POR
, BUGÜN
8 İNCİ SAYFADA
Sene 32 — Bo. 11144 — Fiatl: her yerde 10 kuruştur.
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı islerini fiilen İdare eden: C. Bildik — Aksam Matbaası
Vişinski’nin mevkii tehlikeye düşmüş
Litvinof’un uğradığı akibete düş mesi ihtimalinden bahsediliyor
Mareşal Ttto bir gazeteye demecinde bütün ileri fikirli dünya halkının Yugoslavya’yı desteklemesi lüzumundan bahsetti
Londra 23 (Nafen )— Nafen ajansının diplomatik muharriri yazıyor: Güvenlik Konseyinde Yugoslavya'nın seçtim eşite fiovyet Dışişleri Bakanının uğramış olduğu acı mağlûbiyetin Vlşlnsklnln istikbali üzerinde ne gibi tesirler İCra edeceği suali Londra siyasî çevrelerinde bir çok tefsirlere yol açmaktadır. Belirtildiğine göre. Yugoslavya-ya karşı Birleşmiş Milletlerde yapılan savaşı Vişinskl idare etmiştir. Diğer taraftan Kora iıı form un Tito aleyhindeki hücumların tertibi İşinde de Sovyet Dışişleri Bakanı mühim bir rol oynamıştır Şimdiye kadar hazırladığı dütlin savaş plânlarında tam bir mağlûbiyete uğramış olması Vişiski’yi tehlikeli bir mevkie sokmuştur.
Litvinofun Uğradığı âkıbete Vişiskİ'nln de uğraması ihtimal dahilinde görülmektedir.
Tito’nun demeci
Londra 23 (R) — Mareşal Tito, İngiltere’nin en mühim haftalık mecmualarından biri olan Rcynold News'iı; muhabirini kabul ederek kendisine mühim beyanatta bulunmuştur. Bu beyanat. Komin form ile münasebetleri kesildikten sonra bir gazeteciye söylediği ilk sözlerdir. Mareşal demiştir W:
»Yugoslavya Kominform tarafından şiddetli hücumlara uğramaktadır. Bu hücumlara karşı koyarak ayakta durabilmesi için bütün ileri fikirli dünya halkının kendisini desteklemesi lâzımdır. Böyle bir yardımın bize çok menfaat temin edeceğine İnanıyoruz. Bütün dünya bizimle beraber olursa bunun m&nevi tesiri büyüktür.
Yugoslavya'nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine âza seçilmesine gelince, Yugoslavya bu seçimden sonra kendini daha kuvvetli hissetmektedir ve dünya muvacehesinde dâvasını daha kuvvetle müdafaa edebilecektir.»
Peykler adalet mahkemesine veriliyorlar
Nevyork 23 — Birleşmiş Milletler asamblesi Romanya, Macaristan ve Bulgaristan'ın insan haklarına riayet etmediklerinden dolayı milletlerarası adalet mahkemesine verilmesini kararlaştırmıştır Karar verilmezden evvel Sovyet ve İngiliz delegeleri arasında şiddetli bir münakaşa olmuştur.
Vişinski bir toplantıdan çı karken gazeteciler arasında
Ispanya VB Portekiz elele yürüyecekler
□ün akşam Lizbon’da verilen zivafette mühim nutuklar söylendi
Londra 23 (R> — Ispanya
Devlet Başkanı General Fran-co, Portekize varmış ve büyük merasimle karşılanmıştır. Portekiz Cumhurbaşkanı Carmona, İspanya Devlet Başkanı General Franeo’nun şerefine dün akşam büyük bir ziyafet vermiştir. Carmona bu münasebetle söylediği nutukta tklncl Dünya Harbinden sonraki vaziyete dokunarak demiştir kİ:
«Bugün, medeniyetin asırlarca zaman İçinde bize temin ettiği içtimai disiplini bozmağa
çalışan bir cereyan vardır. Buna karşı İspanya ve Porteklzin aldıkları variyet dünya sulhuna ve iki memleketin menfaatlerine uymaktadır »
General Franco, verdiği cevapta, şunları söylemiştir:
(Batı medeniyeti, dünyadaki ileri hamlelerin devamlı unsurunu teşkil eder. Dünya barışını ve nizamını himaye ve müdafaa hususunda İspanya, Por-tekizte el ele yürümek arzusundadır.
Churchille Dr. Lûtfi mükâfat Kırdar
Londra 23 (R) — Sunday Tl-mes'in senelik edebiyat mükâfatı bu sene eski Başbakan Churchlll’e verilecektir. Eski Başbakanın «Hazırlanan fırtına» ve «Onların en güzel saati» adlı son harbe alt İki eseri en güzel eserler olarak kabul edilmiştir.
Verilecek mükâfat bir altın madalya ile 1000 İngiliz Lirasıdır.
Eski Vali ve Belediye reisi Dr. Lûtfi Kırdar. Ordu vapuru İle İzmir'den İstanbul’a gelecektir.
Dr" Lûtfi Kırdar İzmlrde vapurun hareketinden evvel İzmir Valisi Osman Sabri Adal, Demokrat Parti il başkanı doktor Ekrem Hayrl Üstündağ, Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu, C. H. P. eski müfettişi doktor Kâm ran örs kendisine iyi yolculuklar dilemişler ve bir müddet vapurda görüşmüşlerdir.
Atabinsn Talebe Yurdu açıldı
Dariişşafakada Ata lıinen talebe yurdunun açılış resminde Datiişşafaka idare heyeti reisi Peul. Mim Kemal Öke nutuk süylcrkcn [Yazısı ûçuucü satutemiactej
Fransız buhranı
Rene Mayer de Kabineyi kuramadı
Parts 23 fR» — Kabine buhranı devam ediyor. Yeni kabineyi kurmağa memur edilen ve Meclisten İtimat reyt alan Ra-dlkal partisinden Rene Mayer kabineyi kurmak İşinde muvaffak olamadığını bu sabah Cumhurbaşkanına bildirmiştir. Ru İşin muvaffakıyetsizlikle neticelenmesi sosyalistlerin İçişleri. Milli Savunma ve bilir assa tş Bakanlığının kendilerine verilmesinde ısrar etmeleridir. Sosyalistler tş Bakanlığında esfcl Bakan sosyalist Danlel Ma-yer'in kalmasını İstemişlerdir. Halbuki bu zat Oueullle kabinesinin düşmesinde başlıca âmil olmuştur. Rene Mayer de radikal olduğundan bu zata aynı vazifeyi vermek istememiştir.
insan nesli kaybo acak mi
Bir Amerikan profesörü bu ihtimalden bahsediyor
Nevyork 23 — Kolombiya
üniversitesi profesörlerinden Dr. Simpson ■> Tekâmülün mânası • adlı bir eser neşrederek İnsan neslinin ortadan kaybolması ihtimalinden bahsetmektedir. Profesör diyor kİ: «tnsanI oğlu kendi neslini ortadan kaldırabilecek durumdadır. Henüz o dereceye erişmemişse de bu istikamette hızla İlerlemektedir. tnsan oğlu ilk defa olarak tabii tekâmül ameliyesinl Itl-bare almadan kaderine hâkim olabilmek kudretini haizdir.
Polis ve jandarmanın işbirliği
Türlü maddi ve manevi sebepler yüzünden memlekette asayişin bozulduğunu herkes görüyor ve kabul ediyor. Asayişi teminle mükellef makamların hüsnüniyet, gayret ve faaliyeti de takdir, olunacak bir azimkârlıkfa-dır.
Ancak, delik büyük, yama küçük.
Bu noksan, kadroların alabildiğine genişletilmesinden ziyade, kabul edilecek şiddetli kanun maddelerde ve teşkilât değişikliğile telâfi olunur kanaati hâkim. Ne-tekim, anlaşıldığına göre, Meclisin açılmasını müteakip Ceza Kanunumuzda bîr şiddetlenme olması istenecektir. Böyle bir cereyan var. Diğer cihetten: Polisle jandarmamızın iş birliğini sağlamlaştırması yoluna gidiliyor. Bıı da teşkilât hususundaki yeniliğimizdir.
Ancak, tatbikattan öğrendiğimize göre, jandarma vc polisin, tam mânasiyle, aynı merkezden ve aynı vasıtaları kullanarak hâlâ kâfi derecede idare edilememesi, bir çok aksaklıklara sebep oluyor.
Bütün bir memleket ölçüsünde. polis ve jandarmanın vasıtalarını birleştirip idarelerini merkezîleştirmek, n-zun zamana bağlı bir keyfiyettir. öyle zannediliyor ki, İstanbul ve Ankara gibi merkezlerde bu birleştirmeyi daha önceden tahakkuk ettirmek mümkündür. Herhalde biz, İstanbullunuzda, polis ve jandarmanın bir an evvel ideal şekilde iş birliği yapalı ilmesinden tayda u-muyoruK.
Yeni vali dün çalışma programını anlattı
Vatandaş emniyet ve huzurunu temin için bütün tedbirler alınmaktadır
Yeni Vali ve Belediye Başkanı gazetecilerle görüşüyor
Yeni Vali ve Belediye Başkanı Prof. Fahreddin Kerim Gök-ay dün saat 17 de Taksim Belediye Gazinosunda basın mensuplarına bir tanışma çayı vermiştir' çayda gazetecilerin büyük bir kısmı, bazı Milletvekilleri bu arada da Demokrat Partiye mensup İstanbul Milletvekili Salamon Adato, daimi encümen âzası, Belediye erkânı hazır bulunmuştur.
Bu münasebetle üren bir gö-
rüşme yapılmış. Vali ve Belediye Başkam sorulan suallere açık cevaplar vermiştir. Toplantı pek samimî bir hava içinde geçmiş. Prof. Fahreddin Kerim Gökay'ın güzel konuşması, sorulara cevaplan hazır bulunanlar üzerinde çok iyi tesir yapmıştır.
Vali ve Belediye Başkanı evvelâ C. H. P. den çekildiğini haber verdi: «Dün Parti merkebine giderek bunu bildirdim.
İçişleri Bakanlığının hazırladığı iki tasarı
Biri bakanlığın merkez teşkilâtına, diğeri de çiftçi mallarının korunmasına aittir.
Ankara 23 (Arkadaşımız Ce maleddin Bildik bildiriyor) — Bakanlıklar, Mîllet Meclisinin açılmasının yaklaştığı şu günlerde hazırlamakta oldukları kanun tasarılarım meclise sev-ketmekte istical ediyorlar. Bakanlar Kurulunda da bu tasarıları gözden geçirmek hususunda faaliyet göze çarpıyor.
İçişleri Bakanlığı. Meclise yeni İki kanun tasarısı verecektir. Bunların en ehemmiyetlisi İç İşleri bakanlığının merkez teşkilâtına alt olanıdır kJ buna bir kadro tasarısı da eklenmiştir. Birbirini tamamlayan bu iki tasarıya göre İller umum müdürlüğü ile özel idareler umum müdürlüğü birleştirilecektir-Bununla beraber İçişleri Bakanlığı teşkilâtı kadrosunda tasliye yapılacak ve memur kadrosu tedrici surette azaltılacaktır.
Fakat bu tedrici azaltmada hiçbir memurun açıkta bırakılmaması ehemmiyetle gpzönün-de tutulmaktadır. Bu tasarının hazırlanması bitmiş gibidir. Bir kaç güne katlar Bakanlar Kurulunda müzakere edilerek meclise gönderilecektir.
Bakanlığın hazırladığı diğer tasarı, çiftçi mallarını koruma kanununu tâdil ediyor. Bu tasan. içişleri ve Tanm Bakanlıkları ile müştereken hazırlanmıştır. On İki yıl evvel tatbik mevkiine konulan mezkûr kanunun, bugünün ihtiyaçlarına oevap vermediği neticesine va-
nldığından bu tâdile İhtiyaç hâsı) olmuştur.
Tasarıya göre köylerdeki çiftçi mallarının emniyeti sağlanacaktır. Gözönünde tutulan mühim nokta, tâdiien çıkacak kanunun köylüye yük olmamasını temin etmektir.
Memurin kanununun 9 neb maddesi sarihtir» dedi. Bundan sonra Ankarada çıkan Zafer gazetesine ilk beyanatı arasında «Eşsiz Şef» tâbirini kullandığına dayanılarak yürütülen mütalâadan bahisle şunu İlâve etti: «Beyanatımı bütün gazeteciler dinlediler. Ben «Eşsiz Şef* değil «Eşsiz şehir» deoim. Ve bu bütün İstanbul gazetelerinde böyle çıktı »
Prof. Fahreddin Kerim kendisinin de gazeteci sayılabileceğini, tâ Matbuat Cemiyeti zamanından beri gazeteci teşekküllerinde âza bulunduğunu söyliyerek basının şahsı hakkında gösterdiği yakın alâkaya teşekkür İle dedi kİ:
«Size iki ehemini yerli müjde verecek durumdayım. Bunlardan birincisi üniversite sitelerinin kurulması hakkında Milli Eğitim Bakanı İle temas ettim, İcabedcn bütün yardımlar yapılacaktır. Bu.İşi behemaha! muvaffakiyetli bir neticeye götüreceğiz.
İkincisi İstanbulun 500 üncü yıldönümünü kutlama hazırlığına bütün memleketin iştirakinin temin edilmiş olduğudur.
(Arkası nahife 2 sütun 1 de)
Uzağı göçen bir göz mütehassısı
Eski vali Dr. Lûtfi Kırdar'ın şehirde senelerce evvel bol miktarda merdiven Yaptırmasının hikmeti şimdi anlaşıLdıl...
Sahile 3
ygTtf N CELf
Hekimler arasındaki tasfiye dolayısiîe
ekimler arasında yapılan son emekliye ayırma karan matbuatta türlü cephelerden tenkid ediliyor. Haksızlıklar olmuş, prensip aykırılıkları olmuş diyenler
var. işin bir de başka cepheden sakat görünen tarafı vardır kî ben de ona dokunmak istiyorum:
Yaş haddi dolayısiyle bas tınımmış hekimler halk hastanelerindeki kimliden n den uzaklaş tırıl iniştir Bu hareket belki eldeki kanuna uygundur, fakat tatbikatta şöyle bir netice hasıl oluyor: Hasta olan adam, tabii bir hissin şevkiyle kendisini en muktedir diye tanınan hekime göstermek ister. Parası olan bunu her miiuib yapabilir. Fakat o hekime verecek on lirası, yirmi lirası olmayanlar şimdiye kadar onların çalıştıkları hastanelere giderek kendilerini bedava muayene ettirmek imkânını buluyorlardı. Sağlık Bakanlığı bu gibi büyiik şöhretlerden bazılarını hastanelerden uzaklaştırmakla halkı mânevi bakımdan tatmin eden bir hizmete nihayet vermiş oluyor. O hekimlere şimdi yalnız para vererek mâliyene edilmek kabildir. Belki muayenehalerine gidecek fakirlere onlar yine parasız bakarlar, fakat Devlet ve Belediye hastanelerini kendi malı bilerek müşkül zamanında baş vuran vatandaşlar bir hususî muayenehanenin kapısından ayni cesaretle girebilir mi?
İşin mahiyetini bilenlerin yazdıkları yazılara bakılırsa bu gibilerin emekliye çıkarılmasında bir zaruret, bir mecburivet de yokmuş. Eğer öyle ise son karar biraz da halka zarar vermiştir. Şevket RADO
Yeni vali programını anlattı | Teknik Üniversite Talebe Birliğinin eski ve yeni valilerle yaptığı toplantı
İstanbul Tenlk Üniversitesi Talebe Birliği, eski VaU Dr. Lûtfl Kırdar'a teşekür ve veda etmek maksadlyie ve yeni Vali Ord. Profesör Dr. Fahreddîn j Kerim Gökay’a da yeni vazlfe-, sinde başarılar dilemek gayesiyle pazartesi günü saat 17 die Birlik lokalinde çaylı bir toplantı tertiplemiştir. Seçmenleriyle görüşmek üzere Manlsaya giden Dr, Lûtfl Kırdar bugün Saat 16.30 da İstanbula dönecektir. Talebe Birliğinin tertlp-tecessüra leölgl toplantıya eski ve yeni
(Baş («rafı 1 İnci sahifede) Şehrin dar bütçesi ile buna yeter ölçüde hazır lanabllmenln' imkânsızlığı aşikârdır. Mesele hükümetçe ele alınmıştır. Her vekâlet kendi sahası dahilinde muvazenel umumiyec'en alacağı ödeneklerle bu çahşmaya İştirak edecektir-
Vekâletleraraaı bir kurul faaliyete geçmiştir. Benim de komisyon çalışmalarına davet edilmem mukarrerdir. Tesbit edilecek programın içinde behemehal Fatih’in heykeli de bulunacaktır. Filhakika Fatih’e bir heykel İstemez, çünkü bütün İstanbul umumi hüviyet! He Fatihin heykelidir. Fakat onu gene maddeten f“r’“__________________________w__ ____ . _______
etmiş görmek bugünün ve ya- valilerindi İştirak edeceklerdir.
nnın nesilleri tarafından heye- I tanla arzu edilecektir. Bu heykelin bizzat İstanbullular tarafından yaptırılması pek münasip olur kanaatindeyim.
İstnabulda beni bekleyen iş-İçr arasında en önemi! bir mesele de asayişin ve umumi nizamın tereddütsüz hükümranlığı keyfiyetidir. Bu mesele ü-zerinde esasen kuvvetle durulmaktadır. Vatandaş emniyet ve huzurunu temin İçin gerekli bütün tedbirler alınmaktadır. Bir de Gecekondu dâvası var- ( dır. Bunu muhtelif cephelerden mütalâa etmek ]azımdır-
1 Gecekondular içtimai zaruretler neticesidir. Bunu tah-111 ve ihtiyacı karşılamak cemiyetin vazifesidir.
2 _ Gecekondular meselesinde şahsi hakların ve mülkiyetin > zararına gayri tabii vaziyetler, -*• hasıl olmasıdır Devlet kendi hekimlerini tekaüde sevkettlği hakları He vatandaş ıstırapları-,ve bunların açtıkları rahnelerin nı tehvlne çalışabilir. Fakat kolay kolay kapatılamıyacafiı şahsm mülkiyet hakkim koru- zikrolunmuştur.
mak da devletin birinci vazife- | ler! meyan ınd ad ır.
3 — Bu mesele devlet otoritesini ihlâl edecek vaziyetler karşısında hiç bir surette müsamahalı olamayız.
4 - Bu meselenin bir de ihtikâr cephesi vardır Vatandaşın ıstırabım kâr vesilesi yapanları affedameylz.
Binaenaleyh Gecekondu dâ- , vasini esaslı bir surette İncele-1, mek Ve evsiz İh.
C. H. P. Alemdar
bucak kongresi
Kongrede hükümetin bazı icraatı tenkid edildi
I
C. H. P. Alemdar bucak kongresi dün toplanmıştır, Bu toplantıda okunan bir raporda hükümetin bazı icraatı şiddetle tenkld edilmiş, seçimler arasında umumi efkârı partl aleyhine çevirecek hareketler yapıldığı, 152 öğretmenin âdete, tehcire! tâbi tutulur gibi birer tarafa atıldığı, Bağlık Bakanının bir hamlede memleketin en güzide
Diğer bazı hatipler de aynı mevzular üzerinde hükümet ic-dolayıslle’ raatını şiddetle tenkld etmişler -II Jjj.
Mütehassıs doktorların vazifelerinden uzaklaştırılması Ankara 22 — Bir kısım mütehassıs doktorların hâlen bulundukları resmi vazifelerden uzak-'laşhrılmakta olması Demokrat
mek ve evsiz vatandaşların İh- Partl mahfillerinde şayanı dik-tiyaçlarını karşılayacak tedbir- kat görülmektedir. D. P. maha-
ler düşünmek vazifemiz olacaktır.»
Valf ve Belediye Başkanı gazetecilerin muhtelif suallerine de cevap vererek, günlük politikacılık He asla meşgul okrayacağını Vali Ve Belediye Başkanı olduğu müddetçe yalnız Partiden değil âzası veya Başkanı olduğu bütün teşekküllerden de çekilmiş olduğunu tasrih etmiş ve îstanbulun ruhunu, havasım yaşamış, elli senelik hayatında hocalığı tatmış. genç nesiller yetiştirmiş olduğunu, şimdi de İdare sahasındaki eserlen İle memlekete faydalı olmak istediğini ifade etmiştir.
Vali Tıp Fakültesindeki arkadaş la riyle vedalaştı
Vali vc belediye rc-lsl Dr. Fnh-reddin Kerim Gökay dün saat 10 da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesine giderek Profesörler kurulunda bulunmuş ve u-zun seneler mesai arkadaşlığı yaptığı doktorlara vedâ temls-Ur.
-.ov evLuıuıc&uruır. iz. r. ma^o-iüine göre bu vaziyet 1950 seçimlerine bir hazırlıktır. Bu partide bulunanların ifadelerine nazaran, D. P. Genel Kurulu bu mevzuu yakında inceleyip bunun etrafında bazı kararlar alacaktır. Yine bu mahfillerin iddiasına göre Sağlık Bakanı doktor Kemali Bayezlfin, kendi seçim dairesi olan Maraş’ta kendi yatanlarından 32 kişiyi muhtelif memuriyetlere tayin ettirdiği, bu şekilde seçimde halk üzerinde tesir etmek istediği de Heri sürülmektedir.
Bir kadın, eski erkeği tarafından yaralandı
Bakırköy bez fabrikasında çalışan Ayşe Tunçer. dün gece e-vitıe giderken, evvelce beraber oturup ayrıldığı Mehmet Muratlı isminde biri tarafından tekrar münasebat tesisi teklifi karşısında kalmış. Ayşe bunu kabul etmeyince Mehmet, genç kadını muhtelif yerlerinden yaralamıştır.
Yaralı kadın harteneye kaldı-ninıış, Mehmet yakaJarn-n^iır
AKŞAM
Dün yapılan lig maçlarında
F. Bahçe 3 - Beykoz 2
G. Saray 1 -1. Spor 1
Dünkü maçların hakemleri oyunları berbat bir şekilde idare ettiler
Dünkü Fenerbahçe - Beyko» maçından bir enstantane
çıkması, mağlûbiyetin bilhassa âmiH oldu.
Fenerbahçe takımında son iki maç çok güzel oyunlarlle temayüz etmiş olan Lefter de dün arkadaşlarına uyarak hırçın bir oyun çıkarmıştır.
Galatasaray 1 — Istanbulspor 1
Dün İnönü stadında ilk maçı Galatasaray la İstanbulspor Çekip Akdumanuı hakemliğinde yaptılar.
Oyunun ilk anlan karşılıklı hücumlar arasında geçtikten sonra yavaş yavaş maça hâkim olan GalatasaraylIlar, hücum hattında bilhassa Muhtarın beceriksizliği yüzünden birçok gol fırsatı kaçırdılar. Bu kaçırış oyunun sonuna kadar devanı etti. Dün Muhtar biraz dikkatli oynasaydı, Galatasaray, sahadan dört, beş gol farklı bir galebe İle ayrılacaktı.
Günün en kritik hâdisesi, 29 uncu dakikada oldu. Önü bomboş olduğu halde îstanbul-spor kalesine akan Muhtarı, arkadan gelen iki îstanbulspor-lu oyuncu makasladılar, hakemin gözü önünde olan bu hâdiseye aldırış etmemesi günün birinci enteresan olayı İdi.
Devrenin bitmesine üç dakika kala Ruhinin bir hatasından istifade eden İstanbulspor santrforu Salim, Galatasaray kalecisi Samimin atılmasına rağmen, golü takımına kazandırdı. Devre de böylece 1 - 0 İstanbul-sporun lehinde bitti.
İkinci devreye başlar başlamaz, GalatasaraylIların İşi acele tutarak neticeyi lehlerine çevirmek İstedikleri görülüyordu Ncteklm 1 İnci dakikada Gündüzün fevkalâde klâsını gösteren bir ara pasını İyi kullanan Oarbis, Galatasarayı berabere duruma sokan golü yaptı.
Oyunun mütebaki kısmında GalatasaraylIların Muhtar va-sıtasiyle kaçırdıkları gol fırsal-lariyle geçti ve maç da hakemin vaktinden 3 dakika evvel bitirmesiyle 1-1 berabere neticelendi.
Galatasaray: Sam 5 m - Naci, Ruhi - Musa, Bülent, Doğan -tsfendlyar, Gündüz, Muhtar, Muzaffer, Garbls.
İstanbulspor: Turan - Salm. Kenan - Mustafa, Kâmil. Nevruz - Faruk, Hidayet, Salim. Tayyar, Cafer.
Fenerbahçe 3 —
Beykoz 2
Dün İkinci maç, aynı statta Fenerbahçe İle Beykoz arasında Samih Duransoyıın hakemliğinde yapıldı.
Fenerlilerin başladıkları oyunun Hk anlan Beykoz kalesi ö-nünde geçti. Beykozun iki e-mektar beki ile yeni, kalecisi takanlarına oldukça heyecanlı ve tehlikeli anlar geçirttiler. Nete-, kim 1 İnci dakikada Beykoz ka-rtbell, fakat geçkin Hd bekle lecislnin hatasından İstifade e-HM|'»»»ııııııııııııımıııi(iHiııııllılılıalllalllllafll|laa|r
23 Ekim 1949
Millet Partisi namına Meclise bir önerge verildi
■ I
Osman Nuri Koni C. H. P. Genel sekreterliğinin hükümete nasıl sual tevcih ettiğini soruyor
Dün lig maçlarının üçüncü haftası karşılaşmaları yapılırken iki nokta bilhassa nazarı dikkatimizi eelbettl. Mirlncisl îstanbulun en eski kulübü Galatasaray İle Fenerbahçenin birbirlerinden bozuk oyunları. İkincisi de dünkü maçları İdare eden Liri birinci sınıl hakemimizin akıllara hayret veren hakemlikleri.
Birinci maçı yapan Galatasaray - Istanbulspor karşılaşmasında hamek Şeklp Akduman, Hk devrenin 29 uncu dakikasında Istanbulspor kalesi önünde makaslanan Muhtara karşı ta-mamlyle lâkayıt kaldı ve sonra oyunu 3 dakika evvel bitirdi Gözü önünde atılan kasti tekmelere de tamamlyle seyirci kaldı.
İkinci maçı yapan Fenerbahçe - Beykoz karşılaşmasında hakem Samlh Duransoy, ikinci devrede Fenere dolayısiyle galibiyeti sağhyan ikinci golün Kâmil tarafından bir voleybol kütörü gibi güzel bir el vuruşly-le gözünün önünde yapılmasını uygun bularak santrayı göstermesi futbol sevenleri tamamlyle üzen bir hareket olmuştur.
Binlerce seyirci önünde yapılan bu hareketlerde biz katiyen kasıt aramıyoruz amma, kafamızda birçok istifhamların yer almasına sebebiyet veriyor. Olgun ve kâmil bir hakemin senelerin verdiği tecrübe sayesinde yetiştiğine inananlardan olduğumuz İçin, hâlen Türitiyenln ve îstanbulun en iyi hakemlerinden. olan Sanıih ve Şekillin dünkü bu bariz hatalarını bir türlü affedemiyoruz.
Dünkü maçlara gelince:
Galatasaray - tst&nbuispor karşılaşması, Fenerbahçe-Bey-koz maçına nazaran daha heyecanlı oldu. Her iki maçta da teknik namına bir şey yoktu Oerek Galatasaray ve gerek Fenerbahçe takımlarında milli formayı giymiş oyuncuların bir acemi gibi oynamaları taraftarlarının bile protestolarına sebeb oluyordu.
Dün iki maçta en fazla nazarı dikkati celbeden oyuncu, e-mektar futbolcu, Gala tasar ayın kaptanı Gündüz oldu. Akıllı o-yunlyle futbolun her yaşta oynanabileceğini gösterdi. Arkadaşına beraberlik golünü al da at diye verdiği pası bütün bir maça değerdi doğrusu.
tik maç, Gala t asarayın beceriksizlik yüzünden kaçırdığı sayım». Istan bulsporluiann da ace mkllk yüzünden heba ettikleri birkaç fırsattan sonra 1-1 berabere bit (4.
İkinci maç, Fenerbahçenln Beykoz karşısında açık ve farklı bir galebesi beklenirken akıbet aksi oldu. Eğer hakem Fc-nerbahçeye elle atılan golü hediye etmemiş olsaydı, bu maç da 2 - 2 beraberlikle bitmişti Bilhassa Beykomın sahaya tec- ]
den Kümü, Fenerbahçeye ilk golü kazandırmakta güçlük çekmedi; on beş dakika kadar devam eden Fener baskısından bir aralık kendini kurtarmağa muvaffak olan Beykozluların hücumlarını dün çok fena oynayan Fenerbahçe müdafaası on sekiz çizgisi civarında favül-ie durdurdular 16 ncı dakikada olan bu frikiği Gazanfer çekti, Erdal evvelâ topu tuttu, elinden kaçırdı. Top kale çizgisini muhiti kadar geçtikten sonra tekrar Erdal tarafından tutuldu ise de hakem daha evvelce düdük çalarak Beykoz lehine gol verdi, tik devre de böylece karşılıklı hücumlar arasında ve 1-1 berabere bitti.
ikinci devre Fenerlilerin bariz hâkimiyeti altında geçti diyebl-Urlz. Günün ikinci kritik hâdisesi 11 inci dakikada oldu. Lef-terin çektiği kornerden gelen topu Kâmtl bir voleybol kötürü gibi topu güzel’ bir el vıiruşiyle Beykoz ağlarına taktı. Hakemin gözü önünde olan bu gayrinlza-mi golü sayması oyunu çığırından çıkardı. Beykoziulann adamakıllı bozulmasından faydalanan Fenerliler, 17 nel dakikada Samimin çok güzel bir şütlyle üçüncü gollerini de kazandılar.
Beykoziulann ani. fakat seyrek hûcumlan tehliken oluyordu. Netekim 39 uncu dakikada böyle ânı bir Beykoz hücumunda Servet ikinci golü de takımına kazandırdı. Oyunda böylece maddeten 3-2 Fenerbahçenln galebesiyle, fakat mânen 2-2 beraberlik]e bitti. Ne olursa olsun, bir takımın mukadderatı hiçbir zaman bir hakemin düdüğüne bağlı kalmamalıdır.
Haluk SAN
Ankara 22 — C. H P Genel sekreterliği, Cumhurbaşkanlığı aleyhine »atfedildiği İddia olunan sözler dolayıslyle, bu gibiler hakkında Adalet Bakanlığınca ne muamele yapıldığını Başbakanlıktan sormuş, bu husus gazetelerde de yazılmıştır Aynı habere göre. Hikmet Bayur, Ahmet Tahtakılıç, Ahmet Oğuz da olmak üzere 14 kişi hakkında savcılıklarca tahkikata geçildiği. Başbakanlık vasıtasiyle C,HP. sekreterliğine bUdirilmlşUr. Bu haber dolayısiyle Osman Nuri Könl bugün Meclise bir sözlü soru önergesi vererek Başbakan ve Adalet Bakanından İzahat istemiştir. Millet Partisi Meclis Grupu başkanı aşağıdaki sualleri sormaktadır:
«C. H. P. Genel sekreterliği, devlet teşkilâtı içinde resmi bir makam mıdır? Adalet Bakanlı-ğınn ve hükümete emirler vermek ve bu makamlardan sual sormak yetkisine sahip midir? Anayasamız, tevhidi kuvayı kabul etmiş olduğuna göre bu sekreterlik ana kanun muvacehesinde hangi kuvvetin mümessili olarak tanınmaktadır? Yani C. H-P. kuvvel teşriiye Ue kaza kuvvetinin yanında üçüncü bir
kuvvet olarak mı yer almaktadır. Teşrii ve icrai salahiyetleri nefsinde taşıyan Büyük Millet ^Meclisinde C.H.P. ekseriyet) tutmuş olduğuna göre, bu parti sekreterliğinin müdahalesi karşısında kanunlara saygı lâzım geldiğinden bahseden hükümet ne düşünmektedir?
Sekreterliğin bu yazısı, Anayasa ve diğer kanuni mevzuatla nasıl telif olunabilir? Hükümet içinde hükümet demek olan bu nüfuzun önüne geçllıniyecek mi? Başbakanla Adalet Bakanının, CJiJ3 Genel sekreterliğine cevap ve hesap vermek mecburiyetinin kanunî mesnedi nedir?
C. H. P. Genel sekreterinin, kendisi veya bu partinin bir milletvekili, Anayasa ve tüzük hükümlerine uyarak bu mevzua dair bir sul yetkisini haiz iken bu doğru tarik terkedllerek kanun fevkinde olan yola gidilmiş ve C. H. P. bu suretle muradına ermiştir. Ama neden bin netice İki Bakanını da kanunsuz bir duruma düşürmüştür? Bu adli takibat hakkında Adalet Bakan lığı tarafından hangi izin verilmiştir?
Created by free version of 2PDF
Seçim lâyihası
Demokrat Parti hazırladığı lâyihayı âlî heyete Yerdi
Aİi Ertekin’in
duruşması
Bazı şahitler istinabe yolıyle İstanbulda dinlenecekler
C- ADALET BATTANİYESİ —>
alan
KflŞTAN KORKMAZ I
M (Etikete DikKatj
Ankaradaki maçlar
Ankara 22 (A.A.) — Bugün 19 Mayıs stadyumunda lig maçlarına devam edilmiştir. Birine! kümede Muhafızgücü, Kalespo-ru 5 - 2 yenmiştir.
Günün İkinci maçı Ankara-gücü ile Demirspor arasında idi. Maç 4-1 Demtrsporun galebesiyle neticelendi.
Ankara 22 (Telefonla) — Demokrat Parti, teşkil edilen İlmi heyetin seçim lâyihası hakkın-dairi sualine cevap vermiş, bu hususta hazırlamakta olduğu lâyihayı bilâhare vereceğini bildirmişti. Demokrat Parti bu mevzu etrafındaki çalışmalarını bugün bitirmiş, lâyihada lüzumlu gördüğü değişiklikleri ihtiva eden metni bu sabah İlmi heyet başkanlığına tevdi etmiştir. Demokrat Partinin hazırladığı bu lâyiha kırk dört büyük sahlfe tutmakta, 151 maddeyi ihtiva etmektedir. Lâyihada, hükümet projesine mütenazır olarak maddeler üzerinde partinin görüşü tesbit edilmekte ve hükümet teklifine göre seçimin muhtelif safhalarda aıredebile-ceği müşkülât misal ve delillere müstenit olarak ayıklanmaktadır.
Demokrat Parti Başkanı Celâl Bayar bu münasebetle İlmi heyet başkanlığına partisi tarafından tevdi olunan bu lâyihanın yeni tiler kanunu hükümleri ve son aylarda İdare mekanizmasında yapılan değişikliklerle beraber mütalâasının zaruri olduğunu da bildirmiştir.
İhtikârla mücadele
Ankara 22 (AA.) — İhtikârla mücadele konusu etrafında alacakları tedbirleri görüşmek ü-zere bazı belediye başkan!arının ve ilgili Bakanlıklar temsilcilerinin iştirakiyle İçişleri Bakanlığında yapılmakta olan toplantılar devam etmektedir.
Îstanbulun mesken dâvası
Yeni Vali ve Belediye Başkanı profesör Fahreddîn Kerim Gökay, bilhassa îstanbulun mesken dâvası üzerinde duracağını söylemişti. Bu hususta şimdiden bazı hazırlıklar başlamıştır. İstanbulda ucuz ev ve uzun vadeli İnşaata tahsis edilecek 14 yere alt arsalann par-SeHcrl hazırlanmaktadır. Bu yerlerde sokak, kanalizasyon, elektrik, su yollarının inşası İçin gereken paranın tedariki etrafında tetkikler yapılmakladır.
Dünya Gençlik Birliği toplantısı
Dünya Gençlik Birliği icra komitesi İkinci toplantısını 23 ekim ile 5 kasım arasında yapacaktır. İcra komitesinde daimi İzamız bulunan Teknik üniversite Talebe Birliği başkanı Mü-kerrem Taşçıoğlu, yann (pazartesi) tayyare İle saat 14.30 da Brüksel'e hareket edecektir. Dünya Gençlnk Birliğinde m em tekerimiz gençliğini temsil eden Türkiye Milli Talebe federasyonunun bu teşekküle olan senelik aldat borcunu Milli Eğitim Bakanlığı ödemeyi deruhte etmiş ve bu tahsisatı Bakanlığın bu esne kİ bütçesine koymuştur.
Bir Sovyet vapuru karaya oturdu
Sovyet bandıralı (Slava> yağ gemisi dün Akdenlze transit o-l&rak gitmekte olduğu sırada Selimiye kışlası önünde karaya oturmuştur. Evvelâ gemi süvarisi kendi vesaitiyle kurtarma İşine girişmişse dc, muvaffak o-lamayınca «İmroz» tahlisiyesi faaliyete geçmiştir. Yapılan tetkiklerde gemi boylu boyunca karaya oturmuş bir halde olduğundan, hamulesi tahliye edilmeden kurtarılması mümkün, görülememektedir. Kurtarma 1-şlnln birkaç gün devam edece-
f
KırkiareH 22 — Solcu muharrir Sabahaddin Ali’nin kaatlll AH Ertekin'in duruşmasına a-ğır ceza mahkemesinde devam edildi.
şahit olarak dinlenmesi mukarrer Süleyman Tanbolulu ite. geçenlerde istanbulda tevkif edilmiş bulunan AzLz Nesln’ln, tahsisatsızhk yüzümden Kırk-iarellne gönderilemedikleri anlaşıldı. Mahkeme, bu husus hakkında savcının İsteğine dayanarak bunların İstanbul ağırceza mahkemesinde istinabe yoluyla dinlenmelerine, Sabahaddin Ali’ nhı cesedini gören çoban Şükrü İle sanık AH Ertekin'in hâdise yerine götürülerek mahallinde temsili tatbikat yapılmasına karar vererek duruşmayı 12 kasıma bıraktı.
Adam kaçırmak suçundan mahkûm olanlar
Diğer taraftan KIrklareli sulh ceza mahkemesinde, huduttan pasaportsuz adam kaçırmak suçuyla yargılanmakta olan Ali Ertekin, berber Haşan Tu rai, Ahmet Çatalcalı ve pastacı A-nastas Perikll’nln duruşmaları da sona ermiştir. Hâkim bu suçtan dolayı Ali Ertekin'in altı ay. Haşan Tural'ın da üç ay hapsine, diğerlerinin beraaline karar vermiştir.
TÜRK TİCARET BANKASI A. Ş.
Kuruluşu 1914
31 Ekim 949 akşamına kadar
Gişelerimizde en az 100 liralık bir tasarruf hesabı açan veya hesaplarında en az 100 lirası bulunan tasarruf hesabı sahiplerine.
10 Kasım 949 sfünü kura ile
25000
Lîra Lkramive dağıtılacaktır.
Kot: Fazla izahat İçin lütfen gişelerimize müracaat e-diniz.
AKSAM
pik Ş A M^AK $ A Mg|
İki duvar, bir tavan!
Mevcut kanunumuz imar ve iskân meselesini kâfi derecede halledememektedir. Kanuıı vâzıı, şöyle düşündü:
— Yeni binaları yapacak* lara bir takım imtiyazlar verevim. Bunlar, on sene müddetle vergiden muaf olsunlar ve binalarını piyasa mucibince pahalıya kiralayabilsinler. İlli --
Nazariye gayet iyiydi. Bir bakıma tatbikatta da müspet neticeler verdi- Yeni kanunun dahi sağladığı son inşaat hamlesinden önce, mecra tıkanmış gibi, âdeta «Hiç ev yok» vaziyeti ile karşı karşıya idik İyi bir semtte konforlu ve büyük bir ikametgâh bulmak için, bazı kimseler, (yâni Allahın bazı talihli kulları) Yirmi bin liraya kadar hava parası vermek zaruretinde kalıyorlardı. Simdi böyle bîr darlık ortadan nisbeten kalkınıştır. Beş, altı yüz li-racığı aydan aya trink ö-deınek (1) kudretinde olanlar. mesken yahut idarehane buluyorlar. Gerçi, malsa-hibi. «Üç seneliği peşin!» diye bir mukaddime ile işe girişiyor? fakat sonra seneliği peşine derhal yanaşıyor, l'cuz ikametgâhlara gelince: Dostlarımın son tecrübelerinden biliyorum ki. pek makbul olmıyan semtlerde dahi, havadar ve ziyadar üç. dört odalı ev, 200 lira civarında.
İste bizi veni kanun, bu ni-nî feraha çıkardı.
Görülüyor ki izafiyet na-zarivesi hükmünü bütün zalimliği ile yürütmekte. 200 liraya istediği kadar ikametgâh olsun, bundan, değil fakir fukaraya, hattâ or-tal anilerin kabaralarına ne? Klâsik bütçelere nazaran. ev kirası, en kesif sanayi muhitlerinde bile aile geli rinin dörtte biri olmalıdır, Bizim memleketin ötedenhe-ri taamülii oydu ki, aile, gelirinin onda biri ile ikametgâh kiralardı- Böyle şeylerde taamül asildir, öyleyse, memleketin geleneği ile kıyas edildiği takdirde, aylık varidatları 2000 lira net para olanlar binnazariye dam altına ralıat rahat girebilecek durumdadırlar. Beynelmilel ölçüleri alırsak da, 800 lira net aylık geliri olanlar, varidatlarının dörtte birini ikametgâha ayırmak bahtiyarlığına eriyor; mütevazı bir mahallede, üç, dört odalı mütevazı bir apartman katına kavuşabiliyorlar. Gerisi açıkta!
Bankalarımız, arsası olanlara ve beş, on bin lira nakdi bulunanlara, uzun vâde ile ve az faizle ev yaptırmak için kredi veriyordu; son para darlığı dolayısiyle bu kredinin de tavsadığı malûmdur- Ortak allı insan, elinde bir arsa ve elinde beş, on bin lira bulunduğu takdirde dahi, başını bir deliğe soka-mtvacak hale gelmiştir.
Son ümiil: üç, beş sene beklemeli; binalar çoğalsın, çoğalsın; malsahipleri aralarında rekabete girsinler: ve vavaş vavaş kira düşsün.
Bu ümit, elbette Nasred-din Hocanın çalı hikâyesinden pek farklı değildir. Buna fakir fukara ve ortahalli-ler hazin hazin gülerler. Hele «-ok çocuklu ailelerin rıımu. 200 liralık evlere kabul edilmiyecek derecede fenadır,
İmdi, iki yol kalıyor: İlerisi gören inşaat sahipleri, aynı saha üzerine çok odalı ve pahalı ev yaptıracakları yerde, az odalı ve ucuz ev mahalleleri tesis etseler: Belediye bu evsafta evler yapılarak mahalleleri. çocuk bahçeleriyle ve saire ile şeref-•ndirse...
Hususî teşebbüse yukarılı i öğütler kabilinden öğütler kabul ettirmek giiç iştir. Benim anlayışıma göre, ancak devletle belediyeler ve bankalar ve ciddî kooperatifler elele verdikleri takdirde bu müşkülden fakir fukarayı kurtaracaklardır. Ge-
Devlet Denizyo!Lrı
500 milyon lira sermayeli bir banka kurulacak
Devlet Denizyollarının verimli çalışan bir işitime ve İktisadî devlet teşekkülü haline gelmesini temin için Ulaştırma Bakanlığınca yeni bir kanun tasarısı hazırlanmıştır. Bu tasarıya göre İdarenin ıslahı ancak mevcut statünün değişmesiyle mümkün görülmekte ve sermayesi beş yüz milyon lira olan bir banka kurulması istenmektedir. Kendisiyle görüştüğüm yetkili bir zat bu tasarıdan bahisle bana şunları söylem iştir:
— Bilhassa dış seferlere ve şilepçiliğe girişmiş olan bu idare dünya deniz ticaretinde meri esas ve kaidelere uymak mec-buryietİndedir. Bunun İçin de idarenin bir iktisadi teşekkül haline sokulması zaruridir.
daha
w
Sabah tiazeteleriNeDiyor?^
Tehlike alâmetleri
CUMUURİYET, bu başlıkta yazdığı makaledr son dünya vaziyetini tetkik ederek iliyor ki:
Yugoslavyaya karşı cote hnrblcrinin başlamasını ve kızışmasını. büyük bir yangının alâmeti saymak ve ona göre vaziyet almak, son derece isabetli olur.
Batı dünyasının bunu bu şekilde telâkki ettiğini gösteren bir çok delftll bulunmakta, bilhassa Amerika gazetelerinin bu yoldaki neşriyatı, vaziyetin dikkatle ve ehemmiyetle takip olunduğunu göstermektedir-
Yugoainvyamn Güvenlik Konseyine «eşilmesinden sonra Ko-mlnfonnıin bu memlekete Mr darbe İndirmek istemesi ihtimali vuzuh ile belirdiğinden, durumu âzami dikkatle takip etmek zarureti kendini açıklamış bulunuyor. Bugün Yugso-lavya, dünya sulhunun bir barometresi mahiyetini almıştır. Ve bu barometreyi gözden ka-
çırmamak basiret eseri olur.
*
Partiler ve valiler
Ahmet Emin Yalman YATANda Tartiler ve valiler başlıklı yazısında diyor ki:
Dün İstanbul basınına verilen çayda Dr Fahreddln Kerimin söylemeği bildiği çok güzel sözlere rağmen, biz bu tâyin hakkmdakl tereddüt ve tenkidi görüşümüzü muhafaza ediyoruz. Fakat göreceğimiz İcraat bizi haksız çıkarırsa ve Dr. Fahreddln Kerim dar görüşlü bir partici değil, hakiki bir İlim adamı ve bir memleket adamı diye hareket etmeği bilir «e. Halk Partisine olan hizmet arzusunu da İzmir valisinin ortaya koyduğu formül dairesinde karşılarsa; haksızlığımızı itiraf etmekte ve yeni valinin hakkını vermekte zevk duyacağı».
ma-
Atabinen Talebe
yurdu açıldı
Sahile 3
işletmeleri
çi) Bu kelimenin, bu şekilde kullanılışı yenidir. Bazı ediplerimiz, bu yeniliğe itiraz ediyorlar, ben kabul ediyorum. Eskiden. «ödemek,, ancak, «borç ödemek» gibi kullanılırdı. Şimdiki nesil «tediye» mânasına da kullanıyor. böylelikle bir eksiğimiz kapandı.
Haber aldığımıza göre yeni îztanbul Valisi Fahrcddin Kerim. Gecekonduların yıkılmadım önliyeceknrtg ve İstanbul civarında yeni kuracağı mahallelerin inşasına kadar hiç birine dokunmıyatakmış. Lût-ti Kırdar gibi irrük tarafından çok sevilen bir zatın sandihyasına. oturan bir Vali için bu İlk teşebbüsü biz güzel bir başlangıç telâkki ediyoruz. Islanbuhın blnblr dertlerinden biri de mesken meselesidir. Eğer az gelirli fakir sınıfı otomobil sandıklarını bozarak Gecekondu yapmaktan kurtarabilirsek bu şehre büyük brl hizmet yapmış o-Icıeağtt. Yeni Vali bunu yapacağını temin ediyor ve şehrin yanı başında yeni mahalleler İnşa edeceğini ve kûçiik evleri r maliyet flallne halka dağıta-'dar ancak 175 bir. cağını vâdediyor. Bu teşebbüs'gerçekleşecektir, 1 tahakkuk ettiği takdirde şehir
Salahiyetli bir zat faaliyetleri hakkında ne diyor?
Bunu da tecrübe edelim !
Ilele şükür. Amerikalı dostlarımızda taklide değer bîr yenilik daha keşfettiğimizi gazeteler müjdelediler, Amerikada nakil vasıtaları
Etibank müe.'iseseslnden yet- telsizlerle Kontrol ediliyor-kili bir zat kendisiyle görüşen nııış. Bizde de bu usulün Hihteilf İş- tatbikine karar verilmiş. Şehirlerin muhtelif semtlerin-j de telsiz istasyonları kurulacakmış, içinde telsiz cihazı bulunan bir otomobil de mütemadiyen dolaşacak, nizama aykırı hareket eden ı nakil vasıtalarını o civardaki istasyona telsizle haber verecekmiş.
| Maşallah .zekâlar şimşek-I leniyor. Su buluş, tam mâ-nasiyle keramete takla attıran feraset eseridir! Sehirle-, Nevyork’tan, Va-
sington'tan farkı yok- Caddelerimiz geniş sokakları- iı mı? mükemmel, telsiz ma- it? kinesj vapan fabrikalarımı!-, harıl harıl işliyoT. Amerikalı” dostlarımız bundan istifade ' " ediyorlar da biz ne durıno-*g
ruz? Kur istasyonu, bas diîğ-bu meye, tıkır lıkır çalışsın. O- C ' , ' hızlı mı
Ver işareti, istasyonuna, bilmez seni! etmezsin,
tasavvurlar bizim tine-1 ................-...a anlatılsa ne der kapatılacak- acaba? Her halde söz söyle-
; meğe bile liizum g3rnMMŞt>-0 /in kahkahayı basıp sırtıiu Q) döner.
Büvük şehirlerde ve şehirlerarası '■■Harda ıı*'ki| vasi- u. tası kazaları mütemadiyen artıyor, her gün bir sürü can kayboluyor, beride biz tak-lidcilikle, telsiz istasyonları ile gönül eğliyoruz.
İstanbul'dan ‘ * * '
eşya taşıyan kimse dönüp Dört tonluk kamyona yedi ton yiik dolduruluyor, ayrıca şoförün yanma rla yolcu bindiriliyor. Kamyonlar bu muazzam viiklerle İstanbul’un en işlek caddelerinde ve herkesin gözleri o-nündc korna zırlatarak Ka-
bir arkadaşımıza mı letmelerln faaliyeti hakkında şu izahatı vermiştir:
•— Ereğli Kömürleri İşletmesinin 1948 senesi istihsali net 2 milyon 573 bin ton. 1949 senesi programıysa 2 milyon 854 bin 600 tondur. Garp Linyitleri İşletmesinin 1948 İstihsali 680 bin 39 ton, 1949 yılı programıysa 700 bin tondur. Divriği demir madenleri işletmesinin 1948 Is-'.Ihsall 185 bin 435 tonken bıı w . .0,6 i , r«n icra
miktar 1949 yılının sonuna ka-, rimj2in . . .. olarak
Ergani bakır işletmesi 1948 de 10 bin 970 ton halkı He beraber kendisini teb- istihsal etmişti. Bu İşletmenin rlk edeceğiz ve muvaffakiyeti-'de istihsali 1949 sonuna kadar 10 bin 630 ton Şark kromları işletmesi 1948 de
99 bin 34 ton krom istihsal et-
mişti. 1949 sonuna kadar miktar 166 bin tona çıkacak-, fomobil tır. Keçiburlu kükürtleri İşlet-meal 1948 yılında 2 bir: 610 ton kükürt istihsal etmişti. 1949 yı-1 ..
lında bu istihsal 3&00 tona dii-' şecektlr. Bu yıl İstihsali düşen sürersin işletmelerde çeşitli ıslahat ve Bu tcvslat yapıldığı için işler biraz memleketi tanıyan biı aksamıştır- tlerlkl senelerde bu rikalıya ' '
açıklar fazlasiyte _____ j - - -
tır.
Diğer taraftan Marshall kredilerinden 1948-1949 devresinde E’ibankın payı İle muhtelif islere başlanmıştır. Bu arada Zonguldak kömür havzası a-menajmanının birinci kısmı 1-çlıt Î0 milyon 985 bin dolar. Garp Linyitleri amenajmanı i-çlıı 869 bin dolar, Divriği demir amenojmani için 926 bin dolar, elektrik santrallan İçin 2 milyon 972 bin dolar, etüd ve kontroller için bir milyon dolar. îş-ietm? nıalz»mesl için 2 milyon
100 bin dolar, yani ceman 18 milyon 852 bin dolar sarfedile-cektlr. Etibankın bu muhtelif işletmelerinden elde ettiği Is-lihsalâtla 1943 senesinde yaptı-
.. . nünse Korna zırıaıaraK na-
gı atışların yekûnu 104 milyon talaş iskelesine gidiyor, o *14 İlin 10fi vTSît-L- D,.
ra d an araba vapuru ile Üsküdar'a gerip yola devam e-
Hüseyin Doğan zabıta tarafından yakalandı
gidivor? .., al şoförü telsiz ..... Seni gidi beni lm! Nizama riavet otomohohili hızlı ıa?...
O $2 o > o
P
Dünkü seyrüsefer kontrolünün neticeleri
Dün şehirde yapılan seyrüsefer kontrolündü kırk şoförden 450 lira peşin para cezası alın- .
mış. 2G sı hakkında ceza zaptı lebe yurdu dün saat 14 de tö- bakam kendisine verilen anah-tanzlm olunmuş. 6 otomobilin renle açılmıştır. Darüşşafaka(tarla yurdun kapışırı açmış ve _.a.— binasının yanında inşa edilen davetliler binayı gezdikten son-
yurdun bahçesinde yapılan bu ra hazırlanan büfede Izâz edil-lörene Reşit Saffet Atabinen inişlerdir-rahatsızlığı veya tevazuu dola-: Darüşşafaka talebe yurdu yısiyle iştirak etmemiştir Tö- 31534 liraya mal olmuştur. Bu, rende hazır bulunanlar arasın- yalnız İnşaat bedelidir Arsası da Milli eğitim bakanı Tahsin Darüşşafaka bahçesinden ayrıl' mıştır. Bina 360 metre karedir • Yine Darüşşafaka tarafından 1-| kİ bin küsur liralık taş ve de' mir gibi inşaat malzemesi ve-rilmiştlr. Bu da hesaba katılır' sa inşaat masrafı 33532 liraya .! çıkmış olur.
I 31534 lira nakllten 23000 111 rasınt Reşit Saffet Atabinen ' vermiş, kalan 8534 lira da yine onun şahsî teşebbüsleriyle Milli i ve mail mtiesseselerlmlzden ve I hayırsever zatlardan temin e’ dllmlşlir.
_ . , Yurtta 18 Darüşşafakalt genç istiklâl yatabilecek genişlikte bir ya' ‘ tak kovuşu, bir yemek ve bir
de okuma odasiyie banyo vc tuvalet mahalleri vardır. Bina müteakiben bir kat üzerine Türk üslûbunda f Operatör kâgir olarak yapılmıştır. Mim Kemal Öke ezcümje de -1 iniştir kİ:
u ____ «— tik, orta ve liseden müte-
deki‘İslık01an MrOTOraunm İlk yaret rtmVIr. Bu arada süluy-maniye ve Zeyıifp Kâmil doğum ‘ »"•
evlerini de gören doktor Afridi müesseselerimizin mellyetlnden sitayişle iniştir.
Memleketimizde çeşitli sağlık meselelerini tetkike gelen misafir yarın Anka raya gidecektir.
plâkası sökülmüştür.
Bundan başka tramvaylar yürürken Lnlp binen on be? kişiden 150 lira peşin para cezası alınmış, iki kişi hakkında da ceza zaptı tutıümuştur-
Limanda tâyinler
İstanbul liman İşleri reis muavini Emrııllah Erkan terfian Karadeniz bölgesi liman ve denir işleri müdürlüğüne. Emrul-|ah Erkandan boşalan İstanbul liman işleri reis muavinliğine de terfian Ilınan kontrol şefi Reşit Ur tâyin edilmişlerdir-
Doktor Afridi’nin şehrimizde tetkikler
Meıkezi Cenevrede bulunan Birleşmiş Milletler sağlık ve sosyal yardım teşkilâtı Akdeniz bölgesi İkinci reisi Pâkis-tanlı doktor M. K. Afridi şehrimize gelmiştir.
Misafir doktor dün sağlık ve sosyal yardım müdürü doktor Faik Yargıcı ile şehrimiz-' HnV. e4S1>L- ..^1l.,ı
Banguoğlu, İstanbul vali ve belediye reisi Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay, Istan-1 ı bul milletvekili Ekrem Amaç, ' C. H. P. İstanbul bölge müfet-tişl Sadi Irmak, İstanbul üni-versllesi rektörü Ord Prof. Ömer Celâl Sarç cemiyeti tedrl- ] siye! İslâm iye idare meclisi başkanı Ord. Prof Mim Kemal; Öke. ve daha bir çok davetliler vardı.
Mim Kemal’in nutku
• Törene Darüşşafakalı bir grup, ( öğrencinin söylediği *......
, marşlyle başlanmış, bundan sonra «Dağ başını duman almış» ve «Darüşşafaka» marşları da söylenmiş, | konuşan Ord. Prof
Mim Kemal Öke f
cekondu derdine de öyle deva bulunacaktır.
Anadolu'ya kamyonlara bakmıyor, altı
34 bin 126 Türk lirasıdır. Bu
Abdullah namı diğer Hüseyin miktarın 85 milyon 458 hin 574 p.6, dabdd., 1« d.n,™ m
. . l.ln sr.? lirnlıfrı rl» htırlz.1» «mrM- * . __ ' - .
bin 552 liralığı da hariçte yapılan
Kars'da Arpaçay kazasının Gürhan köyünde oturan Hak-verdl Özsaya adında birini öldürerek kaçan Abdullah namı diğer Hüseyin Doğan adında yirmi beş yaşında bir geııç dün emniyet müdürlüğü cinayet kısmı memurlatı tarafından Kadıköyde yakalanmıştır Hüseyin Doğan işlediği cinayeti İtiraf etmiş ve cezaevine sev-koiunmuştur Oradan da mahfilsen Karsa gönderilecektir.
satışlara alt Ur»
Alacak dâvaları
çıkıp da: «Kamyonu fazla yüklemişsiniz, yolda devrilir. kaza olıır» demiyor, diyemiyor ve arabaların bir kısmı o feci akıbete uğruyor.
Nakil vasıtalarını telsizle kontrol usulünün tatbikînde gccikihniycccği şüphesi*. Çünkii hem gösterişli, şatafatlı bir iş. beni de Yeni Dünyayı tak'id için mükemmel bir fırsat. Bizde faydalı ohır mıı. olmaz mı, hu cihetin ehemmiyeti de vok. düşünen de vok. ilde biraz para ve emek haren ahm. tecrübe edelim; muvaffak olursak ne âlâ! faydasını görmezsek vaz geçeriz!
İtirazımız vok. her i|de
Sulh mahkemeleri bin liralık dâvaları görebilecek
Muhtelif yerlere yerleştirilen belediye daireleri
Belediye dairelerinin muhtelif binalara dağıldığını yazmıştık Bir kısım daireler de Divan yolundaki eski esnaf odası binasına taşınmıştı. Burada çalışan memurlar binanın darlığından şikâyet etmektedirler. Ayni zamanda bu binada, civarında bulunanlar gibi istimlâke tâbidir. Bu sebeple bu dairelerin bir kaç ay İçinde buradan da başka yere taşınma-
yapılamaması yüzünden bu se-| ne talebe alamadık. Böyle acı mükem-' bir haltn tekerrür etmemesini bahset- tcmcnnl ederken milli eğitim
l oakınından da bu viüiıı yerine getirilmesini bekliyoruz. Akraba ve taallûkatının mali durumları müsait olmayan Darüş-şataka mezunları arasında en ziyade muvaffak olup üniversite veya yüksek okullar m birine devam eden gençleri parasız yatırıp geçindirecek bir aile o- lan İcap edeceği anlaşılmıştır.
I
Tren ücretlerine
yapılan zam
Banliyö biletleri yapılan zamdan müstesnadır
tarat-
Adalet Bakanlığı bir
lan mahkemeler mehafilinde, diğer taraftan da piyasada iyi akisler uyandıracak olan yeni bir kanun tasarısı hazırlamak-1 ladır. Bu tasan meclisin önü- modern vasıtalardan favda-müzdekl ay açılışında müsta- lnnma.vı elbette arzu ederiz ccilyetie müzakere edilecektir amma bunun tatbikatına gi-Bu tasarı, şlmdLye kadar üç yüz liraya kadar hukuk dâvalarına bnkablletı sulh tnahkc-melerinin salâhiyetlerini bin liralık dâvalara kadar yükseltmektedir. Bu suretle basit usulü muhakemeye göre çalışan sulh mahkemelerinin faaliyeti
'* artacak ve dâvalar daha basi* formüllerle halledilmiş olacaktır.
Diğer taraftan da evvelce iiç yüz liradan yukarı dâvalara bakan asliye hukuk mahkeme-‘ lerinin işlerinin azalmasını temin edecektir.
rişrneden evvel düşünülecek daha miihim noktalar var. Evvelâ memleketimizin şehir ve yol vaziyeti bu vasıtalardan istifadeye müsait mi? Saniyen, telsizle kontrolün müeyyidesi nedir?
Scnelerdenberi seyrüsefer kanunu hasırlanmakta olduğu söyleniyor, her Başbakandan aviıı sözleri duyuyoruz. fakat kanun tasarısı Meclise bir türlü sunulami-yor. Birsiirıi para harcayarak telsiz makineleri satın alıp İstasyonlar kurmak kanun hazırlamaktan daha ını kolay acaba?
Cemal REFİK
Devlet Demlryollar- İdaresi, gar masraflarım karşılamak maksadiyie trenlerin yolcu bilet ücretlerine zam yapmış ve an İti-( ibaren yürürlüğe girmiştir. Buna göre tutan 100-199 kuruşa kadar olan biletlere 10 kuruş | 200-499 kuruş olanlara 20 kuruş 500-999 kuruş olanlara 50 kuruş, 1000-1999 kuruş olanlara 75 kuruş, 2000-3999 kuruş olanlara 100 kuruş, 4000 ve daha fazlası için 150 kuruş tuzla alınacaktır. Kesirler dalma beş . kuruşa iblâğ edilerek tahsil o, lunacaktır. Meselâ IG veya 17 kuruş yerine 20 kuruş alınıı-, çaktır. Ayrıca gidiş-dönüş bilet. leri de iki bilet addedilerek oııa , göre zamlı tarife tatbik edilecektir. Tenzilâtlı biletlerden de be yeni İlâve ücretler tam olarak alınacaktır. Yalnız, banll-yc biletleriyle ücretleri 100 ku-nışu aşmıyan posta bl tellerin -' den Ve sülüs biletlerden bu zam ■ 1ar alınmıyacaktır.
Fakır, bekâr yahut evli vc(cağt olarak, onların çalışma ve Bir ay evvel başlayan nakil İş- ______________ _ ...
tek çocuklu karı kocanın araştırma vasıtaları bulabilme-, lerl hâlâ tamamlanmadan yeni yent tarifeler dün sabahla şimdilik cemiyetten istediği, I lerlnl, yatılı okul öğrencileri gi-1 nakillerin yapılması hem me- ... .
tek odadan, haydi haydi iki hi terbiye ve sağlık bakımından murlar, hem de iş sahipleri için edadan ibarettir. Bir kaç $e- lalâhlyetll, şefkatli bir idarenin müşkül vaziyetler yaralmakta-ferdır deri sürdüğümüz tik- nezareti altında bulundurulma- ‘ -n, yine tekrarlıyoruz.- Blok ]arını temln maksfllI|yIe kuru-ev. her katta bir kar apte- Ian bu yurL ne kad3r küçuk o.
ve banyo müşterek, hırsa O13un lnsanı,k w 3Pfbat rin a ar , tr,n 1 sembolleri arasında yer alacak-
rınc de. umde akar su olan ..., odalar. Çok çocuklulara çok oda.
Asgarinin asgarisi olarak şehrin buna ihtiyocı vardır. Ve bu, $ehir fakir fukarasına, tek oda temin etmek dahi değildir. Jler aileye ancak bir tavam ve iki duvar temin etmektir. Çünkü, diğerlerinin tavanı ve duvarları, odanın öbür satıhlarını kapamağa kâfi gelecek.
İleride, bu odalar, geçici işçilere ve sair fakir fukaraya hasredilir: daimî işçiler ve şehrip daimî ahalisi, bahçeli evlere naklolunurlar.
Fakat şimdilik, iki duvarla bir tavan, her ihtiyaç sahibine verebileceğimiz bir asgari ikametgâh olmalı; i-nıar plânımızın en başında bu madde bulunma!*!
(Vâ-Nû)
dtr.
Sundan sonra Mim Kemal Öke, törene davetli olup da Başbakan yardımcısının Ankara da bulunmaması sebebiyle istanbula geknılycn başbakan Şemseddin Günaltayın yolladığı mektubu okumuştur. Başbakan mektubunda yurdu yapanlara teşekkür edip kendisini milli eğitim bakanının temsil edeceğini belirtiyordu.
Millî Eğitim Bakanının konuşması
Müteakiben konuşan, milli eğitim bakanı Tahsin Bangu-oğlu da ezcümle demiştir kİ:
«— Darüşşafaka bizde hususî mektepçUJğin en güzel bir örneğidir. Buranın bir eksiğini tamamlamak sureliyle Reşit Saffet Atabinen çok güzel bir mânevi numune vermiştir. Ken
Fırtına yüzünden geciken vapurlar
Son günlerde Karadenlzde hiıkiim süren fırtına yüzünden vapur seferlerinde bazı gecikmeler olmuştur. Bu arada cuma günü Karadeniz postasından gelmesi İcap eden «İzmir» vapuru dün akşam saat 22 de llmanınuza gelmiştir. Ayrıca dün gelmesi icap eden «Bakır» vapuru da bugün gelecektir.
Tekel’de emekliye ayrılan memur yok
Diin bazı gazeteler tekel İdaresinden 39 memurun yaş haddini doldurma sebebiyle emekliye ayrıldıklarını bildirmişlerdir. Bu hususta tekelde yaptığımız soruşturmalara göre temmuz ayındanberl emekliye ayrılmış hiç kimse yoktur. Temmuz ayında emekliye ayrünn-ların listesiyse o zamanki gazetelerde neşredilmiştir.
Antakyada feci bir kaza
Antakya 22 — Antakya - Reyhanlı asfaltının Demlrköprü ile Reyhanlı arasındaki kesiminde iki kamyon çarpışmıştır, 0 ölü, 26 yaralı vardır.
da
Vilâyet sağlık müdürü terfi etti
Vilâyetimiz sağlık ve sosyal yardım müdürü doktor Faik| Yargıcı, sağlık müdürlüğü işini şimdiye kadar vekâleten görmekte İd.1. Faik Yargjcının asd vazifesi bakanlık baş müfettişliği idi. Sağlık bakanlığı, doktor Faik Yargıcıyı asli maaşını 90 liradan 100 liraya yükseltmek sureliyle terfi ettirmiş ve ayni zamanda sağlık müdürlüğüne asaleten tâyin etmiştir.
Herkesin son derece hürmet ve takdirini kazanan ve bil- öğretmenler özel okullara ver-hassa yoksul ve hastalara gos- leşllrilmektedir. Milli Eğilim terdlğl nilıyaetslz şefkat ve yar (Müdürlüğü, yardımcı öğretin»n-dımlarlyle nümune bir İdare lere özel, yabancı ve azlık o-adamı olan doktor Faik Yargı-' kullarında va2tfe verilmeden cıyı terhinden dolayı tebrik e- dışardan tâyin yapılmamasını deriz. kararlaştırmıştır.
Millî Eğitim Balcsnı
Şehrimizde bulunan Milli f Eğilim Bakanı Tahslr. Bangu-oğlu dün vilâyete gelerek y>-'nl vali ve belediye başkanı doktor Fahrcddin Kerim’1 makamında ziyaret ve tebrik etmiştir
Açıkta kalan yardımcı öğretmenler
Son tâyinler yüzünden şehrimizde açıkta kalan yardımcı
Sabite 4__
Sait Halim paşa korusunda ..
________AKSAM_________
Tel - Aviv Mektupları
23 Eltim İPIII
Seferberlik ilâm kararlaş tınlan köşkte birkaç saat
Yirmi iki sene evvelki bir hâtıra Yeni-köydeki büyük koruda olup bitenler — Bahçıvan İbrahim A kincinin anlattıkları ve başlayan yeni bir hayat
Yararı: Remzi TOZANOGLU
72 milletin lisanı konuşulan muhacir kampları
Israildeki muhtelif yahudi tipleri — Israilin silâhlı kuvvetleri
Boşanmış, fakat dost kalmışlar kaliibii
Amerikanın Filadelfıya şehrinde Açılan bu kulüb büyük rağbet gördü
Fen^öy korusunda içinde seferberliğin iULnı kararlaştırılan köşk ve enırkdar bahçıvan İbrahim Akıncı
Ordu günü münasebetile Telâviv’de bir geçit resmi
Bundan yirmi iki sene kadar evveldi. Vilâyet dairesi karşısındaki eski Tomruk dairesi «polis müdüriyeti* binasında ikinci şube müdürünün köhne, rutubetli odasında otlan yer yer fırlamış bir koltukta oturuyor, günlk zabıta vakalarından konuşuyorduk.
Kapı vuruldu. İçeri bir adam girdi ve şube müdürünün eski harap masasının önünde durarak:
— Ne istiyorsunuz?
Sualini bekledi.
Bu sual sorulunca:
— Bir yerde define aramak İçin izin Istlyecektim.» dedi.
şube müdürü:
— Neredeymiş bu define? deyince;
— Yeniköydckl korulukta! cevabını verdi-
tklncl şube müdürü, bu İş İçin evvelâ vilâyete müracaat edileceğini, sonra tahkikat İçin kendisine geleceğini bildirdi. Müracaatçı da aldığı bu cevap üzerine çıktı gitti
*
Birbirini takip eden günlük
sının bağlıyacağını düşünerek daha fazla bir şevkle çalışıyorlar.
Bütün bunları, ciğerleri daha fazla kabartan nefis bir çam kokusu altında seyrederken yirmi iki sene evvele dönmüştüm. Bu korulukta define aramağa kalkışan adam ne yapmıştı, ne olmuştu?
*
Bunu koruluğun 33 senedir ve babasından devralarak bahçıvanlığını yapan İbrahim Akıncının ağzından dinlemek İstedim. İri yapılı bir Karadeniz adamı idi bu...
— Babam Yakup burarım 45 senelik emekdan İdi. Ben 33 senedir buradayım. Bir zamanlar kulağıma böyle bir define hikâyesi çalınmıştı. Evvelce baştan başa armut ağaçlarlle dolu olan bu altmış beş dönümlük koru, bilâhare tamamen çamlığa çevrildi- Rahmetli Sait Halim paşa ner çamı bizzat eliyle dikmiştir ve hepsi de Avrupadan getirtilme fidanlardı Şimdi koruluktaki çamlar 3450 tanedir.
(Arkası 6 ncı sahifede)
Teiâvlv (Hususi muhabirimizden) — 948 mayısında İngiliz j manda idaresinin hitama erme- ı siyle, Fllistlne muhacir akını başladı. İsrail hükümeti, muhacereti. hiçbir surette tahdit etmek niyetinde olmadığından, memlekete girenleri ne surette , olursa olsun, muvakkaten de ol- ' sa, yerleştirmek azmindedir. 16 , ay zarfında İsralle hicret eden ' 210 bin muhacirden 200 bini ’ muhtelif sabada iş bulup yer- ’ leşmiş vaziyettedir. 70 bini İse ' sekiz dokuz ay evvel İhdas olunan («Bet a olim»ler) Muhacir ' kamplarında barındırılmakta, ' tedricen yerleştirilmektedir.
Dillere destan olmuş «Bet a , ollmıler ordu tarafından muhaceret organizasyonu olan Soch-nut’a terkedilmiştir; bu kamplar, memleketin muhtelif yerlerinde, bilhassa büyük şehirlerin yakınlarında bulunmaktadır. Burada dünyanın dört bir tarafından gelmiş insanlara rastlarsınız; Şanghaydan, Singapur dan tutun da Arjantlnden dahi . gelenler vardır. Bu kampları zi I ____________________*_____________________
yaret eden bir kimse, kendini jer gösterilir ve konserler veri-Râhil lrııl**^lnrlı» sanır Vnlmis I- ......... _________
nü görürüz.
Kamplar nasıl yerlerdir?
Muhacir kampı deyince, İnsanın aklına, dünyadan tecrit edilmiş, dikenli tellerle çevrili, bir yer gelir; halbuki bu kamplar bambaşka blı manzara ar-»etmektedir. Dort-beş aylık bir zaman için, burada İkamet eden muhacirlere, şehirdekllerden, az farklı, bir yaşayış temin edilmiştir. Kanıp sakinlerinin bLr kısmı, yaz müddetince çadırlarda barınırlar. 4-5 ay süren bu geçim, meccani olarak, «Soch-nut* tarafından temin edilir.
Bu kamplarda, döşenmiş asfalt yollar hastahaneler, klinikler, diş ted&rihaneleri, kültür sa lonları, okuma odaları, okullar, kütüphaneler, tiyatro salonları, yıkanma ve duş yerleri mevcuttur. Vasati 10-15 bin nüfuslu bu «şebircikler* in asayişini -Polis temin eder.
. Her hafta, münavebe ile film-
işinin akıbetini bize unut turmuş eîtmişU- Geçende Yapı Kredi bankasının besinci yıldönümü dolayırile Yenlköydeki
Sait Halim paşa koruluğuna gittiğimiz zaman yirmi iki sene evvelki hâdiseyi hatırladım.
Merhum Sait Halim paşadan oğlu prens Halim beye, prensten de Yapı Kredi bankasına intikal etmiş bulunan Sait Halim paşa yalısı müştemilâtından olan bu koruluktaki sırtta ve Boğazın serin sularına bakan küçük, fakat tarihî kıymeti büyük olan -Toplantı köşkü* restore edilmekte İdi .
Salt Halim paşanın Sadrâzam lifti zamanında «-Encümeni vükelân nın seferberlik kararını İçinde vermiş olduğu bu köşkü yeniden güzelleştirmeğe uğraşan işçiler bu ıssız korulukta yeni bir hayat oynaşma-
ialanbul B»tedlı*ıl Şotılr Tlyllroi'a Bu akşam saat ÎO de DRAM KISMI F A U S T Yazan: Goethe Türkçesl: Seniha Bedri Oöknll KOMEDİ KISMİ N E M O BANKASI Yazan : L. Verneuli Türkçesl: Fehmi Ballaş. L AY Pazar günleri 15 dr Matine Pazartesi akşamlan Draır Kısmında Salı akçamlan Kemril KıStaind* temrfl volttur
MUAMMER KARACA OPERETİ
Maksimde Saat 20,30 da
RAKIM 185
Matineler: Cumar tesl pazar 15 te
Yalnız pazartesi akjamları temsil yot
Bâbll kulesinde sanır. Yetmiş 1-' lir. _ şthiri gezmek isüyen mu kİ milletin 1’-------
BET A OLİM sâkinlerinin, an- 1 laşıp uyuşmaları hakikaten bir garabettir.
Sapsan ve uzun boylu Alman ve Macar Yahudileri arasından? esmer, kısa, cılız, rengârenk es-' vaplarla Yemenlileri tefrik et-i inek için güçlük çekilmez. Avrupadan gelenler, Alman ölüm kamplarından kurtulanlardır, kollarında ölüpı kamplarının silinme? yadigârı olan ten üzerindeki döğme numaralar vardır.
Tunus ve Cezayirli Yahudller meyuslyet ve hiddetleriyle. Fas lılann İse nobranlığı İle meşhurdur. LibyalIların tevazuu, meserreti ve hayırhahlık herkesi mestediyor. İspanyadan gelenlerin ise muslklşinaslığı meşhur olmuştur. Türkiyeden gelenler memlekette daha, yeni oldukları İçin bunların hakkında henüz bir fikir edlnilememlştir. Ye-menülerin. lütufkârlığı, soğukkanlılığı, PolonyalIların sabır ve itidali maruftur; Filistin yalı udisin d e bu karakter bariz bir şekilde göze çarpmaktadır.
llsanını konuşan hacirlerin, buradaki ikametleri r «AMn^rinln an- müddeLince yatacak yeri ve yl-
• yecefti temin edilir. — Muhacir I kamplarında yemkeler, umumi
■ yemekhaneler tarafından, «Müs , takbel İsrail vatandaşlarına» , tevzi edilir. Kamp sakinleri ika] metleri müddetince, kamp da-
bilinde, ve şehirlerde ücret mu kabilinde çalışırlar. Muhacir kamplarından aynlanlara, kabiliyet ve mesleklerine göre «Hlstadrut» denilen İşçi Fetfera lif Organizasyonu, İş. ve «Soch-nut» (Muhacirler teşkilâtı) da mesken temin eder. İnşaat halinde bulunan evlerin adedi 30 bindir.
Münakalât
■ Israildeki dahili münakalâtı, motorlu vesaiti nakliye temin
eder. Hay fa - Telâvlv ve Telâ-vlv-Kudüs ve diğer şoselerde ağır yüklü 16-20 tekerlekli yüzlerce, binlerce, kamyona rasla-nz, bunların kısmı küllisi yenidir: hususi ve taksi otomobilleri azdır ve hepsi de lüks ve yenidir; askeri oto ve kamyonlar pek fazladır. Ana yollarda devriye gezen polis motosikletleri ve telsiz clhazlarlyle mücehhez polis otomobilleri, büyük şe birler arasında mekik dokurlar.
Tren de işlemeğe başlamıştır; fakat herkes daha süratli olan otobüsü tercih etmektedir; Hay fa ile Telâvlv arasındaki 105 Km. İlk mesafeyi, bu otobüsler iki saatten bLraz fazla, bir zaman İçinde kateder. Nehir ve göllerde İse münakalâta yer verilmemiştir.
İsrailin silâhlı kuvvetleri
İngilizlerin. Filistin! resmen terkettlkleri gün olan 14 Mayıs 948 gününde gizli olarak faaliyette bulunmuş olan Yahudile-rin müdafaa ordusu yeni doğan İsrail devletinin resmi ordusu olmuştu. O zamanki, yani 16 ay evvelki İsrail ordusu, silâh ve cephane bakımından pek «fakirdi*. Hava kuvveti üç eski tayyare, topçu kuvveti ise birkaç toptan ibaretti. Bugün ise İsrail müdafaa ordusu «ZAVA HAGANA LEİSRAEL» tamaml-le motorize bir harb mekanizması halini almış bulunuyor. Harb filosu 20 den fa21a hafif gemiden müteşekkildir; mürettebatın büyük bir kısmı İngiliz ve Amerikan donanmasında İh tisas yapmış denizcilerdir. Yeni vücut bulan bu deniz birliğinin ilk muvaffakiyetli harekâtı; Mı sırlıların Faruk ismindeki Amiral gemisiyle diğer iki Arap gemisinin batmasiyle ve 700 küsur Arap denizcisinin boğulma-
(Arkası 6 ncı sahifede)
WALT DİJNEY'ın
I ilk ve en büyük Renkli şaheseri I
I PAMUK PRENSES ve YEDİ CÜCE I
% Pek yakında YILDIZ Sin masında j
İngiltere bir zamanlar kulüp memleketi İdi. bir kulübe git-miyen İngiliz pek azdı. Amerika şimdi İngiltereyl geride bırakmıştır. Amerikanın büyük şehirlerinden hepsinde yüzlerce kulüp vardır. Bunların arasında «Apandisit operasyonu geçirmeler kulübü», «Aya ilk seyahat edecekler kulübü». «Dördü kız olmak üzere altı çocuk babalan kulübü», «İnatçı bekârlar kulübü» ve sair bu gibi akla hayale gelmiyecek garip kulüpler vardır.
Son zamanlarda Fllâdeiflya-da açılan bir kulüp gariplik bakımından bunların hepsini gölgede bırakmıştır. Kulübün adı: «Boşanmış, fakat dost kalmışlar kulübü» dür. Şimdiye kadar «Bir daha evlenmemeğe yemüı eden boşanmışlar kulübü». «Üç gün evlilikten sonra aynlanlar kulübü» gibi garip kulüpler vardı. Fakat birbirinden ayrılmışların bir Kulüp kurdukları görülmemişti
Fllâdelfiya'daki kulüp diğerlerine hiç benzemez. Bu kulübün âzası dost olarak ayrılan ve ayrılığa rağmen birbirlerini gözden kaybetmemeğe yemin eden insanlardır. Kulüp âzası diyorlar kİ: «Hayatlarını birleştirmiş, birbirlerinin mahremiyetine girmiş insanların her hangi bir sebeple ayrılmak mecburiyetinde kalınca artık yekdiğerine düşman gözüyle bakması kadar saçma şey olamaz. İş hayatında ortaklar arasında hâdise çıkması encıer değildir. Fakat bundan dolayı hemen düşman kesilmek lâzım gelmiyor. Kan koca da ayrılınca birbirine düşman olmamalıdır.»
Kulübe şimdiye kadar 120 çift yazılmıştır. Bunlar ayda bir defa toplanıyor, birlikte yemek yiyorlar. Kulüp âzasından üt biri toplantıda bulunup bulunum lyacağım en az 48 saat evvel bildirmeğe mecburdur.
Gelmiyecekse bu, eski karısına veya eski kocasına bitdirilir. rBu suretle boş yere gelmemesi teinin edilir. Çünkü kulübün tesisinden maksat boşanmışlar arasında yeni dostluklar tesisi değil, eski karı kocanın muayyen bir günde görüşmesidir.
Kulübün nizamnamesi toplantılara ve yemeğe «yabancılar» iu getirilmesine mânidir. Boşanmış, fakat dost kalmış çiftler birlikte neşeli bir yemek yiyorlar, çocukların tahsili, müşterek işlerin idaresi, nafaka meseleleri hakkında aralarımla görüşüyorlar, birbirlerine tavsiyelerde bulunuyorlar.
Bunların hepsi güzel, fakat bir koca, karısının her ay eski kocaslyle birlikte yemeğe gitmesine ne der?... Amerikada büyük bir çoğunluk bunu pek tabii buluyor ve itiraz etmiyor. Kan veya koca itiraz edecek olursa karşısındaki derhal şu cevabı veriyor: «Bir gün birbirimizi artık sevmlyerek ayrılmaklığımız lâzım gelirse dost kalmamızı istemez misin?!»
Eski kan kocalar arasında flörte hiç ra sİ anmam ıştır. Yal-
İki eski karısı ile kulüpten çıkan bir eski koca!
nız bir defa bir çift ikinci defa olarak evlenmiştir. Kulüpte tanışan erkek ve kadınlar arasında da flört olmuyor, çünkü nizamname eski kan ve kocaların ancak blrbirlerlyle meşgul olacaklarını kabul etmiştir. Bundan başka beğendikleri kadın veya erkeğin Kocası veya karısı hazırdır ve her hareketi kontrol etmekledir.
Son zamanlarda Kulüpte garip bir vaka olmuştu: Aradan genç bir kadın eski kocasiyle birlikte yemek yerken bir ikinci erkek gelmiş, kadını sormuştur. Kendisine aradığı kadının eski kocasiyle birükte yemek yemekte olduğu söylenince şu cevabı vermiştir:
— Bayan (N.) un ilk kocası benim. Söylediğiniz ikLnci kocasıdır.
Tahkikat yapılınca bunun doğru olduğu anlatmıştır. Filhakika bayan (N.) İki defa evlenip boşanmıştı. Bu nazik vaziyet karşısında kulüp idare heyeti derhal toplanmış ve bir kadının iki eski kocası, yahut bir erkeğin iki eski karısı İle birlikte yemek yemesi caiz olduğuna karar vermiştir.
Bu karar üzerine tanınmış operatör bir kulübe âza yazılmış ve bir akşam iki eski karısı ile birlikte yemek yemiştir. Bu gibi müracaatlar nazarı dikkate alınarak kulüpte küçük masalarda yemek yenmesi, burada bir koca İle iki, üç, dört, beş eski karısının, yalnız bir kadınla İki, üç, dört beş eski kocasının birlikte yemek yemesi temin edilmiştir!
Created by free version of 2PDF
- ıa -
Adria omuzlarını silkti. Her halde nâhoş bir tesadüf olmuştu. Bir veremli gtbl soluk benizli, Pariste günlük kazancly-le geçinen zavallı bir kızcağız. Artık bir daha görmlyecektl bile. Ne olsa Adria bir daha bu «Yeşil Tavşan» lokantasına adım atmıyacaktı.
Bunu takibeden diğer günlerde daha ehemmiyetli bir endişe, o çirkin hâtırayı Adria’nın İçinden sildi. Artık şüphesi kalmamıştı. Bir çocuk bekliyordu. Bu, gülünç bir şeydi ve bundan u-lanç hissediyordu. Bu beklenmedik misafirin hayatım altüst edeceğini, Morislt arasındaki ahengi ihlâl edeceğini düşünüyor. hiç bir sevinç duymuyordu.
MorLsi bu kadar sevdiği halde onun bir çocuğuna sahip olmaktan hjç bir neşe duymasın. Bunun sebebini anlayümıyordu.
Belki de Morise karşı hissi o kadar tam ve kati idi de. başkasına İhtiyacı yoktu. Bilâkis,
başladı. Hayatlarına başka bir mevcudiyetin karışmak üzere olduğu bir zamanda parasını şuraya buraya harcamakla İhtiyatlı davranmalı İdi. Artık kendisini yorgun ve ağır hissettiği İçin eskisi gibi gece gezintilerine gitmeği arzu etmiyordu. «İçld çocuğa dokunur, bütün gece ayakta kalmak çocuğa bir fenalık verebilir.»
Pariste, oturduğu otelden, odasından nefret etmeğe başladı, evini, evindeki rahat döşeğini özledi. Ruhu İle beraber vücudu da ağırlaşmıştı.
Bir kaç gün içinde yüzü kabalaştı, değişiklik o kadar süratli olmuştu. Gözlerinde eski canlılıktan, parlaklıktan eser yoktu. Cildi biraz buruşmağa başlamış, donuk bir renk almıştı. Yanaklarında hafif sarım-trak lekeler peyda oluyordu.
Yalnız bir öğle üzeri, Morlsin yalnız başına çıkmasına müsaade etmişti. Kıskançlık, huzursuzluk, şüphe, içini kemiriyordu.
■s
ISatın alınmış kalb
YAZAN 1UCMIVA P£VEI?EEtMÇEVİI?EN VAZ/H DEKAN
onun içinden bir şey çaldığını Bir doktora gidip kendisini »e çalmakla içindeki hissiyatı muayene ettirebilmek İçin de -*■ *- bir başka gün Morisln yine yal-
nız çıkmasına ses çıkarmadı.
azaltacağım zannediyordu.
İşte her gün ondan çalmağa
Doktordan ne ümit edeceğini bilmiyordu.
Doktora:
— Biraz yaşlıyım doktor, dedi. bu yaşta çocuğumun olması benim İçin belki tehlikeli olabilir.
Doktor onu teskin ediyordu:
— Bu bir şey İfade etmez. Vücudunuz sağlam madam, hiç merak etmeyiniz.
Bitkin bir halde otele döndü. Yollarda hızlı hızlı yürüyen yüksek ökçell kızlar vardı. Onlara gıpta etti. «Biraz sonra kamımın şişkinliği saklannnya-cak bLr şekil alacak. Şişman, yaşlı bir kadın olacağım, gülünç olacağım. Moris artık beni görmek istemlyecek, bana tahammül edem i y ece k.»
Bunun İçin de gelmek üzere olan çocuğu sevmiyordu. Zaten
onun bir çocuğu vardı. Bu çocuk evvelâ âşıkı, sonra da kocası olmuştu.
O gün otele yakın bir yerde Ariane’e rasgeldL Arkasında yine o açık mavi elbise vardı. Gözüne daha zarif göründü, saçları daha düzgün toplanmış, yüzüne bir renk gelmişti. Adria’-nın kendisine baktığını görünce güldü ve durdu. Nazikâne bir edâ İle:
— Affedersiniz, nerede tanıştığımızı birdenbire hatırlayamamış t im.
Adria: t
— Biraz otele, bize gplmez misiniz, başbaşa bir çay İçeriz?
Kız dikkatle baktı. Bu nezaketin sebebini anlayanın ordu.
Adria, Morlsin dışarıda olduğunu biliyordu, karşılaşmaları tehlikesi yoklu.
Arlane:
— Hay hay, gelirim, dedi.
Otele girerlerken kapının gülüşünü Adria mânalı buldu. Sebebini anlayamadı, sormak da istemedi.
Ariane’e soğuk bir çay .btskül İkram elti.
— Karşılaşmamız hakikaten bir tesadüf oldu Paris o kadar büyük bir şehir ki...
Arlane .elinde tuttuğu biskûl-yi çaya batırarak:
— Evet, dedi, hakikaten acayip. Biraz da m&nasıa.
Adria. gardrobuna gitti;
— Siz, bende. Morisln anesi olacak bir hal bulunduğunu söylemiştiniz. Şu halde sizin de anneniz olabilirim. Bu elbiseyi kabul edeceğinizi zannederim. Üzerinize de tam gelecek. Bana biraz dar geliyor.
Adria, eliyle elbiseye dokundu.
— Çok güzel, dedi. Hakiki ipek. Hiç böyle ipek elbise giymemiştim. Fakat teşekkür ederim, istemem.
— Yoksa gücendiniz mİ?
— Hayır, hayır. Teşekkür ederim. Bir şey İstemem.
Her ikisi de bir müddet sustu. Arlane, ayağa kalkarak:
— Cidden nâzik bir kadınsınız, madam, dedi.
Adria, kapıya kadar ona refakat etti.
— Zannederim, bundan sonra daha sık görüşürüz, dedi
Arlane, güldü. İki yüzü gibi İki gülüşü çardı. Biri nefret ve istihza İle dolu, öteki bir çocuk gülüşü gibi saf ve masum. Bu defa dudaklarını ütüleyen gülüş İse çirkin, haşin bir gülüştü.
— Hiç de bilinmez.
— Biz yakında hareket ediyoruz. zannederim uzun müddet Parise dönmiyeccğiz.
Ariane, hayretle bir lâhza ona baktı. Sözlerine inanamıya-cağı geliyordu. Adria güldü:
— Ne düşünüyorsunuz? Paris hayatının al ayışına kapıldığımızı v« buradan kolay kolay ayrı-
1 am ıy uçağımızı mı zenne diyorsunuz? Bizim hakiki hayatımız buradan uzak, dünyanın başka bir noktasındadır.
Adria, bu lâkırdıları ilk defa olarak kendi nefsine de söylemiş oluyordu,
Ariane istihza ile:
— Evet, dedi, heı birimizin dünyanın başka bir köşesinde hakikî bir hayat var. Benimki de belki Havai adalarında veya Hladistamn göbcğlndedir.
Adria. ne demek islediğini anlamadı.
Koridordan uzaklaşırken arkasından baktı, sırtındaki elbise solmuş, erimeğe başlamıştı. Zarif olan kendisi idi.
Çocuk otele döndüğü zaman, Adria koltuğa yerleşmiş, elinde tuttuğu bir kitabı okuyordu.
O. memnun ve heyecanlı görünüyordu,
— Paris, dedi, bu akşam çok lûUf. Zafer âbidesinin altından güneşin gurubu görülecek, bir şey. Fevkalâde bir manzara. Bu akşam ne yapacağız?
Adria, sualine cevap vermedi: ■— Biliyor musun, dedi, buraya kim geldi?
(Arkası var)
Büyük manevralar
Bir milyar ışık senesi uzaktaki saman yolları
42 bin kişilik mefruz düşman atom bombardımanına tutulacak
imkân olmadığı İçin, ışığı bize bir milyar senede gelen yıldızların ötesinde hâlâ yeni yıldızların teşekkül etmekte olduğu muhakkaktır.
Diğer bir müşahedeye göre bu saman yolları daimi olarak birbirlerinden daha uzak mesafelere doğru gitmekledir. Saman yollarının dünyamızdan aksi istikamete doğru gittiği şuradan anlaşılmaktadır: Işık neşreden bir cisim ne kadar uzakta durursa, o kadar kırmızı bir renk alır. Bu yıldızlar da vaktile normal renkte bir ışık neşrederlerken, gittikçe bariz bir şekilde kızıl bir renk almakladır ki. bu da saman yollanma dünyamızdan her an ıraklaştığını göstermektedir.
Saman yollarının gidiş süratleri de son derece fazladır. Bası yıldızların sürati, ziya süratine müsavi olduğu hesap edilmiştir.
1 Bir çok astronomlar bu sa-manyollannın yaşlarını da he, sap etmişlerdir. Yıldızlann yaşlarını hesap etmek bir çok ka-, nşık nazariyelere lrtinat etmek . todlr. Bu nazariyeler yardımı . İle yapılan hesaplara göre bizim İçinde bulunduğumuz saman yolu Ue bize komşu olan , saman yollarının yaşı 5 milyarı sene olduğu anlaşılmaktadır. | ; Bir de hatıra şöyle bir sual
(A.
Alkoliklerin tedavisinde kullanılan en son ilâç
Bundan bir müddet İngiliz âlimleri alkolikleri te- j davl etmek için yeni bir İlâç keşfetmişlerdi. Fakat tatbikat sahasına geçildiği zaman İlâcın beklenilen neticeyi vermediği görülmüştü. Son günlerde Ame-rikada alkolikleri tedavi etmek için yapılan çalışmalara hız verildiğinden, ÖHnols’da aynı İlâç alkoliklere tatbik edilmiş, ve fevkalâde neticeler alınmıştır.
Bu ilâcın adı tolserol’dur Tolserol'un tıptaki ikinci ismi de myanesin'dir. Yapılan tecrübelerde tolserol'un bazı akıl
evvel
Hükümet Pekin’in Kremlin gibi, du
_ ■ ■ a a
vsrla çevrilmiş bir kısmında yerleşti
Norfolk fVlrglnia' 22 |a) — (AFP): Bahriye Eakan-lifti, gelecek ay, New - Jersey kıyılarında mühim manevralar yapılacağını, bu manevralarda uzun mesafe kateden bir deniz bombardıman uçağının, yüz gemiden fazla. 42 bin kişilik mefruz bir düşman donanmasını atom bombardımanına tutaca- hastalıklarına da 1yı geldiği anğını bildirmiştir. 1 ı aşıl iniştir. Bundan başka aynı
Mefruz düşman donanması 6 ftâç penlcllUn'i muhafaza et-uçak gemisi, 16 destroyer. 5 kru- mcl: içm kullanıldığı gibi, bazı vazör. 19 denizaltı ve daha baş- doktorlar tarafından amellyat-ka birliklerden mürekkep ola- önce sinirleri İptal etmek çaktır. için kullanılmıştır.
Yere inmeden ve temin M TolieroTım alkoliklere faydadan uzun mesate rekorunu mu- u de[3 !0„.Icr k5.
halaza etmekte olan ucaK avcı k6peU„ terinde ya-
ucaklan taralından sürekli bir teertbefcden sonra an-
laklbe labl luüılaeakUr. , ]MUnlullr hayvanlara ve-
Bahriye Bakanlığı tair.am.lyle deniz manevrası mâhiyetindeki ‘ bu harekâtta, müşahit sıfatiyle, Birleşik Amerika hava subaylarından kimsenin bulnmıyacağı-nı İşaret etmiştir.
Eski nazarlyelere göre kâinatta var olan her şeyin binlerce sene evvel yaratıldığı ve kainatta mevcut şeylerin sayısı tamamlandığı İçin yaratılma İşinin artık sona erdiği kabul edilirdi. Fakat son zamanlarda yapılan müşahedelere bakılırsa içinde bulunduğumuz kâinatın durup dinlenmeden ve daimî olarak büyüdüğü anlaşılmşıtır. Büyûme kelimesinin daha iyi anlaşılması için göklerde yapılan müşahedeleri bir kere de beraber tekrarlıyahm.
Meselâ berrak bir yaz gecesi gök yüzüne baktığımız zaman, ekseri yıldızların saman yolu etrafında toplan d ığnı görürüz. Saman yolu etrafında toplanan yıldızların çevresi o kadar büyüktür ki bu çevreyi dolaşmak için 100,000 ışık senesine ihtiyaç vardır-
Fakat feza boşluğu yalnız bu kadar değildir. XIX uncu asırda Ross Earl ü tarafından yapılan teleskopla bu yıldızların da ötesini görmek mümkün olmuştur. Hattâ bu yıldızlar o kadar uzakladır kİ sonradan bunların kâinatta bilinen yıldızlara tâbi olmayan başka bir yıldızlar sistemine alt oldukları anlaşılmıştır.
Burun en modern teleskoplarla görülebilen raman yollarının sayısı 100.000.000 tanedir. Bir saman yolundaki sayısız „_______________.___,_______ _______________________ _________
yıldız kümeleri hesap edilirse, gelmektedir: Acaba feza denl- jjew-Yorkun bazı ecnebi çev-' tecrübeler şu şekilde olmuştur: bu rakamın İfade ettiği mâna len şeyin bir sonu yok mu? Yİ- lerJne göre, halen Bulgaristanda Âlimler evvelâ 30 tane alkolik daha iyi anlaşılır. Tabii bugün- ne bir çok nazariye ve hesap- bir temizleme hareketi tedarik etmişler, ve bu alkollk-
kü teleskopların mcnrili dışın- lara dayanarak bu sualin de da. kalan saman yollan da mev- cevabı araştırılmış vc feza de-çuttur. nllen muazzam boşluğun sonu
En büyük teleskopla görûle- olmadığı neticesine varılmıştır. bQen en uzaktaki saman yolu- Bundan başka kâinatın lstlk-na varmak için l.000.000.000 bal i de sonsuzdur. Fakat MU- ..._______ . .
ışık senesi lâzım gelmektedir, natın istikbali sonsuzdur der-, edilmiştir. İmliklere tolserol
Yani bu yıldızlardan dünyamı- ken kainatın bütünü imzan İti-' 1 ——*•------
za gelen ışık, aradaki yolu bir bare alınmaktadır Kâinatın _________________________
milyar senede kateöebilmekte- tamamı içinde herhangi bir ler, ekimde görülmesi mukarrer ı dlr. Bu hesaptan da anlaşıldı- yıldız, bir saman yolu, güneş lkea. İtiraf hususunda Rajk'ıh I ^Âynı tecrübelerde alkoliklerin gına göre bu yıldızlar dünya- hattâ dünyamız mahvolabilir.
mız daha yaratılmadığı devir- Fakat fezanın gelecekteki ö(n-ierde yine aynı mevkilerinde rû sonsuzdur. Sonra sonen her bulunmâktyadı. Çünkü dünya- yıldıza mukabil yeni yıldızlar mız kurulalı henüz bir milyar doğmaktadır ki. bu da kâinatın sene olmamıştır. daimî olarak bir oluş halinde
Acaba bu saman yollan na- olduğunu göstermektedir. Aynı al olmuş da meydana gelmiş- hâdise insanlar arasında da tir? Bu suale kesin olarak ce- caridir. Vasati ömrün 70 yaş rap vermek imkânsızdır. Bir nazariyeye göre bu yıldız kümeleri. uçsuz bucaksız feza İçindeki gazlı maddelerin tekasüfünden meydana çıkmıştır Kâinatın nihayetsizi İği içinde bu gazlı maddelerin bitmesine
2 0 > o P
let Başkanı Mao Tsç Tung -arayın büyük avlusunda toplanmış olan (200) bin Çinliyi hükümetin teşkiliyle, hükümetin programı ve dış siyasetin ana hatları hakkında bir nutuk irade t U. Mao Tse Tung nutkunda yeni hükümetin çinin İstiklâl ve but önlüğünü tanıyacak ve mıı te-kabil hak ve menfaat esaslarına q riayet edecek devletlerle mûna-sebete girişmeğe amade oldu- 5* ğunu belirtti. Yeni variyet Çin- Q deki komünist rejimin ranın- u ması ve Milli Çin hükümeti ile olan siyasi münasebetlere bir son verilmesi gibi çetrefil meseleler doğurmaktadır. Sovyet Rus hükümeti derhal harekete eeçerek yeni Çin komünist hü-kümelini teşkil ettiği gün tanıdı ve Kanton sefaretindeki bû-rolannı seddettl Ve J.îo.stova-daki sefirine yeni Çm hükümet merkezine hareket etmek üzere pasaport verdi. Peyk devletler
I de Moskovanm hareketine Im-, tisal ettiler.
• Londra ve Vaşington İstical ı ile hareket etmemektedirler, ı Bu hükümetler ikinci dünya sa-i yaşında müttefikleri bulunan | (Arkası 6 neı sahîfedcı
hükümet teşkil işini tahmin olunan zamandan evvel başardılar. Çin-den alınan haberlerde Uzak Doğu dramının bu mühim perdesi İçin Mançu hanedanının 1911 de tahttan indirildiği gün 1 olan 10 ekim gününün seçilmiş olduğu bildiriliyordu. Komünist partisi 10 ekime kadar cenubi çinin mühim kısımlarının zap-tolunacağını. Kanton şehrinin bu meyanda ellerine düşeceğini vc milli hükümet mukavemetinin tamamen kırılacağını tahmin etmişti. Fakat vukua gelen büyük seylâplar, şimali Kunan-tung ve Sunandaki köylü isyan-1 lan ve komünist ordusundaki caaı mauje o«».u-.u cmcşmuuv, ------------------------------— — | hastalıklar gibi sebeplerden do-
eskl Dışişleri Bakam Topçarov, rece alıktan oldukları İçin, bir layı cenuba doğru yapılan yürü-Dış Ticaret bankası yardımcısı müddet içki Içemeyince tabi! ( yüşün gecikmiş olması ve bizim Kokan »d* Mini banka müdürü olarak vücutlarında bir titreme, malûmumuz olan bazı âmiller Ooncev de bulunan 200 komü- başlamıştır. Bunun üzerine al- komünistlere hükümet teşkil ___ _ . 1 verilmiş, ve işini 30 eylül 949 tarihine aMır-| vücutlarındaki titremeden, ür-.dı.
Bu çevrelere göre, bu tedbir- penneden eser kalmamıştır. | Komünist Çinin 661 saylavh meclisinin 19 eylül 1949 günün-dcnberl (Pekin) dz faaliyette bulunmakta olduğu malumdu. Hükümetin teşekkülü ümit edilen şekilde cereyan etti. Devlet Başkanlığına Şan Kay Şek
10
New-York 22 (AA) — (AFPi: i Alkolikler üzerinde yapılan
başlamış, bu hareket aralarında lere bir müddet İçki vermemiş-eski Maliye Bakam 8te t an ov, lerdir. Alkolikler alkole son de-
olduğu insanlar arasında, her ölen kimsenin yerini yeni doğanlar doldurmakla ve her insanın günün birinde yokluğa karışmasına rağmen insan nesil sonsuz bir zaman İçin devam etmektedir.
tuttuğu yolu tutmağa henüz ha titremeleri geçtikten başka, bir zırlanmamış bulunduğu İçin ge- müddet alkol alamadıklarından ri bırakılan Kastor muhake- meydana gelen zihni ve ruhi mesl İle İlgilidir. | depresyonlarından eser kalma-
Sotı on gün İçinde külle ha- mıştır. Fakat İlâcın en şayanı llnde sürgünler yapılmış, 5000 hayret tarafı, hastalar İlâcı alille sürülmüştür. c........ ...... j_.. .......
ve Çin Milli hükümetine karşı açılan savaşı İdare etmiş olan Mao Tse Tung ve Başbakanlığına komünistlerin siyasi işlerini tedvir etmiş ve etmekte olan Çu En - ley seçildiler. Çu En -ley’e aynı zamanda Dışişleri Bakanlığı da verilmiştir. Kabinedeki diğer alU Bakanlığa bu işleri şimdiye kadar vekâleten yapmakla olan zevale verildi. Bakanlıklar aralarında taksim edilmiş olan komünistler meya-nında Çin Cumhuriyetini kurmuş olan mütevaffa Sun Yat Sen in Sarısı madam (Sun Yat Sem de bulunmalıdır çinin en eski ve en asil ailelerinden Soong ailesinden olan ve Mareşal Şan Kay Şek'in baldızı bulunan bu kadın komünizm İdeolojilerine karşı göstermekte d-duğu sempati dolayısiyle aile efradı tarafından aforoz mlş bulunuyordu.
çin imparatorlarının payı-tahtı Olan (Pekin) şehri yeni Çin komünist hükümetince de hükümet merkezi olarak seç 11 -dı ve yeni hükümet bu (memnu şehir» İn Kremlin gibi nöbetçi kulübeleri ve duvarla çevrilmiş olan kısmına yerleşti. Yeni Dev-ı
edil-
New-York'takl ecnebi çevre-1 ler, bu tenkil tedbirlerinin, son zamanlarda kadrolarda Bulgar -lann yerini alan Sovyet gizli polisinin emri altında alınmakta olduğunu tay id etmektedir- I ler.
nuyreı. uarau. nasııuar uacı aldıkları müddetçe katiyen atkol' ihtiyacı hissetmemişlerdir.
Mütohsasıslar çimdi ilâcı daha mütekâmil bir hale sokmak ve bütün hastar elere t etmek İçin çalışmaktadır.
Ordu vapuru
r Geçenlerde hacı namzedlerini * Denizyolları Umum Müdür alıp Clddeye götürmüş olan ve Muavini Behçet Osmanağa- dönüşte İzmlre uğrayan .Ordu, oğlu ilgililerle görüşmek üzere vapuru bugün saat 16,30 da 11-Ankaraya gitmiştir. inanımıza gelecektir.
»SUSARSAN KABAHATLİSİNİ
* 7>mAn>ACA5ALVİ * NAZIM DEg5AN-££5IM;A¥HANJ
Bu tedbir ve esaslar İse tamimiyle belediyelerin vazife ve «alAhiyet sabasına giren ve girmesi lâzım gelen mevzulardır.
i
k .BMoadft se-
I
A AFHV tfAZAV GM
MtwA$iP rAHMi SEKlEAtF&F ilA~.tADJ-
Salâhiyeti) bir zat Ankarada yapılan toplantılarda, ihtikârı ortadan kaldıracak tedbirlerin arandığım söylüyor
Ankara 22 (AA) — İhtikârla mücadele konusu etrafında a-lacaklan tedbirleri görüşmek tilere bazı belediye başkanlân -nın ve Llgill bakanlıklar temsile ilerinin iştirakiyle İçişler] Bakanlığında yapılmakta olan toplantılar devam etmektedir.
eudiyetinden haberdardırlar Gayemiz, hayatı pah alıl aş tiran muhtelif âmiller arasında Icap-nzlınnı ve zaruri oLmıyanlan-m tetkik edip meydana çıkarmak ve bunları bertaraf edici tedbirleri ve kontrol «aslarını formüle etmektir.
Bu toplantılar dolayısiyle matbuatta yapılan tenkld ve tefsirler hakkında düşüncelerini sorduğuma* yetkili bir zat muhabirimize şunları söylemiştir:
«Hayat pahalılığı ve İhtikârla mücadele mevzuunda belediye başkanlarının ve alâkalı hakanlıklar temsilcilerinin yaptıkları bu toplantılar hakkında Anadolu ajansının bizden alarak ver digl haberlerin bir kısım matbuatta toplanma maksadının şümulünü aşan bir takım tefsirlere yol açtığını görüyoruz. Bu toplantıyı tertip ve toplantıya iştirak edenler, belediye faaliyetleri zaviyesinden alınacak tedbirlerle ucuzluk yaratı-laca'-ı iddiasında değildir.
Gerek içişleri Bakanlığı ve gerekse toplantıya katılımlar, memleket ekonomisinde miıcs-rir olan, bayat pahalılığında ilmi! Olan çeşitli faktörlerin mev ,
Tekrar edeyim ki, biz hayata ucuzlatmak İddiasında değiliz. Hayatı pahalılaştıran zoraki, suni, lcapsız âmilleri, başka bir ifade İle ihtikârı bertaraf etme tedbirlerini arıyoruz.
SKRAB-I ÖMRÜM RIZA TEVFIK
Bizzat kendi tarafından bastırılan bu kitap üstadın şimdiye kadar hiç neşredilmemiş şiirlerini muhtevidir.
SERAB-I ÖMRÜM, muhterem okuyuculara senenin en kıymetli bir edebi armağanı olarak takdim ediliyor. ■
Fiyatı 7.5 Hradır.
| İNKILÂP KİTABEYİ g
İsveç büyük filim yitd l(tr her memlekete reka-
bet ediyor. Grrta Garbo, İnçriıi Bergoıan, Vîveca IJndfcr .'tIjn sonra şimdi Gaby Htenberç çoac dikkati çekiyor. Henüz 26 yaşında bulunan bu genç kız meyvaya, bilhassa armuda çok düşkündür. Yokanda Stokhoinı da elma satan bir dükkânda armut ytrkea yoruluyor.
YPKİPS GELD!>CL£«' YAK1F CİMBIY-
- AJZ
AG/iAii VAR
Snhlfe R
AKSAM
23 Ekim 19-1?)
AKŞAM
1 HIR HİKÂYE
Komünist
Mahkeme Koridorlarında
Lena, her defa aynaya baktıkça. kalbi hüsünle dolardı. Çünkü çirkindi ve çirkin olduğunu kendisi de bilirdi. Lena, boş hayallere kapılmıyordu.' çehresinin yegâne güzel tarafı gözleriydi. Fakat yalnız güzel gözler bir kıza yetmezdi, Kalbi kederle dolu olduğu halde güzellere karşı kalbinde hiçbir fenalık. hiç bir haset duymazdı.
Yirmi üç yaşına bastığı halde hiç bir erkeğin dikkatini çekmemiş olması yegâne şikâyetini teşkil ediyordu. Arkadaşlarının birçok muvaffakiyetleri vardı. Erkekler ya onları sevmişler ve yahut peşlerine düşmüşlerdi. Halbuki ona hiç bir erkek iltifat etmemiş, kendisini beğendiğine dair imalı bir söz bile söylememişti. Dansa bile nadiren kaldırırlardı. İşle. ancak o zamanlar, kendisini bir erkeğin kolları arasında hissederdi.
Ah bir erkeğin kendisini kolları arasına almasını, kulağına tatlı aşk sözleri fısıldamasını, ne kadar arzu ederdi. Zavallı Lena, aşkın haz ve lezzetini tatmı-yacağına iman etmişti. Yalnız kaldığı zaman gözleri yaşla dolardı.
Lenanın Cela namında bir kuzini vardı. İki kız sık sık buluşurlar, arkadaşlık ederlerdi. Belki dikkat etmişsinizdir. Güzel kadınlar, güzelliklerini daha ziyade belirtmek ve daha fazla dikkati çekmek için çirkin kadınlarla arkadaşlık etmeği severler. Celanın erkekler arasında birçok muvaffakiyetleri ve güzelliklerine mağrur olan kadınlar gibi kararsız bir karek-teri vardı. Egoist ve sathi görüşlü idi. Hislerinde uzun müddet sebat etmezdi, Bidayette çabucak mest olur, bîr müddet sonra bıkardı. Gömlek gibi âşık değiştirmekten zevk duyardı.
Lena, kuzininin bu maceralarını bilirdi. Cela, sık sık evden dışarı çıkabilmek için Lenayı görmeğe gittiğini bahane eder ve randevularına gittiği zaman da yanına alırdı.
Lenanın, arkadaşının ağzından işittiği yegâne tatlı şpz;
— İyi kalbll kız! sözlerinden ibaretti. Fakat bu hitap, daha ziyade kalbini kanatırdı. Cela-nın son aşk macerası, Marsel ile idi, Genç bir mühendis olan Marsel, Celayı bir tenezzüh esnasında görmüş ve derhal sevmişti. İki âşık arasındaki randevulara arasıra Lena da katılır, beraber tiyatrolara, sinemalara. gezintilere giderlerdi,
Marsel, Celanın evvelki âşıklarından bambaşka, sevimli, güler yüzlü, hoşsohbet ve asil ruhlu bir gençti. Üçü buluştukları zaman Lenaya da küçük bir hediye vermeği hiç ihmal etmezdi. Daima ikisine de çiçek alırdı. Celanın, Lenaya bakmağa, tatlı bir söz söylemeğe tenezzül etıniyen eski tanıdıkları hilâfına olarak Marsel. çirkin kıza fevkalâde mülteflt davranırdı. Bundan cesaret alan Lena da eski çekingenliğini vc sessizliğini bırakark söze karışır, tatlı vc alâka çekici şeyler anlatır ve çirkinliğini nazarı İtibara almıyarak kendisine kadın gibi ehemmiyet veren bir erkeğin çıktığını görerek memnun ve bahtiyar olurdu.
Lena, yavaş yavaş Marsele
karşı ruhunda yeni ufuklar açan garip bir his beslemeğe, süsüne, tuvaletine dikkat etmeğe, neşeli ve konuşkan olmağa başladı. Niçin olmasın? Çirkin kız, bu değişikliğin sebebini kendisi de izah edemiyordu. Bir akşam, gene Marsell düşünürken:
— Sakın onu sevmiş olmıya-yım, sualini, kendi nefsine sordu vc nihayet delikanlıyı sevdiğini kendi kendine İtiraf etti. Evet, Marsell seviyordu. Delikanlıya karşı beslediği his. derin bir aşktı, Sonsuz bir sevgi İdi. Onu görmek bile çirkin kız için bir saadetti.
Cela, diğer aşk maceralarında olduğu gibi bir müddet sonra Marselden de bıktı Randevularına geç gitmeğe, eskisi gibi çok durmamağa başladı Bu, ayrılığın mukaddemesi idi. Cela. kalbinde İnsaf VC merhamet duymadan Marsele hitaben yazdığı mektubu, kendisine vermek için Lenaya tevdi etti. Genç kız, delikanlıya sebep göstermeden a-rdlanndakl münasebeti kestiğini bildiriyordu.
Marsel, mektubu okuyunca çıldıracak raddeye geldi. Tirtlr tltrlyerek mektubu birkaç defa okudu. Lena, bu halini görünce Marsete acıdı. Bu ayrılış, kendisine de dokunuyordu, çünkü sevdiği Marseli o da artık göremeyecek. kaybedecekti. Bir aralık, delikanlı, Lenaya döndü:
— Gel de bir yere gidip oturalım. Biraz, teselliye muhtacım Letıa, dedi.
Bir gazinoya girip oturdular. Marsel, Celanın tabiatındaki Parasızlıktan acı acı şikâyet etti. lena, arkadaşı ve kuzini a-leyhine bir söz söylemedi. Geç vakit ayrılırken Marsel. Lena-dan tekrar buluşmalarını rica etti:
— Lena, arkadaşlığına muhtacım. Senin mevcudiyetin, bu felâketli zamanlarımda bana o karlar büyük bir teselli veriyor ki...
Bu sözler karşısında l enanın gözleri yaşardı. Hayatında, ilk defa bir erkek, onun arkadaşlığını arıyordu. Vakıa Marselden bir şey bekliyemezdl. Fakat delikanlının, arkadaşlığını ve tesellisini araması da onun için büyük bir şeydi.
Birçok defalar buluştular. Marsel, yavaş yavaş Celadan az konuşmağa başladı, nihayet bu bahsi kapadı şimdi başka şeylerden konuşuyorlardı. Nihayet mehtaplı bir gece dolaşırlarken Marsel. Lenayı kendine doğru çekti ve kolları arasına alarak dudaklarından öperken:
— Seni seviyorum Lena! diye mırıldandı.
Genç kız, hüngür hüngür ağlamağa başladı. Lena, Marselln sözüne inanmadığı için:
— Beni mi seviyorsunuz? Fakat ben çlrklnimdir diye hıçkırıyordu., ,
— Hayır Lenacığım! Güzel gözlerin vardır. Tatlı ve çekici bir sesin var. Sonra üstelik dünyanın en İyi kalbll kızısın; nefsimle uzun müddet mücadele ettim ve seni sevdiğimi anladım. Sen bana harikulade bir eş olacaksın. Ben seni seviyorum ve seninle evleneceğim. Şayet sen de ister ve beni seversen...
Çin hükümeti
(Baş tarafı 5 inci sahilede)
Çin Milli hükümeti ile olun münasebetlerini kesmiyerek vaziyetin İnkişafına İntizar etmektedirler. Hong Kong vc şanghaydakl nâflz İş adamları gelecekteki ticaret münasebetlerini göz önünde bulundurarak (Pekini deki yeni Çin hükümetinin bir an evvel tanınmasını İstemektedirler. Londrada da komünist hükümetin tanınma işi uzun müddet muallâkta bırakılırsa Uzak Doğu'daki İngiliz j
Merhametten maraz hasıl olur!
Jandarmanın yanında o-turan maznun otuz yaşlarında .zayıf bir adam. Tıraşı uzamış gözleri çapaklan-mış. Yanma yaklaşınca bizden evvel o konuşmağa başladı:
— Müsâadenizle bir şey soracağım, bey kardeşim.
— Buyur bakalım.
— Estağfurullah. Buyılr-
IdMIllia UZ.U.K .
menfaatlerinin tehlikeye gire-, da ne demekmiş? Ben ,'şeyi soracağım, yani sen ra-) ı ki içer misin, demek işti-1 yorum.
— Eh, arasıra anafor bulursam kaçırmam tabiî.
— Bırak şakayı, bey kardeşim. Biz adamı gözünden i anlarız. Anaforcuya hic benzemiyorsun sen. Paralı olduğun besbelli.
—Haydi hayırlısı. İnşallah senin dediğin de olur.
— Her ne ise, onu bırakalım şimdi- Demek her akşam içmiyorsun.
— Hayır, arasıra içerim. Sen her akşam içiyor musun?
— Eh, kese uygun olduğu zaman rakı içerim, para kıt
ceğinden ve bu yıizden Hong Kong, Singapur ve Malâyada! hasıl olacak siyasi Huzursuzlukların cenubi ve şarki Asyada1 karışıklıklar doğuracağından. endişe edilmekledir. Görünüşe) nazaran Londra hükümeti Conı-1 monuncalth hükmetlerl ve Va-! şington hükümeti ile İstişareler yaparak komünist Çin hükümetini tanıma meselesinde tatminkâr bir şekllhal bulmağa çalışmaktadır.
Vaşlngton hükümeti askeri kuvvet vasılaslle iktidarı ele geçirmiş olan inkılâpçı hükümetleri tanıma meselesinde daima ihtlyalkârane hareket etmekledir, Komünist Çin hükümetine
karşı aldığı vazıyet de böyledır. 0]unca şarapla idare ederim. Cumhurbaşkanı Truman bu Ne yaparsın> rakl çok pa.
Cumhurbaşkanı Truman bu Ne yaparsın> r^;; mesele hakkında nihai bir tek-, hah her akşam içmeğe gü_ lifte bulunmadan evvel Ameri-! -•• ‘ ~____ _.
kan Dışişleri Bakanlığının kon-) batsın, vaktiyle kötü allŞÜU-grenin ileri gelen ilgili çevreleri Ue temaslarda bulunacağı tabiîdir. Amerikanın Cindeki ticarî menfâatleri İngilîzîerinkı kadar mühim olmamakla beraber Çlıı-den büsbütün vaz geçmemek için Vaşlngton hükümeti ergeç (Pekin) deki komünist hükümeti tanıyacak ve Vaşlngton hükümetini diğer demokratik memleketler takip edecektir.
İşlerin bu güne kadar olan gelişme tarzı Çin komünist hükümetinin Moskova ile sıkı İş birliği yapmakta olduğunu ve bu hükümetin Moskovanm karar ve talimatına rlzasiyle uymakta bulunduğunu göstermektedir. Bu vaziyet Uzak Doğu komünizminin yabancı tesirlerden âzade ve Çinin tamamen kendine mahsus bir rejim olduğu hakkında mevcut zehabın yanlışlığını bir kere daha meydana çıkarmaktadır, Mao Tse Tung ve taraftarları Kari Marks, Lenin ve Stalin ve doktrinlerini kabul etmiş insanlardır. Bu mesele aydınlandıkça cenubu şarki Asyayı tehdit etmekte olan tehlike daiıa iyi anlaşılmaktadır.
Çeviren: B. AKSEL
Konya D. P. kongresi
Konya (Akşam) — Konya Demokrat Partinin yıllık kongresi 28 ekimde Şahin Sinemasında yapılacaktır. Konya demokratları bu toplantıya fazla ehemmiyet vermektedirler.
— Seni seversem mİ Marsel’’ Seni bilsen ne zamandanberi seviyorum, Bu kadar büyük saadete lnaııamyacağım geliyor. Rüya gördüğümü sanıyorum.
— Rüya değil, hakikatttr güzel Lenacığım!
Marsel, bu sözleri söyledikten sonra tekrar Lenayı kollan a-rasına alarak uzun uzun öptü.
* Çeviren: A. HİLÂLİ
cümüz yetmiyor. Huyum
$ız, Akşam bir şey içmezsem gece uyku uyuyamam. Dur hele, ne söyhyecektim ben? Haa, rakı içtiğin zaman, sarhoş oluyor musun?
— Fazla içersem tabii sarhoş olurum amma o kadar içemem ki. Sen her akşam ne kadar içiyorsun?
Yüzünü ekşitti, tükürdü;
— Sorma, bey kardeşim. Benim halim çok fena. Rakıya hiç dayanamıyorum. Eskiden çok içerdim amma şimdi gidişatım bozuldu. İki duble cila veriyor, üç üncüsünde pusulayı şaşırıyorum.
—Madem ki öyledir, ü-çüncü dubleyi içme.
— Çocuk gibi konuşuyorsun. bey kardeşim. İnsan içmeğe başlayıp da bir defa ağ^ı kızışınca rakı dublesinin hesabına bakabilir mi? İçtikçe iştah am açılıyor-
— Pusulayı şaşırdıktan. sonra ne yapıyorsun?
— Orası belli olmaz İd. Pusulayı şaşırdıktan sonra ne yaptığını bilir mi insan? Çektiğim sıkıntılar hep o pusula yüzünden değil mi? Şimdiye kadar kaç defa kodese girdin, diye sor bakalım bana.
— Kaç defa girdin?
— Hımmm... Orasını bir Cenabı Hak bilir, bir de ben bilirim. Allah seni inandırsın ki kendimi bildiğim gün denberi ömrüm hep mahpushanede geçiyor.
— Ne yapıyorsun? Sarhoş olup kavgamı çıkarıyorsun?
— Çok şeyler oluyor, beyefendi âbi. Ben kavgadan, gürültüden hazetmem amma başka dalgalar oluyor. Yaptıklarımın farkında değilim ha. Ertesi gün karakolda ayılınca aklım başıma geliyor: «Benim günahım yok. Bu işi bilerek yapmadım. Sarhoşlukla olmuş, kusura bakmayınız, bir daha
yapmam» diyorum, amma) boş veriyorlar benim lâflarıma. Karsı köşede duran herifi görüyorsun ya, bu sefer de o yaktı canımı.
— Kavga mı ettiniz?
— Yok be yahu, kavgayı sevmem ben. Gece yolda giderken önümde o herif peyda oldu. Baktım kî sendeliyor. yıkılacak enayi. Sarhoşluğun ne demek olduğu-) nu bildiğim için sarhoşlara1 çok acırım Kötü kötü yalpa vurduğunu görünce dayanamadım, şuna yardım edeyim de düşmesin dedim.
— Şen içmemiş miydin?
— İçmez olur muyum, bey âbi? Dördüncü düble-den sonra gene pusulayı şaşırdım, burnumun ucunu Küremiyordum.
— O halinle başkasının sarhoş olduğunu nasıl anladın ya?
— Evvel Allahın izniyle öyle şeyleri görürüm, bey birader. Sarhoş yürüyüşü belli oluyor tabiî.
— Peki, sonra ne oldu?
— Olan biten bundan ibaret işte. Herifin yanma yaklaştım, devrileceği sırada kucaklayıp doğrulttum. Ondan sonra bırakıp ayrıldım. Merhametten maraz çıkar, derler ya, doğru sözdür ha. Enayiye yardım ettim, ben ayrıldıktan sonra arkam -sıra yaygarayı bastı, kalçasına çuvaldn saplarmış gibi bağırmağa başladı.
— Ne diye bağırıyor?
— Bilmem ki. Lâfını anlayamadım O bağırmağa başlayınca ben de tabanları kaldırdım.
— Sen ne diye kaçıyorsun?
— Amma yaptın ha. Kaç-masam polisler beni de onun gibi sarhoş diye yakalayacaklar. Tüymekten başka çare yok- Gel gelelim, sokağın köşesini dönerken dev-diyeler yakama yapıştılar. Haydi bakalım karakola.
— Adam niçin bağırmış? Senden mi şikâyetçi imiş?
— Bilmiyorum, bey âbi. Sabahleyin karakolda ayılınca işin fakına vardım.
— O iş ne imiş ?
— Sözüm ona, benim cebimde para cüzdanı bulmuşlar. Cüzdan şu enayi-ninmiş. Sarhoşlukla olan şeyler bunlar. Cüzdandan müzdandan haberim yok benim.
Mahkeme açıldı, öbür a-damla konuşamadık. __________________Ce. Re.
Batının müdafaası
ı
Müşterek plânlar Aralıkta müzakere edilecek
Washlngton 22 (AP.) — Amerikan askeri plânlarını hazırlayan şahsiyetler. Atlantik paktının, Avrupadakl komünist tehdidine karşı müdafaa zımnında hazırlayacağı müşterek ve büyük tabiye plânının müzakeresi tarihi olarak 1 aralık tarihini tesbit etmişlerdi.
i Bu cümleden olarak askeri yardım, malzemesinin şevki hususunda anlaşmalar yapmak 1-çin askerî şahsiyetlerin Avrupa memleketlerini ziyaret edecekleri de bildirilmktedir.
Sen Misel Lisesinden Yetişenler Derneği — CümÜürİyetin 2f> net yıl dönümü münıısebeUle. 23 Ekim 19-19 cuma akşamı snat 22 den sabaha kadar Dernek lafcalinSe üye ve arkadaşlarına mahsus bir baio tertlbet-mlstlr. Park Otel paviyonünun cazı, Konak Macar balesi nrUâtlelrinlı» ve Angellna - Velsqtıer dans çillinin İştirak edeceği balonun davetiyeleri Beyofilunda N. IJınoneı eczanesi fParmakkapıl. Eskcnatl mağazası (İBlkkini cad. 3071, Cnlaladn Nak Seyahat bürosu (Rıhtım illeri) ve Dernek sekreterliğinden tedarik edilebilir.
ilânı
(Baş tarafı 4 üncü sahifede)
Atom bombası
Üç bilgine göre
Rusya üstünlüğü alabilirmiş
Fllâdclfiya 22 !Ap) — Nubel mükâfatını kazanmış olan Dr Harold Ç. Urey ve diğer iki bU glnln yazdıkları bir makaleye göre Rusya sene sonra atom sahasında şimdi Amerikanın e-llndc bulunan birinciliği alabilirler. ürey, Amerikan atom ça Aşmalarının emniyet kaygusu ve komünist korkusu ile iyi İşlemediğini iddia etmelere korku dolayıslyJe bazı bilginlerin İşine son verildiğini ve emniyet kaygusunun da işlerin yavaşlamasını âmil olduğunu yaz. maktadır.
Te!-Aviv mektupian
(Baş tarafı 4 üncü sahifede)
Şu BordüSitata tarihi kd,k- »ren
te bir çok ziyafetler verilmiş,1 bir çok toplantılar yapılmıştır. n,u§llur-Rahmetll paşa buna benzer bir) Kara kuvvetlerinde ise. kuv-köşk daha yapılmasını karar-) vetli topçu, tank, süvari, paklaştırmış, fakat seferberliğin şütçü. radar, hava dafl «koman Uânile bundan vazgeçilmişti, dos» birlikleri mevcuttur. Eli si-Paşanın yaruna İlk girdiğim lâh tutabilen 180 bin erkek bu zaman aylığım iki Ura altın birliklerin herhangi birinde va para idi. Sonra 3.5 lira oldu.) «he görmüşlerdir. Son aylığım da 80 kâğıt lira) idi. Paşanın ölümile yalı ve ko-j ru oğlu prens Halini beye intikal edince av ve at yarışı me- 1 raki ısı olan prens koruluktan haz etmiyordu. Bir zamanlar' gelişi güzel önüne gelen koruluğa dalmağa başlamıştı.
Fakat prens burayı bankaya bay 68. albay da 73 İsrau.lirası-sattıktan sonra etrafı sıkı bir dır. (1 İsrail lirası — 10 Türk tel örgü altına alındı, şimdi lirası), bu çamlıklar arasında yer yer' duran boş sahalara yeni evler kurulacak ve otuz beş sene ev-velkl bir Kurban bayramının ^rter. Hâlen' İsrail ordusunda ilk günü seferberliğin ilânı ka- , vazj,fc gören, şecaat ve sadakat rarlaştırılan şu köşkün, etrafın- |ariyIe maruf, Düreü ve Çerkez da yeni bir hayat seferberliği birlikleri, ordunun sevgi olacakı
Yakında meriyete girecek o-lan Askerlik Kanununda kabul edilen maaşlar: asker 12, evli ve bir çocuklu asker 40 İsrail lirası, onbaşı 13. çavuş 15, üstça-, vuz 19, başçavuş 23, gedikli baş , çavuş 33 astteğmen 33. teğmen | 39, yü2başı 48, binbaşı 58. yar-
Kadın ve genç kızlar, nakliye telsiz, sıhhiye, istihbarat gibi chafif hizmetlerde! vazife gö-
ve say gısını kazanmışlardır. Ordunun resmi üniforması Amerikalıla-rmklne benzemektedir, subay-sözlerine ların üniforması, erlerinkinden j farksızdır, yalnız apoletlerinde I göze dahi çarpmayan rütbe var dır.
Hava kuvvetlerine gelince; u-her tipten
★
Bu muazzam korunun bahçıvanı İbrahim Akıncı şöyle bir ara verdi:
— Demek kİ Salt Halim paşanın. her çam fidanının derin derin dikilişinde bizzat kendisinin bulunmasının bir hikmeti çan kaleler dahil, varmış. define mevcudiyeti İh- bombardıman, avcı keşif uçak-thnallnl o da biliyormuş de- ları mewcultur.
mek ki...
Blhcnan Mr UMınvn dam 1 Ek "‘ 549 tarlhMs ntarlje-temas etti: ; te girmiş olan askerlik kanu-
— Bir zamanlar Amerikalı bir nuna göre 18 ilâ 29 yaş arasın-dok tor buraya epeyce bir miid- daki genç erkek ve kadınlar $1-del süren bir mtedirlıçe Bel- ,ih alI,nl .umulanı,,. ErIet inişti. Beraberinde bîr kaç da zayıf nahif çocuk vardı. Bura-j da bu çocukları, sabahlan ceb-’ ri hava teneffüsü ve bilâhare le İştigal ettirileceklerdir. Ka-de taze yumurta yedirmek su- diaların müddeti ise bir buçuk rctlle tedavi etmiş hepsini de sencdir.
lopuz gibi bLr hale getirmiş ti. • dedi.
lerln askerlik müddeti İki sene olup, bir sene müddetle ziraat-
— İnsan, olr kadını artık sev ı mc-z olunca, onu vaktiyle de sev miş olduğunu aklından geçirmi | yor. Demek ki sonuncu sevgili birinci sevgilidir. Öp beni benim birinci sevgilim!
Kadın, âşığının dudaklarını acıyarak:
— Ah ahlaksız! _ dedi. (A-lay etmek istiyordu. Fakat erkeğin vaktiyle sevmiş olduğu ka dini arı düşünerek, hakikatte iz tırap çekiyordu.) — Eğer bir gün beni aldatacak olursan...
Tekrar uzıın uzııu öpüştüler.
Jacques, neşeli neşeli:
— Şu ezelî ve ebedi teraneyi biraz değiştirelim! — dedi. — Biraz senden bahsedelim. Belki de sana karşı lüzumundan fazla itimat ettim, Söyle bakayım: Benden evvel kimseyi sev miş miydin?
Antoinette âşığına, aşk vc samimiyet dolu mavi gözleriyle
baktı.
— Senden başka kimseyi sev m edim. Bunu sen de pek âlâ biliyorsun. Senden başka da hiç kimseyi sevmiycceğim.
Jacpues, dLkkatle baktı. Bu sözlerin doğruluğundan zerre kadar şüphe edilemez. Hakikati söylüyor. Bu kadının İlk sev diğl erkek kendisiydi. Şu anda, muhatabının, eskiden mace ralan olduğunu söylemesini ter clh ederdi, çünkü mesuliyeti, gözüne vahim göründü.
Kadın, sokuldu, sokuldu.
— Seni tanımadan önce, aşkın bu derece harikulade bir şey olabileceğini aklımdan ge-çirmemlştlm. Aşk hem pek güzel, hem pek müthişmiş. Benim sana karşı aşkım İşte böyle... Evet, korkunç, müthiş... Çünkü o aşk yüzünden çok fena vaziyetler hâsıl oluyorr. BLr sele yakalanmış gibiyim... Sü-
rükleniyorum, kurtulamıyorum. Artık iradeden bende eser kalmadı. Zira sana taallûk eden şeylerden başka her şeyi unutu yorum. Sen beni kollarının araşma aldığın zaman, bende maziye ait düşüncelerden, mukaddes, gayrı mukaddes hâtıralardan eser kalmıyor. Bir tehlikeye martız olduğunu hissediyorum. Bütün bunlar nazarımda yok. Bir tek mevzu beni alâkalandırıyor: Senin burada oluşun ve benim seni sevişim!
Erkek, yavaş sesle, heyecanla:
— Sevgilim! —. diye tekrarladı ve kadını dudaklarından öptü; sonra boynundan öptü; aşk ve ihtirastan kucağında katılaşan kadının kapanan közlerinden öptü.
Kadın:
— Çok nıesudum! Çok mesutlum! — diye mırıldanıp duruyordu.
Erkek kulağına fısıldadı:
— Haydi yatağa gidelim! Antoinette ayağa kalktı.
— Biraz sabret... Belki yu-kardakiler henüz uyı.mamışJar-dxr. (Sevgilisine tekrar sokuldu.) Bereket versin, ontimüzde upuzun btr aşk gecesi var.
—Evet... Gün ağarmadan önce buradan çıkabilmeliylm.
—Bütün, gece, Jacques! ne fevkalâde şey, değil mi?... ömrümde ilk defa olarak, bütün bir aşk ve saadet gecesi yacıyacağım! seninle.
Erkek de. ayağa kalktı.
— Yukarıkiler ne zaman u-yılmuş olurlar?— diye sabırsızlıkla sordu.
Kadın, cevap vermedi- Erkek, onun derin derin İç geçirdiğini, duydu.
Lâmbayı yaktı ve kadının, divan kenarına oturup âdeta büzülür bir vaziyet takındığını ve gözlerini boşluğa diktiğini gördü.
— Ne düşünüyorsun, güzelim?
— Şeyi düşünüyorum... Hayır; hiç bir şey düşünmüyorum.
— Söyle bakayım.
— Giderken, Lucien tabancasını cebine koydu.
— Ne çıkar bundan?
— Garip bulmadın mı?
— Hayır, hiç de garip değil. İnsan seyahat ederken, bele bu bizim devrimizde, tabanca yanında olmalı. Çünkü devrimizin İnsanları, sizi bir paket sigara için öldürebilirler. Ben de, asla
★
Artık tarihe karışan bu korudan akşam serîn liginde, nefis çam kokusu İle göğsümüzü şişire şişire ayrılırken, arkamızda kalan köşkün içinde ve çamlıklar arasında: seferberlik kararı veren »Encümeni vükelâ» yerine, cıvıl cıvıl kaynaşan büyüklü küçüklü insanların hayalini görür gibi oluyordum.
Remzi TOZANOÖLU
Bu ay, kazanç vergilerinin ikinci ve son taksit ayıdır, Ay sonuna kadar her nükcilel mensup bulunduğu Maliye şubesine müracaat ederek vergisini ödemelidir Vaktinde ödemi yenlerden ayrıca nîxde on ceza alınır.
Okuyucularımızı ikaı ederiz.
Created by free version of 2PDF
silâhsız seyahat etmem Bir akşam kompartimanda taarruza uğramıştım. (Gülümsedi.) Hattâ buraya gelirken bile tabancamı yanıma aldım.
Antoinette. hayretle baktı. — Niçin?
Evet, niçin?... Tabancasını, hakikatte cebine niçin koymuştu? Bunu kendi de bilmiyordu. İMİhanİkî şekilde bu işi yapmıştı.
— Alışkanlık... Geceleri ta-bancasız çıkmamalı, Hele sizin bu semt, geceleri pek tenha...
Birdenbire Antoinette, korku ifade eden bir haykırışla oturduğu divandan kalktı,
— Jacques!... Ne yaptın?
— Ne yapmışım?
— Düşünmemiştim. Lâmbayı yaktın. Perdeyi kapatmamışım, Bahçeden bakınca, mirada olup bitenleri görmek mümkündür.
Pencereye doğru atıldı.
— Mademki bahçede kimse yok.
Kadın, perdenin arkasına gizlenerek:
— Aman yarabbl! — diye inildedi.
— Ne var?
— Yaklaşma... Gölgede... Blt,
şey görür gibi olduin... Ne vardı acaba orada?.,. Duvarın yanında... — diye mırıldandı... Fakat hayır! Artık bir şey görmez oldum.
Jacques, asabileşti:
— Cidden bu akşam pek sinirlisin. Eğer bu derece korkuyorsan beni buraya çağırmama-lıydın. güzelim.
Kadın, gene mırıldandı:
— Bu arzuya mukavemet edemedim. Seni pek çok seviyorum!
İçin için o da tasdik ediyordu ki, hayır, cidden sevgilisini bu eve çağırmatnalıydı. Bir felâket havası seziyordu. Lucien’in cebindeki o tabanca...
Jacques. sevgilisini kolları a-rasına aldı.
— Sen beni, benim seni sevdiğimden acaba daha mı az seviyorsun? Bu akşam, buraya gelirken kendi kendime dedim ki: Iîer şeyi ayaklar altına alıyorum. Sevgilime kavuşmak için, namus ve haysiyetimi de çiğniyorum. Bu geceyi onunla geçirmek zevki uğruna, her şeyi, her hangi bir şeyi yapmağa hazırım.
I Antoinette. saadetle guulm- j
sedl.
— Ah. benim bir tanem! Böyle sözler söylemiyor musun, kendimden geçiyorum. Son derece bahtlyor oluyorum .. Kendimi bilemez, ölçemez hale geliyorum.
— Demek artık endişen kalmadı?
____ Hayır! Endişem kalmadı. Saadetten başka hiç bir şey düşünmüyorum.
— Güzelim!
Bir sükût hüküm sürdü, jae^ues, sigara yaktı. Antoinette:
— Bugün Adalet sarayında harikuladeydin! — dedi. — Zaferinden dolayı koltuklarım kabardı.
Erkek gülümsedi.
— Zavallı Lucien1 Bana sırtını çevirdi.
— Evet. Fena halde kızgın. Hükmün pek haksız ve senin müdafaan m esassız, kıymetsls olduğunu söyledi. Sanığın suçlu olduğunu, kendisi kadar senin de bildiğini iddia etti,
Jacques:
— Tabii değil mi ya?... — dedi.
(Arkası var)
Bahlfp 7
23 Ekim 1949
Sovyet casusluğu
Bir Rus şirketinin altı memuru Amerika’da tevkif edildi
ıx« ıw»
Vashington 23 (AA-) (Afp) — «Amtorg» Sovyet şirketinin 5 üyesi çarşamba günü federal makamlar huzuruna çıkacaklardır. İthamnamede belirtildiğine göre, bu şirket Sov-yetlcr Birliği hesabına malûmat toplamış ve Amerika adllyeslne kanunun ecnebi ajanlara yüklediği vecibe gereğince İzahat verm emiştir.
«Amtorg Corporation» un. Adalet Bakanlığına göre, hepsi Rus olan işçilerinin sayısı 50ye yükselmektedir.
Amtorg’un direktörlerinde dip lomatik pasaport vardır, fakat Adalet Ra kanlığına göre bunlar diplomatik statüden faydalanmakla beraber diplomatik muafiyete sahip değildirler.
İthamnamenin belirttiğine gö re, 1-10-1946 dan beri şirket Sovyetler Birliği hesabına malû mat toplamakta ve bunları Sovyetler Birliğine bildirmektedir. Şirket Sovyet hükümeti veya daireleri hesabına onların isteği veya emirle para dağıtmıştır.
Washlngton 22 (AJt.) (United Press) — «Amtorg» firmasına mensup altı kişinin tevkif edilmesi bu gün Amerikadakl Sovyet çevrelerinde büyük bir heyecan yaratmıştır. Vaşlngton dairi Sovyet sefareti birinci kâtibi Totkonikof Amtorg firmasının hukuk müşaviri İsadore Needleman ile birlikte mahkemeye gelmiş ve tercümanı vasilisiyle konuşarak tevkif edilenlerin derhal serbes bırakılmasını istemiştir. Hâkim Mc Donald bu talebe hiçbir ehemmiyet vermemiş ve tevkifler Manhattan in tam ortasında Madison caddesindeki Amtorg bürosunda Türkiye saati İle dün gece saat 3 de yapılmıştır.
UM
İSTANBUL RADYOSU Açılış w proırram.
Haberler.
Şarkılar ve türküler (Pl.) Çr;nlı hatır parçalar, sarkılan okuyan: Ruhsnr Encren. çalanlar: Yavuz BrtCrcn (Akordeon). Yusuf Savsen (Piyano).
Pıms mOzlğl (Pl.)
Saz «erleri. çalanlar: Necati Tokyay. Salâhnddin Pınar, Feyzi Aslnngil. Kadri ScnCOlkr 1 — SultnniycfSh pepevl (Hacı Arif bey), 1 — Sultaruyeeâh taksim (Tamburla Saiflhaddln Pınar* tarafından. 3 — Sulta nryefflb sar «maL’I (Harı Aartf bey). Şarkılar ve tarkOlcr. okuyan: Blkkat Uyanık, çalanlar: Necati Tokyay. Salâhnddin Pınar. Teyit Aalanütl. K’lr1 Sençnlar 1 — Feryat kİ feryadıma» Sch-t» semai* tTamburl Ccn*U
bey). 2 — Birlikle bu aksam «Neva yürük MTMlİİ», «Şerir İç-H). 3 — Değildi böyle evvel «HOzuun şarkı» (Mahmul Celal cıklln pasa). 4 — Öyle M» afcU y-ckUl emelrln .Sel» şarkı» lAleka Bocanoz). 3 — Sabahlan kalktım da «Maya». « — Köprüden geçerken «Anlalya törkü.'rtl». t — Ali daldır daların han «Kayseri tarküzfl». Dans müziği (Pl.)
Program ve Kapanı*.
AKŞAM PROGRAMI
Açılı* re program
«Ilı 1 ■
• ■ 1 1 1 1
(x 1 1 1 1 1 1
l 1 1 ■I 1
■ 1 ■ 1
eo ıır III
KAS
““
Bette Davis
Kocası aleyhine boşanma dâvası açtı
fianla Ana (Callfonlya) 22 — (Apı — Tanınmış sinema artist lerinden Bette Davis, kocası WilUam O ran t Sherry aleyhine boşanma davası açmıştır Kocasının zalim olduğunu Deri sürmektedir. Bette Davla 41 yaşındadır, kocası İle 1945 senesinde evlenmiştir. İki yaşında bir kız çocukları vardır. Çocuğun vesayetinin, artist, kendisine verümesiııi istemektedir.
bir
Ingilterede askerlik
C hur ehil 1 mecburî askerliğin kaldırılmasının aleyhinde
Londra 22 (A-A.9 (United Press) — Muhafazakâr parti lideri ChurchlU önümüzdeki İngiliz umumi seçimlerinde mecburi askerliği Lahls konusu ya-pamıyacagını bildirmiş ve şimdi bile partiler arası nrinH mücadelenin memleketin refahını tehlikeye soktuğunu açıklamıştır.
Fakat Churciıill mecburi askerliğin kaldırılmasına muhalif olduğunu da «özlerine lUve etmiştir. Mecburi askerliğin kal-dnlmasma muhalefetinin sebebini İzah eden muhalefet lideri, Atlantik Paktının kıymetini düşürmemek ve dünya rul-hûnfl tehlikeye sokmamak İçin mecburi askerliği muhafaza etmek ltaım geldiğine tnanctağuu ■öylem İştir.
□r.Zekâi Muammer
TUNÇMLAN
Bakteriyoloji Laboratuarı Her nevi tahliller ve taze aşılar yapılır. Yeni adrese dikkat: Divanyolu 103 kat
2. Tel: 22037 ■■■■
ZAYİ — Türkiye Emlâk Kredi Bankasında açmış olduğum küçük cari hesaba alt 1Î793 numaralı cüzdanımı kaybettim-Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Feride Süer
S
Abone bedeli
v
MOBİLYALI, KALORİFERİ»' ACELE KİRALIK VİLLA
Bebekte Amerikan Koleji yanında beş büyük odalı, kalorifer ve sıcak su tostsa ti l. mobilyalı, fevkalâde manzaralı yeni yapılmış villa acele kiralıktır. Buz dolabı ve bir senelik kömürü vardır. Her gün içindekilere veya 44122 numaralı telefona müracaat-
SULFADERME
YARA MERHEMİ
Amerika Y ugoelav-yaya yolcu ve ticaret uçakları satacak WaahlngU>n 32 (Ap) _ Diplo mfttlk çjıhalyetler tarafından ve rflen malûmata göre, Amerika, Yugoeiavyııya yolcu ve ticaret a çatlarının sevkedlirnesine mâni olan kararını değiştirecektir. Yugoslavyanm şimdiden bazı uçak malzemesi almasına müsaade edilmiştir. Sevkıyatın baş-1 Laması için temsilciler müzakere etmektedirler.
İSTANBUL 4. en Noterinden: İhtar eden: Asdlk Ütûcûyan, İstanbul Beyazat Rızapaşa yokuşu No. 46 da Döşemeci. Vekili: Av. Adil Boyer. Taksim garaj Soyer Apt. 12/1 İstanbul Muhatap: Mehmet Altug, İstanbul Topkapı, 10 ncu, sokak No. 6 da.
İhtar edilen husus:
İstanbul Beyazıt Rıza paşa yokuşu 45 numarada Döşeme İmal elliği ve satıcılığı İle İştigal etmekte İken, bilâhare yanıma ortak olarak aldığım muhatap Mehmet iie aramızda yaptığımız ortaklık mukavelesinin hitamı müddeti olan 5/9/950 tarihinden evvel ortak Mehmedin mukavelenin 6, 9, 10, 11 maddelerine muhalif hareket etmesinden ve aynı mukavelenin 9 ncu maddesine müsteniden şirketi tesh ettiğimi, ve hesa-batın rüyeti ve sair hususlar hakkında İstanbul Asliye 4 üncü Ticaret Mahkemesinde 049/ 497 sayılı dosya ile feshi şirket davası İkame ettiğimi, mukaveleden ötürü üçüncü şahıslara karşı muhatab, vaziyetinde bu lunan Mehmedin sözü geçen dükkânla hiç bir alâkası kalmadığı, gerek muhatap ve gerek se aaJr alâkalıların bundan boy le benim de terki ticaret etmek İlgim dolay isiyle yukanda sözü geçen dosyaya müracaallerlnl beyan ederim.
Netice! talep: Yukarıdaki hu ausatı bilmek ve ona göre hare ket eylemek üzere işbu ihtarnamenin bir nüshasının muhatap Mehmede, bir nüshasının Mercan maliye tahakkuk şefliğine, Çarşıkapıda mobilyacı ve döşemeciler kooperatifine, mobilya ve döşemeciler birliğine, ve Istan bulda çıkan iki gündelik gazete ile de neşrine, ve bir nüshasının da bit tasdik tarafıma iadesini rica ederim.
İşbu İhtarname nüshası talep veçhile Akşam gazetesiyle ilân olunmak üzere mezkûr gazele müdürlüğüne tebliğ olunur. 21-10-949
SAYIN VATANDAŞ
Cumhuriyetin 26 ncı yıldönümünü kutla-A mnk için ihtiyacınız olan şanlı Bayrağı-k»1 m izi müessesemizden sağlam, temiz ve u-bBcuz °'arft*c temin edebilirsiniz Taşraya ö' (ödemeli gönderilir.
M Adres: Peyzultah Oöçek, Galata. Mahmule ▼ diye caddesi No. 10ü,
Telefon: 40161. Telgraf: FeygöÇ.
il
n
Lokman Hekim
(Dr. SAFIZ CEMAL)
Dahiliye Mütehassısı
ZA-yİ _ Yüksek Ticaret okulundan aldığım 4537 numaralı şebeke ve hüviyetimi kaybettim Hükmü yoktur.
Sınıf I den Ali Atıf özllirk
BİLHASSA HASSAS CİLDLER İĞİN YAPILMIŞTIR
Created by free version of 2PDF
Reynğln As. Şubesinden :
Şubemizde kayıtlı malûl subay er ve şehit yetimlerinin 949 yoklamaları başlamıştır. İşbu yoklamalar 15 Kosuıı 949 günü sona ereceğinden ilgililerin aşağıda yazılı günlerde nüfus hüviyet cüzdanları, tütün ikramiye tevzi cu2danhın ve maluliyet derecelerini gösterir raporları ile birlikte şuoeye müracaat etmeleri İlân niıiDUT.
Müracaat günleri :
Pazartesi ve salı: Malul subay ve erler
Çarşamba ve perşembe, cuma; Şehit yetimleri. 4050-15119
Kırmızı ve siyoh paketlerdeki ince "Gillette" tfaş bıçaktan; hassas dltli erkekler için en elverişli bıçaktır. En hassas çitleri bile kolay ve rahat fraş edebilmesi İçin hususî Gillette usulile sertlejtirilmiı ve bilenmiştir.
Polceil 70 kuru»
TURKıYE DEMİR ve ÇELİK FABRKALAR
Müessesesî müdürlüğünden:
1. Kasım. 1949 tarihinden itibaren verilecek asld sû) firik siparişlerinde aşağıdaki fiyatların tatbik olunacağı muhterem müşterilerimize İlin olunur,
66 bomelik tonu 250 lira 60 bomelik tonu
140 lira
m
İNCE
Gün aydın “Gillette*' ile Başlar
Malın cinsi
1 kilosunun Muhammen Miktarı bedeli
% 7 5 Muvakkat pey akçesi
243 75
SAYIN DOKTORLARDAN BİR DİLEK
1 Laboratuarımız müj»lahz*:riarmdan ba..ı numuneler gön-| dermek İstiyoruz. Bunun tein yeni adreslerin İstanbul Fos-| ta Kutusu No 23? ye bildirilmesi rica olunur.
i
Miktarı
Cinsi
Muhammen bedeli Lira Kr.
İlk temlnaU
Lr.
Kr
1500 adet Kundura ambalaj sandığı 10500 00 1500 » Nal » » 5550 00
200 »■ Kırtasiye > > 1050 00
17100 00
787 50
415 25
78 75
1282 50
bedelleri ve
Yukarda mlktarlarlyle cinsleri ve muhammen
İlk teminatları yazılı 3 nevi tahta ambalâj sandığı Taksim A-yaspaşadnkl komisyonumuzda 8. kasım 949 salt günü saat 15 le Kapalı zarf ek&iltmeslle İhale olunacaktır. 3 nevi sandığın bir İstekliye ihalesi caiz olduğu gibi bir veya İki nevinin ayrı ayrı İsteklilere İhaleler! de caizdir. Şart kâğıdı komisyonumuzda her gün görülebilir. İsteklilerin. İsteyecekleri sandıklara flit ilk teminat malsandığı makbuzu veya lanku kefalet mektubu ve şart kâ âdında y?.; ı ı I!' f bf^ -'erl havi teklif l»XÎ-l( r,. eksiltme ’-n bir saat evveline kadar komi-' • u-
nıuzda bul uınlu rinaları. (14949 ı
tyl cins İllüstrasyon 50ü kliu 050 Kş. siyah boya
Evsafı şartnamesinde yazılı 500 kilo lyl eins İllüstrasyon rlyah boyanın eksiltmesi 31.10.919 pazartesi günü saat 15 de BftBimevImizlıı Ayasofyadaki merkez binasında yapılacaktır . I
İsteklilerin belirlilen gun ve saatte Ba-sımevinıLze müracaatları.
Şartname bedelsiz utarak Müdürlüğümüzden İstenilir.
Divanyolu No. İIM Muayene saatleri Patar hariç her gün 2.5
Çocuk hekimi dokİn(
Ahmet Akkoyunlu
rak.mii lal)
Palas Telefon:
S:'We 8 _ AKŞAM jo gjcim 1940
AKŞAM | sporİ
Beşiktaş - Vef a maçı
Haftanın Notları.
çok çetin olacak
Yeni futbol federasyonumuzdan beklediklerimiz
Yazan: Âdil GİRAY
lâzımdır
Beşiklaşın bu scnCki takımı
Yazan: Sazi TEZCAN
Lig maçlarının üçüncü hafta müsabakalarına dün başlandı. Bugün de Kasımpaşa ile Emniyet, Beşiktaşlı Vefa kulüpleri karşılaşacak. Vefalıların geçen hafta Fenerbahçe karşısında aldığı iyi netice ve temiz oyun futbol severlerimizin hoşuna gittiği için bugünkü Beşiktaş maçında alacakları netice cidden merak edilmeğe değer bir mahiyet taşımaktadır.
İnkâr edilemez bir hakikattir kı siyah beyazlılar bu mevsim maçlarına çok hazırlıklı ve diğer kulüplerimizden kuvvetli bir vaziyette girdiler. Bilhassa hücum hatları en sıkışık vaziyetlerde gol çıkarabilen oyunculardan teşkil edilmiştir ki bu avantaj bugün için hiç bir kulübümüzde yoktur. Şükrünün kendine has süratli ve topa hâkim oyunu, sıkı şütlerl. Fahrinin eski Beşiktaşlı Şerefi andırır uzun paslı oyun ve enerjik çalışması, Bülent ve Kemalin dalıcı oyunları, sağaçık Süleyman ın bira2 fazlaya kaçmakla beraber dlriplingle hasım müda faayı geçerek ortalamaları bir hücum hatunda yekdiğerinin eksikliklerini tamamlıyan meziyetlerdir.
Bu bakımdan Beşiktaşlıların diğer kulüplerin bugünkü dağınık oyunlarından istifade ederek arayı açmaları ve puvan farkını yükseltmeleri beklenir. Ve bunu yapmaları kendi menfaatleri icabıdır, çünkü Fenerbahçe, Galatasaray, Vefa, İstanbulspor, hattâ Kasımpaşa yavaş, yavaş takımlarını düzeltmeğe başlam a vazıyettedirler. O zaman Beşiklaşın meydanı bu kadar boş bulamıyacağından güçlükle karşılaşmak ihtimali o nispette fazlalaşır.. Hücum hattının göz doldurucu oyununa mukabil geri müdafaa hatlında yalnız Yavuz ve Hüseyin muvaffakiyetli bir tempo İle çalışıyor. Diğerlerinin aksadığı her halde Beşiktaşlı idarecilerin de gözünden kaçmasa gerektir. Bu aksaklıkları bir an evvel düzeltmelidirler ki takım dört-başı mamur bir bale gelsin...
Bugünkü rakipleri Vefa pek İhmale gelemiyecek vaziyette olduğunu geçen hafta bilfiil ispat etti. Eğer sağiç oyuncuları Aziz boş kaleye top atmayı be-ccrebilseydl Fener maçını kazanmaları işten bile değildi.
Mamafih onların da müdafaasını pek tatmin edici bulamadık. Emektar Galip her tarafa yetişecek kudretle olmasa vaziyetleri iıer halde çok güçleşir. Bir takımın bir kişiye bağlanmasının doğru olamıya-cagıııı bizden gayet iyi bilen antrenörleri Rebilnin müdafaa oyuncuları üzerinde daha titiz davranması lcabeder.
Bu karşılaşmanın cok çelin ve sıkı bir çekişme halinde geçe-1
Seyircilere rahat ve emniyetle maç takip etmek imk ânı verilmelidir
Lig maçları başlıyalı İki hafta oldu. Dikkat edlyor-ruz. Maçların yapıldığı İnönü stadında bariz şekilde bir intizamsızlık hüküm sürüyor. İki haftadır duhuliye tarafındaki seyircilerin maçlar esnasında sahayı tahdit eden telleri tahrip ederek kapalı tribüne hücum etmelerini üzülerek seyrettiğimiz yetişmiyormuş gibi geçen maçta da adedi yüzleri aşan bedavacıların yeni yapılmakta olan şeref tribününün İnşaatı arasından iskele yıkılmasını, derin temel çukurlarına düşmek tehlikesini göze alarak stada hücum ettiklerine şahit olduk.
Halbuki stat yeni açıldığı zaman muhtelif kaçma mahalleri olduğu halde bu şekilde hücumlar önleniyor ve rahat, rahat maç seyredlle-blliyordu. Maalesef iki haftadır buna imkân bulunamıyor. Gerek dışarıdan bedava olarak içeri hücum edenler ve gerekse içeride u-cu± yerden pahalı yere geçmek istiyenler, hiç bir hak
tanımadan halktn omuzlarına basarak, çoluğu çocuğu, kadınları çiyneyerek hücumdan çekinmiyorlar. Ve bu arada polislerle mücadele etmekten ve stat memurlarını taşlamaktan geri kalmıyorlar.
Alâkadarlar inzibat kuvvetinin azlığından şikâyet ettiler. Tahkik ettik. Kendilerini haklı bulduk. 20 bin kişinin toplandığı bir mahalle hem de heyecar^kay-nağı olan bir stada inzibatı temin için gönderilen polis ve jandarma kuvvetinin 15-60 kişiyi bulmadığını öğrendik!...
Yeni emniyet müdürii-rümüzden bu işe bir çare bulmasını ve modern sta-dımzıda emniyet ve rahatlıkla maç seyretmek imkânım temin etmesini rica ediyoruz. Aksi takdirde bu gidişle masum bir heyecanını tatmin için stada gitmek istiyen çotuk çocuklarımızı stadlardaıı uzaklaştırmak loabedecek kİ 20 nci asırda İstanbul şehri için bu olay her halde çok ayıp olacak...
S T.
Futbolumuz; sen elerden beri İstikrarlı ve disiplinli bir çalışma devresine susamış vaziyettedir. Arkadaşımız Sadi Kar-san'ın istifasmdanberl futbol işlerimiz başsız bir teşekkül halinde idi. Bugün federasyonun başına yeni bir arkadaş getirilmiş ve diğer yardımcı âzalar da belli olmuştur.
thvi Ziya. Sait Salâhaddln, Hikmet ve Nedim Kaleci'den kurulan yeni federasyon işe başlamış bulunmaktadır şimdiye kadar noksan ve başsız bit teşekkül manzarası gösteren federasyonun müstakil bir teşekkül halini alması hepimizde yeni ümitlerin doğmasına vesile olmaktadır.
Teker teker her biri futbol âlemimizin tanınmış birer siması olan bu arkadaşların tecrübe ve bilgilerini ortaya dökmeleri İçin sık sık fırsatlar zuhur edeceğini umuyoruz.
Onlan bu işe dört el ile sanl-mtş ve içten gelen bir aşk ve hevesle çalışmağa azmetmiş insanlar gibi tanıyoruz. Unutmamalıyız İd. bu arkadaşlar mesailerini Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü ahkâm ve mevzuatı içine sıkıştırmak zorunda kalacaklar ve bu yüzden bazı güçlüklerle karşılaşacaklardır.
Her şeye rağmen aralarında tam bir ahenk, fikir ve işbirliği kurmağa muvaffak olurlarsa bir çok müşkülleri bertaraf e-decekierl de şüphesizdir.
Spor neşriyatı ve propagandası sahasında; futbol bugün birinci plânda yer almaktadır Futbol işlerimiz, sık sık gazetelerin baş yazılarına mevzu teşkil edecek derecede alâka uyandıran bir memleket meselesi halini almıştır.
Bu İşin düzelmeğe muhtaç tarafları pek çoktur. Yeni kuruluşunu ümitle karşıladığımız futbol federasyonu çalışma programını çizerken çok dikkatli olması lcabeder. Memleket futbolunun idaresini üzerine alanların, haklı veya haksız bir çok tenkldlere hedef olacaklarını bilhassa hatırlatmak isteriz.
Haksız tenkldlere sabırla tahammül, haklı olanlarından İstifade yolunu bilmek olgun idarecilere yaraşır bir meziyettir. Federasyonda vazife alanların, bu olgunluğu göstereceklerine İnanıyoruz. Şimdi biz federasyonun memleket futbolunu tanzim ve İnkişafı için düşündüğü. tasarladığı çalışma programını neşretmesini merak ve sabırsızlıkla bekliyoruz.
Haftanın dedikodusu
Hatalar ve bilgisizlik yüzünden bir üçüncülük
Türkiye - Avusturya maçı
25 Aralıkta yapılacak
Suriyeliler 20 kasımda gelmezlerse Türkiye - Suriye millî maçı bir defa daha tehir edilemiyecek
Geçen sene İnönü stadında oynanan Türkiye - Avusturya milli maçında bayrak teati edilirken
Suriye futbol federasyonu, Suriye seçimlerinin 5 kasımda yapılacağını ileri sürerek, Dünya kupası için 2tl ekimde An-karada onyamrası icap eden Türkiye - Suriye milli futbol maçının 2o kasıma tehir edilmesini İstemiş ve bu teklif Türk futbol federasyonu tarafından esas itlbarile kabul edilmiştir.
Halbuki son gelen ajans haberleri Suriye seçimlerinin 20 kasımda yapılacağını bildirmektedir. Bu durum muvacehesinde 20 kasımda Ankarada yapılması icap edeıı Türkiye -Suriye milli futbol maçının üçüncü bir defa daha tehirine imkân görülmemektedir Milletler arası futbol federasyonu, 20 kasımda Türkiye - Suriye maçı oynanmadığı takdirde Türkiye-
yi galip İlân edecek ve İlk Türkiye - Avusturya maçı 25 aralık pazar günü Viyanada yapıla-çaktır.
Dünya kupasına girecek 16 lakım
Breziyada yapılacak Dünya kupası maçları Avrupa ve A-merikada seçilecek (16) takımın iştlrakile gelecek sene (Rio de Janero) şehrinde yapılacaktır. Bu on altı takım hakkında yapılan bir tahmin bize şu neticeyi vermektedir.
— Bugüne kadar bu 16 takım arasında Rio şehrine gitmek üzere İtalya, İsviçre, Meksika ve Amerika seçilmişlerdir. Brezilya organizatör memleket sı-fatile doğrudan doğruya turnu-aya girmek hakkını kazanmaktadır. ■ '
— Bu beş mületten geriye (11) takm kalmakladır. Bu ou bir takım şöyle seçilecektir.
1 —
Suriye takım)
2 —
Avusturya - Türkiye W maçlarının galibi (bir seçilecektir.
Frnasa - Yugoslavya
galibi (bir takım) seçilecektir.
3 — İsv&e-- Elre (bir takım* seçilecektir.
4 — Ispanya - Portekiz (btr takım) seçilecektir.
â — Ingiliz, İskoç. Gal İrlanda (iki takım) seçilecektir-
8 — Arjantin. ŞUI. Bolivya (İM takım) seçilecektir.
î — Uruguay, Paraguay. Peru Ekovatör (İki takım) seçilecektir.
3 - Hinde - Birmanle (btr takım) seçilecektir.
Fransanın en güzel atleti
ceğinl kestirmekle beraber Beşiktaş hücum hattını diğer kulüplerimizden ly vaziyette gördüğümüz İçin maçı onların kazanacağını tahmin ediyoruz. Fakat bu galebenin öyle kolaylıkla temin edllemlyeceğl muhakkaktır. Çok çatışmak ve o nispette enerji sarfetmek şarttır. Aksi takdirde Vefalıların vaziyete hâkim olmaları her zaman için kabildir.
Günün diğer maçında Kasım-paşahlan daha avantajlı bulmaktayız. Yalnız iki taraf da daha fazla enerjiye dayanan bir tempo İle çalıştıklarından maçın çok çetin ve hırçın cereyan edeceği ileri sürülebilir.
Basketbol turnuvası
İstanbul bölgesi bir Akdeniz turnuvası hazırlıyor
r Bugünkü maç'ar-»
İnönü Stadında;
Saat 13: Emniyet -
Kasımpaşa
Hakemi: Hüsa-meddin Böke
Saat -5: Beşiktaş - Vefa
Hakemi: Feri-
dun Kılıç
Beden Terbiyesi İstanbul bölgesi tarafından, Akdeniz milletlerine açık olmak üzere 1953 senesine kadar her sene yapılmak ve dört sene İçinde en çok birincilik kazanmış millete verilmek üzere bir İstanbul kupası basketbol turnuvası tertibi için hazırlıklara başlamşıtır.
Bu turnuvaya Avrupa şampiyonu Mısır, İkincisi Fransa, Mairano kupası galibi İtalya, Yunanistan, Yugoslavya, Ispanya, Suriye. Lübnan ve Filistin milli takımları davet edilecektir, Turnuvanın önümüzdeki şubat ayı içinde Spor ve Sergi sarayında yapılması için Beden Terbiyesi genel müdürlüğünden müsaade istenilmiştir, şimdiden Fransa. Mısır, İtalya ve Yugoslavya bu turnuvaya iştirak edeceklerini bildirmişlerdir.
Kulağımıza çalman ve ortada dolaşan bazı şayialara göre, spor oyunları federasyonu başkan vekilinin Napoli’de yapılan Mairano kupası basketbol turnuvasında bazı oyuncularla arası açılmış ve onlan otoritesine dayanarak birer sene müddetle milli takıma almamakla cezalandırmış! ,,,
Dedikodusu gazete sütunlarına kadar İntikal eden bu mevzu karşısında Beden Terbiyesi genel müdürlüğünün ne durum alacağı alâkadarlar tarafından merakla beklenmektedir.
Bize kalırsa en İyi çare başkanlığı vekâleten yapılan ve teknik müşavere heyeti bir tek üyeden ibaret olan bu federasyona basketbolün tekniğini 14-yıklyle bilen asil bir reis tâyin edilmeli ve tenis, spor oyunları federasyonundan ayrılmalıdır. O zaman İtalyan gazetelerinin yazdığı gibi, Fransaya denk bir oyun çıkaran Türk Milli basketbol takımı boş yere Yugoslav-yaya yenilmez ve hakkı olan İkinciliğe kavuşurdu.
Hakikaten, Italyan gazetelerinin yazdığı gibi bilgisizlik ve takımdaki İkilik yüzünden büyük bir fırsat kaçırdık, doğrusu çok yazık.
Fransız atletlerinden Duranton üçüncü defa olarak Fransanın en güzel atleti olarak ••-çllmlştlr. Yukarıki klişede Duranton'un adelelerl kadınlar tarafından tetkik ediliyor.
HollandalI atlet kadınlarından bayan Beanters Koen 30me'.reBk mânialı koşuyu 1 dakika 3 saniyede koşmuştur. Bayan Koen mânileri atlarken görülüyor.
Halûk SAN
Created by free version of 2PDF
\
Comments (0)