1946 Aralık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1946 Aralık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kaynak: TÜSTAV - Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı Arşivi

Yeni Fransuz Hükümeti kuruluyor
H ' • s
İki defa başbakanlık etmiş oian Leon t Blum, Fransız hükümet başkanlığına seçilmiş, müfrit sağcılar müstesna bütün partiler lehte oy kullanmışlardır. Blum derhal koministleri, sosyalistleri, halk Cumhuriyet hareketçileri ve. Radikal partisi île temaslara geçmiştir.
_J
Ekonomik, Sosyal ve Siyasal Alanda Kol ve Kafa İşçisinin Davalarını Güder
Sene : 1 Sayı 16
ŞİMDİLİK CUMARTESİ GÜNLERİ ÇIKAR
Fiyatı 10 Kuruştur.
14 Aralık 1946
İşçiler Kanun Tasarısını beyenmiyorlar
4444044444444444440eee4e44 » "3 S ■ • 13"
jDr. iar, Doçentler,i Amerikada grevlerin sebebi
Bundan evvelki yazılarımızda, Sendikalar hakkında çıkarı* lacak yeni kanun tasarısının umumî tenkidini yapmıştık. Üzerinde bir az durulunca, bu tasarının pek baştan savma bir eser olduğunu kabul etmek mecburiyeti hasıl oluyor.
Belki, bu işi üzerlerine almış olanların meşguliyetleri baş'a-rından aşmıştır da, Sendikalar meselesini incelemeğe vakit bulamamışlardır. Yahut vakitle ri vardı da, kendilerine verilen ödev sadece faaliyet halinde bulunan teşekkülleri başı boş bırakmamak oldu Şu için buna lüzum görmemişlerdir.
Her ne sebeple olursa olsun, sendikaların, tekmil medenî memleketlerce tanınmış tabiî haklarından ekserisi unutulmuş, yersiz yasaklar ve tahdidler koymağa ehemmiyet verilmiştir. Evvelki makalelerimizde bunlardan bazılarını tahlil etmiş lı», T/uitâ ,4.» .a. . * (İ’_.
Sendikaların hiç bir kimseyi fiye olmağa veya olmamağa icbar edemiyeceği (Madde 7) kaydı çok kurnazca bir formüldür. İlk bakışta bundan tabii bir şey tasavvur edilemez gibi gelir. Fakat az bir şey düşünmek bu bilmecenin mânası ne olduğunu kavramağa yeter.
Mevcut sendikalardan ekserisinin nizâmnâmelerinde, muhtelif milletlere mensup işçiler aracında nefret duygulan uyandırmağa çalışanların - yani faşist temayüllü kimselerin - sendikalara kabul edilemeyecekleri yazılıdır. İşte pek mâsûmâr.e ve haklı bir tedbiri andıran, “üye olmamağa hiç bir kimse icbar edilemez» cümlesi ile ta-kib edilen gaye, faşist unsurlara kapalı olan, sendika kapılarım bu demokrasi düşmanlarına açtırmaktır. Buna razı olacak b r tek sendika bulunabileceğine ihtimal vermiyoruz. Ve her halde, maddeden maksat ne olduğu böylece açıklandıktan sonra, Meclis, tasarıdan onu çıkarmak zaruretini duyacaktır.
Diğer bir meddede (Madde 11) Cemiyetler Kanununun, aidatın senede 120 lirayı geçemiyece-ğine dâir hükmü sendikalar hakkında uygulanamaz, denilmektedir. Bunun üzerinde dur-mıyabilirdik. Fakat tasarının satırları arasında sırıtan ruh, gayri ihtiyarî, gizli bir maksat aramak ihtiyacını doğuruyor. Hiç şüphesiz bu madde, sendikalara aralarından senede 120 liradan fazla aidat alabilmek yetkisini vermek için konulmuş değildir. Ya sendika âzalarinı, idaresi Çalışma Bakanlığına tâbi yüksek bir aidata bağlamak,
yahut ta serbest âidatı cemiyetler kanunundaki hadden daha aşağı bir seviyede tutmak gayesi güdülüyor. Her iki ihtimalde de, sendikala'm bağımsızlığına tecavüz edilmiş ve işçilerin ekonomik mücadeleleri kösteklenmiş olacaktır.
Kanunda lafı bile edilmiyen sendika haklarına ve salâhiyet lerine gelinee, bunların başlıca* lannı saymadan ve ehemmiyet* lerinı işaret etmeden makalemizi bitirmeğe gönlümüz razı olmuyor. Cidden unutulmuş oldukları takdirde, Meclis müzakereleri esnasında ele alınma larina zemini hazirlıyabilirsek büyük bir hoşnudluk duyacağız.
Tasarıda bahsi geçen, Kollek-tif mukaveleler akdetmek, mensupları adına müzakerede bulunmak ve dâvalar açmak, yardımlaşma sandıkları, klüpler vesaire kurmak gibi hususlar yanında ve üstünde, sendikaların ; : 7.y -fkîjj hnL’mmal^r’
gereken, daha bir sıra mühim işler vardır. Bunları aşağıdaki listede toplamağa çalıştık :
1— İlgili bulundukları sanayi şubesinde, istihsâlin, muhtelif safhalarını, idaresini ve finansmanını kontrol etmek.
2— Kollektif mukavelelerle bağlı olarak, boşalan yerlere alınacak işçileri bizzat göstermek veya bulmak.
3— İşletme ve Fabrika komiteleri veya İşçi mümessilleri seçimlerini tanzim etmek ve aday listeleri ileri sürmek.
4— İhtilâflarda ve grev ihti mâli karşısında kütlelerin reyi*-ne müracaatı teşkilâtlandırmak ve kararları tatbik etmek.
5— İşçi sigorta kurullarının idaresine iştirak ve onların muamelelerini kontrol etmek,
6— İş hakkini koruma kanunlarının ilk tasarılarını hazırlama faaliyetlerine iştirak ve bizzat işçiler adına kanun tasarıları teklif etmek.
7— • İktisadi buh ran anlariuda işsizlere devlet veya patron yardımlarının tevziini üzeriue almak.
8— Dünya sendikaları federasyonuna girmek ve onun maddî ve mânevi yardımlarından faydalanmak.
İleri kapitalist memleketlerde, uzun senelerdenberi bu ödevler sendikalar tarafından görülmekte ve saydığımız yetkiler kullanılmaktadır. Biz her sabada olduğu gibi, iş kuvvetinin teşkilâtlanması sahasında da, hâkim sınıfların dar ve çarpık görüşleri neticesi, çok geri
(Devamı 2 ci sayfada)
SENDİKACI

t
i
hak
t t
:
Memleketimizdeki ar.tıde- J mokratik kanunlar serisin • j bir yenisi katılmak üzeredir * Çalışma Bakanlığı tarafından £ hazırlanan “İşçi ve işveren ® meslek dernekler; ve dernek | birlikleri hakkı daki kanun $ tasarısını görmemiş olamız- î siniz. Bu tasarım1 iı.san
ve hürriyetlerine aykırı hü- t kümler taşıdığını, k ndi hak * ve hukuk anlayışınıza bile ( uymadığını, hukuk mantığı, 2 kanun tekniği bakımlarından 2 dahi iler tutar yen olmadı 2 ğmı da elbette fark etmişsi- 2 nizdir. Neden susuyorsunuz? 4
Demokrat memleketlerde 4 kanunlar tenk’ıd edilir, dev- • riiî bak ve hukuk anlayışına 4 uymayanla-1 değiştirilir. Bu 4 nihayet bir tasarıdır “İlim-2 adaml.tri» mn kanun tasanla- 4 rı üzerinde fikirlerini söyle- f meleri, t?.nkidler yapmaları 4 ty _* |fl
Yan.. Hı «o»?! Oİdrğu gi-‘! bi kamın hâlini alıra?, hü- ' kümlerin(, kürsülerinizde ve i kitaplarınızda anlattığınız insan hak ve hürriyetleriyle telifte yine güçlük çekmiye-çekmişiniz? Nihayet imam yine bildiğini okusa-da, böyle bir ka-.vnu tasvip etmemiş olmak sizce bir şeref değil midir?
Dr. 1ar. Doçentler, Prof. rar, Ord. Prof. îar nerdesiniz ?
t
:
:
:
t
t
i
s
s

t -
44444444444444444444444444 i
Maden işçileri
■ b _ ■ ve tereddüt
yarın toplanıyorlar Uşladl Bu
il
Mâden Sanayi i İşçileri Sendikası kongresi İS aralık 946 Pazar günü saat 14 de Beşik-taşta İşçi Sendikaları Birliği binasında toplanacaktır. S-..2* ka mesul kâtibi sendikaya dahil arkadaşların teşr florini rica etmektedir.
Şoförler de toplanıyor
İstanbul Şoförleri ve’Otomobil İşçileri Sendikası, idare heyeti seçimi için 15 aiaîık 946 pazar günü. Taksimde Kristal gazinosunda saat 9 dan 13 e kadar olağanüstü bir toplantı yapacaktır- Bu toplantıda, idare heyeti seçildikten sonra sendikayı ilgilendiren meselelere ait kararlar alınacaktır.
Hasta Muayene Günleri
İstanbul İ.şçi Sendikalar: Birliğinin Bcşiktaştaki Merkez binasında salı günleri saat 18 dc yapılan hasta muayenelerinden başka, İstanbul cihetindeki sendikacı arkadaşlar için de kunduracılar sendikasında dn bir poliklinik açılmıştır. Burada çarşamba günleri saat 18 dc muayene yapılmaktadır.
Fiyat kontrolünün gevşetilmesi bir kısım işçinin elde ettiği yüzde 12 zammı silip süpürmüştür
Harp biteli beri Amerikada grevlerin arkası kesilmiyor. Grev yaptıkları için işçileri kabahatli bulanlar, “kendi ekonomilerini, memleketlerini müşkil bir vaziyete sokuyorlar” diyenler var. Halbuki grevlerin oluşu, Amerikan ekonomisindeki bozukların bir sebebi değil, neticesidir. Harp boyunca işçi sendikaları grev
yapmamayı taahhüt ettiler ve bir kaç istisna ile işçiler sözlerini tuttular, hem de patronlar bu vaziyetten istifade ederek işçileri kışkırtacak bir surette hareket ettikleri halde... Hayat pahalılığı yüzde otuz hattâ daha fazla yükselirden ücretler ancak yüzde on beş yükseldi; patronla nn kârı ise 1944 de 25 milyar doları buldu, yani harpten önceki yıllara nisbetle beş misli arttı.
Htrp bitip de zıman!
■' ■!!!.'■, ■ 1
Pilansız, ölçüsüz neşriyat
Meseleler eyice tetkik edilip düşünülmeden ve neyi istediğini sa> rih olarak meydana koymadan, acemice ve uluorta ileri atılmak fâide yerine zarar getirir.
Son günlerin bazı neşriyatı, Türkiye Emekçilerinin zaruri ve haklı' istekler güden davasına karşı umumî efkârda şüpheler ve tereddütler uyanmasına sebeb olacak bir mahiyet almağa ı pilansız ve ölçüsüz neşriyatın, her keşten evvel İşçi Sınıfının samimî mücâhitlerini müteessir ettiğini ve bu tarz neşriyattan bizzat İşçi Davasının zarar göreceğini açıklamak mecburiyetindeyiz. Muayyen ve haklı bir istek ileri sürülmeden, kütleden uzak ve onun ihtiyaçlarından habersiz
oırıigı j — - *
SencTi- ' olarak yapdan K‘bi neşriyatın, neyi temin etmek istediği-
ni anlamak zordur. Fakat vereceği neticeyi kestirmek te mümkündür. Bu netice iş ve işçi haklarının ve meselelerinin boğuntuya getirilip esas dâvanın bir kenarda unutulup kaybolmasından başka bir şey olmıyacaktır. Memleket efkârında bu suretle uyandırılacak karışıklığın doğuracağı anarşi havası içe-I risinde, Türkiye İşçilerinin, ancak Kanun yollarından yürümek suretile elde etmek istediği, haklan üzerine yeni tehlikelerin celbedilmesi mümkün olduğunu unutmamak lâzımdır.
İşçi Sınıfını en çok müteessir eden noktalardan biri de, bu yolda neşriyatta bulunan dergilerde, sol olduğu iddiasında bulunan ve kendisini işçi sınıfının ana partisi sayan, Türk Sosyalist Partisi mensuplarının da fikirlerini yaymakta oluşlarıdır. Biz bu hareketleri teessüfle karşıladığımızı bildirmek zorunda kaldığımız için ayrıca üzülüyoruz.
Türkiye İşçilerinin belli ve muayyen dertleri ve meseleleri ve bu meselelerden doğan davaları vardır..İşçi davasına hizmet etmek istiyen kimse bu dertleri görmek, bu meseleleri eyice incelemek, ve davayı bu suretle yürütmek mecburiyetindedir. Meseleler eyice tetkik edilip düşünülmeden ve neyi istediğini sarih olarak meydana koymadan, acemice ve uluorta ileri atılmak fâide yerine zarar getirir. Bu güne kadar bin türlü zahmet ve eziyetin gadrine uğramış olan işçi Sınıfı Davasının, böyle hesapsız ve ölçüsüz ellerde hırpalanmasına, bizzat davanın tahammülü kalmamıştır.
Dosta ve düşmana bu böylece malûm olmalıdır.

I

tihsali başlayınca işçilerin eline geçen para derhal azaldı. Harp yıllarında gündelikler yeter derecede yükselmemişti ama, iş çokluğundan dolayı işçi ailelerin hemen her ferdi çalışıyordu, hem de fazla mesai yaparak... Harbin bitmesile 48 saatlik iş haftası 40 saate indi, ve yirmiden aşağı yaşlardaki genç işçilerle yaşlı işçiler işlerinden çıkanlmıya başladılar. Böylece işçi ailelerin ellerine geçen para büyük nisbette azaldı, öyle ki, 1945 - 46 senesinde memleketteki ücretlerin ner. yirmi milyar azaldı. Patronlar Öncekine nisbetle
fazla kazanmakta devam ettiler.
Ücretlerin bu kadar azalması, memlekette balkır, satın alma kudretinin azalması, yani alıcı müşterilerin azalması demekti.
___2 de) *
tutarı tahmi-dolar kadar ise harpten üç dört misli

I.
Sayfa 2
Sendika Gazetesi
14 Aralık 1945 *
Şirketi Hayriye Emekiıie rinin durumu ne olacak?
Ulaştırma Bakanlığının bu yolda ha zırladığı kanunun bir an önce Meciiso sevkedilmesi lâzımdır
Şirketi Hayriyenin Devlet tarafından s atmalının asından sonra ortaya (emekli, dul ve yetim) maaşları meselesi çıkmıştır ki bu güne kadar sürüklenmiş ve bir türlü hal çaresi bulunamamıştır. Bugün hiçbir geliri olmadan sefalet içinde kıvranan 175 i mütecaviz vatandaş bu dâvanın neticesini bekliyor.
Meselenin kısa ve hâzin tarihi şudur :
Şirketi Hayriyenin bir tekaüt sandığı vardı. Memurların her ay m ‘.aşlarından ödediği paral ırla zenginleşen sandığın, mükellefiyeti, emekli memurlarla, ölü memurların yetim ve dullarına, muayyen nispetlerde üç aylık maaş vermektir. Şirket satıldıktan sonra, Hükümet, tekaüt sandığıcda birikmiş olan paraların da Denizyolları İdaresine devrini bu suretle emekli ve yetimlere eskisi maaşlarının verilmesine devam edilmesini istemiştir.
Tekaüt Sandığını elden kaçırmak istemiyen şirket kodamanlan, bu isteğe şiddetle karşı koymakta gecikmemişler, nihayet meseie mahkemeye intikal etmiş ve hissedarlar, şirket gibi sandığın da tasfiyesi kararını almağa muvaffak olmuşlardır Halbuki, şirketin satışına ait mukavelenamede sandık hakkında da bir kayıt bulunmuş olsaydı, netice elbette böyle ol-mıyacaktı. v
Şimdi, sandıktan maaş alalılara, hangi esasa göre tespit . edildiği malûm olmıyan nispetler dahilinde tahakkuk ettirilen az bir para verilip, ellerinden bir ibra senedi alınarak, bu vatandaşlar kapı dışarı ediliyor.
Bu anla tıklarımız, belki tas-tam-ım kaııun ve mıhkemc hükümlerine uygundur. Fakat, nasıl bir felâkete uğrayacaklarını evvelden kestirip bütün kapılara baş vuran maaş sahiplerinin müracaatları vi bunu ka>şı verilen, resmî cevaplar var ki, şimdi elleri boş k lan emekli ve yetimler, bu cevapların vaîdle-rile de bir müddet ümide dü-şüp avunmuşlardır. Ulaştırma J
Üsküdar tramvay işçilerinin hakem kurulundaki meselesi :
Üsküdar tramvay işçilerinin hakem kuruluna akseden (»aklı istekleri hakkında geçen sayımızda açıklamada bulunmuştuk. Öğrendiğimize gere hakem ’ u rulu 8-İ2-945 günü toplanmış fakat kararın yazılı olarak bil dirileceğini söylemiştir. İşçilerin haklı dileklerinin yakında tahakkuk etmesini beklemekteyiz.
İbrahim Yener :
Makinemizdeki' bir âmânın tamirinde gösterdiğiniz kolaylığa gazetemiz, adına teşekkür ederiz.
Sahibi ve yazı İşlerini fiilen idare eden Mitat |
Kemal Akkanat •
Ç, , 1. , ... cKvnom.sının
ftr«‘ kap. kUrkçuler pazar, sokak No. 14 F-K Basımevi aleyhine defri I, lehine olaeaU.r.
i
Bakanı Ali Fııat Cebesoy’un imzasını taşıyan vesikalardan biri şudur:
(Bakanlığın 6.12.945 gün ve 5909/183 - 523/570 sayılı cevabî yazısı): >
“Dört arkadaşınızla birlikte Cumhur Başkanlığı Yüce Katına sunduğunuz 22.3.945 tarihli dilekçenize cevaptır: Şirketi sa-tnıalınması hakkındaki 4697 sayılı kanunun beşinci maddesi, emekli ve malûllerin Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Genel Müdürlüğü memurları tekaüt sandığına alınabil-melerine müsait bir hükmü ihtiva etmemektedir. Bununla be-1 raber bakanlığımız Şirketi Hayriye emekli ve «malullerinin du rurnunu incelemekte ve vaziyetinizin islâlıı çarelerini araştırmaktadır. Bu incelemeler gerektiği surette Devlet Denizyol larina geçen mamur ve müstahdemler gibi emekli ve malûllerin de sandığın tasfiyesi neticesinde ellerine geçecek parayı birden ve tamamen Devlet Denizyolları ve Limanları tekaüt sandığına katılmaları hususunda yeni bir kanun Ö. M. Meclisine sunulacaktır. Bütün arkadaşlarınıza bildirmenizi rica ederim».
Yiue Bakanın imüasını taşıyan ikinci tezkere de şudur:
Bakanlığın 20.5.946 gün ve 2529/183 - 325/305 sayılı cavebî yazıcı):.
“Şirketi Hayriye Emekli
malûllerinin emeklilik işlemleri hakkında hazırlanan kanun tasalısının Başkanlığa sunulmuş oHuğunu bildiririm,,.
Bakanlığın ikinci tezkeresin de Başkanlığa verildiği bildirilen kanun tasarısının bir kenara atıhverdiği, bugüne kadar ses şada çıkmamasından anlaşılıyor.
Öbür yanda emekli, malûl, dul ve j'etim 175 kişinin İstırabı sürüp gitmekte ve gün günden artmaktadır.
Bu vaziyette, Kanunun biran Önçc Meclise şevki temennisi ile Hükümetin dikkat nazarını çekeriz.
ve
s öz
FIKIR SANAT VE TENKİT DERGİSİ
| Yedinci Sayısını&Okuyunuz
! ■ W- 7
YJ Ğ I N
Hor ayın 1 inde vo 15 inde çıkar fikir ve sanat mecmuasıdır. Yıl-lık abone«i (600) Icurnş, nltı aylık (300) kuruştur. Öj^reimen ve öğrenciler için bu fiyatlar 500 ve 25Q.'U-ruştur. Basıiıntyan yazılar geri verilmez. .Muhabere adresi; Posta kutu, su f 1600) Galata - İstanbul - Sahibi ve yazı işlerini fiilen idare cdon Adil Yağcı; Basıldı#! yer: F. K. Basımevi
İstanbul
isçiler kanun tasa* rısını beyenmiyor
(Başmakaleden devam) bırakılmış bulunuyoruz. Adımlarımızı çifter çifter atmak, çetin mücadelelere ve fedakârlıklara mal olan kıymetli tecrübelerden faydalanmak ve içtimai kuruluşumuzu en son modüllere göre ayarlamak zorundayız. Bunda muvaffak olmanın yegâne çâresi totaliter zihniyetin artıklarından kurtulmakta acele etmektir.
Sıraladığımız maddeler üzerinde ayrı ayrı duracak değiliz. Yalnız grev hakkına dairde Sendikalar kanununa bir kaç madde koymaktan vaz g-’çile-miyeceği noktasına B. Millet Meclisinin nazarı dikkatini ccl-betmezsek okuyucularımızın bizi affeimiyeceklerini biliyoruz.
İşçilerin ileri sürecekleri, haklı metâlip etrafında konuşmalar yapmaya yanaşmayan ve ekseriya olduğu gibi bunları toptan reddeden, İşletme veya Müessese sahiplerine karşı, işçilerin hep birden işi bırakmak haklarının mahfuz bulunduğu ve bunun için, umumî toplantılarda işçiler ekseriyetinin rey vermesi yettiğini ve tahad-düs eden durumun bütün mesuliyeti dik kafalılık gösteren patronlara aid olduğu, kanunda tasrih edi’melidir.
Bütün memleket işçileri bir ağızdan bunu istemektedirler.
SENDİKACI
Amezikada Grevlerin sebtbi
(Başı 1 sa, de)
Halbuki istihsalin ^sm'.ııeŞİj. o kadar korkuftaıi işsizliğin ön-ienfflesi için satın alma kudretinin, müşteri sayısının, azalması değil, çoğalması lâzımdı. İşçilerin gündeliklerini azaltmakla patronlar Amerikan eko nomisici bir çıkmaza, sokuyorlardı. Amerikan iktisatçıların-dan bazılarının hesaplarına göre istihsalin sekteye uğramaması için ücretlere yüzde otuz. zam yapmak geffekîyordu. Fa-kat, Roosevelt’in Ölümünden sonra hükümet bu vaziyete çare bulacak tedbirler almıyor, patronların tarafım tutuyordu. Bu vaziyette işçiler kendi kuvvetlerine güvenmekten, grev yaparak haklı isteklerini kabu ie patronları-zorlamaktan başka bir çare bulamadılar.
Grevlere rağmen, bu yılın Ekim ayma Kadar bütün işçilc riu ancak beşte üçünün ücret lcri.ıeû zam yapıldı ve ortalama zara yüzde ön ikiyi geçmedi. ’ e m muz ayında fiyat kontrolü gevşetildi, bayat süratle paka-laıımı^â' bnşladı. Temmuzdan Eylül sonuna "kadar fiyatlar yüzde ou arttı, bu surelle işçilerin elde ettikleri ücret artışı-11 sildi süpürdü. Fiyat kontrolünün kalkacağı söylendiği za manlarda ileri görüşlü iktisat çılar bunun yeni grevlere sebep olacağını söylüyorlardı. Nitekim de öyle oldu. Hayat pahalılığı, kârları artan patronların vurdum duymazlığı, hükümetin tedbirsizliği karşısında, geçinecek kadar bir ücret elde etmek için işçiler tekrar grevlere başladılar. Ücretler artar-/ sa, bu, Amerikan ekonomisinin


i 4

İTİliSCİ SDGLIGIB
İş kazaları, Meslek hastalıkları ve Analık Sigorta Kanununun
(Burada sadece, işçinin bu kanundan ne yolda faydalanabileceğini anlatacağız. Kanunun eksik taraflarını, ayrı bir yazı mı/.da ele alacağız.)
27.6.945 de kabul edilen 4772 sıyilı, İş Kazaları ile Meslek Hastalıkları ve Analık sigortaları, kanununa göre, İş Kanununa tâbi işyerlerinde çalışan bütün işçiler ve hizmetliler 1 temmuz 945 den itibaren İş Kazası, Meslek Hastalığı ve Analık haline karşı 3İgorta edilmişlerdir. (İş Kanununa tâbi işyerlerinin sürekli çalışıp çalışmaması, İş kanununun şümulü içine girmeline mâni ol nadlğı gibi, İş Kanununa tâbi bir işyerinde çalışan herhangi -bir işçi ve hizmetlinin de daimi veya muvakkat olması sigortalanmasına mâni değildir, İş akdi ile iş yerine bağlı olan "işveren vekilleri de sigortalıdır. İş Kanunundaki tarife göre: müdürler, idare memurları, işin sevk ve idaresi vazifesini gören kimseler İşveren vekilidirler.
İş Kanununa tâbi olan yerlerde çalışıp ta sigortalı sayılını-yan kimseler şunlardır:
{İşveren ve İşverenle bir çatı altında yaşayan ve İşverenin iş yerinde çalışan karışı ve yakm akrabaları ; Umumî, {mülhak ve hususi biidçelere, -^yrrr-t>ri ret^ıj^-bitt^fftefir'ti tahsisat Tt'on-' mak stırctlle doğrudan doğruya, yahut malî yardımda bulunularak dolayısiyle işletilen iş yerlerinde, istihsalle doğrulan doğruya ilgisi olmıyan işlerde veya büro işlerinde çalışan, memur vc müstahdemler; askeri fabrikalardı 35~S sayılı kanunundan faydalanan mcrr.ur, hizmetli ve işçileri; D. Demir 'Yolları İşletme Genel İdaresinin 2454, 2904 ve 4001 sayılı kanunlarından faydalanan memur, hizmetli ve işçileri; Bayındırlık bakanlığının demir yolu yapımı teşkilâtında çalışan ve 3487 sayılı kanunun 12 inci maddesinden faydalanan memurlar. Tekel Genel Mü dûrlSğÜr.Ün 2921 sayılı kanunundan faydalanan daimi memur ve hizmetlileri: Türk vatandaşlarına kendi işçi Ve hizmetlileri gibi haklar sağlamıyan yabancı devlet tebaaları, yabancı memleketteki her hangi Lir müessese nam vc hesabına Türkiyede muvakkat bir işin yapılması için gönderilmiş işçiler.)
İş kanununa tâbi bir yeri, bu kanunun şümulü dışirıa çıkar-mlya yalnız Çalışma Bakanlığı salâhiyetedir.
İşçi bildirme kağıtları î
Sigortalı işçilerden her^öî'fi , için işe başlama târihindir. itibaren engeç 10 gün içinde doldurulacak' 3 nüsha bildiri kâğıdından birisi sigortalar idaresine, birisi Bölge Çalışma Müdürlüğüne, üçüncüsü de işçiye ait belgeler arasında saklanır. Bu bildiri kâğıdına her sigortalı geçindirmekle ödevli bulunduğu karı veya kocası ve çocukları* le başka hak sahibi kimselerin adlarını, soy adlarını, doğum yıl ve yerlerini, adreslerini yazıp i-ıizalar ve iş verene teslim eder ve bilâhere durumunda bir değişiklik olursa bunu bir hafta içinde yazılı olarak bildirir.
Her sigortalının bildirilmesi mecburiyetine şimdilik:
!
i
açıklanması
(Şişe fabrikası, İzmit kâğıt fabrikası, izır.irde Turyağ fabrikaları, Ar.karada Bursa dokumacılık fabrikası) tabidir. Diğer iş yerleri yalnız, kaza, hastalık vc doğum hallerinde, bu. belgeleri tanzim ve sigorta idaresine tevdi ederler.
İşçi sigortaları kurumana işçiler namına Ödenecek primler işverenden alınır. İş verenlerin ödedikleri bu primlere karşılık işçi ücretlerinden hiçbir kesinti yapılamaz.
Analık sigortası primi her iş yerinde ayni olmak üzere, işçi ve hizmetlilere bir ay içinde ödenen ücretler tutarının yüzde biridir. Analık priminin he-s bina esas tatulan ücretler toplamına kadın, erkek, yaşlı, ge-ç, evli, bekâre bütün işçi vc hizmetlilerin aldıkları ücretler girer. Bu ücretlere yemek masrafı ve diğer aynî yardımlar dahil edilmez. İş kazası ve meslek hastalığı sigoriusı prim-lari iş yerlerinde bir yıl evvel işçi ve hizmetlilere ödenmiş bulunan ücretler tutarı üzerinden ve her işyeri için kararlaştırılan tehlike sınıf ve derecesine göre işçi sigortalan kurumu tarafından hesaplanır. Bu miktarlar sigorta idaresi tarafından işyerlerine tebliğ edilir, gerel îş kazası meslek hastalığı sigortaları aylık primleri işverenler tarafından ertesi ayııı onbeşine kadar ya (işçi sigortaları kurumu ge-nel müdürlüğüne); yahut (işçi sigortaları kurumu şubelerine); veya (kurumun iş bankası merkez müdürlüğü nezdindeki 3159 sayılı hesabına geçirilmek üzere iş bankası mahalli şubelerine; veyahuuta Ziraat bankası merkez müdürlüğü nezdindeki 4172 sayılı hesabına geçirilmek üzere Ziraat bankasının mahalli şubelerine yatırılır. Banka bulunmiyan yerlerde posta ha-valesile (havale masrafı gönderene ait olmak üzere) .sigorta genel müdü liiğü veya şubelerine gönderilir. İş yerinin ne şekilde olursa olsun elden ele geçmesi halinde yani işveren durumunda olan kimse eskisinin işçi sigortaları idaresine karşı bütün aiacak ve borçlarına halef olur. Bu bükme aykırı sözleşmeler sayılmaz. Verilen mühletler içinde primler yüzde on yüzde beş faiz iie nir.
Analık hâil.—
veya sigortalıma karısının ge-briik ve doğurma hâlidir. Bir sigortalının analık yardımı ve ödeneklerinden faydalanması için :
1 — Sigortalı kadının gebelik ödeneğine hak kazanacağı tarihten önceki 6 ay içinde, iş kanununa tâbi bir veya birkaç iş yerinde vnaz 3 ay; karısı için ödenecek alacak sigortalının ise aralıksız 6 aydanberi çalışmış bulunması ve bunların iş yerlerince bil gelenmesi vc bunların sigorta idaresine göndermesi.
(Devamı gefecek sayıda)
Sağlıkçı
ödenmeyen fazlası ve birlikte alı-
Sigortalının
ı 4 Aralık 1945
Sendika Gazetesi
Sayfa 3
Dörtler anlaştılar :
Paristen Vaşingtona göç eden Dörtler konferansına Amerika havasının yaradığı görülüyor. Dörtler Avrupada konuştukları sırada bir türlü haliedilennyen birçok meselelerin, bu defa esasta bir anlaşma ile kapandığına dair haberler gelmektedir.
Bu arada Rİınan en mühim netice, İtalya ve Mihver peyki küçiik memleketlerle imzalanacak sulh sözleşmeleri üzerinde anlaşmaya varılmış olmasıdır. Her küçük memleketle yapılacak anlaşma, ortaya çı’-arılan çeşitli ve tâbi meseleler yüzünden neticelenememekte ve meseleler bir konferanstan diğerine atılıp kalmakta idi. Halbuki bugün, sulh işleriyle alâkalı meselelerin, Almanyaya taalluk edenlerinden gayri, hemen hepsi halledilmiş gibidir. Dörtler arasındaki son bir anlaşmaya göre, Almanya meselesi 10 mart 947 tarihinde Moskovada açılacak olan görüşmelerde incelenecektir.
İranda iç savaş t
Yunanistandaki iç harbe ilâveten, İranda da yeni hadiseler baş göstermiştir. Cenubî İranda, Kuzistanda çıkan isyan hareketi durduktan sorfra serbest kalan İran Hükümet kuvvetlerinin, evvelce kısmî bir muhtariyete kavuşturulmuş olan, Azerbaycan» sevk edilmeleri yeni bir buhran doğurmuştur. Tebriz radyocuna atfen Anadolu Ajansının verdiği 10 aralık tarihli bir habere göre * Af^Tr-baycan hudutlarında bilfiil çarpışmalar başlamıştır. Öbür taraftan İngiliz hariciye nezareti sözcüsü, İran kuvvetlerinin hareketlerinin yalnız İranı alâkadar. edeceğini bildirmiştir. Ingiltere, bu suretle, bu hadiselerin dışında olduğunu göster meğe çalışmaktadır.
İran Azerbaycauınm giriştiği istiklâl hareketi, Ccnûbî İran petrollerini işleten yabancıların huzurunu kaçırmış ve hattâ Bas-raya külliyetli mikdarda yabancı kuvvetler çıkarılması suretiyle. bu meseleye ne kadar büyük bir ehemmiyet verildiği gösterilmişti. Bu defa yeniden baş gösteren hâdiselere karşı tarafsız imiş gibi görünmenin bir mânâ ifade etmiyçceği âşi-kârdır.
Yunanistanda iç sav?ş :
Yunanistan!» şimalinde çere yan eden iç savaş, sürüp gitmektedir. Hükümet kuvvetleri ne karşı harekâtta bulunan kuvvetleri ’ zaman zaman mühim muvaffakiyetler kazandığı anluşılıyor. Diğer taraftan Yu-ııanistanın Kraicı Başvekili Çal-daris, meseleyi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine ak* suttirmiştir. Bu hadisenin konseyde mühim tartışmalara sebep olacağı muhakkaktır. Çaldari-sin istediği tahkik komisyonunun gönderilip gönderilmiyece-ği henüz kestirilemiyor, Çalda-ris âsî kuvvetlerin Yugoslavya ve Bulgaristanda hazırlanıp gönderildiği iddiasındadır.
Fransada kabine buhranı:
Fransada kabine buhranı devam ediyor. Son seçimlerin neticesi hiç *bir partiye tam bir ekseriyet temin edememişti. Bu vaziyet karşısında ikili, üçlü an-
Toprak Sanayiinde Çalışan İşçiler hiç bir haklarından istifade edemiyorlar
rr
I
I
İş yerlerinde kanunun tatbi- . kine nezarete m’mar Çalışma ; Müdürlüğünün, günden güne çoğalmakta ve genişlemekte olan toprak sanayii işcilerile hemen hemen hiç alâkadar olmadığı ve binnetice, işverenlerin, buzavalldarı sıhhî şartlardan te-marnen mahrum açık veya kapalı fabrikalarında çabşdirmıkda oldukları, ücretlerinin hesaplanmasında ve işden çıkarılmalarında kat’iyen İş Kanunu ile İşçi Sağlığım Koruma Nizam namesi hükümlerine riayet et-memekde bulundukla’ı görülmektedir.
Eyüp ve Hahcıöğlundan Ka raağaç ve Silâhdarağaya kadar uzanan her iki yaka üzerinde bulunan irili ufaklı, iptidaî ve ya modern bir ş 'iki’ çalışan .tuğla ve kiremit imalâthanelerinin sıhhî durumlarının fenalık, ve noksanlık bakımından yek-diğerinden aşağı kalmamakta olduklarını büyü ; bir esefle gördük.
Tesisatının çok iptidaî olmasından dolayı senenin ancak 5 -6 ayı çalışan küçük imalâthanelerle, modern tesis ve cihazlara sahip bulunan ve bütün sene müstemirren çalışan büyük fabrikalarda İşçi Hukukuna ve İşçi Sağlığına gösterilen alâkanın ne derece bulunduğunu kısaca tebarüz ettirmeğe çalışacağız.
İşçi Hukuku :
Günlük normal müddetten fazla çalıştırılan işçilerin, fazla saatlarına yapılması icap eden zamların, İş Kanununun (Fazla «aatlarla Çalışma Nizamnamesi) hükümlerine göre hesaplarına-dığı gibi umumiyetle yevmiyelerinin nasıl hesaplandığını da gösterir hesap pusulaları verilmemektedir.
İşverenin, işçiler nekn her hangi birini işden çıkarırken ' • iş henüz bitmeden - yine ka-; nünün bu hususa temas eden i 13 cü maddesine riayet etme-' mekte olduğu da işçiler tarafından acı acı şikâyet edilmişdir.
İşyerlerinde her iki s ene d bir j'apılması gereken, iççi mümessili seçimi yapılmadığı işçiler tarafından şikâyet olunmuş-• tur. Bazı tuğla harmanı sahip* h-.ri tşci mümessili seçimin ya-pılae; ğından haberleri Kendilerine bundan bahis edil diği :am n insanin yi rio gArfp b ’ ı ro 1ar.
tjşi «ağlığı «
Açık ve kapalı yerlerde çalışan erkek, kadın, kız vc erkek çocukların ekserisi yalısı ayak, başları açık ve vücütlerinin bir kısmı iş icabı, bir kısmı da elbiselerinin yırtık olmasından dolayı yarı çıplak bir vaziyette çalışmaktadırlar.
yok.
özüne ga-
I
taşmalarla iktidara geçmek a-rureti ortaya çıkmıştır. Son gelen bir haber, bütün partilerin iştirakiyle bir kabine kurulacağı yolundadır. Halbuki Başvekilin tâyini meselesi, bu takdirde yine halli g ç bir mesi-le doğuracaktır.
A. Allan
Haddi zatında ağır sanayiden ; sayılan bu işlerde, imalâthane sahibinin arzusuna göre, 11 sa-ata kadar - dinlenme zamanı hariç çalışdırılau erkek, kadın, kız ve erkek çocukların - yaş haddi nazarı itibare alınmaksızın • gerek işin ağırlığından gerek çalışdıklarl yerden çok uzak bulunan evlerine her gün gidip gelmeden, evlerinde lâyı-kı veçhile temi/, bir uyku uyu-yamamakdan ve binnetice, bir gün evvelki yorgunluğu gidere memekden, ertesi gün tekrar işbaşı yapmakdan ve bir de kâfi derecede kalori temin edememiş olmadan dolayı umumiyetle hepsinin yüzlerinin kansızlıktan sapsan ve çalışma yerlerinde bulüiı vücutlerini yıkamaları içi» duş veya buna benzer yıkanma yerleri olmamaS’ sebebiyle yıkanamamakdan bütün vücutleri kirle örtülüdür.
İşçiler içi» yemek yeme mahalli yapdmamış olduğundan, ■ işçilerin - kalori mikdari ancak ' 2001 bulan - ekmek, soğan ve bir. kaç dane zeytini toprak üs tünde çamurlu elleriyle yemek-dedirler.
içilecek su çamur yapmada kullanılan umumî muslukdan,
Arkadaş
kanünıl,, nu
---------------------------
Liman işçileri “Deniz İş bekliyorlar maddî sefaleilerinin, biraz daha maskelenmiş bulunmasıdır.
Hem kömürcüler, hem cşyaci-lar; Biz neyiz? İşçi isek iş kanunu ve sigortalardan niçin faydalanamıyoruz ; Denizci isek, nerede denizde çalışanları teminat altına alacak “ Deniz İş Kanunu,,. . diyorlar.
Bu yüzden binlerce liman a-damının akıbetleri galiba tefsir değilde insaf beklemektedir. Bu yüzden denizciliğin inkişafını tonaj meselesi görenler arkadan gelecek islimi unutuyorlar.
Kifayetsizliği münakaşa konusu olan İş Kanunu nasıl ki sıır i inkişafın zaruri bir merhale i ise, seksen bin deniz ve limaıi iş ?isini denizlere bağlıyacak “Deniz. İş Kanunu,,, ve başkasının tarlasında Ecir olarak veys ücretle çalışan iki milyon 1 öylüniia kıs'mn faydalanacağı “Ziraat İçel kanunu,, suratla hayata geçir i 1 mt deu sosyal ve iktisadi kd-ınma davasının kısırlığına şaşmamalıdır.
Gemiler gelir gider, f ıbaika-iar kurulur gelişir, toprak verir veriştirir. Deniz adamı beyaz güvercinden haber bekler. Yok. . Sanayi işçisi iş kanunundan ve sigortalardan medet bekler. Zayif... Boğazı tokluğuna toprak kulluğu hak aramaya çıkacağı demir çarığı bekler. Henüz ısmarlanmamış..
Toprak küllerinin aradığı rahmet “Toprak Kanunu,, olmadığı gibi, deniz işçilerinin beklediği güvercin de “ Meksiko „ değildir.
Deniz işeisimidirler? Li mı, Denizyollarına mı bağ
mana
. alıdır-
lar? İş Kanununun şümulü içinde ini, şümulü dışındadırlar? Bilinmiyor,
Altı yüzden fazla yükleme boşaltma işeis', bine yakın kömürcü, ve yine yüzlerce rıhtım İşçisi ve mavnacı bekliyorlar
Gelecek gidecek gemilerdeki hayırlı kısmetlerini beklemekten yorulmuş ve^hele bugünlerde büsbütün takatlan kesilmiş bu insanlar ışc’ı iseler' u İş Ka-□unu w nu, denizci iselgr “De-niz İş Kanunu„ nu bekliyorlar.
Denizyolları bü birkaç binli man çocuğunu karne ile çalıştırıyor. Bu yüzden iş kanunun sağlıyacağl haklardan hiç istifade edemedikleri glbî, işeî sigortalarından da’ faydalanamamaktadırlar.
Gemilere kömür veren rin maddî ve sıhhî durumları yalnız fecidir. Vc en fazlası da bu işe ancak iiç sene dayanabilmektedirler. Anbffr dtTarin-dküfe diplerinde, kömür yiyip kömür içerek çürüttükleri insanlıklarım hergütı bir^z daha kaybederken, kanlı siyah tük-rüklerini ekm:klerine katık ya pıyorDr. Bazan ekmesiz de kalıyorlar.
Gemilere eşya yükliyen ve boşaltan işçiler ise ton başına ücret almakta. yağmur duasına çıkmışlar gibi gelüp gidecek gemilere hasret çekmekte ve işlerin en hızlı, yani limanın fikir fıkır vapur kaynadığı zamanlar ayda ancak 60-80 lira dilerine ‘geçebilmektedir.
Bunların birincilerden farkı
işcile-
ağızları kırık cam şişeleriyle alınmakta ve bir çoğunun kabı olmadığından ağızlarım musluğa dayayarak su içmektedirler.
Tuğla harmanlarının hiç birinde etrafı ve üzeri kapalı, içinde suyu bulunan, içine girilebilecek kadar temiz, olan bir tek abdeshaneye rastlanmamıştır. İşyerlerinden bir çoğunda da hiç abdeshane bulunmadığından, işçiler ihtiyaç haliude deniz kenarlarına gitmektedirler.
Eğer, Çalışma müdürlüğü, bu yazımız üzerine yukarıda bahis ettiğimiz tuğla ve kiremit fabrikalarına İş Müfettişleri gönderip esaslı teftişler yaptıracak olursa, her halde bizim’ gözümüzden kaçmış daha bir çok hususları da müşahede ve tesbit edeceklerdir.
Ancak, İş Kanununa mugayir hususların tesbitiyle kalınma-j'arak oir tarafdan bunların bertaraf edilmesi için teşebbüslerde bulunulurken diğer tarafdan da kanunu hiçe sayan işverenler hakkında da kanunî takibata geçilmesi lâzım geleceği kanaatinde olduğumuza söylemek isteriz.
H. Malkoç
İbret Aynası
Estfi defterler:
Demokrat Refik Koraitan, Meclis kürsüsünde bir şeyler söyledi: Millî Mücadeleye iştirak etmeyenler arasında Başkanlığa kadar yükselmiş olanlar varmış Dünkü gazetelerde de boy boy, çeşit çeşit müda-faanameler neşrolundu. Şükrü Saracsğlu, Fuat Ağralı, Emin Erişirgi’, Hilmi Uran (biz de çalıştık, biz de uğraştık) diye yemin edercesine dil döküyorlar»
Bu zevatın Millî Mücadeleye iştirak edip etmedikleri, her halde erbabınca, malûmdur. Es-k defterleri barıştırmaya ne hacet! Maksat memlekete hizmet ise, iktidarda bulundukları uzun seneler zarfında neler yaptıklarını kendilerinden sormak yeter de artar bile.
Şeyhin kerâmetini kendinden dinlemiyelinı!..
Letaif :
Gümrüklere yüzde yüz elli zam yapıldı. Bu da bir ucuzluk siyâseti imiş. Fiyatları zam yo-iiyle ucuzlatmak gibi, bütün dünya iktisat ûlemasıııı şapa o-turtan bu zamlı ucuzluk sistemini keşfettiğinden dolayı Hükümeti tebrik etmeliyiz. Pek muhterem Gümrük Bakanı, (Gümrükleri arttırdık amma, bu zamlar piyasaya aksetmiyecek-tir) gibi sözler söyledi. Yani tüccar, bir malı memlekete sokarken 1 yerine 2,5 gümrük ö-deyecek, amma biz malı yine eski fiatından alacağız. Bu sözdeki* garabeti görmek için iktisatçı olmaya bile lüzum yoktur.
Ali Altan
T3S
İstanbul Sendikalarının adresleri
Sendikalar birliği :
Beşiktaş hasfırını caddesi lıas-fırın mahallinde No. 44 - 46
Tütün işçileri sendikası ve İnşaat işçileri sendikası:
Beşiktaşta sendikalar birliği binasında.
Maden sanayii işçileri sendikası:
Kalafat yeri, kürkçü kapı No. 167
Şoförler sendikası:
Fındıklı, dere içi sokakta..
Basın yayın, kol ve kafa işçileri sendikası;
Vilâyet karşısı, izzettin han II nci kat, No. 10
Ayakkabı işçileri sendikası:
Çemberli taş, Çukur han No. 6 işçi külubû :
Merkez: Beşiktaş sendikalar birliği binasında.
Sendika işlerine ait müracaatlar Beşiklaşda birlik dairesine yapılacaktır.
Rüzgârlarım konuşuyor Kıymetli Şâirlerimizden Cahit Saffet IrgatTn bu yeni eserini okuyunuz.

---John Steinbeck — —
Sardalya Sokağı
(Gantry Ron>)
Büyük Amerikan edibinin bu 9on romanını Behice Boran'm torcünıosindan okuyunuz
t25 kant!
BATI YAYINI
P. K. 18 Şiyii —
Sayfa 4
Sendika Gazetesi
14 Aral k 194 6
İzmir Tü t(j n İşçileri
S end i k a s i
(ANA NİZAMNAMESİ)
■■ geçen sayıdan Devam
10 — İdare heyeti haftada bir defa mesul kâtibin'J başkanlığında toplanır. Mesul kâtipler onun huzurunda yaptıkları işlerin hesabını verirler. Yapılacak işler hakkında idare heyetinin vereceği kararlar icabında diğer azalann yardımı ile mesul kâtipler gerçekleştirir.
' 11 — Sendirayı resmi makamlar, işverenler vg^Sendikalar Birliği önünde temsil etmek, para işlerinde veznedarla birlikte imza koymak ve sendika adına taahhütlere girişmek yetkileri mesul kâtibe aittir. Mühim işlerde idare hayeti onunla birlikte temsile iştirak etmek üzere bir veya birkaç azasına' vekâlet verebilir.
12 — Vezne ve hesap kâtibi aza aidatını makbuz vererek toplar yine makbuz mukabilinde teberruatı vesaire Sendika gelirlerini teslim alır ve bunlgrın hesabını tutar, idare heyeti karariyle veya mesul kâtibin tensibiyle zaruri masraflar yapıldıktan sonra kasa mevcuduna 25 liradan fazlası her akşam mesul kâtip ve veznedarla müşterek hesaplarına bir bankaya yatırılır.
13 — Teşkilât ve kültür işleri kâtibi Sendikanın kayıtlarını tutar mesleki kurslar, müsamereler, spor ve idman, musiki, koro vesaire gibi güzel sanat alimlerinin İlmî konferansları ve ilâ teşkilâtlandırır. Faaliyetler genişlediği takdirde teşkilât ve kültür işleri birbirinden ayrı iki büro halinde idare edilir.
14 — Azaların umumî heyeti her altı ayda bir alelâde toplantl yapar. Bu toplantılarda günün en mühim işçi meselelerine dair raporlar dinlenir. Münakâşa edildikten sonra hareket tarzları karar-laştenlır. Sene Umumî toplantı aynca beş kişilik bir komisyon da seçer. İki toplantl arasındaki len direktiflerle
sonu toplantısında idare meclisi azalan seçilir.
devrede Sendika işleri bu toplantılarda kabul edi-idare heyeti tarafından idare edilir.
(Sonu gelecek sayıda)
İstanbul Basın ve Yayın kafa ve kol İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen sayıdan devam)
12 — Teşkilât ve kültür işleri kâtibi Sendikanın kayıtlarını tutar, mesleki kurslar açar, müsamereler, spor idmanları, temsil ve saire gibi güzel sanat talimleri, İlmî ve mesleki konferansları ve buna münasil kültüre müteallik faaliyeti hazırlar ve teşkilâtlandırır. Faaliyetler genişlediği takdirde kültür ve teşkilât işleri ayrı ayrı büro halinde idare edilebilir.
13 — Sendikaya dahil azalar her altı ayda bir alelâde toplantı yapar, bu toplantılarda günün en mühim işçi meselelerine dair raborlar dinlenir, münakâa edildikten sonra hareket tarzları ka rarlaştırıhr. Sene sonu yapılacak toplantı kapanmazdan evvel yeni idare heyeti seçilir. Toplantı ayrıca beş kişilik bir kontrol komisyonu da seçer. İki toplantı arasındaki devrede Sendika işleri bu toplantılarda kabul edilen direktiflere göre idare heyeti tarafından idare edilir..
14 — Kontrol komisyonunun ödevleri üç ayda bir olmak üze re, senede asgaei 4 defa Sendikanın hesaplarını tetkik etmek ve müşahedelerini bir rapor şeklinde umumî içtimaa sunmak, Sendika azalan arasında çıkan ihtilâflarda veya azalarla idare heyeti arasında çıkan ihtilâflarda hakem rolü oynamak, 5 inci madde mucibince Sendikadan çıkarılmaları idare heyeti tarafından kararlaştırılan azalann itirazlarını ve müdafaalarını dinlemek ve edineceği kanaate göre çıkarma kararlarını bozmak veya katileştirmek ve ayrıca arkadaşlığa uymayan hal ve tavırlarından dolayı mesul tu-iulan azalara disiplin cezaları tayin etmektir.
15 — Sendikada uygunşuz hareketleri görülen üyelere tatbik edilecek cezalar, ihtar, tenbih ve geçici çıkarmadır. Temelli çıkarma yalnız 4 üncü maddede sayılmış olan hallerde tatbik olunur.
16 — Sendikanın gelir kaynakları :
Sendikanın gelir kaynakları girişte her yeni azadan tahsil edilen ve bir defaya mahsus olmak üzere bir lira vazılma ücreti aza-ların her ay muntazaman ödemeğe mecbur olduğu asgari 50 kuruş aidat, ihtiyari teberrüler,, Sendika menfaatine verilecek müsa-merc ve temsillerin bıraktığı kârlar ve ilâh... dır.
17 — Sendikaya aidatından başka yardımda bulunmak imkâ* naıa malik olan üyeler bu yardımı teberrü şeklinde yaparlar.
18 — Aile durumu, işsizlik ve sair meşru sebeplerle müzayakaya düşen azalar için geçici olarak aidat ödeme mükellefiyeti idare heyeti karariyle kaldırılabilir.
19 — Aidattan elde edilen gelirlerin dörtte biri Basın ve Yayın İşçilerinin umnmî menfaatlerini korumak gâyesiyle saklanır ve bu ihtiyat akçesine en sıkı durumlarda bile el sürülmez.
20 — Istanbulda mevcut İşçi Sendikaları Birliğine, Basın ve Yayın İşçileri Sendikası girmek için ilk umumî içtimada bir karar alınabilir.
21 — Sendika fraliyetiei tatil etmek mecburiyetinde kaldığı takdirde tasarrufundaki malları İstanbul İşçi Sendikaları Birliğine devrolunur. O sırada böyle bir teşekkül mevcut değilde İstanbul-da azası en çok üç İşçi Sendikası arasında taksim olunur.
Sendika merkezi şimdilik Ankara caddesi İzzetim Han I „ •
No. 10 L """"
Kurucular :
22 —
ikinci kat
23 —
Münür Dizer müreltip, Saadet Varanel gazeteci, Neriman Hik-
met Öztekin gazeteci, Kemal Akkanat ressam, Recai Gültekin mü-rettip.
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen sayıdan devam)
ve kol
devam)
sonunda he-
İzmir Basın ve Yayın Kafa İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen sayıdan
8 — İdare heyetine seçilen üyeler, umumî içtima
men toplanır ve kendi aralarından birini Sendika grnel sekreterliğine, diğeini muhasip ve veznedarlığa ve üçüncüsünu’de kültür iş. leri sekreterliğine seçer. Günlük işleri bu üç üye, ihtiyaç olursa muavinleriyle idare eder ve teşkilâtlandırır. Kültür işleri sekreteri aynı zamanda teşkilât ve kültür işleri sekrsteridir.
9 — İdare heyeti haftada bir defa genel sekreterin başkanlığında toplanır. Diğer sekreterler onunla beraber yaptıkları işlerin hesabını verirler. Yapılacak işler hakkında idare heyetinin vereceği kararları -icabında üyelerin yardımıyle- genel sekreterler gerçekleştirirler.
10 — Sendikayı resmi makamlar, işverenler ve Sendikalar Birliği önünde temsil etmek, para işlerinde veznedarla birlikte imza koymak ve Sendika adına taahhütlere girişmek yetkileri genel sekretere aittir. Mühim işlerde idare heyeti onunla birlikte temsile iştirak etmek üzere bir veya birkaç üyesine vekâlet verebilir.
11 — Vezne ve hesap sekreteri, üye aidatını makbuz mukabilinde toplar ve yine makbuz mukabilinde bağışları vesaire Sendika gelirlerini teslim alır. Bunların hesabını tutar, İdare heyetiyle veya renel sekreterin tensibi ile zaruri masraflar yapıldıktan sonra kasa mevcudunun 25 liradan fazlasını her akşam genel sekreter ve veznedarın müşterek hesaplarına bir bankaya yatırır.
12 — Teşkilât vç kültür işleri sekreteri, Sendikanın kayıtlarını tutar, mesleki kurslar, spor ve sair ilmi konferansları teşkilâtlandırır. Faaliyetler genişlediği takdirde teşkilâl ve kültür işleri, birbirinden ayrı iki büro halinde idare edilir.
13 — Üyelerin umumî heyeti her altı ayda bir alelâde toplantl yapar. Bu toplantılarda günün en mühim meselelerine dair raporlar dinlenir ve münakâşa edildikten sonra hareket tarzları kararlaştırılır. Sene sonu toplantısında yeni idare heye.i seçilir. Ayrıca üç Idçilik bir kontrol komisyonu da seçilir.
14 — K.ertr* ! komisyonunun ödevler? şunlardır :
Senede iki defa sendika hesaplarını tetkik etmek müşahedelerini bir rapor halinde umumi içtimaa sunmak, Sendika üyeleri arasında veya üyelerle idare heyeti arasında çıkan ihtilâflarda hakem rolü oynamak 4 ncü madde mucibince Sendikadan çıkarılmaları idare heyeti tarafından üyelerin itirazlarını ve müdafaalarını dinlemek, kanaatlerine göre çıkarma kararını bozmak veya katileştirmek ve ayrıca arkadaşlığa uymayan hal ve tavırlardan dolayı mesul tutulan üyelere disiplin cezaları tayin etmektir.
15 — Sendikada uygunsuz hareketleri görülen üyelere tatbik edilecek eczalar, sırasiyle ve hareketine göre ihtar, tevbih geçici çıkarma ve temelli çıkarmadır.
16 — Sendikanın gelir kaynakları :
Sendikâya giren her üyeden ilk olarak alınan yüz kuruş kaydiye ücreti, çıraklardan elli kuruş, her üyeuin her ay kazancına nisbetle ödemeğe mecbur olduğu azami yüz, asgari elli kuruşluk üye aidatı, bağışlar ve Sendika tarafından verı.'ecek temsilden temin edilecek paralar.
Sendikası
d) Muhtaç duruma düşen Şen-dika azalarma yardım ve arkadaşlar arasında bağlılığı kuvvetlendirmek gayesiyle bir yardım sandığı kurmak ve idare heyeti karariyle muhtaç azalara yardım etmek.
e) Gerek mesleki ve gerekse umumi bilgiyi arttırmak için kurslar, konferanslar tertip etmek ve işçi kulübü açmak.
4 Giriş ve çıkış :
a) Ankara vilâyeti hudutları içinde her işçi terzi din ve milliyet farkı gözetilmeksizin sendikaya aza olabilir.
b) Düşük ahlâklılar, işverenlere hafiyelik edenler, Sendika menfaatlerine ayın harekette bulunanlar işçi sınıfının menfaatini baltalayanlar idare heyeti karariyle Sendikadan çıkarılırlar.
5 - Teşkilât :
a) Sendika faaliyeti (13) kişilik bir idare heyeti tarafından sevk ve idare olunur.
b) İdare heyeti Sendika azalanının umumî toplantısında seçilir. İdare heyetine seçilebilmek için (ilk silecek idare heyeti hariç) en az bir yıldan beri Şen-dikaya . yazılmış olmaları lâzımdır.
17 — Aile durumu vesair sebeplerle sıkıntıya düşen üyeler için geçici olarak aidatı ödeme mükellefiyeti idare heyeti kararı ile kaldırılır.
Devamı gelecek sayıda
Müessese, Ticarethane ve
İzmir
esnafları müstahdemin Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen dayıdan dtsvuın^
4 — Kurucular :
Reşat Kainlik ikbal mağazamda tezgâhtar, Mehmet Zeytin ikbal mağazasında tezgâhtar, Ali Leskay ikbal mağazasında tezgâhtar, Remzi Koşucu Paykoç bisküvit fabrikasında, Esat Çınar Bornovalı tuhafive mağazasında tezgâhtar, Roko Filidis Bornovalı tuhaifye mağazasında tezgâhtar, .Melek Leskay yo! bedesten No. 59 tuhafiye tezgâhtarı
5 — Girme ve Çıkma :
A) İzmir müessese, Ticarethane ve Esnaflarında çalışan tekmil müstahdemler, dinleri,milliyetleri ve siyası görüşleri ne olursa olsun Sendikaya aza olabilirler ve olmaları arzu edilir. Aza kaydolunmak için medeni haklara sahip ve 18 yaşını bitirmiş olmak ve bu nizamname hükümlerine riayeti taahhüt etmek katidir. Sendika müessese, ticarethane ve esnaf müstahdemlerinin tekmilini içine almak gayesini güder ve bu yolda sistemli bir teşvik faaliyeti yürütür.
(Devam; gelecek sayıda)
6 — idare heyetinin va* zif eleri:
a) Sendika gayesinin gerçekledi:t$i*e uğraşmak,
b) Umumi heyet namına Sendikayı sevk ve idare etmek.
c) Kendi aralarından beş kişilik bir idare komitesi seçmek.
d) Sendika umumi toplantısına yıllık faaliyet rapor ve hesaplarını sunmak.
e) Ayda bir mesul kâtibin başkanlığı altında toplanmak
7 — İdare komitesi ve vazifeleri :
a) İdare komitesi, birisi Sendika mesul kâtipliği, İkincisi hesap ve vezne kâtipliği, üçüncüsü teşkilât kâtipliği ve iki aza olmak ü~ zere beş kişiden mürekkeptir.
b) idare komitesi idare heyetine karşı mesul olup Seddikanın gündelik işlerini idare eder.
c) Kanunen tutulması gereken defterleri tutar. *
d) Aza aidatıni ve yapılan te-berruları toplar.
8 — Kontrol heyeti ve vazifeleri :
a) Oç kişilik bir heyet olup sendika umumî topla atışında seçilir.
b) Sendika hesaplarını inceler ve umumî toplantılarda rapor verir.
9 — Sendika umumi toplantısı ve vazifeleri :
a) Sendika üyeleri lıer altı ayda bir adi toplantl yapar.
b) İdare heyetini ve kontrol heyetini seçer.
c) İdare heyetinin raporlarını tastik veya ret eder.
d) işçi sınıfının umumî menfaatlerini münakâşa eder ve bu hususta idare heyetine dinektifler verir.
Devamı gelecek sayıda

Kaynak: TÜSTAV - Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı Arşivi

SENDİKA
Sendika Kongresini Polis men’etti
Maden Sanayi İşçileri Sendikasının yarınki pazar günü yapacağı kongre polis tarafından men edilmiştir. Bunun* sebebini soran alâkalılara Beşik, taş Polis karakolunca 4-12-946 tarih 593 sayılı bir mahrem emirden bahsedilmiş ve bu toplantının asayiş bakımından mahzurlu görüldüğü cevabı verilmiştir.
Bu mahrem emrin menşeî malum
Ekonomik, Sosyal ve Siyasal Alanda Kol ve Kafa İşçisinin Davalarını Güder
Sene : 1 Sayı 15
ŞİMDİLİK CUMARTESİ 3ÜNLERİ ÇIKAR
Fiyatı İO Kuruştur.
7 Aralık 1946
“Demokrasi var,, denen yerde böyle kanun yapılmaz
İşçinin Alım Kabiliyeti Azalıyor
-----------©(♦♦♦♦♦♦----------
“İŞÇİ ve işveren meslek dernekleri ve dernek birlikleri hakkındnki kanun tasarısı» nın tamımın! nihayet okuduk. Bu tasarının ne maksatla hazırlandığı zaten biliniyordu; Türk işçisi tarafından tertemiz niyetlerle Usa zurnanda geliştirilen sendika hareketini türlü engellerle frenlemek î bağımsız Türk sendikalarının apaçık, dümdüz yoluna gizli mayinler yerleştirmek.
Tasarı sahiplerinin bu maksat uğrunda büyük gayretler sar-fettiklcri görülüyor. Bâzı maddeler kasden vüzuhsuz, lastikli yazılmış, “siyaset” gibi sınırla ri belirsiz, kaypak kelimeler kullanılmış, “genel sözleşmeler akdetmek” gibi tabirlerle, “toplu iş mukaveleleri” nin kabul edildiği hissi uyandırılmağa çalışılmış, İş vc Cemiyetler kanunlarının insan hak ve hürriyetlerine en aykırı hükümleri bir misli şiddetlendirilerek, ama sadece rakamlar halinde bu tasarıya aktarılmıştır, öyle anlaşılıyor ki tasarı sahipleri bu kanunun başka dillere tercüme edilebileceğini düşünmüş ler, demokrasiye ay kın •hükümlerini yabancılardan gizlemek için bir hayli ter dökmüşlerdir
Tasarının ruhunu vermeğe çalışacağımız bu yazıda maddeler üzerinde birer birer duramiya cağız. Yalnız, bir dördüncü madde var ki, buna kısa da olsa göz atmadan geçemiyeceğiz:
“/yçl vc işveren dernekleri siyasetle vc siyasi propaganda ve yayın faaliyetleriyle iştigal edemezler ve her hangi bir ziynet teşekkülün faaliyetlerine
Hemen söyliyelim ki. tasarıyı hazırlatanların son zamanlarda her fırsatta demokrasiye öruek diye gösterdikler; memleketlerden hiç birinin kanunlarında böyle bir maddeye yer verilmemiştir. Yazımızın sonlarında kendileriyle de birazcık konuşmayı düşündüğümüz. Çalışma Bakanlığı İngiliz müşavirlerinin memleketlerinde, İngiltere’de ise 7 mart 1913 tarihli kanunla sendikalara, aktif bir şekil de siyasî hareketlere katılmak, meselâ seçimlere karışmak vc bu iş için ayrı bir fondan para harcamak hakkı bile tanınmıştır.
“Siyaset” nedir? Daha dün, Çalışma Bakanlığınca çıkarılan “Çalışma” dergisinin son sayısında (sayı: 12) millî gelirin türlü sınıflar arasında bölünme nisbetlerinin “sosyal sınıfların İçtimaî ve siyasî iktidar şartlarına tâbi olarak taayyün ettiği’-belirtiliyor, ve ücret mevzuu-nun “sosyal politika ile ekonomi politikasının birleştiği bir sahada” bulunduğuna işaret
ediyordu. O halde bir sendika nın, başlıca mevzularından biri olan ücret mes’elesini kurcalaması “siyasetle meşgul olmak”, meselâ ücretlerin arttırılması yolunda neşriyat yapması da (ki bu, bugünkü hükümler yüzünden ancak devlete karşı yapılabilecektir) “siyasî propaganda ve yayın faaliyetleriyle iştigal etmek” sayılacak. Fertlerinin yüzde doksanjdokuzunu yarı aç yarı tok yaşatan bir cemiyette, tombul yanaklı oğlan resmi yapmanın bile siyasi bir maksadı, bir mânası vardır. Sonra, hem bir siyasî partiye mensup bulunmak, hem de bir sendikanın idare kurulu üyesi olmak gibi, son tasarıda çok şükür inkârından vaz. geçildiğini gördüğümüz, Ana yasa ile teyid edilmiş iki ana hakkı uy-m zamanda kullanmanın neticeni ne olur? Eğer böyle birisi C.H. P. nin adamı değilse, ola-ak şey kendisiyle birlikte sendikanın da yıkılmasıdır.
Bu maddenin müeyyideleri altıncı maddede yazılı. Bizce bu iki madde birleştirilip “Hükümet dilediği derneği faaliyetten meu’edebilir; bu demeğin hükümetçe sonradan yasak sayılacak şeylere aykırı kararlarına iştirak etmiş olan üyeleri bir ytl müddetle başka bir meslek derneğine üye olamazlar, denilseydi, daha açık konuşulmuş ve Türk hâkimlerinin boş yere vicdan azabına sokulması ön-.enmiş olurdu.
İş ve Cemiyetler kanunlarının tasarıda atıfta bulunulan maddeleri, başlıca, grev yasağına ve polisin adetâ demettir-fin bir cüz’ü mütemmimi sayıl-masına aittir. Tasarıyı h&zirla-yanlarca bilhassa demokrat sa yılan memleketlerden hiç birinde eşine rastlanmayan bu hü-Unmh-rin buraya, müeyyideleri bir misli şiddetlendirilerek aktarılması değil, öbür kamuıUr dan da bir an önce çıkarılması Uuuıgclûdû *uîu
Grev gibi tabiî bir .hakkın bul tnemlefltte bâlâ suç sayılması,! yalnız İyonların değil, her Tür-i kün yûzfinü kızar t mâlıdır.
Tasanda bir de,{bütün vasıf-' lariyle işçi olan ve sayıları yüzbirfinre varan küçük san'at' işçilerinin sendika kurma haklarını ellerinden almak gayreti seziliyor :
“... Esnaf veya esnaf yanında çalışanlar arazında kurulmuş veya kurulacak demekler hakkında bu kanan hükümleri uygulanmaz.” (mad. 2)
Eğer birinci maddede “Bu kanunda yazılı şartları haiz ol-
Devamı 2 inci sayfada
SENDİKACI
Halk Part si her zamanki gibi, Türk İşçisinin hayat şartların;: kulak asmamakta, ücretlerin arttılması lüzumuna göz yummaktadır
7 eylül kararları üzerindeki son tartışmaların M -clîs’e kadar süren safhasını 3 üncü sayımızda gözden geçirmiştik. Vardığımız netice, bı tartışma lann C. H. P. ile Demokratlar arasında “sen, ben» kavgasından öteye gitmediği idi. 7 eylül kararları hangi zümreler yüzünden alınmıştır?, I u kararlardan hangi sınıf ve zümreler faydalanmıştır?, bu yüzden bayat şartları büsbütür kötüleşen
sınıf ve tabakalar hangileridir? Haftalarca süren tartışmalarda bu ve buna benzer suallere cevap değil, yer bile verilmemişti.
Bununla beraber Demokratlar ellerindeki en sağlam kozları Meclis tartışmalarına saklamış olabilirlerdi. Rakamlarını, endekslerini, diğer delillerini ortoya atarlar, “işte fiyatlar, işte işçi ücretleri», “işte. köylü nün sattığı nıahsjul’ere ait fiyat serileri, işte köylü tarafından
satın alman mamullerin köy fiyatları», işte işçinin, köylünün, fakir memurun geçinme vaziyetlerini, nc yiyip ne içtiklerini, ne giyip yaktıklarını, nerelerde oturduklarını gösteren malûmat ve rakamlar, “işte sermayenin 7 eylül kararlarından sonra olduğu gibi, bu kararlar-dau önce de yaptığı vurgunları açığa vuraıı deliller, kâr nisbet* Jcri, sermaye toplamaları, İlh~ (Devamı Sayfa 2 def
Yeni bir iktisadi buhran mı?
Amerika’da beliren yeni İktisadî buhran, dünya bul ranma gidebilir rft
1929’ da Aınprlfce’dn patlak verip sonra bütün dünyayı saran büyük İktisadî buhran sona ermeden ikinci dünya harbi başladı. Harp boyunca gerek İngiltere, gerek Amerika hükümetleri vc halkı harpten sonra yine işsizlik ve buhranla karşı laşma korkuşundun kurtulmadı lar ve bunun için de bir takım tedbirlere, İktisadî güçlüklere karşı hazırlıklı olmıya çalıştılar. Umuluyor ki, harpten sonra hiç değilse dört beş sene geçmeden bir buhran olmaz. Harpte halkın kazancı artıyor, hal-
emri verdiği için £ l^|ıtrîzn olan Kömür
Sendikam Kıitti. Ec^ız
Amerikan grevleri
Kömür İşçileri sendikası başkanı John Lewis mahkûm oldu- |
Amerikada devam etmekte o-Irfn kömür işçileri grevi dolayı- . siyle sendika başkanı John wis’i mahkeme etmekte olan
günüKebli
u kaffm4?23-946 iştif
[ara ğBre Ameri^L- — tnür isçileri -sendikası 3,5 milyon dolar, sendika başkanı Ifctis’de 10 bin dolar para cezasınHJarp-
(ânnı avukatı bu kâran sendikayı dağıtmağa matuf siyasî bir hareket olduğunu iddia ederek protestoda bulunmuştur.
Lewis bu kararı tehevvürle karşılamış, başkanın kendisini hapis cezasivie tehdidine rağmen, doğacak neticeden mahkemenin mes’ul olacağını bildirmiştir.
kö-
H^endil ırlikatbi lar para
nıki satın alacak istihlâk eşya-
l bulamadığından kazancını -«iarcıyamıyordu. Bu biriken salın alma kudretinin harpten sonraki yıllarda barcanışı ve hükümetlerin girişeceği büyük mesken inşası programları bir buhran ihtimalini bir kaç sene ğecıktirecekiir, o bir kaç sene sarfında da yeni kanunlar, si-•gortalar, İktisadî programlarla buhrana karşı tedbir alınmış I «olacaktı. Vaziyetin böyle olacağı sanılıyordu
Halbuki sulbün daha ikinci (Devamı 3 ncü sayfada)
Zindanlarda Çürütülen Yunanlıların Feryadı
"4 ayda 4Tt demokrat öldürüldü ve katiller yakalanmadı. Buna rağmen demokratik şupr tetiktedir.,,
Böyle bir komploya en son kurban giden kasabalardan birr Argyro Pouli dir. Kundakçıların aşikâre istedikleri seri hafindeki cinayetlerine hep göz yumulmaktadır. Demokrat olarak tanılan vatandaşlar muhtelif bahanelerle rüsmî işlerden uzaklaştırılmaktadirlar. Aylar-danberi, binlerce kahraman an-tifaşist Yunan mukavemet hareketi mensubu hapishanelerde tutulmaktadırlar. Hükümet iktidarı eline alalı henüz. 4 ay bile olmadığı halde 411 demokrat vatandaş meçhul katiller tarafından öldürülmüş ve bu cinayetlerin faillerinden hiçbiri bulunmamıştır. Bütün bu teröre rağmen halkta uzun mücadeleler neticesi kazanılmış bulunan (Devamı 2 nci sayfada)
(Yunanistar.dan Amerıkaya günde- | rilen bu mektup New-yorkta çılan Jn-* ‘'izce ve Rumca ETNİKOS KİRİKS adlı gazetenin 22 Eylül 1946 tarihli uiluhaımda aynen neşrolunmuştur.)
Nktıonal Heröld gazetesi mu-barrirleTİadcn Mir. E. Velaçç* hos'a .î S
Yffhuniîtandu bükün et kuvvetleri demokrat unsurlara karşı genîş ölçüde bir temizleme hareketine girişmiş bulunmak tadır. Devamlı ve sistemli bir şekilde demokrat temayüllü vatandaşlar sudau bahanelerle mahkemeye sevk olunup ağır hapis cczalarma çarptırılmaktadır. Hükümet, harpten çıkmış olan vatanınızı imar ve yeniden ihyaya çalışacak yerde monarşisi sürülerini cl altından kışkırtıp destckliyerek mevcut binaları da tahrip ettirmektedir.
'I,
Sayfa 2
Sendika Gazetesi
7 Aralık 1946
İşçinin alım kabiliyeti azalıyor
(Baş tarafı birincide)
İlh..„ derlerdi. Böylece, ilkin, “Türk lirasının iç ve dış değer leri arasındaki açıkkk’ın neden ileri geldiği anlatılmış olur, bu kararlar yerine hangilerinin a* Ilıtması lâzım geldiği de kendiliğinden meydana çıkardı. 7 eylül kararları yıllardan beri yürüyen yolun tabiî bir merhalesidir. “Geniş halk kitleleri zararına sermayenin başı boşluğu hattâ teşvik ve himayesi,, diye kısaca anltabileceğimiz asıl se-beb ortadan kalkmadıkça bu türlü kararlar ergeç alınacaktı. Demokratlar da iktidarda olsalardı başka türlüsünü yapamaz, yapamazlardı. 7 eylül olmamış ta, 8 ocak olmuş. Bunun başka türlüsü, sermayeye harp içindeki vurgunlarını ödetmek ve yeni vurgunlara engel olmak suretiyle iç fiyatları yukarıdan a-şağıya itmekti. İkide birde “sınıf partisi değil, millî partiliyiz^ diyen bir partinin böylesi-,ni yapamiyacağı besbellidir. Nitekim, Demokratlar bir tartışmayı kazanmak pahasına sınıf-lenni inkar etmemişler ve hiç değilse sözle olsun böyle bir yolu seçmemişlerdir. Büyü'den gerek sualleri, gerekse C.H P. nln cevaplarına mukabil cevapları hep havada, sathî kaldı. Sözlerinin bir yerinde “alınan kararlardan dolayı hasıl olan... para farkı müstahsile aksetmiş değildir „ dediler; bu iddialarını bile sonuna kadar götürüp, bu farkın sermaye çevrelerine aksettiğini açıkça söylemediler. İşçi sınıfının durumundan ise bahis bile açmadılar. Yanlız, 7 eylül kararlarının neticelerini sayarken, işçi ücretlerinin artması ihtimalini bu kötü neticelerden biri olarak göstermekten kendilerini alamadılar ;
“Gelecek İthal mallarının fiyatı büyük bir artış gösterecektir. Dahilde istihsal olunan mamullerimizin de eskisine nazaran çok fazla bir fiyat göstermesi muhakkaktır Çünkü mamûlle-ri yapan makineler hariçten daha yük' sek ücretle gelecek, işçi ücretleri yükselecek, münakale vasıtalarının artmış olması bu mamullerin fiyatlarında büyük tere.jfüler kaydedecektir. Bütan bunlara mukabil memur maaşlarına yüzde yirmi gibi az bir zam olduğu görülüyor,.
Dediler. Demokratlar, işçi üc retlerinin 7 eylül kararlarından önce de ne kadar düşük olduğunu, işçi kazançla inin en aşağı dereceli memur kazançlarından da çok aşağıda bulunduğunu bilmiyor değillerdi. Amma sözcülerini böyle konuşturmaya tercih ettiler.
Demokratlar Meclis tartışmalarında da 7 eylül kararlarına esasta muhalif olup olmadıklarını, kendileri iktidarda bulun
• salardı alacakları kararların neler olacağını belirtmeden geç tiler. Daha doğrusu, şu sözleriyle, kendilerinin de işin pek farkında olmadıklarını belirtmiş oldular:
“Memlekette milletle hükümet arasında büyük bir ifimadsızlık devam e-diyor. Bu ifimadsızlık kelimesi iktisadi vc ticarî sahalardadır- ilim adamları olsun, ihtisas sahibi arkadaşlar olsun, bu işte memleketin bugünkü iktisadi güdümünü hakikî tenkidlere ve vak’alara intibak ettir, cek şekilde hazırlanması zorundadır. Bunun için bilmiyorum bir yüksek iklisad komisyonu mu seçilsin, yoksa başka bir şekil mı bulunsun, her halde tedbir olmalarında fayda vardır .
C.H.P. çilere gelince ; onlar
her vakitki gibi, karşı tarafın kuvvetinin değil, kendi zaaflarının darbeleri altında bu tar tışmayı da kaybettiler. 7 eylülden sonra dünya piyasasındaki fiyat artışları icabı ihraç mallarımızın yabancı parasivle ifade edilen dış fiyatları da artmış, kararların tek dayanağı olan “iç ve dış fiyatları ayarlama zarureti,, de hiç değilse şimdi lik sözden ibaret kalmıştı. Bu kararların, iç fiyatlar, yıpranan sanayi ve ulaştırma tesislerini yenileme masrafları, devlet giderleri, v.s. üzerinde yapacağı tepkiler kestir!'ememişti. Demokratlar, sadece bu apaçık hakikatlara parmak basmakla hasımlarinı yendiler.
Geçen y izimizin başlarında da söylediğimiz gibi, söz alanında kimin kimi yendiği bizi pek alâkadar etmez. Bizce, bu tartışmalardan çıkan asıl netice C. H. P. liler gibi Demokratların da emekçi kitlelerin hayat şartiyle ilgilenmedikleridir.
Meclis’teki o ateşli tartışmaların artık külü bile soğumuştur. 7 eylül kararlarından bir iki hafta sonra yeniden yükselmeğe başlıyaı fiyatlar ise, e-kim ayında olduğu gibi, kasım ayında da başı boş yürüyüşlerine devam ettiler. Buna mukabil, işçi ücretleri hâlâ yerinde saymaktadır. Kısacası, işçinin alım kabiliyeti günden güne düşüyor. Halk Partisi her zamanki gibi Türk işçisinin hayat şartlarına kulak asmamakta ücretlerin arttırılması zaruretine göz yummaktadır. Başbakanın İstanbul gazetecileriyle yaptığı konuşmadaki sözleri de bunun yeni bir delilidir. Ama, Demokrat Partinin bu mevzu-daki tavrı da bugüne kadar C. H.P. den farksız olmuştur Bu nunla beraber, biz yine başkan-larinın Bursa'daki sözlerini işte şuraya yazıyoruz :
‘İş Kanunu ve Çalışma Bakanlığı İşçi meselesini müsbet bir şekle vardı-ramamıştır. İşçi alın teriyle çalışan vc çalışmasının karşılığını görmeğe hak kazanan bir vatcnduştır. Sendika yapmak... onunu en mukaddes hakkıdır... İstikbali sağlamadıkça olgun işçi yetiştirilemez... Demokrat Parti millî bir partidir. Bütün vatandaşların olduğu gibi işçinin de hakkını koruya-cakiır.,
önümüzde bütçe müzakereleri var. Meslek dernekleri ka nunu tasarısının müzakeresi var. Demokrat Parti bu fırsatlardan faydalanarak Türk işçisinin bugün İsrarla üzerinde durduğu isteklerini pekâlâ destekleyebilir. 'İ
1— Ücretlerin yeter l( rde hemen artırılması,
2— Bağımsız sendikalara türlü yollarla yeniden zincir vu, -inağa kalkışıl.namesi,
3— Bütün Demokrat memle ketlerde işçi sendikalarına tanınmış olan, ücret ve is şartları üzerinde patronla doğrudan doğruya pazarlığa girişmek ve gerekirse greve başvurmak haklarının Türk sendikalarına da tanınması.
Türk işçisi, Demokrat Parti’-ye (ne oldukları artık iyice belli olan bâzı azalarına değil) ancak bu takdirde “bir demokrat parti„ uotunu verebilir. Yoksa, “sınıf partisi değil, millî partiyiz,, gibi sözlere, dünyanın her-yerinde olduğu gibi Türkiye’de de işçi sınıfının karnı toktur. C. H. P. edebiyatında bu türlü yaldızlı sözlerin âlâsı bulunur.
SENDİKACI
nisbet

“Demokrasi var” denen yerde böyle yapılmaz
(Baş makaleden devam) mayan derneklerin, gerek işçilerin gerek işverenlerin müşte rek menfaatlerini temsil yetkisi yoktur” da denilmeseydi, böyle antidemokratik bir kanunun sınırları dışında kaldıkları için, küçük saıı’at işçilerini tebrik ederdik. Gerçi «t addeler vuzuhsuzdur, lastiklidir. “Esnaf” ın türlü kanunlarda türlü tarifleri yapılmıştır. Kimlerin “esnaf yanında çalışanlar” dan sayılacağı Çalışma Bakanlığının takdirine bağlı kalacaktır. Bunların kurmuş oldukları veya kuracakları derneklerin nihayeti ne olacak? Bıı da Çalışma Bakanlığının arzusuna kalmış bir şeydir.
Tasarının tamamı okununca akla şu sualler geliyor: İşçi sendikaları, patronla karşı karşıya gelip ücret ve iş şartları üzerinde işçiler adına pazarlığa girişebilecekler mi? Belki, ama bu pazarlık hiç bir zaman sendikanın serbest iradesiyle so.ıu na kadar götürülemiyecek, çünkü arada uzlaşma olmazsa iş başka mercilere gidecektir. Uzlaşma olmadı. Bugünkü duruma göre işçiler topluca işlerini j terk edebilecekler midir ? Ha* yir. Çünkü bu, hâlâ da suç sayılmaktadır. Sendika, ücretlerin arttırılmasını, iş şartlarının ısla-hım isteyebilecek midir f İstese de elinde bugüne kadar olduğu gibi hiç bir müeyyide bulunmayacaktır. Ama bunlar sendikaların başka gelen njes’eie-leri, haklan, vazifeleridir. Bun--lar tanınmadıkça sendika olmaz. B> tasarıma üzerinde çok duracağız. Biraz da İngiliz, müşavirlerle konuşalım.
y Hükümetin, Ankara’da çıkan baş organı “Ulus” ta geçenler- I de şöyle yazılıyordu :
. "Çalışma Bakanlığımız, acemisi olduğumuz bir alanda, kendi başına, el yyrdamıyle bir takım emprişue hareketlere girişmedi. Tersine,\ kurulur ku rulmaz, işçi ve çalışma davalarında Ç ilen gıimtş (Mr ualı u( mokranisinden, İşçi I urtisinin iktidarı elinde tuttuğu, yani programını gerçekleştirmekle meşgul bulunduğu bir memlekette?:, İngiltere’den, iki uzman getirdi. Bu İTr mantar, fmişnih JİnkanTıginda iken Mr- Beviniu. yakın iş arkadaşları idiler. Aramızdaki. samimi aostluğan şevkiyle, bir eemffe olsun tffyr İm iki zatı memleketimize yolladılar. Onlar, i yaranır, a zıt dolak-
tılar. İşçinin taplu olarak çalıştığı bölgeleri gördüler. Raporlarını hazırlayıp hakanlığa sundular. Şimdi bu uzmanların tavsiyeleri yerine getirilmektedir."
Bu sözler sayın uzmanlar tarafından yalanlanmış değildir. O halde doğrudur Şimdi ken-diit-rinden soruyoruz : İncelemeler yaptıktan, yurdumuzu dp-taştıktan, Türk işçisini toplu olarak gördükten sonra, Çalışma Bakanlığına böyle bir kanun tasarısı mı tavsiye ettiniz ? Milletlerarası İş Konferanslarında müstemlekelerinizdeki insanlara bile tanımayı tanhhüt ettiğiniz hak ve hürriyetlere Türk işçisinin lâyık olmadığını size telkin eden nedir ? İncelemeleriniz, dolaşmalarınız neticesinde Türkiye’nin müstemlekelerden de geri olduğu kanaatine mi vardınız ? Medenî bir mil letin,. medenî insanlarısınız ve öğrendiğimize göre işçi sınıfının içinden çıkmışsınız Türk işçilerinin zihinlerinde haklı olarak beliren bu sualleri cevaplandım k, öyle sanıyoruz, ki, medenî vazifelerinizdendir.
SENDİKACI
Maden ocakları çalışma şortlarının en ağır olduğu işyerle-ridir. Meslek hastalıklarının ve iş kazalarının en çeşitli şekilleri bura’arda görülür. Yer altında gün ışığından ve temiz havadan mahrum olarak her an bir kaza tehlikesinin korkusu içinde ve yorucu, yıpratıcı bir iş yükü altında çalışan işçiler en büyük yardım ve bakıma muhtaçtırlar. İktisadî hayatımızın bel kemiği kömürdür. Her fabrika bacasından, kömür işçi sinin emeği tütmekte, her vapur ve trende onun emeği yanmakta, her lâmbadan onun ışığı parlamakta, yine onun emeği tencerelerimizi kaynatmaktadır.
Endüstri sahalarının tesis ve ıslahında atılacak ilk önemli adım sağlık ve sosyal yardım servisleriuin iyi bir şekilde organizasyonudur. Kömür havza-sında müessir dım Bütün --------_ -------
hastalıklarıma, intanlara ve kazalara karşı korumaktır. Bu a ğir şartlar altında çalışanlara her türlü yardım yapılarak, gı da, temizlik, kültür, spor v( eğlence bakımından, her ihtiya emin ilk plânda düşünmek gerektir. Bu işe de işletmenin masa başında çalışan memurların dan değil, işçilerden başlanma İldir Yar.i esas işçidir. Memur zümresi ikinci plânda yer allı
Havzada ilk yapılacak iş, iş çi sitelerinin tesisidir. Kışla gi bi koğuşlar yaparak bekâr amele barındırmak ve bilhassa mü nâvebeli mükellef işçi çalıştırmak en hatalı yoldur. Zâteıı b şekil, işi bir angarya hâlin getirir. Basit, fakat sıhhî ölçü
bir sosyal yar-yok gibidir, işçiyi meslek
u
Yardım ve Sağ|ık I
Ijemtüi
mesele
ler üzerine yapılmış evlerde işçiler ailelerile birlikte iskân edilmeli, her işçi devamlı ve sıkı bir sıhhî koııtrola tâbi tutulmalıdır. İşçilerin, âıleleri ile birlikte, iş garantisi altına alınması da şarttır. İşçi, ilerde işsiz ve sokak ortasında kalmak tehlikesinden kurtulmalıdır. Ücretlerin insanca yaşanabilir bir seviyeye çıkartılıp, müslekar bir hâle konması da zaruridir. Bunlar yapılırsa işin randımanı da pek tabiî olarak artacaktır ve bu yardımlar için harcanacak para istihsalin artması ile karşılanabilecektir.
Bu gibi iş yerlerinde vazife alacak olan hekimlerin de endüstri hekimi vasfını hâiz olması şarttır. Endüstri hekimi, modern hijyen tatbikatını, kaza ve hastalıklara karşı koruma nıetodlarruı bilmekle beraber ekonomik ve sosyal malûmata da sahip olmak zorundadır. Maden ocaklarında hekim, sağlık tedbirlerinin tatbik ve kontrol edebilmek için teknisyenlerle iş birliği sayesinde işçilerin sağlığı ve binnetice randımanlı ve rasyonel istihsâl temin edilebilir. Bu suretle hastalıklar çıkmadan ve kazalar olmadan önlenir. Meselâ veremi, milyonlar sarfile kurulacak sanatoryomlar yerine, işçinin verem olmamasına dikkat etmek hem daha İnsanî, hem de daha az masraflı bir iştir. Bu gün sanatoryornlarda da olmadığından vereme tutulan işçi havzadan ihraç edilmekte ve ölümle başbaşa bırakmaktadır.
Gelecek yazımızda yine bu mevzuda devam edeceğiz
Sağlıkçı
Zindanlarda Çürütülen. Yunanlıların feryadı (Başlarafı / nci sayfada)
demokratik şuur tetiktedir. De-nilebilir ki Yunan halkı kadar hürriyet ve demokrasi uğrunda yılmadan kahramanca kan dökmüş millet hemen yok gibidir. Bununla beraber Yünanistanı koloni halinde idare etmiye başlayan ingilizler emperyalist gayelerinin tahakkuku için kralcıları olanca gayretleri ile desteklemektedirler.
İşkence hücrelerinde inleyen 30 demokrat vatandaş bir yolunu bulup Amerikada size vaziyetlerini bildirmiyc karar verdiler. Bîz bir demokrat avukat olan J. souprps’da sizin adresinizi gördük. Bu zat da birçok inkilâpçı yunan münevverleri gibi bizimle beraber hapis hanededir. Çünkü haksiz yere zindanlara atılan demokrat vatandaşların müdafaasını üzerine almak istem ştir. Aramızda yurdumuzu faşist boyunduruğundan kurtaran mukavemet hareketine iştirak etmiş Angelopoulo ve Es-tathion adlarında iki zabit te var. Buna karşılık Almanlarla iş birliği yapanlardan pek çoğu halen serbest halde dolaşmakta ve hakiki vatanperverleri tenkile çalışmaktadır. Dr. Vasilos Karlatiras da bizimle hapishanede bulunuyor. Bu zat işgal
esnasında Steni kasabasındaki evinde amer; kakları saklamış ve evini mukavemet hareketine bir karargâh ve depo olarak kullanmıştı. Böylece memleketimizin hakiki demokrat evlâtları hapislerde, dağlarda, ormanlarda, sürgünlerde sürünürken iktidara hiçbir zaman lâ-yik olmıyan monarşistler İngiliz baskısı altında zorla başta tutulmaktadırlar. Sizden, haksız yere zindanlarda çürüyen demokrat yunan vatandaşlarınızın seslerimizi Amerika halkına duyurmanızı rica ediyoruz Halen yuııanistanda neler olduğunu bu büyük demokrasi diyarı bütün çıplaklığı ile öğrenmelidir Demokrat yunan halkı; İngiliz emperyalistlerine ve onların kolktukları altına sığınıp vatandaşları terörle titreten monarşist güruhla sonuna kadar savaşacaktır.
Yunan demokrasisine yardım bekliyoruz.
Hürmetler ede»-, hararetli selâmlarımızı yollarız.
İmzalar :
Natis Kapnisis (mühendis), T. Deuıetrion (işçi lideri), J. An-gelopoulos (zabit), K. Kapolos (avukat), J. Tsoupros (avukat), R. Karlatipras (doktor)
7 Aralık 1946
Sendika Gazetesi
Sayfa 3
İbret Aynası
Gözü Doymayan Emperyalizm Harp içinde İngiliz ve Amerikan devlet adamları arasında yapılan toplantılarda konuşulan şeyleri yavaş yavaş Öğrenmiye başlıyoruz. Bu yolda yapılan ilk neşriyat, Rooaevelt’in oğlu El-liot Roosevelt’in neşrettiği kitaptır. Bu eserde Churchill ile Roosevelt arasında geçen ko-nıışmalar yazılıdır. Uzağı gören bir devlet adamı olduğunda şüphe bulunmiyan Roosevelt’in harpten sonra ortaya çıkacak meseleleri evvelden kestirdiği ve meselelerin halli için elinden gelen gayreti sarfettiği apaçık anlaşılmaktadır. Roosevelt, emperyalizme düşman bir adam olarak görünüyor. Nitekim Churchill ile yaptığı konuşmalarda hep Ingiliz emperyalizmine hücum etmiş ve kurulacak sulh için, en büyük engelin, başka milletleri, sömürmek olan emperyalizm olduğunu anladığını göstermiştir.
Bundan evvelkinde olduğu gibi, bu harbin de emperyalist hırslardan doğmuş olduğuna şüphe yoktur. Bütün Asya kıta sının en bereketli toprakları (Hindistan dahil) ile Cenubî Af rîka, Irak, Filistin, Ürdün, Mısır, ta ötelerde Avusturalya İngiliz emperyalizminin kucağına düşmüşlerdir. Ingilterede işbaşına geçen hükümet, harp seneleri içİndc,fi vaidlerine uyarak, buraları istikbâline kavuşturacak yerde, yeni yeni memleketlere el atarak müstemlekelerini çoğaltmanın yolunu aramakla meşguldür. Bu arada Yunanistan misâlini bütün acılığı ile ortaya sürmek mümkündür. Dünyanın en medenî milletlerinden biri olan Yunanlılar, düşman bir memleket imiş gibi, İngiliz işgali altındadır. Uzun harp seneleri boyunca, faşist kuvvetlere karşı savaş açan demokratlar, şimdide yeni işgalcilerle çarpışmak zorunda kalmaktadır. Ingilizler harp sonundan beri, emperyalizmi istemi-yen bütün demokratlara olduğu gibi, Yunan demokratlarına da kominist adını takmıştır. Bu gün bu memleketin içinde kıvrandığı ıztlrap bütün Yunan halkı ile beraber, dünyanın dört köşesindeki her antiem-peryalist vatan severi üzmektedir.
Hulâsatan söylemek lâzım gelirse, bu gün konferanstan konferansa atılan ve bir türlü tükeneceğe ve halledileceğe ben-zemiyen sulh meselelerinin bu kararsız durumu, zaferin emperyalist hırslara, büyük mâlî sermaye menfaatlerine âlet edilmek arzusundan doğmaktadır. Küçük, büyük, yaşamak ve istiklâline sahip kalmak istiyen bütün milletler için tek çıkar yol, kenar millî siyasetlerinden kıl kadar şaşmamak, ve kenar istiklâlini kurtarmak uğruna bile olsa, her hangi bir emperyalist kuvvete baş eğmemektir. Çünkü böyle bir durum, o mil letin istiklâli ve toprak bütünlüğü için en büyük tehlikeyi teşkil eder.
A. Altaa
Üsküdar Tramvay İşçilerinin İstekleri Hakem Kuruluna aksetti
--------n b ■ a —>
İstanbul tarafındaki işçilere tanınan haklardan istifa deyi istiyen bu işçilerin müracaatları tetkik ediliyor
Kırk arabasından ancak otuz ikisini çalıştırabilen Üsküdar tramvay şirketinin altmış vatman, doksan biletçi ve doksan beş atölye işçisi kendilerini İstanbu' mıntakası tramvay işçileriyle mukayese ettikleri zaman irkilmekte haklıdırlar.
İstanbul tramvay işçileri yedinci günün tatil ücretini tama-mile aldıkları halde Üsküdar tramvay şirketi bu ha tkı tanımamaktadır.
943 de yürürlüğe giren % 50 gece zamları kararnamesine rağman Üsküdar tramvay işçileri bu hakdaıı da faydalanamamışlardır.
İstanbulun biletçi, vatman, ve kontrolörleri her aylortala-
Ankara Terziler Sendikası nasıl kuruldu?
«Bizim Ankarada kurduğumuz terziier sendikası da cemiyetler Kanunu hükümlerine tâbi olduğu halde kanunda yazılı olmayan birçok hareketlere hedef olmuş tur. '
21-11-946 cuma günü sendikamızın kurulduğunu bildiren bir dilekçe yirmişer kuruşluk damga pulunu havi dört nizamname ile vilâyete müracaat edildi. Vali muavini emniyet müdürlüğüne havale etti. Emniyet müdürlüğünde nöbetçi polis tarafından ikinci şube müdürlüğüne götürmekliğim ihtar olundu. İkinci şube müdürüne götürdüm, birinci şubeye havale etti İstida ve nizamnameleri birinci şube müdürlüğünde Ziya beye götürdüm.
• « •
Ziya bey istidamızı alıp baktıktan sonra “Bu noksan., dedi. “Hepinizin nüfus kâğıtlarını, ikâmetgâh ve çalışma adreslerini, hal tercümelerini, ananızın, babanızın olup olmadığını, evli veya bekâr olduğunuzu, çocuklarınızı ve şimdiye kadar nerelerde çalıştığınızı ve nereden geldiğinizi, hangi tarihte geldinizi bir büvüyk keğıt üzerine teker teker daktilo ile" yazdırarak bana getirin o zaman bizde muameleyi yapmağa başlarız”- dedi. Ben şaşırdım. Cemiyetler kanu-
Yeni bir İktisadî buhran mı?
/ nci tayfada) senesi tamamlanmadan yeni bir İktisadî buhranın alâmetleri yine Amcrikada belirdi. Son gelen Amerikan mecmuaları borsalarda esham ve tahvilâtın düştüğünü ve bir «iktisadi sarsıntı» nin beklendiğini şöyli-yorlar. Harpte biril en kazançlar umulduğu kadar çıkmamış, mesken inşası programının tatbikinde güçlükler belirmiş ve patronlar işçilerin burnunu kırmak için böyle bir «sarsıntı» için ellerinden geleni de esir-gemiyorlarmış Şimdi, 1947 senesinin ortalarında «nisbeten
ma onar lira bilet primi alırlar-ki bu, bilet başına satışdan üç para alınarak toplanan paranın taksiminden gelir. Ayrıca atölyede çalışan fen işçileri de dahil olduğu halde günde yirmişer kuruşluk intizam primi alırlar. Üsküdar şirketi ve bilet primi ve nede intizam primi vermemektedir.
Üsküdar şirketi evvelce elbiseyi yaptırır ve günü doldukta geriye alır, »attırırmış. İşçiler buna itiraz etmişler. Şirket de tutmuş eskileri geri almaktan vaz geçmiş. Geçmiş amma bu seferde elbiselerin kumaş kalitesini düşürmüş. Elbiseler kısa zamanda geyilmez, geyilsede
nund t böyle birşey olmadığını söyleyince bana «Hayır efendim bunların olması lâzım, cemiyetler kanununu bizde okuduk »dedi. Vaziyetin hiçte böyle olmadığını cemiyetler kanununu okuyan bütün vatandaşlarımız bilirler. Bay müdür bu muameleyi bize karşı niçin reva gördü?
Beı: arkadaşlardan nufus kâğıtlarını ikisi eksik olmak şartile topladım ve çift adreslerini alarak müdüriyete götürdüm. Aradan bir hafta geçtiği halde nufus kâğıtlarının ikisi eksik olduğu için bana kayıt numarası verilmedi ve «ben senin yapına bir polis vereceğim beraberce o iki nuius bağıllarının sahiplerine gideceksiniz yerlerini sen memur beye göst.ereceksin memur bey de nufus kâğıtlarının suretini çıkaracak ve sfr de bsşka bir zaman gelin istidanı? kayıt numarasını alın” dedi. Ben de polis yanımda olaugunâlde mec7" buren arkadaşların çalışma yerlerinden birini gösterdim. Diğe-rinin yerini de tarif ederek ay- Sedat’Tozdemir, Üs-
rıldım. Ben ayrılırken yanımdaki memur bey bana hâlâ soruyordu “Ya orada yoksa?” Ankara Terziler Sendikası kurucularının başına gelen ve sizin başınıza gelmemesini temenni ettiğimiz durun bundan ibarettir.
Sendika korucularından Mehmet Sarp
kısa» b;r sarsıntı bekleniyor-muş.
Bir kere bir sarsıntı belirdikten sonra onun ne kadar süreceğini kimse söyliyemez. 1929 buhranının da kısa süreceği söylenmişti, hatta 1932 senesinde bile hâlâ bazı çevreler “Refah köşe başında bekliyor,, demişlerdi, halbuki o yıl buhranın ıu şiddetli yılı olmuştu. İktisadî buhran başladığı zaman bu yine bir düuya buhranı olacaktır ve her memlekette bunun ağırlığını yine maalesef işçi ve dar gelirli» halk kitleleri çekecektir.
ısıtmaz bir hale geliveriyormuş. İki sene müddetle verilen kaputlar birinci senenin ssnu gelmeden süzülüp akmakta imiş.
Fen işlerinde, yani atölyelerde çalışan işçilere verilen tulumlar tülbent bezi gibi iki günde açıldığı halde iki Sene üzerinden hesaplanmakta.
Mühim bir meselede, işçilerin ayda iki defa para alışları, Yeni bir iç tüzükle her ayın 13 ve 26 sında' ücretler verilmekte, fakat bu günler bayram vesaire gibi tatile rastlarsa para dağıtılmamakta, işçiler de bayram ertesini beklemeye mecbur kalmaktadırlar.
Teşkilât bakımından daha eski ve geniş olan İstanbullu arkadaşlarının elde ettikleri hak ve menfaatlere en uygun dileklerle ortaya çıkan bu (içyüz işçinin karşısına ış verenin vetosu dikiliveriyor.
21-10-946 tarihli dilekçelerinin iş veren tarafından red edildiğini gören bu üçyüzler ayak diriyor ve haklan üzerinde bir adım gerilememeğe karar vererek mü’messilleri vasıtasiyle bölge çalışma müdürlüğüne baş vuruyarfar.
Şirketle işçiler arasındaki ihtilâf, kanunu mecrasında yürürken şirket müdürlerinin işçi mümessilleri üzerindeki baskıları başlıyor, ve bu arada bir işçi mümessili sudan bir bahaneyle işden uzaklaştırılıyor.
İhtilâfı halle memur iş müfettişinin bütün gayretleri sırf, iş verenin en ufak anlaşma zihniyeti göstermemesi yüzünden baltalanıyor. İtirazcı mümessil Sabri Kırçıl’ln kati protestoları, meselemi vilâyet hakem kuruluna naklediyor.
3-12-946 da Vali muavini İsmail Hakkı’nin başkanlığında, Vilâyet hukuk işçileri müdürü, İş bölge müdürü, avukat Osman,
küdar tramvay şirketi müdürü Feridun Manyas ve işçi mümessillerinden de Ferit Kayra, Kemal Arta, Haşan Akay, Mehmet Kara tepe, ve Sabri Kır-çıl’dan mürekkep hakem kurulu uzun inceleme ve tartışmalardan sonra şirket müdürünün bütçe mü*aadesizliğini ileri sürmesiyle çıkmaza giriyor. Şirket bilançolarının tetkiki için toplantı 12 12-946 ya tehir ediliyor.
Hakem kurulu, işçilerin haklı dileklerini prensip olarak kabul ettiği halde iş verenin bütçem müsait değildir deyip ayak diremesini anlamak güçtür.
Şirketi kârlı veya zararlı bu-lunmasiyle işçilerin hak ve menfaatleri arasında ne gibi münasebet bulunabilir. İşçi şirketin kârından hissemi almaktadır li zararına göğüs gersin.
Üsküdar tramvay işçilerinin çok haklı dileklerinin yakın zamanda gerçekleşmesini temenni ederiz.
H. Malkoç
Yari şaka, garı ciddi.
Ayıp oluyor :
Başvekil fstanbulda epeyce lâf etti. Bunların hepsini ele alıp konuşmak lâzım gelse, deli pös-teki sayar gibi, belki bir sene sözün arkası gelmez. Hangi birine dokunalıml
Bizdeki yiyecek bolluğu, sevgili dostumuz, Ingiliz imparatorunu imrendirirmiş. Aksarayda pazardan küfe dolduran kadın-iar varmış. Daha neler!..
Pek muhterem Başvekil, şehrimizin mûteber tüccarları tarafından kendisine çekilen ziyafette yediklerinin tadı damağında kaldığı için böyle konuşuyor galiba!..
Yalnız, bu sözler, milletin iz-tirabı ile acı bir istihza teşkil ediyor. Bu hafif sözler, bu izti-raba hürmeten olsun sarfedilme-meli idi. Pek ayıb oluyor!
Kim dinler :
Pek sayın Başbakan, işçi ücretlerini bahis mevzuu eden bir gazeteciye, (Onlar da patronla-riyle anlaşsınlar) cevabını vermiş.
En büyük patronun Hükümet [-■olduğu bir memlekette işçi en evvel Hükümete başvurmakta haklıdır. Ve biz ilk sayımızdan Iberi bunu hükümete duyurmaya uğraşıyoruz. Ama kim dinler!..
Bravo Demokrat :
Sıkı yönetim 6 ay daha uzatıldı. Mecliste tasarının münakaşaları yapılırken, Demokrat Fuat Köprülü “Sıkı yönetimin bile kâ-I fı gelmediğini söyliyerek C.H.P. den bir hayli alkış ve bravo toplamış.
Sıkı yönetimden daha sıkısını bir Demokrat için ne olduğunu anlamak güçtür. Timurlenkten dişi filin yanına bir erkeğini de isteyen Hoca Nasrettin ile Profesör Köprülü arasındaki fark, birinin yalnız hoca, diğerinin ise hem Hoca, hem Demokrat, hem I de Köprülü olmasıdır.
Bravo Demokrat!..
Alî Altan
İstanbul sendikalarının adresleri
Sendikalar birliği :
Beşiktaş hasfırını caddesi bas-fınn mahallinde No. 44 - 46
Tütün işçileri sendikası ve İnşaat işçileri sendikası:
Beşiktaşta sendikalar birliği binasında.
. Maden sanayii işçileri sendikası:
Kalafat yeri, kürkçü kapı No. 167
Şoförler sendikası:
Fındıklı, dere içi
Basın yayın, kol lcri sendikası;
Vilâyet karşısı,
II nci kat, No. 10
Ayakkabı işçileri Çemberlitaş, Çukur
İşçi külubü :
Merkez: Beşiktaş birliği binasında.
I Sendika işlerine ait müracaatlar Beşiktaşda birlik dairesine yapılacaktır.
sokakta, ve kafa işçi-
İzzettin han
sendikası:
han No. 6
sendikalar
DÜZELTME
Geçen sapınızda "İşçi Ücretlerine Zam İstiyoruz» başlıklı yazıda bazı rakam yanlışlıkları olmuştur. Zamdan sonra, ençok kazançlı memurun eline (makam ve çocuk zamları hariç, aynî yardım dahil} 646 (Ankara’da 699), en az kazancçlı memurun eline ise 123 (Ankara’da 136) lira geçecektir. “1943 İş istatistikleri„ ne göre o yılın çalışılan gün vasatisi 235, iki yüz otuz beş gündür. Böylece düzeltir, özür dileriz.
Sayfa 4
Sendika Gazetesi
7 Aralık 1946
İzmir mensucat sanayii işçileri sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen «ayıdan devam?
15 — Kontrol komisyonunun ödevi senede iki defa Sendika he-seplarını tetkik etmek müşahedelerini bîr rapor şeklinde takib eden umumi içtimaa sunmak, Sendika azalan arasında veya azalarla idare heyeti arasında çıkan ihtilâflarda hakem rolü oynamak, beşinci madde mucibince Sendikadan çıkarılmaları idare heyeti tarafından kararlaştırılan azalardanitirazlannı kabul ve müdafaalarını dinlemek ve hasıl edeceği kanaate göre çıkarma kararım bozmak veya kararlaştırmak veya ayrıca arkadaşlara uymayan hal vc tavırlardan dolayı disiplin cezaları tayin etmektir.
16 — Sendikada uygunsuz hareketleri görülen azalara tatbik edilecek cezalar : İhbar, tenbih ve geçici çıkarmadır. Temelli çıkarma yalnız dördüncü maddede sayılmış hallerde tatbik olunur.
17 — Sendikanın gelir kaynakları :
Sendikanın gelir kaynaklan şunlardır : Girişte her yeni aza-dan tahsil edilen ve bir defaya mahsus olmak üzere ustalardan bir lira çıraklardan elli kuruş yazılma ücreti. Azaların ödemeğe mecbur oldukları ustalar için yüz, çıraklar için elli kuruş Aidatları, teberruları ve Sendika faidesine verilecek müsamere ve temsillerin bıraktığı kârlar ve ilâhtır.
18 — Aylık aidat on liradan fazla olamaz. Aidat ödendikçe aza defterine ve diğer defterlere kayıt olunur.
19 — Sendikaya aidattan fazla para yardımında bulunmak imkânına malik olan azalar bu yardımı teberrüler şeklinde yapabilir.
20 — Aile durumu vesair meşru sebeplerle sıkıntıya düşenler için geçici olarak aidat ödeme mükellefiyetini idare heyeti kaldırabilir.
21 — Aidattan elde edilen gelirin dörtte biri mensucat işçilerinin haklarının korunması vesair fevkalâde ihtiyaçlara sarf edilmek üzere saklanır vc bu ihtiyat akçasına en sıkı durumlarda bile dokunulmaz.
22 — İzmirde’bir İsçi Sendikaları Birliği ve memleket ölçüsünde bir Sendikalar Federasyonu kurulur veya bu maksatları güden bir hareket uyanırsa Mensucat İşçileri Sendikası umumi bir içtima akteder ve derhal bu işçi sınıfı birliğine iltihak eder.
Sendika faaliyeti tatil zorunda kaldığı takdirde tasarrufundaki mallar İzmir İşçi Sendik»lan Birliğine dcvrolunıır. Böyle bir teşekkül mevcut değilse İzmırde mevcut azası en çok üç İşçi Sendikası arasında taksim olunur.
(ANA NİZAMNAMESİ)
geçen sayıdan Devam
8 — İdare heyetinin vazifeleri ikinci maddede sayılan gayeleri gerçekleştirmeğe uğraşmak, aza aidatını ve teberrualı toplamak veya kabul etmek bunları alınacak veya evvelce alınmış kararlara göre sarfetmek tütün işçilerinin umumi menfaatlerinin korunması için Sendika varidatının mühim bir kısmını sağlam bir ihtiyat ak-
çesi halinde saklamak. Işçildri ilgilendiren her çeşit iş şartları sağlık ve gündelik meselelerini aralıksız göz Önünde bulundurmak teşebbüslere girişmek ica-sahasında İş-
ve onların müşterek adlarına bmda protesto mitingleri yaptırmak kültür sahasında işçilerin seviyesini yükseltmek için imkân dahilinde olan her çareye baş vurmak, mühim kararlar almak zarureti hasıl Bunca oıagan üstü toplantılara çağırmak ve ilah., dır.
9 — İdare heyetine seçilen azalar umumi içtima sonunda ilk toplantılarını yaparlar. Kendi aralarından birini Sendika mesul kâtipliğine bir diğerini muhasip ve vetnedar’ıga bir üçğ^çuş^nü de teşkilât ve kültür işler; Kâtipliğine seçer. Her günlük işleri bu üç aza ve ihtiyaç olursa mtiâvînleri îdare eder vh teşMîâtfâtiijti'tT.
(Sona gelecek sayıda)
İstanbul Basın ve Yayın kafa ve kol İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
■ (Geçen «aSgan devam) I
10 — Sendikayı resmi makamlar, işletmeler ve Sendikala JBirliği önünde temsil etmek ve para işlerinde veznedarla birlikte imza koymak ve Sendika adına taahütiere girişmek yetkileri mesul kâtibe aittir. Mühim işlerde idare heyeti onunla birlikle temsile iştirak etmek üzere bir veya birkaç üyesine vekâlet verir.
11 — Vezne ve hesap kâtibi üye aidatını makbuz varerek toplar, yine makbuz mukabilinde teberrüat ve sair Sendika gelirlerini teslim alır ve bunların hesabını tutar ve idare heyeti karariyle veya mesul kâtibin tensibiyle zaruri masraflar yapıldıktan sonra para mevcudunun 25 liradan fazlası her akşam mesul kâtibin ve evznedrrm müşterek hesaplarına bankaya yatırılır.
Devamı gelecek sayıda
İzmir Müessese, Ticarethane ve
Esnafları Müstahdemin Sendikası
Eskişehir serbest sanayi işçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen tanıdan devam)
c) Müstahdemlerin fikri ve bedeni serpilmeleri sağlamak iç:n ihtisas kursları, spor talimleri ve oyunları memleket ve dünya meselelerine dair konferanslar, güzel sanat dersleri korolar ve saire organize etmek .—broşür, mecmua ve gazete gibi yayın işleri ile uğraşmak ve bu çeşit kültür faaliyetlerine elverişli bir müsdahde-mîn kulübü açmak ve idare etmek.—
d) Müstahdemler arasında tesanüt duygularını geliştirmek ve fiili hareketler halinde yükseltmek.
e) Bir karşılıklı yardım sandığı kurarak teker teker sefalete düşen veya hastalık, sakatlık, ihtiyarlık, ölüm ve doğumlarda Sendika azalarına aynî veya nakdi yardımlarda bulunmak ve I. M. T. E. M. S. mensuplarının umumi menfaatlerinin korunması için sandık mevcudunun mühim bir kısmını başka yerlere harcamayıp saklamak.
f) Sendika yardım sandığı kuruluncaya kadar Sendika geliri ile acil vakalarda idare kurulu kararı ile üyelerimize münasip yardımlarda bulunmak.
iANA NİZAMNAMESİ)
(Gcfen »ayıdan devam)
İzmir Basın ve Yayın Kafa ve Kol işçileri Sendikası
(ANA NİZA M N A M ESİ)
(Geçen sayıdan devam)
5 — Yanlız ahlâkça düşük olanlar, işçi ahlâkına yakışmıyacaK şekilde işçilerle iş verenler arasında fesat karıştıranlar, sendika menfaati aleyhine menfi propaganda yapanlarJ Basın ve Yayın Kafa ve Kol işçileri menfaatine aykırı hareket edenler veya bulunanlar Heyeti İdare karariyle sendikadan çıkarılirlar.
Teşkilât
6 — İzmir Basın ve Yayın Kafa ve Kol İşçileri Sendikasının faaliyetini yedi kişilik bir idare heyeti sevk ve idare eder. Bu heyet, bir sene için çoğunluk esası üzerinden ^endika üyelerinin genel toplantısında şcçıiir. En az sendikada bir senedenberi kayıtlı bulunan vc kendisine verilen İçtimaî işlerde kabiliyet göstermiş bulunan her üye, idare heyetine seçilebilir.
Muvakkat hüküm:
Sendika kurucularından en az üç kişi, ilk üç aylık kurulş devresinde İdare Heyeti vazifesini görür. Bu muvakkat idare heyeti, üç ay sonra sendikaya kaydedilmiş bulunan üyeleri genel bir top-kıntıya çağırır. Hu toplantıda Ana Nizamnameyi olduğu gibi veya değiştirerek çoğunluğun oyu ile kabul edilir ve nizami idare heyeti seçilir.
7 — İdare heyetinin vazifeleri, 2 nci maddede ve bu maddenin fıkralarında sayıları gayeleri gerçekleştirmeye uğraşmak, üye bağışları toplamak veya kabul etmek, bunları alınacak veya evvelce alınmış kararlara göre sarfetmek, Basın ve Yayın Kafa vc Kol işçilerinin menfaatlerinin korunması için Sendika varidatının mühim bir kısmını bir sağlam ihtiyat akçesi halinde saklamak, Basın ve Yayın Kafa vc Kol işçilerini ilgilendiren her çeşit iş şaıiUr.i.i sağlık vc güvenlik meselelerini aralıkstz olarak gözö-nünde bulundurmak vc onların müşterek adlarına teşebbüslere girişmek, icabında kanunun müsaadesiyle protesto mitingleri yaptırarak kültür sahasında seviyelerini inkişaf eıtirmtk için imkân dahilinde bulunan her çareye baş vurmak, mühim karariar almak zarureti halinde olağanüstü toplantılar^ arkadaşları çağırmak ve ilh...
(ANA NİZAMNAMESİ)
1 — Ankara Terziler Sendikası adı altında siyasi olmayan bir cemiyet kurulmuştur.
2 Selika jÖTının kısaltılmış şekli (A.jOT. S.) remzi ile gösteril-
ftştir. 11 ■ 1 jMk WL f
d — Maksat ve Gayeleri :
a) ;'Scpdikaya yaztlf işçileri iş verenlerce HükûrçM malumlan önünde temsil etmek işçilerin her türlü hak vc nıenfaatfarım korumak ve yapılan haksızlıklara karşı mücMftle etmek,’
b) işçileri ilgilendiren her kanonun tatbikıı^e işçi haklarını koruyacak Kanunların çıkarılmasını temin et mek»--işçilerin kafttınî yollardan haklarını aramak ve onlar adına dava açmak,
c) işçiler ve ailelerinin sağlık durumlarile ilgilenerek parasız muayene ve tedavilerini temin etmek,
(Devamı gelecek sayıda)
Sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden Mitat Kemal Akkanat
Çarşı kapı •kürkçüler pazarı sokak No: 14 F-K Basımevi
g) — Sendikamızında iştirak edeceği bir teknik heyet vasıta-sile serbest işçilerin ve işletmecilerin ehliyet usulüne tâbi olmalarını sağlamaya çalışmak sendikamızın vazifesi olacaktır.
h) — Hem devlet veya şirket fabrikalarında ve hemde serbest piyasada iş yürüten kimselerle sendikamız mücadele edecektir. Kanunende yasak olan bu usulü sendikamız işçilerin umumî menfaatine zararlı sayar.
4— Giriş ve çıkış :
Eskişehirde serbest sanayi işlerinde çalışan işçi ve müstahdemler din, ırk, ve milliyet farkı gözetilmeksizin sendikamızı girebilirler. Sendika menfaatine aykırı harekette bulunanlarla işçi sınıfının umumi menfaatlerini baltalayanlar, kara borsacılar ve ahlâkan fena tanınmış kimseler sendikaya giremezler, girenler olursa idare heyeti karariyle çıkarılırlar.
5— Teşkilât ■
Eskişehir S. S. 1. S. nfn merkez idare heyetini (11) kişilik idare meclisi azalan teşkil eder. İdare meclisi azalan ilk içtima-da kendi aralarından birini sen-, dika mesul kâtipliğine bir diğerini hesap ve vezne kâtipliğine bir üçüncüsünüdc teşkilât kâtipliğine seçerler. Bu üç şahıs kurucu aza sayılır ve idare meclisine karşı sorumludurlar.
6 — İdare meclisi lüzum gördüğü taktirde daima icra komisyonuna yardımcı mümessiller ihdas eder. Mümessiller daimi surette sendika mesul kâtibi ile temas ederler ve ona karşı sorumludurlar.
7— Sendikanın bil umum muhaberatından mesul kâtip sorumludur.
8— İdare meclisi azalan 15 günde bir defa olmak üzere mesul kâtibin başkanlığında içtima eder ve daimi icra komisyonunun vereceği faaliyet raporunu tetkik eder.
9— Sendikanın idaresi bu ana nizamnameye göredir. Ana nizamnamenin katiyetle belirtmediği meselelerde idare heyetinin vereceği kararla olur. Daimi icra komisyonu bunun haricinde hareket edemez.
10— Sendikaya kayıtlı aza her altı ayda bir umumî içtima ak-teder, bu içtimalarda işçi sınıfını ilgilendiren umumi meseleler görüşülür, münakaşa edilir ve idare meclisine luzumlu direktifler verilir.
11— Sendika azası her sene muntazaman kongre akteder ve bu kongrede idare meclisinin vereceği raporu ve hesabab tetkik ederek idare meclisini faaliyetinden dolayı ibra eder veya alınması icap eden tedbirleri karar altına ahr. Sendikaya kayıtlı azanın umumi içtimaa ve kongreye daveti ve bu içtimalarda alınacak kararların azaya bildirimi ya bir beyanname veyahut gazetelerle neşredilmek suretile yapıiır.