15 Temmuz 1950 Akşam


CUMARTESİ 15 Temmuz 1950
Sene 32 — No. 11409 — Fiaftl: her yerde 10 kuruştur.
Sahibi: Necmeddln Sadak —« Yazı islerin! fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Cumhurbaşkanı bu
sabah Istanbula geldi
Muhrip filotillamız
istanbula gelirken manevralar yaptı
Donanmamızın Haydarpaşa açıklarında yaptığı geçit resminde bulundu, bu akşam Yalovaya giderek bayramı orada geçirecek
Cclâl Bayar tzmlr'dc Hükümet konağı balkonundan halka hltabeâiyor
Cumhtırbaşkanı, ihtiram kıtasını teftiş ediyor
Gaziantep muhribi 15 — Saal 15,30 da muhrip filotillamız Karaburunla Foça arasında hava kuvvetleriyle müşterek tatbikata geçmiştir. Farazi düşman uçaklarının tâ uzaklardan, harekele geçtiğini radarla tes-bit üzerine filotillada alârm verilmiş ve bütün gemiler harb durumu almıştır. Bir müddet sonra, beklenen İstikametten uçaklar gözükerek bir kısmı denizi yalıyarak torplto taarruzlarında bulunurken, bir kısmı da yükseklerden bomba taarruzları yapmıştır
Fllotlllâ hücumların inkişafına göre gerekil kaçınma manevraları yapmış, birçok defa sancak ve iskeleye doğru provadan omuzluk nizamına geçerek uçakların atmış oldukları torpitolan isabetsiz bırakmıştır.
Kara f ilâ maların enlisi ile hava alârm durumu geçtikten sonra Gaziantep, refakatten ayrılarak ayrıca su bombası atışları da yapmıştır.
Cumhurbaşkanı, gemide baylara, gediklilere ayrı ayrı İltifatlarda beraber fotoğraflar tir.
Tatbikatın bitmesi den Gaziantep rehberliğinde prova nizamında seyrine devam eden muhrip fllotylllâmız Ça-nakkaleden geçerken şehitlerimizi selâmlara ıştır.
su-ve erlere bulunmuş, çekttrmiş-
fle yeni-
Pasaport harçları
25 liradan 10 liraya indirildi
Amerikan konsolosunun
Vaziyette telâşı mucip g olacak hiç bir şey yoktur^
Amerika sefirile görüştüm. Kendisi de vaziyetten hayrette kal-.O iniştir. Çünkü ne Vaşingtondan ne de buradaki sefaretten hu P tarzda bir talimat verilmiş değildir Ş
üzerine , blra^^
Şehrimizdeki Amerikan konsoloshanesi tarafından bugün için bir tehlike mevcut değilse de her ihtimale karşı harekete hazır bulunmaları için tstan-buldh. bulunan Amerikan tebaasına gönderdiği tamimin eski teamüle müstenit alelâde bir revizyondan ibaret olduğunu ve fevkalâde bir vaziyet hudusu beklenmediğin! Amerikan konsolosluğundan verilen malûmata atfen dün yazmıştık, bir telâş ve lüzumsuz bir uyandıran bu haber. Millet Meclisinde de
bahis olmuş ve Bursa milletvekili Selim Ragıp Emeç bir takrir vererek bu hususta Dışişleri
endişe Büyük mevzuu-
Bakanından İzahat İstemiştir.
Dışişleri Bakanının Mecliste bayanatı
Bunun üzerine Prof. Fuat Köprülü kürsüye gelerek şu izahatı vermiştir:
— «Takrirde mevzuubahls e-dilen hâdiseden bu sabah erkenden bir telefonla haberdar oldum. Cumhuriyet gazetesinde bu tarzda bir haber çıkmış, fakat Amerikan sefaretinden değil, İstanbul Amerikan başkonsolosluğundan gûya oradaki A-merikan tebaasına, memleketi terketmek üzere hazıriıkh bulunmaları tarzında bir malûmat verilmiştir. Bunu telefonla
sordum. Onun evvel Amerikan sefirile gor'iş-£f tüm. Kendisi de vaziyette^-hayrette kalmıştır. Çünkü Vaşington'dân. ne de burada ja sefaretten bu tarzda hiç lülO talimat verilmiş değildir. Esa-U) sen umumî vaziyette bu çe-?ı'^g bir talimat verilmesini iııtuçjj edecek bir hal mevcut değıldirL-
Meselenin esası nedir?
Evvelce de arzettiğim gibi, mesele şudur: îstanbuldaki A-merikan kolonisi zaman zaman toplantılar yaparak kendi mektep işleri ve hastane işlerile
[Arkası sahlfe 2 sütun 4 dej
Kuzey Koreliler Kum nehrini 2 noktadan geçtiler
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar. beraberinde Başbakan Adnan Mendefes. Başbakan Yardımcısı Samet Agaoglv olduğu halde bu sabah saat 10 da Gaziantep muhribi İle şehrimize gelmiştir.
Bu sabah saat 8 30 da Tophane rıhtımından hareket eden motiflerle Vali ve Belediye başkanı profesör Fahreddin Kerim Gökay, ordu müfettişi ve İstanbul komutanı ile general ve amirallerle gazeteciler Cumhur, başkanını karşılamak üzere Yeşilköy açıklarına gitmişler ve muhribe binmişlerdir.
Vali, Cumhurbaşkanını, şehir namın» selftmlamıştır.
Cumhurbaşkanı gidiş ve gelişinde her hangi bir tören yapılmamasını arzu ettiği halde Köprüden. Beşik t aştan. Kaba-taştan ve Boğoziçlnın muhtelif tskelelerlyle Üsküdar ve Kadı-kuydeu hareket eden ve armatörler birliği tarafından tahsis edilip bayraklarla süslenen bir çok motor ve takalar halk ile dolu olarak Yeşilköy açıklarında Celâl Bayan karşılamışlardır.
Cumhurbaşkanını ’^OUren muhrip görünür görünmez, motellerde bulunan karşılayıcılar, hep bir ağızdan «■Yaş», varol-Avazelcriyie Celâl Bayan selâm-lnnınfia vc alkışlamağa başlamışlardır,
Cumhurbaşkanı muhribin güvertesinden mütebessim bir çehre ile halkın bu sevgi tezahüratına mukabelede bulunmuştur.
, Celâl Bayar, donanmanın ı Haydarpaşa açıklarında yaptı-1 ı ğı geçit resmini takip etmiş.’ s sonra Yavuza geçerek komu j tanlarla tanışmıştır. Cumhurbaşkanı müteakiben Dolmabah çede karaya çıkacak ve oradan
, Vilâyete gelecektir.
Bugün saat 15 le vilâyette bir , kabul resmi ve tanışma töreni Lerllp edilmiştir. Saat 14.30 da , vilâyete gelecek olan Cumhurbaşkanı yarım saat kadar İstirahattan sonra evvelâ Istanbul-, da bulunan millet vekillerini, nıütaakıben İstanbul ve civarındaki komutanları. Üniversite rektör, dekan ve profesörlerini kabul edecektir.
Bundan sonra sıraslyle Ba-, kanlıklar müfettiş ve genel mû-, dürterini, adliye erkânını, umumi meclis üyeleriyle belediye ve vilâyet mensuplarını, kaymakamları. defterdarlık mensuplarını. emniyet müdürlüğü mensuplarım. Milli Eğitim, Bayındırlık, Ekonomi. Sağlık. Gümrük ve Tekel, Orman, Tanm, Deniz ve limanlar, bölge Ticaret ve sanayi. Çalışma, Elektrik, tramvay ve sular idareleri par-Ülftr ve halkevleri, bankalar ve baro mensuplarlyie muhtelif cemiyetler ve şirketler mümessillerini fSbul edecektir.
Celâl Bayar bu akşam ^lovaya
Bulgaristana verilen nota
Yugoslavya, huduttaki tahriklere son verilmesini Sofyadan istedi
Belgrad 14 (A. A.) — Renler: Yugoslav hükümeti, bugün hudut üzerinde Bulgar askerlerinin tahrik fiillerine hemen son vermelerini Bulgaristan hükümetinden istemiştir.
Belgrad radyosu, dün vuku bulan bir hudut hâdisesi üzerine Bulgarlstaııa şiddetli bir nota verildiğini bildirmiştir.
Notada Bulgar kuvvetlerinin dün hudutta silâhlı 4 tecavüz hareketinde bulundukları bildirilmekte ve bu kabil hareketlerin tekrarına mâni olacak müstacel tedbirlerin Bulgar hükümeti tarafından alınması İstenmektedir.
Cumhurbrışkant. nn. j Vilâyette yapılacak resmi
Ankara 14 — Yabancıların Türkiyede ikamet ve seyahatleri hakkındaki kanun ile pasaport kanun lâyihası Meclisçe bugün kabul edilmiş, Türk vatandaşları İçin Türkiyeye giriş vizesi kaldırılmıştır.
Umumi pasaportların müddeti bir seneden İki seneye çıkarılmıştır. Pasaport harçları ucuzlatılnııştır. 25 Ura İken 10 liraya indirilmiştir. İki senelikler 15 lira harca tâbi tutulmuş, 6 ve 3 aylık pasaportlar verilebilmesi düşünülmüştür.
Ecnebiler için vize harçları bugünkü kanunda olduğu gibi bırakılmakla beraber turistler için harçsız vize itası kolaylığı sağlanmıştır.
EXCX33a3Z3Q
Çalımına bakma tüy kabası
Ankara radyosunda
Amerikan kara ve deniz kuvvetleri nin takviyesi, askerî yardıma bir kaç milyar ilâvesi istendi
Londra 15 (Radyo) — Kore cephesinden gelen haberlere göre kuzey Kore kuvvetleri. A-merika kuvvetlerinin cenup sahilinde mevzi aldıkları Kuca nehrini iki nunlakadan geçmişler ve köprübaşılar kurmağa muvaffak olmuşlardır. Kuzey Kore çeteleri, geri hatlara sarkarak izaç hareketinde bulunmuşlardır.
Generallerin Başkan Truman’a tavsiyeleri
Londra 15 (Radyo) — Beyaz Sarayda Başkan Truman’ın başkanlığında yapılan toplantıda silâhlı kuvvetler komutanları. Başkana, ordunun iki tü-
sözcüsü Lincoln Whlte'a göre, lan. komünistlerin ateşi kesme-Kore savaşma son vermek İçin leri ve 38 inci arz dariesl geri-Birleşlk Amerikanın esas şart- sine çekilmeleridir.
Fatih türbesi açıldı
-----------„------- kısa
dalga yeni bir posta kurulu- men ilâvesiyle takviyesini, milli yormuş. Endonezya'ya ka-l muhafaza kuvvetlerine mensup dar Türkiyenin sesi tekmil attı tümenin silâh altına çağ iril dünyaya gönderilecekmiş.
Maşallah mı diyelim, inşallah mı diyelim?
Yoksa: Biz bu vaitleri çok dinledik! ini diyelim?
Bugünkü vaziyette, kara radyosu İstanbulda kâfi derecede duyulmuyor. Meselâ, perşembe akşamı Meclis saati verilirken işitme imkânları sıfıra yakındı. Gerek Ankara, gerek İstanbul radyolarında halkın insiyaklarına uymak gayretiyle tahammülfersa türkü mavalları, sak alette Arabın yalelini geçmiştir. Bizim milletin duyurulacak sesi elbette bunlar olmasa gerek... Ve elbette bunlar, kendimize karşı da bizi temsil et-
An-
•■■■■■■....mcz_
lü müteakip saat 17 sularında! Bir başka nokta daha: Acar motörlle doğrucu Yalovaya , Oünya maneviyatına otuz gidecektir. Celâl Bayar. iki üç muhtelif lisandan tesir edeîı gün kadar Yalovudn istirahat büyük Garp radyolarının bitnikten sonra İstanbul'a gel - naları, bizimkiler yanında çektir Cumhurbaşkanının ta-, fersude sayılır. Biz o derece tanbul'a geldiği günün akşamı şekilperver kesilmişiz. Zarf Belediye tarafından çz-*««** —- —-----------• —•-*—
150 kişilik bir ziyafet verilecek-'
i Ur.
masun, İhtiyata ayrılmış olan harb gemilerinin faal hizmete çağrılmasını, Atlantik paktı devletlerine yapılan yardıma ilâveten askeri yardım tahsisatına bir kaç milyar dolar daha İlâvesini tavsiye etmişlerdir. Bu tedbirler, seferberlik olmayıp Koredekl harbden hâdls olan vaziyeti karşılamağa matuftur.
Başkan Trumauıın bu husustaki karan pazartesi veya salı günü belli olacaktır.
Üye devletlerden acele yardım istendi
Lake Sussess 14 — (Radyo* Birleşmiş Milletler genel sekreteri Trygee Lİe bugün teşkilâta ilye olan devletlerden Küredeki Birleşmiş Milletler kuvvetlerine acele yarım etmelerini İstemiş ve bilhassa muharip kuvvetlere ihtiyaç bulunduğunu bildirmişi Lr.
Amerikanın esas şartı
Washlngton 14 (AA.) — (Ü-.
şerefine var, mazruf yoktur.
Hulusa, bu işte de A dan
Z’ye kadar ıslahat istiyor, jnlted Press): Dışişleri Bakanlığı
Dün açılan Fatih türbesini halk ziyaret ediyor
[Yazısı üçüncü sah.!temizde]
Mircündc timize uçarak üç kişinin boğulmasına sebebiyet veren otomobil
-Sahlfe 2
A *» -? n al
Hafta SonuNotları |
SabahGazeteferiNe Diyor ?
Yeni af karıtnu
Ankara’dan
Büyük Millet Meclisinde müzakereler daima hararetli. Milletvekilleri sual takriri vermekten bâlâ bıkmamış görünüyorlar. Benim Mfclis müzakerelerini dinlemeye girillğim gün nrena-nntde 1® sual takriri vardı. H(r Milletvekili nklına gelen her hangi bir mesele hakkında alâkalı saydığı Baka-nın, ne düşündüğünü öğrenmek isliyor.
Bîr Milletvekili diyordu kİ:
— Hazret! Âdem’den bugüne kadar cereyan etmiş h.uü'eler hakkında hükümetin ne düşündüğü sorulacak ve cevap istenecek gibi görünüyor.
Vilâyetin sesi
Milletvekilleri sorguya çekerek Bakanlan nasıl müşkül vaziyetle bırakıyorlarsa Milletvekilleri de kendilerini seçenlerin tazykı altında imişler. Bir Milletvekili bana dedi ki:
— Milletvekillerinin sırf merak saikasiylc Meclise sual tekriri getirdiklerini zannederseniz aldanırsınız. Zaman zaman kürsüye çıkıp konuşmaya ve Bakan ne kadar ikna edici cevaplar verirse versin, kendisinin de uzun bir nutuk söylemesine lüzum olduğuna hepsi kanidirler. Bunu bizzat seçmenler İstiyorlar Bir Milletvekili iki hafta evvel seçim dairesine uğramş. Seçmenler hemen etrafını sarıp şöyle demişler:
— Beyim, biz seni Milletvekili seçip An karaya gönderdik. Bir buçuk aydır oradasın. Bir kere kürsüye çıkıp da iki lâf ettiğini duymadık. Biz de Buyuk Millet Meclisinde vilâyetimizin sesini duymak istiyoruz!
Bir arsa hikâyesi
Milletvekillerinden çoğu eski hesaplan karıştırmaktan hususi bir zevk duyuyorlar. Bunun İki sebebi var: Böyle konuşmaları hem Milletvekilleri alâka ile dinliyor, hem de gazeteciler konuşanın resmini ve nutkunu olduğu gibi gazetelerine geçiriyorlar.
Şimdilik eu cazip takrir mevzuu, bir zaman Anka-rada çok ucuza alınp aradan uzunca bir müddet geçtikten sonra çok pahalıya satılan arsalardır.
Gene bir Milletvekili anlattı: An karanın ilk kurulu;
sıralarında bir adamcağız varmış. İşi gücü gece gündüz içmekmiş. Bir kenarda birikmiş ufak bir parası da olan bu adamcağıza bir akşam. sarhoşluk esnasında hemen hiç farkına varmadan Ankara civarında be; on dönümlük bir araziyi açık gözler 1500 liraya satmışlar.
Adam evine gelip de hâdiseyi karisiyle çocuklarna anlatınca bir vaveyladır kopmuş ve çoluk çocuk elbirliği edip bu ne yaptığını bilmez babayı bir temiz döğmüşler ve ertesi gün derhal mahkemeye mûrcaat ederek velilerinin aldatılmış olduğunu, paranın geri verilmesi lâzım geldiğini ileri sürmüşler. Hâkim dâvayı reddetmiş.
Aradan seneler geçmiş. Ankara büyümüş ve günün birinde o adamcağız 1500 liraya satın almış olduğu arazinin yarısını 300 bin liraya satmış!
Bunu anlatan Milletvekili, satış günü adamcağız parayı evine götürünce çoluk çocuğunu sıraya dizip hepsine bir sopa çektiğini ilâve etti.
Bakalım bu da günün birinde bir sual takririne mev-
zu olacak mı?
Şevket RADO
Millî müdafaamız ve Türk donanma;)
A bitlin Da ser. CUMHUBİ-YET'te yandığı başmakalede diyor İd:
«Muhterem Cumhurbaşkanı ile sayın Başbakanın, milli müdafaamızın en mühim ve salâhiyeti! iki rüknünün bir kısım deniz kuvvetlerimizin yaptıkları gece manevrasında 'bulunmalarını fırsat bilerek donanmamızın takviyesi ve bir deniz-hava kuvveti vücuda getirilmesi mevzuunu bir defa daha ele aldık. Dünyanın bir harb tehlikesine maruz bulunduğu şu günlerde, kendilerinin bu hayat! milli müdafaa dâvası Uc yakından ve ehemmiyetle meşgul olacaklarına İnanmış bulunuyoruz.»
*
iki müspet hareket
Ahmet Emin Yalman, VATAN' da yanlığı başmakalede diyor ki:
«Son günlerde Demokrat Parti iki müspet hareket üzerinde durmuştur. Birincisi askerlik müddetinin kısaltılması, diğeri uydurma dil dâvasına mâktıl bir şekil vermeğe teşebbüs edilmesidir.
Müddet! kısaltmak suretiyle hükümet, ferahlık verici bir a-
dun atmıktır, fakat aynı zamanda da büyük bir mesuliyet altına girmiştir. Kısalan müddetlerden tâlim ve terbiye ve toplu hareket kabiliyeti bakımından o suretle istifade edilmelidir kİ ordu, esas vazifelerini kolaylıkla yapsın ve bu teknik devrin icaplarına uymağı mümkün kılsın.
Halk Partisinin en büyük hatalarından biri, uydurma bir dil yaratarak, ve bir dil ırkçılığı taassubuna kapılarak, dile giren, orada rahatça yaşıyan ve herkesçe bilinen kelimelerin yerine bazan pek çapraşık ve çirkin kelimeleri uydurması ve hükümet tahakkümiylc bunlan zorla yürütmcslydl.
İstanbul Milletvekili Dr. Sa-rol'un bu dâvayı ele alması büyük bir ferahlık yarattı. Anayasa encümeni 1;1 ciddiyetle tetkik etti. ıstırapları hakkıyle 1-fade eder Dİr lâyiha hazırladı, fakat sonra Mecliste Halk Partisinin ustaca bir manevrası karşısında derhal rlc’at edilerek bu mühim dâva yüzü üstüne bırakıldı.
Öylc umarız kİ Dr. Snrol ve arkadaşları teşebbüslerini ter-kctmlyeccklcr, kasımda Meclis faaliyete geçtikten sonra yarı yolda kalan dâvayı yeniden ele alacaklardır.»
İki mühim kanun
YENİ SABAH, başmakalesinde Af ve Matbuat tasarılarının Meclisçe kabulünden bahisle diyor kî:
«14 Mayıs seçimleri yurtta yalnız bir İktidar ve kabine değişikliği değil, bütün bir zihniyet tebeddülü mânasını taşıdığından. geni; bir müsamaha hava ve zihniyetinin hâkim olması yerlndedlr. İrtikâp, irtişa ve haksız mal lktlsab edenlerin vc bu yüzden mahkûm bulunanların yeni kanunun nimetlerinden istifade edememelerini tabiî görmekteyiz.
Biz, yıllardır. Basın Kanunumuzun tâdilini hemen her gün ısrarla İştemi; bulunduğumuz halde, böyle acele ve bir bayram arifesinde, tâdil edilmesinin, en isabetli hareket olduğunda şüpheli bulunuyoruz. Kanunlar, ayak üstünde hazırlanır ve teferruatı üzerinde sükûn İle düşünülmez ve çeşitli komisyonlarda derin İtirazlar yapılmazsa, çok natamam bir halde çıkar ve tatbikatın İlk adımla- j rmda bin bir zorlukla karşılaşmak ve tekrar tâdiller düşünmek mukadder olur. Misal ararsak: İşte Orman Kanunu, İşte Toprak Kanunu, İşte ve işte... Aynı sakat yollarda yürümlye Um.»
Istanbnldaki mahkûmlar bu giin tabiiye ediliyor
Şair Nâzım Hikmet de aftan istifade edenler arasında
karıdaki bentlerde Türk Ceza Kanununun maddelerine atıf
Büyük Millet Meclisi dün öğ- ı leden sonraki oturumunda. Afi Kanununu kabul etmiştir. Kzı- suretiyle cezalandırdığı fiiller, nun hükümlerine göre, İstanbul Cumhuriyet Sultanahmet Cezaevinden 600, İmralıdan 600, Üsküdarda Pa-şakapısı ve Toptaşı cezaevlerinden 400 kadar mahkûmun ser-bes bırakılacağı anlaşılmaktadır.
Askeri Ceza Kanununun « uncu maddesine göre, orduya fesat karıştırmak, isyana teşvik suçundan mahkûm olan Nâzım Hikmet de affedilen mahkûmlar artısında bulunmaktadır.
Aftan istifade edenler, kanunun neşrinden sonra ve ağlebl ihtimal bugün tahliye edileceklerdir.
Af kanununun metni
Seçim tutanakları
Dün Meclisçe kabul edilen seçim mazbataları
Yeni hasın kanunu
Dün Büyük Millet Meclisince kabul edildi
Ankara 14 — Basın Kanunu tasarısı Büyiik Millet Meclisinin bugünkü toplantısında müzakere ve kabul edilmiştir.
Gazetecilerin de iştirak ettiği karma komisyonun yaptığı tadilâttan bazıları tekrar tasandan çıkarıldı ve yerine hükümet tasarısındaki esaslar ithal edildi.
Bunlar intihar vak’alan hakkında yan çerçevesini aşan ve okuyucuları tesir altında bırakacak mahiyetle olan tafsilât vc vaka’ya müteallik resimlerin neşrinin yasak olması, kanunen evlenmeleri, menedilmiş kimseler arasındaki cinsi münasebetlere müteallik haber ve yazıların, neşredllmemesinc dair maddelerdir. Gerek hükümet tasarılarda, gerekse karma komisyon raporunda yer alan 31 inci madde Nadir N adin İn bir konuşmam özerine tasandan çıkarıldı. Bu madde şudur:
(Rızaları hilâfına şahısların hususi veya aile hayatları hakkında İmâ tarlklle dahi olsa yayın ila bulunanlar suçtan zarar görenin ştkâyeti üzerine İki aya kadar hapis veya 200 liradan 2000 liraya kadar ağır para eczasına mahkum edilirler.»
Maddenin tasandan çıkanl-ması şiddetli alkışlarla karşılandı.
Gene hükümet ve karma komisyonun kabul ettiği mesuliyet bölümüne alt 10 ncı maddenin 3 uncu fıkrası tasandan çıkarıldı. Bu fıkra şöyleydi: »Mesul müdür, yazılı vesika ibraz etmek şartlle mevkutenin sahibi tarafından rızası hilâfına neşredilen yazı ve resimlerden mesul değildir. Bu takdirde çe-«a mesuliyeti yazı ve resimleri • neşret!irenlere aittir.* Tasarısın diğer maddeler)' karma to-mlsyonıın görüşüne yakın bjr •eklide kabul edildi.
Fin güreşçileri Ankara takımına 5 - 3 galip
Ankara 14 — Fin güre; takımı ile Ankara karma takımı bu gün karşılaşmışlardır. Bu Grc-ko - Romen müsabakaların neticeleri şunlardır:
52 kiloda Seyfi Özer beşinci [dakikada rakibi Ah atol aya tuşla yenildi. 57 kiloda Kadir Akat. rakibi Johansona ittifakla mağ-lûb oldu. 62 kiloda Haşan tuşla yenildi. 67 kiloda Tevfik Yüce tuşla galip geldi. 73 kiloda Celâl Atik üçüeü devrede tuşla galip geldi. 79 kiloda Faruk Koçak rakibine ittifakla yenildi. 87 kiloda Yaşar Doğu rakibini beşinci dakikada tuşla yenildi. Ağırda Kemal Ay, tuşla yenildi. Bu suretle Fin lakımı 5-3 galip geldi.
Ankara 14 (A.A.) — Büyük Millet Meclisinde devam eden müzakere neticesinde Pasaport Kanunu tasarısının geri kalan maddeleriyle yabancıların Tür-klyedc İkamet ve seyahatleri hakkındakl kanun tasarısı kabul edilmiştir.
Ordu. Muş. Sivas, Konya, Sinop Milletvekilleriyle Bitlis Milletvekillerinden Muhtar Er-tan ile Salâhaddin İnan'm, Ur-fa Milletvekillerinden Necdet Aç anal, Feridun Ayalp, Ömer Cevheri, Feridun Ergin, Celâl Öncel ve Reşit Kemal Timüroğ-lu'nun, Burdur Milletvekillerinden Mehmet Erkazancı'nın seçim tutanakları kabul edilmiştir.
Bu müzakereler bittikten sonra Seyhan Milletvekili Sedat Ban’nın, Meclisin 1 Kasım 1950 çarşamba gününe kadar tatil yapması hakkındakl önergesi okunarak alkışlarla kabul edilmiş ve böyiece Büyük Millet Meclis! sabah saat 3,07 de üç aylık bir tatil yapmnk üzere faaliyetine son vermiştir.
Çalışma Bakanı Eskişehirde
Ankara 14 (AA.) — Çalışma Bakanı Haşan Polatkan bu akşamki ekspresle Esklşehlre hareket etmiştir.
Ankarada şeker mamullerinde yapılan indirmeler Ankara 15 (Akşam) — Ankara Belediyesi şeker fiatlerlnde yapılan tenzilâta mütenazır o-larak mamul şekerlerde de İndirme yapılması için karar almıştır. Bu karara göre akide şekerinin kilosunda 40 - 50. lokumda 50 60, fantezi şekerde
55 - 65. diğer lüks şekerlerde 70 - 80 kuruş arasında ucuzluk sağlanacaktır,
İstanbulda da bu nispet dahilinde ucuzluk yapılacaktır. Bayram şekerleri bu ucuz flat-kr üzerinden satılacaktır.
Dışişleri Bakanı şehrimize geldi Dışişleri Bakanı Prof. Köprülü, bayram tatilini çirmCk iizere bu sabahki presle istanbula gelmiştir.
Fuat ge-eks-

C.H.P. genel sekreteri
Ankara 14 — Cumhuriyet Halk Partisi Genel sekreteri Kasım Gölek, bugün uçakla A-danaya gitmiştir. Birkaç gün sonra şehrimize dönecektir.
Yamyamlık hâdisesinin tahkikatı bitti
İ2mlt 14 — Karasudaki yamyamlık hâdisesi tahkikatı sona ermiş, suçlulardan altısı tevkif edilmiştir. Bunlar, Esklşehlre sevkedlleceklerdlr. Duruşmalarına yakında Eskişehir Ağırceza mahkemesinde başlanacaktır. Yamyamların Hazine namındaki güzel kızla Rlfattan başka beş çocuğu da yedikleri İddia olunmaktadır.
İstanbul ve Ankara radyo müdürleri
Ankara 15 (Akşam) — Ankara ve İstanbul Radyo müdürlükleri İçin yeni tâyinler yapılmıştır. İstanbul Radyo Müdürlüğüne Ferit Zahir Törümkü-ney, Ankara Radyosu Müdürlüğüne de Mesut Cemi) Te! tâyin edilmişlerdir. Ferit Zahir Tö-rümkuney. Ayfiı tûhtıân^ Basın, YayınJVe Turizm" Gene] müdür yardımcılığı vazifesini de yapa-ı çaktır.
İsrail gazetecilerinin
Valiye telgrafı
Bir kaç gündenberl şehrimizde bulunan İsrail gazetecileri memleketimizi terkettikleri esnada Vali ve Belediye Başkanı Prof. Gökaya şu telgrafı çekmişlerdir;
(Güzel şehrinizde gördüğümüz samimî ve sıcak hüsnü kabulden vc alâkadan doiayj sonsuz teşekkürlerimizi , bir daha, a^jB frank isleriz. Aranızdan u-ııiıtulmaz hâtıralarla ayrılıyoruz. Saygılarımızın kabulünü rica ederiz.)
Amerikan konsolosunun tamimi hakkında
(Baş tarafı 1 inel Mhifede) koloniye alt bazı hususi meseleler hakkında görüştükten sonra, söz sırası tabiatlle bugünün. musahabe Kore meselesine intikal etmiştir. Amerika tebaasından bazıları bir parça telâ; İzhar etmişler, -bu i; nedir, ne oluyor» kabilinden. Bunun üzerine konsolos, telâ; edecek hiç bir variyet olmadığını, sakin ve müsterih olmalarını kendilerine bildirmiş, orada hazır bulunmayan diğer tebaanın, Amerikalıların da telâ; ve endişeye kapılmamalan İçin kendilerine bir mektup yollamış, vaziyette telâşı mucip hiç bir şey yoktur, Amerika hükümeti kendi vatandaşlarının emniyet ve selâmetini düşünmekte vc takip etmektedir. Binaenaleyh tamamile müsterih olsunlar, böyle bir şey mevcut değildir, tarzında bir mektup yazmış. Halbuki işin garibi, sırf teskin maksadlle yazılmış bulunan ve telâş edilecek hiç bir şey olmadığını ifade eden bu mektup, Cumhuriyet gazetesine İntikal ederken mâna ve meali tam aksi şekilde tefsir edilmiştir. Variyet bundan ibarettir. Şimdi bu hususta Anadolu Ajansı. A-merikan sefarethanesinden resmi malûmat almış vc bu hakikati ajans vasıtaslle matbuata ve radyoya vermiştir. Bu akşam tebliğ edecektir.
tamim yayınlamış bulunuyorsa bunu sırf kendiliğinden yapmış [olması lâzım gelmektedir.
1 Diğer taraftan yarı resmî çev-mevzuu olan relerde belirtildiğine göre, Dışişleri Bakanlığı halihazırda böyle bir tamimin gönderilmesinin mevsimsiz olduğu gibi, bu ancak Sovyet propagandasına yarayabilecektir. Washiogton hükümeti variyetin sükun ve soğukkanlılık istilzam ettirdiğini ve dolayısiyle Kore savaşından husule gelen sinirliliği arttırmağa matuf her türlü hareketten sakınılması gerektiğini belirtmiştir.
Valinin beyanatı
Dün sabahki gazetelerden biri şehrimizdeki Amerikan konsolosluğunun İstanbulda kİ A-merikalılara İcabı halinde şehri nasıl terkedeceklerl hususunda tavsiyelerde bulunduğu yazılmaktadır. Bu haber hakkında malûmat isteyen gazetecilere Vali ve Belediye Başkanı şu sözleri söylemiştir:
— Amerika başkonsolosu Vilâyete müracaatla bunun her yıl yayınlanan mutat bir tamimden İbaret olduğunu ve her hangi fevkalâde bir vaziyet bulunmadığını ifade etmiştir.
Telâşı mucip bir şey yok
Vaziyet, evvelce de arzettiğira gibi, clddiir, türlü İhtimaller, türlü inkişaflar gösterebilir, Diğer alâkalı devletler gibi, hükümetler gibi hükümetiniz de bu hususta âzami teyakkuzla hareket etmekte ve variyeti takip eylemekledir. Yalnız daha İlk günü huzurunuzda izah ettiğim gibi, variyet evvelki tahminlerimiz dairesinde İnkişaf etmiştir. Onun için telâşı mucip hiç bir şey yoktur. Biz soğuk kanlılıkla sükûn ve tam bir emniyet ve kararla hâdiselerin inkişafını takip ediyoruz. Bunlar, bir takım spekülatörler tarafından piyasada panik yaratarak bir İki gün içerisinde menfaat temin için yaratılmış asılsız şayialardan ibarettir.
Tekrar ediyorum, variyette telâşı mucip hiç bir şey yoktur. Hükümetiniz bütün dikkatiyle ve teyakkuzla hâdiseleri laltip etmektedir, bundan emin olmanızı bilhassa rica ederim- (Bravo sesleri, alkışlar) Vaşinotonun tavzihi
Washlngton 14 (AA.) — (A. F.P): Birleşik Amerikanın İstanbul Başkonsolosu tarafından Anjprlkan tebaasına gönderilen tamim üzerine bu sabah Wa-shington’da Birleşik Amerika Başkonsolosuna böyle bir tamim hazırlaması için hiç bir talimat gönderilmediği resmen, bildi rl/mişUr.
Hükümet çevrelerinde belirtildiğine göre, Birleşik Amrlka konsolosu hakikate» böyle bir
Türk - İtalyan dostluk anlaşması Ankara 14 — Bugünkü Mecliste Türk - İtalyan dostluk, uzlaşma ve adli tesviye andlaş-ması müzakere ve tasdik edilmiştir.

Madde 1 — 15 Mayıs 950 tarihinden önce İşlenen suçlar hakkında takibat yapılamaz ve hükmedilmiş cezalar İnfaz olunamaz. Bu madde hükmü feri ve mütemmim cezalarla ceza mahkûmiyetlerinin neticelerine de şamildir.
Madde 2 — Aşağıdaki yazılı hallerde gösterilen suçlar, bu kanunun beşinci maddesi hükmü saklı kalmak şartiyle birinci maddenin şümulü dışında bırakılmıştır.
A) Türk Ceza Kanununun 125, 120, 127, 128. 129, 130, 131. 132, 133 üncü maddelerinde yazılı suçlarla bunların 168, 171 ve 172 nci maddelerinde gösterilen şekilleri ve 135 inci maddenin İkinci bendinde ve 136, 137, 138, 140. 141, 142 ve 143 üncü maddelerinde yazılı suçlar;
B) Zimmet, İhtilas, irtikâp ve rüşvet suçlan, ancak bu suçlarda vâki olan zarar ite blgayri-hakkın valt ve ita veya teinin olunan para veya menfaat miktar ve kıymetçe 500 liradan az İse (500 Ura dahil) birinci madde hükmü uygulanır. Resmi müzayedelere ve münakaşalara fesat karıştıranlar, aftan istisna edilmişlerdir.
C) Türk Ceza Kanununun 414, 415, 416, 417. 418, 429, 430 -431, 435 ve 436ı ncı maddelerinde yazılı suçlar;
Evlenme maksadıyle ırza geçmeden yapılan kız kaçırmalar İstisna edilir.
Ç) Türk Ceza Kanununun 448. 449, 450. 451 inci maddeleriyle diğer kanunlarda yazılı aynı mahiyetteki adam öldürme suçları.
D) Türk Ceza Kanununun 495, 490, 497, 498 ve 499 uncu maddelerinde yazılı suçlar.
E) Askeri Ceza Kanununun 55 vc 56 ncı maddeleriyle 148 in cl maddesinin e bendi ve yu-
Brezilya - İspanya maçında 260 kişi yaralandı
Rio de Janelro 15 (AA.) — AFP: Dünya futbol kupası final maçlarında, Brezilya - Ispanya ekipleri arasında yapılan karşılaşmada halkın heyecan ve coşkunluğu neticesinde bir kişi ölmüş, 260 kişi yaralanmıştır.
Prağ elçimiz i ti m ad-namesini takdim etti
Prag 14 (A.A ) — Türkiyenln Prag yen! orta elçisi Salâhad-dln Arbel dün itimatnamesini başkan Goltvald’a takdim etmiştir. Törende başbakan ve dışişleri bakanı Wil!lam Slrorty hazır bulunmuştur.
Yeni orta elçi, İktisadî münasebetlerin. Türkiye İle Çekoslovakya arasındaki karşılıklı münasebetler için bir esas teşkil etmek bakımından arze’.liği önemi belirtmiştir.
Buna cevap veren başkan Gotlvald, Türkiye kadar Çe-koslovakyanın da İki memleket arasınakl karşılıklı ticari münasebetlerin devamı 1 1 e yakından ilgilendiğini söylemiş, ve bu-müşterek'menfaatin faydalı ve müşahhas neticeler duğurnmuu teınemıi etmışuı.
BORSA
İtUnbul BoıtSUnm 14/7/HSO HMltti
ESHAM VE TAHVİLAT
% » FAİZLİ TAHVİLLER Slvn» • trçunım I
Sivas ■ Emırum M
1941 Demiryolu J 1941 Demiryolu U
1941 Demiryolu Ul
Milli Müdafaa Milli Müdafaa a
Milli Müdafaa İÜ
Milli Müdafaa IV
% » FAİZLİ TAHVİLLE» Kalkınma I Kalkınma a Kalkınma m 948 UUkrau I 048 istikrazı □ 1941 Demiryolu 1949 İstikrazı L
% «.» FAİZLİ TAHVtLLEB 194Ö> tan v ılı
% 3 FAİZLİ TAKVİLLEB 1933 CrRonı 23-—
J9CT ikramiyen 31.—
MIIU Mlldafaa 1 20.80
Demiryolu LV 99.—
Demirvolu V ____________ 99.—
__________ Askeri Ceza Kanununun 94, savcılığınca .97. 100, 101, 102. 103, 104 üncü , maddeleri fıkraya dahildir.
Fi Türk Ceza Kanunu ile dl-
• ğer kanunlarda yazılı ölüm ce-. zasını müstelzim suçlar.
Bu maddeye H fıkrasıyle mükerrer suçlar dahil edilmiştir.
ı Madde 3 — Bu kanunun bt-LL , rinel maddesinden faydalanan O : hükümlüler, kanunun yürürlü-Q_‘ ğe girdiği tarihten JtlbarenCM mahkûm oldukları cezanın man aşımı süresi içinde ve her O halde 5 yıl zarfında aşağı haddi C
• 5 aydan az olmıyan hürriyet!.O ı bağlayıcı cezayı müstelzim ay-'” . m cinsten diğer bir cürüm İşledikleri takdirde, evvelce haklarında hükmedilmiş bulunan ee-sa aynen çektirilir.
Madde 4 — Bu kanun hükümleri, kanunen kullanılması .ya-' , pılması, taşınması, bulundurul-[ ması, satılması, alınması ve I memlekete sokulması suç teşkil "O ( eden veya İnhisara tâbi bulunan , eşyanın müsaderesine karar vermeğe mâni değildir. Ancak, OD gümrük resmi ile, gümrüklerde ı alınmakta olan hazîneye, belediyeye vc özel idarelere ald bilumum vergi ve resimlerle ve orman mahsullerinin tarife bedellerine müteallik İlgili dairelerin her türlü gelir haklan ’ mahfuz kalmak üzere kaçak pl-[ duğu sandan maddeler sahlple-, rine iade olunur. ’ Madde 5 — Bu kanunun ikln-cl maddesinde gösterilen suçlardan «cürümlerden» dolayı hük-' mediimi; ve edilecek cezalann üçte ikisi indirilir.
İki seneden (iki sene dahil) az suçlar tamamen serbest bırakılır. ölüm cezası 20 yıl ağır hapis ve müebbed hapis cezası 14 yıl ağır hapis cezasına çevrl-ı Er-
Madde 6 — Firar halinde olup da bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren memleket içinde bulunanlar allı ay ve memlekek dışında olanlar 8 ay zariında Cumhuriyet savcılıklarına müracaatla teslim olmadıkları takdirde beşinci madde hükmünden istifade edemezler, Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte asker kaçağı izinsiz, bakaya, yoklama kaçağı ve saklı bulunanlar ve askerlikten kurtulmak için hile yapanlar kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay içinde resmi mercilere teslim olmak şartiyle af ı'olunmuşlard ır.
Madde 7 — Bu kanun hükümlerinin Hâkimler ve Memurin kaııunlarlyle bunlara ek kanunlara vesair kanunlara tevfikan verilmiş ve verilecek İdari ve inzibatî karar ve yapılmış ve yapılacak işlemlere ve subay, askeri memur, gedikti erbaş ve erbaşların cezalarının hukuki neticelerinden olan rütbenin kaybedilmesi v(> orduya subay, memur ve gedikli olarak kayıdlı bulunmamak ve askeri nispetinin kesilmesi işlemlerine şümulü yoktur. 28 şubat 1342 ve 3 nhan 1300 tarih ve 460 sayılı Mulıamat kanununun madde! muvakkateslnde yazılı Meclis taralından »erilen avukatlık veya davavekilliğinden çıkarılma kararları kaldırılmıştır. Bu kararlara göre, meslekten çıkarılmış olanlar, Muhanıat kanunu İle kazanılmış haklara halel gelmemek üzere Avukatlık kanunu hükümleri dairesinde baroya kaydolunabllirler. Hususi kanunlara göre, mercilerine verilmiş olan bu kanunun neşri tarihinde İnfaz edilmemiş bu-hınanj>«r.r cezaları da birinci madde hükmüne tâbidir. Vergi •Cezalan maddenin şümulü dışındadır.
Madde 8 — Bu kanun hükümlerinden faydalanacak tutuk ve ve hükümlülerin salıverme işleri kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 15 gün içinde tamamlanır.
Madde 9 —, gu kanun 'yftyımı tarihînde yürürlüğe girer.
Madde 10 - Bu, kanunu Ba-
2 (D > (D
P
u
M30
99 —
911 —
ANADOLU DEMHlVOLD CRUPO
Tanvuier 1-1 Hı.'ic senetleri » ao MilmesuU senet ŞİRKE! HİSSELERİ Merkez tunkası Arslao Çimento 1' Ttrnrct Bankan
ıs ,'u , kanim- Kumlu yürütür.
emmuz 1950
Seyahat Mektupları:
İngiliz iktisadiyatına^ kuş bakışı
Londrada Maliye Bakanlığını ziyaret ederek bir yuvarlak masa etrafına kurulduk ve şu son malûmatı aldık:
îngllterenln bugünkü 50 milyon nüfusu takriben 240 bin kilometrelik bir saha üzerinde yaşıyor ve muhtaç olduğu gıdanın ancak beşte İkisini kendi yetiştiriyor,
Harb dolayıslyle. İngiliz İktisadi varlığının dörtte biri kaybolmuştur. Hava hücumları ve muhtelif yerlerdeki tesislerin satılması zaruretleri bunda başlıca âmildir. Fakat hâlâ, umum dünya ticaretinin yüzde elUsl sterlinle yapılmaktadır.
Ingilterenin dolar kıtlığından mustarip oluşu malûm İse de, bu, bütün dünyaya şamil bir haldir. İn glllere Hin ihracatı. 1938 e nezaran, 1950 de yüzde elli artmıştır. «Bu, kıymet değil, miktar bakımından bir artıştır,) Dominyonlarda aynı nispette bir inkişaf yoktur. İhracattan kasıt, bilhassa Sterlin bölgesine ihracattır.
Dolar bölgesiyle de ticaretin artmasına çalışılıyor. Amerika-dan İthal edilen malların başında petrol, pamuk, tütün, demirden maada madenlerden yapılmış bazı âletler ve yedek akınım gelir. Kanada da dolar bölgesinde sayıldığından, oradan dahi. dolar mukabili buğday almıyor. Alüminyum da alınmaktadır. Ticaret muvazenesinde, Kanada, İngiltereye fazla ihraç edip buradan az İthal eden bir melmekettir, (Diğer dominyonların aksine>.
Dolar bölgesine ihraç edilen malların cinslerine gelince: Birleşik Amerlkaya viski. İyi cins pamuklu, keten, otomobil satılır. Amerikalılar arasında İn-gUizlerin ekonomik arabalarını tercih edenler vardır. En lüks otomobiller de îngilterede yapılır. Meselâ diplomatlar vesair ekâblr bunları tercih ederler. İngiltere, bilhassa en ekonomik ve en lüks otomobillerde temayüz ediyor. Amerlkaya cüzî miktarda otomobil satılırsa da
Akbank şubesi
Bankanın İstanbul şubesi dün açıldı
14 Temmuz 1948 tarihinde Adanada kurulan Akbank'ın İstanbul şubesi dün saat 10 da merasimle açılmıştır. Bu törende İstanbul vali ve belediye başkanı Dr. Fahrettin Kerim Gökay, sigorta şirketleri, bankalar temsilcileri, iş âleminin tanınmış simaları, Denizyolları umum müdürü Cemil Parman, üniversite mensupları, gazeteciler ve diğer davetliler hazır bulunm uslardır.
Akbank umum müdürü Ziya Alaçam bankayı açmış ve davetliler Adananın pamuk sanayii ve çiftçilerinin eseri olan bankayı gezmişlerdir.
Merkezi Adana da olan ve îs-tanbuldan başka bir de Cfeyhaiı-da şubesi bulunan Akbankm sermayesi 5 milyon 700 bin liradır. Her türlü banka muamelâtı yapan bankanın yakında Ankara. İzmir, Mersin, İskenderun, Gaziantep. Diyarbakır ve Ürfada da şubeleri açılacaktır.
Diğer taraftan Akbank İstanbul şubesi müdürü Firuz Suntekin kendisiyle görüşen arkadaşımıza şunları söylemiştir:
«— Bankamız, her çeşit banka muameleleri dışında rnü-essıs ve hissedarları arasında bulunan büyük sermaye gruplarının da arzularım nazara alarak çeşitli ticari, sınai ve mali teşebbüs ve tekliflerin iç ve dış finansman isleri ve ihtiyaçları ite de alâkadar ve meşgul olacaktır.»
Bankada dün hayli iş yapılmış. bir çok kimseler para yatırmışlardır.
t------------------
Hakfı şikâyetler
Kanadaya çok otomobil ve makine satılır. tngili21erin meşhur viskileri îngilterede IçiJmiyerek, bunun mahrumiyeti çekilerek, bu makbul meta ihraç olunuyor.
1949 senesinde ithalâtın ^»13ü Marshall yardımlyle ödenmiştir.
İngllterenin altın ve döviz ihtiyatı son zamanda artış kaydetmektedir; 1949 eylülünde.1 para kıymeti düşürüldüğü sıra 1 1 milyar 425 milyon dolarlıkken.1 şimdi 1 milyar 997 milyon dolarlık olmuştur.
Bütçe fasılları şöyledir:
Yüzde 20 - 25 askeri.
Yüzde 40 İçtimai ıslahat ve ı maarif, milli sağlık, aile tahsisatı. millileştirme, harb malûllerine yardım ve sair nafi İşler
Yüzde 15 milli borçlar.
Soruyorum:
— Geri kalan yüzde 20 kada-' n?
— Birikiyor.
— Bütçe mefhumunda «birikme. var mıdır?
— Evet. Devlet işlerinde sermayenin artması. Halka mahsus ikametgâhların yapılması, jflarbıie evleri yıkılanlara ve zarar görenlere tazminat hep bu mde 20 den verilir.
îyl unlamak için tekrar sordum :
— Harb dolayıslyle evi yıkılanların evlerini mi yaptırıyorsun uz ’
— Evet.

Türkiye İle Llcaret faslına geçtik,
fıır«İyede Sterlin kıtlığı olduğu için ticarette durgunluk var. «Avrupa Tedlyat Birliği, ne neticelere varacak, henüz meçhul. Zorluklardan biri. Türk mallarının pahalılığı İmiş. İngiliz alıcısı, nerede hangi malı ucuz ve iyi bulursa terclhslz onu alırmış.
Yine sordum:
— Kalite bakımından ne gibi mallarımızın daimi şekilde İngiliz tarafından alınabileceğini umuyorsunuz?
— Fiatler elverişli otursa tütün. kuru yemiş, ymnapa, krom, et. afyon.
IBir de tenkid işittim' Tu itler, hayvanlarını körpe çağlarda yeyip helâk ediyorlar. Halbuki modern iktisatta, en verimli yaşa kadar besleyip sonra kesmek lâzım gelir.]

Maliye Bakanlığına giderken,
Haseki imaretinde verilen yemekler ----------■-----
Hasekide oturan bir karimiz yazıyor1 Eskidcnberi İstanbul vakıflar başmüdürlüğüne bağlı Haseki cam’-sl karşısında Haseki imaretinde fakirlere yemek verilmektedir. Fakat son senelerde verilen yemeklerin, bilhassa kavurma İle verilen yemekler yenllemiyecek derecededir.
11/7/950 tarihinde verilen patates yemeğinin haşlama tuzlu suda pişmiş olduğunu acı teessürlerimle bildiririm Aynı mamanda kepçe ve kapların kalaysız oluşu bu işle alâkadar olunmadığını gösterir. Yemek tevzi edenlerin bu bedbhat kimselere daha nazik hareket etmelerini temenni ederiz.

Hoparlörlerden şikâyet
Biz bu yazı doktor tavsl-yesile Boğazda geçirmeğe mecbur olduk. Maalesef fena bir tesadüf Büyükdcrede bir gazinonun karşısına düştük. Asabımız düzeleceği yerde büsbütün bozuldu. Uyku ve İstirahatın İmkânı yok. Sabah ondan gece yansı bire kadar bütün hoparlörleri açmak şartiyle durmadan plâk ve caz çalıydılar Üç döTt kere kaymakam beye şikâyet ettikse de bir faydası olmadı.
Cumartesi, pazar günlerini hoş görelim, fakat hiç olmazsa hafta arası hoparlörleri kısmaları ve bizi geceleri uykusuz bırakmamaları için gazeteniz vasıtaslle sayın valimizin dikkatini çekmenizi rica ederiz.
M. Aktuna
A K B A M
Fatih’in
türbesi
Sahile 3
Kızılaya yakışmayan bir hareket
Nevyork'da polise verilen hudutsuz salâhiyet
Dün vali tarafından törenle açıldı
«Aman cebinizde fazla para gezdirmeyin» — «Beni takip edin» denilince ne yapmalı? — Nevyork’ta en büyük saadet — Bir yanlışlık — Asayiş polisi, belediye polisi — Daima açık duran bina; hapishane
99 11 3 iî tf
İUri. LT
1 1 ...
• U
en güç mesele- içki dükkânının sahibi bıılun-. . , --—‘-•mamasıdır.
Dostum:
— Öyledir, dedi. Nevyorkta hiç kimsenin cebinde beş on dolardan fazla para yoktur. Herkes çek del teri kullanır.
Hakikaten Nevyorktakl bir mağazadan meselâ bir dolarlık bir şey alırken bile tezgâhtar «çek mi vereceksiniz, para mı?» diye soruyordu.
Nevyorkta * t
lerden biri her halde asayişi temin etmek olsa gerektir. Çünkü burada her milletten her cins İnsan vardır. Hırsızı, uğursuzu, serserisi buraya girmeğe bakmaktadır. Nevyurka ! girmek her ne kadar çok sıkı • kontrola tâbi ise de 8 milyonun 1 arasına karışan renk renk, cins cins İnsanın ne düşündüğünü. ne yapmaya karar verdi-1 ğlni bilmek kolay değildir. Onun İçin Nevyorkun en şakaya gelmez adamları polisleridir. Her-‘ kes bitirici poli3 arka cebinin ! üstünde sallanan koca tabancayı çıkarır ve insanı vurur! ve gene herkes bilir ki polis daima haklıdr. Mahkemeye gittiği zaman hâkim şahitlerni sözüne ' değil, polisin sözüne inanacak' tır.
Polise verilen bu hudutsuz |
İnsan bunları dinledikten sonra Nevyorkta polise verilen büyük salâhiyetin sebebini daha İyi anlıyor. Burada hırsız ancak tethiş edilerek sindirilebilir. Polis tetiktedir ve bir insanın en ufak bir hareketinden, bile şüphelenip tabancasına sa-rılabîlir. Meselâ büyük caddelerde yanıp sönen yeşil ve kırmızı ışıklara riayet etmeden
cıdırlar kİ en kalabalık yerlerde bile yalnız vurmak istediklerini vurur, kurşunlarile başkalarına zarar vermezler.
Buna mukabil polisler kendilerinden yardım rica edenlere karşı pek müşfiktirler. Tarsus yolcularından bir çocuklu hanım Nevyorkun en kalabalık caddelerinden birinde çırpınır, durur, bir taksi ele geçiremezmiş. Oradaki bir polise gidip rica etmiş. Polis de işini gücünü bırakıp taksi aramaya çıkmış ve biraz sonra bulup getirerek İkisini de selametlemiş.
Fatih Sultan Mehmet'in tih camii bitişiğindeki dün saat " ’ mıştır.
Törende vali ve belediye başkanı profesör Fahrettin Kerim Gökay, bir kısım umumi meclis azası, Fatih kaymakamı, gazeteciler ve büyük bir kalabalık hazjr bulunmuştur.
Vali ve belediye başkanı türbeyi açarken bir hitabede bulunmuştur, Hitabede Atatürkiin Samsuna hareket ederken büyük Fatihin ruhundan kuvvet ve ilham aldığını. İstanbulun işgalinden en ziyade Fatihin ruhunun muazzep olduğunu belirttikten sonra demiştir ki:
— İslâm tarihinde bir fethi miibin yapan ve dünya tarihinde orta çağı kapayıp yeni hir çağ açan büyük hükümdar Fatihin türbesi de inkilâp icapları olarak Millet Meclisinin kara-rile kapanmıştı. Ayni Meclis, türbelerin tekrar açılmasına r verdiğinden büyük Fail-tii ıbesini halkımızın ziyaretine açıyoruz. Demiş ve Ab-dülhâk Hâmidin Fatih hakkında yazdığı meşhur manzumeden bazı mısralar okuyarak sözlerini şöyle bitirmiştir;
— Fatihin manevi huzurunda eğilerek ve ruhuna fatihalar ithaf ederek Türk milletinin ebediyen varolması duaslyle türbeyi açıyorum.
Türbeyi akşama kadar bü-ik bir kalabalık ziyaret et-iştir.
rOlls? veruen ou nuuuusıii, •*•**“
[salâhiyet NevyorktaKl asayişi»! Ö*™ bir otomobilin letadokinl
Yarın Bayram
Çocuklarınızı hem sevindirmek hem de seslerini ücretsiz olarak dinletmek için İstanbul sergisinde LÜKOR RADYOLARI paviyonnnu ziyaret ediniz.
kim bilir ne bilmece gibi lâflar işiteceğimi düşünmüştüm. Zira maliyeciler. İktisatçılar, bizde l*“o flûgatll) konuşurlar. Had-clb"* çık İçindeni Halbuki, în-ğill* Guıllye ve İktisat mütehassıslarının (jj2e anlattıktan işte bu derece bhdttlr,
(Yâ - Nû>
rağmen yok de-
temel direğidir. Buna
1 Nevyorkta gangsterlik ğildir.
Nevyorkta oturan ahbaplarımızla görüştüğümüz sırada hepsi ayrı ayrı »aman, cebinizde fazla para gezdirmeyin». I «bir şey alırken cüzdanınızdan fazla para çıkarıp etrafa göstermeyin» diye sıkı sıkı tembih-
, lerde bulunuyorlardı.
I Çok şükür hepimizde esasen fazla para yoktu ve onun için çaldırmaktan pek korkmuyor-(duk. Fakat Nevyork gibi Lir şehirde İnsanın sokak ortasuı-1 da soyulabileceğinl havsala pek ' almıyordu.
Bir dostumuz daha İleriye gitti:
ı — Caddede yürürken biri peşine takılır da kulağına »beni , takip et. derse sakın aksilik edeyim deme! Götürdüğü yere git ve cebinde ne kadar para , varsa ver! İşin İçinden en kolay sıyrılış çaresi budur. Aksi-
I lık edecek olursan, hele polis çağırmaya kalkarsan hiç şakası yoktur, vurur, gürültüye gidersin Burada herkes böyle yapar Polis de böyle yapılmasını tavsiye eder.
Tabancayı çevirip «çıkar paraları'» dediği zaman paran olduğu halde *yak» deme' Arar ve bulduğu zaman da öldürmesi muhakkaktır.
Gangsterler arada bir gece barlarına dalarlar, içki satan mağazaları basarlar Hele tçkl salan mağazalar çok baskına uğradığı İçin bazılarının kapılarında polisler nöbet tutar. Bazılarının da içinde bir yerde gizlidirler. Haydutlarla polis a-rasmda sık sık silâh kapışması olur. Polise Taslamazlarsa içkileri kamyonlara oldurup götürdükleri. nadir değildir...
Bunları dinlediğim zaman:
— Vay canına! dedim. Demek Nevyorkta büyük saadet insanın cebinde on parası olmaması İse. ondan daha büyüğü de bir
'polis vurmak salâhiyetini haizdir, Ama seyrüseferi İhlâl ettiği için değil, otomobili bir yerden çalıp götürdüğünden şüphelendiği için vurur.
Hattâ tuhaf olduğu haşin bir hikâye Bundan iki ay kadar evvel polis gece vakti Nevyorkta bir evin p?nceresindtn "•eri girmekte olan bir adamı vurmuş. Meğer adamcağız hırsız değil, o evin sahibi İmiş. Anahtarını pvde unutmuş, kendi evine pencereden girmeğe çalışırken Öbiir dünyayı boylamış!
Polis haklıdır: Caddede seyrüsefer ışıklarına riayet etmeyen adam otomobil çalmış olabileceği gibi bir bankayı da soymuş olabilir. Polisin başka bir İhtimal olabileceğin! aklı almaz. Onun İçin meselâ gece yarısı. Nevyorkun kenar mahallelerinden birinden geçerk m. bize pek garip gelen şöyle manzaralar görüyorsunuz; Cadde bomboş. İn cin yok. Direkteki otomatik kırmızı ışık yanınca otomobil olduğu yerde duruyor ve yoluna devam etmek için yeşil ışığın açılmasını bekliyor!
kadar
anlattılar:
Fa-türbe d 13 de törenle açıl-
Teknik üniversitedeki görüşme
Ankaradaiı şehrimize gelen Türkiye milli talebe federasyonu genel başkanı Can Kıraç öğleden sonra Teknik üniversite rektörü Ord. Prof. Hulki Ercin le uzun bir görüşme yapmıştır. Bu görüşmede Türkiye milli talebe federasyonuna bağlı talebe birlikleri ile talebe federasyonu merkez İcra komitesi tarafından Teknik üniversite rektörlüğüne gönderilen protestolar bahis mevzuu olmuştur.
Nevyorkta kaldığım otelde -------------=-----------------—
gece on ikiden sonra yalağa Federasyon genel başkanı ile girdiğim zaman caddelerden akseden canavar düdükleri yüzünden gözüme uykıı girmiyordu. Sonradan Bunlar Roosevelt hastanesinin sıhhi imdat arabalarile mahallerine yetişmekte olan polis arabaları İmiş.
Bize Nevyorkta pek misafirperverlik gösteren ve İlerideki yazılarımda kendisinden uzun uzun bahsedeceğim iyi insan örneği Mr. Jones ile bir akşam Çin mahallesine gittiğimiz zaman Nevyork hapishanesinin önünden geçtik. Gece vakti biz geçerken polis otomobili hapishaneye dört kelepçeli adam indiriyordu. Bu muazzam hapishanenin hemen yanındaki muazzam bina da mahkeme imiş, iki bina dar bir köprü ile birleştirilmiş. Yakalananlar hemen, suçluların «Öliim. dirim» köprüsü dedikleri o köprüden geçirilerek aî-klmin huzurunu çıkarılırlarmış. Mr. Jones’a:
— Mahkeme geceleyin açık mıdır? diye sordum.
Güldü:
— Mahkemeyi bilmem hapishane her halde açıktır! dedi.
rektör arasında cereyan eden İ konuşmalar şehrimizdeki talebe teşekkülleri nezdinde memnuniyet uyandırmıştır.
vaka
büyük
de
ama daima
Şevket RADO
RADYO
İSTANBUL RADYOSU
öğle ve aksam programlan
21,00
21.15
22,01)
82,45
a+.oo
Açıl 15 ve programlar.
Haberler.
Şarkı ve tUrkülcr «Pl.».
Ca: müfigl «Pl ».
Sar eserleri - Şsrlcı ve lürkOler Dans müligi «Pl.».
Serbes saat.
Radyo solon orkestrası konseri. Haltımın programı. Programlar Vc kapanı}. Açılı; ve programlar. Sar eserleri.
Cay saati «Pl.».
Haberler İstanbul haberleri. Car tnllslgl «Pl.» Şarkı ve türküler.
Dinleyici istekleri (HlfU mûıigl».
Scrbcs saat Şarkı ve türküler. Dans orkestraları geçidi «Pl.». Haberler.
Kartlık hafif mürlk «PL». Dans müılÇi «Pl » Programlar vc kapanış.
ANKARA RADYOSU
Batı
oeir ve akşam programlan
W. A. Y. konsey toplantısı Şehrimizde hazırlıkları ilerlemekte olan 1950 dünya gençlik birliği konsey toplantısı gündemine alman meseleler üzerinde Türk hareket hattını tes-blt etmek üzere Türkiye milli atiebe federasyonu genel idare kurulu azalan genel başkan Can' Kıraç'ın riyasetinde müzake-
Açılış ve program.
M S- ayarı ve Salon orkestrası
Nevyorkta yirmi beş binden fazla polis vardır. Asayiş polisi olmak İçin İrlandalI vc katolik olmak şarttır. Belediye polisi olmak için de Italyan olmak lâzımdır. Polis en kalabalık yerlerde silâh kullanabilir. Meselâ otobüsün İçine girip tabanca kullandığı vâfcldlr. Fakat söylediklerine göre o kadar nişan- relere başlamışlardır.
Güneyin En Büyük BANKASI
S.löö.ooo TL. Sermayeli AKBANK
Tiirk Anonim Ortaklığı Lst&nbulŞubcıi
Her türlü bankacılık hizmetleriniz İçin BUGÜN emrinize girmiştir Müsait faiz, zengin İkramiye, sür'at. kolaylık Yeni Postane caddesi No. 47
12 temmuz çarşamba günü akşam üstü tramvayla Türbeden Bey azı da doğru gidiyorduk. Çarşıkapı durağında iri yapılı, orta boylu, iri ve arık başlı seyrek kırçıl sakallı, sarışın, elleri bileklerine kadar varalar içinde. açık gri. pejmürde elbiseli, yırtık gömlekli bir adam bindi. Elinde, üzeri Kızılay işaretli bir iane kutusu var. Müphem- müstacel bir vazife almış gibi telâşla kalabalığı iterek yolcuların arasına girdi ve bir şangırtı başladı. Telâşlı adam. her yolcunun önüne
dikilip kutuyu sallıyarak î-çindeki paraları şangırdatıyor vc ağzını açmaksızın, lisanı hal ile; «Ne duruyorsun? Sökül paraları! ÇabııkLL "1 bekletme beni!» divcnQ tehditkâr bir eda ile gözle-fl rini karşısındakine dikivor.C\| Bazı yolcular kutuya paraq_ atıyorlar, bazıları aldırış et-O
rai arın şıkırtısından belli ki'O kutu yarıya kadar ve belki (D daha fazla dolmuş. Adama|g sordum: q
— Sen Kızılayda mı çalı-Jr şıyorsun?
Üzeri işaretli kutuyu burnuma doğru uzatarak sert bir sesle cevap verdi:
— Kızılay namına hastaneler için iane topluyoruz.
Tramvay Bayazıt durağına yaklaşırken yavaşladı, telâşlı adam atlayıp savuştu.
Hayır severlik Türk milletimin başlıca vasıflarından biridir. Bilhassa Kızılay gibi bir hayır cemiyetine her vatandaş seve seve yardım eder ve cemiyetin en büyük gelir kaynağı, topladığı iane ler, tebcrrulardır. İaneler muhtelif şekillerde toplanır. Ramazanda ve bayramlarda camilere iane kutuları konulur. vatandaşlar bunlara para atarlar. Gene bayramlarda evlere, müesseselere zekât, fitre zarfları dağıtılır; mektup zarflarına, tebrik kartlarına, nakil vasıtaların da biletlere Kızılay pullan yapıştırılır. Çocuklar rozet takarak iane toplarlar ve ilh... Bunlara bir diyeceğimiz yok. Fakat yukarıda anlattığım şekildc.lıiçbir münasebet yokken, rasgele bir a-damin eline iane kutusu verip halkı izacederek para toplamak tam mânasile dilenciliktir. bu hareket Kızılay cemiyetinin ciddiyetile, ulvi-
yetile katiyen telif edilemez. Hele böyle kıyafet düşkünü, nobran adamları bu işlerde çalıştırmak hiç yakışık almaz. Bunlar halkın merhametini değil, nefretini tahrik eder. Yabancılar üzerinde yapacağı tesiri de gözöniine almak gerek.
Belki de o pejmürde kılıklı, nıüz'iç adamın Kızılay ile alâkası yoktu, her nasılsa eline geçirdiği iane kutusunu kendine bir menfaat vasıtası yaptı. Böyle de olsa fenalığı Kızılaya dokunur.
Haberler.
Klisık »az «erleri.
Öğle Gazetesi.
Şarkılar. Okuyan' Sabile Tur. Çeşitli melodiler «Pl».
Filim melodileri «Pl». Konuşma; Spor haberleri.
Kayıp mektupları, hava raporu. aksam programı Vc ka-panif.
Açılış vc program.
Çocuk Snatl.
Dâıu mürıjı «Pl.».
Şarkılar.
M. S ayarı ve Haberler. Geçmişle Bugün.
Yurttan Sesler,
Radyo ile İngilizce. Operet şarkıları «Pl».
Radyo Gazetesi.
Scrbe* Saat. A
îııeeaaz «HUzrem faslı».
Hatır müzik «Pl».
Filim yıldızları nüylüyor «Pl.». Konurjma.
Şarkılar. Okuyan; Rıdlfc Erten. M. S. ayarı ve Haberler.
Dana müziği «Pl »
Progrartı ve »uporııj
Alâkadarların nazarı dikkatini ceibederiz ve dileriz ki bu hâdise etrafında gereken tahkikat yapılsın, netice lütfen bize de bildirilsin. Cemal REFİK
Doğan Kardeşin çocuk filimleri
Doğan Kardeş yayınları şirketi, tatil aylan boyunca her cumartesi güuü saat 10.30 İle 11.30 arasında Atlas sinemasında öğtellcl ve eğlendirici filimler göstererek memleketimizde İlk defa olarak pedagojik bir «çocuk sineması» yap-rnıya karar vermiştir, tik seansı bugün yapılan bu yeni sinemanın çocuklarımızın terbl-yevl eserlere alıştırılmam bakımından çok faydalı bir teşebbüs olduğu şüphesizdir.
Sahile 4
* K B A M
Uzak Doğuda son durum ve Ingiltere
Amer ikanın Çin ile harbe tutuşup tutuşmıyacağı merak ediliyor
Bundan iki hafta, evvel Donduraçla hiç kimse İngilterenin Blnpapıırdan daha doğuda bir yere — Hong Kong garnizonu müstesna — tek bir İngiliz askeri gönderebileceğini tasavvur edemezdi. Halbuki şimdi İngi-H» Uzak Doğu filosu (Koreı «ularında harbetmekte, İngiliz hava kuvvetleri (Korci arazisi üzerinde uçmaktadır. General Mac Arthur lüzum gösterirse İngiliz erleri gemi ve uçaklarla (Han> cephesine getirilecektir.
Bu büyült tahavvüîûn sebep ve saikı tamamen siyasidir. İngiltere, Uzak Doğuda bir zamanki en ileride gelen birinci sınıl büyük devlet vaziyetini tekrar elde etmeği asla düşünmemektedir. İngiltere strateji bakımından (Singapur) a doğuda sorumluluğunu deruhte ettiği en son hudut ve (Hong Kong ı a da bir ileri mevzi naşiriyle Bakmakta idi.
Fakat müştereken hareket karan vermiş olan Birleşik milletler eâmlasi arasında bulunmakta olan İngiltere vaziyetini şimdi tamamen değiştirmiş bulunmaktadır. (Kore) de A-merikan nüfuzu altında bulunmakta olan mevzilere yapılmış tearuzu Ingiltere şimdi aynen kendisine yapılmış bir taarruz gibi kabul etmektedir. Bu mesele hıkında İngilizler ar asılıda hiç bir fikir ve görüş ayrılığı yoktur.
Yalnız Ingiltere ve diğer Batılı devletlerin bu husustaki işbirliğinin Cenubi Koreye yapılmış olan komünist taarruzuna inhisar edip etiniyeteği ve komünistler 38 inci arg derecesinin öbür ta raf ma püskürtülünce işin bitip bitmiyeceği hususundaki görüşler yekdlğe-
çevreler yedinci İngiliz filosunun sadece Cenubî Kore müdafaası işlerine iştirak etmekte olduğunu belirtmişlerdi. Maahaza Kore harbinin ikinci haftası idrak edilince İngUte-redekl fikir vc görüşlerde büyük bir değişiklik müşahede edilmeğe başlanmıştır. Hükümet çevreleri ve İngiliz basını şimdi (Formoza) adası ile Cenubi Kore harbi arasında doğrudan doğruya olmasa da bilvasıta bir münasebet mevcut bulunmakta olduğunu kabul ve teslim etmektedirler, Observer dergisi Formoza adası meselesinin tamamen ayn bir siyasî dâva olduğunu yazmakta ise de Times bu İki mesele yekdiğeri ile alâkalıdır demektedir. Observer dergisi Amerikan teşebbüs ve hareketlerinin Çinin iç harbine karışma gibi bir tehlike davet etmekte olduğuna da ehemmiyetle işaret etmektedir.
Uzak Doğudan tngiltareye gelen son haberlerde (Mao Tse Tung) un halk cumhuriyetinin. İçinde bulunduğumuz haftalar zarfında (Formoza) ya taarruz etmek üzere olduğu bildirilmektedir. Komünistlerin Japonyann yanı başında (Cenubi Kore) vc (Formoza) da muvaffakiyetler elde etmesi A-merikanın Japonyadaki vaziyetini temellerinden sarsacağı gibi bu muvaffakiyetler Hindi Çini. Malaya ve Endonezya üzerinde de tesirlerini göstermekten hali kaimıyacıktır. Bu sebepten Amerikanın (Formoza) adasını da müdafaa etme, hususunda verdiği cesurane karan Londrada İşlerin İç yüzüne vâkıf çevreler takdir etmektedirler.
tngılterede şimdi gelecek rinden ayrılmakladır. Observer haftalar veya aylar İçinde A-dergisi, «İngiltere ve Birleşmiş merika ite Çinin bir harbe tu-mUietier bu m m takada sadece tuşup tutuşmıyacağına merak statükoyu İade etmekte iktifa edilmektedir. Böyle bir harb û-ed ece kİ erse bu z adar cık bir çüncü dünya savaşını da do-hareket mütecavizin taarruzu-, kurabilecektir. Böyle bir lhtl-na karşı kâfi bir mukabele ol- mal takdirinde (Hong Kong) muş olmıyacaktır. Birleşik mil-.da tehlikeye girecektir. Ameri-leUer otoritelerini mütecavizin kanın teşebbüs ve hareketterl-hudutlan İçine kadar teşmil et- ne karşı (Pekin) tarafından ya-melidlrlcr.» demektedir. Yetkili'pılan şiddetli protestolar sıra-çevrelerin de mütecavizin has- sında sadece (Formoza) dan ınane hareketini devam ettirmek (bahsedllmeyip «Yab&ncılrın hâ-istemesine nazaran uçaklardan kimlyeticrı altında bulunan maada diğer silâhlı kuvvetlerin Çin toprakları» da bu meyan-de hareketlerini 38 inci arz de- da sık sık zikredilmişti. Da-recesinin daha şimaline teşmil hili karışıklıklar ve ayaklan-etmelerl lüzumlu olduğu müta- ma karşısında İngilizler (Hong İkasında bulunmalarına-rağmen Kong) u elde tutabileceklerln-İngiiiz hükümet çevreleri bu den endişe etmektedirler, hususta pek İleri gidilmesi fik- | Formozayı pek yakında zapt rinde olmayıp bu çevreler yal- (ederek Şang Kay Çek'in İltica nız 38 İnci arz derecesi budu- ettiği son adadan atacaklarım
dunun teminat altına alınmasından bahsetmektedirler.
İngiliz çevreleri (Formoza) adası meselesinin birdenbire (Kore) hâdisesi içine karışacağını tahmin, etmediklerinden başkan (TnunanJ içinde (Formoza) adasını da zikreıankete olduğu resmi tebliğinden Londra hükümetini haberdar edince yeni vaziyet ilgili çevreler için bir sürpriz olmuş vc bu
Üstadlar konuşuyor
Sigorta hukuku
Topkapı sarayı müzesi müdürü Tahsin öz
llk merak — Sanayii nefîseye gireceği yerde-. — Hoca Rasim, üstadı Merasimin gönlü nasıl fethedildi? — Müzeye kıymet konulabilir mi? — Sultan Beyazıd'ın verdiği ölüm emri — Birinci Abdülhamit Şahruh’a ne yazmış? — En büyük tehlike: Yangın!
Topkapı sarayı müzesi, hem Konuşan: SADEDDİN GÖKÇEPİNAR mevkii ve binaları hem de İçin- ------------
deki çeşitli eşya ve eserlerile] dünyanın en s rinden biridir.
ya ve eserleri ldj
«ensin mtole-1 hurlyeUn İlânı üartao he, a. Memleketimiz T»»»1*» t(*mU
için Mr IlUhne veMleel te,kil ■>«•"> huinelenle depolznml.
. ... f timin nnrtn hııltırıan vuz
. bu suretle tecelli ettiği görülüyor,
Topkapı sarayı müze olduğu sırada köşklerden maada ancak 3 müze dairesi açılabilmişti, şimdi 37 salondan mürekkep 17 müze dairemiz var. Hülâsa müze haline konulan Topkapı sarayı |bu 25 sene zarfında Türk sa-
ve bodrumlarında bulunan yüz binlerce çeşitli eserile bu tarihî sarayın müze haline konulma-| sına memur edildim. 928 den-beri de bu müzenin müdürüyüm. |
Bu suretle senelerdcnbcrl ca- natlanm dünyaya kudretle ta-ıhştıgım Türk sanatlarının uç- tutacak bir haldedir. Türk susuz bucaksız hazînelerine ka- nallarından başka bilhassa I vuşmuşhım. işe başladığım^ çın sanat eserlerLne ait bir ko-zamanlarda müze işlerde meş-. lekslyonumuz var ki dünyada —B.I- «mt, l.T ki.) _ LI. _..l >.1.^ ...I.,...
Sigorta hukuku sahasındaki neşriyat ve tetkiklerimiz, medenî memleketlerle nispet kabul etmiyecek derecede aleyhimî-zedir. Yirmi dört yılda ancak, bir eser görebildik
Yazan; Avukat Reşat KAYNAR
ilân eden ve son Amerikan hareketleri karşısında çok gürültülü protestolar yapan Çin komünistleri için Formozayı İsti- I lâ teşebbüsünden vazgeçmek pek büyük bir perestij kayıbı demek ise de kuvvetli Amerikan donanılası önünde en seçkin kıtalarını Fonnozeya çıkartma tehlikesine atmak da pek kolay bir İş değildir.
' Anglo Saksonlar için de Çin
cdecek derecede güzel ve mükemmel olan bu miiesseseyi kuran hâlen de başında bulunan müzecilerin üstadı Tahsin Öz'ü Topkapı sarayında ziyaret ettim. Bu çok kıymetli ilim vc sanat adamımızın müzedeki eşyalar ve binalar üzerine nasıl kol kanad gerdiğini, onları bozulmadan gelecek asırlara kal- _____ ____________
ması İçin ne büyük gayretler gul (efc blr mcrnur yOktu. Aka-sarfettlglnl bilmeyen yok gibi- Cüceslne kadar tekdir. _________
Hayatı ve yetişmesi Içalışmak
Tahsin Öz, müzeciliğe nasıl Hu adamlar çok doğru, terbi-başladığını şöyle anlattı:
— 1303 te İstanbulda doğ- rılan dum. İlk tahsil hayatımdan iti- müşkülât çekmedim diyeblll-baren yazı ve resme merakım rim. Bugün bunların yüzde vardı. Daha mektep talebesi doksanı ölüm ve emckUllk gibi
iken Odam yazı, resim hattâ'sebeplerle ayrılmış bulunuyor-] ufacık heykellerle dolmuştu. 1ar. Kendilerini rahmetle ve Bu merak dolayısile vaktin sa- hürmetle yadederlm. Bunlardan; nayll nefiseslne girmeğe heves biri Hırkal Saadet dairesi baş etliğim halde maddi cihetleri memuru Rasim efendi İdi. Bu düşünerek hakuk tahsil ettim, zata hoca Rastm, üstadı Mern-Lâkin sanat eserlerine olsuı, sim. denilirdi. Bu zat Hırkal Sa-merak ve iştiyakım. Maarif Ne- adetteki asırlık ananeyi hakl-zart tinde kâtip olduğum sıra- ] kalen biliyordu ve çok yaşlı ollarda müzelerde açılan vazife-1 masına rağmen vazifesine mü-ye nakletmenle sebeboldu. Yani ciavinı ve temizliğe çok riayet-43 sene evvel Haindi beyin mü-'kârdı. Bu daireye alt anuhtar-®s müdürlüğü zamanında mü- lan zamanın kâhyasına u‘’~ zeye memur olarak girdim. İs- [ vermezmiş. Kanaatine terliğim muhiti bulmuştum Hırkal Saadetin birinci Müzeler müdür muavini olan Padişah, sonra kendisi gelirdi, j Halil Ethem beyle Osmanlı ve Ben bu sevimli zatın gönlünü o Islâm sikkeleri üzerinde çalışı-' kadar hoş etmişim ki blr gün yordum. Zamanla müzeler mü- tekmil anahtarları getirip bana dür muavinliğine geçtim. Cum-] teslim, etti. Blr de ağası cü-j ce Bahri bey vardı ki onu ts-tan bulda tanımayan yorttu.
Haremin Ali bey dedikleri blr memurumuz da daha bir buçuk yaşında İken Enderuna memur edilmişti.
İşte bu zatlarla çalışarak müzeyi tanzim ettik. Bugün müzede her sanat bölümüne alt başlı başına birer dairemiz Ln kızı Nilüfer Gençer İle genç I vardır. Müzeyi gezenler arasın- ] doktorlarımızdan Fikret Erk-
mil saray memurlarile beraber mecburiyetindeydlm.
[yeli ve her işe canla başla sa-
---- kimseler olduğundan
bir eşi daha yoktur.
Topkapı müzesine kıymet konulabilir
mi?
— Bu müzede sizi en cezbeden şey nedir?
1 — Müzecilikte her eser caziptir. Bunun ufağı, büyüğü olamaz. Yalnız henüz ilim âleminin bilmediği karanlıkta bir köşeyi aydınlatan her hangi bir eser insanda büyük bir heyecan uyandırır. Meselâ ben Türk kumaşlarının üzerinde çalışırken 14 veya 15 inci asırlara alt dokümanter bir kumaş ele geçirerek iki ciltlik bir eser hazırladım.
(Arkası 7 nel ta hilede)
bile göre âmiri
çok
Merhum Dr’ delâlettin paşa kerimesi MELEK KORUN He Emekli Yarbay Ahmet Döencl oğlu Y. Kimya Mühendisi
EKREM DÖENCt Nikahlandılar Kadıköy - 14/7/950
SARI DİVAN
Aşk ve macera romanı
Yazan: Valentin Wiilîams Tercüme eden: Vâ-Nû
i- Tefrikq 48
emir vermiyorum, hiç bir tevriyede bulunumuyorum. Fakat, öyle hareket et ki, tahsettiglm kadın görününce, oğlanı düşsün, haberi ben sonradan senden alırım. Ve sen. imkân bulduğun takdirde, haberi, bana hemen İlet...
Köşe başına varmışlardı. Detektif, geçen taksilerden birini durdurdu;
— Eh, şimdilik Allahaısmarladık. Haydi bakalım gayret, faaliyet göster.
Şapkasını çıkardı; elleri ân i blr hareketle kafasından perukayı çekti, aldı. Peruka cebe girdi. Şimdi artık, Boulot, eskiden bildiğimiz tabii halindeydi. Böylece, Sinan sokağına bankerin ikametgâhına gitti.
Manderton'u orada bud var-
lekiitie iıabul edddL
Sigorta müc-şşeaesl medeni memleketlerin, yapısında, temel vazifesini ifa etmektedir. İnsan haklarından, nasıl her vatandaş İstifade etmek imkânını tabii- buluyorsa, sigorta faaliyetinden de her vatandaşın nasiplenmesi bu derece tabiî görülüyor.
İleri memleketlerde, sigorta olmak, bir meslek sahibi olmak kadar tabii bir hal şeklini almış bulunmaktadır. Analar, babalar, çocuklarını doğar doğmaz sigorta ettirmek zaruretini duyarlar. Biz çocuğumuzun doğduğunu nüfus memurluğuna haber vermeği ve bir nüfus kâğıdı almayı başlıca vazife sayarız. Medeni ana ve babalar ise bunun yanında ve bunun ehemmiyeti derecesinde, çocuklarını sigorta ettirmeği de vazife addederler.
Çocuğunu sigorta ettirmeyen ana ve babalar, yavrularına karşı mahcubiyet hissederler; azap çekerler... Aile birliğini teşkil eden kan ve koca, kendilerini sigorta ettirmekle, yuvalarının inkişaf edeceğine inanırlar...
Bize gelince; biz. kendimizi, çocuğumuzu bir tarafa bırakalım, yegâne evimizi dahi Allahın sigortasına kaydettirmekle iktifa ederiz-Evimiz yanar. Gafletimizi kabul etmek şöyle dursun, on altıncı asırda yaşayanlar gibi, Allahın takdiri budur diyerek boynumuzu büker, üzerinde düşünmek lüzumunu hissetmeyiz bile...
Teessürle beyan etmek isteriz ki, bizde sigorta mefhumu bir âdet halinde içtimai hayatımıza kök salamanuştlr. Gelenek halini alamamıştır...
Çocuklarımızın meslek sahibi olmasını isteriz Memlekete fayda vermesi candan dileğimizdir. Vakti gelince onu aile yuvasına kavuşturmamız idealimizdir. Ona bir ev hazırlamayı, meslek sahasında gelişmesi İçin yardım etmeği baş vazife sayarız.
Fakat bunların arasında, o- a.vn ayn inceliyerek dulgnn hu. kendimizi ve meskenimizi, sigorta ettirmemekle, g__________
işlediğimizi, hem kendimize hem çocuğumuza hem de, bizim zararımızla zarar görecek olan memlekete karşı fenalık ettiğimizi idrâk edemiyoruz... Müfekklrimtede bunu, şuurlau-dıramıyoruz. Çok şükür ederiz kİ. ticaret sahasında sigortaya olan alâka ve şuur gelişmiş bulunmaktadır. Temenni ederiz W. aile hayatımızda, İşimizde, mesleğimizde de sigorta mefhu-
;imı bir teamül bir âdet haline gelsin
Bu kadar ehemmiyetli bir mevzuu tanzim eden hukuk kaideleri üzerine hukukçularımız da iltifatlarını teksif etmemişlerdir.
Hayret ve ibretle belirtmeliyim kl. 1926 tarihinde merlye-
metotlara dayanılarak olunmamıştır.
Profesör Bülent Nuri Fransızca «Le contrat rancc d'apres la legislatten Turque> ve Türkçe .Sigorta bilgisi» adlı kitapçıklarından, profesör HSrşin ticaret kanunu şerh ederken, sigorta huk ununa da blr güz atmasından başt-ka, 1928 tarihinden bu yana, yani yirmi dört senede hemen hemen blr şey yazılamam ıştır.
Bizi medeni memleketler hukukçuları önünde, hicap duygularından binnlsbe kurtaran, avukat Dr. Reşat Atabektir. Dr Atabek, ömrünün blr kaç yılını. münhasıran sigorta hukuku üzerinde tetklkata hasrederek, (Sigorta hukuku) adını taşıyan eserini neşretmeğe muvaffak olmuş bulunmaktadır.
Hukukçuluk ve avukatlık sahasında, geniş kültür ve iimî bilgisile. vukuf ve tevazuilo mümtaz bir mevki işgal eden bu müstesna meslekdaşı. neşrettiği bu eserden dolayı candan tebrik ederiz.
■«Sigorta hukukunuu sadece adalet mensuplarının değil, sigorta He yahut hukukla alâkalı her münevverin okumasını tavsiye ederiz.
Reşat Atabek, ticaret kanununun sigortaya tahsis ettiği 932 - 1012 maddelerini atıflar yapmak suretile. İlmî metotlara dayanarak derin bir vukufla şerh etmiş bulunmaktadır
Bu değerli eser hazırlanırken. nazariyata boğulmaktan tunıamlle içtinap edildiği görülmektedir. Sigorta işlerinde, CKseriyetle çıkan ihtilâflara tatbik olunan hukuk kaideleri, yeril ve yabancı içtihatlar, kaza! kararlar, müellifin, canlı ifa desl vc sürükleyici üslübile kaleme alınmış...
Dr. Reşat Atabek'in. memleketimizde henüz tatbik olun-mıyan ziraî sigortalan da tetkik etmesi, yangın, hayat, kaza. mali mesuliyet, sirkat, kredi, hayvan, ziraat sigortalarını
tetkik

üilgi vermesi, eserin alâka çek-günab nıe-*;lr;de bilhassa âmil olmak-
tadır.
Hukuki bir eserde aradığımız-vasıflardan birisi de, hukuk edebiyatının mütalâalarına uygun blr delilik mevcudiyetidir.
(Sigorta hukukunda) Reşat Atabekin kullandığı ifade, hukuk dilimizin bünyesine ne kadar vakıf ve bu sahada ne derin bir mahareti bulunduğunu bihakkın ispat etmektedir.
İlmî hüviyeti, mesleki şahsiyetle terkip eden muhterem Reşat Atabek'ln, sarfettiği e-mek ve hukuk mûntesiplerine yaptığı hizmetten dolayı kendisine takdirlerimizi sunmayı (0-denmesi gereken blr borç sayıyoruz. Reşat KAYNAR
NİKÂH
Emekli gümrük veznedarı Hacı İsmail beyin kerimesi
gibl muazzam blr memleket üe sonunun ne zaman geleceği kestirilenıiyen blr harbe tutuşma sergüzeştine atılmak da mâkul görülmediğinden İngll-Lerede böyle b» harbdeıı kaçınılacağı ümit edilmekledir. Sonra çin ve bilhassa yeni komünist rejim barışa çok muh- ;
|bçkiuci uouıı- ( uunıvriiMuıuızvıuu cı&rvı c-rs-.
taçtır. Birleşik Amerikanın hallfl kıyafetçe pek basit man'ın nikahlan dün Beyoğlu te giren ticaret hukukumuzun (Formoza) hakkında bu defa görünen kimseler dahi: | evlenme dairesinde seçkin ve sigorta hukukuna alt 13 üncü
1 almış olduğu tedbirin de daimî j [çe tnıişslz. ne olmuşuz! güzide davetliler huzurunda 1c- faslı, şimdi zikredeceğim eserin Belma hanım ile Necati beyin • mahiyeti olmasa gerektir. diyorlar gibi müzelerden bek- ra kılınmıştır. Tarafeyne saa- neşrinden önce hukukçularımız' nikâhları Eren köyünde köşklc-
Çeviren: b. AKSEL ienen en miihim vazifenin de detler temenni ederiz. arasında sistem milli ve İlmi rinde icra olunmuştur.
da buldu. Mahut san divan tepetaklak edilmiş, ayaklan yukarda duruyordu. Topuzları da hep vidalarından çıkarılmıştı.
Manderton, Carmen'in yazı masasına oturmuş, büyük blr sigar İçmekteydi. Her zamankinden daha sakin ve nefsine karşı daha emindi.
Boulot'a, selâm makamında dedi kl:
— Eh, azizim, şimdi bize vazife düşüyor.
Fransız, hayretle sordu:
— Nasd? Ne vazifesi?
— Bir genç kızın hayalinden doğan şeyler, cidden harikulade... Komedi! Tiyatro! Varyete! Ne istersen de... Olur şey değil!
Boulot’nun İlk defa olarak neşesi kaçtı. Gözleri hakikaten
i çaktır.
Nikâh
Şehrimizin tanınmış tüccarlarından Mehmet Emin Gençer'
hiddetle pırıldadı:
— Anlıyorum. Gözlerinizle bazı hakikatleri görmenize rağmen, o hakikatlere ihtimal veremiyorsunuz.
. Manderton, cevap verdi;
— Ben hakikatmiş hissini veren göz boyayıcıklara inan-
mam. Sağlam esaslar Ol-
malı. Yanlış şahadetlerle
bizi aldatmak istiyen. si-
nirll bir genç kızın dala-
verenlerine pabuç bırakmam. Pencereleri açık budvarda, sabaha karşı yalnız başına, o fırtınalı havada oturmasının mânası nedir? Ve tesadüfe de bakınız ki, tam kendisi odada otururken. pencereden İftri hırsü giriyor. Kızcağız, masum tavırlar takınıyor, o adamın, uzun boylu, siyah saçlı ve hazin ta-vurlu olduğunu İddia ediyor. Şekil ve şemaili hakkında -yerC’ bildiği izahat bundan ibarettir. Ressam Quayre'm mahut Ra- ; moıı'u tarifi de buna benzemiyor mu? İkisi de İddialarında birleşmiş oklular. Pek gaıip!
Boulot, yutkundu: — Peki, san divan?
Mnnderton, kls kls güldü:
— Bayan Dolorcs işe sonundan başlıyor. Ablasının ölürken sarfettiği sözleri nazarı İtibara almıştır, yahut da... (Fransız'a bir nazar attı.) Yahut, da. ona bu fikri biri telkin etmiş.
Boulot, hafifçe iç geçirdi. Blı az evvelki neşesizliğinden artık eser kalmamıştı. Sakin bir tavırla cevap verdi:
— Fakat, benim, o anda, burada bulunduğumu dikkate almıyorsunuz?
Manderton, müstehzi:
— Peki... öyleyse siz, herifi gördünüz mü? — dedi.
Fransız, başını salladı:
— Hayır. Benim odaya iyice girmeme imkân kalmadan, a-dam, lâmbaya ateş etti. Bayan Dolores’le blrieşerek benim böyle bir hikâye lcad ettiğimi iddia sizin için müşkül olur elbette.
Manderton, gülmekte devam letti:
— Doğrusu, kızın da delilsiz kalmak yüzünden bu derece muğlak şeyler icadettiğinl düşünmek doğru olniiiz. Evet, şurası muhakkaktır: Blr adamın.
bahçeden içeri girdiği sabit oluyor. Bahçede ve pencerenin ö-nilnde izleri bulunuyor. Eh, şimdilik bu kadarı da kâfi, azizim Boulot! Lâkin, ben, usta blr polisim. Tongaya basınıyacağı-mı göreceksiniz.
Bacak bacak üstüne atıp sigarasını tüttürmeğe koyuldu.
İhtiyar Fransız, odanın İçinde gitti, geldi. Nihayet, meslektaşının karşısında durarak onu tepeden tırnağa süzdü:
— Siz, azizim, Chamberlaln gerdanlığı nasıl çalınmıştı, hatırlıyor musunuz?
E, tabii... Zengin bir kadın olan bayan Chamberlaln, sayfiyesinden kalkmış, çelik sanayiinin verdiği blr akşam yemeğine gitmişti. Kocası ile birlikte, ziyafetin verileceği otelde kalmağa niyet etmişler. Bayan, meşhur mücevherlerini ziyafet esnasında takıyordu. Milyonluk mücevherler... Geceleyin, gerdanlık sırra kadem basıyor.
— Yaman blr hırsızlıktı.
Manderton’ıın gözleri kır- 1 pişti:
— Şimdi, vakayı daha tefer- i
ruatıyla hâtırlıyorum. Kadın, boynundan gerdanlığını çıkarmış. tuvalet masasının üzerine bıraktıktan sonra, banyo dairesine geçmiş. Orada duran podü-süetl alıp mücevherleri, mutadı veçhile parlatmak istemiş. Sonra da. otelin kasasına koydura-eakmış. Bir dakika bile uzaklaşmamış imiş kl. bu zaman zarfında, milyonluk kolye sırra kadem basmış.
— Peki, hırsız?
— Hırsız, bir hafta sonra New - York'ta yakalanmış. Bu işle Brady meşgul olmuştu.
— Hırsızın adı ne imiş?
— Ramond Flag... Lâkabı da Güzel Ramond. Avrupada ve Amerlkada, en usta otel hırsızı diye tanınan bîr şahıs. Siz de onu bileceksiniz, Boulot! Paris’te de çok marifetler kıvırmıştı.
— Peki, gerdanlık ne oldu?
— Ele geçirilemedi. Raynıoış/ çok ıısta bir herifti, Sigorte keti, mücevherin buiuntek-'i için müthiş paralar sarlf*^ Fakat bulunmadı,
__ Güzel‘nund. dediğiniz
adam ne oldu?
— Hapise tıkıldı. Zannederim sekiz sene kadar.
— Galiba, bu hâdise harbin çıktığı sene vukua gelmişti. Şimdi aradan sekiz sene geçti.
Boulot, sustu. Kıstığı kirpiklerinin arasında gözleri pırıldıyordu. Meslektaşının kırmızı yüzüne İsrarla bakmaktaydı. Dalgın dalgın devam etti:
— Raynıond mahkûm olalı, aradan sekiz sene geçti, değil mi? — diye tekrarladı.
Yine sustu.
Şimdi artık, Manderton, gittikçe artan blr alâka İle ona bakmaktaydı.
Fransız, tesadüfenmlş gibi ortaya bir lâf attı :
— Siz İspanyolca çakar mısınız ?
Manderi’dü, «hayır, mânasında başını salladı:
. — öyle bir marifetim yok.
— Size haber vereyim kl Ray-mond'ıın ispanyolcası Ram on' dur. Bandeira'nın da treeümesl İngilizceye, Flag diye geçer. Eh, şimdi kavrayor musunuz? öyleyse şunu okuyalım.
(Arkası var)
i rica, ederiıu
I
H AbdüJhamil. devrinde Av-nıpada Oamanlı idaresi ve zihniyetiyle mücadrlcye girışmk; ve (Sada> ismiyle çıkardığı bir g**ri«- ile kendi fikirlerini şıd deUe müdafaa etmiş mütefck-kirlerımlzdeo birisi de Ubeydul-lah efendidir
İzmirli Hocazade ailesine mensup olan efendi 1857 yılında Izmirde doğmuş »e bir müddet İ.stanbulda medrese tahsili görmüştü. Beyazıt camii dersiamı Hafız Mehmet Eşref efendiden İcazet alan ve Nakşibendi şeyhlerinden bulunan Ubeydullah efendi Tıbbiye mektebine girerek burada da iç sene okumuş, sonra siyasi oir suçla Istan buldan sürülmüştü.
Sürgünlüğü sırasında Paris'e, kaçmış oradan Ingiltereye geçerek evvelâ Liverpooldu sonra Londra'da Şada İsimli gazetesini çıkarmıştı, Ubeydulloh efendi bilâhare İngiltereden de Ame-rikaya geçti.
Ubeydullah efendi Avrupa da hayatını kazanmah İçin türlü teşcbıislere girlşnüj, bu arada keten helvası yaparak satmıştı.
IBir çok gazete ve mecmualarımızda dini ve içtimai mevzulara dair yazılar neşreden Ubeydullah efendi Mu.'Uuınan-hğı taassup ve cehaletin Lstilâ-smdaıı kurtarmaya ve hürriyet fikirlerini yaymaya çalışmıştı.) [11
Avrupadaki diğer hürriyet mü-rahidierimizden ayrı bir yol tutan Ubeydullah efendi lx»n-drada Ingiltere aleyhinde neşriyat yapıyor ve Rus siyasetinin tutulmasında ümitli görünüyor, bu yüzden de II Abdülhamidi övüyordu.
Jön Turklerin Ermenilerle birleşecek Padişahı devirmek vt meşrutiyeti tesis etmek yolundaki faaliyetlerini de şiddetle Un kiri ediyordu
Ubeydullah efendi kendisini diğer hürriyetçilerden ayıran bu orijinal fikirlerini Şada isimli şapirografla basılmış gazetesinde yayıyordu. Kendisine «İstanbul'dan, Mısır'dan. Glridden, Dede ağaçtan, Beyrut'tan. Paris'ten) bir çok okuyucular (Şada gibi. Hürriyet gibi. Meşveret gibi bir gazetenin İngilterede ne kadar masrafla vücuda gelebileceğini ■ sormuşlardı.
Ubeydullah efend) Sada'nın 15. sayısında gazetesini nasıl çıkardığını anlatmaktadır. Bu malûmat o vakit memleket dışında tab olunan Türkçe gazetelerin vaziyeti hakkında matbuat tarihimizi aydınlatıcı mahiyettedir Sadanuı muharriri, tabii ve sahibiı bu hususu şöyle nakletmektedir:
•Ben Sada'yı kendim yazar, kendim hasarım Sadayt basmakla olduğum makineyi yedi buçuk şiline, yani bizim Türk partisiyle kırk beş kuruşa ve Fransız parasiyle on franktan biraz eksiğe aldım. Makine alm-dı£'i vakit kırk, elli numaranın tahririne yetecek kadar bir şişe mürekkep de bıl.ıbedel makine He beraber alnır Kırk. ell| numaradan sonra mürekkep biterse bir şilin yani altı kuruş verilir ve bir şişe daha alınır. S*da nüshasından bin dokuz yüz yınz.1 tane nüshaya kifayet «leccK miktarda kâğıt bir buçuk şiline yani dokuz kuruşadır. Ben her numaradan şimdilik yalnız yu* yirm nüsha basıyorum
Muharrir punoan sonra tab ■creiı verilmek şartllyi® Şadsam kaça çıkabileceğini ve nihayet basılan cazetelertn (Her-snk Bosna. Kıbru. Mısır, Tunus, Rusya ve İran gibi memleketlere açık olarak i gönderildiğini (İstanbul'a vP idaresi doğrudan OofTTiya İstanbul'a art olan yere kapalı zarf içinde) sevkeriil-•***nl re bu tekdirde bir nüshaya elli prurn ücret verilmek lâzım geldiğini anlatmaktadır.
Ubeydullah elenen (fah;, sonra da yabancı memleketlerde çıkan gazetelere karşı Padişahını korkusunu da şöyle naklediyor: «Sultan Hamlt mrmallld ccne-biyede Türkçe neşrolunan gaze-telcrde,, pek korkuyor. Nereden bir zada İşitiyorsa susturmaya
Tozan
Halûk Y.
Şehsuvaroğlu
yahut kendisine dalkavukluk ettirmeye çalış yor. Susturmak, dalkavukluk ettirmek için gazete çıkaranlara bir çok paralar veriliyor, milletin yahut Sultan Hamidln bir çok parası bu yolda boşu boşuna [21 gidiyor. Meselâ Paris'te fahtakale Arapça.sından daha çetrefil bir Arapça ile (Ebunezare) İsminde soytarı bir gazete çıkaran Ceyms Sanı ot namında Mısırlı bir Yahudi Maliye hâzinesinden yahut Hazincl hazsadan ayda bin frank maaş alıyor. Böyle âdi bir takım aıiomları Padişah Lstanbu-la davet ederek Mabeyincilerini bunlara, uşak yapıyor.
Ubeydullah efendi (din ve dünya meseleleri I hakkındakl fikirlerini de 1313 senesinde lâverpool’da tabettiği (Din ve Dünyaı isimli bir risale yayınlamıştı.
Ubeydullah elendi bu risalesinde diyor kİ: (... Evvelleri med rezelerde .mekteplerde dinin direği olan namazı ikame için Allahüekber nidaları akisendaz olur ve halka Allahtan başka mabut olmadığı bildirilirdi. Şimdi İse kitabı sünnette hiç yeri o! mı yan Padişahım çok yaşa sodası işitiliyor ve zalemenln devamı zulmüne dua akdem-i faralzi diniye olmak üzere tâlim olunarak herkes Padişaha perestiş etmeye icbar olunuyor.
Düşünmeli kl daha dini bütün Müslümanların nüfuzu şimdiki kadar kırılmadan bugünkü Padişahım çok yaşa duası yerine alaylarda Padişahım mağrurlanma L31 renden büyük Allah var, diye bağırılır ve zaleme-nlo hiç olmazsa o suretle burunları kırılmaya çalışılırdı. Amma Kanunuerasi gibi âsar muclzekârane ile halkın haddi bildirildi. Padişahın medeni kavimler usul unda hukuku temin edildi. İtaat, halka vazife, faili mayûrit olmak Padişaha nak oldu. Bunlar hep Avrupadan geldi. Hep medeniyetperver efendilerimiz, terakki âşıkları, hürriyet meftunlan marifetiyle getirildi. Hüküm ulema etinde iken halk Mızraklı ilmühall bir köy risalesi gibi şeyleri okuyarak imamımız Kur'andır diye öğrenirlerdi. Padişahlar hükmü şeriata boyun eğerlerdi. Söz ayağa düştükten yani şimdiki terakki perverler ser kare geçtikten sonra Kanunuesasilerle nefsi nefisi hümayun mukaddes ve gayri mesul olarak Padişah kanunun fevkine çıktı.
... O kadar uzağa gitmeğe ne hacet, kanun uesasin İn vâzu olan Mithat paşa merhum, bir mahkemr-i kanuniye tarafından idama mahkûm oldu. Fakat o hüküm Babımeşlhatln hem dr hah hazırdaki Babuneşthatin
lasdikına urzolundu. Şeriat ve erbabı şeriat Abdülhamide karşı da metanetlerini muhafaza ettiler. Hükmün şer1 ve kanuna mugayir ve zalimane olduğunu ve Mithat paşanın mazlum ve masum bulunduğunu kalen, kölemen ve kavlen sureti alenlyede söylemekten çekinmediler, korkmadılar. Ab-dülhamit sonradan miralay yaptığı Bekir bey namında bir habisin eliyle Mithat paşanın çayır cayır başını kestirdi. Amma hükmü zalimanesini suratına çarpan erbabı melanetin kılına dokunamadı. Hattâ memuriyetlerinden bile azledemedi. çünkü sarıklı güruhu, o yakası yağlı softa takımı ne kadar hablsünnefs olsalar kalblerinde Allah korkusu her korkuya galiptir. Zaleme İse kalblerinde Allah korkusu olanlardan daima korkar. îşte bundan dolayıdır ki Abdülhamidin hükmü zalimanesini tasdik et-miyen o koca herifler hâlâ Abdülhamidin gözünün önünde ellerini kollarını salltyarak kemali metanetle dolaşıyorlar.
Bugün kanunuesasi taraftarlarının Mithat paşanın kesildiğine ağlamaları ne kadar abestir Gözüm, adamın başını kesen Abdülhamit değil, kendi kanunudur. Amma muhakeme kanun uesasiye muvafık değilmiş. Malta köşkünde Abdülhamidin nüfuzu altında cereyan etmiş. Evet Mithat paşa da esnayı muhakemede kendi kanununa munakıs böyle bir iddia serdetmişti, Ben eğer Abdül-h&midin yerinde olsaydım mahkemeye kendim gelirdim de Mithat paşaya (Benim nefsi nefisi hümayunumu mukaddes ve gayri mesul olacak bir mevkie getirmekle ahkâmı m ünitesine Padişahlara boyun eğdiren şeriat! nakzettiğin ve şimdi de kendi kanununa muhalif olarak beni mesul tutmaya kalkıştığın için senin başını keseceğim) derdim. Ve o şehidi mukaddes alâmelelnnas tövbe ve istiğfara mecbur ederdim.
Ne çare kl Abdülhamitte bu kadar idrak ve insaf olsaydı bugün kendi mabeyincilerinden, hademesinden hattâ evlâdından kendisine bir taraftar olmayan ve memaliki Osmaniye (.•halisi içinden bir fert haricine kalmamak üzere ta bakkallara, çtfçilere, hamallara varıncaya kadar kendisini sevmiyen bir halk içinde Padişahlık etmeye çalışacağına (Ben sizi adam etmeye çalışıyorum, siz beni istemiyorsunuz, öyle ise ben de sizi İstemem) der de âlicenaba-ne taç ve tahtını terkederdl.
(Bitmedi)
[1] İbrahim Alöaddin Türk meşhurlan.
|2| Bu kelimeler yerine astında fena bir kelime kullanılmıştır.
|3| Muharrir aynen bu kelimeyi kullanmıştır.
Filistin’de çarpışmalar
Suriye ve İsrail askerleri çarpışmışlar
Şanı 1* (A.A.) — Mısır hü-küme Unlu dün bildirdiğine göre Cellle kıyılarında Suriye ile İsrail askerleri arasında silâhlı bir çarpışma vuku bulmuştur. Mısır hükümeti İstihbarat servisinin Heri sürdüğüne göre hâdise şöyle cereyan etmiştir:
■ İsraillilerden müteşekkil bir grup gölün Suriyelilere alt olan kısmına, İçinde bulunduktan gemiyle yanaşmak ve karaya çıkmak istemişlerdir.
Bu hareket her iki devlet arasındaki mütareke anlaşmasına aykın olduğundan Suriyeli askerler İsraillileri tevkif etnıek İstemişlerdir.
Bunun üzerine 50 kadar silâhlı İsrailli Suriye askerleri üzerine ateş açmış ve bunlar kaçmaya da muvaffak olmuşlardır.!
Mısır istihbarat servisinin Uave ettiğine göre bu hâdiseye İsralllLler sebebiyet vermiştir.
İsrail hükümeti
Ürdün’e ültimatom verdi
Kudüs 14 «A.A.) — Gayrı resmî fakat iyi haber alan kaynaklardan bHdiriidğiine göre, İsrail ordusu, Ürdün kuvvetlerine bir ültimatom vererek İsrail topraklarında sahipsiz bölge civarında bulunan bazı binaları mütareke komisyonu kararı gereğince perşembe günü öğleden sonra saat 17 ye kadar boşaltılmasını istemiştir.
Ültimatom mühletinden bir saat sonra Ürdünlüler binalan tahliye etmediklerinden askeri harekâta geçilmesi ve bir vak'a İhtimali karşısında alarm işareti verilmiştir. Mamafih. Ürdünlüler hiç bir silâh atılmadan saat 20 ye doğru binaları boşaltmışlardır. Birleşmiş milletler müşahitleri vak'a yerinde hazır bulunmuşlardır.
Dünya vaziyeti ve Türkiye
İktisadî işbirliği müşaviri Hall’ın demeci
Nevyork 14 (A. A.) — İktisadi işbirliği teşkilâtı TurklyedeH hususi heyeti iktisadi müşaviri James K. Hali, üç ay Ankarada kaldıktan sonra perşembe gönü (ile de France) vapuru ile Ame-rikaya dönmüştür. James K. Hali aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
•Bir harb vukuunda Türklcr harbedeçeklerdlr ve ellerinde imkânlar vardır. Herhangi bir korkuları yoktur. Birleşik Amerikanın Korede derhal harekete geçmesi Türk milletine çok cesaret vermiştir. Azimkar ve müteşebbis olan Tûrkler Mar-shall plânı yardımından dolayı minnettardırlar».
Tınınmış komik Bud Abott ve Lou CasteDo Parter gelmişlerdir. Yukarıda iki komik, bindikleri tayyartû'-kı ev suhibı aula bir arada görünüyor.
Arkadaş kaatili
Turhan Ankara ağır ceza mahkemesinde yargılanıyor
Ankara 14 (Akşam) — Bundan bir müddet evvel hamlin önünde Turban isminde bir ilse talebesi bir hiç yüzünden arkadaşlarından Halil İbrahim adında birisimi çakı ile öldürmüş ve yine arkadaşı Pah re d dini de ağır surette yaralamıştı.
Bu cinayet dâvasına ağır
Bir Basın Kanununa
liizum var mıdır?
Bu sualin cevabı: Vardır, hem de şiddetle...
— Basın Kanununa lüzum var mıdır?
Son zamanlarda bu suali soranlara sık sık Hışlıyoruz.
— Basın Kanununa lüzum — —--------------_ Var mıdır?
ceza mahkemesinde başlanmış-] Dlye soranlardan bir kısmı-tır. Hâdisede Turbanın babası ntn bu hususta sarih fikri yok-
d. bulunduğu İddia olundum-' lur, bun|a, bu m,..,su ntntmM dan sorgu sırasında tıer ikisi atmak iitlyorlı,r FakuL
birden hidlseyi uUblmuUr. Wr kl5ml toy|r blr k,„una lh. Turhan, kanlı hâdiseyi şöyle
hikâye etmiştir:
(— Tanıdıklarımdan Ömere Fahreddin hakkında bazı söz- I ler söylemiştim. Ömerln sır j saklama hususunda biraz gevşek olduğunu bildiğimden başkasına söylememesini tenbih ettim. Fakat Ömer çenesini tutmadığından Fahreddin aleyhinde söylediklerimi aynen kendisine söylemiş. Bunun Ü2 riııe Fahreddln de Halil ' him. İsmindeki arkadaşile yolumu beklemiş. Ben oradan „ çerken üzerime yürüdüler. Kaç maktan başka çare bulamadım. Arkamdan yetiştiler. Beni blr hayli dövdüler. Biraz sonra Fahreddln ile Halli İbrahim! polise haber verdim. Muzaffer İsmindeki arkadaşımın yardımlı e eczaheneye gittim. Yedi-1 ğinT dayaktan aldığım yaraları' sardırdım. Eczahaneden çıkar- ] ken Halil İbrahim ile Fahrettin | polise haber verniğime Kızarak tekrar bana gelmişler, fakat ben | bu sefer mektepde kalem aç-, m ak için L_Z_______—t---
çıkararak bunları korkutmak | İstedim. Üzerime atıldıkları za- 1 man çakıyı her ikisinin de kar- ' nına sokup çıkardım.» 1
Duruşma, şahitlerin celbi için 1 talik edilmiştir. 1
jtiyaç olmadığı. Ceza Kanununa Iyapılacak ilâvelerle bu işin halledilebileceği kanaatindedir. Bu kanaat doğru mudur?
| Hayır, doğru değildir... Uzun senelerden beri gazetecilik yapmış olanlardan kime sorsanız. Basın Kanununun lüzumlu ol-ıduğu müta’âasındadır. Blr kere bu kanunda idari hükümler , , vardır. Gazete nasıl çıkar, nıes-
^e~ , ui kimlerdir? Gazete sahlpleri-Ibra-1 njn fakları, cevap hakkı nedir vesaire... Bunlun Ceza Kanununa ilâve etmeğe İmkân yoktur. Şu halde Basın Kanunn-nun bir kısım hükümleri Ceza Kanununa İlâve edilse bile, yl-ıne, hiç değilse bir nizamnameye ihtiyaç hâsıl olacoktur. Nizamnamelerin sık sık ve pek (kolaylıkla değiştiği göz önünde tutulursa, bunun matbuat için hayırlı olmıyacağı anlaşılır.
_________________ I Matbuat Kanununu kaldır-rerdiğlme kızarak 'nıak S0?16 dursun. Ceza Kanununa girmiş bazı hükümleri buraya naklederek kanunu da-"kunandıjm “çakıyı’ha miitekâmil bir şekle sokmak
] lâzımdır. Yirmi seneden beri 'matbuat hakkında yalnız Ceza Kanununa değil, ceza usulü muhakemeleri gibi diğer kanunlara da maddeler ilâve edilmiştir. Bir gazetecinin bunların hepsini akılda tutması çok güçtür. Bilhassa Ceza Kanununun bin blr türlü cûrme alt maddeleri arasında gazeteleri alâkalandıran hükümleri arayıp bulmak hem güç, hem çok yorucudur. Halbuki bu hükümler Matbuat Kanunun da yer alırsa
suretiyle hakaret cürmü nasıl ayrılabilir?» dlye soruyorlar. Buna diğer birçok hukukşinasiar şu suretle cevap veriyorlar:
— Pek kolay... Kanuna «Neşir suretiyle hakaret cürmü Matbuat Kanunundaki hükümlere tabidir» demek suretiyle--.
Bizim kanaatimiz de bu merkezdedir. Arzu edilir ve esaslı çalışılırsa matbuatı alâkalandıran bütün hükümler Matbuat Kanununda toplanabil İr. Bu. blr zamanlar esasen böyle İdi. İkine! Meşrutiyetin ilânından sonra gazeteler, münhasıran Matbuat Kanununun hüküm’e-LL rlne tabi idiler. 1931 de total'-Q ter memleketlerin kanunların-n dan mülhem olarak bir Mntb.ı-^ at Kanunu yapılırken eski e-^ saslar değiştirildi. Matbuat O hakkındakl çok ağır hükümlerin belli olmaması için bunlar Ceza q Kanununa ilâve edildi. Halbu-™ kİ blr zamanlar Ceza Kanu- t-nunda matbuat hakkında trQ- (D kûm yoktur. Şimdi eskiye, doğ- > rüya dönmek zamanı gelmiştir. 0
Son defa An karaya gittiğimiz 0 zaman Adalet Bakanı: C'Z.aı*’ Kanunu Faşist Ceza Kanununun aynen tercümesidir Hemen bütün hükümleri t _ mokraliktir. Bunları bir taruîi bırakarak demokrasi e^aslarınaJ^ uygun bir Ce2a Kanunu vû.' uia J0 getireceğiz» demişti. Bu hayırlı İş yapılırken Ceza Kaııunnııda^^ matbuatı alâkalandıran hükümleri ayırarak Basın Kanununa ilâve etmek en doğru yoldur. Adnan Menderes hükümeti bu suretle bütün matbuat mensuplarının minnet ve şükranını kazanacaktır.
Enis Tahsin fil.
Findik ihracatını kontrol nizamnamesi değişecek
Ticaret ve Ekonomi Bakanımı fındık İhracatıyla meşgul mü- 1 essesclere birer yazı yollamıştır. Bundan anlaşıldığına göre Ba-.b“ kanunu tetkik ederek hangi kanlık, fındık ihracatçı!arın>n şeylerin cürüm olduğunu. bu şikâyetleri üzerine, fındık Ih- ‘ cürümlere ne ceza verildiğini raca ima ait kontrol nizamım-‘ anlamak Kolaylaşır, gazeteci meşinde tadilât yapmaya karar, mesuliyetini daha iyi takdir e-vermiştir, Bakanlık bu kararı der. verdikten sonra İlgili tüccar-! Bazı hukukşinasiar: «Ceza la ra müracaat ederek bu m ev- Kanununda meselâ hakarete suda fikirlerini sormuştur. ait hükümler arasından neşir ğaltılması çareleri aranacaktır.
Stokholm nebatat kongresi
Stokholm 14 C^afen) — Stok-hoim’da toplanacak olan nebatat kongresine Türkiyenln de İştirak etmesi beklenmektedir. Dünyanın her tarafından gelecek dan 1500 delege konferansa iştirak edecektir. İçtimain en esaslı mevzuu nebatata mmaBat olan muzır otlar He muar böceklerden kurtulma çarelerini aramaktır. Ayni zamanda da dünyada mahsulün ÇO-
Mussolini'nin zırhlı treni


Italyan Devlet Demiryolları tarafından (Mussoliııi) ye (Pa-lazzo Venrala) adi) bir »rhli: tren hediye edilmişti. 6 vagon-1
B dan müteşekkildir. Dört blr tam rafı çelikle çevrilen vagonlar yeşil renktedir ve üzerlerinde hiç yazı yoktur, icabında va-ör-ga-ı
ğonun pencereleri kurşun İçmeyen çelik panjurlarla tülebiinıektedir. Şimdi bir |rojda bulunan bu tren yakında halka teşhir edilecektir.
Yukaı ıki resimde Mussollnınl
zırhlı sarayında, çalışına odasını, yatağını, banyo dairesini, mutfağını ve kâtip odasını görüyorsunuz.
15 Temmuz 1950
AKSAM
Sahlfe 1
ustadhr konuşuyor
YENİ YAYINA
Teklif isteme ilânı
ttk>' tarafı 4 üncü sabileri*)
_ Bu müzeye kıymet konulabilir mi?
_ Topkapı sarayının ne binaların* ne de birinci derecedeki eserlerine kıymet konui-m»5)na imkân yoktur. Hattâ bir vakitler Maliye Bakanlığınca Şah îsmailln tahtı gibi bazı tayaya taymet konulması İçin Avrupadan eksperler getirtUml"! ise ete İçinden çıkılamamızın Bilfarz bu tahtta bulunan zümrüt ve incilere döküm halinde kıymet konulsa bile bunun sanat ve tarihilik kıymeti ne otamaktır?
Top kapı sarayındaki arşiv
Topkapı sarayında müzelik eserlerden başka bir de arşivi vardır. Bunlar saltanat devrinde sandıklar içinde saklanmış 15 sene evvel tasnifine baştan*. 300 bin parça olan bu evrak Sultan Orhandan başlayarak Fatih devrinde İnkişaf etmekle ve son devirlere kadar pek nadir vesikaları ihtiva etmekledir. Hattâ genç olsam müzecilikten ziyade arşive merak ederdim. Çünkü her açtığımız el kadar ufacık bir kâğıt, tarihin yüzlerce sene geçmiş bir devrini, o devrin hayatını belirtiyor. Bundan duyulan heyecan tarif edileme*. Meselâ arşivde çalıştığım sırada tule edilmiş ufacık bir pusulayı açlım İçinde İkinci Beyazıd’ın gedik Ahmet paşanın Edlrnede öldürülmesi ve Cem in oğlu Oğuz'un da boğulması için verdiği emri buldum. Başka bir vesikada da birinci Abdulha-mirl Pah ruh İsminde bir kadına ayağının türabı olayım diye yalvarıyordu.
Bııntardan başka bu müzede binlerce yazma eserden mürekkep bir de kütüphane var ki bu da arşiv gibi tasnif edilip halka açılmıştır.
Topkapı sarayı müzesinin mühim noksanı
Bu müzede yangına karşı nasıl korunuyorsunuz?
— Bu teşkilâtımız maalesef çok iptidaidir. Bugün yangına k»r*ı otomatik söndürme tertibatı mevcut İken biz bunu yaptıramadık. Maazallah Pir kaza ahiren memleket ölçüsünde değil dünya ölcudünrje bir felâket olacaktır Bir de eserlerin hava tesirlerinden bozulmaması irin diğer memleketlerde olduğu gibi klima tertibatının da yapılması zaruridir
— Müzedeki binalar ve eşyalar sigortalı mıdır?
- Hayır.
Müzeciliğimizin vaziyeti
— Müzeciliğimiz ne haldedir?
— Maalesef bu işte çok geri
kalmış oir vaziyetteyiz. Memleketimizde müze kurulmasında çok geç kalmışız. Bunun ancak yüz senelik bir mazı d varair. Bu da bidayette Yunan, Roına ve Bizans eserlerine inhisar etmiş. MIHI sanatlar üzerinde hareket ancak son senelerde başlamıştır. Halbuki ileri memleketlerde müzecilik bambaşka bir verlıe almıştır. Artık eski sanatlara alt değU, her sanat şubesine ve mevzua dair müzeler kurulmaktadır. Hattâ Ihtl-raat müzesi diye son keşifleri gösteren müzeler kurulmuştur Hattâ müzelerin mühim koleksiyonları nakil vasıtalarDe köy köy dolaştırılıyor. Müzelerdeki eserlerin korunması, temizlenmesi ise derin bir ilim halini almıştır. Bizim gibi tarhl çok zengin bir memleket İçin bu işlerde de ileri atılmak mutlaka lâzımdır.
Hususiyetleri
— Hangi lisanları bilirsiniz? Kaç eserini» var?
— Arapça ve Acenıceden başka Fransızca bilirim. Müzeciliğe alt müteaddit eserlerim ve etüdlerün vardır.
Aym zamanda Edebiyat fakültesi sanat tarihi hocası olan Tahsin özden sıhhatini sordum, dedi ki:
— Çok şükür hiç bir şikâyetim yok. tçM ve sigara kullanmam. Sıhhatim! biraz da mesleğime medyunum. Zira burada mütemadiyen gezmek meebu-rlyetindesiDizdlr. 80 bin metre murabhaı bir sahada bulunan Topkapı sarayı müzesini her gün bir kere dolaşmak insanın hem gözünü ve gönlünü açıyor, hem de sıhhatini kazandırıyor.
OSMANLI DEVRİMDE SQW SADRÂZAMLAR (XI inci dta
hjnölemkn Matımın» Kemal insi m haarlndıfı ve Mili! Egıtı M Bakanlı-tının yajuntaıtMlrta olduğu •Ormanlı Devrinde Son Sadrâzamlar» serininin XI İnci cildi çıtam-Ur. Bu ÇUI-te. son devir Sadrâzamlarından Meh-med Ferld. Hüseyin Hltru, *hmed Tevflk Paşaların hayatları InceJea-
tneMedlr
•Ormanlı Devrinde Son Sadrâzamlar, m bu XI mel eüdl, Milli E* İt.m Bakanlığı yayınevleriyle t>İHQn kitapçılarda Z>0 kuruı naile aaUlmsk-
Teknikte ileri milletlerin havacılık çalışmalarında nasıl şaşırtıcı ileremeler kazandıklarını dikkate alarak Türk havacılığına kuvvet verelim ve Türk Hava Kurumu'na her fırsatta yardım edelim.
Mllll Etilim Bakanlığınca yayımlanmakta olan «iyi Yasama Serisi» hin bu 17 ncl kitabı. Dr. Bahsettin GÜk-demlr tarafından kaleme alınmış olup. bundan önce, bu serinin 16 ncl kitabı olarak yayım lanmış olan «Yeni Biyen I» in bir devamıdır. Bütün kıtancılatd* 225 kURl? «•»’•* «*“’■ maktadır.
ESİRLE*
Milli Eğilim Bakanl'ğımn yayımlamakta olduğu »Dünya fcrtebiy a tından Tercümeler» serisinden Lâtin klâsiklerinin SS ortamı te»kU eden Plao-lus'un bu eseri. Türkün Uzel tarafından dlllmire çevrilmiş olup. 90 kuruş flatle bütün kitapçılarda satılmaktadır.
ROMANTİZM
Almanya'da romantizmin doğuşundan. tcm»ılc ilerinden. MkişaGa rı Man ve nihayet dlümünden bahseden bu değerli eser Rlcardo Hueh tarafından kaleme alınmış olup. Haini Yavux ti rafından diUmirc çevrilmiştir Milli EfliUm Bakanlığınca yayımlanmakta olan -Dünya Edebiyatından Tercümeler serini» nden. Alman klâsiklerinin 70 İncisi olrak çıkan «Romantizm» eseri. 300 kuruş flatle bütün kitapçılarda satılmaktadır.
SANAT ANStKLOPEDISİ
(15 tnel taıUrul-
CelAl fisad Arseven’in hazırladığı ve Milli Eğitim Bakanlığını» yayımlamakta olduğu «sanat Ansiklopedici» nln XV inci fasikûlU çıkmıştır. Ansiklopedinin bu fasikülOnde. keçen f«'.ı kilide başlayan «M» harfine ıkvam olunmakta ve bu harfle U-Rill «Maske*. -Meksika Sanalı». »Mıcır Sanat» cıbı başlıca maddeler İncelenmektedir.
«Sonat Ansiklopedisi»nln bu fasl-külO, MÜH Eğilim Bakanlığı yayınev-leriyle bütün kitapçılarda 250 kuruş halle ratıl maktadır.
Alım ve Satım Müessesesi nden:
Nazilli Basma Sanayii Müessesenıiz ihtiyacı İçin 75 ton buğday ve 84 ton mısır nişastası alınacaktır.
Evsaf şartnamesinin Alım servisimizden alınması ve bu İşe iştirak için TL. 1.000 — Hra teminat yatırılması rica olunur. Müe&sesemiz İhaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (9425)
D I â n:
Beykoz As. Şubesi Başk kanlığından:
931 doğumlu ve bunlarla işlem görecek daha yaşlı doğumluların son yoklamaları 20Temmuz 950 den 24/Ağustos/ 950 tarihine kadar her hafta salı ve perşembe günleri yapılacaktır-
Köy ve mahallelere tahsis edilen günler Beykoz ilçe kaymakamlığınca yayınlanmıştır.
İlgililerin belli günlerde Beykoz spor kulübü salonunda toplanacak askerlik meclisine müracaatları ilân olunur.
(3062 — 9498i
M. S. B. İst. Sa. Al. Ko. Bşk. 1. Numaralı Komisyon İlânları
1 — Açık eksiltme Ue 15 ton taze baş soğan satın alınacaktır. Tahmin edilen bedeli 2100 lira geçici teminatı 157 Ura 50 kuruştur.
2 — Eksiltmesi 21/Tetnmu*'95O günü saat 11 dc Harbiye
M. S. H. tst. 1 No. Sat. Al. Kom, da yapılacaktır. Şartnamesi her gün komisyonda görülür. (2534 - 9061)
*
1 — Müteahlt nam ve hesabına 14 adet gemi tipi »oba açık eksiltme ile satın alınacaktır. Tahmin edilen bedeli 728 liradır. Kesin teminatı 110 Uradır.
2 — Eksiltmesi Harbiye M. S. B. İst. 1. No Sat. Al. Kom.
da 21/Temmuz 950 günü saat 15 de yapılacaktır Şartnamesi her gün komisyonda görülür. (2935 - 9060)
★ •
1 — Müteahhit nam ve hesabına açık eksiltme İle •1000 kilo yeşil mercimek satın alınacaktır. Tahmin edilen bedeli 3600 lira kesin teminatı 540 liradır.
2 — Eksiltmesi 2Ş/Temmûz/950 günü saat 11.30 da Harbiye
M. S. B. İst. 1 No- Sat. Al. Kom, da yapılacaktır Şartnamesi hergün komisyonda görülür. 12991 — 9183)
ik
1 — Kapalı zarfla aşağıda cinsi, miktan. tutan, geçici teminatı, ihale gün ve saati yazılı odunlar Harbiye M. S. B. İst 1. No. Sat. Al. Kom. da satın alınacaktır. İstekliler teklif mektuplarını İhale saatinden bir saat evvel komisyona vermeleri. Şartnameler her gün komisyonda görülür.
Cinsi Mîktan Tutan Geçici teminatı ihale günü saati
Lira
Bes yüzüncü yıl
İstanbul un beşyûzüncü ve mutaakıp fetih yıllarını kutlama derneği muhtelif ihtisas komiteleri ve kolları teşkil ederek çalışmalarına şuurlu bir enerji ile devam etmektedir. Demeğin ilmi «komitesi dün saat 18,30 da Feridun Dirim-tekinin başkanlığında İstanbul arkeoloji müzelerinde toplanmıştır. Demek idare kurulu başkanı Aziz Oganın da hazır bulunduğu bu toplantıda Fatih ve Fatih devrine alt hazırlan-makta olan eserin muhtelif kısımları üzerinde görüşülmüş ve neticede Fatihin şahsiyeti. İstanbul un fethi. Fatihe takaddüm eden devir, fetihten sonraki devre ait daha bir çok tali bölümleri dc ihtiva eden mevzu fihristi tesbii edilmiştir.
Deniz banyolarında
SULFADERME
Mutfak odunu Soba odunu 420 ton) 140 ton) 21560 1617 lira 31.7.950 11,00
Mutfak odunu Soba odunu 420 140 ton) ton) 21560 1617 lira 31.7.950 15.00
Mutfak odunu 375 ton) 19250 1444 lira 31.7.950 (2992 16.00 9224)
Soba odunu. 125 ton)
Genel Müdürlüğünün
En seri en rahat uçaklarile
I — Pazartesi ğünİeri: (İstanbul — Ankara — Beyrut — Kahire)
Salt günleri: (Kahire — Beyrut — Ankara — İstanbul)
Perşembe günleri: (İstanbul — Ankara — Kıbns — Beyrut)
(»ra günleri: (Beyrut — Kıbns — Ankara — İstanbul) haltında uçak sererleri muntazam devam etmektedir.
□ — Bu hatlarda reyahat eden yolcuların 30 ar kilo bagaj-iart üeretete nakledildiği gibi gidiş - dönüş biletlerinde % 10 tenzilât yapılmaktadır.
m — Faılabügi İçin BU e t 8a tş Bürolartyle Acen taliki arımı-z* müracaat edilmesi rica olunur (9552)
İstanbul Vaİi ve Belediye Başkanlığından:
Bayın Cumhurtuşiran inin donanma İle istanbulu «ey inerinde karşılayıcı olarak gelecek vaaıtalann çok dikkatli olarak aşağıdaki talimata riayet etmeleri lâzımdır.
I — CumhurtMşkiMHDi nanui olan muhrip Hayriarpayı önüne demirleyince donanma gemUerlIe geçit resmi yapılaca-#mdan geçişin intizamı bakımından Kınalıada ile Haydarpaşa ve ı>Jmabahçe arasındaki sahanın açık bulunması lâzımdır.
1 — Karşılamaya katılacak otan husu-d merakip en geç saat 9 ta kadar Haydarpaşa mendireğinin Kakulesi tarafındaki ucu İM MfHİi'nın Mühürdar burnu arasına çekilen hattın sahi) tarafında tnı t imaca ki artır.
Yukarıdaki noktalara dikkat edilmesi rica olunur. (957UJ

Güneş ve rüzgârın cilt üzerinde yaptığı lahrıbala karşı kul. lanılır .„
HEDİYELİK
MÜCEVHERATIN her nevi
Hakiki elmas ve pırlantalarla süslü broşlar, yüzükler, bilezikler, saatler, gümüş ve kristal eşya,
İNCİ KOLYE ve KÜPELER
Garanti soyulmaz en iyi cins beyaz ve renkli, ITRİYAT ve LÜKS EŞYA
Avrupa parfüm ve losyonları. Pudralıklar, tuvalet takımları ve diğer rengin çeşitler her yerden daha ucuz fiyatlarla satışa ar-redılm iştir. istifade ediniz
ZAMAN MAĞAZASI
Bahçekapı No. 37 İstanbul
Tttrklyo fcnröi
S««lik MM kum MW> kuruş
• aylık ısoo » zne •
> aylı» m > im •
l aylık juo • -
Adrea «MIH ıîU1 eJf1 curvslu» pul COnderümeUdlr AUl takdir-do anrea detışurllmee
Telefonlarımıı Başmuharrir aZAS Vm Ulcrl WT« - idare OMM1 MOdtb 3)197
liaır.ınn tS — Hım î| '
Imaak C4 Öşta İkindi Aa. Vel» !
E. CM »5* t.M 8.33 1200 1 87 S29 MI B» W. t» « (0 » H ■ idarehane. Babıâii civar»
Milli Savunma Bakanlığından
1 — Konyada bulunan As. Ortaokul lâğvedilmiş ve İstan-buldaki Maltepe As. Lisesi ile Kuleli Askeri Lisesi birleş irilin iştir.
2 — Bu sebeple Konya As. Orta okuluna kayıt kabul için
müracaatta bulunulmaması ve şimdiye kadar nıürcaat edenlerin de evraklarını geri almaları, Maltepe As. Lisesine girmek İsteğinde bulunan öğrencilerin de müracaatlarını Kuleli As. lisesine yapmaları HâA olunur (9266)
İstanbul sıhhi kurumlar arttırma ve eksiltme komisyonundan
1 — İstanbul sağlık müzesi binası onarum açık eksiltmeye konulmuştur.
Keşif bedeli 2927 Ura 95kuruştur.
Eksiltme 26/7/950 çarşamba giinü saat 16 da Cagaloğlun-dakl sağlık ve S. Y. Md. lüğü binasında toplanan sıhhi K. satmalına komisyonunca yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, bayındırlık işleri genel, hususi ve fenni şartnameleri, proje, keşli hülâsasiyle buna müteferri diğer evrak çalışma günlerinde komisyonda görülebilir
3 — Eksiltmeye İştirak etmek İçin taliplerin 219 lira 60 kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 950 yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden «tatil günleri harlço 3 gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda 2 çl maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair İmzalaması şarttır. (9234)
T.C. Merkez Bankasından
İzmir şube binamız İçin açılan proje müsabakasına gönderilen projelerin teşhiri işi bitmiş olduğundan müsabakaya İştirak eden proje sahiplerinin projelerini umum müdürlüğümüzden aldırmaları ilân olunur (9577)
Açık eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 — Haydarpaşa Numune hastahanest kalorifer ve sıhhi tesisat İşlerinin tanuunlanması açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli; (107961 liradır.
Eksiltme: 2/8 950 tarihinde Perşembe günü saat 16 da İst Bayındırlık müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe alt evrak şunlardır. Mukavele, eksiltme, bayındırlık işleri genel, hususi fenni şartnameleri, proje keşif hülâsasiyie buna müteferri diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin (809) lira
ı7fl> kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz İbran etmesi ve (950) yılında ticaret odasında kaydı bulunduğun! dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gtın evvel vilayet makamına müracaat ederek ehliyet Vı sikası alması ve yukarıda 2 ncl maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması şarttır. (0590)
Deniz Gedikli Erbaş orta okulu Komutanlığından
1 — Türk Donanmasının gedikli erbaş kaynağı olan «Deniz Gedikli Erbaş Ortaokulu» ve «Deniz Gd. Erbaş Sınıf Okuluna» öğrenci yazımına 1 Haziran 950 den 1 Eylül 950 gününe kadar devam edecektir.
2 — Birinci sınıfa ou yıl ilkokula bitirenler n. sınıfa ortaokullarda İkinci sınıfa geçenler, üçüncü sınıfa da ortaokulda m cü suııfa geçmiş bulunanlar ve gedikli erliğe de ortaokulu Dİ t İrerek diploma alanlar Kabul edilirler.
3 — Birinci sınıfa 13 - 16. ikinci sınıfa 14 - 17 ve üçüncü sınıfa 15 - 18 yaşlan içinde olanlar kabul edilirler.
4 — Gedikli er olacakların 16 yaşından küçük olmamaları şarttır.
5 — isteklilerden tstanbuida bulunanlar Kasım pahadaki
okııl müdürlüğüne başka yerlerde bulunanların bulundukları yerin askerlik şubesi başkanlığına aşağıdaki yanlı vesikalarla müracaatları. (6316)
A — Dilekçe,
B — Nüfus cüzdanı - Fotoğraflı -
C — Bir seneyi geçmemiş aşı kâğıdı,
D — Ailesinin ve kendisinin lyl ahlâk sahibi olduğun? dair iyi hal kâğıdı.
E — Okul tastiknamesi veya diploma,
F — 12 adet veslkaJık fotoğraf.
İLAN
As. Tıbbiye Okulu Müdürlüğünden
1 — Ordu sağlık müesseseler! için 3433.5216 ve bu kanunların muaddel hükümleri dairesinde hastabakıcı hemşire ye-tiştlrlmek üzere öğrenci olınacaktar.
2 — öğrencilerin eğilimleri şimdilik M. S. B hesabına Kızılay Derneği İstanbul Hastabakıcı Hemşireler okulunda yapılacak tor.
3 — Kabul edilen öğrenciler okulda kaldıkları miiddetçı bu okulun yönetmeliğindeki kayıt ve şartlara tabi olacaklardır
4 — Okulu başarı ile bitirenler askeri sağlık miiessesele-rinde üç yıl mecburi hizmete tabi tutulacaklardır.
5 — Tahsil müddetince giyim, yatma, yemeleri okul idaresince kanunen ve tayin edilen şekilde temin ve ayrıca heı ay harçlık da verilecektir.
6 — Okula gireceklerde aranacak şartlar ve belgeler:
al Türkiye Cumhuriyeti tabaasından olmak (Nüfus tezkeresi tasdikli örneği eklenecek)
b) Her hangi yaşta olursa olsun Orta okul tahsilini bitirmiş olmak veya bu derece tahsil gördüğünü vesikalarla ispat etmek (şehadetname veya tasdikli örneği evraka eklenecek)
c) 26 yaşma basmamış olmak,
d) Kendisi Ana ve babası iffet ehli ve İyi ahlâklı olmak (polis ve emniyetçe tevsik edilecek)
e) Evli veya nişanlı olmamak, çocuksuz dul kabul edilir. Ancak medenî halı ve çocukları olmadığına dair mûsbet evrak eklemelidir. Okulu bitirdikten sonra evlenebilirler.
f) Sıhhi ârızaları dışında okulu kendiliğinden terk etuği veya evlenmek suretile veya diğer inzibati sebeplerle okuldan çıkarıldığı (ilk altı aylık tecrübe devresinde hemşire alabilecek nitelikleri haiz olmadıklarından dolyı İnzibatı sebepler dışında okalca tahsillerinden faide umuJmıyanlar tıa-riç) ve üç yıllık mecburi hizmetini tamamlamadan ayrıldığı lakdride tahakkuk ettirilecek masrafı tamamen ödeyeceğine ve gösterdiği vesikaların doğru olduğuna dair noterden tasdikli ve kefllli bir taahhüt senedi vermek.
g) Girme şartlarını taşıyanlar imtihansız olarak kabul edilir.
7 — Okula girme İsteğinde bulunanlar birer dilekçe He, yukarıda yazılı lüzumlu belgeleri de eklemek surenle en geç 15 Eylül 950 tarihine kadar doğruca: İstanbul Beyazıt Askeri Tıbbiye Okulu Müdürlüğüne müracaat edeceklerdir.
8 — Okulca durumları tetkik edilen isteklilere 'müdürlükçe kabul edilip edilmiyeceklerl derhal bildirilecektir.
9 — Kabul edilenler kendilerine yapılacak tebligat üzerine t Ekim tarihinde hemşire okuluna katılmak üzere İstanbul As. Tbb. Ok. Md. ne müracaat edecekler ve müdürlükçe Kızılay Hemşireler okulunu teslim edileceklerdir.
(2844 - 8728*

Baş eczacı ve eczacı alınacak Türkiye Cemir ve çelik Fabrikaları Müessesesinden: (Karabük)
Müessesemiz hastanesine bir Başeczacı, bir de Eczacı alınacaktır. Başeczacıya 550, Eczacıya 400 liraya kadar ücret verilecektir.
Emeklilik hakkı tanınmış, daimî kadrolu olan bu görevlere tâyin olunacaklara ayrıca yılda iki aylık ücretlerini geçmemek üzere, ikramiye verilebilir. Çok cüzi bir bedel karşılığı lojman müessesece temin edilir.
İsteklilerin aşağıda yazılı belgelerini ekliyeceklcri dilekçeleriyle acele müesseSemıze müracaatları ilan olunur. (9095)
1 — Nüfus hüviyet cüzdanı,
2 — öğrenim belgesi.
3 — (Varsa) hizmet Lelgesi,
4 — Terhis tezkeresi.
Gaziantep Valiliğinden
1 — Eksiltmeğe konulan iş: Gaziantep Sinler mevkiinde yapılacak İlk okul İnşaatı olup keşif bedeli (84776) lira (421 kuruştur.
2 — Eksiltme 1 Ağustos 1950 tarihine rastlayan salı günü saat (10) da O aslen tep 11 makamında kapalı zarf usulıyle yapılacak Ur.
3 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar her gün 11 Daimî komisyonunda vc Bayındırlık Müdürlüğünde gdrule-bUIr.
4 — Eksiltmeye girmek için İsteklilerin usulüne göre (5488) lira (821 kuruşluk teminat vermeleri ve ticaret odasında 1950 yılında kayıtlı olduklarına dair belge İbraz etmeleri şarttır.
5 — İsteklilerin bu İşin İcabet t irdiği teknik öneminde bir işi İyi bir surette başardığını veya İdare ve denetlediğimi lsba-ta yarar belgeleriyle birlikte ihale gününden en az (Tatil günleri hariç) öç gün önce Gariantep Valiliğine dilekçe İle müracaat ederek bu İşin eksiltmesine girebilmek lçlu yetertlk bölgesi almaları şarttır.
6 — isteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifi dairesinde ha ■ zırlayacakları teklif mektuplarını İkinci maddede de yazdı saatten bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına vermeleri şarttır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (9250)
15 Temmuz 195Ö
GROSLIıY
1950
O
TEKYOL T. A. ŞİRKETİ
Karaköy Palas Kat 4, Telefon; 42780
KVllANINIL
SON FIRSAT
başka yerden bayram şekeri alma-
blr taşla iki kuş vurmuş olursunuz.
jıavîyunundan alırsanız
Zayi — M, 1/339 sayılı deniz motörcülügii ehliyetimi zayi ettim, yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Kıza Çelebi
Dİ$ MACUNU
DİŞ ETLERİ KANAMASINI KESER. DİŞ ÎTLE BİNİN ÇEKİLMESİNİ ÖNLtR. DİŞLERİNİZİ TEMİZLE» Vt PAALATIH.
İkametgâh, yazıhane, gazino, sinema, döşiyccekler. î hasır ve her nevi sandalya alacaklar
I AHMET FEVZİNiN ASRî MOBİLYA I B Mağazasında sühulletlç bulurlar, isi Rıza paşa yokuşu 6C |
tdeicceZ
MONTEMAR ISPANYOL REVÜSÜ
HER GECE
Saat: 21,45 te. Açık Hava Tiyatrosunda Neşeli ve zevkli 2 saat.
TUZLA İÇMELERİ
Tatil günlerinizde konforlu otelleri ve tesisleriyle memnun kalacağınız memleketimizin biricik sağlık kaynaklandır.
Zartfu.
cZe^ı.__
n serim dıîm/a

'CKMC,
[Lütfen Okuyunuz
HEPSiTAKSiTLE
TEKNİK EVSAFINDAN BAZILARI
Başka hiç bir markada bulunmayan kapı rafları (Shelvador) sayesinde diğer dolablardan iki misli ön raf sahası. Menteşe mihverlerindeki bilyalı yataklar sayesinde kapı koluna yapılacak hafif bir tazyikte gayet kolay açılış ve kapanış. Cam pamuğu ile temin edilen izolasyon sayesinde dahildeki soğuk havanın uzun zaman devam etmesi ve dolayısile elektrik sarfiyatında ESASLI tasarruf
ARŞîMUDIS MGESSESESl
OTOMOBİL MALZEMESİ TİCARETİ T. A. Ş. İstanbul — Beyoğlu İstiklâl caddesi .No. W
--- SAYIN MÜŞTERİLERİMİZE
5, 8, 12, 15 ve 27 beygir takatinde meşhur SLAV1A DİZEL MOTÖRLERİ geldi. Fiyatlarımız rekabet kabul etmez derecede ucuzdur.
Denizyollarının 1OOO tonluk Lüks yolcu gemisi
S/S TARSUS
22 Temmuzda Fevkalâde cazip turistik seferini yapacaktır.
Hristiyan hacıların da iştirak edeceği bu sefer esnasında Roma, İsviçre Fransız ve İtalyan rıveryasını ziyaret edebilirsiniz.
Tarsus bu seferinde İzmir, Girit, Rodos'a da uğ-nyac aktır.
Bitmek üzere bulunan kamaralarınızı süratle kapattırınız.
Seyahatin program ve hususiyetlerini Denizyol-
DİKKAT... DİKKAT...
Şeker Bayramı geldi
Hem ucuz, hem de ağ» tadile nefis bayram şekeri yemek isteyen sayın halkımızın Bahçekapı’da mamulatının nefasetiyle meşhur
Sekerci Hafız Mustafa
oğlu halefi S.
Mağazasına uğramadan malarını tavsiye ederiz.
Bayram şekerlerinizi sergi yerindeki YENEN
VERİLİR

SAÇLARINIZ KAÇ YAŞINDADIR?
Genç, yumuşok »e parlak «açlar ancak bu uıulv takip etmek jartile ı
F'onul IOÇ âlimltrl n>od«l laboratuarla nnda Dr. Roja Briyantini k.,1 v« Imfil «tifit|l*rdir. Bu yogâne müüahıon kon-ııılaimrı, kvrvmvı »• dû0vkİ01*IM| «açla* İçin tovıiy» armolttedlrİM. Çünkü terlet, bında canlandırıcı yağlar, «açlorı kmr-votlondiran reçioo. gUtolla>hran 8o|a yağı »o lootir «den «nd«' W*ttert»r m»«eu»tvr. Birkaç günlük rolblkfsn tonra •n ıa«lnuic •• lloatıiı »açlar dahi yalı** mı» v« gürelletmlj olur, tırrurle' İçin — mavf, «artımlar IçJn kehribar
,CL- ranglnd» So|o tneytniı ____________
^DROJA
'i,îr BRİYANTİNİ
P Ayda 300 Ura getiren R 18,000 Liraya Boş Teslim
Satıhk Ev
Cihangirde - Tophanede yeni yapılan Sanayi mektebi üzerinde tramvaya 5 dakika, denize nâZLr 7 oda. 1 dükkân, elektrik, havagazı, terkos. ilyasçeiebt mahallesi No. 3, Akarsu yokuşu. Müracaat karşısındaki bakkal Semsed-dlııe.
DOKTOR
EMİK NECİP A TAKAM
Kadın - Boğum Hastalıkları ve ameliyatları mütehassısı Beyoğlu, tstiklûl Cad *Û3. kat 2. Şark Pazarı karşısı
Muayene: 15.30 - 19 ■■■■ Tel: 43864
bisikletler MOTOSİKLETLER AKORDEONLAR RADYOLAR
Portatif Çanta Radyolar Gaık BUZ DOLAPLARI Otomobil Radyolar» GAZ SOBALARI KOL SAATLERİ Tenteli ve Açık Puset Altın Bilezikli Saatler Dondumalık Dolaplar
NOT: Taşra için İstanbuldan muteber kefil temin olunmadan lütfen mektup yazılmaması rica olunur.
Adres Gayetle basit;
Heırkesta Tanıdlıı^o
RIDVAN UMAY NIÜESSESESİ
Sirkeci eski Tramvay durağı. No. 9. Tel: 25440
BUZ DOLAPLAR PİKAPLAR BUZLU HAVUZLAR PİKAP MOBİLYALARI Çamaşır Makineleri Elektrik SÜPÜRGELERİ GRAMOFONLAR Fotoğraf Makineleri Mücevherat Eşyalan DUVAR SAATLERİ YAZI MAKİNALARI
İNANILIR ŞEY DEĞİL AMA
z;
C:
p u w
CHauvkins )
U N I V E R> AL J
ınnm um»™ Münjr Safra ve Ortaklan
satış deposu
Çiçek pazar No. 40 — İstanbul-
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A. 0.
Yönetim Kurulundan:
Bankamız genel kurutu ana sözleşmesinin 39 uncu maddesi hükümlerine göre olağan üstü olarak 31 Temmuz 1950 pazartesi günü saat 10 da İstanbıılda Cumhuriyet Merkez Bankası binasında toplanacağından bugün ve saatte sayın ortaklarımızın toplantıda hazır bulunmaları rica olunur.
Genel kurul gündemi yağıda yazılıdır:
1 — Bankanın teşkili hakkında izahat verilmesi,
2 — Yönetim kurulu üyeleriyle denetçilerin ücretlerinin
tayini. Türkiye Sınai Kalkınma Ban-
kası A. O. Yönetim Kurulu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder