Gerekli Tarama
Gereksiz taramalardan kaçınan site
Ana Sayfa
Gazete Arşivi
Kitap Arşivi
Nasıl Yazılır
Köşemenler
Yeni Sabah - Nisan 1939
Gazete içeriği aşağıdadır.
Kaynak:
Ankara Üniversitesi
YENİ SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARI TOrttya ImM »00 K_r l.a.lifl 1400 Kr. 500 Kr. • .rli 1200 Kr. 260 Kr. 1 Iı(ı 600 Kr. »0 Kr. 1 ¦ 300 Kr. )'..ı. inikadına flrnaıaif Ukallar 26. 14. M *• 4 lira HER YEROE KURUŞ M. Daladier'nin fi utku Yazan: HÜ-yin Cahjd YALÇIN E talya Ducenin nutkuna kar-| p frmm diktatörü M. !a ladier'nin v«bı gecikmedi- Fransız Başvekili hakkıoıla diktatör sıfatını kullmnmamrr parlimentodan-fe*ka-lide salâhiyetler almış olmasından dolayıdır. Fakat bu diktatörlük da ha ıı\ mi"- eski Komada tehlikeü lamanda kanunî tarik ile muoyycn M. mesele doluy lailr- ve mahdut bir müddet için verilmesi nıııtad olan salâhiyetler eumlcsindendir. Uzun asırların aradan geçmiş olmasına rağmen, milletlerin bas vurdukları hükümet usulleri pek mahdut kalıyor. Her halde diktatörlükleri demokraHilcre tercih iddiasında bulunanlar onlann da. memleket müdafaası mevzuu baheolduğu zaman, daha çabuk, daha kuvvetli hareket edebilmek imkânına malik olduklarını unutmamalıdırlar. Müsyü Daladicr bu nutku irad ederken zor bir vaziyette hulunmı. yordu. Çünkü bir tecavüze karşı mü. dafaa mevkiinde idi. Askeri sahada her zaman değilse de mantık sahasında böyle müdafaa vaziyetleri nis-betle daha kolaydır. Bundan dolayıdır ki M. Daladicr pek haklı, pek mantıklı, pek iyi şeyler söyliyebildi. Meselâ diyor M: "Uzun seneler, bazı hâdiseler milletlerin kendi mukadderatına hâkim olması prensibiyle haklı gösterildi. Bilâhara tabii emellerden bahsedildi. Şimdi de hayatî sahalar ileri sürülüyor. Bu. istilâ niyetinden ba°-ka bir şey değildir. ..Fransa bu nok-tai nazan kabul edemez. Zira. aksı takdirde her hangi bir istilâ yeni hakların ileri «unılm esine sebep teşkil edebilecektir. Bundan başka bu suretle ortaya atılan her hangi bir talep tatmin edildiği takdirde yeni talepler birbirlerini takip edecek-tir.,, M. Daladier'nin bu mütaleasının doğruluğu inkâr edilemez. Yalnız, bu sözler biraz eksiktir. Daha evvelce de siyasetteki İstilâ emellerini meşru göstermek için "tabii hudut-ar.. dan. "tarihi h\klar.. dan bahso-mnurdu. Ortada değişmiş bir şey varsa o da meselenin esası değil, üstündeki cilâ ve eavahirdir. Başka bir değişiklik daha var: Bazı dev. letler bazı zamanlar istilâ ve tecavüz rolünü oynıyoriar. Bazan da kendi terinden daha ateşlisi çıkıyor ve o vakit onlara bir müdafaa rolü düşüyor! Bizim neslimiz bu yoldaki hâdiseleri ve rol değişmeleri büyük bir ibretle müşahede etmiştir. Cihan harbini kazanan müttefiklerin sulh muaheden amclerini yaparken tabi oldukları ruhi halet ve bunun sevkile müdafaa ettikleri prensipler ile şimdiki düşünme ve görme tarzları arasında büyük bir fark olsa gerektir Büyük devletler arasındaki mücadelelere uzaktan seyirci kalabilmiş yahut onlann tecavüz emelleri-ne az çok kurban olmuş milletler dünya siyasetinde hiç bir şeyin değişmediğini ve beşeriyete musallat olan dünkü dertlerin yarın için d* devam korkunu olduğunu esefle gö-rüyorlar. Onun için karşılarında büyük emperyalist devletlerin mutan-Un surette yapüklan "Mitansen.. fere. saçtıkları beligatlere. münakaşada gösterdikleri zarafet ve muvaffakiyete uzaktan "Sceptûjue.. bir nazarla bakmamaları kabil olmıyor. Esefle söylemek mecburiyetindeyiz ki. beynelmilel siyasette değişmiş bir şey yoktur. Ve dünya mukadde. ratına hâkim olan kafalarda yüksek bir ideal yaşamamak tadır. Uzun a. sırlardan ben devam eden muazzam bir komedyadan başka bir şey yok-tur. İŞin bu safhasını ihmal edersek, M. Daladier'nin kendisini İyi müdafaa ettiğini görüyoruz. Yalnız, daha siyada alâkayı davet eden cihet, bu HUs^u. Cahid YALÇIN (Sonu 3 Üncü sayfamızda) Atatürk Dün Defnedildi Merasimde Meclis Reisi, Başvekil Ve Mareşıl Hazır Bulundular Ankara: 31 (A. A.) — Resmidir: Ebedi Şef Kemal Atatürk'ün tabutunun defnedileceği Rasat tepedeki anıt kebirin inşasının hitamına kadar elyevm bulunduğu Etnografya müzeıîndc ihzar olunan muvakkat kabire vazı ameliyesi bugün. 31 mart 1939 cume. saat 11 de Türkiye Büyük Millet Mecliai raisi Abdülhalik Renda. Baıvekil Doktor Refik Saydam, Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak. Cumhur riyaseti umumi kâtibi Kemal ».".edeleç. Cumhur riyaseti başyaveri Celâl Uner ve Ankara Vali ve Belediye reisi Nevzad Tandoğan hazır olduğu halde yapılmıştır. Bu muvakkat defin yukarıda ismi geçen zatların imzalarını havi protokol ile tesbit edilmiş ve bu veaika Türkiye Büyük Millet Mecliai riyasetine takdim olunmuştur. Ebedi Şefin daimî ishrahatgâhına nakli anıt - kabırın inşasını müteakip milli merasimle yapılacaktır. İngiltere Lehistana Kat'î Teminat Verdi ingiliz Başvekilinin Söylediği Mühim Nutuk Dalman yada hiddet a Gazeteler ingiltere Aleyhinde Çok Şiddetli Yazdar zıyorlar Nafıa Vekilinin Tetkikleri Ali Çetin Kaya Bugün de Silâhtar Ağa Fabrikasini Gezecek Ali Çetınkaya dün Utinye yolunu tetkik ederken Milli idarenin eline geçmiş bulunan Tramvay vs Tünel Şirketlerinin yeni teşkilât projeleri için tetkiklerde bulunmak üzere şehri, m;/e glmis bulunan Nafia Vekili Ali Çetınkaya tetkikatına devam etmektedir. Sayın Vekil dün sabah refakatlerinde İstanbul Vali ve Belediye reisi Lûtfi Kırdar olduğu halde yeni yapılan Sirkeci garını gezmiş ve Sirkeci meydanının açılma teferruatı Üzerine Validen izahat almıştır. Vekil bundan sonra otomobille Bebek - Istinye yolunu teftiş etmiş ve avdetinde de Yüksek Mühendis mektebine ugrıyarak bir müddet kalmış ve mektep müdüründen izahat almıştır. Sayın Vekil bundan sonra inşaatı yeni bitmiş olan Şişli elektrik santralını gezmiştir. Öğleden sonra saat 14 de Metro hanına gelerek altıncı katta bulunan hususi dairelerinde meşgul olmuş ve saat 16 de Tramvay ve Tünel Şirketleri muvakkat idare heyetini ve şeflerinin hazır bulunduğu bir toplantı yapılmış ve akşam geç vakte kadar devam eden bu toplantıda Vekil blitün müzakc-releri'ta-kip etmiştir. Müzakerelerde Tramvay ve Tö nel Şirketlerinin yeni teşkilât projeleri ile şehirde tecdid edilecek tramvay hatları ve yeniden yapılacak tesisat etrafında görüşmeler olmuştur. Vekil bugün de Silâhdarağada-ki elektrik santralını gezecek ve pazar günü toplanacak olan Parti gurupu kongresinde bulunmak üzere aksam ekspresimle Ankaraya avdet edecektir. fogıliz Başvekili Chamberlain Londra: 81 (A. A.) — Başvekil B. Chamberlam. bugün öğleden sonra Avam Kamarasında aşağı -dairi beyanatla bulunmuştur: — Evvelce de söylediğim gibi, ingiliz hükümeti, Polonyaya karsı bir hücum hazırlanmakta oldu-; ğu hakkındaki şayialar bahsinde 1 hiçbir reaml teyide melik değildir. Bunun içindir ki bu şayiaları hakikat telâkki etmek doğru olmaz. Bundan bilistifade, hükümetin umumi siyasetini yeniden tasrlb| etmek isterim: tngillı hükümeti, daime, slâ-kadarlar aracında çıkacak her anlaşmazlık İçin serbest müzakereler yolu İle, Anlaşmalar vücuda getirilmesine çalışmıştır, tngiliı hükümeti, bu yolun, ihtilâflar mevcut bulunan bütün sıklarda tablt v* makûl yolu teşkil ettiği kanaatindedir. Kanaatimce, sulhcu vasıtalarile (Sona 3 üncü sayfada) Danzig Nedir? Almanya İla Lehistan araaında harp çıkarla, bilecek bir dava üanzig mıatakasının haritası (Yazısı 3 üncü şayiamızda) ccccccocxxxcccoxcccooccc Yeni Tefrikamız: Sultan Aziz Devri Başpehlivanları Yazan; Sami Karayel Har sınıl Halkı alakadar adecek fevkalade meraklı bir yazı serisidir Yarın Başlıyoruz Sami r Istihsalâtı Başladı Ankara: 31. (A.A.I — İnşaat ve tesisatı şubat içinde bitirilmiş olan Ergani bakır madeninde 21 marttan beri yapılmakta olan saf bakır istihsali tecrübeleri muvaffakiyetle neticelenmiş ve madende tam bir surette faaliyete geçilmiştir. Cevheri bakımındun klâsik bir mevkii olması itibariyle dış piyasalarda daima iyi müşteriler bulacak olan bu madenimizin senevi 500 bin İngiliz liralık bir dövizle memleketimizin ticaret muvazenesinde oynı-yacağı rolün değeri kadar iş hacmini genişletmek suretiyle muhitinin ekonomik ve sosyal kalkınmasında yapacağı tesirin ne büyük bir ehemmiyeti vardır. Filhakika dördüncü umumi müfettişlik mıntakasmda ha len faaliyette bulunan Guleman krom madeninde altıyüz, Ergani bakır madeninin de 1.000 ile 1.200 isçı-yiş vermeğe başlamış olduğu göl önüne getirilecek olursa bu chemmı. yet daha ziyade tebarüz eder. Son intihabatımız ve Yugos avya Belgrad: 31. (AA.) — Geçenlerde Türkiyede yapılan teşrii intihabat hakkında mutulealar serde-den Samoprava gazetesi, ezcümle şöyle demektedir: (Pazar günkü intihabat, Türk milletinin ve onun en geniş kütlele. rinin Kemal Atutürkün miras m. rakmış olduğu yası-ti ve ideolojiyi ne derecede teyıd etmekte olduklarını göstrmiştlr. Bugün Türkiye, beynelmilel hayatın çok mümtaz bir rüknüdür, ve rolü herkesin gözü önünde ve ç»k mühimdir. Reisicumhur lnönünün fırkasının böyle bir zaferi, devlet fikrinin bir muvaffakıydı ve Balkan antantının mühim bir rüknü ve devletimizin, milletimizin aadık bir dostu o-lan yeniden hayata kavurmuş Tür-kiyenin taze bir kuvvet kazanması demektir. \ Lise Talebelerine İzafe Edilen Ceh ilet Talebeler Cevaplarının Kasten Tahrif Edildiğini iddia Ediyorlor Dun bir gazetede gençlik arasında yapılmış bir,anket çıktı. Lise gençlerine sorulan 10 sualden teşekkül eden bu ankete cevap veren gençlerin üçünden dün birer mektup aldık. Ankete verdikleri cevapların tahrif edilmiş olduğunu iddia eden bu mektuplun neşrediyoruz : Birinci mektup: "İkinci devre imtihanları İçin Eminönü Halkevi kütüphanesinde ders çalışıyordum. Biraz sonra arkadaşlarım bir masa etrafına toplandılar. Bîr genç ilk önce küçük bîr çocuğa değersiz sualler soru- HfcR SABAH yordu. Sonra bu sual sorma işi bana çevrildi. Sorulan suallere lâzım gelen cevapları verdim. Fakat bugün bu cevaplar birçok yerleri tahrif edilmiş, ve bazı yerleri eksiltilmiş olarak bir gazetede intişar etli. Ben böyle saçma uıatlere cevap vermek istemezdim. Bir de buıılnrııı tahrifi ve eksik çıkması aklıma gelseydi manaya bile yanaşmazdım. Bu satırları gazetenizde neşretmenizi dilerim... İstanbul Erkek Lisesi 6 . E 7Ü 5ADREOOİN (Sonu 3 • ..'»Hal ¦••¦•¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦a¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦•-*¦¦¦•¦¦¦¦ •*¦.•.¦¦*¦¦¦-¦•¦...¦•¦¦¦.¦¦¦•.•¦••••••¦ Hepimize Geçmiş Olsun 1 M t.ln.ll İn -lu-.inr.ilr Ispaınnl hâilesinin kod perdesi kapanmış oldu. Itıı lujlcr ürpertiri faciada hakkın galip ı.ıı ı* ! ı mı, yoksa ınağlûh ccplu-dc mi oblni;ıınıı .-ıruştıtucuk delili/, /ini lipMyal milletinin dahili bir İşi olan bu cidalde şu veya bu tarafı mizanı hiw gerekme/. IIi/i memnun eden, se\ indiren eibel hâdisenin sırf içtimaî ve İnsani cephelidir. İspanyol dıılıiU harbi tona ermekle arlık hİ1luniz kl bıı talisi; ııll.ii!.' !ı.ı\.ı boınbalarüc annelerin batırmakları üVşjInmecek. iyini.» endnlıtlarla masum yavrular boğaz lamım arak, hiijlsu kadınlar dul, hesapsız çocuklar yetim kalını yatak ve iki »eııeden fazla kan İçinde., ıU ¦ iç.İndo mütemadiyen çırpınmış ve didinmiş ulan koca bir mille, ırtfca yet yaralarım sarabilecek. Politikayı ve politikacılığı bir at l İh ve talî oyunu sananlar İçin İt panyauııı, bir barutu/ur maıızuıası gösterim, bugünkü hali ibret verici bir t I «Jdir. Akan göz yaşı ve kan dinmiş olmakla beraber bu ülkenin eski ıınınınma kavuşabilmesi senelere mütevakkıftır. Mamalıh yukarı da da söylemiş olduğumuz korkunç ve kanlı bir facianın artık durmuş olması İnsanlık için büyük bir ka-sançtır. «ylr bir facia kl bir aralık kora Avrupayı tutuşturmak, bütün cihanı birbirine karıştırmak tehlikesini göstermişti. Ynluu ispanyollara degU hepimize- ve herkese geçmiş olsun. A. Ceraaleddia SARAÇOĞLU 07 Sayfa« I TENI3AİAH 1 NİSAN 193t OKSAM HA f?A MI HM t DİN( HATIRA v« İTİRAFLARI Tefrika No 47 Yazan ı M- SIFIR Saraçhane Anbarının Önünde Gözcülük Üç Gün Süren Çalışmamız Bize Bütün Hakikati Öğretmişti ' Biyalı yosma yaltaklanıyor, bir engerek yılanı sertliği ,e boynuna doladığı çıplak kollarını sıkıyor, tıp. ki zehırını ku-ar gibi. zavallının ya-naklannı Öpüyor, öpüyor, kızartıyor du. Ve: — Kale. Beni bunla kimlere bırakacaksın. Diyor, boyalı dudaklarile şikârı, nin kulağını emiyor ve kimbilir no fettanca aozlcr fısıldıyordu. Ka'fe, Mehmet te bos durmıyor, o da beslemesi oldu-ru kapının efendileri hesabına çalınıyor, didiniyordu ve: — Ağam, ben de asker ve ejir-dim, diyordu. On bes gU nevvel Hin-d is tanın, "Belları.. drki karargal.ııı-dan geldim Istanbula. Yaşanır mı, sen söyle, bu yılanların çıyanlar uı dolduğu bu şehirde' Bir kolayını bulup kaçamadım Anadoluya, ne o'.ur. bana bir ağabeylik et. Cephane gri-türeceğin motorun bir kenarına da ben sığınayım. Kurtar beni bu çeken nemden ağam. senin kulun, kölen o-layım. "Y„ reis koltuklanan bir sarhoş tavrile gülümsiyor ve: — Olur be evlat, diyordu. Değil ¦eni, senin gibi daha nicelerini götürürüm. Sırtıma binecek, bana yük o-lacak değilsiniz ya.. Deli Nuri de. çıkaaı gözlerini Kalfa Mehmede kırpıyor ve: — Yasa be ağabeyciğim. Yaradan, senin gibi kahramanları eksik etmesin üstümüzden. Bu geceden tezi yok u iı hazırım. Motor* nereden ve hangi gun bineceğiz, onu da söyle de bari yüreğimiz rahat etsin. "Y„ reis yutkunmağa başlamıştı. Hiç şüphe yuk onu da aöyliyecek-ti. Artık duramadım yerimde. Hızla kalktım. Yüz numara yolile büfe a-rasındaki aralığın dıvannda durun elektrik saatine yaklaştım. Kofrayı çekip aldım ve o anda kararrj-, telâşlanan gazinodan bîr buji s ar tezliği ve sessizliği ile çıkarken de bağırdım: — Atinalı "Y„ gel kendine. Lâf kaçırma ağzından. Yanındakiler düş man casusudur. Teşebbüsüm, umduğum neticeyi vermişti. Casus sözü. müştekiler tilerinde korkulu bir tesir birikmişti. Bir an içinde, saz durmuş, halk dışarı fırlamıştı. Bizim ağa da aklını basına alouş. kendini caddeye atmıştı. Hainler, oldukları yerde kal. nn-;. kimbüir neden, dışarı çık ama. tmışlardı. Boş boğuzlıktan, bilnüye- Irck kendi eli ve dilıle başına bir felâket açmaktan kurtardığım "Y„ reisi, kargaşalıktan û. t ifade ederek bir otomobile sokmuş, Bcyoğluna atmıştım. Ertesi Labah, Rizeli Bekirle Gül-bane parkının, Demir kapıdan Saray burnuna giden yolunda, Saraçhane ambarının kapiMna bakan sedi üzerinde idik. Kalfa Mehmet, tam kapının karşısındaki dıvarın dibinde ço-Belmiş, Aiııtj.ıt m bahçesini gözlüyordu. Deli Nuri de binu ilerilerde ge-üniyordu. Kâmil beyin güphe etmekte, bu Baltabaşlardan çekinmekte gerçekten hakkı vardı. Gece alçakça teşebbüslerine, ustaca ağız a-ra mal arma |ah(t olduğum bu soy-¦uzlar elbette buraya da boş yere geliniyorlardı. Bekirle çalıların araşma »İndik. Meraktan yaaaran gözlerimizi saraçhane kapısına diktik. Uç gün süren goacülük. izcilik bize bir çok şeyler göstermiş, öğret, misti. Saraçhane ambarından ana. yurda eaya götürüldüğünü sezini'-yen düşmanlar, bu lsd« çalışan ak yuzlülenn kimler olduğunu anlama -fa, meşhur casus Değirmende reli Kazımi memur •tmıalerdi. Bu şerir de, ambarda bulunan nefer ve çavuşlarla durup kakmak, ağızların- E-H.İR HABERLERİ dan lâf almak vazifesini Deli Nuri ile Kalfa Mehmede ve ambarın zabitleri ile teması da Eyüplü Zeki a-dında. Balkan harbinde düzme ihraç tezkereleri ile askerden adam kurtarmak suçundan dolayı ordudan kovulmuş bir zabite vermişti. Bunlar her gün Çaların kahvesinde Değirmendendi Kâzim ile birkşiyor malûmat getiriyor ve yeni direktifler alıyorlardı. Bir akşam geç vakit. Değirmen-dereli Kâzimin Deli Nuri ile Kalfa Mehmede, İyi çalışamadıkları, malumat getiremedikleri için darıldığuıı ve her İkisini beceriksizlikle suçlandırdığını sezinlemiş ve hele Deli Nu. rinın kendilerini müdafa için söyle, diği sözleri bir iyice dinlemiştik. Deli Nuri, kendilerinin ambar nefer-lcrile temasa memur edilmesinde1» şikâyet ediyor, neferlerin, esasen pek az bir şey bildiklerini ve bu bildiklerini de zabitlerinin her gün tekrar edilen ısrarlı tenbİhleri karşısında söylemeğe cesaret edemediklerini ileri sürüyordu. Beceriksizliği kabul etmiyordu. Değirmendereli Kâzını da bu müdafaayı kabul etmiyor, («ihamlarını tekrarüyor ve: — Hadi neferler öyle, diyordu. Ya başçavuş Cemil efendi için ne diyelim?.. On gündür, bir yolunu bulup görüşemediniz bile. Bu beceriksizlik değil de nedir?.. Bu sözlere Kalfa Mehmet içerliyor, o zaman kül hanheylerinin û-deü veçhile sağ elini üst dudağı ü-zerine kaldırıyor ve afili bir tavırla tükürdükten sonra: — Bizi bu kadar da aşağılama, hor görme be Kâzim ağabeyciğim, diyordu. Ne yapalım, başçavuş Cemil efendi basmıyor dikseye işte. Yakasına sarılıp, illâ ki bizimle ahbaplık et denilmez ya. Bizim Benli Dürdaneyi serdik yolunun üzerine. Fiyakamızı anladı. Kızın suratına bile bakmadı. Hadi biz bir şey yapamadık diyelim. Zabitlerin isimle, rini getirmekten başka bir iş mi gördü Zeki bey sanki. Değirmendereli Kâzim, Kalfa1 Mehmedin bu sözleri karşısında ku-duruyor ve ak gözlerini devirerek: — Ulan ölüsü kandilliler, diyordu. Ağzımı açtırmayın benim. Hant Atinalı "Y„ reisin götüreceği cephane yüklü motörü tutturacaktınız. Üste avuç dolusu rakı paralan da ö-dedik. O da kof çıktı. Buna ne diyeceksiniz. Bu sözler iki serseriyi de susturuyor, önlerine baktırıyordu. Görüşmenin bu noktasında, şeytan aklıma güzel bir muziplik getirdi. Dinlemedik artık bu sütü bozukların sözlerini. Kahveden kalktık, soluğu Be-yoğlunda Prens otelinde aldık. Dell Nuri ile Kalfa Mehmedi aldatıp ağımıza düşürmek için "Y„ reis İle p**k çabuk anlaştık. Teklifimizi can ve başla kabul eden reis, malûm olan gece hâdisesinden bahsederken utanıyor, kızarıyor ve: (Dtvamı var) TAKVİM 1 Nisan 1939 Cumartesi Hicri t U Sefer 1S58 Rmmit 19 Mart Idy Kası-: 145 Deftu saati: 5,42 öfU ı 12,18 — Iki.dl ı 15,53 Ak fasa ı 10,33 — Yatın 20,07 İ-»*k ı3,G9 Belediye Vergilerinde Müruru Zaman Firari Katil Şoför Dün Yakalandı Sayam Dikkat Bir Dava Bazı Belediyeler hazineyi alû- Deeplnariin katili bugUn kadar eden kanunların hUkUmleri . Adliyeye teslim olundu nin Belediye vergilerine şamil ol-' madiği zannında bulunmaktadır -lar. Tahsil emval kanununa bazı maddeler eklenmesi hakkındaki g kanunun 6 ıncı maddesi diyor kil "Hususi kanunlarında muru •' ru zaman müddetleri yazılı olmı-yan vergi resimleri 1le bunların muntazam kesirlerinin tamamı ve taksitli ise her taksiti tahsilmln taalluk eylediği mail yılı takip e-den yıldan başlamak Üzere beş yıldan sonra müruru samana erer. Borçlu yabancı memlekete olsa bu müddet 15 senedir. Usulüne güre verilen kararla mükellefin haczi caiz malları alacak ve hakları üzerine konulan hacizleri müruru zamanı keser. Akitleri'1 sair nıuumelelerden doğan hazine alacakları umum hükümlere tâbidir.,, Tahsil emval kanunu belediye vergi ve resimlerine teşmil edilmiş olduğundan bu kanunun hükümlerini belediyelerin de tâbi olması mecburiyeti tebliğ edilmiştir. Kardeş Katili Şamandıra cinayetinin muhakemesine Ağtrce-zada başlandı Kartal ile Pendik arasındaki Şamandıra nahiyesinde kardeşi Zekeriyayı Öldüren İbrahim isminde birinin muhakemesine dün ağır cezada başlanmıştır. Dünkü muhakemede dinlenen şahidlerdon polis Kenanın anlattığına göre İbrahim; Kenan tara -fmdan Aydo?dkığı yakınında yakalandıktan sonra cinayeti şu suretle itiraf etmiştir: —" Ben vak'a günü mandırada koyun sağıyordum. Karım; üstü-başı perşan bir vaziyette geldi ve kardeşi Zekeriyanın kendisine tecavüz ettiğini söyledi. Beynimden vurulmuşa döndüm. Elimden süt kabı yere düştü. Hemen oradan çıkarak kardeşimi aramağa gittim. Kahvede buldum, ve tabancamı çekerek onu vurdum.. Ne yapalım bir kere hiddetlenmiş bulundum.,, Muhakeme şahid celbi İçin talik olunmuştur. DENİZLERDE : Dcspinaom katili Mahmut Bundan birkaç gün evvel yüz çeviren sevgilisi Despınayı; Gala-tada bıçaktıyarak öldüren ve firar eden şoför Mahmut dün polisin mütemadi takibi sayesinde yakalanmıştır. .Katil şoför; bugün Adliyeye tealim olunacaktır. M 4İ1M MI ı.Mii'l. : Kazazede yulcular geldiler Akdenizde çıkan son Icdos fırtınası yüzünden karaya oturan Sadıkzade vapurunun İstanbul yolcularını alan Anafarta vapuru dün .sabah erkenden limanımıza gelmiştir. Mersin vapurunun da bugün limanımıza gelmesi muhtemeldir. Eski İnhisarlar Umum Müdürü Ankaraya gidiyor Mebusluğa seçilmiş bulunan İnhisarlar Umum müdürü Mitad Yenal inhisarların devir muamelelerini tamamlamıştır. Altıncı Millet Meclisinin açılması münasebetiyle Ankarada bulunmak üzere bugün şehrimizden ayrılacaktır. Mitad Yenal Ankarada bulunduğu müddet zarfında »on Londra seyahati esnasında yaptığı temaslar etrafında Vekâlete izahat verecektir. Suiistimalleri görünen belediye memurları İçin sorulan sualler Zimmet ve ihtilasları zuhur e-den Belediye memurlarının adersi ve İkametgâh ve saireleri hakkında Belediye Hukuk İşleri tarafından görülen lüzum Üzerine bazı Belediye şubelerine sorulan suallere süratle cevap verilmesi alâkadarlara bildin İni.-! ir. Kasten yangın çıkaran karı koca Haydar ve Asiye isminde bir karı kocanın (Kasden yangın çıkar, mak) suçile muhakemelerine naK-zen dün ağır cezada bakılmıştır. Bu suçtan dolayı 11 aya mahkûm edilmiş olan kan kocanın, evvelce Seher isminde bir kadının evini de yaktıkları iddia olunmuşsa da müddeiumumi, bu hususda berat kararı verilmesini istemiştir!.. Muhakeme karar İçin kalmıştır. Hapishaneden sevgilisine tehdit mektubu gönderen genç mahkûm oldu Hapishanede mevkuf bulunan Mukadder isminde bir gencin, Sultan Ahmedde bakkal Sırrı vasıtaai-lo sevgilisi Bediaya tehdid mektupları gönderdiğini ve muhakemeye verildiğini yazmıştık. Bu davaya bakı-cal Asliye 4 üncü ceza mahkemesi, dün Mukadderi sekiz gün hapse mahkûm eylemiştir. Paçavra toplamak yüzünden çıkan kavga Koskada paçavra toplamak yüzünden aralarında çıkan bir kavgada Emin isminde bir adamı elinden yaralıyan Hamid usta, dün Asliye 4 üncü ceza mahkemesinde 35 gün hapse mahkûm olunmuştur. Bfr abone yazıcısı tevkif olur. u. (Gobtpor) gazetesi namına abu-ne yazmak bahanesile bazı yerlerden para toplıyan Necati isminde bir a'lam dün yakalanmış ve müd. deiumumiliğe teslim olunmuştur. Sultan Ahmed Sulh 1 inci ceza mahkemesine verilen Necati, tevkif olunmuştur. Şehir tiyatrosu Hataya gidiyor İstanbul Şehir Tiyatrosu ki üç temsil vermek üzere Hataya gidecektir. Heyet Nisan ayı içinde buradan vapurla hareket edecek ve ilk temelli 24 Nisanda verecektir. Gidecek olan kadro 17 kişiden mürekkeptir. Şekerci Sarraf oğlunun Osmanlı bankasındaki kasası nasıl açılmış? Asliye ceza mahkemesi dün enteressan bir davaya bakmıştır: Yani Sarrafoğlu isminde bir sekercinin genç karısı Sofya ge -çenlerde Atiııadaiı şehrimize gelerek Istepan Gülbenyan namında bir adamın evinde misafir kalmıştır. iddiaya göre: Sofya birgün yanına Istcpanı ve Leonaro isminde bir de genç kız alarak Osmanlı Ban kasına gitmiş ve oradaki kasayı; bir danesi kendisinde bulunan a -nahtarla açarak içinden kocasına aid olan SOOO liralık bir senedle birkaç hin lira parayı almıştır. Istefo isminde birinin imzasını taşıyan bu soned; bilâhare Sofya tarafından 1000 liraya yine borçluya verdirilmiş ve sonra Sofya Atinaya dönmüştür. Yani Sarrafoğlu bu işleri ha -ber alınca mahkemeye müracaat etmiş ve "hırsızlık,, davası açmıştır. Fakat; kan, koca arasında mal ayrılığı olamıyacağı için davaya yalnız tstepan İdhal edilmiştir. İs-tepan kendisine atfolunan cürmül tamamiyle reddetmiştir. Fakatı dünkü muhakemede müddeiunıumîı "hırsızlık,, suçuıv-dan dolayı kendisinin 61 inci madde delâltiyle 491 inci madde hükmüne göre cezalandırılmasını istemiştir. Muhakeme; karar İçin kalmıştır. iki Ölüm Dün bir kadın apartmandan diğer bir kadın da setten düşerek öldüler Dün şehrimizde iki kadın; kaza neticesinde ölmüşlerdin 1 — Sarıyer Yeni mahallede Aziziye sokağında 9 numaralı hanede oturan Nikoli kızı 1273 dokumlu Manyo ismindeki kadın; 4 gün evvel evinin Önündeki şedden düşerek yaralanmış ve dün Ölmüştür Cesedin morga kaldırılmasına lüzum görülmüştür. 2 — Nişantaşında Vali konağı sırasında bir apartmanın üst katından; dün Keziban isminde bir kadın sokağa düşmüş ve kaldırıldığı Beyoğlu hastanesinde ölmüştür. Müessif irtihal Gazetemizin idare ve İlân şefi arkadaşımız Kâzım öeahr'ın kardeşi Etkişehİr Askeri şube reisli -ğinden mütekaid kaymakam Rıza öcalır dün füceten İrtihal etmiştir. Merhumun cenazesi bugün (Nkü-darda tmrahorda (151) sayılı e-vinden kaldırılarak Karacaahmet-tekİ aile makberesine defnedilecektir. Merhuma mağfeıet. k ederdi riY ailesine sabır dileriz. Denizbank umum Müdürü bugün Denizbank umum müdürü Yusuf Ziya Kivinin bugün Ankaradan şehrimize avdet etmesi beklenmektedir. Evvelce İngilterenin Svan Hunter tezgâhlarına sipariş edil • mış olan -11- vapurun mukavelelerinde; pervanelere aid maddelerin değiştirilmesi üzerine Vekâlet tarafından tetkikine lüzum görülen şartnamelerin tüdleri bitmiş ve bu hususta İngiliz firmalariyle bir müddettenberi yapılan müzakereler de neticelenerek protokol hazırlanmıştır. Mukavelelerin bugün Ankarada imzalanması kuvvetle muhte -meldir. Haber aldığımıza göre, bu vapurlar tekrar İngilterenin Hunter tezgahlarına ısmarlanmıştar. Pendik İskelesi beton olarak yapılıyor Denizbank idaresi yakın ve uzak sahillerimizde bulunan vapur iskelelerini programlı bir tarzda yenilemeğe devam etmektedir. Yeni bastan beton olarak yapılan Heybeli iskelesinden sonra ahşap olan Pendik iskelesinin yapılmasına başlanacaktır. Bu iskelede beton ve iki kat üzerine İnşa edilecek ve yolcuların rahatça vapura girip çıkabilmeleri İçin icabeden bütün asri tertibat yapılacaktır. İnşaata bugünlerde başlanacaktır. POLİTİKA İtalyan metalibatı karşısında Fransız siyaseti S falyan başvekili M. MuseoU-| m 'nin nutkundaki nu-taü bata Fransız başvekili M. E. Daladler radyoda söylediği bir nutukla mukabele etmiş ve Fransızların son beynelmilel hadimlerden sonra Partin, İtalyan talepleri karşısındaki hattı harekelini dünyaya İlân etmiştir. Bu nutukta mevrut eoealı noktaların ınrttnleasile bazı hakikatlerin elde edilmesi mümkündür. Evvela, Fransızların, muhtemel bir harp vukuunda dayanabilecekle, rl bazı kuvvetleri, drstrklrri müşahede etmek kabildir. Bu kuvvetlerden hlrinrlsml Fran sız başvekilinin söylrdlği veçhile, "Serbetıt adamların yaşadığı serbest bir memlekette,, maddî ve manevi birliklerini temin etmiş, beynelmilel buhran karşınında istlhsalâtını artırmış, İşsizliğe nihayet vermiş ve parasının kıymetini arttırmış bizzat Fransızların kendileri olduğu görülüyor: İkinci korvet tr, Fransa ile dünyadaki ikinci müstemleke imparatorluğunu teşkil eden topraklarının müdafaasında, hu müstemlekeler e-halislnin mevcudiyeti ve hnnlarL* metropol arasındaki sıkı bağların sa telamla şması keyf İye tidir. Fransızlar, imparatorlu İdarinin kalesi olduğunu söyledikleri Afrikadnki hukuklarından ve İm mmtal al. ı e halisi nin, umumi harpte yapmış oldukları muazzam yardımların tekrar vu kua geleceğini ihsas etmektedir. Ve vine Fransızlara göre, İcabında dayanacaktan ve halen dayandıktan üçüncü bîr destek te, mna. hedelerle kendilerine bağlı bulunan dosttandır. Nihayet dördünrü bir kuvvet te, Fran sanın zenginlimi ve İptidai maddeler cihetinden hadsiz ve hesapsız ve uzayan bir harpte galebe temin edecek altun ve iptidai maddeler stoku ve membaıdır. Hele Fransa başvekilinin nutkunda "Daha dün Fransa ya dört ton altun girmiştir» demeni dikkate şayandır. Fransayı, beynelmilel hulıadakİ mevkiini tarsln hususunda bu şekilde dayanacağı kuvvetleri arttırmak İçin uğraşır görürken, bir taraftan da İtalyan metalibatı ve Roma İle münasebetin İnkişafı için çırpmırken müşahede ediyoruz. Fakat, Fransanın, Roma Ue muallâkta bulunan bütün gerginlikleri kafi olarak halletmiş görünen 7 kanunusani 1935 de imzalanan ve Af-rikada arazi bakımından ve iktisadi cihetten İtalyanlara mühim mUsa-adat veren anlaşmanın Roma tarafından feshi dolayısile siyasî vaziyetin yeniden değişmesi halinde de, hattı hareketini değiştirmtyeceği görülmektedir. Hail harırda, Fran sanın Afrikadaki topraklarından en ıtlak bir fedakârlıkta hnlunamıyacaği ve haklarından da feragat edemiyc-ceği anlaşılmak tadır. Fakat, Fransa, Başvekilinin ağ. zile bu seklide idarel kelâm ederken M. Mussolinl gibi, o da her hangi bfr anlaşma yolunu tam amile kapamıyor. Yalnız kendisine yaptlacak tek. liflerin makul olmam fikrini İzhar edijor. İşte üzerinde durulacak nokta hu makul kelimesidir? Bundna kasdedilen mana nedir? Hangi nv fail hat, hu makul ke» Ü meşini d ifade ettiği çerçeve dahîhV ne girebilir? Romanın talepleri, İtalyan ricalinin ve halkının fikirlerine göre makul olabilir ve onlarca hatta mutedildir. Fransızların da kendilerine göre, bu talepler karşısındaki müdafaa tedbirleri ve hassasiyetleri de makul, ve hattâ her gün görülmeğe alışılmış kadar Ublf ve kendisini yabancı göstcnnlyen bir hakikat şeklindedir. İşte borada telifi beyan meselesi ehemmiyetini izhar etmektedir. Bu sebepten İki tezin karşdıklı muhalefeti, daha evvel vtteode gelebilecek bir anlaşmayı güçleştirmektedir. Her halde, Franmnın nmuml kanaatini gösterdiği söylenen Fransız başvekilinin nutku ve bunun İçerisindeki prensipler. Romanın İstediği müsait Itavayı yaratmamakta, ve hattâ memnuniyetsizlik göstermekle beraber arada bir anlaşmağa gidecek yol bulmayı mümkün kılacak bir şekil arzeüuektedlr. Yalnız bu da Romanın müstakbel hareketile mukayyettir. Dr. Resad SAGAY 2 YENİ SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARI Tflrkly* C • •! ¦00 Kr. S...l.r «*00 K. 500 K». 6 Bffefl 1200 Kr. 260 Kr. 1 Bfltjl «00 Kr. M Kr. 1 ¦ffîpı 100 Kr. k*lUr itin İfl 14, Tl M 4 HER YEROE KURUŞ Meselesi Yasan: Hûmtİb CaMd T ALÇIN Muhtelif şehir ve kaaahalar da birrr inkılap IfeMMİ Veya heykel fta*) crl*rnwk ar*u M artPjli bir me-rb- ,İH srlenln duşunulnınir —lim b.r kaideye tabi lululmafia d*-Krri oldu-£u muhlelif vana! %e fikir adanılan taıafnıdan yasılan makak-lrrdrkl izahat ile »-bit olmaktadır. Bu meseleyi iptida güzel sanatlar akademisinin genel direktörü Burhan Toprak çıkardı. Abideler için pek fazla para tahsis edildiğini ve bunun bıse göre bir israf sayılabileceğini üeri sürdü. Heykcltras Nejad Sirel cevap verdi. Ve daha bazı arkadaşlar ds bu münasebetle düşüncelerini söylediler. Mubaha-seyi lâyık olduğu ehemmiyetle takip etlim. İsi soğukkanlılıkla muhakeme edebilmek ve bir memleket meselesini polemik şekline okmı yarak objektif surette düşünebilmek için aradan biraz vakit gedmesini münasip gördüm. Çünkü mevzuun "Aktü-alitesi,, kolay kolay zail olmıyacaktı ve derhal yapUacak bir şey de yoktu. Heykeltraş Nejad Sirel'in en son Cumhuriyette çıkan makalesi bu baptaki tereddüt ve endişeleri kökünden söküp ntmış sayılamaz. Bilâkis ciddi surette güz önüne sim ması ve halledilmesi lâzım bir mesele karşısında bulunduğum usu in. kâr kabul etmiyecek surette ortaya koyar. Bu maksledeki izahat bize şu noktalan anlatıyor: Abide islen ile hükümet namına iştigal eden bir jüri heyeti vardır. Bu heyet âbide ve heykel islerine sarf edilen paranın tamamen mahal, kne masruf olabılmeaı için eatatık ve teknik bakımından tetkikler yapmak varil esile mükelleftir. 1937 den beri memlekette hiç bir âbide bu jüri heyetinin estetik ve teknik, hattâ fiyat hususundaki sıkı murakabe ve kontrolünden geçmeden yapılmamı* tır. Abide yaptıracak bir şehir evvelâ, tahsis ettiği paranın miktannı jüriye bildirir. Heyet te bu tahsisatın istenen âbideye kâfi olup olmadığına karar verir. Şimdiye kadar tahsisatı az bulup teklifi reddettiği vaki ise de çok bularak bu kadar büyük ve masraftı âbidenin lüzumsuz olduğuna karar vermemiştir. Muhterem heykeltraşımız cereyan eden vak'alan bu suretle hikâye ettikten sonra, derhal, şu neticeyi çıkarıyor ve hükmünü veriyor: "Yani hükümet namına hareket eden resmi jüri heyeti şimdiye kadar israf denecek bir vaziyete şahit olmamıştır,,. Biz bitaraflar burada tereddüde düşürüyoruz ve bu hükme iştirak ada miyoruz. Bazı şehir veya kasabalar büyük bir âbide düşünürler ve bunu az para İle yaptırabilmek hülyasına kapılırlar. Jüri heyeti bunun imkânsızlığını görerek red cevabı verebilir. Fakat pek muhteşem bir âbide İstiyen ve bu uğurda lâzım gelen fedakârlığı yapmaya kalkan bir şehre jüri heyeti acaba: bukadar masrafa ne lüzum var? diye karışı yor mu ve karışmak hakkını ken. dinde görüyor mu? Verilen izahat bizi bu noktada ikna edecek bir mahiyeti haiz değildir. Öyle görünüyor ki jüri tahsis o-dilen para ile isteneo âbide arasında bir uygunluk görüne© işin yalnu estetik ve teknik cihetini arattırıyor, paranın yerine tardedilmesine dikkat ©diyor, fakat çok para İle çok kıymetli bir âbide yaptırılmasına karışmıyor. Aklen de karışmaması İcap eder. Fillyat ta böyle olduğunu i bat eyler Çünkü bu mem leketin bir iki şehri istisna olunur sa, fiyatı yüz bin liraya yaklaşacak yahut bunu da geçecok abideler yap tırmağa vakit ve hail müsult değildir. Naaü köy düğünlerine bile ka-f HU..7u1 Cahld YALÇIN (Bonu 8 UncÜ sayfamızda) Nafıa Vekilimiz Ankaraya Döndü Vekil Dün Silâhtarağa Fabrika' sındaki merasimde Bulundu Elektrik işleri hakkında B. Çetin Kayanın izahatı Birkaç gündenberi m isaf «-imiz bulunan sayın Nafıa Vekilimiz dün akşamki trenle Ankaraya gitmiştir. Ali Çetinkaya dün de şehrimizden! tetkiklerine devam etmiş ve Silâh-dar ağa Elektrik fabrikasının yeni yapılan kazan tesisatına aid kısım-nı merasimle açmıştır. Sayın Vekil, rafakatlarında istanbul Vali ve Baladı ye Reisi Lûtfi Kırdar olduğu halde fabrikaya gelmiştir. Fabrika vekilin şerefine bayraklarla süslenmişti. Kapıda fabrika müdürü Mustafa Necip. Elektrik idaresi müdü-' rii Kadri Musluoğlu, muvinl Surun, mühendisler ve fabrika memurları vekili istikbal etmişlerdir. Nafıa Vekilimiz Silâhtarağa fabrikasında Ali Çetinkaya kendilerine teşekkür ettikten sonra ilk olarak yapı aabaaını gezdi ve mühendislerden i-zahat aldı. Bundan sonra hatıra defterini imsalıyarak hayırb olsun ta. mennislle yapıya İlk harcı koydu. Vekili müteakip Vali de ayol temenni ile harç, ilâve etti. Bundan sonra büfeye geçilerek davetlilere limonata, pusta vesaire ikram edildi. Vekilimizin izahatı Muhterem vekil fabrika hakkında au izahatı verdi: Mefsuh Elektrik şirketi 1938 senesi Temmuzunda satın alındığı zaman Silâhtar fabrikaaının takati Türbin bakımından takriben 70.000 (Sonu 3 Üncü sayfamızda) Vefa A. Sporu, A. Gücü G. Sarayı Yendi. Mektepler Arası Spor Müsabakalarına Bugün Başlanıyor Hitler Dün Mühim Bir Nutuk Söyledi Fijhrer; Almanya Diğer Milletlere Taarruz Fikrinde Değildir. Fakat Tehdit, İhataya Müsaade Etmez. Dedi Almanyanın Fransa ve Ingiltereye itaatle Mükellef Olmadığını Beyan Eden Hitler; Çekoslovakyayı Almakla Sulh Davasına Hizmet Ettiğini Söyleyor.. Musolini de Dün Yeni Bir Nutuk İradetti Berlin: 1 (Hususi) — Bu faca Hitler Nasyonal Sosyalistlerin ter • tib ettiği toplantıda büyük bir nutuk söylemiştir. Hitler evvelâ, sulhun akdin • denberi cereyan eden hâdiselerin bir tarihçesini yapmış vt Atman milletinin nasıl eski düşmanlarından zulüm gördüğünü vt esir vaziyetine düşürüldüğünü göstermiş-tir. Vt sonra Almanyanın 8 İkin-cikânun 1933 de baslıyan kalkın -masını anlattıktan sonra demiştir kİ: 'Sonu 3 Uı»cü sayfada) 11 Etrüsk „ ü Teslim Alanlar Hekkında Takibat Yapılacak iktisat vekâleti; Denizbank Vapurlarında Yaptırılan Tetkikatın Verdiği Neticeyi Neşretti " Etrüsk „ den mâada diğer vapurlar uygun görüldü. Yalnız hepsine direr yeni kazan konacak *r a ¦ w m Vefa - Ateşspor maçından heyecanlı bir an (Yazısı « UncU sayfamızda) Almanya Slovakya anlaşması Ribbentrop Tt Profesör Tuka Yeni Tefrikamız: Sultan Aziz Devri Başpehlivanları Yazan; Sami Karayel Her sınıl Halkı alâkadar edecek; fevkalâde meraklı bir yazı «erinidir Bugün 4 üncü sayfada Başladık ingiliz Hariciye Nazırının Mesajı^_ « İngiltere; yeni Türkiyenin İnkişafına yardıma hazırdır • (Ulus) refikimiz dünkü haftalık ilâvesini (Büyük Britanya) hükûme tine tahsis etmiştir Bu nüshada: İngiltere Hariciye Nazın Lord Halı-faks, Hariciye Vekilimiz B. Saraçoğlu Şükrü ve lngiltcrenın sabık Ankara elçisi Slr Persy Loren ve Londra büyük elçimiz B. Tevfik Rüştü Arasın mesajları neşrolunmak -tadır: Lord Halifax'ın masajı aynen |U-dur: (Sonu 3 UncU »ay'ad» Ankara: 1 (A. A.) — îktisad Vekâletinden tebliğ edilmiştir: Almanyaya sipariş edilip ten-fcm alınmış olan gemilerde bir heyet marifetiyle yaptırılan tet -kikler hülâsa olarak şu neticeleri vermiştir: 1. — Etrüsk Vapuru: 1. — Geminin esas bünyeline taallûk etmiyeo ve mukavele ve şartnameye aykırı olan bazı fer'i noksanlar tesbit edilmiştir. Bunlar noksan bir ttUil cihazı ve bir ¦aknıtik yanımı ihbar tertibatı, baş ırgadın takviyesi, kıça bir ikin ırgat ilâvesi, loca ağızlarının ıslâhı, kıça ikinci bir telemotör vaz'ı Amerika ile Ticaret Muahedesi imzalandı Yeni anlaşma sayesinde memleketimize Ameri-kadan pek çok motorlu vesait getirilebilecektir. Ankara: 1 (Telefonla) —Mem-lekelimizle Amerika arasında ticaret, anlaşması bugün hariciye vekâletinde, hariciye vekili Şükrü Saraçoğlu ve kfltibiumumİ Nü-man Menemencioğlu ile Amerika büyük elçisi Mac Murray. Amerika si'furetİ bmj kâtibi Kelley taraflarından imza edilmiştir. Anlaşma. & mayıs 1039 tarihinde mer'ıyeîc girecektir. fS«nu 3 '.ocu tayfada I ::::::::::::::::::: İtalya ve Almanyanın Cenubî Amf rikadaki Emelleri Roma-Berlin mihveri; Cenubî Amerikanın bazı arazisini fetih ve istilâ tasavvurunda mı? Ulut** un Büyük Biritanyay -tahsis attiği ilâvenin kap.ıgı Filadelfiya. 1. (A.A.) — Roma-Berlin mihverinin cenubî Amorikn. nın l»ı takım arazisini feth ve istilâ etmek tasavvurunda bulunduğun- dan bahseden Amerika İttihadı demokrasileri, komitesi B. David Ef-rı .ıı. bu husustaki endişeleri siyasi 'Sonu 3 Uncu tayfada) 63 Şarta i 1 TlfflSAlAH M?SAM HAt?A MfHMtDİNi HATIRA vc İTİRAFLARI Tefrika No 48 Yazan ı Af. SIFIR 2 NİSAN 1939 ŞEHİR HABERLERİ Köylerimizde Yeni sıhhî tetbir- Bizim Soysuzlarda Betler al,n^ Beniz iyice Atmıştı 'Dertlenmeyin Be Çocuklar. Sizi yurda hıyanet etmekten kurtardtk„ _ O akşam, diyordu. Bani seni kurtardın bu ağzı hara herllferİD j şerrinden Kara Mehmet. Ne isteraen yaparım. "Y„ reis o aksam, kararunız veç-hile, Sirkeciye İnmiş, Dell Nuri ve Kalfa Mehmetle birleşmişti. Ertesi sabah otelde kahvelerimizi karşılıklı içerken, gece oynadığı rolünü birer birer anlattı. Sonra: — Yarın akşam. dedi. İkisi c: elinizde. Kabataş rıhtımında beki! yecekler beni. Kabatastan ufak bir motörle KUyoaa gideceğimizi ve cep hanelerin yüklü bulunduğu motor; oradan bineceğimizi söyledim ken. dilerine. Her halde »özlerime inandıkların, sanıyorum. İsin düşünülmemiş, kararlaştıırl mamı- bir noktası kalmamıştı. Kararımız şu idi: Ertesi akşam ben, cephane yüklü olduğu halde, Kirec-burnu ile BUyUkderc arasındaki (Kefelikey) koyunda bulunan "Say-jradı Bahri,, motöründe bulunacaktım. "Y„ reis ile bizim Rizeli Bekir de Kabataş iskelesinden Kalfa Mehmet ve Deli Nuri.vi alıp Kefeliköye gelecekler ve derhal hareket edeck-ök. Biz (Sayyadıbahril yi boğazdan gçirdikten ve yolcuları selametledikten sonra, limana dönecektik. O aksam, Beyoğluna çıkıp yüzbaşı Kâmil beyi gördüm. Hafiyelerin basına Öreceğimiz çorabı bütün tafsilâttır anlattım. Ertesi sabah ta bir vapura atlıyarak Kavağa çıktım. Bizim Müsyü Leon ile anla-jtım I-kindi vakti Kefeli köyünde. tSayya-dıbahrîl motorunun başında uzanmış, gözlerimi Kireçburnu istikametine dikmiş, bizim afi:ılan bekliyor, dum Deli Nuri ile Kalfa Mehmet, -on gece "Y„ reisten ayrıldıktan sonra, sevinçle kırmızı haneye koşmuşlar, verdikleri müjde ile Değirmendereb Kâzımı da roşturmuslardı. Raporlar yazılmış, telefonlarla konuşulmuştu. Düşmanlar, daha bir gün evvelden Kilyosa iki hücum botu ile bir sürü polis ve hafiye göndermislerdi Akı', lannca "Y.. remi şüphelendirmemek İçin, iki serseriyi yolcu kıyafetinde, ellerinde içleri gazete kâğıdı dolu birer bavul olduğu hakle tam vaktinde Kabataş İskelraine yollamışlardı. "Y., reiale Rizeli Bekirin bulundukları motor Kabataş iskelesin-deki büyük havuzun ağız tarafında duruyordu. Değirmendereli Kâzım İle, casus başılıırdan meşhur Çerkeş Ragıp ta iskelenin bekleme odasında oturuyor. Deli Nuri ile Kalfa Mehmedin motore binişlerini seyrediyorlardı. Yüzbaşı Kâmil bey de •srv.1 kıyafetle iııkelenin karşısındaki -yüksek kahvede oturmuş, oynanan komediyi seyre dalmıştı. Nihayet bizimkilerin motörü Kabatastan ayrıl misti. Kâzım ile Çerkeş Ragıp ta iskele yakınında beklettikleri bir düşman otomobiline sevinçle atlamış, Kilyos yolunu tutmuşlardı. Yatsı vaktinden biraz sonra idi. Kıyı sulardan geleceğini bildiğim motörü karşılamak ürere bir sandal Ue^K,reçburnuna doğru çıktım. Motörü de koyun ağnn. çıkarttırdım. Cok bekletmediler bonl. Yarım «aat aonra bordasın, y.neştığm, küçük «otur. ben de girmiş, bir düdük L mm İle .Sayyad.bahri) ye hare- y1 ÎS?Î ,*aretlni x« gözle, bu vaziyeti biç u hoş SSTS"??! enlediğim. Del NunU. Kalf.Mehmcdi .Üzüyor ««dönmüş gibi. ağzundaton Un.n yalanlan, mrb(l1 ^ g küyordum. Ve: - Havdan barın.mad,k reis, diyordum. KlIyoeUn kaet,k. K.f,H-köy koyuna sokulduk. BuUm soysuzlar ao«urtmu#lar bırblrlenne baka kalımlardı Beş dakika sonra hepimiz (Sayyadıbah-rit nin baş altında re tam süratle Boğaz yolunda idik. Tabii, tehlikeli yerleri geçinceye kadar, bizim go. BülsUz yolcuları bağlamayı, ağızlan nı sarmayı da unutmamıştık. Uç saat sonra (Elmas tabya) açıklarında İdik. Gerimizden gelen Rizeli Bekirin motorime geçerken, cephane sa»ı dıkları Üzerinde, elleri çenelerindo düşünen serserilere döndüm ve: — Dertlenmeyin bu kadar be çocuklar. (Y reis sisin düşmanlara yardakçılık ettiğinizi ağasına söylemez. Fena mı oldu işte. hafiyelik etmekten, Değirmendereli nin dırıltı ve zırüüaını dinlemekten kurtardık ¦izi. Düa edin bize. Sözleri ile yanan yüreklerini serinlendirdim. Bizim bu hizmetimin ve himmetimizle yollarını şaşıran, serseriliğe, hafiyeliğe sapan bu deh kanlıları, kötü bir âklbetten kurtar-, mış. ıkının- de millet ve memleket uğruna çalışmak yolunu göstermiştik, îstanbula döndüğümüz zaman, bu hikâyeyi bir mektupla Değirmen-' dereliye yazmağı, onu büsbütün kudurtmağı da unutmamıştık. Ders sırası Değirmenderliye gel-misti. Yüzbaşı Kâmil bey bu habisin ses ve soluğunun kesilmesini, mır-dar vücudunun dünya yüzünden eksilmesini istemişti. Yapacaktık bunu da. Fakat, o sırada hamallar kâhyası Salih reisin düşmanlar tarafından tev kifi. ve hâdise geçtikten sonra da yüzbaşı Yozgatlı Ahmet efendinin vilayete mühim bir amir gönderildi Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti, köylerde helâ vesaire İçin sızdırma çukur ve hendekler yapılması için baalt bir plân hazırlanmıştır. Buna dair Dahiliye Vekâletinden vilâyete bir tamim gelmiştir. Tamimde deniliyor kl: Köy sağlığı üzerindeki büyük tesiri itibariyle her evin bu projeye uygun bir helaya sahip olması İşinin koy İşleri arasında programda en başta tutulması ve ısrarla takipler yapılarak bu işin az zamanda arka sının alınması bir emiri mecbur! ve zaruridir- Gezici sıhhat memurlarile köy sağlık korucularının da bu işi günü gününe takip etmelerinin te. mini icap eder. Nüfusu 500 den fazla köyler için de umumi helalar için plânlar hazırlanmaktadır. Bu hususta köylünün bizzat çalışarak bulabileceği ve hazırlıyacagı malzemenin tercimİne mutlak surette imkân araştırılması, sıhhat müdürlerinin mütalealan alınarak bu esasa göre mahalli malzemeye göre vilâycllerce hazırlanacak helâ plânlarının köylere dağıtıl ması de emir-de bildirilmektedir. BELEDİYEDE Bakırköy şubesindeki tahkikat Bakırköy belediye şubesindo be tediye hesap işleri müdürlüğü tara fından çıkarılan suı istimalin tahki-kına memur olan belediye mürakip-lennın tahkikat neticesinde hazırla dıkları fezlekeyi belediye riyasetine vermişlerdir. Riyaset fezlekede yazı. lan suçların müsebbiplerinin ceza landırılması için evrakı müddeiumu milığe verecektir. verdiği bir iş; girişeceğimiz bu te-|r. şebbüse mani olmuştu tKIMİC 10 W* ||\mt3k Bil? Salih reisin tevkifi hâdisesi hak. kında biraz malûmat vermeyi, rahmetliyi anmağa ve o sıralarda reis ile beraber çabşan ve şimdi de latan bulda Hasırcılar caddesinde Yeni Handa od.başılık eden (Ömer So-nall ı dinleyicilerime tanıtmağa vesile olacağı için. muvafık buldum Salih reisi, latanbul mücadele sahnesinin bu yılmaz ve yorulmaz elemanını, o kara günleri yaşamak bahtsızlığına uğrıyanların bile pek çoğu bilmez Bu sebeple, bu yurtsever ve çalışkan adamı tanıtmak, hususiyetlerini anlatmak için söyliye-ceğim bir kaç sözün çok göriilmiye-ceğini sanıyorum. Salih, yurda hizmet ve kulluk etmekten nihayetsiz bir zevk duyardı. Bu uğurd. yemeden, içmeden ve uyumadan çalışmak tan kaçınmaz, hele hiç yorulmazdı Büyük, küçük her hangi bir işe ç.. ğınlmamasından çok acı duyardı hattâ ağlardı. Kendilinden, hizmetinden bahsetmeyi hiç sevmez, edil-meshi de istemezdi. Entrikalı işler-den haz duymaz, öldürüleceğini de bilse yalan söylemezdi. Bilhassa bu «on meziyetini düşmanlara bile tasdik ettirmişti. Düşmanlar bir ara Salih reisin pek fazla üzerine düşmüşlerdi. Bu fedakan suç üstünde tutmak için muhitine bir sürü hafiye üşüştür müşlerdi. Fakat bir türlü tutmağa muvaffak olamamışlardı. Hemen nemen her yapıldığ, duyulan ise i., minin karıştırıldığa gören "Kani-ha Benet.. Salih rekd görmek, görüşmek ister. Bir gfa hammahV cemiyetinin bulunduğu binaya Ur memur gönderir. Safin reisi, kâtibi Ömer Son.li dairesi.» davet eder ¦* bı.haberi getiren .d.ma. da-«t» kabul ettiğin. söyler ve u m 'h"!* K*,'lt« ¦«•*• daiminde bulunmağı d. »om-., reûm, Benet tarafında. çağ,n.mas,nı bayıra yontuya* v. kele gitmesini biç te uygun bulm.yaa bir arkada,, merak ve talaşla sorar: — Sahi gidecek misin reis» ~ öbertagıdsoegun.Nev„k)r (Devamı var) İstanbul belediyesi ekmek narh komisyonu yarın toplıuıarak ekmek fiatlarını tesbit edecektir. Son günlerde yapılan tetkiklere nazaran ekmek fiatlerinde bir zam yapılması zaruri görülmekte ve yarın toplanarak komisyonun fıatlerde 10 paralık bir zam yapacağı zannolun-mak tadır. Belediyede yani vazife taksimi İstanbul belediyesi, belediye müdüriyetleri arasındaki vazifelen iyi bir şekilde tanzim ve işlerin muntt. ram bir surette yürümesini temin maksadile yeni bir teşkilât kanunu yapmak için tetkiklere başlamak U-zeredir Bu yeni teşkilât kanunu, belediye daire müdürleri arasında yeni bir vazife taksimi gayesini istihdaf edecektir. Bu- kısım daire müdürlerinin ve bilhassa belediye reis muavinlerinin vazifeleri çok fazla olduğu halde bir kısım dairelerde gayot az iş olduğu ve bu daire müdür ve memurlarının birçok vakitlerinin oturmakla geçtiği anlaşılmaktadır. Yapılacak yeni teşkilât kanununda işleri nisbeten az olan daire müdürlerine y.ni iş vo çalışma imkânları hazırlanacak ve çok çalışmağa mecbur olan daire müdürlerinin ve memurlarının vazifelerinin azaltılması imkânları derpiş olunacaktır. Şehir meclisi toplanıyor İstanbul Şehir Mecli.i yarın saat 15 den itibaren nisan devresi içtima-larına baslıyaeaktır. Meclis, bu dev rede bütçe ü. meşgul olacaktır. Toplantının ruznamesi hazırla narak azalara bildirilmiştir. Sıhhî müze tamir olunuyor Sıhhiye Vekâleti İstanbul aıhhl müzesini tamire ve zenginleştirmeğe karar vermiştir. Yak.nda müzenin tamirine başlanacaktır. Müze daha birçok mulâjlar ilâvealyl. ayrıca ian ginleatıruecekUr, Okuyucularımız Diyor kl ı "Millet,, vapuru faciası devam ediyor "Yeni Sabah., m denizlerde çalışan Turk işçilerinin de kara keçilerimiz gibi bir iş kanunile terfih edilmeleri hakkındaki temennileri bütün Türk denizcilerini sevindirdi. Deniz Ticaret Müdürlüğünün. Denizcilerimizin yakın bir âtide bir iş kanununun nimetlerinden İstifâde edecekleri yolundaki tebşiri de pek kıymettardır. Elverir ki bu valt bir ân evvel tahakkuk etsin ve Türk deniz işçisi bu günkü himayesiz va. ztyetten kurtulmuş olsun. Her gün bu himayesizhğin bezin tecellüerine şahit oluyoruz. "Millet., vapuru faciasında boğul, muş olan geminin aşçısı Hüsnünün ihtiyar annesi, evlâdının gaybubeti acısına dayanamıyarak çıldırdı. Fatih karakolu vasıtaaite tıbbı adliye sevkedilen bu talihsiz anne muayene edildi ve akimi oynattığı tahakkuk ederek komşularından toplanan bir kaç kuruşla bir nakil vas^ tası tutuldu ve tımarhaneye götürüldü. Hüsnünün boğulması ve ihtiyar annenin delirerek tımarhaneye gitmiş olmaaile bu hazin macera btt-mış olmadı. Zira Hüsnünün iki hem şıresı vardır ve bu iki genç kız ağabeylerinin boğulmasından ve anne-(erinin akıl hasta hanesine nakledilmesinden sonra şimdi Fatihte Malta çarşısında (46) numaralı yıkık ve ışıksız bir kulübede yalnız başlarına kalmış oluyorlar. Yani evlât boğulmuş, anne delirerek tımarha. neye girmiş ve ortada himayesiz v kimsesiz bir halde .ki genç kız kal-mıştır. Bir dtnız faciasının doğurmuş olduğu bu katmerli facia karşısın da yüreği sızlamıyacak bir fert ve makamın mevcudiyeti tasavvur e-dılemez. Ancak kuru teessür ve merhametle de her bakımdan ök-•Uz kalmış bu iki ,Türk kırının ka-ranhk ve ümitsiz istikbali aydınlanmış olmaz. Müzminleşmek istidadını gösteren bir derde biran evvel çare bulunması için büyüklerimi/in dikkat nazarların, çekmenizi rica ederim. seni Sahan- üzerinden üç ay geçmiş olmasına rağmen yen. yeni kurbanlar doğuran birdeniz ftMSV »mm verdiği bu ibret âmiz ders kar «ısında deniz İlcilerine mahsus bj kanununun bir an evvel meriyet mevkiine girmeai İçin makam. .id,, nin tekr.r dikkat nazarın, ,ekenz _ , »ün Dilekler Cevapler * Erzurumda Cumhuriyet ote-'•nde Bay Hulû.i Yüksel'e «¦'"»•de bu hususta s*lâhiv,t «örmüyoruz. Mazur görun kslıb. Bay Tun.k.n: ^ Bnmeetiabitla, de nazarı dik. kalımız, celbetti. Hattâ tahkik., y«Pt.rd.k. Neticede ilân, atam, bir hata,, olduğu *.bl« oldu U. mın doğrusu Atak„i'h.., MAARİFTE Bu sene çocuk kampları nerelerde açılacak? Birkaç ^ evvel tesi* olunan " Çok iyi -«tteator alman çocuk kamplarının bu sene de açılmasını ve açılacak yerleri temin etmek üzere Maarif müdürlüğünde bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda açıla-cak çocuk kamplarının mikdarı vo mahalleri tesbit olunmuştur. Kamp. I«r Yeşilköy, Florya. Kız.ltoprak. Pendik ve Çamucada acüacaktır Çamlıcadaki istirahat kamp, ola-çaktır. Kampta müdürleri de tayin olunmuştur. Çocuk kamplar, 550 ki-«Üik olacaktır. N istanbul - Ankara Adana hava Nakliyatı Varından itibaren başlıyor istanbul . Ankara ve Adana a-razında yarından itibaren hava hattı İle postta nakliyatına başlanacaktır. İlk posta yarın Ankarada şehrimize doğru kalkacak ve buradan da Ankara ve Adanaya ilk posta gideceğinden bu münasebetle Yeşilköy hava istasyonunda bir mern.dm yapılacaktır. Adliye Eski Tebligat Müdürü Dün Tevkit Edildi Adlîye dairesinin eski tebligat müdürü B. Mustafa dün sorgu hâkimliği karsriyle tevkif olunmuştur. Suçu; vazifeyi suiistimal et -mek ve zimmetine para geçirmektir. Adliye müfettişleri; bu hususta tahkikat yapmaktadırlar. Karısını Ölümle Tehdit Eden Köylü Zevcesini "reni bir Fatih muhakemesi cjnpfi daha rukua ge- , İBcek!,, diye korkuimuşl Çatalca köylerinden birinin genç kâtibi Tevfik oğlu Tahir Kabalan isminde bir adam; eski karısı Ha-cere tehdid mektubu göndermek suçiyle dün mahkemeye verilmiştir. İddiaya göre mumaileyhi teh -dit mektuplarında bir danesinde; geçenlerde Fatih Sulh mahkeme - sinde eski karısını öldüren kfttib B. Şevketin cinayetine işaret ederek: "Benimle barış; yokaa yani bir Fatih mahkemesi cinayeti daha olur; seni öldürürüm!,, Diye bir de cümle kullanmış - tır. Suçlu; dünkü muhakemesinde cürmünü itiraf ve: —*' Bunlan ben yazdım. Ama tehdid kasdiyls yazmadım. Bir yuvs kuralım diye yazdım!,. Demiştir. Muhakeme şshid celbi için kalmış ve suçlu İkametgâha rabtan serbest bırakılmıştır MAHKEMEIJTJUir! Sarhoşluk a tabanca çeken bir genç mahkûm odu Nail isminde 16 yaşında bir çocukla kahveci Mehmet ve Ali isimlerinde iki kişi; Silivrikapıda bir kahvede rakı içerek aarhoş olmuşlar ve aralarında sonra kavgaya başlamışlardır. Kavgacılardan Ali; bir aralaık arkadaşların, tabanca çekmiş ve yakalanarak mahkemoye verilmiştir. Mahkeme kendisini 6 gün hapse mahkûm etmiş: ancak yaşımn küçüklüğünden bu ceza 5 güne ten zil olunmuştur. TA KVi M 2 Ni.an 1939 PAZAR Hicri, 12 Ssfer US* Remli M M ar t 1355 Kesim; 146 Çiçeklerin açılması '•"f saati 5,41 û,!• ¦ 12,18 - i^.* , |aj| Akşamı ıe.34 — Yai., ı 20,0a Uı.k ,3,67 Merkezî Avrupa siyasetinde Polonya Geçenlerde Çek meselesi dola-yısiyle İngilizler, Paris, Moskova ve Varşova nezdinde, zuhur edebilecek bir tehlike k arşesin da müştereken mütearrıza mukabele etmeği tazam-mun eden bir anlaşma projesi teklif ederken. Varşova mUebet veya menfi bir cevap vermemiştir. Polonya, hadiselerin cereyanına gÖro hareket etme*i daha muvafık buluyor. Hiç bir devletle, kendisini beynelmilel mükellefiyetlerin en son noktasın» ksdar götürecek taahhütlere girişmek istemiyordu. Filhakika Varşova mn vaziyeti çok nazik idi. Bir taraftan Parts ve Londra İS sıkı aiyael ve dostluk bağlan mev. cuttu. Bu sebepten onların siyasetini takip etmek kendisine menfaat temin edebilirdi. Fakat dıger taraftan da, ayrı ayrı mahiyeti olan siyasetlerinden endişe duyduğu İki büyük komşusu ile, yanı nem Rusya hem de Almanya ıl. de ihtilâfa veya fazla samimiyete girişmeyi de bir hedef olarak seçmişti İste bu teklif üzerine Polonyanın endişeleri yeniden uyandı. Rusya ile aıkı münasebata girmeği kabul etmediği gibi Almanlara da tam amile hasim bir siyaset ihtiyar etmeği arzu etmedi. Bundan başka Paris Un Londra tekliflerinde fazla sarih değillerdi. Bunun içindir ki, Polonya kendisini her türlü bağlardan ayrı tutmak istedi Şimdi, Varşovanın ergeç Almanya ile Danzig meselesini leh veya aleyhde haüedeceğ, şüphe götürmez bir keyfiyettir. Fakat bu mea'c lenin halli ve diger bazı Alman me-talibati karşısında bulunacak Polon-yanın vaziyeti çok naziktir. Bugün resmi Alman taleblennin karşısında henüz ayakta duran Polonyadır. Ve bu memleket, Çekoslovakya, Ut-vanya tarzında da bir devlet man-zar ası arzetmez. Millî hislerine dayanan ve kuvvetli orduya aahip ve ayni zamanda Alman kuvvetlerini bir müddet oyalıyabüecek bir mahiyettedir. Diğer taraftan Berlin de Varşova arasındaki samimiyeti veya açık mücadele neticesinde merkezi ve şarki Avrupa sıyaaetinin istikbali mevzuu bahis olduğu da unutulmamalıdır. Bu sebepten ingiltere, ufuklarda tereaeüm eden yeni tehlike bulutlarına karşı, başvekil Chamberiaın,ın ağzüe, Polonyanın taarruza uğraması halinde, ingiliz kuvvetlenle yardımda bulunacağuu ve bu harekete de Fransanın da iştirak edeceğini beyan etmiştir. Bu beyanat karakteristiktir. Garp demokrasileri, merkezî Av. rupada v. şark taraflarında Alman taleplerine, icabında sıiâhıle karsı koyabilecek bir kuvvet unsurunu ye-niden ellerinden kaçırmamak emelindedir. Çekoaiovakyanın ortadau kalkmasından sonra, Polonyayı Almanlarla yalmz basma bırakmamak siyasetini ihtiyar etmektedirler. Tabiri digerls, Almanların. Danzig meselesi münasebetiyle üeri sürdükleri isteklerden istifade üe Polonyanın keti olarak tasavvur edilen bloka ithâlim düşünmektedirler. Fakat Polonyanın. daha ziyade müstakil bir siyaset takibi fikri da-imidir. Ve bu değişmiyor. Şimdiye kadar tereddüdü hep bunun neticesidir. Varşova kuvvetle komşularile mütekabil dostane mUnasebat idame ettirmek istemekte ve her hangi bir devlete karşı diğer devlet veya devletlerin bir müdafaa vaaıtaaı o-larak değil, fakat milli toprakları, nin ve hukukunun müdafaaaı zımnında hareketi sıar edinmektedir. Şimdi Avrupada hâdiselerin gösterdiği son vaziyetlerden istifade ile. şimdiye kadar kendilenla dost kaldığı halde kaçamak bir si-ymset tekibeden Polonyayı. garp demokrasileri arasına almak için şayanı dikkat bir diplomaai faaliyet sürilp duruyor. _Eh-- Reşad SAGAY Hataydan neler getirilebilecek? Hatay mensen mamul ve mahsûlleri goatren listeye, turunç hubu-bat, agae kavunu, havuç ham ve bağlanmış deriler, Trabzon hurman moıaik döşeme plâkları, gazoz, su- sam. alçı ve hünnap da ilâve edilmiştir. - GÜNDELİK 8İYA3İ HALK GAZETESİ ABONE 3ARTLARI »00 Kr. S.OBUt\ 1400 k. 900 Kr. 6 *pk*ı 1200 Kr. aeo K*. S «rhrn «00 Kr. M Kr. 1 • rl|ı 300 Kr. Po.t* jlllbadl» lirm.mî, lefeatUr için 2«. 14. 7.8 t. 4 lir* HER YERDE KURUŞ Vali Lûtfi Kırçlar Taksim ¦tadyomunda müsabakaları açıyor Mektepler Arası Spor Hareketleri Faydalı Bir T. «d: Hüseyin C.hid YALÇIN Ankara raddesinde toplanmış ıt hayatımı, a m hemen hemen »erhaddini teşkil eden noktada, eaki ve mtevazi bir bina içinde, hiç göze çarpmadan, m-h«İz lakat faydalı surette çalımın bir mücetese vardır ki her gün ora-daa r,e^ttgimfaı halde mevcudİyetİBİ M4l aklımızdan bile geçirmeyiz. Bu ınürs%e*e İMiim için çalınıyor; ı ir ^»hasiDdaki faaliyetlerimizde bir kılavuzluk hizmetini Koruyor. 1934 senesinde vücuda getirilen bu küçük teşkilât Türkiye hudutları dahilinde intişar «"den resmî ve gayri resmi butun kitap ve risalelerden İki sahıfclık broşürlere varıncaya ka dar hepsinden beşer nüsha toplar, tasnif eder. biriktirir ve sonra muayyen dört kütüphaneye tevdi eyler. Bundan başka her altı ayda bir kere bir bibliyografya neşrederek o müddet zarfında çıkmış olan tekmil «-•erleri bize haber verir. Fikir sahasında çalışmak isti-yenler için en ilk lazım olacak bu esaslı ve mühim teşkilâtın bu kadar gerikmiş olması fikir hayatımızda âdeta telafisi imkansız zararlara aa-bep olmuştur. Memlekete la başlın girdiği günlerden zamanımıza golin-ceye kadar ne gibi kitaplar basıldığını tamamı tamamına bilmek kimseye müyesser olmıyacak bir nimet teşkil eder. Hele bunları tam bir su. rclte toplı ya bilmek, ele geçirmek İmkânı katiyen yoktur. Bu ekaiklik bizi yalnız fikir hayatımızın tarihi bakımından alakadar etmez. Ayni zamanda, bu günkü çalışmalarımızı da çok zorluğa uğratır. Tercüme etmek istediğiniz bir aaerin daha evvel dilimize çevrilmiş olup olmadığını anlamak İçin uzun uzun soruşturmalara baş vurmak ihtiyacında kalınımız. Alacağınız cevaplar musbet ta olsa monfl de oala mzı tatmin edemez. Çünkü bunların matlûp olan tarafı haiz olmaları sor. dur. Bu şerait altmda mükerrer tercümelerle emek ve para israfından içtinabın imkânı yoktur. Bu noktadaki ihmalimiz akülara sıgmıyacak kadar hazindir. EakJ zamanlan bırakınız Uearutiyettenberi CumhuriyetUmbori, hatU harf In-kılâbındanberi çıkmış bütün neşriyatı ekaıkau aurotus bilmiyoruz ve elimizde göremiyoruz. Bu ihmale yalnız bir ad verilebilirdi o da fikir hayatının kıymetini takdir etmemek sözlerinde hülâsa olunur. \ dıguniz kadar*maariften, İlim ve e Huseria Cahİd YALÇIN '(Sonu 3 İIncU tayfada) 28 Mektebin İştirak Ettiği Müsabakaları Vali Lûtfi Kırdar Açtı Liseler Arasında Yapılan Maçlar Mektepler arası spor faaliyetine dün lstanbulda mevcut resmi, hususî, kız ve erkek 28 okulun iatlrakile yapılan büyük merasimle başlanmıştır. Merasime iştirak edecek okul'*, nn sporcu talebeleri 12 den itibaren Galatasaray lisesinde toplanarak ha zırlıklannı ikmal etmişler ve saat tam 14 de büyük merasime iştirak etmek üzere Galatasaray lisesinden şu sıra ile yürüyüşe geçmişlerdir. En önde Türk bayrağı, okul fı. lamalan askeri bando, kız muallim mektebi. Boğaziçi, Cumhuriyet, Çamlıca, İnönü, İstanbul, İstiklal Kandilli kız liseleri Selçuk kız sanat enstitüsü, Şişli Terakki lisesi Üsküdar kız enstitüsü, Erkek muallim mektebi Boğaz içi lisesi, Darüşşefa-ka. Galatasaray. Haydar paşa, Hayriye, İstanbul Işık, Kabat ı- Pertev (Sona 7 İnci ut) fada) İt Âbideye çelenk konurken Millî Küme Maçlarında Fenerbahçe A. Sporu 2-0 Yendi Galatasaray Anharada Yenildi Fenerbahçe Atesspor maçından heyecanlı bir an (Yazısı a UncU sayfamızda) Leh Hariciye Nazırı Bugün Londrada İngiltere Lehistana Silâhlanmak İçin 20 Milyon Sterlin Kredi Açıyor flitlerin Nutkunun Londrada Türkiyeninde bulunacağı bir müdafaa blokundan tekrar bahsediliyor Varşova: 2 (A. A.) — B. Beck saat 18,28 de trenle hareket etmiş-tir. Mumaileyhe hariciya nezareti garp işleri departmanı direktörü Kont Potocki ila iki kâtib refakat etmektedirler. Kendisi istasyonda İngiliz sefiri Sir Kennard ile Polonyalı birçok zevat tarafından ugıırlanmıştır. B. Beck, bu akşam saat 21 da Şerlinden geçecektir. Mumaileyh, yarın sabah Ostende'do vapura binecek ve saat 16.20 da Londrada olacaktır. LONDRADA GÖRÜŞÜLECEK İŞLER Londra: 2 (A. A.) — Sunday Times, gazetesinin öğrendiğine gö-re Beck'in burada yapacağı goV rüfmeler esnasında Potlonya ile ingiltere arasında bir 'mütekabil müdafaa paktı" nın İmzası mev-zuubıhis olacak ve Polonyanın milli müdafaasına tahsis edilmek üze-(Sonu 3 üncü sayfamızda) "::::::::::::::::::::::::r::::::;j;:::ı:;:: Cümhurreisimiz Bugün Mühim bir Nutuk Söyliyecek Yeni Meclis bugün ilk toplantısını yapıyor Dun Parti grubu toplandı Ankara: 2 (Hususi) — Altıncı Büyük Mİllot Meclisi yarın (bugün) saat 15 de fevkalâde içtima devresinin birinci toplantısını yapacaktır. Yarınki (bugünkü) toplantıya en yaşlı âza riyaset edecek ve muvakkat kâtibliklere de en gonç â-zalar seçilecektir. Muvakkat riyaset divanı ku • mlduktan io nra mebusların tah-liflcn icra edilecek müteakiben bugün (dun) tesbit edilen namzed-lere göre riyaset divanı seçilscek daha sonra reisicumhur İntihabına geçilecektir. Bu seçimde verilen reylerin tasnifi için 9 kişilik bir heyet ayrılacak neticenin tesbitln-den sonra reisicümhurluga ikinci defa seçilecek olan İsmet İnönü kürsiye gelerek yemin edecek ve bundan aonra mühim bir nutuk I- s..¦¦¦ 3 üncü sayfada) Yugoslavya Başvekili Macekle Görüşüyor Belgrad: 2 (A. A.) — Avala Ajansının bildirdiğine göre. Başvekil Sevtknvİç, Zagrebc varır varmaz, derhal doktor Maçki ziyaret ederek kendisiyle üç çeyrek saat görüşmüştür. Bilâhare doktor Maçk. B. Svet-koviçe ziyaretini iade eybttn-iir. Her iki görüşmenin de çok doslano bir hava içimle cereyan etliği kaydolunmaktadır. Millerin Memelde alı.ımı? resmî Hem Suçlu Hem Güçlü Korkunç Bir iftira Karşısında Türk Gençlerine Kendilerini Mü-dafaa Hakkı vermekcınayet midir? Uç gün evvel bir akşam gazete-1 teşkil sinde bir anket intişar etti. Anke-! kan m tin mevzuunu, lise talebelerine so- cî den rulan bazı suallere alınan cevablnr ^vv^vvvvvvvvvvvvvvvvvvvvv^ HfcR SABAH Bu anketten çı-leblerimizin fe-cahil ve hava-ı İnci *«yfada ı Milli Neşriyatın inkişafına Doğru Kültür m ıl...../m«nnı tedvire havladığı gündenberi milli irfnn işlerinde bir bayii hayırlı teşebbüslere girişmiş olan Sayın Maarif Vekili II ¦ m Ali Yücel neşriyatımızın daha verimli ve bilhassa daha •ittendi bİr şekle ifrağ yollarının araştırılması için bİr "Neşriyat kongresi" ni toplantıya çağırdı. Gazeteciliğimi* batta gelmek şartiyle neşriyat bakımıhdan hiç. de övünecek bir variyette bulunmadığımızı İtiraf etmeliyiz. Bulgar Başvekil! Kö*eivanof'un memleketimizi riyareli......n.lı tanışıp hasbıhaller \ i] ¦¦ ınu komşu Bulgar gazetecilerinden tab adedi (100.000) i Keçen Bulgar gazetele-j rıt'in mevcudiyetini işittiğimiz za- man kalbimizde bîr sızı hissettiği-j mizi saklatnıyacağız. Bu aızı i Türk I. ' "m komşu Bulgar' gazeteleri kadar •alamamaların »1 dan doğan bîr hased arın değil ı münevver Türkün münevver Bul-gar kadar okumadığından mütevellit ruhî bîr iztîraptı. Yevmİ baaışı yarım milyona varan Sırp gazetelerinin mevcudiyetini de haber verecek olursak neşriyat hayatımızın kısırlığı ve feyizaizliği hakkında küçük bir fikir peyda etmiş olununuz. Gazetecilik; mocmuacılık va kitapçılığımızın boynunu büken baılıca sebeblerden biri de taşra satışı işlerinin bozukluğudur. Vilâyetlerimizde vücutlariyle iftihar edebileceğimiz dürüst, namuakâr ve lemiz gazete ve kitap bayileri bulunduğu gibi bunların «raunda bin bir emek ve fedakârlıkla yaşı-yan yevmi ve muvakkat neşriyatın ¦atış paralarını, bin bir dereden su gelire—k. benimseyenler de maalesef ' ılunuyor. Bunun içindir kî; Ankarada toplanacak olan "Neşriydi kongresi" niıı başaracağı bir hayli müşküller, yeneceği pek çok mâniler vardır. Fakat şimdiye kadar yapılanlar göz ıvıüne getirilecek olursa bu müşküller ve mâniler bizi yıl dır mama lıdır. Hele işin başında genç Maarif Vebİlimİz gibi çekirdekten yetişme ve işlen anlar bir neşrîyatçı bulunursa... A. CEMALEDOİN SARAÇOĞLU 7?209317 Sarf" ı TlRlSABAH 3 NİSAN 1939 CPSAMKAPA MfHMEDİN HATIRA vt İTİRAFLARI Tefrik» No 49 Yazan : M* SİFİR Salih Reis Tereddütsüz Cevap Verdi 'Evet, Silâh Kaçakçılığı Yaptığım Doğrudur Bunu Yapıyorum» — Kapiten Benetin kim olduğu-ju bilmiyorsun galiba. — Kim olura olsun. — Acıyoruz sana. Bu adam seni bırakmaz ve muhakkak hapseder. _ Ne yapalım millet sağ olsun. — Oitmesen, bir kaç gün ortaya çıkmadan olmaz mır.. — Hayır olmaz. Soı verdim. Ken dime yalancı ve korkak dedirtemem. Bu hareketimle milletimi küçük dü-süremem. İse diğer arkadaşları da kanaır, fakat, reise soz dinletemezler. Tayin olunan saatte, Salih reis. yanında kâtibi Ömer Sonal okluğu nalda Kapiten Benetin tünel başında, Hamson apartmanındaki daiminde bulunur. Benet reis ile katibini, hayret ifade eder bir tavırla, biraz da güler yüzle kabul eder ve: — Salih rcia, der. Geleceğinizi pek ummuyor, getirilmeniz için A-rabyan h anındaki polia zabitine c-mir vermek üzere bulunuyordum. Reis bu söze kızar, kızarır ve: — Müsyü kaptan, der. Biz Türkler verdiğimiz lozü yapanı. Yalancı dolanı sevmeyiz. Gelirim dedim, işte geldim de. Nedir bak ab m istediğin hele söyle. — Mademki öyledir, sana birşey soracağım. Bakalım doğruyu söyli-yecek misin. Senin için Anadotuda. kilere silah ve cephane gönderiyor, diyorlar, ne dersin T.. Salih reis, hiç te tereddüt etmek, sizin ciddilikle: — Elbette doğru. der. Yurdum için böyle şerefli bir hizmet görmeyi neden bana yakıstıramıyorsunıız Kaptan?. Bu kestirme ve mertçe cevap karşısında Kapiten Benct şaşırır. Bu defa da kâtip Ömer Sonala hitap e der ve: — Kâtip efendi, der. Reisiniz galiba lâtife zannettiği sualime lâtife yollu cevap vermek İstiyor. Halbuki İşin latifeye tahammülü yoktur. M sele çok mühim ve müttefiklerin âli menfaatleri aleyhinedir. Bu suçu reisinizle birlikte sizin de işlediğiniz haber veriliyor. Fakat ben pek inanamıyorum buna. Ömer Sonal da. tıpkı arkadaşı i gibi bu saflığı ve samimiliği, ciddilıpi i ve mertliği Ûe: — İnamın/ Kapiten. diyor. Reisin söylediği doğrudur. Hem şunu da biliniz ki. yalnız o ve ben değil, bu tş için bütün millet elete ve baş başa vermiş çalışıyor. Kapiten Benet gözlerini Salih reisin gözlerine dikiyor, hiç kırpmadan bir dakika baktıktan sonra, biraz suratını ekşitiyor ve: — Korkmıyor musunuz Maltaya gitmekten, ağır cezainr çekmekten? diyor Bu islerin çok acı neticeler vereceğini bilmiyorsunuz galiba. Salih reis te suratını asıyor ve oturduğu yerden kıvranarak — Evet. diyor. Maltaya gideceğimizi, hapsedileceğim izi. İşkence çe kecegimizi ve hattâ öldürüleceğimizi de biliyor, bile bile yapıvonız Kantarı. Benetin şaşkınlığı büsbütün artıyor. Gözlerini açıyor ve: — Yasana.... diyor Sizi kim teşvik ediyor bu İşe, anlamak isterdim bunu tm Salih reU bir yay gtbi yerinden fırlıyor, işaret parmağını sivri ve zehirli Mr ok gibi muhatabının kalbi üzerine değdlrtyor. Va hırçın bir ada ve aada ila haykırıyor — Sis. Benet gösterilen bu cüret karşısında titriyor, isi tatlıya bağlamak, nasihat ve tavsiyelerle reis İle ka. Mblnt basından savmak İstiyor. GIL Ura* ayağa kalkıyor Hırslı Ur aralan gibi gözleri yaşaran, yüreği kabaran Salih reisin sırtını okşuyor S E HIR HABER L E R İ Salih ReU ¡e: — Seni ve kâtibini doğruyu söylediğiniz için tevkif ettirmiyeceğlo.. Fakat, Türk milletini seven, pedışa hinızı savun hükümetime inanınız. O sizi ve memleketinizi kurtarmak için buraya gelmiştir. Sakinlikle neticeyi bekleyiniz. Çok memnun ol dum görüştüğümüzden. Bu gibi İşlerle uğraşmamanızı tavsiye ederim size. Diyor ve ikisini de uğurlıyor. Benetin reise söyledikleri yalandı. Bu hâdiseden bir müddet evvel, o zamanın soysuzlarından, vatansızların kodamanlarından Nemrut M us tafa (paşa) Kapiten Benete cephane ve silâh kaçakçılığına dair bir rapor vermişti. Aklınca. İngilizlere akl öğretmek istemişti. Ve bu işleri idare eden komodor Nazmı, Eyüp, Kemal. Hafız Besim, Himmet zade Hüseyin Hüsnü, Ekrem, Hâkimzade Mehmet ve diğer ak yüzlüler hakkında bir çok malûmat verdikten sonra, cephane ve silâh nakliyatına mani olmak için Salih reis, deniz a-mele cemiyeti rcuu Emin, mavnacı, lar cemiyeti reis ve azalan gibi nak. liyat ifjlerile alâkası olanların elde edilmelerini ve bu suretle İsimleri geçen İdarecileri elsiz ve ayaksız, vasıtasız bırakılmalarını tavsiy etmiş ve bu adamları yola getirmek için de Süleymanİyeli Hakkı adında bir vatansızı ileri sürmüştü. Kapiten Benet bu mütalea ve tek bfi derhal kabul etmişti. Nemrut Muştalanın tanıttığı Süleymanİyeli Hakkıyı yanına almış, verdiği direktiflerle ortaya salmıştı. Bayağı bir kaldırım sabıkalısı olan, bir müddet te hilâfet ordusu denilen hain sürülerinden birinde çete başılık yapan Süleymanİyeli Hakkı da bir çok paralar çektikten sonra, nihate bırgün Salih reisi kandırdığını, İngilizlere hizmet için kendiainden söz aldığını söylemişti. Benet te bu sözlere inan mış, Salih reis ile kâtibini anlaşmak için yanma çağırtmıştı ve hiç şüphe siz ki aldatUdığını da anlamıştı. Salih reis kâtibi Ömer Sonal İla o aksam geç vakit Kapiten Benetin dairesinden ayrıldıktan sonra, Gala-taya inmiş, takım ve tayfasını toplayıp hemen Dolmabahçe yolunu tutmuştu. Yine hizmetine koşmuştu. O gece yüzbaşı Yozgatlı Ahmet e-fendı ile beraber, Maçka eilâhhane-ainden gizlice çıkardıkları sandıkları. Dolmabahçe rıhtımında bekli-yen raotörlerimııe uçurmuştu. Biraz yukarıda Salih retaın tevkif edildiğini soy ta mittim. Bu tevkife sebep te, o zamanlar aramızda gözlüklü hoca ismini verdiğimiz, eski mutasarrıf mamIItrinden Ertuğrul Çakır olmuştu. Bu resil da Kapiten Benetin hatırlı azılılarındandı. Hlya-net yolunda nal sakırdatan soysuz yaratıklardandı. O sıralarda Salih reiae bu habis musallat olmuştu. (Devam, vur) Gümrük Umum Müdürü Bu hafta içinde Amerika-dan dönmesi bekleniyor Beynelmilel hava turizmi kogre-aine iştirak etmek üzere ge;en ay i-Çİndc Lnndıayn gitmiş olan gümrük ler umum müdürü Mahmud Nedim bu hafta İçinde şehrimize dönecek. Ur. Londrada toplanan bu kongrede milletler arası yapılacak hava nakliyatında gümrük işlerine ait mühim kararlar alınmıştır. Umum müdür ayni zamanda İngiltere ile Avrupa-da belU başlı merkezlerinin gümrüklerinde de tetkıkat yapmaktadır. Bu tetkiklerden alınarak intıbaütr üzerine gümrüklerimizde ialânat yanılacaktır. Şehir Işıklan çoğaltılacak Bclediyo Nafıa Vekâleti nezdin-de teşebbüslerde bulunarak şehirdeki umumi tenvirat bedel lerinir. tenziUni istemiş ve bu münasebetle şehirde fenersiz hiç bir yor bırak'.l-mıyacağı bildirümiştir. Nafıa Vekâleti İstanbul belediyesinin bu isteğini esas itibar İle müsait bir surette karşılamıştır. Şirket ücretleri azal tip şehrin umumî ihtiyacını temin i-çin yeniden konulacak lambalarda tenzilât yapacak olursa o zaman be lediye şehrin cadde ve sokaklarına daha fazla lâmba koyacak ve bun. dan sarfiyatın artacağı için şirket -de kâr ettiği gibi her taraf ışıklandırılmış olacağından şehir de istifade edecektir. Bu takdirde şehirde şimdi mevcut olan 4688 lâmbanın bir misli daha artacağı gibi şehrin imarı noktai nazarından da mühim bir adım atılmış olacaktır. İKTİSAT İŞLERİ: Buğday fiatları düşürtülecek Piyasadaki buğdayların fiat yük sektiğinin Önüne geçilmesi için top rak mahsûlleri ofisi bu yaz piyasaya tamamen hâkim olmak üzere tedbirler almıştır. Ofis fiatleri düşür, mek için elinde bulunan stokların mühim bir kısmını sntujn çıkaracaktır. Şaraplık UzUm bağlan kuruluyor İnhisarlar İdaresi memleketteki şarap ve az alkollü içkilerin hariç piyasalarda günden güne fazla rağ bet bulduğunu nazarı itibara alarak bu kısım imalâtı arttırmak için ye-1 ni tedbirler almağa başlamıştır. Bu cümleden olmak üzere Tekİrdağında bulunan numune bağlarından diğer üzüm mıntakalarmda da yetiştirmeğe karar vermiştir. Bu bağlardan şimdilik Ege mıntakasında birkaç tane yetiştirilecektir. Diyor kl ı Hayvanları Koruma Kurumunun dikkat bakışlarına Matbaaya gelen bir arkadaşımız, şunları anlattı: "— Aksaray d a, Yusuf paşa cad desinde bir şekerci dükkânı vardır. Üstündeki büyük bacaya her yıl ayni leylek gelip yuva yapardı. K. şasen bu yuva her zaman dururdu. Nedense bu yıl baranın üstünü sivri bir külahla örtmüşler. Zavallı leylek yuvasının bozulduğunu görünce hemen onun yanındaki diğer oacaya alelacele yuvaladı. Halbuki ayni akşam buraya da bir merdi, ven dayatılarak leyleğin yeni yap-| tığı yuva da bozduruldu. Şimdiye kadar on beş gün oluyor. Biçare leylek durmamacasına uğraşıyor. Her gün yuvasını yapıyor ve akşam üzeri hain bir el tarafından dal bozularak zavallı her gece açıkta] bırakılıyor. Görseniz kuşcağızın ha-l II deta içler acısı, bütün bir semt bu' vaziyete son derece üzülüyoruz.,, Yeni Sabah — Bu içli ve çok insanî şikâyet etrafında hayvanları koruma kurumunun ehemmiyetle dikkatini cclbederiz. Kazaya Uğrıyan Çocuk Bundan bir . nuddet evvel Lâlelide Şerefin idaresindeki motor* sıkletin altında kalarak «ağ omus kemiği kınlan ve dişleri döküleni Yenikapı ortaokul Direktörü İzzet Köçük Zerrin ^Gönen'in kızı Zearinı tedavi e-dilmekte olduğu Haseki haataha-nesinden çıkmış ve evinde tedavi edilmeğe başlamıştır. Tevkif edilen Şeref, hakkında tahkikat davam edilmektedir. Boğaziçi Plajı Bu yıl deniz mevsimine kadan ikmal edilmiş olacak P rket Hayriyenin önümüzdeki mevsim bidayetine kadar yetiştirmeğe çalıştığı Anadolu hısarındpki asri plajın inşaatı ilcrlenıeUcdir. Plajın kum ferşiyatı nihayetten-mış şimdi gazino ile sair akmamın yapılmasına taşlanmıştır Şirketi Hayriye halkın doğrudan doğruya plaja çıkabilmeleri için Deniz Ticaret müdürlüğüne müracaat ederek bir plaj iskelesi yapmağa müsaade istemiştir. Deniz Ticaret müdürü şirketin bu teklifini tetkik ettikten sonra kabul etmiş olduğundan yeni vapur iskelesinin inşaatına derhal baş) anacak tu*. Şirket bu münasebetle vapur ve plaj için komple biletler ihdas edecektir. Plajın heyeti u-mumiyesi önümüzdeki ay içinde tamamlanmış olackUr. , Gf MJU'KLERDE : Gümrük kadrosunda değişiklikler yapılacak Evvelki gün Ankaraya gitmiş e lan istanbul gümrükler başmüdürü Hedhi. yarın şehrimize dönecektir. Öğrendiğimize göre bu ay başındao itibaren gümrük kadrolarında mühim değişiklikler yapılacak ve idare da tasarruf yapmak gayesi k bazı l tedbirler alınacaktır. ^^^^^ Mütekaitlerin Dünkü Toplantısı ' . t* ij* ' ıV t Umum mütekaidini askeriye cemiyeti senelik toplantısını dûn vez-necilerdekt merkez binasında yap* miftır. Saat İS de emekli Albay Alinin riyasetinde başlıyan toplantıda ilk olarak Ebedi Sof Atatürk' Un mübarek hatıralarına hürme-ten Uç dakika sükût edildi. Bunu müteakip yıllık faaliyet raporları okundu. Ve rapora nazaran aza adedinin fiOOO kişi arttığı anlaşıldı. Bundan sonra Reisicumhur Is- Dünkü hava vaziyeti Devlet Meteoroloji istasyonundan alınan malumata güre dün yurdda hava Trakya, Kocaeli bölgeleriyle Karadeniz kıyılarında Çok yağışlı difier bölgelerde umumiyetle bulutlu rüzgarlar bütün bölgelerde şarkî istikametten orta kuvvette esmiştir. Dün lstanbulda hava bulutlu geçmiş rüzgâr şimalî şarki istikametinden saniyede 3-5 metre hızla emiştir. Saat 14 de hava tazyiki 760,5 milimetre idî. Sühunet en yüksek 15,6 ve en düşük 4,9 santigrad derece olarak kaydedilmiştir. POIJSTE | Ş'şedeki gibi durmaz Kafayı çekince etrafa saldırmağa bağlamış Dün gece Eyüpte Celeb Osman isminde birinin kendini bilmİye-cek derecede sarhoş olup elinde bıçak olduğu halde öteye beriye bağıra bayıra saldırdığı görülmüştür. Etraftan bagrışanların feryatları üzerine yetişen *z«bıts memurları | bu azılı sarhoşu yakalamışlardır. Hakkında tahkikat yapılmaktadır. Baba oğul Ahçı blçağlle tehdit etmişler Tahtakalede aşçılık yapan M oh met Bora ınminde biri zabıtaya mü-1 racaatla boı iu bulunduğu ekmekçi Ali Keskin tarafından ana avrat küfür edildiğini ve 14 yaşındaki oğlu Ltfi tarafından da b*-1 çak teşhiriyle tehdit edildiğini söylemiştir, iki suçlu da yakalanmıştır. Bir eldiven hırsızı yakalandı Sabıkalılardan Rıza oğlu Muammer Potenderli dün Tahmis cad-, desinden geçmekte olan llyas Bo-| lufîtisin yankesicilik suretiyle paltosunun cebinden eldivenini çalarken yakalanmıştır. Suçlu mahkemeye verilmiştir. Blr~tavzlh Gazetenizin 22—3—939 tarihti nüshasında. "Döryo! istasyon müdürü tevkif edildi,, başlığı altında intişar eden yazı hakkında tahkikat yaptırılmıştır. Tahkikat neticesine nazaran, Dörtyol İstasyon memurumuzun hırsızlık vsk'asiyle hiç bir veçhile alâka v* mttnasebeti olmadığı ve bu meselenin adil makamat tarafından takip edilmekte olduğu anlaşılmıştır. KeyflyeMn, gazetenizin ayni sütununda dercedilmek suretiyle tavzihini rica eder, bilvesile saygılarımızı atmana. D. D. Y. U. M. met tnonündf n imzalı bir reeun İstenmesi için ır takrir varildi. Ve înönüne,Mareşale, Meclis raisine A mı GündÜz'e telgraflar çekinmesi kararlaştırıldı ve idare heyetinin seçimine geçildi. Neticede idare heyetine Orgeneral Cemal Mer -sinli. Albay Yusuf. Ali. Yarbay A/mi, Aziz, Mehmat, Hüsnü, Se-rafeddin. Binbaşı, Muzaffer, Rüştü. Lâtif, Vehbi, yusbaşı Lotfi ve Cemal seçilmişlerdir. TAKVİM 3 Nisan 1939 Pazartesi Hicri: 13 Sefer 135* Raaıl: 21 Mart 1333 ,: 147 Dağa »ati 5,39 ö|la ı 12,17 — Ikladl : 15,53 Aksaaı: 18,35 — Yatsı ı 20,09 laııak :3,55 POLİTİKA Yeni ispanya Merkezi Avrupada cereyan eden hâdiseler, bir zamanlar Avrupada harp tehlikesi uyandıran İspanya meselesini bir müddet İçin unuttur, muştu. Fakat Madridın sukutu ve diğer cumhuriyetçi nehirlerin birer birer tealimi bu meseleye yeniden nazarları çevirt tL Artık Madndln aukutue İspanya tarihinin kanlı bir sshiftsi kapanır kan dahili harbin da sona erdiği görülüyor. Şimdi bizzat ispanyolların kanla-rila yuğurularak beynelmilel camia karsısına çıkan yeni ispanya devletinin önünde takibedecegı umumi : i-yaaetin ana hatları ter*.-s*um etmektedir. General Frankonun asıl müşkül faaliyeti, milletine karsı mes'bü-yeti burada besliyor. Muzaffer gene. raim ihtiyar edeceği tedbirler ve faaliyet aahaları, ispanyanın mukadderatını tayin edecek mahiyettedir. Filhakika yeni İspanyada dahili Vaziyet, İspanyol milliyetçiliğinden, iç. timai akidelerden, çok cür'etli iktisadi nazariyelerden mülhem bir programın tatbikini ve ezcümle İçtimai emniyet, nizam ve istikrarın temini ve dünya muvacehesinde manen ve maddeten kuvvetli bir mİlM hükümetin mevcudiyetini istilzam etmektedir. Bu hakikat ortaya çıkınca general Frankonun bir müddet harici siyaset kombinezonlarından, ihtiraslarından uzak kalmak ihtiyarını duyacağı neticesi çıkabilir Şüphesiz ki general Franko maddi cihetten muzaffer olmuştur. Fakat yeni içtimaî kalkınma siyasetinde ta baştan başlamak mecburiyetindedir. Ve bas tan başlamak da memleketin nizamı-m temin, yeni müesseseleri tesbit v-tanzim ve girmelerini tahakkuk ettirmek demektir ki bu da fazla sai, meharet ve zamana mütevakkıftır.. Bu sebepten zaruri bir sulh siyaseti kendini göstermektedir. Fakat Avrupenin bugünkü vaziyetinde her. hangi bir tahminde bulunmak anes-de olabilir Zira yarının ne olacağını kimse derhal açık surette kcstıremi-yor. Ve yalnız umumi mahiyette fikirler beyan ediliyor. Filhakika ispanyanın harici vaziyetini tetkik ederken. İtalyanın Ak denizde hır nevi hegemonya tesisi için uğraştığı müşahede edilebilir. Aynı zamanda İspanyanın, Akdenı-zin garp havzasında silik bir rol oynamağı kabul etmesi, yabancı bir devletin arzularına tabi olmağı istemesi pek düşünülemez. İspanya, bunu gaye edinirken. Akdenizde faikıyet ve hâkimiyete Fransantn da tevessül etmesi de hoş gözle göriile-mıyeceği tabiidir. Bu keyfiyet de müstakbel Akdeniz siyasetinin dikkat edilmesi lâzım gelen yeni bir unsurdur. Fakat iki buçuk senedenberi süren dahili bir harp neticesinde lapan yolların zayıf ve harptan yorgun oldukları, mali vazıyetlerinin parlak bulunmadığı ileriye at'îabüır. Yalnız maü vaziyetin fenalığı harbe mani teekü edip eUniyeceği de eayi «ualdir. Zaman muzdaki tecrübeler, parasızlığın harbin başlamasına mani teşkil etmediği ve belki neticesine kuvvet olduğunu gösteriyor. Bu vadide serd edilecek mUtale-alaj ne olursa oksun, ispanyan m kendilerine takarrübOnden İstifade edecek devletlerin diğerlerine karşı bu milleti ayaklandırmak İrin sarfet tikleri faaliyetler nekadar büyük bir ehemmiyet arzederse etsin yeni ispanyan m harici siyasetinin mutedil olabileceğini düşünmek dofra bir fikir olarak görülebilir. Tabiri diğerle general Frankonun memleketinin atisini yeni esaslar altında kurmağa çalışmak mecburiyetinde kalma, sinden, Avrupanm umumi mücadelelerinin kenarında bîr müddet İrin olsa Ula bitaraflığa riayet edileceği ileri auiülrbihr. Fakat bdyle düşün, mek, slyaaette her hangi bir fikrin saman ve manaya göre değişebileceğim de unutmak demek olmadığına işaret lazımdır. Şimdi burada da. müîl ispanya hükümetinin, m011 Ur siyaset takip etmesi karaıaında Berrin- Roma mihveri mütemadi fasllystlerde bulunmağa devam etmektedirler E relimle A İman yanın, general Franko hükümetini, anlı komintam pakta İdil al için ç-alısması dolaytaıyle yeni bir nüfus kazanılmağa gayret edil m es i yayanı dikkattir. Dr. Resıd SAGA V 80840931 SALI -'i4 a?; İDARE YERİ •Unbui Hınıpımn^* No Talfrafı Yeniaabah |UlHll YENİ SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE 9ARTLARI TOrM/s F.rsobi •00 Kr. S...lifi 1400 Kr. tOO Kr. t Bfhfı 1100 Kr. 2«0 Kr. 1 .rl.t «00 Kr. M Kr. I ..1,», 100 Kr. .'¦¦.'.-. | r , (•ballar iaU 2S. 14. Tl «• 4 lir. HER TERDE 3 KURUŞ inönü' Yeniden Cümhurreisligine Seçildi MİLLİ ŞEFİMİZİN YEMİNLERİ: "Reisicumhur sıfatiyle Cumhuriyetin kanunlarına ve Hâkimiyeti Milliye esaslarına riayet ve bunları müdafaa, Türk milletinin saadetine nazikane ve bütün kuvvetimle sarfı mesai, Türk devletine tevcih edilecek her tehlikeyi kemali şiddetle men, Türkiyenin şan ve şerefini vikaye ve âlâya deruhte ettiğim vazifenin icabatına hasrı nef s etmekten ayrılmıyacağıma namusum üzerine söz veririm,, Milli ŞeHoslz İsmet İnönü Karşısında Yasan: HU-ria. C.hld YALÇIN A(man)mim l-rlılntao İle üç i. .ı mi im,.¦ ı üzerinde İhtilâf halinde bulunduğu söyleniyor: Dançig yhrînin hâkimiyeti meseleni, koridordan gevecek hir otomobil yolu inşanı me^ele-ü, bir de Konu-Ber-lîn mihverine karsı alacağı vaziyet meselesi. Bunların tamamı tamamına doğru ohıp olmadığı resmen bildirilini-yor. Fakat, tahmin enen olsa bile, akla muvafık görünüyorlar. Lehis-| tanın bu tekliflerden hiç birini ka-j bul ctmıycccğıni Leh gazeteleri ısrar ve şiddet ile ilân etmektedirler.' Bir taraftan da LehiHtanın askeri tedbirler alması Çekoslovaklar tarzında bir emri vakiin Lehistan top. raklarında kolay kolay tahakkuk e-demiyeceğini göstermektedir. Buraya kadar olan sözlerde zih om kabul etmıyeeegi bir cihet göre. miyonız Keudıainı kuvvetli bissedeı: bir devletin komşularına karşı tecavüz etmesi keyfiyetine son hâdiseler bizi alıştırdı. Lehlilerin müdafaa hazırlığı görmeleri do bilim İçin pak tahıl gelir. Ancak. Leh gazetelerinin bazı neşriyatı gözümüze çarpıyor kl bunlardaki İsabetsizlik vo kısa görüş kar «ısında Lehliler hesabına endişeye kapılmamak İmkân haricindedir. Meselâ, bir Loh gazetesi diyor ki: Lehistan bütün bloklardan dışarıda kalacaktır. Kendi arazlalnl harp siz terketmiyecektır. Fakat kandial-ne yabancı menfaatler ıçm de katiyen harp etmlyecektlr. Lehlatan, kendi arazisinden en ufak bir parça İçin bütün kanını vermeğe hazırdır. Fakat başkalarının menfaati için ka omdan bir tek damla bile dokmiyo. çektir. Başkalarının menfaati için bir milletin bir tek damla kan bile dök-m«i gerçekten lüzumsuz bir foda-kârlıkur. Bunu Lehistan değil hlo bir millet yapmaz. Fakat mesela böyle göründüğü kadar basit deell dir. Çünkü Leh gazetesinin bukadar tabii bir h»klk.tı bu kadar tantana!, •urette tekrar otmega kalkacağına ihtimal vermeyiz. Onun İçin maka*, matrisi «imi YALçin (Sonu S UacU sayfada) Çemberlaynın Dünkü Beyanatı İngiliz Başvekili Avam Kamarasında; İngilterenin Almanyaya itimadının tamamîle sarsıldığını ve Po'onyanın mukavemet edeceğini söyledi Bek Londrada Temaslarına Başlıyor meclisin tarihi içtimai 6 ıncı Büyük Millet Meclisinin ilk Toplantısı Dün Yapıldı Doktor Refik Saydam Tarafından Teşkil Edilen Kabinede Münakalat ve Ticaret Vekâletleri ihdas Olundu kolonya hariciye nanrı Beck fnpliz Başvekili M. Cerahat layn (Yazısı a UncU sayfamızda) Şehir Meclisinde Bütçe Konuşmaları Şehir Meclisinin dunkO toplantısından bir İntiba istanbul Şehir Mecliai dün sa-| na başlamıştır. Bu içtima devreni 15 de Nisan devresi topl.ntılan-l (Sonu | üncü layfamudal Gr. Ali Fuat, Nafıa B. Cezmi: Ticaret Vekili oldular Ankara: S (A.A.) — B. M. Mec llai intihap devresinin İlk toplantısını bugün yapmıştır: Bu toplantının açılış celsesine on yaşlı aza olan Profesör Besim Ömer riyaset etmiştir. Profesör Besim Ömer riyasot kürsüsünü alkışlar arasında işgal e-derken kısa bir nutuk söylemiştir. (Sayın arkadaşlarım. B. M. Meclisimizin altıncı devresini açıyorum. Bana bu şeref ve saadeti veren omu-inin fıkı yılların çokluğu, sayısı ve ağırlığıdır. Ne mutluyum ki, ihtiyarlığım banan hayattaki en mesut dakikalarımı yaşattı. İşte bu bahtiyar, lık anını hatırlarken sizleri candan va yürekten hürmetle selâmlar vo devrenin büyük milletimiz, memleketimiz için, mukaddes yurdumuz ve cumhuriyetimiz için selâmet ve saadetle geçmesini sizlerle birlikte temenni eylerim. Alkışlar. Sayın arkadaşlarım sözü uzat. Beyannamesi İstanbul , 3 (A. A.) — Bu gDn yirmi - yirraibeş kadar Üniveraito talebe*! evvelâ Tan gazetesine sonra da diğer gazetelere glderok son zamanlarda Tan ga-celesinde neşredilen bazı yazıları bir beyanname İle protesto etmişlerdir. Bu beyanname ezcümle şu (Sonu i üncü tayfamutia) f"eDİ nafıa ve*ili ge eral Ali Fuat Cebesoy inak istemiyorum, doftrudan doğru-işımize tahlif ve meclis reisi seçimi İle başlıyacagıs. Alkışlar., Nutku müteakip azanın tahlifi yapılmış ve bu tahlif merasimi üç ssat kadar sürmüştür. Tahlif bitlikten sonra meclis ri-yasetl intihabı yapılarak Abdülhalik Reuda yeniden, ittifakla, meclis ri-(Sonu 3 üncü sayfamuda) HtR SABAH İstanbulini Millî Şefimize Tebrik va Tazimleri Dun Nisan devresi ilk içtimaını yapan Şehir Meelisİ yeniden roisicümhurluga intihap olunan Milli Şef ismet İnönü-ne ve yeniden Büyük Millet Meclisi riyasetine intihap olunan Abdülhalik Rcndaya ve yeniden teşekkül eden Türkiye Büyük Millet Meclisine aşağıdaki tebrik telgraflarını göndermiştir . Milli Şef İsmet İnönü Türkiye Remcünıhuru ANKARA Büyük Türk milletinin kıymetli mümessilleri Türk tarihinin büyük şahsiyetini yeniden basımıza getirmekle Türk milletinin Milli Şefe karsı beslediği güven ve sevgiyi biltiltı dün-y»v ı bugün bir kere dnha ilAn ederken İstanbulluların gözün-. - .... „ tayfada) scccccccco: Millî Şefin Yemi Türkiye Büyük Millet Meclisinin Altıncı içtima devresi dün ilk tarihi celsesini akdetti Bütün milletin etrafında tek Wr kalp halinde toplan, dığı sevgili MIHI Şefimiz İsmet İnönü ikinci defa olarak ittifakla CPnı-hurreiallgine aeçildl. BUyUk Tllrk milletinin bu vesile İle göstermiş olduğu ttsanllt ve itti. fak. Türk camiasının her vaziyet karşısında ayni şeyi düşünen, ayni i-deali takıb eden, ayni hislerle mütehassıs yekvücud bir varlık olduğunu bütün cihana ispat etmekte. tnı dir. Başımızda Mitli Birliğimizin *emb.»lü olan, eevgiH CUmhurreıai-mi* lamel Ir.mü bulundukça v« önü-müzdo büyük Atatürkün rizdi*i yükselme yolu durdukça Türk milleti hergün daha fazla kuvvetlenerek bu yolda emin adımlarla saadete doğru yürüyecektir. Milli Şef, dün milletin en yüksek makamında gür scslle yemin ederken bu imanımızı bir defa daha kuvvsalendlrdi. A. Cemaledd in 5ARAÇOÛLU 4927 31 YKNİSAIAH 4 NİSAN 1939 CRSAM HA f?A MfHMtDİN HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrika No 50 Yazan : /Vf- SIFIR Salih Reisin Başından Geçen Yeni Macera Salih Reis Nihayet Dayanamamış Papas Çehreli Herifi Haklamıştı R» im yurd hizmetinden alıkoyma. ğa, kendi gibi onu da düşman uşak. lığına sokmaca uğraşıyordu. Dolguı. maaşlar, yüklü vaıtlcrlc reisin aklını çelmeğe. düşman tnrafına çevirmeğe çalışıyordu. Nihnyct Salih reis bu papas çehreli herifin tekliflerin-den, tazyiklerinden, bıkmib usanmış tı. Bir gece Mumhane caddesinde sun t urlu bir aopa atarak yanından uz kl aştırmış 11 Bu muameleden kılan Kapiten Benel. Salih reisi derhal tutturmıı«. gizli dosyası ile birlikte Kroker olrhndeki Ballar karargahı rabıta komisyonuna çöndev inişti. O sırada Mehmet Ali Dündar isminde bir Turk tabıtl de Kroker zindanında bulunuyordu. Salih reis* de bu zabitin bulunduğu bodruma tıkmışlardı. R*-isi Kapiten "Difray-tis„ İn odasında toplanan bir heye . tin karasına çıkarmışlardı. Od ad s i Kapiten Bvnet ile Bedirhanİ ailesinden Cevdet te bulunuyorlardı. Benet Salih reisi güler yüzle karşılamış, bir çok nasihatler «a vaitlerden sonra ¦üzU Cevdet hainim* bırakmıştı. Bedirhanİ Cevdet, o gün saatlerce döktüğü diller, gösterdiği çeklerle Salih t .-ısı kandırmaca, düşmanlarla beraber çalıştırmağa uğraşmış fakat muvaffak olamamıştı. O gece, yapılan işkence ve zulümler de hiç bir netice vermemişti. Nihayet, reisi bitkin ve baygın bir halde. Kroker zindanının taş döşeli zindanında se. rilmişti. On bir gün bu vaziyeti.» kaldıktan, araya gbcn "I*eon„ adında bir avukata şefaat ücreti olarak, tam bin beşyUz lira verdikten sonra yakasını kurtarabilmişti. Bu para. reisin o zamana kadar ödediği ü-çiincü şefaat bedeli idi Bu kadar zu lüm ve işkence gördükten ve mecburiyet akındı binlerce lira ödedikten sonra reisin artık bu işlerden el r© etğeini çektiğini bir tarafa ıeki-üp sindiğini tahmin ve zannedersiniz değil mi?.. Hayır sevgili dinleyi-çilerim. Satıh reis hapisten çıkır çokınaz. hepis yattığı günlerde k»r-desi Osman reis ile kâtibi Ömer Sona! tarafından idare edilen işinin başına geçmiş, ^anı ve kanı gibi yur dun uğruna vakfettiği bedenini yine hizmete hasretmişti. Vahdettin Haininin Süleyman Şefik ve Ahmed Anzavura teşkil e'-tirdiği Hilâfet ordusu denilen hıyanet sürülerine efrad arandığı ve alındığı günlerde idi. Şimdiki Üniversitenin bulunduğu Harbiye Nezareti meydanında yer yer çadırlar ku. nılmuş, üzerleri ayeiUr yazılı ye-sil-li ve kırmızılı sancaklar dikilmişti Koca meydan bir karargahtan ziyade bir tekke bahçsini. bir medrese avlusunu andırıyordu Sürü sürü yobazlar, çeşit çeşit irakıyeli dervişler, eenber sakallı n byaz tâyeli sofular w şeyhler, hacılar, hocalar kümeler teşkil etmişlerdi. Bu kümelerin etraflarını da latanbulun dam gali serserileri, cinayetle mahkûmiyeti şeref aanan başı dönük babayi fitleri. İssız kalmış âriz sUmsüklerı çevrelemişlerdi. Kümelerin ortaamda Dürri zad? a?awyyid Abdullah hainin tür- SLÎ^L fetv«'«". Damad Ferid rezdınin beyannameleri avaz avaz okunuyor, okutuluyordu Mey. «Unda Mflk. bir ahret mahkemesi kurulmuştu Hilâfet ordusuna girml-yenler, ginp kaçanlar, milli kuvvet Jere katılanlar, m.lli kuvvetlerin za fenni ddryenler hep kâfir sddedili yor, gurup gurup «Zenneme atılıyorlardı. SulUnın emrin, itaatla hi Ufet ordusuna girenlere büyük sevaplar, bu yolda ölenlere şehidllk, y. rahmanlara gazilik payeleri veriliyor, cennet kapdar. açıhyordu. Hu rller, gulmanlar dağn.hyordu. Dinin, şeriatın vasıta olarak kul (anıldığı bu propagandaya kanan v. ŞEHİR HABERLERİ Ömtr Sual kapılanlar çok değilse de yok değildi. Toplananlardan bir kısmı vado-lunan cennete girmek, huriler ve gülmanlarla çelikleşmek, bir kısmı da bir kaç lira edinip gününü gün etmek için kayıd yapılan çadırlara, bc-yun büküp sokuluyordu. Bu gibilere hemen kat kat çamaşırlar, elbiseler, ayakkabılar dağıtılıyor, avuç avuç da paralar saçılıyordu. Bu cömertliği görenlerden birkaçı daha çadırda, kilere katılıyordu. Salih reis. Hemsin lı Alı ve ben o günlerden birinde meydanı dolduran kalabalığın arasına karışmış, cennet yolcularını seyre dalmıştık. Maksadımı/, şu cennetliklıe verilen çamaşır, elbise, ayakkabı ve mutalardan şöyle kümelice bir parti kaldırmak. Anadoluya aşırmaktı. Bu teşkilâtın namlı ele basılarından erkanı harp miralayı Ahmed Refiğin emirberi iken hilâfet ordusu levazımı yazıcı baş çavuşluğuna kayınla ı sökeli Kadriyi elde etmiştik Bu cennetten ziyade cevhere, ahretlik, ten ziyade dünyalığa düşkün delikanlı. Salih reisin vadettiği mangırlara konmak ve kavuşmak için, ogım bize güzel biı haber getirmişti. Hainlerin sürü basısı tarafından İzmi-te gönderilmek üzere sekiz yüz takım çamaşır ve elbise denklendiğinı. sekiz yüz matara ile sekiz yüz çift de postal sandıklandığını ikiyüz sandık da cephane hazırlandığını bildirmiş ve bunlann Izmite nakli için şr. riat ehli bir motorcu aranıldıgını da ilâve etmişti. Hilafetçilerin sevkiyaı dairesinin mavna ve istimbotların.. İtimatlan yoktu. Bunlara verilecek cephane ve teçhizatın Anadoluya kaçuılmasından çok çekmiyorlardı Bu sebep üe işlerini kendileri görmek yada yakınlarına, inandıklarına gördürmek istiyorlardı Sökeli Kadrinin getirdiği haber, Salih reisi ve bizi canlandırmıştı. Bs men yanımıza Henışinlı Ali ile bizim Hoca Bckİrİ almış meydana dalmıştık. Hoca Bekiri her halde tanıyacaksınız. Naklettiğim hatıraları mın baş tarafında hakkında bir hay-li malûmat vermiştim size. Koca Hoca Bekir, o gün bütün bererikliği-ni göstermişti. Kelli felli kıyafeti i-le müteakip ve hakiki bir hoca tem-rini bırakmıştı muhataplarında. He la savurduğu yavelerle p«k yaman ve buunan bir hilâfet* olduğunu her kese inandırmıştı. Hilâfet ordusu kn rargâhınuı bütün erkânını etrafına toplamış, manyatızme etmiş gibi dondurmuştu. Hepaınin emniyet ve itimatlarını bir anda kazanı vermişti Cok şaşacak ve güleceksiniz sevgili dinleyicilerim, Bu koltuğu saldırma, lı beli tabancalı yobaa taklidi, esrar kaçakçılığı, âleminin bu eşsiz va em-salsiz yıllanmış afaoanı o gün. bu serseri sUrUaÜnÜn binbaşı payesi ve- Yolların Tamiri Ve Yeni Parklar Belediye; yolların tamiri İçin 400 bin ve parklar içinde 50 tıin lira ay.rdı İstanbul yollarına sarf ol uı inak Üzere geçen seneki yollar bütçesi ne de 400.000 liralık bir zam ya pılmışlır. Bu para ile şimdilik çok mühim olan yollar inşa olunacak ve bozuk olan yollar da süratle tamir olunacaktır. Utanbulda yeniden İnşa olunacak fidanlık için de 200.000 liralık bir tahsisat ayrılmıştır. İstanbul Vali ve Belediye reisi Lûlfi Kırdar Istanbula geldiğin -defllıeri en mühim meselelerinden biri Utanbulun parkları ve çocuk bahçeleri meseleleriyle meşgul olmaktadır. Istanbuldaki mevcut parkları ıslâh ve yenilemek tahmisi için de 50.000 lira munzam tah sisat verilecektir. Istunul Belediyesinin tah si tatsızlık yüzünden çok zorluk çeken ve vazifesini lâyikiyle göremiyen temizlik teşkilâtının da takviyesi için temizlik teşkilâtına da 100 bin liralık bir zam yapılacaktır. Neşriyat Kongresi Dün vilâyette bir toplantı yapıldı Ankarada toplanacak Neşriyat kongresine lstanbuldan muhtelif neşir müesseselerinden seçilecek azanın seçilmelini kontrol edecek olan heyet dün vilâyette bir toplantı yapmıştır. Toplantıya vilâyet mektupçusu 0*man riyaset etmiş ve Maarif müdürü Tevfik Kut, Maarif Vekâleti derleme müdürü Selim Gerçek hazır bulunmuşlardır. Toplantıda Maarif Vekâletinden verilen direktifler dairesinde hareket edilmeğe karar verilmiştir. Seçim için yapılacak toplantılar Masarif müdürlüğündeki içtima salo-nundak yapılacaktır. Bu toplantılara mevzuubahis heyet riyaset edecektir. P. M. Ki »İYEDE : Bugün seyyah geliyor Varın sabah şehrimize Alman bandrah Milvoke seyyah gemisi ile muhtelif milletlere mensup 500 seyyah gelecektir. Seyyahlar burada iki gün kalacaklar ve şehrimizin şayanı tırnağa yerlerini, bilhassa müzeleri ziyaret edeceklerdir. Vapur limanımızdan sonra Rodosa gidecektir. İnşaat malzemesinin kontrolü İstanbul Belediyesi tarafından emaneten yaptırılacak olan inşaatta kullanılacak malzeme ve iptidai maddeleri tetkik etmeğe memur olan fen İsleri tetkik «urbsf me -murlan mevzuuahî* malzemenin yalnız kalitesini muayene etmeğe salâhiyettardırlar. Malzemenin mikdarı ve tadadı hangi belediye şubesi tarafından «atın alınıyorsa o şube ve tesellüm heyetine aid olacağı «Örülen lüzum üzerine alâkadarlara tebliğ olunmuştur. rllmiş ele basılarından Gönenli Bekir Sıtkı ile Zt kıye ellerini öptürmüş Anzavuru bile kendisine hürmet M tazim göstermeğe mecbur etmişti Kumandanlık çadırının baş köşesine kurulmuş, ne ayinler, ne hadisler ne kibar kelâmları bulmuş ve okumuştu. Yalnız cahil Anzavurla ma--yeti değil, çadırda bulunan koca sa rıklı. mangal göbekti âlimlere, yeşil destralı. sürmeli gözlü şeyhlere, a-yağı mestli eli tespihli sofu efendilere bile ilmi ve fazlı karşısında bo. yun eğdirmiş, pes dedlrtmişti ve nihayet Izmite gidecek cephane ve teçhizatın nakli işüıi, kardeşi ve bütU ı manâsile kendi gibi. dini bütün bu müslüman, katıksız bir er oğlu er ol. duğunu söylediği Heşminlı Aliye v. dırmişti. (Devaan vs») Okuyucularımız Diyor ki ı Köprü üzerinde tramvaya binmek ıstiyenlerin hayalı tehlikeden kurtarılmalıdır Bilhassa akşamlan köprü Üzerinden get^n tramvaylar Galata cL betinde birbiri arkasına sıranlana-rak, köprünün. Kadıköy ve Haliç iskeleleri arasında, köprü üzerinden geçmeyi hemen hemen imkânsız bir hale koymaktadırlar. Tramvayların sağından ve solundun geçen oLumobÜlcr dc köprü üzerinde halkın tramvaya binmesine engel olmaktadır. İki otomobil uranında açılan boşluktan bir fırsatını bulup tramvaya bin helecan va heyecanla güç belâ binebilenler, erılmcdcn, bir otonun veya kamyonun sademesme maruz kalmadan kendini tramvaya atabilen kadınlar daima görülen manzaralardandır M buradan, bir tehlikeye maruz kalmadan tramvaya binebilmek büyük bir bahtiyarlıktır. Koprıı üzerinde bütün vesaiti nakliyenin en hafif bir süratle geç-meleri icap ettiği halde otomobiller ve hattâ otobüsler; büyük bir hızla köprüde de yollarına devam etmekte, Barı çivili yerlere geldikleri vakit bile yavaşlamağa pek lüzum görmemektedirler!.. Eskiden köprüdeki geçit yerle-ıındc bekliyen memurlar da şimdi kaldırılmış olduğundan şoförler a-rabalarını süratle sürebilmektedir, ler!.. Bilhassa köprünün en kalabalık saatlerinde köprüden tramvaya bin mek veya karşıdan karşıya geçmek ıztıı arında olan halkın hayat ve emniyeti İçin pek büyük bir tehlike teşkil eden bu vaziyeti belediyenin u/..rı dikkatin koyar, köprüde seyrisefenn selâmetini temin için icap «İm kontrollerin artırılmasın •a ederiz. Ağaç Bayramı için Şehrimizde Hazırlıklar En fazla ağaç dikenler* ve İyi yetiştirenler» mükâfat verilecek Orman kanununun 95 inci maddecine nazaran her sene yapılması lâzım gelen ağaç bayramının milli Şef İsmet Inonünün verdikleri e-hemmiyet nîsbetında iyi bir şekilde tes'İd edilmesi için lâzım gelen hazırlıkların yapılmam için İstanbul Belediye*» tarafından hazırlık-tara bağlanacaktır. Yapılan hazırlıklar ve tesbit olunacak program Ziraat Vekâletine bildirilecektir. Ayni kanuna istinaden bilhassa tren güzergâhlarındaki köylerde o-turanlar hat boyunca agaç dikmeğe mecburdurlar. Ayrıca her vilâyetten fazla ağaç dikenlere ve İyi bir «ekilde yetiştirenlere mükâfat Bir Kaçakçılık! 5000 lira kıymetindeki iplikleri beline dolayan bir yolcu yakalandı İstanbul gümrük teşkilâtı yeni ve muazzam bir kaçakçılık hâdisemi etrafında tahkikata başlamıştır. Hâdise «udur- Limammıza 'gelen Daçya vapurundan çıkan Beyrutlu Ahmet adında bir yolcunun eşyalarında görülen lüzum üzerine sıkı bir araştırma yapılmış fakat bir şey görülememiştir. Fakat Ahmedin vücudu ve diğer tarafları normalden fazla şişkin görülmesi üzerine Ahmedin üzerinde sıkı bir araştırma yapılım? ve neticede şu sayanı dikkat vaziyet hasıl olmuştur. Ahmedin beline baldırlarına ve bacaklarına sarıl -mis ve çok şişkin olan yastığına ve yorganına mahirane bir tarzda «-kıştırlmıs 70 kilo İpek mensucat 5 kiloya yakın ipekli bulunmuştur. Vnpılan hesaplara göre kaçırılmasına çalışılan İpekli eşyanın kıymeti .1000 liradır. Ahmedin bir kaçakçılık şebekesine dahil olup olmadığı tetkik olunmaktadır. Dün tevkif olunan Ahmet Asliye Beşinci ceza mahkemesine veril -mistir. Hapishanede Kavga 0 suçlunun muhakemesine başlandı Geçenlerde Hapishanede Bekir isminde bir mahkûm Öldürülmüş ve bu vaka munasebetile bazı mahkûm lar iki taraf olarak bir birlerik* dönüşmüşlerdi. Bu kavganın muhakemesine dün 2 inci AsUye cezada başlanmıştır Suçlular. Hasan kaptan. Muşta fa. Kürt Yusuf. Hasan ve Rıfat namında beş mahkumdur. Kavga esnasında yaralanan Kirkor isminde bir mahkûm da şahsı ahar davayı açmıştır. Fakat kendisi dün muha kemeye getirilmediğinden dava. talik olunmuştur. İş bankası umum mUdürU İş Bankusı yeni umum müdürü Salâhaddın Çam dün sabah şehrimize gelmiştir Umum müdür doğruca Iş Bankası şubesine giderek orada meşgul olmuşlardır. Bu arada milli Reassürans müdürü Refı Bayan kabul etmiştir. M \llkr MKJ.r KIF TAKVİM ............——— 4 Nisası 1939 SALI Hkrl: M Set» 1SS» badı 2? Mart 135$ Ktaav 148 Museviler n Hamursuz Bayram i aaati 5,37 OtU : 12.17 - iiua.i; 15,54 Akşası: 1«,:6 — Y*!i. '0.1U U.sb :3.M Kıza sarkıntılık ve hakaretin cezası Fatıhde bir dairede memur Ahmed Batu isminde bir adam dün sabah Naciye isminde 16 yaşlarında bir kıza sarkıntılık etmiştir. FFakat genç ku kendisine yüz vermeyince mumaileyh işi hakarete bindirmiş, kızın şikâyeti üzerine de yakalanarak mahkemeye verilmiştir. 3 üncü Asliye ceza mahkeme*) Ahmed Baluyu 6 gün hapse mahkûm etmiştir. Bir İsim İltibası Dün »u mrktubu aldık: 1 Nisan 1939 tarihli nüshanızın ikinci İSatfad beşinci sütununda "Sayani dikkat bir dava" serlevha-lı Şı-kerci Yani Sarrafoğlu tarafından Asliye Ce*a mahkemesinde Is-tepan Gülbenyan aleyhine açılıp ruyet edilmekle olduğu tasvir edilen cera davasına dair münteşir ya2iyı okuyan bazı dostlarım, isim iltibası dolayısiyle mezkûr davada alâkadar bulunduğum zan ve za-habında bulunmuşlar Sözü geçen davada isimleri zikredilen taraf -larla katiyyen alâkadar bulunmadığım cihetle keyfiyetin yarınki gazetenizin ayni «Utununa dercini derin sayrılarımla dilerim. Iıtanbul Bahçekapı Celâl B. H«n 10 No.lu yasıhanede Avukal Ltepsn Gülbenk YENİ SABAH — Mevzuubahi* yazımı/da ismi geçen yukarıki ııvklııpta da tasrih olunduğu veçhile "Islepaıı Gülbenk" olmayıp "tstepan Oülbenyan" dır. Maama lıh herhangi bir İltibasa mahal kalmamak Üzere bu mektubu dercede-rek Avukal ukuyucumuzun ricasını yerine getiriyoruz. POLİTİKA Yugoslavyanın dahili vaziyeti Yugoslavyanın dahilî vaziyet;, beynelmilel siyasetin ve hele merkezi Avmpadakı karışık hadiselerin seyri sıratında büyük bir ehemmiyet ke.sbetmektedir. Tuna havza, sında ve Avrupanın şarkında iktisadi meselelerin inkişaf ettiği bîr zamanda Yugoslavyanın beynelmilel aiyaaet alemindeki mevkii, istikbaldeki vazıyeti dahili siyasetindeki sağlamlık bu devleti teşkil eden muhtelif unsurların teaanüdü meselesine dayanmaktadır. Bu aahadı Yugoalavyada yom başvekil Svetko-viçın iktidar mevkiine gelmesinden-beri mühim değişikliklere rastlanmaktadır. Son haftalar zarfındaki hâdiseler Yugoslav milli siyasetinin yeni bir noktaya doğru gittiğim göstermektedir. Ve bu arada müşahede edilen en mühim mesele de Hırvat meselesidir. Bakiden Zagrebin talepleri karşısında muhalif bir tavır takınan Bclgrad bugün Hırvat meselesini başka zaviyelerden mütalea etmektedir. Yalnız Belgradın burada tatbik ettiği miyar. Yugoslavyanın hanel vaziyeti, yani arazisinin mutlak tamam «yel mı müdafaa için zaruri olan birliği ve müşterek kuvveti ihlal etmeden faaliyette bulunmaktır. Merkezi Avrupa haritasını değiştiren hadiselerin şayanı hayret derecede inkişaf ve bılh.ı . bu keyfiyetin Yugoslavyaya civar mınta-kalarda vukubulması, Belgradda olduğu kadar Zagrebde de dahili kalkınmanın tarsini hususunda selâmetle nihayetlenmesi için uzun bir sulh devresi, yaşamanın zaruri olduğunu göstermektedir. Yugoslavyanın dahili istikrarını tanzim hususuna kati olarak girişmesi tam Tuna havzasındaki karışık hâdiselerin seyri sırasında vukubu. luyor. Bu şebekten haricî vaziyetteki tehlikeler, yirmi senedenberi devam eden bu ihtilâfın kati surette-hallini intaç ettirecek bir imkân hazırlıyor. Dahili istikrar ve harici istikrarsızlık meselesi birbirine dayanarak Yugoslav devletine müabet bir netice verecek gibi görünüyor. Bu suretle Zagrebde Hırvat lideri Maçeklc yapılan istişareler fikir teatileri, temenniler dikkate şayan olmakla beraber esas netice, Zagrebin resmi teklifleri ile Sırpların yapabilecekleri teklifler arasın-kı itilâf sonunda belli olabüecektir. Şüphesiz ki buradan da. Yugoslavyanın hali hazır hudutlarının ve şimdiki krallık ailesinin mevcudiyeti her şeyin üstünde tutulmaktadır. Bu arada öğrenilmesi lâzımgelen husus, Hırvatların talebleridir. Sırp. larla Hırvatlar arasındaki anlaşmanın temelleri nelerdir? Burada Hırvat lideri Maceküı umumi fikri, Yugoslav devletinden merkezi idarenin ortadan kalkması, Hırvatların serbest inkişafını temin edecek yeni bir teşkilât vücude getirilmesi ve bunu isterken de Hırvatların Yugoslav camiasını t erk etmek arzusunu gösterdikleri, ve Yugoslav devletinin haricinde vaziyettrinİn çok nazik olacağıdır. Tabir diğerle. Hırvatlar, tarihi bir milli vahdet olmak ttiba-nle mutlak hakimiyeti elde etmek ve bunu. kendilerinin mevcudiyeti 1-çin zaruri olan birKğe terhedlbnesi-ru arzu etmektedirler. Bu suretle Hırvatlar, dahildeki vazıyetlerinin inkişafını temin ettir-mek isterken Yugoslavyanın parçalanmasına katiyen yanaşmadıklarını bilâkis bu isteklerinin hür vs müstakü Yugnslsv devletinin vücu. dile kaim bulunduğunu Heri sür-inektedirler. Bu sebepten Yugoslavya, her hangi harici bir tehlikeye karşı müstakil tarzı hareketi dahilî İstikrarını temin ederek ve aynca müdafaasına ehemmiyet vererek vücude ge-tırmeğe çalışmaktadır. Dr. Reyad SAGAY GUlhans mUsamsrssInds mühim bir tsbllg Gülhane m Usa m e relerinin 6. toplantısında şark cihanlarının yeni bir usulle tedavisine ald aerlri-yatııı yaptığı mesai cildiye asla. Dr. H. Salman tarafından tebliğ edllmişlr. Çok muvaffakiyetli neticeler vermiş olan bu yeni tarzı tedavi buyuk bir alaka uyandırmış! ur. 7480 UUnbut N*n*o.m«ni7a No M YENİ SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLAR! TflrklM een.bl »00 Kr. S.».l,|t 1400 Kr. 500 Kr. S ırktı 1200 Kr. 2«0 Kr. S ırktı 600 Kr. »0 Kr. I a t lifi JOO Kr. «••Ur lakı it. u. ti m * h- HER YERDE 3 KURUŞ Parti Meclis Grupu-nun Dünkü içtimai Hariciye Vekilimizin Siyaset Hakkındaki İzahatı Tasvip Edildi Milli Şef İnönü İkinci defa Reiıi Cumburluğa seçildikten sonra _ yemin ederlerken Hitlerin Nutku Yaıan: Hüaa ya Cahid YALÇIN Chamherlain'in avam kamarasında Lehistan vazİye tine dair söylediği sözler Almanya-da şiddttli ı.ır V -ı sada uyandırdı; llrtl* r büyük bir nutuk İle Alman aoktai nazaran rinana İlân etti. Hitlerin nutku muazzam bir â-bİde ve .'.«i |j demokrasilerine karsı bir itllhamname seklinde başiıyor, ayni kuvvet ve metanet İle devam ediyor, yükseliyor. Fakat öyle bir nokta geliyor ki orada Hitler biraz evvel kendi elile yükselttiği bu sanat eserini tahrip etmeğe başlıyor. Ve nihayet, Alman menfaatlerini cihan efkarı umumiyasi karsısında müdafaa etmeğe, Almanyayı bütün dünyaya haklı göstermeğe yarıya-cak bu mantık, bu azim ve irade ve kuvvet abidesi Almanya zararına yiküıyor ve Almanyanm aleyhinde bir tesir uyandırıyor. Son zamanlarda en mühim aıye ¦I tezahürlerinden birini teşkil eden ee bundan sonraki vekayi Üzerinde büyük bir tesir yapmağa namzet o lan bu nutku biraz yakından takip edelim. Evveli Hitlerin umumi harp ga Uplerine karsı ittlfaamlannı ve mu-sbazelerini görelim. Müttefikler Almanyayı abluka sulbü ile mahvetmişlerdir Harp esirleri tahliye . dilmem iştir. Almanyanm m Üstem U-keleri elinden alınmıştır. Alman ticaret filosu zaptolunmuştur. Almanya müthiş bir mail tazyik altında bırakılmıştır. Milletler cemiyeti, verilen vait-ler hilâfına, bir adalet vasıtası olmamıştır; en menfur bir muahedeyi **rantl için bir âlet olarak kullan-«niştir. Bu hareketler aeboblle Almanya müthiş bir sefalete düşmüştür. Veraay muahedesi mucibince, Almanya silâhsız kalırken diğerleri Silahlanmakta devam etmişlerdir. Almanya gibi büyük bir milletin e-linden her türlü yaşamak İmkanları simdi. Almanya tedrici bir ölüme m ah k Om bulunduruldu. Hüseyin Cahld VAİZİN (Sonu 3 üncü sayfamızda) Ankara: 4. IA-A) — Cumhuriyet Halk Partisi Büyük Mdlet Meclisi grupu bugün 4.4.939- öğleden aonra aaat 15 de Seyhan mebusu Hilmi Uranın reisliğinde toplandı: Söz alan Hariciye Vekilimiz Şük-rü Saraçoğlunun B. M. Meclisinin tecdidi intihab fasılası esnasında cereyan eden dünya siyaseti ve Bük-reşte toplanan Balkan Antantı mu- j zakereleriyle Bulgar başvekili ekselans KÖseivanof Ankarayı ziyareti hakkında tafsüen verdiği izahatı ve bazı aza tarafından sorulan su-llere ait cevapları grup tarafından alâka ile dinlenerek tasvibedilmiş ve celseye nihayet verilmiştir. III Tahrana Gidecek Türk Heyeti Ankara: 4.(Hususi) — İran Veliahdının izdivaç merasiminde Turkıyeyi temsil edecek heyet bu ayın onunda hariciye vekili Şükrü Saraçoğlunun riyaseti eltında Tahrana hareket edecektir. Turk heyeti. Piyade ve tayyare kıtaları zabitan ve efradiyle bir -likte 4 - 500 kişiden mürekkep olacaktır. Arnavutluk Bir İtalyan İstilâsı Arefesinde mi? italyanın, Himaye İçin Arnavutluğa Asker Çıkaracağı Bildiriliyor Arnavutluk Mukavemete Karar Verdi Londra: 4 (A. A.) — Royterin diplomatik muhabiri, İtalyanın ar-navutlugu işgal etmek niyeti hakkındaki şayiaların, resmi mahfillerin tekziblerine rağmen teeyyüd eder vaziyette olduğunu bildirmektedir. Sanıldığına göre, İtalyan ns . kerleri, hemen derhal Arnavutluğa gönderilmek üzeredir. Ve hattâ Brindı-ı mıntakasında 20 bin kadar asker şimdiden tahsid edilmiş bulunmaktadır. İtalya, Arnavutluğu kral Zo-gonun muvafakati İle işgal edecek ve Arnavudluğu himayesi altına alacaktır. PARİSTEN VERİLEN M ALO MAT Paris: 4 (A. A.) — Havas A-jansı bildiriyor: Parise muhtelif kaynaklardan gelen haberler, İtalyanın, yakında Arnavudlufta İtalyan askeri göndermek niyetinden Arnavudluğu haberdar ettiğini teyid eylemektedir. îCCCO0î0CCCCCCCCCO: General Kâzım Karabekir izahat Verdi Tabansız bir gazetenin zelîiâne mugalâtası Ankara: 4. (Hususî) — Bugünkü Parti ıçtimaında İstanbul mebusu general Kâzım Karabekirin bir İstanbul gazetesinde intişar eden beyanatı etrafında münakaşalar cereyan etmiştir. Bu mevzu etrafında birçok mebuslar söz söylemişler vo kürsüye gelen General Kâzım Karabekir sorulan suallere cevap vererek vazıyeti izah etmiştir. General ezcümle mahud gazetede her nedense bililtizam yansı neş- redildiği İçin muğlak ve natamam kalnn beyanatında Atatürkün şalı siyeti ve eserleri hakkında asla bi-taarruz bulunmadığını söylemiş ve büyük kurtarıcıdan hürmetle bahsederek bilhassa İstiklâl savaşında büyük zafere kadar devam eden iş ve fikir birliğini işaret etmiştir. Daha sonra Başvekil söz alarak İzahatta bulunmuş, bu suretle hâdise kapanmıştır. (Sonu 3 Unca aavUrfal i r Çankırı Mebusu ve Başmuharririmiz Hüseyin Cahid Yalçın yemin ederken Ticaret vekâleti teşkilâtı Ankara: 4 (Hususi) — İktisat Vekâletinden Ticaret Vekâletine geçmesi kuvvetli bulunan idareler: Türk Ofisi. Tarifeler. İç ticaret, ihracat, teşkilâtlandırma umum müdürlükleridir. Bankalar, kooperatifler sanayi umum müdürlü -günde, doleyıaiyle iktisat Vekile-tinde kalacaktır. Ticaret Vekâleti kalem mahsus müdürlüğüne Türk Ofisinden Fazıl tayin edilmiştir. Çarıkında zelzele Çankırı: 4 (Hususi) — Bu gece saat 22,30 da şehrimizde iki kuvvetli zelzele olmuştur. Hasar olup olmadığı belli değildir Kenan Krnl Zogo Arnavut askerlerini teftişte İtalyan kıtaları, Valona'dan ka-rava çıkarılacaktır. italya, bu hareketini. 1927 I-talya - Arnavudluk anlaşmalının. Arnavudluğa karşı bir yabancı teh- like takdirinde bu memlekete italyanın asker! yardımda butunaca-ğı hakkındaki maddesine dayanarak yapacaktır. (Sonu 3 üncü tayfada) Irak Kralı Bir Kaza Sonunda Vefat Etti 4 Yaşındaki Oğlu Kral ilân Edildi. Musulda Kanb Hâdiseler Oldu Ankarada Teessür A.) ide - Irak kra-bir otomo-efat etmis- Merhum üaz'yyülevvel KAZA NASİL OLDU 7 Bagdad: 4 (A. A) — Majeste Kral Gazinin vefatı ile neticelenen çok müessif kaza hakkında a-.ıgı-daki mütemmim malûmat veril -mektedir: Kral Gazi. otomobilini bizzat kendisi kuÜanarak. Saraya dönmekte idi. Bu ana kadar aydın-lanılmıyan bir sebeMen dolayı otomobil bir telgraf dileğine çarpmıştır. Kafa tanından yaralana -rak Kral. birkaç dakika sonra vefat etmişti, f5*nn 3 "ncnde) hkR SABAH "Şemsiyeli Adam,, da Kızdı Fransız matbuatının "Şemsiyeli adanı., lâkabını takmış olduğu ln-gUtrre başvekili "Cinıherluin.. bir çok vesilelerle sulh u. -in olduğunu isini rtti. Vasinin bir hayli ik-rkmiş olmaııns rağmen fırtınalı havalarda drııı/Ur aşarak, o zamana kadar ı-yak batmadığı layyarr leyyahatterİ-ne kutlanarak rahiplerinin n\tıklarına kadar KİKİ. telılikrde gördüğü sulhu kurtarmak ı m didindi durdu. Fakat son ujans teLrjlnanıeleri "Şemsiyeli adam.. ın artık sabrının tükenmiş olduğunu güsleriyorlar. "Çekoslovakya kin İngilterenin harbe t mi yecrğinl.. ima rdrn İngiltere başvekili: "l^histunın k.tiklâllni leh dit eden bir hâdise çıkarsa Ingllle. renin lnıtım kuvvrtile l^hıslana yardası ıdıııaıgha» açıktan açığa BdyksaV Fa/la olarak ta Büyük Britanya ikâmeti Lchİstana silâhlan. m..1. , .'ihhmi.i'ii'i Ingiliı üralık l.lr kredi açU. Beri taraftan Almanya ver kuv \ etile kumda da, denizler-'* de silâh laıııyor. Hslhukl denizlerde İngiltere İle boy öpüşme}? kalkışmanın neticesini hulüıı düna bilir, lıatlâ Mu. nefia ve bittorrübe Almanya ds bilir. Şu hjldeT... Şuhalde "hemen bu İşlerin encamını tanrı h«yır etaın,. dan ba»ka •oyllyerek sos kalmıyor. A. Csmaleddöı 3ARAÇOCJ.U Sayfaı T TENİ3ABAH 5 NİSAN 1939 CPSAU HA f?A MI HM t CİN. HATIRA v İTİRAFLARI Tefrika o 51 Yazan t /Vf. SIFIR Genç Serseri Cüzdanı Almaktan İstinkâf Etti "Ben Onları Malları için Vurmadım Ölmüş Anama Küfür Ettiler,, O gün. kaçak günlerimde, kendimi kem göllerden korumak için içine girdiğim nefti cübbemle lâcivert rengindeki elifi şalvarımı giyinen, koltuğu altındaki çoha üzerine işlemeli kitap kesesi, boynunda taşıdığı meşin kaplı enam mahfazası ve hele beline sardığı taklit şal kuşak ve a-rasına soktuğu ayrıca bir divit üe gerçekten bir medrese çömezine ben-liyen Heşnunlı Aliyi de dinleyicilerime tanıtmak isterim. Hemsinın, o zamanki malan tarafından anası, babası öldürülüp, tabımın mürüvvetine bırakılım bu evlâdı, bütün manâsıle bir iş adamı i-dı Denizde bir balık kadar çevik karada bir gelincik kadar tetik ve atik olan bu gözü pek. saya çocuğu o Biralarda beyaz malarla beraber İstan bula gelmişti. Açtı, sefildi. Ça. lışmak istiyordu. Müracaat ettiği birçok kapılar yüzüne çarpılmış, boyun büktüğü yüzler asılmış ve çatılmıştı. Birkaç gecesini, hem de aç olarak, tünel başındaki Galata mevlevihaneeinin mezarlığında, meşhur şair Leylânın o zaman bir kösesi yıkık olan lâhdının içine sokulup sığınmakla geçirmişti. Hırsızlık etm*-ğe, kul hakkı yemeğe yaradılışı, %k Soyluluğu manı idi. Kimseciklerden ne bir lokma, ne de on paru ıstiy..-bilmişti ve böylece tam dört güı gezmişti. Satarak bir şey de yoktu, bütün varlığı, sırtındaki, affedersi-niz, ince bir don ve gömlek ile havi dokutmuş bur pantalon ve ceket, a-yağında da yırtık btr çapoladan yani hepsi altı parçadan ibaretti. Bir de aüğüt tabir edilen sivri uçlu ve keskin bir laa bıçağı vardı. Onu da sa-tamıyordu. Çünkü hem para etmez hem de. yine öldürülmüş bir kürde, şımrı yadigârı idi. Dört günlük haya-tını, meyyit yokuşu basındaki Hamı-diye çeşmesinden doya doya. kana kana içtiği suya borçlu ıdı. Istanbula geldiğinin durduncu günü akşamı idi Gecesini nemli toprakları üzerinde uzanarak geçirece. fİ şair Leylânın merkadına girmek Üzere, meyyit yokuşundan altıncı daireye doğru çıkıyordu. Yokuş başındaki çeşmeden suyunu içecek mevlevi dergâkının mezarlığına gidecekti. Sakalı uzamış, çehresi sararmış solmuştu. Gözleri kararmış tı açlıktan. Halsiz, takatsiz kalmıştı dolaşmaktan. Yokuşun Azap kapısı meydamna inen dik yerinde, İki düşman polisi ile karşılaşmıştı. Besll ve bakımlı ve bilhassa paralı olan bu yaratıklar kendilerine bir eğlence arıyorlardı. Koca Beyoğlunda sataşılacak bir adam. hakaret edilecek bir insan kalmamıştı sanki de, feleğin yerden yere çarptığı, bu bollukta aç bile bıraktığı zavallı Aliyi bulmuşlardı. Her vakit yaptıkları gibi ona da çatmışlar, dert dolu yüreğine bir de tehir akıtmışlardı. Zavallı anasına türkçe küfür etmişlerdi. Uzun yokuşta tek insan bile yoktu. Ay kara bulutların arasından ara aıra bakıyor, kürrenin bu kısmında mukadderatın oynattığı facialardan utanıyor.kaçıyor, yine kara bulutlara sarmıyordu. Henışıııh Ali ook oeaeur ve atak olmakla beraber çok ta yumuşak bir gençti. Fakat, hu şımarık ve terbiyesiz yaratıkların kırabilir, belki de manasını bilmediği halde savurdukları küfllr onu birden bira hırçualaşUrmıştı Anasının o güne kadar bilmediği, görmediği karlI-lerınl karşıaında sanmıştı. Hiç tereddüt bile etmeden bıçağına el atmış. Üzerlerine Kaldırmıştı. Noye uğradıklarını anlaıuıyan, yalnız göğüslerinin ikişer noktası sızlıyan, açılan del.k'Mr.kfn kıp kızıl kanlar sızan, bu şorlamalar oldukları yeis yığıl- mışlar, nefes bile alamadan zıbarmalardı. Tam bu esnada, hsmmall ır cemiyeti reisi Salih Kâhya ile ben de, kalafat yerinde Top Omerin kah-vesine gitmek Üzere yokuştan iniyor, hâdise yerine on metre kadar uzaklıkta bulıınnn köşeyi dönmıij bulunuyorduk. Tabii olup bitenden haberimi/ yoktu. Fakat on adım sonra, kim damlıyan bıçağı elinde, atılmağa h ı-zır bir vaziyette duran Hemşinli A'i ile karşılaşmıştık. Biraz yaklaşıma kıyafetimizden, dilimizden düşman olmadığımızı anlamış, tabiî ferahlan mıştı. Yerde yatanlar, göğüslerinden fışkıran , toprak üzerinden yol yol akan kanlar bize her şeyi anlatmıştı. Tabii orada durmak, bulunmak S» lih reis üe benim gibi iki damgalı ı çin çok tehlikeli İdi. Yaptığı iaden ne yaman bir kahraman olduğunu anladığımız, bu delikanlıyı kaçırmak saklamak arzusuna kapılmaktan kendimizi alamadık. O anda ismini ve kim olduğunu bilemediğimiz bu b--. «ııklı ve eli çabuk delikanlının o-muzuna elimi koydum. — Haydi evlât, dedim. Gazan mübarek olsun, Allah bileğinin kuvvetini artırsın Al şu heriflerin tabancaları ile para keselerini de gel bizimle. Hadi sallanma çabuk ol. Şivesinden ne de olsa bir hemşcrl olduğunu anladığım bu gözü tok ve ak soylu delikanlı ne cevap verse beğenirsiniz bana Bir iki defa yutkunduktan sonra: — Ben onları malı. parası için vurmadım ki. ölmüş anama küfür ettiler benim bu köpekler. Dedi ve önümüze düştü. Çok ısrar ettik. Tabanealan ve para cüzdanlarını ne bize aldırdı, ne de kendi aldı. Israr ile getirilecek vaktimiz yoktu, tabii. Oradan ayrıldık. Top Omenn kahvesine geldik. Aç olduğunu bile söylemeğe tenezzül etmedi bize. Yalnız, raflardan birinde duran ekmeğe bakışından anladım aç olduğunu. Hemen oradan kalktık Kalafat yerinde Mustafanın tezgû-hında tamir edilen Sürmeneli Zeke-riyanın motörüne yanladık, kamun doyurduk Salih reisin koğuştan getirttiği çamaşır ve elbiseleri giydi--dik. cebine de bir kaç para indirdik »e: — Şimdi, dedik. Nereye gıdece! -sin?.. Var mı saklanacak yerin?.. İnsanlık vazifeai saydığımız b»ı yardımlar karşısında, ne de olsa a-ı-şıran bu namuslu delikanlı biraz kı zarmış. önüne bakmıştı. Ve: — Benim, ne tanıdığım bir a dam. ne de sığınacak bir odam var. Dört gün oldu ben Batumdan geleli Üç gecedir bir mezarlıkta yatıyo rum. Kazla söyletmedik bu yanık yü rekliyi. O geceden itibaren aramıza aldık ve nice lüce güç işlere saldık Hepsinde de yüzünü ve yüzümüzü ak etmişti. İşte o gün de. yeni giriş-tiğimiz isde bu delikanlıyı bizim hoca Bekirin yanına çömez vermiştik. Hoca Bekir, bir motörü İle kar deş! Nurlyi. fisebihilah hilâfet ordusunda çalıştıracağını, ücret değil, yalnız benzin parası alacağını söylemişti. Fakat sürü basılardan Gö-nenli Bekir Sıtkı bu teklifi kabul etmemiş, zavallı milistin au gibi akıtılan parasından Nuriye cep harçlığı olmak üzere bir miktar para ayır-mıştı. İşi dengine koymuş, Gönenlı Bekirle Zekiyi dolabımıza sokmuştuk. Denk ve sandıkların iki motörle Hoca Bekirin nezaıeti altında İzraite taşınması kararını almıştık ve oradan sevme sevme ayrılmıştık. (Dtvamı var) ŞEHİR HABERLERİ Sadıkzade Vapurunun Yükleri getirtildi Tüccarı mâllar; artık muhakeme kararından sonra sahiplerine İade edilecek 22—3—939 günü Finike civarında karaya oturan Sadıkzade vapurunun hamulesini alnn Konya va puru dün şehrimize gelmiştir. Ancak Konya vapurunda bulunan tüccari eşya mahkemenin vereceği karardan sonra sahihlerine iade edilecektir Dün gemide olan mal tesbit edilerek bir İlâm hazrlan -mştr. Sndıkzadenin heyeti hazırasını tetkik etmek üzere seçilen ehli hib-re dün Tan vapuriyle Finikeye ha-reket etmiştir. Burada yapılacak, tetkiklere göre geminin kurtarıldı-ı ğı takdirde yapılacak masrafı koruyup korumıyacağı anlaşılacaktır.] Fakat alâkadarlar Sadıkzade va-purunun çok yaşlı bir gemi olduğu İÇİn yerinde parçalanarak satılacağı söylemektedirler. Dün gelen Konya vapuriyle kazazede gemi -\ nin süvarisi Cevdet de şehrimize gelerek raporunu mahkemeye vermiştir. VİLAYETTE : Resmî dairelerin buğday ihtiyacı Ordu; mektep ve diğer resmi daire ve müesseselerin buğday ihtiyaçlarının toprak mahsulleri ofisinden temini hakkındaki karar -name dün vilâyete tebliğ olunmuştur. BELEDİYEDE : Vali dün bütçeyi tetkik etti Vali ve Belediye reisi Doktor, I.'.;'1 ¦ Kırriar dün masraf bütçesi ] üzerinde tetkikler yapan Daimî Encümene riyaset etmiştir. Bakırköy fırın va otelle-rlnde noksanlar görüldü Bakırköy'ünde fırınlarda ve o-tellerde yapılan sıkı teftişler neti-1 resinde birçok fırınların ve otelle-1 rin lâzım gelen sıhhi şeraite uygun olmadığı görülmüş ve icabe -; den tesisatın süratle ifası kendilerine tebliğ edilmiştir. SUt hikayesi I Belediye İktisat müşavere heyeti süt meselesi etrafındaki tetkiklerine devam etmektedir. Tetkiklerin başlıca gayesi İsten bula temiz ve iyi süt teminidir. Bunun İÇİn de Istanbulda kurulacak bir süt fabrikasından alınacak neticeler tetkik olunmaktadır. Müşavere heyeti bu arada tstanbulda süt fabrikası kurmak için bir İngiliz firması tarafından yapılan teklifi de nazarı dikkate alacaktır. IKTtSAT İŞLERİ : Yugosîavyadaki heyetimiz dönüyor Türk — Yugoslav afyon anlaşmasını neticelendirmek üzere Bel-ki...i., giden 11 mı/a Osman Erkanın riyaseti altındaki heyet yarın saat 15 de şehrimi/e gelecektir. Yumurta ihracatımız artıyor Paskalya münasebetiyle yumurta ihracatı ehemmiyetli surette artmıştır. Yunani.dana ve ttalya-ya geçen haftaya ilâveten bu hafta da 6 - 7 bin sandık yumurta gönderilmiştir. O" sandıklar 24 lira Üzerinden muamele görülmüştür ki bu fiatlar geçen senenin bu mevsimine nazaran hayli İyidir. Geçen sene 18 - 19 lira Üzerinden satılmakta idi. Rlyasetıcumhur orkestrasının seyahati Riyaseticümhur Klarmonik orkestrası Eğede bir seyahate çıkacak tır. Halkevlerinde konserler verecek olan orkestra yakında Ankaradan Izmıre hareket edecektir. Yaman Bir Emlâk Dolandırıcısının Mahkemesi İM kadınla bir mühendisi ev satmak bahaneslle dolandıran auçlu daha neler yapmış? Müteaddit kimseleri sahtekârlık auretile dolandıran ve ev, arsa »atmak bahanvsile paralarım alan bîr yaman dolandın inin muhakemesine dün Asliye 1 inci ceza mahkemesinde devam olunmuştur. : Viktor Vartanidis huninde aslen bir Ermeni İken bilâhara ihtida ederek Fuad namını alan bu adam, Vasılı-ki isminde bir kadının 250 Uranını Bayan Josefin 800 lirasını ev satmak bahaneslle almış, ayrıca vekâletini istihsal ettiği Daim isminde btr a-damın da icra veznesinden 615 lira sun tahsil ederek yemiştir. Fuad bu dolandırdıklarından başka, mühendis Mana merhum mabeyinci Faikın bir arsasını sahtekârlıkla satmağa kalkmış ve İrfandan pey alarak kaybolmuştur!. Lâkin; Irfnnın vekili Avukat Şemsi, geçenlerde Fuadı muhakenv-esnasında görmüş ve hemen müddeiumumiliğe müracaat ederek keyfiyeti mldirmiştir... Dünkü celsede Fuad tahliyemi i taleb etmişse de bu talebi reddolur-muştur!.. Müddeiumumi suçlunun tecziye sini istemiştir. Muhakeme Mabeyinci B. Faikin hangi tarihte vefat et-tiğinin resmen sorulması için muhakeme başka güne talik olunmuştur. MuhteMf Yag saflığından I ay hapis onnacak ve dükkânı da I ay kapatılacak Balık pazarında (saf yağ) diye halka mahlut yağ satan Yorgi isminde bir yağcı yakalanarak adi.-yeye teslim olunmuştur. Dün Sultan Ahmed 1 İnci sulh ceza mahkemesi huzuruna çıkarılan hitekâr yağcı nin bu eürmü sabit görülmüştür ve kendisi, bir ay hapse, bir ay dükkâ nının kapatılmasına, bir lira da para cezaaı vermeğe mahkûm etmiştir. Denizbank Ve Deniz Ticaret Müdürlükleri Yeni teşkil olunan münakalât vekâletine bağlanıyorlar Yeni Vekâletlerin ihdası üzerine Denizbank ve Deniz Ticaret müdürlüğünün münakalât vekâletine bağlanacağı söylenmektedir. Yalnız Dsni/bank'ın mevzuubahis vekâlete bağlanması halinde yine banka ve yahut umum müdürlük halinde mi kalacağı henüz malûm değildir. Bunun İçin yeni bir teşkilât projesi yapılacaktır. MAIOUSMELERDE : Bir mucaşır beraat etti 4 üncü icra dairesinde bir dosyayı yok etmek suçile Asliye 1 inci ceza mahkemesi tarafından bir sene hapse mahkûm olan mübaşir muşta fa, bu kararı temyiz etmiş ve dün nakzen görülen davası neticesinde mahkeme heyeti, kendisini bu işde bir suçunu görmiyerek beratine karar vermiştir!.. Kapaplno vanuru davası Bir gece vakti Çanakkale boğazında vukua gelen Kapapino ve Magellanos vapurlarının çarpışması ve birinin batması muhakemesine dün İkinci Ticaret mahkemesinde devam olunmuştur. Dünkü celsede batan Kapapino vapurunun kıymetini tesbit etmek üzere ehlivukuf heyetini teşkil eden B. Suad Osman, Nahid ve Ziya dinlenmişlerdir. Muhakeme heyeti âzasından gelmiyen Sa-dettinîn celbi İçin geri bırakılmış -tır. Diğer taraftan vapur batmış olduğundan hakiki kıymetinin teshiline: bir imkân olmadığı söylenmektedir. Otobüsçüler! DUn tekrar belediye reisliğine müracaat ettiler Otobulcrinin ruhsatiyeleri a-Iınarak cezalandırılan otobüs sahihleri dün tekrar Belediyeye müracaat ederek cezalarının aflarını ve otobüslerinin seyri sefere çıkarılmasını istemiştir. Otobüsçüler. Belediye Daimi Encümeninin verdiği karam İstinaden Belediye riya-setinden cezalarının aflarını İstemektedirler. Otobüs işini tetkik eden Belediye Daimi Encümeni emsaline is-tinsden İstanbul Belediye riyaseti, ne otobüslerin cezalannın affı hususunda bir takdir hakkı vermişti. Otobüsçüler, (obüslerinin senelerde rvber i cezalı olması yüzünden sefil vaziyette kaldıklarını ileri sürerek cezalarının kaldırılmasını Israrla istemektedirler. HAl.atKYİ EKİNDE : Rasathane rrUdUrU B. Fatlnln bir konferansı Beyoğlu Halke\inden: 1-8 1 939 perşembe günü saat 18,30 da Evimizin tepebaifindakı merkez binasında Prof. Bay Fatin Gökmen tarafından (Unutulmuş I-lim Adamları) mevzuunda mühim bir konfrerans verilecektir. 2 - Herkes Gelebilir. KONFERANS ŞİTİİ Halkevinden: 7 Nisan cuma akşamı saat 21 de Hnlkevimizde Profesör Doktor Muzaffer Esat GUçhan tarafından: İhtiyarlık ve ihtiyarlama Mevzulu bir konferans ve arkasından bir kunsor verilecektir. Herkes gelebilir. POIJSTE : Maltepede bîr erkek cesedi bulundu Maltepede Dragoz mevkiinde dün bir erkek cesedi bulunmuştur. Yapılan tahkikatta bunun 5- 10 gün evvel bir aandal kazasında denize düşen ve Büyükadada oturan Yalovalı Kabil olduğu anlaşılmıştır. Silivri yolunda bir oto-büe devrildi on amele yaralandı Evvelki gün Silivri yolunda bir otobüs kazası olmuş ve 10 amele il.' dolu olan bir otobüs devrilmiş ve a-meleler yaralanmışlardır. Ameleler derhal hastahaneyc kaldırılmış ve şoför yakalanmıştır. Uykuya dalan bir kadının kUçilk çocuğu, meme ağzında öldü Beyoğlunda Kalyoncu kolluğunda oturan Esma isminde genç bir kadın: dün gece; Şermin ismindeki küçük yavrusunu emzirirken uyuya kaimi.lir' /.avali- yavrucak: biraz sonra annesinin uykusu arasında: meme ıış ve ölmüştür. başka evinde de kaçak eşya bulundu Gümrük başmüdürlüğünce alınan tertibat ve yolcu salonu memur luğunun gösterdiği dikkat üzerine «yastık ve yorganları arasında bir cok kaçak ipekli kumaş yakalanan Beyrutlu Esseyid Hamza Göçe'nin evinde yapılan araştırma netfceP sinde daha bir mikdıu İpekli kıı-! maş bulunmuş ve fakat bu kumaş-' ¦arın kaçak mı yoksa resmi veril-1 miş eşya mı olduğu henüz belli de-j fildir. Tüberküloz cemiyeti bugün toplanıyor Tüberküloz cemiyeti mutad ay-lık toplantısını bugün İstanbul E-tihba odasında yapacaktır. Alâkadarlar bugünkü toplantının hayli hararetli olacağını söylemektedir. ağzında boğulm ^zerinden POLİTİKA Avrupada Nutuk Modası Sıyeaet âleminde son senelerin meydana koyduğu ve bugünlerde had bir şekil alan yeni bir moda na nutuk modasıdır. Şüphesiz kl, camia hayatında, milletlerin dahili vo siyasi İşlerinde İdare mesuliyetim o-muzlanna yüklenmiş şahsiyetler, hükümetlerinin veya bizzat kendilerinin programlarının esas hatlarını muayyen bur hâdise hakkındaki fikirlerini memleketine veya bütün cihana ilân edebilir. Ve bu da normal bir keyfiyettir. Fakat Avrupadaki vaziyet bu merkezde değildir. Burada nevi sahama münhasır bir mücadele Urzına tesadüf edilmektedir. Nutuk devletlerin birbirine meydan okumalarına vasıta, hem de kıymetli bir vasıta olmaktadır. Büyük İstilâ ı ıkn lirim taşıyan ve bunlara karşı ellerinde t . .Klan muazzam imparatorlukları müdafaa için silâh .-larak mantık denilen şeye boş vurmaktadırlar. Hergün. bilhassa mücadele sahasında bulunan dört büyük devletin yani bir taraftan Almanya, İtalya ve diğer taraftan da İngiltere ve Fransanın mesul devlet adamları mütemadiyen efkarı umu-miyeyi tatmin ve tenvir zumunda vo ayni zamanda karşısındakileri endi-şeye düşürmek, .korkutmak için var kuvveti lâkırdıya dayamaktadırlar. Bu husus için de gaye halk kitlelerini kendi programlarına çekmek, onların yardımından isUiadeyi temin etmektir. Fakat unutulmamalıdır ki her hangi bir vasıtadan ifrat derecede istifade etmek, onu bnddin den fazla kullanmak süi istimal? doğm gidebileceği gibi beklenilen neticenin de menfi çıkmasını mucıo olabilir. Halk kitleleri uzun müddet, hareket etmesi güç bir kuvvet gibi görünürken vaki tahrik ve heyecan dolayısile önüne geçilmez bir keyfiyet kesbedebilir. Bugün Almanya ve Italyada. Fransa ve Ingilterede karşılıklı menfaatlerin korunması içinde açıktan açığa ortaya çıkarı-lan meydan okumalar bu metni ketler halkında bir asabi hava yaratmaktadır. Ve bundan içUmai olduğu kadar beşerin ûYtJaadf hayatı da fazla mutazarrır olmaktadır. Bugün, bilhassa ferdi kudret va-sıta-iile idare edilen devlet rejimlerinde basta bulunan siyasi adam i-daresi altındaki halk kitlesini istediği istikamete sevkeder ve diğer hm. rafdan da yolunu durdurarak sükûnet tavsiye edebilir. Fakat hergtin heyecana sokulan, bazı mahrumiyetlerin al Unda esilen ve kendisine büyük menfaatler temin ve vadedüen millet, nihayet, önüne getirilmek istenen her türlü maniaları devirerek ortalığı yıkarak felâketlere sebep olabilir. Heyecana düşen bir kiU lenın önünde hiçbir fren tutmaz Bu hakikati Avrupa umumi siyasetinde yayılma prensibi güden devletlerin nazarlarında tutması lâzım bir keyfiyettir. Zaten bu nutuk modasının tezahüratı sırasında bunu müşahede imkânı da vardır. Bu siyaseti takibeden ve Avrupada bir-birlerile zımnî ve açık mücadeleye girişen devletler bunu anlamışlardır da Son haftalardaki hâdise »e söz muharebesinde, gayel şiddetli tavırların arakasında, daha yumuşak ve itilâfçı bir tavıra rastlanmak ta ve milletin heyecanı frenlenmek", tedir. Yalnız bu devletler ne de olsa çok korkunç ve her an ateş alabilecek bir allâhla oynamakta oldukları-nı unutmamalıdırlar. Dr. Reşad SAGAY TAKVİM S Nlsaa 1939 Çarşamba Hicri : İS Sefa* 1358 Rsaatl 23 Mart 1555 149 Bülbüllerin ötme zamanı Defa saati 5,3* Ofis . 12.17 — Iktaei l 15.54 Akşamı lâ.37 — Yata. 20,11 Isuak ¦Ve*". 68 idare yeri İstanbul Nunıosmaniye No M "* ' fjiı iYst—:—'—*^ «•«'«•' İSTANBUL --No. 331 YENİ SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARI 1 ırkı,- Ecnebi 900 Kr. 5.D.I.Jİ 2400 Kr. 500 Kr. 9 arlıfı 1200 Kr. 260 Kr. 1 ylı|ı 800 Kr. 90 Kr. 1 mjUt 300 Kr. PoiIb ., - — UİMtİH İtfa 2S. 14, 7.S *• 4 l.r. HER YERDE KURUŞ Hürriyeti Ya.an: Hüs*y» Cshİd* YALÇIN Imıuı nhrerl m»u nutkunda AC\ urla Avrnpada bir çok milletlerin Büyük Almanya 8aJ esinde hürriyete kavuştuklarını İltilıar ikileri sürdükten sonra, bu milletlerin bir daha hürriyetlerini kaylıetmiye-eo Merini temin ediyor. Orta Avrupada hangi milletlerin böyle ebedi bir hürriyete kavuşmuj olduklarını.merak ile düşündüğümüzü saklıyamıyacağız. Orta Avrupada evvelâ Avusturya devleti ortadan kalktı. Avusturya Almanları hürriyetlerine kavuşmadılar, anavatana iltihak ettüer. Bu onların en tabii bir hakkı idi. Şimdiye kadar, Avrupada büyük milletler milli vahdetlerini temin etmiş bir halde iken Almanlar devlet • itibarile hâlâ eski ayrılıklardan kurtulamamışlardı. Hitlerin sayesinde büyük Almanya teessüs etti. Fakat bunu temin etmekle Hitler bütün cihanın minnettarlığına ve teşekkürüne hak kazanmış olduğunu iddia edemez. Hitler Almanları vahdete i-sal etti. Bu yüzden ancak Alman mil letinin pek samimi alkışlarına liyakat kesbedcbilır. Fakat bunu hürriyete ve insaniyete bir hizmet şeklinde göstermesine imkân olamaz. Hattâ bu bahiste hürriyet kelimesini ağzımıza almasak çok daha iyi ederiz. Çünkü Avusturya Almanları anavatana iltihak etmekle birer ferd.sıfatile hürriyete kavuşmuş değil, ferdî hürriyetten mahrum olmuşlardır. Fakat bu, bir dahilî mesele olduğu için bu nokta üzerinde ısrar etmeğe mahal göremiyoruz Avusturya devletinin ortadan kaldırılması Alman kavminin en tabii bir hakkı şeklinde kabul olunduktan sonra. Çekoslovakya faciasına lâkırdıyı nakledersek, bunu Çekleri hürriyetlerine kavuşturma şeklinde tasvir etmek eğer bir istihza değilse hürriyet kelimesinin cihan şümul surette teessüs etmiş manasını tan.amen unutarak ona gayet kasdî ve yeni bir mana atfetmek ten başka bir surette tefsir olunamaz. HıÜerin nutkunda zihinleri terci düde düşüren esaslı bir tezad ve müphemiyet var. Hitler temin ettiği Alman vahdetine, vücude getirdiği teşkilâta ve muazzam orduya güvenerek bütün devletlere meydan I okumak, gözüne kestirdiği memleketlere taamız ederek onları zaptet-•roek emelinde midir? Yoksa hakikaten milletler arasında samimi bir anlatmaya, el birliği ile bir çalışma tesisine, hak ve adalete -amma öte-denberi kabul edilmiş ananevi ma-nasile hak ve adalete taraftar mıdır? Hitlerin nutuktan bu suallere kat'i bir cevap vermeğe müsait sarahatten mahrumdurlar. Haktan v» adaletten bahsedişine, milletleri hürriyetine kavuşturduğu yolundaki •Özlerine bakılırsa hak, adalet va sulh taraftan olduğuna hükmetmek lâzım gelir. Bu teminatın doğru olmadığı, zavahirden ibaret bulunduğu farzedilse bile sadece şu zavâhire riayete kendisini mecbur görmesi o-nun maddî kuvveti haricinde manevi bir kuvvetin ve bir ahlâkın vücuduna imap etmiş, yüksek bir mefhum karşısında boyun eğmiş olduğunu isbat eder. Fakat Almanyanın Çckoslovak-yayı ilhak ettiği günden sonra aldığı vaziyet ile bu prensipler arasında açık bir mübayenet dünyada hig kimsenin gözünden kaçmıyor. Hitlerin: Çekoslovakyayı zaptetmeyi Almanya için faydalı gördüm, zaptetmek fırsatını buldum ve bunu yaptım, demeyip te bin sene evvel orada Almanların şato yapmış ol-malannı bir hak, eski bir Fransız nazınnın yazmış olduğu bir maka leyi Çekoslovakyayı İmha İçin bir sebep diye göstermesi kendi davası-Hüseyin Cahid YALÇIN (Sonu 3 üncb sayfada) bohemya, moravya italyanın Arnavutluğu da ilk alman valisi işgal Hazırlığı Teeyyüt Ediyor Fon Nöyrat Dün Prag Şatosunda Resmen Vazifeye Başladı Yeni umumî vali Mühim bir nutuk Söyledi Prag: 5. (A.A.) — Bohemya ve Moravya Alman himaye idaresi reisi Baron Von Neurath. bugün saat 10 da hususi trenle buraya gelmiş ve istasyonda general Blaskovitz ve Gauleİter Hcnlein tarafından karşılanmıştır. İstasyon dışında himayo idaresi reisini beklemekte olan İki bin kişilik halk kendisini alkışlamıştır. Alman ordusu başkumandanı general Von Brauchitsh, Prag şatosuna geldikten sonra generallerle görüşmelerde bulunmuş ve bılâhara doktor Hacha'yı ziyaret etmiştir. Baron Von Neurath'ın buraya gelmesi münasebetile bütün şehir bayraklarla donanmıştır. Romanın MaksadıBelgradıtehditmi italya; Almanyaya Karşı Bile Olsa Yugoslavyanın Tamamiyetini Garanti Edeceğini Fakat Arnavutluk işin de Bitaraf Kalmasını Belgrada Teklif Etmiş! İngiliz - İtalyan Deniz İtilâfı Fesih Tehlikesinde I Bohemya, Morevyanın yeni ?mum! valisi F n Nöyrat Yeni umumi valinin nutku Prag: 5. (A.A.) — Almanyanın (Sonu 3 i'ncü tayfada) Fransız Kıtaatı Şamdan Çekildi! Parise göre; Suriyedeki son kargaşalıklar ancak bir sokak tezahüratından ibaretmiş ! Şam sokaklarında askeri kuvvetler Paris: 5 (A. A. — Muhtelif Türk gazeteleri son zamanlarda Surİyede ezcümle Samda, vahim hâdiseler vukubulduğu hakkında haberler neşretmişlerdir. Bu gazetelere göre, Fransız kıtaatı halk üzerine mitralyözlerle ateş açarak kadın vs çocuklar da dahil olduğu halde yüzlerce ölü ve yaralı vukuuna sebeb olmuştur. Bu kabil haberlerin neşrini hak-lı gösterecek hiç bir hâdise olmamış, hiç bir zaman kıtaat mitral- ¦ ......»a............ yöz kullanmamıştır. Kıtaatın tek müdahalesi on beş gün evvel aralarında hiç bir kadın ve çocuk bu- lunmıyan ve hiç bir ölü ne de yaralı vermeden dağılmış olan bir te-zahüratçı grupuna karşı vukubul-m ustur. Sokak tezahüratı da bugün artık nihayet bulmuş ve her tarafta sükûnet avdet etmiş olduğu için kıtaat 1 Nisan cumartesi günün-denberi Şam'dan çekilmiştir. ¦¦¦¦¦¦¦•¦¦ Roma - Berlin Mihveri italya, Almanyaya karşı yapılacak bir çenbere katiyen müsaade etmiyeceğini bi.dirdi Roma: 5 (A. Ajansı bugün öğl rettiği bir komanı karsı yapılacak I: yada Koma - Bı Amerikada; Bitaraflık Kanununun Tadili İçin Bir Anket Açılıyor Roma: 5. (A.A ı — Resmi m ah feUerle Roma matbuatı Arnavutluk meselesine dair birşey söylememekte iseler de Bari'do çıkan gazete del Mezzogiorno, tedafüi İtalyan Arnavut ittifakının takviyesi için Roma ile Tiran arasında müzakereler cereyan ettiğini itraf etmektedir. Bu gazete, bu müzakerelerin Arnavutluk kralının talebi üzerine başladığını ilâve etmekte ve İtalya hükümetinin Arnavutluğun istiklâlini veya tamamiyetini İhlâl etmek tasav vurunda bulunduğuna dair verilen haberleri tekzip eylemektedir. Bununla beraber pek yakında t-talyan kıtalannın Arnavutluk sahil-(Sonu 3 üncü sayfamızda) ingiliz - Leh j Görüşmeleri Bitiyor Paris: 5. (A.A.) — Polonya hariciye nazırı Beck'in Londra ziyareti münasebetile orada yapılmakta olan müzakerelerin memnuniyet verici bir tarzda devam ettiğini tebarüz ettirmekle beraber gazeteler, Alman yaya karşı sulhcu devletlerin müşterek bir cephe tesis etmesi yolundaki gayretlerin uğradığı zorlukları da kaydediyorlar. Sol cenah matbuatı hariciye na zm Bonnet'yi lngilterenin gayretleri karşısında mulıteriz davranmakla tahtic ediyorlar. Londra: 5. (A.A.) — Bugün İngiltere kiralı VVindsor sarayında Po lonya hariciye nazın Beck't kabıd etmiştir. Beck, yarın sabah Porthsmou-th'a giderek İngiliz donanmasının manevrelerinde hazır bulunacaktır. Lindra: 6 (A. A.) — Press as-sociation, ingiliz - Leh görüşmelerinin ehemmiyetsiz bir kaç noktanın aydınlanması kaldığını bildiriyor. B. Beck, bu akşam Avam Kamarasında B. Chamberlainle uzun bir mülakat daha yapmıştır. DQn bir Veliaht dünyaya getiren Arnavutluk Kraliçesi Jeroldin rai Zogo İle birlikte ::::::::::::::::::::::::::^ Fransada lngilterenin Almanya sefiri Berline dönüyor M. Lebrün Tekrar Cumhurreisi Oldu Dün Yapılan Seçimde M. Lebrün Kahir Bir Ekseriyet Kezandı Paris: 5. (A.A.) — B. Lebrünün reylere ilk müracaatta yeniden cum-hurreisliğine intihap edilmesine muhakkak nazarile bakılmaktadır. Müşarünileyhin reye iştirak edecek olan 900 kişiden 600 ünün reyini alacağı tahmin edilmektedir. B. Fernand Bouisson, dün nam* zedliğini geri almıştır. Diğer nam-zedler, yani B. François Pietn ile B. Henri Queuille ve Henri Roy daha evvelce B. Lcbrun'Un namzed olduğunu öğrenir Öğrenmez namzetliklerini geri almışlardı. B. Lebrun'e karşı çıkan yegâne namzed. ayandan Radikal Sosyalist B. Justin Godard'dır. Zannolunau-ğuna göre sosyalistlerle komünistler B. Godard'a rey vereceklerdir. (Sonu 3 üncü tayfada) Fransız Cumhurreisi M. Lebrün hLrt SABAH iş Nöbete mi Bindi ? : 5 (A A.) — öğrcnil-e lngilterenin Berlin İle Meııderson, bir kaç r vazifesi basına düne- (Yazısı 3 UncU şayiamızda) gıne gore sefirin Berlin'e avdeti kâfi derecede açık bir şekilde tarif edilmiş olan ingiliz siyasetinde değişiklik olacağına dair şüphe uyandıracak mahiytetle değildir. Azami teyakkuz ve dikkati Öz yurdumuzun varlığına ve bütünlüğüne Haklamakla beraber dışarıda olup biti'iıli'tie büsbütün ulâkuyı kesmek, hic olına/sa memleket harİ-Ctadekl geçen hâdise ve vakaları ibret ayıcısından seyretmemek biri gj/i'tı-ei için pek mümkün ulumaz. [ Avmpaııııı sahne teşkil ettiği son lıâdiseltT gözden geçirilecek o-lıırsu Almanya ile l(ala arasında iîdt'ta nöbetleşe hamleler varışı yapıldığım görürüz: Ririsİ duruyor, ü-teki haşlıyor. Almanların Memeli İş galinden soıını sıra ve nöbet Hülyaya gelmiş «lıu:ık ki bir Arnavutluk işgal ve İstilâsı mevzuu balı is olmıya başludı. 1938 ve 39 seneleri bazı demetlerin dünya haritasından silinme yıllan olarak Lırİlıde iz bıraktılar: Ilı besisi ı, Avusturya ve Çekoslovakya I .ıhe karıştılar. İler milletin mukadderatına hâkim olmak hakkını Kendi si İN' veren Vilson prensipleri ııe oldu? Hani beş sene bütün dünyayı Icaua boyıyau cihan harbi zayıf milletlerin hukuku prensipleri namına yapılmıştı? Bu .şartlar altında Milletler Cemiyeti denilen vo zümrüdü ankaya donen müessesenin hİkmetİvücudu kalmış mıdır? Ve nihayet İnsanlar ve İnsanlık bu gidişle nereye gidiyorlar? A. Cemaleddbı SARAÇOĞLU Sarf" * T1NİSAİAH 6 NİSAN 1939 HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrika No 52 Yazan ı M- SIRIR Uğradığımız Taarruz Çok Anî Olmuştu Yarım Saat Sonra Arabyan Hanının Bir Odasına Tıkılmışttk Sirkecide, araba vapuru iskeletinde bagb duran dotörlehn birinin bas tarafında oturuyorduk, tnebo-luya kaçıracağımız çamaşır, elbise postal ve matara denk ve sandıklarının manifatura w hırdavat eşyası olduğu ve muamelesi yapıldığı hakkında elimize bir gümrük tezkeresi sunan Gümrük Mulıolaza müfeaişı Abidln bey İle konuluyorduk. Muhatabım, o sıralarda Galata gümrükleri bas müdürü bulunan rahmetli Nail beyin iyiliğinden, bizim gir»' yurd kullarına goaterdıği kolayb» -Urdan, yaptığı hizmetlerden bahse diyordu. Ben bu sözleri hem dinli yor. hem de limsnı gözlüyorduır Çünkü. bizim motörlerin araba vapuru iskelesine yanaştığı dakkadan-beri. limanda bizim gibilerin gözlerinden kaçmıyacak bir faaliyet oaş-lamıştı. YalıköekU ile. köprü ağzı a raaında düşman motorbotları, baya-fi mekik dokur gibi, dolaşıyor ve benim de zihnimi kanştınyorlardı. Abıdtn bey hâlâ anlatıyordu. Fakat ben dinler gibi görünüyor, zihnimi.- bu faaliyete sebep anyor ve bir mana vermeğe çalışıyordum. Dul mistim O arada Salih reisin dik sesi ardımdan yük;*elmiş. baş çevirtmis-tı bana: — Kara Mehmet be. Duşünülür mu böyle günde?.. Bayram yapağız şimdi! Salih reis ile yüz yüze gelmiştik. Gülüyordu. Fakat, benim çehreni ka rarıni;. yüreğini daralmıştı. Çünkü, vapur iskelesinin Üzerinde, yanındaki bir kaç soysuzla duran, Değirmer dereli Kâzım gözüme batmıştı. Bakışlarımı biraz sağa ve sola dolaştırınca da daralan yüreğim çarpmağı başlamıştı. Meydandaki yüz MUBaV ranın sağ ve solunda, yolcu salonunun önünde ve yalı köşküne uzanan aahil boyunda küme küme düşman polis ve hafiyeleri görmüştüm. Bayağı sarılmış vaziyette idik. Dudaklarımdan sızan bir fısıltı muhafaza müfettişi Abı İm beyle Salih reise de o tarafa bas çevirtUrmıstı. Benimkinin o esnada ne renk aldığını bil-mem amma, kumral çehreli bir delikanlı olan Abıdın beyin yüzü o anda ¦ararmış, Salih reisinki de morarmıştı. Yüz yüze bakışıyorduk. Neye yalan soylıyeylm, Üçümüzde de kımıldanacak hal kalmamıştı. Dudak lanınız oynuyordu \ fakat ses ve hat ta soluğumuz blla kesilmişti. Tam bu esnada, tramvay yolur-dan Önde Hoca Bekir, ardında da Hemsinli Nuh ile başçavuş Kad'. (göründU. Biraz sonra da kamyonlar noktü vo kayık lakelerinin rıhtımı Özerinde durdu. Başçavuş Kadri ve Hoca Bekirle Hemşlnll Nuri araba vapuru İskelesinden dolaşıp motor-bre gelmek Üzere, İskele İle cadde arasındaki parmaklıklar önün yaklaş ır la rk an yüz numaranın yanında bulunan polialer harekete gelmiş tor, bir an İçinde üçünün da bileklerini kelepçelemİslerdi. Daha fazla-¦ını göremedim. Çünkü, İskelenin u-¦erlndekller de bizim Uzsrimlze yüklenmişlerdi Yarım saat sonra Arabyan hasının karanlık bir odasına tıkdmıs. fanyana m kısmıştık Hepimls d* bu kahpeliği yaftanı döfflnüyorduk Tutulmanın ver •İği heleoaniarı as çok atiatmurtık. Oorüamek Üzere açılan ağızlannuzı, Urdenblra açüıv»r»n oda kapısı va hapının önündeki polis yığıntısı ka ¦»yrvermlatL Beş dakika sonra da kumandan "Morla., üı odasında i-İlk. Yamaııadakl pollalarls odada bt yaran ay sekimde dizümistin Ortada da motöriarlmlado buldukları altı mavaaria bur sandık cephane ve on dört tane da el bombası kümelenmişti. Kumandan, elindeki kâğıdı okuyup ma*a*iPm üzerine bıraktıktan sonra, hiddet fışkıran gözlerini hepimizin ytızlerinde gezdirdi. Birar. Bağ ilerimizde bulunan başçavuş bir neyler söyledi. Üzerlerimiz aranıyordu, sevgili dinleyinlenm. Manzara gerçekten görülecek ve çok gülünecek bir ş*ry-di. Başçavuş evvelâ, sağ başta bulunan Hoca Bekiri çekmişti ortaya Latasın m koltuğu altında sallanan acksen «antim uzunluğundaki saidır ıa İle sal kuşağı arasından çıkar lan büyük çaptaki bir Amerikan t B lisi karşısında bizim hoca apışmış!' Ustura ile tıraşlı başını kaşımağı sık sık yutkunmağa başlamıştı Aldılar hocayı kenara, çektiler Henı-şınh çömez Nuriyi meydana. Onur. da Uzennde ığri bir laz saldırına'ı ile koca kundaklı bir mavzer tabancası bulunmuştu. Uzatmıyayım hepimizin ipliği pazara, ne mal oI-Jl ğumuz meydana çıkmıştı. Başçavu-; Kadri ile iki kaptan. İki makir.ısı. iki tayfada silâh bulunmamıştı an. ma. motörde çıkan mavzerlerle Kur balar da onlara mal edilmişti. Aysk sorgusu başlamıştı. Ne cevap verebilirdik ki. Suçsuzluğumuzu İddia etmek pek gülünç olurdu. Çünkü, moturleroV ve üzerlerim izde bulu nup çıkardan silâhlar, bombalar ortada idi. Tabii suçumuzu itiraf ta edemezdik Ayak üzeri yediğimiz silleleri, işittiğimiz küfürleri bap sı neye çektik. Ve sanki ağızbırımı/ı diktik. Tam yarım saat. birer can-sız boksör hedefi gibi karşılarında dikildik. AM.tr yumruklan, savnı-lan tokatlan, vurulan muştalan sar-sıla narsüa yedi'* ve hazmetti! Başka eklen ne gelirdi kl. Üst kala çıkarılmış, binanın da nıınılıı bulunan üzeri açık taraçıya serilmiştik. Yapılacak İkram kumandanın odasında gördüğünvi?! • kalsa çok iyi. Fakat, şimdi de tazım yerli mahsulü tercUmanUrla çavuşların ellerine geçmiştik. Elbette onlar da biraz hatırımızı soracak, vahşi hırs ve kinlerini bastınncıyı kadar çeşit çeşit ikramlarda bulunacaklardı bize. Ve işte eli sopalı bir başçavuş ile falakalı bir tercüman dikilmişti başımıza. Dört süngülü ile bir seyirci kafilesi de hal kal an -mıştı etrafımıza, Burda ikrama ilk kavuşmak bahtsızlığı başçavuş Kad-riyo düşmüştü. Bİr çelme ile sırtüstü yere yatırmışlar ve falakayı a-yağına takmışlardı. Karnı Uzenne oturan tercüman söyle diye batırıyor, başçavuş gerüe gerile vuruyor, ben de zavallı Kadri çavuşun uğuna uğuna yediği sopalan sayıyordum. Pek te idmanBiz ve aabırpızmış meğer. On yedinci sopa İnerken avazı çıktığı kadar bağırmıştı: — Vurmayın soyllyereğim hepsini. Bu söz. sade benim değil, ayni ikram için ura bekliym bütUn arka daşlar Üzerinde bir kara haber tesiri yapmıştı. Hepimiz olduğumuz yerde m-, r .imi... Kadrinin yüzüne yalvarır gibi bakmıştık. Dilini tutmasını ışmarlamıştık. Na yazık kl. Kad n alile uğduğu. yer yer kızarmış ve morarmış ayaklarına, yaş boşanan gözlerini dikmiş ağlıyor yüzümüze bile bakmadan, yaralı bir cırlayık kuşu gibi eırıldıyordu. Yaptığımızı, yapaoafunieı olduğu gibi sayıp döküyordu. Başçavuş, suçluyu dllltn-dlrmentn verdiği gurur ve neşe ile yere çökmüş, tercümanın türkşeye çevirdi,'i itirafları dinliyor, hışıra fışkıran kanlı gözlerini ara sıra yüzümüze dikip acı acı gülüyordu. (Devamı var) Ağırcezada dün 2 cinayet Davası Neticelendirildi Arkadaşını öldüren Abdülvehap kansını öldüren Hasan mahkûm oldu Ağır ceaa mahkemesi, İki cinayet davasını, karara bağlamıştır: Bunlardan biri, Fatih ahırlarında vukua gelen v* Yusuf isminde birisinin ölümilo neticelenen vakadır. Bu cinayetin suçlusu olan Ab-dül vahidin suçu görülmüş ve kendisi uç sene dört ay hapse mahkûm olmuştur. İkinci karar da, Krenkoyunde Fatma ismindeki karısını öldüren Hasan hakkında verilmiştir. Hasan, bu cinayetinden dolavı sene 4 ay hspse mahkum olmuş - Bir motor karaya Oturup Delindi Limanımızda kayıtlı Alı kaptanın Uç tonluk Hüdaveıdl motoru dün Bakırköydeki fabrikadan yüklediği çlmentolan limanımıza getirmekte İken Yedi kule dışşındaki gaz hane eivannda karaya oturmuştur. Motor kayalık bir yerde oturduğu i-çin altı delinmiş ve makine aksamı haaara uğramıştır. Vaka mahalür? yetişen liman motörlen kazaya uğ riyan motoru kurtararak yüzdürmüşler. Ve açılan deliği muvakkaten kapatarak tamir edilmek üzere Halice getirmişlerdir. VİLAYETTE : Oaire'erde kimler iş takip edebilecek ? Dahiliye Vekâleti; devlet dairelerinde iş takip edecekler hakkında vilâyetlere mühim bir emir göndermiştir. Bu emre göre. Noterlikçe mu-saddak vekâletnameleri olan kimselerin dairelerde iş takibine müsaade olunacaktır. halde, dairelerde iş takibi kati olarak memnudur. İNHİSARLARDA : Yeni sigaralar inhisarlar İdaresi yeni tip sigar» nevileri çıkarılmak için Maltepede Tütün Enstitü tündeki numune tarlalarında yetiştirilen tütünlerden ye nı harmanlar yaparak nazı sigarı tipleri hazırlamış ve müteha«ı*lann fikirleri alınmak üzere mutad olan yerlere gönderilmiştir. Bu numunelerden alınzcak neticeler muvafık görülürse yakında yeni tip sigaralar satışa çıkarılacaktır. O KM/J.ERDE ; Kaptan ve makinislerin imtihanı Terfi edecek kaplan ve makinist lerin imtihanlurı dün Denİzbankta yapılmıştır. İmtihan neticesi bu hafta zarfında belli olucaktır. Denizbank anbarlarında kesif yapıldı Denizbankın bir vo ikt numaraiı birleşik anbarlannda evvelce yapılan hırsızlık hakkındaki tahkikatın Uç cepheden İlerlediğini yazmıştık. Dün de bu anbarlarda bir keşif yapılmış ve bazı noktalar tesbit edilmiştir. Tahkikatın birkaç güne kadar neticeleneceği söylenmekte*!!/ MÜTEFERRİK t Mimar Sinan ihtifali programı hazırlandı Önümüzdeki pazar, büyük (Türk mimarı (Koca Sinan) ın ölümünün 851 İnci yıl dönümün* tesadüf etmektedir. Bu münasebetle, her yU olduğu gibi, bu sene de Süloymaniyedeki Sinaran kabri önünde büyük bir merasim yapılacaktır. Merasime, saat İd da başlanılacaktır. Etibank Karadenlzde Yeni bir Zonguldak Cirosunda bUyUk çimento endüstrisi tesisine başlandı Giresun Keşan nahiyesinin Kulan mevkiinde Ötedenberi malûmo-lup üzerinde etüdler yapılmakta o-Isn ham çimento taşı numuneleri 1-le yakından alâkadar olan Etibank ahiren bu mıntakaya birkaç mühendis göndermeği lüzumlu görmüştü. Bu mıntakada mühendislerin u-zun boylu yaptığı tetkikat neticesinde yüzlerce milyon ton ham çimento taşı bulunduğu anlaşılmış ve bu taşlann Rusyadakİ Novroski vo Dalmaçyadaki emsalinden daha Üstün olduğu ve yalnız çimento klin-gerden maada ham olarak taş ihraç olunabilecek ve bu ihracatın Yakın Şark ve Orta Avrupadan mâda deniz aşın yerlere de, kayıtsız olarak sevkedilebllecektir. Çünkü Cirosunda bulunan bu madenin maliyet fiyatı hiç denecek derecede azdır. E-tibank sanayileşme plânına Gİre-sunda da bir endüstri merkezi vü-cude getirmeği koymuştur. Burada yapılacak büyük tesisatla Giresun şehri yakın zamanda ikinci bir Zonguldak olarak Türkİyeıün en mühim maden ihracatı memleketlerinden biri olacaktır. Gİresundaki bu kıymetli cevherin mevkiini sayın Reisicumhur ismet İnönü de başvekilliği sırasında mahallinde tetkik etmiş ve buranın işletilmesi için icap eden direktifleri vermişti. O zaman yapılan bu hayırlı tetkikler bugünkü özlü neticeleri doğurmuştur. Buradaki tesisatın inşasına önümüzdeki sene çİnde başlanacağı kuvvetle muhtemeldir. Neşriyat kongTesi için toplantı Basın kurumu başkan-ğından: Maarif Vekâletinin Ankarada toplamak Üzere bulunduğu neşriyat kongresi, kurumumuzun bütün üyelerini birer yönden ilgilendiren bir mahiyettedir. Kongrenin nıznamesinde hulasaten şu maddeler vardır: Hangi eserler tercüme olunmalı ve yazma, basma eserlerden hangileri yeniden basılmalıdır. Orta tahsilliler, çocuklar, halk için ne gibi neşriy*t programı hazırlan-malıdır. Te'lif ve tercümeyi teşvik için ne yapmalıdır. Hususi neşriyata devlet nasıl yardım etmelidir. Okumayı teşvik için ne yapmalıdır. Te'lif hakkı kanununda ne değişiklikler yapılmalıdır Bu kongrede başka neler konuşulmalı, karara bağlanmalıdır. Kongrenin programına dahil olan veya olması lâzım gelen me-eleler hakkında ne gibi düşünceler varsa tesbit etmek üzere kurumun aslî. müzahir bütün Üyelerini önümüzdeki cumartesi günü kurum merkezinde bir toplantıya çağırıyoruz. Bu toplantıya kurumun Üyesi olmıyan fakat neşriyat hayaliyle alakalı bulunan bütün vatandaşlar da iştirak edebilirler. Müzakere saat tarr. 14 de açılacaktır. Arkadaşlarımızın gelmelerini rien ederiz. Hasan deposu Yangını Tahkikatı bitti Hâdisede B. Hasan teşvikten suçlu görüldü ve dosya sorgu hakimliğine verildi Hasan deposu yangını tahkikatı dün yeni ve mühim bir safhaya dahil olmuştur: Müddeiumumilik makamı, yangın yerindeki enkazın kaldırılması İçin Hasan müessesesine müracaat etmişse de oradan enkazının sigorta şirketi tarafından kaldırılması icap ettiği cevabı verilmiştir. Sigorta şirketi ise bu cihetin kendisini alâkadar etmediğini bildirmiştir. Bunun üzerine, müddeiumumilik dosyayı fazla beklctmiyerek dün i-kınci sorgu hâkimliğine vermiştir. Hâdisede kundakçı Ali ile, mumaileyhi teşvikten B. Hasan suçlu görülmekte ve evvelce tevkif edilmiş iken serbest bırakılmış olun eski müstahdemlerden Hasan hakkında da takibat yapılması islenmektedir. İkinci sorgu hâkimliği, bugünden itibaren maznunların sorgusuna bnşlıyacaktır. 1~WVVWWVVW BELEDİYEDE Şehir meclisi yarın toplanıyor Istanbulda Şehir Meclisi janc saat 15 de toplanarak bütçenin varidat faslı üzerindeki müzakerelerine ba-şlıyac aktır. Masarif at bü'-esi de bugünlerde daimi encümende çıkacaktır. Seyyahlar Evvelki gün Alman bandralı Mil-Vikc vapurile şehrimize gelen 500 seyyah bugün müzeleri ve Kapalı çarşıyı gezdikten sonra Yunanistana müteveccihan şehrimizden ayrılacaklardır. POLİSTE : Tj\£VJM Nisan 1939 Perşembe Hicri; 16 Sefer 1358 Kanıl: 24 Mart 1355 .asım: 150 Fırtına Defa saati 5,34 Of U : 12,17 — Ikİaâi : 15.55 AJteeaai 16,38 — Yatan 20,12 Uıak : 3,50 Fecî bir kamyon kazası Dün saat 12.30 da Sultan Ah-metde feci bir kamyon kazası olmuştur: Sultan Ahmetde Sanayi mekt'.-bi önünden geçen seyyar şekerci Kadriye arkasından hızla gelen bir kamyon çarpmış ve kendisini ölüm halinde yaralamıştır. Kamyon ve şoförü kazadan sonra yoluna devam etmek cüretini de göstermiştir!.. Üç arkadaş arasında kavga Safran bol ulu Alı. İbrahim ve Süleyman isimlerinde Uç srkadaş evvelki gece birlikte eğlenirlerken aralarında kavga çıkmış ve birbirlerini yaralamışlardır. Denlzda bir cesed (Sütlİce) de bir erkek cesedi bulunmuştur. Bunun, 20 gün evvel kaybolun tnebolulu Osmana aid olduğu anlaşılmıştır. Akıntıya kapılan nişanlılar Yeni kapuda dün bir hâdise olmuştur. Bir gece bir erkekle nişanlısı olduğu söylenen bir kız akşam üstü denizde gezmek için bir sandala binmişlerdir. Fakat hareketlerinden bir müddet sonra farkında olmadan sahüden hayli açılarak akıntının bulunduğu mıntakaya girmişler ve kuvvetli bir surette açığa doğ ru sürüklenmeğe başlamışlardır. bir ¦ ¦m' sahile yanaşmak İçin let uğraştıktan sonra kuvvetten kesilerek sandalı haline bırakmışlardır. Sandal sahilden birkaç mil açıldıktan sonra o sırada tesadüfen oradan geçmekte olan bir liman motoru bu kazazedeleri görerek kurtarmıştır. HALKEVİ JER İNDE ı POLİTİKA Müşterek emniyet prensibi ve İngiliz faaliyeti Avam kamarasında Chamber-lain'ın irad ettiği ve akabinde M. Hitler ile Mussollni'mn meydan o-kumalanna sebebiyet vermiş olan nutuk, umumi harptenberi İngiliz hükümetinin almış olduğu en mühim bir tarzı hareketi göstermekte dir. Avrupa umumi siyasetinin aldığı revîç, lngilterenin şlmdlya ka-darkl muayyen vaziyetini artık değiştirmeğe saik olmuştur. Londra-nm, Fransa, Belçika ve Hollandaya sebebslz bir taarruz hali hariç, hayati menfaatlerin! İhlâl etmlyecek bir hâdisenin vukuunda tuttuğu yo), Avrupa işlerine âdeta bir müşahid gibi durmak ve icabında ufak, diplomasi oyunlarile kuvvetli gelen tarafın muvazeneyi ihlâl etmemesine dikkat etmek idi. Fakat bugün siyasî vaziyet okadar değişmiştir ki. İngiltere, yukarıda söylenen devletler haricinde merkezî Avrupa ve hattâ şarkî Avrupadaki milletlerin mevkileri ve oralarda cereyan eden hâdiseleri de hayatî menfaatleri çer-çîvesine ithale mecbur kalmıştır. İngiliz hükümeti, müstemleke imparatorluğunu sarsacak bir mahiyet te gördüğü Roma- Berlin mihverina karşı arlık mevhum bir müessese halini alan Milletler Cemiyeti haricinde mevzii yani bilhassa Avrupa kıtasına mahsus bir müşterek emniyet sistemi kurmağa çalınmaktadır. Tabiri diğerle Ren nehri ve Alp dağlan imtidadınca uzayan müşterek bir müdafaa dıvarına mukabil şarkî Avurupada da Londra, ayni şekilde bir blok tesisine çalışmakta-ve bunun İçin de katî bir yardım teminatı vermiş bulun makatadır. Fakat ne de olsa, mecburi askerlik sistemini kabul etmiyen ve şimal, Baltık denizlerinde ve gerekse Ak-denizde kuvvetlerini kabul mecburiyetinde kaldığı devletlerin karşısında, lngilterenin yapacağı yardımın ne şekilde tecelli edeceği bu faaliyetin en mühim noktalarından biridir. Bu sebepten Almanya, ve arkasından İtalya, zayıf buldukları bu kısma hücum etmektedirler. Bu arada şarkta müşterek bir emniyet bloku tesisi zımnında, Po-lonyanın bulunduğu nazik vaziyetten istifade edilmek isteuiyor. Bu suretle M. Beck'in Londra seyahati İngilizlere bu siyaseüerlnin tam müsbet noktalarından birini temin edebilecek mahiyettedir. Ve bu vadide alınacak neticeler zamanımı zın en mühim siyasi hâdiselerinden birinin vukua gelmekte olduğunu göstermektedir. Artık Avrupadaki siyasî zümrelerin karşılıklı vaziyeti tereddüt kabul etmez bir şekilde taayyün etmiş, devletler mevzilerini almışlar ve isteklerini de ortaya kovmuşlardır. Yalnız bu arada ingüterenin Polonya üe sıkı ve dostane münasebetlerde bulunan Kalyaya doğru bir temayül göstermesi de zikre şayan bir keyfiyettir. Buna rağmen şimdiki halde, Avrupada görülen hâdisat, bu devletlerin birbirlerine bir nutuk harbi açtıkları ifadesinde bulunmaktadır. Fakat bunların altında da a-ğır ve zımnî bir tehdit saklıdır. İşte bu vaziyet. Avrupadaki sulh havasını karartıyor, ve telâfisi kabil olmıyan bir hareketin vukua gelmesinden endişe ettirtlyor. Dr. Reçad SAGAY M. Cemiyeti Afyon borsası müdürü gidiyor Afyon mıntakalannda tetkikat yapmak üzere memleketimize gelmiş olan Milletler Cemiyeti Afyon bürosu mUdüril yarın Cenevreye müteveccihan şehrimizden ayrılacaktır. Piyes Eminönü Halkevinden! d/Nisan/ perşembe, 7/ Nisan/-Cuma ve 87 Nisan/Cumartesi günleri saat (20,30) da Evimizin Cağal-oğlundakl merkez salonunda Temsil Şubemiz amatörleri tarafından (Vazife) adlı piyes teınsü edilecektir. Bu Uç günün davetiyelerinin Ev Bürosundan alınması rica olunur, Çocuk Dünyası bir âlemdir. V Onun ufuklsnnda tstlballn şafakla-f rı görülür. ABDCLHAK HAM1T 88 88 M (23 Nisan Çocuk Bayramı) Sinema sahiple rineı Çocuk Bayramında Çocuklara öğretici, Eğlendirici. Terbiyevl filimler hazırlayarak bayrama iştirak ediniz. 20 ..Btrinci yıl — No. 332 YENİ SABAH GÜ N DE Ll K SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARI Tdrkiyt Ecnebi «00 Kr. 5»allfl 1400 Kr. 500 Kr. 6 .rh|ı 1200 Kr. 260 Kr. 9 .rlt 600 Kr. M Kr. I rt.jı 300 Kr. Potla ittihadına girmaai* mı leketlar içi. 26. 14. 7.S V* 4 HER YERDE KURUŞ İngiliz Siyâsetinde Yazan: HH—yı» C«htd YALÇIN İngiltere Başvekili Chamberlain İngiliz siyasetinde yeni bir dev-le açtığını Avam Kamaralında alenen söyledi ve izahat verdL Aynî derecede ehemmiyete şayan •lan nokta bütün partilerin bu hu-luta başvekile müzaheret göstermekte ve onun mesleğini ta-vib etmekte bulunmalarıdır. Filhakika, ne pahacına olarsa olsun. Avrupada sulhu muhafaza etmek siyasetini takib etmiş olan Chamherlayİn için. Çekoslovakya-nın Almanya tarafından İlhakından sonra ya mevkiini terkedip çekilmekten, yahut siyaset değiştirmekten başka yapıladık, bir şey • kalmıyordu. Çünkü Münih anlaşması ile kendisini gösieren siyase-.tin iflâs etmiş olduğu meydanda İdi. Chamberlain şimdi arkasında böyle bir mazi İle çetin bir siyaset takip etmeğe başlayım a. hiç kimse tarafından sulh davacına hiya -net etmiş yahut kâfi derecede ve fnerbutiyet göstermem.ş olmakla ittiham edilemeyeceğine emindir. Bu onun için yeni siyasetini müdafaada büyük bir İstinadgâh teşkil edebilir. Ingiltereııin açtığı yeni devre 'nedir? Berlin ve Rom.* menbalan bunu kendilerine karşı bir hareket telâkki ediyorlar. Berlin etrafının çenberle sarılmasına hiç bir zaman razı olamıyacağını ilân ediyor, italya Akdenizde hapsedile-diyeceğini söylüyor. Her iki taraf da Ingilterenin yeni siyasetini takbihte ve kendilerine karşı bir haşinine his re hareket diye tefsir etmekte müttefiktirler. ihtilâfa doğrudan doğruya alâkadar olmamak ve taraflardan her ikisine karşı da dostane hisler beslemek itibariyle, biz bu vazİ -yet karşısında âzami derecede bi-ub raf a ne düşünebileceğimizi zannediyoruz. İnsaf ile söylemek lâzım gelirse. Almanya ile İtalya-mıı hiç bir tehdide maruz kalmadıkları aşikardır. Alman ve İtalyan topraklarına tecavüz etmek istiyen hiç bir hükümet görmüyoruz. Bugün böyle olduğu gibi, yarın da İngiliz başvekilinin tavsiye ve temenni ettiği tarzda bir anlaşma hasıl olursa böyle birleşecek devletlerin Almanya ve ltalyaya tecavüze kakacaklarına ihtimal verilemez. Büyük Almanya bugün hiçbir tecavüzden korkmıyarak kadar ıkuvvetlidir. Berlin - Roma mih-veri her hangi bir hücuma muvaffakiyetle mukavemet edecek kadar yekpare bir kitledir. Almanya ve ltalyadan toprak almak için açılacak bir tecavüz! darbe ne garbi Avrupa efkârıumumiyesi tahammül eder. ne Avrupanın orta ve cenubi şarki milletleri böyle bir şekavti aklından geçirir. Rirsenaley Almanya ve ttalyada» Ingilterenin yeni siyaseti aleyhinde işitilen infial seslerini hakiki bir meselenin verdiği endişodrıı ziyade bazı tasavvurların fiile çıkamıyacsğı mülâhazasından mütevellit bir memnuniyetsizliğe ııH' ¦¦¦ ¦ . zarureti hasıl oluyor. Filhakika Chambcrlafn'ın hasırlamakta olduğu anlaşma fille çıkarsa Almanyanın etrafında te-eavûzî bir çenber değil. Almanya-dan taşması muhtemel İstila se-aellerine karşı bir set vücuda gelmiş olacaktır. Eğer Almanya-da ve ttalyada Ucavflı ve İstilâ maksatları yoksa bu müdafaa şeddinin yükselmesinden niçin bu kadar sinirlendiklerini makûl va mantıki bir surette izah imkânı bulunamaz. Httssyia CeJıld YALÇIN CSoauı I UkO sarf ada) İtalyan-Alman Erkânı Harbiye Temasları İki Ordunun Tek Kumanda Altında Çalışması Şekli Görüşülüyor ingiliz Başvekili Dün Avam Kamarasında ingiliz - Leh Anlaşması Hakkında malûmat verdi Berlin: 6. (A.A» — Deutsche Al-Igemeinc Zeitung'un Londra muhabiri. Bohem) a ve Moravyanın Almanya tarafından işgal edilmesi ü-zerine İngiliz siyasetinde vukua gelmiş olan tahavvule aid uzun bir makale yazmıştır. Mumaileyh, bu siyasetin bir hata olduğunu yazmakta ve şöyle demektedir: Ingilterenin 90 milyon nüfuslu bir millet ile uzun müddet muhasama halinde kalabilmesine ihtimal vermiyoruz. Avrupanın general Frankonun muzafferiydi dolayısile Bertin. Roma- Madrid müsellesi tarafından tayin edilmiş olan yeni siyasî coğrafyası. Almanyanın berrî Avrupadaki vaziyeti kayıd ve şartsız olarak kabul ve teslim edecek o-lan bir İngiliz- Alman anlaşmasının İngiliz imparatorluğunun emniyeti için lâzım bir şart olduğunu göstermektedir. Lord Halifaksın yeni siyaseti fena ve zararlıdır. Bu siyaset, General Kel tel fenadır. Çünkü B. Chamberlain'ın anlaşma siyaseti terkedilmiş olduğundan bir tek ihtimal vardır: Ingilterenin de diğer devletler gibi hiçbir menfaati olmıyacağı bir hercümerç. Chamberlain Avam kamarasında izahat verdi. Londra: 6. (A.A.) — Avam ka- r KÖROĞLU Büyük Halk Destanı Yazan: MURAD SERTOĞLU Murad Sertoğlu'nun sureti mahsusada gazetemiz İçin hazırladığı bu eser, Türk edebiyatında yeni bir çığır açmaktadır. Arkadaşımız, bumeşhur destanın blrlblrînden farktı birçok nüshaları Üzerinde yaptığı tetkiklerden sonra bunları mezcetmlş ve mükemmel bir tarihi roman vücuda getirmiştir. Bu romanın en bUyUk hususiyeti yazılışında halk dilini tamamlle muhafaza edişi ve Ktiroğlu destanının bütUn Anadolu hal. kının dilinden dUşmlyen en güzel manilerini aynen İhtiva edişidir. Her sınıf halkın lezzet ve merakla okuyacağı bu fevkalâde güzel ve sürükleyici mertlik ve kahramanlık romanı, ayni zamanda hususî surette yaptırdığımız resimlerle de canlandırıl niştir. YARIN BAŞLIYOR Casus Mustafa Sagir Nasıl Yetişti? İslanbula Neden geldi? Kimlerle Temas Etti? BBffl Bulgaristana Niçin Gitti? Yunanlılardan hüviyetini nasıl gizledi? Ankaraya nasıl re niçin gitti? Nasıl Tutuldu Ve NaSll Asildi? Caau» Mustafa Sagir Bir iki Güne Kadar Başlıyacağız maralımda B. Chamberlain, B. Beoh ile yapılmış olan görüşmelerin genia bir sahada cereyan etmif ve Ud hükümetin (bazı umumi prenaipler hakkında Um bir itilâf halinde» bulunduklarını göstermiş olduğunu bayan etmiştir. İki memleketin İngiltere hükümeti tarafından Polonya hUkûmotİ-ne verilmiş olan şimdiki muvakkat ve bir taraflı teminat yerine kaim o-lacak daimi ve mütekabil mahiyette bir İtilâfa iştirak etmeğe Amada olduklarını tebeyyün etmiştir. Böyle devamlı bir ıt II Af m ikmaline uıtızarcn B. Beck, Polonya hükümetinin İngiltere hükümeti tarafından Polonyaya verilmiş olan muvakkat teminatta derpiş edilmif olan ayni şartlar dahilinde kemlisini İngiltere hükümetine yardım etmek mecburiyetinde addetmekte olduğa hakkında ingiltere hükümetine teminat vermiştir. Devamlı İtilâf»am? (Sonu 3 üncü sayfamızda) Cümhurreisinin Gezintileri Ankara: 6 (Hususi) — Cum-hıırreisİmiz İsmet İnönü bu sabah şehrimizde bir gezinti yapmış va Kcçiörene gitmişlerdir. Tahrana Gidecek Heyetimi* Ankara: G (Husus!) — İran Veliahdı ile Mısır Prensesinin Tahranda yapılacak düğünlerinde Turkiyeyi temsil edecek heyot şu zevattan müteşekkil olacaktır: Hariciye Vekili Şükrü Sara -çoğfu, Ordu Müfettişi General Kâzım Orbay. Meclis reis vekili Refet Canıtez, Hariciye umumi katili muavini Nebİl, elçilik baş kâtibi Receb ve hususi kalem müdürü Avdullah Zeki. Heyet Nisanın onunda Musul Kerkük Hanıkın yolu ile harket edecektir. Ayrıca yedi tayyarelik hava filomuz ve askeri kıta da o-gün Tahrana hareket edecektir. Kaymakamlar arasında Ankara: 6 (Hususî) — Acıpa-yan kaymakamlığına Cemil. Yeniceye Kâzım Gürel. Serik kayma • kamlığına Hakkı Uygur, Kara Suya, Dörtyol kaymakamı Adil, Su şehrine Necmi, Arapkire Emin, Karzana Şevket. Ya£7*j*a Çorlu kaymakamı Niyazi. Dadaya Zeki Andrine HUsnU Erkin. Çatara Hadım kaymakamı Nazım tayin edilmişlerdir. Yeni tayinler Ankara: 6 (Hususi) — Tütün işleri müdürü Adana inhisarlar U-mum müdürlüğüne Fahrinin de orman umum müdürlüğüne tayini yüksek tasdikten çıkmıştır. Hariciyede tayinler Ankara: 6 (Hususi) — Melih Esenbel Paris ve Hayreddin Yalın Beyrut baş konsolosluğu kacı-larlıklarına tayin edilmişlerdir. Maliyede tayinler Ankara: 6 (Hususî) — Maliye müfettişi Gıyasoddin mail tetkik âzalığa tayin olunmuştur. İtalyan Harp Gemileri Draç Limanında ingiltere ve Yugoslavya Arnavutluk işgal Edilirse Lakayt Kalacaklar İtalya Kralı Aakeri Te'tiate (Yazısı a üncü sayfamızda) Afyon Heyetimiz Dün Döndü Türk-Yugoslav afyon anlaşması memleketimiz için hayırlı bir inkişaf devresi hazırlatacaktır lûrk - Yugoslav Afyon anlaşması Belgradda İmzalanırken İktisat Vekâleti teşkilâtlandırma mUdürÜ Servet Birkin, sabık toprak mahsûlleri umum müdürü Afyon mebusu Hamza Osman Erkan. ofis İstanbul şubesi müdürü Vahid Demirkandan mürekkep Afyon heyetimiz dün sabah Semplon ekspresile (Sonu 3 Üncü sayfamızda) HER SABAH Dükkânlara Asılacak Vecizeler Vali ve Belediye reoıimiz Lûtfî Kırdar şehrin ve sokaklarının temi/, tutulması için gttM çarpacak yerlere vecizeler astırdı, halkı caddeleri evleri kadar temiz tutmaya davet etti Hakikaten bir cehrin temizliği o şehir sekenesinin medeniyet derecesinin en şaşmaz bir ölçüsüdür.. Ancak kendilerine haber verelim ki bu vecizeler ve ikazların noksan bir tarafı vardır. liîze kalsaydı balıkçı ve manavlar başta yelmek şar-tlle aşçı, berber dükkânlarına da söyle birer levha ostırırdık: (Kuru mevsimde dükkânın önünü Bulaya- cağını diye konserve kutusundan l. ./m. naşrapahırlu etrafa kiril sular n-vıuak Islanbulun ve İstanbulluların sıhhatına suikast hazırlamaktır.), (Sokakları sulamaya kal kısma, o vazife belediyenindir.), (Dükkânın önü yalnız senin değil, bütün hemşehrileriuinıllr.) Dikkat r diyoruz, daha yaz gelmeden imi İptidai toz bastırma fasılları daha şimdiden başladı. Kahve fincanlarının yduındığı bulaşık su yu ile sulanan bir »eh İr olmaktan İstanbul arlık kurtulmalıdır. A_ CemaUddüı SARAÇOÛLU 62 Sayfaı X T I N I 3 A 1 A H 7 NİSAN 1939 Arabyan Hanında Feci Dayak Yeme Sahneleri Zavallı Kadri ilk Sopalardan Sonra Bülbül Kesilivermişti ŞEHİR HABERLERİ Dayak sırası Hoca Bckire gelmişti. İşin şakası yoktu. Herifler söyletinceye kadar hepimizi sıraya çekecek, tabanlarımızı şisirecekler-di. Başçavuş. Kadriye yaptığı gibi, bir çelme savurup Hoca Bekiri de yere kapatmak istemişti. Muvaffak olamamıştı. Attığı çelme Bekiri değil kendini sarsmış, sallamıştı. Yüzü koyun yere kapanmıştı. Zora ne dayanır ki?.. Nihayet Hoca Bekiri de devirmişler, nasibine düşen bir elli kadar sopayı yedirmişlerdi. Fakat, ağzından bir tek söz çıkaramamış, evet dedirememişlerdi. Başçavuş büsbütün kızarmış, gazaplan-mıstı. Tercüman büsbütün sakarlas-mış, çora arlasm ıstı. Daha çok dövecekler ve çok ta söveceklerdi amma talih imdadımıza yetişmişti. Ansızın ortalık kararmış, bardaktan boşanır gibi, gibi değil, bayağı gök delinmiş gibi görülmemi» bir bolluk ile yağmur yağmağa, şimşekler çakmağa başlamıştı. Gürüldeyen gök binayı büe sarsıyordu. Dayak faslı geri kalmıştı. Bizi bir odaya kapatmışlar, baş başa bırakmışlardı. Zaten akşam da olmuştu. Hepimiz, birer köşeye çekilmiş, süt dökmüş kediler gibi sinmiştik düşünüyorduk. Fakat bu işin böyle ayrı ayrı düşüncelerle halli imkânı yoktu. Görüşüp konuşmak, bir karar verip ağız birliği yapmak lâzımdı. Odayı kaplıyari mezar sessizliğini evvelâ ben yırttım. Hemen bir köşede baş başa geldik. Fikirlerimizi ortaya serdik. Kararlarımızı verdik Verdiğimiz karar şu idi: "Biz ileri sürülen suç ne İse üzc rimize alacak, Salih reisin bizi'iıle hiç bir alâkası olmadığını söyliyc-cek ve onun serbest bırakılmasına temin edecektik. O da yakayı sıyırınca dışarda tanıdığı yakın adamlarına baş vuracak. Avukat Leonu, mavnacıların şefaatçisi (Melencİn)i harekete getirecek ve icap ederse biraz dünyalık kurban ederek bizi kurtarmağa çalışacaktı...... Başçavuş Kadriyi neden bilmen», bizden ayırdıkları İçin. tabiî verdiğimiz karan ona bildirememiş, ve haber göndermek imkânını da bulmamıştık. Gece yatsı vakti idi. Onu da bitkin bir halde bulunduğumuz odaya getirmişler, kapıyı da üzerimize kilitlemişlerdi. Biraz sonra. Kadri dert yanıyor, tekrar yediği dayakları, ettiği itirafları anlatıyordu. İş anlaşılmıştı. Düşmanlar teşeb büsümüzü olduğu gibi haber almışlardı. Fakat nasıl ve kimden?.. İşte o cihetler karanlık kalmıştı. Ancak burada tesadüfün iyi bir yardımı olmuştu. Kadri çavuş, verdiği ifadede Salih reisi unuttuğunu, ona daîr bir ¦ey söylemediğini bize temin edtyjı biraz yüreğimizi serinletiyordu. O gceeyi, sabaha kadar uykusuz ve ¦öyliyeceğimiz sözleri birbirimize tekrarlamakla geçirmiştik. Ertesi sabah, kumandanın kargısına ilk olarak beni çıkarmışlardı, tik sorulan isim, adres gibi suallere İcap eden cevaplan verdikten, olduğu iddia edilen sabıkalan ağzımda geveliyerek red ve tevil ettikten son ra, ben de kuçu itiraf etmiş, ve bu teçhizat ile cephaneyi Anadoluya gö türüp satmak, ve bir kaç para kazanmak fikri ile bu işe Hoca Bekir ve Nun 11* müştereken giriştiğimi Salih reisin o sırada yanımda tesadüfen bulunduğunu ve hela motör-eülerin ne götürecekleri aşya ne olduğundan ve ne de ne yolda tedarik olunduğundan malûmatları olmadığını ilâve e t m I 9 ; su _ cun elebaşılığını bütün mesuliyeti Ue üzerime almıştım. Hoca Bakirle Hemşlnli Nuri de aşağı yukarı benim söylediklerimi tekrar Us bana ve- (Dı var) suç ortağı olmuşlardı. DUşmanlan aldatmış, sözümüze inandırmıştık. O akşam geç vakit Salih reisi, ertesi sabah ta Yahu? vc Şükrü kaptanlarla nıotÖrlerın makinist ve tayfaları serbest bırakılmışlardı. Ben, Hoca Bekir, Hem^nli Nuri, Başçavuş Kadri Arabyan haninde tam on yedi gün daha kaimi.? ve daha nice nice ikramlarla ağırlanmış-tık. Hepimizi deniz hırsızlığı Ue suç j landırmışlar Beni de bu çetenin İmci saymışlardı. İsmimin başına tal'i-lan korsan sıfatının perçinleşmesinde bu vakanın gerçekten çok tesiri olmuştu. Salih reis bize karşı verdiği sözü J cidden tutmuş, hepimizi de kurtar-i mıştı. Avukat Müsyü Leon bu işde bütün beceriklüiğini göstermişti. Gerçi sekiz yüz lira almış ve fakat bu parayı hak etmiş ve bize helâl ettirmişti. Salih reisin, bizi kurtarmak için giriştiği teşebbüslerden tabiî bizim haberimiz olmuyordu. Arabyan banının zalimleri, bilhassa bizim, şehirle olan münasebetlerimizi kökten kesmişlerdi. Dışardan ne bir haber, ne de bir mektup almak imkânını bırakmamışlardı. Ziyaretimize gelenlere, bizi soranlara, yüzümzü gös termek değil, yaşadığımızı bile söylemedikten başka üstelik kovuyorlardı. Merak ve endişe içinde geçirdiğ miz gecelerden birinin sabahı idi. Gardiyan Tatavlalı (Todori) alaylı bir tavırla gülerek odam'za girdi ve: — Haydi bakalum, dedi. Hazırlanın gidiyorsunuz. inanmamıştık bu müjdeye, Bizi üzmek, eriyip kıvrandığımızı görmekle zevklenmek için, her sabahki gibi, yine boşbuğazlık ettiğini sanmış ve ne kımıldanmış, ne de sevinç göstermiştik. Todori bu hareketsizliğimize kızmıştı. Elindeki örülmüş kösele kamçısını dıvara şiddetle vu;-muş ve haykırmıştı: — Haydi vire. Sizinle oynıyaza-ğiz. Toplanın bakalum. Pek te şakaya benzemiyen bu ıs rar karşısında biraz ümitlendim ve anlamamış gibi davranarak sordum: — Başka odaya mı, yoksa angaryaya mı gidiyoruz baba (Todori. Kamçısını bu sefer de Hoca Be-kirin yağlı sırtına yapıştırdı ve: — Ne angaryası vire. Sizi milletinize teslim edezeğiz, emir gelmiş. Şüpheli bir mana ifade eden bu cümle ve hele teslim kelimesi kulağımda yırtıcı bir akis yapmış, yüreğimi sızlatmıştı. Dudaklarımın ara sıııdan; — Hangi milletimize?.. Suali dökü lü vermişi i. Zalim herif, bir ok yılanı gibi üzerime atılmağa hazırlanmış, fena fena da solumaya başlamıştı. Bir iki yutkunduktan sonra, attığı zehirli bir kahkaha ile odanın . dıvarlanm çınlatmış ve: — Sizi, demişti. Ölmüş milletinize kavuşturmak için Mustafa paşaya gönderezeyiz. Amma değil Ana-doluda. Harbiye nezaretinde Mustafa paşaya. Hepimizde bet. benia atmıştı. Nefeslerimiz daralmıştı. Gözlerimiz kararmıştı. Gardiyanın gönderileceği-miıl müjdelsdiği yer, Nomrud Mus-tafanın divanı harbi İdi. Bizim gözü sulu Kadri çavuş yine ağlamağa, döğünmeğe başlamıştı. Ve: — Bu zalim herif, diyordu. Beni muhakkak asar. Bakir hoca pek çabuk kendini toplamış ve takacılığa başlamıştı. Her vakltki derya dtlliği, hiç bir vakit kaybetmediği senliği Ue gülüyor, Hastahaneden Kaçan Azılı Hırsız Faaliyette mi İzmir zabıtası İhsan Çetln-clnl arıyor Geçen gün Manisa emrazı akliye ve asabiye bastahaneeinden kaçan sabıkalı ihsan Çetinin, ağlebi ihtimal tekrar İzmire gelmiştir, lzmirdo 11 kadar ve vc mağaza soyduğu i-Çin on sekiz sene ağır hapse mahkûm edilmiş olan İhsan, zabıta nezaretine altında tutulmakta idi. Fakat asabi bir hastalı kyüzünden Manisa j akliye ve asabiye hasta hanesinde tedavi altına alınmış fakat oradan da kaçmıştır, ihsan Çetinçin, evvelki g.^cc Balcılar çarşısında gramo-foncıı B. Mustafa Sannın dükkânına arka taraftaki hava penceresinden girmiş, 155 lira kıymetinde saat ve dürbinle 36 lira para çalmıştır. Mağazada bulunan parmak izleri vc hırsızlığın şekli, vaka kahramn j nının gene ihsan Çetinçin olduğunu göstermektedir. Zabıta, sabıkalıyı yakalamak için lâzım gelen tedbirleri almıştır. BELEDİYEDE : Fabrikayı Soymağa Kalkan Elektrikçi Geceleri çaldığı kumaşları mezarlığa saklıyan genç yakalandı Sapanla kjoz Kor Eden Kız Bakırköy belediye şubesindeki tahkikat diğer şubelere de teşmil olunacak Bakır köyünde belediye muhasebe müdürlüğü tarafından yapüan tahkikat neticesinde çıkarılan süi istimal murakıpların telkikatı neticesinde de tahakkuk etmiştir. Süi İstimalde medhaldar görülen Baku köy belediye tahakkuk bnş memuru Salih ve tahakkuk memuru Osnıana İşten el çektirilmiştir. Yapılan suiistimal hakikat hilâfına resmî beyannameleri tahrif etmek şeklindedir. Suçlular adliyeye verilmiştir. Bakır köy şubesinde tahkikata devam e-dilmektedir. Lüzum görüldüğü takdirde tahkikat diğer belediye şubelerine de teşmil olunacaktır. Belediye bütçeleri İstanbul belediyesi masarifat bütçesi hazırlıktan devam etmektedir. Daimi encümen dün de Şehir tiyatrosu, konservatuar, mezbaha vo düşkünler evi bütçeleri hazırlanmıştır. Bütçeleri hazırlanan daire müdürleri encümen içtiınalannda hazır bulunmuşlardır. Flloryanın ağaçlandırılması Filoryayı şimal rüzgârlarının te-siratından korumak maksadile dikilmesine lüzum görülen ağaçların dikilme işi dört senelik bir plâna bağlanmıştı. Plânın bu seneye tesa-1 düf eden kısmının tatbikına başlanmıştır. Dikilen ağaçlar arasında bilhassa çam ve sedir ağaçlan vardır. Çöp kutuları çoğaltılıyor istanbul belediyesi temizlik İşle-I ri müdürlüğü tarafından yollara konulan çöp kutularını her durak yerine birer tane olarak konulmuşta Bunların mahzurları bilhassa çöp istiabına kâfi gelmemeleri olduğj görülmüş ve çöp kutularının duraR yerlerinde ikiye hattâ üçe iblâğına karar verilmiştir. Bu kararın tatbikatına yakında geçilecektir. iş Bankası Beyoğlu şubesindeki zimmet hâdisesinin muhakemesi İş Bankasının Beyoğlu şubesinden bir mikdar para zimmetine geçirmek suçile Asliye 1 inci cezaya verilen mezkûr şube memurlarından Fuadın muhakemesine dün devam olunmuştur. Muhakeme; lzmitten bir şahidin ifadesinin alınması için talik olunmuştur. Karamürsel Fabrikası Hırsızlarının Muhakemesine Başlandı Karamürsel fabrikasının damın, delerek kumaş çalmaktan ve bunları satın almaktan suçlu olan 5 kişinin muhakemesine dün Asliye 1 inci cezada başlanılmıştır. Muhakeme, şahid celbi için kal- j m ıştır, *- Kumaş hırsızı Yorgi Gazlı çeşmede mensucat santral Umited şirketinden 20 gündenberi hergün birer top ipekli ve paltoluk kumaş çalınmağa başlamıştır. Bunun üzerine, şirket müdürü zabıtayı haberdar etmiş ve tahkikata başlamıştır. Nihayet dün tek bir top ku maş satmak üzere bulunan Yorgi İsmindeki genç 2 ci şube memurları ta rafından çarşıda çevrilmi.ş tahkikat neticesinde bu şirketin elektrikçisi olduğu ve geceleri kimse görmeden çalıdığı toplan mezarlığa saklayıp ertesi günü alıp çarşıda sattığı an lasılmıştır.!. Zabıtaca topların mühim mikdarı meydana çıkarılmıştır. DUn; Ağırcezadakl muhakemesinde, suçsuz olduğunu İddia etti Kasımpaşada küçük bir çocuğun gözünü sapanla kör ettiği iddiasile Ağır ceza mahkemesine verilen Mcb-rûke ismindeki bir kızın muhakemesine dün devam olunmuştur. Dünkü celsede suçlu Mebrûke, bu İşi kendisi yapmadığım söylemiş ve hattâ vaka esnasında orada olmayıp başka bir yerde bulunduğuna dair şahitleri olduğunu da iddia eylemiştir. Muhakeme bundan sonra eb-î Sadberek ve Meliha isimlerindcki şahitleri dinlemiştir. Dava, gelmiyen şahitlerin ccili İçin talik olunmuştur!. İNHİSARLARDA : Beş kurt/ş yllzllnden çıraglle beraber müşterisini dövdüğünden hapse mahkûm oldu Abdurrahman isminde bir adam dün Küçük pazarda kasap Mustafa -dan 2 kilo kuzu eti almış, bunun ü-zerine kasap etin arasına kuzu bası da koymak istemiştir. Abdülmecid, kasaba, 5 kuruş fazla vereceğini fakat baş koymamasını söylemiştir. Fakat, etler tartıldıktan sonra hesap görülürken kasap Mustafa; müy terisinden 10 kuruş istemiş ve: — Sen, kilo başına 5 kuruş fazla vereceğim dedin!.,) diye iddia etmiştir. Abdülmecid ise: — Hayır; ben iki kUo için 5 kuruş vereceğim!, demiş ve bu suretle iş kavgaya dönmüştür. Kavgad-ı kasap M u s t a f a ve çırağı zavallı müşteriyi bir güzel dövmüşlerdir. Nihayet, iş polise ve oradan ta fa ile ç mahkûm lemistir. i meşhud muhakemesi; erişini döven kasap Mus-ragı Hızın bir*;r ay hapse etmiş ve hemen tevkif ey- Çocuklu Dilenci Kanunen çalışmağa sallh olmadığından muhakemede affedildi! Sultan Ahmetde dilenen Fatma isminde bir kadın, polis memurları tarafından yakalanmış ve Sultan-Ahmet birinci sulh ceza mahkemesine verilmiştir. Fatma; muhakemede, 5 çocuk snhibi olduğunu bu sebeple.çalışa-madığını ve dilencUİk yapmağa mecbur kaldığını söylemiştir. Muhakeme; kendisini, kanunen çalışmağa salih görmediğinden affet m iştir. Şehrimizdekî seyyahlar gittiler Alman bandıralı Mil Voke vapu-rile şehrimizo gelen 500 seyyah dün de şehrin şayanı temaşa mahallerini müzeleri ve Kapalı çarşıyı gezmişler ve Akşam saat 19 da şehrimizden ayni mı şiardır. İnhisarlarda memurlara verilen ikramiyeler İnhisarlar İdaresi memur ve müs tahdimine birer maaş nisbetinde ikramiye vermeğe başlamıştır. Bu ikramiyeler seneük ve İki sene zarfından hiç mezuniyetini yapmıyan memurlara bir nisbet dahilinde verilmektedir. Bir hırsız mahkûm oldu Haliç vapurlannda kaptan Rüs-temin paltosunu çalan lstcpan ismin de bir hırsız, dün Sultan Ahmet 1 inci sulh ceza mahkemesi tarafından 1 ay hapse mahkûm olunmuştur. Karışık yağ satan bir yağcının Muhakemesi Balık pazarında tereyağcılık ya-paı. Mihal isminde bir adam karışık yağ sattığından mahkemeye verilmiştir. Dünkü muhakemeden anlaşıldığına göre belediye memurları Mıha-lın dükkânuıdaki tereyağlardan 8 numune almışlardır. Bunlarda a yedisi iyi; bir tanesi bozuk çıkmıştır.. Sultan Ahmet 1 İnci sulh c^za da muhakeme olunan Mihal, (bu sekizinci numunenin it bozuk olmayıp hilesiz bulunduğunu iddia etmiş ve bu numuneyi iyi muayene ve tahlil etmemiş olacaklar.. Çünkü bu yağla, n; ben kendi elimle yapıyorum. Hilesizdir! Onun için numunenin (Tıbbı Adli) de muayene ve tahlilini isterim.) demiştir. Muhakeme; bu talebi kabul etmiş ve numunenin Tıbbı adlide tahlilini kararlaştırmıştır-.. polis n Bir genç kızın jiletle yüzünü kesti! Dün akşam Ramide feci bir vaka olmuştur: Ramide Yeni mahallede 5 numaralı evde oturan Yusuf kızı 17 yaşlarında Sacide; askerlikten mal-rud bir gençle sevişmektedir. Fakat son zamanlarda ikisinin a-rası açılmıştır. Çünkü: Sacide; sevgilisine evlenmelerini teklif etmiştir. Genç delikanlı ise buna razı olmamıştır. Nihayet dün akşam İki sevgili arasında tekrar bu meselenin münakaşası başlamış ve delikanlı cebinden keskin bir jilet çıkararak 17 yaşındaki sevgilisinin yüzünü derin bir surette kesmiştir. Zavallı genç kız, feryadlar arasında Haseki hastahanesinde tedavi altına alınmıştır. Suçlu firar etmiş tir. Keserle Yaraladı Dün Tahtakalede Hezer ilıue Ali isminde iki arkadaş dün kavga etmişler bunlardan Ali, arkadaşını keserle yaralamış ve yakalanmıştır. Maslak yolunda bir otomobil parçalandı Maslak yolundan geçen şoför rifin idaresindeki 1599 numaralı otomobil köpekleri çiğnememek üzere fren yapmış, fakat ağaçlara çarparak parçalanmıştır!.. POLİTİKA Slovak-Macar ihtilâfının son veçhesi Alman yanın yanı başında, Çekoslovak yanın, Macarlarla karşı kargıya kalarak araziye müteallik bazı terklerde bulunması ve bu arada epey karışıklıkların vukuu belki de nazan dikkati celbetmlçtir. Halbuki burada küçük mikyasda de olsa, neticesi bir olan bir siyasi hadise olmuştur, O da, kuvvetle tazyik va-aıtasıle bir memleketin bar. parçalarını elde etmek mes'elesidir, Slovaklar binnisbe Almanlarla yapmış ol-duklan itilâf Ue, onların nüfuzu altına girmekle beraber arazilerinden öyle bu- kayıpda bulunmamışlardı. Halbuki Macarlarla iş böyle olmamıştır. Peşlenin istediği, Slovakya-nın şark hududunda Uli vadisinin garp kısımlarını elde etmek, Polon-yayı Macaristana boğlıyan demiryolu hattının nehir boyunca müdafaasını imkân dahiline getirmekdi. Ma-carlann talep ettiği arazi 1700 kilometre murabbaı mesahasında idi. Bu talepler karşısında Slovak hü kûmeti müdafaaya kalkışmış, silâhlar patlarken bazı hukukî esaslar da serdetmıştir. Slovak müdafaasında esas itibarile, hududu Versay sulh muahedesi konfcrasımn tesbit ettiği 16 martta şarki Slovakya hudud-larına Macaristanın riayeti taayyün etmiş olduğu, ve Macarların talep ettikleri mıntakalann cenub kısmında Slovak unsuruna sakin bulunduğu bildirilmişti. Nihayet son bir istin ad noktası olarak da Alman ve Slovak itilâfı Ue, Alman-yanın, Slovakyanın hududlarını temin ettiği dc üâve edilmişti. Fakat bu hukuki sebepler füiyat sahasında bir akis bulamamış ve vücude gelen bir kompromis Ue Macar- Slovak ihtilâfı fiili olarak kapanmıştır. Bu kompromi neticesin de Slovakya şark hududunun imti-dadınca 30 kUometrelik bir arazı parçasını kaybetmekte ve buna mukabil bir zamanlar tasavvur ettiği bazı tavizatı bile elde edememektedir. Halbuki 23 martta Berimde imzalanan Alman- Slovak paktının hrr rinci maddesi Almanların Slovakyanın tamamiyeti mülkiyesini temiu edeceğini soyuyordu. Ve bu pakt, ve hükümleri yirmi beş sene için muteber idi. Yalnız hâdiseler bu mua-hcdenûı de riayet edümed'ğini göstermektedir. Ve bu da Avrupanıu hali hazır vaziyetinde bir istisna teşkil etmektedir. Bu vakanm Slovakyada yaptığ». tesirler oldukça mühimdir. Alman-yanın vermiş olduğu sözü tutmadığını gören- Slovaklar hoşnutsuzluğa uğramışlar ve Macarlara karşı duydukları hissiyat şiddetini kaybetmemiş bir hal göstermiştir. Ayrıca Slovaklar, zararlarına da olsa. baş-kalarınııı yardımına dayanmanın da ha tatlı sözlere kanmanın devletlerin hayatında nasıl bir netice doğurabileceğini de görmüşdürler. _ Dr. Rçsad SAGAY Adalara su veriliyor Adalara su vermek için Deniz-bank ile belediye arasında bir müd-dettenberi devam etmekte olan müzakereler neticelenmiştir. Bu mevsimden itibaren Denizbank su tankları vasıtflsiyle muayyen bir ücret dahilinde Adalara su tevzi etmeğe bağlıyacaktır. Bahçelerin tanzim! İstanbul belediyesi yaz nıevsir*. nin vürudu münasebetile belediye bahçelerinin tanzimine karar ve' -mistir. Bunun İçin icabeden tahsisat verilmiştir. TAKVİM 7 Nisan 1939 CUMA Hlerl: 17 Sefer 1353 R«îı25 Mart 1355 Kaan: 151 Defa laatli 5,33 Oflle ı 12,16 — fki.dl ı 15,55 Aksamı 18,40— Yatsı. 20,13 isuak ı3,48 01 V« No fefon — 20795 Birjnci jG — No. 333 YENİ SA GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARI Terfcty* F-n«bt •00 Kr. 3...l.«l 1400 Kr. 100 Kr. • .il.fr HM K». 2S0 Kr. I «00 Kr. M Kr. I a*Mı S00 Kr. P».U illlk.tfiB» ffİraaanif bbm. UfertUr !(•¦ t*. 14, T.l 4 Ilr HER YERDE KURUŞ İtalya Arnavutluğu Dün İşgale Başladı Bütün Gün Cereyan Eden Şiddetli Muharebelerden Sonra İtalyanlar Dört Noktadan Arnavutluğa Girdi Arnavutluk Faciası Balkanlar şimdiye kadar kendi memleketlerinde nlsbetle emin ve tehlikeden uzaktılar. Şimdi bahçelerinin kenarına kuvvetlen başka bir hak tanımıyan bir muclz komşu yerleşiyor! Yazan: Hüseyin Cahid YALÇIN Çekoslovakyadan sonra Arnavutluk... doğrusu, iki "partner" biribirine lâyİk bir pervasızlıkla kü-çük milletleri yutuyorlar. Ses çıka-ran olmıdıktan sonra, niçin yutmayacakla! ? Yalnız bu defa Arnavutluk istiklâl ve hayatını değilse de hiç olmazsa şeref ve namusunu kurtaracağa benziyor. Tiran radyosunun neşriyatına bakılırsa Arnavutluk müstevli dûmana karşı elinden geldiği mukavemeti göstermekten geri kalmıyacaktır. Italyanın amavutluğa hususi bir alâkası olduğu malûm idi; Arnavutlukta faik bîr nüfuz ve kudret elde etmişti. Bunu bir dereceye kadar mazur görmemek kabil değildi. Çlinkli Arnavutluk sahili düşman bir elde oluma italya •için bir harp takdirinde büyük bir tehlike melhuz idi. Fakat İtalya böyle 'bir ihtimali bertaraf etmiş bulunuyordu. Arnavutluk cihetinden ona hiç bir zarar gelemezdi. Böyle olduğu halde Arnavutluğu istilâya kalkması hiç bir surette mazur görül em iyecek bir tecavüz ve haksızlıktır. Bu gibi taarruzlarda mu t.id olan nakaratı yine rastlıyoruz. Arnavutlukta çeteler yahut galeyana gelen ahali oradaki İtalyanların hayatını tehlikeye sokmuş ve İtalya hükümeti onun için nümayiş yapmağa ve asker sevketmeğe mecburiyet görmüş. Meselenin ahlâk ve beşeriyet bakımından ar-zettigi fecaat ve ciddiyet karşısında dünyada hiç kimseyi aldatmı yacak b'i çocukça sözlere neden lüzum görülüyor, bir türlü anlıya madım. İnsan kolunun kuvvetine güvenerek bir galibane harekete kalktığı zaman, hiç olmazsa, hare-V hu i u ı.ütün mesuliyetini açıkça kabul etmek mertliğini göstermelidir. Italyanın Amavutluğa adım atmasını biz iki bakımdan esefle karşılan/ Biri Arnavut milletinin İstiklâl e hayat hakkından mahrum bırakılması karşısında pek feci bir insani ve medeni hissin telkin ettiği teessür ve galeyandır. Diğeri Italyanın Arnavutluğa protestosunu az çok yakın umumi bir harbin İlk patlıyan kurşunu addetmemizden tevellüd eden teessüftür. Çünkü şimdiye kadar mevcut Arnavutluk rejimi Italyanın emniyetini her bakımdan garanti altında tuttuğuna rağmen, Duce'nln bununla iktifa etmiyerek Balkan yarım adaıının bir kenarına İtalyan •"¦yağını dikmesi ancak tecavû-«1 bir maksadla tefsir edilebilir. Daimi Berlin - Roma mihverin-don yalnız birinin nadiren büyük *a şaşaalı muvaffakiyetleri İhtimal İd dünyanın hasedini tahrik •tmlş idi. Belki Duca de şerefli nfOtUflki Führerden geri kalma-dığını göstererek alkış toplamak isterdi. Fakat İtalyan faciası yat. ma böyle Mr gösteriş hınûylt itan edilemez. Italyanın Balkanlara adım atmasını iki suretle tefsir edebiliriz. Bu ya müttefiki Almanyanın yo- lunu kesmek arzusundan ileri gelebilir y«hut kendi hesabına Balkanları nüfus ve tesiri veya doğrudan doğruya hâkimiyeti altına almak hülyasının mahmulü olabilir. Günün birinde belki Yugoslav çeteleri, belki rum çeteleri münasebetsiz hareketlere kalkarak italyan tebaamın hayatlarını tehlikeye sokarlarsa sabık Arnavutluk topraklarındaki İtalyan kuvvetleri çarçabuk inıdado koşarlar da Balkanların bir parçasını daha karşısında medeniyetin nimetlerinden istifade ettirirler! Bazı telgraflar Italyanın Arnavutluğu işgaline Yugoslavyanın hiç bir itirazı olmadığını haber verdiler. Buna ne dereceye kadar inanmak lâzım geldiğini bilemeyiz, italya Yugoslavyaya ne gibi teminat verebilir ki onun pek tabiî olan itirazlarını telkine muvaffak olsun? Teminatın değil, mukavele ve muahedelerin bile her an vaziyete göre yırtıldığı bir devrede töze. hattâ yazıya ehemmiyet vermiyerek mantıkin i-cablarını düşünmek çok daha doğru olur. Mantık ise bize Arnavutluktaki bir Italyanın bütün Balkan bedenine saplanmış diken olduğunu söyler. Balkanlar şimdiye kadar kendi memleketlerinde niabeten emin ve tehlikeden uzaktılar. Şimdi bahçelerinin kenarına kuvvetten başka bir hak tanımayan Müciz bir komşu yerleşiyor. Artık Balkanlılar tarlalarını, çoluk çocuklarını, aile ocaklarını muhafaza eden çetelerin selâmet ve huzuruna geceli gündüzdü dikkat etmek mecburiyetinde dirler. î'ger bu dikkatin bir faydası olursa! Böyle bir İhtimal, hem de çok kuvvetli bir İhtimal karşısında Yugoslavyanın nasıl muvafakat göstermiş olacağına hayret ederiz. İngiliz Başvekilinin Arnavutluk - ı ta Ingilterenin hiç bir menfaati olmadığı yolundaki sözlerine de a-kıl erdiremediğimizi itiraf etmek zaruretindeyiz. Ingilterenin "menfaati" demek "göz diktiği yerler., demek midir? İngiltere Arnavutluğu zabtetmek fikrinde değilse Arnavutluk mevzuubahls olduğu zaman adalet, hak, milletlerin muhtariyet ve istiklâli gibi mefhûmlar ortadan kalkarlar! ve ni-j hayet Arnavutluğun zabtı bir cihan! harbine yol açması zaruri olunca; İngiltere buna nasıl alâkasızlık I gösterebilir ki Balkanlarda par-lıyacak alevlerin Britanya adala-1 rina kadar uzamamanı İmkân hari-cindedir? HUmtU Cahid YALCIN 4 Sovyet muhribi DUn limanımızdan geçerek Akdenlze gitti Sovyet donanmasına mensup dort harp muhribi dün sabah Ka-radenizden gelerek Ak don i/e müteveccihen limanımızdan geçmiş -lerdır. ' arnavutluğa saldıran kuvvet: 100,000 Asker, 400 Tayyare ve 170 Harp Gemisinden Mürekkeptir Merkezi Hükümet Tir anadan Elbasana Nakledildi, Lohusa olan Kraliçe Yunanistana iltica Etti. Kral Zogo Mukavemet Eden Ordusunun Başında. Sulh için Bir Teşebbüs —-— r-¦- Arnavut kıtaları italyanları 3 defa Geri püskürttüler İtalyan harp gemilerinin Draça hareket ettiklerine dair evvelki gece alınan telgraflardan sonra. Arnavutlukta başlıyan hareketler hakkında ilk haber, Paristen gelmajtıt. Bunda; italya tarafından Ueri sü rülen taleblorin, Arnavutluk hükümeti tarafından reddolunduğu ve I-talyanın red cevabına, (askeri hareketler) ve (Deniz nümayişi) ile mukabele ettiği bildirilmekte ve telgraf şu cümleler ile nihayet bulmak tadır: (italyanların Arnavutluk sahil lenne asker ihraç ettiklerine dair (Sonu 3 üncü sayfada! Rumen Hariciye Nazırı Bu Sabah îstanbulda B. Gafenko Hariciye Vekilimizle Mühim Bir Mülakat Yapacak Şükrü Saraçoğlu da Istanbula Hareket Etti E. Arnavut Başvekilinin Mussoliniye mesajı Tiran: 7 (A. A. — Arnavutluk Ainntı bildiriyor: Sabık Başvekil Mehdi Fra-yarij Muıtolinİye aşağıdaki mesajı telgrafla göndermiştir: 8enilo Muj'otıni. Biz biliyoruz ki sisin toplarını*, tayareleriniz »e gazla-fSonu 3 uncu tayfada) Arnavutluğ'a bedbaht Kralı Zogo ile Kr .liçe Jeraldin İşgal; Dünyada Nasıl Karşılandı? (Yazısı 3 üncU sayfamızda) KOROĞLU Büyük Halk Destanı Yazan: MURAD SER TOĞLU Bugün Başladık «-5». Casus Mustafa Sagir Yakında Başlıya cağız... An kıra: 7 (A. A.) — Anadolu Ajansının haber aldığına güre. Bomanyanın hariciye nazın B. Gafenc» hariciye vekilimiz Şükrü Saraçog'u İle görüşmek üzere yarın Ist-ınbula gelecektir. BÜKREŞTEN VERİLEN MALÛMAT Bükreş: 7 (A. A.) — Romanya hariciye nazırı B. Gafenco bu HER SABAH nkşam bir Rumen harb gemısiylt Kostencertrn t't.ınbtıla hareket etmiştir. Orada Türk devlet adam lariyle çbrüşecektir. Nazır, bir kaç gün içinde Bdkreşe dönecek ve mü*akiben Berline gidecek -Ur. Nazırın istanbul seyahatinin uzun müddet evvel hazırlandığı ve son hfidiselerle bir münasebeti olmadıg* haber alınmıştır. Avrupada Yeni Bir Harp ispanya dahili harbi sona enli diye aevlnlrkrn Avrupa dtindenbert yeni bir kanlı buluşmaya sahne olmaktadır. Filvaki bir İtalyan- Arnavutluk harbi bugün artık bir emrivakidir. Dun «abahtanberi (Tirana) radyosu lwyr dakika fasıla İle durup dinlenmeden feryad ediyor, topa tutulan, tayyara bombalar! yağmura allında harabe/ara dönen Arnavutluk şehir ve kasabalarını sayıp dükü) onlu. Annu utların yurdlannı müdafaaya karar vrrnıİş olmaları ve istilayı «İlâhla karşılamaları şoşüacak bir şey değildir. Çünkü İstiklaline bağlı ve hürriyetine asık bir mülrt İçin, İstiklal *«ya esaretin mevruıı-halıkı olduğu böyle bir petln İmtihan geçidi 'e, silahı elinde ölmrk mu kadıln bir aklbettir. Arnavutların İse İstiklal ve h»niyetlerine ne de-tliM bağlı olduklarını. ıı/ııu asırlar boraher yasamama ve bbuutt krn-dlmiı Is-,: lXI ve hürriyetin ezen a-eıklan buiunmaklıgımız ItlharUe, herkraden fazla bu Türkler biliriz. Müteveffa Vilson başını kaldırsın da ortaya attığı prensiplerin dunktt müttefikleri tarafından nıuul tatbik tKİUdiginİ gömün, A. Cemaladdia SARAÇOĞLU 07 ... 193. CPSAMKAPA MfHMİDİNi HATIRA vı İTİRAFLARI Ttfrik. No 54 Yazan ı M- SIFIR Biz Ölümü Beklerken Hürriyete Kavuştuk Salih Reis Onar Liralıkları Leon Efendiye Sayıyordu — iyi bildin Kadri çavuş. Seni a-6aı da bİıim yüzümüze bakar . değil mi?.. Yüreğini ferah tut oğlum. Kalırsak ta, asıhrsak ta beraber Pek yazık oldu, Salih reis gibi varlıklı bir arkadaşı kaybettik ahiret yolunda. Güle oynaya hep beraber gidecektik işte. Diyor, Deli deli söyleniyor, Salih reis için bana yakışıklı ve haklı kinayeler savuruyordu. Biraz sonra, kapıya indirilmiş, ber tarafı kapalı geniş bir kamyonete istif edilmiştik. Oturduğumuz yerden ne şoförü, ne de bizi divanı harbe götüreni gö remiyorduk. Kanıyonel hareket e* miş ve artık beslediğimiz bütün ü mitler kopmuş, kırılmıştı. Ben Saliı reisin bizi unuttuğuna bir türlü ina-namıyordum, çırpınıp çarpındığımır. halde bizi kurtaramadığına hükmediyordum. Yalnız ellerimize kelepçe vurulmaması, hele yanımıza bir tanecik otsun polis katılmaması biraz tuhafıma gitmişti. Bir türlü bunun manasını kavnyamıyor, düşmanların bu kadar da gözü kapalı hareket etmelerine ihtimal veremiyordum. Kendi kendime, acaba?., diyordum. Bu tedbirsizliği bizi kaçmağa teşvik için mi gösterdiler. Zihnimde; dolasan şüpheleri, sağ tarafımda o-turan Hoca Bekire fısıldamıştım. O da bunu düşünüyormuş meğer. İki kafadar karan vermiştik. Kararımızı da Nuri ile Kadriye söylemiştik. Birer birer atılıp kaçacak ve nerelerde saklandığımız habe rini, birbirimize bildirmek için Galata kalafat yerinde kahveci Top Ömere haber yol-lıyacaktık. Ben sol tarafımda bulunan kapının mandalına elimi uzatırken, kamyonetimiz biraz yavaşlamış ve ansızın durmuştu. Ben bu duruşu yolun kalabalığına ve atlan ıı zamanının geldiğine hükmetmiştim. Arkadaşlara göz işaretile de hazır bulunmalarını anlatmıştım. Sinirli bir hareketle mandalım büktüğüm kapı birden açılıvermişti. Nerede olduğumuzu ve kiminle karşılaştığımızı tahmin edemezsiniz sevgili dinleyicilerim. İstanbul Balık pazarında, ha mm allar cemiyeti binasının bulunduğu Helvacı sokağının ağımda ve Salih reisin karşısında idik. îki dakika sonra da. Haci Eyüp hanının ikinci katında, cemi-yetin toplantı salonunda bulunuyorduk. Salonun bir kepezinde avukat Müsyü (Leon) oturuyor, haklı bir gurur ve azametle gülüınsiyerek bi-ae bakıyordu. Cemiyetin idare meclisi azasından İstanbul rıhtımı ham-mallar başuı Ahmet, ve Hasır iskelesi hammalları kesedarı RUstem a-«alar da, ayrı ayn boynumuza aan-hyor, bizi öpüp kokluyorlardı. Halimizi hiç sormayın, sevindiğimizi bi-ls anlıyamamış, şaşırıp kalmıştık. Biz böyle afal afal etrafımıza bakı-nırken, Salih reia MUayü Leon un ya-"jna yaşlaşmış koynundan çıkard.ğ, Çlskın bir zarf. marnın üzerine fır-latmıştı. Ve: - Leon efendi. Bu iyibğüû faie m saman unutmıyacağu. Hepimiz* sönmek üzere olan ocaklarımızı kur-t^dın- Ne diyayim, bilmem ki elkh İZl Ah., bu zarfın Cinde de beşyüa var. Onlu- da, bun- o'sun" mmmu k *m 8lbl helâl Diyor, zarftan çıkardığı onar liralıklar, Müsyü L«o0Uil önüne mm- 7* lkr'm »'"nmus, diğer odada bu-^^^»•toförundegönül-i.ri alınmıştı. Onluk kaymeleri cüz- ara,lk gı^^miş Ve bize dönerek memnun ve fakat ciddi bir yüzle; — Çocuklar, kulak verin bana. Bir kaç gün ortalıkta görünmeyin sakın. Arabyan kanındaki polisler, gardiyanlar sizin Mustafa paşa divanı harbine verildiğinizi biliyorlar. İşi bu çekle sokuncaya kudar göbeğim çatlamıştır. Haydi hoşça kalın. Bir daha böyle ters türs işler edip te 3-akanızı yine kaptırmayın. Demiş, ayn ayn ellerimizi sıkmıştı. Bir iş adamı gururile, yalnız cüzdanını değil, göğaünu de şişire şişire odadan çıkmıştı Salih reisin yaptığı bu fedakârlık karşısında söylıyecck söz bulamamıştık. Bu öz yüreklilik karşısında sanki donmuştuk. Fakat yüreklerimizi minnet İle doldurmuştuk. Reis. başçavuş Kadrinin vaziyetini de düşünmüş, onu maddi yardımları ile de sevindirerek bir kaç gün sonra Samsuna göndermişti. Aradan on beş gün geçmişti. Sin diğimiz kovuklar, kurşunlu medrese hücreleri bize yine dar gelmeğe başlamış, içimizde meydana atılmak arzulan uyanmıştı. Fakat tuUcağımıc iş hususunda Hoca Bekirle bir türlü anlaşamıyor, uyuşanuyorduk. Ben. arlık dillenip damgalandığı mu içi.ı Istanbulda barmabileceğimizi şüpheli görüyor, bir hafta, on gün son ra Samsuna gidip Topal Osman müf rezelerinden birine katılmayı ilen sürüyordum. O da: — Hayır, diyordu. Ahdimi yerine getirmeyince şuradan şuraya kımıldamam. Ahdi ne miydi dediniz, sevgili dinleyicilerim? Söyliyeyim. Sığındığımız Fatihin kurşunlu medresesine, eksik olmasın, eş dost sık sık geliyor ve gözlüyorlardı. Bizi birgün Hemşinli Nuriyi ziyarete gelen Hem şinli Mehmet, söz arasında, bizi Sirkecide tutturan adamın Sait Molla olduğunu ve bu havadisi de polis birinci şube taharri memurlanndan Erzincanlı Şakirden duyduğunu soy leyivermişti. Doğru veya yanlış olması ihtünab olan bu habere bizim Hoca Bekir inanmış, hemen ahdest slıp medresenin bahçesindeki dut a-ğacınm altında iki rekât namaz kıldıktan sonra, Sait Mollanın vücudunu ortadan kaldırmağa and içmişti. İşte, anlaşamadığımız nokta bj İdi. O. bir iman şeklinde kalbine yerleştirdiği bu arzuyu el birliğile yapmak ve milleti bu şerir Mollanın şer ve fesadından kurtardıktan sonra Anadoluya kaçmak istiyor, çok da ısrar ediyordu. Bize nazaran çok genç olan, böyle kanlı sergüzeştlere atılmak için çırpman Hemşinli Nuri de Hoca Bekire uymuş, ondan yana olmuştu. O da: — Ne Olacak ki, diyordu. Gösterin bana bu molla dediğiniz adamı ve karışmayın işin ötesine. Ben, kon dimizin de, milletin de intikamını a-Iıvereyim ondan. Gideriz bu işden sonra istediğiniz yerlere. (Davamı var) TAKVİM 8 Nisan 1939 Cnmart.ıi Hicri: lg Sefer lîSe Karalı 26 Mart 13SS Kaaım: 152 Kırlangıç fırtınası Dağa saatli S,31 öğle . 12,1* — İkindi ı 15,56 Ahşamı İMİ — Y.tsı ı 20,15 l..«k : 3.4S Belediye; otobüs işi için 1 milyon Lira Harcayacak Bu mUnasabeJle yarım milyon liralık bir selâ-hlyet daha almak lâzım İstanbul belediyesi otobüs işletme İmtiyazını bizzat kullanmak kararını verdikten sonra komisyon memur ettiğini yazmıştık. Belediye reisi muavini Lûtfl Ak soyun n-yaseti altındaki bu komisyon otobüs İşine gayet ince bir tedkike tabi tutmuş ve bu husustaki hazırladuğ raporun tanzimi birkaç güne kadar tamamlanacak ve rapor riyasete tevdi olunacaktır. Haber aldığımıza göre İstanbul belediyesi otobüs işi için bir milyon lira sarfedecektir. Fakat paranın sarfı için evvelâ Şehir meclisinden salâhiyet almak lâzım gelmektedir. Esasen nıeclisde evvelce alınmış 500,000 liralık bir salâhiyet olduğundan şimdi daha 500,000 liralık bir salâhiyet almak lâzımgel inektedir. Komisyon raporunu hazırlarken İstanbul Belediyesine otobüs satmak için müracaat eden ve mikdarı otuzu tecavüz eden firmaların tekliflerini de uzun bir tedkikten geçirmiştir. İstanbul için tesbit edilen otobüs tobüsü derhal almak İçin lâzımgelen mikdarı 200 dır. Belediye bu 200 o-tobüsü derhal almak için lâzımgelen paraya sahip olmadığından otobüsleri yavaş yavaş çoğaltacaktır. İlk alınacak otobüs mikdan 30 dır. Otobüsleri idare edecek şoför İhtiyacını önlemek için tatbikata başlar başlamaz, derhal bir şoför kursu ihdas olunacaktır. Hazırlanan projede lüzumlu olan tamir atölyeleri ve garajlann mikdarı da tesbit olunmuştur. İstanbul belediyesinin salâhiyettar bir rüknü otobüs meselesinin 1939 senesi içinde muhakkak hallolacağını temin etmiştir! Antrepolardaki Hırsızlık Tahkikatı Bitti Hâdisede bazı gilmrllk memurlarının da rolU var mı? Denizbankın bir iki numaralı bir leşik ambarlarında yapılan hırsızlık etrafındaki tahkikat neticelenmiştir. Dilber zade müeaaeseeinin İngil-teredeki bir fabrikadan hususi su rette getirterek monopolü kendiaine ait bulunan piramit mendillerinin bir takım eşhas elinde düzinesinin esas fiatinden bir iki Ura düşük bir fiatle satıldığından meydana çıkan hâdisede gümrük ve muhafaza, Emniyet ve Denizbank üç cepheden tahkikata devam etmekte idi. Emniyet teşkilâtı depodan çalınan malların sariklerini yakalıyarak satılan yerleri de tamamen meydana çıkarmıştır. Diğer taraftan devam eden tah-kikat neticesinde bu İşte bazı gümrük memurlarının da parmağı olduğu anlaşılmış bulunduğundan buradaki tahkikat derinleştirilmektedir. Mcs'uUer hakkında kanunî takibat yapılacaktır. MAARİFTE : Okuyucularımız Misafir talebeler gittiler Birkaç gündenbori şehrimizde bulunan Yugoslavyamn mimari mektebi talebesinden bir grup dün saat onda Galata nhtımından hareket eden vapurla memleketlerine avdet etmişlerdir. Misafir talebe dün gitmeden evvel SUleymanlyedeki Mimar Sinan türbesini ve Üniversiteyi ziyaret etmişlerdir. Kimya talebelerinin ziyareti Kimya Fakültesi talebelerinden bir grup dün (Topkapı sarayı) nı ziyaret etmişlerdir. Diyor kl ı Biganın umum! Halâ derdi •'Çok kalabalık kaza merkezi cilan Bİgada bfr adet umumi halâ vardır. Bu halâ eski tarzda yapılmış ve içinde teşkilâtlı su dahi bulunduğu halde muslukların bozuk ve bakımsızlığı yüzünden çok vakit ausuz kalır. Kapüarı kınlınış, duvarları pislikten görülmez bir hale gelmiştir ve kaim örümcek yığınları halâda insanın basma düşmektedir. Sokak lâmbalarına bağlı bulunan halânın elektrik lâmbası da akşam ezanından bir saat sonra yanmakta olduğundan karanlıkta kaldığı aksamın ilk saatleri esnasında halâya giren köylü ve kasabalı halk karanlıkta kibrit yakmak mecburiyetindedirler. Ayni zamanda bir kilometre uzunluğunda olup çok-kalabalık bulunan ve bilhassa (80) bin nüfusu bulnan köylülerimiz de pazar günü kasabaya geldiklerinde bu ufak olan umumi halâ ihtiyaca gayri kâfi gelmektedir. Meselâ ben köyümden geldiğimde umumi balâda pislikten, susuzluktan, ihtiyaca gayri kâfi geldiği için nöbet beklemekten çekindiğim ve bıktığım için hanlara gidiyorum ve köyümüzdeki halâ Biganın halâsından daha te mizdir. Vaziyet böyle olduğu halde maalesef sayın belediyeciler ve saygı değer belediye tabibi bu ve buna benzer kasabanın bir çok sıhhi dertlerini göremiyorlar. Nazarı dik katlerinin celbini dilerim. Biga, Demetoka nahiyesi halkından H. Ferah Yeni Sahalı — Bigalı okuyucumuzun yukarki şikâyeti çok sayanı dikkattir. Kalabalık bir kasaba ve civar köyler halkını tek ve hem de pis bîr halâya gitmeğe mecbur etmek, ne temizlik, ne sıhhat ve ne de belediyecilikle kabili teliftir. A-LU '.hırların ehemmiyetle nazarı dikkatini celbederiz. Belediye Makine Şubesi Müdürü Muhakeme edilmek Üzere i ncl Cezaya verildi Belediye makine şubesi müdürü B. Nusret hakkında yapılmakta olan tahkikaün bittiğini yazmıştık. Bu husustaki dosya müddeiumumilik tarafından mahkemeye verilmiştir. B. Nusretin muhakemesine Asliye birinci ceza mahkemesinde bakılacaktır. Mumaileyh, belediyeye aid benzinleri hususi surette istimalden maznundur!.. Şehir meclisi Dünkü Içtimada neler görüşüldü İstanbul Şehir Meclisi dün Öğleden sonra toplanarak ruznamedeki işleri görüşmüştür. Ruznamede mevcut İstanbul belediyesi Sular İdaresi 1938 senesi muafiyet raporu ve bilançosu led-kik vs hesap encümenine ve hamamlara verilecek terkos suyunun tenzilâtlı fiatı hakkındaki teklif bütçe encümenine havale olunmuştur. Dahiliye Vekâleti tarafından değiştirilmesi talep olunan İstanbul-daki dörl çiftliğin isimleri hakkındaki teklif kabul olunmuştur. Yeni-kabul olunan şekle göre eakiKotra-manya, Papas köy, Pandepinçya ve Kapanarya çiftlikleri sıra ile Rea-ne, Güneşli, Uğurlu ve Kutlular i-simlerini almışlurdır. Bundan sonra j Şehir meclisi önümüzdeki salı güull Bir Hırsız Dayaktan mı Öldürülmüş? Ağırcezada şayanıdlkkat bir muhakemeye başlandı Ağır ceza mahkemesi, dun SlUv-ride cereyan etmiş şayanı dikkat Ur hâdisenin muhakemesine başlamıştır: İddiaya göre Silivride karakol kumandanı Mustafa çavuş ile bekçi İbrahim ve bekçi Yusuf, Ramazan isminde bîr adamı döverek öldürmüşlerdir. Bunlar; ayrıca. Ramazanın kardeşi Saidi de fena halde dövmüşlerdir!. Dünkü muhakemede maznunlar, vakayı şu şekilde anlatmışlardır: (— Yakup isminde birinin çadı-nndan bir gün bir tabanca çalındığı karakola şikâyet olundu!. Bir kaç kişi Ramazanla Saidin. mevzuubahis çadır civanndan geçtiklerini gördüklerini söylediler. Keı dilerini yakaladık. Karakola getirdik. Cürümlerini itiraf ettiler. Ve tabancayı, Vitali isminde birine sat-tıklannı söylediler!. Mahkeme baş kâtibi Pertev kefil oldu. Vitaliyi bıraktık. Ramazan o gece karakolda kaldı. Ertesi aabah kendiliğinden karakoldan kaçmış!.. Yoksa katiyen dövmedik-...) Bundan sonra dinlenen şahitler den bir tanesi şu şayanı dikkat İfadede bulunmuştur: (— Karakolun nezarethanesinde Ramazanla kardeşi Saidi gördük. Ramazanın yüzü şişmişti!. Hasta id. Kardeşine: (— Ben bu gece burada kalırsam beni öldürürler!..) diyordu. Mahkeme: diğer bazı şahitlerin celbi için talik olunmuştur!.-- Belediyede Teftişler İktisat müdürlüğü dosyaları tetkik o jnuyor Mülkiye müfettişleri, belediyede ki tcdkikle.İno devam etmektedirler. Müfettişler şimdiden mesailerini İstanbul belediyesi İktisat müdürlüğü dosyaları üzerinde teksif etmiş lerdir. Müfettişler bühassa ekmek meseleleri Üzerinde meşgul olmaktadırlar-.. BELEDİYEDE : toplanmak üzere dağılmıştır. Masraf bütçesi tamamlandı istanbul belediyesi daimi encümeni 1039 senesi masarif bütçesi üzerindeki tedkikatını tamamlamıştır. Bütçe salı günü Şehir Meclisine se v kol unaca ktır. Belediye; Yeşilaya yardım edemiyor! Yeşil ay Kurumu İstanbul belediyesine müracaat ederek yardım istemiştir. İstanbul belediyesi yardım faslında mevcut tahsisat bittiğinden bu müracıat isaf olunamıyacağını bildirilmiştir. Yeni çöp kutuları sağlam değil! İstanbul belediyesi tarafından tramvay durak yerlerine konulan 60 çöp kutusunun yeri iyi tesbit e-dilememsi yüzünden sallandıkları görülmüştür. Kutular sökülerek tekrar yerleştirilecektir. Ayni zamanda daha 30 tane çöp kutusu hazır-lanmu; ve yerlerine konulmağa başlanmıştır. MÜTEFERRİK l İran Veliahdına düğün hediyesi İran veliahdı ile Mısır kralı Farııkun hemşiresi Prenses Nuriye-nin düğünleri münasebeti le Reisicumhur İsmot inönü kendilerine düğün hediyesi olarak gayet kıymettar altın bir tuvalet takımı takdim edecektir. Bu hediyeyi Tahrana gi-decok olan heyetimiz beraberinde götürecektir. POLİTİK Itaıyanın Adfryatikfoki siyaseti ve Arnavutluk üzerindeki emelleri HARİCİ siyasette Almanya, mn, değişmez arkadaşı olduğunu kati lisanla söyliyen İtalyanın bir fki gündenberi Adİrya-tİğin şark sahilinde bulunan Arnavutluğa asker hraç ederek askeri bir vasiyet elde etmek istediği ileri sürülmektedir. Faşizmin iktidar mevkiine gelmeslndenberi Romanın, umumî mânada olarak, şimale doğru derin surette giren ve şimal İtalyanın şark ve cenubu şarki Avrupasiylf, îltiaakını temin eden deniz parçasında yani Adir-yatikte faal bir siyaset takip ettiği malûmdur. Bunal, hali hazır, da, İtalyanın siyasî tevessü kuvvetlerinin en ziyade temerküz ettiği bir mıntakadır. Ve bu arada İtalyanların nazarları gayri ihtiyari karşı sahildeki Dalmaçya sahillerine ve bir taraftan da Arnavutluk üzerine çevrilmektedir. Zaten İtalya tâ umumi harpten evvel, Balkanlarda, tâ Tuna havzasına kadar uzayacak ve himayesi altında bulunacak bir Sırp devleti tesis ettirerek büyük bir iktisadi blok ortaya çıkarmak emelinde İ-dî. Bugün de bunu daha değişik şekillerde tahakkuk ettirmek için Adiryatiğin karşı sahillerindeki devletler nezdinde sıkı bir faal siyaset takip etmek kendisini gösteren bir hakikattir. Şimdiki halde Roma, Adiryati-ği çok kolaylıkla kapatabilir. Filhakika 73 kilometre genişliğinde olan bu deniz kolun, sahillerde hâkim bir devlet tarafından kapatılmadı zor bir iş değildir. Bunu temin zımnında, İtalya Adiryatiğin garb sahiline malik olduğu gibi Arnavutluğun Önündeki Saseno adasiyle de şark sahilinde kuvvetli bir istinad noktasını elinde tutmaktadır. Bu .ebebten İtalya, faik do-nanmasiyie Otrant boğazını her /aman Yugoslavlara karşı kapa • mak mevkiindedir. Hele Arnavutluğa filen çıkıp da Balkan yarım adabında Yunanistan ve Yugoslavya ile komşu olunca Roma - Berlin mihveri esaslı bir kazanç elde etmiş oluyor. Bu suretle Yugoslavya, şimalden, Alman nüfuzuna giren Macaristan, Avusturyaya sahıb olan Almanya, ve şimali garbiye de doğrudan Fiyoma ve Tris-te tarafındaki hududlarla ve şimdi de Arnavutluğa duhul halinde İtalya ile çevrilerek mahsur bir vaziyette kalacaktır ve kalmıştır da. ¦ İtalya, böyle birçenber altına alınarak siyasi bir takibe maruz katmağa asla müsamaha etmiye* ceğini söylerken Berlin - Roma mihveri, Yugoslavyayı bu şekle sokmak için uğraşmaktadır. Bu siyaset için de Arnavutluk İtalya için dayanması lâzım gelen bir noktadır. Bu suretle Tuna havzası ve Balkanlardaki İtalyan siyaseti, Yugosluvyaya müteveccih siyaset ile birleşiyor. Son hâdiselerle şi* mal ve şimali garbi ve deniz yolu da kapanan Yugoslavyamn etra* fıııdaki çeııber, Arnavutluğun da fîlen İtalyanların eline geçmesi halinde, bamamiyle mahsur bir hal alacaktır. Roma. Arnavutlukta şimdiyi kadar tesir siyaseti İle idare yolu* nu tutmuştur. Arnavutluk bugün ezcümle, askerî bir nokta ve bir de iktisadi surette istismar edilecek bir toprak parçası mahiyetini ha* itdîr. İtalya, 22 teşrinisani 1027 t. kinci Tirana muahedesi İte, Arnavutluğun ordusuna, petrol kuyularına, velhasıl iktisadi hayata hâkim olmuştu. Fakat ne de olsa bu gizli nüfus her hangi bir İhtilâf vukuunda ortadan kalkabilir. Bu sebebten İta h/a şimdide» oralarda faal bir alyasst takip «t-meğs ve Adiryatiğin diğer sahili* na ayak bozmağa temayül ediyor. Dr. Reşad SAGAY Çocuk insanların çlçeğnlr. Sevinia, okşayınıı fakat öp* meyinle. Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi RtAftE YEEİ -t * «mLi WtW»o»m.ni^. No M T«|aVı Y-Dv#Hh gasetMİ 1 '3 **A N 8 U L Telefon — 20796 Birinci yıl — No. 334 YENİ SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARI TfirUr* En«M HER YERDE tOO Kr. 5...I.JI 1400 K». 800 Kr. • -tI.|' 1200 Kr. 200 Kr. S *plıjı «00 Kr. 00 Kr. 1 r1İı 300 Kr. P«*la ,.ı,«..ı.^. ,..-n*-n ı Uk.lUr Ifftl 2«, 14. ' ' m * BM 3 KURUŞ italyanlar; Arnavutluk Hükümet Merkezi ile S Şehri Aldılar. Zogo Yunanistana Sığındı Vatanları İçin Kahramanca Çarpışan Arnavutlar, Arkada Bıraktıkları Her şey i Tahrip Ederek Çekiliyor Balkanlar Tehlikede • • • Yasan: HU~tİ. CftMd YALÇIN Butun dünya bilhassa Balkanlılar Arnavutlukta cereyan eden dramı biiyuk bir alâka Ue takip ediyor, italyanlar ileri hareketlerine askeri bir tenezzüh seklinde devam ediyorlar. Dün Arnavutluğun hükümet tarafından tcrkedi-len payitahtını işgal ettiler. Biraz aonra Tirana radyosundan akseden davul zurna seslerinin Faşist medeniyetine kasideler okuduklarını Faşist hürriyetine kavuşan vatan haini bazı Arnavutların yahut para İle satın alınmış bir takım sefillerin nes'e ve saadet avazelerl çıkararak bütün dünya ufuklarını çınlattıklarını duyduk. Ve bunları işittikten sonra artık inandık ki italya Arnavutluğa bir gâsıp ve mes'u! sıfatlyle girmiyor, hiç bir hakkı çiğnemiyor; bilakis bir ha-l.ı kAr feragati, bir medeniyet naşiri hulûsu İla geliyor. Çünkü teşrifinden dolayı Tirana ahalisi ve Arnavut kavmi işte şenlik yapıyor!. Fakat bu ne garip bir medeniyet ve adalettir kî etraftaki kavim, lerde derin bir endişe ve infial u-yandınyor ve herkesi istikbal düşüncesiyle bir çare aramağa sev-kedıyor. ÇünkU Balkanlar üzerine bir aleş ve kan selinin İlk şerbetleri dökülmüş olduğunu herkes İdrak etmektedir. 1914 de. Sern-Jevoda Avusturya Arşidükünün katli nıt.ıl dünyayı dört fe- laketlerin en müthişi içine atacak bir garip kasırganın ilk işaretini teşkil etmişse Arnavutluk istiklâlinin uğradığı suikastta yine ilk alevini Balkanlarda püskürerek bütün dünyayı sarsacak ve belki şu köhne ve müral medeniyeti kökünden tamamen yıkacak bîr yanardağın zaruri ve iç t İh abı imkânsız fndffaının bir müjdecisidir. Bugün Arnavutluğa çıkan İtalyan kuvvetleri yarın Rai-İranlıları birer köle hıline sokmak emelini takip edecek istilâ ordularının pişdar kuvvetlerinden başla bir »ey değildirler. Arnavutluğun İstilâsı ancak bir maksattan ibarettir. Milletlerarası siyasetin, de bugünkü basiretsiz, hodkam ve dar görüş devam ettikçe dramın müteakip perdelerinin az çok süratle İnkişaf etmemesi İçin hiç bir sebeb yoktur. Müşterek emniyet yahut kuvvetler muvazencai sisteminin şimdiye kadar şöyle boy. le tevkif edebilmiş olduğu hırs ve İstilâ dalgası, bütün sedlerin yıkılmış olmasından İstifade ederek, •n az mukavemet hatları üzerinde yayılıp gidiyor. Balkanları esaret altına almanın kolay bir İş olmıyacağme eminiz. Balkan devletleri nüfus ve •aha İtibariyle küçüktürler. Fakat onlarda tüyük bir şey de vardır ki b da vatan ve hürriyet aşkıdır. Baltan devletleri milliyet ve İstiklâl ideali uğrunda harp etmesini öfken/nişlerdir. Ve fcabederse askeri sahadaki kahramanlıklarını HUaeria Cahıd YALÇIN (Boau S Üncü sayfamızda) TİRANADA BUTUN BİR italyan alayı imha OLUNDU İtalya; Kral Zogoyu İdama Etti İtalyanlar " Tirana,, Ve Diğer Bazı Yerleri Tayyarelerden Paraşütlerle Binlerce Aske indirerek Aldılar! Romaya Göre italyan Zayiatı 50 Ölü Ve 108 Yaralıdan İbaret /.• Son Haberlere Nazaran Muhtelif Cephelerde Kanlı Muharebeler Devam Ediyor Herhangi bir mmmımmmmmmmmmmmBMmmmmmMmmm müdahale halinde : I ; , .. . , Almanya, TTaiya! İtalya; Korfoya da ya Yardım ede- TaaiTUZ IÎÎU ceğini Bildirdi Roma: 8 (A. A.) — Stefani Ajansı bildiriyor: Dün Draç'ta yapılan ihraç hareketi esnasında İtalyanlardan 11 kişi olmuş. 43 kişi yaralanmıştır. Aya - Sarandide İtalyanlardan bir kişi ölmüş, 10 kişi yaralanmıştır. Edecek? Korfo: 8. (A'A") — Burada yakut günlerde biıdenbire bir italyan hareketi vukua gelmesinden endişe edilmektedir. Yuıunistanıa M rlçMİnin zi yarvtl Paris: 8. (AA.) — Hariciye na- Tayyarelerle nakledilen italyan zırı Ronnet. bu sabah Yunanistanın İtalyan zırhlılarının akdenizde bir harp manevrası kumbaracı alayı halihazırda Tiranda karaya inmektedir. italyan kuvvetleri bu sabah aaat 11.45 de Tiranın radyo istasyonunu işgal etmişlerdir. Tiranda soygun! Roma: 8 (A. A.) — Stefani Ajansının Tirandan bildirildiğine göre, dun öğleden sonra vazıyet vahimleşmiş, Tiran zimamdarları payitahtta kalamıyacaklarını an -lamış ve meçhul bir istikamete pek! etm*kt#d:r. (Sonu 3 Üncü sayfamızda) SCSSS Paris elçisini ve Polonya sefirini kabul etmiştir. Öğrenildiğine göre birkaç hafta sonra Beck. Parise gelecektir. İtalya ve komşuları Milano: 8. (A.A.) — Regimc fa-cista yazıyor: Arnavutlumun hiçbir devle- te ve komşu devle'lere karşı değildir, italya bu komşu devletlerde samîmi münasebet l: m idamesini arzu İşgal Karşısında Dünya Gazeteleri Londra; Amerika; Paris ve Dünya Matbuatı Hâdiseyi Takbih Ediyor Londra: 8. (A.A.) — (Müdafaa-1 Kalyanın Arnavutluktaki harçsız küçük bir memleketi- karşı bariz keti hakkında malûmat veren Daı-yeni bir taarruz.) (Sonu 3 İWeıi ^»a.) Casus Mustafa Sagir Nasıl Yetişti ? İstanöula neden geldi? kimlerle Temas Etli? Bulgaristada Niçin Gitti? Yunanlılardan hüviyetini nasıl gizledi ? Ankaraya nasıl ve nlçm gitti? Nasıl Tutuldu Ve Nasıl Asıldı ? u** mw. s.gir Pek Yakında Neşre Başlıyacağız Şehrimizdeki Arnavutlar gönüllü Yazılmak istediler! Şehrimizdeki birçok Arnavutların Arnavut konsolosluğuna müracaat ederek müstevli İle karşılanmak üzere Arnavutluğa gönüllü gitmek istediklerini bildirini-I erdir. Bu şekilde müracaat edenlerin sayısı beş yüzü geçmektedir. Resmî bir iş'ar olmadığı için konsolosluk bu müracaatlara bir cevap vermemiştir. ¦•¦¦¦¦¦••¦¦¦¦ı Mimar Sinan İhtifali Bugün büyük Türk mimarı Koca (Sinan) ın Ölümünün 361 İnci yıl dönümüdür. Bu münasebetle, her «-ne olduğu gibi bugün de muhtelif şehlrleri-mlsıllıH halkevlerinde ihtifaller u-pdacaktır. Şehrimizdeki İhtifale saat 16 da SUleymanİyede başlanacak tır. Okuyucularımız, bu büyük Türk rmm arının hayat ve eserlerine aid muhtelif mimarların ve salâhiyettar kalemlerin yazılarını bugün 4 UncU sahifemizde tertip ettiğimiz (Sınan ;t.ılı.(¦ n nde bulacaklardır. Romanya Hariciye Nazırı Dün Geldi B. Gafenko Hariciye Vekilimizle 4 Saat Süren Bir Mülakat Yaptı Görüşmeye Bugün de devam edilerek nazır akşama dönecek B. Gafenko dua hariciye vekilimizle görüşürken den usun bir görüşme yapmışla , Hariciye Vekilimi/ 0Ukrti Saraçoğlu Ankara ekspn-ln« bağlanan husuaf vagonla dün tabak sebrimiso muvsaeJat etmiştir. Vekil tstasyos-(Son» İ üncü i Dost Romen hariciye nazırı M. Gafenco ile Hariciye Vekilimls Şükrü Saraçoğlu dun şehrimizde blrbl-rine mülaki olarak her İki memleketi alakadar eden harici meseleler üzerinde dört saatten fazla devam o- TENİSAIAM 9 NİSAN 1939 CPSAM HA FA Mt M MI DİN HATIRA «¦ İTİRAFLARI Tefrik* No 55 Yazan ı M- SIFIR ''Rıhtım Bekçilerile Anlâşabilecekmisin „ Kasavet Çekme Mehmet. Hepsi de Elde Edilmiştir Onların Son günlerde bu görüşmelere artık ben de alışmış ve yavaş yavaş onlara yanaşıp karışmıştım. Medreseye sokulup sığındığımızın tam yirmi birinci günü akçamı idi. Hava yağmurlu, biraz da soğuktu. Ziyaretimize gelejı hemşerilerin gelirdikleri şeker vo saire İle bizim hoca Bekir un helvası basıyordu. Biz de eski günlerin hatıralarını d*rilterek görüşüp, gülüşüyorduk. Ansızın hÖC-remizin kapısı vuruldu. Ardından da bizim Salih reisin gür ve kalın sesi duyuldu: — Hoca Kara Mehmet efendi burada mı?.. Birıbirimizle bîr hayli şaka-laştıktan. şuradan buradan konuştuktan sonra reis beni bir köşeye çekti ve yavaşça: — Kardeş, dedi. Çubukluda, börekçi İbrahim beyin köşklerinde karargah kuran Yunan taburu için Vunanistandan. yüz kadar orta boyda sandık geldi. Ağırlıklarına bakılır ise bunlar ya cephane ya bomba olacak. Dört beş gün sonra bunları Çubukluya gö-türcccklcrmiş.. Vapurdan rıhtıma bizini ufaklar çıkardı. Şimdi, rıhtımın Tophane başındaki sığır antrepolarında duruyor. Başında da bir uıutik nöbetçi var. Kaldıra-mazmıyız şu sandıkları acaba?.. O sözüne devam ederken ben de tarif ettiği yeri gözümün önünden geçirmiştim. Gerçi tenhalığına tenha İdi amma çok ta goz unu idi. öyle pek serbest çalışıl ?• Ak bir ye-değıldi. Sordum: — Tophane rıhtımında geceleri eskisi gibi çok nöbetçi var mı? — Kaldırdılar. Nöbetçi yerine bir hücum botu bekletiyorlar. — öyleyse .dediğin iş çok güç olur. Salih reis gevrek gevrek güldü va : — Gözünde büyültme be kardeş, dedi. Bottaki askerler de, polisler de ber gece zevklerinde. Dün akşam daha yataı vaktinde bizim Kadir oğlu Mehmet bir aandaJ ile yanaştı, üzerlerine de koca bir kangal halatlarını alıp getirdi. Ruhlun bile duymadı. — Motor buldun mı reis*,. — Buldum. Uzun Mustafa ile lâz On;anın motörleri elde. — Ne diyorlar, konuştun mu ken dileri İle?.. — Ne diyecekler be Kara Mehmet, laden kaçurlar mı hiç o erler. Siz yüklemeniz götürürüz biz diyor lar. — Rıhtım bekçileri ile anlaşabilecek mı .ii reis?.. — Kasavet çekme Mehmet. Hep-ai de elde onların. Muhafaza müfettişi Abidin beyle de görüştüm. O d ı denizden gözleyip koruyacak biat Vaziyet oldukça müsaitti. Düşünmeğe, zihnen işin enini boyunu ölçmeğe koyulmuştum. Ve bu şartlar dahilinde olabUeccğine de kani olmuştum hani. Tam. peki diyeceğim sırada Salih reis ağır ehle omu suma dokundu. Hayret fışkıran gözlerini gözlenme dikti ve: - Kara Mehmet be. dedi. Seni biç te böyle görmemiştim şimdiye-dek. Ne oldu sana. Medresede otura otura cesaretin de vücudun gibi gev femûj, köhneleşmlş galiba?.. Güldüm ve: — Ağa. dedim. Sen de bizim gibi fiye idin başçavuş (Bfaks) ile gardiyan Todorinin sopaaını, benim gibi gocunur, İnce eler sık dokurdun. Daha geçmedi sırtımızın, tabanlanmı-nn çürükleri. Gülüştük ve tabii anlaştık. tşi Hoca Bekirle Hemılnli Nuriye de »Çtık. Ataklık, gözü pekUIik bakı- 99 mından birbirine eş yaratılan bu iki babacan, teklifi bir hizmet müjdesi saymakta bir an bile tereddüt göstermemişler, Sait Molla isinden vazgeçmişlerdi. Günlerdenbcri tenbvl ten be! oturmaktan sıkılan Hemşinlİ Nurinin o dakkada yüzü gülmüş. Hoca Bekim, de rahattan katmerle şen boynu bükülmüştü. Bu münasebetle basılan hHvıı gerçekten canü ve sevinçli bir sohhote vesile olmuştu. Salih reisi de alıkoymuştuk o gece medresede. Gece yarısından sonraya kadar görülmüş, gülüşmüş ve hatta söz aramızda, Remsini i Nuriye aldırdığımız küçük bir şişeyi d-helva arasında göçOrerek bir iyice şenlenmiştik te. Biz. iş yerini bir kere gözden geçirmek, motörcülerle bir daha görüşmek ve ona göre eon kararları vermek üzere sabahleyin medreseden çıkarken, köcreys gömlllüp Bindiğimiz gündenberi. karın ağrısına tutulmuş, tüyleri dökülmüş bir ispinoz gibi daima düşUnen Hora Bekir, şenlenmiş ve keyıflenuüşti. Kah knhalan höerenin taş dıvarlarını çın latıyor. arkamızdan haykırıyordu. Ve : . — Salih reis, diyordu. Ne olur ne olmaz, avukat MUkvÜ Leona da bi' uğraşıver ve ağzına da bir parmak bal çal iver de şimdiden göz. kulak olu versin bize. İki aaat sonra. ben. Salih reia v-motörcü Uzun Mustafa, bir sandalla iş yerini gözden geçirmiş, nhtımın Tophane basındaki muhafaza kulübesinde bizi brkliyen Abidin beyle birleşmiştik. Bas basa vermiş, danışıp düşünüp işi pışırmiştik. Motor lerin rıhtıma yanaatınlmasım t. idi-keli ve netice itibsrile zararlı gör muştuk. Sandıkların Uzun Musta-fanın bulup getireceği İki eski kömür mavnasına yükletilmesini ve çekilip boğaza çıkanldıktan Bonn motörlcre aktarılmasını her cihetçe uygun bulmuştuk. Bir cumartesi günü akşamıydı. Bol yıldızlı ve çok ışıklı bir gece idi. Bık ve hafif bir lodos esiyordu. Sa lih reis. kâtibi Ömer Son al ile beraber daha gündüzden kirli kömür mavnalarını rıhtıma bağlamışlardı. Etraf ve avara emniyet vermek için de mavnalann içine bir çok kömür küfesi ve küfe sopası koydurmuşlardı. MotÖrler. birinci şamandıra hat tında bulunan bir İtalyan sileninin bordasında bağlı duruyorlardı. Bizim fedakâr muhafaza müfettişi A-bidin bey. bir motörle kıyı sularda geziniyor, etrafı gözlüyordu. Muhafaza kulübesinde bulunan İki memur da. sandalyalarını rıhtımın kenan na dayamışlar, tatlı bir muhabbete dalmışlardı. Sandıkların başında nö bet bekliyen iki Yunan neferi de. ıslık ile parçalar çalıyor, çaldıktan parçaların ahengine uyarak danse-der gibi. iki Ura fa sallanıyorlardı. Sen bunlan nereden mi görüyordun, dediniz sevgili dinleyicilerim? Söybyeyim. Ben. Hoca Bekir, Hem şinli Nuri ve Mlpavrill ibrahim daha gündüzden mavnalardan birine girmiş, baş altında sinmiştik. Sitıne aulan içinde, aç, susuş, sigarasız, adeta çüeye çekUmiş bir derviş sabır ve tevekkeli Ue çökmüş vs çömelmiş-tik. Araaıra kalkıyor, Üzerimizdeki ambar kapağını aralığından etrafı gözlüyor, vs dinliyorduk. Fırsatını bulunca nöbetçilere saldıracak, ağız larını tıkayıp, ellerini, ayaklarını bağlayıp baş altına atacaktık. O aı-rada muhafaza memurlarından biri de Salih reise haber salacak va U-guna işi başhyacakü. But de tasdik edersiniz ki, İşin en tehlikeli ve nazik kısmı bizim Üzerimizde İdi. (Daramı var) Kurnazca Yapılmış bir Kaçakçılık Bazı komisyoncuların vesikaları alındı Gümrük ve muhafaza teşkilâtı memurları dün kurnazca yapılan bir kaçakçılık hâdisesini meydana çıkarmışlardır: Şehrimizdeki Ford acentesinden hurda malzeme satın alan İki komisyoncu evvelki gün Ford fabrikasından tekrar külliyetli mik -darda satın aldıklan hurda malzemenin gümrüğünü verdikten aonra harice çıkanrlarken memurlar şüphe Üzerine bunlann içinde bulunan boru ve motor gibi parçaların içini birer birer aramışlar vo bunların içinde külliyetli mikdar-da otomobil lâstiği mevcut olduğunu görmüşlerdir. Bu lâstikler derhal müsadere edilerek komis -yontuların ellerinden vesikaları a-hnmış ve haklarında kanuni takibat başlamıştır. Zorlu bir aşıkın yaptığı marifetler Bir genç kızı kendine vermlyen bir bakkalı vurdu ve dükkânı alt üst etti Dün aksam Kurtuluşda bir hâ d ise olmuştur: Yani isminde bir genç, çılgınca sevdiği, Feriköyünde Avukat caddesinde bakkal Tornasın kızını, müteaddit defalar babasından İstemişse dc Torna, buna razı olmamıştır. Nihayet Yani, dün akşam eline bir tabanca almış ve Tornanın dükkânına giderek üzerine atılmıştır. Fakat, Torna ile oğlu Koço, daha evvel davranarak Yaniye hücum etmişlerdir. Bu suretle başlı-yan boğuşmada. Yani. tabancasının kabzesile Tornanın başına vurmuş, ve yaralamışUr. Yani. bundan sonra eline geçirdiği keserle dükkânın camlarını parça parça etmiştir. Gürültüye yetişen halk. ve polisler. Yaniyi. firar etmek isterken yakalamışlardır-. DENİZLERDE : Dün sabahki sis Umanımızı dün sabah erkenden bir sis tabakası kaplamıştır. Sis bilhassa boğazın yukarı taraflarında çok kesif olmuş ve bu yüzden ilk vapur seferlerinde hayli tehirler olmuştur. Kavaklardan ilk kalkan vapur köprüye yarım saat teehhürle gelebilmiştir. BELEDİYEDE : Ankara caddesinin asfaltlanması Ankara caddesinin asfatlan -masına devam edilmek için istanbul Belediyesi sular idaresi, elektrik idaresi ve telefon şirketi tarafından oradaki tesisatta jcabe -den yenilikler yapılması için emir vermişti. Yenilettirilen bu tesisat biter bitmez asfaltlanma işine başlanacaktır. Bütün tesisatların Icabeden yenileme ameliyesi yapıl, ması işi bir mayısa kadar devam edeceğinden Belediye ancak bu tarihten sonra asfaltlama işine başhyabilecektir. KadıköyUnde yeni bir park Kadıköy i&ele meydanının tan zlm ve oranın güzel bir park hali-ne İfrağına başlanmıştır. Belediye bahçeler müdürlüğü bu İşle e-aash şekilde meşgul olarak saha. ya şimdilik ağaç dikmeğe başla . mıştır. Yugoslavyadan istenen broşürler Yugoslav Turizm bürosu ts . tanbul Belediyesinden Tflrkfyeye ait buroşürler ve afişler irtnmi-tir. Belediye Turizm müdürlüğü kâfi mikdarda afiş ve buroşür gönder -mistir. Sıhhî Müze Tamir ve Tevsi Ediliyor Burada Birde " Gendik Sinema Salonu „ Yapılarak Sıhhî Filmler Gösterilecek Tamir edilmekte olan Divan Divan yolundaki (Sıhhi müze) nın esaslı bir şekilde tamir ve tev-sille tanzimine başlanılmıştır. öğrendiğimize göre burada bir de (Gençlik sinema salonu) vücudo getirilecektir. Bu sinema salonunda gençleri- yolundaki sıhhi müze binası mizc ve halka, sıhhi ve terbiyevi fi-bmler gösterilecektir. Diğer taraftan ı Sıhhi müze) ye butun mekteplilerin ve gençlerin gitmeleri için de mektepliler nezdinde teşbbüsler yapılacaktır. Belediye Masraf Bütçesi Hazır Yeni BUtçedekl masraflar meyanında bir hâl İnşası İçin ıso bin; Cerrah paşa hastanesine bir pavyon ilâvesi İçin de eo bin lira ayrıldı Istsnbul Belediyesi 1939 senesi mssarif bütçesi daimî encümen -den çıkmıştır. Yeni bütçe varidat bütçesiyle mütevazin olarak 12,423,674 dür. Vilâyet bütçesi de şöyle tesbit olunmuştur. 858290 lira Nafia. 2,041.424 lira Maarif, 44128 Veteriner ve ziraat. 137036 vilâyet sıhhiyesi 843.966 masraflara. Vilâyet fevkalâde bütçesinden de 510000 lira vilâyet yollarına, 180000 lira klüp inşasına 15000 Ura köy okullarına 13000 ziraat işlerine 436036 lira hastaha-nelere ve 67000 lira da Beden Terbiyesine ayrılmıştır. Belediye âdi bütçesi geçen se-neki bütçeye yakın olarak tanzim olunmuştur. Diğer taraftan Belediye fevkalâde bütçesinde de ya- pılan işlerin ehemmiyetine göre şu şekilde tahsisat aynlmıştır. 773000 Ura şehir dahilindeki yollara, 150.000 lira gazi köprü -sunun ikmâli İçin, 150.000 Ura hâl inşasına ve 'ifilin tamamlanmasına, 50000 lira şehir plânına, ve yeni bir gardenbar inşası için 164000 lira istimlâke. 90,000 lira Cerrahpaşa hastalıancsinde yeniden inşa olunacak pavyonlara ve 30.000 lira da mezarlık işlerine. Beden Terbiyesi için vilâyet bütçesinden ayrılan 67,000 lira ve Belediye fevkalâde bütçesinden ayrılan 245,000 lira birleştirilerek Dolmabahçe stadının inşasına sar-folunacaktır. Ziraat ve temizlik işlerinde çok mühim yenilikler yapılması İçin de bu fazla ilâveler yapılmıştır. POLİTİKA Arnavutluk meselesi Arnavutluktaki İtalyan harekâtı, bugün Avrupa siyasetinde yeoi bir sarsıntı husule getirmektedir. İngiliz başvekilinin AnıavuUuk-taki bu harekâtın, memleketini doğrudan doğruya alâkadar etmiyeceği-ni bidayette beyan etmiş olmasına rağmen, bu mesele yalnız Adriyatik meselesi olmaktan çıkarak mahiyettedir. Şüpheniz kı 1021 de toplanan elçiler konferansı tarafından kabul e-dilen ve bilâhara 1926, 1927 senelerinde aktedilen Arnavut- İtalyan anlaşmalarının teyld ettiği bir İtalyan müdahalesi- Arnavutlukta emniyet ve nizamı temin zımnında- ken dişini o zaman meydana koyabilecek bir imkâna mâlik bulunuyordu. Zaten o zamandan beri Italyanın Ar-navutluktaki müdahalesi fiiU bir şekilde tezahür »tmlşti. Şimdiki halde İtalya bu fiilî hareketi daha ziyade genişletmek ve hattâ işgal hakkı ile birlikte hakikî bir himaye tesisine knrar vermiş bu-lunuyor. Fakat Arnavutların mukabelesi, bunu Almanların yaptığı gibi kan dökmeden icraya pek müsaade etmemektedir. Bu sebepdea Balkanların garb tarafındaki kösesinde kanlı bir çarpışma olmaktadır Romanın bu şekildeki hareketinden İtalyanların Balkanlarda, Almanların Roma nyadan Karadeniz* doğru inişine muvazi olarak, bir siyaset takıp etmek istediği de müşahede edilebilir. Bu fsaliyetten, Berlin Roma mıh verinin Balkan yanm adasmı prensip itibarile, Italyaya bıraktığı ve Berlinin de Merkezi ve Tuna Avpa-sında hareket serbestisine malik olduğu da bu siyasî zümrenin tesbit ettiği prensipler dahilinde bulunduğu görülüyor. Arnavutlumun işgali ve siyaset haritasından silinmesi, komşuları i-çin nazik bir vaziyet tevlid etmekle beraber ayni zamanda büyük bir im paratorluk yollarına malik devletleri de yeniden daha dikkatli bir siyaset takibine sevkedecek mahiyettedir. Bu noktai nazardan Arnavutluk meselesi. Akdenizde içtinabı mümkün olmıyan bir statüko muvazenesizliği vücude getirmektir. Bu suretle geçen sene 16 nisan Urihinde imzalanan İtalyan- İngiliz anlaşmasının yeniden mevzuubihis edileceği ve bu siyasi vesika hükümlerinin bozu-lacağı şüphesizdir. Şimdi, Akdenizde bUyük hayati menfaatlere sahip olan İngiltere ve arkasından da Fransa bu vaziyet kargısında ~ala-caklan tavır ve gu-işecekleri diplomasi faaliyet, dikkatle muşhede e-dilecek bir keyfiyettir. Dr. Reşad SAGAY FHorya Plajı Belediye, bu yaz esaslı tertibat yapacak Yaz ve dolayısiyle plâj mevsiminin yaklaşması münasebetiyle İstanbul Belediyesi Florya plajlarında halkın rağbetini celbedecek esaslı tedbirler almak üzere tet-kİkata başlamıştır. Bu arada e -saslı bir tetkik mevzuu olan mesele plftj fiatlarında tenzilât imkânlarıdır. Belediye bu imkânlan araştırmaktadır. Florya plajları haricin, de ve yapılan dükkânlarda satı -lan yiyecek eşyanın da çok pahalı olduğu görülmüş ve bu gibi dükkânlarda da tarife usulü kabul •dilmesi etrafında tetkikata baş -lanmıştır. TOPi.ANTU.AR ı Davet Menafiİ unıumiyeye hadim cemiyet lerdcıı olan Türkiye Tu ring ve Otomobil kulübü senelik heyeti nizamnamesinin 16 inci maddesi mucibince nisanın 29 una müsadif cumartesi günü Öğleden sonra saat 4 dc Be-yoğluııda Perapalasta toplanacağın dan vasıflan mezkûr maddeden mundenç azanın teşrifleri saygı ile rica olunur. Delinin Arzusu M Uz e d e namaz kılmak Istîyen bir deli tıbbı adliye gönderildi | Bakırköy Emrazı Akliye ve A-sabiye hastahanesinde uzun müd-dettenberı kaldığı anlaşılan Osman isminde bir adam. evvelki gün (A-yasofya) müzesine girmiş ve yüksek sesle dualar okuyarak sonra da namaz kılmaca başlamıştır.'.. Bu vaziyeti gören bekçiler Os-mana. burada namaz küınamıyaca-ğını aöylemışlcrse de o dinlememiştir. Nihayet, çsğnlsn polipler. Osma-nı alarak Tıbbı adliye götürmüşlerdir'.. VİLAYETTE : istanbul mülhakatında d»z mücadelesi istanbul vilâyetindeki * za ve köylerde domuz mücadelesi devam etmektedir. Yapılan mücadele neticesinde Şilede 65. Silivride 7. Çatalcada 21, Beykoz-da 13, Üsklidarda 2, Sarıyerde 5, Eyüpte 7 domuz Öldürülmüştür. Şehir Tiyatrosuna so bin lira yardım ediliyor Belediye bütçesinden Şehir tiyat rosuna bu sene aynca 80 bin liralık bir yardım yapümaktadır. Bundan başka yeniden bir juri heyeti seçilerek eserleri ayıracaktır. Otobüs davası şahitlerinin dinlen-mesı salıya başlıyor Eski Vali ve Belediye Reisi B. Muhıddın Üstünduğın suçlu bulunduğu otobüs davasından dolayı, altmış kı .ı.ın şehrimizde şahit olarak dinlenmeleri. Temyiz döıdüncü ceza mahkemesi tarafın lan kararlaştırılmıştı. Bu «ahitlerin listesi, müddelu-mumıüğc verilmiştir. Sah günü Asliye 1 inci ceza malı kemesinde dinleneceklerdir. TAKVİM 9 Nlsaa 1939 PAZAR Hicri. 19 Sefer 1358 Rseriı 27 Mart 1555 Kıssı 153 Kırmızı Yumurta Defa taatl: 5,29 öğle t 12,16 — laiaei ¦ 15,56 Akee*" 1MÎ — Ystsı ı 20,16 lauak ',1i YENİ SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE 5ARTLARI TOrklrs Keasbl 800 Kr. S...NK 1400 Kr. 100 Kr. S »*h|ı İZM Kr. 260 Kr. 1 • rlıt1 600 Kr. »0 Kr. 1 .rlıiı 300 Kr. Poıl» itlibkdınB gırmaroif m lahatfar lafa 26. 14, 7.S « HER YERDE KURUŞ \ HUmt» Cahld YALÇIN H öldürmeğe, «izi de haysiyetsiz ve nımuuuı bir esaret hayatına sokmağa geliyorlar, hem de •esinizi çıkartmamak için tehdi ediyorlar; bu tehdidi Berlin - R ma mihverine aleyhtar propaganda merkezleri fikirleri teşviş etmek için kasden icad etmiyorlar. Bizzat Alman telgraf ajansı Bcr-linden çektiği bir telgrafta bir Alman gazetesinin ağzından bunu italyanın Hazırlığı İtalya Radosta Ve On İki Adalarda t Hummalı Hazırlıklar Yapıyormuş Gaf enkoBükreşeSaraç İtalyanlar Elbasanıda Aldılar ingiltere İtalyaya Nota Verdi. Tirana Giden italyan »btetme.i neticesinde başka mem Hariciye Nazırı Kont Ciano Tayyare ile Romaya Döndü tekellerin vç bilhassa İngiltere ile. * * * * leketlerîn ve bilhassa ıng Fransanın menfaatlerine halel gelmemiştir, Italyanım hareketlerini] tebrike lâyık gören Almanya başka bir devletin bu işe müdahalesine akıl erdiremez ve bu müdaha-leye müsaade gösteremez. Alman: gazetesi lütfen "ihtar,, adını verdiği bu tehdidi yalnız İngiltere ile Fransa ya tevcih etmiyor, "bütün Avrupa memleketlerine racî„ olduğunu tasrih ve İlâve ederek Balkanlılara akıllarını başlarına almalarını tavsiye cyliyor. Bu vaziyette aklını başına almak ise kollarını kavuşturup cellâdı beklemekten başka bir manayı ifade etmez. Çünkü Almanyada pek takdir ve hayranlık hisleri u-yandıran son italyan kahramanlığına müdahale tâbiri altında bunun teşkil ettiği tehlikeye karsı başlarının selâmetini düşünen memleketlerin vatan müdafaası uğrunda münasîb görerekleı: tedbirlerin kasdeditdiği şüphesizdir. Çünkü Fransa ve tngiltereden maada "bütün Avrupa., devletleri i-çinde Arnavutluk istilasına müdahaleye kalkabilecek hiç bir devlet yoktur. Diğerleri olsa olsa ancak kendi istiklâl, hürriyet ve namuslarını muhafaza için mUdafaa tedbirleri aramaktan başka bîr şey düşünemezler. Fakat görülüyor ki Roma - Berlin mihveri başka milletlere hayat hakkı değil müdafaa hakkı bile tanımak istemi} orlar. Alman tehdidinin ne d*rcccye kadar müessir olacağını bilemezsek de her halde ortada t nasile bir "müdahale,, ili den bahsetmeğe mahal Fransız gazeteleri bermu ad güzel1 lâf soyuyorlar, ince tahliller yapıyorlar ve meselenin dü.ıya siyaseti için arz ettiği ehemmiyet ve tehlikeyi tebarüz ettiriyorlar. İngiliz devlet adamları tatil günlerinden vazgeçmek fedakârlığını gösterdikleri gibi İngiliz gazeteleri de İtalyan tecavüzünü şe-did kelimelerle ahlâk bakımından takbih ediyorlar. Amerikan gazeteleri ve devlet adamları müdafaadan âciz küçük bir milletin kurban gitmesine merhametli ve teessürlü bir lisan ile mersiye okuyorlar. Topun ağzında bulunan Balkanlar ise sakin ve memnun! Telgrafların verdikleri haberler doğru İse Belgrad Romayı tatmin ve tebrik ediyor; Roma Belgradın gösterdiği dostluğa teşekkürler e-derek Arnavutlukta mevcut vaziyete halel gelmiyeceğini temin ey-llyor. Yalnız, Yunanlstandan pek haRlı bir endişe sesi aksetmekte, Korfo ada-inin bir tehlikeye maruz olması ihtimali düşünülmekv tedir. Görülüyor ki kös dinlemiş bir tavır takınan İhtiyar Avrupa da-*ul sesine kulak vermiyor. Türk-çede ufak bir fıkra ve hikâye var kl buraya gayet yakıştığı İçin, ka-balığından dolayı okuyucularımdan af dileyerek, hatırlatmaktan kendimi men'edemiyorum. Eşeğe •opa alıyorlarmış. O. lakayd. yo-Junda devam ediyor ve: komşuda kavga var galiba, diyormuş. Sopaların biri ancak başına rastgeldiğl samandır ki: kavga bizim eve de Hüseyia Cahid YALÇIN (Sonu 3 Üacü sayfada) Türk - Rumen Temasları Bitti oğlu Ankaraya döndü İki Gün Devam Eden Konuşmalar Sonunda Resmî Tebliğ Neşredildi Roma: 9 (A. A.) — Stefani Ajansı neşrettiği bir tebliğde, Arnavutluk üzerinde uçuşlar yapmak ta olan İtalyan hava kuvvetlerinin bu sabah tekrar faaliyete geçtiklerini ve italyan kıtaatının El-basan'a girdiklerini bildirmekte -dir. Bu tebliğde İtalya hariciye nazırı Kont Ciano'nun tayyare İle Tirandan Romaya döndüğü do bildirilmektedir. İNGlLTERENlN NOTASI Roma: 9 (A. A.) — ingiltere büyük elçisi bugün haricîye nezaretine gelerek hükümetinin bir notasını bırakmıştır. FRANSİZ GAZETELERİNİN YAZİLARİ Paris: 9 (A. A.) — Journal gazetesinin Roma muhabiri bildiriyor: "İtalya nın hakîkî makıadları nedir? Bunun burada henüz malûm olmadığı ve Arnavutluktaki kurulacak olan rejimin henüz tesbit edilmediği muhakkaktır. Fa - italyanın dentı kuvvetlerinden bir cDzütan, (Sonu 3 üncü sayfamızda) Vedat Nedim Tör Nevyorka Vardı Nevyork: 31 (A. A.) — Gecikmiştir. Anadolu Ajansı hususi muhabirinden : Nevyork sergisi Türk heyeti reisi Vedad Nedim Tör ve arkadaşları geçen perşembe günü Gueen Mary vapuru İle Nevyorka gelmişler ve Nevyorkta bulunan Türkler tarafından karşılanmışlardır. Sergi harici şubesi şeflerinden B. Conson, sergi İdaresi adına Türk heyeti reisi Vedad Nedim Töre hoş geldiniz demiştir. Vedad Nedim Tör vapurdan Çıkar çıkmaz doğruca sergiye gitmiş ve Türk pavyonlarını gözden geçirmiştir. Şimdi artık orijinal hatlariyle bamamiylo meydana çıkmış bulu-tSmıu 3 üncü sayfamızda) Göbels Çarşamba günü Istanbula Geliyor Alman Propaganda Nazın Ankarayı da Ziyaret Edecek Rodosta ve Mısırda tayyare ile bir gezinti yapan Almanya propaganda nazırı Gobbels'in çarşamba günü şehrimize geleceği öğrenilmiştir. Gobbels'in Ankarayı da ziyaret etmesi muhtemeldir. ALMANYANIN PLÂNI Berlin: 9 (A. A.) — Havas: Hitlerin Wilhelmshaven'de söy lediği nutukta Nasyonal Sosyalist partisinin Nurembergde yapacağı kongrenin bir "Sulh kongresi" ola- cağına dair geçen sözler hakkın -da Alman siyasî mahrfilinde beyan olunduğuna göre, "Eylüle kadar her şey bitmş olacaktır.,, Müşahidlerin kanaati kanaati şudur ki, bütün etrafıyla düşünülerek söylenmiş olan bu nutuk, Cermen sulhunu kati olarak tesisine mâni olan bütün meseleleri Almanyanın eylülden evvel halledip btirmek azminde bulunduğunu gÖs terir. Beşiktaş Fenerbahçeyi 3 - 0 Yendi Dün yapılan Millî küme maçlarında Beşiktaş Fener Bahçeyi 3-0 A. Gücü Doğan Sporu 4 -1 yenmiş Hilâl Vefa ile 1-1 berabere kalmıştır. Ayrıca Atletizm Güreş Bisiklet müsabakaları yapılmıştır. Yukardekî resimler Dün güreşen Tekir-dağlı ve Halille B.J.K. F.B. maçından bir safhadır. (Devamı Spor Sayfamızda) Run.cû. nariciye nazırı dün gazetecilere beyanatta bulunurken Memleketimizi ziyaret eden dost Romen hariciye nazın ile Hariciye Vekilimiz arasında evvelki gün baş-lıyan görüşmeler dün de devam etmiş ve akşam üstü iki vekil de biri-birine veda ederek şehrimizden ay-rüm ıslardır. Evvelki gün dört saat süren u- zun görüşmeden sonra, Hariciye Vekilimiz ve Romen hariciye nazın B' Gafenko, dün de Öğleden evvel yine Perapalasta her iki memleketi ve Balkanları alâkadar eden meseleler etrafında hususi surette konuşmuşlardır. Bu konuşmalarda Bükreş (Sonu 3 İ'ncü sayfada 1 :::::::::::::::::::::::;:::::::::::::::::: Mimar Sinanın 351 ciYıl Dönümü Dün Süleymaniyede Büyük Merasimle Kutlulandı Dünkü merasimde söı söyliyen bir hatip Büyük Türk mimarı Sınanın Ö-lümünün 861 inci yıldönümü münasebetiyle dün Süleymanîye ca -mil yanındaki türbesinde bir ihtifal yapılmıştır. Merasimde Üniversite. Yüksek Mühendis Mektebi, ilse ve orta o- kul talebeleri ile kalabalık bir halk kitlesi hazır bulunmuştur. Evvelâ saat 13.30 da Evkaf mimarlarından Mustafa, Süleymaniyede yüce mimarın hayatı ve eserlerinin kıymeti etrafında bir kon-(Sonıı 3 üncü sayfada) HER SABAH Kurtla Kuzu Hikâyesi Kurtla: kuzu hikâyesi malûmdur. Dünya kurulalıdanbcri tekerrür eden ve kuvvetlinin zayıfa i..ır - ¦ daima İleri süre geldiği sudan bir özrün ifadesi olan bu hakikat son! Arnavutluk faciasında da acıklı' bir tatbik sahaı buldu. Arnavutluğa İtalyan hücumunun saikl ne İmiş biliyor musunuz? Arnavutlar Kosovayn saldırarak Yugoslavya ile İtalyanın urasıuı a-çacaklarmısda İtalya buna mani ol mak tein hücuma geçmiş ve Arna- vutlu;,. istilâya karar »ermişmişf.. Bu iddi.» hakkında ne söylcarbi-lir? nikâye meydanda. V.İm/ kurtla kuzu hikâyesinde kıı/u kendini müdafaa etmez, mukadderatına mü-tevekkilâııe bojuo eğerek kendini kurda teslim eder. Halbuki Arnavutluk maeerasında kuzu kolay kolay teslim olacağa benzemiyor. Arada fark sadece bundan ibaret. A. Cemaladdin SARAÇOĞLU )P3AAfHAf?A MfHMlDİNi HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrika No 56 Yaran ı Af- SIRIR Beylerbeyi Açıklarına Kadar Rahatça Gittik Tam Burada Bir Düşman Devriye Motorile Borda Bordaya Geldik Beklemekten dizlerimin bağı çözülmüş, yutkunmaktan ağzım kurumuştu. Nöbetçiler bir türlü rıhtımın kenarımı gelmiyor, sundurmanın altından aynbiliyorlardı. Böylece iki saat geçmiş, nöbetçiler değişmişti. Yeni gelenlerin her halde başlan biraz dumanlı ve ihtimaldir sevdalı olacaktı ki, ikisi de sigaraları yakmış, sandık yığınlarının üzerine çıkıp yan yana, sırtüstü yatmışlardı Sesli sesli görüşüyor, tatlı tatlı gülüşüyorlardı. Daha fazla beklemeğe ne vakit vardı, ne de bizde hal kal-mıştı. Başımın üzerindeki kapağı kaldıra. kaydıra yavaşça açtım. A-aılarak kendimi baş üstüne attım. İki dakika aonra. nöbetçilerin yattığı yığının yanında ve tam başları hizasında idik. Yanlarına sokulduğumuzun farkında bile olamamışlardı dalgın kopiller. Uzatmıyayım sevgili dinleyicilerim. Heyecandan nasıl yap tığımızı, nasıl sıçrayıp Üzerlerine a-bldığımızı. İnanınız bana, biz de far-kedememiştik. Kendimizi Üzerlerine çullanmış bulduk. Mipavrili İbrahim İle Hoca Bekirin nasırlı ve kalın parmaklan altında ses ve solukları kesilen neferlerin, Hemşînlİ ile ben de Üzerlerine çökmüş kol ve ayaklarını sımsıkı bağlamıştık. Gık bile diyememişler, o anda kendilerinden geçmişlerdi bizim ahbaplar. Bize eziyet etmedikleri için biz de onlan fazla didiklememiş. canlannı yakmadan mavnalardan birinin baş altına indirmiştik. Salih reis ile arkadaşları kollan sıvamışlar, sandıklara atılmışlardı Sanki akıyor gibi sandıklar birbiri ardınca mavnalara iniyor, istifleniyordu. Saat tutmak şartile yetmiş Üç kişi tam on sekiz dakikada sundurmanın altını 'Ilım düz edivermiş-lerdi. Hem de çıt bile çıkarmadan. Hepimizin yüzleri gülüyor, yüreklerimizden sjnki sevinç taşıyordu. A-çıkts bekliyen motörierin yanımıza sokulması, çımalann atılıp bağlanması da kolaylıkla olup bitmiş, açılıp Üaküdara doğru da yol vermiştik. Talih o gece ve o ana kadar gerçekten bize yarlık göstermiş, gönlümüzü hoş etmişti. Neye yarar ki, bu yarlığı uzun sürmemiş, rastıklı bir kahbeninkine benziyen kaşlarını ansızın çatmış, boyab yüzünü asrver-mısti Hava lodos olduğu için sular yukarı idi. Düşman gemilerinin ar asm dan tehlikesizce geçmiş, Paşa Umanı açıklarını bile tutmuştuk. Sahile hemen hemen üçyüz metre kadar bir açıklıkta. Beylerbeyine doğru baş vermiştik. Fakat, tam o sırada taliin kahbeliği tutmuş, bizi bir ingiliz devriye motorile borda bordayı getirmişti. O sıralarda, diğer düşman gemileri gibi. limanımızda bulunan şimdiki dostumuz Yunanlıların Avcrof sırhlısı ile Kılkiş kruvazörünü torpillemek için bir teşebbüs yapılmak Üzere olduğu işrtilmlşti. Müteşebbislerin Paşa limanında Hüseyin Avni paşa yalısının gerisindeki koru için-Be bulunan bir köşkte oturduklan ¡e müsait bir fırsat kolladıktan söyleniyordu. Bu habri alan müttefikler Umanın bu kısmım aıkı bir kontrol »Jüna almışlar, bir çok devriye mo-törleri çıkarmışlardı. Yunanlılar da, geceleri Paşa limanı değirmeni ö-nündekl iskeleye bir torpito yanaştırmayı adet edinmişlerdi, işte ras-ladığımır. motor bunlardan biri İdi. Devriye motorunun mağafon De »erdiği Dur!., emri, bayağı sert btr ¦Ule gibi suratımızda çatlamıştı. Durmamak, ömre İtaat etmemek im fini yoktu. Akai takdirde, motordaki polislerin, bizi durmağa mecbur ftmek İçin, silah kullanmalan ve ol-Varda demirli bulunan sırhlı ya tor- pitolardan yardım istemeleri ihtimali de tabiî çok kuvvetli idi. Bulun-duğum mavnadan, bizi çeken motor-lerİn kaptanlarına bağırarak yol kes melerini, mavnaların dümenlerim kullanan Hoca Bekirle Mipavrili 1b-rahime de yan yAna rampa ederek iki motorun arasına girmelerini söyledim. Dediğim yapılmıştı. Mavnalarla motörierin arasına sokulmuştuk. Devriye motoru de yetmiş, seksen metre kadar sağımızdan, yarım yolla bize doğru ilerliyordu. Selamet ve âkibetimiz tamamile şansın eline kalmıştı. Fakat ben şansın yaptığı şu kahbelikten sonra, dönüp bize tek rar yar ve yaver olmasından, üzerimize çullanmak üzere bulunan kara tehlikeden bizi kurtarmak gibi, gerçekten bir mucize addedilecek şekilde müsait bir fırsat bağışlamasından ümidimi kesmiştim. Foyamızın çıkması ihtimalini kat'1 addederek, motor kaptanlanna. ilk işarette, hemen çımaları bırakıp kaçmalarını söylemiştim. İki dakika sonra, devriye motoru bize yanlamış, iki polis ile bir tercüman da sağımızda bulunan "İhsanı Huda,, motörünc atlamışlardı. Ne yazık ki, gelen tercüman, anlaşma ümitlerimi kıracak kadar ters ve nemrut suratlı herifin biri çıkmıştı. Elindeki elektrik fenerinin ışığuıı /üzüme tutmuş, çok kaba bir ed* Ue: — Nereye gidiyorsunuz ulan. N? yüklü mavnalarda?., demiş, mavnanın ambarına inmişti. Sandıkların üzerinde çekili muşambanın kenan-nı kaldırmış, elektrik fenerinin ışığı Ue. aandıklann üzerlerinde bulunan Rumca yazı ve markalan tetkike başlamıştı. Tercüman ermeni olduğu için bu yazılardan bir şey anlıya-mamış, kendi motorunun makinisM olan rumu mavnaya çağırmıştı. Benim cevap vermediğimi de görünce sualini tekrarlamıştı: — Söylesene ulan kazdağta. Nereye götürüyorsunuz bunlan?.. — Çubukluya. — Çubukluya mı... Ne var san-dıklarda?.. — Bilmiyorum tercüman efendi. — Sahibi nerede bunların?.. — Vapurla gitti Çubukluya. — Kime teslim edeceksiniz orada bunlan?, — Yunan kumandanına. — Yunan kumandanına mı?. Cevap vermeme meydan kalmamış, devriye motoru kıç taraftan iki mavnanın arasına girmişti. Çımasının ucunu bulunduğumuz mavnaya bağbyan makinist, tercümanın yanına atlamış, sandıklan yoklamağa, yazıları, markalan okumağa başlamıştı, fki ahbap çömeldlkieri sandığın üzerinde görüşüyorlar, ara sıra da dik dik yüzüme bakıyorlardı. Bu esnada sağımda bulunan Hemşinli Nuri bir keklik gibi sekerek İngiliz foüslerinin bulunduğu "İhsanı Hûda., motörtine geçiver-mışti. Hoca Bekir de yanıma sokulmuş ve kulağıma eğilerek yavaşça: — Rumca söylüyorlarmış ağa. Bizi Baznavala götüreceklerin iş bu herifler. Biz Nuri İle poUslere gidi-yoruz. Çımalan bırakıp kaçacağız Demi» ve Ur çekirge s^rsy^ie yanımdan uzaklaşmıştı. Ve 0 anda da motorun içi ksnşmışU. Karanlıkta nasıl olduğunu pek iyi geremedim arama bizim afacanlar fki düşman polisini, «ilahlarına el uzatmalarına meydan vermeden kıakaçlamışlar. bizim bulunduğumuz mavnaya bağli olan çımayı bırakıp kıs kulesi İstikametine, tam yolla eçıhnıçlurdı. Polisleri boğuk boğuk çıkan fer-fcatlarau iBiten tercüman Ue maU- Abanozu Altüst Eden İki Sarhoş!. Kendilerini karakola davet eden polis memurunun apoletlerini de sökmeğe kalkmışlar Mustafa vo Bilâl İsminde iki kafadar dün Galatasaraydaki balık pazarında biraz çakır keyif olmak i-çin birkaç tek rakı içmek istemişlerdir. Fakat şişede durduğu gibi durmadığı için birkaç kadeh attıktan sonra arkası gelmiş ve iki ah-pap meyhanede burunlannı görmi-yecek derecede aşırı gitmişler ve biraz sonra da hesap görerek Abanozun yolunu tutmuşlardır. Bu mahud sokağa girdikten aonra Mustsfarun birden bire bütün erkekliği ayaklanarak sermayelere hitaben ulu orta, ana avrat küfretmeğe başlamıştır. Bu işde arkadaşından aşağı kalmak istemiyen Bilal İşi daha azıtarak öteye beriye sarkıntılık etmeğe başlamış ve yüz bulamadığı sermayelere de tekme ve tokat sallamağa başlamıştır. Bu vaziyet Abanozun bir ucundan öteki ucuna kadar devam etmiş ve bütün evler hercümerç olduğu bir sırada zabıta memurları gelerek azüı ah- Trak Vapuru Karaya Oturdu paplara ne istediklerini sormuştur Ne istediklerini kendileri de bilmiyen sarhoşlar, (vay siz misiniz soran?) diye bu defa ulu orta söylenme-| ğe ve hakaret etmeğe başhyarak etrafı bütün bütün velveleye vermişlerdir. Bunun üzerine zabıta memurları kendilerini karakola davet edince sarhoşların aaûbı daha çok bozulmuş ve hiddetleri artmış olacak ki, İkisi birden memurun üzerine atılarak apoletlerini Bükmüşlerdir. Az sonra hâdise mahalline yetişen diğer polis ve bckçUerin yardımUe karakola getirilen kafadarların mahkemesine dün meşhut AaUye dördüncü cezada bakılmıştır. Yapılan duruşmada şahitler dinlenmiş ve her iki sarhoşun da Buçhun tesbit edilmiştir. Ancak Muştalanın ve Bilalm kendilerini bİlmiyecek derecede sar hoş oldukları esbabı muhaffefeden addedildiği için her İkisi de birer ay| hapse ve 30 Ura para cezasına mahkûm hlmislerdir. Okuyucularımız Diyor kl ı Sokaktan akan lâğımlar Feriköyde oturan Hasan ismin-| de bir kanımı/ yazıyor: "Ferköyün Rum klişesi ile Ayaz ma caddesi, kışın çamurdan bir derya halini almakta ve buradan pclij geçmek imkânsız bir şeki] almaktadır. Esasen şehrin birçok semtlerinde bu gibi yerler mevcut olduğu için bu muhitteki halk da buna katlanıyordu Fakat yaz mevsimi yaklaş tığı halde burda bulunan lâğımlar meydanda aktığı için husule gelen çamur ve kokudan bütün halk bizar olmaktadır. Bundan başka burada herkesin önünü görecek bir tek fe ner de olmaması yüzünden geceleyin buradan geçmek gafletine düşenler çamurdan bir banyo yapmak Udırlar. Feriköy halkı bu derdten ne vakit kurtulacak?..,. Yeni Sabah: Biz karümizin bu söylediklerine bir kelime ilâve etmi-yerek aynen muhterem Belediye reisimizin nazarı dikkatine koyuyoruz POLİSTE J Hora tahlisiyesi hâdise mahalline gönderildi Dcnizbankm Trak vapuru evvelki gün Mudanya gidiş seferini yaparken Mudanya ile Trilye arasında karaya oturmuştur. Trak vapuru îst an buldan hareket ettikten sonra Adalara kadar nisbeten hafif olan sisde arızasız Derlemiştir. Fakat bundan sonra git gide kesafet peyda eden sis yüzünden vapur Trilye yakınlarına geldiği vakit şiddetb bır surette burun tarafından karaya bmdirmişlir. Vapurun birdenbire karaya vurması yolcular Üzerinde büyük bir tesir hosule getirmiştir. Bunun üzerine yolcular Mudanya müddeiumumiliğinin gönderdiği bir motörle karaya çıkar ümışlardır. Sis saat 14 de çekildiğinden Sus vapuru yolcuların bir kısmını alarak Istan-bula getinniştir. Hâdiseyi müteakip Denizbank yolcuların bir kısmını almak üzere Konya vapurunu de göndermiştir. Bundan başka Sus vapurunun bütün gayretlerine rağmen kıırtarüamıyan Tralo tahlis etmek üzere gemi kurtarmanın Hara tahlisiye gemisi gönderilmiştir. Yolcuları alan Konya vapunı dün öğleden sonra şehrimize gelmiştir. Hara t ah lisiyesi gece geç vakte kadar tahiia islerüe uğraşmıştır. Trak m bugün kurtarılarak Horanın yedeğinde limanımıza gelmesi beklenmektedir. Trak îstanbula geldikten sonra der hal muayeneden geçirilerek İstinye-de kızağa çekilecektir. Bu vapurun mutad Mudanya seferlerini bu sabahtan itibaren Konya vapuru yapmağa beşlıyacaktır. niat ta vaziyeti derhal kavramışlar, sıçrayıp bulunduğum kıç üstüne fır lamak istemişlerdi. Fakat Mîpavrüi De çevirdiğimiz tabancaların namluları karşısında a/aUamışUrdı. Vasiyet» hakimdik artık. Tutulmak korkusu kalmamıştı bizde. Hemen MipavriU bu ahbapların yanına at lanuatL Her ikisini de sırt sırta verip sımsıkı bağlamış ve muşambanın al t ma saklamıştı. Duamanlaru tehlikeauıden. şerrinden kurtulmuştuk gerçi. Fakat, biz de o sırada yola devam etmek, boğazdan çıkabilmek ümit ve kuvvetini kaybetmiştik doğrusu. Çünkü, afandi ne motorunun ve ne de kaptanının ismini söylemeyi uygun bulmadığım arkadaşımı» da, yok yere telâşlanmış, daha açıkçası korkmuş ve yanımızdaki mavnaya bağlı olan çımasmı bırakınca savuşmuş-tu. Biz de mavnalarımızla arasında bağlı duran devriye motorile denizin üzerinde yapa yalnız kalmıştık. (Devamı var) Hırsızlıkmı, hastalıkmı Pastahaneden bardakla tabla çalan bir genç istiklâl caddesinde Moekova pastan anesinde idare memuru Bekir Azar zabıtaya müracaat ederek pasta haneye gelen Aksaraylı Mehmed Naminin iki su bardağı ile bir sigara tablası çaldığını söylemiş, suçlu yakalanarak tahkikata başlanmıştır. 120 Ura paramn sahibi aranıyor Osmanbeydc oturan Ohannes kızı Berubi Haçadoryan dün saat 11 de Osmanbeyde çiçek satan Necatının sergisi önünde, yaya kaldırımı üzerinde 120 lira para bularak polipe testim etmiştir. Polis paranın sahibini aramaktadır. çaldığı bisikletle birlikte yakalandı Fikret isminde bir çocuk Kadı-köyünde SüğütHL çeşme caddesinde 312 numaran dükkânda bisikletçi' Necatinin brr bisikletini çalarak! kaçmıştır. Dükkan sahibinin müra-' caatı üzerine zabıta bir müddet son-1 ra küçük hırsızı bisikletle birlikte yakalamıştır. Kamyona blndirnn tramvay Şişliye gitmekte olan vatman A-demin idaresindeki 14 numaran Şişli- Tünel tramvayı şoför Haçik'in idaresindeki 3450 numaralı kamyona çarpmış hasara uğratmıştır. Zabıta tahkikata başlamıştır. Pardesü hırsızı yakayı ele verdi Goatcpede Bağdad caddesmds 254 numaralı odnıı deposu bekçisi | Yusuf un kulübesinden pardeaü a-yakkabı vesair eşyasını çalan sabıkalılardan Edirneli Niyazi yakalanarak Adliyeye verilmiştir. Baldıran otundan zehirlendi Şen rem ininde oturan dört yasında Recep kızı Sevim arsada oyun oynarken e İme geçirdiği bakin-an otlarını yemiş ve zehirlenme alâimi göstererek bastahaneye kaldırılmış, tır. İçeriden ateş alan otomobil Şoför Münşinin kullandığı 1843 numaralı otomobil Tepe başında befc lerken birdenbire içerdeki minder ateş almış ve İtfaiye tarafından son dm-ühnOştar. Tahkikat neticesinde ateşin müşteriler tarafından atılan' sigaradan çıktığı anlaaümıştır. Baldan zehirlenme Üsküdarda Hacı Cafer mahallesinde bostan sokağında oturan AU oğlu AllahverrÜ Üsküdar iskelesinde bir kutu bal brhmış ve balı yedikten bir müddet aonra zehirlenme a-lâirai göstermiş v« Haydarpaşa Numune hastahanesino kalduılarak tedavi altına alınmıgtu İKTİSAT İŞLERİ : İktisat vekili Ankaraya gitti Birkaç gün evvel şehrimize gelerek bazı tedkiklerde bulunan İktisat Vekilimiz Hüsnü Çakır dün akşamki ekspresle Ankaraya gitmiştir. Ve kili istasyonda vali muavini ve vekâlete bağlı bulunan müesseseler erkânı uğur hımışlardır. MÜTEFERRİK « Suriye fevkalâde komiseri Parise gitti Fransanm Suriye fevkalâde komiseri Pusuz evvelki akşamki ekspresle saat 20 de şehrimize gelmiş ve ayni akşamki ekspresle Sirkeciden Parise gitmiştir. Komiser Fransız hariciye nezareti ile temas edecek Suriye vaziyetile Hataya ait işleri görüştükten sonra tekrar Suri-yeye dönecektir. Yurdda hava vaziyeti Yeşilköy Meteoroloji istasyonundan alman malûmata göre yurdda havanın orta ve cenubî An&doln bölgelerinde az bulutlu ve yer yer açık doğu ve cenubi şarki Anadolu böl-gd erinde çok bulutlu ve pek mevzii yağışlı, diğer bölgelerde de bukıthı geçmiştir. Rüzgârlar Kocaeli. Ege bölgelerinde orta, Anadolunun şark kısımlarında şarkî, diğer bölgelerde umumiyetle şimali şarkiden orta kuvvette, Ege denizinde kuvvetlice esmiştir. Dün Istanbulda hava bulutlu geçmiş ve rüzgâr şimali şarkîden saniyede 4-2 metre hızla esmiştir. Saat 14 de hava tazyiki lOOÖmi-libar sühunet en yüksek 17,04 en düşük 5.0 santigrad kaydedÜımştir. Nefesdarlığı basınca yere uzanmış Samatyada Sandık burnu gazinosu üstünde bir adamın yerde yattığı görülmüş, yapılan muyenede bu adamın Topkapı Havuzlu hamam so kağında 5 numarab evde oturan Ar-tin olduğu anlaşılmış kendisinde neft'- darlığı mevcut olduğu görüldüğünden tedavi için Cerrah paşa faastahanesine kaldın lmıştır. Motordan dOşerek sakatlandı Fener caddesinde Bedrosun 236 numaralı kereste deposunda çalışan Osman oğlu Bekir, deponun rıhtımına yanaşmış olan motordan ke-reste taşırken ayağı kayarak iskeleden düşmüş, baygın bir halde Cerrahpaşa hastan sn esine kaldırılarak tedavi altına alınmıştır. Köpek ısırdı Samatyada oturan Kâmil oğlu Refiki Huluainin köpeği ansızın sağ kalçasından ısırmıştır. Çocuk kudut ihtimaline karşı derhal h ast ananeye kaldırılmış ve köpek de müşahede altına atanmıştır. Baca tutuştu Dün gece yansa Balık pazarında L azarın in 10 numaralı kahvesinin bacası tutuşmuş ve itfaiye tarafından söndürülmüştür. IJMBUI!f!1| Müşterek emniyet prensibine Berlin - Roma mihverinin mukabelesi Berlin- Roma mihverinin Avru-padakl faaliyeti ve bilhassa Alman-yanuı siyaset haritasında vücuda getirdiği değişiklikler ingiltere ile Fransanm hayati menfaatlerini ecaa ta srette haleldar etmeğe baalanuç-tır. Londra ile Paris bloku, merkezi Avrnpadan ve dolayuılo şarki Avrupa dan ellerinin tamamile çektirilerek, arzın bu kıs minin AkdenS-den Şimal denizine, Baltik denizine kadar ikiye ayrılacağım kat! olarak anlamışlardır. Bu sebenden bn noktalarda, son kuvvetli bir devlet olan Polonyayı kendi taraflarına celbe uğraşmışlar ve Alman tehdidinin Varşovayı endişeye düşürmesinden istifade ile bu gayelerine de muvaffak olmuşlardır. M. Beck'in Londra-daki görüşmeleri, Polonyanın her hangi bir Alman taarruzuna karşı İngiliz yardımının temini, bunun yakın bir atide resmi olarak tesbit vo yine bu şekil yardım garantilerinin daha bazı devletlere teşmili neticesini vermiştir. Bu diplomasi faaliyet, Berlin ile Komayı mukabil bir harekette bulunmağa sevketmiştir. Filhakika, Alınan ve İtalyan erkânı harmyelerinin İnsbruk'de görüşmeleri, Yugoslav ve hududu boyunda külliyetli Alman kuvvetlerinin toplanması, nihayet Arnavutluğun işgaline iptidar keyfiyeti bu hu-eusda dikkate şayandır. Artık, İtalya da, merkezi Avru-padaki komşusunun hareketine muvazi olarak Akdenizde faaliyete geçmiştir. Müşterek emniyet prensibi sistemine idhal için uğraşılan Yu« goslavyayı çenber altına almış, bu suretle, karadan ve denizden kendi ve Atanan kuvvetleri sayesinde çevirerek ve ayni zamanda Yun anlatanın yanı başına yerleşerek Balkanlara ayak basmıştır. Bu hareketin Akdenizde statükoyu ihlâl edebilecek mahiyet kes-betüğini kestiren Roma, Yeni İspanya devletini de yanlarında cephe almağa sevketmektedir. Halihazırda Antikomintern pakta dahil olarak Berlin- Roma mihveri siyasetine sarahaten temayül eden yeni İspanya devletinin müstakbel faaliyetinden büyük ümitler beslenmektedir. Burada Berlin- Roma mihverinin gayesi Ak denizin garp methalini, yani Cebelüttank boğazını İngilizlerin elinden kaçırtmak ve hiç olmazsa bu müstahkem mevkii garp demokrasüerine bur istinat noktası teşkil etmekten menetmek ve dola-yısile Atlautikten gelecek lnglliz-Fransız deniz kuvvetlerini Akdenize geçirtraemektir. Tabii böyle bir hareket tara Ak denizdeki statükonun tamamen ihlâlini mucip olacak ve bu cihetten İngiliz- Fransız, siyaseti, her zamankinden ziyade nazik bir vaziyete düşmöş bulunacaklardır, işte italya Akdenlzdeki vaziyeti kendi lehine İnkişaf ettirmeğe çalışırken, brânisbe basma musallat ettirmek gayesindedlr. Şimdiye kadar merkezî Avrupa-ya inhisar eden siyasi kanşutük, bundan böyle Akdeuize de sirayet istikametini gösteriyor. Fransız ve fngüiz siyaseti artık kati bir harekete geçmeğe mecbur olacaklardır. Zira bu defa hayati menfaatleri do-layısile değil, bilâkis doğrudan doğruya her yandan tehlikeye düşmüş bulunmaktadır. Dr. Reşad SAGAY TAKVİM 10 Nisa. 1939 Pazartesi Hlerl: 20 Sefer 1358 Re..: 28 Mart 1355 Kası». 154 Defni saati- 5.28 Of W • 12,15 — Ikl.ei ı Akşaaıı 18,43 — Yatsı ı fssıak 13,42 13,57 20,18 \ YENİ SABAH GÜ N DE Ll K SİYASİ HALK GAZ ET ESİ ABONE ŞARTLARI TOrklr* Erntbl HER YTROE •00 Kr. )...ll,t 1400 Kr. 500 Kr. • «rl.iı 1200 Kr. 3 260 Kr. S aylı|. 000 Kr. 90 Kr. 1 .rl.fi 100 Kr. Po.ı. ittihaSıaa firmaaif ¦¦¦¦ Uk.lUr Igfci 2« 14. T.S «• 4 lir. KURUŞ Başvekilimiz, Dün Mecliste Mühim Beyanatta bulundu R. Saydam Kabinesinin Programı B;«şveklllm(zln Beyanatından : "En Yüksek Hamaset ve Sarsılmaz Vatan Sevgisi Kaynağı Olan Büyük Türk Ordusuna Dayanarak Her Tehlikeyi ve Tecavüzü Bertaraf Ereceğimiz Kanaatinde Olduğumuzu Söylemekle iftihar Duyarım., ingiltere Var mı Yok mu? rasta: h—»- CekU YALÇIN .' Bu suale derhal kat'l bir cevab verebilmek bugün imkân haricine-çıkmıştır. Siyasî vak'alsr öyli bir «ekil ve cereyan aldılar ki Öteden-beri "İngiltere" namı altında zi-Jıinlere yerleşmiş olan devletin hakikaten şu sırada mevcut olup olmadığını tayinde İnsan müşkülâta uğruyor. İngiltere hükümetinin dünyadaki bütün küçük milletler içıo bir "muhafız melek" olmadığını biliyoruz, lngilterenin milletlerarası münasebetlerdi hak, adalet, eöz ve muahedensme ahkâmına riayet ettirmek için mukaddes ci-ftjad İlân etmiş bîr donkişot olamı-s-acağına da kaniiz. Dünyada her ba-sıkışan devlet göçlerini Ingilte-reye çevirip ondan yardım bekli-yecek değildir. İngiliz kavmi de, her millet gibi, ancak kendisinin hayati menfaatleri uğrunda, ancak rnuztar kaldığı zinan, kan dökebilir. Ondan bütün beşeriyet uğrunda her keşten fazla bir feda-kârlık beklemek gülünç olur. Yalnız, bugüne kadar ingiltere için hayati bir ehemmiyeti haiz zannedilen bazı meseleler vardı ki şimdi onlar ortaya atıldığı ve hepsi de ingiltere aleyhine halledilmek istidadını gösterdiği halde büyük Britanya adalarında işin vahamet ve ciddiyeti ile mütenasip bir aksülâmel müşahid edilmiyor. En ufak bir uzviyetinin bile bayatta olduğuna en birinci işaret bu aksülâmellerdir. Eğer bir müddettenberi sistematik bir plân dairesinde tevali eden cebir ve şiddet hareketleri lngilterenin hayati menfaatleri bakımından değersiz Ve ikinci derecede vak'alardır da biz bunları yanlış olarak ingiltere İçin gayet ehemmiyetli hâdiseler diye telâkki etmiş isek. hiç olmaz-aa, cihan efkârıumumiyesine kar. ıı bu yolda bir izahat verilmelidir. Çünkfl her memlekette mevcut kanaat bunun aksinedir. lngilterenin ahvale seyirci kalman ancak alinden bir şey gelmediği için boyla sakin durmak ıstırarında kalmış olacağı suretinde tefsir edılebili-ror. Bugün Franaanın da muhakkak müzaheretine Istlnad eden ingiltere sesini yükselterek Arnavutluğun yirmi dört saatte tahliyesini bir ültimatom şeklinde ttalyadan Ubrb ata* ortalık derhal «Okun va huzura kavuşur. lngilterenin bu barek-U v"»kt«nnı tehlikede his-âeden botun memleketlerde derhal bir aksi «ada bulacak va her taraf-ta derin vs yüksek .nerji hamleleri fışkıracak, tamamen deftbjmi, bir hava esecektir. Küçük devletlerin vaziyeti yılan karşısında manyetizma tesirine kapılarak uyuşmuş ufak tefek Httaayâa CaJıld YALÇIN ''onu 3 Aircü u(l.t.»ılı) 38 ¦ D n Mecliste beyannamesini okuyan ve ittifakla itimat olı başvekili mir Refik Say da at Meclisteki Asil Heyecan Ankara: 10 (Telefonla) — Bugünkü Büyük Millet Meclisi fçtimaında hükümetin programı okunduktan sonra muhtelif hatibler soz alarak heyecanlı beyanatta bulunmuşlardır. Ez-(Sonu 3 üncü sayfada) Başvekilimizin beyanatından: "Milletimizin hayat ve refahını tehlikeye koyabilecek hareketler, hükümetimizden tadır olmıyacak-tır. Elverir ki iyi niyetlerimiz ve bütün devletlere karşı bellediğimiz tamimi ve d otlar.* bitaraflık doğrudan doğruya veya bilvasıta ihlâl edilmek teşebbüsüne maruz kalmasın.,. Kabineye İttifakla ANKARA: 10 A. A. ) — B.M. Meclisinin, bugünkü toplantısında Meclisin sürekli alkışlan arasında kürsüye gem Başvekil Dok tor Refik Saydam yeni kabinenin programını aşağıdaki nutuklarda İzah etmişlerdir: (Aziz arkadaşlarım. Büyük Millet Meclisinin intihabının yenilenmesi dolayısüe kabinenin istifasını Reisicumhurumuza takdim ettim. Kabul ve yeni kabinenin teşkilini tekrar bana tevdi buyurdular. Bugün, yeni kabineyi yüksek huzurunuza getiriyorum. Bu kabine de, şimdiye kadar olduğu gibi mensup olduğumuz Cumhuriyet Halk Partisinin programını tahakkuk ettirmek için çalışacaktır. Kabinenin İş bölümü noktasından eskisine nazaran farkı. Nafıa ve İktisat Vekâletlerinin ikişer ve-(Sonu 3 üncü sayfada) Vekiller Heyeti Dün öğleden evvel toplandı Ankara: 10 (Telefonla) — Vekiller heyeti bugün öğleden evvel toplandı. içti mada; bu sabah istanbul • dan şehrimize dönen hariciye vekili B. Saraçoğlu Şükrü de; Rumen hariciye nazırı ile yaptığı mülakat hakkında izahat verdi. İngiltere Bizimle ve Yunanis-tanla İki Anlaşma Yapıyor Diğer Taraftan İngiliz Kabinesi: 1 — Harp Halinde ingiliz ve Fransız Gemilerinin Boğazlardan Serbest Geçmesi 2 — Bulgarista nın Balkan Antantı ile Teşrikimesaisi Dİ temini hedef tutuyor (Yazuı 3 Onca sayfamızda) Yunan Hükümetinin Tebliği İngiltere; kalyadan Yeni Teminat istedi Londra Yugoslavya ve Yunanis-tana Yardım Tedbirleri Alıyor ingiliz - İtalyan itilâfı feshedilecek mi? Londra: 10 (A. A.) — Bu sabah saat 11 de toplanan kabine İçtimaına bUtUn nasırlar iştirak etmiştir. Nazırlar mecliai italyanın Arnavutluğa taarruzu üzerine ortaya çıkan vaziyeti tetkik eylemiştir. "Press Asaoefarion" un bildir -diğine gOre, kabine Yunanistana va Yugoslavyaya yardım İçin Ica-beden tedbirleri derpiş eylemiş -tir. Kabine Korfo adıı-mıa hususi bir ehemmiyet vermiştir. İNGİLİZ . İTALYAN İTİLAFI FESHOLUNACAK Mİ? Paris: 10 (A. A.) — Diplomatik müzakereler, daha as gergin tSonu 3 üncü sayla , Halkın her türlü endişeden salım otm sı bildirildi Atina: 10 (A, A.) — Atina rad yosu bugün aşağıdaki tebliği neş-retmistir: Elen milletin: Hükümet. Yunan efkânumul-miyesinde her turlu endişeyi izala İçin. memleketin istiklâl ve bütünlüğünün kati surette temin edilmiş olduğunu teyid edecek vazi • yette bulunduğunu beyan eyler. Elen milleti, hükümetinin ken-df emniyet ve şerefine müstemlr surette nfgehban olduğundan emin bulunarak musalemetperver me -saislne huzur İçinde devam edebilir. . İmza: J. Mcteksaa Arnavutluk; Bir İtalyan Vilâyeti Haline Konuyor Musolini Tiranda Mühim Bir Nutuk Söyliyecek italya Kralının Arnavutluk Kralı ilân Edilmesi Bekleniyor italyan askerleri Dün Berat Şehrini de aldılar Arnavutluğun Bedbaht kiralı Zogo ve refikası Tirana: 10 (A. A.) — Berat şehri dün italyan kıtaları tarafından işgal edilmiştir. General Guzzoni dün Draç'a gitmiştir. TAYYARE İLE GÖRlCEYE GÖNDERİLEN ASKERLER Gönce: 10 (A. A.) — Görice (Sonu 3 üncü sayfamızda) Neşriyat Kongresi Murahhasları Bunların Seçilmesine Dün Maarif Müdürlüğünde Başlanıldı I Dün Maarif Müdürlüğünde yapılan toplantıda bulananlar olarından Faruk Gürtunoa ve Tahsin Deraİray. Kültür mecmualarından Serveti fUn uncu Halld Fahri Meslek mecmualarından Doktor Hafız Cemal vs magazinlerden Celâl Ergun seçilmişlerdir. An karada toplanacak Neşriyat kongresine gidecek murahhasların seçilmesine dün Maarif müdürlüğünde başlanmıştır. Dün yapılan seçim neticesinde matbaacılardan Alâeddin, ve E-buzziyazade Velİd, çocuk mecmua- HER SABAH HAK VE ZOR Talihsiz Arnavutlukta muhacim kuvvetlerin bıgal *aha»ı gun geçtikçe genişliyor. Fa/la olarak memleketin hükümdarı da rcm-bı bir ülkeye sığınmak mretiyle yurd-larını ve istiklallerini müdafaaya çabalıyan tebaasını baş- , hu bırakmıştır. Vakıa bütün zeva- [ bir müstevlinin Ichindrdir. Lâkin ArnaıııduD Ua her hakundan ezici ve kahredici maddi faikıyet karşı-mu ! l. [..ı.ı.ı-i .ı. hilâl ini ılığa rağ- men hakka dayanan berinle t ve feragat nefsi gibi paha biçilmez bİr •ilâhı vardır. Bİz hâlâ: Zulmün topu var, kale »i \ar, guU Utt varsa, Hakkın da oi/MImsı kolu. dönme» yııtü vardır. Vecizesine inananlardım.. Hattâ bunun akıiur İnanıbrslülecrk alâ-mr t terin belirdiği u %efaauJık \e kah|Hİlk ...rm.ı. biteri. CEMALEUUtN SARAÇOGLV 95?3 Sayfa ı I TENİ3AIAH 11 NİSAN 1939 HATIRA vı İTİRAFLARI Tefrik. No 57 Yazan t Af. SIRIR Daha Ogün Düşmanlar Yine Ayaklanmışlardı ,4rfı& Galata Rıhtımında Gece Gündüz Bir Sürü Polis Bekliyordu Bu vaziyette, .«andıktan tekrar düşman eline geçirmemek için ma' naJarı bırakmaktan başka çaremiz kalmamıştı. Kararımızı hemen vermiş ve sadık arkadaşım Mıpavnlili İbrahim ile ise girişmiştik. Bağlı o-Un tercüman ile makinistin ağızlarını tıkamış, motorun içine atmıştık. Ardından da her ihtimale karşı kullanılmak üzere, beraberimizde getirdiğimiz sivri kazmalars sarılmış, mavnaların baş ve kıç alllanndar İkişer büyük delik açmıştık. Sular açılan deliklerden mavnalara hücum ederken biz de motörc atlamış, açılmıştık. İbrahim makineyi açmış, dümeni ele almıştı. Kız kulesine doğru yarım yolla gidiyorduk. Bir taraftan da mavnaların yavaş yavaş batışını seyrediyorduk. Talim bu tersliği ve nekesliği yüzünden kaçıramadığımız sandıklan mavnalarla beraber Caküdar açığında gömdükten sonra, tam yolla Ahırkapıya gelmiştik. Becerikli İbrahim motorun basını adalara çevirmiş, dümenin yekesini ¦ağa ve sola kaçmamak üzere güzel-aa iki yandan bağlamıştı. Eeırlerm ağızlarını çözmüş, ucunu bana uzattığı çımayı içerde bir halkaya bağladıktan sonra makineye tam yol vermişti ve bu sırada kendi de sahile atlamıştı. Tabii ucu elimde olan çımayı bırakınca da motor, bütün hızı Üe, sahilden uzaklaşmış, Adalara doğru karanlıklara dalmıştı. Ertesi sabah, kalafat .yerinde ve Top Ömerin kahvecinde idik. Saüh reis, anlattığım macerayı dinliyor, başımıza bir felâket gelmediği için cenabı hakka şükrediyordu. Öğleye dojfu Hoca Rekirle Hemşinll Nuri de gelmişlerdi yanımıza. Helecanlı ve heyecanlı hadise ve hareketlerin fenlendirdiği bu iki afacan, akşam geçirdikleri macerayı anlatırlarken, âdeta çocuk taşmışlardı. Gule, sıç riya aöyliiyorlar.lı. Lâf anlatırken bayağı birbuierile çekişiyorlardı. Hoca Bekir: — Ah Kara Mehmet, diyordu Özerine atıldığım polisin o sırada bir halini görmeliydin. Tabancasına attığı elini öyle bir sıkmışım ki, zavallı herifin avuç derilri yüzülmüş, etleri bırtılmış. Fakat amma da çetin çıfıt imiş be. Nasılsa sırasına getirip, sol eü ile midemin üzerine gerilmeden attığı yumruğun tadım u-nutanuyacağım. Soluğumu kesti a-yınm eniği. Düşün bir kere ağam, demek gerileydi. bir vuruşta canımı çıkaracaktı. Hemşinlİ Nuri de gülüyor ve: — Benim hisseme düşen de çam kütüğü gibi bir herifti ağam, diyordu. Yere yıkıp elinden tabancasını alıncaya kadar ne çektiğimi sorma, aözünü kestim Nurinin, sordum Ho-aa Bekiro: — Ne yaptınız polisleri?.. Sa km... Sualimin nihayetini beklemedi. Özerime atılacak gibi fırladı yerinden. Sağ elini omıızuma koydu ve: — Allah bilir aklına gelen şeyi yapmadık .ağam. Yolda Nuri çok iş-tahlandı ve beni de keudine uydurmağa çok uğraştı amma yanaşmadım. İkisini dc gUzelce bağladık", nefes alabilecekleri kadar anızlarını yazmalarla sardık. Haydar paşadaki dalga kıranın istanbul tarafındaki ba-ına bırakıvordfk İkisini de. Daha o gün, düşmanlar el birliği 11- yine ayaklanmışlar, Galatanın, Istan bulun hemen har tarafına de ğılıp dallanıp buda klan m ıslardı. Po-balerln o gün sabahleyin bir devriye motörü tarafından bulunduğunu, faca Marmaraya saldığımız düşman motorunun da, rar-erbahosde Oreke taşı ysnındakl kayalıklsrın Öterinde oturmuş bir vasiyette kurtarıldı-|mı öğrenmiştik. Oarei biat .reyıp soran olmadı amma bir hayli hem* seri yine Arabyan hanım boylamış-tı. Düşmanlar da akıllarını başlarına toplamış, nhtım üzerine geceli gündüzlü bir sürü polisi sıralamışlardı. "İhsanı Hûda,, motörile batırdığımız mavnaların sahiplen ne mi oldu dediniz*. Motorun aaü ismi "İnsanı Huda,, değildi ki. Bu ismi motore biz o gece işi İçin takmış, yazdırmıştık. Mavnalara gelince, Kuruçeşme-de bir kömür deposuna ait olan bu iki tekne, uzun zamanlar aranmış, tabiî hiç bir yerde bulunamamıştı. Yunanlılar da sandıkların Anadolu-ya kaçınldığı kanaatini hasü etmişler, bir müddet bazı hırçınlıklar yaptıktan sonra seslerini kesmişlerdi. Alışkanlık bir hastalıktır, sevgili dinleyicilerim. Bir türlü duramıyor-duk yerimizde. Anadoludaki kardeşlerimize hizmet etmek kadar da düş manlara eziyet etmek, onların aciz içinde kıvrandıklarını görmek te hoşumuza gidiyordu. Bu da bize ayrı bur zevk veriyordu. Onun için. Miralay Esat beyin merkez kumandanlığına tayın edildiği güne kadar acı tatlı bir çok encamlar geçirmiş, bacan günler, haftalarca ortadan çekil miş ve bir kenara saklanıp sinmiş, bazan da çalışıp didinmiştik ve böylece bir çok aylar geçirmiştik. Düşmanların aşın derecede az-gınlnştıgı, hafiyeleri sağa ve sola bir kuduz gibi saldırdıkları günleri yaşıyorduk. Dört gün evvel Mipav-rili İle Hemşinli Nuri Edirnokapı Bemtinde yine iki düşman polisinin canına okumuşlardı. Bu sebeple hepimiz, âni bir taarruzdan korkuyor, bucak bucak kaçıp saklanıyorduk. Düşmanlar. Karadenlzin bütün yalı uşaklarına. Galata ve Sirkeci taraflarını zindan .-tinek istercesine w çok şiddetli hareket ediyorlardı, liri gündür, Bartınlı tnebolulu, Sinoplu. Çaraambaiı. Trabzonlu. Rizeli. Sürmeneli kardeşlerimize kan kusturuyorlardı habisler. Tesadüfün gösterdiği aksüiğe bakınız ki bir gece evvel de. Hoca Bekir. Tophanede Boğazkesen yokuşunda yine bir düşman polisini ölmüşlerine katıştırmış lnebolunun sert ve mert bir evlâdı. Mavnacılar cemiyetinin bekleme yeri nöbetçilerinden Anafor Ahmet te, Galatada, Osmanlı bankası karşı-sında, Yeni yolda bir birahanede savurduğu bomba ile ortalığı birbirine katmıştı. Başbasa verip kimbilir, neler düşünen beş günahlının tatlı can lannı yakmıştı. Bu iki vak'a. Mipav rili ile Hemşİnli Nurinin, düşman bağnnda açtıklan yaraya sanki tuz ve biber basmıştı. O derece canlarını yakmıştı. Gerçi Hoca Bekir izini belli etmeden, ismini dillere düşürmeden kaçmıştı amma zavallı Anafor Ahmet yakayı ele vermişti. Düşmanların bütün hırs ve hışımlarını üzerine çekmişti. İnliyordu zavallı Kroker zindanında. Ben Anaforun tutulduğunu kalafat yerinde. Top ömerin kahvesinde işitmiş, pek yakından tanıdığım bu ateşli genç için çok ta acınmış-tım. Kahvenin köşesinde Top Ömer-le bunu görüşüyor, uşakların son günlerde, biraz fazla ileri gittiklerinden bahia ile dertleşiyorduk. Bu sırada bizim Salih reisin sevinçli yü-zü kahvenin kapısında görünmüştü. Karşımdaki sandalyeye çökerken manalı manalı gülmüş ve: — işittiniz mi ağalar, demişti Bu sabah Galatanın pis sokakların-dan birini bir düşman polisinin kanı Üe yıkadılar. Bir tane daha kıvırttılar Bize nazaran yaşlı, çok ta ağır başlı ve gerçekten kabadayı bir a-dam olan Top Ömer, başım İki tarafa aallıyarakr (B«vaaaı var) ŞEHİR HABERLERİ Maaşlı ve Ücretli Memurlar Naaıl terfi va terfih edilecekler ? Maaşlı ve ücretli memurların tayin, terfi ve terfihleri için hazırlanan ve bazı tetkikler ilâveler için hükümet tarafından geri alınan (Barem» projesi bugünlerde tekrar meclise verilecektir. Yeni proje, muallimler, hâkimler, dahü ve askeri memurlarla subaylar hariç olarak hazırlanmıştır. Ve projedeki yeni e -aaslnra göre. bir derece terfih için en az 4 sene bir derecede bulunmak ve bukadar müdde'. o derece maaşını fiilen almış olmak şarttır. Yüksek mektepten mezun olanlar için bu müddetin Uç sene olarak teshili muvafık görülmüştür. Bu müddeti ikmal etmeden üstün derecede bir memuriyete tayini icabedenler, müddetleri bitinceye kadar eski derece mnaşlannı alacaklardır. Yeni projede. Üzerinde esaslı ted kikler yapıldıktan sonra ücretli me murlar için konulman muvafık görülen hüküm şudur: Ücretli vazifelere ük alınacak memurlar, tahsil dercelrine ve diğer vasıflarına göre, girebilecekleri maaşlı memurluk derecesinin ancak bir üst derecesin» sid maaş tutariyle tayin olunabilecekler ve bunların terfileri de maaşlı memurların terfüerinln hükümlerine tâbi olacaktır. Proje üzerinde tedkikler devam etmektedir. Bir Sarhoş bir Bekçiyi vurdu MUlecavIz adam tovklf edildi Nadir isminde bir adam, Alemdarda kör kütük sarhoş olmuş ve kendisine sükûnet tavsiye eden bekçi M. hm. .lı baldırından yaraladıktır!.. Nadir, dün Sultan Ahmet 1 inci aulh ceza mahkemesine verilmiş ve tevkif olunmuştur. VİLAYETTE : Kaymakamlar toplanıyor Yarın bütün kaza kaymakamlar, ve belediye reis muavinlerinin İştirakiyle vilfiyetde Vali ve Belediye Risinın riyasetinde bir toplantı yapılacaktır. Toplantı akşam saat beşten sonra yapılacak ve belediye Işlenle alâkadar mevzular etrafın da cereyan edecektir. MÜTEFERRİK ı Yarın seyyah geliyor Yann Alman bandıralı General Von Şatoyben seyyah vapuru ile şehrimize 400 seyyah gelecektir. Okuyucularımız Diyor kl ı Çay Belediyesi halkın sıhhati İle alakadar olmalıdır! Çay nahiyesinden aldığımız bi mektupta, orada ne doktor ve ne de sıhhiye memuru olmaması yüzünden pislik ve mikropların halkın sıhhati Üzerinde daimi bir tehlike teşkü ettiği büdirilmektedir. Diğer taraftan son günlerde çarşıda bulunan umumî lâğnmın taaf-f ünü yüzünden civardaki evlerde dur mak gaynkabil olmuş ve pis kokular her tarafı istilâ etmiştir. Mektupta: bu Isğamı aüratle kapatması veya 25-30 metre aşağı indirmesi icap ettiği halde, belediyenin aldırmıyarak başka taraflardı cadde açmakla meşgul olduğu diğer taraftan mahalle aralarındaki gübre yığınlarının da bir mikrop ve siv risinek yuvası haline geldiği esefle ilâve olunmakta ve bu vaziyetin süratle düzeltilmesi için alâkadarlantı nazarı dikkatlerinin celbi iatenmek tedir. Yeni Sabah - Bütün bir nahiye-halkının sıhhat ve hayatını tehdit eden me/.kûr lâğamın hemen kapat-| tırılına,mı ve mahalle aralanndak gübre yığınlarının da aüratle kal-dırtılarak "Çay., belediyesinin haî-km umumî sıhhati ile daha yakın dan alâkadar olmasını ehemmiyetle! temenni ederiz. Trak Vapurunu Kurtarmak Hâlâ Kabil Olmadı Geminin bugün tahllsl Umll ediliyor Dört gün evvel sis yüzünden Mudanya İle Tirilye arasında karaya oturan Denizbankın Trak vapuru dün de yapüaıı çalışmalara rağmen kurt anlamamıştır. Kaza mahallinde gemi kurtarmanın Hoora ve Alemdar tahlisiyeleri çalınmaktadır. Trak m bugün kurtarılarak tahliliye vapurlarının yedeğinde limanımıza gelmesi beklenmektedir. Gemi karaya şiddetli bir surette bin d irdiğinden burun tarafından hasa ra uğramıştır. Buraya geldikten sonra derhal sıkı bir muayeneden geçirilerek Istinye havuzlarına alınacaktır. Bir adam Arkadaşını üc Yerinden Yaraladı Diğer Biride birini arkasından vurdu Haydarda oturan boyacı Emin oğlu Sami isminde bir adara dün (Süpürgcci) hanında Hüseyin in o-dasında otururken, Cibalİde mukim arkadaşı Emin oğlu Zihni İle kavga etmiş ve Zihniyi başından, sırtından ve sol memesi üzerinden yaralamıştır-. Spor işleri Köy büdçelerJne de tahsisat konacak Dahiliye Vekili Faik Oztrak im-zasile Utan bul belediyesine bir ta mim gelmiştir. Tamimde denilmektedir ki Bedenterbiyesi kanunu vilâyet mahalli idarelenne malî mükellefiyetler tahmil etmiştir. Bu kanuna göre veliler köy bütçelerine vilâyet umumi meclislerinin tasvı bile münasip mikdarda tahsisat koyduracaklardır. Köy idarelerinin apor işlerine iştirak nisbetleri köylerin mali vaziyetleri iyice tetkik e* dildikten sonra varidatları nısbetin-de olacaktır. Mahalli idareler şehir ve koy gençliğinin bedenî ve sıhhi inkişaflarına ait kanunla tayin edi -len vazifelerin ifasında azami hassasiyet göstereceklerdir. ^^^^ Dünkü Konferans Profesör "Pittard,, m Konferansı Alâka ile Dinlendi KÜP1 * Birkaç konfenanj vermek üzere şehrimize gelan Prf. Pittard dün akşam Üniversite konferans salonunda İlk konferansını vermiştir. Profesörün konfransında Üniversi- te rektörü ve kalabalık bir talebe t* dinleyiol kütlesi hazır bulunmuş vs değerli prolosör şıdduUv alkışlan-mıştıp Zabıtlar iyi yazılmıyor mu İstanbul Belediyesi belediye zabıtası tarafından tutulan zabıtlann çok muğlak ve birbirini tutmaz bir şekilde yazıldığını görmüş ve alâka darlara raporların itina ile tutulma-aı lüzumunu bildirmiştir. BELEDİYEDE : Gürültü ile mücadele Belediye Reisliği, gürültü ile mücadele için alınan tedbirlerin iyi bir şekilde tatbik edilmediğini görerek kanuna muhalif olarak yüksek sesle bağıran esnafın, daha iyi bîr şekilde ve kontrolü lüzumunu alâkadarlara bildirmiştir. Bu hususta İhmal ve lâkaydisi görülen belediye memurları hakkında takibat yapılacaktır. Catalcada yeni elektrik santralına talip çıkmadı Catalcada mahallî belediye tarafından tesis olunmasına karar verilen elektrik santralının İnşası için yapılan ilânlara hiçbir talip çıkmamıştır. Çatalca belediyesi bu hususda Is tan bul belediyesinin tavassutunu rica etmiştir. İstanbul belediyesi bu teklifi kabul etmiştir. Catalcada yapılacak santralın keşif bedeli 27000 liradır. Belediye memurlarının adresleri Belediye müdür ve şube müdürleri kendi dairesindeki memurların ev adreslerini, telefon numaralarını telefon numaraları olmadığı takdirde evine civar bir telefon numarasını bir Üste hazırhyacak ve bu nu daima yanında bulundurucaktır. Belediye daire müdürlerinin ve şube müdürlerinin telefon numaralan da belediyenin muavinleri tarafından alınacaktır. Yolları kirletenler Belediye Reisliği, yollan kirleten ve pisle tenlerden cezalandırılanların mikdarını bütün şubelerden istemiştir. Yol parası mirasçılardan alınmıyacak Yol parasını vermeden ölenlerin borçlarının mirasçılarından tahsil olunmıyacağı Dahiliye Vekâletinden İstanbul belediyesine bildirilmiştir. Mangal yakma yüzünden Çarşıkapıda küçük (yol geçen) hanında oturan Mustafa oğlu Yusuf, mangal yakmak yüzünden Pct-rügeli hamal Mustafa oğlu Yusufu demirle kolundan yaralamıştır. TAKVİM 11 Nisan 1939 SALI HlerlrîlSefar 135S Raaıh 29 Msrt 1355 Kast. 155 Hayvanl*rn Ç ftleşme Zaman ı Defa saati 5.26 • 12,15 — İkindi ı 15,57 . 11,44 — Ystsı ı 20,21 )-¦ ı«k ı 3,40 POLİTİKA Son hâdiseler Hâdiaat yekdiğerini süratle ta-kıbcdıyor. İngiltere Roma- Berin mihverinin merkezi Avrupadaki faaliyetine bir sed çekmek için Polonyayı kendi siyasetine celbett*-ğini görmekle memnun olurken Italyanın Arnavutluktaki harekâtı birdenbire ortaya atılan kartları yeniden karıştırdı. Roma, fini hareketi garp demokrasilerinin mütereddit siyasa* tinden İstifade ile ve hele rakiplerinin kâfi derecede seslerini yükselte* bilecek bir vaziyete gelmeden aiyasl noktadan mümkün mertebe bazı müsbet neticeler elde etmek niyetini göstermektedir. Almanyanın son bir aydanbert gösterdiği faaliyetler sırasında, ayni tevessü slyaneti tak:beden ve bu siya set. Akdenirde ve Balkan yanmada-smda bir neticeye bağlamak istiyen Romanın şimdiye kadar ses çıkarmaması ve mütemadiyen ortalıkta Fransayı muhatap alarak Tunus, Cibuti ve ban Fransız eyaletleri üzerinde İddialar dermeyan etmesi manalı bir hareketti. Fransa ve lngil-tereyi, İspanya, ve Fransızlara karşı serdettiği İddialar île oyalaması, beri tarafda vukua getireceği sar-Bintılan daha kuvvetle tatbik imkânım bulabilmesini temin maksa-dile yaptığı İhtimali kendisini artık göstermektedir. Şimdi Almanya sesini çıkarmıya-rak yalnız İtalyan hareketini tasvip ettiğini beyan ile iktifa ederken bu sefer Roma faaliyetine germi vermiştir. Amavutluğa yerleşen İtalya Londranın mütemadiyen vücude getirmeğe çalıştığı mukabil blo-kun ortaya çıkmasına esaslı bir mani çekmek gayesindedir. Bugün Yugoslavyanın siyaset alemindeki mevkii çok nazik bir hale girmiştir. Karadeniz hududlan Roma- Berlin, mihveri devletleri veya bu siyaset nüfuzunda bulunan devletler hudud-larile kapanmıştır. Yunanistanın yanı başında faşist kuvvetlerinin bulunması ve hemhudud olması keyfiyeti. İtalyan kuvvetlerinin on iki ndnlardnkl vaziyeti, hepsi, şimdiye kadar nisbeten sakin duran cenubî Şarki Avrupası ve şarki Akdeniz havzasının bir kısmını kanşıklığa sokmak İstidadındadır. Ingilterenin ve arkasından d* Fransanın siyasi mesuliyetleri şimdi çok büyüktür. Ve onların takınacağı tavırlar Berlin- Roma mihverinin Balkanlardaki faaliyetine tesir edecektir. Romanın bu hareketinin doğrudan doğruya müteessir e-debileceği memleketlere teminat verdiği de malûmdur. Fakat bu te. minatın gayeri ve dayandığı esaslar nelerdir* Bugün her hangi bir muahedenin yırtıldığı, aabah verilen sözlerin, akşamleyin geri alındığı bir devirde teminat denilen şeyin mahiyetini ve tesirinin ne olacağım düşünmek, ve bunu müsbet bir şekilde telakki etmek de biraz hâdiselere vukufsuzluğu gösterebiUr. Hâdi-snt durmadan yürüyor ve fikirleri İşgal ediyor. Şimdi siyaset âleminin kendi kendine sorduğu suallerden biri da bu tevessü siyasetinin nasıl ve ne şekilde duracaftı vsya durdurulacağıdır.. Yalnız burada dikkate alınacak! bir nokta varsa. Italyanın her han* gi bîr tevessü siyasetinin devamı ha* linde, mihver arkadaşı kadar kolay* bkla muvaffak olamıyacağı ve buralardaki faaliyetlerin, garp demok* restlerinin hayali menfaatlerini coM daha alâkadar ettiği keyfiyetidir. Gelecek bir İki gün zarfında teakup edecek hâdiseler ve siyasî faaliyet ve hareketler Avrupanın dola, ylsUe bunun yeni büyük bir sUftbJj IhtlIAfs gidip gitmlyeceğtnl gösterecektir. Dr. Reş.d SAGAY BALKK VIJTJUNDE t Konferans Eminönü Halkeviadeo: 15 i 939 Cumartesi günü saaf (17.30) da Evimizin Cağaloğludakl salonunda Üniversite Profesörlerim den Hamlt Nafiz Pamir tarafından] (İstanbul Boğazının teşekkülü) meı| sulu mühim bir konferans wnltc«J| tir. Davetiye yoktu* •00 Kr. 2400 Kr. 800 Kr. • afili 1X00 Kr. 2SO Kr. ¦ -,l.|. «00 Kr. •O Kr. I |fh|| 300 Kr. Pasla iltlkad.aa ırm»m.t SOBa» Uhsllsr IS. M. 7.1 *• 4 lira HER YERDE KURUŞ Kabinenin Programı Ya..n: HtUay- C.hid YALÇIN Başvekil muhterem Refik Say lam yeni kabinesinin programını mecliste okudu. Nutkun en mühim kısmını pek tabii olarak harici vasiyete taalluk eden fıkralar teşkil •diyor. Esasen, pek yeni teşekkül «tmiş ve meclisin feshi üzerine l-j kinci defa vucııd bulmuş olan Refik Saydam kabinesinin is prog-ramında ve dahili siyasetinde göze çarpacak bir değişiklik olabilme-¦ine İmkân yoktu. Refik Saydam, muhterem ismet lnönünün Cümhurreisliğine geçmesini müteakip dahili siyasette takip edilen geni* ve yüksek te-panüd. vahdet ve kardeşlik pren-siblerinin az vakit içinde temin etmiş olduğu sltkûn ve itimada pek haklı bir iftihar ile bakmış. Türk vatandaşlarının "samimi beraberdik ve güven havası içinde yaşadığını" temin etmiştir. Milltlerara-pı su müşkül dakikalarda bir memle ket için en büyük kuvvet işte bu dahili itimad. sükûn ve vahdettir. |lk adımda bu lüzumu takdir eden jre fiile çıkaran Milli Şefin basiret c. isabetini müşahede etmek kalble-ri .nevinç ve şükran ile dolduruyor. Dünya buhranı ve bu buhran Karşısında Türkiyenin vaziyetini! mütalcu eden muhterem Başvekil. I milletlerarası siyaset sahasında' göze çarpan değişmeler ve süratli İnkişaflar karşısında Türkiyenin faaricl siyaseti bir tebeddül göstermemekte olduğunu kaydediyor. ^'Türkiye sulhu sevmek, sulha hiz-rni'i etmek yolundaki azminde ayni iman ile. ayni itina ile berdevam bulunmaktadır... Ancak, mesele bizim sulhu sev-aıemİTÖV duğildır. Sulhun payl-dur olabilmesi İçin başkalarının da bnu sevmesi, hak denilen bir şeye riayet etmesi lâzımdır. Onun için, muhterem Refik Saydamın beya-patı yalnıc bu teminata inhisar etseydi, kendisine karşı beslediğim Uerin İtimad ve hürmete rağmen, endişe duymakta olduğumu gizliye-rniyecektim. Gözümüzün önünde bir Münih anlaşmanı var ki İngiltere namına sulh davası lehinde yapılabilecek en büyük fedakârlıklardan birini teşkil eder. Fakat maatteessüf sulh davasına bu derin bağlılık, bu yüksek fedakârlık bugün ancak "hata" kelimesiyle tavsif olunabiliyor. Çünkü Münih anlaşması bizi harpten u • Baklaştır.ımamış. harbe daha ziyade yaklaştırmıştır. Fransa ve İngilterenin bu fedakârlığı bir âciz ve Şfhanst işareti olarak telâkki İdilini* ve artık tehdit ve Ihafe si-/., eti bütün çıplaklığiyle hüküm ¦ urmeğe başlamıştır. Başvekilimizin, Türkiyenin. ya • ' Zikir cereyanına sürüklenerek İra herhangi bir menfaat hırsına mağlûp olarak sulh yolundan in-piraf etmiyeceğini temin etmekle putun Türk milletinin hislerine tercüman olduğunda şüphe yoktur. (Türk milleti. İcabettiği zaman, heri türlü fedakârlığa katlanmasını bil. mistir. Kimse onu zor ile, korkak-l fık ile itham edemez. Fakat Türk milleti en eski asırlardanberi muhafaza ettiği bu şanü cengâverlik! Sn a nesin i yalnız hatlarını ve hu -atıllarını muhafaza emeli uğrunda canlı canlı yaşatmağa azmetmiştir. Türk milleti medeniyet ve terakki yolunda Iktlsab edilecek »•'•Herin de şerefçe yüksekliğini müdriktir ve en büyük İdeali sulh! ve sükûn İçinde insaniyet ve medeniyete hizmettir. Muhterem Refik Saydam: "Milletimizin hayat ve refahını tehlikeye atabilecek hareketler hükûmalinizden sadır oL. mıyacaktır" teminatım verirken bütün Türk milletinin candan bağlı olduğu bir İdeali İfade etmiştir. HUaeyia Cahid YALÇIN (Sonu 3 endi sayfamızda) Balkanlıları Tehdit İngilizlerle İş Birliklerini Sıklaştı-rırlarsa Almanya Ve italya Tama-miyetlerini Garanti Etmiyorlar 'talyada 950 Bin kişi Silâh Altında, ingiliz Ve Fransız Filoları Seferber. Arnavutlukta Harp Devam Ediyor _______j_ Roma: 11 (A. A.) — Roma siyasi mahafilinin kanaati şudur ki Arnavutluk meselesi askeri bakımdan tasfiye edilmiştir. Ve diplomatik bakımdan da tasfiye edilmek üzeredir. Çünkü garb dsmok rast devletleri emrivaki kabul etmek. Istırarında bulunuyorlar. Ve İtalyanın doğrudan doğruya ve yalnız kendisini alâkadar enen bir meseleyi halletmiş olduğunu anlıyorlar. Ayni İtalyan mahafili Yugoslavyamn ve Yunanlatanın göster -dlği soğuk kanlılığı tebarüz ettirmekle beraber Yunsnistanın İn -giltere tarafından teklif edilen garanti paktına İştirakinin İtalya-ya karşı hasmane bir hareket ola-(Sonu 3 üncü tayfamızda) :::ue::mGG:::^::^:::::rE::ı::::u::::Rnt:::::::urena Esiri Arnavutluk Şenirlerinden Biri Holandada Seferberlik Holanda Hükümeti Dünyayı Bir Harp Arifesinde Görüyor Holanda harp gemilerinden biri İki Uç günkü hâdiselerin neticesi olmamakla beraber hükümet hududla-rını. umumi vaziyet karşısında daha sıkı bir himaye altına koymağı muvafık görmüştür. (Sonu 3 ImcU sayfada) Lahaye: 11. (A.A.) — Matbuat bürosunun bir tebUğine göre, dünyanın bugünkü vaziyeti kanunlarda tayin edilmiş olan tarzda bir harp tehlikesini ihtiva ettiğinden sahü ve hudud muhafızları silâh altına çağrılmışlardır. Bu tedbir bilhassa son Casus Mustafa Sagir] Nasıl Yetişti? İstanbula neden _ geldi ? kimlerle Temas Etti? Bulgaristana Niçin Gitti? Ankaraya nasıl re niçin gitti? Nasıl Tutuldu Ve Nasıl Asıldı ? c«™ km* s»* Pek Yakında Neşre Başlıyacağız Dr. Göbbels Bugün Geliyor Bir müddettenberi muhtelif mem leketlerde seyahatte bulunan Alman propaganda nazın Doktor Göbbetı bugün Öğleden sonra saat 2 de tayyare ile şehrimize gelecektir. Doktor, Göbbels, ve beş arkadaşını hamil bulunan tayyare Yeşilköy hava raev darıma inecek ve nazır hükümet namına Vali muavini Hüdai Karataban ve hava kumandanı tarafından istikbal olunacaktır. Nazır buradan doğruca kendisine tahsis olunan Perapalas oteline gidecektir. Doktor Göbbels şehrimizde iki gün kalacak ve Istanbulun sayam temaşa mahallerini, müzeleri ziyaret edecektir. Misafir nazır cuma günü şehrimizden mufarekat edecektir. Nazırın seyahatinden bilistifade Ankaraya gidip gitmiyeceği henüz malûm değildir. Filistin İçin yeni bir teklif Kahire: 11 (A. A.) — Mısır'ın Londra sefiri. Ingillere hükümeti -nin İngiltere tarafından Filistin'de takibi tasavvur olunan siyasetin bazı noktalarını tadil eden tekliflerini getirmiştir. Suudi Arabistan ile Irak'ın mü-messilleri yarın. İngiliz teklifleri hakkında kendisi ile görüşmek O sere Mısır başvekiline mülâki olacaklardır. Macaristan Milletler Cemiyetinden çekildi Budapeşte: 11. (AA) — Hükümet Milletler Cemiyetine gönderdiği bir mektupda Milletler Cemiyetinden çekildiği, ¦ J- ¦ teknik sahada teşriki aeeMİ' C 1 *~" 'milel a-dalet divanı ık- ı- (• ı '¦¦ - •, iştirake devam edeceğini bıldıı mistir. Rumen Kralı Dn ı icada Bükreş: 11 (A. A.) — Kral Karo), pazar akşamı, Bükreşten ayrılarak Dobnıcaya gitmiştir. Tayyare Piyango sunda Kazanan Numaralar ( 4 üncü Sayfamızda ) Hatayın Türkiye-ye Verilmesi Kararlaştırdmış Yalnız Boğazlar Hakkında Bir İhtilâf Varmış PARİSTEN GELEN HABER Şükrü Saraçoğlu Dün Parti Meclis Grupunda izahat Verdi Hariciye Vekilimiz B. Gafealcuyı karşılarken Ankara: 11. ı A A ) — C.H. Partisi Büyük Millet Meclisi grupu bugün 11/4/939 öğleden sonra reis vekili Hasan Sakanın riyasetinde toplandı. (Sonu 3 üncü sayfada) Bu Yıl Yapılacak işler Dün Şehir Meclisinde Vali Şehrin Masraf Büdçesini Antantı Şehir Meclisinde Vali Soı Söylerken Yazısı S de HER SABAH BAŞVEKİLİMİZİN TEMİNATI Havın Başvrkilimiz Refik Saydamın evvelki gün. Millet Merllsl kürsusUnden yeni mebuslarımıza va dolayısıyla bütün dünya ef-kârı umumiycıinc söylediği sarih, samimî ve gıllügişsiz sözler yeni buhranlar ve siyasi İhtı-lallar karşıcında Türkiyenin aldığı ve alacağı va/lyeti açıkça gösteriyor. Aziz hükümet re inimi/ pek kati bir ilade üe ve hiçbir yanlış tefsire mahal hırakmıyaeak bir surette II yorlar kl: — Deava % eziyetinin ha» dondururu bir süratle gösterdiği değişiklikler kandında her lamanklnden ziyada müteyakkızız. Türkiyemis candan sulh dostudur ve büyük, kü ettk hrr devletle İyi münasebetler I- dame ediyor ve edecektir. Elverir kl bu lulhseverliğımiz vs bitaraflığımı! doğrudan doğruya veya bilvasıta İhlâl edilmesin. Sayın Refik Saydam gibi temkin. II. «akar bir hükümet irininin ağımda n-'isienna kıymet ve kuvvetini bulan I. -izler bugünkü çok narik ve cidden buhranlı durumda 18 mll-yoo Türkün kendisine çizdiği hareket çİıgİHİni pek güzel anlatmaktadır. Kimiye karşı ne kötü Mr niyetimi*, ne fena bir düşünermis vardır. Kimsenin de bizs karşı kötü nl yet ve fena düşünce beslememesi şartıyla. A. ÇEStALEDDİN SARAÇOÖLV Sayfaı I T E N I S A I A H 12 NİSAN 1939 CRSAHKAPA MIH MI DİN HATIRA vı İTİRAFLARI Tefrika No 58 Yazan i Af- SIRIR Reisin Verdiği Emir 4 Bu Akşam Merkez Kumandam Esat Beyin Yaverini Göreceksin!,, — Re» çok fena bu. dedi. Herifler sonra bize soluk akJırmıyacak- bulduklan yerde canımıza okuyacaklar. Biraz uşaklara nasihat vermek, bu gibi atılganlıklarının arazını kestirmek lâzım... Bu gidişle.. Coşkun Salih kaşlarını çatlı, dişlerini gıcırdattı ve: — Bırak ağa. dedi Bu kadarrık ta mı yapmasınlar, milletin göğe doğru tüter gibi yükselen ahlarına, feı yatlarına yürek dayanmıyor. Bana kalırsa az bile yapıyorlar. Bırakın uşakları kendi hallerine, bozmasın keyiflerini, kırmayın şevklerini lilahıru severseniz. Rastladıkça beselemek, kesmek değil, bunları kökten temizlemek, tohumlarını ezmek gerek. Görüşme, dertleşme bu mevzu ü-cerinde yanm saatten fszla sürmüştü. Reis bütün kinlerini doya doya ortaya atmış, bir hayli de göz yazı akıtmıştı. Gitmek Üzere kalkıp ellerimizi sıkarken, tekrar yerine oturmuş ve gülerek: — Ne demke geldim, neler dedim size ben. Az daha unutup söylemeden gidiyordum Kara Mehmet Bugün akşam üzeri İstanbul Merkez kumandanı Miralay Esat beyin yaveri Burhan beyi göreceksin. Seni kumandan bey istiyormuş. Sakın u-nutma gitmeyi kardeşim. Haydi hak cümlemizi korusun. Demiş, tekrar ellerimizi sıkarak gitmişti. Merkez Kumandam miralay E-sat beyi o güne kadar görmemiştim. Fakat bizim Hemşinli Abdullah ve Mehmet Üe Salih reisten methini çok işıtmıstım Bir gün söz arasında Hemşinli Mehmet, onun için btr kadın kadar zarif ve nazik, bir anılan kadar sert ve atik bir adam demişti. Mertliğini, cesaretini ve hele cihan harbi esnasında Suriycde gösterdiği fed:ık arlıkla mu uzun uzun anlatmış, arkadaşları arasınla ona Şcria kahramanı denildiğini de ilâve etmişti. Bu sözler ve hakkında anlatılan diğer bazı menkıbeler içimde E-aat bey hakkında sonsuz bir sevgi re saygı uyandırmıştı. Şöyle bir ke-recık olsun görüp konuşmak için can atardım. Nihayet bu arzuma da kavuşacaktım işte. O gün tıraş olmuş, yeni elbiselerimi giyinmiştim. Eski zamanda görücüye çıkacak kızların dikkat ve Ihtlmamile, el aynamın karşısında kendime güzelce bir çeki. düzen vermiştim. Gönlümde sevgi ve saygısını taşıdığım bu zatın karşısına Öyle eapaçul bir kıyafetle gitmek istememiştim. İkindi vakti İdi. Ben kumandanın yaveri Burhan beyin odasının kapısmda idim. Fakat, her zaman resmi dairelerde başıma geldiği gibi, yine bir pısırıklığım, beceriksizli. |im tutmuştu İşte. Bir türlü kapının topuna el uzatıp çevirmek cesaretini gösteremiyor, kapının önünde bir auçlu çekingenliği ile gezinip duruyordum. O sırada ansızın açılıveren hapının eşiğinde göriinüveren teuıiı kıyafetli, sevimli çehreli. mert tavırlı bir zabit efendi İle göz göze gelmiştik. Bilmem neden, utancımdan az daha kaçacaktım oradan. Bereket ¡ersin bu zabitin güler yüzü, tatlı Bezi imdadıma yetişmişti: — Kimi arıyorsun arkadaş? Btr zabitin bana arkadaş diye hitabı çok duygulandırmışdı beni. ÇUnkU AbdUlhamldln İstibdat!ı saltanatı zamanında ben askerliğimi. Um dokuz buçuk sene pala sallamak şartlle, Yemen çöllerinde yapmıştım, inanınız bana sevgili dinleyicilerim, bu müddet içinde ben böyle candan vs tatlı bir hlUp kalasında kelmanvştım. Çok hoşuma «İtmişti bu tosun zabitin İçtenliği. Derhal pıaınklıfım, çekfngnliğlm ge Civermişti, O anda kalafat yerindeki Serbest tavırlı Kanı Mehmet olmuştum. Tazım ve Bettaenm askere* bil- dirip verdikten sonra, ae aradığımı söylemiştim: __ Kumandanlık yaveri Burhan be yi görmek latiyoıum efendim. . — Yaver Burhan benim. Bir arzun mu var? — Efendim, beni bammallar cemiyeti reisi Salih kâhya gönderdi. Burhan beyin yüzü ciddileşmişti. Beni, bayağı alıcı gözlle bir knç defa baştan ayağa Büzdükten sonra, İsmimi sormuştu. — Kara Mehmet Karşımdaki çehre birden güluın- Bemiş ve: — öyk* ise gel benimle. Demiş ve ilerlemişti. Elile beklememi işaret ederek, önünde bir inz-bat neferimin beklediği büyük ve yal dızlı bir kapıdan içeri girmişti. İki dakika sonra, duvarları, tavan lan yağU boya ve yaldızlı kabartma çiçeklerle süslü, tavanından, o güre kadar bir eşini göremediğim derecede büyük ve pırıl pınl pırıldıyan bir avize sarkan geniş bir salonda ve merkez kumandanı miralay Esat beyin karşısında idim. Bu* bakışta, hakkında işittiğim meth ve senalar? lâyık olduğuna inandığım bu gerçekten güler yüzlü ve mert görünüşlü kumandanı selâmladım, mermer bir direk gibi dikildim karşısında. Mert ve sert bir sesle: — Efendim, dedim. Ben Kara Mehmet. Emretmişsiniz geldim. Kumandanın meraklı, tesirli bakışları baştan ayağıma kadar dolaştı, nihayet yüzümde durdu ve takıldı. Tatlı tatlı gülümsedi ve: — Memnun oldum ardanım, dedi. Ne iş yuparem bakayım sen?.. Bu suale ne cevap verebilirdim ben. Elbette ki. emekli ve tövbekar olmuş bir kaçakçıyım, şimdi de ara sıra tepelediğimiz düşmanların kırıntısı ile geçiniyorum, diyemezdim. Utançla Önüme baktım ve sustum. Sükûtum, merkez kumandanına her halde, söylemeğe cesaret edemediğim hal ve vaziyetimi ifade etmiş olacaktı ki, hemen bahsi değiştirdi, ve: — Bizim. dedi. Hemşinli Meh-metle Abdullah gibi seni de yanımda çalıştırmak istiyorum. Tabii gelirsin değil mi?.. Yüreğimi yakan tatlı sevinç yüzümü kızartmış, gözlerimi yaşart-mıştı. Kendimden geçer gibi olmuştum. Az daha. aman beyim gelirsin değil mi ne demek. Hem de oynaya oynaya gelirim diyİ verecekti m Hemen toplandım kendimi ve: -- Emredersiniz kumandan bey, dedim. Yanınızda bulunmayı şeref, vatan için çalışmayı hizmet saya-nm. Yine gülümsedi ve: -— Eksik olma arslanım. Şimdi seni. senin gibi tosun bir zabitin yanına vereceğim. Onunla beraber çakşırsın. Dedi. Yaverine de: — Kara Mehmet ağayı yüzbaşı Yusuf bey İle çalıştıralım elmasım. Emrini verdi. Yaver Burhan B. bl raz sonra beni. tıpkı kendisi gibi mert tavırlı, bir zatla tanıştırdı. Sivil elbise ile gezen âmirim yüzbaşı Yusuf bey beni güler yüzle karşıladı. Hemen Merkez kumandanlığından çıktık ve Beyaııd camisinin türbe kapısındaki kahvelerden birin de karşılıklı oturduk. Yusuf bey ger-çekten çok tatlı dilli, alçak gönüllü, babayani bir zabitti. Kahvelerimizi İçerken: — Arkadaş dedi. Ben aigera içmem. Eğer tçlyoraan sigarası kendinden, kahvesi benden. Yorun saat içinde blrbirünlzi anlamış, anlaşmış ve bağdaşmıştık. Yusuf beyin merkez kumandanlığının istihbarat İşlerinde çalıştığını, kara yüzlü nonkörlerie uğraştığını anlamış ve çok hoşlanmışüm. Yeni vazifem, arayıp ta bulamadığım ve S E KİR HABERLE R1 Şehrimizin Su İhtiyacı Tamamile Temin Edilecek Bu maksatla Terkos gölünde yeni ve esaslı tedbîrler alındı İstanbul belediyesi şehrin su ihtiyacını Önlemek için yeni tedbirler «İntak üzeredir. Birkaç gün evvel terkos gölünde yapılan tesisatı yanıuda sular müdürü Yusuf Ziya ve Sular idare heyetinden E-min Ali ve makine mühendisleri olduğu halde tetkik eden Vali ve Belediye reisi yeni makinelerin montaj işleriyle meşgul olmuştur. Yapılan montaj ameliyeleri Haziranda itmam olunacak ve Haziran ortasında şehrin suyu günde (10) bin tezayüdiyle bugün alınan suyun dörtte biri mikdarında tezayüt edecektir. Belediye gelecek sene terkosun ıslâhı için daha esaslı tedbirler alacaktır. Alınması lâzım gelen tedbirler etrafında bu sene mütehassıslara etüdler yaptırılacak ve su İhtiyacının tamamiyle temin olun -masına çalışılacaktır. Belediye bu arada adaların su meselesini de halletmek çarelerini araştırmaktadır BÜyÜkadanın su ihtiyacının Haziran ortasına kadar muhakkak temin olunması için Belediye sular idaresine katt emirler vermiştir. BüyUkadada su tanklarının yanaşması İçin yapılması kararlaştınlan iskeleye çok mikdarda su çimentosu Ifizım gelmektedir. Memleketimizde bu Çimentonun stoku kalmadığından Avrtıpadan ihtiyaca kâfi mikdarda geldiği takdirde Haziran ayı içinde bu iskelenin inşaatı da tamamlanacaktır. RKLEDİYEDE: Belediyenin yerinde bîr kararı Belediye riyaseti tarafından memleket İşleri hakkında venlen belediye tenbihlerine nahiye müdürlerinin ve polis komiserlerinin pek e-hemnuyet vermedikleri ve bu işi takaydı ve müsamaha üe karşıladık-lan anlaşılmaktadır. Vali ve Belediye reisinin riyaseti altında bütün kaza ka, raakamiaı t ¦un ve belediye reis muavinlerinin istirâkile bu akşam yapılacak top lantıda bu mesele görüşülecek VS esaslı tedbirler alınacaktır. Belediye tenbihlerine lâzım gelen ehmnıiyeti vermiyen nahiye müdürleri ve polis komiserleri inzibati ceza ile cezalandırılacaklardır. Birkaç gün l-Cinde bu tarzda hareket eden bazı komiserler cezalandırılmıştır. BakırköyUn au İhtiyacı temin ediliyor Bakırköyünde su ihtiyacını temin için toprak altında yapılan sondajlara tekrar başlanratştır. Bu İşe çok ehemmiyet veren İstanbul belediyesi üç dört ay içinde Bakır koyM-nun bu İhtiyacım tamamen temin e-decektlr. Vali muavini Ankaraya gitti İkinci vali muavini V -t ffer Akalın dün Ankaraya gi tam arzuma uygun bir , .usu. Sevincimden yüreğim bozuyordu. Kahveden kalkacağımız ıırada zabitim sordu bana: — Kara Mehmet, bıçağın her halde vardır. Tabancan var mı?.. — İki- de var amma üstümde değil. — İyi kurşun atar muıın? — Kl. Yüzümü kızartmıyacak kadar. — Ne He?.. — Hem tabanca hem de mav-aerle. — Güzel. Tauıdığın, eline, beline, diline güvenip ulandığın bir kaç arkadaşın var mı?.. — Var efendim. — Kimdir onlar bakayım*. — Mipavrill İbrahim var bir. — Bu İbrahim uzun boylu, İri ve küt burunlu bir d «il kanlı mı?. 'totemi nr Trak Vapuru Kurtarıldı İfltanbuldan gidiş seferim yaparken sis yüzünden Mudanya ila Tlrİlye arasında karaya oturan Trak vapuru dört gündenberi yapılan mütemadi çalışmalar neticesinde dün sabah saat 9.30 da kurtarılmış tır. Kurtarma ameliyesi çok güç olmuştur, ÇUu kil vapur kayalık bir mahalle bindirmiş olduğundan bu kayaların parçalanması icabetmiştir. Vapuru tahlifi eden gemi kurtarmanın Hora ve Alemdar gemisi üe kazazede Trak vapuru dün limanımıza gelmiştir. Trak burun tarafından ehemmiyetli surette hasara uğramıştır. Bugün sıkı bir muayeneden geçirildikten sonra tamir edilmek üzere Istinye havuzlanna çekilecektir. iki Kadın Kazaen Yaralandı 1 — Kadıköyünde Yeldeğir-meninde Demirci sokağında otu -ran Bayan Mevhİbe dün pencereden düşmüş ve kolu kınlmıştır. 2 — Kızıltoprakta Kayışdağı caddesinde oturan Bayan Suad iskemleden düşerek ayağı bileğin • den kınlmıştır. VİLAYETTE 23 Nisan Çocuk bayramına hazırlıklar 23 Nisan Hâkimiyeti Milliye bayramının yaklaşması münasebeti!^ o gün yapüacak merasim ve tezahürat programını kararlaştırmak üzere yarın vilâyette kaza kaymakam-lan. kaza parti başkanları, Kızı) ay ve çocuk esirgeme kurumu murahhasları ve ordudan bir mümessilin istirâkile bir toplantı yapılacaktır. DENKLERDE : İstanbul limanı projesi İstanbul limanının ileride alacağı şekil için tedkıklerde bulunmakta o-lan İngüiz Gipe şirketi mühendisleri vekâlete arredilmek üzere Avan projeyi hazırlamışlardır. Proje bugünlerde vekâlete gönderilecektir. Şonlden yapılacak römorkörler Memleketimizdeki limanlarda ya pdacak yeni inşaat ve tamiratta kullanümak üzere yeniden yapılması mukarrer olan iki römorkör İle iki tarak gemisi ve daha birçok malzemenin Deniz Ticaret müdürlüğünde yapılmakta olan projeleri bitmiş tir. Bu malzeme ve gemilerin muhammen bedelini tayin etmek İçin bugünlerde bir münakaşa açılacaktır. Fiatler tesbit edildikten eonr« projeler vekâletin tasvibine arzedi-lecektir. Karadeniz ve Marmarada karayel fırtınan Karadeniz ve Marmarada dünden itibaren karayel fırtınası başlamıştır. Fırtınanın gittikçe şiddetlenmesi ihtimalini- karşı Deniz'ticaret müdürlüğü acente ve alâkadar ge mi sahiplerine müteyakkız bulunmalarını bildirmiştir. Karadenizde seferde bulunan birçok gemiler Amasra ve Sinop 11-manlarına sığınmışlardır. Ereğlide kömür almak İçin bekllyen şilepleı de Amasraya gitmişlerdir. TAKVİM 12 Nisan 1939 Çarşamba Hlerl. 22 Ssfer 1358 ¦ ¦¦fı 30 Mart 135$ Kazım. 156 Dega saati 5,24 ûfU • 12,15 — IkLei • 15,57 m Ak...: 18,45 — Y.t.. ı 20,21 E fır.ak-3,38 H Şehirde Kapalı Bir Jimnastik Salonu Yapılacak Dolmabahçe stadının projeleri hazırlandı Dolmabahçede İnşası takarrür eden atadyom ve spor İşlerini görüş mek Üzere geçen gün toplanan istişare heyeti dün akşam da Vali ve Belediye reisinin riyaseti altında Partide bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda stadyom için İtalyan mimarı Viyeti Viyoli ve iki Türk şerikinin verdiği projeler gözden geçirilmiştir. Bu projeler üzerinde bazı tadilât yapılması takarrür etmiştir. Yapılacak tadilât üzerinde katî bir karar verildik -ten sonra ba mimarlar stadyomnn esas plânını hazırlıyacaklardır. Vali ve Belediye reisi stadyom. dan başka bir de kapalı jimnastik salonunun İstanbul için ehemmiyetini nazarı dikate alarak bu sene içinde böyle bir salonun inşası etrafında tetkikat yaptırmaktadır. Salonun muhakkak bu sene inşası takarrür etmiştir. Bugünlerde İnşa mahalli hakkında karar verilecektir. Bu salonun inşasını müteakip jimnastik sahasında hay li geri bulunan gençlerimizin bu İhtiyaçtan da temin edilmiş bulanacaktır. Bu salonda sıcak ve soğuk su duşlan İle basketbol ve voleybol sahaları da yapılacaktır. GÜMRÜKLERDE: Gümrük imtihanlarında kazananlar Gümrüklerde yapılan komisyonculuk imtihanında şunlar kazanmış-lardır: Zekâi Yücen del, Armenak. Nusret, Şevki. Hakkı. Cemil, Vahdettin, Rüknü Refik. Maiyet memurluğu imtihanında muvaffak olanlar da şunlardır: Atıf. Besim, Hakkı, Tüccar müstahdiraini imtihanını da gunlar kazanmışlardır. Kadri, Meh-med. Ali Fettan. Muhafaza Teşkilâtında yeni rrotörler Muhafaza teşkilâtı sahillerin daha emin bir surette kontrol edilebilmesi için yaptırmakta olduğu iki süratli motorun inşaatı bitmiştir. İdare yakında bu motörleri teslim alarak çalıştırmağa başlayacaktır. •v* İKTİSAT İŞLERİ : Berberler cemiyeti toplantısı Berberler cemiyeti idare heyetini Beçmek için dün Sanayi birliğinde bir toplantı yapmıştır. Fakat bu top lantıda ekseriyet temin edilmemin olduğundan Cemiyetler kanunu ahkâmı mucibince toplantı başka bir güne tehir edilmiştir, ikinci toplantı önümüzdeki salı günü Sanayi birliğinde yapılacaktır. Vasati çek flatlalr Muamele vergisi kanununun o-nuncu maddesine tevfikan orijinal faturalarla menşe şahadetnamelerine yazılı ecnebt paralarının Türk parasına çevrilmesinde mayıs ayma a-lt vasati çek fiatleri alâkadarlara tebliğ edilmiştir. POLİSTE : Erkek yaralıyan kız Paşa bahçede oturan Emine isminde küçük btr kız. dün Hikmet isminde bir gocuğu taşla b«zı yerlerinden yarajamıştır. Bir nalbant; hayvan nallarken yaralandı Büyük derede çayır başı «okağın da nalbant Hasan, dün dükkânında bir geygir nallamakta İken, hayvan çifte atmış ve Hasam yaralamıştır. Zavallı nalbant, Beyoğlu basta-hanealne kaldınlmıştır. Kalem İle... ÜakÜdarda birblrlerile sakal aşan Hayrı ve Şükran ismindeki iki ça-ouktau Şükran, bir kalem İle Hayrl-nüı gözünü yaralamıştır!.. Yum.-ukla güzüne vurdu Davut paşada oturan Hüseyin. dün Sirkecide şoför Mltatı yumrukla p-.....' -ı v'i'ihnıiPtır!. POLİTİKA Türkiye Cumhuriyetinin haricî siyaseti Büyük Millet Mechsinm toplantısında Başvekil Doktor Refik Saydamın yeni kabinenin programını o-k um ası sırasında haricî ziyafetimizden de vukuflabahsetmesi bekleniyordu. Filhakika son İtalyan hareketinin Akdenlzde tevlit ettiği neticeler arasında Balkanlı devletlerin ve İngiltere İle Fransanm yeni vaziyet karşısındaki hattı hareketlerini tedklk zaruri bir keyfiyet idi. Siyasi bayatın karıştığı, harp ili-timallerinin arttığı bîr devirde ortada dolaşan, ve gayri resmi ajanslardan çıkan şayialardan mânalar çıkarmak, faraziyeler kurmak çok yanlış bir harekettir. Bu sebepten Türkiye Cumhuriyetinin Akdeniz â-lemini alâkadar eden büyük meseleler karşısında İttihaz edeceği tavnn ve alacağı tedbirlerin esasını Öğrenmek ancak bu siyasetle uğraşan mesul şahsiyetlerin ağzından dinlemek ran iri bir haldir. Ba arada hiç kimse bu mesul şahıa-larm, memleketimizin kurtarma savaşında yer almış, tecrübe sahibi, vatanın mukadderatının en İyi nas'l himaye ve muhafaza edilebileceğini bilen ve düşünen devlet adamlan olduğunu asla hatırdan çıkarmamak lâzımdır. Başvekil Doktor Refik Saydamın beyanatı her türlü tereddütleri İzale edecek mahiyettedir. Ajans haberlerin de okunduğu veçhile Türkiye Cumhuriyetinin ve onun hükümetinin halihazırdaki esas prensibi, dün ya vaziyetinin her an değişiklik İıae eden inkişafı karşısında her zamankinden ziyad; bir teyakkuz göstermek lâzım geldiği kanaatidir Şut-beniz ki sulh hayatım İdame gayesinde yüriise bile, her hangi bir millet, kendi mevcudiyetini alâkadar edebilecek muhtemel bir tehlike karşısında müdafaaya girişmeyi birinci vazifesi bdır. Ve bu istikamet teyakkuz, hâdiseleri dikkat ve itina ile takib en esaslı bir tedbir mahiyetini alır. Fakat Türkiye müteyakkız dururken, devrimizin değişen hâdise-len Önünde, harici siyasetinde bir tn dile girişmek yolunu tutmamaktadır Türkiyenin önündeki yol. dostluklarına, ittifaklarına sadık kalmak, ve herkesle iyi geçinmek tarikine de-vametmektedir. Başvekilin sözleri halihazırda siyasetimizin ana hatlarını vuzuhla gösterir: (Bu kargaşalıklar önünde Cumhuriyet hükümetinin büyük küçük devletlerle ayni samimiyet ve dUrüatf altında dostane münasebetlerini idame etmekto bulunduğunu ve bundan sonra da idameye çalışacağını size eöyliyc-bllirim. Sulha hizmeti, hükümetiniz bu dost siyasette buluyor. Fikir ve menfaatlerin bukadpr şiddetle çarpıştığı zamanımızda, Türkiye için ne bir fikir cereyanı ne de her hangi bir menfaat hırsı sulh yolundan Inhirafda âmil olmamaktadır ve olmıyacakır.) Bu sözlerden de görüldüğü veçhile Türkiyenin bütün devletlere karşı gösterdiği samimi ve dostane bitaraflık, doğrudan doğruya veya bilvasıta ihlâl teşebbüsü hariç, hükümetimizin açık bir siyaseti otaraat kendisini göstermektedir. h AIJiE VLEJÜNDE : Konferans Beyoğlu llalkevlndenı 1 — 13 nisan 939 perşembe günü saat 18.30 la Evimizin Tepeba-şındakı merkez binasında Bayan Mefharet Ersin tarafından '"Çocuklara rüşvet vs mükâfat vermlyellm,, mevzuunda bir konferans verilecek-Ur. | S — Herkes gelebilir. Bir kızcağız merdivenden dUftU Beyazıtda Dökmecllerde oturan Uç yaşında Tevhide dün merdiven-den düşmüş ve Şlfill çocuk hastaca-nesine kaldmlmıaür!. Hırtız çırak Çarşıkapuda iskender boğazın* İla Arımın dükkânında çaheaıı Uı-rant, on yedi lira çalıp kaçmıştır. ın«-/*r ^Vaziyette Biraz İvili (YENİ SABAH G Ü N.D ELİK SİYASİ HALK Q AZ ET E Sİ ABONE ŞARTLARI TUrklya Ecnebi »00 Kr. Sa.alifl 2400 Kr. S00 Kr. S .rl.iı 1200 Kr. 290 Kr. S ark* «00 Kr. »0 Kr. 1 ayfcfl 300 Kr. Paıla (İtikadı** (irmamit man lekatlar Icia 26, 14, 7.8 re 4 1i Yasan: Hüurm CahU YAI.Ç'N tngilterenin Fransa ile müştereken biraz harekete gelmesi ve istilâ tehlikesine maru? kalacak YunnnMnna mirzaherel göstermeğe karar vermesi Balkanlardaki vaziyeti biraz iyileştirmiş, endişeyi hafifletmiştir. Bıı biiborler. henüz re.»mc:i leeyvüd etmiş sayılamaz. fn/İltere Başvekili tarafından bugün Avam Kamarasında verilecek izahatın meseleyi billün bütün tenvir edecek bir mahiyet ve kat'îyyen arzetmesini çok temenni Kalya Hükümetinin Karadeniz Ve Ege Denizi üstündeki iddiası ve ümid ederiz, ahvalde tereddi! betmenîn büyük muhakkaktır. 1 yapılacak şey ki rültüye ehemmi anlatmak, blöf 1 geçmek ve kafi ibi e tehdidin c bir muknbe müdafaaya hazır bir vaziyet al -inaktır. İngiltereden gelen haberler Ak-denizde yapılacak herhangi yeni bir tecavüzün tngiltereye mütevec-:ih bir tehdit addedileceğinin italyan hükümetine tebliğ edilmiş olduğunu temin ediyorlar. Londradaki siyasî faaliyet Yunanistan] bu suretle anî bir hücuma karşı emniyet al. tına almış gibi görünüyor. Bun-an sonra daha şümullü ve mütekabil bir itilâf husule gelmeline intizar edilebilir. Bu tahakkuk edinciy.e kadar lngilterenin İhtarı ftalyada bîr tecavüz niyeti varsa onu kırmış olacaktır. Fakat İtalyanın da Yıınanista -na teminat verdiğini ve onu ingiltere ile anlaşmaktan men'e çalıştığını görüyoruz. Asıl isin garib, ve akıl ermez tarafı da budur. Â| manya ve italya gibi büyük devletler Yunaııistanın yahut Hıılkan-dakİ sair küçük devletlerin tngil -tere ile anlaşmalarından neden bu kadar sinirleniyorlar? Hiç bîr zaman Yıınanİslnnın ttalynya yahut Abturnyâya karşı tecavüz! bir e-mell olamaz. Yunanİ-tanın bütün i.vtiyelrüeeefri şey kendi milli hudutları içinde emin yasamaktan İ-baret olabilir. İngiltere ile yap-tığı yahut yapılması mevzuııbahis olan anlaşma sırf böyle tedafüi bir gayeye istinad eder. Gerek Yunanistan gerek sair Saikan devletleri ancak kendi emniyetlerini istihsal bakımından bir faaliyet sarfede-1ilirler ki bu da müstakil bir millet ve devlet sıfatlyle onların en basit ve en iptidai bir haklarıdır. Binaenaleyh bu hakkını kullanan Yunanistan ttalyada hîç bir infial tevlid etmemek icabeder. italyanın Yunanistana teminat verdiği rivayeti doğru İse bu zahmeti neden ihtiyar ettiği suali bilâ İhtiyar zihinlere gelir. Çünkü boyla bir teminata Yunanlstanın nasıl inanabileceği akla sığmaz. Arnavutluk italya İle sıkı bir dostluk münasebeti besliyordu.. Arnavutlukta yalnız İtalyan nüfuzu carî I-, di. Arnavutluk hiç bir tarafa göz çevirip de kendisine bir hftmi aramamıştı. Böyle olduğu halde, günün birinde İtalya Arnavut kralı Zogonun memleketi zalimane İdare ettiğini keşfetti. Vs Arnavutluğu UtHİya kalktı. Faşizm idaresinin adalete bu kadar düşkün ol-rugunu doğrusu bilmiyorduk. Faşizm şimdiye kadar dünyaya .kendisini böyle bir sima İle tanıtmayı ihmal etmişti. Herhalde Faşist adaletinin beynelmilel saha-da İlk tecellisi dost v« müttefik bir milleti boğazlamak suretinde tecelli etmiştir. Yunanistan da gü-nün birinde kendisini Faşizm ada-latlna bir sahne görmektea thtiraı ederse onu kim hakaıs görebilir? Eger İtalyanın Yananletana karşı hiç bir tecavfla fTkrl yoksa İngiltere tarafından Yunaalatanıa Ha—ra. Cad-u yalcin laeera t ffjae* eaenfıaı ıiaj Eğer Türkiye; Limanlarım Yabancı Filoların Emrine Verir-se; italya Karet4PMİz ve Ege Denizine Doğru Yayılacakmış! Roma, Balkan Devletlerinin İngiliz Garantisine Girmelerini Arzu Etmiyor Paris Ve Londra Nihaî Kararlarını Bugün Hân Edecekler İngiltere, Doğu Akdenizinde Hertürlû Yeni Askerî icraatı Düşmanca Bir Hareket Telâkki Edeceğini kalyaya Bildirdi Mussolininin Cembarlayn ve Metaksasa Mektubu Londra Elçimizin Dünkü Ziyaret Ve Teması Londra: 12 (A. Â.) — Türkiye büyük elçisi T. Rüştü Aras bu sabah İngiliz hariciye nezaretine Roma: 12. (A.A.) — Havas .a-jansı bildiriyor: Balkanlar hakkında, siyasî mahfillerde bildirildiğine göre, Yunanİs-tana verilen garanti bu memleketle İtalyan kaynaklarına göre Hatay Vaziyet edeceğini İlâve etmektedir. Bütün gazeteler, İngiliz sistemine girmemeleri İçin Atina, Ankara, (Sonu 3 üncü »«vfoda) Bugün Avam ICamırasındn Heyanatta Bulunacak Olan İngiliz Başvekili Çembarlan Hitlerle berabtı Paria: 12 (A.A) — Stefani ajansı bildiriyor: Türkiye başvekili tarafından }«.-pılan ve memleketin ideolojik mahiyette kovalisyonlara girmesini red ve bitaraflığını teyİd eden beyanatından anlaşıldığı şekilde Ankart hükümeti tarafından alınan vaziyet Paris siyasî mahfillerinde yeni bir (ngiliz- Fransız hezimeti ve Halayın sulhen terki hakkındaki Türk- Fransız müzakerelerinin neticesizliğ iue bir işaret olarak telâkki edilmektedir. Alman Propaganda Nazırı Şehrimizde Doktor Göbels Dün tstanbulun Muhtelif Yerlerini Gezdi Doktor Göbhels Yeşilköy İstasyonunda Vali muavini Hüd Karataban ve karşılayıcıları orası ıda Bir müddettenberi muhtelif memleketlerde seyahatte bulunan Alman propaganda nazırı Dr. Gö-beli va arkadaşları dün şehrimize gelmişlerdir. Misafir nazın getiren tayyare ¦aat 11 da Yeşilköy hava meydanı, na İnmiş va kendilerini Vali muavin. HUdal rU/atabaa. bava müf- reze kumandam, Alman konsolosu İle şehrimizdeki Alman kolonisi karşılamışlardır. Misafirler kendilerini karşılı -yanlarla kısa bir müddet görüştükten sonr.ı otomobillerle doğru Pe-rapalas oteline gitmişlerdir. Dr. Gobels otelde bir müddet istirahat (Sonu 3 üncü sayfamızda) Holîandada Seferberlik -BUTUN İHTİYAT SINIFLARA » HAZIR BULUNMALARI BİLDİRİLDİ Arnavutlukta tıği tn için ba; verilmişi Belçika da Askeri Tedbir-ler Aldı Brüksel: 12 (A. A.) — Neşredilen bir tebliğde. Belçİkanın ica-beden bütün askerî tedbirleri çok evvel aî * ç olduğundan yeni asker .sevkıyatı haberlerinin doğru olmadığını bildirmektedir. KÖROĞLU Murad Sertoğlunun ro-manjaftırdığı bu büyük halk de»tanını, şimdiye kadar çıkan kııımların hülâsasîyle birlikle 4 üncü sayfamızda bulacaksınız. Yeni Bir Hükümet Teşkil Olundu Yeni Kurulan Assamble Arnavut' luk Tacımltalya Kralına Verdi (Yazısı 3 UncU sayfamızda) hL-K SABA H Halkı Telâşa Vermiyelim!.. S"klamaya lüzum yok: Sıvası vaziyet hiç de emniyet verici değildir, bütün dünya sinirler gerilmiş bir halde Balkanların sahne oldııpu son hâdiseleri dikkat ve •ıabıv-lle takîb etmekledir. I ¦¦. bütün bunlara rağmen bütün ümidler kaybolmuş da sayılama?. Şimdiye kadar buna yakın İhtilâller tek silâh patlamadan halledildi. Samasyonel havadis dîye filan dev), tin ş-j kndar milyon asker topladığını, diğerinin bataryaları-^ nı 'lı vazıyetine getirdiğini iri pııntnlnrla ilân edîp halkı telaşa' düşünmekte ne mâna var? "Bataryaların harb vaziyetine getirilmesi'' ne demektir? bunun ne askerlikte yerİ vardır, ne mantıkta. Bİzim bildiğimiz harb patladı mı bataryalar ateş açarlar. Biraz da- ha gayret edersek "Fişmekin" zırhlısı taretlerini kımıldattı, toplarını doldurdu: kabilinden havadisler ¦ Sonra biz Türkler kös dinlemiş bir milletiz. Sayın Başvekilimizin dediği gibi, hücuma uğran sk aslanlar gibi dövüşür, yurda yan bakmaya clir ct edecek yabancı gözlere dünyayı ha ran1 ederiz. Bİze dokunulmazla işi. miz gücümüzle rahat rahat meşgul olur, keyfimize bakarız. Vaziyet haddizat.nda zaten kâfi derecede vahimdir. Bu vahameti kÜsbHtün İzamda hîç bîr zevk ve menfaat tasavvur edemiyoruz. Unutmıyalım ki biz Türkler gibi harb içinde yogurulmuı bir m'Ile-te böyle buhranlı dakikalarda yakışan Uç şey vardır: Vakar, sükûn ve teyakkuz. A. Cemeleddin SARAÇOĞLU la 5179584 Sayfa! * T E i( I 3 A B A H !3 N!SAN 1939 CPSAMHA&A MIHMtDİN HATIRA v« İTİRAFLARI Tefrik» No 59 Yazan t M. SIFIR Bütün Hazırlıklar Tamamlanmıştı Çubukluda Bir Yunan Taburile Çarpışacak Kuvvete Er Olmuştuk — Ta kendisi efendim. — Çok İyi O bir. Başka?.. — Bir de Hoca Bekir var efen-dûn. — Hoca ise geç, bize gelmez. — Aman yüzbaşım. Senin bildiğin hocalardan değil bizim Bekiı. pele bir getireyim de gör onu. Ne mal olduğunu bir bakışta anlarsınız. — Daha başka? — Bir de Hemşinli Nuri var. Biraz genç amma. değme babayiğitlere değişmem onu. — Hemşinli Mehmet söylemişti onu bana. Peki Kara Mehmet. Şimdilik bunlar yeler. Bu akşam yatsı vaktinde bu arkadaşlarla beraber Tarlabaşında. Halep sokağında 4 nu maralı madam Eftiğin evinde geta beni bulursunuz. Yalnız, Halep sokağına saparken, eve girerken önünü, ardını gözlemeyi unutma ve çok dik t katli davran... Demiş, elime de usulcacık bir beşlik kaime sindirmişti. O akşam, Ağacamii minaresinde yatsı ezanı okunrrken biz d*1 dört arkadaş. Bursa sokağından caıni sokağına girmiş, Tarlabaşı cadde-sine inmiştik. Beş dakika onra da Madam Eftiğin evinde ve küçük b:r I odanın içinde idik. Kimler yoktu bilseniz bu odada. Harbiye nam Ziya pasajın yaveri yüzbaşı Kâmil, Merkez Kumandanlığı yaveri Burhan, j Şişhane karakolu inzibat yüzbaşısı Şevket beylerle bizim Yusuf bey top lanmışlardı burada. İki de sivil bey oturuyorlardı bir kenarda. Yaver yüzbaşı Kamil bey beni ve arkadaşlarımı görünce gülmüş,; bizim Yusuf beye dönerek: — Yusuf, demişti. Dediklerin bunlaı İse dördünü de tanırım. Hepsi de Ölçüye uygun adamlardır. H:e j düşünme al yanına. Yarım saat kadar bu beylerin yanında oturmuş, ue olduğumuzu, ne yapacağımızı bütün teferruatilt, öğrenmiştik. Yusuf beyin kumandasında. Çubukluda bulunan Yuna: taburunun palikaryaları ile çarpış? cak gizli bir kuvvete er olmuştuk biz. Okadar sevinmiş, okadar coş-muştuk kı. evden çıkarken etrafı' gözlemeyi, kollamayı bile unutmuş-1 tuk. İnanınız ki. oynamak için evlerinden sokağa fırlıyan yaramaz çocukların neşe ve kayıtsızlığı vc nam lı ağzından çıkan bir mermi hız ile. fırlamıştık kapıdan. Hazırlığımız üç gün sürmüştü.' Beşinci günü sabahı Anadoluhisarı-mn üzerinde "Elmalı,, suyu bendinin bulunduğu yerde idik. Kıyafeti iti-barile bizden hiç te farktan olmıyan kumandanlarımız yüzbaşı Yusuf ve topçu müiazimi Şefik beyler, Aıta-doluhisarında kalıveciük yapan rahmetli Rizeli Ilyasııı su arabaları İle, Iğrelti otları arasında getirdiği tüfek, fişek, bomba, matara, ve bez çantalarımızı gözden geçirmiş, biz erlerine dağıtmışlardı. O gün öğleden evvel bütün teçhizatımız ta-nıamlanmu,. aavuş* hazır bir vazıyet, almıştık. Müfrezemizin iaşe İşlerini idare edeceğini ve ihtiyat mülâzimı olduğunu öğrendiğimi Refik bey ile kahveci llyas ve sucu Muharreme vazifeleri hakkında »on emir ve tembih lenoi veren yüzbaşı Yusuf bey, nihayet his erlen de etrafına toplamıştı. Ve: — Arkadaşlar, biraz beni dinleyiniz, İs ta o bu İdi hepinizle ayrı ayrı görüştüğüm saman yinu «oylemiş-tim. Son defa olarak ayni sözleri bir kere de burada tekrar etmek isterim, lçinizd* hastalıklı, canı tatlı, Çoluk ve çocuğuna ve aile bucağına düşkün kimse varsa, yol yakınken burada söylesin vs uönaün. ç,. anda bu hareketi hiç te. ayıp değil bilakis •nerıljk sayar ve e adamı özürlü gç- rürum. Kakat, bu gün akmamdan sonra, bHiıa yapılacak b.ı yolda bir teklif veya ricayı da, sakın «önlünüz kırılmasın arkadaşlar veriyorum. Düşünüp tasının. Zorl» değil bu iş. arzu ile nrkadaşlar. içinizde vatan için Ölmek, öldürmek kudret ve kuvvetini nefsinde göre miyenler, yüreğinde yurddau ziyade aile ve yuva muhabbeti besli-yenler, rahatını sevenler varsa hemen şimdi silâhını bırakır, erliği ve erlik şerefini kirletmeden gıdebiliı-U-r. Demiş ve başım önüne eğmişti. Kumandanımı/.) çevreliyen altmış dört arkadaş hep birbirimize göz atmış, bakışlarımızla aramızda silâhını bırakıp çekilecek bir adam aramıştık. Bırakmak şöyle dursun, kımıldıyan. silâhını kımıldatan bile olmamıştı içimizde. Hepimiz de çok sevinmiş, yüzlerimizi kumandanımıza çevirmiştik. Ve sanki ittifak etmiş gibi, hep bir ağızdan bağırmıştık — Hepimiz, vatan ve millet için ölmeğe hazır olan erleriz. Yüzbaşı Yusuf bey. başını kaldırmış, nemli gözlerini yüzlerimizde gezdirmişti. Cülümsiyerek: — Hepiniz sağ ve var olun arkadaşlar. Demiş ve o gece yapacağımız mü sademeyi tadı tatlı anlatmıştı. Lazım gelen tenbihlerini, emirlerini ver miş, müfrezeyi yürüyüşe geçirmişti. Güneş battığı, ortalığı karanlık t-ardığı vakit, Göztepe ile Elma'ı bendi arasından geçen ve Çubukludan Alem dağına giden volun iki yüzbaşının yanında idik. . O gece. Çubukludan Ensem kö yüne gideceği haber alınan bir düşman bölüğünü bekliyorduk. Yusuf bey. gerçekten alçak gönüllü babacan bir zattı. Biraz ilerimizde, bir tümseğin gericinde yol boyunu gözleyen Hoca Bekirle Hemşinli Nuriye aratıra sesleniyor ve: — Hocaaaaa, aç güzleriu Sakın uyuyayım deme ha... Dikkat at, burada Avukat Leon yok kurljracak bizi. Hemşinli, oğlum ikide bir bası-ver çimdiği de kara gaflet çökmesin adamcağıza. Sözlerde lâtife ediyor ve Bakirle Heıuşinlioın anlattığım maceralarını dinliyordu. Böylece ka.- .naat geçmişti bilmem. Biz Yoauf beyle t.ıtlı bir sohbete dalmıştık An«.*m bırm «ey-taı Nu inin sesi çıkmıştı. (Devamı var) TAKVİM 13 Nisa. 1939 Çarşamba Hi«!:23S.f«r 135* RusalıSl Mır) 1355 Km: 157 D«e« «ati 5,23 Öe ı 12,15 — Iklıdl ¦ 15,58 Akaaaaı IM— Yatan 20,22 İ«ıak j 3,36 ŞEHİR H A BE R L ER İ Yeni Stadyom Bir Sene içinde Tamamlanacak Dolmabahça Stadı 25 bin kişi alacak bUyllk-lUkte yapılıyor. istişarî komite, Dolmabahçede yapılacak stüdyomun plânı hakkında kati kararını vermiştir. Yeni stadyumun inşası yakında başlıyacak vc bir sene içerisinde ta- Okuyucularımız Diyor ki Müzelik taşla yol yapılır mı ? r/ur dnğ-JftM banız. Dun r nkuyu- — Eyüpteki Akar çeşmeden E-dirnckapıya kadar olan ana caddenin; nihayet tamirine başlanıldı. Fakat, bu tamirin ne kadar üstün körü bir (amir olduğunu gidip yerimle hir ..ı ri:¦ ¦ 11' Sıkı vaâmurlai- klide istirahatını temin edecek 5 şahsa mahsus 100 loca yapılacak ve bu localardan her birinde ayrı ayrı düşler bulunacaktır. Stadyomda sahanın en göze çarpan bir yelinde 15 kişilik bir şeref locası yapılacak bu loca Reisicumhur ve erkânı hükümete tahsis olunacak tır. Ayrıca şehrimizin misafirlerine ve büyüklerine mahsus 100 kişilik bir loca da inşa olunacaktır. Stadyomdan maçları ve spor musa-baklarını takip eden gazeteciler? mahsus 30 kişilik bir loca da inşadı takarrür etmiştir. Bu locada gazetecinin daktilo makinesi koyacag' bîr masa bulunacak ve gazetecilerin hariçle muhaberelerim temin mak-sadıle allı telefon mahalli yapılacaktır. Sahanın muhtelif yerlerine hoparlörler konulacsk bu suretle maçlar hakkında verilecek malûmatın kolaycı ve herkes tarafından isidil-mesi temin olunacaktır. Stüdyomun ve muhtelif spor şubelerinin ıcabettirdıği bütün teknik v* modern tekemmülil toplantıda derpiş edilmiş vc n.ızarı itibara alınmıştır. BfU.RlM YEDE şeydi! Ne ise, I gelelim başka i Buranın rap kaldırımluı cık tasları yeti iı mu larının taşlar Aynı" ı M usan bir masına karar verilmişti. Şimdi ise yolun müteahhidi taşsızlıktan bu antika taşları dahi aldırıp kırdırarak yollara döşemektedir. Müze ve Evkaf idarelerinin nazarı dikkatlerini celbeden m. Okuyucumuzun bize m») İrdiklerini işle biz aynen ya/dık.. Eğer bu, doğru İse alâkalı makamların bu İm- bi/ di- dikkatlerini çekeriz. Kardeşini Çakı ile Boğazlayıp Öldüren Adam Dün Ağırceza muhakemesinde hapse mahkûm •dildi Kı m köyünde kardeşi Enver ile-şiddetli bir boğuşmadan sonra, oıııı-öldüren, Yasemin hnkkında dün A-ğır ceza mahkemesinde karar verilmiştir: Okunan evraktan anlaşıldığına göre Ercnköyündo dellallık ysrmn ıkı kardeşten Enver, bir gün Haaan ı m m. birisile kavga etmiş, YHacmin araya girerek kardeşini teskin! etmek istemiştir. i ıi. ı. Enver buna çok kızmış ve ikisi; biraz sonra yolda giderlerken yerden bir taş kapıp Yaseminin b;t.-i!iıı atmış ve yaralamıştır. Bu vaziyet karsısında Yasemin, bıçağını çekerek kardeşini boğazından yaralamak suretile öldürmüş- Piyango Talilileri MAAK1FTE : Dumlupınar okulu lâğvediliyor Dumlupınar yatı okulu ders senesi sonunda luğvolunacaktır. Mektebin talebesi civar köy yatı okullarına dağıtılacaktır. Profesör Plltardın ikinci konferansı Profesör I'itard dun aksam saat 18 de Üniversite konferans salonunda ikinci konferansını ver • mistir. Konferans but uk bir dinleyici tarafından alâka ile dinlenilmiş ve şiddetle alkışlanmıştır Bayan Pifard da bugün Kı/. Muallim mek tebine jriderek .saat İG da Jan Jak ı)l M'.l.tl(I)K Cezalandırılan esnaf İstanbul Belediyesi pazarlıksız satış kanununun tanı mânaaıle şehir dahilinde tatbikini temin maksadı!'- mücadele başladığını yazosjş- tık. Bu mücadele neticesinde pazarlıksız &attş kanununa mugayir hareket eden bazı müe*He*e ve dükkânların bilhassa kanunda kati sarana-ta rağmen eşya üzenne narh koymadıkları tesbit edilmiştir. Tutulan okak lambaları kazanılan 72 hava gazı lâmbası da İhtiyaç görülen karanlık sokaklara tevzi olunarak derhal yakılacaktır. Taksim bahçesi genişletiliyor Taksim bahçesinin arkasındaki bostanlığın Belediye namına istimlâki kararlaştırılmıştır. Daİmİ encümenden karar alınır alınmaz bostan lık istimlâk olunarak ve Taksim balı çeşme ilâve olunarak bahçe bir mık-dar daha genişletilecektir. Isflnyede bozuk sokaklar Istinycdekı hor.uk sokakların tamirine sarfolunmak üzere 80 metre mikâbı tas alınması için Sarıyer kaymakamlığına salâhiyet verilmiştir. SUt çocukları İçin bakımevi Be-liklasta sut çocukları için. bir bakımevi apt İması kararla? -tırılmı.dır. Yeniden vr modern bir şekilde inşa olunacak bakımevi a-çılmasına ve çok güzel bir mrvdan haline jrtdirilmedine karar verilen Barbaro» t(lrbe«l me danında inşa olunacaktır. Binanın meydana güzellik verecek bir tarzda İnhasına çalışılacaktır. Dünkü ve evvelki günkü keşidede kimler kazandı? Tayyare piyangosunun talilileri ^ Oenİzbank dün tamamile belli olmuştur: Umum Müdürü bugün geliyor ."¦' bin lira Ua/jınanlar Minlar d.r: Malamada Ziraat müdürü Ek haf,a icinde Ankaı ava rem. M ili» t* ilk nırktep hademesi gitmiş olan Denizbank Umum Mü Oım-r, İzmir Devlet Demiryolları cer dürü Yusuf Ziya Erzin'in bügü:ı atölyesinde Sainı, Cihangirde CHftn-dü/. upartınıauında Argdiki. Sulusunda ziraat katibi Mustafa. 111,000 lira kazananlar.: Istaııbulda Çakmakçılarda Valide hanında dellal Rahmi ve kasan Mehmet, Kumkapıda Vanidis, Beşiktaş Toz baba 17 numaralı hanede B. Cemal, Izmirde Akseki bankasın da Raşid, Aydında Ahmet Sabri IVOOti lira ka/auanltır: Ahmet. 10*008 Ura kazananlar: Bakırköy Ömer Naci sokak HM numarada Seyfi ve Abidın. Ortaköv çarşı içinde madam Sura ve arkadaşları, Orduda İsmail Rıza. tzmird» Torbalı Diril köyünde Mustafa Şa- şehrimize dönmesi beklenmekledir. Denizbank teşkilâtında yapılacak tebeddülat Münakale Vekâleti tarafından tetkik edilmektedir. İlkbahar tarifeleri yarın başlanıyor Şirketi Hayriye ve Denizbankııı ilk bahar tarifeleri yarından itibaren tatbik edilmeğe başlam. aktır Her iki idarenin kış tarifeleri geçen senelere nazaran hayli gvnıs olduğundan ilkbahar tarifelerinde fazla bir değişiklik yapılmıyucaktır. Yalnız son postalara birkaç sefer daha ilâve edilmiştir. Tarifelerdeki geniş tebeddülat yaz tarifelerinde tatbik edilecektir. POLİSTE Istanhulun ağaçlandırılması Istanbulun ağaçlandır!ma»ı için bu sene de ağaç djkme mevsiminde beledıye Beşiktaş Adalar. Kadıkov. Sarıyer. Beykoz. Oakudar. Bakı*--1cöy ve Beyoğlu kamları dahilinde çok nııkdaıda ağaç diktirmişim Di- Bir talebe tramvaya binerken düştü Haydar |iasn lisesi talebelerinden 15 yasında Mehmet dün Emıno-nünde tramvaya binmek isterken düşerek basından yaralanmıştır. isafa Reyoğluuda Aşmalı meşelide lybiebicı «okağında Derviş zade a-partımanının ikinci dairesinden dün yangın eikmi!*uı da etrafa sirayet'' meydan verilmemiştir!.. kilen ağaçların nevileri muhtelifti--ve mıkdarlaıı 20116 ya baliğ olı tık- Tav k VB hindi rtrSlZİaN tadır. Taksim helası TakMmde yeni Insa olunan helâ- nııı m tir bitirilmiştir III . yarın belediyece lehlim alınacaktır Teslimden sonra Takdim nv-vıltınınd» çok çirkin brr manzara teşkil ede . sabık helanın yıkılmasına başlanacak ve nu ış mümkün olun süratle bıtü ıi( ektir. Cıbalıdo oturan haıııul Cemal oğlu Muzaffer de Kâşif uğlu Mustafa komşulanudan hmnin bi* köyünde İki hin.lı w bir tavuğunu . almışla.- ve yskalsımışlardıı. Otomobil çarptı Son günlerdeki İngiliz faaliyeti Arnavutluğun İtalyan kuvvetle ri tarafından isg.di ürerine lnifili* bu) «metinin mühim diplomam faalı-yetleri yanında fiili tedbirler de aldığı Avnij.ii siyasetinde ve Akden s de müşahede edilmektedir, fakat bugün îh„:"ı :ı-r tam i-t--'l.kleri gayeye ;-rmış değillerdir. Hani siyasetleri normal inkişafına 1 ¦ ¦¦¦¦ ¦ erişmemiştir. İngiliz hükümeti son aylardaki siyasetindeki una prensiple, büyük küçük devletlerin İstiklâl ve beynimi!») taahhütlerinin riayeti esasına müstenit, bir Avrupa sistemi çerçevesinde teşrik. n.e-sai eden mihver devletlerinin beynelmilel taahhütler karşısındaki hareketlerine rağmen İngiliz başvekili mütemadiyen bu sulh nizamını kurmağa çalışmıştı. Fakat bu vaziyete gelmek için de kati bir tu vır ve hareket ittihazı lâzımdı ki bu da yapılmamıştı. Son hâdiseler İngiltere hükümeti ve dolayisıle İngiliz efkârı umumi-yeMinde bir aksülamel husule geti'-mektedır. Artık Büyük Britanya ını paraturlugu hayati menfaatlerini!, ciddî surette ihlâlinin başlamış olduğunu görmekte ve bunun için de millî birliğini tanzim ve ordusunun müdafaa ve icabmda taarruz kabiliyetim kuvvetlendirmek İçin buy .k bir faaliyet aarfetmektedir. ingiltere şimdi Ak denizde v: ezcümle şark havzasında mühim bir diplomasi hareketine girişmiştir, bu arada Arnavutluğun işgalinin Akdeniz statükosunda bir değişiklik vu-cude getirip getirmediğinin teshili lâzımdır. İtalyanlar böyle bir şeyin varid olamıyacağını, daha av ¦ I 1915 Londra muahed.-nıuıiesile 11*21 elciler konferansında Arnavutlug';^ bir kısmı üz- inde İtalyan hâkimi-yetinin Innılurece tanındığını deri sürmektedirler. Halbuki 2 kânunu sani 1937 İtalyan- İngiliz itilâfı ve 16 Nı-an 1938 aııla-nıasile her iki memleket de Akdenizdeki statükoyu değiştirmemeği taahhüd etmiş-leıdı. Ve bunun mânası da sarih ulı. Akdenİze sahil devletlerin haUhazu mevı ııdıyeUerinuı ileri mevzilerinin devamından başka bir şey düşünülemezdi. İşte bu vaziyet karşısında İngiltere yavaş yavaş pasif tavrından çıkmağa bağlamıştır. Akdenizin şark havzasında ve Balkanlarda bir tevessü hareketinin yakın bir zamanda müstemleke imparatorluklarına vahim darbeler vuru İm as ma sebep olacağını İngiltere anlamıştır. Ve bunda Fransa da müttefiktir Zaten bütün faaliyet ingilizlerden sadır olmakta. Fransa hükümet', a-yağının temposunu IngılızlennKıne uydurmak t ad ir. Italyanın Arnavutluğa yerleeme-sile İngiliz sevkulceyş 4İv'M-;ctJ yeni bir hâdise ile karşılaşmıştı-, ltalyın kuvvetlerinin Arnavutluğu yerleş-mesmden evvel de italya Adriyaik denizinde faik bir kuvvet olarak görülüyordu. Fakat Ot rant boğarını. Balkanlara ayak bastıktan sonra tamamen kapıyarak. AkdtMiizde ılerii-yen çizmesinin yan tarafını yani şark kısmını tamamen muhafaza altına tIrnik bulunmaktadır Heie Yu-goslavyanın mihver devletleri tarafından lamamile ssrılma«ıudsn «fim «noi tıeM-le Italyanın ve Al-manyanın mOstskbel vazlyrtlerkllr ingiltere mihver siyasetinin ilerid-1 alacağı şekilleri urtık sezmuf gıbi.'ır. Ve buna karşı bir mukavemet S*J| besı kurmağa ve bu gayede her ter-İD düşünceleri eline alarak harehete geçmeğe karar vermk* bnlıınmaktıı-dır. \. t . . ı. «on günlertiekı Inpıhz faaliyetlerinin Koma- Berlin mihveri siyasetinin nasıl akisler uyandıro-eağı ve bu harekete Almnn ve -tal-yan devlet reislerinin ne seklide Bs vsp vereceği dikkâtle beklenen wr kayflyal ırae etmekledir Dr. ReşaH SAGAY Yeni şefkat yurdu Manbul Belediyesinin hima -yesi altında olan istanbul Kîmse • bizler Yurdunun, düşkünler evi Ue birleşttrllmeun* karsr verilmiştir. Birletil İki düşkünlere yardım teşekkülü "Şefkat Yurdu" İsmini *-İs çaktır. İDARE TEM CUMA llttâvftbul N*r«oem*niy* No M| | Telgraf. YenUabah ¦•¦•«••I NrSTİrT İITANIUL 1939 Telefon — 20795 Birinci yıl — No. 339 SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE 9ARTLARI TOrUr* Ecnebi •00 Kr. S...l.fH 1400 Kr. ¦00 Kr. • •rl|* 1200 Kr. 160 Kr. I arktı 600 Kr. tO Kr. I .rl.| 300 Kr. :¦ .-. lakalUr IcU 26. 14. 7.6 *• 4 II. elâş lar? .yk* C.hid YALÇIN . **&flt*ly*J gazetelerinde göze I v*rpln bütün telâfin gaye-.»'jju! Balkln devletleri takın ln-g dizlerle bir anlaşmaya kalkma-•uılar^Yohevet, yokta halleri ı har.bd.rT Çünkü 'bu«ün İtalyan toprağı olan Amavudluk Efeye »e Karadeniıe doğru bir »icrama tabtatı olur',, Bu havadlai Havas Ajansı Ro-madan aldığını işaret ederek tebliğ ediyor. Bir Fransız ajansı şu sırada bitaraf addedilemlyeceğl I-çin bu havadiai ihtiyat ile karşılamak istedik. Fakat doğrudan doğruya Stefani Ajansının yaptığı tebliğ de aşağı yukarı bundan farklı değildir. İtalyan Ajansının bir İtalyan gazetesinden naklen verdL fti malûmata göre. Arnavudluk meselesinden istifade ederek Londra ve Paria etrafı telâşa vermeğe kalkmıştır. Çünkü Balkan devletlerini Totaliter devletler aleyhinde Wr misaka sürüklemek için bunu fırsat bilmişlerdir Böyle bir İttifak olursa bundan lngilterenin kân a-çık surette görüldüğü halde Akdeniz devletlerinin kârı ne olacağı eelll değildir. İtalya şark! Akdeniz devletlerini hiç bir zaman teh-dîd etmemiştir. Anadoludaki Yunan felâketinin mea'ula İtalya değildir: Suriyede yerleşen italya değildir; Filistinda kanlı hadiseler çıkaran italya değildir. Fransız ve ingilizlerin Türkiye ve Yunanistan topraklarında bir hegemonya emelleri vardır. Bu devletler bu maksadları anlamalı ve ona göre hareket etmelidirler. Yalnız İtalyan gazetesinin neşriyatını göz önünde tutarsak bundaki mantıksızlığa va yanlışlığa hayret etmemek kabil değildir. Bir meseleyi etrafile ansıyabilmek için. başlangıcından itibaren bütün safhaaile göz önünde tutmak ve orta yerinden tetkike kalkmamak icab eder. Ortalıkta bir telâş, bir rahatsızlık ve buhran husule geldi ise bunu ne İngiltere çıkardı, ne Fran sa. Harp tehlikesi İtalyan ve Alman tehdid ve taarruzları ile vü-cud buldu. Garp devletleri aulhü muhafaza uğrunda Çekoslovakyayı feda etmek halasımı bile irtikâp ettiler. Fakat artık arazi bakımından hiç bir davası kalmadığını ilân eden Almanya Çekoslovakyayı bir hamlede ortadan kaldırdıktan başka hayat sahası diye mübhem bir tâbir İle kendisine daha yeni yeni kurbanlar lâzım olduğunu ilân etti İtalya. Fransa-dan birçok şeyler istedikten ve bunları knparamadıktan sonra. Ar navudlufcu gözüne kestirdi ve bir hamlede onu mahvetti. Ancak bu vakıalardan sonradır ki Şarkta ve Garpta bütün küçük devletler kendi hayatlarını tehlikede hissettiler. Çünkü milletler aranı münasebetler sahasında hıraı cahlann* hiç bir engel tanımak Istemlyen. kuvvete daya-pan müstevli devletlerle karsı karcıya, yapayalnız kaldıklarım gördüler. Bu mOatevll devletlerin muntazam bir program dahilinde hareket ettikleri sabit oldu. Parça parça ve tedrici bir istila İle zahmetsizce emellerine vasıl olmak İstedikleri anlaşılıyor. Onların, bu siyasette en birinci silâhları tatlı sözle endişeleri teskin edip birdenbire hücum etmek ve muvaffak olmak yoludur. Binaenaleyh hiç bir devlette Berlin - Roma mihverinden gelecek teminata inan -inak kabiliyeti kalmamıştır Bugün hiç bir devlet adamı bu türlü teminattan ciddiye almak mesull-yetini yüklenemez; boyla bir şey yapmağa hakkı yoktur. Hüa.y.„ Cahid YALÇIN . (Sonu S UncU aayfada) ingiltere Ve Fransa, Yunanistan Ve Rumanyaya Kat'î Teminat Verdiler Eğer Bunlar Haksız Bir Tecavüze Uğrarlarsa Derhal Yardıma Koşacaklarını Bildirdiler Romada Fransa Aleyhinde Nümayiş ¦ I I * Fransanın Taahhüdü Fransız Başvekili Daladitr ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::ı::::ıı::::::::::::!::: Paria: 13. (A.A.) — Bu akşam Sasvekll Daladier Fransız milletin? hitaben metni Fransa vo İngiltere tarafından müştereken tesbit olunan aşağıdaki beyannameyi neşretmiş-tlr: (Franaa hükümeti. Akdeniz ve Balkan yarımadası statükosunun cebren veya cebir tehdidi altında heı türlü değiştirilme* İn e mani olmaya azami ehemmiyeti vermektedir. Son hafta hâdiselerinin doğurduğu büyük endişeleri nazarı İtibara alan Fransız hükümeti, Romanya (Sonu 3 UncU aayfada) lngilterenin Taahhüdü Londra: 13. IA A ı — Başvekil Chambcrlaln bugün öğleden sonra a-vam kamaraaında yaptığı beyanatta, parlamentonun İçtimaa davetini icap ettiren son hâdiselerin Avrupada ve bilhassa şarki Ak denizde bü yük bü* endişe uyandırdığını söylemiştir. Başvekil. 8 nisanda Arnavutluğun Londra elçisinin Büyük Britan ya hükümetinden kendisini Umitaiz cs müdafaa eden küçük bir millet* yardım için elinden geleni yapmasını istemiş. olduğunu soy lemis ve: (Sonu 3 ün« ü tayfamızda) ::::::::::::=:.:^::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::î:::: :::::« İngiliz Başvekili Chamberlaln ::::::::::::::::::::»::::::::::::: Yedek Subay okulunda Dün Yapılan Merasim Mezun Olan 1800 Gence Dün Diplomaları Tevzi Edildi Yedek Subay okulunun bu se-neki devresi nihayetlenmiş olduğundan bu seneki mezunlara dün diplomaları tevzi edilmiştir. Bu münasebetle okul binasında istiklâl marşiyle başlıyan bir merasim yapılmıştır. İstiklâl marşından aonra yemin merasimi icra edilmiş va okul komutanı mezunları sıra I-le çağırarak diplomalarını tevzi etmiştir. Bundan sonra okul ko -mutanı Albay Sun Şener bir hitabede bulunmuştur. Bu sene okuldan 1800 genç mezun olmuştur. Türkiye - Amerika Ticaret Anlaşması 5 Mayısta Mer'iyete Girecek Olan Anlaşma İki Memlekete de Fayda Temin Edecek Ankara: 13 (AA.) — Türkiye ile Amerika Birleşik devletleri arasında 1 Nisan 1939 da An kara d n imza edilmiş olan ticaret anlaşma-aının ana nalların! evvelce bildirmiş (Sonu 3 Üncü sayfamızda) Casus Mustafa Sagir Nasıl Yetişti? - 'fi^tt İslanbuia neden geldi? kimhrle Temas Etti? Bulgaristana Niçin Gitti? Ankaraya nasıl re niçin gitti? Nasıl Tutuldu Ve Nasıl Asıldı? Pek Yakında Neşre Başlıyacağız Casus Mustafa Sajrir İrana Giden Hey'etimiz Musuldan geçerken büyük tezahüratla karşılandı Musul: 13 (A. A.) — Anado-lu Ajansının husust muhabiri bildiriyor: İran Veliahdının izdivacı merasiminde memleketimizi temsil a-decek olan Türk heyetini v* askeri kıtasını hamil hususi tren dfln sabah kardeş İrak topraklarına girmiş ve Tetkösekten Musula kadarkl yolda, istasyonlarda gerek hükümetin gerek halkın samîmi dostluk tezahürleriyle karşılanmıştır. Hu -dut yakınlarında heyeti ve Türk ordusunun mümessili kıtayı. Musul kolordusu Kurmay başkanı binbaşı Yusuf Beyin riyasetinde Musul polis ve demiryolları ırüdttr muavinlerinden mürekkep bir heyet karşılamış, ve Türk heyetine v* ordusu mümessillerine kardeş Irak hükümet ve ordusunun selâm v* muhabbetlerini -bildirmiştir. Heyetimiz Musul İstasyonunda, Musul mutasarrıfı Celâl ll.ıt.d Bey mıntaka kumandanı Kasım Mak-aud, Belediye reisi Hayreddİn, Po-(Sonu 3 üncü aayfada) Trablusgarpta Bir İsyan Hareketi Paria: 13 (A. A.) — Paria -Midi gazetesinin Kahire muhabiri, Arnavutluğa vukubulan taarruzun yeril ahalide uyandırmış olduğu İnfial yüzünden Libyada bir İsyan çıkmış olduğunu haber vermektedir. Mısır İle Libya arasında bütün münakalât, bilâmel inkıtaa uğramıştır. Libyadan gelen bedeviler, İtalyanın hazırlıkları ve İtalyan kıtalarının dahile doğru yapmakta oldukları harekât hakkında bir takım malûmat vermektedirler. öğrenildiğine güre Tibesti hu . dut mıntakaları ile Murzuk mın-takasıııda kargaşalıklar çıkmıştır. Alman Propaganda Nazırı Bugün Gidiyor Dr. Göbbels Dün istanbul Müze Ve Camilerini Gezdi Alman Nazın Doğru Berline Gidecek f. r* 'i Alman nazın Sultanahmet camiini gezerken zerek mülkiye va askeri müzeleri* camileri dolaşmış va İstanbul Vali ve Belediye reisi Lûtfi Kırdara bir kartvizit göndermiştir. Dr. Göb -beis bugün saat 7 de şehrimizden tayyare ile hareket edecektir. fici gündenberi şehrimizde bulunmakta olan Alman propaganda nazın Dr. Göbbels bugün doğruca Almanyaya gitmek üzere şehrimizden ayrılacaktır. Misafir nazır dün de şehrimiz-deki şayanı Um aşa mahalleri ge- htR SABAH BİR SIÇRARSIN ÇEKİRGE... Bİr İtalyan gazetesi son hâdiselerden bahsederken "Arnavutluk Karadenize dogn. bir »icrama tahtası olabilir." buyurmuş. Blöfe blöfle mukabele Türkün şanından değildir. Isti)»n İstediği (arala sıçrıyabilîr, sıçrat «cen kafasını bir yere çarpıp zedelrnmrk de daima hesapta vardır. Biz, İtalyan hükümetinin fikrî- ne tercüman olduğuna asla ihtimal vermediğimiz bu İtalya* gazetesinin bu »uranın blöfüne bir atalar sözüyle mukabeleyi daha makul bulduk ı Bir sıçrarsın çekirge, iki sararsın çekirge, üçüncüde girersin ele.. A. CEMALEDDtN SARAÇOĞLU 14 NİSAN 1939 CPSAU HA PA MfHME tW HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrik» No 60 Yazan : M- SIFIR Yüzbaşı Birdenbire Haykırdı: "Ateş!,, Hep Birden Açtığımız Üç Taraflı Ateş Düşmanı Şaşırtmıştı — Yüzbaşım geliyorlar ha. Haber, hafif bir sesle ve telefon tezliği ile postadan postaya verilmişti. Hepımiı oldağumuz yerde sin mistik. Eller tetkilerde,goıler ileride bir tilki sinsilik ve sessizliği ile beklemiyorduk. Varlığımız tatjı bir heye cana bürünmüştü. Sinirlerimiz bir yay gibi gerilmişti. Adalelerimiz ürperiyor, yüreklerimiz bayağı göğüslerimizi dcliyordu. Artık iyice görüyorduk. DUşmnn bölüğü yol kolunda bize doğru ilerliyordu. Bölüğe, açık aralıkla yürüyen bir manga ön-¦ cülük ediyordu, öncülerle bölüğün arasındaki açıklıkta da. bir kaç atlı görülüyordu. Aramızdaki mesafe gittikçe azalmış, öncüler önümüzden geçmiş, yürüyüş kolunun baş tarafı hizamıza gelmişti. Soğuk kan-bhkta. o güne kadar eşini çok as gördüğüm yüzbaşı Yusuf bey hiç sabırsızlık, telâş göstermiyor ve tuhaf değil mi. gülüyordu da. Bir aralık, nağ gerimde bulunan Bekire do* ru uzanmış, gayet hafif bir sesle: — Hoca. demişti. Bir saat evvel aana musallat olan gaflet bak düşmanlara çökmüş. Sığırcık sürüsü gibi hepsi düşecek şimdi ağımıza. Bir kaç dakika sonra, bölüğün nihayeti de hizamızı bulmuştu. Işt; 0 vakit, bizim tatlı dilli bir babacan sandığımız Yusuf bey kükremiş, yır tıcı bir arslan kesilmiş. Hemen a-yağa kalkmıştı. Ve: — Ateş!... Diye bağırmış, diz çöküp tüfeği 01 kavramıştı. Hep birden açt:ğımız Uç yanlı ateşin çatırdısı. karşılıklı sırtlarda şakırtılı akisler yapıyor, aanki, tabiat yaptığımız ateş baskınını alkışlıyordu. Düşman bölüğü bir den yere kapanmış, akıllarınca hedeflerini uf altmışlardı. Mukabeleye, kendilerini müdafaaya, ne zaman ve ne de imkân bırakmıştık. Öldürücü ateşimiz baş bile kaldırtmıyor-du gafil kopıUere. Ancak on dakika sonra akülarını başlarına alabilmişler, ateşimizin öldürücü salgınındım korunmak için sıçnyarak, sürünerek yolun İki yanındaki tümseklere eığınmışlar. çukurlara takılmışlardı. O esnada, iş bilir ve cessur yüz-oaaımız, taarruz işareti olan düdü tünü çalmıştı. Evvelce verilen em-r mucibince çift numaralı postalar şiddetli ateş açacak, tek numaralı postalar da kısa sıçramalarla 'dü.«-man üzerine atılacaklardı. Bizim pos ta bir sayısını taşıyordu. Hep birden silkinerek Biçramış, yüzbaşının mevzi aldığı yerin sağ ve" sol yşnlc-nna, açık aralıklarla uzanmıştık. Bu hareketle müfrezemizin yansı düşmana lklyüz metreye kadar sokulmuştu. Bu sırada Yusuf bey bana doğru yanaşmış ve: , — Kara Mehmet demişti. Üç ar kadaşın ile birlikte yolun alt başını tut. Bu heriflerin sürünerek ve küçük tümseklerden İstifade ederek feriye doğru çekilmeleri İhtimali vardır. Tek tek kaçanlara kurşun ve toplu gruplara bomba yollamayı da unutma. Haydi göreyim sizi. Mipavrili İbrahim, Hoca Bekir, Hemşinli Nuri ve ben oradan ayni-mış ve birer yılan gibi sürüne süzüle yüzbaşının tarif ettiği noktaya varmıştık. Ceplsrimizdaki bombalan yere bırakmış, şiddetli bir ateşe başlamıştık. Bu hareketimizle düşman bölüğünü, aşağı yukarı çevirip çevrelenmiş bir vaziyete düşürmüştük. Vaziyetini kavnyan, sarıldığım an-byan düşman da artık silâhına sarılmıştı. Hem atıyorlar, hem de postalar arasındaki açıklıklara doğru akıyorlardı. Düşman bölüğünün ku-mandanı da kurnaz davranmıştı. Bu kıskaçtan az sarar ve telefatla kurtulmak için, mütemadiyen arazının 'tfkük ve basık kısurJarmdan, ka- ranlıktan istifade Üe neferlerini sırtın teinlerine doğru çıkarmak, biti İki ateş anısına almak manevrasını yapmaya yeltenmişti. Fakat, muvaf fak olamamıştı. Çünkü, aralıklarda*! geçmeğe, canını kurtarmağa muvaffak olan düşman neferleri aldıkları emri değil akıllarına gelem yapmışlardı. Birer birer savuşup Çubuklunun yolunu tutmuşlardı. Yüzbasımı/ın maksadı tabii bu bölüğü olduğu gibi tepelemek veya esir etmek değildi. Esasen buna no mevcudumuz, nc de vaziyetimiz mil* sslt değildi. Onun gayesi en ziyado düşman bölüğünün ilerlemesine mâni olmak onları yüzgeri ettirip kovalı yarak Çubukluya tıkmıstı Düşmanlara bu dağların, bayırların eskisi gibi boff olmadığını yurd yavrularının bu aahada da mücadeleye atıldıklarını anlatmak, onların cüretlerini yıkmak, cesaretlerini kırmak isliyordu. Yüzbaşının beklediği, düşmanı geriden takip vaziyeti hasıl olmuştu artık, ikinci bir düdük işareti postalarımızı Çubukluya doğru cephe aldırmış. ya^ymış ve ileriye doğı ı harekete geçirmişti. Bu vazıyette, kendimizi bıldır, :n avına çıkmış sanmıştık, önümüz sıra. sindiği yerlerden sıçnyarak kaçmak istiyen düşmanlara ateş ede ede ilerliyorduk. Tabii biz düşmanın kaçtığı hızla kovalamıyorduk. Bu sebeple aramızdaki mesafe epeyce açılmış, vakit te gece yansını geçmişti. Çalınan bir düdük bizim gazileri bir araya toplamıştı. Yarım saat »sonra müsademe mahalline dağılmıştık. Bulabildiğimiz yirmi dokuz vuruk vo geberiğin silâhlarını too-larnu-. cephanelerini almıştık. Yüzbaşı Yusuf bey bu silâhları gömdür, mek için sırtın kuytu bir yerindi* arkadaşlara çukur kazdırırken, bu de Üst baş aramağa koyulmuştuk Sabah olmuş, güneş te sevimli yüzünü göstermişti ki, biz de Göztepe-suyunun iki saat doğusundaki sırtlara vurınış, iğreltilerden yaptığımız kaba döşeklere uzanmıştık. Güneş-u tatlı sıcaklığına uzanmış, uykuya dalmıştık. (Devamı var) Bir ingiliz Lordu Geliyor Büyük Britanya hanedanına mensup Lord Atlon ve refikası prenses Eliza refakatlerinde durt kişi olduğu halde bu sabahki Sem-plon ekspresıyle şehrimize gelecek lerdir. Lord ve refikası istasyonda vali muavini tarafından karşılanacak vo motorle Haydarpaşa} a geçerek Toos ekspresiyıe Ankıırııya gidecektir. r.ı . • m w:i»r- : Belediye Tahsilatı Alınan tedbirlerle Martın sonuna kadar bir milyonu mütecaviz fazlalık elde edildi Belediye şubelerinin ve mülhak kazaların tahsil işleri alınan tedbirler sayesinde İyi bir şekilde yürümeğe başlamıştır. Bu sene mart ayı sonuna kadar tahsilatta bir milyon 200 bin liralık bir fazlalık kaydedilmiştir. Bu fazlalığın sebebi tahsilata ve bilhassa bakayaların tahsilâtına verilen ehemmi-yettir. Mali sene .-onu olan mayıs niha yeline kadar tahsil şubelerinin ve mülhak kazaların mühasebei husu ¦iyelerinin muayyen kanuni mabet leri elde etmeleri için icap eden tedbirler alınmıştır. Belediye muhasebecisinin riya-aeti altında belediye şube tahsil müdürlerinin iştirakiyle yapılan bir toplantıda bu sene tahsil işleri için alınacak yeni tedbirler etrafın da kararlar İttihaz edilmiştir. Bu tedbirler derhal tatMk olunacaktır. istik bal m «af aklarım nurlu görmek İstiyorsan ıs Çocuk Haftasında Çocuk Esirgeme Kurumuna aaamt yardımda bulununuz ! itfaiye teşkilâtı kuvvetlendiriliyor Ulaıye teşkilâtının ıslahı için belediye bütçesinden verilen 72.000 li-raiık yeni tahsisatla vazıfeleruıde bir muvaffakiyet gösteren bütlU İtfaiye âmir, şoför ve efradının maaşlarına zam yapılacak, dumana boğulan yangın mahallerinin duman dun kurtnrılması için bir aspiratör makinesi alınacak ve lüzumu hissedildiği mıkdarda itfaiye merdiveni gaz elbisesi ve hortum alınacaktır. Sokak levhaları limanlanıyor Noksan sokak levhalarının derhal hazırlattınp sokaklara taliki kararlaştırümısür. Bu işe 1000 ılra sarf olunacaktır. Emlnöntlnde yeni İstimlâkler . Eminönü meydanında ve yeni camiin arka taralından kalan 55 küçük dükkânın istimlâki ve istimlâk bedellerinin tesviye edilmesi daimi encümen tarafından kararlaştırılmıştır. Pazarlıksız sa'ış kanununa riayet etmıy n esnafl?. mücıdele Belediye pazarlıksız satış kanununa muhalif hareket eden esnafla daha sıkı mücadele etmek makaadi-le belediye mürakiplerini ikaz etmiy tir. Yalnız belediyenin bu işe (a'v-ı edilen murakıpleri teftiş işlerile la-yıkı veçhile alâkadar olacak kad'.r çokolmadıklan görülmüş ve iş İktisat Vekâletine yazılmıştır. iktisat Vekâleti belediyeye yazdığı cevapta bu iş için İktisat Vekâleti kontro-kırlcnmn belediye murakıp!. ı ım-yardım etmeleri emri verildiğini bildirmiştir. Bu suretle teftiş ve murakabe işinde kullanılacak belediye murakıpleri ve Iküsat Vekâleti kontrolörlerinin mıkdarı 25 e baliğ oiır.u*j-tur. Bunlar tarafından kanuna mugayir hareketleri görülen esnaf ha. kında derhal zabıt varakaları tutularak daimî encümene sevk olun maktadır. Daimi encümen bu gibi esnafa ilk defa olmak üzere 20 İn para cezası vermektedir. Bu tarz*i a hareketlerin m tekerrürü halinde cezaları teşdid edilerek bir hafta;* kadar ticaretten men cezası verild çektir. Hasan Ecza deposu ankazı Hnsan Ecza deposunun yanmaal-le orada kalan an kazın sigorta kum-panyalan tarafından derhal kaldı-nlması belediye tarafından alâkadarlara bildirilmiştir. Vali dUn Adalarda tet-klkat yaptı Vali ve Belediye Reisi DokU-r Lûtfı Kırdar dün Adalara giderek esnulı şekilde tetkikatta bulunmuş lardır. Vali ve Belediye Reisi bilhassa Adalann su meselesi etrafında alınacak tedbirler üzerinde ehemmiyetle durmuştur. 23 nisan bayramı hazırlığı 23 Nisan Hâkimiyeti Milliye ve Çocuk bayramını tes'it programını hazırlamak üzere vilâyette Vali muavini Karatabanın riyasetinde yapılan bir toplantıda program m ana hatlan hazırlanmıştır. Buna göre şehrimizde merasim* saat 10 da Beyazıt meydanında başlanacaktır. Merasime askeri kıtalar va butun resmi ve hususi okullar iştirak ede-oaklerdir. Mülhakatta yapılacak merasimi Trak Vapuru Hakkında Tahkikata Başlandı Birkaç gün evvel Mudanya — TİrÜye arasında karaya oturan Trak vapuru hakkındaki tahkikat başlamıştır. Dün vapur süvarisi Deniz Ticareti Müdürlüğüne celbc-dilerek İfade.si alınmıştır. Süvari verdiği ifadede, gidiş seferi esnasında Adaları geçtikten sonra Ka-sıralı önünde sise lenndüf ettiğini ve Bozburunda ilerlerken yolunu 10 mile, biraz sonra da 6 mile in dirdiğini söylemiş, ve biraz sonra ais açılınca tekrar tam yolla seyretmiştir. Müdanyaya yaklaşırken sis tekrar başlamış ve Müdanyaya Oç mil mesafede şiddetli gelen suların tesiriyle karaya sürüklenerek Tirilye Önlerinde tornistan ettiği halde karaya düştüğünü söylemiştir. Vapurda bugün Deniz Ticareti müdürlüğü fen heyeti tarafından bir muayene yapılacak ve vapurdaki hasar miktarı tesbit edilecektir. Yapılacak keşif ve tahkikattan sonra hadisede mesul olup olmadığı tesbit olunarak bir raporla vekâ lete bildirileektir. Trak bugün tamir edilmek üze re fstınye havuzlanna girecektir. Sahte Mühendisin Dünkü Muhakemesi Şehrimizde Ustiş tayyare şirketine müracaat ederek diplomalı tayyare mühendisi olduğu beyanile 800 lira dolandıran İsviçreli Forst Fran-kinin muhakemesine dün Asliye 1 ıncı ceza mahkemesinde devam o-lunmuştur. Dünkü celsede evvelâ Emniyet Müdürlüğü 2 inci şube müdür muavini Bay Zeki ile Be vnğl tında kitapçı Kapps dinlenmişlerdir. Kaps demiştir ki: (— Bu adam gecen sene bir hususi otomobil ile benim dükkânıma geldi. Otomobilde İsviçre sefareti bayrağı vardı. 6 tayyare mecmuası sipariş etti. Bilâhare, birkaç gün sonra yine gelerek (İsviçre federal hükümeti İstanbul sefirliği) namına 3.000 antentli kâğıt bastırmak istedi. Bir cemile olarak bu kağıtların basılmasını kabul ettim vf bastırdım. Fakat .soma polisler al-dılat '.. Mumaileyhin Üçüncü gelişin de dükkânda bulunan bir müşterim, bunun dolandım olduğunu söyledi 11 Suçluya tercüman vasıtasile anlatılan şahidin bu sözlerine karsı mumaileyh sadece, otomobildeki bayrağın İsviçre sefaretine ait bulunmayıp (isviçre Turing ve otomobil kulübü) nın alâmeti olduğunu söyledi ve bunu takiben mahkemeye bir istida verdi". Suçlu, bu istidasında, esas tayyn-re inşaatçısı olduğunu sövüyor ve tayyare mühendisliği için mekfehe devam ettiğini fakat imtihan veremediğini, pasaportuna (Tayyare mühendisi) unvanını İş bulmak için yazdırdığını İtiraf ediyordu. Bu itiraftan sonra müddeiumumi geç vakit iddianamesini söyledi ve suçlunun 503 üncü madde hüküm lerine göre cezalandınlmasını istedi Mahkeme saat 18 de karar için müzakereye çekildi. Abdülhak Hârrtlt İhtifali bugün yapılıyor Büyük Şair Abdülhak Hâmı.Iin ölümünün üçüncü yıl dönümü bugün Üniversitede büyük merasimle k ut lulanac aktır. üniversite konferans salonunda başlanacak olan merasimde Edeb'-yat Fakültesi profesörlerinden Alı Nlhad Tarlan ve Doçent Sadi Ayırman birer hitabe Irad edeceklerdir. Gençlik bundan sonra büyük şalım mezarına giderek bir çelenk koyu çaktır. kaza kaymakam lan ve kaza parti bışkanlan hazıriıyacaklardır. Bay ram münasebeti!* bUtUn mektep;«r Uç gün tatU olunacaklardır. ş ihtilâfları Hakkındaki Proje İşçilerle iş verenler aracındaki ihtilâftan halledecek olan nizamname projesinin sureti tatbikini anlatan izahname dün İş bürosuna gelmiştir. Projeye nazaran İşçilerin seçecekleri mümessillerin intihabı ma -yıs sonuna kadar neticelend'rile -cek ve bu müme-uiler 15 hazirandan itibaren ise başlıyacaklardır. İstanbul bölge amirliği dünden itibaren bu hu susalı bütün İş yerlerine tamim etmeğe bağlamıştır. POLİTİKA POIJSTE : Tramvay çarpmasile ağır yaralandı Bebek Eminönü hattında işliycn 1119 numaralı vatman Malınındım İdaresindeki tramvay arabası Emi ı önü meydanında 82 numaralı çöpçü İbrahime çarpmak yaralamıştır. Suçlu yakalanmıştır. Bir tramvay kazası daha Dün saat 16 da Cumhuriyet caddesinden geçmekte olan tramvay a-melesüıden Ahmed oğlu Mest ara 493 sayılı vatman Ahmedin idare ettiği tramvay arabası çarparak vücudunun muhtelif yerlerinden yaralanmasına sebep olmuştur. Yarnîı derhal Surp Agop hastahanesine kaldırılmış ve suçlu hakkında tahkikata başlanmıştır. Kafayı çekince rezalet çıkarmıya başlamı* Yeni postahane raddesinde Hekim çıkmazında oturan Emin oğl'J Hayri dün fazla mıkdarda içki içerek aşikâr surette sarhoş olmuş ve sokaklarda rezalet çıkarmağa bağlamıştır. Biraz sonra aklına daha bazı şeyler hükmeden sarhoş öteye beriye de sataşmağa başlayınca tahtta tarafından yakalanmıştır. Bir kayık battı Dün Tophane rıhtımında Gülsen vapurunun bordasına bağlı bulunan demir yüklü. Hasır iskelesine kayıt Iı 1239 nunaralı Tevflğe ait su kayığı boruların bir tarafa kayması neticesi olduğu yerde batmıştır. Kayığın içinde bulunan sahibinin imdad talebi üzerine kayık ve kayıkçı kurtarılmıştır. Kilidi kırarken yakalandılar Sabıkalı güruhundan Cemal ile arkadaşları dün Fatihte Malta çarşısında Osmana ait dükkânın kilidini kırarak içeri girerken aabıta mamurları tarafından yakayı ele vermişlerdir. Hırsızlar hakkında kanuni takibat başlamıştır. Kâmilin idaresindeki 313 numaralı otobüs Sultan Ahmette Topkıpı- Tramvayla çarpışan otobüs Dün sabah saat 8.30 da şoför Sirkeci seferini yapan 32 numaralı Tramvay arabasına çarparak 'ZİI-mesine sebep olduğundan suçlu yakalanmıştır. Yangın başlangıcı Üsküdarda Reis mahallesinde o-turan Haydarın evi soba borusun di ki kurumlann tutuşması üzerine yanmağa başlamış itfaiyenin vaktinde yetişmesi üzerine söndürülmüştür. Bir kıvılcım bir svl yakıyordu Beşiktaş Mecidiye sokağında o-turan Gülnihar adındaki kadınm e vinde mangaldan' aıçnyan bir luv'l-cıra yüzünden t beş çıkmıştır. Fakat yangm vaktinde yetişen İtfaiye tarafından etrafı sarmadan söndü-ül-müştür. Sahilden açılan Uç sandaldan elan haber yok Polia Müdürlüğüne bildirildiğine göre. evvelki gün Uç kişi (Yeni ka-pu) da bir sandala binmişler ve denize açılmışlardır. Sandalcı, bunların dönmelerini akşama kadar beklemişsc de gelmediklerinden ve âkibetleri hakkında da bir haber a^Ba^aSSjfzazdssj keyfiyeti. Polis Müdürlüğün* haber ver-ril mistir. Balkanlar ve Şrrkî Akdeniz havzasındaki faaliye'ler Berlin - Roms mihveri ilkbaharda girişeceğini İlân ettiği siyaacto başlamıştır. Almanya Çckoslovak-yayı ortadan kaldırdıktan ve Memeli de ilhak ettikten ve ayni zamanda Polonya hükümetine de Dan ring ve koridor meselesi hakkındaki taleplerini bildirdikten sonra şimdilik sesini kesmiş bir vaziyettedir. Almanya bu arada Merkezi Avı u-p*«ta ve Tuna havzasında bulunan devletleri iktisadi bir çember altına da almış gibidir. Macaristan, Almanya, Çek topraklarına el attığındanberi, Berline istihRalâtınm yüzde 80 nini. Yugoslavya yüzde ellisini, Romanya da yüzde 60 nı vermektedir. Almanya bu devletleri istediği anda iktisadi büyük müşküllere uğratabilecek bir vaziyete gelmiştir. Şüphesiz ki Fran sa Üe İngiltere buna kano hareke'e geçmek istemişlerdir. Fakat bu siya-sete geç yanaşmışlar ve yaptıkları yeni ticaret muahedeleri derhal te. şirini gösterecek bir kudrette olmamıştır. Yalnız ne de olsa garp demokrasilerinin bu sahada yaraca ı ticari mübadele, zayıf kalacaktır. Çünkü bu devletlerin, merkezi ve Tuna Avnıpaaımn zahire ve mahrukatına fazla bir İhtiyaçları yoktur. Halbuki Almanlar, bu pazarlarda mevcut her şeyi satm alıyor ve bunlar için âni bir ihtiyaç duymasa-lar da toplayıp İyi düşünülmüş bir ticarî organizasyon vasıtasilo tran. ait olarak büyük bir kâr marjı elde ediyorlar. Bu iktisadi faaliyete muvazi o-larak Berlin bu mıntakaUrdaki devletler arasında mevcut bazı görüş farklarından da istifadeye kalkış-maktadır .. Meselâ Bulgarlarla R*» man yalılar arasında, bir küçük buğday amban olan Dobnea meselesi, Macariarla yine Romanyalılar arasında iki milyon Macar bulunan Transilvanya meselesi vardır Nihayet Yugoslavya da Arnavutluktaki hâdiselerle ve topraklannda yaşıyan beşyüz bin kadar Arnavutların vaziyeti ve yine Dalmaçya sahillerinin İtalyan isteklerine sebebiyet verdi-receği coğrafi bir mevki meselesi var. işte siyasî bakımdan karışık görünen ve ortada her ân alevlenmeğe yü rtutan bir ateş bulnan merkezi Avrupada Berlin nefes alırken, Şimdi Roma. bu faaliyete muvazi bir va« ziyette harekete geçmiştir. Ve ilk* hamle olarak eline geçen Arnavut, luk olmuştur. Yalnız Avrupanın bu kısmıle, merkezi arasında büyük bir farK vardır. Almanya, aşağı yukan Çek memleketleri hariç, kendi ekalliyetlerinin bulunduğu yerleri, mevcut hakikî taahhütler hilâfına almıştır. Fakat ortada kan dökülmemiş, si. lâh patlamamıştır. Halbuki Arnavutlukta Berlin • Roma mihverinin şimdiye kadar o-lan hareketlerine İlk silâh, küçük xe zayıf bir devletten de olsa patlamıştır ve bu dikkate şayandır. Berlin • Roma mihverinin karsısında bundan, böyle siyasi ve iktisadi istiklâllerini silâhla, kanla müdafaan kalkışa-cak devletler bulunmaktadır. Vaziyet artık ciddiyetini kesbetraiştir. Bundan sonraki faaliyetlerin neticesi kat'î olarak harp veya sulh denilen şeyin galebe çatması olacaktır. | Dr. Re*ad SAGAY TAKVİM 14 Nisan 1939 CUMA HUrl. 24 Sefer Kasılı 1 Nlıan 1558 uss 0,1. Aksa* Kasnı 158 Lâle Mevsimi Degv »atı 5,21 ı 12,14 — ikladl 11.47 — Yataı bzMSh :İ.J4 15,50 SABAH GÜHDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE 3AHTLARI Tttrklra Kan-M 100 Kr. 1400 Kr. 100 Kr 9 .,),«. 1X00 K#. İM K*. 1 .rl.r 000 Kı. m K» ı .fi.*, m av r»u UUhı imı iIimimI) »ı» HER YERDE 3 Hilmi** U*«W» Iffka M. 14, Tİ M 4 lir* İngiltere Ve Fransanın Teminatları Yaian: HÜseyİn Cahid YALÇİN İngiltere Başvekili Chamber-lain :U Fransa Başvekili Daladier'nin merak İle beklenen beyanatları dünya özerinde rahat bir nefes gibi dolaştı. Herkes bu günü dünden daha İyi görüyor. Fakat yarını daha iyi görmek İçin henüz elimizde bir sened yoklur. İngiltere ve Fransanın müştereken verdikleri teminatın en büyük kuvveti, nüfuz ve tesiri uyandırdıkları itimad havasında-dır. Görülüyor ki İngiltere ve! Fransa. Chamberlain'in kullandığı tabir ile. zorba siyasetine tahammül etmemeğe karar vermişlerdir. Bu kararları bütlln teferruatı sl -nesine toplıyaeak bir vuzuh ve katiyet İle ifade edilememişse de her halde antıyanlar üzerinde kâfi derecede tesir yapacak kadar betlgati haizdirler. İngiliz vo Fransız garantilerinin bİzzarure biraz dHİgalı olması devlet adamlarının her ihtimali şimdiden kâğıt Üzerinde tesbit ve tasrih etmeğe maddi bir imkân bulmakta his-aettjkleri zorluklardan neşet etmiş olacaktır. Her halde. Romanya ile İtalya ani ve şedld bir tehdit ve tehlikeye maruz kalmı-yacaktardır. Romanyaya karşı Orta Avru-padan. Yunanistana k:ırşı Arnavutluk topraklarından yahut deniz, den gelebilecek bir hücuma lngilterenin ne şekilde yardım edeceği suale muhtaç görülebilir. Fakat bu yardımın ilk samanlarda behemehal para kuvvetleriyle vuku bulması zaruri değildir. İngiltere bilhassa İtalya üzerinde müessir olmanın birçok yollarını bulabilir. Bu hususta Fransa kuvvetleriyle müşterek hareket edilecek olduktan sonra mesele daha ba-sftleşlr. Bugün tahakkuk eden bir nokta varsa o da şudur: Romanya vo Yunanistana vukubulacak b i r taarruz umum! bir harbi tevlfd fidece kt ir. Burası takarrür ettikten ve tereddüde mahal kalmıyacak auretto ilân ve İhtar olunduktan sonra diğer hususatın ehemmiyeti ikinci dereceye düşer. Harp çıkarsa, harbin icabına göre müttefikler blribirlerine yardım ederler. Eskiden hükümdarlar ve hükümetler harpte galebe kazanmak suretiyle' şan ve şeref sahibi o -turlardı. Şimdi harbe meydan vermemek suretiyle bütün beşeriyetin takdir ve şükranına Istİh -kak peyda edildiği görülüyor. Bu, gün. yer yüzünde her ne suretle o-lursa olsun, kan dökülmesini Iste-miyen İnsanlar varsa hepsi ingiltere İle Fransanın aldıkları şu karadan dolayı bu İki memleket ricaline kalplerinde bir muhabbet duyacaklardır. Berlin - Roma mihverinin böyle hakiki bir şerefi nasıl olup da İngiltere vo Fransa hükümetlerine kaptırdıklarına a-Itıl eremez. Şimdiki diplomatlar, hiç kan dökmeden, hiç ailfth çek-meden koca koca muharebeler kazanmış başbuğlardan ziyade şöhret, pereatlj ve muhabbet kazanıyorlar. Bu, aulh lehinde sarfe-dilen gayretin, yapılan fedakârlığın mükâfatıdır. Faşizm diktatörleri her halde bu sahada mağlûp oldular. İngiltere ve Fransanın verdik-, lan teminat Balkanlarda Roman-' fa il* Yunaniftana taalluk edl-1 ror. TOrklyeye yımıx bundan ha-| brr verileceği beyan olunmaktadır.' Başvekil muhterem Refik Saydamın Türkiyenin hayati menfaatte-l rlnin İmkân verdiği niabet dahilinde bitaraf kalmak asmjnl bealedı-HiİMyıa Cakıd YALÇIN (Sonu 3 UacÜ sajfadaj İngiltere Rumanya ile Bulgaristan Arasında Tavassutumuzu istiyor Rumanyaya Verilen Gar Fransız Gemilerine Açmamı Müzakerelerin Mihverini Tür Berlin Verilen Teminatı anti, Boğazları ingiliz ve za Bağlı Olduğundan kiye Teşkil Ediyor. Şiddetle ^^^^ Tenkit Ediyor ¦ ¦Ha Atînada Sevinç lngilterenin Verdiği Teminat Çok iyi Karşılandı. Romada Arnavutluğun idare Şekli Tesbit Edildi Londra: 14. (A.A.) — Diploma-ai mahafdi, İngiltere ve Fransa tarafından Romanya ve Yunanistana verilmiş olan garantinin dlplomaal kanallle mütekabil taahütler haline getirilmesinin pek ziyada muhtemel olduğunu, ancak bu meselenin halihazırda büyük bir ehemmiyet arzetmekte bulunduğunu beyan etmektedir. İngiliz ve Fransız garantileri, dört devleti birleştirmek İçin kâfidir. Bu mahalli, diplomasi tarikile yapılacak müzakerelerin şimdiki hal de Türkiyeye müteallik bulunacağını ve Türkiyenin halihazırda Ro-manyaya bir taamıs vukuu halinde mütekabil va tam bir muavenet Itİ-lâflle bağb bulunduğunu bu babda-kı istihbarlarına atfen beyan etmektedirler. Bu müzakereler itilafın her hangi bir taarruzdan korkacak olan diğer Balkan devletlerine teşmil im-(Sonu 3 ünrü sarfaDuzda) İngilizlerin muazsasa sahil müdafaa toplarından bh r_________..- Hâmidi Dün Andık »• •* Büyük Şairin Ölümünün Üçüncü Yıldönümü Münasebetile Dün Üniversitede Merasim Yapıldt ¦ftâaCaJBpOaShBF ^Taff» ıLrt âraMe "aâı Üniversitede yapılan Şairi âzam AbdUlhak Hâmldln ölümünün üçüncü yıl dönümU İhtifali dün saat 15 de İstanbul Üniversitesi konfersns salonunds Unlversl te rektörü İle bütün profesörlerin çok kalabalık bir gençlik kütlesinin işlırâkıle ve büyük merasimle kutlu-lanmıştır. Merasime saat tam 15 de ballanmış ve Edebiyat Fakülte*! merasimden bir İntiba profesörlerinden Bay Ali Nihad Tarlanın (H&midln hayatı vo eserleri) İsimli konferansı çok alkışlanmıştır. Bundan nonra Tıp Fakültesi doçentlerinden Sadi Irmak söz almış ve alkışlarla nihayetlenen bü* hitabe irad etmiştir. ıSoiıu '£ UncU sayfamızda) Casus Mustafa Sagir NASIL YETİŞTİ? NASIL TUTULDU? NASIL ASILDI? Yakında Neşre Başlıyacağız TE$EKKİİR0 Antakya: 14 (A A.) — Millet Meclisi reis vekili Vedi Kara-bayın başkanlığında toplanmıştır. Millî Şefin tekrar Cümhurre-isliğine seçilmesi dolayısiyla Hatay Millet Meclrsİ reisinin vaki tebriklerine Cumhurreisi İnönü-nün verdiği cevap alkışlar ara-aında okunmuştur: Reisicümhurlıığa yeniden intihabım dolayı.ıiyle gönderdiğiniz telgrafa tefekkür eder ve Hatay meclisi üyelerine selâm ve sevgilerimi gönderirim. İsmet İnönü Büyük Millet Meclisi reisi Rcııdamn telgrafı da okunduktan sonra ruznameye geçilmiş, Milli Müdafaa bütçesine 200 bin lira ilâvesine, ipek kozası üşürünün ilgasına müteallik kanunlar kaVul edilmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi azalarının Hatay dahilindeki trenlerde parasız seyahatlerinin temin edildiği hakkında Başvekâlet t*zk* resi okunmuştur. Yeni Askerî Mükellefi-yet Kanunu Mecliste Sür'atle Görüşülecek B. M. Meclisinin Dünkü İçtimai Ankara: 14 (A.A.) - Büyük Millet Meclisi bugün Mazhar Çemenin başkanlığında toplanmıştır. Celsenin açılmasını ınUteakip. İsparta ım-busu İbrahim Demiralay ın ölümüne ait teskere okunmuş ve hatırasına hünneten ayağa kalkılarak bir dakika sükût edilmiştir. Hakkı Kılıçogiu- Muş-, Kasım Kojean- Antalya- ve Kcfık İnce- Manisa- aüz alarak kürsüye gelmişler ve müteveffanın yurt severliğini ve memleket uğurundaki değerli çalış-! Be edlyeler bankasından istikraz yapılıyor İstanbul Belediyesi tarafından Belediyeler Bankasından istikraz olu nacak beş milyon lira için belediye riyaseti meclisten dUn salâhiyet almıştır. Riyaset, aldırı salâhiyet ü-zerine Belediyeler Itankaaıle temaslara derhal başlanacaktır, istihbaratımıza nazaran beş milyon inanın bir milyon lirası belediye tarafından İşletilmesine karar verilen otobüs işlerine sarfolunaraktır. 3 milyon lirası sermaye nıUtedavİle için sıtr-folunucaktır. Sermayeyi mütedavile ilk olarak Eminönümle ve meydanın etrafında tatbik olunacaktır. Geriye kalan bir milyon lirası da yenil uderu sarf olunacak tır. malarını ifade etmek surelile hatırasını taziz eylemişlerdir. Meclis bundan sonra Ağrı mebusları Hüsamettin Kura, Halid Bayrak ve ihsan Tav. Bingöl mebusları Feridun Fikri, ve Necmettin Bahir, Bitlis mebusları SUıcyya örge Evren, Tevfik Temelli Üe Siirt mebusları Ali Rıza Esen. Hıılkl Aydın ve Nafl Bekımnin intihap maz- HkR SABAH betalarını tasdik etmiş ve Burdur mebıi: .i İbrahim Necmi Dilmen yemin etmiştir. Gelen evrak arasında bulunan ve milli müdafaa Vekâleti 1938 yılı bütçesinin muhtelif tertiplerine iki milyon U ,yu/ küsur bin liralık munzam tah-usat konulmasına ait kanun lâyihası rıznarr.eye alınarak müzakere ve kabul olunmuştur. Bunu takiben söz alan Milli Müdafaa encümeni reisi General Kâzım Sevllktekın. harp mükellefiyeti hakkındaki kanun lâyihasının ehem miyetine binaen bu devrede müzakere edilebilmesi için havale edild'-gl milli müdafaa, adliye ve dahiliye encümenlerinden mürekkep bir muh telit encümen tarafından tetkik edilmesini teklif eyienıiş ve bu teklif kabul olunmuştur. Meclis pazartesi günü toplanacaktır. Büyük Devletlerin Teminatı Bir tkaasa r- ' ¦ İri harf- lerle dizilmiş şöyle bü- sername Kördük: (Büyük devletlerin başvekillerinin ¦¦ .ı.ı¦ .ı. ı.Mi sonra küçtak devlellrria harp hazırlıkları ıırttt.) Demek oluyor kl küçük devletler İ-çlıı teminat ıılnmk hıtrlıe atılmakla müsavidir. Devletlerarası vazıyetin bu acayip tecellisi karşıtında i w i ,ı,n küçük devletleri büyük- lerin teminatından korunun f.. dııv um lan başka söylenecek bir söz kalır mı T Ancak bit deriz İd harp hazırlıklarının nrtnıaaı da mutlnka harbi ta-zommun etme*. Zira: Hazır ol oençs eğer islersen sulh va su*A Her zaman İçin doğru bir aoa-dür. A. CKUALSDDÎN SARAÇOĞLU 0903 29?8 fENİSAlAH 15 NİSAN 1939 CPSAH HAPA MfHMEDİM HATIRA vt İTİRAFLARI Tefrika No 61 Yazan t M. SIR/R Düşmanın Hazırladığı Yeni Taarruz Plânı Bu Defa Harekâta Bir Tabur iştirak Ve Bizi imha Edecekti Istirahate çekildiğimiz yere yalnız yiyecek değil, Çubuklu ve Paşa-bahçedeki düşmanın vaziyet ve hareketleri hakkında haberler ve hattâ günü gününe gazeteler bile muntazaman geliyordu. Bu arada, önleyip yüz geri ettirdiğimiz düşman bölüğünün o gece ¦abaha karşı ve ertesi günü Çubukluya teker teker nasıl döndüklerini, civar halkı kendilerine nasıl güldürdüklerini de. bütün teferruatile öğrenmiş, biz de uzun uzun gülüp eklenmiştik. Civar köylerde. Anadolu-ya bağlı küçük milli müfrezeler bu lunduğu bahanesile. sık sık gezintiye çıkan, köylerde sığınacak bacak, tütecek ocak bırakmıyan ve nüans'* köylülere çalım satan bu kopil sürülerinin büyük kumandanı, vurduğumuz bu darbe üe şaşırmış, sersem lemisti. Boş bulup cirit oynadıktan meydanlara giden yolların aslanlar tarafından bağlanıp kapandığına ak b ermişti. Yüz kızartan, hayır kızartan de -ğıl de karartıp maskaraya çeviren bu bozgunluk ekseriyetini Tatavia-nın kaldırım kabada yılan, afili patika ry alan teşkil eden bu duama-taburunun manevî kuvvetini fena halde sarsmıştı. Bu mağlûbiyeti şansın aksi bir tecellisi sayan düşman tabur kumandanının ikinci bir hareket hazırlamakta olduğu haberini. Dizim İaşemizle birlikte, o civarda edindiği göz1 ve kulaklarla emniyet ve selâmetimizi de temin eden ihtiyat mülâzimi Refik bey bizzat getirmişti. Yüzbaşı Yusuf beyle bu iş hakkında görüşürlerken ben de yanlarında ayakta duruyordum. Hoca Bekir de kahve pişiriyordu. İş zamanında gerçekten ateş kadar insafsız, yakıcı ve diğer zamanlarında bir baba gibi şefkatli, şakacı olan yüzbaşı Yusuf bey, Refik beyin getirdiği haberleri dikkatle dinledikten sonra, güler yüzle: — Desene Baba Refik, bir düğünümüz daha var. Sen hemen bir*m delikanlılara pilâv zerde hazırla*. Sakın sözümü şaka sanma, ciddi söy lüyorum. Hem de ganice olsun, bu bir. İkincisi de senden tam yüz otuz İki tane el bombası isterim. Bu seferki düğünü daha cümbüşlü, daha şenlikli yapacağız, öyle değil mi Kara Mehmet, ne dersin Bekir Po-ca?.. Demişti. Bizi de söze karıştırmış latifeleri üe gönlümüzü hoş etmişti. Hoca Bekirin tuhaf sözlerini dinli-yerek kahkahalarla gülmüş, gülmüş ta. Kahveler içildikten sonra, üç zabit baş başa vermişlerdi. Ortalarına da bir harita sermişlerdi. Refik bey. düşman bölüklerinin İlerliyecekleri İstikametler hakkında malûmat veriyordu. Yüzbaşı Yuauf ney de, gözlerini haritaya dikmiş Refik beyi dinliyordu. Bir aralık Refik bey sus muştu artık. Fakat yüzbaşı harita sının önünde, on beş yirmi dakika aesslz kalmış, klmbillr ne âlemlere ve ne hülyalara dalmıştı. Nihayet başını kaldırmış, karşısında gülüm-aiyen Refik beye bakmıştı. Ve: — Refik, demişti. Verdiğin malûmata bakılırsa, ldrye kumandan bizim, Ermeni köyü ile Polonez arasındaki sığlıklarda yataklandığımızı sanıyor, bizi oralarda arıyor demek, — Evet yüzbaşım. Biraz evvel de söylediğim gibi, perşembe günü akşamı yürüyüşe geçecek bölükler cumartesi gUnU akşamı Ermeni köyü vo Polonezde dinlenmiş ve harekete hazır bir vaziyette bulunacaklar. O günün akşamı taburun diğer iki bölüğü Çubuklu üzerinden yürü-yllge başladıklan saatte, Ermeni köyü üe Polonezde bulunan bölükler «e. İki köy arasım bağlamış ve bU- tün patika ve geçitleri tutmuş bulunacaklar. Pazar gecesi sabaha karşı Elmalı. Göztepe, Polonez ve Etmeni köyü arasındaki geniş »aha tama-tnile çevrilmiş bulunacak. Güneş doğar doğmaz, bulun bMukleı cepheleri istikametine ve ayni zamanda sQ ratle yürüyüşe geçecek ve ıh;.ta cem beri Öğleye kadar daraltılacak, öğle De ikindi arasında da, arzu ettikleri temizlik yapdacak, nihayet bu mütevazı kuvvetimiz ortadan kaldırılacak. İşte plânlarının esası bu. Demiş, harita ürerinde gezinen gözlerini Yusuf beym düşünceli yü-znne dikmişti. Sensiz, sözsüz geçen hir kaç dakika sonra Yusuf bey de baseni haritadan kaldırmış, verdiği karardan memnun bir tavırla mülazım Şefik beye dönmüştü ve: — Şefik, demişti. Mevcudumuz bütün taburla uğraşmağa kâfi değÜ tabii. Düşmanın karar verdiği bu hareketi yaptırmamak için. perşembe akşamı yola çıkacak ilk iki bölüğü, bizim daha ilerilerde bulunduğumuzu farzettiklerine. göre emniyet li sandıkları sahada ve yürüyüş kolun da önleyip bastırmak çok muvafık ohır. Bu bölükleri yüz gen ettirmek, taburca yapılmasını düşündükleri umumi hareketi de gen bıraktırır. Ne dersin T.. Mülâzım Şefik bey de Yusuf beyin dediklerini münasip bulmu-t-.. İki gece sonra yapılacak bu harekete ait, her türlü ihtimalleri inceden inceye göz önüne almışlar, iyice düşünüp taşınmışlar, son kanın vermişlerdi. Bir kömürcü kıyafetinde olan ReHk bey semerli hayvanına atlarken, biz de Paşabahçe ile Incİrk-.y genlerindeki sırtlanı inmek üzere. yola d üzülmüştük. Bİr ekspres tezliği ile giden 6-mür bizi perşembeye de yetiştirmişti. O gün öğleden sonra yüzbaşı Yusuf beyin yine etrafına toplanmıştık O gece yapacağımız hareketi o anlatıyor, biz de dınuyorduk. öyle tatlı, öyle kıvamlı anlatmış ve vazifelerimizi ayrı ayrı o kadar güzel hafızalarımıza sindirmişti ki, içimi/u'e vazifesini anlamıyan, Öğrenmıyen kalmamıştı. Hepimiz sanki birer Yu suf bey olmuştuk. İkindiden birsi evvel Refik beyle kahveci Uyas ve arkadaşları da bulunduğumuz v.-ıe gelmişler, üç günlük yiyeceğimizi, bombalanmuı da getirmişlerdi. Refik bey, birim de işitebileceğimiz bir sesle anlatıyordu: — Yüzbaşım, diyordu. Dün gelemedik. Çünkü, Göksu deresinin şimal sırtlanndun Elmalıya doğru ve Elmalı İle Göztepenln garbında ve boğaza muvazi olan sırtlarda manga manga devriyeler gezdlrild ğir.i komünü ve suculardan öğrendi. Bir tehlikeye dövmemek fikrile dağ yolunu terk ve denli yolunu tercih ettik. Bomba sandıklannı Salacıkh balıkçı Hakkı Reisin elaman asile, gvoe Sahip Mollanın ya üaı önündeki bahçeye çıkardık Eksik olmasın kshvect Uyas İle arkadaşları da tam vaktinde hayvanlan yetiştirdiler. Ortalık ışımudan, kem gözlere İlişmeden yükümüzü aardık, yola çıktık. Geciktiğimiz bir bakımdan da iyi oldu yüzbaşım. Size taze havadisler de getirdim. Poloneze gı-dece bölük Paşabahçeden ve Erme-nlfoyuııe giderek böiftk te Çubukludan çıkacaklarınış Bu muhakkak. Yalnız hareket saatlerini pek İyi N? ren em em İş adamoagıa. Ortalık kararırken yola çıkmaları İhtimal lnd*n bahsetti anıma...... (Devamı var) Çocuk bayramına «s de vit-rlnltrlnlıl çocuğa ilgilendirecek suratta susllyarek İştirak •dinli. Dr. Göbels Dün Gitti Birkaç gündenberi şehrimizde bulunmakta olan Alman Propaganda nazırı Dr. Gönde ve arkadaşları dün saat 8.45 de Yeşilköy hava mey danındaki hususi tayyarelerde şehrimizden ayrdmıslardır. Misafir nazın tayyare meydanında hükümeti-miz namına Vali muavini HGdai Tayyare müfreze kumandanı ile Alman konsolosu ve Alman kolonisi uğurla mışlardır. Göbels buradan doğru Alma o-yaya gidecektir. Yolda benzin almak İçin Belgrada da uğrayacağı söylenmektedir. Br.f.EDfYEDE : Belediye yeniden bazı yerler istimlâk ediyor Eminönü mey d an m da ikinci plâna dnhil bulunan Erninönü mescidi sırasında ve Mısır çatşsaı önündeki bir bir sıra dükkânın İstimlâki mu-amelesine başlanmıştır. İstanbul Belediyesinin Erninönü iıtimlâkı ic,in tahsis olunan 1.3 milyon liradan (100) bin lirası katmıştır. Halbuki bu sıranın istimlâki için daha (50) bin liraya lüzum vardır. Bu parayı Muhabere ve Münakale Vekâleti temin edecektir. Belediyenin bu sene W masraf bütçesi İstanbul Belediyesi masraf bütçem gecen seneden 470.524 Ura faz-lasile 7.897,336 e baliğ olmaktadır. İstanbul Belediyesi kadrosunda bu sene geçen seneye nazaran ehemin yetlı bir değişiklik yamlmamıştır. Yalnız yem bir müdürlüğün ihdası ve bazı yerlerde yapılması lâzım gelen ilâveler bütçedeki bu fazlalığa âmil o ün ustur. Gazi köprüsünün basındaki meydanlar açılıyor Unkapanında inşanı tamamlanmak üzere bulunan Gazi köprüsünün iki başında açılacak olan büyük meydanlara ve yollara tahin lan m gelen tahsisat 2 milyon lirayı mütecavizdir. Köprünün inşaatı tamamlanmak Üzere olduğu bu günlerde meydanın açılması irin de teşebbü-sata girişitmek üzeredir. Bu meydanlar ve yollar Muhabere ve Münakale Vekâleti tarafından açılacaktır. Yanan mahallerde plân harici İnşaat yapılamıyacak Yanaıı Ata Atabek hanının dı-varları çatladığından hanın yıkılma ameliyesi devam etmektedir. Proe-tun yaptığı imar plânına nazaran burada genişçe bir cadde açılması icap ettiğinden han yıkıldıktan sonra burada plânın icabeti tatbik olunacaktır. Diğer taraftan yanan Hasan Ecza deposunda imar planım nazaran cadde geçtiğinden buradı da mşaata müsaade olunmıyacaktır Adalara verilecek suyun ucuz olmasına çalışılıyor İstanbul Belediyesi Adalann su ihtiyacını haziran nihayetine kadar muhakkak karşılayacaktır. Bumu. İçin lâzımgelen tedbirler alınmıştır. Adada inşası kararlaştırılan su iskelesi i!¦ ı1 mi ı.11i.ırı gelen su çimento su temin edildiği takdirde bir buçuk aya kadar tamamlanacaktır. Denizbank Adalara suyun tonunu 20 kuruşa verecektir. Belediye tarafından ton başına azami 13 kuruş masarif yapılacağından Adalarda terkos suyunun tonu ar ' Ttf» kuruşa halka verilecektir. Belediye blruz daha ucuzluk temini için çalışmaktadır, Prost İstanbul» çağrıldı İstanbul Belediyesi şehrimizin imar plânını tanzim vazifesini Üzerine alan ve slyevm Pariste bulunan Şehircilik mülehaasısı B. Proata telgraf çekerek Istanbula gelmesi lüzumunu bildirmiştir. Bugünlerde gelmesi beklenen Prost, gelir gelmez Eminönü ve tan-simine karar verilen diğer semtlerin detay plânlarını hazırlıyacak-tm Okuyucularımız Diyor ki ı Su istiyoruz Kadıköy, Kurbalıdere 2 noi sokakta kiralık bir evim var. Susuzluk yüzünden kıracı bulmak çok muakul Her gelenler suyu var mı* Terkos yok mu? diyorlar. Sakanın taşıyucağını söyleyince nnzlanarak çok ucuz fiyat teklif ediyorlar ve tınmıyorlar. Mahalle sakinlerinden ev sahibi olan Kurbalıdere caddesinde ve sokağımızın nihayetinde Doktor Bay AH Rızanın evinde şehir «uyu vardır. Ufak bir masruf ve himmetle diğer komşuların bundun istifadesi için senelerden-beri uğraşıldığı halde kati cevap alınamadığını sular mtklııröne kadar söylediler. Keşif yapıldı "her ev 50 60 lira kadar fedakârlık edeıse bu vermek kabil olur,, dediler, Evlerimiz kira getirmiyor, ihtiyacımız olan ev kirasından fazla parayı nereden bulalım? Her işin başında su gelir, büyük doktorlarımız İstanbul halkı su kuUnnmıyor. istatistikler bunun nSmunesidir. her hastalık pislikten gelir diyorlar. Sakanın getirdiği Auyu idareli kullanmak a¦•¦ buriyetindeyiz. Kurbalıdere 7 ın-knktır ve kolaylıkla birbinne bağlanabilir. Her şeyden evvel bot ,ı-ya kavuşmayı sayın valimiz Bav La İli Kırda/dan bekliyoruz. Hlr-metler. laasr Bir Otobüs Kazası Dikkatsizlik yüzünden bir lt,çl öldü Mecidiye köyünde dün hir otobüs kazası olmuş ve SUleyman ilminde bu ıı.ıı. ölümıle neticelenmiştir. Taksim- Büyükdere arasında işlemekte olan şoför Remzinin idare ettiği 3073 numaralı otobüs Mecidiye köyünden geçerken caddenin kenarında durmakta olan bir su ara basile kan-ıtazmıştır. Şoför Remzi dıreksyomı kırarak yan taraftan geçerken arabanın m usta hdim inden Süleyman otobüsün önüne çıkarak ani bir surette makinenin altına geçmiş ve derhal ölmüştür. Şoför yakalanmış, hâdise hakkında tahkikat başlamıştır.' MtrrEKEKKUI Küçük rr.erakip hakkında bir tamim Deniz Ticaret Müdürlüğü badema küçük merakı bin uğradıktan iskelelerde Uman kâğıttan arkasına hareket mezuniyetini alırlarken a-şağıda gösterilen husuaata dikkat etmeleri İçin bir tamim yapmıştır. Bu tamimde şunlar yazılıdır: 1. — Uğradıkları ifkelelerden hareket ederken limsnkâğıtlan arkasına, hangi iskeleden geldiği, hangi tarihte geldiği. hangi tarihta v* hangi iskeleden kalkacağı, kalktığı İskeleden yüklü veya boş kalktığı yazılacaktır. Utan buldan Umun kâğıdı ahin nıerakip gümrükten hareket kâğıdı alırken gümrüğün bastığı muetatıl şeklindeki mühürU liman roÜrunye kâğıtlarının arkasına bastıracaktır. TAKVİM 15 Nisan 1939 Cumartesi Hicri: 25 Safer I3SS Rmml, 2 Ninan 135S Kaams: 159 Lâle Mevsimi Defa ¦»ati 5,19 OeU ı 12,14 — İki.«i ı 15,58 Akıaatı 18,48 — Yatsı ı 20,25 (¦¦ak .3,32 istanbul Şehir Meclisinin Dünkü toplantısı İstanbul Şehir Meclisi dün Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kır-dtum riyaseti altında toplanmıştır. Şehir Meciisrâin bu toplantısında 1B39 senesi Belediye masarif at bütçesi tetkik olunmak üzere bütçe encümenine havale olunmuştur. Bun dan sonra tstanbulun imar işlerine sarf edilmek ve bilâhare yine yüksek meclisle müştereken yapılacak programa göre taksimatı İcra edilmek üzere Belediyeler Bankasından beş milyon liralık istikraz akdine salâhiyet verilmesi hakkındaki bütçe encümeninin teklifi kabul olunmuştur. Azadan Kitapçı Halid belediye reisinden beş milyon liranın sarfolu-nacağı yer hakkında biraz malûmat verilmesini istemesi üzerine aza lar malûmatın daha sonra iatenecegmi söylemişlerdir. Yalnız Şehir Meclisi azasından Fuat Fazlı paranın nasıl ödeneceğini sormuştur. Bütçe encümenine verilen izahat üzerine para m n faizini yüzde 6,5 dan fazla olmamak şartile 15 senede ö-denecektir. POLİSTE Kadın yüzünden arkadaşını bıçakladı Fenerde oturan ve Feshaneös çalışan dokumacı Mehmetle arkadaşı Ahmet arasında kadm yüzünden bir kavga çıkmıştır. Etraftan yeti şip bu iki arkadaşı ayırmaya kadar Mehmed belinden çıkardığı brr bıçakla arkadaşını sol böğründen a-ğîira bir surette yaralamıştır. Ah-med hastahaneye kaldıntanış ve suçla da yakalanmujtır. Tavuk Kızartayım derken mahalleyi yakıyordu Ycniköyde çayırbaşı cadda-aınd-.' 153 numarada oturan Hamidin karısı Hayriye dün sabah saat onda bahçede tavuk kızartırken aıura-yan bir kıvılcımdan bahçedeki ağaç lar tutuşmuş yangın yerine gelen itfaiye ateşi- etrafa sirayet etmeden aöudürmüştür. Hayriye hakkında dikkatsizlik yüzünden takibat yapılmakladır. Bir dsrl fabrikasında yangın çıktı Ştşlade Kır sokağında bulunan Salimin deri fabrikasında dün yangın çıkmıştır. Ateş makinelerin arasında bulunan tahtalardan zuhur etmiştir, itfaiye vaka yerine vaktinde gelerek yangım söndürmüştür Pab rika Anadolu Sigorta şirk etin* sigortalıdır. Tahkikat başlamıştır. Yere düşerek ağır yaralandı P an gaitada oturmakta olan dört yaşında Aslan dün sokakta oynarken ayağı kayarak yere düşmüş v • alnından tehlikeli surette yaralanmıştır. Çocuk hastahaneye kaldırılmıştır. Kolunu makineye kaptırdı Kıbnt fabrikasında çalışmakta olan Mehmed isminde bir usta dün makine başında çalışırken dikkat sizlikle elini makineye kaptırmıştır. Etraftan yetişenler tarafından kurtarılan Mehmed doğru Amerikan bast ananesine kaldırılmıştır. Para yüzünden yaralama Çenberlitaşda oturan kunduracı çırağı Daniyalla arkadaşı Mahmut arsamda dun para yüzünden bir kavga çıkmıştır. Bidayette ağıt pa-tıı dünle devam eden kavga biraz son ra büyümüş w Mahmıtd eline geçirdiği kundıracı bıçağı ile Dantyalın üzerine saldır m ak başından ağır surette yaralamıştır. Bu sırada araya girmek ürüyen Kadrtye de fena halde kızan Mahmut onu da kolundan yaralı yar ak kaçarken yakalanmıştır. Suçlu hakkında takibat başlamıştır. Otobüs çarparak yaralandı Şoför Sabahaddinin idaro ettiği otobüs dün Kara köyden Bealktaşa giderken Necati bey caddesinde o-turmakta olan Haydara çarparak a-fır surette yaralanmasına sebep ol- Garp dHMkr asilerinin İîalyaya mı\\ Arnavutluk hâdisem*, Avıupayı yeni baştan büyük bir sarsıntıya uğratü. Bu sarsıntının âmili bu sefer, Almanya değil, takat diğer mihver arkadaşı İtalya oklu. Ve tıpkı merkezi Avrupadaki hâdiseler gibi, Arnavutluk İşgalini takip eden günlerde Londra- Paris btokumın aksülamelleri beklendi. Fakat bu sefer vaziyet çok daha vahimdi. Sıçramak istidadını gösteren ve ilk hızını Balkanların bir köşesinde alan bu yangın baetanğıcj bu vfer mtik-lâllerine kendi hayatlarından ziyade merbut ve sardı devletleri alâkadar etti. Ayrıca garp demokrasileri ün-vanı altında zikredilmeğe alışılan İngiltere ile Fransa da imparatorluk menfaalieri esaslı surette haleldar olacak bir mevkide kalmıştı. Bu Beler Paris ile t.ondranm vereceği cevabın daha kati bâr mahiyet olacağı ve son soran nöyteneeeği kanaati siyasi mahafılde yer edinmişti. İngiliz ve Fransız başvekilleri unluklarını söylediler. Ve hattâ kelimelerin cümlelerin bile birçok yerlerde ayni olduğu bu siyasi beyanatta garp demokrasilerinin hattı hareketleri taayyün etmiş bulunda. Bu iki devletin almış olduktan tavır ve gösterdikleri teminat, artık kendi mevcudiyetleri de tehlikeye maruz gördüklerine bir işarettir. İngilterenin Polonyaya karşılıklı verdiği teminatı, bir taraflı olarak ve istiyerek Yunanistana ve müttefiki Fransanm da arzusu fl-zerine Roman ya ya verdiği ayni ma-hiyetleki garanti bu bakımdan e-i.. V - iı bir harekettir. Romanya de Yunanistan. İstik-laikn sarahaten tehdid artma girdiği ve buna milli kuvvetlenIe karşı koymağa mecbur kaldıkları takdirde İngiltere İle Fransanın bu her İki devlete İktidarlnnndakı bütün kuv-vetlerüe yar dun etmeği taahhüt etmeleri Balkanlarda ve Akdrnizde statükonun muhafazası zımnında kendisine dayanıtabüecek bir âmil olabilecek mahiyettedir. İngiltere ve arkasından da Fransa, kendi menfaatlerini ve her hangi bir tevessü plânını ilk hedefi Mmak tehlikesinde bulunan devletleri temin ederken karşı zümredeki siyasi rakipierile de anlaşmak yolunu bir türlü kesip atmamaktadır. Ezcümle İngilterenin İtalya ile arasında mevcut Akdenizdekl statükonun muhafazasına dair anlaşmayı bozmaması da İtalya ile olan münasebetin tamamen bozulmasını istemediği manâsında al m ma a ı hiç de yanlış bir düşünce değildir. Şüphesiz ki garp demokı asilerinde halk ve milliyet söylendiği gibi. bacak kemiğe dayanmıştır. Bundan sonraki hareketlerin neticesi çok rahim hâdiseler doğu-rabüır ve içtinabt gayri kabil felâketler zuhur edebim-. Bu sebepten garp demokrasilerinin ittihaz ettikleri ve İstikbalde ittihaz edecekleri tam hareketler bil merkezdedir: Statükonun muhafazası. Fakat iş bununla bilmemektedir. Hastalığın önü bir müddet için alınabilmiştir. Fakat esas âmil durmak tadır. Teşhis konulduktan sonra bir hastalık her ?am.ın kabili tedavi olabilir. Yeter ki ba hastalık gayri kabili tedavi bir afet ofcrtm veyahut da İş isten geçmiş butunsun. İşte Almanyanm ve yine İtalyanın müstakbel hareketleri bu husustaki faaliyetlerin ana hatlarını teşkil edecektir. Drjfeşsd SAGAY DKNtZLERDE I Şirketihayrîyenin bu seneki yenilikleri Şirketi Hayriye Halkın boğaza karşı olan rağbeünl daha ziyade faz-Ulaştırmak İçin bu mevsim yeni tedbirler olacaktır. Dün yapılacak yenilikleri tesbit etmek makeadile şirketin Karaköydekt merkezinde btr toplantı yanılmıştır Bu toplantıda geçen sene yandan tenenüh seferlerinin bu mevsim daha sık tertip e-dllmosi kararlnştınlmışttr Bundan başka bu mevsim birkaç gece e?kl boğaz alemlerini hatırlatacak surette sandallarla mehtap eğlenceleri tertibi de düşünülmekledir. muştur. Yaralı hastahaneye kaldırılmış ve »uçlu şoför de yakalanı»..-tır. ı PAZAR 16 ''nisanı 1939 idare yeri istanbul N*»ni Osmaniye No M Telgraf: Yen İsa bak S****»»1 —- 20795 y,| — No. 341 SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE JARTLARI TOrkiT» Ecnabl 900 Kr. S...lifi 2400 Kr. 800 Kr. • kvtifı 1200 Kr. 260 Kr. S ylı|ı «00 Kr. »0 Kr. 1 • 300 Kr. P«*la ilUhıdıoa firmanla man-Itkatlar Ifla 29. 14. 7.5 TC 4 lira HER YERDE KURUŞ Buhran Niçin? için? Yazan: Hüseyin Cahid YALÇIN Ortada çok ciddî bir buhran ve endişe mevcud olduğun-da şiıp'n yok. Her memleket az çok »ıkı askerî tedbirler alıyor ve hummalı bir faaliyet ile silâhlanıyor. Buna bi raebeb olmak icab e-der. Eğer bugün başka dünyalardan su bedbaht arzın üzerine bir insan gelmiş olup da muhtelif memleketlerin gazetelerine göz gezdirse, bir parça aklı varsa, o-nu da kaybeder ve hiç bir şey an-lıyamaz. Hangi memleketin gazetesine, hangi devlet adamının sözlerine baksanız sulh tarafdarlaruıdan başka kimseye tesadüf edemezsiniz. Bu sözler doğru İse. demek ki, birinci derecede muhakkak olan nokta, herkesin sulha muhabbet hususunda ittifak etmesidir. ikinci muhakkak olan nokta hiç kimsede karşısındakine itimad bulunmamasıdır. Hele büyük devletler, az çok sarih surette iki tarafa ayrılmış bulunuyorlar. Bunların sözlerine bakılırsa, bütün kabahat karşı taraftardır. Meselâ, Berlin — Roma mihveri küçük devletleri telâşa düşürenlerin İngiliz ve Fransızlar olduklarını iddia etmekte, kendilerinin kimseye karşı düşmanlık hissi beslemediklerini temin et inektedirler. Ayni zamanda, bu devletlerin neşrettikleri kanaatlara naturan, ingilizler dünyaya tahakküm arzusundadırlar, küçük devletleri ellerinde alet olarak kullanmak az-mindedirler. Bundan dolayı ortalığı karıştırmaktadırlar. Diğer taraftan, ingiltere ve Fransa hükümetleri ise dünyayı bir istilâ tehlikesi altında görmektedirler. Bu tehlike şimdiki halde küçük devletlere müteveccih bulunuyorsa da onların kolayca işi görüldükten sonra sıra kendilerine gelecektir. Gelmese bile Berlin — Roma mihveri devletleri kuvvet ve üstünlük kesbedecektir ki, bİzzarure onların hegemonyasına boyun eğmek lazım gelecktir. Göze görünen vaziyeti bu suretle hulâsa ettikten sonra akla bir sual gelmek pek zaruridir: Makaad-ları bu kadar müttehit olan şu büyük devletler neden biribirlerlni an-lıyamıyorlar? Hepsi hakikaten sulh taraftan iseler fikir mutabakatını tesbit ve ilân edememeleri kabil midir? Akıl ve mantık böyle bir imkânsızlığı kabul edemediği için, yine pek zaruri olarak meseleyi şu suretle izah etmek Ifizımgellyor: Muhakkak ki tarafların biri yahud her ikisi de az çok samimi değildir. Her halde kat'! surette muhakkaktır kl sulhu arzu etmekte bütün büyük devletler ciddi ve samimi surette müttehit bulunmayorlar. Bazıları yahud hepsi ya biribirlerinin zararına ya küçük devletlerin zararına genişlemek, kuvvetlenmek İstiyorlar. Fakat bunu alenen itiraf etmekten utandıkları veya korktukları için bir suihperverllk komedyası oyna-yorlar. Bu nazari düşüncede bu noktaya geldikten sonra, gözlerimizi realite sahasına çevirerek vekayiln ne tarzda cereyan ettiğine bakalım. Bel ki bizi tenvir edebilecek hakikat ziyasını burada bulabillrls. Berlin — Roma mihverinin teminatına göre, Almanya ve italya devletleri Yunanfstantn ve Roman-yanın dostlarıdırlar. İtalya ve Yunanistan rt"'-i(.t arlnniİHTl «on günlerle karşılıklı dostluk hatıralarını İhya ettiler ve birbirlerine çok nazikâne şeyler söylediler. Almanya Romanya ile bir iktisadi mukavele-Jame yaparak iki memleket arasında bir yakınlık tenin etti. Gayet AIA. öbür tarafta İngiltere vs Fransa hükümetleri de Romanyaya ve Yu-nanistana karşı büyük bir dostluk eseri gösterdiler. Onlar hiç müracaat etmedikleri ve Ullb olmadıkları halde, bu devletlere bir garanti verdiler, istiklâllerini tehdld edecek HU.*7m Cehid YALÇIN ' sarf amuda) italya ve Almanya Yeni ve Müşterek Bir Harekete mi Hazırlanıyorlar ? Alman ve İtalyan Filolarının Tanca ve Cebelüttarığı Hedef İttihazından korkuluyor Rozvelt; Diğer Devletlere Dokunup Dokunmıya-caklarını Hitler ve Mussoliniden Telgrafla Sordu. ciyanonun dünkü nutku İtalyan Askerleri Geri Çekiliyor Roma: 15 (Hususi) — Hariciye nazırı Kont Ciyano bugün; Arnavutluk tacının İtalya Kralı tarafından kabulünü tasdik için toplanan parlmentoda mühim bir nutuk Söylemiştir. Ciyano; ezcümle; 1-talya — Arnavutluk birliğinin tarihin takdis ettiği bir hadise olduğunu söyledikten sonra: —"Bir aksülâmele meydan vermeden lıiç bîr in*an kuvveti* bfl birliği değiştiremezi,, Demiştir. Mumaileyh; bunu takiben Iıı-(Sonu 3 üncü sayfamızda) ÎOOCCCCCCCCCCCCCCCOOCCCCC^ avun J.alysn parlamentosu oa mühim bir nutuk söyliyen Kont Ciano Vaşington; 15 (A. A.) — Amerika Reisicumhuru Roozevelt, Hit-Icre ve Mussoliniyebir telgraf göndererek diğer devletlere dokunmı-yacaklarına dair teminat verip vermeyeceklerini sormuştur. Roozevelt, yüz milyonlarca İnsanın mütemadiyen bir harp ve hattâ harpler silsilesi İçinde yaşadıklarını kayd ile dünyanın mutlak surette böyle bir akibete uğrayacağına inanmak istemediğini bildirmektedir. Son seneler içinde tecavüze kur ban gitmiş olan milletleri zikreden Roozevelt, bugün gergin vaziyetin bir felkete müncer olacağı zamanın yaklaşmakta olduğunu söyliye-rek söyle demektedir: Benim kanaatim şudur ki, eğer bütün milletler, kendi hükümetlerinin şimdiki ve ilerideki siyasetleri hakkında samimi beyanat elde edebilirlerse dünya sulh davası lle-(Soiıu 3 üncü sayfamızda) Güreşçilerimiz Dün Gece Norveçe Hareket Etti Fenerbahçe Doğansporu 5-1 Demirspor Beşiktaşı 2-0 Yendi Yüce ÜlkO ve İnönü voleybolcuları Dünkü okullararası futbol, voleybol müsabakalarına 22 takım girdi. Osloda yapılacak Avrupa Greko Romen güreş şampiyonasında Tür-kiyeyi temsil edecek olan (Kenan Küçük Mustafa, Ankaralı Yaşar, Celâl Atik, Mersinli Ahmet, Mustafa, Çoban Mehmetten müteşekkil güreş takımımız dün akşam saat 10,10 da kalkan Romanya vapu-rile Köstence tarikile Norveçe hareket etmiştir. Ankarada açılan va İki ay devam eden kampta nefes bakımından hay 11 yUkaelmİş bulunan takımımız 0*-kya nazan dikkati celbedecek bir Bir Heyetimiz Dün Gece Berime Gitti Nafıa Vekilimizin riyasetindeki heyet azaları; Hitlerin 50 nci doğum yılı merasiminde Memleketimizi Temsil Edecekler Heyetimiz Sirkeci istasyonunda teşyi edilirken Türk - İngiliz Alman devlet reisi B. Hitlerin ı Berlinde yapılacak merasimde hü 50 inci doğum yılı münasebetiyle | (Sonu 3 üncü sayfamızda) Dostane bir hava içinde ilerliyor Londra, 15 (Husus!) — Karşılık b yardım paktı akdi için Türkiye Ue yapılan müzakereler dostane bir hava içinde ilerlemektedir. M. Çemberlaynin Romanya ve Yunanistana verdiği teminatı bir kaç gün içinde Turkiyeye de vereceği kuvvetle tahmin olunmakta -dır. (Sttm i üncü tayf amuda). Milli Güreşçilerimizden Çoban Mehmet ve Mustafa Hitlere Suikastını? Çeklerden mürekkep bir gurup; Alman devlet reisini öldürmek ml İstiyordu Londradan bildiriliyor: Daily Mirror gazetesi VVilhelms-hafen limanında "Tirpıtz,, in denize indirilmesi sırasında M. Hitlere karşı Çeklerden mürekkep bir grupuu hazırlamış olduğu bir suikast teşebbüsünün 31 martta Alman gizli teşkilâtı tarafından meydana çıkarıl -dığuıı yazmaktadır. Alman devlet reisinin VVIlhelmshafene gelmesin den biraz evvel zabıta memurları limanın rıhtımlarında otomatik tabancalarla müricllâh İki Çeki yakalamışlardır.. Ayni zamanda deniz tezgâhlarının civarındaki evlerden birindi* yapdan bir baskın da; müsellâh ve (Sonu 3 Üncü sayfada) Arnavutluk Tacı italya Parlâmentosu Dün Tacın Kral Tarafından Kabulünü Tasdik Etti /rnavut uğun Londra Sefiri yeni Arnavut hükümetini tanımadığını ilân etîi Bari, 15 (A.A.) — Arnavutluk tacını İtalya kralına takdim etmek üzere gelen Arnavut heyeti buraya ya varmış ve askeri merasimle karşılanmıştır. Roma, 15 (A.A.) — Resmî Ar- uavut heyeti, Mussolini tarafından kabul edilmiştir. ARNAVUTLUĞUN LONDRA ELÇİSİNİN CEVABI Londra. 15 (A.A.) — Arnavut-(Sonu 3 üncü sayfada) Sovyetler Birliğinin Vaziyeti İngiltere, Moskova Hükûmetile Yeni Bir Hava ittifakımı Yapıyor? Diğer Taraftan Sovyetlerin ne anlaşma, nede garanti istemediği fakat; yeni bir kollektif emniyet ihdasında İsrar ettiği bildiriliyor (Yazısı 3 Uncu sayfamızda) hbK SABAH Düşündürücü Bir Bilanço İspanyanın sahne olduğu dahilî boğuşmanın hazin bilançosu İnsanlığa ıı. . ı n harblcrde askerden ziyade sivil halkın kurban gittiğini • ¦ ¦ ıi' Filvaki Madrid-den gelen bîr telgrafla İspanyol dahilî harbinde (450.0U0) muharibi- mukabil (750.1)00) sivil öldüğü bildirilmektedir. Demek oluyor ki bu gidişle siperler şehirlerden emin bir melce olacak ve harblerin en müdhifî cephelerin gerisinde yapılacak. Vaziyet bu merkezde İken "mutlaka dövüneceğimi" diyenler hiç olmazsa öz memleketlerinin masum çocuklarile günahsız ninelerine acımıyorlar mı? A. OEMALEDDlN SARAÇOĞLU 06 252954 Sayfa. S TIHİ5AI AH 16 NİSAN 1*39 CPSAM HAf?\ MfHMtDINi HATIRA vm İTİRAFLARI Tefrik» No 62 Yazan : M. SIFIR İngilizler Tarafından Hazırlanan Yeni Plân Sir ingiliz Süvari Bölüğü Paşa-bahçe Sırtlarını Tarayacaktı Yusuf bey son haber karsısında biraz telâşlandı Şefik beyin sözünü birden kı-stı Kol saatine gol atarak sordu: — Doğrumu acaba bu, dedi. E ğer öyk: iac kuşetimizi ikiye ayır-Bak, vakitli davranmak lâzım. Kahveci Ilyas, Refik beyin cevap vermesine meydan bırakmadı ve: — Yüzbaşım, dedi. Bu havadisin bir başka türlüsünü ben dc işittim hisarda. Evvelki akşam Çekme köyünden bir İngiliz süvari bölüğü gel 41 bizim oraya. Elmalıya çıkacaklarını ve Paaebahçe ile Çubuklu sırtlarını tarayacaklarını söyledi bölüğün tercümanı bina. Söze Şefik bey de karışmıştı. Yine harita açılmış, Uç baş bir araya toplanmıştı. Biz de o şuada bombaları paylaşmış, boş sandıkları gömmek üzere toprak kazıyorduk. Ansızın Yusuf beyin gür sesi işitildi: — Silâh basına arkadaşlar! . Hemen toplandık, sıralandık. Yu auf bey kuvveti ikiye bölmüş, bizim bulunduğumuz kısmı kendine ayırmıştı. Diğer kısmı da Şefik ve Refik beylerin emrine vermişti. Sırası gelmişken aöyliyeyim. Refik ve Şefik beyler İki kardeşti. O zamanlar Beyoğlu icra memuru olan Hacı beyin oğullarıydı Memleket istiklaline kavuştuktan sonra Refik beyi (Bafra) da müddeiumumi olarak görmüş-tUm. Bir zaman sonra da, yine Ba*-rada av esnasında bir kazaya kuı-ban gittiğini öğrenerek çok eseflen-miştim Şefik beyin de bir kaç sen*. •wel tekaüt olduğunu ve Bursada tayyare sinemasını işlettiğini işit-miştim. Yüzbaşı, o gece için Refik beyi kardeşi Şefik beye muavenet etmesi İçm bu akmamış, ayırdığı kuvvete kahveci Ilyas ile dört arkadaşını da katmıştı. Ve: — Haydi bakalım. Söyledikleri-mi unutmayın ve düşmanı kabil olduğu kadar köye yakın yerlerde kar ¦damağa çalışın. Allah aize de, biz* de muvaffakiyet versin. Duasile selametleyip uğurlanıış- U. Biraz sonra biz de yürüyüşe baş lamıstık. Ortalık kararırken Paşa-bahçesinin geriaindeki son sırta varmıştık. Bulunduğumuz yerden köyün bir kısmı ile köyden Polonez*-tıkan yol apaçık görünüyordu. Tu-¦uf boy bun sırtta bırakmış, yola inmişti. Biraz aonra da yanımıza gelmiş ve: — Kara Mehmet, demişti. Yol •zerinde taze ayak izleri bulamadım, ¦u heriflerin sahilden Çubukluya fltmeleri, oradaki bölük İle birleşip Bffil? yt0ya^ «Tnıeleri ihtl-mali de vardır. Haydi silâhlarını birsi. Köye kadar bir yollan bakı-fim. Biz hurdayız. Tam yirmi dakik. sonra. P.w. bnhçeaunln kenarında Mim T-s.düf knrsıma Ermeni köyünde biçk.c.l.k y*pan Süleyman adında tnn.d.k bir fc-mşariyi ç.karm.şü. Yanma sokuldum. Selâmlaştıktan sonrada •ordum t — Ne tarafa gidiyorsun SÜIoy-m*nT.. — Ermeni körüne Kara Meh-aned. Ne İşin yar senin buralarda?. — Sorma fffmdf onu. Paaubah-fesinden ml geliyoraun?,. — Evet... — Köyde yuruyüae hazır lana n tir «61lik var mı UT. — Kilisenin aokağında silâh çatıları vardı amma, merak edip bakmadım. Bölük müdür, takım mıdıı bilmem. — Beraber İnsok köye, anlıya-maz mıyız acaba ne tarafa gideceklerini ?.. Süleyman aklına bir şey gelmiş gibi birden silkinmişti ve: — Kara Mehmet, demişti. Ben, iskeledeki Yunan kumandanlığına VPHİkamı imza ettirirken bizim köyün lâfı oldu amma pek iyi anlıya-madım doğrusu.. Senin koya inmen olmaz. Yabancı olduğun için şüphe lenir, tutarlar. Söyle bana, niçin an Um ak istiyorsun bunu. İşin doğrusunu bu hemşeriye söylemenin muvafık olup olmıyaca-ğını düşünmeğe başlamıştım. Tam o esnada köyün içinden bir el şakırtısı arkasından da: - ZitoT.. sesleri koptu. Ve bu şakırtı va sesler devam ede ede bizim bulunduğumuz istike-mete doğruldu. Biraz aonra da yo kuşun nihayetinde bölüğün başı bir karaltı halinde göründü. Artık işin anlaşılmıyacak yeri kalmamıştı. Ge liyorlardı ve beklediğimiz yoldnn geçeceklerdi. Hem koşuyor, hem konuşuyor duk Süleymanla. Birkaç kelime Ha vaziyeti anlatmıştım ona da. Beş da kıka geçmemişti bile aradan, yol ü zerinde Yusuf bey karsımıza çıkmış ve sert bir sesle bağırmıştı: — Kimdir o yanındaki Karı Mehmet?.. — Ysbaneı değil yüzbaşım, bir hemşeri. Demiş ve yanına sokulmuştum Gördüğümü, işittiğimi anlatmağı lüzum kalmamıştı ki. El şakırtıları, zito feryatları bir uğultu halinde bulunduğumuz yere kadar eri • siyor, işitiliyordu. SUleymanın, şüphelenilecek bir adam olmadığını an-lıyan Yusuf Bey gülerek: — later kal tazimle, later git yoluna. Yalnız geri dönmek yok. Demiş, önümüze düşmüştü. İki dakika sonra ben de cephanemi belime sarmış, tüfeğimi elime almış • tim. Süleyman da anketken iyi bom hacılık Öğrendiğini söyliyerek biz-katılmış, verdiğim İki bomba ile sa ğıma uzanmıştı. Yusuf Bey bu defa. geçenkinden daha cüretli davranmıştı. Beni köye gönderdikten aonra, arkamdan kuvvetimizle birlikte yavaş yavaş yürümüş, köyün hemen hemen, kenarı sayüan bu noktaya kadar ilerlemişti. Sesimizi, soluğumuzu kes miş. gözlerimizi yolun dönemeç noktasına dikmiş bekliyorduk. Paşabahçe rumlarının çılgın çığ-lıklan, el şakırtıları kesilmişti ar tık. Hafif Hafif esen rüzgârın sal-ladığı dal t* lunuaJarın tatlı hışır Ularından ba„ka etrafta çıt büe yok tu. Ah aevgıb dınkryıcüenra, ne tatlı, ne heyecanlı geçiyordu o anlar buseniz. Hepimiz sevinçlerimizden çırpınmak, avaz svaz bağırıp sıçramak istiyorduk. Yapamıyorduk ki. Sevinçlerimizi yüreğimize gömmüş, biz de sanki topraklara gömülmüş tük. Sessiz, hareketalz, sinmiş bekliyorduk. Bilir misiniz, sevincini iz har edememek ne güç leydir. No kadar da sıkar İnsanı. Nihayet kam karaltılar yaklaşmış, taarruz bahamıza epeyce girmişlerdi. Yüzbaşı Yusuf Bey heyecanından kolumu çimdikler gibi çıkmış ve: — Haydi Kara Mehmet. Demişti. Savur işaret bombasını... (Devamı var) Tifo için Esaslı Tedbirler Alınıyor Bu hususta belediye hekimlerine de yeni vazifeler verildi İstanbul belediyesi, yaz münasebetile herhangi bir tifo salgının' önlemek maksadile şimdiden tedbirler almaktadır. Belediye Sıhhat müdürlüğü şimdiye kadar gıda mad delerinin tahlili. İmal ve satışının murakabesi, otel. dükkân, han. ve bekâr odalarının teftişi, mekteplerde aşı tatbiki ve esnafın Uç ayda biı muayenesi işile alâkadar olmakta İdi. Bu İşlerde daha faydalı olur mü-lâhazasile bu vazifeli-r belediye hekimlerine devrolunmuştur. İstanbul ve Beyoğlu lebhirhsne-lerinın de kuvvetlendinImelcn maksadile yeniden üç kamyon ve iki a-raba verilmiştir. Bundan başka gıda maddelerinin teftiş işi de "müracaat hekimi" namı verilen muayyen doktorlara verilmiştir. Bu hekimler her gün lokanta ve sair mahallerden numuneler alacak ve bunları belediye kimyan aneminde tetkik ettireceklerdir. BELEDİYEDE ı Noksan ekmek çıkaran fırıncılar Belediye müfettişleri tarafından fırınlarda yandan sıkı bir kontrol neticesinde çoğu Kumkapıda olmak Üzere 20 fırında noksan ve nizamnameye uygun olmıyan ekmekler görülmüş bunlardan 1515 kilosu mü a a de re olunmuştur. Müsadere olunan ekmeklerden bir kısmı Darülacezeye gönderilmiş, bir diğer kumu da satılarak parası ayni müesseseye verilmiştir. Belediye mürakipleri ve İktisat Vekâleti kontrolörleri t m alından ya pılan teftişler neticesinde de pazarlıksız satış kanununa muhalif hareket eden 15 esnaf 20 lira para ceza-ama mahkûm edilmişlerdir. SUt derdi hallediliyor Vali ve belediye reisi doktor Lûtfi Kırdar İstanbul süt meselesini tetkik ettirmek maksadile Ankara Ziraat Enstitüsü profesörü doçentlerinden mürekkep üç kişıbk bir heyet davet etmiştir. Gelen heyet Ankara Ziraat Enstitüsü profesörlerinden w Sütçü -lük mütehassısı Lihtenbergerin ri-yasetı altında doçent Ekrem Rüş -tü ve Devlet Ziraat kurumu Süt -çülük mütehassısı Fikret Çağlarda:ı müteşekkildir. Bu heyet lstanbuldan Ziraat müdüriyeti sütçülük muallimi Rifat ve Üveysin iştirakile kuvvetlendiril mistir. Dün vali ve belediye reisi doktor LÛtfi Kınların riyaseti altında umumi bir toplantı yapılmış ve süt meselesinin halli için yapılacak faaliyet programı tesbit olunmuştur. Ankaradan gelen heyet şimdilik süt meselesi bilhassa süt istihsali unsurları üzerinde esaslı bir tetkikat yapacak, fstanbulun süt açığını va bunun temini yollarını derpiş e-den bir rapor hazırlıyarak belediye riyasetine verecektir. Vali ve belediye reisi bu raporu tetkikten sonra »Ut meselesinin kafi şekilde hal-li için bir karar verecektir. Cezalandırılan esnaf Son Uç gün içinde Adalar kazasında belediye talimatnamelerin; riayet etmiyen 8 esnaf cezalandırılmıştır. Vali Beşlktaşta Vali ve belediye reisi doktor Lûtfi Kırdar. Beşiktaşta Çocuk bahçe al haline getirilen Abbasağa mezarlığına giderek tetkiklerde bulun muştur. Deniz hamamları İstanbul belediyesi, yaz mevsi -minin yaklaşması hasebi le deniz ha marnları meselesile meşgul olnuya başlamıştır. Şehrin münasip yerlerinde hamamlar İnşası İçin icap e-den tetkikat yapılmaktadır. Bu se-j ne birbirine sık mesafelerde birçok hamamlar yapılmasına mûaaude edilecektik Okuyucularımız Diyor kl ı Bir mahalle halkı sakalardan şikâyetçi Kasımpaşada, Haeıhüsrev mahallesinin çeşmesinden au doldurmamıza imkân yok. Sakaların şerrinden su alamıyoruz. Hayvanlarını elektrik direklerine bağlıyorlar, çocuklarımızın bu hayvanların bir tekmesile sakat kalmaları bir gün meselesi oldu. Mahallemizin selâmeti namına bu hale artık bir nihayet verilmesi İçin dikkat nazarı celbet-menİzt sayın gazetenizden dilerim. Abdullah Çolpan Tramvay şirketi 35 bin lira Tazminat verecek Asliye beşinci hukuk mahkemesi dün çok dikkate değer bir davn hakRinda karar vermiştir. Davanın mevzuu şudur: Birkaç sene evvel Şişhane yoku şunda bir tramvayın yoldan çıkarak devrilmende husule gelen facia sı • raaında Üniversite talebelerinden Abdullah isminde bir genç kazuze -deler arasında bulunmuştur. Birço'ı kimselerin öldüğü ve ag.r surette yaralandığı bu hâdisede Abdullah-tesadüfen
hiçbir şey
olmamış yalnız bu gencin gözleri önünde cereyan e-den acıklı hâdiseden dolayı bir bulı ran neticesi olarak bütün sinirleri bozulmuştur. Bu vaziyet karşıaınd ı tahsili de terke mecbur olan genç eski tramvay şirketi aleyhine 3ri bin liralık bir dava açmıştır, ist * bu dava dün neticelenmiştir. TabibiadU tarafından muayen» edilen gencin hakikaten mevzubahis hâdiseden daimî olarak malûl kaldığı anlaşılmıştır. Suçlu avukatları bu işde şirketin suçu olmadığını iddia etmişler.' fakat mahkeme neticede tramvay şirketini Abdullaha 25 bin lira maddi ve 10 bin lira da manevi olmak üzere 35 bin lira tazminat vermeğe mahkûm etmiştir. Adalara Su Tankların yanaşması İçin madeni bir İskele yapılacak Adalarda su tanklarının yanaşması İçin yapılması kararlaştırılan iskelenin madende yapılması mu-karerdir. Bunun sebebi maden tarafının lodos ve meltem rüzgârlarına nisbeten daha kapaü olmasıdır. Yapılan hesaplara nazaran Adalardaki au tesisatı belediyeye (150) bin liraya malolacaktır. Belediye bu parayı tamamen hazırlamıştır. Adalara verilecek su Elmalı suyudur, istanbul belediyesi istikbalde Bostancıdan ve denizin altından geçecek borular vasıtasile Adaya su verilmesini derpiş edecektir. Maili İnhidam evler Unkapanında maili inhidam görülen üç evin yıkılmasına ve iki e-vin de İyi bir şekilde tamir ettirilmesinin sahiplerine tebliğine daimi encümen tnrafından karar veril • mistir. DUşkUnlerevi sertablpllftl Düşkünlerevi sertebabetine ilâ-vei memuriyet olarak müdür doktor Bekir Zafır tayin edilmiştir. \ Deniz Müesseselerinde yapıla' cak değişiklikler Denizyolları ve limanlar umum müdürlükleri öğrendiğimize göre yeni kurulan Muhabere ve Münakale Vekâletine bağlanan müesseselerin bazılarında mühim İdari değişiklikler yapılacağı anlaşılmaktadır. Bu karara göre Denizbank lâğvedilecek ve yeniden ihdas edilecek Deniz Yollan Umum Müdürlüğü ile Deniz Ticaret Müdürlüğü tarafından İdare edilecektir. Limanlar Umum Müdürlüğüne Rauf Manyas Deniz Yollan Umum Müdürlüğüne de Üsküdar trnnı-vaylan müdürü İVMıim Kemal Bavbara tav in edilmişlerdir. Hâ -len ve Denİzbanka bağlı bulunan körfez vapurlan va romörkörcü-lük Deniz Yollanna; klavuzluk; Liman işletmeleri. Deniz Ticaret Müdürlüğü, Limanlar Umum Müdürlüğüne bağlanacaktır. Tahlisiye İle Yalova kaplıca -lan ayn birer idare haline getirilecektir. Denizbankın bundan bir müddet evvel hazırlanmış olan kadrolarında yeni baştan tadilât lüzumu görülmüş olduğundan Arkamda yeni kadroların hazırlan -malarına başlanılmıştır. Vekâlet Denizbııııktaki memurların yeniden sicillerini İstemiştir. Buna göre memurlar arasında yeniden değişiklikler yapılacağı zannedilmektedir. Muhabere ve Münakale Vekâletinin yeni teşkilât projesi bugünlerde Büyük Millet Meclisine verilecektir. MÜTEFERRİK ı TAKVİM 16 Nisan 1939 PAZAR Hl ı Rannlı 76 Sef.r 3 Nisa. 13SS 1135 160 Lüle Mevsimi Dagy »*atı 5,18 OgU • 12,14 — Iki.ui Akşamı 1M9 - Yat., ı mm * ı 3.30 15.59 20,26 Eski Adliye sarayı enkazı Yanan Adbye binası enkazının müteahhit tarafından kaldınlamı-yacağı anlaşddığından Maliye Vekâleti enkazın ne suretle ve ne şekilde kaldınlabilcceğini MÜlî Emlâk müdürlüğünden sormuştur. Müdürı yet şimdi enkazın ne seküde ve ne kadar bir r-ıra ile kaldıntabileceği • ni tetkik etmektedir. İstihbar ettiğimize göre Müli Emlâk müdürlüğü bu emlâki bizzat kaldıracak ve bilâhare masarifat mü -teahhitten alınacaktır. Muhabere ve Münakale veki'î şehrimize celiyor Muhabere ve münakale vekili Ali Çetınkayanın bugünlerde şehrimize gelmesi muhtemeldir. Vekil şehrimizde birkaç gün kalacak ve deniz müesseselerinde yapııacak yeni teşkilât esasları etrafında İmi tetkiklerde bulunacaktır. Yaşlı hekimler için jübile Türk hekimleri dostluk ve yar - dım cemiyeti idare heyeti cemiyet azasına mahsus olmak üzere bir çay verilmesine ve yaşlı meslektaşlara jübile yapılmasını karar altına almıştır. Sat,yı. binasına vazlyed edildi Denizbankın Satiye şirketinden 140,uu j Ura fazlasıle satın aldığı Salı pazarındaki binanın satış işinin kanunsuz bir şekilde yapıldığı iteri sürülerek Satie şirketi aleyhine Denizbank tarafından bir dava açılmıştı. Birinci tieaıet mahkemesinde yapılan davada, Saüe şirketi vekilleri ikinci tıcaıet mahkemesine mü mcaat ederek mahiyeti itibarile bu davanın ticaret mahkemelerinden alınarak hukukta rüyet edilmesini istemişlerdir. Mahkeme bu iddiayı Denİzbanka bildirmiştir. Denizbank nk-it iddia ederek ticaret mahkenv hsbj kanunen bu davaya bakma.- «e.-^rp ettiği nokta -sında ısrar etmiştir. Mahkeme bu hususta bir karar vermek üzere her iki tarafın da iddialarım tetkik etmektedir. Avrupa trenlerinin tarifeleri değişiyor 15 mayıstan itibaren konvansi-yonel trenleri şehrimize 6,45 de gelecek, 22.30 da hareket edecekler -dır. Bundan başka Ekspresler de 7.22 de gelecek, 22 de hareket edeceklerdir. POLİTİKA Fransız - İtalyan müna-sebatındaki gerginlik Arnavutluğun mukadderatım İtalya krallığına bağlamak İçin toplanan faşist kongresinin hitamından sonra italyan Başvekili Muaaubnının Venedik sarayında aöy ledıği nutuk, garp demokrasilerinin son zamanlardaki faaliyetlerine bir nevi mukabele teşkil etmektedir Bilhassa bu nutuk içerisindeki bazı cümleler. İfade ettikleri mana ve tev lid edecekleri akisler itibarile şayanı dikkattir. Bu nutukta esaslı iki nokta nazara çarpmaktadır. Bunlardan bir tanesi Roma - Berlin mihveri devletlerinden İtalyanın her hangi bir tesir allında katmadan yoluna eskisi gibi istikbalde yürüyeceği hak-kında olan fikirdir. Yalnız burada tayin ve tesbit edilecek iş, İtalyanın yürüyeceği yoldur. Bu yol ne olabilir ve nereye gider?.. İşte bütün mesele buradadır, italyanın emelleri ne olursa olsun bugün hâdiselere ittiba mecburiyetinde olunursa Mussolini-nin sözleri bu hususta muayyendir. Garp demokrasilerinin Akdenizde faşist tevessüün İlk kurbanlanndan olduğunu beyan ettikleri Yugoslavya ve Yunanistanın ve dolayısilc diğer Balkan ve şarki Akdeniz devletlerinin istiklâline riayet edeceğine dair verilen teminat hususi bakımdan müsbet bir neticedir. Ynlnız bu teminatın tutulması da »lütekobfl hüsnüniyete bağlıdır. Şarki Akdeniz ve Balkanlardaki statükonun ida m esi ve sulh halinin devamı da bu hakikate istinat etmektedir. Bu suretle şimdiki halde şarki Akdenizde ve Balkanlardaki devletlerden Mussolininin ilân ettiği vo haklarında gayet açık olan kararlı ve azimli düşmanane hareket edeceğini bildirdiği devletler yok gibidir. Halbuki İtalyan başvekilinin nutkunun hitamında kendisini dinliy n belki kırk binden fazla italyanın hep bir ağızdan: "Kahrolsun Fransa! Parise. Korsikaya, Tunusa!,, diye bağırmaları manalı bir harekettir. Şüphesiz ki halk kütlelerinin herhan gi ufak bir âmil neticesinde de baran feverana kapıldığı vakidir. Fakat sislemk' bir surette muayyen bir hedefe doğru tahrik edilen ve sinirleri gerilen bir milletin nazarmda düşman telâkki edilen millet, hakiki bir düşman olarak ortaya çıkar, iste Romanın isim tasrih etmiyerek mü-na.-»ebntta bulunduğu devletlerden bir kısmını nçık olarak düşmanı o-larak tavsif etmesi ve dolayısile düş manca hareket edeceğini bildirmesi de bu nutkun ikinci esaslı noktasını teşkil eder. Hâdiselerin seyri gittikçe komşu iki lâtin devlet arasında doldum11 ması yavaş yavaş gûçleşen bir uçurum açmaktadır. Hele, Fransanın cenubu garbinde Pirenelerio orta -sında duran ve yeni bir lâtin devleti olan yeni îspanyanın da Fran-saya fazla müzahir olmadığı da nazarda tutulunca, italyanların hareketi daha manalı bir mahiyet alır. Uzun müddet Akdenizde ve Av-nıpadnki tefevvuk yarışında üstün dumn Fransa, İtalyanın noznnnda nüfusuna nisbetle muazzam bir imparatorluğa sahip, zengin it Akde-ti'.-m karşı tarafındaki Afrika ülkelerinde haksız yere cesim servet membalsnna malik bir devlet olarak durmaktadır. Italyanlann emellerine Fransız matbuatı karşılık olmak üzere, Romanın bu husustaki faaliyet ve ta-savvurlan ne olursa olsun sulhu koruma yolunda yürüyeceklerini ve itL dalın miUetlerin münasebetler i nda en iyi bir teskin çaresi olduğunu ileri sürmektedir. Fakat her iki komşu millet arsamda fikir ve emel itibarile bir uçurum açılmıştır. Bu uçurum, ortada mevcut gerginlik ve asabiyet neticesinde, muazzam bir aavaş mezarı da olabilir İd cihan nazarında buna kalkışacak devletler büyük bir m. suliyet altında kalabilirin Fakat kütleler arasında uyanan, yalan tahrikat ve hırs kolay kolay sönmez. Mesul devlet adamlarının, içten yanan bu ateşi parlamadan söndürmeleri lâzımdır. Yokaa her iki taraf içm ufuk karanlık, istikbal müphemdir. Dr. Rejad SAGAY i3rv V-sv* r • PAZARTESİ 17 İDARE YERİ .la*bul N»n.oMt«« No ft* ll^^P^^^^^ No. 342 YENİ SABAH ¦^H^HHbB^a^a^B^a^a^a^HHflaia GÜ N DE Ll K SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE "ARTLARI Tûrklra EcB.bl HER YERDE ffOt Kr. 1m«IUH 1400 Kr. 100 Kr. 1 arb|ı 1100 Kr. 3 260 Kr. » .rl.g. 000 Kr. •O Kr. 1 irh|| 100 Kr. PaıU İttfka4iaa firmamlf m»m- KURUŞ Irb.ll.r IS, 14, 7.S *• 4 lira Yugoslavyanın Vaziyeti Yoran: Hüseyin Cahid YALÇIN italya Balkanlara yerleştikten sonra. Balkanların vasiyeti ne olacak? Kendi adasında k«ndıni emniyet altında, rahat ve hâkim gören Robınson bir gün kumsalda vahşilerin ayak İzlerine tesadüf ettiği zaman içinde nasıl bir endişe vo memnuniyetsizlik duymussa Balkanlıların da Kalyayı Arnavutlukta yerleşmiş görmekten az çok buna benzer bir rahatsızlık ve emniyetsizlik hissetmemeleri kabil değildir. Bir Balkanlı sıfatile bunun hassas bir noktamıza batmış bir diken olduğunu söylemek mecburiyetindeyiz. Yalnız, bu nokta Üzerinde intihalarımızı ve düşüncelerimizi söylemekle hiçbir ameli fayda elde etmiş olamayız. Yeni vaziyet karşısında ona uygun bir hattı hareket düşünmek icabeder. Bunun için de tahaddüs eden yeni vaziyeti biraz tetkik ve mütalaa etmek lâzımdır. Balkanlarda kuvvetli, büyük bir Yugoslavya hükümeti vardı. Ne oldu bu dostumuza? Çünkü, gariptir. Balkanlar meselesi etrafında dünyada bu kadar gürültü kopuğu halde Yugoslavyadan hemen hiç bahsedilmiyor denilebilir. Yugos ¦ lavyaya dair gazetelere akseden ufak tefek vo birbirine zıd malûmattan başka elimizde bir rehber yoktur. Arnavutluğun alınmasından Yugoslavyanın daha evvel haberdar edildiği ve bunda bir mahzur «örmemiş olduğu yazıldı. Sonra, Yugoslavyanın seferberlik yaptığına dair bir havadis neşredildi Fakat tekzip olundu. Yalnız, italyan gazetelerinde Yugoslavya ile dostluk teminatına dair fıkıaiar okuduk. Bu ehemmiyet siz birkaç havadis istuma edilirse. Yugoslavya haritadan değilse de faaliyet sahasından silinmiş bir haldedir. Fakat Yugoslavya Balkanların adetâ anahtarı ve ileri kalesi halinde kuvvetli bir devlettir. Her günkü siyasi vakalar arasında ismi geçm*se de Balkanların mukadderatı mevzu-ubahis olduğu bir sırada Yugoslavyanın aoyllyecek bir sözü. oynanacak bu* rolü, müdafaa edilecek bir noktai nazarı olmak tabiidir. Balkan ahvalini gözden geçiren bir kimse en evvel Yugoslavyanın ortadau kaybolmasına hayret eder. Çünkü, Yugoslavya vukuata kanşmayıp seyirci kalmak arzusllo sükût etse bile vukuat ona karışacak ve onun yakasından yapışmak istidadını gösterecektir. İngiltere Ue Fransa. Romanya ve Yunanistan hakkında garanti verirken, Yugoslavyadan hiç bahsetmediler, Fransız gazetelerinden biri bu sükûtu 1-zah etti. Yugoslavyadan ziyade Yugoslavya tarafdan olamayız, dedi Yugoslavyanın Arnavutluk istilâsın dan dolayı hiçbir endişe izhar e'me-müj olduğunu hntırlatti. Şu halde, Yugoslavya Alman ve İtalyan tecavüz ve tehdidine karşı sırf kendi kuvvetine tstinad eder bir halde yapyalnız kalmış gibi bir vaziyette görünUyor. Bu bize hakikaten meraklı ve ibret alınacak hi' levha arzetmektedir. Balkanlarda I-ki devlet. Romanya İle Yunanistan kendi kuvvetlerinden başka, ingiltere ve Fransanm garantilerine de güveniyorlar ve ayni zamanda Berlin-ve Roma mihverinin dostluk ternina-tu de tatmin edilmiş bulunuyorlar. Yugodavva lae, yalnız Almanya ve| Italyanın gizli yahut âslklr temi-! natlarına inanmış, hırlçden bir ga-1 ranti aramak IhUvmcuu duymadığı gibi bu garantiyi Uhrik ederek bir endişe ve heyecan da göstermemiş tir. Bunda ibret ve dom alınacak nokta Romanya ve Yunanistan m mı Hümti. Cahid YALÇIN (Sonu 3 Üncü tarlada) Amerika Cümhurreisînin Mesajı Almanyada Menfi surette Karşılandı Amerika Gazeteleri Mesajı Bir "İhtar,, Mahiyetinde Telâkki Ediyorlar moskova memnun Romada Mussolini ile Göring arasında Temaslar Yapıldı. Arnavut' luk Tacı italyan Kralına Verildi DOnjra Sulbünü kurtarmak için son bir teşebbüs yapao Amerika Cümhurreisi Roosevelt Berlin: 16 (Hususi) — Amerika Reisicumhuru Roosevelt'in göndermiş olduğu mesaj. Alman yada fena karşılanmıştır. Deutcher Dİenst gazetesinin dünkü resmi tefsiratı ilo Alman gazetelerinin umumiyetle yaptıkları tefslrat. Alman siyasi mahfillerinin Roosevelt mesajı karşısındaki menfi hattı hareketlerini sarih bir surette göstermektedir. "Deutcher Dİenst" gazetesi B. Roosevelt'in mesajı hakkında şöyle diyor: "Evvelâ tahrik etmek, sonra bar;s peygamberliği oynamak.. Bu ilk defa tesadüf ettiğimiz bir politika değildir.,. Gazete, B. Roosevelt'in bu teşebbüsünü tereddüd ile karşıla makta ve: "Almanya, müzakerelerle ada- let beklemenin feci bir vaziyete müncer olabileceğine, kendi zararına olarak tecrübe etmiştir.,, demektedir. Nevyork: 16 (A. A.) — Gazeteler. B. Roozeveltin B. Hitlere ve Muvoliniye mesajının bir mü racaattan ziyade bir "ihtar" olarak addedilmesi lâzım geldiğini kaydediyorlar. ROOSEVELT'İN VERDİĞİ İZAHAT Vaşıngton. 16 (A.A ) — Alelacele içtimaa davet edilmiş olan ve binaenaleyh ancak birkaç gazeteci -den mürekkep bulunan matbuat konferansında B. Roosevelt, Hitler ve MıiHunliniye gönderilmiş olan mesajı okumuş ve tefnir etmiştir: Müşarünileyh, bu mesajın gön derilmeninden evvel hiçbir devleti: (Sonu 3 un. ıı tayfamızda) Meıajı menfi telâkki eden rtlm ın/a Devlet reisi Hitler ile Mussolini XCCCCCO0CCCCCCOCCOCCCC^^ II Saldıray,, Geldi Almanyada yapılan Modern Tahtelbahirlerimizden ilki Istanbulda " Saldıray „m Evsafı SaTdıray tahtelbahirimizin ı+crftse seferi esnasında alınmış resm Bundan bir müddet evvel Al • manyada inşası bitirildikten sonra Kiel Umanında tecrübeleri yapı -lan denizaltı gemilerimizden "Saldıray" dün akşam saat 23 de limanımıza gelmiştir. "Saldıray" Almanyaya sipariş etmiş olduğumuz İki denizaltı ge- i misinden biridir, "Kiel" deki Ger mania tezgâhlarında Inga edilmiş olan bu yepyeni vahidi harbinuc sathıbahirde (934) tonilâto mahrecinde büyük ve modern bir denizaltı gemisi olup (6) tane tor-pito tipi vee bir tane de (10) san-(Sonu 3 l'.nctl sayfamızda) Casus Mustafa Sagir NASIL YETİŞTİ? NASIL TUTULDU? NASIL ASILDI? Yakında Neşre Başlıyacağız Pariste Mühim Konuşmalar Paris Büyük Elçimiz Hariciye nazırile görüştü Paris, 16 (Hususî) — Hariciye nazırı Bonnet, bugün Türkiye Büyük Elçisi Suad Davazla uzun bir mülakat yapmıştır. Mülakat mev zuunuıı ingiltere ve Fransanm Balkan devletlerine verdikleri teminat meselesinin teşkil etmiş olduğu öğrenilmiştir. Türkiyenin bu hususta ingiltere ve Fransa tarafından kendisine yapılan teklife yarın cevap vermesi beklenmektedir. İngiliz Başvekili Chamberlain de hafta içinde Türkiyenin vaziyeti hakkında beyanatta bulunmasına intizar edilmektedir. îran Veliahdı Zevcesile Beraber Tahrana Vardı Tahran, 16 (A.A.) — Imparato-riçe ile Mısır kraliçesi. İran veban-dı. Mısır prensesi Fevziye. bu sabah Tahrana muvasalât etmişlerdir. Türkiye heyeti murahhasası da bu akşam Tahrana varacak ve heyet için hususi surette hazırlanan otele inecektir- Tahran: 16 (A. A.) — Pars A-jansı bildiriyor: Dlkn saat 10 da Muhammet AH I kı •• ı gemisi içinde İran Veliah dı, Mısır kraliçesi. Prenses Fevziye vu maiyetleri olduğu halde ben-derşapura varmış ve Iran İmpara-torlçesi tarafından selâmlanmıştır. Liman ve civarı dnnttlmış ve iSuuu 3 uncu şayiamızda) Beşiktaş Ankarada Dün de Mağlûp Oldu Istanbulda Vefa Doğansporu Yendi, Güreş Müsabakaları Yapıldı Vefa Doğardı or maçından bir eslen tene (Yazısı 4 üncll «aylamızda) h L K SABAH AMERİKANIN SESİ Birlrfik Amerika Cumhurreiai Ruzvelt, açık ve sarih bir teklif i' klıınb• dünyanın dördüncü kıta-•inin Avrupanın aahna olduğu son hâdiseler hakkında ne düşündüğünü bütün dünyaya bildirdi. Muhtelif payitahtlarda muhtelif tesirler ve teftirler uyandıran bu uzaktan gelme »e a acaba cihan aulhuna ne dereceye kadar hadim olacaktır? Hiç şüphe yok ki bu-•ualîn cevabını bize iatİkbal verecektir. Yalnıı su dakikada bilinen bir şey varsa o da kudretli bir dev- let re i tinin alsından çıkan bu kuvvetli sözler daha şimdiden aulb severlerin Umidlerinl takviye etmiş bulunduğudur. Vakıa müteveffa Vilaon'un preruibleri dünyada ebedî aulhu temin edemedi ama inşallah Ruz-velt'İn teklifi hiç olmasaa son buhranın Önüne geçer. Bu duaya âmin diyebilmek İ-çin Amerikanın leıine Berlînin ve Romanın verecekler! cevabı bekli-yelim. A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU Sarfa t 1 TENI3Aİ AH 17 NİSAN 1939 HATIRA vı İTİRAFLARI Tefrika No 63 Yazan : /Vf- SİFİR Bombaları Safların Ortasına Fırlattık Düşman Bölüğü Bir Anda Karıştı. Feryatlar Yükselmeğe Başladı Uzandığım yerden başımı kaldırıp yola bakmış, ter bir hareketle doğrulup bombama el almıştım. Tam o esnada düşman bölüğü hep bir ağızdan bir yürüyüş marşına başlamışlardı Belki de aarhoşlardı. Çığlıkları, ağaçlarda tüneyip etrafı kollıyan baykuştan ürkütmüş, kuytuluklarda sinip ağaçları gözli-yen çakallardı. Korkutmuştu. Onlar da acı acı feryada, ulumağa başlamışlardı. C an da bir yay giki gerilen kolumdan fırlıyan bombam, yolun tam ortasına, düşman bölüğün Un saflan arasına inmişti. Birlbiri ardınca savrulan bombaların kopardığı acı tarakalar her tarafı sarsıyor, olduğumuz yerlen büe titretiyordu. Düşman neferleri yıae avaz avaz bağırt-yorlar-lı Fakat, o anda söyledikleri marş değildi. Can kaygusu üe acı acı hay kırışıyorlardı. Bûbirlerini çiğneyerek geriye doğru kaçışıyorlardı. Aldığımız emir mucibince bu baskında hiç tüfenk kullanmamış, riaçanlann arkalarından zehirli kahkahalar atmıştık. Beş dakika sonra yol üzerinde vurulup düşen yaranların iniltilerinden, can verenlerin har-haralarından başka ne bir ses ve ne de bir nefes bile kalmamıştı. Bozulan bölük, yokuş aşağı kaçıyor değil, sevgili dınleyicüerim, sele kapılmış kütükler, büyük taş parçalan gibi, birbirlerine çarparak, çabrdı-yarak akıyordu. Köy sokaklarına varabilenler, kendilerini açık duran ev kapüanndan içeri atıyorlardı. Köy. kıyametten bir manzaraya şa-hld olmuştu. Çeteler geliyor'.. Kilise önünde makineli tüfek kuranlar ve daha neler neler. Hele deniz kenarında buldukları sandallara atılıp karşı sahile kaçmak için bırbirleril.: boğuşanların haddi heanbı yoktu. KoyUn kenarına kadar kovaladığımız düşmanın bu perişan hallerim biraz ibret ve iftiharla seyrettikten sonra, biz de, onlanıı kaçış suratla-n ile geri çekilmiş. ıhtünali gördüğümüz ikinci bir çıkış hareketini yandan vurmak üzere İncir köy gerisindeki sırtlara doğru yürümüştük. Aradan yarım saat geçtiği halde Paşabahçesindekj çığlıklar daba devam ediyor, hattâ gittikçe de artıyordu. Tara o esnada. Çubuklu üe Göztepe .ırasında ve hemen hemen. Çubuklu üzerlerinde de bir çatardı kopmuştu. Olduğumuz yerde durmuş, o tarafa dönmüştük. Çırpınarak dinliyor ve İçimizi sanki iı.lifliyorduk Ateşin ansızın durmasından oradaki arkadaşlarımızın da vazifelerini muvaffakiyet ile başardıklan-nı anlamıştık. Hepimizin yüzü gül muş gönlü şenlenmişti. Yürüyüşe geçmiştik artık. Ertesi sabah iki müfreze, Kara-kulak üe Dereseki arasında ve evvel-se kararlaştırılan yerde yerleşmiştik. Mülâzım Refik bey yüzbaşının elini sıkarken gülüyor, söyllyordu. — Aman yüzbaşım, bir görme-tiydiniz. Sürek avında ataşe tutulan karaca sürüleri gibi nasıl da dağılıp kaçıştılar. Ben Çanakkale, Reva nd iz ve Irakta birçok muharebelerde bulundum. Fakat hiç de böyle tabansız, yüreksiz düşmana teaadüf etmemiştim doğrusu. Çok teşekkür e-denm size. Bu gece beni alıkoymak suretlle . idden unutulmaz bir an yaşattınız bana. O günü bulunduğumuz ormanda geçirmiştik Akşam Üzeri Yusuf bey Cine bizi «trafına toplamıştı. Ve Ut dili İle: — Arkadaşlar, bu defaki vazifemiz bitti On beş gün sonra, yine toplanacağı* ve ytne böyle cünbüş-Uı günler, geceler yaşıyacağız. Size t saman esrede ve nasd toplanacağı m izi Istan bulda birleştiğimiz saman ¦oyUyeoeğlm. Beni ytne Beyazıt ca- misinin türbe kaplamdaki kahvede her gün sabahları bulabilirsin is. Geceyi burada geçireceğiz. Sabaha karşı aılâh ve cephanelerinizi Şefik beye teslim eder, scmbIsos ve birer ikişer Bey koza merminiz. Vapura da topluca binmeyiniz askın. iskelede, Beykoz kahvelerinde bırbırlerinirle katİyyen görüşmeyiniz. Bunu bil -has*a rica ederim sizden.. Bu vazife hakkında Istanbulda hiç kimseye tek söz bile söylemeyiniz. Demiş, hepimizin syn ellerimizi sıkmış ve alınlarımızdan öpüp ayrılmıştı. Biz dc dört arkadaş ertesi giinli lstanbula inmiş. Kalafat yerine geçip Top Ömerin kahvesine sinmiştik. Bizim esnafın ve hele mavnacılar te-mıyetındeki arkadaşların vaziyetlerini çok sıkışık görmüştük. Düşmanlar cemiyet reisi kahraman Mehmet üe Çüoğlu Abdullahı szasıtınyoriar-dı Çünkü, yurdun bu ak yüzlü ve pak yürekli evlâtları. Karaağaç an-barından yükledikleri bir mavuna cephaneyi. Sirkeci rıhtımında bayii bulunan Fransız bandırası çeken bir Rus vapuruna aktarırken bir yurt bainuıin düşmana uşak olmuş bir sütü bozuğun huysuzluğuna kurban olmuş, iş üstünde tutulmuşlardı. Zavallı mavnacılar krokere atılmış, mavuna da Tophane rıhtımına bağ-lanmujtı. Bu hainliği yapan vıne Değir mendereti I o rahim alçağı idi. Mavunacılann eli ayağı durmuştu. Şaka değil, bu kaçıncı kurtuluş ve tutulumdu. Cemiyetin butun a-z-il.ii i elleri çenelerinde düşünüyorlardı. Sakın sevgili dinleyicilerim bu erlerin can ve istikbal kaygı ve tasasına düştüklerini ve onu düşündüklerini sanmayınız. Bütün varlık-lannı canlan ile beraber yurdun, milletin selâmet ve muvaffakiyetimi nvzreden bu kahramanlar. inebolu-nun bu fedakâr yavruları, ellerin; vurulan manevi kelepçeyi sökmek. çoktanberi mahrumu kaldıkları hizmet sırasına geçmek çarelerini düşünüyorlardı. Bunun İçin hiçbir türlü fedakârlıktan çekinmiyor 1 a rd*. Varlıklı hastalar gibi dertlerine derman aramak irin, elleri keselerinde kapı kapı dolaşıyorlardı. Yalnız para saçmak değil, zavallılar el, etek bile öpüyorlardı. O sırada, yurt endi-w-de kıvranan bu dertlilerin karşısına Enver adında bir adamcağız çıkmıştı. Klın ve kime mensup olduğu billnnıiyen bu adam. onlara düşman teşkilâtın da büyük bir mevki sahibi, hatırlı nüfuzlu olduğunu söylediği bir a damla görüştürmeği ve bu adamın faydalı yardunlannı temin etmedi vadediyordu. Fakat o samanda böyle ne olduğu belirsiz bir adama çabucak üıanmak. bir çocuk saflığı ıb açılmak ta her halde tehlikeli bir ha reket olurdu. Bizim babacanlar baş başa vermiş, uzun uzun düşünmüş lerdi. Bazılan göz göre tehlikeye atılmağı uygun aaymıyoriar, biraz daha beklemeği, kader ve taliln hoş bir yüz gösterereğl güne kadur bir kenara çekilmeği uygun buluyarlar-dı O günkü müzakere) yine çok uzamış, zaten dar olan yürekleri büsbütün daraltmıştı. Çtloğlu Abdullah ayağa kalkmış vs: — Arkadaşlar. Demişti. Meşhur mesaidir. Denize düsen yılana san-br. Bana kalına, öouaanse çıkan b-ı adamı kaçjrmıyalun. balkı helâl süt emmiş, ak soylu bir adamdır. Dediğini yapan takımdandır. Eğer münasip görüyorsanu, bu adamla beı konuşayım, anlaşmağa çalışalım Bundan sizin haberinlı olmasın, bir çiyanlık ederse etsin, bırakınız beni soksun, zehirlesin. Tek muradımıza bir gün evvel «relim Böyle, hlamel günlerinde, ocak başlarında oorbı pişiren nineler gibi oturacak mıyız bu masanın başında T (Devamı var) Denizde Feci Bir Kaza Oldu Pervaneler aıtına giren birinin bacağı kesildi Limanda dün bir deniz kazası olmuş. Hüsnü isminde biri şirket vs-purlnrından birinin pervaneleri altına giderek bir bacağı feci mırette ke bilmiştir. Halise şöyle cereyan etmiştir: Çatal kaşık fabrikasında çalı -şan Gedikoğiu Hüsnü dün Tophan nhtımından bindiği bir sandalla Ka-bataşa gitmek istemiştir. Stndaf Tophaneden epey bir mesafeye açılarak Kaba t ata vaki,ı-irken sında- dığı mütemadi düdüklerden itidalini kaybeden Hüsnü sandalın parçalanmak tehlikesinde olduğunu zannederek kendini denize atmış ve feci hâdise de bu anda vukua gelmiştir. Vapur kaptanı sandala bindir -memek için gemiyi bütün süratile dümen ktmrak çevirmiş, fakat bu defa da çok yakın mesafede bulunan Hüsnü dalgalar arasından vapurun pervaneleri altına gitmiş ve bir barağı kesilmiştir- Kazazede kanlar içinde etraftan yetişenler tarafından kurtarılarak derhal hastahaneye kaldınlmıştır. Zabıta kara hakkında tahkikata ba? lamıştır. Halk Baharın İlk On Beş Günde Tamir Edilen Sokaklar İstanbul Belediyesi tarafından Kadıköy Kaymakamlığına verilen 15.000 lira ile Mart aynını sön on beş gününde yapılan sokakların listesi »udur: Rceai Zade Ekrem sokağı. Yo-ğurdçu Park sokağı, Murad Bey sokağı, Nazmi Bey sokağı. Üsküdarda yapılan yollan Beylerbyi caddesi. Haydarpaşa caddesi, Ihsaniye sokağı, Bllr -haniye caddeni, Aziz Mahmud E-fendi sokağı. Bağlarbaşı, Abacı Dede, IV ... Hoca, Bundan başka ÜskUdarda 848 metre murabbaı lâğım hafriyatı yapılmıştır. Eyüb kazalında da son on beş gün zarfında 1961 metre murabbaı parke yol tamiri tamamlanmıştır. Bakırköyünde yapılan yollar şunlardır: Hazırlık sokağında 340. tzzet Molla Kokağında 114. Bitişik Bağlar sokağında 42, Orhan Gaziler 248, Yeşilköy istasyon caddesinde 344, Korkuluk Bostan sokağında 41 metre murabbaı. Beyoğlu kazasında da başla -nan birçok inşaat tamamlanmıştır MAARİFTE : Liselerde yatılı talebenin vereceği ücret Maarif Vekâleti 1039 senesi zarfında leyli mekteplerde talebeden a-Iınacak pansiyon ücretlerini tesbit etmiştir. Vekâletin bu husustaki kararma göre. Galatasaray lisesi 240, Erenköy kız liaesintn ük kısmı hariç olmak üzere, Istanbuldaki diğer yatılı mekteplerle izmir mektepleri ve İsmet Paşa ku enstitüsü 200, Erenköy kız lisesi (Uk kıaıuı) ve Balıkesir lisesi 175, Erzurum lisesi 165, Adana, Bursa, Diyarbakır, Kayseri liselerile Buma ku öğretmen okulu 160, Edirne, Konya, Sivas. Kara. liselerde Çanakkale ve Manisa orta okull.ıtı ve bilûmum sanat okullan 150, Trabzon lisesi 154. Kastamonu Gaziantep, Yozgat liselerile Bolu, Aydın, Maraş orta okulları, 140, Afyon. Kütahya liselerile Buectk orta okulu, Niğde orta okulu 120 U-radır. larda Geçirdiler Bir müddetten beri çok müsait bir şekilde giden havalar dün ük baharın geldiğini müjdeliyen bir güzellik arzetnıiştir. Bu sebepte bütün İstanbul halkı dört mevsimin bu en sevımü mevsimi olan baharı büyük bir neşe İçinde geçirmişlerdir. Hafta tatilinden istifade eden a ileler kadınlı erkekli kendilerini yeşillenmekte olan kırlara atmışla dır. Istan bul un bilhassa Şişli, Mecİ-diyeköyü tamflanndakl kırian baştan başa halk kahkahalarile dolmuş tur. Suların henüz tamamlle ısın -mamış olmasına rağmen denize girmek için bazı kimselerin mayolari-le birlikte sahillere gittikleri de görülmüştür. Bursa Seyahati İstanbul Üniversitesi Hukuk ve iktisat Fakültesi talebeleri 23 Nisan bayramı dolayısiyle Bursa-ya oir seyahat tertib etmişlerdir. Seyahate 500 talebe ve 30 - 40 Doçent iştirak edecektir. Seyahat Denizbankın Marmara sistemi vapurlarından biriyle yapılacak ve Mudanyadan Bursaya hususi bir trenle gidilecektir. Bursa Belediyesi Üniversite gençliğine Çelikpalas otelinde bir ziyafet verecektir, üniversiteliler Bursada 23 Nisan bayramına iştirak edeceklerdir. Burmadan gene humsl trenle Müdanyaya dönen talebeyi götüren vapur lstanbula getirecektir. MAHKEMELERDE : Kadınları sıra dayağına çekmiş Fatihte Atpazan Tez^âhçUar sokulurla kırk r ümerada oturan Reşidin evinde dün bir hâdise olmuştur. Raşidin evde olmadığı bir zamanda karısı Muzaffere ayni evde oturan Mehmet imimde bin sataşmış ve kendisine bazı tekliflerde bulunmuştur. Bundan muğber olan Muzaffer vaziyeti gorümcesi Müyesser ve kaynanası Elife bildirmiştir Bunun üzerine bu vaziyetten muğber olan kadınlar Mehmede daha terbiyeli hareket etmesi lâzımgeldiğini hatırlatmışlar, vak'a bir ağu patır-dısı şeklinde devam ederken yukan katta oturmakta olan Mehmedin e-fendini Cevat aşağı inerek kadın lan dövmeğe başlamıştır. Bunun Üzerin? hâdise büyümüş ve vak'aya zabıta el koymuştur. Hâdise dün akşam adliyeye intikal etmiştir. Eski sevdiğinin evlns taarruz etmiş Aksarayda Sofular Sülüklü caddesinde oturan Memnunenİn evine dün bir taarruz hâdisesi vukubul-muş. ve hâdise adliyeye intikal etmiştir- Sllivrikapıda hamurkârlık yapan Şaban isminde biri 8 sene beraber geçindik ten sonra kendisinden ayrılan M e m nüne um inde kadının tekrar beraber yaşamak için kendisini uzun müddettenberi zorlamağa başlamıştır. Kadın bu mütemadi teh • dıtlerden kurtulmak için kendisini zabıtaya şikâyet etmek mecburiye tinde kalmıştır. Bundan muğber o-lan Şaban dün yanına aldığı yeğeni Hüseyin Ue Memnunenİn evine gl derek sokak kapmını tekmelemiş, bilâhare Memnunenİn teyzesi tarafından açılan kapıdan içeri girerek evde cam çerçeve ne varsa kırarak kaçmıştır. Suçlular zabıta tarafından yakalanmış ve mahkemeleri dün geç vakit meşhudun yapılmıştır. Denizden Hüviyeti Meçhul Bir Ceset Çıkarıldı Kasımpaşa iskelesi civarında dün denizde hüviyeti henüz katiyetle tesbit edilemiyen bir ceset bulun -muştur. İskelenin kırk elli metre ilerisinde bulunan bu ceset uzun müddet suda kaldığından tanınmıyacak bir hale gelmiştir. Kayıkçılar tarafın -dan Kasımpaşa karakoluna yapılan müracaat üzerine mahalli zabıta cesedi denizden çıkararak müşahede altına almıştır' Cesedin üzerinde elbiseleri kısmen çürümüş ve yırtılmış olup yapılan aramada pantalon cebinde bir miktar parası bulun -muş ve ayriyeten üzerinde Kadir İsmi yazılı bir makbuz meydana çıkmıştır. Zabıta cesedin hüviyetini tesbit etmiye yanyan bu vesika üzerinden tahkikatı derinleştirmektedir. Yapı lan tahkikatta Kadir isminin mağ -ruka ait olduğu hakkındaki kanaatler hayli kuvvetlidir. Zabıta vak'ada herhangibir cinayet veyahut kasıt e-maresi olup olmadığı hakkında da tahkikat yapmaktadır- Maktulün cebinde mevcut parası bulunduğuna göre bunun herhangi bir tama eseri olmadığı zannedilmektedir. Cesedi ı üzerinde hiçbir yara veyahut herhangi bir darbe eseri de tesbit edilememiş ve dün Morga kaldırılmıştır. Zabıta oldukça esrarengiz bir mahiyeti olan bu vak'a hakkında tahkikata devam etmektediı. Plaj Hazırlıkları Yaz mevsiminin yaklaşması münasebetiyle Belediye Florya plaj -lanın münakaşaya çıkarmıştır. Belediye Florysda bu sene plajı rüzgârlardan korumak maksadiyle yeniden çok mlkdafda ağaç dik -mistir. İstanbul Belediyesi bu sene Floryaya rağbeti arttırmak maksadiyle ptâj fiyatlarında geçen seneye nazaran mühim mıkdarda tenzilât yanmak üzere tetkiklerde bulunmaktadır. Bu tetkikler rousbet surette neticelendiği takdirde plaj fıyatlan derhal indirilecektir. Diğer taraftan Belediye Florya plajlarından Küçük Çekmece pİâjını halka bedava olarak tahsis etmek hu suretle fakir halkın d* denizden istifadesini temin etmek Üzere tetkiklerde bulunmaktadır. VİLAYETTE: Vali Ankaraya gidiyor Vali ve Belediye reisi Doktor Lûtfi Kınlar Belediyeler bankasından alınacak beş milyon lira için temaslara geçmek üzere bu birkaç gün İçinde Ankaraya gidecektir. Vali ve Belediye reisi Ankara-da iki gün kalacak bu ziyaretten İstifade ederek muhtelif Vekâletlerle şehire aid meseleler etrafında temaslarda bulunacaktır. MÜTEFERRİK ı Erdün Başvekili bugün geliyor Evvelki gün Londradan şehrimize gelen Maverayı Erdün Emin Tev flk Paşa bugün şehrimizden ayrılacaklardır. Muhterem misafirimiz dün şehirde bazı gezintiler yaparak müzeleri vs şehrin sayam temaşa oıahaUeri-ni gezmiş ve akşam da Parkotvlde bir müddet istirahat ederek Pera palasa avdet etmiştir- Dost milletin başvekili bugün saat 8 de Toros sks praaile memleketine avdet edecektir. Aile çocuk hayatlarını birbirine ekleyen en sağlam düğümdür. İsmet İnönü ¦ MM (23 NKan Çocuk Bayramı) Bayram yaklaşıyor. Şimdldon yavrularımızın hazırlıklarını yaparsak çocuklarumz bayramı daha neşeli geçirirler! Yeni İspanyanın Akdenizdeki mevkii ispanya devletinin istinat ettiği topraklann jeopolitik mevkii, Akdc» niz siyasetinde mühim bir rol oyna* m 'Mim İmkân verecek şekildedir. Garp kısmında mühim bir mesafede) Portckizin önünü kapamasına rağmen. İspanya hem Atlantik ve beni de Akdenİze goğös verecek bir vaziyettedir. Hele buna sevkülcuyş cihetinden ehemmiyetli olan Balear ada-lan ve İspanyol Fası da ilâve edilirse yeni İspanyanın her hangi bir zümreye iltihakının doğuracağı akisleri ortaya koyabilir. İspanya, mevkii itibırile, her hangi bir İhtilâf halinde İngiltere i-le dost veya hasım vaziyette bulunmak mecburiyetindedir. 1931 ihtilâlinden evvel İspanya İngiltcrenıa müttefiki idi. Bu sebepten şarki Akdeniz havzasındaki Britanya barajını takviyeye yardım edeceği tab'l idi. Ve bu hareket birliği en yüksek ifadesi 1926 da İspanya ile İtalya a-rasında yapılan gizli itilâf ile kendisini göstermiştir. İngilizlerin arzus'i ile yapılan bu anlaşma hükümlerine, göre İspanya üe İtalya, FnuiBanın Cezayir ile olan sevkülceyş münakale yollannı iki yandan tehdid-j uğratabileceklerdi. Halbuki ikinci bir ditirn.il da Ispanyollann İngilizlerle bozuşması Britanya imparatorluğu menfaatlerine mugayir bir siyaset takip etmesidir ki bı vaziyet de 1031 den sonra ortaya çıkmıştı. Fakat bu vaziyette de ispanyolların mevkii pek sağlam değildi. Zira Fransız itilâfının ve Akdeniz kaleleri gibi ispanyolların da deniz kuvvetleri Cebelüttank boğazı vasıta-sıle ikiye ayrılmış bulunacaklardı. Fakat üçüncü bir ihtimal son ayların doğurduğu neticelerden husule gelme kirdir. O da. İngiliz ve Fran-sulan bırakarak, ayrı bu siyaset manzumesine yani Berlin- Roma mıh verine iltihakı keyfiyetidir. Bu istikameti, dahilî İspanya harbinde sezen Fransa üe İngiltere, Franko aez-dınde. yeni vaziyetler karsısında eski rekabetlerini unutarak, uzlaşıcı bir siyaset takibine başlamışlardı. Fakat bu hususta bilhassa Italyanın fiili yardımı, ve Berlin- Roma mihverinin diplomasi faaliyeti galiba İspanyayı kendi taraflarına doğru çekmeğe muvaffak olmuşlardır. Berlin- Roma mihverinde yer alacak İspanya, jeopolitik mevkii itibarile otomatik bir surette Ingilterenin ve dolayısile Fransanın karşısında yer alacaktır. Vakalar bu istikamette seyrettikleri gün de İspanyol Fası ve İspanyanın Atlantik sahilleri, ayni zamanda Akdenizdeki Balear a-daları mühim sevkülceyş noktalar halini alacak, kuvvetli hava ve deniz üsleri meydana çıkacaktır.. Bu arada Cebelüttank boğazında bulunan küçük Pergıl adasının tahkimi meselesi de ortaya konacak re buna karşı, şimdiye kadar tahkime muhalefet eden Büyük Britanyanın ittihaz edeceği tavr dikkate şayan o-lacaktir. Neticede, İspanyanın hanci siyasetinin ve Akdenizden Atlantiğe kadar geçiş imkanını hazırbyan topraklarının ehemmiyeti itibarile İspanyol unsuru, İttifak sistemlerinde arzettiğt İmkânlar sebebde büyük devletlerin Akdenizin garbindeki siyasi sistemlerinde mühim bir mevki halım alacaktır. Bu bakımdan şimdi yeni İspanyanın kati olarak Berlin- Roma mih veri siyasetine iştiraki Fransularla İngilizlerin müşterek siyasetlerine dikkat etmeğe mecbur olduktan yeni bir cpheye karşı hareket etmek mcburtyetinl tahmil edecektir. _Dr. Rejad SAGAY i \ TAKVİM 17 Nisan 1939 Pazartesi Hicri. 27 Sefer 1358 a— lı 4 Nlsaa 1355 Kasisi: 161 Kuğu fırtınası Değ* saati: 5,17 Ûf l« • 12,14 — tkladl ¦ 15,59 Akşamı 11,50 — Yatsı ı 20,27 lataak 13,91 51 YENİ SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE »ARTLARI TOrkiya tco.bi •00 Kr. S...II** S400 Kr. ¦00 Kr. • -rlı 1200 Kr. 760 Kr. » «pl.li «00 Kr. 00 Kr. 1 .rt.fi 300 Kr. i'-.t. Hlftılıı ılrıiMİı m.. La «t Ur lal» IS, 14. 75 M 4 I,. HER YERDE 3 KURUŞ rkîyeye Yapılan Teklif İngiliz Başvekili Bugün Avam Kamarasında İzahat Verecek Japonya da Muhalif f Yeni Tahtelbahirimiz] Ruzvelt'in Kan Sızan Taç Yazan: Hüseyin Cahid YALÇIN Büyük f«»i»t meclisi toplanmış ve İtalya kralının kendisi ¡e haf İdleri İçİn Amavudluk tacını kabul ettiği hakkmdaki kanun lâyihalarını tenSlb rlnuı Tiranadan da bir Arnavud heyeti yola çıkarak haşmetpensh I-lalya kralına ve Habeşistan imparatoruna Amavudluk tacını takdim ediyor. Fakat, tbarbar bir savlet ve kuvvet ile boğazlanmış Arnavud milletinin kanı bu tacın üzerinden sızıyor. O nasıl giyilir ve dünyanın karsısına öyle bir leke ile nasıl çıkılır? Zavallı Arnavudlugun kınk tacı İtalyan milletinin başında a-eaba bir süs mü olacak? O tacı İtalyaya kim veriyor? Sanki sanlı bir ordunun kahramanca mücadeleleri sonunda bir zafer hakkı olarak elde edilmiş ganimet midir, bu parça taç T Şark tarihlerinde beşikteki çocukları boğan haremağalarından bahsolunur. Bugünkü insanlar bu acı hatıraları tüyleri Urpererek o-kurlar ve boylo bir harekette bulunanların şerefli bir is görmüş e-labileceklerini akıllarından bil« geçirmezler. Koskoca bir İtalyan ordusunun gayri mevcud bir Arnavud müdafaasını hemen hemen bir silâh bile patlatmadan çiğnemesini bugün alkışlıyacak mıyız? Ar-navudluk tacı yine ayni mahiyette bir zulüm ve tecavüzün hatırası olan Habesi.-tan tacına ancak bir "pandan" teşkil edebilir, o, iftihar hisleriyle kalbteri kabartacak bir harp ganimeti değildir. Ayaklar altına alınan hakkın, hiçe sayılan efkârıumumiyenin, sesi susturulan vicdanın büyüklüğüne •bakınız ki Arnavudlugun kan sızan tacını giymok istiyenler bunun ne kadar küçük bir hareket olduğunu kendileri do bildikleri, onu bir hak dolayısiyle doğrudan doğruya kendilerine mal edindikleri içindir kl, güya Arnavudlugun İhtiyari bir takaddümce! imiş gibi, bir komedya tertib etmeğe manevi bir mecburiyet hissediyorlar. Amavudluk tacını ecnebi bir millete takdim edenler kimler? Bey on sefil ve alçak! Şeref ve haysiyet mefhumuna malik bir İnsao bu türlü rozil vatan hainlerine selâm vermez ve sokaktan geçerken onlara rastgelse sürünmemek için çekinir. Koca bir İtalyan milleti beş on para mukabilinde, hasla ve zelil bir menfaat mülâhazasile, ecnebilere uşaklığı kabul etmiş birkaç vatansızın elindon bu tacı kabul ederken hiç istikrah duymayor mu? Onu şeref vs szamet mefhum lariyle nasıl telif edebiliyor? Hasmetponah italya kralı hazretleri mübarek baslarına şerefli bir tac giymek istiyorlarsa bunu hakka, adalote, beynelmilel sulh *o tesanüde hizmet uğrunda sar-fcdilecek gayretlerin bütün beşeri-yotte uyandıracağı hürmet ve minnettarlık hislerinde bulabilirler, pvallı milletlerin hayat vs istiklâlleri çiğnenmek pahasına oldo e-dilmiş bir para etmez Uçlar haçta nafile bir ağırlık olur. Amavudluk tacı büyük bir debdebe vo tantana içinde gfylllrkvn ltalyada al-HUaayu. Cahid YALÇIN iSonu a üncU sayfamızda) Roosevelt, Teklifleri Red Edilirse; 10 - 25 Senelik Bir Mütareke Istiyecek ve Amerikayı Mütearrıza Karşı Demokrasilere iltihaka Davet Edecek 28 Nisanda cevap Verecek Berlin 17 (Hususi) — Führer Roozeveitin mesajına 28 Nisanda Alman uluıu namına yapacağı nutukla covap verecektir. Bu nutuk Rayiştagda söylenecektir. Hitlerin nutkunda; halihazırdaki beynelmilel vaziyetten Sov yetler Birliği İle demokrasileri mesul tutacağı anlaşılmaktadır. BÜTÜN AMERİKA DEVLETLERİ MÜZAHİR .Vaşington: 17 (A. A.) — Hariciye nezareti Kanadadan ve Haiti, Honduras Guatemala ve Paraguay müstesna olmak Üzere bütün Amerika hükümetlerinden Roosevelt mesajına İltihaklarını ve barışın muhsfazası için müzahe- Almanyada İnşa olunarak dun h-sitanunıza geldiğini yazdığımız Saldıray denizaltı gemimiz Dolmabahçe Önünde demirlemiştir. Gemimize sancak çekme merasimi bugünlerde yspüacaktır. Dün Dolmabahçe, Fındıklı. Be -Vİktaş. Üsküdar sahillerine toplanan ı::ı::::::::::::::::::n:::::::::::::::::: birçok halkımız yeni denizaltı gemimizi seyretmişlerdir. Bazı meraklılar da sandallarla Saldıraym civarına giderek gemimizi daha yakm • dan görmüşlerdir. Dun aldırdığımı» resunimiz Sal-dırayı Dolmabahçe önlerinde göstermektedir. :::::::::::::::k::::::::::::::::::::::::: İtalya Hariciye Nazın Kont Ciano Arnavutlukta I m iş- retlerini bildiren telgraflar tır. Nevyork: 17 (Radyo) — Berlin ve Romanın Roozeveitin teklifi ni reddetmeleri çok muhtemel görülmektedir. Cenubi Amerik»sı devletleri do bilhassa Roozevelte müzaheret etmişlerdir. Mihverin cevabı menfi olduğu takdirde bu teklifin; m usa İsmet • (Sonu 3 üncü aayfada) i::::::::::::::::::::::::::::::::::::::;:::::::::::::::::^ :::::::::::: Binicilerimizin Muvaffakiyetleri ilk Gün Yapılan iki Müsabakanın 8 Mükâfatını Kazandık Saim Polatkan birinciden 3 saniye sonra gelerek üçüncü oldul Kahraman binicilerimizden Cavat GDrkanın geçen senokı Beynelmilel müsabakalarda muvaffakiyetli bir atlayışı Nis beynelmilel atlı mani müsabakalarına Türk, Fransa, İngiliz, irlanda. Belçika, Romanya, Leton-ya. Polonya. Portekiz binicilerinin iştirakılc ve Mi yük merasimle başlandı. İlk g.in yapılan müsabakalara giren Cevat Kula. Saim Polatkan, Cevat GUrkan, Eyüp Oncü'den mü-teşekkll ekibimiz ferden çok güzel dereceler elde edf ı-'k bu müsabakalara konulan mUkk - Dardan (8) ini almışlardır. ' Birinci Müsabaka: 9 milletin çok pahalı allarüe iyi yetişmiş bini-cüerinın iştirak ettiği ve Uanifi fer di olan bu müsabakada Türk vo Fransız ekiplerinden üçer, Belçikalılardan 2, Romen. Polonya, lngılu irlanda ve Letonya ekiplerinden bı rer at ki ceman 13 at parkuru hata su bitirdiler. Birinci ile ancak 3 saniye zaman farkile Saim Polatkan Üçüncü ve al Cevat Kula onuncu, Cevat GUrkan (Sonu 3 i-ncü aayfada) Arnavutluğun istiklâli için sonuna kadar mücadele edecekler İtalya hariciyesinde Arnavutluk 15leri için müsteşarlık kuruldu Nevyork, 17 (A.A.) — 200 Arnavut, 20 şer kişilik gruplar halinde Arnavutluk konsolosluğuna gide -rek aşağıdaki karar suretini vormış-lerdır: "latıfclâlırpirin ÜgaSUU hiçbir ZS- man gönül arzusile kabul etmiye -cegız. Mücadeleye devam edeceğiz.., 200 polis asayişi muhafazaya mo mur edilmiş bulunuyordu. MARSİLYA KONSOLOSU İSTİFA ETTİ Marsilya, 17 (A.A.) — Marsilya daki Arnavutluk konsolosu Tiranda hariciye bakanlığına bir mektup göndererek "Herhangi bir Ama -vutluk muvakkat komitesinden nadir olan emre itaat edcmiyeceğuıl (Sonu 3 üncü aayfada) Evlenme Evrakı Parasız Verilecek Ankara: 17 (Telefonla) — Evlenme evrakından alınan vo tayyare ir.m, hakkındaki kanunun hususi bir kısmını teşkil eden maddeleri tâdil ederek, evlenmede kullanılan evrakın bazılarını kıymetsiz hale koymak suretiyle bunların parasız satılmasını temin eden kanun projesi üzerinde Kamutay encümenlerinin tetkiki bitmiştir. Proje, önümüzdeki haftalarda rııznameye alınacak ve umumi ho-yette müzakere edilecektir İki Mühim Seyahat Macar Başvekilde Hariciye Nazırı Dün Romaya Hareket Ettiler Berlîne Giden Romanya Hariciye Nazın Yolda Leh Hariciye Nazırile Görüştü Paris, 17 (A.A.) — Cenup matbuatı, Macar başvekili Teleki ile hariciye nazırı Caky tarafından Romaya yapüacak olan seyahate bü -yük bir ehemmiyet atfetmektedir. Tahmin edildiğine göre, tetkik edilecek mühim meselelerden biri de Macaristan, Romanya ve Yugoslavya arasındaki münasebetlerdir. Yakında Yugoslav meslektaşı ile görüşecek olan Kont Casky'nin Maca -ristanla Yugoslavya arasındaki mu^ külâtın halledilmesi için tavassutla bulunmasınm ihtimalden uzak olma dığı ilâve edilmektedir. Budapeşte, 17 (A.A.) — Macar ajansı bildiriyor: B. Teleki ve Casky, Romaya ha- reket etmişlerdir. Yanlarında İtalya orta elçisi B. Vİnc ile hariciye yükselt memurlan vardır. İstasyonda Romanya ve Yugoslavya orta elçüeri tarafından selâmlanmışlar -dır. GAFENKOMIN TEMASI Varşova, 17 (A.A.) - Berlin* gitmekte olan Romanya hariciye na zın Gafenco. Karakovada birkaç saat Beck ile görüşmüştür. Varşova: 17 (A. A.) — Berli-ne gitmek üzere Polonyadan geçen Romanya hariciye nazırı ile Polonya hariciye nazırı bu sabah saat 11 de Cracovie'de buluşmuşlardır, iki hariciye nazın Kattovitz'e kadar beraber seyahat edecekti! Büyük Resmigeçit Frankonun dün muzafferane girdiği Sevilde bugün; Madridde de 15 Mayısta büyük bîr geçit resmi yapılacak İtalyan askerleri 15 »'ayışta İspanyadan çekiliyorlar SeviDe, 17 (A.A.) — Franco' bay raklarla donatılmış olan Seville'e mu zafferane girmiş ve hükümet memur lan, milli hareket rücsası ve azim halk kütlesi tarafından karşılan -mıştır. Kendisini karşılıyanlar, generali ikamet edeceği Ynnduri sarayına kadar götürmüşlerdir. Yarın yapılacak olan zafer geçidine 75.000 kişi iştirak edecektir. Madrit, 17 (Hususi) — Bugün General Frankonun önünde Seville-de muhteşem bir resmigeçit yapüa- çaktır. Ayrıca Burgosta da ordunun Dır zafer geçidi tertip olunacaktır. Bundan başka İspanyol donan -ması da Valanslyada galip kumandanın önünde muhteşem bir resim geçit yapacaktır. Ve en nihayet, Frankonun önünde en büyük resmigeçit lfl mayısta Madritte yapılacaktır. İtalyan askerleri de; o gün ispanyadan çekilmeğe başlıya taklardır. hbK SABAH Neredesiniz Varlıklı Hemşeriler? Üniversite rektörü sayın Cemil Bilsel'in Üniversiteye devam eden yoksul gençlere birer Burs teberru eden İstanbul sinemacılarına aleni teşekkürünü iç sayfalarımızda aynen okuyacaksınız. Hatırladığımıza goro sayın rektör bundan bir müddet evvel var -lıktı yurttaşlara müracaat etmiş ve onları fakir ve kimsesiz üniversitelilere birer Burs teberi Uüne dsvet etmişti. Şimdiye kadar bu davete şehrimiz sinema sahiplerinden başka blr künacyc rektörlüğün aleni teşekkürünü basmak bahtiyarlığına henüz ermiş değiliz. Şehrimizde birkaç kimsesiz va yoksul üniversitelinin okumasına yardım edecek zenginlerimiz yok mu? Varlıklı henışerılertmis birbir-lerile müsabaka edercesine bu asü ve necip vazifeye ne zaman koşacak lar? Sütunlarımız bu hamiyetli hem- şerilerimuiu isimlerini sıralamaya daima hazırdır. A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU 809 542815 6137 T ENlSAl AH 18 NİSAN 1W» HATIRA vt İTİRAFLARI Tefrika No 64 Yazan : M- SİFİR 'Oldu Olacak, irildi Nacak,, Bir Defa Çıktık Olmaz. Önümüze Çiloğlunun bu haklı «izleri mev-I», caıu^dırmış, tereddütlü azaları da kanlandınnıştı. Nihayet karar wrilmişti. Cemiyet reisleri kahraman Mehmet ve Çil Abdullah reieler Enver beyle görüşeceklerdi. Bu ada-aun yüzünden gelmesi ihtimali olan fenalığa göğüs verecekler, kendderi 01 feda edeceklerdi. Hemen o gün Galatada bir yazıhanede Enver beyle temasa geçmişlerdi. Kahraman Mehmet, bu işi doktorunun Önüne, dertlerini sermişti. Çüoğlu Abdullah da serilen dertleri deşmişti. ve: — Efendi, efendi demişti. Sanma fci menfaatimiz için uğraşıyoruz. Hayır. Bİz yurdun menfaatlerini herşey den üstün tutan, milletin selâmet ve muvaffakiyeti için çalışan insanlarız. Bizi, mavunacı deyip de hor (örme sakın. Dikliğimiz yolu açacak, çalışacağımız bu yolda bizi koruyacak adamın hem elini hem de gönlünü hoş ederiz. Haydi, bu eli bulmak senden, o ele paralan saymak da bizden. 11 düşünme, pişirdiğimiz millet çorbasında senin de tuzun bulunsun. Bukadareık olsun yardım et bize ve millete. Enver efendi, aamldığı, şüphe e-dildiği gibi bir düşman casusu çık mamıştı. Kahraman Üe Çuoğlunun yurtkutinden fışkıran yurt ateşi onun da yüzünü kızartmış, güzlerini yaşa itmişti. Ve: — Anlıyor ve görüyorum ağalar Benden çekmiyorsunuz, haklısınız da. Ak görünüp da kara çıkan çehreler ok adar çoğaldı ki, sof cübbeler altından öyle potlar sarktı ki. memlekette ak üe karayı seçmek gerçekten güçleşti. Fakat inanınız bana ve temiz vicdanıma. Demiş ve muhataplarının yün -Üne biraz emniyet vermişti. Cebeloğlu ile Kahraman o gün öğleden aonra. Bebekte, AbdÜIhami-dın mabeyncilerinden Faik beyin yalısının kapısında idiler. Enver efendi kapının zilini çekerken iki ahbabın yüzleri sararmış, akideleri boşu İm ustu Biraz gerilemişlerdi. Bu aralık Cebeloğlu dudağını laırarak: — Ülen Kahraman, demişti. Başımıza bir belâ gelmesin bu yalıda. Bilmem ki, yalının sahibi için pek de İyi söylemezler. — Oldu olacak, kırıldı nacak artık Abdullah. Bir defa çıktık yola Dönmek olmaz gayrik. OnümUze çıkacak Ölüm de olsa atılırız üzerine Silâhımız yok değil a. Ölürsek ölür bir ksç baş da biz yeriz. Düşünme artık İşin gerisini. Yalıya girmişler, salonun geniş livanla rina serilmişlerdi. Faik Bey, au babacanları cidden babaca ve «andan karşılamış, gerçekten çok no? ve iltifatlı davranmıştı. Sosu değil hemen yardım elini uzat -m ıstı Vo: — Sizi şimdi, demişti. Büyük bir kumandanın yaveri olduğu aöyleni-aan "Volker,. adında bir zabit ile görüştüreceğim. Sakın hiç korkmayın, çekinmeyin. Herşeyi açıkça görüşüp anlatın. Kahraman Mehmet bu tatlı vaad karşuıında biraz duraksamış. birkaç defa da yutkunmuştu. Vat — Bayafendi. demişti. Sakın bu adamdan aıse va bfza bir fenalık gel-meşin. Bilmem amma, bu dediğini* adamdan pek hayır gelmez ¦anıyoruz Faik Bay manalı mflnalı gülüm-¦emişti. Vaı — Tara düşünmeyin çocuklar, demişti. Allın anahtar gönül kapdarı-m açtığı gibi düşman güzlerini da kapar. Bia çok yaşadık, gördük biliriz. İnanınız bana bu adamdan raea saat, yardım göreceksiniz. Faik Beyin dediği olmuştu. Mis- Yola. Dönmek Ne Çıksa Hazırız ter "Volker,. uzun ve çekişe çekiş.' yapılan bir pazarlıktan aonra nuıv-nacüarı, düşman tehbkesine karşı korumağı kabul etmişti. Hattâ mnv-nacüann elinde bulunan ve latan -bul lunamnda yapılacak tahmü VS tahliye işlerinin İstanbul mavnacılarına bağışlandığına dair olan eski bir padişah fermanını müttefiklere kabul ve ahkâmını tatbik ettirmeği ve o sıralarda limanda büyük dubalarla nakliyat yapan (Modyano) a-dındaki Muaeviye if bile verdirmeyi taahhüt etmişti Misler "Volker., nihayet bu hu-nı- •tim mukabil ayda altı yüz Türk lirası almağa muvafakat etmişti. Hiç dv az olmıyan bu miktar karşısında Kahraman ile Cebel Abdullah tereddütle bakısmışlardı. Çok para idi bu. Adamak kolay fakat yapmak güçtü. Verdikleri sözü muhakkak ye nne getirmek itiyadında bulunan bizim babacanlar, paranın miktarını biraz daha azaltmak istemişler, bir havlı dedd dökmüşlerdi. Fakat. Mis-ter cenaptan bu miktar üzerinde a yak diremiş, hemen hemen müzakereyi kesmek istemişti. O zaman da Cebel Abdullah kükremişti. Kahramana dönmüş. Ve: — Reis ben, demişti. Madem ki bu Müsü dedikledini yapacak, ne edelim, cemiyet varidatı yetışmeza* ekleriz. Bu kadar adamız, her birimize ne düşer ki. Ufak ve zihni bir hesap üzerinu tok gözlü, açık sözlü fedakârlar, Misterin dileğini kabul etmek kararını vermişler, ilk aylığı da hemen oracıkta, titremeden uzanan o kara ele sayı vermişlerdi. Mukaveleler im za edilmiş, yapüan işin şerefine t,aylar içilmiş, pastalar yenilmişti. Hakikat, mavnacıların altın anah tan nıhırb tesirlerini, birbiri ardınca göstermişti. Birkaç gün aonra, krokerde toplanan adalet (I) mahkemesi, zindanda inletilen mavnacı-lann masumiyetini anlamıştı. Bir cephane kaçakçısının gösterdiği çivi Bandıktan yerine mavnaya cep -hane sandığı koymak suretile cahil (!) mavnacıları aldattığım da meydana çıkarmıştı. Çok da acımış-tı mavnacılara. Hemen o gün hepsini serbest bıraktırmışti. Ne yazık ki, tam o şurada İşi dengine koyup kaçırmak üzere bulunduğumuz cephaneleri do. Tophane rıhtımı önünde denize arttırmak suretile imhası kararını vermişti. Mavnacüar gerçekten kurtul -muştu amma, onların yerine bizim hem.serılerden ikisi, kararın verildiği gece. imha edilecek mavnanın çımalarını çözüp bulunduğumuz mo -töre bağlarken tutulmuş, Krokere takılmışlardı. (Devamı var) m m m İzmit okuyucularını ı/tuta Bay Samlye: Yüzbaşı Yusuf Bey bildiğiniz zattır saygılar. Trabzonda (M. A.) ya: İltifatınıza teşekkürler Mektubunuz Kara Mehmede variloüşUr. Cevabını bekleyiniz. Saygılar. Safrada Bay (& *_) a: Gönderileceği vidolunan resmi bekliyoruz teşekkür ve saygılar. Sanyrrde I Ne/lhe: Sorduğunuz hâdiaoden birkaç gün sonra bahsedeceğiz. Saygılar. (28 Niaaa Çocuk Bayramı) Bayram yaklaşıyor. Şimdiden yavrulanmızın hazırlıklarım yaparsak çocuklarunız bayramı daha neşeli geçirirler! Ortamektep Muallimliği için imtihan açılıyor İlk mektep hocaları da İmtihanlara girecek Maarif Vekâleti 4, 5 ve 6 sınıflı Muallim mektebi mezunlarından olup Üç senelik mesai devresi içinde müfettişler tarafından yapılan teftişlerde İyi rapor almış ilk mektep hocaları arasından orta mektep muallimi yapmak için bir imtihan açmağa karar vermiştir. İmtihanlar Türkçe, Tarih, Coğrafya, Matematik ve Fizik Kimya derslerinden olacak bu derslerden imtihanı kazanan ilk mektep muallimleri orta mektep muallimi olacaklardır. İmtihanlar şifahi ve tahriri olmak üzere iki defa ve şifahi imtihanlar her İlk mektep mualliminin mensup olduğu vilâyette yapılacaktır. Tahriri imtihanlar An-karada Gazi Terbiye Enstitüsünde ve Ağustosun 17 sinde yapılacaktır. Şifahi imtihan günleri tesbit olunmuştur. Hazırlanan cedvele göre Türkçe İmtihanı 19 Haziran, Tarih coğrafya 20 Haziran. Matematik 21 Haziran. Fizik Kimya 22 Haziranda yapılacaktır. Şifahi ve tahriri imtihanları kazanan İlk mektep horaları (orta mektep muallimi ehliyetnamesi) alacaklardır. imtihanlar neticesinde muvaffak olup da orta mektep Öğretmenliği için staj görmeleri lüzumu görülen ilk mektep muallimleri Gazi Terbiye Enstitüsünde Uç aylık bir kurs tedrisatına tabi tutulacaklar ve bu kurs müddetinden sonra tekrar imtihan edileceklerdir. Yalnız bunlann 35 yaşını ikmâl etmiş olmalan şarttır. Vaktiyle muallim olup da çekilenler de bu imtihanlara girebileceklerdir. Askeri vazifelerini ikmâl etmek için kıtalarda bulup da imtihana girmek istiyen ilk mektep muallimleri de kıtalarının bulunduktan vilâyette İlk mektep muallimleriyle beraber o vilâyette imtihan olunacaklardır. BEİ-EDIYF Kooperatiften para alanlar dinleniyor İstanbul belediyesi kooperatifi hesabatını teftiş eden heyet mesaisine devam etmektedir. Birkaç gün-denberi kooperatiften para alan mo m urlar ayrı ayrı dinlenilmektedir. Bilhassa kooperatiften para alıp hesaplarını tesviye ettikleri halde koo peratif defterlerinde hesapları açık bulunan belediye memurları dinlenil mekte. ve faaliyet bunlar üzerinde teksif olunmaktadır. İstanbul mezarlıklarının ıslahı Belediye Mezarlıklar müdürlüğü istanbul mezarlıklarını esaslı şekilde tanzime karar vermiş ve bu tanzim işine başlamıştır. Mezarlıklara hariçten ölü ziyaretinden başka maksatlarla birecek kimselere mâni olmak maksadile etrafı duvarla çevrili olmıyan mezarlıkların etrafı duvarla çevrilmeğe başlanmış ve duvarları yıkılmış olan mezarların da yıkılan kısımların tamirine başlanmıştır. Bundan başka bütün mezarlıkların iç yolları tamir edilmekte, diğer yollar açılmaktadır. Mezarlıkla -n ağaçlandırmak gayesile de hiç a-ğaçsız olan mezarlıklara klfi miktarda setvi ve mazı ağaçlan dikilmekte ve su tesisatı ve çeşmeler ya-pümaktadır. Bu suretle tamir gören mezarlıklar şunlardır: Bakırköy, Merkezdendi, Feriköy Züıcirlikuyu, Merdivenler arası, E-mirgân, Kısıklı. Heybeliada, vo Kı-nalıada mezarlıkları. Bebek - İstanbul yolu Bebek - lstinye yolunun açılması için lâzım gelen istimlâk muamelelerine başlanmıştır. Bilhassa yol üzerinde bulunan İki büyük yalının istimlâk muamelesi bitirilmek üzeredir. Muamele bitirilir bitirilmez yalılar yıkılacaktır. - Diyor kl; Köprüde Susuzluk Haydarpaşa ve Kadıköy vapur lannın Köprüde yanaştığı İskelede ki büfeden geçen pazar günü bir bardak au istedim: "Su satmıyo -ruz gazoz var!,, cevabını aldım. Tesadüf bu ya! Üzerimde gazoza verecek bozuk param olmadı ğmdan iskele Üzerinde bulunan gazinonun merdivenindeki tarifeye göz gezdirdim. Bir şişe bu beş kuruş yazılı idi; Yukarı çıktım bir bu dak su istedim: Bardakla su satırı ı-yoruz, iyi mı verelim şişesi yedi bu -uk kuruştur,, dedikr. Merdiven başınuaki tarifenızd şişesi beş kuruş yazılı dedim: Cevap olarak buran m kirası ayda ıkı yüz lira dediler. Aşağı indim. Bi kaç dakika da olsa susuzluğa kat lanacak ve beş kuruşu vermiyecet t;n- Etrafı tetkike başladım: Ta on beş dakika zarfında buy, bayın ve çocuk sekiz kişi su istedi. llti; gazoz İçmeğe razı oldu. Altısı içme den aynldı. Demek her gün akşr ma kadar birçok kişiler ya İsta yon haricinde su anyacaklar veya faut da ausuzluğa katlanacaklar Bugünkü belediyenin bu şekli ka bul etmiyeceğine inanıyorum. Umu mun hihb.ıt ı namına şu şikâyetim yazmanızı dilerim. ÇemberiltaşU Yabancı dilk okulu direktörü 21ya ÇETINKAYA ihtilâf maliye yüzden Şif hanedeki yeni binası inşaatı bu durdu Şişhane karakolunda yapılacak maliye binası inşaatı maliye ile belediye arasındaki bir ihtilâftan dolayı durmuştur. Mesele şudur:[ İstanbul defterdarlığı; Şişhane karakolunda yeni bİr maliye binası inşasına karar vermiş ve bunun için bir arsa seçmiş ve yeni binanın projelerini belediye fen İsleri müdürlüğüne tasdik ettirmiştir. Fakat maliye; lam inşaata geçeceği zaman belediye; maliyece seçilen arsanın Evkaf tarafından Belediyeye devrolunan eski bir mezarlık olduğunu ve Belediye ye aid bulunduğunu İleri sürerek işe müdahale etmiştir. Bunun üzerine İstanbul defterdarı Şevket; Blediyeye gelerek Belediye muhasebe müdürü B. Muhtar ile bu mesele etrafında temaslarda bulunmuştur. Bu temastan sonra ihtilâfın süratle halledileceği zan-nolunnıaktadır!. Ata R. hanı Yangını tahkikatı dün Bitti Müddeiumumilik; hâdisede İhmal ve tedbirsizlik görerek fabrika İdare memurunu mahkemeye verdi Sultanhamamında "Atabek" hanında vukua gelen yangın tahkikatı; dün müddeiumumilikçe ikmâl olunmuştur. Müddeiumumilik; tahkikat neticesinde; yangının; mezkûr hanın üst katında 'bulunan "trikotaj fabrikası" nden çıktığını tesbit etmiştir. Ve hâdisede "dikkatsizlik" le "tedbirsizlik" görülmüştür. Bu cihetten "trikotaj fabrikası" idare memuru B. Suavi aleyhine müddoiumumîlîk tarafından bir dava açılmıştır. Mumaileyh ikinci sorgu hâkimliği tarafından isticvap olunacaktır. Madam Atina Randevuculuk suçlusu dün kefaletle tahliye olundu Randevuculuk ve döviz kaçakçılığı sııçlariyle Adliyeye verilmiş olan madam Atina, Katina, Zizi ve Marka hakkında "randevuculuk" davasına dün Asliye 2 İnci ceza mahkemesinde devam olunmuş -tur. Dünkü celsede Alınanın vekili B. Sadi Rıza; maznunun tahliyesini rica etmiştir. Muhakeme heyeti; kısa bir müzakereden sonra bu talebi kabul etmiş ve Atinanm 600 lira kefaletle tahliyesini kararlaştırmıştır. Diğer maznunlar esasen mevkuf bulunmaktadırlar. Muhakeme; bazı hususların tetkiki için başka bir güne talik olunmuştur. Üniversite Rektörü Sinemacılara teşekkür ediyor Dün üniversite Rektörü B. Cemil Bil »el hnzasiyle şu mektubu aldık- "Alemdar. Alkazar, Asri, Azak, Hilâl. İpek, Kurtuluş, Lâle. Melek. Milli. Sakarya, Saray. Suad' Park, Sümer, Süreyya Paşa, Şark, Şık. Tan. Taksim. Şehrimizin adlan yukarıda yazılı 19 sineması Üniversitenin geçimi olmıyan çalışkan talebesi İçin her yıl birer burs vermek suretiyle, yüce bilgi evimize hayırlı yardımda bulunmuşlardır. Adlan üniversite şeref defterine kaydolunan vergili sineman • lanın./.t Üniversite adıra aleni teşekkürlerimin ulaştırılmasına değerli vesatetinizi rica ederim. Flloryada gazino Belediye daimi encümeni Florya-da inşası mukarrer gazinoyu 118S0 lira nnksanite 64532 liraya ihale el mistir. Gazino üç ay içinde tamamlanacaktır. Yarın seyyah gelecek Yarın İngiliz bandıralı Ti tisi a Transatlantiği şehrimize 350 seyyah getirecektir. Seyyahlar şehrimizde iki gün kalacaklar ve şehrin sayeni temaşa mahallerini gezecekler -dir. Bulgar konsolosu gidiyor Bulgar konsolosu Dr. Iv. Slivens ky hariciye nezaretinde diğer bir memuriyete tayin edildiğinden yakında şehrimizden aynlacaktır. Üç senedenberi İstanbul, i a bulunan ve iki memleket arasında dostluk bağlarının takviyesine çalışan Dr. İv. Slivensky arkasında iyi dost luk nişaneleri bırakarak gitmekte -dir. Yeni konsolos Biserof Atinadan lutanbula gelerek burada vazifesine başlamıştır. Edirnedeki Bulgar konsolosu Ba-klacief te hariciye nezaretinde başka bir memuriyete tayin edilmiş ve yerine Tirandaki Bulgar sefarethane si ikinci kâtibi Peyço Peef gelerek vazifeye başlamıştır. Şehir seyyahlara temiz gösterilecek istanbul belediyesi seyahat mevsimi zarfında şehrimize gelen sey-y ahi arın bilhassa gezdikleri mahalleri daha temiz tutmak maksadile yeni tedbirler almaktadır. Bu arada Edirnekapıda surların haricinde ve surlan takiben de; Mevlânakapı-ya kadar asfalt yolu ve Topkapı sarayı müzesi meydanını; badema her gün sulamağa karar vermiştir!. Aile çocuk hayatlarını birbirine ekleyen en sağlam düğümdür. İsmet inönü T A K V ı M 18 Niaaa 1939 SMl Hicri Rufı 28 Sefer 5 Nisan 135* 1355 i: 162 Ak,. Nisan yağmurları Dagk saati 5,15 : 12.14 — Iklaal ı 15,59 ¦ : 10,51 — Yateı ı 20.2S İmsak :3.26 POLİTİKA Avrupa işlerinde Amerika AVRUPADAKİ aıyasl kan-şıklara Amerikanın da sesi. Reisicumhur M. Roosevelt'in mesajı vasıtasiyle, karıştı. Adirya-tikteki vazıyetin tevlid ettiği gerginlik karşısında iki mukabil siyasi zümrenin faaliyetleri çarpışır ve anlaşmalar vürude gelirken Birleşik Amerikanın da takınacağı tavır esaslı bir muvazene unsuru o-larak düşünülebilirdi. Zira her han gi bir silâhlı ihtilâfın vukuu takdirinde, yalnız Avrupamn değil, fakat bütün dünyanın temeli sarsılacağından, beynelmilel bîr siyasete sahip Birleşik Amerikanın da bundan müteessir olacağı ihtimali hakikate yakın bir keyfiyet arze-der. Bu sebebden İngiltere va Fransa bütün siyasi faaliyetlerini ve aldıklan karar ve tedbirlerini Vaşington hükümetini haberdar etmeği siyasetlerinin prensi blerin-den biri olsrsk kabul ediyorlardı. Garb demokrasilerinin Amerikanın Avrupa işleri hakkında düşündüğü fikirleri ve İttihaz edeceği kararlan bilmeleri Londra vo Paris kabineleri için ehemmiyetli bir koz idi. Filhakika Amerikan Reisicumhuru tâ 1936 da Buenos - Airesde irad ettiği bir beyanatta Aaterika-nın, arzın herhangi bir kısmında ve daha ziyade Avrupada zuhur edecek bir büyük harbin Amerika kıtasını da alâkadar edeceğini, menfaatlerini halele uğratacağını ve bazı bllyük devletlerin iktisadi inhidamlannın Amerikan refa -hım da sarsacağını israr İle söylemişti. Bugün de Amerikan reisicumhurunun totaliter devletlerin devlet reislerine gönderdiği mesajda ayni prensibler daha ziyade tebarüz ediyor. Amerika bîribirina muhalif iki tez takip eden vaziyette birleşmesi imkânı olan bir siyasetle banşabllmelerini Amerikan göziyle müşahede ettiği devletleri büyük bir konferans- önünde toplamağı derpiş ediyor. Reisicumhur Roosevelt Almanya ve Italyadan mesajında saydığı devletlerin istiklâline ve Avrupa statükosuna on veya yirmi beş sene müddetle riayet edilmesini de istemektedir, iktisadi anlaşmaların ve iptidai maddeler ihtiyaçlarının tatmini gayesinde böyle bir konferansın toplanması bilhassa Berlin - Roma mihverinin takınacağı tavır ve alacağı karar ile tahakkuk sahasına girebilmesi İhtimaline vabestedir. Garb demokrasilerinin mesajı memnuniyetle karşdamalan bu sahada dermeyan edilen fikirlerin tatbik sahasına konmasına yardım edemez. Halbuki Berlin ve Roma. nm noktai nazan burada başlıca muvaffakiyet şartıdır. Yalnız teresşüh eden malûmata ve ezcümle Alman matbuatında görülen menfi akisler, totaliter devletlerin Amerikan reisicumhurunun bir tavassut ve ayni zamanda zımni bîr ihtar mahiyetinde olan mesajına kendilerinin hayat! addettikleri menfaatlerin tanınması ve bunun için de hali hazırdaki faaliyetlerinin idamesine mecbur olacakları şeklinde cevap verecekleri ve bununla beraber Amerikan efkârıumumiyesini de tatmin yoluna gidecekleri düşünülebilir. Netice olarak. Amerikan reisicumhurunun sulh uğrunda giriştiği ve ayni zamanda aksi vasıtasl-le menfaatlerinin haleldar olmamasını temin maksadıyla yapmış olduğu hareket Avrupamn gergin siyaset âleminde ani va müsbet bir tesir yapacak mahiyette değildir. Fakat ne de olsa. Amerikan efkârıumumiyesinin Avrupa İşleriyle yakından alâkadar olduğunu va müstakbel bir İhtilâfın Birleşik A-merikanın iştirak adacaği siyasetin hangi siyaset olacağını göstermesi İtibariyle mesaj şayanı dikkat • tir. Amerikan reisicumhuru, Berlin - Roma mihverine gönderdiği bu şeref beyannameleriyle. Ameri, kan milletinin kati tavnnın ne olduğunu ve ne olabileceğini göster, mistir kl, Berlin ve Roma müstakbel hareketlerinde bu yeni vaziyeti nazarda tutmağa maobur olacak-, tır. - - 90840921 YENİ SABAH BÜNDELİK SİYA3İ HALK GAZBTE9İ ABONE »ARTLARI TBrldr* Cm*bl HER YERDE •00 Kr. S...1.f |4M Kr. B00 Kr. • .r* 1100 Kr. a«0 Kr. » .rlflt «O* Kr. »0 Kr. 1 B*4* 100 Kr. Pm* ırb.J... glmmmâş mam. Irk-tLr İçi. 2İ. 14, 78 r 4 lir. 3 KURUŞ Vaziyeti Yazın: Hüseyin Cahtd YALÇIN Balkan yarımadasına İtalyanın sıçraman yüzünden çıkan zorluklar ve tehlikeler düşünülürken, en evvel akla Bulgaristan geliyor. Bulgaristan nasıl bir yol tutacaktır? Balkanlılar arasındaki ittifak Bulgaristan İçin tecavüzt bir emel beslemek ihtimalini bırakmamıştır. Fakat Bulgaristan kendisini milli emellerinde tatmin edilmemiş addettiği ioin vaziyetinden memnun değildir. Bilhassa, umumi harp neticesinde bir takım ziyanlara da uğramıştır. Esasen çok daha büyük bir hırsıcah besliyen Bulgaristanm sulh muahedenamesiyle tahmil edilen fedakârlıklardan bütün bütün in. fial duymuş olacağı pek kolaylıkla tahmin edilebilir. Onun için, Balkan yarımadası içinde, Bulgaristanı günün birinde parlamağa İstidadı olan bir aönmüş yanar dağına teşbih etmek pek yanlış olmaz. Böyle olmakla beraber, Bulgaristan mevsimsiz teşebbüslerle Balkan ahengini bozmaya kulkmı-yacak kadar İhtiyat ve nefsine hâkimiyet eseri göstermiş, hattâ Selanik anlaşmasiyle Balkanlı komşularına yaklaşmak temayülünü bile Isbat etmiştir. Köseivanof Bulgaristan İçin realist bir siyaset takip etmek suretiyle vatanı hakkında itû mad ve muhabbet celbine muvaffak olmuştur. Hattâ bir gazeteci arkadaşımıza vukubulan beyanatında toprak istemediğini açıkça temin etmişti. Böyle olmakla beraber, Balkan misokına girmeyen bir Bulgaristan daima bir "surprise,. hazırlamakla şüphe altında görülebilir. İşte Ar-navudluğun italya tarafından İstilâ edilmesi bu şüphelerin canlanmasına ve Bulgaristanm sık sık mevzuu ban Is edilmesine sebeb oldu. Berlin — Roma Bulgaristanı Balkan yarımadasında en tabii, en İyi bir manevra silâhı olarak telâkki ediyor. Balkanları parçala -inak. Balkanlı müttefiklerin .birleşmelerini menetmek İçin Bulgari*-tandan İstifade edileceği gibi Kara-denlza kadar uzanmak lstlyecek bir İtalyanın en evvel elvermek Istlye-ceği bir müttefik Bulgaristan ola-bilir. Eğer Kumanyaya karşı Bertin tarafından İdare edilen bir tecavüz mevzuu bahs ise Bulgaristan bu hücuma İştirak edebilir. Esasen yeni bir hırsa kapılmasa bile arada bir Dobrlca meselesi mevcuddur. Yugoslavya Üzerine yapılacak bir harekette Bulgarlstonın gözü Önünde Makedonya toprakları parıl-datılabillr. Yunanlstanın ezilmesi Bulgaristanı Ege denizine çıkarır. Onun İçin, Balkanlar Üzerinde bir İstilâ emeli besliyen ecnebi ordulara Bulgar latanın kuvvetli ve e-laslı btr iatinad noktası teşkil ettiği pek aşikârdır. Bugün hudutları I-ffnde uslu uslu yaşamağa mahkûm bulunan Bulgaristan İçin ne tatlı hülyalar ve ne cazlb ufuklar I Fakat biz, Bulgar dostlarımızın ameli müfekkirelerinden, aellm mu hakemelerlnden eminle. Onlar bu eahlrl cazibeye birdenbire kapılım yarak mea'elenln her tarafını derin derin muhakeme edecek derecede tecrübe, görgü ve mantık sahibidirler. Balkan mlaakı bugün her zamandan ziyade canlı ve hassastır. Bilhaasa Türkiye bütün dostlarına, sözlerine, İttifaklarına aadakatf en birinci bir vazife bilmektedir. Türkiye siyasetinin sağlam, İtimad verici ve kuvvetli olmasının âmillerinden biri bu sadakatin hiç bir zaman şüphe götürmemealdlr. Binaenaleyh. Bulgar komşularımız bilirler kl her ne sebeple oluraa olsun Yugoılavya, Romanya y.hud Yunan topraklarına Bulgaristan tarafından vukua gelecek bir tecavüz derhal Türk kuvvetlerinin şiddetli HlUtnı Cabıd YALÇIN (Sonu 8 Öncü sayfamızda) ilhak Etmek üzere Alman Hücum Kıt'alan Reisi Danzig'e Gitti Londra İle Ankara Arasında Siyasî Müzakereler Devam Ediyor Otobüs Davası Dün dinlenen şahitlerin Mühim İfadeleri Bazı Şahitler Eski Vali İle Bele. diye Reis Muavininin Yolsuz Harekette Bulunduklarını Söylediler Londra: 18 (A. A.) — News Chronicle gazetesinin tahmin ettiğine gört, Almanya. Dantalg meselesini kendi bildiği gibi halletmeğe hazırlanmaktadır. Bu gazete. Var-şovanın azimkâ Tane tarzı hareketine rağmen serbest şehrin mukadderatı hakkında bir karar verilmek üzere Almanyanm Polonyayı müzakereye davet ettiğine dair Israrla bazı şayialar dolaşmakta olduğunu İlâve eylemektedir. Londra: 18 (A. A.) — Royter Ajansı Berlin muhabirinden aldığı aşağıdaki telgrafı neşretmektedir: Resmen tekzip edilmiş olmasına rağmen civarda İsrarla dolaşan haberler* gör* Almanya Dantzfgin Hitlerin yıldönümü hediyesi olarak Almanyaya geri gelmesini Polonya ite müzaker* etmiştir. Franaır gazetelerinin mutalealan Paria: 18 (A. A.) — Le Jour-nal'den: "Şimdi ilk hedef Dantsİgtir. Gelecek hafta yeni bir emrivaki 5 Londra c.lçimiı Doktor Arat Karşısında bu raam ak lığımız mümkündür.,, Excelsior gazetesinde Pays, Dantzig v* koridordan geçecek bir otostrat me«*lelorl hakkında Berlin U* Varşova arasında müzaker* İmkânını muhal addetmemek!* bs- raber Varşovada endişelerin büyük olduğunu v* Polonyanın her İhtimal* karşı askeri tedbirleri aıklaştırdığını yazıyor. Figaro gar.ste.alnd* Oormeeaon diyor kl: "B. Hitler B. Roosevalt'e Alman milleti namına cevap vereceğini bildirmektedir. Führerio hakikaten milleti namına aös söyleseydi, ne söyllyeceğlnl çok İyi biliyoruz. Çünkü italyan halkının olduğu gibi Alman halkının da hakiki haleti ruhiyeaine tamamen vakıf bulunuyoruz. Fakat bu milletler için aaıl feci olan şey, diktatörlüğün kendlleril* beynelmilel hakikat arasında soktuğu perdedir, Dormesson aon ¦özlerini şu sureti* bitiriyor: "Biz* gelince biz mesajın tesbit ettiği esaslarda Roosevelt'1 takibe birkaç kişinin mağrur çılgınlığı Avrupayı bu aon fırsattan istifade ettirmediği takdirde n* şekİl-(Sonu 3 üncü «»yfada) :::n:::::::::K:::::;:::::î::::::::::::::::::::::: :::::::::::::::::::::::::::::::: İtalya Balkan Paktını Bozmak İstiyormuş Bunun yerine Macaristan - Arnavutluk - Yugoslavya vs Bulgarlstandan mürekkep bir Blok kuracakmış Yugoslav - Hırvat Konuşmaları Yugoslav Başvekili Svstkovlç Hırvat lideri Maçekle konuşurken Roma: 18 (A. A.) — Resmi mahfiller, Macar nazırlarının ziyaretlerin* büyük bir ehemmiyet atfetmektedirler. Bu mahfiller bu suretle iki memleket arasındaki bağların takviye edileceğini zan- netmekte ve Roma - Berlin mihveri çerçivesl dahilinde ve Romamn idaresinde doğu - cenup Avrııpaaı organizasyonu için müsbet neticeler ummaktadırlar. i ««*•*"amuda) Casus Mustafa Sagir NASIL YETİŞTİ? NASIL TUTULDU? NASIL ASILDI? Yakında Neşre Başlıyacağız Tahranda Büyük §enlikler_ Türk kıtaatı Tahranda merasimle karşılandı Tahran: 18 (A. A.) — Anadolu Ajansının hususi muhabiri bildiriyor : Tahran İçin bir milli ae rinç günü oldu. Üzerind* Mısır ve İran bayrakları ahenkli bir şekilde dalgalanan binlerce takın •(İslediği şehir, bugün güzel pren-sea Fevziyeyİ karşıladı. Türkiye -Iran dostluk tarihine altın harflerle kaydedilen bu mesut gün. ma -Jeste Sehinşah ile Ebedi Şefimin tarafından kardeşlik yolunun çizildiği tarihi yaşıyan ve Türk müfrezesinin kardeş İran payitahtına muvasalatında hazır bulunmak saadetine eren bizler İçin unutulmaz biz hatıra olaı \ kalacaktır. Bir İran müfrezesinin Türk kar deşlerini beklediği Pehlevl caddesinin methali ve civan kalabalık bir halk kitlesi ils dolu idi. Türk heyeti de mihmandarlaril* birlikte hazır bulunuyordu. Saat 18 de otokarlar birkaç yüz metre uzakta durdular. Türk (Sonu 3 üncü sayfamızda) Meclis Gurubu Toplantısı Ankara, 18 (AA.) — Cumhuriyet Hulk Partial meclis grupu bu • gün 18.4.939 saat 1A de reis vekili Hilmi Uran'ın reisliğinde toplandı. Soı alan hariciye vekili Şükrü Saıaruğlu, son hafta içinde cereyan Sdatl rtiyaal hâdiaelerin akisleri hakkında geçen haftaki toplantıca verdiği malûmatı itmam eden beyanatta bulundu. Birçok hatiplerin euallrrin* tat-aıın edici cevaplar verdi re Hariciye Vekdtnıo bu Itahatı umumî heyetçe tasvip olundu Dün liri şahidin ifadesi alınırken Bazı otobüsçüler* «İltizam» il* ruhsatname vermek v* bazılarına da varmemek suretU* «vazifeyi suiistimal» den suçlu eski Vali ve Beledi- ye Reıaı B. Muhiddin Uttundağ d*, Belediye reis muavini B. Ekrem Se-vencan. Belediye Fen heyeti müdü-(Sonu 3 üncü tayfada) İngiliz Ve Fransız Donanmalarının Müşterek Hareketi Fransız Gemileri Cebelüttarıkta ingiliz Harp Gemileri de Şarki Akdenizde Toplanıyor HtR SABAH 7URKUN DOSTLUĞU Bir zamanlar Türkiye, dostluğu aranan, düşmanlığından tir tir titrenen bir devletti. Türk hükümdarının teveccühünü kazanmak için tacıdarlar peşkeş çekmekte, yardım dilenmekte biribirlerile nıüaabaka ederlerdi. Aradan uzun asırlar geçti, o satvetli hükümet himayesine koşulmak şöyle dursun, ittifakından kaçılacak ba?belâsı halin* g*l-di. Umumi harbin başlangıcında Almanyanm Osmanlı imparatorluğunu müttefikliğe kabul «tmeai o zamanki hükümetin bir Esfari, bir muvaffakiyeti bile yayılmıştı. Halbuki o meskenet devrinin Ürerinden çeyrek asır geçmeden Türkiye ganc,leşınia v* gürbüaleş-miş dinç bir devlet halinde yeniden siyaset sahneaind* boy göste- riyor ve mert doatluğu glllügışsız yardımı sulhseverlere* büyük bir nimet sayılıyor. Hiç şüphe yok ki bu günün dip dini ve kendin* güvenen Cumhuriyet Türkİyeaİ yirmi seneye yaklaşan şuurlu didinmesi ve çalışması sayesindedir kl devletler ara* anıdaki bu şerefli mevkiini olda e-debilmiştlr. Ilamdolsun sessiz aedasız, kendi yağımızla kavrularak geçirdiğimiz uııicü ve aınkıntılı uğraşma va didinmelerin meyvalannı daha şimdiden toplamağa başladık. Vakıa yapaeak daha birçok şeylerinıİa var. Lâkin şimdi.** kadar başardıklarımızla d* haklı o-Ur.ık övünebiliriz. A. CEMALSDDtM SARAÇOĞLU TİN İS A B A H 19 NİSAN 1849 Cf?3AMHAf?A MfHMtDfo HATIRA vı İTİRAFLARI _ Tefrika No 65 Yazan ı M. SIFIR Tophane Önündeki Cephane Mavnaları ¦5u Cephane Yüklü Mavnalar Bize Tam Mânasile Bir Dert Olmuştu Tophane fabrikaları önündeki rıhtıma bağlı duran mavna içinde bulunan cephane »andıkları adetâ bize derd olmuştu. Hele cephanenin ı denize dökülmek suretile yok edilmesi ihtimahni hatırladıkça yüreğimiz sızlıyor, hepimize hırs basıyordu. Kaç defa yaparlarken görmüştük, uzaktan seyretmiştik Bu adamların âdetiydi bu. Tuttukları cephaneyi denize alıveriyorlardı. Hiç şüphe yok ki, bunları da alacaklardı. Hoca Bekir, birkaç gün sırtı sıra u-fak bir sandalla oralarda, balık tutmak bahanesıle gezmiş, dolaşmıştı. Mavnanın babında ayrıca nöbetçi bulunmadığını, nöbet noktasından çok uzakta olduğunu söylüyor, ufak bir himmet ve gayretle bu cephane sandıklarının düşman elinden kur-tarıla bileceğin i iddia ediyordu. Ve: — Bir görsen ağa, diyordu. Sandıkların halini, di kolu bağlı Blumunu bekliyen esirler gibi insanı açındırıyor adetâ- İnanır mısın, dün gece uyku girmedi gözlenme düşünmekten. Hem öyle kolay ışı-nlacak bir yerde ki. gündüz bile çekip götürsen ruhu bile duymaz kimsenin. — Torpidolann bağlı olduğu yerde değil mi bu mavna? — Biraz ötesinde ağa. Küçük vinç makinesinin tam önünde. — Geceleri mavna basına nöbetçi konulmadığına emin misin' " — Yokmuş be ağam. — Kim söyledi sana bunu? — Bekçi diye mamada yatırdıktan adam. — Kimmiş bu adam?. — Fakirin biri be ağam. Bazna vala bekçi girmek için istida vermiş Olacakmış işi amma işte sıra bekli-yormuş. Yatacak yeri olmadığı İçin geceleri bu mavnada barınmasını, gündüzleri de baznaval dairesinde temizlik yapmışını söylemişler. Ne diyeyim, işte boğaz tokluğuna çalı-ffan bir adam. — Kendisine bir şey açtın mı?.. — Açar mıyım hiç tana haber vermeden. — Hele ben Salih reisle bu isi bir görüşeyim de icabına bakarız. — Geciktirme işi ha., lnebolulu-lar bugün, yarın sandıkların denize atılacağını söylüyorlar. Oturduğu kösede bizi dinliyen Bemşüıli Nuri de bu esnada yanımı-sa yanaşmış, söze kanşmıştı. Ve hır-ezn bir eda İle: — Benim de bir sözüm var, de-¦rhjti Mavnadaki cephaneleri kapmak hiç de fena bir fikir değil fakat şu Değirmende reli lbrahiroi. böyle tasmanız bir çomar gibi. başı boş gezdirecek miyiz ağa? Bence, bu sandıklan düşman elinden kurtarmaktan ziyade bizim esnafı bu karn-yüzlü şirretin şerrinden kurtarmak daha sevaplı bu iştir. Bilmem işittiniz mi?.. Bu alçak herife mavunaci-lar cemiyetinden her ay elli Ura da maaş veriliyormuş. Böyle olduğu halde, yine namkörlügünde devam e-diyor. Mavnayı kaçıracağımıza şu herifi kaldıralım ortadan. Hakikat bu delikanlının dedikleri doğru idi- Bu herif aağ kaldıkla mavnacılar cemiyetine rahat vs huzur yoktu. Sosyalist Hilmiye yapıldığı gibi bunun da şer ve fesadına nihayet verilmesi vscip olmuştu artık. Hilmi de, tıpkı bu habis gibi bi rvakitler szdıkça szmış, yapmadı-j ğı alçaklık kalmamıştı Nihayet Merkez kumandanı Miralay E .t beyin emrile, bir gece Fatihte Bozdoğan kemerinin altında Hemı-mli Mehmet ile Abdullah tarafından fis-müşlerine kavuştumluvermişti. Pe-ğirmendereli İbrahimi de onun yanına gönderi vermek pek de güç bi ı iş değildi amma merkez kumandanı F-sat beyin de, kendisinden habersiz bu gibi işlere girmememiz için ten-bihi vardı. Biraz fazlaca düşünmüştüm galiba ki. Hemşinli Nuri tit-.z-liktc: — Ne o Kara Mehmet, dedi. "Benim teklifim biraz düşündürdü «eni. Hani sanki çekmiyorsan söyle Btn yalnız başıma da üstesinden gelirim bu işin. Hcmşİnlinin bu imalı sözü canımı sıkmıştı. Fakat uymadım. Harekelini gençliğine, düşüncesizliğine bağışladım. Yan kızgın bir tavırla gülümsiyerek: — Evlat, dedim. Beni düşündüren her hangi bir kaygı değil. Doğrudan doğruya Merkes kumandanı Esat beye karşı beslediğim saygıdır. Çünkü o bana, kendiline haber vermeden bu gibi İşlere girişmcrr-mizi tenbih etmişti- Hsbersizce yaparsak bu işi, korkarım ki gücendiririz onu. Anladın mı şimdi İşin duğ- ŞEHİR HABER L ER i Şirketin İlkbahar Tarifeleri rusunu?.. Hemşinli de anlamıştı kusurunu. Tıpkı bir kedi yavrusunun horulda-yıp yaltaklanması gibi yanıma sokulmuş, elimi öpmüştü, önüı s beka-rak: — Hoşgor suçumu ağam. demiş-11 Oyle ya, biz bugün her dileğimizi yapacak serbest adamlar değiliz değil mi ya? Ne de olsa başımız Yusuf beye bağlı. Düşünemedim ben bunu. (Devamı var) Gayrimübadillerin Toplantısı Şirketi Hayriye'nin ilkbahar tarifeleri bu ayın 21 inden itibaren tatbik edilmiye bağlıyacaktır. Şirket, yeni tarifeleri dün İkmal edip İskelelere vazetmiştir. Yeni tarifelerde kış tarifesine nazaran fazla değişiklik olmamıştır. Yalnız sabah Boğazdan ve akşam köprüden kalkan son postalara bir iki sefer daha ilâve s-dilmiş ve vapur hareket saatlerinde bazı tadiller yapılmıştır. Bundan başka bu sene bahar tarifelerinde cumartesi ve pazar günleri için gezinti seferleri ihdas edilmiştir. Bu gezinti seferleri cumartesi günleri akşam ve pazar günleri de sabahleyin yapılacaktır. Cumartesi günleri yapılacak gezinti postalarını Köprüden 21,10, 21,15 vc 22 de kalkacak üç vapur yapacaktır. Bu postalarda Boğaz"ın her iki sahilindeki tekmil iskelelere uğranılacak ve gidiş, dönüşlü biletlerde yüzde 60 tenzilât yapılacaktır. Bu biletlerin dönüş müddeti pazartesi günü saat 12 ye kadar muteber olacaktır. Pazar günü sabahleyin yapılan gezinti postalarını da Köprüden saat 7 ve 7,30 da kalkacak vapurlar yapacaktır. Bu seferlerin gidiş ve dönüşlü biletlerinde de yüzde elli tenzilât yapılacağı gibi dönüş biletleri pazartesi günü saat 12 ye kadar muteber olacaktır. VİLAYETTE : Yeni tayinler İstanbul maiyet memurlarından Hakkı Uygur Antalya vilâyetinin Se rik kaymakamlığına ve Hasan Hayrl Tekirdağında Hayrebolu kazası kaymakamlığına tayin olunmuşlardır. Şehirde yapılacak yollar İstanbul Belediye huduttan dahilinde üç sene ayrılacak olan (800) bin liralık tahsisatla (2) milyon liralık yol taahhüdüne giriş ilecektir. Taksim bahçesinde •lektrlk Taksim bahçesinin elektrikle tenviri projesi hazırlanmaktadır. Yakında bitecek olan projenin tatbikine başlanacaktır. DENİZLERDE Oaytı ınflbabUüerm kongresi Mn fcıaenöaü Ralkertnde yapılmıştır, ¦toplantıya azanın mühim bir kısmı Şftlrak «tmlfUr. Ük olarak geçen safranın faaliyet rap urları okunmuş ve Jayrt mübadillere yapılan tevziat et. rafında yapılan teşebbüsler zikredil- Muayeneleri yapılmıyan gemiler Deniz Ticareti Müdürlüğü müddeti dolduğu halde muayeneleri yapılmıyan gemileri muayeneye sevketmek üzere davet eden bir tamun yapmıştır. Tayin edilen müddet zarfında muayenelerini yaptırmıyan gemiler, seferden menedileceklerdir. Bu gemiler hakkında ayrıca kanunf takibat da yapılacaktır. Ds-nlzbank Koopsratlf toplantısı Denizbank Kooperatifleri umumi heyet toplantısı bugün yapılacaktır. Kooperatif bu sene bir çok lüzumsuz mubayaalar yüzünden hayli zarar etmiş olduğundan bugünkü toplantının hayli münakaşalı geçeceği zannedilmektedir. 350 İngiliz seyyahı gsldl Dün sabah İngiliz bandıralı Lel titis vapurite şehrimize 350 İngiliz seyyahı gelmiştir. Seyyahlar sabahleyin erkenden şehre çıkarak müzeleri, camileri. Kapalıcarşı'yı ve daha bazı sayanı temaşa mahalleri gezmişlerdir. öğleden sonra seyyahların bir kısmı motörlerle Boğazlçindt bir dolaşma yapmışlardır. Seyyahlar, akşam saat 22 de geldikleri vapurla Yunanistan'a müteveccihen limanımızdan syntmışlar-dır. Terkos Gölünde Bir Facia Bir kayıkla kömür getiren dört kişi boğularak SldA Çatalca'nın Balaburnu köyünden Hüsnü, kardeşi Hüseyin, Şevki ve Şevket İsimlerinde dört kömürcü, evvelki gün kömür yüklü kayıkla «Terkos Gölüı nden geçerlerken kayık devrilmiş ve batmıştır!.. Neticede dört zavallı köylü de sular altında boğulup can vermişlerdir!... Şehir Meclisinin Dünkü toplantısı İstanbul Şehir Meclisi, dün saat 15 de reis vekili Necip Serdengeçtinin riyaseti altında toplanmıştır. Vali vs Belediye reisi Doktor Lûtfl Kırdar bu celsede tabii aza olarak bulunmuştur. Mecliste ruznamede mevcut meseleler müzakere edilmiş, toplantıda şehircilik mütehassısı Prost'un mukavelesinin temdidi hakkındaki teklif, alâkadar encümene havale olunmuştur. Bundan sonra Mülkiye Encümeninden gelen ve iç yağlarının ambalaj kâpıilanna sarılmış olarak satılması hakkındaki mazbata ve paçaha-ne temizleme tarifesi kabul olunmuştur. Ruznameyi müteakip makam tarafından İlk mektep muallimlerinin müterakim 932 senesi mesken bedellerinin verilmesi İçin bütçeden 20 bin lira verilmesini teklif etmiş vs teklif Bütçe Encümenine havale o-lunmuştur. Bundan sonra 51 azanın İmzasını havi bir takrir okunmuş, bu takrirde Şehitlikleri İmar Cemiyetine 5.000 lira yardım aynlması istenmekte idi. Teklif kabul edilmiş ve Bütçe Encümenine havale olunmuştur. trdstfr. Bunu müteakip şimdiys kadar I gayri mübadillere tevzi edilen yüzde b*ftE yOsds ona iblâğı için yeni teşebbüsler yapılmazına ve bunun için de Ankara'ya bir heyet gönderilmesine karar verilmiştir HALKEVLERİNİ* E ı Dere kursları Eminönü ffalkeoinden; içılacaftı evvelce İlân edilen A ve B kurslarile ilk tahsil imtihanlarına girmek Istiyenleri yetiştlrmlye mahsus daralero yazılmış olantann derslere başlamak Üzere 21-4-939 cuma günü saat 18 de Evimizin Cagalog-hındaki salonunda hazır bulunmaları lifin olunu* Köy Mekteplerinin Tatilleri Vilâyet İlk Tedrisat Meclisi dün Öğleden sonra vali muavini Muzaffer Akalın'ın riyaseti altında toplanarak vilâyet İlk mektepleri açılma ve kapanma tarihleri, ilk mektep muallimlerine verilecek makam tahsisatı meselelerini tetkik etmiş Şile'nin Ağva nnhiyeslnln Altı köyünde iki mektep tesisini kararlaştırmıştır. Verilen karara göre, vilâyet dahilindeki üç sınıflı köy mektepleri 13 mayısta tatil edilecekler ve ayni gün imtihanlara başlıyarak 20 ma yısta ikmal edeceklerdir. Dört ve beş sınıflı köy okulları, 27 mayısta ders kesimi yapacaklar. Üç haziranda imtihanlara başlıyacak-lar ve 12 hazirada İmtfhanlan bitireceklerdir. Önümüzdeki sene de senei tedrisiye geçen seneden fazla olarak 40 hafta olarak tesbit olunmuştur. İlk mektep baş muallimlerine verilecek mesken zammı şöyle tesbit olunmuştur: Talebesi 201-400 olan ilk mektep muallimlerine 12 Ura. 401-550 olanlara 14 lira. 551-700 olanlara 15 lira verilecek ve talebe mevcudu 701 i tecavüz eden ilk mektep baş muallimlerine de 18 Ura verilecektir. TAKVİM 19 Nlaan 1939 Çarşamba Hicri 29 Safer 6 Nisan 13M 1355 163 D.f- saatli 3,13 Öf l« 12.14 — İki.di . 15,59 Ak şaza ı 18,52 — Yatsı ı 20,30 laaaak ı 3.24 100 Sabıkalı Bir Sarhoş Dün de iki kişiyi Vurdu Gslatada bir sigara yU-zünden İşlenen kanlı clneyet Dün gece Galata'da kanlı bîr cina-yst olmuştur. Yüzden fazla sabıkası bulunan bir adam; bir sigara için iki kişiyi vurmuştur. Muhtelif suçlardan yüzden fazla sabıkası olan Arap Abdülkadir isminde bir anlı, dün gece Galata'da müteaddit meyhanelerde bir hayli içerek sarhoş olmuş ve Kemeraltın-daki kahvelerden birine gidip oturmuştur!,. Abdülkadir; bir aralık kahvedeki müşterilerden Murad'a küfrederek: — Ulan Murat bana çabuk sigara ver... yoksa...! demiştir'.. Murat; sarhoşun bu arzusuna kulak asmamıştır. Fakat, birdenbire Abdülkadırin küfürleri şiddetlenince; Murat daha fazla tahammül edememiş ve Kâmil ismindeki bir arkadaşile beraber sarhoşa küfür mukabelesine başlamıştır!.. Bu hale çok kızan Abdülkadir, hemen yerinden fırlamış ve bıçağını çekerek her ikisini de ağır surette vurmuştur!.. Yaralılar, Beyoğlu hastanesine kaldırılarak hemen tedavi altına a-lınmışlardır. Her İkisinin de yaraları çok tehlikelidir'.. Hadiseden sonra firar etmek isti-yen azılı «abıkalı, polis memurları tarafından yakalanmıştır. Radyo Konferansı Hükümetimizle Yunanistan ve Rusya yeni mukaveleyi İmzalamadılar Montreux şehrinde toplanan beynelmilel radyo konferansı dağılmıştır. Türkiye. Yunanistan, Sovyet Rusya ve Lüksemburg hükümetleri, yeni mukavelevi imzalamamışlardır. Konferans mukaneratı mucibince. 4 mart 1940 tarihinden itibaren «radyo dalgalan» yeniden taksim ve tesbit olunacaktır. Radyo abonelerinin sayısı so bini geçti Şehrimizde ve diğer şehirlerde radyo abonelerinin sayısı mütemadiyen artmaktadır. Ezcümle 1937 senedinde memleketimizde 25 bin 510 radyo abonesi varken, bu miktar; 1938 yılında 46 bin 250 kişiye baliğ olmuştur. Şimdi ise abone sayısı 50 bini de geçmiştir' M t TEKER BIK f Yeni şehir hastahanesi İstanbul belediyesi tarafından yapılması kararlaştırılan yeni hastanenin yeri tesbit edilmek üzeredir. Belediye riyasetinin tesbit ettiği yer, Bulgar hastanesile şehir arasında ve Bulgar hastanesine ait arsalardır. Maamafih bu yer üzerinde henüz e-tüdler yapılmaktadır. Hastanenin inşası İçin bu sene sarfolunacak para (460) bin liradır. Harblyede çocuk bahçesi Valikonağı karşısında ve Emek a-partmanile Yedek Subay Okulu yemekhanesi arasındaki boş arazide bir çocuk bahçesi yapılması kararlaştırılmıştır. Fen heyeti bahçenin fkınmı hazırlamaktadır, ran konsolosluğunda suvare İran Veliahdı ve Mısır prensesinin İran'da yapılacak muazzam düğün meralimi münasebetile şehrimizdekl İran Konsolosluğunda 25 nisan akşamı bir luvare verilecektir. Köylüye doktor ve İlâç Beyoğlu Halkevi Kilyos ve civarındaki köylere 23 nisan bayramında doktorlardan mürekkep bir heyet gönderecektir. Bunlar orada köylüyü muayene edecekler ve yanlarında götürdükleri İlaçlan kendilerine vereceklerdir. POLİTİKA Polonya siyaıeti Avrupada yani bir hâdiseye mevzu teşkil etmesi muhtemel devletlerden biri de Polonyadır Arnavutluk hareketinin tevlid ettiği akislerin henüz ortadan kalkmadığı bir devirde Almanyanın Polon-yaya karsı iddia ettiği emeller vc ezcümle Danzig meselesi, Avrupanın dikenli bir noktasını teşkil etmek todir. Son günlerin siyasi hareketleri dolayısile, arasıra ajans haberle ri ve matbuat münakasalan şeklinde sürüp giden bu mesele, yskın bir zamanda ksll olarak halledilmesi tizim gelen siyasi bir keyfiyettir. Filhakika bundan takriben Uy hafta evvel Berlin, Varşovadakl elçisi vasıtasile Polonya hükümetine Danzigi Almanyaya bağlamak ve koridor arasından sark! Prusysy, Almanyanın diğer kısımlarına rapt edecek bir otostrad inşa etmek hususunda tekliflerde bulunuyordu. Danzig statüsü malûm olduğu Özere harp sonunda Versay muahedesinin 100—108 inci maddeten hükümleri Ue kurulmuştur. Danzig şehri Milletler Cemiyetinin bir yüksek komiseri ve Polonya hükümetinin bir umumi komiserinin kontrolü altında müntehip bir seta tara-fındsn idare edilmektedir- Köklerini asılardan alan bir Polonya- Alman zıddiyeti altmda bu statü, iyi kötü bir şekilde devam e-derken, se tanın ekseriyetini Nasyonal- Sosyalist unsurların teşkil etmesi, vaziyetin seyrini değiştirdi. Milletler Cemiyeti komiseri mevkiini bıraktı. Dahilde kargaşalıklar ve Alman ekailiyetlcrinin Polonyalılar tarafından fena muameleye uğradığı haberleri meydana çıktı. Bu hâdiseler, Slovakyaya Almanyanın vaziyeti, matbuat hü-c um lan su üstünde duran bu ahengi bozdu. Ve Berlin, fiili olduğunu söylediği vaziyeti hukuki bir hale ifrağ etmek istediğini beyan ettiği gün de Polonya efkârı umumiyesl şiddetli bir heyecan gösterdi. Varşova hükümeti, daha avvelki siyasi hâdiseleri göz önünde tutarak harekete geçmeği, mukavemet tesia etmeği kararlaştırdı. Bu avbepten garp demokrasilerile son zamanlarda takıp ettiği gevşek siyaseti bırakıp bu devletlere daha sıka surette bağlanmağı zaruri bir hareket olarak telâkki etti. Filhakika. Polonya - Fransaya. 19 şubat 1021 vc 16 teşrinievvel 1925 mütekabü yardım paktlarda bağlı idi. Ayrıca Chamberlain'ın Alman hareketine karşı 31 martta, irad ettiği nutukta verdiği garanti ve M Beck'in Londra ya seyahati ve bu münasebetle, hasırlanan protokoller Polonyaya oldukça bir kuvvei maneviye yükseldiği verdi 32 milyon nüfusa, hazer vaktinde 750 bin asker çıkaran ve sefer halinde, ihtiyat kuvvetlerile 4 milyon asker çıkarabilecek Polonya, garp demokrasilerinin yardımını da temin etmiş bulundu Buna rağmen Polonya bir türlü kati kararını verememektedir. İstediği ayn ve müstakil bir siyaset takibidir. Fakat buna da imkân bulamayınca zaruri olarak Paris ve Londra Ue hareket etmeği mâkul buluyor. Polonya bir taraftan da Ballık devletlerile mlşnasebet temin ederek ve mevcut siyasi rabıtaları kuv vetlendlrerek, bu memleketleri, bilhassa Eetonyayı muhtemel Alman taarruzuna karşı korumak ve dola-yısile korunmak İçin büyük bir faaliyet sarf etmektedir. Bu arada Es-tonya ordusu generali Lai douverin mareşal Smfglritz'ln misafiri ola. rak Varsovaya- geleceğini ve konuşmalar yapılacağı haber verilmektedir BOtûn bu faaliyetler ne olursa olsun, Polonyanın ittihaz edebileceği hattı Ikı hareket vardır. Ya Almanya Ue anlaşmak, kl bu imkân mevcut zıddiyete, ve Yshut da kati olarak Berlin» karşı bir hareket İhtiyarı kl, bu halde d* Almanyanın aaksrl müdahalesi mevtuubahtı olabilir. O vakit garb demokrasileri İster İstemez İhtilâfa müdahale mecburiyetinde kalacak -tır. Bu sebebi* uyanıp sonra tekrar uyuyan bu mesele, Avrupanın şarkında her an alevlenecek bir siyasi mevzudur. Dr. Reş.d SAGAY İDARE YERİ f*t**dMaJ NumMiüâniyi No M T^grml, Yesü»«b«h ^ t Jmi a w t- elefon -f-I079« Birrael yıl — No. 345 YENİ SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ .w., i ABONE ŞARTLARİ TflrkİM Ecnebi »00 Kr. I.uli|l 1400 Kr. 800 Kr. • .rl.|. 1200 Kr. 200 Kr. I 000 Kr. 00 Kr. 1 .rl.*ı 300 Kr. Poılk ıllİKadiBB f ir ma mi* mmm- l.kttler İçi. 20. 14, 7.8 TC 4 Ur. HER YERDE 3 KURUŞ Türkiyenin Fransaya Verdiği Teminat Fransaya, Hatayı Cebren Zaptet-miyeceğimizi Temin Etmişiz M. Bonnet Türkiye île Daimî Dostluk Arzu Ettiğini Ve icabında Komşu Devletlere Yardımı Temin için Rusya ile Müzakerelerin de Memnuniyetle ilerlediğini Söyledi Fransız Hariciye Nazırının mühim İzahatı Paris : 19 (A.A.J — Hariciye nazırı Bonnet mefausan melisi hariciye encümeninde enternasyonal vaziyet hakkında uzun izahat vermiştir: Bonnet; nasıl Fransız ve İngiliz hükümetlerinin son haftalar İçinde gayretler sarfettlklerini ve sulh teşkilâtı vücude getirmeye çalıştıklarını anlatmış, bu gayretlerin daha şimdiden mesut neticeler vermiş olduğunu söylemiş vs Fransız hükümetinin teşebbüslerini bildirmiştir. Polonya hakkında demiştir ki: Fransa, Polonys - Fransız İttifakını Ötedenberi siyasetinin esaslarından biri olarak tavsif etmiştir, ingiltere ile Polonyanın karşılıklı yardım taahhütlerini teyit etmelerinden Fransa hükümeti tamamilo tasvip eder. Bonnet, Fransanm Yunanistana re Romanyaya verdiği garantileri hatırlatmış ve aynı günde İngiltere-nin verdiği de bu İki dost memlekete yardı metmek azmini izhar edebilmiş olmasından dolayı beyanı memnuniyet eylemiştir. Hariciye nazırı. Polonya ile Romanya arasında karşılık emniyeti garanti İçin yapılmakta olan müzakerelerden bahsetmiştir. Bonnet, Fransanm Türkiye İle de daima daha dostane münasebetlerde bulunmak hususundaki arzu vo ümitlerini izhar eylemiştir. Nihayet. Sovyetler birliği Ue inkişaf eden müzakerelere temas ederek Fransanm, bir tecavüz takdirinde Rusyanın komşu devletlere yardımını temin İçüı yaptığı tekliflerin tetkik edilmekte olduğunu ve memnuniyeti mucip bir neticeye varolmasının muhtemel olduğunu söylemiştir. Bonnet, netice olarak, bugünkü vaziyetin çok vahim kararsızlıktan-m gizlememiş ve Fransanm, imparatorluğun her köşesinin himayesini temin İçin İcap eden bütün ihtiyat tedbirlerinin alınmış olduğunu bildirmiştir. Son haftalar müzakerelerinin hiç kimse aleyhine olmadıkını yejrSne hedefin sulhun muhafazası bulunduğunu İlâve etmiş ve nihayet B. Roosevelte mesajından dolayı Fransanm şükran hislerine tercüman olmuştur. Bonnet. bu İzahatı verdikten son-(Sonu 3 UncU sayfamızda) Rozveltîn Yeğeni DUn bir tayyara kazasına kurban gitti [ Meksiko. 1» (A_A_) — Amerika Curohurreismin yeğeni Daniel Roosevelt. dün İdare cttlğitayyare Ue düşmüştür. Daniel Roosevelt tayyarede bulunan bir kadın yolou ölmüşlerdir. " ^ssr ^sBsaO -^¦bbw «Sıi ffâv^K^EV^a, Bayan Ayşe Mo*r.*ex Top- ağın çiçeklerle süslü tabutv Tıbbiyelilerin «İleri üstünde Bayan Muazzezin hazin cenaze töreni Mareşal Fevzi Çakmağın Kızı Dün Gözyaşları Arasında Defnedildi ölümünü dün teessürle haber ver-digimiz Erk6nıh»rbİyei Umumiye Reisimiz Mareşal Fevzi Çakmağın küçük kızı ve Güzel Sanatlar Akademisi müdürü B. Burhtn Toprağın refikası Bayan Ayşe Muazzez Toprağın cenazesi dün saat 11,5 da hazin merasimle kaldırılmıştır. Genç kızüğımn en erken bir çağında o amansız hastalığa yakala- :::::::..... ::::::::::::::::::::::::::::: narak 10 yıldanberi zalim acı derdin ıztırabını ciğerlerinde saklıyan zsvallı Ayşe Muazzezin cenazesi evvelki akşam Alman hastanesinden Gülhane hastanesine getirilmiştir. Dün tam saat 11,5 da hastanede dua merasimi yapıldıktan sonra muhteşem bir şekilde teşkil edilmiş olan cenaze alayı ağır ağır Be-(Sonu 3 üncü sayfada) Macar - italyan Müzakereleri ilerliyor Mussolini; Macar Başvekilile Konuşmasından Sonra Bir Nutuk Söyledi Yugoslav - İtalyan Konuşmalarına Başlanıyor Roma, 19 (A.A.) — Stefani A-ı flrler şerefine verilen ziyafette Du-jansı bildiriyor: çe, Macar - İtalyan mUIeUeri ara- Venedik sarayında Macar misa-| (Sonu 3 üncü uyl.m.ıdı) Denizbank Kooperatifi 11 Bin Lira Zarar Etti! Kooperatifin Dün Yapılan U. Heyet Içtimaında Mühim Kararlar Verildi Geçen ay ekseriyet temin edilememesi yüzünden tehir edilmiş olan Denizbank Kooperatifinin kongresi dün bankanın Umum Müdür Muavini Hamdl Emin Çap'ın reisliği altonda aktolundu. Eski Denizyolları idaresinin binasında yapılan toplantıda ilk olarak usulen iki kâtip seçilmiş ve bilahare geçen seneki faaliyete alt raporlar okunmuştur. Bu raporlara göre kooperatifin geçen sene içinde 11,222 lira 69 kuruş zarar ettiği anlaşümıştır. İdare meclisi raporunda bu zararın noreden Uert geldiği tasrih edilmiştir. Zarara şu noktaların âmU olduğu kaydedilmiştir. Evvelkj senelere ait müterakim vergi borçlarının geçen sene öden-(Sonu 3 üncü sayfamızda) Hitler Rumen Hariciye Nazırile Dün Görüştü Almanya Hitlerin 50 nci Doğum Yılı Dönümünü Bugün Muazzam Merasimle Kutlulayacak Göbbels Bu Münasebetle Büyük Bir Nutuk Söyledi Almanya Danzigi Ihak Rivayetini Tekzip Ediyor Bratislava, 19 (A.A.) — Monsen-yÖr Tisso'nun riyasetinde bir Slovak heyeti, Hitler'in doğumunun yıldönümü münasetetile yapılacak merasimde hazır bulunmak üzere dün Viyana tarikUe Berlin'e hareket etmiştir, Macar heyeti Budapeşte, 19 (A.A.) — Naibi hü-metin yaveri General Kerensztes Fisher, Macar devlet reisini Führe-rin yıldönümü münasebetlle yapılacak şenliklerde temsU etmek üzere Berlin'e gitmiştir. Göbbels'in nutku Berlin, 19 (A.A.) — Propaganda Nazın Göbbels, Hitler'in ellinci doğum yıldönümü münasebetile resmi nutuklar silsilesini açarak radyoda 3ugün 50 yaşına basan Hitler söylediği bir nutukta Avrupad-ıki yeni nizamın en kuvvetli garantisi Hitler olduğunu kaydettikten sonra Hitler'in musUhane elde ettiği fütuhatı zikretmiş ve Avrupanın eski sis-temile Almanyanın Avrupada tesis ettiği yeni sistemi mukayese etmiştir. Hitler, Rumen Hariciye Nazırını kabul etti Berlin, 19 (A.A.) — Gafenco bu Baban meçhul asker mezarına bir çelenk koymuştur. Oğle zamanı mumaileyh Von Ribbentrop'un huzurile Hitler tarafından kabul edilmiştir. Mülakattan sonra Almnya ve Ru-manya Hariciye Nazırları öğîe yeme ğini birlikte yemişlerdir. Öğleden sonr M. Gafenco Rudolf Hess'i ziya-ret ederek, müteakiben Von Rıbben-trop Ue görüşecektir. Danzing ilhak edilmiyor Berlin 1:0 (Hususi) — Danzingin /akında ilhak edileceği hakkındaki haberler burada katiyetle tekzip olunmaktadır. Tayyarelerimiz Tahranda Düğün merasimine giden bütün heyetler dost nü-kûmetmerkezlne vardılar Fon Papen Ankara Büyük Elçisi Oldu Alman Gazeteleri Bu Tayini Çok Ehemmiyetli Görüyorlar İranın genç Veliahdı İle zevcesi Tahran, 19. (A.A.) — Anadolu A-jonsının husus! muhabiri bittiriyor; Dün şehir Üzerinde u;an Türk tayyareleri, Türk - İran milli renkleri üzerine basılmış ve üzerinde türkçe ve foraca aşağıdaki cümle yazılı bulunan kâğıtlar atmışlardır. (Güzel vatanınızı ziyarete ve sevinçli gününüze İştirake gönderilen Türk tayyarelerinin yürekleri dostluk ve kardeşlikle doludur.) (Sonu 3 üncü tayfada) Berlin : 19 (Hususi) — Hitler; Almanyanın Ankara elçiliğine tayin olunan eski Viyana elçisi Fon Pepeni kabul ederek Türkİyedeki vazifesinde kendisine muvaffakiyet temenni etmiştir. Bir Alman gazetesinin yasası Berlin. 19 (A.A.) — Von Pepenin Ankara Büyük Elçiliğine tayinini mcvzubahs°den Völkischer Boo-bachter diyor ki: (Von Papen Ankara'ya Almanyanın büyük elçisi olarak gidiyor. Von Papen Türkiyeyi çok İyi tanır, bu tanıması bir turist sıfatilo değil, büyük harpte Türk miUetile teşriki mesai etmiş olan bir adam sıfatUedlr. 1917 de binbaşı olan Von Papen, General Von Sanders'in kumandası altında bulunan dördüncU TÜ-k ordusunun erkântharblye reisliğini yapmıştır. Von Papen'in şimdi Ankara'ya Fon Papea gönderilmesi, Hitler'in genç Almanya Ue genç Türkiye arasında dostluk münasebetlerinin devamına ne derece büyük bir ehemmiyet verdiğini ispat eder. HfcK bABAH OLUYE HÜRMET Belediye mezarlıklar müdürlüğünün istanbul kabristanlarını esaslı şekilde tanzime karar verdiğini ve bu tanzim isine de başlamış olduğunu haber alıyoruz. Ayni zamanda mezarlıklara hariçten ölülerini ziyaret edecek kimselerden başkalarının girmelerine de mumaneat edilecekmiş ki pek yerinde bir karardır. Zavallı ve boynu bükük makbere-lerimiz şimdiye kadar kendini bilmez, ölüye hürmeti anlamaz bir takım saygısızların cero'l âyinlerine. rezil . ,ı ¦¦. Alemlerine sahne teşkil ettikleri gibi icabında civar mahalle halkına teferrücgah, yaramaz çocuklara oyun bahçesi vazifesin! de görürlerdi. ölüye hürmet etmeyi bilmeyenin, diriye saygıyı da anlıyamıyacagı muhakkak olduğuna göro şimdiye kadar lkm&l edilmiş olması lAzımgc-len mezarlıklarımızı tanzim ve ıslah işinin biran evvel başarılması Belediyemizin muvaffakiyetlerinden birini teşkil edecektir. A. CEMALEDDtN SARAÇOĞLU TIN I S Al A H 20 NİSAN 1939 NATRA v. MUAFLARI Tefrik. No 66 Yazan SIFIR Yahudi Kemale Teklif Ettiğimiz Oyun Yahudi Bana Hayatını Bordu Olduğu İçin Teklifi Kabul Etti O gün öğleden evvel. Galata güm rüğü tulumbacı koğuşunda, Salih reis üe baş başa vermiştik. Biraz hoş beşten, biraz da Çubukludaki aon maceramızdan bahsettikten so.ı-ra, Tophane rıhtımında bağlı duran mavna işini açtım. Rahmetli reis tuhaf tuhaf yüzüme baktı. Ve: — Kara Mehmet, dedi. Oraya sokulmak İmkânını bulsaydıra, şimdiye kadar çoktan uçururdun o lavnayı. Teşebbüs etmedim değil ha. Hazırlığını bile yapmıştım. Fakat İşın ıç yüzünü öğrenince çektim eb-mi. Sıkın siz de sokulmayın bu işe — Neden be Salih reis?.. — Düşmanlar, bu mavnayı tuzak gibi kullanacak!armış, — Amma da yaptın reis. Kim söyledi bunu sana?.. — Yolcu salonundaki Apoetol. — Kim bu Apostol?.. Tanımıyorum ben onu. .— Tanımazsın tabii. Düşmanların Balonda bulundurdukları hafiyelerden bindir. Fakat, ziyansız ve makul bir keferedir. Hem de Mavnacılar Cemiyetinin adamıdır. Yüz lira gizli maaş alır oradan. Eh., şöyle böyle bana karşı da pek yabanilik etmediği için, sakınmaz arasıra öç beşi sıkıştırırım eline. O verdi bu haberi. — Doğru mu acaba?.. — Doğrudur Kara Mehmet. Çünkü, ben açık konuştum onunla. Bu mavnanın kaldırılması için yardımını istedim, Dci yüz lira vereceğimi de söyledim. Sevinçle gitti. Fakat aksam üstü suratlı geldi ve İşi olduğu ı gibi söyledi. Mavnanın rıhtıma bağ-1 landığı gün biri mardiyeci Emin E-fendinin adamları çok dolaşmış oralarda. Görmüşler ve şüphelenmişler çıka sı gözler. Şimdi geceleri gizlice gözetiyorlar. Nemize lâzım, başka işe bakalım biz. — Mavnanın başında nöbetçi yokmuş amma reis. — Kim söylemiş onu. Geceleri vincin makinist kulübesinde saklanıyor nöbetçi. Değişirken gözümüzle gördük biz. — Gündüzleri de bekletiyorlar mı acaba?.. — Hayır Kara Mehmet. Neye sordun?.. Yani mavnayı gündüz mü u-furalım diyeceksin?- — Olmaz mı acaba dersin?.. — Onu da düşünmedim değil ha-Bfc tkt ahbap biribinmize uymuş, bir naat daha konuşup, plânımızı kurmuştuk. Mavnayı güpegündüz kaldırmak kararını vermiştik. Bu sefer le İşe güzel bir hile İle başlryacak, mavnanın biraz ilerisinde bulunan düşman torpidolarındık! nöbetçileri aldatacaktık. O sıralarda, Galata, Çeşmemeyda-aı, Tophane taraflarında Yahudi Kemal adında biri türemişti. Yankesl-eflikten. papelcilikten bir aürü sabıkası olan bu kurnaz yahudi, geceleri el ve ayak çekildikten sonra şık ve resmî b!r düşman polisi kıyafetine giriyordu. Galata'nın, hani şu herkesin bildiği pis sokaklarında geziyor, umumhane sahiplerinden, şun-ttan bundan beş on pare ediniyordu. Tuhaf değil ml?.. Hakiki düşman polislerinden daha çok ve bol anafor çekiyor, onlardan daha iyi yaşayıp geçiniyordu. Bir ingiliz kadar Ingi-llr.ee bildiği İçbı hiç te hilesin, ekini belli etmiyordu. Bir seneden fazla bu İşe devam ettiği halde, ne gariptir kl, yakayı da bir türlü ele vermiyordu. Ban bu kurnaz va utanmaz yaratığı bir gece ölümden kurtar-Iruştım. O gece bizim Hoca Bekir, bu düzenbazı sahici düşman polisi sanmış ve Galata Kalafat yerindeki Dökmedi*» sokağında tepesine çul- Ş EH İ R HA BERLER i Vapurlara ait Müzakereler son Safhaya girdi İngiliz Suvan Hunter tezgahlarına ısmarlanması evvelce kararlaştırılan 11 vapur üzerindeki müzakereler devam etmektedir. Dun bu firmanın şehrimırdeki mümessili De-nızbanka gelerek umum müdür Yuı auf Zıya Erzin İle uzun müddet görüşmüştür. Deniz müesseselerde beraber bankanın da Muhsbere ve Münakale Vekâletine bağlanması üzerine evvelce İktisat Vekaleti tarafından yapılan mürakere esaslarına ait bilcümle evrak Münakale Vekaletine devredilmiştir. Banka dün yapılan müzakerelerden alınan neticeleri bugün Ankaraya bildirecektir. Öğrendiğimize göre bu firma İle yapılmakla olan müzakereler son safhaya girmiş bulunmakta olduğundan mukavelelerin yakında imzalanması kuvvetle muhtemeldir. lanmıştı. Hocanın ışıldayan saldırması karşısında kıvranırken, Türk olduğunu söyleyip kelımei şahadet getirirken tesadüf beni karşılarına çıkarmıştı. Bu sebeple de hayatını o gece bana borçlanmıştı. Düşmanlara yapacağımız hilede illet olarak İşte bu yadigârı kullanmayı düşünmüştük. Bulmak, konuşup anlaşmak tahmin im izden daha kolay olmuştu. Kemal, yaptığım teklifleri dikkatle dinlemişti. Bu gibi adamlara has olan tezlik ve titizlikle, yapılacak işin şeklini, ana hatlarını zihninde çizmişti. Karşılaşılması ihti-malli olan bütün tehlikelerini de düşünmüş, her birerlerine karşı ken- Stada nak lyal temin İçin Dolmabahcı stadı dince birer tedbir bulmuştu ve nihayetinde demişti: — Çok güç ve tehlikeli bir ıi bu. Amma, senin halınn hoş olmak İçin yapacağım Kara Mehmet. Şimdi söyle bana, ne vakit ve nasıl yapıyoruz bu işi. — Yarın akşama doğru — Yanıma alacağım adamın da polis kıyafetinde olması muhakkak şart mı?.. — Olursa daha iyi. — Elbise, kayış çok amma tabanca bulmak güç. — O da tabancamı olsun. Sanki ne olur?» — Olmaz be Kara Mehmet. Her-şeyin raconu var. Uzaktan bizi gören sahici polis zannetmelı Salih rem söze karıştı. Ve: — Peki Kemal, dedi. Sana bir polis tabancası ben vereceğim. Hem de iş umduğumuz gibi olursa onu da bağışlıyacağım sana. — Eksik olma Salih reis. Dedi ve gene bana döndü. Bir iş adamı ciddiliftihv — Bu iş oldu. dedi. Şimdi mavna başında oynıyacağımız rolü anlat bana Kara Mehmet. — Çok kolay bir iş be Kemal. Yanınıza vereceğimiz birkaç hamalla birlikle mavnava gireceksiniz. Hamallara çımaları çözdürecek ve o sırada üzerinize yanaşacak motöre bağlatacaksın. O esnada düşman torpidolarından şayet surat eden. İşe karışan olursa, ingiliz dilile, sandıkları açıkla denize attırmağa memur olduğunu aöyllyeceksin. işte bu kadar yapacağın iş. Oradan biraz uzaklaşınca da gelecek diğer bir küçük motöre atlayıp istediğin yere gideceksin — Ya paralan ne vakit alacağız?.. — Bizden ayrılırken paralannı da avucuna sayacağız. Yahudi Kemal, para meselesinde biraz düşünür gibi görünmüştü. Gözlerini kırpıştırarak Önüne bakıyor, birşey söylemek istediği halde Çekindiği halinden anlaşılıyordu. Elimle çenesini sıktım ve sordum: — Ne düşündün ya bu kadar Kemal?.. Pınarlarından şeytanlık fışkıran, küçük, çlvit mavisi gözlerini yürüme dikmiş, yutkun* vutkuna demişti: — Yanıma alacağım arkadaşı nasıl kandıracağımı düşünüyorum. İBrin esnaf biraz aç gözlüdür, Kara Mehmet. Ben inanırı mılze. Amma onlar, avucuna çentet düşmeylnc* şuradan şurava kımıldamaz. Salih relıln cömertliği İşin bu cihetini d* halletmişti Kemal, beline sokulan tabanca Ü* avucuna aıkıştı-rûan on liralık kaimenin verdiği naş'e Ua: — Bit demişti. Yako 11* yarm akşam vakti alaturka saat on buçukta hazırız. Nerede bekllyellm «İzi söyleyin bana. Ve istediklerini öğrenmiş, tok bir tflki keyif v* çevfkllğfl* yanımızdan ıslık 0* marş çalarak çekilip gitmiş-tt (D*rnmi var) yeni tramvay hattı ve bir lekele yapılacak istanbul belediyesi Dol ma bahçede yapılacak 25000 kişilik stadın inşasından sonra stadyoma gelecek halka nakil işini temin için yeni tedbirler düşünmektedir. Bcyoğlundan Dolmabahçoye bir tramvay hattı tesis etmek gayesile Maçkadan Taşlık mesiresi tarikile bir hal geçirilecektir. Stada deniz tarikile ve Anadolu yakasından gelecekler için de vapurtann yanaş-malan İçin Dolmabahçe sarayı ile Dolmabahçe camisi arasındaki boşlukta modern bir iskete yapılacaktır. Bütün bu isler stad bitirildiği zaman haz Okuyucularımız Diyor kl ı Imuş olacaktır. REfJÇDİYEDE : Pazarlıksız na riayet Kastamonu belediyesinden bir şikâyet 13/10/930 tan hinde Kastamonu-dan EUzız ve oradan muhtelif vilâyetler Varidat Müdürlüğünde bu lunduktan sonra 937 senesi 1 Teşrini evvelinde talebimle tekaüden mem-| lekelime geldim. Buradan ayn lirken Belediye İle elektrik hesabtnu| keserek kaydımı d* Bildirmiştim Bu suretle taşrada geçen yedi seneyi mütecaviz bir müddet zarfında buradaki evimi bilvasıta kiraya verdiğim muhtelif kimselerden bazılarının istihlâk ettikleri elektrik resmini vermemiş olmalanndon belediye benden 13 Ura kadar ev sahibi sıla-tile elektrik parası istiyor. Elektrik için belediye ile ve müstccırlcrlc hiçbir mukavelem de yoktur. Ve bu usul burada tatbik edilmiş te değildir. Vaziyeti vilâyet makamın* bîr arzuhal İle anlattım. Belediyeye havale olunan bu arzuhalime de bir cevap verilmedi. Belediye aley hime mahkemeye müracaat etti. Aleyhime çıkan hüküm paranın azlığı ilibarile kabili temyiz de değil dir. Belediyenin bu tarzdaki alaca gının yekûnu 4000 lirayı mütecaviz-| mlş. Belediyenin bir başkasına sattığı elektnklen dolayı alacağını borçludan değil de sair rahaalan araması doğru mudur? Kaslamonuda Konya Varidat Müdürlüğünden mütekait _Ahmet Hulusi Kıral Ağır Cezada İki Mühim Cinayet Davası satış kanu-etmîyenler Pazarlıksız satış kanununa muhalif hareket eden 10 esnaf belediye tarafından 30 lira para cezasına mahkûm edilmişlerdir. Cezalandırılan esnaf şunlardır: Feriköyde kasap Sabri Çelik, İstiklâl caddesinde 295 numaralı manifaturacı Karaman oğlu, 147 numarada bakkal Perikli, 214 numarada şapkacı Elifili. Tepebaşında şapkacı Firuze, Galatasaray karşısında gömlekçi Şaryanos. Beyoğlu Balık-pazarında 26 numaralı yağcı tliya, aşağıdaki esnaf ta ayni suçtan 10 lira para cezasite ce zal andı nl m ıslardır. Köprü altında Adalar iskelesinde Asadur. Mahmutpaşada 91 numarada manifaturacı tzak. Aynacılar çarşısında 2 numarada tuhafiyeci Mustafa Erol. Şehircilik mUtehaeeızı geliyor Şehircilik mütehassıs profesör Prostun derhal Istan bu la gelmesi İçin telgraf çekildiğini yazmıştık. Profesör Prost belediyeye mümkün olan süratle geleceğini bildirmiştir. Maili İnhidam evler İstanbul belediyesi şehir dışında ve İçinde yıkılma tehlikesi olan bir çok binaları yıktırmağa karar vermiştir. Cihangir Eminönü otobüs eervlel İstanbul belediyesinin yeni açlığı Cihangir - Eminönü otobüs hattını deruhde etmek üzere 7 müteahhid müracaat etmiştir. Yeni hat; münakaşa neticesinde bunlardan birisine verilecektir. Diğer taraftan Cihangir halkı; otobüslerin Sultanhama-mına kadar gitmesini temin için belediyeye müracaat etmişlerdir. Vaziyeti tetkik eden belediye Sultan-ha mamın da otobüslerin manevrası İçin muvafık bir yer bulamadığından otobüslerin EminönÜne kadar gelmesini muvafık bulmuştur. Bu hatta tahsis edilecek otobüs miktarı (12) dlr. Sanayi mektebi talebesinden Hasanın katilinin muhakemesine başlandı Bundan bir müddet evvel Fatihte İtfaiye garajı civarında vukua gelen j ve bir Sanayi Mektebi talebesinin-Ölümile neticelenen cinayetin muhakemesine Ağır Cezada başlanmıştır. Müddeiumumilik bu hâdisede katil Rifat'tan başka ağızlıkçı Haydar isminde birisini de katili saklamak suçile muhakemeye sevketmiştir. Kstll oİna\rti itiraf ediyor!.. Evvelce de bir cinayetten 10 sene mahkûm edilmişken, 4 sene hapiste yattıktan sonra naklolunduğu hastaneden firar etmiş olan katil Rıfat, mahkemede cinayeti şu suretle anlatmıştır: "— Vaka gecesinde Hasanın yanında bulunan Makbule, evvelce benimle görüşüyordu. Hasan'la, bir s?-ne evvel ahbap olduk' Bana müteaddit kadmlar takdim etti. O gece, beraber Boyoğlunda bu sinemaya gittik. Başkalarının da İştirakih bir âlem yapmayı kararlaştırdık. Bunun için Hasanla Makbule'ye 6 lira para verdim. Slrkeci'de buluşacaktık. Sinemadan çıktıktan sonra onlar ayrıklılar. Ben de Sirkeei"ye gidip beklentiye başladım, gelmediler. Şehzadebaşında bir sinemaya gittiklerini öğrendim. Tam kapısından içeri gırı-ık-rken buldum. Makbule gozile bana: (Gel!..) diye işaret etti. Ben de arkalanndan ama-maya girdim. Oyun bittikten sonra da, bir müddet arkalarından takip ettun. Sonra yanlarına yaklaşıp: — Hani âlem yapacaktık? dedim!.. Haaan bana küfretti ve ben mukabele edince de: cebinden bir çakı çıkardığını gordum. Kendimi mudi faa için ben de cebimdeki bir mikası çıkardım. Sonrasını bilmiyor ve hiç h a tu lıy.ti!iıyu um' ..„ Ağulıkçı Haydar ow diyor? Bundan sonra Rifatı; bir gece e vinde saklıyan vo gayri mevkuf b*ı-lunan ağızlıkçı Haydar Tufan din-lenmiş ve ezcümle şunlan söylemiştir: "— Ben, Rlfıt'ın adam Öldürdüğünü bilmiyordum-... Bir gece evi- Tiftik, Yapağı Arpa ve Buğday Standardlzasyon nizamnameleri Devlet Şûrasından çıktı Devlet Şûrasına bir müddet evvel scvkedllmış olan tıftif, yapağı, buğday ve arpa atandardızasyon nizamname projelerinin tetkiki işi sona ermiş, nizamname projeleri aynen kabul edilmiştir Tiftik ve yapağı ihracatını kontrol edecek olan kon-frolorler bundan bir müddet evvel Merinos fabrikacında açılmış olan kursa iştirak etmek surctile bu husus için lâzımgelen malûmatı iktisap etmiş olduklarından nizamnamelerin tatbik mevkiine konulmasında hiç bir müşkulâla tesadüf edd-miyeeeği anlaşılmaktadır. Öğrenildiğine göre gerek tiftik gerekse yapağı, arpa ve buğday nizamnameleri iki aya kadar tatbik mevkiine konulmuş olacaktır. Dün piyasada duyulmuş olan bu haber alâkadarlar arasında memnuniyetle1 karşılanmıştır. İstanbul piyasasında, tiftik ve yapağı İsilc alâkadar bulunan tüccarlar, esasen ötedenberi! standsrdizasyona ehemmiyet vermekte idiler. Bu defa bu nizamnamelerin tatbik mevkiine konulmasi-le tiftik ve yapağı alıcılarımızdan daha geniş mikyasta rağbet göreceğimiz kuvvetle umulmaktadır. Vali Gitti * - Ankarada s milyon liralık İstikraz ve şehir meselelerini halledecek Vah ve Belediye reisi Dr. LÛtfi Kırdar dun akşam Ankaraya gitmiştir. Vali evvelce yazdığımız gibi Belediyeler bankasından vapılacak (5) milyon istikraz meselesi için banka İle tamas edecek ve şehir meseleleri etrafında alâkadar vekâletlerle görüşecektir. Okmeydanı cinayeti davasına da başlandı Okmeydanuıda İhsan isminde bir gencin kafasını taşla ezmek sürelik- Öldürmek iddıasüe Ağır Cezaya verilmiş olan Arap Murad'ın muhakemesine devam olunmuştur. Bu celsede evvelâ sivü komiser Şükrü dinlenmiş ve Arap Muradı vaka yerine götürdükleri zaman; cesede ait bir kaç tutam saçı taşlar arasından çıkardığım va Ihaanm ö-n; ...... Morg'da gördüğü zaman da; hüngür hüngür ağlamıya başlıya-rak: (— Yazık oldu adama!..) dediğini söylemiştir*!.. Arap Murat; bu şahadeti kabul etmemiş ve kendisinin uzun müddet dögüldüğünü iddia etmiştir!,. Bundan sonra; vaka yerinde yapılan keşifte hazır bulunan Galata sulh hakimi NÜzhet, şahit olarak dinlenmiştir. Mumaileyh; Arap Muradın; kendisine cinayeti tamamen İtiraf ettiğini ve hattâ; ihsanın kafasının e-zilmiş olduğu taşı ve İhsanın başından kopmuş saçları gösterdiğini ve bilâhare: mevzubahs taştaki kanlann Morg'da tabUl ettirilerek insan kanı olduğunun öğrenilmiş bulunulduğunu beyan etmiştir. Arap Murat: bu şahadeti de kabul etmemiş ve şunları söylemiştir: (— Ben o vakit henüz poliste i-dim. Keşif yerinden tekrar polise iade edilecektim. Çekindim ve yalandan İtiraf eltim-..) demiştir. Muhakeme; bunu takiben; Emniyet Müdürlüğü ikinci Şube komiserlerinden B. Allşsnı da şahit şifa tile dinlemiştir. Mumaileyh de; Arap Muradın cinayeti tamamen itiraf etmiş olduğunu söylemiştir. Diğer bazı şahitlerin celbi için muhakeme başka bir güne talik o-lunmuştur. POLİTİKA Avrupadakı diplomasi faaliyetler Avrupa üzerinde ânl surette esen harp tehlikesinden sonra hulule gelen nlsbelen sükûn devresi, devletler arasında yeni diplomasi faaliyetlerinin ortaya çıkmasına âmil olmuştur. Avrupa haritası üzerinde Londra, Garp demokrasileri bloku-nun siyasetini üstün tutmak ıç'D Çalışırken, karşı taraftaki siyasi zümrede yani Berlin - Roma mihveri do faaliyetlerine devam etmekte ve bazı devletlerle olan alâkalannı takviye İçin uğraşmaktadır. Bu arada İngiltere ve Fransa, P -lonyaya. Yunanistan ve Rumanyaya yardım temin ederken, diğer birçok devletlerle siyasi müzakerelerde bulunmakta ve gene Balkan Holanda gibi küçük ve fakat büyük müstem-lekeci devletlere de hususi teminat vermek yoluna girmektedir. Diğer taraftan Berlin - Roma mihveri de bu sükûn devresinde siyasi mevkilerini kuvvetlendirmek diğer mûT.ıhir 7Ûmreler aramak gayesini gütmektedir. Merkezi Avrupndaki vaziyetleri, ve haklnnnda beslenen emeller ve vukun gelen meselelerle kendilerini siyaset sahasında mühim bir mevkie koyan Macar ve Rumanya dsvletleri bu diplomasi faaliyetinde göze çarpmaktadır. Macar siyaset adamlarından ve nazırlarından Kont Telek ve Csakî Rom ada İtalyan devlet adamlarile konuşmalar yapmaktadır. Bu konuşmalarda Romanın maksadı, Yugoslavya İle M acar ıstan ı yaklaştırmak ve Şark Avrupasında, Berlin • Roma mihverine dayanacak yeni bir siyaset blokun vücude gelmesidir. Diğer taraftan M. Beek ile görüşen Rumanya hariciye nazın M. Gsfen-ko da Berlinde. Alman siyasi adamlarile konuşmaktadır. Burada da Al-ır.ır.vs Üe Rumanya arasında geçenlerde aktedılen İktisadi anlaşmada tesbit edilen şerait dairesinde mevcut münasebetleri ve mütekabil faaliyetleri inkişaf ettirmek ve «on bevnelmiM meselclerdeki alâkalannı tesbit mevzuu bahistir Berlin - Roma mihveri bu suretle, merkezî Avrupada ve Şsrk Avru-pasında siyasi mevkilerini mümkün mertebe iyileştirmek ve diğer küçük devletleri kendi taraflarına celbe-mek içm büyük bir faaliyet sarfet-mektedir. Bu arada Macaristan. Yugoslavya ve arkasından da Bulgaristanı kendüerine müzaherette bulunmağa meylettirecek tarz ve hareket ittihazını derpiş etmektedirler. Neticede bu iki siyasi zümre, kar-şdıklı olan halihazır vaziyetlerini kuvvetlendirmek ve herhangi bir müstakbel ihtilâf takdirinde, muvaffakiyet imkânlannı mümkün mertebe kendi taraflanna çekmek için uğraşmaktadırlar. Dr. Reşat! SAGAY me geldi ve kaldı. Ertesi sabah ha va soğuk olduğundan kasketimi verdim. Evimden çıktı ve nereye gittiğim bilmiyorum!...,, Muhakeme; şahit celbi için başka bir güne talik olunmuştur!.. Mareşal Fevzi Çakmak şehrimizde Erkânıharbiyei Umumiye reisimiz Mareşal Fevzi Çakmak; küçük kızı Bayan Ayşe Muazzez Toprağın hazin Ölümü Üzerine dün sabehki ekspresle An kara dan şehrimize gelmiştir. Bu acı ölüm haberi şehrimizde olduğu gibi Ankarada da derin bir teessür uyandırmış ve bizzat Milli Şefimiz İsmet İnönü evvelki gün Erkânıharbiyei Umumiye dairesine giderek Mareşal Fevzt Çakmağı taziye etmiştir. Milli Şefimiz, cenazede bulunmak Üzere de yaver ŞOkrtlyU şehrimize göndermişlerdir. Gümrükler Umum Müdürü Avrupadan geliyor Beynelmilel hava yolları turizm kongresinde bulunmak Üzer* bundan bir müddet evvel Londraya gitmiş bulunan Gümrükler Umum Mfl-dürü Mahmud Nedim bir flrf güne kadar şehrimize dönecektir. Umum müdür Londradan sonra Avrupanın belli başlı hükümetlerinin gümrük işleri ürerinde esaslı bir tetkikte bulunmuştur. Bu tetkik seyahati gümrüklerimizde yapılacak ıslahat üzerinde mühim bir rol oymyacak-tır. YENİ SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK QAZBTBSİ ABONE ŞARTLARI Tflrklj» Ecnabl »00 K» 5—lijl 1400 Kr. 600 Kr. « .rlı|ı 1100 Kr. B«0 Kr. I »jl,*, «00 Kr. M Kr. 1 ırkŞı 100 Kr. Po.l. illlh.«fn). rırtn.mi, ¦ l.b.lUr İçi* t«, M. 7.8 *« 4 Un R3jim MeselesT Yazan: Hü»eyln Cehid YALÇIN Siyaset va iktisat gürültülerinin üzerinde bir de ideoloji ve rejim çarpışmalarına şahit oluyoruz. Umumi Harbe gelinciye kadar beşeriyet hürriyet idealine doğru yürüyordu. İnsanlar en yüksek ahlâki ve sosyal faziletlerini bu hürriyet va hak mücadelesi uğurunda göstermişler va manen yükselmişlerdi. Hattâ Umumi Harp bile müstebit imparatorlukları yıkarak zulüm altındaki millet-leri hürriyetlerine kavuşturmak ve bütün kavimleri kendi kendilerini İdare hususunda serbest bırakmak bayrağı altında kazanıldı. Fakat milli hâkimiyet ve hürriyet rejimirrin galebesini teşkil edecek ve nihayet bu fikre bir tac giydirecek olan Umumi Harp bilâkis beşeriyetin manevi ve ahlâki tarihinde bir dönüm noktası oldu. Hem de bütün bütün aksi bü- istikamette dönüm. Birdenbire, hürriyet İdealine karşı şiddetli bir aksülâmel kendisini gösterdi. İnsan şahsiyetleri »ilindi; fert ortadan kalktı. Devlet müthiş, muazzam. İnsafsız ve zalim bir «Moloch» halinde karşımıza dikildi: Totaliter deylet vücut buluyor, faşizm teessüs ediyor ve İnsanlar İradesiz, şahsiyetsiz birer alet ve makine haline düşüyordu. Bu sütunların felsefi ve içtimai ideoloji münakaşalarına tahammülü yoktur. Biz bu münakaşaların yalnız siyaset sahasında her günkü ve-kayi üzerine tesiri bakımından b'r mütalea yürütmek İsteriz. Harbin uçurumunun tâ kenarına kadar geldik. Ufak bir muvazenesiz hareket ortalığı altüst edebilir. Son günlerin rekayii endişeleri tahfif edebildi ise da tehlikenin tamamen geçtiğine ve normal vaziyetin avdet ettiğine henüz kani bulunmuyoruz. Bu harp tehlikesi nereden ortaya çıktı? Bunu milletler mi İstiyor, yoksa milletler namına aöz söylemeğe salâhiyettar bulunan zatların şahsi hırsları ve düşünceleri mi medeniyeti bir felâkete sürüklüyor? Eğer milletler İçinde samimi ve hakiki bir tPlebisclteı yapılmak kabil olsa İdi biz kat'iyyen eminiz kl Almanlar ve İtalyanlar da dahil olmak ürere hiçbir millet, bilaistisna, harp i stemly erektir. Binaenaleyh bugünkü buhran yüzünden ıztırap Çekenlerin başka milletlere karşı bir kin va nefret hissine kapılmaları gayet haksız olur. MIHI hâkimiyet rejimi ile idare edilen memleketlerde halkın sulh taraftarlığı göze çarpacak derecede aşikârdır. Chamberlaln'in sulhe bu kadar bağlılığı İngiliz efkân umu-miyesinin telkin ve emrettiği bir hattı harekettir. Amerikada sulhun muhafazasına hatkın ne kadar ehemmiyet verdiğini her vesile 1le görüyoruz. Fransanın sulhe bağlılığı hiç şüphe götürmiyecek kadar açıktır. Millî hâkimiyet rejimine tftbl dev-letlerin bu sulh taraftarlığı takip ettikleri siyasetlerle de sabit oluyor. Belki bu memleketlerde de vatanları hesabına hariscah. tecavüz ve İstilâya, maceraya meftun siyaset adamları vardır. Fakat böyleler! İçin ne iktidar mevkiine gelmek İmkânı oluyor, ne iktidar mevkiinde bulunurlarsa böyle bir siyaseti memlekete kabul ettirmeleri kabil bulunur. Harici siyasetin en hürriyetpcr-ver memleketlerde bile mahdud bir zümrenin elinde kaldığını, gizil diploması an'snesinln hür milletleri harbe sürüklenmek ıztırarında bıraktığını bilmez değiliz. Fakat, bütün bunlara rağmen, milli hâkimiyetin relimi halkın kontrolü rejimidir Bu hükümetlerde milletin arzusu haricinde maceralar İstisnai bir mahiyet arrederler. Milletler nerede fikir ve hislerini her surette İzhar etmek imkânını bylurlnrsa orada »ulh taraftarlığı esaslı bir siyaset teşkfl ediyor. V Berlin - Roma mihverinde, .sfya-«" hayatU. millet sıfıra 4 İnmiş" bir Hüseyin OahJd YA1.CIN (Sonu UncU aayfada) (i usolini Ruzvelte Dün Cevap Verdi Avrupa Coğrafyasını Bilmiyenler Bu işe Karışmamalıdırlar„ Fransızlara Göre Akdenize 35 Gemiden Mürekkep Bir Japon Filosu da Geliyormuş Mussolini Nutvk Soylarken Roma : 20 (AA.) — B. Mussolini 1942 Roma sergisine iştirak edecek olan yabancı memleketlerin mümes-¦11leri va sergiyi hazırlıyanlar önünde irad etliği nutukta ezcümle demiştir kl: c — Kundağı yakmak niyetinde olsaydık, taarruz hedefleri baslesey-dlk, şimdi yaptığımız şekilde dünya sergisini tertip etmek gibi büyük mikyasta bur işe karar vermezdik. Bu hal, bilâkis hiçbir kimseye taarruz etmek İstemediğimizi gösterir. Buna binaen bizi müttehimler sırasında oturtmak teşebbüsü haksız ve müdafaa edılemiyecak bir harekettir. Avrupa vaziyeti hakkında an Ip-(Sonu 8 UncU sayfamızda) İtalyan - Yugoslav Konuşmaları Yugoslav Hariciye Nazırı Venedikte B. Ciano ile İki Gün Görüşecek Yugoslav Hariciye Nazırı B. Mark ov iç Venedik, 20 (AA.) — Cumartesi sabahı Venediğe gelecek olan Yugoslavya Hariciye nazırı B. Marko- vitch'e Yugoslavya'nın Roma elçisi- le kalemi mahsus müdürü ve İtalya'nın Belgrad Elçisi refekat edecektir. Nazır, Venedik'e İhtimal tayyare İle gelecek olan Kont Ciano tarafından istasyonda karşılanacaktır. İki gün devam edecek olan görüşmeler, prefektörlük dairesi olan Corner sarayında yapılacaktır. Adriyatikteki İtalyan siyaseti Londra ; 20 (AA.) — Times gazetesi yazıyor: • Verilen malûmata göre son günlerde İtalyan hükümeti Yugoslav hükümetini Hırvatlarla olan ihtilâfının halline teşvik etmiş ve kendisine Roma için kuvvetli bir Yugos-lavyanın Adriyatikte bir mesnet olduğunu bildirmiştir. Gazete ilâve ediyor: Bu malûmat JtalyarmS kendisuıe hâs bir politika güttüğünü göstermektedir. Iran Şehiı Heyetimizi Heyetimiz Iran V dan da Kabul E timizin Hediy Tahran : 20 (AA.) — italya, Türkiye. Mısır, Afganistan, Fransa, Norveç ve Fenlandiya heyetleri dün sabah Majeste Şehlnşah tarafından kabul edilerek itimat mektuplarını takdim etmişlerdir. Heyet azası birer birer Şehinsaha takdim edilmiştir. tışahı Dün Kabul Etti reliahdı Tarafın-dildi ve Hükûme-ıeleri Verildi Bu heyetler müteakiben veliahd tarafından kabul edilmiş ve hükümetlerinin gönderdiği düğün hediyelerini vermişlerdir. Papanın mümessili de veliahdı ziyaret ederek papanın gönderdiği hediyeyi takdl meylemiştir. r a Casus Mustafa Sagir NASIL YETİŞTİ? NASIL TUTULDU? NASIL ASILDI? Yakında Neşre Başhyacağız Rumen - Alman Temasları üafenko Berlinde Ne Netice Elde Etti? Berlin : 20 (AA.) — Hava» ajansı bildiriyor: Romanya hariciye nazın B. Gafenko, dün, Hitler tarafından kabul edildikten sonra Alman ricali ile olan resmi müzakerelerini bitirmiştir. (Sonu 3 üncü sayfada) HEYELAN Bayramiçto bazı evler çatladı. Ayvacıkta Kozîu Üzerindeki dağ da yarılmağa başladı Çanakkale (Husüsİ) — Bayram i-çin Pevrizler köyü İle Ayvacığın Kozlu köyünde birer heyelan olmuştur. Pevrizler köyünün "araisi, köy o-dasi duvarlarından çatlamak suretile elli santim toprağın içerisine batmıştır. On ev de ayni şekille tehlikeli bir surette çatlamıştır. '±onu 3 fM-ıi 4vfada) Belediyede 80 Memur Açıkta Kalıyor İstanbul belediyesi yeni bir memurin kadrosu hu/ırlamaktadır. Bu kadroya nazaran İstanbul belediyesinden 80 kadar memur açıkta kalacaktır. Açıkta kalan bu memurların çoğunun muhasebe kadı osundan olduğu anlaşılmaktadır. Dünkü gazetelerden biri çıkarılacak memurların sayısının 2f»0 ye balı*, olacağını yazmışsa da bu doğru değildir ve yalnız 80 kişinin kudpo .harici kalması beklenmektedir. Hitler Mareşal Gbrmglo Bir Merasimde Hitler 5Q Yaşında Berlinde 23 Devletin İstirakile Führerin Yıldönümü Tes'it Edildi Berlin : 20 (AA.) — Führerin 50 nci yıldönümü bütün Almanya-da parlak bir surette tes'ld edilmektedir. Berlin sokakları gamalı bay- raklarla ve B. Hltleri gösteren muh- teüf şekil ve renkli resimlerle doludur. (Sonu 7 inci sayfada) i:;::::::^:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::: Yeni Vekâletlerin Teşkilat Projeleri Tcaret Vekili Cezmi Ercin hfcR SABAH ? Münakale, Nafia İktisat ve Ticaret Vekâletlerinin İdare Şekli Ankara : 20 — İktisat Vekâleti ile Nafıa va Münakale ve Muhabere Vekâletlerinin teşkilât kanunları Başvekâlete verilmiştir. Teşkilât projelerine göre Ticaret Vekâletinde iş ticaret umum müdürlüğü, dış ticaret umum müdürlüğü ve teşkilâtlandırma umum müdürlüğü olmak üzere üç umum müdürlük bulunacaktır. Ticaret Vekâletinde aynca tefliş heyeti reisliği, hukuk müşavirliği, hususi kalem, standar-dîzasyon, turizm ve sergiler, konjonktür ve neşriyat, zat işleri ve le-»avım, seferberlik, evrak müdürlükleri bulunacaktır, ölçüler ve ayarlar müdürlüğü iç ticaret umum mü-(Sonıı 7 İnci sayfada) Buhranın Verdiği Ders Dün sabahki gazetelerde: tSiyasî mahjvUerde tesbit edilen salah te-meyilli «rteti günkü İngiliz gazetelerinin mümlea.ule de teeyyüd et-miftir. yolundaki telgrafa gözümüz İliğine» bi» taraftan şefindik, bir loru/tan da buhranlı anlarda f«'o teMj gösteren ve bu yersiz telâşlan yüzünden zorar gören kısa düşünceli uofu'idof lunn hallerine büsbütün «nlldük. Ortalıkta bir harp dedikodusu biraz /azı yırca li rah h*r% kuruşunu «ureriîe 'la dolajmıya başla-z bir telâşa fcapıla-t bankadaki üç beş iden bile vazgeçmek dn kalkışan uatan- daş bugün hiç füphe yok ki yersiz isticalinden piftnandır ve beynud» yere kaybettiği faizler» acımaktadır. Bu küçük der» bira gösteriyor ki normal teya buhranlı tamanlarda memlekete ve onu vtare eden büyüklerimizin kiyajel o» dirayetlerine kauıdatı, fortsır inanmak yalnı» bir mil» borç degü ayni romanda bir menfaat icabıdır da. Beş on banka memuruna*» fazla yorulmasından ve birkaç mrjteldri yurddaşın maddi zarara ud*"ama*ından başka bir netice vermemiş olan bu ibret ve-rici ders büyük, küçük her Türk vatandaşının kulağında kttpe olmou-dır. A Cemeloddin SARAÇOÛLU Sarfa, r TENISAIAH 7\ NİSAN 1939 CPSAMKAPA MIHMİDİN* HATIRA vc İTİRAFLARI Tefriki No 67 Yazan : M. SIFIR Yahudi Kemal İşgal Polislerine Benzemişti Biz İki Çifte Bir Sandalla Heyecan içinde Açıkta Dolaşıyorduk ŞEHİR HABER jL ER İ Erten gün aksam vakti, Salıpaza-nnda kılavuz sandallarının bulunduğu aralık iskeleye men dar aoka-gın baıında idik. Top Omerin Haliç fenerinde, motor tekneleri yapan bir lUlyandsn temin ettiği, mavun boyalı (SAZA) motorbotu kıç gönderinde bir İngiliz sancağı, bafta da forsu olduğu halde iskelede bağlı bulunuyordu. Salih reis ile köşe başında duruyor, motörie Tophanedeki mavnaya gidecek olan Trabzonlu kömürcü Salih ile arkadaşlarına talimat veriyorduk. Bu esnada bizim düzm-polialer de göründüler. Gerçekten birer polis tavır ve serbestliği Ue geliyorlar vetıpkı düşman polisleri gibi de. azamet satarak sağa ve sola ürkütücü nazarlar fırlatıyorlardı. Kemalin bu taklldcilıkteki gösterdiği muvaffakiyet, neye yalan stty-Uyeyim. bende gerçekten kuvveüi bir ümit uyandırmış,.ün başarabileceğimiz hakkında beslediğim kanaatlerimi kuvvetlendirmişti. Yanımı-sa geldikleri vakit Kemali dar ao-kağın içine çekmiş ve gülerek: — Ulecı çıfıt, demiştim, tertemiz ve intizamlı kıyafetiniz, hele ciddi tavır ve hareketler m izle gerçekten çaltmlı.cakah düşman polislerine pek benzemişsiniz Hele sen. Eger mavnanın başında da bu marifetinizi gösterebihrsenlı. hiç şüphe yok kı. mavna elimize geçecek, sız de pttl papele kavuşacaksınız. Şimdi, sız: Büyüyeceğim bilhassa şu. Mavnanın başında çok durmak.etrafa çalım aatmak gibi lüzumsuz ve tehlikeli hareketlerle vakit geçirmiyo BSfl bakma. Hemen çocuklara çımaları Gördürüp mavnayı cekmiye bak. Biz Salih reisle beraber.sizi Dolmabahçe sarayı açıklarında bekliyeceğiz. Kömürcü Salih birim bulunacağımız motoru tanıyor. Sakın korkmayın uzaktan sizi gözliyecek, icabet-tiği takdirde yardımınıza yetişecek adamlar da ver. Haydi bakalım, gösterin boy ve boşunuzu. Tophane fabrikalarının önündeki rıhtımda kimsecikler yoktu. Saat a-laturka akşamın on biri olmuştu. Hoca Bekir'le. Hemşinli Nuri reisin O akşam için kiraladığı Yanbolulıı Anf'ın (Nimeti HUda) motorile saray açıklarında bulunuyor, biz de İki çifte bir sandalla tam Tophane a-çıklannda geziniyorduk. Bizim babacanlarla Yahudi afacanları da. rıhtıma bağh küçük düşman gemileri arasından goçmişler.mavnanın banına çökmüşlerdi. Manzarayı bulunduğumuz yerden olduğu gibi görüyor, söğüşlerimizi delecek gibi çırpınan yüreklerimizi bastırarak seyrediyorduk Motorden bahtsız mavnaya İlk atlıyan Ayancıklı Şerif olmuştu. Çok çevik ve o derecede cesur bir delikanlı olan Şerif, bir aln-aap atikliği ile mavnanın baş ve kıç çımalarım çozerken kömürcü Salih de, motörie götürdükleri tel halatı bağlamıştı. Kemal, gerçekten kendinden hiç de umulmıyacak bir cesaret gösteriyor, tıpkı geveze düşman polüderi gibi mavnanın üzerinde bağırıp çağırıyor, çocuklara Ingl-Uz dilile küfürlsr savuruyordu. Arkadaşı da. ayni sada ve eda Ue. Kemalin Büzlerini turkçeye çeviriyor, yaman bir taklitçi maharetUa tartar tepin iyordu. Motor harekete geçmiş, bal halst yavaş yavaş gerilmişti İşte, Şerif de dümen yekesini yarine takmıştı. Mavnanın baaı rıhtımdan ayrılıyor, kömürcü Salih Us arkadaşı da tutun kancalarla rıhtıma dayanıyorlardı. Oh, çok şükür, işte mavna dönmüş, düşman gemilerinin arasından bize doğru ilerliyordu. Sevicimizden ga-lih reis Ue binbirimisa sarılmış öpü- şüyorduk. Kendimizden geçmiştik. O derecede ki, az daha İçinde bulunduğumuz sandalı devirecektik. Motorde ve ayakta bulunan Kemal Uearkadaşı, mavnadakilere hali bağırıyor, rollerinin son kısmını oynuyorlardı. Motor, gemüerin arasından çıkmış, başını sola kırmıştı. Mavnada hemen hemen aralıktan çıkıp dönmek üzere İdi. Tam o esnada, bir düşman motorunun köprü istikametinden Tophaneye doğru süratle ilerlediğini görmüştük. Tabll bunu bizim gördüğümüz gibi, biti mkiler de görmüştü. Hiç şüphe; yok, gelen motor bizim gibi onlsrm da nevrini döndürmüştü. Bulunduğumuz sandalda kürek çeken Mi-pavnü İbrahim'in birden yüzü mo-rarmış. gözleri büyümüştü. Motore dikkatle bakıyor, ağamdan da yi aözlcr akıyordu: — Eyvah Kara Mehmet. Bizim çocuklar yandı. Hakikat yanmıştı, çocuklar, sevgili dinleyicilerim. Çünkü beş dakika sonra, gelen motor mavnaya rampa etmişti. Atlıyan düşman polisleri tabancalarını çekmişler, namluları zavallı kömürcü Salih Ue A-yancıklı Şerife çevirmişlerdi. Kemal, bu vasiyet karşısında mavnaya bağlı olan tel halatı bıraktırmış, motorun süratni arttırarak düşman suhlılütıııın bulunduğu sahaya doğru kaçmıştı. Gelen motor onları takibe imkan bulamamıştı Çünkü, başı bo| kalan mavna, Buların akın-tısile gerisinde bulunan tnrpidoyı doğru hızla sürükleniyor ve çarpmak üzere bulunuyordu. Motor, bu kazayı Önlemek için çıma attığı mav nayı çc katiye mecbur kalmıştı. Ta-biz bu fırsattan istifade ile bizimkiler de kaçmış kurtulmuşlardı. Artık biz de daha falla durama-mistik orada. Teessürle ayrılmış, Sirkeci iskelesine doğru uzanmıştık Zavallı kömürcü Salih İle Ayan cıklı Şerif Kroker zindanında tam 2 ay ınlemlşlerdi. Bu iki ağzı sıkı delikanlı ne suçu uaerk*rıne almış, M de bizi soy lemislerdi. İkisi de, tanımadıkları bir şahsın kendilerini ücretle tutup mavnaya getirdiklerini ve başkaca hiç birşey bilmediklerini söylemekte ısrar etmişlerdi. Tsbıl bu müddet zarfında da bir hayli sopa yemiye tahammül göstermişlerdi. Salih Reis bu erkek ve ağzı pek delikanlıları kurtarmak i-çin de bir hayli para sarf et misti. Kemal ne oldu mu dediniz, sevgili dinleyicilerim t. İlk önce bu hadisede onun bir kahpelik yaptığından çok şüphelenin iştik. Fakat bir tarafta t edindiğimiz malûmat, diğer taraftan da Salih Ue Şerife gizlice yaptığı maddi mua%-enet bire. onun suç-suzluğunu anlatmış ve İspat etmişti. Sabıkalı bir adam diye hor görülen bu insan, arkadaşlarımızın iki ay süren hapislikleri esnasında, bize duyurmadan. Robeka adında bir kadını vasıta ederek, yalnız hatır sormakla kaJmamış.yUz liradan fazla maddi bir muavenette bulunmak gibi cidden takdire lâyık bir insanlık da göstermişti Çoktan uslan ve şimdi minimini bir gömlekçi mağazasının sahibi olmak bahtiyarlığını kazanan bu vatandaşımı bili sak sık ziyaret ederim Eski günlerin set. tatlı batınlarını yad ederek karşılıklı dertleşir, gülüşürüz. (Dıvamt var) (23 Nisan Çocuk Bayramı) ÇOCUKLAR : Bizin Bayramı-nızda büyüklerinize, arkadaşla-rınıza tebriklerinisi size bu bayramı yaratan Çocuk Eairgems Kurumunun kartlarile yaparsanız yoksul kimsesiz kardeşleri-nize yardım etmiş olursunuz! Gümrükler umum Müdürü Avrupa-dan Döndü Beynelmilel hava turizm kongresinde bulunmak üzere bir müddet evvel Londraya gitmiş olan Gümrükler umum müdürü B. Mahmud Nedim dün şehrimize dönmüştür. Londrada yapılan toplantıda memleketimizden hava tarıkilc geçecek olan turist ve posta naklıyatındaki gümrük muamelerine aıl mühim kararlar verilmiştir. Umum mudur avdetinde Avrupanın birçok merkezlerinde gümrükler üzerinde tetki-kstts bulunmuştur. Mahmud Nedim şehrimizde bir iki gün kaldıktan sonra Ankaraya giderek Vekalete izahat verecektir. VİLAYETTE: Vilâyette yapılan yollar Üsküdar • Şile yolunu Ömerli nahiye merkezi içinden geçen kısmı üzerinde yapılan inşaat devam etmektedir. Yola ait parkeler Bandırma civarından getirilmektedir. Caddebostanında yapılmakta olan iskele şosesi de bitirilmek üzeredir. MAHKEMELERDE Kırk kilo mühür kurşun çalan odacı İstanbul Postahanesi Gelir dairesi odacısı Ömer, kırk kilo ağırlığında mühür kurşunu çaldığı için yakalanmış ve Sultanahmet Birinci Sulh Ceza mahkemesine verilmiştir. Zimmetine para geçiren banka memurunun muhakemesi Beyoğlulş Bankasından 18 bin lira zimmetlerine geçirmekten suçlu kâtip Müşfik ile Necdetin muhakemelerine dün asliye 1 inci Cezada devam olunmuştur. Dünkü celsede müddeiumumi maznunların tecziyesini istemiş ve müdafaa yapılmıştır. Muhakeme karar için talik olunmuştur. Sahte tayyare mühendisinin muhakemesine dün devam edildi (Ustiş) tayyare şirketini sahte diploma ve vesaik ibraz ederek dolandırmaktan suçlu isviçreli tayyareci Frankenin muhakemesine dün asliye ikinci cezada devam o-lunmuştur. Dünkü celsede: suçlunun evvelce Ustiş şirketine vermiş olduğu planlara bakılmış ve bunların tetkiki için bir ehlivukuf heyeti teşkili kararlaştırılmıştır!.. MAARİFTE : Üniversitelilerin 23 Nisanda yapacağı gezinti istanbul üniversitesi hukuk ve iktisat fakültelerinin Bursaya yapacakları seyahati yazmıştık. Seyahat 23 nisan pazar günü olacak ve talebeler Denizbankın Sus vapurile sabah saat sekizde hareket edeceklerdir. Mudanyadan hususi bir trenle Bursaya gidecek olan Üniversite gençliği orada 23 nisan bayramı merasimine iştirak edecek, âbideye bir çelenk koyacaktır. Bursa belediyesi üniversite gençliğine Çelıkpalas otelinde bir ziyafet verecektir. Gençler Bursadun 6,30 da hareket edecekler ve 23 te lstanbula avdet edeceklerdir. Hukuk fakültesi gençliği Bursa valisine altından mamul bir hukuk rozeti hediye edeceklerdir. 13 Nisan günü muhtelif fakülte talebelerinden karışık 150 kişilik bu kafile de Edin re vr gidecektir. HALKEVLERİNDE : Hâmit gecesi Şıjli Halkevinden 11 Nisan 1939 cums akşamı saat 81 de Halkevimizde bir Hamit gecesi yapılacaktır. Herkes gelebilir. Diyor ki ı Özerinde durulacak bir Şikâyet Adım Ayşedir. Kocsm küçük bir esnsftır. Ev masarifi için k -verdiği paradan beş on kuruş sakls mak suretUt Üst baş parasını tem m ediyorum. Bu suretle son zamanda yirmi İki lira kadar bu para topladım. Bir sabah evimde ev işletil* meşgul Üten kapı vuruldu. Yanımdaki kadın komşum geldi: Komşucuğura, Ayşeciğim bizim çocuk çok hasta, tedavi için hastaneye kaldırmak lâzım, ay başına da vakit çok, İki ayda ödemek üzere bize yirmi lira kadar »er, sana bütün hayatımızda minnettar olacağız. Çünkü çocuğumuzu kur-tsracıksın. Komşuma acıdım, sözlerine dayanamadım. Beşer onar kuruş biriktirdiği mbu paranın bana da lüzum unlmakU beraber yirmi lirasını çıkardım verdim, iki ay yerine slU sy geçti komşum parayı vermedi Müteaddit defalar istedim yine vermedi. Artık bu hal aramızdaki komşuluk ve samimiyetimizin bozulmasına sebep oldu. Kalktım kazamız sulh hakimlisine müracaat ettim. Meseleyi anlattım. Deva sr-suhall vereceksin, dedi. Fakat dikkat et şimdi btr kanun çıktı arzuhalini yazdıracağın adam ne arzuhalci ne de dava vekili olacak, muhakkak avukat olacak Ertesi gün bir shbabım beni bir avukata götürdü. Avukat: «Bayan İşiniz nedir anlatınız» dedi. Yukarıdan aşağı anlattım, «lyf amma bu ufak bir iştir. Sulh mahkemeslndc| bakılacak. Bu İsi görmek için (10) lira alırım parayı da peşin alırım.» dedi. istediği para fazla geldi. Buna karşılık: Eskiden bu gibi dava işlerine akılları erer dava vekUleri vardı. Onlar görürdü Onlar bir iki liraya bu gibi işleri görürlerdi. Biz avukatır. biz avukat olmak İrin on beş sene mektebe gittik tki sene d staj yaptık tam on yedi sene emek verdik Temettü, kira veriri» Düşündüm yirmi liraya on lira avukat parası, bu işe ııfaktefek dava masarifi de ayrı İstediğine göre İs on İki liraya mal olacak. Davayı hakrdersek alacağımız (8) Hrsd Hakedemezsek Üstelik 12 lira para vereceğiz Sonra hatırıma gelen bir şey daha sövb^di: Efer parayı ver mege kudretin yoksa bir fakrübnî mazbatası al hükümet senin işini parasız görür Barodan da parası? avukat ister. Ben zengin değilim. Fakruhel mazbatası da istiyecek derecede fakir değilim Bu da pek olacak gibi değil. Parayı bağışlamaktan başka çare yoktur Çünkü ben bu gibi dava İşleri bilmesj aklım ermez, beceremem. Netice: Bizim bu küçük işlerimizi kim e gördüreceğiz^ Birim bu gibi ufak haklerimiz ne olacak? Siz de mütaleanızı yürütünüz, bize bir vol gösteriniz ve bu içi gazetenizle İlin etmenizi rica ederim Savgılarla Ayşe Muhasebecinin Tecziyesi istendi Eski Sarıyer Belediye muhasebecisinin muhakemesi dUn bitti Sarıyer Belediye muhasebecisi Enver ile varidat kâtibi Eminin muhakemelerino dün Ağır Cezada devam olunmuştur. Dünkü celsede evvelâ müddeiumumi maznunlar hakkında ceza istemiş, bilsharu Enver'in vekili müdafaanın! yapmıştır. Vekil müdafaasında mumaileyhin (ihtilas) tan değil (ihmal) den suçlu olması lâzımgeleceği ve bu cihetin Emin'in ıtirafîle de sabit olduğunu söylemiştir. Ayrıca: Enverin tahliyesi de talep edilmişse de muhakeme heyeti, bu talebi kabul etmemiştir. Muhakeme, karara kalmıştır!,. O EN İZLERDE i Denizbank kooperatifi toplantısı Evvelki gün toplanan Denizbank kooperatifi ikinci toplantısını Önümüzdeki ayın sekizinde yapacaktır. Sullna şamandırası Sulmi limanında geçen kıs kaldırılmış olan zlyah şamandıra limanın {imalindeki mendireğin şimaline tekrar konulmuştur. Karadenlzde fırtına Bir müddettenberi bir bahar gü ze İliği içinde giden havalar dün bir denbire değişmiş ve şehirde bir kış manzarası husule gelmiştir. Sabahtan itibaren fırtınalı bir surette esen rüzgârlar denizlerde de fırtınalar husule getirmiştir. Dün çimal rüzgârlarının tesirde Karadenİzde Çıkan ftrtma yüzünden seferde bulunan birçok gemiler mahfuz limanlara sığınmışlardır Deniz Ticareti müdürlüğü vaziyeti bütün alâkadar acenta vapur sahiplerine bildirmiştir. ¦V GÜMRÜKLERDE t tki kadında kaçak ipekli kumaş bulundu Geçen gün limanımıza gelen İtalyan bandıralı Adiryatiko vapuru yolcularından Leon kızı Leone ve Sultanının vaziyetlerinden şüphelenen muhafaza teşkilâtı memurları eşyalarını muayene etmişlerdir. Yapılan aramada bu yolcuların bavulları arasında iki üç kilo kadar kaçak ipekli kumaş bulunmuş ve müsadere edilmiştir. Suçlular hakkında kanuni takibat yapılmaktadır. Gümrük Muhafaza Umum Komutanlığı Eski gümrük ve muhafaza genel komutanı general Seyfinin Mardin mebusluğuna seçilmesi üzere komutanlığa tümgeneral Lûtfi Karapınar tayin edilmiştir. MÜTEFERRİK , POLİTİKA Macar ve İtalyan konuşmaları Roma, Balkanlara ayak bastıktan sonra, Berlin - Roma mihverinin takviyesinde mühim bir rol oynıya-bilecek Macaristan ile Yugoslavya-yı biribirlerine yaklaştırmak ve bu arada her iki devleti de müşterek Alman - italyan siyasetine meylettir* mek ga yeşile mesai sarf etmektedir. Bu sebepten Macar nazırlarının M. Mussolini konuşmaları büyük bir kıymeti haizdir. Macar devlet adamlarının İtalya, doki temasları, Macaristanda beyan edildiği veçhile, yani mevcut dostane münasebatı takviyeye yaramaktan başka mânalar ifade ediyor. Burada, Peşte ile Roma arasındaki siyaset, iktisat ve kültür münasebetleri ve gene Berlin - Roma mihveri İle Macaristanın münasebetleri mevzuu bahsolmakla beraber ayrıca en ehemmiyetli mevzu, Macaristanın Yugoslavya ve Almanya Ue müşterek münasebetleri ve Macar - Rumen karşılıklı rabıtalarıdır. Berlin, Rumen hariciye nazırı Gofenko ile temas ederken. Roma da, Macar devlet adamlarile bu hususta konuşmaktadır. M. Mussolini'nin takip ettiği gayeye Macarlarla Yugoslavla-nn arasını bulmak, her İki devlet arasındaki münasebetlerin devamlı ve mihver siyasetine kani bir şekilde inkişafıdır. Bu sebepten Romanın, Arnavutlumu işgalden sonra Macar - Yugoslav münasebetlerine azam! alâka göstermesi ve sıkı bir teşriki mesai imkânları bulmağa uğraşması da kendisini tabii addettiren bir hakikattir. Diğer taraftan, Karmatlaraltı Uk-ranyasmın ve Slovakyanın bir kısmının memleketlerine geçmesinden-beri, Macar devlet adamlarının ilk defa Romayı ziyaret ettikleri de unutulmamalıdır. Bu sebepten ma-carlar Romaya. kendilerine gösterdiği yardımdan dolayı memnuniyetlerini de bildirmek fırsatını ka-Çirmıyacaklardır. Zaten Kont Teleki, Stefani ajansına yaptığı bir beyanattan Macaristanın .mihver devletlerinin dostane yardımını muhtelif defalar hissettiğini» tebarüz ettirmiş ve M. Mussolini İle karşılıklı söylenen nutuklarda da bu noktaya Macar devlet adamı uzun uzadıya temas etmiştir. Bu kabilden, Romadaki bu konuşmalar mihverin müstakbel siyasi ve diplomasi hareketleri İstikametini göstermesi itfbarile şayanı dikkattir. Bahusus Mussolini • Goering konuşmalarından sonra ve cumartesi günü de Venedikte italyan hariciye nazrn Kont Clano ile Yugoslav hariciye nazırı Markoviçln temaslarından evvel vukua gelen bu Macar - italyan konuşmaları nazarı celbetmektedİr. Ayrıca Macaristan-la Yugoslavya arasında zıd menfaatlerin ve gergin meselelerin mevcudiyeti ele alınır**. Romanın bu iki devlet arasında bir mutavassıt rolü oynamağa karar vermiş olduğu gözükmektedir. Dr. Reıad SAGAY Kayıp Çocuk Bir orta mektep talebesi esrarengiz bir şekilde ortadan yok oldu Davut pat} a orta mektebi son sınıf talebesinden Ali Necdet, bir haftadanberi esrarengiz bir şekilde kaybolmuştur. Davutpaşada Çardaklı hamamda oturan babası binbaşı mütekaidi B. Alı Kkbcr zabıtaya baş vurmuş vo ayrıca evlâdını bulana 50 lira vereceğini vâdetmiştir. ZabıU; kayıp çocuğu aramaktadır. Bir İngiliz tayyaresi geliyor Bir İngiliz buıbaşısınuı idaresinde bulunan askeri bir tayyare yarın benzin almak üzere şehrimize inecektir. Tayyare buradan doğru Ru-manyaya gidecektir. Çocuk bayramı programı Vilâyetimizde çocuk haftası ve çocuk bayramı merasimine 23 Nisan pazar günü sast 10 ds (Cumhuriyet meydsnı) nda başlanacaktır. Program şudur: *2S Nisan pazar günü, Eminönü kazasının ilkokul ikinci devre talebesi saat tam 10 da Beyazıt Cumhuriyet meydanında öğretmenlerin nezareti altında toplanmış bulunacakla rdır. Merasime istiklâl marşı ile başlanacak, bu sırada, meydanda hazırlanmış olan direğe Türk bayrağı çekilecek ve selâmlanacaktır. İlkokul yoksul çocuklarına yardım birliği adına Prof. Zühtü tarafından söylev. C. H. P. Belediye, İlkokul yoksul çocuklarına' yardım birliği. Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay gençlik teşkilâtı tarafından hazırlanan çelenkler Taksim Cumhuriyet âbidesine gönderilecektir. Çocuk Esirgeme Kurumu adına Dr. Kutsi tarafından söylev. Kızılay gençlik teşkilâtı adını Eminönü K. Ay Başkanı Atıf *ra-fından söylev. Barbaros Türbesi Meydanın açılması İçin İstimlâk İslerine başlanıyor Beşıktaşta açılmasına karar verilen büyük denizcimiz Barbaros Hay-reddinin türbesinin etrafındaki meydanın açılması için İstimlâkine karar verilen 24 parça gayrimenku-le ait menafU umumiye ksrsn Dahiliye Vekâletinden gelmiştir. Be-ledlye bu binaları şimdi tesbit at-mektedlr. Tesbit muamelesi bitirildikten sonra mevzuubahs binaların yıkılması için tebligat yapılacaktır. TAKVİM 21 Nisası 1939 CUMA Hlerl t 1 Rcblulevval 1SS8 ¦asalı S NİSA N 1355 Kasisi: 165 Öküz fırtınasının evveli D-t- saatli 5,11 OfU ı 12,13 — İkindi • 16.00 Aksanı 18,54 -*- Yatan 20,33 l..tk .3,20 14?522 Ne M — 20799 ne, y.t - No U7 YENİ SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK Q AZ ET ESİ 4 ' I ABONE »ARTLARI HER YERDE TtrU7* Er* »M •00 kr S...I.*, 1400 Kr. •00 Kr. • .rhf 1100 Kr. 3 2M Kr. a M0 Kr. •0 Kr. 1 •rU*. soo Kr. P**la illlkadtaa firtBanif Uk.lUr ||. 26, 14, 7.S 4 lira KURUŞ ovyetlerîn ingiltereye ukabil Teklifleri Sovyetlerin ingiliz Plânına Cevapları Kayıtsız Ve Hudutsuz Tam Bir Taahhüt Derpiş Ediyor Sovyet Tezi; Doğu ve Batı Avrupastnda Mukavemeti Teşkilâtlandırmak için milletlerin aralarında tamamen birleşmeleri merkezindedir Türkiye - İngiltere Müzakereleri Fransız Hariciye Nazırı da Dün Mühim İzahat Verdi Bir Haksızlığın Tamirine Dair Yazan: Hu.eyİn Cahid YALÇIN Aldığım bir mektup bur derdi teşrih ediyor. Bunu. anlatılış tarzına göre, ehemmiyet verilmeli insafa ve adalete uygun düşecek haklı bir tszallüm şeklinde gördüğüm için burada bahsetmeyi vazife bildim. Bir vatandaş. 1325 tarihinde devlet hizmetine giriyor. Muhtelif idare şubelerinde fasılasız olarak çalıştıktan sonra, 1926 senesinde maarif idarelerinden birinin başkâtipliğine tayin olunuyor. Bu tarihten İtibaren 1933 senesi haziranına kadar hûsu-sl muhasebeden maaş alıyor. Maarif vekileU.merkez teşkilatı hakkındaki 2287 numaralı kanuna istinaden birçok vilayetlerin maarif İdarelerinin mümeyyiz, başkâtip ve kâtiplerini 1935 haziranındı hususi muhase beden alarak um: ml muvazeneye naklediyor. Bu vatandaş ds bu arada aynı muameleyi görmüştür. Nihayet. 1936 tarihinde, devlet hizmetinde 25 sene 10 ay çalıştıktan sonra, resmen tekaütlü&ünü İstiyor, fluna Maarif vekâletinden şu cevabı alıyor: Hizmet müddeti itibarile tekaüde hak knzanmış ise de hususî muvazenede, maarif idareleri mümeyyiz, başkâtip ve kalip'crlnin gecen beş senelik müddetleri tekaüd kanununun 66 ncı maddesi mucibince teka-üd hesabında sayılamaz. Maamafih bu işteki maftdurine meydan vermemek İçin mevzubahs beş senelik hirmet müddetinin umumi bütçeden tekaüd maaşı tahsisinde hesabı katılmasına dair Maarif vekâletince bJ* kanun teklif edilmiştir. Bu cevabı alan vatandaş büyük bir memnupivet ve minnettar'ık hissediyor COnkO bfıvük bir hışırlığı uftnvıe'ktı. Fakat, mensup otdufru vckMet sslrleri arasında stııın da hukukunu gÖTctmlş ve hak-sirlıM meydan bırakmamak için bir kanun teklif etmiştir. Maarif vekâleti kendisine düsen ad | ve himaye vazifesini ifa ediyordu işte bu vatandaş böyle tatlı bir ümld İçinde iki buçuk sene bekle-mlıtlr. Nihayet sabrı tükeniyor, ümidi pev-lyor, isin ne olduğunu enlamnk için 5 kânunusani 1939 ta-rihfnde Maarif vekâletine müracaat ederek soruyor. Buna zat İşleri müdürlüsünden bir cevap alıyor- Teklif edilen kanun Maliye vekâletince kabul edilmediğinden talebin yeri-Huarrfn Cnhıd % M.CIN '"--•• * ıwtı ¦*«•***•** 4a ı Fransız Hariciye Naıın Bonne* Londra, 21 (A.A.) — Havas A-jansı bildiriyor: İngiliz hükümeti, hâlen Sovyet mukabü tekliflerini tetkik etmektedir. Bu teklifler, Sovyetler birliğinin bir taarruza karşı komşularını bir taraflı garanti etmesine matuf olan İngiliz plânına cevaptır. Diplomatik mahfellere göre, ingiliz kabinesi tarafından çarşamba günündenberi tetkik edilmekt eolan Sovyet mukabil teklifleri hudutsuz ve tam bir taahhüt derpiş etmektedir ki, bu hal Sovyetler Birliği ile bir ittifaka taraftar kabine azası arasında dahi tereddüt uyanma-mktadır. Sovyet tezi. Doğu ve Batı Avru-pasında mukavemeti teşkilâtlandırmak için böyle bir bloka İştirak e-den milletlerin aralarında otomatik anlaşmalarla tamamen birleşmeleri icabedecegi mekezindedir. İngiliz mahfelleri diyorlar ki, İngiliz diplomasisi, Romanya ve Po-loya'nın endişelerini teskin için bu otom atiklikten içtinap edilmesini arzu etmektedir. Sovyetler Birliği yalnız aFransız-İngiliz kurmay an-(S im 3 uncü tayfada) xccccccoxocccooccccx^xxccco italyan lan Bug İtalyan Hariç ye Nazırının Beyanatı - Yugoslav Konuşma-ün Pomada Başlıyor Bu Görüşmelerde, Balkan Antantına Karşı Bir İtalyan Macar - Arnavut - Yugoslav - Bulgar Bloku Teşkili İmkânları Tetkik Olunacak Yugoslav Hariciye Nazırı Romadan Berline Gidecek Homa : 21 (A.A.) — Havas ajansı I son İtalyan - Macar görüşmelerinde ı litikası imkânlannı tetkik etmek bildiriyor atılmış olan bir İtalyan. Macar. Ar- üzere yarın Venedik'te mülaki ola- Kont Ciano ve B. Markovıç temeli! navut. Yugoslsvy teşriki mesai po-|_'b*m* * "ncu «av«dai Çocuk Sayfamız Küçük okuyucularımız için; her hafu Cun.ırteM günleri tertip ettiğimi/ .Çocuk sahilıl.; bu hafta 23 Nisan Çocuk Bayramı müna-scblılf Pazar gününe tehir olunmuştur • Küçtlk okuyııculanmız; büyük bayramları şerefine rengin ve mütenevvi bir mÛndcrecatla ha-zırladığımız sahlfelerini o günkü r' ..-,-,„¦ bulacaklardır. Gümrükler U. Müdürünün Mühirn^ Beyanatı Gümrük Muamelelerinin Daha Esaslı Bir Şekilde Tatbiki İçin Te'birler Alınacak Evvelki gun Avrupadan şehrimi-r ze avdet eden Gümrükler Umum Müdürü Mahmut Nedim, seyahati esnasında yaptığı tetkikler hakkında vekâlete İzahat vermek üzere yarın Ankaraya gidecektir. Dun kcndıslle görüşen bir mu-harririmı/e Umum Müdür tetkıka-n ve Gümrük işlerimiz hakkında şunları söylemiştir: «— Londrada toplanan Beynelmilel hava nakliyatında kullanılan benzin ve mayi yağların gümrük resminden ve difer ithal resimlerinden muafiyet hakkında brvnel-mılel bir mukavele akdi İşin 1 görüşecek o Un konferansta Turkıyo delegesi olarak bulundum. Varidat Umum Müdürü ile iştirak ettiğimiz konferans 20 Şubatta oplındı ve Şubat sonlarında nihayettendi. Yapılan görüşmelerde bazı devletler muafiyet hakkında ihtiraz! ka-yılar İleri sürerek tam bir anga|-mana girmediler. Biz de yalnız memlekete girecek transit ve sivil hava gemilerinin ecnebi memleketlerde tedarik ettikleri depolarındaki benzinlerden ve arta kalmış olan mavilerden dışarı çıkarmamak şar-tile resim almamak üzere bnzı kayıtlar dermeyan ederek mukaveleyi b uşekılde imzaladık. (Sonu 3 uncu tayfada) Vekiller Heyeti Din akşam Millî Şefin Başkanlığında toplandı Ankara : 21 (Telefonla) — Vekiller heyeti bu akşam Cümhurreısımiz İsmet İnÖnünün reisliğinde toplandı ve içtima geç vakte kadar devam eti. Ekrem Gönig rgftjj Mevkuf Ruhi, Ağ rcezaya Verilecek Ankara asliye ecza mahkemesi uün davayı se-ı.ıl ı .. i haricinde göröU Ank.ua : 21 (Telefonla) — Tayyare rezaleti münasebetile mevkuf 1 Ekrem Goıııg sa h t ehar lığından suç-Ip bulunan Hariciye Vekâleti memurlarından Ruhinin muhakemesine bugün oğlrdea sonra 2 ıncı Geza (Sonu 3 uncü »aylada; M. Köseivanofun memleketimizi rJyaratino ait bir hatıra bulgar talepleri Sofya Hükümeti Rumanyadan Arazi Metalibatında Bulundu mu? Sofya : 21 (Hususi) — Başvesıll da; Butgaristanın 1913 hudutları te-Köse İvanof'un Sobranya hariciye mi" olunmadıkça Balkan Antantına encümeninde verdiği izahat sırasın-) (Sonu 3 üncü saylamada) Madritteki Geçitresmi 30 Mayısa Tehir Edildi ItVva o tarihte İspanyadan askerini çekecek mi? lspanyadıki İtalyan aıkerU'i kir Burgos, 21 (A.A.) — Madritte yapılacak olan Zafer geçidi, bundan bir müddet evvel 1 mayıstan 15 mayısa tehir edilmişti. Bu geçit tarhı, Mr kere dal-a tehir edilerek (Sojn ? üncü sayfamızda) hLN î mİAH DemoklesUn Kılıcı Arasım gazetelerde Uç be* satırlık sojle bir hauı lıs go/umüze Ul-,İr: (Kalan dairede şu kadar memur açıkta kalıyor.) HU Imkisla büyük bir ehemmiyet at'rtınljerek okuyup geçtiğimi/ bu satırinrda düşünülecek olursa ha/in hir faria gizildir. \,w\\ i» dıinde çalısun memurlunu bttyuk Ur kısmı günleree. belki aylarca islerinden çı kani malı tehdidi altındıı yularlar. Sınıra işlerinden olnıuk Ihtlmnli-ııiıı ı! İ.ınlııj-u h \vvau \e dalgınlık ı...... o iih murlano görecekleri İsten tat »ta 1 ile lıaır gelmez ve bu yüzden o memurlarla işi olan esbabı nıesalihin İsleri yürümez. .Memurlunmı/dan verimli b İstiyorsak onlunu başlan uırrinde aat-b duran bu DeıııokU's kılıeını. İslerinden çıkarılmak tehlikesini or-ı.ı.:.m kaldırmalıyı/. Şu jet o memurlar o daireye fns-lu geliyorlarsıı evvelee niçin alınmışlardır:' İliç sUphe yok kl. suç İşleyen bir memur a/lnlıınıır, tekaüde Hcvkedillr. Lâkin lasıırnıf diye, tet-kilât diye bir «ün» aile İmhasını İşsiz kulmuk tehlikesine mum/ bırakmak tu İnsaf lem/i«lne sığarak bir hareket değildir. A. cemaleddts SARAÇOĞLU ŞEHİR HABERLERİ Sayfa ı t CPSAM HAPA MfHMtMNi HATIRA vt İTİRAFLARI Tefrik» No 68 Yazan ı M. SIFIR Beyazıt Kahvesinde Bir Karşılaşma Bu Adam Eski Hapishane Arkadaşlarımdan Ali idi Bu münasebetle takdir veya tea-hir kasdıle değil, Kemal'in ruhi haleti hakkmda dinleyicilerime bir fikir vermek için, şahidi olduğum şu hâdiseyi de anlatmaktan nefsimi mencdenııyeceğim. O zamanlar zekasını, becerikliliğini hayırdan ziyade serde kullanan bu delikanlı çok yaman bir yankesici idi. Bu husustaki maharetini anlatmak için, gözden sürmeyi bile çalar, sözünü hiç de kifi bulamıyorum. Bu sözle tarf edilenlerden de çok üstün bir el İsçisi idi. Sakarya harbinin devam ettiği günlerde idi. Hoca Bekir'le birleşmek üzere sozieşuprniz Sirkeci yolcu salonunun tam karşısına İsabet eden yüksek kahveye çıkmıştım. Kemali orada bulmuş. ısrarı Üzerine de yanında oturmuştum. Dereden, tepeden görüşüyor, gülüşüyorduk. Bern de salondan çıkan yolcuları seyrediyorduk. O Birada kahveyo gelen müşterilerden biri, Zonguldak tan gelen bir yolcunun, salonda düşman polisleri tarafından dövüldüğünü, hırsız denüerek üzerinde çıkan dört yüz liradan fazla bir parasının gaspedildiğini söylemişti vo pencereden parayı alan polisle, salonun duvarına dayanıp hüngür hüngür ağlıyan para sahibini de göstermişti. Tabu bu polise bep kamış, zavallı adamcağıza da acımıştık. Bu esnada, Kemal kulağıma eğilmiş ve: — Kara Mehmet, demişti, ister misin şu ağlıyan zavallıyı' sevindireyim ve anafora kondum diye sevinen düşman polis ün de yerindireyim? Ağzımdan: — Yapabilir misin Kemal bu işi ?.. Sözünün çıkmasile Kemal'in yanımdan bir lâstik top gibi sıçrayıp f»tt»wm¦« bir da olmuştu. Merakla pencereden sarkmış, Kemal'in hareketlerini seyre dalmıştım. Kahvenin, köşedeki tütüncü dükkânına bitişik olan kapısından çıkan Kemal, kalabalık arasında gurur ve azametle gerinen düşman polisinin etrafında, tıpkı bir sansar sinsılıği'e dolaşıyordu. Birkaç defada polise sürünür gibi sokulmuş, o sırada da ansızın kaybolmuştu. Ben. Kemalin bir iş beceremediği zannile kıvranıyordum. Duvar dibinde hıçkıra hıç-kıra ağlıyan ve etrafındakilerden bir muavenet bekler gibi mahzun mahzun bakman zavallı Zonguldakh'ya bakıp duruyordum. Aradan on. on boş dakika geçmiş, Kemal hâlâ görünmemişti. Artık, sıkılmış, pencereden geriye çekilmiştim. Başımı çevirince no görsem beğenirsiniz7. Kemal saf, tarafımda oturuyor, çürük dişlerini göstererek sırıtıyordu. Koynuna soktuğu meşin cüzdanın ucunu gösteriyordu bans. Ve: — Kara Mehmet, divordu. Anda-dsvallının biri imiş. ikinci sürtünüşümde cüzdanı cebinden sıyırıp aldım da farkıns bile varamadı. Bunları da polis diye kullanıyor düşmanlar degll mi T. Şaşırmıştım doğrusu. Sade ben değil, kahveye çağırttığımız Eon-guldakiıys cüzdanını verdiğimiz lirada, hâdiseyi fi «t er, t n hamallar da •aşırmıştı. Hikâyem busunla bltmi- !or aziz dlnleyicUorim. Bu marifeti aşla göz arsamda beceren Kemal, Kasına kavuşan Zonguldaklının işlş olmak üzere, mosaurtyst-lo ver dili sUI lirayı da kabul ötmemek gibi bir «öz tokluğu gostormiş-M. Bu hareketi karşısında boebulUn fsşırmış kalmıştım vo merakla sormuştum: — Niçin almadın Kemal beli Hık Ue verilen bu parayı T _ Şeytan gibi gülmüş, kulağıma ejflmisti. Vo; — Bsj Uklrtn paran abnsr ma hiç. Kara Mehmet? Ham parasız kaldı- rım yok kl. Az. çok haftada bir iki cüzdan geçiyor elime. Niyet ottim. şu heriflerden vurduğum paralarla ya bir apartıman yaptıracağım ya da bir dükkân açacağım. Demiş, güle güle çekilip gitmişti Kemal dediğini gerçekten yapmıştı. Apartıman yaptığını işitmedim amma, gerçekten bol sermayeli blr gömlekçl dükkânı açmıştı. Bu vak'adan Ud gün sonra idi. Yüzbaşı Yusuf beyden sidiğim bir haber üzerine, Beyazıd'dakl kahveye gitmiştim. Kendisini orada bulamamış ve tabii beklemefte mecbur olmuştum. Bir kenara çekilip oHır-muş. kendi âlemimde hülyalara koyulmuştum. Yanımdaki masada da İki kişinin oturduğunu förmüş ve fakat merak edip yüzlerine bile bakmamıştım Bir aralık bu masadaki-lerden biri, oturduğu İskemleyi yerde sürüyerek yanıma sokulmuştu. Hiç te tanımadığım bu adam. kırk yıllık bir ahbap teklifsizliği İle gü-lümsiyerek yürüme bakmıştı ve çetrefil bir Çerkeş şivesile: — Merhaba Kara Mehmet, demişti. Nasılsın bakayım., tanıyamadın galiba beni? Gerçekten afallamış, karnmdaki-nin yüzüne bakakalmıstım. Hatıralarımı yokluyor, hattâ biraz da zor-luvordum. Yok., yok., yok. Ben bu çehreyi ne tanıyor ve ne de tanıdık larımdan birine benzetebiliyordum. Şaşkınlığım geçmiş, içime bir şüphe düşmüştü. Acaba bu adam bir dü«man hafivesi rai İdi?.. K*er övle ise beni ve bilhassa ismimi acaba kimden Öğrenmişti?.. Meçhul muhatabım, bu sırada ylışır gibi sırıtmış ve biraz daha yanıma sokulmuştu. Sinirlerimi bozacak derecede bir lâubalilikle: —Hiç te ummazdım senden bunu, demişti. Sultanahmed mehterhanesinde geçirdiğimiz kara günleri hele bir hatırla bakayım. Ne çabuk unuttun beni. Hani bir gün parmaklarımızı kesmiş, çıkardığımız kanları karıştırıp yalamı*. emmiş-tik de kankardeşl olmuştuk Düzcell Mlrzek Ali.. Tanımıştım. Neye yalan »öyliyeyim, utancımdan göğsüme kadar da kızarmıştım. Cahillik günlerimin gerçekten yüz kızartıcı İşlerimin o zamanlar beni düşürdüfü umumi hapishanede, hakikat bu adamla koğuş arkadaşlığı etmiştik. Ben esrar kaçakçılığından yatıyordum, o da tütün kaçakçılığından. Söyledikleri sahi İdi. O kara ve uğursuz günlerin azap ve ıztırabı İçinde kıvranır ken. gene cahillik yüzünden bu a-damın dediğini yapmıştık Çakı ile Çizdiğimiz parmaklarımızdan akan kanları bir fincan tabağı İçinde karıştırıp yanlış, ne bllevlm ben. İşte kankerdesi olmuştuk ve birbirimize kardeş gfbl bakmağa, yardım ermeği sor vermiş, hattâ sez verrn kdoğll de bflyflk büyük yeminler etmiştik. Bütün bunlar bir sinema şeridi hızı İle görümün önünden goçlvermlrtl. (Devamı var) TAKVİM 22 Nisan 1939 Cumartesi Hicri Haşatı 2 ReblfllcvrellSSS 9 N 1 S A N 1355 tkâuU; 166 Sevr fırtınası Doğa saatli S,9 öğle • 12.U — IkUsl • 16.00 Akşsssı 11,55 — Yatsı ¦ 20,35 l-usk.3,18 Türkkuşunun Bu Seneki Faaliyeti Istanbulda da bir kamp kuruluyer TUrkkuşu bu sene yaz faaliyetine geçen senelere nazaran çok daha zengin bir programla girmektedir. Türkkuşunun İstanbul, İzmir, Edirne, Konya ve Adana şubeleruıdo geçen oene 300 pilot yetiştirilmişti Bu sene bu miktar InÖnÜ kampında yetiştirilecek lor hariç olmak ü-rcre 1500 e çıkurüarnktır. Türk -a-şu şubelerini havi olmıyan vilflyet-lerdekı gençler İnönü kampına sevk olunacaklar, buna mukabü TUrkkuşu şubeleri bulunan vilâyetlerde ayrıca kamplar kurulacaktır, lstan-bulda bu sene açılacak kampın yeri tesbit edilmiştir. Bu yer Ycşılköy-dür. Bu kampta talebelere A vo B bröveleri verilecektir. Türk Hava Kurumunda her gün Türkttuşıına evvelce devam edip B ve C ve mo-torizm brövelerini alan talebelerin ve henüz yeni kaydolunanların aıh-hi muayeneleri yapılmaktadır. İki dersten sözlü imtihana kalan lise talebelerinin Türkkusuna alın-mıyacağı hakkındaki havadisler doğru değildir. Yalnız iki dersten ikmale kalan talebeler tatil esnasında derslerine çalışmaları için Türkkusuna alınnuyacaklardır. BKf.EDIYKDE | Yani Umuru hukukîye müdürü Belediyede yem teşekkül ettiğini yazdığımız Umuru Hukukiye Müdürlüğüne Baroda mukayyet avukatlardan Scnicddiıı gelecektir. Yeni yapılacak tahsil şubeleri Belediye tarafından ve 939 bütçesi İle yaptırılması kararlaştırılan yeni tahsil şube binalarının projeleri hazırlanmaktadır. Sokakla ın sulanması İstanbul Belediyesi bu yaz sokaklardaki tozun önünü almak maksa-dile mümkün olduğu kadar sık ola rak sulanma karar vermiştir. Bunun için lâzımgclen su miktarının tesbiti icabetmektedir. Bu miktar tesbit olunduktan sonra suyun müsaade ettiği nisbette, sulanacak ana caddeler ve sokaklar tesbit olunarak sulama işi bir programa bağlanacaktır. iktisat isteri müdürü Asım Süreyya vazifesinden ayrılıyor İstanbul Belediyesi İktisat işleri müdürü Asım Süreyya'nın vazifesinden ayrılarak İstanbul Belediyesi Sular idaresi heyeti idare amalığına tayin olunduğunu yazmıştık. B. Asım Süreyya, 1 mayıstan itibaren yeni vazifesine bağlıyacaktır. Evvelce İktisat işleri Müdürlüğüne getirileceği yazılan Saffet bu vazifeye gelmiyeceği yeni İktisat işleri müdürünün Valinin Ankaradan avdetini müteakip kararlaştırılacağı anlaşılmaktadır. Otomobiller İçin yeni duraklar Son senelerde Istanbulda hususi otomobiller bir hayli fazlalaşmıştır. Bu otomobillerin sahipleri tarafından durak haricinde, bilhassa dar sokak ve caddelerde gayri muayyen müdetlerds bırakıldıkları ve bu halin müruru ubura mani olduğu görülmüştür. İstanbul Belediyesi bu vaziyete mani olmak makaadile hususi arabalar için bilhassa Eminönü ve Karaköyde ihtiyaca kâfi miktarda yeni durak mahalleri tes-bltlne karar vermiştir. Mahaler tesbit olunduktan sonra lâalettayin yerlerde duran hususi otomobil sahipleri cezalandırüa-çaktır. Taksimdeki eski hala yıkılıyor Taksim meydanı karşısındaki eski helanın yık tın İma* m a dünden itibarca başlanmıştır- Pamukçuluğumuz Pamuk Ve Pamuk İpliği İstihsa-lâtı Sür'atle Artıyor 1938 senesinde Tu ikiye pamuk İstihsali 66.471 tona baliğ olmuş tur. Bu miktardan Milli Mensucat ve iplik fsbrikalanınızın istihlâk ettikleri miktar 22.274 ton olmuş tur kı, bunun 9.366 tonunu, yani Vc 42 sini Sümer bank'ın işlettiği Devlet pamuklu fabrikaları istihlâk etmiştir. Bu hesapça memleket umum mahsulünün 9t 14 ü Devlet fabrıkalan ısılında satın alınmış demektir. Fakat kaliteli pamuk cinslerinde devlet fabrikalarının istihlâki çok d.Lİı.ı yüksek bir nisbet arzoder. 1937 de bu fabrikaların umum pamuk mübay a atında tohumu yerli olan pamuklanıl hissesi 9* 49, ecnebi tohumlu pamukların hissesi '' 61 di. 1938 de bu nisbetler birincisi İÇin % 40 a inmiş, ikincisi için *5 60 a çıkmıştır. Diğer taraftan yabancı memleketlere ihracatta da bilhassa iyi kaliteli pamuklara itibar olunması (Yeril cins pamuk ihracatı bir yıl öncesine kıyasla '/r 9 arttığı halde Klevlund pamuğu ihracatı r/r 85 artmıştır.) Devlet fabrika!aruıın piyasada ihtiyaçları nisbetinde yüksek vasıflı pamuk bulmalarını müşkülâta uğratmıştır. Son 3 sene zarfında Devlet fabrikalarının pamuk mubayaaları şu seyri takip etmiştir: Bakırköy Pamuklu Fabnkası 936 da 1.628, 1937 de 1.879. 1938 de 1.S96 ton. Kayseri Pamuklu Fabnkası 936 da 3.849. 1937 do 4.247, 1938 de 3.018 ton Ereğli Pamuklu Fabrikası 1937 de 1.225, 1938 dc 1.363 ton. Nazilli Basma Fabrikaaı 1937 de 1.448, 1938 do 3.089 ton. Yekûn İtibarile 1936 da 5.477, 1937 dc 8.794, 1938 de 9.366 ton. Bu fabnkatarımızın pamuk mubayaaları son beş yü içinde senede vasati olarak % 173 artmıştır Beş yüiık program mucibince 939 da işletmeye açılacak olan Malatya fabrikusile birlikte Devlet Pamuklu Fabrikalannın 1939 senesinde sarf edecekler i pamuk miktarı _ak-rıljı ol tr.ık t'iylş tahmin atSMStt" Kayseri Bez 4.150.127, Nazilli Basma 3.177.000, Bakırköy Bez 2.279.2S3. Ereğli Bez 1.445.264, Malatya Bez 1.110.000. Yokun: 12.161.074. 1939 Türkiye pamuk İstihsali 1938 in ayni olduğu takdirde bu sene zarfında Devlet fabrikalannın pamuk istihlâki umum mahsule nazaran % 18 e baliğ olacaktır. Bu rakamlar memleket pamuk istihsalinde Devlet pamuklu endüstrisinin gitj;ide almakta olduğu ehemmiyetli mevkii kâfi bir vuzuhla göstermektedir. Devlet pamuklu fabrikalarında yapılacak tevsilerle bu mevki şüphesiz ki, daha ziyade e-hemmiyet alacaktır. Buna muvazi olarak pamuk istihsalimiz ve bu istihsalde yüksek vasıflı ve ecnebi tohumlu cinslerin niabeti de «neden seneye memnuniyet verici bir şekilde artmıştır. İhraç ımkâı. un da (bilhassa kaliteli pamuklu İrm) iç piyasada sürüm imkanlarının muvazi bir yükseliş seyri takip etmekte olduğuna göre pamukçuluğumuzun pek müsait bir inkişaf i-çnıde bulunduğu aşikârdır. DENtZUCRDE : Muayenesi Yapılmıyan Vapurlar Muayeneleri yapılmıyan bazı cemilerin sefere çık mam alan için bir müddet tayin ederek Denil Ticaret Müdürlüğünün yaptığı tamim üzerine birçok gemiler havuzlanmak i- 'iı Havuzlar İdaresine müracaata başlamışlardı s. Ancak havuzlarda son günlerde fazla miktarda iş olması yüzünden bu gemilerin uzun müddet beklemeleri İcabetmektedir. Bu sebeple bazı vapur sahipleri Deniz Ticaret Müdürlüğüne müracaat ederek muayeneleri dönüşte yapılmak Üzere sefere çıkmalarına müsaade edilmesini istemişlerdir. Deniz Ticaret Müdürlüğü kendilerine henüz bir cevap vermemiştir. İlk yaz tarifeleri dün başladı Şirketi Hayriyenin ilkbahar tarifeleri dünden itibaren tatbik edil-miye başlanmıştır. Tarifoler~mucİ-bince bu akşam aaat 21,10; 21,15 ve 22 de Köprüden gezinti postaları yapılacaktır ve yarın da bu tenez-züh seferleri 7 ve 7,30 da sabahle-yin yapılacaktır. Bu seferlerin gidiş t« dünümü biletlerde yüzde 50 tenzilât yapılacak ve bu biletlerin dönüş kumu pazartesi günü saat 13 ye kadar muteber olacaktır. Karadonlzde serseri bir mayln rjörUIdU 17.4.939 tarihlndo Ysrsz ve Trab zon fenerleri arsamda ve her iki fenerin 15-25 mil şimalinde seyyar bir mayın görülmüş ve alâkadar makamlara bildirilmiştir. Yapılan araştırmalarda bu mavin bulunamamış olduğundan Deniz Ticaret MudUrlliğtt bu mıntskads dolaşacak gemilerin muhtemel kazaya karşı müteyakkız bulunmalan için bir tamim yapmıştır. Vapur forsları değiş, lyor mu ? Denlzbank'ın lağvedilerek Deniz Yollan Umum Müdürlüğünün İhdas edilmesi üçerin* evvelce banka tarafından yapılan foraların yeniden tadil edilmesi mevzubahs edilmektedir. Anoak, yapdscak olan bu tadilât, Deniz Yolan İdaresi taıufuı- II;TIK.4T LŞIXW I Bu seneki ihracat vaz'yeti Bu sene in ilk üç ayına ait ihracat vaziyeti diğer senelere nazaran çok iyi bir vaziyettedir. Alâkadar-lann verdiği malûmata göre bu nenenin ük Uç ayında hemen hemen geçen yılların altı aylığına muadil bir kıymette mal ihraç edilmiştir. Yalnız son zamanlardaki siyasî vaziyet ihraç işlerinin daha geniş bir biçüde inkişafına kısmen mani olmuştur. Bunun da sebebi, bani; darın ihraç mallarının evrakı üzerine avans verilmesini muvakkat bir müddet için tehir etmiş olmasıdır. MtTCFEKRIK ı lstanbulun büyük meydanlarının tenviratı Istanbulda yeniden tanzim olunacak meydanların elektrikle tenvirat işi belediye tarafından tetkik olunmaktadır. Bu arada yeniden açüan Eminönü meydanının Yeni camiin üslûbile mütenasip' bîr şekilde tanzimi ı.-;i Belediye İmar Müdürlüğü tarafından tetkik olunmaktadır. Bu arada Taksim Meydanının ve bahçesinin tenvirat işi ehemmiyetle nazarı dikkate alınmaktadır. Şehitlikleri İmar Cemiyeti Şehir Meclisine teşekkür ediyor Şehitlikleri İmar Cemiyetinden: Edirnekapı Şehitliğinin İmarına sarf edilmek üzere Belediye bütçesinden Cemiyetimize (5000) lira tahsisat verilmesinin Vilâyet mum! Meclisinde teklif vo' kabul o-lunduğunu gazetelerde okuduk. Vatan ve İstiklâl fedailerinin yattıkları yerleri mütevaaı bir bütçe 1-İO imara çalışan cemiyetimizin hayırlı maksat ve gayesine karşı gösterdikleri bu yüksek vo kıymetli alâka ve müzaheretten dolayı u-nıunıt Meclisin muhterem reis vo azalarına alenen teşokkürü bir va-zifo biliyoruz. dan bilâhare tesbit edilecektir.'Söylendiğine göre Deniz Yollarının oskl forslan yeniden ihya etmesi kuvvetle muhtemeldir. Akdenizin Garb havzasındaki hâdiseler Beynelmilel siyaset dikkati vs ayni zamanda teyakkuzu celbedecek şeküde seyrediyor. Şüphesiz kı hâdiseler büyük bir vahamet arzet meşe de, clddıysOsdan do kaybetmiş değildir. Bilhassa fırtına havaaı, bir müddet Balkanları aardıktan sonra şimdi de Akdenizin diğer ucuna, Garp havzasına geçmiş bulunmaktadır. Buradaki vaziyet, herhangi uzak akisler nazarda tutulmadan, doğrudan doğruya iki bıokun esas devletlerini alâkadar etmektedir. Şimdi bu muıtakalarda ingiltere İle Fr an sanın karşısına Berlin ve Roma mihverinden başka bir do İspanya çıkmakladır. Bu auretle İngilizlerle Fransızlar İspanya dahili haıbüı-den kuşkulandıkları tehlikeye maruz kalmış mevkie düşmektedir. Burlinle Roma, Ispanyayİ ileri sürerek ve arkanın d an da yardım ederek Akdenizin Garp medhalini aet-rile, Fransanın Şimali Afrika ile o-lon muvasalasını ve İngiliz donanmasının harekâtını haleldar etmeği derpiş etmektedir. Bunun için de Cebclüttanğm karadan İspanyol toplarının altına vazedilmesine çalışırken, bir taraftan da karşı sahildeki sevkülceyş noktaları, ezcümle beynelmilel bir m intak a olan Tan-cayı taarruz ve işgal ihtimalleri artıyor. Diğer taraftan. Madritte. evvela 2 Mayıs olmak üzere tesbit ediieu (Zafer geçidi) tarihinin 15 Mayısa tehiri, ve bu suretle, İspanyadaki İtalyan gönüllülerinin bulunduklan yerlerde, İngiliz - İtalyan anlaşmasına muhalif bir şekil göstermıyo-rek, kalmaları ve bazı İtalyan dağ alaylarının İspanyaya Bevki haberleri de manalı bir hareket halini a-lıyor. Hele Alman don anmasınuı bîr kısmının, İspanyol sularında manevraları muhtelif siyasî ihtimaller ve düşünenler tevlit edecek mahiyettedir. Filhakika Almalıların, Versaydan ve İngilizlerle yaptıkla-n bahrî anlaşmadan sonra vücude getirdikleri modern ve son tekniğe tevafuk eden harp sefinelerini Avrupanın bu kısmına göndermeleri muhtelif tefsirlere yol açmaktadır. Bu meyanda. yeni İspanyaya, Berlin - Roma mihverinin siyasetine mutlak surette duhulünü temin için bir tazyik icra stmak, Ceberuttan-ğa yapılabilecek ani bir taarruza yardımda bulunmak, büyük bir ihtilâf halinde Akdenizdeki imparatorluk yolunun tehlikeye uğramadı üzerine Ingilterenin Kap üo yapacağı muvasalâtı va Fransızların da Afrikadaki ham maddeleri vo asker lerini sahile muvazi demiryolu şebekesi yarduniylo Atlantiğs vo oradan da Fransanı* garp sahiUerino geçirmesi imkânlarını tehlikeye uğratmak, Fransız ve İngiliz donanmasının bir kısmını Atlan tikte bıraktırarak Italyanın Üzerine düşecek bahri kuvvetin tazyikini hafifletmek ve nihayet sırf bir gösteriş, yapmak gayeleri nazarda tutulabilecek ihtimallerdendir. Buna rağmen Almanların herhangi h asman e bir harekette bulunacaklarını mutlak saymak doğru olamaz. Zira Bal tık denizinin kapanması ve bela Akdanizde bulunmalan halinde Alman füosu ciddi tehlikelere maruz kalabilir, Berlin - Roma mihverinin bu tezahürüne karşı Fransa ile lngUto-renin müşterek bir harekette bulunacaktan tabii bir vakıadır. Bu takdirde Fransız donanmasının garp sahilinde. İngiliz donanmasının da şark havzasında faaliyette bulura mak vazifelerini aldıkları da soy lenmektedlr. Her ne olursa olsun Avrupanın bu noktasında da ksrşıhkh kuvvet* ler birbirlerine yakan vo herhangi bir İşarette yekdiğerine girişecek şeklide mevki almış durmaktadır. Dr. Reşad SAGAY 19 Mayıs Şenlikleri 19 Mayıs şenlikleri için Maarifte dün bir toplantı yapılmıştır. Bu seneki 19 mayıs senUklertnia geçen senelere nazaran çok daha İyi olması vo bütün gençliğin tak bur sahada toplanması kararlaştı* rıünışUr. Bu saha Vollofondl olsnüş düşünülmektedir. YENİ SABAH GÜNDELİK 3/YA3İ HALK GAZETESİ PAZAR POSTASI Haftanın «a İyi hikâye, röportaj, roman ve »lirlerini bulacağımı bu mecmuayı 30 Niaao pazar güoü baylİoizden mut'ak arayınıı. Roosevelt'in Mesajı Yazan: HiUeyin Cani* YALÇIN Amerika Birleşik devletleri cilm-hurreisi Roesevell Alman Führer'i ile İtalyan Duçestne bir mesaj yolladı. Amerikan cumhur reisinin attığı bu adımı bu son zamanların en • büyük bir vakıası telâkki ederiz. Bu, alelade bir siyasi hadise gibi, her günkü vak'alar arasında, az çok dikkati cetbettikten sonra, geçip gidecek bir nümayiş v» teşebbüa değil, bu devrin tarihinde iz bırakacak ve âdeta vak'alann cereyanını değiştirecek büyük kır azim ve irade eseridir. Reosevelt bu mesajı ile, bütün şimali Amerika namına, sulh ve hak lehinde bü* vaziyet alıyor. Bundan sonra, herhangi bir tecavüzl harp, cihanşümul bir tehlike arzetti mi, kargısında şimali Amorikayı da mutlaka bulacaktır, fşi bu nazari sahadan bugünkü siyasi cereyana tatbik edersek, demek icap eder ki garp demokrasileri elele vermişlerdir. Bunlara Rusya'nın da ilhakı pek me muldOr, belki de şu satırlar intişar edinciye kadar bir emrivakidir. ötedenberi. bu sütunlarda dünya ¦ulhünU muhafaza için büyük garp demokrasileri arasında ciddî bir el birliğinden başka bir çare olmadığını müdafaa etmiştik. Siyasi vekayiin cereyanı şimdi bu şekli almakla ü-mıUerimizin tahakkukuna doğru yürüdüğümüzü görmek bahtiyarlığını duyuyoruz. Bu bizim Ümitlerimiz olduğu kadar kan dökmek istemlyen. çektiği ıztıraplara sulh ve sükûn I-çinde bir çare bulmayı düşünen bütün muztarip beşeriyetin de ümididir. -Umanya'da ve İtalya'da. Rooee-vcJt'in mesajı aleyhinde izhar edilen galeyan ve şiddete rağmen. Ameri-kadan yükselen insanî sesin Alman, İtalyan milletlerinin de lehinde olduklarında hiç şüphe yoktur. Amerikan Cumhurreisinm teşebbüsü fiili bir netice verip te bugünkü silâhlanma yarışı hafiflese; işte yokluk içinde mim inim inliyen zavallı milyonlarca halk için rahat bir nefes. Dünyada bugünkü sosyal ve siyasî vaziyetlerinin haksızlıklarını hiç tamir etmeden, yalnız bugünkü şeraiti muhafaza ederek, fakat silâhlanma paralarını cemiyetin iztıraplannı azalt-mıya tahsis ederek temin edilebilecek büyük bir saadet vardır. Amerikan Cümhurreisinin mesajı bu saadeti istemiyenlere bile, kendi arzularına rağmen, onu bahşedebilecek bir tılsım ve efsun kudretini haizdir: Eğer RooscveJt teşebbüsünün bütün mantıki neticelerine kadar azım ve cesaret ile yürümek kudretini gösterirse. Çünkü. Roosevelt'in mesajı üzerinde dalgalanan siyasi usul ve kava-it âdabını kaldırarak, bu teşebbüsün hususi manasım okumıya ehemmiyet verirsek işi bütün azameti ve ciddiyetile müşahede ederiz. Amerika harp istemiyor; Amerika çıkabilecek bir cihan harbinde Avrupamn büyük demokrasilcrite birleşecektir. Bu Üç kuvvet, Rusyanın da iltıhaküe, mağlûp edilmesi im kansız bir kütledir. Tecavüz ve istila harplerinin karşısına böyle kuvvetli bir act dikildikten sonra artık dünya harb korkusu olmadan uyuyabilir. Çünkü bugün totaliter devletler öyle bir iklim yarattılar ki, sabahleyin gazetemizi açlığımız zaman her hangi bir küçük devletin vücudunun ortadan kalktığı havadisini bckliyebılıyuruz. İnsanlar bu şartlar altımla . siyam azlar; çalışamazlar. Dünyada medeniyet, terakki ve kültür namına gördüğümüz bir parçacık şeyler, binlercj seneler içinde, ancak biraz istikrar ve emniyetten istifade ederek çalışmak sayesmde elde edilebilmişler-1 dir. Bugün artık buna imkân kalmamıştır. Bütün gayretler harp ve tahrik vasıtalarını arttırmaya; nUıeybı LaJııd (S*au 3 üncü 23 Nisan Bayramı Bulgar isteklerinin Yunanistanda Aksi Metaksas, Yunanistanın; Toprak larının Bütünlüğünü tekmil vasıta-larile müdafaa edeecğini söylüyor (Yazısı 3 UncU sayfamızda) Milli hâkimiyet bayramı olan 23 Nisan, Türkiye Büyük Millel Meclisinin ilk toplandığı günün yıldönümüdür. Türk tarihinde ycı ve feyizli bir devrin yüksek mânasını taşıyan bu mutlu gün, Ç bayramı olarak kabul edilmiştir. Bugünün mes'ut Cumhuriyet çocuklarına bayramlarını kutlularken, onlara tatmadıkları dünün acılarını ve yarın için yüklendik-leri büyük vazifeleri hatırlatırız. TUrk Çocuklarına Hitabe Ankara. 22 (A. A.) — Hâkimiyeti milliye ve 23 Nisan Çocuk bay« ramı münasebetile Çocuk Esirgeme Kurumu genel merkezi bütl Türk çocuklarına aşağıdaki hitabede bulunmaktadır: Mukaddes Türk yurdunun mes'ut Türk çocuklarına: Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu genel merkezi, yurdun, bah tiya. çocuklarının bu şerefli ve mes'ut gününü kutlular, bütün Türk] yavrularının şanlı ve yüce Türk ulusuna lâyık büyük ülkülü, gürbüz ve faziletli olmasını diler. (Çocuk sayfamız 8 nrıda) Atletizmde 1000 Metre Rekoru Kırıldı Okullararası Futbol Ve Voleybol Müsabakalarına Devam Edildi Müsabakalar Çok Güzel Oldu VENEDİK KONSEYİ italyan ve Yugoslav Nazırları Arasındaki Müzakereler Dostane Bir Hava içinde Cereyan Ediyor Venedik, 22 fH'JSttşt) — Yugoslav Hariciye Nazın Tsintsar Mar-koviç bugün saat 14,53 de Venodi-ğe gelmiştir. Yugoslav Nazın istasyonda, daha evvel kendi kulandığı ::::::::::::::::::K:ı::ı:::ıiK:a::ıı::::: Bulgar hükümetinin Dostane bir hareketi Sofya hususî muhabirimizden aldığımız malûmata göre, her sene lejyonerleri tarafından yapılan E -dırncnin Bulgar ordusu tarafından işgal merasimi bu defa Varna'da tesit edilmekte iken nümayişçiler po lis tarafından dağıtılmıştır. Sofya muhabirimizin vermiş olduğu bu malûmat bizi ççk sevin -dirmiştir. Türkiyeyi zaman zaman rencide eden bu gibi mânâsız nü -mayişlerln men'i, iki memleket a-rasındaki dostluğu tarsin edecek en kuvvetli âmillerdir. hususi tayyare ile Romadan gelen İtalya Hariciye Nazın Kont Ciana İle İtalyan devlet adamlan karşda-m ıştır. Yugoslav Hariciye Nazırile ital- yan Hariciye Nazın arasında ilk konuşma 16.35 de başlamış ve 17,50 de sona ermiştir.' Çok dostane bir hava içinde cereyan eden bu ilk (Sonu 3 üncü aayfada) ::::::::::::::c::::::::::::::u::::::::ıı Belediyedeki Teftişler Dahiliye Vekâleti bir müfettiş daha gönderdi istanbul Beledivesİnin 1926 sene-sindenberi hiç teftiş edılmiyen hesaplarını teiiış ı-ımek için Belediyeye gelen müfettişlerden Hikmet, Ankaraya gidip gelmiştir. Hikmetin Ankarayj mezuniyetle gitmiş olmasına rağmen, Dahiliye Vekâleti ile bazı meseleler etrafında te-maslard bulunduğu söylenmektedir. Diğer taraftan teftiş edilecek dairelerin büyüklüğü ve evrakın 13 senelik bir maziye malik bulunması, müfetış Kadrosunun takviyesini ( Sonu 3 üncü sayfada) Tahranda Şenlikler art umuya I VALÇIM .•yf.rf*, i İstanbul Kız Lıaetl Bo£ariçi t ol ¦ybol oyuncuları bir arad. (Yazısı o İnci sayfamızda) Mesu't dü jün mUnaetebe-l.le a gün 4 geca eğlence başladı Tahran. 22 (A. A.) — Tahran gazetecileri, düğün merasimi münasebetile Tahrana gelmiş bulunan yabancı memleketler gazetecileri şerefine Tahran lokantasında bir öğle yemeği vermiştir. Yemek ea-nasında İranlı, Türk, Mısırlı ve diğer gazeteciler tarafından samimi (Sonu S uncu sayfamızda) Maarif Vekilimizin DünküJTetkikleri Üniversite le Talebe birliği, Yurt Ve Lokanta Tesis Edilecek - —on-^ot Hasan Âli Yücelin Beyanatı Maarif Vekili B. Hıaan Âli dun maarif müdürlüğünde îki gündenberi şehrimizde bulunan Maarif Vekili Hasan Ali Yücel, dün de muhtelif maarif meseleleri etrafında alâkadarlarla temaslarda bulunmuştur. Vekil dün sabah Ka- bataş lisesine giderek birkaç ay -danberi tatbik olunan ve muallim-sınıfa girmeleri ve dersin sonunda talebeden sonra sınıftan çıkmaları (Sonu 3 ivıcü aayfada) hbR SABAH 23 NİSANIN MANASI Bugün Türk milletinin öz mııknd-derutına resmen ve bilfiil el koyduğu yüce nünün 19 uncu yıldönümüdür. 1920 yılı nisanının 22 nci günü ebedi Şef merhum Atatürk, «Ileye-tl trımlliye reisi, sıfatı vo İmza silo yu nida iti askeri ve mülkî bütün makamlar» şu tel yazısını günde rmlş-ti: «Nisanın 23 üncü cuma günü Büyük Millı-t Meclisi küsad edilerek ifayı vazifeye mübaşeret eyliyeco-gİnden yevmi ıııe/.kiırılıııı İtibaren bilûmum (":¦!. m..in mülkiye ve askeriyenin ve ununu milletin meıril Mecli»! mezkûr olacağı lamlnıcn ar-zolunur.a İşte bundan tamam 19 sene evvel memlekelte mületin hâkimiyeti bu suretle kurulmuş, Türk nıiUeli öz-yurdunıın bu tarihten sonra hâkim ve efendisi obııuştur ve bu yüzdendir kl, ııuUI bayramlar içinde 23 Nisanın mevkU pek müstesna bir e-hemnılyoU haizdir. Milletin, bftkimiyetuıi eline aldıktan başardığı hârikalar ve yaiHttıgı mucizeler İse meydandadır: 19 jena evvelki basla nditinin yerlndo (hıran gürdüz ve d]{Hİiri delikanlı İnkar kabul etmez bir hakikat gidinde TUrkUn olmea tarihinde nir varbk ulsnık mevlüinl alıma bulunuyor. A. CMMALVPDlN SARAÇOĞLU I Sarfa ı 1 TKNİ5AIAH 23 NİSAN 1*39 USA*KAKA MfHMEDİH HATIRA v« İTİRAFLARI Tefrik. No 69 Yazan : M. SIFIR Hain Birşeyden Şüphe Etmeden Anlatıyordu "İngilizlerin Yanında çalışıyorum Çok Cömert Adamlar UDufkanlığıma değil de, o zaman lardakı cahilliğime gülmüştüm. Ve: — Çok haklısın Ali. demiştim. Aradan geçen zamandan ziyade yüzünü kaplar gibi çerçeveliyen siyah ve uzun sakalın, hakikat simanı bambaşka bir şekle sokmuş. Allah bilir ya, kankardeşllği hikâyesini söylemeseydin, kırk yıl baksam yüzüne tamyamıyacaktım seni. Yusuf bey gecikmiş, biz de iki eski derdli koyu bir sohbete girişmiştik. Muhatabım hapishaneden çıktığından o güne kadar geçirdiği hayatını, bir çııpıda anlatmış ve niha-yet: — Şimdi de Kara Mehmet, bir dostun tavsiye ve yardımı ile girdiğim İngilizlerin yanında çalışıyorum. Eh., çok şükür İşte alâküllühal geçinip gidiyorum. Şimdilik kimseye muhtaç değilim., eh sen ne İş tutuyorsun bakalım?.. Demiş. gözlerini gözlerime dikmişti. İngilizlerin yanında olduğunu açıkça söyliyen, yediği düşman ekmeği için utanmadan şükreden bu soysuz mahlûka ne diyebilirdim ben Elbette, ben de senin kapı uşağı gibi çalıştığın efendilerin ile uğraşanlara hizmet ediyorum diyemezdim, Hapishaneden çıktıktan sonraki hayatımdan olduğu gibi bahsettikten sonra, son günlerimi kapalı geçmiş ve urun seneler memlekette kaldığımı, iş aramak için Istanbula yeni geldiğimi sfiyliverek sözü kesmiştim vp bu tehlikeli adamdan kaçmak istemiştim Fpkat mümkün mü elinden kurtulmak'.. Birbiri üzerine getirttiği kahveler, çaylar, şerbetler, gezerinrh beni ikmma bozuyor, kalkıp gitmeme bir türlü meydan bırakmıyordu. Bir aralık: — Biz de. demişti. Bu arkadaş ile yeni bir vazife aldık Bu kahveye bi-rini gözlemeğe geldik işle. Memleket ve padişah düşmanlarından yüzbaşı Yusuf adında biri bu kahvede çete yazıyormuş Anadolu için. Şimdiki merkez kumandanı Miralay E-sat da bu haine el altından para. silâh ve cephane vererek yardım ediyormuş. Bulamadık bir pundunu, geçlremedik bir kulpunu elimize kaç zamandır. Yoksa, yolsuzluğa çoktan veda edecek, gerek İngilizlerden ve gerekse ssraydanbolca bir ihsan edinecektik. Hak yoluna, millet ve memleket uğruna çalışan fedakârları, alçağı bir avuç altına satacağını açıkça söyliyecek kadar tıyneti çürük, hilkati bozuk olan bu alçağın az daha fu-tlagine sarılıp boğacak, pis leşini oracığa uzatacaktım, Fakat, itidalimi muhafaza ettim. Onu soysuzluğa sevkeden şeytan o anda göz kırparak karşıma dikildi Usulcacık Irki-lip kulağıma eğildi Fısıldadığı bir fki kelime İle, aklıma dörtbaşı mamur bir hile gelirdi. Artık ben de şeytana uymuştum Muhatabım eibt kara yürekli olmuş ve yüzüme kıp-kızıl bir casus maskesi koymuştum. Biraz düşünür gibi görünerek: — Ben de işittim bunu Mlrzek Ali demiştim. Sarıyerde bizim hemşeri-lerden biri söylemişti bunu bana — Sakın sen de bu adamı görmeğe, teşkil ettiği çeteye girmek için gelmiş olmayaaın Kara Mehmet T Hemen birkaç tuh tuh savurup, bir İki de yakamı ısıttıktan sonra: — Allah korusun, demiştim. Açlıktan ölsem, bu padişah âsilerin, ne katılır, ne de verecekleri paraya el uzatırım. Çocuk mu-.un sen Mlrzek Ali?.. Günde on dirhem k.. yif sattım mı günüm gündür benim Bftvle işler tara gelir bana. Yediği düşman ekmeği ile kanı bozulmuş muhatabım, verdieim te- mınata inanıvermışti. Artık coşmuş, boşanmıştı. Düşmanların sırla rını, bildiği kadar. Önüme döküp yığ mıştı ve nihayet bana da kendileri ile beraber çalışmak teklifinde bulunmuştu. Aklıma vaktıle Ayasofya camisinin avlusundaki kahvede, yüz başı Yozgatlı Ahmet ağanın, arzıısi le Nazif Efendiye oynadığım oyun gelmişti. Bir güzel oyun da bu soysuza oynamak arzusu birden içimde uyanıvermiştl. Nihayet uyuşmuş, anlaşmıştık. Bunların hesabına hafiyelik yapacaktım. Yüzbaşı Yusuf Beye başvuracak, çete yazılacaktım. Ondan sonra da bütün, gördüklerimi, işittiklerimi bir bedel mukabilinde bunlara satacaktım. Akşam olmuştu, biz hâla çene kavaflığı ediyor. Yusuf Beyi ve arkadaşlarını ağzımıza düşürmek için haşhaşa çareler düşünüvor, plânlar terlip ediyorduk. Tam akşam ezanı okunacağı bir •ırada ayaklanmıştık. Erlcsi gün, Şehzadebaşmda bir çayhanede birleşmek su/ile. Öpüşüp, koklaşıp ayrılmıştık. Onlar Aksarayn doğru gitmişlerdi. Ben de. o zaman Maliye Nezareti olan şimdiki Askerî Tıbbiye mektebine doğru yürüyordum. Niyetim, biraz dolaştıktan, bu soysuzlar tarafından takip edilmek imkânım ortadan kaldırdıktan i#nra,Merkez kumandanlığına gitmek, Yusuf beyi sormaktı. Fakat, zihnimi meşgul eden Yusuf beyin ciddi ve vakarlı siması ile birkaç adım ötede karşılaşmıştım. Yüzbaşının kaşları ça tık. yüzü de pek asıktı Yanma sokulduğum zaman yüzüme bile bakmamıştı. Sert bir sada. kendine cok yakışan kabadayıca bir eda ile; - Ummazdım Kara Mehmet senden, demişti. Bu vatansızlarla konuşmayı hiç te yakıştıramadım w-ni. Tamr mısın o alçakları''. Lilir misin başbaşa verip oturduğun o heriflerin kimler olduklarını*. Bu ağır. fakat çok hakiı tekdir karşısında başımı önüme eğmiş, düşünüyordum. Fırtına karşısında sallanan köksüz bîr fidan gibi sarsıldığımı hissediyordum. Gözlerim kararıyor, hayalim dumanlanıyordu. Yüzükoyun kapanacaktım yere aziz dinleyicilerim. Bereket versin ki, bu halimi gören mert yüzbaşı, kuvvetli ellerile omuzlarımı sıkmış ve sarsmıştı beni. O çelik par inakların tazyiki aklımı başıma geti-rivermişti. Yaşaran gözlerim, yüzbaşının şefkat fışkıran gözlerile kar-şılaşmıştı. Yalnız yüzü değil, gözlerinin içi de gülüyordu artık. Tatlı bir sesle: — Kara Mehmet, demişti. Teessürün, tavrın ve halin gösteriyor ki. suçsuzsun. Sakın ayıplama beni Tam dört saattir, uzaktan sizi göz-lüyordum. Bu hainlerle oturman, görüşmen, hele gülüşmeniz, beni. fena halde sinirlendirdi. Nerede buluştun bu soysuzlarla?. Söyle bana. Artık açılmıştım. Hem yürüyor, hem de İşi olduğu gibi anlatıyordum. Ben söyledikçe Yusuf bey gülüyor, şenleniyordu. Hafiyelere karşı aldığını vaziyetlerden, kurduğum tedbirlerden hoşlanıyordu. Böylece Süleymanlye camisinin yanındaki Tiryaki çarşısına varmıştık. Kahvelerden birinin bahçesine yarılamıştık. Gecenin alaturka üçüne kadar. Bu heriflere oynıyacağımız oyunun bütün plânlarım hazırlamıştık. Yusuf beyin Um kafamın dengi bir adam olduğunu o akşam anlamıştım. Bu herifler hakkında çok şiddetli hareket etmek, nasıl aöylive-yim bilmem, derilerini yüzüp inim inim biletmek istiyordu. Ve: (Davamı vur) Bir Kamyon Ve Otobüsle Tramvay çarpıştılar Şişli yolunda vukua gelen mUsademeden sonra kamyon şo.örU llrar elti Dün Şişlide bir k:myoıı ve bir c-tobüsle tramvay arabası arasında bir çarpışma hâdisesi olmuştur: Hilmi İsminde bir şoförün idaresindeki 3897 numaralı kamyon, dün Şişliden Büyûkdereye gitmekte i -ken. Harbiye civarında ayni istikamette ilerliyen 213 numaralı Maçka - Eminönü tramvay arabnsıle, mukabil cihetten gelen şoför Hasan Düzsürenin idaresindeki 3087 numaralı otobüs arasında kalmış ve her ü-çü birbirine çarpışmışlardır!.. Müsademe neticesinde kamyon, otobüs ve tramvay arabası; muhtelif nisbetlerde hasara uğramışlar; fakat İçindeki yolculara
hiçbir şey
olmamıştır. Bu vaziyeti gören kamyon şoförü Hilmi, arabayı arkadaşı Ishak Aksuya terkederek firar etmiştir. Polis; kaza hakkında tahkikata başlamış ve firari şoförü aramağr koyulmuştur!.. Delinin Marifeti Şuuru muhtel bir genç bir kadının kafasını sop İte yarala ı Şehremininde Ördek Kasap Bos -tan sokağında oturan Mehmet ka • rısı Makbule; ayni yerd. oturan muhtekşşuur Ali oğlu 30 yaşında Recep tarafından başına sopa ile vurulmak surenle yaralandığını şikâyet etmiş ve Recep yakalanarak Ba-kırkSy Emrazı Akliye ve Asabiye haslahanesine gönderilmiştir. VİLAYETTE : Resmi günlerde öğleden sonra tatiller Aesmi günlerde Öğleden sonraları yapılacak tatillerin saat 12 den mı, yoksa 1 den mi tatbik edileceği meselesi ihtilâf mevzuu olmuştu. An-karadan verilen bir emre göre tatil saat 12 den itibaren tatbik oluna çaktır. Şehircilik mütehassıs Prost geliyor Şehircüik mütehassısı Prost bir haftaya kadar Istanbula gelmiş o-lacaktır. Prost istanbuldan ayı ıhı -ken Eminönü meydanının kendisi tarafından tanzim olunan umumî plâna nazaran bir maketin hazırlanmasını istemişti. Bu maket hazırlanmışı.. Fakat hazırlanan maket Prost geldikten sonra lüzum gördüğü takdirde tadilâta uğrıya-caktır. İstişare heyetinin verdiği rapor istanbul Belediyesi istişare heyeti ekmek meselesi hakkında riyasete bir rapor vermiştir. Raporun şimdilik hıfzına ve bilâhare tetkikine karar verilmiştir. HALKEVLERİNDE : Resim sergisi Eminönü Halkevinden: Şehrindi ilk okulları talebesinin yaptığı resimlerle tertip edilen (Resim Sergisi» Milli Hâkimiyet ve Çocuk Bayramına rastlıyun 23 ni-san 939 pazar günü saat (17) de Evimizin Cağaloğlundaki binasında açılacaktır. Girmek serbesttir. Konferans Bakırköy Halkevi B ,-'.„:¦¦ ,„ dan: 23 nisan 1939 Hâkimiyeti Milliye v. Çocuk Bayramı münasebetin» evl-h4l salon und asa a kimiyet mevzuu üzerinde bu konferans ve onu takiben bir konser ve • rileceği ilân olunur. Davetiye serbesttir, herkes girebilir. Okuyucularımız Diyor kl ı Hasköylülerin teşekkürü Beyoğlu kazasına tâbi Hasköy nahiyesinin ana caddeleri pek bozuktu. Çok büyük İhtiyaçlardan olan umumi helâ yoktu. Halıcıoğlu vapur iskelesine yakın meydanlık Çamurdan geçilmez bir halde idi. Yollarımız imkân dahilinde tamir edildi ve edilmektedir. Umumi belâ bitmek üzeredir. Çamurdan geçilmez olan meydanlık tamamen kurutulmuştur. Henüz nahiyemize geleli 5-6 ay olduğu halde senelerden beri her nedense yapılmamış olan halkın bu mühim ihtiyaçlarını kısa bir zamanda başaran ve daha ıslaha pel: çok ihtiyacı olan nahiyemizde ileride bütün enorjisile çalışacağını bil fiil gösteren ve hakikaten iftihara değer genç ve yorulmak bilmez sa yın nahiye müdürümüz B. Hasan Candansevcr'e yapmakta olduğu işlerde de muvaffakiyet temenni e dcr|fpn içten gelen sevgi, teşekkürlerimizi aleni olarak kıymetli gazetenizin (Okuyucularımız Diyor kl) sütununa dercini sonsuz saygılarımızla dileriz, Hasköy nahiyesi balkı namına Sütlüce Elifi sokak sakinlerinden Enver Temızkan Kara Sularımızda Kaçak Balık Avlıyanlar Karabük Fabrikasının Demir İhtiyacı Sümerbank tarafından yaptırılan Karabük fabrikasının .-tının kısmı küllisi tamamlanmıştır. Şimdi en mühim mesele bu fabrikada kulla -nılacak ham maddelerin tedariki meselesidir. Şimdiye kadar civarda biriktirilen stokların Katabüke şevkine başlanmıştır. Sümerbank ihtiyaç hissedildiği takdirde tstanbulda ve memleketi -miıde mevcut demirleri de satın a-uçaktır. iki senedenberi memleketimizden hurda demur ihracı menolunduğun -dan bu stokun çok yüksek olduğu tahmin olunuyor. Sümerbank hurda demir tüccarlarına müracaat ederek ellerinde bulunan demirin miktarı ve buna istedikleri fiyatları bildirmelerini talep etmiştir. İİBber aldığımıza göre İstanbul Belediyesi de eski Unka-panı köprüsü hurda demirlerini Su-merbanka satacaktır. Süt İşinin Halline Doğru Dun belediyenle mUnlm bir toplantı yapıldı lstanbulda süt meselesini tetkik etmek, bu hususta Belediye riyasetine islişari mahiyette bur rapor vermek nıuksadile şehrimize geldiğini yaaüığuau İûruat bUHAttAafi biı profesör ve iki doçentinden müteşekkil heyet, dün Belediye istihare heyetile müşterek bir oplantı yapmıştır. Bu toplantı Ankaıadan gelen heyete, bugünlerde sut meselesini tetkik eden istişare heyetinin bu husustaki mütulvasını ve karalını öğrenmek maksadın? yap,İmiş-tır. öğrendiğimize göte Belediye iktisat heyeti süt meselesi hakkında henüz raporunu hazırlamamaktır, Maamafıh istişare heyeti Istanbu-lun süt işinin büyük ve tek bir teşekkül tarafından idare ve organizasyonu mevcut sekilerin en iyisi o-Israk telâkki etmektedir. Limanlar Umun müdürlüğü projeleri Muhabere ve Münakale Vekâl. -tine bagh olarak kurulmakta olan devlet limanlar umum müdürlüğüne ait teşkilât projesini umum müdürlüğe tayin edilecek olan Raufi Manyas dun Ankdraya götürmek ü-zere şehrimizden ayrılmıştır. Lı -manlar umum müdürlüğü muavinliğine Denizbank müdürlerinden Hamit Saraçoğlunun getirileceği söylenmektedir. * Yedi Yunanlı Balıkçı tutuldu Çeşme, (Hususi) — Çeşm. oiva -rında Goni adası yakınında balık avlamağa mahsus ağlarını denize atarak batık bekliyen ve Goni adasına çıkarak istirahat ettikleri görülen Sakız adalı Pandeli oğlu Dlmitri Pa-çllis, kardeşi Nlkolİ. Dimitri oğlu Pandeli Bolos. Yani oğlu Yamandi Kafalis adlarında altı kişi, Goni a -dası Üzerinde yeni tesis olunan gümrük muhafaza teşkilâtımız tarafın • dan yakalanmış, büyük sandalları, balık ağları ve tuttukları balıklarla Çeşme adliyesine verilmişlerdir. ? Çeşmede Anaya adası yakınlarında kara sularımız dahilînde balık svhyan ve gümrük muhafaza mo -terlerimiz tarafından görülünce sandalını sığ sularda batırıp Panaya a-dasına saklanan Sakızlı Kosta n tin oğlu Yani Rali yakalanmış, sandalı da denirden çıkarılarak balık avlamağa mahsus âletleri ve balıkçı aynası İle adliyeye verilmiştir. Yeni Hastahane Yeni hastahane 1000 yataklı olacak Belediye tarafından yaptırılması kararlaştırılan ve bu sene için inşa masarifi olarak 460,000 lira ayrılan yeni hastanenin 1000 yataklı olmasına karar verilmiştir. Fakat hastane evvelâ 500 yataklı olarak açılacak ve bilâhare yatak adedi 1000 e iblâğ olunacaktır. GÜMRÜKLERDE : Gümrükler umum müdürü Ankaraya gidiyor Avrupa gümrüklerinde uzun bir tetkik seyahati yapan Gümrükler Umum Müdürü Mahmut Nedim vekâlete izahat vermek üzere bugün Ankaraya gidecektir. Umum müdür Ankaraya gittikten sonra ilk iş olarrk hazırlanmakta olan yeni gümrük kanununun bir an evvel hazjrianması işile meşgul olacaktır. POLİSTE : Bir kadtnı bıçakla yaraladılar Beyoğlunda oturan Mehmet kızı Mesude isminde bir genç kadın; HU-seyinağa mahallesinde mukim Ce • lâleddin İçel tarafından bıçakla sağ kolundan yaralandığını iddia etmiş. Celâleddİn yakalanmıştır. Bir kız yüzünden Uç kişi birbirine girdi Ferikoyünde Civelek sokağında •39 numarada oturan Osman oğlu Hayri Akyüz ile Bozkurt caddesi 211 numarada mukim Kâmil oğlu sa -deddin Düzyol ve arkadaşı Ali oğ . lu Seyfedd:n: dün bir kız meselesinden birbirlerde kavga etmişlerdir. Kavgada Sadeddİn ile Seyfeddin; Hayrivı güzelce dövmüşler ve üçü de yakalanmışlardır. On yumurta ç*lıp kaçarken y kalandı Tophanede Köl Haldin kahvesin -de oturan Edirneli Hamdi oğlu Alâ-addin Güı sel İsminde bir adam; Yağ iskelesinde 12 numaralı mağazadan Bedros oğlu Abraham Fenerciye ait yumurta sandığından on yumurta çalıp kaçarken suç üstünde yakalanmıştır. Bir çocuk vaourdan korkarak kendini denize attı Fatihle Hafizpaşada 116 numaralı evde oturan Paşaogltı 13 yaşında Ca-vid ile Defterdarda oturan Osman oğlu 13 yaşında Remzi dün Defterdar iskelesinde sandalcı Fevzlnin sandalını alarak Halıcıogluna doğru açılmışlardır. Bu sırada B numaralı Haliç vapuru sandalın üzerine doğru gelmeğe başlamış, sandalda kilerden Cavid bundan çok korkarak kendisini kaldırıp denize atmıştır. Etraftan yetişenler, biraz sonra korkak çocuğu kurtarmışlardır. POLİTİKA ingiliz - Sovyet konuşmalında yeni safhalar Berlin - Roma mihverinin Avrupada ve Akdenizde faaliyeti üzerine İngilterenin geniş mikyasta bir diplmasi savaşın, giriştiği, ve bu a-rada bazı devletlerle ezcümle, Po -lonya ile ve onun arkasından Yunanistan ve Rumanya ile yaptığı bir ta-rafl: garanti anlaşmaları vücude getirdiği malûmdur. Yalnız bu garantilerin müessir bir hale girmesi için Polonya ve Rumanyanın Sovyet Rusyadan da yardım görmeleri ve icabında topraklarından Rus askerlerini geçirmesi zarureti dc kendi -sini göstermektedir. İngilizler herhangi bir müşterek emniyet plânı kurarlarken Sovyet Rusyaya da müracaat edecekler ve kendi siyasetlerine İmale etmek istiyecekl.rdi. Sovyet Rusya ile Berlin -Roma mihveri ve Antikomintern Paktı devletleri arasında mevcut idoloji ihtilâfı hasebile Sovyet Rusyanın muarız cepheye İştiraki de tabii olabilirdi. Ne tekim bir iki haf tadanberi diplomatlar arasında cereyan eden bu konuşmalar ve şimdiye kadar ses Çıkarmamış olan Moıkovamn dû • gündüğü ve tatbikini istediği plân ortaya çıkmıştır. Bugünkü ajans haberlerinde Moskovanın. İngiliz plânından ayn hususiyetler gösteren mukabil cevabı görülmektedir . Moskovanın bu vadide istediği, herhangi bir taraflı garanti ve yardım meselesi değil, bilâkis hudut • suz ve tam bir taahhüt halidir. Di • ger tabirle müşterek emniyet blo • kunda yer alacak devletler yekdi ğerleri arasında tara bir tesanüd ve ittifak halinde bulunacaklar ve birbirlerde birleşik bir hattıhareket ittihaz edeceklerdir. Sovyetlerin İngilizlere yaptığı beyan olunan bu teklifle, bu hareke -tin tam mânasile Almanyaya karşı yapılması isteniyor ki, bu vaziyette İngilizlerin takip edecekleri yol oldukça alâka uyandıracak bir mahiyet alıyor. Zira burada İngilizleri tereddüde düşürecek iki nokta vardır: Evvelâ Polonya ile Rumanyanın. Sovyet Rusya üe olan müne -sebetleri meselesi vardır. Londra Polonyaya, Varşovanın Fransaya sıkı rabıtalarla bağlı olmasına rağmen ancak son günlerin arzettiği teldi • keden istifade ile kendi siyasetine, o da müphem surette meylettirebil-miştir. Bu yeni vaziyet karşısında, Polonyanın ve Rumanyanın bu de -recede sıkı bir münasebet ve bilhassa yalnız Alamnyaya karşı olan emniyet plânını ne şekilde tefsir edecekler ve karar vereceklerdir? Diğer taraftan bu iki devlet de, mevcut gergin siyasi havaya rağmen Almanya ile dostane bir teşrikime-sai idamesini, ve mevcut münase • betlerin milli hudut ve menfaat dairesinde teshilinden kaçmıyan bir siyaset takibini istemektedirler. Bu sebepten Almanyaya karşı bir itti -faka kavıtsız r-;*rnekle mevcut münasebetlerin tamamile ihlâl edile -bileceğini derpiş etmeleri ihtimali vardır. Bu suretle Moskova ile Londra a-rasında cereyan eden bu konuşmalar, şimdi çok şayanı dikkat bir saf-hava girmiş bulunmakta ve İngü -terenin takibini ihtiyar etmek istediği siyasetin ana veçhelerinin ne gibi prensiplerden mülhem olarağı-nin yakında tezahür etmesi imkânlarını ortaya çıkarmakadır. Dr. Re-arl SAGAY Sarhoşun Zoru Kahvede oturan bir adamı vuran bir aarhos başından yaraladılar Galatada Serçe sokağında 5 mı -marada oturan aşçı Ahemt oğlu A-kif Sıkı sarhoş olarak ayni yerdeki kahvede oturan ve Kasımpaşa kö -mür iskelesinde Hüseyinin dükkâ -nında yatıp kalkan Behzad oğlu Os-man Aloglu İle kavgaya tutuşmuştur. Sarhoş Akif. bir aralık bıçağını çekmiş ve kavganın en hararetti zamanında Osmanın sol kalçasına sapla mıştır. 1 Osman da, can acıslle Aklfi başından yaralamıştır. Etraftan yetişenler iki kavgacıyı ayırmışlar ve gelen polisler de her ikisini tedavi altına alarak tahkl • kata başlamışlardır. GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZET ESİ SABAH PAZAR POST AS Haftama «a İyi hikaye, röportaj, roman va flirlerIdI bulacağınız bu mecmuayı 30 Nisan paıar günü bayünizden mutlak arayınız. Yugoslav Kral Naibi Romaya Gidiyor Ciano - Markoviç Mülakatı Bitti İtalyanlara Göre Yugoslavlar Milletler Cemiyetin' den Çekilecekler ve Antikomintern Pakta Gireceklermiş Dfin ("aksim meydanında yapılan merasimde bir kQçük mektepli nutuk söylerken 23 Nisan Bayramı Parlak Merasimle T es9 it Edildi Küçük Mektepliler dün şehrin muhtelif yerlerinde tezahürat yaptılar 23 nisan Çocuk Bayramı bugün şehrin her tarafında ve büyük bü* , neşe içinde kutlanmıştır. Daha sabahın erken saatinden itibaren sokaklara dökülen halk, akın akın çocukların bayramlarını tea'lt edecekleri meydanlara gitmiye başlamışlardı. 23 nisan Çocuk bayramı ayrı ayn bütün kazalarda tes'it edilmiştir. Çocuk bayramı ve çocuk haftası sabah saat onda Beyazıt Cumhuriyet meydanında başlamıştır. Merasim, İstiklâl marşile başlamış ve bu sırada meydanda hazırlanmış olan direğe şanlı Türk bayrağı çekil' mistir. Merasim esnasında meydandaki mahşerî kalabalık istiklâl marşını huşu ile dinlemiş, şanlı Türk bayrağını büyük bir hürmetle selâmlamış! ır. Bunu takiben ilk okul yoksul çocuklara Yardım Birliği adına Profesör Zühtü, Çocuk Esirgeme Kurumu adına Dr. Kutsi, Kızılay Gençlik Teşkilâtı adına Atıf tarafından birer söylev verilmiş, ve C. H. P.,Beledı-ye. Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu, ilk Okul Yoksul çocuklara yardım Birliği tarafından hazırlanan celenklpr. Taksim Cumhuriyet âbidesine gönderilmiştir. Saat ondan itibaren Taksim Cum-, hurlyet meydanının etrafım halk â-deta doldurmuştu. Saat 1030 da 29, 10. II. 12, 35, 13, 45 ve 47 nci İlk mekteplerden takriben 1000 çocuk 29 uncu ilk okulda toplanmış ve muallimlerin nezareti altında Taksim meydanına gelerek tesbit edilen yerlerde vaziyet almışlardır. Saat II de Bahriye Bandosu istiklal marşını çalmış, şanlı bayrağımız direğe çekilmiş ve Beyazıt meydanından gelen çelenkler âbideye konmuş, bundan sonra evvelâ Beyoğlu Halkevi Başkanı Ekrem, Beyoğlu Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanı Doktor Fethi Erden birer nutuk söylemişler ve Beyoğlu 12 nci okuldan bir talebe duygularını anlatmıştır. Nutuklardan sonra yarının büyükleri mevdanda hazır bulunan vali muavini Hüdal'nln Önünden muntazam bir geçit resmi yaparak dağılmışlardır. Bu suretle çocuk bayramının ilk kısmı neticelenmiştir. öğleden sonra saat 14 den 18 e ka-jar Dağcılık klübünde bir çocuk balosu vapılmış ve bütün kazalarda Halkevlerinde temsiller ve eğlence-*r tertip edilmiştir. (Sonu 3 UncU sayfamızda) Fatih Halkevi önünde yapılan merasim Filistin Tethişçileri Suriyeye Geçiyorlar Küçük Guruplar Halinde iltica Eden Tethişçilerin Silâhları Alınıyor Şam (Hususi) — Filistındekİ ter-hibcilerin şefi Aref Abdelrazek'î Suriyeye firarı, küçük gruplar halinde Suriye hudutlarına iltica eden bas-ka terhibcilerin firarları için bir iş.ı-ret olmuştur. Terhibcilerin Suriye hudutlarında silâhları alınmakta ve kendileri enterne edilmektedir. Bu terhibciler arasında Samda Aref Ab-delrazek'in adamları tarafından hizmete alınmış birçok Kürtler de bulunmaktadır. İNGİLİZ TEMİNATI KARŞISINDA SURİYE Berut, (Hususi) — Mister (Çem- bcrlayn) ve Mösyö (Daladlye) nin nutuklan Lübnan ve Suriye efkân umumiycsı tarafından pek müsait bir surette kafşılanmşıtır. Buradaki umUmİ kanaate göre Fransa ve ingiltere tarafından Kumanyaya ve Yunanistan'a verilmiş olan teminat totaliter devlelerin şarka doğru savletlerine muhalefet edecek mahiyette görülmektedir. Lübnan matbuatı ingiltere ile Fransa arasındaki sıkı mesai birliğinin badema küçük hükümetlerin yeni bir tecavüze maruz kalmalarına mani olacağı kanaatini izharda müttehittir. Venedik : 23 (Husual) — Yugoslavya hariciye nazın Tsintsar Mar-koviç'le İtalyan hariciye nazın Kont Ciano arasında bugün Öğleden evvel saat 11 de ikinci bir mülakat daha vuku bulmuştur. Bir buçuk saat kadar devam eden bu mülakatı müteakip resmî bir tebliğ neşredilmiş, bu suretle iki hariciye nazın arasında vuku bulan temaslar sona ermiştir. Tebliğde ezcümle nazırlar arasında İki memleketi alâkadar eden meselelerin ve ezcümle son Arnavutluk hâdisesinin mevzu bahsedüdiği ve her hususta tam bir görüş birliği :::::::::::::::::::::::::::::::::::::::»» Rnmen hariciye Nazırı Londrada Londra : 23 (Hususî) — Rumın-ya hariciye nazın Gaf*nko bugün saat 17,30 da Londraya gelmiştir. Rumen nazın istasyonda hariciye nazın Lord Halifaks'la Rumen, Türk, Yunan sefirlen ve Yugoslav maslahatgüzan tarafından karşılanmıştır. Gofenko yarın sabah hariciye nezareti binasında Lord Halifaks'la bir mülakat yapacaktır, öğleden soma da İngiliz başvekili Chamber-lain tarafından kabul edilecektir. tesbit edildiği kaydedümektedir. Ay-nca Yugoslavya'nın Macaristan ile olan münasebatın daha dostane bir şekle ifrağı esbabının da derpiş edildiği ilâve edilmektedir. Kont Ciano Grand Otel'de yapılan bu son içtimadan sonra saat. 1 de Yugoslav nazın şerefine 80 kişilik bir ziyafet vermiştir. Tsintsay Markoviç Venediği tam saat 16 da terketmiştir. Kendisini istasyonda İtalyan hariciye nazın Kont Ciano İle faşist erkânı ve kalabalık bir halk kütlesi uğurlamıs-tır. (Sonu 3 üncü sayfamızda) Yugoslav haricîye Markoviç Lord Halifaksın Amerikaya hitabı Londra : 23 (Hususî) — Hariciye nazın Lord Halifaks bugün radyoda Amerika'ya hitaben bir nutuk söylemiştir. İngiliz nazın nutkunda İngiltere'nin harici sivasetini anlatmış ve tngütere'nin sulhu ve -----riyeti kurmak için silâhlandığını söylemiştir. Sultan Aziz Devri Başpehlivanları ::::::î:::::::::::î:::::::::::::::::::::::i:::::k::::::::::::::::::::::::::::::::::^ Roma - Berlin Mihverinin Son Siyasi Faaliyeti Fransız Mahaflll, Mihverin Balkan antantını dağıtmak İçin Almanyanın, Antantın an kuvvetli rüknü Türkiye Üzerinde nüfuz tesisine çalıştığını bildiriyor (Yazısı 3 üncü sayfamızda) Casus Mustafa Sagir NASIL YETİŞTİ? NASIL TUTULDU? NASIL ASILDI? Yakında Neşre Başlıyacağız Galatasaray-Vefa maçından heyecanlı bir an Galatasaray Vefayı 4-1 Fener Perayı 7-2 Yendi a haftadanberl yapılmakta olan seri bisiklet yarışları dlln neticelendi Ankaraoa Demlrspor Izm.rln Ales-sporunu s-ı yendi. Kupa maçlarına devam edildi ( Yazısı 5 nci aayfamızda ) htR SABAH Bayram ve Yoksul Miniminiler Bu cazip fr Kamız çok heyecanlı bir sunaya girmişt'r. r'ukard iki resimde o devir pehlivanlarındın Çolak Müminin Kurtdereli ile alınmış, bir resmini görüyorsunuz. 6 nci sayfamızda okuyunuz Çocuk bayramı bağladı. İler ana, her baba yavrusunun bu sayüı günleri azami zevk ve neşe içinde geçirmesi uğurunda eliııdrn gelen, hattâ kudretinin fe\kindeki fedukâr-uktan çekinmez. "'11m.....ni..... dudaklarında geniş bir tebessüm, güzlcrüıde uzun sürerek bir iliç'e parıltı» yarutabilınrk ivin her fedakârlığa kıtthıuımık zaten ebeveynle en tabii bir vazifesi değil midir? Ancak, günlerindi 'II ııı killi! unu zevu ve sıırıır siz. ve yuksıd yav-nılunn boynu bükük halleri, akranlarının oyunlarına, şebircilerine işti- rak edemeyişten doğan hüzünlü ta-vırlan gevrek ve körpe çocuk kahkahalarının tarattığı gönül ferahlatıcı hava \ ı ı.ıı .ıı ınrtgTiiumlaştınr. Asıl Imynıi'iın zevkine cimler İse İşte böyle kimserdz ve yoksul bir miniminiyi sevindiren vatandaştır, r. m..n i' in de fazla bâr varlığa, geniş bir servete ihtiyaç yoktur. Biraz bUauUniyet, bir pwea çocuk sevgisi zuten gülmek İçin yaratdmtş kUrük ve masum uzlerdeki hüzün bulutlarını dağılnııya kifayet eder. Haydi aziz okuyucum, bir yetimi sevindirmek suretile asıl bayramı sen yapmış ol. A. CKMALLÜDİS SARAÇOĞLU Sayfa¦ t TIHISAIAH 74 MİAAH 1«e )f?5Ar%J HA r?\ MI HMtlİK HATIRA vt İTİRAFLARI Tefrik. Ne 70 Yaran i Af- SIFIR Hoca Bekir Rolünü Çok Güzel Oynuyordu Mirzek Ali Sevincinden Aklını Oynatacak Hale Gelmişti — Kara Mehmet, diyoıdu. Günah tan karınıp ta bu hamlen sağ bırak tnak. vatanı, milleti bu İtlere kurban etmek, demektir. Bütün kurnazlığı m. becerikliliğini gösterecek ve bu adamları tarif ettiğim gibi... Yusuf bey çok heyecanlanman L Boz söylerken titriyor, adeta tıkanıklıklar geçiriyordu. Hemen sorunu kestim. Ve: — Yüzbaşım, tasalanıp ta hiç kasavet çekme. Bu iki kuduz tilkiyi kapanımıza şimdiden düşmüş say. Allah m inayeti ile. ikisini de yular-sız bir eşek gibi süre süre getireceğim karsına. Dedim, elini Öperek karşısındu çekildim. Ertesi gün sabahleyin hoca Bikirle beraber. Beyazıd'dal:i I de ve Düzce'U Mirrek Ali'nin masa • aında idik. Yüzbaşı Yusuf bey de bizden evvel gelmiş. Camı duvanmn önündeki masalardan bınne çekilmişti. Elindeki gazeteye gcâlerini dikmiş, okumağa dalmış gibi görünüyordu. Mirzek Alı bizimle selâmlattıktan ve birkaç sözür.le hoca Bekirle tanıştıktan sonra, gozıle Yu-suf beyi işaret etmiş. Ve: Bizden evvel düşmüş bugua. demişti. Herbald*. yspUklaiını aya-ğma dolaştırmak »cm Cenabıhak bize yardım ediyor değil mı Kara Mehmet?.. Yusuf beye doğnı beti bir hakaıetli nazar fırlattıktan son-ra, muhatabıma dönmüş. Ve: — Ona hiç şüphe yok Mirzek. demiştim. Hele bizim Bekir'in yardımı ile gerek bu beyi gerekse onun gibilerini birer birer kemcndlenz. Yetişir ki, yüreklerimiz bir olsun. Mirzek söz söylerken srsaırs ds hocs Bekir'i baştan ayağs süzüyor, belli kı, hıyanete, karakulaklığa olan kabiliyetini ölçüyordu Çenesi bir gramofon gibi İsliyordu Bize saraydan, saltanattan, hilâfetten bahsediyordu İngilizlerin Türklere ' olan muhabbetim, hele cömerdlıkle-: rinı hiç dilinden duşUrmüyordu Bir ! aralık: t — Kara Mehmet, demişti. Arkadaşımız Bekınn bu işi başarabileceğine emin misin?.. Biraz durgun bir delikanlı gibi geliyor bana. Manalı manalı gülmüş ve: — Mirzek, demiştim. Durgunluğu na bakma onun. İşbaşında görür ve ' çok beğenirsin. Beni ve kendini bırak şöyle bir 'tarafa, Şeytam bile aldatır, atlatır bu afacan. Görürsün iş başında onun ne mal olduğunu. Mirzek. söylediklerime tamamda inanmış, kanmıştı. Hoca Bekir'i bir kaç defa daha, fakat şüpheli değil bilâkis emniyetli ve takdırkâr bir nazarla, süzdükten sonra bana donmuş, ve: — öyle ise Kara Mehmet, demişti Hiç vakit geçirmeden işe başlıya-lun. Hemen şimdi Bekir'i bu adamın yanına salalım. — Pek acele etnuş olmas mıyıa Mirzek. Belki adamı şüpheIrndlriris. Muhatabımın hırslı gözlen bayağı kararmıştı. Bize karşı olan emniyet ve İtimadını kuvvetlendirmek maksadile. bu teşebbüsün ertesi güne bırakılması için yaptığım yalandan tekliflere. İtirazlara kulak bile vermiyor, bütün kuvvetlls ısrar ediyordu, ve: — Hayır Kara Mehmet yanüıyor-sun. Her vakit geçiremeyiz bu fırsatı ele. Böyle islerde günün değil saatin bile büyük ehemmiyeti vardır. Şimdi. Bekir yanımızdan kalkar, bıraı dolaştıktan sonra gider yanına. Diyor. Hoca Bekir'e hani hani talimat veriyor, alul öğretiyordu Onun bu ısrarları karsısında Ubtl Diyor kl; Taksim »uyu hakkında b»r temenni Kabnteşta Ömer Avnı mahallesinde «Alipaşa» .«in ı maruf büyük bir çeşmemiz vardı. Bütün bir mahulk- halkının istilade etliği ve ihtiyacı nısbelindc taksim suyu te-darık eylediği bu çeşmenin suyu on giındenberı kesildi. Bu yüzden mahalle halkı daha şimdiden pek müşkül bir vaziyette kaldık. Yaz mevsimi, yani sıcak havalar yoklasıyor Civarda bir Terkos çeşmesi de yok. Şehrin ihtiyaçlarile yakından alâkadar olmak lûtfunu hiç bir semtten esırgenuven «Yeni Sabah* ın delalet ederek çeşmemizin açtınl-nıssı hususunda ıcabcdcn makamın dikkat nazarını çekmesini düerim. Yeni sabah — Bazı «eşmelerin suları temiz olmadığından kesildiği malûmdur. Ancak Taksim suyu eskıdcnberi temiz, hattâ içilebilir bir su olmak üzeoe maruftur. Şayet Taksim suyunun kullanılmasında sıhhi bir mahzur yokso okuyucumuzun dileğinin İs'af edileceği mu-hnkkaktır. ben de boyun eğmiş, dediğini kahul etmiştim. On beş dakika sonra bizim Hoca Bekir'le. Yusuf bey başbaşa vermişler, tatlı bir sohbete ginşmişlerdi. Yusuf beyin. Hoca Bekir'in mitini okşıyarak u'rsryler söylediğini eö-ren Mirzek Alı. boğulacak gibi oluyordu. Çimdikler gibi dizimi sıkıyor ve dişlerini gıcırdatarak: — Görüyor musun Kara Mehmet?' Bak şu herifçi oğlu Bekir'i kandırmak için nasılda yaltaklanıyoı. kimbilir. ne diller döküyor. Şüphem katmadı artık, bu padişah hainini ağımıza düşüreceğimize iyice iman eltim artık. Hele bak şu Bekir'e de. kemline inandırmak için amma el» eziliyor, büzülüyor. Sahi. dediğin gi-M hinoğlu hinin biri imiş. Doğrusu | bes. Çocuğun biraz evvel bayağı ap Ç. 1 Hilalimi tallığına hükmetmiştim ben. II. \ ylŞCUC UUrUUgU yaradan Allah, şu kubbenin sltında.1 ı-v kıyı da köşede, yarattığın ne yaman kulların varmış senin. —. Diyor, durduğu yerde tepmiyor ve çımdıklemekten dizlerimi çürütüyordu. Hakikat yüzbaşı Yusuf bey de. Hoca Bekir de rollerini çok gürel oynuyorlardı ve nihayete kadar da oynamışlar, işin ciddiliğine birim Mirzek Ali'yi inandırauşlsrdı. Biraz sonra. Yusuf bey kalkıp gitmiş, Hoca Bekir de yapma çekingenlikler göstererek, etrafı gözlüyor, ve ihtiyatlı davranıyor gibi görünerek biraz dolaştıktan sonra yanımıza gelmişti. Kurnaz Bekir, tıpkı rolünü ezberlemiş bir tiyatro artisti ,ıhı dillenmişti. - Müjde ağalar, demişti. Cenabı-hakkın inayeti ile muradımıza erere-giz. Yüzbaşı efendiyi tuzağır-ı.za düşürdük sayabiliriz kendimizi. Hiç te göründüğü ve söylendiği kadar Belediye Müesseselerinin Yeni Bütçeleri Şehir Tiyatrosu,Konservatuvar.Şef kat yurdu ve Karaağaç mezbahasının bütçeleri Şehir meclisine verildi lslanbul Belediyesi Şehir tiyatro-1 tanzim olunurken senelerdenberl 50 su. Kunservatuvar, Şefkat yurdu | lira maaşla çalışan Konservatuvar Kafayı çekince konferans vermeğe kalktı Kuçukpazarda Yakup isminde biri evvelki ıkşam önünü göremiyecek denecede içtikten soma civardaki kahvelerden bınne girmiş ve ayak üstünde uzun bir konlerans vermiye başlamıştır. Pakat bu münasebetsiz sarhoşun tekerlemeleri herkesin canını sıklığı için kahvedekıler Mışmışını söyleyince, bundan canı sıkılan Yakup. uluorta ve topuna birden küfür ctmıye başlanıştır. Bunun üzerine Şemsettin isminde biri kendisini dışarı çıkarmak isteyince ona da kü- tür ederek sarkıntılık etmiştir. Bunun üzerine hâdise mahalline gelenjN'~ww? zabıta kendisini yakalıyarak man- MAAKtrrr kemeye sevkctmıştır Dün yapılan (Darülaceze) ve Karaağaç mezba -hası bütçelerini Şehir Meclisine tevketmıştir. Meclis tarafından Bütçe Encümenine sevkolunsn yeni bütçeye nazarsn mevzubahs Belediye müesseselerinin bütçeleri şöyledir: Şehir tiyatrosu Müessesinin varidat bütçesi gecen seneye nazaran 1000 lira noksan ile 108000 lira olarak tanzim olunmuştur. Varidat bütçesinin haıırlanma-sında geçen sene Şehir tiyatrosunun dram. komedi ve çocuk kısımları varidatı nazarı itibara alınmıştır. Dram ve komedi kısmı geçen sene 82.000 lira. çocuk tiyatrosu 2500 lira varidat getirmiş, müteferri kısımların vaııdatı 3 500 Ura ve getirilen ecnebi trupların varidatı da 20.000 lirayı bulmuştur. Şehir tiyotrosu masarif butecü hazırlanırken bilhassa maişet dirliği yüzünden Şehir tyslrosu arutle ğı yüzünden Şehir tiyatrosu artistlerinin güçlük çektiği ve bu yüzden başka İşler bulup tiyatro tahssından çekildikleri nazan itibara alınmış ve ücretlerinde bir fazlalık yapmak talepleri terviç olunmuştur. Bu suretle Şehir tiyatrosu sanatkârlarının aldıkları maaş faslı 7920 lira faz-lssile 59920 liraya baliğ olmuştur Görülen lüzum üzerine Şehir tiyatrosu operet kısmı operet şefliği lâğvolunmuştur. Şehir tiyatrosu 1939 masarifat bütçesi Belediyenin yaptığı (40) bin liralık yardımla 148.089 lira olarak hazırlanmıştır Konurrvutuvar Knnservatuvsr bütçesinin varidatı. Belediye tarafından yapılan (80) bin lira yardımla 85.201 lira olarak tesbit olunmuştur Masarif bütçesi ^XCCCCC*3CCCCCCCO0CC Müdürünün maaşı 70 liraya iblâğ edilmiştir. Şefkat yurdu (Darülaceze) Bu sene. Şefkat yurdu varidat bütçesi. Belediyenin yaptığı 85.424 lira yardımla 49.268 lira olarak tesbit olunmuştur. Belediyenin bu sene yaptığı yardım, gecen senekıne nazaran 492665 lira kadar bir fazlabk arzetmektedir. Şefkat yurdunun varidatını çoğaltmak maksadile bundan birkaç »ene evvel bir balo tertip edildiği nazarı itibara alınarak bu balonun 1939 senesinde de tertibine ve yurtta mevcut halıların satılması için bir piyango tertibine karar verilerek varidat bütçesine bu yüzden 6500 lira fazla varidat kaydolunmuştur. Bu suretle Şefkat yurdunun tekmil varidatı 171,224 lira olarak tanzim olunmuştur. Masarifat bütçesi de bu varidata uydurularak 171,224 lira olarak tesbit o-lıınmuştur. Karaağaç mezbahası Mezbaha resminden elde edilecek meblâğ, geçen seneye nazaran (40) bin lira fazl..sıle (940) bin lira olarak tesbit olunmuştur. Soğuk hava mahzenleri varidatı 30 bin lira. buz satışı bedeli olarak 110 bin lira. bar sakhaneler hasılatı 22 bin lira, paçahaneler hasılatı 32.400 lira ve müteferrik hasılan 30 buı lira olarak tesbit olunmuş ve müesesenm muhammen varidatı 1 165.400 lira olarak tesbit olunmuştur. Karaağaç mezbahasının bu sem Belediyeye vereceği safi hasılat 691 bin lira olarak hazırlanmıştır. Bu suretle Karaağaç müessesesinin 939 masarifat bütçesi, geçen seneye na zaran 64 800 lira fazlasile 1 165.400 İrs olarak tesbit edilmiştir. raum da kurnaz bir adam değilmiş, llkon- duruşmada Yakup yedi gun hap.s Maar f Vekili Ankaraya ' cezasına mahkum olmuştur. Birkaç gundenben şehrimizde bulunan Maarif -Vekili Hasan Ali Yücel, dün akşamki ekspresle Ankaraya avdet etmiştir. Vekil, istasyonda şehrimizdeki Msarıfe mensup pikin tarafından uğurlanmıştır. Mirzek Alı sabırsızlanmış ve kahvede oturduğunu unutup haykırmıştı: — Burak masalı Aliahını seversen Bekir. Ne dedi onu söyle. Merakımdan çsUıyacağım şimdi. Hoca Bekir'in inadı tutmuş, sorunun sırasını bozmuyor, tıpkı v as reden bir hoca eda ve sadasile sözüne devam ediyor, Mirzek'i üzüm üzüm üzüyordu: — Telaşın ne be kardeş. İşte hepsini birer birer söyliyeceğim. Ondan sonra efendicazım. Neresinde kaldıktı lâfın., ha aklıma geldi, ilkönce. Rize'li olduğumu, kendisi ile çalışmak istediğimi söyledim Bana sanatımı sordu. Ben de, bizim ^ibi adamın şanstı olur mu, ne olacak kayıkçılık ediyordum, İngilizler mandalımı aldılar elimden. Şimdi işsiz kaldım işte, dedim. O da.... Mirzek. biraz evvel bana bastığı çimdiğlerin daha katmerlisini Hoca Bekir'in koluna basmış ve dana gibi bağırtmıştı, ve: — Ülen. bırak şu gevezeliği, demişti. Seni çete yazıyor mu yarmıyor mu. Onu söyle bana. Hoca Bekir, pszusunun altında mor bir leke gibi duran çürüğü bir kaç defa yalayıp ovalamış, fakat hiç te oralı olmamıştı. Hikâyeyi olduğu ve istediği gibi anlatmıştı. Sonunda da: — Yarın değü, öbür gün, demişti. Yine burada ve bu saatte birleşeceğiz ve buradan kalkıp beraberce bir yere gideceğiz. Orada bana yeın.n sttirecek ve biraz da dünyalık vere-çekmiş Minek Ali sıkıntısından buram buram ter dökmüştü. Alnında toplanan ve «akaklarından yanaklarına doğru akan terini silerken, sol elıls Beldı-ln kolunu sarsmış ve sormuş, tu: (Devamı vmr) Bir çocuk kuyuya düşerek öldü Dün 4 v ..şiarında bir çocuk kuyuya düşerek boğ -Imak surenle ölmüştür. Ntvazibey sokak. 22 sayıda otu -ran sütçü Rıza Cengiz'in oğlu dört yaşlarında İbrahim, evin arkasındaki bahçede oynarken bahçe içindeki kuyuya düşmüştür. Hâdise mahalline derhal yetişen İtfaiye, her ne kadar tulumba ile suyu tahliye ederek çocuğu çıkarmış ise de Belediye Tabibi tarafından yapılan muayenede çocuğun boğularak öldüğü anlaşılmış ve defnine ruhsat verilmiştir. Kalp sektesinden ölüm Balatta Simitçi sokağında oturan 70 yaşlarında Yako dun saat 14 de Fatih, Malta çarşısından geçerken ânf olarak düşüp kalb sktsındn olmuştur. Toprak çökerek İki kişi yaralandı Kızıltopraku Kayışdağ caddesin-i de oturan 25 yaşlarında Mevlût Kurt ile Abdullah dün Göztepede Hüse-yinin taşocağınds çalışmaktalar i-ken, toprak çökmüş ve ikisi de altında kalmışlardır. Etraftan yetişenler tarafından kurtarılan işçilerden Mevlûdun sol kolu ve Abdul-lahın da sol bogru ezilmiş olduğundan her ıkın de hastahaneye kaldırılmışlardır. Zorlu rruşterlle Kumkapı, tatasyon caddesinde o-turan Mıhranysn İsminde biri dün akşam dükkânını kaparken bir alacak yüzünden kendisine muğber o-lan müşterilerinden Küpen ve Oarbis gelerek kendisini dövmüş olduğundan, suçlular yakalanmış -tır. Binanın üçüncü katından düştü Dcnizbankın yaptırmakta olduğu Galatadaka yeni yolcu salonunda çalışmakta olan elektrikçi Yorgı, muvazenesini kaybederek sekiz metre yüksekliğindeki iskeleden a-sağı düşerek vücudunun muhtelif yerlerinde nyaralanmış ve tedavi edilmek üzere hastahaneye kaldı -rılmıslır. Vatmanın dikkati Izllfjl 2701 numaralı vatman Demirin idaresindeki 84 numaralı tramvay arabası dun Taksimde Sclım'ın idare ettiği arabaya çarparak ağır hasara uğrattığından vatman, zabıta tarafından yakalanmıştır. Tramvaya çarpan otobüe BELEDİYEDE : Belediyede bir tayin Belediye Teftiş Heyeti mümeyyizi Cemsl Erelın Belediye müfettişliğine tsyin edildiğini haber aldık. Be-ledıvenın emektarlarından olan mumaileyh. 40 küsur senedenben muhtelif vazife ve memuriyetlerde bulunmuş, dürüst shlâkıle temayüz et-mışıtr. Yeni vazifesinde muvaffakiyetler dileriz. cihetindeki ın arka kamilen tahkı- camiarı kırmıştır. Hâdise hakkında kata başlanmıştır. Bll-rdo yüzUnden arkadaşını yaraladı Erenköyünde oturan Mehmet ila Ömer oğlu Mehmet, dün t.vardaki kahvehanede tatlı tatlı bilardo oynarken bir karambol yüzünden a-ralarında münazaa başlamış, esasen oyun yüzünden sinirleri gergin olan gençler, ceplerinden çıkardıkları sustalı çakılar ile birbirlerini yara-Ismışlardır. Zsbıia. her İkisi hakkında kanuni muameleye başlamıştır. Pamuk fabrikasın; akl yangın Lângada Karakol caddesinde 11 numaralı Sadık Hakverdi'nin pa -muk fabrikasının makine dairesinde bulunan pamuklar ateş almışsa da itfaiye su sıkmadan kendileri ateşi söndürmüşlerdir. Satışı nokean terazi İle yapıyormuş Bcştktaşta Zinclrtikuyu, Feshane sokağında bir numarada oturan Beşiktaş, Cumartesi pazarında seyyar sebzeci Tahsin., noksan terazi kullanarak mal sattığı için yakalan -mış ve hakkında kanuni takibat başlamıştır Vapurdan düşen bir fıçı İle yaralandı Dün 18 de limandaki şamandıralarda bağlı Amerikan vapuru bordasında yanaşık Denizbankın 515 sayılı mavna reisi Mehmet Avdın vapurdan tahliye edilen fıçılardan birinin ayağına düşmesite kazaen yaralanmış ve hastahaneye kaldırıl -mıştır. Attan düşerek yaralandı Sakizağacında oturan ibrahim dün ismini bilmediği birinden, gezmek için kıra ile bir at almış ve Şişlide dolaşmıya başlamıştır. Fakat Mecidiye köyünde güzel güzel gezerken, at birdenbire düşmüş ve üstündeki-ıı. yere vurarak kaçmıştır. İbrahim sukut neticesinde kolundan ve be -anıdan ağır surette yaralanmış. Beyoğlu hastahanesme kaldırılmıştır. POLİTİKA Yeni siyasî hareketler.- Avrupa kıtasında gün geçmeden İnkişaf eden aiyasl hâdiseler ve bunların diplomasi sahasındaki ak i. eri mütemadiyen oıtaiığı çalkaland'-rı* yor. Her gün yem bur ihtimal, harp tehdidi, müstakbel devlet siyasetleri plânlar, konuşmalar, nutuklar, ajans haberlerinde, matbuatta, radyoda, görülüyor, okunuyor ve dinleniyor. Bu arada son günlerin hâdiseleri arasında Berlin - Roma mihverinin Birleşik Amerika reisicumhuru Roo. sevelt'e vereceği cevap meselesi de dikkaU çekiyor. Filhakika İtalyan başvekili M. Mussolını'nın geçenlerde söylediği nutuk hariç, Berlin -Roma mihverinin cevabını, İtalyan ve bilhassa Alman matbuatında görülen şiddetli tenkitler, Alman İtalyan biteklerim faal gösteren yazılar ve aynca Tuna havzası ve B-l-kan yarımadası devletleri ar asm da mevcut dikenli meselelerin mihver vaaıtasıle halledilip siyasi bur emniyet cephesi vücude getirilmeği, teşkil etmektedir. Fakat esas cevap, yani Beriin -Roma mihveri namına yapılacak beyanat, son gelen haberlere göre 28 nisanda İtayhşlağ'ın anılması şuasında Alman devlet reisi M. Hitler tarafından Amerika'ya tevcih edilecektir. Bu cevabın metni ve mülhem !..-cugı prensipler hakkında daha şimdiden tefsirlerde bulunulmağa, fikirler yuıutulınege ve hattâ nutkun es*a çerçuvesı hakkında bile muta-Ica Icrmeyan eujlmeğe başlanmıştır. Halbuki, hu gun değişen bu yeni siyaset havasında ancak mesul dev-lei au.ımlsrn.ın sözlerinden başkasına bakmamak ve bar de umumi devlet siyasetim ve faaliyetini gözden geçirmek lazımdır. Bu balamdan Berlin - Roma mihverinin cevabı hakkında kat'i bir fikir elde etmek İçin 28 nisan tarihi beklenirken, dc Alman ve İtalyan devletlerinin halihazır hareket ve faaliyetinden bu cevabın herhangi bir tarihi mes'u-llycti üzerlerine almamak için kendilerine mazeret noktaları aramaları ihtimaline rağmen menfi olacağını kestirmek imkânı vardır. Bu arada ikinci bir hâdise de Sofya'nın Rtımanya'dan bazı arazi taleplerinde bulunması keyfiyetidir. Fakat burada da muayyen bir vaziyet yoktur. Bulgar başvekili Köseivanof'un beyanatından çıkardan bu rivayet-lenn munl bir mahiyet kesbetme-melerine rağmen Bulgar metalibt de mevcuddur Ve bunun da Balkanlarda sulh yolile ve anlaşarak halli *Cİn de imkânlar vardır. Bu sebepten mayıs ayı içerisinde toplanacağı ve son siyasi hâdiseler üzerinde konuşacağı söylenen Balkan Antantı Konseyinin içtimai da çok dikkate şayan bir hâdise olacaktır. Netice de, Avrupa'nın bu kaynaşması, mayıs ayı içerisinde devletlerin karşılıktı ol. rak alacaklan kat î vasiyet ile nihayete erebllecektir Bu arada esas oyunu Almanya İle ingiltere idare etmekte ve Berlin - Roma mihveri ile Paris - Beriin bloku ara-sındaki mUteksbil siyasete bu iki devlet veçhe vermekte. Paris - Roma bloku mevcut maddi ve manevi faik kudretlerini mütemadiyen İnkişaf ettirmek yolunu aramaktadır. Dr. Reşad SACAY TAKVİM 24 Nısaa 1939 Pszsrtesi Hl«rl : 4 ReblOlevvc Ressl.il NİSAN ksaua: 168 I 1358 1355 ipek Böceği Zamanı D.|» ¦asil 5,7 0f 1. • 12.11 — ikindi ı 16,00 tkşaSB 11,57 — Yatsı ı 20,38 («sak 13.14 Tt'RK YAVRt'LAKINA : Sizin refah ve — ,/Utınitt çalışan Çocuk Eairgems Kurumu Bayramınızı kutlular yurda faydalı insanlar olmanızı diler. 16?323 GÜNDELİK 8İYA3İ HALK Q AZ ET E 3/ PAZAR POSTASI Haftanın «o \ji hlktye, röportaj, roeaao ve «lirlerini bulacağımı bu mecmuayı 30 Nlaaa paiar g-Onû bayliniıdea mut ab ararmış. [oosevelfe Karşı Yazan: Hüseyin C.bid YALÇIN Amerika Cümhurreisi Rooscvelt totaliter devletlerde büyük bir hücum ve hattâ tahkir ile karıdandı. ¦Siyasi yüksek mevkilerde bulunan zatlara karsı en münakaşalı mevzularda bile az çok hürmetkar bir lisan kullanmak en basit bir âdabı muaşeret kaidesi iken, duyulan hiddet. Roosevelt hakkında muhakkira-ne sözler istimalini caiz görecek dereceye vardı. Atman gazetelerinden bazıları ilk günlerde âdeta açıktan açığa sövdüler. Mesajın ttalysdı yaptığı tesire dair ilk gelen havadisler bunun totaliter devletleri zor bir mevkide bırakmak İçin yapılmış bir manevra olduğunu Iddlı ettiler. ' ttalyan gazetelerinin neşriyatı esas itibarile pek dikkate şayandır, tik heyecan dakikalarında her türlü ihtiyat kayıtlan birdenbire unu-tuluverdiği için. düşünceler daha samimî surette matbuat sahifeterine aksetmişlerdir. Faşist mahfellerinin kanaatine göre sulh ancak ttalyan ve Alman taleblerinln temini zure-tile elde edilebilir. Bu talebler de Şunlardır: Alman müstemlekelerinin İadesi; Fransa ile italya arasındaki muallâk meselelerin halli. Bundan başka, demokrat devletlerin totaliter devletler aleyhindeki düşmanca tasavvur ve emellerinden vazgeçmeleri de lâzım imiş. Telgraf ajansları faşist mahfellerinin milletlerarası bir konferans toplanmasına muhalif bulunduklarını, meseleler pek muğlak, pek kardık oldukları İçin birer birer ele alınması lirim geldiğini söylediklerini bildirmişlerdir. Faşist mahfellerinin herhalde mantıkî düşünceye hiç ehemmiyet vermedikleri görülüyor. Bir kere, demokrat devlMleri kendi aleyhlerinde düşmanca emeller beslemekle İtham ediyorlar. Fukal diğer taraftan da sulhun temin edilebilmesi I-çin ttalyan ve Alman taleblerinln is'afı lÜ7umunu kat'l şart olarak ileri sürüyorlar. En esaslı bu iki şart biribirini cerh ve nakzeden iddiaları havidirler. Faşistler Adeta bütün cihana ültimatom veriyorlar. Gerek kendilerinin, gerek dostları Alman'lann istedikleri yapılmadıkça sulh temin edil miyeceğinl söylemek demokrat devletlerle harp edeceğiz, istediğimizi zorla yaptıracağız demektir. İşte düşmanlık buna derler. Binaenaleyh asıl düşmanlık hareketi, düşmanca sözler totaliter devletlerden geldiği işte kendilerinin itiraflle anlaşılıyor. Sonra da, demokrat devletlerinin kendilerine karşı düşmanlıkla-nndan şikâyet ediyorlar! Demokrat devletlerde dalya ve Almanya'ya karsı bir düşmanlık mevcudiyeti na. sil iddiı ohmabfllr ki onlar helvan ve Almanların hiçbir topraklarını İstemiyorlar. Küçük memleketler aleyhinde İstilâ hareketi göstermiyorlar ve karşılarında gene dalma geliniz, görüşelim, herşey müzakere ile halledilebilir diyorlar. Biz uzaktan bitaraf seyirciler rea-liteyi bu tarzda görüyoruz. Binaenaleyh, en evvel düşmanca hareket-leri. tasavvurları bırakmaları icap eden devletler varaa onların da İtalya ve Almanya olduklarını söyle mek mecburiyetindeyiz. Faşistler taleblerinln Alman müstemlekelerin İn iadesinden ve Fransa İle İtalya arasındaki muallâk meselelerin hallinden İbaret olduğunu İddia ediyorlar. Fakat sonra bu meseleler gayet çok ve karışık oldukları İçin birer birer ele alınma» lâzım geldiğini İleri sürürce gene bir mantıksızlığa düşüyorlar ve kendi kendilerini U-krlp ediyorlar. A'm-.dann eski müstemlekelerini lremekteki hıklarını bu sütunlarda tâ baştanberl müdafaa ettik. Münih anlaşmasından sonra Almanlar gerçekten sulhperverane bir siyaset takip etmiş olsalardı ve iyi niyetleri hakkında dünyayı tatmin ve teskin etselerdi şimdiye kadar HU~yiQ Cahıd YALCİN (fionu 3 üncü sayfamızda) Millî Şefimiz Ve Halkevleri İsmet InönQ ve Refikaları, Çocuk Bayramında kendilerini ziyarete gelen küçükler araaında Ankara, 24 (AA.) — Milli Şef direktifler vermişlerdir. İsmet inönü, bugün, sayıları gittikçe çoğalan Halkevlerinin çalışmalarını daha esaslı vt ileri bir şekilde plânlamak için epey zamandanberi toplantılar yapmakta olan. Halkevleri danışma komitesinin lçtimaında bulunmak üzere Ankara Halkevinl sereflendirmişlerdur. Verilen izahatı derin bir alâka İle dinleyip mütalea ederek komiteye, kendilerinden memleketin inkılâp ve kültür hayatında büyük verimler beklenen Halkevleri hakkında alınacak yeni tedbirlere ait çok esaslı bir şart ve işaretlerde bulunmuşlar ve Sovyet Hariciye Komiser Muavini Ankaraya Geliyor Milli Şefin her vesile ile Halkevleri çalışmaları ve meseleleri İle bu İlgileri bütün Hılkevcilere bir kat daha şevk ve şeref vermektedir. MiUI Şef İki saat süren bu çalışmadan sonra Parti Genel Sekreterliğinin yurt İçinde gezdirdiği res -samların eserlerlle tertip ettiği re • sun sergisini gezmiş ve eserler üzerinde alâka İle durmuştur. İnönü'nün Halkevint teşriflerini duyan mektepliler ve halk bina ö • nünde toplanarak avdetlerini bek • lemisler ve ayrılışlarında hararet ve heyccınla alkışlamışlardır. Tahranda Mutantan Düğün Merasimi Dost Memleketin Güzel Payitahtı Efsanevî Günler Yaşıyor Seyahat Hakkında Sıkı Bir ketumiyet Gösteriliyor Moskova, 24 (A. A.) — Sovyet Hariciye Komiser MuaviniPotemkin, Ankaraya Hareket Etmiştir. Sovyet Mahafilinde Potemkinin Seyahati Etrafında Sıkı Bir Ketumiyet Muhafaza Olunmaktadır. xoocxxcccccccccc^^ italya Balkan Antantının Es-ıdıgını ooyluyor Venedikten Belgrada Dönen Yugoslav Nazırının Beyanatı Belgrad, 24 (Hususî) — Yugos -lavya Hariciye Nazırı Markoviç bugün Venedikten Belgrada dönmüş va istasyonda Yugoslav devlet a -damlarda Alman ve İtalyan elçileri tarafından karşılanmıştır. Markoviç gazetelere verdiği beyanatta yaptığı seyahatten çok memnun olduğunu ve İtalyan Hariciye Nazın ingiliz Filosu Şarkî Akdenizde Manevra yapacak Londra, 24 (A.A) — İngiliz harp filosuna mensup 32 parça gemi, Şarki Akdenizde manevralar yapmak Üzere dün Maltadan ayrılmıştır. Bu manevralara üç dritnot, iki seri kruvazör, bir tayyare gemisi ve üç destroyer filotillası iştirak edecektir. Times gazetesinin deniz muharriri bu manevralar hakkında diyor ki: İngiliz filosunun manevralarının bu sefer Akdenizin şarkında yap -ması kadar tabii bir şey olamaz. Çünkü bundan evvelki manevrala -mu Akdenizin garbında yapmıştı.» Kont Cıano ile her meselede mutabık kaldıklarını söylemiştir. Hırvat Meselesi Roma, 24 (A.A.) — Messagero gazetesinin bildirdiğine göre Sırp -Hırvat meselesi yakında halledıle -cek ve Hırvatlar, Yugoslav hükümeti ile teşriki mesai edeceklerdir. (Sonu 3 üncü sayfada) Prens Pol :::::::::::::::::::::::::::::::: G«sç Evliler Prenses Fevriye ve Veliaht Mehmet Rıza Pehlcvı Tahran. 24 (AA) — Anadolu A-Jansımn hususi muhabiri bildiriyor: Dün daha öğleden İtibaren bütün Tahran halkı Mermer saraydan Gu-lüstana giden yollan tamamiyle dol- durmuştu. Herkes bu mesut günde büyük Şefini bir kere daha görmek, candan alkışlamak ihtiyacı içinde çırpınıyordu. Saat 15 te Mermer sa-(Sonı: 3 üncü sayfamızda) Aydında bir katil ölüme mahkûm edildi Aydın. (Hususi) — Şokenin Yortan köyünde ihtiyar Meryemi parasına tamaan boğma suçlularının şehrimiz Agırcezadaki muhakeme -leri neticelenmiştir. Katıl Mehmet çavuş knbili temyiz olmak üzere ö-lÜm cezasına, kardeşi Mustafa AH yaşının küçüklüğünden dolayı do -kuı ay hapis cezasına çarptırılmış -tır Mustafa Çetinkaya beraet et • mıştır. Hilmi TUKEL Süvarilerimizin Parlak Zaferleri Türk ekipi birincilikten dördüncülüğe kadar bütün dereceleri kazanarak büyük mükâfatı aldı öuiü.ıu aağa aıra ile: Birinci gelen Saim, ikinci Gevat, Kumandan Saim, Üçüncü Cevat Kul*, Pö düncü Fyüp (Yazısı 3 Uncll sayfamızda) Casus Mustafa Sagir NASIL YETİŞTİ? NASIL TUTULDU? NASIL ASILDI? Yakında Neşre Başlıyacağız Belediyede açıkta Kalan memurlar İstanbul Belediyesinde yeni bütçe hazırlanırken açıkta* kalacağını yazdığımız 80 memurun belediyenin muhtelif dairelerinden ayrılacakları tahakkuk etmiştir. Belediyeden ayrılacak memurların maaşlarından bu seneki bütçede temin cdilecok tasarruf miktarı (100) bin lirayı tecavüz edeceklir. Belediye İktisat Müdürlüğü kadrosu yan yarıya indirilecektir. Bu suretle açıkta kalacak memurların (Sonu 3 üncü »aylada) hLK ti AB AH Güzel Ve Yerinde Bir Karar r.n sütunlarda bir kaç defa mevzuu luhsrtıııis, Aluty klaresile. le-nl/ynllurı grnıilrrioln baralarındııki eski Seyrlnefaln forslarının değiştirilmesinin mahzurlarını sayıp dökmüştük. Filvaki Hcnelcrdenheri bütün d il ıi) uca ı ıhının., : u/.-l bir alâmell ı.ıı il, ılım in bir kararla değiştirilmesi doğru değildi. I'.ınıı Inııl ¦! hir şöhreti haiz bulunun \e nurlu .\ıldızımızı tasıyım çapraz çapalı forsun yeniden ticaret lıloııııı/uıı alameti farikası olacağını memnuniyetle öğreniyoruz. Evet, yelken v .un - »raylp bir salapuryaya bruriyen ve Seyrlsrfainin o güzel ve tanınmış alâmeti farikaslle kıyas kıılıul rlınlyecek derecede çirkin c-l.ı.ı .iı liish.ııık formunun tebdiline k:ırar verilmesi ziyanın neresinden dönülse kâr olduğu yolundaki eski bir dedeler sözünün bir defa daha tıılııılikukundaıı başka bir sey değildir. Rıı hayırlı karan veren makamı yurd denİielliğİ namına cidden tak-dir ve tebrike sayan gururuz. A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU 25 NİSAN 1939 CRSAHJKARA MfHMtDİNi HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrika No 71 Yazan : M- SIFIR Kara Yürekli Herifin Artık Eceli Gelmişti Kurduğumuz Kapana Adeta Koşar Gibi Ayağile Geliyordu evvel. Yusuf beyle. SUleymaniyode, Tiryaki çarşısındaki kahvede yin birleşmiştik. Yusuf Bey. bu alçak hafiyeyi dilediği yere düşürmek İ-çın. bize kap eden tenbihleri yap mis. hele Hoca Beki re, bütün yapacaklarını tekrar ettirmişti. Yusuf bey. benden de insafsız çıkmıştı. Dış terini hırala gıcırdatıyor ve: — Bu alçak, diğer alçaklara ibret olacak bir şekilde, hem de çok şiddetle cezalandırılacaktır. Demiş, son emirlerini de verdikten sonra çekilip gitmişti. Her hal de. o gece hiç uyku uyumamış olacaktı ki. sabahleyin biz Bey anttaki kahveye geldiğimiz va Mirzek Ali D* birleştiğimiz saman, onu. kahvedj ve oturmayı âdet edindiği duvarın dibindeki masada bulmuştuk. UM gazete elinde duruyor ve okuyor gibi görünüyordu. Bir saat aonra Kahveye Hoca Be kır de gelmişti. Tabu. hiç yanımıza uğrama 'an. hattâ yun gözle olsun yüzüım./c bile baknıaoan doğruca Yusuf neyin bulunduğu yer» gitmiş, karşıa -ı* çökmüştü Tatlı tatlı fcö-rüşüyor. arasıra gülüşü yoriard*. On I arın bu candan gibi görünen ç«rv.-;-meleri ve hele gevrek gevrek gülüşmeleri bizim Mirzek Aliyi çüdırtı.. or, kudurtuyordu. İkide bir hırs ve hışımla yüzüme bakıyor, homurdanı-yordu: — Görüyor musun şu haini?. İşte. diğer masum gençleri de böyle zehirliyor, padişaha ve şeriata düşman ediyor. Ah. ne diyeyim o Anza-vur paşaya, atamadı bir kuvvetli satır şunlara. O tarafa biraz daha bakıyor, bu nefer de hıramdan kendi başına bir yumruk vuruyor. Soluya soluya yüzüme bakıyordu. Ver — Ah Kara Mehmet, diyordu Tutulduğu zaman ne olur şu herifi benim elime veraeler. ne yapardım biliyor musun? — Ne yapardın Mirzek?,. — Ne mi yapardım. Alimallah, bir ağata bağlar, hırsımı abncıya kadar kamamı rastgele saplardım, aonra da etini lime lime doğrardım. Bu düşman uşağının söylediklerine hem gülüyor, hem de kendi ken dime düşünüyordum. Acaba, diyordum. Akşam Yusuf beyin ernıe geçtiği zaman bu henf nasıl ağlayıp, yalvaracak, nasıl bağırıp çırpınarak * Başım onumde düşündüğümü gören Mirzek bayağı bana da kızıyor, kaşlarını çatıyor, dizime de bir çimdik atıyordu, ve: — Yokaa acıyor muaun buna Kı ra Mehmet, diyordu. Söyle Allah aşka**. Daha beter bir ölüme lâyık değil mi bu?.. Ne diyeyim?.. Muhatabımın yaklaşan akıbetini hatırlıyor, acı acı gü 1 uy ordum. Ve: — Elbette lâyıktır, be Mirzek. Ben senin yerinde olsam, kama ile hiç te vurmam, cımbızla etlerini yolar, koparırdım. Diyor ve yine önüm* bakıyordum. Bu heyecanlı intizar daha fazla eürmemişti. Yüzbaşı Yusuf bey güler bir yüzle Önümüzden geçip gitmiş, Hoca Bekir de bize doğru se-ğirtmiştı. Otururken: — Hem vallah. hem btllâh diyorum aize. Yüzbaşıyı düşürdük kafe-aimlze, demişti. Bu gün. ikindiden sonra Em mönünde birleşip Anadolu hisarına gidiyoruz Na dersiniz be kardeşler*. Bütün eıriannı döktü, ¦erdi önllnıe. Gldeeeğlmiı av, İcabında çetenin toplandığı ve ailfthlann saklandığı yermiş Orada, yemin ettirdikten aonra sUlh vereceklermiş bana. Daha başka sabitler de gele-ceklerrauj. Bir kaç gün sonra da Şileye doğru.... (Davamı vmr) — Götüreceği yerin neresi olduğunu söylemedi mi?- — Söylemedi ya., sen olsan söyler miydin?.. — Bırak onu şimdi. Sen niye sormadın?.. Hoca Bekir alaylı bir tavırla gülmüş vo: — Enayi miyim ki ben. demişti. Sorayım da adamcağızın birkaç gün aonra indireceğimiz yüreğine şimdiden şüphe düşüreyim öyle mi?.. Ben yapamam böyle raconaua işi. Hoca Bekir'in bu haklı sözünü, doğru düşüncesini Mirzek Ali de beğenmiş ve kazandığı muvaffakiyetten dolayı onu tebrik bile etmişti. Artık Hoca Bekir'i bırakmış, benim yakama aarılmıştı w: — Eh Kara Mehmet'çiğım. iki gözüm kardeşim. Şimdi işin alt tarafını görüşüp düşünelim. Nasıl yapacağız" Tabii bu yüzbaşı ile Bekir'in gidecekleri yere kadar, sezdirmeden bizim de gitmemiş, çetelere yemin ettirilen ve para verilen yeri öğrenmemiz ve hele bu işi idare edenleri görmemiş elbette lâzımdır değil mi^ Bunları öğrenip gördükten aonra, işi bizim kaplten .Çavuşyan. a haber vermek daha münasip olur. Belki de. yüzbaşı Bekir'i aldatmış ve atlatmış-tır. Bu da hatıra gelir değil mi ya*.. Onun için o gün beraberce peşlerine düşer, yerlerini Öğrenir, kim olduklarını görür. Ondan sonra da beraberce (Çavuşyan) a gider işi anlatırız ve Kara Mehmet'çiğim papellere de kavuşuruz. Olmaz mı canım?.. Mirzek Ali'yi ağımıza düşürmek için. bize olan emniyetini biraz daha kuvvetlendirmek, biraz daha hırsını ziyadeleştirmek lâzımdı Bu düşünce ile sözlerine derhal itiraz etmiştim, ve: — Tedbirsizlik olur. demiştim. Bu dediğini yapmak. Peşleri sıra gi-Serken, ya kendisinin veyahut ta arsasında gezdirilmesi her halde ıhtı-maOi olan adamlarının gözk'rine ilişmemizi hiç düşünmüyoraun galiba*. Bilmem, ben bu kadar serbest harekete nek taraftar değilim. Bıroka-hm. Bekir gitsin, görsün, ordaki'tr-la görüşsün. Sonra, gidip o yerleri hep beraber görmek, yapılacak işi mahallinde düşünmek, Ölçilp biçmek dı.ha uygun bir hareke'. . '.ır bence.. Kara yürekli herifin eceli başında dolaşıyordu her halde. Çünkü, ¦ir türlü dediğinden şaşmıyor, kurduğumuz kapana tutulmak için ve âdeta ayağile koşar gibi. Hoca Be-hirin gireceği yere kadar takipte ıs rar ediyordu. Tabiî, bu habiai koruyacak değildim a. Elbette biraz kurnaz davranıp kandıracak ve lâyık olduğu akıbete kavuşturacaktım. Daha fazla işin ilerisine varmadım. Fik rini, ı »Umu yer ek kabul etmiş gibi bir tavır takındım ve: — Sen bilirsin Mîraek, dedim. Bu gibi işlere senin aklın bizden daha ziyade erer. Buna şüphe yok. Fakat, bunca yülık arkadaşlığımı! var. Hatırıma gelen her hangi bir tedbıratallfl. tehlikeyi bir defa göstermek, söylemek düşer bana. Bununla beraber, mademki t*rar ediyorsun gideriz. Na olacak »onunda Ölüm yok a bu işin. Mu fk Ali. beni kandırdığına, kendi fikrine uydurduğuna âdeta sevinmişti. Bu «anada Hoca Bekir de, benden yana olmuş. Mirzek! flk-linden cayırtmak için o da bir hayli çene yormuştu. Artık edilecek iş, denilecek a«s kalmamıştı. Bir gün ¦onra. yine kahvede birleşmek Uae-r» sozleşmiştik. latemlye ürtemlye «pusmuş, nefretle kucaklaşıp ayrıl-mistik. Ogün, günlerden çarşamba. Her.ı de ayın aon çarşambası İdi. Bir gün ŞEHİR HA B ER LERİ Belediye Bu Sene 400 Bin Liralık Yol Yapacak Bu sureti* belediyenin yaptığı Uç senelik programın mühim bir Kısmı tamamlanmış olacak İstanbul Belediyesi tarafından 2 sene zarfında (507) bin lira Sürfile meydana getirilecek yolların 940 senesi Temmuzunda bitirilmiş ol -ması lâzımdır. Yollardaki inşaata, başlamadan evvel yolların altından geçecek olan elektrik, terkos, havagazı ve telefon hatlarının ve borularının yenilenmesi kap ettiğinden bu iş bir müteahhide havale o-lunmuştu. Müteahhit havaların fena gitmesinden dolayı işin üç ay kadar teahhura uğramak mecburi -yelinde olduğunu belediyeye bildirmişti. Vali, müteahhitten bu işin en fazla 939 senesi Teşrinievvelinin sonuna kadar bitirilmesini İstemiştir. 939 mail senesinin sonuna kadar bitirilmesi icap eden yollara sarfe • dilecek para (400) bin liradır. Şim • diye kadar (60) bin liralık yol ya -pılmıştır. 940 senesinde de (107) bin liralık yol yapılacak bu suretle program tamamlanmış olacaktır. BELEDİYEDE : Bir Eroinci Şebekesi Tutuldu Şebeke efradını teşkil eden altı kişi adliyeye veriliyorlar Emniyet Müdürlüğü kaçakçı bk bürosu memurları, dün bir eroinciyi suç üstünde yakalamışlardır. Sabıkalı eroin satıcılarından Kâzımın, gizlice eroin sattığını haber alan memurlar, mumaileyhten işa -retli para mukabilinde bir miktar eroin aldırtmışlar ve bu esnada da kendisim tutmuşlardır. Kâzımın bu eroinleri Kel Hulusi-den aldığı anlaşılmış ve Kel Hulil-¦I de 19 paket eroinle yakalanmıştır. Tahkikat derinleş! iril ince, Bekir ve Hacı ismail isminde de İki kişi nin bu kumpanya ile alâkadar ol -dukları anlaşılmıştır. Memurlar Be-kirin üzerinde 9 paket eroin bulmuşlardır. Diğer taraftan Mustafa ve Mavro namında iki kişi de bu işle alâka -dar olarak tutulmuşlardır. Araba sürücüleri Belediye Zabıtası tarafından kontrol edilecek istanbul Belediye hudutları da • bilinde araba sürücülerinin mevcut talimatnameye nazaran asgari 18 yaşında bulunmaları ve ehliyetnameyi haiz olmaları icap etmektedir. Halbuki birçok araba sahipleri henüz 18 yaşını ikmal etmemiş çocuklarla bazı ehliyetsiz kimselere arabalarını teslim ederek işe çıkarmaktadırlar. İstanbul Belediyesi bu halın birçok vesaiti nakliye kazalarına sebep olduğunu nazarı itibara a-larak İstanbul araba sürücülerinin tıpkı otomobillerde yapıldığı gibi gayrimuayven zaman ve yerlerde polis ve belediye zabıtası taralından kontrole tâbi tutulmalarını; ve yaşı küçük veya ehliyetsiz olanlarının derhal cezalandırılmalarını alâka • darlara ehemmiyetle i'¦ul.fi etmiştir. Bel riiye temizlik İşleri mürJUrlUŞÜne bir mütehassıs getiriliyor istanbul Belediyesi temizlik iş -le rintle muinin yenilikler yapmağa ve modern bu* teşekkül kurmağa ka-rar vermiştir. Verilen karara göre Temizlik İşlen Müdürlüsüne ecnebi bur mütehassıs gel ur ilecektir. Fakat ayrıca sımdıkı mudur de yerinde ipka olunacaktır. Beled'ye taearrufta hareket edecek Mali sene sonu tamamen gelmediği halde İstanbul Belediyesi bütçesi fasıllarında da mevcut paraların bittiği anlaşılmaktadır. İstanbul Belediyesi ali -kadarlara mühim bir tamim göndererek 939 senesinin belediye icraatı bakımından çok muhım bu faaliyet senesi olacağı ve bunun irin çok pa-rava ihtiyaç hls«editece*i kavdnlu - Istanbulda serseri köpek ve kediler toplanıyor İstanbul sokaklarında dolaşan balı boş ve serseri köpekler Hımayei Hayvanat Cemiyeti tarafından toplattırılıp tıbbi usullerle öldürtül -m ektedir. Bu köpekler toplaltırıldıkları esnada bunlar arasında bazan cins ev kedilerinin ve köpeklerinin de top -landıgı ve Himayei Hayvanat Cemiyetine götürüldüğü görülmektedir. Bu nevi hayvan sahiplerinin Himayei Hayvanat Cemiyetine müracaatla hayvanlarım oradan almaları i -cap etmektedir. Bu ıtibaıla toplat -tırılan kedi ve köpeklerin sevkedil-dlgı arabaların üzerinde «toplanan kedi va köpekleri Himaye! Hayva -nat Cemivetinden aldırınız.» ibaresi yazılmaktadır. Beylerbeyi spor sahası Beyleıbeyindeki Abdullahaga çayırı apor »ahası yapılmak üzere Beylerbeyi sporcularına verilecektir. Dolmabahçe Bebek yolu hakkında Nafıa vekâletinin belediyeye sorduğu sualler Dolmabahçe ıke Bebek arasında yeni yapılan yolun projesi hazırla -nıp Nafıa Vekâletine bildirilmişti. Vekâlet bu proje ü7crinde tetkıka-tını yaptıktan aonra İstanbul Bele -diyesıne proje hakkında bazı sualler sormuştu. Belediye imar MüdurlüAü Vekâletin sorduftu suallere cevabını hazırlamıştır. Vali ve Belediye Reisi Ankaradan geldikten sonra bu cevaplan tetkik edecek ve cevaplar Ankaraya gönderıleecktir. Eminönü maliye şubesinde tahkikat Eminönü maliye şubesinde (20) bin liralık bir suiistimalin görülmesi üzerine memurlar mahkemeye verilmişlerdi Maliye müfettişleri bu v.ık'.ı üzerine şubede tetkiklere başlamışlardır. Cezalı otıbUalerden yalnız birine n Ueaade olunda İstanbul Belediyesi tarafından ruhsatiyelerinin iadesi kararı verilen on bir otobüsten. Fen İşlen Müdürlüğü tarafından ancak hırının fenni muayenesi neticesinde işleme-j sine müsaade'edilmiştir. Diğerleri muayene neticesinde kusurlu görülmüş ve noksanlarının tamamlanması kendilerine tebliğ olunmuştur, SUt meselesini Ankaradan gelen hsyet tetkik edecr k Sut meselesini tetkik eden İstanbul belediyesi ıstışari heyeti, ayni meseleyi tetkik etmek üzere Ankaradan Ziraat Enstitüsünden mûte -hassıs bir hey'et gelmesi üzerine b'i meselenin tetkikini ona bırakarak tetkikten vazgeçmeğe karar vermiştir Yaya kaldırıma çıkan merdivenlere müsaade olunmyacak İstanbul Belediyesi yeni yapıla -esk inşaatta bilhassa methal merdivenlerinin yaya kaldırımlara teca - vüz etmemeleri için tedbirler ala -çaktır Methal merdivenleri yaya kaldı -rımlarına tecavüz ederek balkın müruru uburuna mani olan ev. dükkan ve ap^r Umanların bu mahzurları -nın ilgası için bugünlerde yem bızı kararlar verilecektir. 939 yol vergisi mükellefiyet listeleri Mahalle Mümessilleri tarafından her sene doldurulan yol parası cetvellerinin Nisan nihayetine kadar tahakkuk şubelerine bildirilmesi tâ-zımgelmektedir. 938 senesi yol vergilen dolayısile olan mükeTlcftvet-lerini bedenen Ödeyecek olanların esamisinin Nisan nihayetine kadar hazırlanması ve Nafia Müdürlüğüne bildirilmesi lâzımgeldiğınden Ma -halle Mümessilleri bu husustaki faaliyetlerini arttırmışlardır. Rami Cinayeti Muhakemesi Dün Başladı Azılı beş haydut cinayeti İnkâr ederek mevhum İki kişinin üstüne atıyorlar Rami civarında Piliççi köyünde vukua gelen bir cinayetin muhakemesine dün Ağırcezada başlanmış -tır. Suçlular Bursalı kiptilerden Mustafa, sepetçi Resul, soygunculuktan 7 seneye mahkûm sepetçi Mehmet, Kaya ve hırsızlıktan 1,5 seneye mahkûm Ahmet ile halen firari bulunan Ethem ve Niyazi isimlerinde yedi kişidir. İddiaya göre bunlardan Kaya; bir gün Bursadan tstanbula gelmiş ve Ramideki zenginlerin evini taraş -sut ettikten sonra tekrar Bursaya dönmüştür. Kaya; bir müddet son -ra yanma yukarıda isimleri yazılı o-lan şahıslan alarak şehrimize gel -miş ve bir gece vakti evvelâ Ram: -de Nazitin evine girmişlerdir. Bunlar; ev sahibini: başına değ • nek ile vurmak ve bıçakla yarala -mak suertile tazyik ve bir hayli e-za etmişlerse de paraların saklı olduğu yeri söyletememişlerdir. Maznunlar; buradan çıkıp Halİlin evine gitmişler ve ahırm kapısını kırmak suretile girdikleri bu evde Halili bağlıyarak para için tazyika başlamışlardır. Lâkin; biraz sonra Halilin oğlu Yaşar uyanmış ve babasını kurtarmağa gelmiştir . Şerirler, bu variyet karşısında firara teşebbüs etmişlerse de. baba o-ğul kendilerini takibe başaldıkların-dan dnniio silâh atmışlar; Halİli öldürmüşlerdir Bilâhare yapılan tahkikat neti -cesinde , Halili öldüren kurşunun, maznunlardan Resulün tabancasından çıktığı anlaşılmıştır. Dünkü muhakemeye maznunlar -dan beşi getirilmiş; vak'a gecesi beraber olduklannı söyledikleri Et -h^m ve Niyazi bulunamamıştır. Maznunlar kabahati bu iki şahsa attıklarından Ethem ve Niyazinin mevhum birer isim olmalarından da şüphe olunmaktadır. Muhakemede, maznunların hepsi de vak'ayı inkar etmişlerdir Ezcümle Mehmet demMir ki: • — Biz o aksam adam öldürmeğe değil. Allanın emrüe Kavava kız alma*a geldik'... Çünkü Kaya: nra-da bir kıza â;ık olmuş bahasından istemiş, vermemişler Bir de kızı almağa geldik'... Esasen ben. eve girmedim Dışanda bekledim. Sonra silâh sesleri işittim ve kaçtım*...* Maznun Kava ve Resul ise hasta olduklarını; birsev sövlivemiveceklerini bevan etmişlerdir. Diğer iki kişi de 'kız alma. hikâyesini uydurmuşlardır. Muhakeme; şahit celbi için başka bir füne talik olunmuştur. Doğudaki turistik oteller Doğu vilâyetlerimizin turizm bakımından kalkınmasını temin at -mek maksadile Rize ve Trabrondı yaptırılmasına karar venlen asri seyyah otellerinin inşaatları önü -müzdeki yaz mevsimine kadar ik -mal edilecektir. Bu oteller Doğuya seyyah celbetmek için mühim bir a-dım teşkil edecektir. Denizlerde fırtına başladı Karideniz. Marmara ve Ege de -nızınde dünden itibaren şiddetli fııtınaUr başlamıştır. Seferde bulunan gemilerin bu- çoğu mahfuz kı -yılara sığınmışlardır. Demi Ticareti Müdürlüğü alakadar acenta ve ge -mı sahiplerine müteyakkız bulun -malarını bildirmiştir. Denizbank Umum Müdürü Ankaraya gidiyor Denizbank Umum Müdürü Yusuf Ziya Erzin Ziraat Bankasındaki yem vazifesine başlamak üzere bugünlerde Ankaraya gidecektir. Vekâletten emir geldikten sonra mumaileyh derhal hareket edecek ve yerine de İbrahim Kemal Baybora vekalet e -decektir. Bankanın Umum Müdür muavini Hamdı Emin de dün Ankaraya s"1'* mistir. POLİTİKA Venedik konuşmaları Venedıkte yapılan Yugoslav Hariciye Nazın Markoviç ile İtalyan Hariciye Nazın Kont Cıano'nun a-rasınd-kl konuşmalar nihayete er -miş ve bu hususta bur tebliğ neşredilmiştir. Venedikte cereyan eden bu konuşmaların Tuna ve Balkan yarımadasında akislerde bulunacağı şüphesizdir. Macar Başvekili ve Hariciye Nazırının İtalyayı ziyaretinden aonra Yugoslav Hariciye Nazırının da Venedığe gidip temaslarda bulunması ve yak m da Yugoslav Krallık Naibi Prens PoPun Romayı resmen ziyareti ve yine Macar devlet a-damlannın Belgradı ziyareti rivayeti bu noktada Tuna havzasında mühim siyasi temaslar ve noktainazar teatileri ve hattâ anlaşmalar vuku-buiduğu veya vukubulmak üzere olduğunu göstermektedir. Berlin - Roma mihverinin her -hangi bir ihtilâf halinde Cenubu Şarki Avrupo&nda kendılenne müzahir olması da. bıtaraflıgüe kendi • lerine büyük yardımı dokunacak ı/r blokun teessüsünü gaye edindikle -rinden bu maksatla , son günlerdeki diploması faaliyetlerine germi vermişlerdi. Buradaki mühim muvaffakiyet şartlarından biri de Yugoslav v anın Macarlar la anlaşması temin edilerek mihver siyasetine meylet tır ilmesi idi. Deniz ve karadan Berlin - Roma mihveri devleüerile ihata edilen Yugoslavya, aylardan berk siyasi sahada mutlak bur sükût ihtiyar etmekte i ÖL Ve Yugoslav matbuatı ancak iki defa takip ettiği bu sükût siyasetini bozmuştu. Bu da bir kere, M. Mussolini nın 27 Martta irat ettiği nutuk ve bir de M. Hitlerin ellinci sencidevriyesi münasebetile vuku -bulmuştu. Bu arad a Yugoslav matbuatının takındığı tavır, mihver devletlerine karşı dostane bir şekilde idi. Bu sebepten Yugoslavyanm bilhassa İtalyaya karşı dostluk hislerine merbutiyeti. Roma ve arka -sından da Almanyada mevcut bazı anlaşmamazlık unsurlarını or -tadan kaldırmış ve siyasi bir mu -vaffakîyet elde edilmiş hissini vermişti. Eski Başvekil Stoyadino -viç'in M Mussolini ile açtığı dostane siyaset halihazırda daha ziyade İnkişaf etmiş bulunmaktadır. Zaten italyan Hariciye Nazırı Kont Ciano, îtatvan Meclisindeki son nutkunda her İki memleketin yeni hudutları -nın yani Arnavutluğun işgalinden sonra ortaya çıkan hudutların va • rfyett itibarile. arada tesanüd ve sıkı bir teşriki mesainin harici un -«urlannın vüeude gelmiş olduğunu söv »emişti. Venedik konuşmalannın, bu dostluk havası İçerisinde, ne suretle inkişaf edeceği kendini tabii göstermektedir ki. zaten gerek Belgrad ve gerekse Roma matbuatı, iki memleket arasındaki mütekabil dostluk rabıtalarının U VemmüKlnö ve bunun neticelerinin nelerden ibaret o-labıleceğini izah etmektedirler Son zamanlarda Avrupamn bu ktsmmda bir istifham işareti teşkil eden Yugoslavyanm siyasi vaziyeti bu suretle vakından tavazzuh et -mrş olacaktır. D-. Rea,d SAGAY Çocuk çiçeklerin en güreli, en ziyade nıh okşayandır. İsmet İnönü 9£ 96 S Geleceğin şafaklarını ışıklı görmek İstiyorsan yılda bir Ura ver. Çocuk Esirgeme Kurumuna üye ol! TAKVİM 25 Nleaa 19)9 SALI Hicri : 5 Rebiûler»e| 195S Kul 11? N t S A N 1355 Kanını: 169 Değ" ***U 5,6 Ofis ı 13.13 — ikmal Akşaa» İt, 58 — Yataı Uaak .3.12 14,01 2S.39 -i YENİ SABAH GÜNDELİK 8İYA3İ HALK OAZBTB3/ ABONE ŞARTLARI Terkiye t«.bı Km. »...lifti MO Kr. •00 Kr. l .rl-J- 1*00 Kr. 260 Kr. .rU|ı «OO Kr. 90 Kr. 1 JOO Kk P»»t» tlllkaJiB. § ınataı| m+m- HER YEROE 3 hf 1 İDİ 1 «t l?W.ıl.- 18. M, 7.1 4 Kr* r\ urtu*p Senesi Taran: Hüseyin Cahid YALÇIN Başvekilimiz Partide Berlin, 20 Nisan: Birkaç gündenberi Hitler ülkesinde mlsiflr "oulunuyorua. Füh-rer'in ellinci yevmi veladeti müna-aebetlle yapılacak senliklerin ve merasimin hazırlıkları bülün Berlin'i hümmali bir fasliyet ile canlandırıyor. Dün gece her taraf donandı. Meşale alayları caddeleri dolaştı ve Führet, açık bir otomobilde, ayakta, yaşa sesleri içinde j donanmıj caddelerde en canlı bir, realite gibi kendisini gösterdi Hususî hayatında pek sade ve mütevazi olduğu malûm olan Füh-rer'in kendi yaşının bir senei devriyesi için Uzakşak'Un. Yakfn Gar-be vanncıya kadar dünyanın her tarafından misafirler davet ederek böyle büyük bir nümayiş ar-tu etmesi hiç şüphe yok kl şahsi bir gurur ve iftihar hissini okşamak arzusundan değil, »u sırada bütün cihana Alman şevket ve azametinin yüksekliğini anlatmak vo sulhten sonraki çetin devrenin sor mücadeleleri içinde kstedilen yolu tebarüz ettirmek içindir. Filhakika, Führer Münih'te ilk akim kalan isyan teşebbüsünden sonra arkada bıraktığı yola büyük bir sevinçle bakabilir ve bundan dolayı Almanya hesabına derin bir saadet duyabilir. Bugünkü Almanva Kuvvet ve satvet namına haiz oldu-Çu şeyleri şüphesiz ki Hitler'e borçludur. Hitler bu işi kolay kolay bakarmış değildir. Hiç yılmaz bir mücadelenin sebatlı bir şefi halinde, her eün İkbal ve muvaffakiyet dalgacının üstünde yükseldi ve nihayet. Alman milletinin hakiki arzusu İle iktidar mevkiine geldi. Alman milleti çcktifci felaketten kurtulmak ümidini Hitler'in mukadderatı İle Mrleatirmişti. Hitler milletinin bu İtimad ve intizarını boşa çıkarmadı Hitler'den evvelki Almanya ile 20 Nisan l°-39 dakı Almanya-yı mukavele edenler adeta bir mucize karsısında kalırlar Dünkü Almanva bevnelmilel siyasette şeref-siz bir mevkide iken, bupünkü Almanva milli vahdetine kavuşmuş, her türlü zillet ve hacalet hatıralarını silmiş, müstakil ve kuvvetli bir Almanya'dır ki bütün dünyanın gözlerini, Duce'yi bile imrendirecek ve kıskandıracak bir ehemmiyet ve dikkat ile .hep kendisine celbediyor. Almanya İçin milli vahdet demek urun astrlardanberi tefrika İçinde ge«-en bir sıvasi hayatın nihayet tam İnkişaf hakkına nail olması demektir. Bugünkü beşeriyetin milliyet ve milli vahdet mefhumlarına karşı beslediği âdeta dindarane ask ve merbutiyet göz-önüne getirilirse Alman milli vahdetinin temini Alman milletinin kalbine ne kadar derinden hitab ettiğini takdir etmek İçin kâfidir. Versay muahedesinin esaret zincirini parçalamak Almanya İçin milli bir varife idi. Bu vazife ifa edilmiştir Versay muahedenamesl-nin ecnebi bir tabi'yet altında esir bıraktığı Südet'ler ana vatanla birleştirilmiştir. Almanya'nın askeri kuvveti Üzerindeki ecnebi kontrolü tarihe karışmıştır. Bütün bunlar Hitler'e hududsuz bir İtimad ve İman Ue um idlerini beğlıyan ve ona her fedaklrlık pahasına sabn tahammül ve hattâ memnuniyet İle İtaat gösteren Alman milletinin Hitler İdaresi altında temin ettiği höyük işlerdir. Hitler'in hayatında bu noktaya kadar kendisini derin bir hayran hk ve sempati ile t.kib etmemek t« onu milletinin fedaklrüğm, hak kazanmış bir şef aıfatlle alkışlama-mak kabil değildir. Ayni zamanda Hitler, bu İşaret ettiğimiz noktaya «elindye kadar, milleti lehinde mücadele eden bir siyasi şef variyeflav Httaeyfaı Cabıd YALÇİN Umumî Siyasî Vaziyeti izah Etti Umumî Sulh Gayesi Ve Türk Ali Menfaati Bakımından Büyük Devletlerle ve Komşularla temastayız.,, Parti Umumî Heyeti; Hükümetin Siyasetini Ve Takip Ettiği Hareket Hattını İttifakla Tasvip Etti M, Potemkln Bu Sabah Şehrimizde Ankara. 20 (AA.) - C. H Partisi Meclis grupu bu gün "25/4/939,, saat on beşte reis vekili Hasan Sakanın reisliğinde toplandı. ilk defa sos alan muhterem başvekilimiz Dr. Refik Saydam, umumi siyasî vaziyeti İzah etti. Umumi sulh gayesi ve Türk ali menfaati bakımından Türkiye hükümetinin büyük devletlerle ve komaulanyle temasta bulunduğuna dair malûmat verdi. Başvekilden sonra söı alan bir çok hatiplerin mUtalealan dinlendi ve sordukları suallere Hariciye Vekilimiz Şükrü Saraçoğlu lâzımgelen cevaplan verdi. Nihayet Parti Umumi heyeti hükümetin siyasetini ve Ukip ettiği hareket hattını ittifakla tasvip etti. ¦ m m Ankaraya gelmek üzere evvelki CCCCÛCCCOCOOCCOXCCCXOCXXOC' Milli Şef evvelki gun Ankara akşam Od e w'dan hareket eden Sovyet Hariciye Komiser muaivni Po-temkin Yoldaşın bu sabah şehrimizde bulunacağı anlaşılmıştır. xcccccoccoccccoccco»xcoca Halk evi no* eki aiyaretlerinda Potemkın yoldaş buradan doğruca hukümt merkezimize hareket e-decek ve büyük bir İhtimale göre o-rada 2 gün kalacaktır. X^)CCCCCCCCCCCCXXCCOCCOC«X (Sona 1 lincü sayfada) illere; Hitlerin Nutkundan Evvel Almanyaya İhtarda mı Bulunacak ? Vazifesi başına dönen İngilterenin Berlin Sefirinin sarih bir teşebbüste bulunmağa memur edildiği bildiriliyor Londra' 25 (AA.) — İngiliz matbuatının bildirdiğine göre vazifesi başına avdet eden İngilterenin Berlin sefiri Sir Nevİlle Henderson, Hitler'in R eichstag'da söyliyeoegi nutkun arefesmde Alman Hükümeti nezdinde sarih bir teşebbüste bulunmağa memur edilmiştir. Gazetelerin binbirine tevafuk e-den haberlerine göre sefirin vazifesi Von Ribbentropa ve mümkün ısa bizzat Hitler'e ingiltere hükümetinin Roosevclt'in mesajını temamıle tasvip ettiğini ve Almanya bu noktayı nazarı itibara almadığı takdirde mecburi askerlik hizmetinin kabulü de dahil olduğu halde yeni tecavüzlere mani olmak için lâzımgelen bütün tedbirleri almıya karar verdiğini bildirmektedir. :::::::::::::::::::::: Otobüs Davası B, Sabur Sami ile Şehrimizdeki Mütebaki Şahitler Dün Dinlendiler Bir şahit, ruhsatiyesini 6 senede alamadığını söyledi (Yazısı 5 cci sayfamızda) İstanbuL Berlin Hava Seferleri Başlıyor 1 Hazirandan itibaren beynelmilel hava şebekelerile bağlınıyoru* Ankara (Telefonla) — İstanbul'la Berlin orasında muntazam hava seferleri yapmak üzere Lufthansa Al-I Sonu 3 uncu tayfada) Casus Mustafa Sagir NASIL YETİŞTİ? NASIL TUTULDU? NASIL ASILDI? Yakında Neşre Başlıyacağız İngilterenin Akdeniz Filosu Yunan llmanlarlle Filistin ve Mısırı ziyaret İçin Dün hareket etti Londra, 25 (A.A.) - Neşredilen bir tebliğde, dün Maltadan hareket eden İngiliz Akdeniz filosunun evvelâ Yunan limanlarını, Kıbrıs, Filistin ve Mısır'ı ziyaret edeceği ve ondan sonrn Şarkî Akdeniz'de manevralar yapacağı bildirilmektedir. Rayiştaga Hazırlık Hitler; Cuma günü saat 12 de Ruzvelte cevap verecek Berlin, 25 (A.A) — Reıchtag Sekreterliği, Hitler tarafından yapılacak olan beyanatı dinlemek üzere Reicha tag'ın cuma günü Öğle üzeri toplanacağını bildirmektedir, Berlin, 25 (A.A) — Reyştag, B. ünlerin beyanatım dinlemek üzere cuma günü saat 12 d toplanacaktır. Şehir Meclisinde Dünkü Tezahürat Tramvay, Elektrik Tünel Servisleri Belediyeye Geçti Ankaradan Dönen Valinin Bu Müjdesi Tezahüratla Karşılandı Valimizin Ankaradaki Temasları Vali ve belediye reisi doktor Lûtfi Kırdar dun sabah Ankaradan şehrimize gelmiştir. Vali ve belediye reisi Ankarada elektrik, tünel ve tramvay şirketlerinin belediyeye devrini temin etmiştir. Öğrendiğimize göre tramvay, a-lektrik ve tünel şirketleri birleştirilerek belediye tarafından bir umum müdürlük halinde idare olunacaktır. Teşekkül edecek müdürlüğün ismi "İstanbul Belediyesi Elektrik, tramvay ve tünel müdüriyeti umumiyesi,, Bu müdürlüğün kadrosu yapılmak için bir çok Avrupa şehirlerinde bu işlerin idare şekilleri etüd edilecek ve ona göre bir kadro hazırlanacak-(Sonu 3 ünrü tayfamızda) B. Lûtfi Kırdar Resmî Belgrad mehafiline göre Yugoslav Siyasetinde Bir Tebeddül Yoktur Bu mehafil; Yugoslavyamn Balkan Antantına dahil müttefiklerine karşı olan sadakatinin zâfa uğramamış olduğunu beyan ediyor Markoviç Tayyare ile Berline Gitti Belgrad. 25 (A.A.) — Hariciye Nazın B. Tzınntzar Markovitch. Venedikten Belgrada avdet etmiştir. Mumaileyh, istasyonda Hariciye Na zrr muavini ile Hariciye Nezareti erkanı tarafından karşılanmıştır. Belgrad. 25 (A.A.) — Havas a-jansından: Resmi m ah aid, Venedik görüşmeleri Üzerinde Yugoslavyamn siyasetinde dağişiklik haad olmamış vo (Sonu 3 üncü sayfamızda) İngiltere İtalyanın Arnavutluğu İlhakını Resmen Tanımıyoı Amerika hükümeti de bununla beraber; Çekeslo-vakyanın Almanyaya ilhakımda kabul etmiyor! Londra. 25 (A A.) — İngiltere hu-kûmetının «Arnavutlukla yapılanları, tanımağa karar verip vermediğini soran Amele Partisi mebusların- dan Arthur Henderson'a başvekil Chamberlain, menfi cevap vermiştir. ıSocu 3 üncü sayfamızda) r.s_R SABAH FİLO MANEVRALARI Otur. küsur pan ıdaıı mürekkep bir Alnımı filosu nıııııet rulıır yapmak ivin lspun\ul -.'un: _. lı ı. üzeredir. Mııslerek ııı.ınr\rular lirası için bir Fransız filosunun ç«ıkl«n-beri (VMıılturıkta bıılııudıığıı da malûmdur. Cuma günkü ajmıs haberleri (lift) harp «e ııd sinden mürekkep bir Japon lllo-mnııu Akdenûe geleceğini haber % eri) urlardı. Bir gün sun m Amerikan ıloiıuııınnsınıo l'uuama tarikile Büyük Okyanustaki üssü bahrisine aMAeele dönm-U emrini aldığını öğrendik. Dûn Var-»madan nı-letı bir ajanı telgrafında İse Sovyet ICıısyuııııı Buluk filosu- nun Flnhmdlya körfezinde ilkim...ıı manevralarına bo.'jlaınu} olduğu bildirili, orda. . ¦¦—- oluyor ki. sateo mu tema di manevralar halinde bulunan Ingl-Ih ve I tali an donanmalarım da llâ-veodecek olursak. blktUa büyük devletlerin desti kuvvetleri şu aralık -manevralar yapmakla meşguldürler. Allal. vare bu büyük çaptaki denk manevraları tatlılıkla bltseVr ve denizlerde ojnaaan bu yapo»acık nıııhareh*i«r hakiki bir hu£u«ma İle nt-tıoelriııoeiM).... A. CEMALUDDlS SAKAÇOClU ?48847 fIR1SA1AH 26 NİSAN mı HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrik. No 72 Yazan t Af- SIFIR Nihayet Ahiret Günü Gelip Çatmıştı Hain Mirzek Her Şeyden Habersiz Ölüme Doğru Gidiyordu Mı: ¦ , Ali yine dayanamamıştı. Gözlerini açmış, yiyecekmiş gibi Hoca Bekire bakmıştı. Telâşlı bir hareketle: — Alttarafı dursun be Bekir, demişti. Kaçta gidilecek Hisara. Onu söyle sen bana?.. _ ı..... ıi vakti dedim ya işte. Dalgaya düştün galiba Mirzek Baba. Mirzek bir şey sormak ister gibi bana doğru dönmüş, sevinçten parlı-yan gözlerini kırpmadan yüzüme oakmıştı. Bir kaç saniye sonra da: — Ne dersin Kara Mehmet, demişti. Biz daha evvel gidip Hisarda bekliydim bunları. Bir vapurda ve hep beraber gitmek pek uygun gelmiyor bana. Ne olur ne olmaz, belki şüphelenıverir diyorum. Hemen seninle duzelelım yola. Sözlerine cevap vermedim. Düşünüyor gibi güründüm. Herifçi oğlu yine çimdiği dizime basmış ve ulur gibi haykırmıştı. — Kara Mehmet be. Yine ne düşünüyorsun ? — Elbette düşünürüm ys. — Bunun düşünülecek yeri keldi mı ki?.. İşte Hisara gidecekler-miş. — Ya Bekire yalan söyledi ise. Ya. Hisar yerme başka bir yere giderlerse ne olacak Hissr iskelesinde bizim 1; ıhııııl".. Bu sefer de düşünme nöbeti Mirzek Aliye düşmüştü. Başını eğmiş, gerçekten uzun utun da düşünmüştü. Biraz sonra: — Hakkın var Kara Mehmet, demişti. Şu halde biz de ayni vapurla gidelim. Ogün, bu ahiret günü yaşıyormuş kadar uzun gelmişti bize. Bir "türlü akşamı edememiş, Mirzek ile cadde cadde, kahve kahve dolaşıp gezinmiştik. Ben bitkin bir hale gelmiştim, düşünmekten dimağım durmuş, heyecandan yüreğim yorulmuştu. Nihayet vakit gelmiş, köprüye inmiştik. Boğazın Anadolu sahiline işllycn, akşamın dokuz vapuruna biz de girmiştik. Hoca Bekirle Yusuf beye görünmemek için baş tarafa çekilmiştik. Yine dedikoduya, milllcileri çekiştirmeğe girişmiştik. Koca hain. kendisini avutmak için milimlik aleyhine söylediğim sözleri ne merakla, ne iştiyakla dinliyordu bir görseniz. Memnunluğundan gözlerini susuyor, tatlı tsth gülüyordu. Zevkleniyor, hoşlanıyordu. Bu ağaya, ta Hisara kadar ığrene iğrenç dalkavukluk etmiş, gönlünü eğlen-iirmiştım. Nihayet Hınara da gelmiştik Yusuf bey Ue Hoca Bekir bizden evvel çıkmışlar, Göksu ssrayı yolunu tutmuşlardı. Hız de uzaktan onları takip ediyorduk. Mirzek üe ağız a-ğıza vermiş, söyleşiyor, gidecekleri yeri tahmine uğraşıyorduk. Yusuf bey Ue Hoca Bekırln sarayın biraz ilerisinde duran iki arabaya doğru yaklaştıklsnnı da görmüştük. Vazifem çok mUşkülleşmışti aziz dinleyicilerim. M-1 ılın tam o anda şüphe ve tereddttdo düşmesinden, geri dönmek istemesinden oksdar korkuyordum ki. YUrsğim, göğsümü delip dışarı fırüyecak gibi. çarpıyor bayağı nefesime darlık geliyordu. Çehremde bir değişiklik olmamaaı için kendimi ferah tutmağa, aksi şeyler düşünmemeğe çalışıyor, soğuk kanlüı-ğınu muhafazaya uğraşıyordum. O esnada bizim kil* r bir arabaya binmişler, Hekimbaşı çiftliğine giden yola girmişlerdi. Minsk bir şey so-racskmış gibi .hk alık yüzüme bakmış, biraz da suratını asmıştı. Ve te-aosüriü bir tavırla: — İşin rengi değişti Kara Mehmet, demişti. B« yol nsreye gider »ılır misin sen?,. — Hayır Mirzek. Pek İyi bilmiyorum amma öğrenebihriz. — Nasıl 7_ — Nssd olacak a canım. İşte o-rada bir araba daha duruyor, gider sorarız arabacıya, hem yolu. hem di-onların gittikleri yeri öğreniriz ondan. Demiş, hızlı adımlarla da İlerlemiştim. Biraz sonra, ikimiz de arabanın yanında ve arabacının karşısında idik. Mirzek Alinin söz söylemesine meydan vermeden genç arabacının kulağına eğilmiştim. Ve: — Evlat, demiştim. Kend'mizı tanıtmağa lüzum yok. Sen Işden ve halden anlar, gözü acık bir delikanlıya benziyorsun. Usulcacık kulağıma soyleyiver bakayım, şu giden a-rabaya binenlerin arabacı Us görüşüp pazarlık ettiklerini tabd sen de işitimindir. Nereye gidiyor bunlar?.. Genç arabacı karşımızda derhal hürmetkar bir vazıyet takınmıştı. Yanımıza doğru biraz daha sokulmuş ve: — Anladım beyler, demişti. Siz de gahba sivil zabitsiniz. Arabaya binenlerden temiz kıyafetli ve kara bıyıklı beyi tanırım. Ötekini bugün gördüm. Bu bey, biraz ilerdeki bostanlardan birine gider, gelir. Kaj defa ben de götürüp getirdim onu... — Ne iş yaptığım da bilir misin?.. Genç arabacı başını İki tarafa sallıyarak gülmüş) ve: — Zabit olduğunuzu s rıhıma* .ıv-dım, demişti. İmkanı yok söylemezdim size de. İşte bildiğiniz işi görüyor o bey.. İsmi de Yusuf beydir. E-ğer görmek istiyorsanız kendisi biraz sonra muhakkak döner bu bu tarafa. — Hayır, biz de onların gittiği yere gitmek istiyoruz da. — Götü reyim beyim. — Çok uzak mı buraya. — Yok canım, yirmi dakika sürer sürmez. Şu îlerİkİ dönemecin gerisinde işte. Pazarlığı kesmiş, arabaya yerleşmiştik. Delikanlının imalı ve manalı sözleri bizim Mirzek Alinin hemen hemen sarsılmağa yüz tutan emniyet ve itimadım derhal kuvvetlendirmiş, birden kaçan keyfi ve neşesini yerine getirivermişti. Arabacı hayvanını dört nala sürüyor, bize doğru dönüp dönüp söylüyor ve sormadığımız halde gevezelik ediyordu: - — Siz nekadar baklasınız kendinizi biz yine tanırız sizi. diyordu. Rabbİm hepinizi eksik etmesi ve hayırlı muvaffakiyetler ile sizi de, bizi de sevindirsin. Galiba bugünlerde, Çıı buklu üstünde yine bir boğuşma o-lacakmış. Geçenki müsademeler d an sonra. Çubukludakıier kurttan ürkmüş köpekler gibi sinmişlerdi. Bir kaç gündür yine ayaklandılar. Allah eksik etmesin Yusuf beyin.ın Yine tepeleyip sındınverin onları Mirzek Alının keyfin* paysu yoktu a'tık Delikanlının verdiği biberler çok hoşuna gidiyor, sevine j den yine birbiri ardınoa alşimi çimdikti-yordu. Bilmem arabacının kim olduğunu hissedebildiniz mi sevgili dinleyicilerim?.. Beyhude daha ziyade Uzmiyeyİm »i/i Arabam biaıın Hom-şinli Nuri idi. Yusuf bey Ue Bekirin bindiği arabayı da Mipav M ibrahim sürüyordu. Seylan Nuri, vazifesini oksdar güzel yspraıştı kl. Hisardan ayrıldı, ğıruıs dalda adan bori sonra koca bir aaatın geçtiğini ne ben, no do Mirzek Ali fark bUo edememiştik. Artık, o-rabamız Hekimbaşı çiftliğin* şikar yokuşu tırmanıyordu. Nuri araba dan atlamış, yanımız sıra gidiyor, gevezeliğin* do devam ediyordu ı (Devamı var) Beyoğlu Cinayeti Faili Dün Mahkûm Edildi Sabahatln katili 12 sene hapla yatacak Beyoğlunda Sakız akıcında. Kapan sokağında Gülızarın kıs vo eski dostu Sabahali Ubanca Uo sol memesinden vurup öldürmekten suç lu Orhangıızinin Yeni köyünden 323 doğumlu ve beş çocuklu Rahimin •cürmümeşhut kanununa göre- ağır cezada görülmekte nlan muhakemesine dün devam olunmuştur. Dünkü celsede heyeti hakime; suçlu hakkında karannı vermiştir. Bu karara göre maktul Sabaha-tin; Rahimi bir takım masraflara soktuktan son m onunla beraber köye gelmek İstememesinin Kanımı kızdırdığı f% bu sebeple cinayetin vukua geldiği sabit olmuş ve Rahim ceza kanununun 449 uncu maddesine göre 18 sene hapse mahkûm edil mistir. Ancak Sabahatln yukarıda mev zuubahis hareketi esbabı muhaffife ad ve kabul edilerek cezası 12 sene hapse indirilmiştir. Suçlu; ayrıca Sabahatin kanuni varislerine 500 Ura tazminat verecek vo Guhzarın talep ettiği 30 lira avukat ücretini de ödeyecektir. VİLAYETTE Okuyucularımız Diyor kl ı Kininsiz kalan bir kaza merkezî Dinarlı bir karllmlzdon aldığımız mektupta: (Sıhhat Vokaletı tarafından imal edilip piyasaya çıkarılan pembe renkli kininler İki ¦ydanberl Dinara göndcrilmomlştir. Bu hususta halkımız tarafından yapılan müracaatlara ve Ziraat Bankasınca Vekâletten vaki kinin talebine «Yok*, şeklinde bir cevap verildiği bllflhare vaki müracaatlar üzerine de işin muhabereye dökülerek -Asgari İhtiyarının bildiriniz, yol Iı yalım» dendiği söylenmektedir. Bu rivayet yalan olsa da; ortada hakikat olan blrşey varsa o da halkımızın kinin İçin çok müşkülât çektiğidir. Bu vaziyeti muhterem Sıhhat ve içtima! Muavenet Vekilimizin nazarı dikkatine koymanızı hürmetle rica ederim» denilmektedir. YENİ SABAH — Dinarü kainimizin yukankl mektubunun Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâletince ehemmiyetle karşılanarak Dinar halkının en kısa bir zamanda kl-ninsizlikten kurtarılacağım kuvvetle ümit eder ve bunu muhterem Sıhhat Vekâletimizden bekleirz. Yalova, Bursaya bağlanıyor Yalova kazasının İstanbul vllâ-yetinden aynlarak Bursa vilâyetin; bağlsnması dün şehir meclisi tarafından kabul olunmuştur. MAABITTE : Toros Gençler birliğinin gezintisi fstanbııldaki Toron gençleri birliği 30 mayı. Pazar günü Şirketi Haynyeuın hususi vapunlo yapılacak bir gezinti hazırlamıştı. Vapur sabah erkenden köprüden hareket edecek, Kadıköyüne uğnyatak, oradan Adaya gidecek ve A* dada bir müddet kalacaktır. Buradan kalkan vapur Çınarcığa yanaşacak ve gençler Çınarcıkta usun müddet kalacaklardır. Vapur avdette Boğazdan Karadenlse kadar çıkacaktır. Gesınti esnasında vapurda caz da temin olunmuştur. Tarkoata yatılı llkmaktop Maarif müdürlüğü Terkos ta bir yatılı ilk mektep yapmağa karar ver mistir. Bu ilk mektebin açılması için i- cap eden bütün ihzari muameleler tamamlanmıştır. MÜTEFERRİK I 500 Alman seyyahı gelecek Alman bandıralı MÜvauke seyyah vapuru 1 mayısta şehrimize 500 Alma nseyyahı getirecektir. Belediye Turizm Müdürlüğü seyyahların karşılanması için tertibat almaktadır. Vapur 1 mayıs günü aaat 18 de gelecek, ertesi günü saat 20 de Pireye hareket edecektir. Avrupa trenleri tarife-alnde derişiklik 15 mayıstan itibaren tatbik edilmesi kararlaştırılan Avrupa hattı demiryolları yeni hareket tarifesi tesbit olunmuştur. Yeni sekle göre Avrupa haltının hudutlarımız dahilindeki hareket ta rifesi kısaltılmakta ve Uzunköprü İstasyonundaki pasaport vo gümrük muamele müddeti iki aastten 70 dakikaya indirilerek gerek Semplon ekspresi, gerek konvansiyonol tarifesi esaalı surette değişmektedir. 15 mayıstan itibaren Istanbul-Edir-ne yolu gidiş ve gelişte » saatte ka-t edilecektir. Buna nazaran Avrupa-dan gelen ve 22,45 de Edlrneden hareket eden Konvanslyonel 6,45 de lstanbula ve Istsnbuldan 22,35 te hareket eden Konvansiyonol de 7,35 de Edime Karaağaca varacaktır. İstanbul • Edirne arasında işlıyen yolcu katarlarının hareket tarifeleri de bu esasa göre tanzim edilmiştir. Belediyenin Esnafla Mücadelesi Belediye iktisat Müdürü İstifa Etti Asım Süreyya, matbuat müdürlüğü MUşavllİ oluyur İstanbul belediyesi İktisat müdürü Asım Süreyya vazifesinden İstifa etmiş ve İstifası belediye riyaseti tarafından kabul olunmuştur. Şimdilik münhal olan Belediye İktisat müdürlüğü İşlerini müdür muavini Hallt İdare etmektedir. Haber aldığımıza göre İktisat işleri müdürlüğüne İktisat Vekâletinden Saffetin gelmesi tahakkuk etmiştir. Bay Aaun Süreyya, Mebus olarak vazifesinden çekilen Sadri Ertemin yerine matbuat umum müdür POLİTİKA Irandaki mes'ut hâdise ve akisleri Dost İran günlerden beri mes'ut bir hâdisenin verdiği bir şevk ve neş'e içerisinde yaşıyor, iki büyük şark devletinin, İran ve Mısırın, devlet reislerinin ailelerinin şahsında, manevi bir rabıta Uo bağlanması, bu İki devletin mukadderatile a-lâkadar olan. lnkişafile göğsü kabaran dost memleketlere de müsbet şekilde tesir ediyor. İran Veliahdının Mısır Kralının homşlresile evlenmesi vo düğün merasiminin Tahranda bütün dost milletlerin iştira-11e yapılması siyasi bakımdan da büyük ehemmiyeti haiz bir hâdisedir. Bilhassa Türkiye, seneler-denberl Iranla her türlü şüpheden azade bir dostluk münasebeti İdame ettirmekte ve geçen her gün bu iyi münasebetlerin tekemmül ve İleriye gidişini göstermektedir. Zira her lüğü müşavirliğine tayin olunacak- m memleket Uı istiklâllerini, medeni camiadaki mevkilerini, bünbirine muvazi ve kat'l mahiyeti itibarile birleşen bir yoldan ilerliyerek elde etmişleıdir. O da her hangi bir ecnebi tesiri allından uzak, sırf milli ga- POLİSTE Radyo hırsızları Evvelki gün Lâleüde Tayyare a-1 yelerjne ^ ^ bjr siyasel 7a. partımamnda oturan lbrahımın da-. kibfdir ve gerek™ iresineÇargıkapıda 85 numaralı dük ;tranı bu gayeye erl?mek içm ugra3. kanda Fillps Radyo mağazasmdu çalışan Mikall ve arkadaşları kendilerine memur aüsü vererek, güya radyoyu muayene etmek maksadile girmişler ve radyoyu alıp gitmişlerdir. Suçlular Adliyeye verilmişlerdir. Şirketin araba vapurları Şirketi Hayriyenin 150,000 Ura sarfile yaptıracağı BÜyÜk Araba vapurunun projeleri bitmiştir. 50 otomobil alacak olan bu vapur İçin yaptırılmakta olan büy-Jk kızağm İnşası mayıs sonunda niha-yetleneceğmden derhal vapur kızağa konulacaktır. Bu vapurun İnşaatı bittikten son ra küçük mikyasta yeni bir vapur daha yaptırılacaktır. mışlar, hem de çok uğranmışlardır. Memleketlerinin coğrafi, iktisadi bakimden ehemmiyetlerinden, kendi milli camialarının inkisafilo beraber, beynelmilel dünyanın da barış sahasında ilerlemesini gözden u-zak tutmamışlardır. Iranla Türkiye bu vadide daha müsbet bir hedef elde etmek istemişler ve Şark âleminde mühim bir siyasi safha olan Saad-abad paktını, dost Efganistan ve I-rak devletlerinin de iştirakile vücude getirmişler. Avrupanın Şark hudutlarında da. tâ Asyanın içerilerin* kadar uzanan bir alâka ve menfaat birliği tesis etmişlerdir Bu dört devletin de gözönünde tuttuğu şev. kendi hudutları dahilindeki serbest İnkişaftır kl, bu gayede hep müsbet bir hareket yolu tutmuşlardır. işte Tahran'daki mes'ut hâdise, bu iltifak devletleri mümessillerinin biribirlcrile olan samimi anlaşma ve görüşmelerini, yeniden ortaya koymak için bir vesile de olmuştur. Türk heyetinin Tshran'da gördüğü hüsnü kabul ve dost Iran topraklarında hissettikleri samimi duygu ve trsn Devlet Sefile şilesinin saadet ve refahı irin ortaya koyduğu a-lâka. ayni zamanda bütün Türk milletinin de duygu ve alâkası mahiye-tindedir. Bu sebepten Avrupa'nın şarkında Memleketimizden geçecek beynelmilel İki hava servisi Memleketimizden geçmek üzere iki beynelmilel havai hat tesisi hakkında cereyan eden müzakereler neticelenmek özeredir. Dflige Lustanzn Alman şirketi, yolcularım Berlin - Belgrad yotİle lstanbula getirecek buradan da yolcuları tayyarelerimiz Musula götürecekler, oradan tekrar Alman tayyarelerde Musul, Bııgdad ve Hindis-tana nakledileceklerdir. Bir Rumen şirketi tarafından yapılması düşü- biri birin t ta mam livan bu İki devlet, nülen İkinci şemsle de Tuna sahil- sran bu noktssınds kuvvetli bir lerindeki yolcular şehrimize getiri- hürriyet ve İstiklâl eseridir. Bu ese-lecek, buradan tayyarelerimizle A- rin kuvvetini de. her iki milletin bi-danaya nakledilerek yine Rumen sihirlerini anlamaları, yekdiğerini îstanbul Belediyesi pis esnafla sıkı bir surette mücadele etmektedir. Buna rağmen bazı esnaf polisin kontrolünden uzak kaldıkça bu itiyatlarına devam etmektedirler. Resimde dökülen yoğurtlarını toplıyan bir seyyar satıcıyı görüyorsunuz. Dökülen yoğurtların yoğurt tepsisine toplanması her b«ld* bir hüsnü niyet ifade etmez. Acaba bu yoğurtçu topladığı bu yoğurtları her şeyden habersiz müşterilerine satacak mıdır? tayyareleri tarafından Kahireye taşınacaktır. Çocuk haftasının üçüncü günü Çocuk haftasının üçüncü günü münasebetile dün mekteplerde ve Halkevlerinde müsamerelere devanı olunmuştur. Dün sabah saat dokuzda Şehza-dobaşındaki Turan tiyatrosunda E-mfnönü Halkevi GöBterlt kolu tra.'-fından 1500 kişilik bir müsamere verilmiştir. MUsamerede bulunan mim mini çocuklara hediyeler dağıtılmıştır. Bu sene gelecek göçmenler Bu sene Yugoslavya, Bulgaristan ve Kumanyadan 200 bin göçmen gelecektir. lakin müdürlüğü bu sene gelecek bu kalabalık göçmen kafilelerini lstanbula getirebilmek İçin bu sene daha fazla nakliye vapuru kullanacak vo Tuzladaki göçmen kampları ziyadeleştiı üecektir. Bu s* M syrüscak tahsisatın vereceği İmkân nlsbetlnde nakliyata mevsim sonuna kadar devam edilecek vo bu göçmenlerin büyük bir kısmı Trak-ysys takan edilecektir. Muhabere ve Münakale Vekili şehrimize geliyor Münakale vo Muhabere Vekili AU Çetinkayanın bu günlerde -di rimlze gelmem beklenmektedir. Alı Çotinkaya Istanbulda bu km; gün kalacak ve teşkilât projeleri hazırlanmakta olan Limanlar vo denizyolları umum nıüdurlukları hakkında tetkıkutta bulunacaktır. karsı takip ettiği dürüst ve dostana siyaset tenkil etmektedir ki arzın hali hazırda geçirdiği karışık devirlerde bu variyet. Şark İle garpte göğün kabartacak bir vakadır. Bu suretle Avrupa'nın bu köşesindeki sivast kütte, unsurlarından birini teşkil eden iran'ın mes'ut hadisesini, bir fert gibi kutluyor ve saadet duyuyor. Dr. Read SAGAY Ticaret Vekili şehrimize geliyor Ticaret Vekili Cezminin bu hafta İçinde şehrimize gelmesi beklenmek tedir. Vekil burada bir müddet kalacak ve Ticaret Vekâletine bağlanan müesseseler özerinde tetkikler yapacaktır. TAKVİM Î6 Nisan 1939 Çarşamba Hicri : 6 ReblAlevvel 13M RssalıUNlSAN IMS Kan: 170 öküz fırlınasıaın sona D«ğa aaali 5,4 ûşu • 12,15 — İkindi ı 16,01 Aksam U.S9 — Yatsı ı 20,40 Usa* . t, 10 YENİ SABAH GÜNDELİK S/YASİ HALK OAZSTE3İ ABONE 3ARTLARI Ttrkly» F-t.Kı HER YERDE •00 Kr. S...lifi 1400 Kr. ¦00 Kr. • .tU| 1200 Kr. 2S0 Kr. t «yhtı 000 Kr. •0 Kr. 1 arl 300 Kr. Poıl» ıtlihastıaa girin a mı aıaat (•¦••Ur ((.¦ I« 14, 7 8 4 lir* 3 KURUŞ larijrBir ava d i s Yazan: Hüseyin Cahid YALÇIN Berlin. 21 Nİsea: Bertin nMİ)o-unuo .Istan-buldan yazıldığı. ka)dllr bir havada vermiş olduğunu söylediler. Bu havadise gor*. Türklyr WUWn preo iplerinden zarar gormüs bir hükümet imi»; Amerikadan gelen MiŞf-lere -4* .-hemnüyrl vrnmozm.V, Türkiye valn.z kendi dahili gerile meHg.ıl olarak ..Maral kalmak .ster *e hiç bir ittifaka girmezmls- Bunun İCÛ, Itooaevellin teklifi Türkıyeyi hiç alâkadar rdemrzmlş. Roosevelt'in teklifine karşı Tür-kiyeden akseden bir havadisin Türk efkân umumiycsine hiç bir zaman hakiki bir tercüman olamıyacağmı söylemeyi bir vazife bilirim. Havadisin ne şekilde nesredild.ğinı bizzat duymadığım için çıktığı membaın e-hemmiyetı hakkında hiç bir fikrim yoktur. Acaba Baleci arkadaşlardan birinin mütalcaaı mıdır? Yoksa hususi bir muhabirin telgrafı mıdır? Gazete makalesi ise. böyle hülasa e-dilirken makalenin ruhu ne dereceye kadar sadakatle muhafaza edilmiştir? Bunlara dair de kafi bir fikir edinmeğe imkân bulamıyorum. Yalnız su hülâsa ettiğim havadise karsı meseleyi tahlil etmek lüzumunu hissediyorum. Çünkü Rooseveltın gerçekten yüksek ve insani bir teklifine karşı inkılâp Türkiyesinin mukabelesi bu şekilde olaroıyacağma eminim. Her şeyden evvel şurasını tasrih etmek icap eyler ki Türkiye VVIlson prensiplerinden zarar görmüş bir hükümet değildir. Türkiyenin gördüğü zarar VVilaon prensiplerine riayet edilmemesinden deri gelmiştir. Binaenaleyh Türkiye. VVilaon prensiplerine dün tarafdar olduğu kadar bugün de bağlıdır ve dünyayı gerçek ten rahata ve sulha kavuşturmak istiyenlenn o prensipleri samimi surette tatbik etmeleri lâzım olduğuna kanidir. Sonra, yirmi sene evvel Amerika hükümeti tarafından ortaya atılmış bir fikir yanlış ve zararlı olsa bile artık Amcrikadan nksedecek her sesin mutlaka reddedilmesi lâzımgele-ceğine hükmetmek pek çocukça ve pek iptidai bir muhakeme teşkil e-der ki Türkiyeyi bu kadar sathi ve basit telâkki etmek bizim İzzeti nefsimizi yaralar. Bu cihetleri böyle tesbit ettikten anra esasa girecek olursak; en evvel bir cihete işaret edeceğim: Türkiyenin bitaraf yaşamak arzusu ne kadar kuvvetli olursa olsun bu arzu Ue Roosevelt'in teklifini reddetmek a-rasında hiç bir münasebet yoktur. Amerikanın Birleşik Devletler Cüm-taurreİHİ hiç bir millet aleyhinde te-cavüzl bir ittifak ve bir harp teklif etmemiştir ki onu hükümetimizin bitaraf kalmak emeli namına derhal reddedeüm. Bilâkis Türkiye gibi siyasetini sulh ve sükûna, hak ve adalete tevfik etmek istiyen idealist bir memleket için Roosevelt'in teklifi takdir ve teşvik İle karşılanması tabii görülecek bir harekettir. Amerikan CUmhurrelst Avrupayı boğaz boğaza getirmek tehlikesini arzeden bir ihtilâfta, Amerikanın elinden gelen yardımını vâdetmek üzere, u-mum! bir müzakere ve anlaşma eaa-hii. ı müstenit bir sulh ve sükûn temin etmek istiyor. Bu gaye Türkiyenin reddedeceği bir gaye olamaz. Zaten Roosevelt'in mesajı Alman Füh-reri İle İtalyan Duçeye tevcih edilmiş olduğu İçin Türkiyenin hemen ücn alılarak Amerikaya red cevabı vermesi kabU değildir. Bu noktalar Üzerinde ısrar edl-ainus milli mücadele Ue başlıyan yük selme ve İlerleme hamlelerimiz ve tu uğurda aarfetUğimU samimi ve ciddi gayretlerimiz sayesinde cihan efkârı umumlyeslndo ve bllhasaa A-mcrlkada kazandığımız İyi şöhretin Hüseyin Cahid YALÇIN (Sonu 3 üncü sayfada) Ingilterede Mecburî Askerliğin Esasları 20 ile 21 Yaş Arasında Bütün Erkekler Altı Ay Talim Görecekler İngiliz Başvekili Avam Kamarasında izahat Verdi. Yeni Kararın Berlin, Paris ve Romadaki Akisleri Londra, 26 t A A ı — Bu sabah | B nu şümulüne gireceğini sormuş, ve toplanan kabine mecburi askerlik '-3* r!^-*^ 9 ' * I Chemberlsin: hizmetini esas ttıbarile kabul etmiş- I ^^¦r^^'M Yılds takriben 310 bin» cevabı- *^r^M I nı vermiştir. Kabine toplantısından sonra I ^HİBS Kanun; şimdilik üç sena müddetle Chamberlain Başvekâlette muhale- I '^JgJ muteberdir. fet liderlerini kabul eylemiştir. ^^6M^k ÇEMBERLAYNIN BEYANATI «Press Associatlon» gazetesi, İn- I jH ' Londra, 26 (Hususi) — Mecburi gilterede mecburi askerliğin kabu- I jH t -JpL *TsW Gassal askerlik kanunu bugün Avam ka- lünün enternasyonal vaziyette mil- I İK «jBs^B^H maraaına verilmiştir. Chamberlain, him akisler yapmasının beklenildi- I jwy ffi-ffiâj mûnasebetle mühim beyanatta ğini yazmaktadır. Ml ^| bulunmuş ve ezcümle demiştir KI: Şimali irlanda Başvekili Lord I V.^1 «— Hükümet, memleket müdafa Craigavon, Ingilterede tatbik oluna- I ^^m^k ası için lüzumlu telâkki edeceği ted- cak mecburi askerliğin otomatik o- I bbVbbbV^^sbbb! birler hakkında tetkikatta buluna- larak şimali Irlandada da tatbik e- I VasaT fil -ağını geçenlerde bildirmişti, diteceğini söylemiştir ^B^S sfl Yapılan tetklkat neticesi göster- YILDA 310 BİN KtŞl ASKER ¦ Bsk M W* ***** 1*ferberlifc U8U" OLACAK H B^f jfl lümüz modası geçmiş bir usuldür. Lndra, 26 (AA.) - Lloyd Georg, -sll.lsl.lsl*™ a günkü şartlara katiyen nyğun de- kaç kişinin askerlik hizmeti kanu- İngiliz Başvekili Chamberlaısı (Sonu 3 üncü sayfada) Yugoslav Hariciye Nazırı Hitlerle Uzun Bir Mülakat Yaptı Yugoslav Matbuatında Akisler Bu Mülakatın iki Memleket Arasındaki Bağları Sıkılaştıracağı Tahmin Ediliyor B. A. Bora Hatayda Zehirlenerek mi öldürüldü? istanbul Tıbbı Adlisi Ahşada Şiddetli Arsenik Zehiri Buldu İktisat Vekâleti Umanlar Umum Müdürlüğü Ş. Müdürü B. Boranın Esrarlı ölümünde Hükümetimizin Talebi üzerine Hatay zabıtası ehemmiyetle tahkikata geçerek bazı İp uçları buldu Bundan bir müddet evvel; Isken-der unda tesis olunarak .Serbest mıntaka. hakkında tetkikler yapmak üzere Hataya gönderilen İkti- sat Vekâleti Limanlar Umum Müdürlüğü Liman şirketleri müdür B. Asaf Boranın; Ankaraya döndüğü (Sonu 3 üncü sayfada) Türkiyenin Hitlere Cevabı Amerika Cumhurreiai M. Roosevelt'in mı-.jjı üzerine. Alman devlet Reisi muhtelif devletler meya-nında hükümetimizden de; kendimizi her hangi bir tehdit altında görüp görmediğimizi sormuştu. Ankaradan bildirildiğine göre hükümetimiz; Hitler'in bu sualine gayet sarih bir cevap vermiş ve ezcümle; «Türkiye kendisini hiç bir tehlike karşısında addetmemekto-dir. Esasen kendisinin tehdit edilemez bir variyetle olduğunu da ayrıca asrih eder» demiştir. Balkanlı dostlarımız da hükümetimizin bu cevabından haberdar e-dilmişlerdir. Von Papen Geldi sTenı Alman Büyük Elçisi Akşam Ustu Ankaraya Hareket Etti Von Papen Sirkeci İstasyonunda kendisini karşılaeaıya gelenlerle musafaha ederken Almanyanın Ankara Büyük Elçiliğine tayın edilen Von Papen, dün sabahki ekspresle Avrupa'dan şehrimize gelmiş ve Sirkeci garında Alman başkonsolosu, sefaret erkânı vo Alman kolonisi tarafından karşılanmıştır. Sefir, gtrdan çıkarak kendisini illi Selimiz Mayıs ortalarında şehrimizi şereflendirecekler Ankaradan bildirildiğine göre Milli Şefimiz İsmet İnönü; mayıs ortalarında şehrimizi şereflendirecek terdir. Cumhur reisi m ız İstanbul'da bir müddet kaldıktan sonra «Yalova* ya gidecekler ve orada birkaç gün istirahat edeceklerdir. Potemkin Bu Sabah şehrimizde Sofya, 26 (AA) — Ankara'ya gitmekte olan Solryet Hariciye Komiseri muavini Potemkin. bu sabah saat yedide buraya gelmiştir. öğleden sonra Başvekil Köseiva-nofla görüştükten sonra saat 16.20 de seyahatine devam etmiştir. (Sonu 3 Üncü sayfamızda) beklıyen otomobille doğru A yas paşadaki Alman sefarethanesine gitmiştir. Von Papen, Haydarpaşa'dan akşam kalkan ekspresle Ankaraya hareket etmiştir. Sefiri istasyonda Alman konsolosu, sefaret erkânı ve Alman kolonisi ugurl.mıstardır. ET NARHI Belediye daimi encümeni tarafından kaldırıldı İstanbul kasapları kuyun etinden narhın kaldırılması için İktisat Vekâletine müracaat utmışlerdi. Vaziyeti tetkik eyliyen vekâlet, narh hakkında bir karar verilmesi için evrakı istanbul Belediyesine sevk (Sonu 3 üncü şayiamızda) Berlin. 26 (A.A.) — Hltlsr. öğle zamanı Von Ribben-torp'un huzur ile Tsıntsar Markovi-çı kabul etmiştir. Bu mülakattan sonra neşredilen resmi tebliğde iy le denilmektedir: «Hariciye Nezaretinde saat 1830 da yapılan uzun bir görüşmeden sonrs Von Rtbben-trop Ue Markoviç, iki memleket arasında muallâkta alan bütün meseleler hakkında a-ralarında tam bir görüş birliği olduğunu müşahede etmişlerdir.» Markoviç, bundan sonra Von Ribbentrop'un Ber lın civarında kâin Dahlen'deki ikametgâhında mumaileyh ile birlikte öğle yemeğini yemiştir. Öğleden evvel Yugoslavya Hariciye Nazın meçhul askerin mezarına bir çelenk koymuştur. Markoviç'İD Venedfkte Kont Ciano ila alınmış resmi Alman istihbarat Bürosuna beyanatta bulunan Markoviç. demiştir ki: — Almanya İle Yugoslavya arasında iyi komşuluk va mütekabil (Sonu 3 üncü sayfamızda) :::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::: Esrarlı Bir Cinayet Dün Denizden Boynuna Taş Bağlanmış Bir Ceset Çıkarıldı Cesedin Boynunda bıçak Yaraları da Var Dün. Emınönünde Balıkhane ile Köprü arasındaki kısımda denizden bir ceset çıkarılmıştır. 17-18 yaşlarınds tahmin olunan bu cesedin hüviyeti henüz anlaşıla-mamış olmasıns rağmen bir hafta kadar denirde kaldığı ve esrarengiz bir cinayet saikile denire atıldığı kuvvetle tahinin edilmektedir. Dün saat 16 sıralarında bu civarda balık avlamakla meşgul bulunan bazı sandalcılar deniz üstünde siyah renkte ve insan cesedini andıran bir cisim görmüşlerdir Hıfıf dalgalı bir surette bulunan denizde yüzükoyun olarak kısmen suyun sathına çıkan cisme yaklaştıkları sırada bunun u-zun müddet ten beri denizde kalarak şişmiş bir insan cesedi olduğunu anlamışlar ve derhal sahile gelerek diğer arkadaşlarını haberdar etmişlerdir. Bunun üzerine sahilde bulunan sandalcılar da cesedin bulunduğu mahalle gelerek elbüliğile sahile çekmişlerdir. Vakadan ük olarak Eminönü polis merkezi haberdar e-'Sonıı .1 i"»ci( -.i»ı HÜR SABAH Halk Ve Okuma ihtiyacı Bîr mııdılet evvel hu sütunlarda Mekslkada halkı okumaya teşvik İ-(iıı posta ı l ı" Mum ı, ı.. ı.-ir m. mecmuaları ve kitapları parasiı ııaklct-tiğiui. matbua daj;iiıua .sinin posta idarrlrri tarafından yapıldığını } azmış, ıııeıulekrlınımıı .İr mıımasü ko-Uylıklara kavuşması temennisini izhar tUnfc,Uk. Dun İdaremiz* Van haylimizden bir mektup teldi. Dürıistlsl ve Cİd-diyetile kemlini sevilirini» bir kitap yani İrfan evinin sahibi olan bu zat haftada Vıınu »inak lld kUii posta geldiğinden ve |mslalurdan birisinin gelme gUııtt pa/ura IrsadÜf elliğin- den bahnedeırk diyor kl: «Van gold isletme İdarisinin küçük bir himmeti ile o.ı/.ır yünü gelen posta cumartesi -unu -..ı-.ıb yedide Van postanesine teslim ..iıl. • - K olursa memlrketİn İrfanına hİznıei rdllmfs olur. CünkU pazar günleri halk lorlarda bulunur, şehirde luttıruu.» Mekslkada halka okuma ihtiyarını aşılamak İçin postaneler bedava matbua naklederken Van golü işletmesinin bu makul dileği yerine getireceğini şüphesiz addederek kadar bu ııülli İdarenin memleket ve irfnıı »e\erll£lııılrıı emin bulunuyoruz. A. 7 V 1/ /'//»/ Y SARAÇOĞLU 9 37 fert*' I TIRİSAIAH 77 NİSAN 1»3» CRSAMHA&A MIHMELK HATIRA v İTİRAFLARI Tefrika No 73 Yazan ı Af. SJFIR Mirzek Aliye Tatbik Edilen Feci Ölüm Vatan Haini Böylelikle Lâyik Olduğu Cezayı Bulmuştu — Beyefendiler, diyordu. Bilmeni hİz de duydunuz mu?.. Geçen hafta İçinde idi. İngilizlerin meşhur bir edamı var, hani İsmine Çerkeş Ragıp diyorlar. İste o geldi Hisara Gece yansı, Rizeli tlyasın kahvesini bastı. Biçare llyası elim kotunu bağlayıp önüne katlı, götürdü Alemda-ğma. Çok tosun ve erkek bir delikanlıydı Ilyas. Kabahati de nedir biliyor musunuz beyler?., İşittiğimı-ze göre Dyas bazı arkadaşları de Balta umanında Ferit pasa haminin yalısını basacak ve paşayı Anadolu-ya kaçıra çakmış. Yalan değildi bu. Giriştiler bu işe, fakat neden bilmem muvaffak olamadılar. Bir de İşittik ki. Çerkeş Ragıp denilen bu alçak herif, zavallı llyası Alemda-fmda diri diri toprağa gömerek Oldurmuş. Yusuf bey. bu hadise Üzerine yemin etmiş, Iryas İçin o da bir Çerkeş kurban edecek ve Uysun mezarının yamada kazdıracağı çukura diri diri gomecekmiş. Hep dua ediyoruz. Allah göstersin o gü-nO diye. Hlkiyenin bu kısımları bizim Mirzek Aliyi titretiyordu. Ortalığa bastığı gibi onun da yürecığine bir karartı çökmüştü. Hemşinli Nurinin anlattığı masal değildi. Bir hafta evvel olmuş gerçek bir hadise idi. Çerkeş Ragıp adını taşıyan bir dLşman uşağı bu fecaati göz kırpmadın yor misti. Yusuf bey de bunun karşılığını yapmak kararını vermişti. Pu-nu, SUleyman iyede. Tiryaki çarşısında bana söylediği zaman, ne yalan söyliyeyim. birdenbire h-küVis ve bu ölüm tarımı beğenmen iştim. Tabii bir şey de söyTîyememi&tim. Fakat. Yusuf bey tavrımdan hoş-mıtmıriüf umu anlamış ve bana sormuştu: — Kara Mehmet, sen bunu hos görmedin galiba?.. Yüzümü yere eğmiş, cevap vermiştim : — Eh yüzbaşım. Düşman da olsa bu çeşit ölüm biraz acayip geliyor bana. Bilmem ki. alışmadığımızdan mı nedir, toprağa diri diri Gömmek. Yusuf bey sözümü keamiş ve cid dilikle: — Ağcında geveleyip durma Kara Mehmet, demişti. Buna vahşet ve fecaat derler, deyiver de çık isin içinden. — Mademki Öyledir yüzbaşım. Su herifi düpedüz, yani şu bildiğimiz gibi ya bir kurşunla veyahut ta bir bıçak darbemle öMüreek daha iyi olmaz mı yüzbaşım? Yusuf bey kaşlarını yukarı kaldırmış, çehresi bayağı kararmıştı. Hırslı ve hışımlı bir tavırla: — Hayır, hayır Kara Mehmet. Yanılıyorsun sen. Vahşete ve fecaate vahşet ve fecaatle mukabele e-deceğira ki. bu habisler bir daha ır-kadaşlara musallat "'maunlar, bu gibi vahşetleri tekrara cüret edemesinler. Yurdumun düşman çizmeleri altında titrediği, milletimin çeşit çeşit zulümlerle ınletildiği bir günde, düşmanlara ve hele bunun gibi nankör soysuzlara ölüm beğendirmek i-fin tasgahtarlık etmeğe, dil dökme |e vaktim yok. Bu kara yüzlü herifi, rahmetti şehit Uy asa kurban ede-oagtm kete bu kadar. Hem günahtan kaçınmak, yok bilmem vicdana dokunmak ve emsali gibi püften mef-humlarls yurd kurtsnlmız. Ele geçirdim ml dilediğim gibi teııelerim. Demiş ,gözü gibi yüreğinin de pekliğini göstermişti Hemşinli Nurinin gevezelikleri devam ediyor, arabamız da yokuş yukan sarada samla çıkıyordu. Mir sek Ali. uykudan uyanır gibi sUkln-di Ak gözlerini yüzüme dikti ve: — Kara Mehmet, dedi. Ne bitmez yirmi dakika imiş bu. Çapkın Nuri. bana ağız açtırmadı. Alaylı ve hele pek manalı bir gü-lıımı-ne ıl. — Hele sabırlı ol beyefendi, dedi. Yirmi adım ilerideki ulu selvirdn altında indireceğim sisi. — Bostan nerede ya?.. — Onu da oraya varınca görürsün. Mirzek Alinin bir sual daha sormasına meydan kalmamıştı. Yolun dar ve iki yanı sık hrndalıkh bir yerine varmıştık artık. Sağ vs solu-muzdaki çalıların arasından ellerinde fiUntalarile yüzbaşı Yusuf bey ile Mipavrili İbrahim, yerden Üter gibi ansızın dikilivermıalerdı karşımızda İbrahim, bütün bemşerikr arasında pek meşhur olan dik seaile. kulaklarımızı delecek gibi haykırmıştı : — Yol kesin Ulen. tnin arabadan aşağı. Bu manzara ve hitap karşısında. Mirzek Alinin tabancasına el atıp birden arabadan atılacağını çok um muştum. Nekadar da yanılmışım ben. Beyazıt kahvelerinde hesapsız ve olcunuz atıp tutan, bol keseden cesaret saçıp savuran ve düşmanlara dayanıp ortalığı kasıp ksvuren bu yalancı kahramanın kedi kadar da yüreği yokmuş mejier. Birden senini ve soluğunu kesmiş, sararmış ve eersemlemisti. Korkudan gözleri büyümüş, saçları dikleşmigti. Bana doğru sokuluyor, benden medet u-muyordu. Tık* inmiştim halinden. Erkeklik şeref ve meriyetinden m ah run olan bu kahpe yaradılışlı soysuzun bana sarılan kolunu nefretle silkip itmiştim ve: — Ulen korkak herif, demiştim. Canın bu kadar tatlı ve kıymetli idi de. ne diye çıktın bu yola. İn aşağı hadi arabadan Heıııınlınm çelik kollun, bir et ve kemik yığını haline gelen Mırzekİ arabadan almış, çakıllı toprağın ü-zerine atmıştı. Ne yürüyecek, ne de duracak hali kalmadığım gören Mipavrili İbrahim de Mirzekı kucaklamış, yolun solundaki sıklıklara sokmuştu. Nuri ile Hoca Bekir araba lan ile yanımızdan ayrılırken biz de Taşdelen yolunu tutmuştuk. Ertesi sabah. Ermeni köyü ile Polonez arasındaki kesik tepede ve şehit llyası diri din gömdükten mezarın bulunduğu yerde idik. Mipavrili İle ben nöbetleşe mezar Karıyor-duk. Yusuf bey de Mirzek Ali ile yarenliğe çalışıyordu. Acı âkını tını an lıyan Mirzek ağlıyor, yalvarıyordu. Fakat, yüzbaşı hiç oralarda değildi. O alayım devam ediyor, bizim toprak karışımızı seyrediyordu. Bİr a-ralık yanımıza geldi ve: — Çocuklar, dedi. Mezar gibi de ğıl, bayağı bildiğimiz kuyu gibi dikine kazın şu çukuru. Ben fikrimi değiştirdim. Bu hami toprağa din diri gömüp öldürnüyeceğinı. Bu eziyeti kâfi görmüyorum ona. Toprağın dışında bırakacağım kısmını kurtlara, çakallara yedfrip didıklet-tireceğim bu habisin. Bir saat sonra, çukur Yusuf beyin verdiği Ölçüyü bulmuştu. Biraz dinlendikten, terimizi kuruttuktan sonra, Mirzekin elbisesini çıkarmış, Üzerinde yalnız don gömlefi bırak-s&iatık. Kollarını, ayaklannı bağlamış, çukura salmıştık Etrafına da kürek kürek toprak atmış, İyice de bastırmıştık. Mirzek Altnin yalnız boynu ile başını dışarda bırakmıştık. Bağırmaması için ağamı da kendi mendilde sarmıştık. Biraz deha şak al a t) tık tan sonra bu kara yürekli düşman uşağım kara mukadoVratüe haşhaşa bırakmış ve oradan ayrılmıştık. (Devamı var) Izmitte Teşhiri Menedilen Tablolar Şehrimize Gönderildi Buyûn Sultanahmet birinci Sulh ceza hâkiminin reisliğinde bir heyet tarafından tetkik olunacak Izmitte açılan resim sergisinde mahalli müddeiumumiük tarafından teşhiri menolunan 6 tablo, dün mez kûr müddslunuımiUkten İstanbul müddeiumumiliğine gönde rüniişcir izmit müddeiumumiliği ayrıca bir de talimatname yoUıyorak bu tabloların cehrimizde tcşkU olunacak bir ehli vukuf tarafından tetkik olunmasını ve neticenin bildirilmesini istemiştir. Müddeiumumilik; bunun üzerine meseleyi Sultanahmet birinci sulh ceza hakimliğine havulc ctmîşfîr. Sultanahmet birinci sulh ceza hâkimi B. Reşidin niyabetinde bu gün bir ehlivukuf heyeti teşkil edilerek tablolar tetkik olunacaktır. Heyetin vereceği rapor, doğruca İzmit müddeiumumiliğine gönderilecektir. ADLİYE VEKALETİ DE MESELEYİ TETKİK ETTİK IVOK Ekserisi evvelce Islan buldaki ser gide teşhir edilerek büyük bir takdir kazanan tabloların teşkil ettiği İzmit resim sergisinde 6 tablonun müstehcen görülerek teşhirlerinin menolunnıası hadisesi ite Adliye Vekâleti de ehemmiyetle meşgul olmağa başlamıştır. Vekâlet bu hususta, mahallinden izahat istemiştir. İZMİT Mi MIK ı Mil Mll.K.1 VE GAZETELEB Bu mesele etrafında neşriyatta bulunan İstanbul gazetelerinden bazılarının İzmit müddeiumumiliği tarafından dava edildiği şayi olmuşsa da dün kendİsile görüştüğümüz Is-sanbul Cumhuriyet müddeiumumisi B. Hikmet Onat, bu hususta İzmît minideiumumiliğinden bir iş'ar olmadığını söylemiştir. VH.AYETTE : İstanbul kumandanı Valiyi ziyaret etti İstanbul komutanı general Halis Bıyıktay. dün vah ve belediye reisini makamında ziyaret etmiştir. Vali Ankaraya gidecek Vali ve belediye reisi doktor Lûtfi Kırdar Önümüzdeki hafta Anka raya gidecektir. Valinin Ankaraya yeni istimlâk kanunu çıktıktan sonra yapacağı bu ziyaret bilhassa belediyeler bankasından alınacak 151 milyon lira ujde alâkadardır. Yalova Kaplıcaları Sıhhal Vekâletine veriliyor Yalova kazasının İstanbul vilâyetinden aynlarak Bursaya bağlanması tekarrür ettikten sonra Yalo-vadaki kaphcalann da Sıhhat ve İç* tın. ıi Muavenet Vekâletine verilmesi kararlaştırılmıştır. Belediyede bir tayin Belediye daimi encümeni azasından Suphi, Bursa vilâyet encümen! aralığına tayın olunmuştur. MtTCKEVKfK Adada yapılacak iskele Su tankların m yanaşmanı için Adalarda yapılması karaılaştınlan lekelenin Madende yapılması tekarrür etmiştir. İskele 50-40 bin liraya mal olacaktır. Halk Partisi millî senfonls mllsabekası Halk Partisi tarafından bir Türk Milli SenfoniM meydana getirecekler arasında bir nıüsah*.ka açıldığını yazmıştık. Türk Milli karakterini gösterecek olan bu senfoniler arasında en iyisi bir Jüri heyeti tarafından seçilecektir. İstanbul konftervatııvarından Fer di Ştatcer ve Yüksek Nazariyat muallimi Adnan da jünye aza seçildiklerinden Ankaraya hareket etmişlerdir. Haber aldığımıza göre müsabakaya bir çok senfoni gönderilmiş Ur. Dün bir Bulgar tevkif olundu Bulgar tebaasandan Niko isminde bir adam dün komünistlik suçu İle yakalanarak adliyeye tealim o-hın muştur. Niko, müddeiumumilik tarafından 4 Üncü sorgu hakimliğine verilmiş ve sorgusunu müteakip tevkif olunmuştur. m ' Üsküdar Adliye Binasını Kasden Yakan Adam Dün Ağırcezada neticelenen muhakemesinde s sene 11 ay ağır hapse mahkûm edildi Bir gece vakti; muhakemesine alt bir dosyayı ortadan yok etmek maksadıle Üsküdar adliye binasını yakan Nureddinin ağır cezadaki muhakemesi dün neticelenmiştir. Muhakeme heyeti; maznunun m kârına rağmen; bu işi yukan ki gaye İle kasden yaptığı kanaatine var mış ve kendisini beş aene. 11 ay 6 gün ağır hapse mahkûm etmiştir. Temizlik İşleri Bu sene bütçesine yeniden (36) bin lira verldi İstanbul belediyesi tara/ından Şişli Bulgar hastanesi civarında yapılmasına karar verilen yeni hastane için 436 bin liralık bir tahsisat ay-ntnnşU Bu tahsisattan 36 bin liralık kısmı görülen lüzum üzerine temizlik işleri bütçesine ilâve olunmuş tur. Bu suretle temizlik işleri bütçesine bu sene yapılan zam 136 bin lirayı bulmuştur. Temizlik i*leri. bu -*_ı* k«ws kadrosunu takviye etmek için yeniden bir çok amele alarak Kadrosunu genişletmeğe ve yemden 20 temizlik kamyonu ve 10 arazöz siparişine karar vermiştir. Şehir Meclisinin şükran telgrafı İstanbul halkına büyük bir cemile olarak hükümet tarafından devr olunacak elektrik, tramvay ve tünel Şirketleri dolayısıle dün şehir meclisi tarafından bu* şükran telgrafı çekilmiştir. DENİZİ .ERDE Denizyolları ve Limanlar Umum Müdürlükleri faaliyete geçiyor Ankaradan gelen haberlere gore ayrı birer müdürlük halinde idıır*» edilecek olan I.imanlar ve Denizyolları Umum Müdürlüğüne ait teşkilât projelerinin hazırlıkları bu günlrrdV bıtmek Üzeredir. Her iki idarenin de önümüzdeki ayın birinden itibaret, faaliyete geçecekleri eoyienmekte-dir. Denizbank idare meclisi dün bankada bir toplantı yaparak elde bulunan bazı işlerle bankada yapılacak değişiklikler etrafında görüşmelerde bulunmuştur. TAKVİM 27 Nisan 1939 Perşembe Hicri ı 7 RebifıleeeellSM Raseİ:14 N I S A N 1355 Kasım; 171 Dsgu eaatl. 5,2 öfle ı 12,12 — ikisdiı 16,0i Akşamı 19,00 — Yatsı : 20,42 İmsak :3,08 Tirende Ucuz Seyahat Etmek İsteyen Açıkgöz Kiraladığı polis elbise-sile cürmü meşhut halinde yakalandı Polis; Edıı neve ucuz seyahat etmek için kurnazca bir usul bulan bir açıkgözü yakalamış ve dün adliyeye vermiştir. ismail Hakkı ismindeki bu adam, bir kaç gün evvel, Kapalıçarşıdakİ müstamel elbisecderden kira ile bir resmî polis elbisesi almış ve elbiseyi giyip tirene binerek polis memurları gibi sülüs bilet ücretile Edirncye git mistir. ismail Hakkı, Edirnedcki hususi V'1' gördükten sonra, ertesi gün, yine tirenle Istanbula dönmüştür. Fakat tiren. Büyük Çekmeceye geldiği vakit, devriye jandarmalar, POLİTİKA Türkiyenin cevabı karşısında AvTupadaki gergin hava üzerin-, Amerikan devlet reisi Roosevelt'in Berlin - Roma mihveri devletlerine, yani Berlin ile Romaya gönderdiği mesaj üzerine Alman Devlet Reiel muhtelif devletlerden kendilerini her hangi bir tehdit altında görüp görmediklerini sormuştu. Bu arada Alman Devlet Reisi M. Hitler, bu suali Türkiyeye de sormuş ve hükümetin cevabı sarih, her türlü tereddüt ve şüpheden azade bir şekilde kendisini göstermiştir. Bu cevabın meali şöyledir: •Türkiye kendisini hiç bir tehlike karşısında addetmem ektedir. Esasen ken *i ı sin in tehdit edilemez bir vaziyette olduğunu da oynca tasrih eder. Bu kelimelerin ifade ettiği şey, çok büyük ve manalıdır. Avrupa'nın şarkında, arzın mühim ve beynelmilel yollanndan birine hâkim bulunan Türkiye Cumhuriyetinin takip eUi*j taısahte aç,k,ır Bu 5İ-vaset* Tür*,pr,n' şüphelenmişler ve kendisini göz hap,Umumi HarP sonunda, her ssne al rastlardır sıladan mahrum olarak, sırı Türk ol- Kurnaz adam bu vazıyeti hemen'maL4rı dolayıaile istiklâllerini elde et-sezmiş ve hemen tirenin helasına **** ve -"-*-»"*-« as.rlardanberi giderek alelacele, üzerindeki ttnifor- vuğurduldar. topraklan yabancı temanın apoletlerini düştür. 8İrierdeD k^^rdıklarındanheT^ kom-Fakat, dışarıda bekliyen iandar- ¦"*"«¦ kadar *yndınûe! «- malar, heladan çıkar çıkmaz hemen mum,n '««*™ ;_*»; ı.„,.. . . , ... surmıvecek kadir samımı, her tunu kendisim yakalamışlar ve adliyeye .. , V tealim etmişlerdir. fcna maksal * »»"'as^rdan Dün Sıütanahmet birinci sulh ce-! dir ufun seneIfTİn istîkra[!' *** za hâkimi huzuruna çıkarılan İsmail Hakkı, cünnünü itiraf etmiş ve poliıikasile de teeyyüt etmiş bir keyfiyettir. şunları söylemiştir: I T"1* sivaeeti. hâdisatı ti uzaklar- — .Ben fakir bir adamım. Edır- dan görmüş ve ona göre hattı hare- nede bir işim vardı. Gitmek İstedim. Fakat para bulamadım. Bu kurnazlığa baş vurdum! ketini ittihaz etmiştir. Türk devlet a* 'la m lirinin, beynelmilel hâdisattn müstakbel sırlarını vaktinden evvel Mahkeme; İsmail Hakkıyı ika- a**" svık "» tecrübeli gözleri, ona metgâha raptan serbest bırakmıştır. |«&re tedbirler almayı Türk camiası i- çin olduğu kadar dünya sulhu için de bir vazife olarak bilmiştir. Türkiye, sulh halinin milletler beyninde esaslı ve normal hır vakıa olduğunu düstur bilmesine rağmen, insanların ve do- Orozdibak hâdisesinin muhakemesi • Orozdıbak» mbe^aeami. vergi kaçakçılığı ihbun banantaik 1200 Uy\xtle devletlerin de henüz huku-hr.ı dolandırmak İatcmek suçile tu- Vun yüksek ideallerine tevafuk eden tulup asliye 4Uncü ceza mahkemesi ^ vazıyeti* ıılrr"1,1'1"*** *t= *—*f*.....Tl_._.'. .la- tutarak, siyasetini bu hayati hâdi- mafl Hakkı hakkındaki bu hüküm şeye göre tanzim ve tesbit etmiştir. Temyiz mahkemesince nakzedildi-; lyjjârfy, kuvvetlidir, zira. kuvvetin ğınden da^ya dün tekrar bakılmış- oldujru Ve hukukun henüz mü- eyyidesini bulmamış olduğu bu devirde, hayat mücadelesinde kavi. manevi ve maddi cihetten varlığım müdafaa etmenin muvaffakiyet için şart Dünkü celsede müddeiumumi mu avinİ Besim; tehdidin mevcut olduğunu soyliyerek suçlunun tecziyesini istemiştir. olduğunu tecrübesinden. Türklük va? .Orozdıbak. vckıü de ceza veril- fınjan almıştır. Türkiye, sulh siyase-roesinde ısrar etmiş, muhakeme he- ^nde samimidir. Zira. onun on beş yeti; maznuna; .Orozdıbak. ın ver- ot eden beri takıp ettiği siyaset, her gi kaçakçılığı yaptığını nereden an- |,,n(^ mr ideoloji mücadelesinden Uulujını sormuştur. içtinabı hususunda uösterdıği gay- klaznun müteaddit defalar bunu rP, VP bunların müsbet neticeleri bu Öğrenmek için müessesen ın etrafın hususta bir garantidir, da dolaştığım soyuyerek: — «Hattâ, sen e başı munaaebe-tıle bütün mağazaların kapalı olduğu (.im, içeride sahte faturalar yapmak \-ın "i.ı ..-m çahştığıru av Udlâl ettim.» Demiştir. Bu tevil üzerine müen-seae ve kah. entd bir tarihi olan «O-rozdıbak» gibi büyük Bîr ticarethanenin vergi Imcakçdığı yapmıyanığını söylemiş ve ezcümle: — «Defterdarlığm hesap müU' Türkiye, dünvanın bu karışık günlerinde senelerden beri gözönünde tuttuğu düsturu bırakmımış. değis-tirmemi'tir Tüı+rve. berr»elmilel camianın bütün fertlerine karşı samimidir ve her türlü sürmeli hislerden ta-mamile uzaktadır. O. kendisinin inkişaf ve yükselmesi uğrunda, millî hutudlan dahilinde olarak, mesai sarf etmek aTaveaindcdır. Bu sebepten hu; bir devletin Turl/erin dürüst, samimi siyasetinden endişe etmiye hakkı 11. sitiller; mûeeavsede tet- yoktur kikat yapmış ve bütün hesaplan te- " Rjvvetlı. m.III şuuruna malik, mıl-mız bulmuştur., denuştir. I( seciye,, Itlbarile asker oUn ve bu- ktaznunun avukaü B. Mahmut gun dunvınm en kudretli, silâhlı btr ise, mfır—re» um bugünkü ticari def- ordusuna malık Türkiye, kendini her terlerinin trtkıkıle halukatm mey- hangi hır tehdit allında hiç bir ram an addetme:- Zira bövle bir tehdit karsısında değil, bir ordunun, fakat botun bir milletin kendİMİe beraber modern tekniğin bütün yeni vasıtalan- dana çıkacağım söylemiştir Mahkeme kıranın müteakip cel nede verecektir. Ayaftmdağı şık va yani pantalonu nereden bulmuş Sabıkalılardan Cemal isminde lwklir bin; evvelki gün ayağında yeni ve _ şık bu* pantalonla dolaşırken me- *" mııriar tarafından çevrilmiş ve bu pantalonu urıedeo bulduğu aorul-muttur. Cemal; pantalonu nereden aldığı nı soy üyem ediğinde ıı bir ıhıraıziık» ıhtııualile müddeiumumiliğe teshm olun m uçtur. Dün Sultanahmet birinci sulh ceza mahkemeline venlen Cemal: — «Ben bu paniıdonu Recepten aldım. Recep çalmış, bana sattı.* Demiştir. Muhakeme, Recebin celbi başka bir güne bırakümıstır. nin da Avrupanın bu kösesinde birer kuvvet abidesi gibi yükseldiği görü- ıçııı Dr. Resad SAGAY Eski Denlrbank Umum MUdurU yeni vazifesine gitti Ziraat bankası meclisi idare reisliğine tayin edilen Denizbank IN mum Müdürü Yusuf Ziya Enun yeni vazifesine başlamak Üzere dun şehrimizden Ankaraya gitmiştir. Mumaileyh bankadan hareketinden evvel mesai arkadaşlarını toplayıp kendilerine teşekkür ettikten sonra veda etmiştir. Kendisini istasyondt Denizbank erkânı ve memurları u-gurlamalardır 090 CUMA t^ARK YUtl T.lşjaafi Y~U*b*Ji ...•«-l | | T A N I D L -^4 YENİ SABAH GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARİ T«rtı7« EtarM HER YERDE •00 Kr. 5...İl,' 1400 Kr. §00 Kr. • .f1.r. 1100 Kr. 3 1» Kr. 1 «00 Kr. M Kr. 1 rlıa. 300 Kr. P»tl» İnikadı** flmt*ni| mam- KURUŞ Uk«lUr 1(1. 20. 14, T.B t« 4 lir* Yeni Harp Tarzı y,r,n: Hü.oyln Cahid YALÇİN iyani vak'alann aldığı ks-5b4» rışik şekle bakarak çok kere kindi kendimize su suali irad ederiz: Harp mi olacak? Sulh arzulan mı salip gelecek? Halbuki, öyle zannediyorum ki biz bu noktada denizin içinde yaşadıkları halde denizi bilmiyen balıklara benziyoruz. Harp çokları başlamışür ve bütün hara-reU ile devam etmektedir. Fakat harpten haberimiz yok gibi davranıyoruz. Yahut, bakîkateo farkına \ ırııır. n / Bun vazıyeti böyle galat surette görmeğe sevkedeo sebep harp seklinin değişmiş olmasıdır. Eskiden harbin usulü ve kaidesi vardı. Harp büe bazı teşrifata tâbi idi. Şimdi ültimatom modaları, ilâm harp merasimi ortadan kalktığı gibi buna yeni bir kesif te inzimam etti. Silâh patlatmadan harp yapmanın yolu bulundu. Hissi iptal ederek kol. bacak kesmek,karın deşmek kabilinden bir ıcad. Son nenelerin vekayii içte bu bakımdan gözden geçirilecek olursa gaye. şiddetli bir harp içinde yasamakta olduğumuzu görürüz. Harbin gaycai nedir? Bu, ilk karanlık de-virlerdenberi hiç değişmedi: İstilâ ve fütuhat. İşte son senelerde sulh zevahiri içinde cereyan eden harp bütün bu faydaları temin ediyor. Yalnız ortada harbin eski zamanlardan kalma tarzları ve şeklileri kalkmış. Fakat hangi an'ane hiç bir değişikliğe uğramadan ilâni-baye suriip gider* Bir hayvan ile bir nebati birbirinden derhal ayırde-dıbılırız. Fakat hayvan ve nebat cinslerinin aşağı tabakalarına doğru indikçe, bu ıkı dünyayı birbirinden ayıran hudutlara yaklaştıkça aradaki barız farklar yavaş yavaş silinmeğe başlar. Nihayet öyle bir had de geUrıı ki gördüğümüz uzvl mahlûkları hayvanlara mı, nebatlara mı nisbet etmek lâzım geldiğinde zor luk çekeriz. İşte bu günkü milletlerarası münasebetler bu tarzı aldı. Sulh İçinde mı yaşıyoruz, harp içinde mı yaşıyoruz? Bunu kestirmeğe kolay kolay İmkân yok. Harp içinde yaşadığımıza kanaat getirmek için vekayün cereyan tarzına ve verdikleri neticelere bakmak zarureti aşikârdır. Almanya Fr arına ya harp ilânına lüzum görmeden Sarrebruck havalisini geri aldı. Almanya bir kurşun patlatmadan Avusturyayı zaptetti; yine kurşunsuz ve cerrahi ameliyat neticesinde Çekoslovakyayı âhire te yolladı. Meme! de aynı metod dairesinde ele geçirildi bildiğimiz mahut usul ve ka-vaıt daırvaınde bir harp cereyan etmiş olsaydı bundan başka neticeler mi çıkardı? Hiç arazi kazancı temin etmiyen kanlı muharebeler tarihte çok görüldüğü halde şimdi modern harp asgari kan dökülmek suretiıe azami kâr temin eden bir teşebbüs haline geldi. Harp kimin arasında cereyan e-diyor diye düşünmeğe lÜzunf^ok. Her gün gazeteler haykırıyor: To-teJlter devletlerle demokratik der-fcUer arasında. Bunda şüphe edilemez. Fakat modern harbin en garip mümeyyiz vasıflarından biri harbi yapan la nn harbin zararını başkalarına yükletmeleridir. İngiltere İle Fransa, Çekoslovakyayı Almanyaya karşı kullanmak İçin müthiş bir istihkâm haline sokarlar. To-taliter cephe Üe demokratik cephe dövüşür. İkisinin de burnu bile kanamadan Çekoslovakya dünya haritamdan silinir! Balkan devletleri Jûya kend. köşelerinde huzur ve istikrar kinde yM.mak için mr he vücude getirirler. Bundan menv Dun olmıyan italya Balkanlılara dar-be İndirmek ister. Y.pug, Ar. navutluğun canına kıymaktır. Harp durmuş değildir. Her ^Un nmuml erkânıharblyeler tebligat türetmiyorlar. Fakat gazetelerin Huseyta Cahıd YALÇIN Sossa 3 üncü sayfada) Sovyetlere Teklif ingiltere, Komşularından Biri Taarruza Uğrarsa Silâhlı Yardım e Taahhüdünde Bulunmasını istedi Avam Kamarası Mecburî askerlik Kanunu Dün Kabul Etti Londra, 27 (A.A.) — Bugün Avam Kamarasında Chamberlaın mecburi askerlik hakkındaki müzakereleri açarak bu baptaki kanunun Önümüzdeki perşembe günü neşir ve kamaraca müzakere edileceğini ve territorial ordu askerlerinin seferberliğini kolaylaştıracak kanunun da Önümüzdeki hafta içinde neşrolunacağını bildirdikten sonra, esaı hakkındaki kararın hemen bu aksam verilmesi zarureti Üzerinde İsrar eylemiştir. Chamberlain müteakiben mecburi askerliğin esas itibarile kabulüne dair olan lâyihayı tevdi etmiştir. Başvekil, bu meseledeki düşüncelerini muhalefet liderlerinden gizlemeyi aklından geçirmediğini ve fakat hfldisetın zarureti altında alelacele hareket etmek mecburiyetinde kıldığını kaydetmiş ve demiştir kl: — Hemen bu hafta içinde beyanat yapılması elzemdi. Ve bu cihet çok mühim bir mesele teşkil ediyordu. Çünkü Önümüzdeki haftaya bırakılmış olsaydı Hİtler'in yarın söyliye-fngiliz ordusunda zehirli gaz maskeli piyadeler ateş taliminde (Sonu 3 üncü sayfamızda) XCX*XCCCCCCCCCCCOCCC^ Temyiz Mahkemesinde Muhittin Üstündağ Ve Arkadaşlarının Tecziyesi İstendi Otobüs Ve Sürp Agop Mezarlıkla' rı Davalarına da Devam Olundu Ankara, 27 (Hususi) — Otobüs yolsuzluğu. Asri mezarlık ve Surp Agop mezarlığı davalarına bugün Temyiz Dördüncü Ceza dairesinde bakıldı. Asri mezarlık davasında müddeiumumi esas hakkındaki iddiasın tokudu. Müdafaaları mutena-(Sonu 3 i " h tayfada ı CCCCCOCCOCCCCCCCCCCCC^ Potemkin Geldi Sovyet Hariciye Komiser Muavini Dönüşte Sofya Ve Bükreşte Müzakerelerde Bulunacak no] 1 ı*ekrB • H t ea^eesBrtfl Potemkin dün sabah Sirkeci garından çıkarken (Yazısı s UncU sayfamızda) İhtilaflı Tablolar Tetkik Jdildi Dün Müddeiumumîlikte Toplanan Ehlivukuf Raporunu Verdi s» 4t Dön toplanan ehlivukuf İzmit Valisinin daveti Üzerine ta-mit Halkevinde açılan resim sergi-aine iştirak eden Müstakil Ressamlar grupunun teşhir ettikleri tablolardan altı tanesinin müstehcen kaydl-le sergiden kaldırıldığını yazmıştık. İzmit Müddeiumumisinin talebi ü-terıne istanbul'da mütehassıslardan seçilecek bir heyet huzurunda bu tabloların müstehcen mahiyette o- lup olmadıklarını tesbit için Sultanahmet Sulh Ceza hâkimi Reşit tarafından İzmit Sulh Ceza Hâkimliği tarafından gönderilen talimat mucibince mütehassıslardan mürekkep (Sonu 3 üncü sayfamızda) Casus Mustafa Sagir NASIL YETİŞTİ? NASIL TUTULDU? NASIL ASILDI? 1 Mayıs Pazartesi Başlıyacağız Tahranda Düğün Şenlikleri Bitti Heyetler birer birer Irandan ayrılmağa başladılar Tahran, 27 (A.A.) — Anadolu ajansının hususi surette gönderdiği muhabiri bildiriyor: Avrupada büe emsaline nadir tesadüf edilen modern Emcediye stadında İran gençliğinin spor hareket -lenni Iranın istikbalini hem de kudretli, kuvvetli ve disiplinli istikbalini seyrettik. Sahayı halkalıyan asgari : bin kişüik kalabalığın önünde beş binden fazl? kız ve erkek izcinin muntazam ve hiç aksamıyan toplu hareketlerini görmek hakikaten çok zevkli idi. Şurasına bilhas-hü ibaret edeyim ki, hiç bir hareket kumanda ile yapılmıyor. Ne düdük ne de bir emir işitiliyordu. Muzika-nın âhrngıne uyan vücutlar heı gam üzerinden sanki göze görünmiyen iplen bağlanmış gibi yaylanıyor, kıvrılıyor ve nağmeleri bir insan dalgası halinde cani andı nyordu. Bu estetik tezahürde bütün Tahran ileri gelenleri, vezirler, misafir heyetler, gazeteciler hazır bulunuyordu. Bunu bütün dünyaya tattırabilmek için en büyük sinema firmaları operatörler göndermişti. Bu mryıında (Sonu 7 inel sayfada) Cumhuriyet Merkez Bankasının Umumî Hey'et Toplantısı Esrarengiz Cesedin Hüviyeti Anlaşıldı Şimdi Zavallı Sabahattinin Muhtemel Katili Aranıyor Evvelki gün Balıkhane ile köprü arasında denizden çıkarılan cesedin hüviyetini zabıtamız kısa bir müddet zarfında tesbit etmiş ve bu yoldaki tahkikat ta yerini bulmuştur. Ceset Aksaray. Sofular caddesi A-car Ahmet sokağında 2 numaralı evde oturan Sabahattıno nittir. Kendisi Mahmutpaşada Handan hanında düğme fabrikasında işçilik yap-mııkta idi. 14 yaşmı geçen mart ayında bitiren Sabahattinin Zehra isminde bir annesi ve Salih adında bur de U-vey babası vardır. Bundan bir buçuk ay evvel aile-aine muğber olarak evden çıkan Sabahattin, o zamandanberi bir daha -Sonu 'J ûncE şayiamızda) hbR SABAH Et Narhı Kalkarken... SabahatticİD geçeı alınmış bir rea meclisi ve murakabe heyeti (Sonu 3 üncü sayfamııdr.) Kıvırcık ve kuzu etlerine belediye tarafından konulan narh kaldırılmıştı. Kscaf bu, durur mu, biç?. Ban açıkgözler Dağlıç etini kuzu diye sürmeğe kalkışmışlar ve bu »artlar ulumla ia»Iıç ve Karaman etlerine konan narhın Mr mana ifade etmediği unla-şilıın-a Itelcdiye bu atın İki cins ete konan narhı da kaldır-ımıj;u kurar vermiş. /üten müeerrehdlr: Narlın t alıl tutulan huvayiel zaruriye İşlerinde ya esnaf »ulanır, yahut halk İstedi-ğl kadar mal İmi.ima/. Kl altından ¦ i «-Tı harici gizli alış verişler de cabasıdır. Her nedense ne esnafımız, oe de bir kınım halkımız heoüz hakkımııa razı olmağa, resmi talimata, yasaklara ayak uyJurmağa tamnmile alınamadık. Bmı kısa düşünceliler âmmenin nef'I İçin konulmuş iiizmOllardan kaçamaklarla yaka wyınnsı bir marifet sayıyorlar. Tabii netli e-dt zarar umumi oluyor. Binaenaleyh ne esenli ne dr halkı tamamile memnuo edemlyra ve mi- mili.- ademi vücudu müsavi Hale gelen et narhının kaldırdnuvtı kadar t.ılnı bir şey olanuudı. A. CSUALEDDtS SARAÇOÜLV Sarfa i t TİK13AIAN 28 nTsan 1*39 IJV HATIRA CKSAHKAPA MtHMtDİN§a\ NATIKA v. İTİRAFLARI Tefrika No 74 Yazan ı M. SIRIR Kapiten Çavuşyana Gönderilen Mektup "Mirzek Ali Geçenlerde Çerkeş Ragıp Tarafından Öldürülen Kahveci Ziyasın Yanına Gitmiştir,, O gün öğle vakti. Tasdelcu »uyunun basında b'Jfustuğunıuz Heırşinü Nurinln arabasile üsküdara inmiş, aksam geç vakit te tstanbula ;cç-miştik. Ertesi gün sabahleyin. Yutul bey, Mirzek Alinin üzerimle O 1: n düşman vesikası ile on Uç. lira etmiş bir kurusu bir zarfa koymuş içinde elbi^Vri bulunan bir paketle btiaber Beyoğlu posfafannefi binasının üçüncü katındaki istihbarat rürosunun koridoruna bırakmıştı. Bak az daha unutuyordum. Bu zarf ve paketle beraber. Mirzek Alinin aefi olan kapiten Çavuşyana da bîr mektup bırakmıştı. Bu mektupta şunlar yazılı İdi: • Kapiten efendi. Maiyetinizde bulunan Mirzek Ali efendinin, geçende Çerkeş Ragıp tarafından yok edilen kahveci tlyaaın yanına gönderildiğini size bildirmek le bahtiyarlık duyuyorum, üzerinde çıkan ihanet vesikası ile para ve elbisesini de bir suvenir olarak takdim ediyorum. Sakın kızıp hırslanmayınız kapiten. Bir bizden, bir de sizden. Olanca kin ve hışmımla. Yılmaz Türk, Mirzek Alinin âkibetini mi sordunuz aziz dinleyicilerim?. Tıpkı Yusuf beyin tahmin ettiği akıbeti bulmuştu. Hâdiseden yirmi gün sonra, Ali Bahadırda yaptığımız tesadüfi bir müsademeden dönerken, bil hassa oraya da uğramıştık ve genzimizi yakan pis bir koku vc kemi-rılmiş bir bas üe karşılaşmıştık. Kahraman Uyasın mezarı başında toplanmış, hatıralarını, hizmetlerini yad ile okumuş ve ağlaşmıştık. Şimdi bahsettiğim baskın da. gerek başlangıcı ve gerekse neticesi itibarılc dinlenmeğe değer bir hâdise olmuştu. Aradan bir hafta geçmiş, Mirzek vakasını hepimiz unutup gitmiştik. Bir gün Yusuf beyle beraber kalafat yerinde Top ömcrın kahvesinde o-turuyorduk. Yapacağımız yeni akının plânlan üzerinde görüşüp konuşuyorduk. Salih Reis göze çarpacak bir telâşla kahveye girmişti. Bizi görünce, tabii yanımıza gelmişti. Hoşbeşten, biraz da olup bitenlerden bahsettikten sonra: — işittiniz mi? demişti. Bir kaç gün evvel Akçaşehire cephane götüren bizim kılavuz Osraamn motorunu (Irva) ile Soğan adası arasında pusu kuran kopiller ateşe tutmuşlar. Az daha Osman ın yüreğini de. motorunu de delik deşik edecek lermiş yabanın itleri. Top Ömer de söze karışmıştı ve — Ya, demişti Ben de duydum bu havadisi Geçen hafta Uzun m us tafanın motörüne de bir kaç kurşun atılmış oralarda. Ne dersin Kara Mehmet?. Kimsenin canı yanmadun birkaç arkadaşı oralara kadar şöyle bir uzadveraenls. izin ister gibi Yusuf beyin yüzün* bakmıştım. O da gülümslyerek bana bakmış ye: — istersen bir hafta kadar git ve dolaş oralarda, demişti. Zaten bu sefer Anadolukavağı yollle Akbabada toplanacağız. Birleşiriz orada. Ya oma da Nuri. Hoca Bekir, ibrahim Us iki Akıskalılan al. Altı kist kâfidir bu işe. istersen benim Kadri Çavuşu da katayım yanınıza. Cura* aile sisi eğlendirir. Yüzbaşımın bu müsaadesini cana minnet bilmiş ve hemen hazırlığa girişmiştim O akşam arkadaşlarımı toplamış, ayn ayn gidilmek ve ertesi aksam Anadolu Feneri İle Kavak iskelesi arasında bulunan Poyraz koyunda birleşilmek üzere sözleşmiştim. Ben de o gece, Sala-Cikli balıkçı Hakkı retsln Ada yav- rusu ile Boğaz yoluna düşmüştüm Anadoluhisarmdaki gizli yerimizden aldığım yedi mavzer ve bir mik tar fişek üe bir koç bombayı kayığa atmış, ağlarla güzelce sarıp sarmu-lamıştık. Sabaha karşı da Poyraz limanına varmıştık. Hakkı reisin tayfslarından Mahmut ve Saimle be raber silâh ve cephaneleri omuzla-mış. Anadolu Kavağı Ue Poyraz a-rasındakl yolun üzerinden geçtiği sırtta buldugumus bir kuytuluğa taşımıştık. Güneş doğmak üzere iken tay-falan uğurlamış, ben de silahta nn yanma uzanıp uykuya dalmıştım. Kalktığım zaman vakit ikindiyi geçiyordu. İki saat kadar da arkadaşların gelmesini beklemekle geçirmiştim ve nihayet toplanmış, silâhlanmış ve yatsı vaktinde, dağ yoTÎIe Ali Bahadır ve Anadolu feneri arasından geçerek sahile doğru sarkmak Üzere yollanmıştık. Ertesi günü ortalık açılırken Irva üe Anadolu feneri arasında usanan yolu atlamış tık. Tam iki gün ve iki gece sahili ve sahil ile cadde arasındaki araziyi, âdeta tarar gibi araştırmıştık. Ne yazık ki. aradıklarımıza raatlı-yamamıştık. Hepimiz de. saatlerce dolaşıp ta bir av bulamıyan avcıla-gibi somurtmuştuk. Üçüncü günü akşamı îdi. Soğan adası ile Irva a-rasındaki sahilde koycuklardan birinin kenannda oturmuş, can sıkıntısı ile sohbete koyulmuştuk Güneş hemen hemen batmak, ortalık" karar mak Üzere idi. Bulunduğumuz yerle cadde arasında ve caddeyi görebilecek derecede yüksekçe bir tümsekte gözcülüğe koyduğumuz Hoca Bekir, tanımadığım bir adamla yanımıza gelmişti. Ve her v ak itki şenliği ile maskaralıklar yaparak: — Kara Mehmet, demişti. Bîr e-sir getirdim size. Fakat kellesini u-çuracak değilsiniz ha. Bize hayırlı ve faydalı haberler veren ağzını ö-pecekfliniz. Bu Süleyman Dayı yabancı değil, benim medrese arkadaşımdı Şimdi tahlisiyede çalışıyormuş. Haydi siz konuşa durun da ben yerime gideyim. Süleyman dayı, gerçekten hoş sohbetti, gözü açık ve kulağı delik bir yalı uşağı İdi. Bu havaliyi kanş karış biliyordu. Düşmanlann yap-tıklannı yüreği yana yana söylüyordu ve: — Sade Yalı boyundan geçenle re mi evlât?, diyordu. Irva Ue Ali Bahadır. Paşa mahalle, Güllü. Buzhane köyleri arasında yapmadıkları kalmıyor bu katil aUrilsünUn. Geçen gün Buzhaneden Irvsya inen İki köylüyü yol Üzerinde bağırta bağırla ve koyun boğazlar gtffl keeznıs-ler. Hiç güvenlik kalmadı buralarda çocuklar. İhtiyar gözlerinin yaşını silerken sordum: — Baba buralarda jandarma devriyesi yok mudur?.. — Eh ara sıra gezerler. Fakat, faydası ne kl. Kopiller onlara görünmeden işlerini beceriyorlar İşte. — Şimdi nerelerde bunlar acaba?. Biz bu gün tam Üçüncü günüdür buralardayız. İnsan olarak bir seni gerebildik. ihtiyar, yaşlı gözlerioi hepimizin üzerinde şöylece bir gezdirdi ve; — ister misiniz? dedi. Onlarla karşılaşıp vuruşmak. Çok tuhafıma gitmişti adamcağızın suali. Güldüm ve; -- Babacığım, dedim. Hiç iste-meseydlk gelir miydik buraya kadar f. ümitsiz bakışlarla hepimizi birer defa daha süzdükten sonra ı , (Devamı var) Hatay Devlet Reisi Dün Şehrimize Geldi Bir kaç gündenberi An karada bulunmakta olan Hatay devlet reisi Tayfur Sökmen dün sabahki ekspresle Ankaradan şehrimize gelmiş-tır. Muhterem misafirimizi istasyonda vali. polis müdürü ve şehrimizdeki Hataylılar karşılamışlardır. Hatay devlet reisi bir müddet şehrimizde İstirahat ettikten sonra Hataya dönecektir. vilayette i Beşiktaş Hükümet konağı değişiyor Beşiktaş hükümet konağı, Dolmabahçe sarayının müze ve heykel müzesi olarak kullanılan kısmının Hayrettin iskelesi tarafına tesadüf eden binalarına naklolunacaktır. belediyede Asım Süreyya Ankaraya gitti Matbuat Umum Müdürlüğünde bir vazifeye tayin olunan sabık Belediye iktisat Müdürü Asım Süreyya Ankara'ya gitmiştir. Prosl Pazartesi gelecek Belediye tarafından davet edilen Şehircilik mütehassısı Prost, pazartesi günü istanbul'a gelmiş olacaktır. Tramvay ve otoblls geçen btltUn yollar asfaltlanacak Elektrik. Tramvay ve Tünel idarelerinin Belediyeye devrinden sonra İstanbul Belediyesi yollar hakkında yeni bir proje hazırlıya-caktır. Bu projeye nazaran bütün tramvay ve otobüs geçen yollar asfaltlanacaktır. Bu yolların asfaltlanması ile artacak olan parkeler İkinci ve üçüncü derecede yollarda kullanılacaktır. POLİSTE : Birbirine bıçakla hücum ett'ler Yagkapanı 2 numaralı kahvede yatan ve Denizbaııkta çalışan Arif ile Hüseyin bir kavga neticesinde yekdiğerine bıçakla hücum ettiklerinden zabıta tarafından yakalanmışlardır, Kuyuya düşen çocuk Kulaksız Arda caddesinde Mahmut sokağında 9 sayıds oturan 5 yaşında Orhan ayni caddedeki arsada bulunan gayri muntazam surette örtülmüş bir kuyuya düşerek baygın bir halde çıkarılmış. Şişli Çocuk hastanesine kaldınlmıştır. Kaylp çocuk bulundu Samatya'da oturan ve 18.4.939 tarihinde evde babasına ait 50 lirayı alarak tagayyüp eden emekli binbaşı Alinin 15 yaşlarındaki oğlu Nec-detin Mersinde bulunduğu anlaşılmış, tstanbula gönderilmesi İçin yazılmıştır. Şehire Asılan Afişler Çirkin bir manzara teşkil eden bu halin önüne geçilecek İstanbul'da şehir dahilinde duvarlara asılan reklâm afişlerinin çirkin bir manzara arzettiği eskidenberl görülüyordu, istanbul Belediyesi bu vaziyetin süratle ıslâhına karar ver-mistir. Bu maksatla Belediye İmar Müdürlüğü Londra ve Paris Belediyelerine bu gibi vaziyetlere nasıl bir hal çaresi bulduklarını ve nasıl bir talimatname İle hareket ettiklerini sormuştur. Oradan gelecek cevaplar üzerine Belediye İmar Müdürlüğü bir proje hazırlıyacak ve süratle tatbikata geçilecektir. mütekerroı ı Döviz müsaadeleri pasaportlara yazılmıyacak Türk parasını koruma hakkındaki kararnamenin 47 nci maddesi hükümlerine göre seyahat edenlere verilen döviz müsaadeleri pasaportların iç taraflarına yazılmakta idi. Pasaportlar bir taraftan polis muamelâtı dolayısile de lâzım olduğundan bundan sonra döviz müsaadelerinin Gümrük ve inhisarlar Vekâleti tarafından hazırlanacak kâğıtlara yazılması ve bu suretle pasaprtun uzun muameleye tâbi olmasından dolayı zaman kaybedilmemesi takarrür etmiştir. Nişantaşı çocuk bahçesi Nişantaşı Valikonağı caddesinde yapılması mukarrer olan çocuk bahçesi için imar Müdürlüğü bir plân hazırlamaktadır. Çocuk bahçesinin cadde üzerinde olması düşünüldüğü gibi, yeşil sahada da yapılması mümkündür. Birkaç güne kadar bahçenin yeri kati olarak tesbit olunacaktır. MAARİFTE Maili inhidam olduğu söylenen ilk mekteplerin aslı çıkmadı Kadıköy 8 inci ve İstanbul 3.4 üncü ilk mektep binalannın yapılan tetkikler neticesinde maili inhidam olmadığı anlaşılmıştır. Bir çocuk tramvay altında kalarak can verdi Topkapı Millet caddesinde 157 sayılı dükkanda tütüncülük eden Di-mo'nun yanına Yenikoyden misafir gelen Marİka'nın bir buçuk yaşındaki kızı Islefo dün saat 14,30 da Topkapı tramvay durak yerinde annesinin yanından aynlarak biraz ilerlemiş, bu sırada manevra yapmakta olan 2890 sayılı vatman Faikın idare ettiği 30 sayıb tramvayın altında kalarak feci bir surette Ölmüştür. Vatman yakalanmıştır. Sovyetlerin Yeni Harp Gemisi Şehir Meclisinin Dünkü içtimai İstanbul Şehir Meclisi dün öğleden sonra saat 15 de reis vekili Necip Serdengcçtl'nin riyaseti altında toplanmıştır. Ruznamenin birinci maddesini teşkil eden 939 mali yılı vilâyet âdi masraf bütçesi ve fevkalâde varidat bütçesi celsenin sonuna tehir olunarak maddelerin müzakeresine geçilmiş, Belediye tahakkuk ve tahsil şubeleri çalışma talimatnamesi hakkındaki teklif Mülkiye. Bütçe ve Kavının encümenlerinin müşterek tetkikine sevk olunmuştur Bundan sonra Sular İdaresinin 938 yılı bilançosu hakkında Tetkiki Hesap Encümeni mazbatası ve Şehir Tiyatrosu ve Konservstuvsr 938 yıl ıhesahatı hakkında ayni encümeni nmazbatası okunarak kabul olunmuştur. Ruznamenin en son maddesini teşkil eden ve Düşkünler evinin (Şefkat yuvası) olarsk tevsimi hakkında 9 azanın Imzasile verilen takrir Mülkiye Encümenine havale olunmuştur. Azadan Refik Ahmet Sevengil, sabık Darülacezeye ve şimdiki Düşkünler evine verilecek Şefkat Yuvası isminin Şefkat Yurdu olarak kabulünü ve bu noktanın Mülkive Encümeni tarafından nazarı dikkate alınmasını İstemiştir. Takrir sahipleri kendileri tarafından kararlaştırılan ismin de Düşkünler Yurdu şeklinde olduğunu ve bir sehvi tertip dolayısile hu şekilde dizildiğini anlatmışlardır. Celse bundan sonra 10 dakiks tatil edilmiştir. İkinci celseye bizzat Vali ve Belediye reisi riyaset etmiştir. Bu celsede İstanbul vilâyeti 939 masraf bütçesi hakkında Bütçe Encümeni esbabı mucibes! okunmuştur. Esbabı mucibeye nazaran evvelce yazdığımız gibi bu sene İnşasına başlanacak hastanenin bu sene hitama ermevip geleeck sene de in&aatına devam olunacağına nazaran hastaneye tahsis olunan (436) bin liranın (36) bin liram buradan slınmış ve Temizlik İşlerine ver''mistir. Şehitlikten İmar cemiyetine yapılmasına karar verilen 5 bin liralık yardım da ihtiyat tahsisatından ayrılmıştır. Bakırköy Doğum evine her sene yapılan 500 liralık yardım 1000 liraya iblâğ lunmuş. ayrıca İstanbul vilâyeti hududu dahilinde bulunan 257 adet kovun biribirlerine yakın olanlarının birleştirilmesi ve bu suretle ida- ır. Bu ış ıçm ük Bürosu 2 bin liralık karar veril- miştir. Vilâyet âdı ve fevkalâde bütçesi 4,526.339 lira olarak tesbit o-lunmuştur. Bundan sonra Vilâyet fevkalâde varidat bütçesi müzakerelerine geçilmiş ve bu da 1,266.511 lira olarak tesbit ve kabul olunmuştur. Bundan sonra mazbatanın heyeti umumiyeti reye srzolunmuş ve kabul edümiş-tir. Meclis, önümüzdeki salı günü toplanacaktır. Rusların İtalyan tezgâhlarında yaptırdıkları Taşkent torpido muhribi Rusyaya gitmek Üzere dün ttal-ysdan limanımıza gelmiştir. Gemi, dün sabahtan akşama kadar Umanımızda kalmış ve gece Karadenize müteveccihen limanımızdan ayrılmıştır. Gemideki İtalyan mürettebatı gemi Rusyada teslim edildikten sonra memleketlerine döneceklerdir. Taşkend 3000 tonluk ve 46 mU sürattedir. Resimde, gemi Boğazdan geçerken görülmekledir. Taşkent Umanımızdan bir ticaret gemisi olarak geçtiği için İtalyan ticaret bayrağını hamildi ve pruva direğine de Tür)' bayrağını çekmiş bulunuyordu. Yün İpliği İhtikarının ttnüne geçiliyor Yün ipliği üzerindeki ihtikârı kaldırmak için Ticaret Odası yeni bir karar vermiştir. Eskiden 100 gramlık çileleri 90 hatta 80 gramlı tertip ederek piyasaya sevk edenler tarafından halk aldatılıyordu. Bunun ö-nüne geçmek İçin yün iplikler badema tesbit edilen ambalajlar içinde satılacaklar ve bu sstışı yspan müesseseler de ambalaj kutusunun üstüne adresini yazacaklardır. Ticaret Odasının verdiği bu karar, 940 senesinden itibaren mevkii tatbike konulacak, bu zamana kadar İhtikârın önüne geçmek için de muvakkat bazı tedbirler alınacaktır. Harfendazlık ederken Fenerde oturan 15 yaşında Neba-hat, dün Fenerde yolda yürürken Mehmet isminde biri kendisine sarkıntılık ederek iz'aç etmiye başlamıştır. Bunun üzerine kız zabıtaya müracaat etmiş ve Mehmet yakalanmıştır. | POLİTİKA İngiltere ve mecburî askerlik hizmeti İngiliz diplomasisi faaliyetlerine devam eder, milli müdafaaya müte-, allık hususlarda durmadan çalışır, yani harp vasıta ve malzemelerinin tekemmülü, takviyesi ve taaddüdü için uğraşırken bu faaliyetlerin neticesi olarak gönüllü usulünün yerine mecburi askerlik hizmetini kabul etmek yoluna gitmiştir. ingiliz Başvekili M. N. Chamberlain, son aylann gösterdiği hâdiselerin makul surette muhakemesi üzerine Britanya İmparatorluğunun â-tisi için, Anglo-Sakson efkârının ö-tedenberi çekindiği bu usule, yani mecburi askerlik hizmetine mecburi olarak girmiştir. fngiliz Başvekili, şimdiye kadar devam ettiği siyaseti, müsbet bir netice vermediğinden dolayı tadil zaruretinde kalmış ve her hangi bir vaziyette muvaffakiyetin, karşılıklı kuvvetlerin tevazünü ile kabil olabileceği kanaatine biraz geç te olsa, varmıştır. Filhakika harpte olduğu gibi sulhte de siyasetin kuvvetle teyit edilmesi lttiba edilmesi lâzımgelen bir prensiptir. Bu suretle M. Nevil Chamberlain, İngiltere-nin takip ettiği yeni siyasette, Anglo-Sakson an'anelerinin mevzu kanunlardan kuvvetli tesirlerine rağmen harekete geçmiştir. Londra, cihanşümul İmparatorluğunun muhafazası zımmnda ve kendisine istinat noktalan aramak için, Fransa ve Belçika'dan gayri diğer bazı devletlere de. kendisi için İstikbal yolunda bağlılığı ifade eden geniş mikyasta taahhütlerde ve bu taahhütleri icabeden şekilde tatbik sahasına e-riştirmek için de fedakârlıklarda bulunmak zaruretinde kalacaktı. Diğer bir tabirle, milli müdafaasını yalnız deniz ve hava kuvveleri bakımından değil, fakat ayni zamanda, mecburi askerlik hizmetinin kabulü pahasına da oka, büyük ve kuvvetli bir kara ordusunun tesisi cihetinden de lüzumu bir hakikat idi. Mukabil siyaseti tutan zümrelerin, ica-binde milyonlarla asker çıkarabileceği bir devirde gönüllü, ücretli askerlik usıılile. İngiltere, dlfier askeri sahalarda kuvvetli de olsa, müttefiki Fransa'ya ve dolayısile garanti ettiği devletlerin müdsfsasında kıymetli bir rol oynıysmazdı. Diğer taraftan, muhtemel bir silâhlı ihtilâf vukuunda, müttefiki Fransa, bütün yükün, muvakkat bir zaman için de olsa, tamamlle sırtına yüklenmesine pek taraftar görünmüyordu. Bu suretle, İngiliz başvekilinin, Anglo-Sakson efklnnın milli müdafaa zımnında azami fedakârlığa tekabül eden mecburi hizmeti kabul edişi meselesinde hâdiselerin revişi kadar, Fransanm da tazyiki âmil olmuştur. Zaten Paris-Londra blokunun müşterek faaliyet programı o şekilde taazzuv etmiştir ki. bu siyasetin ameli sahada müsmir netice vermesi .ancak bu devletlerin bütün kuvvetlerinin bhibirle-rini mutlak şekilde tamamlamasile kabildir Bu noktadan. Büyük Britanya'da 20 yaşından 21 yaşına kadar mecburi askerlik hizmetinin velev uzun müddet için olmasa bile, kabul edilmesi, İngiltereye en aşağı bir milyona yakın askeri bir kuvvet vermiş olacaktır. İngiltere'de. Avrupa'nın aylardan-beri geçirdiği buhran tesirile, bu mecburiyetten çekinen efkân umu-mive. vavaş yavaş kıvama gelmiş bulunmaktadır Parlâmentoya ar-zedilecek bu kararın, her ramsn tenkit ve hücumlardan sonra, liberal ve İşçi partisi dahilinde de hflsnfl kabul göreceği şüphesizdir. Pr. Re-ad SAGAY l-aeBBBBBBBBBBBBmBmBBBBBBBBBT^BBaT I TAK VİM 28 Nisan 1939 CUMA Hicri : I RebİalevrcilSS» Rasalı İS NİSAN 1335 Kasım: 17? Fırtıaa De|s saati: 5,1 Öj ı 12.12 — Iklaai , 16,02 Akşssi' 19,01 — Yata. ı 20.43 L..k : 3.07 YENİ SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK OAZBTE3İ ABONE ŞARTLARI •00 Kr. S—H|l 1400 Kr. OM Kr. • •rW* 1100 Kr. 100 Kr. 1 .,.*, 000 Kr. M Kr. 1 .rhlı SOO Kr. Po.t. [HftOOOıi rlrMiMİf m» Uk.ll.r tfla 2S. M. 7.5 • 4 lira KERTERDE 3 KURUŞ anlar Harbi yaz«o: Hüıeyin Cahid YALÇİN Karlsbad, 23 Nisan: Balkanlarda cereyan eden muharebeyi kim kazamıyor? Totaliter devletler hudutlar» I-çinde bulunduğum için, okuduğum havadislere bakılıra, demokrat devletler, narini tamamen kaybetme-mfelerse de kaybetmek üzeredirler, ı Büyük harbin devam ettiği dört sene zarfında da hergün her İki tarafın resmî tebUğleri karşılıklı zaferler Dan ettiler. Bu tecnfbe inşam okuduğu gazete haberlerine karsı gayet Ihtiyatfi butanaıaga sevkediyor. Matbuat hürriyetinden şikâyet edenler, zannederim, matbuat hürriyetinin insan? sosyeteleri için ne azim bir nimet olduğunu, medeni hayat için ne esaslı bir şart teşkil ettiğini ancak bu gibi vaziyetleri iyi tetkik ve tahlil sayesinde an-hyabUeceklerdir. Her hangi bir mem leke t olursa olsun, orada yalnız bir ses işitUirse kendi zihinlerini, mu-, hakemelenni kullanarak akü vo mantığa göre objektif bir fikir vo kanaat peyda etmek istiyecek insanlar derin bir karanlık içinde kalırlar. Artık ortada hiç inanılacak bir şey yoktur; akü ve muhakeme için tutunacak bir nokta kalmamıştır. Size ne söylerlerse, doğrudan doğruya veya bilvasıta ne telkin ederler ao ona inanmağa mecbursunuz. Bun dan dolayıdır ki, diğer tarafın havadislerini, mütalaalarını dinliyeme-mek dolayısile, dünyayı tamamen değişmiş gibi görmek İztlrarında kalıyorum. Okuduğum gazetelerden hasıl o-lan intibaa güre, Balkanlar tamamen Berim - Roma mihveri tarazına geçmişler sayılabiür. Yugoslavya Hariciye Nazın Venedikte İtalya Hariciye Nazırile görüşüyor. Bunu, 1037 do Belgradda İtalya üe temin edilen anlaşmayı daha sıkı, daha dostane bir sekle sokacak bir teşebbüs olduğu temin ediliyor. Şimdiki halde, İtalyanlar, M acarlarla Yugoslavyalıları dost yaparak kendilerine bağlamak azmindedirler. Macarlar, Yugoslavyaya verilen Ma car topraklan üzerindeki davalarından vazgeçecekler, Yugoslavlar da Macar ekalliyetine geniş haklar tanıyacaklar. Bu anlaşma teşebbüsü doğrudan doğruya alâkadar hükümetlerden gelmiş olsaydı kayıtsız ve şartsız alkışlanmak icap ederdi. Fakat iki komşu, bu en iptidai basiret ve ihtiyat tedbirlerini ihmal ve istihfaf ettikleri için, şimdi bunu 1-talyan zoru ve nüfuzu altında yapıyorlar vc ikisi de Roma-Bcrlin mihverinin birer peyki mevkiinde kalıyorlar. Alman gazeteleri, Berlın-Romı mihveri için büyük bir muvaffakiyet tarzında gösterdikleri bu anlaşmaya ilâveten Bulgarların da otoriter devletlere meylettiklerini temin ediyorlar. Rumanya hakkındaki haberler bu kadar kat'i değildir. Rumanya Hariciye Nazırı Gafenkonun Berlin seyahati Rumanyanın Berlin - Roma mibveri nüfuzuna kendisini teslim ettiği hakkında bir zan uyandırmıştı. Fakat Gafenkonun Londraya seyahati şimdiki halde Rumanya topraklan üzerinde cereyan eden müsademede galebenin hangi tarafta kalacağı hakkında kat'İ bir fikir veremiyor. Alman gazeteleri Rumanyayı HUmti» Can id YALÇIN (Sonu 3 üncü sayfada) Emir AptuIIahın Oğlu ordumuzda Staja Geliyor ınönünün fah.l yaveri sıfa ti I* çalışacak olan Emir Naip dön Samda muhteşem merasimle karşılandı (Yazısı 3 üncü sayfamızda) Hitlerin Âvrupaya Yeni ihtarları Danzig Şehri Almanyaya * ^ Tekrar İade Edilecektir, '^c* Hitler, Alman - İngiliz Ve Alman-Leh İtilâflarını Feshetti Almanya, Beynelmilel Hiç Bir Konferansa Gitmi-yecek, Hitler "Her Devlete Garanti Verebiliriz, ingiltere ile itilâfın Feshi ile Bir Silâh Yarışına Lüzum KalmıyacakttTfp Dedi. _ Berlin, 28 (A. A.) — Bu gün / -\ Reichtag'da söylediği nutukta Hitler, İngiliz • Alman deniz itilâftansın feshedildiğini ilân etmiş, fakat diğer cihetten Alsaa hakkında verdiği teminatı Ibka ettiğini bildirmiştir. Fransa Ue arazi ihtilâfı Hitler, Danzingın Almanyaya i-ade edileceğini söyliyerek demiştir Uı «Sarın Almanyaya avdeti Alman ya ile Fransa arasındaki arazi meselelerini tamamils halletmiştir.» Polon yanın reddettiği noktalar Hitler Polonya'nın Almanya tararından yapılan aşağıdaki teklifleri reddettiğini bildirmiştir: 1 — Dantzig'in Almanyay ter-k edilmesi, 2 — Harici memleket imtiyazından müstefit olmak şartile «Ko-ridoı • dan geçecek bir Alman otomobil yolu ve şimendifer hattı inşası, 3 — Dantzig'de Polonyanın ik-(Sonu 3 üncü sayfada) L. v* ¦ Danzig v: koridorun vaziyetini gösteren harita Hitlerjejtatürk Führer'ın 60 nci doğum yılı merasimi münasebetile Berlindo bulunan heyetimiz; Hitler tarafından büyük bir alâka vo hüsnü kabul görmüştür. Almso Devlet Reisi; merasimden sonra verilen çay ziyafetinde ilk evveli aratıp yanına çağırdığı heyetimiz azalarile uzun müddet görüşmüş ve onlara Abatürk hakkındaki derin sevgi ve hayranlığından bahsetmiştir. Asrın en büyük adamının Atatürk olduğunu oöyllyen Hitler ezcümle demiştir ki: — Ben ondan deıs aldım, Büyük bir kahraman ve bir dâhi İdi. Türkiyeye ve Türk milletine karşı hürmet ve muhabbetim çok büyüktür. Çünkü; haksızlığa karşı İsyan ederek silâha sarılmak ve muvaffak olmak hususunda bize ilk numuneyi veren Atatürk olmuştur.» 0XOCOCCXXXCOCCXXX^^ floosevelt, Mussolini Ve Hitleri Asor Adalarına çağırmış! ıvWVUVWV\ Sovyet Misafirimiz M. Potemkin Ankarada Resmi Merasimle Karşılandı Öğleden Sonra Hariciye Vekilimizle M. Potemkin Görüştüler Ankara, 28 (Telefonla) — Muhterem misafirimiz Sovyetler Birliği Hariciye Komiser muavini B. Potemkin bu sabah şehrimize gelmiştir. Türk - Sovyet bayraklarile donatılmış olan istasyonda askeri mu-zıkd Türk. Sovyet marşlarını çalmış ve başta Hariciye Vekilimiz B. Şükrü Saraçoğlu, Hariciye Vekâleti U-mumi kâtibi B. Numan Rifat Mene-mencioğlu olmak üzere müteaddit erkan ve kesif bir kalabalık ile Çin maslahatgüzarı B. Potcmkin'i karşılamışlardır. Sovyetler Birliği Hariciye Komiser muavini; istasyondan doğruca Sovyet sefaretine gitmiştir. Mumai- leyh bilâhare Çankayaya Riyaseti-cumhur köşküne giderek defteri mahsusu imzalamış ve Başvekil Refik Saydam'ı, Hariciye vekilimizi ziyaret etmiştir. Başvekilimiz kart bırakmak suretile iadeı ziyaret etmiş, Hariciye Vekilimiz de misafirimizi ziyaret etmiştir. Saat 13 de Hariciye Vekilimiz Saraçoğlu Şükrü tarafından B. Potemkin şerefine Anadolu klübünde bir ziyafet verilmiştir. Bu ziyafette Dahiliye Vekilimiz B. Faik Öztrak ilo Muhabere ve Münakale Vekilimiz B. Ah Çetinkaya ile Sovyet Büyük Elçisi ve sair zevat hazır bulunmuşlardır. Hindin Esrarlı Casusu Mustafa Sagir Tam ıa sene evvel i Mayısta Ankara İstiklâl Mahkemesine hesap vermeğe başlamıştı. Ayni glln bu korkunç casusun macerasını "YLNİ SAtJAH,, ta okumıya başııyacaksınız. Fakat Hitler Avrupadan "Ayrıla gını Bildirmiş New-York, 28 (A.A.) — Nev-York Times gazetesinin Vaşington muhabiri Arthur Krock, yazıyor: €Reisicümhur Roosevelt, Musso-lini'yc ve oımn vasıtasile Hitler'e iki ıSııiıu L' uncü şayiamızda) Jimnastik Şenlikleri Çok Güzel olacak Dün yapılan toplantıda bu seneki şenliklere 10 bin talebenin iştıreki ka ariaştı ildi 19 mayıs jimnastik şenlikleri programını tesbit, esasatını hazırlamak üzere Maarif Müdürlüğü tarafından seçilen heyet dün ilk toplantısını yapmıştır. Okullar arası spor bölgesi lik he- Adliyede İki Hâdise Kelepçe Vurdurmak Istemiyen Bir Hırsız Jandarmalara Tecavüz Etti Erkek Kıyafetinde Gezen Bir Kadında Şahitlerini Dövdü! İki Suçlu Cürmümeşhud mahkemesine verildiler Dün Adliye'de iki hâdise olmuştur: 1 — Ekseriya erkek kıyafetinde gezen ve saçını da bir erkek gibi 2 numara makine ile kesen maruf Bayan Şînorik; icra ceza hâkimliğin- de bir alacak davası görülürken şahitlerinin aleyhinde bulunmasına kızmış ve mahkemeden çıkınca kavgaya başlamıştır. Şinorık, ikinci katın koridorunda (Sonu 3 üncü sayfamızda) HtR SABAH 70 MEVCUTLU SINIFLAR Umumi okuma iştiyak ve tehacümü karcısında bina yoksulluğu yüzünden çekilen sıkıntı malûmdur. Bütün bu tehacümü ve rağbeti üu-liyerek tatmin edebilmenin nilıuyet maddi bir İmkân ve zaman isi olduğunu ıhı taldr edenlerdeniz. Ancak eldeki n.!¦. ı ıdi- bazı der-sane ine ve udunun (~U) rak kamına l:ıılar t 11.r¦..ı - :ııı da hoş ı*ünııiveet*k edecek gençlerin miktarını, soyunma yerlerini, ihtiyaçlarını teshille program taslağını hazırlamışlardır. Bu sene şenliklere 5000 kız, 5000 erkek (Sonu 3 ünr.ü tayfamızda) hoca bir is görebilir, ne de talebe bir şey öğrenebilir. Cevherli ve özlü bir talebenin bu kesafet içinde cev- herini, Jzünü hattâ daha korkuncu-öğrenme şevk ve hevesini kaybetmesine hiç le şaşmamak lâzımdır. Mevcudu kırka varan bir simli hocanın nüfuz dairesinden dışarı kahııağf. mahkûm eden muasır ma-arifçilik (7(1) rakkanıınııı ününde tabii dehşetle duraklar. Biz sayın Maarif Vekilûniziu müsbet İşlerden hoşlanır bir devlet udunu olduğuna saııüıııiyetle İnandığımız içindir ki, bir talebe velisinin yana yakıla ürerinde durduğu bu ehemmiyetli memleket meselesi hakkında dikkat nazarlarım çekmeyi bir memleket borcu bildik. A. CEMALBDDİN SARAÇOĞLU 6333 Sayfa ı t W hıSAN İMİ €RSAklKAPA MUlMtchl HATIRA v« İTİRAFLARI Tefrik. No 75 Yazan ı Af- SIFIR İbrahim Gözlerini Bir Noktaya Dikmişti Ar Ağacın Altında Bir Sürü insan Görüyorum „ — iyi «mm*, dedi. Onlar aizden kalabalık. Hem koca Osmanlı hükümetinin bas edemediği bu bentlerle sis nasıl uğraşabilirsiniz ki?. Ihtiysrcık. bemen hemen, yazıktır aize. vazgeçin bu isten de gidip rahatınıza bıkın diyecekti bize az daha. Zavallının güzü pek yılgındı. Zorlukla, bin rica ve minnetle dilinin bağını çözmüştük, lstemiye is* temiye söylediği halinden belli oluyordu. Ağlar gibi bir sesle: — Mademki ısrar ettiniz, söyli-yeyim bari. dcmujti. Bunların basında Paşa köylü Haci Kosti sdında biri var. Kdavuzları da ŞileÜ Sakar Ligordur. Buralan, bütün deliği ve deşip ile ve çok iyi bilir bu yabanın iti Hepsi, bir yirmi ksdar tüfekli bunların Dün, Irvalı kayıkçı İbrahim gün batarken Küllü deresinin ağzında görmüş bü «metleri. Gidin Oraya ban. Belki rastlarsınız amma. ne diyeyim bilmem ki, haydi Allah hayırlar versin bacınıza. Yası ve bası gibi maneviyatı da kocamış vs kırca İmiş ihtiysrı, Hoca Be kirin kefaleü ile bıraktım. Bu adamın korku ile bizi dr?başkalarına süylcmcsınder doğrusu çekinmiştim. Ansdolu fenerine gidecek olan BUleyman dayıyı, yol boyunda uğurladıktan sonrs, biz de tüfekleri o-muzlamıs, dağ yolunu tutmuştuk. Kararımız, lrva dr resinin, Paşam a-halle ile Ali Bahadırdan gelen ayakların birleştiği noktadan geçmek ve doğuya doğru gidip sabahı beklemekti. Irva yakınlarında görünmeyi tabii münasip bulmamış ve bu sebeple yolumuzu bir hayli uzatmıştık. O gece zorlu bir yürüyüş yapmış, gün açılırken Küllü deresinin geçtiği vsdiye hakim sırtlan tutmuştuk. Söylemeğe hscet yok ki, çok t* yorulmuştuk. Sakarlığı, atılganlığı nis-1» t m le de rahatına düşkün olan Ho ca Bekir, biraz fazlaca dinlenmeğe yol açmak için yanıma sokulmuştu. Elile vadiyi göstermiş ve; — Kara Mehmet be, hele bir bak. Şu seyrine doyum olmıysn gü-selhk karsıaında bir iki saatçik o-tursak olmaz mı?.. Demiş, hemen yere çökmüştü. Sırt ustu uzanmış, her vakıtkı gevezeliğine bağlamıştı. Tuhaf sözleri ile arkadaşları eğlendiriyor, gerçekten ı ıdıı.ii a.ı dinlendiriyordu. Bir vakitler medresede tecvit okuduğu hocanın taklidini yapıyor, hepimizi gülmekten kırıp geçiriyordu. Biz böyle Dese içinde çırpınıp, kahkahalarımızla ortalığı çınlatırken, Mıpavriü İbrahim gözlerini der* istikametine dikmiş, ysy gibi gerilmişti. Mipav-rili, srkadaşları arasında gözünün pekliği kadar koskınliği vo uzaklan bir dürbün ilo bakıyormuş gibi gör-meeile tanınmış vo şöhret kazanmıştır. Bunu bildiğim için, bakışı ve bilhassa tavrı dikkatimi çekmişti. Yavaşça yanına sokuldum ve sordum: — No o İbrahim, gözüne bir şey sai ilişti? Gözlerini baktığı yerden ayırmadan cevap verdi: — Kara Mehmet, bir şey değil, bir çok şeyler Uiştı. Evveli bir du-man. Sonra bir ağarın altında insan hareketlerine bensıyen kımıltdar. İşaret vo tarif ettiği noktaya ben d* usun uzun bsKTım. Fakat İnsan kımıltıları şöyle dursun, dumanı bile seçemedim voı — Hiçbir soy gCremedim ibrahim, dedim Son gördüklerinin no ol-masına İhtimal veriyorsun?.. — No olacsk bj kardeşim. Bir süril adam. — Bir sürü adam mı., sakın ya-aılmıyasın?.. — imkânı yok Kara Mehmet. Ben gözlenme çok güvenir ve çok uzaktan görürüm. — GUsol. Fakat, bu kadar mesafeden dumanı olsun nenim do görmem lazımdı. — Sen baktığın saman artık belli belirsiı bir halde İdi. Onun İçin göremedin. — Ne yapalım dersin lbrshim?. — Yapılacak şey, oraya kadar gitmek, bulundukları ysre sokulup ne olduklsrım iyice görüp anlamak. — Değer mi bu kadar yorgunluğa?.. — Tahminim doğru çıkarsa elbette değer ya. Kara Mehmet. Beş dakika sonra, bulunduğumuz yerde kalacak arkadaşlara icap eden tenbihleri vermiş, işaretleri oöylemiş vo Hoca Bekin de yanımı-ıa alarak Uerlemiştik. Yarım saatlik bir yürüyüşten sonra bulunduğumuz sırttan dereye doğru uzanan düzlüğe gelince, kalabalığı bizim göz lenmız de aeçmeğe başlamıştı. Fakat biz, ibrahim kadar vuzuhla gö-remlyorduR. O. gördüğü kalabalığın bir düşman bölUğU olduğunu ısrarla söylüyor, âdi tüfek çatılarını bile seçmekte olduğunu İddia ediyordu. Böyle olduğuna göre meaele ve vaziyet değişmiş, hiç şüphe yok ki e-hemmiyet kcabetmlşti. Dereyi geçip biraz daha ilerlemeyi gerekli bul durn Fakat. İbrahim buna itiraz etti ve: — Üçümüzün birden ilerlemesini ben uygun bulmam. Ksra Mehmet, dedi. Kendimizi sezdir! isek dönmekte, canımızı kurtarma İŞİ* zorluk çekeriz. Bana kalırsa, derenin bu tarafında siz kalın ve münasip bir yerde mevzi alın Ben görül-sem ve takip edılaem bil- sız ateşinizle beni korur ve dönUşümü ko-layla ştırı rainiz. (Devamı var) Deniz Yolları vb Limanlar U. Müdürlüklerinin Kadrosu Denizyolları Umum Müdürlüğüne tayin edilmiş olup Denizbank U-mum müdür vekâletinde bulunan ibrahim Kemal Baybora Ankara'ya gitmhjtir. Mumaileyh hazırlanmış o-lan Denizyolları kadrolarını da vekâlete tetkik ettirmek üzore Ankara'ya götürmüştür. Llmsnlsr Umum Müdürlüğünün ksdroları da hazırlanmış olduğundan Liman işletmesinden Cevat dün yeni kadroları Ankaraya götürmüştür. Her İki Müdürlüğün ksdroları tasdikten geçtikten sonra bu idsreler bir mayı» Un itibaren faaliyete başlıyacoktır. BELEDİYEDE İnönü Müzesi İzmir belediyesi plânlan hazırlamıya başladı İzmir. (Hususi) — Milli Şel Inö-nünün doğdukları tarihi evin belediyece müze haline ifrağ edileceğini haber vermiştik Belediye reisi Dr Behçet Uz, reiakatınde belediye fen heyetine mensup mühendisler bulunduğu halde Büyük Şefin doğdukları tarihi eve giderek tetkikat-ta bulunmuştur. Bu evin esaslı surette tamirine başlanmıştır. Evin esaslarına halel getirilmeden, maili İnhidam yerleri baskıya alınacak ve esaslı surette tamir edilecektir. Belediyenin 939 bütçesinde de. bu evin müze haline ifrağı için icap o-den tahsisat ayrılmıştır, inönü müzesinin plânı yakında hazırlatılacak-tır. Blgarfa kozacılık Biga, (Hususi) — Ziraat Vekâleti tarafından kazaya gönderilen 150 kutu ipekbÖceği tohumu halka parasız dağıtılmaktadır. Ayrıca Bursa-dan 400 kutu tohum getirtilerek halkın ihtiyacı ucuz surette karşılanmıştır Bu sen* ipekbÖceği yetişti-rilmesınde farla bir rağbet göze çarpmaktadır, OMafN Mevlidi Nevebi 2 Mayıs 939 salı gtlnü Rebiulev-vel ayının on ıkının.- müsadif olmakla önümüzdeki pazartesi günü aksamı (salı gacosl» Mevlidi Nebevi olduğu ilân olunur. İstanbul Müftüsü W. rigener Azapkapının manketi Eminönü meydanı rhakctı gibi A-zapkapı meydanının da kufi vazlye-tini gösteren maketin hazırlanmasına Belediye İmar Müdürlüğünce başlanmıştır. Bu meydanda Mimar Binanın eserlerinden olan Sokullu Mehmet Paşa camiinin ehemmiyeti nazarı itibara alınarak m.tket üzerinde tetkikler yapılmakta ve kat'I şekli tesbit olunmaktadır. İtfaiye) Mektebinin İlk mezunları llaiyo Mektebinin imtihanlarına S mayısta başlanacaktır. Bu İmtihanlar neticesinde mektep ilk mezunlarını verecektir. Bu devrede taşradnn gelmiş 7 tak-be vardır. Bu seneki imtihanı müteakip taşra vilâyetlerine tedris için lstanbula gönderecekleri talebe miktarı sorulacaktır. Vali Nafıa Müdürlüğünde Vah ve Belediye Reisi Doktor Lülfı Kırdar dün Beledİyo Nafıa Müdürlüğüne giderek Belediyenin hazırladığı 939-940-941 yol progra-minin esaslarıle meşgul olmuştur. Filorya gazlnoru Floryada inşa olunacak gazinonun 70 bin liraya ihale olunduğunu yazmıştık. Gazinoda yapılacak elektrik vesaire tesisatı için Belediye tekrar (30) bin liralık bir tahsisat kabul etmiştir. Cezalandırılan esnaf Son hafta zarfında Belediye zabıtası tanıtından Beyoglunda muhtelif esnaf, muhtelif cezalara çarptırılmışlardır. Bunlardan: Caddeye kum vc toprak dökmekten 21, mezbaha harici koyun kesmekten 2. caddeyi işgalden 22 müstahdem defteri bulundurmamaktan 9. otomobili İle caddeyi işgalden 5. etiket kovmamaktan 4, dükkân dışına et. tavuk vesaire asmaktan 4. caddeyi kirletmekten 14. sıhhi muayene cüzdansır çalışmaktan 30. dükkânı vaktinde kapa-mamaktsn 9. baca temizlcmevig yangına sebebivel vermekten S. otomobil ile memnu yoldan geçmekten 4. kapaksız çöp kabı kullanmaktan 4, ehliyetsiz bisiklete binmekten 2. ve diğer muhtelif suçlardan dolun cezalandırılanların mecmuu 173 kişidir. Ayrıca 939 ekmek vc 152 fran-cala müsadere edilmiştir . Kurbağalıderenln temizlenmesi Kadıköy'de Kurbagalıdere'nin temizlenmesi için Belediye Merkez Fen Heyetince bir keşlfname hazırlanmıştır. Derenin temizlenmesi ek-siltmeye çıkarılarak talibine ihale e-lunacaktır. Ayni zamanda Kurba-falıdere'ye akan ve bu civarda gayri sıhhi vaziyet İhdas eden lftğam mecraları bu muhitte fenni lâğsrs çukurlsn inşa edilerek bunlara akıtılarak derenin temiz tutulması temin olunacaktır. EmlnönU mıntakasl teftiş olunuyor Eminönü mıntıkası Belediye müfettişleri tarafından dünden itibaren sıkı bir surette teftişe başlanmıştır. Şüpheli gıda maddeleri Son zamanlarda kavurma, sucuk ve peynir gibi gıda maddelerini yi-yenler arasında zehirlenme şüphesi uyandıran alâmetler görülmüştür. Evvelce de müteaddit defalar tebliğ olunduğu gibi gıda maddelerinin sıkı kontrolü alâkadarlara emrolun-muştur. Rüşvet Suçile; Dünde Bir Polis Memuru Tutuldu Bu ; İki günde tevkif •dilen memurların UçUncusüdur Halktan rüşvet almak suçile maznun bir polis memuru yakalanarak Adliyeye verilmiştir. İddiaya göre Köprü polis memurlarından Sabri; kansıle kavga eden Vangel İsminde birile; evrakını örtbas etmek vadıle 10 liraya uyuşmuştur. Fakat Vanget gidip keyfiyeti alâ-kadarlsra bildirmiş ve yapılan bir cürmümeçhut neticesinde de Snbrl yakalanmıştır. Müddeiumumilik Sabriyi yedinci Sorgu Hâkimliğine sevketmlştir. Mumaileyh sorgusunda; bir tasni ve iftira karşısında kaldığını beyan etmişse de tevkif olunmuştur. Diğer taraftan evvelki gün de yine rüşvet suçile İki polis memuru Adli" ve verilerek tevkif olunmuşlardır. Bunlardan biri. Kurtuluş karakolundan Elemdir. Etem. tütüncü Hasan Şahinden, hafta tatiline muhalif hareket ettiği İçin tutulan bir zaptı İmha etmek İçin on lira istemiş ve tütüncü bunu karakola haber verince de Etem cUrmÜ meşhur halinde yakalanmıştır. Elem. Sultanahmet Birinci Sulh Cezada yapılan sorgusunda: t— Ben bu paravı. komiserim B. Adilin em.ilp ve onun hesabına aldım'... niye tevil etmişse de bittabi bu İddiasını ispat edememiş ve levklf olunmuştur Diğer rüşvet suçlusu polis memurunun ismi de Fuattır. Mumaileyh Tophanede Mehmet isminde bir arabacıdan beş lira alırken yakalanmıştır. Fakat kendisi, hemen bu beş liralığı yutmuştur. Maznun Fuat rontken muayenesine sevkolunmuşsa da aradan zaman geçmiş olduğundan midede bir-şey görülememiştir. Fakal; sahiller, kendisinin paravı yuttuğunu beyan ettiklerinden tevkif olunmuştur. MAARİFTE : Hariçten İthal Edilecek Çuvalların Sıhhiye Vokâletl memleketimize hariçten sokulacak olan boş çuvalların dezenfekte edilme şekilleri hakkında 1939 haziranı iptidasından i-llbaren talblk edilmek üzere yeni bir karar vermiştir. Bu karara göre, memleketimize sokulmak üzere ecnebi mahallerden getirilmekte olan boş ve müstamel çuvalların veba hastalığı bakımından, irkâb iskelelerinde fenni temizlik ameliyesine tâbi tutulmuş olmalan lâzımgelİp e-tüv usulünden ha kı fümigasyon tamnda kükürt garı veya hamın kiyanosma ile yapılan tathıratında müessir ve emniyeti olduklın cihetle gerek elüv ile ve gerekse adı geçen maddelerden birinin kullanıldığı tasrih edilmek şartiyle (fümi-gasyon) ameliyesine tâbi tutularak tomİ7İcnmiş boş ve kullanılmış çuvallar memlekeimize serbestçe İt-h*l olunacaktır. Umumi bir manada olarak fenni temizlik İfade evliven (dezenfeksi-yon) tabiri yazılı olmakla beraber bu deıenft'ksıvonun yapılış tarzı tasrih olunmamış veya konsoloslarımız tarafından tasdik edilmemiş şe-hadetnamrlerle getirilen boş ve müsamel çuvallar ve Mısır ile Suriye limanlarından vukanda yazılı u-sulde tathlr edilmiş, fakat sıkıştırılmış ve çemberlenmiş balyalar halinde olarak limanlarımıra gönderilenlerin memleketimize ithal edilmeleri İçin Sahil Sıhhiye Tahaffuzhanelerinden birinde etüv ile tathir edilmeleri İcabeyler. Bu kabil çuvalların limanlarımızda kükürt gazı İle temizlenmeleri caiz değildir. Üniversitede spor faaliyeti başlamak üzere Üniversitede spor faaliyetine başlan mak üzeredir. Bu maksatla kendi ih-liyarile spor yapmak istiyenlerin I-simlerıni Bektör kâtibi umumiliğine yazdırmaları lüzumu kendilerine bildirilmiştir. MI'TEKFRRIE ı Dr. Yavuz Abadan Iz-mire gitti İzmıı Ilalkevmin daveti Üzerine İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi doçentlerinden Yavuz Abadan «Fikri haklar* mevzuu etrafında bir konferans vermek maksadile İzmire gitmiştir. Akaret binaları tek renge boyanıyor Beşiktaş'ta Akaretlerdeki kaldırımların tamiri ve vakıflara ait a-karet binalarının yeknasak bir renge boyatılması kabul edilmiştir Tesbit edilen renk. açık bej rengidir. TAKVİM 29 Nisan 1939 Cumartesi Hicri: 9 R.blOlevrel 1358 R—I.16NISAN 135$ Kasnı: 173 3 Gün Fırtına Bağ Budama zamanı Dog* asetatı 5.00 ûfl. ı 12,12 — iki.a. t 16.02 Akşaaaı 19.02 — Yala., 30.45 («•ak :3.0i POIJSTE : Zincirli kuyuda bir kaza daha oldu Arif isminde bir şoförün idare- I «İndeki otomobil; dün Zîncİrlİkuyu-da Sottrtnin bindiği motosiklete çarpmıştır. Neticede Sotıri hafif yaralanmıştır. Bir kaı.*ın pencereden dUUp ağır yaralandı Kasımpaşada Arabacılar sokağında oturan Sarma ilminde bir kadın, dün evin ikinci kat penceresinden sokağa duymuştur. Ağır yaralanan kadın, hastaneye kaldırılmıştır. İki mile vher ve eşya hırsızı yakalandı Kunduracı İbrahim ve Tanaş isminde iki hırsı/, dun yakalanmışlardır. Bunlar: Lâlelide oturan Fikriye-nin. Beyazıtta Soğenağa mahallesinde polis memuru Oğuzun mücevherlerini ve eşyalarını. Alemdarda Yerebatan karanlık sokağında 2 numarada oturan Paket Postanesi müdürü B. Tayyarın fotoğraf ve gramofonunu. Fatihte Emin efendi a-pertımanında Bayan Kâmiyenin mücevher ve paralarını çalmışlardır. Sancılandı ve öldü Kasımpaşa'da oturan 38 yaşında B. Alı oğlu Mustafa, dün birdenbire sancılanmış ve İki saat sonra da Ölmüştür. Vak'a hemen Adliveyo bildirilmiş ve Tabibi .»dli B. Enver Karan tarafından ceset muayene olunmuştur. ölüm şüpheli görüldüğünden ceset Morga kaldırılmıştır. Kolonya İmalathanesinde parlıyan ocak bir İşçinin yUzUnU yaktı Dün saat II de Marpuççularda Çarşılıhanda Ahmet Otuzbirln sahip bulunduğu 15 numaralı kolonya i-malatlıanesinde tlya isminde bir iş- Çİ gazocagı ile teneko lehimlerken uçağa benzin koymuş, fakat ocak blrednbire parlamıştır. Alevlerden tlya'nın yüzü hafifçe yanmış ve a-tpş söndürülmüştür. Kemer UetUnde cambaz. Iık olur mu? Dün Osman İsminde bir adam, Bozdoğan Kemerinin üstündeki maniayı geçmek işlemişse de düşüp yaralanmıştır. POLİTİKA Hitlerin nutku Alman Devlet rclsf, totaliter devletlerin son faaliyetlerinden sonra Cihan efkârı umumlyesinln sabırsızlıkla beklediği mühim nutkunu, Rayhştsg'da, Amerikan Reisicumhurunun nutkuna cevap olmak üzere İr ad etti. ilk gelen haberlerden anlatıldığına göre nutuk Amerika'nın Atlantik aşın gönderdiği mesaja um'.ımf mahiyette bir karşılık olmakla beraber son zamanlardaki Berlin - Roma mihverinin beynelmilel siyaset âleminde yapmış olduğu faaliyetlerin akialerini teşrih etmiş vc Alman siyasetinin esas hatlarını tebarüz ettirmektedir. M. Hıllerin nutku, tshmin edildiği gibi, demokrat devletlerin siyasetlerine göre sert, gayelerini tama-mile haklı göaterdiği vo dolayısile aradaki anlaşmayı zorlaftıran düşüncelerle doludur. H itlerin gayesi, nutkundaki sözlerden anlaşılıyor: O, «Vaktinde parçalanmış olan Alman birliğini yeniden tesis etmek Alman milletini birleştirmek» istediğini I-lân ediyor ve bunu ilân ederken de kimsenin bu işe karışmıya hakkı olmadığını da ileri sürüyor. M. Hitler. bu vadide. kat'I olarak Polonya ile olan münasebetini ele alarak iki komşu memleket arasındaki had ihtilaf mevzuu olan Danzig şehri ve koridoru meselesinin mutlak surette Almanya lehine halledileceğini ve bunu hiç bir zaman bırakamıyac ağını beyan ediyor. M. Hitler. bu gayesine sed çekmek imkânını hazırlamakla mesul iutlu¦ u Polonya ile İngiltere'ye siyasi bir mukabele bibnisilde bulunmak mecburiyetini de hissetmiş olduğunu nutkundu göstermektedir. Polonyanın İngiltere ile garanti paktı akdetmesi ve yine Londra'nın mecburî askerlik hizmetini kabul etmesi keyfiyetini bizi ne de olsa düşündürmıyecek bir hâdise değildir. Bu sebepten M. Hitler Polonya ile olan ademi tecavüz paktını, ve hele İngiltere üe olan deniz teslıhatı nisbetleri hakkındaki anlaşmanın feshedildiğini de bildirmekle bir re-vanş almış olmaktadır. Bilhassa deniz anlaşmasının feshi, bu fırsatla İngiltere ile Fransa'nın deniz hizmetleri bakımından mevcut mües-siriyet unsurlarını bir dereceye kadar tthfıf etmek imkânını hasırlıya» ktır. Almanya, bu şekilde, Polonya meselesi hakkında kat'I kararını ilân ve iktisadi hayalının bulunduğu müşkül vaziyetin halledilmesi lâ-zımgeldiginl beyan ettikten sonra beynelmilel camiada esmekte olan tereddüt ve endişeleri de teskin yoluna gitmek ihtiyacını hissetmektedir. Evvelâ demokrat blokundan Fransa ile Sar havzasının Almanyaya ilhakından sonra hiç bir ilişiği kalmamış olduğunu beyan ile Fransızların üzerine titredikleri Alsas Loren eyaleti hakkında bir iddiası bulunmadığını ihsas ediyor. Bundan sonra da. Amerikan Reisicumhurunun mesajının mevzubahs ettiği devletler üzerinde de hiç bir iddia beslemediği ve kendilerile antaşmı-ya meyyal olduğunu göstermekten geri kalmıyor. M. Hitler, bütün bu fikirleri, kendisine has şiddetli ton ile anlattıktan sonra. Amerikan Reisicumhuru Roosevelt'in. «Nev*ı şahsına mahsus garip bir telgraf, olarak tetftkki ettiği mesajına cevap vermiş bulunmakta ve Alman siyasetinin kat'I o-larak hep ayni istikamette llertiye-ceSini göstermektedir. Neticede Almanya, umumiyetle bilinen bu sıvasetten. İtalya İle birlikte dönmıyecegını söylemektedir. Fakat nutkun şiddetine ve M. Hit-ler'in Polonya ve ingiltere ile arasındaki anlaşmılan frahetmeıone rağmen tekrar müzakereye Smade bulunduğunu da ayrıca zikretmesi manalıdır M. Hitler'in nutku, bu şekli Ut beynelmilel sivasetteki gerginliği İzale edecek değildir. Fakal bu arada, bu nutkun Polonya ilo İngiltere-ye mütekabil siyasetlerine bir kar-şılık olarak söylenmiş olduğunu da hatırdan çıkarmamak lâzımdır. Bu suretle demokrat devletler, kat'I olarak Berlin - Roma mihverinin takip etmek İstediği siyaseti .n-lamış bulunmaktadırlar. Şimdi son söz Paris - Londra blokundadır. Dr. Reşad SAGAY 47845406 T--' Bir İnşaat Şirketi t Makini lr*r*Mi* ve kârlı lale re B«tksaBa»Ur. Nakdi aremavr hnvn.ak «Haklara İhtiyatı »ardır. «h-ra muraraal B«lu Tukallİjaeı ChH arka-o Balo *oknk o. İt |. Yeni Sabah İN D î A Süper l.ı-iıkl. ı ı her tarat da ¦limalla kullanılmakda VC aranmakladır Ttirklr 1 tınını Arnılıısı Teville VII, ıl \ ı MARVESı 17 ih \h /y/y — 0/V H/RISCI Y/L — No.3S2$ — SAYISI UBR YERDE (10) KilRVS O -a ata,*⣠KaUneyt yeniden girrnlet Kurum* 'aVd/d Kemal Sattr, Rflı ÇrmiffMta, /Bakanlık d'j'jtretjer) Mmln Eri^rgO, Çrıfcıl •Mİ ve Ticaret Baktnı/ Cemil Barlaa. Bajhakın Çr^reddln Ollııaltay Hükümetin, Cuma günü programım okuyarak güven istemesi muhtemel Devlet Bakanlığına IN'ıırulIalı Sümer, Başbakan Yardımcılığına Kihad Erini getirildi. Kasını (»iilek listeye dahil değil. L (astırma Bakanlığı Kemal Satır'a verildi YENİ KABİNE Yeni Başbakan Müfrit mi. Mutedilini? Kubİnenin liuteıi ve bılhtu-ta programı belli olmadan ihtimaller tilerinde /azla mütalâa yürütmek imkam pek yoklar, latmı mutedil »ağılan genç M demokrat tumanları*, haberler doç-ru ite. kabine** iftira* içi-yanlan UklUlere mucaJık eerab vermemeleri dikkati Çekerek mahiyettedir. ..ı..hıırt.*.k-ı.ı. B,.l.a-İL t kanlat* »—*™ ^l-^^MİU)I secmil »• mt U| da ril..r.'lfnnf VB tı-nı.ı- l.ı-rnu ı -Uı.h.ı.r Yeni k.ı' m. hm »4 Umımlınmı. değildir. İhtimal kl r.ı MUrUna cıLl-a» ¦ndı se* «ckU te ı m ikam amhsnnjar. İki E&Bdtr vur. n |.uI.ın n ra m-.-k »nalı. telaki auskine d-,— ¦eıırikJ değism.-lr. rln ayal »e bcnsrri olmam» m-eV. »Mattı kabinenin |il»aw •i İka ıt m-mm kurulma»! a) fal ¦«maada olur M meVcle tahta-da faul »e teatiye edilirdi, lirle kranklar bakanlık «ya ve-k.-.l-ı teklif r.lllea Mr utta Ihi ¦a kal-.ı rtmeaseai goralmnt ra laitümi, Ur kr.n.rt değildi. Bu j»lu İlk d-fa ImuİI RaatB açtı ımdl hm la d.refcndr ar--).*(-r «•«aklı İla İli. baksanı-«-. bakanlık d.aıl, kafcakanlı» İrin Mir Ubgn. »r ..... edenler C»xaldı. İnanılır kaynakların K.jlııılll.rlnr ...... başbakanlık. Çem«ddln dm evvel Hilmi | ra. na «• NtroMddla Sadaka. I ad Sirene* »e 'arullah »Umr-re teklif rdilmh Darda dr bg t"Utn f-.İ.U-.....-Irr.l r h, kaafafe gibi mm enam Mr anakara İnha, e*»ceeeri, jınt olurdu Çimdi kradilertsr b.ı ».aife İrk ¦f rdllenb-r Irrrddn.Ha d.ırafti-joriar. «.»etelerin yanlığına Z*rr. MIII.1 l'nrtKI. (UnLİmrUv)kanı. aın .»apliği R.ırnyfnr da\rlin-Mle ,. ,ı , .ı,....,..,,, r.. . ¦rf rabitı ı. raaaaJ olarak .a£-nl'JiKim »r «mrefj rr »e mu-lal», -n kararlar uırrtade Ir-atrll olm,,arai.aı hr^abUmo o-UMIIr M Irki r. HrmokralUr -r Maataall IW..kr,|Urla Cam-10:,m. ta. 1 - M. » «•) Ankara. 16 — ŞrmaeıMlıa Gunaltay BaaUtkaoiı- (ındakl bilkümet (cfckkul ttaif ve Cunaurtafkanı tarafıa-dao tandık r« tebliğ olunmaatur: Baabakaa: Millrtpk Vm«rJdln (.nnalla,; Pr-l.ı Bakaaı (Barbakan ardınınaı): KocarU MİlMtrkıli Mhad Brlaa; Drvlrl llakanı: Antalja Mıllrltrklli NıırulUh -.......; Adalrt Bakanı: Ki/r Millrltrklti f)mmi Slrracn: MUM Satonma Bakanı: Samsun llllılxrklli HtısııU Çakır; UalarJ lı.ı.-ı.ı- ZonRuldak mlllrt\rkill Kmln I iİm-l;.1. DisUUrl Bakanı: Slıu Millrlvfklll Xrrmeddla Sadak: Mail). Bakanı: Ko.arlj Milli tırUli Nmail Rıi)iu Aksal; Milli Kiktim Bakaaı: BlnK»l Millrurkllı Tahsin Banguo^lu: BapBdırlık Bakanı: Imür Mıllrlvrkıli Şctkri Adalaa: Ekoaeml \r Tlearrt Bakaaı: Caılaalrp Mlllrtırkili Crmıl srjd Bartas: Bağlık te St*)al Vardım Bakaaı: Mara* Milkrl\rkİU doklnr kemali Barrll- Gamruk \t lekel Bakanı: HhMrlİ MllltlırkiH Dr. Faril Şerefeltin Burar; «-rrm Bakam: Brjjİu, MUlrUrklH a^ld Oral; tlaatınna Bakanı; .x,,|ıan MılMı.tıl. Dı. Ktıııal Sal.r; Çallına Bakanı. , aw MIIIHvrMII H-a-t t.n-lll. «I— Ekonomi ve Ticaret Bakanlıkları birleştirildi Fiyasko ile biten Bulgar komedisi! Bulgar Basın Ataşesi, güya Sof yaya götürülür iken trenden atlıyarak Emniyete iltica etti.Deli taklidi yapan ataşe. Genelkurmaya mensup.. Bu tertibden maksadın, Türk Emniyet Teşkilâtının siyasî mültecilere karşı nasıl hareket ettiğini anlamak ve mültecilere neler sorulduğunu tesbit etmekti... IntanUıl Bmniyrt Muc1uiIuli. fimdiye kadar vtıkubulan İkim hidiat'lirinin en «uyanı dikka-tinr fuıhid olmuştur. Hidlrır «u taklide cereyan etmialir. Evvelki tece yansı naat 1.5-2 aıalaruMU 30-35 yaalarınd-ı. Üldıiıulmt'k istendiğini, bu ı bolılc Türk pollainin himavr-UlrdiKini adylüyor. Karak (Davamı: Sa. i • SU. ı d.) Sabahaddin Ali muamması /Mutanın elinde mühim i|ıı«;lurı lııılıınılıı^ıı, Ali Iriln, şebekesine oıenaub birinin /ı.ııpultlu^a kaelıjtı mİ\î. ııi\.»r Sabahaddin Alı raearleai haU gUatta drdıkodaaa naiıadedr. OMOrkUluini noktaaiDda ura: *dealerl« ka^tt^ıoı müdafaa e-d-rtl-nn ılrrı aurdüklrri aebeb- 20 bin lirasını kaybedince Ali Sıkı, ÜMÜMe iki defa bayıldı Dun aabuh köprüde Kadıköy iakrlratı.de heyecanlı fcır vak'a ern-yan elmut.r Ersurura tiremle Haydaruua*-ym frlen Alt Hıkı adında Çorumlu bir tUcear Haydarpaşa dan bındlfi l*rndık vapurile lalartbu la n. ¦ m,- koprUda Kadıköy ia-k.laam» .ıbi| llerlemakta İken birden bhnr: « — Aman; mahvoldum! pars Un m ; çantam; 20 bu knaı' dne '• rjad «tnaiy* oaaiamnj, U - ru ... . ta. I • tu. • d.) .etin her ıkıaındr de Btskul •¦• Mantıki muli rubalara malan rukudır. Diğer l- afun Sabs-hadoın Allı-n i.:durûlı.H n.sınl ¦dOıa rdiBin.ıı ılrrı luıduklen aebeblrr Be adlıyr ve ne de u-Lılaca kat'i delil sayılamıvac.ıt ma niyet tedıı. ';-ı. n.l.f.ı,. .¦. K0ıe »abılanm eliade daha ban ürlıltı r Bjwrv-cuddur ve Ali Bat*kinin muhv krmesi bsujladıklan aonra bı cun mubhem cU t*rül-n mı), bin- baıı noktalar aydınlına-tak, a£lebl Ihlımal Ali Erte a»-aa tebrkesİBc dahil ba|ks klDi-seler de meydana rıkacsktır. B.r rivayet, göre ATI Ertrkil şebekesi ile p- k yakından ati-ksh bir şahıs /^intaca trunmaK tadır. Zonguldaıîa glttipı de sötlcnen v. bn.llı adı acmlai- Se-ı sW HtırİrİHt Sakanı Molotof Berlinde gizli görüşmeler Amerikan \e Kıı-ıııiinu—illerinin mîı/a-kı-telerıle IiuIuikIii^ii lıildiriliw.r Türkiye Kıırfonezya honferansına iştirak etmiyecek Yeni Delhi. 16 (a.p.) — Pa-sar gUnu Hindistan I).^!. n Bakanının söylediğine gorr, ladr-aotya ases'elesini («rusmek II-serr toplanacak olan Aaya K-nı-lersruına Siyam bukfameti de njtırik edecek Ur. Bu suretle konferansa ntırfck ¦ . ' ı- de\'letlenn sayısı 1& t Cikmıs bulunma ktsdır. Yalnız Türkiye vlki daveti k......ı etmemiştir. Bakanlığa aid bir sö/.Ünlin sûy İldiğine göre. Türkiye, konferansa maksadı Uc ayni fikirde olduğunu beysa etmekle beraber, Indonerya mea'elrssua BUtÜB dunva Urafından halledilmesi Ira beden bir mes'els ol-duEMiıu bildırmi|tir. y ¦'. ı (T) ba*ın alafeti Topkn ffcofi açtk) iade rdihlıklen »onra Bulgar kontofotH B. Fea-lltf İla Kmnıuef iludi»riutfi..ıfe.ı »U,uy (i'iy^ fc—usi Foto • atukabit-nh fsV ra/ından nfmmiffsrj Millî Çin hükümeti göçe hazırlanıyor Hazîne Ve Dışişleri Bakanlığı evrakı Formo/a ya nakledildi. Çan - kay - Şek'iıı Bİyasi müşavirleri acele bir toplantıya çağırıldı Londra. 16 I b,bx. I - - C" llu-kümrimın bukûmrt mııkru •- Peop Amr lan Nankmdm aıılmaj|a hasırlandığı bddırilryoe. asaamsflh bankın namlı boaaltılmıa değildir. Cumhurbaşkanı Çankaya.-kin sıyaai mücavirleri toplantıya enginimiılardır. Müaavlrlar, Çin komiiniatlerinia mütareke ve bana teklıNrruıi Incrllyecek-lerdır. Naakm, 16 (aı.) — Naakia-de »an resmi çevrelerde dolasan haberi* re göre. Çın huku* ıri'tı numlokıt sahillerinden 100 mil afikta btıtunan rormosa t- dasmi son sığınak noktası «kv rak kabul ttmiıtır. Pmar gUcU resmen bildirildiğine (öre, hükümet* aid altm* lar dışlîl.rt bak anlığına aid ev» rak halen Formosoya tayınıma butuntuaktadır. KomUnlitler. hukûm* ıı ana-vatandan atmağa muvaffak, oldukları Ukdlnfa alarer.il Çaa-kay-sek de Formoa* aoV»nda bekiıyenk t» Lttlkbelde «akı o-lacak İlk fırsatta anavatana av* Orramı: ts. İ • t«ı S «s *-*.'.-.'-'.^'----.---.*^-»-^-.*.^^^t*-r^i**^*,V,*--,***.V-'-*#'---'»V*.'. '-'.'-'-t I^OAKVİMDEN BlR'YAPRAKj liir OktlVIK-U .Mfklllİlll FENERBAHÇE HAKEME KURBAN GİTTİ anaya sarmak yolunda Truıııan Ue Di|ıHı ıı Bakanlığının verdiği talimatın yerine getirilmesi-olr. People, bu hsben fftrta r f*nn gsıetrdır. S. Rusya o - Mımlrü .ııı!.ı-m..-mi.i ria\flkâr ı;îirüııu%nr Arabacılarındünkü gürültülü kongresi latsnbul Arabacılar Cemlyeiı-nln aenolik kon(rcsl diin a»»t 10 3l da Eminönü Halk.vıBd--apılmi|tır. Gayet gtlrUltUlU bir -• kı'ı.r devam edea kongre. ¦ ıh. ?iiri. evvel, Uaıfar-malı emniyet memulları tara. finden aıkı tedbirler alınmıştı-. Ktbrm Gok'un kongre ba| (Onann: ta. ) • tU: I ts) IH.ififc.rr^Ve-»safram.'.«dan e^eV". Kt^mde, a, ,\«SUA Rr k*rt*,dxktmm —rm, f-nerli A Cl»W Ara.am öerke« c «yor/ı .n... (Cİhad Arınan ııı yazısı 3 iiıı ii alıi(cde) Maaşlarını alamıyan yardımcı öğretmenler ıriıiıleıı Uıvîıılıri vmııltiıı wınlıuieı ii^rtlmrıılere ıı. ı ¦¦l.u ı verllmeıli. Diğerlerinin ııtneAlan dakl aıyaal çe» rtlcıûe an ¦unla karfilanm ıstır. !-«• |ll üakanUr Kuru yardımcı öğretmer na yeniden tâyinlr fcuıuarlae—»ar. Mıjıis n.ktnsSsr aramışa İmlasını ,.»»!.,".¦).«.... Sır .kutucumdan aCBSSM s-r p* aıdmıa.!i. rk»»U ol.luğu I yine ban tâyinler yapıl- 1 (Onısı; ta. J - tu s asi ıiHkinb var... Olkfca- lı celOeden nshlaUrı '—. ¦ -*lı»ofum- i: Ocak tarihli saırlml'de h..ı-.u..,n aeraa -alılmam Icla ne Mirellr prim ».riUlğl h..k....-riaki tıııl' I I- .».¦¦,ı lUkaau (a-\U EkİB. -Şamerhaak mSaıa lalından alınan Isıla para İm hm primle dendiği ..vahini ur,'.. Jljor. Sumerbank mamuUlı bas ram, komat. ayakkabı, çimeni ., . .i., knmılr kader zaruri lkll.v-lanlan olduğuna lonu Mg naj lir» mu£ .Iik.h l-ı...... kar- H ı.....t ılır Sümerbank'n bunun kac aslaH farlaM vrrllior. Def »ene alınan nnm »ea mr l.-n k..mılrBH be-, oa lira o." Ur mâna II-dr etme*. Muk-I-U( ka^aelrrinde, kakrnleıu a-p.tlmaaUrda her »*mr l-nlaı a k..ıuer vakaaların ue«« »aktık-lar. kim-ran farkını ı.ırı'aa .k mâmBUlıaa verilen par* ile ktnt lm§ ıı t Euler ...Yâni. belki de biç. --ri hnk k..ınurıı JHld II LU N A Y ] g»rml,r. bir ek. Bunılskl ini.-' .ur».tamladır Kumum uıahdud bir lOmrej yakar. Halbuki NUnıerlank mi. ı.ıulalının MTf t. Mıhla ki l-ı-tun memlekete «âmildir. kunıur yalunıyaa. k..m.r ya. grlen farkını Umamlıjse» tuyurun bahalıml tu msniı|m animde v. dahi duralar I tundan ervıl ktmUr. sld B*r yarımda Mlkûmttln kSrmir maıı»e llns on lira iarar III*. tllıglnl yaı-mııtım. Hatıl au kamur m« ıirai-m nukum.1 Kin halka hır «aidim lîıakhı •de.ık. gaıal. lulununnüı . da buaı «il sup .....tusn. - akuısmur avun naıarsan uini - al*| adsl am;ansml hk nuru* laftuı* aae-imrsrUr. BuUrm aMurraddsrı ha-— I&ifan ujlıjı esririsia — 8551 (4 AV FA: I vf\i sının ^ a yeni hükümet ımnal lak olamazsa!... SOS Pot/a'da Setim Rı-9%b Emeç, yr-ı AeJru-rn.il -Hfffak otammm İlet*.. kevât kendimi InlrturM,., tüBİaUl .'¦! ı oftflv* ttrccr. /vı kmktmeûmi* eeti/.ı. .IH'lflN SOn/a »lnMfh- "llı te İAfiaadi nf.. lundâ hani 0-/(in Mm/i i m İd fa; far useria I "i* 'i* f'fcfc/ edWea /ı.ı-'-ı-;.«mV ea* Umana Jasbıd* W-neşutuısM SeasıetfJın Gûnmİlm-yıı. 'i.;. i«'i/'ı^ f Itıfcif riMİyr keİfcnumnin *«tv-ra yorufaseasetı aeraantsfHsn le adeaterr* mUlnv-r aöyıc jcrr cerİBor: İkinci Hıun Saha m yıkao; onun bUtttn h-edah I" karşı müdafaasında tarar cy'edlği böyle bir mali ve Iktl-radl alyosct olmuştur. Onun le-ylr.i tadil etmlyrrtk aynen bc-rüsaUyrcrUrrıa akıbeti dr om-o Wf. ondan başka (urla 4-zm yaraktır. Bu sebebi e yeni hükümet bı aaolıyeci vc bir iktisada hük" ~ - .-Itnık »orandadır. Ore.n politika tarafı daha sonra (etc-i (rKtlr. Bu haklkntıa anlamı-' makta ısrar edilmesi takdiri*,-dr Meclisin keadi kendini t-u helmesi zanırtdfr. O tam n yapılarak olan yeni seçimlerin baagı tartlarla ve nasıl bir ka-r.urla icra edilebilmeği kravli ¦iğinden meydana gelmiş tabii bir ntemı olacaktır. Şiıııılİ i* Irlkiııc kaldı da rai** Bir isabet baJsnrfaöu ifa ret/f diyor Aı • İş münhalicşti ya, kuran kutana! Şimdi burada herkes blı Laline kuruyor! Fakat kim dc drrac desin, tence fazılı muhterem Şemse 1-di . Gtoakayea Um irabet varan laum. hatib raeatrbterraıı c e. ildiği bir sırada merhum bıd cijı eski İlahiyat Manana*, müderrisinden bâfks kim kurabilirdi? Şundt i| t-.«.i. kaldı! Cena-ta Hate h eosen t um Uy e ibub Iskat mı? diyeceksiniz! Onu b ; düaünmcyınıı! 250 milyon küser Uralık arağa bir mü yor. d» ha ilâve edrrt». olur biter! Karınca lıİkâyrai TAS dm E-d, i r*k, yeu Şems€dd'.* GûnaUay.n ild-'.ıkamlığına tayım ateeelc-a ıı. ele atarak Şeyle yajtyot; îvmseddln GnnalUy Hoca Başbakan oldu. Allah mcmlc-kttı kayulı etsin. Üstadın kıdemli bir psİkol-ğ ve cakl bir taribei olduğuna '¦....ılım. ruhumuza okaıyaoah İl'.eı yapacağı ümidine veıobi- liıiz. Biliyorum: Psikolog olaay-d\ Ba|bakanlığı kabul '-d : miydi?» diyoreonut Anlaşılan, dostlar sis karı;-canın hikâyesini unutmuşa.-nuı; Bir okuyucu ıııi'klııliıi — Baj turutt 1 incide — can Dır ne*laya hemen UWymui«u yaoııiırryerlar ve şube* yak M r** da i tabet ediyorlar. ivn basıl geruluyor kl ht- man murahkeb tir hale fitliyor. Bunu ¦ 's- d*ha dallandırıp tsniek- |jn(lır.ıHılıru . MıvJ bil OkuyiKU : — ClemU? Sen kak samuru yakacaktın... Bin bunun yarım tonuna pirimin hak haıanma* İşin muhtardın, belediyeden, yok üjia bil mam naradan kir aurii etrak Bİ-harlacaâım... Bunu yapamıyorum. Faka! kutu «Ibl Stnln ysklı|ın kok kOmlirOnUn /ararını yına Otn rtkl-yorum. A İki ROitlm . Bu lurull İt-dakl'lıKıma fcar^ı barı bina man-aaı ., . . ı llt odun Itmln al. Onu da paramla alacaem amau... Hk stmaıaa yekıtıKutunu («kmlyaylm. Otta, na «avab «ereceâu T Ben: c— Hakiıem birader!» den n. . . alylıyacek ski feuUmıyarunı. Bu, neye bemar bilir mıtınur. Un. jj.'i ve Calala ktprutUnden ıı '-.ı-ı.ıın alınan parayı kaldırarak umumi bUdceye •*. • oiara« keymafa beruar. BU burada keprUyıı geceeaÂU-Şlmdınan kınımda Bmrunde k£p-rü ıı...,,im nttntyl rûyaıında bile SArmlyen bir valanılaı orada birini ktprû paraııni rtracekl Karınca, Haeca silmeğe knlk RUS. «Yahu, demişler, bu bacaklarla nen nacıl Beytullahn varırsın ? Ovah ¦ ¦ rmif. ¦ l ¦ ne yapanın, hiç denilse ııgmmia ö-lfcrflt.. 'leıı karanlıkla H - oosttift oUiNtla «tueİM/i jıkraAa, hhkı eıraıemgit io-»OKİerd* 9İd*ğ* n,ı na erer «ertetade iselfe ettut. İrrlei aee fcoeaue yeaernA #Tv îr diyor: lâkl kabine bir ^ . yansı Ut ifa elti. ll.iHVnt.-n merak eJH.-c.V soydlr. Acaba aeden kabine -r daiana IVcel«ti. bilaaaaa g:cc yarıları istifa ederler? T^pkı esrarengi» romanla, n cn heyrcnnlı Anında okluğu K"-bi: Satoauıı büyük -..lU.mm i ı-k: saat lam en ikivl çaldı rı ze nid Ve bum karlar altınJ ı kalmif erhrm kuleli saati 12 keır ervab verirken... Dan, dan. din... Ekseriya guldUr ıtUldiir }nitta bir ¦¦¦_.: bieinda m-nrlar imıalan basarlar. Kabıoder romancı mubaytl-lesıne ve melodramlara aid saatlerde çekilirler. Ben hiç Mr ı.nıİFi söyle sabahleyin ıe-lip toplsnıp. sündüt c^rıl i •e io ti zam daîreainde istifa rt-(örsaedim. Sanki Anayasada •Kabileler ancak gtce yarıları İstifa eder.» diye değişmet bir hd-Lüm »ardır. Bunun içindir ki edn ısısında çekilip giden kabineye rıs-Ec'cmİyorut. Hep karanlıkta. y. k. ŞEHİR ^ HABERLERİ Deniz kalkınma plânı lıa/ır Plânın lalıakkııkııııu 51 milyon 6MI liıı dolar lı:n . .ulu .ık lan bu ı ılLınını» |lâııı IsbskLuk elliai lakılinlo ysflt a»n"'"r aerria-irı, emarıUrak »e b« tur-Ue b-lrUk leaıir ta ynLıt maımllanuıluıı kur i ¦ılım w ı1 ---i ı CBİııma İmVıu» Irıııııı ¦ ılıl-, .l 1 ır lavi jılıua kedu d»aiı UaıUn içki '! .'.-.ını ı -. !.'»•¦ k olan pmerama 1910 - 1»"'» ıılım!. I«0 - 1800 tonluk 5 jolcu re y.k 10 bin tonlok bir iaııkt-r. IW»ı - "ti d* S binpr tonluk taç yolcu »a yıik gemi.i ila 11 lıio tonluk bir tanker. 1H3I - u2 de ies w biorr lun-tuk iki n-".t ve •yrııa Menlim Jlankılaa »lınaçeV kroli İ1« du .1 1» jliiıılıııl ve Ankara radyolarının ı/İvt-li laleebel r l.'-nmnı bir an unca laalij»U aacmeu K'n alâkalı nmakamlar tarafından ü'vsmlı gay r. ıl. r ısHulnamakUulır. .\. . ¦ cecaaek marskkat Labal «yılı'it m dan fmrsrtîe^Vkl StOJyoJeiı. da pLik naıriyalı yapıWaI.ltr. KISA HAltKRKKR •ff r'atible olıır.n Kenutclıuı -!,¦!¦ bir gen;- lıır kı yıır.nndaa Öledenlıeri aralın acık bulunan ır-kadaaı Malık ila kaa ederek ld- çekluni|lır. -A Taa va|nıru LısaarotUnn-dao Ali Muit K»af lıkelatiede *a-,urı aeaerkea dııeıke. a«ır saret-le yarala aatajtır. dr bullucede olunn Kmcn a-ılında biri ekiıil|i Jlı.arı Apaa-aı • 11 lh ı ¦ ı. l.n aaır aurat* Mi ı! i':...'., . 4r Mıl-Uı adında Lir san? ku Kenkoyd* kaadaune aaıkublık e den BuaU-m adında blhaini tokat-laauaur. Haaiae Ra^eeaûı «ısaje-It ûseriaa ubıim intikal ettau*. lakkikaaa b»ıl*nrr,ı,1ır. -df liırı 1 .1... ı .i" cadd*.'nda aur'atU |idrn »olur Niyetinin ûla. mîndrki tekil bnüııdeki srabıya bUdırmî|, içimin bulunan 3 luılııı-la 'i ¦ edilecek kredi ile 3 laııUıl ehtvaca»-ür. Ilunlardaft ayrı olarak pruamınt göre limanlar ...... roaıorker, dsaka sabit derrar, aaavaa, tarek dııu-. aı. mi-;, kleae. bayuk l.n jı ,un ir.: re kreraler alıaaraklar. Ord. Prof. «şükrü Bahan'ın verrreği koıuenass Onl Pruf. ŞuUru Btlua. busu . 18.» da fi 1 M Kalkerinde kiı koaleraat trrveeklir, Kaaleranım jkcıeaa «Paraya dair* dır. Lazar Lc^i'ııiıı ..um gCİIIIC«İ ın ıı 'ı H im I İhın Ypıİlkbyo jj. İm. . Pranauı ncaeı lnvaaın ımıl jL-f* ı: yittandea Atıeada Lalan|tır. Vara-ce«ı Piyaae leeitaH k" ka arakla sebriaaıae (*(- « W*J. oen Laa-. Lrt'ıBin d» yaııe (riıvi ıııuh'c'Mİ-atr. Koma Folklor gecesi Hu Kneki hunin Folklar ge-e.i 3a ocak camerleiı inim Kunak sa lenlarınıla yapılardı n ab^lıa I ı- Bİr vıllık liman faalivc yıl içi par b bal r,: jetim loa tılıh! ta kiınjPYİ ecr.a var dır. i:.ı fasla illıalat 7709" tonlu haıiren *e A89II tonla eyl&l ajla-no'i. olmuf, buna mukabil gt.vn aralık ayının illıalat* pek dunKiın gecaıitUr. Sebep olarak piysıadaki umumî |ur.ı darlıiı ve sene BOBS i,. . yapılan bilancu va heıap laıfîyeteri Roıtprılmektcdir. *nnj_j^josyolog Göz^Ue San'atın Dereceleri CZEL aonathıın amirini çismek çok güçtü'. Zaman zaman bir çok r yapılmıştır. Hlmsi!. ; r ..tlar deniyor, yahud onlı.ı t. ¦ ı.-lı. . .I.ı-nı;, ı gllseUkji a-sajtıranlıırla faydacı olanlar tlİyı ayırıyorlar. Buna ben: r ¦«!¦' nJ ı:. onları saf . .n.ıi . . ve gündelik hayata aid olanlar Jiye dr ayırdık. Bu. bir baskı i' w nidan duyular yolundan yüfc sek ruhî hayatımıta hltab e-. ' ¦' . yalnız doyulardn kalınlar demektir. Bütün bu ayırıslar iki kelime İle kisaltuablllr: Vnradıı (cıeatlon) eseri olanlar, imul (ısbricationl eaerl olanlar. Birinciler İnsanla tabiat arasında, (ekran imkansız ve nev'in-U; tek olan bir kaynaşmanın enlidirler. Orijinal olarak yı-u.--. olan bu halin itadeil- bir çok sanat dalları katılmak :dd!asına kalkıyor: Eakldcıl heykel kopyası, estampagr-, gr.ı viir, çıkartma gibi feyler vardı. Şimdi bunlara matbaa, fotoğraf, gramofon, radyo, sine* ma gibi daha kuvvetlileri, maki je sayealnde çoğaltma ve biat ve İnsandaki kalıtatİf de-arasınd.n llplerini seçen, bir daha tekrar edlleml-yecek olao yaaanmıs bir anı tesbit edca insan vardır, afaki-r.c orada ftdeta ressamın fırçası gibidir. Bunun İçin o ve nl-ueı.a artisti, bu dereceye yak- Yazan: Proi. Hilmi Ziya ÜLKEN yayma İmkânları çok daha g nls olanları katıldı. ..fı ,ıı, la .i yayılau ve teknik UaaUeki yaratma :.'s_calni gûrooüo.- alıaca. «a-ran zaman aanaüa ea vakuri-n -I. . .mu bile ekonomik dunyı ya İndiğini, en bsslt İmal eşyasının iso manevi kıymet âl».-mine yükseldiğini kal.ul ctm*k I" .m grlrceVlir, Fakat bu aınıraulık sanatı dertcelrre ayıramamak yüzün-«Ya doffui etsalı bir anar «i j-l.'H oluyor. BUtün anarailerd" clJugu gibi. sak beam üstün.1 ¦ ı kalkıyor, ününe geİA-ı herkes sanat gibi nadir ulanılan bir kalede «İtelik hakkı İı- lalıalar arası :ı- ıkmak için kıy moda riyası rabuk ve kolay yv p mssı için sayısızca "mal edilen slandard eşya olmuştur. Bununla beraber küçük tana! veya imal eşyası dediğimiz raetlef büsbütün sanat değc-tin^cu rnahrum müdür? İslim laıkla görülüyor. Cravürü sarat saymıyoruz; fakat reecamn gn.» ürden faydalanmasını kı-bOl ediyoruz: Deâerll olan gravür değil, Dürer'dİr. Plâk Je- Lİıııdrki makineyle lam bir ı-mal lal yapmakta olan fotoj-ı fi veya sinema arUstinî de bir d-ıceey kadar sanatkar say-mıyj mecburuz: Çünkü onlarıa da lessam veya tiyatro müci-lı'i gibi lirik cümleyi İfade ettikleri zaman oluyor. Hattâ fotoğrafçı vc sinemacı bu bakımdın adeta birer kurbandır: (..¦..: o sanat şartları raak-r.ePİn atandart'ı arkasında sak landıgı için hatti batan, yara-¦lif Kİb| görülmüyor. rc! e bildik leri nlsbett neden a ı-cat yaradısının ılı-mda rayıl-sıt. lar. öyleyse sanat ıı-v leri ansında değil, ancak sanat eserinin meydana çıkuj safhalan a-ı asında bir merkbelendirme ya pılabileceği görülüyor, vâkıi her sanat cscrl bitim tarafımız (inıı dinlenmek, görülmek ve lı«yran olunmak için üç aallu-dHn geçmiye mecburdur. O ajy-vett orijinal ve sedid bir sezgi ile yaşanmış olmalıdır. Fakat ondan sonra bu yaaanmıs halin f:ll"n meydana ç-lrması yâni lira edllmcal lâzımdır. Sanatkâr eserini yarattığı, icra ettiği zaman herkes onun muhitinde o- ınc.ı lazım degu mıd'.r: Burun, la hrraber hu Uç safhanın her tınntta ayni derecede blrlcçmi-yteeğini dr unutmamalıdır. Mi-mur plânını hazırladıktan son-rı eserini bizzat yapar: Ressam ve heykeltras da Öyle. Oı-!aı£İ yaratma ve icra ¦("-.:.-: â'*tla birbirine grçmig gibidı;. Fakat kompozitör veya dram müellifi eserini yazdıktan sonrı iş bitmiş değildir: Onun meydana çıkman İçin ya kendiai yahud başka bîri tarafındım İcra edilmesi lâzımdır, öyle görünüyor ki renk. hacim ve çizgi gibi mekân sanatlarında ya-radış vc icra işleri birbirine H-: ı.. sıkıya bağlıdır. YahuJ başka deyimle onlar ayni veya bir kaç kmı-- tarafından uniyycn bir saman içinde yaratıldıktan ve icra edildikten son ta bir mekânda kat'i i. r. , hlıvıırlarHılhııli if-B hircfat ve söz gibi ;aman sanatlannua (yâni az veya çok uzun bir zaman İçinde ifade edilen sanatımda) yaradış ve icra işleri biı-hiritıden ayrılmıştır. Onlar îs-t.r ayni kimse tarafından yapılsın, ister başka başka kım- ızdı. Hiç bir beste-nadığı kadar Leri ıhib olan Yahudi ise yaradış kuvve- • uaonlt olmak şartivle) Rem-brandl'ın binlerce reproduetion-unu yapmak. Beethoven'i dünyanın hrr ucunda plik ve radyolarda dinlemek ons tarar veriyor mu? fa halde yaradış İmal vaiı-t taliyi e yayılıblldiği gibi. im i caerkai de az çok yaradıştaa Vuvvet almaktadır. Hasılı sanılın iki ssertebcsİ arasında c',-2:imek istenen kat'i sınır bir.*r s ıı ı görünüyor. Bu yüzden değil midir ki, modern Par-naaıt'a eskilerden başka dsııı ıı Kendine ışıcnv.-ifin .n ;ı--.ıı.i.ı ta- ¦ellifı nn Sully lıiç bir eser yasmadı-ği halde Sophocles'i harika denecek kudrette oynamış, yahud büyük bir aktör olan Sacba Guitry. zayıf bir tiyatro muharriri olarak kalmıştır. Uusiki ve tiyatro için söylediklerimizi nz çok farkla şiir vc dans için de tekrar edebiliriz. Her şair ken dl eserini gürel okuj-m.ız. Ve ılaosöc dalma kendi yarattığı n'ınık hareketlerin Icraıueı delildir. Se kadar var kl. bunlarda ieracuun rolü virtUoz ve aktör kadar bQak değildir İşte bunun için taler asıl e-seri yaratana. İster bu eaerl tefsir eden baaka birine aid obmo icra Lfl başlı bağına bir sanst derecesi sayılmalıdır. Ancak bu mı mUbsl aralandırarak sanat -•¦nailim İle de kanstırmamalı-dı-. Dram müellifinin aklÖr. teatekann leraa oldukları oa-dir vaziyetleri bir tarafa bırv bıııak, aktör re virtftos eseri ifade bakıraındae ne kadar ii tefsir kudreli gBetrrirlcr se goflersbuVr. asıl yaradıcı I-le biç bir seman kıyna edüe-mezler. Eğer sanat eteri çok sönük de yalnız İcracı ¦ayeauv de glİSel «-in m.uy..r u. o »aman ralen aklör veya vlrtuoı İcracı olmaktan tıkmış ve '..-.kiki yarabcı olmuaUrdır kl İm bal İS*.ıana denerek kadar nadirdir. Eğer aktör veya vlrUtoz baV vül bîr sanat eeerlai icra ed yoılarsa o şahsi üfür dc Binırtıtra at oynatmaların» ır.ıl:ân oklu*. Oıı'^rı çevreliyen larutkârın dıhasıdır. Nihayet İcracının büyük bir tulûatçı olması ihtimali vardır. O saman zayıf bir eseri canlandırmak :¦!.]. duraun. aktör \ ey» virtüöz icra yamanı tıra-ı-nda bîasat yeni bir eser ya-r.'tmaktadır. Türk mu sık isinde notaları j arılamadan kalmış binlerce Ukaurnler. Nasidie, aktör Kı. ı. bazı harika tuluattan böyledir. Fakat ne yarak ki bu eserler su Özerine yapılmış ri'l'i-lur gibi kaybouoıa mahkûm olduğu İçin onları ln-rr.nlığın devamlı sanat değerleri arasına sokmıya İmkân yoktur. Tek inunda veya ayn ayn kimselerde sanat derecesi ba kınından icra daima yarsdıştıfl sonra geldiği gibi. yayma da icradan sonra grür. Yaratıcı, kendi eserini İcra ettiği gibi fotoğraf, sinema filmi veya rad yo vasıtasıyla da yayabilir dc Ancak orun bu İşi hiç bir zaman zarSit ti ııtniıi |ş|f|l kadar değerli U'ğUdir. Eserini yaracak teknılf şartlardan fsydala-^.n junatkar. onu bizzat -symıya çalışır. Makinenin, en-dtttrinlrı, bü)-uk müteşebeûla ire karıştığı devirlerde çok defa bjna ihtiyaç kalmaz. Buaüa s-r.fonilerİ radyoda, plakta dinliyoruz. Yarın sahne eserlerini tcK-vİsiuu'da göreceğiz. Heykellerin tahinlerin son derecede d. tu uzak memleketlere kadar ritmiye lüzum kalmaksızın oa-lan ayağımıza getirzniye muvaffak oluyoruz. Bu İşi mobilya, lavanta veya elbise imali gibi sırf teknik ve faydacı bir iş tarzı eda görmek haksızlık olur. Çünkü onlar sayeaiod" sarat eserleri dünyanın cn uzak köaclerine kadar yayılıyor, a-snk samanlara kadar gidıyjı: onlar sayesinde medeniyet t? kültürün sınırları genişliyor. YUkrck değerleri duyan ve ya-sıyanların sayısı artıyor. Onlar sayesinde sanat terbiyesi kar-v tlendiği İçin umulmadık yerinde yeni sanatkârların doğması ihtimalleri artıyor. Bundan dolayı İcran derecesinde olma-mıkls beraber sanatta yapıcı- ot. s. ı. su. s ea) Belki bu suyun karından daha muzlim vc daha nüfuz edilmez bir şeye doğru gidiyor; belki arzularının korkunç çiçeklerini kan vc alev dalgalarında yuvarladığı ruhunun girdabına! doğru, ruhuna doğru gidiyor... Hakikaten acaba neye bakıyor? Ne düşünüyor? Bilmiyorum... Belki hiç Uir Şbyv bakmıyor... Belki hiç bir şeyi düşünmüyor. Biraz bık mış sinirleri bir çok günahların kırbaç darbeleri altında ezilmiş gevşemiş, susuyor... Bundan ibaret! Yoksa hu, cinsiyetine bir demet kıtıl çiçek takdimi i-çin son bir dimağ! gayretle İm nefret ve deheet fftinUnÜn biı-lün levhalarını, tekmil hâtın-la rını toplamak İçin olmasın?... Bilmiyorum... Ona hitab etmiye artık cesaret edemiyorum. Sükûtu ile ha reketsizliği İle benliğimin en derin noktalarına kadar beni perişan ediyor ve korkuluyor. Hakikaten mevcud mu?... Kendi kendime korka korka soruyorum. . O benim mülevvcu hayatımdan ve derecesi ytikn.-len ateşimden doğmuş değil midir?... Acaba kâbusların ]ioy-dahludığı hakikisi goyn mümkün tnvsirlerden biri değil midir?... Birer hastadan başka I^K£NC£LER Yazan : Octuvc Mirbeuu — «» — Çeviren : Reli Cevıul Llunay bir şty olmıyan dı ur' hayalinde şehv dığı bir cinayet tcı midrr?... Sakın... ce çıkarak, bana rı şekil altında madd kendi ruhum obua Hayır!... Ona t rum... Elim onun U.,. Ve Klora onların tvrnasıu-dun Urpcrmedi. onlann okşayııj Inrında hu kadar defalar olduğu gibi asla kendini kaybetmedi... Onu arzu ediyorum ve ondan nefret ediyorum... Onu kollarımın arasına almak nefesi kıaî-linceyc kudur, onu hurdahaş c-dinceye kadar, açılmış damarlarından Ölümü -ölüfflUnü- içloce- yo kadar aıkmak, ezmek istiyorum... Kfch trhdllkâr. kâh muti bir sesle haykınyorum: — Klanı!... Klan!... Klara'.. Klan cerab vermiyor, kımıl-demiyor Gltlİkçe koyulaşan suya dalma bakıyor; fakat ben. hakikaUn zannediyorum ki o biç bîr şeye, ne auya ne semanın sudaki kırmızı akaine, ne çiçeklere, ne de kendine bakıyor, O zamsn ona temas etmemek, onu görmemek için biraz açılıyorum vc kaybolan güneşe doğru dönüyorum... Güaeştcn gökyüzünde geçici l'üyük ışıklarından bir şey kalmıyor; onlar da gecenin zulmetinde arar asar e-riyecekler... Bahçenin üzerine çıplak, pe-lUclcrin Üterinde daha hafif; sadeleşen sık çalıların Üzerinde daha kesif, mnvl tüllerini sUrUk liyerek gölgeler İniyor. JJıındi bir mehtap beyazlığı ruagindo olan kiraz ve şeftali çiçekleri, kayacı, serseri, hayaletlerin çar-puk maıı/aralann*. sahıb oluyorlar. Dar ağıçlan. sehpalar. Tnee*um karıklarını, kapkara direklerini mavılcşmış çruk rengi sark aemaaında ukseltıyorlar-dı . Dehşet!... Bir aıklığuı üzerinde akşamın tutlı kırmuulığuıdı, kazıklar Üzerinde boşlukta gibi ağır ağı dönen aaklârı geceleyin gözükebılen kocaman çiçekler gibi sallanan beş işkence mahkûmunun hayallerini gördüm. — Klanı!... Klora!... Klora! Fakat senim ona kadar gitmiyor... Kl.ı. cevab vermiyor. Kımıldanmıyor, dönmüyor... suyun Üzerine, auyuu girdabının üzerine eğilmiş duruyor. Beni artık idtmediğı gibi, bahçede Ölenlerin de con çekişmeleriri. çığlıklannı, ilnlltılerinl Işitmi-yne... Vücudumda o kadar ağır bir dermansızlık hıaaedıord um ki, kendimi öMürUcü göllerin sahilinde' hummalı ormanların içinde usun usun yürümelerden sonraki kadar yorgun sanıyordum ve artık kendimden hiç bir za man uzaklaştırmağa muktedir olamıyucağım bir cesaretsizlik lerden, ıstırabı remzeden ağaçlardan, kanlı ve müftens çiçeklerden ayrılıyordu... Bu eseaba-hanın dekorunu aşmak, temiz ziyaya girmek, velhasıl hayat kapılarını çalmak İstiyordu... H- ' Hayat kapıları aala Ö-lumden başka bir yrre açdmı-yor... Hayat kapüan ancak ölüm bahçelenne, earaylunna açılıyor... Ve tihan bono gözle gö-rüleajiyecek kadar geniş it taj gibi sert har işkenceler bahçe-. elarak k-.irtaByor. . Her tarafta kan! Ve nerede hayat varsa orada menfur işkenceciler, neşenin korkunçlaşurdığı bir yüzle etleri şerbabyoriar. kemikleri desterelıyoriar, derileri yürüyorlar.. Ah!... Evet!... İşkenceler Bahçesi!... İhtiraslar, iştihalar. menfaatler, kinler, yolanlar; kanunlar, içtiasai tesisler, adalet, aşk, saferler, kabıamaııtık-ı«r .iıniıT rhediven muztatib Otaman müfekkirem azar azar bahçeden, işkence snhalarındnn, ı. mi.ı m alımdaki cau çekişnıu- babçenin dışında mevcud... 1) kınyor, bar bar bağınj'or... fDevo'iı var) 17 H\H *n 200 köylü. Halûk Nihad'a müracaat elli Otobüıle Çataleadan »elıri-ıırra z ¦¦¦ 300 kadar Çatsleslı vali HU Hslftk Kîhad Pepe i re müracaatla Çatalca kayma kamı nin, bir köy muhtarı hakkında yersis tankla kat açtırdığım, haltraki kemlilrH* nin muhtardan mtmnnn nHııl.'arı* nı bildirmİjlentir. Tsnklkata bsa-lanmtttır. Mahrukut ofiainin fırını ue olaeak \ lırukst e'.-, tarafından evvel-ce inin ettin'Imiı olan Balattaki ekmek fırını, ikinci defa olarak tatili fia çıkarıUnıı ite da yioe alıcı nema mi|tır. Belediye bu fırını »'j-j£i mukabİlİndo Ziraat Banksıına ırja Toprak Ofise devredecektir. Gazinolarda ruhsatsız artist mi çalıştırıyorlar? Şehruuisdcki bası aasİBolarda ruh* eatııs ecnebi artiıUeria cali|Utıı4 makta otdtığuoe dair vilâyete yeni bir ibbar ve şikâyet yapılanj ve Tılrk mOsûıyeolerinin hakkın n korunman iıtenmi'lir. Vilâyet taliki kst yapmakladır. Kuyumcuyu dolaııdırau-'.ıı- Komada yakalandıla Sahte lâ bİa dJar vererek ht* I-alıçar.ıds muoevberat mutıayaa ut tikleri kuyumcuyu dolandı nl'Uo-rı iddia olunan iki Hollsmitıtırua uçakla Romaya kaçmaya rouvüljt ¦ ¦',1 ı.'t yasıleıi)tı. Haber vrnLi J-ne sure rToHandalılar Tlılysu ı-v i/iVVİl?!! A K 17 OCAK 1M9 Kuml K-sini 1384 4 Hlc.l R.ewel 1368 17 Pazartesi 11 • Ay: 1 -Gttn: 17 t oaesi Uzan i 12 u 2 15 İS ¦ 11 ta 9 47 17 ÖT ıa 00 Yatsı İS 4« 1 M Iu,.e« Ö •-' ıl Millet ve hükümet eee fî=^ı IV dokun jYu on allı yıll |f i) girdiği zaman Mrlnrl dünya harbi «ın dereea kifiyımı lıulunoyorılıı; Uua cr-ılııları \İnisin. \ır-lurı ı. Mararittaa ve TCrUye İle aata-fiyorlardı: ağır kavıblora uğramışlardı, aaeanleautte «etaVH vardı, kiareeiler cahil te bafir ruble odam hırdı. Halkın hUkâ- ın. İr İtimadı kılman.ı,!ı : '..ı ayıada .it-. ¦ Petrenburg etçlal Core Bekaaau Ruoyolılonn ranna «Hir bîr -t-yaeet tatmak hVnm geMitfei, çUubü .-ıı.m im büliln nııııMa- rında meınaunlyrUiiliğin Stt- makla ..!.....:...... bildirdi. Ayal ripl Aieateaua oo aeki'İnde keadi hakameOne -öyle ya/h yerda: eKğer Çor ileride aatls- li'bul muşarirleruıl inır-ı ihtilâlin »nüne geçmenin kabil o-lamıyacağından korkarım.a Ayni yüın m i i..... guaa ln- aiua eaçial umumî karargâhta Bos Çan tarafından kabul edildi: uzunca konuktular ve elet dedi kl: — Hoyliler Çarm hatâ İnleme/, bir mahlûk elducuna Balr olan imanlarını kaybediyorlar; de\lel idarednde ı — i.. ¦ . ar'ıat itibardım dürmüştür. Aralık ayında Çar büyült elçiyi sarayuı bayük ı.1» kabul buıurdıı. Elçi bir eok MfiV ralâolar ara-anda yijle dedi; — -..mi. |. i.,-.- ¦ ara'-ıda asılmam imkân*» bir tiçıı.-um açılmaktadır. Ru«yada Hr birlik varsa ancak Lakİb eltiÂİais siya»ela mubolif olmakladır. Çar ayağa kalklı ve epeyce sert bir sesle oua eevab verdi: — Sliin fİİkrinİzce ben mi balkın iunıadına lâyık olnıalıyınit yokvs halk mı yeniden çabyıp benim İlimndımı kazanmak zorundadır. Rusya o tarihten -¦•¦' ı in '-lit B. cl..i • ınnı ibtilâlrller İçin ¦ r dayanak oldoğuna inandı. Ne Çar. ne de hükümeti halkın itimadını kazanmak için harekele seçmedi. Çok e.ermeden ihtilâl koptu, Rus milleti Çar ladibdadıadna kıırluldu. yüz kat korkunç olan bolsevik istibdadı nJbne desld. Hürriyet. mllleUeri kuvvetlendiriyor; hürriyetsizlik ujıf düşürüyor. Millet, hükümetin klunetinde değildir; hükâmet, milletin ln.Miı. r.....-!,. Bu ha-ldkati İnkar edenler krndlUtUa aldatmış ohırlor. Kadircan KAFI.I YENİ SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK QAZBTBSİ ABONE D ARTLARI TOrklr* Een«M •M Kr. ¦•¦•Uftl 1400 Kr. 600 Kr. « .-!•* 1200 Kr. 260 Kr. 9 ¦ rll| «00 Kr. •0 Kr. 1 .rt.ft. »00 Kr. Po.l. ıllllı.d.ıı. lırmımı, •¦¦ 1-fc.tl.r Iflla 28. 14. T.B *• 4 li Alman Kararları iki Hükümete Bildirildi Hitlerin Nutkunda İnsicam Bulmak İmkânsızdır Führer, Versay Muahedesinin insaf sı z şartları aleyhinde bulunmakta ne kadar beliğ ise, sonra takibe başladığı siyaseti müdafaada da o kadar zaif v« hatalıdır YAZAN: HÜSEYİN CAHİT YALQIN Hiller bütün dünya tarafından merakla beklenen nutkunu irat etti. Nutuk, heyeti umumiyesi Itibarile, doğru ve yanlıştan, İyi ve fenadan mürekkep, mantıksıa, insicamsız, karmakarışık bir vesikadır. Yakın bir harb tehlikesinden uzaklaşır gibi görünen FünA^r, az çok ihtiyat-kâr lisanına rağme*^ yakın ve uzak Almanların ıı gizllye-indeki endi izale, Berlin Hükümeti; Londra Ve Varşovaya Tebliğde Bulundu Almanya Bir Ablokadan Korkuyor Berlin. İngiltere Ve Polonya ile itilâflar Feshedilmekle Beraber Yeni Müzakerelerde Bulunmağa Hazır! bir söz biraz ne istilâ memı dişeyi tahfife söyleme Bu ehe yakından Hitler evvellM^B^Devletler Cümhurreisinin mwsjTnı «zenginler tarafından idare edilen» hükümetlerin harp çıkarmak mes'uliyetini tmilletler tarafından İdare edilen» hükümetlere yüklemek gay selle yapılmış bir kurnazlık eseri addediyor ve Alman milletinin mümessili olan Rayhştagı bu mesaja verdiği cevap hakkında bir red vs. e kabul kararı İttihaz etmesi İçin toplamış olduğunu anlatıyor. Almanların en hassas noktalarından biri rejim meselesidir. Nasyonal - sosyalizm hakkında ecnebilerin tenkltkârane sözlerine hiç tahammül etmezler. Bu nokta! nazarlarında haklı olup olmadıklarını a-raştırmak İstemeyiz. Fakat böyle bir görüş takip eden bir hükümete ayni zamanda bir vazife terettüp eder ki o da kendisi de dilini tutmak ve başkalarının rejimine karışmamaktır. Çünkü karışacak ve rejimler arasında bir mukayese yapacak olursa bizzarure bir cevap ve mukabeleyi davet etmiş ve karşı-sındakileri AIman"*sjimi hakkında mütalea bayan' etmeğejnecbur eylemiş o!ur)a^ııJpaje' Rofcevelt'in büyük bu/insaajjpüijJlıce İle vaki olan âlıcaaBbany^Jjıfindeki samimiyetten TRitreFİBlevkiindekİ bir devlet adJıının bu kadar hafif ve delilsiz surftte şüphe etmesi insanda iyi bir intiba tevlit etmiyor. Fakat Hitler bununla iktifa etmiyerek «zenginler tarafından idare edilen- devletlerle «milletler tarafından idare e-dilen» devletler meselesi çıkarıyor. Zenginler tarafından idare edilen devletler millî hakimiyet esasını takip eden Amerika, ingiltere, Fransa ilâh., olacaklar. Milletler tarafından idare edilen hükümetler tabirde de Almanya ve ftalyayı kas-dettiği muhakkaktır. Bu tasnifte Rusyayı acaba ne tarafta saydığı çok merak edilecek bir şeydir. Şahsi mülkiyeti kaldıran ve sosyaliımi inşaya çalışan Sovyetler Birliğinin de herhalde «milletler tarafından İdare edilen- Almanya ile Italyanın yanında mevki alması icap eder zannolunabİUr. Şİmdf Alman Führeri ortaya böyle bir söz atınca. İddiasının doğru olup olmadığını araştırmak bir mecburiyet teşkil etmez mi? Ve Führer bu sbzlerlle muhataplarına Alman hükümetinin mi. yoksa demokratik hükümetlerin mi milletler tarafından idare edildiklerini araştırmak hakkını vermiş olmaz mı? Milli hakimiyet rt-jiminde mevcut intihabat sistemlerinin, her beşer! müessesede tabii olan birçok kusurlarına rağmen, efkarı umumi-yeyl temsil ettiği inkar olunabilir HUseyuı OahJd YALÇIN (Sonu S Unott sayfada) Hitler Meşhur Prag Sarayının Balkonunda CCCCX*XOC0CCC^ Saadabad Paktı Konseyi Toplandı Heyetimiz ve Hava Filomuz Bugün Dost İrandan Ayrılıyorlar Tahran 29, (Hususî) — Saadabad Paktı Konseyine iştirak edecek o • lan Irak Harbiye Veziri Reşid El -hace reisliğindekı Irak heyeti de buraya gelmiş ve bu suretle âza -lar tamam olduğundan Konsey; bu sabah saat onda ilk içtimaını yap • mıştır. Bundan sonra; Iran hükümeti mümessiller şprefine bir öğle ziyafe- ti vermiştir. Öğleden sonra da ikinci bir toplantı yapılması beklen s mektedir. Gece de sefarethanede muhteşem bir suvare verilmiştir. Hey'etimiz ı»e hava filomuz geliyor. Tahran 29. (Hususî) — Mes'ud düğün merasimi bittiğinden diğer (Som; 3 ünıU sayfamızda) MUSTAFA: SAGiR Korkunç casusun heyecanlı hayatı Milli Mücadelede ehemmiyetli menfi rol oynamıya hazırlanan Hintli casusun mı-caralarını yarın neşre bağlıyacağız. Berlin, 29 (A.A.) — Dün İngiliz Hariciye Nezaretine tevdi edilen Alman muhtırasında Alman ve İngiliz donanmaları için 35/100 nisbetini ve bahri inşaat hakkında malûmat teatisini derpiş eden 1935 tarihli deniz muahedesinin artık muteber olmadığı bildirilmektedir. Bu karar İngiltere'nin takip ettiği muhasara politikasının neticesidir. Muhtırada Almanya'nın 1935 muahedesinin evsafa ait tahdidatına riayet edeceği ilâve edilmektedir. Almanya hükümeti, İngiltere arzu ettiği takdirde, yeni bir deniz itilâfının imzası için müzakereye girişmeğe hazırdır. Muhtırada Almanya'nın 1935 tarihli muahedeyi İmza etmek sureti-le İngiltere'nin bahrî tefevvukunu kendiliğinden tanıdığı hatırlatılmaktadır. Almanya, ingiltere hükümetinin kendisine karşı dostane bir tarzı hareket takip edeceğini ümit ettiği için bu suretle hareket etmiştir. Almanya, İngiltere'nin menfaat mıntakalarma aitişlere hiç bir zaman karışmamıştır. Halbuki Ingil-torenin son haftalar içinde ittihaz ettiği siyasi kararlarla İngiliz matbuatının tarzı hareketi İngiliz siyasetinin başlıca düşüncesinin Almanya'ya fiilî bir harp açmak olduğu-(Sonu 3 üncü tayfada) inönü Potemkin Ve Von Papeni Kabul Ettiler Ankara : 29. (A.A.) — Reisicumhur İsmet inönü, bugün saat 16.30 da Çankaya köşkünde Sovyet Hariciye Komiser muavini Potemkini kabul buyurmuşlardır. Kabul - esnasında Hariciye Vekili Şükrü Saraçoğlu da hazır bulunmuştur. VON PAPEN İTİMADNAME- SÎNt VERDİ Ankara 29, (Hususî — Alman-(Sonu 3 Kn-3 «nyfada) Rumen Hariciye Nazırı Romada Diln Başlivsn görüşmelere büyük ehemmiyet veriliyor Paris, 29 (Hususi) —ijHariciye Nazırı Romaya hareket etmişîtr. Nazır; oradan Belgrad'a giderek Yugoslavya Hariciye Nazırile de görüşecektir. (Sonu 3 mı. .i tayfamızda) Neşriyat Kongresi Salı günü toplanacak olan kongrede neler görüşülecek ? Memleketimizde İlk defa olarak teritp olunan «Neşriyat Kongresi» Mayısın ikinci Salı günü Ankarada toplanacaktır. (Sonu 3 üncü sayfada) Polonaanın Danzik GiTarıoda Yeniden Yaptığı YDYNİA Limanından Bir Manzara Nutkun Akisleri Polonya, Danzığı Vermiyeceğini Söylüyor Londra ve Paris Sakin Görünüyorlar Varşova, 29 (A.A.) — Matbuat, ¦ ve fngılere ile olan itilâfların bir Hitlerin nutkunu bilhassa Polonya (Sonu 3 i'ncü tavt»*ta Galatasaray; D. sporu 3-1 Yendi Vefalılar da izmırJe Yaptıkları Maçta 3 -1 Mağlup oldular Ankara şampyonunu 2*1 yenen Galatasaray takına (Yazısı s İnci sayfamızda) HER SABAH Acaba Hangisi Haklı ? Balıkpa/arııula bir yağcının mahlut yağ sattığından şüphe edilmiş, dükkânından alımın yağ evvelâ Belediye Klınyahanesinde «malı-itıt hükmünü giymiş. Yağcı »attığı yağın hilesiz olduğundu ayak diremiş olmalı kf, Belediye kimyuhuııe-sinde tahlil edilen yağın Imkiyesi Tıbbı Adli'ye gönderilmiş ve Tıbbı Adli yaptığı tuhlü neticesinde bu sefer yağı hilesi/ bulmuş. İlk balasta oldukça basit gim görünen İm yağ meselesi, hiruz derin düşünülünce üzerinde durularak bir mahiyet keslıedıyor. Araba hungl taraf haklı? Bir yağ numunesinin ayni za- manda mahlut ve saf olamıyacağına göre bir işde ya Belediye Klnıya-liHiırsinin, yulıut ta Tıbbı Adlİ'ııİu yanıldığı muhukkaktır. Halbuki bu İki daireden biri koca şehrin »ıhhutüe, esuatıuın ödeyeceği nakdî ctvulıtrlu yakındım alâkalı, diğeri ise, İcabında bir maznunu itlimi sclıpuMiıa kadar sevkede-bllecek ehemmiyeti haiz bir resmi teşekküldür. Yağcı İH'llıi sou imtihandan yüzünün akile çıktığındsn melunundur. Lâkin biz, keudi hesabımıza, zihnimizi l.tın-.ıhv m ukdeyi çözmüş, de-fiiliz. A. CSMALKÜDİS SARAÇOĞLU A?:8$18A TENİS Al AH 10 NİSAN l*3f ŞEHİ R HABERLERİ Cf?3AA/HAf?A MfHMtDfo HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrik. No 76 Yazan : M. SIRIR Adam Başına Yirmiden Fazla Düşman Düşüyor Buna Rağmen Her ihtimali Göze Alarak Hücuma Karar Vermiştik Fakat, ben İbrahimin fikrini kabul etmekle beraber yalnız basına gitmesini muvafık bulmamış, yanına Hoca Bekin de katmıştım. Ben de dönecekleri istikameti iyi görebilecek yüksekçe bir yer bulmuş, ilerimi gözlemeğe koyulmuştum. İbrahim ile Hoca Bekir, tam IkJ saat sonra ve selâmetle dönmüşlerdi. Fakat, bu müddet zarfında ben merskımdan dokuz doğurmuştum. Gecikmelerine bakarak tutulmuş olmalarından çok korkmuştum. Hoca Bekir hem gülüyor, hem de gördüklerini kendine has olan bir tuhaflıkla söylüyordu: — Bir şey değil Kara Mehmet. Birer birer saydım. Tam yüz elli Uç nefer, iki de zabit. Nasd var mısın''.. Her Dirimizin hissesine yirmiden fazla düşman düşüyor. Mipavrıli İbrahim daha ciddi ve daha temkinli davranıyordu ve: — Hocanın dediği gibi, diyordu. Adeta tepelerine çökecek gibi sokulduk. Birer birer de saydık Kara Mehmet. Bu mevcudumuzla ve gü-pe gündüz bunlara saldırmak cinnet olur. — Elbette, İbrahim. Ne düşünüyorsun sen?.. — Geceyi bekliydim. Şayet oldukları yerde gecelerlerse, sessizce sokulur vc elimizde bulunan ikişer bomba İle. yapabildiğimiz kadar can lar ın a okuruz. İbrahimin teklifi çok muvafıktı. Arkadaşları bulunduğumuz yere getirmek için Hoca Bekiri geriye saldık. Biz de karşılıklı oturup işin teferruatını müzakereye daldık. Arkadaşlar gelinceye kadar, kararlarımızı vermiş, vazifeleri taksim bile etmiştik. İnatçı ve fedakâr İbrahim ile Hemşinli Nuri o gün gözcülüğü kim seve bırakmamışlardı. İbrahim, akşama doğru yanımıza gelmiş, bir çocuk sevincile çırpınarak söyle söylemişti: — Müjde Kara Mehmet, bu heri! ler gidici değü. Gecelıyecekler oldukları yerde. — Neden anladın bunu?.. — Altlarına sermek için dal. yak mak için de odun kesiyorlar. Hoca Bikir de seviniyor, çocuk gibi tepinerek: — Desene ki be İbrahim, bize cUnbüşlü bir kına gecesi var. Ah, ne olurdu, hiç olmazsa her birerimizde altışar tanecik olsun bomba bulunsaydı. Alimallah, hepsinin kökünü kırar, leşlerini kütük gibi birbiri U-serine yığıp çatır çatır yakardık. Karsılarına da geçer bir âli keyif çatardık. Hep kabahat sende Kara Mehmet. Sanki Poyraz koyuna kadar sırtında taşıyacakmışsın gibi hesaplı aldın bombalan da. İkişer bomba, bunlara koklatmağa bile yetişmez be yahut Diyor, keyfinden duramıyor, zey bek ve lâz oyunlan oynuyordu. Diğer arkadaşlar da ondan aşağı kalmıyorlardı. Hele Aka.sk alı Kam l Ue Şamil. Mıpavrilının tahmini doğru çıkmıştı. Daha orUİık kararırken, düşmanlarımı* yer yer ve büyük ateşler yakmışlardı. Ateşlerin etrafında dolaşanları artık biz de açıkça görüyor, arada bir seslerini de işitiyor-duk. Gece saat alaturka üçe gelmişti. Dereyi atlamış, bir sansar sinsi-hsı ve seaslrllğile yürüyüşe başlamıştık. Bir müddet dere boyunu takip ettikten sonra doğuya doğru dönmüş, düşman karargâhile KüllU-köyü arasından geçmiştik. Gece yarısından blras sonra, bulundukları mevkie hâkim bir tepecik Üzerinde bulunuyorduk. Aramızda iki yüz metre mesafe ancak vardı. Yatıp u- yuyan efradı iyice görüyor, obek Ö-bek toplanıp konuşanların senlerini bile işitiyorduk. Hoca Bekirle Hemşinli Nuri yine titizlenmeğe başlamışlardı. Oynamak için sokağa çıkmak istiyun yaramaz çocuklar gibi bir türlü rahat otunımıyor. durdukları yarda dudaklarını ısınyorlardı. Kıvrnnıp^o-murdanıyorlsrdı. Hoca Bekir kaşlarını çatıyor ve: — Uyku bastınyor hepimizi. Kara Mehmet, diyordu. Daha bekletecek misin be yahu?.. Sofra başında yutkun a yutkuna adam be kl iyenle r-den beter ettin bu gece bızl. Gülerek soruyordum: — Acelen ne be çocuğum ?.. — Dayanılır mı be Kara Mehmet?.. İşte gözümüzün önünde herifler hasır gibi serilmişler. — Sabret biraz. Ötekiler de yatıp uyusunlar. — Uyunuyorlar işte. — Ninni söyliyecek değills a. Vakit gelmişti. Gafil düşmanlar, vaziyetlerinden okadar emin bulu-nuyorlardı ki. iki nöbetçi bırakmışlar, gerisi hep yatmışlardı. Tabiî biz de ayaklanmıştık. Mipavrili ile kısa bir müzakereden sonra. İkiye ayrılmıştık. Ben. Akıskalı Şamil ve Hemşinli Nuriyi alıp bomba baskını yapacaktan. Mipavrili İbrahim de diğer arkadaşlarla bulundukları yerde kalacak, bizim dönüşümüzü himaye edeceklerdi. Arkadaşlardan bombaları topladık. Helâllaştık. ö-pü»üp koklaştık ve ayrıldık. Yer yüzü çok karanlıktı. Gok serpme yıldızlarla bezenmişti. Hafif tatlı bir yddız poyrası esiyordu. Etrafı manalı, esrarlı bir sessizlik kap lamıştı. Gecenin nemliliği otları bayağı ıslatmıştı. Yavaş yavaş ilerli-yorduk. Rüzgâr yüzlerimizi okşuyor, cesareümizi. cüretimizi arttırı-yordu. Yıldızlar, göz kırpar gibi kımıldanıyor ve sanki bizi selâmlıyor, uğurluyordu. İyice yaklaşmıştık"gafil sürüsüne. Nöbetçiler, neden bilmem deniz tarafına doğru dönmüşler, bize arka vermişlerdi. Artık, sürüne sürüne ilerlemek için dıs çökmüştük. Vücudumuzu, dizle-rimizi değil, çarpmaktan yorulan yüreklerimizi dinlendirmek iç.n olduğumuz yerde sinmiştik. Yirmi metre kadar daha ilerlersek, bombalarımızla düşmanı iyice hırpalıya-bilecektik, iki dakika tevakkuftan sonra sürünmeğe, etrafı gözliye. din bye İlerlemeğe başlamıştık ve hemen hemen markaladığımız yere de varmak üzere idik. Tam bu een.da. kendimize siper edindiğimiz çalıların arkasmdan. bir neferin bize doğru ve hızlı adımlar!, ilerlemekte olduğunu gördük. Bir elinde matarası bulunduğuna göre yattıklan yerden biraz fazlaca uzaklaşacağını ve binaenaleyh bize yaklaşacağını anla, mış, tabı! telâşlanmıetık Bulundu-ğumuz yerde gizlenem.yecek ve hele geriye doğn, hiç te çekılemiyccek bir vaziyette idik. Ne düşünecek ve ne de başkaca bir tedbir alacak za-»an d. yoktu. Çünkü, sıkıntısından bir an _evve, kurtulmak k* herıf labıldıgıne koşuyordu. Aramızda beş a t. metre bir mesafe bile kalmamış, t-, üçümüz de ancak bıçaklarımız, naztrlıyabilmiştik. Ecel, bu dü8man neferini bizim Hemşinli Nurinin önüne sürmüştü Tam »ya*„e başın, basılacağı bir »oda bir sincap tet.klığ, de sıçnyan Nuri. bıçaguu var kuvvet.le neferin kalbine saplam.ştı. Ne yazık ki, birden yere yıkamamış ve ajs» tık., yamamışü Yaral, nefer, can ac.sile ûana g.bt bağırmıştı. — İmdat!... (Dr im mı var) Belediyenin Yeni Yol Programı İstanbul Belediyesi Tramvay, E-lektrik ve Tünel idarelerinin devir aldıktan sonra bilhassa yol meselesini yeni baştan ele alarak tramvay geçen bütün yollan aafaltlatacak-tır. Bu iş için tetkikat yapan Belediye Heyeti Fenniye Müdürü Nuri iki senelik bir program hazırlnmı-ya başlamıştır. Hazırlanan programa göre yol için Belediye tarafından bedeli Uç senede tediye olun-msk şartlle 12) milyon liralık taah-hüdata girişilecektir. Programda tesbit olunan bütün yolların m şasi iki senede ikmal olunacaktır. Fakat yol inşaatına başlanmazdan evvel yolların altından geçen tramvay, elektrik, havagazı ve telefon hatlarının esaslı şekilde tıımir vc tecdidi lâzımgelmektedır. Belediye bu sene içinde bu tamir ve tecdit keyfiyetini ikmal edecektir. Diğer taraftan vilâyet yollan da ehemmiyetle nazan itibara alınmaktadır. Adamakıllı tamir edilecek ve bir kısmı asfaltlanacak olan Üsküdar - Beykoz yolunun tamiri ve asfaltlanması için (43) bin lira bk tahsisat ayrılmıştır. Bu yol üzerinde yol güzergâhına tesadüf eden bazı binaların istimlâki de lâzım gelmektedir. İstimlâk bedeli de bu paradan tesviye olunacaktır. Eminönünde yıkılan binalar Eminönünde Kızılay binasının arkasına tesadüf eden binalnrın yı-kdmasına başlanmıştır. İNHİSARLARDA : inhisarlar Umum Müdürü döndü inhisarların yeni sene kadrolarını vekâlete tasdik ettirmek üzere Ankara'ya giden inhisarlar Umura Müdürü Adnan Halet Taş pınar şehrimize dönmüştür. Hazırlanan kadro vekâlet taralından aynen kabul olunmuştur. Diyor kl ı MAARİFTE : Rektör Ankaraya gidiyor Ankara'da toplanacak olan Neşriyat Kongresi ikinci reisi bulunan Üniversite Rektörü Cemil Bilsel v= Fakülte murahhusları peyderpey Ankara'ya gitmektedirler. Murahhaslar arasında İktisat Fakültesini Ömer Lûtfi ve Hukuk Fakültesini Yavuz Abadan temsil edeceklerdir. Hukuk takUltesi Dekanı Ankarada Hukuk Fakültesi Dekanı Ali Fuat Başgil .Devletin mesuliyeti, mevzulu bir konferans vermek ü-zere Ankaraya gitmişti. Dekan konferansını dün vermiştir. Adana ve İzmir tayyare seferleri yarın başlıyor Ankara - İstanbul - İzmir ve A-dana arasında tayyare ile yolej nakliyatına yarından itibaren başlanacaktır. istanbul'dan her gün sabah 9,30 da Ankara'ya ve Ankaradan da 16 da İstanbul'a birer sefer yapılacaktır İstanbul'dan Ankara'ya kalkacak posta iki sastte. yani 11.30 da yere inmiş bulunacaktır. Istanbula da aynı müddet zarfında, yani Ankaradan 16 da hareket eden posta 18 de İstanbul'da bulunacaktır, istanbul'dan lımir ve Adanaya yapılacak seferler Ankara üzerinden yapılacaktır. Ankara'dan her gün 15.5 de Iz-mire ve 14.45 dt de Adanaya birer tayyare kalkacaktır Bu tayyarelerden İzmir'e olanı 1T.55 de ve Adanaya olanı da 16.55 de yerlerine varacaklardır. Her gün Adana dan 9,10 da bir tayyare kalkacak 11.20 de Ankaraya varacaktır. İstanbul'dan Anka-raya gidiş 21, gidiş gells 29.75; A-dana'ya gidiş 35. gidiş ge|j8 40.3j amire gidiş 33 ve gidiş geliş 46.55 uradır. Bir malûl kahramanın Dileği Tramvay, tünel hamdolsun hükümetimize devredildi; hattâ tiren-ler de dahildir. Evvelce bunlar ecnebi şirketlerinin ellerinde iken malûllere pnso mukabili tünelden yirmi para, tramvaylardan da iki kuruş ikramda bulunmuşlardı. Nafıa Vekâletinden de temennimiz şudur ki yanı başımızda komşumuz Bulgaristan hükümeti memleketi ve vatanı uğrunda hayatlarım feda ederek sakat ve malûl kalan böyle askeri malûllerine şimendifer ve tramvaylar paso mukabdl Ücretsiz olduğunu öğrendik. Bu haberleri buraya gelen Bulgarya muhacir ve mülteci Türklerinden aldık. Allah Cumhuriyet hükümetimizi dünyalar durdukça payidar eylesin. Acaba tünel, tramvay ve tirenlerdeki seferleri sakat ve malûl askerlere paso mukabili ücretsiz yapamaz mı?.. Selâmeti vatan, memleket, selâmeti millet namıan böyle vatan fedailerinden malûl askerlere paso mukabili üc -retsız seyshat yaptırılmak hususlarında Cumhuriyet hükümetimizle belediyemizin nazan dikkat kmnı çekmenizi son derecelerde istirham eder. saygüanmla hürmetlerimi sunarım. İstiklâl malûllerinden mütekait malûl gazilerden topçu _ yüzbaşı Mehmet Tevfık İlk Mektep Binaları Otobüs işi Istanbulda kullanılacak otobüs Imtlyezıda tramvay İdaresine devrolunacak İstanbul Belediyesinde otobüs işini tetkik eden komisyon bu husustaki şartnameyi hazırlamıştır. Fakat şartname ilân olunmıyacaktır. Tramvay idaresinin Belediyeye devri tahakkuk etmiş olduğundan otobüs imtiyazını haiz bulunan bu idare namına otobüsler mubayaa olunacaktır. Belediye tarafından Belediyeler Bankasından istikraz olunacak beş milyon liradan bir milyon lirasının otobüs işlerine tahsisi kararlaştırılmıştır. Fakat yeni alınan bir kararla bu 1 milyon liranın sarfından vazgeçilmiştir. O-tobüsler için lâz.mgelen paray. Tramvay idaresi temin edecektir. Otobüslere garaj olarak Tramvay idaresinin depolanndan istifade olunacağından garaj inşasına lüzum kalmıyacakt.r. Bu Suretle Tramvay idaresi tarafından verilecek bir milyon lira ile 80 otobüs mubayaa olunacaktır. O-tobüslerin mubayaası ancak ida renin Belediyeye devrinden sonra mümkün olacaktır. Maliye Vekili şehrimize geldi Maliye Vekili Fuat Ağralı dün muhtelit trenle Ankaradan şehrimize gelmiştir. Vekil, şehrimizde b'rkaç gün kaldıktan sonra Anka- raya dönecektir. Şehremini Haikevinde bir konferans Şehremini Haikevinde Kızılay Hemşire okulu Öğretmenlerinden Fatma Eneren -Çocuk bakımı, mevzulu konferansını kalabalık bir dinleyici kütlesi huzurunda vermiştir. TA K VI M 30 Nisan 1939 Pazar Hicri 10 Rebiülev.el 1358 »¦sı i 17 MS AN I35J Kassss: 174 Fırtına Dsss asalI A SI 6f ı 12,12 — UI..1: 16.02 Aksamı 19,03 — Y.u. ı 20.47 lsi.sk :3.03 Vali ve Belediye yeni binalar İnşası İçin (600) bin lira Istlyscek Vali ve Belediye Reuu Doktor Lûtfl Kırdar İstanbul'da uzun müddet ilk mekteplerin vaziyetini tetkik etmiştir. Tetkikatının neticesinde İstanbul'da bulunan ilk mekteplerin çoğunun tedrisata gayri muaaıt ahşap ve dar binalarda yapıldığını gören vah, yeniden modern ilk mektepler İnşası için bu sene Şehir Meclisinden (600) bin liralık bir tahsisat istemeyi kararlaştırmıştır. Bu para ile şimdiden 12 dk mektep binası inşa olunacaktır. Süt meselesini tetkik eden Ankara Ziraat Enstitüsü profesör ve doçentlerinden müteşekkil heyet dün Belediye Heyeti fenniye binasında bir toplantı yapmıştır. İKTİSAT İŞ LEBİ ı İş yerlerindeki mümessillerin seçilmesine başlandı İş verenlerle işçile rarasındaki ih-tilâflan halletmek üzere hazırlanan projenin tatbiki etrafındaki hazırlıklar ilerlemektedir. Bu cümleden olmak üzere bütün iş yerlerinde işçi mümessillerinin seçilmesine başlanmıştır. Bir iş yerinde çalışmakta o-l.t İşçiler arasında eUi künye kadar iki. elliden iki yüz kişiye kadar uç. iki yüzden bine kadar dört ve binden yukarı işçiler için beş işçi mümessili seçilecektir. Bu mümessiller iş verenlerle işçiler arafiında çıkacak ihtilâfları iş verenlerle konuşarak bertaraf edî-ceklerdiı. Arada ihtilâf çıkmaması çarelerini iş verenle mümessiller beraberce araştıracaktır. işçi mümessilleri iki sene için seçilecektir. İki senenin hitsmında yeni seçim yapdacaktır. Bu seneki «cçim önümüzdeki ayın nihayetine kadar bitirilmiş olacaktır. DENİZLERDE : Havuzlrr U. Müdürlüğü Denizbankın lağvından sonra yeniden kurulacak olan deniş müesseselerinde vazife alacak olan Denizbank Umum Mudur muavinle -rinden Harun ilmen dün şehrimize gelmiştir. Haber aldığımıza göre Harun'un müdürlük şeklinde İdare edilecek olan Havuzlar Umum Müdürlüğüne tayin edilmesi düşünülmektedir. Bahrî inşaatta ihtisası o-lan bu teknisyenimizden havuzların musUkbel çalışması etrafında istifadeler temin edileceği umıt ed«-mektediı. Dün sabahki sis DUn sabah denizi saat 9 buçuğa kadar devam eden bir sis tabakası kaplamış ve Umandaki seyrüseferin hayli aksama«na sebep olmuştur. Sn. bilhassa Boğazın yukarı taraf-larında çok kesif olduğu ıçm Kavaklardan köprüye gelmek üzere hareket eden vapurlar, muayyen samanlarından yarım saata yakın bir teahhürle Köprüye gelebilmişlerdir. Boğaziçine hareket edecek olan ilk vapurlar da sis yüzünden tarifede gösterilen saatlennden geç hareket etmek mecburiyetinde kalmışlardır. Kadıköy *Ve Adalar hattına ısliyen Denizbank vapur seferlerinde de bazı teehhürler olmuştur Sfc saat sekize kadar Köprü üzerinden kalkmadığı için tramvaylar ve otomobiller gayet ağır bir surette seyretmek mecburiycTmoe kalmışlardır. HAlJirv l.PUNPE , Piyano, Mandolin, Kılar Ve Viyolonsel Ders eri !'••¦'¦ m •. Halkevinden: Evimizde keman, piyano, mandolin, kitar ve viyolonsel dersleri devam etmektedir. Kadın, erkek arzu eden yurttaşlarımızın her gün evimiz idare memurluğuna müracaat ederek kayıtlarını yaptırmaları ve derslere devam etmeleri lâ • zımdır. Alman devlet reisinin nutkundan sonra Polonya meselesi M. HHler'm RsyhşUgâa* frad^el-tiği nutukta müstakbel Alman faa-lıyetlerinin sanh istikametinin Polonya olduğu, yani Daıudg şehrinin Almanyaya iadesinin kat'i bir hedef olarak kendisini gösterdiği müşahede edilmektedir. lngillerenin, Polonya'ya garanti temin etmesinden ben İçin İçin uyuyan bu mesele, artık açık bir mahiyette ortaya kondu. M. Hitler'in aozlennden Almanların Polonya'ya Danzig şehri. Battık koridoru ve Cenubu Şarki Silezyası hakkmda bazı tekliflerde bulundukları tesbit edilmektedir. Bu teküfler. Almanların. Şarki Prusya'yı esas Alman kütlesine rapt için hayati addettikleri bir düsUnceden ileri gelmektedir. Şarki Prusya'nın her hangi bir ihtilâf vukuunda denizle olan rabıtası kesilebilir. Bu sebepten dolayıdır ki, Berlin evvelemirde, bu iki ayn Alman topraklarım birleştirmek gayeüni gütmektedir ve ayrıca şüphe götürmez bir hakikat vardır ki, o da. Bohemya'nın ilhakından sonra Polonya'nın Alman ekalliyetlerinin en fazla bulunduğu bir memleket olarak ortada kalmasıdır. Tabiri diğerle Polonya'da bugün 1,200,000 kadar Alman vardır. Berlin Polonyalılardan Danzigİ istemekle beraber, harici ez memleket imtiyazından istifade edecek biç otomobil yolu ve şimendifer hattının İnşasını talep etmiş ve mukabilinde Danzig'de Polonya'ya serbest bu- liman ihdası ve iktisadî haklar tanınmasını deri sürmüştür. Bu suretle ortaya çıkacak yeni bir vaziyet Leh-Alman hudutlarının kat'î tahdidi ve 25 senelik bir ademi tecavüz misakı Üe tamamlanacaktı. Bu. Almanların ileri sürdük-len tekliflerdi. Buna Polonyalılar, muhalefet göstermişler ve ancak koridorda bazı nakliyat müsaadeleri verebdeceklennı ve Danzigten de Milletler Cemiyeti Komiseıinc çekd-mesini bildirmişlerdi. Polonyaldar, esas olarak istiklâllerini, asırlardan beri taksime riyan, baskı altında yaşıyan topraklarının bir daha istilâ edilmesine kat'iyyen muvafakat elmıyecekleri-nı de ilân etmişlerdi. Almanya buna karşı, matbuat hücumlarüe cevap vermişti. Tâ M. Hitler'in nutkuna gelmcıye kadar vaziyet bu merkezde idi. Şimdi bu mesele açık surette ortaya vazedilmiştir. Almanya Danzigten ve diğer taleplerinden vazgeçmediğini ve bunların ana vatana döndüğünü söylüyor. Bu hususta Almanlar nasd hareket edeÛIÎlrler? Şimdiye kadar yapdan faaliyetler neticesinde. Polonya büyük bi* çember altına alınmış ve Slovak ya-nın işgali ve Memelin Almanlara avdeti, bu çemberin uçlarını şimale ve cenuba doğru uzatmıştır. Berlin bu şekUde haricî bir taıyik gösterir ve askeri kuvvetlerinden istifade fikrini ortaya koyarken, ayni zamanda dahüdekı ekalliyetlerinin manevi tazyikinden de muvaffakiyet dde etmeyi düşünüyor. Hah hazırdaki Alman siyaseti, vaziyeti bu noktaya kadar getirmiştir. Şimdi bundan sonraki faaliyet tarzının şekli ve istikameti da beynelmilel barışı alâkalandıracak bir mahiyet almıştır. Polonya meselesinin Berlin İçiş müsait bir surette tahakkuk ettirilmesi de pek kolay değüdir. Bu sebeptendir ki, Polonya'yı münferit bırakmak; yanı İngUtere İle Fran-sanın muhtemel aksUlâmellerımo felce uğratılması için Berlin - Roma mihveri büyük bir faaliyet sarfet-mektedir. Bu arada netice sarihtir: Müteveffa MareşsI Pilsudaki'nln eseri o-lan Polonya de Almanya'nın ademi tecavüz paktının feshi İle yeni bin anlaşma imkânı ve buna Almanya-nın hazır olduğu hakikati karşısın, da. yegâne hal çaresi. Varşova e Berlin'in karşı karşıya son bir defa mütekabil tekliflerin telifi zımnında çalışmaktadır. Yoksa bu meselenin mutediıâne. lâkırdı ile halledilmesi zamanı geçmiştir. Hakikat artık, kendisinin açık olarak görülmesini istiyor ve ona göre bir hareket ittihaz edilmesinin zamanı geldiğini ortaya koyuyor. / Dr. Rejad SAGAY 18485397
Tweet
Sonraki Kayıt
Önceki Kayıt
Ana Sayfa
Bu Blogda Ara
Popüler Yayınlar
Mevlit - Tam Metin
Süleyman Çelebi'nin Vesiletü'n-Necat (Kurtuluş Yolu) adıyla kaleme almış olduğu, Mevlit adıyla bilinen eserin tam metni: I. ...
TDK İmla Kılavuzu
TURK DİL KURUMU YAYINLARI: 525 İMLA KILAVUZU Hazırlayan: Prof. Dr. Hasan Eren Ankara 1985 Türk Tarih Kurumu Basım Evi TÜRK DİL KU...
Cengiz Han Yasasi
Dr. Curt ALINGE'nin tespit ettiği kadarıyla Cengiz Han'ın yasası şu hükümleri içermektedir: 1. — Zâni ister evli olsun ister olmas...
Yeni Sabah - Kasım 1940
Gazete içeriği aşağıdadır. ...
Yeni Sabah - Mayıs 1949
1 Mayıs 1949 tarihli gazete - 2 Mayıs 1949 tarihli gazete - 3 Mayıs 1949 tarihli gazete - 4 Mayıs 1949 tarihli gazete - 5 Mayıs 1949 tar...
Yeni Sabah - Eylül 1949
1 Eylül 1949 tarihli gazete - 2 Eylül 1949 tarihli gazete - 3 Eylül 1949 tarihli gazete - 4 Eylül 1949 tarihli gazete - 5 Eylül 1949 tar...
Heraklit (Haydar Rifat'ın Anatole France'tan çevirisi)
( Ctrl + F ) tuşlarına basarak kitap içinde metin araması yapabilirsiniz Önsöz Biri riyaziyeci, öteki ünlü filozof olmak üzere iki...
Yeni Sabah - Ağustos 1949
1 Ağustos 1949 tarihli gazete - 2 Ağustos 1949 tarihli gazete - 3 Ağustos 1949 tarihli gazete - 4 Ağustos 1949 tarihli gazete - 5 Ağusto...
Yeni Sabah - Temmuz 1949
1 Temmuz 1949 tarihli gazete - 2 Temmuz 1949 tarihli gazete - 3 Temmuz 1949 tarihli gazete - 4 Temmuz 1949 tarihli gazete - 5 Temmuz 194...
Divanu Lugati't-Türk
Kaşgarlı Mahmut'un eseri Divan-ı Lügat-i Türk: DIVANU LUGATI'T-TURK'DEN DERLENMIS ETIMOLOJIK SO...
Hiçbirşey Nasıl Yazılır
Heryer Nasıl Yazılır
Göktürkçe Türk Yazısı
Blog Arşivi
Blog Arşivi
Temmuz (428)
Haziran (1147)
Mayıs (683)
Mart (1)
Ocak (1)
Ağustos (1)
Eylül (1)
Mayıs (1)
Şubat (2)
Aralık (5)
Kasım (1)
Temmuz (110)
Haziran (1)
Ağustos (1)
Ekim (2)
Temmuz (2)
Mayıs (1)
Nisan (1)
Eylül (103)
Ağustos (3)
Mayıs (1)