1946 Kasım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1946 Kasım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kaynak: TÜSTAV - Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı Arşivi

Fransız Hükümeti Değişiyor
Paris radyosunun bildirdiğine göre, Fransız Başvekili Bidault istifa etmiştir. Yeni hükümet son seçimlerde 139 mebusla başta gelen Komünist Parti* si Umumî kâtibi Maurice Thoıez tarafından kurulması ihtimali kuvvetlidir.
v. .......... y
Ekonomik, Sosyal ve Siyasal Alanda Kol ve Kafa İşçisinin Davalarını Güder
Sene : 1 Sayı 14
ŞİMDİLİK CUMARTESİ GÜNLERİ ÇIKAR
Fiyatı 10 Kuruştur.
30 Kasım 1946
Sendikaların Resmen
Tanınmasına Doğru
----------------■ ■ ■ ■--------------
Emekçiler sınıfının müstakil teşebbüsile vücut bulmuş ve daha ilk adımlarında çok önemli gürbüz bir bir içtimai hareket şeklinde kendini göstermiş olan sendikalarımızın, hak ve ödev lerinin resmen tanınmak üzere olduğunu umûmi efkâr Cumhuriyet Gazetesinin 25 Kasım sabahı yayınladığı bir yazı ile öğrendi.
Bu yazı okuyuculara, heyecan uyandırıcı büyük puntolarla dizilmiş başlıklarla arzedilmişti. Bunlarda mevcut -sendikaların kapatılacağından, yasak edileceğinden bahsediliyordu. Takib .. -
edilen maksad aşikârdı: İlgili ^il®r.în “?Te.k . •
muhitlerde ve işçi sınıfı arasında hoşnudsuzluk ve endişe uyandırmak, karışıklıklara sebebiyet vermek isteniyordu. Emekçilerin olguu şuuru bu provokasyonu neticesiz bıraktı.
Fakat bu gibi tahriklerin tekerrürünü önlemek için, Istan-bul Cumhuriyet Savcılığı in, Matbuat Kanununun, metinlere aykırı tahrik âmiz başlıklar koyan gazeteler hakkındaki hükümlerine göre, takibât açmakta gecikmiyeceğini umuyoruz. Bu istikamette ayrıca harekete geçmek Sendikalar Bir liginin de hakkı ve ödevidir.
Asıl kanun tasırısma gelince; göz kamaştırıcı Sendika hare keti vakıasını firenlemek ve bir kanun çerçevesi içine almak ihtiyacından doğma bir teşebbüs karşısında bulunduğu muz anlaşılmaktadır. Bu vesile ile —sendikalar resmî bir mev cûdiyet kazanıyor ve kendilerine muayyen bazı haklar tanılıyor. Bu hiç şüphesiz memle ketimiz emekçi sınıfının gösterdiği olgunluk, şuur ve teşe-b büs kabiliyetinin, ve bu yüksek vasıflar sayesinde uyandırdığı büyük hareketin zarurî kıldığı bir zaferdir. Fakat bu henüz daha, taimin edici bir zafer sayılamaz.
İşçi arkadaşlarımız, girişmiş oldukları teşkilâtlanma hareketinin hızını her an arttırmak ve hamlelerini sıklaştırmak su retile, Meclisten çıkacak kanunu ilk tasarıdan daha ileri ve kendi sınıfı teşkilâtlarının sur’ atle gelişmesine daha uygun bir şekil ve mahiyet almasını sağlıyabilirler.
Muhakkak, Mürteci temayül-lü guruplar, kanunda sendikaları her hususta felce uğratacak değişiklikler yapılması ellerinden geleni yapacaklardır. Biz şundan eminizki, mevcut sendikalarımız ve onlarla arkasındaki işçi kütleleri Maclis tartışmalarını uyanık ve her dakika hazır bir tarzda takib edecek, görüş ve isteklerini açıkça ifade edecek olurlarsa, samimî demokrat meb'usların da bunlara uygun müessir çıkışları ve teklifleri sayesinde, kanunun,
.1
j Cumhuriyet Ga : tzetesî hakkında : t dava açılıyor :
leri hakkindaki haberi (Sen- * dikalar lâğvediliyor) tarzında 4 iri puntolu başlıklar altında ( neşreden Cumhuriyet Gaze- ( tesiniu, bu hareketi işçi mu- ( hitleriııde teessüfle karşılan ( mıştır. Yeni kanun tasarısın ( dan bu haberin tama* ( men aksine olarak. Sendika- ( lamı resmen tanınacağı neti- ( cesi çıkmaktadır. Cumhuri- • yet Gazetesi, bu hareketi ile belki de kendi arzusunu izhâr etmiştir. Yalnız Gazete Ma buat Kanununun, metinlere uymayan başlıkları ko yanlar hakkindaki Cezai hü-küml ri unutmuş görünüyor.
Nitekim, haber aldığımıza göre, İstanbul İşçi Sendikaları Birliği, işçi muhitlerin-• (erinde infial ve teessür u-> yandıran bu hareketinden do-■ layı, Cumhuriyet Gazetesini - mahkemeye verecektir.


: :
i.
bağımsız sendikalar hareketinin gelişmesine engel olacak şekilde, Meclisten çıkması önlenebilecektir.
Bugün tasarıda ilk gözümüze çarpan, işçilerimizin kabul ede-miyecekleri noktalara kısaca temas etmekle iktifa edeceğiz.
Evvelâ tasarının adını ve in
Lâf karın doyurmuyor,
İşçi ücretlerine zam istiyoruz.
-------------♦♦♦♦♦♦-----------
İşçi ücretleri ile memur maaşları arasında aşağıda yaptığımız kıyaslamayı Çalışma Bakanlığı her halde gözden geçirmelidir.
Amerikada 400,000 işçinin grevi devam ediyor.
Amerikada geçen hafta 400 bin amelenin iştirakile ilân e-dilen Madenciler Grevi devam etmektedir. Kömür İşçisinin işi bira iması Amerikanın bütün Sanayi şubelerinde, demir yol lamda ve vapur nakliyatında derhal tesirini göstermeğe başlamıştır. Bunun neticesi olarak her sahada yüzbinlerce amelenin işsiz kalmı-sı tehlikesi de baş göstermektedir. Çünkü kömür bulamiyacfk olan fabrika
lar çallşamiyacak, nakil vasıtaları işliyemiyecek, hat â şehirler ışıksız kalacaktır.
Bu tehlikeleri gören Amerikan Hükümeti bir yandan, elindeki kömür stoklarını gayet ihtiyatlı kullanmağa karar vermiş, diğer taraftan da grev emrini veren sendika başkanı John Le-wis’ı mahkemeye vermiş ve başkanın mahkemesine başlanmıştır.
Maden Sanayi İşçileri Sendikası
I
kongresi toplanıyor
İstanbul maden işçileri işçileri sendikası ilk fevkalâde toplantısını 8 Aralık 946 Pazar gü nü yapacaktır. Kısa zamanda oldukça kuvvetli bir inkişaf gösteren bu sendikanın ilk toplantısının mühim olacağı anlaşılmaktadır.
Sendika Mes’ul Kâtipliğinin tebliği şudur:
İstanbul Maden İşçileri Şen-
dikasıııdan :
Sendikamız nizamnamesinin 13 üncü maddesi gereğince olağanüstü toplantısını 8 - 12 • 946 Pazar günü saat 14 te Beşik-taştaki Sendikalar Birliği salo ııunda yapacaktır. Sendikacı ar kadaşlarııı o gün ve saatte sa atte hazır bulunmaları rica olu nur.
Sendika Mes’ul Kâtib Hulusi ALGAN
i
İşçi ücretlerine zam yupılmu-Şl zaruretini ilk sayımızdan beri C.H.P. Hükümetine duyurmağa çalışıyoruz. Hesaplar yaptık, sıra sıra rakamlar verdik. Herşeyi yalanlamak mûtad olduğu halde, ne hesaplarımızın /anlışlığı ileri sürüldü, ne de rakamlarımız çürütüldü. İşçi sınıfının hayat pahalılığı karşısındaki durumu apaçık meydanda olduğu için, bir başka taktik, “sükût„ taktiği tercih edildi. Son haftaların nutuklarında demeçlerinde, radyo konuşmalarında işçi ücretlerine bir kaç satırla olsun dokunulmadan geçildi. Bu sükûtun daha ne kadar süreceğini kestiremeyiz. Amma biz, yeni yeni hesaplar, kıyaslamalar yapmaktan, rakam lar vermekten usanmıyacağız. Mesele Türk İşçisinin ekmeğiyle ilgilidir.
Aşağıda aylık işçi kazançları ile memur maaşları arasında, kısa bir kıyaslama yapacağız. Yalnız, hemen söyliyelim ki, memur maaşlarına yapılacak zamları ancak sevinçle karşıladık. Az maaşlı, fakir memurların bayat şartlarını yakından (Devamı Sayfa 2 de)
re ış
T
vereııleride içine almasını siz buluyorul. İş verenler, sen tepeden tırnağa kadar teşkilâtlı bir sınıftır. İşçilere karşı kendilerini müdâfaa etmek için teşkilâtlanmağa muhtaç zavallı iıısanlarfdeğildirler. Cemiyetler kanunu çerçevesi içinde teşkilâtlanmak, kendileri için kâfi ve vâfidir. .Cemiyetler kanunu hükümlerine aykırı olarak, sendika kurmak isteyenlerin, yirmi kişilik bir kalabalık hâlinde müracaata mecbur tutulmalarımda güçlük çıkarmak kabilinden s ndikalara karşı düşmanca’ bir^tedbir sayıyoruz. Hiç şüphesiz sendika lar kısa bir zamanda yüzlerce ve binlerce 'işçiyi etraflarına toplanmağa namzet [teşekküllerdir Fakat kurucu olarak ortaya atılmak bahis - mevzuu
Devamı 2 inci sayfada
SENDİKACI
S av fa 2
30 Kasım 1946
Dünya işçi hareketleri
♦♦♦♦*♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦AAAAAA *4 AA AAAAAaaaa^.^.
Yugoslavyada :
Harpten evvel Yugoslav sendikaları birbirini takip eden re-aksiyoner hükümetler tarafından kapatılın ş. Kurtuluştan sonra yeni ve hür bir tredünyonlar birliği hareketi bu suretle etti. Bir sene evvel bu 650000 azası varken 800000 e varmıştır. En sendikalar, demi.- yolları işçileri sendikası (105000 azası ziraat işçileri sendikası azası vardır) mensucat sendikası (70000 azası
inkişaf birlikte bugün mühim
vardır) I (100000 I işçileri _______________________ vardır). ‘ Parlemento sendikalarla işohlıgi ( yaparak mcchstcn İçtimaî sigorta. ücretli tatil, çıraklık, hamile kadınlar için îıaıır.lden evvel ve hamilden sonra tazminat kanunlarım çıkarmıştır, şadınlar için erkeklerle müsavi ücret kabul edilmiştir.
Hindistanda :
Son aylar zarımda Hindistan büyük grev dalgalarile çalkalandı. MadrasU 43,000 demir yolu işçisi üç haftadar.beri grev halindedirler. Polisin grevcilere ateş açınası neticesi Bombay da 9 ve Madrast ı 4 kişi ölmüştür.
jiu siyasî ve sanayi ayaklan-/ malarda Hmdistanın m iyi teşkil.imiş birliği Olan “oütun Hindistan tredünyonlar kongresi (i. U.-C.) gerek kaza miktarım gerekse nüfusunu çok arttırmıştır Harp günlerinde’ resmi İngiliz rne nurları bu birliği dağıtmak istemiş er fakat muvaffak olmamışlardı. Bunun üzerine İngl.z hükümeti N. N: ROZ ve onun «radikal demokrat^ part sinin liderliği altında “Sanayi amUe birliği„ ni kurdu. Hindistan hükümeti de bu “Sânayi amele birliğinin» bütün Hindistan tredûn-yonlar kongres „ kadar Hin', a-rnelesini temsil ettiğini, bu sebeple iki teşkilâtta d ı amele konferanslarına mü n-. ssil gönderi m-lecekîerini ilân etti. Bu .dd.aıar teKrar Londrada toplanan dünyonl ır koafetaunda kn sürüldü. Ingiliz tredünyon liderlerinin birçoğu d -.ha evv»1 ikna CHimiş uldu.J ;iı »Çİn “San ıyı «-. mele brliğiııi» tuttular.
Bu manevralar Hindistanda büyîik bir hayretle karşılandı. “Bütün Hindistan amele birliğinin,, Aztıs ndan olan Amhetkar ııı ceyanalına göre N. N. ROZ İngiliz hükümeti tarafından 1000 stcrlingle . u iş’ memur edilm ş-Lir. Bu havadis Hindistanda ya-yuması ı.m.lv atasında o kadar büyük hir n-.-f -t uyandırır ki, Hiı.i hiikûmd.i .( yceaı.ı '.ıştır-ır.ak için ' 1- .>x)»a*mda L -ı. İra ya mümessil göndere! ikc> ilâ'..a mec ur oidu. Fakat amek mümessilleri ı.i-ı S. Jvshı’nıı bu hususta neşre.tiği raporu nihayet hükûni' ttc kaoule mecbur oıdu. Bu rapor “Sanayi amele birliğini1’» Hmdistm amelesini temsil ettiği iddiasının sahibi olduğunu, bu teşkilat uydurma bir teşkilât olduğu gibi gösterilen aza miktarının da v-. tan olduğu, isimleri gösteriltn bırçoK şendi kalanıı senelerce evvel kapandığını, azalarının senelerdenken dağıldığını ve ûşkdata on para vermediklerini deill.rile bildiriyordu.
Bu raporun neşriyle ım-ylma gekn is kanda İm neticesi olarak Hindi t m hükümeti “Sanayi a- ■ mele birliğini. „ Saı ayı amele ,
(1

4


teşkilâtına mümessil göndermelerine müsaade etmişti. Bu sahte birlik azalan böylece red edildikten sonra, İngiliz tredünyon-lar konferans.na. giden «Sanayi amele birliği > mümessillerinin Hindistan amelesini l.onrada temsil edemiyecekleri anlaşıldı.
Sendikaların tanınmasına doğru (liaş makaleden devam) olduğu zaman bir çokları • ekseriya vâhi, türlü sebeplerle -çekingenlik gösterebilirler. Bu zaafı hoş görmek lâzımdır. Tecrübe göstermiştir ki, 3 - 5 kişinin teşebbüsile kurulan bâzı sendikalara bir hafta on gün içinde âdeta hücum edercesine bir kac yüz kişi yazılmıştır. Buna mebni, kurucular sayısını 5 - 7 olarak tespit etmek mu*
Cenubî Afrikada :
Altın mâdenlerinde çıkan (Af-
»ika madencileri) grevine yardım 4 vafık olacağı kanaatindeyiz, ettikleri bahanesile Johannes-burg’ta 45 komünist mahkemeye verildi. Grev esnasında polisin yaptığı sert muameleler ve evlerin araştırılması ahali arasında nefret uyandırmıştır.1
Grevcilerin Uçukça iddia ettiklerine göre Smuts hükümeti her gün biriz daha fazla bir polis hükümeti haline gelmektedir. Buna karşı ileri görüşlü münevver-Icr ve amele sınıfı, birleşerek, bir (Halk Müdafaa Kvmitesı) kurmuşlardır. Komilje. madenciler grevidne yapılan masraflarla, grev esnasında olisnı öldürdüğü işçilerin ailelerine ve yaralı lara yapılacak yardımı, karşıla mak üzere halktan vardım istemiştir.
İranda :
İran hii hû met i bir İş Kanunu hazırlamıştır. lş;îyi korumak i-çin alman yeni tedbirler, işçilerin İran siyasetinde tesirlerinin altlığını göstermektedir. Eskiden işçinin iş saatleri tahdit edilmemişi;. Yeni kanun 43 saatlik iş Kaltağını, iazla mesai için ödenecek ücrete % 35 zamınedilmc-si mecburiyet ni, 6 günlük hafta için 7 günlük ücıet ödenmesi, işçiye tat»l verilmesi mecburiyetini koymaktadır.
• •
Konferans
İşçi kulübü kültür kolu tarafından tertiplenen koııf ransla-rin birincisi Dr. Hulusi Dosdoğru tarafından verilecektir. Konferans İ -12 - 945 Fazar günü saat 14 te kulüp
loııuudadır. İşçi ar gelmeleri
i vb tamiri
İhtadır.
Ucuz el
I Beşiktaş Hasfırcı caddesi >k-
ar-
dr
maz çeşme sokak No. 1 Terzi Fethi ve Jirayr, Sendikalı kadaşlura sağlam ve ııcu^bir ücretle elbise dikim ve tamiri-
FİKİR
lanı tırmîblt
5.4A /İT ve TENKİT
DERGİSİ
n
et cü
A o
rkaduşh darını göı
Yedinci Sayısını Okuyunuz

---John Steinbeck ----
SardaSya Sokağı
l' Canery Row)
Büyük Amerikan edibinin bu *o:ı romanını Behice Boran'ın tercümesinden okuyunuz
l25 karuf
BATI YAYINI P. K. 18 Şişli -----
İşçi ücretlerine zam istiyoruz
Sendikaları1’ yalnız kendilerine âzâ olanlar adına hareket, edilebileceklerine ve kollektif mukavele akdedebile-ceklerine dair olan hüküm ta ınamile yanlış ve millî menfa atlere zararlıdır. Sendikalar emekçiler arasında muayyen bir zümre için imtiyazlı bir durum yaratmağa mahsuz teşekkiiler değildir. Bilâkis işçilerin İktisadî durumları en kötü menf atlerini korumak imkânlarından en mahrum geniş tabakalarının insafsızca soyulmalarına ve ezilmelerine son vermeği esas Ödev leri sayarlar. Halbuki tatilleri bahis mevzuu olan bu geniş işçi tabakalarının çoğunluğu, •
hatta en ileri sanayi inenle ketlerinle bile ancak. ıv.r. te reddCülerden salianhlar l .n sonra, bir sendikaya â.-.â clmağa karar verirler. Aza olmasalar bile, oniarn. haklarını da koru-
. mjk lâzımdır. Sendika bir me-talip ği z-düşü şube bir (
elde o işi nin t bilin
şank
muin
velc) değil
Siyasî partilerde faal bir rol o. .ıyanlarl, mensnb oldukla® sendika arasının ekseriyeti ta ; rafından seçilseler bile, ke »ar ! sendikalarında mesul bir vazite
[ hareketinin başına geçti-man, yalnız kendi azasım nmez. Mıjayyen bir sanayi >i işçile/i için, muayyen ılışma ve yaşama şartlan etmeği Aüşünür; şu halde etme veya sanayi şubesi* ekmil işçilerini temsil edeplidir Bir işletmede çakırın mühim bir i ısminA şu-ı olmayan (kollektif mukabil adı taşımağa iâyık dir.
kabulünden men etmek, çok
serbestliğini sınırlayan, Ana ya-gayretidi
Bum (
(Bas tarafı birincide) biliyoruz. Son zamanların, bu fakir memurları yoksulluktan kurtaramıyacağınu da kaniyiz. Bu zamlarla meydana gelecek olan alim kabiliyetini bir lokmada yutmak üzere, sermayenin fiyatlara daha geniş ölçülerde zamlar yapmağa hazırlandığı kimsenin gözünden kaç manyaktadır.
♦ ♦
*
Bilindiği gibi, Memurlar on beş barem derecesine ayrılıyor lar En çok kazanan memur’un I eline bugün 546 lira geçiyor, i Zamdan sonra bu mikdar 631 J (Ankarada 684) liraya çıkacak-| tır. En az kazanan memur ise i bugün aldığı 75 liraya mukabil I i08 (Ankarada 121) lira kaza-* ı nacaktır.
'ı Bu rakamlara beher çocuk (■ için bugün verilmekte olan be-ı şer lira ile yıl
verileceği bildirilen onar liralık çocuk zuulâri dahil değil* i dir. Gerek bu I
; inekle, gerek çocts tekrarlamakla tıî.n
1 m gözde büyüt nek|
t «uluslu
i
i
I

Çalışma Bakanlığı bugüne kadar başka istatistikler neşeet-miş olsaydı elbet onlardan da faydalanırdık.
“1942 İş İstatistikleri,, ayrı ayrı iki yoldan yürünerek elde edilen ortalama gündelikleri gösteriyor. Biri iş kazaları do-layısiyle, öbürü 1938 ve 1943 yıllarında yapılan anketlerle el-I d- edilen ortalamalar. İlkine | göre, 194’» ortalına gündeliği İ 165 kuruş, ikinci-.iııe göre ise ■ 214 Lıırııctt»^ Ris^»;-.J..ı.: -—
rakamları ver-eu’ic zamlarını ıemur maaşları -; istiyor de-_îı bir ailenin en mübrem ihtiyaçlarını karşı-Uyabilmesi için e naz o00 liraya ihtiyaç bulunduğu düşünülürse, yukarki yüz. liraların, iki yüz liraların da n‘kadar biça'c ol-olduklarj kolayca anlaşılır.
Bir de memurların türlü derecelere ayrılış nisbetlcrini görelim. Elimizdeki rakamlar 1939 yılı durumuna aittir. İstatistik Umum Müdürlüğü son yılların memur istatistiklerini neş et-

tanuna «oyan, . yüksek memur, işçi sendikalarının her halde burjuva parti-! lerinin idarecilerinden kendile--Hnyol gösttrrn
veçe'derini Wuni ederi ii kilâ jçi i.şç|partileri ı larRii du böyle şerefli namaatdu tu,;iırum etnıeâ şüntuüş o?8 lir. Mccl.liı dindar kan.ınUııa ihâk.m ta
sı kaldırmayı tercih edeceğini, bilmem inaııabilirmiyi/l
Değişmesi gereken diğer bir madde de Bölge Sendikalar Birlisterine girme kararlarının sendika umu: î toplantılarında üçte iki ekseriyetle veri inesi mecburiyeti;.i koyan 6 inci maddedir
Gerçi bunun amelî bir mahzuru yoktur. Zira bu çeşit kararları Sendikalar, ekseriya it-fakla verirler. Faköt neden demokratik mutlak ekseriyet bu meselenin de halline yetmesin? Yoksa bu yüksek derecedeki teşkilâtlanmaların, küçük ckai-

I
istatistiklerinden de bu mevzu- J da bir fikir edinmek mümkün- : dür. Bıı’istatisti’ lere ‘ öre yıı » va’lak hesap i00 - 150 lira s > lî rnıaşh memurlar, memur ye kûnun yüzde yanmır.ı. 70 -' J lira aslî maaşlılar yüzde iki buçuğunu, 40-60 lir h’clar % 10 unu, 25 -35 liralıklar J,'c.?6 sı ı, 20 liralı' lar %'6 ün", 15 lira aslî maaşlılar ise %27 sini mey-''—‘irmektedirler. Ucrerle-.......geçi ilmesi ve son yıllardaki terfi çıbıiKİu’dariyie, -—'--•■T ?-'r.--'br J-’-i nisbe.lcnr lartıuış, azığı !a!(i!?r azalmıştır, aşağı nerece olan ou beş li a asiî meaşta .i mamurla-
»r - - -- © * ’ - ••***
j 214 kuruştur. Elimizdeki rakam-I lar ilkinin hâkikata daha uygun olduğunu gösteriyo sa da, biz İkincisini, yani 214 kuruşu ele i alacağız Bundan 54 kuruş tıı-: tan vergiler çıkarılanca geriye 160 kuruş kalı-.
Burada memurlarinkinden tamam n farklı b r vaziyette karşılaşırız. Memurlar, resmi tatil günlerinde, hastalıklarında ve yıllık izinlerinde de tanı maaş Çaldıkları halde, îşç’lere-cümhu-riyet bayramı günü hariç- sadene çılıştı darı gürlerin y vmi-lyeleri verilir. Ücretli izinleri, gündelikleri Öde..en tatil ve bayramları yoktur “iş İstatistikleri,, m mleket vasat si ola rak 194> yılında 325 gün çalış-dığmı gösteriyor. O halde 160 kuruşu 325 giine çarp rak işçi-İnin 1945 deki yıl ı ( kazancını, bunu 12 ye bölerek de aylık kazancını hesaplayabilir-/ :
|:25 376 lira (yiilık. kazanç) 375
31 lira 30 kuruş (ayhk
kazauç)
Geçinme endekslerinin ı9 8 100 e nazaran umumî
olarak 347 ye, gıda masraflarında ise 459 a yükseldiği bir yıl
■ uiştir Bu. unla beraber '«38 '1?'“ TÛr,‘ 4fi*‘ İ5‘
.■ ....... . te ayda bu kadar para ile ge-
çirmiştir. 1944. 1945 ve 1946 İ yıllarında gündeliklerde artış-cöre yu ı ar olmamış değildir. Fakat, || memleket vasatisi itrbariyle, bu •lar gündelikleri (vergiler haı :) lıiç bir zaman 250 • ışun üstüne çı'ia munistir, ı ( G halde bugünkü ortalama ay-
I iı i kazancı :
I '/50x?35 : 2 - - 48 lira 12 kuruş ■lâra.'; lıes ıpllyabiliriz. Yıı-
I varlak hesap 50 lira. Bunu biz I de bol keseden °o!0, hayır 20,
■ haydi 30 ekleyelim: c :cr 65 li-
■ a. Halbuki, yukarda da görül-B düğü gibi, s lyıiarı bütün tne-B nçııriarin dörtte birini g-çme-| yen en aşağı barem dereees.n-• deai memurların ellerine bugün
■ Ankara’da 88, diğer yerlerde i 75 İra geçmektedir. Zamdan
sonra ise 121 ve 108 lira geçe-
- çektir ü'e.i.rar ediyoruz : bugü* bir ilenin 65 lira il , 75, 88, 121, j hattâ 188 lira ile geçinmesi de-inek, fertlerinin gibiden güne yıpranması, tükenmesi demektir.
Çalışma Bakanı, geçenlerde radyo ile yayınlanan konuşmasında şöyle diyordu ;
“işçimiz Türk işçisidir. Kaderi Türk milletinin kaderi i çindedir Giltikç gelişen bir dayanışma zihniyeti içinde geniş halk tabakalarının hayat sevi-yel rini yükseltmek ve teminatlarını artlırınaü amacımızdır.» Kulak ve dik, ücretlere dair te\ L» r r.i r.irye rastlamadık, a.'ı ;:n ( ;.‘a aı-ı.ıdaı*. “gcr.ıŞ alk f-ba aiarıı-.itı hayat s-vi_. e eı ir i yü s '.ime.,, amaçları ı oug’.ııe k d r ol 'uğu gi >i mi gerçek-[eşar?ce Aİcr.iiı sonn ık b. l-u ’’ ha. imiz değilir Aıırna, işçi ü retler»n«H hen rıı arttırılması yolııtda larek'te ğeçınesini Çalışma l>akan|igmdaıı istemek eloctle hakk mucir.
Yular.i 1 (yaslama Çaaşma Bakanlığınca ber halde gözden geç r.hilelidir.
rin, m?r'ur yekûnunun %' 0 sini geç aedigi- tahmin . ilebiliriz. Biz. %İ5 diyelim, yani dörtte bit. Btud rin i l na'-.ta oldukları ve m aş gibi
zam
iacak görüHüğ
il, ÇO!
da şiı
airesi
^zırlanıp ışma ği kurulduktan sonra Umum Müdürlüğünce yayınla nan “194, İş İstatistikleri^ ç karacağız. Telâşa düşülmesin. i943 den sonra ücretlerde artışlar olduğuı.u Su-.iay-’Ca. değiliz. Eu artışları du, hattâ fazlasiyle hesaba i.a-ucaği/. Resmî ra'.am'.ara itibar daha fazla olur diye bu t olu seçti . liyetler elde etille surelıle, önlenebileceğini düşünül i yor? I Iş çiler için buda bir fre. i uıe tedbiı idır.
Kanunda eksik olan hrsusla n da gelecek hafta anlatacağız. * SENDİKACI

İ
zaruauın-oı kanlı-istatistik ıia-nden
I
Sendika Gazetesi
Sayfa 3
3) Kasım 1946
Siyasî İcmal :
Yunanistanın İç Durumu [Nevyork’ta çıkan ETNİKOS KİRİKS=tbe National Herald gazetesinin 15 / 9 / 46 tarihli sayısında] The National Herald gazetesinin Yunanistan muhabirinin bildirdiğine göre ikinci dünya harbinden bitkin ve harap olarak çıkmış bulunan YunCnis* tanın sulbe şiddetle ihtiyacı olduğu muhakkaktır. Fakat bazı hadisat, tahrikat ve rnonarşik idare bu sulhu çoktan hak etmiş bulunan milleti mücadeleye devama mecbur etmektedir. Bir müddet önce Rodosta tahmil tabiiye amelesi adalı rumlar haksız muameleden dolayı İngiliz idare makamlarına itiraz etmişler ve İngilizler karşı adadaki esir kullanmak sureti muşlardır.
Halen Rodosta vasınd m kalına sayısız memur vardır. Hatta bir İtalyan hakim yunanlıları muhakeme edip cezalandırmak adir.
Yunaiıistandaki UNRA teşkilâtında çalışan Amerikalı sıtma mütehassısı Ride Yunanistan'daki İngiliz baskısının tahammül edilmez bir hale geldiğini ileri sürerek vazifesinden istifi etmiştir. Bu mütahassısın verdiği malûmata göre; Missuri eyaletinden ynnanistau halkına bir vapur dolusu inek hediye edil:: iş. Vapur Amerikadan pire limanına gelir gelmez rıhtımda bulunan bu işle vazifeli bir İngiliz zabiti derhal mala el koymuştur. Kaptan bu malların ancak Yunan iaşe bakanlığınca dağıtılabileceğini söyli-yerek bu bakanlığa müracaatta bulunmuş fakat bundan da bir netice çıkmamıştır
Bir büyük yunan idare adamı: (Bize ve hükümetimize ait bütün işleri hep ingilizler yapıyorlar. Bize görülecek iş kSımıyor) demiştir.
Yuııanistanda kralcı (moııfir şist) çeteler yangınları, katilleri ve yağmaları el altından yapmakta ve bütün bu anarşik tahrikleri EAM üzerine atmakladırlar. Yalfe adlı Amerikan nu-habıri Yunanistandaki geçen seçimler hakkında şu malûmatı verme İdedir:
Takviyeli jandarma ve polis müfrezeleri seçimlerin arifesinde köylere ve kasabalıra d. ğı-iarak tarama yapmışlar, demokrat \e solcu tanınan ne kadar vatandaş varsa toplayıp A.ıafiıı, Ayyaestratuis, Furus’... gibi adalara birer sudan bahane ile sürmüşlerdir Böylece köy jVe kasabalarda demokrat ve sol unsurlar bakımından başsız ve. rehbersiz kalan halk terrör altında krala zorla oy verdiril-ıueyc mecbur tutulmuşlardır. Bir bölgede 15,000 Kral aleyhtarı demokrat oydan mahrum > bırakılmıştır. Ayrıca Makedonya ve epirde dağlık bölgede yaşayan 120,0)0 Ellas da oydan mahrum bira' ılmıştlr. Hapiste, sürgünde ve dağdakiler dahil olmak üzere 2.6,0 0 Yunanlı oy haıice tutulmuşlardır. )iğcr taraftan bir E A M mensubunun verdiği malûmata göre Atina civarına dağlara çıkarılan asker sivil .-ılıkta şeh e gelerek sivil halk arasında onunla beraber oy k ulla.nmış ve ayrıca jandarma ve asker bir kere daha bu defada asker olarak kral için rey vermiştir. Yine aynı menbadan
buulara alrnanlari ile karşı koy-
Mosolini ital-vazife gören
Bez Fabrikasının Fikir Kutusu
Alnından öpülecek kadın işçi-Bunlara parti kavgası diyelim amma, ortadaki kudret helvasiyle dalama yoa ğurdu ne oluyor-Mısır ehramlarını kuranlar esir sürüleri değil müzik notaları imiş*
Önümde yürüyen işçiler:
Bayez.it ■ Çarşikapı yolunda yız. Bir erkekle bir kadın yan yana yürüyorlar. Erkek çıkışıyor:
— Bu işlerin mes’ulü sensin. Benim çotuğum çocuğum var. Sokaklara düşemetn.
Kadın soğuk kanlı cevap veriyor:
Arkadaş senin yaptığın dü pedüz işçi davasına...
İstifa edeceksen et.
Yanlarına sokuldu . Yardım etmek istedim. Kabul ettiler.
Bakırköy jbez fabrikasında işçi imişler. Bir se ıdika kur-muşlar. İkiside l.tırııculardan-mış. Usta basılar tazyike başlamışlar. Siz işten atılacaksınız diyorlarmtş. Işletn c müdürü de burası sümerbun tır, devlet sa yılı , siz. devletten uaha mı çv-işçilerin hakkı a koruyacaksınız? demiş. /
Fabrikanın müdürü Amerika-daki tedkik seyahatinden yeni dönmüş. Tulm-ış fabrikanın gi-
edinilen malûmata göre 60, 00 hükümet memuru >la çift oy kullanmıştır. Ayrıca tanınmış liberal Kolias, Areopolis te rnonar-şistler tarafından seçim arifesinde Öldürülmüş; Georgousis ve Karpetas da Samia yakınında yaralanmıştır.
İntihaptan önce mor arşist tc-rürcü Katsareas 10) avenesi ile beraber Sparta bölgesini haraca kesmiş ve o Sparta yakınındaki Vtonlama kasabasındaki 5 de okrUı boğazlatarak bu mıntıkayı emrine inkiyat ettirmiş ve bu sayede 5.-0 demokrata karşı ! rala 32,700 oy kazandirabilmiştir. Volas da Bisdas adlı bir monarsist halkı meydana toplayık içi r inden öl seçimin kontrolünü isteyen demokratı ftVlrerak h-nrîeŞ* sürükleyip öldürmüştür. Aynı Bisdas PrOtnı ve lic^vulv ritıdende Jl yunanlı,, i aynı se* hepten öldürmüştür, bu zer,a liberal partiden TachydromaS tarafından afişe edilmeğe başlandı. Fakat mennekerff» ileri gelenleri Ktscias r . sel
brasetme^nesini aksi tak( '.emlisinin h fpsedileceğiı i eHclranıoskı söllediter
Seçime hii(S Barıştıran v rpıRe hall.ı yıldırıp zorla r rini ellcrindeOLlan azılı norş istlerdeu b ide Sour
ete mul elis’i
doğru haber ulaştırmaması İçin evvel emirde öldüren bu kralcı büyücek bir kasaba olan Saris-saya girmiş Rex otele karargahım kurup herkesin gözü önünde istediği vibi t rröre devam etmiş mahalii idare ve ve ingilizler tarafından bütün tahrikatına göz yumulmuştur.
Anglo - Ameri'.an seçin, sonu raporuna gö e 2,000,000 ı bulan 21 inde ve 21 ııi dolduran erkekten ancak 1,700,000 i kanunen seçime işti ali edebilmiş geri kalan % 18,4 ü ise hapiste veya sürgünde olduklarından rey hakkın lan mahrum edilmişlerdir. i
riş kapısına bir “fikir kutusu,, takmış, işçi arkadaşlar, dilek ve şikayetlerinizi bu kutuya atıaiz, müessesemizin bütün işçileri sendika kurabilir ve kurulmuş sendikaya girebilir diye de imzalı bir tamim asmış.
—Peki sizin kavganız nedir? dedim.
Kadın işçi gürültüye papuç bırakmıyor Bütün tazyiklere göğüs germeğe hazır. Erkek işçi korkuyor; beni sendika kurdun diye işden atacaklar, ne-yaparım ben diyor.
Baş müdür fikir kutusu açar, sendikacıları feŞvik eder. İşletme müdürü gözünüzü açın, ben böyle şey istemem der. Kuruculardan erkek işçi korkar, kadın arkadaşına göz yaşı döker. Kadın işçinin sesi hâlâ kulaklarımda çınlıyor:
I • Arkadaş Seni ııe işletme Müdürünün aferini, netle usta Başının memnuniyeti kurtaralı/. Seni ancak sendikan kur-irabilir.
Bu kadın alnından öpülecek tadındı. Erkeğe gelince...
İş veren de ne demek?
Sultanmahmet - Sirkeci yolluda iki matbaa işçisi,konu-
İtiyorlar:
— İş, hareketi getiri iş tuvveti olduğuna göre ür-
etin sahibine “işçi,, demek loğrudur. Fakat “iş vcrjn„ pat ondan geliyors?., vermekle ne (lâkasi olabilir? Burun aanaına-aıı. alını terlemeden lıa babam Idığı halde vericilik neresinde?
İ.-çiııin haricinde br “iş„ mev-eut olamayacağına kimin
nesini kime veriyor?
Daha genççe olan arkadaşı :
I



d
a
“kâr alan,, veya “kârcı„ deme
İ.Û işçi birb-rlerûı; jauşUlu-yrırak gülüştüler.
Helva ve yoğurda aaır:
U kapanı köprüsünün altında
o&iiiKcıictr KuiıUdUjorınr»
— Ulan şu Celal Bayar ya-mâı^aaanî^LaiSçnarit^ışıraıgı helvayı beğenmemiş. Amma keti dişinin pişir ccği helvanın adı ııi da söylememiş.
İbret aynası
Yort taka, yan ciddi.
Kim kazanıyor
Akşam gazetesi, 7 eylül kararlarının imalâtçı Patronların işine yaradığını yazıyor. Bu gazeteye göre hesap açıktır :50 kuruşa mal edilen bir parça yüzde 20 kâr haddi ile 60 kuruşa satılıyordu. Maliyet bir misli yükselirse aynı kâr haddi ile, aynı parça 120 kuruşa satılır. Patron 10 kuruş yerine 20 kuruş kazanır.
Gazete bu mütaleasında tamamen haklıdır. Bizim gözümüze çarpan nokta, 7 eylül kararlarının en hararetli müdafilerin-den olan ve halka (Hele sabırlı olun) diyen gazetenin şimdi de hakikate yanaşmak için yollar aramakla oluşudur. Bu gazele daima Halk Partisinin ve hükümetinin fikirlerini aksettirdiğine göre, buna bakarak, evliyâyı u-mûr efendilerimizin de insafa gelmekle olduklarına hükmedebilir miyiz!.. Üınmid cihandan da büyük .
Rum kanı, Tlirk kanı
1 latip, edip, sefir, vekil ve ıneb’us Hamdullah Suphi Türk -Yunan dostluğundan bahsederek Yunan gazetecilerinin hakkımız-daki son yazılarına dokunuyor. Bu gazetecilerden biri, (Rum kanı karışmamış Türk yoktur) gibi bir lâf etmiş. Biz milliyetin damarlardaki kanla alâkası noktasını pek bilemeyiz. Bu belki de bir ilim işidir. -Asıl gücümüze giden sayın ın ;busun bu iddiayı haklı bulmasıdır.
Acaba üstad ak. saçlarını değir ııicudc mi ağ-arltı?
Asıl istek nedir ?
Cutnbaparcılar, Parti semt o' cakları kongrelerinde ileri sürülen dilek ve istekleri incelemek için toplanıp görüşmüşler. 23 senedir idareyi elinde tutan Cuın-hapar, bu isteklerin neler olduğunun hâlâ farkında değil mi acaba ?
Bu isteklerin en kısa ifâdesi, Cumhapar’ın izzetü ikbâl ile Kâbı hükümetten çekilmesinden ibarettir. Bunu yaptığı zaman memlekete ve millete en büyük hizmetini yapmış olacaktır.
Ali ALTAN
Karadenizli balıkçı:
_J—Helvadan sonra yoğurt ekşi boza olur. Ha punlar parti mücadelesi değilde pılı pırtı mücadelesi. Ha bunlara parti-ı cilik diyelim amma ortadaki helvayla yoğurt ne oli.
Meğer ne cahilmişiz:
Fenerde İlyasın kahvesi.
Meğer ne cahilmişiz, diyorlar. Bizim bildiğimiz Mısır ehramları kırbaç altında can veren binlerce esirin ölüsü üzerine kurulmuştur. Meğer yalanmış. Kocaman taşlar, esirlerin nasır-| lı omuzlarındaki kırbaç yaralanma üzerinde değil müzik notlarının f suııile havalanıp yer İcriue oturtulmuş.
— Bunu da neredcnçıkar diniz? diye sonlum,
—Çalışma dergisinin .onıuıcn sayısından. Sanayide randıman arttırmak için işçinin gündeli ğini, hayat seviyesini, kursa ğına giren lokmayı değilde, fab r i kal ara müzik sokmalı imiş Amerikada tecrübesi yapılmış, cazla çalışan işçilerden dah. fazla randıman altnıyornıuş..
işçilerden biri ilâve etti :
—Şimdi anlaşılıyor Amerika daki grevlerin iç yüzü.
Fakat bizimkiler davul zur namı sokarlar, radyo câzmı B sele burada.
Gülmede patla.
Aksarayda duvarcılar kahve sinde.
Üç işçi katıla katıla gülüyor lar Gülüşleri bütün kahveyi sirayet rtti. Etraftan soruyorlar ne gülüyorsunuz? Gülenlerde»
■ birisi bakın diyor. Bir ustanı:: çırağına nasihati:
—Oğlum! büyüklerinin önün ini dik tutma, bir dedi i yapına, âmirlerine kulluk et, işverenin gözüne girme ve bak. üç kazan, iki ye, bir I sakla.
sahifeyi çevirirken bütün kahve yeniden ka 11lîu kât ıtâ g Biti VOr.
— Yumurtacı Halil Ağanın Halil bey oluşu, yumurta toplayıp satarak on beş senede han I fabrB
ıkırfi
| ğini i:
teniz
le-
değı ıdret
Evvelk
-Ya
Kar helvası ol


az mev-
makbul ^olsa olsa
|Üeğil, uıı des Bayarin helva asıdır.
cs :
urt hiltâ aymağı t kâse yoğıirtmuşta ve sanki kâsenin içindeymişler gibi kaymağın altı da hâlis silivri imiş. Helvadan sonra yoğurt yemeği Demokratlar icat etti amma kendileri de beğenmedi.
r.
ham&n, ap -ı hibi oluvermiş?] kap netice şu:
İşçi arkadaşla hatlarını uıııutmay
staniı
ıasi-
Halil
Köylü kardeşler si
ağa gibi yapm. TuJt
Kahvede soruyorlar bıı ııe ga-' zetesi imiş b3ylc?
İş Bakanlığının himayesinde Türk İşçisi.
Hoşça kaim Ali usta ve Halil beyler.
I
H. Malkoç
Sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden Mitat
Kemal Akkanat
Çarşı kapı kürkçüler pazarı sokak No: 14 I-K Basımevi
İstanbul sendikalarının adresleri
Sendikalar birliği :
Beşiktaş hasfırını caddesi has-fırın mahallinde No. 44 - 46
Tütün işçileri sendikası ve İnşaat işçileri sendikası:
Beşiktaşta sendikalar birliği binasında.
Maden sanayii işçileri sendikası: Kalafat yeri, kürkçü kapı No. 167
Şoförler sendikası:
Fındıklı, dere içi sokakta.
Basın yayın, ko| ve kafa işçileri sendikası:
Vilâyet' karşısı, İzzettin han
II nci kat, No. 10
Ayakkabı işçileri sendikası:
Çcmberlitaş, Çukur hau No. 6 işçi külubü :
Merkez: Beşiktaş sendikalar birliği binasında.
Sendika işlerin* ait müracaatlar Beşiktaşda birlik dairesine yapılacaktır.
Şayia î 4
Sendika Gazetesi
30 Kasını 19 16
İzmir Basın ve Yayın kafa ve kol İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
Geçen sayıdan devam)
A — Sendika, kendi teşkilâtına mensup olsun veya olmasın, lztnirde çıkan gazetelerde çalışan muharrirleri, mütercimleri, Eoto muhabirlerini, Radyo muhabirlerini, Musahhihleri, Ressamları, karikatürcüleri, İ Jare memurlarım ve matbaa işlerinde çalışan bütün mürettiphane işçileriyle, teknisyenlerini, operatörlerini, makinistleri, çinkoğrafları. işverenlerle hükümet vesair teşekküller önünde temsil eder. Her sahada onların hak ve çıkarlarını korur ve bu hak ve menfaatlere aykırı muamelelere karşı teşebbüslerde bulunur.
B — İş kanunu veya çıkacak diğer işgücünü koruma ve İçtimai sigorta kanunlarının hükümlerine riayet edilip edilmediğini, daimi surette araştırmak onlara aykırı halleri ve muameleleri ortadan kaldırmak için kanun yollarından harekete geçmek ve işçileri harekete geçirmek icap eden yerlere baş vurmak veya onlar adına dava açmak.
C — Matbaa işlerinde bedeni ve fikri serpilmeleri sağlamak, mesleki yer vermek vesair kültürel hareketleri organize etmek kafa ve kol emekçileri kulübü açmak ve onun idaresini başarmak.
D — Basın ve Yayın kafa ve kol işçileri arasında dayanışma duygularını geliştirmek ve fiili hareketler halinde yükseltmek için Sendika mensuplarına amil olan bir yardım sandığı yapmak,- teker teker sefalete düşen sandık mensuplarını aynî veya nakdî yar-dımlerda bulunmak, Basın ve Yayın kafa ve kol işçilerinin menfaatlerini daimi olarak korumak için sandık mevcudunun muayyen bir kısmını saklar.
3 Sendika kurucuları şunlardır :
Naci Danış muharrir, Hayrullar Gülal kâtip, Arif Maviçiçek mürettip, Kemal Yayüz makinist.
4 — Basın ve Yayın işlerinde çalışan kafa kol tekmil işçiler dinleri, milliyetleri ve siyasi görüşleri ne olursa olsun Sendikaya üye olabiliıler olmağa teşvik edilirler.
Sendikaya üye olabilmek için bu nizamname hükümlerine riayeti taa! hüt kâfidir. Sendika lztnirde bulunan bilumum Basın ve Yayın işlerinde çalışan isçiler kafa ve kol işçilerini içine almak gayesini güder ve bu yolda sistemli bir teşvik faaliyeti halinde bu-Itiiur.
(Devami gelecek Sayıda)
S — Gelir kaynakları ve kıymetleri :
Sendikanın gelir kaynaklan : Azanın ilk girişte bir defaya mahsus olmak üzere verecekleri bir liralık kaydiye ücretleri ve her ay verecekleri en az elli kuruş aidat ücretleri, şahsi isteklerle yapılacak bağışlar, hediyeler, hibeler, Sendika lehine menkul ve gayrimenkul temellükleri, Sendika yararına verilecek müsamere ve temsiller hasılatı ve buna benzer gelirler, diğer Sendika ve cemiyetlerin faaliyetten çekilme veya birleşme gibi sebeplerden devir edecekleri nakit, eşya ve bilumum kıymetlerden ibarettir.
9 — Geçici madde :
İlk kongre toplanıncaya kadar (A. I. I. S.) kurucular tarafından ana nizamnameye uygun şekilde idare olunur. Kurucular heyeti Sendikanın resmen teşekkülünden en çok üç ay sonra umumi kongreyi toplantıya çağırmağa mecburdur.
10 — Kurucu azalar:
Enver Arkar inşaat marangozu, İbrahim Gözek inşaat maran gozıı, Siyami Altunçul inşaat puvantörü, Bahri Adalı sıvacı ustası, Salih Çilesal dülger, Nizaınettin Serin dülger.
İzmir Müessese, ticarethane ve esnafları mustahde» min sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
1) İzmir Müessese ticarethane ve esnafları müstahdemin Sendikası adı altında gayri siyasi bir cemiyet kurulmuştur.
2 — Sendikanın adı bu nizamnamede kısaltılmış olarak (i. M. T. E. M. S ) remzi ile gösterilmiştir. Sendikanın merkezi Eder Bidayet han No. 53/5 tedir. Şubesi yoktur.
3 — Maksat ve gayeleri :
İzmir mensucat sanayii işçileri sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
^Geçeri sayıcinn devaınj
12 — Vezne ve hesap kâtibi aza aidatını makbuz vererek toplar ve yine makbuz mukabilinde teberruatı vesaire Sendika gelirlerini teslim alır ve bunların hesabım idare heyeti karariyle veya mesul kâtibin tensibiyle zaruri masraflar yapıldıktan sonra kasa mevcudunun 25 liradan fazlası her akşam mesul kâtip ve veznedarın müşterek hesaplarına bir bankaya yatırılır.
13 - Teşkilât ve kültür işleri kâtibi Sendikanın kayıtlarını tutar mesleki kurslar, müsanereler, spor ve idman, musiki, koro gibi güzel sanat alimlerinin İlmî konferansları ve ilâ teşkilâtlandırır. Faaliyetler genişlediği takd.rdc teşkilât ve kültür işleri birbirinden ayrı iki büro halinde idare ed.lir.
14 — Azaların umumi heye ti her altı ayda bir alelâde toplantı yapar. Bu toplantılarda günün en mühim işçi meselelerine dair raporlar dinlenir. Münakaşa ed.ldiktcn sonra hareket tarzları kararlaştırılır. Sene sonu toplantısında id^re meclisi azalan seçilir. Umumî toplantı ayrıca beş kişilik bir komisyon da seçer. İki toplantı arasındaki devrede Sendika işleri bu toplantılarda kabul edilen direktiflerle idare heyeti tarafından idare ed.hr.
Sor. a gelecek sayıda
a) Müstahdemin topluluğunu müessese, ticarethane, dükkânlar ve diğer idareci amirler, hükümet makamları önünde tcns l etmek her sahada onların hak ve menfaaHarına uymayan durumlara ve muamelelere karşı teşebbüslerde bulunmak, müstahdemlerin hal ve istikbalde iktisadi ve sosyal menfaatinrmı müştereken müdafaa ve icabında mücadeleye geçmek.
(b İş kanununun ve çıkacak iş gücünü koruma ve içtimai si go’ta kanunlarının hükümlerine riayet edilip edilmediğini d timi surette araştırmak onlara aykırı halleri ve muameleleri ortadan kaldırmak için kanuni yollardan müstahdemleri harekete g( çir-mek gereken yerlere baş vurmak veya onlar adına dava açmak.
Devamı gelecek sayıda
İstanbul Basın ve Yayın kafa ve kol İşçileri Sendikası
I
/
i
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen sayıdan devam) mrnfaatlarının koranması için varidatın bir kısmını sağlam bir ih tiyat akçesi halinde saklamak, işçileri ilgilendiren her çeşit iş şartlın, sağlık ve gündelik meseleleri fasılasız göz önünde bulundurmak ve onların müşterek adlarına teşebbüslere girişmek, icabında protesto mitingleri yaptırmak, kültür sahasında işçilerin seviyesini yükseltmek için imkân dahilinde olan her çareye baş vurmak^nü-him kararlar almak zarureti hasıl olunca üyeleri olağanüstü umu ini toplantılara çağırmak ve ilah... dır.
8 — İdare heyetine seçilen üyeler umumi içtima sonunda ilk
toplantılarını yaparlar, kendi aralarından birini Sendika mesul kâtipliğine, bir diğerini mühasip ve veznedarlığa ve bir üçüncüsiinü de teşkilât ve kültür işleri kâtipliğine seçerler. Her günlük işleri bu üç aza ve ihtiyaç olursa muavinleri idare eder ve teşkilâtlandırır. • •
9 — İdare heyet' haftada bir defa mesul kât
da toplanır, mesul kâtipler onun huzurunda yaptıkla bini verirler ve yapılacak işler hakkında idare hey kararları icabında diğer üyülerin yardımi fıııdan gerçekleştirilir.
(ANA NİZAMNAMESİ)
geçen sayıdan Devam
E) Teker teker muhtaç bir duruma düşen Sendika az eşya, gıda ve para yardımlarında bulunmak, geniş ölçüde ğin umumi haline ma
kırın ı işsizli sağlam bir ihtiyat akçesi vücuda getirmek ğı yaratmak, işçiler atasında t -sanül ve taavvüıı dur ularını geliştirmekve fiilî hareketler haline yükseltmek.
3 Sendikaya Girmek ve Çıkmak :
Tütün işletmelerinde çalışan tekmil işçiler dinleri, milliyetleri ve siyası görüşleri ne olursa olsun Sendikaya aza olabilirler. Ve olmaları arzu edilir. Aza kaydolunabilmek için bu nizamname hükümlerine riayeti taahhüt etmek kâfidir. Sendika,
'derinde çalışan bütün işçileri içine almak gayesini güder, yolda sistemli bir teşvik faaliyeti yürütür. ,
A
Devamı gel
le mesul
sayıda
şkanlığın-şlerin hesa-in vereceği ipler tara-
E — Kurucular :
Yusuf Etik tütün işç tütün işçisi, Mustafa
gİl W î
tütün işçisi, Reşat Çilli t
5 Sendikadan çık lar, işverenlerle işçiler

Tütün işletme-
Ve bu
Ankara İnşaat İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen sayıdan devam)
i) Kontrol komisyonu azası kendi azalarından birini başkan seçer ve her ay muntazaman toplanarak Sendikanın bütün muamelelerini ve hesaplarını inceler. Ana nizamnameye aykırı hareket ettikleri görülen aza hakkında disiplin cezaları verilir, veya o 'azanın çıkarılması için idare meclisine teklifte bulunulur. Kontrol komisyonunun vereceği kararlara ancak kongrelerde itiraz olunabilir. Kongrenin kararları katidir.
7 — Merkez icra heyetinin karaıiyle Sendika mesul kâtibi u mumi kongreyi olağanüstü toplantıya çağırabilir.
Haşan
ıldağ tütün işçisi, Abdullah
n işçisi,
ma: Yalnız, ahlâk.
.. fes
kında menfi propaganda yapanlar, sabote edenler, Sendika azası olamazlar. Ve bu gibiler her hangi bir suretle Sendikanın içine sokulabilmişlersc gerçek hüvüyetleri meydana çıkar çıkmaz heyeti idare karariyle Sendikadan çıkarılırlar.
* 1
işçisi, Muammer Ber-" rabacak
kan tütün işçisi.
l sükût etmiş olan-t çıkaranlar ve Sendika hak-işçilerin metalip hareketlerini
6 — Sendikanın çalışmaları yedi kişilik bir idere heyetiyle yürütülür. Bu heyeti bir sene için üyelerin umumi içtimaında çoğunlukla seçilir. En az Sendikada bir senedir kayıtlı bulunan, içtimai işlerde kabiliyet göstermiş her üye idare heyetine seçilebilir.
7 — Muvakkat hüküm :
Seudika kurucularından en az üç kişi ilk altı aylık kuruluş devresinde idare heyeti vazifesini görür. Bu muvakkat idare heyeti altı ay sonra bu toplantıda ana nizamnamenin olduğu gibi veya değiştirilerek çoğunluğun oyu ile kabul edilir ve nizamî ida-ıe heyeti seçilir.
Detantı gelecek sayıda
Eskişehir serbest sanayi işçileri Sendikası
ANA NİZAMNAMESİ)
(G’rcezı sayıdan devam)
I ) İşçilerin içtimai ve kültürel sahada inkişaflarını sağlamak için (Beden terbiyesi sanat ve ihtisas kurslar), okuma odaları açmak, konferanslar tertip etmek icabında işsiz kalan sendika asalarına iş temin etmek çarelerini aramak.
c) Sendika azasınm sıhhi du-rıımlariyle alâkadar olmak ve bunun temini için parasız muayene ve tedavi çarelerini temin etmek, kaza, hastalık, işsizlik ve ölüm halinde sefalete düşen arkadaşlara idare heyeti karariyle maddi yardımlarda bulunmak. (Yapılacak yardımların şekilleri ve miktarları hazırlanacak olan iç nizamnameye göredir).
d) Haksızlığa maruz kalan işçi arkadaşlarımızın haklarını kanuni yollardan müdafaa etmek icap ederse dava açmak.
e) Sanayiimizin gelişmesine engel olan kanun ve nizamların kaldırılması için ilgili makamlar nezdinde teşebbüse girişmek.
f) Günün geçim şartları göz önünde tutularak en az günlük amele ücretinin tayinini ve bu usulün vilâyetimiz sınırları içinde kabulü için icap eden makamlar nezdinde teşebbüse girişmek.
(Devam. gei..c.k sayıda)

Kaynak: TÜSTAV - Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı Arşivi

Ekonomik, Sosyal ve Siyasal Alanda Kol ve Kafa İşçisinin
Sene : 1 Sayı 13
ŞİMDİLİK CUMARTESİ GÜNLERİ ÇIKAR
Fiyatı

»
M f ■»'
Hayat Pahalılığı
Bir bakımdan, Sendikaların esas iş olarak idare etmekle mükellef oldukları ekonomik metalip mücadeleleri çok enerji sarfını icap ettiren çarpışmalara meydan vermekle beraber en elverişli şartlar altında c-mekç ilere sağlıyacbilr çekler i faydalar gayet mahduttur. Bu niçin köyledir? Ve böyle olduğuna göre, bu uğurdaki gayretlere ve fedekârlıklara niçin katlanmalı?
Bu iki suali cevaplandırmanın, bağımsız sendikalardan beklenen hizmetlerin İçtimaî savaşlardaki rolünü tayin etini-ye ve böylece sendika hareketine yeni katılan mücahitlerin görüşlerini berraklaştırmiya ve ufuklarını genişletmiye yarıya cağını umuyoruz. Ekonomik mücadelenin bütün şekilleri ve talî meseleleri iki ana davaya dayanır : Ücret Ve İş günü... Patron her vesile ile - bilhassa sıkıştığı zamanlar - ücretleri indirmek, iş gününü uzatmak is ter. Hiç bir zaman iki yakasını bir araya getiremeyen işçi insana yaşıyabilmek için, yaşama şartları fenalaştıkça ücretlerin arttırılmasına vC iş saatlerinin kısaltılmasını temin çarelerine başvurur.
Halbuki ücretleri bir hadden fazla indirmek veya yükseltmek ve iş gününü Bir hadden fazla uzatmak veya kısaltmak ne patronunu, ne de işçinin ikti darı dahilindedir.
Evvelâ İş ücretlerini ele alalım : Kari Mars’ın ince araştır malan meydana çıkarmıştır ki, iş ücreti iş kiymetiııiııin bir ifadesidir ve bir kapitalist cemiyette, diğer emtea gibi bir mata mahiyetini almış olan ] kıyn eti onu devam eU irme ve tekrar husule getirmek içil lâzım olan maddelerin kıymetine -yâni yaşamak içir müh rem ihtiyaç maddelerinin kıymetine- müsavidir. Bu kıymet ler ise onları vücuda getirmek için sarfolunaıı iş kuvveti mi tarile ölçülür. İş kuvvetinin fiyatı nispetinde geçim maddele riniıı fiyatı da artacağından, patronun kâr nispetlerini azaltmadıkça ücretleri zarurî olan vasatı haddirı üstüne çıkarma ğa imkân olamaz. Patronu bu fedekârlığa, emekçiler sınıfının da içinde kuvvetle temsil edildiği bir demokrat hüküm; t mecbur edebilir. Yani eninde sonunda iş bir siyasî dava ha li li alır. Ekonomik mücadele bir siyasî mücadeleye çevrilir.
Fakat messle bununla da ka-

panıuış olma/. İktisat kanunlarının yasak dinlemez zaruretleri gene, yeni ücret tarifelerde tedarik edilebilen erzak ve giyim eşyası, mikdarlarınl, geçim için elzem olaıı hadlere irca c-deceğindrn, emekçilerin yaşama standardı ehemmiyetsiz dalgalanmalar sonunda olduğu yerde sayar durur.
Hayatın ucuzladığı veya hayatı ucuzlatmak vesiieleriie patronlar tarafından yapmağa teşebbüs edilen, ve bazan da mürteci hükümetlerin yardımıyla gerçekleştirilen ücret indirmeleri için de hal aynıdır. Ev velâ şunu kaydedelim ki enflasyon ve vurgunculuk neticesi olan fahiş fiyatlar, bizi burada ilgilendiren, geniş emegçi kütlelerinin sâdece derin sefalete düşmelerini nnıcib olup, ücretleri üzerinde pahalılıkla mütenasip bir yükseliş husule getirmezler. Bundan dolayı millî parayı kıymetlendirme gayretleri vesair pah. lı lığa karşı alınan tedbirler, takîb edilen maksada ulaştirsalar bile, bıı suretle ancak emekçi halka karşı işlenmiş büyük bir haksızlık ortadan kaldırılmış olur. Ayrıca ücretlerden indirmeler yapmağa kalkışmak millî iş kuvvetinin kalkınması ve gelişmesini baltalamaktan başka bir şeye yaramaz.
Normal Sayılabilecek zaman
lara gelince, geçimi ucuzlatmak için her şeyden evvel iş kuvvetini idaıne eden ve yeniden husule getiren ihtiyaç mad
delerinin fiyatlarını ucuzlatmakla işe başlamak ye ilk fedakarlığı kâr faslından yapmaca sermayedarları mecbur etle gerektir Ezici ekser iye li.
hiç bir zaman aldığı ücretlerle en iptidaî ihtiyaçlarını karşılat yamiyan işçilerin ücretlerini in' dirıneği düşünmek bile abestir.
Bununla beraber emekçi tabakaları yaşama standardı ta-ıamnıül edilir bir derecede o-memleketlerde veya bölge
lerde, işçilerin mukavemette zaaf göstermesi neticesi, ser mayedarlar ücretleri indirebil-seler bile, bu ancak dar bir hudut dahilinde yapılabilir, geçim maddelerinin kıymetinden daha aşağı ücretle işçi çalışmakta bizzat patron için büyük bir faide yoktur. İş kuvvetini yeniden husule getirecek gıdayı alamıyaıı işçi gittikçe vücuttcn düşer ve daha az ve-
Devamt 2 inci sayfada
Sendikacı
Son tartışmalardan çıkan netice, C. H: P. ve Demokratların “helvayı sen pişirme, ben pişereyim,, kavgasına devam ettikleridir
-----------.«-----------
T. S. P. Samsun şubesi, T. S, Emekçi ve Köylü partisine ilti> hak etti
Türkiye Sosyalist Partisi Samsun şubesinden neşri is teğile gönderilen bir karar suretinde yazılı olduğuna göre, bu Partınin! Samsun vilâyeti İcra Komitesi, T. S. P. nin Samsun şubesini feshetmiş ve Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisine iltihak etmiştir. Kararın mucip sebepleri atasında, (karşılıklı ithamlara son vermeği bir vazife bildiğimizden, işçi sınıfı muvacehesinde • bir numune! imtisal olmak üzere -mevcudiyetimizin temeli olan davamıza hizmet etmiş olabilmek için) bu kararın verildiği zikredilmekte ve Türkiye işçileri birleşmeğe davet olunmaktadır.
Yeni kurulan Sendikalar
İzmir Tütün işçileri Sendika-s‘t İzmir tütün işçilerinden Yit-
Bergit, Mustafa Kızıldağ, Abdullah Kara,'Reşat Çallı, Emine Öktcmkan tarafından kurulmuştur. Keza muharrir Naci Danış, Kâtip Hayrullah Gülâl, Murettip Arif Maviçiçek, makinist Kemal Yayös tarafından (İzmir Basın ve Yayın Kafa ve Kol İşçileri Sendikası) adıyla bir sendika daha resmen kurulmuştur. Bu sendikaları kuran gayretli işçi arkadaşları tebrik eder, her iki sendikaya başarılar dileriz.___
İşçi teşekkülirri için bir kanun hazırlanıyor Ankara’dan bildirildiğine göre: Çalışma bakanlığı îşçi t lâtlarına dair bir kanun tasarısı hazırlamıştır. Bu tasarıya göre işçi Slfatiyle fiilen çalış-mtyan kimseler bu nevi teşekküllere giremiyecekler ve işçi meslek teşekkülleri Çalışına Bakanlığının müsaadesini almadan yurt içinde ve yurt dışındaki diğer işçi teşekküllerde münasebet tesis edemiyecek lerdir.
Tasarı kanunlaşırsa mevcut teşekküller tüzüklerini buna göre tadile mecbur tutulacaklardır.
Görünen köy kılavuz iste • mez. 7 Eylül kararlarının neticeleri meydandadır. Bu bahisteki tartışmalar ise sürüp gidiyor. Başbakanın Cumhuriyet bayramını, Cumhur başkanı tun Meclisi açış nutuklarında, Demokrat Partinin bu son nutka cevap teşkil eden beyannâmesinde 7 eylül kararlarına yer ler ayrılmıştır. C. H. P. ci ve Demokrat Parti’ci gazeteler za-
I
Japonyada yeni bir grev şekli tatbik ediliyor
Japonya î$çi teşekkülleri, şimdiye kadar yapıla gelen eski grevlerden pek önemli bir netice alınamadığım ve grev sonunda işçilerin yine zarara girdiklerini tesbit ederek yeni bir grev şekli ileri sürmüşlerdir. Klâsik grev işçi tarafından işin kitle halinde dilekleri yerine getirilicneye kadar terki şeklinde idi. Burada çalıştlmıyan günler için yövmiye bakımından işçi yine ınütessir olmaktadır. Halbuki bu yeni grev
.... 4
ten haftalardanberi kararların lehinde, aleyhinde konuşmakta, bu mevzuda tartışmakta, çatışmaktadırlar. Bilindiği gibi tartışmalar, sonunda meclise intikal etmiştir. D. P. tarafından sorulan suallere C. H. P. Hükümeti cevap vermiş, D. P. bu cevabı vevaplandirmış, Başbakanın “gensoru,, teklifi üzerine, meselenin uzun uzadıya ıuüna-
(Sonu 2 inci sayfada)
şeklinde işçiler greve karar verdikleri anda fabrika veya mües* seseden patronu ve onun idareci elemmanlarmı kapı dışarı etmekte ve grev boyunca fabrikada kendi hesaplarına çalışarak elde ettikleri mahsulleri kendileri pazara tevcih ederek satıp yalınız maliyet tutarını patrona a-yırmakta ve geri kalan kârı aralarında müsavi surette paylaşmaktadır. Grev sonunda işçinin (Devamı Sayfa 2 de)

I
Sendika Gazetesi
23 Kasıın 1946
Sayfa 2
Hayat pajralılfğı meselesi
“t’*4*
f
Tartışmalar'
Partinin MHekraw---- r ,
devam

“ -*kan netice, C. H. P. ve Demokrat ejfı pişirme, ben pişireyim» kavga* ettikleridir.
( Baş tarı mo zar
s T7 —.
: p sayfada) aftarın arzu ede-.._.__ına bırakılmıştır, r durmadan aleyhle-Itiğine göre, C. H. P.
bilmesi içiıı, bu gibi ehemmiyetli ekonomik meselelerin münakaşası mükemmel bir fırsattır.
Bu beyannameden sonra C. H. P. ci ve D. P. ci gazeteler arasındaki çatışmalar devam etti. Yanlış bir tezi müdafaa etmek zorunda kalan C. H P. çiler, iktisat doktorlarını, doçentlerini, uzmanlarını yardıma çağırdılar. ilme propaganda karıştırmak doğru oim-dlğını, muhalefetin propoganda yaptığını ileri süren bu doktor, doçent ve uzmanlar, propoganda-ııin en kötüsüne başvurmaktan kaçınmayarak, ilme ve hakikat-lara diledikleri biçimleri verdiler. Fiyatlardaki son yükselişlerin kış mevsiminden ileri geldiğini söylediler. İhraç mallarımızın fiyatlarının yabancı paralarla takarrür ettiğini ve dışarıya ucuza mal satmanın yabancıların işine yarıyacağlnı, hiç değilse Türkiyeyc döviz kaybettireceğini unutarak, ihracatçılara mallarını ucuza satmalarını tavsiye ettiler Yabancı memleketlerde kuvvetli işçi sendikalarının ücretleri, yiyecek darlığı doiayısiyle müstahsilin fiyatları dikte ettiklerinden balı sederek. memleketimizde bu gibi şartların yaratılmasında zaruret görmediklerini ileri sürdüler. Paranın iç ve dış değerlerinin ne olduğunu, iç ve dış fiyatların ayrı ayr» ne gibi âmillerle takarrür ettiğini öğrenmeğe ihtiyaç duymadan.*
"Ameli yenin en kısa ve çıplak manân .• 1939 a nazaran kağıt param, zm değeri iki mislinden oz fazla düşürülmüş olmanı demektir. Yani satın alma değer ve kabiliyeti ba nişbette azaltılmıştır. Binaenaleyh iktisadi kanunlar ve icaplarına göre eşya fiyatları 1939 a nazaran bu nişbette bir seviyede is. tikrar bulması behemahal zaruridir.
Hrp yıllarında eşya fiyatları haddinden fazla yükselmiş bulunduğu cihetle bu seviyeye gelmek için her şeye rağmen düşmeleri mukadderdir. Henüz bu seviyeye düşmemişken bu gün gördüğümüz ufak tefek yükselişler yazının başında da söylediğim gibi kış mevsiminde esasen yükselen fasulye, mercimek. yağ gibi bazı maddelerin farketmesi ve biraz da ihtikar psiko-ofisi tesirleri âmil olmuştur..
gibi rüyalar anlattılar. Demokrat Parti’cilcr ve bunların bağımsız. taraftarları ise, hâdiselerin lehlerine faydalanarak j bu işi başaramaz: alalım da görüıı’e iddiaları ile bile Halk Particilerin sırtlarını - tabiî söz alanında - boyuna yere getirdiler.
Mecliste geçen tartışmaları anlatmak için bu sayıda yerini z kalmadı. Bunu gelecek sayımıza bırakacağız. Yalnız, şimdilik şunu söyliyelim ki iki tarafın ne kalem mücadelelerinde, ııe, de nutuk vc beyannamelerinde, meselenin memleketimizdeki türlü sınıf ve zümrelerin vaziyetleri bakımından ele alındığına dair hiç bir işarete rast lanmamaktadir. Her iki taraf da ellerinde bulunması lâzım gelen işçi ücretleri serilerini, hakiki ücret endekslerini, şehir şehir ve köy fiyatlarım, işçinin, köylünün, fakir memurun geçinme vaziyetlerine ait malûmatı, ticaret ve sanayi sermayelerinin kâr ve temettü nîs-betlerine, sermaye birikmelerine, gayri menkul mülkiyetleri
kaşası Din çekleri bil?
Jfâdisellı riw^(- gelifi çiler, her tartışmayı kaybetmeğe mahkumdurlar. Bu yüz- , den, gerek kalem mücadelele- , rinde, gerek nutuk ve beyan- , nâmelerde, gerekse Meclisteki , son tartışmalarda, bilgi,M mantık ve isbat malzemeleri, hattâ üslupları bakımlarından hiç te kuvvetli olmayan Demokratlara . boyuna yenilmişlerdir.
Bizi asıl alâkadar eden, iki | taraftan birinde olsun, bu tartışmalarla,' ekonomik sahada, başta işçi sınıfı gelmek üzere gcuiş halk kitleri lehinde bir şeyler elde etmek maksadı bulunup bulunmadığıdır. Kişinin içinden ne geçer, bilinmez. Amma, yapılanlar, yazılanlar, söylenenler gözden geçirilince, ne C. H. P. de, ne de - maalesef - Demokrat Parti’dc böyle bir maksadın izi dahi bulunmadığı açık görülüyor.
Başbakanın Cünıhuriyet bayramını açış nutkunda, hayat palıalılığına çare aramak şöyle dursun, böyle bir şeyin mevcudiyeti bile hükümetçe inkâr ediliyordu. Cumhur başkanının B, M. Meclisini açış nutkunda ise, ekonomi mevzuuna bir kaç cümle ile temas edilmekte ve ümidlerden bahsolunmakta idi. Demokrat Parti’nin bu nutka •cevap teşkil eden beyannamesine gelince; okuyucularımız hatırlarlar: 2 kasım sayımızda “Demokratlar iktidarda olsalardı halkın sefaletini önlemek için alacakları tedbirler neler olurdu?,, diye bir sual sormuştuk. Beyanname bu sualide cevaplandırmış olabilirdi. Okuduk.
"Demokrat Parti memleketin bu gün içinde bulunduğu ağır mali ve ekonomik şartların, harp yıllarının ve letler arası emniyetsizliğin tesirleri olmakla beraber daha ziyade Halk Partisi hükümetlerinin tedbir almakta tevali e-den aciz ve hatalarından ileri geldiği kanaatindedir. Muhtelif Halk partisi hükümetlerinin harp başından bu güne İ(7-| dar ekonomik ve mali alanda aldıklar» tedbirler, biri diğerini nakz ve inkâde-der mahiyette olmuştur. Bunun başlıca sebebi de memlekette siyasi ve idari miirakebenin teessüs etmemiş olmasıdır. Son alınan ve 7 eylül kararları diye adlandırılan kararlar, da bu cümledendir. Artık anlaşılmıştır kı hükümet programında aar olanın aksine olarak, gün geçtikçe pahalılık vatandaşın yaofma şartlarını alt üst etmekte- ve onu ıstıraptan ıstıraba düşürmektedir^.
gibi tok ve kesin sözlere rastladık. Amma, sualimize cevap bulmak şöyle dursun, “7 eylül kararlarının hiç alınmaması mı, yoksa kısmen mi alınması lâzımdı?,, sualinin bile cevaplandırılmadığım gördük.
"Potamızın dış kıymeti ile iç kıymetinin ayarlanması prensibinden hareket olunarak alına" kararlar, tamamlayıcı tedbirler allamamış ve hatalı yollardan. yürünmüş olduğu için memleketi tu gün, dünkünde» daha ağır bir durumla kar-şi karşıya bırakmıştır. v
gibi cümlelerden kabahatin kararlarda değil, bunların tamam-' I ayıcı tedbirlerle desteklenmemiş olmasında, hatalı yollardan yürünmesinde olduğu rranası bile çıkıyordu. Vc a&ıl, beyan-nâmede bu kararların türlü sı mf. ve zümrelere olan,- leh vc aleyhteki zıt tesirleri üzerinde hiç durulmamıştı. Halbuki bir siyasî partinin kimin menfaatlerini müdafaa ettiğini belirtc-
; gelişmesinden sonu “C. H. P. iktidarı biz varan sathî
Japonyada yeni bir grev şekli tatbik ediliyor
fBaş tarafı birincide) haklı olduğu tebeyyün edince patron için ayrılan meblâğ da yine işçi arasında dağıtılmakladır. Bu tarz grevlerde işçiler grev sırasında sırf kendileri için çalıştıklarından daha çok sayı sarf ederek randımanı daha yükseltmekte ve diğer işçi arkadaşlarına patronsuz daha iyi çalışabilip daha çok kazadıklarını da göstermektedirler. Japonyadaki (Electric distributy company) işçileri böyle hareket ederek muazzam bir grevi günlerce muvaffakiyetle idame etmişler ve dünya işçilerinin bu yeni grev tarzı üzerinde dikkatlerini çekmişlerdir. Bu büyük grev esnasında fabrikada harp sırasında vukua gelmiş hasarları da düzelten işçiler fabrikanın randımanını harpten önceki seviyeye ulaştırmaya da muvaffak olmuşlardır. Japonyada şimdiye kadar (30) büyük fabrikada bu yeni grev muvaffakiyetle başarılmıştır. Halen fabrikatörlerin bütün endişesi bu yeni grevin tamamıdır. Patronlar bunun işçi tarafından benimsemesini temin için kanlı terör plânları tasarlamakta ve dünya kapitalistlerinin bu kendileri için çok tehlikeli grev hakkında dikkatlerini çekmekte ve Amcr.ka tröstlerinden yardım talebinde bulunmaktadırlar. Hele bu yeni greu Amerikaya bir kere yayılırsa bütün kıt’ayı boydan boya nasıl saracağı kolayca tahmin edilmektedir. Halen Japonyada bu tarz grevlerin birbirini takip etmekte vc gittikçe gelişmekte olduğu görülmekte ve bu haberin dahada arlacağı kuvvetle tahmin olunmaktadır. Zira Japonyada hayat pahalılığı yövmiyelerle kıyas kabul etmiyecek şekilde gittikçe artmakta ve işçileri geçinmesi imkânsız bir duruma düşürmektedir. Bügün Japonyada hayat eskisine göre 8 misli arttığı halde yövmiyeler ancak 3 misli artmış bulunmaktadır. Her yerde olduğu gibi Japonyada da hayat pahalılığının ezici yükü emekçi halk kitlelerinin omuzlarına binmiş bulunmaktadır. Faşist terörü altında inleyen Japonyada işçinin teşkilâtlanması nıenedilınişti. Şimdi sendikalar etrafında teşkilânmıya başlıya n Japon işçisi bir varlık halinde dünyaya kudretini tanımakta ve bu kısa devrede 2 mileon işçi 4000 işçi teşkilâtı etrafında toplanmış bulunmaktadır.
(Tisavroz dergisinden)
Bir işçi öldü
Limandaki “Frenglen» adındaki Norveç vapurunda grini tayfalarından “ Skavul Dinan des „ vapur bordosunu boyar ken iskeleden ayağı kayarak bir mavnanın üzerine hızla düşmüş ve başından ağır yaralanmıştır. Tayfa hastanede Ölmüştür.
toplanmalarına ait rakamları Ianmaktan kaçınmaktadır. Oysa ki, memleketimiz gibi sınıf ve zümrelere ayılmış bir memlekette bütün bunlar hesaba katılmadıkça, ekonomik sahada hiç bir meselenin aydınlatılmasına imkân yoktur. Son tartışmalardan çıkan netice C. H. P. ve Demokratların “helvayı sen pişirme, ben pişireyim,, kavgasına devam ettikleridir.
SENDİKACI
İŞÇİ SAĞLIĞI:
Bugünkü hayat pahalılığı karşısında işçi sağlığını nasıl koruyabilir?
Her gün poliklinik vc kliniklere akın halinde gelen hastalar arasında sefaletin en korkunç belirtilerinden biri olan verem, ekseriyeti teşkil etmektedir.
Yuvaları kökünden yıkan, nesilleri iliklerine kadar çürütüp yok eden; yavruların saz boyunlarını ölümün insafsız orağına teslim eden bu müthiş hastalık onun çocuklarına ölürken bıraktığı tek miras olarak vasıflandirllabilir. İşçinin durumu bu olduğu gibi ırgatın hayat şartları da bundan başka birşey değildir. Sırf geçim imkânsızlığı yüzünden köy ve kasabalardan şehirlere doğru olan ezelî işsiz akını son zamanlarda çok artmış ve esasen mahdut olan iş imkânlarıda büsbütün ortadan kalkmıştır.
Yumurtanın tanesi 12 kuruş, etin kilosu 200 krş, yağın ki 60() krş. Kömürün kilosu 18 kuruş olduğu bir devirde vasati yövmiyc hâlâ 200 - 300 kuruş olursa işçinin sağlığından nasıl söz açılabilir? Ev kiralarının ve giyim eşyasının, iğneden sürmeye kadar her şeyin fiyat-
Ekonomik mücadele ve siyaset
(Baş tarafı Sa : 1 da) rimli bir tarzda çalışır ve az zamanda işe yaramaz, bir hale gelir- Bu hakikata rağmen e-inekçilerin teşkilâtsızlığı ve iktidarın anti demokratik burjuvazi elinde bulunması yüzünden, zarurî ihtiyaç maddeleri kıymetinden aşağı ücretlerle işçi çalştırılımasına göz yumulan yerlerde, haysiyet sahibi serbest işçiler, sefaletten göz aça-mıyan, iş kabiliyetinin büyük bir kısmını kaybetmiş zavallı esirlere dönerler.
Bunun neticesi yalnız sömürülen yığınların, bir sivıf olarak gelişmesine set çekmek değil, ayni zamanda, istihsal vasıtalarının en önemli katagorisini körletmek suretile, millî ekonomiyi serpilme imkânlarından mahrum ve kısır kalmağa malı kûm etmektedir.
İş gününün azaltılması veya kısaltılması meselesini de ele alacak olursak, tamanıile ücret meselesindeki aynı sonuçlara varırız. Burada da ayni sebeplerden, dar hudutlar dışına çik-I inak imkânsızdır. Ücretler ayni | kalmak şartile, iş saatlerinin, I patrona yeter miktarlarda “fazla kıymet» sağlamıyacak derekede azaltılması sermayenin iş | sahasından çekilmesine, sarfel- | tiği İŞ kuvvetini yerine koymağa, dinlenip kendini toplamağa vakit bulamiyacak derecede ıı- I zun saatler işçilerin çalıştırılması ise, - kısa bir zaman zar I fında, artık tahammül edeıniye-cekleri bir dermansızlık ve yorgunluğu mucip olacağından | işe yaramaz bir hale gelınelcri-rine müncer olur. |
Bunun içindir ki işçi sendi-I kalarile sermaye teşekkülleri arasında bitmez tükenmez mücadelelere konu teşkil eden bu davalara bütün memleketlerde partiler ve hükümetler el koy I inak zorunda kalmışlardır. Hattâ muhafazakâr veya mürteci! hükümetlerin bile iş saatlerini] tahdit eden ve asgarî gündelik-, leri koruyan kanunlar yapmağa) mecbur edildikleri görülmüştür.__Yüksek millî menfaatle re |
larlnda eskisine nisbetle en az 4-5 misli bir yükseliş görüldüğü halde her ne sebeptense işçi ücretleri ya yerinde Saymakta veya devede kulak kabilinden küçük bir artış fark edilebilmektedir. İşçi- sağlığı ancak emekçisinin karnını doyuran memleketlerde bahis mevzuu olabilir. Yoksa sefalet batağına zaten tepesinden tırnağına kadar batmış olan insanların halâ sağlığından dem vurmak olayları tamamen inkâr etmek olur.
Bugün etme 250 -300 kuruş gibi cüzî bir para geçen 5 - 6 nufuslu bir aile babasına kendisinin ve çocuklarının sağlığını sormak için insanın dili varması şöyle dursun; nasıl olupta sağkalabildiklerine hayret etmemek mümkün değildir. Bu itibarla okuyucularının; öteden-beri yazılarıma koymayı adet edindiğim “işçi sağlığı» başlığını buğun hoş görmelerini iş kanununun tadili, analık ve işçi sigortaları kanununun tefsiri, iş mukavelesi.. .. gibi mesele -ler hakkında sordukları sualleri varsa hemen sormalarını rica ederim.
Sağlıkçı
dokunan bu ekonomik ihtiyaçlarda, yegâne muharrik kuvvetleri kâr hırsı olan sermayedarların başı boş bırakılamayacakları aşikârdır.
Bütün bu izahat şunu isp t ediyor : Her ekonomik mücadele bir »iyasî mücadeleye götürür. Ücret ve iş günü meseleleri, sosyalizmin ileri sürdüğü “Ücretli iş sisteminin kökünden kaldırılması» davasından müstakil olarak, kısmi mücadelelerle hal olunamaz; sadece geçici bir tarzda yatışabilir. Her yeni mücadele vesilesile bağımsız sendikalar, savaşa yeni atılan işçilere, uğrunda çarpıştıkları metalibin, daha çok büyük, bir İçtimaî kuruluş davasına bağlı olduğunu, ve bu geçici hareketlerin emekçiler sınıfını teşkilât ve şuur bakımlarından kuvvetlendirmek Ve perçinlemek suretile, her gün biraz daha asıl gayeye bizi yaklaştırdığını anlatmalıdırlar.
Günü gününe yapılan faaliyetler mevcut hastalığın aramıza karşıdır. Bununla yalnız durumun fenalaşması seyri yavaşla-tılabilir. Halbuki ayni zamanda fenalığın sebebine hüeuıu etmek de onu ortadan kaldır* mak lâzımdır, ve bunu hiçbir zaman hatırdan çıkarmamalıdır.
Sendikalar sermayenin baskılarına karşı mukavemetin toplantı noktaları olarak, gayet faydalı bir iş görürler. Elde ettikleri kudreti yanlış bir tarzda kullandıkları takdirde, ana gayelerinden kısmen inhiraf etmiş olurlar. Fakat ücretli, ış sisteminden temelli kurtuluş -yani sosyalizm- ıııefkûresini bir yana bırakıp, bütün gayretlerini, Çete muharebeleri yaparcasına, yalnız mevcut sistemin tesirlerine karşı savaşmakla iktifa edecek olurlarsa, hedeflerin tamamile gözden kaybetmekte gecikmezler.
Bu tehlikenin genç sendika hareketimizi tehdit ettiğini san-mayoruz
SENDİKACI
23 Kasım 1946
Sendika Gazetesi
Sayfa 3
Siyasî İcmal :
Amerikan seçimleri ve işçiler
Amcrikadaki seçimlerde Cumhuriyet Partisinin kazanışı, bizim gazeteleri Amerika sağa kayıyor diye sevindirdi. Gerçi Cumhuriyet Partisi Demokrat Partiye nisbetle daha sağcı bir vasıftadır, amma, ilk bakışta garipte görünse, bu seçimde Cumhuriyetçilerin kazanmış oluşu 1918 cumhurreisliği seçimlerinde Amerikan halkının daha sola kaynağının bir belirtisi olabilir.
Aslında Demokrat Parti de, Cumhuriyetçi Parti de burjuva partileridir. Demokrat Partf sol değildir. 1932 de Roosevelt reisliğe seçilinciye kadar iki parti arasında ancak leferruata ait farklar vardı. Roosevelt iktidara geldiğinde Amerikan ekonomisi tanıamiyle felce uğramış bir halde idi. Bu vaziyette devlet, serbest rekabet ekonomisine müda halelerde bulunmak, emekçi kitleler lehine bazı ( merhem sürücü» tedbirler almak zorunda kaldı. Şunu ehemmiyetle kaydetmek lâzımdır hi, Roosevelt idaresinin aldığı tedbirler asla «sol* değildi, çökmüş olan kapitalist ekonomiyi ayakta tutabilmek için alınmış, destekleme tedbirleriydi. Bu tedbirler «taşıma suyile değirmen işletmek» kabilinden de, olsa, o yıllarda işçi ve ziraatçı kitleleri bunaltan bunaltan sıkıntıları hafifletmek hedefini güttüğü için 1936 seçimlerinde Roosevelt ve partisi halk tarafından desteklendi. Amerikada, efkârı umumîyeyi arkasından sürükli-yecek, kuvvetli bir işçi sınıfı sınıfı partisi olmadiğı ijn, işçi tevekkülleri vc sol çevreler de Demokrat Partiyi Cumhuriyeıçilere kaışı tuttular.
Daha Roosevelt'in sağlığında, büyük sermayenin tazyiki karşında Demokrat Parti gerilemek zorunda kaldı. Partinin kendi içinde de mürteci cenah kuvvetlendi. 1944 seçimlerinde Roose-velt, cumhurreisliği muavinliği için Wallece’n*n namzetliğini desteklemedi, demokrat partinin sağ ceuahının sürdüğü Truman-ın namzetliğini kabul etti. Roo-sevelt’in ölümüyle reisliğe geçen Truman ilk aylarda kati bir vaziyet almadı, idarei maslahatçı hareket etti; sonra, sarih olarak kendini desteklemiş olan çevrelerin mümessili sıfatiyle harekete geçti. İşçi sınıfı aleyhine kanunlar geçirmeğe teşebbüs etti, fi-alları kontrol eden teşkilâtı kaldırıldı, hayat pahalılaştı. Bu vaziyette, iktidarda olan Demokrat Parti ile Cumhuriyet Partisi arasında yine fi:len bir fark kalmadı. Demokrat Partinin Roosevelt geleneğine sadık, daha ileri cenahı, partiyi kendi taraflarına çekemediler. Wallece’in Trumana ve onun temsil ettiği parti çevrelerine kar§ı açık ve kati cephe alışı seçimlerden pek kısa bir zaman önce oldu.
Bugünkü Demokrat Parti idaresinden memnun olmıyan Amerikan halkı, bu demokratları baştan atmak için Cumhuriyetçilere rey verdi. Ortada kuvvetli başka bir parti, müstakil grup yok-yoktu. Fakat önümüzdeki iki sene zarfında, 1948 seçimlerine kadar, yeni siyasî gelişmelerin baş göstermesi beklenir. Amerikan işçi hareketi son on sene zarfında bilhassa kuvvetlenmiş, siyasî şuuru artmıştır. (CIO) sendikalar teşkilâtının Politik Aksiyon Komitesi 1944’te o kadar faal bir
İŞ VE İŞÇİ HAYATI
Ayakkabı İşçileri Sendikasında
Ayakkabı işçileri sekiz saatlik iş gününün yalnız rüyasını görüyorlar. Sendika daha büyük bir bina arıyor. İş kanununun haricinde yaşayan onbinlerin attıkları ilk adım emin ve kuvvetlidir.
Onbinleri onlar yapan İstanbul ayakkabı işçileri sendikasının idare kurulu toplantısında şuna dikkat ettim; Korkuyor-dılmki çırpınan onbinlerin nasırlı ellerde kurulan sendika çeşitli ve ağır vazifeler altında bunalacak ve şaşıracak. Fakat bütün samimiyetimle söyleyebi-lirimki aÇukurhan„ onbinlerin hak ve menfaatlerini en iyi koruyabilecek selâhiyet ve bilgiyle mücehhezdir.
Ölü mevsime giriyorlar, işsizlik alıp yürüyecek. İlk plâna aldıkları İçtimaî yardım konusu yep yeni, el dokundurulmamış bir saha, ücretler aylardır kimlldatılamiyor. Hayat pahalılığı geçim şartlarım gittikçe kötüleştirmekte. Sekiz saatlik iş gününün yalnız, rüyasını görüyorlar. İş yerleri hastalık yuvası.
Bir doktor odası hazırlatıyorlar. Şimdilik bütün sendikalı arkadaşlar kendileri, aileleri ve çocuklarını muayene ettirebilecekler ve yine şimdilik yalnız çalışamıyan arkadaşlarının ilaçlarımda yaptıracaklar.
İşçiler arasında yaptıkları bir anketle sibhat istatistikleri hazırlamışlar. Bir numaralı düşman veremin nisbeti % 40 - 50 sıkı bir incelemeyle 60 ıda geçebilir. Göz hastalıkları da, en az ışıkla çalışma ve pek az bir şeyler yiyebilmenin bütün âki-betlerile yüz yüzeler.
Sendikalılar veremle mücade-ye hazırlanıyorlar: diyorlar ki biz mikroplara karşı değil imkânlara karşı savaşacağız. Mesele kan tükürtmemektir. İş yerlerimizi, ücretlerimizi, iş saatlerimizi düzenleyip eyileş-tirdiğimiz gün ilk meydan harbini kazanmış olacağız. Biz hastane, ilaç, doktor, istediğimiz kadar ucuz ekmek, et, yağ, pirinç ve şekerde istiyoruz.
İstanbul ayakkabı işçilerinin hemen hepsi iş kanununun haricinde kalmaktan şikayetçi. Ayakkabı sanayiinin bir türlü kurulamayışı bodrum ve hanla-
rol oynadı ki, Demokrat Parti seçim kongres’nde Truman’a karşı vvallece’in namzetliğini, kuvvetli muhafelete ve Roosevel-tin Truman’ı tutmasına rağmen, az drha kabul ettiriyordu. İşçi sınıfının politik faaliyeti bugün daha da kuvvetlenmiştir. Sonra Demokrat Partinin içinden partinin içinden parçalanması beklenebilir. Bu seçimlerdeki Bezi-'etin sonra Parti mutlaka bir tensike ve yeniden teşkilâllaflmı-ya tâbi olacaktır. Walleçe ve Pepper gibi halk tarafından sevilen kuvvetli şahsiyetler Demokrat Partinin ileri ccnahındandır-lar. Bunların, etraflarında kuvvet toplayıp Demokrat Pat tiyi kendi arkalarından sbriiklemele-ri, veya partiden ayJilıp bir ü-çüncii partiye liderlik etmeleri mnhtemeldir.' Sendikaların politik Aksiyon Komitesi de bir işçi partisine çevrilip gelişebilir. Bir Amerikalı müşahidin dediği gibi “19148 de başlarında bir Cumhuriyetçi reis görmek iste-miyecek milyonlarca Amerikalı vardır, bir üçüncü partinin belirmesi ihtimali bu seçimlerden sonra bilhassa kuvvetlenmiştir,,.
Ali ALTAN
ra sıkışmış yığınları âdeta kanun dışı bırakıyor. Belediye nizamlarının tatbikinden ise bir fayda göremiyorlar; haydi diyorlar biz bunu isteyelim, belediyede gayretlendi diyelim, Çarşıkapı tarafı işi sıkı tuttu, yedide bütün atelyeler aydos ettirildi. Bakacaksın Bayczit dokuz buçukta hâlâ çekiç sallıyor. Geç mercana, sabahçı tezgâhlar hani harll. Beyoğlunuıı arka sokaklarında kim kime dutu duma. Mesele aynı şiddetle her yerde tatbik edilebilmesidir.
Onlara bir müjde verdim. Bu günlerde meclise sevk edilen bir kanun projesine göre iş kanununun haricinde kalan işyerleri de kanundan istifade edecek ve işçi sigortalarından faydalanacakmış.
Bu kanun çıkarilsada mesele hal edilmiş sayılamaz dediler. Yürürlükte olan kanunun hakikaten uygulanıp uygulanmadığı şüpheli iken bu kadar geniş bir kontrol mekanizması kurabilmek bu gün için imkânsızdır. Peki ne yapmalı? İş büroları ve teftiş kadroları murakabe vazifelerinden bir kısmını sendikalara devretmeli, hattâ belediyelerde bu çeşit faaliyetlerde sendikaların yetkilerini tanımalı.
Kondıracıların ücret şekilleri parça başınadır. Bu, iş kuvvetinin gerginliğini çoğalttığı gi-
Haberler :
Yunanlstanda Sendika meseleleri
Geçen yazımızda bildirdiğimiz üzere, dünya işçilerinin ilgisini üzerine çeken Yunan İşçi Sendikalarının durumu çok karekteristik yeni yeni gelişmeler kaydetmektedir. Bundan bir müddet önce Kanada’nın Montreal şehrinde toplanan Çalışma Konferansına iştirak etmek üzere giden Yunan Çalış ma bakanı rcformist-kralcı Sta-ratos bu ayin on ikinci günü Atina’ya dönmüş ve derhal baş-baksn Çaldaris’le görüşmüştür. Bu görüşmenin tafsilâtını bilemiyoruz amma, Stratos’un bu görüşmeden sonra derhal istifa etmesi ve bunu müteakip ve bir gün sonra Çalışma bakanlığı genel müdürü Nikokalidis’-inde istifasını vermesi olayları, bu görüşmenin büyük anlaşmazlıklara yol açtığını bize göste riyor. Şurasına işaret etmek gerektir ki, bir kralcı ve refor-nfst işçi lideri olarak tanınan Stratos’un bu şekilde hareket etmesi, Çaldaris hükümetinin işçi sınıfına karşı ne çeşit bir tavır takındığını açıkça meydana kor. Dahası da var: Stratos sadece istifa etmekle ka’mamış, ayni zamanda 10 kadar mebusun da imzaladığı bir mektupla Çaldaris hükümetinin işçi düşmanlığı ile açıktan açığa itham etmiştir. Şimdi ise şöyle bir garip hal belirmiştir: Bu zorluklar karşısında, Yunan hükümeti, işçilerin direnmesine engel olamadığından ve tükürdüğünü de yalamak kendi kapita-lis efendilerini memnun edemi-yeceğinden, Sağcı genaral Go-natas’ın teklifiyle yeni bir entrika çevirmeğe kalkışmıştır. Bu teklife göre, iki İşçi Kon-
bi işin sıkılığını arttıran otomatik bir vasıta oluyor, işçiııi.ı bünyesi çok daha hızlı yıpranıyor. İşçi imal ettiği şeyin bir satıcısı imiş gibi göründüğünden istismar daha çok gizlenmiş oluyor.
Ayakkabı işçileri sekiz saatlik iş gününü tatbik ettirebilirlerse iş verenler tezgâhları çoğaltmak zorunda kalacak veya büyük işletmeler halinde sanayileşecek.
Sendikanın faaliyet programında ucuz halk tipi ayakkabıların imalide var amma daha ilerisi için. Onlar şunun da farkındalar ve kıs kıs gülüyorlar.
Amerikaya yüzbinlerce liralık plâstik deri sipariş edilmiş ve daha şimdiden köselenin yerini lâstik ve kauçuk almaktaymış. Bu iş çok yakın zamanda deri ve kösele sanayiimizi kuvvetli bir buhranla karşı karşıya bırakacak ve ayakkabı sanayiine yep yeni istikâmet verecek. Yerli sermaye ve sanayileşme kendini bu dış pazarların ileri tekniğine uyduramazsa ve vakit geçirmeden kollarım siva-yamazsa yakın zamanda apışıp kalacaktır. Kösele fiatına lastik ve kauçuk, vidala fiatına plâstik deriler gümrük antrepolarına yığıldığı zaman sen sey-reyle yedikule fabrikalarının cayırtılarını. Ellerinde kösele ve deri stokları bulunanlar daha şimdiden kara kara düşünmektedirler.
Bunun ayakkabı işçiliğinde bir yenilik getireceğini hatırlattığım zaman bana kemende hep bir ağızdan şu cevabı verdiler:
Ayakkabı işçilerimizin kabiliyet dünyanın hiç bir yerinden geri değildir. Ve hattâ birinci derecededir. Bizim çekiç ve bıçaklarımız altında plâstik deri ve kauçuklar dünyanın en sağlam, en güzel ayakkabıları ha-liue gelebilirler.
Daha geniş bir bina için araştırmalar yapıyorlar. Meslekî kurslar, konfera. slar ve bir kütüphane tesisini düşünüyorlar.
H Malkoç
Toplantılar
Tekel işçileri sendikasının 16 kasım pazar günü Şehzade-başı Süieymaniye klubünde tertiplediği tanışma töreni çok kalabal.k ve samimi bir hava içerisinde geç vakitlere kadar sürmüş ve çeşitli sendikalardan sözcüler hararetli hitabelerde bulunmuşlardır.
Arkadaşlık bağlarını perçinleyen bu çeşit toplantıların sık sık tekrarlanması temennilerimizle bütün sendikalistlere başarılar dileriz.
federasyonu kurulacakmış: bir sağcı bir solcu. Daha doğrusu biri zaten mevcuttur ve bütün baskılara rağmen Yunan işçilerinin birliği vc işbirliği sayesinde ayakta durmakta ve işçi davalarını yürütmektedir. Yeni kurulacak olan bir kukla Konfederasyon olacaktır ki, biz bunun, değil üye, adamakıllı bir bir idare heyeti bile bulabileceğinden şüphe ediyoruz. •
İbret aynası__________________
Yarı faka, yan ciddi
Kaza
İtt hat ve Terakkinin Meclisi Mcbusan Reisi Halil bey, Halil bey Hatıralar adı altında, Fırkasının müdafaasını yapiyar. Osmanlı Hukuku geçen büyük harbe girişinden bahsederken (harbe kazara girdik) demektedir. Koskoca bir İmparatorluğun 914 harbi gibi bir felâket karşısında tesadüflerin eline bırakılmış olması, İttihat ve Terakkiyi müdafaa değil ithamdır. Harbe tesadüfen girdilerse, Kanal’da, Allahü Ekber Dağında, Galiçyada ve nihayet Ça-ııakkalede sebil olan Türk kanı ııe ile izah edilebilecektir. Bu zat bu kana hürmeten olsun bu hakikati itiraf etmemeli idi.
Uğurlu kademli olsun
Anadan doğma şair İsmail Safa’nın mahdumu Peyami, C. Halk Partisine estetik müşavir oluyormuş. Uzun zamanlar ut çalıp söyledikten sonra rahmetli Yunus Nadi’ııin çocuklarına has yaverlik eden, halen de emekli mebus namzedi Hakkı Tarık’ın hizmetine geçen Peya-mi'nin yen i kapulanacağı bu vazifeyi de mükemmelen başaracağına şüphe edilemez. Esasen güzellik kraliçesi seçimleri işinde de yararlıkları görülmüş ve estetik sahasında hayli tecrübe kazanmıştır. Tebrik ederiz, uğurlu kademli olsun..,
İnsanın içine kurt düşüyor.
Ankara Cinayeti Mahkemes karara bağlandı. Bir seneden-beri asabı geren bu davanın kararında rü’yet şahitlerinin ifadeleri esastan rol oynadı. Bu ş ıhitler evvelce başka türlü mü söyledilerdi, ve acaba bu neden böyle oldu? İnsanın içine kurt düşüyor.
Yoğurt hikâyesi
Demokrat Parti Lideri, (Halk Partisi bir kâse yoğurttur) dedi. Halbuki biz onu daha başka bir şey sanıyorduk. Gar gazinosunda Halk Partisi ileri gelenleri ile ile sarmaş dolaş olan Demokrat’lar Halk Partisini, tavuk göğsüne, mahallebiye, kazan dibine ve aşureye veya kaymaklı ekmek kadayıfına da benzetebilirlerdi. Fakat bana öyle geliyorki, her iki tarafın da yoğurt zannettiği asıl Türk Milletidir. Çünkü bazıları hep o’nu yemeğe uğraşıyorlar.
İstanbul sendikalarının adresleri
Sendikalar birliği :
Beşiktaş hasfırını caddesi has-fırın mahallinde No. 44 - 46
Tütün işçileri sendikası ye İnşaat işçileri sendikası;
Bcşiktaşta sendikalar birliği binasında.
Maden sanayiî işçileri sendikası:
Kalafat yeri, kürkçü kapı No. 167
Şoförler sendikası:
Fındıklı, dere içi sokakta.
Basın yayın, kol ve kafa işçileri sendikası:
Vilâyet karşısı, izzettin han II nci kat, No. 10
Ayakkabı işçileri sendikası: Çemberlitaş, Çukur han No. 6
İşçi külubü :
Merkez: Beşiktaş sendikalar birliği binasında.
Sendika işlerine ait müracaatlar Beşiktaşda birlik dairesine yapılacaktır.
Sayfa î 4
Sendika Gazetesi
23 Kasım 1946
Ankara Madenî İşler ve Makine İşçileri Sendikası (ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen sayıdan devanı)
14 — M. 1. M. I. S. ’te uygunsuz hareketleri görülecek azaya verilecek cezalar, ihtar, tevbih, geçici çıharma ve temelli çıkarmadır, yalnız 4. üncü maddede yazılı olan hallerde tatbik olunur. Çıkarılan aza, ilk açılacak kongreye de baş vurabilir.
15 — Sendika faaliyetini tatil etmek zorunda kaldığı takdirde tfcsarrufuudaki menkul ve gayiınenkulleri, idare heyetinin lüzum göreceği bir kuruma bırakır.
16 — Kurucular »
Selâhattin Uzkan kaynakçı, Abdullah Çatkı makinist, Behçet Yıkılmaz tornacı, Mahir Kızılırmak ziraat makineleri teknisyen ve montörü, Orhan ^rtem makine tamircisi, Mustafa Saim Sayın saatçi.
Ankara İnşaat İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen sayıdan devam)
c) İşçilerin fikri ve bedeni kabiliyetlerini geliştirmek için ihtisas kursları, spor hareket temasları memleket oyun ve havaları, müzik çalışmaları, v.s. inkişaf etliriçi ve ilerletici çalışmalarda, neşriyatta bulunmak, müsabakalar tertip etmek, umumî kültür ve bil gilerini arttırmak için memleket ve dünya meseleleri üzerinde lüzumlu konferanslar., v.s. çeşitli faaliyetleri organize etmek. (Kulüp, spor ve eğitim işleri)
d) İşçiler arasında birlik duygusunu yaşatmak ve arttırmak için hususi toplantı, tanışma ve konuşmalar tertip etmek.
Sosyal yardım işlerini sağlamak için işç'ler arasında bir yardım sandığı kurarak, bu sandığa dahil azanın tek tek maruz kalacakları ölüm, sakatlık gibi hallerde ve doğum, evlenme v.s. medeni hal değişikliklerinde nakdi yardımda bulunmak, Sendikaya dahil işçilerin başkalariyle olan hukukî ihtilâflarında kanunî ve hukukî istişarelerde bulunarak onlara yol göstermek gibi (iş münasebetleri dışındaki, imkânları temin etmek (sosyal yardım vc emniyet işleri.)
e) İşçilerin meslek ve umumî hastalıklarında tedavilerini, ailelerinin ve çocuklarının »ağlık durumlarını sağlamak ve daimi kont, roh tabi tutmak, doktor ve ilâç ihtiyaçlarını temin etmek, icabında devlet ve belediye hastanelerinde tedavilerinin temini için tavassutta bulunmak. (Sıhhat ve bakım işleri)
f) Türkiyede kurulmuş diğer sendikalarla münasebet kurmak, birlik, federasyon ve konfederasyona girmek, evvelki işçi cemiyetlerinin tecrübelerinden daima istifade etmek çarelerini araştırmak
4 — Sendikaya giriş şartları :
Din, milliyet ve renk farkı gözetilmeksizin, inşaat işlerinde çalışan bütün işçiler, çalışan müstahdemler Sendikaya aza olabilirler. Sendikaya giren her aza, Sendikanın disiplinine riayeti kabul ve taahhüt eder.
5 — Sendikadan çıkış ve çıkartılış :
Sendikaya kayıtlı her aza istediği zaman çıkabilir. Sendikaya dahil azadan. bozguncu ruh ve zihniyetçe işçi sınıfının umumi prensiplerine aykırı haretette bulunanlar, gizli maksatla başkalarının
menfaatlerine hizmet edenler (kendileri istemeseler dahi) idare mec- tekmilini içine almak Gayesini güder ve bu yolda sistemli bir t eş*
lisinin karariyle çıkartılırlar.
idare :
heyeti (11) kişilik daimi bir idare
6 — Bünye, teşkilât ve
a) Sendikanın merkez idare
meclisi azasından teşekkül eder. İdare meclisi azalan ilk toplantılarında kendi aralarından bir Sendika mesul kâtibi, bir hesap ve vezne kâtibi, bik teşkilât kâtibi seçerler. Bu suretle teş ekkül eden üç kişilik daimi icra komisyonu Sendikanın bütün işlerini çevirir. Ve çalışmalarından idare meclisine karşı sorumludur.
b) İdare meclisi lüzum görürse, daimi icra komisyonuna yardımcılar tayin eder. Yardımcılar Sendika mesul kâtibiyle daima temas ederler ve ona karşı mesuldürler.
c) Sendikanın bilumum muhaberatından Sendika mesul kâtibi sorumludur.
d) idare meclisi azalan her on beş günde bir mesul kâtibin başkanlığında toplanır ve daimi icra komisyonunun vereceği çalışma raporlarını tetkik ederler. İdare meclisi azalan lüzum görürlerse on beş günden evvel toplanabilirler.
e) Sendikanın idaresi, bu ana nizamname ile idare meclisinin vereceği kararlara göre taayyün eder. Daimi icra komisyonu, çalışmalarında bunlar dışında hareket edemez.
f) Sendikaya kayıtlı bütün azalar her altı ayda bir umumî toplantı yaparlar. Bu toplantılarda işçi sınıfını ilgilendiren umumî meseleler görüşülür, müzakere ve münakâşa edilir ve varılan kararlar neticeşinde idare meclisine gereken direktifler verilir.
g) Sendika azası her yıl muntazaman kongre yapar. Bu kongrede idare meclisinin vereceği raporu ve hesaplan inceler, idare meclisinin çalışmasından dolayı ibra eder. Alınması icab eden kararları alır. Sendikoya kayıtlı aza, umumî kongreye ya bir beyanname yayınlamak veya gazetede ilân vermek suretilc davet edilir.
Umumi kongrede alınacak kararlar da aynı neşir yoliyle umumî azaya bildirilir.
h) Yıllık kongrede, aza çoğunluğunun oylarının temini ile yeni idare heyeti bir yıl müddetle seçilir. Kongre ayrıca beş kişilik bir kontrol komisyonu seçer. Ana nizamnamenin değişmesi de ancak umumî kongrenin çoğunluğunun vereceği kararla mümkündür. Kongre hiç bir zaman Sendikanın ilgası üzerinde müzakerede bulunmaz ve Sendikanın feshine air karar veremez.
f Devamı gelecek Sayıda)
İzmir mensucat sanayii işçileri sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
vurmak mühim toplantılara ça-
ma sonunda ilk Sendika mesul
✓Geçen sayıdan devam)
8 — İdare heyetinin vazifeleri ikinci maddede sayılan gayeleri gerçekleştirmeğe uğraşmak, aza aidatını ve teberruatı toplamak veya kabul etmek bunları alınacak veya evvelce alınmış kararlara göre sarf etmek mensucat işçilerinin umumi menfaatlerinin korunması için Sendika varidatının mühim bir kısmını sağlam bir ihtiyat akçesi halinde saklamak, işçileri ilgilendiren her çeşit iş şartları sağlık ve gündelik meselelerini aralıksız göz önünde bulundurmak ve onların müşterek adlarına teşebbüslere girişmek icabında protesto mitingleri yaptırmak, kültür sahasında işçilerin seviyesini yükseltmek için imkân dahilinde olan her çareye baş kararlar almak zarureti hasıl oinnea olağan üstü ğırmak ve ilah dır.
9 — İdare heyetine seçilen azalar umumi içti:
toplantılarını yaparlar. Kendi aralarından birinin ______________________
kâtipliğine, bir diğerini muhasip ve veznedarlığa ve bir üçünciisü-nü de teşkilât ve kültür işleri kâtipliğine seçer. Eler günlük işleri bu üç aza vc ihtiyaç olursa muavinleri idare eder ve teşkilâtlandırır.
10 — İdare heyeti haftada bir defa merul kâtibin başkanlığında toplanır Mesul kâtipler onun huzurunda yaptıkları işlerin hesabın: verirler. Yaplılacak işler hakkında idare heyetinin vereceği kararlar icabında diğer azalann yardımı ile mesul kâtipler gerçek-leşlirir.
11 — Sendikayı resmi makamlar, işverenler ve Sendikalar Bir liği önünde temsil etmek, para işlerinde veznedarla birlikte imza koymak ve Sendika adına taahhütlere girişmek yetkileri mesul kâtibe aittir. Mühim işlerde idare aeyeti onnnla birlikte temsile iştirak etmek üzere bir veya birkaç azasına vekâlet verebilir.
Devamı gelecek sayıda
ve idare etmek.
iş bulmayı temin etmek, kategorisini tayin etmek,
stanbul Basın ve Yayin Kafa ve Kol İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
fGeçe» sayıdan devam)
İzmir tütün işleri sendikası ana nizamnamesi
1 —İzmirde tütün işçileri sendikası ’adı altında gayri siyasî bir cemiyet teşekkül etmiştir. Birliğin merkezi : Fevzi paşa bulvarı 1303 So. No ; 2. dır.
2 — Senndikanın uğraşacağı mevzu ve maksat şunlardır :
a) Tütün işçilerinin iş verenler, hükümet makamları vesair idare amirleri önünde temsil etmek her sahada onların lıak ve menfaatlarına uymayan durumlara ve muamelelere karşı teşebbüslerde bulunmak.
b) İş kanununun ve Büyük ✓ Millet Meclisinden çıkacak diğer iş gücünün koruma, İçtimaî sigorta kanunlarının hükümlerine riayet edilip edilmediğini daimi surette araştırmak, onlara aykırı halleri ve muameleleri ortadan kaldırmak için işçileri harekete geçirmek, icabında gereken yerlere baş vurmak
ve işçilerin haklarının korunması için onlar adına dava açmak.
c) İşçilerin fikri vc bedeni serpilmelerini sağlamak için ihtisas kursları spor talimleri ve oyunları, memleket ve dünya meselelerine dair konferanslar, güzel sanatlar dersleri, korolar vesaire işleri organize etmek ve bu çeşit kültür faaliyetlerine elverişli bir işçi klübü açmak
d) işsiz kalan sendika ayalarına ■ŞÇİ DastaUe, doğum evi, çocuk yuvası tesis etmsk, meslekî has Kalıkları yaratan fena iş yerlerinin sıhhî şekilde olmasını Sağlamak.
Devamı gelecek sayıda
1 Giriş ve Çıkış;
Matbaabarda ve azete idarehanelerinde çalışan ve muayyen bir iş gücü karşılığı iş ücreti alan bilumum kafa vc kol işçileri B. Y. 1. S’ nın tabii asasıdır. Sendikaya kaydolunmak için bu ana ni zamname hükümlerine riayeti kabul vc taahhüt eylemek kâfidir. Sendika matbaa ve gazete idarehanelerinde çalışan emekçilerin
vik faaliyetinde bulunur.
Yaınîzahlâkan sükut etmiş olanlar, işçi sınfının esas ana prensipleri ve Sendika maksat ve gayeleri aleyhinde bulunanlar ile antidemokratik cereyanlara katılanlar Sendikaya giremezler. Bu gibiler bir yolunu bulup Sendikaya girmiş olsalar bile mahiyetleri anlaşılır a dan çıkarılırlar. Bıf nevi dinde ve kongrelerde itiraz olunabilir.
derhal idare heyeti kafiriyle "Sendika rarlar^ ancar kontrol komisyonu nez-

İzmir Basın ve ya* yın Kafa ve Kol İşçileri sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
1 — İzmirde “İzmir Basın ve Yayın Kafa ve Kol İşçilci Sendikası adı altında siyasî ol-ıniyan bir Cemiyet kurulmuş tur.
2 Sendikanın meşgul olacağı mevzu ve maksatlar şunlardır;
*
Devamı gelecek sayıda
6 — Teşkilâ
Sendika faaliyetini 5 Bu heyet bir sene için Sı ğunlukla seçilir. En az bir senedetv beri Srndıka kendisine tevdi edilmiş içîmaî işlerde kabiliyet iiye idare heyetine seçilebilir.
(Muvakkat hüküm:
Şimdilik Sendika kurucularından en az 5 kişi ilk altı aylık kuruluş devresinde idare heyeti vazifesini görür, Muvakkat idare heyeti en geç altı ay sonunda Sendikaya yazılı üyeleri içtimaa davet eder. Bu eoplantı bıı ana nizamnameyi gibi veya tadilen kabul eder ve idare heyetini seçer.)
7 — İdare heyetinin vazifesi 3 cii maddede yazılı gayeleri Gerçekleştirmek, aidat ve teberruatı toplamak, nacak kararlara göre sarfetmek sasın ve yayın işçilerinin
ı :
işiiik bir idare heyeti vk ve idare oder^ ndıka üyelerinin umu [çtimalarmda rço-azılınış olup, iş olan her
uınumî bir ya olduğu
maksat ve bunları alı-umumi
Sona gelecek sanıda
Sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden: MitatJ Kemal Akkanat Tertip ve Baskı F - K Basımevi
Eskişehir serbest
Sanayi İşçileri Sendikası (ANA NİZAMNAMESİ)
1 — Eskişehir vilâyeti sınırları içinde Eskişehir serbest sanayi işçileri sendikası adı ile gayri siyasî bir cemiyet kurulmuştur.
2 — Sendikanın adı nizam* inmede kısaltılmış olarak Eskişehir S.S.l.S. remzi ile gösterilmiştir.
3 — Maksat ve gayeleri:
a) F.skişehirde mevcut Ser-best sanayi işçilerini işverenler ve hükümet makamları ne/.diıı-de temsil etmek, işçilerin hak ve menfaatlerini korumak icabında mücadele etmek.
Devamı gelecek sayıda

Kaynak: TÜSTAV - Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı Arşivi

ŞİMDİLİK CUMARTESİ GÜNLERİ ÇIKAR
1 Sayı 12
Fiyatı 10 Kuruştur.
——■" —■
Ekonomik, Sosyal ve Siyasal Alanda Kol ve Kafa İşçisinin Davalarını Güder
16 Kasım 1946
Sendikalıların faaliyet şekilleri --------------------
Pahalılığa karşı müsbet tedbirler lâzımdır!
Sendika kurma hareketi henüz daha hızını almış değildir. Memleketin muhtelif sanayi bölgelerinden her gün yeni sendikalar kurulduğuna veya kurulmak üzere bulunduğuna dair haberler geliyor. Bunların çoğu henüz daha teşkilâtlanma çağında bulunuyor. Kendi yı-ğııılariyla sıkı bir surette bağlanmağa, ve onların fiilî iştirak ve yardımları ile, - iş münasebetle! inden doğan hak ve menfaatlerini koruyacak kabiliyet ve kudrette teşekküller haline gelmeğe çabalayorlar.
Ekser ahvalde sınıf şuuruna erişmiş ve denenmiş, olgun işçilerin bizza' bu uğurlu işi ellerine almış bulunmaları bütün bu çabalamaları müsbet neti çelere ulaştıracağına sağlam bir garanti teşkil eder. Gayelerin ve mücadele usullerinin aydınlık bir tarzda nizâmnâmelerde sıralanmış bulunması da, bağımsızlıklarını tehlikeye düşürecek yollara sapmaları ihtimalini asgarî hadda indirir.
Sendikalarımızın bir kbinı, sınıf esası üzerine cem yet kurma serbestliğinin ilk haftalarında kurulmuş olduklarından, vücut bulma devresinin boca-lamala‘i:.l artık atlatmış bulunuyorlar.
Biz bugünkü yazımızda bilhassa, cesurane hareketlere atılacak ve haiz oldukları temsil yetkisini kullanacak hale gelmiş olan, bu kısım sendikaları idare edenlerle biraz dertleşmek, kendilerine ne yapmaları ve nasıl çalışmaları gerektiği hakkında düşündüklerimizi anlatmak istiyoruz.
Ekser sendikacı arkadaşlarımız bir sendika yaratup etrafına birkaç yüz işçi topladılar mı, sıra asıl ilgililerin çalışma ve yaşama şartlarındaki bozukluklara ve haksızlıklara karşı ha • rekete geçmeğe gelince, bir tereddüt ve duraklama devresi geçiriyor Sanki ne yapacaklarını şaşırıyorlar, işin neresinden başlayacaklarını, tatbikatta ödevlerini ne suretle yeriue getireceklerini kestiremiyorlar.
Halbuki durmadan akıp giden İş hayatı aralıksız bir tarzda, bir sürü haksızlıklar ve şikâyet konuları doğurmaktadır. Bunlar hususî bir çeviklik ve atılganlıkla hemen yakalanup harekete geçilmezse, bir yan dan büyük ümitlerle sendikaya koşuşmuş olan emekçiler acı bir hayal kırgınlığına uğra’ll-iniş, öte yandan da mes’eleler ve davaların bir biri üzerine jığılarak arap saçma dönmelerine sebebiyet veriliri? olıır.
Bundan ötürü, bir se dika,
bilhassa bir fabrika veya mü -essese sendikası, o fabrika ve ya müessesede çalışanların ço ğunluğunuıı menfaatlerine dokunan her ihtilâfta veya şikâyeti mucip halde, görünüşte mes’ele ne kadar ehemmiyetsiz benzerse benzesin, hemen te ■ şebbüsü ele almak, münasip bir hal şekli teklif etmek, lâ zimgelenler nezdiııde iş hakkının davacısı sıfatı ile-müracaatlarda bulunmak, hülâsa tatmin edici bir netice elde edin cc-ye kadar uğraşmak zorundadır .
Emekçi hak ve menfaatleri ■ nın korunması bahsinde ıııes’e-lenin küçüğü büyüğü yoktur . Çoğunluk tarafından ileri sürülen her makul istek ve şikâyet sendika cihazının harekete geç mesi için yeter bir sebeptir . Bunlar sendikada incelenir, ve sade formüller şeklinde, hem umumî efkâr önüne serilir, hem de karar yetkisini haiz olanlara kabul ettirilmeğe uğraşılır Bu ilk gayretler boşı bittiği takdirde ancak daha kıfvvetli tedbirlere başvurmağa: bizzat iş -çileri h '-rekete geçirmeğe, mi -tingler, nümayişler ve saire gibi, iş ve vatandaş haklarını tanıtmanın demokratik usullerde, savaşı şiddetlendirmeğe zaruret hasıl olur.
Sendika idarecilerinin kabiliyet ve maharetleri, bükün bu basamaklardan geçişi, karışıklığa meydan vermiyecek bir tarzda, tanzim hususunda gösterecekleri başarı ile ölçülür. Muvaffakiyetin sırı, büyük bir soğukkanlılıkla ve asla fütur getirmeksizin, muayyen bir savaş plânı hazırlayıp, bir demir disiplinle bu plânı tatbik edebilmektedir.
Sırasına göre gerekecek meseleleı ye siğmıyacak kad çeşitlidir; ve her gün İıi. vur edilmedik yeli yeni İçler iş münasebeti ' dana çıkabilir. İlk hamlede aklımıza gelenlerden bazılarını gelişi güzel sıralıyalım! Gündelik ücretlerin ödenmesinde gecikmeler ve intizamsızlıklar; patron veya patron vekillerinin haysiyet kırıcı kaba muameleleri; sebepsiz ve kanunsuz işten çıkarmalar, muayyen işçilerin sendika veya parti faaliyeti ri vesilesi ile kapı dışarı edilmeleri; öğle yemeği verilen iş yerlerinde lezzetsiz, bozuk veya kifayetsiz yemek verilmesi, hastalanan veya kazaya uğrayan işçilerin ihmal cdil-me'.eıi, tazmin ıtsız. işten çıkarılmaları; işçilerin Siğlığa za-
Dev.ımı 4 üncü sayfada
ele alınınasl r, bir liste-ar, çok vf hiç tasavs ___yeni ıııes’e* terinden mey-
Piyasanın tecrübe tahtası gibi kullanılmasından ne gibi neticeler doğacağı hakkında 7 Eylül kararları kâfi bir fikir vermiştir
-------------++-------------
Artık tecrübe devresinde değil, müspet iş devresindeyiz, bunu unutmamalıyız
Hükümet 7 eylülde aldığı iktisadi vi mali kararların isabetli olduğunda İsrar ediyor. Başvekil Recep Peker 13 kasımda Büyük Millet Meclisindeki beyanatı sırasında “bu tedbirlerin bngiinkü şekillerinin doğru ve yurt menfaatlerine yararlı olduğu ve istikbaldeki tatbikaliyle yur! içinde derinliğine, açık, temiz bir başarı ve refahlı günler getireceği kanaatinde ısrarla sabittir» demiştir.
Bu münasebetle bir daha açıklamak isteriz ki hükümet, tedbirlerin muvaffak olup olmadığı meselesinden evvel pahalılığın mevcudiyetini kabul etmemektedir. Fakat öbür yandan Başvekilin yukarıdaki sözlerini söylediği gün. Sökenin De-ğiru.encik köyünde dikkate değer bir hadise cereyan etmişin. Demoloat Parti Reisi * Celâl Bayar halkla yaptığı görüşme sırasında “Bugün memleketimizi iki düşman tehdit etmektedir: Fakirlik ve sefalet,, diyor. Bu
: Halk Partili HVIemleketimizde : diye bağrıyor . ve gazetelerin 1 bu bağırtıya karşı asabileşen
İngiliz İşçileri Yunan Sendikalarının Hükümetin Baskısından kurtarılması n ı istediler.
Bu son günlerde Yunan sen-dlkalizminin gidişatı dünya çapında bir konu haline gelmiş bulunmaktadır. Son ola’ak, ln-gîli z Treû Ü’ıııon’larının kongresinde ileri sürülen işçi istek-
terinden, dış meselelerle ilgili re imiş, bunları teslim etmek İS-olarak, Frank o İspanyası ile münasebetlerin kesilmesi ve Yu-na.ı Sendikalarının Çaldaris hû kûmetinin müdahelesinden ve baskısından kurtarılması istekleri en başta gelmiştir, teğîn önemini I
Yunan vaştan sonra geçirdiği macera yı hülâsa edelim :
Savaşın bitmesine doğru Yu naıjisian kendi kendini kurtardık rolı _ _______
ilk olarak sendikalarını yeniden kurup bunları tek bir konfederasyon bayrağı altında toplamışlardır. Bu suretle kurulan (Yunan işçileri Genel Konfederasyonu) id re kurulu bu yılın birinci yarısı içinde toplanan bir genel kongrede İngiliz, Fransız ve Sovyet Rusya Sendikalarının gönderdiği müşahidler önünde seçilmiş ve işe başlamıştır. Fakat, seçilen idare k: rulu üyelerinin, girişlikl' ri tesirli teşebbüsler, Yunan kapital stler ni ve bunların en iyi temsilcisi o-lxn Çaldaris’in kralcı idaresini harekete geçirin ştir. Bundan i ki ay kadar önce Atina polis müdürünün bizzat başında bu-
kavramak için sendikalizminin bu sa-
liis
ktun sonra, bu kurtuluştu baş !Ü oynayan Yunan işçileri,
arada bir tane sefalet yoktur» yazdığına göre 500 kişilik halk
lundtığu bir müfreze Konfederasyon merkezine giderek idare kurulunun hükümet tarafından azletiildiğini bildirmiş, defterlerin, muhasebe evrakının ve kasanın teslim edilmesini em-
temiyen idare kurulu üyelerini tevkif ve hapsetmiştir. Yunan işçilerinin kesin protestosunu mucip olan bu olay Dünya Sen dikaları Konfederasyonunun a-lâkasıuı çekmiş ve tahkikat için genel sekreter muavini Jouna-ux (Juho) Atilla’ya gelmiş, ve “ * * ' * "in-
işte bu o-
ux (Juho) Atmaya gelmiş 1 netice olarak bu bariz haklı lığı tesbit etmiştir. . laydan sonra Yunan Sendika-lizmi meselesi bütün dünya iş-çi teşkilâtlarını ilgilendiren u-Juslarası bir konu haline gelmiş, Yunan hükümetine Amerika, İngiltere, Fransa ve Sovyet Rusya ve diğer demokratik memleketler işçi teşkilâtlarından protesto telgrafları bir sağanak halinde gelmiye başlamıştır. Bu durum karşısında ve Trad Union kongresinin son aldığı karardan sonra sıkışan kralcı Çaldaris hükümeti 7-11-1946 gecesi toplanan bakanlar kurulunda bu meseleye de temas e-Herek, gene ecnebi müşahitler huzurunda, yeniden seçim yapılacağını bildirmiştir. Fakat bu seçimler için de Yunan Şendi-kaîistkri itiraz etmekte, hükümet n tayiıı ettiği kralcı idare kurulunun azlini ve eski idare kurulunun işbaşına gelmesini istemektedirler.
kitlesinin elinden Halk Partiliyi, lıer zaınan olduğu gibi, jandarmalar zor kurtarıyorlar.
Büyük Millet Meclisine söylenen “Memlekette Milletle Hüküm-, t arasında büyük bir itimatsızlık vardır» sözünü gürültülerle karşılayan Halk Partisi mebuslarına bu küçük hadiseyi ibretle görmelerini tavsiye ederiz.
13 kasım görüşmeleri sırasında gerek hükümet, gerekse demokrat Parti pahalılığın en ağır yükünü omuzlarında taşıyan Türkiye işçilerinden bir tek kelime ile olsun bahsetmek lüzumunu duyurmamışlardır. Halka gelecek günlerin getireceği refahtan bahseden hükümet, daha evvel pahalılığın mevcudiyetini cesaretle kabul etmeli ve ona göre tedbirlerini almalıdır. İktisadi hayat ve piyssahm tecrübe tahtası gibi kullanılmasından ne gibi neticeler doğacağı hakkında 7 eylül kararla ı kâfi bir fikir vermiştir. Artık tecrübe devresinde değil, müspet iş devresindeyiz. Bunu unutmamalıyız.
Ali ALTAN

ATATÜRK ve
Emekçi Halk
Kitleleri

Atatürk tamamen milliyetine ve eserlerine intikal edeli sekiz yıl oldu. Bu insanlık âleminin nadir yetiştirdiği kahraman ve inkılâpçı önder; saltanat ejderinin memleketi yüzyıllar boyunca içinden kemirip sömürdükten sonra emperyalistlere nasıl bıraktığını ve sevr paçavrasını elleri x bile titremeden nasıl imza etliklerini bütün acılığı ile duymuş ve görmüştü. O devirde memleket.mizin tek kültür mihrakı olun Istanbulun, birkaçı müstesna bütün münevverleri benliklerini gaflet, korkaklık ve haysiyetsizliğin iğrenç kabusu kaplamış olacak ki galip emperyalist devletler arasından şundan veya bundan yurtlarını mandalığa kabul ettirmek, yani ölümlerden Ölüm beğenmek, ricasının yollarını aramakla meşgul bulunuyorlardı.
Ufuklarımızı korkunç bulutların kapladığı bu felâketli günlerde Atanın tabirile, bu memleketin hakiki efendisi olan köylü yer yer ayaklanmış, düşman çizmesi altmda köle olarak Öl-nıedeııse ölümü göze alıp halk mukavemet İrrekellerine girişmişte Ancak bu dağınık ve bir birinden habersiz çeteler düşmanı hırpalamaktan, onun ayak attığı yere rahatça girip yerleşmişine * ■ ngel olmaktan gayri bir ş-yc yaramıyordu.
( Devamı 4 üncii tayfada )
Savla 2
Sendika Gazetesi
16 Kasım 1946
Türk işçisi buna hiç
razı olmayacaktır
İşçi Şikâyetleri :
İzmir incir işçileri fazla mesaî veril
3 Kasını tArihli Maliye b:ıkar 1'1:111, memleket miz.ill gc leceğiyle ilgili, pek uıü ıim bir beyanatı çıktı. Hükümetin yeni bir döviz kararnamesi hazırlamak ııivetinde okluğunu bildiren Bakırı, kısa beyanatını şu ciltlilerle tamamlamıştı :
“Bilhassa memleketin ekonomik kalkınmasını alâkadar eden ve ecnebi sermayesinin kalkın-maya yardımını sağlamağa matuf bazı hükümler düşünüyoruz A'eselâ, memlekette Türk sermayesiyle b:rlikte veyahut doğrudan doğruya ecnebi sermayedarlar tarafın 'an kurulan veya kurulacak sanayi tesislerinin getireceği temettütlcrin döviz o-larak ihracına m ’saade etmeği düşünüyoruz „
Türk ekonomisinde tutulan yo'un eninde sonunda buna varacağı belli idi. A «una, Cümhu r yetin 23 ur:cü yıldönümünün ertesinde, bu beyanatı yine, de lıâyrctle karşıladık. Tekzib edilir sandık ; edilmedi. Hiç bir yerden, hiçbir itiraz sesi de duyulmadı.
Müsait faiz ve tediye şartlarıyla ve santimine kadar sanayi ve ziraat istihsallerimizi ve ulaştırm-darımızı makineleştir mede kullanılmak üzere yabancı sermayesinden faydalanmayı istemiyecekler arasında her halde Türk işçisi bulunmıyacaktir. Fakat, beynelmilel inhisarcı sermayenin Türk ekonomisine yenden ve rahatça el atmışına razı ı 1 . lyacakların ve hele bunu “ecnebi sermayenin ekono mik kalkınmamıza yardımı,, sa-yamıyacaklar n başında Türk işç'si gelecektir. “Sermaye„ nedir?, “temettü,, ne demektir?, yabancı sermayenin bir memlekette yerleşil, esi neye varı ?, yirmi üç yıl önce milli kurtuluş mücadelesin' tamam'ıyan Türkiye’de bilinmesi lâzım gelen şeylerdir. Bun'a 1 unutanlar bugün ayni mücadele içinde bulunan Hindistan’ın, Çin’in, yakın ve orta şark memleketlerinin hail riııi gözden geçirmelidirler İlerki sayılarımızda bu mevzular üzerinde uzun u-•7.1ın duracağız. Buna bir başlangıç olarak, Mustafa Kemal’in
İnsan Haklarını Koruma
Cemiyeti
lu a 1 Haklarını Koruma Cemiyeti miic ssislcı i Maıcşal Çakına/ın İzmire hareketinden evvel kend sinin evinde toplanarak, Ct miyetin idare heyetini seçmişlerdir. Yapılan intihabatta : Ma-re.al re's’iğc, Tevfik Rüştü Araş umumî kâtipliğe, Raşil Erer, Sefahattin Akil ve Cami Baykıırt uzalıklara seçilmişlerdir. Cemiyet bayramdan sonra faliyete başlı-yuCaktır.
Sendika : Doğuşu ile beraber Faşist Flokun baştan Faşa ifti. a ve tezvir dolu boğucu hücumlarına ıığrıyan ve memleket davasındaki şerefli ödevine yılmadın devam eden insan Haklarını Koruma Cemiyetine candan başarılar diler.
Yedi metre yüksekten düşen işçi
•* l’akrköyde elektrik tamiratı yapan P. T. T. işçilcrir.d n Metlin t Iş'ksaçan yedi metre yük-s.kl.kt n düşen k ağır surette yara’anmışlır Yarak işçi tedavi altma a’ nmıştır.
1
1923 şubatında İzmir İktisat Kongresini açış nutku ile Kongrede hazırlanmış o’.aıı bir rapordan parçalar veriyoruz :
“İstiklâli tâın için şu düstur vardır: Hakimiyeti m liiye, hakimiyeti İktisâdiye ile trhiıı edilmelidir. 13u kadar mukaddes, azametli hedefler kâğıt üzerindeki düsturlarla, arzu vc hırslarla husul bulamaz. Bunların tahakkukunu temin için yegane kuvvet, en kuvvetli teırel iktisadiyatdir. Siyasî ve askerî muzaffe:iyetler 11e kadar büyük olursa olsan İktisadî zaferle tetviç edilemezse semere, netice payidar olmaz... Bu vatan evlât vc ahfadımız, için cennet yapılmağa lâyıktır. Bu, faaliyeti iktisadiye ile kabildir. Öyle bir iktisat devri ki artık milletimiz insanca yaşamasını Bilsin ve o esbabı bilerek ona göre lâzım olan tedabire teves sül etsin.. Arzumuz şudur; Bu memleketin efradı ellerinde numuneleriyle ziraat, ticaret, sanat, say ve Sebatın muın-ssili o*sun...„ (Mustafa Kemal)
(Bu güne kadar garp sermayesinin maalesef baziçesi idik ; bugüne kadar memleketimiz hayatı iktisadiyenin hemen her sabasında garbın tavassut ve delâletine muhtaç idi. Filhakika memleketimizde yerleşen ecnebi bankaları tarafından himaye o-lunan bir takım ecnebî müteşebbisleri en ağır ve iktisadı milli-yeyi a’elekser rahnedar edecek şeraitle Tiirkiyemiz.de bazı âsârı ümran vücuda getirdiler ; ancak gerek nakliyat vc gerek ve ticaret sahalarında getirilen bu âsârı ümran raber Türkiye siyrsî ve
bir çok zararlara duçar oldu. Ecnebî kredi sermayesine (dikkat ediniz, «kredi sermayesine* -Send ka) elbette muhtaç bulunan memleketimiz bundan sonraki tc-şebbüsatı ümran- perveranesinde o kredi o sermayeden yine istifade etmekte devam eyiecektir. Ancak bunların siyasî mehaz.iri-ni xe millî iktisad ile tev’cm ol-muy«1 ularını sureti kafiyede red eyleyecektir.’ (Hcy’cti Faale)
SENDİKA
İŞÇİ SAĞLIĞI:
İşçiler arasında sık rastlanan arka ve bel ağrıları.
meden 12 saat çatıştırmıyor
Cumhuriyet bayramında çalışan İşçilere çift yov-miye verilmiş. Diğerleri yöv miyelerini alamamışlardır.
İzmirde bu mevsimde bir tok incir hanları faaliyet halindedir. Her biri işçilere daha müsait şartlar göstermek suretiyle bir-bîriyle rekabet halindeydiler, incir işçileri iki kısımdır, biri yöv-miyeci diğeri götürü olarak çakşır. Buna rağmen mevsimliktir ve 2-3 ay devam eder.
Ben. incir mağazalarının birinde işçiyim. Burada vaziyet şu şekildedir :
Götürü çalışan amele doldurduğu kulu adedine göre parça başına ücret alır. Yevmiyeci a-mele ise her gün muayyen olan gündeliğini (2-3 lira) alır. Vazifesi kutu basan vc götürü çalışan ameleye incir taşımaktır. Götürü çalışan işçi fazla parça çıkarmak için erken iş başı yaptığından yÖvmiycc'r işçi de buna tabi olarak resmi iş başı saatinden evvel işe başlamak mccbu-riyetindedi'. O halde bunlar vaktinden evvel iş başı yapmasınlar tarzında __
kat vazivet böyle değildir, çünkü bunların işi ihtisasa dayanmadığından herkes yapabilir ve sabahleyin mağaza kapısında yüzlerce işsiz işçi beklediğinden kim cıken gelirse o işe alınır basçı yani götürü çalışan ameleye erken saatte incir yetiştirmek lâzımdır. Hattâ o haldedir ki götürü çalışan ameleye sabahleyin 5,30 ta işbaşı yaptığı z-3m.au inciri tezgâha gelmiş bu lur. Bundan başka öğleyin 1 saat yemek paydosu verilir ve akşam saat 18 de iş paydos cdi l'r. Götürü çalışanlar 18 de işi terk ettikleri takdirde tezgâhların ve ortalığın temizlenmesi için yevmiyeciler bir müddet daha (1/2-1 saat) çalışmak mecburiyetindedirler ve böylece işçiler fazla mesai ücreti verilmeden 12 saat çalıştırılmış olur. Götürücü işçilere işlerin fazla olduğu za manla (*da yüzde on pirim adı altında bazı paralar ödenerek raudıınunın arttır İması lemip e-d’lir fakat işler gevşediği zaman bunlar derhal kaldırılır, bu prim ler bilhassa rakid bulunduğu zamanlarda verilir bize ya|
Su Cum
da şöyle bir haksızlık olmuştur: Bütün müesseselerde çalışan işçiler fazladan birer bayram yöymiyesi almışlardır, halbuki bizde yalnız bayram giinu işbaşı yapanlara çift yövmiye vermiş o j£ün çâfişmıyanlara birer bay-ram yevmiyesi vermemiştir. Bu hal o gün çahsmıyarak Cumhu-ıiyct bayramını kutluyan işçilere adeta ceza olsun gibi görünmektedir.
Eşrefpaşa 584 sokak No. 10 Yusuf ETİK
Bel ve arka ağrılarının, işi pek ağır olmıyan işçiler arasında fazla görülmesi, üzerinde önemle durulması gereken bir noktadır. .Arka ve bel ağrıları en çok tütün mağazalarında, depolarında çalışanlarda görülür. Bel ağrısı birçok hastalıkların müşterek bir belirtisidir. Hastalığın asıl sebebini anlayıp tedavisine girişmek için başlangıç tarzını ve gidişini, ağrının yayılış yerlerini önceden iy:ce sorup öğrenmek gerektir. Basit muayenelerle içinden çıkılamiyan karışık vak’a-larda röntgene baş vurulur. Bel ağrılarını birbirlerinden ayırmak için aşağıdaki hususa dikkat etmek kâfidir :
aştıkça ağrıların yayılma sahası da artar. Bacakların arkasına doğru ağrılar yayılır. Adeta siyatik ağrılarım taldid eder. Muayenede ağrıyan yerde bir tarafa doğru bükülme vardır. Röntgen muayenesile kemiklerde hiçbir bozukluk olmadığı görülür.
Tedavi:
İstirahat. 15-20 cc. ©/• 1 No-vocain mahlûlüııdcn ağrılı nahi yeye şırınga etmeli. Belin üç beş saat kıkırdamaması için tespit edilmesi lâzımdır. Bilâhare ağrılı yere hafif masajlar yapmalıdır.
SAĞLIKÇI
itiraz edilebilir, fa-
sanayi vücuda ile be-iktisadî
1— Belin alt kısmının ağrıları,
2— Beldeki et ve kirişlerin gerilmesinden ileri gelen ağrılar,
3— Bel vc kuyruk sokumu fıkralarının yarı çıkığı,
4— Fıkralar arasındaki kıkırdağın zedelenmesi,
5— Çeş ili bel örselenmeleri.
Belin ail yarısının ağrıları:
En çok ay halleri kesilen kadınlarda görülür.
Hastalar dizlerinde kesiklik ve uyuşmalardan şikâyet ederler.
Ağrılar gündüz yorulunca başlar ekseriya hastalar yağlıdır.
Bu ağrıların ayırıcı karakteri başka taraflara yayıinıasındadır. İstirahat ve bilhassa adaletin en bariz devresinde yatak istirihati elzemdir.
Etlerinin gerginliğine bağlı bel ve arka ağrıları :
Bu ağrılar ekseriya çok ağır bede«i iş yapan g uç işçilerde görülür. Maden amelesi, sırık hamalları, tahmil tahliye amelesi, tuğla nakliye amelesi ilâ gibi. Bu hal şiddetli bir ağrı ile anî olarak başlar. Eğer 7.a inanımızda gerekli tedavi yapı-’ lamazsa, bu inadçı kuiunç şeklindeki ağrılar haftalar, hattâ aylarca sürer. Ağrı bilhassa e-ğilince artar. Hastalar bel ade-lelerini âdeta bir hayvan ısırmış gibi lıi sedefler. Ağrları sık sık gelir ve nöbetler sık-
Avrupa serbest güreş şampiyenu olan ekipimizi candan kucaklarız»
Son yapılan Avrupa serbest güreş mü re kipçe kazandıran güreşçilerimizin esas mesleklerine okuyucularımız n dikkatin: çekeriz. :
Tesviyeci, Tornacı, Marangoz, Kaynakçı ve talebe olan bu kudretli vc kabiliyetli yurddaşlarf-mız Türkiye işçi sınıfının göğsünü kabartmakta ve işçilerimiz arasında bu gün hala meçhulümüz olan daha ne gibi cevherli arkadaşlar bulunduğunu bize müjdelemektedir.
ısveçte yapılan serbest güreş Avrupa şampiyonasında aldığımı/ mükemmel sonucu bahis mev zuu ederek bi/e bu şerefi kazandıran işçi arkadaşların du rumlarinı inceleyen gazeteler: onların yetişmelerinde spor organizasyonumuzun hiç bir nıüs-bet maddî rolü olmadığını ve bu gençlerin sadece feragat ve tü-, kenmez bir enerji ile kendi kendilerini yetiştirdiklerini tebarüz ettirdiler
Sendika gazetemiz gençlerimizi candan kutlular yeni başarılar dil : r.
ve
incilikle
ı işçiyi bağlamak için akat yine yövmiyccileı klerini alırlar.
riyal bayramında
işçiye iş vermek lâzım değil mi ?
Eyüp, Sıra serviler alaca Çcş ine No. 43 C'sın n Ergüc imza siyle aldlğluıl/. mektup.
Bundan on üç se.ıe evvel İz-mirde halı fabrikasında usta ola rak çalışıyordum, fabrikanın kapanması üzerine İstanb'dda
Bu
bulunan Defterdar iplik dokuma fabrikasına 1934 senesinde bonservislerimle birlikte sıhhî muayenem yapıldıktan soura kabul olundum.
On iki sene ustalık hayatım da işimin yüzünden bir defa dahi olsun ihtar alml /ine de bîr hüıı olsun nıcınezlik yapmadığım halde 194ü senesinin ekim ayının birinci günü bacaklarıma gelen siyatik hastalığından dolayı elime üçyüz bir lira vererek beni kapı dışarı attılar. Hastalığıma gösterdiğim itinadan dolayı bir ay zarfında yok edebildim, şimdilik vücudum sıhhat-ta olup evde başı boş oturmaktayım. Sinnimde işimde çalış-ınıya daha müsaittir. Hayat Şartlarının çok pahalı olduğu bn zamanda aile efradımın geçimini mi yoksa ev kirasını mı düşüneyim.
Sendikacı : Defterdar Fabrikasının bu arkadaşa alâk* sim rica ederiz.
İngiltere’de Ev İşgalcileri
İngiltere’de harp içinde bir milyondan fazla ev yıkıldığı için büyük bir mesken buhranı vardır. Şimd'.ye kadar evsiz kalanları hükümet çadırlarda iskân ediyor, yeni evler yaptırmak iç'n teşebbüslere geçiyordu. Fakat vadedilen bu evler bir türlü yapılamadığı ve kışın da gelmekte olduğunu gören ve ekseriyetini işçiler teşkil eden bu evsizler, büyük zenginlerin boş evlerini, apartımanlannı pencerelerden girerek işgale başladılar. Yığınlar halinde gelen bu halk kitlelerini dağıtmağa polis de muvaffak olamadığı, hattâ polis de kendilerine yardım ettiği için bu boş evler halk kitleleri tarafından işgal edildi.
Hükümetin beş komünisti tevkifi ve işgalcileri tehdidi dahi bu “İşgal Hareket:n:„ durdur, mağa kâfi gelmemiştir. Bil’akis tvsi/.leri bu boş evlere /elleştirmek için bütün halk büyük bir sempati göstermiş, işgalcilere yatak, yorgan, yiyecek vermek suretile hareketlerini alkışladıklarını göstermişlerdir.
İngiliz komünist partisi sıhhiye vekâletinin işgalcilere yardım edilmemesi hakkında neşrettiği tebliği protesto ederek bütün sanayideki ameleyi, tre-de-ünion’ları bütün mahalli terakkiperver ve amele teşkilâtlarını şu taleplerde Lulun-mıya davet etmiştir.
(1) İşgalcilere derhal ışık, ısıtma ve gaz imkânlarının verilmesi.
(2) Mahallî idarelerin kendi mıntıkalarında işgale müsait evleri bildirmeleri.
G) Hiç bir ailenin işgal ettiği evi boşaltmaması.
(4) Hükümetin boş otelleri, a-partımanlurı, evleri, çadırları, oturulabilecek bir hale sûr’atle getirmesi.
(5) Askerî hizmetini görerek, fabrikalarda çalışarak bu harbi kazanan, sonrada sokakta kalanlara bu boş evlerin teslimi.
Halkın sıhhat ve selâmeti ev sahiplerinin kârlarından evvel geldiği için, komünist partisi hükümeti ev programım sûr’atle tatbike davet etmiştir. Hattâ bir ev inşaatı vekâleti kurulmasını teklif etmiştir.
16 Kasım 1946
Sendika Gazetesi
Sayfa 3
Siyası icmal
İş ve İşçi Hayatı
Avrupada seçimle ri komünistler kazanıyor
Haıp sonu dünyasında ortaya çıkan çeşitli politika oyunları ne de olursa okun milletlerin seçimler vasıtasiyle tezahür eden iradeleri iş gücünü ve işçiyi ko rumak gayesini güden partilere daha ziyade güvendiklerini gösteriyor. Son üç hafta için de bulgaristanda, sonra Amerikada ve nihayet geçen pazar günü Fransada yapılan seçimler bu hakikati bir kere daha meydana koymuştur. Bulgaristan seçimleri komonistlerin zaferi ile bitmiştir. Fena idareciler ve faşist devlet adamları elinden çok iztirap çekmiş olan bu yakın komşumuz halkının reylerinde bu izdırabın, mühim bir rol oynadığı anlaşılmaktadır. Müstckar, devamlı ve vaadlerini yakın zamanda tahakkuk ettirebilecek bir hükümete muhtaç olduğunda şüphe bulunmayan Bulgaristan, iktidarı komonisl partisine emanet etmiştir.
Amerikada seçim neticelerini, Cumhuriyetçi parti tarafına çeken sebebler çok münakaşa edil di. Cumhuriyetçiler sağ bir partidir, kendi memleketlerinde sermayenin müdafaasını yaptığı gibi, dış siyasettede emperyalist kuvvetleri destekler. Seçimleri kaybeden demokrat parti 929 iktisadi" buhranının başlamasından üç sene sonra iktidara geldiği zaman yeni bir sistem koymuş ve işçiyi koruyan tedbirler almıştı. Bu partinin bugüne kadar yapılan her seçimi kazana rak iktidarda kalabilmesinin tek sebeb’, Rozveltin aldığı bu tedbirlerin isabetli olmasında idi.
Halbuki
sonra bu bütün bu rakip sağ
başlamış ve bu suretle karı halkının demokrat arşı gösterdiği teveccühün kaybolmasına sebep olmuştur. Demokratların kayıp sebepleri bundan ibarettir. Fransadaki seçimlerde kominist partisi 175 aza-lıkla başta gelmektedir. Bundan evvelki seçimdenberi Fransa milletinin komonist partisine kar şı olan teveccühünün artması bu partiye eskisine nazaran 26 aza .daha fazla kazanmak imkânını -vermiştir.
Bununla beraber, Fransada ’ını seçimlerden sonra kurulacak hükümet hakkında henüz tam bir fikir ileri sürülememektedir. Calib ihtimal eski halk cephesine benzer bir hükümetin iş başına gelmesidir. Bu seçimlerden sonra Londra politikacılarının açıklan açığa memnuniyetsizlik gÖrlermeleri de ayrıca kayda değer.
İstanbul ayakkabı işçileri sendikası çalışmalarını Yarı bellerine kadar soyunup ilâçlı havuzlardaki köselelerin içinde on saat taban I hlZİÖtldirdl
patiatıyoriarınış. Yevmiyeleri 145 e çıkmış, civar bahçelerden birinin ahırını böl- 1 İstanbul Ayakkabı işçileri sen müşler. gecede 50şer kuruş veriyorlarmış 60 arda, yiyorlar, 35 erde birik t lyor laruıış dıkası etraflı bir programla faaliyetini arttırıyor. Şimdiden Çemberlitaştaki Çukur han iner-merkezinde bir doktor muayenehanesi hazırlanrnaktadır.
İçtimaî Yardım Konusu ilk plâna alınmış ve hiç değilse iş saatlerinin tanziminde belediye nizamlarının tatbikini islemek düşünülmüştür. Sendikalı işçilerin artışı nisbetinde daha geniş imkânlar aranmıya vc bu arada meslekî kurslar, sıhhî, kültürel ve İktisadî konferanslar tertiplenerek işçilere daha faydalı ol-mıya çalışmakladır. Şimdiki binadan daha geniş bir yere ge-
Tabakhane İşçileri nasıl yaşıyor!
1 -----s s s as m-
Rozvcldin ölümünden günkü reis karadan yüz bir siyaset
Truman üstü bı-takibıne
Ameri-partiye
Yedi sekiz Haşan paşanın badanacılığı, genç Osmanın kellei hümayununda patlayan kabak, kazan kaldırmaların, kavuk devirmelerin fıkır fıkır kaynadığı Ye-dikule zindanlarını küçük yaşlarımda tanımıştım. Kavuklu yeniçerilerin, bölük başıların, şehzade ve sultanların, vezir vükela hayalleriyle dolu bir yığın masalların yerlerinde cin ve perilerin at oynattığı karanlık deh lizlerini, yılanların ıslık çalarak süzüldüğü zifiri mahzenlerini, çaylakların yuvalandığı mazgal de İlklerini tüylerim örpererek seyretmiştim.
Köprüyü geçip kale kapısını solda bırakın. Ve burnunuza teslim olun. En ağır nezlelileri gözü kapalı ta yanına çekecek koku, o tarihi senaryoda genzinizi yakan barut ve kan değildir; buruk kösele ve deri kokusu.
Fakat insanın kafası bir defa tarihileşmeye görsün, sezişleri de değişiyor, kanlı köselelerden barut kokusu çıkarabiliyor Ve insana öyle geliyor ki sağ tarafta her yüz adımda bir bacaları, fu-runları ve havuzlariyle kalelere karşı cephe almış muazzam bir karargâha giriyorum Dabakha-nclcr.
İlk rast geldiğim üç kişilik ö-bekten biri kalktı, sigaramdan ateş aldı. Yolu sordum. Bu yoldan nereye çıkılır. İki dizine kollarını çaprazlam ş oturan en gençleri davrandı :
— Balıklıya ını gideceksin ?
— Hayır.
— Bakırköye mi ?
— Şimdilik hayır.
— öyleyse biz dc yabancıyıyız. Dedi.
— Nerelisiniz ?
— Ankaranın çubuk’undan.
— Şu meşhur barajdan ha. cevap vermediler.
Adının Haşan olduğunu sonradan öğrendiğim aynı soluk yüzlü genç :
— Pazarları bu yollar çok işlektir, millet hastanelere taşınıyor. Biz işçiler de buralarda pazarlıyoruz, dedi.
Kasanın biz işçiler diyişûıde karargâh künyesini okuyan bir cr hali vardı. Beni dc aralarına sokulmak isteyen bir casus gibi karşılıyordu Yanlarına sokuldum :
— Ben de sîzdenim arkadJ*
♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦ w ♦♦ ♦♦♦♦ Üçü müşterek bir yorgan* almışlar, Henüz yatakları ♦ yokmuş. Kışta gelmiş, üst* başta kalmamış. Haşanın* kötü kötü öksürmesini ar J kadaşları hayra yormuyor-♦ lar. Haşan da yolcumudur|
♦♦♦♦♦♦♦♦ diyorlar
Bir birlerine bakıştılar. Onlar bu paroladan birşey anlamamışlardı. Pavperlerin parolası hemşehriliktir. Bir çubukluya işçilikten ziyade Haymana daha yakındır. Akibetleri de toprak nizamının bölgecilik parolasından sanayi Türkiyesinin işçilik şuuruna varıp varamamaları derecesine bağlıd r.
Çubuktan beş kişi çıkmışlar. Beşi de İstanbula varabilmiş. Üçü veremmiş. Veremliler hastane için, sağlamlar da iş için vurmadık kapı bırakmamışlar. Tam üç ay bulabildikleri pek az ekmeği paylaşarak yaşamışlar. Veremlilerden ikisi kan tükürür olmuş, doğdukları toprakta ölmenin da-ussulasına tutulmuşlar, dönüş yolları da nedense geçit vermemiş.
— Nerede yatıp kalktınız
Haşan eliyle kale duvarlarını
işaret ederek :
— Kapıdan çıkınca birinciyi geç, İkincide. . Taşlardan yarını bir duvar ördük. Gelip geçen arabalardan saman topladık...
Hastalar kalkamaz olmuşlar, içlerinden birisi tuğla harmanlarında iş bulmuş, kurtulmuş. İkisi dabakhaneye yüz yirmi kuruşla girmiş. Hem yemişler, hem de para biriktirmişler. Bu parayla iki veremliye yol biletlerini alınışlar. Bir tanesi Çubuk’a varır varmaz ölmüş, öbürü de köyünde gününü bckliyorıııuş.
Yarı bellerine soyunup ilaçlı havuzlardaki IdîseîvL rîn içinde on
saat taban patlalıyorlarımş. Yöv- sakatlanıp, alilleşip dönüş yolu-miyeleri 145e çıkmış. Civar bahçelerden birinin ahırını bölmüşler gecede ell.şer kuruş veriyor-larmıs, altmışar da yiyorlurm ş otnzbeşer kuruşlarını da birikti-riyorlurmış.
?
buraların
- Altmış kuruşla bir gtimlc yiyebiliyorsunuz?
— iki kilo ekmek, haftada iki paket köylü.
Üçü müşterek bir yorgan almışlar. Henüz yatacakları yokmuş. Kışda gelmiş, üst başda kalmamış. Haşanın kötü öksürmesini arkadaşları hayra yermiyorlar, Haşan da Çubuka yolcudur diyorlar.
Bir aralık Haşan daldı. Donuklaşan gözlerinde Zeytunburnu fabrika bacalarının telaşlı kara I çildıği takdirde ayrıca bir kfı-dumanlarile, daha sağda yüzler- jtüphane tesisimde ilk plânda tutan le pencereli balıklı hastanesi a- sendika idare heyeti Sendikalar tercih araştırması | Birliğinin himayesindeki işçi kulübüne aza kaydine de hararetle devam etmektedir.
Bütün işçi arkadaşlarından gördükleri alâka ve yardımı > günden güne artmasını muvaffakiyetlerinin temeli sayan ida-1 recilere başarılar dileriz.
İstanbul sendikalarının adresleri
I Sendikalar birliği :
Beşiktaş hasfırını caddesi Iıas-firin mahallinde No. 44 - 46
Tütün işçileri sendikası ve İnşaat işçileri sendikası:
Beşiktaşta sendikalar birliği binasında.
Maden sanayiî işç leri sendikası: Kalafat yeri, kürkçü kapı No. 167
Şoförler sendikası: Fındıklı, dere içi Basın yayın, kol leri sendikası:
Vilâyet karşısı, il nei kat, No. 10
Ayakkabı işçileri Çemberlitaş, Çukur İşçi külubü : Meıkez: Beşiktaş birliği binasında.
Sendika işlerine ait müracaatlar Bcşiktaşda birlik dairesine yapılacaktır.
ne
le pencereli rasında bir sezdim :
fabrikayı mı? Has-
A ALTAN
lar.
Haşanın gözleri parladı :
— Ankaradan mısın ?
— Hayır, işçiyim
— Hasaıı taneyi mi7
— Hastanelerin yolları çok u-zun, fabrikaların ekmeği de doyurmuyor. Dedi.
Haşan fabrikayı, istiyor fakat yüzü toprağa bakıyor. Önümüzdeki pazar tekrar buluşaeağız. Ahırlarım gezdirecekler, mektuplarını yazdıracak er ve galiba benden de medet bekliyecekler.
Onları belki de daha uzun za manlar bekliyecekleri medetle baş başa bıraktım.
Yıkık burca uğradım. Marmara lodosuna açık cephesini yarıya kadar ördükleri taş duvar duruyor. Bir köpek leşi ve duvarlarda sıra s ra pislikler.
Tarihi görüşte Pavperler ordusunun İstanbul surlarına tırmanan üç silâhşörlerini düşünüyorum. Onlar; Sivaslı, Hay tu inalı Kasanlar, yarınların Boyabath uzun haşarılardır. Fakat fetih e-dilecek kale Fatihin Bizansı değil, yirminci asrın makiûa devidir. Pavperler ya lümpenleşip şehir kenarlarında can verecekler,
nu arayacaklar veyahut şuurlu işçiler halinde sınıflaşarak yur-duıuuzun yükselmesi savaşım gerçekleştirecekler.
Hâdi MALKOÇ
Sendika Marş
ı
sokakla, ve kafa işçi-
izzettin han
sendikası :
han No- 6
sendikalar
İşçiler Köprülüyü protesto etmeğe devam ediyorlar İstanbul tiitii işçileri sendikası:
1-11-946 tarihli Demokrat Partinin fikirlerini yayan Başkent gazetesinde bu Partinin kurueulaiından olan ve son zamanlarda her vesile ile işçi sınıfına "düşmanca iftiralarda bulunan Sayın Profesör Fuat Köprülü bağımsız, sendikalarımıza ve gazetemize karşı baştan aşağı iftira ile dolu beyanatta bulunmuştur. Biz İstanbul Tütün İşçileri Sendikası üyeleri Fuat Köprülünün uydurma iftiralarını kendisine iade eder ve bu çeşit işçi sınıfı için yapıla gelen bütün düşmanca tezvir ve tahrikleri protesto .ederiz. .
İstanbul Tütün İşçileri Sendikası üyeleri adına.
M K. Abdi •
Haydi arkadaşlur
Müjdelerimizi fısıldayalım kulaklarımıza
Ve seslenelim
Ötemizdeki dostlara ;
Sendika s ıflarına Marş Marş I Haydi ar kazla şiar J
Görelim birbirimizi
Ve görelim talihi değiştirdiğimizi. Kollarımızdan necat bekliyoruz biz Kollarımızı.ı ve kafamızın zaferine Koşuyoruz biz.
Çelik kollu. Emekçi arkadaş.
Bileğinin ve kafasının
Nurunu satan Çileli arkadaş ;
Haydi durma artık kurtuluş yakın!. İlk durağımız. Sendika safları olsun ; MARŞ I MARŞ 1
Dikkat..Dikkat
Beşiktar has fırında İstanbul işçi sendikaları birliği binasındaki muayene ve tedavi odasında her Salı günü saat 18 den itibaren sendikalı hasla ve erkek işçi ^arkadaşlarla onların aile ve çocukları muayene ve tedavi edu’ inektedir. İlgililerin buna göre hareket etmeleri rica olunur.
Muayene vetedavi saatleri dışında iğne ve basit yara pansumanları yapma gibi pratik hasla bakımıda istiyenlere ayrıca gösterilecektir.
Salıkçı
Mehmet AC
Sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden: MitatJ Kemal Akknnat Tertip ve Baskı F - K Basımevi
İngiliz dış siyasetini takbih
Müttehit çelik sanayii sendikasının Londrada yaptığı bir toplantıda Ingiitereiıiıı haricî siyasetini takbih eden bir karar alındı. Bu kurar, Yunama -tandan ve Indoneziyadan İngiliz, askerlerinin çekilmesini ve Fraııko ispanyasile münasebetlerin kati surette kesilmesini istemektedir
İran sendikaları
Dünya sendika federasyonu icraî komitesi kendi Safbukıa İran sendikalı ı ını alcı.
Sayfa- : 4
Sendika Gazetesi
16 Kasım 1946
Sendikalıların faaliyet şekilleri
( BOfiaralı I inci sayfada} rarlı şartlar altında çalışmağa mecbur edilmeleri; atölyelere işçi diye hafiyeler sokulması; ücretlerden haksız kesintiler yapılmışı; müsavi iş için genç ve kadın işçilere müsavi ücret ver Imemesi; ırk ve dinleri farklı işçilerin birbirlerine karşı kışkırtılması; işçi mümessillerinin seçilmesine patronlar tarafından fesad karıştırılması v.s..
Geçimin pahalılaşmasıyla mütenasip bir derecede ücretlerin arttırılması, iş «aallsrinin azal Ilıması, topluluğun mümussili olarak kendisile kollektif mukaveleler akdedilmesi ve bunlarda icap ettikçe emekçiler lehine değişiklikler yayılması gibi umumî m?talip için mücadele parolaları ortaya atmak ise, kendi tetkikleri ve daimî araştırmaları sayesinde, en elverişli anda doğrudan doğruya teşebbüse geçecek durumda bulunan veya bulunması gereken, bizzat sendikalara, hazan da sjndik-a birliklerine aittir.
Bu v'î o lara benzer haller zuhur edince, sendika idarecilerinin yapacakları ilk meseleyi yerinde inceleyip, iddiaların doğruluğunu ispat eden vesika-j lar toplamak, şahitler dinlemek' sureti le, sajlanj bir kanaate vardıktan sonra, ih'ilâfa, ve\a i şç Itrin hoşnudsuzlı ğuna mey-| dan vermiş olan, hâdise veya bozuk durumu gazetelere aksetti'inektir. Bu gibi mcs’elcler-den, yalı iz sendika gazetesini değil, ayni zamanda bütün bv-ı yük havac's gazetelerini de haberdar etmek lâzımdır.
İkinci iş, bizzat patrondan, | işç-.ler veya teşkilâtlarına karşı işlenmiş hal sizlik veya say-j gıs'z'ı'jn tamirini sendika adı-ıı ı istemektir.
Bundan sonra şifa verecek bir sonuç e'.de. edilmediği taktirde, üçüncü iş, sendika azası olsun oltu sın, bütün ilgili işçileri sendika binasında birtopkn-t va çığırın ık ve ihtilâfı mucip vak’a\ı onlarla etraflıca müzakere etmektir. Bu tartışmalar sonunda, ekseriyet tarafından, mücadeleye her vısıta ile devam ve onu clbirliğiyle sonuna kadar destrklcın • kararı allı ır. Bu gibi içtimalarda, vermek is-Gyt-nkrdcn, gudıa uğran iş arkadaşlara yardım etmeğe ve mücadele' i kolaylaştırmağa ınahs.'S bir miktar teberru toplanabilir.
Dördüncü iş, vaz ij etten ayni şehirde mecut ser.dikalaıı ve sendikalar bitliğini, ve memleketin muhtelif iller ndeki ayrı sanayi şubesine mensup sendikalar! telgraf veya mektupla haberdar etmek, tasanütlerini ilân etmeğe, ve işçileri savaşa atılmış bulunan işletme sahiplerine vc mahallî resmî makamlara protesto telgrafları çekmelerin istemektedir. Bu kardeşlik ve b’rlik tezahürleri savaşa atılmış olanların maneviyatını sağlamlaş'ırmakta ve bilâkis patronların mukavelelerini zayıflatmakla çok önemli bir rol oynarlar.
Beşinci iş olarak ta, fabrika içinde veya önü' de nümayişler tertip etmek, çevresindeki işletmelerde çalışan işçileri bunla a iştirak ett rmek, bazaıı da kapak yerlerde her sı ıf halkın iştirakime, büyük toplantılar ya-plarak, işçilerin hal lı di.vaslı.1 genel oya tes rii nutuklarla'la

Ankara Madeni İşler ve Makine İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen sayıdan devam)
9 Kongre ayrıca beş kişilik bir kontrol komisyonu seçer, komisyon Sendikanın hesaplarını ve idare işlerini kontrol eder.
Bu
Azalar arasındaki itilâfları halleder, şikâyetleri inceler ve karar verir.
10 — Sendika idare heyeti, feevkalâde haller müstesna ayda bir toplanır, hündemdeki Sendika işlerini görüşür ve kararlar alır.
11 - Idaıe heyetinin karariylek, lüzum görüldüğü yamanlarda umumî heyet toplantıları yapılır. Bu toplantılarda umumî işçi meseleleri ve bu meydanda makine ve maden işçilerini ilgilendiren meseleler üzerinde hazırlanan raporlari dinler ve kararlar alır.
Muvakkat hüküm — Sendika kurucularından en az beş kişi ilk kongreye kadar İdare Heyeti vazifesini görür. Bu muvakkat idare heyeti, ilk kongreye kadar yazılan azalan kongreye çağırır. Bu kongre ana nizamnameyi oldnğu gibi veya değiştirerek çoğunluk karariyle kabul eder ve nizami idare heyetini seçer. Sendikanın kurulduğu tarihten en aşağı altı ay sonra umumî heyet toplanır.
12 — Gelir kaynakları :
Girişte her azadan bjr defaya mehsus olmak üzere bir lira kayıt ücreti, azaların her ay ödemeğe mecbur oidııklan gelirlerinden yiizde bir aidat, bağışlar Sendika yararına yapılacak temsiller, toplantılar v.s. lerin bıraktıkları kârlar. (Sendika azalan işsiz kaldıkları müddetçe aidat ödemezler. Aidat yılda 120 lirayı geç-zcz )
13 M. I. M. 1. S., gerek Ankarada ve gerek bütün Türkiye-deki bağımsız İşçi Sendikaları hareketine müzaheret eder. Ankarada bağımsız bir İşçi Sendikaları Birliği kurelduğu takdirde Sendikamız umumi bir toplantı yaparak bu birliğe girmeğe karar verir. Devamı gelecek sayıda
Ankara İnşaat İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
! — Ankara vilâyeti sınırlan içinde, Ankara inşaat işçileri Sendikası adı altında gayri siyasi bir cemiyet kurulmuştur.
2 — Sendikanın kısaltılmış adı, (A. İ. i. S.) dir.
3 - Maksat ve Gayeleri :
a) Aniatadaki inşaat işçilerini, işverenler (gerek lıak’ki veya hbkmü şahıslar ve gerekse hususi veya resmi müessese ve makamlar) karşısında temsd etmek, onlarla olan her türlü iş münasebetlerinde, işçilerin menfaatlerini korumak, haklarım çiğnetmemek ve hu uğurda mücadele etmek»
b) İşçilerin teknik bılgileıini arttırmak, meslekte gelişmelerini, sanaltc ilerlemelerini sağlamak için kurslar, dersler ve konuşmalar tertip etmek (meslek ve tetkik öğretim işlen).
Sana gelecek sayıda
idake heyeti tarafından idare ediUr. komisyonunun ödevleri senede iki defa Sendi-tetkik etmek müşahadelerini bir rapor şeklinde içtima sunmak Sendika azalan arasında veya
İzmir mensucat sanayii işçileri sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen mtyıdo'ı devam > Sendika kurucularından en az u; kışı dk allı ayliK I vaz fesin görür.
7
luş devresinde idare heyeti vaz fesin görür. Bu muvakkat idare heyeti «İti ay sonra Sendikaya kay t edilmiş bulunan üyeleri umumi bir toplantıya çağırır. Rıı toplantıda ana nizamnamenin olduğu gibi veya değiştirilerek çoğunluğun oyu ile kabul edilir ve nizam» idare heyeti seçilir.
ve halk tarafından
kuru
Sonu gelecek Çayı da
anlatmak, hareketin destekle» meşini sulamağa çalışmak gelir.
Mücadelecin herhangi bir safhasında, çalışma bakanlığının mahalli bürosu işe karışmak ve işçilerin hakkını kabul et nüfuzunu kullan-sel
Atatürk ve Emekçi Halk _________Kitleleri__________
tırak arzusunu gösterirs**, dika mümessilleri hemen kendisi ile te masa cap eden her türlü verirler. T nu iyice bellemclîdir ki, bu gi bi müzakereler ne- şekil alırsa alsın, kuru vaathra kapılarak, ınücadeievi tavsatmak kat’iyen caiz değildir. İşçi hareketleri tarihi bu çeşit gerilemelerin daima mağlûbiyetle bittiğini gösterir.
Sendikalıların emekçilerin kültür seviyesini yükseltme ve İçtimaî yardım gibi daha iki g ı.iş faaliyet sahası vardır. Bir günde bu nevî fa diyetler haklındaki görüşlerimizi tabii le ça'ı;acağiz.
geçerler ve i-malûmatı Fakat her emekçi şu-
SENDİKACI
Bat i ara fı birincide tiîrk ıftukcmmel bir komutan sıfatiyle bu tarihten çok da ha evvel Tarablusta, Anafarta-larda iniktin kabiliyet ve has letlerini ölçmüş vı köylü ve işçinin edildiği takdiede zaferleıi başarmağa kadir olduğunu çok iyi biliyordu. Istanbu-Inn gafil, korkak ve kabiliyetsiz münevverlerini kendi haysiyetsizlikleri ile başbaşa bırakarak Anadoluya geçl:, yer yer diiş-nanla savaşa tutuşmuş bulunan halk çelclcrieden muntazam kıtalar ve ordular meydana geldi. Dünyaya Tîirk milletinin asla emperyalizm boyun eğmeyeceğine ve parolanın (ya istiklâl ya ölüm) olduğunu ilân etti.
Vc bu parola Türk milletine lâyik olduğu şerefli yeri diğer milletler arasında kazandırdı. Is tiklâliıı sağlanmasını takip eden yollarını ileri inkilâpçı hamleleri Türk milletinin bütün iç davalarını tasfiye etti.
Türk milleii bütün bu kazançların, milletin temsil ettiği tükenmez kuvvetlere ve onun dehasına ve yurtseverliğine borçlu olduğunu biliyor. Hayata gözlerini yumduğu 10 kasım gününde halk önderinin aziz hatırası önünde saygıyla eğilir.
SENDİKA
(Geçen sayıdan devam)
9 — İdare heyeti haftada bir defa mesul kâtibin başkanlığında toplanır. Mesul kâtipler onun huzurunda yaptıkları işlerin hesabını verirler. Yapılacak işler hakkında idare heyetinin vereceği kararları icabında diğer azaların yardımiyle mesul kâtipler gerçekleştirir.
10 — Sendikayı resmi makamlar, işverenler ve Sendikalar Bir liği önünde temsil etmek, para işlerinde ueznedaHa birlikte imza koymak ve Sendika adına taahütlere girişmek yetkileri mesul kâtibe aittir. Mühim işlerde idare heyeti onunla birlikte temsile işti rak etmek üzere bir veya bir kaç azasına vekâlet verebilir.
11 — Vezne ve hesap kâtibi aza aidatını makbuz vererek toplar, yine makbuz mukabilinde teberruatı vesaire Sendika gelirlerini teslim alır va bunların hesabım tutar. İdare heyeti karariyle veya mesul kâtibin tensibiyle zaruri masraflar yakıldıktan sonra kasa mevcuduna 25 liradan fazlası her akşam mesul kâtip vc veznedarın müşterek hesablarına bir bankaya yatırılır.
12 — Teşkilât ve kültür işleri kâtibi Sendikanın kayıtlarını tutar, mesleki kurslar, müsamereler, spor ve idman, musiki, koro v.s. gibi güzel sanat âlimlerini İlmî konferansları ve ilâh. Teşkilâtlandırır. Faaliyetler genişlediği takdirde teşkilât ve kültür işleri birbirinden ayrı iki büro halinde idare edilebilir.
13 — Azaların umumî hiyeti her 6 ayda bir alelâde toplantı yapar bu toplantılarda günün en mühim işçi meselelerine dair raporlar dinlenir münakaşa edildikten sonra hareket tarzım kararlaştırılır sene sonu toplantısında da idare meclisi azalan seçilir umumî toplantı ayrıca beş kişilik bir komisyonuda seçer. İki toplantı arasındaki devrede de Sendika işleri bu toplantılarda kabul ed:len direktiflerle
14 — Kontrol kanın hesaplarını takip eden umumî
azalarla veya idare heyeti azalan arasında çıkan ihtilâflarda hailem rolü oynamak beşinci madde mudibiııce Sendikadan çıkarılmaları idare heyeti tarafından karaılaştırılan azaların itirazlarını kabul ve müdafaalarım dinlemek ve hasıl edeceği kanaate göre çıkarma katarını bozmak veya katileştirmek veya ayrıca arkadaşlığa uymayan hal vc tavırlardan dolayı mesul tutulan azalara disiplin cezalan tayin etmektir.
15 — Sendikada uygunsuz lıaıeketleri görülen azalara tatbik edilecek cezalar ihbar, tevbîh vc geçici çıkarmadır. Temelli çıkarma yalnız beşinci madde syyılmış hallerde tatbik olunur.
16 — Sendikanın gelir kaynakları :
Sendikanın gelir kaynakları şunlaıdır : Girişte her yeni azadan tahsil edilen ve bir defaya mahsus olmak üzere ustalardan iki buçuk ve çıraklardan bir lira yazılma ücreti azaların her ay ödemeye mecbur oldukları ustalar için 103, çıraklar için 50 kuruş aidatlar, teberrüler ve Sendika faydasına verilecek müsan ere ve temsillerin bıraktığı kârlar ve ilah, dır
17 — Aylık aidat 10 liradan fazla olamaz aidat ödendikçe aza defterine ve diğer defteılcre kayıt olunur.
18 — Sendikaya aidattan fazla para yardımında bulunmak imkânına malik olan azılar bu yardımı teberriiler şeklinde yapabilirler.
19 — Aile durumu vesair meşru sebeplerle sıkıntıya düşenler için geçici olarak aidat ödeme mükellefiyetini idare heyeti kaldırabilir.
20 — Aidattan elde edilen gelirin dörtte biri ayakkabı işçilerinin haklarının korunması vesair fevkalâde ihtiyaçlara sarfedilmek üzere saklanır ve bu ihtiyat akçasına en sıkı durumlarda bile dokunulmaz.
21 — İznıirde bir işçi Sendikaları Birliği ve memleket ölçüsünde bir sendikalar federasyonu kurulur veya bu maksatları güden bir hareket uyanır da Avakkabı İşçileri Sendikası umumi bir içtima akteder vc derhal bu işçi sınıfı birliğine iltihak eder.
22 — Sendika faaliyetinin tatil zorunda kaldığı takdirde t »sar rufundaki mallar İzmir İşçi Sendikaları Birliğine devrûlunur. bir teşekkül mevcut değilse İzmirdc mevcut azası cıı çok Sendikası arasında taksim o lu» ur.
23 - Kurucular^: Jf
Ali Şenbaş kundura ökçecisi,
Kanyaz kunduracı, Haşan
Ali Barlar kunduracı,
Öyle üç İŞÇİ
l-layim ığu kunduracı, Ali Erkek kunduracı.
kı »ir
stanbul Basın ve Yayin Kafa ve Kol İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
(Geçen sayıdan devam)
e) Istaııbıılda mevcut bilumum işçi Sendikaları ile kardeşçe sı-münasebetler tesis tesis ederek işçi sınıfının tophı ve müşterek halde hareket ededilmesi için Basın ve Yayın vasıtalarından
azami istifadeler teminine yardım etmek'
f) Sendika az darının fikri vc bedeni serpilmelerini sağlamak için ihtisas kursları, spor talimleri fle oyunları, memleket ve dünya meselelerine dair konferanslar, güzel sanat dersleri, korolar ve saire organize etmek
g) Yurdumvzun İzmir, Ankara ve Adana gibi Bâsm ve Yayın işçilerinin toplu bylunduğu şehirlerde de meslekdaşların birer ma halli Sndika kurmaları için teşebbüsatta bulunmak vc bir kongre aktederek Türkiye Basın ve Yayın Sendikaları Federasyonunu meydana getirmek.
(Devamı gelerek sayıda)