoda caddesi 8-j de Erci İth. vc İhr. a traktör yedekleri, İstiklâl cad. 28 de B, Llbert'e dadyo Lâmbası, Şarjör kontrol âleti. Be oi-lu Tünel meydanında Kdak (EGYPT) e boş sinema filmi. Ankara Yenlpostahane caddesinde Ankara Akdeniz Güven’e Valf Ankara Ulus meydanında Koç Ticaret e mfl-cerrlt elektrik te'l. İst. 4ürcö Vakıf handa Engin Ltd. e âdi pencere camı. Asmaaltı Volto handa Ralf On-ger’ L. İşmen’e Formaldehit. Tetra'(-lor Karbon, Y. Kule Debagat Fabrikası B. Danon M. Menda’ya Soâyum Blkrcmat. Yedlkule Demirhane caddesinde A!eko Samaras'a Krom tuzu Sirkeci Güzel h3nda Romllos Va-n-vakopulos'a boyalı vernik, İst Hasırcılar 12 dc Genel Teclm'e Uitra-marln, Gal. Kuramustafa 79 da Pan-zo Stavropulo'ya sülyen, Mlnufk?-malettln caddesinde Amram Bira-d’ rler’e kimyevi müstahzar, vernik, İst. Asmaaltı K lçın so''ak Aykut honda Haşan Dl nıan'a mayi sülyen bova, tsl K. Ticaret handa Tür - ye Eezaci'ar de’rsuna Mantol Valer-yant. Klar, üm Gbsercfosfat, İst. Mamuççülnr 19 da Rıza Asgariye sü'fit kâğıt. Hutp-’k, İst. Katırcıoğln handa Mazbar Cel bl'ye İyi matbaa k’ğı ü. îst H-sır ı’nr 1? de Ge ri Teclm'e perde İR markizet, tsl, Br‘h-çrkanıda Oülnlhr-1 Mağarasına yün k(v’'O’, Taht'-kole 10 da S Esk-na-zl’ye kuru r.ll tr $ bı ağı. îst. Tahtakale C'ı da Dav't Vantura'ya sakal fırçası, Gnl. r klgümrük Kîiçüfc handa Lı‘ıt*l BiikttJ-r’c. 'e tP’ fırça ı Beyoğlu Yeni h’ndı G An'cn Monsu-eat’a -’!* fırçan îst. Büyüt- yen' handa Srrı CnzııPr'? ha-ı bez Bııltan-hnmam cşzi. 12 '‘e Atana Pa^arto-pulo’ya kadın mantolu’n. Su'tanha-marı Emlnbey handa K^ğ-ım Cnha-clyon a kadın mant-’u" . htlk’âl end *v,9 ds Ottas'a CfHeri, Ma’ -rrutbftM il(--—— E2 de Mehmet Fii-| dişiye h m b >nu».
Su işleri için yapılan tetkikler sona erdi
Anadolu yakasında Elmalı bendi yükseltilecek, 4 milyon ton su alacak yeni bir bent de yapılacak
I iâtanbulun su İşlerini tanzim e’-. mek üzere Bayındırlık Bakanlığı ( müsteşarı B .Snlûhaddinin başkan. lığı altındaki komisyon buradaki . tel kiklerini bitirmiştir.
! Başbakan B Şükrü Saraçoğlu, îs-taııbul su İhtiyacının tamamlyle
■ karşılanması için yeni g'llr knynak-
■ !nn temin etmek ve yapılacak l?lt-rin tetkik safhalarını bir an evvel
■ bitirebilmek üzere işi Bayındırlık
- Bakanlığına havale etmişti. Burada
- Bayındırlık müsteşarının başkan’ı-
■ ğında toplanan komisyon, sular 1da-l resi tarafından hazırlanan proJeKri
incelemiştir. Bu proleter hem İstanbul, Beyoğlu suyunu temin eden Ter-ı tos suyu tesisatının genişletilmesi ve
İkinci bir galeri tesisi, hem de Elmalı suyundan İstifade eden şehrin Anadolu yakası su miktarını arttır-nıak için hazır!anmış-geniş bir programa dayanmaktadır. '
Bayındırlık heyeti, buradaki tatbikatı İle zamandan tasarrufu timin etmiş olmaktadır. Yeni heyet, sular idaresinin buradaki tetiklerine İştirak etmiş olduğundan ayrıca Bakanlığın yeni etütler yapmasına lüzum kalmıyacftktır.
Projenin ehemmiyetti bir kısmı da Anadotu yakasının su miktarını arttırmak İçin alınacak tedbirlere dayanmaktadır Yapılan 1n?eleme'er samında Elmıiıdnld bentlerin itendeki ihtiyacı karşjaaıuacağı auu-
şılmıştır. Şlnıdl bent 2,5 milyon ton sıı almaktadır. Evvelâ ilk elde su miktarını arttırmak için şimdiki bendin biraz daha yükseltilmesi işine hemen başlanacaktır. Bundan başka 4 milyon ton su alacak ikinci bir bent ile İleride henüz büyüklüğü tc.blt ei|lm!y,’n Üçüncü bir bent daha yapılacaktır.
Bıı bentlerin Anadolu yakasının neresinde yapılması kabedeceğtnl tâyin İçin müsait görülen erazl Üzerinde sondajlar yapılacaktır.
Bazı gazeteler Anadolu yakasında artedyen kuyuları açılmasını teklif etmektedirler. Sular idaresi evvelce yaptığı tetkikler neticesinde Anadolu yakasının hiç bir yer'ndc artezl-yen açmak kabil olmadığı netceslne varmu 'ir.
Sular idaresi. Anadolu su İhtiyacını bir an evvel karlamak iğin mümkün olan tedbirleri almağa karar verin L» tir.
Mülkiye - Siyasal Bilgiler okulunun 68 inci dönüm yılı
Memleketimize değerli elemanlar yetiştiren Mülkiye - Siyasal Bilgiler okulunun 68 nel dönüm yılı bu akşam saat 19,30 da belediye gazinosunda tertlbcdliecek bir toplantı He kutlanacaktır.
şehrimizde adresleri malûm olan mülkiye okulu mezunlan toplantıya davet edilmişlerdir. Adresi billnml-yenicr, gazetelere gönderilen ilânlarla toplantıya çağırılmışlardır.
Erenköy kız lisesinin yeniden inşası
Yeniden inşa edilmesine karar terilen Erenköy kız lisesinin yanan kısmı Milli Eftttfm müdürü B. Murat üzar tarafından tetkik edilmiştir. Yeni okula sarfedllecek 250 bin Uranın 150 bin lirası 1945 bütçesinden, 100 bin lirası da 1946 yılı bütçesinden ödenecektir. İnşaata alt münakaşa İstanbul da dahil olduğu halde üç büyük vilâyette ayın beşinde İlân edilecektir.
Üç Ticaret Odası” mümessillerinin Ankara toplantıları
Dün Ankarada Ticaret Bakanlığında başlanan Oda reislerinin toplantısına şehrimiz ticari mahfillerinde çok ehemmiyet verilmektedir. Zira bu toplantıda alınacak kararlar İzmlr-dekl toplantıda alınan kararların tatbik şeklileri olacaktır.
Tütün toplantısı da dün Ankarada başlamıştır. Toplantı sonunda tesblt edilecek Hatların geçen scnekl Hatların rynt olacağın-' muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
İSTANBUL HAYATİ :
Hakikî Babil kulesi
Seçim günü gördükleri m, içeride
M
meydan dayağı mı atıyorlar
w
t.
Son seneler zarfında birçok yabancı artistler Hollyvvood’da kendilerine mevki yaptılar?
%
&
Holllvut, öledefibcrl muhtelif milletlere mensup kimselerin toplandığı bir yerdi. Rejisörler, artistler, teknisyenler arasında birçok yabancı vardı. İkinci dünya, harbi boşladıktan sonra burası âdeta BabU kulesi halini aldı. Nazi İstilâsından vcva naz! tahakkümünden kaçabilen artistler, sanatkârlar buraya sığındılar, askere giden Amerikalıların boş bıraktıkları yerleri doldurarak çalıştılar. Aşağıda, harb seneler! İçinde Holllvut’n giden ve orada mevki yapmağa muvaffak olan sanatkârlardan bazılarını anlatacağız:
John Wengraf
Aslen Vlyanalıdır; Avrupada Haris adiyle tanınmıştır. Avrupada daha Bİyade rejisörlük yaparken 1940 la Amerlkaya hicret etmiş, 1941 denberl Hc’llivut’la filim çevirmeğe başlamıştır
Wengraf’ın babası. Dr. Wengraf, muharrirdi ve Dle Zelt adlı Viyana gazetesinin başmuharriri, aym zamanda da Muharrirler birliğinin reisi idi. Annesi Parisli, büyük babası da İnglllzdl.
18 yaşına geldiği zaman, Viyana üniversitesinde hukuk tahsilini yarıda bırakarak artist olmağa karar vermiştir. İlk rolünü oynadığı piyes yalnız İki hafta devam etmiş, fakat kendisi kazandığı muvaffakiyetten dolayı fevkalâde alkışlanmıştır. Bundan sonra mecmiiiu sekiz sene sürmek tkr.ere Almanyada MÜntch, Hamburg, Berlin, Frankfurt ve Dresden'de bir sürıi roller yapmıştır. Daha İngiltere sahnelerinde oynanmadan evvel Al-mnnyada gösterilmiş olan «The Mll-lionalre» piyesinde baş rolü yaptığı zaman yıldızlık mertebesine yükselmiştir Molnar*ın «Llliom» unda. Os-car Wllde‘in «İdeal Koca» sında, Bchnllzler'ln «Anatole» unda da baş rolleri oynamıstn. «Anatole» un İdaresini bizzat Sehnltzler deruhde etmiştir. Almanyada Maxwe1!e Ander-son’un eseri «Ellzabeth and Essex> in İlk oynanışında, Wengraf, Francls Bacon rolünü yapmıştır. 1924 İle 1031 yıllan arasında Avusturya, Almanya ve Fronsada dolaşarak bir sürü Amerikan piyeslerinin tercümelerini oynamıştır Sade «The Doktors Dilem -na» daki baş rolünü tam altı lisanda oynamıştır.
Wengraf, piyes İdaresine 1920 yılında başlamış ve üç ayrı lisanda devamlı surette 200 piyesin İdaresini deruhte etmiştir. 193! yılında. Viyana Kırallyet saray tiyatrosuna âzft olmak üzere davet edilmiştir. Alman İstilâsına kadar viyana sahnesinde kalmıştır
1939 yılı başlarında lngtitereye gi-
.^ar
/
4*
\ .-4 i ♦ « » ♦ 4 ..
i
'1» .■
w
ifi
7
j-
-nr a*.-*'
. .«i-
..>T7. ? 7 .%*• • • » I ’■ « • •
• ( * • • 1
[w
4 « • *
t
L
PV
Viyanalı John OTengrat ve karısı Evelyn Landers
derek, Almanca, Fransızca, İtalyanca, I eski filimlerden müteşekkil bir kol-Macarca ve Rusça piyesleri İngilizce leksi yon arasından, kendisine lâzım olarak tertibetmeğe başlamıştır. İn- gelen parçaları ayırmak İçin uğraşır, gtltere Neşriyat Kumpanyası, televtz-1 Montajının sellloldden bir suretini yon neşriyatlarında bulunması için artistle bir mukavele yapmıştır.
Londrada hem sahne ve hem perdede büyük bir şöhret kazanmıştır. 1940 yılında Atlantik denizinin, ortasında torpillendikten sonra New -York’a vâsıl olmuştur. Artist doğruca Hollywood’a gitmiş, burada tecrübe mahiyetinde çevirdiği filimde çok muvaffak olmuştur. Bunun üzerine kendisine uzun müddet İçin mukavele yapılmıştır.
Hollywood’da şimdiye kadar çevirdiği filimler arasında, «Karanlık bastıktan sonra Paris > vardır. Bu filim Alman istilâsı altındaki Fransanm hikâyeyidir. «Rusyanın şarkısı» Tchal-kovsky’nln musikisi İle hazırlanmış Rusyada cereyan eden müzikli bir romantik filim; «Yedinci Haç» Alman toplanma kamplarına aittir.
1944 yılının başlarında, John Wen-graf. vaktiyle Salzburg’ta mini mini bîr kızken tanıdığı Evelya Landers adındaki yarı HollandalI yan Macar olan yakışıklı bir kızla evlenmiştir.
John Wengraf geçenlerde. Amerikan tebaasına geçmek İçin İcabetten muameleyi tamamlamıştır.
r*ı
Yukarıda bîr namzet nutuk söylüyor, aşağıda bir evin penceresinden oparlörle yapılan propaganda
Slavlto Vorkapich
Slavko Vorkapich
Aslen Yugoslavdır. İsterse bir kimseyi 80 saniyede dünya etrafında do-laştirır. yahut da 50 saniyede geçen harbin bütün safhalarını yeniden yaşatabilir, Bunları yapmak için de Hol-İysvood stüdyosundan dısan b’r adım atmasına lhttvaç yoktur.
Bu fevkalâdeliklerin kerameti mon-taJUidadır. Montaj, filim tekniğinin en mühim kısmıdır. Vorkapich, bu sonatın üstadıdır. Onun seri halinde hazırladığı hayaller İllim makinesine alınırken, zaman ve mesafe mefhumları arasında hiç bir münasebet kalmaz. Atlantik denizinin geçildiğini anlatmak İçin Eyfel kulesi New-York semalarında göründükten sonra silinir; yahut atlı araba otomobil şekline girer, böylelikle de aradan kırk senenin geçmiş olduğu kısaca izah edilmiş olur. Yahut da. filim kahramım-nin ahlata kaybetmeğe başladığını anlatmak İçin, evvelâ vahşi trampet sesleri yükselir, bu sesler yavaş yavaş eriyerek, acayip ve karmakarışık olmuş bir sürü yüz hayali belirir ve nihayet bunlar da silinerek tarif edll-mlyecek resimlerle birbirine karışmış kaba hatlar belirir
Mütehassıs bir ressam olan Vorka-pleh, resim tahsilini Belgrat, Budapeşte, Paris ve New-York‘ta yapmıştır,, Bu hünerini montaj hazırlıklarında istimal etmektedir. Teknisyen evvelâ,, filimin senaryosunu en İnce teferruatına kadar tetkik eder, ondan sonra montaj serisini perdede gözükmesini arzu ettiği şekilde kanavalar üzerine nakşeder. Stüdyonun filim kütüphanesinde günlerce kapanarak,
Montajının sellloldden meydana getirmek İçin mtintehap parçaları birbirine ekler. Mamafih, bu j'aye uğruna sarfedUen birçok haftalarv mesaiyi perdede birkaç saniye süren bir hareketi İfade etmek- ■ tedir.
Vorkapich ( kareketle İfade kelimelerden daha kuvvetlidir» der ve şunu ilâve eder:
«Bu hakikati bir gün sinemacılarda görecek, o zaman filimler de bugünkü kadar uzun mükâlemeler yapılmıya-caktır. Bugünkü filimler daha ziyade tiyatroyu andırıyor. Şimdiki halde ellerinde olan harikulade İmkanlardan İstifade etmesini bilmiyorlar; mamafih, bir gün bunu da öğreneceklerdir.» Montajdan edilebilecek İstifade İmkânlarına henüz ciddi surette tetkik edilmemiştir. Halbuki, bu iş para İsrafının da önüne geçen bir vasıta olabilecektir. Mesela, bir filimde, İki kişi arasında cereyan eden on iki sahlfellk bir mükâlemeyl çıkararak onun yerine 35 saniye süren bir montajla aynı fikri İfadeye muvaffak oldum. Bu on lk! sahlfellk dlalogun filime alınması üç gün sürecekti ve takriben 35.000 dolarlık bir masrafa mal olacaktı. Halbuki hazırladığım montajda paranın yegâne harcandığı yer bana verilen maaştı.
(Arkası 7 İne! sahlfede)
Jean Ncgulesco
Bu akşam bumer
Holivud'un bütün yıldızlarını... Dünyama başlıca musiki sanatkârlarım göreceğiniz büyük, artistik ve mü-P zlkaJ filminin İlk Lracsl münasebeti!* fevkalâde gala.
JFANETTE MAC DONALD - DİNAH SHORE - MARLENE DİETRİCH - (Rumba kıraliçesi) CARMEN AMAYA ve TED LEWtS - FREDDIE SLACK - SPİVAK - JOADAN
Cazları İle bütün dünyada meşhur 5 büyük orkestranın iştiraki!c emsalsiz bir tarzdp. yaratılan
GENÇLiGi TAKİP EDELİM
şaheseri boşlıyor. Bu emsolsla nimde 1984 de Istan bulda alkışlanan dehakâr piyanist AKTHUR RUBiNSTEiN tarafından oynanan CHOPİN'in POLONEZ'İ tamamen din llyecckslnlşı.
Takdir nazarlarile seyredip al ki» uyacağımı bu büyük filim Amerikaâa ancak milyonerler tarafından gö-ürbnûVûr. Numaralı yerlerinizi evv telden aidırını».
Şimdiye kadar hiç seçildiniz mi? Seçildinizse geçmiş olsun; eğer henüz seçilmediniz de seçilmek niyetinde iseniz Allah yardım eylesin. Zor, çok zor şey.
Geçen pazar ben de seçime gittim. Kendimi seçtirmeğe değil tabiî. Bana kalırsa İnsan evvelâ kendini saydırmasını öğrenmeli, sonra seçtirmeğe kalkışmak. Bugünün «Sayın» lar, «Saygıdeğer^ 1er bolluğunda ve saygı kıtlığında beni kim sayar-ki, seçmeyi de akimdan geçirsin?!, Umumî nüfus sayımların* da, eksik olmasınlar eve kadar gelip beni de sayıyorlar amma, rakam sayısı olduğu için milyonlar arasında kaynayıp gidiyorum.
Uzatmıyahm, pazar sabahı seçenlerle seçilmek isteyenleri gör mek niyetile gitmiştim. Fakat söz aramızda, üniversite konferans salonunun avlusundaki ka labalık arasına girerken bir tuhaf oldum. Farkına varmadan kuruntuya kapılmışını Kendi kendime düşünüyorum; Şu kalabalık arasında her halde eşten dosttan beş on kişi vardır. Onların her birinin de beşer onar tanıdıkları bulunur ya. Tanıdıkların tanıdıklara1 n tanıdıklarını, onların da selâmlaşıp aşnahk ettikleri kimseleri hesaplasak büyücek bir yekûn tutar. Şimdi bizim dostlar beni görünce İnsafa gelseler de kendi dostlarile. dostlarının ahbaplarile, onların da asnalarile clbirFği edip haberim olmadan bana rey tonlayıverseler. Bîr kapısından koyun girin öteki kapısından sucuk kangalları çıkan fabrikalar gibi, ben de şu kapıdan seyirci olarak girip öte kapıdan mebus olarak cıkıver-sem„. Ölmez şey mi sanki? N'çin olmasın a canım?!. Bu devirde neler olmuyor ki,.
Fazlaca dalmışım, hoparlörün cırlak vavcy’âsile İrkildim. Biri eteğimi çekti. Döndüm, siyah çarşaflı bir haminne:
— Evlâdım; anladığıma göre içeride meydan falakası var galiba. Adamcağızın sucu neymiş acaba?.. Her halde cok insafsızca kötek atıyorlar. Baksana, nasıl da acı acı haykırıyor zavallı,. Tabiî bir suçu var ki doğuyorlar •umma, ne de oTsa insanın İçi sız-’’yor.
Yanımdakilerden biri gülümseyerek cevan verdi:
— Falaka değil valde hanını. Adaylar söylev veriyorlar orada, B-'z de oylarımızı vermek için gidiyoruz
— ITımmmm... Kalabalıktan belli hele., Demek ki burada da Yerli malı mağazası açılmış. Sövlcdiklerînlzi Ivlce anlıyama-dım anıma, verdiklerinin arasında ki'l'k 1c cama'inna varor pazen gih: bir .«evler de var mı aca-ha? Tuh, bilseydim evden çı-karVcn ekm^k karnesini yanıma! alırdım da. bazır gelmişken han-j gl kımonlaria m(»l verdikîer'n! (nırar*kta öğrenirdim.
Arkadan yardan dP-
tîildiik. ken-i —3 n- —i»
renin sabpnbmndn bııMmn, Van taraftı kaf™rTa nevri»! mev-dane'Kın nrt,,eınîi b’r »-■'•rsü ver-leş t ir ilmiş, bir adam ses yüksel-(
ten aleti sağ elile sımsıkı kavramış, gözlerini sol elindeki kâğıt tomarına dikmiş, alı alına, moru moruna terter tepiniyor, barbar bağırıyor. Neler söylemiyor ki... Cumhuriyeti demokrasiye adapte mi etmedi, demokrasiyi öz Türkçe ile tercümeye mi kalkışmadı?,, Sesi kısılıp nefesi tıkanmaya kadar haykırdı. Onun inmesi!e ötekinin çıkması bir oldu. Çığlıklar kıyametler kopuyor, kürsüden biri inip öteki çıkıyor, Ellerinde kuvvetli kozlar, dillerinde şiddetli sözler var maşallah! İsimlerin», resimlerini ga-zetlcrde görmediğimiz adaylar dinledik. Eğe* sapından, kazan kulpundan yetişip vatan fedaisi kesilenler, rahmetli büyük babasının daha büyük babaları tarafından çatılan medrese kubbeleri ni sayanlar; harbin başında on paracığı yokken eşsiz dirayeti ve derin bilgisi ile bugün en çok kazançlı ticaret zirvelerine yükselişini tatlı tatlı anlatarak gümrüksüz. faturasız rey istivenler; Millet Vekilliğine seçılemiyecek-lerinl kati olarak bilmelerine rağ men bugün fırsat bulmuşken dertlerini dökmek için kürsüye çıktıklarını vana yakıla anlatanlar; elinde teneke boru ile ağaçların tepelerine tırmanıp:
— Allah nzısı için, peygamber aşkına şu halime bakınız, sefaletimi, perişanlığımı görünüz de beni hıı geçim sıkıntılarından kurtarmak İçin rey veriniz, mebus yapmz!,,
dive yalım valim yalvaranlar; merhum Naridl. Kel Hakanı hatırlatan komiliklerle etraf’nda-kilere kahkahalar attıranlar,,,
teerivo girdim. Bahçedeki çığlıktı, knhkahah orta ovunıı devam ede dursun, salonda ikinci seçmenler har! hani rey pusulalarını doldurun sandığa a+ıvor-
Bozuk incirler
İddia edildiği gibi 500 ton değil ancak 60-70 tondur
Bundan bir müddet evvel Amerika* ya gönderilmiş bulunan incirlerden 500 tonunun Amerikana gümrük idaresince kalitesi bocuk ve çürük olduğu için geri çevrildiği yaalmtşlı.
Amer Ucadan gelen mütemmim malûmata göre m*.selenin aelı şudur:
İzmlrden yüklenen ve muhtelif firmalara alt olan incirler Amir İki gümrüğüne girmeden muayene edilmişler ve bunlardan evvelâ 15 tonluk bir partinin bir kısmı bozuk Utb-n-muş ve bundan başka Itûçûk ki. pn-’ l-rtn bor*»! ■:*» gnruir. .»-tür
Muayeneye sevkedl^en tacirlerin hepsi 500 tondur. Bozuk çıkanlar ise 60-70 ton kadardır kİ. bunların da bir Kısmının girebilir halde olduğu arılaşılmış w geçmeline müsaade edilmiştir
Haber Itrilin 5uü luj, malın hepsinin 500 ton olmasından galin tır. Bozuk olan incirlerin ihracatçıları Amerika Ucaıt-l ;> t., .mlz taralından tesbit edilmekte°u ihracatçıların neden bozuk malları yükledikleri araştırılacak ve Türk malını hariçte kötüledikleri irin bir dans . ndlkrine İhracat 'İşar1 -w— ■ >ecdhtfr
Mevfr»
Istaııouj Veteriııeı tiıışmudurlü-günden emekli merhum
İBRAHİM ETHEM ELEVL1 nin ölümünün kırkı net gününe tesadüf ed*n 5 Aralık 1945 çarşamba günü öğle namazını muteaSin Teşvikiye camii şerifinde mevlûdu nebevi tilâvet olunacağından akraba ve dostlarile arzu buyman ihvanı dtnln teşrifleri rica olunur
Eşi. Evlâtan ve damadı
ölüm
İstanbul Bölge İktisat Müdür.üjû Maden Memuru Ahmet Saraçba;ınm cşl ve kimyager teman ile doktor Zl-şan Saraçbaşının anneleri:
(Bayan ZEKİYE J'ARAÇBAŞE 3/12/945 günü Hakkın rahmetine kavuşmuş, cenaze namazı Teşvikiye camiinde eda edilerek Feriköy mezarlığına defnrdllmMir ATla^tan rahmet ve mağfiret di’eriz
MlhlI
nııııı
Bu aksam saat 20.30 da
Dram kısmında
CYRANO de SERGEflAK (Slrano dö Rerlcrak)
E
TİYATROSU
Her Akşam U Saat 20.30 da lljBEBiŞ
Telif Opeı ’
Tek 493RH
lar. Dikkat ettim; sandığa re\ pu sula sı atanlardan bir roğuııu tanır gibi oldum. Seçimden bir akşam evvel beşer k’sHik gruplar halinde Sirkecide bîr gazinoya girerken görmüştüm. Demek k! kervan bû- akşam evvel gazinoda yola çıkmış, simdi secim salonunda yiirnmlve devam ediyor. Yani, kuru görültüve pabuç bırakan yok.
Simdi anladımzys seçilmeğe yeltenmenin zorlu 5ıınu !.. Tekrar ediyorum: Y"1uhii vordaını-nı bifmivenlçr irin zor, hem cok zor is. Bir günde hitMIememe-sinden de belli ya rnrhığu!..
Oma] Refik
ııınıııırınHitnııtntttir
Yarın akşam saat 9 da
Türk fİlimciliğinde yeni bir adım yeni artistler, yen! mevzu, yeni mizansen
Sinemasında
GÜNAHSIZLAR
İde: Yegâne filîm yıldızımla OYA SEN8EV Yeni Türk filim artisti 8 A D R i ALIŞIK
Senaryo: MUALLÂ KENÇ — Reji: FARUK KENÇ
Müzik: Üstat bestekâr BADİ IŞELAY, şarkılar. Biricik ses yıldızımla MÜZEYYEN SEN AR IŞIL — yegân e halk türküleri okuyucusu AZİZ ŞENSES — 100 kişilik koro — Hakiki Karadeniz oyunları — Halk türküleri. Diğer artistler: Müjde Tunş — Nuriye İnce — Enun Kalaya — Tevflk İnce — SabahHt Denker — Rauf Ulukut — Eyüp 8abrt — Ahmet ■ âldflrür. Prodükslonr İSTANBUL FİLİM
ELHAI4RA Sinemasında
Yarın matinelerden itibaren
Medeniyet ve İnsaniyeti naz! zulmünden kurtarma» korkunç r'-^^ft^eüelTİ
Masum halkın kanına susamış nazllerin esrarengiz plânı
ipe BavMutiann
CEHENNEM KUŞLARI
Seyredeni art korkudan titretecek unuma mı
TÜRKÇPBÖ1L0 LEF. POIVELL - KEKMA.M B ft±X — E! -tANOR rrrWAJVt lazllerin 0kyanus|«H« kullanmaa İ4W keştettiklert fr(Üm H.çw İcrpD lerin pi(nlarwı etevdang lçw bn 1* tehlike*. »f«l* tara-
ı..,hrtantai ituLflyclluria bMtu «ona «ana ^«r^boior.
- ~ - *
Cyrano de Bergerac ve Edmond Rostand
“Kınar Gacesi,, münasebetile: 6
Büyük Fransız şairinin ve tiyatro muharririnin hayatı ve eserleri
Karadeniz yolunda bir kazadan sonra...
Evlerde kış hazırlığı
Sobalar kuruluyor, aralıklar tıkanıyor, kömürler taşmıyor
Cebir Tiyatrosu bir hafuıdanberi meşhur Fransıs şairi ve tiyatro mu* herrlrl Edmond Rostand’ın Cyrano de Barger&o eserini oynuyor. Sabrl Esat BlyavuşgU tarafından manzum olarak büyük muvaffakiyetle Tûrkçeye çevrilen eser büyük Tağbet görmekte, her ■kşam tiyatro binası hıncahınç dolmaktadır. Bu rağbetin uzun müddet devam edeceği anlaşılmaktadır
Cyrano, ilk defa olarak 27 aralık 1887 de Parlste Porte Salnt Martin tiyatrosunda oynanmış ve bu o zamanın en büyük edebi hâdisesi olmuştu. Bundan evvel muhtelif şiirleri va eser'eri çıkmış olan Rostand bu piyesle birdenbire bütün dünyada tanınmış, piyes bütün dillere çevrilmişti. Cyrano’nun temslU çok uzun sürdü, piyes yüzlerce defa oynandı. Bugün hâlâ Cyrano Fransada güzel şiirin. güzel tiyatro piyesinin nümnnesl olarak gösterilmektedir. Fransada 48 genedenberl tazeliğini kaybetmemiş olan bu piyesin, hemen hemen aslındaki güzellik!n lisanımıza tercümesinin, büyük rağbet görmesini tabii bulmak lâzımdır
Biz burada piyesten, piyesin edebi kıymetinden bahsedecek değiliz. Sadece Edmond Rostand’ın hayatını, «erlerini kısaca anlatacağız.
Çocukluğu ve gençliği
Edmond Rostand 1 nisan 1867 de ldarsllyada doğmuştur. Ailesi mail ve iktisadi işlerle uğraşmakla beraber güzel sanatlara yabancı değildi. Mar-aHya*nm tanınmış bankerlerindir bili olan amcası iyi bir musikişinastı. Fen akademisine âza seçilen ve muhtelif iktisadi tevekküllerin başında bulunan babası da şairdi. Bn İtibarla kendisinde de daha küçük yaşta iken şiir* karşı büyük bir alâka vardı
Rostand İlk ve orta tahsilini Mar-Mİ ya lisesinde yapmıştır. Lisede tarih ▼s edebiyat derslerine fazla ehemmiyet verir, her sene bu iki dersten birinci çıkarak mükâfat alırdı. 1884 de henilz 16 yaşında İken şiir yazmağa başlamış ve bir mecmuada ilk şiir! çıkmıştır. O sene liseyi bitirince, bakaloryasını vermek üzere Parlste Btanlslas kolejine gönderilmiştir. Kendisi edebiyata Intlsabetmek istiyor, babası daha sağlam bir meslek taniya ediyordu. Nihayet hukuka girmesi kSTMİaştmlmış ve genç şair hukuk fakültesine devam etmeğe başla m iştir
Paris'te küçük bir pansiyon odamda yaşıyordu. Burada hukuk derslerine çalışmakla beraber kendini daha ziyade şiire vermişti. 1888 de bir •detlyat müsabakasını kazanınca kendisini tamamen edebiyat* verdi. 1880 da hukuk fakültesini bitirdi ve ilk Çİlr mecmuasını yazdı. Hukuk diplomasını aldıkla” (nnra hukukla alâkasını kesti ve bütün mesaisini şiire vr tiyatroya verdi.
Bu arada manzum küçük bir piyes yazdı, Comedle Françalse'e verdi. Piyes beğenildi, fakat oynatılamıyacağı söylenerek başt^ bir piyes yazması tavsiye edildi. Şair 1894 de Les Roma nesmırs piyesini yazdı. Piyes Comedle Françalse’de oynanarak rağbet gördü.
Edmond Rostand ertesi sene yeni bir eser yazdı: La Prencesse Lointaln. Büyük artist sarah Bemhmrd bu piyesi oynadı. Fakat eser İpi karşılanmadı. Rostand 1897 de La Samarl-tainel yazdı. Bunu da Sarah Bem-hard oynadı Bu defakl eser 1yi karşılandı.
Cyrano nasıl yazıldı?
Genç şairin eserlerine karşı büyük hayranlık duyan o zamanın meşhur artisti Coquelln kendisine müracaat ederek bizzat oynıyacağı bir piyes yazmasını istedl-Cyrano bu müracaatın neticesidir Coquclln eseri okur okumaz beğendi. Fakat Roxane rolünü yapacak olan Marla Loegault Ümitsizdi. Eserin bir haftadan fazla oynıyanuyacağınt söylüyordu.
Cyrano de Bergerac’ın temsili, Coouelln'l haklı çıkardı. Eser o zamana kadar hiç bir piyesin görmediği muvaffakiyeti kazandı Seyirciler saatlerce piyesi, muharririni ve artistleri alkışladılar. Bütün münekkldler piyesten coşkunlukla bahsediyor, bıı-nu methetmek İçin kelime bulamı-yoriardı. Herkes yeni doğ» güneşi ■elâmlıyordu. Herseyi kolay kolay be-ficnmiyen meşhur m Cindeki d Emil Fapuct bile eserden hayranlıkla bah-•edlvor: «İşte evlâtlarımızın da Bynı şevkle seyredecekleri eser» diyordu.
Rostand, 1900 de yen! bir eser verdi: Alglon Bu eser de büyük alâka uvandırdı. Fransa'da herkes Edmond Roriand'dan bahsediyordu. Eserleri derhal biitün lisanlara tercüme ediliyor ve dünyanın her tarafında oynanıyordu. Şair 1901 de, 33 yaşında İken Fransız akademisine â?.a seçildi
tl. Yeni villâ yaptırmağa karar verince bu havaliyi baştanbaşa gezdi, nihayet Cambo yakınında güzel manzaralı geni? bir araziyi seçti, villâsını burada yaptırmağa karar verdi. Yetil villâya bir İsim bulmak lâzımdı. Yakında Arağa adında bir nehir geçiyordu. Şair Araga’nın telâffuzunu İyi bulmadı, buna bir n ilâve ederek villâya Arnaga adını verdi.
Villânın geniş bahçelerinde ağaç yoktu. Şair dikilecek ağaçların büyümesi için senelerce beklemeğe tahammül etmedi, büyük masraflar ederek civardan köklü ağaçlar getirtti, bunları, bahçe plânı mucibince dikilmesi lâzım gelen yerlere diktirdi. Öüzel bir park yaptırdı. Bu İş bir seneden fazla sürdü. şair altın para bir iki milyon frank aarfettl. Nihayet villâsına geçti, yeni piyes hazırlamağa başladı.
Yeni piyes, Chantclalr’dl. Piyeste horoz, tavuk, sülün, ördek gibi kümes hayvanlarının sahneve çıkacakları Söyleniyor, bu büyük merak uyandırıyordu. Dl«er taraftan baş rolü yapacak olan Coquelln1n okuduğu piyesin bazı sahneleri sabırsızlığı arttırıyordu.
Plvrs 1910 senesi şubatında Porte Nalnt Martin tiyatrosunda oynandı. Fakpt temsilden az evvel CMuelln Ölmüştü. Uzun tereddütlerden sonra onun rolü Luclen Gultry've verildi. Piyes İlk temsilinde muvaffak olamadı. Bunda tyl hasırlanmamış olmanın büvük tesiri vardı. Netpkim 1927 de İkinci defa temsil edildiği zaman çok muvaffakiyet kazandı.
Sairin ölümü
Edmond Rostand 3 aralık 1918 de henüz elli yasında İken tsnnnvol nezlesi denilen gripten öldü Ölümünden sonra La demlöre nult de Don Juan adlı bir plvesl bulundu. Bu piyes 1922 de oynandı. '
Edmond Rostând zamanının en temiz giyinen İnsanlarından biri İdi. 1889 da, kendisi ribi şair olan Rosc-mond G rard 11e evlenmişti. Oğlu Maurice Rostand da tanınmış bir şairdir, fakat habaslvle hiç bir suretle mukavesc edilemez.
Rostand’ın ölümünden sonra büvük serveti bulunmamıştır. Kazandığı paranın hem»n hcDsInl Arnaga İçin ssrfetmlştl. Vârisleri burasını satılığa çıkardıkları gaman sarf edilen paranın yarısını bile temin edemediler .
* Eyüp Kıalay Derneği başkanlığından' Derneğimizin 945 ■ 916 yıllık kongresi bu ayın 4 üncü sah günü saat 20 de Halk*?! salonumuzda yapılacağından savın taalanmunn sözü edilen gün ve saatte teşrifleri rl-' ca olunur.
Ütü ütülerken eski artistin yanına yaklaşınız. Onun bir daha hiç oynayamıyacağı bir rolü tekrarladığını işitirsiniz.
Hesap günü — Meşhur sanatkârlar ne kadar hisse alırdı? — Pazartesi ( akşamları — M ısır çar.-ısından alınan makyaj eşyası — Bir seyahate çı- 1 karken insana neler lâzım olur?, — Yemek pişirilirken tekrarlanan rol I — Evde yapayalnız, fakat., — TerezRaken’in annesi — Burun içine dö- î ki'leri eter şişesi — Bir sahne romanının sonu.. (
------——-----------------J
bir daha onu oynamıyacağtna katiyen emin olsa bile — başından sonuna kadar tekrarlar. Hem de hissederek... Durulacak yerde durarak, yavaşhyacak yerde yavaşlayarak. korku sahnesinde korkarak...
Yalnız odasında değil, meselâ mutfakta da o öyledir. Biitün hayatı, âdeta can’ı, hakikî insanlar arasında değil de, piyesler, piyes kahramanlan arasında geçiyor. Hattâ bazan yoldan geçerken hafif b'r sesle eski bir rolü mırıldan d'ğı olur. Meselâ o esnada Terez Raken olur. Sonra da madam Raken'in annesi... Zira bu piyeste de «sahnenin ablası» f ‘ «kız» rolünü, biraz daha «anne» sini oynamıştır.
Piyes kahramanlarile yarım asırdan beri o kadar kaynaşmış, o kadar içli dışlı olmuştur ki âdeta onlarla kendi arasında bir nevi akrabalık teessüs etmiş gibidir. Onlara âdeta hakikî ve canlı insanlarmış gibi bakar.
«Kınar hanım» bundan sederken der ki:
— Bir çoklarının benim günkü münzevî halime akıllan ermiyor. Hattâ şöyle nasihat edenler bile çıkıyor:
«Neden öyle ecinni gibi kendi kendinesin? tnsan arasına katış-
Kınar hanım an-
latıyor;
Ben kendi hesabıma bütün hayatımı sahneden kazandım. Pek genç dul kaldığını halde yetim çocuğuma ve aileme yine sahneden aldığım para ile baktım.
Tiyatroda Mınak-van bize hisse verirdi, Kendi de hisse alırdı. Dağıtılan hisselerin nispeti de şöyle idi: Mmakyan kendisi yüzde 12 hisse alırdı. Madam Hekimyan yüzde 10 alırdı. Blnemeciyan-lar kan koca yüzde 18 alırlardı. ” ' yüzde 10 ,
öteki aktör ve aktrislerin hisseleri daha azdı.
Tiyatroda hesap günleri dalma pazartesi gilnü idi. Bu Kınar, Renkli Fener piyesinde Ercüment itibarla para günü Behıat'la kars, karşjya
olan pazartesi ekseriya sabırsızlıkla beklenirdi. Ba-,biî epeyce akıntı çekerdik. Bir zan da para beklenirken hiç bir kere kadın artistlerin çoğunun ‘ ~‘ mutlaka siyah kadifeden uzun
Hol as alırdı.
İstanbulluların kış hazırlıkları cidden çok enteresandır. Hava soğumaya başlayınca evlerde bir telâş başgöste-rlr. Evvelâ sokaktan otomobil geçerken zangırdıyan ve «Belediye otobüslerini» hatırlatan boyalan dökülmüş vücuduna yağmur ve güneş yemekten eğrilmiş tahta pencerelerin rüzgâr üfllyen aralıkları gazete kâğıtla-rlle tıkanır. Tıkandıktan sonra üstüne kolaya batırılmış eski yatak çarşafından yırtılmış şeritler yapıştırılır.
Sıra sobanın kurulmasindadır.
Köşedeki sobacı «Klrkor» un da kibarlık ve saltanat mevsimi başlamıştır. Önce evin (Beyi 1 geçerken uğrar rica eder «evet» lere rağmen «Klrkor* ortalarda yoktur ve günde dört
dal ı olduğunu söyler —.
LJ rineO-— kim... o.. —? ile pencereden u2a-C\l ııan başlar «Kirkor» u. tayı g«irunce*t
O
ıtraleme» de butun kuvvetlle ucuna C boş bir makara bağlanmış kapının O teline asılır.
Kış dostu, nlkelâjları geçen senelerde üstünde kaynarken taşan çorba ve kuru fasulye lekeleri ile sararmış «soba hazretleri» kemali gayret ve İhtimamla, kenarları ezilmiş, eğrilmiş parlak teneke kaplı (Taht’ ına otur-, tulur.
2 0 > o P
teneken
sonra
bah-
bu-
Arnaga villâsı
Rostand bu İki piyesten büyük para kazanmıştı. Bir parça dinlenmek ve yeni eserlerine hazırlanmak üzere güzel bir villâ yaptırmağa karar verdi O. ötPdenberl Fransa'nın İspanya hududuna yakın yerleri, Pyr6n6e dağları ct ':'?riııl severdi. Çocukluğunda yr_ .'.cimin! h*p burada geçirmiş-
zan da para beklenirken hiç bir şey çıkmadığı da olurdu. Yüzde 10, yüzde 12, yüzde 18 hep toplanacak paraya göre idi. Çok defa hafta sonunda:
— Bu hafta kazanç yok. Hep masrafa gitti... haberlle iktifa edilirdi. Neteklm ramazanın ilk haftasında böyle olurdu. Kasa varidatı kazancı karşılık tutulur: du,
Mınakyan kendisi hesaplara hiç karışmazdı. Prova ve temsildeki tam hâkimiyetine karşılık hesapla alâkadar olmazdı. Yalnız kendi yüzde 12 sini alır ve bir şey söylemezdi.
Pazartesi tiyatronun yalnız hesap günü değil, aynı zamanda istirahat günlydi de... Bütün hafta geceli gündüzlü çalışmış olan sanatkârlar bugün dinlenir-lerdt. Hasılat da biraz fazlaca olursa tabiî sanatkârların keyfine hiç diyecek kalmazdı. Mısırcarşısmdan alınan makyaj eşyası..
‘ Gardroplanmızı, elbiselerimizi, ,ı hattâ makyaj eşyamızı bu mütevazı kazanda yanmak için ta-
etekli bir tuvaleti olması* şarttı. .8an(?,-„î^jçJn tenhalarda-
O zamanlar bu elbisesiz artiste ,sok“?a.
rasgelmezdin^z. Yine o vakitler şimdiki gibi zengin makyaj levazımı yoktu. Bu kadar çok boya-nrimazdı. Yalnız sürmeye çok ehemmiyet verilirdi. Boya eşyamızın mühim bir kısmını, bilhassa sürmeyi Mısuçarşısından alırdık. Seyahate, turneye çıkacağımız vakit ilk iş'mlz Mısırçarşısı-na uğrayıp bunlardan bol bol almak olurdu.
«Kınar hanim» a dair bu son yazımı bitirmeden önce onun mühim bir hususiyetine işaret et meden gecemlycceğlm, 56 senelik sahne âşığının evine ondan habersizce gidip de odasına doğ1-ru başınızı uzatırsanız ekseriya sizi şaşırtan b!ı- sahne görürsünüz.
Meselâ «Kınar hanım» dikiş dikiyor, yahut ütü ütülüyor. Bu esnada dikkat ediniz. Dudakları kıpırdanmaktadır. Ve çok defa dikiş dikerken, ütü yaparken eski bir rolünü — sahneye çıkın da
Libya ve BlngazTnîn idare çekil henüz kararlâştınlmamıştır, Buraşpun Birleşmiş Milletlerin vesayeli altına verileceği söylenmektedir. Geçen hafta Trablus şehrinde Araplar, Filistin hâdiseleri münasebetile Yahudjlere hücum etmişler, bazı hâdiseler olmuştur. Yukarıdaki resimde Trablus şehrinin umumî manzarası görülüyor. Ortadaki kubbeli bina hükümet konağıdır.
Halbuki onlar beni yalnız zannederlerken ben o esnada başımın İçindeki 80 kişi İle berabe-rîmdlr Eski rollerim arasında ve bütün piyes kahramanlarının tâ ortasındayım. Rica ederim bu kadar kalabalık ve bu derece sevilen kimseler arasında — velev kİ onlar muhayyel bile olsa — insanın canı sıkılır mı?.. Daha olmazsa eski rol defterimi açar uzun uzun okurum. Onlarda bütün b!r mazi, bütün bir hayat bütün bir gençlik saklıdır.,.
Kulakları neden işitmiyor?
Kınar bugün tam mânasile bir «sahne yaralısın dır. O sanat cephesinde, kendisi için en lüzumlu yerlerinden hastalanmıştır.'
Darülbedavide bir piyeste çok batıran İki köylü rolündeki artistlerden daha fazla sesini vük-seltmesl lâzım geliyordu. Uzun geceler avaz avaz bağırdı, Şimdi zaman zaman sesi kısılıyor.
Kulağına gelince... Yine bir tiyatro hevetile Trabzon» gidiyordu. Kınan son derecede deniz tutar Vapura binerken nek meşhur kadın artistlerimizden biri:
— Basın döndükçe burnuna çekersin!.
Diye kendisine küçük bir sise eter vermişti. Karadenizln göklere çıktığı günlerdi. Kınar güvertede fenalıklar gecirivordu. Eter şişesini çıkardı. Kanasını artı. Tam koklıvaca^ı sıra müthiş bir sarsıntı oldu. Arkava doğru kaydı. Ve şişedeki bütün eter burnunun İrine döküldü, Burnu, kulakları müthiş yandı. 24 saat gözlerinden vaslar boşandı. Ve kulaklarındaki Arıza İşte o etinden sonra başladı..
Sahneye verilen bililin bir hayatın kısa romanı bııdur.
TTlfcmef ForMıı» Fs
ödün, kömür sırası gelmiştir. Odun alımı (Bey) in dairedeki odacısının -Q senelerdenberl uhdesindedir. O ıslak 0 kestane ve meşeleri arabalarla eve ta- +■* şıtırken erin «küçük beyi* de kömür W dâvasına girişmiştir. Randan, hana ££ havalelerle, beyanname ve makbuzla ve bir ağır ceza avukatının dosyası'** kadar olmuş evrak tomarı ile numara sırasını beklemektedir. Malûm ya «parayla değil sıparis!»
İstanbul havasının denize, denizin , de kadına benzetilen hususiyetiyle sabahları gök yüzünü kaplryan kabarık ve siyah bulutlar, sicim gibi yağan yağmurlar «depo* dakl kömürlerin iliklerine geçerken «Bey» İn de İçine İşlemektedir. Günler geçer, sıra artık gelmiştir. Sabahın alaca karanlığında şemsiye elde kömür almıva gidilir. Deponun kapısında bir gelin eşyası nakledillyormuş gibi para koparmak Istlyen arabacılarla ağız dalaşı yaptıktan sonra bir Vın kömür İçin kömür kıymetinin yarısına kamyonlardan btrile mutabık kalınır. Depo şefinden, kantarcıv». b-'-’eden sonra kafes haline gelmiş kulnu kopuk küfelerle kömür kamyona dökülmeğe başlar.
Tartı yerinden eve kadar olan me-sof:ie kamyon üstündeki eli çabukların meharetlerine. kömürlüğünüzün bir köşesinde kalıveren kışlık servetinizle güzgöce geldiğinizde inanırsınız.
Herkesin kazma kii- ’; s°mnı yaktığı mevsimlerde artık soba safaçı yapabfFrsinlz. Bunu yenmamak İrin hiç bir sebep yoktur, sonra «Allah gözünü doyursun» derler.
r»*».ıu nuntkal
Bulgar ticaret heyeti geldi
Beş kişilik bir Bulgar ticaret heyetinin geçen perşembe günü şehrimize geleceğim yazmıştık.
Halbuki Bulwrlstantan geieu bir yıldırım telgrafın'*» poranort muamelelerinin tamamln n’"'ı'1ı*u bildirilmiş ve Relmelerl geri bırakıl iniştir Dün heyetten üç kişi konvanslyonelle şehrimize gelmiştir.
Buıtün «İe (il^ri^rl gelecektir
AKŞAM S
l&r Abone bedeli
Türklve Ecn^Oi
280lı
1500
EDO tebdili için
sen elik
6 Ayüit
3 Aylık
Adres pııl gönderilmelidir adres değiştirilmez
Kuruş S4 'i> suru?
ZHilO ■ 1600 » elli KuruşiüK Ak.sı takdirde
Telefonlarımız Başmuharrir: 3ll5Bh
Yazı İşleri: 26765 - İdare: 29681
Müdür: 2(»»w1
Zilhicce 20 - Kasım 27 imsak Güne? öğle İkindi Ak Yatsı 8. 12,82 2,27 7.23 9. (7 12,00 1.38 Va. 5.21 7.08 12,04 14.28 16 41 19,19
İdarehane Banımı elvan
Acımusiıift som No 13
naım>ııııı>ınınnnıııımıiııınııııiMirıııtmıınnfflnııııııııiHiıııııııııuıııııınıınıııııııiiiııııııııııuıııuıınııııııııııi)iuııuııııtııı
Fikir, Sanat ve tenkit dergisi
YAKINDA ÇIKIYOR
Vahlfe 8
ES! JGECE YARISI]
Karısı tuzla ılmon suyunu karıktırdı. Ve adamın omuz başlarından kalçalarına. kadar bütün vucudunu yağladı. Ondan sonra tüylü havluyu sobada kızdırıp sıcak sıcak arkasına koydu. Yün fanllânın üstüne bir tane daha giydirdi-
Şemsrddtn — üzerinize sağlık — fena halde soğuk almıştı. Bu tuzla limonla yağlanması, sıcak havlular hep tere yatmak İçin yapılan İlk hışırlıklardı.
Adamcağız her zaman böyle haslanıp da İlâçtan bir fayda görmediği samanlar hemen vücudunu yağ'atır, kaynar kaynar hatmi İçip tere yatardı.
Halbuki üstelik bu gece de dairede nöbetçi kalması lâzımdı. Bu hastalık her şeyi kökünden değiştirdi.
Bol pazen entarisinin ynkasıpı düğümledi. Başına da yine patenden takkesini giydi. Gece yatarken her saman takke giymez dİ. Fakat terlemek İsterse böyle yapardı.
Yatağına girdiği zaman karısının yeııl bir tedbiri İle karşılaştı. Yorganın altını fırın gibi buldu. Zira karısı ayak ucuna şişeler içinde sıcak su koymuştu. Üstelik üzerine sirke döktüğü, eski yünlerle kundaklanmış tuğlayı tabanlarının b'tına yerleştirdi.
Daha ilk dakikalardan hafif hafif ter başlamıştı. Karısı:
— İyice terle de sabaha bir şeyci-ğln kalınasın!., diyordu.
Lâkin bu sıkıntı İçinde uyumak da müthiş bir işkence İdi. Saatler geçtikçe terliyordu. Karısı yanında, burnundan acayip sesler çıkararak uykuya dalmıştı.
O da yavaş yavaş kendinden geçti. Rüyasında kendisini çırılçıplak bir fırının İçine girmiş görüyordu. İşte bu esnada aoksk kapısı acı acı çalındı. Aman Yarabbi!.. Bu saatte kim olabilirdi?-. Şemseddln kolunu yorgandan çıkarıp yanındaki komodinin üzerinde duran gece lâmbasının düğmesine bastı. Oda aydınlandı. Saat tam 12!.. Kapı çalınması devam ediyor. Başka zaman olsa karısı gidip açardı. Lâkin evlendikleri senetPn beri geç vakit çalınan kapıları Şem-seddlnln açması âdet olmuştu,
Yine de öyle yaptı. Eczacının çırağı karşısında duruyordu. Şemseddln sordu.
— Yayrola?..
- Bu gece biz nöbetçi idik. Bir müşteri eczaneyi açtırdı. Tam o sırada da telefon çaldı. Sizi her halde telefona çağırmamızı söyledi? r..
— Beni mİ?..
— Evet siz)-- «Muhakkak telefona gelsinl..« dedl’er.
— Allah Allah...
Karısı da kalkmıştı.
— Ben gidip konuşsam bari... Acaba becersbi'lr miyim?,, dedi.
Erkek:
— Sen telefonda konuşamazsın.. diye kestirip attı. Zaten eczacı çırağı söze karıştı:
- Telefondü -Başkası gelmesin. Mutlaka kendi gelsin!..» dediler. Hem çabuk olunuz,..
Yaai., İşte bu mühimdi.
şemseddln hemen hemen odaya girdi. Arkasından telâşla koşan karısına:
- Mutlaka bu bizim umumi direktör olacak .. Bu gece nöbetçi İdim. Beklemedim ya... Beni aratıyor Hay aks! şeytan!..
Böyle söyllyerek en çabuk tarafındın hazırlanıyordu. Üşümemek için entarisinin iistûne eski ve yeni olmak Üzere iki pa’tosunu birden glymiîtt, Boytece gidebilirdi. Gecenin bu saatinde entari He olduğunu kim görecekti?..
Eczacının sır ağı ile sokağa çıktılar. Vay efendim ne ayaz!. Aksi gibi de ancak sokakta evden takke İle çıktığını farkeltl. Artık dönüp de şapka filân alamazdı.
Eczaneye gelince telefonu açık buldu. Makineyi dine alıp konuşmağa başlayınca hayretler içinde kaldı. Karşı tarafta bir kadın vardı!..
Eczacı çırağı ısınmak İçin yanındaki fırından ateş almağa gitmişti. Şemseddln:
— Kimi İstiyorsunuz efendim?,, d! ya sorunca, karşı taraftaki kadın sesi:
— Sen değil misin Nureddln... diye sordu.
— Ben şemseddln loa efendim.. Şemseddln...
— Canım.. Ben Nureddln! arıyorum.... NureddiniL.
şemseddln o kadar sinirlenmişti ki telefonu hızla ve cevap vermeden kapattı. O esnada ateşle gelmekte olan eczacı çırağının hayreti! bakıştan karşısında blrşey söylemeden eteklerini savura savura evin yolunu tuttu.
Fakat caddede kendisini bir polis çevirdi:
— Siz takke ile sokağa çıkmanın yasak olduğunu bilmiyor musunuz'?.. Haydi merkeze.. Zabıt tutacağız. diyerek kendisini yakaladı.
Tahlre, iki aaat kocasını dokuz doğurarak bekledikten sonra mantosunu giyince eczaneye koştu. Eczacı çırağını uyandırdı. Şemseddini sordu.
Eczacı çırağı:
— Bilmiyorum. O kadınla telefonda konştuktan sonra çıktı, gitti. Ne konuştuklarından haberim yok. Ben fırında İdim... dedi.
Tahlre deli olacaktı. Demek telefon eden kadın ha.. Hınzır herif bir de umumi müdür demişti. Gecenin bu saatinde Şemseddln! yatağından kaldıran şlrfıntl kimdi?.. Peki ya herif nerelerde?..
Eve döndü. Yarını saat sonra da kocası geldi. İşte o zaman kızılca kıyamet koptu
Şemseddln büsbütün hasta'andı. Yatakta İnlerken Tahire:
____ Oooh... Geber İnşallah... Seni toprak bile kabul etmez. Gece yarıları telefonla ve şırfıntıların evine koş ha... Gidi namus düşmanı gidi... diyordu.
(BİR YILDIZ)
BULMACA
H5IH
Kamın bilgileri
Satış aktli
Hokukan latş, satın alanın vermeğe rau olduğu bir bedel mukabilinde satanın herhangi bir mal üzerindeki salı lbolm ak hakkım başkasına devretmesi veya devretmeğe razı olması haildir.
Her türlü mal, mülk ve tüccar emtiası satılıp alınabilir. Gayri menkul yani tarla, ev, apartman gibi malların alım ve satımı hususî şekil ve kal-derlere tâbidir. Mamafih bunları satmak İçin Noterlikte yapılan va’din kanunen kıymeti vardır.
Satış zamanında mevcut satmış ise müşteri bu mala malik olamaz. Fakat satan bu malı alıp müşteriye teslime mecburdur. Buna muktedir olmazsa müşteriye zarar ve ziyan öder.
Satış zamanında mevcut ol-olmayıp teslim zamanında tedarik ve hazırlanması kabil olan tüccar mallarının satışı müteberdir. Bunun gibi satış mukavelesi yapılırken telef olmuş bulun- 1 ması İhtimali hem satıcı hem atıcı tarafından dikkat naza-rınaalınarak bir malın satılıp alınması da kabildir. Mallara telef olduğu meydana çıkarsa müşteri parasını satandan geri alamaz, fakat satış yapılırken malın telef olmuş olduğunu malı satan zaten biliyor idise satış muteber olmaz.
Aksine mukavele veya âdet mevcut değilse satılan malın tartılma veya ölçme gibi tes-
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
Amerikada çocuklara tavuk beslemesi öğret liyor
1 — Bir İçki kabı.
2 — Dahil olan.
3 — Bir müessese şefi.
4 — Bir ırk - Tersi bir erkek adı.
5 — Güzel ve cazibeli - Tersi As-
vada tarihi bir ırmak.
(J — Tersi eşklva demektir - Sonuna t gelirse bir tarih başlangıcı olur.
7 — Kuzey ciheti - Başına M ge-
lirse İçkinin arkadaşı olur.
8 — Yetlşllemez,
9 — Baş - Bayat değil.
10 — Yalnız çıkması değil aksi de güç,
GÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Şipınlşi. 2 — Işık, Sedir, 3 — Pırasa, Aka, 4 — ikama. Erik, & — Safiyet, 6 — İsa, İçecek, 7 — Şe, Eye. İn*. 8 — İdareci, El, 8 — İklte-neke, 10 — Orak, Kalem.
Birleşik Amerika'da bir Pasifik sahil şehri olan Los Angeles'tekl 85 halk okulu, öğrencilere bir öğretim tecrübesi olarak tavuk beslemesini öğretmektedir. Tavuk beslemesini öğretmek, doğrudan doğruya tedrisat programında yeri olan bir tecrübedir. Bu tecrübenin İki gayesi vardır:
1 — Öğretim malzemesi temin etmek:
2 — Şehirlerde gıda Istlhsalâtınl arttırmak.
Genç tavuk besleyicileri. hesap tutmak zorunda kaldıkları vakit hesap öğrenmekten zevk duyarlar. Tavuklar beslenip büyümeğe başladıkları vakit genç öğrenciler iaşe meselesi üzerindeki bilgilerini arttırırlar. Güzel sanatlar sınıfında genç öğrenciler, kendilerine Ipzım olan malzemeleri çizmekten büyük bir zevk duyarlar. Tavuk besleme İdinde kullanılacak malzemeyi İmal etmek suretlle öğrenciler, marangozluk ve
elektrikçilik • bakımından bilgilerini arttırmaktadırlar.
Genç öğrenciler, besledikleri tavuklar hakkında esaslı bir defter tutmak zorundadırlar. Bunlar, tavukları beslemek İçin ne kadar para sarfedlldl-
limi İle ilgili masraflar müfteriden alınır.
Satış bittikten sonra «atılan mala gelen hasar kazaen vuku bulsa bile, kanunda yazılı bazı İstisnalar hariç, müşteriye aittir. Ancak vukua gelen hasar satanın hile veya kusurundan veya satılan malın bir ayıbından yani fenalığından ileti gelmişse satana aittir.
Satılan ticari mal bedelinin nakit yani para olması lâzımdır, Para ile beraber başka bir şeyin de verilmesi veya yapılması şart edilmiş İse o şeyin kıymeti nakdin kıymetine müsavi veya ondan ziyade olmaması gerektir.
Müşterinin malın bedelini tamamen vermeden evvel mala sahip olamıyacağt baklandaki şart muteberdir. Bu şart İle yapılan satışta alıcıya teslim edilen mala gelen zarar teslim vaktinden itibaren müşteriye geçer.
Nümune üzerine vukubulan satışta nümuneyl teslim eden taraf, ibraz ettiği nümunenln evvelce kendisine teslim olunan nümune olduğunu ispata mecbur değildir. Satılan malın nümuneye muvafık olduğunun ispatı satana aittir, şu kadar ki nümune müşterinin elinde iken bozulmuş veya telef olmuş ise satılan malın nümuneye muvafık olmadığının İspatı müşteriye terettüp eder.
Avukat Emcet Ağış
Tavuklara yem veren küçük bir ku
ğlni, yumurtanın ne getirdiğini öğreniyorlar. 85 halk okulunda okuyan çocuklar evde tavuk yetiştirmeyi Öğrenmişlerdir. Bunlar hususi tipte bir kuluçka makinesi de yapmışlardır. Makine 50 kuluçka çıkarmaktadır.
4 Aralık 1948
~ ' — - - - - ■ =—as=smt
Hedefini gören radyo mermisi
Müttefikler tarafından harbin »on aylarında kullanılan bu mermi çok iyi neticeler vermiştir
ikinci dünya harbinin *on samanlarında Am'rlkada radyolu mermi yapılmıştı. Sırrı atom bombao kadar gizli tutulan bu mermi havada veya hedefe elverişli bir mesafede patlatı-lablllyor/u. Bir Amerikalı muharrir bu hususta diyor k!;
Müttefiklerin »ntelljens servisi, 1943 yılında Almanların cenubi İngll-tereye V-l robot bombalarlle hücum* geçeceklerini öğrenmişti. Bu bombalara karşı radyo mermisi kullanmak üzere plânlar hazırlanmıştı Bundan sonra, robot bombalarına karşı 500 radyo mermisi atılmıştı. Alman neticeler harikulâde idi. 1944 yılında, temmuz ayının dördüncü haftasında Fransadan gönderilen robot bombalarının % 70 u tahrlbedlllyordu
Radyo mermilerinin kullanılması için 24 kasım 1944 de emir verilmişti. Levazım dairesine verilen bir raporda, radyo mermileri yüzünden Von Rundstedt'ln plânlarının tam mâ-nasile altüst olduğu bildiriliyordu.
İdeal bir füze, mermiyi âzam! tahribatı yapabilecek bir şekilde patlatacaktı. Düşman uçaklarının İrtifalar! ve manevra kabiliyetleri, süratleri arttıkça füzeler mütemadi surette ve gitgide hedeflerine ulaşmaz oluyorlardı. Her saatli füzeyi hazırlarken yapılacak küçük bir hata, tehlikeli bir Işttâle sebebiyet verebilir.
Yıllarca evvel Hİtler, uçlu füzeleri gözönünde tutmuştu. Lâkin, bu tertibatla hiç bir başarı sağlanmamıştı Çünkü uçlu füzelerin, ateş şiddetine ve merminin döne döne seyretmesine mukavemet etmeleri lâzım geliyordu
Bir tsveçll, savaştan evvel bir İhtira beratı almıştı. Bu, İçinde alıcı v* vericiyi İhtiva eden bir bomba İdi Karadan verilecek bir işaretle bomba ya hedeften elverişli bir uzaklıkta yahut da doğrudan doğruya kaydedilecek bir İsabetle patlayacaktı. Almanlar, 1930 dan, îngillzler de 1939 dan beri bu işle meşgul olmakta İdiler. Lâkin, Amerikan araştırma gru-pu, tatbik edilebilecek İlk pratik hal surecini bulmuştur
Füzeyi inkişaf ettirmek İhtimali 27 haziran 1940 da Milli Müdafaa encümeni kurulur kurulmaz münakaşa edilmeğe başlanmıştı. John Hopklns gurupu, 17 ağustos 1940 da kuruldu. Vaşlngton’dakl Carnegle teşkilâtına mensup olan Dr. M A. Tuve, araştırma grup unun başına getirilmiştir.
Amerikan füzesinin burnunda minyatür bir alıcı - verici istasyonu vardır. Mermi topu terkedlnce. radyo -füze radar gibi kısa ateşlle değil, fakat daimi bir şeklide mevce neşreder. Mermi ,blr uçağa veyahut da bir robot bombasına yaklaşınca, dayo mev-celerl tıpkı bir aynadan akseder gibi artan bir şiddetle geri tepmektedir. Bu şiddet karşısında düğme vazifesini gören küçük thratron tiibü harekete geçerek, lştlâl maddesini ateşlemektedir
Radyo füzelerine ilk olarak deniz kuvvetlerinin 5 İnçlik hava dafl toplarında kullanılabilecek bir şekil verilmişti. Lâkin, bunun ordu silâhlarına da tahvil edilebileceği daha bidayetle gözönünde tutulmuştur. Böyle-ce araştırmalar, gerek deniz ve gerekse kara kuvvetleri tnrafından müşterek bir şekilde İnkişaf ettirilmiştir. Lâkin, radyo - füze İlk olarak deniz kuvvetleri tarafından tecrübe edilmiştir. Çünkü, hava - dafl ateşini tetkik etmek düşman İçin oldukça müşkül bir mesele teşkil ediyordu. Radyo - füze, ancak 1944 yılında karada kullanılmağa başlanmıştır.
Johon Hopklns Araştırma grupu ta rafından bidayette yapılan araştırmalar, boş tüblerln mukavemet ede
bileceğini açığa vurmuştur. ŞubM 1941 de, S İnçlik denli topu U« birkaç tane tüb atılmıştı. Bu tüplerden bir çoğu, tfcrübeyl muvaffakiyetle geçirmişlerdi. Lâkin bunların arasında birçoklan da kırılmıştı. ElverLşU bir tüb şeklini bulabilmek İçin Araştırma grupu. köprü ve bina İnşaatında tatbik edilen usulü gözönünde tutmuştur. Bu sayede, 1941 yılında büyük mikyasta cam tüb vücuda getirilmişti Bllâhar*. günde 525.000 cam tüb lma-İrtmefc İmkânı elde edilmişti. $ yi) zarfında 130.000000 (üb hazırlanmıştı.
Bütün radyo lâmbaları için baa cereyan kaynaklarına ihtiyaç vardır. Mermide de batarya kullanmak lâzımdır. 1941 yıbnds büyük sayıda İnini pil imal edilmişti. Lâkin, depo edildiği vakit bunlar süratle bozuluyorlardı.
Nihayet, yaş bataryaya başvurmak mecburiyeti başgöst*rmlşt!r. Bu batarya, cam bir kap veya ampul İçine konan eleetrolyte'den İbarettir. Mermi, topun ağzından fırlodığı zaman ampul patlamaktadır. Bu usul, batarya alanında tam m ân asile bir yenilik teşkil etmektedir. Rdyo füze-İ er İn ln hususiyeti behemehal bir emniyet âletinin kullanılmasını leabet-tirmektedlr
Radyo mermisinde emniyet anahtarı olarak clv* kullanılmaktadır. Üçüncü bir emniyet âleti daha var ki bu lüzum görüldüğü vakit ve mermi doğrudan doğruya bir karaya çarptığı zâînan Iştlâl temin etmektedir. Mermi, düşman kıtalarına karşı Hovttzer topu İle ateş edilmekledir.
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bu akşamın program
18 M. S. ayarı. Dans orkestraM,
18.30 Konuşma, 18.45 Şarkılar, 10 M. S. ayarı, Haberler, 19.20 GeçmLşte bugün. 19.25 Şarkı te türküler, 19.41 Konuşma, 20 Müzik (p!.l. 20.15 Radyo gazetesi, 20.45 Mandolin birliği, 21.05 Konuşma. 2l.?o Radyo sa'o* orkestrası, 22 Tarihi Türk mtalM, 22.45 Saat ayan ve haberler.
Yarın sabahki program
7.30 M. 3. ayarı. Müzik: (PL). T 41 Haberler, 8 Müzik: 1P1.1.
12.30 M. B. ayan, Müzik: (Pt.l, 17 41 Haberler. 13 Radyo salon orkestrası.
YENİ YAYIN
TÜRK HUKUK LÜGATİ İkine! f mİ külü çıktı
Türk Hukuk Kurumumuzun hazırlamakta olduğu «Türk Hukuk Lügatti nin ikinci faslkültl de çıkmıştır. Hukukun bütün şubelerine alt eski ve yen! bütün ıstılahtan içine alan «Türk Hukuk Lügati* nln ba İkinci faslkülünde (E. harfinin incelenmesine devam olunmuş «F». »G>. «H», «L>, »t», harfleri gözden geçirilmiştir.
Başta hukukçular olmak üzere bütün Türg münevverlerini, hukuk öğrencilerini yakndan ilgilendiren «Türk Hukuk Lügati* nln blrtncn fa-slkülü 170. İkinci faslküiü 200 kurul flatk MIHI Eğitim Bakanlığı yaym-evlerinde ve bütün kitapçılarda satılmaktadır.
B Gömlekiş —
HIKLNCİ SINIP GÖMl.ERCl
Sirkeci HamldJye cad 27
Tel: 2OO''r-aBBMRn
MUKADDES YALAN
Yazan: Leon M al i cet Çeviren: (Vft _ Nû)
— Peki, ne yapmak fikrindeslnlz.?
— Her halde dalın dinliydim. Belki kaatllin kim olduğunu biliyordur.
Kadın, daha bağırdı. çağırdı. Fd-.'ğc İftnr-t' ■ yağdırdı Sonra, yumruğunu sıkarak:
— Benim bir tek İşim kaldı. Onu y -ip dünyadan çekileceğim. Senin kaatlllnln kim olduğunu bulacağım. Evlidım. O hayırsız La Routc belki de bir şeyler biliyordu. Fakat bana söylemedi.
Tekgöz:
— Bunu bize Allah gönderdi. - dedi.
Jacçues:
— Haydi, şununla konuşalım. - deyip yavaşça dilenciye doğru yürüdü, ve seslendi:
Lambinc, birdenbire döndü:
— Kimsiniz? Benden ne İstiyorsunuz? - diye sordu.
— Kim olduğumun ehemmiyeti yok, kadınım. Ben buraya sana fenalık İçin gelmedim, Dertlerini yumuçat-mıya geldim.
— Ben kimseden teselli İstemiyorum. Evlâdımı kaybettim. Yolunuza gidiniz.
— Madem evlâdını öldürmüşler. İntikamını almak İstemez misin, kadınım?
— İntikamı kimden alayım?
— Demek kİ, oğlunun kaatillnl sahiden bilmiyorsun? Sen Berlingot'nun kaza neticesinde ölmediğinden emin misin? Demin haykırışlarını işittim de, kasadan da şüphelendiğine kani oldum.
— Doğrusu öyle bir şüphem yok da değil.
— Öyleyse, ben senin şüphonl gl-derteyim, kadınım, genin oğlun Öldürüldü. Muhakkak kİ öldürüldü.
'Zadın, genç adamın eteklerine yapıştı:
— Alili ruam İçin kastilin kim olduğunu bana söyleyiniz, intikam alayım. İntikam almaktan başka hayatta hiçbir İdealim yok. - dedL
Tekgöz yaklaşmıştı Eğildk
Jacgucs:
— Bırak, kadıncığı* ağlasın, bırak.. — dedi. — Gözyaşları zavalhctğın kalbine sükûn verir.
Subay dalgın ve gamlıydı:
«— Bedbaht kadına bu darbeci
vurmak hakkım haiz miyim?» diye düşünüyordu,
Tekgöz, cevap vermek zamanını bulamadı. Arkaları sıra, karda yürüyen birinin yaklaştığını duydular. İkisi birden döndü. Jacque* haykırdı:
— Anlel •
Genç kız. neşe içinde yüzü gülerek, oradaydı. Ağabeyinin mahkûmluğu sırasında o da onun kadar ıstırap çekmişti.
— Anki
— Jacqueal
Blriblrlerlnln boynuna sarıldılar. Yürekleri heyecanla çarpıyor, gözyaşları oluk oluk akıyordu.
— Ah .ağabeye İğim. Buluştuğumuza şükür. Bu saadeti her gün özlüyor, fakat bugün olacağım hiç beklemiyordum. Plerre bana müjdeyi verdiği vakit bile hukikate İnanamadım. Bizi o kadar müddet beklettin.
— Anlel Beni İtham etmeğe kalkma. Ben de senin kadar ıstırap çekiyordum... Kim bilir, İhtimal senden da fazla mustariptim.
Jacque«, kardeşinin kolları arasından ayrıldıktan sonra, birdenbire Pterre'e döndü.
— Kardeşimden başka şu anda gözümün kimseyi goremeylşlnl affotl — dedi. — Gel, seni de öpeylmy vefakâr arkadaşım. Çok değişmişim, ihtiyarlamışım, değil mİ? Şu seneler bana ne büyük ıstıraplar vardı. Fakat artık bunlarda* bahse tmlydim, bitti.
bitti. Her ıstırap sonuna erdL Peki, annem? Bana ondan bahsediniz.
— Kardeşim; annenin vaziyetini biliyorsun. Hâlâ hasta.
— Hastalığı geçmiyor mu?
— Aynı vaziyette duruyor. İlerlemiyor da... Fakat doktorun haber verdiğine göre, biiyük bir heyecanla hastalanan annemiz, gene büyük bir heyecanla kendine gelebilirmiş. İşte öyle bir heyecanın bugün olmasını bekliyorum.
— Ya Rabbll Onu tedavi edebll-sek... Üzerimize çöken o felâketin hiç İz! kalmasa...
An!e, başım eğdi. Jacques, onun düşüncesinin ne olduğunu tahmin etti:
«— Ağabeyim niçin kendi kendini İtham ettirdi? Niçin kendi kendini mahkûm ettirdi?»
Kardeşinin elini avucun* aldı:
— Ne düşündüğünü bilmiyorum, Anle, İhtimal, sana niçin bu derecede ıstırap verdiğimi düşünüyor, meseleyi halledemiyorsun. Şayet kendi kendimi mahkûm ettirdlmse, bunu vazife saydığımı atıl*. Bundan dolayı yanıldığımı İtiraf ederim. Benden izahat İsteme. Bana bir şey söyllyemem. Ancak senin haklı olduğunu söyllyebUl-rlm: Sen doğruyu anlamıştın. Ban kaatll değilim. Masumum.
Alçak sesle ilâve etti:
— Annemiz ne kadar masumu ten d* onun kadar mMumua*.
_____Ağabey! Söz veriyorum: Aklımın ermediği bu mevzu dairesinden asla izahat lstemlyeceğlm. Bu tarzda hareket etmenin elbette bir sebebi olacak. Ben de kadere boyun eğiyorum.
— Teşekkür ederim, kardeşim... Sçn-den de Plerre, ricam aynıdır: İzahat İstemeden, söylediklerimin doğruluğuna İnanmalısın.
Zaten Plerre, çoktandır müstakbel kaynının masum olduğuna kaniydi. Ona karşı hürmet ve muhabbeti bir a ıı bile eksUmemlşti, Bir şey hayretini mecburoluyordu; ona dair izahat İstedi:
— Bugünkü son. mektubunda: «İntikamımı almağa geldim.» diyorsun. Acaba eline bir iz mİ geçti? Yeni şeyler mi öğrendin?
— Evet, Plerre. Bazı şeyler öğrendim. Bu öğrendiklerim hâdiseyi bana yepyeni bir zaviyeden gösteriyor: «Ben mücrim değilim!» demek hürriyetini bana veriyor. Yakında da: «İşte mücrimi» diyebileceğim.
Plerre, merakla sordu:
— Ne öğrendiğini bana söyüyeblllr misin?
— Tabii.
Jacques, müstemlekede başından geçenleri anlattı. La Routş macerasını hikâye ettL
— İşte, böylece, Raynald'ın kaatl-linln başka bir insanı daha öldürdüğünü öğrendim. — dedi. — Zira o adam, sırrını bilen çotuktan kurtul-
mak isliyordu.
Plerre. müstakbel kaynının anlattıklarını dikkatle dinledi.
— Demek La Route kaatUl biliyordu da ismini söylemedi. Ah, ben, o zaman, o çocuğun cesedin) keşfettim de. ne demeğe otopsi yapılmasını İstemedim. Belki adalet müdahale etscydL o zaman kaatill bulmak mümkün olurdu. Anıma, gene de ümidi kesmiyorum. Lamblnc'ln de bu hususta fikrini almalıyız. Onu sıkLftırmalıyız. N» biliyorsa söyletmeliyiz.
Jncques, Tekgözii çağırdı Bir müddet. sessiz beklediler Lamblne yaklaştı.
— Siz! bir kere elime geçirdim. Evlâdımın kaatUlnl sizin vasıunmta bulmadan içim rahatlamıyocaktır. Fazla bir şey biliyorsanız söyleyin bakayım.
Jacgues:
— Yemin ederim W fazla bir şey bilmiyorum, kadınım! - dedL
Sakat kadın hiddetlendi:
— Madem ki fazla bir şey bilmiyorsunuz, öyleyse, bu kadarını bile niçin gelip buna söylediniz? şüphesiz benimle alay etmişsinizdir. Benim glM ıstıraplı, bedbaht bir kadın* karşı böyle muamele etmekten utanmıyor musunuz?
Plerre. dileaol kadının sözünü ka*-U;
(Arkan var)
4 Aralık 1945
AKSAM
CJaI-i»,
Ingllterede maarif
Ingiliz maarifinin gelişme tarihi, 1944 maarif kanununun esasları
Ingllterede maarif, dünya harbinin bozuşmaları aracında çelişmesini gittikçe daha fazla hızlandırmıştır. Vatan tecavüzüne karşı açılan harb, kuvvetleri bilgisizliğe karşı açılan mücadeleden alıkoyacağına daha ziyade birleştirmiştir, İngiUz ruhunun kıu^kterlstik bir ciheti de böyle sıkışık ve buhranlı bîr harb içinde gençliğin İstikbali İçin yeni bir maarif sis'.nni düşünüp tatbik edebilmiş olmasıdır.
İngUlz maarif tarihi iiç çağa ayrılabilir:
a) Büyük Aifred çağından 18 nel asrın sonuna kadar,
bi 19 uncu asrın ağır inkişafı.
c) 20 nel asırdaki seri ve geniş ol-çüd:M İlerleyiş.
İngiliz maarifinin gelişme tarihi
B>( ilk zamanın tarihinde, eski üniversiteler Oxford (1168) ve Cambridge (1209) İle birkaç gramer mektebi ve lllt tahsil için sayısı belli olmıyan mahalle mektepleri mevcuttur. Sonradan 18 nel asırda da İlk yetimhane va pazar mektepleri meydana çıkmıştı. Her nevi teknik tahsil, çıraklık ve tüccar tabakalarından yetişiyordu.
Eski üniversite ve mektepler dini mücsseselrrdl, ve reforma rağmen bunlar eski vaziyeti rinde kalmışlardı.
İngllterenln uzun bir orta tahsil ananesi vardır. Gramer mektepleri fakir talebelerin yetlştlriimeslie mükellef hakikaten orla. tahsil temin eden miiesseselerdl. Bunlar üniversite yollarlle rahip ve hukukçu yetiştirirlerdi. Bunlarda önce Lâtince sonra da Yunanca esas ders olarak kabul edilmişti.
Maarifi on dokuzuncu asır başlangıcında İlerleten kuvvet sanayi ihtilâlidir. Bu hakikatte biraz da dolaşık olmuştu. Zira ilk terakki münferit hümaniterler tarafından kaydedilmişti.. Bunlar genç yaştaki çocukların sanayi ve madenlerde çalıştırılmasına razı değillerdi. 1830 sıraların* da İlk olarak reform ve sanayi kanunu kondu, aynı zamanda İngiltere E..pnratcrluğu dahilinde esaret kaldırıldı. Parlamento 1833 de İlk olarak maarif taahhütlerini kabul etti.
l."f 1 den sonra 1880 e kadar birçok teknik, fen mektepleri ve vilayet üniversiteleri tesis edilmiştir.
1902 maarif kanunu İngiltere ve Waks'ue devlet maarif sisteminin temel taşı olmuştur. Eu kanun eski mektep cer-ı’yetlerlnt lâğvederek yerin’' mrhalH makamları ikame etmiştir. Bunlara da İlk mekteplerden başka yiikşek ve teknik tahsil müessese-lerl kurmak salâhiyetini vermiştir.
Bundan sonra muhtelif senelerde çıkan maarif kanunları İngiltere ve Wales’de maarif vc milli eğitimin gittikçe daha çok terakki etmesini, çocukların tahsil İmkânı bulabilmelerini ve daha geniş ve değişik bilgiler edinmelerini temin etmişlerdir. Fakat. İngiltere maarif tarihinin en önemli yaprağını bu harbin sıkıntı ve ihtiyaçlarının mahsulü olan demokrasi prensiplerinin doğurduğu 1944 maarif kanunu teşkil edecektir. 1944 maarif kanununun
esasları
aralık 1943 de Parlâmentoya İngiltere ve Wales’de maarif kanunlarının tadili hususunda bir takrir verilmiştir. Bu teklif muhtelif safhalarında Avam Kamarasını yirmi ve Lordiar Kamarasını on üç gün kadar İşgal ettikten sonra 3 ağustos 1944 de Kıral tarafından tasdik edilmiş ve (1044 Maarif Kanunu) adını almıştır. Bu kanunun ertaya koyduğu başlıca esaslar aşağıdadır:
1 — Maarif encümen reisi bundan sonra Maarif Bakanıdır. Makamı da Maarif Bakanlığı olacaktır.
2 — Milli Siyaset: Tik defa olarak Maarif Bakanına milli eğitimi sağlamak için geniş oiçüde salâhiyet verilmiştir. Bu değişiklik her çocuğa, nerede yaşarsa yasasın yeni maarif sisteminden istifade imkânını vermektedir.
3 — Merkez müşavere heyetleri: Maarif Bakanına maarif nazarlyesl
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme Umum Müdürlüğü İlânları
1 — Karablga Jske:e$lnln 8554 lira 22 kuruş keşlt tutarında bulunan onarımı işi 12/12/1945. çarşamba günü saat 11 de pazarlıkla İsteklisine İhale olunacaktır.
2 — Îfltcklllîrln — tatil dışında — pazarlıktan en az yedi gün önceye kadar Genel Müdürlüğe dilekçe İle boş vurup ehliyet vesikası almaları. 041 lira 57 kuruş geçici güvenme yatırıp pazarlık günü saat 11 de fi m 'atım (emisyonuna baş vurmaları gerektir. Genel Müdürlük ihaleyi
1___■ • makta şerbettir. ____________________(15934)
Ölçü ve ayar teşkilâtı 50 lira maaşh şeflik kadrosu açıktır İstanbul Belediyesinden:
Yüksek okul mezunlarından askerliğini yapmış ve 35 yaşını bitirmemiş olanların 3X4 eb’adında 4 adet fotoğraf, şahadetname, terhis tezkeresi ve nüfus hüviyet cÜ2danlarile vali ve belediye reisliğine yazılı birer dilekçe İle zat İşleri müdürlüğüne 22 aralık 1945 cumartesi gününe kadar r-i'./acsat cderak buradan ahnacak bir vesika İle İstanbul nıınt&ka ticaret müdürlüğü ayar başlcontrolörlüf-inde 10 günlük bir kurau müteakip yapi-iucı.k müsabaka İmtihanına girmeleri ilân olunur. (îaouj
ve tatbikatı hakkında yardım etmek matesadîyle biri İngiltere vc diğeri Wales İçin iki merkezi İstişare heyeti teşkil edilmiştir.
4 — Esas değlşikliklor: 1 nisan 1945 den itibaren eski okul tasnifi olan İlk ve daha yüksek tahsil yerine üçe ayrılmış olan şu yeni şekil tatbik olunmuştur: «Kanuni tahsil sistemi birbirini tsklbeden üç devreye ayrılacaktır kİ bunlar da ilk tahsil, orta, ve yüksek tahsildir. Mahalli maarif makamlarının ödevi de salâhiyetlerinin yettiği kadar mıntakalarındakl gençliğin bûnyevi, akli, ruhi inkişafını temin etmektir.
İlk defa olarak tahsil meselesi her çocuk ve gencin yetiştirilmesine hizmet edecek bir dâva olarak telâkki edilmektedir. Bilhassa her çocuğun orta tahsilini yapması mümkün kılınacaktır.
5 — Okul t erke t mc yaşı: Mecburî okul yaşı şimdiye kadar 5 den 14 e kadardı. Bu yâş 1 nisan 1947 elen evvel 15 e çıkarılacaktır ve ileride kâfi derecede okul binası ve öğretmen olduğu takdirde 16 ya çıkarılması da muhtemeldir.
6 — Okul hazırlıkları: Yeni tarz mektep binaları tesbit edilmiş ve bunların inşasına başlanmıştır. Hususi bütçelerle açılan okullar için de yeni İhtiyaçları karşılamak maksadi-le yeni aranjmanlar yapılmıştır.
7 — İlâve tahsil: 18 yaşına gelmeden okulu terketmlş olan gençler İçin mıntaka kolejleri açılacak ve iş saatlerine ü&veten mecburi tedris usulü konulacaktır. Bu suretle dc 18 yaşma kadar olan gençler için tahsile devam İmkânları temin edilmiş olacaktır.
8 — Ana mektebi: Mahalli maarif makamları geniş ölçüde ana mektepleri açmak ödevlle mükelleftirler. Buraya devam etmek İki veya üç yaşlarından beş yaşına kadar ihtiyarîdir.
10 — Beden! durum: 18 yaşma kadar olan çocuk ve gençlerin bedeni ve umumi durumlarının iyiliği için geniş ölçüde tedbirler alınmıştır.
Tahsillerine fakirlikleri m&ıı! olan çocukların iyi ve çeşitli tahsil yapmaları mahalli otoriteler tarafından temin olunacak, ârızalı ve sakat çocuklar hususi okullara girebileceklerdir. Gaye bu gibi çocukların mevcut kabiliyetlerini inkişaf ettirmek su-reüle başka ânzaların çıkmasını önlemektir.
Yeni kanun hususi okullarda mecburî okul yaşını 7 den 5 e İndirecek ve veliye iki yaşından yukarı çocuklarını imtihana sokmak ve lcabedcn tahsili verdirmek hakkını bağışhya-caktır.
11 — Evlenme engelinin kaldırılması: İstikbalde hiç bir kadın resmi okullarda öğretmenlikten çıkarılamayacak ve evlenme scbebllc vazifesine son verilmlyecektlr.
Bu yeni maarif kanunu yukarıda anlatılan maddelerden maada daha birçok yenilikler göstermektedir. Meselâ 18 yaşma kadar bütün çocukların okullarda meccani tıbbî muayene ve tedaviye tabi tutulmalarını temin edecektir. Okullarda yatılı olarak veya pek az bir ücret mukabilinde her aile çocuğunun bol ve iyi gıda, sıcak öğle yemeği ve kâfi miktarda süt alabilmesini temin edecektir. Bu okul yemekleri Maarif Bakanlığına senede 48 milyon İngiliz lirasına, süt de 12 milyon liraya mai olacaktır.
Bunlardan maada umumi yardım gören çocuklara kundura ve elbise de verilecektir. Bundan başka herhangi bir sakatlığı olan çocuklar da mahallî otoriteler tarafından hususi okullarda yetiştirileceklerdir. Eskiden beri sağır, kör veya dilsiz olan çocuklar İçin b!r çok şeyler yapılmışsa da yeni 1944 kanunu bunların hepsini geçmiş ve bu gibi çocukların saadetleri İçLn ne lâzımsa düşünmüştür.
Tahsiller! yarıda kalarak askerî vazifeye çağrılmış olan erkek ve kadınların terhislerinden sonra tahsillerine devam veya üniversite tahsillerini ikmal etmeleri temin edilecektir.
Milletin arzusu, vatandaşlarına yalnız mümkün olan en İyi tahsili değil, bu tahsili en İyi şartlar dahilinde temin etmektir.
Çocuk fekinin san olduğu meydana çıktı
Tozlar ve sineklerle astlanan mikroplar, ifrazattnda ve pislikte buhsnuyo
boğaz
r
Çocuk felcinin asıl kendini gösterdiği mevsim olan sonbaharda bütün ana, babaların doktorlara heyecanla sordukları sual, «aman doktor, çocuğumuz sakat mı kalacak?* tır. Birçok vazlyetltrdc bunun cevabı, hayırdır. Zira bu hastalık tehlikeli ve önüne geçilmesi imkânsız olmakla beraber, Amerikalılar sırrını öğrenmek üzeredirler.
»Poliomyelite» denilen çocuk felcinin sari olduğu anlatılmıştır. Fakat ne suretle sirayet ettiği henüz bi’lnmEmektedir. Toz ve sinekler va-sıtaslyle aşılanan bu mikroplar, boğaz ifrazatında ve kazurat1 a bulunmaktadır.
Umumiyet İtibariyle salgın vukuunda, hariç n sıhhatli görünen insanlar bu mikrobu taşımakla vc a .ıl hastalardan daha tehllkdl bir unsur teşkil etmektedirler. Hastalığın semptomdan, muhteliftir: bazan ciddî bir ş:klide kendini göstermez ve ancak ufak bir yarim baş ağrı ’, ehemmiyetsiz bir ate§, hazımsızlık ve yahut da hafir ense ve arka ağrıları şeklinde tezahür eder Böyle olanı, birkaç günde iyileşebilir. Fa’ at. hastalığın daha mühim olan ş?k l. umumi bir zafiyet ve bi>hasra adale gevşekliği hainde.belirir. Pro-pa-ralltik ismi rerUen bu semptom, hastalığın eıı hâd zamanında her hangi bir azanın ve vücudun yukarı kısmının felce uğramasına sebebiyet verir. Nefes dariaşır, ıstırap başar ve hastanın umumi vaziyeti, ağır bir hastalık ve devnm'ı bir felç halini alır.
İşte o zaman hasta derhal hastaneye nakledilerek tedavisine başlanırsa, felcin önüne az çok geçilebilir.
Bu pro-paralitlk tezahürat eski-
SİNEMA
(Baştarafı 4 üncü sahifede)
«Artistlerin, düşüncelerini anlatmak için yaptıkları uzun konuşmalar yerine, aynı mânayı ifade edecek olan grafik sembolleri kullanılma devri artık pek uzak değildir. Zanıfcdftlm İstikbalde resimlerle tabii seslerin oy-nıyacağı rol daha büyük olacaktır. Bununla beraber, hayallerin tamamen mükâlemenin yerini alacağını kasdetmek istiyorum, demek İstediğini, bir hikâyeyi anlatmak için sar-fedllen konvamanın bu suretle pek az hadde indirilmesidir İd bu olacaktır.»
Jean Negulesco
Aslen Rıımendlr. Çevirdiği «Dlmit-rlos’a bir maske» isimli filimden sonra, birdenbire Hollywood’un en parlak rejisörü olmuştur. Yıldırım süra-tlle gelen bu muvaffakiyet, sinema şehrinin Ncgulesco’da mevcudiyeti anlaşılan büyük İstidadın neticesidir.
Kıymetli bir ressam olan bu artist, henüz 20 yaşında iken sanat bakımından muvaffakiyetler kazanmıştı. Negulesco, bîr filimin ne şekilde çevrilmesi . lcabettiğlnl göstermek üzere Hollyv/ood'a gelmişti.
Bizzat 19.090 dolar masraf ederek, emvzuunv kendi yazdığı bir filimin çevrilmesini idare etti. Lâkin, neticede, eserinin çok berbat bir şey olduğunu acı bir gülümseme İle itiraf ederek. filimin negatifini yırttı vc kendisine bir İş aradı. Bundan sonra, fl-llmcllikte teknik müdürü olarak, bir filimin nasıl yapılması lcabettiğlnl, bu mesleğin başlangıcından itibaren öğrendi.
Bundan sonraki seneler zarfında, müdür muavini, müşterek müdür, senaryo muharriri ve nihayet tezli bir filimin mesul rejisörü sıfatiyle çalışmıştır,
B'. filim muvaffakiyet kazanınca, başka bir stüdyodan kendisine bir sahne vâzılığı vazifesi teklif edilmiştir. Fakat Negulesco, öğrenmesi lâzım gelen daha pek çok şeyler olduğunu ileri sürerek, bu teklif! reddetmiştir. Yalnız Warner Brothers stüdyosunda, bir kısmı Amerikan ordusunun talim ve terblyesLne alt olmak üzere, 85 kısa İllim çevirmiştir.
Jean Negulesco 12 «enedenberi Amtrlkada bulunuyor. Romanyada Cralova’da doğmuştur. Bir konserve fabrikası İşleten babası Gheorghe Negulesco. şimdi hayatta değildir. Jean henüz 14 yaşında İken Paris'e gitmiştir. Orada, artistlikle hayatını kazanmak arzu etmiştir. Artistlerin devam ettiği bir kahvehanede bulaşıkçılık ederek, lıem hayatını kazan-: ak ve hem de ressam ve heykeltraş-ların sanat hakkmdakl münakaşalarını dinlemek fırsatını elde etmiştir.
1014 - 18 cihan harbi, bütün bunlara nihayet vardl ve Jean Romanya-ya dönerek, bir cephe hostanenindc hlzmzt gördü. Harb bitince, tekrar Paris’e avdet etti.
Eu arada !50 ye yakın tablo vücuda getirebilir.:- " r -1--i fceş'h'.r ederek muvaffakiyet kazandı ve kâil ı
den, hastayı İstirahat ettirerek adaleyi genk tahta parça ariyle b'ğla-mak gerekse alçıya koymak suretiyle tedavi edl'irdl. Lâkin, bu şekilde teda-.ln'n ada'cyi harı ket İz bırakarak hasta âzayı cı’ı laştırdriı müşahede edildiğinden, fizyoterapi usulüne (sıcak, so^uk ve har ket) başvurulmuştur. Esasen bu tedavi si/tcml daha çok eski zamanlardan kalan vc son zamanlarda AvustralyalI harla’ k'Ci Elizab.th Kenny tarafından B:r’eşlk Amerika'da tatbik edilen bir sistemdir.
Bu tedavi u.ulö. hastalığı iyi etmemekle beraber ıstırabı ve malû-llyeti azaltır, hasta m-fs?Hara bitişik zinde ma'saTarm hareketine sebebiyet vererek bunları korur.
«Pollomyelite» mikrobu doîrııdan doğruya adaleye hücum ‘riracz. Ancak bunları kontrol eden damarlarda’.:i hücrelere al'l'r ve tablatiy'e felcin derecesi bu damarlara yapılan zarara görtdir. Tamamen iyileşmesine gelince, bu husustaki bütün ümitler hali hazırda Birleşik Amerika'da yapılmakta olan araştırmalara bağlıdır. Böyle olmakla beraber, sa1-gın zamanında ahnaçak tedbirlerin çoje fayd-rı olabl lr Meselâ, çocukta baş göst recek olan ufak bir soğuk alma, hazımsızlık, ebeveyni derhal İkaz etmeli, bunun ka'aba’ık yerlere gitmesine, yorulmasına rr;-'l olmalıdır. Bundan ma°da, büti'n aile etradınıp da sıhhî vaziyeti göz önünde buludurulmaiıdur,
E’-aslı bir tedavi «ekil bulununcaya kadar, alınacak tedbirlerin en başta gel^n’erl ancak yukarıda bildirilenlerdir. Böyle olma-nna rağmen, hastalığa tutulanların da tamamen iyi olma ihtimali pefc çoktur.
miktarda para ele geçirdi. Bundan sonra resim yonmak üzere Türkiye. Yunanistan ve italyaya bir seyahat yaptı.
Kendi vatanında yaptığı ikine! sergide muvaffak olamadı. Artist, tekrar Parlse dönerek 1927 senesine kadar tahsiline devam etti Bundan sonra Amerlkaya gitti, geldi ve resimlerin! New-York ve Vaşlngton'da teşhir etti. Eserleri. Amerikan reşlm amatörlerinde iyi bir tesir bırakmış olduğundan, bunların satışından elde ettiği para İle İlk filimin! çevirmiştir.
Harbe ait filimler
Amerikada bu filimlere rağbet çok
Amerika'da harbe fit filimler çok rağbet görüyor. Bu sebeple son zamanlarda stüdyolarda Çevrilen fil imlerin çoğu harb harekâri, yahut harb senelerindeki façalarla alâkalıdır. Geçende «îwoHma sahilleri», a^lı bir renkli filim çevrilmiştir. Filimde îvvojlma adasını ele geçirmek için yapılan muharebeler, Amerika askerlerinin kahramanlıkları gösterilmektedir.
Bu filmi çevirmek için yapılan fçdaklriıklar, askerlerin kahramanlıklarından aşajtı değildir. Bu işte 4 fotoğrafçı ölmüş, bir fotoğT8fçı kaybolmuş, on ikisi de yaralanmıştır.
Filmin uzunluğu 3000 metredir, Bunu hazırlamak işile 106 askerî fotoğrafçı meşgul olmuştur. Filimde adanın şimal kısmında, İstilâya başlangıç teşkil eden deniz ve hava bombardımanı. Surabachl tepesindeki muharebeler ve buraya Amerikan bayrağının dikilmesi gösterilmektedir. Tepeyi alan askerlerin hareketfnl filme çeken fotoğrafçı William Genaust bu harekâtta kaybolmuştur Bayrak çekme vaziyetini yine askerî fotoğrafçı olan Joe Feşenthal ve resim Amerikan yedinci istikraz bonoları üzerine konularak şöhret kazanmıştır.
Diğer bir harb filmi de Pasifik’te bir uçak gemisinin talim ve terbiye, bazı harb harekâtı sahnelerini ihtiva eden The Fig-tinpr Lady adlı filirnd r. Filim renklidir ve bazı sahneleri çok güzeldir.
^Pasifik’te dehşet» adlı bir filimde Fr’”:u v *--1!-- -dlj küçük adaların zaptım gösteriyor.
| - İŞ ARIYANLAR
DİPLOMALI — iki bayan eczacı İstanbulda resmi veya hususi müesseslerde İş aramaktadır. Akşam’da B. N._______________131 — 1
GALATASARAY LİSESİNDEN MEZUN — Türkçe. Fransızcası kuvvetli, şimdilik askerlikle İlişiği olmıyan bir genç resmî, hususî mües.-cselerde İş aramaktadır. Akşam'da T. Ü. rü-muzuna müracaat. 138 — 3
EV İDARESİ — Çocuk terbiyesi ve çocuğun sıhhî bakımını çok İyi bilen bir bayan yüksek bir aile yanında çalışmak İstiyor. Kadıköy Kurbağan. Uhuvvet Sokak 6 No._141 _ 1
O - ÎŞÇÎ ARIYANLAR
TEMİZLİK YAPACAK KADIN ARANIYOR — Babıâli civarında bir matbanm temizliğini yapacak bir kadın aranıyor. «Akşam» İlân memuruna müracaat. 20 — 3
İŞLEME RESİMLERİ KOPYA EDEBİLECEK — Bi- bay3n aranıyor. Beyoğ’ıı Galatasaray Hâcopuio Geçidi No. 15 birinci katta ressam Necmettin Çavıma müracaat, 113 —
MAÇKADA — Kaloriferli apartı-man 5 nüfuslu bir ailenin orta ve yemek işini yapacak bir müslünjan kadın aranmaktadır. Sutanlhamam Mesadet han No. 24 ur’ gün saat 10 - 12 kadar müracaat. Telefon 22105. 120 — î
ECZACI KALFASI ARANIYOR — Sanata vakıf pratiği kuvvetli bir arkadaşa ihtiyaç vardır. Bahçekapıda Salih Necati eczanesine müracaat.
129 - 1
KÂTTİP ARAND’P. — Muhasebe İşlerine vakıf, eski harfleri bilir, makinede seri yazar bir bay veya bayana İhtiyaç vardır. Taliplerin kısa ha" tercümesi, istedikleri asgari maaşı bildirir mektup ile (Posta kutusu: 245 İstanbul) adresine müracaatları.
137 — 2
İNGİLİZCE MUHABERE ŞEFİ ARA-nıyor — Mühim bir ticari müosse-senin muhabere işlerin! deruhde edebilecek Tfırkçe ve İngilizceye bi-hakkln vakıf v« bu İşte tecrübe'! bay veya baya© aranmaktadır. İsteyenlerin referans V" şaril^rile Kadıköy Posta kutusu 27 No. ya müracaatları. 130 — 2
— SATILIK EŞYA
İYİ BİR ALMAN PİYANOSU SATI-LTKTTR — Ferldlye Çapanoğlu fırını yanında Küçük Duvarcı spkağnıda 9 No. ya müracaat. Hi
MARANGOZLAR İÇİN _ Ufak çapta şerit tezgâhı şahlıktır. Elmadağ bakkal Dlmova müracaat.
115 -
8A BİBİNİN TAŞRAYA GİDECEĞİNDEN — Alimi; bin kilometrede İyi halde beş lâ .tığl yeni gayet temiz kullanılmış taksi arabası satılıktır. Görmek ve konuşmak için Trakvn garajı sahibi Sadettin Yalman'a müracaattan.,. Telefon: 22655
118 - 1
ACELE SLT1ITK KULI ANILMAM İŞ j A««TRAGAN MANTO - Her gün saat' 11 e kadaı Ayazpaşa htnnbul palas No. 5 müracaat. 121 —
- Kiralık —Satılık
BOĞAZİÇİNDE - Var.lköyünde' iskele yaknında 22 metro muntazam rıhtım arsa satılıktır. Telefot 80691 123 — 1
SATILIK ARSA - Suadiyede Sua-[ dlve Cami civarında bir dönüm bir çeyrek duvarla mahdut nazara?i( ağaçları ve bağı bulunan arsa 9000 liraya satılıktır. Müracaat: Galata Kozluca han 4 üncii kat.‘Nurettin Ruşen. Tel: 44001. 98
AZİMET DOLAYISİLE HAVA PARASIZ DEVREN SATILIK ATELYE-Mnhmutpaşa Yeşlldirek Bakkal sokak Kalmazlı han 21/22 numaralarda bobin sarma maiıalll satılıktır Taliplerin saat İkiden dörde kadar müracaatları / 950 — 2
İPLİK SARMAK İÇİN — Tertip edilmiş bir daire kiralıktır. Tafsilât almak için Hocapnşa hamumına müracaat. 120
SIKILIP DA ACELE EMLÂKİNİ PARAYA — Çevirmek ve uneskensiz kalıp da en Usa zamanda bir ev vey-’ bir Irada sahip olmak lstivenlcrin Ferdi Salck Tilı k Em'âk Bürosu .o müracaatları en kestirme yoldur Galata ömeriiblt han 23 2 Telefon: 42308 71 — C
KİRALIK AR DİYELİ YAZIHANE -Eminönü Softun iskelesi çardak cad deri 19 numarava nıiîracaa*
12(1 — .'
SATILIK KÂGİR EV — Üç katil üçer' oda. Terkos. Elektrik, tıır, ağart, deniz görür. Sultanahmet Cankurtaran Adliye sokak 5 No. müracaat. Tel: 42018. İki katı boş Olarak teslim edilir. 4
MÜLK ALMAK İSTEYENLERE FIRSAT — Satılık ev, -1 Rat, kârgir, kösebaşi, 6 oda. 41 m2. 1650ü liraya acele' satılıktır. İçindekilere müracaat: Tarlabaşı Yağhane S (5) ______________________________131 - 2
YEŞİL KÖŞE — Mahal lebi ve börek evi. imalâthane ve tekmil yeni noksansız takımlariyle lüks bir ma-ğazayı devren sahvoram, Cağnloğlu Türkocağı caddesi 3 No. ya müracaat__________________________139 — 2
ACELE DEVREN SATILIK BERBER DÜKKÂNI — İşlek bir mevkide müşterisi bol taşraya gldeceğimclfn devredilecektir. Tarlabaşı Dereotu caddesi Yenişehir 26/1 No. ya müracaat, 130 —
DEVREN SATILIK — Kızıltoprak Bağdat caddesinde işlek bakkal dükkânı. iki buz dolabı telefonu ve demirbaş eşyasiyle satılıktır. Müracaat-; Tel; 60686,______________133 - ı
MODERN KÜÇÜK EVLER - Bir ayda teslim şartly’e üc odalı banyolu kiiblk bahçeli ev inşaatı yalnız 5G00 liradır. İstical ediniz P-r yakında Maltepedc Benpü Numune evleri kuruluyor. Benr.il İnşaat şirketi. Galata - Yolcu sa. onu karcısında 6 ncı Vakıf han üst kat 135 — 2
GÖZTEPE — En mutena mahallinde bir buçuk dlrüm arsa satılıktır. Sahibi Pangaltı Zafer sokak No. 28 tahriren veya şifahen müracaat.
132 - 8
DEVREN SATILIK BAKKAL DÜKKÂNI — İşlek bir dükkân azlır-t do-layısile devren satılıktır Saınfi.tva caddesi 344 No. ya müracaat
125 - J
KİRALIK DAİRE - Müh':.darda kargır yapı Bnnyr mııtfav an t? iki oda Mobilyalı, nıofı'r. M'i n.-aav Galata Kürekçi er Küçü r cırm-n han 5. 8* - 10
SATILIK APARTMAN DAİR! Sİ — PangaUıcr. 'Eski Cçdidiyr) yeni ölçek sokağında köse bası 44 48 No n Rtsten apartmanın daireleri sat'.-ııktır No. 1 = 4590 L.. No. 2 - 4000
L., No. 3 = 7500 L., No. 4 - YO'lıı L..
No. 5 = IO.COO L.. No. 6 - O-Uy L.,
No. 7 = ÎO.CCO L.. NO. 8 - ! T'1 r ..
No. 11 = 10.500 L. No. 10 ~ 9903., I No. 12 - 90'0 L. MTraeaat ic rdc 9
No. İt düresin > m» s'bibin ' '2 --
-müteferrik
İş ADAMI ORTAK ARANIYOR — Piyasada meşhur hanlardan m rinde telefonlu ve mchHyrlı iki va- va?4-hane (10) btıı İra sermaye kt» Pblli-rlm. Ciddî Lşi bilen vc bl'u'l: eri İşi mufassal meklupla R A ri—n7„na müracaat: 1(T’ -
BİR İNGİLİZ BAYİ - Mü-’it ücretle İngilizce der- eri vermesudir. Çok kolay, pratik vc strl m;'-mmel nıetod .ÜNOLİSH LESSONS. rlimu-zuna mektupla müracaat. 10*- ~~
PİYASANIN İŞLEK YEDİNDE — Tam konforlu bir rantı re'“‘onlu muntazam bir ya'ihıne sahiv' ticaret İşlerine vakıf ser.hr ye ko abi'c:ck bir şerik İstemektedir Pa- r-.'-n mada 15 den 17 ye knT>r 41411 Ifi dan 17 buçuğa kadar 214!6 No. v-ı telefon edilmesi. l'U — 1
MEK I PI'LAKJNIZ» Al
Uazrtenııy. ıdarebnm's'nı » e.-
•ınTnİf eAtfcrmls '>l*n 'Ki»vi'e' r-
İş B.B — A.F.L — A.B.U —
- D ' ’ t
W V7 - Kai l? R A - T ■ K-H P Y-
(ıb.*qiarın9 tr. n • • n ıa
rehsncmiztl-n ı>rtırmn;nn -'ra biıınur
Zayi — İngiliz eraek mextı> inden aldığım orta okul tnsdîknam >r zayi ettim Yenisini çitaracağımcl.ın eskisinin hitkmü yoktur.
tsak Hteuçtlııy
Zayi - 21/XI, 945 tarihli İrt Hukuk fakülte sinden aldığım «n:f 2351 numaralı şebekemi zayi eltim Tenisini çıkaracağımdan eskicinin ûuknıû yoktur.
Ad.: İSk Hukuk faküıtcdi 225 Haydar Ka^moglu
MBK» DOKTOR
I Fe»hi Erden
■ labopatuvari !Kan, idrar, balgum. tne*’»uo> gaita tahlilleri ve Uc!-ar tıa-M/u slfe ccbetlpin ‘it ıjtituc'i' tati tcjhUH vapılır
Beyoğlu. rak-ome cırfcruc . Meşelik ••'nrnh t ırt»-
manı w •
Bahlf e 8
AKŞAM
4 Aralık 1045
İyi doıt İnsanın neşelenmeğine yardım adar.
İyi dost her fırsatta bilgimizi arttırmamıza gayret eder.
İyi dost hasta olduğumuz, bir yerimiz ağrıdığı zaman imdadımıza koşar.
İyi dost üzüntülerimize ortak olup çaresini bulmağa savaşır.
Bir sene daima baş başa kalacağımız iyi bir dost vardır. Bu iyi dost kimdir?
Şüphesiz bu iyi dost, ancak iyi bir takvimdir.
Bozuk ve karışık bir takvim işlerimizi karıştırır, taahhütlerimizi aksatır.
Bütün isteklerimize cevap veren ve her türlü ansiklopedik malûmatı ihtiva eden
Büyük Saatli Maarif **Takvimi
YENİ BİR KE5İFİ
%TOMİN?j
Yağmura Karşı Bir Kaledir?
AKŞAM Küçük İlânları ile ortadan kaldırmıştır!
TUML
Yağmura Kargı Bir Koledn
Sofracı Aranıyor
Yüksek aile nczdlnde ça kacak olan erkek sofracı perhiz ve alafranga yemek pişirmesini ve hordövr hazırlamışını da İyi bilmelidir. Taliplerin çalışmış oldukları ailelerin isimlerini bildirerek (N. N > ril-muzıı altında 178 No. lı posta kutusu adresine yazjie müracaatları.
Keçi Kılı satışı
Siimertank iplik ve dokuma fabrikaları müessesesi Merinos fabrikası müdürlüğünden Fabrikada mevcut takriben 45 ton keçi satışa çıkarılımştr.
İhale 24/12/945 pazartesi günii saat çaktır.
İsteklilerin belli gün ve s&atte 5000 Ura _ ,
nrılefabrikft Ticaret servisine müracaatları. Fabrika ihaleyi yapmakta serbest kalacaktır
kılı açık arttırma uculile
14 de fabrikada yapla-
güven akça rey* mektup-
Gaip Altın Bilezik
30 Kasım günü Galatasaray İle Tünel arasında bir altın bilezik dü-şûrülmüfUflr. Bulan Beyoğlunda Tünel hanı 11/11 numaraya gellr-rl' ı takdirde kendisine lyl bir mükâfat verilecektir Telefon: 41004.
Kimya maddeleri satılıyor
Ticaret Olisi umum müdürlüğünden:
Cinsi
Bizmut karbonat Bizmut subnitrat Bizmut subgalat Bizmut salisilat Baryüm sülfür Sülfat DÖ Zenk Badana boyası ((pembe) Badana boyası (Mavi) Çivi t boyası
Mürekkepler:
1 — Birer kiloluk kutular İçinde
muhtelif renk matbaa mürekkebi
(Mikdan 850 kilo) parti halinde 2,000 lira
2 — Siyah mürekkep (Variller içinde)
(Mikdan 8.000 kilo) (Bir kilosu; 50 kuruş S — Kutular İçinde muhtelif renk matbaa mürekkebi (Mikdan 3155 kilo) parti halinde 9.000 Ura
Satış fiatl
10 Lira
10 »
11 »
12 •
50 kuruş
15
92
92
92
■“ Harb Sonrasının ilk Yeni Tipi ■■■
COOLERATOR FRİJİDERLERİ
MÜRECCAHTIR
1 — Kutan işli
tertibatı,
1 — Sarfiyat ısın atlıtı.
4 — Bir salon mobilyası kadar güzel harici şekli.
3 — Mütemadi tamirlere İhtiyaç göster* memesi.
I — Finlinin ucuzluğu He
Emsaline:
Zayi — Altıncı daireden aldığırr. nüfus tezkeremle birlikte Beyoğlu yeril askerlik şubesinde mukayyet askerlik tezkeremi kaybettim. Yenilerini alacağımdan eskilerinin hükmü yoktur. 333 doğumlu
AH oğlu Salih Aygen
Mühim ilân
Transilvanya vapuru
10 Aralık 945 pazartesiye doğru yolcu ve eşyayl ticariye alarak BEYRUT (İhtimal HAYFAI MARSİLYA ve NAPOLİye hareket edecektir. Fazla tafsilât için Galatada Tahlr hanında
Servis Nfaritim Romen
Acenteliğine müracaat.
Tel: 49449 - 49450
Zayi — Yüksek Ekonomi ve Ticaret okulundan aldığım şebeke ve hüviyetimi zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Y. Ekonomi ve Ticaret okulu sınıf
2 No. 1823 Feyzi Tunçludemlr
İstanbul MHlı Korunma savcılığından:
İlâm: 945/727
Tahdide muhalif hareket etmek suretîle Milli Korunma Kanununa muhalefetten suçlu Ka-sımpaşada Emin camii mahallaal 19. No. da oturan ve Beyoğlu Ay-nalıçeşmede 21. No. lu fırında tezgâhtar Sokrat oğlu 328 doğumlu Sotirl Hiristidis hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (1) No. lu Millî Korunma Mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan Milli Korunma K. nun muaddel 55'2 ci maddesine tevfikan 25 lira ağır para cezasile tecziyesine, gün müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten manine ve hükmün kafileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 30 3 945 tarih ve 36 170 sayılı karar kavileşmekle ilin olunur. Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır. (16006)
1 — Fabrikamızın bir senelik aebze İhtiyacı açık eksiltme suretiyle müteahhidine ihale edilecektir.
2 — Eksiltme 10/12/1945 tarihine müsadif pazartesi günü saat 14 4a yapılacaktır.
3 — Şartname Fabrika Ticaret Servisinden ücretsif olarak verilir.
4 Fabrika kat! İhaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (15900)
[
Tekel U. Müdürlümü ilânları
]
Yardımcı kola 40 ton
Metil alkol 1 »
1 — Yukarıda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla satın alınacaktır
2 - Pazarlık 14/12/945 tarihine rastlayan cuma günü saat 10 da Kabataşta genel müdürlük şubesindeki alim komisyonunda yapüuaMir.
Şartlaşma her gün adı geçen şubeden alınabilir.
4 — isteklilerin pazarlık için tâyin edilen gün vs saatte % 14 güvenin* paralarlyle birlikte adı geçen komisyona gelmeleri İlân olungr.
A
23/11/945 cuma günü yapılacak olan 58,502,000 ad*t av alım işinin 14/12/945 cuma günü saat 10 a bırakıldığı İlân olunur. 115110»
malzemeal
(Kapalı zarfla eşya satışı)
fetanbııl Defterdarlığından Muhammen bedeli Teminatı Lira K.__________Lira
157
Dosya No.
511M-34U
51190-314
Cinai
Zayi — İstanbul limanından almış olduğum 2052/529 numaralı resmi şahadetnamemi zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Galata Karam ustafapaşa wkak No. SÛ Abdullah Okur
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Cöriir
Hastalarını pazardan başka her gün saat İS ten 18 e kadar kabul eder
Cağaloğlu Nuruosmanlye caddesi Osman Şfrafeddln Aprt. No- 5
51101-2
51190-351
51082-97
Fındıklıda Levazım ambarında bulunan 8340 tane boş eski teneke. Ahırkapı Zırhlı v« Motörlü TMitalM Park Müdürlüğünde bulunan 828 tane boş «andık.
Çırağan Sarayı rıhtımında buluna» 5000 kg, ağırlığında çift Mü", hanlı «LANCA8HİRE» rlrtemlnda kara kazam
Emniyet Müdürlüğü ambarında bulunan 294 çift ertl getr İle 282 çltt eski fotin
Ahır kap Zırhlı ve Motörlü vasıtalar ambarında bulunan 178 adet küçük boy kullanılmış motosiklet diş lâstiği eşyalar 17/12/945 pazartesi saat 15,30 da Milli Em İlk Mü-
2OB:.
1242
İSOO
•Fit»
noo
00
00
OO
00
00
M
111
M
2Ûİ
Yakardaki „ .
diiri öğündeki komisyonda kapalı arfla satılacaktır İsteklilerin 249Û sayılı kanunun tarlfatı dairesinde baz: t lan mis teklif mektuplarım »atış günü 14.30 • kadar komisyona vermeleri.
Fazla bilgi İçin s&zü geçen Müdürlüğe başvurmaları. (15581)
(15977)
KİMYAGER
İdrar,
Eminönü, Emlâk Eytam bankam katanında İzzet
YENİBİRKEŞİF-İ
miıtil
Yağmura Karşı Bir Kaledir?
İİMYAOER YENİ BİR KEŞİF^
HÜSAMEDDİN lâTAMÎİla ar, Kan ve sair tahliller. W*CTBHw«fl
Lnöntt, Emlâk Eytam bankası Y
Deniz fabrikaları Gn. M d. den:
Fabrikamız işçi revirinde istihdam edilmek üzere 75 lira ücretli bir tecrübeli sıhhiye memuru alınacaktır.
isteklilerin aşağıda yazılı veslkalarile birlikte Deniz Fahri-kalan genel Md. ğüne müracaatlan.
1 — Nüfus cüzdanı ' •
2 — Askerlik tezkeresi
3 — Sıhhiye memurluğu etmiş olduğuna göre mektep şaha-
hadetnamesl
4 — îyihal kâğıdı
5 — 6 adet fotoğraf
« — Bundan evvel çalıştığı yerden almış olduğu banservls (15982)
Deniz Çakıl Alınacaktır
I. E. T. T. işletmelerinden:
1 — 200 m3 deniz çakılı 10/12/945 pazartesi günü saat 10,30 da pazarlık usullla satın alınacaktır.
2 — Muvakkat teminat 210,— Hradır.
Şartnameler Metro han Levazımında parssa dağıtılmaktadır (158891
İstanbul İlinden:
Açık bulunan bir, İstanbul milletvekilliği İçin 2/12/945 pa-ear günü yapılan seçimde nlsaphâsıl olmadığından 5/12/945 ça tşamba günü saat 14 den 16 ya kadar Çemberütaşta İstanbul belediyesi merkez binasının üst katında umumî meclis toplanma Balonunda seçime devam edilmesine ve oylarını kullanamıyan ikinci seçmenlerin oylarını kullanmaları irin kendilerine tebligat yapılmasına İstanbul Vilâyeti teftiş heyetince karar verilmiştir
Adreslerinde bulunamıyanlara tebliğ addolunmak üzere keyfiyet İlân olunur. (15997)
Zayi — İstanbul Emniyet Sandığındaki 79243 numaralı hf-saba al» cüzdanımı zayi ettim. Yenirini alınacağından eskisinin hükmü olmadığı llftn olunur.
Adres: Uçak memleket hastahane— sİ başhemşire. Yeni adres: Fatih çamaşırcı sokak Ay aparttmanı No, 4 Hakkı kıa Lû'.fly» Tuncol
-
TAPU KAVDI
lu Gsücaia
İlcest
Plfa M 296
Ada Ut 2627
PuıtlUf t
550
Devlet Orman İşletmeleri Çerkesköy müdürlüğünden:
1 — İsletmemize bağlı «İnebil böl gezinin küçük çavuşu ormanını» tahammülü olan 204Û0 kental meşa odununun kesim. İmal Ve 1.13 kilometre mesafedeki Çerkezköy deposuna nakil İstif işi açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Beher kantat odunun kesim ve İmali kentali 38 kuru», depoya nakli va 'ıtlf ljl 1 lira 25 kııro* kİ kMün, imal ve depoya tesltmUe latifinin kentali 1 Ura 80 kuruştur.
S — tik teminat 5 7,5 hesablla 2295 liradır.
4 — Ekslltma 14 aralık 945 cuma günü saat 18 da.
5 — Şartnameler orman genel müdürlüğünde Vlza, İstanbul işletme müdiirlüklerils işletmemiz merkezinde görülebilir.
İsteklilerin belli gün ve saatte temlnatlarüa birlikte Çerkesköy arman işletmesi müdürlüğü komisyonuna müracaatlan. (159931
Comments (0)