1949 Kasım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1949 Kasım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


Kiiçiik ilânlar
Sahibi: Kecmedain Saiafc — yun nierLnl ailen idare Men: C. BUdU — Aksam Matbaan
Sene 32 — No. 11181 — Flati: her yerde 10 kuruştur.
SALI 29 Kasım 1949
R. Ay dinlinin mahkeme huzurunda hesap vermesi isteniyor
Meclisin yarınki toplantısında teşriî masuniyetinin kaldırılması çok muhtemeldir
Ankara 29 (Telefonla) — Denizli Milletvekili Reşat Aydınlının teşriî masuiyetinin kaldırılması Mecliste yarın görüşülecektir. Bilindiği gibi meseleyi tetkik eden komisyon, teşriî masuniyetin hemen kaldırılmasına lüzum görmemiş, bu işin devre sonuna bırakılmasını kabul etmişti.
Meclis âzasından büyük bir kısmı komisyonun görüşüne iştirak etmemektedir. Bunlar ortada mühim bir ahlâki meselenin bulunduğunu, bu sebeple Denizli Millet— vekilinin mahkeme huturunda hesap vermesi lâzım geldiğini ileri sürüyorlar.
Bu sebeple yarınki toplantının hararetli ol- i
ması ve komisyonun teklifinin reddedilerek Reşat Ay dinlinin teşriî masuniyetinin kaldırılmasına karar verilmesi çok muhtemeldir.
Diğer taraftan Millet Partisinin Tophanede bir kahvede yaptığı toplantıda söylenen sözler, bilhassa Sadık Aldoğan'ın sözleri burada cok fena tesir yapmıştır. Sadık Al-doğan'm teşrii masuniyetinin kaldırılması hakkında dört müracaat vardır. Bunlar Meclise geldiği zaman, hararetli görüşmeler olacağı anlaşılıyor. Bu görüşmelerin sonunda Sadık Aldoğa-ıııu teşrii masuniyetinin kaldırılmasına karar verilmesi çok muhtemeldir.
Parti gruplarında
Ankara 29 (Telefonla) — Cumhuriyet Haik Partisi Meclis Grupu bugün öğleden sonra toplanacaktır, Toplantıda rux-nımıedeki işler görüşüldükten sonra Reşat Aydınlı meselesinin bahis mevzuu edilmesi muhtemeldir.
Diğer taraftan Demokrat Parti Meclis Grupu da bugün öğleden sonra bir toplantı yapacaktır. Toplantıda Reşat Aydınlı meselesi yarın Mecliste görüşülürken Demokrat Partice iakib edilecek hattı hareket müzakere edilecektir. Bilindiği gibi suikast itibarı hâdi sesine Celâl Bay arın adı muhtelif cephelerden karıştırılmıştır.
Muzaffer GÖker
Moskova büyük elçimiz bu şehre vasıl oldu
Moskova 20 — Türkiye büyük elçisi Muzaffer Göker dün Moskovaya vâsıl olmuştur. Büyük elçi istasyonda protokol başkan yardımcısı ve elçilik erkânı tarafından karşılanmıştır.
Kominformun toplantısı
Yeni tedbirler alınması görüşüldü
Londra 20 (R> — Parlste çıkan Humanltâ gazetesi Komin formun yeni bir toplantı yaptığını haber veriyor. Bunda Sovyet Rusya, Bulgar. Macar. Romanya. Polonya, Çekoslovakya. Fransa ve İtalya Komünist
Doğu illerinde kalkınma için esaslı tedbirler
Devlete ait verimli arazi işletiliyor yollar yapılıyor, köylere su getirti-
İlmî heyet çalışmasını bitirmek üzere
40 bin yerine 50 bin seçmenin bir milletvekili seçmesi teklif ediliyor
Ankara 28 — Ümi heyetin seçim kanunu lâyihası liselindeki çalınmaları sona ermiştir, timi heyet, şimdi uzun bir esbabı mucibe hazıralmaktadır.
Mucip sebeplerin hasırlanması bir iki giine kadar bitecek ve çok muhtemel olarak lâyiha perşembe günü hükümete tevdi olunacaktır. O gün lâyiha matbuata da verilecektir
İlmi heyet, yepyeni bir lâytlıa vucude getirmiştir. Bu lâyiha
da hükümet tekliflerinden de. Demokrat Parti tekliflerinden de faydalanılın ıştır. Yeni lâyiha da bilhassa adli teminat esaslarına geniş yer verildiği, vatan d eş ta en küçük şüphe ve tereddüt uyandıracak noktaların bile ortadan kaldırıldığı temin e-diimektedlr.
İlmi heyetin hazırladığı lâyihada 40 bin yerine 50 bin seçmenin bir milletvekili seçmesi teklif edilmiştir.
Churchitl’in bir nutku
«Avrupa ya birleşmeli, yahut yıkılmayı göze almalıdır»
Londra 29 (A.P.l — Winston Cuhrchlll, dün akşam verdiği bir nutukta, Avrupa ya birleşmeli, yahut Amerikan yardımı ma erdiği zaman yıkılmayı göze almalıdır demiştir.
Eski Başbakan Avrupa Harekelinin kongresinde konuşmuştur.
Londra 20 (R) — Batı Birliği askeri komutanları bugün Paris’te bir topunu yapacaklardır.
partileri mumesllleri bulunmuşlardır
Toplantıda Amerika ve tngll-terenin iıarbci faaliyetlerine mâni olmak için daha şiddetli tedbirler alınması görüşülmüştür. Gene toplantıda İngiltere Batı Almanya, Fransa ve İtal-yadu komünistlere mühim bir rolün düştüğünden bahsedil ■ iniştir. Delegeler asıl mutedil sosyalistlere karşı mücadele a-çümasını istemişler. Attiee, Berin, Blum ve Schumacher'e hücum etmişlerdir.
EBEircuTcaa'
Ankara 2ö (Akşam) — Hükümet Doğu Hicrinde kalkınma İçin esaslı tedbirler almaktadır Bunun başında devlete alt mümbit arazinin işletilmesi, yol inşası, köylere su getirilmesi, mektepler açılması geliyor.
Hükümetin Muş ovasının ekilip blçumesl işine başladığını, gelecek sene de Pasinler ovasındaki devlete alt arazinin ekileceğini büdlrmlştim Bu İki ovada Lnbat kuvveti çok büyük olduğu halde şimdiye Kadar olduğu gibi bırakılmıştı. Muş ovasında yapılan ekimden çok İyi netlee, çok bereketli mahsul alın ocağı anlaşılıyor. Burada çok miktarda meyva ağacı da yetiştirilmektedir
Şimendifer hattı Muşa kadar gelmiş, yalnız birkaç köprünün yerine konması kalmıştır. Bu İş de bitkice bol mahsulün kolaylıkla nakli kabil olacaktır
Pasinler ovasına gelince, burasının toprağı da çok verim İldir.Traktörleri e yapılacak büyük ölçüde ziraatın fevkalâde nell-çeler vereceği anlaşılmaktadır. Bu İki ovanın ekilip biçllmcsJ Doğunun kalkınmasında mühim rol oynıyacsktır.
Yobaz Ve şoven
Diğer taraftan hiücûmel yol İnşasına 0û;, ut. uıcmmıyet vermektedir. Ana yollar, cn son u-suilere göre yapılacaktır. Köylüler köylerini bu yola bağlıya-
caklardır. Hükümet bunun için lâzım gelen vasi talan temin edecektir. Köylüler arasında ana yollara bağlanmak için büyük bir şevk vardır.
Su meselesi çok mühim bir dâvadır. Halk birçok yerlerde pis kuyu sulan İçiyor, bu yüzden hastalık eksik olmuyor. Halbuki Doğunun her tarafında temiz memba sulan vardır. Hükümet bunların köylere getirilerek çeşmeler yapılması İçin, lüzumlu boruları ve sair vasıtaları temin edecek, köytüler çalışarak suyu getireceklerdir.
Doğu halkı sıhhi tedbirlerin kıymetini anlamağa başlamıştır. Oeçen sene kamyonlarla
erir harita
gezen safilik ekipleri her tarafta hastalara bakarak Uâç vermekle beraber bol miktarda D. T. de dağıtmıştır. D D. T. her türlü haşereleri yoketmlş-tir Asırlardan beri bunlardan kurtulamıyanlar. D. D. T. tıin tesirini görünce sağlık ekiplerinin dönüşünü beklemişler w yollannı keserek yeniden İlâç istemişlerdir. Köylüler şimdi d» temiz su işini halletmeğe ba-«rrlanıyorlar.
Doğuda birçok yerlerde mektepler açılmakta, seyyar heyetler halka dikiş ve saire öğretmekledir. Bu tedbirlerin kısa bir samanda çok iyi neticeler vermesi bekleniyor.

C.H. Partisi Beyoğlu ilçe kongresi çok hararetli oldu İlçe başkanı gazetelere hücum etti
l ı - - -
Prof. Sadi Irmak’m »özleri: Türkiye fikir piyatası düşman parası tarafından satın alınmamış tek memlekettir. Demokrasinin tek yolu vardır, o da matbuat hürriyetidir
Dün geceki toplantıdan bir görünüş LYaauı ıküıcl sahitemizdedlrl
Etrafta geri kafalıların çoğaldığı, bir çok alâmetlerden anlatılıyor. Fatih Rıfkı Atay, Cumhuriyet gazetesinde «İkizler» başlığı altında yazdığı bir makalede diyor ki:
«... Eski yobazın şer'isi ile yeni şovenin millîsi arasında göbek kesimine kadar giden bu ikizliği görmüyor musunuz?
_ Bizim milliyetçiliğimizin üstünden inkılâpçılığı kaldırdınız mı, yerine, ister istemez, koyu gelenekçiliği koyacaksınız. Onu. Garp dillerinde «irtica» ile at başı beraber giden «nasyonalizm» takımı arasına kata-«aksınız. Kıralcı ve katoli-ğin bizde bir karşılığını arayacaksınız. Bu ise, ilerlemeyi durdurur, kalkınmayı durdurur.
... Bizde geriye dönüş, hiç bir nıemleketinkine benzemez; milletin kurtuluşu durur. Çünkü biz önümüzdeki karanlığın bütün perdelerini yırtmadık.
... Meselâ Yeşilköyde bir bale mektebi açıyorsunuz. Sizce tiyatro, kültür gelişmesinin başlıca şartlarından biridir. Bu gelişmeyi, buğday ve pamuk ziraatimizi verimleştirme ile bir anıda iktisadi ve ticari islerimizle yanyana düşünmek zorundasınız. Biri, «hiç işimiz yok da köçek cengi mektebi mi açacağız!» diyor. Yobaz mıdır, şoven midir? Bakınıl, böyle bir mesele Garp âleminin hiç bir köşesinde, ne en 'koyu irticaa kadar her hangi bir geriliğin, ne (le bolşevikliğin ve anarşiye kadar her hangi bir ihtilâlciliğin ağzında tartışılamaz.»

Atatürk inkılâpları sırasında söylenilemeyen, yazı-lamayan. yapılamayan miir-teciane düşünce ve hareketlere rasladıkça, dikkatli, basiretli hareket ediniz:
—* Karşımdaki yobaz mıdır, şoven inidir?
Bu ikizleri ayırd etmek ekseriya mümkün olamamağa başladı.
- ---------------
Asılsız şayialar ------■---
Kabinede değişiklik bahis mevzuu değildir
Bu sabah birkaç gazete, kabinede fam değişiklik yapılacağına dair Ankarada şayialar dolaştığını yazıyordu. Çıkan şayialara güre Başbakan Yardımcısı Nihat Erim. Birleşmiş Milletler nezdiıtde daimi delegeliğe tâyin edilecek, Ulaştırma Bakam Kemal Satır Sağlık Bakanlığına, Devlet Bakanı Cemil Sait Barla-. Ulaştırma Bakanlığına, Tekel Bakanı Fâzıl Şerefeddin Bürge İçişleri Bakanlığına getirilecekmiş; Birleşmiş Milletler nesdlndeki daimi delege Selim Sarpcr de büyük elçiliklerden birine tâyin edilecekmiş.
Bu sabah Ankarada salahiyetli makamlar nezdinde yaptığımız tahkikata göre, çıkan haberin katiyen asıl ve esası yoktur.
Çinde iç harb
Millî hükümet Çunking'den ayrıldı
Amerikan diplomatlarının toplantıları
Dü n gece bir tebîiğ neşredildi
Konferans başkanı Mc Ghee (solda) vilâyette Voli »e Belediye başkanı İle bir arada
Amerikanın Yakın ve Orta ı başkanı Birleşik Amerika Dış-Doğu diplomatları konferansı- işleri Bakan yardımcısı Mc Ohee nın şehrimizdeki toplantıları beraberinde Amerikan Başkon-devum etmektedir Konferans I (Arkası sahile 2 sütun 1 de>
Bıçaksız, tabanca sız bir cinayet İki ortak arasındaki kavga birinin ölümü ile neticelendi
Londra 39 (R) — Çiııden gelen haberlere göre milli hükümet Çungking'i bırakarak bu şehrin 320 kilomclıe kuzey batısında Çullg Tu şehrine çekilmiştir.
Komünistler Çunklngln 12! kilometre yakınına kudar gelmişlerdir.
Diın akşam Salatada Havyar hanında bıçaksız. tabancasın bir cinayet işlenmiştir
Bu handa bir yazıhanede müştereken ticaret yapan Av-ram ve Hirlsto adlarındaki iki tacir dün beraberce hesap görmek üzere yazıhanedeki masanın başına geçınlşleı ve hesaba koyulmuşlardır.
Muhasebenin yapılması sırasında H1 fistonun Avrama bir miktar borçlu olduğu görülmüş, bu yüzden iki taçtı arasında münakaşa çıkmıştır. Bu münakaşa sırasında asabiyete kapılan
Avram, bir aralık yazıhane üzerinde bulunan ve evrak zımbalamağa mahsus olan büyük bir zımba makinesini kapmış ve H iris ton un beyni üzerine vurmuştur.
Bu darbeyi yiyen Hlristo söz söyllyemiyecek bir hale gelmiş, işe el koyan zabıta tarafından derhal Alman hastanesine kaldırılmışsa da gece, burada beyin kanaması neticesi ölmüştür.
İş bu şekilde cinai bir mahiye* alınca savcılık tahkikata et koymuş ve Avram yakalanarak hakkında takibata girişilinigrtK.
W
A K 9 A M
59 Kasım IMS
Şüphe ortadan kalkınca
i vtenbol İt—eterlerinden mMdnv Mr Myetin,
* yeni hazırlanan Basın Kanunu tasana doiayuUe hükümetle temas etmek üzere Ankara’ya yaptığı ftç günlük ziyaret, verdiği neticeler jröz önünde tatuturea, payesini fersah fersah atmıştır. Yanlan neticelerden en mühinunini şurada hülâsa etmek istiyorum:
Meğer yıllardan beri hükümetle basm arasında koruman bir şüphe yatarmış. Hükümet sanırmış ki ga-rrtedler, mesuliyetsin bir bann rejimi istemektedirler. Neticeleri hesaba katılmadan her sçy yazılsın; şu şahsi yet, bu müessese lekelensin, devrilsin; fakat gazeteciye Iıic bir mesuliyet re ceza yüklenmesin. Böyle şay •tur mil?
Buna karşılık gazetecilerde şuurlarmış M hükümet de basın hürriyetini mümkün olduğu kadar kısmak, gazetelerin tenkid vazifelerini güçleştirmek için tertipler düşünmekle meşguldür. Mütemadiyen fırsat kollar, münferit hâdiseleri vesile ederek Basın Kanununa. ceza kanununa tenkid hürriyetini daraltıcı, gazeteciye göz dağı verecek hükümler sokmaya çalışır. Böyle şey olur mu?
Gazeteciler heyetinin Ankaradaki temasları her şeyden evvel hükümetle basın arasındaki bu karşılıklı şiilıe havasının ortadan kalkmasına sebcboldu- Hükümet. prensip olarak, herhangi bir demokrat memlekette olduğu kadar, bizde de matbuat hürriyeti olmasını istediğini açıkça söylemiştir; demokrasinin bunsuz yürüyeceğine kani değildir. Fakat pek haklı olarak şahısların şeref ve haysyetierinin her türlü tecavüzden korunmasına lüzum vardır.
Gazeteciler aynı prensipiere candan bağlı olduklarını ve dürüst basın adına bundan başka bîr şey istemediklerini söylediler ve gürültülerle sürüp giden yeni basın tasarısı davası kendiliğinden normal yoluna dökülmüş oldu. Şiiphe ortadan kalktığı için gürültüye lürum kalmadı.
Biitün gayretlerimizi şüpheleri ortadan kaldırmak uğrunda seferber etmeliyi*. Şevket RAÖO
C. H. P. Beyoğlu ilçe kongresi gok hararetli oldu
tlçe başkanı gazetelere hücum etti — Prof. Sadi Irmak’ın mühim demeci
Hindiyi getiren Z(merikalı dönüyor
“ Unity,, ye bir eş bulmak işini Amerikada görüşecek
Cıımhurbaşluuu İnönü ye A- da hisse ttlm. Türk halkı sıcak merikadan hediye olarak «Ünl- ‘ j_I
ty« ismindeki hindJyl getiren Mr. Malecki bugün uçakla A-merik aya dönmek üzere şehrimizden ayrılacaktır
Mr. Malecki dün kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza İnönü Ue olan gârûşmeei hakkında föylc demiştir;
*— Cumhurbaşkknınız İnönü İle tanışmak benim için büyük bir şeref oldu. İnönü bugün fev kalâcie bir devlet adamıdır. Sevgi ve selâmlarını Amerikalılara götürmek üzere beni memur etli. Bunu kendim için büyük bir şeref sayıyorum.
Mr. Malecki Türk halkından ve matbuatından bahisle şöyle demiştir;
•— Kendimi âdeta vatanrm-
kanlı, misafirperver ve çok de mokrai insanlar, hemen ahbap oluveriyorlar. Bende ayni aileden imişiz gibi bir his u-yandı. Türk matbuatının şampiyon hindi hakkında gösterdiği yakın alâkayı ve neşriyatı unutmama imkân yoktur.
Türk hindilerini nasıl bulduğu hakkında sorduğumuz suale Mr. Malecki şöyle cevap verdi: •— Çok İyi buldum. Hattâ yediğim bir hindi dolmasını pek lezzetli buldum.»
Baba «Ünity» ye bir eş bulmanın güç olduğu hakkında dolaşan rivayetlere ne diyeceğini sorduk, güldü ve şöyle cevap verdi:
■— Bu işi Ar egon1 a döndüğüm zaman orada görüşeceğim.»
Amerikan diplomatlarının toplantıları
ıBâş tarafı 1 inci sahifede) solosu olduğu halde dün öğleden sonra Vali Fahreddln Kerim Gökayı makamında ziyaret etmiştir.
Konferans başkanı dün gece yansı, konferansın mahiyeti hakkında aşağıdaki tebliği yayınlamıştır:
«— Cereyan etmekte olan müzakereler Yuvarlak Masa esası üzerine yapılmıştır. Her temsilci, nezdlnde vazifedar bulunduğu memleketin bellibMİı meselelerini ele almıştır. Nabla tiyle bu me seleler siyasi, ihfisadi. as-ekri ve içtimai mahhettedlr.
Bu muhtelif kategırilere temas eden programlar da şunlardır:
Askeri yardım programı, Av-rupanın kalkınması programı, Başkan Truman’ın dört nokta program» (Iktisadeıı geri kalmış memleketlerin kalkındırılması) ve bu m intaka için Birleşmiş Millikler tarafından hazırlanan program.
Konferansta bunlardan başka Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığının mutat personel işleri ve Amerikanın ticari, kültürel ve bu m intaka 11e (Yakın ve Orta Doğu) alâkalı diğer baza mevzuları tetkik edilmiştir.
Karşılıklı olarak muhtelif malûmat ve fikir teatisi esnasında mevzular:
Bütün dünyayı veya muhtelif mm ta kalan alâkadar eden me- ; selelerle ilgilenen memleket ve bir mıntakayı veya memleketi | ilgilendiren meseleler bakımm- ( dan ele alınmıştır. ı
El? alınan meselelere nüfuz ı edebilmek İmkânını veren ve ı bir yuvarlak masa etrafında i
Türk milletinin Amerikaya itimadı asla sarsılmamıştır
Başkan Truman Sovyet gayretlerinin neticesiz kaldığını söylüyor
Vaşington 28 — Başkan Truman Türkiyeye yapılan Amerikan yardım mm İki gün sonra sona erecek olan rekizincl 3 aylık devresi hak kındaki raporuna kongreye vermiştir.
Truman, bu raporda bilhassa Sovyet propagandasının hücumlarına temas ederek diyor ki:
*— Sovyet propagandası Tûr-klyeye yönelttiği hücumlara devam etmiştir. Bu hücumlar, muhtelif şekillerde ve değişik şiddette olmak üzere kinci dünya harbinin sonundan beri devam etmektedir. Türkiyeye yardımı istihdaf eden Amerikan yardım programının tatbikine başlandığı andanberi Sovyet radyosu Yakın Doğu ve Türkl-yedeki sözde Amerikan «emperyalizmi» İddiasını istismar ederek Tûrklcrl endişelendirmeğe uğraşmıştır. Bu taktik, akamete uğramıştır. Sovyet propaganda- , sı Tiirkiyede, hükümet aleyhinde ve Amerikan aleybtan halelerin mevcudiyetini İspat İçin ! her çareye başvurmuştur. '
Türk mille linin Birleşik Amp- ( rikaya olan itimadı hiç bir bu- s retle sorulmamıştır Türk mil- 1 letl ve liderleri, Türkiye ile batı | dünyası arasında sıkı bir işblr- 1
- liginin milletlerarası sulh ve gü-
■ venhğin İdamesi bahsinde mü-ı him bir unsur olduğuna inam
■ maktadırlar.» ı Truman. 30 buhran MP tarihine kadar Amerikanın Tûr-kiyeyc yardım heyeti vaatasiyle ceman 100 milyon doları aşan bir kıymette teçhizat ve hizmet •ağlamış olduğunu »özlerine ilâve etmiş ve daha mükemmel bir askeri teşkilât temin olunabilmesi için baa tavsiyelerde bulunulmuş olduğunu da anlatmıştır.
Başkan Truman bu arada genelkurmayın Milli Savunma Bakanlığına boğlajımasının bütün Türk askeri teşkilâtı bünyesinde büyük tesirler İcra edeceğini, Türk genelkurmayının Birleşik Amerika ordu grupu tarafından hazırlanan ve tavsiye olunan teşkilât ve teçhizat eedveherinl tasvip ettiğini, Türk silâhlı kuvvetlerinin eğilim ve teçhizat bakımından hâlâ karşılaşmakta olduğu noksanların naaan iti-barc alınması neticesinde Tür-klyeye askeri yardımın devam etmesine 1949 tarihli karşılıklı savunma yardımı mucibince sa- ojucooh yrajjuc auır.
lâhlyet verildiğini, Türk askeri mak hususundaki azminin personelinin yetiştirilmesi için, manidar bir İfadesi telâkki Birleşik Amerika ordu grupunun Ilınmaktadır.»

C H. P Beyoğlu ilçe kongresi, dün gece saat 21 de Maksim salonunda toplanmıştır. C. H. P-mensuplan salonu baştan başa doldurmuş bulunuyorlardı- Bu arada başta Parti müfettişi Prof. Sadi Irmak, bir kısım milletvekilleri, Umumi Meclis azalan da kongrede hazır bulunmakta idiler.
İlk olarak ilçe başkanı Ekrem Tur, söz alarak kongrede hazır bulunanları selâmladıktan sonra yoklamanın kapıda yapıldığını ve ekseriyetin mevcud olduğunu bildirerek kongreyi açmıştır. Mütaakıben salonda ha-ar bulunanlan Atatürk İçin bir dakikalık ihtiram sükûtuna da- j vet etmiştir. ,
Bundan sonra kongre divanı seçimine geçilmiş ve birinci başkanlığa Avukat Mekki Hikmet Gelenbeğ, ikinci başkanlığa da emekli general Mümtaz Ak-bay intlhab edilmiş, müteakiben ilçe başkanı Ekrem Tur faaliyet raporunu okumuştur. Raporda partiye yeniden 1189 üye kaydedildiğini, teberru ve temsil hasılatı olarak 8953 lira varidat sağlandığını, ocaklara ceman 5267 lira nakti yardımda bulunulduğunu, halk dileklerinin tesbiti için halka 60 bin be-yaname dağıtıldığını anlatmış ve Halkevleri faaliyetinden
1 bahsetmiştir.
1 Bu arada sosyal yardım olarak 3950 lira değerinde vatandaşlara yardım yapıldığını söy-llyen ilçe başkanı, bir kısım gazeteleri ağır bir dille tenkid ettikten sonra, hayat pahalılığım her gün tenkld eden gazetelerin beş satırlık yazı İçin 10 kuruş almalarının uygun olmadığını ve bunların ucuzlatılmaları Icab ettiğini söylemiştir-
Raporun okunmasından sonra müteaddit hatipler söz alarak rapor hakkında fikirlerini söylemişlerdir. Bu arada Şişli bucak başkanı avukat Ziya Karaca idare heyeti raporunu teıTxld etmiş ve «islanbulda geçen seçimde kaybettiğimiz ekseriyeti bu seçimde temin e-debildik ml?» diye sormuştur. Halk dileklerinin de sadece yolların tâmiriyle umumi lâmbalara inhisar ettirilmesini tenkid etmiş ve bu gibi İşlerin siyasi bir partide yeri olmıyacağını anlatmıştır. Hatip, esnaf toplan falannın da yapılmasında fayda olmadığını söyledikten sonra, onların dertlerine faydalı olmak İmkânı bulunmadıkça, bunlardan ne fayda umulduğunu sormuş ve okunan raporun kabul edilmemesini İstemiştir.
Salonda hazır bulunanlardan ■ bazı)an tarafından kesilen ou 1 konuşma, bir kısım delegeleri | memnun etmemiş, diğer bit kısmının ise tasvibine mazhar olmuştur.
Ziya Karacıdan sonra soz alan diğer bir hatip yapılan tenkldlere heyecanla cevap vermiş ve Ziya Karaca hakkında takibat yapılmasını istemiştir.
Mütaakıben delege olarak toplantıda hazır bulunan Ce-I vat Nizami söz almış ve raporda fikir cephesine kâfi derecede ı yer verilmediğini anlattıktan
vetlerinin gelişmesinde ileriye doğru büyük adımlar atılmıştır»
Sözlerinin sonunda yarınki çarşamba akşamı Ankaraya giderek devlet adamlariyle görüşeceğini beyan eden konferans başkanı lstanbulda büyük bir hüsnü kabul gördüklerini de ifade etmiş ve:
I İden bir çok faydalar elde Imektcyiz.
• Müşterek olan noktai nazar -
1 lann Dışişleri Bakanlğına lsali İçin bilhassa gayret sarfedil-mektedlr,»
ı Konferans başkanı-nın Türkiye hakkında demeci
Mister Mc Ohee. dün Türkiye hakkında da umumi bir konuşma yapmıştır. Konferans başkam bu konuşmasında Türkiye-nin Truman doktrini yardım programı altında elde ettiği tecrübelerin yukuı bir âtide tatbik edilecek olan askerî yardım programı İçin çok kıymetli olacağını bildirmiş ve »Özlerine şöyle devam etmiştir:
«— Amerikanın Türkiye ile olan münasebetleri dostane ve kalbden gelen bağlarla bağlıdır. Bu dostane hava içinde İşbirliği, askeri ve iktisadi yardım faaliyetleriyle bilhassa cok kuvvet bulmuştur. Başkan Truman, şimdi artık meşhur olmuş olan doktrinini ileri sürmekle Türkiyenin bağımsızlık ve bütünlüğünü idame etmek hususunda A-merika Birleşik Devletlerinin yakın alâkasını gayet sarih bir tarzda ifade etmiştir.»
Sözleri arsında Amerikan askeri yardımına temas eden ve İki sene yardını programının , koordinatörlüğünü yapmış bulunan Mc Ohee bu hususta şunları söylemiştir: ,
«— Askeri yardım programı ( İle doğrudan doğruya meşgul ı olduğum zamanda Türk hüküm e | tinin ve Türk ordusunun Arpe- | likan yardımını çok verimli bir lıaae etmiş ve: h
şekilde kullanarak İstifade et- «— BU» gösterilen büyük mİ- , tiklerine yakinen şahit oldum, r aflrpervtr 11 ğl şükranla karşı-1 Kauaatimce Türk silâhlı kav- Mmaktayw» demiştir.
et-
I sonra herkesi alâkadar eden devletçilik mevzuunım yeniden . - tarif ve tâyinini istiyerelc me-ı seleyi kurultayın da ele aldığı-ı na İşaret etmiştir- Hatibin söz-I lerini tamamlamasına mâni o-• lan bir kısım dinleyicilerin gü-• riiltüleri yüzünden Cevat Nlza-• ml sözlerini tamamlamadan yerine dönmüştür.
ı Kifayeti müzakere teklifinden sonra söz alan Ekrem Tur, tenkldlere cevap vermiştir.
Bundan sonra Parti müfettişi Prof. Sadi Irmak kürsüye gelerek Parti Genel sekreterinin saygı ve başarı dileklerini bildirmiş, salonun kalabalıklığma işaret ederek, gösterilen alâkaya hayran olduğunu söylemiştir.
Kongrelerde dilek vc İstekler ileri sürülürken, İlçe kurullarının elindeki İmkânların da düşünülmesi lüzumunu hatırlatan Sadi Irmak, idare heyeti raporundaki matbuata alt kısımlara temas ederek ezcümle demiştir ki:
«— Matbuatımızın. birçok müesseselerimiz gibi eksiklikleri ve buhranları olduğu bir vakıadır. Matbuatı tenkld etmek mümkündür. Ben de eski t matbuat mensubu olarak bu tenkidlerden kendime pay ayırırım Ancak hakikati bütün cepheleriyle aydınlatmak için şunu söylemeliyim ki, Türkiye, yer yüzünde o tek memlekettir . ki fikir piyasası Babıâlide düşman parası tarafından satın a- ' lınamamıştır. Bu mazhariyet sadece Türk milletinin inhisa-1; nndadır. Türkiye ve Babıâli bu- 1 nun dünyada tek şanlı örneğidir.»
Parti mücadelelerine de te- 1 mas eden Prof. Sadi Irmak, de- I mokrasl rejimine dış baskılarla girdiğimiz hakkındaki mütalâaları şiddetle reddererek. memleketin bidayette tek partili ve otoriter bir rejimle idare edildiği vakıasına rağmen, İdare edenlerin en geniş mânaslyle hürriyeti ve demokrasiyi samimiyetle istediklerini söylemiş ve hu maksatla halk kültürünün arttırılması hususunda sarfedllen gayretleri anlatarak demiştir | kİ: ______ |
, Türkiye «faşındaki Amerikan İmkânlarından faydalanmağa devam ettiğini de raporunda zikre ün iş tir.
Başkan Truman. bundan sonra Türk deniz ve hava kuvvetleriyle tesisatının gittikçe inkişaf etmekte olduğunu da beyan eylemiştir
Başkan Truman, raporunda Türkiyenin yolları mevzuuna da tema» etmiş ve ş unlan kaydey-lcmlştir:
«— Türkiye Bayındırlık Bakanı 19 haziranda yaptığı bir radyo konuşmasında cem an 23.000
.kilometrelik bir milli yollar şebekesinin vücuda getirilmesini İstihdaf eden 9 senelik bir programın Türk hükümeti tarafından tasvip olunduğunu bildirdi. Birleşik Amerika yollar İdaresi grupu, bu plânın tekemmüiündj Türk makamlarlyle sıkı bir işbirliğinde bulunmuştur. Bu prog ramın kabul edilişi. Türk makamlarının, yardım programı mucibince yapılan teknik ve maddi yardımı, yol şebekesinin modernleştirilmesi ve genişletilmesinde müessir şekilde kullan-
en
T.p fakülte.i talebe. Rjjyft |(aym
cemiyete idare heyete' * * r
Tıp fakültesi talebe cemiyeti-1
nln yıllık gene! kural toplantısı Prof. Kemal Cenap Marmara lokalinde yapılmıştır.
E«W tdare heyeti ibra edildik-
ten sonra, yapılan seçimleri ka-1
zonan yeni yönetim kurulu 6ye-|____ „ _ uuuc»-
leri pazartesi günü aralarında vekili profesör Dr. Kemal Ce-1 yaptıkları toplantıda başkanh-1 nap Berksoyun bu gece vefs» ğa Dündar Kalyoncuoğln'nu ettiği öğrenilmiştir. Btr müdde--------- '■""ine: Adnan Va-'H«n*>n»«-i -.i»-*— *—«---------
Berkıoy vefat etti
Tarım Bakanı »özlü soruya cevap verdi
“JbMkan .ekllllgl™ *dn»n V.- a.tUr.ten nh»U1. Mum„ "" rol. renel «krcterlıet: Veli Top profcsoriu, Anlaujda
«■ t.™, Mdtaapltte Şükrü E«r. rt.M„ Wr «»d, urendjrm^r , Avnivat mnhodnliMnr. Da««V ■ ~
i Ayniyat muhasipliğine: Refik İKarakurum, Spor koluna: E-mln Mumcuoğlu. propaganda ve münazara koluna: Dündar Ünlüsü, gezi ve müsamere koluna: Selçuk Ergin, Yardım ko luna: Tali Ural Neşriyat koluna: Özdemlr Bingili, ve gezi mü »amere kolu raportörlüğüne: | Muzaffer Uyar getirilmişlerdir-ı Ayrıca. Denetleme kuruluna: I Kâmil özgür. Cazip S time: Can | Babatln ve Haysiyet divanına: Kemal AJtıoklar, Şeref seçilmişlerdir.
1 Ankara 28 _ Yozgat milletvekili ihsan Olgun'un «Orta Anadolu köylüsünün kalkınması İçin hükümetçe ne gibi tedbirler alındığı, haklındaki sözlü sorusu bugünkü meclis içti-mamda görüşülmüştür
Bu sözlü soru hakkında evvelâ Tarım, bilahare de Ticaret
Turizm işleri
! Ankara 28 _ Denizli milletvekili ve Ege Turizm cemiyeti fahri başkanı Dr- Behçet Uz . x \
Umlmdu BûtS» Milicl M«- " Bonoml Bafaınlan taha» llsine bir kanun teklifi verilmiş " tir. ı
BORSA
Hıza!
Emin Efendi lokantası sahibi iple asılı bulundu
f vermişlerdir. Tarım Bakanı, son on sene içinde Yozgadın ziraat ve hayvancılık sahasındaki inkişafını rakamlarla İfade elmiş,
| Ticaret ve Ekonomi Bakam Vedat Dicleli de, Yozgadın buğday ve tiftik piyasalarına ciddi bir alâka gösterdiğini, bu a-lâkanın fiaUerin yükselmesinde âmil olduğunu, kredi imkânlarının İhtiyaca kifayet etmediği muhakkak olmakla beraber: Ziraat Bankası kaynaklarının geliştirilmesi yolunda ted birler alınmış bulunduğunu beyan ederek:
— «Bu bankanın sermayesinin 300 milyon liraya çıkarılması bütçe komisyonunda kabul edilmiştir- Tasan yakında Meclise gelecektir.» demiştir.
Müteakiben kürsüye gelen soru sahibi İhsan Olğun:
— «Biz yedi mebuı adım ■-dım. köy köy dolaştık, yapılıp ve yapılacak denilen şeylerin hiç birini, hiç bir yerde bulamadık.»
Diye mukabelede bulundu ve sulama dâvasının da biran evvel hallini istedi.
cuuKUcea I.73J0 ESHAM VE TAHVU.AT
% » FAİZLİ TAHVİLLEB Sivas - Erzurum 1 30 85 1941 DCTnirjolu U «50 1941 Demlrjrçlv | 19.J5 Sivas . Erzurum 2-1 3535 1941 Demiryolu Ol 20JO Milli Mddaiaa JBlk5, Milli MUdafM O J0.35 Milli Müdafaa Ol 3975 Mili! MUdafaa IV 2IJ0
% • FAİZLİ TABVİLLEB Kalkınma j Sb. ts Kalkınma n
97.30 •*7» •■95 |
Bayezltte Emin Efendi lokantası sahibi Mahir Sönmez, Ba-yezilte Soğan ağa mahallesindeki evinin bir odasında iple asılı ve ölü olarak bulunmuştur. Tahkikata savcılık el koymuş, cesedi muayene eden adalet doktoru ölümde harici bir âmil gorilim ediğinden gömülmesine izin vermiştir.
Yapılan tahkikatta Mahir Sönmezin son zamanda bir kaç hastalığa birden müptelâ olduğu ve bu arada gözlerinin, görüş kabiliyetini de kaybettiği tesbit edilmiştir.
«— Demokrasinin tek bir yolu vardır: O da matbuat hürriyetidir- Demokrasinin anahtaıı budur. Türkiyede matbuat serbestin Bugünkü sıkıntıları tev-lid eden bazı hususlar varsa onlar da düzeltilecektir.
Milletimizin birçok ihtiyaçları vardır. Bun lan söyliyebiliyoruz. kendi kendimizi kuvvet kaynağı oluyor. Benim kongrelerdeki müşahedelerim tenkidin mevcud oluşu ve daha iyW tenkide tahammülün bulunuşudur.»
Parti müfettişi sözlerini şöyle bitirmiştir: «Zaman, Halk Partisinin lehinde işlemektedir >
Kifayeti müzakere kararının | kabulünden sonra hesap ve di-
menlortn haxırl»dıc raporlar o-mürf,,Ha« -a-
çekinmeden Kongrelerde, tenkiti, bize,
ÖLÜM
Merhum Kadı Raim efendi kerimesi. Fatih ve Süleymaniye müciz derziâmlanndan merhum İsmail Ataullah efendi zevcesi, Beşir Kemal Eczanesi sahibi ■’ Mahmut Cevad Pelin in | annesi, merhum eczacı Beşir
ktınarak kabul edilmiş, dileklerin dinlenmesine geçilmiştir- 20 | katlar hatip söz alarak turlu | mevzular etrafında konuşmuşlardır.
Toplantı, sabahın dördüne kadar devam etmiştir.
Teşekkür
Telefonla ve telgrafla fesimize iştirak eden bütün akraba ve dostlarımıza ayrı ayn teşekküre teessürümüz mâni olduğundan; gazetenizin tavassutu-Bine gösterilen büyük mi- nu rica ederiz.
-₺'——- Merhum Kavalalı Adil
Akkum'un eşi ve evlâtları ulunur.
yel müdürlüğü şube müdürlüğünden emekli Nurettin Gökmenin Sirkeci gümrük müdürü Ferit Atacan’ın kayınvalideleri salihatı nlsvandan
BAYAN HATİCE NAZMİYE vefat etmiştir.
Cenazesi 29 kasım 949 salı günü saat 11 de Edirnckapı Dra-man cadesi 22 No lı evinden kaldırılarak Fatih camiinde öğle namazım müteakip namazı kılındıktan sonra Edlmekapı-daki aile kabristanına defnedilecektir.
Çelenk gönderilmemesi rica
97
% «J FAİZLİ TAHVİI-LEB
■M3 ULhvıli 96 73
AHADOLU DEMİRYOLU GHPPU
Tahviller l-l 1OT —
Hisse senetleri X «0 ₺4 K
Mümeall senet MIH
SDUCET HİSSELEHİ
Merkez Bankan İM —
I5 Bankası saa
T. Ticaret Bankan SJO
Aralan Çimenle ı«M
»AMBAITABPA JU.TM
tUııl»
ı!
îmar ve Kalkınma bankası temsilcilerinin tetkikleri
Adana 28 — Milletler arası İmar ve Kalkınma bankası temsilcilerinden James Barker. beraberinde eşi ile Devlet Bakanlığı hususi kalem müdürü Hayreddin Osansoy ve Misler Malson olduğu halde dûn buraya gelmiştir.
Mister Barker, tetkikleri sırasında Sümerbank fabrikasını, baraj ve tohum ıslah İstasyonunu gezmlştri. Misafirler buradan içe te gitmişler, kara ve denizden Mersin limanını tetkik ettikten sonra Sillfkeye de geçmişlerdir.
Geceyi şehrimizde geçiren heyet tekrar Ankaraya dönmüş tür. Mister Barker. çarşamba günü Zongtıldağft gidecek oradan İstanbul İzmir ve Bıus.ıya da geçecektir.
29 Kasım 1949
AKSAM
Kasabın yağı.
[AfcŞ»MaMKŞAMg|
Sanayi bankası
Objektifin karşısına kim geçse, takma yahut hakikî otuz iki dişini birden gösterip pis pis sırıtıyor.
NincierimİE, dedelerimiz zamanında olsaydı:
— Kapa çocuğum ağıtın:... Ayıptır! - diye azar işi-tirlerdi.
Gülüyorlar... Yerli, ecnebi. genç, ihtiyar, kadın, erkek. zengin, fakir, muvafık, muhalif İıep örülüyoruz.
Sebep?
«Yaşamak zevki!» deyin isterseniz; «Hollyvood modası., deyin: «demokratik dünyanın tezahürün deyin... Pişmiş kellelere döndük.
Tebessümün aleyhinde bulunulamaz.
Cermenliğin Prusya vari askerî asık suratı aleyhinde biz de vaktile bulunmuştuk. Şevki Yazman ağabeyimiz, o sıralarda dikkatimi çekmişti:
— Hitler in ve Mussolini-nin rejimlerinde güleç yüz, ıa*fa. tereddiye alâmet sayılıyor. Bir mecmuada iki resim gördüm. Yürek ferahlatıcı mütebessiminin altına, ■bu, bir Yahudi suratıdır! diye yazılmıştı; burnundan kıİ aldırmaz çatık kaşlının altına da: «Alman milletine yaraşan bu ciddiyettir!» diye yazılmıştı... İkinci umu- , ini İıarbde döğiişerderin yal- ' nız sırtlarında değil, yüzle- , rinde de aırı ayrı ünifor- ' malar var. Totaliterlerin ki abusluk, demokratlarınki ] tebessüm.
O zamanlar, tebessümü bu kadar sevimli buluyor-dıık-
Fakat yılışık gülüşler, sinire dokunuyor. Dedeleri- ' mirin, ninelerimizin kızdığı da. güler yüz. tatlı söz değildi, hayır! Edepsiz kahkaha. sırnaşık işmızazdı. Şimdi, gazete sütunlarında ekser resimler, bu zoraki neşe maskelerile insanı tâzip eder oldu.
Neden gülüyorsunuz, mis-tjr'ler, mis isler, misler, mös- I yöler, gospodinler, baylar, bayanlar!
Ortada gülecek ne var? Beşeriyetin yarısından fazlası hastaymış... Yansın- i dan ziyadesi açlığa mahkûmmuş. (Son telgraflar a- l rasında bu iki haber vardı.) tkiye ayrılmışız, atomlanıp ı duruyoruz. Bütün istihsal- ı terimiz, delik kova ile su > taşımağa benziyor.
Ciddî olun, düşünceli, insaflı olun.
Milyarder patronsanız, çelik fabrikalarında grev var. Meteliksiz işçi iseniz is- i tikbaliniz teminatlı değil.!Eğitim Bakanlığı da bLrisl An-Hudutlara uzaksanız V 2 var. yakınsanız tanklar var-Hülâsa şu ki, dünyamız gülünecek diinya değil. Hiç bir günümüzü heyecansız, rahatla, huzurla geçiremiyoruz. Hangi sabah uyansak, gazetelere: «Acaba bugün ne münasebetsizlik var?» diye bakıyoruz.
Elli yaşına yaklaşan ömrümde kaç lıarb, kaç tehlike geçirdim. Ekser nesîldaş-larını benden beterdirler, çünkü hiç değilse benim memleketim ikinci umumî harbin istilâlarını görmedi. Kan dökmedi, kanı dökülmedi.
Buna rağmen, Türkiyede — J-----------
de hepimizin mevcudiyeti (rek evraklarını bol kılçıklı balık gibi... Yu-[göndermiştir. Bunlar hakkında tabilirsen yut, hazmedehi-. vesayet kararı alımktan sonra lirsen hazmet... çocuklar Blleclğe gönderllecek-
Bttna rağmen, dışarıda, ür. Bu çocuklardan 34ü erkek, içerde, İtim olursa olsun, 6 SI kızdır.
fotoğrafın karşısına geçti* Bakanlık, bunların yellştîrll-mi, dişler meydanda.-. Ağzı- nıeaI bir t,e talimatname mızın kulaklarımıza yarma- hazırlamıştır. Buna göre çocuk-sı gûya becit"1 pâra evvelâ İlkokul tahsili veri-
ferde, albümlerimi», Ba- !"ek,lr ‘’letlndc !»'
»te kolcksivonlarımın ka- olanla' M,!“1
nobranlar, araba, bu lebe»- 1“"““ yatü, Imtlbanlara ah-sum sahtekârlığımıza ina nacaklardır. Ok«nıa8. hereM nacaklarım? omuvanlara tel daManna kore
— Bunlar, ne mesut dev- »irer sanat ofrettleeekttr.
rede va5amı5lar. Hep bera-1 CM»" >«Wrme yurtlarında , T...; , . i, roeil vasini İHralr rdlnr-üt'a kn.
ber gülüyorlar! - diyecekler mi?
Sanayiciler ticaret ve sanayi odasında bir toplantı yapacaklar
«Sanayi Bankaca projesini hükümetin de benimsediğini ve bu hususta yardımı istenen Milletlerarası İmar ve Kalkınma bankasının da bahis mevzuu bankayı 53 milyon dolârla desteklemeye mütemayil olduğunu yazmıştık.
Şimdiye kadar hususi sanayi erbabıyla Milletlerarası banka arasında cereyan eden müzakerelerin seyri değişmiş re bu görüşmelerde! sanayicilerin yerini hükümetin tensibiyle Merkez bankasının alması ihtimali belirmiştir.
Bazı sanayiciler bu vaziyetten memnun görünmüyorlar. Bunlardan biri demiştir kİ:
«— Sanayi bankasının her şeyden önce hususi sânayi erbabını temsil etmesi ve onu desteklemesi lâzımdır Biz bu
Sabah GazeteleriNe Diyor?
Kader yolcuları
Nadir Nadi, CUMHURİYET’te yardığı makukd» diyor ki:
Devrimci Atatürk, Halk Partisini kurarken, bir gön yurdumuzda gerçek bir demokratik rejim kurulmasını bütün kalbiyle özlüyordu ve bunu bir amaç biliyordu. Hürriyetin şartı olan muhalif partiler de, tıpkı Halk Partisi gibi, Atatürk ülküsünün yolcuları olacaklardı. Sayın Günaitaym memleket çocukları arasında kuvvetlendirmeğe çalıştığı (iş bölümü» zihniyetini biz ancak bu mânaya alıyoruz ve böyle olduğu için dc sayın profesörün temiz duygularına saygı İle katılıyoruz Bizce devrim prensiplerini Bavunan her siyasi parti, Atatürkün eseridir ve onun ebedi başkanlığı altında iş görmekle övünebilir, Partiler arasındaki demokratik mücadeleyi biz de sayın Başbakan gibi aynı gaye uğrbna katlanılmış zaruri bir iş bölümü olarak kabul ediyoruz.
Ancak, Atatürkü inkâr eden, yahut onun adını çalarak Türk milletini aldatmağa kalkışanlar [bizim düşmanımızdırlar. Böyle
Sağ voya sola doğru vuracağımla her yalpa tehlikelidir. Sonu gelmez bir sırat köprüsünün üzerinde kendi irademfadc durmadan hedefe doğru yürümek zorundayız. Elimizden tutan oLmıyacakür. şuurumuza ve sağduyumuza güvenerek elele yürüyeceğiz. GayemU birdir. Vasıtaları seçerken başgöeteren fikir ayrılıkları ne kadar büyük olsalar da bizi aynı kadeîln yolcuları olmaktan alakyamıya-c aktır.

Sahi te 3
vermişler ve bozguna uğramışlardır ...
Mukadderatımmn saptığı yanlış yoldan mutlaka kurtulmak zorundayız. Bunun İçin de. hâdiselerin tarafa» bir şekilde tahlilini tam bu dakikada derinleştirmek lâzımdır. Bunu bir yazı içinde tamamlamak mümkün olmadı. Ankarada topladığım son İntibalar» dayanarak, bahse yarın da devam edeceğim.
*
Kahve yükseliyor
Fiat 880 den 1950 kuruşa çıktı
bankaya sermayemizle iştirak kötü teşebbüslere İmkân bırak-edlp idare meclisinde de kendimizi temsil ettirmek istiyoruz. Eğer böyle olmayıp dn bizim yerimizi hükümeti temsil eden bir müessese alırsa kurulacak olan banka Sümerbanktan önce mevcut olan Sanayi bankasının hüviyetini taşıyacak, yani doğrudan doğruya devlet sanayiini destekllyecektlr Böyle bir bankanın da blzlere faydası o-lamaz.»
Sanayicilerin bu hususta görüşmek üzere İstanbul Ticaret ve Sanayi odasında yakında bir fevkalâde toplantı yapmaları muhtemeldir.
mam ak için bütün Atatürkçü partiler elele vermeli ve yurdu karanlık âki betlerden korumağa dikkat etmelidirler çünkü bizi bekleyen aydınlık yalnız Ata-fcürkün izinden gidenlerin yolundadır.
Yanlış yoldayız
Ahmet Emin Yalman da, VATAN'da yazdığı makalede diyor ki:
Peyda olan mutedil hava İçinde Türkiyede hakiki demokrasi, ilk defa olarak, inkişaf edebilirdi. Halk Partisinde eskiye bağlı olanlarla yeni çığırı İçine yatıranlar, İkiye bölünmüş, hattâ aralarında; partiler arasında bile tesadüf edilmiyecek derecede şiddetli bir husumet vc zıddiyet başgöstermlştl Müfritler, înönüne karşı isyan hislerine kapılmışlar, hattâ bazıları: cŞef sistemine karşı müşterek cephe» formüliyle Demokratlarla işbirliği imkânlarını aramışlardı. İktLdar cephesindeki müfritler; demokrasiye karşı kendi partileri İçinde açtıkları mücadelenin kati meydan muharebesini son Halk Partisi kongresinde
Kimsesiz çocuklar
Bunlardan kırkı Bile' çiğe gönderilecek
Kimsesiz çocukların devlet eliyle himaye ve yetiştirilmesi hususunda kabul edilen son kanunun tatblkma başlanmıştır. Bu kanunu Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıkları müştereken tatbik edeceklerdir. Sağlık Bakanlığı, şehrimizde yedi yaşına kadar olan çocukların himaye ve yetiştirilmesi m aks adiyle Dariilâcezede 50 yataklı bakım yurdunu kurmaktadır.
Buraya 7 yaşına kadar olan , kimsesizler alınacaktır. Milli
karanın Nallıhan İlçesinde, diğeri de Bileciğin Yarhlsar nahiyesinde birer yetiştirme yurdu açmıştır. Ay başından itibaren faaliyete geçen bu iki yurda yediden 18 yaşma kadar olan lkmseslz çoculkar kabul e-d ilmektedir.
Millî Eğitim Bakanlığı, şehrimiz milli eğitim müdürlüğüne bir tezkere göndererek ts-tanbulda tesbll edilecek bu kabil çocukların vesayetlerinin mahkemece devlete verilmeleri hususundaki muamelelerin İkmaliyle çocukların Blkclktcki yurda gönderilmelerini İstemiştir.
Milli eğitim müdürlüğü. şimdiye kadar 40 çocuk tesbit edeni ahkemeye
Bir kaç gün evvelki gazetelerde şöyle bir haber nku-duk:
«Dün Boğazın Kuruçeşme kışmında deniz üzerinde buğdaylar görülmüştür. Bu buğdayların kime ait olduğunu ve nasıl döküldüğünü sorduğumuz Toprak Mahsulleri Ofisi ile Beşiktaş kaymakamlığı ademi malumat beyan etmişlerdir (>
Buğdayların denize dökülmesine de. alâkalı ma kamların verdikleri cevaba da hayret etmedik. Zira av-m günlerde yine gazeteler, İYÎarshall yardımına dahil olmak üzere yirmi milyon dolarlık buğdayı Amerikalıların bize hibe edeceklerini ve ayrıca, elli bin ton buğday satın almak üzere Suriye ile bir anlaşma imzalandığım müjdelediler.
Bu kadar bolluğa kavilLL-şunca dünkü sıkıntıları ııQ nuttuk tabiî. Buğdaylar defi nize dökülmüş, havaya vurulmuş, kimin umurun^_ da? O
Meşhur darbımeseldir: — Kasap yağı bol bulunca vü-q cuduna sürermiş! ■—
Son haftalar içinde kahve flütlerinin mühim nispette yükselmesi İlgili çevrelerin dikkatini çekmektedir Filhakika kileri »80 kuruş olan kahve ftatl tedricen yükselerek bugünlerde 1050 kuruşu bulmuştur Kahve tacirleri bu yiiluelişm sebebini İzah ederken bir kısım tacirler memlekete az kahve ithal edildiğinden bahsetmekte, diğer bir kısmı da, kendilerine güm-tük antrepolarının kahveyle dolu olduğundan bahsedildiği zaman bu malların hepsini birden gümrükten çekecek paraları bulunmadığım İleri sürmektedirler.
Halbuki tarafsız çevrelerin kanaati şudur: Bundan iki hafta kadar önce Ankarada Merkez bankasının başkanlığında yapılan bir toplantıya bütün bankaların müdürleri iştirak ederek piyasadaki kredi darlığına karşı bazı tedbirler almışlardı. Bu arada Merkez bankasının bundan böyle diğer bankalara kredi açması ve reeskontunu da genişletmesi, ancak bu iş olurken bankaların da kredi verecekleri şahıs veya fabrikaların seçimnide hassas davranmaları kararlaşmıştı.
Kahve birinci derecede lüzumlu mallar arasında yer aldığı için bankaların alınan bu karardan socra kahve İthalâtçılarına lüzumlu krediyi sağlı-Snn zamanlarda şehrimizde yacaklan muhakkaktır. Böyle kepek bulmak güçleşmlştir. Hay olduğu halde kahve tacirlerinin van besleyenler belediyeye mü- mallarını gümrükten çekmek racaat ederek kepek bulmakta için hâlâ bankalara müracaat güçlük çektiklerini bildirmişler ve kendilerin t- kolaylık gösterilmesini İstemişlerdi. Belediye, toprak mahsulleri ofisiyle yaptığı temaslar neticesinde kepeklerin serbest piyasaya çıkarıl-mnyarak belediye emrine verilmesini temin etmiştir. Dün İlk parti olarak belediye emrine 600 ton kepek verilmiştir. Bunlar ilçelerde tâyin edilen müteahhitler vosıtaslyle muayyen flatlerle İhtiyaç şahiplrlne sa-j tılacaktır ____________
Talebe yurtları
Yüksek tahsil öğrencilerinin' yatıp kalktığı talebe yurtlarının devlet tarafından idaresi hak-' kında haziranda bir kanun çık-ı m işti. Bu kanuna göre devletleştirilmesine başlanan yüksek! tahsil talebe yurtlarının idare-' sİ milli eğitini bakanlığına verilmiştir. Bakanlık, şehrimizde-1 kİ tıp talebe yurtlaıından gayri ıer netice vermeğe olan diğer yurtların hepsini de- sokaklarda sarhoşların miktarı vlr almış ve idareye başlamış- hayli azalmıştır Bu münase-1 tır | betle çoğu kadın olmak üzere
Tıp talebe yurtlorımn tahsl- bir çok karilerimizden mektupsan, mali yılbaşına kadar tnev- ıar aldık. Mektuplarda açılan cut olduğundan bunların mali mücadelenin neticesinden dola-senebafi olan 1 marta kadir yi memnunluk beyan edilmekte şimdiki şekilde İdare c-dilmele- ve bunun gevşetllmemesl rica o- , rlne Ve bir martta milli eğitin: Ilınmaktadır, bakanlığına bağlanmaları ka-rarlatştnlmıştır. Şehrimizde bir müdürlük tarafından idare e-dilcn 8 tıp talebe yurdu vardır Devir hazırlıklarına başlanmıştır.
Şahsiyetlerin ruhu
YENİ SABAH bu başlıklı makalede diyor ki:
şahsiyetlerin kudretli fertlerin milletler hayatında rollerini İnkâr ne makul ve ne de caizdir. Ama ne Klemanso ve ne de yedinci Bdvart memleketlerinde halâskkr, kurtarıcı diye kendilerine fevkalâde salâhiyetler verilmiş kimseler değillerdir ve poltlkalarmı tahakkuk ettirdikten sonra da memleketin başına musallat olarak İktidardan ayrılmak İstememek gibi bir heves ve İddiaya kalkınmamışlardır.
Zavallı Klemansoya, Fransız halkı onun hazırladığı zaferden sonra bir Cumhurbaşkanlığını çok gördü de seçimi kaybetti. Çörçll de zaferden sonra İngiliz İntihabını kaybetmedi mi? Memlekete hizmet başka, bir de o hizmetin bedelini fazlasiyle ödetmek ve daima alacaklı kalmak başkadır.
E (D >
0
Baş ve ciğerlerin . kontrolü
Geçen haftanın sonuna doğ-[ ru koyun etlerinin perakende, kilosu 10-20 kuruş ‘kadar bLr yükselme göstermişse de tekrar 180 ilâ 200 kuruşu düşmüştür.
Fiatlerin müsait olmasından şehrimizde et İstihlâki artmış-! tır. Alâkalılara göre geçen kışa nazaran istihlâk iki mislime yakın fazlalaşmıştır.
Diğer taraftan dükkânında buzdolabı bulunmayan kasaplarla ciğercilerin bazılarında • kokmuş ve bozuk şeyler satıl- Vali, teklifi memnuniyetle kardığı yayılan şikâyetlerden an-, ?ıhıyarak mümessile resmi şe-laşılmışhr. Dün belediye dok-(kild(? belediyeye müracaat et-toi'laruun yaptığı kontroller | bildirmiştir,
neticesinde 200 kadaı baş ile ayni sayıda ciğer imha edilmiştir. Kontrollere devam edilecektir-
Bir amerikah firma .Belediye emrine 600 otobüs satmak istiyor
BLr Amerikan firması, müsait şartlarla otobüs satmak üzere hükümete müracaat ederek devlet bakaniyle görüşmelerde bulunmuştur.
Devlet bakanı şehrimiz b“le-ı diyeslniıı otobüs sipariş etmek [arzusunda olduğunu bildiği 1çln ,(firma mümessiline vali ve belediye başkaniyle görüşmesini tavsiye etmiştir.
Ankaradan şehrimize gelen mümessil, dün vali ve ve belediye başkanını ziyaret etmiştir.
ton kepek verildi

Firma mümsslli Henderson, resmi teklifini bugünlerde yapacaktır.
Okul-Aile Birliklerinin çalışmaları şehrimizdeki okul-alle birliklerinin çalışmalarından faydalı neticeler alınmaktadır Bu birlikler, ilk ve orlaokularia liselerde okuyan öğrencilerin yetiştirilmesinde okullarla ailelerin işbirliği yapmalarından temin edilen faydalardan başka yoksul öğrencilere öğle yemeği verilmekte kitap, defter ve kalem gibi lüzumlu ders vasıta ve malzemelerini tedarik etmekte ve okulların ihtiyaçlarını da gidermektedir.
Okul-alle birlikleri, bu sene yeni İşlere başlamışlardır. Müsait okullarda lisan dershaneleri ve âletil ve sesli musikiye] istidatlı çocukların yetiştirilmesi için kurslar tçekU edlt-lM00 inektedir. Şehrimizde şimdiye ı kadar açılan ou kabil kursların yekûnu yirmiyi bulmuştur.
RADYO
I
Yağmur duası!
Kahve fiutleri yükseliyor,0 Kısa zamanda 540 kurustan*-960 kuruşa fırladı.
Bildirildiğine göre, giim-p rüklerde memleketin ihtiyacından daha fazla kahvex
stoklan varmış, fakat tacırj-J ler fiatleri düşürmemek iciııCÜ mallarını gümrükten çekîpCD piyasaya çıkarmıyorlarmışf * Belediye bu vaziyeti göz. ö-nüne alarak Ticaret Ofisi ile temasa geçmiş, kati tedbîrler alınması kararlaştırılmış. Ticaret Bakanlığı muvafakat ederse. Ticaret Ofisi gümrükteki kahveleri çekip piyasaya çıkaracak ve satışları kendisi yapacakmış.
Kahve dalaveresi aylardan beri devam ediyor. Belediye işin farkına vardı, ofisi ikaz etti, tedbir almak üzere karar verildi. Fakat karar vermekle iş bitmiyor ki. Tomar tomar muhabere evrakı Yığılmadan resmi muamele yürür mü? Keyfiyet Ticaret Bakanlığına bildirilecek. orası tetkikat sapacak, muvafık görürse tedbirin tatbiki için emir verecek. Ondan sonra ofis faaliyete geçecek, gümrükten kahveleri çekip piyasaya çıkarmak için bir hayli uğraşacak. Bu müddet zarfında halk kahveyi yüksek fiatle alacak, muhtekirler açıktan para kazanacaklar. Acelemiz vok, temiz ’ş altı ayda çıkarmış- İdare â-mirlerimiz, ticaret ahlâkının düzelmesi için temennilerde bulunuyorlar, inşallah duaları makbul olur, hu iş-Haber aldığımıza "öre sar- ler kendiliğinden düzelir! hoşlukla mücadele gevşemeden > devanı edecektir. Bu suretle; !S!
lıem bir çok hem de zabıta vakalarının alınacaktır.
etmemeleri onların hüsnüniyetleri hakkında şüpheler uyanmasına yol açmaktadır.
Ticaret ofisinin bu işe müdahale etmesi ve gümrükten malını çekmlyen İthalâtçının elinden kahvesini satın alıp vaktiyle yaptığı gibi bunları yine piyasaya sürmesi lüzumu belirtilmektedir.
Sarhoş'ukla mücadele
Alınan tedbirler neticeler veriyor
iyi
İSTANBUL RADYOSU ÖJte *9 programı
Açdıj ve program Haberler.
Hatif ara (Pl).
Şarkılar ve İUrkOlcr. Okuyan! Mustafa Kovancı Çalanlar: E-rnlıı Onean. ErcUmenl Batansy. Vecdi Seyhun, OurhaneddLn ökte.
Konuşma- Tiyatroya dair Ekrem Regli Rey.
Büyük orkestra ererleri (PLİ. Program ve kapanı,.
Açılıj ve program Dans mttzigi (Pl.)
Memleket havalan Ses ve Sar Birliği konseri.. Söyliycnter: A-*ixe Törem. A tii ŞenscS, Fahri MalatyalI. Z____Z Z„.Z
lanlar: Avut Özbenll. Aracı. Yalıya Beyoğlu. Basara, Hosan Stteerl. Haberler.
Htlf ara müılgl (Pl.ı.
Radyo Senfoni orlceatruı konseri, İdare eden.' Cemal Rcjid Rey.
Memleket türküler! Sea ve Sat Birllri konseri dcmavı. Llcd'lcr (PL).
M ürik
Konulma Gelir vergini İzahları.
Şarkılar ve türkrllcr (P1*İ.
Fasıl, Hlear. faşlı
Şarkılar ve türküler (Pl.)|, Oda mtulfii tPİJ.
Haberler.
Dana müziği (Pl.J.
Program ve kapaıılg.
ANKARA RADYOSU
Aksam programı
M. S. ayarı ve Ratlyu salon or-lıestrası.
Şarkılar.
M. S. ayarı ve Haberler. Geçmişte Bugün. Yurttan Sesler. Opera aryaları vo düetleri Radyo Gazetesi.
Serbea saat,
İncesaz (Hüaeynl faslı).
Temsil
Scrbc.1 Saat.
Konugnia.
Dana rrıürlgl (Fİ.).
M. S. oyan ve Hacbrior.
Yana sabah vs 0Şle proma
M, S, ayarı.
Harry Horlicfc orkestran (PLŞ. Haberler ve hava raporu. Şarkılar (Pl.).
Hafit melodiler (P|,L
GÜrıün programı. Hafif mürik (PL).
Kaparı iv-
Acili] ve program.
Şarkılar. Haberler Potpuriler (PLİ. Öğle Gasctcsi. Piyano ile caz parçalan Akşam ı»rogranu. hav* ( ve kapanış.
11,35
20. IS
20.30
30 45
Âbideler Derneğinde faaliyet
Merkezi Çemberli taşta bulunan İstanbul Anıtlar derneği dün fevkalâde bir toplantı yaparak camilere yerleştirilen kasalara halkın gösterdiği rağ-ıbeli arttırma çareleri üzerinde kararlar vermişti.
Verilen izahata göre kazancı, Hırkalşerif, Kadıköy, Osmanağa Rüştempaşa, Cihangir Valide I camii kasaları mutemetlerin ve | dernek mümessilinin huzurlyle . açılarak toplanan paraların ay-| ni camilerin tamiratına hasrı ı gayesi kısmen elde edilmiş bıı-reşit yaşını İdrak edinceye ka- 1 ^maktadır Dernek, bu husu«-Idar kalacaklar ve müteakiben ta faaliyet sarfeden adı geçen bir meslek sahibi o!arak haya- j tagmiaruıdan Osman Puta atılacaklardır. [îatar, altı oğlu, Emin Sayın,
| Şehrimizde aç.lan bakım yur- Mıutafa g|bl IedakAr vc gayret-dundakl çocuklar 7 yaşını bl- „ imam ve m,.temellere teşek-! 15.““,!üî!?HrmC yurllunn“ ^r etmeğe karar vermiştir. Ka-| dıköy Osmanağa camii, kendi --------------------------- kasasından çıkan 2000 lira İle I güzel bir şekilde tâmlr edilmlş-

Zalim hükümdarın hikâ-
yesi malûmdur.
— Millet ağlıyor! - der-
lermiç. »gönderileceklerdir.
— Daha sıkın! - iradesi- ............
ni veririm?.
Fakat bir triin: 'çıkarmış. ,
— Herkes gülmece, oy- *• tir. Diğer camilerin dc ayni şe-
naınaga başladı! - demiş- Gevşetin idareyi, dünya- küde tamirine devam edilmek-
— Eyvah, bu ümitsizlik gi>' »esi, oyı«',»n'’-,'lır. Gevşetin idareyi! - fermanını
tfl.OO
ibjo
10.00
10.15
J9.IW
10.50
20.15
20.30
20.M
21.15
22.00
22.15
22.39
7, W 7JI 7.45
Cemil Cankat, Çalı uy m rr> Necatı
(PI)
Vali ve belediye başkanı Prof. Fahrettin Kerim Gökay'ın sarhoşlara karşı aldığı tedblr-b&şlamış,
Piyano Sergisi yarın açılıyor
Yarın saat 1R.30 da Beyoğlun-' da Dekorasyon mağazası karşısındaki Saka Selim sokağında 3 numarada memleketimizde ilk defa olarak bir piyano sergisi açılacaktır. Bu sergide meşhur Gaveau piy&nolari teşhir edilecektir.
Vefa Lisesini
Bitirenler Derneği
Vefa Lisesini Bitirenler Derneği dün. Vefa Kulübü lokalin- [ sine deki demek merkezinde toplanmıştır. Kongrede tüzüğün 14 üncü maddesi değiştirilmiş ve yeni idare heyeti scçUmşitir.
Cemi-
tari-
Bu suretle I sarkıntılıkların.
nın başındakiler! Çünkü tedlr. Bir çok camiler, başka bu içten pazarlıklı zehr- camilere konan kazalardan U-bandler hayra vorulanıa»! , temektedirler Bunlara da pey-(Vâ - Nll) [dçrpey kasa verilecektir.
(Pf.l.
Kestirme yol!
Belediye, elektrik idaresinden yardım istiyormuş. Elektrik idaresi. işçilere yaptığı zam vt kömür flütlerinin yükselmesi yüzünden masraflarının arttığını ileri sürerek yardımdan k*»-
İngiliz basın ataşesi geldi
İngiliz büyük elçiliği basın tajjellftine tâyin edilen M- John çınıyornıus. Bu zor durıım-Grant dün şehrimize gelmiştir, dan kurtulmanın bir tek Bir kaç güne Kadar vazifesine' çaresi varmış: Elektrik veya başlayacak olan yeni basın a-taşesl 1915 de doğmuştur. 1937i de vislconsolos olarak bulda bulunmuştur. Son olarak Brali.slava konsolosu idi. Türk-çeyl iyi blleıı yeni basın ataşe-muvaffaklyet dileriz.
a-
tramvay ücretlerine zatn.
, İdarecilerimiz en basit iij-Istan- Jeri bile dolambaçlı yollardan kurtaramiyorlar amini para meselesine gelince kestirme yolu kolayca butuve-riyorlar, maşallah!
Cemal Refik
İthal lisansları
Bir buçuk aydanberı Ankara-dan gelmesi beklenen ithal lisanslarının bir türlü çıkmaması ithalatçı tüccan endişeye sürüklemektedir Umumi kanaate gs re yüzde on garantisi verilmiş olan İthal talepnamelerine ait I lisansların bir an önce çıkarıl-masL lâzımdır ve bu işte en 14-I zumlu maddelerin tik plâna a-I lıııması Icabeder.
Bu arada İlâç, demir akşamı |ve elektrik malzemesi gibi mühim mallar vardır. Bunlara ait 'ithal lisanstı in Bakanlıktan ı çıkışı bir müddet daha geclktl-' ği takdirde mühim ithal malla-| ruıın karaborsaya İntikal et-, Villa Lobos, Faure, Debussi ve 'inesi muhtemeldir. Hattâ şim- Ravel’ln, ikinci kısmını İse Cho-' dİ den bazı ilâçların fiilileri İti- pin’in seçkin eserlerine tahsil , zumsuz yere yükselmiştir. | etmiştir.

İstanbul Gazeteciler Cemiyeti fevkalâde kongresi tutan bul Gazeteciler yetinden: M/Kasım/549
hinde toplanacağı evvelce ilân edilen fevkalâde kongremiz, ekseriyet hâsıl olmaması dolayı-siyle 5/Aralık/Ş49 pazartesi,
günü saat 14.31) a talik edilmiş-' tir. Âzamızm belli günde cemi-yel merkezine teşrifleri rica o-lunur.
GÜNDEM:
1 — Yeni nizamname tasarısının müzakere ve kabulü. 2 — Yeni cemiyet binası inşaat» --L-e.-.-jJ malûmat, |j - Ev komisyonu raporu.
raporu hakkında kongreye

Tagliaferro’nun resital programı
Orkestra refakatinde verdiği konseri müteakip uçakla Atl-1 naya gitmiş olan sanatkâr iki gün sonra şehrimize dönerek I 30 kasım çarşamba akşamı yal-1 nız bir tek resital verecek ve i ertesi günü Ankaruya hareket edecektir. Fransa ve Brezilya hükümetlerinin resmi mümes-j sili olarak VarşovadR Cüıopin i müsabakalarının jüri heyetin-■ de bulunmuş olan Tagliafcrro resital programının birinci kısmını Bach, Llszt, Beethoven,
Snhire *
ŞAM
29 Kasım 1949
UZIK
İstanbul Filarmoni derneğinin üçüncü senfonik konseri
Piyanist: Magda laglialerra
mıharrir neden yetişmigod
Ali Rauf Akan diyor ki
mn ses kütlesine tahakküm ettiği vâkidir. Bazan da bunun aksine orkestra karşısında piyano kifayetsiz görünür. Fransız piyanistinin çalışı enerjik kudretli ve parlak olmakla beraber orkestra arasında nispetsizlik şöyle dursun, bir ses hacmi müsavatı, kemmel bir ahenk hüküm dü. Şef Cemal Reşld Rey resindeki orkestra şimdiye kadar bu eseri bir çok solistlerle birlikte çalmıştır. Piyanist Magda Tagliaferro İle bir tek provadan sonra bu konçerto- .....
yu bu derece başurıylc çalma-
İstanbul Filarmoni Derneği büyük Fransız viyolonisti Thlbaud'nun iştirak, ettiği Ud konserden sonra yine şöhretli bir Fransız sanatkârı olan piyanist .Magda TagUaferro’nun katıldığı üçüncü senfonik konserini Saray sinemacı salonunda verdL Orkestrayı şef Cemal Reşld Rey idare etti.
Programın İki büyük eseri o-lan Schumano’ın löminör Op. 54 konçertosuyla Saint-Bacas-in beşinci konçertosunu bahis mevzuu etmeden önce orkestranın İlk eser olarak çaldığı Lully’nin balo Bültinden söz açmak isliyorum. Dört kısımdan ibaret olan ve Mottl tarafından senfonik orkestra İçin yazılan bu süitin girişte nefes sazlarına Ln beşinci piyano _________
verdiği ve telli sazlarla karşı-'şark ihtisaslarının kıymetli bir
“Kayıttı şartlı bir cemiyetle edebiyat gelişemez, edebiyatımızın gelişmesi her şeyden önce demokratik gelişmeye bağlıdır,,
Mahkeme Koridorlarında
Bir daha dünyaya gelince beygir olmazsam
yüzüme tükür!
blr tam mü-siir-!da-
Baudelaire, sanat uzun, hayat kısadır, der. Biz sanatı şu uzun ömür içinde kısa bir meşgale olarak kabul ediyoruz,,
^Anketi yapan: Sadeddin GÜKÇEPINAR |
Değerli gazeteci ve fıkracı
arkada^tnuz Ali Rauf Akan, e-. .urU.;a...Uai olduğu kadar,
ı sı, genç orkestranın edindiği edebiyatım «İm yakın-
. mclrtrıun mesul wl!c«,>cUr. ,Un uuip eü„e,„d,t. Genç „. FTMUB hestecM salnt-sacns- hak-
ı in beşinci piyano konçertosu kmda fikirlerini söylerken bazı . «mric lhtlna.«la.r>nın lavmetli bir Fransız edebiyatım
İlkli konuşturduğu 'Başlangıçi mahsulüdür. Fakat bir zaman- yu^mdan takip eden bir kısım ı, nefes sazlarının birliğiyle. Ira moda olan yavan (Orienta- - --------------
intizam ve ahenglylc dikkatimi lisne) den bu konçertoda eser çeken bir parça oldu. Sık sık ‘ _
şikâyet mevzutı olan nefes sazlarındaki gevşeklikten, birbiri-! ne uymazlıktan, hattâ sesler a-rasında bârlz bir surette duyu.-; lan farkından eser yoktu. Bu-| oun aksine, bu seslerde kayna-, şan. birbiri içinde mükemmellik vardı.
yoktur. Başından sonuna kadar I ağırbaşlı bir yazı sanatının ■ hüküm sürdüğü eserde besteci ' ihtisaslarını nefis bir renk hailinde tesblt etmiştir. Şarka ait duygulan canlandıran bu nefis tasvirlerde sanki bestecl-erlyen bir nin mesut ruhu İle başbaşayız: Bu kısmı 0 kadar samimî ve yapmacık-taklp eden Noctume, Minuetto tan o kadar uzaktır, ve Prclude'le ınarş ayni a- | KOnÇertonun bazı pasajlann-benkie sona erdi. Marşta bakir [ia Mozart musikisinden, taşan nefeslilerin başarısını anmak berrak ve sakin bir duyguya yerinde olur.
Lully’nin bu dört nefis parçası Mottl'un ustalıklı orkest-rasyonlyle çok kabarık, çok heybetli ve tantanalı bir şekle bürünüyor; ve on yedinci asrın o İnce, samimi havasından u-zaklaşıyor. Hattâ diyebilirim ki. Mottl orkestrasyonlaruıda asıl besteciyi, - meselâ Lully ve ya Raıncau'yu - baskı altında tutan, ona hükmeden, bestecinin hüviyetini âdeta ikinci plâna atmak Istlyen bir tahakküm sezilir. Bununla beraber, senfonik orkestranın bünyesine pek yaraşan bu zenginlik şeflerin makbulüdür; ve Mottl or-kestrasyonlan bu rebeple haklı bir rağbet görüyor.
Seli umarın bu güzel konçertosunu; besteci, orkestra şeri ve piyanist Ferdlnancl Hlller'e ithaf etmiştir. Bir çok değişikliklerden sonra J8A5 Ue 1846 yılları arz-anda eser ron şeklini alınıştır. Bununla beraber konçertonun İlk hareket! olan Allegro Allettuoso'nun 1841 yılın-danberl bestelenmiş olduğu, hattâ, müstakil bir parça halinde Fantaisle adiyle tanındığı da bir hakikattir. Bir çok konçertolarda olduğu gibi bu eserde Solist saz tek basına parlamak, göz kamaştırmak iddiasında değildir; sesini, rengini orkestraya katmaktan zevk a-lır; ve sırası gelince, adeta 1-! klııel polifonik blr süje gibi orkestranın karşısında yer alır.
Sçhumann konçertosunun ça hnışı mükemmel bir muvazene örneğiydi Bazı defalar orkestranın zayıf, cılız kaldığı ve eolisLin - bilhassa M- Tagliaferro ayarında bir piyanistin -kuvvet ve kudretiyle orkestra-
Zabıta memurunun yanında çatık kaşla etrafı «i-zen maznuna yaklaştık. Orta boylu, tıknaz, iri kemikli, fienı.ş omuzlu. ya£ız, yüzj-ü bir adam- Bize de dik dik baktı. Sorduk:
— Suçun ne. ahbap?
Saef elinin içine tükürüp nasırlı avuçlarını birbirine sürttükten sonra üd elinin parmak uçlarını yaladı, kaba tüylü kalın bıyıklarım tutup sıkı akı çekerek kıvırdı, aba ceketinin çapraz kapaklı cebinden bir sigara çıkarıp yaktı ve mınldındı:
— Su dünyada talihler dağılırken benim enayiliğim tu tmuş da uykuya daimi -şun.
— Bayır ola, ahbap. Talihinden cni şikâyetçisin?
— Basıma gelenlere baksana. Bunlar hep talih işi değil mi? -
Sigarasını bir kaç nefes çekip dudaklarını uzattı, gözlerini çarpıtarak bıyıklarının uçlarına baktı, ba-
gir olmazMun ytettıne tükür. Sen iüe arabacılık yaptın mı?
— O işten anlamam.
— Hımmmm... Zenaailerin en zoru arabacılıktır. Beygire meram anlatmayı kolav im sanıyorsun? Hayvan her zaman lâkırdı dinlemez ki. Amma velâkin, bunu herkes bilmiyor. Beygir bir kusur etse, onun aklı yok diyerek gelip benim yakama yapışıyorlar. Sanki beygirin aklı vokmııs da benim aklım kafamdan dışarıya taşmış. Beygirin yansı kadar aklım olsaydı arabacı olur mıydım? İki lokma ekmek parası için akşamlara kadar imanım gevriyor. Kendi ekmeğimden evvel de geçmişi tenekeli beygirin boğazını düşünmek var.
— Mahkemeye neden geldin?
— Beygir meselesi, dedim ya. Hayvan m sakası olur mu? Bir yere yük götürmüştüm. Heriften yarım
de zamanla bıraktığı şekliler bizzat kayanın şekilleridir.
Gide, MontalgnYjrt, Dostol-evsky’yl. Nietzche'yi ecrine tekrar tekrar okumuştur. Ama Gide ligini kaybetmemiştir. Belki onların sayesinde kendini daha iyi bulmuştur Galiba dünya edebiyatım bütün yenilikleriyle takip etmediğimiz ve kendimizi de yormak istemediğimiz için hoşumuza giden bir sanat eseri gördük mü nemen kendi imzamıza m alet m ek istiyoruz.
Sanat adamlarımızı bu yoldan çevirecek tek vasıta ten-klddlr. Kopyacılığı, taklitçiliği meydana çıkaran münekkldler olsa muhakkak ki kimse buna cesaret edemez.
| Mamafih sanat adamlarımız bir şiirini adapte, |arxsında hayran kaldıkları garb edlblerlnin tesirinden kurtulmak ve kendilerini bul-gayret sarfedenler vardır. Meselâ Salt Faik--- Yazılarından seziliyor kİ o, büyük eserler vermekten ziyade - küçük çapta olsa - kendi şahsiyetinin mahsulü eserler mağa gayret ediyor. • önceki nesilden misal eserlerinde
Muharrir Ali Rauf Akan

eaberler-

mûnevverierinıizio de gölünden kaçmayan taklitçiliklerini misalleriyle anlattı. Bugün taklitçilikte, eskiye nazaran farklı »lan cihet şudur ki, eskiler, garbın devrini geç irmiş ekollerini bir yenilik olarak memleketimize getirtir erken yeni taklitçiler, garb sanat cereyanlarının memleketimizde ilk nıu-beşşirleri olarak tanınmak arzusundadırlar.
Sanat taklitçilik değildir
— Cemiyetimizde çığır yeni eserler var mı?
— Cemiyetimize göre açmak bir şey ifade etmez. Ha-
l kâğıt bahşiş istedim, kafa tuttu. Dönüşte efkârım kabardı, arabanın üstünde bir cigara tellendireyim de yüreğim ferahlansın, dedim. Cebimden cigarayı çıkarırken yanımızdan bir otomobil geçti, dinine yandığımın beygiri birdenbire parladı. Durdurabilirsen aşkolsun. Ben dizginlere asıldıkça saha kalkıyor meret Elbette kalkar. Ne tarafından baksan hayvan bu. Aklı vok ki düşünsün de namusiyle yürüsün. Aklı olsaydı beygir olur mıydı? Amma veiâkin, gel de bunu anlat bakalım. Biz geçerken yandaki sokaktan bir cocuk çıktı, doğruca gelip beygirin ayaklarının altına girdi. Bunda benim ne günahım var, bey I kardeşim? Gelgeldim, polise jandarmaya meram anlatamıyorum. 'Gocuğu sen çiğnedin» diyerek enseme yapıştılar. Bire Allahın kulları, ben arabanın üstünde oturuyordum. Ayağım yeıe dokunmadı ki çocuğu deneyim. Bunu yapan beygirdir » dedimse de dinlemediler, çocuğun bacağı ezilmiş dive beni yakaladılar. Söyledim ya. bende talih yok, bey kardeşim Kendi günahım az geliyormuş gibi su fani dünyada beygirin günahını da ben çekiyorum.
Mahkeme açıldı, yine parmaklarını tükürükleyip bıyıklarını düzelterek kalktı.
Ce. Re.
şını salladı:
— Senin akim var mı, e-fendi kardeşim?
— Çok şükür, şimdiye kadar tımarhaneye davet etmediler.
— Amma da fiyakalı konuşuyorsun ha. Numarayı bırak da benim lâflarıma karşılık ver. Beygir bilir misin sen?
Hangisini soruyorsun? Koşu beygiri mi, araba beygiri mi?
— O kadar incesine bakma be kardeşim. Beygir değil mi. hepsi birdir ölüsü kandillilerin. Söyle bakalım, beygir hayvanında akıl var mıdır?
— Kendine göre onun da aklı vardır tabii.
— Toysun sen. Böyle şeylerden çakmıyorsun. Beygirdeki akıl hiç kimsede yoktur. anladın mı?
— Öyle miil?
— Ne sandın ya? Benim yeni aldığım doru beygirin aklını görsen şaşar da kalırsın. O kadar akıl bende ne gezer? Arpanın biraz küflüsünü, topraklısını versem burnunu bile sürmüyor. Bir de bizim halimize baksana- Yediğimiz ekmeğin içinde ne olduğuna bakmadan Agobun kazı gibi yutuyoruz. Akıl bu mudur?
Sigarasından derin bir nefes daha çekip gözlerini yumdu;
— Bende bir parça akıl olsaydı ölüsü kandilli dünyada beygir olurdum.
— YaaaL. Beygir olmak' hoşuna gidiyor demek?
— Eyvallah, bey kardeşim. Beygir olmaktan daha iyi şey var mı?
— Bana kalırsa beygirlik heves edecek bir şey değildir. Araba «ekmek, yük taşımak kolay mı?
— Boş ver böyle lâflara Araba çekerim, yük taşırım amma ondan ötesi vız gelir. Ekmek eiden, su gölden Arpa mı, saman mı sahibim düşünsün. Hic kimseye eyvallah etmem, hükümet kapısına ayak basmam. Ne vergi düşünürüm, ne dalavere. Yolda araba kırılınca sahihimin anası ağlar, beıı yan gelip keyfime bakarım. Evvel Allahın izniyle bir daha dünyaya gelişimde bey-
nar onun yani mısraalrını kelime keli- , me tercüme ederek altına kendi imzasını koymuş! Bunu, beş mafc jç^ altı vıl önce bir meslekdaşa söylediğim zaman hayretler , içinde kaldı ve kendisine okuduğum Fransızca ve Türkçe
1 eş bir duygunun bizi sardığını
hslsettlk. Bazı kısımlarda İse
bestecinin canlı, asabi, müca-
deleci ve erkek karakterini elle —
tutulurcasma bâriz bir şekilde kiki kıymetler hudutlar dışın-___________________________ ____________
gördük. Allegro'da manzara İle da da kabul edilenlerdir. Tan-jnumiar, ertesi gün bir sabah
açan
■I
çığır
hayalin İç sihri blrblriyie sar- zimatianbert memleketimizde' gazetesindeki sütununda neş-maş dolaş olmuş bir ahenkle-çığır açtığı söylenen eserler [ retti. epey dedikodu oldu. Bu-dir. Bu kısmın son mezürlerin-' taklittir. Ahmet Haşinli Fran-’na benzer yüzlerce misal gös-de obua ve klâmetln sesi kır sızcaya tercüme ediniz, karşı- terıilebiiir.
manzaralannın ruha ferahlık , niza Fransız sembolistleri çı-l Ahmet Muhip Drauas'ın bazı döken tesirini yaratır. Fakat kar. Necip Fazılın. edebiyatı-, mısraları da Öyle...
bu sesler de yavaş yavaş hafif- miza yeni bir hav» getirdiği, Bu neden böyle oluyor? «Sa-Jeylp silinince Andante İle Nil söylenen şiirlerini yabancı dil- nat, j kolay telâkki edişlmlz-kenannda öğle güneşinin gev- tere çeviriniz, sîze Baudelaire', den. hakiki kıymetin ancak «kliği bizi de sarar. Şimdi kar- , İn Fleurs du mal «Elem çiçek- dünya çapında bir hususiyet şımızda alablçüiğlne uzanıp gi- ’ teri) ni göstereceklerdir j ve yenilik getirmesi İcap etti-j
den uçsuz bucaksız çöllerin ya-j Garbte bir edebi cereyan do- gini kavnyamayışjmızdan! kıçı havası içindeyiz. Fakat tlt- ğuyor, ömrünü tamamlıyor, ne-, Baudelaire. «Sana t uzun, ha-I reye titreye göğe doğru yükse- den sonra bizde tahlilleri çıkı- yat kısadır» der Biz sanatı şu
len bu yakıcı ışık, bir zaman yor. Baudelaire gibi edebi çere- , uzun ömür içinde kısa bir meş-
I gelir kİ. kayıkçının nağmesiyle yanların dışında kalan garb gate olarak kabul ediyoruz. Sa-
, birleşir (Allegretto). Salnt-Sa- sanatkârları da ayni şekUde nalı ciddiye alan edlbterlmlz
ens NU kenarlarından devşir-1 taklit ediliyor. Yûrrüzündeld »ardır ama onlar da parmak-, dlği bu nağmeyi, İptidai güzel- ] şiir meraklılarının ezbere bil- la gösterilecek kadar azdır. ! İlgine halel gelmeden işlemiş, dikleri Baudelalre'ln şiirlerini' Halbuki garbte yüzlerce, bln-İtendislne maictmlş ve sesler- j bizde hâlâ kelime Relime ter-[terce, onblnlerce sanat hâvari-den ördüğü bu nefis şiirde ora- ] cüme ederek altına imzalarını d İçinden dünya çapında bir ların hasret dolu havasmı bize atan şairler - hem de İsim de duyunnuştur. Fakat Molto] yapmış şairler - vardır.
Allegro'da bestecinin blrdenbl- Garbde bir Vaiery çıkıyor, on ! re silkindiğini ve önüne geçlle- beş yirmi sene sonra bakıyor-mez bir canlılıkla coştuğunu gp-j sunuz, Ahmet Hnnıd! Tanpi-rüyoruz. Ve pek tabiî olarak _______ır.
konçertonun yapısı bakımından gerekli olan bu coşkunluk ve tielendirdl. Orkstra ikinci defa-I parlak ifade İle eserin sona er- dır çaldığı bu mühim diğine şahit oluyoruz.
Sital-Sûmln ta.lr.cl kon- ’5''' et"ll’U' ‘ E““' blr
, . . Ho e a »n,i’İ o iSnllr rla&tarll
çertosu tasviri lirizmle vlleri arasında biricik blr eser-ı dlr. Plynaist Magda Tagliaferro ı eserin heyecanını duyarak, yapısının cn ince teferruatına nü-ı fuz ederek, yer yer İnceliğini ve yer yer şiddetini duyurarak bu
■ nefis ve belki de bestecinin bu en mükemmel konçertosunu lfa-
I geçen sene piyantit Lazare Le-
Vv’bp pçlilr pt.nıİKİ.i - hlr
ne-
başanyle çaldı. Halk değerli Fransız piyanistini ve orkestranın müzisyen şefi Cemal Re-şîd Rey'5 dakikalarca alkışladı. Ve böylece orkestra, şef ve solist müşterek ve düzenli blr çalışmanın başarısını paylaşmayı hak etmiş oldu.
Fikri ÇİÇEKOÜLÜ
- ss -
Kaçar gibi yaptı, fakat Morto yine yakladı.
— Beni dinle Adria- Beni dinlemelisin. Ren senin hâlâ koçanını.
— Hayır, yalatı söylüyorsun. Boşanma ilâmı çoktan çıktı.
Hattâ senin İmzalı kâğıdın da yegâne kadın geldi. Onun için burada soğuk-1 merhametten ta durup mezara gömülen ma-! değil, tekrar sâden bahsetmekte fayda yok. bir aşk ile s( Haydi, kalk da evine git.
Mnrls güldü
— Evime mİ? Üstelik blr de alay ediyorsun.
— Ağzımdan öyle çıktı. Nerede oturduğunu, kiminle düşüp kalktığını öğrenmek beni alâkadar etmez. Senin hakkında hiç bir malûmata ihtiyacım yok- Şu anda öğrenmek istediğim tek bir şey var: Benden ne isliyorsun?
— Sana tek bir sözüm var Adria. İnanıp inanmamakta mulıiarsın. Seni her zaman sevdim. Daha ilk gördüğüm andanberl sevdim. Şimdiye kadar hakiki blr aşk ite sevdiğim
■ yaz-Ondan olarak kaleminin haysiyetini korumağa hususî bir e-1 hemmiyet veren Halide Edib’i gösterebilirim, Peyaml Safa da kendi imzasiyle yazdığı son romanlarında bu bakımdan şayanı takdirdir. Cahit Sıtkı Ta-' rancı kendi dünyası olan bir şairdir. Sanatkâr, her şeyden 'önce kendi şahsiyetinden emin J olmalı ve hem muhteva hem de şekil bakımından kendi ■lâlem» ini yaratmağa gayret etmelidir.
Yunus Emr eleri, Fuz âlileri yetiştiren bir milletin edebiyatı, taklitçi olmağa değil, taklit edilmeğe lâyıktır Yabancı kop-
( Arkası 7 nel sahifede)
sanatkâr kim bilir kaç yılda bir çıkıyor? Sanat, şahsiyet demektir. Yoksa başka sanatkârların şahsiyetlerini hazır elbise gibi sırtımıza geçirmek değil!
Sözlerim yanlış anlaşılmasın-Ben cihan edebiyatının sanat adamlarımız taralından günü giinünne takip edilmesine taraftarım. Fakat taklit edilmesine değil! Gide, «tesir» terden
Toplantı
Ticaret Ofisi Memur ve Müstahdemleri Yardımlaşma Derneği İdare Heyetinden:
Aşağda yazdı mznamedekl hususları görüşmek üzere genel heyetin fevkalâde olarak 6/12/949 sah günü saat 17 de Yeni Valdc han 3 üncü kattaki muhasebe müdürlüğü odasında >c,ucu toplanmasına idare heyeti ka-korknıamak gerekliğini söyler.I rar vermiştir.
Tabii « tesir ve taklit» başka I Ruzname başka şeylerdir. Kuvvetli şah- ---------—
siyeti. orijinal hüviyeti olan 1 — Bir asıl, 2 yedek üye se-hakiki sanatkâr tesirlerle öz Çilmesi.
şahsiyetini değiştirmez. Tıpkı1 2 — Derneğin 1950 senesinde-
blr kayanın üzerinden akan kl durumu müzakere etmek, sel gibi-- O silik kaya üzerin- 3 — Dilekler.
B«lwHT«rt 9^1» riT«lr«nı Bn akşam Saat 20 de DRAM KISMİ BİR KOMİSER GEL»t Yasan: J. B Priesttey : Prof. İrfan şahinbaş
MUAMMER KARACA OPERETİ Maksimde
Saat 20,30 da
RAKIM 185
Matineler: Cumar leşi pazar 15 te
Satmalınmış kalb
YAZAN İtkMKA PEVfPELLbÇPIIKEN NAZIM DEPSAN j
sensln. Şefkatten.. ma. Fakat şimdi hakikati öğ-doftan blr aşk renmiş oldun. Biliyorsun kİ bir
inan. Seni kollarımın arasına almak, okşamak arzusuna susamış blr haldeyim. Hayır, hayır. benden kaçma. İstemezsen kılına bile dokunmam.
Adria sapsan kesilmişti.
— Yalan söylüyorsun, dedi, beni kftybetiğin İçin sana öyle geliyor. Artana karşı olan aşkını İnkâr ediyorsun, artık onu sevmediğin İçin hiç bir zaman sevmemiş olduğunu zannediyorsun. Aşk hem fevkalâde, hem de sefil bir şeydir
Birbirlerinin yüzüne bakışlılar. Muris:
— Ben, dedi, sana hakikati söyledim, ister inan, Eter İnan-
daha birbirimizi gennlyecegiz. Bu, hakikaten son buluşmaıuız-dır Adria. Seni seviyorum... Seni seviyorum... Seni seciyo-yorum.
Adria yeniden korkmağa baş tadı. «Şimdi ben! öldürecek nerede İse beni yere serecek. ■
Halbuki kalbi sızlayan Morl-sin kalından böyle bir şey’ geçmiyordu. Vğnıdığı inkisarı hayal çok büyüktü. Aâriayı ikna cdemlyeceglnl anlayınca hürmetle eğildi, elini öptü. Adria-nm da bu sahneden gözleri yaşarmıştı, o yumuşak dudaklar bir an İçin yine birletti. Sonra Morla birdenbire arkasını çevirdi, başı eğik kaili yolda düşüne düşüne ilerledi, karanlık-
lara gömüldü.
Adria olduğu yerde kalmıştı. «Onu ne kadar sevmiştim, bütün hayatım o idi... Bu kadar kuvveti! blr aşk sönsün, mahvolsun... Yerinde bit şey kalmasın ...Bu nasıl ztidu ?
çantasından mendilini çıkardı. dudağına götürdü. Dudaklar ve elleri titriyordu. O busenin izlerini silmek İstiyordu. Hem dudaklarını siliyor, hem de içi sızlıyordu- rHiç olmazsa onu blr gece evimde misafir etmeliydim. Zavallı ne kadar (la zayıflamış, solnıus. Belli kİ basta, soğuktan tiril tiril titriyordu. Bir köpek bile olsa ona sığınacak bir yer vermeli İdim.»
Kulağına bir ayak sesi geldi, ürktü. Yine o mu diye Utredl. Kerede ise oagıracak, yardım
tetlyecektt. Halbuki bu, ayağını zürükleye sürükleme yürüyen İhtiyarın biri İdi. Kalbi hızlı hızlı çarpmağa başladı. Lokantada onu bekleyen arkadaşlarını hatırladL
Koşa koşa lokantaya girdi. Arkadaşları:
— Adria sana ne oldu? Sararmışsın. bayma blr kaza mı geldi? dediler.
— Evet, koşarken ayağım kaydı, yere düştüm. Az kaldı bayılacaktım.
— Geçmiş olsun. Şimdi bir yerin ağrıyor mu?
Adria blr elini yan tarafına götürerek:
— Şuram biraz ağrıyor, dedi.
— Biraz konyak ister misin?
— Evet, verin, fena olmaz
Yavaş yavaş yüzüne Tcnk, içine ferahlık geldL Yaşıyordu, hem de serbesti. Kimseyi sev-miyen kalbinde, merhamet için artık bir yer yok. Maziyi çoktan unutmuş, ömrünü zevk içinde geçirmek İçin hayata sımsıkı bağlanmıştı.
— SON —
Elen Güıel Sanatlar Opereti Bugün SÜMER’de
Matine saat J6 da VAFTİSTİKOS Akşam saat 21 de GAMBROS EN OPSİ
Komikler Kralı: DANNY KAYE
Güzeller Kırallçeri: VİRGtNİA MAYO
Caz Üstadlan: BENNY GOODMAN — TOMMY DORSEY — LOUİS ARMSTRO LİONEV HAMTTON — RUSSO *nâ the Samba Glnrs — The Golden Gate QuarteL
Senenin şaheseri:
SAMBA KRALI
(A Song İs Bornl filminde BAŞTANBAŞA RENKLİ Yarın Akşamdan itibaren
Y ! L D î 2 Sinemasında
Hayvan vagonları temizleme ücretleri ve îskenderuna gelen Irak ve İran transit eşyası ıraüruriye ücretleri H.
D. Demiryolları Genel Mödürlöğünden:
1 — İran ve Iraktan gelen veya giden transit malların İskenderun’da yapılacak yükleme ve boşaltma ve iskele mii-rurlye ücretlerinden. 1/12.1949 tarihinden itibaren % 60 tenzilât yapılacaktır.
2 — 206 sayılı hayvan tarifesine göre alınan vagon temizleme ücretleri 15/12/1949 tarihinden İtibaren beş liraya çıkarılmıştır.
Fazla bilgi istasyonlardan alınır. (16828)
A
IfNlDlN DANSLI Mİ
> tflfc W--- *
Carmen Miranda. «Nancy Rio'ya gidiyor- filminde şemsiye biçimi bir şaplın giyiyor ve Deborah Kerr ite Ann Sothern kendisine hayran hayran bakıyorlar.
HûT-lvul'ta heıkes güzelleş-' m ek İçin çalışır, bunu temin etmek üzere bin türlü vasıtaya
baş vurur. Yalnız Carmen Miranda müstesna.. Bu artist gürelleşmek şöyle dursun, çirkin-leşmek İçin uğraşır durur. Bunun sebebi yarattığı tiptir. Bu tipin çok hareketli, fakat bir parça çirkince olması lâzımdır Carmen bunu temin etmek üzere hususî makiyaj yapar. Bil-
hassa ağzını haddinden fazla büyük gösterir. Halbuki hakikatte Carmen çirkin değil, ba-
terdlğl muvaffakiyet üzerine talihin! denemek üzere Hollivu-ta gitti, yarattığı tip. dansları
hususi hayatında çok sakindir, eviyle uğraşmağı, bilhassa İyi yemek pişirmeği çok sever ve
1917 sene-doğmuştur.
yağt sevimli bir kadındır.
Carmen Miranda «inde Portekizde Fakat küçük yasta Brezilyaya
giderek ailece orada yerleştikleri için Brezilyalı sayılır. Sahne hayatına Brezilyada atılmış, sonra burada birkaç fitim de çevirmiştir. Hu filimlerde gös-
kendi elceğizlyie pişirdiği güzel yemekleri doya doya yer. yani perhiz etmez.
Carmen'ln çevirdiği Arjantin Geceleri, Rlo'da Bir Gece, ilkbahar Çılgınlıkları, Havana'da Hatta Tatili, Çhlqulta gibi fl-
//0w/nwvş«s
sayeslnde büyük muvaffakiyet kazandı. Şimdi Hollivut'un baş* yüdızlarındandır. Senelik kazancı, vergiler çıktıktan sonra yarım milyondan fazladır.
Flllmlerde mütemadiyen dan-seden. bir yerde durmıyan. bundan dolayı kendisine «Atom llmler he rtarafta çok rağbet bombası» adı verilen bu artist.1 görmüştü. Artist şimdi yeniden ----------------- danslı bir filme başlamak üze-
I1 redir. Bu filim diğerlerini her | bakımdan gölgede bırakacak-| mış._______________________
lloliyuood'un güzel sesli artistlerinden Allan Joncs boş zamanlarını çiftliğinde geçirerek at sırtında gezmekten zevk alır. Artist ₺u gezintilerde karıt, iren Hervey «te kızı Gail'î de yanından eksik etmemekte, iiçû kuvvetli bir ala binmektedir. Yakandaki resnu bu gCainti-•erdrn biri esnasında çekilmiştir.
Sinema Haberleri
* Hollivut'un meşhur yıldızlarından Joan Bennett «Kaygısız Anne» ndlt bir filim çevirecektir. Bu filimde çok sigara İçmesi Hızım geldiğinden, artist şimdi sigaraya alışmak İçin çalışıyor.
Joan Bennett. Hollivut'un Marlene'den sonra İlk defa büyük anne olan en güzel kadınıdır. 16 yaşında evlenmişti, şimdi 39 yaşındadır. Dört kız çocuğu vardır. Bunların en büyüğü geçen sene evlenmiş, bu sene bir çocuk doğurmuştur. Aynı zamanda annesi de bir çocuk doğurmuştur.
Artist siyan, kedilerden çok korkar. Fakat bu filimde bir siyah kedi İle görünmesi Iftzım gelecektir. Filimde baş erkek artist rolünü James Mason yapacaktır.
Joan Bennett ev Eşlerine çok meraklıdır. Holllvutla en tatlı sesli artist diye meşhurdur,
* Tanınmış sinema artisti Lewls stone Metro Goldwyn Mayer filim şirketinde çalışmasının yirmi beşinci yıldönümünü kutlamıştır, Ayni zamanda şirket de yirmi beşinci yıldönümünü kutlamıştır. Lewis S ton e. Metro Goldwyn şirketi kurulduğu zaman burada çalışmağa başlamış ve o zam andan beri ayrılmam içtir.
Don Daily, «ön ve Arka» fljimlnde fazla dans yüzünden 3 kilo kaybetmiştir. Artist diyor kj; «Dansın bir insanı zayıflatacağına toanmıyanlar vardır. Halbuki ben her danslı filimde
Loretta Young cHoliivutun en tatlı kadını» diye tanınmıştır. Hollivutta Loretladan güzel kadınlar vardır. Fakat onun kadar tatlı, onun kadar sevimli 0-laııı pek azdır. Loretta, güzelliğin den ziyade sevimliliği, vakarı ile karşısındakini cezbeder ve herkese hürmet telkin eyler. Bir parça görüşünce bu hürmet hissi artar. Çünkü artist çok sadedir, hususi hayatında kendini tamamlyie ev İşlerine vakfetmiştir.
Loretta Voııng. son haftalar zarfında kendisiyle görüşen bir gazeteciye kadının mevkii hakkında çok dikkate şayan sözler söylemiştir. Artist demiştir kİ:
«— Bir kadının en çok yakıştığı yer kendi evidir, Fakat bu ev dışında başka bir işle meşgul olamaz demek değildir- Hem ev işlerinin hâkimi, hem başka İşlerde muvaffak olmuş pek çok kadın vardır. Fakat ev sevgisi diğer İşlerin sevgisinden çok fazla olmalıdır. Bir kadın evini ve kocasını ihmal ederse kadın-lığına hlyanet etmiş olur.»
Loretta her zaman bu fikirlerine uyacak surette hareket etmiştir. On seneden beri radyo artisti Tom Levis'le evlidir, üç çocuğu vardır Evine her zaman stüdyodan fazla ehemmiyet vermiştir ve dalma etkisinden birisini tercih etmek lcab ederse hiç tereddûd etmeden evimi tercih ederim-» der.
Loretta 1913 te Salt Lake City şehrinde doğmuştur. Şimdi 38 yaşındadır. 4 yaşında İken ailesiyle birlikte Holllvuta gelerek burada büyümüş, ilk ve orta-mektebl bitirmiştir, 15 yaşında İken stüdyoya giren artist sessiz filim zamanında birçok filim çevirmiştir.
Evvelâ artist Grant Wlther1e evlenmiş, fakat bu İzdivaçta mesud olamıyor ak ayrımıştır Aradan ancak birkaç sene geçtikten sonra bugünkü kocasiyle evlennılştlr-
22 seneden beri durmadan filim çeviren Loretta, Holllvutun en çalışkan Kadınıdır. Üç sene evvel bir sinema mecmuası «Holllvutun en çalışkan kadını kimdir?» diye bir anket yapmış, birinciliği Loretta kazanmıştı.
Loretta, evinlin İdaresiyle ken-
Loretta Young
dişi meşgul olur, her şeye büyük alâka gösterir. Arkadaşları arasında iyi kalbllllği. sevimliliği ile meşhurdur. Artist şimdi Clark Oable İle birlikte «Şehrin Anahtarı» adlı bir filim çeviriyor. Loretta'nin en çok dikkat ettiği şey lam zamanında İş başında bulunmaktır. Her gün saat sekiz buçuğa birkaç dakika kala muhakkak stüdyoda bulunur. Bir gün sahne vâzıı Clark Gable'e: «Galiba vakit bir parça gecikti?» demiş. Clark şu cevabı vermiştir:
— Zannetmem... Saatim ya nımda yok amnıa Mis Young'un henüz gelmediğine bakarak saatin henüz sekiz buçuğa gelmediğine hükmedebilirim!
Loretta Young. vaktinde iş başında bulunmak ve verimli surette çalışmak için kâfi derecede uyumak lâzım geldiği kanaatindedir. Artist diyor ki:
(— Bir işte muvaffak olmak için birinci şart salim kafa, vücudun iyi dinlenmiş utmasıdır
Bunu temin eden de nol uykudur. tkincl şart da severek 15 görmektir. Sevmediğiniz işlo katiyen uğraşmayın.»
«Şehrin Anahtarı» filmi bitmek üzeredir Bt> münasebetle filim şirketi gerek Lorelta'ya, gerek Clark Gable'e. gerekse diğer bütün artistlere ufak birer altın ananlar hediye etmiştir. Bu anahtar evlerinin kapılarını açacak surette yaptırılmıştır.
Bir haftada 10 kilo vermiş!
Genç artistlerden John Gnr-field'ln çevireceği The Ble Fail adlı rilimde alacağı rol dolayı -siyle on kilo zayıflaması lâzım gelmiştir, Artist bir hafta içinde on kilo kaybetmiştir Bunu temin etmek üzere her salsan hızlı yürüyüşle beş mil mesafe haletmiş ve her akşam 15 dakika İp atlamıştır.
3-4 kilo kaybederim. Bu defa '3 ayakkabı da parçaladım. Be-' reket kaybettiğim kiloları son-[ radon alıyorum.
Loretta Young, Tyronc Power ile birlikte çevirdiği filimden bîr sahnede

f SERBES SÜTUN ]
Mesken derdinin sebepleri ve İzalesi çareleri
İngiltere -İtalya maçı
Maç büyük sabırsızlıkla bekleniyor
Yazan: Asaf İLBAY
Yeni İnşaat umumi mevzuata tâbi tutularak eski binalarla yeni binaların kiralar locasındaki adaletsizlik devanı ettikçe kanun yoluyla veya rizaen bo-_______________________
şakuı eski binaların kiralan Bu üç unsurdan birisini tanda kanun dışı arttu Bunun b- aLm edip diğerlerini ihmal ede-haüne geçilemezdi. Çünkü hak-'meyiz Üçünü de birlikte mü-' «sizlik, muvazenesizlik ve ada- talâa ederek Ayarlamak şarttır letslzlik bariz İdi. Binaenaleyh Birinci fıkra şu suretle hâl-yeni inşaat, işi tahfif edecek îedüeblUr: MİMİ korunma k*- rlfeslne tâbi tutulmalı ve hattâ yerde kira pahalılığım artırdı. [ n un un un çıkarılmasını mucip
”-----. --------»su orUdao kniKmışüz.
I Harb yoktur, top tüfek sesleri duralı dört sene oluyor, örfi idare kalktı, demokrasi yolunda gelişmeye çalışılıyor, Yalnız
! iktisadi sarsıntı devam ediyor. O halde kısa bir intikal devresi büyük kazançlı vatandaşlar is- kabul edilerek meselâ 1051 setlinde etmiştir. nesi ocak ayı iptidasında 30
İkincisi; satılmak üzere ya- uncu maddenin kaldırılacağı pıla norta derece apartıman-' yeni bir kanunla belirtilerek Lardır. Serbes kiraya verildiği 1951 senesinin normal olduğu İçin yüksek fiatlerle ve en az ilân edilebilir. Bu kısa müddet iki sene müddetle kiralamakta içinde mülk sahipleri ile klra-ve hattâ hakiki kirası ayda 150 cılar arasında mütedil anlaş* lira iken muvazaan anlaşma- malar yapılır. Ancak dünyanın larla 250 lira üzerinden kontu- (her yerinde olduğu gibi mes-ral yapılarak muvnzalı kısmı ken kiralarına uygun bir zam peşinen alınmıştır diye işaret | yapmak da zaruridir. Müjk sa-edllmekte ve bu suretle satış(hiplerlnln de yaşama imkânla-bedeli arttırılarak alıcı vatan- rint sağlayacak bu zam nispet-daş aldatılmaktadır. | leri küçük mülklerde fazla, bö-
Üçüncü sınıf binalar: ban.- y^k mülklerde daha küçük oi-kalar veya kooperatifler tara- malıdır, tından yapılanlardır Bunlar kİ- Belçikada zam nispeti % TO raya verilmez ödünç vadeli 5- den % ISO ye kadar genlşllyor-deme şekliyle satılır. Banka İhyada % 40 dan % 200 mik-memurları veya hükümet ve tarma kadar çıkar. Bu asgari belediyenin büyük memurları- J vc âzami hadleri meskenlerin na satılan bu nevi binalar pa- 9*ref. mevki ve kiracılarla mülk halıya mal olmakla beraber ba- sahiplerinin hayat seviyelerine zan ikinci ele devredilmekte ve 8«e miktarları ve mevkileri sahiplerini ödemeoe tazyik al- belediyeler tarafından tesbit tında bulundurmaktadır. I püilir.
Bu üç sınıf binaların da sırf îtalyada asgari ve âzami kazanç kasdiyle yapılmış olma- ( hadleri Ye ihtilâfları kaza sulh larına ve dar gelirli vatandaş-«hâkiminin başkanlığında Ud iara faydası olmamasına rağ- , sahibi ile iki kiracıdan müteşekkil kaza salâhiyetini haiz mahkemeler tâyin ve halleder.
Kaza hâkiminin fazla meşguliyeti halinde emekli hukukçulardan bir zatı tevkil etmek /erilnUşttr,
zümre arasındaki münasebetleri düzeltecek tedbirleri almak.
3 — Ucuz kiralı meskenler yapılarak dar gelirli vatandaşları İskân etmek.
falı Ue ve İpotek karşılığı para ikraz etmelidir. Hattâ bütiin bankalar sermayelerinden bir miktar ayırarak koopreatlflere iştirak edebilirler. Bu sosyal adaletin sağlanmasına bütün gelir sahipleri ilgilendir İlebilir. İnşaata elverişli İthal madde-I leri bu nevi inşaatta kullanılmak şartlyle asgari gümrük ta
ı
I
Karabükten notlar
Umumi mevzuata tâbi olan sebepler yeni İnşaatı dört sınıfa ayna-' *- -biliriz. Bunların birincisi; lüks denilecek muhteşem binalardır Büyük servet yapan vatandaşa! r tarafından inşa edilen bu mahdut binalardan ancak
i
ı gümrüksüz geçirilmelidir. Bu iş plânlaştenlmalıdır. Şehrin Lm&r vaziyetini boztmyacak şekilde ve yerlerde ve kümen toplu, yani grup halinde yapılması iktisaden ve konfor bakımından müreccahtır. Istanbulda en az (15 - 2ft> bin yeni meskene İhtiyaç vardır. Yukarıdaki kanun tasarısı kabul edilirse emlâk İradiyle alâkalı miilk sahiplerinin kooperatifler veya şirketler kurarak ucuz mesken inşaatını başarabilirler.
M1U3 korunma kanunu kalkmadıkça veya yukârdakl tasarıya benzer tadiller ve ayarlamalar yapılmadıkça Istanbulda ve büyük şehirlerde mesken dertlerinin izale edileceğine inanmak safdillik olur
Londra 2t iNafcn) — Qar-şamiM günü burada oynanacak olan İtalya - Ingiltere milli futbol maçı büyük bir sabırsızlıkla beklenmekledir. Geçenlerde Kuzey İrlanda mil!! takımını 0-2 yenen Ingiliz takımının kadrosunda bir değişiklik yapılmıya-cağı ve aynı kadronun İtalya onblrl karşısına çıkarılacağı, bildirilmektedir. İngiliz spor muharrirleri gayet genç ve hareketli Olan İngiliz forvetlerinin muvaffak olacakları katı aa tindedirler.
ltalyanlar ise Torlno faciasından sonra takımlarını yeniden kurmaya muvaffak olduklarını ve belki de bu oyundan galip çıkabileceklerini I çimektedirler.
Geçen sene îtalyada ; bir maçla İngiliz milli İtalyayı 4-1 yenmişti, taraftan İtalyan milli da son yaptığı birçok maçları kazanmıştır. Bu arada Portekl-2l 4 - 1 ve Avun t ur yayı 3-1 yenmiştir.
İngiliz milli takımının şimdiye kadar kendi sahalarında yaptığı maçların hiç birini kaybetmediği de ilâve edilmektedir.
tahmin
itin
I
Fransa’daki Falliers'den evvelki ve sonraki devir
Ktıcuııç Ku-suıvıe yapılmış uıına- ■—. ......... larına ve dar gelirli vatandaş- hâkiminin başkanlığında ı._._ f--ı-_. -t_._____ - __■. mül cnhihi 11«* ilrt IfIrar.Hörı
men şehrin İmarına vardım etseydi faydalı sayılırdı. Bunların bir kısmı müstesna, şehir dışında şurada burada yapılanları, esasen dağınık olan
İstanbul şehrini büsbütün ge-salâhiyeti hâkime nlşletmekte ve belediyeye »ti- Qerek flat tesbltl, gerekse tah-..... ______t ı.___ »İİVP kararları hir hafta Irlnzin
Sanat mektebi mezunu bir işçi ayda 240 lira kazanıyor
Karabükte banka ihtiyacı...
Demir - Çelik Fabrikası işçileri ne yılda €48,760 liralık par atız yemek veriliyor — Üç kap dolusu yemek 55 - 65 kuruşa mal ediliyor — Fabrika ile iş yapan tüccarları Safranbolu'ya gitmek mecburiyetinde bırakan bir durum .
V
Karabük Demir - Çelik fabrikasında da. Ereğli kömürleri işletmesinde olduğu gibi, hastanelerinden sinemalarına varıncaya kadar işçilerin her türlü İhtiyaçları göz önünde tutularak lertibedUen bir program tatbik edilmekte 2900 - 3000 işçiye her gün parasız yemek dahi verilmektedir.
(Fatma» adındaki yüksek fırını 1*1 da gezdi k ten sonra müdüriyet oaasına döndük, Orada otururken kapı vuruldu:
— Gir...
Sırtında beyaz ceket, başında kabarık bir beyaz aşçı başlığı bulunan fabrika aşçısı içeriye girdi. Getirdiği bir tepsi yemeği masa üatüııe bıraktıktan sonra kenara çekildi, bekledi.
Müdür Muhiddin Erkan'a sordum:
— Sabahın saat onunda ne
■| Yazan : Cemaleddin Bildik
birlikte bakmamızı söyleyince kaşığı daldırdım. EUi patates de, pilâv da. hoşaf da gayet leziz idi. Böyle umumi kazanlarda çok defa yemekler tatsız, yağlan da bozuk olur Halbuki buradaki yemeklerin yağlarında en hafif bir acılık ve hoşa gitmlyen koku bulunmaması nazarı dikkatimi çekti Lokantalarda bile az tesadüf edilir derecede tadı tuzu yerinde olan bu yemeklerin kaça mal edildiğini öğrenmek İstedim,
işçilere paraau olarak verilen yemeklerin yıllık tutarının 648,760 ılra 57 kuruş olduğunu ve beher işçi başına ayda 14
yemeği bu?...
İşçiye verilecek yemeğin her gün tadına baktığını söyllyerek kalktı, tepsiye yaklaştı ve üstleri kapalı duran sahanları birer birer açtı. Bunlardan birinde patatesli et, diğerinde pilâv, üçüncüsünde de hoşaf vardı.
Lokantalarda bu pahalılık neden?
Kasıklardan birin' bana veren müdür, yemeklerin tadına
lira 96 kuruş isabet ettiğini söylediler. 648 bin 760 liralık parasız yemek... Güel bir şey... Fakat asıl öğrenmek Lstediğim bu değildi.
— Şu tepside gördüğüm birer tabak patatesli et İle, pilâv ve hoşaf, bir işçiye verilen miktar mıdır?
— Evet...
— Şu bir övüniük yemek, kaç kuruş tutuyor?
55 - 65 kuruş arasında olduğu söylenince, tabaktaki y«-mekleri. Sirkecideki lokantalar listesi 11e fiaUendlröim Btr lokantada verilen porsiyon mit-(Arkan 7 mel sabifedeI
Fransız enstitüsü âzasından Jacçues Chastenet’nin bir eseri
Fransız Enstitüsü âzasından Jacçues Chastenet, eski Fransız Cumhurbaşkanı Amıand Fal- , llers'e dair bir eser neşretmiş-. tir. FalUers. 1900 dan 1912 sene-; sine kadar 7 yıl Fransız Devlet Başkam idi- Bu seneler Fransa.1 hattâ bütün dünya için bir sükûn ve huzur, bir altın devridir. Her şey ucuzdur, her tarafta büyük bir sükûn ve İstikrar vardır. Muayyen bir kazancı olan bu kazancına göre idaresini uydurmuştur. Aldığı paranın yarın İhtiyacını temine yetmlye-ceğl düşüncesi yoktur, hayatın pahalılaşması kimsenin aklına gelmez.
Bundan evvelki senelerde de hayat aynı derecede sakin ve istikrarlı İdi. Fakat birçok mü-
yen büyük masraf kapısı aça-^F® karsrlan bir hafta içinde cak mahiyettedir.
Eski binalarda oturan
evlenme v yeni meskene ihtiyacı olanlara bu binalar yaramakla İse de boşalan eski binaların canı yanık olan sahipleri de tablatlyle boşalan binaları kanun mevzuu dışında anlaşarak kiraladıklarından pahalılık anmakta ve mesken derdi devam etmektedir Bu hallere göre tatbikine İmkân kalnııyan bir kanunun devamında faydadan ziyade mahzur olduğu malûm iken bunu kaldırmamakta veya tâdil etmemekte ısrar edilmesinin hikmeti anlaşılamaz.
I' Bir de dördüncü sınıf bina- Bu tarihten itibaren tar vardır 1cl: “ J----------“ ‘
llnd gecekondu denilmektedir.
nevi binalar ya sokakta kal-
HM bir vatandaş tarafından yapılır -eya fazla İcar İle kiralanmak veya satılmak üzere bir takım açıkgözler tarafından junun bunun arsasına tecavüz fal İçrek yapıla- Bu gibi teşeb-•biis ve hareketler Anayasaya ve mülkiyete açıic bir tecavüzdür. Bu mülkiyet düşmanlığım tevlit eden tehlikeli bir cesaret olduğu kadar gûzvi İstanbul şehrinin tabii güzelliklerini bozan ve imârcılığn karşı ağır bir darbedir. Bunları hoş görmek, em-' _____
rivakllere yardım etmek değil, birinci derece varisleri mü te-' ne pahasına dursa olsun bu- ' ____ _______________________
nun önüne primlidir o »«mutla oturmuı halinde. ».dın^n M
Şu uzunca izahatı vermekle intifa hakkına maliktir. N£Ua-'
mevcut kanun ve tedbirlerin fîr olarak gidip gelen vâris bu mesken derdini halletmekten haktan istifade edemez, uzak olduğunu belirtmiş ve| Madde 8 — Su. gaz. elektrik, türlü suiistimallere meydan ve- çöp, fener, kalorifer, sıcak su rtp tatbikine imkân bulunamı-zlbi masraflar hizmet mukabili yan bir kanunun bu haliyle olup kira mukavelesinde aksi meriyetinde faydadan ziyade tasrih edilmedikçe kiracıya att-earar olduğunu anlat mış oluyo- tir.
ram. Madde 9 — 5020 sayılı kanun-
Bu hususta iyice anlaşıldık- da yukarıdaki tan sonra asit derdin devasını artışı iarbillrız
Mesken dâvasını üç bakımdan ele alarak Ayarlamak lâzımdır:
1 — Mülk sahibinin haklan-nı adalete yakın bir surette ve tedrice riayet ederek sağla-' mak.
2 — Kiracı vatandaşı sokak-' _ __ _
ta bırakmamak şartlyle İki, İldir- Devlet bankaları kiiciik landı. Radyum ve&alr birçok
T_ I İcra tarikiyle tatbik edilir. 1950 ' senesinde tahdit kanunlarının kaldırılması ve umumi mevzu-»eya sair sebepleri» al|„
'nn(» Ihnıram nlanla« , , ■
bariyle îtalyada kararlaşmıştır. intikal devresi kabul edildiği takdirde diğer fıkralar da daha kolay halledilebilir Meselâ umumiyetle aşağıda gösterilen bir tasarı tetkik mevzuu olabilir.
Madde 1 — Konut olmayan
ve ticaret kastiyle kullanılan *1',n keşifler, medeni vasıtaların gayrimen küllerin kirası umumi I umumileşmeli 1906 dan sonra-mevzuata tâbidir.
Madde 2 — Konutlar için 1951 senesi ocak ayı iptidasına kadar bir sene müddetle bir 1 Ünikal devresi kabul edilmiştir q.. konutlar
bulara halk dİ- da umumi mevzuata tâbidir.
Madde 3 — İntikal devresi içinde meskeni mevcut olan kiracı hakkında umum! mevzuat câridir.
Madde 4 — İntikal devresi İçinde mıilk sahibi kendisinin ve kız ve erkek cvlüdlanrun ikameti için mülkünün dilediği kısmını tahliye ettirmek hakkını haizdir. Mülk sahibinin kiracı olması bu hakkı kaldıramaz.
Madde S — Kanun yoluyla ve rizaen tahliye edilen mesken-' ler umumi mevzuata tâbidir. I
Madde 5 — Ölen kiracının
dır. Bu itibarla Fransız muharriri diyor ki:
Hırlstiyanlar için nasıl b|r İsa'dan evvel ve İsa'dan sonra devri varsa. Fransızlar İçin de ı bir Falliers'den evvel ve Fal | liers'den sonra ' devri vardır 1 Palllers'in iş başında bulunduğu seneler fransanın en ziya d? huzur ve sükûn içinde bulundu
. ğu devirdir. Birçok yenilik!it | lıep bu devirde başlamıştır. Bu bakımdan Falllersl âdeta bû-yük bir inkılapçı sayabiliriz.
I Fallleraden evvelki zamanlar araba devri idi. Herkes arabaya | binerdi. Zenginlerin, kibarların *"| arabacının yanında bir de uşa-'. ğı bulunurdu. Falliers devrinde I otomobil taammüm etti, tk sürat 30 kilometre iken sonra 100 kilometreye çıktı, otomobil kullanmak moda oldu. Otomobilden sonra tayyareler ortaya ,, . --------— ı î’kt* sürat merakı herkesi kap-
ue birlikle daimî »Ürk» laaı Spor Unfm.nın rellsnesl. n Irzımı! la k.lı_ J. .
Armand Falliers
T«] Karabük bakrındaki yazılar Akşam'ın 22. 23. 24, M vc 27 kasım 1949 tarihli nüshalarında Çıkmıştır.

fUJAtfAN ItAMUâTLİH'iri
bu
rışmazı, telsiz telgraf hep
■a devrin mahsulüdür.
1005 te Fransada 30 bin otomobil vardı. 1912 de otomobillerin sayısı 110 bini buldu. Fal lien'den evvel genç kızlar anneleri veya dadıları Ue birlikte kiliseye gidiyorlardı, devrinden junra flört ettikleri delikanlılarla tenise başladılar.
Falliers'den evvel en moda dans One 3tep ve Tıro Steps idi. Falliers'den sonra tango moda oldu. İptidaları bazı sa-
Falliers
gitmeğe
hükümlere aykırı olan hükümler meriyetten kaldırılmıştır
Üçüncü fıkraya gelince: Dar gelirli vatandaşlara ucuz ev'________________ x __________________
yapmak hükümet ve belediye-'raylar bu dansı boykot etmişlerin ve bu müesseselerln teşvik' Ierken sonraları kabul etmeğe ve yardımı Ue kurulacak şirket- mecbur oldular.
ter ve kooperatiflerin İşidir J Falliers devrinde birçok İçti-Hükümet ve belediyeler bu hu- mat inkılâplar oldu, çalışanların susta âzami vardım gösterme- haklarının tanınmasına baş-
madenler keşfedildi. İşin garibi atomun keşfinin bu devirde olmasıdır Bunu Jean Perrin keşfetmiş. bu keşif büyük gürültülere sebeb olmuştu. Şimdi yapılan atomun parçalanmasıdır.
Sinema Falliers devrinde gelişti. Rlgadin, Max Lulnder gibi büyük artistler yetişti. Gerçi sinemanın istikbali olmadığını iddia edenler vardı, fakat bunlara rağmen sinema çabuk gelişti.
Falliers devrinin mühim hâdiseler İnden biri de kadınların korseyi bırakmalarıdır. Bir zamanlar kadınlar cendere gibi korseler içinde büyük azap çekerlerdi. Bu devirde korseden kurtuldular. Deniz kıyafetlerindeki inkılâp da o zaman başladı.
Falliers devrinde hususi servet 240 altın milyardan 310 altın milyar franga çıktı. Fransa hükümet bankasının altın mevcudu mütemadiyen artta. Bu devir, edebiyat ve güzel sanatlar İçin de altın devridir.
Mamafih, bütün bu tıuzur ve sükûna rağmen. Falliers devri bugünkü güçlüklerin başlangıcı olmuştur. Birinci Dünya Harbi bu devirde hazırlanmış ve çok «aman geçmeden patlamıştır.
raoin. ba.no. herfe-Ul Udh etrneUHh ■ ^enarhk kal tim um
k/zifn sa.no em-rıilelim yar ge,ı ila rn akyel mut bir asfumım. Sofça.}!* aİt’lacaJc bic ada»
BpfâtucH ı Q,tr Üjr edersin iflerımi -
ip'/» Serbest Oİrrta^ll^ırn
İ!F4 ? /.1.11. HMIin 41111
gen ^‘'mdiSenınlea^e. ic/m rahat-Je.-rnem Baha iflerfalt apaola. i gg^ tfntelf-meçftm .k'fo^o de uanın^n. tu-
-rars'AffF Ai.Av/.VA ts-eT.f^ce'k’AiifAcÂk 8İK Uf AK aievl-vivv Ğ'&^tNDlLE^.PİtAA SAKIN G-6k'ÛNljV0A.,n EVE CANLA SABA -StNA OAKryOAOU' '-laiMilflM
k
29 Kasım 1949
AKSAM
BahtfeT
Karabük'ten notlar
farından dalı a fazla olan etli patates en aşağı 70 kuruştur. I 50 de pilâv, etti 120... Hoşaf 30 kuruştan aşağı verllemlyeceğine göre oldu 150... On kuruş da ekmek, 100 kuruş... Lokantalara göre 160 kuruşluk yemek, fabrikada 55-65 kuruş arasında mal ediliyor. Diyelim kl lokantaların kiralan var, vergileri var... Ne de olsa bunlar, maliyette yüzde yüzden fazla fark gösterir mİ? O halde İstanbul lokantalarında bu pahalılık neden?
İşçiler ne kazanırlar?
Karabük Demiri - Çelik fabrikasında 2803 si işçi 843 Ü de usta işçi olmak üzere 3645 işçi bulunduğuna bundan evvelki yazılarda İşaret etmiştim. Bunların aylık kazançlarını, fabrikadan elde edeceğim malûmata, bir işçi ile konuşarak öğrenmeği tercih ettim. Yenl-şehlrde, yol üstündeki kanape-icrden birinde oturan, eli sargılı birine yaklaşarak soruyorum:
— Fabrikadan mısınız?
— Evet.
— Hangi kısımda çalışıyorsunuz?
— Haddehanede işçiyim.
Bu konuşmaız arasında. Bursa Sanatlar mektebinden mezun olduğunu anlatan muhatabıma, ayda eline kaç hra geçtiğini soruyorum:
— 200 - 240 lira kadar! di-
yor.
Üç sene evvel fabrikaya gelmiş, para biriktirmiş, evlenmiş... Elini makineye kaptırarak yaralamış, şimdi İst.irahat-teymiş...
— Yevmiyen İşliyor mu?
— Evet...
— Kaç lira ev kirası veriyorsun?
— 960 kuruş...
— Para biriktiriyor musun?
— Ehl diyor ve bu «Ehh!» deyişi ite bir miktar para birikirmiş olduğunu da ima ediyor.
Sanatlar mektebinden mezun bir işçinin ayda eline 240 Hra kadar para geçtiğim göz önünde tutarak, diğer işçilerin aylık kazançları hakkında bir fikir edinebilirsiniz.
Muharrir neden
yetişmiyor?
İstanbul Levazım Amirliği ilânları |
,| (Haştarafı 4 üncü sahifede) vasi eserlerden bazıları dil bakımından muhakkak ki aslılarından güzeldir. Türkçcmiz en İnce duygulan ifade etmeğe hele İşlenmeğe çok müsaittir. İşlendikçe inceliyor, parlıyor.
Tercüme eserlerle telifler ve telif hakları
— Tercüme eserler münevver okuyucuların edebî zevkini yükseltmiştir.
Vaktiyle dillerde dolaşan e-serler çapında yeni eserlerin artık dillerde do İnşam amıısı zevk değişikliğini gösterir. Gide, Maugham, Cronin, stelnbeck’-lerln Türkiyede tiryakileri vardır. Yazılan gazetelerde sansasyon ve kazanç mevzuu olan ve «edlb» diye ilân edilen muharrirlere. münevver okuyucular artık kahkaha ile gülüyor.
Milletlerarası telif haklan anlaşmasına girmek hem edebiyatımızın gelişmesini sağlamak hem de Türkiyede hak mefhumunun mevcudiyeti hakkında dünya muharrirlerinin kafasındaki istifhamları silmek bakımımdan lüzumludur Bir yandan kendimizi dünyaya tanıtmak İçin gayretler sarfediyor, öbür yandan propagandanın en keskin silâhını ellerinde tutan yabancı muhrarlrlerin. ressamların telif haklarına riayet etmiyoruz.
Değişen dilin tesiri ve hürriyet ihtiyacı
— Resmi di! değil, fakat şair, romancı ve hlkâyecller elinde değişen di! Türkçemlzî kaba, bulanık, sert yabnacı unsurlardan temizledi. Bu toprağın realitesi ancak bu toprağın saf diliyle aksettirilebilir. Yabancı unsurlnTİa dolu bir dil. bizi, birim olmayan ufuklarda dolaştırır- Eskiler, bu sebepten memleket realitesinin uzaklarında, hayal iklimlerinde yaşıyorlardı.
Sanatkâr namütenâhl bir hürriyet içinde çalışabHmelidlr. Meselâ Yakup Kadri, .Yaban, ını yazarken yanlış tefsirleri önlemek için romanı uzun ve lüzumsuz tiradlarla doldurmuştur. Tabii bunlar, romanın akışını kesmiş, hareketi dondurmuştur. Roman tekniğinin böyle uzun Uradlara tahammülü olmadığını Yakup Kadri de bilir ama »Benim yazdığım romandır, ben realite neyse o-nu aksettiriyorum.» diye derdini kime anlatabilir?
Bir zıpçıktı çıkar, .Yakup Kadri Türk köylüsüne hakaret ediyor!» der ve sesini de pekâlâ duyurabilir. Kayıtlı şartlı cemiyette edebiyat gelişemez. Totaliter memleketler buna tipik birer misaldir Memleketimizde İse edebiyatımızın gelişmesi, her şeyden önce demokratik gelişmeye bağlıdır.
— SON —
Bankasızlık
Karabük Demir - çelik fabrikasında çalşan işçiler, ev kiralan hafif, yaşayışları masrafı mucip olmadığı için para biriktirmek imkânını buluyorlar. Fakat paralarını, müessesedekl biriktirme starlığına yatırma-yıp evlerinde muhafaza etmeği tercih ediyorlar. Bana bunları anlatan işçiler, Karabükte bir banka şubesine şiddetle İhtı- ' yaç hissedildiğini söyeJdller, Bunu yalnız işçiler değil, fabrika ile İş yapmakta olan tüccarlar , da anlatmışlardı. Tüccarlar, ban kasızlık yüzünden yüz binlerce lira parayı çantalarında getirmek mecburiyetinde kalıyorlar veya Karabük'e 20 kilometre mesafede Safranboluya gidip gelmek zahmetine katlanarak oradaki bir banka şubesi ile iş1 yapmak zorunda bulunuyorlar. Memleketin her tarafında harıl harıl banka şubeleri açılırken, Karabükr. ehemmiyet verilmemesi şayanı hayret!... Halbuki orada açılacak bir ban- : ka şubesinin, hem 4464 işçi ve : memurla Karabüklülerin mevduatı: hem de fabrika ile mu- receğlm. amele yapan tüccarların he-1 Cemaleddin BİLDİK
Aşağıda cins ve miktarı yazıh maddelerin açık eksiltmeleri hizalarında yazılı gün, saat ve mahallerdeki As. Sa Al Ko. da yapılacaktır. Taliplerin belli gün ve saatlerde alt olduktan komisyonlara müracaatları.
ı Cinsi Miktarı Tutan Teminatı İhale Gün Saat ve mahalli
1 Kilo Lira Lira
Elektrik maize- 49 kalem 960 72 30 Kaaım 1949 11 T. Kapı Davutpaşa 135
, m esi
Odun 50.000 2600 İM 2 Aralık 1M9 11 Hûdımköy 112
Katır satışı 5 adet) 28 Kasım IMS İftJO Hadunköy 112
18 adeti
(4435 - 4437 - 16253)

Aşağıda cins ve mlkdan yazıh maddelerin kapalı zarfla eksfltmeleri hizalarında yazıh gün. saat ve mahallerdeki As- 8a. Al. Ko. da yapılacaktır. Taliplerin kanuni veslkalarile teklif mektuplarını İhale san tinden bir saat evveline kadar ali okluktan komisyonlar* vermeleri.
Cinsi Kilo Ura Ura İhale gün, saat vc mahalli
Sığır eti 100,000 130,000 7750 12 Aralık : 949 15 Çorlu 117.
Havuç 28 800 8,352 «27 5 > » 11,45 T Kapı Davulpaşa
Prasa 55,500 11,100 833 5 » > 10,45 T. Kapı Davutpaşa
Ispanak 7,200 2.088 157 5 * » 1« T Kapı Davutpaşa
Lâhana 28.800 5.472 411 5 > > 15 T. Kapı Davutpaşa (4509 — 4513 — 16437)
Aşağıda cins ve mlkdan yazılı w maddelerin kapalı zarfla eksiltmeleri hlariaruıda yazıh
AL Ko. da yapılacaktır. Taliplerin kanuni veslkalarile tekbir saat evveline kadar ait oldukları komisyonlara verme-
gün. saat ve muhallerdeki As. 8a. Uf mektuplarını ihale saatinden
leri. (4671 — 4875 - 16878) thael gün. saat ve mahalli
Cinsi Mikdan Kilo Tutan Ura Teminatı Lira
Sığır eti 90,000 127.800 9585 19/12/949 15 Kartal Maltepe.
Patates 30.000 6,000 450 16 > > 15 Aşkale Kandilli
Buğday öğütülmesi)
Fabrika ) 400,000 17,400 1200)
Buğday öğütülmesi) )
Değirmen ) 400.000 12,000 900) 16 » » 16 Sarkamış.
Emlâk
9027 No. 11 cüzdanımı

Hadde mamullerimizin veni fiatleri
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları
Müessesesi Müdürlüğünden :
Hadde mamullerimiz 26/11/949 tarihinden İtibaren aşağıda
yazılı hallerin tatbikin» başlanıldığını sayın müşterilerimize
duyururuz. Yuvarlaklar: Köşebentler:
10 mm İlk M0 Ura 40x49x4—5 mm +40 Ura
12 * > 480 » 50x50x5—6 » 440 >
14 » » 460 » 85 x 65 x 7—9 > 425 >
16 > > 440 ■ 65 x 30 x 8—10 > 425 ..
18— 32 » * 400 » 80 / 80 x 8—12 > 425 »
38— 60 » » 330 »
80150 > » 360 » Profiller:
Dörtköşeler: •Uı Demirleri
12—14 mm İlk 460 Lira 6,5 ve 6 425 Ura
16— > > 440 » 16, 20, 26, 30 400 >
18-28 » > 400 »
35—60 ■ » 336 » «I» Demirleri
8 ve 12 425 >
Lamalar 16, 20, 26 ! 30, 38 400 »
20x4 mm Jk 625 Lira 400 >
30x5 » 500 >
35x5 » 500 »
50 - 5—6 » 500 >
30x10—12 > 450 >
60x10 » 400 >
60x16—20 » 400 »
Demirlerimizin satıcısı olan tüccarlara yukarıdaki yeni fi-
ııilorimlz kasım 1949 ayı başından itibaren tatbik edilecektir.
Yukarıdaki Hat listrmlz umumidir. Teferruatlı listeleri
müşterilerimize ayrıca gönderilecektir.
Saç flatlerinde bir değişiklik yapılmamıştır. 16832)
KAYIP — Türkiye Kredi Bankasının küçük cari hesap kaybettim. Yenisini alacağım-
dan eskisinin hükmü yoktur.
Di mitti Giiner
■ MA Z O
Mcyva Tuzu KABIZLIK, HAZIMSIZLIK, MİDE bulantısı, şişkinlik v« besukluğınıds, BARSAK tenselliğinde, mide eklilik ve ; yanmalarınds emniyetle kullanılır Mülayim ve müshildir.
HOROZ markasına dikkat
Zayi — Haliç Feneri nüfus memurluğundan aldığım ve İçinde askerlik muamelelerini yazılı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1339 doğumlu Şehsuvar oğlu Avnl özyer
Zayi — Kocaehne bağlı Ar-maşa ilçesindeki Ziraat okulundan almış olduğum ilkokul şahadetnamesini kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
İbrahim oğlu Ali İşdegör
saplan bakımından İş yapacağına kani olanlar ekseriyeti teşkil ediyorlar.
Bugün Karabûkten ayrılıyoruz, Bir dahaki yazıda size Sultan İbrahim! üfürükçülüğü ile tedaviye çalışan meşhur Cinci Hocanın memleketi olan Saf-ranboluya götürecek ve oradaki enteresan hanını da gezdi-
Göz Mütehassısı □r. Cemil Görür Ca^aloğlü Nuru Osmaniye caddesi Alay Ajıartımanı Pazardan başka her gün saat 14 ten 1? ye kadar Telefon: 20058
Dünyaca Tanınmış The English Electric Co. Ltd. Müesseseslnln 220 volt alternatif akımla çalışan 1425 ilâ 1440 devirli ve 3/4, 1/2, 1/3, 1/4 tokatlarında mono - faze elektrik ınotörlerimlz gelmiştir. Fiyatlar gayet ehvendir. TEK YOL TİCARET T-A.O.
Karaküy Palas Kat 4, Galata - İstanbul
Bayındırlık Bakanlığından
24/11/949 gününde eksiltmeye çıkarılan Erbaa kasabası hali hazır haritasının alımı işine talip çıkmadığından ihale 10 gün tutatılmıştır
1 — Haritası alınacak saha yalnız meakûn kısım olup 136 hektardır.
2 — Keşif bedeli 10125 on bin yüz yirud beş liradır.
3 — Eksiltme 5/12/949 gününe rastlıyan pazartesi günü saat 15 de yapılacaktır.
4 — İsteklilerin usulü dairesinde 759.38 yedi yüz elli dokuz lira otuz sekiz kuruş .geçici teminat yatırmaları.
5 — 1/12/949 günü akşamına kadar yazı ile Bayındırlık Bakanlığına başvurarak bu iş İçin yeterlik nelgesi almaları.
6 — Eksiltmeye ait kâğıtlar yapı ve İmar işleri reisliği şehircilik fen heyeti müdürlüğünde görülebilir. (16830)
I
1 — İşletmemizin Merkez bölgesi Karacasu istif yerinde mevcut 130001 adede denk (510 033) MS. Çam sanayi odunu (7) parti halLnde 30/11/049 tarihinden İtibaren (15) gün müddetle ve açık arttırma surcLUe satılığa konmuştur.
2 — Açık arttırma 16/12/949 Cuma günü saat (15) de Bolu Belediye binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Beher metreküpün tahmini bedeli (3333) kuruştur. Beher parti için % 7,5 hcsabile geçici teminat alınır.
3 — Bu İşe ait şartname Ankara'da Orman Genel müdürlüğü. İstanbul ve Ankara Merkez İşletme müdürlüklerile Adapazarı. Düzce, Gerede, Kızılcahamam İşletme müdürlüklerine ve işletmemizde görülebilir.
4 — İsteklilerin bUgi gün ve saatte mûsbit evrak ve İlk te-
mlnatlarile komisyona müracaatları. (16056)
İcradan Satılık Kıymetli!
ZAYİ — Devlet Demiryolla-I B I İR R O
rından aldığım Samatya - İs-| Ayazpaşada, denize nazır, şehir İmar plânına göre öniin-tanbul arası tren pasosunu kay- den geniş bir yol geçecek, yeşil saha kenarında 580 M3 bir ar-bettim. Yenisini alacağımdan sil 2/12/949 Cuma günü saat 14 de İstanbul 5 İnci İcrada açık eskisinin hükmü yoktur. ■ arttırma İle satılacaktır İsteklilerin 949/3506 Dosya numara-
lâtif At sile 5. el crrıya müracaatları.
L evlet orman işletmesi Adana müdürlüğünden
1 _ İşletmemiz telefon şebekesi için kapalı zail usulü ile mubayaa edilecek telefon malzemesi 27/11/949 tarihinden itibaren 10 gün müddetle kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konmuştur.
2 _ Eksiltme 7/12/949 çarşamba günü saat 15 de Adana devlet orman işletmesi müdürlüğü binasında toplanacak olan komisyon önünde yapılacaktır.
19 kalem telefon malzemesinin muhammen bedeli 7422 lira 60 kuruş İlk teminatı 556 lira 70 kuruş (Teminat mektuplarını ihaleden bir saat önce yatırmaları)
3 __Bu İşe alt şartname orman genel müdürillğiinde Anka-
ra, İstanbul, Mersin orman işletmesi müdürlüklerinde görülebilir.
4 _ isteklilerin belli gün ve saatte musbit evrak ve İlk teminatlın Ue komisyona müracaatları. 16745
İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültesi Dekanlığından
Şehrimizi İkinci defa ziyaret eden Paris üniversitesi hukuk fakültesi iktisat ve maliye profesörü Monsleur H. Laufenbur-ger iki konferans verecektir.
Birinci konferans: İktisadı hâdiselerin bütçeye tesiri. 29./ kasım'949 sah. «bugün» saat 17 de Lâlelideki konferans salonunda.
ikinci konteroru!; 30/kasun/949 çarşamba ■•yann» saat 17 de Cağâloğlundaki Eminönü Halkevi salonunda.
Konferanslara herkes gelebilir 16806
İstanbul Sıhhi Kurumlar Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan
Elbistan Sağlık merkezinin ihtiyacı bulunan blı adet kom-ble Elektrojen grubu açık eksiltmeğe konulmuştur.
1 __Eksiltme, 7 Aralık 849 çarşamba günü saat 15,00 de
Cağaloğlundakl Sağlık ve S. Y. Müd, lüğü binasında toplanan Sıhhi Kurumlar Satınalma komisyonunca yapılacaktır.
2 _Muhammen bedeli montaj,dahil olmak üzere 10.750 li-
ra olup, ilk teminatı 807 Uradır.
3 — İstekliler, bu işe ait şartnameyi çalışma günlerinde ko m s iyonda görebilirler.
4 — İsteklilerin, cari seneye ait ticaret odası vesikası ile
2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu İşe yeter İlk teminat makbuz veya banka mekutbu olduğu halde belli gün ve saatte komisyona müracaatları. (16356)

t-----------------------\
I Bir Aşk Gecesi
| Yazan: Karen Bramson Tercüme eden: V& - Nü t- Tefrika No. 42 ______
Diğer bir mesele zihnine takıldı.
Bazan Jacşues, çalıştığı sırada, gözlerini elindeki evraktan ayırıyor, bir saniye kadına çeviriyordu. Onun orada sahiden bulunduğuna kanaat getirmek istiyordu.
Bir iki defa, nazarları karşılaştı. Kadın bu güzlerde bir nevi perestlşkârlık okudu.
Ne yapacaktı?
Acaba buraya bir daha gelmesin mİ?
Jacflues'ın kendisini sevmesini istemiyordu. Onu sevmek de İstem lyore. Hoş ve tatlı knr-şıihklı itimatlarının, her ne pahasına olursa olsun, tazyıka, zulme, tahakküme, kine inkılâp etmesini istemiyordu. Çünkü aşktan, ister İstemez kin doğacağım biliyordu.
Birbirlerine tali-, ve aşka I henz/r sözler söylenmesine yu! ı
açacak muhaverelerden kaçınıyordu. Ayrıldığı sırada el sıkışırlarken, eHnl. sert, katı bir hareketle geri çekiyordu kl, bunun mânası şuydu:
•— Azizim! Ben hastabakıcı gibiyim. Ruhunu tedavi ediyorum. Daha fazlasını bekleme!»
Tanya'mn bu lhtiyatlc&rlıgı, genç erkeği yavaş yavaş şaşırtmağa başladı. Kadınlardan böyle muamele görmeğe hiç alışmam işti. Bu kadının huzu-rundn, elinde olmıyarak, eski zamanların Jacques’ı halini a-lıyordu. Rus kadınının kendisine zaaf göstermeyişi onu şaşırtıyordu.
Her akşam, saat ona doğru, yazıhanesinden kalkıyor: ve:
— Artık gitmem lâzım! — diyordu. — Ben) bekliyorlar.
Tanya. ona, onu bekhyenln kim olduğunu hiç sormuyordu.
Bir gün erkek dedi kl:
— Siz bana, nereye gittiğimi sormuyorsunuz.
Kadın cevap verdi:
— Elbette sormuyorum Üzerime terettüp etmiyen şeyleri sormak âdetim değildir
Jacques, birdenbire kadına döndü:
— Vay, üzerinize terettüp etmiyor demek? Nereye gittiğim sizi hiç mi alâkadar elmyior? Kime gittiğim?
Kadın, gözlerini muhatabının hiddet saçan gözlerinden ayır-mıyarak ve kırpmıyor ak:
— Hayır! — cevabını verdi.
I Erkek haykırdı:
I — öyleyse pekâlâ... Bir daha buraya gelmeseniz daha iyi o-lur... Siz, bana iyilik yapmıyorsunuz. Mevcudiyetim, zaten tahammül edilmez bir haldeydi. Sizin yüzünüzden büsbütün ta-bammülfersa oldu.
— Pekâlâ.,. Madem öyledir, ben de bir daha gelmem. Benim bir tek arzum vardır, O da size İyilik yapmaktır.
Gitmek üzere döndü.
Fakat erkek, kadım kollarından yakaladı.
— Hayır, gitmeyiniz. Size söy-Uyeccklerlnı var.
Bir müddet, odanın içinde sessiz sodasız dolaştı. Sonra kadının önünde durup ellerini a-vuçianna aldı.
— Sizi seviyorum, Tanya. Bunu itiraf etmemek çok sersemce bir hareket olur öyle şart-lar. öyle vaziyetler ortasında-yım kl, bütün hislerinde mücadele etmek zorunda kaldım. Fakat mücadele beyhude. Sizi sevdiğim tarzda, sizi sevdiğim nisbette, asla bir kadını sevmiş değilim. Sîzdeki bütün esrara nüfuz etmek istiyorum. Hayatınızı, aşklarınızı öğrenmek istiyorum. Hâtıralarınız ortasında bir tek ben kalmak istiyorum. Buna rağmen size karşı hlslerimln temeli ihtiras değildir. öbür kadınlara duyduğum İhtiraslı aşkı size duymuyorum. Siz, benim İçin din gibi bir şey haline geldiniz. Bir ışık oldunuz. Size doğru kollarımı uzatıyorum. Kurtulmam için bünu zarurî görüyorum. Ancak bu şekilde felah bulabileceğimi sanıyorum. Tanya1 Ne olursunuz, beni asla terk etmiyeceği-nlze dair söz veriniz. Sizi hayatımda mütemadiyen yanımda görmem lâzımdır. Yanımda
hissetmeliyim, Yamız bunu vadedlniz. Çok rica ederim bana hep geliniz, Tanya! Sizi görmeden bir tek günümün geçmesine tahammülüm yok. Bunun böyle olacağına dair bana söz veriniz.
Kadın, azimle:
— Hayır! — dedi — Buraya artık gelmiyeceğim. Sizi sevmek istemiyorum. Ben artık hayatta hiç kimseyi sevmek istemiyorum. İstırap çekmeği istemiyorum. Size bunu evelce de söylemiştim. Sözlerimde samimiyim. Size haber vermiştim.
— Size ıstırap çeklirmiyccc-glm. — diye Jacgues haykırdı. — Şirin için her şey yapacağım, her şey... (Fakat gözlerinin önünden Antoinette'in hayali geçtiği İçin ilâve etli:) Elimden gelen her şeyi yapacağım,
Tanya, başını salladı Kapıya doğru tekrar yürüdü.
— Hayır! — dedi. — Buraya bir daha ayak basmıyacağım.
Fakat sesi litrem İşti.
Jacques, onu kendine doğru zorla çevirdi.
— Gözlerinizde ıslaklık var.
Tanya! Niçin gitmek İstiyorsunuz?
Kadın sabırsızlıkla tekrarladı:
— Söyledim ya. Söyledim ya... Sizi sevmek istemiyorum. Istırap çekmek de İstemiyorum.
Erkek, Tanya’mn ellerini tuttu.
— Eğer buradan ayrılır da tekrar buraya dönmezseniz, beni böyle bırakırsanız, ıstırap çekmlyeceğlnlzden emin misiniz, Tanya? Biraz olsun ıstırap çekmez misiniz? öyleyse gözlerinizde niçin ıslaklık var?
— Bırakınız beni... Bırakınız beni... (Rus kadını, elini çekmek İstedi.) Bir anlık za tımdan istifade etmeğe kalkmayınız.
Fakat erkek, kadını bırakmadı.
— Hayır, gitmenize imkân venrüyeccğim. Sizden vaad istiyorum. Sizsiz yaşayamam.
— Ah, rica ederim. Bunu bana söylemeyiniz. Böyle konuşmayınız. — diye Tanya haykırdı. — Ne yazık! Görüyorsunuz işte! Aşk lan bahsetmeğe başlamanız üzerine o güzel, tatlı
arkadaşlık kayboldu. Derhal aramızda mücadeleye başlıyoruz.
Kadın kapıya yaklaşmıştı. Erkek haykırdı:
— Tanya! Eğer beni terk e-decek olursan...
Sesinde öyle derin bir yeis, öyle müthiş bir perişanlık vardı kl, Tanya. korkmuş gibi döndii.
— A... Jacques!... ne oluyorsunuz?
Bir daha asla bırakmamak istiyormuş gibi, kadım ellerinden tuttu.
— Siz, benimsiniz, Tanya! Bunun böyle olduğunu kendi kendinize de İtiraf ediniz. Ben de sîzinim. Şimdiye kadar hiç bir kadına alt olmamışım gibi sîzinim Sevkı tabiilerimle, endişelerimle, düşüncemle, etimle, kemiğimle, ruhumla, hülâsa, her şeyimle sîzinim. Sizin tararınızdan himaye edilmek İstiyorum.
— Himaye edilmek mİ?
— Beni korkunç bir tehlike tehdit ediyor. Tanya!
Kadın, endişeyle sarardı.
- Aman Allahım... Nasıl tehlike?
•Arkası r..r)
Sahlfe 8
A K S A IW
29 Kasım 1949
Parlak ziya veren, iktisadı ve çok sağlam, uzun ömürlü Astra ampullerini tercih ediniz
Işık ampullerini
hf yerde arayınız,

ARŞfM'îbrs’MÜESSESESİ’T. A?$.
İst. Lv. Amirliği İlânları
I
4 kalem muhtelif cins sebz? kapalı zarfla 2 Aralık 949 günü saat lo da İzmit As. Sa. Al Ko da İhalesi yapılacaktır. Tutarı 16040 lira teminatı 1203 liradır. Taliplerin kanuni ve-stkalarile teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri- Sebzeler iki ayrı parti halinde ihale edilir her partinin tutarı 11050 lira teminatı 828 lira 16 kuruştur. (4423 — 16213)

80.000 liralık 08 Ağ M t Kızak mahfesi kapalı zarfla 30/11/ 049 guniî saat 11 de Ankara M. S. B. 8a. Al Ko da İhalesi yapılacaktır. Beheri 60 lira olup teminatı 4250 liradır Şartnamesi İst, Lv. A de görülür ve 300 kuruşa satılır. Taliplerin kanun! veslkalarile teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri. (4451 - 162521
¥
1 — Kapalı zarf usulü ile 30 ton sadeyağı eksiltmeye konmuştur. Tahmin edilen bedeli 195.000 lira olup geçici teminatı 11.000 liradır.
2 — Eksiltmesi 12/12/040 günü saat 11 de İstanbulda Harbiyede Lv. A. 8at. Al. Kom da yapılacaktım*. Şartlaşmalar har gün komisyonda görülebilir.
3 — Teklif mektuplarının 13/12/940 günü saat 10 a kadar
komisyona verilmiş olması. 4481-16346

1- ) Pazarlıkla 200 kulu Simens marka elektrokardiyoğral cihazlarına uygun hassas kâğıt satın alınacaktır, Tutarı 2463 lira olup kesin teminatı 369 liradır.
2- ı Pazarlığı 30/kasım/949 günü saat (11.30* da Harbiyede
Lv. A Sat. Al. Kom. da yapılacaktır Şartlaşma komisyonda görülebilir. ■ 4599 - 16668
*
1) Tahmin edilen bedeli 14000 lira olan 2000 kile CALLAG tnarka temizlik tozu 12/Aralık/949 günü sat 10,30 da Harbiye Lv. Amirliği Sat. Alö Komisyonunda kapalı zarfta satın alınacaktır
2) Geçte! teminatı 780 lira olup şartnamesi komisyonda görülür.
3) Teklif mektuplarının ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına verilmesi. 4596-16667
*
1— ) Pazarlıkla 5000 kilo Pirinç salın alınacaktır Tahmin edilen »edeli 5250 lira olup kesin teminatı 788 liradır.
2— 1 Pazarlığı 2 Aralık 949 günü saat 11.15 de Harbiyede
Lv. A Sat. Al. Kom. da yapılacaktır. (4697 - 16876*
*
İst. br. Â. de mevcut listesine göre 230 kalem atölye malzemesi kapalı zarfla 9 Aralık 949 günü saat 15 de Gelibolu Assa Al. Ko. da ihalesi yapılacaktır. Tutan 11697 lira 60 kuruş olup teminatı 877 Ura 35 kuruştur, Taliplerin kanuni vesika-larile tektir mektuplarını ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri. (4693 - 16877)
REKLAM TAKVİMİ ALACAKLARA, CEMİYET VE KULÜPLERE
Teni yıl İçin saatiL hikâyeli. feri vakitli, büyük bloklar, çok güzel orta bloklar hazırdır. İstenilen miktar derhal verilir. Kartonlar bir haftada üç renkli basılır. Rekabet olunanuyacak kadar her yerden ucuzdur. Adres: Ankara Caddesi 115 Reşidetendi Han (OĞAN), Taşraya tedlydi yol-l*rlz
““s*! KATRAN HAKKI EKREM
İstanbul edebiyat fakültesi dekanlığından
1 — Asistanlık yönetmeliğinin 14 cü maddesndekl şartlara göre Fakültemiz umumi psikoloji kürsüsü için bir fahri asistan alınacaktır.
İ — 15/XIT/949 perşembe günü saat 10 da Yabancı dil imtihanı yapılacaktır.
3 — İsteklilerin belgelerine birlikte )2/XH/949 tarihine kadar Dekanlığa bir dilekçe ile müracaatları. (16846)
1949 Mötfeti Kamyrolaffl) a Dayanıklısı AUSTİN >.
S T.OrHUkJlUSTIN
Kamyonun çekme kudreti 4 Litrelik ve 6 silindirli motorla temin edilmijtir. Motoru kolaylıkla çalıştırabilmek ve arabaya ışık vermek için 12 vçltluk akü-mülâtörle teçhiz edilmiftir. Arabayı tam manasile durdurmak için servo tertibatlı İki adet müstakil balatalı Lockheed sistemi idrolik frenlidir. Diferansiyeli, kolaylıkla tamir edebilmek için sökülüp takılabilir cinsten bir kutuya yerleştirilmiştir. Tekerlek lâstiklerini çabukça şişirmek için otomatik bir hava pompası kamyonun Standard takımları meyanındadır.
AUSTİN daha fazla dayanır AUSTİN'e güvenebilirsiniz.
Yedek parçalan ve bakım
A US TIN'in bakım ve servis teşkilâtı bütün dünyaya yayılmış olduğundan AUSTİN sahipleri her yerde yedek parça hususunda olsun servis ve tamir bakımından olsun bu kamyonlara güvenebilirler.
Bölün tolıilot ve İzahatı aşağıdaki adrehen hemen alabilirsiniz ı
TEKTAŞ
TEKNİK VASITALAR TİCARET T. A. Ş.
Beyoğlu, istiklâl cad. No, 103 Telefon s 41069
DM AUSTİN MOTO» ESFOHT COSKMIAİIOH ITO ■IZMINGHAM • ENGlANO
Fabrikatörlerin Nazarı Dikkatine:
Fabrikaların ödedikleri elektrik faturalarında mühim tasarruf temini için kullanılan
Sanayi Tipi Kondansatörlerimiz Gelmiştir
mu,». GENERAL ELECTRIC B“d-"-fcl,rtadei1
Sipariş etmek veya bu hususta İzahat almak isteyenlerin:
lt«ç Ticaret T A.Ş.'e (Galata - Bankalar Cad. Telefon: M«2S>
müracaat etmeleri rica olunur. Mevcudumuz mahduttur.
Emekli Dul ve Yetim Aylığı Alanların Dikkat Nazarına: TürkiyeEmlâkKredi Bankasından
Şimdyie kadar bankamıza maaş kırdır anların mart, nisan, mayıs 195ü üç aylıklarının zamsız olarak 1/12/949 perşembe gününden İtibaren tevziine başlanacaktır.
O gün öğleden evvel yalnız askeri malûllerin maaşları verileceğinden bunun dışında müracaat kabul edilmiyecektir.
Maaş sahiplerinin aşağıda gösterilen günlerde müracaat eylemeleri rica ve muayyen gününden ewelavâki olacak isteklerin ls’af edilmiyeceği İlân olunur.
Bu aylara ait maaş zamları Mart ayında ayncamalmüdürlüklerl tarafından o-
deneceğinden bunun için lüzumsuz yere müracaat edilmemesini ehemmiyetle bildiririz.
Tarih Gun Saat Malmüdürlük İsimleri.
1.12,940 perşembe 8—12 Askeri Harb malûlleri
13—16 Eyüp, Bakırköy, Sanyer, Kartal, Beykoz.
Adalar, Yalova. Evkaf.
2.12. • Cuma 8—15.30 Fatih askreî ve mülki Beyoğlu askeri ve mülki
3.12 * Cumartesi 8—11.30 Eminönü askeri ve mülki
S.12. » Pazar tem 0—12 18-15.30 Üsküdar askeri ve mülki Beşiktaş askeri ve mülk! Kadıköy askeri ve mülki
VAPURLAR
HELLENIC I.INES LIMITED
Vorios hellas
vapuru 1 Aralıkta limanımıza gelecek ve 2 Aralıkta doğru RİRE
için eşyal ticariye alarak hareket edecektir,
Umumi acentalan: 8 TOPER ve Şksi. Galata Veli Alemdar Han. Tel;
419‘2ti«^«®™R*
■^DEVLET ZİRAAT ŞI.ETMELERİ KURUMU LÜLEBURGAZ TÜRKGELDİ ÇlFl.löîNDEN
1 — Çif ligim İzin İstihsali 270 ton SAP açık arttınoıa sureliyle satışa çıkarılmıştır.
2— Şartname ve saplar ihale gününe kadar çlfUkte görülebilir.
3 — Yalnız şartnameyi görmek İstiyenter: İstanbul Balıklı azan No. 83 teki büromuzda görebilirler.
4 — Açık arttırma 2.12.1949 cuma günü saat 15 te çifUk idare binasında yapılacaktır
5 — İhaleyi yapıp yapmamakta çlfllk İdaresi serbesttr-
Zayi — Kömür Tevzi w Satış müessessinden aldığım 1949 -1950 yılına alt 38084 ve 174476 sayılı İki kıta ordinomu kaybettim. Yenilerini alacağımdan eskilerinin hükümsüzlüğünü ilân ederim.
Halil Oün
Nişantaşı Ekmek (abrlk*«

| Çocuk Arabalarımız |
gelmiştir.
NACET
FİYATI BAKIMINDAN
DÜNYANIN EN MÜKEMMEL
TRAŞ BIÇAĞI
10
Bıçak, yalnız 80 kuruş
inşaat ilânı
Sümerbank Genel Müdürlüğünden:
1 _Bursa Yünlü Sanayii Muessesesl Dokuma binası inşaata
birim ttau esasiyle ve kapalı zarf usulüyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Yapılacak inşaatın keşifl (4.425.000.—* lira as geçici teminat miktarı (146 500. — >liradır.
3 — Eksiltme evrakı Ankara'da Sümerbank Genel muamelât Müdürlüğünden (100* liraya alınabilir.
4 _Eksiltme 15 Aralık 1949 perşembe günü saat 18 da An-
kara’da Sümerbank Oenel Müdürlüğünde toplanacak koral»-yon marifetiyle yapılacaktır.
5 — İstekliler tekili evrakı arasına, şimdiye kadar yapmış oldukları bu gibi işlere ve bunların bedellerine, firmanın teknik teşkilâtının kimlerden teşekkül ettiğine dair belgeler koyacaklardır.
6 — Bu eksiltmeye iştirak edeceklerin bir taahhütte (2.000.000.—) liralık benzeri İnşaatı bizzat İkmal ederek kabullerini yaptırmış olmaları şarttır.
7 — Banka ihaleyi dilediği şekilde icrada McbeatUr. (18405*