1950 Kasım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1950 Kasım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


10 Kasım 1950 — Cuma
) eni İstanbul'un KUPONU
TAFSİLÂTI ÜÇÜNÇÜDE
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8. Telefon :
Atatürk dedi ki:
Aşağıda okuyacağınız vecizeleri, Büyük Kahraman Atatürk muhtelif zamanlarda ve muhtelif mevzularda söylemiştir
Demokrasi
Hürriyetin de. müsavatın da, adaletin de nokta! İstinadı Hâkimiyeti Milliyedir.

Bence, bir millette şerefin, haysiyetin. namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin hürriyet ve istiklâline sahip olması ile kaimdir.

Cumhuriyet, fazileti ahlâklyeye müstenid bir idaredir. Cumhuriyet, fazilettir.
*
Hâkimiyeti milliye öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, tacldartar mahvolur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkûmdur.

Bir devletin istinat ettiği esaslar "İstiklâli tam,, ve “bilâ kaydü şart hâkimiyeti mllllyeden” ibarettir.
*
Bizim milletimiz esasen demokrattır. Bizim yapabileceğimiz bir şey varsa, bu hissel mazhariyetin İcaba-tmı gayri tabii bir surette menetmek isteyenleri bertaraf etmektir.
* ~ ı
Biz Türkler bütün tarihî hayatı-mızca hürriyet ve İstiklâle timsal olmuş bli milletiz.

Teni Türkiye devleti bir halk devletidir. Halkın devletidir.
Lâiklik
Tarihimizi okuyunuz, görürsünüz kİ, milleti mahveden, esir eden, harap e-den fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür ve melânetten gelmiştir.

Milli terbiye İle İnkişaf ve İlâ edilmek istenilen genç dimağları bir taraftan da paslandıncı, uyuşturucu hayali zevaitle doldurmaktan dikkatle İçtinap etmek lâzımdır.

Medeniyetin muvacehel kudret ve ulviyetinde kurunu vüstai zihniyetlerle ve iptidai hurafelerle yürümeye çalışan milletler mahvolmaya veya hiç olmazsa esir ve zelil yasamaya mahkûmdurlar.

Dünyada her şey İçin, maddiyat I-çin, maneviyat için, hayat İçin, muvaffakiyet için, en hakikî mürşit i-limdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir. dalâlettir.

En doğru, en hakiki tarikat “tarikatı medeniyedir,,, ölülerden istimdat etmek medeni bir heyeti İçtimaiye için şindir.

.Artık bugün hayat ve İnsaniyet I-capları bütün hakikatiyle belirmiştir. Bunlara aykırı olan rivayetler ahlâk ve İmana esas olamaz.

Politika âleminde, bir çok oyunlar görülür. Fakat, mukaddes bir rnefkürenin, tecellisi olan cumhuriyeti İdareye. asri harekete karşı cehil ve taassup ve her nevi husumet ayağa kalktığı zaman bilhassa terakkiperver ve cumhuriyetçi olanların yeri, hakiki terakki ve cumhuriyetçi olanların yanıdır. Yoksa mürtecllerin ü-rrüt ve faaliyet menbaı olan saf de-İfl...

Birtakım şeyhlerin, dedelerin, seyitlerin. çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen ve falcılara büyücülere, üfürükçülere, muskacılara, talih ve hayatlarını emniyet eden insanlardan mürekkep bir kütleye, medeni bir millet nazarivle bakılabilir mİ?

Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.
İktisadî
Siyasî, askeri muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi muzafferlyetlerle tetvlç edilmezlerse kazanılan zaferler payidar olmaz.

Azami tasarruf, şiarı millimiz olmalıdır.

Eğer milletimizin ekseriyeti âzlme-s| çiftçi olmasaydı biz bugün dünya yüzünde bulunmıyacaktık.
*
Demiryolu refah ve ümran yoludur.
*
Hiçbir medeni devlet yoktur ki. ordu ve donanmasından evvel İktisadiyatını düşünmüş olmasın.

Hayatın ve İstiklâli tamın İktisadiyatta hayattan ve İstiklâli tamdan İbaret olduğuna kaniim.

Yalnız fek bir şeye İhtiyacımız vardır; çalışkan olmak. Servet ve onun neticeyi tabiiyesi olan refah ve saadet yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır.

Selâmeti haklklyeye ermek İstiyorsak çok kan dökerek kazandığımız muzafferlyetlerdcn sonra çok fedakârlık yaparak ziraat, ticaret, sanat sahasında emniyetli adımlarla yürümeye hakal m.

Kılıç He fütuhat yapanlar, sapanla fütuhat yapanlara ııınğlûp olmaya ve blnııetice terki mevki etmeye mecburdurlar.

Memleketin idaresindeki nıuvaffa kıyet iktisadiyatındaki muktesebat» derecesiyle mütenasip ulur.
44756 - 44757 Santral •
Tesis eden: Halılb Edlb . TÖREHAN
M (
ESKİ İranın, Buda ve Homer zamanında yaşadığı sanılan büyük ve derin yalvacı Zara-thustra; insan mukadderatını, dinlenmeyen ve yorulmak bilmeyen, başlangıçsız bir güreş gibi düşünür. Aydınlık karanlıkla, iyi kötü ile, fazilet de bayağılık ile karşı karşıyadır. Bu hasımlar, birbirine, sönmesi imkânsız bir kinle bakmaktadırlar. Güreş çok uzun sürebilir, baht, zaman zaman, basımlardan birine gülümsiyebilir. Fakat son zafer; aydınlığın, iyinin, faziletindir. İnsan hayatına mâna ve muhteva veren bu güreş, aynı zamanda, kahramanını yaratan bir güreştir. Çünkü, nerede iyinin, faziletin, yeni bir değerin zaferi uğrunda girişilmiş bir güreş varsa, orada da, mutlaka bir kahraman vardır. Bu bakımdan, her cemiyet, her sosyal topluluk, kahramanlık anlayışı ve kahramanlık duygusu üzerine kurulmuştur, diyebiliriz. Bu birleştirici, kaynaştırıcı ve yaratıcı anlayışı, duyguyu unutan topluluklar buruşurlar, büzülürler ve dinamik özelliklerini kaybederler.
Aydınlık, iyi. fazilet kavranılan nesiller akışının üstünde yıldız ölümsüzlüğü ile ışığını kıskanmadan döken ve akış yolunu aydınlatan kavramlardır, îlk cemiyetin insanı da, tıpkı bizim gibi, kendi topluluk faziletleri için güreşmiş ve onun kahramanı olmasını bilmiştir. Hayatın öteden beri değişmeyen mânası budur ve onun için kahraman, basamak basamak, konak konak yükselen hayat ritminin, âhenk nabzının ölçüsü olmuştur. Tarihte beliren kudret odur, bizim en duru heyecanımıza bürünerek dünya-ötesi bir hayal gibi görünen ve üst gelmemizin, kendimizi aşmamızın yollarını gösteren gene odur. Biz, onun için, ölümün öldüre-mediği bu büyük sosyal fazilet remzi karşısında toplumsal varlığımıza kavuşmanın yüksek vecdini duyabiliyoruz.
ölüm, kahramanın değil, yalnız geçici varlığının son konağıdır. Bu artık geriye dönülmeyen ülkenin ötelerinde, etini, kemiğini, fâniliğini bıraktıktan sonra, kahraman, asıl kudretli ömrüne gönüllerimizde devam eder ve bize kanımızın uçurumlarından
Ölümün öldür em ediği
seslenmesini bilir. Biz şimdi böyle bir kahramanın, 12 nci ölüm yılına girmiş bulunuyoruz. Gözyaşından matemden, yastan bahsetmiyeceğiz. Çünkü, kahramanın bizden istemediği şey budur. Görünmez bir nur uluğu gibi gönüllerimize inen kahraman, orada, ilkönce, kendi havasını a-rar. Gönüllerimizde böyle bir hava varsa kahramanı anlamış, benimsemiş ve sevmişizdir. Yalnız böyle sevgilerdir ki hem kahramanı, hem de onun mirasını yaşatır.
Atatürk, 12 yıl önce, hür bir ülke, hür bir millet ve görünmez yolları çağdaş kültür dün-
Büyük Atanın ölüm yıldönümü münasebetiyle
Cumhurbaşkanının mesaj ı
vesilesiyle kendilerinden
Ankara, 9 (AA.) — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar. Atatürkün Ölüm yıldönümü İhtisaslarını isteyen Milli Türk Talebe Birliğine, muhtelif gazete ve mecmualara aşağıdaki mesajın bildirilmesine Anadolu Ajansını memur etmişlerdir:
"Bir kaç defa tekrarladım. Sevgili Atatürk için benden “hâtıra,, istenildiği zaman âdeta müfekkiremin durduğunu hisseder, bu azametli varlık karşısında ne söylemek lâzım geleceğini tûyin etmekte büyük müşkülata uğrarım
Düşünürüm:
Bu dâhi askerin zaferlerinden misal mİ vereyim?
Bu büyük devlet adamının, yeni bir devlet kurmaktaki kudretini mi İzah edeyim ?
Bu emsalsiz diplomatın, siyasi kaide haline gelen veeizelerlnden, "Milli Miaak,, ından mı bahsedeyim?
Asil muhitinde bulunan mesai arkadaşlarının her dem çalışma heyecanını, azmini arttıran telkinlerini mİ anlatayım ?
Memleket meselelerini ele alış tar zını ve bu yoldaki örnek fedakârlık larını mı nakledeyim?
Arkadaşlık hayatına ait insani duygularını, vefasını mı öveyim ?
Ve nihayet, cihanı hayrete düşüren
SİYASÎ İKTİSADÎ, MÜSTAKİL
«.B.F. KDUlpter»
yasma uzanan bir cemiyet bırakarak fâniliğinden sıyrılmıştı. Tarihin hiçbir kahramanı böyle insan ölçülerini aşan bir miras bırakmış olmak bahtiyarlığına erişmemiştir. Kahramanın ne olduğunu kavrayamıyan kısır ruhlular, fikir gelişmelerinin henüz maymunluk konağını aşamamış olanlar, Atatiirkün ölümünü bir başlangıç değil, bir son ve kurtuluş saymışlardır! Her kahraman, istisnasız, ya heyecanlarını dile getirdiği hayat kudretinin Tanrılaştırdığı masalımsı bir varlık olmuştur veya geriliğe bağlı ve sosyal vazifelerini anlamamış kara yığınların kinini, nefretini, tiksin-
• •
Atatürk’ün 12 senelik hicranı, her gün artan hürmet duygularımızla beraber kalbimizde yaşamaktadır
ede-
birer Tür-
içtimai inkılâplarını mı tafsil yitn ?
İşte bütün bunlar, benim İçin umman halini alır, bu harika
kün hayatını her cephesinde bahis konusu etmek, o ummanları aşmak kadar zorlaşır.
Fakat buradn, kendisini, kısmen olsun, bizzat kendisinden dinleyebiliriz:
"Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mevrıısatından olan aşkı - istiklâl ile ıneftur hır a-dnmım.
Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut vâ beka bulabilmesi mutlaka o devletin hürriyet ve istiklâline sahip ile kaimdir.
Ben şahsan, bu saydığım çok ehemmiyet veririm, bu
olmnsı
evsafa evsafın
K
t

kahraman
tisini uyandırmıştır. Her hayat ve ideal mücadelesine girişen insan, sevileceğini olduğu kadar nefret edileceğini de önceden bilmelidir. Sevgi ve nefret, mücadelenin şiddetine göre değişebilir. Yalnız karaktersizler, benliklerinin tozundan kendilerini kurtaramamış olanlar, sosyal vecdin derinliğini kavramıyan-lardır ki kendilerinin, istisnasız, sevildiklerini sanmak kuruntusuna kapılırlar. Büyük ve eşsiz mücadelelere girişmiş ve muzaffer çıkmışların uzak ve yakın torunları, Türkler, güreş mantığının bu tabiî belirtisini herkesten iyi bilirler. Eğer yapıcı bir ideal uğrunda, yepyeni bir va-
kendimde mevcudiyetini İddia edebilmek İçin milletin de aynı evsaf ile muttasıf olmasını »artı-esasl bilirim.
Ben yalayabilmek İçin mutlaka müstakil bir milletin evlâdı kalmalıyım. Bu sebeple milli istiklâl bence bir hayat, meselesidir.,.
Atatürktln bu sözlerini, en büyük eseri olarak tebcil cttljştl Büyük Millet Meclisinin Birinci Yıldönümü münasebetiyle Içitmis bulunuyoruz. Meclis kİ, ruhunda yıtsız şartsız mündemiçtir.
Aradan bir büyük adam, tanın harlml
sonra başındaki zafer ikllll He An-knrava döndüjtü vakit, bazı kimselerin "Halifemiz olunuz, sultanımız olunuz.,, tekliflerine arka çevirmesini biliyor. Bütün şerefi müstakil milletinin imtiyazsız evlâdı kalmakta luyor.
Atatürkün 12 senelik hicranı, gün artan htlrmet duygularımızla raber kalbimizde yaşamaktadır,
manetlerinl mukaddes vedia halinde muhafaza etmeyi, eserlerini çok sevdiği milletinin İradesiyle tekâmül ettirmeyi vazife biliyoruz
Tanrı rahmet eylesin.
Celâl Bayar
M
milletindir,,
O Hâkimiyet, ka-düsturu
kaç sene geçiyor. Bu müstevli kuvveti "va-ismetinde,, boğduktan
bu-
her he-E-
Posta Kııtıısıı t 447 - İstanbul. Telgraf Adresi : Hetlo, İstanbul
Koreden mektup
tan yolu uğrunda bir mücadeleye girişmek gerekiyorsa kinden ve nefretten ürkmek yalnız insan şerefine değil, sosyal vazife duygusuna, Türk kahramanlığının geleneklerine de çok aykırı bir şeydir. Atatürkün, Gençliğe Hitabesinde, belirtmek istediği şey budur. Bu görünmez ruh ve benlik mirası vatan ve hürriyet miraşı kadar büyüktür.
12 yıl, ölümsüz Türk kahramanının, Atatürkün, gönüllerimizde başlayan ömründe büyük bir zaman yığını sayılamaz. Fakat bu yıllar içinde dikkatimize ilişen şeyler son derecede mâ-nalıdir. Hükümlerimizi erken vermemiş olmak için onları, yarınki Türk nesillerine bırakmayı daha doğru buluyoruz. Yalnız şunu söylemeliyiz ki, 12 nci ölüm yılının bugününde, Ata-türkü baştanbaşa benimsemek ve onun büyük kültür mirasına el dokundurmamak zorundayız. Atatürk sevgisi, kahraman sevgisi, ortalama bir sevgi değil, bizden son bir evet veya son bir hayır bekleyen bir sevgidir. İdeallerimizin imanı bütün mümini olduktan sonra, menfi anlayışların, millet-ötesi fikirlerin seve seve kâfiri olabiliriz. Tam bir sosyal mümin, cemiyetini tehlikeye düşüren görüşleri inkâr ederken büyük ödevinin sevincini yaşıyan insandır. Atatürkün aradığı nesil, bu insanın, bu Türkün neslidir.
12 yıl önce Atatürk, yıldız yollarını aştıktarj sonra ufkunu bulan gün gibi aramızdan ayrıldı. Ö, Nietzsche'nin sözü ile, başka bir dünyayı aydınlatmak için, akşam kızıllığını Tanrı yelpazesi gibi gererek, sırtların arkasında kayboldu. Bu ululuk vecdine bürünmüş gün batışının, nerede uyandığını, aradan yıllar sessiz geçerken daha iyi anlıyoruz, O, şimdi bizim gönüllerimizde, hiçbir kudretin erişe-miyeceği yerde yaşıyor ve benliğimizde tutuşan aydınlık ve karanlık güreşini, zaferinden e-min, bir Ahura Mazda gibi ebediliğinden seyrediyor. Gönüllerde daha derin bir aydınlık tutuşturan kudreti, hangi cehlin gecesi, karanlığına gömebilir? En büyük zafer, insan benliğinde yerini bulan ve oradan ya-l rının kutsal alevini beslemesini I bilen kahramanındır. Atatürk, o| kahramandır işte, ölümün ı düremediği kahraman...
M. NERMI
öl-
Yıl 1—Sayı 345 — 10 kuru»
Abone: Türkiye için seneliği 32, altı aylığı 17» üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki misildir.
41 ânlar : 6 nci sayfada santimetresi 2 liradır, ilânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Korede bulunan birliğimizin Cumhuriyet Bayramını nasıl kutladığını hususî surette gelen aşağıdaki mektupta okuyacaksınız
Taegu, Ekim 29
CUMHIRtYETİN 27 nel yıldönümü. Koredekl bbva# blrllfclmiz tarafından mütevazı bir fekllde kutlandı. 28 ekim 1950 günü zevaline kadar kamp, Türk Bayrakları ve takı zaferlerle donatılmış bulunuyordu. Saat 13.00 te meydandaki dlrefcr şanlı bayramımız törenle çekildi. Herkes bu milli günün heyecan ve neşesine kendini kaptırmıştı.
Kıtalar açılış merasiminin yapılacağı alanda yerlerini aldı. Saat 15.00 olmuştu. Gür bir sesin verdimi *'hazır nl, dikkat!,, komutu, General Yazı-cıoglunun gelmekte olduğunu bildiriyordu. Birliklerin Önünden bir baba şefkati, asil bir komutan tavrlyle geçen Yazıcıoglu, yerini aldıktan sonra bando İstiklâl Marşımızı çatdL fiunıı müteakip General mikrofon başına gelerek kısa ve veciz bir nutuk He merasimi açtı. Kahramanlarımız komutanlarının önünde ve aziz milletimizin mânevi huzurunda aslanlar dbl duruyorlardı.
Generalin konuşmasını müteakip süz alan Yüzbaşı Refik Soykut günün Önemini belirtti. Derin bir lıu.şû İçinde dinlenen konuşmasında yüzbaşı şunlan söyledi:
“K om utanları m, silâh arkadaşlarım. Anavatan topraklan dışında tarihimize malolan milli günlerden birini ilk defa şimdi idrak etmekteyiz. Bugün Türk Cumhuriyetinin ilân edildiği günün yıldönümüdür.
Bugün milletin İdare sisteminde eski bir zihniyetin yıkılarak asrın Heri anlayışına uygun bir İdarenin resmen kabul ve ilân olunduğu gündür.
Bugün yıllarca süren çarpışmalar serisinin kapanıp, millet hayatında sulh ve sükûn safhasının açıldığı gündür.
Silâh arkadaşlarım, hâtıralarının dünya tarihinin son safhaları üzerine çekmek İsterim.
Yirminci aann başlarında değişik sebep ve şekillerde kaynaşan bir Avrupa. birbirlerinin hayatiyetine kasde-den bir milletler camiası vardı. Bu hal 1914 te Birinci Cihan Harbini doğurdu.
Kendisini doğuran sebepler tama-mlyle tahakkuk ettirllenıeden harp dört yıl sonra bitmişti. Fakat Anadolu ve Türklük daha dört yıl kendisini bundan kurtaramıyacaktır. Zira emperyalist zihniyeti! bir zümrenin tahrik ve teşvikiyle hareket eden diğer bir zümre talihini Anadolu(la denemeye kalkışmıştı.
Esaret tanınııyan, yalnız ve yalnız hak ve halka tapan Türklük modern vasıtalardan. maddi imkânlardan mahrum etiyle kemiğiyle çarpışarak cephelerde zaferler kazanırkep, milletimiz siyasi sahada da olgunlaşmakta idi. Siyasi başarıları askeri zaferler besliyor, askerî zaferler İse siyasi muvaffakiyetlerle destekleniyordu.
işte kardeşlerim bu İnsicam, bu a-henk yirmi yedi sene önce bu gün gayesine erişmiş bulunuyor. 29 Teşrinievvel 1923 te minarelerden Allahıek-ber sodaları yükselirken, top sesleri de Cumhıırb’eti İlân ediyordu.
1923 ten bu yana bütün soneyi dev* rlycler vatanın her köşesinde sullu sükûn ve neşe içinde kutlandı. Bu yıl da nzlz milletimiz anavatanda Cumhuriyetin ylrnıi yedinci yıldönümünü tes’lde hazırlanıyor. Silâh arkadaşlarımız yarın milletimizin Önünden saf saf geçerken, vatandaşlarımız sevinç gözyaşları arasında onları huşû ve gururla seyredecekler. Bu ulvi manzara muhayyilemizde canlanırken. devirler açan, tarihler yazan »tatarımızın semavattan gelen seslerini duyar gibi oluyorum. Diyorlar ki:
— Sen ey kahraman Türk askeri, sen yalnız bir cemaat, bir cemiyet, bir millet değil, fakat bütün bir dünya efkânncu tasvip cdUen bir dâvayı kazanmaya geldin.
— insani, akil düsturlar kullanarak beşeriyete esaret boyunduruğunu vurmaya çalışan şeytanı, komünizm şeytanım yoketmeye geldin.
— Gelecek nesillere, bütün bir dünya nesline hamasetin örneğini vermeye, onlar İçin vesileyi iftihar olmaya geldin. Kendi adını, Türk adını beşer tarihinin mûtena sahifolerinde ebediyete İntikal ettirmeye geldin.
— Vaktiyle tslâmın bayrağını ser-hatlerde senin kahraman ataların taşımıştı. şimdi de sen adaletin, aklıselimin sancağını taşıyorsun. Kazanacağın zafer, hürriyet ve uhuvvetin ebedi âbidesi olacaktır.
— Kahraman asker omuzunda taşıdığın ayyüdızh sembol, sana tevdi e-dllen millî şeref ve haysiyetin timsalidir. Göklere nazire teşkil eden bu ulvi timsali vatan toprakları haricinde de. dahilinde de senin imanın, sabrın ve kuvvetli disiplin meziyetlerin pâyidar edecektir.
— .Allahın sana en büyük yardımcı olduğunu unutma.
Kahramanlarımızı coşturan bu konuşmadan sonra açılış merasimine son verilmişti. Kore harp sahnesinin muhtelif yerlerinde vazifeli olup vaktiyle Türklyede çalışmış olan değişik rütbedeki Amerikan subayları kahramanlarımızı ziyarete, nılUl bayramlarında onları tebrike gelmişlerdi. En samimi hislerle, en yakıtı hareketlerle âdeta kucaklaşılıyordu. Misafirlerine Türk kahvesi, Türk sigarası ve Ali (’z’un şekerlemelerini ikram eden subaylarımızın hislerini Topçu Komutanı Kıırtay şöyle ifade etti: “Sîzleri bir muharebe vazifesi aklığımız Korede yeniden aramızda görmek, bizleri vatandaşlarımızı görmüş kadar memnun etti,,.
Geçit resmi mükemmeldi. Davetliler ve kendi arkadaşları önünden dalgalar gibi akıp giden bir taburun geçişi heyecanı son haddine getirmiş bulunuyordu.
Artık memleket havaları ve millî oyunlara sıra gelmişti. Her vuruşunda astanlanmızm ayranını kabartan davul, uzun nağmeleriyle serhat boylarından menkıbeler getiren zurna, mey-dnmı yeni ve başka bir renk vermiş gibiydi.
İşte vatan toprakları dışında kah-manlarımız millî günlerden İlkini böyle tesit ettiler.
H. GÖRGÎT
Sayfa 2
YENİ İSTANBUL
10 Kasım 1050
■ T e t i k i ı k i l e r ■
Din vecibelerimiz
Yazan: Habib Edib - Törelıan
Şehir köşesi
Atatürk ve kadınlar
şehir haber
eri
ŞÖYLE böyle üç yıl oluyor, bir gün Ankaranın bir lokantasında tanınmış bir idare âmirimizle oturuyorduk. Uzaktan bizi şık bir adam selâmladı. Aşinalığımız olmasına rağmen tamamen hatırlayamadık. Biraz sonra yanımıza geldi. Tanıdım. Almanyada tahsil etmiş modern bir tacir bir iş adamı. Yanımızdaki idare âmirinin sofuca bir adam olduğunu bildiği ibin kendisinden yardım göreceğini umuyordu. Maksadı Ciddeye hacı gönderebilmek için bir vapur kiralamak imiş. Başvekilden başhyarak bütün ilgili vekilleri ziyaret etmiş ve plânını gerçekleştirmek imkânını bir türlü bulamamış. Şimdi bu imkânı e-le geçirirse îstanbulâ bir sanatoryum hediye edeceğini söylüyordu. Bir sanatoryumun kaça malolacağını bilememekle beraber muazzam bir para tutacağını düşündük ve bu işin nasıl yapılabileceğine hayret ettik.
Aradan kısa bir zaman geçti. Şimdi bütün devlet vasıtaları Ciddeye hacı götürmek için tehalük içinde. Daha geçen sene başlayan bu vaziyetin üç sene içinde bu kadar zıt bir manzara arzetmesi cidden dikkâtimizden kaçmayacak bir şeydir.
Şimdi vapur bulanın memlekete bir sanatoryum hediye etmesi değil, vapurlara müşteri bulanlara komisyonlar verilmesi âdet haline gelmeye başlamıştır. Herhalde memleketimizde daima ebedî bîr derdimiz o-lan ifrat ile tefritin, bilhassa bu işde, bu kadar apaçık kendini göstermesi bizler için sevinilecek bir şey değildir.
Biz birçok külfetleri ihtiyar ederek dinî vazifelerini ifa etmeğe çalışanları hürmet ve takdirle ananz. Anacak burada bu vazifeyi yerine getirmek istiyenlerin de vazifelerinin ehemmiyet ve kutsiyetini bütün m ân asiyle anlamış olmalarını görmeği arzu ederiz. Dinî vecibelerimiz arasında hac kadar farzolanlan da vardır. Bunların yapılıp yapılmadığım bilmek ve öğrenmek istemiyoruz. Bu, mükellefin bileceği bir şeydir. Fakat bize öyle geliyor kİ, bilhassa bu hac İşinde, lâikliğimize karşı yapılan uluorta bir isyan ve itiraz vardır, Müslümanlığa hiç de aykın olmıyan ve şimdi resmî bir kıyafet olarak kabul edilmiş bulunân şapkaları çıkararak in adiye, yani inat külahı adı verilen bereleri, yine Müslümanlık ve dinî işlerle hiç bir alâkası bulunmıyân şalvar biçiminde acayip pantalon-lu vatandaşlarımızı gördüğümüz zaman itiraf etmeliyiz ki bunlarla rejim arasında büyük bir farkı düşünerek derin bir ıstırap duyuyoruz. Atatürk inkılâbının evlâtlarında bu hali görmek herhalde hoşa gidecek bir şey değildir. Diyanet işleri Başkanlığının bu hususlarda neden aydınlatıcı bir faaliyete geçmek fırsatı bulamadığını anlamak güçtür. Şimdi artık demokrasi sistemini benimsemiş olan memleketimizin bu işleri münakaşa ederek bilgiye müstenit kanaatlere bağlaması İcap etmektedir.
dınlatılmamış olmasından şikâyet etmeliyiz. Bunda hâdiselerin lâyık olduğu bir ehemmiyetle itibara alınmamasının ve bilhassa Diyanet işleri Başkanlığının halkı aydınlatmama-sının büyük bir sorumluluk payı vardır.
Dünya ve tarihinin en büyük İnkılâplarından biri olduğuna şüphe etmediğimiz Atatürk inkılâbının yaşaması yalnız Türk milleti için değil büyük insanlık câmiası için en başta gelen milli bir zarurettir. Çünkü cehalet içinde birçok ıstıraplar çekmiş olan Müslüman milletlerin terakkisi ancak medenî girmeleriyle mümkün olacaktır. Bu hususta Türk bütün Müslümanlık âlemi için yüksek bir örnek sayılmalı ve geri kalmış milletler yükseliş ümitlerini buna bağlamalıdır. Onun için, Diyanet işleri Başkanlığının, zaman icaplarına göre milleti inkılâp ruhuna uygun bir şekilde aydınlatarak ona hakikî vecibelerini bildirmesini ve bilhassa İçtimaî yardımlaşmayı her şeyin üstünde esas tutmasını hatırlatmayı faydalı gördüğümüzü ve inkılâbımızın ayrılmaz bir Başkanlık alınmasını saydığımızı söylemeyi vazife biliriz.
Aleme
inkılâbı
bütün olarak, bu tarafından da ele en büyük bir vecibe
Biz memleketimizde blltün bu hareketlerin belirmesinden ziyade halkın gerektiği gibi ay-
«
ATATÜRK 10 kasım 1938 de öldü. Altı gün süren hazırlıklardan sonra ndşı tahnit edilmiş, ve bir katafalk üstünde, halkın ziyaretine açılmıştı.
Ziyaret Oç gün üç gece sürdü. Dolmabahçe Sarayı bir Kd-be ol m uçtu.
19 kasımda Dolmabahçoden büyük merasimle kaldırılan tabut derin bir sessizlik içinde Saray burnuna götürülüyordu. Yol boyunca inzibat tedbirleri alınmıştı. Fakat halk buna mü-racaa ti icap ettlrmiyen bir hû-şû içinde cenaze alayını takip ediyordu.
istatistikler malûm. lökin bana o giln öyle gelmişti ki Is-tanbulun bütün nüfusu sanki kodmdır. Zira, yolların ön saflan kdmilcn kadınlar tarafından işgal edilmişti, oraya, geceden gelip yer kapmışlardı, çoQu battaniyelerle oracıkta, yol boyunda uyumuşlar sabahı beklemişlerdi.
Asırlarca süren bir esaretten ve yanlış tefsirler yüzünden bir dişi mahlûk haline getirilen kadını kurtarıp ona erkekle müsavi haklarını, insanlık hakkını iade eden Atatürk'ü sanki bırakmak istemiyorlardı, onun Ölümiyle kal Merine bir atavik korku, yüzlerine peçenin gölgesi inmişti.
Aradan on iki yıl geçti. Atatürk’ün meclûbu ve mecbûru kadınlar, kara kuvvet karşısın-na acaba ne düşünüyorlar!
BİR İSTANBULLU
Amerikalı ı
Denizyollarının bugünkü durumundan şikâyetçi
Z,mms,s'| İstanbul nihayet büyük bir otele kavuşuyor
M İster Parmelee tıer şeyden evvel ticari gayelerde değişiklik yapılmasının elzem olduğu kanaatinde
Devlet Denlzyollannda bir kaç ay. dan beri tetkiklerde bulunan Amerikalı mütehassıs Mlster Pamıelee dün kendisiyle konuşan bir arkadaşımıza Devlet Denizyollarının bugünkü durumu hakkında şu izahatı vermiştir:
— Devlet Denlzyollan bugün ticarî gayelerden uzak bir teşkilâttır. Dnha rasyonel çalışmadığı takdirde dalma ziyan etmeğe mahkûmdur. Bu teşkilâtın iktisadi devlet teşekkülü haline getirilmesi isim değişikliğinden başka bir İşe yaramaz. Her şeyden evvel ticarî gayelerde değişiklik yapmak lâzımdır. Devlet Denizyollarında çalışanlar İşlerinin hakikî mahiyetlerini bilmelidirler.”
Bundan sonra Savarona Yatı hakkında sorulan bir «üsle Mlater Parmelee aşağıdaki cevabı vermiştir:
— Savarona Yatının bir yolcu gemisi haline getirilmesi kanaatimce yapılan masrafa değmcı,
■ .. d
Gençlik teşkilâtlarının yapacağı ihtifaller
İstanbul . Selânik arasında aktarmasız yataklı ve yemekli vagonlar
İstanbul - Selânik aramnda haftada 2 güne mahsus olmak üzere yataklı ve yemokll vagonları İhtiva eden aktarmasız doğru tren «eterlerine pek yakında başlanacaktır. Bu husustaki hazırlıklar tamamlanmıştır.
ümum Müdür gazetecilere izahat verirken
Nikel 10 kuruşluklar tedavülden kaldırıldı
Nikel 10 kuruşluklar dünden itibaren tedavüldon kaldırılmıştır. Şehrin muhtelif yerlerine P.T.T. idare»! tarafından konmuş bulunan telefon kulübelerindeki para kutularına P.T. T. İdaresinin markaları hazırlanmakta olduğu haber alınmıştır. Markalar hazırlanıncaya kadar kabinelerdeki telefonların nasıl İşliyeceği haJckında henüz bir karar verilmemiştir.
“Hilton Conıpany,, nln teşebbüsleri müsbet netice ile sona erdi, üç Türk genel Amerikaya otelcilik taİLsili için gönderilecek
lstanbulda bir otol yapmak üzere Amerikanın en büyük otelcilik şirketlerinden "Hilton Company” nln teşebbüsleri müspet bir netice ile »ona ermiştir. Şirket mümessilleri ile İktisadi İşbirliği İdaresi ve Hükümetimiz arasında cereyan eden temaslardan »onra böyle b!r otelin kurulması için tam bfr mutnbakat hft-*ıi olmuştur.
Esasa müteallik anlaşmaya bundan bir müddet evvel varılmıştır. Geçen-lerd® şehrimize şirketin reisi Mr. Hilton İle beraber gelan 7 kişilik heyet teferruatı teablt Ue meşgul olmaktadır. Neteklm evvelce de bildirdiğimiz gibi heyet Azalan şehri, mlzdo otelin inşası İçin uygun olan yerleri gezmişlerdir. Mr. Hilton Ker-vansaray arkasındaki Sürp Agop mezarlığını beğenmiş, şirketin müte-hnssıs mimarı Cihangiri daha muvafık bulmuştur. Çıragan Sarayı da beğenilmişse de yıktırılması için bü-yük masraf lAzım geleceğinden mahzurlu görülmüştür. Mamafih yer hususunda şimdilik kati bir karar yoktur.
Otel* 300 oda kAfl görülmemekte ve en az 400-500 odalı olması istenmektedir. Salahiyetli bir kaynak bize bu hususta şu malûmatı vermiştir:
"— Mr. Hilton otelin en u 400
odalı olmasını arzu etmektedir. Otel takriben 20 milyon Türk lirasına ma-(olacaktır. Bu paranın bir kısmını Hilton şirketi verecek, diğer bir kıs. mı da Marshall Plânı fonundan temin edilecektir. Otelin kurulacağı arsayı Belediye bedelsiz olarak verecek buna mukabil otele hissedar olacaktır.
Otelin zararını Hilton şirketi üzerine almaktadır. Buna mukabil kârın % 30 u şirketin olacaktır.
TUrkiyede iyi bir otel için personelin mevcut bulunmadığını gözö-nünde tutan şirket bu hususta bazı çareler düşünmüştür. Bu cümleden olmak üzere otelin İnşasına başlanır başlanmaz 3 Türk genel Amerikanın en büyük bir Üniversitesinde otelcilik tahsil edecekler ve otel kumlana kadar tahsillerini İkmal etmiş olacaklardır. Aynı zamanda ytlz kadar personel staj görmek üzere Hilton şirketinin Amerikadakl otellerine gönderilecektir.
Otelin 1952 senesi yazında tamamlanacağı ümit edilmektedir.”

1 1
Hollanda Havayolları mümessilinin verdiği kokteyl
K.LM. Hollnda Havayolları Türkiye mümesulll Misler Asjea Türkl-yeden ayrılmam dolayısiyle dün Park Otel salonlarında bir kokteyl parti verml|Ur.
V. ■ M
İsrail Havayolları yeni bir sefer ihdas etti
İsrail ile memleketimiz arasında İsrail uçak lan tarafından yeni bir servis ihdas edilmiş ve bu sertisin ilk uçuşunu yapan İsrail uçağı dün Yeşilköye gelmiştir.
Devlet Denizyollarına yeni bir şekil verilmesine çalışılıyor
Dün bir basın toplantısı yapan Cemil Parman, bu hususta izahat verdi — Şehir hatlarının Belediyeye devredilmesi muhtemel
Turizm mevzuunda Basın-yayın U. Müdürlüğü ile Denizyolları temas ediyor
Turd içinde ve hariçte yapılmakta olan turizm çalıymalariyle, Denizyolları idaresinin son zamanlarda genişlettiği propaganda faaliyetinde iş birliği temin etmek maksadlyle, Ba-sın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü İle, Denizyolları arasında görüşmeler yapılmaktadır.
Bu görüşmelerde, Basın-Tayın ve Turizm Genel Müdürlüğü, elindeki imkânlardan müştereken faydalanması, propaganda işlerinin daha kesif şekilde yapılması, iç turizm bakımından faydalı görülen kombine biletler İhdası ve turizmle llgtll diğer konuları bahis mevzuu edilmiştir.
Alınan kararların tatbikini hemen geçilecektir.
Denizyolları 1951 bütçesine isçileri İçin çocuk zammı ile ücretli izin tahsisatı koydu
Denlcyollan Haliç Fabrikaları !,çi mümessilleri; Genel Müdürle kendi ihtiyaçları hakkında «örüşmUjlerdir.
Genel Müdürlük, 1951 yılı bütçesi* ne, isçilere çocuk sanrımı ve eenelik ücretli izin verilme»! İçin tahsisat koymuştur. Aynca ihtiyarlık sigortaları primi olarak isçilerden kesilen % 4 lerin de verllmeıri hususunda Hükümetçe tetkikler yapılmaktadır.
Mimarlık Fakültesi talebelerinin gezisi Istanbul Teknik üniversitesi Mimarlık Fakültesi son sınıf talebelerinden 25 kişilik bir kafile, son sınıftan Perran Naci Doğancının başkanlığında Halep, Hama, Humus, Beyrut ve Kıbnsta tetkikler yapmak Üzere dün sabah bir seyahate çıkmıştır. Seyahatin yirmi gün kadar süreceği tahmin edilmektedir. Gençler bu gezileri sırasında bilhassa tarihî yerleri ve mimari eserleri tetkik edeceklerdir.
Üniversite Talebe Birliği Marmara Lokalinde» M. T. Talebe Birliği de Atlas Sinemasında birer toplantı tertip etti
Bugün saat 15 te Atlas Sineması salonlarında, Atatürkü kaybımızın on ikinci yıldönümü münasebetiyle Millî Türk Talebe Birliği tarafından bir anma töreni tertiplenmiştir. Zengin bir programla hazırlanan törende Ankara Dil ve Tarih . Coğrafya Fakültesi profesörlerinden Afet î-nan, İstanbul Vali ve Belediye Raisi Ord. Prof. Fakreddln Kerim Gö* kay. muharrir Behçet Kemal Çağ* lar ve Atatllrkün yakın arkadaşlarından bir çoklan konuşma yapacaktır.
Törende aynca Cumhurbaşkanı Celâl Bayar*ın. C.H.P. Genel Başkanı ismet İnönünün. M. Partisi Genel Başkanının gençliğe gönderdikleri mesajlan da okunacaktır.
Diğer taraftan Üniversite Talebe Birliğinden aldığımız bir yazıda^ radyo İçin Birlikçe tertip edilen 45 dakikalık anma töreninin, hiç bir muk. nî sebep zikredilmeden reddedildiği belirtilmekte ve bu vesile ile Başba. kanla Millî Eğitim Bakanına birer telgraf gönderildiği ifade edilmektedir.
Bu telgraflara da müspet cevap alınmazsa gençler, İstanbul Radyosunda plâğa aldıkları programlarını Marmara Lokalinde kendi arkadaş, la rina takdim edeceklerdir.
M.T.T.B» nkn beyannamesi
Dün aynca Millî Türk Talebe Birliği tarafından bir beyanname neşredilerek, Atatürk inkılâplarına gençliğin bağlılığı İfade edilmektedir»
— - - I ■■ «
SPOR
Beden Terbiyesi Kongresi bitti
Birkaç günden bert Ankarada bulunan Devlet Denizyolları Genel Mü-dürü Cemil Parman, dün bir bazın toplantın yaparak seyahatinin sebep ve neticelerini anlatmıştır:
An kara ya »on gidişim. Deniz yollan İdaresine verilecek yeni hüviyet hakkındadır... Bu meyanda 11 «ahlfellk bir muhtıra hazırlıyarak Bakanlığa takdim ettik.
Denlzyollannda çalışan Amerikalı mütehassıslar, bağlı bulunduktan flr. ma İdarecilerinden Mr. Sllater de, buna mütenazır bir muhtıra hazırlamıştır.
Her Ikl muhtıra da Başbakanlığa tevdi olunmuştur.
Ulaştırma Bakanlığında teşkil o-lunacak bir istişare heyeti, her İki muhtırayı da 10 gün »onra tetkik e-dip bir prensip karan alacaktır.”
Genel Müdür bundan »onra »oru-lan muhtelif suallere cevap vermiş ve Deniz Bank mevzuunda şunları söylemiştir!
"Eski Deniz Bankın, bugünkü şartlara, bugünkü anlapşa göre »Ütüsünün aynen kabulü imkânsız-dır. Ancak yeni bir statüyle bu işi kurmak mümkündür. Denizyolları ile Deniz Bank arasında yegâne fark ”Cr4dLİt Fonctlon” udur. Bu kalkarsa Denizyolları İle Deniz Bank arasın-da bir fark kalmaz/'
Şehir hatlarının dn Belediyeye dev. redilebileceğinl »öyleyen Genel Müdür; Savarona Yatı İçin de şunları ilâve etmiştir: z
Savarona İçin bugüne kadar birçok firmalar müteaddit tekliflerde bulunmuştur. Hepsinin tatbikatta muhtelif imkânsızlıkları görül, müştür. Şu anda yeni teklifi yapan firmanın projeleri tetkik edilmiş değildir.
Son olarak şunu da söyliyeyim kî; Akdeniz navlunlarında bir arttırma yapılacağı söyleniyorsa da doğru değildir.”
Hava vaziyeti
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden bildirildiğine göre, son 24 saat İçinde yurdumuzda hava Karadeniz kıyılnriyta Marmara, Trakya ve Akdeniz kıyılarında çok bulutlu ve yer yer yağışlı, diğer bölgelerde az bulutlu ve açık geçmiştir.
Yağışlar yağmur şeklinde olmuştur.
Son 24 saat içinde yurdumuza yağan yağmur miktarları metre karede Lüleburgaz ve Edirncde 13. Çanak-kalede 12, Tckirdagda 10, KIrklareli, Edremit ve Antalyada 9, Rlzede 6, Trabzon ve Çorluda 4, Samsun, Balıkesir ve Gemlikte 3. Kartal ve Şilede 2, Yeşilköy. Bandırma, Glre-sunda 1 kilogramdır.
Günün en yüksek sıcaklığı Adana-da 29, en düşük sıcaklığı ise «Kastamonu ve Çorumda 3 derecedir.
Tevfik tleri delegelerin fikirlerinden âzami derecede İstifade ettiğini ve tatminkâr bir tasarının yalanda Meclise getirileceğini bildirdi
- Beden Terbiyesinin hâ-îen yürürlükte bulunan Teşkilât Kanunun yeni esaslara göre değiştiril-meal ve memleket gençliğine daha faydalı bir şekle sokulması maksadıyla Millî Eğitim Bakanı Tevfik î-lerlnln başkanlığında memleketlinizin tanınmış spor idarecileri ve yetkili şahısların katılmasiyle 4 gündür devam eden görüşmeler soı a ermiştir. Birçok üyeler fikirlerini söylemişler. spor teşkilâtının faydalı o-lııp olmadığı hususundaki tenkldle-rint yapmışlardır. Bu arada üyeler arasında sert tartışmalar olmuştur. Üyeler tarafından öne sürülen fikirler esas olarak küçük kulüpler, büyük kulüpler, mektepler ve Anadolu kulüpleri olmak tlzcre belirmiş ve teşkilât mekanizmasının serbest şekillerle meydana gelecek a-matör bir İdare He yürütülmesi fikri bir çok üyeler tarafından kuvvetle müdafaa edilmiştir. Bu arada kuru, lacak yeni «İsteme devlet yardımının esirgenmemek temennisinde bulunulmuş ve devletin yapıcı vasfını muhafaza etmesi arzusu İzhar edilmiştir. Bu arada mekteplerin devlet yardımlarından faydalanmadıkları bir çok üyeler tarafından belirtilmiştir. Görüşmelerin sonunda Mili! Eğitim Bakanı Tevfik ileri Ovelera fikirlerinden cok faydalandığını ve tenvir edildiğini söyllverek teşekkür etmiş bu kıymetli fikirler ü-zcrlnde en ufak noktalara dahi dikkat ederek istenilen kanun ta-«ansının hazırlanacağını ve bu tasanda mekteplerde beden terbiyesi İşinin ele alınıp geniş bir ölçüde yürütülmesi esası gözönünde bulundurulacağım beyan etmişlerdir. Bu arada mektep dışında kalan mü-esaeeelerln de kanunda devletin yar. dımlnnndan uzak tutulmayacağını söyliyerek toplantıya son verilmiştir.
İsveç Kiralının toprağa verilmesi dolayısiyle bayraklar yarım çekildi
İsveç Kıralı GustaVm dün toprağa verilmesi dolayısiyle şehrimizdeki bütün resmi dairelerin. limandaki deniz vasıtalarının bayrakları yarıya indirilerek mateme iştirak edilmiştir.
Valinin Büyükadadakl tetkikleri
Vali ve Belediye Reisi Prof. Gök ay bazı inşaatı İncelemek ve halkla temasta bulunmak üzere Büyük ad aya gitmiştir. Vali tamirleri biten yollarla inşa halinde olan yollan tetkik ettikten sonra halkla görüşmüştür. A-da halkı Validen Adaların su İşinin hallini, can kurtaran motörü teminini. Adalara umumî belâlar yapılma-®nı. itfaiyesi olmıyan Adalara itfaiye teminini, limanların taranmasını, çöplerin açıklara döktürülmeslni rica etmişlerdir. Adalarda ekmeklerin de bozuk çıkarılmasından şikâyet o-lunmuştur. Prof. Gökay dilek ve şikâyetleri tesblt etmiş ve âcilen yapılması lâzım gelen İşler için direktifler Vermiştir.
1951 senesinde Amerikalı öğretmenler memleketimizi ziyaret edecekler
1951 yılı yaz aylarında 15 . 20 ki. şllik gruplar halinde çok sayıda A-merikalı öğretmen kafileleri memleketimizi ziyaret edecektir.
Bu turistlerin, yurdun her tarafını görecekleri için Deniz ve Demir-yollarında hususî tenzilât yapılacaktır. Diğer taraftan önümüzdeki aralık ayı sonunda Fransa ve Yuna. nlatandan memleketimize çok sayıda ziyaretçi gelecektir.
M E V L I D
ürolog. Operatör, Doktor
MEHMET ALİ OMA’nın
aziz ruhuna ithaf edilmek üzere vefatının üçüncü yıldönümüne tesadüf eden 11 kasım cumartesi günü Kadı* köy Osmanaga Camiinde saat 15 de Mevlidi nebevi okunacaktır. Merhumu sevenlerin, dostlarımızın ve arzu edenlerin teşrifleri rica olunur.
Eşi, M. Ihsan Oma
İsveç Güreş Takımı
4 dünya şampiyonu ile geliyor
Aralık ayında latanbulda yapılacak mlUetleraraın güreş müsabakalarına İştirak edecek İsveç Güreş Takımında dört dünya şampiyonu bulunacaktır. Ağır sıklette Bertil An-tonsson, orta sıklette Vlking Palm va Acke Groenbcrg, hafif mkletta Gus-tav FirelJ.
İsveç Güreş Birliğinin sözcüsü, güreşçilerin bu ay nihayetinde Tür-klyeye hareket edeceklerini bildirmiştir.
GalatasaraylIlar bugün bir toplantı yapacaklar
Galatasaray murakabe heyeti Azalan ekseriyeti teşkil edecek bir şeklide aralarında imza toplayarak yeni bir idare heyeti seçilmesini istemektedirler.
Bu maksatla sinemaların kapalı olmasından istifade eden murakabe heyeti âzalan bugün öğleden sonra Atlas Sinemasında bir toplantı yapacaklardır.
KISA HABERLER
E.T.T. İdaresinde çalışan ğoför vatmanlar İçin bir tecrübe ruhi.
★ ve
yat lâboratuvarı açılacaktır. Bu lâ. boratuvarda çalışmak üzere vazifelendirilen sinir ve akıl hastalıktan mütehassısı, lâboratuvarlarda tecrübeler görmek üzere Paris# gitmiştir.
199
YENİ İSTANBUL
8ÎTASÎ ÎKTÎSADÎ
müstakil günlük gaott*
Bahlbî t
YENÎ İSTANBUL NEŞRİYAT LtMİTED ŞtRKETÎ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı işlerini fiilen idare «den mesul müdilr t Sacld ÖGET
Neşrcdilmiyen yazılar iade edilmem
Basıldığı yer ı
TENf İSTANBUL MATBAACILIK LtMÎTED ÇÎRKETÎ MATBAASI

PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— Bak, dedi, vallahi, »ayım suyum yok. ben... Aşık oldum o kıza. Dansettik. Ben alacağım onu.
Ayağa kalktı ve »allanarak karyolaya yaklaştı. Şapkacım arkaya doğru İterek tekrarladı:
— Alacağım efendim, paradiyle değil mİ? Haydi bakalım. Açık arttırma. Nuaret 1000 mi veriyor benden 1200. Atacağım.
Başından çıkardığı şapkasını, gözlerindeki hayrete öfke de karışmaya başlıyan ağabey-sine doğru salladı:
— Bakma öyle ağabey! Alacağım dedim ya. bitti. Parosiyle değil mİ? Alacağım. Tutuldum diyorum «ana yahu! Hoppala!,. Tutuldum be ağabey.
Dalış İnce bir »eale tekrarladı!
— Tutuldum.
Cebinden cüzdanını çıkarıp açtı;
— Nah! Şu bin, şu da bir... îki... iki yilz Hra. Atacağım. Bak, ne kolay hallolunur aşk meseleleri! Sen... O nazari yelerini... Ama.,, Kuzum... Darılma bana ağabey... Görüyor-sun... Fazlaca kaçırdım bu akşam... Vallahi... Tutuldum diyorum sana... O içirdi, kâfir... Off... Bıaka be... Fakat tutuldum. Sevdalandım be ağabey... Sen... Hoppala!,. Kızma ya-294
hu... Dur lâfımı bitireyim: Sen... O nazariyele-rini bir küfeye koy. Şurada, gazinonun önünden denize «alıver.,.. Kötü kötü ne düşünüyorsun burada? Merali mİ?
Başını arkaya doğru atarak güldü ve devam etti:
> — Meral... Vallahi, nah. beş yüz kâğıt...
Gözlerim kör olsun ağabey, kızma, beş yüz kâğıt... Hattâ, hattâ... Bak... Darılma... Ben »ana hakikati söylüyorum..* Hattâ..,
Gidip yatağın kenarına oturdu ve elini Samimin omuzuna koydu;
— Ağabeyciğlm... Vallahi... O da beraberdi, Meral de... Bak »ana yeminle »öyllye-ylm: Elle maıche... Ben çakarım... şimdi olmaz, yarın, iyice kafa He anlatırım »ana... Zavallı Nail Boy... Va zavallı »en... Ağabey... Hattâ... Daha az fiyata getiririm onu Anjelin evine... Elli kâğıda kadar. Bende göz var ağabey. Sevda mevda, İşte bu: Nalı!
Bir elinde tuttuğu cüzdanının üstüne İki tokat vurdu:
— Nah! Aman ağabey, kestirme yolu bırakma. Hem »ana bir şey söyliyeyim m! ? Vallahi, yakıştırmadım »ana. Aah. Bunlar.,. Ne bileyim... Feriha da öylo öteki de. Beni görünce evvelâ bir şaşırdılar. Sen telefon etmişsin ha?.. Söyledi Meral. Fakat, aah. Değmez ağabey. Bende göz var, değmez. Benim gibi sevdalanırsan, o başka. Çünkü o Ferihanın belinde var ne varsa. Dansettlk. Anladın mı? Belinde var. Şöyle bir... Kıvılcımlanıyor. Tabii... Sana söylemeye lüzum yok: Bel mühimdir. Yoksa kan, perdeden kopmuş saçak gibi bir şey. iplnceclk. belinde. O bel yok mu?
295
Ha!., işte bütün kuvveti, dehâsı orada. Fakat, agabeyclglm, bütün bu fikirler, huzurunuzda on dakika için muteberdir. Yarın sabah değişebilir, değişecek. Affedersin. Ben yani sana raporumu vermeye mecburdum. Tesadüf. O-lur a. Tesadüf ettim onlara* Ağabeycigim... M a ban d i yarın... Şimdi... Farkındayım... ileri geri... aak... Doğru değil. Kalbini kırmıyayım. Yarın... Pardon... Seni rahatsız ettim... Allah rahatlık versin.
Besim kalktı. Oda kapıaına doğru yürüyordu. Snmlm bir tereddüt geçirdi. Onunla konuşmaya devam etmenin mânası yoktu. Sahalın kadar ayılmasını beklemek lâzımdı.
— Sana da, dedi.
Ve Besim çıktıktan sonra, bir tereddüt daha geçiren Samim yataktan indi ve odanın İçinde gezindi. Kardeşinin sözlerini bir sarhoşluk hezeyanı gibi loptan mahkûm etmek imkânsızdı. Onun Meral için söylediklerinin uyandırdığı korkunç şüphe, Feriha ile danse-decek kadar lâübalillği İleri vardı rinasının u-yandırdığı öfkeyi yatıştırıyordu, Bu münasebetsizlik Üzerinde düşünmeyi sonraya bıraktı. Daha doğrusu, alkolün teslriylo olmuş bir şey üzerinde artık zihin yormaya lüzum yoktu. Besimin neşeli ve oynak tabiatı, ayıkken yaşama telâkkisi bakımından, istlyerek ve bilerek. İhmal ettiği bir çok incelikleri, sarhoşken azan kaba içgüdülerinin silindiri altında ezip geçerdi. Bunu onunla münakaşa etmenin veya düşünmenin faydası yoktu. Onun Feriha için söyledikleri do, Samimin bu kadın hak-kındakl hükmünü değiştirecek hiç bir yenilik taşımıyordu. Fakat Merali do içine alan çir-296
kin teşhisin Besime alkolün azdırdığı bir muhayyilenin bütün realite ölçülerini altüst eden çarpık hayallerinden ml. yoksa aklın katı İhtiyat ve tereddüt kabuğunu kıran sarhoşluğun serbest bıraktığı bir »ezgi kabiliyetiyle elde edilmiş İnce bir anlayıştan mı doğduğunu bilmek lâzımdı. Besimin aynı noktayı birbiri üstüne oyan ısrarı bir sarhoş ısran olabileceği gibi, ba2an alkolün garip bir tarzda keskinleştirdiği dikkatin bir sürü küçük ve doğru müşahedelerimin yekûnundan doğan sarsılmaz İnancın ifadesi de olabilirdi. Besim bu gece. Park Otelde bu iki kızla otururken ne konuşmuş, no görmüş, ne sezmiş olabilirdi ki. Meral için bu kadar emniyetle hükmünü verebilsin? Yarın sabah bu söylediklerini hatırlıyacak mıydı? Hatırlarsa, kendinden büyüğüne karşı »aygının, bir kıza merhametinin veya daha bir çok sosyal endişelerin tesiri altında, geceleyin »ezdiklerini veya öğrendiklerini gizlemeye karar verecek miydi? Bunları tahmin etmek faydasızdı. Sabahı beklemek lâzım geliyordu. Fakat Samimi Meralin randevu evlerine bile gittiğini (veya gidebileceğini - bu fark henüz meçhul) inandırmaya çalışan Besimin bu ısrarının muhayyile üzerindeki müthiş tesirlerinden kurtulmak zordu. Mümkün mü bu? Meral! Paraya ihtiyacı yok. Babası cimri değil. Ailesi, ahlâk disiplini bakımından kasidelere lâyık olmamakta beraber, hattâ NaiUn hazan en mühim noktalar üatünde bile durmadan kayıp giden uçan ve tembel dikkati hesaba katılmak şartlyle, Merali o sefil evlere koşturacak kadar soysuzlaşmış sayılamazdı. Hayır, Besimin çirkin zevzekliği. Daha doğrusu,
207
maddeyi ve parayı tannlaştıran dünya görüşüne, Samimin üzerinde en fazla tesir yapabile-oek canlı tir misal bulmak ihtlyacımn sarhoşluk ânında ona verdiği bir yalan veya iğrenç Ölçüde mübalâğalı bir İftira ihtiyacı. Besimin nükte bulmakta zorluk çektiği zaman bu ba-şansıziığından doğan öfke İle yırtıcı bir hal alan istihzasının buralara kadar gittiği yeni bir şey değildi. Fakat ne kadar hafiflemiş olursa olsun, »esinde bir şoka tonu dalma kalırdı. Fakat bu gece, alay ettiğini belirten hiç bir hali yoktu. "Affedersin, kalbini kırmıya-yım., gribi sözleri, meseleyi en ileri derecede ciddiye aldığını gösteren işaretlerdi. Fakat Meral hakkındaki hükmünde samimî olması hata etmesine mâni değildi. Sezdiklerini yalnız mânalandımıış olabilirdi. Onunla teferruatlı konuşmadan, biraz evvelki sözlerinden kalan bulanık hisleri ruhun dibine kadar indirmek lüzumsuzdu. Fakat Samimin bu gece uyanır uyanmaz içinde bulduğu acılık, ^ankl dışarıdaki büyük sebeplerden biriyle temasa geliyordu. Evet, bu dünyanın bir yerinde veya bir yerlerden bir yerinde fena bir şey, en aziz değerlerin yıkılışını andıran bir felâket oluyormuş gibi, belirsizliği nispetinde derin bir acılık; sonra, bu ağırlığı çekemlyen ruhun yorgun sinirlerdeki uyku ihtiyacım arttıran uyuşukluğu...
öğleye doğru Samlm, yine Merale alt bir rüyanın hâtıran içinde uyandı. Bu sefer küçük ve şık bir barda İmişler. îki Amerikalı gençten biri, kızla danselmek için Samimden müsaade İstiyor ve alıyor. Fakat modern bir dansın icaplarına göre erkeğin kadını öpmesi lâzım geliyormuş. (Devamı var)
298

10 Kasım 1950
> >l , I I a ı A n ö U L

Askerlik bahisleri
Bradley’in yazısı münasebetiyle
Yazan: M. Şevld Yazman
BtRLEŞtK AnıerlUn Devletler) Kurmay Heyetleri Komitesinin Reisi General Omar Bradley’in, Amerikanın 1950 senesine ait askerî siyaset) hakkındakl yazısını, ekim ayının babında çıkan bir İsviçre dergisinde ^Dasbestle) de okumuştum. Makalenin ve bıınıı yazanın deÛerini şüphesiz ben de takdir ettim. Fakat hakikati itiraf edeyim ki bıı yazının bizde hu kadar akis uyandıracağını tahmin eylemedim. Çünkü yazının içinde beyan edilen fikirleri gayet tabiî buldum ve adı peçen generalin bundan başka türlü düşüneceğini zaten hiç bir zaman aklıma getirmedim.
Aylar ve hattâ senelerden İteri sürüp gelen “Atlantik Paktı çerçevesine girmek,, veya “girmemek,, meselesi bizatihi hu yazıda beyan edilen fikirlerin ifadesinden başka bir şey değildir. Anıma şimdi anlıyorum kİ ben bu yolda yalnız eski hlr asker gibi düşünmüşüm. Yazının polemik ve havadis kudreti hakkında tam bir hüküm verememişim. Ahmet Fimin Bey üstadımızın görüş ve anlayışı İse. İşin bu tarafını taın bir gazeteci sıfatiyle kavramış bulunduğunu gösterir.
Amerika Birleşik Devletleri ve umumiyetle Atlantik Paktı imzacıları bizi müttefik olarak kendi içlerine almadıklarına göre, Balkanlnr ve Anadolu harp sahnelerini kendileri bakımından tâli bir cephe görüyorlar demektir. Bu tâli cephe ise ancak harbin inkişaf tarzına göre yardıma mazhar olabilir. Burada İki mühim hal vardır:
1 — Rusya Garbı Avrupaya xe bize birlikte saldırır.
3 — Rusya yalnız bize saldırır.
Birinci halde bizim için tehlike daha azdır. Kaldı ki bu takdirde Atlantik Paktına dahil olmuş bulunsak ve Amerikanın taahhüdünü almış olsak dahi bize yardım ancak ve ancak harbin Amerika bakımından sevk ve İdaresindeki icaplara ve zaruretlere göre olur.
Ezcümle böyle bir halde tâ Kaf-kasyadakl petrol sahalarına en ağır bava taarruzlarının yapılması ve buradaki ordumuzun bu sahaya mümkün olduğu kadar yakın tutulması, hattâ Garbi Avrupadukl vaziyet müsaade eder etmez Kafbasyaya kara taarruzlarının tevcihi yani bize aynı zamanda kara kuvvetleriyle de yardım yapılması bizzat A-merikan menfaatleri bakımından da hayati kıymeti haizdir.
Sovyetler ikinci şıkkı takip ederler, yani Garbi Avrupaya taarruz etmeden ortadoğuyu ele geçirmek isterler ve hudutlarımıza saldırırlarsa o vakit Bradley’in açıklaması ehemmiyet kesbeder.
Amerika elinde yete/ derecede kara, deniz ve hava kuvveti tutarken bizim çarpışmamıza seyirci kalabilir mi ? Ben gerek Bradley’in yazısına
ve gerekse harbin İcaplarına bakarak Amerikanın tam bir alâkasızlık göstereceğine aslâ ihtimal veremem» Zira ortadoğuya karşı yapılan bu taarruzun boylere ve mevziî olarak durınıyacagı, daha ziyade Avrupa cephesinin cenup kanadını çevirmeye mâtııf bir hareket olduğu Aşikâr bir surette dururken yakındoğiıda Atlantik ve Avrupa cephesine en faydalı hizmeti görecek bir kuvvetin de kendi başına çöküp gitmesine seyirci kalmak harp güdümü bakımından akıllı bir hareket sayılahıaz.
Amerika ve Akdeııizdeki müttefikleri olan Ingiltere, Fransa ve I-talyanııı bize mühim kara kuvvetleri göndermesi beklenemez. Fakat Boğazlara çıkarmayı veya buraları zorlamayı önllyecck deniz kuvvetleriyle yine buralarda ve K a fk asi ardaki iMîtrol sahasına karşı müessir o-lacak hava kuvvetleri hususunda mümkün olan yardımın yapılması bizzat Amerikan müdahalesi bakımından hayatî ehemmiyeti haizdir. Akdenlzde ve umumiyetle Türk limanlarında görülen Amerikan ve müttefik deniz ve bava filolarının alâkasını başka neye hamledebiliriz T
Hulûsa: biz Bradley’in yazısında
beyan edilen fikirleri, Amerikalıların bugünkü politikalarına bakarak askerlik ve harbin İcapları bakımından da tabii bulmaktayız.
Asıl mesele Ahmet Emin Bey üstadımızın da dediği gibi, harp potansiyelimizin büyüklüğünü bilmeden ve bilinmeden İspat ederek Amerika ve Atlantik devletleri müdafaa politikasında değişiklik sağlamaktır. Bu oluncaya kadar da Amerikalıların silâh ve malzeme yardımlarını hızlandırarak her ne pahasına ve hungl İstikametten gelirse gelsin vâki olacak müdafaamızı bize, müttefiklere ve umumiyetle Birleşmiş Milletlere faydalı kılmaktır. Ortaya koyacağımız, izah edeceğimiz esas fikir bunlardır. Yoksa esasen malûm bir politikadan dolayı şu veya bu devlete ve hele bugün İçin sulh ve sükûnun yegâne destekleyicisi A-merlkaya kin, huğuz ve hattâ hiddet hiç bir zaman bahis mevzuu olamaz. Amerika (la ancak hnkkiyle müdafaa edebileceği Cepheleri tutmakta ve bunu yaparken de kendi menfaati bakımından en mühim gördüğünü tercihte haklıdır. Nasıl kİ, biz de müdafaamızda evvelâ bu noktayı ve sonra da dünyanın müşterek müdafaasını düşünmek zorundayız.
1939 senesinde İnglllzlerln yaptığı gibi Folouyaya tam garanti verip sonra İstilâsında en ufak yardımda bulunamamaktan ise, Bradley’in yaptığı gibi nerelerde kati harbi kabul edeceğini ve nerelerde ancak imkân nispetinde ve esas vazifeyi aksatmı-yacak mertebede yardım yapacağını söylemek çok dara doğru ve realist bir hareket olur ve alâkalıları da o yolda tedbir almaya sevkeder.
Sayfa 8
UNESCO Eğitim Müşaviri Ankara Hava Alanında
Atanın ölümü münasebetiyle
Şehirde ve yurtta yapılacak ihtifaller
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Bulgar tehcir kararını tasvip etmedi
Komite, akdi hükümler ne olursa olsun, 250 bin kişinin 3 ay içinde Türkiyeye nakledilmesini istiyen Bulgar iddiasına muhalif olduğunu bildirdi
Bugar notasında verilen mühlet bugün hitam buluyor
Edirnedeki göçmenlerin feci durumu
Her türlü sağlık ve gıda tedbirlerine rağmen soğuğun tesirlerinden endişe ediliyor
Edirne, 9 (Hususi surette giden arkadaşımız Mehmet Ataker bildiriyor ı — Edirne Göçmenevinin muhtemel bir akın vukuunda 10.000 kişiyi barındırabilecek bir hale getirilmesi için civardaki Toprak Ofisine ait binaların, depo binalarının İskân Müdürlüğü emrine verilmesi için tebligat yapılmıştır. Bu binaların tamiri ve kabili iskân hale getirilebilmesi İçin 45.000 liralık tahsisat gönderilmiştir. Alınan son haberlere göre, hâlen Edirnede 1156 sı pasaportsuz olrnak üzere 1278 göçmen mevcuttur Soğuktan penceresiz koğuşlarda iki gündür havaların değişmesi üzerine çok müşkül bir durumda kalan bu göçmenlerin kati vaziyetleri hakkında bugünlerde alınmış yeni bir karar yoktur. Sağlık ve gıda maddeleri iyi olmakla beraber bir kısmının üzerindeki elbiselerinden başka örtecek eşyaları olmadığından soğuktan titremektedirler.
îskân İdaresinin elinde battaniye olmadığından, Kızılay da bu hususta yardımda bulunmadığından bu göçmenlerin durumu çok fecîdir.
Sağlık Bakanlığının hâlen Edirnede bulunan temsilcisi Doktor Ferit Gür san tarafından her türlü sağlık tertibatı iyi bir şekilde alınmışsa da Boğuklar karşısında hastalık nispetinin artmasından korkulmaktadır.
Bazı Bakanlıkların lağvı isteniyor
Ankara, 9 (T.H.A.) — Meclis Başkanlığına verilmiş olan bir sözlü soruda tasarruf endişesiyle bHZi Bakanlıkların lâğvedilmesi istenmektedir. Soru sahibi Ordu milletvekillerinden Fevzi Boztcpedir. Fevzi Boztepe hâlen mevcut Bakanlıklar sayısının fazLa olduğunu ileri sürmekte ve Devlet Bakanlıkları He Çalışma. İşletmeler ve Tekel Bakanlıklarının lâğvı hususunda ne düşündüğünü Başbakandan sormaktadır.
Soru sahibine göre İşletmeler Bakanlığı vazifelerinin Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına devri, Çalışma Bakanlığındaki işlerin de bir müsteşarlıkla veya bir umum müdürlük ta rafından görülmesi mümkündür.
Eczahone açmak isteyenlerin müracaatları kabul ediliyor
Ankara, 9 (A.A.) — Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından*
Evvelce ajans ve gazetelerle hliğ edilmiş olan ve eczane açmak İçin yapılacak müracaatların kabul edil-miyeceği belirtilen tebliğ hükmü kaldırılmıştır.
Yunanis t anın bir teklifi
İzmir, 9 (Hususî muhabirimiz bildiriyor! — Yunan Hükümeti, Ege sahillerimizdeki Yunan Adaları halkının yakın sahillerimize pasaportsuz seyahat etmesi ve buna karşılık olarak yakın sahillerden bu Yunan Adalarına turist olarak gitmek, azamî 3 gtln kalmak istiven Türk halkının pasaportsuz seyahat etmelerini teminen Hükümetimize bir teklifte bulunduğu söylenmektedir.
Yeni Yunan Başbakanı, bu kadar yakın komşuluk eden iki memleket halkının daha çok seyahat etmekle iki memleketin yakında Atlnayı ziyaret eden Sakız Valisine söylemiştir. Bu konu İzmirde büyük ilgi ile karşılanmıştır.
Cumhurbaşkanımız, yeni Danimarka Elçisini kabul etti
Ankara, 9 (A.A.) — Cumhur». kanı bugün saat 16.30 da itimatnamesini takdime gelen yeni Danimarka Elçisi Mösyö Paul Hoffmcyer’i Çankayada mûtat merasim ile kabul buyurmuşlardır. Bu kabul esnasında Dışişleri Bakanlığı Umumî Kâtibi Büyükelçi Faik Zihni Akdur hazır bulunmuştur.
Büyük Atatürk’ün ebediyete İntikalinin on ikinci yıldönümü bürün bütün yurdda ve şehrimizde yapılacak olan ihtifallerle anılacaktır. Türk Milleti aziz Atasının manevî huzurunda bir defa daha tâzlmle eğilecektir.
Bu münasebetle, bu sabah saat 9 da bütün okullarda bayraklar ve çiçeklerle süslenmiş olnn Atatürk büstü veya fotoğrafı önünde toplanılacak, saat tam 9 ıı 5 geçe İhtiraın duruşunda bulunulacaktır. Bilâhare öğretmenler ve öğrenciler tarafından Büyük Kurtarıcının şahsiyet ve hizmetlerini tebarüz ettiren nutuklar verilecektir.
VİLÂYETLERDE
Bugün bütün vilâyetlerim İzde saat 9 da birer toplantı tertip edilecektir. Bu toplantılar, vilâyet adına şehrin meydanında vcyıı en büyiik salonunda yapılacaktır. İhtiram duruşu ve hitabeleri müteakip Atatürk Anıtlarına çelenkler konacaktır.
ANKARADA
Devlet nirrkerlmlr.de yapılacak tören hakkında Ankara Vilayeti bir tebliğ neşretmlştir. Bu tebliğe göre, anına töreni şu şeklide yapılacaktır:
1 — t0 kasım 1950 cuma günü Atatürk’ün ölümünün 12 nel vıldönii-jnji münasebetiyle Ankara t nlversl-trsl Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi konferans salonunda anma töreni yapılacaktır.
2 — Anma töreni ölüm saatine rast-lıyan 9.05 te başlıyacagından saat 9a kadar, törene İştirak edeceklerin yerlerini almış olmaları lâzımdır.
3 — Salonun hazırlanması Dil ve Tarlh-Cogmfya Fakültesi Dekanlığı İle Vilâyet Milli Eğitim Müdürlüğünce müştereken temin edilecektir.
4 — Atatürk'ün fâni hayata gözlerini yumduğu 9.05 te ihtiram duruşu ile törene başlanacaktır.
• 4
D. P. İzmir Bölge Müfettişinin yapacağı toplantıya ehemmiyet veriliyor
İzmir, 9 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — D.P. İzmir Müfettişi Dok. tor Nazif Şerif Nabel pazartesi akşamı Ankara Palas salonlarında bir toplantı tertip etmiştir. Bu toplantıda D.P. teşkilâtına hitap edecek o-ian Müfettiş iktidara geçtikten sonra D.P. nln 5 aylık olayların ışığı altında parti teşkilâtının nasıl çalışması gerektiğini anlatacak ve bir iktidar partisinin millete faydalı ol-mak yolunda aldığı kararları anlatacaktır. Başbakan Adnan Menderesin parti teşkilâtının Hükümet çalışmalarını takviye eder olmasını istediği izmirde te ve bu toplantıya önem d ir.
m&hiyette söylenmok-verilmekte-
İstanbul
İstanbul Vali Muavini değişiyor
Ankara. 9 (ANKA)
Vali Muavini Nazım Arda İzmir Va-
li Muavinliğine, Denizli Vali Muavini Mazlum Yegül de İstanbul Vali MuavlnLiğine nakledilmiştir.
çalacağı istiklâl
hûyat ve eserleri Tarliı-Coğrafya Fa-
5 — Bandonun Marşından sonra:
a) Atatürk’ün hakkında Dil ve kültesi profesörlerinden Necati Akter
tarafından bir konuşma yapılacaktır.
b) Konuşmayı müteakip bir heyet tarafından Atatürkün Muvakkat Kabrine 11 adına bir çelenk konacaktır.
6 — Resmi daireler de bayraklar yarıya İndirilmek suretiyle bu matem gününe katılacaklardır.
7 — Sinema, tiyatro ve çalgılı yerlerle sair eğlence yerlerinin bugün İçin faaliyette İHilıınmamaları İni matemin çok yerinde hlr İfadesi olacaktır.
ŞEHRİMİZDE
Resmi dairelerde sabahtan İtibaren bayraklar yarıya İndirilecektir. Sinema, tiyatro ve diğer eğlence matem dolayısiyİe faaliyette mayncaklnrdır.
Bugün şehrimizdeki resmi üniversite Konferans Salonunda yapılacaktır. Bu topluntıyu ayııı /amanda İstanbul Vilâyeti İle Demokrat Parti İştirak edeceklerdir. İhtiram duruşunu ve hitabeleri müteakip Saraybur-nuna gidilerek, âbideye hlr çelenk konacaktır. C. H. P. de şehrimizdeki bütün halkevlerinde tertiplediği birer törenle Atatürkii anınnyn geniş ölçüde İştirak edecektir. Ayrıca M. T. Talebe Birliği saat 15.30 da Atlas Sinemasında, üniversite Talebe Birliği do Marmara Lokalinde birer İhtlfâl hazırlamışlardır.
Yas günü münasebetiyle bugün İstanbul Radyosunda öğle haberlerini müteakip Milli Talebe Federasyonu a-dına Atanın bayatı hakkında bir konuşma yapılacak ve bundan sonra radyo neşriyatı tatil edilecektir.
Akşnııı saat 19 da haberlerin okunmasını müteakip Ankara Radyosu İIp birlikte Atatürkün nutukları plâkla kendi sesinden d İnletilecek tir.
yerleri bulun-
toplantı
Ankara,
İthal listesinde unutulan maddeler
9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Tfcaret Bakanlığında
bugün ilk toplanusını yapan bir heyet bir müddet Önce yayınlanan İthal listelerini tetkik etmekte ve bu liste-unutulan bazı kararname He müsaade ver-Heyet aynı za-
lere ithal edilmesi maddelerin yem bir yurda sokulmalarına meye çalışmaktadır,
manda ithal listelerinde yer almış o-lup da istenen listede bulunmıyan maddeleri, şikâyetler gözönünde bulundurularak tetkik etmekle ve bazı maddelerin gruplarını değiştirmeye çalışmaktadır.
Ankara, 9 (A.A.) — Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 4 kasım 1950 de Romada yaptığı 6 ncı oturumda tasdik edilen ve Bıılgaristan-daki Türk azınlığından 250.000 kişinin Türk toprağına nakline alt olan karar sureti metni aşağıdadır:
Türk Dışişleri Bakanını dinleyip Türk ve Bulgar Hükümetleri arasında teati edilen notalardan malûmat-tar olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, yetkisine dahil olmayan her türlü hukukî mülâhazaları bir tarafa bırakarak, iki memleket arasında İhtilâf mevzuu olan v© kendi kanaatin-ce karşılıklı bir anlaşma veyahut İ-cabında bir hakem karariyle en doğru bir şekilde hallini mümkün gördlİ-akdi hükümler ne olursa olsun, 250.000 kişinin 3 ay zarfında Türk toprağına naklini icbar eden Bulgaristan ın Heri sürdüğü iddiaya muhaliftir. Bahusus ki bu vaka diğer bazı hükümetler tarafından tatbik e-dilen ve insanlık bakımından uyandırdığı fecî akislerden başka Avru-padakl hür memleketlerin ekonomik hayatında sefalet ve huzursuzluk doğurmaya çalışan siyasete dahildir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, bu halkın menfaatine olarak, onların yuvalarından tehciri için Bulgaristan tarafından hiçbir tedbir alınmaması ve muhaceret her iki memleket arasında âdilâne bir hal çaresine mevzu teşkil etmeden önce mallarının tasfiye edilmemesi lâzım geldiği kanaatindedir.
Bulgar notasında verilen mühlet bitti
Ankara 9 (ANKA) — Bulgaristan-daki ırkdaşlarımızdan 250.000 inin Türkiyeye tehciri için Bulgar Hükümeti tarafından verilen ilk notanın müddeti yarın sona ermektedir.
Üç ay evvel verilmiş olan bu nota tarafımızdan cevaplandırılmış, bir sürgünden farksız olan bu teşebbüsün beynelmilel kaidelere aykırı olduğu, ırkdaşlarımızın Türkiyeye kabulü için makul hadler dahilinde bir anlaşmaya varılabileceği beyan edilmişti.
Bulgari ar bu talebimize yanaşmamışlar, yeni notalar göndermekle beraber, hududumuzdan içeri vizesiz şahıslar ve çingeneler göndermek yolunu tutmuşlardı. Bu vaziyet karşısında. hükümetimiz de hududu kapamak mecburiyetinde kalmıştı.
Yarın Bulgar notasındaki mühlet sona erdiği, hududun henüz kapalı bulunduğu ve bir anlaşmaya varılmadığı İçin Bulgar sınırından yeni tahrikler gelmesi ihtimali gözönünde bulundurularak gereken bütün tedbirler alınmıştır. Gerek Edirne Valiliği, gerek askeri makamlar bu hususta müteyakkız bulunmaktadırlar. Anka-raya gelen haberlere nazaran, hudııt boyunda herhangi bir hâdisenin çıkacağını belirten bir işaret şimdilik mevcut değildir. Buna rağmen resmî çevreler hazırlıklı bulunmaktadırlar.
Hâlen Bulgaristandan memleketimize elli bine yakın göçmen gelmiştir. Geriye kalan iki yüz bin kişiden bir kısmı da Bulgarlar tarafından Sivilingratta toplanmıştır. Diğer ırk-daşlarımız da şimale. Rumen sınırın-
daki kamplara sevkedllmektedir.
Diğer taraftan vizesiz göçmenlerle çlngelcnerln şevkinde kullanılan yüz küsur vagon Bulgarlara iade edilmemiştir, Ve tahrikler devam ettiği müddetçe de iade edilmlyeceği anlaşılmaktadır. Gelecek göçmenler İçin
Devlet Bakanlığında kurulmuş olan Merkezî İskân Komisyonu çalışmalarını bitirmiş ve hazırladığı raporu Başbakanlığa göndermiştir. Raporda, İskân mıntakalan, göçmenlerin müstahsil hale getirilmesi ve iskân şekilleri tesbit edilmiş bulunmaktadır.
Kore'de Müttefiklerin
büyük hava hücumu
1000 uçak, dün Kuzeyde Kızılları muhtelif cephelerde bombaladı
Tokyo, 9 (YÎRS) — Bugün 1000 u-çaktan müteşekkil müttefik filoları Korede muhtelif yerleri şiddetle bombalamışlardır. Bu filolardan biri, Ko-re-Mançur^a hududu arasındaki Yalu Nehri üstünde bulunan, milletlerarası köprülerden üçünü tahrip etmişlerdir. Köprüler, Mançuryadan Koreye aake-rî birlikler ve mühimmat geçerken bombalanmıştır. Diğer bir kısım u-çaklar ise Kuzey Kore başşehri Sl-nulju’yu bombalamışlardır. Kuzeydoğu Koredeki büyük şehirlerden Song-7-İn’e bugün 10.000 yangın bombası a-
New-York’ta
telefoncular
greve başladı
NeW-York, 9 A.A. (United Press» —Ücretlerinin arttırılmasını Isteyon 33.000 kadar telefon tesisatı bakım işçisi bugün saat altıdan İtibaren greve başlamıştır. Bu grev ayrıca 300.000 telefon memur ve işçisinin de çalışmalarına engel olacaktır, işçilerin mensup olduğu sendika He MWestem Electric Co.„ ve Federal Temsilciler arasında bütün gece ücret ve mukaveleler hususunda cereyan eden müzakereler semeresiz kalmıştır. Sendika mensuplan bu grevin “Bell" kumpanyasına mensup 500.000 işçiyi de atıl bırakacağını tahmin ettiklerini bildirmişlerdir. Bu takdirde telefon mükâlemeleri memleketin her tarafında kesilecektir.
Tifo da Birleşmiş Milletler emrine kuvvet gönderiyor
tılmıştır. Müttefiklerin Korede giriş tikleri bu muazzam hava hücumları İkinci Cihan Harbinde Almanyaya yapılan hava akmiarına benzemektedir. Kuzeylilerin Çlnden aldıkları yardımın bu şeklide önlenebileceği tahmin edilmektedir. Bu akınlar esnasında son sistem Rus tepkili ve avcı u-çaklarlyle yapılan karşılaşmada Rus uçaklarından biri düşmüş, bir diğeri de yaralanmıştır.
Tokyo, 9 (YÎRS) — Üç gündür Kuzeybatı Kore cephesinde komünist Çin ve Kuzey Koreliler plânlı bir şekilde ricat etmeye devam etmektedirler. Kızılların kuvvetlerini Kuzeydoğu . Kora cephesine aktarmaya çalıştıkları zannedilmektedir. Bu, İkinci kızıl taarruzunun Doğu Korede olacağına delâlet etmektedir. Şongşon Nehri kesiminde 24 üncü tümen 6 mil mesafeye kadar öncüler göndermişse de düşmana rastlamamıştır. Bu cephenin doğu kesimindeki Ingiliz kuvvetleri Pakşon üstüne öncüler göndermiş ve bunlar da düşmanla muhasematta bulunmamışlardır.
Kuzeydoğu Kore cephesinde ikinci Güney Kore kolordusuna mensup bir» İlkler Toşon’a girerek şehri işgal etmişlerdir. Aynı cephedeki yedinci tümene mensup birlikler de Vonni kasabasına kadar gelmişlerdir.
Merkez kesiminde ikinci Amerikan tümeni ileri hatlarına öncüler göndermişse de düşmanla hiç bir çarpışma olmamıştır.
Mac Arthur'ün karargâhındaki askeri sözcü. Korede çarpışmakta olan komünist Çinlilerin 60.000 kişi olarak tahmin edildiklerini, buna Mançurya hududunda bulunan 50 tümenin yani 500.000 kızıl askerinin de ilâve edilebileceğini açıklamıştır. Buna mukabil Korede bulunan Birleşmiş Milletler Ordusu 200.000 kişilik 7 Amerikan. 6 Güney Kore tümeniyle diğer milletlere mensup küçük birliklerden İbarettir. Bu arada Ingiliz. Türk, Filipin ve Portoriko kuvvetleri sayılabilir. Sözcü: düşmanı sıkı bir hava baskısı altında tuttuklarını, kuzeye giden bütün yolların uçakların kontrolü altında olduğunu bildirmiştir.
Washington, 9 (YÎRS) — Savunma Bakanlığından bildirildiğine göre, Ko-redeki Amerikan zayiatı geçen cuma gününe kadar 28.235 kişidir.
pek yakında silâhlı bir birliği vereceğini
New-York Times mu-
İsveç Kıralı, büyük bir merasimle gömüldü
31 Aralık 1950de
Bayar, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti mümessillerini kabul etti
Ankara, 9 (A.A.) — Şehrimizde bulunan İstanbul Gazeteciler Cemiyeti mümessilleri, Burhan Felek, Bediî Faik, Şevket Rado, Hayrl Al-par ve Kemal Onan Cumhurbaşkanı Celâl Bayan ziyaret ederek Devlet Başkanının son senelik nutuklarında matbuat müntesiplerinin istikballerinin emniyet altına alınacağına dair yaptığı valilere teşekkür etmişlerdir.
Cumhurbaşkanı bu vesile İle gazeteciler heyetine tekrar eski haline getirilen Atatürkün hususî apartmanını bizzat gezdirmiş ve Atanın hastalığına ait bazı hatıralarını nakletmiştik
Bursa Belediye fen heyetinde bir suiistimal meydana çıkarıldı
Bursa, 9 (Hususi muhabirimiz bil-Hriyor) — Valiliğe yapılan bir ihbar ızcrine Belediye Fen heyetinde bir ’olsuzluğun tahkikatına başlanmışın Fen heyetinde çalışan Abdürrnz-:ak Göktürk adında ücretli bir memur tarafından Fen heyeti muvakkat amele bordrolarında bazı yolsuzluklar yapıldığı ve istihkak raporlarında amele yevmiye miktarları fazla gösterildiği ve bu suretle muhasebeden para çekildiği ihbar edilmiştir
Suiistimal hâdisesine el koyan müfettiş tahkikata devam etmektedir. Mühimce miktara baliğ olduğu anlaşılan bu yolsuzluğun failleri tahkikat neticelenmediğinden isimleri henüz açıklanmamaktadır.
Birleşmiş Milletlere verilen salâhiyet
Lake Success, 9 (YİRS) — Birleşmiş Milletler Siyasî Komitesi bugün bir harp vukuunda derhal vaziyete müdahale ederek, müstevlinin kuvvetlerini 24 saat içinde geri çekmesini emretme salâhiyetini Birleşmiş Milletlere tanıyan bir takriri kabul etmiştir. Yugoslavyanın siyasi komiteye getirdiği bu teklifle, üçüncü dünya harbinin önlenebileceği tahmin edilmektedir. Takrir müzakere e-dildikten sonra reye konmuş ve 51 lehte, 5 aleyhte ve 2 müstenkif oyla kabul edilmiştir. Rusya ve peykleri bu takririn kabul edilmemesini iste, mîşlcrdlr.
r
k

Komünist Çin delegasyonunun Amerikaya girmesine izin verildi
VVashingtorı. 9 (YÎRS) — Devlet Bakanlığı, Birleşmiş Milletler toplantılarında Formoza meselesinden dolayı Amerlkayı İtham edecek olan komünist Çin delegelerinin Amerika-ya girmelerine izin verildiğini açıklamıştır. Bilindiği üzere, komünistlerin Amerikaya girmelerine İçin verilmemektedir. Bu hususla ilgili olarak Amerikan Hükümeti Prag’daki elçisine, müracaat edecek olan komünist Çin delegelerine vize vermesini bildirmiştir. Amerikaya gelecek o-lan Çin delegasyonunun 8 kişiden mü. teşekkil olacağı tahmin edilmektedir Aynı delegelerin, Kore meselesinden dolayı Çine yapılan ithamları da cevaplandıracakları tahmin edilmektedir.
*
90 kupon, size belki bir istikbal hazırlayabilir
Gıı/.eteniİzin fntişarlyle beraber başlamış olduğumuz tahsil kur’ası kuponları 31 aralık 1950 de nihayet bulacaktır.
Bu kıır'ndn kazanacak bir o-kuyucumuz 3 nene Avrupada, diğer bir okuyucumuz 3 sene Türkij’ede tahnll yapmak İmkânını ekle edecektir. Ayrıca 9 o-kuyııcıımu/a kıymetli saatler hediye edilecektir.
Kur'amızdu birinciliği kazanan 1 kişi Avrııpnda 3 senelik (nliMİl masrafı olan
AYRICA :
3
altın saat
dokur, de-
.000
gazetemiz tarafından ödenmek Üzere yabancı memlekette okumak imkânını elde edecektir. Okuyucumuz tahsil çağımla olmadığı veya tahsile gitmek ls-tcnıcdlği takdirde bu miktar % 20 noksnnlylr defaten kendisine tediye edilecektir.
Kıır'anıızda ikinciliği kazanan okuyurunııı/ıın Türklycde 3 sene tahsil yapmak üzere gazetemiz tarafından Ödenecek
5.000 liraya
luıkkı olacaktır. Yukarıda olduğu gibi, tahsil Istomlyonlero bıı meblâğ dn defaten yüzde yirmi noksanlyle ÖdeiK’cektlr.
3 gümüş saat 3 ç e I i k saat
Bu kur'amızda diğer
rrceyl kazanacak olanlara sıra-siyle 0 kıymetli saatten birini hediye edeceğiz. Birinci nalılfe-nlıı sol ütt köşesindeki kupon size hlr IMIkhal hazırlıyahlllr. Hor gün İki makas dorhcslyle hlr kenara koyacağınız 90 kupon, size bir şans getirebilir
Bu kuponlar numarasızdır, 90 tanesini getiren okuyucumuz, bir kur'a numarasına hak kazanır. Ayrıca, aylık abone karnelerimizin her kapağı da 30 kupon değerindedir. Kuponların neşri 31 aralık 1050 dr nihayet bulacaktır. 90 kuponunu şimdiden hazırlamış olanların kur’a numaraları matbaamızda değiştirilmektedir. Mektupla gimderl-len kııpon zarflarının ÜNtiinc (Tahsil Kuponu) kaydını İlâve ediniz.
Belgrat, 9 A.A. (United Press) — ben, mütecavizlere karşı kullanılmak Mareşal Ti t o bugün milletine hita-üzere Yugoslavyanın Birleşmiş Milletler emrine kuvvetlerden bildirmiştir.
3 gün evvel
habiri Sulc Berger’e verilen bu beyanatın metnini bütün gazeteler neşre tmişlerdir.
Tito beyanatında şunlan bildirmektedir:
“1 — Çin mütecaviz olarak ilân e-dildiği vakit Yugoslavya, Birleşmiş Milletlerin bu hususta alacağı her hangi bir karara iltihak edecektir.
2 — Yugoslavya Birleşmiş Milletlere bir silâhlı kuvvet göndermeyi kabul edecektir.
3 — istiklâli tehdide uğradığı vakit Birleşik Amerika da dahil hangi bir memleketten İçin bu iyi bir fırsat başkalarının sözlerini ka'le almıyacaktır.
4 — Yugoslavya şimdi “bazılarının tasvir ettiği gibi Marshall Plânının yıkıcı olduğuna inanmamaktadır.
5 — Macar. Bulgar ve Rumen orduları daimî surette kuvvetlendir!-lirken “durum henüz tehlikeli olmamakla beraber çok yakın bir gelecekte kötüleşebilir.,,
Titonun beyanatının neşrine dair Yugoslav Komünist Partisinin verdiği karara müşahitler büyük bir e-hemmiyet atfetmektedirler.
her silâh almak teşkil ederse Yugoslavya
Hindistan, Komünist Çin’i itham ediyor
Başbakan yardımcısı, bir tecavüze maruz kalırlarsa buna kuvvetle mukabele edeceklerini söyledi
- Hindis-Vallabası ko-ve düve
Yeni Delhi, 9 (YÎRS) tan Başbakan Yardımcısı Patel. bugün bir demeç vererek münist Çinlilerin askerî kuvvet kudretlerinden ötürü sarhoş bir rumda bulunduklarını söylemiş
sulhperver düşüncelerle hareket etmediklerini İleri sürmüştür. Patel, Hindistanın her hangi bir tehlikeyi cesaretle karşılıyacağını ve bir tecavüze maruz kalırsa buna kuvvetle mukabele edeceğini bildirmiştir.
Merasime, Norveç ve Danimarka Kırallariyle, Fin Cumhurbaşkanı da İştirak ettibı
Stockholm, 9 (YİRS) — İsveç Kıra lı müteveffa Gustav V., bugün kı-rallann, elçilerin ve milletinin göl yaşları arasında karısının yanına gömülmüştür. Cenaze merasimine Norveç Kıralı Haakon. Danimarka Kıralı Fredrik ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Zuho Paasikivi de iştirak etmiştir.
Güney Çinde huzursuzluk
ve ayaklanma
Komünist Çin kuvvetleri Kuzeye doğru nakil ve Svrtaosv’dan kadın ve çocuklar tahliye ediliyor
Hongkong. 9 A.A. (United Pres») — Milliyetçi kaynakların Çin’den aldıktan haberlere göre, komünist Çin kuvvetleri kuzeye doğru nakledilmektedir. Aynı kasmaklar güney Çin’de de büyük bir huzursuzluk, hattâ aşikâr bir ayaklanma belirtisi olduğunu ilâve etmektedirler. Burada yayınlanan "Overseas Daily News" gazetesinin Şanghay’dan aldığı bir haberde bildirildiğine Nankln İle Şanghay arasında yapan bütün yolcu trenleri 28 He 5 kasım tarihleri arasında trenlerine yol vermek için bir durdurulmuştur.
Formoza Boğazının kıyısında bulunan S\vtaow‘dan alınan haberlerde ise Milliyetçilerin muhtemel bir hücumuna karşı koymak için komünistlerin müdafaa hazırlıklarına süratle devam ettikleri, bu arada bütün kadın ve çocukların şehri terketme-lerinl istedikleri bildirilmektedir.
göre, sefer ekim ask*r hafta
z
I

• •
6ayfa 4
Y E N t İSTANBUL
10 Kasım 1900
GÜNÜN EKONOMİK HAREKETLERİ
Dünyada buğday vaziyeti ve Beynelmilel
Wash ngton Anlaşması
Yazan: Ekrem Z. APAYDIN
MÎLLETLERİN refah İçinde ya«a> yabllmclerl kin cn başta gelen gıda maddesi hiç şüpheniz buğdaydır. Bu bakımdan buğday, dünya ekonomisinin belkemiğini teşkil eder. Hayati bir ehemmiyeti haiz olan l»u malam piyasasını Ayarlamak ve bir nisama bağlamak İçin senelerden ’ -ri uğraşılmaktadır, 1933 ten beri yapılan teşabbüslerln maalesef hiç biri netice vermemişti. Nihayet 23 mart 1940 dn Washlngton*da beynelmilel bir anlaşmaya varılabilmiştir.
Washlngton Beynelmilel Buğday Anlaşınıuvına 42 devlet İştirak etmiştir. Anlaşma mucibince bu devletler İki kısma ayrılmıştır. BomI İhracatçı, diğer 37 M İse müstehlik devletlerdir.
Müstehlik devletlerden her biri, İhracatçı memleketlerden her sene, Azami bir tlvatla, muayyen bir miktar, buğday sat.ııı almayı taahhüt etmiştir. Buna mukabil İhracatçı devletler de. her hâl ve kArdıv. müstehlik memleketlere, teshil edilmiş kontenjanlar miktarındaki buğdayı. âzami fiyatın üserine çıkmadan, Katacaklarını rar an ti etmişlerdir.
1953 senesine kadar nıcr’l kalacak olan bu anlaşma gereğince tıesblt e-dllen asgari ve Azami fbatlar 1.20 ile 1.80 Kanada dolandır. Bes İhracatçı memleketin, vaziyet ne ulursa olsun, mutlaka satmayı deruhte etmiş okluğu kontenjan miktarı yekûnu İse 18 milyon tondur.
UashiıiKton Anlaşmasına dahil o-lan ihracatçı devletlerin başında Birleşik Amerika gelir. 1949/50 rekoltesinde 31 milyon ton buğday istihsal etmiştir. Bunun 15 milyon tonu dahili fstihlAklne kâfidir. Geri kalan 16 milyon tonu, hurice dolar mukabilinde satmaya çalışmaktadır. Halbuki anlaşma mucibince Amerikanın mecburi İhraç kontenjanı yalnız 5 milyon tondur.
Kanada senede vasat! olarak 10 milyon ton buğday elde eder. Buna mukabil ihraç kontenjanı 6 milyon ton olarak tcsblt edilmiştir.
* Fransa eskiden buğday İhraç etmezdi; fakat şimdi, vaaatl senede 8 milyon ton istihsal ettiği nazarı itibara alınarak, ihracatçı memleketler meyanına girmiş bulunmaktadır. Dahili istihlâki fazla okluğundan Fran-sanın mecburi İhraç kota*ı ancak doksan bin ton olarak kararlaştırılmıştır. Fakat nıühlm olmayan bu miktara, en büyük alıcı olan Ingiltere. İtalya ve Almanyanııı mesafe bakımından yakın bulunmam hasebiyle, çok ehemmiyet verilmektedir.
Avustralya 1949/50 rekoltesinde 6 milyon ton buğday Istihaal etmiştir. Anlaşma mucibince bunun t milyon tonunu ihraç etmeyi taahhüt etmiştir.
1'rugruay, Washlngton müzakerelerine ihracatçı devlet olarak katılmış fakat bilâhare hükümeti bu anlaşmayı tasdik etmediğinden dolayı anlaşma haricinde kalmıştır.
Dünyada buğday istihsal eden memleketlerin başında gelenlerden biri o-lan Arjantin. Uaahlngton anlaşnıast-na, teshil edilen asgarî ve Azami fiyatları uygun bulmadığı için, katılmamıştır.
Sovyet Rusyanın vaziyetine gelin -o®; tahmin edileceği veçhile Konya, a-razisinln genişliği ve muayyen mın-takalarının iklim şartları dolayiMİyle* buğday yetiştirmeye en elverişli memleketlerden birisidir. Fakat Sovyet rejimi altında bu memlekette ne kadıır buğday istihsal edildiği kati olarak bilinmediği gibi. Sovyet menşeli istatistiklere dr İnanmak güçtür. Maamafih Rusyıuıın senede 15 milyon ton civarında buğday istilmal etmesi lâzım geldiği furzolunahillr.
Sovyet Rusya, IVaHhingloıı /Anlaşmasına dahil olmamıştır. Buna da sebep, Rusyanın 7.5 milyon ton ihraç kotası talep etmesine mukabil kendisine 5 milyon ton tahsis edilebileceğinin blIdirUmral Üzerine, küsüp ay-r ılıııasıdır.
Yukarıdaki izahattan da anlaşılacağı veçhile tVaahİnglon Anlaşmalının eksik tarafı, dünyada mevcut yedi büyük İhracatçı memleketten yalnız dördünü İçine almış olmasıdır. Diğer taraftan anlaşma İle teablt edlleo kontenjanlar, dünya İstihlakinin ya-rmına dahi tekabül etmemektedir.
Maamafih bu anlaşmanın hakiki gayesi, dünya buğday plyaaaaım kati nizamlara bağlamaktan ziyade, alâkadar devhJl.Tc, miktar ve fiyat ü-zerinden teminat sağlayarak, kıtlık devrelerinde açlığı önlemek, bolluk devrelerinde de çiftçiyi İflâstan kurtarmaktır. Bu bakımlardan alınan netice memnunluk verici telâkki edilmek lâzım gelir.
Anlaşma ilk aylarda İyi İşlemiştir. Fakat gün geçtikçe bazı mahzurlar kendini göstermiş ve faaliyet t avlamıştır. Şimdiye kadar, kendilerine ayrılmış olan kotaların tamamını mubayaa etmiş olanlar yalnız Holânda, Hindistan ve bazı merkezi Amerika hükümetleridir. Diğer devletler taahhüt etmiş oldukları miktarları satın almakta İstical göstermemektedirler. Bunun başlıca seb(?bi dolar kıtlığıdır. Bundan dolayı bir çok memleketler, hemen komşu bulundukları yerlerden buğday alacaklarına, sırf tediyesinde dolar talep edilmediği İçin, denlzlera-şırı memleketlerdcn buğday UhalJ zorunda kalnıukfudırlar.
M'ashlnglon Anlaşmasının önümüzdeki devrede nasıl işleyeceğini kestirmek güçtür. Zira rekoltenin ne olacağım şimdiden bilmek İmkânsızdır. Gelen haberlere göre Kanadada mahsul sular altında kalmıştır. Birleşik Amerika htllısalâtının ise geçen ne-nekinden fazla olabileceğini tahmin glh îhr.
Netice İtibariyle açıkça belli olan cihet şudur ki. buğday piyasanı öyle kolay kolay nlzamlandırılahllecek bir piyasa değildir. Bu pazar, yalnız siyasi cereyanlara değil aynı zamanda, bir seneden diğerine farklı, tabii şartların tesirlerine (le bağlı kalmaktadır.
Memleketimiz bakımından bizee şimdilik mühim olan. Mars hal i Yardımından faydalanarak başlamış olduğumuz zirai kalkınmadan, bir iki seneye varmadan iyi netice alarak İhtiyacımız) bol bol karşılamamız ve hattâ bazı iyi •ee-M,vde İhracat yapabilecek durumu gelmemiz temennisidir.
Yakındoğu ve Avrupa arasında
deniz nakliyatı
Si ısa Haberler
taveç dolar Ihramu arttırıyor
Pamuk fiyatları, manifatura
vermemeyi kararlaştırdılar
Yakın-
Parlste imzalanan anlaşmada Almanya ve Avrupanın diğer memleketlerine ait gemi nakliyat şirketleri Türkiye vapurlarının Avrupa seferi işine zarar
Hamburg. 9 (Huşun!)
şark memleketlerinden deniz yoliyle eşya nakliyatı hususunda İki sene-denberl devam edip gelen lhtllâflı vaziyet. Parlste yapılan bir anlaşma İle 1955 senesi ağustosuna kadar geçecek müddet için halledilmiştir. Avrupa kıtası ile Yakınşark memleketleri arasında deniz nakliyatı hakkınd&kl bu Yakınşark - Avrupa kıtası Konferansı Svenska Orlent Linlo ve Komlnkiljke Neder-landsho Stoambot MııJ idaresinde bir çok Ingiliz. İskandinavyalI. Belçikalı, Yunan ve PolonyalI vapur şirketlerini alâkadar etmekte idi.
Yakınşark Konferansında ikinci tarafı teşkil eden Alman denliclUk şirketleri d© bir kaç grup halinde birleşmişlerdi. Bu iki kısım arasında yapılan anlaşmaya göre şimdi Yakınşark memleketlerinden Avrupa kıtasına ve bilhnssa Batı Almanya limanlarına yapılacak nakliyat bütün şirketlerin menfaatlerini göze, tccek şekilde tesblt edilmiştir.
Parlste toplanan konferansta gö-rüşülen esas mevzu Almanyaııın Ya. kınşark memleketlerinden ithal edeceği malları hangi vapurların taşıyacağı meselesi îdi.
İkinci Dünya Harbinden Önce bu tşl Alman vapurları yapmakta İdi. Harbin devamınca başka şirketlere geçen nakliyat İşi 1945 te tamamen Alman vapur şirketlerinin elinden çıkmış bulunuyordu.
Alman gemilerinin işini üzerine a-!an İlk şirketlerin vapurları Hamburg ve Bremene uğramıyorlardı. Yalnız Transnıarin llef Alman limanlarına muntazaman ıığnyarak memleketin dış ticaretine hizmet ediyorlardı.
Bundan iki sene önce Alman vapurlarının Akdenlzde işlemelerine yeniden müsaade edilince Alman vapur kumpanyaları Yakınşark İle memleketlerinin irtibatını derhal tesis etmişlerdi. Alman kumpanyalarının maksatları bütün alâkadar dev. letlere zarar vermeden harpten önceki vaziyetlerine ulaşmaktı.
Yakınşarkla Avrupa sahilleri arasındaki deniz nakliyatında, Alman gemilerinin tekrar faaliyete geçmelerinden zarara uğraması mevzuu bahsolan başlıca devlet Türklyedlr. Almanya TürkJycnln Akdenizdc nakliyat hususundaki çalışmalarını yakından takip etmekte ve çok memnun olmaktadır. Türk vapurlarının bu seferlerini Batı Avrupanın Güney sahillerine doğru genişletmesini de Almanlar çok arzu etmektedirler.
Alman vapurculuk şirketlerinin 1945 tenberl Batı Almanya sahilleri ile Yakındoğu memleketleri arasında işlemekte olan şirketlerle, bu defa anlaşma ya varması İşi pek kolay olmadı. Almnn şirketleri ikiseneden beri bu işle uğraştılar ve bu müddet içinde yaptıkları nakliyatta emniyet bulamadılar.
Anlaşma, bu nakliyatla alâkalı devletlerin ihracat ve İthalâtçıları l-çln de memnuniyet verici bir hâdisedir. Çünkü Avrupa Umanları ile Yakınşark memleketleri arasında yapılacak nakliyat bundan sonra İntizama girmiş olacaktır.
Yakınşark memleketlerinin Al-manyaya satışları ekseriya fob esası üzerine olduğu için maJm nakli Alman İthalâtçısına alt bir IştJr.
Yapılan bu anlaşma 1955 e kadar muteber ohıp yenisi İçin İki taraf da serbestlsinl muhafaza edeceklerdir.
Anlaşmayı İmzalayan taraflar, son senelerde Akdeniz memleketleri arasında çalışmağa başlamış olan, Türkiye, Mısır vosalr Yakınşark devletlerinin menfaatlerine halel getirmemeği kabul etmişlerdir. Batı Almanya bilhassa Hamburga Türk vapurlarının seferlerine devam ötmelerini çok arzu etmektedir. Ya-kınşarlc Konferansına İştirak eden devletler Yakınşark memleketlerinden Güney Avrupa sahillerine ve oradan Yakınşark memleketlerine şimdilik ayda 13 sefer yapılmasını kararlaştırmışlardır.

Dünya altın piyasası
Paris (Husus!) — Altın piyasası. Kore ve Hlndiçlni harekâtıyla muvazi bir şekilde İnkişaf etmektedir, İki cephede de komünist Çinlilerin İşe karışmaları piyasaya sinirli bir hava vermiştir. Başlangıçta düşük fiyatlarla açılan piyasa, son günlerde İni d şat ederek, biraz yükselmiştir.

Şehrinin altın piyasası da Paris piyasasının tesiriyle İlerleme kaydetmektedir. Gramı 454 kuruş olan külçe altın, dün 459 kuruşa kadar yükselmiştir.
Yunanistana diri hayvan ihracatı
Şimdiye kadar 700 bin dolar kıymetinde diri hayvan satıldı
Ankara, 0 (Husust) — Marshal! Yardım Plânından ajnlan 8 milyon dolarlık tiraj hakkının bir kısmiyle Yunan İktisat Nezareti Türklyeden muhtelif cins hayvan mubayaa etmektedir. Bu hususta ekim ayında Ankarada İmzalanmış olan mukavelenin tatbikatına başlanmıştır. Simliye kadar Tekirdağ. Enez ve ls-kenderundan 700 bin dolar kıymetinde 6 bin baş sığır Yunanistan» ihraç edilmiştir. Hâlen Trakya ve îz-mlrden 780 bin dolar kıymetinde 2600 baş sığırla 350 bin dolar kıymetinde 20 bin koyun Yunanistana sevkedilmektedlr. Bunun için Atlna-dan gelen Yunan Ziraat Bakanlığı Baytar ve Ticaret Şubesi Müdürleri tstanbuldan Edim ey e hareket »nişlerdir.
et-
Yukarıdaki partilerden başka milyon dolar kıymetinde 5 bin at Rendenin ve Adana havalisinden raç edilmektedir. Ancak Türk Genel, kurmayı genç yaştaki at ve kısrakların ihracına müsaade etmediğinden mubayaalar güçlükle yapılabilmektedir.
bir ts-Ih-
Yunan Hükümeti bu hayvanlan çetecilerden zarar görmüş köylülere bllâbedel tevzi edecektir. Bundan başka diğer partiler için de aynca müzakereler cereyan etmektedir.
Köylünün elinde fazla hayvan fiyatlara değildir.
miktarda olduğundan bu ihracatın tesir etmesi mevzuub&hls







*

Stockholm, 9 (Hususi) — îsveç Hükümet! dolar fhracım arttırmaya karar vermiştir. Bunu sağlamak için Ticaret Bakanlığına bağlı bir büro tesis edilmiştir.
Japordar yönlü satıyor
Kahire. 9 (Hususi) — İki Japon firması Mısır Hükümetine müracaat ederek 204,476 Mısır lirası kıymetinde yünlü dokuma satmayı teklif etmiş ve mukabilinde de Mısırdan pamuk talep etmiştir. İkinci bir talep de 162,500 Mısır lirası kıymetinde Japon sun! ipeğine mukabil. Mısırdan pamuk verilmesidir. Halihazırda hiçbir anlaşmaya varılmamıştır.
Batı ve Doğu Ahnanya ticari münımcİMdleıi
Berlin. 9 A A. (United Press) — Batı Almanya ticari mehafilinden öğrenildiğine göre, Batı ile Doğu Almanya arasında ticari mübadelenin tekrar başlaması maksadıyla bugün müzakerelere girişilecektir.
Dan İn ııırkanın dış ticaret bllûnçosu
Kopenhag, 9 (Hususi) — Danl. marka dış ticaret hesaplarındaki büyük bir açıktan dolayı mali bakımdan fena bir durumdadır. A-çığın, vergilere zam yaparak. İstihlâki kısarak kapatılacağı tahmin edilmektedir. Hükümet İthalâtı kısmayı henüs düşünmemektedir.
Ger! kalmış ımvıücketîere yardım
Lake 8ucoess. 9 (YTRS) — Bir-leşmiş Milletler Ekonomi Komitesi dünyanın ger! kalmış bölgelerinin kalk indin İması için yardım yapmaya ekseriyetle karar vermiştir.
İsvlçrunin yalmno» memleketlere kredin!
Zürich, 9 (Husus!) — İsviçre bu senenin 10 ayı İçinde yabancı memleketlere 270.000,000 franklık kredi açmıştır. Açılan kredinin büyük bir kısmı Belçika Kon-gosuna verilmiştir.
PakUtanan mali inkişafı
Karaşl 8 (Hususi) — Devlet Bakanına göre. Paklstanın altı senelik kalkınma plânı İçin lâzım olan 208 milyon aterllngin yansından fazlası dahilden elde edilecektir. Hariçten mail yardım meselesi biraz nazik bir durumdur, fakat, bakan, hariçten gelecek olan malî yardımın gecikmesi veya gelmemesi ile kalkınma plânlannın ge-rlleyemiyeceğlnl bildirmiştir.
A vur t rai yanın yün ihracatı
piyasasında tesirini gösteriyor
Başta Hint malları olmak üzere, yerli ve yabancı pamuklu dokumaların fiyatları yükseldi
Pakistandaki Milletlerarası Pamuk istişare Kongresine davet edildik
Manifatura piyasası en haıaretll bir devresine girmiştir. Pamuk fiyatlarının devamlı bir surette yükselmesi hâdisesi, manifatura piyasasını daha canlı bir hale getirmiş bulunmaktadır. Son günlerde A-n ad ulu ve Trakyadan manifatura çeşitlerine karşı isteklerin arttığı, mal aımak İçin çohrlmlze perakendeci tacirlerin geldiği anlaşılmaktadır.
Pamuk fiyatlarının yükselmesi karşısında Sümertmnk mamullerine % 12 den yüzde yirmi beşe kadar zam yapılmıştı. Bundan başka tüccar e-
Ilnde bulunan İthal mallarının da tiyatlan yükselmiştir. Bu arada Hint menşeli malların fiyatı da yüzde 30. 40 nispetinde yükselmiştir, şimdiye kadar Hint poplinleri toptan 100 kuruşa satılırken, son bir kaç gün-denberl bu malların fiyatları 140 kuruşa kadar yükselmiştir. Hlndistandan yeni mal ithal edilmemesi de bu malların fiyatlarının artmasına sebebiyet vermiş bulunmaktadır.
İtalya, Almanyadan piyasamıza gelen haberlerde, pamuklu dokumalara çeşitlerine göre yüzde 25 - 30
İzmir tütüncüleri
Amerikaya gidiyor
Tütüncüler heyetinin bu seyahati tamamiyle ticari bir mahiyet arzediyor. Heyette resmi bir memur
yoktur
İsviçrenin serbest ithal listesi
Bern. 9 (Husus!) — İsviçre, Avrupa Ödemeler Birliğine girmesi üzerine, yapmakta olduğu ithalâtın yüzde 60 ını serbest bırakacaktır, ithali serbestleşen mallar üç kategori olup, zira! mamuller, ham maddeler ve mamul mallardır. Ger! kalan yüzde 40 için de İsviçre istediği gibi muamelede bulunabilecektir.
Izmirde çimento fiyatları yükseliyor
Kamberra 8 (Hususi) — Avustralya Hükümeti, ihraç edilmekte olan yünlerden Amerikanın almakta olduğu gümrük giriş resmini kaldırmasını talep etmiştir.
Aynsturyanın dış ticareti
Viyana 8 (Hususi) — Avusturya Hükümeti dış ticaret hesaplarındaki açığı kısmen kapatmıştır. Temmuzda 219 milyon şilin olan bu açık, ağustosta İ43 ve eylülde de 22 milyon şllin’e kadar inmiştir. Hükümet bunu İhracat fazla-siyle kapatmıştır.
ÎRpanya . Yunanistan ticareti

9/XI/1950 Perşembe
İzmir, 9 (Husus!) — İzmir piyasa* .^asında çimentonun torbası 7 liraya yükseldi. Halbuki İthal malı çimentolarla yeril çimentoların İzmir Limanı teslimi maliyeti 340 kuruş olduğundan bu fiyat yükselişine İlgili makamlar mâna verememektedir.
Atina 8 (Hususi) — İspanya İle Yunanistan arasında yapılan ti-caret müzakerelerinden anlaşıldığına göre. İspanya düşük kaliteli Y’ünan tütünleri almak istemekte-dir. Buna mukabil yünlü ve pamuklu dokumayla sair endüstriyel mumûller vermeyi talep etmektedir.
İzmir, 9 (HususD — Türkiye - A-nıertka ticaretinin belkemiğini teşkil eden tütünlerimizin. Amertkada daha normal şartlar altında satışını temin için tütün tüccarlarından mürekkep bir heyet Amerikaya gidecektir. Tütüncüler Derneği Amerlkada yapılacak temasların daha müessir olması için heyete Hükümet adına bir temsilcinin başkanlık etmesini talep etmişse de Hükümet bu teşebbüsü desteklemekten çekinmiştir. Ti. caret Bakanlığına göre şahsı teşebbüsün bu kabil çalışmalarının Hü kûm etçe sempati İle karşılandığı ta-
biî İm de, bu heyetin çalışmalarına iştirak zaittir. Diğer yandan Amerikalılar Merkez Bankasına tütün mubayaası için 18 milyon dolar getirmişlerdir. Bu dolarlardan yalnız 3 milyonu kullanılmıştır.
nispetinde zamlar yapıldığı bildirilmektedir.
Lahor da Pamuk İstişare Konferansı toplantısı
Karaşl. 9 (AP) — Pakistan Hükümeti, önümüzdeki şubat ayının 1 İnden 8 ine kadar Lahorda toplanacak olan pamuk istişare konferansına 18 devleti davet etmiştir.
Davet edilmiş olan devletler arasında Türkiye de vardır. Bu arada 49, diğer devlet ve sekiz Milletlerarası Bankaya da müşahit göndermeleri İçin davette bulunulmuştur.
Konferans, dünyadaki pamuk durumunu tetkik edecek ve bilhassa, istihsal, İstihlâk ve her memleketin stoku hususlarını inceliyecektir.

Hükümetimizin Lahor Konferansına İştirak edeceğine dair henüz resmi malûmat yoktur. Fakat dünya pamuk piyasasının son durumu karşısında Lahor Konferansına ehem. mİ yet atfetmek yerinde olur. Gela> cek yıl daha geniş ölçüde pamuk üu tihsal edecek olan memleketimizin de bu konferansa İştirak edeceği ümit olunmaktadır.
Hindistan pamuk ihraç resmini arttırdı
Hindistan Haberler Bürosundan aldığımız malûmata göre, Hindistan Hükümeti 400 librellk pamuk bak yalarından aldığı 100 ruplllk lhraş resmini 400 rupiye çıkarmıştır.
Ticaret Borsasında son muameleler
Diri hayvan sevkıyatı
New-York a*yon konferansı
Polatlı buğdayları bahalıloşıyor
Karsta, vagonsuzfuk yüzünden, diri hayvan sevkedilemiyor mu?
Delegelerimiz, cumartesi günü şehrimizden New-York'a hareket ediyor •
New-Yorkta toplanacak olan Milletlerarası Afyon Konferansına Hükümetimiz de davet edilmiştir. Konferansa gidecek heyete Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı İç 'Ticaret Ilın um Müdürü Fikri Diker başkanlık edecektir. Aynca heyete Snğhk Bakanlığından. Toprak Mstamlteri Ofisi Afyon Şubesinden de memurlar bulunmaktadır.
Heyetimiz, önümüzdeki cumartesi günü uçakla New-Yorka gMccek-t r.
İtalya • Japonya rekabeti
Bu rekabet Italyan mallarının sürümüne mâni olmuyor
Milano 8 (Hususî) — ltalyada ipek flyatlnnndft bir durgunluk göze çarpmaktadır. Dokuma müstahsilleri, hariçten İtalyan İpeklilerine karşı talebin azalmasından dolayı, piyasadan fazla mal satın almamaktadır.
Sunî ipek fiyatlarında da bir te-havvü! yoktur. Pamuk piyasası hararetli bir şekilde inkişaf etmektedir. Piyasadaki Japon malloriyle İtalyan pamuklu dokumaları rekabete başlamışlarsa da Japon mallarının kalite İtibariyle daha düşük olmala-n Italyan mallannın sürümüne halel getirmemiştir.

eks-mik-yük-Bor-38.20
Polatlı menşeli ekstra t ra buğday mahsulünün tan az olduğu için fiyatı selmektedir. Dün Ticaret sasında bu malın fiyatı
kuruş olmuştur. Ekstra yumuşak buğday flyaü ise 36 kuruştur.
Fasulye fiyatları yükseliyor
Ticaret Borsasında muhtelif kalitede fasulye üzerine hararetli muameleler devam etmektedir. Sert çalı fasulye 50. tombul 35, horoz fasulyesi 51 kuruştan muamele görmüştür. Piyasaya henüz dağ malı Der-maaon fasulyesi gelmemiştir. Bundan başka barbunya fasulyesi üzerine de iş yoktur.
Fındık flyatlannda durgunluk var
Fındık piyasası durgun bir devre geçirmektedir. Alıcılar, fiyatın yüksek okluğunu iddia ederek, az talepte bulunmaktadırlar. Diğer taraftan satıcılar da malın noksan olmasını gö-zönllnde tutarak nazlı davranmaktadırlar. Her iki taraf arasındaki bu tarzdaki mücadele henüz devam etmektedir. Dün. muhtelif kalitede ve teslim şartlarına göre 328 kuruştan 337 kuruşa kadar muamele cereyan etmiştir.
İzmir Borsasında incir satışları olmadı
tzmlr, 9 (Hususî) — Dün Ticaret Borsasında incir üzerine yeni bir satış olmamıştır. Birinci akala pamuk fiyatı İse 420 kuruştur.
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
Kars. 9 (Husus!) — Kışın yaklaş ması büyük şehirlerimizde yine et İhtiyacı derdini nilksettirecektir. Bu mü brem ihtiyaca arzedılmek üzere burada sevk edil mey e hazır hayvanlar vagonsuzluktan yollanamamaktadır. Bu sebeple bekleyen hayvanların maliyet fiyatları da tabU olarak artmaktadır.
Hâlen Karsta şevke hazır 1000 bag sığır ve 3000 baş koyun vardır. Havaların yağmurlu ve karlı oluşu bunların karadan şevkini imkânsız kılmıştır.
Tacirler iki üç avdan beri vagon almak İçin sıraya girmiş olmalarına rağmen vagon tahsisatı mevcut malın dah! şevkine cevap verememektedir. Bundan istifade eden bazı fırsatçılar vagona yazılmış ve sıralarını tüccara para ile satmaktadırlar.
Eğer sevkiyat işi bilhassa kış aylarında tanzim edilirse, piyasadan aldığım malûmata göre, Kars, büyük şehirlerimize 40 bin baş koyun ve 10 bin baş da sığın rahat rahat temin edebilecek durumdadır.
Ticaret Bakanlığının bir tebliği
Dolarla yapılan ithalât hakkında yeni tedbirler alındı
KAMBİYO ve ESHAM
Açılış Kapanış
1 titerllug 7.84.50 7.84.-
100 Dolar 280.— 280.—
100 Fr. Frangı . 0,80 0.8C
100 İsviçre Fr. . 64.03 64.03
100 Belçika Fr. 5.60 5.60
100 tsveç Kr. 54 12.50 M-12.50
100 Florin .......« 73.68.40 73.68.40
HLuirct > 0.44.128 0.44.128
100 Drahmi ....„ 0.01.876 . 0.01.876
100 Esroudos .... 9.73.00 9.7390
1933 dritanı ... 22 45
%5 193Ş Ikramlyeli 20.60
Milli Müdafaa 1 ««ee^aes 20.20
%5 ı(M1 Demiryolu İV 98.40
%5 1941 Demiryolu V 99.75
%4 1/2 1949 ikram!veli ...^ 90.-
%6 1941 Demiryolu VI 96.75
%6 Kalkınma 1 ••••« 97.10
%6 Kalkınma II ...^ 07.20
%6 Kalkınma 111 . 97.20
%6 1948 İstikrazı t 07.—
%6 1948 iHtİkram 11 .... 97.20
%6 1049 İstikrazı I 96.20
%7 Milli Müdafaa IV 30.20
%7 1934 Slvaa-Erzurum I . 22.10
•47 1934 H-VI1 20.85
1 %7 1941 Demiryolu I 20.80
^7 1041 Demiryolu II 21.10
%7 1941 Demiryolu LI1 20.40
%7 Mili! Müdafaa I 20.75
%T M1U1 Müdafaa II 20.85
%7 MUil Müdafaa m 21.40
I %T Mim Müdafaa VI. 21.40
| Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankası 20.60
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 109.75
1 M 99 112.51
„ „ MÜmes. Senet 63.-
] Şirket Hjsse Senetleri
1 T.C. Merkez danaaaı * 123.25
I Türkiye tş Bankam 80.-
Türk Ticaret Bankası â-
| Arelon Çimento 6.60
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
lîıilıtlbut: tSUgÜD Kapanış
Buğday yumuşak (Tüc.) . 36.— 35.—
Buğday Ofis 29.08 20 OR
Arpa yemlik (dökme) u» 21 —
Bfttır «an (çuvalı) 34.— 22.—
Familya tombul — 35.—
Foaulva Çalı sert — 50.—
Kuşyemi 88.— . 39.—
Mcrelmak kırmızı kabuk. . M 31.—
Mercimek yeşil 47.—
Nohut uatürei * 22.—
Tnfth tohumları
Ayçiçeği cohumu 36.- . 36.—
Keten tohumu 49 —
KlODULT totlLLlliU •••»••eaeeoMee-
Susam - 94.— 93.—
Yor fıstığı kabuklu 76.—
Rnru Meyvalar t •
Findik kabuklu sivri) — —
Fındık (İç tombul 1950) ... 328/333 327/333
Ceviz (kabuklu) — 46.—
Ceviz (Iç natüral) — 170.—
Dokuma hıun maddeleri ı
Tiftik tana mnl 660 —
Tiftik /Natürel) — 660.—
ifa pak Ir&kya (Kırkım) .. 360.—
Ham deriler !
Sığır salamura (kasap) Kj — 190.—
Keçi tuzlu kuru kilosu .... — 230.—
Koyun hava kurusu kilosu — 260.—
Nebat! Tatlar ı
Zeytinyağı (E.W. tonekell) — 245.—
Su^amyağ) (Raf. sıra) 200.— 200.—
Ayçiçeği (Raflno çıplak) .. — 160.—
Fındık v/»ğı (Çürük) ......... J57.—
İzmir Ticaret Borsası
Kod Kapanış
Üzüm çekirdeksiz No.9 74.— 76.5
tnclr A serisi No.s — 47.—
tnelr H eeritd No. J08 — 35.—
Pamuk Akala 1 ar 420.— 120.—
Pamuk Akala 11 — —
Pamuk Akala. III... — •
Pamuk »eril —
Pamuk vağı (rafine) „ 109.— 109.—
Pam ık çekirdeği 17 —
Adana Ticaret Borsası
Birinci Akala 390/400 390.—
î klnCİ eaeeseseeeseaee 340.— 350.—
Birlno Akala v Ad eli ... —
Hazır —
1 kinci Akala yağmur yemiş — —
Altınlar
Bugün Eski kuı
_ Lira Lira
K(llçe Yerli Or. 4.59 4.54
Külçe Degussa. — 4.58
Cumhuriyet 81.25
Reşat »w. 87.50 87.65

Gulden 28.80 29.20
İngiliz 41.70 42.10
Fransız kok — —
Napolâon £H . —
İsviçre — —
YABANCI BORSALAR
Ankara. 9 (A^A.) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından bildirilmlşUr:
Serbest dolarlı İthalâtımızın ancak dls pon i bili t e knkAnlariyle âyarb olarak yürütülmesi gerektiğinden dolar sahasından kredi veya konsinyasyon suretiyle ithal taleplerinin kabulüne İmkân görülmemektedir. Daha ziyade kliring anlaşmaları çerçevesi dahilindeki ithalâta matuf olan dış ticaret rejimimizin tathikına ait talimatın 13 üncü maddesinde tasrih olunan kredili veya konsinye ithal talepler! dolar sahasına şâmil değüdlr.
Al Ak ahla rm müsaadesiz olarak bu nevi siparişlere tevessül etmemeleri görülen lüzum üzerine İlân olunur.
New-York Borsası
Butduy ( öuşcll—Sont) ............
Sert Kış mahsulü No. 2 .........
KırmiBi Kış mahsulü No. 2 ......
Pamuk Mlddllnn (IJbreıi=:Senl) Aralık «••»•••«••••«••••••e*casae Mart
ÎLyiM ••*••«••••• •••••••••«••••••••••••••••» Tiftik (Lİhre!âl=8cnt)
Tckuoa No. 1 ..............
Fındık (Ubresl~Sent) .
Kabuklu yeril trl ......
orta .... Levant iç ithal malı .. Aksıra iri iç Ithıu malı
Kuru ıltUnı (Llbrv«i=Sent) ..... Thompson çekirdeksiz seçme
Keten tohumu tBııse!l=:Dular>
MlnntUipolls ...................
Ktday (Ltbre=Sent) .............
Levha-teneke (100 libre dolar)


Dtln
2B4.—
234.—
40.54
40.46
40.12
120.—
6X-
66.-
u
3.86 152.—
1.30
Londra Borsası
Keten tohumu (Tuna=8teftlnK>
Bombay
Kalküta ...................
Yer fu»tıgı Hindistan ......
Tiftik • l
Yün
•f
B>ld ku>
259.—
233.—
40.13
40.05
39.74
US.-
69.—
65.-
u
152.—
130
TL-Tâ-
73.-
70.—
76.—
Bradford Piyasası
İyi mal Ubre* 1=Fiyat) ..
Sıra malı Anadolu Trakya
«•
•f
et
• •
99
99
İskenderiye Borsası
Pamuk (Kan t ar ı=T alları) ........ Ashmoun! Kısa ulyaflı F/G. ... Karnak Uzun elvaflı F/G.................................
Ingilterenin dolar politikası
New-York 8 (HususD — Burada bujunmakta olan Ingiliz Maliye Bakan Yardımcısı, Mr. Martin, Ingiltere ve imparatorluk camiasına dahil devletlerin bu sene dolar satışları üstündeki tahditleri azaltacaklarını söylemiştir. Mr. Martin, bunun dahili stoklan tehlikeye düşürmiyecek bir şekilde yapılacağını sözlerine ilâve etmiştir.
Bakan yardımcısı, sözlerine devamla. Ingiliz lirasının devalüe edilmeden evvel, İthal edilmekte olan dolar mlktannda yüzde 25 bir indirme yaptıklarını, zira altın ve dolar stoklarının o tarihte azalmakta olduğunu bildirerek, sterling bölgesine dahil devletlerin durumlannın şimdi düzeldiğini ve son aylar İçinde külliyetli miktarda dolar satın alarak stoklannı kuvvetlendirdiklerini açıklamıştır. işte bu düzelen durumun, dolar satışları üstündeki tahditlerin kaldırılmasına sebep olduğunu söy-liyerek gün geçtikçe artan silâhlanma masraflarım karştlıyabllmek İçin milletlerin, istihlâk kapasitelerini kıs. malarının gerektiğini tebarÜ2 ettirmiştir.
New-York Borsasında fiyatlar yükseliyor
New-York. 9 IAP) — Nevv-York boraasında fiyatlar yükselmiştir. Chicago hububat borsası alçak kapanmıştır.
10 Kuım 1950
V E N I İSTANBUL
8ayfn A
Onun bulunduğu bir sofrada
Atatürk, büyük bir
hafızaya
malikti
Yazan: Fikret ADtL
1923 senesi Atatürkü Bursa-da, İstanbul tarafından kendisine verilen ilk ziyafette gördüm.
Ziyafeti, Lokantacılar Cemiyeti tertip etmişti. Atatürk, henüz îstanbula gelmemiş, İstanbul işgal kuvvetlerinden yeni kurtulmuştu.
Bu, bir öğle yemeği idi. Bursa Belediye dairesinde veriliyordu.
Mustafa Kemal geldi. Beraberinde, çocukluğumdan tanıdığım Ruşen Eşref “Bev”, Hikmet “Bey”, Yaver Rüsuhi “Bey” vardı. Kendisine takdim edilmek üzere dizilmiş cemiyet âzalarının ellerini sıktı. Aralarında da lokantacdardan merhum Abdullah Efendi, Avcı Ali Bey. cemiyet Reisi Cemal Bey bulunan sıranın en sonunda duruyordum. Herkes onun uzanan elini öpmek üzere eğiliyor, o, bırakmıyor ve sadece elleri sıkıyordu. Ziyafeti kabul ettiği zaman, “alafranga” olmasını, ona göre giyinilmiş bulunmasını şart koşmuştu. El öpmenin bu kıyafete uygun olnuyacağı da besbelli idi.
Mustafa Kemal, İçeri girdiği Zaman, aperitif almış belli idt Ben, onu bütün dikkatimle, yavaş yavaş bana gelene kadar ve mümkün olduğu kadar fazla ve çok görmek istiyordum, ve dimdik duruyordum. Nihayet sıra bana geldi. Gözlerinin içine bakarak elini hürmetle sıktım. Ruşen Eşref “Bey” beni kendisiyle tanıştırdı.
tik lntıbaım, gözleri, çelik tannaniyetin! taşıyan bakışları oldu.
• •
olduğu
sanki başkası idi. Ne bir şive kalmıştı, ne humar!
Mükemmel bir telâffuzla, güzel, akıcı bir Türkçe ile cümleler, kusursuz» birbirini takip ediyor, sihir devam ediyordu. Bundan başka, her nutkunda olduğu gibi, Mustafa Kemal mühim noktalara da işaret ediyor, ziyafette gördüğü bazı noksanı, Türk mutfağının nasıl olması icap ettiğini belirtiyordu. Bu nutku İle de, Mustafa Kemal, daha birinci plânda yaptığı inkılâplar yüzünden unutulmuş bir şey yapmış oluyordu: Yemek inkılâbını haber veriyordu.
Orada tek gazeteci olarak ben vardım. Mustafa Kemal’in sözlerini not ediyordum. Fakat, yemeğin verdiği ağırlık, bilhassa muhtelif içkilerin tesiriyle, güçlük çekiyordum.
Nutuk bitmişti. Herkes dağıl-’ mıştı. Mustafa Kemal beni çağırdı. Notlarımı görmek istedi, verdim. Alıp bir göz gezdirdi. Eksik kalan cümleleri tamamladı, ehil bir muharrir meharetiy-le noktalan, virgülleri yerine koydu. Satır başlarını işaret etti ve:
— Al bakayım, dedi, şimdi olçlu.

Atatürkün naşı Utan buldan Ankara ya nakledildikten sonra Büyük Millet Meclisi önündeki katafalka vazedilmek üzere merasimle top arabasından alınırken.
I
On ikinci ölüm yıldönümünde
Kemalistlik ruhu
ve vazifelerimiz
Yazan: Şevket EVLÎYAGİL
Birbirine muvazi üç uzun sofra kurulmuştu. Bunlara amut olarak beş kişilik bir başka sofra vardı. Bunun arkasında, bütün duvan kaplayan bir Türk bayrağı vardı. Mustafa Kemal, oturduğu zaman, başiyle yıldızı örtüyordu.
Bu beş kişüik sofraya oturdular. Bir sandalye boş kalmıştı. Gözlerimle istimzaç ettikten sonra boş kalan yere oturdum.
Ziyafet, onun istediği gibi tertip edümişti. Aperitifler tazelendi, beyaz, siyah şaraplarla devam edildi, şampanya ve “pousse-cafe” lerle bitirildi.
Ben. sofrada. Mustafa Kemalin konuşurken bir Rumelili şivesine sahip olduğunu görerek hayret ediyordum, profilden o-nun efsaneıd bir şahsiyet olmağa âdeta "mahkûm” bulunduğunu düşünüyor, içkinin, dekordaki bayrağın, gözlerinin renginin tesiriyle “Gök bayrak" kahramanı olarak görüyordum.
Birden, bir ses duyuldu. Adının, eğer yanılmıyorsam, İzzed-din olduğunu sonradan öğrendiğim, yağız bir genç kalkmış bir nutuk söylüyordu. Ne dedi ? Bilmiyorum. Yalnız şimdiye kadar eşine rastaiayamadığım bir ta-lâkatle, bir içten gelişle, herkesin gözlerini yaşartan bir coşkunlukla, Ona, îstanbulun hasretini, hayranlığını, minnettarlığım, aşkını söyledi. Sanki Bach’ dan bir parça okuyordu.
Bu o kadar anî olmuş, öyle bir heyecan doğurmuştu ki, kalkmak üzere bulunduğumuz sofrada, öylece, rolü bitmiş fakat bir türlü sahneden aynlamı-yan acemi aktörler gibi kalakal-mıştık. Zaman ve mekânla da alâkamız kesilmiş gibiydi.
Yan gözle Mustafa Kemale baktım. O da bu sihre kapılmıştı. tik toplanan yine O oldu, ayağa kalkmak üzere davrandı. Fakat gerek nutkun gerek içkinin ve yemeğin human ile ilk teşebbüste muvaffak olamadı. Bir daha davrandı, elleriyle masanın kenarına basarak ayağa kalktı. Şimdi, ben, büyük bir korkuya kapılmıştım. Biraz evvel yanındakilerle konuşurken duyduğum şive ile, ziyafetin tesiriyle bu harikulade ânın güzelliğine mukabele kabil miydi? Kabil şöyle dursun, fevkına çıktı. Cevaben verdiği nutukta, O, büsbütün başka bir adam olmuştu. Onun ağzından konuşan
Onu ikinci defa Ankarada gördüm. Bir akşam. Anadolu Kulübünün müdürünü ziyarete gitmiştim. Vakit gece yansını geçmişti. O zamanlar, Ankarada, gece yansı oldu mu elektrikler kesilirdi. Fakat o gece Anadolu Kulübünün elektrikleri yanıyordu. Demek O, orada idi.
Kulübe girdim. Holü bölen camlı kapılar ardına kadar açılmıştı. Kendimi salonun içinde buldum. Gazi, kapıya arkası dönük, tavla oynuyordu.
Ben kıpırdamıyordum. Yerde, bir karış tüylü kalın halılar vardı. Yürüseydim bile ayak seslerimin duyulmak ihtimali yoktu. Fakat O, içeri bir yabancının girmiş olduğunu “his” etmişti. Yoksa sırtında gözleri mi vardı? döndü. Bakışlarını bana dikti. Sonra:
— O... dedi, gel bakalım gazeteci... Burada ne arıyorsun?
Aradan beş yıl geçmişti. Beş _yıl evvel, beni bir defacık o ziyafette görmüştü. Benden sonra kim bilir kaç binlerce insan görmüştü ve nihayet ben, kim ve ne idim?
Fakat O, hatırlıyordu.
O gece, Mustafa Kemal bana, Tevfik Fikret’in “Ferda”8i gibi göründü, önden giden ve yine dikkatle her izi tamika yol açan bu yalnız muakkibin şeremette itabı kalırsak, cidden yazık.
BUGÜN vefatının 12 nci Yıldönümünü andığımız büyük Mustafa Kemali mütalâa et
1
deti kalmamış, İktisadî hayatı mahvolmuş, hükümet idaresi dağılmış ve çok geri kalmış bir vatandan müstakil bir Türkiye yaratan Mustafa Kemal.
2 — Bundan daha mühim o-larak, bu millete yepyeni bir ruh aşılamak için çırpman ve bunu aşılayan inkılâpçı Mustafa KemaL
ikinci noktayı ele alırsak, Ke-malistlikten anladığımız mânaya varmış oluruz. Yâni Kemalistlik, ne sadece de yalnızca sosyal bir sistem değildir. Hattâ tek başına bir hayat felsefesi olarak da kabul edilmemelidir. Bir cümle İçeririnde Kemalistlik, Türkiyenin modem âleme, terakkiye, tahsil ve terbiyeye açılması demektir. Bâtıl itikatlardan, hurafelerden, cehaletten, köhne ve yıpranmış düşüncelerden uzaklaşmak demektir.
Atatürk, tuttuğu yolla İşte bunları tahakkuk ettirmek istedi. Fakat vatandaşın dinî hayatına hiç bir zaman karışmadı. Bu icraatiyle menfaatleri haleldar olan, kara fikirli kimseler, Atatürkün hareketi karşısında için için propaganda yapmaktan geri kalmadılar.
Mustafa Kemal büyük bir idealistti... Halkının ruhî ihtiyaçlarını kavramış, onun deru-nuna girmiş, anlamış bir idealistti... Kurtardığı memleketinin üeri gitmesini, milletinin aydınlanmasını istiyordu. Onun i-çin inkılâplarına, din ve dünya işlerini ayırmakla başladı. Bu suretle asırlardan beri her türlü terakkiyi çelmelemiş olan yegâne unsuru bertaraf etmiş ve kara kuvvetin korkunç başını ezmiş oluyordu. Dinî faaliyeti, sadece vatandaşın vicdanına inhisar ettirdi. Genç Türkiye, bugün dünya muvacehesinde hatırı sayılır bir varlık olmuşsa bunu, büyük Atatürkün şu isabetli kararma borçlu değil midir? Her türlü inkişafı, menfaat kaynaklarını elden kaçırmamak için kötüleyen, millet cehaletinin devamını isteyen, kara kuvveti or tadan kaldırmak, Kemalistliğin en büyük başarılarından birisi olmuştur.
Bakınız bu hususta bizzat kendisi neler söylüyor:
“— Efendiler; birtakım şeyhlerin. dedelerin, seyitlerin, çelebilerin, babalaruı, emirlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, nüshacılara talih ve hayatlarını emniyet eden insanlardan mürekkep bir kütleye, medenî bir millet nazariyle bakılabilir mi? Milliyetimizin hakikî mahiyetini, yanlış mânada gösterebilen ve asırlarca göstermiş olan bu gibi anasır ve müessesat, Yeni Tür-
iki cepheden _tmek lâzımdır:
Harap olmuş, millî vah-
•I»
litik ve ne
kiye Devletinde, Türk Cumhuriyetinde idame edilmeli miydi?”
Tbiî edilmemeliydi ve milletimizin bekası için hiçbir zaman edilmemelidir. Atatürkçülük bunu icap ettirir. Kemalistlik bunu emreder...”
Fakat bundan bir yıl evvel bir köy öğretmeni tarafından kaleme alınan ve etrafta geniş akisler uyandıran bir kitap, bizlerce çok âcı bir hakikati haber verdi. Köylerde kara kuvvet alıp yürümüştür... Bunu, şurada burada Kıyafet Kanunu esaslarına aykırı giyinenlerin gözükme si ve gün geçtikçe çoğalması ta-kibetti... İki gün evvel Atatürk Derneği tarafından neşredilen bir beyanname, âdeta inkılâbın bir tehlike karşısında bulunduğunu ihsas ediyor ve Atatürkçü gençliği uyanık olmağa çağırıyordu...
Hiç şüphe edilemez ki memlekete inkılâp bütün şumulü ile yerleşmiştir. Fakat daha gençtir... Üzerine ihtimamla titrememiz, incinmemesi için çok dikkatli olmamız lâzımdır... Halen Derlet ve Hükümeti idare edenler Atatürk Mektebinin ilk ve sadık talebeleridirler. Bu bakımdan da Kemalistlik en büyük garantisi altındadır. Onun için Atatürkçü gençlik müsterihtir. Yalnız her mevzuda olduğu gibi bu mevzuda da uyanık olarak...
Yukarıda da söylediğimiz gibi, büyük İnkılâpla menfaatleri perişan olan kimseler henüz hayattadırlar. Eski menfaatlerine kavuşabilmek için sinsi sinsi faaliyet göstermektedirler. Bunlara hiçbir zaman aman verdirmemek, başta Atatürkçü Hükümetin, siyasî partilerin ve milletin biricik vazifesidir.
Ulu Atatürkün 12 nel ölüm Yıldönümünde, kendi ağzından çıkan şu cümleleri hep beraber tekrar edelim:
"— iki Mustafa Kemal vardır. Biri ben; fâni Mustafa Kemal. Diğeri; milletin daima içinde yaşattığı Mustafa Kemal 1-dealidir” ve bu idealin her zaman yaşıyacağını kara kalblilere karşı bir kere daha İlân edelim.
Yazan: Ahmed Haşim da giren mUtekâsif bir kuvvet ve hayat tecellisi ile birden, gözlerim kamaştı: Hadekaian en garip ve esrarengiz madenlerden masnû bir çift gözün, mavi, san, yeşil ışıklarla aydınlandığı asabi bir çehre... Yüzde, alında, ellerde bir sıhhat ve bahar rengi... Muntazam taranmış, noksansız, san, genç saçlar... Bütün zenberekleri çelikten, ince, yumuşak, toplu, gerilmiş, terütazc bir nsvlyet.
Altı yüz senelik bir devri bir anda ihtiyarlatan adamın çehresi, eski ilâhlânnki gibi, İğrenç yaşın hiç bir izini taşımıyor. Alevden coşkun bir nehir halinde, köhne tarihin bütün enkazını süpüren ve yeni bir âlemin tekevvününe yol açan fikirler kaynağı baş, bir yanar dağ zirvesi gibi, taşıdığı ateşe lâkaj't, mavi sema altında, samit ve nıüte-iıessim duruyor!
Kendi yarattığı şimşekli bulutlardan, fırtınalardan ve etrafına döktüğü feyizli seylâbe-lerden yegâne müteessir olmayan, ıneğer o-nun genç başı imiş!
Yeni harflere dair ilk defa fikir teati» için Dolmabahçe Sarayına dâvet edilenler 1-çinde Gaziyi reyülayr görmeğe gidenlerden biri de bendim.
Heyecanım çoktu.
Fotoğraf adesesine zerre kadar itimadım yoktur. Binaenaleyh, fotoğraf âletinin keşfiyle (portre) ressamının vazifesine nihayet bulmuş nazariyle baJÎanlara hak vermek bence müşküldür. Şekil ve madde, ziyanın inikâslanna göre anbean tahavvül e-der. Bu itibarla hiç bir çehrenin, evsafı muayyen, bir tek tecellisi yoktur. Fır kân, tersim edeceği çehre üzerinde uzun müddet hayatın cezir ve meddinl tarassut etmek ve onu bir çok tahavvüllerinde zaptey-lemek suretiyle, nihayet hakiki hüviyetin gizli hatlarını sezmeğe ve görmeğe muvaffal olur. Fotoğraf, bu di mağî tahlil ve terkip kudretine malik değildir. Onun için, lıassas cam üzerinde teressiin eden şekle l>ir vesika kıymeti izafe edilemez.
Gördüğüm fotoğraflara nazaran biraz şişman, biraz yorgun, biraz hııtutu kalmiaşmış bir vücutla karşılaşacağı- O günün benim İçin en büyük nimeti, o etim zannederken, kapıdan bir zıya dalgası haliıı- sanevi başı yakından görmem olmuştur.

sana t-
m
Çallı Ibrahimin fırçasiyle ATATÜRK portresi
— Aslı Resim ve Heykel Milzesindi dir —
•••
Yunan basınının içten teessürü
“Onu lıem düşman, hem dost olarak tanımış olan Yunan milleti, kendisini bir düşman sıfatiyle ne kadar takdir etmişse bir
dost olarak da o sevmiştir.,,
Ekini 1933_ Kuduran,
kadar
coşan. ftrkmC*
Büyük Atanın ölümü ve yabancı basın
"Rumanya. önünde hürmetle ve teveccühkâr bir teessürle eğildiği bir dost kaybetmiştir. Fakat TUrkiyeye karşı dostluk ve sadakatini muhafaza etmektedir. Türkiye de bu vaziyette bizim gibi düşünmekte ve hissetmektedir. Bu hissiyat bizi Atatürkün şerefli hatırasına daha ziyade bağlamaktadır.’”
Tiıııpul - Rumen
“Yüksek askeri meziyetlere ve mülki İşler hakkında derin bir vukufa sahip olan bu dâhi, pek yakın bir tehlikeye maruz kalmış olan memleketini o tehlikeli anda kurtarmıştır.” Pars Ajansı . îraıı
“Mustafa Kemal, koyduğu eserin semerelerini gözü ile gördü. Vazifesini tamamladı da dünyadan öyle muvaffak ve muzaffer olorak çekildi.*'
EIahraııı . Mısır
“Yeni Türkiyenln milli kahramanı Reisicumhur Atatürk, öldü. Derin bir kedere garkolmuş olan ve vatanın bu sevgili babasına hep birden ağlayan Türk milleti için ne acı zlr zıya. Bu acı. biraz da bizim acımız-dır ve bu matem biraz da bizim ma-temlmlzdir. Zira Türkiyenln kendisiyle iftihar ettiği, bizim ırkımızın ve bizim kanımızın da müftehir bulunduğu bu büyük şefi ve dostu seviyor ve hakkında hayranlıklar besliyorduk.”
Tchııııg Yang Ye Pao - Cin
“Türkiyenln içinde bulunduğu m ak tel den. evvelâ memleketinin arta kalmış kısımlarını da mahvetmek üzere galiplerce yapılan müşterek teşebbüslere meydan okudu ve sonra da 20 seneden daha az bir zaman içinde milletini bir çok hususlarda değiştirdi ve iki bin sene Öteye götürdü.”
Ne".York Wor!(! Telcgram-A B.D. Atatürk, bir medeniyet kaynağı İdi bıvlçreden Bu müstesna büyük adamın ölümünden sonra, dünya artık eskisi kadar enteresan delildir.
RuİKiMİHtandıın Atatürk, bütün Asya kıtasının Atasıdır.
’ Çlnden
Onun ölümü, bjltün dünya içinde derinliği ölçülmez bir kayıptır.
Kimyadan Atatürk, istiklâl duygusunu tanıyan bütün milletler için ölınez bir semboldür.
ketimin duygularının tercümanıdır. Eski Fransız Dahiliye Nazırı Aibvrt Sarraut
Atatürk gibi dehalar, ancak görünüşte ölürler, öyle insanlar bir nesil için doğmadıkları gibi, muayyen bir devir içinde de doğmazlar.
Parts Ajansı bugün hayatın başka bir şey büyük bir dev-
Almaııymlan Türkler, onun harikulade eserini takip ederek itibarlarını daha fazla arttıracaklardır.
İMveçten Atatürkün ölümü ile, yakmşarkın tekâmülüne birinci derecede âmil cilan son derecede kuvvetli bir şahsiyet zayi olmuştur.
Italyadaıı Atatürk, arkasında istikbalinden e-min bir devlet bırakmıştır.
Çek osl o vaky ada 11 Milletimiz, en büyük Türk’ün karşısında kederli bir saygı ile eğilmekte dir.
Atatürkün ölümüne artık bir hâtıradan olmadı#! bir Alemde; let adamı, büyük bir asker, büyük
derecede şerefli bir şahsiyet olarak ağlanmaktadır. İngiltere evvelâ cesur bir düşman, sonra da sadık bir dost olarak tanıdığı büyült adamı selâmlamaktadır.
Londra-Sıınday Times Kemal Atatürk, idealist bir adamdır. Ortaya mesut eserler koymuş olmasının sebebi, büyük prensipler tutarak ihtiraslarına sınır çizmesini bilmiş olmasıdır.
Charles de Chamhrun Atatürkün başardığı İşler ve yaptığı inkılâplar ı2ril. bütün
ynlnız Türk tarihinde de-dünyaya şamildir.
Er kİ Yunan Başbakanı Metaksaa şahsiyetlerinin kuvvetiyle
li uman yada ıı
At&türksüz, Türkiye büyük bir devlet olamazdı.
Finlanıllyadnıı tabiatın güzel olan, tabiatın adamdı.
Parls-Flgnro Emin olunuz ki. bütün Fransa onu takdir ediyordu. O, çok büyük bir inkılâpçı İdi. Ölümü karşısında duyduğum üzüntü şahsi değil, mernle-
Çellk mavi gözlerini aydınlığına yummuş ne kadar Üstünde bir
Atatürk,
milletleri dahilen ve haricen değiştiren harp sonraları şefleri arasında daima husus! bir yer işgal edecektir. O. yeni Türkiyenln yaratıcısı ve kurucusu olmuştur. Yakın doğunun şimdiki çehresini bu adam tesbit etti.
Alınanya~Gernıanla’dan Atatürk, fevkalâde bir devlet adamı, harp sonrası dünya tarihinin en mühim simalarından birisi İdi. Atatürk olmasaydı, yeni Türkiye mevcut olmazdı.
Finlandiya
Hufvud Stadbıdadet Gazetesi
Atatürk, tarihte memleketinin en bü-

yük adamlarından biri olarak kalacaktır. Türkiye lyUefmlgtlr, Ve yeniden kuvvetlenmiş olarak Atatürkün eserine devam etmek husufundaki en müsait İmkânlara sahiptir.
Norveç-Le Margen B iade t Atatürk tarihi bir İş başarmıştır. O, Müslümanlık dünyasını modern medeniyete yaklaştırdı. Büyük ıslahat başardı. Kadının sosyal vaziyetini düzeltti.
EMonya-PoatlmecR Gazeteni
Atatürk, bir milleti birkaç yılda asrileştirmek mucizesini göstermiştir.
Parls-Le Temps Atatürkün ölümü yalnız Türk Ulusu İçin değil, benzerlerine çok muhtaç olan bütün şark ulustan için de en büyük bir kayıptır.
Beyrut-El Ehram
Bir zamanlar Avrupaya girmiş Bayılan Türkler, Atatürkün sayesinde Avrupanm iç politikasında değerli bir üye olmuştur,
Londra-The Tinim
Atatürk, şecaat ve kabiliyetinin en büyük sembolü idi. O. yirminci yüzyılın en büyük gerçeğini yaratan a-( lamdır.
Kopenhag-Nasyonal Tldende
Dost Türkiye, bize gelmiş olan insanlığın huzurunda kurucu ve yapıcısına tâzlmlerlni arzetnıego hazırlanıyor.
Atlna-Perln
Atatürkün dehası, saltanatın beş a-sırda yapamadığını yaptı.
Zo#rep-Novoati Ben, Ankadara iken dalma güneşe bakardım. Fakat güneşi ufukta değil, Çankayada görürdüm. Çünkü asıl güneş, Çan kayadaki Atatürk denilen güneşti. Atatürkün ölümü yal-
*4
nıx Türkiye için değil, bütün dünya İçin büyük bir kayıptır.
Bciçlkanın eski Ankara Elçisi Dervlmon
Atatürk bir defa cirminin toprak o-lacagını, fakat cumhuriyetin ebedi olduğunu söylemiştir. Kemal Ata-türkün eseri payidar olacaktır.
Yugoslavya - Vreme
Büyük bir ulusun çok sevilen Atasının ölümü yalnız Türkiyede degü. aynı zamanda bizim kıtamızda bir dünyada büyük bir boşluk bırakmaktadır.
Hongkong-Tahung Pao tkl milletin, Türk şefinin ölümünden müşterek bir zıya olarak müteelllm olması tabiidir.
YunanlMan-Etnlka Nea
A ta t ürk ün ölümünden dolayı Amerika Hükümeti pek çok üzgündür. Bu kayıp, yalnız Türk milletine ve hudutlarına İnhisar etmemiştir. Yayıldığı yerler çok geniştir.
Amerika eski Hariciye Vekili Cordel Hull
Atatürkün sayesinde, Türkiyenln harici ve iktfsadt vaziyeti şimdi mükemmeldir. Ve 1918 sonbaharında u-çurumun kenarında bulunan Türk Milletini büyük bir istikbalin beklemekte olduğundan emin olabilirsiniz. Bütün kâinat, Türkiyenln büyük matemine İştirak etmekte ve büyük ö-lüyü tâzimle anmaktadır.
Macar-Pesti Naplo Gazetesi
Atatürk, zamanımızın büyük adamları arasında çok büyük bir mevkie maliktir. Askeri meziyetleri ve memleketinin inkılabı İçindeki muazzam mesaisi çok büyüktür.
Finlandiya
Helslnlon San oma t Gazetesi
ıo çağlayan deniz bir dehşetten gibi sinmiş.. Sema korkunç bir tazyikin altında çöküyor, çöküyor... Gittikçe kararan bulutlar altında Dol-mabahçe çatısının dalga inan bayrak boynu bükülmüş bir yetim gibi direğin dibine doğru yıkılıyor. Saat 9 u 5 geçiyor.
O, enginleri ürperten, cihanı titreten. en keskin zekâları dahi şuurundan şüphe ettiren mavi gri gözler »olmuş bir külçe gibi yıkılan bir çift kapak altında ebediyete intikal ediyor.
Kâinat, korkunç bir mateme bürünmüştür. Türk tarihi muhakkak ki, büyük adamlar yetiştirmekte kısır değildir. Fakat Ata çapında bir dehâya değil Türk tarihinde, cihan tarihinde de rastlanamaz. Genç ve küçük bir devleti ikbalden satvet.e, satvetten İhtişama koşturmak büyük bir dehâyı İcap ettirmiyebillr. Fakat manen ve maddeten yıkılmak üzere bulunmuş bir kitleden dinç, zinde, mağrur ve asil bir devlet vücude getirmek dünya kurulduğundan beri bilmem kİ. kaç fâniye nasip olabilmiştir.
Haydi benim memleketini fazla seven ve büyüklerine karşı ölçüsüz bir sevgi göstererek mübalâğa ettiğimi kabul ediniz. Ya şu cihanın o büyüle adam için haykırış ve çırpınışlarından, şu birkaç satıra ne dersiniz.
“Onu hem düşman, hem dost olarak tanımış olan Yunan milleti, lfen-disüıl bir düşman sıfatiyle ne kadar takdir etmişse bir dost olarak da o kadar sevmiştir. Türk - Yunan anlaşmasını o istemiş, Türk - Yunan teşriki mesaisinin faydalarını İlk görenlerden biri olmuştur. Daha sonra Balkan Antantının kurulmasındaki hizmeti, askeri muvaffakiyetlerinden sonra adamı tir.”
naml İleriyi gören bir devlet olmuş olduğunu İspat etmiş-
Eleftra Viıııa • Yunanistan
“Büyük diriltici Atatürk’ün gayreti, Türkiye İçin müelllm bir matem teşkil eder, ölümü Elenlcr İçin de büyüle bir ziyadır.”
Etuoa - Yunanistan
“Tarih, silinmez harflerle bu devlet adamının adını hakkedecektir. Atatürk, bir halk adamıdır. Kırılmaz azmi. kuvvetli zekâsı ve kuvveti kendisini mağlûp ettiği mukadderatın Önüne getirmiş, bu suretle yeni Türkiyenln mtlbdlf olmuştur.”
Politika • Yunanistan


t

*
A
Sayfa 6
10 Kasım 1950
ATATURKTEN RESİMLERLE
Atatürkün
Kronolojisi
tattır
Müdavi doktorlarının
Atat
Konuşanı Abdi tPEKÇÎ
Erzurum
Askerlik
Dr. Nihat Reşat Belger
Operatör M. Kemal
Dr. Mürevaya
Atadan vecizeler
kapan
Medeni
Kemalin
Atatürkün
hastalı
Ölümü bütün
1919 1919
mrvkuflyeti. Cemiyetini te
Kongresi
Son O*
tane 1-istedigi
Atatürk'ün eseri olan medeni Türk kızı, Onun kurtardığı bayrağın gölgesinde ağlıyor..
intiklâllıı tamamIyeti ancak İstik İli mali İle mümkündür.
Um. Fakat Atatürk bir daha en bahsetmedi.
Doktor A bre vay a diyor kİ:
••— Atatürk İkinci Dünya Harbin de sağ olsaydı, Türkiyeyi harbe so
IMIklâl müdafaası I hhtün kuvvetler vı
Memleket ve İn lâzım olan aaıtalar İktisadiyatın İmbisat ve İzafiyle mükemmel olabilir.
Hürriyeti ga^brdllen bir millet ne adar zengin ve müreffeh olurca olun mütemeddln İnsaniyet nazarında dr ufuktan daha iyi bir muameleye Ayık değildir.
olarak Make-
SelAnlkte doğumu Yıldızda
Hürriyet sisi.
Kolağası donyaya gidişi. Hareket Ordusu. Bin gazi ye geçişi. Sofya Ataşem İli terliği Miralaylığa terfii. Anafartalar Zaferi.
Dünyanın en büyük askeri, kendisine çok manevra kıyafetiyle-
Itatürk, Ertuğrııi yatından Moda Koyundaki yelken yarışlarını takip ederken
Atanın naşı Dolnıabalıçe Sarayında İstanbullular tarafından ziyaret edilirken..
Bey... Biz karar ver-kalacagız.” Aşığı idi ve sulhte görü-
Büyük Kurtarıcı, bütün haşmetiyle Trakya manevralarını takip ediyor
Bu, gösteriyor ki Atatürk İç düşünmedi. Hastalığının ayrl esnasında Ölümü hatırına getir »emişti. En İleri devresinde bile...
Mustafa Kemal, Kolağası rütbesiyle
Kılıç kullanan kol yorulur, nihayet lıcı kınına koyar ve belki kılıç pasın maya mahkûm olur. Sapan kulla-an kol İne gün geçtikçe daha ziyade uvvetlenlr ve daha çok kuvvotlcn-Ikçe daha çok toprağa malik ve sa-
Cumhuriyetin ilk senelerinde Büyük Adam B. M. M. nden çıkarken
Nihat Reşat Belger, auajlmlz karşısında bir an elini çenesine dayayıp düşündükten sonra dedi ki:
“— Atatürkün son günlerine dair hâtıralar 12 yıldır muhtelif vesile. Irrle tekrarlandı. Ben bilhassa Onun son dakikasına kadar devam eden iyimserliğinden bahsetmek isterim.
öleceğini aslâ hatırına getirmemişti. Tamamlyle İyi olmasa bile yarı hasta bir şekilde yaşıyabileccf İni düşünürdü. Hastalığının buhranlı devrelerini atlattıktan sonra Yalovada. Floryada ve Alemdağında hayatının geri kalan kısmını geçirmeği tasarlıyordu. Bir gün bu fikrini bana açtı ve dedi ki:
*•— Git Alemdağında havası İyi bir rer «eç. Bir köşk yaptırmak ve ora-la yaşamak istiyorum.’*
Ertesi günü Vali MuhiddLn Üstün-lağ ve Hususi Kâtibi İle birlikte 8 kişilik bir heyetle Alemdarına gittik. Orada Sultan Azizden kalma bir köşk vardı. Tetkik ettim. Müsaitti Ufak bazı tâdllâtla pek uygun bir ha. le gelecekti. Vali hemen köşkü alıp hazırlamamızı istedi. Acele etmemesini söyledim. Çünkü Atanın sıhhatinin hakiki durumunu biliyordum. Saraya dönünce Atatürk İzahat istedi. Kendisine tam arzu edilen şekilde bir köşk bulduğumuzu bildlr-köşk-
19 Eylül - Gazi Unvanının ve müşir rütbesinin tevcihi.
Karc ve Ankara muahedeleri.
26 Ağustos - Büyük Taarruz.
.SO Ağustos - Başkumandanlık Meydan Muharebesi.
9 Eylül - îzmlrln İstirdadı.
11 Hkteşrln - Mudanya Mütarekesi.
24 Temmuz - Lozan Muahedesi.
28 Ağustos - Lozanın tasdiki.
6 Hkteşrln - îstanbulun İtilâf Devletleri tarafından tahlİAenl.
9 tlkteşrin - Ankaranın devlet merkezi oluşu.
29 Hkteşrln - Cumhuriyetin tlâri'
3 Mart - Hilâfetin îlgası.
25 Hkteşrln - Şapka Kanunu.
80 Hkteşrln-Türbe, tekke ve zaviyelerin ması.
26 tklncikânun -leraraNi takvim atin kabulü.
Ankara, 9 (ANKA) — Yarın Atatürkün Ölüm yıldönümü münasebetiyle. bugünden itibaren Başbakanlık binasındaki bayrakla diğer resmi daire ve müesseselerdeki bayraklar milli matem eseri olarak yarıya indirilmiş bulunmaktadır. Yarın Ankarada Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi Konferans salonunda Atatürkün ölüm saatine rastlayan 9.05 te bir anma töreni yapılacaktır. Fan! hayata gözlerini yumduğu saatte İhtiram duruşu ile tören başlayacaktır. Bandonurj çalacağı İstiklâl Marşından sonra Atatürkün hayat ve eserleri hakkında bir konuşma yapılacak, muvakkat kabri ziyaret edilecektir.
Diğer taraftan Cumhurbaşkanı ve bakanlar Atatürkün Muvakkat Kabrin! ziyaret edecekler, İhtiram duruşunda bulunacaklardır. Atatürkün a-nıt kabrine dikilmek üzere Amerika-dak! zengin bir vatandaş tarafından gönderilen bayrak direği de bugün törenle diktirilmiştir. Yarın bu direkte Türk Bayrağı yarıya çekilmiş o-lacaktır. Matem münasebetiyle Tttrk-Amerikan Kadınlan Türk Kültür Demeği de bir tören tertiplemiştir.
17 Şubat • Türk Kanunu.
15 Hkteşrln - Büyük Nutku.
I Hkteşrln - İkinci defo Cumhurrelsl seçilişi.
Ağustos - Lâtin harflerinin kabulü.
Dil - Tarih Kurum ve kurultayları.
1 Mayıs - t çüncü defa Cumhur reisi seçilişi.
29 Hkteşrln - Cumhur!yelin 10 uncu Yıldönümü. Birlncikânun - Soyadı Kanunu.
Mart - Beşinci B.M.M. ne 17 kadın mebusun girmesi.
Temmuz - Montrö Konferansı.
Hatayın ilhakı.
10 İkinclteşrin - Ölümü.
Bitlisin ve Muşun İstirdadı.
Hicaz Kuvvet Seferiye Kumandanlığı.
Almanyayı ziyaret, ikinci defa Yedinci Ordu Kumandanlığı.
Yıldırım Ordusu Kumandanlığı.
Üçüncü Ordu Müfettişi olarak Anadoluya hareket.
19 Mayıs - Samsuna çıkış.
9 Temmuz -
Kongresi.
8-9 Temmuz -
ten İstifası.
4 Eylül - Sivas Birlncikânun • manii Meclisi Mebusanı-nın açılışı.
16 Mart - Îstanbulun İşgali.
23 Nisan - B. M. M. nln Ankarada açılışı.
24-25 Nisan - Meclis ve Hükümet Rebdiğine seçilmesi.
İstanbul Hükümeti tarafından idama mahkûm e-dilmesi.
10 Ağustos - Sevr Muahedesinin kabulü.
8 Birlncikânun - Gümrü Muahedesi.
Londra Konferansı.
I Nisan • İkinci İnönü Zaferi.
5 Ağustos - Başkumandanlığa tâyini.
18 Eylül - Sakarya Zafe-
Büyük Ata'nın hastalığının son günlerinde kendisini tedavi etmek, amansız hastalığın pençesinden O’nu kurtarmak için 7 hekimimiz didinmişti: Neşet Ömer, Âkil Muhtar, Mim Ke-mal Oke, Nihat Reşat Belger, Hayrullah Diker, Abrevaya ve Mehmet Kâmil. Bu yedi hekimimizden bugün hayatta dördü kalmıştır. Bu dört hekimimizden üçü ile yapmış olduğumuz konuşmada, Ata’nın son hastalık günlerine dair hâtıralarını canlandırmak istedik.
Aşağıda Atatürkün son dakikasına kadar başından ayrılmayan üç hekimimizin intihalarını bulacaksınız.
Atatürkün son senelerine bu küçük kız inceliği, zekâsı ve saf sevgisiyle renk vermişti. Bu resimde Atatürk t'lkü İle meşgul olurken görülmektedir
bir zatın meziyetlerini, vasıflarını, birer nasihat şeklinde olan vecizele-rinl her sene yâdetmek, yarınki nesillerin kalbinde de minnet ve şükran hislerini tazelemek bakımından önemlidir. Tarihe bakarsanız Atatürk gibi parlak kimselerin çoğu unutulmuştur.
12 senedir söylenen ve yapılan şeyler bir tekrardan ibaret olmakla beraber bizim için bir borçtur. İşte biz. bu borcu yapmağa çalışıyoruz. Yoksa Atatürkün, yaptığı içtimai ve siyasi inkılâplarda ölçülemlyecek kıymetleri ile tarif ve tavsif edilmesi hiç şüphesiz mümkün değildir. Belki tarihte bu inkılâba dair nyasız. kasıtsız ve bitaraf kalemlerin yazacağı savlalarda en doğru malûmatı bulacağız. Çünkü Atatürkle uzun müddet birlikte yaşamış olanlar ya-ratılışındaki kendine mahsus varlığını maddi ölçülerle takdir edemezler.
Bugün susmaz bir hale gelen, duyuş ve düşünüşlerini ve inanışlarını çekinmeden söylemeğe başlayan Türk milleti, Atanın büyük siyasi ve içtima! İnkılâbının ruhunu ifade eder.
Atatürkün hastalığı zamanında sıhhi durumunu takip etmek fırsatını bulmuş bir hekim sıfatiyle sorduğunuz suallere salâhiyetle cevap verebilirim. Atatürk milletçe malûm o-lan rahatsızlığının seyri esnasında muhtelif vesilelerle milletle temasının kesilmiş olmasından muztarip ve müşteki İdi. O. daima milli inkılâbın tamamlanması için ideal düşünüşlerini gerçekleştirebilecek imkânlar bu. iacağından ümitvardı. Hastalığının seyri esnasında hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemişti, yalnız uzun müddet yatakta kalacağım tahmin ederdi.”
kacaktı, derler. Bu fikir katiyen yanlıştır.”
Bunu doktor Abrevaya söylüyordu. İzah ederek dedi ki:
”— Ölümünden birkaç ay evveldi. Bir gün kendisini ziyarete gelen o zamanki Başbakan Celâl Bayara dedi ki: “Celâl Bey, Celâl herkesle dost geçinmeğe dik. Harp olsa da böyle
Atatürk sulhun hakiki memleketin selâmetini yordu. Hastalığının son dakikalarına kadar cesaret ve metaneti müthişti. Dinamizmi sayesinde birinci komayı atlatmıştı.
İnce zekâsını hasta günlerinde bile her fırsatta belli ederdi. §u hâdiseyi hiç unutmam ve hatırladıkça Atanın yüksek zekâsını bir kere daha takdir edip gülmekten kendimi alamam:
Daha henüz yatağa düşmemişti.
Almanyadan gelen Kraus İsminde bir doktor kendisine çok sigara içmemesini söyledi.
Atatürk kendisine şu cevabı verdi: —Sigarasız yaşıyamam.
— Günde ne kadar içersiniz?
— 120 tane.
— O halde 60 tane için...
Halbuki Atatürk zaten 60 çerdi. Bu şekilde doktordan, cevabı almış oldu.
Mim Kemal
Ebediyete intikali bütün milleti yürekten ağlatmıştı. sandukay takip eden Celâl Bayarın çok müteessir çehresi ve göz yaşların zaptedemiyen Refik Saydam’ın tarihi resmi..
Operatör Mini anlattıkları: Mim Kemale, ğına dair hatıratını sorduğum vakit evvelâ, Atanın hatırasını her yıl an-mak meselesine temas etti. Dedi I(1:
Atatürk gibi vatanı kurtarmış
10 Kasım 1950
YENİ İSTANBUL
Sayfa
7
TRENÇKOT ve PARCEL ÜLER i j ^uziker zcvnan ItofHiL/ocaktiP GALATA-KARA KÖY
J

KİREMİT UCUZLADI
lmalAtmın güzelliği ve sağlamlığıyla müştehlr
SÖMERBANK
KÜTAHYA KERAMİK FABRİKASI
Fiyatlarda yine indirme yaptı
KİREMİT
Yüz binden yakan siparişlerde
Tanesi 10 Kuruş
Slpari* bedeli Kütahya Ziraat Bankasındaki 310 sayılı hesabımıza havale geldiğinde derhal sevkedllir.
Tel : Keramik - Kütahya
anlamına
okunuşu, yükselir; tesblt ve
ALMAN TAM DİZEL TRAKTÖRLERİ M K
8
6
Daı ihtiras. 8 — Ovala; Mele, t — Dans; Devam. 10 — Emil Zola.
Soldan eatfa:
1 — ittihadı îelAm taraftan merhum bir şairimiz. 2 — îetlkbnJ; Yenme, 3 — Sporcunun gayesi onu kırmaktır; Paylama. 4 — Onlar bezme ahar gelirmiş; Fasıla. 5 — Yakup Kadrinin hayli tepki uyandırmış bir eseri; Rüagrtra emir .6 —- Çevrilince cefa olur; Bir amiralimizin soyadı. 7 — Bir nota; Memleketimizin kalkındırmak zaruretinde olduğu hlr saha. 8—Yol; Muahede. 9—Aldanır; î-Idnci harfi İnce okunursa kadın olur. 10 — Münasebeti İyi değil ılld kelime).
Yukarıdan aşağı t
1 — Azade; Tarh. 2 — Lafonten.
— Fiil; Ark. 4 — Oktayı Keka.
— Naaş; Tar. 6 — Ira; Ka-vt 7 —
Yukarıdan a*ağı:
1 — Müşir; Bir harfin
2 — Bszılan onu öpmekle Ziyan. 3 — Bir vakanın
nakil; Terbiye onun muhitinde başlar. 4 — Bir sosyoloji terimi; Beyaz ve pişkin. 5—Bir Bakanımızın soyadı; Eski harflerden birinin okunuşu. 6 — İşaret sıfatı; Müsabıkın karşısındaki. 7 — îyi; Tersi İmar eden. 8 —Onun gibi; Bozma, e — Cümle; Tersi herhangi Işde ehliyet sahibi. 10 — ZekA.; Bir renk.
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa:
1 — Alfons Dode. f — Z&Jka; A-vam. 8 — Af itap; Ani. 4 — Dolaş; İle!, ö — En; Ahi. 6 — Ta; Mat; Do. 7 — Terk; Rimel. 0 — Anket: Reva. 9 — Kavala. 10 — Haceri rna.
ART/K BİR TRAKTÖR SAHİBİ OLMANIN ZAMANI GELMİŞTİR
Hiç hlr masraf ihtiyar etmeden Ankara'da kullanışlı, zarif ve sağlam BAHÇELİ EV
ve İşlek bir semtte
DÜKKAN
sahibi olmak İsterseniz, talihinizi deneyiniz! 1950 ikramiye plânının son çekilişi:
29 ARALIK

150 Hra baldyell TASARRUF HESAPLARI hn çekilişten faydalanırlar. Her 500 lira için ayn bir kura numarası verilir.
TÜRK İYE IS BANKASI
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları
Muessesesi Müdürlüğünden:
MUeMesemlzde mevcut 12293 kilo hurda bakır tel açık arttırma suretiyle »atılacaktır.
Arttırma 27.111950 pazartesi günü saat 16 da Karabükte mOessesemftı Ticaret Şefliğinde yapılacaktır.
Hurda bakır teller İş gün ve saatlerinde müessesemlz sahalında görülebilir. Satış şartnameleri müessesemiz ticaret şefliğinden alınabilir.
Taliplerin belirli gün ve saatte 800 liralık temlnatlariyle birlikte hazır bulunmaları ilân olunur.
Müessesemiz «atiyi yapıp yapmamakta serbesttir. (15363)

Hicri
Muhjır.
29
1370
VAKİT
Güne, Offle ikindi
Akşam Yatsı tmaAk
İLÂN
Kastamonu Valiliğinden:
He alt olup Ankara Yollar 4 üncü Bölge Müdürlüğünde ambalaj halinde bulunan Caterpillar marka 80 beygir kuvvetinde bir adet Buldozer makinesi kapalı zarf usulü İle satılacaktır. Makinenin bedeli 52215 liradır. Geçici teminat 3861 liradır, ihale 17 kasım 1950 cuma günü saat 15 te îl Daimî Komisyonunda yapılacaktır. Şartnamesi valilikten istenllebillr. Teklif mektupları ihaleden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde valiliğe verilmesi şarttır. Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edll-mez. (14850)
İstanbul 3 üncü İcra
(
Memurluğundan
950/5329
Maryam Arşaîyus Kuyumcuyan ve çocukları Karabet, Pır-lantı Silva, Alla Maryam Kuyumcuyan. Diruhl Marllyan, İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğü, Yefkine Davlt aralarında taksimi kabil olamadığından Beyoğlu Birinci Sulh Hukuk Yargıçlığının 950/80 sayılı ve 13.7.1950 tarihli ilâmına İstinaden İzaleyi şuyu suretiyle paraya çevrilmesine karar verilen ve tamamına 6400 lira kıymet takdir edilen Beyoğlu Kemankeş Mahallesi Allpaşa değirmeni sokağında en eski 10, 12, 10 mükerrer, 12 mükerrer eski 18, 20 yeni 14, 16 taj 38 kapu No.lu 121 pafta, 71 ada, 7 parsel sayılı Davutağa ve Mahmut Sanl vakfından lcarell arsanın tamamı 2004 No.lu kanuna tevfikan açık arttırmaya çıkarılmıştır.
GAYRİMENKUL: Alipaşa değirmeni sokağına 9,75 M. cephesi vardır. Derinliği 8,20 M. ve mesahası 80 M2. dır. Gayrimen-kulün içinde ilişiği olmayan temelsiz, kontrplâk ve teneke kaplı barakalar bulunmaktadır. Arsanın zemini yol İle beraber ve düzdür.
HUDUDU: Tapu kaydı gibidir.
İşbu gayrimenkulun şartnamesi 8.11.1950 tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için açıktır. Arttırmaya iştirak edecekler şartnameyi görmüş, lüzumlu malûmatı almış ad ve itibar o-lunurlar. Arttırmaya iştirak edecekler takdir edilen kıymetin yüzde yedi buçuk nispetinde pey akçesi veya millî bir bankanın teminat mektubunu İbraz etmekle mükelleftirler. Satış bedeli peşindir. Ancak ihtiyarî olarak 20 günü geçmemek üzere müşteriye mehil verilebilir. Satış bedelinin ödenmemesi halinde İcra İflâs Kanununun 133 üncü maddesi ahkâmı tatbik olunur. İşbu gayrimenkulün birinci açık arttırması 5.12.1950 gününe gelen salı günü saat 11 den 12 ye kadar İstanbul Üçüncü İcra Memurlu, ğunda yapılacak ve verilen bedel takdir edilen kıymetin yüzde 75 İni geçmek şartiyle en çok arttırana ihale edilecektir. Böyle bir bedelle alıcı çıkmadığı takdirde arttırma on gün daha uzatılarak 15.12.1950 tarihine gelen cuma günü aynı mahalde ve aynı saatte ikinci arttırması yapılacak ve en çok arttırana Lhale edilecektir. İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dahi! olan İddialarını evrakı müsbiteleriyle 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde haklan tapu sicilleriyle sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar.
Tellâllye rüsumu, ihale* pulları, tapu harçlan varsa 20 senelik taviz bedeli müşteriye, diğer vergiler hissedarlara aittir. İş. bu gayrimenkulün ilân ve şartname dairesinde satılacağı, fazla malûmat almak isteyenlerin dairemizin 950/5329 sayılı dosyasına müracaatları ilân olunur, (13340)
1950
KASIM
10
Cuma
V AMA Tl
8.89 ıı.M 14.39 16.56 18.30
5.00
Rum)
Ekim
28
1360
EZANİ
1.42
7.01
9.42 12.00
1.34 12 03
EMÎNÖNÜî Mehmet KAsım (E-minönü) — Hikmet Güney (KÜ-çükp&zar) — Sim Rasim (Alemdar) — Haydar Yeni (LAlell) BEYOĞLU t Beyoğlu (Merkez) — İstiklAl (Merkez) — Taksim (Taksim) — Merkez (Galata) — Halk (Şişli) — Halıcıoğlu (Haaköy) — Merkez (Kasımpaşa)
FATİH: İbrahim Balmumcu (Şeh-ladebagı) — Sanm Çltçl (Aksaray) — Yedlkula (Samatya) — Nüzhet Onat (Şehremini) — Oün-doğdu (Karagümrük) — GOlaeren Slpahioglu (Fener)
EYÜP: Eyüp Sultan BEŞİKTAŞ: Vidln (Beşiktaş) — Ortaköy — G. Dlvanho£lu (Arna-vutköy) — Merkez (Bebek)
KADIKÖY: R. Muhtar (Kadı-
köy) — Feneryolu — Erenköy — A Cafer Çağatay (Bostancı) — İttihat (Üsküdar)
HEYHELtADA: Halk BÜYÜKADA: Merkez
ANKARA ı Ulus — Çankaya — Derman
İZMİR: Ali Hayreddin (Basmahane) — Sıhhat (Kemeraltı) — Sağlık (Aİnancak) — İkiçaşmellk (Eşref paşa) — Karantina (Yalılar).
ANKARA:
8.30 İstiklâl Marşı. — 8.33 Günün programı. — 8.35 Kuran-ı Kerim. — 8.45 M.8.Ayan ve haberler.
— 9.05 Saygı sükûtu.
12.59 Program. — 13.00 M.8.A-yşn ve haberler. — 13.15 Öğle Gazetesi. — 13.30 dan saat 19.00 kadar kapanış.
18.59 Program. — 19.00 M. 0. A-yan ve haberler. — 19.15 Tarihten bir yaprak ve 20.16 e kadar kapanış.
20.15 Radyo Gazetesi. — 20.30
Atatürk’ün sesinden 10 uncu Yıl Nutku ve saat 22.45 e kadar kapanış.
İ2.45 M.S.Ayan ve haberler. — 23.00 İstiklal Marşı ve kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler. — 13.15 Kapanış.—
18.57 Açılış ve programlar. — 19.00 Haberler. — 19.15 Kapanış. —19.20 Luclıvig Van Beethoven Senfonisi No. 3 MI Bemol Majör "Erolka.,
— 20.15 Radyo Gazetesi. — 20.30 Atatürk'ün sesinden Cumhuriyetin 10 uncu Yıl Nutku. Atatürk’ün ö-lümünün 12 nci Yılı münasebetiyle Talebe federasyonu adına konuşma ve kapanış. — 22.45 Habor-ler ve kapanış.
K H E D I V I A L
MAİL L I N E
İstanbul - İskenderiye • New-York ve Phlladelphia arasında seri ve muntazam posta
MUHflMMED ALİELKEBİR
Transatlantik vapuru 13 kasımda muvasalat ve 14 kasımda yolcu ve eşyayi ticariye alarak İskenderiye • Philadel-phia ve Nevv-York’a hareket edecektir.
Fazla tafsilât için Galetada KarakÖyde ikinci katta
GILCHRIST
ot Co.
Yeni Handa
VVAJLKER Ltd.
Acentalığına
Tel: 42964
müracaat.

BEYGİRLİK TİPLERİN
İkinci partisi yakında gelerek teslimata başlanacaktır

I
MARSHALL PLÂNI KREDİLERİ DAHİLİNDE 5 SENE TAKSİTLE
satılacak olan bu traktörler için kayıtlara başlanmıştır
Büyük bir miktar gelmekle beraber mevcudumuz
bitmek üzeredir. Aeele ediniz.
a
Bilumum büyük vilâyetlerdeki acentelerimizde
kayıtlarınızı yaptırabilirsiniz
BOL YEDEK AKSAM
Türkiye genel mümessili :
MEHMET KAVALA

Telefon : 40430 - 42673
Galata - Tabir Han
Telgraf t
LAmet
- tat.
İstanbul Sıhhi Kurumlar Arttırma ve Eksiltme
Komisyonundan
Lütnın gösteren Müessese
Haydarpaşa Nümune Has-tahaneslnin
*
Şişil Çocuk Hastahanesl-nln
Cinsi
Miktarı
Muhammen İlk temi- Eksiltme bedeli natı saati
Lr. Kr. Lira
Röntgen makinesi
Sterillzasyon cihazı
Teferruatlyle
1 adet 40500 —
1 adet
Montaj dahil 21000 —
3038
1575
15
15.15
Yukarıdaki ihtiyaçlar hizalarında gösterilen müesseselere alt olup, ayrı ayn kapalı zarf uzu-llyle eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltmeler. 22 kasım 1950 çarşamba günü hizalarında gösterilen saatlerde Cağaloğ-lundaki Sağlık ve S. Y. M d. lüğü binasında toplanan Sıhhî Kurumlar Satın Alma Komisyonunca yapılacaktır.
2 — İstekliler, bu işlere alt şartnameleri çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
3 — İsteklilerin, câri seneye alt ticaret odası ve bu işlere yeter ilk teminat makbuz veya banka zarflarını eksiltme saatlerinden birer saat evveline f
4 — Postada vaki gecikmeler şayanı kabul
vesikası İle 2490 sayılı kanunda yazılı belgeler mektupları olduğu halde teklifi havi kapalı kadar makbuz mukabilinde komisyona vermeleri.
değildir.
(15010)
Balıkesir Valiliğinden
1 — Balıkesir — Şamlı — Ilıca yolu kim. 16-t-OOO—30 + 000 arasında yapılacak toprak tesviyesi işi (40175.00) lira keşif bedeli üzerinden kapalı zarf usuilyle eksiltmeye konulmuştur. 10 bin lirası 1950 de, bakiyesi 1951 de ödenecektir.
2 — ihalesi 25 kasım 1950 cumartesi günü saat 11 de Î1 Daimî Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu işe alt bütün evrak her gün Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin 3013 lira 13 kuruş teminat yatırmaları veya bu miktar banka mektubu veya makbuzu ile ticaret odası vesikası ve ihale gününden en az Uç gün evvel (tatil günleri dahil) buna benzer 30 bin liralık İş yaptığını gösterir belge İle valiliğe müracaatla ehliyet vesikası almaları ve 2490 «ayılı kanunun hükümlerine göre hazırlayacakları teklif mektuplarını ihale günü saat 10 a kadar komisyon başkanlığına makbuz mukabili vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (15157)
SATILIK AMERİKAN AMELİYAT MASAJLARI
ve muhtelif Röntgen tesisatı. masa ve tesisleri görmek ve görüşmek tinere 81344 No, ya telefon edilmesi.
Konferans
Tıp Fakülte&l
Dekanlığından:
Dünya Sağlık Teşkilâtı adına Profesör Dr. Huafeldt, şehrimizde sekiz konferans verecektir. İlk konferans 13-11-1950 pazartesi günü saat 11.30 da Birinci Cerrahi Kliniği anflsin-de verilecektir. Diğer konferanslar aynca ilân edilecektir.
(15231)
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığından:
Fakültemizin Umumi Hukuk Tarihi Kürsüsünde bir asistanlık açıktır.
Bu asistanlığa isteklilerini
Memurlar Kanununun A, B, C. H, V, Z fıkralarında yazılı »artlardan bajka,
İngilizce, almanca, Fransızca, İtalyanca dillerinden birini bilmeleri Iftzundır.
Memurlar Kanununun 4 üncü maddesindeki şartlan mtlsblt evraklan, hukuk lisans diploması ve hangi yabancı dili bildiğini açıklayan bir dilekçe İle 10.11.1950 tarihinden İtibaren 15 gün zarfında dekanlığımız* müracaat etmeleri lüzumu İlân olunur.
Tabancı dil imtihanları, İstanbul Hukuk Fakültesinde yapılacaktır. (15357)
BOL KÖPÜKLÜ - NEFİS KOKULU
SABUNLARI 1OO DE 1OO SAFTIR.
— SAYIN DOKTORLARA
BİLAKS
MÜSHİL ve MÜLEYYİN DRAJELERİ
ECZANELERE ve ECZA DEPOLARINA
TEVZİ EDİLMİŞTİR
DİLER TIBBİ MÜSTAHZARLAR LÂBORATUARI
-IMP-
lngllİK sanayiinin çok pratik ve faydalı bir buluşu.
Baca ve »oba borularını kurumdan derhal temizler.
Tutuşmuş bacaları derhal söndürür.
TOPTAN SAT18 MERKEZİ Galata, Yrmlşçlhaaiuı sokak Tripo Han Na 3.
Perakende «atış yerleri:
Beyoğlu:
NEA AGORA
Beyoğlu:
JAPON PAZARI
Taksim:
ANKARA PAZARI
Şlgli:
PÜZANT HOVNAN
İstanbul Asliye Yedinci Hukuk Yargıçlığından:
1940/39
MevlUt Kaplan, Ayazpaşa Mezarlık Sokak No. 28 de şoför. Refahiye
Dr. Cemal Zeki Önsalın aleyhinize açmış olduğu alacak dâvasından dolayı dâva tarafların duruşmaya gelmemesi sebebiyle müracaata kalmış olup bu kere dâvacı tarafından da yenilenmiş ve duruşma günü alarak 18.12. 1950 saat 14 tensip edilmiştir. Muayyen olan gün ve saatte mahkemede bulunmanız, aks! halde duruşmanın gıyabınızda cereyan edeceği tebliğ makamına kaim olmak üzere 15 gün müddetle İlân olunur. (15334)
GÜZEL VE
İLANLAR
YENİ İSTANBUL’DA
ÇIKAR
ZEV SAHİPLERİNlN DİKKATİNE!
Kireçbumu Vapur iskelesi karşısında Kireç burnu Caddesi No. 13 te bulunan ve evvelden beti (Boğaziçi Salonu) İsmi altında çalışan gazino, bu kere 15 kasım 1950 tarihinden itibaren binanın tamamı tam konforlu bir otel olarak açılacaktır.
Bu otele türkçe güzel bir isme İhtiyaç vardır. En geç 15.11.1950 tarihine kadar gönderilen mektuplar bir heyet huzurunda açılacak ve seçLlen isim sahibi mükâfat olarak arzu edecekleri mevsimde otelde 5 gün yemekli olarak Ücretsiz kalabilecektir.
Mektup adresi:
Yusuf Evlgün
Klreçburnu - Kireçburnu
Cad. 13
Basın - Yayın ve Turizm
Genel Müdürlüğünden:
Ankara Radyosunun kısa dalga neşriyatında çalışmak üzere orduca bilen bir mütercim - spiker alınacaktır.
Taliplerin izahat almak için Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü İdari İşler Müdürlüğüne müracaatları. (15162)
Sayfa 8
10 Kasım 1950
defa olarak 150 liraya tapu vermeğe
Israr üzerine son
Eski müşterilerimize ipotekli tapu
ESKİ MÜŞTERİLERİMİZE İPOTEKSİZ
Taprı Kadastro Fen Memuru Bay
tarihîne kadar yatırıldığı takdirde % 20 tenzilâtıyla 440 liradır.
Florya - Altın Şehirden şimdiye kadar 3000 vatandaş arsa almıştır. Aile, dost ve ahbaptan İle Altın Evleri 15.000 kişi gezmiştir. Birçok resmi makam işgal eden şahıslar ziyaret etmişler, bü-tün İstanbul gazetecileri görmüşler ve Altın Şehri, verdiğimiz I-zahattan daha muhteşem bulmuşlardır. Bu meyanda Şirketimiz
D — Peşin 450 lira. Tamamı 20 kasım 1050 tarihine kadar yatırıldığı takdirde % 20 tenzilAtiyle 360 liradır.
Şirketimizin kaloriferli AJman Büsaing 100 kişilik lüks otobüsleri sayın müşterilerimizi, hususi kartlarla Altın Şehlre belediye rüsumu hariç 10 kuruşa taşımaktadır. Bu resim 6 kasım 1950 tarihinde. arsa seçim gününde. Altın Şehirde çekilmiştir.
1 — İstanbul . Lâleli, Türk Ticaret Bankası Hesap No. 27
2 — İstanbul . Bahçekapı, Ziraat Bankası. Hesap No. 306
3 — İstanbul - Bahçekapı, Yapı ve Kredi Bankası Hesap No. 2585
Bakırköy Tapu Sicil Muhafızı Bay Yakup Veli Dcvrhn, müşterilerimizin takrirlerini veriyor.
ALTIN ŞEHİRE. İnşaat malzemesinin özünü teşkil eden taş, vagonları çeken traktörlerle böyle taşmıyor.
*3^ ^*(-
ı İ•
Suat Yüce, müşterilerimizin arsalarını ölçerek teslim ediyor.
4 — İstanbul . Beyoğlu. Yapı ve Kredi Bankas! Hesap No.
409
NOT:
Bu fırsat bir daha elinize geçm
ADLÎ SİCİLLİ TİCARET No. 42474
MERKEZİ: EMİNÖNÜ MEYDANI No. 22 ve 22/1
t i S MI 0 1

Şirketimiz bundan evvelki ilânlarında, 5 kasım 1050 tarihinden sonra 150 liraya ipotekli tapu verme usulünü kaldıracağını ilân etmişti. Tedariksiz bulunan pek çok müşterilerimiz ısrarla biraz mühlet istemişlerdir. Her makul teklife peki diyen müessesemiz, son defa olarak, defaten borçlarına mahsuben 150 lirayı yatıran bütün müşterilerine İpotekli tapu verme işini 20 kasım 1950 tarihine kadar uzatmıştır. Yalnız bazı Anadolu müşterilerimizin verdikleri taksitin üzerine 150 lirayı tamamladıkları görülmüştür. Sayın müşterilerimizin verdikleri taksitlerden maada 150 lirayı borçlarına mahsuben defaten yatırmaları lâzımdır. Her hangi bir yanlışlığa meydan verllmemeşhu istirham ederiz.
îpoteksiz tapu almak isteyen eski müşterilerimizin de müracaattan nazan dikkate alınmış ve son defa olarak, eski bağlandıktan arsa bedeli üzerinden % 20 tenzilât, 20 kasım 1950 tarihine kadar uzatılmıştır. Eskiden 600 liraya bağlanan müşterilerimiz 480 lirayı. 720 liraya bağlanan müşterilerimiz 567 lirayı. 900 liraya bağlanan müşterilerimiz 720 lirayı, 1200. liraya bağlanan müşterilerimiz 960 lirayı tamamlıyacaklardır.
YENİDEN ARSA ALMAK İSTEYEN VATANDAŞLARIMIZA HAZIRLADIĞIMIZ SON FIRSAT!!
T-T
i
9
•S .
•'•5
|« o • » • N* •• tâ
• • •
• ' f
• •
• •





4
k • . •• W-
• • • «
lehine bazı mühim noktalar da keşfedilmiştir. Meselâ bol suyu, mükemmel kara yolu, treni, şehre yakınlığı, deniz nakli bulunan Altın Evler Arazisinin kenar semtlerinde, birinci derecede randıman verebilen her türlü ntelye ve fabrikaların kurulabileceği nazan dikkati çekmiştir.
Türkiyenin en modem Florya plâjlanna, Yeşilköy Hava meydanlarına otobüs ve trenle 7 dakika mesafede, birinci sınıf turistik nuntaka olmağa namzet, Küçükçekmece Gölünün bir kısmını ihata eden, envai türlü avı bulunan Altın Evler sahasında 600 metrekare arsalar tamamen bitmiştir. Şimdi mahdut otan 300 metrekarelik arsaların satışına başlanmıştır.
300 METREKARELİK ARSALAR YÜZDE 20 TENZİLÂTLA PEŞİN 360 LİRADIR!!
Altın Evler sahasının en güzel yerlerinden bir kısmını İşgal ettiği, arsa seçim günlerinde binlerce müşterimiz ta raf m d an görülen bu arsaların fiyatı bir radyo fiyatından daha ucuzdur. Satış şartlarındaki kolaylıklar tso görülmemiş derecededir: 20 kişilik yüksek mimar, yüksek mühendis, ressamlardan müteşekkil ve Teknik Okul muallimlerinden, şehircilik mütehassısı sayın Behçet Unsalın nezaretinde yapılan ALTIN EVLER imar plânına göre bu arsaların cepheleri 15 metre, derinlikleri 20 metre olup sahaları 300 metrekaredir. Yanyana iki arsa kapayan vatandaşlarımız 30 metre cephe, 20 metre derinlik olmak üzere 600 metrekarelik İki tapulu fevkalâde büyük bir arsaya sahip olabilirler:
BU ARSALARIN SATIŞ ŞEKİLLERİ:
A — 20 lira taksitle 750 lira. Birinci taksit 20 kasım 1950 tarihine kadar yatırıldığı takdirde % 20 tenzilâtı ile 600 liradır.
B — 30 lira taksitle 650 lira. Birinci taksit 20 kasım 1950 tarihine kadar yatırıldığı takdirde % 20 tenzllâtlyle 520 liradır.
C — 40 Hra taksitle 550 lira. Birinci taksit 20 kasım 1950

I1V •
4 •



E — Arsa bedellerine mahsuben 20 kasım 1950 tarihine kadar 150 lirayı tamamlayanlar ipotekli tapu alırlar.
Arsalar parsellenmiş olduğundan sıra tercih numaralı usul kaldırılmış olup, en evvel müracaat edenlerin arsaları İmar plânlan üzerinde derhal kapanıp sahiplerine bildirilecektir.
ŞİRKETİMİZ NAMINA PARA GÖNDERİLECEK VEYA YATIRILACAK BANKALAR-,
TELEFON: 27310
ŞUBESİ: ÇEMBERI.İTAŞ GARANTİ BANKASI ÜBtii No. 1
devam ediyoruz

1 — Anadolu müşterilerimiz tapuları için iki fotoğraf, tapu harcı İle birlikte şu husurl vekâletnameyi göndermelidirler*
(İstanbul, Vilâyetinde, Bakırköy kazası dahilinde Altın Evler İnşaat KollekUf Şirketinden namıma ipotekli veya ipoteksiz gayri menkul satın almağa ve bu bapta gereken bilcümle kanu-ni muameleleri İfaya ve namıma verilecek takriri almağa ve tApu senedi istihsaline mezun ve salâhiyeti; olmak üzere Istar.bulda Beyoğlu Hüseyin Aga Mahallesi Nevizade Sokak No. 33/5 te mukim Süleyman Akdilek i vekil nasp ve tayın ettim ı Arzu edenler, arzu ettiklerine aynı vekâletnameyi gönderebilirler.
2 — Müşterilerimizin 20 lira mukabilinde, tapu kadastro Fen Memurunun huzurunda arsalarının beton kazıklarla hudutlandır-ma İşine devam ediyoruz:
T.C.ZİRAAT BANKASI
Vadesiz Tasarruf Hesabı ikramiyeleri
30 Aralık 1950 Çekilişinde :
1EV
Harpten evvelkinden daha üstün kalitede, meşhur Güldner OİZEL motorları gelmiştir.
Güldner DİZEL motorları ekonomik sarfiyatı ve emin çalışmaları ile bütün dünyada şöhret kazanan motorlardır.
(Ankarada, Kavaklıderede, 3 Oda, 1 Hol)

A
£1
ynca
1 tane 10.000, tane 1.000 l‘ra
Bu çekilişe katılmak isterseniz, 10 Kasım 1950 tarihine kadar Bankalarımızda 150 liralık bir hesap açtırmanız ve bu parayı 30 Aralık 1950 akşamına kadar çekmemeniz lâzımdır. Her 150 liraya ayrı bir iştirak hakkı verilir.
Firmamızın tıbbi ve diş tababeti cihazları İle, bundan böyle devamlı olarak getirteceğimiz
MINERVfi
MELOPHON
M E 0 P T A

Ti.
$ (POMAT
' A a
marka
marka
sinema
dikiş makineleri,
radyoları,
ve fotoğraf makineleri
teşhir ve satışının
GALATA, RIHTIM CADDESİ, TAHÎR HAN
altındaki yeni mağazamızda (Tel: 49449) yapıldığını sayın müşterilerimize arzederiz.
MEHMET KAVAL
MÜESSESESt
NJEZ.LE d’is'ağpisi
■ ADALE ROMATİZMASI
• YANIKLAR .
GÜNEŞ YANIĞI
ARLPÖÇEK SOKMASI
ARALAR
MÜH j;
• EKIEMA •ERGENLİK •DONUK A
• DERİ ÇATLAKLARIMDA VE
• TRASTAH SONRA KULLANILIR
EbATI : 75 Krş_,
KESİK YA
• pl
• KASIKTI.
Frengi ve Belsnfrukhıfıınun teminatlı bir koruyucusudur.
Yanık, ekzema ve cilt yaralarına fevkalâde İyi gelir