20 Temmuz 1950 Akşam


>
- Yan»----------
Küçük ilânlar
AKŞAM
| »J
T*TTjT(
BUĞÜN 6 fNC/SAYFAMI
Sene 32 — No. 11414 — Flatl: her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 20 Temmuz 1950
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yazı İşlerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası
Şundan bundan
General Mac Artur
Istanbulun elektrik
Amerikanın saldırganlığını, memleketinde duya oku-ya kafasına yerleştirmiş bir Moskof genci Fransaya turist gibi gelse. Trumanın sadece bir tecavüz meraklısı okluğuna değil, Fransayı ilhak ettiğine bile inanır. Otelde gözünü açınca sabah kahvaltısını getiren garson «Good Morning» diye söze , başlar, «Yes Sir- diye bitirir.
‘ Karşısında Amerikalıdan başka biri bulunabileceğini aklına getirmez. Sokağa çıkınca isimlerin hep İngilizce olduğunu görürsünüz; Eden Roc Hotel, Blue Bar, Lafayette Shop... Denizden İngilizce haykınşmalar, caz- 1 lardan İngilizce şarkı sesleri gelir. Fransız, Amerikalıdan başkasının para harcayıp bu pahalılığa dayanamı-yacağına inanmıştır. Her şe. yi onun zevkine uydurur. Amerikalı, kendinden başkasının gezip vaşıyamıyaca-ğına emindir. Kendini ev sahibi hisseder. Yerlinin mecburiyeti. ev sahibinin lâubalîliği garip bir halita yaratmış, Fransız zevki kaybolmuş, melez bir medeniyet r -^■doğmuştur. Herkes Amerikalı görünmeye çalışıyor. O-nun tein bütün erkekler renkli emprime mayolar ve kadın kumaşından alacalı gömlek giyiyorlar. Tavır, kıyafet ve terbiyenin tek kaidesi başkaları yokmuş, yahut başkalarının düşünce ve hükümlerinin kıymeti yokmuş gibi hareket etmek, kendi rahatına bakmak, yani «contortable» olmaktır. Böyle olunca sabahtan akşama kadar cini çıplak dolaşmakta mahzur kalmıyor. Teşhir edilmesi zevke ve estetiğe aykırı düşen vücutlar bile
Fransa, bu Amerikan İstilâsından memnundur. Bunu kolaylaştırmak için elinden geleni yapıyor. Her mevsim beklediği budur. Hâdiseler bu akını azaltınca meyus o-lur. Kore harbi yüzünden A. merikalı turist azalmıştır. O-tel direktörü, her hâdiseyi.
* yalnız işine gelen tarafından almayı mantık edinen bütün İş adamları gibi,, önüne gelene. bu endişenin yersiz olduğunu anlatmaya çalışıyor. Bu sabahki gazetelerde, bazı Amerikalı Senato üyelerinin. Koreye atom bombası atılmasını tavsiye etmelerine karşılık, Moskovada «Pravdan gazetesinin: «Sovyet Rusya buna rağmen sulh mücadelesine devam edecektir» dîye yazmasını bir beşaret haberi gibi bana gösterdi. Kendisine dedim ki:
Sovyet Rusyamn bugüne kadar yaptıktan hep, kendi İnancına göre, sulh mücadelesidir. Komünist Korenin Cenuu Korevi istilâ etmesi. Sovyet anlayışına göre sulh mücadelesidir Çinin, komii-« nistler eline geçmesi, sulh St> mücadelesinin zaferidir. Komünist dilinde. Sovyet edebiyat ve felsefesinde «sulh» ancak komünist İdare altında mümkündür. Komünist 1-dareye, yani Moskovaya bağlı olmıvan mürteci memleket !er harb tahrikçisidir. Tito. halis komünist olduğu halde Moskovamn hâkimiyetinden sıyrıldığı İçin yüzde -yüz mürteci ve tam harb kun-, dakcısıdır. Moskova dilinde «sulh mücadelesine devam I etmek a. birer birer her memleketi komünist hâkimiyeti altına sokmak demektir. Sovyet Rusyamn bu sulh mii caddesi, büttln dünya ko-münist olüncaya kadar de-' f*» edecektir. Gerçekten,!
11 Rusya bakımından.bu nct:rç ckdo edilmedikçe yeryüzünde sulh olamaz. Rus-yaya göre, istilâya uğrayan Cenup Koreai harb tahrikçisidir. Onlara yardım ecten Amerika, mütecavizin ta kendisidir.
Bu felsefeyi Hindistan Barbakanı Pandit Nehru bile değiştiremez. Sovyet siyasetini en yanlış anlıyanlar, her komünist tecavüzünü tek başına bir hâdise sanarak onu önlemeye çalışanlar, ve bu önlendiği takdirde her şeyin düzeleceğini sananlardır. Kore harbi dîye tek başına bir mesele yoktur ki bir anlaşma elde edilince Amerika - Sovyet ihtilâfı ortadan kalksın. Sovyet Rusya-nın bir siyaseti, bir plânı vardır, ve Kore harbi bu siyasetin en küçük tezahürlerinden biridir. Kore, baştan başa komünist olmadıkça, yahut bu oluşu mümkün kılacak bir şekil bulunmadıkça Kore harbi bitmez. Nasıl ki bütün Almanya komünistlerin eline geçmedikçe Almanya meselesi devam edecektir.
Birleşmiş Milletler Umumî Kâtibi, bir av evvel Moskovadan bir sulh kahramanı gibi döndü. Bugün Moskova gazeteleri için sosyalist M. İlkler Kore topraklarına çıkarıl-Trygve Lİe’den daha hain,1 mıştır. Kuzey Kore kuvvetleri daha mürteci, daha satılmış i için artık zafer imkânı kaim a-kimse yoktur. Çünkü bu zat,1 mıştır. Birleşmiş Milletlere men-Sovyet Rusyamn sulh mü- sup kara, deniz, hava kuvvetle-cadelesine hizmet edecek sa-jrinin azimkar hareketi bu banıldı. Güvenlik Konseyi Ko- susta başlıca âmildir. Kuzey Kore aleyhine karar alarak jelitfcr zafer imkânlarını kaybet-bunlan Umumî Kâtip tatbik [mislerdir.
edince en kötü insan Oldu. şimdi Korede kuvvetliyiz. Küre cumhuriyetinin anayasaya
bu sabah hususî
bir tebliğ neşretti
Komünist kuvvetleri için artık zafer imkânı kalmadığını bildirdi
Koreye büyük Amerikan birlikleri çıkarıldı, Truman da Amerikan milletine bir mesaj neşretti
Tokyo 20 (R> — General Mac Arthur bu sabah hususi bir teb-liğ neşretmlştir. Tebliğde deniliyor kİ:
«Sekizinci orduya mensup bü-
edince en kötü insan oldu.
Pandİt ^NehlTl ayni, tehli- dayanan iktidarı temin edilinceye kadar Korede kalacağız.»
Alman haberlere göre Amerikan kuvvetlerinin bir kısmı Pu-han. llmanma çıkanlmışiar-
Truman’ın mesajı
Nevyork 20 (Ri — Cumhurbaşkanı Truman bu. sabah Amerikan milletine hitaben bir mesaj neşretmlştir. Mesajda askeri masrafların büyük ölçüde arttırılmasını ve İstihsalin fazlalaştırılmasın! neden istediğini izah etmektedir. Başkan diyor ki:
«Bu hususta kongreye yaptığım müracaatın sebebi milletlerin sulh İçinde yaşamak arzusuna karşı meydan okunmasıdır. Kore vekayii bu kibi hareketler karşısında lâkâyd kalınırsa, dünyanın diğer memleketlerinde neler olacağına dair İhtardır. Yatıştırma siyaseti başka tecavüzlere ve harbe sebep olabilir.»
Başkan, kongreye mesajında askerlerin terhisinin bir sene müddetle alıkonulmasını. 10 milyar dolarlık tahsisatın kabulünü İstemektedir. Bundan başka askerlik çağındakllerl silâh altına davet İçin milli savunma bakanlığına salâhiyet verilecek, ham maddelerin kontrolü, enflâsyonun önüne geçmek İçin de hükümetin tedbir almağa hakkı olacaktır.
Nevyork 20 (Rl — Kongre, hür
keli vazifeyi yapmaktadır. I Koreyi komünistlere teslim edecek bir şekil bulunup ka- : bul edilmedikçe anlaşma ol- : maz. Komünist orduların zafere eriştikleri, Amerikan kuvvetlerinin geri çekildik- ; leri bir sırada uzlaşma aramak. akıllı bir siyasetin işi . değildir. Pandit Nehru, tak- . dır ve teşekküre değer asil ' bir hareketle büyük bir rol . oynamaktadır. Dikkat et- , melidir ki yeni bir «Münlch» siyaseti zararlı neticeler ver- , meşin.
Gecen gün bir Fransız gazetesi: «Devletlerin, siyasetlerine göre silâhlan ve kuvvetleri olmalıdy. Aksi takdirde silahlarına göre siyaset güderler» diyordu. Çök doğrudur.
Necmeddin SADAK
Başbakan
Dün akşam Yalovadan döndü
Başbakan Adnan Menderes, dün akşam Yalova'dan şehrimize dönmüştür.
Yalovadan şehrimize dönen Dışişleri Bakam Prof. Fuat Köprülü, akşamki ekspresle An-karaya hareket edecektir.
İşletmeler Bakanı Muhlis Ete, dön akşamki ekspresle Ankara-ya hareket etmiştir.
Ticaret Bakanı Zühtû Velibeşe bugün kara yolulu İle Ankaraya hareket etmiştir.
ihtiyacı meselesi

Çatalağzı ve Sanyar santralarından verilecek cereyanın halka yükliyeceği külfetler
Tekinaip bu hususta ne diyor? ll
Amerikan kuvvetlerinin bâr çıkarma harekeli
milletlere bir milyar iki yüz yirmi milyon dolarlık yardım tasarısını kabul etmiştir. Truman imza edince tasarı yürürlüğe girecektir.
Nehru’nun talebine
cevap
Nevyork 20 (R> — Dışişleri Bakanı Dean Acheson Kore meşeleri hakkında Hindistan Dışişleri Bakanı Nehrunun talebine dün akşam cevap vermiştir. Cevabın hulâsası şudur: Kuzey Korelilerin tecavüzüne son verilmesi başka memleketlerin haklarından mahrum edilmesine bağlı tutulamaz. Hatırlardadır kİ Nehru Çin komünist hükümetinin güvenlik konseyine alınması suretiyle Kore meselesi I-çin hal şekli bulunmasını ileri sürmüştü.
İngllterenln cevabı henüz neş-redilmemlştlr.
İngiliz gazetelerinin mütalâaları
Londra 20 (R> — Bu sabahki İngiliz gazeteleri Truman'ın mesajını Dünya barışı İçin ta-
Imralıdangelenler

dileceğinden ânza vultuun*aQ_ şehir uzun müddet cereyanaıKN kalacaktır. Hülâsa bu santralıların istihsal edeceği cereyanaO ilk ağızda müşteri bulnni- Î0DC İstanbul ve Ankaraaan fecıa-O kârlık beklenmektedir.
Şehrimiz hesabına ç~k Üİ&-:**-hlm telâkki etliğimiz bu meşe-® lenln aydınlanması için uir^ anket açarak ilim ve ihtisas (D erbabının fikirlerine müracaat^ etmeği uygun bulduk Bugünkü*— yazımızda Şehir Meclisi âz.nı^ Tekinalp'ın düşüncelerini uıı-J3
12 senelik mesele -2
— çatalağzı ve Sanyar elek-9» trik merkezleri İle bu mert £2 lerden İstanbula elektrik ener-^J jisl verilmesi hakkındakl proje-*"^ lerden malûmatınız var mı? Bu hususta mütalâanız nedir?
— Teknisyen olmadığım için şahsi mütalâa dermeyan edecek durumda değilim. Fakat meselenin mahiyeti ve mütehassısların bu husustaki mütalâaları hakkında malûmat verebilirini. Evvel emirde şunu söyllyeyim ki Çatalağzı santralı meselesi yeni bir İş değildir. Bunun on, on iki senelik bir tarihçesi vardır. Harbden evvel hiıkûmet kömür havzasını e-lektrikle İşletmek için Çatalağ-zında bir santral kurmuş ve bunun İçin bir çok milyonlar sarf etmiştir. Harbin patlaması vesalr başka sebepler yüzünden havzayı elektrikle İşletmek İçin lâzım gelen tesisat kurulmamıştır. Bu tesisat daha beş on
(Arkası 7 oei sahifedc)
Çatalağzında kurulmuş olan termik santralia Sanyarda kurulacak hidrolik santraldon İs-tanbula elektrik cereyanı verilmek ülsere hükümetin hazırladığı proje ihale edilmiştir.
Sarıyar santralının kurulması ve her iki santraldan İstau-bula cereyan vermek üzere inşa edilecek yüksek tevttürlu havai hatlar için 156 milyon Hra harcanacaktır. Bu paranın 100 milyon lirasının Marshall yardımından 56 milyon lirasının da Ankara ve İstanbul Belediyeleri tarafından ödenmesi kararlaştırılmıştır. Hükümetin hazırlayarak ihale ettiği proje şehrimiz belediyesine en az 3o milyon liralık bir borç yükleyecektir. Belediyenin fikri sorulmadan ihale edilen bu İnşaat Belediye mensuplan a-r&sında evvelâ hayret sonra da itirazlarla karşılanmıştır.
Alâkalıların söylediklerine göre her iki santraldan şehri-mfze verilecek cereyanın maliyeti Stlâhtarağa fabrikasından istihsal edilen cereyandan daha pahalı olacak ve meydana gelecek zararı halk ödeyecektir.
Şehrimiz elektrik fabrikası kâr etmekte ve bu kârla, zararına çalışmakta olan Tramvay, Havagazı, Otobüs ve Tünel İş-, letmelerlnin zararı kapanmaktadır. Dış santraUardan cereyan verilmeğe başlanınca bu dört işletmenin zararı da halka yüklenecektir.
Diğer mühim bir cihet de her iki santraldan 300 kilometrelik havai hatlarla cereyan nakle-


rlhi adım ve Kremlİne bir ihtar sayıyor. Gazetelerin başlıklar* şudur: «Dev uyanıyor ve barış için harekete geçLyor.»
Times gazetesi diyor kİ; «A-merika. Koredekl tecavüzü ezmek İçin ciddî surette harekete karar vermiştir. Amerikan milleti Dünyanın neresinde olursa olsun tecavüze karşı durmağa azmettiğini İlân ediyor. Bil harb Uânı değU. Dünya sulbünü korumak İçin bir harekettir.
Amerikan milleti muazzam bir kasandır. Ateş bir kere yakılınca kazan harekete geçer, şimdi, ateş yakılmıştır. Buna karşı durmağa çalışmak en büyük kumarbazlık olacaktır.
Daily Herald mesajın mânasının Amerikan nüfuzunun sönmesine meydan verilmlye-ceğl olduğunu söylüyor, İngiliz milletinin bu İdeali paylaştığını ilâve ediyor.
Manchester Guardian «Amerika bir ideal uğrunda Birleşmiş Milletler İçin harbediyor. Bundan mesul olan Kore tecavüzünü teşvik edenlerdlrı diyor,
Moskovadaki görüşmeler
Londra 20 (R) — Sovyet haberler ajansı, son günler zarfında İngiltere’nin Moskova büyük elçisi Kelly İle Sovyet Dışişleri Bakan yardımcısı Gro-miko arasındaki görüşmelere dair bir tebliğ neşretmlştir. Tebliğe göre İngiliz elçisi Kore hakkında görüşmelere başlangıç olmak üzere kuzey Kore kuvvetlerinin hudut hattı ol»n 38 nci arz dairesinin kuzeyine çekilmeleri zaruri olduğunu ileri sürmüştür. Gromiko cevaben Çin halk hükümeti delegelerinin iştiraki le Güvenlik Konseyinin toplanması ve Kore mıi-mt asillerini dinlemesi lüzumundan bahsetmiştir.
Komünistlerin bir taarruzu
Tokyo 20 (Rj — Komünist Kore kuvvetleri dün 1 tank himayesinde büyük kuvvetlerle Ta-ejon’un güneyindeki Amerikan kuvvetlerine taarruz etmiştir. Taarruz yeni silâhlarla tardedll-miştir. Düşman büyük kayıplara uğramıştır. Yalnız bir noktada bir kaç kilometrelik bir sahada Amerikan mevzilerine girmişlerdir. Burada muharebe devam e-diyor.
Askerî şûra
bugün toplanıyor
Toplantı 10 gün kadar sürecek, Yalovada tesbit edilen esaslar gözden geçirilecek
Ankara 19 — Millî Savunma Bakam Refik Şevket İnce, Gene] kurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, hava kuvvetleri komutanı korgeneral Muzaffer Oöksenin, deniz kuvvetleri komutanı tümamiral Sadık Altın-can. Genelkurmay harekât dairesi başkanı tümgeneral Yusuf Egeli, yanlarında Genelkurmay başkanlığı özel kalem müdürü kurmay yarbay Niyazi Selek ve yüzbaşı Hayri Bars olduğu halde bı.ı sabah. Yalovadan kalkan özel bir uçakla Ankaraya dön-| müşlerdlr.
Bugün Milli Savunma Bakanı-
manda heyeti mensuplarının iştirakiyle mühim bir toplantı yapılmıştır.
Yüksek Askerî Şûra bugün toplanıyor
Ankara 19 — Her sene haziran ayında toplanması mukarrer a-lan Yüksek Askeri Şûra bir ay teehhürle yarın sabah saat ondan İtibaren Genelkurmay başkanlığı binasında Milli Savunma Bakanı Refik Şevket incenin başkanlığında toplanacaktır. Toplantıya yüksek şûra Asalarından başka Genelkurmay başkanı orgeneral Nuri Yamut (Arkası sahife 2, sütun î de*
Para sistemimiz
Çnk defa, yeni paralar, habersizce basılıp piyasaya çıkarılıyor. Halbuki bu sefer, defalarca yazıldı: Üzerlerinde şahıs resimleri bulunmayan paralar için bir müsabaka açılmış.

Bari bu sefer, kâğıt para, maden para sistemimizi kati bir nizama soksak: Elbette »güzellik» şarttır: müsabakalar da o bakımdan yapılıyor, Fakat bir şartname tes-bit etmeli:
— Bir kör, bir dalgın, bir ümmi, beher parayı öbüründen bariz şekilde ayırdcde-bilmelidir.
başkanlığında yüksek
Ticarei Bakanı Zühtû Velibeşe ve işletmeler Bakanı Muhil» Ete Gazeteciler Cemiyetinden çıkarlarken [Yatısı ikinci sahifcmiıdej
İnırolı Cezaevinde Af kanununa tâbi olarak tahliye edilen ö8ö mahkum dûn akşam üstü ıNejatı vapurile şehrimize gel-j uuşur, Yukarıda Dunlardan bir Kumu goıuiuyor.
2
r.3 Te.:un uz Jnûö
Çocuk sineması
Isvîç retle okuyan 15 yaşındaki bir Türk talebe ls-tanbula geldiği «man İsviçrede halka mahsus sinemalara gidemediğinden şikâyet ediyordu. Burada, dalıa yedi, sekiz yaşından itibaren her sinemaya girip çıkan bir delikanlı Avrupaya gittiği zamap halka mahsus sinemaların kendisine kapalı olduğunu görünce hayret ediyor. Hattâ yalnız çocuk değil, ana. baba da bu hayrete iştirak etmektedir. Çocuk nasıl olur da sinemaya sokulmaz?
Çotuk terbiyesine dikkat eden memleketlerde çocuk ancak çocuklara mahsus sinemalara gidebiliyor. U-mıınıiyette Avrupada bir çocuk bilet almak için gişeye müracaat ederse kac yasında olduğunu sorarlar. Çünkü içeride gösterilen filiuı yalnız büyükler, olgun insanlar göz önünde tutularak hazırlanmıştır. Çocuk hesaba ka t’.lımş değildir. Orada cereyan edecek facialar ve his sahneleri çocuğa belki ağır bir şekilde tesir edebilir.
Çocuğun gideceği sinema çocuklara mahsus sinemadır. Her memlekette olduğu gibi, birde de bunu kur mak lâzımdı. Çocuk sineması her şeyden evvel ucuz olmak gerektiği için henüz bir kâr mevzuu değilse de muhakkak ki bir hizmet mevzuudur. Bu ihtiyacı Yapı ve Kredi Bankası memlekette ilk defa olarak karşılamaya teşebbüs elmiş, İngiltere ve Amerikadan getirttiği çocuklara mahsus öğretici ve eğlendirici filimler! bir çocuk neşriyatı müessesesi olan Doğan Kardeş Yayınevi viîsıtasiyle cumartesi günleri saat 11 de Atlas Sinemasında göstermeğe başlamıştır. Geçen hafta çocuk sinemasını velileriyle beraber seyreden 500 den fazla çocuk, hu sinemadan hic farkında olmaksızın bir şeyler öğrenerek çıktılar. Bu hizmetin çocuklarımıza temin ettiği kazanç, devam etmek cesaretini verecek kadar büyüktür.
Şevket RADO
Sah ah Gaz’etMeri Ne Diyor ?
Politikayı tadında bıraksak
Ahmet Emin Yalman VA-TAN’da diyor ki:
Anti demok
M.T.A. genel müdürlüğü
Ilk olarak altısı tadil ediliyor
Dlr kaç gündür şehrimizde bulunan Adalet Bakanı HulU Özyoruk dûn auliyede meşgul olmuş, aksam Yaloraya gitmiştir. Ad'.tet Bakanı buğun Yate-ı Tadnn doğru Ankaraya uçakla, hareket etmiştir. Bakan dun kendisi!? konuşan gazetecilere şunları söylemiştir: '
(— Bünyemize uymayan anti demokratik kanunların tamamen değiştirilmesi kararlaşın içtir Bu tıp kanunlardan altı tanesi tadil edilmek üzere Meclise verilmişlerdir. Geri kalanlar da bilâha.re Mcclîre verilecektir. İstanbulda yapılacak Adalet saray: inşaatına bu yıl muhakkak başlanacaktır.
Af kanünu dolayısile Cezaevlerinde de bir çok mahkûmlar tahliye edilmiş olduğundan mütedavi! sermaye ile çalışan atelye ve zirai faaliyet yüzüstü kaldı. Bunun telâfisi iç-in diğer Cezaevlerinde bulunan ve nakillerinde mahzur görûlmiyen diğer mahkûmların şevki için icap eden emri vermiş bulunuyoruz.»
asrı
Türk millî oyunlar festivali
İdarenin basına Prof. Hâmit Nafiz Pamîr getirildi
rabah haber verildiğine
BU
güre İstanbul üniversitesi jeoloji profesörü Hâmit Nafiz Pamir'e.
| genel müdür salâhiyeti ile Ma, den Tetkik ve Arama enstltâ-I sünde vazife verilmiştir. Profe-l«ir Pamir, bugün Ankaraya giderek yeni vazifesine başlayacaktır Kendisi memleketimizde Jeoloji sahasında ilmi salâhlye-tüe tanınmış olup, yıllarca bir taraftan üniversite kürsüsünde ders verirken öbür taraftan da tatil zamanlarında talebeleri!? vurdun muhtelif bölgelerinde tetkikler yapmıştır.
Profesör Hâmit Nafiz Pamlr üniversitedeki vuzifesinden ayrılmamıştır.
«Bugün Demokrat Partinin u-munıj idare heyetinin belli başlı âzası, kabineye girmiş bulunuyorlar. Memleket işlerine bakmak vazifesini üzerine alan Başvekil, bir yeni kuruluş devrinde zaten dar olan vaktinin bir kısmını her gün parti işlerine ayırmak zorundadır. Hükümetin her gün parti havası İçinde yaşama-bi; gözünü açmasına ve müşterek memleket İşlcdlnc kendisini vermesine mâni oluyor. Bu gidişin zaruri sonu; devlet, hükümet ve parti mefhumları arasında yeniden bir halita yaratarak, hiç farkında olmadan merkeziyetçi bir şefliğe doğru gitmek ve demokrasi ruhundan göz göre uzaklaşmaktır.
Memleketimizdeki şartlar altında Başvekilin fiili surette parti lideri olması, memleket görüşünün' parti görüşüne feda edilmesine yol açsir Bunu bir prensip meselesi diye yapmakta faydalar görülse bile, fiilî vazifenin umumi idare heyetine devri lâzımdır. Eğer kabineye girenlerin idare heyetinde yarattığı boşlUr ğıı yedeklerle doldurmak mümkün değilse ve kongre top lana -mıyorsa, vakit vakit bir araya gelen küçük kongreler tarzında bir toplantı İle muvakkat bir umumi İdare heyeti meydana getirilmesi doğru olmaz mı?
şu halde bugünkü girift gidiş olduğu gibi devam ederse, memleketin çok esaslı bir takım menfaatleri. kasırgalarla dolu bir devirde sahipsiz kalacağı gibi. Demokrat Parti de memleket ölçüleriyle yeni bir demokrasi binası kurmayı İhmal etmemeğe ve mânevi kredLslnl hazır hazır yiyip tüketmeğe İster İstemez mahkûm olacaktır.a
Komünist Türk talebe!
- Selim Ragıp Emeç, Fransa’da tahsilde bulunan bir kısım talebemizin komünist temayülü gösterdiklerinden bahisle SON POS-
' TA’da diyor ki:
’ «Türk milletinin kendilerini ‘ bir medeniyet merkezinde oku' tabilmek İçin bin bir fedakârlığa ' katlandığı bir kısım evlâtlarının ‘ ilk İşi ise; onun varlığını, onun
• ezeli düşmanı olan Moskofa sat-r mağa kalkışmak oluyor. Biraz
- fazla değil mİ?
- Hattâ lüzumundan fazla hıîya-
■ sızca olan bu hareketleri önle-ı menin zamanı geçmiştir bile. . Şimdi sıra, Millî Eğilim Bakan. lığına gelmiştir ve bu Bakan. lığın ilk işi. bu gibi ■ talebenin . tahsisatını kesmek; bir zaman. 1ar bu memleketti Bakanlık , yapmış olan babalarından da,
bu devletin, hiç olmazsa mânevi bir hesap sorması lâzım gol' inektedir. ,
. Bu milletin, artık kendi para-, siyle kendisine hıyanet edilmesine müsamaha etmesi devri ka-parunıştır. Şimdi herkes; bu
( topraktan hâsıl olan yediği ekmeği haketmek mecbtırlyelinde-
’ dlr.
1 Vatan hainleri ve Moskof a-
■ janlan, bu ekmeğe lâyık olnu-
■ yanların bizce ön safında gelir-
■ ier. Gözümüzü kolay kolay çı-1 kurabilmeleri içki .onları kendi 1 elimiz ve paramızla besllyeme-
■ yit. Bu sebeple de. Adnan Men-
• deres hükümetLnl en radikal ted -birleri almağa dâvet ediyoruz.»
I * .
Halk ve hükümet
Habib Edib — Torchan YENİ
İSTANBUL'da diyor ki:
• «Biz hükümetle halk arasın-
• dakl samimi ve İki taraflı say-
■ gıya İstinat edecek bir münase-
■ betin kurulabilmesi İçin arzuhal
• veya istida ve şimdiki tâbiriyle ; dilekçe dediğimiz kâğıtlara yakıştırılarak pulların kaldırılma-
sini da Çok lüzumlu görmekteyiz, Bir diğer yazımızda bu pul derdine temas edecek ve hazîneye büyük bir menfaat temin e-demlyen bu damga resminin memlekete yaptığı zararları İzaha çalışacağız. Bugün söylemek İstediğimiz en mühim nokta, halk ile onun vazifesini görecek olan hükümetin birblriyte temas ve münasebetini, az veya çok herhangi bir paraya bağlı tutmamaktır. Vergi veren bir kimsenin İster yjrli, İster ecnebi ikamet etlisi menılrkette hükümete müracaatı, istek veya şikâyetini bir kâğıda yazarak bildirmesi, pul gibi şimdi hiçbir demokrat memlekette olmıyan bir vergiden uzaklaştırılacak olunursa, öyle zannediyoruz kl demokrasimizde yeni bir adım atılacak ve halkla hükümet birbirine daha yaklaşmış olâcaktır.n
*
Bizim kanunumuz
Sedat Siıııavi llÜRRİYETte diyor kl:
oBizc güzel bir kanun valt edenlerle bu kanunu kaleme alan;, lavın birbirlerinden haberi olmamış. Eğer gazetelere güzel valilerde bulunan kimseler, bu kanunla alâkadar olsalardı, şüphe yok kl Meclise daha çok arzulara uygun bir kanun tasarısı sevkedillrdi.
Arkadaşımız Nadir- NadFnin dediği gibi, biz de bu kanunu geçici bir basın kanunu olarak telâkki ediyoruz. Ve yakut bir zamanda daha mütekâmil bir kanuna kavuşacağımızı umuyoruz. Vakıa mevkii İktidarda bulunan hükümetler gemslz bir matbuatın mevcudiyetine yaratılış itibariyle taraftar değil iseler de. Adnan Menderes hükümetinin istisnai bir durumda olduğunu kabul etmek istiyoruz. Çüııkü dünyanın hiçbir yerinde hiçbir hükümetin, Adnan Menderes hü-metl kadar matbuat hürriyetinden faydalanmış olduğunu sanmıyoruz.»
Hayat pahalılığına karşı yeni tedbirler
Ticaret Bakanı dün mühim izahat verdi
İşletmeler Bakam da hususî teşebbüse devredilecek müesseseler hakkmdaki sualleri cevaplandırdı
TEKNİK ÜNİVERSİTE
CıNAYETi
Asistan Selma Soysal hâdiseyi anlattı
Anıt - Kabir,
Meclis binası
Mijhim tasarruflar temin edildi
Ltanbulda geniş bir program dahilinde scneiendenberi yapı-l&mıyan milli oyunlannuz için i Türkiye Millî Talebe federasyo- ' nunca zengin bir program hazır (anmak ladır. Ağustos ayında İsLanbıddaici W. A. Y. konsey toplantısı dolayısiyle yurdumuza gelecek ecnebi delegeler şerefine 17 ağustosla İstanbul Spor ve •Sergi sarayında bir ITürk milli oyunlar feslivaiiJ verilecektir.
Tesblt edilen programa göre, festivale 10 dan fazla mahalli ekip iştirak edecektir. Bunlar a-rasmda Bursanın kılıç ve kalkan oyuna cktpi, İzmir ve Soma Zeybek ekipleri, Erzurum ve Kastamonu ekipleri, kızlı ve erkekli olarak Karadeniz t1 kipi, Konya kaşık oyunları eklpi.
Dünya gençlik birliği konseyine kalabalık gruplar halinde gelen delegasyonlar da festivale milli oyunlarını oynamak üzere iştirak edeceklerdir.
Festival .ayrıca 17 ağustostan başka gene Spor ve Sergi sarayında 19 ağustos cumartesi gezesi tekrarlanacaktır.
Demokrat Partinin dünkü toplantısı
Demokrat Parti 11 ve İlçe İdare Kurulu iiyelerlle ocak ve bucak başkantert dün saat İS de Ses tilntrosu salonunda dört buçuk saat devam eden bir toplantı yapmışlardır.
Başbakan Adnan Menderesin hafif rahatsızlığı sebebile Başbakan adına Devlet Bakını Başbakan yardımcısı Samed A-ğaoğtu sualleri cevaplandırmıştır.
Toplantıda bulunan Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtû Vcii-beşc de kendi çalışma saiıasıle >lgili suallere cevap yermiştir.
Teknik üniversitede elektrik profesörü Feyyaz Oürsanı tabanca ile öldüren Mehmet Taşkesen ismindeki talebenin duruşmasına dün devam edilmiş | ve hâdisenin tek şahiti asistan Selma Soysal dinlenmiştir.
Selma Soysal görûk terini şöyle anlatmıştır:
İzmirin ithalât ve ihracatı tzmir 19 (A.A.3 — "Ticaret odası tarafından hazırlanan istatistiğe göre, 1050 yılı birinci altı ayı zarfında İzmir limanına 107.000 tonluk 37.423.333 lira değerinde ithalât yapılmıştır, ithal edilen malların başlıçala-rını makine .motor, maadin ve mamulatı, gıda maddeleri, muh telif cins yağlar ve kimyevi maddeler teşkil etmektedir.
Bu müddet İçinde .llıracal İse 108.000 ton ve 110 milyon 945 bin 730 lirayı bulmaktadır.
Bu istatistiğe göre, altı aylık ithalât ve ihracatta lehimize 73 milyon 522 bin 403 liralık blr fazlalık vardır, İzmir limanının J949 yılının ilk allı aylık ihracatı 175.000 ton ve 17ı milyon 350 bin 743 lira İdi.
— Vaka günü Feyyaz bey beni çağırtmıştı. Yanma gittiğim zaman odasında Mehmet Taş-kesen de vardı Feyyaz bey, Mehmede ait imtihan evrakını getirmemi söyledi, getirdim. O sırada Mehmet Taşkesen dışarı çıkmıştı. Feyyaz bey bana: (Gelen şu evrakı beraber inceleyelim’» dedi. Tetkik ettik. Verilen fena notun düzeltilmesine imkân yoktu. Çünkü sualleri doğru cevaplandırmamıştı. Talebe tekrar içeri girdi. Feyyaz bey de vaziyeti kendisine anlattı. Bu sırada Mehmet: «Benim İçin ölmek de bir, yaşamak da’ dedi ve tabancasını çıkararak birbirini takiben İki el ateş etti-Bana da «Sen şöyle dur!» dedi. Korku ile bir kenara çekildim. Sonra da bir fırsatını bulup kaçtım. Mehmedln İddia ettiği gibi aralarında bir mektup meselesi geçtiğini bilmiyorum. Ben İçeride İken böyle bir konuşma olmadı.
Mehmet Taşkesen. Solmanın yaTCm söylediğin! iddia etti. Sanık avukatları da hâdisenin tek şahiti Selmanın yakında yapacağı Amerika seyahatine müsaade edilmemesini İstediler.
Savcı buna lüzum olmadığını söyledi. Mahkeme de buna lüzum olmadığına karar ^rererek diğer lıususalın tetkiki için duruşmayı eylülün birinci gününe bıraktı.
Ankara 19 — Anıt-Kabir inşaatında mühim tasarruflar yapılacaktır. Evvelce istimlâki düşünülen yerlerden vazgeçilmiştir. 5 milyon lira sarflie In-şaat tamamlanacaktır, Halbuki evvelce 15 milyon lira sarfı lâzımdı. Anıt-Kabir bu suretle 1254 yerine 1956 da tamamlanacaktır.
Yeııl Meclis binası İnşasında cfa mühim tasarruflar yapılacaktır. Binanın 10 milyon Ura sarfllc ikmali mümkün görülüyor. Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı bu binada İş görebileceklerdir.
Demiryo’ları memurları
Gişe zamları ve fazla mesaî ücretleri nasıl verilecek?
Ankara 20 (Akşam) — Ulaş-ı lırma Bakanlığı teşkilâtına bağlı Devlet Demiryolları, Havayol-1 arı ve Denizyolları idarelerinde çalışan memurlara verilecek gl-ŞC zamları ve fazla mesai ücct-lerlnin kaldırılacağı hakkında bıusı söylentiler dolaşmaktadır. Ulaştırma Bukanı Tevfik İleri bu hususta şunları söylemiştir:
Millet Partisinin kuruluşunun ikinci yıldönümü
Ankara 19 — Millet Portesinin kuruluşunun İkinci yıldönümü münasebetlie bu gece 'Parti Genel Merkez binasında müdürlüğünün tesbit ettiğine |h!r toplantı yapılmıştır. Top-! Köre tarım sayım un n başlangıç lan Uda Partinin fahrî Başkanı. tarihi kasım ayının başı ola-m«rhmn Mareşal ?:vri Çak-[çaktır. Bu sayımda sorulacak mak'in hâtırasını taziz için sorularla yurdun tunm durumu ı-'aygı vakfesi yapılmış, mııtaa- ıuı ufak teferruatına kadar buytık kıben Genel Başkan Hikmet meydana çıkacaktır. Şimdilik
Eğede bunaltıcı
sıcaklar
İzmir 19 — Şenel erde nberi görülmemiş sıcaklar devam etmektedir. Bu yüzden bilhassa Kemalpaşada ve Bomovada su-lor azalmıştır. Yaruı Kemalna-şanın Çıtıar köyünde Müftünün 1 lştlrakile yağmur duası yanıl a-«aktır,
Bornovada Belediye
—«— —~ x->uunv& M.c^wu.ım, çumcaıtur. fpımaııiK
MnvMnton mu«le M «kura- Beyur, lk( mtflmbirl ramlan «oru kâfiıUUl hıuırtonmnht.. zak çeşmelere vermektedir. [mücadeleleri anlatnjısUr
Tarım sayımı
Bu yıl yurtta genel bir tarım sayımı yapılacaktır. İstatistik ettiğine
(— Memurlar, sızlanmakta Haklıdırlar. 8 haziran 1950 de meriyete giren kanunun âmir hükümlerine güre para İşleriyle uğraşan memurlara tazminat verilmesi lözundır. Ancak kanun çıktığı zaman ödenecek paranın karşılığı bulunamamıştır. Bunun için 3 milyon liraya ihtiyaç vardır. Kanunun tatbiki bakımından Bakanlığımız bu işi takip etmektedir. 3 nıilyun lirayı bütçeye İlâve İçin hükümete müracaat ettik. Memurların paraları, kanunun yürürlüğe girdiği tarih nazarı itibarı rak derhal ödenecektir.
şura
(Baytarafı 1 inci sahifede} ve ordu yüksek komuta heyeti de İştirak edecektir.
Toplantılar 10 gün kadar devam edecektir. Toplantılarda Yalovada yapılan görüşmelerde tesbit edilen esasların gözden geçirileceği tasrih edilmektedir.
Millî Savunma Bakanının yedek subaylık kanunu hakkında izahatı
Ankara 19 (A.A.) — 19 temmuz 1950 çarşamba günü saat 18.30 da Türkiye millî talebe federasyonu adına dört kişilik bir heyeti kabul eden Millî Savunma Bakanı Refik Şevket în-ce kendilerine hazırlanmakta olan Yedeksubaylıl- kanun tasa-,rısı hakkmdn izahat vermiştir.
Bu m ey anda mezkûr tasan I-!e yedeksubaylık müddetinde bir arttırmanın mevzuu bahis olmadığını ve bilâkis bir cksLltme-nin düşünülebileceğini, yedeksıt-baylık için yapılacak elme şartlan üzerinde çok titizlikle durulduğunu ve herhangi bir şekilde kimsenin mağduriyetini mucip olacak bir hale meydan verilmemesi için icap eden prensiplerin vazedileceğini söylemiş, hazırlanan tasarının İlgililer arasında endişe uyandırmasının da yersiz olduğunu, bu sözlerinin teminat olarak kabul edilebileceğini İfade ive Türkiye milli talebe federasyonu tarafından hazırlanacak bir nıûLalâanamenin Bakanlıkça nazan'Itlbare alınacağını da ilâve etmiştir.
Türkiye milli talebe federasyonu. teşkilâtına bir tamim göndererek bu mevzu hakkındakf düşünce ve mütalâaların en kısa zamanda federasyon merkezine gönderilmesini istemiştir. Bu mütalâalar incelenerek federasyonun -bu husustaki görüşü Milli Savunma Bakanlığına sunulacaktır.
Ticaret ve Ekonomi Bakanı Zühtü Vcllbcşc İle İşletmeler Bakanı Muhlis Ete dün Gazeteciler Cemiyetine gelerek gazetecilerle görüşm üşlerdlr.
Dış ticaret rejimimiz hakkında İzahat veren Ticaret ve Ekonomi Bakanı yüzde 60 nispetinde bir liberasyona gidildiğini söyliyerek:
«— İthalât ve ihracatı takyit eden- şekillerin kaldırılması esas olarak kabul edilmiştir. Lisans gibi ticâreti takyit eden bir çok bağlar bundan böyle ticaretimizi baltalamıyacaktır. Vekâletimizin yaptığı İşlerin ekseriyeti azim esi Vekâletten gayri bir teşekkül tarafından. Merkez Bankası tarafından yapılacaktır.» demiştir.
Liberasyon esasına dönüldükten sonra garb memleketleriyle takas üzerinden alış veriş yapıl-mıyacağını söyliyen Bakan dış ticaret rejiminin bir kaç güne kadar Hân edileceğini söylemiştir.
incir, üzüm, tütün ve balıkçılık mevzuları
Esas gayenin mamullerimizle mahsullerimizin flütlerini düşürerek dünya piyasasına uymak olduğunu anlatan Ticaret ve E-konoml Bakanı üzüm ve incir mevzuuna da temas ederek demiştir ki:
«— Üzüm ve incir İçin hiçbir hususi muamele yoktur. Bunlar için takas müsaadesi verileceği haberi de asılsızdır. Bu kıymeti! mahsullerimizi satmak içir, bir çok teşebbüslere girişlik, ünı itliyiz,»
Bakanın izahatından anlaşıldığına göre, tütün meselesi 10 a-ğus tosta An karada yapılacak büyük kongrede görüşülerek karara bağlanacaktır.
Gıda maddeleri ancak ihraç edilebilecek -hale geldikten sonra ihraç edilecektir. Zeytinyağının İhraç edileceği hakkında da henüz bir karar verilmemiştir.
Bakan, tiftik hakkında şimdilik bir şey söylIycbUecek durumda olmadığını anlatmıştır.
Balıkçılığın İnkişaf ettirileceğini, bunun içi» merkezi İstan-bulda olmak üzere Trabzon, Sam sun ve Slnopta soğuk hava de- , poları tesis edileceğini söyliyen Bakan:
BORSA
İstanbul Bortasınm 19/7/1950 H*»«Tİ
ÇEKLE
Londra I Sterlin Ncw York Ito Dolar Pnrıs 100 Frankız f. Stoknolm II» İsveç Kr. Cenevre 100 İsviçre r Amestcrdam 100 riorlo Btdksel lOOBelçlUaF. Lirbon inil Eskııdes
ESHAM VB TAHVİLÂT
% l FAİZLİ rAUVniEB
Slva» - Erzurum 1
Sivas • Erzurum 3-1
HM! Demiryolu I
1041 Demiryolu U , 1041 Demiryolu 03
Milli MOöatae
Milli Müdafaa II
Milli Müdafaa 10
MIII1 MOdalaa IV
Yeni para bastırılacağı doğru deinl
Ankara 20 (Akşam) — Hazine genel miidürü. yeniden bol miktarda ufak para bastırılacağına dair hiç bir teşebbüs olmadığını bildirmiştir. Diğer taraftan kâğıt paraların şekillerinde değişiklikler yapılacağı da doğru değildir. Kâğıt paraların bazite* tının ufaltılarak lüks bir şekilde bastırılacağı hakkında dolasan söylentiler de Merkez bankası1 taraf uıdan yalanlanmış tır.
«— Bunları Marshaü yardımı ile yapacağız, demlşlfr
Hayat pahalılığı ve ekmek
Ticaret ve Ekonomi Bakan» na h a ya r pahahlığınlJL gidermek yolunda neler düşüQ nûldiiğü sorulmuştur. Bakan
C\l
«Hayat pahalılığına karşı tedq_ birler düşümüm ekte değil. ha-O zırlnnmaktadır. Bu hususta lt~^
: «t y.apanıı.vaca O
Jiyorsunuz, derhal piyasaya ediyor. Vergilerden indirmelcsjj-yaparak hayalı ucuzlatma ted-® birleri üzerinde de duruyoruz. Bunu da çok yakında İlân edece -0
2
Gazetecilerin bazı fırmlardâı— .siyah ve hamur ekmek rıkanldı->^ ğından şikâyet etmeleri üzerlr.oiO
-Q
«— Bu Belediyenin işidir. B( -QJ tediyeyi sıkıştırın.» cevabını
(D
Ticaret ve Ekonomi BakanıjZ ynş sebze ve mı-yva İhracatınırO tamamen serbest olduğunu, bu husustaki kararların Çukurova-yı çok memnun ettiğini söylemiştir.
Hububat ihracı
Ticaret ve Ekonomi Bakanı hububat ihracı mevzuuna da temas ederek:
(— Bol mahsul yılından istifadeyle bir miktar buğdayın ihracı mümkündür. Ancak mah sulu ambarlarımızda gördükten sonradır ki böyle bir ihraç keyfiyeti üzerinde durmayı düşüneceğiz. Buğday fiatierimlz pek yüksek değildir Aleyhimize olan fiat farkını, ihracatçıya prim vermek suretiyle kaldırmak mümkündür.n demiştir.
İşletmelerin hususî teşebbüslere devri
İşletmeler Bakanı Muhlis Ete de şunları söylemiştir:
«— Devlet işletmelerinin hususî teşebbüse devri hususunda tetkiklerimize devam ediyoruz. Bu hususta Ticaret ve Sanayi □dalarına ve İstanbul üniversitesine müracaat ederek fikirlerini rica ettik. Cevap bekliyoruz.
İşletmeleri muhtelif şekillerde elden çıkarmak istiyoruz. Fab rikalarınuzı almak istiyorlar, belki kiracı olarak karşımıza çıkabilirler. Belki de taksitle fabrikalarımızı almak İsterler. Kısmen sermayeye iştirakleri de kabildir.
Bugün sermaye piyasası taaz-— zuv etmemiştir. Bizde büyük a-ijb nonim şirketler yoktur. Onun 1125 çin elden çıkaranııyacaklarımızı devlet işletmeleri olarak muhafaza edeceğiz. Bu gibiler çok bü-5wc yük işletmelerdir. Biz devlet o-660 larak bîr tesisi devrederken ma-22? kinelerin İyi kullanılmasını İsteriz. İşçilerin ve personellerin muhafazasını arzu ederiz. Son uo dakikaya kadar bu insanları ko-,wIramağa çalışacağız. Fakat husu-j 70 : si teşebbüs bunları devralırken ıj elbette ki kendi vaziyetini ve 1-J+5 şin rantabillte5İnl düşünecektir. ,‘7S Buna da bir şey diyemeyiz.
Sivas çimento fabrikası için üç talip vardır. Hangisi daha iyi fiat verirse işletmeyi ona devre-


% « FAİZLİ TAHVİLLEP
KnlKinma ı ■e-
Kulkınına 11 96-
Kalkınma LU M.T0
•>İB istikrazı 1 •G —
Mt istikrazı II 1)8 30
İMİ Demiryolu 99.—
t!M& tstikrazı L 9a.—
% (.a FAİZLİ f AP- V İLLER
IMS lahvkU 99.-
% s FAİZLİ fAtiVlLLfiB
1933 Breani W-
İM» İkram iyen 21-
Milli Müdafaa 20.94
Demiryolu IV 99.-
Demlrvoh) V 99-
ANADOLU OEMinVOLD CRUFU
Tanvıiıer ı-a 112.50
Hisse senetleri -S 40 22.30
W —
ŞtHKET HİSSELEJU
«erke» Bankası ıa-
Aralan Çimento 15.25
'l Ticaret Harrkası 5.—
U Bankası 34.-
SARRArLAHDA ALTIN
Salıclac
Gulden M İHI
l'ürk lirası 34
Sterlin 4425 |
Külce S-
Reşat W 35 lî
Ticaret odasında
Ekonomi ve Ticaret Bakam htü Velibeşe dün Ticaret Odada ithalât ve ihracat tüccarı ve sanayi erbabiyle bir top-ıtı yapmış ve muhtelif mevzu-
ii zerin de konuşmalar olnıuş-
Bir buçuk saat süren bu ko-ıuşma esnasında Ekonomi ve icaret Bakanı kendisine sorain sualleri cevaplandırmış, ilikleri not etmiş ve gereken ted-irierln alınacağını sötlemlştlr.
gece
UaoBubamı ne
Sahile 3
20 Temmuz 1950
A KB A M
Seyahat Mektupları:
Bir edebiyat kâbesi
Dinlerin Kudüs gibi, Mekke gibi. Roma gibi mukaddes şehitleri var. Atatürkçülerin AnkaralI. komünistlerin MoskovalI. kozmopolitlerin Parisi. tarihçilerin Muin. Istan bulu. Baolll ilh mevcut. Edebiyatçılar için de. tngillerede, bir Shakespeare şehri doğmuş: «Stratford on Avon* kasabası. Oraya da. ber sene on binlerce şiir ve sahne hacısı akın ediyor.
Yalnız tngillzlerin detil, bütün dünyanın, belki de en maruf müellifi olan Shakespeare burada doğmuş; ömrünün dört senesi hariç, geri kalan kısmını burada yaşamış; bütün eserlerini burada yazmış; 52 yaşında ayyaşlıktan burada ölüp gömülmüş.

Bazı kimseler, Shakespeare’ln alelade bir aktör olduğunu, e-serlert başkasının yazarak ona izafe ettiğini İddia ediyorlar. Fakat mademki ortada eserler var. bir de Shakespeare var demektir. O yazmış, bu yazmış; bizi hele bu yazıde alâkadar etmez.
Büyük İşler yapanlara karşı İnsanlar o kadar kıskanç kİ. t-aanın bile yaşamadığını, mevhum bir şahsiyet olduğunu İddia edenler olmuş. Mesele haça gerilmiş sarı sakallı, mavi gözlü adamdan ziyade Hıristiyanlıktadır

Her ne hal ise; biz. dâhi İngiliz müellifinin şehrinde bir gün bir gece kaldık. Onun hâ-tıralariyle dolu bu kasabayı dolaştık ve çok mütehassis olduk. Aramızda mütemadiyen konuştuğumuza göre, Nedim, adres bile vermiştir:
Besiktaşe yakın bir hanel viranımız vardır
Fakat Nedimin evini tesbit ve hâtıralarını İhya etmek, kimsenin aklından geçmiyor.
TEskl kayın pederim ve şahsan tanışamadıfrım Çurüksulu Mahmut Faşa, Nedimin evinin. Kabataşta. Set üstü denen tramvaya muvazi sokağın Dol-mabahçeye yakın kısmında olduğunu İddia etmiş. Neye atfen olduğunu bilmiyorum ]
Halbuki Shakespeare 1564 te doğup 1618 do ölmüş. Nedim 1631 de doğup 1730 da ölmüş. Net i 1634 te ölmüş. Fu2ULi 1555 te ölmüş.
Onlardakl «muhafaza etmek» İhtimamına karşılık, bizlerdekl savrukluğa yandım. Nedimin mezarını bile, son devirde güçlükle bulabildik.

Shakespeare'in doğduğu yatak. yattığı beşik, oturduğu koltuk. kullandığı masa, vaftiz e-dlldlğl kab. doğuşunu kaydettikleri defter (1), buna benzer eşya hep mevcut İki buçuk asır müddetle, ailesi. İşte bu güzel binanın sahibi olmuş. 1834 te bina kısmen bir kasabın, kısmen bir meyhanecinin malı haline gelmiş. Nihayet 1864 te Bhakespeare'l Sevenler Cemiyeti. bu gayrimenkulu satın alarak müze haline sokmuşlar. Şimdi duhuliye İle giriliyor.
Dâhi şairin annesine ait bina da müze haline sokulmuştur. Burada, o asırlarda kullanılan eşya teşhir ediliyor Mutfak İşinin, ısınma İşinin, diğer hizmet İşlerinin ne suretlerle olduğu gezenlere izah ediliyor Aynı zamanda. tarih bilgisinin artışı sağlanıyor.
Shakespeare, ömrünün sonuna doğru zenginleşip kilisede gömüleceği yeri 440 altına satın almış Bu da. bir centilmenin verebileceği âzami para imiş. Sevmediği karısı da yanına gömülmüş, f2)
İngtllzler, bu kasabada, meşhur şairlerinin dramlarını oy-nıyan bir de büyük tiyatro Cüda getirmişler. Biletler, haftalarca evvel satıldığı için yer bulamadık.
Tarihi şehirde, pek çok kıymetli eski binalara tıslanıyordu Çoğuna, Shakespeare'in hâ* (Arkası 7 nci sn hilede) ___________________(va • nü)
(1) Defterde, (Shakespeare) imlâsı vardır. Yani bizim kullandı ğımn »ek)e kıy sta, ortada bir (e) eksik. Halide Edib üstadın dediğine göre (Shakespeare) la muhtelif tarihi devirlerde ve muhtelif vesilelerle 22 türlü imlâ ile yazıldığı teshil edilmiş.
(2) Aynı klişenin İçinde Frrud'c ülcri ilgilendirecek oymalar var. Rahiplerin eseri olan hu oymalarda, cinsiyet hayatından mahrum kimselerin nasıl dalâletlere sapabilecekleri belli oluyor. Sadist levhalar resmedilmişti*.
Dünya gençlik konseyi
42 millet temsilcileri Ağustosta gelmeye bavlıyacaklar :
13-20 ağustos arasında şehrimizde yapılması kararlaştırılan dünya gençlik birliği İkinci konsey toplan tısının hazırlıkları hararetle devam etmektedir.
Konseye iştirak eden memleketlerin talebe mümessilleri 1 ağustostan itibaren İstanbula gelmeğe bağlıyacaklardır Konseye 42 memleketten 250 kadar delege iştirak edecektir.
Talebeler Teknik üniversitesinde misafir edilecekler, toplantılar da Yıldızdaki Şale köşkünde yapılacaktır.
Konsey toplan Ularına başlanacak olan 13 ağustos günü Ankara radyosu 13 dli üzerinden çalışmaları anlatan yayınlar yapacaktır.
Amerikanın sesi radyosu da Ankara radyosunun verdiği haberleri 33 dilden dünyaya yayınlayacaktır.
20 ağustosta toplantılar sona erdikten sonra Türkiye Milli Talebe federasyonu misafir öğrenciler şerefine Belediye gazinosunda bir balo ve açık hara tiyatrosunda mahalli oyunlardan müteşekkil bir festival ter-tibedecektir.
Talebe mümessilleri dün Vali ve Belediye başkanım 2lyaret ederek hazırlıklar hakkında İzahat vermişler ve misafir talebelerin şehri dolaşmaları için otobüs verilmesini ve diğer hususlarda kolaylık gösterilmesini istemişlerdir. Vali. talebe mümessillerinin dileklerinin yerine getirileceğini söylemiştir.
Toplantıların bavlıyacağı 13 ağustosta Pragrla komünist memleketler gençliğinin de aynı şeklide toplantılar yapacağı öğrenilmiştir.
Diş hekimleri Pariste toplanıyor
Profesör Ziya Cemal Türk delegesi olarak Parise hareket etti
İstanbul Tıp Fakültesi çene cerrahisi profesörü ve Diş Tabipleri cemiyeti reisi Ziya Cemal B. Aksoy, Pariste toplanacak olan milletlerarası dış hekimliği federasyonunun 50 inci yıl toplantısına Diş Tabipleri cemiyeti reisi ve Türk delegesi olarak İştirak etmek üzere dün tayyare ile Parise hareket etmiştir.
Federasyon gelecek senenin toplantısını tstanbulda yapmak arzusunu İzhar etmişti. Profesör B. Aksoy toplantıda bunu resmen teklif edecek ve buyua bir ihtimalle toplantı gelecek sene tstanbulda yapılacaktır.
Profesör bu federasyonun icra heyeti âzalığına seçilmişllı
Kari mektubu ------■—
Göztepelı bir okuyucumuzun dilekleri
Göztepede Demirci Faik mahallesinde oturan bir
okuyucumuz yazıyor:
1 — Mahallemizde hiç bir evin abdest pisliğini alıp götürecek kanalizasyon mevcut değil, çukur denilen yarım metre derinlikte toprak altına biriken pislik ve çir-kef sulan sıhhi bir tehlike yaratmaktadır.
2 — Terkos ve Kayışdağı sulan tek birer çeşmeden akmakta ve sakalar yüzünden fakir hara olamamakta. aynı zamanda mutat kesilmelerle bu hayatî ihtiyaç tamamen temin edilememektedir.
3 — Mahalledeki bir İki acı kuyunun suyu tahlile muhtaçtır ve ancak bahçe sulamağa elverişli.
Komşumuz sayın valinin nazarı dikkatini çekeriz.
üiaret TKZCAN
[AMERİKAN MASALI; İ?] w---gg Yatan ı Şevket RADO [■^■-■^-3-g-gZ
Çocuklar arasında ihtilâf — Amerika Avrupa işlerine karışmalı mı, karışmamalı mı? — Mr. Jones hangi partiye rey vermiş? — Cumhuriyetçiler Eisenhower’i lider yapabilecekler mi?— Hükümetin müdafaacılığı karşısında — Sosyal huzursuzluk — Çocukların ihtilâfı hallediliyor.
Mr. Jones'un piyango usulü çocuklar arasındaki salıncak sırası İhtilâfını halletmişe benziyordu. Mac ortada yoktu. Bizse mutfakta toplanmıştık. Mr. Jones kollarını sıvamış, kokteyl yapmaya oturmuştu. Bayan Jones pasta yapmaya hazırlanıyordu.
Mutfak Amerikan evinin en çok oturulan yeridir. Bembeyaz, tertemiz. Her tarafında Frijiderden, kâsede yumurta çalka-m3ya kadar elektrikle işllyen muhtelif âletler.
Herkes hem konuşuyor, hem çalışıyordu. Yalnız benim işim yoktu. Bu arada boş durmamak İçin, münevver bir Ame-. _ .
rikalı olan Mr Jones ile dünya türlü sallanamıyordu. ve Amerika ahvali hakkında bir mülakat yapmayı 1“—'— dım. Kendisi Amerikanın orta halli bir aile reisini temsil ediyordu.
Oturduğu yerde kokteyl kabını salladığı sırada niyetimi açıklıyarak:
— Mr. Jones, dedim, Amerikalıların Avrupa meselelerine karışmasına taraftar mısınız?
— Evvelâ şunu söylemek isterim kİ benim fikir ve kanaatlerim Amerikalıların fikir vc kanaatleri olmayabilir. Ben sizin suallerinize kendi düşündüğüm şekilde cevap vereceğim. Amerikalılar muhakkak kİ Avrupa meselelerine karışmalıdırlar. Çünkü politika ve ekonomi bakımından başka türlü yapmamıza İmkân yoktur. BLlhassa ekonomik bakımdan kendi içimize kapanamayız. Şunu da ilâve edeyim İti Amerikanın şarkında ve şimalinde oturanlar bu fikirdedirler. Or-tadakilerle garptakiler o kadar değildirler.
— Hangi partidensiniz Mr. Jones? Cumhuriyetçi mi, demokrat mı?
— Cumhuriyetçi bir aileye mensubum. Fakat ben hiç bir partiye yazılı değilim.
— Seçimlerde hangi partiye rey verdiniz?
— Demokrat partiye verdim. Çünkü Roosevelt Ölünce âni bir değişikliğe memleketin tahammülü yoktu. Fakat şimdi İdarede bir değişiklik olmasını isterim. Demokrat Parti biraz fazla İktidarda kalmıştır. Müdahalecilik ve kontrol etmek istidatları artıyor. Amerikada hiç bir fikir, hürriyet fikri kadar sağlam değildir. Bir çok teşebbüslerin devlet kontrolüne tabir tutulmasına taraftar değilim. Zaten memleketle de bir devlet sosyalizmine doğru gittiğimiz kanaati kuvvetlenmektedir.
— Cumhuriyetçiler İktidarı alacak kadar kuvvetli midirler?
— Bugün İçin hayır. Başlarında cok kuvvetli şahsiyetler olmadığı için halka hitap etmek kabiliyetini kaybetmişler, dir. Fakat önümüzde daha İki 'sene var. Cumhuriyetçiler şimdi var kuvvetleriyle Elzenho-ver'i Reisicumhur namzedi olarak elde etmeye çalışıyorlar. Kendisi buna henüz yanaşmamıştır. Hattâ katiyen istemediğini bildirmiştir. Fakat Cumhuriyetçilerin ümitleri kırılmış değildir. İkna etmeğe uğraşıyorlar. Eğer bunu yapabilirlerse kuvvetlenirler.
— Amerikada Vailace'ın fikirlerini tutan sınıflar var mıdır?
— Çok mahdut bir azlık var. Yüzde beş kadar tahmin edilebilir. Bunlar kısmen solcu, kısmen de komünisttirler. Fakat komünistlikleri ekonomik endişelerden İleri gelmemektedir. Meselâ Paul Robson bunların arasındadır ve kendisi milyonerdir. Komünistliğe kayan fikirlere daha ziyade sanatkârlar arasında ras tanıyor. Bununla beraber AmerikadaJd komünist partisinin hiç bir ehemmiyeti yoktur. Bu fikirde olan bir ar-
kadaşun vardır. Seçimlerde WaUa4e'ıo kazanacağına lnan-mişlı. Bahse tutuştuk. İki yemek kazandım.
— Dünyada sulh olma* için Rusya İle anlaşmaya taraftar □ıısınız?
— Bugünkü durumunu ve tutumunu muhafaza ettikçe Rusya He yapılacak bir anlaşmanın devamlı olacağına katiyen inanmıyorum.
Mutfak sohbeti tam bu hararetli safhasında İken küçük Mac ağlıyarak İçeri girdi. Arkadaşları salıncakta sallanmak sırasını, başlangıçta çektikleri numaralara razı oldukları hal-(de. gene bozmuşlardı. Mac bir türlü sall ansınıyordu.
Amerikada en f3zla ehemmi-kararlaştır-| yet verilen ve en ciddiye ah-Ironın nri» nan mahlûklardan biri çocuklardır. Mr. Jones:
— Olmıyacak, dedi, lütfen dışarı çıkalım da bu mühim meseleyi beraber halledelim. Çocukları birer birer sallamaktan başka çare yok.
Defterimi topladım, dışar-çıkarak ceviz ağacının altına gittik. Mr. Jones çocukları küçük isimlerinin baş harflerine göre sıraya koydu ve A dan itibaren sallamaya başladı. O çocukları sallarken ben de çimenliğe uzanarak suallerime devam ettim:
— Hükümetin İşlerinize fazla müdahale ettiğinden şikâyet ediyorsunuz. Müdahale eder ken haklı-sebepler göstermiyor mu?
— Bütün bunları sosyal huzuru temin etmek için yaktıklarım söylüyorlar. Fakat Amerikada bir sosyal huzursuzluk yoktur. Roosevelt zamanında filhakika, İşsizlik vardı, şimdi böyle bir şey kalmamıştır. Askerden dönüp de bir meslek edtnemiyenlere hükümet bir meslek edinmek üzere mühlet tâyin etmiştir ve bu müddet zarfında kendilerine federal hükümet ayda 90 dolar ödemektedir. Binaenaleyh yakın bir zamanda harbden donenler de bLr meslek edinmiş olacaklardır. Birinci cihan harbinden sonra
sefer
baş gösteren İşsizliğe bu meydan verilmemiştir.
— Amerikalılar hayat pahalılığından şikâyet etmiyorlar mı? Memnun olmıyan sınıflar yok mudur?
— Memnun olmıyatı suuf umumiyetle yoktur Fakat rahat hayatın hududu olmadığı için elbette İd herkes daha iyisini istemektedir...
Bu suali sorduğum sırada Mr Jones çocukların hepsini küçük isimlerinin alfabe sırasına güre sallamış, en sonunda kendui salıncağa oturarak sallanma/a başlamıştı, fakat cevap vermeğe devam ediyordu:
— Meselâ doların kıymeti hayli düşmüştür. Harbden evvel bir Ford otomobili 900 dolara alınabiliyordu. Bugün 2100 dolar ödemek lâzım. Benim oturduğum şu ev gibi bir ev — «ti buna ayda 200 dolar kira veriyorum — harbden evvel 11,000 dolardı. Bugün 29 bin dolara kadar satılabilir Amerikalı dalma gelirinin temin edebileceği bir hayatın üstünde yaşamaz İster. Onun için daima şikâyetçidir...
Bu konuşmamızı Nazlt Tektaş hanım tercüme ediyordu. Ben bir taraftan yazıyordum. Bir taraftan da Mr. Jones'un salıncak satasım takibedlyorduın.
Nihayet o da sırasını savdı. Çocuklar kendisini alkışladılar. Onlara bir daha mızıkçılık etmemelerini tembih ederek yanımıza geldi. Kek yapmakta olan bayan Jones'a yardım etmek üzere hep beraber mutfağa döndük.
Şevket RADO
Yapı ve Kredi Bankasının Amerika ve İngiltereden getirttiği öğretici ve eğlendirici filmlerle
Her Cumartesi saat 11 de
ATLAS Sinemasında
En rahat - En emin - En ucuz
HACI SEFERLERİ
70 kişilik
4 motorlu
Dünyanın en büyük Amerikan uçaklariyle
İstanbul - Cidde

Hiçbir yere uğramadan
7 saatte
Yerlerinizi şimdiden kapatınız.
İstanbul - Cidde gidip gelme
900
Türk Lirası
Tafsilât için:
TÜRK EKSPRES (ESKİ ANTAŞ)
HAVACILIK v* TURİZM A. O.
Galatasaray, Yeni çarp No, 14 - 16
Telefon: 43194
--------, ..
Denizyollarına kredi
İthalât ve ihracat bankasının cevabı bekleniyor
Devlet Denizyolları İdaresi, satın alacağı tesis ve malzemeler İçin Milletlerarası İthalât ve İhracat Bankasından 4.250.00ü dolarlık kredi İstemişti. Banka da bu kredinin açılmasın; kabul etmiş, fakat ileri sürdüğü şartlar Denizyolları İdareci tarafından biraz ağır bulunarak hazırlanan mukavele projesinin tâdili istenmişti. Banka bu tâdil teklifini İnceliyerek temmuzun sonuna doğru cevap vereceğini bildirmişti. Verilen malûmata göre gelmesi beklenmektedir.
Bahis mevzuu krediyle alınacak çeşitli malzeme arasında 12500 tonluk bir yüzer havuz, fabrika tezgâhlan, vinçler re yedek aksam vardır.
Fen fakültesinin Yunanistan seyahati
Türkiye milli talebe federasyonu İstanbul üniversitesi Talebe Birliği Fen Fakültesi kısmı bu pazar Yunanlstana hareket edecektir.
30 kişiden müteşekkil olan heyet Yunanlstanda 15 gün kalacaktır.
Gidecek öğrenciler, Başbakan Adnan Menderesten Yunanistan Başbakanına, Dışbakanı Fuat Köprülüden Yunanistan Dışbakanına, Vali ve Belediye başkanı profesör Fahreddin Kerim Gökaydan da Atina Valisi ve Belediye başkanına birer dostluk mesajı götüreceklerdir.
Beşiktaş ve Şile kaymakamları
Sinop valiliğine tâyin edilen Beşiktaş kaymakamı Fazıl Kal-tanoğlundan açılan Beşiktaş kaymakamlığına Bâlâ kaymakamı Ekmel Çetlner. Uzunköprü kaymakamı Mekkl Kesekln şile kaymakamlığına tâyin edilmişlerdir.
RADYO
İSTANBUL RADYOSU öğle ve aksam programlan Açılış ve programlar. Haberler.
Da m müziği (Pt»
Şarkı ve türküler. Okuyan : Şuran Güven. Çalanlar; İsmail Soncalar. Hakkı Derman. ~ rif İçli.
Serbes saat.
Memleket türküleri oyun vaları «Pl» Valsler «Pl>, Programlar ve kapanı*. Açılış ve programlar. Caz müziği «PL». Karışık hafit müzik «PL». Neyle sa» eserleri. Çalanlar: Neyzen Hayrı Tümer, Tamburi Ercüment Batanay.
Ha berter.
İstanbul haberleri.
Sololar.
Ara müziği «Pl ».
Şarkı ve türküler Okuyun -MuallA Gökçay- Çalanlar: Hüseyin Co$kuner. Cemal IiUb. Süleyman Sen.
Arya vc lled'ler «Pl.». Ccllr vergisi izahları. Tangolar.
Küçük orkestradan melodiler. Fası) heyeti konseri «BuzcJik» Konseri» «PL».
Karışık hafit müzik «PL». Haberler.
D.ıns müziği «Pl.». Programlar ve kapanış.
ANKARA RADYOSU
Öğle ve aksam p-vgramları
1228
12.30
12.51
13.00
13,15
13,45
J3.OT
13.45
13.30
13.45
14.0»
17 58 18.00
»1 00
21,15
21.45
22M
22 45 23.00
İM IX 7J1
İM
8.30
5.00
S«-
he-
Ctlm-
l Açılış ve program.
0 M. S. ayan ve Şarkılar. Okuyan: Sabite Tur.
9 Haberler
S Salon orkestran «Pla.
9 öğle Gozetcıt.
S Orkestranın devamı «Pl.».
9 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
I Açılır ve program.
) M. S. ayan vc İncesaz «Acemaşiran tartı»,
5 Rltmciler «Pl.».
3 M. S. ayarı ve Haberler.
5 Geçmişle Bugün,
9 Yurtlan »esler
5 Radyo ile İngilizce
9 Vlyoioruujl »olotarı «PL».
J Radyo Gazetesi.
9 Şerhe» saat
5 Şarkılar. Okuyan Muzatfşr Blr-tan.
9 Konuşma.
5 Dan» müziği «Pl,»,
5 Konuşma: Sağlık saati.
9 Müzikseverin saati
S M. S. ayarı ve Haberler.
9 Program ve kapanış.
Yırın «abuhkl program
S Açılış ve program.
9 M S. ayan.
1 Müzik «Pl.».
I Haberler.
9 Saz eserleri «Pl.».
5 Filim melodileri «Pl.».
ı C (inlin programı ve havı poru.
) Hafi! müzik «PL».
> Kapanış.
re-
Fethin yıldönümü
Bu mevzuun üzerinde ısrarla duruyoruz, her vesile ile kaleme dolayıp tenkidi I.t. de, tahminlerde bulunuyoruz; fakat ne kadar üzerindi- durulsa, ne kadar yazılıp çızilse azdır ve şimdiye kadar yapılan işler, girişilen teşebbüsler dâvanın ehemmiyetine, azametine nispetle hiç mesabesindedir.
Fetih Yıldönümünü kutlama töreni için yeni bir faaliyet hamlesine girişileceğini gazetede okuduk, sevindik. Verilen malûmata göre. Adnan Menderes hükümeti, önümüzdeki dar zamandan â. zami istifade edilmek üzere bir an evvel hazırlıklara başlanmasını kararlaştırmış.
Bu iş üzerinde hazırlık başlangıçları o kadar çok ki, gazetelerde böyle bir haber okuyunca gözümün Önüne biiir sürü komisyonlar, türlü türlü raflara istiflenmiş tomar tomar kâğıtlar geliyor. Senelerden beri birçok defalar tören hazırlıklarına başlandı, fakat hepsi başlangıç halinde kaldı, tatbikata doğru bir adım dahi atılamadı ve yıllar geçip aradaki zaman mesafesi kısaldıkça tören programının çerçevesi de mütemadiyen daraldı.
Birbirini takip eden bu sürekli ve sonsuz başlangıçlar tabiatiyle itimadımızı sarsmış, teşebbüslerin — az da olsa — müspet bir netice vereceğine inanamaz olmuştuk. Lâkin, iktidar sandalya-sında giriştiği hamleleri neticeye ulaştırmak için azimkar gayret emarelerini muhtelif vesilelerle gördüğümüz Menderes kabinesinin bu işe karşı gösterdiği yakın alâka, itimatsızlık havasını değiştirir gibi oldu. Gazete, beş yüzüncü yıldönümüne behc-ıııahal yetiştirilmesi gereken işlere bu sene içinde başlanacağım bildiriyor. Memnun olduk.
Ancak, haberin sonundaki cümle, zihnîmize bir istifham cengeli taktı. Şöyle deniliyor:
«Bu maksatla, ilk yapılacak işler şu günlerde acele olarak tesbit edilecektir.»
Yakın mazinin umumî efkârda kökleştirdiği kötü bir kanaat vardır: «İdare mekanizmasında. en mühim işler üzerinde bile verilen kararlar. alınan tedbirler ekseriya şahıslarla kaim olur. Yeni gelen, eskisinden kalanı bozar- mevzuu yeni baştan ele alır, böylelikle zaman geçer, işler sürüncemede kalır.»
Fethin yıldönümü töreni için ilk yapılacak işlerin tesbit edileceği hakkındaki haber. zihinlerdeki o kötü kanaati depreştirdi, ümit kırıcı bir tereddüt uyandırdı. Biliyoruz ki kutlama töreni için İstanbulda yapılacak iş. terin birincisi de, sonuncusu da bir komisyon tarafından bilmem ’ıreıncı defa tesbit edildi. Bu defa iktidar değişikliği tören plânlarına tesir rderek mevzu üzerinde yeniden tetkiklere girişilecekse, önümüzdeki dar zamanın bir kısmı yine boş gececck demektir ki. hu vaziyet karsısında fazla ümide kapılmak beyhudedir.
Cemal Refik

Bayramda sergiyi ziyaret edenlerin sayısı
1950 İstanbul Sergisi ziyaretçiler tarafından gezilmektedir. Yetkili çevreler tarafından verilen malûmata göre yalnız şeker bayramının üç günü içinde bilet almak suretiyle sergiyi gezenlerin sayısı yüz bini geçmiştir. Tahminlerin üstünde Cilan bu rakam şimdilik btr rekor teşkil etmektedir.
Kullanırlar.
TUR AL
Öksürüğü keser
S.ıhlfe 4
AKŞAM
20 Temmuz l£5O
Koredeki askerî harekât
İlk safhadaki başlıca iki mühim âmil — Netice hakkında tahminler
Evvel zaman içinde.
Koredekl askeri harekâta* Uk madiği mütalâasında idiler, safhasında başlıca İÜ mühim Moskovanm şimalî Küreyi , ve netice ürerinde müessir âmil teçhiz etmekte olduğu gö» kendisini göstermiştir. Bunlar- önünde tutularak “■■tn manadan birincisi taarruzun tam koşalardan sonra matua Uzak naânasiyle baskın şeklinde ya- Doğudaki soğuk harb cephele-ptlmış olman, âmillerden İkin- rinden biri takviye edilmiş oî-'«181 ds şimali Korelilerin teç- Amerika Cennbi Ko-
htsat ve talim ve terbiye bakı- reye harb malzemesi gbnder-sundan Cenuplulara faik olma- tarar vermişti. Bazı çev-
■»dır. relerin mütalâasına güre Ame-
Baskın: Şimalî Korenln hü- rttan atratejlst re tefsircıl?ri-eııma geçişi, Hltler ordularının nin menfi fikir ve görüşlerinin İkinci dünya savaşı esnasında- Amerikan matbuatına kadar kİ bazı taarruzlarına benziyt- aksederek buralarda aiCECS rek harb İlânına tekaüdüm et- münakaşa olunması Cenubi Korniştir. Haziranın son yansına relileri bir ân evvel harekele kadar hudut müsademe ve çar- 'g^ek İçin teşci etmiştir Şl-pışmaiannın arası ardı keril- mBnHl.riD uıarrure üzerine memesi dolayıslyle müteyakkız Mnci „ wnup tümen-
bulunmakta olan Cenubi Kore jW| derhal harbe atıtaiış ‘«>e ordusu bu havalide yağmur de bu tümenler Şlmaliilerln mevsimi hulûl edince İşi BO’-Jfafk bir topçu ve kuvvetli lank-şetmlş ve İkinci ve yedinci tümenlerini — dördüncü tümen I bunların ihtiyatı (dİ — hudut yakınlarında bırakarak diğer beş tümenini Cenubi Korenln , bat» ve doğur taraftarına çek-mlştL ŞlmaUDer Cenubi Kore hükümetinin bu gafletinden , tam mftnasiyle istifade ederek hudutta Cenubi Kore kuvvetlerinden üç misti sayıda kuvvet thaşlt etmişler ve bn birlik-terle taarruza geçmişlerdir. Kü-çflk mikyasta hudut tecavüzlerine alışık olan Cenuplular bu taarruzun bir hart re İstila başlangıcı oldufunnn bidayette ( farkına varamamışlardır, şi-mail Korelilerin baskında mu-reffak oluşlarında Cenubi Kore — ve hattâ Amerikan — ha- , ber sima teşkilâtının 1yi işle-rnemiş elmasının müessir okluğu muhakkaktır Şimali Kore , ile Cenubi Kore cumhuriyeti '
Yerliler arasında heyecan ve mühim bir toplantı
- 16 -
Eski bayramlara dair
Sarayda bayram merasimi ■— Sinanpasa camisine gidiş — Dolmabahçede — Padişahın kaim se«i
Her hakta nsahfuadur. Semih Mümtaz S.
lan ile karşılanmışlardır. Cenubi Kore Başvekili 27 haziran sabahı basın mümessillerine verdiği bir demeçte: (£1 ün İzdeki an U. tank silâhlarla Şimal -illerin kuvvetli tanklarını tevkif edemJyourz. diye şikâyet etmekte ve Milli Savunma Bakanı isin Sung Mo) da: «Şl-mall ilerin ağır topçusu her türlü mukabil taarruzumuzu faydasız bir hale getiriyor.» diyordu. Cenubi Kore kuvvetlerine sayı, silâh ve teçhizat bakımlarından üstün Şimal kuvvetleri İkinci, yedinci ve dördüncü Cenup tümenlerini UyjOgbu »âdisinde ve (Han) oeiıri sahillerinde mağlubiyete uğrattıktan sonra süratle cenuba Dehlemeğe başlamışlardır.
Harekât ŞimaLlilcrtn lehine ve Cenupluların aleyhine olmak üzere o kadar seri bir gc-
a û üşme Böstennlştlr kİ (Söut) ıln
autunda bUunm.Sh e.»n * SwQn şehrinden kaça bilmek
başmda çizilmiş olan 38 ind Amerftal, mü^£]p„ An. arz dairesi dağ. tepe veya nehir ı gibi tabii hiç bir mâniaya malik bulunmadığından Şlmalüler bu hududu kolaylıkla aşmışlar ve hiç biri mayinienmemlş yollardan geçerek Üylongbu »âdisine inmişlerdir. Üç gün geçmeden harb. tabi! bir müdafaa hattı teşkil edebilen Han nehri sahillerine, intikal edince beş asn mütecaviz zamandan beri Koreye merkezlik yapmakta olan Söu! şehri tehdit jfltma girmiş ve ŞtmaJlIlerin eline geç-nlşttr.
ŞinıalIDerfn teçhizat üstünlüğü: Cenubi Korenln teçhizat noksanlığı, bu cumhuriyetin başında bulnmakta olan hükümet lic Birleşik Amerika arsamdaki münasebetlerin tam mfir.ariyle güvenlik esasına dayanmamakta olmasından İleri «r
«taktir. Amertto Stogmu, *" t*
Bfc. rejtalbl betenme^ekU ** «M-
ve bu idare hakkında endişeler | Kte(Ur beslemekte olduğundan Cenubi Kuvve! mfinevlyesl kırılmış Kare ordusunu modern silâh- olan Cenubi Kore birliklerini tarla teçhiz etme bahsinde te-|&rk« arkaya hezimete uğrat-Hddüt göstermişti. Amerikan makta olan Kim tr Sung or-•kratejlst ve askeri tefslrcileri dununu büyük komutan general Amerikan müdafaa man mineci Mac Arthur nihayet dıırdurma-İçinde Cenubi Kerenin hayati ğa muvaffak olacaktır. Fakat bir rol aynamamakta olduğu bunun İçin daha bir müddet ve şimalden bir taarruz vu- beklemek ve bas fedakârlıklar kuur.tia Cenubi Korenln mü- lktlham etmek mecburiyeti »ardadan edilmezine imkân bulun- dır. Çeviren: B. AKsi-.L
İç La Amerikalı müşavirlere an-!cak (10) dakika vakit kalmıştır. Cenub! Kore MIDI Savunma Bakanı (Sin Sung Mo) Şimali Korenln gayet İyi talim W terbiye edilmiş (181) bin kişilik bir orduya malik bulun -inakta olduğunu söylemiştir. Koredeki askeri müşahitlerin beyanatına nazaran Şimali Kore ordusunun en İlerisinde harb etmekte olan iki tümen Çin İç harbinde Şang Kay §€k|n milliyetçi Çin ordusuna karşı harb etmiş ve son aylarda Çinden Koreye avdet etmiş harb tecrübelerine malik tümenlerdir. Çok gayri müsait hava ve yol şartlanna rağmen iyi hazırlanan bir plfinı tatbik etmeğe ye esaslı Amerikan
,yardımı yellemeden evvel süratle ilerilemeğe muvaftak oluş-
Zamanrnln anlattıkları biç bir mâna İfade etmiyordu, fakat bu İşin neticesi ne olacağını anlamağa başlamıştım. ve ben de bir tehlike kokusu hissediyordum.
Ertesi günü sabahtan akşama kadar kampta kaldım. Tamtamlar mütemadiyen dalla kuvvetli çalınıyor ve heyecanlı bir hal alıyordu. En tuhaf tarafı uşaklarımız birden bire tamtamların dilinden anlamaz olmuşlardı. Tamtamların gürültüsü bütün gün sonsuz bir şekilde devam etti.
Büyük bir sessizlik
Ertesi gün her günden dalı* erken uyandım ve derhal kalktım. Uk anda neden böyle erken uyandığımı kendim de anlrya-madım. fakat sonra etrafa çöken gayn tabii sessizliğin tesiriyle uy uyumadığımı hissettim Gece bekçilerimiz yanan ateşlerin etrafında oturmuş, bir heykel gibi bekliyorlardı, diğer uşaklarımız İse dışarda oir halka halimi» olurmuşlar, kalı-valtı diyorlardı, hiç bir ses, bir gürültü İşitilmiyordu. Onlar da bir kelime bile konuşmuyorlardı. Tamtamlar susmuştu.
Bu sessizlik her şeyden daha şayanı dikkatti. Gayet mahrem olarak bay» vakayiin lıa-nrlancLıgı anlaşılıyordu.
Kalkar kalkmaz kahvaltı ederek. ZamıuıTye çantamı silâhlım Ve fotoğraf makinemi getirmesini ve kendisinin de bir silâh beraber alarak, beni takip etmesini ve Tvabedlye gideceğimizi kendisine yüksek sesle ve emir vererek söyledim. Benim emrimi dinleyeceğini zan netmlyordum. Hakikaten de sözümü dinlemedi Yerinden fn-müdamıyarak onun söyledik birine kulak asmaklığım için İsrar ediyordu.
Yolum aşağı yukan bir saat kadar sürecekti. Etrafıma bakınarak yürüyordum, yolda bir arslana rasgcldlm. Arslanı vurmadan geçebildiğime memnundum. Çünkü bu sabahın erken saatlerinde herhangi bir gürültü etmeden, tepeden vadiye bakabilmem lâzımdı.
Karşıdaki tepenin sırtında Twabenl'nin sığırları otluyoı-lardı, bn hayvanlar bu herifin malikânesinden dışarıda olmaları lâzım gelirken, çit duvarın içinde İdiler,
Çtt kapı açıktı ve arkasında yüze yakm kadın ve çoçuk vardı, çitin dışında ise yine yüze yakm erkek toplu bir halde hc-l yeeaniı heyecanlı blrbirleıile konuşuyordu. Bu çerçeve içinde kar* ve yanık lekeleri biliyordu.1 Her çalı, her dikenlik, velhasıl j arzlanJarın saklanabilecekleri her yer yakımış ve kurutulmuş-1 tu. Benim İçin en akıllıca hareket, kampa geri dönmekti. Bulunduğum yerde de durabilirdim. Fakat beni yerliler bu- | rada görebiliyorlardı, ben İse ( hiç bir şey göremezdim. Üçüncü bir imkân vardı: Yoluma
Afrikayi ve heyetin ziyaret ettiği Rodezya havalisini gösterir harita
______ Çeviren : —
| Hami BEKEM |
devam edebilirdim ve ayni zamanda yapılacak âyini görebilir dun İhtimal şimdiye kadar hiç bir beyaz insan böyle bir âyin görmemişti. Bu suretle burada güzel bir kaç resim çeker ve hattâ kon akmasını bile önleyebilirdim.
Ani bir kararla silâhımı yere bıraktım ve yürümeğe başladım. Silâhsız gelmekle onlara dostça geldiğimi, ve hattâ hayatımı onlann eline teslim ettiğimi ve dostane hareket ettiğimi tebarüz ettirmek İstiyordum. Esasen elimdeki tek bir silâhla bu yüzlerce kişinin oklarına karşı nasıl koyabilirdim?
Yerlilerin heyecanı
Tepeden yan aşağıya doğru indiğimde, karşıdan bir ses birden bağırarak, orada toplu bulunan arkadaşlarına ihtarda bulundu. Yerliler birden sustular ve yüzlerini bana doğru çevirdiler. ben onlara doğru yürümeğe başlarken yerlilerde heyecanlı konuşmalar başlamıştı. Yaklaştıkça heyecan daha fazlalaşıyordu. Yerlilerin bana karşı gösterdikleri nezaketten eser yoktu ve samimi bir selâmlaşma da yapmadılar. Hiç şüphesiz benim buraya gelişimden bu herifler sinirlenmlşlerdl, ve bir çoklan bunu bana filenen İzhar etmekten bile çekinmediler.
— Salagaatleh yani size sulh getiriyorum «özüyle oıılan selâmladım ve elimi salladım.
Yalnız bir kişi benim, selâmıma cevap verdi. Bu, kabilenin en yaşlılarından biri İdi. Bilgisi bütün Zulu yerlileri tarafından takdirle karşılanırdı. Tamamen aklaşmış kafasında beyaz Ln-
sanlarla yaptığı mücadelelerde-
kl muvaffakiyetinin eseri olarak boynuzdan mamul bir taç vardı. Bu yaşlı benim iyi bir dostıırudu. Hemen ayağa kalkarak yanıma geldi ve elini uzattı elimi sıktı, ben de ona;
— Onlara söyle, ben yalnız görmek İçin geldim, gördüğümden kimselere bir şey söylemt-yeccglm gibi, uzaklarda bulunan beyazlara da burada olan bitenden bir şey söylemlyece-ğlm
Bu ihtiyara İn d una derlerdL BLr eliyle işaret vererek herkeaf susturdu ve derhal bir nutuk vererek, benim tamamen silâhsız geldiğimi ve yalnız yanımda ufak bir sihirbaz kutusu bulunduğunu söyledi. Bu nutukta bir çok İnsan hayatı kurtardığımı ve benim yanımdaki beyazların da yerlilere hizmet ettiğini hatırlattı, kendilerine verdiğimi» bir çok hediyeleri unutmamalarını ve bir çok yara ve ağrılarını tedavi ettiğimizi de dalma gözönünde bulundurmalarını İhtar etti.
Nutuk bitince Sokum bana hakkımızda aleyhte bir nutuk
(Arkası 7 od sahifede)
Yıldız sarayı hümayununda bir telâştır başlardı. Ma-
beyinci paşa ve beyler, mabeyin kâtipleri, hünkâr yaverleri re
maiyeti «enlyyeden teşrifata

rebllenler şafakla beraber yataklarından fırlarlar, hemen büjnik ütLİformalaruu giyerler, malum olan vakitte ister yaz, İster kış olsun, sarayı hümayunun İç kapısı önündeki bahçedç toplanırlardı. Saltanat arabam da oralara kadar gelir, İçeriye girmesi emrinin gelmesini beklerdi. — Dört atlı saltanat arabası _ çepkenil talformaslyle sırmalar İçinde arabacıbaşı. öndeki bir çift hayvandan birine râldp olmak üzere yine sırmalar İçinde bir seyis ve yine araba beygirlerini yürüyerek takJb edecek olan İki üç üniformalı seyis, hele güzel adamlardı da; pırı! plrıl parlarlardı. Yalnız bunlan görmek, zevklenmek İçin kâH gelirdi. (İkinci Sultan Abdûlhamldln tercihan saltanat arabasına koşturduğu, birbirinden güzel dört doru at bilmem ki nasıl demeli; bütün mevklbl hümayunu göstermlye-cek kadar güzeldi ve âdeta şahane idi). Kronometre saat gibiydi padişahın her hareketi. Dakikası dakikasına yapacağını yapar, Alemi bekletmezdl Ve tam vaktinde kapılar açılırdı.
Araba dair el hümayunun binek taşma yanaşırdı. Hünkân, hattâ bazan orada bulurdu. Ve hemen hareket ederdi. Padişah ekseriya şehzadesi (merhum) Bürhaneddln efendiyi arabasına aldığı İçin daireden çıkarken onu beraber getirirdi ve oradan da, yani binek taşından da Gazi Osman Paşayı ve onun vefatından sonra Serasker paşayı arabasına alır, herkesin toplanıp kendisini beklediği bahçeye çıkardı. Araba gayet yavaş yürürdü; tâ Yıldız kapısından çıkıncıya kadar. Sonra biraz hızlanırdı. Ve bu dış kapıdan çıkarken Enderunu hümayun hademeleri hep bir ağızdan şunu söylerlerdi
«Padişahım devletinle, şevketinle çok yaşa» ■Olma mağrur nefsine senden büyük Allah var»
Hâlâ gözümün önündedir. Hademe hep bir ağızdan bunu bağırırlarken îkinci Sultan Ab-dülhamlt oturduğu yerden bir
1 sfcaınbuıt OsrglsU Açık hava tiyatrosunda MONTEMAR İSTANTOL REVÜSÜ TEMSİLLERİ
kımüduur, sağ eUyle fesini oynatır re bir şeyler söylenirdi, îstfğfar edermiş! Yani estağfurullah, estağfurullah dermiş. Araba Beşiktaşta Sinan paşa camisine ve oradan da Dolmrıbah-çe sarayına giderken de oğlıyle, Gazi Osman Paşa De; yahut a-rabanm yanında yürüyenlerle muttasıl konuşurdu. Herkesi hayrette bırakan böyle şeyler de yapardı. Meselâ — Endranda bizim bir Ah m t efendi vardı. Bugün görmedim. Sakın hasta olmasın. Sorunuz, bana h.ıbctL verînlz — gibi O gürültü İçlndO Ahmet efendiyi sonıverirdi. vfl onun böyle sualleri çoktu ib_C^ cııma selâmlığında dahi böv)q_ şeyler yapardı ve hastalık ha-O beri alırsa derhal hekim yolla di. İlâç parası yollardı. İşin 1 hafi o kadar İşi arasında um mazdı, en ufak bir adamı t hastalığını takib ederdi. İkh mabeyinci Nuri Paşadan k defa İşittm. tşte ben bunla şaşar dururum der dururdu.
Dol mabah çede
Dolmabahçe sarayı hümay öuna vâsıl olur olmaz, doğru muayede salonunun yanındi odaya girer, oturur, teşrii memurlarından gelecek hab beklerlerdi ve ancak bu hat geldikten sonra muayede salo na glrlverirdt. Teneffüs odası da İken bazan ayağa kalkar, yanındakilere çok sevdiği am-jcası Sultan Abdiilâzizden ve bazan pederi Abdülmecltten bahsederek birçok menkıbe söyler-Id‘-
I Tahta oturduktan, muayede başladıktan sonra da her önüne .gelene saçak öperken dikkatle bakar, tanımadıktan, yani yeniden teşrifata dahil olup da mu-ayedoye gelenleri sorar, öğrenir ve mutlaka ona bir şey söyler, İltifat ederdi. Tahtın sol tarafında oturmak ve sol kolunu dayamak ve biraz eğilerek öne doğru teveccüh etmek ve ara-sıra oracıkta bulunan sancağın saçaklarına sol eliyle dokunmak mûtadı İdi. Onu âdeta okşar gibi hareketler yapardı par-maklarlyte. Eğer muayede resmi âlîsi devam ederken mabeyin muzikası (terennümsazı â-Ivaz) olmasa, padişahın gayet kaluı ve pürüzsüz olan sesini o kocaman muayede salonunda herkes duyardı diyebileceğim. Sesi o kadar kalındı, fakat tat-hydı.
S. .M. S.
Created by free version
Büyük muvafakıyetler kazanan birinci ve İkinci programın en güzel parçalan De süslü:
UÇUNCü PROGRAM
20 Temmuz Perşembe saat 21,45 ten İtibaren her gece
MEVLÜD
Biricik oğlumuz
MEintET KÂTİBOĞLU'nun
aramızdan ebediyen ayrlıması-nın ikinci senei devriyesine müsadif 22 temmuz cumartesi günü öğle nam azmi mütaakıp Şişli camit şerifinde Mevlüdu Şerif okunacağından, dost, akraba ve din kardeşlerimizin teş-Irifleri rica olunur.
SARI DİVAN
A|k ve macera romanı
Yazan: Valen tin Williams Tercüme eden: Vâ-NÛ Tefrik NO «jq
Pencerenin arka*:>nda dolaşan •çık hareketaizieştâ fakat içerden hiç bir cevap gelmedi. Detektif, tekrar vurdu.
İçerden hiddetli bir »»«in haykırdığı IşJUldl:
— Kim o?
— 8 iz bay Boker minin
Mandürton. bu seferki gfbi vahşi sesiyle konuşmamışti. Londra YahudDerlnln şivesini laklld ederek seslenmişti
İçerden cevap:
— Ne Lîöyofbunuz?
— Rica ederim, açını». Ablama bayan Rosa’dan haber getirdim
— Haber ne Ue söyle oradan he--. Ne bekliyorsun?
— Ablam», verilecek haberin ■JzU olmasını tenblh etti.
Bunun üzerine, içerde bir zincir şakırdadı; anahtar kilitte
döndü.
Kanat aralandı; tanıttan istifade ederek Manderton, çizme gibi kocaman ayakkabısını aralığa soktu.
Kendisi İçin pek alışılmış Olan bir sözü bir kere daha tekrarladı:
— Sökeri Bizi tevkif edlyo-
Yahudinln hızlı hızlı soluduğunu duydular. Adam, geriledi, kanat da ardına kadar açıldı.
Mobilyelerin arasındaki İnee yolda, şimdi, issy Söker kınul-dannıaksızm duruyordu. Çehresi karanlıkta kalmıştı, çünkü dükkânı aydınlatan tek mıım, arka tarafta bir yere bırakılmıştı. Lâkin sokaktan akseden ışık sayesinde ellerinin hareketleri görülmekteydi. Tır-
, naklan yenilmiş İhtüâl Lçlnde kıvranıyor, duruyordu.
Manderton, emir verdi:
— Sen dışarıya mukayyet ol, Smlth! Şu kapıyı da kapat.
Ve tüccara döndü: mumu alıp onun yüzünü gösterecek bir noktaya koyduktan sonra sordu:
— Söker, şimdi söyle bakalım! Flag nerede?
Söker. ıstırapla yutkundu. Solgun yüzünden hafif bir tebessüm geçti:
Flag mı. efendim? — diye kekeledi. — Flag mı?... Ben böyle bir isim hatırlamıyorum.
Manderton, kestirip attı:
— Komedi oynanmasının lüzumu yok. Ben. Scotiand Yard'ın mûfetlşlyim. Rnymond Flag hakkında malûmat İstiyorum. Raymond Flag'ın bir İsmi de Rumon de la Bandelra*. dır. Cinayetle ilgili olan bu adam...
— Cinayetle mi?...
Yahudi o kadar şiddetle titriyordu kİ, bayılıp düşeceğinden korktular.
Mandetron. devam etti:
— Haydi konuşsana! Sen, o
parmaklar, adamı dün bile
gördün. Ona dair bildiklerini söyle i
İssy Söker, haykırdı:
— Onunla hiç bir alâkam yoktur, yemin ederim. Adam, bana düjj geldi. Kardeşimle konuşmak İstiyordu. Bir şeyler söylediler. Sonra benden ayrıldılar. Ben, tekrar yanlarına gittiğim zaman, kız kadeşlm, bana, bu bayın garip eşyaya merak ettiğini, bayan Car-men’e alt sarı divanı ele geçirmek istediğini söyledi. Cinayet sırasında böyle bir sarı divandan bahsedildiğini duymuşsunuzdur. O adam, bu uğursuz eşyadan, ailenin belki kurtulmak istediğini düşünmüş imiş Bunun üzerine, Rosa, benim bankere giderek bir teklifte bulunmamı söyledi. Eğer ben doğrudan doğruya satın alamazsam, bay gelince âJabUmesi İçin zemin hazırlamalı imişlm.
Manderton:
— Palavra atıyorsun! — dedi. — Senin asıl vrızifen, divanın nerede olduğunu öğrenmekti. Flag sonradan eve gireceği için, sen ona haber verme İşini üzerine almıştın. Mesele bundan ibareti
Yahudi, dehşet içinde:
— Yemin ederim kİ öyle bir şey yok! — dedi. — Ben. onun ne niyet beslediğini bilmiyordum. Ben gidip bu İşle uğraştım. Çünkü mobüye alım satımı zaten mesleğimdlr. Sonra, kardeşim, bu hizmetime karşılık beş İngiliz lirası ücret alacağımı da bana haber vermişti. Doğrusu, fenalık tasavvur etmiyordum, efendim.
— öyleyse niçLn yanlış lalm verdiniz?
— Ros* bana: *Bu meseleyle bizim uğraştığımız meydana çıkmasın!* dedi. Çünkü, nasıl olsa cinayete İsmimiz karışmıştı. Daha fazlasına tahammül yoktu.
Manderton kükredi:
—■ öyleyse Cranmore narın evine ayak basmamalıydın... Sonra ne oldu?
— Dün öğleden sonra Amerikalı İle, yolun üst tarafındaki barda buluştum. Sarı divanı bana satmak İstemediklerini, mamafih, hizmetçiye telelon numarasını bıraktığımı söyledim. Bundan pek üzüldü. Telefon numarası bırakmam iâ-•zım gelmediğim, fena elliğimi
bildirdi. Fakat: «Mademki bırakmışsın» bir şey olursa bana haber veri» Bu sabah saat dokuzda buluşmak üzere sözleştik.
Bouîofnun kaçlan çatıldı.
Manderton:
— Nerede? — diye sordu.
— Oxford caddesindeki sokakta,
— Gittiniz mİ?... Haydi, yalan söylemeyin. Doğrusunu söyleyin.
İssy Söker, sesini alçaltarak:
— Doğruyu söylüyorum. - ■ dedi. — Ben, hayatimda r>ep namtıskâzane işler yaptım, e-fendlm, Ablamın beni nerelere sürüklediğinin farkında değildim. VaUahl hakikat bu merkezdedir. Bu sabah .kahvehaneye gittim. Adam, orada bekliyordu. Kendisine bir araba getirmemi söyledi,
— Araba mı? — diye sordu ve saatine baktı.
— Evet. Soııthampton'a gitmek için iyi bir otomobil İstiyordu. Kiralık, şoförsüz bir araba bulunamazsa otomobil satın almağa hazır olduğunu bile söyledi. Bunun üzerine, otomobil alım satımı De meşgul
olan arkadaşlara baş vurdum. New Barnet garajında, arananı buldum.
— Adama otomobili teslim ettiler mİ?
— Turnham'dakl yeşil kilisenin önünde malı teslim alacaktı. Saat dokuz buçukta.
— Manderton:
— Hay Allah belâsını versin! — dedi. — Şimdi saat tam dokuz buçuk. Bay Cranmore, otomobiUnlzi gene kullanacağız. Hazır olun. Bu adamı ca-kibetmemlz lâzım gelecek. Southampton’un neresine gidiyormuş?
— Bu gece, Havre’a giden vapura binecekmiş.
Detektif, tekrar galine baktı.
— Saat dokuzu otuz geçiyor. — dedi. — Yirmi millik bir yol var. Vapur, gece yarısı hareket ediyor. (Birdenbire sordu:) Bu otomobil, nasıl otomobil?
— Kırmızıya boyalı, İki kişilik bir yanş otofhobili,
— Demek süratli giden bir şey.
(Arkası var)
Artist ilk defa olarak çocuğu Rober
tino ile birlikte resmini çektirdi
>Wl-
Milyoner Taylor, avladığı dokııa kiloluk bir Sînagrit balığı ık
Ingrid Bergman ve kocası Rossellini Parise gidiyorlar
Tanınmış İtalyan sahne rain Roberto Rossellinl ile karısı Ingrid Bergman yakında Paris’e gidecekler. Bu seyahat bir nevi «balayı seyahati* yerini tutacaktır. Bir yaşına yaklaşan çocukları varan karı kocanın şimdi balayı zeyahatine çıkmaları bir parça garip gell-v. Fakat bunun gecikmeline bep nikahlarının ancak yeni
Meriç nehri mecrası
Yunan heyeti ile bugün müzakere başlıyor
YnnanisUnl* memleketimiz arasında imzala nam 2Û haziran 934 tarihli anlaşma gerekince hudut boyunca akan Meriç nehrinin ıslahı çin zaman raman ikt memleket ır.u-mcfisilJerl toplanarak görüşmelerde bulunmak ladırlar
Btj seferki görüşme tarihi bugün. yani 30 temmuz olarak teebit edilmişti.
Bo mak.'sıUa diret edilen Yıı-■an heyeti şehrimiz» çelmiş'-r »Mflr heyetle rörijşwk h--^ktmlz de Ankaradan gelmiş!lir.
Ankanuian gelen heyet dün r* Belediye Mdkamaı xi -gen* etmiştir.
•JK
-'b-C: TfrlUl'BSU
Înıjrîıl Bergman ve çocuğu Robertino
Ikıyılmış olmasıdır RosscHlni'-nin karısından, tngrld'ln kocasından ayrılması, bilindiği gibi, uzun görüşmelere. mahkemelere müracaat etmelere sebep olmuştu. Mahkeme ancak geçende boşanma karan verdi. bunu müteakip da ingrid ve Rossellinl evlendiler.
Paris'e gitmelerinin ikinci bir sebebi de Ingrid ın Fransızcası-
nı İlerletmek istemesidir. Karı koca aralarında Fransızca konuşuyorlar. ,
RosşeHini Fransızcayı İyi biliyor. Fakat İngrid’in Fransızca-sı hafiftir. Rossellinl İngilizce bilmediği İçin Fransızca konuşmaları lâzım geliyor.
İngrld:
— Fransızca bilmezsek derdimizi birbirimize an latam ıraca-
ğtz. diyor.
İngrld geçen hafta İlk defa olarak çocuğu Robertino ile resmini çektirmiştir. Artist çocuğu için diyor ki:
— Robertino san saçlı, mavi gözlü. Bu bakımdan bâna benziyor. Fakat çehresinin hatları tamamen Rossellini'nlnkl gibidir.
Artistin İki derdi vardır. Biri Hollivut'ta eski kocasının yanında kalan kızı Pla'dır. Pîa annesine sık sık telefon ediyor. Fakat kendisinin bu kadar u-zakta bulaması İngrid'i müteessir ediyor. Bereket oğiıı fazla düşünmesine meydan bırakmıyor.
İngrld'in ikinci derdi Rossel-Mnl’nln otomobil merakıdır» Sahne vazıuıın biri Fiat, biri Chevrolet, biri de Cadillac olmak üzere üç otomobili vardır.
Geçende Cadillac İle yüz kilometreden fazla süratle giderken araba devrilmiş, Rossellinl mucize kabilinden kurtulmuştur.
Sahne vazu, bu kazaya rağmen, otomobilini fazla süratli kullanmaktan çekinmiyor, tn-grld buna üzülüyor:
— Roberto ne zaman geelkse merak ediyorum, bir kazaya uğramış olmasın diye korkuyorum. diyor.
Sahne vazu karısının korkusunu yersiz buluyor:
— Merak etme çocuğumuz yetişmeden kendimi tehlikeye atmam. diyor.
Marmara adasından notlar
En nefis esans kokusu içinde balık avcılığı!
■ ■■
Ali i yon er mükemmel davul da çalıyor
-| Yazan : Cemaleddin Bildik
Marmara adalıların misafirperverliği — Bir balıkçı evinde son derece temiz, ütüden henüz çıkmış patiska çarşaflar yayık yataklar — 8 kilo barbunyayı 5 liraya, 50 kadar İstakozu da 6 liraya satın aldık! — Milyoner, balıktan komposto da yapılıp önüne konsa yiyecek iştihasını muhafaza ediyor
Adada
bayan
Milyoner Taylor, davul çalarken

Amerikalı milyoner Taylor ile eşi Marmara adasında Ender konserve fabrikasının sahibi Tahsin ve eşinin; gazeteciler de — otel olmadığı için — balıkçı Mehmet Ayhekim'in misafiri 1-diler, Öğle ve akşam yemekleri milyonerle beraber fabrika binası üstünde ikametgâh olarak ayrılan katta yeniyor, milyonerle eşi aynı katta yatıyorlar, biz gazeteciler de balıkçı Mehme-din evinde kalıyorduk, tanıştığımız yerlilerden Denizyolları ac en tasının kızı Melâhatin de söylediği gibi MarmaralIlar çok misafirperver insanlar... Yemeyip yediriyorlar, yatıracak yerleri de olmasa İcat ediyorlar. Misafir kaldığımız e-vin bir balıkçı evi olduğunu düşünerek rahat edemiyeceğimizl zannedenler bulunabilir. Halbuki hiç de öyle değildi. Kendi karyolalarını bile misafirlerine veren ev sahiplerinin diğer arkadaşlar İçin yere serdikleri yataklar da ter temizdi... Yataklara û-tüden henüz çıkmış sakız gibi bembeyaz patiska çarşaflar yayılmış, yastıklar ve şilteler yeni alılmış.. Ahşap evin tabanında ;halıdan avuç ıçl kadar tahta gözüküyor. Belli ki evin hanımı da temizlikten yana son der.ee
O gece, milyonerin eşini konserve fabrikasında bırakarak balıkçı Ayhekim’in evindeki pufla yataklarımıza giderken Taylor, sabahleyin erkenden balık avına çıkacağını haber vermiş:
— Tamam kırk dört sene hasretini çektiğim bu balık avcılığına sîzler de gelebilirsiniz! demişti.
SabahleyLn. gün doğarken gittiğim konserve fabrikasının üst kâtındaki ikametgâhta milyoneri, Amerikadan getirdiği boy boy balık İğneleri arasında seçme yapar, yine Amerikadan getirdiği modem bir oltayı tetkik ederken buldum.
Bugün. Marmara balıklarını tutabilirse daha birkaç gün A-dada kalacağını, tutamazsa ts-tanbula döneceğini söyllyen Taylor, oltalarını aidi, kendisini bekliyen eşi Marikanın koluna girerek:
— Buyurun! dedi. Motor hazırdır.
Motor, Marmara adası sahilinden ayrılarak karşı taraftaki Ekinlik adasına doğru yol alır-
ken madam Marikaya soruyorum:
— Hayatınızdan memnun musunuz?
— Hem de, diyor, son derece memnunum. Hele Taylor, bir kaç balık da tutarsa daha memnun olacağım.
Motöre sinen balık ve denizden gelen İyot kokulan arasında kendisini kuvvetle duyuran bir koku vardı kİ bu, ne Fransanm meşhur Arpej’i, ne de Şaneli İdi. Bayan Marika Taylorun kullandığı ve gelirken getirdiği nefis bir esanstı bu... Kokuyu bir Sır olarak muhafaza etmenin kadın 1çln en başta vazife olduğunu muhakkak kİ o da biliyordu. Bu itibarla kullandığı esansın adım sormak cesarelh.de bulunamadım,
Balık avında mıyız. yoksa dünyanın en nefis esanslarını I sürünerek gelmiş bayanlar arasında bir salonda mı oturuyoruz, orası belli değil... Meğer bir mil-1
yonerie balık avına zevkli şeymişl..
çıkmak nt
Milyoner Tayloı, motöıûn ha-■ roketinden az sonra oiT alarm çıkararak Slnağrlt İğnesi sağlıyor ve hareket halinde olan aıo-törün arka tarafından deniz» atarak bekliyor. Ekinlik adasının sahil kısmına yaklaşacıığı-mız sırada milyonerin elinin kuvvetle sarsıldığını görüyoruz. Bunu Tay lorun:
— Yakalandı! sesi takip ediyor. Çekiyor, çekiyor... Bu arada eşi bayan Marikanın:
— İnşallah bir deniz kurbağasıdır, diyerek lâtife ettiğini de duyuyoruz. Az sonra oltanın n-cunda çırpına çırpma büyük bir balık geldiğini görüyoruz. Ray ve bayan Taylor!arın sevinçlerini bir görmeliydiniz... öyle ya... Taylor, Atlantiği aşarak tâ A:ue-rikadan Marmara, adasına Dunun İçin gelmemiş miydi? İşte | nihayet arzularına nal! oldular. İlk oltada tamam dokuz kiloluk bir Slnağrlt yakaladılar Ekinlik adasının sahilini takip ederek Avşa adasına doğru İlerlerken salıverilen oltalarla yine aynı boyda 3 Sinağrit daha yakalandı. Artık milyonerin keyfi tamamdı.
Marmara adasiyle bu adanın etrafına serpiştirilmiş olan 10-1S adanın bütün sahillerinde vıeır vıcır balık kaynıyor. Bol miktarda da Istakoz bulunuyor.
Yolda bir iki balıkçı sandalına rastladık ve:
— Ne tuttunuz? diye sorduk. Sandallarını motöre yaklaştırarak gösterdiler. Birinin sandalında 8 kilo kadar taptaze iri barbunya, diğerinin sandalında da 50 ye yakın İstakoz var...
— Barbunyalara ne or-.*.-nnz?
— Beş Ura!..
Beş lira verildi ve bu 8 kiloya yakın barbunya motöre alımlı
İstakozların Hatun da ıordux. Mübalâğa ettiğimi sanmayın. “»0 ye yakın ıstakoza Mac para İstendi biliyor musunuz? 9 lifli. Bu a!tı lira da verildi ve ıstakozlar mo'orr nakledil'!! Xr ık barbunyaların kilosu ile İs takt b-lann tanesi kaçar paraya £5*41, siz ho«ap *rf!n ve İstanbul t iti Hallerle —'dr,"-s* buyurun ııa (Arkası 7 nci sahifede)
Sahlfe B
AKŞAM
20 Temmuz 1950
KADUŞgMODA
M atıkgmfiKoridofla rın da
Saçların sıhhati
Kloş etek yine çok giyiliyor

Beyaz
Sünneti şerif üzere bir daha bayramlaşalım!
Dikkat edilmesi lazım gelen noktalar
Kaç senedir şapka giyilmiyor, bu yüzden denize girenlerin ve açık havada güneşte gezenlerin saçları ekseriyetle kuru ve sert oluyor. Buna mâni olmak, saçları yumuşatmak için Avrupa-dan. Amerikadan gelmiş bir çok kremler yağlar vardır, fakat saçları yıkamazdan evvel tatlı badem yağı yahut zeytin yağı İle masaj yapmak hem daha çok ucuz hem daha faydalıdır. Yağlanan saçlar bir iki saat durduktan sonra yıkamalı ve son çalkama suyuna mutlaka bir tas suya İki çorba kaşığı sirke yahut limon suyu karıştırılmalıdır.
Bu sene saçlar hafif ondüle-lldlr. Fazla bukleler, sıkı per-manantlar makbul değildir. Buna rağmen saçlara dalma yıkadıktan sonra biçim vermek icabeder. Saçlar daha yaş iken briyantin koymak ve masa) yapmak çok iyi neticeler verir. Saçları farıyarak briyantini İçirtmen, ve bir vaporizatör içine aynı miktar su, kolonya ve yarısı kadar limon suyu karışık olarak koymalı. Saçları bu su İle ıslattıktan sonra istenilen şekil verilir, pensler konursa saclar kuruyunca gayet güzel birimli olur, istenildiği ka-adı taranıp fırçalaıısa şekil muhafaza eder.
Denizi- girenlerin saçları eğer sarıya boyalı yahut rengi oksijene ile açılmışsa, suya girerken başlarını bir eşarpla bağlam alı yahut saçlarını lâstik bir başlık içine toplamalıdırlar. Deniz suyu ile güneş saçları ebrulu gibi açıklı koyulu yapmaması için bu şekilde muhafaza etmelidirler.
Kestane rengi saçlar ise güneş altında koyulaşırlar. Sabah akşam saçları şu ilâçla fırçalamak faydalıdır:
Yarım bardak halis üzüm sirkesi İçine bir tutam toz halinde ku lakın a karıştırmâlı, bu sirkeden hafifçe saç fırçasını nemtetlp fırçalanırsa saçlarda parlaklık ve hafif bir kızıllık hasıl olur.
Denizde her ne suretle olursa olsun ıslanan saçlar mutlaka lallı su ile bol bol çalkan-malı tuzdan başta eser kalmamalıdır.
Yaz İptidası kloş eteklerin artık modası geçmiş olduğuua herkes sahip olmuştu. Halbuki jyaz itemedikçe eteklerin gene kloş ve plise olarak bol giyildiği görülüyor. Resimde görülen elbiseler Parisin büyük terzilerinin modelleridir.
1 — Beyaz tual de şuadan elbise. Eteği kloştur ve aşağısında kırmızı üzerine beyaz
benekli tual desuadan m er konmuştur. Aynı kumaştan yapılan bluzun kası beyazdır,
2 — Sarı etaminden pilse e-tek üzerine keten tiresinden örülmüş bluz ve ceket.
3 — Gri renk İnce yünlüden tayör. Eteği pllsedir.
4 — Gri keten etek üzerine yeşil bluz. Etek kloş kesilmiş ve kanoneler yapılmıştır. Bluzun
dekoltesi omuzlara kadardır.
5 — Beyaz keten elbise parçalı olan eteğin dikişleri ara danteli He dikilmiştir. Bluzun kolu yoktur ve bir taraftan üç düğme ile iliklenmektedir. i
0 — Mavi etaminden pilse etek üzerine lâcivert ketenden ceket,
7 — Portakal rengi muslinden hiç kolsuz bütün pilse elbise.
ayakkabılar
Cinslerine göre nasıl temizlenmeli?
Beyaz ayakkabılar» cinsine göre temizlemek İcabeder. Keten, podösuet ve deriden olanlar ayrı tarzda temizlenir.
Ketenleri iyice fırçaladıktan sonra eğer lekeleri varsa, 90 derecelik ispirtoya batırılmış eski diş fırçası İle ovmalı. sonra fırça İle boya sürerek kurumağa bırakmalı. Tamamlle kuruyunca tekrar sert bir fırça He her tarafını fırçaladıktan sonra giymeli.
Podosiieitten olanları lâstikten bir fırça ile fırçalamalı, Benzin yahut zımpara kâğıdı ile lekelerini temizledikten sonra boyalamak. Deriden olan a-yakkabılar benzinle temizlenir, beyaz kundura cilâsı ile cilalanır ve fan ile ile parlatılır.
Altı krep olan kunduraların bazen krepleri kirlenir ve kararır. Bunları beyazlatmak İçin sabunlu suya batırılmış eski diş fırçası İle temizlemeli ve İtina ile kuruladıktan sonra gliserin
sürmeli, Ertesi sabah gliserini silmeli ve bol talk pudrası serpmen. Talk krepin İçine nüfuz ederek bembeyaz olur. Talkın fazlasını çıkartmak İçin haflf-Içe fırçalamak icabeder.
ı
üç renk modası
Etek, bluz, ceket başka renklerden giyiliyor
rağbet
Mayonezli yumurta
Serinlemek
için
Sıcak günlerde müracaat edilecek
kolay bir usul
Üzüm turşusu
Taze üzümlerde çeşit vitaminler vardır. Bunlardan kışın İstifade etmek îçhı turşusunu yapmak faydalıdır.
Üzümü sıkıp suyunu bir kavanoza koymalı. Kalın kabuklu taze üzüm salkımlarının üstünde bulunan çürük, ezik taneleri ayıklamak. Üzüm suyunun İçine tane halinde olmak üzere hardal koymalı, ve salkımları bu su İçine yerleştirmen. Üzüm suyu salkımların hepsini iyice örtmelidir. Kışın bu üzüm, tanelerini yemek büyük bir zevk-Mr.
çeşit
Dantel eldivenleri nasıl temizlemeli?
(Üç renk modası) bulmaktadır. Etek, bluz, ceket, yahut, kostüm tayör, bluz ve mantoyu başka başka renklerde giymeğe üç renk modası deniliyor. Bu üç rengin birbirine İmtizaç eden renklerden, yahut aynı rengin açığından koyusuna kadar olması şarttır.
Robşömlzye denilen önden aşağıya kadar İlikli elbiseler günün her saatinde giyiliyor.1 Bu elbiseler sabahlan ketenden çiçekli basmadan öğleden son- O(.u> maydanoz ve bir ra siyah ve renkli r—
Sıcak günlerde oturulan odanın havasını serinlendirmek ve bir ferahlık hissi vermek için flit tulumbası İle havaya kokulu sirke sıkmak faydalıdır. Bu kokulu sirkeyi hazırlamak için aynı miktar ıhlamur ve lavanta çiçeği, taze nane, sarı yonca, melisa almalı, bunları ufak parçalara taksim etmeli. Halis sirke içine atarak üzerine bir kaç tane kara biber ve beş
Yeşil çalı fasulyesi, havuç pancar, patates gibi sebzeleri linçe ince küçük parçalara doğ-I rayarak sirke veya limon suyu içinde bir müddet bırakmalı. Körpe salatalık ve sert etli sırık domateslerini de ayrı bir , tabağa ufak ufak kesmell dere ( diş karanfil koymalı on CİU, ~ kutu gün bırakmalı,
muslinden sardalyasını ayıklayarak etle-l Ağzı sıkı kapalı duran kava-gece de dantel yahut liteıedep _lnj salatalıkla domatese kat* nozun İçinden alınan bir mlk-yapılıyor. 1
Şantung denilen renkli sa- mell. dakor, keten kadar giyiliyor,' Tayör ve döpiyeslerin etrafuıı şeritle çevirmek modadır.
Gayet kısa pilse kolların ağzına aynı kumaştan bir biye İki salatayı mayonezle karıştı-geçlrillyor. Bu biye kolu sıktığı rarak servis yapılacak tabağa için plise kol balon şeklini almaktadır.
I rırı» salatama» aomaıese k»v-I malı. Biraz tuz biber ilâve Ct-
Hazırlanan salata miktarına göre bir veya İki yumurta sarısı ile mayonez hazırlamalı. Her
tar kokulu sirke havaya sıkılınca serinlik ferahlık hissedilir.
Kayısı dondurması
Kadıköy M. S.: Kayısılı dondurmanın tertibi şudur:
Bir kilo kayısı çekirdeklerini ayıkladıktan sonra yarım bar-
Lâcivert ketenden tayör
Yazın giyilen pamuk yahut keten tiresinden örülmüş dantel eldivenleri temizlemek İçin sabunlu su İle yıkandıktan sonra bol su İle çalkalamalıdır. Bir küvete dört beş bard2k soğuk su konur, içine isteğe göre dört beş parça irice kola atılır. İyice ezip karıştırdıktan sonra eldiven bu suyun içine sokularak iyice ıslatılır, sıkılarak bu sudan çıkarılır ve çalkalanır. Temiz bir kalıba yahut ellere ffi-yllerek kurumaya bırakılır. Ar-•w edilirse bilek kısmı ütülenir.
Gözlüklerin camları
Sıcak havada fazla terleyen bazı kimselerin gözlükleri buğulanır ye sık sık gözden çıkarıp temizlemek İcabeder.
Puna mâni olmak için bir pamuk parçasını gliserine batırarak gözlük camlarını sllme-II. sonra itina ile temiz bir bezle tekrrr kurulayıp sllmell-dir. Arlık camlar buğulanmaz.
almalı. Üzerine katı pişirilmiş yumurtaları dikliğine dizmen.
Resimde görüldüğü gibi orta' dok su ve bir bardak toz şeker-yerlerlnl yarıya kadar bıçakla' le ateşe koyunuz. Şeker eriyip keserek ağız hissi vermeli, göz' kayısılar yumuşayınca ince tel yerlerine de birer zeytin sok- j süzgeçten geçirmeli yahut tülbentten sıkarak siizmell.
Bir bardak su ile İki kahve kaşığı nişastayı eziniz ve ateşte, nişasta şeffaf oluncaya kadar pişiriniz. Evvelce sıkılan meyva suyu İçerisine pişirilen sulu gibi nişastayı karıştırınız. Soğumağa bırakınız. Sonra dondurma yapılan kaba koyunuz. Buz dolabına yerleştiriniz. Kırk kırk beş dakikada bir dondurmayı karıştırıp altüst ediniz. İki. üç saat İçinde dondurma hazu olur.
yerlerine ae Direr zeytin sok- ; ■ malı. Kesilen ağız yerine birer tutam maydanoz yahut dere otu konursa manzara daha hoş
Dantele rağbet
Eski dantelleri nasıl temizlemeli?
Par iste moda olan beğenilen bir kıyafet. Lâcivort ketenden tayörle lâcivert beyaz ipekliden şapka giymek ve aynı ipekliden yapılan çiçeği yakaya takmak pek taammüm etmiştir.
Bu yaz dantel pek çok kullanılıyor, Evde bulunan dantelleri temizlemek, yenilemek için hafit sabunlu sıcak suya dantelleri koymalı. Elle yoğurarak yıkamalı (çitilememelB ve sıcak suda durulamak. Evvelden hazırlanmış pirinç suyu yahut arap zamklı su İçine dantelleri bırakmalı ve »ikmali. Toplu iğnelerle bir havlu ıi-zerine gererek İliştirmen. Danteller kuruduktan sOnra üzerine tülbent koyarak ulüleuıoU-dlr.
Solan perdeler
— Gelmişken bayramı İs-tanbulda geçireyim, demiştim,
— İyi yapmışsın babalık, İstanbula ilk defa mı geliyorsun?
— Hayır, tedavi için evvelce bir defa daha gelmiştim. Fakat bu sefer mal almağa geldim. Malın bir kısmını a-lip memlekete gönderdim, bayrama yetiştirdim. «Nasıl olsa dükkânda oğlum var, işleri çeviriyor. Ben de bu fırsattan istifade ederek İstanbulun bayramını göreyim» dedim.
— Nasıl, İstanbulun bayramım beğendin mi, eğlenebildin mi bari?
Efendi baba, kırçıl bıyıkla, nnı sıvazlıyarak acı acı gülümsedi
— Görüyorsun ya, hâkim kapılarında gün geçiriyoruz. Eğlenmemiz bundan belli değil mi?
— Mahkemede işin var demek?
— İşim olmasa gelir de buralarda dolaşır mıyım, e-fendi oğlum? Daha alınıp gönderilecek mallar var amma benim burada elim kolum bağlandı, hiçbir işe ba-kamaz oldum.
— Ne oldu, babalık? Mahkemedeki işin nedir?
— Unmıyacak hacıyı deve üstünde yılan sokar, derler. Beni de burada çiyan soktu.
— Vah vah. Geçmiş olsun. Kırlara mı çıkmıştın?
— Yok canım. Çiyan yalnız kırlarda değil. İstanbulun içinde de var. Hele şu polisin yanındaki herife iyi bak. çiyandan farkı var mı?
— O adam mı soktu seni?
— Ciğerimin başını yaktı, Körolasıca herif. Yıldırım mısın bre Allahın zâlimi? Meğerse insan oğullarının a-
- gücümü sordu, ben de mal
■ almağa geldiğimi, acele olanları alıp bayrama yetiştlrdi-
, ğimi, inşallah bayram ertesi
- biraz daha alış veriş edeceğimi söyledim. «İlâhi efendi
■ baba. İnsan mal almağa ge-. lir de burada beni aramaz ı mı? Senelerdenberi ben İs-
■ tanbul piyasasının içinde-, yim. Zenaatım budur. Ana-I dolunun en büyük tüccarla-, rina komisyonculuk ederim, ı Hem malın en iyisini bulu-
■ rum, hem de çok ucuz alı-
- rım. Bayram ertesi doğruca benim yazıhaneme gel, piya-
■ saya beraber çıkalım, sana
■ yardım edeyim» dedi. Gala-tada bir han târif etti. Yazıhanesi ikinci katta imiş. Komisyoncu tüccar Rüştü be|d_ deyince herkes tanırmış. BıjQ
ı na çok sevindim. Malûm yfi ticarette kazancın şartı ma(M ı ucuz almaktır. Hemen de^_ terimi çıkarıp ismini yazdımO Kahveden çıktık .beraber bic raz daha dolaştıktan sonr;Q herif: «Efendi baba, bayranc ertesi, yâni çarşamba gümi— sabahleyin seni yazıhaııed^D bekliyorum. Şimdilik Allaha^ ısmarladık. Gel, şurada sün(D neti şerife üzere bir d? (D bayramlaşalım da öyle ayrw— lalım» diyerek evvelâ elim^ öptü, sonra boynuma sarıLQ di, kucaklaştık, sakal süriİŞn türdük. O ayrılıp gittikti»!^) sonra benim karnım aciktifa* bir kaç tane simit alayım dıfg oyalanayım dedim. Bir de eC 'limi koynuma soktum kî p o ra cüzdanı yok. Aman bre a-caba yollarda mı düşürdüm? Herifle beraber oturduğumuz kahveye kadar gittim, yolları aradım, cüzdan yok. Adamın biri; «Ne arıyorsun? Bir şev mi kaybettin?» dedi, meseleyi anlattım. «Hemşehrim, cüzdanını yankesici
Ketenin halis olduğu nasıl anlaşılır?
Bu sene keten elbise pek modadır. Keten saten alınırken bunun halis keten olup olmadığını, İçinde pamuk tire karışık bulunup bulunmadığını anlamak. aldanmamak için lâzımdır. _________________ ____ı __________ j..........
Ketenin halis olduğunu anla-. ıasmda neler varmış? Istan- çarpmıştır. Karakola git de t -ı —x .. ... haber ver.» dive öğüt verdi. Hemen karakola vardım, derdimi anlattım. Velâkin, bizim komisyoncu Rüştü bey aklıma bile gelmiyor. Polisler: «Sokakta yanma kimse
mak İçin 25 gram saf eterle 75 ı bulun çok netameli bir yer gram doksan beş derecelik fs-| olduğunu bilirdim amma plrtoyu karıştırmalı. kesilen bir | böylesi aklıma gelmezdi. Bİ-parça keten niimıınesine bıı,"5”' ««i1»—**- —
ilâçtan bir miktar akıtarak A-[ zerini örtmeli. Eğer keten karışık İse pamuk tiresi ilâcın tesirile eriyecektir.
zim mel ket te de yabancıya karşı yakınlık gösterilir hür.
met. itibar edilir amma son- ______ ___________________________
ra burnundan getirilmez. İs- sokuldu mu?» d've sordular, tanbulun bayramını göreyim «Rüştü bev isminde bir ko-dediğime de. diyeceğime de rmsvoncu ile bayramlaştık, pişman oldum. «Senin neyi- birbirimize samdık, kahvede ne gerek böyle şeyler? Vak- beraber da oturduk. Fakat o tiyle işini bitir, memleketine adam eski bir yol arkadaşım-git. çoluk çocuğunun arasın-L_.r-----------o-*-, ondan
tuzlu su ile yıkanan yüz az za- sonra da dükkânını aç» de-manda normal halini alır. Bir'sene. Amma velâkin. insan litre suya dolu dolu bir kahve ' kaşığı tuz konmalıdır.
varsa
Yüzdeki kızartılar
Bazan yüzün cildinde yer yer kızartılar olur ve buraları ke- _ __________
peklenir gibi olur. Böyle halde da bayramım geçir.
Hint yağı ve kirpikler
Hin’; yağma batırılan küçük bir fırça, İle her gün fırçalanan kirpikler az zamanda sıklaşır ve uzarlar.
Pek az kinin karıştırılmış Koyu çay menkııhu ile her gece ıslatılan kaşlar sıklaşır ve koyulaşır.
Güneşten yanan ciltler
Yazın güneşten yanan, esmerleşen ciltlerinin bu koyu rengini muhafaza etmek Isti-ycnler her-sabah yüzlerini çay menkuhu İle yıkamalıdırlar.
Ciltlerini bilâkis beyazlaştırmak Istiyenler biraz süt içerisine makineden geçirilerek sıkılmış bir pırasanın suyunu katmalı ve bu sütle sabahlan yüze masaj yapmalı. Bir iki saat sonra gül suyu İle yıkanmalıdır.
taı
Krem yahut bej rengi perdeler güneşin tesirile solabilir. Yol yol duran bu tüller nazara çirkin görünür. Bunları tamamlle beyazlatmak sonra gene bej rengine boyamak en doğru harekettir .
Perdeler teiniz yıkandıktan sonra beyazlatmak İçte, yıkanan suya bir iki çorba kaşığı oksijenli su katmalı. Bu suda yıkanan perdeler beyaz olur, sonra çay yahut ıhlamur men-kuhuna batırılan perdeler miV-keınmelen boyanır. Çay rengi, ıhlamur İse bejroze rengini verir
Aksırmamak için ne yapmalı?
Ümuml bir yerde bulunurken aksırtacağı hissedilince bunu durdurmak kabildir. İnsan dilini kuvvetle damağına basarla aksırmak hissi kaybolurmuş.
Balık kızartılan
yag
Balık kızartılan yağ artınca, ancak gene balık kızartmağa . kullanılabilir. Fakat bu yağ uzun müddet kalırsa ağır bir koku peydahlar. Bunu önlemek . için balık kızartılan yağuı İçine , (balıklar kızardıktan sonra) bir avuç elma kabuğu atmalı. ■ Kabuklan yağ İçinden kayna-, yınca çıkarmalı. Artık balık . kokusu kalmıyaa yağı başka bir |defa için saklamak.
başına geleceği bilmiyor ki. Böyle şevler aklımdan geçseydi beş dakika duru muydum buralarda? Uzun sözün ; kısası, şeytana uydum, belâ- ı ya çattım.
— Ne geldi başma, efendi i baba?
Göğüs geçirerek derin bir of çekti:
— Yılanın sokacağı bilinir amma insanınki belli olmuyor. Bayramın birinci gunii namazdan sonra kahvede o- , turup bir simitle çay içtim. Akşama kadar kahvede oturulmaz ya. Zaten ben bayramı görmek için kaldım burada. Hele bir gezineyim, diye kahveden çıktım, sağı solu seyrederek dolaşmağa başla- , dım. İstanbulun bayramı sahiden de başka tiirlü oluyor. Büyük verin hali başkadır tabiî. Kalabalık içinde şaşırıyor insan. Dört yanıma bakınarak giderken şu adam karşıma çıktı; «Vay, efendi amca! Bayramı şerifin müba rek olsun» diyerek elime yapışıp şapır şupur öptü. *Çok yaşa, efendi oğlum. Kusura . bakma, birdenbire yüzünü seçemiyorum. Yolculukta mı tanışmıştık yoksa?» dedim. «Ne çabuk unuttun, babacığım? Beraber yolculuk etmiştik ya» deyince mahcup oldum; «Affedersin, dedim. Piyasa işleri kafamı yorduğu için bir çok şeyleri unutuyorum. Bu sefer mi tanıştık, yoksa tedavi İçin iki sene evvel gelişimde mi trende beraberdik?» Koluma girdi; «İşte yavaş yavaş hatırlamağa başlıyorsun. İki seııe evvel trende karşı karşıya o-turmuştuk ya. Hele gel bakalım, şurada biraz dinlenelim, muhabbet edelim» diyerek beni alıp çardaklı bir kahveye götürdü. Evvelâ birer soğuk gazoz içtik, sonra kahveleri ısmarladı. İşimi.tir.
mis. yabancı değilmiş» dedim. «Rüştü beyin nasıl a-dam olduğunu târif et bakalım» dediler. Aklimi- 'dı-ğı kadar târif edince nolisler birbirlerine baktılar. Meğerse ben yankesicinin kucağına düşmüşüm. Herifi o akşam yakaladılar amma üzerinde beş yüz liradan fazla para çıkmadı. Bizim iki oes yüz lira ne olacak bakalım?
Mahkeme acildi, Maznunla konuşamadık.
Ce. Re.
m EDBIBE ■■
MÜTEHASSIS TAYYÖR ve MANTOCÜ
Yünlü 30. Emprime 30. t-pekll 40. Tuvalet 50 den I-tlbaren. Tayyör ve Manto 80. Amerikan modelleri ü-zerine İş görülür. Beyoğlu AR Sineması sokak. No. 11
1 ■*' ■ iist kat.>l*wll|il
Eski jüt hububat çuvalı satılacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden:
1 — Akköprüdekl malzeme mağazamızda mevcut takriben 44185 adet jüt hububat çuvalı açık eksiltme yolile satılacaktır.
2 i— Arttırma 24/7/950 pazartesi günü saat 15 de genel müdürlükte yapılacaktır,
3 — Çuvallar mezkûr mahalde, bu işe ait şartlaşma da genel müdürlük malzeme müdürlüğünde (tatil günleri hariç! her gün görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte maktuan 2000 liralık muvakkat teminatları ile birlikte müracaatları rica olunur.
5 — Ofisimiz 2190 sayılı kanuna tabi olmadığından İhaleyi kısmen veya tamamen dilediğine yapıp yapmamakta serbestimi)
J0 Temmuz 1950
Istanbulun elektrik ihtiyacı meselesi
Marmara
Çatalağzı ve Sarıyar santrallarından verilecek cereyanın halka yukliyeceği külfetler
(Baş tarafı 5 ine! sahifede) orada balıktan başka «ey yiyin Safralım Zaten biz de milyonerin sofrasında. sabah kahvaltısından tutun da öğle ve akşam yemeklerinde hep balık yedik... öyle kİ çeşit çeşit pişirilen Balık yemeklerinden bize gınâ geldi. Fakat milyoner de, eşi de balıktan komposto dahi yapılsa yiyebilecek lştihalarnu muhafaza e-diyorlardı.
Tekinalp bu hususta ne diyor?
(Baştarafı 1 inci sahHedet
■ene İkmal ol un.nmjyaeakt.u-. Tfjiınt ikmal edil inceye kadar Çatalağzı santralının elektrik Istihsalitı .İçin sır! mahalli bulmak İcap etil.
Memleketin en mühim İstihlâk merkezi olmak lUbarilt- İstanbul hatıra geldL Ankara, hmlt, İstanbul vc.salr man takaların elektrik ihtiyacı için Çatala ğn santralı kâfi gelmediği İçin Sarıyarda su İle bir hidrolik santralın münasip görülmüş re İçin Marshal plânından ralli! müessese! er den 5Ö
Ura sermaye temin olunmuştur.
işleyen İnşası bunun 100 ve milyon
İtirazlar
ça. İstanbul gibi mühim bLr şehrin elektrik enerJUUe takviyesinin mukaddema tevlit e-decek cereyan İnkıtalan tehlikesine moruz bırakılnmaz İstanbul şehrinin haklı olarak talep edeceği muntazam emniyetli, elektrik hizmeti için İstihlâk merkezinin yatanlarında kudretli sanlralların tesUUe mümkün olabilir.
Belediyenin durumu
— Belediye Meclisinin bu mesele hakkında bir karan var mı?
— Şimdilik yoktur.
— Fakat haber aldığımıza | göre Eti bank havai 1 İnşasını müteahhitlere etmiş bulunmakladır.
— Olabilir Demin arzettlğlm veçhile Etibank'ın yapmakta olduğu 150 milyon liralık tesisat memleket çapında bir iştir. Belediye sadece müşteri va-zlyc tindedir. Her müşteri gibi Belediye — enerji fiatlnl kendi mallyetile — veyahut şehirde tesis edilecek olan müstakil bir santralın raallyeUle mukayese öder, flatl uygun bulursa alır, Hat! uygun bulmazsa almaz.
— Mütehassıslar tarafından
Bdnbk adasında motorum üz bir kahve önündeki İskeleye yanaştı. Şöyle bir kahvenin İçini dolaşayım, dedim, yan tarafta bir davul duruyor! TûrklyenLn davuluna bile hasret çektiğini daha evvel söyUyen milyoneri bu şevkten mahrum etmek doğru O7 lamazdı. Davula kendisine götürerek:
— Çalabilir misiniz? dedim.
— Hem de gayet güzel çalanın.
Denize girmek üzere soyunduğu halde davulun ipin! boynundan geçirdi, sağ eline tokmağı, aol eline de çubuğu alarak çalmağa başladı. Hem de acemi gibi değildi. Çocuk İken hatırında kalan Ramazan davulu temposu-
—•... 11
hatların nQ vuruyordu...
ihale
— Bu projeler hakkında Belediye mahafilinde yapılan İtirazlar neden ibarettir?
— Projelerin esası hakkında
Belediye mahaflllnin biç bir İtirazı yoktur ve olamaz. Çünkü boh>5 mevzuu olun tesisat memleket çapında İşlemedir. İstanbul Belediyesi ile alâkası yoktur İstanbul Belediyesinin alâkadar olduğu yakın; bîs cihet vardır. O da Istanbulun bu santral lordan alınacak enerji --------- -----------
be takviyesi meselesidir. Alman iddia olunduğu veçhile emniyet re İsviçre mütehassislan tarafından verilen raporlardan an-İMfildı'ına göre İstanbul şehrinin yüksek tevellüdü havai hatlarla takviyesi rasyonel ve IkUsndi olmadığı gibi emniyet bakımından mahzurlu ve hattâ tehlikelidir.
Btıgım elimizde EUbank ta-rafmrfnn mahallinde tetkikat. yapmak için İstanbul'a davet olunan meşhur Alman müte-hMSBlar heyetinin mufassal rapar’arı vardır. Gerek Alman ve peruk İsviçre profesörleri raporlarında bu iki santraldan hami hnflarla elektrik enerjisi geUrtmek gayri İktisadi olduğu re fazla olarak emniyet bakımından mahzurlu olduğu tebarüz ’ ettirilmiştir Raporlarda Rİlâh t arağa fabrikası civarında bulunan Ağaçlıda mevcut linyit madenlerinden istifade ?U nrdt suremle linyit Ue İşleyecek böuı bir elektrik santralının Ağarlıda kurulmasa tavsiye ve âzami sekiz on milyon liraya mal olacak olan bu «nntrahn muhtelif bakamlardan muhassenâtı uzun boy'.u izah edilmektedir
İstihsal maliyeti bakımındın olan muhosscnnt teknik işi olduğu İçin burada uzun boylu İzahat vermeği faydalı görmıl-1 tesisi İçin yapılmış olan milyonun. Fakat emniyet bakı- Fönlarca masraflar ne olacak? minelin ve şayan yorduğum sikredebfttrUn.
İsviçreli heyetin
raporu
fevlçrefl mfttebasM heyetinin rakorunda şöyle deniliyor:
■Malûm olduğu veçhile yüksek tevcttürltt havai hatlar in-«a.'nn ve muha.far,n!an huşu-Sarında gösterilerek bütün ihtimamlara rağmen mesafe uzunluğu. ve iklimin şiddeti nispetinde sık tararlan manad-tr-lar. M Hal olarak fırtınaların, kasırgaların, a ıraların, ars» kaymafarmm hattı büyük kuşların konmasından meydana lo i-rek Anadan rikredebl-liriz. Dıı teaiv tnkftoJar, !zn-MHörlerln çatlaman. nâMllerln re bilonlunn kmlnura şeklinde tecelli Mcbmr. Bu imam-n araştırılmaları ve bertaraf e-dlime-ı, vukubulduklan mahallere fUclukle gMUebflmeef nls-betânde uzar ve müşkülleşir.
Çatalağaı ite İzmit arasında tnfn-ı düşünülen batim 20C kl-Jomatrcsl muayyen olduğu kadar tİdde LU fırtınsJarüe bilinen. Karndenitin r.ahm boyunca İmlldat çimekte, fianyor w Tunçbtlekten çıkan aynj uzun-lukta hatlar !m> nort iklimi!. hnJI mıntataUardan geçmekte. d’1- Bıı İtibarla cereyan İnkıta-1 111 **• '»««» ve müşkül tamir?
tehltarri Mlha.^ büyüktür.
«•»»Um,,,, M,.i
•en taun nakti hattan kmı-l nten ayn g1uer»ih;jMl pirite-: «k ikinci hatta bağlanmada. I
Bir dahaki yazıda da Marmara adasının bugünkü acıklı durumundan bahseder, diğer adatan da gezdiririm.
Cemal ed din BİLDİK
Seyahat Mektupları:
Bir edebiyat kâbesi
(Baş tarafı > üncü sahlfedc)
bakımından mahzur görülürse ne olacak?
— Mütehassısların raporunda tasrih olunduğu veçhile .nakil hatları tamamen ayn güzergâhtan geçirilecek ikinci hatla bağlanmadıkça. İstanbul Belediyesi Çatalağzı ve Sarıyer santrallanna bel bağlayamaz.
Hiç bir Belediye Meclisi, hiç bir Belediye organı koralardan dolayı İstanbul şehrini sık sık karanlığa mahkûm etmek şehrin iktisadi ve sınai faaliyetini felce maruz bırakmak mesuliyetini deruhte edemez.
— Haber aldığımıza göre İstanbul Belediyesi 150 milyon liralık sermayeye 30 milyon lira İle İştirak edecektir.
— Belediye Meclisince bu hususta verilmiş bir karar yoktur. Belki böyle bir proje düşünülmüş veya hazırlanmıştır. Fakat bu proje her halde Belediye *5rarİa Meclisinin tasdikine orzoluna-cak. o raman Meclis leh ve a-leyhteki mülâhazaları gözöiıün-de bulundurarak ve nihai karar vermek vaziyetinde bulanacaktır.
tıraşı karışmış. Hele dâhinin İsmini taşıyan mimari, bina İtibariyle asırların yadlg&n. Eskiliğinden, döşemeler dalgalı denize dönmüş. Fakat bakıra mükemmel, modern tesisat da mükemmel. Odalardan her birine. Shakespeare'ln kahramanlarının isimleri verilmiş. Yahut kapının üzerine veciz bir cümlesi yazılmış. Benim odanın ismi Bardolpb'tu.

Arkadaşlardan biri, yolcu küçük bayanlardan birini pek beğendi. Sabahleyin, (Acaba ne netice var?) diye merak ettik. Heyhat! Meğer arkadaşın kapısı üzerinde şu cümle yazılı değil m! İmiş:
— Lave's labouris lostl Tercümesi:
— Aşkın gayreti boşa gitti!
Not: Burhan Felek, bir yazısında bana muziplik etmiş. Fakat ben bu odada onun mu, başkasının mı yattığını foşetmlye-ceğim. İntikamdan boşlanmam!!
(Vâ - Nû)
— Belediye Meclisinin karan menfi olarsa hava! hatların j
»erilen izahatı dikimle I — AraeLUğim gibi ben tek-' rdüğünı Içtn aynen nlsycn değilim, ve yalnız Istan-1 bnl şehri bakımından malûmat verebilirim. Diğer hususlar İçin teknisyenlere, alâkadar makamlara müracaat ederseniz belki sadre şifa verecek cevaplar alabilirsiniz.
Sadeddln GÖKÇEFINAR
İT ALO HE DİTERE ANEAN* I.İNE Ltd.
TRIESTE
Limanımızda bulunan
ANNA MARiA L Vapuru doğru VENEDİK ve TRfESTE için eşyayı ticariye tahmil etmektedir.
Umumi ACENTALARI
Tel: 44791/2
Î7MÎH
Tel: 2227
1. E. T. T. işletmelerinden:
1 — 1000 adet 200 Wluk ve 1000 adet 500 Wlık armatür alınacaktır.
2 — Şartnamesi Metroahn 4. cü kat harici levazımdan beş lira bedel mukabilinde alınabilir.
8 — TeklUferln l/tylûl/OSO gününe kadar idaremize tevdii Irabcrter. (0466)
İstanbul Defterdarlığından:
I, I reS numaralı vergi itirazlarını tetkik komisyonları Galatada Neeattbcy caddesinde yeni İnşa edilen Muamele Ve İstihlâk Vergileri Müdürlüğü binasının 3 cû katına taşınmışlardır Bu komisyonlarla İlgili olanların badema buraya müracaatları ilân olunur. (9714»
1OO ton karpit alınacak
Devlet DemüyoUan Herkes 9 oncu Kom. Başk anığı adan;
i - 2-7 ol-m eb'adlı İM kın karpitin satın alınması ka- i palı sarf usulli İle eksiltmeye konulmuştur.
t — Malzemenin muhammen bedeli 47000 (kırk yedi bin» 1 v» muvakkat teminatı 3526, üç Mn beş yüz yirmi twş) Hradır,,
3 — Şartnameler 200 kuruş mukabilinde Ankara ve Haydarpaşa veznelerinde satılmaktadır.
4 — Eksiltme Ankarada idare blnı«ında malzeme dairesin-
de teplan an merkez 9 uncu satmalına komisyon tu >ea 7 8 950 paısr-.eM günü saat 15,30 da yapılacafundan İr.lehlilerin tek-Ilfl’rlvle kanunun tayin ettiği remkalanm ayni günde ■fiuryrt ■®at 14 96 a kadar makbuz mtık>.b»lln(‘* adı rnçm tomi-yn boMrtnitfhns vrmelert vrya ınasyym vakitten önce ele geçe-* CPk tarzda Uuitll taahhütlü olarak pusla Ue gönderim leri lazımdır. tPfrpaj
A K 9 A M_____________________________________
Deniz Gedikli Erbaş orta okulu Komutanlığından
1 _ Türk Donanmasının gedikli erbaş kaynağı olan »De
nlz Gedikli Erbaş Ortaokulu» ve «Deniz Gd. Erbaş Sınıl Oku-
, luno» öğrenci yazımına 1 Haziran 950 den 1 Eylül 950 gününe kadar devam edecektir.
2 — Birinci sınıfa ou yü İlkokulu bitirenler EL sınıfa ortaokullarda Lklncl sınıfa geçenler, üçüncü sınıfa da ortaokulda m. cû sınıfa geçmiş Bulunanlar ve gedikli erliğe de ortaokulu bitirerek diploma atanlar kabul edilirler.
3 — Birine! sınıfa 13 - 18. İkinci sınıfa 14 - 17 ve üçüncü sınıfa 15-18 yaşları İçinde alanlar kabul edilirler.
4 — Gedikli er olacakların 18 yaşından küçük olmamalar şarttır.
5 — isteklilerden tstanbulda bulunanlar Kasımpaşadald
okul müdürlüğüne başka yerlerde bulunanların okundukları yerin askerlik şubesi başkanlığına aşağıdaki yazılı vesikalarla milracaaUan. (8318)
A - Dilekçe,
B - Nüfus cüzdanı - Fotoğraflı -
C — Bir seneyi geçmemiş aşı kâğıdı.
D — Ailesinin ve kendisinin iyi ahlâk sahibi olduğuna dair lyl bal kâğıdı.
E — Okul tastlknamesl veya diploma,
F — 12 adet vesikalık fotoğraf.
İLAN
M.S.B. Kara Kuvvetleri Komutanlığından
1 — 1950 - 1051 öğrenim yılı İçin aşağıda isimleri re tra-lunduklan yerler yazılı olan As. Okullara öğrenci alınmasına 25 Mayıs 950 den itibaren başlanacaktır. Bu müracaatlara As Liselerle Muzlka meslek ve Gd. Erb. Hzl. Orta okulları için 15 Eylûl’de, As. Orta okul için 1 Eylülde ve Musiki Gd. Erb Hzl. Orta okulu İçin de 20 Ağustos 950 de son verilecektir.
2 — Okulların muhtelif sınıflarını (Musiki Gd. Erb. HzL Orta okulun yalnız 1. sınıfına) Milli Eğitim Bakanlığı Lise ve orta okullarına denk sınıflarda^ diplomalı veya tastlknamell öğrenci alınacaktır.
3 — Alınacakların Türk vatandaşı olmaan, yapılacak muayenede sağlam çıkmaları ve kayıt kabul şartlarını taşımaları ■ lâzımdır.
4 — öğrenimi bırakanlar, bulundukları sınıfların imtihanlarında başarı göstcremiyenler okullara alınmayacaktır. CGd. Hzl. Orta okullarına İki yd öğrenimi bırakanlar alınabilir) yaşlarım tashih ettirenlerin tashlhden evvelki yaşlan esas tutulur. Bütünlemeye kalanlar kendi okullarında bu İmtihanları başan İle verdikleri takdLrde alınabilirler. As. Orta okula bütünlemeye kalmış olanlar alınmazlar.
5 — Bu şartlan taşıyan istekliler bulunduktan yerlerin As. Ş. terine (e aynı zamanda girecekleri okulların müdürlüklerine birer dilekçe Ue baş vuracaklar ve okula gönderecekleri dilekçelerine nüfus kâğıdı örnekleme 3 adet vesika fotoğrafı ekllyeceklerdlr.
Okulların bulunduktan yerlerde İstekliler doğruca oku) müdürlüklerine müracaat ederler. (66001
Okullar:
İstanbul'da: Kuleli ve Maltepe As liseleri.
Bursa’da: Bursa As lisesi.
Konya'da: As. orta okul
Ankara'da: Muzlka Meslek ve Musiki Gd, Erb Hzl. orta okulu.
Merzifon'da: I ve El Gd. Erb. Hzl. Orta okulları.
M. S. B, İst, Sa. Al. Ko. Bşk. 1. Numaralı Komisyon İlânları
1 — Açık eksiltme üe 15 ton taze baş soğan sahn alınacaktır. Tahmin edilen bedeli 2100 Ura geçici teminatı 157 Ura 50 kuruştur.
2 — Eksiltmesi 21/Temmuz/950 günü saat 11 de Harbiye
M. S. B. İst. 1 No. Sat. AL Kora, da yapılacaktır. Şartnamea! her gün komisyonda görülür. (2834 - 90Ö1)

1 — Mûteahlt nam ve hesabına 14 adet gemi tipi soba açık eksiltme He satın alınacaktır. Tahmin edUen bedeli 728 liradır. Kesin teminatı 110 liradır.
2 — Eksiltmesi Harbiye M. S, B. İst. 1. No. Sat. Al. Kom,
da 21/Temmuz 950 günü saat 15 de yapılacaktır Şartnamesi her gün komisyonda görülür. (2935 - 9060)

1 — Pazarlıkla 1500 kilo un döküntüsüyle ekmek kırıntısı satılacaktır. Tahmin edilen bedeU 150 liradır. Kesin teminatı 22 lira 50 kuru?.
2 — Pazarlığı 24/Temmtız/950 günü saat 15,30 da Harbiye
M. S. B. İst. 1 No. Sat. Al. Kom, da yapılacaktır şartnamesi hergün komisyonda görülür (3089 — 9613)
■ğ
1 — Pazarlıkla 75 ton buğaydan bulgur İmal ettirilecektir. Tahmin edilen bulgur imallye ücreti 4375 Ura kesin temüıa'ı 732 Hradır.
2 — Pazarlığı 24/Temmuz/950 günü saat 16 da Harbiye
M. S. B. İst. 1 No. Sat. Al. Kom, da yapılacaktır. İstekliler fabrikalarının durumlarının müsait olup olmadığını İhale gününden en az 2 gün evvel tst. Lv. A. Muayene heyetinden alacaktan muvafık raporu İle İhaleye iştirak edebilirler. Şartnamesi hergün komisyonda görülür. (3099 — 9614)

1 — Kapalı zarf He 210 ton patates satın aha ocaktır. Tahmin edUen bedeli 46200 Hra, geçici teminatı 3465 liradır.
2 — İhalesi 7/Ağustao/fKO günü saat 11.00 de Harbiye M. S. B. İst. 1 No. Sat. Al. Kom. da yapılacaktır. İstekliler teklif mektuplarını İhale raatinden bir saat evvel komisyona vermeleri. şartnamesi hergün komisyonda görülür. (3018—9410)
Pazeriık ilânı
Yeşilköy Hava meydan inşaatı emanet komisyonu Başkanlığından
1 — Köy Hv. meydanı İhtiyacı için resim ve şartnameye göre satın alınacak 35399 Ura 18 Kr. keşif bedelli 49858 Kg. mamul derz demiri pazarlıkta eksiltmeye çıkarılmıştır. Eksiltme 24'7/950 tarihinde pazartesi günü saat 15 de Y. Köy Hv. meydanı şantiye şefliğinde toptanaack emanet komisyonu marifetiyle yapılncaktır,
2 — Bu işe alt evraklar Çu Ulardır:
Mukavele, eksiltme, bayındırlık işleri genel, hurııuı! ve fenni fartnumeler, proje, keşif hülâsası he buna mûtz-ferri diğer cırnık bayındırlık müdürlüğü Hv, otan) brüosu v« Y. köy Hv.
- ninni şantiye yeniğinde görülecektir. Eksil taneye İştirak etmek için taliplerin 2654 lira 94 kuruş muvakkat tamtant yatırdığına dair makbuz göotçrmesi ve 950 yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair beliyi hamil olması ve eksiltme gün ve saatinden 24 saat evveline kadar İstanbul D makamına müracaatta ehliyet vesikası alması vc yukarıda 2 nel maddede yazılı evrakı görüp eksiltme rartnamesindo yazılı kayda göre kabul ettiğini İmzalaması şartur. 19598)
Safilte t
Vahşi Afrika
(Başlarafı 4 ânca sahifede)
söyledi. Sözünün tasası 5u idi:
— Bu beyazlar cehennemin dibine!»
Zıhlıların din! sözlere olan zaaflyetleri bu suretle beliriyordu, daha bir çok klşHer aleyhte veya lehte nutuklar söylediler, bir kısmı benim âyinde bulunmam lehinde ve bir kısmı ise âyinde bulunmam aleyhinde İdi. Ben İse bütün bu olaylara hiç ehemmiyet ver-mlyerek mütemadiyen fotoğraf çekiyordum.
Bu esnada çok şükür Twa-benl burada değildi, bundan dolayı induna'ya Tvaberü gelmeden evvel, yerlilerin reyine müracaat etmesini rica ettim. Onun teklifi gereğince benim burada kalmamı lstlyenler, mızraklarını kaldırsınlar, dedi ve hakikaten derhal burada toplanan yerlilerin reyine müracaat edildi ve kısmı azami mızraklarını kaldırarak benim burada kalmama razı oldular, diğer aleyhte olan kısım da buna İntibak etti. Bu karara karşı Sukıımbana'da bir şey yapa-
madı. O. âyine başlamak İçin emir verir vermez, yerliler beni tamamen unutarak yere bağdaş kurdular ve Sukumbana ile İnduna etrafında bir halka yaparak oturdular.
Bu İnsan halkasından yavaş yavaş bir Zuhı sarkışı yükselmeğe başladı. O anda bir işaret verilmiş gibi Tvabenl kulübesinden çıka geldi. Bacaklar dimdik, ipnotize edilmiş bir halde idi. Etrafta duran ’ch-dınlar birden kaçıştılar, yer^e bağdaş kurmuş olan erekler, bü herife yol açtılar. Twal»mi bu İnsanları görmüyordu o. rey-ltelbeşer bir haleti ruhiye içinde olarak, halkanın pr tasımla dtkliniiş olan nuzrainn parlayan ucuna gözlerini dikntfşti.
Yerlilerin şarkıları yavaş.yavaş bir astım hastasının ııefes almasına benzer bir şekilde devam ediyor ve gittikçe yükselerek sedalar kuvvetleniyordu. I’v.abenfnin kuru ve tir yumfiK şeylerden ibaret olan vücutlu, iler! geri hareketlerle âylpe heyecan veriyor, yüzü İpnotize edilmiş gibi kaskatı şişmişti,
(Arkası var)
| Kadıköy Vakıflar Başmüdürlüğü ilânları I
Muhammen İlk tenn-kıymeti natı
L K._______I K,
Kadıköy Osman3ğa kırtasiyeci 10676 20 800 72
sokağında eski 10 yeni 26 kapı sayılı ahşap evin tamamı.
Yukarıda evsafı yazılı evin mülkiyeti satılmak üzere tıçtfc? arttırmaya çıkarılmıştır, halesi 27/7.250 perşembe günü saat 15 de yapılacağından isteklilerin nufüs hüviyet clizdantaı a te-müracaatları. (941Bi
Beşktaş kadastro müdürlüğünden
Yıldız mahallesinin Kadastrosuna 4 Eylül 950 pazartesi günü saat. 9 da başlanacaktır. Bu mahallede gayri menkulü olanların bizzat veya vekilleri vasıtasıyla tasarruflarımı alt vesikalar ve nüfus cüzdanla riyle birlikte mezkûr tarihe kadar Beşiktaş Spor caddesi 64 No. U binanın üst kalındaki müdürlüğümüze müracaatları ve mezkûr tarihten itibaren gayri menkulleri başına gelecek memurlarımıza müracaatla vesikalarını vererek sınırlarını göstermeleri 261ü No. ]j kadastro kanununun İcaplarındandır.
Bu mahallede dahil gayri menkullerin komisyonca tetkikine 5 Kasım 950 perşembe gününden İtibaren başlan» er. kUr. Komisyon her hafta pazartesi ve perşembe günleri toplanacaktır. Tesbltlerinl komisyona izah ve iddialarını derin eyan edeceklerin mezkûr günlerde komisyonda bulunmaları ve bulunmadıkları takdirde mevcut vesikalara ve bilirkişilerin tasdikine İstinaden teşditlerinin yapılacağı mezkûr kanun hükümlerine tevfikan ilân olunur. (9728»
Askeri Fabrikalar Tekaüt ve Muavenet Sandığı Müdürlüğünden:
Askeri fabrikalar Tekaüt ve Muavenet Sandığı İhtiyacı İçin kapalı zarf usulü ile İlâç alınacaktır. Şartname ve liste hergün sandık müdürlüğünde görülebilir.
İhale 31/Temmuz/1950 saat 15 de sandıkta müteşekkil komisyon tarafından yapılacaktır. İhalenin yapılacağı saat 15 den bir saat evvel zarfların sandığa verilmiş olması şarttır. Postadaki gecikme kabul edilemez. (9635)
İzmir ili Daimi Komisyonundan:
İl bayındırlık İdaresi nakil vasıtalarının İhtiyacı bulunan 37300 küo benzin, 1620 kilo motorin ve her nevi maktan yağı için 23/8/950 tarihinde yapılan kapak zarf eksiltmesine istekli çıkmadığından 11/7/950 tarihinden itibaren 20 gün müddetle ve kapalı zarf usulü ile tekrar eksiltmeye konulmuştur.
Muhammen bedeli 20689.83 lira geçici teminat 1551.74 liradır.
İstekliler buna alt şartnameyi İzmir — Ankara İstanbul bayındırlık müdürlüklerinde eoıebllir.
Eksiltme 1/8/950 salı günü saat 11 de İzmir ili daimi komisyonunda yaptiacaktır.
İsteklilerin 2490 sayılı kanunun bükümleri dahilinde hıı-zırhyacaklan 1551.74 liralık teminat makbuzu veya mektubu ve ticaret odası vesikasını muhtevi kapalı teklif zarflarını yukarda gösterilen gün ve saatten bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına tevdU Ue makbuz alacaklardır. ,
Postadaki gecikmeler kabul edilmez. (9157 i
Kastamonu Şehri ilâve elektrik tesisatı yaptırılacak iller Bankasından:
1 — Kastamonu şehri elektrik şebekesinde, fenni şartnamesinde gösterilen İlâve İşler yaptırılacaktır.
2 — fşln keşif bedeli330.428.50 Hradır.
3 — Geçici teminat 16.967,— liradır.
4 __ Kapalı teklif zarfları 1/8/1950 salı günü saat İS do
Bankam® Satın alma komisyonu tarafından açılacaktır.
5 — Zarflar raakpuz mukabilinde en geç 31/7/1950 pazartesi günü saat 17 ye kadar Bankamıza teslim edilmelidir.
6 — Postada vaki gecikmeler nazarı İtibara alınnııjacak-lar.
7 — Bu işe alt şartname (10,—) lira mukabilinde Bankamız Muhasebe Müdürlüğünden temin edilebilir.
8 — Bu işe alt bilcümle Devlet ve Belediye vergi ve resimleri, Noter ve harç masrafları vc bunların ramları İşi alan» alt olacaktır.
S — Tesisat bedeline mahsuben. Banka garanti ınoktııbu mukabilinde avans verilmez.
10 — Bu işe iştirak edecekler bu güne kadar 300 020.— liralık şehir şebekesi tesisatıynptıgum dair Bayındırlık bakanağından tastlkli belgeyi teklif mekluplarlyle birlikte vereceklerdir.
11 — Banka İhaleyi yapıp yapmamakta >.rb(attır (6865;

•life 8
AKSAM
S O Temmuz 1950
Hezaren Caddesi 124-129 • P.K> 1400 • Galata • İstanbul
STANDARD Modeli
Fırınlarımı) caviz oğocındcin yapıtı fflu-•e no bir kuta İçinde, 4 lambglı, Süper he ferodin.
Kısa, orta vs uzun 3 dalgaları, alır. Gramofon prizi vardır.
Eb'adı ı 24x40* 20 cm. \
KAFİ TAN Modeli
Fevkalâde güzel ceviz kutu içinde S lambalı süperheferodin.
Goniffelilmi) 2 kısa, orta ve uzun olmak üzere 4 dalgalı.
Munzam hoparlör ve grama-
/ fon prizleri vardır. Sarfiyatı g i / üç kademe üzerinde ayar-tJ /s f lanabilir.
eb adı ■ 40 X 27.50 25 cm.
KOMODOR Modeli
Kıymetli kurU ağaçtan mamul gayet zo- /s rtf ve lük» kutulu, S lambalı, hassas ve /\ı kudretli süperhelerodm. genıjletilmıç 2 I
kısa, orta ve uzun olmak üzere 4 dal- ** '
gali.
Sarfiyatta taıarruf temin eden anoh* tan ile munzom hoparlör ve gramofon prizleri vardı'
Eb adı : 53 m 30.50 K 22 on., 4
Türkiye UrrturV) Mıİmessllll'
HELİOS ELEKTRİK ve MAKİNA T. A. Ş.
BALİNA
ıui(g(uıg[]ok d e m e IkfeDr
ızjQ.uQLSfiAâau2a.ı>fflEaıa
En zarif Avrupa modellerine göre yapılmış çeşitli renklerde
Va^üDlk ketaiHi sp©ır ayakkalb>BOan
KIBRIS MISIR
İSRAE4-ve LUBtJAN’a
uçunuz
İNGİLİZ İNTİZAMINI DENEYİNİZ
Kıbrıs Havayolları, tarifeye uygun sık ve muntazam seferler yapmaktadır. Bakımları İngiliz mühendijlerl tarafından yapılan ve mürettebatı Ingiliz Olan uçaklarla gideceğiniz yere sür'-atle varınız. Tam bir konfor içinde seyahat etmi| olur ve an'anevi Ingiliz nezakelile karalanırsınız.
Fazla izahat almak vt yer ayırtmak için: fngiiiz Havayolları Ayaş paşa. Kan Palas No. 1 JTel: 82932 - 82331 e veya başlıca seyahat acentelerine müracaat ediniz.
KIBRIS HAVAYOLLARI
Ingiliz fiavayollahle Müştereken
İngilizce bilir steno daktilo alınacaktır
Etibank Genel Müdürlüğünden:-
Çatalağzj İstanbul enerji nakil hattı montaj müdürlüğünün İzmit merkezinde İstihdam edilmek üzere İngilizce bilir ■eteno daktilo alınacaktır.
Taliplerin İşeyecekleri ücreti ihtiva eden bir dilekçe ile personel İşleri müdürlüğüne müracaatları rica olunur. (9482>
BOL KÖPÜKLÜ - NEFİS KOKULU
PURO
TUVALET ve TRAŞ SABUNLARI
SüDORONO PERTEV
T E R’in
Tevlit eylediği rahatsızlık ve elbiselere yaptığı tahribatı Önlemesi doloyıslle her zaril icadının takdirine ma ahardır.
Toptan satış İçin müracaat yeri: Galata. Karaköy Palas kat 4, No. 5-6. Telefon: 42180.
SULUN AAZ FIRSAT
Firuzagada. köşe başında, asfalt üzerinde deniz görür 5 daireli 30 bin lira muhammen kıymetli apar-tınıan 21/7/950 cuma günü saat 10-12 arası 4 üncü ic-l dairesince İkinci ihalesi ■■■■ yapılacaktır. ■■■
Zayi — 1G10Ö sicil numaralı otomobil ehliyetimi zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Baret Edvart Karayan
İstanbul 3 cii İcra Memurluğundan: 949/2419
M ah ç uz ve paraya çevrilmesine karar verilen 200 adet, 25, 50, 60 mumluk ampul. 5 tane şamdan şeklinde elektrik lâmbası, büyük sigorta 4 ü 100 amper, birisi 200 aınperlik şalter. 11G0 tane elektrik anahtarı, bakalit ve sair elektrik levazımatı Galata-da Okçu Musa caddesinde 107 sayılı dükkanda 24/7.950 salı günü saat 11 den 12 ye kadar birinci açık arttırma suretiyle satılacaktır. O gün takdir olunan kıymetin % 75 İni bulmadığı takdirde 20/7/950 cumartesi günü aynı yer ve aynı saatte İkinci açık arttırması yapılarak en çok arttırana ihale edilecektir. İsteklilerin belli gün ve saatte mahallinde bulunacak nıenıura müracatları ilân olunur.
ZAYİ — 20007 numaralı ehliyet cüzdanımla karnemi ve sıhhî muayene cüzdanımı kaybettim. Yenilerini alacağımdan eskilerinin hükmü yoktur.
Niyazi Taner

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder