Ziya Paşa’nın ünlü mısra-i bercestesi hakkında köşecilerimiz bakalım ne inciler saçmışlar.
Ziya Paşa’nın bu sözlerinin sahibinden bile haberdar olmayıp atasözü sanan “aydın”larımızdan başlayalım:
Ruhat Mengi’nin 5 Aralık 2000 tarihli yazısından:
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir… Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” demiş büyüklerimiz, ağızlarına sağlık!
Ruhat Mengi’nin 21 Temmuz 2000 tarihli yazısından:
Dayağa karşıyım ama bu kadar özel durumlar için, şu sözü beğendiğimi de itiraf ediyorum:
Nush ile uslanmayana etmeli tekdir,
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir!
Zıpır bilmeceleri ile bir neslin mizah anlayışını köreltmiş Yalvaç Ural’ın 17 Nisan 2007 tarihli yazısından:
Korkutmak, şiddetten önce başvurulan bir yol. Yani, eskilerin öğretisiyle, “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir!”
Şimdi gelelim o kadar umutsuz olmayanlara yani bunun bir şiirden alıntı olduğunu bilip de dizeyi yanlış bilen “entelektüel”lerimize:
Mehmet Barlas’ın 1 Mart 2006 tarihli yazısından daha doğrusu başyazısından alıntı:
Hatta bu sırada “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir/ Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” gibi özlü dizeler bile seslendirilir.
Çetin Altan’ın 24 Ağustos 2006 tarihli yazısından:
Ve Ziya Paşa’nın ünlü beyti:”Laf ile yola gelmeyeni etmeli tekdirTekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir”
Emre Aköz’ün 19 Ekim 2007 tarihli yazısından:
Dün tezkereden sonra yapılacaklara ilişkin tahminimi şu deyişle özetlemiştim: ” Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir. “
Hadi Uluengin’in 3 Şubat 1998 tarihli yazısından:
Artık Ziya Paşa ‘ya atıfta bulunarak ‘Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir – Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir‘ sözünü bile tekrarlayamayacağım çünkü Saddam bu bırakınız köteği, adam marizin en sunturlusundan defalarca tatmasına rağmen zerre kadar uslanmıyor. Her silleyi yiyişinde daha çok azıtıyor.Hadi Uluengin’in 23 Mart 1999 tarihli yazısından:
ESKİ söz, ‘nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir‘, Holbrooke‘un Miloseviç‘e dün akşam nihai ‘tekdir‘i yani ‘ültimatom‘u vermesinden sonra ve eğer Sırp lider yine geri adım atmazsa, uluslarası camianın Kosova’da mutlaka ve mutlaka harekete geçmesi gerekiyor.
Ahmet Hakan’ın 13 Mayıs 2009 tarihli yazısından:
Bülent Ersoy telefon bağlantısıyla katıldığı yayında, “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir” dizesinin hakkını verircesine Ali Bulaç’a ayar üstüne ayar veriyor.
Sağ basından gelmesi sayesinden bu sözlerin bir şiirden alıntı olduğunu öğrenmiş olan Ahmet Hakan ne yazık ki dersini yeterince iyi çalışmamış ve Nişantaşı’ya taşındıktan sonra da fırsat bulamamış olacak ki eksiğini kapatamamış.
Bu hatayı yapan daha onlarca yazar var ama ben de bu mısra-i bercesteyi yanlış bilen köşecilerin bercestelerini seçtim. Aynı hatayı yaptığı halde burada kendisine yer veremediğim köşeciler kusurumuza bakmasın.
Şimdi bilginin doğrusuna gelelim.
Bu mısralar Ziya Paşa’nın Terkîb-i Bend adlı eserindendir. Mısralar da şöyledir:
Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir
Ziya Paşa |
Demek neymiş? Atasözü değil mısra imiş, “laf” değil “nush” imiş, “uslanmayanı” değil “yola gelmeyeni” imiş. Köşe yazarı olmuş bir insanın bu şiiri ezbere bilmeyebilir ama bu mısranın Ziya Paşa’ya ait olmadığını da mı bilmez? En azından bunun bir atasözü değil mısra olduğunu da mı bilmez? Hiç olmazsa bunun aruz vezninde yazıldığını fark edip hatalı vezni de mi fark etmez?