1949 Ekim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1949 Ekim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


SPOR
Bugün 8 inci sahifede
AKŞAM ptilcMk ilânlar
Sene 32 — No 11151 — Flati: her yerde 10 kuruştur. PAZAR 30 Ekim 1040 Bahttji: Necmeddln Sadak — Yan İşlerini fiilen idare eden: C. Bildik — Aksam Matbaası
Dünkü geçit resminden bir kaş enstantane: Deniş erleri ile it çilerin geçişi. Vali »e Komutanlar
Cumhurbaşkanının hitabesi
Cumhuriyet devri vatanı 26 yıl içinde geniş mikyastaimaretti
Bakanı geldi
Yugoslav - Macar hududunda hâdiseler
Milletimiz bu bayram gününü iftiharla kutlamakta haklıdır
Cıunhurbaşlnanı, Meclis Başkanı, Başbakan ve Bakanlar Atatürk'ün ziyaret ediyorlar
Kasımın üçünde Patiste toplanacak olan. Avrupa Birliği Konseyi Bakanlar Komitesinde Türkiyeyl temsil edecek olan Dışişleri Bakanı Necmeddlû Sadak, bu sabahki Ankara eks-presile şehrimize gelmiştir. Aynı trende kısa bir müddet mezuniyetini geçirmek üzere memleketine gelmiş ve vazifesi başına dönecek olan Paris büyük elçimiz Numan Menemencloglu da bulunmaktadır.
Dışişleri Bakanına, Bakanlık üçüncü daire umum müdürü Bülbhd VşakLsil ile ntisflM kalem müdürü Necdet Kent refakat etmektedirler. Dışişleri Bakam bu akşam saat on yedide Pan Amerikan uçağı İle Brüksel yoliyle Paris’e hareket edecektir.
Konyada bir tren devrildi
10 vagon hasara uğradı, insanca kayıp yok
Macar topraklarından Yugoslav topraklarına el bombaları atıldı Yugoslavya tedbir alıyor
Belgrad M (AA) — Yugoslav Içşllerl Bakanlığının yayınladığı ikinci bir tebliğe göre. Macaristan topraklarından Yugoslavya topraklarına el bombaları (ılrl.-n ıştır. Hazır ot vaziyette bulunan Yugoslav muhafızları mukabelede bulunmamışlardır. Tebliğde, Yugoslavların insanca zayiat vermedikleri tasrih e-dllmektedlr.
Yugoslavya tedbir alıyor
Belgrad 29 -AA) — Belgrad-dahi Batılı müşahitler, Yugoa-lav makamlarının Komin form ordularının muhtemel taarru-
Created by free version of 2PDF
zarta karşı askeri todbtrier b>* makta oldukları kanaatindedU. Bu tedbirlerin, henüz açıklar»* mam akla beraber, şunlar ok»* ğu tahmin edilLyot:
1 — Çoğu M yaşından afâft
(Arkası sahile ! sütun 6 dal
Ankara 29 — Cumhuriyet
bayramı memleketin her tarafında olduğu gibi burada da büyült merasimle kutlandı. Saat on beşe doğru beraberinde Genel kurmay başkanı olduğu halde alkışlar arasında hipodroma gelen Cumhurbaşkanı ğeref tribününde yer aldı. Saat on beşte Cumhurbaşkanı törene başlanmakta olduğu sırada halka şu hitabede bulundu:
«Kadın ve erkek vatandaşlarım:
Cumhuriyet bayramı hepinize kuttu olsun- Cumhuriyet devri harap bir halde ele aldığı vatanı 26 yıl içinde geniş mikyasta imar etmiş ve miiletimiı medeniyet ve kültür yolunda büyük merhalelerle ilerlemiştir. Devletimiz Biriııei Cihan harbinin yıkıntılarından ve İkinci Cihan harbinin sarsıntılarından hesapsız fedakârlıklar ve çalışmalarla dipdiri, sap sağlam bir varlık olarak çıkmış ve milletler ailesi içinde yükselip yer almıştır. Milletimiz bu bayram gününü iftiharla kutlamakta haklıdır.
Atatürk'ün şanlı adını yürekten saygılarla anıyoruz. Vatandaşlarımıza huzur içinde yaşamalarını diliyoruz. Yurdumuzu musibetten koruyarak vasıtaların başı, vatandaşlar arasında bribirine güvenme ve birbirine dayanma duvgualrının sağlam kalmasıdır.
Aziz hemdertlerim,
Vatandaşlığın temel vasıfları, en sade şekli ik-, musibete ağrıyanlarımızı teselli etmekte Vt- bayramlarımızı kutlamakta bi.k şebilnıemizle belli olur, ffı p beraber iyi bir bayram geçirmenizi yürekten dilerim.-
İnönü'nün hitabesini müteakip buy tik geçit rcynl başla-
mistir. En önde RiyasetkCum-hur bandosu, onu takiben merasim komutanlığı karargâhı, bundan sonra İzciler, Harb okulu bandosu, piyade tugay karargâhı. Harb okulu, tümen bandosu, birinci ve ikinci piyade alayları, denizciler, süvariler, motörlze kıtalar, Ankara Belediyesi İtfaiyesi, seyredenlerin göğüslerini kabartacak bir İntizam ve mükemmeliyetle geçtiler. Bu sırada, muhtelif tip uçaklardan mürekkep hara tümeni de muntazam filolar . halinde Ankara ve hipodrom ı üzerinde uçuşlar yapmakta idi-
■ ler.
1 Atatürk’ün kabrini ziyaret ve kabul resmi
' Ankara 29 _ Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Cumhuriyetin yıldönümü dolaytslle saat 13,30 1 da Büyük Millet Meclisindeki > dairelerinde tebrik âtı kabul et-
• mislerdir
1 Bundan bir saat evvel de
■ Atatürk’ün muvakkat kabrini ziyaret eden Cumhurbaşkanı
■ kabre bir çelenk koymuştur.
• İsmet İnönü Atatürk'ün mu-
■ vakkat kabrine giderken Hftlk-ı evi önünde toplanmış olan ' Ankara ve tstanbul yüksek tah-1 sil gençliği temsilcilerine İltifat 1 etmişler. gençlik bu İltifata 1 «Bagol* sözlyle mukabelede bulunmuştur.
İngiltere Kiralının tebrik mesajı
Londra 29 (A.P.I _ Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun yirmi altıncı yıldönümü nıüna-sebetile; İngiltere Kıralı Altıncı Geurge, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye bir tebrik mesajı göndermiştir
Bu mesajda Kıra.1 şöyle demektedir: «Gerek memleketinizin. gerek Türk halkının saadet ve refahı için en samimi temennilerimi sunarım.*
Zarar ve ziyan 400 bin lira tahmin ediliyor
Meclisin toplantısı
Riyazet divanında değişiklik olacağı söyleniyor
Ankara 30 i Akşam) — Büyük Millet Meclisi salı günü. Cumhurbaşkanının senelik nutku İle yeni mesai yılına girecektir,
Meclis Başkan vekillerinden Feridun Fikri Düşünsel muvakkat başkan olarak oturumu açacak. umumi yoklamadan sonra Cumhurbaşkanı nutkunu söyleyecektir. Müteakiben riyaset divanı seçilecektir.
C. H. P. Meclis grupu yarın toplanarak gösterilecek ııanı-zedleri tesblt edecektir Meclis Başkanlığı İle riyaset divanında bazı değişiklikler olacağı söylenmektedir.
Valinin
Konya 29 (Akşam) ~ Buradan Ulukışlaya hareket eden yolcu treni Kaşın Hanı İstasyonunda hattan çıkarak devrilmiştir. Trene bağlı vagonlardan onu hasara uğramıştır. insanca kayıp olmamakla beraber. maddi zarar 400 bin lira tahmin olunmaktadır.
Gene aynı tebliğde, bu hâdisenin şimdiye kadar Macaristan makamları tarafından yapılan en ağır tahrik teşkil ettiği re bunun mesuliyetinin tamamlyle Macaristan hükümetine alt olduğu belirtilmiştir.
Paris 29 (AA.) — 27 - 28 ekim gecesi Yugoslav - Macar hududunda vukuu gelen budut hâdiselerine dair Yugoslav tebliği Paris te ciddi karşılanmıştır. Geçen haftalar içinde buna benzer haberler yayılmış, fakat bütiln bunlar yalnız ecnebi memleketlerde yayınlanmış ve Belgrad makamları tarafından yalanlanın ışı ir.
Bununla beraber, ilk defa resmi bir tebliğ yayınlandığı, ve Macar - Yugoslav hududunda vuku bulan en müblm hadiseyi bildiren bu tebliğin bundan evvel bu gibi hâdiselerin cereyan ettiğini teyld eder mahiyette olduğu belirtilmektedir.
E
Müstaceldir
Bu satırların muharriri, vali Lûtti Kırdara sordu:
— İstnııbulda en müstacel hangi işin yapılmasını arzu ediyorsunuz?
— Seyrüsefer işinin! Bunun için de, Unkupanı ite Eminönü arasındaki sahil yolunun açılması lâzımdır.
Unkapanından itibaren hir miktar istimlâk edilmişse de Eminönü yakınlarına yüzen rıhtım döşenmesi en münasibidir.

Vali Lûtfi Kırdar, hu işi pek süratle neticeye vardırmağı umduğundan, Balık-pazarı bugünkü gilıi yürekler acısı çamur, zifos, çirkef, lâğım suları içinde kalmıştı.
Düşünüyoruz ki: Bu sahil yolu ne kadar çabuk açıla-
teftişleri
Vali ve Belediye ^kanı'
Prof. Fahredrtln Kerim Gökay kadar Balıkpazar mezbelesi-bu sabah erken saatte Karakby „i ve diget.gıda.maddesi İS-köprüsü ve civarında tetkikler kelelerini biraz ıslah etmek yapmış, bu arada köprü polis vjne de mümkündür. Yedi-karakoiunu teftiş etmiştir, Prof, pimiz kirli maddelerin had-Fahredclln Kerim Gökay köprü di hesabı yok.
altındaki lokantaları da beledi Çünkü seneler geçer, yü-bakımdan kontrol etmiştir. | aen nhlıın yapılmayabilir.
Dört kişi yaralandı, hâdisenin faili de yaralı olarak yakalandı
Dün gece yarısına doğru B*-yezllte bir çocukla sarhoş bir sabıkalı yüzünden beş kişinin yaralarını asiyle neticelenen kanlı bir vaka olmuştur:
Kocatmış t af apaşada Abdullah dede sokağında M numarada oturan ve Yeşllköyde uçaklara mahsus meteoroloji nıuessese-sinde çalışan Nuri özgör İsminde biri, yanında İki kız kardeşi olduğu halde Bayezft meydanında dolaşmakta ve yapılan tenviratı seyretmektedirler. Bu sırada küçük bir çocuk «atom» tâbir edilen donanma fişekle-
rinden bir tanesini. Nuri Öz-gör'ün kardeşlerinin üzerin* doğru atmış, Nuri de buna kızarak çocuğu yakalamış ve kulağını çekmiştir.
Bu esnada, Fathite Vatanperver sokağında oturan Muharrem Can adında bul. çocuğa Nuri özgürün elinden kurtarmak üzere müdahale etmiş. Nuri, bu işe karışmamasını Muharreme söyleyince. Muharrem ansızın cebinden bir kama çıkararak Nuriyt yaralayıp kaçmağa koyulmuştur.
(Arkası sahife t sütun 7 de)
Beşiktaş 7 - Beykoz 0
F. Bahçe 3 - Kasımpaşa 1
Dünkü Beşiktaş • Beykoş maçından bir enstantane
[Yazısı ikinci sahile tnlzdâ i

Bahire 3
A K S A M
30 Ekim 1949
Asayiş
eni vaîl ve belediye reisimizin ilk ehemmiyet verdiği mesele şehrin âsayişi meşelisidir. Vatanda-
fin kendisini her bakımdan emniyette hissetmesi meselesidir. Harbin başından bu yana doğru, belki dünya hâdiselerinin ruhlarda uyandırdığı tepkiler .belki de yeni başlıysa demokrasi hareketinin hürriyet ve serbes-lik anlayışında sebep olduğu muvazenesizlikler, aslında ufak tefek, fakat medeni bir şehir için son derece ayıp sayılan bazı vakaların sık sık tekrarlanmasına yul açtı. Bilhassa kadınlara sarkıntılık vakalan zaman zaman vatndaşı rahatsız edecek dereceleri bulmuştu. Hava karardıktan sonra Beyoğlunda bir kadınla dolaşmıva çıkanların mâruz kaldıktan uygunsuz hareketler çoktan beri vatandaşı akşamın geç saatlerinde sokağa çıkmaktan alıkoyan bir tazyik halini almıştır.
Yeni vali ve belediye reisimin Fahreddiıı Kerim Gö-kay işe bu münasebetsizlikleri önlemekle başlamıştır-Şclırin Asayişinden mesu! olanlarla toplantılar yapmak, karakolları bizzat teftiş etmekle bu meseleye en başta ehemmiyet verdiğini gösteriyor. Vatandaş alacağı neticeleri merakla ve sabırsızlıkla beklemektedir.
İstanbullular vali ve belediye reisi Lütfi Kırdarı sc verlerdi; yine de severler. Fakat bu, İstanbul halkı başka vali ve belediye reisini sevmez, mânasına gelmez. İstanbulluların gerçekleşmesini istedikleri bara şeyler, kar şıianmasını bekledikleri bazı ihtiyaçlar vardır. Bunları kim yerine getirirse onu sever.
Yeni vali ve belediye reisimiz asayis mevzuunda durmakla halkın hassas olduğu bir noktaya temas etmiştir. Şevket RADO
Bir münakaşa
Diin yapılan lip maçlarında
taiMaş 7 - Beykoz 0
F. Bahçe 3 - Kasımpaşal
Siyah-beyazhlar güzel oynayarak açık bir galebe e de ettiler
Amerikan
senatörleri
Dün Valiyi ziyaret ettiler
İbrahim Alâeddin Gövsa vefat etti
Tanınmış muharrir ve edJble-rtmizden, eski İstanbul Milletvekili İbrahim Alâeddin Gövsa-rıın dûn Ankarada kalb sektesinden vefat ettiğini teessürle haber aldık.
İbrahim Alâeddin 1305 senesinde İstanbulda doğmuştur. Babası Trabzon Mektupçusu Asım Beydir. İstanbul Hukukundan mezun olduktan sonra ilk vazifesi Trabzon lisesinde edebiyat hocalığı olmuştur. Bundan sonra Avrupada Lahsil İçin açılan imtihanı kazanarak İsviç-reye getmiş ve Cenevrede Pedagoji Enstitüsünden mezun olmuştur Memlekete döndükten sonra Talim ve Terbiye âzaiı-ğmda bulunmuştur.
Büyük Millet Meclisine üçüncü ve beşinci devrede Sivas mebusu olarak iştirak etmiştir. Mütaakıben Maarif Başmüfettişliğine getirilmiş ve 6 ncı ve 7 nci devrede İstanbul mebusluğuna seçilmiştir. Son vazifesi Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bun kası Meclisi İdare âzalığı İdi: Hürriyet refikımızda da fıkra muharirliğl yapıyordu. İnönü Ansiklopedisinde büyük hizmetleri geçmiş, Türk Meşhurlan, İlk Gençlik gibi daha birçok eserler vermiştir.
Kendisine Tanndan mağfiret niyaz eder, kederli ailesi efradına t afiyetlerimizi sunarız.
İki şilep satın alındı îrlandadan İki şilep satın alınmıştır. Birincisi 419$, diğeri 3434 tonluktur. Birincisine Sed-dülbahlr, İkincisine Taşköprü «dı verilmiştir.
Milli Piyango çekildi
Oiinkii çekilişte kazanan numaralar
Milli Piyangonun 29 Ekim 949 çekili dün Ankarada saat 13,30 da yapılmıştır.
166 bin Ura kazanan numaralar 179136 436338
50 bin lira kazanan numaralar 347393 303954 388835
20 bin lira kazanan numaralar 031115 120432 154277 164494
415382 446365
10 bin lira kazanan numaralar
021904 066809 188540 227593
231880 252898 338287 351995
386812 452753
İlan numaralar
092155 123203
26G239 277013
303077 304854
374581 388229
440004 475527
184187 188575 191400 195802 197354 198678 204552 200223 207826 21212? 215681 216519 219217 221697 221870 223529 227931 228971 229294 229607 230540 236339 236632 249528 251782 251856 258697 265894 272480 273590 273799 280402 280441 282353 282851 283204 286896 290787 296008 299470 209931 313720 314433 324467 325310 337577 340391 341089 362736 382798 366S77 371602 372975 375797 377177 384456 384352 386484 392819 396816 429995 430098 430814 431964 437461 437566 447316 452848 463869 464583 472583 477102 480330 482662 489688 49569
Evvelki gün şehrimize gelen Birleşik Amerika Ayan Meclisi Tahsisat Komisyonu üyeleri dün saat 17,30 da. refakatlerinde Amerikan Başkonsolosu L. I Baldıvin olduğu halde. Vali ve I Belediye Başkanı Dr. Fahreddln Kerim Gökay'ı makamında zl-ya ret etmişlerdir
| Amerikalı senatörler Vali ve Belediye Balkanından tstanbu-lun şehir, vilâyet ve belediye teşkilâtı, kültür faaliyetleri ve bilhassa sosyal meselelerden, mesken ve üniversite sitesi hak kında malûmat istemişlerdir. İstanbul lisesini de gezen sena-ı törler. memleketimizdeki devlet I ve yerli hususî sanayi ve bun-lann inkişafı hakkında sualler ] sormuşlar. Vali ve Belediye Başkanı bu sualleregenlş ölçü---------Term|^tır
oyuncu beceriksiz bir vuruşla avuta attı.
Devrenin sonlarına doğru oyun tekrar miitevazın bir şekil aldı ve ilk devre de böylece 1-0 Fenerbahçenin lehinde bitti.
1 İkinci devrede işe ciddi bir şekilde başlayan Fenerbahçeliler daha birinci dakikada Mehmet AJi vasıtasile. Kasımpaşa 'müdafaasının durmasından Is-J Ufade ederek ikinci gollerini kazandılar, Fenerbahçelilerin sert ı birinci devrede evam ediyordu, dakik »da Samlın [avui yaptı. Hakem tarafından verilen frikikten ' de cevaplar vermiştir, çektiği çok güzel bir şutle Salim | Misafirler, resmi geçidin mü-Kasımpaşanın yegâne golünü kcmmellyctlnden fevkalâde yapmağa muvaffak oldıı. | memnun olduklarını ve bayram
Oyunun sonlarına doğru yine , münasebetiyle halkın gösterdiği hucuına geçen Fenerbahçeliler., neşenin tesiri altında kaldıkları inci dakikada kalecinin ha- nnı söylemişlerdir.
ı tasından istifade etmesini bilen | Senatörler ayrılırlarken, ts-Hallt vasıtasllc 3 üncü gollerini tanbulda geçirdikleri birkaç de kazandılar ve oyun da böy-; gün zarfında mümkün olduğu |lece 3-1 Fenerbahçenır. KasımI paşaya galebesiyle Jona erdi.
takımlarındaki jBeşiktaş 7 - Beykoz 0
Günün ikinci oyunu Beşik-
Dün lig maçlarının dördüncü hafta karşılaşmalarına İnunü stadında devam edilmiştir
Neticeler nomın! olmuş, hakemler de maci'm iyi İdare etmişlerdir. çoklanberidlr sahalarda görmediğimiz Dr. Tarık öze rengin bu ilk mühim maçan dürüst bir şekilde çıkarmi' düdük çalışlarında ve |cara''rrın-dakl tutukluğu ve yavaşlığı gi-[ derdiği glin yurdumuzun yiııe en iyi hakemleri arasında yer almağa namzeddlr.
Fenerbahçe - Kasımpaşa karşılaşmasında nazarı dikkatlinizi çeken yegâne nokta nedense Fenerbahçenin Kasımpa-jtdılara nazaran daha sert ve favuilu oynamaları olmuştur. Bilhassa Lefter'in hakem görmeden ve hiç lüzumu yokken rakibine attığı tekme hiç de affedilir bir hareket değildi.
Fenerbahçe takanında, yeni yer alan eski Beykozlu Mehmet Ali yadırgamadığı snııtfor mevkiinde oynatılmjun pek faydalı olmamıştır. Lig maçlarının başından beri t_________________
yerlerini almamış ulan Fikrete nazaran Salâhaddin daha ziya- hışla Beykoz arasında Dr. Tarık de muvaffak olmuştur I özere ng İn'in hake..iliğinde ya-
Fenerbahçe lakunımn geçen PÜdı. İki takım sauaya şu şe-üç haftaya nazaran oldukça,ttllde Çil-lılat: düzeldiği Kasımpaşaya karşı al- ' Beşiktaş: Mehmet - Yavuz, Idıkları netice lle beli! olmuştur Mar(»l * Nusret, âli İhsan K«.mp45lı,jlr ,a«ı M, a. ““‘Ç" ■ Kcmi11'
lml.kB.ruU.rw, »MlrLmlslrr , °“'™ ' . Sukru^
Klbl oy.wyorl.ra., Melekte İlk „ T'Z, '
ftell. Galktateraya İftloel tet- Bete, Fehmi-................ ....... _
la Beykoa k»rs. ç.kerd.kte, ‘"““L , ' edceek olan bir
Nureddln. serEİ-siinic birincili® ka&untciM.
| Oyun Beşiktaşın hâkimiyeti hindinin Türkiye Cumhurbaş-alltnda başladı ve öylece niha- [ " ' " ...........
yet buldu. Arada sırada Bey* '________________ ___________________
kor’elarırı hücumlar. Beşiktaş teşebbüsü kabul ettiğini blldlr-" mlşt İr,
I Hediyeyi takdim etmek ûze-re, sergi başkanı Mr. Gene
O8I588
252305
293-JO8
361274
438881
057549
156481
2Û23 73
232994
355046
383097
417051
te-
Demokrat Parti tstanbul ti İdare kurulu başkanı Esat Çağa, memurların hiç bir partiye mensup olamıyacakıarı mevzuu üzerinde yaptığı bir konuşmada C. H. P. İstanbul İl idare kurulu başkanı doktor Esat Durusoy'yu İstifaya davet etmiş, Esat Duru-soy da buna cevep vermiş ve ,
kendisini memur sayılamıyaca- oyun ile verdikleri ümidi, geçen ğını izah etmişti, j hafta Emniyete, dün de Fener-
D. F. İktknBnl il l.l»rr neyell b’h"îç ta™ »ynad.klnr, «yun b^luu». C. H. F. İstanbul tl İtli- lle *“* Mamu-
re heyeti bnşkanmm bu İddia- i' sına yeni blf cevap vererek’şöyle demektedir:
uç ımııaıyu iuizıu«*n uicjuk".i -
| düzeldiği Kasımpaşa ya karşı al- ' Beşiktaş:
Amerikadan Inönüye getirilecek hind;
Amerikanın Oregon eyaletinde McMinnville şehrinde açılacak ve 15-18 kasını arasında hindi sergisinde birinciliği kazanacak
kanına hediye edilmesine karar verilmiştir. İsmet İnönü bu
«Eğer vilâyet hususi idaresi ile belediyenin ayrıldığı İzmir veya Adana gibi bir şehrimizde şimdiki vazifesi 1 e bulunsaydı devlet memuru sayılmaması mümkündü. Fakat 1930 yılından beri İstanbul vilâyeti hususî İdaresiyle belediyesi birleştirilmiştir. Bu idarede olr memurun belediyenin mİ. yoksa vilâyet hususi idaresinin mi memuru ol duğunu kestirmek imkânsızdır *
Ankarada boks maçları
Ankara 29 (A.A I — Bugün saat 21 de yeni Serpievlnde kalabalık bir seyirci topluluğu önünde takviyeli Gençlerblrllğl lle Galatasaray boks takımları arasında müsabakalar yapılmıştır. Maçların neticeleri aşağıdadır:
51 kiloda Doğan Karaca (G. B.) Yaşar Şimşeği ıG. S.) üçüncü ravundda teknik nakavtla, 54 kiloda Sadi Ertaş (G. B.l Necdet Arslan'ı (G. S.ı ekseriyetle, 58 kiloda Adnan inan (G. S.) NafI Altıparmağı (G B.) birinci ravundda teknik nakavtla. 62 kiloda Takl İzakl (O. S.) Mustafa İnciyi (G. B.ı ekseriyetle, 67 kiloda Salın Saygılı (G. B ) Erol Barbaros'u ig 8) ekseriyetle yenmişlerdir.
67 kiloda Vural İnan (G. S.) ve Ah Melek (G. B.l. ağırda Enver An gün (G. S.) ve Kâmil İçil (G. B.) berabere kalmışlardır.
Bîr kamyon uçuruma yuvarlandı
Artvin 29 (AA.) — Resmi Öz-bayrak idaresindeki Artvin 92 plâka numaralı kamyon Berta suyu mevkiinde rotun çıkması yüzünden yolculariyle beraber derin uçuruma yuvarlanmıştır iki kişi çok ağır yaralanmış ve Devlet hastanesine yatırılarak tedavilerine başlanmıştır. Savcılık hâdiseye el koymuştur.
TORHtaRET BANKASI
Kuruluş: 1914
YARIN
AKŞAMA KADAR
Gişelerimize en az 100— lira yatırarak bir tasarruf hesabı açanlar, veyahesaplannda en az 100 lirası bulunanlar
10 Kasım 949 günli kur’a ile çekilecek
25.000 LİRA
ı«u ■> koz.1"' irin nununıar. kcşiki
, ııb Kasımpnşanın maglûblye- . , .
.. t,- ı- - munûfaasınıru bozuK 4Mnınu vu-
tinde Ruştu ve Şükrü gibi iki - . , .... „ , . . ’
, , , . zunden tehlikeli nldıı İz» rle n
geçkin oyuncu da oaşlıca amili olmuştur.
Beşiktaş - Beykoz maçına gelince: Hani meşhur bir söz vardır. «Kedi lle fare oynar gibi» derler, işte bu karşılaşma da Beşlktaşm Beykoz ile istediği gibi oy nam asiyle geçti.
Beşiktaş takımının müdafaası da hücum hattının kıvamına geldiği gün, memleketimizde Siyah - Beyazlı takımın karşısında dayanacak tak un pek gö-remfyorz. Hücum hattında beş elemanda vazifelerini iâyıklyle , yapmakta ve her durumda takımlarına faydalı olabilmektedirler.
Dün Şükrü şansız bir gününde olmasına rağmen hücum battım iyi İşletti. Eski futbol kurtlarının söylediği gibi, benim de son zamanına yetiştiğim Be-kiri hatırlatan ve aynen onun gibi oynayan Bülent son zamanların yurdumuzda yetişen en iyi santrforudur.
Beykozluların açık v« farklı yenilmelerinde kalecileri İki geçgin müdafaa oyuncusu olmuştur.
Fenerbahçe 3 —
Kasımpaşa 1
Günün ilk karşılaşması Suphi Garan'ın hakemliğinde yapılmış ve İki takım sahaya şu şekilde çıkmışlardır:
Fenerbahçe: Erdal - Murat, Hilmi - Salâhaddin, Sam im. Kâmil - Fikret. Erol, Mehmet Ali, Lefter, Hallt.
Kasımpaşa: Abdullah - Ali, Rüştü - Mustafa, Salâhaddin, İsmet - Hüsnü, Şükrü, Necml, Burhan Salim.
Oyunu Kasunpaşahlar başladılar. İlk anlarda Fenerbahçeliler Hâkim oynuyorlardı. Yavaş yavaş kendilerini toparlamağa başlayan Kas fnpaçalılar bil- , hassa sağdan yaptıkları hû- . cumlarda eski Vefalı Şükrünün takım arkadaşlarına uyumaması yüzünden oyuna müessir olamıyorlardı.
18 inci dakikada yan hakeminin ikazı üzerine tekrarlanan bir lriklk atışında topu Fikret Salâhaddlne verdi. SaJlhaddi-nln ortasını KAmii kafa ile Fe- , n er bahçe ye İlk golü kazandırdı.
Bq golden sonra Kasunpaşa-lıiar açıldılar Fenerbahçeliler rakiplerinin hücumlarını daha rijnde sert t* favuilu hareketlerle durdurmağa çalışıyorlardı.
28 inci dakik odu Burhanın Fenerbahçe müdafasunm atia-Necnrtyv verdiği topu, bu
zünden tehUkell oldu ise de netice vermedi. __ __ ______ _____ ________
10 uncu dakikada Bahadır gc-J Maleckl 22 kasımda şehrimize
I riden gelerek bir gol yaptı ise ' gelecektir.
' de Bahadlr topa vurmadan ev- Malumdur ki Amerikalılar vel ve elinde top yokken Bey- hindiye .Türkiye tavuğu, mâ-kozlu lorların Beşiktaş kalecisi- (narana kısaca turkey (Türkiye) İne şarj yapmaları yüzünden hakem bu golü saymadı.
18 İnci dakikada Şükrünün I çektiği korner Beykoz kalesinin | önünü karıştırdı. Nuıretten ye-I rinde bir pas alan Kemal zor durumda takımına ilk golü kazandırdı.
I 20 nci dakikada Bülent topu kaptı, sürdü, korner çlzgicl üzerinden çevirdi, düşürüldü, kalktı ve nihayet üç Beykozlu oyuncu anısından takımının İkinci golünü de yaptı.
42 nci dakikada Nusret 40 metreden attığı bir şandel ile üçüncü golü de yapmağa muvaffak oldu ve devre böylece 3-0 Beşik taşın lehinde bitti.
ikinci devre başlar başlamaz şükrünün ortasını Süleyman, dördüncü defa Beykoz kalesinin ağlarına taktı.
Oyun bir aralık Beşiktaşlıların duraklamasından dolayı heyecanını kaybetti.
Yarım saat kadar devam eden bu zevksiz çekişme nihayet 36 ncı dakikada Bük-ndln yaptığı beşinci golle neticelendi.
Beşiktaşlılar tekrar canlandılar ve emektar Beykoz müda-filerlnln yanılmasından da istifade ederek 39 uncu dakikada Şükrü kata lle altıncı, 41 İnci dakikada Bülent bomba gibi bir şütle yedinci golleri de takımlarına kazandırdılar ve oyun da böyle ce Beşiktaşlıların 7-0 gibi açık ve farklı galebesi lle sona erdi.
2 bin lira kazanan numaralar 016475 020291 041424 045318 046120 052783 061921 072613 104391 107278 109818 125171 128381 131479 136294 142169 143464 155957 156840 159053 162671 167559 170878 171195 175212 200257 203640 208705 217542 219028 222912 233501 243476 249704 260594 263445 271520 281193 329047 338450 3582İ0 371940 374033 375039 378111 381689 393036 401178 412815 416937 422904 431746 439304 449506 457923 46O609 471837 485347 491154 495945
1,000 lira kazanan numaralar 001701 005017 012992 014519 018142 028735 032685 034454 035158 035292 041998 066103 067963 071084 078613 083125 088251 089874 090890 092132 093461 093471 099692 099982 100514 105181 105698 112376 118308 119228 12505Ö İİ8fİİ 135691 137028 141823 153427 154738 157532 164048 171413 179350 179566 182999 184063
derler.
Mareşala bir konsültasyon daha yapıldı
Mareşal Fevzi Çakmak’a Teşvikiye Sağlık Yurdunda Ord. Prof, Dr. General Tevfîk Sağlam. Prof. Dr. Ekrem Şerif Egeli, Prof. Dr. Kâzım İsmail Gürkan, Dr. Feyzi Taner tarafından bir konsültasyon yapılmıştır. Neticede tedaviye aynı şekilde devam edilmesi kararlaştırılmıştır.
Haluk SAN
Basketbol maçları
Dûn Teknik Üniversite spor salonunda basketbol teşvik müsabakaları yapılmıştır.
Genç takımlar arasında yapılan bu maçlarda Moda Vefayı 27-16; Kurtuluş da Fenerbahçe-yi 32 - 21 yenmişlerdir.
A takımları müsabakasında da Galatasaray Kurtuluşa 51-38 gaUp
Yunan çetecilerine yayınlanan günlük emir
Paris 29 ıA A ) (Afp) _ Yunan çeteciler radyosu dün akşam demokratik ordu başkomu (anlığının Yunan çetecilerine hitaben günlük emrini yayınlamıştır.
Demokratik orduya mensup başlıca kuvvetlere YunanJstan-da barışın kurulmasını temin I-çin yapılan teşebbüsleri kolaylaştırmak amacıyla 15 ekimde, muharebeyi kesme emrinin verildiğini hatırlatan bu günlük emir, Yunan çetecilerinin harbe her an yeniden başlamağa hazır bulunduklarını belirtmekledir.
İstanbul Sergisindeki
SÜMEdBANK
Paviyonunda teşhir edilmekte olan
Yugoslav - Macar
(Baş tarafı 1 nci rahifede) ihtiyatlara» seferber edilmesi: 2 — Bu ayın başındaki askeri manevralara İştirak etmiş bulunan ihtiyatların terhisinin geri bırakılması.
öte yandan yolcular da Yugoslav askeri birliklerinin Bulgar ve Rumen hudutlarının yakınlarında, Doğuda askeri tâlimler yaptıklarını bildiriyorlar.
Başka haberlere göre de, Yugoslav askeri birlikleri, Zagreb'den kuzey doğuya. Macar hududu İstikametine doğru aynı harekâta başlamışlardır.
Macaristan bir şey söylemiyor
Budapeşte 29 (AJL) — Yetkili çevreler, Macar askerlerinin 27 ekimde Macar - Yugoslav hududunda otomotlk silâhlarla ateş açtıklarına dair Yugoslav İçişleri Bakanlığı tebliği hakkında şlmdLllk hiçbir demeçte bulunulamıyacağmı bildirmişlerdir. Bununla beraber tahkikat yapıldıktan sonra yakında Macaristan tarafından resmen tasrihatta bulunulması beklenmektedir.
gelmiştir.
Bir Jar
FiLYOS
ATEŞ TUĞLASI
FABRİKASI
mamullerini gördükten sonra her çeşid sanayi fırınları ve santral kazanlarından ekmek fırını ve sobalara kadar h er yerde kullanılan her cins şekilli ve atandard Ateş Tuğlası nevilerine ald ihtiyaçlarınız Sergideki bürodan veya fatrrümnazdar) sağianabi-
Balıkesırdeki miting
Balıkesir 29 — Partilerin ve diğer sivil teşekküllerin milli bayramlardaki resmi geçitlere katilamamlan hakkındakl hükümet kararını protesto etmek özere D. P. tarafından tertlb edilen miting, Cumhuriyet meydanında yapıldı. Mitinge D P. nin 11 başkanı Esat Budak-oğlunun bir r.uttayle başlandı, hükümetin aldığı bu kararın doğru olmadığı belirtildi.
Konuşmalardan sonra «Dağ başını duman atmış» marşını söyllyen halk, sükûn içinde dağılmışa. a
Millî Eğitim Bakanlığının yersiz kararı
Yurdun muhtelif yerlerine nakledilen İlkokul öğretmenleri Devlet şûrasına başvurmuşlardı- Bu vaziyet ve İstanbul’da öğretmen buhranı başgösterme-s! bu yersiz kararı alanları telâşa düşürmüştür. Bu sebeple gkokul kadrolarının tetkiki lle neticenin en tasa zamanda haber vurllmael bildirilmiştir.
Created by free version of 2PDF
400 lira kazanan numaral,
Bon üç rakamı ((906» ile hay et bulan numaralar.
200 lira kazanan numaral.
Son üç rakamı (749. 803 nihayet bulan numaralar.
100 lira kazanan numaral
Son üç rakamı (002, 058, 811) le nihayet bulan n ralar.
40 lira kazanan numan
Son iki rakamı (28) le nl yet bulan numaralar.
10 lira kazanan numaral
Son İki rakamı (08. 63, 90. Ue nihayet bulan numaral
5 lira kazanan numara!:
Son rakamı (7 ve 8» Ue nl yel bulan numaralar.
Bu çekilişin 100,000 er lir iki büyük İkramiyesini kaza biletler Turgutlu ve Bolu Seben bucağında satılmışın
50,000 lira kazanan biletler, Ankara. Sivas, Samsunda: 20 bin lira kazanan biletler İstanbul, Mersin, Kütahya. İzmir, Hopa ve Iskillpte-. 10.000 er Ura kazanan biletlerden 4 ü İstanbul. 3 ü Ankara, diğerleri Eskişehir, Kozan ve Tokatta; 5 biner lira kazanan biletlerin 3 er tanesi Ankara, istanbulda; 2 tanesi İzmir, diğerleri Bursa, Diyarbakır. Manisa, Kayseri,
■frâbzon. MuglaTKonya. İsparta Gümüşhane. Tarsu, Tavşanlı. Ayancık, Develi. İskilip ve Çarşambada satılmıştır
Dün geceki kanlı vaka
(Baş tarafı 1 inci sabifede)
O sırada devriye gezen polis Salih ve jandarma Emin duydukları çığlık üzerine vakaya el koymuşlar ve kaçmakta olan Muharremi takip etmişler, etraf bir hayli kalabalık olduğundan silâh kullanmağa da İmkân görememişlerdir. Buna rağmen jandarma. Muharreme yaklaşmağa muvaffak olmuş ve elindeki kamayı almağa uğraştığı bir sırada o da yaralanmıştır. Jandarma ve polis bir taraftan yardıma davet için düdük çaldıklarından 2187 yaka sayılı polis memuru Mehmet Coşkoû da Muharremi yakalamak istemiş ve durmasını İhlar etmiştir. Bir aralık durarak teslim olur gibi yapan Muharrem Can. ansızın bu polis memuruna da bir İki bıçak sallayıp yaraladıktan sonra tekrar kaçmış, polis Mehmet Coşkun da bu sefer silâh İstimaline mecbur kalarak Muharremi kurşunla yaralamıştır. Bu sırada atılan bir kurşun yere isabetle taştan sekmiş, o civarda yoldan geçmekte olan 16 yaşında kuyumcu çırağı Sami isminde bir gence isabetle yaralanmasına sebep olmuştur.
Muharrem Can yatalı bir halde yakalanıp elinden kaması alındıktan sonra Bayezlt polis merkezine götürülmüş, buradan hastaneye gönderileceği bir sırada yine rahat durmayarak karakolun camların; kırmış ve bilek damarları kesilmiştir. Hâdise bu şekilde sona erince yaralıların hepsi Cerrahpaşa hastanesinde tedavi altına alınmışlar, tahkikata nöbetçi savcı el koymuştur.
Dinarda bir dam çöktü* on kişi öldü
Dinar 20 ı'AJL,) — TeSSÜılC haber aldığımıza göre, bugün Gökçek köyünde Cumhuriyetin 26 ncı yıldönümü münasebetiyle yapılan“tören esnasında evin damı çökmüş ve 4 A ( olmak üzere 13 vatandı-ölmüştür.
İkramiye çekilişine iştirak edebilirler.
Not: Fazla İzahat almak için lütfen Kelerimize müracaat etmenizi rica ederiz.
Devlet Demiryol-heyeti Amerika-ya gidecek
Devlet Demiryolları genel
miıdürü Galip GUranm başkanlığında bir heyet kasım ayının ilk haftam içinde Amerlkaya gidarek MUktavte bulunacak-
30 Ekim 1040
Pahalılık cephesinde sükûnet var!
Irakla Telefon
\ V M
AKSA M
Sab ah GazeteleÖNe Diyor

D":nya sağlık
Sahlf* 3
İngiliz param ve diğer Avrupa paraları düşüp de bizimki veril yerinde kalınca; kaybettiği eşeği bulup sevinen Nasreddin Hoca gibi biz de sevinmiştik. Gıda maddelerinde değilse bile, ithalât mallarında ve ona muvazi Olarak yerli sanayi mallarında bir ucuzluk olacağı hayaline kapılmıştık.
Halbuki, pahalılık himaye ediliyor.
Resmi ağızlar ilân ediyor:
— Gelişi güzel ithalât artık sona erdi.
Ve Ankara bildiriyor:
•—• Ticaret Bakanlığı iç ticaret Genel Müdürlüğünün yaptığı tetkiklere nazaran bu yılın son aylan zarfında her cins ithaİ malı ihtiyacı tamamen k arş ılıyacak derecede boldur.
Fakat piyasanın tetkikinden (yine aynı gazetede) şu meydana çıkıyor:
— Ticaret ve Ekonomi Ba kanlığı süratle hareket etmediği takdirde bir çok mal lamı fiatleri sebepsiz yere yükselecektir. Bunun da sebebi ithal lisansı veya kontenjanlarının gecikmesidir. Bilindiği gibi, Bakanlık tarafından alınan yeni bir kararla bir aydan beri ithal talepnamesi veren kimseler bu talepnamelerde zikrettikleri meblâğın yüzde onu nisbetindc bir parayı da depozito olarak mahallî ticaret odası namına bir bankaya yatırmak zorundadırlar-Tüccar, yeni karara uyarak muameleye tevessül etmiş ve parayı da yatırdıktan sonra lisansı beklemeğe başlamıştır. Şimdi bir ay geçtiği halde bu lisanslar piyasaya henüz gelmemiştir. Bu noktaya işaret eden ilgililer lisansların gelmesi geciktiği takdirde piyasada mal buhranının başhyacağl-nı ve spekülatörlerin faaliyete geçerek fiatleri arttıracaklarını belirtmektedirler.
İki haber de 28 Ekim tarihli Akşam gazetesinden alınmıştır.
Devlet fiat yükselişlerine karşı müstehliki himaye _e(-mcnûsken !>»• rlıt-rm
Cizre’den Irak hududuna kadar bir devre yapılacak
Aldığımız malûmata nazaran Irak P. T. T. idaresince yapılan anlaşma gereğince Diyarbakır-; Cizre üzerinden Irak hududuna kadar bir telefon devresi yapılması kararlaştırılmıştır.
Trak hükümet) de bu devreyi tamamlamak için Musul'dan hududumuza kadar bir devre yapacaktır. Bu devre üzerinden tatbik edilecek kuranportör cl-hazlariyle 3 telefon vc müteaddit telgraf kanalı sağlanmış olacaktır.
Bu hattın inşasına 1950 yılında başlanacak ve ayni yıl İçinde bitirilecektir.
Gerek Dlyarbakır-Musul ve gerekse Diyarbakır-Sivas üzerinden Ankara ile konuşmak kabil olacaktır Kuranportör cihazlarının ayni İnşaat yılı içerisinde kurulması kuvvetle muhtemeldir. Bu sayede Ankara ve tstanbulun Bağdat ile konuşmaları sağlanacaktır.
Iskenderunda yaka lanan kaçak eşya
İskenderun 20 (A.A.İ — Gümrük kapısından pasaportla girerek şehrimize gelen iki Suriyeli. İzmir’e hareket etmek tise re İstasyona giderlerken, daha önce bavullarında kaçak eşya bulunduğu haber almarak yakalanmışlardır. Suriyelilerin bavullarında on binlerce kaçak çakmak taşı bulunmuştur.
Ayrı değil beraber I «İrinden bahisle (liyor ki:
—-------■— 1 Eğer bütün dünyanın milli
CUMHURfYETte Nadir Nadi , bu başlıklı makalesinde milli | bayramlarda reaitttertae. *'r“rI" H r n,,n 1
siyasi partilerin vc sivil ahalinin iştirak ettirilmemesi kararım yerinde bularak diyor ki:
Tek parti zamanında bizde de sivil teşekküller bazı geçit resimlerine iştirak ettirilirlerdi. Ordunun arkasından iktisadi müesseseler!, onların arkasından esnaf cemiyetlerini vesair başıbozuk toplulukları seyrederdik. Partiler çoğalınca, bu hail tablatlle bir müddet devam ettirmek zorunda kaldık. Fakat vaziyet anormaldi. Hele birleştirici bir rol oynaması ge- 1 reken bir milli günü, tam tersine bir parti yarışı haline ge-ı t İrmek temayülleri belirince, demokratik gelişmemiz t--------
tün tehlikeye giriyordu. Bir se-, nede 365 gün vardır Partilerimiz isterlerse bu günlerin her birini kendi propagandaları uğruna kullanabilirler Diledikleri yerde toplanıp, diledikleri gibi konuşmak, yürümek, şarkı söy-. içmek, yahut Jimnastik yapmak onların en tabii hakkıdır. Ancak milli bayramlarda ve sadece milli bayramın resmen kutlandığı yerde particiliklerini unutmalı, unutmuşular bile İçlerine saklama lıdırlar. Milletin partiler üstü bir varlık olduğunu bu vesile ile olsun hatırla-' mak, hürriyetlerimizin istikbali bakımından faydalıdır.

Sarsılan istinat duvarı
Ahmet Emin Yalman VATANda yazdığı makalede Atatürk'ün ■ hürriyetin de, müsavatın da, adalelin dc istinat değil, fİİl demokra"’*' noktası mitli hâkimiyettir' söz- Selim Ragıb Emer SON POS-
' sırada, bir milli hâlzlmiyet şuu-I runn kendi aramızda canlandırmanın yolunu bulursak, çok hayırlı neticelere varmanın a-ilahlarını elimize geçirmiş ola- . cağız. Bu takdirde Atatürkiin sözünü gerçeğe çevirerek, bir, defa hürriyet, müsavat ve adalet İçin sağlam bir İstinat noktasına kavuşacağız. Aynı zamanda da dünya yüzünde çok hayırlı ve bizim İçin geniş verimli bir İstikrar rolü oynamak imkânı elimize geçecektir. Böyle neticeler temin edecek bir! hedefe varmağı mümkün kılacak yolıı hep birden a.
elbette zahmete değer. I'
uırınce,- . . * „
büsbü- İktidarın ibret gozu açılmalı
YENİ SABAH bit başlıklı makalesinde diyar ki:
Memleketin demokrasiyi hazma hazır olmadığı hakkındaki her iddia gülünç vc mantıksız ■ değil midir? Kadınlarımıza seç- , re seçilmek hakkını veren. bir dereceli seçimi kabul , eden bir parti böyle vâhi bir iddiada bulunabilir mi? Bulunursa kendi kendisini İnkâr, etmiş olmaz mı? ı Bu büyük bayrarr.de > istisnasız, demokrasinin I Cumhuriyetin hakiki ve saml- değildir, misini İstiyor yalnız çerçeveslle | İktifa olunmamasını diliyor. nin, hem Bu kadar meşru bir İsteğe İleti- ağartan dardan uzaklaşmak p-’-——1............. -
da olsa muvafakat olunmaz ' mı?
TA» da yazdığı makalede Ctım-l huriyetin yıldönümü münase-■ belilt demokrasiden bahsederek diyor ki:
Biz, işin yalnta ediyor, tarafı I un muş gibi zümrenin her ı cefil iddiasını 1 ettirmeye çalışıyor ve bu suretle, şahsi arzularımızı hakikatin aynen kendisi imiş gibi ifade ediyoruz.
Böyle bir yıldönümünde bu acı hakikatleri ortaya koymaktan müteessir olmakla beraber, davanın böyle bir zaviyeden ■u »um- Görülmesinde ısrar edilmesinin aramak yanlışlığına ehemmiyetle İşaret ’ “ ............alamı-
lâkırdısını İlâhiden emro-sadece tek bir şayi başarablie-umııma kabul
teşkilâtı
Süt komisyonu

Söz demokrasisi
Türkiyeyi Yakın Şark’da örnek bir merkez yapmak istiyor
Birleşmiş milletler sağlık teşkilâtı Akdeniz bö'gesi başkanı PakistanlI doktor M K, Afrldl dün sabah Ankaradatı şehrimize gelmiş, bu sabah da uçakla Kahlreye hareket etmiştir.
Misafir doktor, dün bir muharririmize. memleketimize gelişindeki maksadı ve tetklkle-rlyle temasları halkında İzahat vererek demiştir kİ:
— Verem, hastabakıcılık ve köy sağlığı işlerinde Birleşmiş milletler sağlık teşkilâtının size nasıl yardım edebileceğini etiıd etmeğe geldim Bu arada Türkiyenin diğer sahalardaki çalışmalariyle kaydettiği İlerlemeleri görmekte çok miıte-|hassİ8 oldum. Veremle mücadele ve tedavi hususunda mem-_ lekelinizde en son tedavi uşul-
Veklllerin leriue Süre kurulmuş mükemmel bir organizasyonun İşlemekte olduğunu memnuniyetle söyllye bilirim. Veremi yaratan iktisadi ve sosyal sebepler ûze-Ona yapılan teşyi merasimi r|ncıe ^e durulduğunu ve mev-herkes idure adamlarına yapılan bas- cuL imkânlardan İstifade edil-,e mat.^a.l,P tCWl merasimlerinden eliğini de kaydetmeliyim
I Türklyedekl verem mücadele Giden Valimiz hem milleti- teşkilâtını takviye İçin yeni e-partisinin yüzünü lemanlar seçip Avrupaya ve _ nadir şahsiyetlerden Amcrlkaya göndermek suretiy-
pahasına biridir. İstanbul onu unuttu-,le J*Wira»ege ve tahsil mu-yacak ve onun gelecekteki par- , raflarını ödemeğe karar verdik, lak muvaffakiyetlerini sevgi ve Aynı zamanda sağlık okul ve alâka ile takip edecektir. Mu- müeaseelerinde nokran görülen hakkak ki onu devirmek lçln‘Çe?ltU teçhizat ve malzemeyi altındaki sandalyeyi çekmek de göndermek arzusundayız. Bu istlyenler bir gün utanacaklar- h'
dır.
etmekten de yoru».
kendimizi

Bir miting
HÜRRİYET bu başlıklı makalesinde Dr Lutfi Kınlara yapılan IcşyldCn bahisle diyor ki:
Gazetecilerden nefret eden ve onları gördükçe şeytanı gör-muş gibi olan bazı geçen gün Haydarpaşa garında olup LiUfl Kırdar’ın. nasıl teşyi edildiğini görmelerini İsterdik.
karşı tedbirler alıp duruyor. Bu da o cümledendir.
Recep Peker çok hatalar etti. İktidar devresi hatalarla doludur Fakat 7 Eylül mübdii. bir tek doğru söz söylemişti:
— Ucuzluk artık olamaz. Onu beklemeyin.
İşte bu vecize, bütün acılığı île doğru çıkıyor. Rejimimizin hükümetleri kimi liberal, kimi devletçi ve himayeci, birbirlerine miitcna kız İktisadî siyasetler takip etmişlerdir. Öyle ki, bunta-nn aynı fırka tarâTından ba şa getirilmiş hükümetler olduğunda şüplıe edilir. Ancak bir tek nokta üzerinde hepsi müttefiktirler:
llayatı ucuzlatmamak'
Eğer ihracat maddelerimiz, büyük bir tehlikeye mâruz bulunsaydı, ithalât üzerine şimdiki baskıyı koymak belki bir mantığa sığardı. Bilâkis, yine son gün lerîn haberleri arasında hemen bütün ihraç maddelerimiz. İngiliz lirasının düşmesinden evvelki fiatlerlne kıyasla pahalanınıştır. Biraz düşenler olduysa bile derhal kendilerini toplamış, yükseğe çıkmışlardır.
Bu suretle:
Gül âteş, gülbün âteş, Gülsen âteş, cuvibar âteş olmuştur.
Pahalılık cephesinde sükûnet berdevamdır.
(Vâ-Nû)
Belediye hastaneleri
Sağlık Bakanlığının tezkeresine red cevabı verileceği tahmin ediliyor
Fiatler yükseldiğinden harice alivre satış yapanlar, zarara uğradılar
Adana — Bütün pamuk böl-gelerlnde çırçır fabrikaları tam randımanla faaliyete geçmişlerdir.
Alâkalı mehafll, pamuğun bu günkü durumunu çok sağlam görmektedir. Bu ay ve gelecek ay pamuk üzerine geniş ölçüde İhracat yapılacağı bildirilmektedir.
Erzurum et kombinasının makineleri
Erzurumda 1950 yılında kurulacak et kombinası İçin A-merikaya sipariş edilen makina ve diğer tesisatın bir kısmı gemilere yükletilmlştir.
Diğer geri kalan 100 tonluk kısım İse Nevyork’dukl rıhtımda
Dahilde olduğu gibi, harici a-llvre satışlarda da büyük zarar-Ilar görüldüğü ayıklanmaktadır. Dahilde Hallerin bu kadar yükseleceğini tahmin etmiyen ve —.... ...«.uu»*,,. Avrupaya ayni Utalı bildirmek lık bakanlığının belediyeye suretiyle alivre Satış yapmış o-gönderdiği tezkere umumi mec- |an ihracatçıların da para kay-ilste hoşnutsuzlukla karşılan- [ betmiş oldukları anlaşılmakta-mıştır. Vali ve belediye başkanı (jır, Fahrettin Kerim Gökay’m bu. hususta mecliste yaptığı konuşmada Bakırköy akıl hastane-, sindeki sJnir kliniğinin Cerrah- ( paşa ve Haseki hastaneleri asabiye koğuşlarına naklinin isabetli olacağı hakkındaki m.üta-1 lâası da hoş karşılanmamıştır. |
Meselenin tetkiki için bakanlık tezkeresi muhtelit bir komisyona havale edilmişti. Komisyon tetkiklerini henüz bitirmemişse de gerek komisyon gerekse umumi meclis Azalan, ve diğer belediye mensuplan belediye has tanelerin in sağlık bakanlığına veya üniversiteye devrine şiddetle muhalifUrler. • İleri sürülen mütalâalar da , yerindcdlr. Belediyenin şehir, halkına yapmakla mükellef olduğu hizmetlerin başında sağlık İşleri yer almaktadır Bele- ( diye, elindeki hastaneleri ve
diğer saflık müessesçi erini,
bütçeye yuk oluyor, başımdan
Belediyenin elinde kalan son
tstanbula hareket etmişlerdir Bu hususta verilen malûmata göre, Polonya, Ege ve Çukuro-vndan mühim miktarda pamuk alacaklardır. Heyetin bu maksatla Adanaya da geleceği söylenmektedir.
Kasım teslimi Alman satışları bulunduğu bildirilmektedir Bu bakımdan, gerek bu ay ve gerekse önümüzdeki ny içinde mühim miktarda pamuk edilecektir.
Yeni bir pamuk tipi
Verilen malûmata göre ktirova pamuk istasyonu. verimi yüksek hava ve bilhassa yağmura dayanıklı, kalitesi «a-kaia i3o» diye adlandırılan yeni bir pamuk tipi bulmuştur.
ihraç
I Söylendiğine göre, dış alivre t satışlar İhracatçıların kaybı kl-'f loda 20-30 kuruşu bulmaktadır, ı Haber aldığımıza göre, Po-lonyadan Türkiyeyc gelen tlca-, ret heyetinden ayrılan bir grup I İznıire kadar gelmiş vc bam pa-I mukçul arımızla temas ederek
uuıçeye yu* onıyor, Başımdan gitsin, diye düşünmüyor. Bil A-kls biitün külfetlerine rağmen
Çu-
W. Lippmann bugün geliyor
Dünyaca tanınmış siyasi mu-
lususta Sağlık Bakanı ve diğer alâkalı zatlarla da temaslarda ı bulundum. İhtiyaçlar İsiteler [ halinde tesbit edUerek bize bil-1 dirilecek, biz de en kısa zamanda bunları göndereceğiz. Dünya sağlık teşkilâtının asıl gayesi. Türkiyeyi Yakın şarkta sağlık teşkilât ve çalışmaları hususunda «turşu memleketlere örnek bir umumi merkez haline getirmektir.
Civar memleketlerin muhtaç olduğu elemanların bilhassa hemşirelerin Tûrkiyede yetiştirilmesi bizim İçin birçok kolaylıklar temin edecektir.
Şehir Meclisi son devre top- Memleketinizde gördüğüm alan tısında Şehir Tiyatrosu İçin lâkadan çok mütehassis ve yeni bir talimatname kabul et- müteşekkirim. Beş vüz senelik iniştir. Bu talimatnameye göre, ihmalleri tashih hususundaki I şehir tiyatrosu sanatkârları.' gayretlerinize hayranlığımı ilâ-bundan sonra tamamen tiyat- Ve etmeliyim.» ronun emrinde olacaklar ve
1 hariçte filim çevirmek, dublaj yapmak İşleriyle birlikte hiçbiri iş yapamıyacaklardır. Sanat-' kârlar ayni zamanda tiyatro-yo mukavele İle bağlanacaklar ve bu anlaşmalarda tarafların İstekleri karşılıklı olarak tesbit edilecektir. Mukavele 3 senelik olacak ve hitamında yenllenc-bilecektir.
Diğer taraftan şehir tiyatrosunun kadrosu ve bu kadroya göre mukavele yapacak sanat-1 kârlara verilecek
tesbit edilmiştir. u» ------------ ■—o.........—«■—
-sanatkârların dışardn. başka 1?Anılmasına gelecek hafta içinde men edilmesi ü- başlanacaktır. Edremit, Ayvalık bulunan da ka-başlıya-
Şehir Tiyatrosu sanatkârları
Belediye tiyatro personeline senede 393 bin küsûr lira
veriyor
Zeytin mahsulü
Bu yıl pek fazla, fiatler düşüyor
Ankara 29 — Gelen haberlere göre bu sene bütün bölgelerde zeytin mahsulü her türlü ücretler de tahminin üstündedir. MahsuBu ücretler. 1ün istihsal bölgelerinde topla-
harrlrlerden Amerikalı gazeteci yapmalarının uıvnrumuc» u-(
Walter Llppmnnn bugün şehri- «irine arttırılmıştır. Bu ücret- »e Ege bölgelerinde m i ze gelecektir. .................
I zeytinyağı fabrikaları sim başında faaliyete
I caklardır.
’. Bu yıl fazla mahsul
onları idare ve İhtiyaçlarını temin etmektedir.
Vc bu müesseseler! İdame et......... .»v.^uıı* uaıu iuiuuuu» m°k arzusundadır. Bu sebeple
depoya konulmuştur. Erzurum 1 belediyenin sağlık bakanlığı et sanayii tesislerinin kıymeti tezkeresine red cevabı vereceği 450 bin dolardır. I şüphesiz görülmektedir.
Gerilla kurcuna bitiren subaylara Milli Savunma Bakanı Hüsnü Çakır diplomalarını veriyor
ler şöyledir:
T50 lira aylıklı bir rejisör, 500 lira aylıklı bir sanat müşaviri, biner Ura aylıklı 5 kıdemli sa-( natkâr. yedi yüzer lira aylıklı ğı kati surette anlaşıldığı için üç kıdemli sanatkâr namzedi, i zeytin ve zeytinyağı fiatleri altı yüzer Ura aylıklı on. birinci şimdiden düşmeğe başlamıştır, sınıf sanatkâr, beş yüzer lira Bunda zeytinyağı İhracının ya-aylıklı 8 İkinci sınıf sanatkâr.1 sak edilmiş bulunmasının da dört yüzer Ura aylıklı 8 üçüncü âmil olduğu tahmin ed İlmekte -sınıf sanatkâr. 350 lira aylıklı dir.
10, dördüncü sınıf sanatkârdan ibarettir. Bu suretle tiyatro sanatkârları »iyisi 47 ye İndirilmiştir- Hâlen 53 sanatkâr mevcuttur. Tiyatronun memur ve teknik elemanları da 24 kişi o-. larak kabul edilmiştir. Bu suretle şehir tiyatrocu personelt-
1 uı» t aaıpa./a »a.u»»ı\>ıuc b*uv-m »node wru«n »ylık y.ktaul r8k c!k[ B bat„, B Pe. 393.300 liradır. Bu ücretler şlm-' diki ücretlerden bir senede 37
bin Ura daha fazladır.
slın aca-

Vali Recep Peker’i ziyaret etti
Vali ve Belediye Başkanı Ord. Prof. Dr. Fahrecidin Kerim Gökay bugün öğleden sonra Cerrahpaşa hastanesine gide... .. .
Allalı selâmet versin, bizim Belediye etliye sütlüye karışmaktan pek hoşlanmaz amma yılda bîr defa müzmin hastalık nöbeti geçirir gibi hissiyatı galevana gelir, emektar bir sütnine şefkatiyle İstanbul halkına kanı kaynar, temiz siit içirmek hevesine kapılır. Bir gayret, bir gayret! Komisyonlar seçilir. Meclisler kurulur. günlerce meşveret edilir, siirürıcemeli incelemeler yapılır, yığın yığın raporlar yazdır ve nihayet?... Bu gayretler emektar siilni-neciğin nahif bünyesini sarsar. yorgunluk, bıkkınlık gelir; »Şimdilik bu kadarı kâfidir. Gerisini de gelecek sene tamamlarım» teranesiyle ağızlarımıza lâstik memeyi tıkıverir.
Allah bahtım bir kat daha açık eylesin, talihlidir Belediyemiz! İstanbul halkı şımarık afacanlar gibi yaygaracı değildir. Biberon veri ne ağzımıza tıkılan kuru memeyi, üvey ana elinde örselenmiş sabi tevekkülüyle; «Fabrika kurulacak, pastörize süt yapılacak.- nakaratını kekeleye kekeleye, calnr çakır emerek günümüzü gün eder, Ömrümüzü tüketiriz.
Istabul’da pastörize süt dedikodusunun ilk başladığı çağlarda doğan bebeklerin bugiin ak sakalları göbeklerine indi, fakat dedikodu hâlâ tazeliğini muhafaza ediyor, her sene yeni bir hevesle belediyecilerimizin diline dolanıyor ve her sene eski emekler silinip yeni baştan işe girişiliyor.
Süt dedikodusu aynı minval üzere bu sene de depreşti.. Başımıza bir de «Süt komisyonu .. çıktı- Bunlar da toplanmışlar, mevzuu tetkik etmişler ye şu neticeye varmışlar: «İstanbul’da süt meselesinin halli için yegâne çare .pastörizasyondan ibarettir.»
Ha bravo! Bu ne mühim keşiftir, a efendim! Bakindi hele, nihayet süt derdinin halli çaresini bulduk, atom kâşiflerinin bile pabucuna dama attık! «Pastörizasyon* deyip geçmemeli. Şu Frenk-çe kelimeyi ele geçirdik ya* gerisini düsünmiyelim artık. Süt isi halledilip bitti demektir!
Komisyonun raporunu gazetede gördüm, yapılması gereken işleri altı madde içinde toparlayıvermışler-Birinci madde aynen şöyle:
«Gıda maddelerine dair 18542 numaralı talimatnameye, (kâfi derecede pastörize süt temin olunan yerlerde pastörize olmıyan sütün satışının men’i hakkında belediyelere salâhiyet veren bir maddenin ilâvesi) hususunda alâkalı Bakanlıklara müracaat edilmesi.»
İlk maddenin ilk satırındaki rakamdan gözlerim karardı, öbür maddeleri okutamadım. Talimatname numarası mıdır, astronomiye ait bir rakkam mıdır?
Bir dc. işler muntazam yapılmıyor, diye dert yananı. İş yapmağa imkân var mı, a canım? Eldeki talimatnamelerin rakamlarını okumağa bile insanın ömrü kifayet etmM, nerede kaldı tatbikatı?
Süt kamisvonunun böyle muazzam numaralı talimatnamelerle rapora başlaması. süt işini ne kadar sıkı tuttuğunu gösteriyor! Belli ki süt çocukları da «cak cak» nakaratını kekeliverek ömür geçirip ak sakalı göbeğe salacaklar!
Cemal REFİK
İki Büyük Eayram
| Vefa Eşya Piyangosu j
I . _ Satışa çıkarıldı.
I Villâ — Otomobil — Arsa vc Zengin Hediyeler a 1 liraya sizin olabilir.
Mîlletlerin Garip Âdetleri
Çok meraklı resimli bir yazı serisi
Pek yakında AKŞAM sütunlarında okuyacaksınız,
■>

Bursada büyük bir
orman yangını
Bursa 29 — İnegöl ile Bilecik ker’l ziyaret etmiştir. j hududu arasında bulunan MO-
Prof. Dr. Fahreddln Kerim zlt ormanlarında iki gün evvel Gökay, müessls ve başkanı bu-' başlıyım büyük yangın biitün. lunduğu Yeşilay cemiyeti genel gayretlere rağmen sön dürül e* başkanlığı ve yönetim kurulu memlştir. Yangın genişlemek üyeliğinden İstifa etmiştir. İstidadını göstermektedir
Türkiye GENEL SİGORTA a.o.I
Ödenmiş Sermayesi: TI„ 1.000.000
Kasım başında kendi binasında (A'eni Postahane karşısı) Her nevi sigorta ile iştigale başlıyor Hayat - Yangın - wakİiyat - Ka^A Abm Telgraf: GEN SİGORTA Telefon: 25108 b₺j/
Havadan para alayım defken...
Kendi rızalarile paralarını kaptıranların macerası..
Günün birinde sokakta içi para dola bir zarf görürseniz, yanınıza yaklaşıp ba parayı sizinle taksim etmek isteyen adama zarfı olduğu gibi helâl etmelisiniz..
Hacıların İstanbul» gelip Bitmeleriyle alâkalı bir halde ve son birkaç gün içinde artan bir tip zabıta vakası emniyet müdürlüğü ikinci şubesi mrmnr-larının. sıkı takip ve yakalamaları sonunda hemen hemen tamamen önlenmiş gibidir
MamaRh zabıtadan ziyade, bu tip vaka 1le karşılaşan her hangi bir şu tısın, bir parça müteyakkız bulunması İle derhal mâni olunabilecek olan bu vaka, polis tâiblriyle «Zarfçılık» denilen hâdisedir.
Açıkgöz sabıkalıların bilhassa safdiller üzerinde tatbik ettikleri bu sistem soygunculuğa uğrayanların ilk baş vurdukları yer polis karakoludur.
Buraya girer girmez:
— Yandım komiser bey, bütün param uçtu gitti. Allah rızası İçin benim paralarımı butun! Memlekete dönecek yol param bile kalmadı!
şeklinde söylediği sözler, onun neye uğradığını polise derhal hatırlatır.
Soyulmasında biraz da kendisinin rızası bulunduğunu sonradan kavrayabilen taşralı tacir, önceleri İşi tam bir soygunculuk şeklinde göstermeğe ve parasının zorla alındığını ihsas etmeğe uğraşırsa da İşin iç yüzü kısa zamanda meydana çıkmış bulunur.
İşte dört gün evvel biri 1600, diğeri de 1750 Lirasını bu açıkgözlere kaptıran Kon yalı İki manifatura tacirinin başlarına geleb ayn ayrı hâdiseler de aynı tiptedir ve suçlusu yakalanmıştır.
Bu işin nasıl yapıldığını taf-sHâtlyle anlatalım:
Manifatura taciri sabahleyin erkence camiye gitmiş ve sabah namazını kıldıktan sonra oteline dönmek üzere pos-tahane arkasındaki yoldan İlerlemekledir. Bu sırada; geçimlerini «Zarfçılık» 1* temin eden açıkgöz sabıkalılar da ağa düşürecek av aramakla meşguldürler ve işte halinden paralı pullu bir taşralı olduğu anlaşılan manifatura taciri de ağır ağır Uerilem ektedir.
«Zarfçılar» en .şağı iki kişi olarak ve ayn ayn dolaştıklarından aralarındaki bir İşaretleşme ile «av» ın gelmekte olduğu bildirilmiştir.
tkl zarfçıdan biri, manifatura tacirinin önüne geçmiş ve birkaç adım ilerledikten sonra, paltosunun iç tarafından aşağıya doğru yere bir paket düşürmüştür. Bu adam, paketin düştüğünden tamamen bihaber görünerek ilerleyip gitmiş, tacir de pek tabii olarak yere düşen bu paketi görmüştür.
Bu sırada, önde paketi düşürenin arkadaşı, tacirin arka-sındım gelmekte iken bir iki çabuk adımla tacirin hizasına
Yazan: Remri TOZANOCLÜ gelmiş ve eğilerek yerdeki paketi almıştır.
Bu paket, kabarık bir zarftır. Görünecek yerinde bir İki tane beş ve iki buçuk liralar konmuş. alt tarafı da, aynı paralar biçiminde kesilmiş kârılarla bir hayli beslemiştir. Bu şekilde mühim bir para tomarı manzarası arzeden bu zarfı bulan adam, yanındaki «av» da bunu görmüş olması dola-yısiylc onunla konuşmağa başlayıp, pek tabii olarak onun hissesine düşeni alması için şöyle tenha bir yerde paranın taksimini teklif etmiştir.
Eh para bu... Yüzü sıcak olduğu için böyle havadan gelecek bir paraya manifatura taciri de razıdır, elbette ..
Onlar, şöyle tenha bir sokağa sapmakta İken, zarfı düşüren şahıs da gûya para zarfını düşürdüğünü farkctmlş ve bunu aramak üzere geriye dönmüş ve kendi arkadaşlyle «av» ın bulunduğu sokağa doğru yürümüştür. Bu esnada manaLfatu-racı İle beraber parayı taksim edecek olan adam, para zarfını düşüren adamın gelmekte olduğunu farkederek:
— Aman şu zarfı ben saklı-yayım’ BeUd gelir, bizi aramağa falan kalkar, senin üzerinde bulunmasın! diyerek para zarfım gûûya pek gizil bir yerine saklar, manifaturacı da hem zarfın kendi üzerinde bulunmadığının verdiği bir emniyet, hem de bilâhare yeniden parayı taksim edebilmek ihtimaliyle yürümekten çekinmez.
Az sonra zarf] düşüren adam, bunlara yaklaşmış ve:
— Ağalar, affedersiniz, para paketimi düşürdüm. Hemen geri döndüm. Bulamadım, Siz de oradan geçiyordunuz galiba, eğer aldınızsa verin! Ben gene sizi memnun ederim!
Demişse de tacirin yanındaki arkadaşı derhal:
— Biz öyle şey bulmadık. İnanmazsan üzerlerimizi ara!, diye mukabele etmiştir.
Tacir, üzerinde böyle bir şey olmadığı için müsterihtir. Diğeri ise çoktan göğsünü bağrını açarak:
1 — Haydi aşa! demiş bulunmaktadır.
Para zarfını düşüren adam, bu adamı şöyle bir ararsa da paketi bulamaz. Ve bu sefer yanındaki tacLre döner. Tacir de kendisinden emin olduğu İçin, aramasını söyler.
Cepler birer birer boşaltılır, şöyle derince bir arama yapılır. Tekrar yerlerine konma İşi olur ve işte bu sıradadır kİ «zarfçı» bütün meharetinl kullanarak tacirin para cüzdanını el çabukluğuna getirir ve tacir İşin farkına varıncaya kadar zarfçı ile arkadaşı süratle ora-
- 25 -
Eienl, koltuğunda muhabere dosyası, her gün eve geliyor, bir çok defalar Adria onu pek çok bekliyordu.
— Ne diyordunuz?
— Madam, anlamadnız mı? Dünkü söylediğimi tekrarlıyorum.
Adria dalgın, ta salondan kulağına gelen Adria’nm sesine, o dolgun, sıcak, kederli sese; bütün eve bulaşmış olan o sese, gece gündüz kulaklarında çınlayan o sese kulak kabartıyordu. Morlsle beraber bir çok şarkıları geçiyorlardı, tik defa olarak Moris saatlerle hep onunla meşgul olabiliyordu .
— Madam, bu kız daha ne kadar zaman burada kalacak?
Marlanna gibi, Eienl de bu ■uaJI sordu.
Adria, pek tabii bir edâ takınarak:
— Zannederim epey kalır. Çok sevimli bLr kızcağız. Hayatımızı dolduruyor, Moris'I meşgul etmeğe muvaffak oluyor. Bu sebepten ona çok minnettarım. Çabuk gitmesini arzu etmiyo-
Ingiltereden Amerika’ya yedi saatte gidilebilecek
Gittikçe gelişen uçak dünyayı hakikaten küçültmektedir
Londra’dan yazılıyor: 3 yü sûren gizli çalışmaları müteakip şimdi Büyük Brltanyanm, dört füze 11, tepkili yen! yolcu uçağı, «De Havllland Comet» 1 saran esrar perdesi kısmen aralanmıştır
Bu ültra modern, aerodinamik, 30 kişilik uçak, doğduğu fabrika ve hangardan çıkarılmış. basın muhabirlerinden müteşekkil seçkin bir grupa gösterilmiş ve grupun Londra-ya hareketini müteakip. 31 dakika müddetle ilk defa olarak uçurulmuştur. Bu tecrübe uçuşunda yalnız resmi müşahitler bulunabilmelerdir
De Ha villan d Cometln şimdiye kadar gizli tutulan tarihçesi oldukça meraklıdır. Uçak ilk olarak 1944 - 1945 te plân-laştinimı§ ve müteakiben 1946 da. Malzeme Bakanlığının teşvik ve emriyle İnşasına girişilmiştir. Bu, hakiki bir kumar oyunu olmakla beraber, ilgililer, İngllterenin tepkili uçaklar ajanındaki üstünlüğünü devam ettirmek için bunu göze almışlardır.
104fi ve 1940 yılları arasında, o zaman »DH 206» olarak anılan Comel'e dair teferruat ve bilgi, havacılık âleminin en iyi
ı dan uzaklaşıp giderler.
İşte bir müddet sonra neye uğradığını anlayan zavallı tacir, havadan gelen bir parayı taksime uğraşırken kendi parasının havalanıp gittiğini görünce bu adamları, polis müdüriyetinin sabıkalılar defterinden tanımağa çalışmaktan başka bir İş yapmaz.

Binaenaleyh İstanbullu olsun, taşralı olsun, yolda böyle bir para paketi veya para zarfı görüp de taksim İçin yanına bir adam gelip teklifte bulunacak olursa ona:
«— Anamın ak sülün gibi sana helâl olsun!» deyip yürümekten başka çare yoktur.
Remzi TOZANOGLU
muhafaza edilen sırlarından birini teşkil etmiştir. İnşa halinde bulunan yeni tip uçağın, kanadları geriye doğru kıvrık, stratosferde bir füze olduğu, saatte 725 kilometre süratle, 12,200 metre irtifada uçabileceğine dair şayialar dolaşmış fakat De Havllland idarecileri hiç ses çıkarmamışlar, bu hikâyeleri teyld veya tekzipten kaçınarak: «Sabırlı olun, görürsünüz» demişler vc bahsi değiştirmişlerdir.
Gizliliğin sebepleri
Bu gizillik siyaseti mâkul sebeplere dayanmakla İdi. O devirde, şimdi olduğu gibi İngiltere, «Jet» ve «Prop-Jel» yolcu uçakları İnşa eden dünyanın yegâne memleketi idi. Bu tip uçaklar arasında, »DH 106» dan başka. «Vickcrs-Vlscount» da bulunup, sivil İngiliz havacılı-gını yeniden ün plâna çıkar-m ak için bu uçaklara güve nü-mekte İdi. Bu uçaklar harpten , sonra geliştirilmiş olup, göz önünde tutulan gaye harb yıllarında, sivil havacılık gelişmesinde uğranılan zararın ve gerilemenin telâfisi İdi İngillzler, tepkili uçak ve makineler alanında, diğer milletlere kıyasen çok ileride olmakla beraber, yeni uçaklar servise çıkarılıncaya kadar rekabet mümkündü, ve bu sebepledir kİ, Comc-te alt teknik malûmat ve tefer-rüat 1949 martına kadar açıklanmamıştır.
tik tecrübe
çekmek müsaadesi verilmiştir.
Basın temsilcileri çekildikten iki saat sonra De Havllland firmasının tecrübe pilotu John Cunnlngham, yeni tip uçağı ilk defa olarak havalandırmış ve yarım saat müddetle 2133 metre İrtifada dolaşmıştır. Pilot verdiği raporda, uçuşun «son derecede memnuniyet verici olduğunu» kay' detmlştlr. Yeni tip uçak dış hatları illbarlle çok güzel olmakla beraber, bildiğimiz tipteki uçaklardan pek farklı değildir.
Sivil Havacılık Bakanlığı, dünyanın bu en enteresan u-çaklanndan birini «Büyük Bri-tanvayı, milletlerarası havacı' lık yarışında kazandıracak bit I şampiyon» şeklinde tarif etmiştir. Yeni tip uçağın, para getirecek sağlam bir proje olduğu ve pahalıya malolan bir fantanı teşkil etmediği de kaydedilmiştir. Gelecek bLr iki yıl zarfında aynı tipte yolcu uçaklarının Atlantik üzerinde setere başlıyacaklan ümit edilmektedir.
«Comet» İn henüz bir tek tecrübe uçuşu yapmış olmasına (Arkası 6 ne sahifedei
Nihayet, yine gizli yapılan uzun deneme ve tecrübelerden sonra 25 temmuzda. «DH Comet» in bulunduğu hangarın kapıları açılmış ve uçak aynı gün öğleden sonra Slr Frank Whittle (tepkili uçağın mucl-di), Slr Geoffrey De Havllland, ve uçağın plânlarını yapan mühendis Bischop'la diğer bir İki teknisyenin önünde, 4 makinesi çalıştırılmak sure t İle tecrübe edilmiştir. İki gün sonra basın fotoğrafçılarını yeni uçağın harici görünüşünün resimlerini
tslubol B»l«(Uyo*l Şehir Tlyalrovu Bu akşam saat ÎO de DRAM KISMİ
FA ÜST Yazan: Goetbe Türkçesl: Seniha Bedri GöknLİ
KOMEDİ KISMI NEMO BANKASI Yazan : L. VerneoU Türkçesl : Fehmi Ballaş, L.AY Pazar günleri 15 dt Matine Paurtcnl oksam 3 cırı Dram Kısmır.rto Salı akşamları Komeu Kuıamda temsil v oktur
MUAMMER KARACA OPERETİ
Maksimde
Saat 20,30 da
RAKIM 185
Matineler: Cumar te sİ pazar 15 te
Iskenderunda imar hareketleri
Yeni birçok binalar yapılıyor. Bir otel inşa edildi, bir başkasının inşasına başlanıyor
••■Ol
İskenderun'dan İki görünüş: Takanda Atatürk bulvarı, aşağıda Posta ve telgraf binası ve liman
İskenderun (Hususi muhabirimizden) — iskendrunda ticari, İktisadi hareketler hızla devam etmektedir- İskenderun limanı önemli bLr ihraç ve ithal
tı »roketine sahne oluyor. Bele-
diyeclllk bakımından da çok ciddî ve övünülecek bir çalışma dikkati çekmektedir.
Bütün bu hareketler arasında ve belediyenin programlı İmâr faaliyetleri haricinde olarak şahsi teşebbüslerden doğam ve turistik gayeler güden büyük çapta inşaata da tesadüf edilmektedir.
Yakın bir istikbalde, tsken-derunu ziyaret edecek her turist, buradan en 1yi intibalarla ayrılacaktır.
BLr ticaret mücssesesl 5 tem-
mw caddesiyle Atatürk bulvarı arasına muazzam "bir otel yap' tırmıştır. Bu otel, tamam iyi e
moderndir, ikinci bir otelin de başka bir ticaret müessesesi tarafından İnşasına pek yakında başlanacaktır. Bu İkinci otel, deniz kenarında Atatürk bulvarının üzerinde olacak ve (400) metre karelik bir sahayı İşgal edecektir. Zemin kat dahil dört kattan İbaret olacak otelin üç katında 12 daire, her dairede banyo, sıcak ve soğuk su tertibatı vesaire bulunacak, bina kaloriferle ısıtılacaktır. Zemin katta bir Amerikan barı havi büyük bir lokanta açılacaktır.
Otelin üstü büyüt bir teras olacak ve bu teras üzerinde hususi koionadlar üzerine kurulmuş tentelerle kabinler bulunacaktır. Yazın zemin kat-
takl lokanta ve Amerikan bar
bu terasa nakledilecektir
Şehir, mütemadiyen büyümekte, bir çok boş arsalar üzerinde yeni yeni bir.alann temelleri görülmekledir.
Yine deniz kenarında ziraat bankasının yaptırmakta olduğu modern ve zarif bir banka binası da İkmal edilmek üzeredir.
Veremin üçüncü devresindeki evlenme müsaadesi
veremli gel
Created by free version of 2PDF
İskenderun (Akşam)
mekte ve bu veremli vatandaşları izdivaçlar ifşa etmektedir.
Geçenlerde dünya evine giren bir genç vatandaşın ancak evlendikten sonra veremin üçüncü devresinde bulunduğu teshil edilmiş ve bu zavallı genç evlilik hayatının daha ilk aylarında iken arkasında genç bir dul kadın bırakarak hayata gözlerini kapamışta.
Acaba veremin üçüncü devresinde bulunan bu genç vatandaş, evlenmek müsaadesini, hangi resmî sağlık müessesesln-den koparabllmİşUr?
BUGÜN
BETTY GRABLE ve DAN DAİLEY’in Büyük ve parlak muuf feriye Heri olan
Sineması
TATLI MİRAS
(Mother W o re Tights)
Muımm ve tamamen renkli müzikal filmini takdim edecektir. Şarkı, dans ve neşe dolu cazip ve sciılıar bir temaşa
——
rum.
Başkalarına karşı .«amlml görünmeğe çalışan Adria 'nın İçini hep şüpheler kemiriyordu: «Morİs onu seviyor.» Bazan düşünüyordu: «içimi parçalamak, onları her dakika gözlemek neye yarar sanki? Mukadder ne İse o olacak. Şu holde yapacak bir şey yok...» Bu düşüncenin tesiri altında tâbiyeyl değiştirmeğe karar verdi. Birdenbire manasız bir âlicenaplığa katlandı:
— Neden siz İkiniz, yarın Milano'ya gitmiyorsunuz? Ben hâlâ iyi değilim. Kendimi yorgun hissediyorum. O maestro her holde seni tanır Aryan.
Artık, ona «sen» diye hitap etmeğe başlamıştı, o da aynı samimiyetle mukabele etti:
— Sen de gel Adria. Sen gelmezsen biz de gitmeyiz.
Adria, asabi asabi güldü:
— Tuhaf çocuklarsınız doğrusu. Hep yanlarında bir bekçl-J»e İhtiyaçları var! Fakat bazan da bekçi çok yorgun olabilir.
Morls ısrar etti:
— Şakayı bırak. Sen de geleceksin. Hiç blrşeyln yok.
fflra|Satın alınmış kalb
MMfeg^YAZANllONA PfVfgfURÇEVİKEN WAZ/k DERSNİ j
— Fakat benim şehre inmeğe hiç İsteğim yok. Halbuki Aryan gitmeli.
Adria gitmelerine ısrar ediyor. fakat İçinde kabul ederler korkusu vardı. Onlar her gün reddediyorlardı. Anlaşılmaz bir İnat İle reddeden daha ziyade Aryan idi:
— Hayır, sen gelmezsen, hayır.
Bir gün Adria odasında İken ansızın Morls İçeri girdi. Gözlerinde neşeler, kıvıicımlanıyor-du.
— Adria, ben vc Aryan Milano’ya kadar uzanacağız. Shu-man'ın Hederini öğrenmesini İstiyorum. Gidip notasını arayacağız.
Kadının kalbi hopladı.
— Dışarıda yemek yiyeceğiz Ihıma, çarçabuk döneceğiz. Bu
akşam İçin bize iyi cocktall hazırla. HanJ Paris’te öğrendiklerinden.
Zıplayarak, gülerek konuşuyordu: fakat bakışları sert ve haşin idi. Bakışlartyle «İtiraz etme, Günümüzü berbat etme» demek istiyordu.
Adria, söylenecek münasip kelimeleri arıyordu. Morls, eğildi, dudaklarından öptü,
— Bllsen, dedi, surat astığın zaman ne kadar çirkinleşiyorsun. Allaha ısmarladık, akşama görüşürüz.
Cevabını bile beklemeden çıkıp gitti.
Adria bir müddet hayret İçinde olduğu yerde kaldı. Sonra birdenbire ayağa kalkarak dışarı çıktı.
Koridorun bahçe kapısına nazır penceresinden onları, elele
vermiş, kapıdan çıkarken gördü. Moris âdeta kızı sürüklüyor gibiydi. Adria:
— Ariane... diye bağırdı.
Kız yüzünü çevirdi, ehle ona bir selâm gönderdi.
işte: Otomobile bindiler, süratle köşeyi döndüler.
«Otomobil benim. Kullanmadan evvel müsaademi olma lan lâzımdı...»
Bayağı bir düşünce. Budalacasına bir düşünce. Odasına döndü, uykularında yürüyenler gibi oda İçinde gezindi. Aynanın karşısına oturdu. Aynada İhtı-yor, yorgun, soluk bir kadının endişe ile yüzüne bakan aksini gördü.
İhlizar saatleri. Kendisini avutmağa uğraştı. Ne müzik, ne de kitaplar fayda etmedi. Kederli bir rakkas gibi salondan
odasına, odasından salona gidiyordu. Bazan kanapeye oturuyor, taş kesilmiş gibi hareketsiz duruyordu.
Bazan kendi kentlisiyle konuşur. Makul muhakemeler yürütürdü: «Korkacak ne var? Büyük bir şehirde, kalabalığın ortasında bulunuyorlar. Fena bir şey yapamazlar. Yapmak isteselerdi burada da binlerce Tırsat var! Eğer sevişiyorlarsa. ayn olmaları ve birlikte bulunmalarının hiç bir ehemmiyeti yok.»
Gene ayağa kalktı, odaları dolaşmağa başladı. Kabahatli olsalardı, hiç böyle sıkılmadan yalnız gitmelerini İstemezlerdi.
— Madam, bahçede mİ yoksa evde mİ hazırlıyayım?
— Marlanna hiç bir şey hatırlama.
Fena ruhlu kadın şu hizmetçi... Fenalığın timsali.
— Ben çocuklarla beraber şehre gidemedim, çünkii başım fena halde ağrıyor. Kendimi yatağa atmağa gidiyorum, zan ederim onlar dışarıda yemek yiyecek.
Kendisini yatağa atlL Başka şeyler düşünmeğe çabaladı, fa-
kat bir türlü hayalleri gözünün önünden gitmiyordu. Karşı karşıya yemek yiyişlerini, gülüşmelerini tahayyül etti. Yanlarında o bulunmadığı için ma sanın altından koiunu uzatıp kuan elini sıkmağa lüzum yoktu.
Vakit çok uzun ve azap verici. bir türlü geçmiyor. Adria ayağa kalktı. Tuvaletin önüne oturdu, tarandı. Ne maksatla? Hiç.
Gece yansı oldu, geçti. Saat iki... Üç... Morisle Arlan daha dönmediler. Biraz sonra bahçe tarafından kulağına bazı sesler geldi. Evet, onlar. Pencerenin altında idiler. Pencereye dayandı. nc konuştuklarını İşitmek için kulak kabarttı Arian:
— Hayır... Diyordu... Hayır... Bu olmaz. Ben evli erkekleri sevmem.
— Arian... Bana bakmanı İstiyorum. Rica ederim biraz yüzüme bak. Gözlerimin ifade etmek İstediği şeyi hiç bir kelime İfade edemez. Görmelisin ki ben sefil bir adam değilim. Beni sefil olmaktan kurtaracak yalnız senin aşkında
(Arkası var)
Elektrik umum mü
Yeni
Bulgaristanda
Bürünün beyanatı
Tramvay seferleri ve Ağacamii durağı — Otobüs ve bütçe meselesi — Yapılacak işler
Elektrik, tramvay ve otobüs bin liradır. Şimdi kurulmasına umum müdürü İbrahim Kemal çalıştığımız İM yeni kazan da Baybora İşletmeler hakkında hizmete girince istifademiz ar-dun şu izahatı vermiştir: | tacak ve senede bunlardan bir
___ Şehir seyrüseferinin iste- milyon, liralık randıman fazla-nildlği gibi tanzimi hususunda sı kür elde edebileceğiz.
zaman zaman şikâyetler artar.' Bu sene İçinde idaremiz 11
Bu hususla haklı olan cihetler vardır. Doğrusu aranırsa seyrüseferde intizam yoktur. Fakat bunun kabahatlerini tramvay ve otobüs işletmelerine yükletmek haksızdır- Tramvaylar raylarına bağlıdır. Otobüslerin güzergâhları malûmdur. İntizama?,! ıklan asıl şikâyetçi bizlz. Seyrüsefer işlerinde belediye nizamlarına riayet eden yok gibidir. Caddelerin bir kaldın-mından öbür kaldırımına geçmek için hiçbir kayda tâbi olmuyoruz. Vatmanın veya şoförün biri göreceğinden emin, sallana sallan a karşıdan karşıya geçiyoruz. Sonra tramvaylara. atiıyarak inip binenlere de bir turlu mâni olamıyoruz. Şehrimizde seyrüseferin tanzimi için birinci şart herkesin belediye nizamlarına mutlak suret-' te uymalarını temindir.
Sonra tramvay güzergâhı olan ana caddelerde Karaköy ve Çarşıkapı gibi daralan yerler nakil vasıta!arının lnkıtasız a- | kışına mâni oluyor. Yapılacak ikinci mühim iş bu boğazlan genişletmek, hele Kazak öyû mutlaka açmaktır. Tramvay nakliyatından vareste olacak vaziyete henüz gelmiş değiliz. Bunları kaldırarak yerine tamamen otobüs hatlarını koy-m ak arzu ettiğimiz bir şeydir-Fakat cadde ve yollanmış bugünkü halde kaldıkça yolcu nakliyatı beklediğimiz şekilde süratlenemez. Tünel ile Taksim orasında tramvayı tamamen kaldırmak da bence asla doğru olmaz. Bunu yaparsak 19 milyon lira kıymetinde olan bu şebekenin verim ve faydaları patlıj an balon gibi aönüverir.
Ağacamii durağı
İdaremiz senelerdir yaptığı tecrübelerle durakların yerlerini tesblt etmiştir. Bunların bir tanesinin yerini değiştirmek aksaklığa sebep olur. İşte bunun en iyi misali Ağacamii durağıdır. Kaldırıldı, olmadı. Şimdi bu durak yeniden konuldu. Tahmin ederim kİ artık kaldı-nlmıyacakür.
Sipariş edilecek yeni otobüsler
Şehrimizde otobüs isletmesini genişletmek en büyük arzumuzdur. Bunun faydalarını soy-itmeğe lüzum yoktur zannederim. Bugün elimizdeki vasıtalardan azami derecede istifade etmeğe çalışıyoruz Fakat mevcut araba sayısı kâfi değildir. Yeniden 5q otobüs siparişi no karar vererek hazırlıklarımızı yaptık. Bize kredi ile en İyi evsafta otobüs verecek firmalar
milyon liralık tesisat ve tevsiat yaptı. Bir kısımla da borç ödedi.
Yapılacak işler
İlk lş olarak bir türbin ve 2 kazan daha satın almak lâzım Ayni zamanda Kadıköye yeni bir gazhane tesisi lüzumludur. Bu seuıtln gaz şebekelerinin de takviyesi İcap ediyor. Yeniden en az 50 otobüs daha almak ve tramvay rayları getirmek de lâzımdır. Eski türbinlerin esaslı şekilde tamirlerinden de vazgeçilemez. Bunların hepsi çok lüzumlu işlerdir. Fakat bizim üzerinde ehemmiyetle durduğumuz asıl mesele SU âh tarağa fabrikasının kok kömürü yerine Ağaçlı linyitlerinden elde edilecek havagazıyle işletilmesidir. Bunda muvaffak olursak, senede 250 bin ton kok kömürü tasarruf edilecektir. Tetkiklerine başladığımız İşin tatbikatı imkânsız değildir. Bu maksatla Etibankın şehrimize davet ettiği profesör Şene tetkiklerini bitirmiş ve neticenin müspet olacağını kaydederek raporunu vermiştir. Fabrikayı havagazı İle işletmeğe muvaffak olursa tesisatımızda tadilâta lüzum kalmıyacak. İcabında yine kömürle de işletilebilecektir.
8. G.
Endonezya meselesi
Yeni Gine’nin mukadderatı münakaşa mevzuu oluyor
Hague 29 fAp) — 2 Kasım çarşamba günü. Hollanda - Endonezya yuvarlak masa konferansının bir genel oturum yapacağı haberi, Hollanda ve Endonezya temsilcilerinin mühim noktaların hepsi üzerinde anlaşmaya vardıkları mânasını ta zammun etmektedir.
EndonezyalIların, Endonezya Birleşmiş Milletleri arazisine 11 hak etmek İstedikleri Yeni Gine'nin istikbalini tâyin zımnin da şiddetli müzakere ve mûna kaşalar devam etmektedir.
HollândalIlar Yeni Gine'nin bağımsız ve tarafsız bir arızi olarak kalmasını ve HollândalIlar tarafından bir muhaceret yeri olarak kullanılabilmesi im kânını elde etmek İstemektedirler.
gemilerimiz
İrlanda’dan aldığımız gemilerin mürettebatı mahalline vardı
Dublltı M ULA.) (Afpl — İrlsh Shlpplng Limited şirketinin Türkiye Devlet Denizyolları İdaresine son zamanlarda sattığı İM gemiden birini memleketlerine götürmek üzere 89 Türk denizcisi uçakla Shannon hava alanına gelmiştir.
Denizciler otokarla gemilerinin birkaç gün sonra hareket edeceği Cob limanına gltmşller-dir. Türk gemisi Cob'dan Car-dlffe giderek yol hazırlığını ta mamlıyacak ve sonra Rotter-dam’dan Yunanistan İçin kömür yükllyecektir.
Geçen pazar günü yine uçukla gelen başka bir Türk müret- 1 tebat kafilesi Denizyolları İdaresi tarafından satın alınan 1-klncl geminin Llyod ajansı tarafından muayenesini bekliye-cektlr.
Korkunç hava faciası
Uçak yandı, cesedler de etrafa dağıldı
Santa Marta 29 (Ap) — Associated Press'ln Ponta Delgada muhabiri tarafından bildirildiğine göre, uçağın etrafında, hû viyetlerinl tayin İmkânı henüz elde edilememiş olan dört veya beş ceset bulunmuştur.
Yanmış olan uçağın 540 yarda uzağında bulunan bir ağacın üzerinde kırılmışı ve kopmuş İn san vücudu Azalan görülmektedir.
Bir genç kızın cesedi, adeta yara ve bereslz bir halde bulunmuştur: ancak, genç kızın bir bacağı kopmuş idi. Kendisinin hüviyeti tesblt olunamamıştır.
K^zoıuu vuku bulduğu yer. Fonta Delgada'dan yuyan üç saat mesafede, adanın en yüksek tepesidir, Hiç bir muhabere vasıtası mevcut değildir.
Civarda bulunan çobanlar, uçağın yanarak düştüğünü gördüklerini bildirmekledirler kİ, bu İfade, pilotun adaya inmeye teşebbüs etmiş olduğu kanaatini sarsmaktadır. Bununla beraber. uçak normal rotasından İki mil kadar ayrılmış bir durumdadır.
Kazanın vuku mahallini, ve Fransız Hava Yollarının «con(-telialon» tipi uçağının enkazının bulunduğu yeri, kurtarma ekiplerine ilk bildiren bir kam yon şoförüdür.
bulduk. Fakat mesele hal safhasına gelmiş iken belediye de uyuklar hale geldi. Bize, «mademki paranız yok, sipariş etmeyiniz!» diyorlar Mesele şimdi bu safhadadır. Nasıl bir netice vereceğini ben de bilmiyorum.
Bütçe meselesi
önümüzdeki yıl bütçesini hazırladık. Teşkilâtımız mali se-nebaşını değiştireniİyecekUr. Ye ni bütçe 1 ocakta tatbike başlanacaktır. Bunun için şehir meclisi yakında fevkalâde olarak toplanacak ve bizim vaziyetimizde olan sular idaresinin bütçe siyle bizimkini görüşecektir- Önümüzdeki yıl büçtesl, bu »neklndcn pek farklı olmayacaktır,
Yapılmakta olan işler
Silâhtarağa fabrikasına iki yeni kazan koymakla meşgulüz. Birisinin yerleştirilmesi tamamlandı. Gelecek ayın IS İnde bu kazan hizmete girecektir. Yeni tesisatımız sayesinde şehre verdiğimiz enerji miktarı yiizde 7* nUpcUnde arttığı halde kömür sarfiyatımız fıızlaiaşma-mıştır. Yeni türbinin kurulup işlem besi ndenberi geçen altı ay ' içinde yarım milyon kilovat saat enerji İstihsal etti Bunun temin etliği kâr 1 milyon 900
tevkifler
Kütle halinde yapıldığı bildiriliyor
Belgrad 29 fA_A.) (Reuter): Yugoslav hükümetinin gazetesi Borba’da bugün çıkan bir makalede Bulgaristan’da kütle ha Ünde tevkifler yapıldığı bildirilmektedir.
Gazetede Uâve olunduğuna göre Bulgaristanda Kotninform un tahakkümü altında bulunan hükümet politikasına karşı umumî bir mukavemet mevcuttur.
Borba. bu tevkiflerin çiftçi partisine mensup Başbakan mu avlni Tracho Kostav'm vatana hiyanet suçundun dolayı yargılanmasından hemen sonra başladığını belirtmektedir.
Gazete. son olarak şunları yaz maktadır:
Bu muhakementn gayesi, her taraftan yükselen şikâyetleri bastırarak Moskova tarafından İdare olunan Bulgur hükümet politikasını sempatiyle karşılu-nuyunlan korkutmak ve tasfiye etmekti.
Askerî yardım
Truman bir milyar 314 milyon dolarlık yardımı imzaladı
VVashlngton 29 (Ap) — Başkan Truman dûn. Amerikanın dostlarını Komünizm mücadelesi İçin silâhlandırmak üzere ta yln edilmiş olan 1,314,010,000 do îarlık bir tahsisat kanununu imza etmiştir.
Silâh yardımı şu şekilde taksim edilmiştir.
Atlantik Paktına dahil olaıı memleketlere 500,000,000 dolar ki bunun sureti sarfı bilâhara yapılacak hususi anlaşmalarla tesblt edilecektir.
Türkiye ve Yunanistan! 211,370,000 dolar
İran, Kora ve Flllplnler 27.640.000 dolar.
Çin 75,000,500 dolar.
ALlanik Pakının müşterek müdafaa plânı Başkan Truman tarafından tasdik edilmedikçe bu tahsisatın sarfı cihetine gi-dilemlyeeektlr; plân yakında ta marnlanmış olacaktır.
Bunun yanında tasanda nıuh telif İktisadi vc İçtimai yardımlar yapılmasını sağlamak üzere, ufak ve ayn tahsisatlar da aynı kanun çerçeve ve şümulüne girmiştir. Bu hususi yardımlar, Finlandiya, Kora, müdafaa sahası İçinde bulunan memel-ketlerln kalabalık ve gayri kâfi mektebi haiz bölgelerine yapıla çakır.
Kurtarma ekipleri 3,000 kadem yüksekliğinde olan tepede uçağı buldukları zaman, tayyare tamamen yanmış ve cesetler etrafa dağılmış bir va-
ziyetteydi.
Sonradan bildirildiğine göre, kazadan hayatta olarak kurtul muş kimse yoktur. Bir Fransız tahkik heyeti, kaza mahallin? gelmiş bulunmakladır.
Yukarıdaki resimde görülen ayaklarını başının üstünde kavuşturmuş ve çok garip bir vaziyet almış olan adam. Yoga adında bir Hintlidir. Yoga eimnastik hareketi mütehassısıdır. Bir eimnastik mektebinde hoca olan Hintli, talebesine bu hareketin pek kolay olduğunu söylemektedir.
Bekçisi, kapıcısı, gardiyanı olmıyan garip bir hapisane Mahkûmların tamamen serbest bulunmalarına rağmen şimdiye kadar yalnız iki kişi kaçtı
Konforlu bir otele benzemekle beraber mahkûmların sıkı nezaret altında bulundurduğu Sing Sinir hapishanesi
Dünyanın en garip hnplsha- 1 örnek teşkil edebilecek olan bu' girip çıkanları kentrol edecek nesi Amcrikada Tezas şehrin- 'hapishanenin etrafında duvar- bir kapıcısı bile y oktur. Bu se-de bulunan SeagoviDe hapisha- ları. hapishane içinde muha- bepten Seagovllle haplshanesl-nesldlr. Diğer hapishanelere bir fızları, hattâ kapısında İçeri (Arkası 7 nci «hilede)
İÎ^İİSUSARSAN KABAHATLİSİN)
; MZAVıADA 5ALVİ • tfWgfN:NAZIM DEI?5AN->?£SW! AYHAN
Created by free version of 2PDF
Snhlfe H
AKŞAM
30 Ekim 1949
1 ÇİFTLİK
ve hevesle:
— Hakikaten şairsiniz, iltifatında bulundu.
Delikanlı da:
— Gök yüzün uün yıldızlan ve sizin gibi Arzın parlak bir yıldızı yanında kim şair olmaz kİ... Mukabelesinde bulundu.
O gece evde misafir Tranko-BO'dan başka hiç kimse uyumadı. Ertesi gün çiflik sahibi Morera ile müşteri Trankozo pazarlığa giriştiler, çifllğin her tarafını, ahırlarını, hayvanlan-nt. sürüelrinl, kahve fidanlarım gezdiler. Eve döndükleri zaman Morera müşteriye:
— Bütün bu gördüğün şeyler içdtn topu tupu beş bin dolar İstiyorum, diyerek bir flat teklif etti.
Trankozo bu Hata makul bulunca, çiflik sahibi az bir fiat istediğini arıladı:
— Tabii bu flate sürüler ve hayvanlar dahil değildir, sözlerini ilâve etti.
— Çok doğru sinyor Morera;
— Evin eşyasını da bu flate ithal etmiyorum.
— Tabii, değil mİ?
Karısı as bir para istediğinden dolayı Morera'yı haşladı:
— Aklına turp sıkayım senin. On bin dolar da İsteseydin, herif verecekti, dedi.
Nihayet müşterinin hareket edeceği gün geldi. Trankozo, bazı acele işleri yüzünden baş şehre dönmeğe mecbur olduğunu, çlfliğe gelince, istenen ftatl kabul ettiğini ve bir hatta sonra bedelini ödeyeceğini söyleyerek gitti. Giderken de bir düzüne yumurta, kavanoz kavanoz ev tatlıları ve Morera'nın kendisini avlamak için hediye ettiği en güzel beygirlerini de alıp götürdü .
Aradan bir hafta geçtiği halde ne müşteri görünmüş ve ne
Brezilyada Krcta çifliğlnden daha berbat bir yer yoktur. Üç sahibi de birbiri akabinde hasır üstünde kalmışlardı. Bugünkü sahibi Davlt Morera, çlfllğl. kelepire konduğu zaniılyle taksitle ve büyük tediye kolaylıkları İle satın almıştı. Fakat az bir zaman sonra gırtlağına kadar borçlara battı. Kahve ağaçlan, hiç bir zaman mahsul vermemişlerdi. Çünkü bir hastalıktan öbür hastalığa tutuluyorlardı. Tarlalar, baştan başa ayrık kökleriyle dolmuşlar, milyonlarca ve milyonlarca karınca onları kazmışlar, delik deşik etmişlerdi. Meralarda otlatmak için bir sığır satın alsa zavallı hayvan açlıktan bir müddet sonra bir deri İle kemikten ibaret kalırdı. Her şe.v ve her taraf acınacak halde idi.
Toprak, çorak, kurak ve verimsizdi. Yollar, çalı çırpı arasında kaybolmuştu. Uşakların oturdukları küçük evler harap olmuşlar, yağmur yağdığı zaman su İle dolarlardı. Bu hüzün ve kasvet verici muhitte çiflik sahibi, ödeyemediği borçlardan dolayı inkisara uğrayarak erken ihtlyariamıştı.
Zavallı karısı Dunna İsavra' nın yüzü ve a İni kırılmıştı. Sabahları saat onda yataktan kalkan oğullan Zlkos. on bire kadar karnını doyurmakla meşgul oluyor, sonra havyar kesiyordu. Taptaze bir gülü andıran 15 yaşındaki kızları Jilda’ya gelince, lüzumundan fazla içli ve duygulu idi. Bunu da sabahtan akşama kadar okuduğu hissi romanlara borçlu idi.
Bu şartlar altında zavallı Mo-rera için yalnız bir çıkar yol kalmıştı. O da bu menfur ve uğursuz çlfllğl satmak, borçtan kurtulmaktı. Bunun üzerine muhtelif gazetelere şatafatlı reklâmlar verdi. Fakat çlfllğl de çifllğin mubayaa bedelini görmeğe gidenler, hiç bir tek- göndermişti. Morera telâş ve lifte bulunmadan kaçıyorlardı. I endişe içinde idi. Trankozo'nun Derken bir gün dellaldan gelen | kendisine verdiği adrese mek-lup yazdı, fakat cevap gelmeyince malûmat almak İçin bir dostuna yazdı, gelen cevap müthişti. Trankozo , böyle hileler ve dalaverelerle yaşayan sahtekârın biri imiş. Çif-liklerl dolaşarak müşteri bahanesiyle sahiplerini dolandın-yormuş- Morera:
_____ Namussuz herifi gördünüz mü? diye bağırarak bayıldı.
DünuadavAR?
silâhlar
bir mektupta kendisine yeni bir ınuşerinin baş vuracağı bildiri" yordu: *Onu kalese koymağa bakınız. Zengin ve son derece gevezedir. Arasıra gidip dinlenmek için bir çillik almak İstiyor. Bu biricik fırsatı kaçırmamağa dikkat et.»
Müşterinin muvasalatı arifesinde karşılama hazırlıkları tamamlanmıştı. Aile, bu defa muvaffak olacağından emindi. Hepsi de neşeli ve ümitli idiler. Donna İsavra şehirde bir ev, Jtlda da bir piyano Ue bir çok romanlar istiyordu. Aile, yabancı üzerinde daha büyük bir tesir yapmak için hiç bir masraftan çekinmemişti.
«Ölüm ışığı» ismi verilen bu silâh, hem tabanca hem de elektrik feneridir. Tablatüe yalnız karanlıkta veya loşlukta kll'ln- r
Eskiden İnsanlar, böyle kanad takarak uçmağı düşünürlerdi. Bu resim 50 sene evvel yapılan «Uçan adanı» modelini göstermektedir. Nevyork milli müzede saklıdır
Bir gun Don Morera. yolu gözetlediği pencereden:
— işte geliyot- Hem genç, hem de iyi giyinmiştir, diye bağırdı.
Delikanlı, atından inerek kendisini prezanta etti. Bir aralık Zikos hemşiresini r ’ * '
— Görünüşe göre sözlerini fısıldadı.
— En güzel fistanını giymiş, yanaklarına ve dudaklarına bLr okka allık sürmüş olan Jllda. müşteriden güzelliğinden ve zarafetinden dolayı bir yığın iltifata mazhar oldu. Sonra yemeklerin nefaseti msdhedildl. Akşam olunca. Jllda ile delikanlıyı başbaşa bırakmak için aile efradı ortadan çekildi, bir
kulağına: bekârdır,
Talih kördür derler. Trankozo, piyangodan 20 bin dolar kazanmış. çılgın bir eğlence tertip ettikten sonra muntazam bir hayat süremk çtin Morera’nın çifİlgini satın alm3ğa karar vermiş ve çlfliğe varacağı günü de ona mektupla bildirmişti.
Fakat o gün yediği köteğin haddi ve hesabı yoktu. Onları selâmlamak İçin ağzını açmağa vakit bulmadan JLlda hariç biitün aile efradı üzerine hücum etmiş ve pestilini çıkarmışlardı. ı Zavallının bu dayaktan nasıl ölmediği cidden bir mucizedir.
Zavallı Jllda İse, odasının penceresi arkasından tozu dumana katarak beygiriyle kaçan Trankozo ile beraber, bütün ümit ve hülyalarının söndüğünü gördü.
Çiflik sahibi Morera da talihsiz bir adamdı. Bir defa daha bulanııyacağı bir fırsatı, yani hem bu mel’un çlfliği satmak, hem de kızına koca bulmak' fırsatını kaçırdı.
I Çeviren: A. HİLÂLİ i
Otomobildeki radyatörün önüne konan sık bir ağ şeklinde madeni bir itiliredir. Vantilatörün hava cereyanından sürüklediği böceklerin içeriye nüfuz ederek boruları tıkamasına mâni olmaktadır Bıı filitre. maleni bir fırça İle temi2İenmek-te ve çarçabuk çıkarılıp yerine takılabilmektedir.
İngiltereden Amerikaya
(Baş tarafı 1 üncü sahifedei
rağmen, tnglitcredeki hava uzmanlarının ekserisi, uçağın, kendisine bağlanan ümitleri tahakkuk ettireceğine inanmaktadırlar. Cem an 45,35® kilo sıkletinde olan Comet’ln sürati saatte 804 kilometredir. Bununla beraber De Havilland-' m imal ettiği tepkili avcı u-çaklanna kıyasen bu mütevazl bir başarı gibi görünmekte İse de, uçağın ağırlığı ve bir yolcu uçağı olması göz ör. un de tutulmalıdır. Zira çok yüksek süratli avcı uçaklarında mürettebat için özel tipte oksijen cihazları kullanılmasına mukabil. yolcu uçaklarında, kabinelerin hava tazyikli olması ve yolcular için özel cihazlar bulunmaması şarttır
Havacılık şirketlerinin siparişleri
Comel tipindeki uçaklar, daha 1352 veya 1353 e kadar yolcu seferlerine tahsis edilmiye-cek, geliştirme safhası 3 yıl sürecektir. Buna rağmen. İngiliz havacılık şirketleri şimdiden bu tipte i( uçak sipariş etmişlerdir.
Bu uçaklar servise girdiği zaman seyahat imkânlarını bir düşünün: Londra - Kahire seferleri 5 saate ve Londra - Sydney seferi 36 saate İnecektir. Londradan Güney - Afrikaya, Johannesbıırg’a yarım günde ve Karaşiye bir kaç saatte gitmek mümkün olacaktır.
Bu uçakla.-, şimdi her hangi bir rakip işletmeye mensup yolcu uçaklarının iki misli süratle, çok daha yüksek lrtl-| fada, konfor ve emniyet içinde. tamam ile sarsıntısız uçabilecektir. En mühim nokta, belki de. bu tip uçakların sağ Uyacağı tasarruftur
Aynı tipte yolcu uçakları, güneşin Batıya doğru hareket temposuna hemen hemen ayak uyduracak bir süratle Londradan New-York'a 6-7 saatte uçabilecektir.
1352 ye kadar, üunyaiuu belli başlı hava yollarından bir çokları, Büyük Brltanyayı sivil havacılık endüstrisinin yeniden başına geçirmeye matuf bu tip uçaklardan sipariş etmiş olacaklardır.
Türkiye Kc'neh
Senen» 4M«ı curut MİM' kuru,
o avım ıs» . tut .
ı aylı da. . it» ■
ı «vtı* .
Adres cenanı içir elli kurujıu» puı «Anaerılmeuau aksi takdir de adres değiytirtlrncı
Telefonlarım» Üasmuıumı «U5no
Vıu-I İslen antffl - Idor. «nratı
MOdur anın
Muharrem 1 — Hıeır 171
imsak Su Oöi« tkrnd' Ak Vara, E 11.49 1.20 8.49 9.W lî.OO 1.32
V. 4.40 0,59 11.08 14. W 17.08 18,42
raarenune tianıuı sıvarı Cemal Narın «o«oU No IJ
Mahkeme Koridorların da
Ben ölsem de ruhum onu gözler!
— Bülbülün çektiği, dilinin belâsıdır, derler. Ağzım seveyim, bunu kim demişse doğru söylemiş.
Koridorun köşesine dikilmiş, kırçıl, seyrek saclarını parmaklariyle didikleyerek kendi kendine söyleniyordu. Yanma sokulduk, [gülümseyerek bizden evvel selâm verdi:
— Merhaba, beyefendiler. Siz de mi mahkemelik oldunuz?
— Eh. arasıra böyle şeyler oluyor. Senin de mi mahkemede işin ?ar? Bülbüllerden bahsediyordun. Kuş merak-Usısın galiba.
Dudak büktü
— Ben öyle şeylerden anlamam evlât. Bülbülün çektiği. dilinin belâsıdır, diyordum.
— Hayrola, dil belâsma mı uğradın?
— Bırak Allah aşkına. Bir ahbap vüzünden gevezeliğim tuttu, başım derde girdi. Zaten insana ne fenalık gelirse dostundan, ahbabından gelir. «İllâ bir şiir söyle > diye ısrar etti, hatırını kıramadım.
— Maşallah, demek sizin şairliğiniz de var?
Mağrurane bir tebessümle göz kırptı:
— Biz de vaktiyle mektep sıralarında dirsek cürütttük efendi oğlum. Edebiyata az çok vukufum vardır, evvel Allahın izniyle şiir de yazarım. Bu bir Allah vergisidir. Şiir yazmak kolay gibi görünür amma aslında çok zordur.
— Vezin .kafiye meselesi
hakikaten zordur, efendi amca-
— Bırak sen vezni, kafiyeyi. Şiir yazabilemek için kalbde ateş yanmalıdır Şiir, kalbin içindeki ateşten doğar.
— Demek serün kalbinde ateş var?
— Ne zannettin va? Ateş-siz kalbden şür doğar mı?
— Senin ateş hangi cinsten. pfpndi amca? Mangal ateşi mİ. soba alevi mi? 1
— Sus. münasebetsiz köftehor. Ben sana sobadan, mangaldan bahsettim mi? Kalbdeki ateş, ask ateşidir
— Vavvy!... Çapkınlığın da var öyle mi?
— Vaktiyle o işleri de yaptık. Hey gidi günler hey! Çapkınlıkta şöhretim vardı. Bir defa göz kovdum mu, ucan kuşlar bile kurtulamazdı elimden.
— Simdi ne âlemdesin, efendi amca? Gene uçan kuşlara göz kovuyor musun, yoksa çöplük tavuklarım seyrederek yutkunuyor musun?
— Alay mı ediyorsun, köfte hor. Benim görünüşüme bakıp da aldanma. Saçlar ağarıyor amma cok şükür, gö-[ nül taze.
— Temasa ederken kanın da kaynıyor mu. amca bey?
— Bu sualin de mânâsız-Kan kaynamazsa can rahat etmez. Ask ateşiyle yürek cızır cızır yanmazsa ömür beyhude geçer.
— Yasa be efendi amca!
Terzi tftflsü gibi adamsın sön.
— O de ne demekmiş?
— Terzi ütüsü her zaman kızgın bulunsun diye içinden ateşi eksik etmezler. Senin de kalbin daima cızır cızır yandığına göre terzi ütüsünden farkın yok demektir.
— Münasebetsizliği bırak.
— Kızma, efendi amca. Peki münasebetsizliği bırakalım da senin şiir meselesine gelelim.
— Evvelâ sen sus, beni rahat bırak da anlatayım. Bir arkadaşımla beraber vapurda idik. Bizden bir sıra ilerideki kanapede tam karsımıza bir hanım oturdu. Körpecik. tazecik bir şey.
— Görünce senin iliklerin gevşedi tabii.
— Dayanamadım, dedim ya. Hele o gözler mestetti beni Göz değil, veşll menekşe.
— Menekşenin yeşili de var mıdır, amca bey?
— Zevzekliği bırak diyorum. evlâdım. Ask edebiyatında teşbihin mânasına ba kılmaz. Benim maksadım o gözlerin güzelliğini kuvvetli | bir ifade ile anlatmaktır. Seyrederken kalbim tutuşmağa başladı Vaziyeti yanımdaki arkadaşa anlattım, «Aman. Nusret bevciğim. Su gözlerin ilhamiyle bir şiir söyle Allah aşkına.. diye ısrara başladı. Gözlerimi o yeşil gözlere dikerek şöyle bir düşündüm, kafamdan dilimin ucuna kelimeler şıpır şıpır dökülüyordu, iki mısra derhal meydana geldi. Din-
le bakalım:
«Ben ölsem de ruhum onu özler.»
«Aaah o yeşil, sehhar gözler, gözler!»
Nasıl? Bu kadar kuvvetli şür hic duymuş muydun?
— Ne gezer, efendi amca? Bövle bir şiiri hangi kadına söylesen ilikleri gevşer. Yeşil gözlü bavan ne yaptı? Şiiri okudun mu ona? Duyunca eve davet etti mi seni?
— O tarafını bırak. Bayanı yumuşatıyordum amma işi bozdular. Vapurdan iskeleye çıkınca yanına sokuldum. titrek sesle okumağa başladım.
«Be nö'lsem de ruhum
onu özler.»
«Aaah o yeşil, sehhar gözler, gözler!»
Derken ensemde şırrrak, diye bir tokat şakladı.
— Kim vurdu tokadı? Kadından mı davak vedin?
— Amma yaptın ha. Böyle bir şiiri dinleyen hanım dayak mayak düşünür mü? Şu adam arkadan vurdu tokadı- Kadının kocası imiş. İskelede karısını beklediğini ne bileyim? Şaşırdım. '-Sen kimsin? Ne vuruyorsun?* demeğe kalmadı, vakama yapısın tekrar vurmağa başladı. En sonunda mahkemelere düştük.
Mübaşir çağırdı, efendi amca kendisini tokatlıvan adama küskün küskün bakarak salona girdi.
Ce. Re.
Bir Aşk Gecesi
Yazan: Karen Bramson
. Tefrika
Bir çığlık kopararak. Antol-nette kendini âşıkmın kolları arasına attı.
— Sakın ha... Allan rızası İçin ' böyle bir şey yapmağa kalkışma! Bârl bırak da onlar seni bulsun, tevkif edeceklerse etsinler! Senin hapse girmen! Delireceğim, Jacqueell Haydi, git buradan, kaç buradan, çabuk! Ben, doktorumuza telefon ederim Seni burada görmesin. Ona derim ki... Ona derim ki... Allahım! Bana yardım ct! Ona ne diyebilirim, kestiremiyorum. (Beyinin içinde müthiş bir kargaşalık vardı.) Seni kurtarmak i tlyorum, Jacpues1 Seni mutlaka kurtarmak istiyorum! Derini ki, hırsızlar geldiler, öldürdüler. Biri, aşağıdan, pencereden eve girmiş olabilir değil mi? Gidip camlardan birini kırarım vesselârn! Som s sen beni biv iskemleye bağla t aııı. Böyle
Tercüme eden; Vâ - Nû
No. 14_ J
vaziyetlere sık sık taşlanmıştır.
Bir İskemleye oturdu. Kollarını arkaya doğru uzattı.
— İşle beni böyle bağla! Sen gider gitmez haykırmağa başlarım. Ne diyorsun bu plânıma? Ne dersin?
Jacçues, başını salladı.
— Güzelim! Bu senin plânın tefrika romanına benziyor. Yapacak bir şey yok. İzlerim çabuk keşfedilebillr cinsten! Mukadderat, beni manvetmek İstemiştir. Sebebini bilmiyorum ama, doğrusu bu!
Düşüncelerine dalarak, tekrarladı. durdu:
— Felek beni niçin mahvetmek istedi?... Fakat mahvolmuş bulunuyorum,
Tam bu sözleri söylemişti kİ, çehresinin ifadesi birdenbire değişiverdi. Gözlerinde btr fi-mlt ışığı parladı, Nasıl olmuştu da şimdiye kadar düşüneme-
mişti; Arkadaşının üzerine, pek yakın mesafeden ateş etmişti. Kurşun, sağ şakağa girmişti.
İntihar?
Dostunun cesedine kaçamak yollu bir göz attı, şakağında ne müthiş yara... Jacques, sinirli sinirli titredi.
Demek kurtuluyor?... Yarabbi! Kurtuluyor!... Hiç kimse, bu hâdisenin bir intihar olmadığını ispat edemez.
Kurtuldu!... Kurtuldu bile...
Sesi heyecanla titreyen An-toinelte'e dedi kİ:
— Yelse kapılma, güzelim... Kurtuldum,
— Anıaıı çok şükür Jacques! Ne yapmak nlyetlndesln?
— Hâdiseler oldukları gibi İnkişaf etsin! Kurşun sağ şakağa girdi. Hiç kimse, maktulün bizzat kendini vurmadığını ispat edemez.
— Kendini vurmadığını mı?
— İntihar demek.
Antoinette gözlerini yumdu. Bir uçurumun dibine düşüyor gibiydi. Evvelâ öldürmek, sonra da bu kulpu takmam...
Jacquse*in mu hay ye leşi İse durmaksızın isliyor.
İntiharın sebebi ne?... Mesut olmak İçin, Luclen, görünüşte bütün sebepleri şahsında toplamıştı. Sebep bulmak Jcabedlyor. Ceza mahkemesinde bugün öğleden sonra uğradığı mağlûbiyet mi? Kararı çok fena karşıladığı herkesin gözüne çarpmıştı.. Hayır! Bir avukat, kendini böyle saçma ve sathi bir sebepten dolayı vuramaz. Fakat sinirler çok bozulmuş olursa?... Umumi bir sarsıntıya uğramışa?... Hem sonra, Luclenin karaciğeri bozuklu. Belki de bor-sada çok para kaybettmlştir.
Jacques, arkadaşına asla borsa oynamadığını bilirdi. Fakat böyle bir rivayet çıkarmak kolay olacaktı.
Kendi kendini haklı çıkarmak maksadlyle;
«— Hayatım bahis mevzuu! Ne desem, ne yapsam, ne uy-d ursam caizdir!» diyordu.
Peki, şimdi de: Bu İntihar hâdisesi nasıl cereyar. etmiş olabilir? Tafsilâtı makul bir sıraya sokmalı. Sorulacak suallere usulünce cevap vermeli. Gafil avlanmamalı, Ters adım utma-malı.
Hiç şüphesiz İlk önce Antoi-
nette istintak edilecek. Eğer İstintak önüne geçilmez zir zaruret olursa...
Böyle bir vaziyette tabii hareketi ne olur? Hizmetkârları çağırır. Himm... Antainette bu tabii hareketi yapmıyor. Zayıf bir nokta. Şimdi çağırmak olamaz. Gecikti. Çağırmayışının sebebini bulmalı»
Bu muhakemeden sonra yüksek sesle dedi kİ:
— Normali, derhal hizmetçileri çagırmandı, Onları uyandı racak yerde, telefona sarılmış, beni çağırmış olabilirsin. Pek de gayri mantıkî görünmüyor...öyle ya: Evin yakınıyım; ailenin... dostuyum... Eh. mantıkin» uygun gelebilir. Esasen ne yaptığını bilmiyordun. Bir kadının böyle bir vaziyette şaşkına dönmesi kabili izahtır Ben buraya gelir gelmez, doktora haber vermenl lstememişdir. Demek bunu derhal yapmalısın. Aile doktorunuz hâlâ Rlciıurd mı?
— Evet... Akşam yemeğinden evvel uğramıştı. Nezlesi olan Susy'ye bakmıştı.
Jacgues, ferahk.varnk:
— Pekâlâ — dede — Ri-clıard dosttur.
Sonra tekrar kaşlarını çattı, dudaklarını sıktı ve düşündü:
— Doktor gelmeden evvel buradan gitmeli miyim, yoksa burada kalmalı mıyım? Bu karar mühimdir
Kadın, dehşet içinde, haykırdı:
— Hayır, hayır! Beni yalnız bırakma... Eğer bana sualler sorarsa... fena olurum...
Jacques, hak verdi:
(— Doğru söylüyor. İyisi ml burada kalayım, Kâfi derecede doğuştanı ılık gosteremlyecek-tlr.»
— Doktorun sana nahoş sualler soracağını zannetmiyorum. Fakat herhalde yanında bulunmam münasiptir.
— Şu sözleri ilâve ederken, heyecandan sarardı:
— Richard'ın «intihar» diye rapor vermesi lâzım. Bu rapor, bizi her şeyden kurtarır... Her tehlikeden...
Kadın sordu:
— Böyle bir rapoı verirse .. Pollsde istintak edilmez miyim?
Fevkalâde korktuğu belliydi.
— Hayır... Raporu verirse kimse seni istintaç etmez. O-nım için raporu vermeli... Esa-ı
sen vermemesine sebep görmüyorum.
Jacquestn dimağı, yeisle işliyor. işliyor... «Zayıf noktalar» t bulmak üzere, avukat mantıkini kullanıyor. Lâkin zayıf nokta bulamıyor.
«Hiç kimse, intihar olmadığını ispat edemez!»
Öyleyse, doktor intihar raporunu verecektir. Bu takdirde korku kalmaz Belediye doktoru da bu noktai nazarı mihaniki şekilde kabullenir. Gömülme İznini verir. Polis, işin İçine karışmaz.
Jacnues, ferahlaydım gösterir şekilde elini kaldırdı.
— Kurtulduk! — dedi-
Fakat eli tekrar aşağıya düştü. Antoinette'in telefonu aza-yıi bir nokta, ydt
Eğer vaziyet, umduğu şekilde cereyan etmezse, eğer telefon merkezinde bu muhavere-hin zamanını tesbitlne çalışırlarsa; eğer böyle bir telefonun yapılmadığı meydana çıkarsa; o takdirde, bu evde, ge-ceyanst. doktorun geldiği saatte bulunuşunu nasıl izah etmeli? Tehlikem çok sehlikelll
(Arkası var)
A \
30 Ekim 1949
G rip bir h-pisane
(Boş tarafı 5 İnci sahifede) j mahkûmları daha mül&yim nl dışardan görenler burasım usullerle yola getirmek çarele-dahâ ziyade hususi bir çiftliğe iri düşünüldü. şimdi hapishane benzetmektedir.
Hapishane arazisinin etrafındaki çit, hapishane içinde bulunmaları dışarı kaçırlmıt-maktan ziyade, duçarda dolaşanların hapishaneye girmelerine mani olacak şekilde yapılmıştır. Bütün bu çil boyunca yalnız bir tek muhafız çitin kapı kısmında dolaşmaktadır. Paka t bu muhafızın üzerinde silâha benzer en ufak bir şey yoktur. Hapishanedeki bu u-uııımi serbestiye rağmen, şimdiye kadar mahkûmlar arasında diğer hapishanelerde raslanan vukuata tesadüf c-dilmemiştir. Hapishanenin 500 mahkûmu içinde, bugüne kadar yalnız iki mahkûm kaçmıştır.
Nasıl yaşarlar?
SeagovLlle hapishanesi sakinleri büyük barakalar İçinde hususî odalarda yaşarlar. Her mahkûma ayrı. ayrı tahsis edilen odaların kapısında kilit yoktur. Bütün mahkûmlar günde üç kere hapishane avlusunda toplanarak sayılır. Fakat bu toplantılarda diğer hapishanelerde tesadüf edilen çirkin seremonilere yer verilmez. Mahkumlan toplayan muhafızların . hiç birinde silah yoktur. Mah-pusların yemek yediği yer de, I Hapishanede muhtelif lşter-tıpkii bir lokanta manzarası den başka, okuyup yazması ol-nrzetmektedir. Bütün mah- mayan mahkûmlar İçin bir de kûmların hep beıaber yemek dershaneler açılmıştır. Ders-yediği uzun bir sır» yerine, her hanelerden başka haplshane-dört kişiye hususi bir masa de bir de mükemmel bir kü-tahds edilmiştir.
Bunlardan başka diğer hapishanelerdeki âdetin aksine olarak mahkûmlar numara yerine kendi isimi erile tanılıp çağrılmaktadır. Çünkü hapishanede edinilen tecrübeye göre, şahsiyetini ve hüviyetini kaybetmemiş mahkûmlara daha kolay hitap edilebilmektedir; bunun neticesi olarak da Stagovllle'de diğer hapishane- temektedir: »Her türlü mûcri-lerde tesadüf edilen ayaklan-' tnln bu şekilde terbiye edllece-malara. karşı gelmelere ve di- glni zannetmek doğru olmaz, ğer nahoş vakalara şimdiye ka- Hattâ şimdiye kadar haptsha-dar tesadüf edilememiştir. 1 neyi terkeden 70,000 irişinin
Eski rnizariyelere göre, azılı yansından fazlasını, beş sene mahkûmların daha genç mah-' içinde başka suçlardan dolayı kûmları ifsat ettiği kabul edl-1 tevkif edileceği muhakkaktır, lirdi. Fakat Seagoville’de bu Bu bakımdan mücrimleri mü-nazariyenln de asılsız olduğu lAyemette terbiye etmek, umu-anlaşılmıştır. Çünkü buradaki m un selâmetini garanti etmek daha yaşlı mahkumlar gördük- için faydalı olabilir; fakat bu hal-
| müdürü hapishaneye yeni gelen mahkûmları etrafına toplayarak şöyle bir öğüt verir: Hepiniz görüyorsunuz kİ, buradan kaçmak isteyen herkes, bu maksadına gayet kolay nail olabilir,. Fakat buradan kaçmanın cezası, esas mahkû-, miyetinizden başka beş sene kapalı bir yerde hapis kalmama sebebiyet verecektir. Fakat böyle bir şeye teşebbüs etmediğiniz takdirde hapishane denilen bu yer, yaşaması gayet kolay olan bir yuva haline gelebilir. Bundan sonra mahpuslar ilk bir kaç haftayı, nispeten daha sıkı bir inzibat altında geçirirler; ve bu devreyi vukuatsız atlatanlar hapishanenin hür hayatı İçine bırakılır.
Mahkûrol/ar neler yaparlar?
Mahkûmlar hapishanede çif-ç İlikten marangozluğa kadar her iş yaparlar. Bunların İşini kolaylaştırmak için hükümet kendilerine azami yardımı yapmaktadır- Muhtelif işlerde temin edilen kazanç, doğrudan doğruya mahkûmlara ait olduğu İçin, mahkûmlarda çalışmaktan başka hatırlarına bir şey getirmezler.
Sah1fe 1
1115
UTO
TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ
14.00
HJ*
17 J*
Taşkızak Tersane Müdürlüğünden:
75 metre mikâbı çıralı çam, 7 metre mikâbı beyaz çam ve 20 metre mikâbı meşe ağacı satın alınacaktır. Bu çeşitli keresteyi vermeğe istekli olacakların evsafı ve fenni şartnameleri hakkında malûmat almak üzere Taşkızak Tersane mü-
dürlüğüne müracaatları.________________________15444
Gün aydın Gillette ile başlar,.

/İNKARA İt A OTOSU | Bngıln öjta vo akının pıojrn 1130 Yurttan scalor.
12 00 Kanıınma (Uta-şiirin» Bnh

I3U
1S30
Sıcak v* Rutubetli KİNİNLİ SRİPİN almayı unutmayınız.
ÇOnkUı
KİNİNLİ GRİPİN
Baj. Diş. Romatizma. Adale ve Sinir ağrılarım keser. NEZLE ve GRİP başianoıCmın da örtüne Qöcer
-İ04O
İSTANBUL S
tüphane kurulmuştur. İşlerini bitiren mahkûmlar bu kütüphaneye giderek muhtelif mevzular hakkında İstedikleri e-serlerle başbaça kalabilmektedirler.
Bununla beraber, hapishaneden başka umumi bir çalışma kampına benzeyen SeagovLlte hapishanesi müdürü kendi mü-essesesi hakkında şunları söy-I r-mnlrt^dlr ■ ,Hpr tiirltı mfırrl.

usulün meseleyi kökünden ledebileceği söylenemez.»
Sing Sing hapishanesi
Amerlkada Sing 8lng adında bir hapishane vardır. Burası konforlu bir otel gibidir. Mahkûmların odaları mükemmeldir, her türlü İstirahat esbabını camidir. Mahkûmlar aralarında spor i kurmuşlardır Vakit kûmlarm hapishanelere şevki vakit karşılaşarak maç yapar-dııha zaruri bir hal aldığından,' 1ar. Hapishanenin mükemmel azılı mahkûmların da buraya kütüphanesinde her türlü eser sevkedilmesi lâzım gelmişti, mevcuttur.
Hapishane müdürü evvelâ hapishanenin kâfi derecede mahfuz bulunmamasını ileri sürerek. mahkûmlara bakmak için silâhlı gardiyanlar hazırlamayı düşünmüştü. Fakat daha sonra buna da lüzum görülmedi. Sigar divanların
leri hüsnü kabulden ve İyi muameleden o kadar mütehassis kalmışlardır ki. hapishaneye yeni gelen daha genç mahkûmlara nasihat yollu etmeğe başlamışlarriıy.
Şiddet yerine mülâyimlik
Seagovüje hapUnanesl
tesir
esas
itibarlı e kadınlar için yapılmış- dlr. Mat t-ı Fakat harb İçinde mah- klüpleri
Fakat bütün bunlara rağmen hapishanede sıkı muhafaza tertibatı alınmıştır. Halbuki Tamas'daki hapishanede mahkûmlar tamamen serbe» bırakılmışlardır. Bu hapishanenin diğerlerinden başlıca farkı bu-
1-. jısa'da Kabine buhranı: Bundan evvel Kabineyi kur-fnaga memur edilen ve bu İşte muvaffak oiamıyan Rene Ma-yer meclis küısüsünde programını İzah ediyor.
11JK Mustafa Çafilar »öytûyor (PLİ J7JS Konuşma: M T A. gtiMJ »0-KtOTİdSa Mmıl
17.48 Piyano Ue caz parçalan (SU 1180 Konuşma: (DcvUm H»v«yoilan genel m Od Dr 10Şa adına}-
14.90 Piyana Ur cax parçalan (PLı 18,05 Konup»»- (iller bankan mü-dOrlOBıl adma)
IMS Kancık şarkılar.
İ8JÖ Kanujma: (MÜH piyango İdare kurulu başluuıluh Kin'*)
18.45 Sar eserleri.
19.00 M. S. ayan ve Haberlar.
I9J5 Geçmişle bugün.
19J0 Senfonik mttalk va konçertolar (Pl
20 1S Radyo gazetesi. »□0 Scrbca saat.
2035 Konuşma: (Ankara Onlvcraltcsl rckt&rldCa adına)
39.45 Fasıl heyeti.
21J0 Kamışm*: (Vakıflar genel rr.O dür Itlgü adına >
21-JO Halk türküleri 23» Kanıışma: ıEtıb»nk gmo) dOrlOğD adına) njO ÇesiUl sololar İPİ.) IUO Konuşma: (Türk Dil bajkanlıfiı atlına)
22.45 M. S. ayarı v* Haber tor. İST.» Dnnr müziği (Tl).
| 23 30 Program ve Yana ınbah n 7J0 M. S. ayan.
7-31 Neşeli müzik 7.48 Haberler re 8.00 Şarkılar fPl.).
8.LS On dakika piyano (PU 8JM Günün programı. 8J8 Hafif parçalar tPJ
Kap.ınıç
Açılış v« Prveiarn. M. S. ayan. Şarkılar. Haberler.
Potpuriler (Pl.) öfile gazetesi Karen Kcmpie söylüyor (Pl) Konuşma: 1 Kmlay demi
adlruı)
Akjam ptogramı, Hava raporu ▼e Kapanı*.
İZTANBOl. RADYÖâU ÖŞle
13JSV Açılıp ve J3.0Ö Haberler.
UJD Marjlar (Pl ) 1339 Radyo tango 14XB Sar enerleri. Çalanlar: Sadi Igll-ay. İzzetUn ökte. Cemal COn-büj. $ükrü Tunar: 1 — Muhayyer kürdi pcjrcvi (AaUk nfia), J — Takrtm (Kemanla Sadi Izüay tarafından), MulınyycT kürdi aaz (Tamburi C-cmU bey).
14,15 Türküler, okuyan- Mvatşta Kovancı. Çatanlar: 3adl İsılar. İtle i tin ökte. Cemal CümbUc, SOkrU Tunar 1 — İyelerinin ünü mersin. 3 — ÜskOdar, S — Allı yemenim. 4 — Erkiiel güreli. 5 — Çi| dem der kİ. 4 -Ada sahilleri
14.45 Oyun ve pehlivan havaları (Zurnacı Emin Tanınmış ve ar-kadajlan tarafından).
18,00 Program ve fcapnnu.
Akaaıa. programı 18^1 Açılı» ve program.
IOm Haberler.
19.» Şarkılar vo türküler (Pl.ı,
10.40 Şarkılar ve türküler. Okuyan: Akile Artun, Çalanlar: Sadi Ijılny. İzzettin Ökte. Yorgo Bo-conoz. Fikret Kutluk. 1 — Bezini meyde «Schnar beote» (Seyit Nuh), 2 — Gün kavuştu ■Muhayyer şarkı» (Nevrea Bey), □ — Zaman olur kİ «Hüseyni «arkla ilkimi Attır. 4 — Pınarın bağında «Hüneyni sarkın. (Sadi Isıl.-»') J — Bülbül de güle alı Ussak şarkla (Munlnta — Severim her cilzı-ll Irkla (Lehli AUı), 7 — Dell gönUl «Uşşak şarkı» (Sadettin Kaynak).
iııtanbu) Şehir bandosundan marşlar. I — Onuncu yıl martı ■Cemal Reşit lteya 3 — İzmir marjı «Mehmet Ali bey», 3 — Şark marşı «Zatı Arca». 4 -Karadeniz marşı, C — Sakarya ttıaraı, fi — Dnfi bası marşı.
Oh» İncesazdan şarkılar, Okuyanlar: McDidutl Emre ve Hüseyin. Hüsnü Çatalca. Çalanlar- Avnt Arlun. Emin Aklri«. Münir Göntmç. Kimran Erüuf|du, P-dlp Erten «Bentt-nlçJr fazlı». 1 — Peşrev (Numan nga). 2 — G om ren kİ ola (İtri), 3 — Kaçına mecbunmdan (Haşim Bey). 4 — Sayrıdan lıulrnaz teselli İKnrazker MıızLıfa et),
Tnknım, « — Şeml ümitlim llb-nıhlm efendi). 7 — Çok sürme-
î
cw dâyanıka . , .
Kaya
En keskin .
GiUette bıçağıdır
MAVİ
Gillette
10 bıçak 170 kuruş 5 bıçak 85 kuruş
1. ınm if nr- uohstvi
İvedine ■ elııneto^lu
i Çocuk haftalıkları mütehassısı. Cuma, pazar ha-
I rlç hergün san t ta dan 19 I kadar Beyazıt Boğanağa
Mithat paşa cad. 31 kjhjm Telefon: 25780
Kapanmasına 1 gün kaldı. Mutla ka görünüz.
Bir daha ele geçmez fabrika ve depo inşasına çok elverişli satılık arsa
Haliçle Defterdar vapur İskelesi meydanına bitişik Su-ın er bank Feshane fabrikam ile Şekerclyan dokuma fabrikaları arasında birnlrinin devamı halinde İki arsa ayrı ayrı ve birlikte çok uygun (latle satılıktır. Biri deniz kenarında 2300 metre murabbaı tt diğeri Eminönü - Eyüp a-na caddesi üzerinde 33 metre yüz ve 2100 metre murabbaı genişliğinde denize 25-30 adım mesafededir. İsteyenler 80828 n umaraya telefon edebilecekleri gibi Akşam güzele-Sinde (Defterdar arsa) rumuzuna da mektupla bildirebilirler.
İSTANBUL DEPOSU DİREKTÖRLÜĞÜNDEN :
Mukavva an mamul üç çeşit kinin an pul ve komprime kutusu yaptırılacaktır
1 — Depomuzda bulunan mühürlü numune ve şartname terine göre 501000 adet 5 gramlık, 32000 adet 350 gramlık kinin komprime kutusu ile 151500 adet onluk kinin ampul kutusu kapalı zarfla 10-11-949 tarihine rasthyan perşembe günü saat 14 de eksiltmeye vâzol unmuş tur.
2 — Numune ve şartnameler depomuzda görülebilir.
3 — Demeğimiz arttırma ve eksiltme kanununa tfibl de-
Çocuk hekimi doktoı
Ahmet Akkoyunlu
T eviet Orman işletmesi İnegöl Müdürlüğünden;
1 — İşletmemizin Genci bölgesi Boğazovaç (Bıçkıslnni istif yerinde mevcut 273.918 m3 tomruk açık arttırma suretiyle 10 gün müddetle satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 7/11/949 pazartesi günü saat 15 de İnegöl devlet orman şilctmesl müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır Her iki partinin de muhammen bedeli 52 liradır. Her iki partinin İlk teminatı M 447 m3 çam tomruğun 352 lira 80 krş. 183.531 m3 çam tomruğun 7715 lira 80 kuruştur
3 — Bu İşe alt şartname Ankara orman genel müdürlüğünde, Ankara, İstanbul Eskişehir Bursa İşletme müflûflüklcrtle işletmemizde ve Genci orman bölge şefliğinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatle ıhüsblt evrak ve İlk te-
mlnatlarlyle komisyona müracaatları. 15453
Ankara Asliye S. üncü üukuit Malikcnıcslnılen
Dâvâlı: Seiâhattln Kamalı - Ankarada Yenişehir yapı kooperatifi müdürü 420-939 sicil sayılı emekli ustteğmen (Hâlen ikametgâhı belli değildir.)
Milli Savunma Bakanlığı adına hazine avukatlarından Sabrl Dündar Punarbaşı tarafından aleyhinize açılmış olan ayniyat muhasipliği zamanına ftîl 9444 kilo mahlut bedeli olan 1087 lira 88 kuruşun tahsili hokkındakl 940/251 sayıda kayıtlı alacak dâvasının 21.10.949 tarihinde yapılan duruşmasında bu-ı Ilınmanız hakkındakl davetiye Ulus gazetesinin 24 9.349 günlü nüshasiyle ilânen tebliğ edildiği halde mahkemeye gelmediğinizden H. U. M K. nun 401 inci maddesi gereğince gıyap kararı tebliğine karar verilerek bu hussutakl duruşma 26.11.949 cuma saat 9.30 za bırakılmıştır. İşbu ilânm bir kopyesiyle pullu gıyap karan mahkeme divanhanesine asılmıştır.
Yukarıda yazılı gün Ve saatte mahkemeye gelmeniz veya bir vekil göndermeniz lüzumu, aksi takdirde hakkiııızılakl bu dâvanın gıyabınızda bitirileceği gıyap karan tebliği yerine geçmek özere üân olunur. 15404
KOLANDA
LALE - ZÜMBÜL
Ve muhtelif çiçek soğanlarımız gelmiştir.
Sirkeci Liman İlan No. 8
TELEFON : 22761
—GAYRİMENKUL SATIN ALıNACAK —
1 — istiklâl caddesinde,
2 _ Taksimden Maçkaya kadar tramvay caddesi üzerinde,
3 — Taksimden Gümüşsüyü hastanesine kadar olan ana, caddede,
4 — Bcyoğkında Sırascivller caddseincle,
5 — TakslHKİç Talimhane mevkiinde,
İki yıız eilıi biri liradan beş yüz bin liraya kadar satı- 1 İlk kaloriferli uparlımanı olanların teklif meklısplarını 5 U kasım 1949 tarihine kadar Istanbırlda Buyiik Postahancdc M 35û No. lu posta kutusu adresine bildirmeleri ve aşağıdaki Q izahata vermeleri ilân olunur.
1 — Gayrı menkulün mevkii ve numarası,
2 — Gayrlınenkulün arsasının ve binasının işgal etliği 2 nsmın yüz ölçüleri,
3 — Kat ve daire ve mevcutsa dükkân adedi,
4 — Kira, masraflar ve ver ’'»ırl. ■

Created by free version of 2PDF

30 Ekim 1940
AKŞAM
30 Ekim 1040
Galatasaray Vefa ile bugün karşılaşıyor
Sarı kırmızdılar, Galibi tutabilirlerse maçı kazanmaları ihtimali kuvvetlidir
Vefa ile çetin bir maç yapacak olan Gala! saray takımı
Yazan: ŞAZİ TEZCAN
Lie maçlarının dördüncü hatta karşılaşmalarına bugün rte İnönü stadında devam edilecek ve Lslanbuisporla - Emniyet. GalatOosrayla - Vefa takımları karşılaşacaklardır. Günün mühim maçı Galatasaray-la Vefa arasında cereyan edecektir.
GalatasaraylIlar liglerde ilk mühim tehlikeyi geçen hafta İstanbulspor karşısında atlattılar ve bütün çalışmalarına rağmen sahadan ancak beraberlikle çıkabildiler ikinci tehlikeyi de bugün Vefa karşısında atlatacaklardır. Lig maçlarının bidayetinde bir çok yellllkler yaparak takımını aşağı yukarı tamamen gençleştirmeğe karar veren GalatasaraylIların bu teşebbüsleri maalesef müsbet bir netice vermedi. Ve geçen hafta gördüğümüz gibi takım yine bir çok oyuncularına kavuştu. Bu arada Naci. Bülent. Musa, İsfendlyar, Gündüz, Muzaffer eski parlak günlerini hatırlatan bir mükemmeliyette oynamağa başladılar. Takunın diğer genç elemanları da ağabeylerine ayak uydururlarsa Sarı Kıroıı -atlıların eski kudretlerini bulacakları şüphesizdir.
Ancak bu arada gerek eski oyuncuların, gerekse yeni oyuncuların birbirine alışmasının ve takım halinde tam temposunu bulabilmesinin zamanla temin edileceğini zannediyoruz. Fakat işte bu zaman esnasında yapılacak maçlarda her hangi bir takıma takılmak ihtimali GalatasaraylIlar İçin kötü bir şans o-İarak göze çarpmaktadır. Bilhassa bugünkü rakipleri Vefa, bu mevsim çok İyi hazırlanmış-gerek nete3 ve gerekse teknik bakımdan olgun bîr halde bulunduğunu bundan evvel yaptığı maçlarda İspat etmiştir.
Müdafaada Galibin rolü büyük olduğundan bu oyuncuyu işgal ettikleri takdirde maçı kazanma şansları artar. Aksi takdirde Galibi serbes oynamağa bırakırlarsa kazanma şansları yan yanya kaybolur kİ o zaman Vefa muhacimleri Galatasaray müdafaasına bir hayli tehlike yaratmak İmkânına kavuşurlar. Bu maçın tahmininde bulunmak ve kati bir netice • ’’ -l
Bugünkü maçlar
İnönü Stadında:
söylemek âdeta İmkânsızdır. İki tarafın kuvvetini de müsavi görmekleyiz Fırsattan iyi kullanan tarafın maçı kazanablle-
ceğlnl kaydetmekle İktifa ediyoruz.
Günün diğer maçında îstan-buisporu Emniyete karşı avantajlı bulmakla beraber geçen hafta Kasımpaşanın başına gelen ftklbetln bugün İstanbulspo-run başına da gelebileceğine İşaret etmek lâzımdır. Rakibini küçük görmek, bilhassa futbolda dalma sürprizler doğurduğundan San Slyahlıların böyle bir hataya düşmeleri ligteki vaziyetlerin! sarsacağı tabiîdir. Bu bakımdan büyük kulüplerle yaptıkları maçlara çıkar gibi Emniyete karşı da aynı ehemmiyet vererek çıkarlarsa maçı kazanmaları ihtimali fazladır. Aksi takdirde geçen hafta Kasımpaşa karşısında şayanı takdir bir enerji ile çalışan Emniyetlilerin tstanbulsporla da berabere kalması İşten bile değildir.
Haftanın Dedikodusu:
Yine hakem ve düdük sesleri — Büyük ve küçük kulüp dâvası
Saat 13: I Spor - Emniyet Hakemi: Hüsa-meddin Büke.
Saat 15 Galalasaruy-Vefa
Hakemi: Reşat Naylr.
Lig maçlarının dördüncü hat- I tasının oynandığı bugüne kadar hakem meselesi bütün vahametiyle kendini gösterdi, durdu.
Geçen, hatta yapılan maçlarda İstanbul un hâlen kalbur üstü dört hakemini seyrettik. Bunlardan ikisi öyle hatalar yaptılar ki, kendilerini tanımasak, karakterlerinden emin olmasak mahsus hareket ettiklerine hükmedecektik.
Fakat nafile. Bizim hakemler:
«Cami ne kadar büyük olursa olsun İmam bildiğini okur» fehvasınca bildiklerini okudular. durdular. Amma bu arada bazı takımların hakları da yenmiş olabilir.
Bu muhterem hakem arkaçların, o dakikada İşin vahametini idrak edemediklerini maçlardan birkaç gün sonra büyük bir üzüntü duyarak «Her insan hata yapabilir, biz de o sırada boş bulunduk düdük çalamadık» diye tevil ettiklerini İşittik.
Peki amma hakkı kabyolan kulüp bu kuru özür dİ ley iş ile ne kazanacak acaba? Netice 0 puvan!... Hakem İse koskoca bir 40 numara!...
Büyük ve küçük klüp dâvası
Bugüne kadar büyük kuiöp diye anılan Galalasary takımı İle Fenerbahçenln lig maçlarının başıııdanberi kendi bakımlarından başarısızlıklarının sebepleri, taraftarlarınca merakla incelenpıekte ve her ka-
fadan başka başka sebepler ileri sürülmektedir.
Bence bunun yegâne sebebi, bu kulüplerde futbol telâkkisinin eskisine nazaran tama-miyie değişmiş olmaaıdr.
Eskiden gerek Galatasaray ve gerek Fenerbahçede birinci takımlardan, başka ikinci, üçüncü ve birçok dördüncü takımlar vardı. Oyuncu saltanatına katiyen cevaz verilmez ve her zaman için, her hangi bir sebeple olursa olsun oynamayan oyuncunun yerine ona yakın bir oyuncu bulmak imkânına maliktirler.
Bugün ise kulüpler devşirme oyuncu toplamayı keselerine daha elverişli buluyorlar. Dikkat edilirse büyük kulüplerin o-yunculan arasında artık kulüp aşkı kalmamış, iş maddi menfaate dökülmüştür.
Buna mukabil İkinci sınıf dediğimiz birinci kümenin diğer takımlarının oyuncuları, büyük kulüplerin, oyuncularına nazaran daha büyük bir kulüp aşkı ile oynamaktadırlar. Çünkü onlar da bugünkü şartlar dahilinde bir Galatasaray, bir Fenerbahçe, bir Beşiktaş takımı kadar İmkânlara maliktirler. Lig maçları onlara bu kafa tutuşu hem maddi ve hem de mânvi cihetten fazlaslyfe temin etmektedir. Hattâ daha ileri giderek yaruı bir ikinci küme kulübü olan Adalet, Sarıyer, Elektriğin büyük kulüplere kafa tutınıyacağını kim temin edebilir?-,
Haluk SAN
Haftanın Nottan:
Millî maç yapmadan Türk fubolünde bîr k&Lkmma ve gelişme -ummak ve beklemek beyhudedir...
Yazan: Âdil GİRAY
Bir memlekette futbol kalitesi ne kadar yüksek olursa olsun millî temas yapmazsa kısa zamanda bütün meziyetlerini kaybetmeğe mahkumdur Esasen milli temas yapmıyan bir memlekette İyi futbol oynandığını iddia etmek de mümkün değildir.
Milletlerin kendi futbolcularının derecelerini anlamak İçin baş vurdukları yegâne ölçü, milli temaslardır.
Türk takımı maalesef yeryüzünde en az temas yapan bir takım olarak tanınmıştır. Bizim kendi aramızda futbolu iyi oynadığımız İddiasına Alem pek kulak asmaz.
Futbol federasyonumuzun bize sunduğu senelik programdan millî takımımız için üç maç hazırlandığını öğreniyoruz.
Dikkat edilirse bu maçlar dünya kupasına İştirakimiz vesilesiyle yapmağa mecbur olduğumuz müsabakalardır. Bunun haricinde başka temaslar düşünülmüş değildir.
Milli inaçların bir memleket futbolunda aynadıgı müspet rolü şu misal ile bir daha anlatmak istiyoruz: Dünya kupası tasfiye maçları İçin çekilen kurada Franstzlar Yugoslavla-ra düştü. İki takım arasında yapılacak iki maçla kazanan taraf Brezilyaya seyahat hakkım elde edecek.
ilk maç Belkradda, İkincisi de Pariste oynanacak. Fransız-lar kendi futbolcularına nazaran Yugoslavlann daha teknik oynadıklarını düşünerek Bel-garaddakl maçı kazanacaklarını akıllarından bile geçirmiyorlardı. Yugoslavlar da bu maçı yüzde yüz kazanacaklarını iddia ediyorlardı. 1
Tuhaf bir tesadüf, Fransa birinci küme liginde İkinci vaziyette olan Sochaux takımı Yugoslavyaya bir turne yaptı. Belgradda yaptığı maçta (7 - Ol Yugoslavlara yenildi.
Milli maçtan bir lıafta evvel alınan bu netice, Francızlann maneviyatını büsbütün kırdı. Bir taraftan da Yugoslavların ümitlerini kat kat arttırdı.
Evdeki pazarlık çarşıya uymadı. Bu müsabakaya burunları havada çıkan Yugoslavlar gayet kötü bir oyun oynadılar. Aksi olarak Fransızlar da mükemmel bir maç çıkarmağa muvaffak oldular.
Müsabaka (1 - 1) beraberlikle sona erdi. Haklı olarak beraberliği bir muvaffakiyet sayan Fransızlar Parlse döndükleri zaman oyuncularını parlak merasimle karşıladılar.
Fransız takımının bu başarısı memleket futbolunda sevinç İle karşılandı. Bu maçı müteakip bir hafta sonra yapılan milli küme maçlarında hasılat yekûnu ve seyirci adedinde artışlar kaydedildi.
Yugoslav takımı İle yapılan maçtan bir hafta evvel bütün Fransada profesyonel liglerinde on dokuz maçta (135.403) seyirci bulunmuş ve 10,801,557 frank hasılat tesblt e-dilmlşli. Belgr addaki başarılı oyundan sonraki haftada lso seyirci sayısı (182.826) ve hasılat 21.874.400 frangı geçti, Demek oluyor kİ Fransız takımının Yugoslavlara karşı çıkardığı güzel oyun halkı coşturmuş .ertesi hafta herkes stadlara koşmuştur
Bu suretle bir hafta fasıla İle seyirci adedi (47.333) kişi arLmış ve hasılatta da 2.272,843 frank bir fazlalık görülmüştür. Milli temasların bir memleket futbolunda ne kadar büyük rol oynadığım ispat için bundan daha inandırıcı bir misal bulmak güçtür.
Türk futbolunun kalkınması ve gelişmesi için bizim çocuklara. da sık sık milli temas yaptırmak morundayız.
Resimli
haberler
İngilterede İlk defa olarak kadınların
Çok
İddialı heyecanlı geçmiştir. Yukarıda bu yarışlara İştirak eden on iki kadın cokey görünüyor.
Uçak kurbanı bir boks şampiyonu
Fransa orta sıklet boks şampiyonu Marsel Cer-dan. dünya orta sıklet boks şampiyonu Jak La-motta Ue revanş maçı için Ameri-kaya giderken uçak kazası neticesinde telef olmuştur.
Marsel Cerda-nın bu feci ve beklenmedik ölümü dünya boksu İçin büyük bir kaytp teşkil eder.
Gerdan, geçen
notta
’orlar
Macaristan Avusturya
Viyanada yapılan millî maçın tafsilâtı
Geçen hafta Viyanada 62 bin seyircinin önünde yapılan Macaristan - Avusturya milli futbol maçını Macarların 4-3 kazandığını kısa telgraf havadisi olarak vermiştik. Hafta içinde gelen Avrupa mecmualarından aldığımız bu maça ait tafsilâtı bildiriyoruz:
İngiliz hakem Evans'ın İdare ettiği bu maça AvusturyalIlar şu şekilde çıkmışlardı.
Zceman - Koıvanz, Hanappi -HappcL, Occwirik, Gernhard -Stroh, Decker. Diııst, Stojas-pal. Aurtdnîk.
Maçın 4 üncü dakikasında Decker (Avusturya) ilk golü atmış, 9 zuncu dakikada Pus kas (Macar) beraberliği kurmuş. 21 ve 28 İnci dakikada şehrimizin yakından tanıdığı Deak (Macar) üstüste İki gol atmış, 31 İnci dakikada Dlnst (Avusturya) bir gol daha çıkarmış ve birinci devre 3-2 Macarların lehine kapanmıştır
İkinci devre biraz çetin cereyan etmiş ve evvelâ Avusturya Te devre sonuna doğru da M acar lar penaltıdan birer gol yapmışlar ve maç bu suretle 4-3 Macarların galebesile ni-hayetlenmiştir.
Avrupa lig maçlarında başta giden takımlar
Puan İngiltere: Wolverhampton 21
Norveç : Fratn 9
Belçika : Anderlcch 11
İsviçre : Bâle 11
Lüksemburg: Tetange 10
İtalya : Juventus 11
İspanya ; Bılbao 11
Polonya : Wısla 27
Macaristan : Kispest 12
Çekoslovakya: Bıallslava 31
Created by free version of 2PDF
ne dünya orta sıklet şampiyonluğu için gene Jak Lamotta Be karşılaçnuö, t&-t döğüşfirtan bileğinin İncinesi neticesinde maçı kaybetmiş-
. Şimdi im maçın rövanşını yapmak için A-merfkaya ordu.
gi(ö-Yukankl sağda: Cer dan, Jak La-görunft-
Milli basketbol takımımız,son Napoli seyahatine giderken bindiği vapur Pireye uğramış ve Yunan basketbol federasyonu âzalarmdan Manussl Türk basketbolcularını antrenman yapmak üzere Atinaya çağırmıştır. Basketbolcularımız bu daveti kabul ederek Atlnada antrenman yapmışlar re Yunan basKAtbol federasyonu ileri gelenlerlle birlikte yukarıö resmi çıkartmışlardır.
Paris civarında 67,5 kilametre mesafede yapılan yürüyüşte Fransız atleti Henrl Garon dünya yürüyüş .şampiyonluğuna kazanmıştır. Karısı, Garouu kazandıktan sonra kucaklıyor.