AKŞAM
r
KER-PLAY
UgASIl W„«M
J
CUMARTESİ Î2 Ekim 1949
Sahibi: HeemetMin Sadak — Tan aierlnl tlllen İdare eden: C. BUdlk - Aksam Matbaam
Bakanlar Kurulu vilâyet ile belediyenin birbirinden ayrılması ile meşgul
İstanbul belediyesinin üç kısma ayrılmasından vazgeçildi, hükümetçe incelenen diğer üç hal çaresi
Dışişleri bakanımız
Dışişleri Bakanlan Konseyinde bulunmak için 1 kasımda Parise gidiyor
Anfcara 22 (Akşam) — Avrupa Birliği Dışişleri Bakanlan Konseyi kasımın üçünde Parls-te bir toplantı yapacaklardır. Bir hafta sürecek olan bu toplantıda Türklyeyl Dışişleri Bakanı Necmeddln Sadak temsil edecektir. Sadak, kasımın birinde İstanbul yoliyle Paris’e gidecektir.
Vali ve Parti
Belediyeye pahalılıkla mücadelede geniş salâhiyetler veriliyor
D. P. tl Başkanı Valinin Partiden istifa etmesini istiyor
Yugoslavyanın şimal hududunda askerî faaliyet arttı
Hadiseler çıkması bekleniyor ve Macarların ırkdaşlannı kurtarmak bahanesiyle Bana-° toya girmeleri muhtemel görülüyor w
Ankara 22 — Arkadaşımız Ceıııaieddin Bildik bildiriyor:
Ankara, İstanbul, İzmri, Bur-t&. Adana,, Kayseri, Antep gibi nüfusu 50 binden yukan olan şehirler belediyeleri taşkınlarının iştiraki İle üç gündenberl devam eden toplantılar bugün sona erecektir.
Bu toplantılarda İstanbulu belediye İktisat müdürü temsil etmektedir. Yiyecek maddeleri fla’letinln tesbltinde bunların konirollarında, karışık ve hileli yiyecek satışlarında bugüne kadar görülen aksaklıkların bertaraf edilmesi İçin belediyeler kanunu ile zabıta belesd iyesi la-Uma'namelerlnde değişiklikler yapılmasının ve bu suretle hayat pahalılığına mâni olunmasının çöz önünde tutulduğu bu toplantılar devam ederken diğer taraftan da İstanbulda belediye ile vilâyetin ayrılması mevzuu üzerinde de Bakanlar kurulunda müzakereler cereyan etmektedir.
Belediyecilerin 3 gündenberl devam eden toplantılarında flat tesbiti, kontrolü, karışık ve hileli satışlara mâni olunması İçin mevcut kanun ve talimatnamelerde değişiklikler yapılarak belediyelere geniş salâhiyetler verilmesinin zaruri olduğu neticesine varılmıştır.
Bu mevzuda kendisiyle konuştuğum İçişleri Bakam Emin Eri-şirgil mevzuattaki eksikliklerin teshilinden sonra alınacak Lld-birlerde fahiş flatle satış yapıl-ma ının halka karışık ve hileli mal Sürülmesinin kesin olarak önüne geçilmesini söylemiştir.
İçişleri Bakanına. İstanbulda belediyenin flat teşdit ve murakabesinde muvaffak olması İçin geniş bir mürakabe kadrosuna ihtiyacı olduğunu anlattım ve bizzat iştirak ettiğim birkaç Hat mürkabesinde gördüğüm aksaklıklardan mlsaLler verdim. Gerek Bakanın, gerek özel İdareler müdürü Sıtkı'nın bana anlattıklarına göre flat tesbiti ve kontrol İşlerinde çalışacak belediye ekipleri lüzumu kadar genişletilecektir.
Bununla beraber yeni salâhiyetlerle işe girişecek olarj mü-rakabe ekipleri esnafla mücadele mevzuunda bugünkü gibi uzun formalitelere bağlı olmayan ceza usulleri tatbikine başlayacaklardır.
Hâl ve kabzımallar meselesi
İstanbulda bir Hâl ve Hâlde de kabzımal mevzuıtnun mevcut olduğunu bu konuşmamızda ken dilerine hatırlattım. Verilen cevaba göre belediyelerin bugiin yapacakları son toplantılarında Hâl mevzuu şu sual İle ele alınmış bulunmaktadır: «Hayat pahalılığında Hâllerin müsbet veya menfi tesirleri nedir?* Kabzımallardan bazılarının fâhlş kâr peşi n de koşarak haya t m pahalılaşmasında rol oynadıklan kanaati hâkim olmakla beraber bu kanaat kabzımalların topyekûn Hâl lerden çıkarılarak yerlerini belediyelere bırakmaları gibi bir karara varılmasını İcabeltlrmektedlr. Ancak hayatin payalılaşmasında rol oynadıkları, müstahsil! istismar ettikleri anlaşılan kabzımallara Hâllerde bir daha iş yaptırıl-
İçişleri Bakanı Emin ErişirgU
maniasını temin edecek tedbirlere baş vurulacaktır.
Yiyecek ve giyecek ihtikâr ile mücadele
Belediyelerin bugünkü toplantıda ele alacakları mühim meselelerden birisi de yiyecek fiatierlnln tesbiti İle kontrolünün giyeceklere de teşmilidir.
Ayakkabı, gömlek, çamaşır, elbise, palto ve pardesü gibi giyeceklerin fâhiş flatle satılmasını önlemek için, yiyeceklerde olduğu gibi, mevzuata belediyelere geniş salâhiyetler veren hükümler ilâve&l esas İtibariyle kabul edilmiş bulunmaktadır.
(Arkan «ahtfe t sütun 7 de)
Londra 22 (Nafen) — Vtyana-dan gelen haberler Yugoslavya-ıun kuzey hudutlarında bilhassa askeri faaliyetin arttığını ve bu bölgelerde bir hâdisenin çıkmasına intizar edildiğini bildirmektedirler.
Bazı haberlere göre, esas askeri tahşldat Banal bölgesinde yapılmaktadır. Bu havalide o-turmakta olan Macarlan kur-
Küçük Ülkü dün nikahlandı
Düğünleri de bir buçuk ay sonra yapılacak üst teğmen Fethi Doğançayın muharririmize beyanatı
Beyoğlu evlenme dairesinde k üçük thkü'nün nikâhı kapılırken
D. P. İstanbul 11 başkam avukat Esat Çağa dün kendisiyle konuşan, gazetecilere valinin C. H. P. den İstifasının zaruri olduğunu söylemiş ve memurin kanununun bu husustaki maddelerini zikrederek demiştir kİ:
«—Bütün bu kanun maddelerine bLnaen memur olan sayın valinin C. H. P. ile olan nlsbo-tlni katetmesi lâzımdır ve bu kanuni bir zarurettir. Sayın valimiz büyük bir samimiyet ve açık kalbllllkle sureta istifa etse dahi gene Halk Partisine ru-han ve fikren bağlı kalacağını bildirmektedir. Hiç kimsenin İç âlemine müdahale etmek niye-1 tinde değiliz ve buna hakkımız olmadığına da kaniiz. Fakat! bizim gene şana kanaatimiz vardır ki böyle bir mazeret hiç kimseye kanunların sarih hükümlerini çiğnemek hakkını vermez.»
Zafer gazetesinin bir makalesi
Ankara 22 (Akşam) — İstan-
bul Valisi Dr. Fahreddin Kert- ,akuftuu ___________ _ _______
min İstanbul basınına beya- ' söylemiştir: natında: «Eşsiz Şefimin hlz-1 _ _ tı ,,
metinde buh.nae3f.rn. nümle-1 ’ Sovjetler BlrUSI, »manisini ele alan Mtalaa Rdk Fe- “““ „ ”■'■(00.’» empseya-»!*: tu aabahö .Zafer. 63»-,“ *vlû‘‘ • “*«-
insinde yazdığı boş yazısında 9 ® er ?er e
ezcümle şöyle demektedir:
«Fehreddln Kerim’in eşsiz Şef tâblrlle kastettiği zat Cumhurbaşkanı İnönü olduğu aşikârdır. Fakat Cumhurbaşkanının İstanbul Vilâyet makamı ile hiç bir İlgisi yoktur. Çünkü anayasa Cumhurbaşkanlığının vazifelerini sıralamıştır. Bunda î «Cumhurbaşkanı valilerin eşsiz' şe’ ıfidir» diye bir kayıt yoktur. I O halde Dr’ Fahreddin Kerim’in — Eşsiz Şef — tâ’ (rüe Cum- 1 huriyet Halk Partisi Genel J Başkarunı kastettiği aşikârdır, I Onun hizmetinde olduğunu [ söyllyerek de iktidar partisinin [ hizmetinde olduğunu itiraf etmiştir.»
tarmak bahanesi ile bir hücum yapılması İhtimal dahilinde görülmektedir.
Sovyetlerin devamlı bir surette kominform memleketlerini Yugoslavyaya karşı kışkırttıkları müşahede edilmiştir. Bunlar bilhassa Yugoslavyadakl azınlıklarına kötü muamele yapıldığından şikâyetçi görülmektedirler.
Aeheson Rusyayı itham ediyor
“Sovyetler zamanımızın mütecaviz, emperyalist devletidir,, diyor
New - York 21 (AJL) — Birleşik Amerika dışişleri bakanı Aeheson dün akşam Rusyayı »zamanımızın mütecaviz emperyalist devleti» olarak tavsif etmiştir.
Blr akşam yemeğinde. Birleşik Amerika dış siyasetinin karlaştığı meselelerin taslağını çizen Aeheson, Rusyanın, milletlerarası işlerdeki hareket tarzı ile bir çok meseleler yarattığını teyid etmiş ve şunları
hâ-
kimiyet kurmağa, kucaklamağa zetmektedlr.
muvfafak olamadığı yerde de çözüntü ve karışıklık çıkarmağa uğraşıyor.»
Aeheson. diğer meseleler hakkında «Sovyet Rusya olmasaydı, bu meseleler yine olurdu» demiş, seri halinde İki meselenin birbirine bağlı bulunduğuna 1-şaretle, sözlerine şöyle devanı etmiştir:
«Doğu Avrupa İle Asyayı tehdit eden Sovyet emperyalizmi yalnız o bölgeleri müteessir etmekle kalmıyor, bu bölgelerin başka bölgelerle münasebetlerine de tesir ediyor. Bunun neticesi olarak, bu çevrelerin İçinde bulundukları zorlukların halli İşi bir kat daha güçlük ar-
Memleket saat ayarı
Harb
malûlleri
Resmî törenlerde şeref mevkiinde yer alacaklar
Ankara 22 (Akşam) — Hükümetçe alınan karar mucibince harb malulleri Cumhuriyet bayramında yapılacak kabul resmine kurumlann en başında iştirak edeceklerdir.
Atatürkün mânevi kızı Ülkü dün evlendi.
Beyoğlu evlenme saiona dün müstesna günlerinden birini yaşadı. Atatürkün birçok yakınları dün küçük Ülkünün ni-
kâhı dolayıslyle hep bir araya gelmişlerdir.
Atatürkün son zamanlarda hiç yanından ayırmadığı ve m-yatlnde yanında gezdirdiği ml-(Arkan sahife t sÜton 5 de)
Bir aile faciası
Jale kocasını 15 yerinden yaraladı
Diin gece Şehremlnlnde kanlı bir aile faciası olmuş ve bir kadın kocasını makasla on beş yerinden yaralamıştır. Hâdise şöyle cereyan etmiştir:
Şehremlnlnde Büyiiksaray meydanında 94 numaralı evde İzzet isminde biri İle Karısı Fatma Jale oturmaktadırlar, îzzefle Jale’nin aralan son zamanda muhtelif sebeplerden dolayı açılmış ve bu arada İzzetin evine karşı bazı lâkayıt hareketleri kadını büsbütün 1 kızdırmıştır.
Dun gece saat yirmi İkiye
doğru eve gelen izzet, Jale tarafından soğuk bir tavırla karşılanınca yine münakaşa başlamış ve kadın artık bu hayatın çekilmez bir hal aldığını söylemiştir.
İzzet buna karşı ağır sözler sarfedlnce, Fatma Jale, honûı yeni bilenmiş olan dikiş makasını eline geçirmiş ve kocasının üzerine hücum ederek vücudunun on peş muhtelit yerinden yaralamıştır.
Hâdiseye zabıta al koymuş, yaralı koca Gureba hastanesinde tedari altına almmıg. Jul*
Duvar, masa ve kol saatlerinin saniye şaşmaması I-çin titiz davranan bir vatandaşımız, Ankara radyosunun saat ayarı mevzuunda itinasızlaştığını iddia e-diyor. İsbat için de bizi davet etti. Muhtelif tecrübelerle farkına vardık ki, hakikaten:
«— Gonk tam saat 7 yi M da vunnuşturl» diye ilân e-dlldiği zaman, baran bir, bir buçuk dakika fark dahi olabiliyor.
Vatandaş hayatında — hele memleket ölçüsünde — saniyelerin kıymeti olduğunu ispata ihtiyaç yoktur. 1-tinalı olalım.
Hde radyoda gongun vuruşu île telefonun (3S) numarasına cevap veren sesin ayan arasında kati farklar kaydedildiğini burada belirtelim. Şehrimizin umumi yerlerdeki saatlerinde görüleli muazzam tefavtit de ayrıca dikkati çekiyor. Üsküdar nıeydnnmdaki büyük saatin bir yüzü, öbür yüzünden uzun miiddei ve bir saat farklı istedi.
O
Macar komünistlerinin de Ba-Q nat havalisindeki Macar azın1^ tıklarını korumak maksadiylet-bazı askeri hareketlere girişme- (D lerl şimdi ihtimal dahilinde gÖ-> rülmektedir. Ayrıca Macar &s-(D kerterine ve suaylarına itLmatÇP edemi yen Krem linin bu havalimdeki Macar birlikleri arasına^» kızılordu birliklerini de soktuğaÛ
■o (D
ro 2 Q
anlaşılmaktadır.
Savunma kurulunda
Dışişleri Bakam geniş izahat verdi
Ankara 22 (Akşam) — MÜH ’ Savunma Bakanlığı Yüksek kurulu bugün Başbakanlıkta saat on altıdan yirmiye kadar süren J *bir toplantı yapmıştır. Bir harb vukuunda sivillerin de iştirak edecekleri umumi seferberlikte veya topyekûn kalkınmada her cihetten ne gibi tedbirler alınması lâzımgeldlğlni tesblt etmekle alâkalı Yüksek kurulun bu toplantısında ba2i bakanlar da bulunmuştur.
Dışişleri Bakanı, Milli Savunma bakımından dış siyasetimiz hakkında Kurula geniş izahat vermiştir-
Üç Bakan geldi
Adalet Bakanı Fuat Slrmen, Milli Savunma Bakam Hüsnü Çakır. Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu bu sabahki ekspresle îstanbula gelnüşier-
Bundan başka bayram günü yapılacak geçit resminde harb malûlleri genel başkanı şeref tribününde Devlet Başkaomın yanında yer alacaktır.
Milli günlerde bütün vilâyetlerde tertip edilen törenlerde de harb malûllerinin şeref mevkiinde yer almaları hususu alâkadarlara bildirilmiştir.
Valter Lipman geliyor
Ankara 22 (Akşam) — Amerikalı maruf gazetecilerden Valter Lipman, bu ay sonunda Türkiye Dışişleri Bakan* Necmeddln Sadak’ın davetlisi olarak Törklyeye gelecek, İstanbul ve Ankara'da bir kaç gün kalacaktır.
—
G. Saray -1. Spor F. Bahçe - Beykoz
Maçları hakkında tahmin yazımız üçüncü sahıfede
Başbakan, yeni yedeksobayianmuta diplomaları m rertıteu
1950 bütçesi
Dünden itibaren Maliye Bakanlığında İncelenmeğe başlandı
Ankara 21 — Bakanlıklar 1950 yılı masraf bütçelerini Maliye Bakanlığına göndermişlerdir. Bu bütçelerin tetkiki İçin Maliye Bakanlığında Bakan İsmail Rüştü Aksalın başkanlığında bir komisyon teşkil edilmiştir.
Komisyon, bugünden itibaren saat yirmiden sonra, geceleri çalışmak suretiyle bütçeleri tetkik edecek ve bu arada mümkün olan tasarrufları da yapacaktır. Bu mesaisinin sonunda yapılacak t&dilütlâ bütçe. Bakanlar Kuruluna sevkedllecek-tir.
Üniversiteler kurulu
24 ekimde Ankarada içtima edecek
Ankara 23 (Akşam) Ayın yirmi dördüncü günü burada ün*-verslteler kurulu toplanacaktır. Üç üniversitenin rektör, profesör ve dekanları Ankaraya gelmeğe başlamıştır.
Senato üyelerinin de iştirak e-decekleri bu toplantıda üniversiteleri alâkalandıran işler görüşülecektir. İstan buldan gelmiş bulunan Teknik üniversite rektörü Hulki Krem bu toplantıda Teknik üniversite bütçesiyle, eserleri ve araştırmalıca İle tanınmış bir zata Teknik ü-nlversite İçin profesörlük verilmesi işinin görüşüleceğini de söylemiştir.
Sahlfe 2
AKSAM
22 Ekim 1949
Hafta Sonu Notları
S ab ah Gazeteleri Ne Diyor?
ıa
Gökten gelen
1’ KİNCİ Cihan Harbinde gazeteciler tahmlncdlk vâdisinde hayli staj görmüşlerdi. O stajların pek boşa gittiği anlaşıldı- tstanbula kimin vali olacağını hlçoir gazeteci tahmin ödemedi. Hâşlm Işcan'lar, Behçet Uz'-lar, Avni Doğan'lar, 8adi Irmaklar, Halûk Pepeyl'ler. Gafur Soylular, Akif İyi-
doğanlar akla geldi de neden profesör Fahrettin Kerim akla gelmedi?
Ben öyle sanıyorum XI bu bir soyadı meselesidir. Gazeteciler Mııhİddin Üstündağ ve Lûtfi Kırdar'dan sonra peşten alarak Irmaklar, Doğan'lar, tşean'lar. Üz'lar ü-zcrlnde durdular. Fakat yeni valinin »gök* ten geleceğini hiç hatırlarına getirmediler. Sayın Fahrettin Kerim’İn soyadının «Gök» ve «ay» dan mürekkep olduğu gözönünde tutulursa hem gazetecilerin tahminde neden yanıldıkları anlaşılır: hem de Fahrettin Kerim Gökay'm İstanbul vali ve belediye reisliğine bu şekilde gelmesinden daha tabii bir şey olmadığı kendiliğinden meydana çıkar.
Gökay tstanbulun dertlerini bilir. Halkla temas etmekten hoşlanır. Bllhs&sa sosyal hizmetler görmeğe, daha böyle aaiâhiyetll bir mevkie gelmeden de teşne İdi. Avrupaya «ok sık seyahat ettiği İçin başka medeni şehirlerde halkın ihtiyacını belediyelerin ne şekilde karşıladığını yakından görmüştür. Son İsveç seyahatine ait kitabı bu bakımdan şayanı dikkat notlarla doludur. Onun İçin yeni valimizin soy adın a rağmen yerde dolaşacağını kolaylıkla tahmin edebiliriz.
Eeni valimiz
TAHMİNDE yanılmış olmamızın ehemmiyeti yoktur. Yeni vali ve belediye reisimiz İstanbul şehrine kullu olsun. Valinin tanınmış bir zat olması ve İstanbul un içinden gelmesi şehrimiz için faydalıdır. İstanbul* pek tanımayan bir zat gelseydi ger-çı çabucak meşhur olurdu ama girintisi çıkıntısı, Iğrisl { büğrüsii çok olan sokaklarımızı. derdi şikâyeti fazla olan halkımızı tanıyıncaya kadar epey zaman kaybeder’ aı Halbuki istanbulumuEun her şeye tahammülü vardır da zaman kaybetmeğe ta-hnınmülü kalmamıştır.
Profesör Fahrettin Kerim
Göklere çıkmanın yolu
Nitekim iki gün evvel gazetecilere verdiği ilk beyanatta Lûtfi Kırdar'dan devralacağı İmâr İşlerine hararetle devam edeceğini söyledikten sonra:
— İstanbul un bir çok dertleri vardır. Bunların başında da yaşama şartlarının zorluğu gelir. Orta münevver halkın ve işçi kütlesinin mühim sosyal dâvaları vardır. Mesken dâvası hiç ihmal edil-miyeçek bir İştir* diyor.
Yeni vali ve belediye reisimiz İşin bu taraflarına da dört elle sarılırsa, güzel Istan bulu şanına lâyık bir şekilde imâr ederken çarşı ve pazarda hayat pahalılığı ile mücadeleye girişir, temizlik savaşı açar, gıda maddelerin* karışan türlü hileleri önler, mesken buhranına çare bulur, İçtimai sefaleti gidermeğe gayret ederse İstanbullular hakikaten kendisini gökten inmiş bir vali ve belediye reisi olarak alkışlar re adını göklere çıkarmakta bir an tereddüt etmezler.
Sayın proresör Fahreddin Kerim Gökay'ıı*. önünde çetin bir yol vardır. Bu yolda orta hızla yürürse popüler olmak işten bile değildir. İstanbulu sevenler bu yolda kendisinin tabii yardımcıla-Şevket RADO
müsamahasız önliyecek tedbirleri derpiş edecektir ve etmelidir- Eğer bir gün bir İstanbul hemşerlsinln istediği saatte, istediği bir yere serbesçe gitmesini temin etmek İstiyorsa bunu hiç geciktirmem elidir.
★
Emekliye sevketme modası
Cihad Baban TASVtRdekl başmakalesinde Sağlık Bakanlığından sonra şimdi de Tekel Bakanlığının btr çok memurları emekliye ayırmasın* temas ederek şöyle demektedir:
Başka memleketlerde, emekliye ayrılmak demek, müstahak olunan bir rahat ve huzura kavuşmak demektir. Son tadillere ve nisbi Ulah hamlelerine rağmen, bizde ise. emeklilik, yapılan hizmetlere mukabil, ceza görmek ve ıstıraba katlanmak mânasını tazammun eder. U-ztm hizmet senelerinden sonra, bir memur tekaüde sevke-dlldi mİ. üstü başı eskir, evl-
I İstanbulda asayiş ' CÜMHÜRİYETin başmakalesinde yeni vali ve belediye rei-lsi» in bilhassa İslanbulon asa' yişi meseleaUe ilgilenmesi lâzım gel iliği ileri sürüterek şöyle denmektedir:
Yer yer küçük Belediye ten-blhlerlne riayet etmemekten bşalıyan bir başıbozukluk meyil şehrin muayyen bölgelerinde ve muayyen saatlerinde halkı rahatsız etmektedir. Meyhanelerden, taksi durakların* kadar nizamsızlıklar, sokaklarda kadınlara sarkıntılıklar mülkiyet hukukuna, alelâde vatandaşlık haklarına tecavüzler görülmekte ve bunlara karşı alınan tedbirler tesirsiz kalmaktadır.
Bun)an saymakla İstanbulda zabıta kuvvetinin zaafını iddia etmiyoruz; hükümetin bu kuvvetleri lâyıkDe teçhiz etmediğini. gerek kanuni salâhiyet ve İmkânların, gerek şahsi otoritenin bu aykırılıkları önliyecek kadar kuvvetli olmadığını söy-|
lemek istiyoruz. Yeni vali birnln yeri, eşyası, yaşama şekli taraftan şehrin Belediye İşleri- j değişir, hattâ, dünün kendine le uğraşırken öteyandan da ar-'güveni olan memuru basitleşir, tik bu avarelikleri şiddetli ve ruhan söner... Ve kendisini, ce-
miyet içinde, ikinci sınıf bir liman telâkki etmeğe başlar.
Bugün bu sulunda içtimai dertlerimizden bir tanesine şöyle bir kenarından temas et-' miş bulunuyoruz Bu dâvaları eşeliyecek olsak, kim btlir, ne i halledilmez muazzam mesele- | lerle karşılaşacağız, ve bu su- | retle medeni dünya seviyesine ] ulaşabilmek İçin, daha çok yapılacak işimiz olduğum '' kere daha göreceğiz.
★ Emekli Hamdi Varoğlu da YENİ 8A-BAfltaki fıkrasında Sağlık Bakanlığı emeklilerine temas ederek şunları yarmaktadır: Sağlık Bakanının emekliye sevkedlien doktorların vaziyetini (Halk sağlığı hizmetinin daha İyi görülebilmesi) sebebue izah etmesinde mantığın rolü pek de beli! olmuyor.
Sağlık Bakanı, bu sebebe bir de (Bazı İdari lüzumlar) kabını ilâve etmiş. Bu ikinci sebep, birincisini ne kadar gölgede bırakıyor- İdari lüzumlar tâbiri. bana nedense, meşhur (Teknik ânza) bahanesini ve (Nefl* hazine) teranesini hatırla LU
bir
muhakemesi
Sabahaddin Âlînin kaatilinin bugünkü duruşması
Londradaki
Profesör Fahreddin Kerim, Üniversite gençliğinin ihtiyaçlarile ilgilenmeğe devam edeceğini temin etti
Dişi *eri bakan ığında
istimlâk kanunu
KIrklareli, 22 — Kırklareli hudut bölgesinde muharrir Sabahattin Aliyi öldürmekten sanık Ali Ertekinln yargılanmasına bugün ağırceza mahkemesinde devam edilecektir.
Geçen celsede dinlenmesine karar verilen şahitlerden berber Haşanın ortağı Süleyman Yanbolunun, İstanbul savcılığında buna ait tahkikat bulunmadığı için lhzaren genderile-mlyeceği bugün Kırklareli ağır ceza mahkemesine bildirilmiştir.
Diğer şahit Marko Paşa gazetesi sahiplerinden Aziz Nesinin bugün gelmesi beklenmektedir.
Duruşmada mahkemenin hâdise mahallinde bir tatbikî keşif daha yapılmasına lüzum görmesi muhtemeldir.
Kurulan birlik geniş bir faaliyet gösteriyor
Londra 22 (Nafen) — Bura-
Küçük Ülkü
(Baş tarafı 1 inci sahifede) nl mini Ülkü şimdi kocaman bir kız olmuştu. Henüz 17 yaşında olmasına rağmen ciddiyeti ve olgun tavırları İle yaşının çok üstüne çıkıyordu.
Kendisinden 10 yaş kadar büyük olan nişanlısı üstteğmen Fethi Doğançay da evlenme dairesinin kapısında davetlileri ağırlamaya çalışıyordu. Fethi
dakl Türk talebeler laratualan | DoSançj? bOyfik heyecan teşkil edilmiş olan «Türk tale-[. . .----------------------------
beleri birliği» geniş bir faaliyet göstermektedir. Devamlı toplantılar yapmakta olan bu birlik şimdi de tanınmış İki İngiliz profesörünü toplantılarına davet etmiş bulunmaktadır.
Londradaki Halkevlnde yapılacak büyük toplantıda Londra üniversitesinden profesör Wittek ve Kembriç üniversitesinden de profesör Burrfen konuşacaklardır.
Bildirildiğine göre profesör Wittek 16 ncı asırda yaşamış bir Osmanlı türkolojlstl hakkında konuşacaktır. Tanınmış bir çok İngtlizler de bu toplantıya davet edilmişlerdir.
Son yapılan nakil ve tâyinlerin listesi
Hükümet yeni bir tasan hazırladı
Ankara 21 — Dışişleri Bakanlığında yeni tâyin ve nakiller yapılmşıtır. Anvers konsolosu Cevdet Dülger, Paris büyük elçiliği müsteşarı Settar İksel, Belgrat büyük elçiliği müsteşarı Fehmi Muzaş, Varşova büyük elçiliği müsteşarı Haydar Görk, Peşte büyük elçiliği müsteşarı Hakkı Karabuda, Kudüs baş- hem şikâyetlere, uzun dâvalara konsolosu Rüştü Demlrel, Ro- ] yol açılmıyarak işlerin süratle ma büyük elçiliği müsteşarı | İntacı temin edilecek, hem de Mennan Tebelen, Lahey elçiliği ne ucuz ve ne de olduğundan müsteşarı Fevzi Kortan, Oslo el- fazla fiat verilmlyerek şahıs ve çiliğl başkâtibi S&lâhaddin Ül- hazine hukuku zlyaa uğratıl -kümen, Halep konsolosu Şera- mıyacaktır._______________
feddin Yuia. Mask ov a büyük elçiliği başkâtibi ziya Tepede- Gelecek yıl tevziat ten ve Helsinki elçiliği başkâti- VaDilmıvacaei haber-bi Hayreddin İzmirli derecele- , y»p>™yacagl naDJT-riyle merkeze alınmışlardır.! leri doğru çıkmadı Anvers başkonsolosluğuna m er- Ankara 21 (Telefonla) — Kok
kezden Reşat Erhan, Atina bü- kömürü tevziatının duruduru-yiik elçiliği müsteşarlığına Ce- larak bu cins kömürün yalnız mil Vaflı, Paris büyük elçiliği sanayie tahsis edileceği ve bil û-müsteşarlıgına Tevfik Kâzım mum daire, hususi ikametgâh Kemahk. Varşova büyük eiçlll-! ve otellerin linyit kömürü İle ği müsteşarlığın* Şaklr Emin ısıtılacağı hakkındaki haber, Begütaş, Kudüs ba, konsoloslu-1 ilgili makamlarca tekzip edil-ğuna Burhan işin, Hamburg mektedir. başkonsolosluğuna Rıfat Baraz, Varna konosolosiuğuna Tevfik Türker. Belgrat elçiliği müsteşarlığın* Cemil Niroğlu. Burgu konsolosluğuna Hatip Osman Tan, Londra başkonsolosluğuna Adil Derinsu. Roma büyük elçiliği başkâtipliğine Mustafa Borovah, Halep konsolosluğuna Şahin üzgören, Midilli konsolosluğuna Fuat Emlroğlu Lahey elçiliği başkâtipliğine Raslm Ftnmen. Prag elçiliği başkâtipliğine Zeki Kuneralp. Moskova büyük elçiliği üçüncü kâtipüği-
e-
Ankara 21 — hükümet bütün istimlâk hükümlerinin, bir kanunda toplanmasını derpiş eden bir tasan hazırlamıştır. Bu tasan İstimlâk edilecek mülklere müsavi ve günün rayicine göre kıymet biçmeyi İstihdaf ettiği gibi formaliteyi de basitleştirmekte olduğundan,
Umumî mecliste
İstanbul Umumi Meclisi dün saat 15 te reis vekili Sim Enver Baturun başkanlığında toplanarak muhtelif ImaT plânlan hakkında komisyon tutanaklarını müzakere etmiş ve Şehir tiyatrosu talimatnamesinde teklif edilen tadilleri kabul etmiştir.
Genel Meclis büzake reler! ne devam ederken Vali ve Belediye başkanı Ord. Prof. Fahreddin Kerim Gökay. Meclisin reis vekili Sim Enver Batur vasıtasile vaki olan tebriklerine teşekkür için toplantıya gelmiş ve şehir mümessillerinin alkışlan ile karşılanarak bir müddet müzakereleri takip etmiştir.
Muhtelif konularda hazırlanan kanun projeleri
Ankara 21 (Akşam) — 8on zamanlarda, muhtelif Bakanlıklar muhtelif konularda kanun projelerini ele almış bulunmaktadırlar. Bu arada hâlen Başbakanlığa bağlı meteoroloji genel müdürlüğünün Milli Savunma Bakanlığına devri ve vazifesinin bu Bakanlıkça görülmesini temin edecek kanun tasarısı vardır. Ayrıca muhtelif kamulaştırma kanunlarının birleştirilmesi için de bir tasarı hasırlanmaktadır. Yürürlükte bu-
Ankara civarında bir cinayet
Ankara 21 — Tütün satmak üzere şehrimize gelen Kutlu köyünden «i yaşlarında Ömerlun,Ln rayılar> I>ek çok ve Dev-
Tüccar telmll biri Seyran bağ- ' let Demiryolları. Belediye gibi iarındR «515 olarakk bulunmuş-1 kamulaştirma kanunları kendi tur. Başına demirle vurulmak!hQkümIcrl dahll'r>de ayrı ayrı ____x_______________‘ karmılnAtırmn tahminleri İrol-
»uretlle öldürülen Ömer'in kö- ‘ kamulaştırma tahminleri kul-11 anılmakta ve bu hal son zamanlarda bir çok İtiraz ve ihtilâflara yol açmaktadır. Tasarı gayesi itibariyle şimdiki kamulaştırma kanunlarının tevhidi ve mevcut halin önlenmesini istihdaf etmektedir.
yüne dönerken parasına ta-maen öldürüldüğü anlaşılmıştır. Yüzü tamam ıyacak bir hale gelen ölünün cepleri karıştırılmış. cüzdanı alınmıştır. Tahkikata devam edilmektedir.
gençlik ve memleketin geleceğidir. Öyle bir gençliğe malikte kİ bize kalkınma seferbeliğl-mizde memleket iş ve çalışma hayatında destek olarak ldea-alist ruhla iş başına geçecektir. Gençliğin Üniversitede ikon yurt dâvasında şuurlu bir şekilde meşgul olması büyük bir mâna ifade eder.
Ben gençliğin ihtiyaçları ile bundan sonra da alâkalanıp sevgimi edirgemiyeceğim. Türk gençlerinin birer halka halinde teşkil ettiği zincir hiç bir zaman kırılmamış ve kınlmıyacaktır>
Bundan sonra yeni Vali ve Belediye başkanı talebelerin muhtelif suallerini cevaplandırmış ve bu arada Üniversite sitelerinin kurulması hakkında Milli Eğitim Bakanı ve Üniversite sitelerini kurma kurumu ile temaslar yapacağını söylemiştir.
Samimi bir hava içinde bir saat kadar süren, toplantı
nunda üniversite talebe birliği başkanı tarafından kendisine bir buket verilmiştir Yeni vali ve Belediye başkanı lokaldan ayrılırken birliğin şeref defterine şunları yazmıştır:
«Ömrümün 25 yılını sıcak ağuşunda geçirdiğim üniversitemizin vefalı ve kadir bilir talebeleri arasında bugün geçirdiğim. samimi saatin tatlı intihalarını bundan sonraki çalışmalarımda en biiytik kuvvet kaynağı olarak daima hatırlayacağım»
İstanbul Üniversitesi Talebe birliği yeni Vali ve Belediye başkanı Ord Prof. Dr. Fahred-din Kerim Gökay şerefine dün saat 17 de Marmara lokalinde bir çay vermiştir.
Kalabalık bir Üniversite topluluğunun hazır bulunduğu bu toplantıda İlk olarak Birlik başkam Orhan Anman söz almış ve kıymetli hocalarına davetlerini kabul ettiğinden teşekkür etmiştir.
Bundan sonra söz alan Vah ve Belediye başkanı aşağıdaki konuşmayı yapmıştır:
«Değerli talebe evlâtlarım,
Hoca ve talebe olarak birbirimizle çok İçten kaynaşmış ve sîzleri bir evlât ve kardeş gibi sevmiştim. Bundan sonra başlayan yeni idare hayatımda aynı alâkanın devam edeceğinden emin olunuz-
Bugün deruhte ettiğim memleket hizmetinde 25 seneyi ağu-şunda geçirdiğim Üniversiteye faydalı olmak, dertleri De İlgilenmek benim için bir İdealdir Benl, tertip ettiğiniz bu toplantınıza çağırmanıza çok memnun oldum. Bu toplan tının üzerimde yaptığı tesir, pazartesi başlayacağım İdari hayatta benim İçin göz önünde zevkle tutulacak bir vakıadır.
Arkadaşlar, bu vesile İle İstanbul hakin a bildirmek İsterim kİ bu vazifeyi memleketime olan sayısız borcumun bir katre-sini İla edebilmek İçin üzerime almış bulunuyorum. Dayaneımız
so-
Created by free version of 2PDF
ı İçindeydi. Bir aralık yanına sokularak kendisini tebrik ettik. Fethi Doğançay bize şunlan söyledi:
(— Atatûrkten yadigâr kalan bir kıza eş olmak bana sonsuz bir gurur veriyor. Onu mesut etmek en büyük emelimdir. Bu uğurda hiç bir fedakârlıktan çekinrniyeceğim.»
— Ülkü İle ne zaman dan beri tanıyorsunuz?
— Ülküyü aşağı yukarı on senedir tanırım. Sablha Gökçen benim amcamın kızı olduğundan saraya sık sık gitmek fırsatını bulurdum. Bu sayede Ataürkû de birkaç kere yakından görmek imkânını elde etmiştim. O zamanlar çok küçüktüm. Böyle olmakla beraber Atatürkü hayran hayran seyretmekten büyük bir zevk duyardım.
İşte Ülküyü de hu suretle tanıdım. Fakat o zamanlar kendisiyle evleneceğim hiç aklımdan geçmezdi. Aradan seneler
I
6 vatandaş daha kurşuna mı dizildi ?
Ankara 22 (Akşam) vatandaşı Özalp yarg ilan mdaan k(u^u»u» uu^— — ~ - —
mekten sanık general ve su- ' mız da dcTam etu- ^7»-bayların duruşması Milh Sa-'dûkteû aoûra ÛÛUIÜft W Wr ranma Bakanlığında kurulan : kurabileceğimizi anladım,
askeri mahkemede devam e- ; Evlenme kararımuı bu yaz _ver-derken bu sabah çıkan Zafer . — - —— -- ——----gazetesi ortaya yeni bir hâdise nişanlandık ve İşte nihayet bu-daha çıktığını yazmaktadır. Bu de onunla nikahlanıyoruz.
( Bir buçuk ay kadar sonra da . düğünümüzü yapacağız Sablha , Gökçenin ve A ta t türkün birçok yakınlarının da düğünümüzde hazır bulunacaklarını tahmin ediyorum^
' Fethi Doğançay banlan anlatırken salon doluvennlşti. Nl-şanlılar nikâh memurunun kar-şısmdakl yerlerine geçtiler. Şahit İskemlelerini general Ali i Fuat Cebesoyla general Asım Tmaztepe işgal ettiler. Nikâh memuru bay Ferit nikahı kıydı ve karı kocayı tebrik etti Herkesin gözleri dolmuştu. Fakat gözlere biriken bu yaşlarda Ülkünün saadetinin verdiği sevinçten başka Atatürk hasretinin de büyük tesiri vardı. Şimdi eğer o sağ olsaydı kim bilir küçük ülküsünün evlenmesinden ne kadar memnun olurdu.
Dün gözlerimiz hep Ülkünün elinden tutan Atatürkü aradı.
T.
33
p kazasında - -kurşuna diz- ^u- Ulkû Ue o,an arkadaşlığı-_ K..V »İr. A»»l
gazetenin İddiasına göre «aynı tarihlerde bu bölgede ‘ daş hudut civarında ayaklan bağlanarak dizilmişlerdir.
Bu hâdisenin duruşmasına askeri mahkemede mi, yoksa sivil mahkemede nü bağlıyacağı ihtilâfı mevzuu olmuş, yargıtay ceza genel kurulu toplanarak suçun sivillere icra edildiği mü-talâasile dâvanın sivil mahkemede açılmasına karar vermiştir
6 vatan -elleri ve kurşuna
Maliye Bakanlığı müsteşar muavinliği
Ankara Z2 (Akşam) — Maliye Bakanlığı Müsteşar muavinlisi kadrosunun lâğvedilmesi muhtemeldir. Müsteşar muavinlerinden Muhtddin Gürün, Tekel genel müdürlüğü muavinliğine tâyin edilmiş ve kararnamesi Yüksek tasdike sunulmuştur.
dik. Bundan bir müddet önce
Bakanlar kurulu
Paris büyük elçiliğinde bir konser verdi
Paris 21 (AJL) — Türkiye büyükelçisi Menemeneloğlu dün büyük elçilikte bir musiki toplantısı tertip etmiştir. Bu toplantıda küçük İdil Biret'le dünyaca meşhur piyanist Wllhelm Backhaus bulunmuşlardır. tdU' in verdiği bir konseri büyük a-lakâ Ue dinleyen Backhaus İdil* in kabiliyetine hayran olduğunu ve büyük heyecan hissettiği nl İfade etmiştir. İdil de Back-haus’un konserini dinledikten sonra büyükelçinin bir sualine cevaben tehalükle "çok beğendim " diyerek büyük sanatkara hayranlığını ifade etmiştir.
BORSA
(Baş tarafı 1 nci sahile de > Belediye ile vilâyetin ayrılmasında düşünülen üç hal çaresi İstanbulda belediye Ue vilâyetin. ayrılması mevzuuna gelince Bakanlar kurulunda şimdiki halde hâkim olan kanaat şu merkezindedir. İs t an bulda belediye ile vilâyetin ayrılması artık bir zaruret haUnde belirmiştir. Ve 3 şekil üzerinde görüşmeler devam etmektedir:
1 — Belediye başkanı tâyin ile yapılmış, meclisi umumi ve belediye meclisi ayrı bir belediye mİ olsun?
2 — Diğer vilâyetlerde olduğu gibi belediye başkanı belediye meclisi tarafından seçilen bir belediye olsun da idari, hususiyet ve belediye işleri bu belediye balkanının uhdesinde mi bulunsun.
3 — Belediye başkamnı halk intihap etsin de vilâyet umumi meclisi ve belediye meclisi ayrı bir belediye mi olsun
İstanbul da belediyeyi Üsküdar, Beyoğlu ve İstanbul diye 3 e ayırmanın birçok mahzurlar tevlid edeceği kanaatine varılmış olduğundan bu fikirden vazgeçilmiştir. Şimdi yukarıda belirttiğim 3 şekli üzerinde konuşuluyor.
Î0 5C
Ü »
M ?o
u *
Wayt otobüsü bir arabaya çarptı
Şoför Haldin İdaresinde 3022 numaralı Wayt otobüsü dûn gece fazla süratli gitmesinden dolayı Karagümrüktc Atlkaii durağı civarında bir yük arabasına çarpmış, arabanın hayvanlan öldüğü gribi arabada bulunan Pazarcı Muharrem İsminde biri de muhtelif yerlerinden yaralanmıştır.
İstanbul Sergisindeki
SÜMERBANK
Paviyonunda teşhir edilmekte nlan
M.TO
KM
FiLYOS
Valiyi ziyaret
Dün Vali re Belediye
Ord. Prof. Fahrettin Kerim Gökay'ı vilâyette C. B. P. Genel Başkan vekili Hilmi tiran, C. E. P. bölge müfettişi Prof. Sadi Irmak, stanbulda bulunan bazı milletvekilleri, İstanbul komutam tümgeneral Kâzım Dudaş, İstanbul Deniz komutanı tuğamiral Fuat özgören, Üniversite rektörü Ord. Prof. Ömer Celâl Sarç 11e fakülte dekanları, Prof, ve doktor arkadaşları ziyaret ederek tebrik âtta bulunmuşlardır.
ayı zarfında yaptıkları kazıyı bitirerek Anka ray a dönmüşlerdir.
Eski adı Amlzon olan bu yerde heyet Karya prensleri tarafından milâttan önce dördüncü yüz yılda yaptırılan itâhe Ae-temis'e ait bir mabedi meydana çıkarmıştır.
Kazıda milâttan önce ikinci ve üçüncü asırlara alt pek çok Yunanca kitabe bulunmuştur. Bu kitabeler adı geçen bölgenin tarihini aydınlatmaya yardım edecektir.
reisi
ATEŞ TUĞLASI
FABRİKASI
ne Sadi AkarcaBoglu tâyin diJm işlerdir.
Edirne şilebi
Denizyolları idaresinin «Edirne» şilebinden gelen bir telsize göre, gemi maden direği yükü ile Norveçten dönerken Blska-
mış filim yıldızlarındanDoroty ya körfezinde fırtınaya tutul-Lamuur buğun ikinci çocuğunu muş, ancak bundan zarar gör-«iûnysya getirmiştir. Artistin memlştlr. Vapur yoluna «levam bir Oğlu olmuştur. I etmektedir.
Doroty Lamur, anne oldu Hollyvood 21 (AP) _ Tanın-
Mazinkale hafriyatı sona erdi
Ankara 21 (A_A.) — Fransa-nın Ecole de France profesörlerinden Louls Haberi ve eşi arkeolog Jeanne Robert. Aydın ili çevresindeki Mazmkale.de eylül
mamullerini gördükten son ra her çeşit sanayi fırınlan ve santral kazanlarından ekmek fırını ve sobalara kadar her yerde kullanılan her cins şekilli ve Standard Ateş Tuğlası nevilerine alt ihtiyaçlarını Sergideki bürodan veya falı rikamızdan Bağlanabilir.
22 Ekim 1949
AKS A*
Sahife S
|Xfc ş AMofeftAK Ş A M#]
Şoförlerle bir hasbıhal
Orta okullara kayıt müddeti
Fırtına biraz
dindi
Bin bir gece masalı
İstanbul şoförlerinin ğu, terbiyeli, nâzik, sevimli, «iddi, namuslu, ev babası, tulâsa itimada değer kimse-irdir. Âmme hizmeti gördüklerinden: yerliye, ecnebiye karşı millî seviyemizi de temsil ettiklerinden kendilerine ancak teşekkür borçluyuz. Aşağıki tenkidimiz-; den o kabil’ şoförler alınmamalıdırlar. Bilâkis, onlar da bizimle hemfikirdirler. Bozukluğun düzelmesi ve şoförlük mesleğinin tamamilc kusursuz olması için el birliğiyle gayret sarfetmeliyiz.
İtiraf etmeli ki, bütün şoförler, aynı seviyede olmaktan çok uzaktır. Araya a-normaller. külhanbeyler, küstahlar karışmıştır. Öyle ki. otomobile binmek macera halini alıyor. Vatandaş âdeta baç vermek zorunda kalıyor. Birinci dert: Asgarî ücret bir lira halini almıştır. Eminönünde binip Gaİatada inseniz ve 75 kuruş verseniz adeta haysiyetsizlik yapmışsınız gibi ihtarlara uğrarsınız. Halbuki, İstanbul hayatında 25 kuruşun kıymeti elan devam e-diyor. Frankla, liretle, şi-lin’le d« ölçseniz, 25 kuruş hâlâ paradır.
Harbde âdet olduğundan, İstanbul halkı, toparlak rakamların üstünü geri istemiyor. Meselâ saat 110 kuruş yazınca umumiyetle 220 değil de 250 kuruş veriliyor. Bu otuz kuruş fazlalığa, terbiyeli şoförler, teşekkür ediyorlar. (Parisli şoförler de yerlere kadar eğilir.) Çünkü bir bahşişe, ikrama, yahut hediyeye teşekkür etmek lâzım gelir. Bazan bu, 10 - 15 kuruş dahi olsa, hattâ toparlak rakam aynen verilse dahi piyasa ttami.ilii icabı teşekkür şarttır. Unutmamalı: dükkâncıya balışiş verilmez; bilâkis dükkâncı küsuratı Iskonto eder; yine «Mersi!» der. sizi kapıya kadar teşyi eder.
Halbuki şoförlerin Ali kıran baş kesenleri, saat 110 yazmışken 250 verseniz bile;
— Efendim, bu ne hal? Bizim araba lüküstiir! On bes bin liralıktır. Bu para azdır! — gibi sözlerle insanın yolunu kesiyorlar.
Hele yabancı birinin nında olduğunuzu, yahut hanımlara refakat ettiğinizi hesaba katarak büsbütün dalınıza biniyorlar, mahcup düşürmek siyasetini kullanıyorlar.
Evvelâ: Ey bay şoför, 15 bin liralık arabanın takside isi yoktur. Bizim maksadımız, ayağımızın yerden kesilmesi, Bir arabaya o kadar para vermekle dövizlerimizi lüzumsuz yere harice kaçırmamalısınız. Eğer lüküs a-raha altlınızsa cironuz daha fazla olur, zira size müşteri fazla gelir, muamelenin çokluğundan kazanırsanız, bu farkı müşterinin sırtına zoraki yüklemek hakkını haiz değilsiniz.
İkincisi: Hükümet, bu pahalı otomobillerin işletilmemesini bile fena olmaz.
Eğer taksilerin düzelirse, bu saydığımız â-rızalar ortadan kalkarsa.’ c-ğer saatler doğru işlerse, mu avinli arabalar müşteriye korku vermezse, eğer araba sürerken gavroşvari sigara pöfiirdetilmezse, eğer kelle götürür gibi koşturulmaz-sak, eğer laubali hitaplarda bıılıınulmazsa, şoförlük mesleği terakki kaydedebilir. Zira bugünkü günde, nice insan:
(■— Baç almağa kalkacaklar. İyisi mi, sinirlenmemek İçin otomobile binmiyeyim!» düşüncesine kapılıyor; ancak pek zarurî ahvalde taksilere biniyor.
Pek çoklarının bu ruhî halette olduğunu biliyoruz. Otomobil işletiminin yola sokulmasını yalnız seyrüseferin ve halkın tazyikine bırakmayıp şoförler kendi şuurlarivlc. kendi irade ve idareleriyle mesleklerim tanzim etmelidirler. Yukarda bahsettiğimiz yüksek ev-saflı otomobil sahipleri ve şoförler, bunda muvaffak o-lahilirier, olmalıdırlar- Mücadeleyi el birliğiyle yapmalıyız, Çünkü maddî ve mânevi hay-f bir mesele lür.
ço-
Ortaokullarda ay sonuna kadar uzatıldı
r>(
e-
Milli Eğitim Bakanlığı bu sene şehrimizdeki ilkokullarda olduğu gibi ilse ve ortaokullara da yazılamıyan öğrenci kalmamasını arzu etmektedir. Bu sebeple ayın onunda sonu
ren orta öğretim okullarına yeni öğrenci kayıd muamelesi bu ayın sonuna kadar uzatılmıştır. Dün bu hususta bakanlıktan alınan telgraf emri okullara bildirilmiştir.
Bakanlık ayrıca şehrimizdeki öğretim müesseselerlne bu sene yazılanların yekûnunu istemiştir.
İlkokullara alınacak parasız yatılı öğrenciler
Bu sene şehrimizdeki yatılı ilkokullara alınacak parasız yatılı öğrencilerin seçimi salı günü vilâyette vali muavini Lûtfinin başkanlığında toplanacak komisyon tarafından ya-1 pılaca.ktır. Alınacak parasız ya- 1 tılı çocukların sayısı 45 olduğu halde müracaat sayısı bini geç-, miştir. Bu husustaki talimatnameye göre alınacak çocukların; babaları hayatta olmayacak,1 İstanbulda doğmuş bulunacaklar ve geçim vaziyetleri okullara gündüzlü olarak devama el- ' verişsiz olacaktır. Müracaat e- [ den çocukların hemen çoğu bu vazij’ette olduğundan komisyonun seçimde güçlüğe uğrayacağı söyleniyor.
ya-
3. Saray mı, İstanbul spor mu kazanacak?
Galatasarayia İstarıbulsporun şansını müsavi görmekteyiz. F enerbahçenln Bey kozu kazanması normaldir
İstanbul adliyesi şehrîa köşesine bucağına dağ'lmış, ayrı ayrı çatılar altında muhtelif dairelerin koltuğu altına sığınmLş vaziyette ea-_____ _____________ hsırken öte yanda şatafatlı nlzde devam eden yıldız poyraz' saray masalı, yılan hikâyesi _____— ç-ı__ı___»in._* pilli ııvavın ondivnr
Bazı şilepler Boğazdan çıktılar
Bir kaç gûndenberl Karade-
Ziya Gökalp günü toplantısı
İstanbul Muallimler Birliğinden: Ziya Gökalp’ın 25 el ölüm yılı münasebetiyle Birliğimize bağlı (Ziya Gökalp Komisyonu! 25 Ekim 1949 salı günü İstanbul Eminönü Halkevlnde büyük bir toplantı tertip etmiştir. Ziya Gökaip’ın Şelânikte (Genç kalemler) çevresindeki arkadaşlarından M. Nerml, mütefekkire ait hâtıralarını anlatarak toplantıyı açacak, bundan sonra Muallimler Bİrtiğl, Türk Ocağı. Gazeteciler Cemiyeti. Türk Kültür Ocağı mümessilleri tarafından hitabeler İrat edilecektir Ayrıca Ziya Gökalp için bu sene neşredilen beş eserin müellifi olan Osman Tolga, Kâzım NamI Duru, Cavlt Orhan, Ali Nüzhet ve Dr. Heyd’e (Muallimler Birliği) tarafından mükâfat dağıtılacaktır. Saat 17 de başlı-yacak olan toplantıdan ewel şahsiyetler ve müesseseler tarafından hazırlanan çelenkler, Sultan Mahmut Türbesindeki Ziya Gökalp türbesine merasim ie konacaktır.
Ali Nüzhet’in yeni
(Ziya Gökalp Komisyonu) ait izahatiyle kapanacak olan toplantının davetiyeleri hergüıi Çemberlitaştnkl Birlik Merkezin den aldınlabilir.
kurulan
takside sağlasa
vaziyeti
İran
şahının doğum günü
Şahı Rıza Pehlcvl'nln günü münasebetiyle ö-
İran doğum nümüzdeki çarşamba günü İran konsolosluğunda bir kabul resmi yapılacaktır.
Buğün Fenerbahçe ile karşılaşacak olan Bej koz takımı
Muammer Karaca
Opereti bu akşam başlıyor
Karaca Opereti b.ı akşam geniş bir kadro, zarif dekor ve' Bugünkü rakipleri kostümlerle (Rakım 185» isimli eserle perdesini açıyor.
Haftalardanberl hazırlıkları yapılmakta olan Maksimde bu sezon temsiller verdikten sonra heyet vâki dâvet üzerine Kıbrıs ve Mısıra gidecektir.
Bandırma hattında yardımcı vapurlar Son zamanlarda Bandırma hattında görülen yolcu kesafetini önlemek maksadiyle Denizyolları idaresi tarafından «Konya» ve «Marakaz» vapurları bu hatta yardımcı olarak verilmişlerdir.
Doktor Ethem Vassaf
Ankarada bulunan Sinir ve a ■hhzj ilgilendiren kıl hastalıkları mütehassısı dok • . | tor Etem Vassaf şehrimize dön-
(Vâ-Nii) müştür.
Yalanı Şarj TEZCAN bahçenin. Beykoza karşı galebesi normaldir. Filvaki sarı lâcl-vertlllerin bu mevsim maçları-
gribi uzayıp gidiyor.
Her sene ilkbaharda bir faaliyet başlıyor. Bakan geliyor, tetkiklere girişiyor, komisyonlar kuruluyor, müzakereler, keşifler yapılıyor, kararlar veriliyor, inşaata başlanacağı söyleniyor, fakat kazma va küreğe bir türlü el sürütemiyor.
O yaz geçiyor, ertesi yılın ilkbaharında aynı telâşla yeni bir faaliyet baş gösteriyor. Sonu gelmiyen gayret-ı 1er, aslı cıkmıyan vaitler. köy- On altı seneden beri saray dikiş sevdası peşinde ömür tiike-............ — tâyi-j tiiiyor. Bakanlar değiştikçe
ne karar vermiştir. Bunlar il- kararlar da değişiyor. birı-kL çelerdeki bayanlara. evlerine nin beğendiğini öbürü giderek ve ayni zamanda açacakları dershanelerde öğretim yaparak pratik ve kolay yapılabilen dikiş ve nakış İşleri öğreteceklerdir.
fırtınası dün biraz hafiflemiştir. Bu sebeple «Kutlu» ve «Kozlu» şilepleri Boğazdan çıkıp Zongııldağa gitmişler. «Attllâ-, ve »Zonguldak» şilepleri de kömür yüküyle Boğazdan girmişlerdir, Ancak hava tamamen dinmediği için Biiyükderede elliye yakın motor hâlâ bekleşmektedirler
Gezici dikiş öğretmenleri
Milli Eğitim Bakanlığı, lerde vazife gören gezici öğretmenlerini ilçelere de
Bu sene şehrimizin belediye dışındaki ilçelerden bazılarına da tâyinler yapılacaktır. Köylerdeki 'aaliyet de yine devam edecektir.
gun bulmuyor. evvelkininfl_ muvafık gördüğüne sonra!{âÇ\| itiraz ediyor ve böylece İs^j— tanbul adliyesi saray masal-O larile avutulup oyalanıyor
Koskoca İstanbulda a«ll»-Q ye sarayı kuracak bir arsar— bulmak için on altı sene a-u_ ramalar, taramalar yapıldı (D ve nihayet, istimlâk uğrun- > da avuçlar dolusu para har-Q) canan eski hapishane bina-O) sı ve etrafının saray için mu-J= vafık görüldüğü, yakında şaata başlanacağı bildirildi.^
Plânlar, projeler, müsabakalar. jüriler, itirazlar der-"O ken bir yıl daha geçti.
Gûya arsa ve plân mese-Ç0 leleri halledildi, fakat bu se-0 fer daha hiiyük bir engeL^T çıktı. Gazetelerin Ankara-'*»' dan aldıkları bir habere göre, İstanbul adliye sarayının inşaatına başlamak istenilî-yormuş amma tahsisat bu-lunamıyormuş. Bu iş için geçen sene ayrılan tahsisatın yirmi bin beş yüz lirası proje müsabaka ve mükâfatına harcanmış, elde para kalmamış. Adliye sarayı için otuz milvon lira lâzımmış. Bütçede her sene oıı milyon lira tahsisat ayırmak sure-tile sarayın üç senede ikmali icap ediyormuş, fakat hükümet. henüz Meclis binası ikmal edilmeden bîr de otuz milyonluk adliye sarayı inşaatına girişince tenkitlere maruz kalmaktan çekini-yormuş-
Geline kalk oyna demeler. yerim dar, demiş. Yerin» genişletmişler, bu sefer de yenim dar demiş.
Adliye sarayı inşaatındaki ihmali hu defa da tenkit çekingenliğile maskelemeğe kalkışmak, oyuna gönülsüzlüğün ver ve yen darlığı bahanesi kadar garip ve gülünçtür. Her yıl yeni bir a-vutına gayretile gösteriş yapıp sonra türlü bahanelerle oyalama yolları aramağa ne lüzum var? «Biz ou işi yap-nuyacağız, vapamıyacağıf İstanbulu Adliye sarayına lâyık görmüyoruz., deyip çıksınlar işin içinden.
Cemal REFİK
klor-
Türk Talebe Birliği Amerikada bir sergi açacak
Türk Talebe Birliği Federasyonu. Amerikanın Illinois şehrinde bir sergi açmağa karar vermiştir. Bu sergi memleketimizin hususiyetlerini belirtecek çeşitli sanat eserleri ve memleketimizdeki türlü faaliyetler I hakkında resim, gıafik ve 1 laplarla eski kıyafetlere ait
na pek lyî bir vaziyette başla- nekler gönderilecektir, dıkları İddia edilemez ise de di- ( ---------
ğer taraftan Beykozun da on-' dan iyi bir durumda olmadığı bilhassa geçen haftaki Kasımpaşa maçında belli olmuştur. Boğazın mütevazı kulübü olan Beykozun kendine has olan e-nerjlsini zamanla kaybetmekte olduğunu üzülerek görmekteyim- İkinci kümeye giden kulüplerin hali meydanda olduğundan bu seneki maçlara faz-lasiyle ehemmiyet vermek mecburiyetindedirler.
Lig maçlarının üçüncü hatta karşılaşmalarına bugün İnönü stadında devam edilecek, Galatasaray’la İstanbulspor. Fenerbahçe Ue Beykoz takımları karşılaşacaktır. İlk iki hafta maçları takımlarımızın bu senek! durumlarını pek kati olmamakla beraber aşağı yukarı belli etmiş ve içlerinde Beşiktaş müstesna diğerlerinin pek iyi bir durumda olmadığım göstermiştir, Bu bakımdan bu mevsim yapılacak bütün karşılaşmaların tahmin islerinde biz spor muharrirleri çok güç bir vaziyette kaldık. Bu cihetle di-, ger arkadaşlarım gibi maçlar-' dan evvel yürüttüğümüz tahminler aksi neticelerle tecelil ederse bunu bizi muaheze ile değil, takımlarımızın istikrarsız oyunlarına bakarak hüküm yürütülmelidir.
Bugünkü karşılaşmaların en ehemmiyetlisi Galatasaray ile İstanbulspor arasında olacak-na i tır. Geçen haftaki yazımızda da belirttiğimiz gibi sarı kırmızdılar bu mevsim maçlarına takımla anda büyük bir istihale geçirerek girdiler. Takımı gençleştirmek yolunda açtıkları savaşın ne dereceye kadar muvaffak olacağını ancak bir kaç x. ■—...
hafta geçtikten sonra anlaya-' blrlll£ uurmu5 ve takım halinde' de seçtikçe daha iyi olaca-
bileccgiz. Genç oyunculara ta- --------------■ —------ ------' mnhalrVnM.ıe
kıtnlarda yer verilmesi hususunda ötede nberi yaptığımız neşriyata rağmen Galalasarayı bu seferki teşebbüsünde biraz fazla ileri gitmiş bulmaktayız. Maaınafih bu yolda başarı kazanmasını can ve gönülden diliyoruz. Çünkü o zaman diğer kulüplerimiz de sarı kımuzılıla-n örnek tutarlar ve bundan da Türk futbolu faydalanır. I
İstanbul spor İki haftadır çıkardığı güzel ve semereli oyunla kuvvetini ispat etmiş bir vaziyettedir. Gerek Fenere karşı, ve gerek Beşiktaşa karşı hücum haltındaki oyuncuları ellerine geçen fırsatları kullanmasını buseydiler aldıkları neticeler daha iyi olabilirdi. Takım umumiyet 111- Şİktaşın müdafaa haltı da for-bari.vle çok İyi hazırlanmış, ne- veline uyabllirse vereceği ran-fesleri yerinde, yegâne aksayan' dıman tablatlyle daha çok ar-taraflan hücum haltındaki o- tabilir. yunculardon Tayyar müstesna,1 Fenerbahçe takımında İse, tinerlerinin tecrübesi az olma- tecrübeli elemanı çok olmakla sidir. Galatasarayın yeni ekipi beraber geçen senekl gibi bu henüz adamakıllı oturaklı bir sene de şans ve moralleri dü-hâle gelmediği İçin İstanbul-' yüktür
Galatasaray takımı çok senekl da oyuncuların bir kaçının bu se-, ne oynamaması, bazılarının da . antreman üzerlndo bulunm»-, ması ve bir fiti futbolcunun sa-(kat bulunması sebebiyle nlspe-
Bugünkü maçlar
İNÖNÜ STADINDA :
Saat 13 : Galatasaray — I İstanbulspor
Hakemi: şekip Karaduman Saat 15 : Fenerbahçe — Beykoz
Hakemi: Samih Duransoy
Okullarda kış hazırlıkları
Milli eğitim müdürlüğü, okullarda kış hazırlıklarına başlamıştır. Bir müddet evvel okulların sobalarının kurulması ve mahrukat İhtiyaçlarının teinini hususunda milli eğitim memurluklarına ihtiyaçları sorulmuştu. Gelen malûmat üzerine soba ve soba boruları sipariş e-dilmiş ve yakacak almak için tahsisat verilmiştir. Milli eğitim müdürlüğü, soğuklar başlamadan evvel bu işlerin tamamlanmasını tâ mim etmiştir.
Diğer taraftan şehrimizdeki ilk okulların öğretime ait ihtiyaçlarını da tamamlamağa gayret etmektedir. Ayni zamanda tamire muhtaç okulların tâ-ı mir işlerinin de süratle tamam-Vefa tatamm. çeçen seneklne alâl:al"ara •>“-
nazaran, biraz daha düşük. r mı? r_ formda bulduk. Büyük takımla-[ MlIli eğitim müdürlüğü bu ra karşı yaptığı maçlarda bera- sene elinde mevcut tahsisatla berliği kurtarmak için değil de, yeniden bin kadar okul sırası daha sipariş etmiştir.
Bugünkü futbolun vaziyeti hakkında bazı düşünceler
__________
| İstanbul lig maçlarının İkin-1 ler. Buna rağmen futbolcuların cl haftası oynandı Bu zaman maneviyatı yüksektir. Zamanla içinde sekiz takımımızın ikişer'iyileşeceğine kaniiz, maçını seyrettik.
■ olması sebebiyle henüz formlarını
• nnı gözönünde tutmakla bera-
• ber, sejTettiğimlz takımların ve
kuv- kazanmak İçin oynarsa » • r(-—
edebi- rahat ve iyi maç çıkaracağını; ------------
|umld edcrlç Rcbll gibi bilgili lRadyoda bir keman henüz ve tecrübeli bir antrenör elin-, J
Mevsim başı futbolcuların bulunıadıkla-
futbolcuların kıymet ve vetlerlnt şöylece hülâsa liriz.
Futbol takımlarımız
konseri
Tanınmış viyolonistlerden
ğı muhakkaktır.
Geçen sene birinci lige geçen George Darvaş 27 ekim perşern-Emniyet takımı ile, transfer a- ( be akşamı saat 20.45 de İstaıı-1 yında çok eleman kaybeden, bul radyosunda bir keman kon-Beykoz takımının maçları çok(seri verecektir.
oynayamıyorlar. Bilhassa geçen, sene takım halinde iyi oynayan' kulüplerimizi bu sene çok diü- j şük bulduk. Yalnız Kasımpaşa llkunmds bir İlerleme söze tokımınm maç>an COK
çarpmakladır. Besıkla, Mu,,, sönük seçti. T«kıml»rın «azlje-ise kuvvetli bir birlik I,........ on -* 1 —
görülmektedir. Forvet hatlında büyük bir eleman değişikliği olmamakla beraber teknik ba-' kımdan geçen seneye nazaran 1 daha ahenkli ve netlcell oynuyorlar, İşittiğimize göre, Beşiktaş birinci takımını eski millî futbolcularımızdan Hakkı antrene ediyormuş, Böyle bilgili bir forvet elinde çalışan bir takınım forvet hattı da tablatlyle deplasmanı, vb İMbmda mûda- t™'nD Ka"c“‘ *'ra‘" fanya yardan edeblleeek bir, »abalarunıada aynamı»; «renellerlne. Çetinimizin »eklide yetişebilir. Şayed Be- ,";"t 1,11 kalecidir. Bu sene çok ( v»du.r™
1 formunda... Takımını iki maçta da bilgisi cesur oyunu sayesin- ı de mağlûbiyetten kurtardı. Verimli bir oyunu var. Asü üzerinde durmak istediğim İlk de- : fa birinci takımda yer alan Vefalı Şükrü ile GalatasaraylI Samlm'dlr. Şükrünün boyu orta olmasına rağmen çok çevik bir genç. Biraz tecrübesi artar ve yalnız takımı için oynarsa, mevsim sonunda mağlûp edilmesi çok zor bir kaleci olur.' Kusuru blokajı sağlam olmamasıdır. Kuvvetli şütlerl göğsünde tutmak istemesi topun fırlamasına sebep oluyor. Basketbol antrem anı ynpınasıru vo
(Ariuuıı S tael sahifede*
TEŞEKKÜR
Yavrumuz Çetin Ü’n’ün uzıın
Tarsus vapurunun tamiri halikındaki rapor
Denizyolları idaresinin bozulan «Tarsus» vapurunun durumunu inceletmek için İtalyan
h alînde ₺lûl bö>'lccc hülâsa ettikten sonra biraz da futbolcuların ü-, zerinde duralım. i ------------i------------------,------------------ -
Gördüğümüz maçlarda bazı süren amansız hastalığı esaa- ' Ansaldo firmasından getirttiği genç kalecilerinin güzel oyun- sında kendisini tedavi eden mühendis hazırladığı raporu i-larına şahid olduk. Beşiktaşın ' doktorlara, gerek hastalık de- dareye vermiştir, kalecisi Mehmedi -----—. ———
tanının. İtimad edilir İyi bir hatgâhına kadar yavrumuzu kalecidir. Yalnız maçı biraz da- teşyi etmek sureliyle en yakın ha ciddi takip etmesi t olunur. Beklenmedik gafil avlanabilir.
Fenerin kalecisi Erdal sene-! öğretmenlerine.
lerce sahalarımızda oynamış Öğrencilerine, Çetinimizin ar-' genç bir kalecidir. Bu sene çok kadarlarına, yakınlarımıza, dost larımıza, telgraf,, telefon ve mektupla bütün acımızı payla- ] şan bütün tanıdıklarımıza en derin minnet ve şükranlarımızın arzına sayın gazetenizin tavassutunu rica eyleriz.
Bütün aile namına merhumun babası İzzet Ün
' doktorlara, gerek hastalık de- dareye vermiştir. Buna göre
Ankaradan' vamınca, gerekse ebedi İştira- geminin bozuk türbinlerinin sökülüp İlalyaya götürülmesi ve bunların bir buçuk aylık bir
tavsiye alâkayı gösteren başta Galata- tamire tâbi tutulması lâzım gel-anlarda saray Lisesi müdürü sayın Beh- *>!■>
| çet Güçer olmak üzere okul
' ’’ ' • - mezunlarına, |
inektedir İdare bu hususta bir karar alacaktır.
P.T.T. Umum Müdürü
P.T.T. Umum Müdürü Haldun Sarlmn dün sabahki ekspresle Ankaradan şehrimize gelmiştir. Umum Müdür burada bir kaç gün kalacak ve İstanbul telefon şebekesinin tev-slat faaliyetiyle meşgul olacaktır.
sporla yapacakları bu maçta iki tarafın da kazanma şansını müsavi görmekteyim. Ama bu arada forvetlerden birisi e-llne geçen fırsatı iyi kullanır da maçın mukadderatını kendi lehine çevirirse ki bu ihtimal her iki taraf için de vârlttir. O zaman diyecek bir şey yoktur. ,
Oiinün ikinci maçında Fener-, ten zayıf bir kadroya sahipttr-
dcğlşmlştir. şampiyon oynayan
bu sene
Geçen takım-tecrübeU
STİL MOBİLYALARIMIZ
DEKORASYON
Bahire 8
8? nıt( ♦____
İ2!nir mektubu
Ege bölgesinin mahsul durumu
AKŞAM
22 Ekim 1-949
Yeni bir şefkat yuvası
Darüşşafakaiılar için Reşit Saffet Atabineııin kurduğu talebe yurdu
Sinema tarihinin hârikalar dlzkindt saydığı büyük ntm Dâhi rejisör CECÎL B de MtLLE şeref kazandıran ewr ! Bugün LALE - ELHAMRA Sinemalarında
Türkçesi Orijinali
KORSANLAR
Tütün, kuru üzüm, pamuk ve incir satışları
İzmir (Akşam) — ötedenberi İzmlrln en güzel mevsimi sonbahardır. Bu mevsimde havalar hnlif serin geçer, yün fanllfi veya pardesü giymedi de İcap ettirme?.. Sonbahar: İzmir bölgesinde en uzun, fakat en güzel mevsimdir. Mamafih bir kere de yağmurlar başlanuya görsün. O vakit bazı seneler olduğu gibi fasıla vermeden yağırların iki ay kadar sürdüğü de olur.
Eğe bölgesinde uümmalı btc ziraat faaliyeti göze çarpmaktadır. Tarlalar ekime hazırlanmış, bunların bir kısmı da ekilmiştir. Tülün müstahsilleri, Batı* İçin hazırlıklarını kısmen tamamlamışlardır. Bu sene bazı rençperin tütün piyasasının ekim ayında açılmasını İstemesine rağmen çoğunluk: kasımda açılacak tütün piyasasının daha faydalı olacağı mütalâasın dad ir.
İzmirdeki tütün tüccarlarının, bilhassa yerli ürünler şirketile Tekel idaresinin depolarında geçen yıl mahsulünden hayli tütün mevcuttur. Buradaki söylentilere göre Tekel ldaresile yerli ürünler şirketi; ellerinde bulunan geçen yıl stoklarını Amerikalılara satmak ve yeni tütün piyasası açılınca da mühim miktarda tütün alabilmek için bir çare düşünmüşlerdir. Bunun için İzmirdeki Amerikan tütün kumpanyalarının alâkadar tem •UcllerUe görüşmeler yapıldığı, hattâ fiat hususunda da mutabık kalındığı hususunda söylentiler vardır. Gene bu söylentilere göre depolarda mevcut iyi kalite tütünlere bu sene kilo başına 4,5 lira gibi bir Hat beklenirken 3 - 3.5 lira fiat hususunda mutabık kalınmıştır. Bu vaziyet iyi karşılanmıştır.
Piyasanın ehemmiyetle ilgilendiği diğer bir haber de Ege
ı bölgesi kuru üzümlerine Ameri-kaillerin vermiş oldukları mü-bayaa fiallnln. şimdiki satış fl-atlerine nazaran yüzde 50 düşün olduğu keyfiyetidir. Fakat Batı Almanyaya İyi flütlerle üzüm satışları yapılacağı kuvvetle söyleniyor, Bu suretle üzüm satış ve ihracı işinde endişe e-dllecek bir durum olmadığı neticesine varılmak Ladır.
Pamuk sanşlan çok hararetlidir. Büyük sermaye sahipleri, bu senekl dünya pamuk rekoltesi karşısında, bilhassa güney Mısırda pamuk kurdunun mühim zararlara sebebiyet vermiş olması neticesi olarak bonodan mühim miktarda pamuk Batın almaktadırlar. Pamuk mahsulüne katılan paralar, mühim ye-kfinlera baliğ olmaktadır.
Geriye incir mahsulü kalmaktadır kİ. rekoltenin küçüklüğü karşısında bunu bir mesele addetmek lâzım geliyor.
Ege bölgesinin belli başlı mah stillerinin durumu şimdilik bu şekildedir. İleride de üzüm ve tütün mahsulü için endişe verici bir hal olmıyacağını ve olanı ıy:ı cağım bUhassa alâkadarların ağızlarından dinlemek insana inşirah veriyor.
Amerikada hastalar hakkında bir istatistik
Paris 20 (a_A.) — Birleşik Amerika uzmanı doktor Hûwatd Rusk dün Birleşik Amerlkada, vücutlarının bir azası noksan olan 750.000 kişi dahil 23.000.001) sakat bulunduğunu bildirmiştir. Doktoru a söylediğine göre. Birleşik Amerlkada: 10 milyon kişi kalbten, 7 milyon kişi damar sertleşmesinden muztarip-tir. 400.000 kişi de çocuk felci vardır. 400.000 kişi de akıl hastasıdır.
F™ «Kazanovanm Aşk maceraları) zaferinden sonra
SARAY ve İNCİ
Blnemalarr.Bu hafta
EAGLE LÎON NEW — YORK’uıı ikinci büyük filmi olan Dam^aOn D ©ki© ir (HOLLOV TRİUMPH)
Orijinal kopyasını büyük muvaffakiyetle göstermektedirler. Müthiş bir dram... Tesadüfün, aşk ve kumarın ci-nayate sürüklediği bir erkeğin iki yüzlü hayatı. İHBH Bugün cidden görülecek bir filmdir.
f ---------------------
Bugiin SÜMER Sinemasında
Bülbül Sesli DEANNA DURBİN
ve S âşıkı EDMOND CTBRİEN — DON TAYLOR ve JEFFREY LYNN tarafından çok güzel bir tarzda yaratılan BİR ÇİÇEK Uç BÖCEK
'For the Love of MARY)
Neşe, musiki, aşk. zarafet filmini mutlaka görünüz, ı Nefis vc ruhnüvaz şarkılar. İlâhi ve gaşyedlcl müzik
Darüşşafoka mezunlan arasında en ziyade muvaffak olup da akraba ve taallûkatının mali durumları müsait olmayan gençlerin yüksek tahsillerini sağlamak gayesiyle sayın Reşit Saffet Atabinen tarafından bir «Talebe yurdu, İnşası gibi hayırlı bir teşebbüse glrişlldiğini geçen yıl gazetelerde okumuş vc çok sevinmiştik, Darüşşafa-kayı idare eden Cemiyeti Ted-rislyenln bu senekl faaliyet ra-poriyle müjdelendlğine göre, talebe yurdunun geçen nisan sonunda tamamlandığı anlaşılıyor. Babası rahmetli Mustafa Saffet ve annesi rahmetli Fatma Sabihanın ruhlarını taziz maksadlyle sayın Reşit Saffet Atabinenln kurduğu bu şefkat yuvasının, memleket hayır sever zenginleri için de çok iyi bir örnek teşkil etmesi lâzım geldiğine burada ehemmiyetle işaret etmek İsterim.
43 yU gibi uzuıı bir müddet zarfında memleketin maarif bayatında mühim hizmetler gören DarüşşafakaniD değerli
vc nazik müdürü Vehbi Botunun delâletleriyle birkaç gün evvel ziyaret etmek fırsatını bulduğum «Atabinen Talebe Yurdu» mektebin bahçesinde İnşa edilmiştir. Da-rüşşafaka caddesine raslayan cephesi çok zarif olan bu binanın sahası saçaklariyle birlikte 360 metre kare tutmaktadır. 15 talebeyi barındıracak bir genişlikte olan yurt, bir katlı olup Türk mimari üslubunun bütün yenilik ve güzelliklerini İçinde toplamış bulunuyor. Yemek, kitaplık, okuma, oturma, yatak odaları, avlusu ve banyosu ilt bir de bodrum kısmını ihtiva eden binanın penceıelerine Vakıflar idi'esinin hediye ettiği klâsik Türk üslûbunda yapılmış demir parmaklklar konulmuştur. îçi İse. eski çeşme aynaları, çkıl panolar. Altın Bezer İsmail Hakkının nefis bir yazısı, meşhur ressam Ruhinin ve oğlunun çek kıymetli tabloları, Ataürkün, ve sayın tnör.ünün Reşit Saffete hediye etlikleri bez üzerine yapılmış resimleri gibi eserler ve diğer, birçok nadide eşyalar zevki okşayacak bir tarzda süslenmiştir Bilhassa, tesise ait ı-vrak. ve plânlar mu hafaza edilmek üzere yurdun kltaplığna konulan tarihî kasa bir şaheserdir.
Aynı zamanda, vurtla barınacak talebenin ihtiyaçlarına ait her çeşit levazım ve eşya da hazırlanmış ve yerli yerine konulmuştur.
Binanın İnşa masrafiyle beraber, İçindeki kıymetli ve lüzumlu eşyanın bu hamiyetli ve hayır sever zata elli bin liraya malolduğu anlaşılıyor. Çok zarif mimarî ve üslûpta inşası ve dahili teçhizatı tamamlanan yurdun plânları yüksek mimar Rıza, Fevki ve İmar mütehassısı mösyö Prostun muavini Harun Anjel tarafından büyük bir İtina İle tanzim edilmiştir.
Bugün Cemiyeti Tedrlsiye tarafından açılış töreni yapılma-
Atabinen Talebe Yurda
ancak, beş talebe kabul edilebilmiştir. Bu yıl mezunlarından alınan üç gençten Suat Seven Fen kolundan birincilikle çıkmış olup Teknik üniversiteye ve Edebiyat kolundan pek İyi derece İle çıkan Namık Ark un ve Nazm! Erdoğan adlarındaki diğer ikisi de Orman ve Dişçi yüksek mekteplerine devam edeceklerdir. Birinci olarak Fen kolundan çıktığını söylediğimiz genç hakkında verilen İzahata göre, hariçte himayesine sığınacağı akraba ve taallûkatı olmadığı İçin Atabinen Talebe Yurdu İmdadına yetişmemiş olsaydı zavallı gencin sokakta kalacağı ve tabiatlyle, Teknik üniversiteye devam imkânını bulamıyacağı anlaşılıyor kİ bu da. Reşit Saffet Atabinenln kurduğu bu aile ocağının büyük bLr ihtiyacı gideren ne kadar, lüzumlu ve faydalı bir tesis olduğunu ispat etmektedir.
Tesblt edilen tesis şartlan gereğnlce, talebe yurduna alınacak gençlerin dahilde ve hariçte tavır ve hareketleri ve çalışmaları sıkı bir murakabeye tabi tutulacaktır Bu suretle, yurdun himayesi aıtlnda yüksek tahsillerini tamamlamak vasıta ve imkânlarını bulacak gençler arasından; Daruşşafa-kanın 1678 dcnberl, yetiştirmiş olduğu Mehmet Emin, Salih Zeki, Haşan Ferit, Hüseyin Remzi, Mehmet İstet, Ahmet Avni, İsmail Safa, Ahmet Rasim ve Osman Nuri gibi müstesna kabiliyet ve zekâda birçok büyük ilim ve fen adamlarının yetişmesi de neden kabil olmasın?
Darüşşafakadakl tedrisatın : ciddiyeti ve elde edilen yüksek I randımanın belirtilmesi bakı- ■ mından, iftiharla şu mühim noktayı da kadedelim kİ. bu mektepten, çıkan geçen sene 44, ve bu sene 35 gencin çoğu mek- , tebl pek iyi derece Ue bitir- ( mlştir. Geçen senekl bitirme ve olgunluk imtihan başarı nis- I peti (% 86.6) ve bu seneki ba- ı şar nispeti de (% 96,4 )e kadar yükselmiştir. Bu yükse* başarıların her halde diğer liselere nazaran, birer rekor teşkil ettiği mübalâğasız olarak iddia edilebilir.
Cemiyeti Tedrlisyenln senelik faaliyet raporunda da . _ ehemmiyetle belirtildiği üzere sı karalaştınlan yurda şimdi- 1 sayın Reşit Saffet, dayısı rah- , İlk, ikisi geçen yıl ve üçü de bu metil Hüseyin Haslp Beyin ı yıl mezunlarından olmak üzere gösterdiği hayırlı yoldan gide-
rek Darüşşafoka çevresinde böyle her mânaslyle yepyeni bir tesis yapmakla yalnız ana ve babasının değil, Darüşşafa-kayı kuran büyük Türk hayır ve iyilik sevenlerinin de ruhlarını taziz etmiştir.
Darûşşafakaltlann büyük bir İhtiyacını karşılayan bu kıymetli şefkat yuvasını vücuda getirdiklerinden dolayı, eski bir Daruşşafakalı. sıf atiyle bu muhterem zatı candan tebrik etmeği bir kadirşinaslık borcu sayarım. Bu hususta b Darüşşafakalıların minnet şükran duygularına da te iniyle tercüman olduğumu söyleyebilirim.
Bir müddet evvel, Darüşşafa-kayı ziyaret eden sayın Başbakan Şemseddin Gûnaitay kendisinin de, bu mektepten yetişen insanlardan feyiz aldığını ve müspet ilimler aşkını burada tattığı İçin Darûşşafaka-ya candan bağlılığını açıklamak suretiyle bu ilim ve İrfan ocağının memleket çapındaki ehemmiyet ve değerini alenen belirtmek kadirşinaslığında bulunmuştu. Kendileri aynı zamanda, Daruşşafakayı İdare eden Cemiyeti Tedrisiyenln de fahri başkanı oldukları cihetle, meşguliyetleri müsaade ettiği takdirde, Darüşşafakaidar için kurulan bu yurdun açılış merasimine memnuniyetle iştirak edeceklerine şüphe yoktur.
Atabinen Talebe Yurdunun daimi masraflarına İlk mühim yardım olmak üzere, her sene 2500 lira vermeği taahhüt eden Millî Reasürans müessesesiyle, 15 talebe İçLn her sene birer kat elbiselik kumaş vermeği vadeden Süreyya Paşa Mensucat fabrikası müdürü Atıf İlmenin gösterdikleri teşekküre şayan yakın alâkayı ayrıca belirtmek isterim.
Hüsnü Sadık DURUKAL
1
BU AKŞAM
Şehzadebaşı
MELEK
«The Buceaneer-
PREDERtC MARCH — VKANCİSKA GAAL — AKİM hobmb TAMİROFFun buruk nfari
Buaun
Kadıköy © İP EZ İRÎ A Sinemasında
2 biiyük ve güzel ilim birden :
ÇILDIRTAN ŞÜPHE
(8USPENSE) »•
Cinayete kadar sürükleyen İhtiraslı bir aşkın çok heyecanlı hikâyesi
Baş Rollerde: Kayak Şampiyonu BELİTA BARRY SULL1-VAM — BONİTA GRANVÎLLE _ ALBERT DEKKER
2 _ KANUN HARİCÎ
(My Darllng Clenıen tkneı
Baş rollerde: HENRY FONDA — LİNDA DARNEL _
VtCTOR MATURE KVKMKl
Dünyanın en
Profesör CHABERNOT
(Tekmil kadrosu Ue birlikte) Diri diri yakılan kadın — Balta Ue Şeytanlar diyarı — Göaûkmeyen İnsanlar — Uçan adamla ve akıllara durgunluk verecek derecede sanat ve hüner lerle seyircilerinin hayret ve takdirlerini celbetmektedlr.
ATLAS
Sinemasında EVELYN KEYES
ve
DİCK POWELL’in yarattıkları muazzam bir aşk ve macera şaheseri Cinayet
SAATİ
Gangsterler yuvasına düşmüş bir gencin akıllara hayret verecek macerası.
»Bugün
İPEK
SİNEMASINDA
SARI
MENEKŞELER
RENKLİ
Baş rollerde güzeller güzeli
JUNE HAVER
Emsalsiz heyecanlarla müthiş maceralarla bir şaheser
SİNEMASINDA
Vahşi Arzular
Baş Rollerde:
KM STEVENS
Size zevkine doyamıyaca-ğınız 2 saat yaşatacaktır.
|m»l>«J B«t*dSyeM Şehir Tly«lr«u Bu saat 10 de
DRAM KISMI F A U S T Yazan: Goetbe Türkçe si: Seniha Bedri
GöknU
KOMEDİ KIS311
N E M O BANKASI Yazan : L. Vemeuü Türkçesi: Fehmi Bal taş, L.AY
Pazar günleri 15 de Maline
MUAMMER KARACA OPERETİ
Maksimde
Saat 20,30 da
j Matineler: Cumartesi pazar 15 te
200 hacı daha geldi
Dün İsveç ve Hollanda uçakları ile şehrimize 200 hacı gelmiştir.
GLENN FORD
JAN1S CARTNER BARRT SÜLLİVAN
RAKIM 185
■ . Aşk - Kin - İhtiras - Macera - Heyecan ve ihtişam Kılıçların Gölgesinde TYRONE POWER (RENKLİ) JEAN PETEK S (Captaln from Castile)
Created by free version of 2PDF
- 17 -
— iyice bak. Cepheden başka bir kadın, profilden başka bir kadın. Cepheden taze ve zarif bir şekil var, profilden ise İhtiyar kadına benziyor. Adrla da bunu farkedince güldü ve:
— Doğru, dedi. Fakat gene çirkin denemez. Slâv olduğunu zannediyorum. Her halde Fransız değil.
Kıs salata tabağım süpürdükten sonra, kocaman kanava çantasını açtı, içinden bir küçük defter, bir de kalem çıkararak acele bir şeyler not ettL Adrla:
— Zavallı kızcağız fakir olacak. dedi, adamakıllı bir çantası yok... Bahse girerim kİ bu akşam karnına o salatadan başka bir şey atmadı.
Ismarladıkları İlk tabak gelince Adrionm lçl gene bulanmağa başladı. Morlse:
— Nafüe, boğazımdan bir lokma geçmiyecek Şu kıza söyle, isterse benim yerime o yesin. t
Morls omuzlarını kaldırdı:
— Bana ne? Belki de bunu hakaret sayar.
Adrla düşündü: «Halindeki ihtiyarlık, gıdasızlıktan İleri geliyor...»
Kıza dönerek nezaketle:
— Affedersiniz, matmazel dedi, hiç İştahım yok. İsterseniz siz buyurun.
Kızın yanakları hafifçe kızardı. Evvelâ tabaktaki yemeğe, sonra gözlerini kaldırarak Adriaya baktı. Bakışı sert ve hasm ane İdi.
— Teşekkür ederim. Cidden benim de İştahım yok. Bir sigara verirseniz memnuniyetle kabul ederim.
Morls ayağa kalktı, sigarayı uzattı ve yaktı.
— Siz Parisli değil misiniz?
— PolonyalIyım,
Sigaradan bir yudum çekti, sonra biraz öksürdü, eşarpını boynuna doladı.
Adrla:
— Ne zamandanberl Paris tealnlz? diye sordu.
Kız gene o müstehzi gülü-şlyle Adriaya baktı ve:
— Harb içinde Varşovadan kaçtım. Ailemle beraber kaçtığım zaman sekiz kişi idik Muhacir çocukları taşıyan trenle yalnız ben Parlse gelebildim.
ISotın alınmış kalb
YAZAN'llOMÂ PEVERELLhÇVİWENNA2IH PfgSAAl,
çok İyi günler gördüm, geçirdim. Fakat bu melûn şehirde birçok Fransızlar gibi ben de çok ıstırap çektim.
Adrla:
— Peki Ötekiler ne oldu? dİ-, ye sordu.
Kız içini çekerek:
— Bilen varmı kİ? Belki hepsi öldü. Belki de günün birinde rasgeleceğiz. — ve ilâve elti — belki de birbirimizi tanı-yamıyacağız. Kaçtığım zaman küçücük bir çocuktum. Annemi bile hayal meyal hatırlıyorum.
Acı acı güldü, yüzü derhal bir çocuk yüzü gibi oldu, gözleri sevimli ve neşeli bir hal aldı.
Morla susmuştu.. Belki de daha mahmurluğu üzerinden gitmemişti. O da isteksiz yemek yiyordu. Bir an: ,
— Anlıyamadığım bir şey varsa, dedi, insan, şimdi Patiste sanat sahasında nasıl, bir mevki sahibi olmağa muvaffak olabilir? Burada birçok maestrolar, sanatkârlar, kumpanyalar var. Ne yapmalı? Nereden başlamalı? Kimi tanımalı? Kimi aramalı?
PolonyalI kız:
— Vaziyete bağlıdır, dedi, tanımak için bîr kimseyi aramağa lüzum yok. çünkü bulunacak kimse bir işe yaramaz. Yapılacak şey cereyanına karşı mak, çarhın İçine atılmaktır. O zaman İnsan kıymetli kimselerle tanışır. Buraya çok defalar artistler gelir. Tâ şu köşede oturan adam bir muharrirdir. Ne yazmıştır, ne telif etmiştir bilen yok, fakat gözdedir. Yanı başımızdaki öteki
lokantada da birçok artistler bulunur. Fakat siz hep böyle annenizle dolaşırsanız, hakiki muhitleri tanıyamazsınız.
utancından Adli anın kalbine bir yumruk vurulmuş gibi bütün kanı yüzüne hücum etti. «Annesi ile.» Evet, bugün yorgun halsiz. Kırkından fazla görünüyor. Annesi.
Muris gülerek:
—Karımdır, dedi.
Kız döndü, Adriaya dikkatle baktı:
— Affedersiniz bayan. Yüzünüze bakmamıştım bile. Baı>a karşı çok nazik davrandınız. Halbuki zevceler, ekseriya ras geldikleri kızlara nazik davranmazlar da...
Adrlanın kalbi hızlı hızlı vuruyor, söyliyecek bir kelime bulamıyordu.
Kız devam etti.;
— Kanmz olması daha fena. Kan Ue ve para üe muhitlerimiz arasında dolaşmak! Her zaman aramızda bir yabancı gibi kalırsınız.
Adrla, mendiUnl ağzına götürdü. Birdenbire dudaklarına acı bir salyanın geldiğini hissetmişti. «Morls şu kadını fazla soy 1 etmese bari, içimi bulandırıyor.»
Morls, hiç bir şeyin farkında değil, muttasıl soruyordu:
— Siz ne ile meşgulsünüz matmazel?
Matmazel...
— İsmim Ariane dedi ve lokantacı kadına dönerek: Yarın sabah veya gelirsem bu akşam öderim.
Sonra dönerek Morlsle AdrLayı selâmladı:
— Bonjur, teşekkür ederim. Affedersiniz ayrılmağa mecburum.
Gitti. Bir lâhza kapının önünde durdu, üstüne bir çekidüzen verdi. Sonra çıktı
Lokantacı kadın odasına dönmüştü. Başını salladı:
— On beş gündür hep bu
martavaUan tekrarlayıp duruyor.
Adrla:
— Ne yapsın, fakir, dedi.
Daha birçok şeyler söylemek isledi. Lokantacı kadın meydan bırakmadı:
— On yedi, en fazla on sekiz yaşında. Daha çocuk sayılır Bir çok senelerdenberi hayat ite mücadelede. Ne yapalım? Biraz da merhamet lâzım. Diğer binlerce kızlar gibi bu da çalışabilirdi, Fakat böyleleri çalışmasını bilmezler. Varşovadaki vll-lâlannı tarif ederken hakikati söylediğine İnanıyorum. Fakat şimdi açlıktan nefesi kokan zavallı bir kızcağız.
Mor is. takan tacı karlının uzattığı ikinci tabağı reddederek:
— Ben, dedi, haline gıpta e-dlyorum.
Adrla yüzüne baktı. Müsteh-zlyane:
— Sahi mİ? dedi.
Morls şiddetle cevap verdi:
— Elbette sahi Sana acayip görünüyor, fakat böyle: Ona gıpta ediyorum,
(Aarkasi var}
t
■TV '/
Güvenlik konseyinde
1891 yılında İstanbul
Son seçim hakkında tefsirler
Et yemiyen ailenin sofrasında gördüklerim
Madan y* - Bursa demiryolunun acıhş mera-ktü münosebe-Vyle İstanbul ve Buvsaya gelen Fransız »uharrirlerinden H-paro gazetesinden EMlie Berr. bu seyahatin lntlbalarıru (İstanbul seyahati' baştiti altınca neşre tmiştir.
Muharrir eserinde şehrin muhtelif semtlerin!. İstanbıtida çarpısın Fransz - Alman nüfusunu. Beyoğluaun kozmopolit manzarasını canlı bir üslûpla belir «nettedir.
Fransız gazeteci İstanbuiu üç büyük kasımdan mürekkep saymakta. İstanbul tarafında yalnız şarkı bulmakta, Gaiata-da Avrupaya raslamakta. fakat BeyoğJunda artık bir dereceye kadar Fransa kokusu duymaktadır. Kendisi diyor kİ; Beyoğ-imuiji sokaklar Fransız şehirleri sokakları tarzında dükkân ve1 ma-aza levhaları Fransızca, erkek ve kadın elbiseleri Fransa modasına uygundur Lâkin burada Fransız şehirlerinden daha lâtif olan şey şapkalılar arasında feslilerin, fistanlılar arasında feracelilerin dolaşmakta, olmalarıdır.
Bu kalabalık arasında sivri burunlu, zayii köpeklerin başı boş gezintileri de insana şarkta olduğunu hatırlatıyor.
Bey oğlunda büyük ve kagir binalar vardır. Bunların en güzellerinden birisi Galatasaray mektebidir. Bu mektebin tedrisat usullerinde Fransızca esas aünnııştır. Mektebin İkinci müdürlüğünü de bir Fransız yapmaktadır.
Mektepte, Osmanlı İmparatorluğunun muhtelif yerlerinden gelen talebeden başka Yu-nanist andan da senede biT kaç yüz talebe gelip tahsil etmektedir. Bu gençler bizim lisanımızı ve edebiyatımızı öğreniyorlar.
Mektep yarı resmi sıfatı da haizdir. Ayda iki bin altın lira tutan masrafının yarısı Padişah tarafından ödenmektedir.
Beyoğlu kibarlarının devam ettikleri meşhur mesire yeri Te-pebası bahçesidir. ■ Akşamlan alafranga saat altıda bahçe pek kalabalık oluyor. Ağaçlar altında küçücük yuvarlak mermer ma-aiar vardır. Ortada musikî çalmağa mahsus köçkümsu bir yer mevcuttur.
Bizim bahçeye gittiğimiz gün orada Macar çingeneleri çalgı çalıyorlardı. Garsonlar da Pa-risteki mesirelerde ikram olunan reylerden başka yılan gibi marpvçîu nargileler de getiriyorlardı.
Eahçcdeki içecek şeyler aarar-nzdır. Hele kahvesi pek iyidir. Doğrusu burada sima ve şekil değişikliklerini seyretmek zevkli oluyor.
Bahçede bir kaç İngiliz vardı Fakat bilhassa kendi lisanlarıyla gürültülü bir halde konuşan Almanlar nazar t dikkati çekiyordu. Asıl şarklılar pek süslü idiler. Yakınımızda bir masada oturan bir Dağıstanlı başına büyük bir sarık armış, uzun «tirsinin üstüne gümüş bir kemer takmış ve gümüş kamasını da kemerine yerleştirmişti.
Bir ara üstü başı beynelmilel bir meşher halinde her yerin modasnı taşıyan genç bir kadın girdi ve bir ma-^aya yalnız başına oturdu.
Biri buraya getiren rehberimiz bir aralık kulağıma eğilerek yavaşça bu kadının serbes bir Ermeni kadını olduğunu söyledi.
Bey oğlunda en ziyade sarfo-lunan içki sakjz.li rakı yani maşukadır Bu içki bembeyaz ve gayet berraktır. Bunu şarap kadehleriyle ve su karıştırarak İçiyorlar.
İstanbul un hususiyetlerinden birini de köprüleri teşkil ediyor. Gelen geçenleri seyretmek üzere bir sabah vakti yeni köprünün başında durmak bir ömürdür. Köprü tahtadan ve müteharriktir. Yirmi dört saatte bir Halice girip çıkan vapurlara açılır. Bu açılıp kapanan kısımda fevkalâde biiyük menteşelerle mafsallar vardır.
Bazı saatlerde yaya yürüyenler, arabalar, atlılar bu köprüden geçerken gok gürlemesini Andıracak akilde gürültüler koparıyorlar, o vakit bir arabada yan yana giden İki adam büe birbirlerinin sesini duyamazlar.
Istan bul un berrak mavi se-
ması altında akıp giden kala balık içinde üniformalı, sivil, Türk, Arap, frenk birçok kıyafetlere ve çehrelere tesadüf olunuyor.
Köprülerin iki başında beyaz uzun elbiseler giyip yohı tutan adamlar vardır. Bunlar geçenlerden onar para müruriye alırlar.
Galata, Istan bul un bir ticaret merkezidir. Burada türlü lisanlarla konuşan İş adamlarına faşlarsınız. Rıhtımda kahveleri. gazinoları vardır. Temiz bazı lokantalara ve mağazalara raslanır.
Gala t ad a karakol karşısında İstanbul boğazına muvazi olarak uzanan sokakta t Ekonomisi isimli meşhut bir meyhane bulunmaktadır.
Bu meyhane, kum dökülmüş zeminiyle, akaju ağacından yapılmış takımlariyie insana kırk elli sene evvelki Paris meyhanelerini hatırlatmaktadır.
Ekor.öDiosun mutfağı Avrupa usul ündedir, üsta bir aşçısı vardır. Ekonomo-sun kendine mahsus yemekleri arasında enginar kızar iması pek meşhurdur. An a dol uda yetişen ve dünyanın hiç bir yerinde bu derece güzeline raslanmıyan enginarları Istanbulda çok İyi pişiriyorlar.
Ekonomosta birkaç defa bu güzel yemeği yedim. Burada Türk kahvesiyle kokulu Girit sigarası içmek pek zevkli oluyor.
tstanbulda bulunduğum müddetçe İstanbulda yavaş yavaş
bizim yerimizi almaya başlayan Alman nüfuzunun sebepleriyle meşgul oldum. Ve birçok Türklerle bu meseleyi konuştum. Bir çoğu ben bundan bahsettikçe hoş bir tebessümle omuzlarını kaldırıp siz henüz bizi anlamamışsınız, dediler.
Fransayı İyi tanıyan bir Türk zabiti İse bana şunları anlattı:
Siz artık memleketimizde eski ehemmiyet ve haysiyetiniz kalmadığından şikâyet ediyorsunuz. Fakat bunun asıl kabahati kimdedir.
1870 muharebesinden sonra biz sizi aradık. Halbuki siz sanki birdenbire erimiş ortadan kaybolmuştunuz. Biz bu harb-den sonra da sizden birçok heyetleri kullanmakta devam ettik. Hattâ sanayi ve fennin ner şubesinde Fransıalardan İstifade etmek arzusunda bulunduk. Bu kararımıza karşı bazı sefaretlerin şikâyetlerini de dinlemedik. Siz o vakitler Yunanis-tania alâkadar oluyor, donanmanızın ziyaretlerini yalnız Pireye inhisar ettirmiş bulunuyordunuz.
Fransa on senelik bir zaman-danberi kendisinin eski hal ve mevkiini muhafazaya ehliyetti bulunduğunu İspat edemedi. Siz kendi kendinizi sildiniz ve başkaları çabucak sizin yerinizi tuttular.
İstanbuldaki beş bin Fransız tebaası bugün bin iki yüze inmiştir, Almanlar yirmi sene içinde burada mütemadiyen çoğaldılar. Ticaret, sanat ve sarraflık muamelelerine giriştiler.
İstanbulda halkla, siyaset a-damlarile görüşmeler yaparak ve şehri semt semt dolaşarak, m isaf irse ve n Türkîerln a-fasında güzel günle geçirdim.
Washlngton 21 (Ap) — Birleşik Amerika Düşleri Bakanlığına mensup olan çevreler. Yu-goslavyanuı Güvenlik Konseyi ne seçilmesi keyfiyetinin. Mareşal Tito’ya, Kremlin ile yapmakta olduğu mücadele sahasında faydalar temin edeceği kanaaündedlrler.
Yugoslavyanın seçilmesini te mln eden Amerikan desteği, bu neticenin elde edilmesi İçin soğuk kanlılıkla hesap edilmişti. Bu destekleme keyfiyeti. Birleşik Amerikanın. Tlto'yu Kremlin karşısında hayatta tutmak ve Yugoslavyanın Rusya muvacehesinde istiklâline sahip tutmak İçin yaptığı seri halindeki gayretlerin son tedbirini teşkil etmektedir.
Dışişleri Bakanı Dean Ache-son. Bakanlığın. Yunan çeteci- i lerinden 11500 kadar askerin hâlen Bulgaristan ve Roman-yada tahşlt edildiğine dair deliller elde ettiğini açıklamıştır.
Acheson’un bazı müşavirleri de, Moskovanın, Tito’nun aldığı vaziyetten ümitsizliğe düşerek, yakın bir zamanda Yugoslav-yada fiilen çete harbine başlatacakları kanaatini İ2har etmektedirler.
Amerikan resmi şahsiyetleri. Viçlnskl'nln, Rusyanın Birleşmiş Milletlerden ayrılabileceği hissini yaratın ıy a çalışmasına rağmen böyle bir harekete ihtimal vermemektedirler.
Düne kadar Amerikanın Yu-goslavyayı desteklemesi basit ve hafif bir surette vuku buluyordu. Dün. genel kurulda. Rus yaya doğrudan doğruya taarruz olunmuş ve Rusyanın kendi sahasında. yani soğuk harb sahasında, Batıkların ilk defa olarak neye kadir olduklarını göstermeleri fırsatı elde edilmiştir.
Tereyağı, süt, yoğurt, şeker çikolata, yumurta, pirzola ve köfte bilmiyen gürbüz çocuk..
Bugünkü futbolun vaziyeti hakkında bazı düşünceler
Altın kaçakçılığı
(Baş tarafı 3 üncü sahifede) futbol antremanlarında çekilen sütleri elleri arasında öldürmeğe uğraşması lâzımdır. Sam im e gelince, geçen sene mevsim sonunda ve bu sene de iki maçına gördüğüm bu gencin hiç gösterişi olmamasına rağmen çok kuvvetli refleksi vardır. Takımına çok faydalı olmakladır Hareketlerine bir ahenk verebilirse seyircilere daha çok Iti-mad verebilir.
Hücum hattında ve müdafaa mevkilerinde oynayan ve son iki maçta muvaffak olan futbolculara göz gezdirirsek aded-lerknln çok fazla olmadığım görürüz. Bunların İçinde Ga-latasarayın emektar Gündüzü İle Vefanın Galibi çok 4yi formdadırlar. Gündüzün futbol bilgisi ne kadar çoksa bu sene o derecede de enerjik oynamaktadır. Fakat gönül öyle
İster kİ, Gündüzün ener-' j isini daimî muhafaza
edebilmesini İçin her maçta! yalnız ondan medet ummayıp onun futbol bilgisinden istifa-] de edebilmektir. Galatasaray forveti İyi tertip edildiği takdirde Gündüzün formu bu sene de rahat rahat devam edebilir. Vefanın orta hafi Galip ise her senek! gibi enerjik ve bilgili maç çıkarmaktadır.
Beşik taşın forvetinde gözüme çarpan titi futbolcu yani Bü-lend ve Fahrettin gördüğüm her iki maçta da çok muvaffak olmuştur. Bölendin kendisine has meziyetlerini şöylece hülâsa edebiliriz. Bünyesi sağlam, futbolu kavramış, yerinde ve faydalı deplasman yapıyor. Bilhassa yarım metre murabbaı kadar bir yerde şüt pozisyonuna girmesi ve hız almadan şüt atması neticesinde yaptığı goller halk tarafından zevkle seyrediliyor. Bu mevsim yapılacak maçlarda yalnız topla oynar, karşı tarat oyuncularlyle meşgul olmazsa daha çok güzel gollerini seyredeceğimizi sanıyorum.
Bu sene Beşiktaş?, giren Fah-reddlni he takımına İntibak etmiş ülerak görmekteyiz. Bilhassa bütün maçta geri ileri çalışması ve İcabında gayet güzel deplasman yapması ve yalnız topla meşgul olması bu gencin büyük meziyetleridir. Emniyet maçında Şükrü İle
yıktığı deplasman neticesinde Bölende attırdığı gol fevkalâde idi. Çalışması böyle devam ederse daha çok güzel maçlarını görebiliriz.
Fbnerb ahçen in lig maçları başlamadan evvel yaptığı maçlarda ve lig maçında çok muvaffak olan ve her maçta iyi bir oyun oynayan Lefter her senc-kl gibi bu sene de çok iyi bir formdadır. Her pozisyonda şiit atabilmekte bilhassa hasım oyuncusundan. — tereyuğdan kıl çeker gibi — sıyrılmaktadır. Günün birinde esrarlı çalımlarını terke der. biraz feragati nefis gösterirse takımına daha çok faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Bu mevsim birine! ligi teşkil eden futbol takunlaruun hem cemi oyunların ve hem de ferdi kıymetleri hakkındakl düşüncelerimizi boy le aç ıkla d ık t*ı □ sonra diyebiliriz ki: Bu sene de ferdi kabiliyet ve cemi oyun bakımından evvelki senelere nispetle değişmiş birşey yoktur, cemi oyunumuz gayet basit. Futbol seviyemizde bir inkişaf görülmemektedir. Futbolumuzun yükselmesi için îngiltcrede ve futbol seviyesi ileri memleketlerde olduğu gibi zamanla İlerleyen futbol zihniyetine uymak ve o prensipleri model alarak çalışmak lâzımdır. Bundan başka futbol tekniğine vâkıf ileri görüşlü idarecilere ve bu meyanda bilgili hakemlere ihtiyacımız vardır.
Yazımızı bitirmeden diyebiliriz ki, futbolumuzun yükselmesinde hakemlerimizin de çok mühim rolü vardır. Bir hakem idare ettiği maçta kaseti hareketlere müsamaha etmez ve sahada otorite kurmağa muvaffak olursa oyunun kalitesi kendiliğinden yükselir. Futbolcu hakeme Itlmad eder ve maç esnasında tekmeden kurtulmak' İçin nefsini müdafaaya çalışmazsa futbolu daha iyi oynar. Yalnız şunu da kaydedeyim ki, kulüp idarecileri futbolcularına daJma İyi öğütler vererek hakemlere yardımcı olmalıdırlar. Bu suretle onların İşlerini kolaylaştırmış olurlar. Bütün bunlar gayet basit ve kolay tedbirlerdir Yeter kİ bu İşlerle uğraşan arkadaşlar* iyinlyet sahibi olsunlar I
Necdet ERDEM
Merkezin Isviçre*de olduğu anlaşıldı
Londra 21 tNafen) — Dünyada en büyük altın kaçakçılık merkezinin İsviçrede bulunduğu zannedilmektedir Geçen hafta Beme’de bir toplantı yapan bir çok milletlerin polis temsilcileri bu mesele İle meşgul olmaya karar vermişlerdir. Şimdi İngiliz. Fransız. İsviçre, Holanda ve Belçika polisinin müştereken çalıştıkları ve bu muazzam kaçakçılık şebekesini ortaya çıkarmak İçin plânlar hazırladıkları bildirilmektedir.
Zannedildiğine göre, bu altın kaçakçıları şebekesi hava yollarında çalışmakta olan pilotlardan da istifade etmekledirler. Bunların Amsterdam'da bir hava alanını transit olarak kul landıklan da tesblt edilmiştir. Yalnız kati deliller ele geçirilmediğinden şiddetli bîr hareke te geçilememiştir.
Diğer taral tan bu şebekenin 8 husus! hava alanına sahip olduğu ve muazzam bir sermaye ile çalıştığı da öğrenilmiştir. Bu kaçakçıların çoğunun diplomatik pasaportlar kullandıkları da anlaşılmıştır.
Muazzam bir polis şebekesi şimdi bu altın kaçakçılarını ya kalamak için harekete geçmiş bulunmaktadır.
Belirtildiğine göre, şimdiye kadar altın kaçakçılığı üzerinde bu kadar geniş çapta çalışmış bir şebekeye raslanmamıştır. Bunlar gayet geniş bir teşkilâta sahip oldukları ve birçok memleketlerde şubeleri ve a-j anlan bulunduğu anlaşılmıştır. Son olarak Amsterdam'daki hava alanından gelen bir haber üzerine harekete geçen Fransız polisi Bourget hava alanında büyük miktarda altın bulmuştur.
Onlan «et yemiyen aüe» diye vasıflandırıyorum. I*] çünkü Mcdlh Adam ve refikası Zenta, dört yaşındaki kızlan Dünya'yı da kendileri gibi yetiştiriyorlar. Minimini Dünya, etten nefret ediyor, kasap dükkânlarında çengellere ar ilmiş ko-yunları gördükçe üzülüyor ve annesinin Kulağına eğilerek; • Yazık değil mİ bunlara? Neden kesmişler bu zavallı ko-yunlan?» demekten kendini menedemiyor!
Küçük Dünya, bugüne kadar gördüğüm o yaştaki güzel çocukların en güzelidir diyebilirim. Dalgalı ipek gibi saçlar, düzgün bir cilt, pembe pembe yanaklar, kıp kırmızı, dudaklar, iri ve pırıl pırıl gözlerile bütün bakışları kendi üstüne çevirtiyor..,
Babasj da. annesi de Dünyanın bu derece güzel ve sıhhatli olmasında, tatbik ettikleri gıda rejiminin büyüle bir rolü olduğunu söylüyorlar. Annesi Zenta ilâve ediyor:
•— Bu çocuk, diyor, sıcak oda bilmez... Yavrumuz da bizim gibi en şiddetti soğuklarda bile üstünde İncecik bir örtü İle yatar, tereyağı, yumurta, yoğurt, süt, biskül, şelcer, çikolata. pirzola, cızbız köfte, haşlama et, et suyu, börek de bilmez ...Yazlan ve kışlan bizimle beraber denize girer, sokağa da tıklım tıklım elbiseler içinde değil, İnce bir bluz ve omuzdan atkılı bir etekle çıkar.» Sofrada gördüklerim
Sevimli minimini Dünya, kenarda elma yemekle meşgul... Ben de biraz sonra B. Medih in reflkosile birlikte oturacağı sofrayı tetkik ediyorum. Ortada büyük bir kayık tabak lçln-
[•] — Bu hayata nasıl atıldıklarını 24 10 949 tarihti Ak-şam’da anlatmıştım.
Dört yaşındaki Dünya, hah: de salata, kenarda da İki dilim ekmek duruyor.
— Yemeğiniz bundan İbaret mi? dedim.
«— Evet! dediler. Bundan ibaret!.. Gözünüz tutmadı de-
Cemaleddın BİLDİK
ğil mİ?»
Hem de hiç tutmadığını söy-llyerçk sordum:
— Bununla doyulur mu?
«— Fakat üstüne meyva da alacağız...
B. Mcdlh, kayık tabaktaki
.sı Medih Adam'in kucağında salatayı bir hindi dolmasından da üstün gördüğünü söyliyerek anlatmaca başladı:
(— Bu yemeğimiz yeşil salata, doğranmış patlıcan ve domates. rendeleıımiş patates ve havuç He yapılmıştır. Hepsi de çiğdir. Sadece üstüne bo! limon suyu gezdirilmiştir.»
— Haşlanmış da mı yemezsiniz?
«— Ara sıra suda ve buğuda haşlanmışını da yaparız, Fakat çiğ yemeğe daha çok itibar e-dertz.»
— Anormal bir hAjmt: dedim.
{Arkası 7 uci sahifede)
I^İİSUSARSAN KABAHATLİSİNİ
l^MyyF?wANıADASALVİ*C£WgfflsNAZIM PEgSAN-EESIACAVHANJ
* HEYECANLI AŞK YE MACEGA RON,AN ! A ~
(ENİ YAYINA
İSTKBOfUM FETHİ
(.Sayın Feridun Dlrlmlvkln taralından İMtenbul 'in fethi adiyle yeni bir ever ne^reddınlvUr Vesikalara ve sathım eaulora dayanılarak yarılan 'bu eserde İstanbulutl dördtlneü mu-haı .-ırfid, Türk - Bteans lıarbl. İntan-bul surları ve kapıları. Türk ordusunun İstanbul Özerine yÜrVyOjU. muhasaranın Uç devri, umumi hUeum v« gelire giriş hakkında esaıiı ma İtimat vardır.
Esere tarihi re» İmler ve krokiler de lllve ed.lmlyUr- Karılarımıza Uvel ya «lora.
Created by free version of 2PDF
22 Ekim 1949
Slthlte 0
AKSAM
KEK AKŞAM IIIR HİKAYE
Güneşin ışıkları inik tül per-delerin arasından sızarak Edilin karyolası üzerine düştü. Hasta kızın gözleri birdenbire kamaştı, Edlt, o kadar yorgun ve bitaplı ki. gözleri kapanıyor, fakat
veremli /»zj flünijada
Bununla beraber bu yeis ve hicran demleri arasında kalbi aşkın heyecanı ile hızlı balı çarpıyor. O zamanlar ağlamağa başlıyor, kollarmı imdat latU yormuş gibi hastabakıcıya uza'
NELER VAR !
İSTANBUL RADYOSU
Mahkeme Koridorlarında
ölümden korktuğu İçin kapamak istemiyordu. Çünkü uyursa bir daha uyanmıyacağıiM sanıyordu. Bu sebepten dolayı, uyku İle, uyanıklık arasında bu vaziyette bulunuyordu.
şimdi, gözleri yarı kapalı rüya görüyordu. Gök yüzü masmavi. berrak ve bulutsuz. Hatif ve serin bir rüzgâr esiyor.
Hanri, kumsalda uzanmış Editln ülserine eğilerek derili bir şefkat ve sevgi İle kendisine bakıyor. İki sevdalı kucaklaşıp susuyorlar. Ruhları kaynaşmış ve birleşmiş olarak fevkalbeşer saadet içinde yüzüyor. Kopuklu dalgalar, ayaklarına kadar gelerek kendilerine ninniler söylüyor. Güneşin altın ışıkları bu sevdalı çifti kucaklıyor.
şimdi Edlt rüyasında koruda bir akşam Hanrlyi yanında yürürken görüyor. Bülbüller şakıyorlar. Onlar ise gözleri heyecan ve tahassüsten yaşlarla dolu olarak sessiz sedasız bu nağmeleri dinliyorlar.
Şafak sökerken bülbüller susuyor ve uzaktan horozların kukurikoları aksediyor. Ayrılacakları İçin kalbini derin bir hüzün ve melal bürüyor.
Hanri eğilerek, genç, kızın kulağına fısıldıyor:
— Beni seviyorsan bizi hiç bir kuvvet ayıramaz. Söyle bana Edit, beni seviyor musun? Söyle tekrar gelecek misin?
— Evet geleceğim şekerimi Şimdilik Allahaısmarladık Han-riciğlm.
Genç kız, bu sözleri söyledikten sonra mesut ve bahtiyar olacağının sevinci içinde uzaklaşıp gidiyor, kalbinde sakladığı derin aşkı kaçırmak istemiyormuş gibi ellerini göğsüne bastırıyor.
Odanın içinde işitilen hafif gürültü, gene kızı bu tatlı rüyasından uyandırıp, kendisine bakan hastabakıcı rahibe, elinden teşbihini düşürmüştü.
Edit, hülya âleminden acı hakikate avdet edince tüyleri ürpertil, sessiz, sedasız ağlamağa başladı. Hastabakıcı, yanına giderek ellerile alnını ve başını okşuyor.
Bu temas, kendisini korkuttu. Evet, Edit. ağır hastadır, vereme tutulmuştur, belki de
ııyor ve kalbinden taşan hisleri ona anlatıyor.
Ah. Hanrinin kolunda, ormanlar arasında bir dahakoşa-bilse, ve tabiatln güzelliğini doya doya tatsa ne iyi olacaktı.
Etrafını gülçükle gören zayıflamış gözleri önünde yıkılan saadetinin enkazı canlanıyor. Hanri, hiç olmazsa bir mektupla niçin hatırını sormuyor?
Aradan uzun aylar geçti. Hayat şimdi ona unutulmuş bir şey, eski bir masal gibi geliyor. Caddelerden odasına kadar gelen hayat ve faaliyet gürültüsü uyuşmuş ruhunda hiç bir akis uyandırmıyor.
Edlt, birdenbire karyolasının yanında bir takını konuşmalar duydu. Gözlerini açınca karyolasının etrafında ebeveyni Ue doktorları gördü. Ne istedikle-j rlnl anlamıyarak gözlerini tek-j rar kapadı.
Gözleri müphem bir rüya görüyor, fakat görünmez bir elin de boğazını sıktığını hissediyor. O zaman gezlerini örten hafif bir sis perdesi arkasından Hanrinin gelip yanma oturduğunu, ormanda kol kola gezindiklerini sevgilisinin kulağına tatlı aşk sözleri fısıldadığını görür gibi oluyor...
Rahip, insafsız verem hastalığının neticesi altında can çekişen Edilin yanı başında dualar okuyor. Fakat Edlt. û leski tatlı rüyayı görmeğe devam ediyor. Ormanda bülbüller ölüyorlar. Kendlsile Hanri, yanyana durarak sessiz, sedasız bu aşk nağmelerini dinliyorlar. sonra dudakları birleşl-yor.
Babası, hafif sesle duasını okurken veremli kız, tatlı rüyasının sona erdiğini görüyor:
Şafak söktü. Bülbüller sustu. Uzaktan horozların ötüşleri duyuluyor. Birbirinden ayrılacakları için kalbleri sonsuk bir melal ite dolu! Fakat mademki sevişiyorlar, onları hiç bîr kuvvet ayıramaz.
— Tekrar gelecek misin Edlt?
— Evet sevgilim yine geleceğim. şimdilik Allahaısmarladık Hanriclğim.
Edltin bu tatlı rüyası, bu tatlı tehayyülât arasında ebediyen sona erdi.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Çlektrik süpürgesi
Elektrik cereyanı ile iş görüyor zannetmeyiniz. Tıpkı âdi süpürge gibi kullanılıyor. Telleri Electrene denilen hususi bir plâstik maddedendir. Bir yere sürülünce elektriklenmekte ve böylece en ufak tozları bile çekmektedir.
Kocaman bir turp
bu ıstırap yatağından hiç kal-kanuyacak. Hastalığı vahim olduğu için arkadaşları, kendisini görmeğe gelemiyorlar. Çünkü doktorlar ziyaretleri menet-m islerdir.
Fakat Editi en çok üzen ve sonsuz bir ümitsizliğe düşüren şey, Hanrinin gösterdiği kayıtsızlıktır. Kendisine gönderdiği mektuplar, yavaş yavaş seyrekleşti. Hastalığı patlak verdikten sonra da mektup göndermez oldu. Edit, yeisin verdiği hüsranın tesirile insanlardan nefret etmeğe başladı
Kendisi de anlıyor ki öteki İnsanlara hiç benzemiyor. An-nesile babasının gösterdikleri İtina ve ihtimam, kendisine dokunuyor. İstiyor ki. ukaza» diye tavsif ettiği bu hastalığı ile kimse meşgul ve alâkadar olmasın,
------------------------------
Bir Aşk Gecesi
Yazan: Karen Bramson Tercüme eden: Vâ - Nû
Tefrika No. 6 ___t
Gözlerini yumdu ve gülümsedi. Tatlı bir hararet gibi, vücudundan sevinç dalgaları çıkıyor. Her şeye rağmen, şimdi aşk gecesine kavuşacak.
— II —
Saat on bir.
Antolnette, hizmetkârların 0-dalarına çekildiklerini duymuştu. Villanın içinde şimdi artık hiç gürültü yok. Salondaki ışığı söndürdü, perdeleri kapattı, sessizce, pencereyi açtı.
İlkbahar havası pek tatlıydı. Güzel bir mehtap, gökyüzünde ışıldıyor.
Bahçeye uzun uzun baktı. Mehtaplı bu havada duvarın beyazlığı He tenakus ederek, taflanlar pek koyu renkte görünüyor, Lâkin, her şey sakini Parsın uzaktan ıızaga homurtusu, hayali bir gürültü İmiş gibi Neullly avlusunun avönösü-
nün bu sakin muhitine çarpıyor.
Antolnette, bu tatlı havayı, heyecan içinde, ciğerlerine çekiyor. Kalbi hızlı hızlı çarpıyor. Ah. bari lam zamanında gelse...
Bir otomobil geçti, Acaba o mu? Hayır. Araba durmadı.
Oenç kadın, heyecanla titriyordu. Bekleyişi, onu hasta *-diyordu.
Bir otomobil daha... Duracak mı acaba?
Evet. Gelen de o.
Bir an sonra, bir erkek, bahçe kapısından kaydı. Bir kaç saniye orada durdu. Duvar kenarında tereddüt ediyor gibiydi. Sonra, aheste adımlarla çim lerin üstünden geçti. Taşlarda gürültü etmekten kaçınmış o-lacak.
Antolnette pencereyi kapatıp. ayıüûannın ucuna basarak-
Çocuğun boyuna varan bu turp 15 kilo ağırlığındadır. İtal-yada yetiştirilmiştir. Yakın bir istikbalde turplar böyle büyük mü olacak?
tan hol’e gitti. Mümkün olduğu kadar pıtırtı etmemeğe çalışarak, kapıyı açtı. Sonra merdiveni süratle çıktı. Kalbi çarpa-raktan etrafı dinledi.
Kulağına basamaklardan süratli, hafif, ayak sesleri geldi. Kanat açıldı.
Jacçues, İçeri girerek, usulla:
— Beni kimse görmedi. — dedi.
Kadın:
— Emin misin?... Kalbim ne kadar çarpıyor... Son derece sinirliyim I — diye fısıldadı.
— Girmeden önce, sokağın her tarafına baktım. Görünürde kimse yoktu. Hizmetçiler ne rede?
— Odalarına çıktılar. Yukan kBttalar. Oradan bir şey görülmez ve işitilmez. — diyerek, genç kadın fısıldamakta devam etti.
— Öyleyse her iş yolundu^
Erkek sevinç içindeydi.
— Bayılırım bunlara... Mehtap... Bahçe... Sevgilim beni pencereden gözetliyor... Bu akşam yirmi yaşındaymışım hissine kapıldım. (Sevgiluini, keyifle, ihtirasla kollan arasına alda! Oanan AırtoineUe’eiğtn» bu
Buffûn ÖŞİO »• *J«»»m prafeoaM
12 50 AeıUll ve program
13,00 Haberler
1350 Dans mücıjl (PM.
13.30 Halk Hlrkülerl. Okuyan Ma-latynlı Falıri. 1 — Ayrılık atehten bir ok. S — Şu dâiları delmeli, 3 — Ö£le ter mealim ki.
4 — Bohceye indim ki gülleri
13.50 Dana ındtıgl (Pl >
14,00 Sn* eserleri: Çalanlar: Necati Tokyny. Salâhaddln Pınar, Fevti Aalnngll. Kadri Şençalar. 1 — HlcazkAr peşrev (Osman Beyi.
2 — Hlcaıkftr taksim (Piyano ile Fevzi Aalangll tarafından),
3 — HlvarkUr «ar semaisi (Tamburi Cemil Bey»
14.15 Şarkılar ve lUikülrr.
15,5») Hafif orkestra emirleri «Pl.l. 15,00 Program ve kapanış.
18.58 Açılış ve program.
15.00 Haberler.
10.30 Dans mUzlgl fPl).
19.40 Şarkılar ve türküler. Okuyan: Menıacet Yıldırım Çalanlar: Hakkı Derman. Şerit içli, Sa-Mhaddla Pınar, bmall Şença-Jtır, 1 — Bin gUl çıkarırdım «Nihavent «arkı» (I«ml Allı), 2 — Hır ncvcivansin «HUar buselik Barkı» (Rallini Bevl. 3 — Sana ey canımın canı «Kurdlli Hi- [ cazk3r> (llahmi Beyi. 4 — Seherde ağlayan bülbUl «Türkü».
5 — Sabahın seher vakti «Türkü».
20.15 Radyo salon orkestrası: 1 — GaeU.no Rotmini «Tantcıcde» U-vertüdü. 2 — Geortfcr Birci. fCarmcn» öper asından aelcctlon.
20.45 Dans ınüzifil (PL).
21.15 Fasıl «Muhayyer» Peşrev — Ncv baharın en güzel — Pür ferze olur — Meyhane larab-g/ıh — Hımarı yok — Taksim — Ey nonccı nazik tenin — varsa hacet söyleyin — Evlerimin önü mersin — Sae semaisi.
21-50 Dans müugl (Pl.) .
22.69 Şarkılar ve türküler (Pl).
22.20 Halk türküleri (Pl l
22.30 Tinorossl ve 4aq*ıelile Fran-coislan şarkılar (Pil.
22.45 Haberler.
23.00 Dans milaiğl (Pl.l.
23.30 Kapanıj ve program.
ANKARA RADYOSU
Akilim programı
17 00 Çacuk saati.
18.99 Dans mıUiğı (Pl.)
18.30 Şarkılar.
18.00 M. S. ayarı ve Haberler.
19.15 Geçmişte bugün.
19.20 Yurtlan sesle.
19.50 Uvertürler ve orkestra eserleri (Pil
20.05 Walo Festival orkestrası çalıyor (PLİ
20.15 Had yo gazetesi.
20.30 Örel program
22.45 M. S. ayarı ve Haberler.
23.00 Dans mür-ifl (Pl.)
23.30 Program ve Kapanış.
HALKEVLERİ" 1 |l KURUMLAR
Cenabı Allah tabancayı niçin yaratmış?
gm, tabancaya da, bıçağa da âşık oîmuaum. Zaten Mr erkeğin dünyada üç şeyi vardır. At btr »avrat Bd, silâh üç. Bizde at, araba hak getire. Avrattan yana da talihimiz yok, elimi uzatsam ko luma kelepçe takılıyor. Hiç olmazsa silâha meyil vereyim de o taraftan erkekliğim belli olsun diyorum.
— Demek silâhın olmasa erkek sayıtmıyacaksm?
— Bu isin zagonu köyledir, bey abi. Erkek demek silâh demektir. Amma velâ-kin. onu bile günah sayıyorlar bana. Dün gece kafayı dumanladıktan sonra Bey-oğluna çıkmıştım. Ne yapalım. biz de bu memleketin ev lâdıyız, sırası gelince Beyoğ-luna da çıkacağız tabii. Caddede bir iki volta vurduktan sonra arka sokaklara geçtim, namusumla dolaşırken polis abiler karsıma dikildiler. Hırsız yakalamış gibi koynumu koltuğumu karış tırdılar, tabanca ile bıçağı çekip aldılar. Tabanca mu görseydin bayılırdın, bev kardeşim Kız gibi idi mübarek.
— Tabancayı, bıçağı üzerinde niçin taşıyorsun?
— Amma yaptın ha. Cenabı Allah tabancayı niçin .... yaratmış, Dey kardeşim? Bi- _Q rive. Bir kahvede partisi beş zim koca karının küpeleri kâğıda cimdaUı ç—-- ‘ .
duk, karşımdaki hile yaptı, sakiamak için almadım ya Jü adam akıllı marifetlim ena- o meredi. Elbette üzerimde (0 yiyi, kabahati bana yükle- taşıyacağım. Gel gelelim, bu 0) diler, bastılar cezayı. Bir nu kimseye anlatamıyorum / s bayramda meteliksiz kal- Polisler yakalayınca yalvar-mıştım, bizim kocakarının ’ aım: ( Tabancamı bana kaşandığından küpelerini a- ğışiayınız, bey abiler. Ben raklayıp okuttum. Moruk onu fena niyetle taşımı yo-beni şikâyet etmiş, polis en- rum Gecen gün cimdallı oy seme yapıştı. «Aldımsa ana- narken Solucan Nuri mara-mm küpesini aldım. Size ne 2a çıkardı, ağzım burnunu oluyor?- dedimse de meram kırdım enayinin. Kodesten anlatamadım, kodesi boyla- J çıktığı zaman onu bıçaklıya-dım. Heves edip de belime' cağım, diye haber yollamış, bir bıçak assam devriyeler; q it oğlu it cok kahbedir, karsıma dikiliyorlar, haydi arkadan vurur insanı. Bu-bakalım hâkim beyin kar- nun için tabancamı yanım-şısına. j da taşıyorum. Kimseye bir
— Vah vah! Sen sahiden j zararım dokunmaz. lâzım de acınacak halde imişsin, olmadıkça silâh kullanmam delikanlı-
— Bırak Allahını ________, _____ _____
sen. bey kardeşim. Halime bıçağımı aldılaı, hem mah-bakıp da acıyan var mı ki? kemeve getirdiler beni. Gö-Zannedeısin ki ben kodese girersem dünyanın eğri kazığı düzelecek. Âşık olduksa günaha mı girdik sanki’ Karı iyilikle yola gelmeyince biraz sıkıştırayım dedimse ne oldu yani? Adam öldürmedik va. Uzun sözün kısası, kazadan belâdan kurtulamıyorum. Bu dünyada.
— Yaptığın işlerden belli ki yamansın sen. Bu sefer neden vokaladılar? aşk meselesi mi?
Dudak büktü:
— Bu da aşk amma senin bildiğin aşklardan değil. Ben bir şey sevdim mi, ona aşık olurum, bey abi. Dünyada herkesin kendine göre sevdiği bir şey vardır. Kimisi elbiseye meraklıdır, kimisi kunduraya Benim merakım da tabanca ile bıçakta. Çok severim meretleri- Silâhçı dükkânlarının önünden geçerken ağzımın suyu akar. Yani senin anlıyaca-
— Hey Allahım heyl Haydi beni atjam diye yarattın, ya su dü) yanın bin bir türlü belâsını benim başıma ne diye musallat ettin? Elâle-min kusurunu, günahını kimse görmüyor, herkes benimle uğraşıyor.
Koridorda zabıta memurunun yanında kendi kendine söylenen delikanlıya yaklaştık. Bunun da afililerden olduğu besbelli. Yaklaştığımızı görünce çalımlı eda ile bir omuzunu kaldırıp göz süzdü. Sorduk:
— Kimden şikâyetçisin, delikanlı?
Avurtlarım şişirip pufladıktan sonra göz uciyle polisi işaret etti:
— Bırak be kardeşim. Dünya yüzünde her ne belâ varsa hepsi gelip bana balta oluyor, polis ahilerin ellerinden vakamı kurtaramıyorum. Sağa baksam kabahat, sola baksam günah. Avradın birine meyil verdim, kaçırayım da dost tutayım dedim, kolundan tutup götürmek isterken karı yaygarayı bastı, beni enseleyip kodese tıktılar. Bir defasında da arkadaş lâfına kandım, geceleyin bir dükkânın kilidini acarken bekçi bastırdı, gene tıkıldık içe-
İktisat fakültesi mezunları cemiyetinden: Ccmiyetimırin mutat yıllık umumi heyet toplantısı 28 ekim cuma günü saat 14,30 da ticaret ve sanayi odasında yapılacağı ıııfiü. mezun arkadaşlarımızın (cemiyete kayıtlı o-lup olmadıklarına bakmnksınni teşrifleri saygı ile rica olunur
İdare heyeti Gündem:
1 — İdare lıeyetl ve ıniırakıpler ra-
porunun okunması,
2 — İbra edilmesi:
3 — Yeni heyetlerin seçimi;
4 — Dilekler.
Beyoğlu Halkevi dispanserinde — Her sah günü Dr. Cni. N. İsmet Gözcü Göz. Dr. Hafi Yasa Nisaiye; çarşamba Dr. Sesli Anlı Çocuk. Dr. Süleyman Torlu Dahiliye. Dr. Bceerano Asabiye. Dr. Z.Iı.ıkı Yat-lirim Kulak, B. B . Dr. Fakcçelll Çocuk, Dr. A. Neşet Sürmen Dahiliye. Perşembe Dr. Feridun. Kutel Nisaiye. Dr. Müfit Barkan Cildiye, cuma Dr. Mustafa Sarak Dahiliye, cumartesi Dr. H. Ömer Egmezofilu Cildiye. Dr. Necati Tinel Cerrahiye, Dr. Yakup Celebi Verem. Dr. Şeref Tomruk Dahiliye servislerinde yoksul hastaları bedava muayene ve tedavi etmektedir. hân olunur.
Beyoğlu Kalkeri
■ir Beyoğlu Halkevinden — Evimizde l/H/1949 tarıhrıidvn itibaren Al-manea derslerine başlanacaktır. Arzu edenler Iıcr gün ıkı folograflnrlte Ev bürosuna müracaat edebilirler.
raya, pencerenin yanma gel. Seni daha İyi göreyim. Kızıl renkli saçların, ay ışığında altına benziyor.
Antolnette. yorgun btr hareketle, başını âşığının omzuna bıraktı.
— Ah. YarabbL! Buraya gelebildiğin için ne kadar mesudum Fakta bekleyip müthiş oldu.
Ja₺ques, onu kollarında sıktı.
— Bütün gün, çıldırmış gibi bir halim vardı. Geceyi beraber geçireceğimizi düşünüyor, bu bahtiyarlığı havsalama nğ-dıramıyordum.
Antolnette, başını salladı.
— Buraya gelmek ihtiyatsızlık, Jaoque»l
— En tehlikesizi buydu, güzelim. Tasavvur et: Ya biri senin gece yarısı evimden çıktığını görse... Hem. de... (Güldü) Ben tehlikeden boşlanırım. Teh İlke, zevki arttmr.
— Ben, tehlikeden nefret e-derlm Jacquefri Bu akşam, pek fena oldum.
Ve, seyahate çıkmadan önoe Luclen’in kendisini nasıl korkuttuğunu anlattı.
— Kıskanç bir kocan m böyle hareket etmesi şaşılacak şey değildir. — diye Jacques, gü-lümslyerek fikir yürüttü. — Çünkü siz tehlikeli bir kadınsınız, azizem. efendim! Hele bak, beni ne hale soktun! Delikanlı gibi sana âşığım. (Kadını hâlâ kollarında tutarak, sedire doğru sürükledi.) Ne kadar güzelsin! Ah, ne kadınsın! Kollarımda titrediğini hissediyorum... Aşktan titriyorsun. Başımı döndürüyorsun. Seni seviyorum.
Samimi idi, Genç avukat, •ömründe İlk defa olarak bir "kadın seviyordu; halbuki şimdiye kadar nice nice aşk maceraları olmuştu. Niçin bu derece Seviyordu? Elbette, Antolnette güzel, cazip, muhteris ve arzuya şayan... L&kln, Jacques. evvelce daha güzel ve cazip kadınlarla da tanışmıştı. Antoinette'de ken dişini çeken ne gibi ayn bir hu suslyet vardı? Vaktiyle bu kadını «erişilmesi İmkânsız» telâk kİ etmişti. Her halde, tahrik e-den. his bu olacaktı. Hakikaten de, esli aranacak olursa, onunla aşkı «İmkânsızdı. Zira, bu kadın «arkadaşının karısı» idi.
o
CL CM
>
zım Koca Karnını ıtupcıcn __ oynuyor- evde san^ğm dibinde «İn vaniı I "............ t . Uj
| ben» dedim amma kulak as-sever- madılar, hem tabancamla
rüyorsun ya başıma balta fr-lan belâları*
Mahkeme acildi, silâh â-şığı derin derin soluyarak kalktı
Ce. Re.
Gene
Emet’de tohumluk buğday dağıtımı Emet (Akşam) — Seksen küsur pareden İbaret Emet ilçesi köylerinden, İhtiyacı olanlara oluz beşi ton ödünç ve elli Ilınmaktadır. Ayrıca İstenilen doksan iki ton buğday dağıtılmıştır. Son günlerde Örencik nahiyesi köylerine yapılan tevziatla tohumluk dağılımı işi tamamlanmış bulunmaktadır. Doksan İki ton banka kredisi üzere tohumluk buğday İçin emir gelmiş ise de, gerekli tahsisat beklenilmektedir, Tel haberi olarak bu tahsisatın da gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Bereket, son zamanlarda Lu-cienle arkadaşlığı soğumuştu. Sonra: Arkadaş karısının cazibesine, Jacpues uzun zaman mukavemet etmişti. İşte böyle hafifletici bazı mazeretleri var dı.
İlk tesadüflerinden İtibaren, genç avukat, bu kadının kendisini sevdiğini anlamıştı. Ye Aıı-toinette‘1 mukavemeti güç bir arzu ile İstemeğe başlamıştı şimdi, onu seviyordu. Çok garip bir kadındı hu. Aşkın hayat He ölüm arasında bir mevcudiyeti olduğunu hatırlatır gl blydl. Otomobilli devrlmLzin ka dınlan, hemen hemen otomobil süratiyle âşıklarının kollarına koşuyorlar; fazla duyguya, faz la düşünceye imkân bırakmıyorlar. Bu. onlardan değildi.
Erkek farkındaydı ki, Anto-Lnette'ln nazarında da yalnız (O> vardı. Aşkında hem ihtiraslı, hem sâf, samimi, şefkati! muti ve muhabebtliydl. Erkeğin aradığı bütün hususiyetler onda vardı ve bu hat harikulade bir şeydi. Cidden bu kadını se-blyordu.
Komşu villânın köpeği havladı. Antolnette asabiyetle sıç-
radı. Sonra, alçak sesle, kendi kendine güldü ve alay etti:
(— Bak, nasıl sinirliyim. (J-zakta havlıyan bir köpek bile beni yerimden sıçratıyor.»
Erkek, tatlı bir sesle:
— Küçük akılsız! — dedi. — Neden korkuyorsun? Ben, burada neciyim? Seni himaye et m ez miyim? Haydi sen her şeyi bırak, her şeyi unut da. bana, beni sevdiğini söyle. Mesut olduğunu ve ancak iyi şeyler düşündüğünü söyle!
Kadın, gülümslyerek içini çek U:
— Seni seviyorum ve yanında bahtiyarım.
— Evvelce aslâ bahtiyar olmadığın gibi, değil mi?... Hay dİ «Evet!» de.
— Evvelce aslâ bahtiyar olmadığım gibi
Uzun bir öpüşmeden sonra, erkek:
— Ben de öyle... — dedi.
Antolnette itiraz elti:
— Sen sus. korkunç Don Jıı-anl Yüzlerce kadına aynı sözleri söylediğine eminim. Belki de daha fazlasını...
(Arkası var)
22 Ekim 1949
AKŞAM
Bahire 7
TÜRKİYE DEMİR ve ÇELİK FABRİKALARI
Müessesesi müdürlüğünden:
I. Kasım. 1949 tarihinden İtibaren verilecek arid sûlflrik siparişlerinde aşağıdaki fiyatların tatbik olunacağı muhterem müşterilerimize ilân olunur,
66 bomelik tonu 250 lira 60 bomelik tonu 140 lira
İstanbul Sular idaresinden:
İdaremi» telefon santra*, numarasının 71.8.949 gününden İtibraen değişeceğini Ağustos ayında muhtelif tarihlerde gazetelerle rayın halk* anretmlştik.
Bu ilanımızın bazı ar>nnelerimhdn gözlerinden kaçtığı yapılan müracaatlardan anlaşılmıştır.
ŞlmdlM nnmarnmınn (44876) olduğunu sayın halka bir kere daha bildiririz. 15080
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğünden
Turklyede yangın, nakliyat, Hayat ve kaza sigorta İşlerde İştigal etmek üzere kanuni hükümler dairesinde tescil ve ilân olunarak bugün faaliyet halinde bulunan Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi bu kerre müracaatta Şirketin Ankara ve havalisi acenteliğini If» etmekte olan Şevki Taşpınann İstifa etmek suretiyle ayrıldığını bildirmiştir, İlgililerin adi geçen şirkete ve İcabında Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına müracaat etmeleri ll&n olunur.
MMHHMHİAÇIK ARTTIRMA İLE SATIŞ
Yeni er kuranlara modem ve iyi halde eşya arayanlara büyük fırsat, 23 Ekim 1949 Pazar günü saat tam 10 da Taksimde Garaj tramvay istasyonu (Taksim İstasyonundan' sonraki Elmadağ caddesi Arif paşa han 12 numaralı dairesinde bulunan ve muhitimizde tanınmış tüccarlardan Bay LAZAR Bereztner’e ait modem ve yeni halde eşyaları, bibloları, avizeler, tablolar ve halılar açık arttırma İle satılacaktır. İyi muhafaza edilmiş meşhur Vraalç tarafından İmal edilmiş açık renk olup Japon ' ''acından yapılmış sy-nca şifon yeril ve orta masalı 9 parçadan İbaret Yatak odası takımı, yine gayet İyi muhafaza edilmiş ve tanınmış atölyelerde yapılmış 9 parçadan İbaret vitrinll yemek odası takımı, gayet rahat biT çift koltuk, lake ve çift karyo-lalı çocuk yatak odası orta ve sigara masa lan. Bar tertibi radyo dolabı, portmanto meşhur Biutirest hakiki Amerikan bir çift divan, elektrik avize, Floresan bir çift lâmba, antre ve yatak odası lâmbaları, elektrik duvar aplikleri ağaç oyma yaldızlı duvar aynası, 80 parçadan ibaret llmoj sofra takımı ayrıca birçok tabaklar, 63 parçadan İbaret kristal Saint Louis kadeh takımı. Metal alpaka gayet İyi halde se-maveril çay takımı, porselen dö parla 3 saat şamdan Kopenhag ve metal vazolar gümüş tuvalet takımı Larnpe kolon, mutfak takımları, hava gaz ocağı ve tarifi gayri kabil lüzumlu eşyalar, en son sistem büyük forma Amerikan çamaşır makinesi, 8 lâmbalı Lujjor yeni ve çalışır halde otomatik bir radyo, yağlı boya meşhur ressamlar tarafından imzalı tablolar. İsparta. Güney vesalr hah ve seccadeleri. çocuk oyuncakları ve saire vesaire.
Gaziantep ilinden
HUDUDU Mahallesi Müştemilâtı
Sağı: Buğday Arsan, yahni Altta: Oda, 21
Solu: Boyacı Camii, Üstte: Oda, 44
Arkası; Sabunhane, önü: Umum! yol.
Yukarıda mahalle, hudut ve müştemilâtı yazılı Kürkçü hanının mülkiyet satışı kapalı zarf usuliyle arttırmaya konulmuştur.
Muhammen bedeli 180000 lira ve geçici teminatı 10250 liradır. İhale 8 Kasım 949 sah günü saat 10 da Gaziantep tl Daimi komisyonunda yapılacaktır.
Zarfların İhale saatinden bir saat evveline kadar alındı mukabilinde komisyon başkanlığına verilmiş olması lâzımdır.
Postad a vâki olacak gecikmeler kabul edilmez (16188)
SEZCİfl .N İLK BÜYJK EŞYA SATIŞI BÜYÜK MÜZAYEDE İLE EMSALSİZ SATIŞ
23 Ekim 1949 pazar günü at 10 da Ayazpaşada Gümüşsüyü cad. Teknik Üniversitenin karşısındaki İzzet paşa sokağı Çili apartunanın 2 numaralı dairesinde (Ekserzlyor apartimanın yanıl bulunan çok kıymetli eşya, Renesans yemek oda takımı, şam işi mozaik salon takımı, barlkulâde kristal takımları, avizeler, yatak ve salon takrmtan, Murana likör ve çay taktımıarı aplikler çocuk odası, salon masaları. sevr şekerlikler, saks biblolar, Vlenna vazolar vs. vs. açık arttırma ile satılacak caktir.
Paris malı tekmih oyma sili Rönesans 9 parçadan İbaret emsalsiz yemek oda takımı tekmili ağaç oyma stil Louis XV kapitone somyeleri D« 7 parçadan ibaret hariku-lâde yatak oda takımı. Şanı hakiki morali İşlemeli şimdiye kadar nadir görülmüş salon ve yazıhane takımı, üstler kadife kaplı korbey stilinde buduar w salon takımları Sevr şekerlikler, saks grup heykeller, üstleri gümüş kaplı murano kristalinden vazo likör çay takı m m n maden tepsiler, kristal bakara şamdanlar, çay araba®, şom işi kahve takımı, sofra takımları, gümüş çatal bıçak takınılan. Gümüş kaplama teferruatı ile beraber e ms a Lata Semaver 13 kişilik komple Avrupa gümüşü çatal bıçak takımı, Avrupa malı kütüphane, bronz avizeler, duvar aplikleri elbise dolaptan, mağun ağaç salon masaları, tül ve perdeler E. Vendmarten işlemeli dikiş masası son model I parçadan ibaret yemek oda takımı, hakiki kristal bakara muhteşem avize, Veranda takımları. Yunkers marka havagazı ocağı, maden çay takımı lamp kolonlar, portmanto, tanınmış ressamların tablotan, mağun ağaç stili ampir oyun masa® Acem ve Anadolu halı ve seccadeler fil dişi üzerine minyatür koleksiyonu bohem sürahi ve vazolar, gümüş tepsi re vazolar, beyaz eşya, berjer koltuklar »«. vs. Puta malûmat almak için PORTAKAL MOBİLYA «Vtne müracaat. Tepebaşı Morali Pasajı No 161/8 Telefon: MlBç 4397a
Lokman Hekim
(Df. HAPIZ CEMALİ
Dahiliye Mütehassısı
Dnaııyolu No. 1CJ4 Muayene saatleri Paıar hariç her gun 2.6 - 6
İstanbul İkinci İflâs Memu rtnğundan: 948/20
iflâs Muamelesine dairemiz cc devam edilmekte olan İstanbul Kapalı Çarşı Kalpakçılar caddesi 68 No. da Seniha Ak-bllgenln alacaklıları taleplerini geri aldığından mahkemece inâıın kaldırılmasına ve serbes tçe tasarrufu için mallarının kendisine ladesine karar verildi gl ilân olunur.
Et yemiyen ailenin sofrasında gördüklerim
(Baş tarafı 5 inci sahlfrdc)
B. Medlh güldü:
•— Asıl anormal hayat sizde! dedi. Nedir o cazır cazır yağ içinde kızarmış patates, et ve börekler... Tavuk der yer, ciğer ve pirzola der mideye İndirir. bunların zararlı olduklarını hiç düşünmezsiniz.»
Al manyaya sipariş edilen zevce
Galatasaraydakl tahsil hayatından sonra Balkan harbi sırasında gönüllü olarak askere gittiğini, askerden dönüşle de Partee geçtiğini anlatan Medlh Adam'a, kendisine zevce seçmekte epeyce güçlük çektiğini tahmin ettiğimden bahsettim. Refikası Zenta İle izdivacının enteresan safhalarını şöyle anlattı:
Pariste tatbik ettiğim bu rejim, yani tıbbî hayat sayesinde veremden kurtularak is-tanbula geldim. Bir müddet sonra İstanbuiu ziyaret eden bir Alman ailesi benim Vege-tarien. yan! ot Ue gıdalananlardan olduğumu duymuş... Ziyaretime geldi, konuştuk. Yalnızlıktan kurtulmam için evlenmem icap ettiğini söyleyince, memleketimizde aradığım evsafta bir hayat arkadaşı bu-lartLiyocağımı anlattım. Alman-ynda bir dostunu tavsiye etti. Ona bir sipariş mektubu yazdım. Az sonra Zenta’nm benimle evlenmeğe razı olduğu hakkında cevap geldi. Muvafakatimi bildirmemden dört gün sonra da bir telgraf aldım. Bunda.- «Zenta'yı Sirkeci İstasyonunda karşılayınız.» deniyordu. Kır çiçeklerinden buketler yaparak gittik, karşıladık. Kendisini bir gün misafir ettikten sonra da evlendim.»
— Yazdığınız sipariş mektubunuzda müstakbel refikanız İçin ne gibi şartlar ileri sürmüştünüz?
•— Şartlarım şunlardı: Et yemiyecek (bütün canlı hayvanlar, balık da dahil), içki içmlyecek (kahve, çay, bllû-mırm mekûl&t dahil), sigara İçmlyecek, şeker yemlyecek (yalnız bal yenebilir), spor yapacak... işte Zenta Ue böyle bir kadın olduğu İçin evlendim. Blrlblrlmizden son derece memnun olduğumuzu da İlâve edebilirim.»
Spor hayatları
Yaz ve taş denize giren bu aile, ortalık karla örtülü bile olsa meydanda güneş oldu mu denize girllebildiğlnl kabul etmekte, blzler en hafif taş so-ğunda kalın paltolarımız arasında çenelerimiz çarpa çarpa titrerken onlar kann yanında denize girmektedirler!...
Kan koca ve çocuklan bir gün bile jimnastiği bırakmıyorlar. Bunun İçin de her üçü dipdiri, sapasağlam... Kol, diz, bacak, arka ağrısı gibi ağrılardan da haberleri yok... Pazar oldu mu kan koca bisikletlerine atlayarak Dünyalarını da sureti mahsusada yaptırdık lan torba İçine koyup yanlarına asıyorlar: Ver elini Elmadağı, Çamlıca, boyuna geziyorlar... Yanlarındaki yemekleri de yarım ekmek, beş altı yeşil salata, bir İta kilo meyva... Bir dilim ekmek ile dört ceviz, bir elma, onlar için tereyağlı, reçelli veya havyarlı sandviçlerden çok kıymeti]...
Vakit geçmişti. Müsaadelerini rica ederek kalkarken bay Medlh Adam şakaklarındaki kır saçları işaret etti:
•— Şayet, bu rejime 28 yaşında İken değil de bir yaşında İken girmiş olsaydım belki şu İhtiyarlık beyazlarını da göre-mlyecek tiniz, çünkü onlar, sîzler gibi yiyip içtiğim zamana yan! gayri tabii hayatıma alt izlerdir. Şimdi 00 yaşındayım, fakat bir gençten daha İyi atlar. zıplar ve koşarım. Refikam da öyledir, 15 - 20 gün evvel Kadıköy - Bostancı arasında bir bisiklet yanşı yapıldı. Refikam, eski bir bisikletle girdiği halde bu yarışı birincilikle bitirdi. Mükâfat olarak da yepyeni bir bisiklet kazandı.»
Ne âlâ bir rejim... İstanbul halkının yansı bu rejime girse ortada ne et, ne de yağ meselesi diye bir dâva kalır... Hayat da kendiliğinden yarı yarıya ucuzlar gibi geliyor bana... Fakat nerede o azim ve İrade...
Cıınalcddln DİLDİK
Satılık emlâk
İstanbul Defterdarlığından:
Kıymeti Teminatı
Dosya No. Cinsi Lira Ura
545—4822 Beyoğlu (Feriköy) Cumhuriyet mah. Ergenekon So. 1005 ada, 7 parsel, taj: 76/6 kapı »ayılı 143 m2 arsa 5720 (30
516—9202 .Beyoğlu tPangaltı) Koca tepe mah. Es. Hayriye Ye: Kuzukulağı So. 538 ada, 34 parsel en eski Es: Ye: 3 taj: 5 kapı sayılı 146 m2 ahşap baraka evin 1/2 payı. 7M ■
511—K21 Adalar, Hey be İlada eski Han yeni Orhan sokağında 59 ada. 7 parsel Es: 10 Ye: 22 taj: 22, 24 kapı sayıh 250.50 m2 bahçeli ahşap evin 1240/2100 payı. 4340 336
519—432 Kadıköy (îçerenköy) Bostancı mah. Bostancı - îçerenköy So. 715 ada 8 parsel Es: 16 kapı sayılı 606,50 m2 arsa. 2400 180
>16—18080 Eminönü (Beyazıt) Bûyükçarşı Mah. Es: Kazazlar Orta. Ye: Orta Kazazlar So. 2728 ada 22 parsel Es: ve Ye: 5 kapı saydı 5,75 m2 kâglr dükkân 900 88
»213—1382 Kartal (Maltepe) Al tay çeşme Mah. 27 pafta, 390 ada, 11 parsel Ye: 1680/2 sayılı 867 n>2 tarla. 450 M
8318—1383 Kartal (Maltepe) Altayçeşme Mah. 27 pafta 390 ada, 12 parsel, Es: 1680/2 sayılı 864 m2 tarla. 440 33
5213—1384 Kartal (Maltepe Altayçeşme Mah. 27 pafta 390 ada, 13 parsel Es: 1880/2 sayılı 856 m2 tarla. 440 33
5213—1185 Kartal Maltepe) Altayçeşme Mah. 27 pafta 390 ada, 6 parsel Es: 1680/2 sayılı 890 m2 tarla. 460 >4
5213—1386 Kartal (Maltepe) Altayçeşme Mah. 27 pafta 390 ada, 8 parsel Es: 1680/2 sayılı 878 m2 tarla. 450 34
5213—1387 Kartal (Maltepe) Altayçeşme Mm. 27 pafta 390 ada, 7 parsel Es: 1680/2 sayılı 884 m2 tarla. 460 34
5213—1390 Kartal (Maltepe) Altayçeşme Mah. 27 pafta 390 ada, 1 parsel Es: 1680/2 sayılı 916 m2 tarla. 500 38
5313—1391 Kartal (Maltepe) Altayçeşme Mah, 27 pafta 390 ada, 2 parsel Es: 1680/2 saydı 913 m2 tarla. 475 M
5213—1392 Kartal (Maltepe) Altayçeşme Mah. 27 pafta 390 ada, 3 parsel Es: 1680/2 sayılı 907 m2 tarla. 475 36
5313—1531 Kartal (Maltepe) Yukarı Mah. Değlrmen civarı 8o. 43 palla. 603 ada, 7 parsel saydı 459 m2 tarla 460 35
Yukarıda yazılı gayri menkuller 11/11/949 cuma gunû
saat 15 te Milli Emlâk müdürlüğündeki komisyonda ayn ayrı açık arttırma 11e satılacaktır.
İsteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminatı makbuzları ve nüfus cüzdanları Ue birlikte satış günü komisyona, fazla bilgi İçin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (Teminatlar önceden de yatırüabUlr.) (15098)
I 0 â mı:
İst. As. Dairesinden:
Tabib, eczacı, dişçi, kimyager ve veterinerlerle diğer yüksek okullardan mezun olmuş veya olmamış yüksek ehliyeti kazanmış olanlardan Yd. 8b. yetiştirilmek üzere Dz. yüksek ehUyetiüer l/kasım/949 da İst. Dz. Yd, Subay okuluna ve diğer yüksek ehliyetliler de B/kasım/949 da Ankara Yd. Sb. okuluna sevk edileceklerdir.
Sevk tarihleri toplama günüdür. İlgililerin muamelelerini tamamlamak üzere şimdiden şubelerine müracaatları.
(4027 - 15073)
ilân ve tebliğ
Adalet sarayı istimlâkine ait Bayındırlık Müdürlüğünden:
Sultanahmet bölgesinde yapılacak Adalet Sarayı İçin 1295 tarihn istimlâk kararnamesi hükümlerine uyularak kamulaştırdın asma karar verilmiş ve kararnamenin 8 inci maddesi gereğince birinci derecede kıymetleri takdir ve ilân edilmiş olan aşağıda tafsilâtı yazılı dört kıta gayri menkul sahipleri İstimlâk bedellerinin arttırılması ta lebde Belediye başkanlığına 1-tlrazen müracaat etmişlerdi. Bu itirazlar Belediye daimi komisyonunca tetkik olunarak aşağıdaki cetvelde yazılı kıymetler konulmuştur. Buna göre:
1 — Belediye Daimi komisyonunca tezyiden verilen İşbu kıymetler Bayındırlık Müdürlüğünce kabul edilerek bu kıymetler üzerinden İstimlâk muamelesinin yürütülmesi vilâyetçe onaylanmıştır. Binaenaleyh:
A. — Alâkadarlar bu suretle kesb! katiyet etmiş olan istimlâk bedelini kabullerini veya İddialarını işbu ilân tarihinden itibaren (15) gün içinde bildirmeğe kararnamenin 11 İnci maddesi mucibince mecburdurlar.
B. — M’ilk sahibi bu kıymet üzerinden hazine adına ferağ eylediği takdirde istimlâk bedeli Bayındırlık Müdürlüğünce kendilerine derhal ödenecektir.
2 — Bu müddet İçinde ferağ muamelesine yanaşmıyanlar hakkında istimlâk kararnamesine zeyl olunan 1 Aralık 1298 tarihli fıkrat mahsusa mucibince İstimlâk bedeli ihtiyaten %20 fazlasiyle namlarına Cumhuriyet Merkez Bankasına yatırılarak gayri menkullerin hazine adına tescil edileceği tebliğ ve İlân olunur.
Daimi komisyonca tezyide n verilen
Ada Parsel M2. Cinsi sahibinin İsimleri bedel LtRA
232 2 200,5 Arsa İbrahim Dilber ve Emlâk Ticaret Bankası 26065
» 3 205 Apartman Zckeriya ve Fatma Peruz Polat Can 82450
* 14 601 Arsa Fuad ören ve Alîl-eddin Ar. 78130
> (12 ve 16) 317,5 Bahçen Apartman Avukat İhsan Yer.er 92155
Gayri menkul sahiplerinin tescil muamelesi için İstanbul
Bayındırlık Müdürlüğüne müracaatları lâzımdır. 15089
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi İstanbul Şubesinden
AĞAÇLI KÖMÜRLERİ
DEPODA MtŞ/EBÎ VASITASINA TESLİM
TONU 25 LİRADIR
Ferakende Satış Yerleri:
Müessese Merkezi
Kozlucaban satış servisi
Eminönü > »
Fatih > »
Kadıköy » »
Üsküdar » »
Galata Yenlyolcu salonu kat 3 No 1
Galata nhtım caddesi. Halkevi Şerefefendi sokak. Büyük Karaman cad No. 8/66 Bahariye İleri sokak No. 18 Toptaşı cad. Kefçedede mektebi sokak No. 14
DİKKAT :
TOPTAN SATIŞLAR:
Müessese merkezinden lâhtarağa deposundan deniş ve kara vasıtalarına tahmil suretiyle teslim «dür 1-1371
MÜESSESE DEPOLARINDA BULUN UR.
yapılır ve bu satışlar yalnız 81-
Lokomobili! elektrik tesisatı yaptırılacak
iller Bankasından
1 — Erzurum İline bağh Aşkale kasabası elektrik santralına teste edilmek üzere 1 adet 85-75 beygirlik lokomobil grubu satın alınarak ve alçak gerilim şebekesi yaptırılacaktır.
S — İşin keşif bedel! 96.095,73 Liradır.
3 — Geçle! teminat 6.055. — Liradır.
4 — Zarflar makbuz mukabilinde en geç 15 Aralık 1949 perşembe günü saat 17 ye kadar Bankamıza teslim edilmelidir
5 — Kapalı teklif zarflan, 16 Aralık 1949 cuma günü saat 15 de toplanacak Bankamız Satın al m a komisyonu tarafından açılacaktır.
6 — Postada vata gecikmeler nazarı İtibara alınmıyacak-tır.
7 — Bu işe alt şartname (5,—) lira mukabilinde Bankamız Muhasebe müdürlüğünden temin edilebilir.
8 — Bu 15e alt bilcümle Devlet ve Belediye vergi ve resimleri, noter ve harç masrafları ve bunların zamları İşi alana alt olacaktır.
9 — Teminat mektubu mukabilinde avans verilemez.
10 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine
vermekte serbestte. 13660
Bilecik Valiliğinden
Kapalı zarf usuliyle eksiltme ilânı
1 _ Eksiltmeye konulan iş: 10.10.949 tarihinde İstekli çıkmayan 33203 lira 46 kuruş keşif bedelli Bilecik merkez hükümet konağı onarunı.
2 — Keşif, şartname ve sair evrakı istekliler her gün' 11 defterdarlığında ve Bayındırlık müdürlüğünde gerebilirler.
3 — Eksiltme 27 İQ,949 tarihine rashyan perşembe günü saat 15 de defterdarlık dairesinde teşekkül edecek komisyon ta rafından ve kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
4 — Geçici teminat 2491 Uradır.
5 — İstekliler teklif mektuplarını ve 2490 sayılı kanun hükümleri gereğince İhzar etmeleri lâzımgelen vesikalarını zarflı-yarak ihale saatinden bir saatönce Komisyon Başkanlığına vermeleri lâzımdır.
6 — Teklif mektuplarının postada gecikmeleri nazarı itibara alınmaz._______________________________14817
Ortaokul Mezunu, Lise Öğrencisi ve Lise Mezunu Kızlarımıza.
İki yıllık öğretim... tstanbulda 200 liralık başlangıç maaşı... Emin ve şerefli bir istikbal... Ecnebi memleketlerde tahsile devam İmkânı... «Verem Savaşı Hemşire Okıılu Müdürlüğü.— Erenköy Sanatoryumu — İstanbul.» 14783
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
15 OOO kilo ham kauçuk alınacak
Devlet Demiryolları Merkez 9 uncu Komisyon Başkanlığından :
1 — 15.000 kilo bam kauçuğun satın alınması (kapalı zarf) usulü He eksiltmeye konulmuştur.
2 — Malzemenin muhammen bedeli 30.150 ve geçici temlna-tı 2261.25 liradır.
3 — Şartnameler bedelsiz olarak Ankarada malzeme dairesinden ve Haydarpoşada malzeme teslim alma ve yollama müdürlüğünden verilir.
4 — Eksiltme Ankarada idare binasında malzeme dairesinde
toplanan merkez 9 uncu satmalına komisyonunca 7/11/1949 pazartesi günü saat 15 de yapılacağından isteklilerin tekUtierl-le kanunun tâyin ettiği belgelerini ayni günde nihayet saat 14 de kadar makbuz karşılığında adı geçen Komisyon başkanlığına vermeleri (veya belli vakitten önce ele geçecek tarzda İadeli taahhütlü olarak posta İle göndermeleri) 15004
Milli Eğitim Basımevi Müdürlüğünden
Müfredatı aşağıda ve evsafı şartnamesinde yazılı olan ceman 1360 kilo muhtelif karakterde harf ile anterlln ve boş, açık eksiltme İle satın alınacaktır. Eksiltme 31/10/949 pazartesi günü saat 14 de BasınıevimlrinAyasofyadaU merkez binasında yapılacaktır. İsteklilerin belirtilen gün ve saatte Basımevlmlze müracaatları. 14849
şartname bedelsiz olarak Müdürlükten İstenilir.
1 kilosunun Heyeti ttmuml-muhnnımen yerinin % 7,6 beden muvakkat pey Malın cinsi Mtktan akçesi
2 punto çuouk anterlln 100 kilo 416 Krş » )
> boş | 40 > 450
3 > 20 > 450 > )
2 » * 15 > 450 » )
8 » sorhon romen (takım) 600 » 571 > )
6 • Romen 35 > 909 » )
6 > İtalik 35 » (»OT > ) 060 lira 82
8 > » 80 > R71 > ) kuruş.
6 > Romen Transkrip siyan işaret! 7 > 90D > )
8 > ronıeft » > 8 » 909 > )
6 » İtalik » » 5 > 909 k )
Çeşit 400 k 671 » )
8 punto pecl kapital yazı 15 * 671 > )
8 > uz siyah yazı 15 » «71 » )
8 * İtalik Transkripsiyon işareti 5 : 9ÛI) » j
Created by free version of 2PDF
RaHife 8
AKSAM
22 Ekim 1949
AKTAŞ
YEOEK İĞNE «e PARÇALARI
MEVCUTTUR
TİCARET.
VE MÜMESSİLLİK T. *. $.
Kendros Har» No, e Suitenha'vıarr,, İstanbul
ÇALIŞTIRILMASI KOLAY AŞINMAYA MUKAVİM EN MÜKEMMEL EL MAKİNASI
DAHA FAZLA Kilometre
hem şosalarda ve hem gayrı muntazam yollarda
SEIBERLING TRACTION LUG (Cer tipi)
KAMYON LASTİKLERİ
için hcaaplanmtç.aort
imaj edilmiş topuk
yapılacak ajıv
(«crübelari iıbat eder (Cer lipl) imlikler
«ARŞİMIDİS MÜESSESESİ"
OTOMOBİL M ALZKMEBİ .YICMIBVI T. A. f. (•IMIMIİ. Beyoğlu IçlIkUl CaMBM. Ne.,30-34 ma«u imim ı « İHI Ol*
44760-9
SEIBERLING
O
Ticaret Ofisinden
Ambalajdan çıkan teltik eşya satışı ithal etmekte olduğumuz levha teııekelorin ambalajından sıkan “gyŞu1”
Tahmini iniktin
CİNSİ_______________ _ _________________________Kgr.
Köşebent w kundura demiri. «Ökumalı İmalinde kullanılabilir.» 7.145,-
Saç «Kova ve soba bo-
rusu imalinde kul-lanılabLlir.» 3.816-
TYjI «Elfeneri ve oyuncak
, İmalinde kulianıla-
billr.a 221
3 kalem eşya 4 kasım 549 tarihinde saat 15 de pazarlıkla satılacaktır. İsteklilerin satış gün ve saatinde İç Ticaret Şubemize müracaat ölmeleri. 15131
________Kiralık Ev—
Ama vutköy ilnde Amerikan ka koleji civarında Çeşme sokak 8/8 No. lu Mr katta 3 oda, 1 hol, banyo vc alt katta hizmetçi odası, mutfak kiler, kömürlüğü havi tcrkos havagazı, elektrik tcslsallı denize nâzır. bahçen geniş balkonlu ev, 1-çindekUcrden, veya 38-62 No. lu telefondan veya iskele gazinosunda tellili Va-sllden ve tellâl Hacı Mah-
muttan sorunuz —
ZAYİ — Tıp Fakültesinden aldığım hüviyet varakamı zayi ettiğimi ve hükümsüzlüğünü ilân ederim,
6113 k'u.kı Zuhal Kutbay,
HAK.Kİ KOVBOY SAKIZI
COWBOY
ChewinG Güm
BALONLU
KOVBOY İtimad edebileceğiniz, emniyet ve zevkle çiğneyebileceğiniz yegâne sakızdır.
KOVBOY Size İliç bir zarar getirmez. Aksine çok faydalar temin eder.
KOVBOY ESaki2i) ağaçlardan toplanıp süzülür ve kısmen serileştirme amellyeslnl geçirmek ve toplanma esnasında el ve âletlerden gelmesl muhtemel [/? mikropların kâffe-slnden âzâde kılmak için hususi otoklavlarda ta.’kim edilmiş, be yazlatılmış (Che-wlng GumJ sakızıdır.
KOVBOY İhtiva ettiği emsalsiz hassasını malik esasların sayesinde ağızdaki fena mikroplan ve diş parazitlerini tamamen İmha ederek ağzın lazımlı fermanlarını muhafaza eder ve bu sayededir ki Amert-kada çlğnemiyen hemen hemen yoktur.
KOVBOY Hakiki sakızlarını tercih ediniz ve taklitlerinden sakınınız.
—— LİON — MELBA Çioklata Fabrikası
nefis ve hafif antiseptik
Yeni makins ve yedek kovanlarımız gelmiştir
IKK AT
Çocuklarınızı kısa zamanda İyi bir meslek sahibi yapmak istiyorsanız
BEYNELMİLEL TELSİZ Kursuna
gönderiniz. 10 ayda beynelmilel diploma - Gece ve gündüz kurları - Tediyede kolaylık - Kadro dolmak üzeredir. Acele ediniz.
Adres: Beşiktaş Yıldız Caddesi 58/4.
S A B I T L U X DUVAR BOYALARI
Emsalsiz renklerde duvarları^ kadife '■ güzelliğinde tezyiıv eder. Evler, bürolar, hastane^ ler, mektepler için yağlı bo* yadan üstündür.
BADANADAN KOLAY UCUZDUR Bir kilosu bir odayı boyamağa kâfidir
ORİJİNAL AMBALAJI arayınız.
Devlet Denizyolları ve Limanları işletme Genel Müdürlüğü İlânları
Hava muhalefeti dolayıslyle geç kalan Cumhuriyet vapuru. Karadeniz postasına îslanbuldan bir giin rötarla 24 Ekim pazartesi sabahı saat 5.00 de kalkacaktır.
Sayın yolculara ilân olunur.
(15171)
NESTLE
DOKTOR
[Emir Necip Alakam
I Kadın - Doğum Hastalıkları | ve ameliyattan mütehassısı
Cad. 403.
15 30 - 19
AZİZE AŞAR
Kızının Paristen getirdiği son modelleri, Galatasaray karşısındaki atölyesinde k iziyle birlikte sayın müşterilerinin emrine âmâde tuttuğunu bildirir. KHKÜ
Beyoğlu Birinci Sulh Hukuk Yargıçlığından: Dosya No: 949/3-16
Bedi Uca tarafından Beyoğ-lunda Kalyoncu mahallesinin Kamer bostan sokağında 1 No. lu evde mukim Fedora ve Yorgi aleyhlerine açılan izaleyişüyu dâvasının yargılamasında:
Dâvâlılara llAnen yapılan teb lig a ta rağmen gelmediklerinden talep veçhile gıyap kararının 15 gün müddetle ilânına karar verilmiş olmakla yargılama günü olan 22/11/949 günü saat 10 da mahkemede hazır bulunmaları veya, bir vekil göndermeleri aksi halde dâvanın gıyaplarında görüleceği gıyap karan yerine geçmek üzere ll&nen tebliğ olunur. 6537
ZAYİ — Haliç Feneri nufus memurulğundân aldığım ve 1-çlnde askerlik muamelem ka-yıdlı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1338 doğumlu Süleyman oğlu Bekir Aksu
Beyoğlu 4 ncu Sulh Hukuk Yargıçlığından: 949/134) Ves.
Kasımpaşa Küçük Piyalo Tah tagazi sok. 42 No. da oturan Zehra Muslu’nun ayni yerde o-turan ve aklen maiüı olan kardeşi Haşan Tavacıoğlu’na vâsi tâyin edildiği İlân olunur.
Iİ534J
HAYIR BU BEDAVA VERİLEN BİR HALİDİR. POKER PLAV traş bıçaklarının vaomdö bulunacak olan kuponla yazılı adrese ibraz edip bu güzel halılara sahip olabilirsiniz. Her sabah POKER PLAY traş bıçağım açarken kupona dikkat ediniz.
POKER-PLAY
TRAŞ BIÇAKLARININ İKRAMİYESİ
NEVROZİN
Kırıklık, Baş ve Bel ağrılarına karşı GRİP vakalarda Sinir ağrılarına EVROZİN
Sür'atle tesir eder
i I
n
Beyoğlu As. Şubesinden :
Şubemizde kayıtlı malul subay er ve şehit yetimlerinin 945 yoklamaları başlamıştır. İşbu yoklamalar 15/Kasım/949 giinü sona ereceğinden ilgililerin aşağıda yazdı günlerde nüfus hüviyet cüzdanları, tütün İkramiye tevzi cüzdanları ve malüll-yet derecelerini gösterir raporları He birlikte şubeye müracaat etmeleri ilân olunur.
Müracaat günleri t
Pazartesi ve sah: Malül subay ve erler
Çarşamba ve perşembe, cuma: Şehit yetimleri. 4050-16119
(Norveç) ön 1949 Mahsulü MORİNA BALIK YAĞI HA S A N
DEPOSU LABORATUARINA gelmiştir. Şayanı hayret ucuz hatlarla toptan ve perakende satışa arzedilmiştir.
Comments (0)