Gerekli Tarama
Gereksiz taramalardan kaçınan site
Ana Sayfa
Gazete Arşivi
Kitap Arşivi
Nasıl Yazılır
Köşemenler
Ulus - Kasım 1935
Gazete içeriği aşağıdadır.
Kaynak:
Ankara Üniversitesi
LUS 1 SONTKŞRİN. l«)r»ÜMA Son haberler 2. ci say ifa da ON ALTINCI YIL. No: 5125 Adımız, andımızdır Her yerde 5 kuruş Kamutay bugün beşinci devresinin ilk toplantısını yapıyor. Toplantı Atatürkün yıllık diskuriyle açı -la?ak , başkan ve başkanlık divanı seçimi yapılacaktır Dördüncü Kamutay 5 ilkkâ -miada seçimin yenilenmesine karar vermiş ve 8 şubatta beşinci devre için saylav seiçmi yapılmıştı. Bir marttan yaz azadı olan 15 hazirana ve birinci teşrin başın -dan son toplantı olan 26 birinci teşrine kadar fevkalâde toplantı -Hin devamı olarak çalışan Kamu tay bugün beşinci devrenin birinci içtima yılı, ilk toplantısını ya -pacaktır. Toplantı Cumur Başka -m Atatürk'ün yıllık diskuriyle _-ı lacaktır. Atatürk'ün diskurun -dan sonra Kamutay başkanlığı ve i.itndelik SAYIM \l SAĞLIK İŞLERİMİZ F. R. ATAY Kendi elindeki ölüm ve do -ğum istatistiklerine dayanan sağlık bakanımız, Türkiye'de nüfus artışı nisbetinin binde 21 den aşağı olamıyacağını bize söylemekte İdi. .Sayını, kendisini haklı çıkarmıştır. Anadolu'da sıhhat işlerine ve salgınlar savaşına hemen hemen sıfırdan başlamış olduğumuz için, eksiklerimizin ne kadar çok olduğunu biliriz. Hattâ bunları, ara -mızda Sağlık Bakanımız kadar kimse bilmez. O size sıtma, firen-gi ve trahom s vaşlarının sonuçlarını söyler, y ti dispanserlerin, hastanelerin ve yeni hekimlerin sayısını bildirirken, geride kalan ihtiyaçların ne kadar büyük ol -duğunu düşünür. Çocuk Ölümlerini, salgın, ilâç ve tedavi yoksulluğu nisbetlerini gittikçe azaltmak, nüfus artımı bakımından, daha uzun yıllar, başlıca meselemiz olarak devam edecektir. Bu, aynı zamanda, bi -zim davamızın yüksek insanî tarafıdır. Sağlık Bakanımızdan her köye bir hekim ve bir ebe göndermesini, her hastaya ilâç ve yatak bulmasını, Türkiye sınırları içinde hiç bîr sivrisinek ve mikrop bırakmamasını, bize tifonun, sıtmanın, trahomun ismini unutturmasını kim istiyebilir? Bütün büdceyi onun emrine verseniz, maddî manevî vasıtalarımız ve kadromuz bu ideali gerçekleştirmemize yeter hal -de değildir. Fakat biz kendi yardımlarımız ve bazı pratik usullerle Sağ -lık Bakanımızın, bugünkü gayretlerinden daha büyük neticeler al -masını sağlıyabiliriz. Küçük bir misal: Sağlık Bakanımız İstan -bul bölgesindeki sivrisinek s: şında, halkı, hiç olmazsa, mazut masrafına iştirak ettirmemiştir. Biz Erenköy tarafındaki savaşın nasıl yapıldığını gözümüzle görüyoruz. Usul basittir. Sivrisinek bulunan bölgeler, kendi araların -da toplanarak, Sağlık Bakanlığından yalnız fennî kılavuzluk İste »eler, bir mevsimde İstanbul'da, ve diğer uyanık şehir ve kasaba (arda bu hayvancıktan eser bı rakmayız. Bu yardımı bırakınız; Evine ve bahçesine savaş memurlarını sokmıyan bir takım düşün cesizler bile olduğunu biliyoruz. ISıntı 4 iinrû « „l ,) başkanlık divanı seçimi yapıla -çaktır. Komisyonlar, kamutayın ileri ki toplantılarında seçilecektir. JC.II.P. Kamutay grupımun yeni idare heyeti C.H. Partisi Kamutay grupu i-dare heyeti başkanlığından: CH. Partisi Kamutay grupu bugün ismet Inönünün başkanlığında toplandı. Nizamnameye göre yenilenmesi gereken grup asbaşkanhklaıına ıf~ tifakla Antalya saylavı Dr. Cemal Tunca ile Trabzon saylavı Hasan Sakayı seçti. Bundan sonra Hasan Sakanın başkanlığında grup idare heyeti seçimine geçerek aşağıda isimleri yazılı üyeleri ayırdı: Rasib Kaplan (Antalya) Aziz Akyürek (Erzurum) Abdülhak Frat (Erzincan) Ali Kılıç (Gaziantep) General İhsan Svknıvıı (Gire. son) General Şükrü Gökberk f tstarı. bul) Hamdi Yalman (Ordu) Damar Arıkoğlu (Seyhan) Rasim Basara (Sivas) Gaz maskesi fabrikamız törenle açıldı Fabrikanın açılış töreni B. Refik Saydamın Başbakanımıza ve Kızılay kurumunun Mamak ta kurduğu zehirli gaz maskesi fabrikası, bugün, bizzat Başbaka nımız İsmet inönü'nün eliyle işlemeye açıldı. Törende bütün Ba- kanlar, Kamutay başkanları, saylavlar ve birçok davetliler bulundular. Sağlık Bakanı B. Refik Say -dam, açılış töreni başlarken, Baş- Ulus'un Anketi fukarada mesken meselesini nası halledebiliriz1 Cumuriyet hükümetinin An-harada mesken meselesinin halledilmesine ne kadar önem vermekte olduğunu bitiyoruz. Emlak ve Eytam Bankası ?*ni meskenler hakkında tetkiklerde bulunmaktadır. Ankara'da bulunan memurları yerleştirmek, yalnız onlara bir hizmet olmakta katmtyacak. An- Komplo teşebHiısunün yankı arı çok geniştir Büyük önderin hayatına el uzatmak istemiş olanlara karşı b tün memleketin duymuş olduğu tiksinti o kadar derindir ki bunu anlatmak için her yandan her gün binlerce telgraf gelmektedir. 9u telgraflardan birkaçını neşredi -yoruz. Çankırı, 29 (A.A.) — ö-gen bir vatan yaratan milyonlarla öl çüde bir ulusu soysaldım en yük sek kertesine ulaştıran Atatürkü -müze karşı kaldırılmak istenen al çak ellerin tutulduğunu duyuşu muz yeni bir ömre kavuşuş kada gönendi oldu. Atatürk sen bizim başımızın tacı, acılarımızın ilâcı. vürekJerimizin tek çarpıntısının. Topraklarını varath^ın gene u!«' sun genç inanı ve sana karşı duy dukları sonsuz sevgi ve saygı...i geçilmez örüsü sınırlaşmıştır. Seni yok etemye hiç bir adam gücü nün yetişeceğine biz inanamay.z Çünkü, sen, tanrının en mutlu ve en eritilmez bir varlığısın. Şu kikada bütün bir memleket ulus-» alnın kadar temiz ve açık göğsü müzün özgen havası içinde topla -narak alçaklara lanetler yağdır mıştır. Onu, sana kadar bir k. daha bildirmeğe biz araç olurke tanrının acun durdukça seni başı mızdan eksik etmemesini cn-'fun yüreğimizle yalvarırız Ulu ön -der. Çankırı urayt şarbay vekili E. Dolunay. (Soau 5. cı sayıfada) karanın Bayındırlığını ve nüfusu nu büyük bir hızla artıracaktır. Bu mesele ile az çok ilgili o-lantara birkaç *uat yolladık. Ce-. 'abların neşrederken, bu çok krokiler de basacağız. Bu suretle bu işle uğraşmakta olanlara ve Ankaraya küçük bir yardımda bulunmak istiyoruz. Yolladığımız sualler şunlardır : Arzu eden herkes bu suallerden birine veya birkaçına kendi cevabını da yollayabilir: 1 — Devlet memurları meskenleri: a) Memur meskenleri bahçeli evler halinde mi, büyük apartı-manlar halinde mi yapılmalıdır? Fayda ve mahzurları. b) Bahçeli evler usulü tercih o-lunursa, bitişik evler ve bahçeler sistemini mi, yoksa ayrı bahçeler içinde ayrı evler sistemini mi tercih edersiniz? c) Evler makama mı hasrolurı- rdiği izahatla başladı bakan İsmet İnönü'ne dedi ki: « — Sayın Başbakanım, 933 senesi mayısında, siz Kızılay ce -miyetine, zehirli gazlara karşı yapılacak maske fabrikasının inşası emrini verdiniz. Cumuriyet hükü meti, Kızılay emrine bu emirle birlikte sermaye de ayırdı. Bir buçuk yıl süren tetkiklerin sonunda bu fabrikanın inşasını bir firmaya verdik. Fabrika günde 8 saat ça -lışmak suretiyle yılda 100 bin maske çıkaracaktır. Uç ekip üzerin -den işletildiği takdirde ise yılda 300 bin maske yayacak kudrette -dir. Cumuriyet hükümeti, fabrikanın kurulması için 1.270.000 lira tahsisat ayırmışt'r. Bunun 800 bin lirası bilumum teferruatiyle inşaata, su, yol, kontrol işlerine har -candı. 333 bin lirası da, 25 bin maskenin iptidaî maddsi karşılı -ğıdır. Geri kalan 140 bin liradan 56 bini ihtiyat olarak ayrılmıştır. 36 bin lira da müessesenin fennî idaresi masrafları ve amele ücretleri karşılığıdır. » B. Refik Saydam, cumuriyet hü-CSonu S. cü sayıfada) .İldi Fayda ve mahzurları. Yoksa Memurlara temlik mi edilmelidir? Fayda ve mahzurları. 2 — Yapı Kooperatifleri: a) Yapı kooperatifleri hangi unsurlar için favdalı olabilir? b) Yapı Kooperatiflerinde iştirak sermayesi ve yardımcı sermaye nasıl temin olunmalıdır? 3 — İşçi meskenleri. Aileli ve şehirde devamlı oturan işçiler, mevsim işçileri, bekâr işçilere göre işçi evleri hakkındaki düşünceleriniz? İç Bakam B. Şükrü Kaya. dün saat 17 de. Cumuriyet bayramında ödev alan Ankara ve İstanbul polis teşkilatı men. supları şerefine şehir lokantasında birçay şöleni vermiştir. Şölende tç Bakanı B. Şükrü Kaya ve tç Bakanlığı büyük işyarları. Tüze Bakanı B. Şükrü Saraçoğlu. Kamutay Reis vekili B. Tevfik Sılay, Ankara saylavı ve başyazarımız B, F. R. Atay. Jandarma genel komutanı Korgeneral Naci Tınaz Tümen komutanı Tümgeneral Gökçe, jandarma enspektörü Tuğgeneral Osman Nuri ve merkez komutanı albay Demir Ali bulunmuşlardır. Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik III üncü Anket / — Ağiz 2 — UnC'iz 3 — Gırtlak 4 — Dil fi — Diş 6 — Dutluk 7 — Ahn 8 — Göz 9 — Burun 10 — Kulak I) Yukardaki kelimelerin ilk ve asıl kökleri nelerdir? II) Bu kelimeler nasıl teşekkül etmişlerdir? III) Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin herbiri -nin mana ve farkları bakı -mından rolleri ne olmuştur? IV) Bu araştırma neticesinde : A Türk dili kökleri ve, B Türk dili ekleri, ve, C - Türk sözlerinin teşekkülü hakkında bir kaide çıkarmak mümkün müdür? Yukardaki üçüncü dil anketi • mize okurlarımızın verecekleri ce-vabları, gazefemiz yazı işleri di • rektörlüğüne göndermelerini rica ederiz. Şimdiye kadar afd~ m& cevabları »trasivle koy* ¦ ıuz gibi bundan r»*»"'#* d* noyocag .z. SAYÎFA 2 T7LUS 1 buıA 1 EŞKİN isw «_ DIŞ HABERLER SON DAKİKA italyanlar ilerliyor İtalyanlar Skilhıvr böl^esindr lûr lu-ılt* aldılar - Habeşler taarruza hazırlanıyor fluheşler kuyuları tuzluyorlar Anlaşma yolu aranıyor B. Aloisiniu Cene hir umul Cenevre, 31 (A.A.) — B. Aloısı'nın turna sabahı Cenevre'ye geleceği haberi. Cenevre'deki itçimaların havasını tamamen değiştirecek bir mahiyettedir, h.ılv.ın bas delegesinin yolculuğu ulun. lar sosyetesi çcvenlerince. habeş mesc . leşinin halli için uç büyük devlet arasın, da sıkı görüşmeler yapılacağına bir isa. ret olarak telakki edilmekledir. Bu yol. culuk. B. Laval'tn sıkı tavsiyesi üzerine yapılmaktadır ve B. Musolını. nihayet B. Laval'in fikirlerim kabul etmiştir. Soy. lendiğine göre. zecri tedbirler konin sı muvakkat bir zaman için kesin karar, lar almıyacak ve çalışması sırasında, aynı zamanda yapılacak olan bu konuşmaları göz önünde bulunduracaktır. ingiltere ve Ittıtyı Roma, 31 (AA.) — Siyasal çcvenlc. rin İleri sürdüğü bir tahmine göre, İn -gilterc, İtalya'nın Trablus'daki kuvveı. İninin bir fırkasını daha çekmesini istemektedir. Aynı çevenler. böyle bir teklifin son Musolını . Drummond goru- . meşinde yapıldığını söylemektedirler. İngiltere Akdenizden henüz hiç bir gemi çekmemiş olduğundan B. Musoli. ni'nin bu teklife red cevabı verdiği soy. lenım-ktedir. B. Musohru'nın zecri tedbirlere rağmen, İtalya'nın Afrika hareketine de. vam edeceğini ingiliz büyük elçisine bil. dirdİRi de söylenmektedir. vreye gelmesi yeni doğurdu Çekleri bil liıHikaya varılmanı s ve ulus. lar sosyetesine vaziyetten nasıl haber - vcrilccegi kararlasın İmam ıştır Halbu. kı her ihtimalde herhangi bir uzlaşma vukuunda bunu uluslar sosyetesinin ka bul etmesi lâzım gelmektedir. B. Laval. in teklifleri eksperler tarafından tetkik edilmektedir. Bununla beraber müzak? reler için şimdiye kadar sağlam bîr te - mel kurulmamıştır... Taymıs gazetesinin Roma aytan ise. verdiği bir telgrafta, diyor ki: Zeri tedbirlere karşı şimdiye ka . -lar abnan karsı tedbirleri başkaları ta. kib edecek ve italyan ulusu bunlara sa. dakatla tahammül edecektir. B. Musolini ile İngiliz büyük elçisi arasında 29 ilkteşrinde yapılan konuşma iki memleket arasındaki ilgilerin iyileşmesi i»inr hasrolunmuştur... Konuşmaların Snemi Cenevre. 31 (A.A.) — Royterin bil. dırdiğinc göre, yarın sabah AIoisi ile Samucl Hor ve Kavalın burada bulunm. alarma çok büyük bir önem verilmektedir. Mevcut kanaate göre bunların Cenevrede bulunmaları bir bal suretinin sanıldığından daha çabuk elde edileceğim gö rmcVtedir. Ve öyle sanılıyor ki. şahsı konulmalar ilgili taraflarca ve uluslar sosyetesi ıd-n kabul edi- lebilecek bir «onuca varacaktır. Fransız muhtırası Londra, 31 (A.A) — Roytcr ajansı bildiriyor: Bütün kuzay cephesinde italyanlar taarruzlarında devam için hummalı bir Şekilde hazırlanmaktadırlar. Tibre böl. gesinde İtalyanların ileri hareketi bir çok noktalarda devam etmektedir. Makale yolu açılmıştır. Artık italyanlar bu şehri bemen hemen harptır işgal edebileceklerdir. İtalyan taarruzu Musaalı bölgesin, de hazırlanmaktadır. Oanakildeki ital -yan taarruzu öteki kuzay bölgelerindeki taarruzla birlikte ilerletilecektir. Bu suretle kuzayda hareket eden bütün italyan kuvvetleri tek bir cephe kur -¦nuş olacaklardır. Ancak böyle bir cephe Sudan sınırından fransız Soma-lisine kadar uzanan 500 kilometrelik bir hat olacaktır ki bunun »ıkı sıkıya tutulması güçleşecektir. Bu geniş cephenin aralarından önemli habeş kuv. ¡etlerinin içerilere girememesi için u-çaklar çok ciddî tarassutlarda buluna, caklardır. Güney cephesinde bir çok çarpış-snalar olmaktadır İtalyanlar Adisaba. bada teyit edilmiyen bir habere göre Corahaiye girmişlerdir Habeş hükümetine gelen haberlere göre italyanlar genel karargâhlarını Danakilde Eritre sınırından 100 kilo- Adııababa. 31 (AA) — 15 bin ital. yan yavaş yavaş Asla kuyularına doğru ilerlemektedir. Habeşler kuyu sularını, tuz atmak suretile, içılmeğe yaramaz hale koymuşlardır. İtalyan kıtaları Mohaallcden dogu. ya doğru hareket ederken geniş hare. ketlerde bulunmaktadırlar. Burada Ali dağı ile Addobs arasında bir yol yapmışlardır. İtalyan atlıları İnamıma ka. Roma. il (A.A.) — Bıldırıg. Eritre sınırında birinci kolordudan bir siyah gömlekliler müfrezesi dün sa. ban Edaga Hamus İle Makale arasında, kı yol üzerinde Maî kuyularını işgal etmiştir İkinci kolordu ile yerli kolor. Dogu Afrikasına giden kuvvetler Napoli, 31 (A.A. — 3.300 siyah gömlekli dûn Viancamano gemisi ile doğu Afrikasına hareket etmişler ve limana akın eden halk tarafından selâm . lanmışlardır. General Traditi ile gönül. Kİ olarak giden iki oğlu da aynı vapurlı Afrikaya hareket etmişlerdir Siyah gömleklileri teftiş etmek uze. re gemiye çıkan veliahd, asker tarafın . dan coşkun gösterilerle karşılanmıştır. Ilabesistanda bir iç- kriz mi Imşhyor? Mogadisclo. 3 (A.A ı — Stefanı aan sı bildiriyor: İtalyan ordusu somali cep. hesine doğru ilerlerken. Gcrtogubi'yc kadar giden yolun yapılması bitirlmiş. tir. Ote taraftan, Asmara, Adigrat, Aksam. Agordat ve A dua ya mal taşımak. ia olan kervanlar. Tigre bölgesinde süel maksatlarla yapılan yollardan geçmek, tedir. Söylendiğine göre, Debarck aülale-sinin hükümete karşı bir durum takın . ması üzerine Habeşistan'da bir iç kriz baş göstermiştir Salai Debarck. habeş tahü üzerinde iddialarda bulunmakta . dır. Mahpus Prens Lig Yasau. Adisaba ba bölgesi içinde bulunan Radolfo'ya nakledilmiş ve daha sıkı bu- muhafaza altına alınmıştır. Dircdaua'dan bildiri' . diğine göre, habeşlerin çıkardıktan zorluktan dolayı çalışmak imkânın, bula . mıyan fransız gazetecileri Eritre veya aomatiyc gitmek iznini ut. mitlerdir. Bu gazetecilerin çoğu, şimdi de Ci -h-ıti've hareket etmişlerdir. metre kadar ilende kurmak üzeredirler. Bu tertibatui hedefi habeşlerin genel karargâhı olan Drssic'dir. Buraya kü. çuk müfreezler halinde boyuna habe kuvvetleri gitmektedir. Binlerce kadın ordunun arkacında pek iptidai mutfak takımlariyle yürümektedir. Habeş hükümeti, Musaalı dağı bölgesinde italyan kuvvetleriyle oymaklar arasında tık sık çarpışmalar olduğu ve Dana killerin bu dağın güneyinde bir . Çok noktalan italyanlardan geri aldıkln bildirilmektedir. Bir italyan erzak kolu muhafızlarına hücum edilmiş ve bunlara ağır kayıplar verdirilmiştir. haiyıınlar ünvmli hu kale aldılar. Roma, 31 (A.A) — Gazetelerin ha. ber verdiğine göre. italyan Somalisi . nin Deebats denilen yerli askerleri, çarşamba sabahı Skillavc kaleaini al -mışlardır. Bu işgal, italyanlara Skillavc bölgesinde hakimiyet vermekte o -lup Gorrahei yolu üzerindeki önemli bir engeli ortadan kaldırmış olmaktadır. Tahmin edildiğine göre bu bölge -deki italyan tazyiki artacak ve italyan, lar. harketleriniıı bundan sonraki gelişimi bakımından büyük bir önemi olan Gorrahei'ya doğru yürüyüşlerine daha faal bir şekilde devam edeceklerdir. dar ilerlemiştir. Musaali kuzayında yeni bir italyan hava üssü kurulmuştur Kamyonlar burada toplanmaktadır Bundan. Da nakil çölü hava üssünün A lagarrada kurulacağı anlaşılmaktadır Dansteiller 25 İlkteşrinde bir italyan karakoluna hücum etmişlerdir, italyanlardan 15 Ölü vardır. Habeş kıtaları birçok deve ele geçirmişlerdir. du tarafından işgal edilen bölgelerde fevkalâde komiserliğin emri üserine serbest bırakılan kölelerin sayısı tespit edilmiştir Bu adet 16 bine yükselmektedir italya emrine «ecen erliler Endiscio. 31 (A.A) — Birkaç gün. denben" sivil halk. kendi dileğiyle, İtal yan otoriterlerinin emrine geçmekti . dir. Bir kaç yüz yerli, yol yapılarında ve nakliyat kondoktörlüğünde çalışmak istemişler ve kendilerine bu hususta izin verilmiştir. talyan işgali, rekolte devresine aluşen A duadan haber verildiğine göre. I- tarım faaliyetine sekte vermemiştir, tutyan otoriteleri, yerli işçilerin tarım faaliyetini ihmal etmemeleri için ülke şeflerine emir vermektedirler B. Tekle Havarini ne iliyor'/ Adisabeba. 31 (A.A) — B. Tekele Havarıat, gazetecilere aşağıdaki sözle -n söylemiştir: « — furyan — habeş anlaşmazlığı, nın kotarılması için Fransa. İngiltere ve İtalya arasında şimdi görüşmeler ya pılmakta olduğu muhtemeldir. Pakat şunu soyliyeyim ki. Habeşistan italyan lar işgal ettikleri yerlerden çıkmadık . ça, yapılacak bütün teklifleri reddede. çektir. Eğer italyanlar, topraklarımız -dan çıkmarlaraa, sonuna kadar harfe edeceğiz. Habeşistan dünya haritasından sı - lİnmek İstemiyor. Ülkemize yapılan si lah ihracatına yapılan ambargon un kaldırılması ile yakında ttalyanınki ka. dar mo^"i bir harb malzemesine tahib olacağız. O zaman italyanların üzeri -miıde hiç bir üstünlüğü olmıyacaktır.* B. Musulini hittoriaya giderek Roma. 31 (A.A.) — B. Musolını nın buğday ekiminde hazır bulunmak ü'-r 3 - 11 de Littorıa'ya gitmesi muhte dir. Musolini'nin aynı zamanda yal.n. cı ülkelerden gelen ve şimdi Sabandai'. da kamp kurmuş olan İtalyan gönüllüle. rini teftiş edecektir. B. lAtral ve B. Aloisi Cenevre, 31 (A.A.) — İtalyan delegesi Baron Aloisi'nin B. Laval ile bera. ber salı sabahı Cenevre'ye geleceği, ulus lar sosyetesi sekreterliğine ve deregas . yon larma bildirilmiştir . Habeşîstunın yeni delegesi Cenevre, 31 (A.A.) — Habeş huku. metı. B. Belaten Guetta Volde Maryan Ayalen'in B. Tekele Havariate'tn yeri -ne Habeşistan'ı temsil edeceğini, uluslar sosyetesi sekreterliğine bildİrnvştir. Barış umııdları yeniden beliriyor Londra. 31 (A.A.) — Taymi» gazetesi baş yazısında diyor ki: "B. Laval'in. Musoliniyi bir uzlaş . maya ikna ederek Fransayı bu»uıku sı. kmtılı halinden kurtarmak için safret . tiğİ yorulmak bilmez gayretler, yakın d -bir netice verecek gibi goiükmemcktedir Çünkü şimdiye kadar, bükumetlenn mu. vaffakiyetli surette müdahale -debile . Habes kuvvetleri taarruzu hazrılaruyor Adiaababa, 31 (A.A ) — Havas ajan. sı aytanndan: İtalyanların Volkait bölgesi, Tigre bölgesi gibi dağlık ve an». İt olup. ha beşle re kolaylıkla gizlenmek imkânını vermektedir. Harar . Diredua yolunun güneyinde devamlı bir faaliyet gösteren habeş kuvvetlerinin yakında taarruza geçmeleri . ne ihtimal verilmektedir . Bİr italyan subayı esir edildi Adısababa, 31 (A.A.) — Ogaden ci. varında bir tanktan inerek kuyu başın, da su içmek istiyen bir italyan subayı esir edilmiş ve buraya getirilmiştir. Londra. 31 (A.A.) — 26 ilkteşrinde Londraya verilen fransız muhtıran hakkında Tavmis gazetesi, ilham edildiği zannedilen bir bent neşretmekte, dir. Bu, bende göre fransız muhtiraaı Akdcnizde bir fransız - ingiliz iş bir. ligi hakkında bir seri teklifler ihtiva etmektedir. Ve bu teklifler halen fran. sız ve ingiliz deniz eksperleri tarafın, dan incelenmektedir. . BİRLEŞİK DEVTETLEK DE: Amerikanın kontrolü Vaşington. 31 (A.A) — Beyaz ev tarafından neşredilen bir beyannamede B Ruzvelt amerîkalı ihracatçıları, hü. kümetın italya ve Habeşistana gide -cek malları dikkatle kontrol ettiğinden haberdar eylemiştir. Bildirimde şöyle denilmektedir: • Hükümet, anlaşmazlığa karışmış olmamaya azmetmiştir. Vc candan ar -suzu. i..nişin avdeti vc muhafazasıdır. Bununla beraber, harb m devamı müd . detince. amerikahlar, bu harbi uzata . bilecek maddeler vermek için. çekici ve men fa a t! i tecim fırsatları karşısm . da kalabilirler. Fakat ben zannetmiyorum ki amerikan ulusu, bu gibi maddeler satışlarını ziyadesiyle fazlalıktır . mak suretiyle muvakkat bir zaman için çoğaltılacak kâr istesin, vc nisbeten az baz amerikalılarno kazanacakları bu kar yüzünden harz meydanındaki sava. şın uzamasını arzu etsin.» Alakadarlar ve müdekkîkler, ulus -lar sosyetesinin ekonomik zecrî tedbirlerin tatbik tarihini tesbit için yapacağı toplantının arifesinde çıkarılan bu bıldiriğe büyük bir önem vermektedir -ler. B. Ruzveltin tildrriği. hükümetin harb edenlere yapılacak ihracatı ço . ğaltmamaya matuf siyasasını istek ve arzu ile tatbik etmek için icra edilen kuvvetli bir teşebbüs olarak tefsir edil. mektedir. Müdckkiklcrin düşüncesine göre, Amerika cumur başkanı, ancak bu gibi teşebbüslerin mu vaffakiy etsiz ligi üzerinedir ki, harb edenlere yapılacak ham maddeler ihracatına kanunî am -bargo koyacaktır. İM-İIIKUEİİ.;: İngiltercde seçim mücadelesi başladı Londra, 31 (A.A) — Seçim n.uca . delen bağlamıştır. İki esaslı kuvvet karşılaşmcktadK: Muhafazakâr blok ile İşçiler. Mücadele, en fa.la silahlanma, c . konomik vc siyasal meseleler üzerinde yapılacaktır. Hükümet, ile arı-. par . tisi birbirincc.uk uygun vc ulular sosyetesine istinad eden bir kıyasa tav sı . ye etmektedirler. Silahlanma, mücadelenin en es slı noktalarından birim teşkil edecektir. Hükümet, ülkenin taahhudlermi yeri. ne getirmesi için. korunma vasıtalarr -nın yenileştirilmesini istemektedir. Bu na karsı isçiler kolicktıf güvenliğin saldırgana karşı bir koalisyon yaparak tehlikeleri azaltmak mumkun olduğu -nu iddia etmektedirler. Mücadele teknik atanda devam etmektedir. Hükü . met. mevcud filonun çıkması muhtemel tehlikelere karşı gelmek kuvvetinde olmadığını söylemekte ve sosyalist dc. niz otoriteleri, bunun aksini isbat et . enektedirler. Sosyal alanda işçiler hükümetin başardığı işleri incelemektedirler. Bu tenkidlere cevap olarak, hükümet, iş -sizlik istatistiklerini neşretmekledir . İteniz konulmaları başlıyor Londra, 31 (A.A.) — Fransız ve ingiliz deniz eksperleri, dun konuşmalar; yapmışlardır. Resmığ çcvcnlcrdc aöy!m-dıgınc gore. bu konuşmaların gîrli kaL ması gerekmektedir Aynı çeveniere gd re şimdiye kadar neşredilen çözeierden ötürü hoşnudsualuklarmı bildırm İtte dir. ler. I)iin\tntm tm ımh.olt n«fn—" Londra. 31 (A.A.) — Dünyanın en pahalı posta pulu dün Brarmer.Ruke kurumu tarafından satılığa çrkarıhrrş. tır Bu pul, bir centlik o'ap ingiliz güyanasma aiddır Me*ad. 7.500 sterfing lirasına kadar çıkmıştır Fakat pulun sahibi B. Hind. pulu Pariste aynı fiata satın almış olduğırml.ın Brarmer mü. esseseni. bu fiatr kabul etmemiştir. İTALAYA'DA: Homada ingilhdere karsı gösteriler Roma. 31 (A.A.) — Bu akşam bu. rada yeniden ingilizlere karşı barı gösteriler olmuştur, üniversiteliler sokak, lan dolaşarak ingilizce yazılar 9t ingiliz malları araştırmışlar re nihayet ingiliz mamuîStı «atan bit kahveye giderek camckânlardan ingiliz mamuîâtı. nın indirilmesini istemişlerdir. Univer. sıtelilre ile kahve müstahdemleri arasında şiddetli münakaşalar olmuş fakat sonunda ingiliz mamulltı camc kin) ardan kaldırılmıştır ' YUNANİSTAM'IM: Kındın hakları Atına, il (A.A.) — B. Kondılis, ıralın. esas teşkilât kanununun kendisine verdiği bütün hakları ve bu ara. da ulusal meclisin dağıtılması hakkını kullanması pek tabiî olduğunu söyle 4 mistir. FRANSA'DA Sovyet - Fransız anlaşmasının tasdiki Paris, 31 (AA.) — Övr gazetesinin Öğrendiğine göre. dün B. Laval ile Sov. yet Rusya büyük elçisi arasındaki ko. nuşma sırasınad fransız - sovyet an . laşmaının fransız parlamentosu Uraftadan tasdiki tarihi dr mevzuu bahsol . muştur . Paris. 31 (A.A.) — 2 . 5 . 1935 ta . rihli fransız . sovyet anlaşmalarının tasdiki layihasına bir tadil verilmiş - tir. Bu tadile goıe layihanın tasdiki için uzlaşma yoluyla hal suıciini göz Önün de bulunduran bir hüküm ilavc.*4 şart koşulmaktadır. italyan resmî bildiriği ULUS 2 SONTEŞRIIN L935 Cİ MA RTESİ Son haberler 2. ci sayîf a da ON ALTINCI YIL. No: Adımız, andımızdır Her yerde 5 kun Kamutay beşinci devre çalışmalarına dün başladı Açış Söylevi — Büyük milletin yüce vekHIeri, — Kamutayın Besinci devresini = «çarken sizlere derin saygılarımı — sunarım. (Alkışlar) = Kamutay, arsıulusal durumun 59 çok önemli bir zamanında çalış-= maya başlıyor. = Hadiseler, Turk Milletine, İki = ehemmiyetli düsturu yeniden ha-p tırlatıyor: = Yurdumuzu ve haklarımızı mii-= dafaa edecek kuvvette olmak.. S Sulhu koruyacak arsıulusal calisin ma birliğine ' ıem vermek.. = Sulhun bo '. lmuş olmasından a izdirap duym t ıak mümkün değil-= dir. Her halde, bugünkü, ağır ıh == tilafların ortadan kalkması, me-^ deniğ insanlığın başlıca dileği ol-= malıdır. (Alkışlar) = Bizim sulh ülküsüne ne kadar j= bağlı olduğumuzu, bu ülkünün gü-^ venlik altına alınmasındaki dile-= ğimizin ne kadar esaslı bulundu = ğunu izaha lüzum gÖrmiyorum. S Bu hususta çalışan Uluslar So-= sİyeiesinin, tecrübelerden istifade = ederek prensiplerini tekâmül et-= tirmesi ve sulhu koruma kudreti-= ni artırması samimiğ arzumuz-5 dur. (Alkışlar) = bayın arkadaşlar! = İç idare teşkilatımızı, yurdun = dogu bölgelerinden başlıyarak ge-== niş.etmek ihtiyacını duymaktayız. = Yeniden iki genel ispektörlük == »e yeniden ¦ bazı vilayetlerin ku-~ rulması da lüzumlu görülmekte-{= dir. Bu arada Dersim bölgesinde == esaslı bir ıslahat programının tat-H biki de düşünülmüştür. = Vilayetlerimizin devamlı t . 11 = fini ve müşterek işlerinin bir el-B den takibini kollayan genel ispek-EE törlerden çok faydalar bekliyo =z nız. =£ Doğu vilayetlerimizin bellibaş-= h ihtiyacı, orta ve batı illerimize = demir yollarla bağlanmaktır. Şar-= ka ilerliyen iki ana demir yolu-ŞE nun hızla bitirilmesini ve bunları = birbirine bağlıyacak yollar örü-= güne şimdiden başlanmasını lü-= zumlu görüyoruz. = Iran • Türkiye transit yolunun = teşkilatlanması Özenle bitirilmeli--- dir. = Liman ve sulama işlerinde ace-= le yapılacak şeyler vardır. Sağlık = savaşı da yeni icaplara göre ge-== nislctilmek zaruretindedir. Ellili Saydığım bütün bu işleri, Hükümetin kesin bir program içinde gütmesini bekliyebiliriz. Üzerinde önemle durmak istediğim bir ciheti de bildirmeliyim. Türk ülkesi içinde köylere va-rıncıya kadar küçük büyük bütün şehirlerimizin birer genlik ve bayındırlık göreyi olması önde tuttuğumuz amaçlardandır. Türke ev bark olan her yer sağlığın, temizliğin, güzelliğin, modern kültürün örneği olacaktır. (Alkışlar) Devlet kurumları yanında, doğrudan doğruya bu işlerle ilgin o-lan urayların bu görüş ve düşünüşle çalışmalarına' istiyorum. Urbayların devlet merkezinde topIanı?ı bu işin sonucu değil başlangıcıdır Bayanlar, Baylar; Endüstri programımız, nomal gidişindedir. Bununla beraber yurdun endüstrileşmesine daha çok hız verilmesi ve, yakın bir çağda, yeni bir ikinci programa başlanması lüzumuna dikkatinizi uyandırmak isterim. Mağden işleri yeni bir açılma devresindedir. Mağden mühendislerimizi, ihtiyaca yeter sayı ve de^rde yetiştirmeyi önemek gerektir. Kömür havzasının rasiyonel işlemesi için tedbirler almak ta lâ zımdır. (Alkışlar) Bir de arkadaşlar; köylümüzün genlik düzeyinin yükselmesi tedbirlerine daha geniş ölçüde özenle devam edeceğiz. (Alkışlar) Aydın Saylavlar; Kültür kınavımızı, yeni ve modern esaslara göre, teşkilatlandırmaya durmadan devam ediyoruz. Türk tarih ve dil çalışmaları, büyük inanla beklenilen ışıklı verimlerini şimdiden göstermektedir. Ulusal musikimizi modern teknik içinde yükseltme çalışmalarına, bu yıl daha çok emek verilecektir. U'nsal kültür için pek lüzumlu olduğu gibi, arsıulusal ilgiler bakımından da yüksek değeri belli olan radio işine Önem vermeniz çok yerinde olur. Sayın arkadaşlar; Maliyede, geçen yıl, cesaretle aldığınız tedbirlerin, ne kadar yerinde olduğu sabit olmuştur. Tuz ve şeker fiatlarının düşürülmesi, = halkı hoşnut etmiş ve yoğaltımı == artırmıştır. = Bu yıl, başka konularda da, bu = yönden tedbirler alacaksınız. Sa- = yım vergisinde vt bina kıymetli- - 5= rinde indirim faydalı olacaktır. = Erazi ve yapı yergilerinin hususiğ = idarelere d,,vri iı-»,:ı! ıslahattan = sayılacaktır. Vergi indirimlerini Hazinenin = karşılayabilmesi, ülke ekonomi = kudretinin yüksekliğine değerli = bir belgedir. (Alkışlar) Ekonomik teşkilat, teknik te- = meller üzerine yerleşerek yüksel- == dikçe yurdun verimi çok daha zi- yade olacaktır. Ancak bütün öze- = nimizi vererek Vatanın teşkilât - = lanması hızını artırmak gerektir. = Arsıulusal siyasanın gidişi ulu- = sal korum araçlarını artırmaya da = lüzum göstı-ımektediı. Bunun ma- liğ çarelorn dikkati ve isabet!! = bir surette araştırmanızı dileri' =¦ Tayyare filolarımızı vücuda ^ getirmek için büyük milletimizin = yüce ilgisini heyecanla anmak == borcumdur. (Alkışlar) = Son arsıulusal hadscleı, türk = milleti için kudretli bir ha^a ordu — sunun, hayatiğ önemde tut ılması- = na bir daha hak verdirdi Çok e — rnekle kurduğumuz, canmıi'la ko- = rumaya andiçdiğimiz kutsal yur- î= dun, havadan saldırışlara karşı — güvenlik altında bulunması de- H mek, bize saldıracakların, kendi = yurtlarında bizim de aynı zarar == lan yapabileceğimize güvenimiz Ş demektir (Sürekli ve devamlı al = kışlar) Bu güveni, hergün, artıra = cak araç b-'l-^ta. hüvî;l' Tür' = lusunun, ne pöksel bir duyeuyu == kalbinde taşıdığını, her ferdinin = vatan için tutuşan gözlerinde o- = kumaktayız. (Alkımlar). Havacılarımız, bütün ordu ve = donanmamız gibi, vatanı koruma- = ya anık kahramanlardır. CAlkış- == lar). Büyük millet, bu soyak ev- = lâtlarile kendini mutlu sayabilir. ~ Sevgili arkadaşlarım! İşlerimiz çoktur, geniştir, ö- = nemlidir. Fakat başarılacağına = sarsılmaz güvenim vardır. Çün = kü. Kamutay vatan severliğin Ş çalışkanlığın, tedbirde isabetin i- == deal Örneğidir. Kamutay, yurdun = korunması, onun bayındırlığı için =j en yüksek ulusal ilham ve kudret =Ş kaynağıdır. (Sürekli al!;ışlar). S İT "Ulus,, un Dil Yazılan IV İLLET - ULUS Her iki söz, ana kaynakları araştırılınca türk kökünden çıkıyor MİLLET Kelimeyi etimolojik koyalım: şeklim O) im (3) il (1) "im": Köktür, burada kuvvet, hayat, hareket, işaret, hedef, iş... v s. anlamlarındadır. (2) "il": Kelimenin orijinin -de "iğ" dir; 'T (3) teki 'V dır, uzatma vazifesi görmek üzere "İ ği" de (ği) yerini tutmuştur. Türk sözlerinde aynı cinsten iki konson yanyana gelmez; birincisi daima uzatma için ikincisinin tekrarıdır. O halde: (1) kök olan "im" ile (2) ek olan "iğ" birleşince "imiğ,, olur; bu, "emek" sözüdür; kuvvet sarfetmek, yaşamak, hareket etmek, bir şey işaret etmek, bir hedefe gitmek, iş görmek, yorul -mak, zahmet çekmek demek olur. (3) "ti" Büyük, çok, s»ayı;. şahsi, şümul gösterir; demek ki, "im ı iğ + il = imiğil" sözü, büyüklük, çokluk, şümul içinde ya -şamak, hareket etmek, çalışmak, bir hedefe gitmek olur. (4) "et" : Çok kuvvetli yapıcılık, yaptırıcılık, hakimiyet, sa -hiplik anlamlarını gösterir. Görülüyor ki, son ek (4) ge -linciye kadar, kelime, "imiğil" umumiğ ve gayri muayyen bir manada iken, "et" ona muayyen varlık verdi, müşterek yaşayan, çalışan bir hedefe eiden sahip belli oldu: MİLLET. [•] Kelimenin: "im -f- iğ + i/ 4-et" etimolojik şekilden, son '*mi/ -let„ morfolojik ve fonetik şekle geçişi burada çok basit oldu: "im" köküne birden ziyade ekler gelince, kökün baştaki vokali düşlU; kök ve ekler kaynaşınca, fonetik icap hakim oldu, "miğilet" söyle -nişindeki ahengi beğenmedi, "mi -f- ği f let" şeklinin ortasındaki "ğı ' uzatımı yerine, öndeki "i" yi tekrarlamayı daha ahenkli buldu. Anlaşılan manasiyle, "Millet,, sözü, tam modern ve ilimiğ izahla -ra uygun "Sociefe' Humaine,, de -mek olur. LLUS Kelimenin etimoloji şekline bakalım : (i) '"fi (2) ut (3) "fi (4) - us" [ | Bu türk kelimesi arapçada (dîn) ve (şeriat) anlamına alınarak kullanıl, mistir. (1) "tığ": Köktür; burada büyüklük, yükseklik, çokluk, genişlik mefhumlarını gösterir. (2) "ul": şümul ve gayri şahsilik anlatır. "Uğ ul uğul" umumiğ olarak büyüklüğü, çokluğu, genişliği gösterir ve yayılmış, şümul almış demek olur. Burada, kök ile ekin kaynaşması neticesi olarak, morfoloji ve fonetiğin yaptığı şekli alalım: "ul" (il, el şekilleri malûmdur.) [*] (3) "uğ": Ek olarak (. nin rolü kelimenin manasını sa -hiplendirerek tesbit ve ifade et -mektir. (k, gibi). O halde: uluğ ¦ (burada da "ğ" vazifesinin vokali olan "u" nun uzatılmasına bira -kıyor). Ulu = büyük, yüksek, çok, veya böyle olan demektir. (4) "ut": (. + * eki, herhangi bir süje veya objenin oldukça geniş bir sahada bulunduğunu veya o sahayı kapladığını gösterir; f?. Çt c, z) de böyledir. Demek oluyor, "ulu -f ut = ulus,,: bir çokluğun kendi muhi -tini taştığı zaman aldığı anlam -dır. Onun içindir ki, "ulus" sözü, umumiğ olarak, meselâ bir ailenin çoğalarak vücude getirdiği bir kabite'ye, onun daha büyüğü olan bir aşiret'e, bir kavme, herhangi bir cemaata, bir taifeye, birkaç kabileyi toplıyan bir daireye dandiği gibi bir ümmete de denebilir. Vasi kabile ittihadı, millet ve devlet anlamları da "ulus" sözüı.İn çerçevesi içindedir. [*] Aşiret, belde, halk. kabile, ka. vim. memleket anlamlarının ifadesi olmuş. Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik III üncü Anket ve asıl kökleri nelerdir? Bu kelimeler nasıl tesek! il / — Ağız 2 — H tığız a — Gırtluh 4 — Dil 5 — Oiç (t — Dutluk 7 — Alm 8 — Güz 9 — Hur un 10 — Kulak I) Yukardaki kelimelerin ilk II) IH) IV) etmişlerdir? Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin herbiri -nin mana ve farkları bakı -mından rolleri ne olmuştur? Bu araştırma neticesinde : A - Türk dili kökleri ve, B - Türk dili ekleri, ve, C - Türk silerinin t*"kkü-Ssyifayı çeviriniz SAYIFm -t Uf. us 2 SON ı r.o,:!N 1935 cüm -1 t.-»I Atatürkle devlet reisleri arasında Cumuriyet bayramı dolayısiyle verişilen telgraflar Cumuriyetimizin 12 inci yıldönümü dolay isiyle gelen kutlama telgrailariylc bunlara Atatürk tarafından verilen ce . vablar aşağıdadır : AlmıuiMidtuı: Cmlf Atatürk. Cııılı Balkanı. Ankara Türk ulusal bayramı münasebetiyle, ekselanslarına samîmi tebriklerimi arz vı şahsi saadetleriyle türk ulusunun re. fahı için olan en eyi temennilerimi tek. rar ederim. Alman Rayh ŞansÖliycsi Adolf Hitler Ekselans B Adolf Hitler alman rayh Şansölyesi Cumurıyetin yıldönümü münasebe. tiyle izhar buyurdukları samimi irmen, nilerden dolayı ekselanslarına hararetle teşekkür ve şahsî saadetleriyle alman ulusunun refahı için olan en eyi temennilerimin kabul buyurulmasını rica cdı. rim Kamil Atatürk tmvrikıulan: Kamal Atatürk, Cumur Başkanı. Ankara I urksye cumurıyetınin ilanının yıl. dönümüne müsadif olan bugünde Zatı devletlerine samimî tebriklerimi vr turl: milletinin mütemadi refahı hakkındaki temennileri ni arzetmckle büyük bir kıvanç duyuyorum. Franklin Roosevclt Ekselans B. Franklin Roosevelt Amerika Cumur Başkanı Cumurıyetin yıldönümü munas-. brti. Ic /atı devletlerinin bana göndermek lüt. fünde bulunmuş oldukları telgrafname. den fevkalâde mütehassis olduğum ha«. de en hararetli teşekkürlerimi arz ve şahsi saadetuıizile amerikan milletinin mütezayıt bir refaha nailiyeti hak' • ki en samimi temennilerimi kabul et -menizi rica ederim. Kamâl Atatürk (Sonu 4. üncü şayiada) komplo teşebbüsünün yankıları Korhitımltı: Koçhisar. 29 (A.A.) — Milletin ve memleketin gözbebeği olan büyük Ön. derimiz Atatürk» karşı tertito edilen çok kötü ve iğrenç suikast teşebbüsü bütün Koçhisar muhitinde büyük bir teessür uyandırmıştır. Bugün kaza merkezinde toplanan on binlerce halk A. tatürk'e kaışı bağlılıklarını bu vesile ile de tekrar ve teyit ermişlerdir. Hain suikastçileri telin ile millet ve mem. leket uğrunda ber fedakarlığa hazır bulunduklarını ve ebedî şükran ve minnetlerinin ve engm bağlılıklarının A. tatürk'e ulaştırılmasını kurumumuzdan dilediklerini ve öz yürekten gelen derin saygılarımızın kabulünü dilerim. Hava kuruma başkanı A. Doğruer liııh'ııhı: Bâlâ. 29 (A.A.) — Türk ulusunun ve cumuriyetinin atası olan eşsiz şahımıza karşı bazı alçaklar tarafından yapılmak istenilen çok hainane teşebbü. sü lanet ve nefretle karşılayan halkı, mız bu vesile ile ulu atasına içten bağ. lılığını birkez daha göstermiş ve uğru. nuzda her zaman Ölmeye hazır bulun, duğuna and içtiğini arzeyler, uzun ö-mürler dileriz. C. H. P. başkanı ve şarbay F. Kuyrukçu Torlumdu: Trabzon. 29 (A.A.) — Yüce şahsınıza karşı mayası bozuk olanların krymak istediğini duyduk, İlçemizin toplanan halkı derin teessürler içinde bu hainle, re lanet okuyarak ve uzun müddet başımızdan ayrılmamanızı tanrıdan dile. rîı. Oye A. özlet Hnymmıcta: Bayramiç. 29 (A.A.) — Başımızda varlığınız, sağlığınızı kalbimizle diler, ken sana uzanmak istiyen hain ellerin ve fena kalplerin yapacağı kötülüğü duyarak hep kederlendik, İlçemiz hal. kı bugün coşkunlukla toplanarak bun. lan lanetle anıp. yok etmeye and içti. Varol, sağ ol ulu önderimiz. Şarbay Ahmet Baydar. C. H. P. başkam Niyazi özer (hnumrıkrl/ı: Osmancık. 29 (A.A.) — Çok kıymetli şahsınıza yabancı eller tarafından yapılması tasavvur edilen alçakça suı. kasti osmancıklılar nefretle karşılar, aziz şahsınıza derin bağlılığını yüksek eşiğinize sonar. C. H P başkanı A Güney, öğret, menler adına R Öke. şarbay M Şahin. (Sonu 6 cı say ilada) DIŞ HABERLER SON DAKİKA Cephelerdeki son durum Londra, 1 (A.A.) — "Royter,. harlı cephesinin hiç bir bölgesinde bugün ka-toliklerüı Ölüler günü olması dolayısiy. le önerriİİ hiç bir hareket olmamıştır. Bu. nunla beraber italyanların ileri yürüyüş hazırlıkları hafiflemiş değildir. İtalyan hava kuvvetleri île italyan hizmetinde bulunan yerlilerin keşif hareketleri faa. liy-tle devam etmekedir. Ogadcn'in büyük bir kısmında son günlerde süel hareketleri hemen hemen durduran çok şiddetli yağmurlar dinmiş-tir. Ve Adisababadan gelen telgraflarda bu bölgede italyan taarruzunun her an beklendiğini bildirmektedir. İtalyan uçaklarının Dolo ve Şibeli'dcki habş Ha*, lan üzerindeki uçuşları artmıştır Güney orduları kumandanı Ras Destanın nere. de olduğu kesin olarak bilinmiyorsa da Şİbeli yakınlarında bulunduğu ve ital . yanların Dolo'ya dayanan sol cenahla -rını tehdide çalıştığı sanılıyor. Ras Des. tanın büyük kuvvetleri dalyanlarla te -masa gelmemiş ise de Şibeli yakmlarm. da birçok müsademeler olmakadır. Ha. »' ¦ -. ¦ — ı ı — lü hakkında bir kaide çı karmak mümkün müdür? Ytıkardaki üçüncü dil anketi -mız* okurlarımızın verecekleri ce-' ' " 'ırt, gazetemiz yazı işleri di -' '' düğüne göndermelerini rica Şimdiye kadar aldığımız •"iblan aırasiyle koyduğumu: 1 i,,!, t, böyle de koyacağız. beşlcruı Ualual'da 3500 ölü verdikleri haberi babeş hükümetince resme, tek . zib olunmaktadır. Diğer taraftan bugün Makalle'nin italyanlar tarafından işgal edildiği hakkında Eritre'de dolaşan yayıntılar teeyyüt ememişir. I - ni. hu m ftudiyeti Roma. 1 (A.A) — (Tebliğ) — He -nüz işgal edilmemiş olan bölgelerin jetleri ve eşrafı italyan süel memurlarına müracaata devam etmektedirler. Somali cephesinde, bütün bölgeler . de muhîm bir devriye faaliyeti kaydedilmiştir. Uçaklar daima olduğu gibi büyük bir faaliyet göstermişlerdir. tılıta kurlumla kuç anker öldü Adisababa. 1 (A.A) — Adua etrafındaki savaşlar sırasında, italyanların harb hatuna üç frrka gönderdikleri kaydediliyor. Bu harbta zayiat hakkın, da evelce italyanların ölü ve yaralı olarak 12 bin ve habeşlerin 17 bin zayiat verdiklerini bildiren haberler bu -radaki salahiyettar mehafilde asılsız ve çok mübalağalı telakki edilmekte ve fakat her halde her iki tarafın zayiatı da mühim olduğu bildirilmektedir. Hir italyan uçağı Adisababa, 1 (A.A) — Cenup cep. besi kumandanı Ras Desta ayın 29 un. da Dolo yakınında bir italyan uçağının düşürüldüğünü telgrafla bildirmiştir. B. Baldvin İngilterenin barışı koruyacağını söylüyor Londra, 1 (A.A) — Babakan B Baldvin dün, 1810 yılında kurulmuş o-lan arsıulusal barış sosyetesinin bir toplantısında büyük bir söylev vermiş ve Guildhal'da yapılan bu toplantı, baş bakanın ingiliz hükümeti prensiplerim anlatması için bir fırsat vermiştir . ingiliz başbakanı demiştir ki: « — Uluslar arasında çıkan anlaş -mazlıklar ya kuvvetle, yahut da hak ve adalete dayanan konulmalarla hallcdi -lir. Bizim için bahse mevzu olan, barış veya harbtan birisinin tercihini itmek hiç de güç bir şey değildir. Fakat güç olan. tercih edilen bu yolu takip etmektir. Bir barış vardır ki. bu, başkaları -nın arasındaki anlaşmazlıklardan gözünü çevirerek elde edilir, ki bunun ismi (muhteşem infirat) tır. Fakat ben bu. na (hodbin infirad) demeyi tercih ediyorum. Evet. niçin, başkalariylc işbirliği yapmaktan ise tek başına kalmak daha iyi görülsün. O halde, parlak bir kollektif siyasadan bahsolunabilir. Fakat bizim kendi menfaatlerimiz, bize böyle parlak bir siyasayı takip etme -meyi emretmektedir. Dünya üzerinde hiç bir memleket yoktur ki bizim kadar barışa muhtaç olsun. Fakat barışı arzu etmek kâfi değildir. Bazan barışı kuv. vetle de muhafaza etmek lüzumu hasıl olabilir. Uluslar cosyetesi, arsıulusal barış anlaşmalarını kırmaya kalkışan bir büyük devlete karşı bir hareket tasarladığı zaman, bunu fena go.enler vardır. Fakat, her yaşaman mahluk gi bi, Cenevre kurumunun da gelişmesi ve istihale etmesi lazımdır yalnız bu değişiklikler, içten gelmeli ve gene sosyetenin bünyesi içinde yapılmalı . dır. Sor Hor, Cenevjede'-i söylevinde, bugünkü dünya durumunun uluslara kendi haklan olan imkânları vermeyi imkânsız kıldığını tanımıştı. Sör Hor, bu söylevinde, aynı zamanda barış lü. zumundan, bütün memleketlere ham maddelere doğru yol verilmesi lüzu -mundan ve bu suretle bütün mcmlc -ketlerin ekonomik gelişmeleri ile er -kinliklerinin sağlam temellere daya -tılması lüzumundan bahsetmişti. Bu sözler, gelişi güzel söylenmiş sözler değildir. Bunların bizim için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz ve bundan da korkmuyoruz. Biz, barış yolu ile uluslar sosyetesi . nın eçxçevesi içinde hal suretleri bulma, ya gayrette devam edeceğiz. Elli ulus arasında bir uzlaşma temin et çok kolay sananlar vardrr. Halbuki bu, oçk guç bir iştir. Eski dostluklar ve eski ilgiler buğu büyük bir sınaç getirmektedir. Fak;-ben bu eski dostlukların tehlıkey şeceklerini zannetmiyorum. Fransada U. oçk gürültüler yapan ve bu m es bizimle aynı fikirde bulunmryan bazı unsurlar vardır. Fakat her iki h"'-jmet de dayanışma halindedirler ve uluslar sosyetesinin sadık üyeleri bulunuyorlar. Asıl lâzım olan da budur. ltaly. üe uluslar sosyetesi arası-da-ki anlaşmazlık çok ciddidir. Fakat her. halde bizim İtalya'ya karşı olan dostlu-ğumu/uan d.ha ciddi değildir. Biz, İtal ya'ya karşı hibçir fena his beklemediği . mı/ı ispata çok çalıştık. Eğer uluslar sosyetesine karşı olan ödevler; -: yapıyorsak, eski dostluklarımızı da ay.» zamanda muhafaza etmeyi arzu etmek, teyiz. Sizlere hükümetin bütün dünya üzerinde genel ve devamlı bir barış kur . mak niyetinde olduğunu »öyledîm. Bun. dan dolayı, eğer hükümet silâhlannt İyi bir hale getirmek İstiyorsa bunu fena anlamayınız. Büyük bir silâhlan—ı yansına girmiyeceğimize size söz veririm Biz, barışı temin etmek zoru karşı unda bulunuyoruz. Bu kolay bir iş değildir. Fakat, bu İsi üzerimize al'vnruz. Ual - Ual yakınır d" çetin çarpışmalar o uyor. italyanlar durmadan rephesindek Asmara. 31 (A.A.) — Tigrc cephesindeki Hava saytan bildiriyor: Vcni italyan ilerleyişini hazırlamak üzere levazım servisleri, yollar vasıta-siyle 56 ve tren vasıtasiyle 40 bin ton mal vr erzak taşımışlardır. Çukurlara düşmüş veya bozulmuş olan 132 kam. yon tamir edilerek veniden kullanılma, ğa başlanmıştır. Hergün 120 kental buz imaline elverişli tertibat alınmış ve 6 ton et alabilecek büyüklükle frigerifrk arabalar yapılmıştır I al ual yakınında çetin çarpışmalar Adısaöaba, 31 (A.A.) — Havas ay. tarının özel bir kaynaktan haber aldı. gına göre. son günlerde Ogaden cephesinin bazı noktalarında, ve bilhassa ha. beş kuvvetlerinin başar ısız lakla sonuçlanan hücumlarına maruz kalan Ualual civarında şiddetli çarpışmalar olmuştur. Habeş orduları komutanı Abd Ke-mach Dadiazl'in Öldüğü ve habeşlerin 3500 yaralı ve ölü verdikken söylenmek, tedir. İşaret edildiğine göre, habeşler istihkâmlarına sağlam bir şekilde yerleş, miş olan italyanlarla büyük bir kahramanlık ve fedakârlıkla çarpışmışlardır. Musaalidağı kimde? Adisababa. 1 (A.A.) — Hükümet ta. rafından yapılan biı bildirice göre Mu. saali dağının güneyinde toplanmış olan italyan kuvvetleri, Danka!? çölünde bir hava üssü ile erzak ve levazım depolan kurmak üzere kuzaya doğru ilerlemeğe başlamışlardır. Bildıriğ, Assa imara oymağından küçük krtalann bilhassa geceleyin italyanları bizar ettiğini haber vermekte, dir. Dankılsler, 25 ilkteşrınde bir leva. zım koluna hücum edeıek İS îtalyanı öldürmüş ve 25 deve almışlardır. Assamıare oymağı. Asla bölgesinde, ki bütün kuyuları zebirlemişlerdir. Habeş bıldiriğinın ilâve ettiı'ıne göre Musaali dağının tepesindeki italyan bayıağı kaldırılmış olduğundan itaL yanların bu dağdan çekildikleri tahmin edilmektedir. Havas aytan, Musaali bölgesindeki italyan kuvvetlerinin dununu hakkında bazı izahat vermektedir. Batıdaki bir italyan kolu Alalouer-raya doğru ilerlcnnktcdir. Uçaklar tarafından uşe edilen bu koL civar ku-yuların habeşler taralından zehirlen, meşinden Ötürü, çok büyük zorluklar, la ilerlemektedir. Doğuda' i itrlyan kuv. vatlcri bir sağlık servisinin kurulmuş olduğu Df!dam ile münakaleyi temin Japonlar Çin başbakanını vurdular Şanghay. 1 (A.A.) — Naııkin Kuo. min'.r'g. .m açılış töreni yapıldığı bit sırada başbakan B. Ouang- Thing-Outi bir suikasta kurban olmuştur. Göç. tüne bir talıanra kurşunu îrahft eder b-ışb-îVanm sıhhati tehlikededir. Bir japon gazetecisi olan ve yaralan, dığı söylenen mütecaviz, kaçmağa mu. vaffak olmuştur. Nankin'de örfî idare ilân edîlm*-':r Huluaristan ve zecri tedbirler Sofya. I (A.A.) — D. N. B. Ajansı aytanmn bulgar diplomatik çeverVriıu den öğrendiğine göre, Bulgaristan, zecri tedbirler meselesinde durumunu tesbit etmiştir. Bulgaristan, zecri tedbirleri tatbik edecektir. Fakat şimdiye kadar bu hu. susta resmi bir bildiriğ neşre di" nemiş-tir Gene aynı çevenlcrden öğrenildiğine göre. Bulgaristan İngiltere'nin tesiri al. tında bu suretle harekete karar ver-ıiş ve buna karşı bazı ekonomik tavizler atmıştır. yol yapıyor - Somali i hadiseler edecek bir yolun yapılmasına çalışılmaktadır. Somali ceplutfinde durum Cibuti, 1 (A.A) — Havas ajansı ay. tanndan: Somali cephesinin kuzay - batısın -da italyan (Dubata) kuvvetleri, taar . ruza geçmeğe hazırlanan habeş kuvvetlerine hücum etmişlerdir. II Ölü veren habeşler. bir çok da hayvan bırakarak kaçmışlardır. İtalyanlardan üç ölü ve iki yaralı vardır. İtalyan yerli askerleri ile ingiliz (Camel - Corps) askerleri arasında çık tığı haber verilen bir hadise de yalan. lanmaktaÜK. Bu hadisenin italyan Dou bat s neferleri ile Somalilanddan vr O-gadene giden bir göçmen oymağından habeşler arasında çıktığı bildirilmektedir. italyan casusları Harrar. 1 (A.A) — Casusluk yap -mak üzere Gorahaiye gelen oymak re. islerinden Ahmed Ması ve diğer 12 Somalili Adisababaya gönderilmiştir. Ölen ilulyan askerleri Roma, 1 (A.A.) — Resmen bildirıl . dtginc göre, ilkteşrin içindeki m usa d c . melerde bir italyan subayı ve dört asker ölmüş ve hastalık yüzünden gene biı sııbay ve 27 assuboy ve asker ölmüştür. Fransız - ingiliz konuş -maları başladı Cenevre, 1 (A.A) — Fransız — ingiliz konuşmaları bu sabah B. Laval ile BB. Hor ve Eden arasındaki bir görüşme ile başlamıştır. Bu görüşmede mevzuu baha olan mesele, Panste sen günlerde yapılan konuşmalar ile gınel olarak zecri tedbirler meselen ruık.cında iki devletin durum ata . cakları bir bildiricin metnidir. Süy. leruliğinc göre, bu bildiriğde Fran -sa ile İngiltere arasında paktın 16 inci maddesinin tatbiki hakkında te. ati edilen notaların sonuçları mevzuu bahsolacak ve bu suretle italyan — habeş anlaşmazlığından da ileri gidecek müşterek siyasanın esasını teşkil ede -çektir. Ya Sir Hor yahut B. Laval bu durumu anlatmak için zecrî tedbirler konferansının genel toplantılarından bîrinde süz alacaktır. Konferansın ekonomik ve (inansa) komitcrclcıi bu sabah bilhassa kliring işleri ile meşgul olmuşlardır. Konuşmalar iyi sonuç vermiş Cenevre, 1 (A.A) — İyi havadis a-lan biı kaynaktan öğrenildiğine göre, ingiliz bakanları ile B. Laval arasın . da bu sabahki konuşmalar iyi bir sonuç vermiştir. Her iki taraf arasında, kararlaştırılan zecrî tedbirlerin tatbiki için yarınki zecrî tedbirler konferansına yakın bir tarih konması noktası Ü -zerinr'e uz.aşma olmuştur. Bu fırsatla ya Sir Hor yahut B. Laval söz alacak ve konuşmaları açarak herhangi bir e. sas olmadıkını bildirecektir. Ayrıca söz söyliyecek olan bulunur ve müsbet teklifler olursa yeniden Cenevre de top l.ınılacağı bildirilecektir. İtalyan delegelerine tekliflerde bu. lunulacağı ingiliz çevenlerince yalan . lanmaktadır. Bugün öğleden sonra gelecek olan B. Aloisi durumdan haber, dar edilecektir. Sanıldığma göre zecrî tedbirler konferansı yarın akşamdan itibaren yeniden talik olunacaktır. B. I m ni izahat verecek Cenevre. 1 (A.A) — İMİ yan — habeş ihtilafının halli için yapılmakta o. lan ingiliz — fransız müzakereleri hak. kında B Lavalin zecri tedbirler komitesinde izahat vermesi kararlaştırılmış, tır. ULUS :î sonteşrin. 1*».î5 pazar Son haberler 2. ci sayıfada ON ALTINCI YIL. No: 5127 ¦viıp.ıı/. andımızdır Her yerde 5 kuru- Ordu yarışmalarında kazanan subay-- (arımızın mükâfatları dün dağıldı u Arsıulusal müsabakalarda alacağınız neticelerle Türk ordu - -sunun şerefini korunacaksınız. Sizden başardı ve memleketi sevindirecek neticeler bekliyoruz inönü,. Gündelik BİZİM l\\ ULARIMIZ — 1 — F. r. ATAY "Hadiseler, türk milletine iki ehemmiyetli düsturu yeniden hatırlatı. yor: Yurdumuzu ve haklarımızı müdafaa edecek kuvvette olmak. sul~ hu koruyacak arsıulusal çalışma bir. ligine Önem vermek... ... Sulhun bozulmasından ıstırab duymamak mümkün değildir. ... Uluslar Sosyetesinin, tecrübe, lerden istifade ederek prensiplerini tekâmül ettirmesi ve sulhu koruma kudretini artırması samimi arzumuz, dur... Bugün Avrupanın içinde ve dışında, barış ve nizam adamları ile geniş halk yığınlarının, milletlere reislik edenlerden beklediği ses budur. 1918 den beri hangi hedefe gidiyorduk? İki millet arasındaki anlaşmazlık, yalnız barış usulleri İle kotarılacaktı. Ordular, müdafaa kuvvetleri haline gelecekti. Hiç kimsenin kendi menfaati için başkasını boğazlamasına lüzum kalmıyacaktı. Milletler ara^ıi.da -ki hak eşitliği ideali, insanlık tarihine yirminci asır nesillerinin değer biçilmez bir armağanı olacaktı. Dünyad kendi durumların -dan hoşnud olmıyanlar yok değildi. Bugünkü düzeni olduğu gibi tutmak, belki bir takım devletlerin aleyhine idi. Fakat herkesin kendi halinden hoşnud olduğu bir devir, ne olmuştur, ne de olabilir. Buna karşı, adım adım, fırsat bulundukça, hoşnudsuzlukla -rı azaltmak veya gidermek imkânı vardır. Bundan başka, harbin, hırsları yatıştırmak, kinleri susturmak, zafer sonuçlarını kabul et -tirmek bakımından neye yara -(lığını 1918 den sonra gördük. İki yoldan biri: ya bütün milletler silâhlanarak, yılda ve bir -kaç yılda bir öldürüşmek, medeniyet vasıtalarını yalnız harb için kullanmak, yahud silâhlarını ken di müdafaalarına yeter dereceye indirerek, barış ve güvenlik me -kanizmasını tamamlamak, ve medeniyet vasıtalarını halk yığınla -nnın saadeti için kullanmak! Bir taraftan karşılıklı paktlar, uluslar sosyetesini kuvvetlendir -meğe ve tamamlamağa çalışırken, diğer taraftan ya uluslar sosyete -5,r*j kendi menfaatlarına hizmet ettirmek veya onu iflâs ettirmek gayretleri ortaya çıktı. Bir iki tecrübe, ulus|ar sosyetesinin harbi menetmek için yeter kuvveti ol -madiğini iSDat etti. Milletler hep (Sonu 5. inci sayıfada) Ankarada mesken meselesini nasıl halledeceğiz? Anketimize gelen cevablar-dan ikincisini 4 üncü sayıfa -mızda okuyunuz. İsmet İnönü, Bakanlar. Generaller ve süvari subaylarımızın arasında 935 yılı ordu süvari subayları arasında yapılan "ordu atı,, yarış malarında kazanan subaylarımı zın dün mükâfatları Orduevinde Başbakan İsmet İnönü tarafından dağıtılmıştır. Sü, İç, Kültür, Ta -rım Bakanlariyle or, kor ve tüm generalleri ve seçkin bir çağrılı kalabalığının bulunduğu törene saat 17 de başlanmıştır. Sıra ha Ünde dizilen ve hepsi teker teker süvari enspektÖrü tümgeneral Mürsel tarafından kendisine tanıtılan süvari subaylarımızı ismet İnönü tebrik etmiş, mükâfat ola -rak verilen güzel kutular içindeki hatıraları eliyle dağıtmıştır. Baş bakan çok sevdiği ve üzerinde Önemle durduğu bir mesele ve spor şubesi olan binicilikte ba1;? - rı göstermiş olan subaylarımızı adlarîyle çağırmış ve kendilerini tanıdığını göstererek subayları -mızı değerlemiştir. İsmet İnönü mükâfatlan dağıttıktan sonra şunları söylemiştir: " — Sizi tebrik ederim. Mü -tabakalarınıza tesadüfen gelmiştim. Biniş hareketlerinizi ve atlarınıza verdiğiniz yarış terbiyesini çok iyi bu İd m m. İr. tırak edeceğiniz arsıulusal müsabakalarda alaca ğınız neticelerle türk ordusunun şan ve şerefini koruyacaksıı. Sizden dünyanın birinci derecede ki orduları ile yapacağınız yarış malarda da başarılı neticeler bekliyoruz. Binicilik memlekette bü -yük bİr alâka görmektedir. Bu u (Sonu i cü sayıfada) Cenevre konuşmaları İngiltere Akdenizdeki donanmasını azalt mıyor - B. Lavalin yeni bulduğu anlaşma yolları - Zecrî tedbirlerin yeni şekli Cenevre, 2 (A.A.) — B. La...' dün bîr saat kadar B. Aloisi ile rüşmüş ve ondan sonra bugü- n Aloizi italyan tezini anlatırken komite önünde vereceği söylevin metnini sondefa olarak gözden geçirmek üzere, ingiliz heyetinin bulunduğu otelde BB. Hor ve E -den ile ikinci defa olarak buluş -muştur. Havas aylarının haber aldığına göre, B. Laval, dün sabah in -giliz bakanları ile yaptığı konuş mada Musolini'nin Libya'dan bir fırka çekmesi üzerine Ingilt ere -nin de Akdenizdeki gemileri ade dini azaltmak üzere emir verdiği ümidini izhar etmiştir. Sanıldığına göre ingiliz ba -kanları B. Laval'in bu isteğine müsbet bir cevab vermemişler ve 14 ikinci teşrinde yapılacak olan seçimden önce müsbet bir neticeye varılamıyacağını bildirmişler dir. (Sonu 2. ci sayıfada) "Ulus,, un dil yazıları Devir - Zaman "Devir, devre, daire, zaman,, sözlerinin etimoloji, morfoloji ve fonetik bakımlarından çözümlenmesi m:\lR - dk\ ki Kelimenin etimolojik şekli: (I) (2) (3) (cd ev + ir) dır (1) ed: Köktür. Burada çokluk, genişlik, imtidat ve hareket anlamınadır (zaman ve saha hakkında). (2) ev: Hareket ve imtidat...v.s. halini ifade eden ektir, (ğ, k gibi); (ed ı ev edev), hareket ve imtidat.. v.s. faaliyeti, ("edik" şekli de vardır) [1] Radlof lügati. (3) ir: Düşünülen şeyin, muayyen ve müsbet bir nokta ile alâkasını gösterir, yani düşünülen hareket ve imtidat faaliyetinin muayyen ve müsbet bir noktada, ona bağlı olarak, onun etrafında vuku bulmakta veya vuku bulmuş olduğunu gösterir. Dönmek, yuvarlaklık, daire mefhumu buradan geliyor. Devir: Bir nokta etrafında vuku bulmuş çokluğu, genişliği, hareketi gösterir. Bu söze, manayı tesbit ve ifade eden "eğ" ekini getirirsek, hasıl olan şekil, (devireğ), (devir) anlamının adı olur. Kelimenin etimolojik şekli olan (devireğ) morfolojik ve fonetik icabı: DEVRE olur; bir nokta etrafında tamamlanmış büyük bir zamanı veya bir sahayı gösterir. (Devireğ) in, (Teğiriy, Töğü-rüy, T eğere) şekilleri de vardır; kendi etrafında dönmek, yuvarlanmak anlamlarındadır. Yakutça. lTeğiriye temteye oyor kün-rteh yüksekte yuvarlanarak yahut yuvarlak şekilde yükselerek çıkan güneşle..,, demektir. Not: Bu misal, kelimeye (. r) ile verilen yuvarlaklık mefhumunun güneşten alınma bir mefhum olduğunu gösteriyor. (Devre) sözünün (dürk) şekli de vardır [2] Bu sözün etimolojik şekli şu-dur: (I) 2) (3) (ed + üğ + ur + ek) Devir sözünün etimolojik şeklini bunun altına yazarak tetkik e-delim: (ed -• ev -» ir 1 eğ) Görülüyor ki kökler birdir: "ed„. (1) inci ekler müsavidir: uğ ev. (2) inci ekler idem: ur ir. (3) üncü ekler idem: ek eğ. Vokallerin aynı cinsten olarak değişmesinden ve birbirleriı aynı olan konsonların birbirleri yerine geçmelerinden başka sözlerin yapılışlarında hiç bir fark yoktur: ğ =* v; k = ğ. ı»\ire Bu söz, esas itibariyle (devre) den başka bir şey değildir. Bunu anlamak için her iki kelimenin etimolojik şekillerini alt alta yazalım: Devre: (ed + ev + ir +* eğ) Ulusfar sosyetesinde iransız delegasyo nu: BB. Jorj Bonne. Eryo ve Piyer Laval italyan tezini dinlerlerken \l\ Radlof lügati. I. cilt, Uygur leh. çesı. \2) Elid'*k haşiyesi. Daire: (ad -'- ağ + ir + eğ) Daire sözünün etimoloji şeklinde göze çarpan, kalın ve ince vu-ayellerin bir kelime içinde bulunuşudur. Bu hal, dilin tekâmül işaretidir. Bugün de behemehal bunun aksinde İsrarlı olmak doğru değildir. Tekâmül etmiş bulunan insan tekellüm cihazında Fonetiğin yapabileceği ıslahata mani olmamak en doğru yoldur. Bundan evel izah ettiğimiz gibi burada da kökler ve ekler tamamen aynı mahiyettedir. (Daire) sözünün türlü şekilleri vardır: Devirik, Devİrim. Bu kelimelerin bünyelerine dikkat olunursa aynen (Devir) kelimesi görünür. Teğrc (Uygur metinleri. ''Paul PeL liot. T'oung Pao. 1914.,). Teğrek (Radloff lügati. III "Çağatay lehçesi,,), Tiğr (Büyük Türk Lügati "Kazan..}, Tiğrek (Tuhfet.üz-zekiyye), Tüğcrek (Tuhfet-üz-zckiyye; Rad. loff lügati. III). Tivrek (TuhfetMz.zekîyye), Teker (Babus). (Devir) ve (Daire) nin bu türlü şekilleri, etimolojik şekillere irca olununca, hepsinin bünyelerinin bir olduğu derhal göze çarpar. ZAMAN Kelimeyi etimolojik şekline koyalım: O) (V (3) (4) (uğ + uz + am + an). (1) uğ: Burada zaman ve saha mefhumunadır. Kelimenin köküdür, kendinden sonra gelen (uz) eki ile kaynaşarak düşmüştür. (2) uz: Umumiyetle uzaklık, imtidat, genişlik gösterir ekdir. O halde: uğ -f uz = uğuz; zamanın uzunluğu; yani düşünülen zaman "an değildir, uzundur. (3) am: ekdir, kendinden evel-ki sözün tesbit ve ifadesine yarar (k gibi). (Uzam) • uzunca bir zaman ifade eder. (4) an: (. n) konsonu bir varlığın, bir hareketin, süje veya obje ile tamamen yakından alâkasını gösterir. O halde "uzaman,, mefhumu, bunu düşünen süje ile alâkalı olan bir müddeti gösterir. Morfolojik ve fonetik icaba göre baştaki vokal düşüyor, kelime son şeklini alıyor: zaman. Not: /. : Kelimenin sonundaki "an", "anğ" olarak dahi düşünülebilir. Bu takdirde (ğ) nin düştüğü kabul olunur. Not: İt. : Kelimenin düşmüş o-lan kökü, saha manasile düşünüldüğü vakit şu sözler türer: Uzak, uzama, uzamak... v.s. Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik III üncü Anket / — Ağız 2 — Huğ iz Sayıfayı re--:riniz SAYIFA 2 ULUS 3 SON ic^RiN 1935 PA/1* H DIŞ HABERLER Ulus, bay r an ını k ut farken komployu da tel'in ediyor. Cenevre konusr alan (Başı 1. ci sayıfada) Son dakikada Öğrenildiğine göre. dünkü BB. Laval-Hor konuşmaları, ingiliz dış işleri bakanlığı habeş isleri dairesi şefi B. Pttcrson ile fransız dış işleri bakanlığı Afrika işleıi dayresi şefi B. Sen Kenten arasında kararlaştırılan tekliflerin bir neticeye varamı. y «ırağı keyfiyetini kuvvetlendirmiştir. İngiliz hükümeti, bu tekliflerin. Habeşistanın uluslar sosyetesi üyesi olması keyfiyetini göz Önüne almamakta olduğum1, bu sebetsten dolayı daha önce habeş imparatorunun kabulüne maz-har olması lâzım geldiğini halbuki bu. nun ise muhtemel bulunmadığını-Pa-rîse bildiımiştir. Bununla beraber, Londra bu teklif, leri bir kül halinde reddetmiş değildir Fakat bu tekliflerden geri kalan kısım ise bu sefer İtalya tarafından zor kabul edilecek bir mahiyettedir. Gerçekten ingiliz görüşüne göre. beşler komitesi-nin yeniden ele alınacak ve italyan vc habeş hükümetleri aralarında arazi mübadelesi yapmaya davet edileceklerdir Meselâ. Ogaden'in vc kabil olduğu tak. dirde Eritre ile italyan Somalisî hin. terlandının Italyaya bırakılmasına mu. kabil Habeşistana denize bir mahreç ve bîr liman verilecektir. B. Aloisi'nin dün bu düşüncelere ne suretle cevab verdiği daha hâlâ bilinmemektedir. Bununla beraber B Lava-lin de bunları B. Aloisiyc söyleyip söylemediği de şüphelidir. Bununla beraber, bazı çcvcnler. beşler komitesi tekliflerinin herhangi bir uzlaşma ihtimali için açık kapı bırak-tığı fikrindedirler. Filhakika, beşler komitesinin teklifleri mucibince, habeş imparatorunun yanına beş teknik müşavir verilecek ve bunlardan birisi polis ve jandarma işine bakacaktır. Eğer bu makama bir italyan getirilecek olursa İtalya bu suretle Habeşistan ii; erinde büyük bir kontrota sahih olmuş bulunacaktır. Fakat bu dakikada bu sahada müsbet
hiçbir şey
elde edilmemiş, tir. Bütün bu fikirler, bir hal suretine doğru yapılan bazı araştırmalardan ı gelecek için ihtimaller bırakmak isten, meşinden başka şeyler değildir. İtalya - Amerika tecim anlaşması Vaşington, 2 (A.A.) — İtalyan büyük elçisi dün dış bakanı B. Hullu zi. yaret etmiş ve B. Rıızveltin bitarafık hakkındaki diyevinin italyan . halrcş anlaşmazlığından once görüşülmesine baylanmış olan Amerika . İtalyan tecirr muahedesi üzerinde ne gibi tesirler o-labileceğini sormuştur. Bu konuşma hakkında
hiçbir şey
¦ i-lınmermktcdir. Bununla bçraber B. Ruzveltin diyevi ile dış işleri bakan, lığı tarafından mütekabiliyet esasına dayanan bir tecim anlaşmadı yapılrrası için sarfedilmekte olan gayretlerin telif edileceği sanılmaktadır. Dış bakan vekili, gazetecilere. A-merika . italyan tecim anlaşmasının tetkik edilmekte olduğunu fakat bunun türlü zorluklarla karşılaştığını bildirmiştir. Intfilterenin kesin durumu Cenevre. 2 (A.A.) — B. Hoarc un bu sabah B. Aloisi ile yaptığı görüşme hakkında alınan haberlere göre B. Hor ingiliz görüşünü bir kere daha izah e-derek hükümetin barışçıl bir anlaşmayı tercih etmekte olduğunu ve fakat Ne. güsün muvafakati olmadan ve uluslar sosyetesi dışında hiç bir tarzı hallin mümkün olmadığını bildirmiştir. B. Hor, anlaşmazlığın bir de ital. yan - ingiliz tarafı olduğunu tekrar reddetmiş ve ingiliz . italyan gerginliğinin İtalyan matbuatının neşriyatından doğmuş ve aynı zamanda Libyada İtal. yar. kuvvetlerinden de bahsedilmiş olduğunu söylemiştir. İtalyan çevenleri şayanı kayıd hiç bir netice çıkmamakla beraber, görüşmenin iyi bir hava içinde geçmiş olduğunu bildiriyor. Roma ve zecri tedbirler Roma. 2 (A.A.) — Zecrî tedbirlerin 18 ikinci teşrinde Meriyete gireceği hakkında Cenevreden gelen haber bu--raüa bjiyyjf hır inıila »¦¦İKİ'11" Çünkü gazetelere göre, ledbiı'eTİn tat. bik tarihi değil bizzat tatbik meselesidir. Diplomatik görüşmelerin herhangi bir şekilde devam edeceğine İnanılmıyor, zira Fransa ve İngiltere iç su yasa meselelerile fazla meşguldürler. İtalya, Frantanm dostane tavassutu, nu hakkiyle takdir etmekle beraber, zecrî tedbirler hususunda Fransaya karşı da diğer memleketlere olduğu kadar enerü ile mukavemet edecektir. B B. Laval ve Hor önemli birer söylev verdiler Cumuriyet bayramı, yurddaş ların, Cumur Başkanımıza yapıl -mak istenen komploya karşı duydukları nefret ve kin duygularım tekrar izhar etmeye yol açmıştır. Vatandaşların bu hislerini ve Atatürk'e sevgi ve bağlılıklarını bil diren yeni telgrafları neşrediyo ruz: Antepte: AnteD. 31 (A.A) — Cumuriyet bayramımızın sonu coşkun bir miting şek. İmi aldı. Sürekli yağmurlar altında bütün meydanları, yolları dolduran halk Parti ve Halkevi binasının her yanını kapladı. Yumruklarını göstererek küstah hainleri iğrenme ve ilençlerle la -netlediler. Öfke ve hınç içinde tepinen halkımızın coşkun duygularını yüce ka tınıza saygı ve sevgiler içinde suna -rız. Halkevi başkam vekili A. Göğüs, C. H.P. ilyönknrul Baş. Dr. Göksel İ.ih nükte: Göynük, 31 (A.A) — Bütün ilçe -miz halkı cumurıyetin 12 İnci yıldö -mumum kalblerinin bütün derinlikle -diyle kutlarlarken, ulusun göz bebeği olan büyük varlığınızı söndürmek isti. yen alçaklara da içten gelen nefretler SON DAKİKA Roma, 2 (A.A.) — BÜdiriğ: Harmat -e Gerata bölgelerinde istikşaf hareketleri yapılmaktadır. Tiğrenin muhtelif bölgelerinde gönüllü müfrezeleri teşkil edilmiştir. Bunlar bu bölgelerde emniyeti temin edeceklerdir. Bütün cephe. yağdırmışlardır. Halkımızın ulu önder, lerin olan bağlılıklarını ve daha çok zamanlar başımızda sağ olmanı/ temennilerini saygılarla sunuyorum. Halkevi başkanı Çınar Göynük, 31 (A.A) — Bugün ilçe . miz halkı cumurluğumuzun 12 inci yı. Iını ve bütün heyecanla candan kutlar ken yüksek varlığınıza karsı yabılmak istenen suikasttan dolayı da ulu Ön -derlerine olan bağlılıklarını gene son. suz heyecan vc sevgilerle tekrarlamış, lar ve adaletpençetinde olan soysuzla, ra da derin nefretler ve lanetler yağdırmışlardır. Bayram engin tezahüratla sevinç ve kıvanç İçinde devam ederken ilçemiz halkının büyük bağlılık ve saygılarını sunuyorum. Göynük CHP Bş. $. Turan Keskiınlr: Keskin. 31 (A.A) — Büyük bayramımızın şen günlerini yaşıyan bizler büyük Önderimizin önünde saygı İle eğilirken hainlerin bir kütleden yuğ ¦ rulmuş olan varlığınız önünde diz çok. melerini candan dileriz. Öğretmen Ruhi, öğretmen Hamdi fSonu 6. cı sayıfada) de bilhassa Danakilede hava istikşafları yapılmıştır. Uçaklarımız Somali cephesinde Gor-rahi bölgesinde düşman topluluklarım bombardıman ermiştir. İngiliz uray seçimle rinin sonuçları Londra. 2 (A.A.) —Gece yarısı neşredilen ingiliz uray seçimleri sonuçlan şunlardır: Muhafazakârlar SO ka/anınışlar 18 kaybetmişlerdir Liberaller 10 kazanmışlar 12 kaybet, mislerdir. İşçiler 36 kazanmışlar. 60 kaybetmiş, lerdir. Nötürler 20 kazanmışlar 6 kaybetmişlerdir. ingiliz kabinesinde değişiklik mi? Londra, 2 (A.A.) — Nev Kronikle gazetesinin yazdığına göre seçimden sonra değiştirilecek olan kabine bugün, kü kabineden daha ziyade muhafazakâr olacaktır. Bu gazete, yalanlamalara rağmen, B. Edenin uluslar sosyetesi işleri bakanlığından çekileceğini yazmakta devam etmektedir. Biraz mutedil olan lord Halifaks. bu gazetenin dediğine göre, sü bakanlığından ve Bolton _ Eyrcs - Mensel ise siyasal hayattan çekilecektir. Deniz bakanlığına büyük donanma taraftarlarından birisi getirilecektir. Nihayet Neva Kronikle. Scaham seçmenlerinin, B. Mak Donalde rey ver-miyecekleri kanaatini de göstermekte, dîr. Deniz konuşmaları etrafında Londra, 2 (A.A) — Deniz işl&ri hak kında görüşmek üzere buraya gelmiş olan fransız mütehassısları bugün Pa . rise gitmişlerdir. İngiKz -e (ransız ko. nuşmaları hakkında hiç bfr resmî bil -diriğ verilmemiş ise de fransız müte -hassalarının deniz konferansının açıla cağı t ilkkânundan evel Londraya tek. rar gelecekleri söylenmektedir. Bazı fransız gazetelerinin ingiliz ve fransız görüşmeleri arasında ayrılık olduğu hakkındaki iddiaları resmiğ o -larak yalanlanmaktadır. Bir bulgar generali tevkif edildi Sofya, 7 (A.Ağ) — Geçen hafta tekaüt edilen topçu general Semof bugün öğleden soma tevkif edilmiştir. Generalin son komplo ile ilgili olduğu bildirilmektedir. Cumuriyetçi başkan tevkif edildi Atina, 2 (A.A) — Cumuriyetçi par. ti başkanı Papanastasiu Mikonos adasına sürgün edilmiş ve bugün sürgün edildiği yere götürülmüştür. Doğu Afrikasına gönde -rilen italyan kuvvetleri Napoli, 2 (A.A.) — İkinci kânun ve 7 şubat fırkalarına mensub 10.000 siyah gömlekli, pazar günü Saturnia. Colom. bo ve Pierr.onte vapurları ile doğu Af. ıikasına doğru yola çıkacaklardır. Selvio vapuru bu gece 15 subay ve 544 siyah gömlekli alarak yola çıkmıştır. Anentino vapuru, 68 subay ve 600 siyah gömlekli ile dün Musavvaya hareket etmiştir. YııÜmurlar dînmvılı Adisababa, 2 (A.A.) — Yağmur mevsimi epey zamandır geçmiş olmasına rağmen bugün gene şiddetli yağmurlar başlamıştır. Yerliler hattâ en ihtiyarları bile şimdiye kadar böyle bir şey görmediklerini söylrmekte ve bunda ital. /an ileri hareketini durdurmak için al. 'ahin bir vıHımım görmektedirler. Cenevre. 2 (A.A.) — Zecri tedbir, ler konferansının aleni celsesinde İlk Önce söz alan B. Laval Fransanın uluslar sosyetesi paktına ve Cenevrede el birliğiyle alınacak tedbirlere uygun ha. reket edeceğini bildirdikten sonra an. ¦?şmazlığı baııs yoluyla halletmeğe ça. •ışmanın herki* İçin bir ö "ev olduğunu sövlemiş ve demiştirki: "— Fransa ile îngil'erc. aralarındaki teşriki m-rainin bu sahada da kendisini göstermesi hususunda mutabık kalmışlardır. Bu Ödev Fransaya ehem. miyetle terettüp etmektedir. Çünkü Fransa 7 temmuzda İtalya ile bir dostluk andlaşması imzalamıştır. Ve ben müzakerelere esas olabilecek her türlü unsurların araştırılmasına yorulmak ıiımez bir gayretle devam edeceğim. - . . - . d.ı kaydetmeliyim ki, müzake. teler uluslar sosyetesi dışında asıa kail şe-IİTÛ dmıyacaktır. Tekliflerin in lelenm-V vc bu hususta hlr karar ılınması ama uluslar sosyetesine ait olacaktır. S'^vctenin en yüksek barış ödevini ye.n.- getireceğine güvenim var. dır.,. B f.-v«..den sonra söz alan B. Samu-el Hoı hülâsa olarak demiştir ki: "— B. Lavalin sözlerini büyük bîr sempati -'e ve tam bir tasvib ile dinle, -tim. Zecri tedbirleri derin bir teessürle tat'-ık edeceğiz Maksadımız harbi kısa kest«:mektir.„ Sovyet delegesi Potemkin bir Afri. ka vc bir Avrupa anlaşmazlığı aracında hiçbir fark olmadığını ve dünyayı bir felâketten korumak lâzım geldiğini söy. lemistir. İspanyol delegesi Madariaga, küçük antantın ve balkan antantı adına B. Tı-tülesko, Polonya delegesi Komarnickî, B. Laval ve Horun sözlerine iştirak et. mislerdir. Bundan sonra konferans, Belçika başbakanı Vanzeelandın anlaşmazlığın halli çarelerinin araştırılmasına devam Ödevinin İngiltere ve Fransaya verilme, si hakkındaki teklifi ile zecri tedbirle, rin tatbiki içiı 18 sonteşrin tarihinin tes. piti hakkındaki teklif konferansça kabul olunmuştur. Cenevre, 2 (A.A.) — Zecrî tedbi-r konferansında İsviçre delegesi B. Mf t. ta, bar.* müzakerelerini hazırlamık ü-zere Pr;nsa ve tngiltereye hususî 'ir Ödev verilmesini tenkit etmiştir. Laval. Hor ve Aloisi bu akşam Cenevreden hareket etmişlerdir. B. Eden salıya kadar burada kalacaktır. Balkan antantı, küçük anluşma ve zecrî tedbirler Cenev.p. 2 (A.A.) — Zecrî tedbiri r konferansında küçük itilaf ve tatken antantı adına söyliyen B. Titülesko bu devletlerin uluslar sosyetesi pakıma sa. dik bulunduklarını, bu paktın ana pren. sİpterîne riayet edilmek şartil- uluslu sosyetesi çerçevesi içinde hu ıs» korumağa çalışanlarla beraber oldukln.rpı ve nihayet arsıulusal vazifelerimi' tt*Jv** ya olan dosrlukl.-rı ile Iclîf WÎîtf' ' '"-X ümidini beslediklerin] bılciHnistif Haheşislanın yeni kuvvetleri Adisababa, 2 (A.A.) — Bu sabahtan beri asker kuvvetleri Gore bölgesine doğru ilerlemektedir. Bugün buradan 35 bin asker geçmiştir. Bunlar iyi tec - biz edilmiş bulunmaktadır. Bu askerte. rinnerede harp hattına sokulacakları bi. Ilnmiyor. Cephede son süel durum Londra. 2 (A.A.) — Röyter ajandı bildiriyor: Tigre cephesine doğru önem. lı taze italyan kuvvetleri gönderilmek -tedir. Bundan da anlaşılıyor ki, italyan, lar. taarruz hareketleri sırasında şim -dîlik zahiri mutavaat gösteren kabilelerin kendilerini arkadan vurmalarına mı. ni olmak için dahilde ciddî tertibat almak ¦zmlndedirleT. İtalyanların şimal cephesindeki ta', yikleri durmadan artmaktadır. Bu, gü -neyden ilerlemekte olan general Grazi. ani ordusuna karşı habeşlerin büyîlk 3 — Gırtlak 4 — Dil 5 — his 6 — Dudak 7 — Alın 8 — Güz - Hunin — Kulak I) Yukardaki kelimelerin ilk ve asıl kökleri nelerdir? II) Bu kelimeler nasıl teşekl t etmişlerdir? III) Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ekleı nelerdir ve eklerin herbiri -nin mana ve farkları bakı -mından rolleri ne olmuştur? IV) Bu araştırma neticesinde : A - Türk dili kökleri ve, B - Türk dili ekleri, ve, C - Türk sözlerinin teşekkü lü hakkında bir kaide çıkarmak mümkün müdür? Yukardaki üçüncü dil anketi -mize okurlarımızın verecekleri ce-vablart, gazetemiz yazı işleri di -rektörlüğüne göndermelerini rica ederiz. Şimdiye kadar aldığımız c-vnhlnn ttrasivle kovduğumuz Dcsaie karargahından kuvvet ayırıp gön. dermelerine mani olmaktadır. General Gıazıani'nİn motorlu kuv vetlerle hareket ederek daha şimdiden italyan somalisi ile Önemli habeş mer . kczleri olan Ciciga ve Harrar arasında, ki yolun yarısını kaettiği söylenmekte -dîr. Yabancı müşahitler italyanların asıl darbeyi cenup cephesinde vuracaklar mütalaasındadırlar General Graziani'nin kuvvetleri de Bononun kuvvetlerinden daha az ol. duklarından ilfri yürüyüşünü sür.ıtla terakki ettirebilecektir. Bu ordunun sol cenahı ise Şibeli ve diğer şehirlere dayanarak habeşlerin yandan çevirme hareketlerini akim bırakılabilecektir. İtalyan bombardıman uaçkları Oga. dende büyük faaliyet göstermektedir. Bütün cephelerde ve bilhassa Mu-saalide keşif kolları arasında durmadan çarpışmalar olmaktadır. Danakiller eeccleri italyan ileri pos. falarına karşı baskınlar yapmaktadırlar. Resmi tek/îbe ngmen italyanlara izcilik yapan yerli kuvvetlerin Makal-leye girmiş olduğu şayiası Adisababada dolaşmaktadır. Bugün imparator ince bit yağmurun altında, batıdan yedi haftada gelen 12 bin Gore savaşçısının geçidinde bnlun. muştur. Bunlarlan bir çoğunun üzerinde ancak altı kurs'in vardır. İmparatorun Dessîeye gitmesi için bütün tertibat alınmıştır. İmparator bu ayın 10 una doğru Hareket edecektir. İtalya ham madde oltyor Paris, 2 (A.A. )— İtalya, zecrî ted. birlerin tehirinden İstifade ederek Va_ ıil olduğu derecede fazla iptidaî m-tH. deler İthal'nt çalışmaktadır Yalnız dünkü gün Sen Gostarla-ı I-¦ ulyaya 12 bin vagon kömür demi» ve ;aire girmiştir. İtalyan resmî bildirici ULUS 4 SOM IŞKIN. 1935 JJA/AKTE5I Son hafb^rler 2. ci sayıf^da ON ALTINCI YIL. No: 5128 A ı mı/ andımızdı Her yerde 5 Gündelik BfrZİM DA\ ULARIMIZ - 2 — F. R. ATAY ".. Tiiıke ev bark olan her yer sağlığın, temizliğin, güzelliğin, mo-tlern kültürün örneği olacaktır. "... Devlet kurumları yanında, doğrudan doğruya bu işlerle ilgili olan ıırayların bu görüş ve düşünüşle çalışmalarını istiyorum. "Uıayların devlet merkezinde toplanışı bu işin sonucu değil, baş. langıcıdır... Şark ve garb arasında baş döndürücü bir manzara farkı vardır. İki resmi, iki insanı, iki köyü. iki şehri, iki tarlayı, iki kahveyi, iki kalabalığı yanyana getiriniz: Hiç tereddüd etmeksizin biri hakkında şarklı, biri hakkında garblt hükümlerini verirsiniz. Bu fark, en başta, bir kültür farkıdır. Çünkü ayrılığın, zengin şarklı ile yoksul garblı arasında da aynı baş döndürücülükle devam ettiğini görürsünüz. Diğer bir noktaya dikkat ediniz: Şark ya tam bir sömürgedir; yahut yarı - sömürgedir; veya sömürülmek üzeredir. Şark kültürü üstün olduğu zaman, durum, Avrupanın büyük bir kısmı aleyhine, gene böyle idi. Tarihte türklüğün erkin olmadığı hiç bir devir yoktur: Bunun manası odur ki türklük, tarih bilindi ğindenberî, her devirde hüküm süren kültürün sahibi idi. Din ve birçok sebeb, osmanlı imparatorluğunun fetih sonlarına kadar süren bir üstünlüğe bir durgunluk büyük manzara, ağır ağır, sönüp göçmüştür. Eğer millet kendini bulup, dünyayı hayrete düşüren a-zim ve hızla kalkınmasaydı, şarkın hazin talii içinde kararıp gidecekti. Tarihli izi okuyunuz: Garb kültürünün esas kaynakları bizim olduğunu görmiyor muyuz? Karanlık ara devir'ın mesuliyetleri milletin olmadığını, millî zekâ ve kabiliyetin canlılığından ve kuvvetinden hiç bir şey kaybetmediğini, Atatürk cumuriyetinin, her bakımdan, 12 yıllık eserleri ile ispat etmiş değil miyiz? Garblı türk kültürü, memleketin her tarafında eski manzarayı bozuyor. Ara devirden kalma geri, ü!ü ve kaytak âdetlerin ve unsurların elinden halkı kurtarıyoruz. AUtürk davasını güdenler, bir nesilük, müddet içinde, manzara birliği;.i. yani kültür birliğini - '«{'--^irecektir. Şin-di manzara farkı, Türkiye ile herhangi bir garb memleketi arasında değil, Türkiyenin içinde göze çarpıyor. Bizim yeni mekteb-lerimiz, kurumlarımız, yeni şehirlerimiz, bütün yeni cihazlarımız, en son garb örnekleridir. Fakat b;r Yenişehir'e, bir de Kale'nin arkasındaki dağa, bir yeni kurduğı:-muz köye, bir de onun karşısın daki köye, Istanbulda iki mahal leye, hattâ bazan bitişik iki yapı ya; yanyana çalışan ve görüşen iki yurddaşa baktığımızda yapan ve yaratan kültürle yıkılan ve öldürücü kültürün tezadlarını görmekteyiz " Türfce ev bark olan her yer, sağlığın, güzelliğin, temizliğin, modern kültürün örneği alacak -"r. „ Ve bunu yapmamak, bunu ba-sarmamak için kabiliyetsizlikten. bilgisizlikten ve inans.zl.ktan başka h,ç sebeb olamaz. Bütün ileri hamleleri koruvan, bütün devlet vasıtalarını ve kuvvetlerini mo -dem kültüre belbağlamış olanla -rın emrine veren cumuriyet hukukine karşı, bu güvene layık ol-fSonu 4. ünci sayfada) Taarruz haşladı mı 7 İtalyanların ilerle • dikleri bildiriliyor Roma, 3 (A.A.) — Resmiğ bil diriğe göre. italyanlar bu sabah saat 6 da bütün cephelerde taaı «ıza geçmişlerdir. Bilhassa Ma - "Ulus,, un dil yazıları Hadis - Hâdise sözlerle "hudus hadis,, ve 14 hayat, sn/ lerinin etimoloji, morfoloji ve fonetik bakımından çözümlenmesi italyan askerleri iş başında ka.ı^ ye doğru ilerlemektedirler. Tigre cephesi, 3 (A.A.) — italyanların Makalle'ye doğru taar -ruz hareketleri pek yakındır. Ve ihtimal ki şafakla beraber başlı-yacaktır. Bununla beraber, başka cephelerde de aynı zamanda taarruza geçilmesi ihtimali vardır. Zira bütün mesele, strateji bakımından çok önemli bulunan Adua — Adigrat — Makatle müsellesini daraltmaktır. Her ordunun önünden yürü -yecek olan yerli tcuvvetler antre -nörlük ödevini görecekler ve taarruzun hızını arttıracaklardır. Süel sebeblerden başka, li--nüz İşgal edilmiyen yerlerde bİı kısmı italyanlara teslim olan ve bu yüzden habeşlerin hışmından korkan halkın imdadına yetişmek lâzım gelmektedir. Obür yandan ortalama yük -sekliği 2500 metre olan Sintkala -Edagahmus - Adigrat dağlık c. , hesi de kuvvetlendirîlmektedir. Böylece. Dankalilerin taarruz ' n likesine karşı, doğu cihetinde bir müdafaa Hattı kurulmuş olacak -tır. (Sonu 2. ci sayı fada) Dünkü spor hareketleri At yarışlarının beşincisi dün yapıldı - h tanluıldaki maçlarda Fener İstanhulgpo-ru 6-2 ,Galatasara) yunan muhtelitini 7-2 veudi- Sovyet sporcularının duygulu - j Büyüklerimiz yarışları Dün hava kapadı açtı, yağ -mur yağmadı ama yarış meraklı -larından bazılarını korşutmuş olacak ki koşu yeri geçen haftaki kadar kalabalık olmadı. Başbakan, Sü ve Ekonomi Bakanları da koşuları görmeğe gel mislerdi. Saat on dört buçukta koşulara başlandı. Evelsi günkü sayımızda kazanması ihtimali o -lan atları göstermiştik. Dünkü sonuçlar tahminimizde yanılmadı -ğrmızı meydana çıkardı. Yalnız yarış yolunun çamur olması ne -fessiz atların aleyhine oldu. (Sonu 3. cü sayı fada) seyrederken Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik IV üncü anket / — Ev 2 — Oba :i — Av i — Af-ıl 5 — Avlu (Sonu 3. eri savı pıt ıı \nls . ıı İDlSE Kelimenin etimolojik şekli: (I) (2) (3) (4) (ah ağ ¦ ad - is ) (I) ah: Köktür; 'ay" ın bir ba$-ka şeklidir (ay, og, ak, ah bir ka tegoridendirler). Bir şeyi yaratmak, yapmak, te sis etmek; hayat vermek, ruh vermek, vücuda getirmek anlamın -dadır. [1] (2) ağ: Objeyi gösterir. Ah ağ a ha'.: olmuş, vücut bulmuş şey. (3) ad: (. d — t), yapıc.lık. yaptıncılık, yapılmış olmaklık anlamını verir. (Ah ağ ad) olmu? olan şey demektir. (4) is: (. - s); genişlik, yan-, bir süje veya objenin kendi muhitini tadarak tezahürünü gösterir. O halde: "Ah ağ : ad - is" - bü -yük oluş demektir. Morfolojik ve fonetik tesirler le ah" kökünün vokali düşüyor. İlk ek olan oğ", ki uzatma vazifesini görüyor, onun da vazifesi kendisinden «onra gelen vokalin uzunca okumnajiyle yapılıyor. Soz "Hadis" şeklini alıyor. Bu sözün sonuna "eğ" eki ge linçe, kelimenin manasını tesbit ve ifade ediyor, o mananın adı oluyor: (Hadis eğ). Son ekin okunmaz (ç) si de düşüyor: kelime sadece 'hâdise" olarak kalı -yor; manası büyük oluş. büyük vakia demektir. III IH S "Hudut" sözü, "hadis,, sözü -nün vokalleri değişik başka bir peklidir. Bu iki sözün etimolojik şekillerini »İt alta koyarak bakalım: (ah ' uğ • ud I us) lıudus (ah ; ağ J ad 1 ıs) - hadis HA) AT 'Hayat,, sözü ile "hadis" sözünün yapılışları birdir; ikincisinde fazla olan "ıs" ekidir. Türk sözlerinin okunuşundaki mekanizmayı göstermiş olmak için "hayat" sö -zünü de inceleyelim: Etimolojik şekli: (I) (2) (3) " ah f ay 4 at " tır "Ah" ve "ay" kök olarak alındıkları zaman her ikisi aynı anlamı gösterirler. Bunlardan birisi ek mevkiine düşünce rolü değişir. (!) ah: Kök olarak, yaratmak, hayat vermek, ruh vermek anla -mını gösterir. (2) ay: Ek olarak objeyi, yani. hayat mefhumunu haiz şeyi gÖs terir. Ah ay ahay hay, uniu miğ olarak var olma demektir. (3) at,(d):(. f t —d),' r şeyin olmuş, yapılmış olduğunu gösterir* Demek ki; Hayat, müsbet olarak yaratıl -mis olmaktır. ıı \m "Hadîs" sözünde kökün manası başkadır. Etimoloitk sekli: (D (2) (3) " ah ı ad : is" tir. Ilı ah: ses, sada, sö? anlamı-nadır (ak, ok, uk, ah, av, ağ, a% köklerinin hepsi avnı anlama g*-lirler). (2) ad: sözün müsbet olarak, varlığını gösterir. (3) is: görüldüğü gibi uzak sahayı, bir derece genişliği, çokluğa gösterir, yani sÖT.iin uzara, harice intikalini ve çokluğunu gösterir (\ de böyledir, bazı türk diyalektle rinde s yoktur. Yakutça gibi). 'Ah ad is" hadis nutuk, çok söz, kelâm demektir. Not - Hadis, sözünün başka şekilleri de vardır. Meselâ: "Aydtş" \2] gibi. İki kelime -nin bünyesi tamamen aynıdır. Etimolojik şekillerini alt alta yaza -tim : (1) Hadis: "ah I ad J is.. (2) Aydış: "ay ¦ ad l ıs " Ah ay dır. (I) incide kökün vokali düşmüş; (2) incide kök kal mış, fonetik icabı ortadaki ekin vokali düşmüştür. 1$ u; tamamen aynıdır. "Eytiş,, ve "ayttş,, da aynıdır, (Büyük Türk lügati, Kazan lehçesi; Radlof lügati. I) Ayıtmak ifade etmek [3] Eyitmek ifade etmek [4] Not — "Hadîs" sözünü, biz yalnız peygamberlere atfolunan sözler için kullanırız. \2\ Radlof lügati l. "Teleüt ve Al-tay lehçeleri." \3] Die Leğende von Oghuz Qag- han [4] Büyük Türk Lügati. "Kazan lehçesi... Fıkı f/l Yakut lügat' Sayla sanatı Gazetecilikte sayfa sanatının ne olduğunu bilmiyenler, onun yalnız sıkıntılarım çeken okurla-rımızdır. İlk sayfada bir yazının beş satırı, ve altında şu cümle: on ikinci sayfaya bakınız!,, Ya-hud hir havadisin yedi satırı, sonra şu ihtar: "arkası 9 uncu sayfamızda.',, Çünkü gazetelerin birinci sayfalarına karşıdan hoş görür. 't bir resim vermek lâzımdır. Ba usul en çok fransız gazetelerinde vardır; bizim sanat örneğimiz dc onlar olduğu için, fransız sayfa-ediğinin zaruretlerine boyun eğip gidiyoruz. Fakat sayfa sanatı feda edilmek çereken esaslı meseleler vardır. Mese/â ulusal ve arsıulusal »hemmive*' ««z *ötürmiyen At tür^'tin «t/'»«V nut^u, r»**,*'f(r. e tamamen. Uk savfalarm ilk sütunlarında çıkmalı idi. Bu sefer böyle olmamıştır. Arkadaşlarımızın nutka ver -mîs oMuV**n eh**mmîvetin tim olduğunu, birinci sayfalarına nutuktan alın hüvük harflerle bas -tıkları cümleler isbat eder. Ancak, bundan sonra, doğrudan doğruya bizim olan bu ^ndar ehemrrîvr'li hadiselere sayfa sanatı kay «ularım feda etmekliğimiz daha doik-ru olur. A \ İr'A 't ULUS Sa) im vergisi vc hayvanlaruiiz ifio/ıü TÜ*oıoeiı"ır. aidi*- abdbırleı. le dilıı yiyeceğinin ekmeğin ununu dışardan getirirken bugün başka ine mir -kellere buğday satanlar ıfJM«.v karış. Uk. Ve boylere "Türkiye ı UM meni lekendir., dendınce füturu olmaktan kurtulduk. İnönü hükümeti tur. şeker. çhun9a im vt şımendıierdeu tonrs fÂNUfl de sa-ytm vergisini indirdi. Savım \ngiMtun ındiıiluıe.\i koşu. lenmtt ,ç*n yem bu gemlik hamırlifam çoa UMU A" hâdisedir Saltanat dev-.İmde hayvan, zorbaların teıvetı ve do. Jayısıyl» etkisi idi Sayını .ı/f" indirilmekle köylü, daha fa,-, hayvan edinebilecektir. Koy. lütenmi/m hayvana ihtiyacı kayaklar. Tarlalar hayvanla mmr. Tarlaları gübreyle kuvvetlendirmek Hamadır. Köylü bol mikdarda hayvan edinmedik-çe hiç bir /aman iyi bir çiftçi olamaz ve hiç biı /aman toprağından îyı bîr ürün alama/. Saymı vergisinin İnme. aiyle koylu bu veıgiyi kolaylıkla ödi. yecek ve hayvan vannı çoğaltarak, »ım. dtye kadar celeplerin elinde olan hay ram tecimine de kanşabİîecektir. Hay. van da. çoban elinden çiftçi eline geç. miş olacaktır. Ve bu suretle lumutiyet hükûuıeti nin köylüyü aengın etmek ereği de ay. m zamanda gerçekleşmiş bulunacaktır. Endüstrimizde de bu mutlu htdise. nin yansılarını göteceğhı. Çünkü memleketimizin uç büyük ürününün . uo, pamuk, şeker . - ¦ - topraktadır. Top. rağre. hu ürünleri aranıldığı gibi vere-kitmesi iyin. jyUe haztrlataması lâzım, drr. Bn da tatlanın iyi sürülmesi ve iyi gübrele nmesiyle olur. Memleketimizde eskiye göre tarla, lan iyi sürebilecek pulluk sayısı ço. ğalmışsa da mevcut gene yetmemektedir. Çünkü çiticinin bu pullukları çek. mek için gereği kadar hayvanı yoktur Çokluk bu yüzden tarlasını iyi süte oreı. Tarlasını iyi türetmediği için çokluğun aldığı ürün cılıt kalır. Tarlalarda yabani otlar Örer ve ürünler Marar. Iı bocekleıe yem olur. Cübresız tatla kıl ürün verir Biraz kuraklık olursa bu ürün dayanma/ Köylülerimiz tarlalarının köye en yakıu olanlarını, o da ancak 3 - S senede kir defa gübreliyebilrnektedirler. Bu »u/erfe gübrelenen saha genel sakanın yüzde beşine bile varamaz. Kuvveti ansız arasrr emilen iarla. lar gubıesıtlıkten gun gettıkı,? kısır, laşır ve toprağa bağlı endüstrilerimizin durumu tehlikeye düşer. Halbuki gübre meselesini memleketimizde zaman anman baş göstere** kulaklığın sebebiyet veıdığı ürün arlığının Önem. h bir mikyasta önüne gedmek demektir Memleketimizde her gun çoğalan eifJw.ii hamlelerinin de luzlarmı ko. ııımak, batıa onları kuvvetlendirmek için omların larisala olan uyaılığını tes. bit -¦ ei . - laydalıdır. Endüstrimizin güvenliği talimimi-tın ydkseJruetime bağlı olduğundan bu da bİ/de hayvancılığı çok Uerletecektir Hayvancılık ı ' iptidai maddelerini topraktan alan bdrfin enttn-.trı için bu suretle pek önemlidir. Mİ sil olarak bunların m başta gerenlerinden kiri o. lan eşker endüstrisini ele alalım Bu endüstrimiz bidayette yukarda saydığımı/ etkelerle kır müddet bocaladı. Sonra tarıma hattâ hayvancılığa hususi önem verildi. Çiti kayvanları ve tarlalar az çok düzene konmak su-retile başarıldı. Aynı /amanda şeker endüstrisinin de hayvancılığa hamle vermek hususunda ayrıca değeri vardır. Çünkü o pancardan şekeri aldıktan sonra küs. peşini çok esaslı bir yiyecek olarak gene hayvana bırakır. Son zamanlarda yas küspe tarilele-rinin indirilmesi de şeker fabrikaları bölgelerinde sayım vergisinin indiril, mesindem sonra derhal kaydedilecek önemli bir hâdisedir. DÛnya turlu tuttu tehlikeler, türlü türlü krizler içinde bocalarken yurdu, nauıun tecim, tarım ve ekonomi saha. lasında gittikçe anan bir bula yücelttiğini görmekle yüreklerimiz ne kadar kabarsa yeridir. Köylülerimi* »çın hayvancılık her memlekette olduğm gibi, memkeketineia. de de şehirlerin bankalardaki tutam be. sapları kabilinden ulusal servete katı. lan yeni bir tutum, bir ka/anç olacakın Amenka birleşik hükümetlerinin ekonomik yükselmen sebehferini ara*-tuanlar bu memleketin evveli hayvan alıkla ilerlemeğe başladığım, bunun arkasından tarm kalkınmasının ve on. dan sonra da tecim endüstri genişleme-sinin geldiğini bilirler Cutnurİyer bükümetimuın bu karat lan bu yakın İtıyi bize müjdeliyeceb. tir. hakanların ilerle dikleri bildiriliyor i Başı I. ¦-/ layıtada) Banar-. 3 (A.A.) — Diredaua'dan bıldiriliyoı: italyan atlıları fransız ao . malîsi hududu boyunca Musaali dağınm güneyine doğru ilerlemektedir. Ogaden'in birçok yerlerine yağmur yağmaktadır Adisababa. 3 (A.A.) — Hükumçt mahfillerinden öğrenildiğine göre, ital -yan kıtaları doğu ku/ayı bölgesinde A. la ge raya varmıştıı. Dan a kil bölgesin • den gelen italyan krtalarryle lmmını böl. enindeki hibe* kuvvetleri arasmda şid. detli çarpıtmalar olmuştur Gü. ney cephesinde italyan uçaklarının ke. şil uçuşları hariç olmak üzere, lükün vardır. .üde Askerler sağlam huıvılı yer arıyorlar Adisababa. 3 (A.A) — Ogadcnde hüküm sürmekle olan malarya hastalı, tından ot uru savaştılar havası daha sağlam bölgeler araştırmaktadır. Ras Sev um taraf rodan esir alınan italyanların buraya «vkedirrnekte ol . ılııkları haber veriliyor. Hûkurnctyakında imparatorun ge . çccek olduğu Dctsie yolunu tamir e-decek işçileri taşımak için »o kamyona etkoymuştuz. Hnbeşislııııın fski Kumu elcisi onlusunun başımla Adisababa. 3 (A Aı — Habeııstanın eski Roma elçisi ve fleıtadut ilbayı Decaz Makemen. otu/ günlük bar yol dan 20 bin kişi ile buraya a^larfştır. Y; 'ur Mihftîvet olan MtVonm buradaki Avrupalılar arasında da çok tanınmış ve «ev irmiş tir. Bİr çoğu bundan otuz yıl evel, Me. nelik tarafından satın alınmış eski gra tüfekleri taşımakta olan Makonenin askerleri. Adisababa sokaklarında bir geçit töreni yapmışlar ve halk tarafın, dan alkışlanmışlardır tyi disiplin görmüş vc cn modern silahlar ve mitralyözlerle silahlandırılmış dü/gün kıtalar bu geçit törenini ılajmttır Adisababa. 3 (A.A) — İmparator taç giymesinin yıldönümü dolayuiyle yapılan kabul töreninde ereümle de -mistir ki: • — Kendisine tamamen güvendi, ğimiz Allanın yardanı ile, Habeşi su . nın bu savaştan şerefiyle çıkacağını u. muyorum. Bu fırsattan istifade ederek hükümdarlarını* »e devlet başkanları . nu İçin en iyi saadet ve refah dilek, lerimiıi bildiririz.» Habeşistanın islediği /Mira yardımı Cenevre. 2 (A.A) — Habeşistan u. luslar sosyetesinden istediği para yar. dimim, saldırıma uğrıyan devlete yar. drnı edilmesi hakkındaki 2 ilk teşrin 1930 tarihli anlaşmaya dayandırmaktadır. Koni I ını-ı Uhjmii rtıtı sidiyor Cibuti 3 (AA.) — İtalyan elçisi Kont Vinçı ile arkadaşları, inmek is. tedikleri Mukavvaya gitmrV ürere bu. DIŞ HABERLER Zecri İndirirler konin ansının kararları Cenevre, i (AA) — Zecri tedbıtler konferansı tarafından kabul edilen ka rarlar aşagrdakı tekilde hula&a edile . bilir: 1 — Kredilere tatbik edilecek .«m . bargo hakkında 39 devlet, italya ve sö. raurgeteriyle her turlu finansal mu» . meleri imkânsır kılacak tedbirler aJ -mis veya sunaktadırlar. 2 — İthalat vc ihracata dai' t. 1 ve numaralı zecri tedbirler hakkın . •alri teklifleri 44 devlet kabul etmiş ve ayrıca 6 devlet, bu tekliflere ait met m çok geç aldıklarından, bu teklifleri teveccühle incelemece hazır bulunduklarını bildirmişlerdir FınansaJ ve eko. nomik zecri tedbirlerin tatbikine İt II. I93S de bulanacaktır. 3 — Konferans, Itatyadan gönden, lecek mallar üzerine korunu* ambargo, nun tatbiki hakkında su kararı vermiş, tir: Bilhassa klenng anlaşmasından doğan ve zecrî tedbirlerden Ötürü tasfiyeleri imkânsız bir hale gelen ital . yan borçjarı olduğu gibi kalacak, ve bu hususta nakden ödeme yerine aynen ödeme yasmak üzere italyanlar taratın dan yapılması muhtemel tekliflere İti . bar edilmiyccektir. İtalyan hükümetinin, ulusla: sos -yetesi paktının 16 itki maddesinin ken di aleyhine tatbik, bahis mevzuu değil, miş gibi. alacaklı devletlere karşı ta . ahhudleriai ye ime getirmesi için, «c. ri tedbsrkrc kaulan butüzı uluslar sos. yetesi üyeleri, bu tedbirlerin tatbik C-dılecegi son güne kadaı karşılıklı yar. drmtU bulunacaklardı'' Devletlerden btrı. bu tediurlcı yü ¦ . jnüen zarara uğrarsa uygun şekilleı -de bu zararları karşılamak üzere. 16 inci maddedeki ktifılıkT v* dun hüküm. Icri ucbık cdilccektiı Karşılıklı yar. dım komitesi. mwu' ılacaklaıın bir yacağı tararlar' KsrftlryacaV vasrtaları inceliyecekti. Bugün tatbik edılegel. mekte olan anlaşmalar*, uygı gös[eıl. meaı nescteıı. bu kararla bu sonuca bağlanmış, degildit , Konferansın ekonomiW komitesi, bu husustaki görüşmelerine gelecek hat . ta devam edecekti) Zecri tedbirler ı\in kurulan tâli komiteler Cenevre. 3 (AA) — Zecri tedbirler komitesi bir takım tili komitelere ay. nbnrştsr Bun t*, yarın toplanır;, dün görüşülen tedbirleri katıleştirecekieı -dir. Zecri tedbirler komitesi, bu tâli ko. mıtelcrir» ka-a/ların- onaylamak için a. yın sltısma kadar toplu kalacaktı* TâM komitelerin raporları Cenevre. 3 (A.A) — IB ler komitesi bu avın altısında toplanarak ve tili komitelerden gelen ıapoılar tcıkîk e -decektir Zecri tedbirlerin tesbiti Cenevre. 3 (A.A) — Tâli komıtere. ler yarın toplanarak zecrî tedbirlere ait hususların teshirine başlıyacsklsr -dır. Zecri tedbirlere karşı Roma. 3 (A.A.) — Zecrî tedbirlere karşı müdafaa teşkilatı hararetle devam etmektedir. Bu akşam çıkarılan bir bildiriğe göre, 6 ikinci teşrinden itibaren kömür tasarrufu için yolcu trenleri seferleri yüzde yirmi araltılacaktrr. Keza kış aylarında daireler ve mağaza. Ur erken kapatılarak başka tasarruflar da elde edilecektir. Resmi gazete, dokuma ve savaş endüstrilerine lâzım ©lsn bir çok önemli maddelerin İhracını yasak eden kararlar neşretmektedir Resmi gazete de az sayfa ile çıkmaktadır. Tarım bakanlığı, buğday, mısır, patates ve sebre üretimini arttırmağa matuf emirnameler neşretmiştir B. IaivoI, B. Moisi ile görüştü Cenevre. 3 — (A.A) — B Laval Klermon Ferrana gitmiştir Hareke • tinden önce Vıszca italyan baş delege. -5 B. A'-t-ı ;--smüst"' B. Atoini \ eni teklifler ynpmış Cenevre. 3 AA) — Havas aylarının bildirdiğine göre. Baron AJoİsi dün sabah Sir Samuel Hor ile görüştüğü sr. rada. bazı tekliflerde bulunmuştur Bu teklifler Londradakilcrdcn henu/ çoV uzak olmakla beraber, oldukça mutedildir. Bununla beraber bu teklifler öyle bir sırada yapılmam ki, Sir Hor, Baron A misinin bunları kendi namına mı. yoksa hükümeti ağzından mı yaptığını kestirememiştir. îyl haber alan çevcnlerin düşündük, lerine göre. e£er bu. Bay Muıolİninin bir teşebbüsü ise. bu teklifler bilhatıa bîr yol göstermek bakımından öncsrüi-dir. Asılsız neizler Cenevre. 3 (A.A ) — İtalyan dele. gasyonunun herhangi bir vıile ile. Av. rupadaki en gerçekti tehlikenin alman tehlikesi olduğunu söyledi^ burada yalanlanmaktadır B. Samuel Horun Inr diyevi Cenevre. 3 (A.A) — Sor Samuel Hor. :adyo ile yayılan bir dıyevinde demiştir kı • f Ilı altı ülkeden ellisi, uluslar sosyetesine müzaheret vadet . mislerdir. Harbin dehşetine son ver -mek gayesiyle bu elli ulusun birleşik hareketleri dünya tarihinde dikkate de ger bir hadisedir.* Cenevre, 3 (A.A.) — B. Samuel Hor. Cenevreden syrılntadan Önce ingiliz milletine hitaben radyo ile şu diyevde bulunmuştur : "— 1 teşrmisani 1935 günü uluslar sosyetesi tarihinde Önemli bir tarih ol. muştur Uluslar sosyetesi, kollektif bir tesanüt göstermek suretiyle hayatiyetini îsbat eylemiştir Zecrî tedbirler hak. kındaki şüpheler ortadan kalkmıştır. 56 ulustan ellisi sosyetenin tekliflerine müzahire t "detmislerdir Bu sonuç 4İe|n&jsao«V^Ûtün devletlerin el ' birbğiyle varılmıştır. Şurası muhakkaktır ki. uluslar birliğinin bütün Üyeleri, nin biricik hedefi harbin acıklı şeyle, rini mümkün olduğu kadar kısa kesmektir. Bu fikir iledir ki bu sabah A. loisi ile açık -orerte görüştüm .. Sir Hur Lontlrada Ceaevrc. 3 (A.A.) — B Eden B. Samuel Hor İle birlikte buradan ayrılmıştır. Londra. 3 (A.A ) — Sir Hor bura. ya geldi. B. Von Zclandın devlet adamı sıfatiyle olan meziyetlerini kaydetti ve onun teşebbüsünden dolayı pek ziyade memnun olduğunu söyledi Innitteretle lıoşnudluk Londra, 3 (A.A.) — Bütün çcvenJer. 1 aval.Hor arasındaki sıkt iş birliğinden hoşnud görünüyorlar. Hele sol yan. B. Von Ztlandn» fransız.ingilİz gayretle, rini takdir etmek suretile. kendilerine uluslar sosyetesinin tasvibini bildirmiş olmasından hoşnuddur. B. Titiiieako ve uluslar sosyetesi Cenevre. 3 (A.A.) — Anadolu a. iansınm Öcel ayUnndan: "B. Titulcsko. zecri tedbirler koru fcransının dünkü celsesinde, küçük anlaşma ve balkan antantı adına töz söyliyerek. bu iki antantın paktın sa. d:k hadimi olduklarını, yaptıkları fedakarlıkların vüsati arsıulusal camia tarafından takdir edileceği umudunda bulunduklarını söylemiş: "— Fakat, uluslar sosyetesinin ama. cı, her şeydin Önce savaşın önüne geçmek vc savaş başladığı vakit de barışı tekrar kurmaktır... demiştir. B. TMİcsho bunun için İtalya ile Habeşistan arasında adilâne bir barış kurulması İçin bu ülküden mülhem o-larak gereken gayreti sarfedenlerle beraberdir. Fakat bu iki antantın anladı. ğ şekilde barış, uluslar sosyetesi çer çevesı içinde pak t m esas prensiplerine saygı gösterilerek kurulmalıdır. Bunun için, iki antant, uluslar sosyetesi ile birlikte barış için çalışanlara yar. dun edeceklerdir. İki antant, bu yoL da sebat suretiyle arsıulusal Ödevleri, ni. kendilerini ttalyaya bağlryan samimî dostlukls telif edebileceklerini an. Yunanistanda geneloy başladı Atına. 3 (A.Al — Geneloy lakk.n. **. yapıhb vmıni ©ren hareketler ciddi lıiç bir anlaşmazlığı sebeb olmamış, tır. * Bu hareket, curourıyc'çi . .. r'..-le- -rİn ¦, -...i!., ı durdukları bir kıraltrlai monologundan ibaret kalmıştır. Bunun sonucu hiç bir üsnomallık göstermîye-cek ve kıral taraftarları için büyük bir hasarı olacak gftn görünüyor. Alına. 3 (A.A.) — Geneloy bütan memlekette tam bir düzen ve sükûn i. cinde cereyan etmektedir Alman ilk sonuçlar kıratlık taraftarlarının kahîf bir ekseriyet kazandıklarını bildirmektedir. Atinnnm 6 ıncı seçim bölgesinHe H6S reyden 849 u kıratlığa ve 16 sı cu. murıyete rey vermiştir. Agia Psraskevi banliyösünde *24 reyden 820 ci kıratlığa ve 4 ü cumur.-yete rey vermiştir. Göçmenler kalaba, lık kütleler halinde rey vermişlerdir. W. KtııulilİHİtı bilıliri-tt Atına, 3 (A.A.) — Naip Kondilis. u lusa hitaben bir bildiriğ neşretmiştir. Kondİlİs bu bildiricinde, memlekete biı çok fenalıklara mal olmuş olan siyasal anarşiye son vermek /amanı geldiğini bildirmekte ve ulusu siyasal şeflerle ihtirasları tahrike çalışanları dinlememe, ge ve fakat bugün pek lüzumlu olan cez rî ıslahatı başarmak için elzem olan kıratlığın yeniden kurutmasını tasdİka Çağırmaktadır. B. Kondilisc göre. uivı hakem olan Jtırallığın mevcudiyeti, memleket İçin. deki ayrılıklara son verecektir. Naip diyor ki: "Elen ulusunun tarihi, kıratlığın o. nun bizzat mabiyetindr mündemiç olduğunu isbat etmekledir. Yurdu, ulusal büyüklüğe sevk İçin bizimle beraber geliniz. Bugünden itibaren yeni bîr kfVvre Ismaiteadır... KırcıffıJb istîyenler «./,_ .Mı Atina, 3 t A A , — Bütün biuraf müşahitlerin düşüncesine göre. Yuna. nisranda halk arasında kıralb demokrasi lehinde büyilk bir değişiklik vardır. A t inada yapılan mitinglerde yuz binlerce kişi bulunmuştur. Bu mitinglerde naip Kon dil is İle eski başbakan Çaldarİs söz almışlardır. Kırallık ta. raftarlarmın bugünkü geneloyda kabir bir ekseriyet kazanacakları anlaşılmak tadrr. Dış siyasa değişmiyor Atina. 3 (A.A.) — B. Kondilis. ga. zetecileri kabul ederek, yunan kırallı-ğınm dış içleri siyasası önceki rejim siyasasını o aynı olacağını teyit etmiş vc demiştir ki: *"— Yunanistan bütün büyük dev. letlerle dostluk münasebetlerini devam ettirmek ve balkan paktı prensiplerûas tanvımcn bağlı bulunmaktadır.» DAr.lMk II MU Kİ ! K ı ) eni (.in dış bakanı Şanghay. 3 (A.A) — Son suikast ta yaralanan dış bakanı Vangşingvei'iı yerine T w ky odaki eski Çin büyük el. çisi Çiangsofıin tayın edilecektir. Yeni ispanyol kubinesi Madrid. 3 (A.A) — Başbakan B Chapaprieta bir gazeteciye diyevîndt barbamentodan yardım beklediğini fa ¦ kat yardam gönnrse de gene pıogra -nuru değiştirmiyecegini vc bu yardımı parlamento dışında arayacağım söyle, mistir. Başbakanın bu sözleri parlamento -nun icabında dağıtılacağı suretinde tefsir edılroektedk\ Bir gemi kazası Goumberg, 3 (A.A) — Ling-.ni a. dındaki fin yelken gemisi Lacsoe açık. lanndat adı sanı belli otmryan bir va -purla çarpışmıştır. Gemi Gotemberge kadar yedekte ge tırıîebilmıMır. IDl| haberlerimizin sunu ultın- eı tayfada) ULUS ;, N)\ II SKİN. l'J.jr. ----------"jt Son haberler 2. ci sayıfada ALliıNLl YlL. No: 5129 Alllllll/.. :miiıiiiii/iıii II-1V» ı i kime italyan taarruzu dün başladı italyan kıtaları Hausiene vardılar - Habeşlerin Makallede dayanacakları haber veriliyor Asnıara, 4 (A.A.) — Dün ak şanı üzeri çıkarılan bir bildiriğde, I igı ¦ cephesinde, taarruzun saat 6 da başladığı bildirilmektediı. Yerli kuvvetler, saat 13 te Hausi-cn bölgesine varmışlardır. General Santini kolordusu., ge Gündelik BİZİM DAVALARIMIZ — 3 — F. R. ATAY "... Köylümüzün genlik düzeyi, nin yükselmesi tedbirlerine daha grni{ Ölçüde Özenle devam edece. ğız... 16 milyon nüfus bile, garbta gördüğümüz teknik ve kültür şartları içinde çalışıp i diği za -man, bugünkü Türkiye'nin kuvveti Ölçülmez derecede artar. 160 milyon nüfus bile, şark miskinliği içinde, üç beş milyonluk bir garb milletinin randımanını vermez. Fakat köycülük bir cumuriyet kelimesidir. Daha önce saray ve bcbtâli adamlarının toprak ada mına bakışı, Metropol adamları -nın sömürge zencilerine bakışından ayrı değildi. Bunlar yelde girmeni kanadından daha ucuza igtifçn koflardır; bunlara Yemen de 9 yıl askerlik ettirebilirsiniz; kuru boğazından artan nesi varsa, hepsini alabilirsiniz. Koyunu niçin kurtlaştıracaksınız? Şehi:' efendileri ile uğraşmak yetmiyor gibi. başınız \ bir de köylü sürü -lerinin taka \sını mı çıkaracak siniz? Hemen yüzde doksanı ikinci veya üçüncü göbekte tarlaya ve çiftçiye giden imparatorluk adam lannın. türk köylüsünün insanla şamıyacağına inanı vardı. Bu hal Osmanlılığa hâs bir şey değildir. Çarlık Rusyası da öyle idi. Bugün garb medeniyeti çerçevesinin dı -şındaki bütün ülkelerde gene böy-ledir. Bizim halk dediğimiz geniş'yığınların en büyük kısmı köyde oturmaktadır: Halkçı Fırka, cu -muriyetin maddi ve manevî bütün kuvvetleri ve imkânları ile, onun teknik ve kültür, yani genlik kazanmasına çalışmak zorundadır. Kasabalarımızın yüzde dok sandan fazlası da ancak birer köydürler. Köy ve köylü, yani toprak sâyi şartlarına düzen vermek demek, yeni Türkiye'yi yapmak demektir. Ancak yoğaltım pazarı köy ölçüsünde genişliyebilen endüstriler, bizde, sağlam bir temele dayan mış demektir. Biz endüstri mal'.-rımızı dış pazarlarda satmağı düşünmüyoruz, dediğimizde, onları içpazarın besliyeceğini iddia et mış oluyoruz. Üç şehirle, vilayel merkezlerinin bazılarının bi _-r veya ikişer mahallesi, kaza mer -(Sonu 6. Cf •.....„/.») kamutay Parti grubu başkan]] -omdan: Kamutay Parti Grupu bu-(gün saat on beşte toplana-çaktır, İ yelerin gelmeleri. neral dö Bono'nun huzurunda E -dega Hamus'dan hareket ederek, yerlerin arızalı olmasına rağmen, iaşe kamyonlariyle birlikte Enda nosero'ya ulaşmıştır. Düşman geriye çekildiğinden, makta idiler. İtalyan uçakları, habeşlerin Dessie'de Önemli tahşidat yapmak ta ve 3000 kişilik bir kuvvetin Ma kalle'ye doğru yürümekte olduğunu görmüştür. .m r/s ıbabada bir geçid alayı yapan askerle ı imparatora bağlılıklarım hildiriyoı/ar, bu kuvvetler hiçbir mukavemet l.-lcarşılaşmaksızırt FTfcl U-Jiıişleı dir. Tigre cephesi, 4 (A.A.) — Bir kaç saat yürüyüşten sonra italyan kuvvetleri, ilk hedeflerine varmışlardır. İtalyan yerli kuvvetleri Ambasi - Onamba - Masal üzerine gelmişlerdir. Saat 10,30 da faşist kuvvetleri Hausiin ö"ünde bulun İtalyanların Uankalı kolu da "fta lici ı yutuyuşunc başlamamış tır. Bu saate kadar ileri hareketine geçen iki koldur, ki bunlardan bi risi Farasmai'den, diğeri de Da mi'den kalkmışlardır. Hedefleri Makalle'dir. Bu kollar, italyan yeı li askerleri ile faşist kuvvetlerin den mürekkep bulunmaktadır. (Sonu 2. cı sayfada) İzmir piyasasının bu yılki ekonomik vaziyeti Hükümetimizin aldığı yen gîbİ, ekonomi islerimizde dc tadır. Memleketin hemen her haberleı bizi olduğu kad-tt. dir. Bu arada türh ihracat ..._•»¦ güzel İzmir'in ekonomik faaliy bakılınca, iftihar ve memnum kil etmektedir. Son günlerde berlere göre bütün çtkat madd me vardır. Bundan başka îhrac çen yıllara göre daha çoktur leri, satışları ve ihracı hakktnd ve zevk duyarak yazıyoruz: Vziim: Bu yıl üzüm rekoltesi 80 mil yonu çok geçecektir. Tahminen 90 milyon olarak kabul edilmek tedir. Bugüne kadar 60 milyonu satılmış ve 42 milyondan fazla '.' rac edilmiştir. Piyasanın- başlangıcında korkulacak bir derecede aşağı düşmüş olan fiatlar (Izmi. üzüm kurumu) nun teşekkülün den beri yükselmeğe başlamıştır. Bu yükselmede kurumun tesiri ol makla beraber ihracatın görülı.ıc miş bir derecede artmasının da tesiri olmuştur. Fiatların ucuz ol ması ve diğer başka sebeblerle Avrupa gayet fazla mal çekrr." iı 7 - 11 numaralar arasında 6.25 ile 13 kuruş arasında olan fiatlar son zamanlarda 7,75 ile 14,5 ku ruş çıkmıştır. Her numarayı göz -önüne alırsak aradaki fark 1.5, 2 kuruştur. Rekoltenin büyüklüğü nazarı dikkate alınırsa bu yüksel- nde tedbirlerle, her sahada olduğu büyük bir inkişaf göze çarpmak tarafından her gün aldığımız iyi herkesi sevindirecek bir değerde kezlerinin en önemlilerinden olan eti, dünyanın ekonomik durumuna yetle kaydedilecek bir vaziyet teş İzmir'den ilgili orunlara gelen ha-elerimizin satışlarında bir yüksel at yekûnu, hemen her malda, ge İzmir'de, türlü ürünlerin rekolte a edindiğimiz malûmatı sevinerek me çok dikkate şayandır. Ten dance yükselmece meyyaldir. Bu yıl üzüm fiatlarının vasatisi 8.5 kuruştur. (Sonu 6. cı say ifada) Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik IV üncü anket / — Ev 2 — Oba :ı — Av I — .(»11 5 — Avla ( — Ova 7 — Yurd « — Ocak I) Yukardaki kelimelerin ilk (Sonu 2. cı saytfada) "Ulus,; un dil yazıları Ehemiyet - Mühim Türk dilinin etimoloji, morfoloji ve fonetik bakımından çözümlenme metodu bü sözleri tiirkçe gösteriyor KHIMh I I Kelimenin etimolojik şekli (I) (2) (3) (4) (eh et) tir (t) eh: Büyüklük, yükseklik, esas anlamlarına gelir (ek 1 e, ah a, ağ a, ag e. sözlerin deki köklerin aynıdır). 12) em: Kökün anlamını haiz olan süje veya objeyi gösterir. Eh 1 em ehem: büyük, yüksek, esas demektir. (3) iy: ( . r y) eki sözün manasını tamamlar, tayın eder (k, g, h gibi). (4) et: anlaşılan mananın mus pet ve müstakil varlığını gösterir. (Ehemmiyet): Büyüklüğü, esas-lılığı müspet olan bir manayı İfade eder. Yakutçada, sadece (eh) birisinin sütlerine ehemiyet vermek, kaydetmek anlamına da kullanı lir. Not: — Kelimeyi (Ehemmiy yet) tarzında telâffuz etmek fu-zuliğ gayret olur. Bu şeklin etimolojisini arayalım : fl) (2) (3) (4) (S) (6) (eh ı em ' em ' iy I- iy et) (1) eh: Kök. (2) em: Orijinrnde, (eğ) dir. Eh eğ*' eneğ büyük (eke (ğ) gibi). "Eğ" eki, kökün anlamını haiz süje veya objeyi gösterdi. (3) em: ''eheğ" sözünde anlaşılmış olan manayı, tekrar kendi üzerine alan bir süje veya obje oldu. Eheğ \ em ehemm olacak; (. \ ğe) yerine, kendinden sonraki (m) kaim olacak. (4) iy: yahut (eğ) eki. sözün manasını ifade edecek. Ehemmeğ ( - iy) ehem demektir. (5) iy: Bundan evelki ekin rolünü yapan aynı ek. (6) et: gördüğümüz manayı veren ek. Hatıra: — Türk sözlerinin kuruluşunda gayet kesin bir tabiği-lik ve lojik vardır. Türk gördüğünü ve düşündüğünü anlatmıya kâfi gelecek surette sözleri yaratmıştır. Esas anlamı gösteren köke lüzumundan fazla ek getirmez. Sözü natamam da bırakmaz. Bozuk ve kırık şekilde türk sözleri, yabancı ağızlarda bu hallere duçar olmuşlardır. Kelimelerin oriiin şekillerinin bozulmasında, kalıpla kelime yaratma usulü de çok tesir etmiştir. Mİ HİM Kelimenin ettmoloiik şekli: (I) (2) (3) em ' üh + im Not: — (Em-im) kökünün gösterdiği bazı anlamları tanımak için şu kelimeleri gözden geçire Km: I. tmek [İJ — meşakkat, zahmet IX. lmgck (2] — taap. zahmet [I] Pavet de Cotırteille. Çağatay LÛgati 12] Radlof I. Kazan ve Baraba Leh. çeleri III. Imkck |3| — azap. beli. C*J% /jihmet^ ..... IV. Emek |4| — «ıyt. mihnet. U-ap, rahmet V. Emge (5| — azap VI Emgek — istirap. rahmet (t) em: Köktür. Zahmet, azap, cefa. mihnet v. s. anlamlarını İhtiva eder. (2) üh: ( . h), kökün anlamını İfade eden ektir, . k gi-bi). Em üh emüh: tamamiyle (emek, imek) demektir. (3) im: ( . • m) eki. kelimenii «manasını muayyen bir sahada tes-• bıt ve ifade eder, manayı tesahup eder. "Mühim" : zahmet, azap, mihnet v.s. ; gussa [*], gam [**] verici, sert demektir. Mülâhaza: görüldü ki, "ehem, ehemiyet" sözü ile "mühim" sözü aynı kökten değildir. Birincinin kökü: 'eh" tir; büyük, yüksek, dikkate şayan, esas anlamlarına.. İkincinin kökü "im" dir; zahmet, cefa, gussa. gam anlamlarına... "Bu iş ehemdir" dendiği zaman, isin büyüklüğü anlaşılır. "Bu iş mühimdir" dendiği zaman, işin, çetinliği, zahmet, cefa, gam vericiliği. yoruculuğu. zorluğu demektir. Dikkat nazarına alınmak lâzım dır ki. bu türk kelimelerinin her biri, gayet orijinal manalı türk köklerinden ve onlara lojik bir surette yapışmış eklerden doğmuştur; yoksa, herhangi bir sözün uydurma kalıplara urulmasından de ğil. Belki türk sözlerinin esaleti unutularak iş kalıpçılığa dökülmüştür. Not: — "Mühim", ehem olan demek değildir; izah olunduğu gibi, ondan büsbütün başka anlamda bir sözdür. Ehem olan, süje veya objeye işaret etmek istenilirse: Eski türk diyalektine göre kelimenin başına (mu), yeni şivemize göre (bu) sözünü koyabiliriz: mu t ehem bu 1 ehem Bunlar kaynaşarak: mehem, meham; behem (eh i al) [***J »öz leri ile elde edilir. Bunların gösterdiği anlamlar (mühim) sözünden değil, (ehem) sözünden çıkmıştır. [3] Pavet de Courteille. Çağatay lû. gati [4] Türk Dili. Süheyl ve Nevbahar. Kamusu Türki. Orhon Kitabeleri \S\ Radlot t.. Uygur metinleri [6] Oğuz Destanı. Orhon Kitabeleri | | Ahterii Kebir ["1 Lûgati Naci [*•*] Kelimenin sonundaki (. \ I) dır ki manaya şümul veriyor. Yoksa burada ayrıca bir "hal., kelimesini dü. şünmiye mahal yoktur. Bugün Dördüncü sayfamızda i Mesken mcsrlesi hakkındaki anketimize gelen cevabi £ ukııynnıız. SAYIFA 2 ULUS 5 SON TEŞRİN 1935 SALI DIŞ HABERLER SON DAKİKA Habeşler Makallryi sonuna kadar müdaffa edeceklermiş Adın baba, 4 (A.A.) — Röyler ajan. •inin salahiyetli kaynaklardan öğrendiğine göre habeşler Makalle'yi sonun.ı kadar müdafaa edeceklerdir. Adisababa. ya gelen haberlerde italyan öncülerinin Hausİen'in güneyinde bulundukları ve Rai Seyum'un gergilerinin şiddetli mukavemetiyle karşılaştıkları bildirilmekledir. Adigrat. 4 (A.A.) — Adua . Aksum hattından Uç italyan kolu ilerlemekte . dir. M.ıkallc'»ın işgali Adigrat kolunun hedefini tenkil etmektedir .Adııa ve Ak. »um kuvveleri dogu guncyı ve güney isikamrinde ilerlemekte ve Tekule'yr yaklaşmaktadırlar. Ras Kassa nin ordu. au burada italyanlarla ilk çarpışmayı yapacaktır. Oyle anlaşılıyor ki. artık haki. ki muhasemat başlamak üreredir V* habeş ordusu nihayet italyan ordusu ile boy Ölçüşebilecektir Ogadcn cephesinde hiç harb olma. maktadır. İtalyanlar ağır ağır ilerle -mektedir. $imdiye kadar italyanlar ta . arruz silahı olarak yalnız uçaklarını ve tanklarını kullanmışlardır İtalyanlar Makulle kapılarında Asmara. 4 (A.A.) — Röytcr ajansı bildiriyor: Yeni italyan hücumunun i -kinci gününde 100 kilometreden fazU genişlikte bir cephe üzerinde ilerlemek, te olan italyan ordusu hemen hemen mukavemet görmcksizİn Makalle'nin ki. pılanna Uymnım|Urdır. Habeşler yal . nız çete harbi yaparak çekilmektedirler. İtalyan uçakları Makalle'nin SO kilo. metre güneyinde 10 bin kadar habeş at. kerinin Makalle'ye doğru ilerlemekte ol. duğunu bildirmişlerdir .Bu geç kalmış bir tedbirdir ve bu askerler zamanı: '.ı MakaJle'yr yetişseler bile italyanların baskısına tesirli bir mukavemet gösterebilmeleri ihtimali kalmamrştır. B. Havariat, harbin uzam? sı düşmanı yıpratır, diyor Adisababa, 4 (A.A.) — Tekle Hava. riat, sarayda şerefine verilen bir şölende orduya 52500 frank armağan etmiş ve herkesin butun malını ulusa arma -fan etmesi lirim geldiğini söylemiştir. Tekle Havariat generallere ve bakan, lara Avrupanın siyasal durumunu an . latmıs ve İtalyan . habeş anlasmaalığı- U \A\iMAi\ ÜA; Yunan is tanda geneloy bitti Seçmenlerin yüzde doksanı kıratlıktan yana oy verdiler Atina, 4 (A.A) — Geneloy tam bir sükun içinde geçmiştir. Kati sonç he - nür belli olmamakla beraber alınan kıs. mi sonuçlara göre seçime girenlerin yüzde doksanı krralcıljktan yana rey vermişlerdir. Bîr çok yerlerde cumuri . yerciler seçime katiyen girmemişler -dir. Vcnızelosa ötedenberi taraftar olan muhacirler de bu geneloyda eski şefleri il« aralarının bozulmuş olduğunu gös. termişlerdir. Memleketin her tarafında baysallık yerindedir. Sonuç kirala bildirildi Atina, 4 (A.A. j — Gcneloyun sonu. cu Londra'da olan Kıral ikinci Yorgi'ye telgrafla bd d iri İmiş t ir. Ozcl bir beye t yakında İngiltere'ye giderek sonucu kı. rala resmen bildirecek ve kendisini Yu. nanistan'a gelmeğe çağıracaktır. Kır* . Un 15 güne kadar İngilere'den aynl.ıt.*. ğı umulmakadır. Siyasal partiler kaldırılacak mı? Atina, 4 (A.A.) — Geneloyun ilk sonucu olmak üzere bütün siyasal par. tilerin ortadan kalkacağı sanılmaktadır. Dil hakkında dördüncü anket (Başı l. ci ssyıtsda) ve asıl kökleri nelerdir? II) Bu kelimeler nasıl teşekl ' etmişlerdir? • III) Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ekleı nelerdir ve eklerin herbiri • nin mana ve farkları bakı mından rolleri ne olmuştur? IV) Bu araştırma neticesinde : A - Türk dili kökleri ve, B - Türk dili ekleri, ve, C-Türk sözlerinin teşekkü lü hakkında bir kaide çı karmak mümkün nüdür? Yukardahi dördüncü dil anh. . mize okurlarımızın verecekleri ce vabları, gazetemiz yazı işleri di -rektörlüğüne göndermelerini rica ederiz, Şimdiye kadar aldığımız eevablart strasiyle koyduğumuz gibi bundan böyle de koyacağız- nin ortaya çıkardığı gerginliği kaydet -miş ve demiştir ki: " — Diplomatik olarak elimden ge. leni yaptım. Şimdi cepheye gitmem UL zımdır. Biz italyanlara karsı vakit ka zanmak tabiyesini kullanmakta devam etmeliyiz. Bu muvaffakı yetin en evi va. «itasıdrr. Çünkü harbin uzaması düş manı yıpratacaktır.. ROMANI \D\: Bir romen gazetesinin hakkımızdaki yazısı Bükreş, * (A.A.) — En de pandana Rumen gazetesi, "Türkiyenin arsıulu. salrolü., başlığı altında aşağıdaki bet. keyi yazmıştır: "Tür-kİv ımm.»İ.ı li ılı ı ........ıı ı ı bıiış meselesi önündeki hareket tarzı bakım.ndan dünyada ayrı bir yer işgal Mmektedir Genel savaş esnasında, sultan tarafından Çanakkalenin kapatılması, çarlık rejimin düşmesini hızlandırmak sureti-le Rusyaya karşı kati bir silah olmuştu. Savaştan sonra, türk ulusu eski şef. leri İle birlikte yürümek istemedi. E-nerjiyi basiretle telif eden bir ulusal kahramanla idaresinde, silahını tekrar ele aldı. Ve savaşın hakiki galibi olan milliyetperverlik prensipini çok haris komşulara karşı muzaffer kılmaya mu. Tjffak oldu. Türkiye, ulusal devlet halinde ırki sınırlan içinde Vuruldu. Her türlü and. tasma tadili fikri ile hilalin asırlarca hakim olduğu illerin tekrar ele geçiri), mesî fikrini, kendisi İçn şeref olan büyük bir samimiyetle kendiliğinden bu raktı. Bu sahada, diğer birçoklarında ol. duğu gibi. geçmişi bir tarafa bıraktı. Bu suretle bütün komşuları ile barış içinde yaşayabildi. Ankara hükümeti, hareket tarzı İle. statüko müdafileri sırasında, yalnız sadece "İcabıhal.. kabilinden olarak değil, fakat siyasasını ulusun -ljımı menfaatlerine dayadığı i-çin. mantıki bir surette yer aldı. Türkiyenin bu kadar büyük bir rol oynadığı balkan antantında yer alisi bu istihalenin tabii bir sonucu oldu Türkiyenin arsıulusal barışa hizme. tinin değeri bugün Akdeniz anlaşmazlığının ışığında ölçülebilir. Bunun için. Akarada kiyasetti ve Avrupa işbirliği prensipine samimi olarak bağlı şahsı, yetler hükümeti idare etmeselerdi ne kadar ihtilatlar vukua geleceğini düşün, mek yeter. Bu, başkalarının maılesef ta. kibe yanaşmadıkları lıir örnektir . DA CİM K HAHKHIIR: lıptmyunın ordum Madrid. 4 (A.A) — Parlamentoya verilecek olan kanun layihası, 1936 or. du azami mevcudunu 145 bin olarak tesbit etmektedir. Pretu /'«»/ donda Bclgrad, 4 (A.A) — Yugoslavya kı. rai naibi prens Pol, Londradan Bel - grada dönmüştür. İtalyan taarruzu dün başladı 'ıijf ı. ii mytfâd*) A .'• ara 4 (A.A) — Kuzay cepnesın. de italyan kuvvetlerinin ilen hareketine geçişi dün akşam gelen bir resmiğ haberle teeyyud rtmıştir. Otc taraftan Somali cephesindeki kuvvetlerin de ileri harekete başladıkları bildirilmekte -dir. Yerli kuvvetler kolordusu pazar akşamı Hausiene varmışlardı. İtalyanların verdikleri haberlere göre. İtalyan kuvvetlen, yeni işgal edı-len yerlerde halkın sevinç gösterileri, le karsı 1 anmaktadır General d5 Bono. genel kurmayı ile birlik t* Adigrat güneyindeki bölgeye gitmiştir. İtalyanların ilerleyişi karşıtında ha beşler geriye çekilmektedir. Fakat bu dakikada anlaşıldığına göre bu kuvvetler Makalle güneyinde toplanmaktadır. İtalyanlar Makatleyc taramadılar Adisababa. 4 (A.A) — Genel kazar, gah tan alınan haberlere göre, her iki cephede de italyanlar büyük harb faaliyeti göstermektedirler. İtalyan akın -lannda uçaklar ve topçu büyük bir rol oynamaktadır. Kuz ayda hedef Makalledir. Makalle. habeş kuvvetleri tarafından terkedil mistir. Fakat italyanlar, kuvvetlerin çokluğuna *e mukabelenin hafifliğine rağmen hâlâ bu şehire varamamışlardır. Evelki gün Hausiene kadar ilerliyen italyan öncüleri orada kalmışlardır ItalyanlarınElİae dag yolu üzerinde bir çok istihkara levazımı ile hafif topçu teşkilatı vardır. İtalyanlar İçilecek suyu da beraberlerinde getirmek -redirler Güney cephesinde italyan taarruzu. Do. lanın batısındaki bölgede başlamıştır. tyi haber alan kaynaklardan Öğre-nildiğinç göre,, luüıealnıvvetlerj^jj^flfi^ «.sunin la mJtjTTT«T«T*î^7za^geç-çeklerdir. Haberler makabil Uuırruz yapacaklar mı? Asmara. 4 (A.A) — italyan keşif u. çaklan. pazar günkıi seferlerinde, Ma . kallenin güneyinde Amba.alaçi bölge, .inde kuzaya doğru yürüyen habeş kuvvetleri görmüşlerdir. Bunların mikdarı 10 bin kadar sanılmaktadır. Bundan Çıkan sonuç, habcşlcrın Makallede da. vanmak istiyecekleri merkezindedir. Asmara. 4 (A.A.) — D.N.B. ajansı nldiriyor: İtalyan kuvvetlerinin Ma-kallcye doğru ilerj yürüyüşü ile ilgili olarak burada söylendiğine göre, Gon-dar eyaleti ile Tsana gölüne giden bol. İdenin anahtarı demek olan Setit toprakları üzerinde italyanlar ihtiyatlı ha. eket ederek ilerlemektedirler. Aynı /amanda bu topraklarda kuvvetli habeş (ahşıdatı yapılmaktadır, italyan kesif uçakları bu topraklarda ve sınır yakın. ı-r:nda binlerce deve bulunduğunu bil. inmişlerdir İtalyanların buralarda, ha-K-slerin, Makalle üzerine bir mukabil nrruzla birlikte yapacakları hücumu beklemekte oldukları sanılmaktadır. Bit bomİHirdımanııt bilançosu Adisababa. 4 (A.A.) — İtalyan uçak. lannın cumartesi gunu Garahai civarın, 'la yaptıkları bombardımanda 30 kadar kadın ve IS kadar da çocuk ölmüştür. Uçaklar 2S0 bomba atmışlardır. RtU Guksa nezaret altında mit Adisababa, 4 (A.A.) — Habeşistan bundan bir müddet önce İtalyanlara gedmiş olan ve Agam ilbaylığına tayin edi. len Ras Guksa'nın Adigrata getirildiği ve orada sıkı bir nezaret altına konularak her türlü hürriyetten mahrum bırakıldığı haber alınmıştrr 16 000 sişuh uömlekli Napoli. 4 (A.A) — 2 ikinciteşrın tarihindenben hareket eden ve yahut S ikinciteşrinc kadar hareket edecek olan siyah gömleklilerin sayısı 16 bi. ne yükselmiştir. Tren seferleri azaltıldı Roma. 4 (A.A) — Kömürden tasar, ruf için şimendifcı seferlerinin günde 9750 kilometre azaltılmasına karar verilmiştir. jaro.nıaüa: Jupını\anın ileniz konferansı için şartları Tokyo, 4 (A.A.) — Rengo ajansından: Bu sabah toplanan kabine, yüksek narh divanı azasından Amiral Na/ano ile eski Berlin büyük elçisi Matsutona. gai Londra deniz konferansına delege tayın etmiştir. Kabine, delegelere verilecek talimatı da tasvib etmiştir. Gazete, lere göre bu talimatta şu esaslar vardır 1 — Deniz kuvvetlerinin genel tu-ıcttc azaltılması. 2 — Deniz lilahlarında müsavat ku. rulman. J — Her deniz devleti için azamı tonajın mumkun olduğu kadar az olarak tesoıti, * — Doğru ve hakkaniyetli bu suah. ¦i/ianma formülü kabulü ( I k(n.m \K\AİK: Kir nuikast Prag. 4 (A.A) — Teşnenin. Çekoslovak kısmını polonyalı kısmına bağ -livan bir köprünün altında, bir bomba patlamıştır. Halk. çok önemsiz iararlara sebeb olan bu suikasttan ötürü, büyük bir he yecan içindedir. Polisin yürütmekte olduğu gerçin. henuj hiç bir sonuca va. rarramıştır. » ıvık: llasbakun iyileşti Nankin. 4 (A.A.) — B. Vang Çin*; Vey tehlikeyi atlatmıştır. Cindeki para meselesi Şanghay. 4 (A.A.) — Hükümet döviz yedeğini muhafaza İçin bazı tedbirler almaktadır. Uç hükümet bankasının banknotları nizamı para olacak ve diğer bankaların banknotları yavaş yavaş piyasadan kaldırılacaktır. Bu bankalar ¦ariıh ¦¦¦kunt f.ş.WpwM Çin dolarının ktymrti şimdiki seviye arış*-muhafaza edilecektir. Hükümet büdce-yı tev/in etmeği vâdetmekte, deflasyona engel olmağa azmetmiş olduğunu bildirmektedir. Yeni bir finon* kurumu $anghay, 4 (A.A.) — Finans bahan, lığı. merkez bankası kır ihtiyat akçesi merkez bankası haline çevrilinceye kadar, yedek madenî akçe kontvarı kurulmasına karar vermiştir. Ellerinde gümüş para bulunanlar bunları bu kontu-vara yatıracaklardır Oümiis para devlet emrine geçiyor. Londra, 4 (A.A.) — Royter ajansı, mn Şanghaydan haber aldığına göre, Çin hükümeti gümüş paranın tamamen devlet emrine geçirilmesine karar vermiştir. Bu karar bugünden itibaren meriyet mevkiine geçmektedir. Eğer yabancı bankalar bu emri dinlemezlerse gümüş ihracı yasak edilecektir.. Gerek vergiler, gerek her turlu ödemeler banknotlarla yapılacaktır Bu gibi muamele. 1er için gümüş dolar kullanılması ya. saktır. l\Ul.TKRF'nfc: Kumillirs »emişi ( cheliitturtkta. Londra. 4 ı A.A — Ramillies drit. notu Cebclütta*ıka gelmiş rC Akdeniz kuvvetleri ararunda Resolution dritno. tunun yerini tutmuştur Sitâh te cephane İhracatı artıyor Londra, 4 (AA) — tngilterenin sı. lah ve mühimmat ihracatı bu yıl he -men hemen iki defa artmıştır. Peypil garetesine göre. 193$ yıltnm ilk dokuz ayı içinde ihracat 816 bin ingiliz lirasına yükselmiştir. 10J4 de 498 bin lira idi Torpil ihracatı 14 binden 135 bin liraya, uçak ihracatı I «ülyon 400 bin. den 2 milyon 10 bin ingiliz liralına »e harb gemisi ihracatı da W7 binden 871 bin ingiliz lirasına yükselmiştir. fi. Eden t.enevrede Londra, 4 (AA.) — B. Eden. yanında Avusturalya yüksek komiseri B. Brus olduğu halde dun akşam Cenevre, ye gelmiştir. Cenevrede yapılan konulmalar Londra, 4 (AA) — Sir Hor ve ingiliz clış işleri bakanlığı genel Mkrc. teri Sir Vansİhard dün B. B-ıIdvin ile uzun zaman görüşmüşlerdir. Cenevrede Sir Hor ile B. Aloısi a_ rattndaki konuşma hakkında Deyli Telgraf dıvor ki: • Bu konuşma sırasında B Aloi»i, dalyanın mütareke ve barış şartları hakkında ./.ıhl;.r vermişti*. B Alo m, ttalya üzerinde irra edilecek tesirin fazla kuvvetlenmesi ukdirinde oıt.. u güney Avrupa da işlerin ıleccRÎ durum, anlaanuzlığm r ~ ¦ hakkında kendi fikirlerini bildirmiştir. Sı* Il^r. italyan delegesine, ^yuı ununtLı. i .... yadaki ingiliz aleyhtarı prcpagjnda -nin dinmediği ve I-ıt\ Mısır sınırı üzerinde kuvvet toplanmasına U j.ti edildiği müddetçe tngilterenin Akdc-nizdeki kuvvetlerini az.iltm.iMnm mum. kun olamıyaca^ını da söylemiştir. B. Laval ile Sır Hor arasındaki çalışmalar ise. zecrî tedbirlerin tatbiki ile ilgili olmak üzere iki devletten bi. risi bir tecavüze uğradığı takdirde Fransa ve tngilterenin yapacakları iş -birliği hakkındaki bütün şüpheleri gidermiş ve bu yolda elde edilen ilerle -yia, iki genel kurmay tarafından yapılan planlarda pratik sonuçlar doğur -muştur. İngiliz heyetinin fikrine göre. Habeşistan işi hakkındaki konuşmalar çok zor olacak ve uzun zaman sürebilecek, tir. Taymıs gazetesinin Paris ay tan di. yor ki: « İyi bir kaynaktan haber alındı -gına göre B. Aloisi. Sir Hor ile yaptı, ğı konuşmada çok uzlaşıcı bir durum göstermiştir ki, bu barış yolundaki mu. vaffakıyet —"¦¦¦'¦¦-^ ftlltfM'l1 rir _ FRANSA'DA: fi. Kryo ve Sovyetler birl'üi Lİyon. 4 (A.A) — Bir söylev veren B. Eryo. şunları söylemiştir: « — Uzun zamandanberi fransir — sovyet yakınlaşmasını isteyenlerden bi 11', un Ben, sovyet ulusunun ve onu idaze edenlerin bir dostuyum. 1924 te iktidar mevkiine geçtiğim zaman ilk işlerimden biri, Fransa ile Sovyet Rusya arasındaki dsblomatik ilgilen yeniden bağlamak oldu. 1932 yılında 1924 te başlamış olduğum esere devam ederek, şimdiki rus . fransız ilgilerini tesbit eden andlaş . mayı hazırladım ve bu andlaamadan sonra bir (ademi tecavüa) paktı imzalandı Bir, butun ulusların toplanmasını istiyoruz. Bazı kimselee. ve bazı met od Ur hakkında bir talura kayıdlar ileri surülebılirse de, bir, ulusların suçlu görülmemeleri gerektiği fikrin -deyiz. Huriyetı tahdıd etmek istıyenierın cumurıyetın kudretini alet olarak kul. tartmalarına hiç bir zaman razı ola -mam» SOI ¦ KU.KK BİRLİCI NI)K: Bir çete sovyet topraktanım girdi Moskova. 4 AA) — Tas ajansının Kabarovskiden haber aldığına gorc 26 ıkınciteşrin tarihinde altı silahlı köre liden raurekkeb bir çete Mançuriden-gelerek sovyet topraklarına girerken sınır karakolları taralından görülmüş ve arada bîr çarpışma olmuştur. Çar -pışmada çetecilerden ikisi ölmüş, üçü yaralı olarak tutulmuş, birisi de kaç . mistir. Hadisinin olduğu yerde bir sü. rü irtica broşürleri, silahlar ve rayları bozmaya yarayan anahtarlar bulun • muştur. Çetecilerin geçtiği yoldan anlaşıldığına göre, niyetleri Grodekovo — Vladivostok demiryolunu bozmaktı. Bu yaralı haydutların ifadelerinden de anlaşılmıştır. Çete. süel bir teşkilat olan Sansa -gou teşkilatı tarafından kurulmuştur. ULUS 6 MİMI^KİV ı «:*; ÇARŞAMBA Son haberler 2. ci sayıfada ON ALTINCI YIL. No: 513ü Aıİııııı/ ııı.Iınıı/.lır Heryerdr 5 kuru-* italyanlar Habeşiştanda üç koldan ilerliyorlar Kakalle iki günde alınabüecekmiş Üç koldan Üerliyen italyan kıı\ vetleri makalle önünde birleşecekler ¦ İtalyau uçakları habeş üssulharekelerinî bomhardı -man ediyor -Negüs cepheye gidiyor - Adisahahada tımııtsıızlnk geye kadar uzatmaktır. Mevcud üc kolordunun ikisi hemen Makalle'yi işgal etmek için harekete geçmiş bulunmaktadır -Ur. Bu kolordular biribirleriyle ir tibat kurarak en sol cenahlarını Dankali kuvvetlerine karşı yürütmüşlerdir. Sağda bulunan üçüncü kolordu Aksum kuzayına, Takaze nehrine doğru yürümektedir. Oe*d*nâ* h*b+n göıciıleri Ad.sabab*. 3 (A.A.) — Hükü-çevenUn italyan - habeş an -kaaanazlıjtma bir anlaşma bulma Gündelik yı Franaa ve İngiltere'ye bırakan Cenevre tanzim komitesinin kararını hoşnudlukla karşılamaktadır. Bununla beraber, bu çevenler, İtal yanua, yeni dilekleri H-aJ*e|i«tajı Napoli, 5 (A.A.) — 1072 nefer, 86 subay ile tanklar, bombardıman ve keşif uçakları ve bir o -büs topu bataryası yüklenmiş olan Atlanta gemisi, dün doğu Afrika-sı hareket etmiştir. Bainzia ve Lİguria gemileri de bugün hareket edeceklerdir. Bu vjmiİT. General Terruzzi'nin ku- 8Î/IM DAVALARINIZ - 4 — F. R. A TAY « Tayyar» fılosaııonet vü . euda getirmek İçin bOvûk milleti. laizÎB yüc* İlgisini heyecanla anmak borcumduı «... Son arsıulusal hadiseler, türk m 'eti için kudretli bir ha. r« ordı 'inun, hayatiğ önemde tatulmenna bir daha hâk vardlr. di. Çok emekle kurduğumu*, ca -nımızİM korumaya andiçtiğimit kutsal yurdun, havadan saldırış -tara karay güvenlik altında hu _ iunması demek, bize saldıracak -ların, kendi yurtlarında bitim de aynr zararları yapabileceğimize güvenimiz demektir. Bu güveni, hergün, artıracak araç bulmakta, büyük Türk ulusunun, ne göksel bir duyguyu kalbinde taşıdığını, her ferdin vatan için tutuşan gözlerinde okumaktayız.., Hiç çiipho yok ki bizim şefimiz, ve onun biri hükümet, biri ordu başındaki İLİ büyük arkadaşı, cumuriyetin ilk on yılı içinde bütün dünyaya şu hakikati taadik t»ird»Icr: "Türkiye sınırları içinde türk ordusu ile mücadele edilemez.,, Türk ordusunun kuvvetlenmesinden, barış ve sükûn dostlarının derin bir hoşmıdluk duyduklarına şüphe yoktur: Çünkü biz ancak millî müdafaamızı sağlamak |Ç|r hazırlanmaktayız. Hakikiğ narb tehlikesi ise, millî müdafaalarını sağlamamış olanların başkalarında uyandırdığı kolay zafer ve feth iştahından geliyor. Milli müdafaalarını sağlamış olanlar, eğer kendi bölgelerinde barışı korumak için kuvvct ve a. z.mler.nı birleştirirlere, bir taraftan harb, zorlaştlracak veya im_ kansızlaştıracaklar.bir yandan da dünyada barış nizamının kurulmasına çalışan politikaların ve cemiyetlerin muvaffak olmasına hizmet edeceklerdir. Kara ve deniz müdafaamız kadar, hava müdafaamızı da az zamanda, güven altına almak zaruretini Atatürk, bize milli düstur (Sonu S. inci w*yifada) Bir r« v- kamyoneti bir ırmaktan geçeınîyerek dururken tarafından kabul edil emi yedeğinden dolayı yapılacak gorüamelerin sonuçları hakkında şüpheli görünmektedirler. mandacı altında bulunan 3.2 -i) nefer ve 100 bombardıman uçağı yüklemişlerdir. Asmara, 5 (A.A.) — Ç ¦?, ¦Li İtalyan istikanı kıtaları yol yaparken Roma, 5 (A.A.) — İtalyan ta arruzunun hedefi, Erİtre cephesini, Takaze nehri ve Aksum güneyinden Dankali'de Musaali da ğının merkezîni teşkil ettiği böl gece yağan sürekli yağmurlar kamyonlar için yapılmış olan yol lan bozmuştur. Bu yağmurlar, mevsime göre bir istisna teşkil etmektedir. (Sonu 2. ci sayıfada) C. H. P. KaMiııtav Parli Grupu toplantısı Ç.H. Partisi Kamutay Grupu İdare Heyeti Başkanlığından: C. H. Partisi Kamutay Grupu bugün Hasan Saka'ntn başkanlığında toplandı: Mahalli idareler ve ilk tedrisat. Mitli Emlâk, mtmurtar kanunu ve toprak kanunu komisyonları gibi Partinin özel komisyonları üyeleriyle Kamutay encümenleri mütehasMis üyelerinin seçimi etrafında görüşülerek tesbit edilmiştir. "Ulus,, un dil yazıları Düstur Kelimenin etimoloji. bakımından Kelimenin etimolojik $ekli: (ed I «s i (I) ed: Köktüı dur. Burada 'yükseklik, büyüklük, kuvvet, kudret, esas, asıl. sahip,, anlamlarını gösterir. (2) üs: ( . 4 »). ektir. Oldukça geniş bir sahayı ve mananın bu sahaya genişleyişini gösterir. Ed üs edüs: kuvvet, kudret, sahiplik v. s. anlamlarının büyüklüğü demektir. Kelimenin başka şekilleri de vardır: I. Edis Mürtefi 11. Ediş » Bâlâ III. Ediz , Yüksek kıymet âli. mürtefi IV. Etiz Âli V. Edizlik irtifa VI. Tös Asıl, temel, sanem VII. Töz Asıl. menşe, tabiat, kuvvet VIII. Tusa : Saadetimize hizmet eden her şey (3) üt: l . t) eki, sözün "anlamını katiyetle tesbit ve tayin e-der ektir. /. Radlof lügati. 1. Uygır lehçesi II. Uygur metinleri. Analytischer İnden mu den Fünf ersten Stücken der Türkischen Turfan - Tejrce (Bang, von G ıhtın) III Radlof lügati. I. Çağatay lehçe-si. Analytischer lndex zu den Fünf ersten Stücken der Türkischen Turfan . Texte (Bang. von Gabaın) IV. Radlof lügati. I. Koman lehçesi V. Divanü LÛgat.ıt-Türk VI. Radlof lügati. III. Altay lehçe. t/ v. s. VII. Divanü Lügat.ît.Türk VIII Pekarski, Yakut Dili lügati. Yalan havadisler Son gelen fransızca "llüstra* yon,, mecmuasında okunmuştur: c Türlü mason tarikatlerınin. dün . yanın hemen her tarafında olduğu gibi, Türkiyede de kendilerini temsil vc fa. afiyetlerini nekreden locaları vardı. Vekiller Heyeti Reisi İsmet Paşa, bir. denbıre. bütün Türkiye localarını fes. heden vc bunların mallarına devlet namına elkoyan bir kanun çıkarmıştır. Her nevi toplantılar bunlara yasak e-dilmiştir. Buraya koyduğumuz fo -tografi. meşrikiâzam üyelerinin. Bey -oğlu dördüncü noteri. Sadettin Beyin başkanlığı altında yaptıkları son top. lantıyı göstermektedir .. Yalnız Fransa'nın değil, Avru panın en ciddi mecmualarından biri sayılan "llüstrasyon,, a boy le yalan bir havadisin nasıl verildiğine hayret etmemek mümki *ı değildir. Bizde masonluk, bu memlekette, devrimci cumuriyet rejimi altında mevcudiyetine lü -zum olmadığını*, karar vererek kendi kendini feshetmiştir. Hükümet tarafından masonlar no tazyik görmüşlerdir, ne de görmek -tedirler. morfoloji ve fonetik çözümlenmesi Düs üt düşüt: Geniş anlamda kuvvet, kudret, sahip, hakim, temel demektir. (4) ur: ( . r) eki, kelimenin manasını muayyen, katî bir sahada tahakkuk ve temyiz ettirir. O halde: (ed • üs üt ür); son morfolojik ve fonetik şeklini kullanalım, DÜSTUR kudreti, hakimiyeti, büyüklüğü, esas olduğu kabul edilen, tanılan, ona katiyen riayeti icap ettiren şey demektir. Yani kanun demektir, de~ ğişmiyen şekil demektir, umumun riayet etmesi icap eden bir kaide demektir. Bu kelime Arapcaya da, "asıl, kanun" ve ''veziri âzam" anlamlarında geçmiştir [*] Farsçada da: "sahip, izin, asıl, kanun, pişva" gibi anlamlarda kullanılır. [**] (•J Ahıerıı Kabir [—} L:sm.Ül.ac*m, t. DÜZELTME 4 sonteşrin tarihli sayımızdaki dil yazısının ikimi sütununun 18 İnci satırında 'Hadîs" kelimesi yanlışlıkla "Hadis., yazılmıştır. özür c!ı1ivrek düzeltiriz. Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik IV üncü anket / — Kı; 2 — Obm 3—Av 4 — Ağd — irin h — Ova 7 - 1 ıırıl 5 -OtnU I) Yukardaki kelimelerin ilk ve asıl kökleri nelerdir? II) Bu kelimeler nasıl teşekf etmişlerdir? ,,f Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin herbiri -nin mana ve farkları bakı • mınr!*n !1 - -1 ] ne olmuştur? IV) Bu arattırma neticesinde : A Türk dili kökleri ve, B - Türk dili ekleri, ve. C- Türk sözlerinin teşekkülü hakkında bir kaide çıkarmak mümkün müdür? Yukardaki dördüncü dil anh. mıze oJcirr'urı/nızın verecekleri cevabi ar t, gazetemiz yazı işleri di -rektörlüğüne göndermelerini rica ederiz. Şimdiye kadar aldığımız - - i abiarı strasiyle koydı: -mu* fibi bundnn böyle de koyc.c . SAYIFA 2 ULUS 6 SUıı ı ı--:UlN 193b ÇAK:? \ S0/\ DAKİKA Gecelerdeki genel durum Londra. 5 (A.A) — Roytcr ajan. imin aldığı haberlere gore, dün bütün gün Tigıede hüküm »üren fırtına ile karıcık çok şiddetli yağmurlar, italyan ileri hareketini durdurmak suretiyle Makallcyc a* bir zaman için nefes al . ma fırsatını vermiştir. Fakat do Bononun kuvvetleri, şehrin doğu kuzayın . dakj vc batı kuzayında sıkı surene yer. leşrrûş bulunmaktadırlar. Bu kuvvetler, 25 kilometrelik bir ileri hareketiyle v hu girebilirler. Bu hareketin hafta •onlarına doğru yapılacağı hatxı alınmıştır. Bu müddet zarfmda, toprağın ıs -laklığına rağmen yeni cephe ile imi -nakale yolları sağlam surette hasırlanmaktadır. Bugün Tigredcki italyan cephesi bazı yellerinde girinti vc ve çıkartılar göstermektedir ki bunların düzeltilme, sine şimdiden aaslaıumstn. İmparatorlarının tabiyesini sada -katle ta) îh etmekte olan habeşler ge -rîlerine doğru çekilerek toplanmakta ve arkada münferit asker grupları bi -rakrnak ladırlar ki, bu gruplar, baakın. lara elverişli an rai ı yerlerde italyan -lan hırpalamaya uğraşmaktadırlar. Dön Makalkyr doğru yuıumekte olduğu bildirilen habeş kuvvetleri ortadan yok ohnus gibi gözükmektedirler. Ote taraftan Harrar ve Cicigaya da habeş takviye kuvvetleri gönderilme -ye devam olunmaktadır. Çünkü ital. yanlar Ogadcndc yavaş olmakla bera * ber sistematik bir tanda ilerlemekte . dîrler. Bu takviye kuvvetleri için en ö-nemli mesele «ilah meaclesidir. Habeş, lere gelmekte olan makineli tüfek, ai -lah ve mühi—ııat önemli mikdarda olanakla beraber kala yetişecek derecede değildir. Öte taraftan bunların ingiliz Somalisinden Habeş rst ana taşınması italyan hava kuvvetleri tarafından gö -(etlenmekte ve güçleştirilmektedir. Royter ajansının kuıay italyan oı. daları ne ed indeki aytarıaın bildirdiğine göre. Adigrat ile Dankalya toprak, karı ortasında höt ön A gam eyaletinin şef] Decas Valdc Gabriel bugün general dö Bononun karargâhına gelerek teslim olmuştar. Bunu butun başka ikinci derece Betlerin mutavaatı tarak eylemek, tedır. Bu buyiık şefin başegmesi. Guk. -aı.ın mutavaatından sonra en önemlisi sa ılmak tadır. İtalyanlar üç koldan ilerliyorlar (Başı L ci saye/adı Dun sabaha karşı ileri yürüyüşe de. vam edilmiştir. Uçaklar. Makalle ye doğru yürüyen batKş kollan görmüşlerdir. Uçakçılar, bundan başka Tembien ve Aşıanghi bol. gclcnndc düşman kuvvetlerinin topla n. mış olduğunu görmüşlerdir. Makaîlede habeşler italyan uçaklarına kaışı hiçbir harekette bulunmamışlardır. Tarlalarda çalışan köyliiler, uçaklar geçerken beyaz bezler sallamaktadırlar. / çul /-.un httmburtlııın.nı Adisababa. 5 (A.A.) — Söylendiği-ğine gore. Ogaden bölgesinin rincmli bir su merkezi ve birçok işlek yolların başlangıcı olan Garahei'nin italyan u-çakları tarafından bombardımanı sivil halk arasında birçok ölümlere «el ıb ol. muştur. Habeş kuvvetlerinin çok az mikdar. da bulunduğu bu bölgede italyan uçak. larının gittikçe şiddetlenen hareketler, dc bulunrnauarusı tenkîd eden hokri-met, italyanlarra sivil halkı kokutmak istediklerini sanmaktadır. İtalyanların Makallcye karşı yaptıkları taarruz hakkında hiçbir haber a. lınmamıştır. Söylendiğine göre Eritir italyan kuvvetlerinden olan yerli as. herler, yığın halinde kaçmakta ve şimdi Adua güneyinde bulunduğu ı p—*1 *" Tiğre cephesi komutanı Ras Seyumun knvvetlrrirte katılmaktadırlar. !Stteii* cepheye gidiyor Adisababa, S (A.A.) — t ıraya ö-nemlı mikdarda kuvvetler gelmiştir. Dolaşan bir yayıntıya gire, bu kuvvetler. Somaliden ilerleyen italyan ordu. sunun başlıca hedefi olduğu sanılan Garahci bölgesine sevkedîleccktir. Süel otoriteler, yakında habeş mü. dafaasıntn Öz noktasını teşkil etmesi muhtemel olan Çiçiga'nın korunma ter. tihatına faaliyetle devam ermektedir, ler. Ogaden cephesindeki sağlık servis* lerini kuracak olan mısrr kurılhaç heyetinin, bu ayın 8 inde Ciciga'ya gel. asesi beklenmektedir. Şimdi Dcssie'de bulunmakta oları veüahd. imparator cep. heye hareket edince Adisababaya döne. ork ve imparatoru temsil edecektir. Makalle üstünde italyan uçakları Aarnara. 5 (A.A.) — Havas ajansının Tiğre cephesindeki ayı an bildiriyor: "Sürekli ve şiddetli yağmurlara rağmen, italyan ilerleyişi devam etmektedir. Birinci kolcu durum ileri karakol, lan. Ouogora güneyi ve Makalle istika, metinde yüıümehte ve ocaklar keşif hareketleri vaprzuırtadrrlnr Bu uçaklar. Helen kampını terk eden binlerce habeş görmüşlerdir. Yerli askerlerin harbt Roma, S (A.A.) — Habeş kuvvetleri, ne karşı yapılan süel hareketlerin ikin. ci safhası da .italyanlar tarafına geç. mis olan v* ılı ' unsurların, habeşlere karşı harbeitiklen kaydedilmektedir. DanakiV.ı rtlen başka Galla bölgesi halkının da yakında italyanlara iltiahk etmeleri beklenmektedir. Birçok Etnik grupların habeş halkının özü olan Şpa-lara karşı Vtn beslemeleri ve italyan sömürge hareketinin böylelikle kolay İaşem Isuş taiacağı uanad edilmektedir. Teslim almak imtiyen habeşler Roma. S (A.A.) — Söylendiğine gö. re. Avssa sultanı, italyan otoritelerine teslim onmak anyetusdedir. öte taraftan, italyan uçakları Dan. kati ovasından beyaz bayrak sallayan 3 bin-kadar haber- Basmacısı görmüşlerdir. Bunların teslim olmak »irdikleri tahmin edilmektedir. İtalyan kollarının ynrîîynş durumu yor ca. 5 A-AJ — Havas ajansı-Tkğn orşnsesiasseki aytan bildiri- "Rendakomodan hareket eden italyan kotu, diğer iki kola iltihak edeceği Af oulaya giden yolun öçte hurini aşmış bulunnaalmsdrr. Agonla bv İrerinde otu bol çayırlar ve balığı bol dereler vardır. General Dahnarronun kumandası ahtznda bulunan yerli askerier. Matrobev yakınındaki bazı köyleri almcslardır. General Marrorinna kaaaaandasrndakİ kol Mak ailenin M kilometre berisinde frııi|inp-ı ytriere yerleşmiş bulunmaktadırlar. Negaeh . Mainesti tepesini zap-t etmiş olaa Sanrım • Birdi kola Ago. ulaya doğru vüriimektedir. Bu kol. Bet. Manam bo'r-rnnd rbulunan Adeabag-heye smtdvoVn varmrs butmsnmktaanT. General Uaravgoa kasvetlerinin hangi İstikaıaurac yürüyeceklerini tab. min etmek isoJûnstzdır Bu kuvvetler. Aksumun ikJ yolundan geçebilirler: Bu yollardan biri, Stlaclaccclen geçerek Addİa — Aİcchcba yakınında Ta. kaze nehrine ulaşır. öteki dc Mariam. Dcbre ve Ourie. dea geçerek Cccounudan aynı şehre gider. Levazım servislerinin kurulusuna faaliyetle devam ccUJnselctedtf. Neuiue muiknmt haberi yattan Londra, 5 (A.A) — Habeş elçiliği, imparatora karşı bir suikast teşebbüsü yapıldığı hakkındaki haberi, gülünç bir propaganda olarak vaasflandırmakta dır. Şuranı da bcrkttilmrktedir ki, Ci-huriden çelen bu haber. Asmara Ver -vanlan tarafından verilmiştir. Halbuki bu kervanlar Asmara ile Cibuti a -rasmdaki bin yor kilometrelik yolu İki ayda a hn akta dır. DIŞ HABERLER (İtalyan hahrş hurin hukluuda-ki haberlerimizi* ıh-umu 6. e* nayıjadadır. * İTALYA'DA: Italyanm Avusluryu re Hıuru-ristana selâmı Roma. 5 (A.A) — Ciornale d'ltalya gazetesi, Avusturya, Macaristan ve Al. manyanın zecri tedbirlere katılmadıklarını kaydederek, (eski dürüst düş -inanlarımıza heyecanlı bîr selam yollu, yoruz.) diyor. Bu gazete, şunları ilave ediyor: « Avrupa hadiseleri, bu selamı, zaferimizin yıldönümü tarihine rasgetrr . mektcdır. Harb meydanında ayrı ayrı. fakat yüksek bir ülkü beşliye re k bir -birlerine düşman olanları, birbirlerine tanınmayı, insan ve muharib aıfatiylc faziletlerini ölçmeyi ve dolayısİyle birbirlerini saymayı öğrenmişlerdir. Vc harb meydanlarında doğan bu saygı sa yesindedîr ki. şimdi doat olmuş olan eski düşmanlar, boş sözlerle tatmin e -dİUnıyco fakat karşılıklı anlaşma te. ümidiyle tezahür eden dostlukların değerini daha büyük bir kuvvetle an . I.ımaktadsr lar. İlminle olmUıin öylelerin* yatılım Ncvyoık. 5 A A ı — İtalya buyuk elçisi B. Rosao. habeş harbi kurban . larının aylelerine yapılacak yarden» parasının 450.000 doları bulduğunu bıldır mistir. Zafer bayrama kuttandı W..m. . 5 (A.A.) — Zaferin yıldömı mu ılün bülün İtalya'da kutlanmış vc memurlar, eski savaşçılar. Usuller ve ulus yurd için ölenleri saygı ile anmış, laıdır. Duçc, meçhul askerin önünde cgıl mı» ve soma Venedik sarayı balkonun, dan bir söylev vererek ezcümle demiş. ur İpi: ** — 17 sene önce italyan ordusu za. terlerin m narlağtni-elde rtti Rncûn yeni bü harbi giriştik. Sarsılma» hır sn. t ette birleşmiş ve azmetmiş olan ital -yan ulusu bir kere daha tam zafere en. şecektir.* Musolinİ - Drumond konuşman Roma. S (A.A) — B. Musolıni. ingiliz buyuk elçisi Sir Erik Drummond ile görüşmüştür. Sanıldığına göre. bu konuşmada, habeş işinden ziyade ingiliz — italyan gerginliğinin giderilmesi işi görüşül -muştur, ital yan on L ihyadan çekmeği taahhüd ettiği mikdardan fazla asker çekmesi hususu da yeniden «vrvruuhahs olmuştur. Sanıldığına göre. ilkkânun. de toplanacak deniz konferansı işi ve belki de Akdenizdeki yeni donanma denkliği dc görüşülmüştür. Roma, 5 (A.A — Muaohni . Urum. mond görüşmesi siyasal çev eni evde iyi intiba bırakmıştır* Hiç bir sonuca vanlmamrş olma'..' beraber bu görüşme hakkındaki iyi inü. ba ilgili italyan çevenleri tarafmdan da teyıd edilmektedir. İnvıUz ölülerine say eı 5 (A.A.) — Savoia otorite, leri. 4 mayrs 1917 de bir alman denizaltı gemisi tarafından torpillenen T rantı]-vanya gemisi felâketinde ölen ingiliz askerinin yattığı mezarlığa şu ibareyi taşıyan büyük bir ub koymuşlardır: ""Yasay*n'arın nankörlüğüne rağmen.,. Gazetelere göre. 30.000 kişi. ingiliz mezarlarını rîyare tetmiştit. ÇİN'DE: - Cindeki gümüş ptım Şanghay. 5 (A.A.) — Çin bankası direktörü B. Sung gümüş yedek akça. taam piyasada bulunan butttn narayı yür de yüz karşıhyacak nisbette olduğunu söylemiştir. Çindrki *uik**t etrafında Nankin. S A.A- — Vang Şânf-Ve'. ye yapılan suikast işinin örtbas edilmek istendiği anlatılıyor. Bu suikastta komünistliğin amil olduğu İddiasından vazgeçilmiştir. Zecrî tedbîrler işi ludyu zecri tedbirlere karşt k uy ıı yor Koma. S (A.A.) — BSılun ltalyı. bugün zecri tedbirlere karşı koyma sa. vasıru başlamışın Her haftanın salı ve çarşamba gun . İtri bütün kasablar kapalı kalacak ve o gönlerde hiç bir italyan et femiyecek. tir. Çönku er o buyftk hir kısmı yaban, cı memleketlerden gr'irilmektedir. Gazeteirr. miran tflusumm vabsm. cı mah almamak. İtalya'nın az çıkardı, ğı mallar üzerinde tasarrufla hareke*, etmek ve alınma» ),i/fm gelen mallan rse yalnız dost memleketlerden satın almak hususunda gAstrrdigi disiplini bir kere daha heTlrtmrfcifdirlrr 1 ıııhm -,-\,ı girmiyenter lislvxi Cenevre. $ (A.A — Ambargonun daha bir tak un ilk maddelere teşmili hakkındaki ta leb üzerine hazırlanan vc yarın on sekizler komitesine verilecek olan liste neşredilmiştir. Kömür muş -tekatının bu listede yer tutmadığı beli ti İme kted ir. Söylendiğine göre. eğer cevaplar teklifin yerinde olduğunu gösterirse 18 ler komitesi hükümetlere bunun tatbik mevkiine konması için biı tarih teklif edcelrtir. IhıİMifiun u\rılan ineiliaJer Londra. 5 (A.A,) — Roytcr ajansı -nın aldığı bir habere göre, bir çok ingiliz aileleri boykotajdan M zecri tedlaiı . ler in sonucu oWak yiyecek içecek bul. manın güçlüklerinden korkarak italya', dan ayrılmaca k.ııar verrmsierdtr. Tati. Iı geçirmek usert ltalyadan daha Önce (ikmış olanlar da geri dönmİyecekler . dar Amerika re zerri tedbirler Vaşington. 5 (AA) — B Fîlips. a. fakat yarı resmî suretle tasvîb ettiğini yalanlamıştır B. Filips Amerikanın kendi siyasasını diğer herhangi hir ulusla danışmaksızın harırlamış ve tatbik etmekte bulunmuş olduğunu bildirmiştir. Vaşington. 5 (A.A.) — Rcsmiğ olarak bildirildiğine gore İtalya ve Habeşistan île B. Rtızvcltin ihtarına rağmen amerikalıla. alışverişte devam ederlerse silah ihraç yasağı, petrol, kömür, de. mır. çeliğe de irsml olunacaktır. .Sınır hadisesi pıotvsto edildi Moskova 5 (A.A) — Sovyet smı -rının Grodokoıo bölgesinde silahlı ja -pon mançuri müfrezeleri tacatmdan ge. çilmesi üzerine. Tokyodakı sovyet büyük elçisi B. Yorencf dış bakana B. Hirotaya 12 ve 14 ilkteşrin tarihlerin, de birer protesto notası vermişti B. Mırota 2% ilkteşrinde cevaben bir muhtıra vermiştir. 4 ikinci teşrinde. B. Yorenef. dış bakanına bir nota vererek İapon muhttrasrnın hakikate uvgun ol-madığmı, çünkü hadiselerin sovyet top raklarında cereyan etmiş olduğunu bil. dirmistir. Notada. )apon hükümeti . nin sovyet — mançuri sınırı üzerinde muhtelif komiteler kurulması hakkın . daki sovyet teklifine cevap vermediği için, japon — mançuri arnrıtannm Sov. yerler Birliğine karsı hareketlerinden dolayı mesuliyet )apon hükümetine yük let ilmektedir. Sovyem\erde $uii*timalden dolayı mahkûm olanlar Moskova. 5 (A.A.) — Baku hakyeri smrstrmallerinden dolayı kooperatif mağazalarının 3 muhasebecisini ölüme ve bu mağazaların idarecilerinden H i. ni de 10 seneden iki seneye kadar hapse mahkûm etmiştir. Ilı uçuk çarpıştı Riga. S (AA ı — İki suel uçak ye. re inerken alanda çarprsrnrçlardır İki subay ve bir astuu.ı ölmii$tür. iN;iı ıı.Kf.nr; I tul yun sfanjft ,/./., ıl, ri I ...»-Ira. 5 (A.A) — İtalyan amirali Biscia ile btnlıa'.ı M urgaatini. 2 jfkka. nun deniz koırferansmdan önce ingiliz amiralliği Ue ilk konuşmalarda lıuııın. mak Ü7eıe İniğim buraya gelmişler lir. Londra, i (A.A) — Siyasal çe . venler italyan deniz eksperlerinin ziyaretinin Akdenizden ingiliz genaaleri. m.ı muhtemel bir jeri çekilişi İle hiç bir ilgisi olmsdıftrnı Sildirmektedirler. M - ¦ a m UİUSİar m;h girmeni işi Londra, S A.A) — Bildirddıv ı n* lıupiltere, Mıaınn uluslar sosye. tesine giımesme taraftar btılanmak ta fakat bugün derhal teşebbüs yapmayı 'aınaıilj buJmauıaktadır. /ıı vdi'-t'-dr numz4-ı lâMlemi 1 ondra. S (A-A.) — Bulun partiler önüauszdeki parlamento seiçnnııe nam. ¦etlerini ilan etmişi.ıılir. Mam/rtlr--" sayım hemen hemen 1931 dekinin aynı olup 1J00 dur. fin seçimlerde 22 muha. farakir. 3 ulusal liberal. 13 işçi nam». dİ rakipsir olarak çakmakladırlar . I.KIIİSI AN'DA: rya - Polonya terim anlaşmanı Varşova. S (A.A.) — Aunanya ila Lehistan arasında, en ziyade müsaadeys anar har uluı esasına dayanan bir tecim mukavelesi imza edilı Varşova. S (A.A.) — Lehistan . Al. manya tecim anlaşmasının imzasından bahseden «ucl Polska Zbrojna gazetesi, bu anlaşmama iki memleket arasındaki tecim ilgileri için yem esaslar tesis e. deceğini vc tecim kontenjanlarını iki ulus için elverişli bir tarzda genişlete. rr*mi yji'ir.ık rlr Ti i' aUn.j.üau deri geçmektedir. 19a4 mar. tında yapılan pakt ve geçen yıl ilk teşrininde imzalanan takas mukavelesi ile alılan adıma ileri götürmekte ol m bu mukavele iki komşu memleket münasebetlerini normal hale sokmaktan geri kalmıyacakıu-^, Dnuıg. 5 (A.A.) — Resmen bildiril. dığine göec. son alman . Polonya tecim raurakcıHerifsde Dantzig'm bir delege, si bulunmuştur. AJmanyj ile Polonya arasında im -«ilana, terini andlaşmasrnrn Dantaig ¦çsn öre! bir Önemi vardır. Çönku bu and taşma ile Aksun ya ve Dantrig tecim and. taşmalarım arrrrrnaktadır. Dantrig Al. manya ya 27 \n miryon göldenfik ihra. eatta butımaeaktrr. Almanyanın ihracatı •e Dtanrrig ile Polonya aracında imza. lanan 1931 eylül mukavelesiyle tespit olunmuştur . ÇfJkOSLOV MCVA'DA: Itaşlmkun ıasife*UuUu affedildi Prag. S (AA) — Cumur Başkanı B .Maaaryk, Başbakan B. Marypteı i vazifesinden affetmiş ve verine tarmı bakam B. Müan Hodza'yı tayin eyle -mistir. Söylendiğine göre. yeuı başba . kan aynı zamanda tanm bakanlığı işle. risti tedvirde devam edecektir. Prag. 5 (A.A) — B. Hodramn baş. audLanlığj Uy mi siyasal çevenlerde biı. yak bâr sempati ile kaTşılanmrştır. tik defa olarak hir slovakm başbakanlığa gelmcai. urusun brrliğine bir sembol o-larak gtrrGkmektedir B. Hodra, küçük m hararetli taraftHrlarındjn . A-'/.-,, tuşunu Uarifeni ut tizini t İdi Prag. & (A.A.) — Böhemia gazete, asnsu yazrhğma göte. ikinci teşrinden itu bsren Brene ı. Senkandido ve Tarois -dan ttarya'ya girecek kömürlerin demir, yolu Ücreti Çekoslovak hükümeti tara . hndan yüzde 40 ucuzlatıl mıhtır Bu ucuz. luV ÇeknslovaVyarun bütün bölgelerine şamildir. Avusturya da aynı ucu/h ¦¦ yapmaktadır Bu. nihayet yıl sonma kadar levam edebilecek tir ULUS 7 m\ I I-skin. ıv İM R§£M0E Son haberler 2. ci sayıfeda ON ALTİNCİ YIL. No: 5131 Adlim/., .unlu.n/ılır Heryi'nlr 5 km Gündelik SAVYETLER BAYRAMI Dost Savyetlerın devrim bay -ramını kendilerine gönülden kut -larız. Sevinç onlar kadar bizim -dir: Çünkü yalnız Türkiye ve Sav-yet dostluğu değil, bayraklarımızın gölge saldığı topraklarda ba -rış. saadet ve sükûn inkılâblan -mızın halkçı ve insaniyetçi davasına dayanmaktadır. Bugün teşrincilerin zaferini, bütün dünyada, inkâr etmeğe kalkışabilecek hiç kimse yoktur. Fa -kat biz, o zaferi, ilk defa gör -m ek. istemek ve benimsemek şerefini kimseye vermediğimiz gibi, bugün dahi, onun değerini bizim kadar derinden anlıyanlar olma -dığı kanaatindeyiz. Eskİ Rusya, büyüklüğü, genişliği ve kuvveti ölçüsünde bir tehlike idi: Şimdiki Rusya, eski*;ni birkaç misli geçen kudreti ile, hr.rb ve emperyalizm tehlikelerine karsı bir güvenç ve dayançtır. Hiç kimse büyük komşumu -zuıı, içerde halk saadetine ve dı-Şarda milletlerin hürriyet, sükûn ve eşidlik davasından başka bir gaye peşinde koştuğunu söyliye -mez. Her barış sesi, orada, tabiî bir yankı bulur; barış aleyhine her teşebbüsün önüne, Moskova teşrinciliğin tam samimiyeti ile karşı koyar. Teşrinci davası, bütün cephelerde, ileri yürümüştür. Dostlarımız, her yıl, bir öncekinden daha yüksek bir gurur ite göğüslerini kabartmakta, şevk ve sevinçlerini ArUtraiM.UlA faklıdırlar. Milli müdafaa kuvvetleri gibi, endüstrileri de milletlerin hürriyet ve saadetlerini yıkmak değil, onUrın hürriyet ve saadetlerinin inşasına yardım etmek yolundadır. Coğrafya ve tarihin biribiri ile boğazlaşmağa mahkûm ettiği red dedilmez bir hakikat gibi ortaya sürülen ikİ memleket arasında, sevgiyi, itimadı ve dayanışmayı gerçekleştiren şartları, dünya düzeninden ümid kesenlere misal olarak göstermekten çekinmeyiz Bu şartlar, emperyalizm bencilli ğinden uzaklaşmak, ve milletle -rin, ancak, barışarak, anlaşarak, birleşerek mesud olacaklarına inanmakla vücud bulabilir. Komşu ve dostumuzun her işte mütemadiyen daha muvaffak, daha kudretli olmasını dileriz: Çünkü bu kudretlenme arsıulusal tehlike ve felâket ihtimallerinin mütemadiyen zayıflaması demek tir. Rusya'nın coğrafik durumu, nüfus ve imkânları, yalnız kendi barış ve güveni üzerinde değil, dünya barış ve güvenliğinin bü -yük bir kısmı üzerinde tesirli ol masına elverişlidir. Lenin'in ve onun ideal ve ha reket arkadaşı Stalin'in türk dost luçu. Atatürk'ün bize hiyanet edilmez bir emaneti olan Savyet dost luğu ile bir arada, tarihte bu as rın en «üzel eserlerinden biri ol -mak değerini muhafaza edecek -tir F. R ATAY Bakanlar Kurulu toplandı Bakanlar kurulu dün akşam bir tonUntı yapmıştır. KAMÜTA KOMİSYONLARI ÇAĞRILARI § Hariciye Encümeni bugün saat on birde. § Arzuhal encümeni bugün saat on dörtte toplanacaktır. Üyelerin gelmeleri. Ekmek f iatı artmıyacak Tarım Bakanı memlekette kâfi derecede buğday olduğunu ve gerekirse Ziraat Bankası huğdaylarının piyasaya çıkarı • laeağını söyledi Ekmek Hatlarının son günlerde mütemadiyen yükselmesi ve daha da yükseleceği hakkında bazı gazetelerde çıkan yazılar üze -rine düşüncelerini sorduğumuz Ziraat Bakanı B. Muhlis Erkmen ajansımıza şu beyanatta bulun -muştur: " — Ekmek fiatlarının yükselmesini sebepsiz ve yersiz buluyorum. Memleketteki buğday ürünü tahminlerimize göre, İhtiyacı karşılayacak derecededir. Piyasaya az buğday gelmesi buğday azlığından değil fiatın daha yükseleceği ümidiyle elde tutulmasından ve saklanmasındandır. Ziraat Bankası depolarında tohumluk ayrıldıktan ve dağıtıl - • . il.--____ -ı.»___i. Tarım Bakanı B. Muhlis Erkmen diktan sonra muhım miktarda buğday vardır. Bunlar ihtiyacı kar- hasıl olursa hariçten buğday dahi şılamak üzere piyasaya arz * ı- sokulacaktır. Her halde ekmeğin çaktır. Şunu da ilâve edeyim ki: daha fazla yükselmesine meydan ihtikâr ile uğraşmak için ihtiyaç verilmİyecektir.,, (A.A.) İtalyan resmî bildiriğine göre ilerleyiş deyam ediyor Roma, 6 (A. A.) — Resmî bildirip: « General dö Bono, ileri kar^ kolların cepha ilerisinde giriş -tikleri yürüyüşe, devam ettikle -rini telgrafla bil dirmiştir. Dana-KÎİ cephesindeki italyan kuvvet -leri Gabala'yı geçerek Doto'ya doğru yürün, 'c-tedirler. Yerli askerlerden rnü-rekkeb olan bi -rinci kolordu O-gamla'yı işgal etmiştir. Yerli 3E« M \ Avrupalı bir subay, bir habeş askerine gaz maskesinin kullanışını öğretiyor. kolordular Şailo çağlıyanı boyunca ileri ha -reketlerine devam etmektedirler, ikinci kolordu Şİre ve Aibamet'in işgalini tamamlamıştır. Somali cephesindeki italyan kuvvetleri Ogaden'e doğru hare - (Sonu 2. ci say ifada) B. Titülesko ve arsıulusal durum Romen dış hakanı kararların m Bükreş, 6 (A.A.) — B. Titü lesko, Cenevre'den dönüşünde fransız, italyan, Küçük Antant ve Balkan Antantı elçileriyle bazı hükümet üyeleri tarafın - dan karşılan - mistir. B. Titülesko Cenevre kararlarının ih tiva ettiği mana hakkında gaze - tecilere şu di -yevde bulunmuştur: o — Arsıulusal durum ağır -dır. Bir taraftan sosve»*- üy^eri o- B. Titülesko Cenevrede verilen anasını anlatıyor lan memleketlerin pakttan doğan vecibelerinin noktası nokta: a tatbik edilmesi ve öte taraftan Ital ya İle Habeşistan arasında âdilâne barışın bir an önce kurulması için gereken bütün gayretler ya pılmıştır. Her birimizin umudu, bu gayretlerin muvaffak olacağı ve uluslar sosyetesi şiddetli ted -birlerinin mümkün olduğu kadaı kısa bir müddet için tatbik edileceği yolundadır. Bununla beraber bahis mevzuu olan menfaatlar, böyle bîr amacın ne zaman elde edilebileceğini kestiremiyecek kadar karışıktır. İtalya'nın dos' -e barışa bağlı bir romanyalı sıfatiy-fSonn * »-»-'i *»vffdn) "Ulus,, un dil yazıları Hat Irlatır - Hâtıra Bu sözlerle; 44 ihtar., kelimesinin ve -her üç anlamında - "ân,, sözünün etimoloji , morfoloji ve fonetik hakımından çözümlenmeleri HAT - HATIR - II \TIK \ Kelimenin etimolojik şekli: (1) (2) (3) (4) (ah -f- ağ; 4- at -f- ır) dır. (1) ah: Köktür. Burada ışık, parlaklık anlamınadır {ak gibi). (2) ağ: Obje veya süje gösterir. Ah + ağ — ahağ: ışığın bir obje veya bir süje ile olan münasebetini gösterir. (3) at: ( . t), ektir. Manayı tamamlar, tesbit eder. Ahağ | at ahağat; kelimeyi son morfolojik ve fonetik şekline koyalım: HAT bir süjenin veya objenin ışığı veya bu ışığın tebellürü, izi demektir. (4) ır: ( . • r), ektir. Manayı yakın, muayyen, kati bir sahada tekarrür ve fark ve temyiz ettirir. (Burada o saha dimağdır). O halde: HATIR: bir obje veya süjenin dimağda aydınlanması, iz bırakması demektir. Hatır sözüne 'ağ" eki geUnre, bu ek kelime anlamına müspet bir varlık verir ve onun adı olur. HÂTIRA da bu demektir. Not: I — Yakutçada kelime (ahtar) şeklindedir, Bu kelimenin etimolojik şeklini (hatır) kelimesininkinin altına yazalım: Hatır = (ah -f ağ + at + ir ) Ahtar - (ah 4 ağ + at -f ar) Görülüyor ki her iki kelimenin asıl bünyeleri, birbirlerinin tama-miyle aynıdır. Birincide kökün vokali düşmüş. İkincide kök aynen kalmış. Birincide ve ikincide "ağ" düşmüştür. Birincide kökün vokalinin düşmesine mukabil "at" eki olduğu gibi kalmış. İkincide kökün vokalinin kalmasına mukacil "at" ekinin vokali düşmüş. Son eklerde aynı cinsten vokal şekli tebeddülünden başka bir fark yoktur. Yakutçada (Ahtar): anmak, hatırlamak, hatıra getirmek, daima birisini veya bir şeyi düşünmek demektir: "Min iespin kini-ehe ahtar ere borççağızını ona hatırlat". İHTAR Not; 2 — (İhtar) sözü, etimolojik bakımdan (hatır) sözünün bünyece tamamen aynıdır. Manaları da orijinde birdir. Bugün bu kelimeye vermekte olduğumuz diğer manalar, (tenbih, nazarı dikkati celp v. s. gibi) mecazi manalardır. AN Not: 3 — (Hatır), (ahtar) anlamları, an (mak) anlamına-d.r. [*] (An) kelimesinin etimolojik şekli şöyledir: (D (2) (ağ + an) [*] Hatır ve hâtıra kelimeleri, kalp (Anterit Kebir) ile gönül, hatıra geien husus ve fikir (Lügati Naci) an'amlarına alınmıştır. (1) ağ: Işıktır. (2) an: ( . n), ektir. Süjeye en yakın, bitişik bir sahayı gösterir. Herhangi bir sahada bulunan obje veya süjeyi, "m" (ego) sahasına, yani süjeye yapışık vaziyete getirir. Ağ — an - ağan, bir süje veya objeye ait ışığın, bir süjenin en yakınında tebellürüdür. Itlak üzere ışığın, parlaklığın ve onun gibi olan temizliğin ve güzelliğin, insanın bitişiğinde tecellisi anlamına da gelir. Görülüyor ki kelimenin teşekkülünde, ışıkla süje veya obje a-rasında orta mesafeler gösteren işaret ekleri yoktur. Kelimenin zaman bakımından anlamı da bundan ileri gelmektedir. Kelimenin morfolojik ve fonetik şeklinde, kökün "ğ" si ve ekin vokali, ki bunlar uzatma rolünü yaparlar, bu rol baştaki vokalin uzatılmasiyle vokale verilmiş oluyor. Not: 4 — (An) sözü, Yakutçada (ağın) şeklindedir; anmak, hatırlamak v. s. ; gamlanmak, birisinin izdirabını çekmek, kederlenmek gibi anlamlara gelir. Izdirap ve gam anlamları, kelimenin kökü olan "ağ" ın parlaklık manasından ziyade ateş, güneş, yanmak manasiyle alâkadardır. Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik IV üncü anket l—Ev 2 — Oba H — Av 4 — Ağıl 5 — Mu 6 — Ova 7 — Yurd 8 — Ocuk I) Yukardaki kelimelerin ilk ve asıl kökleri nelerdir? II) Bu kelimeler nasıl teşekkül etmişlerdir? III) Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin herbiri-nin mana ve farkları bakımından rolleri ne olmuştur? IV) Bu araştırma neticesinde: A Türk dili kökleri ve. B - Türk dili ekleri, ve, C - Türk sözlerinin teşekkülü hakkında bir kaide çıkarmak mümkün müdür? Yakardaki dördüncü di! anketi-mtze okurlarımızın verecekleri cevabi ar, gazetemiz yazı işleri direktörlüğüne göndermelerini rica ederiz. Şimdiye kadar aldığımız ı strasiyle koyduŞ-muz gibi bundan böyle de koyara^tz. DAKİKA Makulle önlerinde çetin hır harb başlamış Adisababa. 6 (A.A.) — Bugün şimal cephesi ordusundan gelerek öğle üzeri burada neşrolunan bir telsize göre, Ma. kallet etrafında şiddetli bir muharebe başlamıştır. Dün akşam italyan kıtaları baskın şeklinde şehre girmişlerse dc habeş kuvvetleri geceleyin şehre karşı şiddetli bir taarruzda bulunmuşlar ve birbuçuk saatlik göğüs goğüse bir çarpışmadan sonra Makalle'yi tekrar ele ge. girmişlerdir, italyanlar çekilirken ölü ve yaralılarını muharebe meydanında bı . Takmışlardır. öte taraftan güney cephesinde bu . gün gelen haberlerde Şebeli bölgesin — de de şiddetli çarpışmalar başladığı bildirilmektedir. Habeş kuvvetleri çetin bir mukavemet göstererek müstahkem mcv. zilrine doğru çekilmektedirlr. Habeş kuvvetlerini ordu kumandanı Ugasnus idare etmektedir. Haheşlerin perşembe günü geceleyin kuvvetli bir mukabil taarruzda bulunacakları bildirilmektedir. İtalyan uçakları yeniden Gorahai bölge, sine birçok bombalar atmışlardır. Cephelerdeki son durum Londra, 6 (A.A.) — Röyter, ajansı muhtelif Özel aytarlarından geceye kadar aldığı haberlere dayanarak bildiri . yor: Güneş. Tigre'deki italyan ordula . rının önündeki bölgede yürüyüşü güç -leştiren çamuru çabucak kurutmuştur. Muvazi surette ve biribirleriyle irtibat halinde bulunacak kollarla yapılacak ta yan ileri hareketinin yeniden başlama»*! için bütün hazırlıklar bitirilmiş bulun . maktadır. Hiribirinİ tutmayan haberler Makalle. italyanların en esaslı hedefini teşkil etmekte devam ediyor. Bu şehir hakkmda birbirini nakzeden haberler gelmektedir. Habeşler, italyan yerli askerlerinden mürekkep öncü kuvvetlerini on Ölü verdirerek geri püs -kürttüklerini bildirirken. Eritredcn gelen haberler. Makalleye giren müfreze, nin halk tarafından hararetle karşı -landığını, bunların habeş kuvvetleri ta. rafından hiç bu rahatsızlık görmedik -lerini ve nihayet habeş kuvvetlerinin en yakın gruplarının şehrin çok gü -neyinde bulunmakta olduğunu söyle -mektedir. Röyter ajansının Adisababadaki ay- tarımn öğrendiğine göre habeşler, İtalyanları yeni taarruzlarında hırpalamak üzere. Makalle bölgesinde la/im gelen bütün tertibatı almışlardır. Genel suvatla olduğu gibi Genel savaşta yapıldığı gibi. Ras Seyumun »üel danışmanı etki rus al -baylarından B. Kornivalolun nezareti altında makineli tüfek yuvalın kurul -muştur. Bu makineli tüfeklerin yanın, daki habeş askerleri, geri çekilmek ve yahut teslim olmaktan ise Ölmek için yemin etmişlerdir. Öte taraftan habeş hükümetinin ta lahıyetlı bir adamı Royter aylarına, kuzay habeş oıduları kumandanlarının, imparatorun euuını harfi harfine sayarak muharebe »ezmeden çekilmekte ve bu suretle düşmanı daha ileriye çek -mekte olduklarım bildirmiştir. Güney cephesinde italyanların Şı -beli nehri vadisinde önemli bir habeş mevkiim işgal etîikleri haberi, Adisa -babada teyid olunmaktadır kî bu da, italyanlann duım^Jan Ogadendeki ha. reketlrrinde öevam etmekte olduklarını göstermektedir. \ı»üün süel dıı runı hakkında söyledikleri Adisababa, 6 (A.A.) — İmparatoY Haile Selasıye D.N.B. nin Adisababa muhabirini kabul ederek süel durum hakkında şu diyevde bulunmuştur: "İtalyanlar bütün hazırlıklarını bitirdikten sonra sınır boyunca ilerlemeğe başlamışlardır. Halbuki habeş orduları henüz inkişaf safhasındadır ve de. ouryolu ve motorlu sevk vasıtaları olmadığından askerler harp plânı gereğince kendilerine gösterilen yerlere yaya olarak veya at ve katır sırtında gitmektedirler. Eritredeki italyan kuvvetleri yürü. yüşlcrini başlangıçta Adua . Aksum -Adigrat hattına kadar sürdüler ve emrim üçerine boşaltılan bu bölgeyi işgal ettiler. Bu hatta gelince italyanlar, ha. beş ordusunun geri çekilmesini temin e-den ardcıların mukavemetine rastladı, lar ve orada durdular. 5 ilkteşrindenbe. ri büyük hareketler olmamıştı. Fakat son günlerde italyanlar yeniden ileri hareketine başladılar. Habeş ordusunan ne zaman önemli kuvvetlerle harba girişeceği süel hareketlerin inkişaf;na bağlıdır. Somali cephesinde italyan kuvvet. leri Ualual Şebeli . Gerlogubı hattını tutmuşlar fakat daha ileriye geçmemiş, lerdir. Gorrahai bugün elimizde bulunmaktadır. Danakil bölgesindeki italyan hare. ketlerinin strateji bakımından hiçbir değeri yoktur. İtalyanların bombardıman uçakları için karargâhlar kurumunu büyük bir dikkat île takip etmekte yiz. Bu. Cibuti - Adisababa demiryolu, oa karşı şiddetli hava hücumları yapılacağını gösterir. Askerlerimizin kayıpları hakkında şimdilik bir şey söylememe imkân yoktur. 1500 kilometre uzunluğunda muhtelif cephelerden raporların gelmesi, hele telgraf irtibatının bulunmaması göz önünde tutulursa, hayli zaman İS -ten. italyanlar Makalleye girdiler Asmara, 6 (A.A.) — D N. B. Ajan. kinin özel aytarından aldığı habere göre italyanların yerlilerden mürekkeb ke. şif kollan salı günü Makalle'yc girmişle dir. Bu şehri habeşler tamamiylc boşalt, mışlardır. İlerleyiş devam ediyor (Başi 1. ci ssyıtada) ketlerine devam etmektedirler. Uçaklar, keşif uçuşları yapmaktadır -lar.,. Asmara. 6 (A.A.) — Tigre cephe . sindeki Havas ay tan bildiriyor: Birinci kolordu yarın Makalle'yc doğru ileri hareketine devam edecektir. Keşif yapmak üzere hareket etmiş olan kollarla italyan uçmanlannın teyid et -tiklerine göre. düşman kuvvetleri bölge, yi tahüyc etmişlerdir. İtalyanlar, mukavemet görmeksizin Makalle'yi İşgal edeceklerini sanmak . Sadırlar Bugün ileri hort'Uvte devanı *dunacak. Asmara, 6 (A.A) — Royter ajansı bildiriyor: Burada söylendiğine göre. italyan kuvvetleri yarın sabaha doğru ilerile -yislerîne devam edeceklerdir. Desye yolundaki köprüler yaptırılıyor Adisababa. 6 (A.A) — Yağmur mcv. siminde yıkılan köprüler. imparator Desteye gelmeden önce yaptırılacaktır. Tamir işinde kullanılacak levazımın yüklü bulunduğu 20 kamyon bugün Dessıeye hareket edecektir. İmparatorun kervanı erzak, levazım ve para yük lü 500 katırdan mürekkep olacaktır. Öğrenildiğine göre, Ogadcn cephelinde kuvvetli mevki almış olan habeş ordusu, italyanların muhtemel bir taarruzuna \arşı gelmeğe hazırdır. Haberler Mukullcyi terk etmiyet ekler Adisababa, 6 (A.A) — Royter a -jansının feci aytan bildiriyor: Habeş kuvvetlerinin her ne pahası, na olursa olsun Makalleyi terketme -mek niyetinde olduklarını haber aldım. (Sonu 6. eı ısyıfsds.) DIŞ HABERLER italya'da: İtalyan gazeteleri Fransaya çatıyorlar Roma. 6 (A.A) — Akşam gazetele. ri. Fransaya karşı şiddetli hücumlar -da bulunmaktadırlar. Bu meyanda Ciornale d'ltalya di . yor ki: • tngilterenin Akdenizdeki siyasa -sı, şimdi, tngilterenin uluslar sosyetesi dışında Fransa ile son günlerde yaptığı anlaşmalar sebebiyle kuvvetli bir yardım görmektedir. Fransanın, ital . yan hadisesinden istifade ederek İn -giltereden şimdiye kadar alamadığı ve yalnız kendi Özel menfaatlannıtt ala . kah bulunduğu sarih taahhüdlerle ay. nı sarahatta bazı tarif formülleri elde edip etmediği ve tngilterenin ise bu -na karşı ihtiyat tedbirleri çerçevesini tamamaen geçen mecburiyetlerle Fran. sayı kendi yanında bağlayıp bağlama -dığı meselesini gözden geçirmek iste -miyoruz. öte taraftan bu anlaşmaların, bu -nunla hiç bir ilgisi bulunmıyan uluslar sosyetesi karşısındaki kıymetlerini de gözden geçirmek istemiyoruz. Bizim bitmek istediğimiz . ingiliz — fransız anlaşmalarının Lokarno paktı içindeki durumudur. Sonra şunu da belitmek lazım gelir ki genel ve Avrupai bütün meselelerde işbirliği ve karşılıklı danışma esakla'ını koymuş bulunan geçen sonkânun tarihli fransız — italyan an -taşması gör önünde tutulacak olursa Avrupai anlaşmalara İlerde ne derece kıymet verilip verilmiyeceğidir. Bü -tün bunlardan çıkan son mana ise italyan — habeş anlaşmazlığına bir hal sureti bulmaktan uzakta kalındığıdır.» Yabancı malı kutlanmamak için Roma. 6 (A.A.) — Yabancı ım-mle- k»lU:rdt.ıı „-lcn ı.ı-i;^ -p i-U'ıUık vı a,_ zaltmak hpn yeniden bazı tedbirler a. ] inmiştir Bu arada otel. lokanta gibi yerlerde salı günleri yalnız bir kap et veya balık yemeği verileceği kaydı haftanın her gününe teşmil edilmiştir. Müş tenlerin kendilerinin getirecekleri soğuk et, sucuk v.«. de bir et yemeği olarak telâkki edilecektir. Her türlü kurumlar, yabancı mem. Icketlerden gelen her nevi malların yo. ğaltımını en ufak hadde kadar indireceklerdir. Bu gibi malların eldek ısto-ku bittikten sonra yeniden ısmarlanmı. yacaktır Bu gibi mallar tercihan yabancılara satılacaktır. İtalyan doktorları federasyonu, bütün doktorlara, hastalara italyan ilaçlan, italyan kuvvet şurupları ve italyan aletleri verilmesini tavsiye etmiş tir. Benzin ve madeni yağlar vergini artırıldı Milano. 6 (AA* - Resmî gazete, benzin ve her nevi madenî yağlar üze. rinden alınmakta olan vergiyi yükseli ten kanunu neşretmiştir. Bu tedbir so. ucu olarak bu maddelerin fiatları müthiş suret*? 'ırlıyacafctrr Tedbirler genişletiliyor Roma, 6 (A.A.) — Memurlara yeni çalışma saatleri ilân edilmiştir. Memurlar, vazifeye bir saat Önce baştı, yacaklar, akşam bir saat geç çıkacaklar, dır. Fiume ilbayı, otomobilini kullanmaktan vaz geçtiğini bildirmiştir. Türlü şehirlerde buna benzer kararlar verildiği bildirilmektedir. Venedik'te, yabancılara telif hakkı ödenmesi gereken filimlerle piyesler ,a sak edilmiştir. Faşist kitabedar federasyonu, üyele. rini yabancı gazete ve kitabların ithali . ni azaltmağa çağırmıştır. R. Lava' ingiliz ve italyan elcilerile görüştü Paris, G (A.A.) — B. Laval. sıra -siyle Sir Jorj Klark vt B. Cerutti'yi ka bul etmiştir Musolini - Drummond konuşma'an Akdenizden harb gemilerini çekmek mümkün olacakını? Londra, 6 (A.A.) — Daily Mail vt Daily Express gazetelerinin haber'verdiğine göre, B. Baldvin .dun bazı ka. bine arkadaşlarını çağırarak. B. Musolini Trablusdaki italyan kuvvetlerini a. zaltmağa razi olduğu takdirde. Akde-nizden iki yahud daha fazla harb kru vazörü çekmek mümkün olup olamı. yacağı hakkında kenlilerile konuşmuş, tur. Nevi Kronikle gazetesinin temin ettiğine göre. B. Musolini. İngiltere. Ak. denizden birkaç harb kruvazörü çekti, ği takdirde Trablusdan iki tümen askeri geri çağırarak, çekilen askerleri, bu suretle 30.000 e çıkarmağı kabul et. mistir. Mornmg post gazetesi, İngiltere hü. kümetinin, İngiltere ile Fransa arasında Akdenizde muhtemel bir iş birliği hakkında tam bir anlaşma yapılmadık, ça, filosunu geri çrkemiyeceği fikrini ileri sürmektedir. Amiral Doku ile yarbay Debenze'nİn göretleri sırasında bu husustaki görüşmeler bir hayli inkişaf etmiştir. Bunun, la beraber, bazı noktaların henüz kota-nlmadığı söylenmektedir. Londra. 6 (A.A.) — Haber verildi, ğine göre B. Musolini ile Sir Erik Dru-mond, Akdenizde bugünkü gerginliği gidermek için ne gibi tedbîrler almak gerektiğini görüşmüşlerdir. lyî haber alan çevenler. italyan basınının îngil'ereye karşı hücumlarının sonu gelmedikçe, ve İtalya. Trablusdan bir tümen daha geriye çekmedikçe, In. gilterenin Akdenizdeki gemilerini a. zaltmağa yanaşmayacağını hatırlatıyorlar. Gene bu çevenlerdc söylendiğine bakılırsa, İtalya bu dilekleri kabul ettiği takdirde, tnpiltere Akdenizden vaî-»u Hoou »• kenovn mı.hım himm zörlerinİ değil, fakat aynı zamanda bir kruvazör ve torpido filosunu da gerî çağırabilecektir. B. Musolininin simdik: görüşme çerçevesini genişletmek ve Akdenizde. ki kuvvetlerin muvazenesi meselesini incelemek niyetinde olduğuna dair bu. rada bir takım sözler dolaşmıştır. Bu münasebetle resmî çevenler. bugün mev. zuubahs olan tek meselenin Habeşistan, da barışın kurulması olduğunu söylemektedirler. Bu çevenlere göre. ingiliz - italyan eksperleri arasında bugün a-Çilacak olan görüşmeler, ancak deniz konferansının hazırlanmasına münhasır kalacaktır. Ingilteredeki intiba Londra, 6 (A.A.) — Röyterin öğ. rendtğıne gore. dun B. Musolini ile in giliz büyük elçisi arasında Romada ya. pılan görüşmede müshet hiçbir sonuç elde edilmemiş olmakla beraber bu görüşme esnasında biraz daha nikbin dnv-ranılmıştır. B. Musolini. I.ihyadan bîr italyan fırkasının geri alrndığına işaret ederek tngilterenin bu hareketi tamamen takdir ettiği ümidim göstermiş, tir. Büyük elçi, müsbet cevap vermiş ve fakat Libyada henüz a'tmış bin İtal. yan askeri, yani, ingiliz mısır kıtalarının üç misli kuvvet mevcut olduğuna 15.1'cı ' cûkten sonra Akdenizde tama. men ihtiyati bir tedbir olarak ojlun-rrukt3 '] ¦- ingiliz donanma kuvve* nin azaltılması zamanının henüz gelmediği zannında bulunduğunu ilâve eylemiştir. Londra, 6 (A.A.) — Duçe - Drummond görüşmesi hakkında alma/ı intiba; göre. bir fırka daba Libyadan ayrıldığı takdirde boşmıdluk kâfi bir de. reeryi bulmuş olacaktır. Londra, 6 (A.A.) — Duçenin, ingiliz . italyan görüşmelerini, Akdeniz muvazenesi meselesine temas edebilecek veçhile genişletmeyi düşündüğüne dair dolaşan şayialar üzerine, ilk işin Ha-beşistanda barışın tesisi olduğu hatırlatılmaktadır. Fransızların düşüncesi Paris. 6 (A.A.) — B Musolini ile ingiliz büyük elçisi arasındaki görüşme, iki memleket münasebatında yeni bir düzelme işareti olarak görülmek-tedir. Pöti Parizycn gazetesinin Roma aytan diyor ki: "Ne tngilterenin, ne de îtalyanm harbe 1 emeller beslemediği bugün Sşi. k.IrcTır tnffîlterenm mr«tr ifin kaygısı gemi çekmemesi için sebeb kalmamıştır. Akdenizde yeni bir üs istemi Roma, 6 (A.A.) — Tribuna gazetesinin Londra aytarının öğrendiğine göre, ingiliz deniz bakanlığı Süveyş kanalının müdafaası ve Irak gaz Romlarının her ihtimale karşı korunması için Akdenizde yeni bir üs sistemi kurmak niyetindedir. Bu yeni sistem sayesin, de İngiltere donanmasını üsleri Malta ve Cebelüttank olan şimdiki sistemin temin ettiğinden daha kolay olarak do. ğu Akdenİzin Singapura daha yakın bir noktasında toplıyabilecektir. Bu maksadla ingiltere, Süveyş nalı yakınında ve Kıztldenizde. bilhassa Yemen kuzayında ve Prim adasrnda yeni deniz üsleri Vurmak'adır. Komplo dolay isiyle Bir alman gazetesinin Atatürk için yazdıkları Berlin, 6 (A.A) — Doyçc Algemay-ne Saytung gazetesi, Kamâl Atatürk'e karşı yapılan komplonun sonuçsuz kalmış olmasından dolayı Türkiyenin duy duğu sevinç ve türk ulusunun göster -diçi hoşnudluk hakkında ilk sayfasında uzun haberler neşretmektedir. Bu gazete diyor ki: « Cumuriyetîn ilanının yıldönümü, türk ulusuna yeni Türkiyenin Şefi ve önderi Kamâl Atatürk'ün etrafında daha kuvvetle toplanmak ve ona yeniden sadakat andı içmek için yeni bir vesile oldu. Türkiye ile her zaman en iyi dost -luk münasebetleri idame ettiren Al -manya. Cumur Başkanına karşı hazır -lanan alçak suikastın vaktinde ortaya Çıkarılmış ve Cumuriyet bayramının da Ankarada çok parlak bir şekilde kut -lanmış olduğunu hoşnudlukla öğren -mistir. Bütün şehrin tâ eski kaleye varıncaya kadar binlerce ve binlerce be yaz ve kırmızı ampullerle donanması cidden efsanevî bir manzara arzediyor. du. Ulus ve Önder, her zaman ikisi de aynı ideal üzerinde birleşmiş olduklarını hissediyorlardı. » BİRLEŞİK DEVLETLERDE: Saylav seçiminde cumu-riyetçiler kazanıyor Ncvyork, 6 (A.A.) — Şimdiye ka -dar alınan iğreti sonuçlardan, cumuri . yetçilerin 1932 de kaybettikleri ekseriyeti tekrar ele geçirdiklerini bildirmektedir. Şimdi yalnız bir seçim dairesinin sonucu eksiktir. 76 demokrat vc 73 cu-muriyetçİye karşı 81 cumuriyetçİ ve 59 demokrat seçilmiktir. Cumuriyetçiler bu muvaffakiyeti, ulusal kalkınma siyasa . sının bozgunluğu ve Ruzvelt siyasasının tenkidi mahiyetinde görmektedirler. YUNANİSTAN'DA: Bir heyet kiralı görmece gidiyor Atina, 6 (A.A) — Ulusal kurul başkanı, sü bakanı, münakalat bakam ve daha başka kimselerden mürekkep bir he yet. kıra! ikinci Vorgiyc genoy sonu -cunu resmen bildirmek üzere bu akşam Londraya hareket etmektedir. Mİken adasına sürülmüş. bulunan muhalefet partisi şefleri BB. Papanas-tasyu ve Papandreu serbest bırakılmış* lardır. Bu zatlar Atinaya döneceklerdir. ULUS a SONTEŞRİN, L935 M MA Son haberler 2. ci say ifa da ON ALTINCI YIL. No: 5132 Aıhnıı/. ımlıını/ılır herverdfi . km Makalle önlerinde çok çetin savaşlar oluyor Gündelik SfVAs . ERZ1 Kl M OİM M ( Ergani bakır yolu ödüncünden aldığımız hız büyük olmuştur. «Bir yeni anlayışın, bir yeni sistemin, başlangıcı» olan Ergani ödüncünden sonra Sıva* - Erzurum ödüncüne giriştik. Geçen »on kânunda bunun birinci tertibi başarı ile kapandı. Önümüzdeki haftalar içinde ikinci tertibin sacına bağlanacaktır. Bu tertibin satışı yaklaştığı günlerde Ankara — İrmak — Filyos kömür yolunun açılma törenine hazırlanıyoruz. Diyarbekİr'e ulaşan güney doğu demiryolunun töreni de satışın başladığı günlerde yapılacak.ır. Afyon — Antalya demiryolunun Karakuyu'ya kadar olan parçasının açılma törenini ikinci tertibin satışı kananma-dan yapacağız sanırız. Bu üç başarının geniş sevinci içinde bütün yurddaşlar ödevlerini anacaklar, yeni iç ödüncü ile hazırlanan yurdseverlik fırsatını önemle karşılıyacaklardır. Türk büdcesinin üç büyük başarısını kutladığımız günlerde ya pılacak ödünç dört buçuk milyon liralıktır. Bu mikdar üç demiryo luna harcanan paranın yanında cok küçük kalır. Gene bu dört buçuk milyon bankalarımızda!*! ulusal tutumun büyük rakamına gö -re de ufaktır. Bu hal, yeni iç ödün cünün; devletin baaarılı gidişine her yurddaşın kazancı ölçüsünde ve bir tutum cluygusİyle katılmasını sağlıyan bir tedbir olduğunu aydınlatır. U' isal tutum rakamları üzerinde biraz uğraşırsak görürüz ki rejim, birkaç kişi için değil bütün yurd genişliğinde kazançlı bir hayat yaratmıştır ve halka sağlam bİr tutum duygusu içinde k. zançlarını yararlı kılmağı Öğret -iniştir. Devlet iç ödüncü bu duy -guları kuvvetlendiren ve ona yurd-severliöin yüksek de-erim de katan bir eğitim aracıdır. Sivas — Erzurum ödüncünde, yurddaşlar tutumları için yüksek bir gelir bulacakları gibi kuruluş ve ilerleyişine bel bağladıkları vatanın yeni bir hizmetinde bulunmaktan ayrı bir ze"k dolacaklar dır. Yeni ödünç; Sivas'ı Erzu -rum'a bağlıyacak demiryolu için yapılmaktadır. Bu yolun büyük Önemini Atatürk'ün 1 ikinciteşrin söylevinde bütün yurd kesin ola -rak öğrenmiştir " Doğu vilayetlerimizin beli' başlı bir ihtiyacı, orta ve batı itle r-mize d emir yollarla bağlanmak -fır. » Büyük Önderin lüzumlu gördüğü her konuda olduğu gibi yeni iç ödüncünde de bütün yurd yeni bir vazife heyecanı yayacaktır. KAMÂL ÜNAL C*» H« P« (ren yönkurulu toplandı C. H. Partisi Genyönkurulu 7 il 1935 perşembe günü toplanarak Parti işleri hakkında görüşülerde bulunmuştur. Habeşler gündüz gizle -tıip gece harbediyorlar Habeş askerleri mevzilerde Adisababa, 7 (A.A.) — Röy -ter ajansı aylarından: Resmi ha -beş çevenlerinin bildirdiğine göre, Makalle'nin kuzay ve kuzay doğusunda vahşiyane bir muha -rebe cereyan etmektedir. İtalyanlar, dün akşam şehri. 11 n.il ya -kınındaki tepelere varmışlar -t: geceleyin Tigre çeteleri tarafından mevzilerinden püskürtülmüşlerdîr. Bu çeteler, Ras Seyyum ve Ras Kassa kuvvetlerine mensuptur. Bu sabah şafakla beraber, italyanlar ileri hareketlerine yeniden başlamışlar, habeşler de mukavemet göstermeden çekilmişlerdir. Resmî çevenlerin söylediğine göre, ha -beşler, gece olur olmaz, mukabil taarruza geçeceklerdir. (Sonu 2. ci sayıfada) 5oVyetier bayramlarını kutluyorlar Sovyet Büyük Elçi ligindeki suvare Dostluk ve bitaraflık andlaşmasiyle bir protokol ve bir anlaşma on yıl daha uzatıldı. "(Jlus„ un dil yazıları Fak^Haldkat Her iki sözün, etimoloji, morfoloji ve fonetik bakımından ('özümlenmesi II \K Kelimenin kökü, müş ''h" dir; yani (v. B : iH,-..-. Mı ı a ¦ Dost Sovyetler Birliğinin merkezi olan Moskovada bir cadde Moskova, 7 (A.A.) — Bütün vokali düş-h)...[l] Kelimenin orijin bünyesinde bulunan birinci ek, "ağ" düşmüştür. Şimdi kelimenin etimolojik şekline bakalım: (!) (2) (3) (ah -f- ağ -f ak). (1) ah: (I) Yüksek, büyük, sahip; (U) beyaz, parlaklık, temizlik, asıl, muhakkak, hakikat; (111) kuvvet, emek, ücret, pay, hisse; (IV) aslî unsur, uzuv anlamlarına gelir (aynı anlamlara gelen sözler: "ak", "ak H ığ"; "ak "tığ"; "eğ - e", 'ek + e", "iğ + e"; "oğ", "ok";"öğ t e";"öy j e"; *'tiy ; e"; ".h + üyük"). [2] (2) ağ: Kökün yukarda saydığımız bütün anlamlarını haiz olabilen süje veya objeyi gösterir. (3) ak: Manayı tamamlar, tayin eder, ifade eder ektir. Şimdi kökün yüksek, büyük, sahip (I) mefhumlarını kasdediyor-sak; Hak Allah olur. Kelimenin beyaz, parlaklık, temizlik, asıl, muhakkak, hakikat (II) mefhumlarını kasdediyor-sak; Hak bu vasıfları haiz ı şey, olur. Doğruluk, gerçeklik manaları bu mefhumlardan çıkar. Kelimenin kuvvet, emek, ücret, pay, hisse (III) mefhumlarını kas-dediyorsak; Hak Kuvvet veya emek mukabili kazanılmış olan şey demektir. ['] (v-) den maksat, herhangi bir vokaldir. [2] Kamumu Tü-ki; Türk Dili; Büyük Türk Lügati "Çağatay ve Uygur lehçeleri"; Radlof lügati. I "Tarancı ve Uygur lehçeleri"; Orhon Kitabeleri; Divanü Lügat-it-türk. Sovyet Rusya, başbasa, birinci teş rin ihtilâlinin 18 inci yıldönümünü kutlamaktadır. Moskova, kırmızı bayraklar ve çiçeklerle yazılmış vecizeler al • tında gömülüdür. Her tarafta bü yük şeflerin resimleri asılmış bu lunmaktadır. Sokakla*- tenvir tJil mistir. Sokaklarda ve binaların cephelerinde asılı L.halaı vt di -yağramlar, memleketin ulusal ekonomisiyle kültüründe g"rülen yükselişi belitmektedir. Şenliklerde bulunmak ve bunları görmek iç!.. Sov/et Rusyanın bütün bölgelerinden on binlerce kişi,'işçi Kcycl" .-i, Avrjpa ve Amerika'dan yüzler ce yabancı Moskova'ya gelmiştir. Bütün gazetelerin bayram sa yıları, Sovyet Rusya'nın her a.. daki yapıcılığı hakkında izahla vermekle ve Sovyetlerin dünya ba rışı hakkında sarfetmekte olduğu gayretleri belirtmekledir (Sonu 2. inci sayıfada) Kömür yolu açılıyor Vkdeni/.i ikinci defa Karadenîze la£hvan Filyos - Irmak hattı cumuriyetin büyük eserlerinden birisidir 25 birinci teşrin cuma günü saat 10.48 de biten Irmak — Filyos hattının açılma töreni önümüzdeki salı günü Filyos istasyonunda yapılacaktır. Çağrılılar ayın on birinci pazartesi akşamı -iat 2C.S ve 21 de kalkacak iki hususî satarla Filyos'a hareket edecekler ve ertesi gün 13.30 da Filyos'a varmış olacaklardır. Zonguldak-tan gelen çağrılılar da Filyos'ta bulunmuş olacaklardır. Filyos istasyonunun Irmak cihetindik) makas başında bir tak yapılacak ve istasyonun mîin (Sonu S. inci sayıfada) Kelimenin asli unsur, uzuv (IV) mefhumlarını kasdediyor- sak; Hak bir süje veya obje ile yakından alâkalı bir mana ifade eder. Meselâ: ''Bir iş hakkında sizinle görüş-mek istiyorum,, denildiği zaman bir işe dair demektir. II \KİK VI Kelimenin etimolojik şekli şudur: (1) (2) (3) (4) (., h + ak -f ik -f at) Not: 1— Dikkat olunursa (hak) sözünün etimolojik şekli olan: ( . , h ağ \ ak) ta birinci ek, (ağ), (hakikat) kelimesinde (ak) şeklinde meydana çıkıyor; yani Hak (h ağ ak) Hakik (h ak ik) (Hakik) sözüne gelen son ek, (at); (hakik) yani (hak) kelimesinin işaret ettiği anlamların mü»-bet bir halde olmuş, yapılmış bulunduğunu gösterir. Yani doğru olan, asıl olan v. s. demektir. Not: 2 — "Hakikatli, hakikatsiz' sözlerindeki anlam; parlak, temiz, iyİ bir işi, bir münasebeti u-nutmıyan veya unutan demektir. Not: 3 — Kelime, arapçada (hakk) suretinde söylenir. Bu sö -zü etimolojik şekilde ayıralım ve şu şekillerle karşılaştıralım: (., h ak | (h ağ ' ak ) ( . , h + ak + ik ). Arap ağzında, kelimenin orijin bünyesinde mevcut olan son ekin vokalinin düşürüldüğü görülür. Yoksa sözün sonundaki (k), manasız ve fuzulî olarak araplar tarafından ilâve edilmiş bir harf değildir. Kelime, arapçaya, hemen hemen türkçesindeki anlamlarla alınmıştır. [3] f3} Ahtcrli Kebir, Lügati Naci. Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik IV üncü anket / —Ev 2 — Oba 3 — Av t — Ağıl 5 — Avlu 6 — Ova 7 — Yurd 8 — Ocak I) Yukardaki kelimelerin ilk ve asıl kökleri nelerdir? H) Bu kelimeler nasıl teşekkül etmişlerdir? III) Bu kelimeleri teşkil etme!; için köke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin herbiri- (Sonu 5. inci sayıfada) SAYIFA z ULUS 6 jumic^iÜN lyooCUıvıA Makalle önlerinde çetin bir saVaş Var f Başı 1. a sayıfada) Roma, 7 (A.A.) — Resmi bıldirigdir: General dö Bono, italyan kuvvetleri, nin bu sabah şafak sökerken bugün cep he üzerinde yürüyüşlerine devam ettik, lerini telgrafla bildirmiştir. .Yerli kolordu Gondi dağı üzerinde bir habeş kıtası ile çarpışarak dağılmış, tır. İki italyan suabyı ile 10 yerli as -ker yaralanmış, iki asker dc ölmüştür. İkinci kolordu, Aksum batısında bu. lunan Sclaşava'yı işgal etmiştir. Doğu Tigre'sinde birçok oymakların Dehalet ettikleri haber verilmektedir . Uçakların büyük bir faaliyet göster, dikleri Somali cephesindeki süel hare . ketler, devam etmektedir. Asmara, 7 (A.A) — Habeş kuvvetleri, hareketlerini ancak geceleyin yap makta olduklarından, İtalyan uçakları keşif uçuşlarını kuvvetli projektörler, lerle yapmakta ve böylelikle düşmanın faaliyetini takip edebilmektedirler. Habeş hazırlıkları ilerliyor Adisababa. 7 (A.A) — Habeş tücl hazırlıklarına faaliyetle devam edildiği bildirilmektedir. Yakında yabancı ülkelerden silah gelmesi beklenmektedir. Ikincitcşrin içinde, bazı sevkulceyş noktaların işgali için önemli ve bel -ki de kesin çarpışmalar vukubulması ihtimal dahilindedir. Makulle boşaltılmış Bu uçuşlar »Kasında uçmanlar, aşa. ğı yukarı 5000 kişilik bir süel toplan . ma ile bir kervan vc geri çekilmekte olan bir çok asker ile levazım yüklü katırlar görmüşlerdir. Dün sabah Makalle. çok tenha gö -rünmekte idi. Öğleden sonra .havala -nan uçaklar. Adra Mariam kilisesi mey danında barış işareti olarak yere yayılmış bir beyaz yatak çarşafı görmüşlerdir. Habeş kuvvetleri şehri boşaltmış -lardır. Bu haberler, dün gece bir keşif ha. reketi yapmakta olup Makalleye kadar sokuldukları söylenen İtalyan karakol lan tarafından teyid edilmiştir. Şehir halkı, beyaz bayraklarla italyanları bek İçmekte İdi. Sovyetler ha\ ramlarını kutluyorlar (x?a$ı /. ci sayıfada) Moskova, 7 (A.A.) — Dun akşam, ilkteşrin ihtilalinin 18 inci yıldönümü dolayısiyle, Moskova Sovycfinİn genel kurulu Moskova büyük tiyatrosunda bir toplantı yapmış ve bu toplantıya parti ve sendika teşkilâtı mensupları da katılmışlardır. Başkanlık divanında BB. Katinin, Molotof, Voroşilof, Kaganoviç ile siyasal büro vc hükümetin Öteki üye. leri bulunmakta idiler. Stalin'in başkanlık divanı üyeleri arasında görünüşü sürekli alkışlarla karşılanmıştır. Bundan sonra Kaimin, yıldönümü bayramı hakkında uzun bir söylev vermiştir. Maskaradaki büyük tjeçid resmi. Moskova. 7 (A.A.) — Bugü.n ilkteş. rin inkılâbının İS inci yıldönümü münasebetiyle Moskovada Kızıl meydanda büyük bir geçid resmi yapılmış ve ge. Çİde kıtaat ve silâhlı işçi müfrezeleri iştirak etmiştir. BB. Stalin, Molotof, Kazanoviç. Kalının. Andreef. Mikoyan ve siyasal büro ile hükümetin diğer azası geçid res-minde hazır bulunmuşlardır. Müdafaa komiseri B. Voroşilof bir hitabede bulunmuştur. Elçiler heyeti ve ataşemili. terler hususî tribünlerde mevki almış, lardı. Gcçid resminden sonra, Moskova iş. Çileri mut! .iddi kollar halinde geçmişler ve parti ve hükümet şeflerini sevinç ve hararetle sciâmlamışlardır. Sovyet Büyük Elçiliğindıki suvare Sovyet ulusal bayramı olan ilkteşrin ihtilâlinin 18 inci yıldönümü Anka. rada büyük törenle kutlanmış ve bu yılkı kutlama töreni her alanda Önemi çok büyük türk . sovyet rus dostluk andlaşmalarının on yıl müddetle u/atılmasından dolayı bir kat daha revnak almıştır. Dün gece donanmış bulunan sovyet büyük elçiliğinde büyük bir suvare verilmiştir. Bu »uvarede Ankaramn diplomatik, siyasal ve kültürel çevcnlcrinin bütün üyeleri bulunmuş ve gece geç vakte kadar sovyet büyük elçisi B. Ka-rahanın nazik misafir severliği sayesin* de çok hoş vakit geçirilmiştir. Davetli, ler arasında Kamutay başkanı B. Ab-dülhalik Renda. başbakan ismet İnönü. Dış işleri bakanı ve bütün bakanlar, saylavlar, dış işleri bakanlığı ile Öteki devlet kurumlarının viiksek memurları, elçilikler üyeleri ve gazeteciler bulunmakta idi. Dostluk ve hituıuflk undlusmusı ile 11.12.29 tarihli protokol ve L'A.'M tarihli anlaşma uzutılılı Dün akşam saat 17.15 de, dış bakan, lığında B. Tevfik Rüştü Aras ile Sos. yalist Sovyet Cumuriyetleri birliği büyük elçisi B. Karahan atasında. 17 bi. rinei kânun 1925 tarihinde Pariste imzalanmış olan dostluk ve bitaraflık and-laşmatiyle 17 birinci kânun 1929 tarihli protokolün ve 7 mart 1931 tarihli de. niz anlaşmasının 10 yıl müddetle uza. tılması hakkında bir protokol imza e. dilmiştir. Bu yeni uzatılma belgesinin gayri resmi tercemesî aşağıdadır: Protokol « İki memleket münasebetlerini şimdiye kadar bu derece muvaffakiyetle tanzim etmiş olan büyük dostluk ve itimad hislerinden mülhem olarak, bu münasebetlerin arsıulusal siyasalarının esasını teşkil eden barış yollarında muhafaza ve terakkisine hadim başlıca muahede ve anlaşmaların kuvvetlendirilmesi arzusiyle hareket eden sosya -list Sovyet Cumuriyetleri Birliği hü -kümeti ile Türkiye Cumuriyeti hükü -me»i, 17 birineikanun 1925 ve 17 birinci -kânun 1929 tarihlerinde İmza edilmiş ve 30 ilktesrîn 1031 tarihli protokolla her ikisi tekrar meriyete konulmuş o -lan dostluk vc bitaraflık anlaşması ile temdid protokolünün ve 7 mart 1931 de imza edilmiş olan deniz protokolü -nun bugünden itibaren 7 ikinciteşrin 1945 tarihine kadar on sene müddetle uzatılmasını temin İçin. Bir taraftan, Tückiye Cumuriyeti Dış Bakanı S. E. Doktor Tevfik Rüştü Aras. ve diğer taraftan. Sosyalist Sovyet Cumuriyetleri Birliği Büyük Elçisi S. E. B. Leon Karahan'ı tayin etmişlerdir. Bu protokol tasdik edilecek ve mu-saddak suretleri teati edilir edilmez meriyete girecektir. Bu protokol, müddetin hitamından veya onu takib edecek temdid müddetlerinin sonundan altı ayevel âkitlerden bîri tarafından ihbarname ile fesdedi -leceği bildirilmemiş olursa, ikişer sc -nelik zımni temditlerle uzatılacakur. Ankarada. 7 ilkkânun 1935 tarihinde iki nüsha olarak tanzim edilmiştir. Doktor Tevfik Rüştü Aras» H. Litvinofa çekilen telgraf Bu münasebetle. B. Tevfik Rüştü Aras vc B. L. Karıbaı. Sovyetler Birli, ği dış komiseri B. Litvinof a aşağıdaki telgrafı çekmişlerdir: " Türk . Sovyet dostluk muahede . sinin 10 sene temdidine dair protoko! -imzasını büyük bir memnuniyette size bildiriyoruz. Bu muahede geçen on sene zarfında gittikçe kuvvetlenmiş ve iki memleket milletlerinin menfaatlan ve dünya sulhu davası için en kuvvetli bîr /aman teşkil etmiş olan samimî miina. «ebetlerimizin en esaslı bir vesikasıdır . Bu münasebetle iki memleketi bİribi. rine baelıvan münasebetleri tesis hu . susunda ekselansınızın oynadığı çok mü. essir rolü zikretmeden geçemeyiz. Diğer taraftan, bu mesud haberi ver. mekle duyduğumuz meserret Sovyetler birliğinin mîllî bayramı gününe tesadüf ettiğinden dolayı bir kat daha artmıştır. Bu münasebetle de Ekselansınıza. Sovyet hükümeti ile sovyet milletlerine en hararetli temennilerimizi arzederiz... 7v/"lr Püıtü Ara* L. Karahan DIŞ HABERLER İtalyan tıuırruzıı bekleniyor Adisababa. 7 (A.A) — Havas ajan. sı aytarı bildiriyor: Bir bildiriğc goıe. habeş otoriteleri, kuzay vc güney cephelerinde ital _ yanların ciddi bir taarruz İhtimalini göz önünde tutmaktadırlar. İtalyan İlerleyişi, benüz önemsizdir. Fakat yetkili çevenler, düşmanın şimdi Makalle yakınında bulunduğunu ve bu şehrin yakında taarruza ıığrıyacağını teslim etmektedirler. Ogaden cephesinde hava açılmış vc hareketler kolaylaşmıştır. Keşif uçuşları Adigrat. 7 (A.A) — Stefanİ ajansı bildiriyor: İtalyanlara dehalet eden Degiac Uoldcgandel, Agame şeflerini yalnız teslim olmaya değil, fakat aynı zaman, da kuvvetlerinin irtibatına yardım et -meğe, ilerleyişlerini kolaylaştırmaya çağıran bir bildiriğ yaymıştır. Hausienden bildirildiğine göre, italyan uçakları Sioa ülkesi sonlarında bulunan Antlo köyü ile Ascianghei gölü ve Amba Alagui civarında keşif uçuşları yapmışlardır. Yağmurlar ilerleyişi güçleştiriyor Asmara. 7 (A.A) — Srcfani ajansı bildiriyor: Son yağmurlar italyan ilerleyişini güçleştirmiştir. Asker, büyük bir faaliyetle çalışan istihkâm bölüklerine yardım etmek için tüfeği bırakıp kazmaya sarılmaktadır. Bu bir iki günlük kısa durgunluk devresinde istihkâm bölükleri su depoları ve telefon tesisatı yapmıştır. Makalle etrafındaki süel hareket -ler devam etmektedir. Ras Guksanın kolu çok elverişli bir mevkide yer almış bulunmaktadır. Tayms gazetesinin Adigrat ayta . i mm öğrendiğine göre, Makallenin gü. neyine çekilmekte olan habeş kuvvetleri, italyanların muhtemel bir ilerleyişini güçleştirmek için bütün hayvan -lan ve hububatı geri almaya çalış -maktadırlar. (Kontinantal Telgraf Unyon) ayta. nnın öğrendiğine göre, halkın hayvan istirdadına engel olduğu Makalle bölgesinde ciddî hadiseler çıkmıştır. Bu bölgede vukubulan çarpışmalarda ölenler ve yaralananlar olmuştur. Süel durum Süel durum dün şu şekli göster -mekte idi: Birinci ulusal ve birinci yerli kol -orduları Uozoro hattının ötesinde bu -lunmakta idiler. Sağ cenahın merkez bölgesinde kuvvetli mevki almış olan yerli kol -ordu. bulunduğu noktaların civarında bulunan yüksekliklerde keşif hareketlerinde bulunmaktadır. Adua bölgesinde bulunan 21 nisan tümeni, Gavinana tümeninin ikinci ala-layı ve yedek kuvvetleri, komutanlık , ça tasarlanan hareketlerde bulunmaktadırlar, Aşağı doğu vadisinde bulunan Dan-kali kolu, Makalleye doğru yürüyen kuvvetlerin duraklamasından istifade ederek bunların hattına erişmek için ileri hareketini çabuklaştırmaktadır. Asmara. 7 (A.A) — D.N.B. ajansının radyogram İle bildirdiğine göre, Makalleye doğru italyan yürüyüşü devam etmektedir. Hausicn güneyinde bir çarpışma olmuştur. Bu çarpışmada iki yerli küçük subay, iki italyan su -bayı ve bir çok yerli askeri ölmüştür. General Maravigna kolordusu, Ak -sum batısında bulunan Selakaleyi işgal etmiştir. Yapılan keşif uçuşlarında Makalle. de Önemli habeş kuvvetleri bulunmakta olduğu görülmüştür. Asmara. 7 (A.A) — General Mara-vinya kolordusunun Salaklavayı işgal eylediği teyid edilmektedir. Bu işgal keyfiyeti, italyanların cepheyi daraltmak ve düşmanı henüz İnsan ayağı bas mamış olan Addiabo bölgesini boşalt, maya »orlamak niyetinde olduklarını gösteriyor. Aksumdan Salaklavaya do=ru siden yol. Maimam istikametin- UİKI.KŞİK DIAI.I TLKRDK: B. Rıızvelt re seçim Hayd.Park. (Amerika) 7 (A.A.) — B. Rıızvı-lt. Avrupa durumunun simdi amerikan iç durumundan ziyade kendi, sini meşgul ettiğini söylemiştir. Amerikan hükümetinin arsıulusal durum hakkında hiçbir yeni hareket ta. şarlamadığını soyliyfn cumtıı başkanı, seçimlerin hele Ncvyork hükümetin, deki sonuçlarından hoşnud olduğunu i-lâve etmiştir. B. Ruzvelt, ülkeyi ilgilendiren me. selelerden ziyade mahalli meselelerin seçmenleri müteessir ettiğini kaydet, mistir. Nevyork, 7 (A.A ) — Muşahİdlerin söylediğine göre. demokratların hakiki olmaktan ziyade zahiri olan kayıtılan, büyük bir piskolojik tesir yapacak ve başkanlık için yapılacak içimlerde muvaffakiyet imkânını ileri sürmek iste-miyen cumurİyetçilere yardım etmiş o-tacatktır. Demokratlar kazanmağa devam ediyorlar Louisville. (Amerika) 7 (A.A.) — Burada yapılan seçimlerin sonucu..demokratlar için bir muvaffakiyet teşkil etmektedir. ' i Deniz bakanının söylettikleri Vaşington. 7 (A.A) — Deniz bakanı B. Svanson demiştir ki: Deniz inşaatı programı dolayısiyl; donanmayı yüz bin kişilik tam kadroya çıkarmak için harekete geçmek lızım gelmektedir. ^ I GOSLAV1 VDAj hahim-d" değişiklik mi yapdaeuk Y Belgrad. 7 (A.A.) — Kıral naibinin B. Stoyadİnoviç'i kabinenin başında tutacağı sanılmaktadır. Bununla beraber, yakında kabinede kısmî bir değişiklik yapılması vc bu de. Ki»ikl»fcin Imkıuıuu . ^.|.^»... .l-.ı.| ,h partisinin 40 &aylavîylc çoğunluğun'! kuvvetlendirmeğe imkân vermesi muh. temeldir. tNGtLTKRF.'DE; ingiliz silâhlanma programı Londra, 7 (A.A.) — Deyli Herald gazetesine göre, ulusal hükümetin ye . niden silâhlanma programının finansal tarafı 200 milyon ingiliz liralık bir istik, razla temin edilecektir. Bununla beraber, bu gazete, kamo. yun kayguya düşürülmemesi için meselâ, 70 milyonluk bir korunma istikrazı yapılması tasarlanmakta olduğunu ya . zıyor. Kalan para. hazine bonolarının ar. tırılması suretiyle elde edilecektir. uptırdmakuı alan zırhlılar Londra. 7 (A.A.) — Deniz bakanlığı. 1935 yılı programında me'vcud Su. tampton sistemindeki zırhlılardan bîr tanesinin makinelerini iskoçyalı bir inşaat firmasına yaptırmağa karar verdiğini ilân etmiştir. Bu zırhlılar dokuzar bin tonluk ola. cak .öteki iki zırhlıyı başka tezgâhlar inşa edecektir. Bu inşaat, iki buçuk yıl sürecek ve her bir gemi 1.750.000 İngiliz lirasına malolacaktır. al.m \m \'IA: I İm un . ıtnm habeş işindeki bitaraflığı Berlin, 7 (A.A.) — D.N.B. yabancı kaynaklardan çıkan bir takım haberleri yalanlayarak diyor ki: "Almanyanın İtalyan . ha'oeş an,.j. mazlıgı karşısındaki bitaraflık ve zecrî tedbirlere katiyen katılmamak hususun, da herkesçe bilinen hattı hareketinde hiçbir değişiklik olmamıştır. Ancak ihracat Almanyanın iç ekonomik durumu, nu tehdit edecek derecede artarsa o za. man hükümet gereken tedbirleri alacak, tır. Silah ve cephane ambargosuna gelince. Almanya daha anlaşmazlığın başlangıcında, yani uluslar sosyetesi henüz hiç bir ledbir almadan bu iki devlete si. lah ve cephane gönderilmesini yasak et. misti. iskeıe aliminim Berlin. 7 (A.A.) — 1914 kurası efradı silah altına alınmış ve muhtelif garnizonlara yerleştirilmiştir. 'Gamalı hm .. devletin sembolü oldu. Berlio. 7 (A.A.) —'Devlet ile ulusal sosyalist partisi adasındaki birliği sembollerle anlatabilmek için hükü _ met çıkardığj bir kararnamede parti sembolünün bundan.böyle alman dev • telinin de sembolü olduğunu, ordu sem bollerinin değişmediğini ve alman kar. tali hakkındaki 1919 kararnamesinin geri alındığını bildirmiştir. Berlin, 7 (A.A) — Renk ve ebadı Führer tarafından tesbit edilen yeni alman bayrağı bu sabah ilk defa olarak kara ve denizde törenle çekilmiştir. itan i*OAs Yabancı düşmanlığı de uzanarak Addiaboda Takaze suyuna ulaşmaktadır. Öbür yandan, albay Marroninin kumandasındaki yerli kuvvetlerle. Ras Guksanın yardımcı kuvvetleri Makal -le yolu üzerinde önemli bir dörtyol ağzını tutmuşlardır. Dankali vc Santini kolları burada yerleşeceklerdir. Nihayet, italyanlar Hausienin cenubu garbisindeki bir toprak parçasını ele geçirmek maksadiylc göğü» göğüne ve süngü süngüye sonuçlanan bir mu -harebe neticesinde önemli bir habeş kuvvetini altetmişlerdir. Habeşlerin zayiatı mühimdir, hal . yanlardan iki subay ile 10 asker yara -lanmış, yerli erbaşlardan ikisi de ölmüş tür. İtalyan uçakları Makallede Şoa kuvvetlerinin bulunduğunu görmüş -lerdir. tcdlmler tatbik eden uiıuıikitkUcr arasında her türlü spor münasebetleri yasak edilmiştir. Faşist partisi genel sek. reteri bütün spor teşkilâtlarının yüne-tim kurullarını çağırarak bu haft^ Pariste yapılacak Avrupa halter şampi. yonluk müsabakalarına girmemelerini bildirmiştir. Keza dündenberi at koşu. lan programında her türlü İngilizce ta. birler kaldırılmıştır. Milanoda bu haf. ta yabancılaıın iştirakile yapılacak bir at koşusu da yasak edilmiştir. bir hal sureti bulunamadı Roma, 7 (A.A.) — Yetkili çcvenle-rin tasrih ettiğine göre, son Musolini . Drummond konuşmalarında Akdeniz, deki ingiliz - italyan durumuna hiçbir hal sureti bulunamamıştır. Bu meselenin bütünlüğüyle göz Önünde tutulmuş olduğu teyid edilmektedir. Her iki taraf. İngiliz - İtalyan gerginliğinin yu. muşaması hakkındaki dileklerini izhar etmişlerdir. . Bu çevenler. bu temasların fazlalaşmasını dilemektedirler. İtalyan - habeş muhasamasmın bu görüşmelerde mev. zuu bahsedilmediği ilâve edilmektedir. .1 U'OM Vl\: Japon onlusu idimle manevralar yapıyoı Londra. 7 (A.A) — Tayms gazetesinin Pekinden haber aldığına göre ja . pon ordusu. Pekinin güneyindeki de -miryolu boyunca çok büyük ölçüde manevralar yapmaktadır. Bu sebepten demiryolu üzerinde nakliyatta bazı karışıklıklar olmuştur. Japon polisi. Pe -kinde vc Ticnsİnde mavi gömlek teşkilatına mensup bulunmak suçu ile bir çok cinlileri yakalamıştır. Avrupa ka-moyunun tamamen italyan — habeş işiyle meşgul olduğu bir zamanda alınan bu gibi tedbirlerin büyük ve ağır hadiselerin başlangıcı olup olmadıkı Pekinde soruşturulmaktadır. ULUS 9 SOfNTI ŞKİV 1935 CI M AKTISİ Son haberler ikin* savlada ON ALTINCI YIL. No: 5133 Adımı/.. iMMİıtnı/dır lltTVITIIf ."» V MaPalle italyan topları altında Ogaden yakınında habeşlerin taarruz yapacakları söyleniyor Gündelik YAPİ kOOPF.RATıFLERi H. YANSEN Bu yazı, şehirci Profesör H. Yansen tarafından Anbara'-dabi mesbenler anbetimize cevab olarab gönderilmiştir . Sıhhî evlerde yaşamanın değeri gün geçtikçe artan bir ehemi -yet almaktadır. Güneşi bol bir eve sahib olmakla sadece hastalıkla rın önüne geçilmez, onunla bahtiyar bir aile hayatının da temeli kurulur. Ne yazık ki pek çok kimseler böyle kusursuz evlere sahib olmak imkânından uzaktırlar. On lan bu imkâna yaklaştıran yapı kooperatifleridir. Yapı kooperatifi geliri az olanlara iyi ve sıhhî olduğu kadar hususî, bir yuva teminine hizmet eder. Şüphe yok ki bir kira evi ile insanın kendi özmalı olacak bir yuva arasındaki fark çok büyük -tür. Bu. şu demektir ki, kooperatifte üye olan kimse ondan uluorta çıkarılamaz, sürekli olarak aynı yuvada yaşar, on ile otuz yıl arasında, bu yuvanın mülkiyetini elde etmek gayesiyle bir mesken birliğinde hisse sahibi olur. Sosyeteye otuz yaşında katılan bir l. .' ı .ı I:fli farzedinîz. Bu Itoope . ratifli, artık çalışmaya gücü yet-miyecek bir yaşa geldiği zaman borcunu tamamen ödemiş olduğu bir yuvaya (bu benim mülküm-dür) diyebilecektir. Böyle b:- yapı kooperatifinin kuruluş şart'arı nelerdir? İlkönce kooperatife ortak olmak ve her ortak, az bile olsa faizini alacağından ve kaybolmıyaca-ğından emin olacağı bir *«mel sermaye ödemek lâzımdır. Bu suret-(Sonu 4. cü sayıfada) A C ft 0 D ES o1 e o i .1 m ur . İÜ H ¦ - -. ¦ ¦ C A 0 0 E S l Yapılmakta olan süel hareketlerin geçtiği ye Londra, 8 (A.A.) — Röyte. ajansının özel aytarından: Makal-le şimdi italyan topları altındadır İtalyan kuvvetleri dün aksam tam Makalle'nin dışında bulunuyorlar ve bu sabah çok erken şehre gir -meyi umuyorlardı. Makalle görü nüşe göre üniformalı bazı habeş unsurlarının işgalinde bulunuyor du. İtalyan uçakları, kuzay habeş kıtaları büyük kısmının butundu ğu Dessie'ye kadar olan bü'.gcyi taramıştır. Keza gönderilen ital yan devriyeleriyle küçük müfreze ler bütün Makalle bölgesini, ileri (Sonu 2. ci sayıfada) Kamutay toplantısında Bavııulırlık ve Finaııs Bakanları görüşü - J cS 9 leıı projeler üzerimle i/ahal verdiler Kamutay dün Refet Canıtez (Bursa) nın başkanlığında top -lanmıştır. Celse açıldıktan sonra Sıhhat ve Sosyal yardım Bakam B. Refik Saydam, Kamutaya sunu lan iskân kanun projesinin dahiliye ve sıhhat komisyonlarından katine* bir encümende görüşüldükten sonra büdce komisyonuna sevkedilmesini istedi ve teklif ka- 20 5 - ıo- 5 20 - m yy. ŞS İl km| edildi. Başkan memurlar konunu W ' i M S%0'i" ' w '////A m m Kroki I : A) Bitişik evler B) Tek evler Her iki haldede arsalar en az 400 metre murabba, büyüklü gündedir. A)Bitişik evler: Bahçenin uzunluğu 25 metre, bahçe tarafında evler arasındaki mesafe 50 metre, arsa kullanılmağa elverişli bir büyüklüktedir. B) Tek evler: Bahçe uzunluğu 5 metre, evler arasındaki mesafe 10 metre, arada-*ı bahçelerin bir kısmı güneşi görmemektedir. Bu tertibdeki arsa büyüklükler, hiç bir suretle kullanışlı değildir. Tek evin. yap, ve muha-lazalarıı pahalıya mal olan 4 yüzü olduğu gibi sıcaklığı az koruyabilirler; bitişik evlerin ıse yalnız 2 yüzleri vardır. B. Ali Çetinkaya cumeni, iş kanunu muvakkat encümeni, vilâyetler hususî idareleri muvakkat encümeni gibi komi:, yonların aynen çalışması için Ka mutayın onayını aldıktan sonra (Sonu 6. cı sayıfada) Devlet Demiryolları genel direktörü İstanbul, 8 — Cumuriyet Halk Partisi İstanbul yönkurulu üyel rinden olup Devlet Demiryolları Genel Direktörlüğüne tayin edilen Bay Ali Riza bugün Ankara'ya hareket etti. ULUS: Bay Ali R.za eski kurmay subaylarındandır. Millî Mü -cadelede garb cephesi kurmay.. da başarı ile çalışmış, emekliye ayrıldıktan sonra Cumuriyet H*Hı Partisi işlerinde hizmet etmiş değerli bir zattır. Her bakımdan ehemiyetli olan Devlet Demiryollarında da Bay Ali Rızanın, değerini iyice belirtmek imkânını bu -lacağını umar" "Ulus,, un dil yazıları Defi-Müdafaa "Defi, dâfi, müdafaa, müdafi,, .sözlerinin etimoloji, morfoloji ve fonetik bakımından analizi defi Kelimenin etimolojik şekli: (1) (2) (3) (ed 4- ef + iğ) (1) ed: Kök olarak burada "kuvvet, hareket, urmak, atmak, uzaklaşmak,, anlamlarına gelir. (2) et: ( . + f), ektir; (k, g, h gibi) manayı tamamlar ve tayin eder. Ed -i ef def: Kökün, işaret ettiğimiz manalarını tamamlayan ve tayin eden bir söz unsurudur. Bu unsurun başka şekilleri de vardır: 1 — Döğ ( | II _ Döv ( , III — Dib IV — Tav me) darb eç) havan ek) havan =: enerji V — Teğ (-4- mek) =s taarruz etmek VI — Teb + e) = ailkelemek, vurmak, çırpmak VII — Teb (-f- iyelen) = tepinmek VIII — Teb-tep (i) tekme IX — Teb ( iyesir) iterek çekilmek X — Teb l | in) Lpjıck Bu misallerde görüldüğü üzere d, t, aynı kategoriden olup birbirlerinin yerini tuttukları gibi; (b, p, f, m, v) konsonları da aynı kategoridendirler ve birbirlerinin yerini tutarlar. (3) iğ: Bu son ek, def söz unsurunun anlamını başlı başına ifadeye yarar, ona isim şeklini verir. Biz kelimeyi, (def r et), (def-| ol), (def ı etmek) şekillerinde görüldüğü gibi, sadece, döğ, döv, dib, teb unsurlarını nasıl kullanıyorsak öylece kullanırız. d afi Yalnız def sözünün vokal değişmesiyle başka bir şekli olan (daf) a, (iğ) ekiıii koyarak kelime anlamını, bir süje veya obje ile alâkalandırırız; yani: Daf ! iğ dafiğ dafi: atıcı, uzaklaştırıcı anlamına gelir. Not: Aıapçada (defi) kelimesi, (defiğ) şeklinde "men etmek, ita etmek,, [*] ve "salmak, kakı-vermek,, ['] anlamlarına olarak alınmıştır. müdafaa Kelimenin etimolojik şekli: ft) (2) (3) (4) (em 4- üd + af -f ağ) (1) em: Köktür; "derman, kuvvet, çare, ihtimam, itina, menetme, sahip" anlamlarını gösterir. (2) üd: ( . d), burada ektir; yapıcı, yaptırıcı anlamınadır. / — Kamusu Türki II — Türk Dili "Türkmen lehçesi" III — kamusu Türki IV — Radlof lügati Ul 'Kırgız lehçesi" V — Orhon kitabeleri VI, VII. VIII, IX, X — Pekars-ki: Yakut Dili Lügati. [*] Ahterii Kebir {**] Tercüman-ül-Iügat (3) af: Burada panse veya şahsı gösterir; yani (em üd) sorunun anlamlarını haiz olan şey veya şahıstır. (4) ağ: ( . : ğ). ektir. Obje ve süjeyi tayin ve ifadeye yarar. O halde: Em üd nf - ağ müda-f"aç; Kuvvet, ihtimam, itina, menetme, sahip olma anlamlarının ifadesidit veyahut bu manaları haiz olan kişinin vasfıdır. müdafi Bu ikinci anlamı, sonda küçük bir vokal değişimi ile (müdafiğ) şeklinde kullanırız. Birinci kelimenin sonundaki uzatma rolü yapan (ğ) yerine imlâda (a) konulmaktadır. İkincinin (ğ) si kaldırılarak onun vokali olan (i) yi hafifçe uzatmakla iktifa olunur. Görülüyor ki (müdafaa) ve (müdafi) kelimeleri, türkçede aynı bünyededir. Birincisi pansevi. ikincisi o panseye sahip olanı ifade için kullanılır. Kelime, arapçada müdafea şeklinde: " (I) zor ile öte salmak, kakı-vermek, defetmek" [İl ; (II) dayanma, sahip çıkma [2] " anlamlarına ve müdafiğ şekli de: " (D defedici [I] ve (II) dayanan [2] " anlamlarına alınmıştır. Arapçada, defiğ ve müdafea sözleri bir kökten farzolunmuştur. Türkçede bu kelimelerin kökleri, görüldüğü gibi, bir değildir. Def unsurunda: "*aimak, kakmak, atmak" anlamları esastır. Fakat müdafaa sö?ünde kökten gel'-n esas anlam, "himaye etmek, korumak, mania teşkil etmek, sahiplik etmek" anlamlarıdır. Nitekun "menetmek, beııdetmek" anlamına olan malamab |3] ve "manİV* manasına olan matavnb [31 »e "beklemek" [4], "gözetmek" [51, "gözlemek" [6], "tarassut etmek" f7| atılımlarına olan urn-mab; ve "kuvvetlenmek" anlamına olan muğatağ [81 sözlerinin hepsinde (v. ; m) kökünün esas anlamlarından "menetmek, mania, beklemek gözetmek, himaye, muhafaza, sahiplik v. s." manaları görülmektedir. Bu saydığımız kelimelerin etimolojik şekillerini alt alta yazarak küçük bir tablo h»l*nrle «ör-lim: Müdalda M atamak Ma tavuk Ummak M uğur iğ (. , m-f-üd-f-af-f-ağ) (;, m+at+am + ak) (., m+at-fav-f uk) (urh-J-uğ-J um-f-ak) (.. m-t-uğ f ut | ağ) Görülüyor ki, bütün bu kelimi - .V ivı çevirini* - [/] Tercüman-ül-Lngat [2] Kamusu Türki [3]RadloflV. 'Kazan lehçesi" [4] Türk Dili: Kamusu Türki [S] Kamusu Türki [6] Türk dili [7] Babus [8] Pekarski: Yakut Lügati SAYIFA 2 ulus DAKİKA İtalyanlar Makalle'ye girmişler Roma, 8 (A.A.) — Popolo di Rom.ı gazetesi, italyan kıtalarının Makalle güneyindeki hareketlerinin daha güç ola. cağını yakmaktadır. Bununla beraber, italyanların Makalkden ilerdeki bütün strateji noktalarını işgal ettikleri bildi . silmektedir Koma, 8 (A.A.) — Reımi italyan bildiriği: General dö Bono. telgrafla bildiriyor: 22 ikinci kanun 1896 tarihin, de Makalle kalesinden indirilmiş olan bayramımız, bu sabah saat 9 da, milli ve yerli kıtalarımızın şehre girmesi ü/eri. ne, tekrar Makalle kalesine çekilmiştir. Gorahi ! alımlı Asmara. 8 (A.A) — italyanlar, O. güdende Harrar yolunu açmakta olan Gorahiyi ele geçirmişlerdir. Gorahi. butun Ogaden mıntakasın dakı habeş müdafaasının ana düğümü nü teşkil etmekte idi. Makalle italyan topları altımla Başı f. cı sayıfada) hareketine tekrar başlamadan önce herhangi bir ani taarruı karşısında kal. mamak için, istikşaflarda bulunmakta -dır lar. Habeşlerin harba girişçe e klerinı gösteren hiç bir şey yoktur. Zira, şimdiki hatdr ehemiyetli hiç bir toplanma kaydedilmemiştir. Habeşler. Vorogo önünde ve Ambalama bölgesinde müs . tahkem hatlar kurmuşlardı. Bu hatlar. ¦ — ¦.. ..... ---= lerin kuruluşu bir olduğu gibi, hepsinde de kök anlamı mevcuttur. Not: Görüldü ki "6", "m" kate-gorisindendir, yani bunlar biribi-rının yerine kaim olurlar. Yakut çada [91 (b) ile başlıyan şu keli melere bakalım: (m - b) üdüğ kavrama, dikkat (m - b) üdüğleğ - - dört gözle beklemek, kavramak, dikkat etmek (m - b) ütey çevrilmiş yer, divar; öyle kapatılmış ve kilitlenmiş olmak ki hiç bir ara kalmasın. (m - b) üteydeğ eş etrafı çevrilmiş olan (m - b) üter tatmin etmek, yardım etmek, yenmek. Kökü (v. 4 m - b) olan bu kelimelerin hepsinde, "müdafaa" kelimesindeki esasi mana mevcuttur. [ Bu kelimelerle kökçe alâ kaiı olan «defa, amit, imdat, medet» kelimelerinin analizini yarın yazacağız. ] [9] Pekarski: Yakut Lügati Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik IV üncü ankei l — Ev 2 — Oba 3 — Ar 4 — 4ğ,l 5 — Avlu 6 — Ova 7 — Yurd S — Ocak 1) Yukardaki kelimelerin ilk ve asıl kökleri nelerdir? II) Bu kelimeler nasıl teşekkül etmişlerdir? III) Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin herbiri- (Sonu 5. inci sayıfada) (Başı I. cı sayıfada) nin mana ve farkları bakımından rolleri ne olmuştur? IV) Bu araştırma neticesinde: A - Türk dili kökleri ve, B - Türk dili ekleri, ve, C • Türk sözlerinin teşekkülü hakkında bir kaide çıkarmak mümkün müdür? Yukardaki dördüncü dil anketimize okurlarımızın verecekleri ce-vablar, gazetemiz yazı işleri direktörlüğüne göndermelerini rica ederiz. Şimdiye kadar aldığımız cevablart »ır atiyi e koyduğumuz n *.» bundan böyle de koyacağız. dan banımı terkctmişleı vc bazıları da italyan hattının gerisinde kalmıştır ki temizleneceklerdir. Otcygün Makalle-nin doğu kusayında olan savaşa beş yüz habeşli girmiş ve göğüs göğüse geçen birkaç dakikalık çarpışmadan sonra ha. beşler esir, ölü ve yaralı bırakarak kaçmışlardır. .Surışırı hulteşli tmuzon Roytcr ajansının italyan orduları yanındaki ayları, Tigrenin italyanlar tarafından işgal edilen kısmında henüz birçok küçük habeş çeteleri dolaşmakta bulunduğunu ve buraların tamamen i-italyan egemenliğine geçmesi için haf. talar lâzım olduğunu bildiriyor. Royter ajansının Adisababadaki aylarının iyi bir kaynaktan aldığı habe. re göre. vaktini batı kuzay dağlarında geçiren Uaziro isminde gürel ve sarışın bir Prenses Tigre savaşçılarından bir çetenin başına geçmiştir. Bu çete. Prensesin idaresinde, dağlardan inerek italyan ilen karakollarına baskın yap. maktadır. Erkek kılığında gezen prenses, süngü ile hücum etmektedir. Bu amazon, memleketin her bucağını ve her kayasını tanıyor. Evli birçok başka tigreli kadın çocuklarını Dcssieye göndererek prenses Uaziroya katılmaktadır. Bunlar katılmadan önce habeş topraklarında bir tek italyan askeri kaldığı müddetçe evlerine dönmiyecekleri hak. kında yemin ediyorlar. Prensesin kocası habeş genel karar, gâhında çalışmaktadır Makulle kuşatılıyor Asmaı.ı. 8 (A.A.) — Havas ajansının Tigre cephesindeki aytarı bildiriyor: İtalyanların mukavemet görme ksi-zin Maka) leye vardıkları haber veril, inektedir. Gizlenmiş habeş kıtalarının kollara aarar verecek ani hücumlarından korkan italyanlar ancak bugün Ma. kalleye gireceklerdir. İtalyan kuvvetleri bu şehri yavaş, yavaş kuşatmaktadır. Setit bölgesindeki italyan tankları, Gondara doğru muhtemel bir inkişafı hazırlamak üzere batı Tembicn'ine kar-;ı ikinci bir ilerleme hattı hazırlamaktadırlar. Haber verildiğine göre. Santini ve Biroh kolları bugün Makalle kuzayın. da birleşeceklerdir. Biroli koluna men. sub kuvvetler, şimdi Mosobo dağı üze. rinde kamp kurmuş bulunmaktadır. Bugün önemli bir muharebe olup ol-mıyacağı, yahut habeşlerin italyan ilerleyişi Önünde gerilemeğe devam edip etmiyeceklcri hakkında hiçbir haber yoktur. Keşif uçuşları yapmış olan uçmanla-nn söylediğine göre. Makallcde habeş muharipleri olmadığı anlaşılmaktadır. Fakat italyan komutanlığı Ras Sı-yum kuvvetlerine mensub bazı unsurların bu şehrin civarında gizlenmiş bulunduk, lan kanaatini beslemektedir. Haberlerin siluh durumu düzeli\m A Mim*. B (AA) — Sucl mahfiller bir müddet önce yalnız iki yüz bin modern tüfekle bir milyon kadar eski model tüfekten ibaret olan babeş teçhi . zatının o zamandanberi çok düzclnüş olduğunu vc bunun Aduada bulunan en iyi tipte karabinalarla sabit olduğunu bildirmektedirler. Habeşlerin bundan başka 250 milyondan fazla kurşunlan, 200 den fazla küçük çapta toplan, yüz. lerce idropnömatik firenli topları ve otuzdan fazla 22 milimetrelik hava taarruzlarına karsı topları vardır. DIŞ HABERLER Ogaden yakınımla biı imimiz ol uruk Harrar 8 (AA) — Royterden: Bu. raya gelen haberlere göre. üç büyük ha. beş tahşidatı. habeş süel makamlarının diyrvlerine rağmen, Ogaden yakınında bir habeş taarruru olacağını bildir, mektedir. 40.000 muharip Tuba nehri boyunca Dolo istikametinde ilerlemekte ve 30 bin kişilik bir üçüncü ordu da Direnduada tahaşşüt etmektedir. Suğııııkluı devam ediyor Asmara. 8 (A A — Alman haberal. ma bürosunun özel aytarı telsizle bil -diriyor: Bu mevsimde görülmemiş şiddetli sağnaklarla kaıışık fırtına, nehir sularının kabarmasına sebeb olmuştur. Bu da iaşeyi güçleştirmektedir. Somali cephesinde de hareketin şid detli yağmurlardan dolayı durduğu an. taşıtmaktadır. Negüt lluınnu gidiyor Adisababa. 8 (A.A.) — Havas ajansı aytarı bildiriyor: Habeş imparatoru .yakında Harrara hareket edecektir tik siyasal muvaffa. kıyetlcrini Harrarda görmüş olan Haile Selassiyenın eskiden Harrar ilbaylıgın-da bulunmuş olduğu hatırlardadır. Veliahd Ansfassen'İn dönüsünü kutlamak üzere dün burada büyük şenlik, ler yapılmıştır. Öğrenildiğine göre imparator, İtal. yan kuvayı külliyesine gayri faal bir şekilde karşı gelmeği ve habeş kuvvetlerinin toplanması kesin olarak bitme, dikçe önemli hareketlerden kaçınmasını Ras Sev uma emretmiştir. Esasen habeşler. emniyetle ilerlemiş olan italyan kuvvtlerıni yandan veya karşıdan ani hücumlarla dağıtmak mak. sadiylc bu sevkulceyş usulünü tatbik etmektedirler. Süveyş l.upaıtmıyavak Süveyş. 8 (A.A) — Süveyş kanalı kumpanyamın vnksek bir 'memuru. Vs. nalın haib eden Vgyi"Wlrıiyll Ucvlelle1. re ait bütün gemilere açık olacağını Royter ajansının bir aylarına söyle -mistir. Bir uçak hin unumun ttıfsilâtı Paris. 8 (A.A) — Parİ.Midi gazetesinin Cibuti aytarı, Berberadan ge -len ve Ras Nasibu kuvvetlerine ayrı . lan bir erzak ve levazım koluna ital . yan uçak filosunun yaptığı hücum hakkında tafsilat vermektedir. Otokarlar üstüste patlamış, kol, perişan bir hale gelmiştir. Deve ve katırlara yüklü olan mü -hımmat sandıkları da birer birer infilak etmiştir. İtalyan uçmanlan, üslerine dönmeğe hazırlanırken, levazım koluna re. fakat eden S00 habeş muharibi, uçaklara karşı ateş açmışlardır. Bunu gören uç man lar, geriye dönerek habeşleri sürekli bir mitratyöz ateşine tutmuşlar -dır. Cibııtiye gelen ve bu taarruzda sağ kalanların söylediklerine göre. İtalyan uçakları. lev^«tm kolunun 500 askerini öldürmüşlerdir. Belçikalı subaylar Habeşistnndnn ayı ıhhlar Brüksel. 8 (A.A) — Stefani ajansı bildiriyor: Belçika süel heyeti başkanıyla. Iıe . yetin son dört subayı bu sabah Adis -ababadan hare'et etmişlerdir. Resmi gazetenin yarın neşredeceği kararname ile silah ihracatı ve transit suretiyle geçmesi ekonomi bakanlığı tarafından verilecek özel bir izine tâbi tutulacaktır. Uabefİttmna fiilen hızılhuçhtur Adisababa, 8 (A.A.) — Arsıulusal kızıl haç cemiyetine mensup iki isviçre, li müşahit buraya gelmiştir. Beraberle, rinde 40 sandık ilaç getirmişlerdir. Bun. lar sabra hastanelerinin müfettişliğini ürerlerine almışlardır. Dört kamyon *c bir tayyareden mürekkep bir isveç hastanesi de gelmiştir. Bunların altı aylık yiyecek ve pansuman eşyaları vardır. Pek yakmda Holanda. Norveç ve ingi . liz seyyar hastanelerinin de geleceği bildirilmektedir. ( çuklurın uiirdiikleri hain s ku vvetleri Asab, 8 (A.A) — İtalyan uçakları, düzgün habeş kuvvetlerinin Makalleye doğru gayrı tabiî bir hareketini gör -müşlerdü. Ambaguıden geceleyin gelmiş olma lan muhtemel olan bu kuvvetler, haki renkte üniformalar giymişlerdi. Uçaklar bundan başka Abako ya -kınında, çarşı meydanında toplanmış ve beyn/ bayraklar sallayan yerlilerin kalabalık bir toplantısını ve Abako civarında, başlarında şefleri bulunan habeş kollan görmüşlerdir. Ellerinde renkli şemsiyeler bulunan büyük pa -pas kafileleri toplantı yerine doğru gitmekte idiler . Hir İsveç subuyının habeş ordusu hakkında siiy İrilikleri Hamburg. 8 (A.A.) — HabeşisUnda oturmakta olan alınanlardan bir grup bugün Usambara vapuru ile buraya gelmişlerdir. Aynı vapurla bundan bir müddet önce Habeşistana giden isveç süel heyetinden albay Niblon da dön. muştur. Albay, isveç subaylığını kaybetmemek için döndüğünü ve arkadaşlarının İse Adisababada kaldıklarını söylemiş ve demiştir ki: "— Avrupa tanında talim ve terbi, ye görmüş oları habeş askerlerinin sayısı 150 ilâ 200 bindir. Harptan önce sayısı beş bin kadar olan, fakat harptan beri sayısı pek çok artan imparatorun muhafaza kıtalarının talim ve terbiyesi ile çok iyi ugrşılmıştır. Bu kıtalar "gu-aide bir Yvrupa asker kıtası» sayılabilir. Bunlar henüz harp hattına sokulmamışlardır. Habeşlerin talim ve terbiyesinde elde edilen sonuç çok eyidir. Habeşler zekidir ve modern silahların kullanışını çabucak öğrenmektedirler. Yalnız Habeşistanda hakim olan Ambara ırkına mensup askerler değil, fakat öteki biı tün ovmak rfradt da talim sababaya çok defa iki veya uç bin kı. şılik kafileler halinde gelirler ve mev. cud harb levazımının müsaadesi nisbe. tinde modern silâhlarla teçhiz edilirler... Rai Seyumun aldığı emir Adisababa. 8 (A.A) — Bugünkü hareket hakkında haber alınmamıştır. Fakat yarı resmiğ bir şekilde öğrenil -diğİne göre. Tigre baş komutanı Ras Seyum taarruz etmemek, müdafaa ile kalmak ve yeni bir emre kadar stratejik bir surette çekilmek İçin emir al -mistir. Ilulyunlıtrtn basurdun Asmara. 8 (A.A.) — General Mana. vinya'nın kumandası altındaki yerli kı. talar, dün Cagnasmach Nefaum Araia'y' mağlûb etmişler ve birçok esir almış - lardır. İtalyanlar Gagayı işgal etmişlerdir Habeş ordusu şefleri.ıden Ghere Mo-rin, italyanlar tarafından geçmiştir. 10 habeş kilisesine mensup dini erkân dn italyanlara baş eğmişlerdir. italyanlar Goundi muharebesinde 61 esir almışlardır. İtalyan uçaklarının verdiği malûma, ta göre. habeş kıtaları Boudja'nın gü . nevinde toplanmaktadır. Roma. 8 )A.A.» — Sömürge çeven. İcrinde söylendiğine göre, italyan ileri hareketi, bugünkü taktik sayesinde, cid. dî bir mukavemete uğramadan devam edecektir. italyan merkez kolu, sol tarafı Da nakiller tarafından korunmak suretiyle basta gitmektedir, îkinei bir kolordu teşkil eden sağ cenah, daima merkez kol. lannın arkasında gelmektedir. Habeşlerin. Makalle'nin 20 kilome*. re güneyindekiScelio etrafında veya Ma katleden 50 kilometre ileride, haS-s kuvvet külliyesinin bu saatte toptan . makta bulunduğu Amba-alagi üzerinde mukavemet tertibatı almaları beklen ¦ mektedir. İtalyan hava kuvvetleri ve ağır ton çusu, habeşleri kolaylıkla püskürsecek. tir. Makallenin güneyindeki topraVarm durumu. a*ır tonomımm kolaylıkla ate*. hattına elverişlidir .' /yi partisi sıynstıyı tenkili edivoı Londra. 8 (A.A) — Dun akşam işçi partisi adına B. Herbcrt Mollison, tarafından radyo ile neşredilen bildi . riğde. hükümetin drş siyasası tenkid e. dilmektedir. Aynı zamanda bu bildirigde, bugünkü kabinenin uluslar sosyetesine, uy . gunauz bir şekilde arka olduğu ve İn -gilız bakanları tarafından Avrupa hükümet merkezlerine yapılan ziyaretle -¦ in haritan Önceki gizli diplomasi me-t odlarına geri dönmek olduğu kayde -dilmektedir. Bu metodların sonucu, uluslar sosyetesi paktını ve sosyetenin otoritesi, nı ısyıf düşürmek ve anlaşmazlıkları kışkırtmak olmuştur. Yeniden silahlanma meselesinden bahseden bıldirıg, isçi partisinin, İn -gılterenin ana vatanda ve yabancı ül -kelerdeki mükellefiyetlerini ifaya ye -tecek surette ingiliz müdafaa kuvvet -terinin muhafazasını taahhud ettiğini, fakat, arsıulusal bir anlaşma ile silahları indirmek için elinden gelen her neyi yapacağını kaydetmektedir. Ilttbesistaıtııı cilâlı siparişleri Londra. 8 (A.A) — Royter ajansı nın Öğrendiğine gore habeş hükümeti. Büyük Britanya silah fabrikasına bü -yük mikdarda mühimmat, tüfek ve en son sistem makineli tüfek ısmarlamış -tır. Belçika ve Çekoslovakya da aynı önemde siparişler almışlardır. Londra, 8 (A.A) — Habeşistan ta . rafından silah ve cephane için verilen siparişlerin hepsinin bedeli peşin olarak ödenmiştir, tngilterede bu tedıya-tın bir kısmı, habeş elçiliğine ekseri -^rrlr irim gizlemek suretiyle yapılan ieberrular ılc 'y.ı'ıi.TTETFHTT' l*,„i.,. v ak yaya ısmarlanan şeyler arasında sahra topları da bulunmaktadır. Belci -kaya ısmarlanan şeylerin bir kısmının Cibutiye varmış olduğu sanılmaktadır. Kiralın başkanlığında toplunu-OBA meclis Londra. 8 ıA A — Kıral yarın Buckingham sarayında toplanacak o -lan meclisi kıraliyc başkanlık edecektir. Press Assocıationun verdiği bir habere göre bu toplantıda ttalyaya kar şı alınacak zecri tedbirlerle ilgili ola -raık alınması lazım gelen teşriî tedbirler görüşülecektir. I U VWVi\: lıulirilen veriiilcr Paris. 8 (A.A) — B. Marcel Renye gazetecileri kabul ederek hükümetin son üç ay içinde vergilerden sekiz yüz milyon frank nisbetinde bir mikdar in dırmiş olduğunu bildirmiş ve son 18 ay içinde ulusal ekonomi lehine ya -pılan bu vergi indirmelerinin genel yekûnunun iki milyar tahmin edilebi. leceğini söylemiştir. B. Lavalin ııorüşmrteri Paris. 8 (A.A.) — B. Laval. bu s* hah Ccrruti ile İspanya büyük elçisi B. Cardainesi kabul ermiştir. I utul - t_vı mili not 11 s ıı) ı 14 ı ı virajında Paris. 8 (A.A.) — pöti Par üyen ga. jetesinin haber verdiğine göre, B. La. val ile italyan büyük elçisi Çcrrutti a. «asındaki konuşmada yalnız Akdenij meselesinden konuşulmuştur İtalyan - habeş meselesine dokunulmadan önce başlangıçta Akdenizdeki in-gilia vc İtalyan kuvvetleri arasında bir denklik temin edilmesi lirim geldiği soylt irmektedir. Gazete, bu konuşmayı yem bir anı. halenin başlangıcı saymakta vt Roma i. le Londra arasındaki uzlaşma işinin iyi biz yol takib etmekte olduğunu bildirmektedir. ULUS ıo son ı kşkİy ı\:r P \/ \K Son haberler ikine* sayfada ON ALTINCI YIL. No: 5134 Adımız. .ıiMİııııı/.ılır Hrr\rrılt* 5 kı Hükümetin kömür havzamız için mühim kı rarları Kömür fiyatı şimdiden ton başına 130 kuruş indirilmiştir Havza her suretle rasyonellesin! İnek. bîr elden idare olunacaktır. O zaman fiat, 240 kuruş inecektir Resmî Tebliğ T.T.C. nin büyük muvaffakiyeti Alacahuyük kazısı İki bucu'c aydır, türk tarih kurumunun Aalacahüyük'te yaptığı hafriyata, mevsim yüzünden son verilmiştir. Dr. Hamit Koşay ve arkeolog Remzi Oğuz Arık'ın idaresinde mimar Mazhar, desina-'.ör Abdullah, anıtları koruma he Dokuz metre derinlikte yemden dıvarlar çıkryor. Fakat suda çıktığı için çalışma güçleşiyor. yetinde çalışan fotoğrafçı Şüler, muhasİb İbrahim Bİlgin'den meydana gelen hafriyat heyeti iki gündür Ankara'ya dönmüş bulunmaktadır. Heyete ilk zamanlarda, topografya işlerinin bitmesi için müzeler dairesi teknik işyarlarından Abdullah Sezai de katılmış -tır. Çorum ilbayhğına bağlı Alaca ilçesinin bir köyü olup Yozgad'ın şimalinde bulunan Hüyük; belki elli yıldır arkeoloji alemince yoklanmakta, incelenmiş bulunmakta îdi. Daha çok yer üstünde görünen eserlerle bir kapının plânına çev- rilen bu incelemeler, burasının Boğazköy imparatorluğu kadarına bağlı bir mukaddes köşe olması kanaatine varmıştı. Yani Hü-yükdeki medeniyetin nihayet M. ö. bin ve binbeşyüz yılları arasında bir ömrü olduğuna karar verilmişti. Boğazköy'de son yıllarda yapılan hafriyat, bu merkeze bağlı bîr ünlü mabedin, ve bir çeşid imparator villâsının bulunduğunu kaydetmekteydi. Bu mabetle villânın yerini bellemenin Eti din tarihi, sivil mimarisi ve diğer kültür meselelerini çözmekte ne ka -dar önemli yardımlarda buluna cağını gözöniinde tutan Türk T^r'h kurumu, Hüyükde bulunç kadar elde edilen sonuçlara dayanarak burayı yeniden elden gecirmeve karar vermişti. Türk Tarİh Kurumunun seçtiği hafriyat heyeti her şeyden önce Höyüğün yaşını, Höyükte kaç tür'ü medeniyet çağı geçtiğini tesbit etmek istemiş; Hüyüğün en alçak yerinde açtığı deneme hafriyat alanında sistemli bîr sondaj yapmıştır. En titiz bir metodla yapılan bu sondaj sekiz ve on metreye - yani Hüyüğün en yüksek yerin -den 18 - 20 metre aşağıya - kadar inmiştir. Üç metreye kadar Osmanlı. Bizans, Roma devrinin izerlerine rastlanırken üç metreden sonra birden Eti çağı belgeleri ve yapıları ele eecmiş; dört metreden sonra eski Eti çağının vesikaları; altı metreden sonra Proto-Hatti ve Kalkolitik çağının izerle ri bulunmuştur. Onuncu metred n aşağıda dahi kültür tabakaları devam etmekle beraber, topraktan sızarak gelen suların çokluğu, çalışma İmkânını kaldırmıştır. Böylece Höyükteki medeniyet ve hayatın - Trova, Alişar, Ahla» (Sonu 6. cı sayıfada i WT1 İtu'M Sarih Kurumunun Kııltür Bakanı B. Saffet Arıkan'ın başkanlığında. Türk Tarih Krumu ikinci Başkam Bayan Afetle birlikte Alacahüyüğü ziyareti. Taş kömür fiatları 15 sonteş-rinden itibaren ton başına 130 ku ruş tenzil ediliyor. Hükümet k' "Ulus,, un dil yazıları Defa - Ümit "Defa; ümit, imdat, medet,, sözlerinin etimoloji, morfoloji ve fonetik bakımından analizi \Dünkü yazımızda analiz edilen "defi" ve "dâfi" s'özlerile böh benzerliği olan "defa" kelimesi ile, ''müdafaa" ve "müdafi" sözlerinin köhü ile alâkalı olan "ümid, imdat, medet" sözlerinin analizini de bugün koyuyoruz.] ,'Ckojıomi Bananı ts. Ceiaî Bayat ınür havzasının bir elden idaresine karar verdi. Ekonomi Bakanı B. Celal Ba yar'ın alâkadar valiliklere bugünkü tarihle yolladığı tamimi Öne.m i dolayısiyle aynen alıyoruz: 1 — Maden kömürü maliyeti üzerine yapılan incelemeler h'i -günkü fiatlarda ton başına 130 kuruş tenzilâta imkân verdiği ka naatine dayanmıştır. Kömür maliyetini alâkadar e-den bir kısım tedbirler için bir k;« nun lâvihası hazırlanarak Kamutaya sunulacak ve onaylandığı takdirde o nisbette yeniden tenzi lât yapılacaktır. 2 — 15 sonteşrin 935 tarihinden itibaren Ereeli kömür havzası (Sonu 4. cü sayıfada) defa Etimolojik şekli: (1) (2) (3) (ed -f ef + ağ) (1) ed: Köktür. Burada "hareket ve yapmak,, mefhumlarını gösterir. (2) ef: Hareket ve yapma mefhumlarını kendinde tecelli ettiren objedir. Ed -f- ef = edef = edev: yapılmış olma (3) ağ: (. -- ğ). kelimenin manasını tamamlayan, tayin eden ektir. O halde: Ed • cf oğ edefağ de-fa: olmuş olma, yapılmış olma demektir. "Bir defa, iki defa..." demek; herhangi bir obje veya panseuin bir olmuş oluşu, ikİ olmuş oluşu... demektir. ÜMİT Kelime, (umut) şeklinin incelmişidir. Etimolojik şekli: (I) (2) (um -+- ut) (t) um: Köktür; burada "arzu, talep, emel, intizar, bekleme, gözetme" anlamlarınadır. (2) ut: Sahİp, haiz manasına köktür. Um -f- at = umut: Arzunun, talebin, emelin, intizarın, bekle- Makaileyi aldıktan sonra İtalyan kuvvetleri ilerliyorlar - Habeşler bir müdafaa haltı kurdular Londra, 9 (A.A.) — Somali cephesinde bulunan Röyter aylarından: Gorahai'daki bütün müs tahkem noktalar, bir italyan zırn-lı otomobil müfrezesi tarafından, hiç bir mukavemet gÖrmeksizin iç gal edilmiştir. Geçenlerde, Gorahaİ bölgesi nin italyan uçakları tarafından şiddetle bombardıman edilmesi üzerine, 3000 kadar tahmin edilen habeş kuvvetleri birçok ufak toplarla mitralyözler terkederek kaçmışlardır. italyanlar, bunları şimali şarkî istikametinde takİb etmektedirler. Roma, 9 (A.A.) — Makalle -nin işgali büyük bir sevinçle karşılanmıştır. Dün gece, Napoli'de büyük bir halk gösterisi yapılmıştır. Doğu Afrika'ya giden askerler, omuzlarda taşınmıştır. Makalle, 9 (A.A.) — Stefani ajansı bildiriyor: Makatle'nin işgali italyan ileri hareketinin «on hedefi değildir. Filhakika, General Vakalusso'nun kumandasındaki ikinci yerli tümeni şehirden ayrılarak Ambaal ve Aşagi gölü önlerindeki mevzilere doğru mevcut kervan yolunu tekibederek ileri hareketine devam etmekte ve düş manın nihayet harbi kabule mecbur olacağı ümit edilmektedir. Aksum cephesi sağ açık cenahında bulunan General Maravİnia kolordusiyle batı cephesindeki General Kutur'un faaliyetleri de Gondar istikametindeki genel iş gal çerçevesi içinde alınacak so nuçlar için ehemmiyeti haiz bulunmaktadır. Londra, 9 (A.A.) — Habeşis-tandaki italyan hareketi, kendile-(Sonu 2. ci sayıfada) menin, gözetmenin kendisidir. (Um) kökünün, işaret ettiğimiz anlamiyle şu sözlere de tesadüf ediyoruz: /. Umaç emel //. Umu - arzu, intizar ///. Umdı arzu IV. Umdu = talep, tama V. Ummak beklemek, gözetmek imdat Etimolojik şekli: d) (2) (3) (im + ed -f at) (1) im: Köktür, burada "çare, de\a, ilâç, derman" anlamlarınadır. 2) ed: Gene sahip ve haiz anlamına obje veya süje gösterir. İm ed imed: Çareyi, ilâcı, dermanı haiz, yani bu mefhumların kendisidir. (3) at: (. I t), ektir; kelimenin manasının yapılmış olduğunu vani kelime mefhumunun müspet olarak ifadesini temin eder. İm -î- ed -i at imedat = imdat : Çare, deva, derman, yardım anlamınadır. MEDET Kökün vokali düşürülerek ve son vokal yumuşatılarak hasıl o-lan: W f ed i ef = medet, şekli de ayal manada kullanılır. Not: Arapçada imdat, (medet etme) anlamına olarak kullanıldığı gibi, "divide mürekkep koymak" manasına da kullanılır. / — Süheyl ve Nevbehar II — Lügati Nimetullah tII, IV — Divanü Lügat - it -Türk; Radlof. I "Uygur lehçesi,. V — Kamusu Türki ;wwwwwwwvvww*wvww: Dil yazılarımız üzerine bir broşür Dİl yazılarımızda tutulan analiz yolunun hangi ana düşüncelerden doğduğunu okurlarımızdan birçokları ağızdan ve yarı İle bize soruyorlar. 'Ulus", dil yazılarında kelimelerin etimoloji, morfoloji ve fonetik bakımından anali- / ziyle uğraşıyor. Bunun dayan- dığı esasları toplu bir halde S okurlarımıza bildirmek üzere kısa, fakat bütün ana düşün - £ çeleri içinde toplıyan bîr bro- şür hazırlamaktadır. t Birkaç güne kadar bu bro- mimi okurlarımıza sunaca" z. ( say!;- A 2 ULUS .SOTV DAKİKA İtalyan resmî hill ırıgı Roma, 9 (A.A.) — Resmî bildirili: General do Bono telgrafla bildiriyor: Aksum ile Taka/ze nehri arasında bir keşif hareketi yapmakta olan bir italyan müfrezesi habeş muhariplcriylc karşılaşarak bunları bozguna uğratmış ve habcşlilcr teslim olmuşlardır. Birçok kabile başkanlariyle papaslar dehalet etmişlerdir. Danakil kolları bütün Tigrc doğu . sunda ileri yürüyüşlerine devam ederek Damala'ya varmışlardır. General Grazianİ'nin kuvvetleri ayın yedisinde sabahleyin Gorahai'yi işgal etmişlerdir. Düşman, toplar, mıtralyözler, yüz kadar tüfek, kamyon vc otomobil -Icr, erzak yığınları ve harb gereci terke, derek kaçmıştır. Müfrezelerimiz düşma. m kovalamakta ve ricat halimle sıkıştır, maktadır. İtalyan uçakları dünkü hareketi.re faal bir surette iştirak etmişlerdir. Makalle'nin işgalinden birkaç saat sonra bir italyan uçağı bu şehrin hava meydanına inmiştir. Zecrî tedbirler ve italyan ulusu ıtoma. 9 (A.A) — Havas ayları bildiriyor : İtalyan halkı Habeşistan harbına gittikçe artan bir alaka göstermekte ve diplomatik faaliyetle daha az alakadar olmaktadır. İngiltere ve ne de ulus -lar sosyetesiyle bir anlsşmayi ne hesap etmekte, ne de istemektedir . Halk, italyanlar Gorrahai ve Makal-leye girdikten sonra bir anlaşmayı faydasız bulmaktadır. Amerika. Bre - züya ve Almanyanın bitaraflık karar, lariyle alakadar olan halk /ecri ted -birleri tatbik edecek memleketlerle bu memleketlerin hükümetleri ve zarar gö. recek olan tecim menfaatleri arasında güçlükler doğacağını düşünmektedir. İtalyan halkı, bazı küçük devletlerin İtalya İle tekrar tecim münasebet, terine girişeceklerini tahmin ve bu suretle zecrî tedbirciler cephesinin da -ğılacağını hesap etmektedi* İtalyan kollarının ileri hareketi Roma. 9 (A.A.) — 41 numaralı ital. yan resmi harb tebliği: İkinci kolordu cephelinde bir italyan keşif müfrezesi Aksum ile Takkaze arasında bir habeş müfrezesi ile vuruşmuş ve habeşleri tes. lim olmaya mecbur etmiştir. Fitanzari Gabre Nendin ismindeki habeş şefi askerleri ile birlikte italyan kumandanlığının emri altına geçmiştir. Adict mıntakası şefleri, ayanı ve papas-ları arzı tabiiyet etmişlerdir. Şark ovasında italyan Danakil koiu ileri yürüyüşüne devam ederek Damalc-ye varmıştır. Tayyare kuvvetleri, »on günlerdeki hareketlerin hazırlanmasına ve İcrasın, da mühim surette yardım etmiştir. Ma. kalte'nin tarafımızdan işgalinden iki sa- at sonra, bu mahaldeki tayyare meydanı bir tayyare İnebilecek hale gelmiştir. istihkâmlar yapılıyor. Adisababa. 9 (A.A.) — Hauvar _ Di. redua demiryolu hattının şimal ve cenubunda istihkâmlar yapılmaya başlanmış ve dağlar üzerine tirandezler yerleşti . rilmiştir. Çünkü muhtelif kaynaklardan gelen haberlere göre. italyanların bu hatta hücum edecekleri ve bu hücumun dağlardan yapılacağı teeyyüd etmekte -dir. İmparatorun cepheye hareketi tarihi olarak 14 ikinci teşrin tarihi tesbit olun. muştur. Bugün imparator İsveç heyeti su . baylama nisan vermiş ve bu münasebe*. lc Prcjns Makonncn bir nutuk söylemiştir. DIŞ HABERLER FRANSA'DA: I ransada yeni bir grup Paris, 9 (A.A) — Saylav B. Taitin. gerin başkanlığındaki (Vatanperver gençlik) teşkilatı, (ulusal hareket) a. dı altında yakında bir halk hareketi yapmak niyetindedir. Bu hareketin ama . cini, ana yasayı cumurluk rejimi içinde ıslah etmek, devlet teşkilatını kuv -vetlendirmek. bir iş kanunu yaparak kazançlara had koymak ve patronlar ile işçiler arasındaki münasebetleri tanzim etmek keyfiyetleri teşkil ede -çektir. Vatanperver gençlik teşkilatının ü-niversıte talebesi kısımları, bugün u . lusal halkçı işçilerle birlikte bir top -lantı yapmışlardır. Yarın B. Taitinger yeni hareketin amaçlarını bildirecek ve teşkilat pazartesi günü Parİste ilk büyük nümayişini yapacaktır. IS. havalin bir bildiriği Paris, 9 (A.A.) — B. Lava) bu ak . şam basma aşağıdaki diyevde bulun -muştur.: c — Hükümet üyelerini birbiri a -leyhine kışkırtmaya yeltenen bazı mü • nakaşalar başlamıştır Halbuki şunu söy İçmeyi kendime bir ödev bilirim ki, parlamentonun bize yüklediği güç işin başarılması hususunda B Eryo benim -le güvenli bir surette ve mertçe işbir -ligi yapmaktan bir dakika geri durmamıştır Birliğin her zamandan ziyade lüzumlu bulunduğu bu dakikalarda geçen eylülde bütün fransızlara hitaben bu birliği bozabilecek her türlü şeyden sakınmaları hakkında yaptığım daveti tekrara lüzum görmüyorum Şunu esefle görüyorum ki bu davetim her za -man işitilmemiştir. Hükümeti parçalamaya ve yahut hükümetin otoritesini azaltmaya matuf olarak yapılan her •'¦rlü hareketleri esefle karşılarım. İNGİLTERE'DE; Japonya ve İngiltere-Çin durumu Londra. 9 (A.A.) — Royter ajansı Tokyo'dan haber alıyor: Japon sü bakanlığının bugün yayı -lan bir bildiriği, tngiltere'nin Çin finan-sma dair güya beslediği niyetlere şid -detle hücum etmektedir. Bîldiriğde. ingiltere ile Çin arasında, Çin gümrüklerinin ve şîmcndüferle. rinin vardiatı karşılık gösterilmek şar-tiyle elli milyon dolarlık bir istikraz görüşmeleri yapıldığı hakkında yayıntılar, dan bahsedilmektedir. Eildİriğ, Nankin hükümeti liderleri, ni, kendilerini zengin etmek için mem' •. ketlerini yabancılara satmakla itham et. mekte ve uzak doğuda bir durluk kur -mak için nüfuzunu kullanan bir devle: olmak itibariyle Japonya'nın, Çin'i ingiliz kapitalinin hakimiyeti altında bir yarı sömürge haline getirmek istîyen her hangi ingiliz teşebbüsüne karşı göz. lerini kapayamıyacağını ilâve etmektedir. Bildiriğ, kuzay Cindeki gümüş stoklarının Nankin hükümetine teslimi mec buriyetinin kuzay Çin'i içinden çıkılm-bir ekonomik kargaşalığa sürükliyece . ğini ilâve eylemektedir. Kıra! zecri tedbirler emirnamesini imzaladı. Londra. 9 (A.A.) — Bu sabah Bu. kingam sarayında yapılan özel toplantı, da kırat, italya'ya karşı alınacak zecri tedbirlerin tatbikine aid emirnameleri tasdik etmiştir. Sir Samuel Hor ve Marki London . derry bu törende hazır hulunmuslardır Kürk - sovyet pro -lokolunuıı uzatıl - ması lola\ isi\ le j j Dış Bnkanmızta İt. l.ilvinof arusuultıl.i telgraflar Ankara. 9 (A.A.) — Türk - sovyet dostluk muahedesinin 10 »ene müddetle uzatılması hakkındaki protokolün imzası mü-nascbetile kendisine çekilen telgrafa cevab olarak Sovyet Rusya Dış İşleri Bakanı B. Litvinof. Dış işleri Bakanı B Tevfik Rüştü A-ras'a aşağıdaki telgrafı göndermiştir: Ekselans Tevfik Rüştü Ar as Dış İşleri Hakanı A n k a r a I9JS muahedesini 10 senelik yeni bir müddet maıan protokolün imzası ve birinci teşrin ihtilâlinin yıldönümü münasebeiıle hana gön. dermek lütlunda bulunduğunuz na. zik telgraftan dolayı samimi suret, te teşekkül ederim. Büyük Elçimiz Kaıahanla be. tabet imzaladığınız vesika. Sovye-tik sosyalist cumurluklar birliği i. le Türkiye cumurıyeti arasındaki dostluğun değişmezliğini isbat etmekle beraber aynı zamanda hükü. metlerimiz taralından takih edilmekte olan sebatlı barış siyasasına da parlak bir delil teşkil etmektedir. Müteaddıd de/a hayati kuvvetini İspat eımiş bulunan bu siyasa, nin. uluslarımız arasında mevçud sıkı dostluk münasebetlerinin devamlı surette inkişafına ve genel barışın muhafaza ve temini hakkın, dakî büyük vazifemizin icrasına etlimi suretle yardim edeceğine de. rin emniyetim vardır. Bu vesile île, sovyet . türk mü. nasebeılerinin sağlamlaşması hususundaki büyük rolünüzü tebarüz ettirmekle büyük bahtiyarlık du. yar ve size hararetli teşekkürlerimle beraber müsmer işinizde yeni ye. m muvaffakiyetler için en halis temennilerimi sunarım. Muhtelif partiler delegeleri, v*him güç lökleri karşılamak için kendilerinden birleşmişlerdir. Ben bunların hiç birisinden kendi fikirlerini bir tarafa bi -rakmaların* Ufmemisimdir.» Libya sınırındaki italyan kuvvetleı i Londra 9 (A.A.) — Royter ajansının Özel aytar yazıyor : ilbay yolculuğundan, çölde ve Deme kıyılarında 550 kilometrelik turnadan Mısıra döndüm. italyan kıtalarının ekserisi trablus'dan çekilmiş ve şimdi «mi önemli tahşidat Der. ne'de yapılmıştır. Burada aşağıyukarı otuz bin silâhlı asker vardır ki bunda pek yakında Doğu afrikasına gidecek olan dokuz bin arap dahil değildir. Bu bölgede yirmi zırhlı otomobil, bir kaç yüz ağır kamyon. 32 tank ve 130 uçak mevcuttur. T obruk limanında 4 destroyer, dört denizaltı gemisi ve dört deniz uçağı bulunmaktadır. Şu ciheti dikkatimi çekti : Mısır kuvvetleri tamamen müdafaa kuvvetleri olduğu halde - çünkü bu cihette yalnız top için yapılmış yerler, siperler ve hava taarruzuna karşı tertibat görülmektedir _ Derne'deki kuvvetler tamamen müteharrik ve süratle hareket edebilecek tertibatla cihazlanmış. dırlar. Mesela, ne top yerleri ne de siperler mevcut değildir. Eopları sahra toplarıdır. Aytar. her tarafta pek iyi karşılandığını ve fakat ziyaret ettiği bütün şehir ve köylerde B. Eden'in Avrupa-nın gulyabanîsi olarak telakki edil. mekte olduğunu bildiriyor. Tobruk hakkında diyor ki: Liman koca bir uçak deposu haline sokulmuştur. İSO uçakcının gelmesi beklenmektedir. Burada Bİngazi'de, Sudan sınırı boyunca, ve Libya çölünün ortasında Kufrada daha on kadar uçak meydanı ••ardır Makall* \i aldıktan sonra (Başı I. inci sayfada) ri için mühim bir nokta olan Makallc-nin işgali ile neticelenmiş bu suretle Tİgrenin cenub kısmı hemen tamamen işga laltına girmiştir. General de Bono kuvvetleri, habeş imparatorluğunun mevcudiyetini dahi tehlikeye koyacak olan taarruzlarını üçüncü bir hamle ile daha ileri götürmeden önce vaziyeti şu suretle 'espit etmek faydalı olacaktır: 120 bin kişiden mürekkeb olan italyan şimal ordusu kuvvetleri 3 kolordu ile 2 siyah gömlekliler fırkasına ayrıL maktadır. General Santini, üç kolla or. dunun sol cenahında bulunmaktadır Santininin sol açık cenahında Danakil-in şimal kısmında ilerlemekte olan general Mariotti'nin fırkası, yerlilerin "cehennem, ismini verdikleri susuz ve ağaçsız çölleri aşmak mecburiyetinde, dir. ; General Santini birinci kolordu île Sabodia fırkasına ve 28 ilkteşrin «i. yah gömlekliler fırkasına kumanda etmektedir Hain Guksa ile muharipleri piştar olarak vazife görmektedirler. General Biroli .askerlerden müteşekkil bir yerli kolordusu ve bir siyah gömlekliler kolordusu ile merkezde bu. lunmaktadıı Sağ cenahta, ikinci kolordu ile karışık bir alayın başında, general Maravi-nia vardır. Harp sahnesinden gelen haberler, general Biroli ile general Maravinia. nin ve sol cenah ndusunun mütebaki kısmının ilen hareketlerinde büyük torluklarla karşılaştığını bildirmektedir. Sol cenah açığında, Marietti kotu Danakil muharipleriyle ilerlemektedir. Bu muhariplerin adedi 20 bini geçmektedir. Bunların hepsinin yanında karılan ve çocukları vardır ve basların. Uj Mısrv -tJirpü^li'lMln ' kUWunM.mmıl,ı italyan zabitleri bulunmaktadır, italyan davasına yardım eden fakat bu Dana. killilere mukabil. İmparatora sadık ve korkunç eşkiya olan diğer bazı vahşi danakiller mevcuttur. Mariotti kuvvetleri deve sırtında i-terliyorlar Bunların önünde uçan uçak. lar korkunç bir ölüm siperi teşkil etmektedir. Kont Ciano ile B. Musolininin oğullan bu uçaklarda bulunuyorlar. General de Bono kuvvetlerinin 450 topu vc 3000 mitralyözü vardır. İtalyanlar Makulteyi nasıl aldılar Roma. 9 (A.A ) — Dün sabah İtalyanlar Makalle'ye girdikleri zaman, şehir bir virane manzarası gösteriyordu. İtalyan gazete avlarlarının bildir, diklerine göre. italyan ordusu gelmezden Önce, bütün habeş kuvvetlerile şehir halkının büyük bir kısmı kaçmış bulunuyorlardı.. Evlerin çoğu ya soyulmuş veyahut kİ yakılmıştı. Kral Jan'ın türbesile Meryem kilisesi de soyulmuştu. Ras Guksa'nın sarayı tamamile yıkılmış, eşya namına ne varsa parçalanmıştı. Dıvarların üzerlerine : «Yakında tekrar geleceğiz »ibaresi yazılı idi. İtalyan askerleri, şehire girerken, birçok uçaklar da Makalle'nin üzerinde, alçaktan uçmakta idiler. Kalelerin ve Ras Guksa'nın sarayı üzerine italyan bayrağı çekilirken bu uçaklar, şehrin büyük meydanında toplanmışlardır. Şehirde kalmış olan halk. başla, rında ileri gelenlerle papaslar olduğu halde, italyan otoritelerine gelip, teslim olduklarını bildirmişlerdir. Makalle'nin rakımı 3040 metredir. Bütün Eigre bölgesine hakimdir. Harb başlamazdan önce, burada bir italyan tecim delegasyonu bulunuyordu. 1932 de burada bir uçuş meydanı yapılmış ve geçen ikincikânun içerisinde de Dessie'ye doğru bir yol yapılmasına başlanmıştır. Tiğre cephesindeki italyan gazete aytarları, Makalle'nin zaptının tıpkı Adua'nınki gibi. büyük bir tarihsel mana ifade ettiğini söylüyorlar. Bunların hatırlattıkları gibi, 1896 da bin. başı Galliano, Makalle kalesini 11.000 habeş askerine karşı 42 gün müdafaa etmişti. O vafeit, oradaki italyan garnı zonu 20 subay. 13 erbaş ve 1.000 tane dc neferden ibaret bulunuyordu. Habeş ordusuna kumanda eden, şimdiki impara-toran babası Ras Makonen idi. (rorahinin anemi Roma, 9 (A.A.) — Gorahi'nin zaptı, na burada çok önem veriliyor. Bu şehir, Somali bölgesinin yüksek kısımlarîle yüksek Harrar yaylalarının bitişme nok tasındadtr. italyan ve ingiliz Solamisile Harrar, Cuva vadisi «e Adisababa yaylacına hakimdir. Vaktile imparator. Gorahi İle Uebi Şebeli nehri üstünde bulunan Buslei a-rasınra bir araba yolu yaptırmıştı ve geçen mayısta yapmış olduğu teftiş gezisi sırasında uzun müddet burada ko. Haklamıştı. Habeş hükümeti, 10 yıldanbcri Go-r;.hai'de daimi bir garnizon bulunduruyordu. Habeş bildiriğine göre cepheler de sükûnet ı ardır. Adisababa, 9 (A.A.) — Habeş hukü. meti dün saat 13 de bir bildirik neşrederek, bütün cephelerde sükunet olduğunu haber vermiştir. Hükümet, bir katır kervanile Dessie'ye gitmeğe hazırlanan bazı gazete, çilerin yola çıkmalarını yasak etmiştir. Son beş hafta içinde İngiltere So-malisi yoluyla buraya birçok silah ve cephane gelmiştir. İmparatorun muhafız alayı Önemli surette kuvvetlendirilmiştir. Bu alayın pek mükemmel olduğu ve henüz harekâta iştirak etmediği söyleniyor fTJUPH'PI. IM'UIHII minlaU kullou-maga pek çabuk alışmaktadırlar. Habeş ordusunun kuvveti Hamburg, 9 (A.A.) — Habeş ordusunda öğretmenlik eden albay Nyulon, dün Susambara vapuruyla buraya gelmiştir. Habeşistanda bulunan birçok alman tebaa*! da aynı vapurla dönmüşlerdir. Albay, habeş ordusunun, hepsi de talim görmüş, hemen hemen 200.000 nefere vardığını söylemiştir. italyan taarruzunun hedefi Asmara, 9 )A.A) — Süel çevenler, Gorahi'nin işgali, strateji bakımından Makalle'nin işgalinden daha mühim olduğu kanaatindedirlcr. Grazianî müfre. zesinin takibettiği İstikamet, italyan baş komutanlığının maksadı Eritre ve Somali kıtaları arasında irtibat kur. mak olduğunu ¦i.-'hj açık bir surette göstermektedir. ALMANYA'DA: 9 ikinciteşrini anış töreni Münih, 9 (A.A.) — Bürgcr Brükel-lerde dün akşam parti eski savaşçıları tarafından yapılan toplantşda. B. Hit-ler,9 ikinci teşrin 1923 faciası arkadaş, larının elini sıkmış ve alkışlar arasında salondan çıkmıştır. »** Münih. 9 (A.A.) — 9 İkinci teşrin 1923 hadiselerini anmak için olan tören gece yarısı yapılmış ve o gün Ölen ulusal sosyalistlerin külleri şehrin merke. zinde Odeon meydanındaki "gencrallar locası., na nakledilmiştir. 16 tabut, çalınan cenaze havalariyle top arabaları üstünde getirilmiş ve locaya konulmuştur. Eski muharipler heyeti locanın önünde bulunmakta idi. Ve bunun arkasından, parti bayrağını taşıyan 10 bin kişi gelmekte idi. B. Hitler, locaya girerek her talîü. tun önünde eğilmiş ve alman selâmiyle külleri selâmlamıştır. B. iHtler salondan çıktıktan sonra, 1923 eski savaşçıları ve bütün parti siyasal şefleri locanın önünden törenle geçmişlerdir. CN ALTINCI YIL. No: 5135 ULUS II MVHSKİN. |935 l\\z\rtksi \ ıl ı ııı ı/„ :ınılıiMi/.tlır Heryerde 5 kuru-; Gündelik KÖMÜR DAVAMIZ Cumurıyet hükümeti, kömür İ-şine ne kadar ehemiyet verse yerindedir: Türkiyeyi kömürle ısıtacağız; ormanlarımızı, kömür yakacağını-her tarafa yayarak ve halka mal ederek kurtaracağız. Bundan başka, millî endüstri plânımızı gerçekleştirmek yolunda -yız. Enerji kaynaklarımızın başında ise kömür vardır. Endüstride ucuz işletke' (kuvvei muharrike) nin rolü ne olduğunu söylemek faydasızdır. Bayındırlık Bakanlı -ğı Ankara elektrik fiatını düşür -mek için. şirkete kömür kullandırmağa karar vermiştir. Aşağı yukarı hesab edildiğine göre Karadeniz havzasında bize iki üç bin yıl yetecek kadar kö -mürümüz var. Böyle bîr memlekette her hamam senede bir küçük orman, her soba bir sürü genç ağaç yakarsa, bunu nasıl bir mantığa dayanarak tabiî görebiliriz? En basta kömür maliyet fiatını indirecek tedbirleri düşünmek gerekti. Hükümet daha şimdiden bu fiatın ton başına 130 kuruş inebileceğini anlamıştır. Bİn tonda bin üçyüz liralık bir ekonominin ehemî yeti söz götürmez. Fakat dahası var: Hükümet bugünkü işletme -nin iyi olduğu fikrinde değildir. Metme toptan ve rasyonel olursa, havzaya ileri teknik ve iyi teski -lât girerse, fiat ton basına 240 kuruş inecektir. Bugün işletmelerin çoğu dağınıktırlar; rasyonel işletme için la-r.ırt: eelen şartları ferdlerin. tek balların», temı: edebil/nelerine imkân yoktur. Bunlar ister iste -mez yağma usulüne gitmekte, hem millî malı hem de kendi kapital ve emeklerini mahvetmektedirler. Hüküm»*» kömür işini hallederken, ferd hatlarını ve kanun im -kânlarını gi'z önünde tutmuştur. Bundan ba«';a ton başına kazan -dığımız 130 kuruşun, büyük da -marlar yağmasından veya işçi sırtından çıkarılmasını menedecek tedbirler de almıştır. Ekonomi Bakanımız yakında Kamutaya kömür havzası davasını kökünden halletmek için bir (Sonu 3. cü sayıfada) İTALYA - HABEŞİSTAN SAVASI Yeni taarruza doğru Roma. 10 (A.A.) — İtalyan ordusunun doğu Afrikasındaki hareketinin ehemiyeti birdenbire Eritre'den Somali'ye geçmişe benziyor.---Tigre'de ağır ve ihtiyatlı olan bu hareketler Somali cephe -sinde birdenbire yıldırım süratiyle açılmış ve general Craziyani'nin ordusu bütün Ogaden'İ işgal ettikten sonra Harrar'a 200 kilometre yaklaşmıştır. Yakında Harrar'a şiddetli bir taarruz beklenmekte -dir. Tigre'de italyanlar işgallerini katileştirmek için kuvvetli mevziler vücude getirmişlerdir. Adisababa, 10 (A.A.) — Negiİs, ile Yemen imamı Yahya arasında mühim bir anlaşma yapılmaktır. İki memleket arasında süel bir ittifak da aktolunmuştur. tbnissuu dun da bu ittifaka girmesi bekle niyor. Dünkü spor hareketle ri Beşiktaş Tanışuvarı 3-1 yendi At yarışları - Av koşusu -Bisiklet yarışı -lik maçlar Yukarda: av koşusu, ortada: at koşularından bir enstantene, altta: bisiklet yarışlarına girenler. İstanbul, 10 (A.A.) — -un» i Ankara şehri plânını yapmış olan kında öteygün Mühendisler konferansı beşinci sa profesör Yansen'in şehircilik hak-Birliğinde vermiş olduğu yıfamırda okuyunuz Tam- şuvar takımı bugün ikinci maçını Şeref stadında Beşiktaş ile yaptı Dokuzuncu dakikada sıkı bir şutla üst direğe çarpan top yere düştü. Yetişen Muzaffer.İlk golü takımına kazandırdı. On altıncı ' t-kikada Hakkı ikinci golü yaptı. 37 inci dakikada Beşiktaş'a firikik cezası verildi. Romenler bir gol kazandılar. İkinci devrenin 36 ıncı dakikasında Şeref avut çizgisi ile taç hattının birleştiği köşeden topu ortaladı. Kaleci topu iyi bloke ede medi ve kendi eliyle kaleye soktu. Oyun 3 - 1 Beşiktaş'ın kazanma -siyle bitti. Fener stadında ikinci küme den Feneryılmaz, Ortaköyü 3-0 yendi. Birinci kümeden Anadolu Istanbulspor'la 1 - 1 berabere kaldı. Fenerbahçe ikinci devrenin son dakikasında çıkardığı bir golle Topkapı'y 1 - 0 yendi. Taksim stadındaki lik maçla -rının sonuçtan şunlardır: Birinci maçı, ikinci kümeden Beylerbeyi - Sümerspor yaptılar. Beylerbeyi macı 4 - 0 kazandı. İkinci maçı Beykoz - Eyüp oy-ı a d 11.; \ Beykoz bu maçı müsavi bir oyundan vonra 2 - 1 kazandı. Son maçı Güneşle Süleymani-ye yaptılar. Güneş 4-1 kazandı. (Som* f. H Kpvıfada) "Ulus,, un dil yazıları Kuvvet "Kuvve, kavi, kııya,,ve 4İ kuvvet M sözlerinin etimoloji, morfoloji ve fonetik bakımından analizi / Kİ \ \ II Kuvvet kelimesinin etimolojisini ararken (huve), (huva), (kavi) sözlerini gözden geçirelim: bu kelimelerin etimolojik şekillerini alt alta yazarak mütalâa edelim: (1) (2) (3) (uk - - uv -j eğ) (uk h - uv j ağ) (uk - f- av - 'S) göster-kudret, gayret, anlam- (1) uk: Her üç kelimede, aynı şekilde, kök olarak başta bulunmaktadır. Kökün burada diği mefhum: (kuvvet, muhkem, büyük, kesafet, irade, takat) tır. Kökün bu saydığımız larını ihtiva eden diğer bazı kelimeleri gözden geçirelim: I — (. k-f-İp) = kıp ^== kuvvetli, muhkem II — (. k + ip + lemek) kiplemek tahkim ve takviye etmek IH _ (. k + ip -t- lik) = kiplik — istihkâm IV — (. k | oca) koca azim, kebir V — (. k üç) küç (güç) kuvvet, gayret, iktidar, takat, kudret VI — (. k | üceymek) - ku-ceymek kuvetlenmek VII — (. k + öç) koç = kuvvet VIII — f. k , aruk) - karuk — kuvvet IX — (ök , telik) -= öktelik kavi X — (M | unt) kunt kavi XI — (. k opkı) kopkı kavi XII — (ük f- «eğ; — ükseğ = kuvvetlenmek (2) uv, av: Kökün anlamını haiz olan obje veya süjeyi gösterir. (3) eğ, ağ, iğ: (. + ğ), ektir. Kelimenin manasını tayin ve tes-bit eder. Demek ki: (Kuveğ), (kuvağ), (kaviğ) kelimeleri bünyece ve manaca birbirinin aynıdır. Manası "kuvvet, kudret, takat ve kökün işaret ettiğimiz diğer anlamlarını haiz o-lan şey veya şahıs,, demektir. Bu kelimeler, Arap dilinde: "zâfın hilafı,, manasında alınmış ve bunu tefsiren "berklik, muhkem-lik„ [*]; sonra "kudret, zor,, [**] anlamlarında kullanılmıştır. An- / — Velet Çelebinin fişleri II — Radlof. II. Karay'ım metinleri III — Radlof. II. Karay'ım metinleri IV — Kamusu Tûrki V — Orhon Kitabeleri. Kamusu Türkî. kısası Rab- guzı VI — Radlof. çesi. VII — Radlof. II. Kazan leh- leh- II. Kazan \ çesi VIII — Radlof. II. "Şor ve Uygur lehçeleri., IX — Büyük Türk Lügati "Çağatay lehçesi,, X — Dede Korkut Kitabı XI — Radlof. II. "Uygur lehçesi XII — Pekarski: Yakut Lügati [*] Ahterii Kebir '[**] Lügati Naci, Kamus-ül-Muhit cak araplar aynı kelimeyi isim, fail ve cemi diye şekillendirirler. Gerek bu şekillenmede ve gerek kelimeyi kendinden sonra gelen kelimeye bağlayışta, kelimenin orijin şeklinin sonunda gördüğümüz ekin (ğ) sı, kendiliğinden ya (hemze) veya (y) şeklinde meydana çıkarak menşeini haber vermektedir. Şimdi, (kuvvet) kelimesinin etimolojisini analiz edelim: (I) (2) (uk — uv^-eğ- et) = ukuveğ+et (1) ukuveğ: İzah olundu. Morfolojik şekilde baştaki voka' düşüyor. Kelime (kuveğ) oluyor. (2) et: Bildiğimiz gibi ek olarak umumiyetle yapıcılık, yapımcılık, yapılmış olmaklık, yani kelimenin anlamının tamamiyetını ve müsbet olduğunu anlatır. O halde: (Kuveğet KUVVET: kudret, muhkem, büyük v. s. anlamlarını, tam ve müsbet olarak ifade eden bir sözdür. Not: Türk dilinde, kelime içinde uzatıcı unsur bulunduğu zaman, onun yerine, fonetik icabı olaı*ak. bu unsurun evvelinde veya ondan sonra bulunan konson geçer. Yoksa sözlerin etimolojik ve orijinal kurumlarında bir cinsten iki konson yan yana gelmemiştir. Meselâ (belli) sözü, orijinde (beğeliğ) dir. Kelimenin içinde bulunan (ge,) uzatıcı unsuru yerine kendinden sonra bulunan (L) konsonu kaim olmuştur. Kuveğet sözünde de uzatıcı unsur olan (eğ) yerine kendinden evvelki (v) konsonu kaim olarak kelime son morfolojik ve fonetik seklini alıyor: KUVVET. Hatıra: (Kuvveden fiğle çıkmadı) gibi terimlerde (kuvve) kelimesinin kökü olan (uk) un anlamı, (kuvvet) kelimesinde kök olan (uk) un anlamından başkadır. Terimdeki kelimenin kökü (uk) akıl, fikir, düşünce , an-lamlarınadır. İki kelimeyi birbirine karıştırmamak icab eder. *»* Ulus,, un dil broşürü Dün yazdığımız gibi yakında, '"Ulus", dil yazılarında güttüğü metodun esaslarını gösterir bir broşür çıkaracaktır. Dünkü ilanımız üzerine okurlarımızdan birçokları basım evimize başvurarak bu broşürden edinmek isteğini göstermişlerdir. Broşürümüz bir iki güne kadar hazırlanacak ve gazetemize ek olarak okurlarımıza parasız dağıtılacaktır. Grafiklerinin basılması biraz zaman istiyen bu broşürü . a-bırla beklemelerini okurlarımızdan dileriz. Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik I IV üncü anket -- - m 1 - Ev 2— Oba _ Sayıfayı çeviriniz • SAYIFA 2 ULUS 11 SON I târi İN 1935 HA/.AK SON DAKİKA Adımda olduğu »'Hu Makallede dr dinî tören yapılacak Ti^rc cephesi, 10 (A.A) — Havas ajansı bildiriyor: İtalyan gruplarının kuzay istika _ metinde ilerleyişi general Santiniye bütün Ogaden bölgesini işgale imkan »ermiştir. General Santini böylece dikkate değer bir hamle yapmış ve Cicigadan 200 kilometre mesafede ve Berbera — Adisababa yolu üzerinde bulunan Sas. sebanehi almıştır, Kuzayda italyanlar Şelitata bakim olan tepeleri işgal etmişlerdir. İtalyan sol kanadının ileri hareketi, iaşe güç -lüğü dolayısiyle durmuştur. Makalle ile Antalo arasında yol yapıları inkişaf etmektedir. Sanıldığına göre şimdi harekatı yalnız general Maravigna yapacaktır Danakil yerlilerinin bulunmakta ol dukları Agnla doğusundaki Berşit ci. varında italyan sol kanadı, habeşlerin muhtemel bir hücum teşebbüslerine ne. iaret için kalacaktır. Setit bölgesinde harekât her günkü tüfek ateşlerine inhisar etmektedir. İtalyan uçakları Maigalat, Şclikat, Aıu talo bölgelerinde ve Makalle güneyinde araştırma hareketleri yapmaktadırlar. Ekim işleri tabii yolunda gitmekte- dir. Maigalat bölgesinde Sikallc köyü halkı İtalyan uçaklarına tüfek ateşi aç. mıstardır. General dö Bono Makallcyc gele -çektir. Aduada yapılan gösteri gibi bu. rada da bugün büyük dini gösteriler yapılacaktır. Dük do Bcrgam yarın Gransosso tümenine geçid resmi yaptıracaktır. General Santini gazetecilere italyan askerinin yolları iaşe servisine serbest bırakmak için bunların dışında yürüdüklerini söylemiştir. General sömürge harplarında ilk de. fa olarak ileri mevzilerde tank kullan, dığını ve yerlilerin italyanları hararet, le karşıladıklarını söylemiştir. /«.« Nasibu orducumla düzensizlik Cibuti. 10 (A.A.) — Unayted Pres aytarı Ras Nasibunun kumandasındaki habeş ordusunda düzensizlik hüküm sürdüğünü ve bunların güçlükle muka. vemet edeceklerini Harrardan bildiri, yor. Berberadan gelen bir telgrafa göre sınır üzerindeki habeş kuvvetleri arasında sarı humma hastalığı baş göstermiştir. İtalvau ileri harake ti devam ediyor Asmara, 10 (A.A.) — D.N.B- nin ö-ze) aytarı telsizle bildiriyor. Makalle. yi işgal eden italyanlar güneye doğru ileri hareketlerine devam etmektedirler. Şimdi Şelikoya hakim olan tepelerde bulundukları söyleniyor. General Santin ile Piaaia Şelikoyu işgalden sonra bir müddet duracaklar ve bu sırada general Grayiani grupu Takazze neh. rine kadar ilerlİyecektir. Danakilden i. lerliyen kol ise Makallenin batısında bulunmaktadır. Bunun vazifesi habeşle. rin muhtemel taarruzlarını önlemektir. Şurası kaydedilmelidir ki: Aksumun batısında Takazza nehrine kadar uzanan yabani bölge ne italyanlar ne de habeş. ler tarafından işgal edilmiştir. Burası bir nevi sinek ile doludur ki, bu sinek, lerin sokması ince derili herhangi bir hayvanı hemen öldürmektedir. İtalyan, ların ehemmiyetle işaret ettiklerine göre yürüyüşün yavaş olması yalnız toprak güçlüsünden değil, aynı zamanda en ufak bir muvaffakiyetsizliğin yapacağı siyasa) tesirler mülâhazasından î-leri gelmektedir. Bu bakımdan ilerde u-fak kıtalar göndermeğe imkan yoktur. Çünkü habeşlerin tabiyesi daima mühim kuvvetlerle hücum etmektedir. Yeni bir cephe daha kuruluyor Cibuti. 10 (A.A.) — Assaladaki ital. yan kuvvetleri ile Mohammet Yahyanın kuvvetleri aralarında irtibat kurulmak Üzeredir. Bu irtibatın kuruluşu Tigre 3 — Av 4 — 4ğd 5 — Ulu U — Ova 7 —- Yurd S — Ocuk I) Yukardaki kelimelerin ilk ve asıl kökleri nelerdir? II) Bu kelimeler nasıl teşekkül etmişlerdir? III) Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin herbiri-nin mana ve farkları bakımından rolleri ne olmuştur? IV) Bu araştırma neticesinde: A Türk dili kökleri ve, B Türk dili ekleri, ve, C • Türk sözlerinin teşekkülü hakkında bir kaide çıkarmak mümkün müdür? Yukardaki dördüncü dil anketimize okurlarımızın verecekleri ce vablar, gazetemiz yazı işleri direktörlüğüne göndermelerini rica ederiz. Şimdiye kadar aldığımız cevabları sırasiyle koyduğumuz '" ' '.....^"n höv'e de koyacağız. ile Ogaden arasında üçüncü bir cephe ihdas edecektir ki, bu haheşleri Dired. dua ve Harrann şimalinden tehdid cy-liyecektir. Japonya ile Çin arasında yeni bir hadise Bir japon bahriyelisinin ayın dokuzunda Şanghayda öldürülmüş olması Cinle Japonya arasında yeni bir hadiseye sebeb olmuştur. Buna aid son gelen telgrafları yazıyoruz: Şanghay. 10 (A.A.) — Dünkü hadi-es ile Japonyanın Çine müdahale etmek niyetinde olduğuna dair bir müd. dettenberi devam eden şayialar arasın, da bir münasebet görülmektedir. Keza askerlikten tecrid edilmiş olan Şanghay mıntakası etrafında cinlilerin kuv. vetli tahşidatta bulundukları söylen, mektedir. Tokyo. 10 (A.A.) — Rengo ajansı, nın bildirdiğine göre eğer Çin dün öldürülen japon bahriye askeri meselesinde Japonyayı tatmin etmezse Cindeki japon kuvvetlerinin müdahalede bu. luıımalan muhtemeldir. Şanghay, 10 (A.A) — Japon bahriyelisinin katli hakkında tahkikat yap -makta olan polis memurlarının, cinayet yerinde bulunan tabancadan başka el. lerinde bir delil yoktur. Japon ataşe -naval vekili şunları söylemiştir: . — Bu cinayetin tahrikâtçılardan birinin eseri olduğuna eminiz.» Çin çc-venleri katilin Ölen bahriyelinin bir ar. kadaşı olabileceğini ileri sürmektedir, ler. Şanghay, 10 (A.A.) —; japon büyük elçiliğinin salahiyettar bir memuru, ja. pon bahriyelisinin katli meselesi hakkında şunları söylemiştir: c—Bu mesele önemlidir, çünkü maktul japon bahriye üniformasını taşımak, ta idi. Çin otoritelerinin katili bu! *ak için hiç bir gayreti çsirgemiyccekleri vc Çin - Japon ilgilerini tehlikeye sokacak bir şekilde Şanghay'da dolaşan yayın -tılara bir nihayet vereceklerini ümid et. mekteyie. „ BULGARİSİ Wl\: \lak« lon\;ı komitesi Sofya. 10 (A.A.) — Lâğvedilmiş o-lan eski Makedonya komitesi teşkilâtı./ nın yeniden teşekkül edip faaliyete geçtiği hankında bazı yabancı gazetelerde görülen haberler resmen ve en kati bir surette yalanlanmaktadır. K İMİ TA. KOMİSYONLARI ÇAĞRİLARİ Maarif encümeni 12.11.1935 .-yî-// günü ikide toplanacaktır. DIŞ HABERLER B. Iliılaı in söylevi Münih, 10 (A.A. — 9 Sonteşrin dolayısiyle Hitler eski muhafızlarına verdiği söylevde demiştir ki: "— Alman mukadderatının gidişini «Ugİştirmek için bundan 12 yıl Önce yapmış olduğumuz ilk toplantının unu . tulmaz tarihİndenberi bu 12 inci top . lantımızdır vc bütün alman milleti de bu toplantıda bizimle beraberdir. O tarihte ferdlerin değil, fakat bütün alman milletinin mukadderatı mevzuu bah«ol. duğu kanaatine birinci defa olarak va . rılıyor. Ulusumuz kahramanlığın ustu . ne çıktığı büyük harbin felâketlerinden kurtulmalı idi.,, Hitler ulusal sosyalist hareketinin nasıl doğduğunu ve nasıl inkişaf ettiği, ni uzun uaadıya anlattıktan sonra şoyl* devam etmiştir: "— 1923 sonbaharı geldiği sıralarda, bazı vicdansızların Rur'un işgal altında bulunmasından istifade ederek Alman . yayı parçalamak istedikleri açıkça an . taşıldı. Bunun üzerine hemen harekete geçmiye karar verdim. Teşkilâtımızın eksikliği yüzünden bu hareketimiz akim kaldı. Fakat o günkü ölülerimize alman ulusu şunu borçludur: O uğursuz gün. de Almanyaya Örnek oldular. Bu hare. ketin ilk saflarında yer almış olan bir adamın ismini burada anacağım: Gene. rai Ludendorf. Kan akmıştır ve alman faciasının ilk perdesi böylece kapanmıştır. Fakat bugün Almanya bütün tarihin, de görmediği bir birliğe kavuşmuş bu. lunuyorsa. bunu o günkü 16 Ölüye borç. luyuz. Onlar bizim aramızda ebediyen yaşayacaklardır... Hitler söylevini şu sözlerle bitirmiş, tir: "Yaşasın ulusal sosyalist Almanya, mız. Yaşasın ulusumuz. Hareketlerimi, zin ölüleri bugün de var olsunlar.,, * * • Münih 10 (A.A.) — B. Hitler. 9 ilk. teşrin 1935 ölülerini anma törenir " parti şefleri karşısında söz söylediği sı. rada "Almanyanın her türlü kalkınma . sını fena gözle gören devletler etrafı -mızı sarmıştır.,, demiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir: "— Ağır silâh bakımından kuvvetli olursak yaşayabiliriz. Bugün alman mil. leti siyasal ve süel idaresinin ve iç ya . sayışının gidişinde birliktir. Almanya', nın yeni bayrağı sağlam bir surette kök. leşmiştir... Şimalî Cinde Hir lıureket vukuu geldiği hakkında bir müluletı Son zamanlarda Cinde bir takım hâdiseler olduğuna dair bir takım haberler görûyorur. Bu haberlerin ne dere-ceye kadar mevsuk olduğuna dair kendisinden fikirlerini sorduğumuz uzak doğu işlerini yakından bilen bir zat bize demiştir ki; — Bugünlerde t gazetelerde şimali Cinde bir erkinlik hareketi baş göster, diği hakkında haberler gördüm. Halbuki şimalî Çin, uzun zamanlar. danbcrİ ulusal idareye kavuşmak dile. ğİndedir. Eskidenbcri Çindc yabancı tesirleri, ne karşı gelen iki merkez vardı: Bun. lardan birisi, cenupta "Kuantung. şimal, de de Pekin idî. Pekin, Çin'in büyük bir kültür merkezi idi. 1915 yılında birçok ulusal hareketler orada başlamıştı. 1913 yılında şimalî Çin. bilhassa Pekin ahalisi o zamanki hükümetten memnun değildi. Bunun üzerine meşhur u-lusal parti lideri doktor Sun - Yatsen şimale çağrıldı. Doktor, biraz sonra Pekine geldi, fakat hastalanarak öldü ve kendisi, vasiyetine gore. Nankin'de gömüldü. Ozamanlar şımallıler meşhur Bin-yon-sı mabedine doktorun elbiselerini gömerek başka bir türbe yaptılar. Bu kadar ulusal duygularla duygulu olan şimalî Çin'in, şimdi bir ayrılık hareketine girişmesine imkân ve ihtimal verilemez. Şimal cinlilerinin iki büyük dileği kapitülasyonların kaldırılması vc eski zihniyetini temsil eden işyarların işten e! çektirilmesi. Bundan lota) • şimalde vukua gel. diği haber verilen hareketin önemli ve umumî olmasına imVâıı yoktur. İtalyan habeş harlımda son durum Londıa. 10 (A.A) — Roytcr ajansı, hususi aylarından aldığı haberlere da . yanarak diyor ki: « liabeşistandaki harbin ehemi . yeti şimal cephesinden cenup cephesi -ne geçmiştir .Uzun /amandanberi ha. vaların fena gitmesi yüzünden gene . rai Graziani ordıdarı âtıl bulunuyor -du. Fakat Gorahaınin düşmesi ile bu koldj genel bir ilerleyiş beklenebilir i eni italyan taarruzu Şimal cephesinde vr Makallenin cenubunda hugün elde edilen me*ki . terle son ilci leyşimdilik amacın/ varmış bulunmaktadır. Harbin sıklet merkezi bugün iç İn garba intikal et . mistir Setitin cenubunda yakında bir italyan taarruzu öekirnrbiliı Ras Scyumun muharebe etmeden çekileceği umulmaktadır Dizlere kadar çamur Şiddetli yağmurlar italyan ordulu -nun ilerleyişine engel olmuştur. Ma . kallenin cenubundan ilerliyen bir çok kara gömlekli taburları dizlere kadar çamurda yürümek zorunda kalmışlaı . dır. Bununla beraber günde yirmi mil yol almışlardır. Şimal ve cenuptaki habeş ordularının vazıyeti hakkında sağ. lam bir fikir edinmek çok güçtür. A -disababadan gelen haberler çok azdır. Hattâ resmen Adisababa habersizdir, denilebilir. Şimal italyan orduları nezdindeki Royter aytarınm bildirdiğine göre, ha. rekâtın başlangıcından yani 3 teşrini . evel tarihindenberi italyanların zayi -atı şudur: Bir Ölü dört yaralı subay, üç ölü altı yaralı asker. 32 ölü 71 yaralı yerli asker, İtalyanlar hiç bir esir vermemişler. dir. Yeni ilerleyiş, Amba . Alagİ dağ silsilesine doğru olacaktır. Habeşlerin ilk ciddi mukavemeti, bu har Özerinde göstermeleri çok muhtemeldir. Meydim muhareben nerede atamak ' Roma, 10 (AA) — Doğu Afrikasın. dan alınan haberlere göre. italyanlar, önemli hareketler yapmamakla beraber, ilerlemeye devam etmektedirler. İaşe işinin teşkilatı yapıldıktan sonra Am. ba.Alagİ istikametinde yeni bir sıçra . yış icra olunacaktır Geriye çekilmek . te olan habeşlerin Cessieden takviye kuvvetleri aldığı zannedilmekte ve Makalle ile Kuaram arasında bir mey. dan muharebesi yapılacağı tahmin o . lunmak tadır. Zecrî tedbirlere doğru giderken Berlin, 10 (A.A.) — Nazi partisi organı "Angriff.. gazetesinin resimli il -vesİ zecri tedbirlerin menfî sonuçları, na iki sayfa tahsis ermektedir. Gazete, bu bahsa dair olan büyük bir resmin altına şu yazıyı koymuştur: • "Zecrî tedbirler, maden işçilerini işsizliğe mahkûm ediyor... Gazete zecri tedbirler hakkında ezcümle diyor ki; "Zecrî tedbîrler. İtalya irin çok S. .....m, bir hadise teşkil etmektedir, mi tedbirler mitarolyöz ateşi ortasında O-gaden cephesinde taş kıran en küçük yol işçisinin bile mukadderatına hakimdir... İlahınla yabancı lalım satışı yasak Roma, 10 (A.A.) — İtalyada yabancı tütünlerin satılması yasak edilmiştir. İtalyan tütünleri karşılığı memlekete sokulan yabancı tütünler bundan müstesnadır. İtalyan tecimerleri federasyonu, bütün üyelerine zecri tedbirlere katışan ülkeler mamulâtı yerine tamamile yerli mamulâtın kullanılmasını emretmiştir. Tecim delegeleri mümessilleri fe. derasyonu. zecri tedbirleri tatbik eden devletler eşyasile ve bu eşyaya aid rek. lamlarla uğraşmamağa karar vermiştir. Roma. 10 (A.A.) — Büyük faşist kurulut 16 ikinci teşrin tarihinde topla, nacak ve zecrî tedbirlere mukavemet hakkında lüzumlu tedbirlere dair karar, lar alacaktır. Vurguncutnğa karşı tedbirler Roma, 10 (A.A.) — Tesbit edilmiş olan fiattan yüksek fiatlarla yiyecek satan tüccarlar hakkında şiddetli tedbirler alınmasına devam edilmektedir. Pontederda 30 dükkân kapatılmış ve mesut tüccardan '£»arti kartı,, geri alın. yunanistan'da: Kıra! Yununistnna dönme tUıre-tini kabul elti Londra. 10 (A.A.) — Yunan kırah Yorgi üç yunan delegesinin kendisine Yunanistana dönmesi için yaptıkları teklifi bu sabah kabul etmiş ve ondan sonra Bukingam sarayına giderek öğle yemeğini ingiliz kıral ve kıraliçesiie birlikte yemiştir. z ifnan kiralı Franta te Italyuyu uğrıyacak Londra. 10 (A.A.) — Yunan kıran perşembe günü buradan hareket edecek ve Pariste iki gün kalacaktır. Kıral oradan Romaya giderek B. Musoliniyi görecektir. Söylendiğine göre kıral Floransa-dan geçerek babasile anasının mezarlarını ziyaret edecektir. Londra, 10 (A.A.) — Yunan kiralı Paristen geçerken çamur başkanı B. Löbrön'ü ziyaret etmek niyetindedir tngîlterede seçim çarpışmaları Londra, 10 (A.A) — Seçim toplantıları esnasında çıkan karışıklıklar hak. kında Havas ajansı aytarı ile görüşen B. Ramzcy Mac Donald. (son iki üç gün içinde cereyan eden gürültülü sahneler, karışıklık çıkarmak istiyen bir sosyalist - komünist birliğinin yaptığı hareketlesin sonucudur.) demiştir. Kendisine, seçimin nasıl bir sonuç vermesi ihtimali olduğu sorulan B. Mac Donald. genel seçimin sonundan biç şüphe edilemiyeceğini ve ulusal hü kümetin kolayca galib geleceğini söylemiştir. B. Mac Donaldın rakibi B. Shin -veli. hadiseleri, başka türlü tefsir et . mektedir. Shinvelin 1929 da Mac Do • naldı iktidara getiren madenci ahaliyi peşine taktığı sanılmaktadır. Mac Do -nald, madenci kasabalarda daha şiddeti bir aleyhtarlıkla karşılaşmakta ve bu aleyhtarlık, ekseriya şahsı kesin şekil, de görülmektedir . Bu aleyhtarlık duygusu o kadar derindir ki. bazı köylerde, çocuklar, önlerinden geçen her otomobili ıslıklar ve (kahrolsun Ramzey) sesleriyle karşıla maktadırlar. İngiliz seçiminde Amerika cumur başkanının fikri Londra. 10 (AA.) — Bağınsız işçi partis işefi Sir Stafford Cripps seçim toplantısında söz söylediği sşrada, A-merikada yaptığı son gezi esnasında B. Ruzvelt'in. ingiliz seçimlerinde sosyalist partinin kazanması ümidini izhar ettiğini bildirmiştir. Sir Stafford demiştir ki: "— B. Ruzvelt, önümüzdeki seçimden sonra tngilterede bir işçi hükümetinin iktidar mevkiine gelmesinin ne dereceye kadar mümkün olduğunu sordu. Bu sualin sebebini sorunca, şu sözü ilâve etti: "Zira. bizim fikrİmizce. dünya barışı için ulusun biricik ümidi, büyük Britanyada kuvvetli bir işçi hiikü. metinin seçîlmesindedİr... ULUS 12 \ 11 MtlV 1935 SALI GıJ ALTIN- i . liu. ı.o: 5136 \lııı II/.. .1 I 1 ' I 1 I M I / Ihrvrr.l»' 5 U\ Cümlelik ANKARAMI/IN YIlDÖNlMl 12 sonteşrin. yalnız Ankaralılar değil, bütün memleket için bir bayragün'dür: Yeni devletin te ¦ melleri Anadolu bağrına atılmakla, Atatürk davasını gerçekleştire cek esastı şartlardan biri tamam -lanmıştır. Merkezini Ankara'da kuran bu devlet, Akdenizle Karadeniz. Trakya ile şark sınırları arasındaki anayurd topraklarına sağ, sarsılmaz, toplayıcı ve birleştirici bir kuvvet olarak yerleşti. Sevr andlasmasını müdafaa eden Loyd Corc. İstanbul'un Osmanlı İmparatorlur'*na bırakılmasının sebebi, ona. dnima gemi topları -nin gölgesi altında bir merkez vermek olduğunu söylemiştir. Lozan sancağı, erkinlik savatının yıkıl -maz kalesi üstüne dikilmiştir. Ankara bizim için yalnız merkez değil, Anadolunun, bütün bakımlardan, inşası imkânlarını ve usullerini öğreten bir mekteb ol -du. Ankara'da başardığımız her şey, Ankara'nın dışındaki bütün Türkiye topraklarında daha kolay gerçeklenebilir. Ağaçlarımızı yurdun en güç toprağına ekiyoruz; suyumuzu, yurdun en çetin şartları içinde, adeta yaratıyoruz. Bnh -çesini yeşertmeğe çalışan devlet adamı, burada, çiftçi teri dökmektedir. Kamâlizmin, Anadolu'da bu asrın güzel ve zengin memle -ketlerinden birine vücud vermek ideali, onun azminin ve enerjisinin böyle bir örs üzerinde döeiilmesı-ne baf»lı idi. Bugün Ankara'da gördug-umüz bayındırlık, bütün Türkiye bayındırlığının örrerçi ve esasıdır. Biz, Ankara'ya eelinciye kadar, şehirciliği ve mimarlığı unutmuştuk. Türk m il W ' nin yapıcılık vasfını burarU tek -»r dirilttik. Ankara da daha çok eksiklerimiz var. Fakat yapılanlar, haklı bir gururla ileri sürülecek kadar iyi ve tamamdır. Unutmamalı -dır ki memleketin bütün bayın -dirlik eserleri, demiryollar, yol -lar, endüstri kurumları, hepsi gibi. Ankara dahi doğrudan doğruya türk alınterinin ve emeeinin eseridir. Ankara hamuruna bir santim ödünç mayası katılmamıştır. Cumurivetin Ankara ile öğün mek»e ve halkın Ankara'yı sevip benimsemekte hakkı vardır. Çünkü Ankara, birçok sark şehirlerinde olduğu gibi, bizden olmıyan-Urın hayat ve rahatına hasrolunmuş bir paravana değil, bir memleket ve halk eseridir. Ankara'da ancak türk emeği, türk azmi, türk sâyi ve yeni türklüçün hayat an l«yı*ı görünür. Ankara, vatanın şehirler ve kasabaları sayısınca artacak, yollar ve raylar Türkiyeye gelen herkesi, en yoksul Anadolu parçalarına kadar, küçük büyük Ankaralara uğratarak taşıyacaktır. Ankara, hftV:i»ten. semboldür. F. R. ATAY Ulus'un |i| broşürü Dil yazılarında güttüğümüz metodun esaslarını gösterir bir broşür çıkaracağımı*, haber ver -mistik. Okurlarımızdan birçokları basımevimize başvurar-k bu broşürden edinmek isteğini göster -mislerdir. Broşürümüz pek yakında ga zetemize ek olarak okurlarımıza parafız dağıtılacaktır. Grafiklerinin basılması biraz zaman istiyen bu broşürü sabırla beklemelerini okurlarımızdan dileriz. Kamutay toplantısı \skerlik mükellefiyeti kanununun \nı/j maddelerini deg ISİUTIl |MO|t'IIIM görüşülmesine başlandı Kamutay dun Nuri Conker'in başkanlığında toplanmış ve askerlik mükellefiyeti kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesine da ir olan kanun projesini görüşmüştür. Projenin yalnız bir maddesi tüze encümenine gönderilmiş dİ -ğer maddeleri aynen kabul olun -muştur. Askerlik mükellefiyeti kamı • nunun adını sadece askerlik ka -nunu şekline çeviren madde görüşülürken Mardin saylavı Edib Ergin şu suali sormuştur: — Böyle bİr karara varılırken ordu dahilî hizmet kanununun birinci madde hükmü acaba encü - mence nazarı dikkate alınmışmı-dır? Yani askerlik mükellefiyet kanununun adı değiştirilirken diğer alâkalı kanunların da metin -(erini değiştirmek mevzuu bahsol-muş mudur? Milli Müdafaa encümeni mazbata muharriri General Kâzım Se-vüktekin su izahatı vermiştir: — Maksad kanunun ismini sa d*»leştirmek ve herkesin anlıyaca-qı hale koymaktır. Mükellefiyet kelimesi ise bütün kananların metinlerinde vardır. İlerde kelimeler venî lisana «öre yazılacağı cihetle bu noktava ehemiyet vereme -dik. (Sonu 6. cı sayıfada) Somali ile Habeşistanın irtibatı kesilecek mi? Bu hareket başarılırsa habeşler I larrarda toplanmak /orunda kalacaklar ı ¦ ; m askerlerinin kullandıkları çimen A*mara, |' (A.A.) — Tigre cephesindeki Havas aytarı bildi riyor: General Graziani'nİn cenup ve General Santini'nin şimal bölgelerindeki ilerleyişleri. Habefis tan ile Somali arasındaki irtibatı kesmekle tehdid etmektedir. 2^, habeşleri Harrar'da toplanmak zorunda bırakacaktır. "Pelaritana,, tümeni ile TrzSi luslu askerlerden mürekkeb tabur lar, cenup cephesi arkasında Ubi Şebeti batısında ve Habeşistan'ın cenup doğusunda yedek kuvveti rodan yapılmış portatif su depoıarı olarak bulundurulmaktadır. Şimal cephesinde bulunan Ge neral Santini kuvvetleri, Secboıt yüksekliklerinde mevki alırken, bu kuvvetlerin sol kanadını teşkil eden Danakil'ler, Uaşere - Sceb-cat bölgesinde toplanmaktadırlar. Amba- Alagui bölgesinde ke -şif uçuşları yapan italyan uçakları önemli habeş kuvvetleri görmemişlerdir. Habeşlerin bu bölgede harb etmiyecekleri ve Oessie'de toplanmak niyetinde bulundukları sanılmaktadır. Irmak - Kil yo*. Hattın açılmasında bulunacaklar Filyosa gittiler İnşası biten Irmak — Filyos hattının açılış töreninde buluna -cak olan çağrılılar dün şehrimiı -den saat 20 ve 21 de kalkan iki ö -zel katarla Filyos'a gitmişlerdir. Tören bugün saat 15 te yapılacak ve Karadenizi Akdenize ikinci de fa bağlıyacak olan kömür yolu Bayındırlık Bakanı B. Ali Çetin -kaya tarafından açılacaktır. Ba kan vereceği bir söylevle hattın ekonomik değerini anlatacaktır. Çağrılılar bu akşam saat 18 vc 19 da Filyos'tan hareket edecek -ler ve yarın birinri katar 10.56, ikincisi 11.55 de Ankara'ya gel -miş olacakı*** II ava Kil runııı piyangosu çekildi İstanbul, (Telefonla) — Bugün çekilen hava kurumu piyangosun da kazanan numaralar: 25.000 lirayı 24625 n .ra, bunun alt ve üstünden 23875 ve 25375 numaraya kadar sonları beş ile bitenler amorti alacaklardı) 15.000 lirayı 9156 numara kazandı. Bunun da altı ve üstünden 8406 ve 9906 ya kadar sonları altı ile bitenler amorti alacaklardır. 10.000 lirayı 25990 numara kazan dı ve alt ve üstünden 25240 ve 2674C numaraya kadar sonları sıfırla bitenler amorti alacaklardır. 1000 lirayı 26135 ve 11022 numaralar kazandılar. (Sonu 5. ci sayıfada^ "Ulus,, un dil yazılar Suluh - Sükûn "Suluk, paix, Sakin, Sükûn. Sükûnet,, Sözlerinin etimoloji, morfoloji ve fonetik bakımından analizi si II II Kelimenin etimolojik şekli: (1) (2) (3) (4) uğ -4- US + ul - uh) (1) uğ: Esas köktür; kelimede düşmüştür; "hareket" anlamına-dır. (2) us; (. • s), ektir. Oldukça geniş, uzak bir sahayı ve bu sahada bulunan obje veya panseyi gösterir. O halde: (uğ us); kökle ek kaynaşarak (uğus) oluyor: "hareketten u-zak" mefhumunu gösterir. (3) ul: (. I), ektir. Mefhu mu gayri şahsi kılıyor -ve umumi-(eştiriyor. (4) uh: (. h, manayı tamamlar, tayin eder, tesbit eder. (uğ ' US ul • uh) ll: II- sutuh; fonetik icabı, baştaki vokal düşerek kelime (suluh) şeklini almıştır. Orijin manası "hareketsizlik, sükûnet, atalet ve istirahat" tır. Kelimenin Yakut dilinde "solo ğ - suloğ" 1 | şekilleri görülmektedir. Manası "boş vakit, serbest tatil günü, serbest zurnan"-dır: "Soloğ suoh tatil değil" tabirinde görüldüğü gibi. (Suluh) kelimesinin başka şekilleri de vardır. Meselâ: 1 — Siley (sileymeh) - âtıl durmak, âtıl kalmak I! _ Usal âtıl III — Site (ğ) oturulan yer IV — Unlu (ğ) sakin V — Sili (ğ) sakin (ğ. y. h) nin aynı kategoriden olduğu malûmdur. PAİX (Suluh) kelimesinin yukarda izah ettiğimiz anlamı tamamen fransızca (paix) kelimesinin manasının aynıdır; Paix repos, calme [**] Fransızca ¦ paix) sözü, Latince (pax, pacis) sözünden alınmıştır. Kelime (ancien provençal) dilinde (patz) dır. Bunun etimolojisini gösterelim: (I) (2) (3) (4) (ap + ağ -f- at + az) (İ) ap: Köktür. Burada manası "hareket, faaliyet" tir. (2) ağ: (. ' ğ), mefhumu tayin ve ifade eden ektir; (ap + °ğ) opağ hareket ve faaliyetin kendisidir. (3) at: (. ı t), yapıcı, yaptırıcı, kuvvetli faildir. Kendinden evvelki kelime mefhumunu uzaklık bildiren (4) üncü ek (z) mın-takasına atıyor. Bu suretle mef [*] Pekarski: Yakut Lügati I. II — Büyük Türk Lügati "Uygur lehçesi,, III _ Radlof. IV. "Kırgız lehçesi,, IV — Kamusu Türki V Radlof. IV. "Koman lehçesi,, [**] Laroussc hum, hareket ve faaliyetten onun aksi olan atalet ve sükûnet mefhumuna inkılâp ediyor. Kelimenin etimolojik şeklinde şu değişiklikler oluyor: Kökün ve son ekin vokalleri ve okunmaz f g) li (ağ) unsuru düşüyor, kelime (patz) oluyor. Kelimenin orijini türkçedir. Onun türkçede başka şekli de vardır: (paktas). Her iki kelimenin etimolojik şekillerini alt alta yazalım: (t) (2) O) (4) Patz: (ap + ağ + at + az) Paktaş: (ap -f ak + at + aş) Bu iki şekil tetkik olununcı tamamen birbirinin aynı olduğ» görülür. Yalnız ikinci ekte aynı kategoriden olan (ğ-k) ve son ekte yine aynı kategoriden olan (z-f) birbirlerinin yerini tutmaktadırlar. Paktas ( ınma) atalet. [***| Not: Kelimede, "misak" manasına olan (pacte) mefhumu aranmamalıdır. (Pacte) ın orijini: "Bağ, bagmak raptetmek, bağlamak" sözünde aranmalıdır. \M\ Etimolojik şekli: (O (2) (3) (4) (eğ + es + ek + in) (1) eğ: Köktür, "hareket" an-lamınadır. (2) es: Kökün anlamını uzaklaştıran işarettir, (eğ -f es) = eğes -- es: "atalet" olur. (3) ek: Kendinden evvelki anlamla alâkalı süjeyi gösterir. (4) in: Süjeye en yakın sahadır. Burada yaptığı rol. ataleti süjeye yaklaştırıp yapıştırmaktır. Yani atalet, süjenin tam içinde değil, onun bitişiğindedir. Not (sükûn) da, (sakin) in tam kendisidir. Sİ kOnet (Sükûn | et) tir; (. -f t) ekinin rolü, sükûn mefhumunun katiyetle tahakkukunu bildirmektir. Türkçede, (sakin, sükûn) sözlerinin anlamında şu kelimeler vardır: I — Sah a sakin II — Sük sakin III — Seğ sakin (seğnimek sakin olmak) IV — Sek sakin (seknimek sakin olmak) Hatıra: Görülüyor ki (sulh) sözünde, orijin anlamı bakımından, (barış) mefhumu yoktur. Sadece sükûnet, atalet, rahat ve serbestlik mefhumu vardır. \***] Radlof IV. "Uygur lehçesi., I — Radlof. IV. "Tanncı lehçesi,. II — Uvrui metinler.: "İndeks ve Oğuz destnm,, III. IV — Bfihus Beşinci "Dil Anketi., miz üçüncü sayfadadır. SAY1FA 2 ulus 12 SOf'TFSRlN 135 SALI SON DAKıKA B. Musolini diyor ki Birkaç ay içinde iki eski hesabı temizlemiş olacağız Roma. 11 (A.A.) — İtalya kiralının yıldönümü münascbctılc B. Musolini Roma garnizonu kuvvetlerine bir geçid töreni yaptırmış ve onları teftiş etmiştir. Geçitten sonra Venedik sarayına dönen italyan başbakanı halka hitaben bir söylev vermiş ve bu söylevinde de. mistir ki: "— Fası/mın 14 uncu yılı başlangı- İlah anlar Maka dağları işga Roma. II (A.A) — General dö Bonodan alınan bîr telgrafa göre italyanlar, Makallenin cenubundaki dağları iş gal etmişlerdir. Bu dağlar Şrlıkot vadisine hakim bulunmaktadır. İtalyan kuvvetleri. Aksum ile Takar» arasında da hareketlerine devam etmektedir, ler Somali cephesinde italyanlar. Go. rahainın şimalini temizlemektedirler. İtalyanlar, bir raikdar esir almışlardır. Bunların atasında şeflerden Gellcto -t amme ı ile Varkıobclaşeu da vardır. Gene şeflerden Abdütkerim Muham -mrd mutavaat etmişin. çında ltalyanın malık olduğu kuvvetlerden ufak bir kısmını gördünüz ve takdir ettiniz. Bu kuvvetler bir tek his. le mutehasais bulunmaktadırlar. Av. rupada. Afrıkada vc her nerede lâzım, sa orada italyan menfaatlerim ve şerefini müdafaaya hazırdırlar. Birkaç ay içinde iki eski hesabı temizlemiş olacağız ve bunun arkası devam edecektir... Ur cenubundaki 1 ettiler Roma. 11 (A.A) — Cepheden son gelen haberlere gore. italyan kuvvetle, ri Gorahainin şimalinde hareketlerine devam etmekledirler. İtalyanların öncü kuvvetleri şimdiden Assabanakı geç -mislerdir. General Gra/ianınin kuvvetleri son sekiz gün içinde. Harrar yolu üzerin . de ilk konak olan Cicika istikametinde yüz kilometreden fazla ilerlemişlerdir. Şimal cephesinde, cephe önündeki bir çok habeş karakolları yok edilmiş, tir. Makallenin cenubunda Önemli mik_ darda yiyecek götüren 300 develik bir kervan esir edilmiştir. Makalle nasıl işjjal edildi? Asmara, II (A.A) — Alman haber alma bürosunun Özel aytarı telsizle bildiriyor ! İtalyan kıtaları şimdi Makallenin cenubunda Sel i kot bölgesini işgal et -Bektedir. İleri harekete geçebilmek için iaşe yollarının tanzimini bekle -¦nek zarureti vardır. Ras Kassanın kıtalarıyle birlikte Çana golünün doğu şımalindcki Semi . cn bölgesinde olduğu öğrenilmektedir. Salahiyetli italyan mahfillcriyle sa vaşa girmiş olan yabancı gazete aytar. tazından öğrenildiğine göre, Makalle Önünde kanlı muharebelerden bahse _ den haberler hayalidir. Bütün taarruz esnasında iki çarpışma olmuştur. Bun. lardan bîri 5 ikinciteşrinde Hazzienin cenubunda general Bırolının bir ko -liyle 500 habeş arasında vukubulan çarpışmadır. İki askari küçük subayi ile bir lusardı teğmeni bu çarpışmada öl. muştur. Habeşler kaçmışlar ve ital -yanlar 9 askerle 61 başıbozuk asker e. sir almışlardır. İkinci çarpışma Makalle alınmadan bir gün önce bu şehrin ö-nünde olmuştur. İtalyan kıtalarıyle hirlikte ilerliyen Ras Guksanın ace- le eden bir müfrezesi bir habeş müfre. zesi ile karşılaşmıştır. İki taraftan iki. şer ölü ve bir kaç yaralı vardır. Şehir hadisesİz işgal edilmiştir. Tembiende çevirme hareketi İnişindi Roma, 11 (A A.) — Tembien bölge, sinin çevrilmesi hareketi başlamıştır. General Maravignantr. ikinci kolordu . sundan bir yerli asker kıtası Takkaze istikametinde Ahbebidda bölgesine varmıştır. Bu kıta, habı-şterin Ad\ıa vc Ak. sum üzerine herhangi bir hareketine en. gel olacaktır. öteki dört kıta, Tzcgede de mühim stratejik mevkiler elde etmişlerdir. Makalle bölgesinde ise italyan kıta -lan Şelıkot karşısındaki mevkilerini takviye etmişlerdir. Bütün Tigre cephesinde keşif hareketlerine devam olunmaktadır İsveç kızıltım hvyeti Cibuti, 11 (AA) — Kveç kızılhaçı tarafından Habeşistana gönderilen bir heyet, 25 tonluk levazım vc birçok has. ta arabası ile buraya gelmiştir . Tembieıulen gelen bir din adamının anlaştıkları Adisababa.. 11 (AA) — Havas a-jansı aytarı bildiriyor: Dün yaya-olarak Tembiendcn bura. ya gelen tigreli bir din adamı, italyan ocaklarının Tembien üzerinde her za. mankı gibi kesif uçuşları yaptıklarını, fakat top seslerinin ender olarak du. yulduğunu söylemiş ve şunları ilave etmiştir : "— Önemli habeş kuvvetleri, Tembien etrafında, düşman uçakları tarafından görülmemek için küçük gup-lara ayrılmak suretilc rmvki almış bulunmaktadırlar. Bu kuvvetlerin taktığı, kalabalık bir ordu teşkil etmeyip, mevzii çarpışmala- ra girişecek olan dağınık gruplar ha. lınde kalmaktadır Tigre cephesinden Tembiene birçok yaralı gelmiştir. Bunlar içinde epeyce ölü bulunduğunu soylemektedirlcı . Tembien bölgccindekı habeş şefleri, italyan kuvvetleri ile çarpışmaya hazırlanmaktadırlar Ülkenin pek dar o. lan tabii üretimi ile yaşayan habeş kuv. vetlerinın maneviyatı çok yüksektir. Tcmbıendeki sivil halkın çoğu cenup istikametinde hicret etmişlerdir. Ras Guktamn herkesçe bilinen i-hanetıne hiç kimse önem vermemektedir. İtalya, zecri tedbirle memleketleri Roma. II (A.A) — Hükümet, dün akşam zecrî tedbirlerin tatbikine iştirak eden bütün memleketlerdeki diplomatik mümessillerine /ecri tedbirler a. leyhİndc uzun bir protesto notası yol . lamısın Notanın metni burada yarın neşredilecektir. /veri tedbirler ve pamuk Londra. II (A.A.) — Times gazetesinin K.ıhtı- aytarı diyor ki: "Zecrî tedbirlerin tatbiki meselesini incelemrğe memur olan komite, he. re iştirak eden bütün protesto ediyor nüz işini bitirmiş değildir. Sanıldığına göre, komî*e. kapitülasyonların, bu zecrî tedbirlerin tatbiki için bir mani teşkil etmediği fikri üzerinde ittifak etmiştir. Komitenin. Italyaya ihracı ya. sak edilecek maddeler arasında pamuğu dahil etmemeğe karar verdiği soy. Icnmtktedir. Fakat, mısır, zecri tedbirleri tatbik eden devletler grupu araşma katıldığı takdirde, ltalyanın bu maddeyi satın almak istememesi muhtemel görünmektedir. DIŞ HABERLER Fransa ve Almanya Haris. II (A.A) — Gazeteler, Ber. ündeki fransız elçisinin Parısc yaptığı gezi ilgisiyle yeniden fransız — alman ilgileri meselesine rucu etmekte. dir. Jurnal gazetesi. Fransa ile Almanya arasında bir konuşma fikrinin bile uyandırıldığı skandaldan Ötürü hay -ret etmekte ve şunları yarmaktadır: • Berline karşı olan durumumuzu nihayet bir gün tesbit etmekliğimiz la. zımdır. Almanya ile karşı karşıya geL mekten bizi kurtaracak olan çare, ona karşı iyice silahlanmış kuvvetli bir mu. kavemet grupu tesis etmektir Bu da düşünülebilecek çarelerin en fenası değildir. Fakat, Almanya ile Fransa arasında alelade bir yakınlaş . ma husulünden endişe edenler müsterih olabilirler. B. Laval. aynı zamanda yekdiğerine zıd iki siyasa gütmektedir. Bugün Lavali uğraştıran mesele, italyan işinin hallidir Habeş kuvvetleri çekiliyor Adisababa, 11 (A.A.) — Royter ajan. sı aytarı bildiriyor: Gayri resmî bir kaynaktan öğrenildiğine göre. şimal ve ce. nup cephelerindeki habeş kuvvetleri, tamamiylc geri çekilmektedir. Söylendiğine göre, italyanlar. Ma . kalle'nin cenubunda bulunan Antalo'y" almışlar, ve İtalyan faal kolları Dağa. bur şimaline kadar gelerek Ciciga'ya doğru ilerlemeğe başlamışlardır. Roma. 11 (AA) — Habeşler. Go rahai'den kamyonlarla geri kaçmakta -dırlar. Harrar . Cieiga hattından öne bir mukavemet beklenmemektedir. Amhaneh işgal edilmemiş mi? Roma. 11 (A.A) — Royter ajansı aytarı bildiriyor: Asabaneh'in işgali henüz resmen teyid edilmemiştir Fakat, Mogadışysodan gelen bir telgrafa gÖ» İv. .......tt m.ftt ¦UIWI MMIMMÜI Ol«- sindc bulunan Dogabur civarın* var. mıstardır. Habeş - ar ab ittifakı r t rafında Kahire. 11 (A.A.) — Habeşistan ile Arabistan arasında bir an d I aşma ihtimalinden bahseden "Oglkora.. gazetesi, bir habeş delegasyonunun Yemenden geçerek Ceddeye geldiğini yazmaktadır. Hararetle karşılanan habeş delegelerini lbnissuud misafir etmiştir Keşif uçuşlarında ı:nrütenler Asmara. 11 (A.A ) — Tıgre cephe-sindekf Havas aytarı bildiriyor: Haber verildiğine göre. italyan u. çakları Amba . Alagi yakınında bulu. nan San Miselde toplanmakta olan aşağı yukarı 11000-kİşilik bir habeş kuvveti, ve cenup İstikametine kamp kur. muş olan düşman kıtaları görmüşlerdir. Tegora bölgesi köylerinde de habeş kuvvetleri bulunmaktadır. Uçaklar. A-senighi golü etrafında hiç bir süel hareket görmemişlerdir. İtalyanlar. Makalle içinde bir depoda sökülmüş bir uçak bulmuşlardıı. »ACINIk haberler Kını/ Yorgi t nnunistan ¦ yalanda Londra, II (AA)— Yunan krralı Yorgi Londra'dan çarşamba günü ayrılarak evvela Paris'e gidecek ve orada iki üç gün Fransa Cumur Başkanının misafiri olacaktır. Paris'ten Roma'va ei'l'-. rek İtalya kiralını ziyaret edecek ve Brendizi'den Elli kruvazörüne b* ıccek ve 22 ilâ 24 sonteşrinde Atina'da bu . lunaeaktır . Bir vapur kayalara çarparak parçalandı Manİlle Filipin . 11 (AA) — $.302 tonluk Silverhazel adındaki ingiliz kargosu, elli beş kişilik yolcusuyla. Lu-çon adasının cenub burnundaki kayalıklara çarpmış, ikiye bölünmüştür. Şimdi müteaddid imdad gemileri, tehlikeli geçitlerden biri olan San - Bcr-nardino boğazında, kayaların ürerine il. tica eden 30 kadar İnsan İle kargonun burun kısmında bulunan diğer yolcuları ve geminin tayfalarını kurtarmaya çalışmaktadırlar. Kargonun kıç kısmı batmıştır. Türk - Sovyet dostluğu Paktın on sene daha uzatılması dölayısik tzvestiya gazetesinin bîr yansı Moskova. 11 (A.A) — Turk — sovyet dostluk paktının uzatılmasına dair olan protokolün imzası münasebetiyle Izvestiya gazetesi şu satırları yaz -maktadır. eni bir odun « Bu yeni belge, birinci derecede e-hemmiyeti haizdir. Zira sovyet hükü -metinin genel barışı temin için olan kati ve devamlı mücadelesinde yeni bir adım ve iki memleketin hakikaten dostane olan münasebetlerinin bundan son rakj inkişafı için yeni bir merhale teşkil etmektedir. Türk - sovyet dostluğunun ehemmiyeti Bugün arsıulusal işbirliğine örnek olarak tanınmış olan turk — sovyet dostluğu, iki memleket yabancı müda -halelere karşı mücadele ve istiklalle . rint silahla müdafaaya mecbur oldukları çetin senelerde doğmuştur. Sovyet hükümetinin ilk adımlarından biri, çar. lık Rusyasının doğu memleketlere kar. Şi olan eski şiddet siyasasının katî o -larak terkedilİM oldu. diğer taraftan, sultanların feodal rejimini terkeden yeni Türkiye hükümeti de 1920 nisanında sovyet hükümetine devamlı münasebet tesisini teklif etti. Bugün cu . mut başkanı olan o zamanki B. M. Meclisi başkanı Atatürk tarafından imza edilen bu belge Moskovada en hararet, li bir akis buldu. Sovyet hükümeti, ver. dİği cevapta, (türk ve rus uluslarını bağlıyacak bir dostluğun sağlam temelini koymakla bahtiyar olduğunu) bildirdi . 'gSjMfnfaat hirlfüine tfuytııutıt dosttuk Sovyet hükümetinin tahmini tama. men yerinde olduğu sabit olmuştur. Sı yasal ve ekonomik istiklalde menfaat birliği ıkı memleket arasında sıkı bi' dostluğun ta g lam bit surette tesisine hakikaten hadim oldu Türkiyenin ulusal kurtuluş sava -şmda elde ettiği zafer vc ekonomik ku. ruluşa geçişi, türk hükümetine yurdun barış içinde inkişafını temin ve yeni savaşlardan sakınmak gibi çok mühim bir vazife tahmil etmekte idi. Bu va -zife, sovyet hükümetinin barış siyasa, sı amaçlarına tamamen uygun idi. Ba - rışı temine matuf olan bu müşterek a. maç. 1925 tarihinde turk — sovyet dost luk ve bitaraflık paktının akdine müncer oldu. Pakt, yalnız turk — sovyet münasebetlerinin kuvvetlenmesi bakı -mından değil, aynı zamanda iki mem . leketin barış için olan mücadeleleri bakımından da büyük bir ehemiyeti haîz bulunmakta İdi. Bu paktın imza . sındanberi geçen on sene. paktın yaş.ı-ma kabiliyeti ve faydanım işba t etmiştir. Paktın şimdi on sene için uzatıl . ması bilhassa ehemiyeti haizdir, zira bu uzatma iki memleket münasebetle -rinin istikrarını ve iki dost devletin barış sıyasalarındaki katiliği göster -mektedir. I'ul.lın faydulort Türkiye, Sovyet Rusyanın teşriki mesaisiyle endüstrisini inkişaf ettir -mekte vc büyük fabııkalar kurmakta -dır. İki memleketi idare edenler ara . sında şahsi temaslar tesisi ve bilhassa 1932 de Sovyetler Birliğine ismet İnö-nünün başkanlığında bir turk hükümet heyetinin gelmesi ve 1933 de B. Voro -şîlofun başkanlığında bu sovyet he . yetinin Türkiyeyi riyaret etmesi kar -şılıklı münasebetlerin kuvvetlenmesin -de mühim bir rol oynamıştır. Ankara -da 7 ikinciteşrinde imzalanan yeni türk — sovyet protokolünün, iki memleket arasındaki mücerred dostluğu daha ziyade kuvvetlendireceğine vc bu memleketlerin sıkı siyasal, ekonomik ve kültürel bağlarının bundan sonraki inkişafları için yeni bir âmil olacağına ŞÜphe edütn.rv.. _ İzmir sarbavı Moskovada Moskova. 11 (AA.) — İzmir farba, yi Behçet Uz buraya gelmiş ve istasyonda Moskova sovyetinin. B Voroşilof'un birer mümessili ile dış işleri komiserliği şark şubesi direktör muavini 1/mir'dcki sovyet genel konsolosu, Türkiye büyük e'çisi ve elçilik erkim tarafından karşı, lanmış tır. Şar bay Behçet Ur Moskova'da bir kaç gür. kalarak ııray müesseselerini zi. ya ret edecektir. Mütarekenin yıldönümü dola) isiyle ingiliz gazetelerinin yazdıkları Lond-a. II (AA) — Tayms diyor ki « Mütarekenin hatırası, ltalyanın' harbi tercih etmesinden doğan teessü. rü artırmalıdır. İtalyanların çoğu dik -tatörün ^netlerine uygun olarak düşünmekte İseler de Romanın kültürlü vc seçme tabakasından şimdiki duru -mun endişe verici telakki etmesi muhtemeldir. Bu mümtaz t.ıbaka. Habcşis. ı. ııı bomba vc mıtralyözle medenileş -tirmek fikrini herhalde kabul etme . mektedir Hadiseleri durbin.me gören italyan, ların vatandaşlarını ikna edeceklerini umud etmek boş mudur? Tarihi çok iyi bilen B. Musolini, bazı aksulameİlerin onunc geçmek ge -rektiğini ve görüşleri halk tarafından kabul edilmiycn bir diktatörün ne fena bir durumda kalacağını elbette idrak etmektedir. Londra. II (A.A ) — Taymis gazetesi mütareke gününe tahsis ettiği bir baş -makalede büyük savaşı (savaşa karşı bir savaş) olarak göstermektedir. Ga -zete diyor ki: « Bu sene. cihan tarihinde belki yeni bir fasıl başlamıştır. Elli ulus. yal. nız harbi nazarî olarak takbih için de. ğü. aynı zamanda harba ameli olarak, nihayet vermek için birleşmişlerdir. Bu hadise, mütareke gününe hususî bir e - hemiyet kazandırmaktadır. Şimdiki gay. retlerin muvaffakiyetle neticelenece . ği henüz kati olarak belli değildir. Bir muvaffakiyetsizlik takdirinde, başka gayretlere lüzum olacaktır. Eğer u. luslar sosyetesinin kâfi olmadığı anla. şılırsa. sosyeteyi tadil etmek icap edecektir. Fakat bu lüzum, gayretlerin durdurulması demek değildir.» B. RuzvelCin siiylevi Vaşington, II (A.A.) — Mütareke, nin yıldönümü münasebetiyle harb olü. lcrı anıtı Önünde bir söylev veren Cu . mur başkanı B Rıızvclt demiştir ki: — Amerika her /aman barış yolla, nnı anyacak ve kendi misali ile insanlar arasına iyilik arzularının dönmesi İçin yardım edecektir . Amerika birleşik devletleri tarafın, dan hereangi bir tecavüz yapılması, katiyen gayri mümkün bir şeydir, isteğimiz, yalnız, diğerlerinin hücumlarına karşı deniz ve havada lâzım gelen mü. dafaa vasıtalarına sahib olmaktır. Fakat hiç bir zaman kendi kendimizi müdafaı çerçevesinden ileri gİtmiycccğiz. Ve otr ki memleketler silâhlarını ne ka.' • azaltırlarsa biz de o kadar azaltacağız. Bizim için harb demek, insanların ölümüne sebeb olan silâhlı bir t—avü; demektir. Yalnız şunu teessüfle ve kederle itiraf etmemiz lanındır k* hu hı. susta şimdiye kadar dünyada elde rdi. len terakkiler pek çok kıkuk s-vlerdir .. us ta SONTEŞRİN. 1933 çarşamba Habeş harbi haberleri (İkinci sayfada) Piyango numaralar] (Üçüncü sayfada) ON ALTİNCİ YIL. No: 5137 Adlini/. ;unl.un/ılır Iltr\rrılr 5 kıtrır Büyük bir facia: inebolu vapurumuz battı. Gündelik ZECRİ TEDBİRLER F. R. ATAY Zecrî tedbirler hakkındaki kanun projesi bugün Kamutayda görüşülecektir. Proje metni ile bu teklifi gerektiren sebebleri ga -zetemizin bu sayısında neşrediyo ruz. İtalya ve Habeşistan milletler cemiyeti azasıdırlar. Cemiyet paktının 12 inci maddesine göre, aza devletler, harba başvurmamağı te-atıhüd etmişlerdir. Eğer içlerin -den biri bu teahhüdünü bozacak ol'«rsa cemiyet, harbi menetmek yahud, eğer menedemezse, onun devamını imkânsız kılmak için. derece derece, bir takım tedbir -lere karar verir. Bütün aza devletler, nasıl 12 inci madde ile harba başvurmamağı teahhüd etmişler -se, 16 ıncı madde ile zecrî tedbirler hakkındaki cemiyet kararlarını tatbik etmeği de kabul etmiş -lerdir. Cemiyet Habeşistan harbini önleyebilmek ve iki aza devletin arasını bulmak için elinden geldiği kadar çalıştı. Nihayet habeşli -ler silâhlı tecavüze uğradıklarını Cenevre'ye haber verdiler. Cemi -yet, paktın hükümlerine göre, me sef-yi tetkik etti ve İtalya'nın mütecaviz olduğuna karar verdi. Sıra zecrî tedbirlere geldi: Hep bildiğimiz üzere bu ilk tedbirler İtalya'ya silâh ve kredi vermemek, İtalya'dan mal almamak, ve bir takım malları İtalya'ya satma -inaktır. 925 denbe.i Türkiye ve İtalya, biribirlerine hususî bir andlaşma ile bağlıdırlar. Bu münasebetlerin son zamanlarda gittikçe iyileş -mekte olduğunu da söylemek isteriz, italya - Habeşistan meselesinde de bizim vaziyetimiz, iki devletin dostça ve adaletçe anlaşmalarını isteyen, eyicil bir bitaraflıktır. Hükümetin, bi'günkü kanu nu kamutaya sunmasına sebeb de, milletler cemiyeti azası olmaklığı-mız, ve bu azalıktan doğan teah-hüdlerimİzi yerine getirmek vazifesi altında buh*n«ınklı^ımızdan ibarettir. Yeni devletin kurulduğu gün-denberi her tarafta en çok barış isteyen bir devlet olarak, harb olmamasına çalışmaktan, ve harbi menetmek imkânı olmazsa, süratle barış nizamına dönülmek im -kânlarını dilemek ve aramaktan başka ne yapabiliriz? Bizim milletler cemiyetine gi rişimiz, onun barış ve adalet prensiplerini benimsememektiğimiz -den, kollektif emniyet davasın.n gerçekleşmesine hizmet etmek hususundaki samimî arz'/muzdandır. Milletleri güvensizlik içinde muz-tarib eden ve ancak harb neticesi veren eski sistemler yerine, henüz, bundan daha iyi bir emniyet sis • temi bulunmuş değil'Hr. Sistemin tam ve eksiksiz olduğunu iddia etmiyoruz. Devlet reisimi?, yılbaşı nutkunda, bu noktayı bilhassa belirtmiştir. (Sonu 3. cü sayıfada) Kamutay bugün zecrî tedbirleri görüşecek Zecrî tedbirler kanunu projesi Akvam cemiyeti tarafından ittihaz olunan tedbirlerin tatbiki hakkında Dış Bakanlığının hazır-ladığt zecrî tedbirler kanun projesi Kamtuaytn bugünkü toplantısında görüşülecektir. Projeyi olduğu gibi yazıyoruz: ESBABI MUCİBE Teşrinievel bidayetinde habeş imparatorunun Cemiyeti akvam Zecri tedbirler hakkında Kamutayda beyanatta bulunan Dış Bakanımız meclisine harekâtı harbiyenin başlamış olduğunu bildirmesi ü-zerine, İtalya murahhası hariç o-larak. Meclîsin diğer azasından (Sonu 4. cü sayıfada) İnebolu faeiası nasıl oldu? Dün aldığımız bir ajans telgrafı, İnebolu vapurunun İzmir açıklarında battığım ve yolculardan bir kısmının boğulduğunu bildirmiştir. Sebebi üzerinde tahkikat yapılmakta olan bu acıktı haberi, büyük teessür duyarak yazıyoruz: RESMİ BILDİRİC: Ekonomi Bakanı B. Celâl Bayar atideki tebliğin neşrine Anadolu Ajansını memru etmiştir: "Deniz yolları idaresinin 1080 tonilato hacmindeki İnebolu vapurunun dün, 11-12 gecesi, saat 20 sularında Urla tahaffuzhanesi hizalarında batmış olduğunu acı ile beyan ederim. izmir ilbaylığından alınan en son malûmata göre, halen Izmirde bulunmakta olan gemi süvarisi Mehmed Ali kaptan İzmir körfezine girerken Kösten adasıyla Pelikan feneri arasında tahaffuzhane hizasında anî olarak çıkan yıldız karayel fırtınası tesiriyle lom-baz ve firengilerden gemiye su girmeye başlamış ve vapurun bir tarafa eğilmiş olma ... J-" dolayı kömürlüklere suratla. su dalarak kazan dayresini işgal ve ma-kinaların çalışmasına mani olmuş bulunduğunu, ve yolcuların da heyecanla bir tarafa koşuşmuş olma (Sonu 2. ci sayıfada) Kömür yolu açıldı Bayındırlık Bakanı Bay Ali Çetinkaya, yeni hattın üstün değerini Ulusa anlatıyor Zonguldak, 12 (Özel aytan-mızdan, telefonla) — Bütün Zonguldak Filyosdaki tören için hazırlanmıştı. Şule vapuru tutulmuş ve birçok motorlar kiralanmıştı. Bayraklarımızla ve Partimizin altı oklu bayrakları ile süslenen "Şule" ve motorlar binlerce işçi, izci, yakın ilçelerden gelen halk kurullarını ve birçok zonguldaklıla -rı götürecekti. Kara denizin coşkun dalgaları, programın bu kısmını tat bika imkân vermedi. Buna rağmen, Zon-guldakta bulunan bütün bill-r, Ereğliden, Devrekten, Saf-ranSoludan, Sırtından, yakın köylerden, ilcebayları, şarbayları, B. Aİİ Çetinkaya otomo C.H.P. Kamutay Grupu toplantısı C. H. P. Kamutay Grupu İdare Heyeti Başkanlığından:' C. H. P. Kamutay Grupu bugün asbaşkan Hasan Saka'-nm başkanlığında toplandı. Zecri tedbirler meselesi üzerinde Dış İşleri ve Ekonomi Bakanlarının verdikleri izahlar dinlendikten sonra hükümetin bu hususa dair hazırladığı lâyiha e-sas itibarile kabul ve tasvib olundu. Parti başkan ve üyelerini, halk kurulllarını ve halkı tören saatine kadar durmadan taşıdı. Tören çok güzel oldu ve içtem tezahürler içinde bitti. Gelenler tesbit edilen saatta döndüler. Tören den sonra Bayındırlık bakanı B. Ali Çetinkaya Ulus için diyev-de bulundu. B. Çetinkaya, Filyos - Irmak hattının önemini anlattıktan sonra: Anadolu içine bu hatla kömür şevkini kesin olarak teminat altına almış bulunuyoruz.,, dedi ve bu hattın havzanın istihsal mesaisini daha müsmir kılacağını, ormanlardan istifade imkânını daha kolaylaştıracağını, yakında kurulacak olan büyük demir endüstrisi için çok faydalı olacağını izah etti. Sayın bakan azim ve iradeli bir sesle ilâve etti: "— İki üç gün sonra Diyarbe-kir hattını açmağa gideceğim. Fakat Diyarbekirde durmıyacağız; Van'a ve sınıra doğru inşaata de-(Sonu 5. ci sayıfada) "Ulus,, un dil yazıları Kemal - Teken mül -I. Kemal, Kamil, ikmal; II. Tekmil, Tekâmül; III. Mükemmel; IV. Tekemmül., sözlerinin analizi 77 KEM \L. k ühtl, ikmal '* (I) numaralı kelimelerin etimolojik şekillerini altalta yazarak gözden geçirelim: (1) (2) (3) Kemal: (ik f em + al) Kâmil: (ik + am 4- il) ikmal: (ik -t im 4 al) Görülüyor ki bu üç kelime, ufak vokal değişimleriyle orijinde bir tek kelimeden ibarettir: (t) ik: Her üç kelimede kök o-larak aynen bulunmaktadır; "büyüklük, genişlik, yükseklik, fazla l«k, »y^r!'.':" melhumlarını gösterir: (tğüs, İkis, ükü») sözlerinin kökleri olan (iğ, ik, ük) kökleri gibi. Kelimelerin manası "Kâmil,, dir. [*] (2) (v. | m): Burada kökün mefhumlarını kendinde tecelli ettiren süje veya objeyi gösterir. (3) (v. - t): Şümul içinde gay-rişahsîlik gösterir. O halde, kelimeleri son morfolojik ve fonetik şekillerinde yazalım: KEMAL, KÂMİL, İKMAL. Bunlar, umumiğ ve şamil olarak "büyük olan, geniş olan, yüksek olan, fazla olan, aydın olan, süje veya obje" demektir. Biz bu kelimeleri, "kemal bulmak, kâmil olmak, ikmal etmek" tarzında kullanırız. Ve manalarından da toplu olarak, "büyüklüğün, çokluğun, yüksekliğin bir arada bulunuşunu veya yapılışım" anlarız. Kelimelerde, "büyüklükten gelen fazilet" ve, "aydınlıktan gelen ilim ve irfan" anlamları da vardır. TEKMİL, TEKAMÜL (II) numaralı kelimelerin etimolojik şekillerini altalta yazalım: (1) (2) (3) (4) Tekmil: (et + ek + em f »0 Tekâmül: (et 4- ek 4- am 4- ül) Bu iki kelimenin başlarındaki (et) sözü kaldırılınca bundan sonraki kelimelerin kuruluşu, ta-mamiyle (I) numaralı kelimelerin kuruluşlarının aynı olduğu gö- [*] Büyük Türk Lügati "Çağatay lehçesi" rülür. Bunları son şekilleriyle yazalım: KEMİL. KAMUL. Bu sözler, şeklen ve mana bakımından (Kemal), (Kâmil) sözlerinin aynıdır; yani "umumiğ ve şamil olarak büyük olan, geniş o-lan, yüksek olan, fazla olan, aydın olan" demektir. Kelimelere yeni bir mana veren ve onları az çok nüanslandıran şey, onların başlarına gelen (et) unsurudur. Şimdiye kadar gördük ki (et) unsuru, kök olarak, "kuvvet, kudret, sahip v. s." manalarına geldiği gibi, ek olarak da, kelimenin neresinde bulunursa bulunsun, u-mı-miyetle "yapıcılık, yaptrncılık ve y^ılmı^.olnjajdı^ gösterir. Bu iki keiiuıcuc ı . - t) eki prefiks olarak kabul olunabilir. (T) eki. (Tekmil) sözünde şimdi saydığımız üç anlamdan, üçüncü anlam rolünü yapıyor; yani "yapılmış olmaklık" manasını verdiriyor. (Tekmil) demek (Kemil) sözündeki anlamın yapılmış, olmuş, bitmiş olması demektir. (T) eki, (Tekâmül) kelimesinde birinci ve ikinci anlamlarında rol yapıyor, yani "yapıcılık ve yaptırı-cılık". Buna nazaran (Tekâmül) kelimesinin anlamında henüz mefhumun yapılmakta ve yaptırılmakta olduğu anlaşılır. Kelimenin yazalım: mükemmel etimolojik şeklini (D (2) (3) (4) (S) (em 4- ük -f eğ 4- em + el) (t) em: (v. 4- m), kök olarak "alâmet, işaret, nişan"' manalarına da geldiği malûmdur. Yani burada "belli edici" mefhumunu haizdir. (2) ük: Bundan önce analizlerini yaptığımız kelimelerin hepsinde olduğu gibi köktür ve aynı anlamdadır. Yani "büyüklük, çokluk, v. s." demektir. Em 4- ük =- emük: belli bir büyüklük, yükseklik, çokluk v.s. anlamını gösterir iki kökten mürekkep bir unsurdur. (3) eğ: Ektir, mefhumun manasını tayin ve ifade eder. Emükeğ: "büyüklük, çokluk, aydın" demektir. Kelimenin şu şekilleri de vardır: - Soy/ayı çeviriniz - Ulusun dil broşürü yarınki sayımızda Gazetemizin dil meraklılarına armağanı olan bu broşürü satıcılardan araymız. SAYIFA 2 ULUS \ 13 SUMltşKİN 1935 ÇAKij* SOft DAKiKA italyan resmî bildi, iği Adî-Nevride varan italyan veyerfikuvvet-leriTakkaze nehrine doğru ÜerKyorlar Roma. 12 ı A A , — 43 numaralı re mi italyan harb I»hin..¦¦ General do Bono'nun telgrafla h*b- . verdiğine före, Makalle bölgesindeki teşkilât işlerine mu »bet surette devam edilmekte ve bo vanada kilalarımı*. I . ge) boğazı Kattı önündeki Dangera çağlayanı civarındaki yerleri temizlemekte dir. Makalle U.u «rgâhında, habeşler taralın.! m k " ulun İm .il.il.ni bîr Poteı tayyaresi bulunmuştur. İkinci kolordu bölgelinde, Adisabo civarında Admevnd mevkii *abtedil-mı«in Dört koldan, italyan vc yerli askerler. Takkare nehrine doğru ilerlemekledir Dankab lerdan müteşekkil olan kol. Dessa bölgelinde İlerlemektedir Yaylalar bölgelinde hareket «den italyan müfrezeleri Aabi yakınlarına varmtştardır Somali ı .pil. itinle Gorahai şimalinde temizleme hareketi devam etmekte -ılir. Tayyare kuvvstleri, yüksek yaylı» -larla Dankali bölg-sinde önemli keşif uçuşları yapmışlardır. Roma, 12 (AA.J — Dün neşrolunan resmi bir bîldirİğde, italyan kıtalarının, MakaHr - . .-..1.und . Şetİkot vadisine hâ-kim bütan tepeleri rşjraj ettikleri bildi -r.lmcktedir İkinci kolordu, Aksum ve Takkaze *-raıındaki arazi üzerinde hareketine devam etmektedir. General Graaianj emrindeki katalar Gorahni nin »imalinde düşmanı turpa lamaklndır Hafif bir otomobil kolu, Fa fan nehri kenarında bir habeş bölüğü -nü yenmiştir Habeşler. ağır kayıplara . ıiM.-l,.. ve iki kamyonla, birçok tüfek, mühimmat, yiyerek ve harb gereci bırakmışlardır. İtalyanlar, içlerinde habeş ordusu şeflerinden Fıtaorari Gheletto Torna' ve Grasmatch Vorkio Bebchen olmak üzere birçok eaiv almışlardır. Raırheri oymacı seri Abdülkerim Mohammct. yanındaki rmıhariblerle birlikte italyan otoritelerine mutavaat etmiştir Hava kuvvetleri keşif uçuşları yap* maktadır . Halisler neden geri çekiliyorlar? Aamara, 12 (AA.) — Reyler ajansı aylarından: Habeş asli kuvvetlerinin M.-ıU.ıllt nın cenubunda. Şefi - Çiko'nua cenub istikametinde ricat etmekte bulundukları bildiriliyor. Roma. 12 (AA.) — İtalyan süel ¦ -vcnleri, habeş kuvvetlerinin şu sebebter-den dolayı, feri çekilmekte olduklarını söylemektedirler 1 — İtalyanları, irtibat harlarım u -satmağa mecbur etmek, • 2 — İtalyan1 an habeşlerin bsrvuV sak ve levazım «tokları bulut AJr^feoljrede beklemek-, Öte taraftan 6rran ildiği ne «öre. hı beşler, 220.000 kişinin toplanmış bulunduğu güney Tigresindc italyanlara mukavemet etmeğe hazırlanmaktadırlar. Bu kuvvetler, Ras Seyum'un 50.000, R;ıs Kassa'nın 70 000 vc Ras Imroıı un 50 0'M) askeri ile imparatorluk muhafaza kuv -vetlerine mensub bazı kıtalardan mü -11 l.lı. Jıtn Ellerinde modern harb ge • reçleri bulunan bu kuvvetler, I I-1. . ¦ nehri boyunca mevri almışlardrr Bun ¦ dan haşka. Yrli*hdin kumandası altındı bulunan 40 f»0 kişilik bir kjvvet, ÖeV siie îlr Aıhîangi gölü arasında italyan sal cenabı karsısrarfa yer alrmş bulun -maktadırlar Habeşler dört italyan tankı zu|tetmişler Londra, 12 (A.A) — Royter a -jansının muhabirinden: Habeşler, iki italyan müfrezesini ağır zayiat verdirdikten sonra ka -çzrdıklarını iddia etmektedirler. Bu tâli muvaffakiyetlerden biri Tigrede, öbürü Ocadende olmuştur. Habeş resmi mahfilleri, bası italyan kuvvetlerinin Dugcahabur civa -rmda olduklarmı kabul etmektedir -ler. Röyter ajansının Adi**b*b ' ' i muhabiri, çıplak ayaklı ve yalnız tû -fekle mücehhez olan habeş piyadelerinin Ualuala'da makineli bîr italyan müfrezesine hücum ederek şiddetli bir muharebeden sonra dort tank al -dıklarını ve uç zırhlı otomobili kul -lanılınaz hale getirdiklerini bildiriyor. Bu habarler Adısababaya geldikten sonra bukumet tarafından da teyid ¦ rlılıııı' İn Habeşler hücum tanklarına fev -kalade bir kahramanlık ve şecaatle hücum etmişlerdir. Çünkü, italyan müfrezelerinin mitralyoa ateşlerine temas edecek kadar yakından karşı koymuşlardır. İtalyanlardan altı za -bit, bir çok küçük zabit ve asker olmuştur. Habeşlerden de bu kadar ö -lü ve iki taraftan birçok yaralı vardır. 1 — Ümük âli II — Umkü âli III — Umek halk. çokluk, büyüklük IV — Emik aydınlık mefhumundan dimağ V — Umüğ - rü — birleşik olarak VI — Umuğ (örüğ) — toplanmak VII — Umüğ (örtü) toplamak VIII — Mukum tekmil (4) em: Kendinden evvelki sözün anlamını kendinde toplıyan obje veya süjeyi gösterir. O mefhuma mülkiyetini ifade eder. (5) el: Bilindiği gibi "enginlik ve şümul" anlamındadır, ve bu anlamla sözü sıfatlandırır. Em ¦ a U eğ -f em -f görüldüğü gtbi kelime ortasında ü-cüncü unsurun (ğ) siyle, dördüncü unsurun vnkali, yani (ğe) nin uzatma rolu, bundan sonraki (m) konsonuna terkolunuyor, ve başta ki vokal de düşüyor; kelime MÜ- /. //, ///, — Büyük Türk Lügati "Uygur lehçesi,. IV — Hemen bütün Anadoluda V. VI, VII — Pekarski. Yakut Lügati VIII — Radloi. IV. "Kırgız lehçesi.. KEMMEL oluyor. Manası şümul içinde umumiğ olarak belli bir büyüklük, olgunluk v. s. demektir. TfckKMMLL Kelimenin etimolojik şekli: (I) (2) (3) (4) (S) (et | ek 4- eğ 4/ em + ül) il) et: Bilindiği gibi "yapıcı, yaptırıcı" anlamını gösterir. ¦ (2) ek: Yukardan beri gelen kelimelerde köktür, aynı anlamdadır. (3) eS: Manayı tayin ve ifade eden ektir. (Etekeğ ı Kökteki manaları yapan ve yaptıran demektir. (Eteke) [»]. ve (etihe) [»»], "yaptıran, terbiye eden, talim e-den" anlamlarına da gelir. (Etiçi) [**] doğrudan doğruya "fail" demektir. (4) em: İzah olunan "yapıcılığı", kendinde toplıyan süjedir. (5) ül: "Şümul ve umumiyet" bildirir. Keliarreyi son morfolojik ve fonetik şeklî ile yazalım: TEKEMMÜL: Kendi kendine krmal balmak demektir. ] Pavet de Coorteille Büyük Tjırk Lügati "Karan lehçesi. ıJIŞ HABERLER Zecrî tedbîrlere karşı hakanın protesto notasında ne yazılı ? Şanghay hadise^ etrafında Şanghay, 12 (A.A) — Bir japon denizcisinin öldürülmesi ve Japonya-nın tehditleri üzerine burada başgös-leren heyecan arsıulusal bölgede bir japon dükkanının tahribi ve komu -nist beyannamelerinin dağıtılması ü -zerine bir kat daha artmıştır. Japonların ekseriyetle bulunduk -lart Şapeiden cinliler arsıulusal bol -geye gelmektedirler. Burada kendi -lerini daha ziyade emniyet altında görmekledirler. Tientsinden Şangha-ya bir japon kruvazörünün gönderilmesi büyük hir ilgi uyandırmıştır. Tokyo, 12 (A.A) — Dış Bakanı Japonyanın çin elçisine ve Şanghay konsolosuna talimat göndermiştir Japonya bahriye askerinin katline karışanların cezalandırılmasını, lar -ziye ve tazminat verilmesini vs ni -hayet Cinde oturan Japonların gö -venligî için teminat istemektedir. Aynı zamanda Çin sularmdakî ja • pon filosuna Şanghaydaki Japonların emniyeti için icabeden bütün ledbir -lerin alınması emri verilmiştir. Stratosfer 22.000 metre yüksekUkte Rapidcity, 12 (A.A) — Esploror admdaki atratosfer balonu 23 - 13 de Vhiteleke civarında yere inmiştir. Balon 9300 metreye alçaldığı sırada balon kumandanı Stevens telsizle verdiği bir haberde, 22.470 metreye kadar yükseldiğini ve bu yükseklik • te bilhassa r,üneş istikametinde ba -londan aşağı bakıldığı vakit aşağısı simsiyah gözüktüğünü bildirmiştir. i\«'.i\İK il VBF.RM-K Sorvef fecîm görülmeleri Bükreş. 12 (A.A.) — Istefani ajansı bildiriyor: Siyasal eeven-lerde söyTenrfiğîne göre, Romanya Sovyet tecim müzakereleri akim kalmıştır. Döviz »toku bitliği için Bükreş, 12 (A.A.) — Istefani ajansı bildiriyor: Ulusal bankada yabancı döviz stoku tükendiğinden 15 gün müddetle İngiltere, Fransa. Belçika. Danimraka, Hollanda. Portekiz, Polonya. Mıaır, Suriye, Macaristan. Filistin, isveç, Norveç, Kanada »e Japonyadan ithalât tatil edilecektir. bbl Kondüis ve Çtddaris Atina, 12 (A.A) — Başbakan Kon-diliş, Çaldaris'in başbakan olmasına kuvvetle karşı duracağı hakkmdaki şayiaları kati olarak yalanlamış ve bu gibi yalan haberleri çıkaranlar hakkında takibat yapılmasını em -relmiştir. erti bir havu sürüt rekoru Londra. 12 A.A ) — SÜel tayya-reci Davİd Levllyn ve kadın tayyareci Jill Vyndham, Kap ile Londra arasında yeni bir sürat rekoru yapmış -(ardır. Bu iki tayyareci. Kaptan hareket ettiklerinden tam altı gün 12 saat sonra dün akşama doğru Kanvorth tayyare meydanına inmişlerdir. Bundan evelki rekor, yedi gün yedi saat ile kadın tayyareci Amy Mol-lison - Jhontona aid bulunuyordu. İngiliz lopruklarndan çıkardım bir alman gazetecisi Londra. 12 (A.A — Ingilterede bulunması halkın meni a a tına uygun bu • lunmadığınd.ın. ikamet müsaadesi tem-did edilmiyen "Angrıff gazetesinin Londra aytarı Dr. Thost. bugün uçak ile Berlin'e hareket etmiştir. **• Londra. 12 (AA.) — Alman büyük elçisi, dış işleri bakanlığına giderek. 'Angri/f" gazetesinin Londra aytarmın hangi sebeblerden dolayı İngiltere'den çıkan'dığını sormuştur. Büyük el''ye lâzım gelen izahat verilmiştir. Alman hükümeti bu hâdiseyi protesto etmemiş • Roma. 12 (A.A.) — İtalya hukume tinin zeeri tedbirlere katılan devlcllrrc verdiği protesto notası şu noktaları ihtiva etmektedir: 1 — Paktın 12 inci maddesinin çig-mnmeti ittihamını reddeden İtalya, nar-murandomundaki delilleri bu ittihnraa karşı ileri sürmektedir. 2 — Nota. İtalya tarafından kurtarı lan ülke halkının İtalya'yı rmıtaarrız de ğil. fakat himaye edici bir devlet ¦ I.....' telâkki elt:ğini, ve bu rolün paktın 22 inci maddesi tarafından kabul edildiğini temin ermektedir. 3 — Zecrî tedbirlerin tanzimi sçssı top'anan konferans, hiçbir şekilde «loşlar sosyetesinin bir organı değildir Bu konferansa katılan her hükümet, ayn ayn mesul bulunmaktadrr 4 — Habeşistan.) yapılacak silah ihracatı üzerine konulan ambargo - nun kaldn-ıiması uluslar sosyetebi komitesinin tekliflerine aykırıdır. Eu komite, Habeşistanm "tehlikeli bir karışıklığın önüne geçecek olan,, arsıulusal bir kontrol altına alınmasını kabul ermişti. 5 — Bu gibi zecri tedbirler, evcice vukubulan daha ağır anlaşmazlıklarda asla tatbik edilmemiştir. İtalyan hükümeti, zecri tedbirle -rin, dünya ekonomisi üzerindeki a • ğır sonuçlarına dikkati çekmektedir. Bb itibarla, bütün italyan ibra -çatı üzerine konulan yasağın gcrç.'k bir düşmanlık harekeli olduğunu kaydederek, karşı tedbirler almak zo runda bulunduğunu ileri süıusakte ve İtalyanın buyuk karışıklıklara meydan vermemek için uluslar sos -yetesini terketmek istemediğini Ha -ve eylemektedir. Fransız gazeteleri ne diyorlar? Eko do Pari diyor ki: italya nereye gidiyor? Uluslar sosyetesi ile dgiste» kesmek mi istiyor.... Jurnal do Deba gazetesi de diyor ki. Bugün Avrupa iestb eden tedbirleri süratle almadnjı tabdirde zecri tedbirlerin tatbiki üzerine her türlü hâdiselei beklemek zorundadır En -formasyon gazetesi, İtalya'ya karşı zecri tedbirlerin tatbikine henüz başlanmadan evvel İtalya'nın mukabil harb tedbirleri bildirmesini manasız buluyor. Londra'daki kanaat, italyanların zecri tedbirleri tatbik eden devletlere verdiği notanın inzjiüz durumunu değiştir • miyeteği ve zecri tedbirlerin hrtb-'kİnf geaüktirmiyeoeği merkezindedir Ted -birler, evvelce lmnfr4H«rtrı iri »Ve 1* tk in ea M pim. feı^mctCtrT^TT)l*'w^^ keler doğmaması için ekonomik ve finanla! tedbirler alacakür. İtalya, kendisin-karşı uluslar soayetesânin ne gi*»i 7-eri tedbirler tatbik edeceğini Öğrenmeden evvel sosyeteden ayrılmak istemerniıtir Italyadan her türlü mal alınmasının duı ması ekonomik bir zecri tedbir değil, fakat hakiki bir düşmanlık hareketidir. Bu da İtalya'nın mukabele bilmisil tedbîrlerini haklı göstermeğe kafidir Itatyuda tdınan tedbirler İtalyan deniz bakanlığı karada M denizde şalı ve çarşamba günleri et yen meşini yasak etmiştir. Elektrikten tasar ruf maksadiyle memurların iş saatleri saat dokuzdan on altı buçuğa kadar ota. mmm Af* .lııllı u çektir . q İtalya ulanlar Mosyi-m^sirSth n çekilerek mi? •• ı ' Roma. 12 CA.A.;— ItaJyanın -ecri tedbirleri tatbik edecek olan devlet -lerc verdiği protesto -aotatı hakkında bildirildiğine cöre. ekoaonv'. '.ecri ted • birler çok acı bir lisanla tenkir*edÜmek* te ve İlaryanın şiddetli mukabele bil -i-şilde bulunacağı kaydolunmaktadır. It-.l-ya. bugünkü vaziyetten yeni yeni lehli. Yeni çıkan bir kanun, İtalya'va ge -(irilecek her eşyanın hükümete bildi -rilmesini mecbur kılmnktadır. 'Arusturya da harb malzeme rıı-amlmrgo koydu Viyana, 12 (A.A) — Dış bakanı, diyet meclisinde, Avusturyanm diğer uluslara iltihak ederek, Italyaya çı -karılacak harb malzemesi üzerine ambargo koyacağını bildirmiştir. İnebolu vaporu faciası (Başr t, inci şayiada) larmdan dolayı geminin devrildiğini ifade eylemiştir. Yolculardan bir kısmı kazanın geminin fazla yüklü olmasından doşj -duğunu ileri sürmüşlerdir. Derhal kaza mahalline »:..nde. ıl -miş bulunan Bakanlık deniz fen heyeti reisi ve İstanbul foo heyetimize mensup iki aza hakiki sebebi tah!tİk ve tesbile memur edilmişlerdir. Cemide 43 gemi adamı, ve 103 yolcu bulunduğu acantalardan telgrafla toplanan malumattan anlaşılmıştır. Bunlardan 11 i ingiliz bandıralı Pola ve 114 ü İstikbal şilebi parafından kurtarılarak İzmirc getirilmiş ve Pola vapuru tarafından getirilenlerden Üçü ölmüştür. Ayrıca 9 cesel toplanmıştır. 12 kişi kayıptır. Bunların ha -kiki vaziyeti hakkında tetkiliat ve taharriyat devam etmektedir. Kazaya uğrayanların isiirahat, tedavi, iaşe, iskân ve gitmek ıstiyecek-leri yerlere deniz yolları hesabına diledikleri vesaitle şevkleri için lerti -bat alınmıştır. Ekonomi Bakanlığı kazaya uğra -yanlar ve kaybolanların listesini ay -rica neşredecek, kazanın sebeblerini önem ve süratle araştırarak icaplarını yapacaktır. Bu acı hadisede canlarını kaybet -miş olanların ailelerine Bakanlığım ve şahsım adına taziyetlerimi saygı ile sunar ve elemlerine bütün kal • bımle iştirak ederim. Kazaya uğrayanları kurtarmak için Pola gemisi ve İstikbal şilebi tarafından gösterilmiş olan büyük gayretlere alenen teşekkürü de bir Ödev sayarım.,, İstihbarımıza nazaran, Ekonomi Bakanı B. Celal Bay ar halen açık denizlere açılmış bulunan Pola vapurunu telsizle bularak süvarisine İnebolu s*omîsi yolcularıma kurtarılması İçin sarfetmiş olduğu gayretlen dolayı teşekkür etmiştir. ... B. Celal Bayar aynı zamanda İstikbal şilebi süvarisine de aynı mealde bir telgraf yollamıştır. İzmir, 12 (AA.) — Mersinden lı mir'e gelmekte olan İnebolu vapurunun çıkan fırtına esnasında fazla miktarda buğday ve pamuk yüklü olmasından dolayı muvazenesini kaybederek d ; -^»1 20 sularında Pelikan feneri önünde batması üzerine kaza yerinde bir çok kimselerin sallar üzerinde çırpınmakta ol -duklan haber alınmış ve İzmir li ı-dan Uyanık ve Güzel izmir vapurları sıhhî imdat heyetleriyle kaza yerine gör derilmişlerdir. Kazaya uçrayan yolcuları bulmak üzere yapılan araştırmalarda 12 kişi diba sağ olarak bu'unrmıştur ki, b'.i"*~"*a beraber kurtulanların yekûnu 125 i bulmak tasarlı İkinci kaptanla beraber ölülerin sayısı 9 dur. Yarın saat 14 dc bu Ölüler için bir tören yapılacaktır. Bütün izmir bu faciadan dolayı gen-l matem içindedir. ULUS 14 SONTKŞRİN, 1935 PERŞKMIIE Habeş harbi haberleri ikinci sayfadı ON ALTINCI YIL. No: 5138 Adımız, :ındımızdır Zecrî tedbirler kanunu Kamutayda uBiz It"Iua Habeş meselesiyle ancak milletler cemiyeti kara larının bizi mtcbur ettiği ölçüde iştigal ediyoruz,, ''Dış Babanımızın dünkü diyevinden" Dun B. Fikret Sılay'm başkanlığında yapılan Kamutay toplantısından jlus-lar sosyetesi heeti umumiycsince t e* -kil edilen irtibat komitesiuin almış olduğu ekonomik ve finansal tedbirlerin tat-biki hususunda hükümete salâhiyet veren kanun projesi görüşülmüştür. Bu münasebetle 102 alan Bere Tür-ker ¦ Afyon) demiştir ki: "— Bu meseleye dair bendeniz de iki söz söylemek isterim. Maksadım sizi vereceğiniz karardan geri çevirmek değildir. Ben sırf yurdumuzu alâkadar e-den bu meselede, şahsi mülâhazatımı huzuru âlinizde söylemekle vazifemi İfa etmiş olacakımı düşünerek kürsüye ç k-tım. Gündelik K«»\Ui{ VE DEMİR HATTI Cumuriyetin büyük ve güzel eserlerinden birini daha tamamladık: Şimdi Karadeniz kıyılarına varan Irmak - Filyos hattı, 936 senesinin 15 haziranında Çatal-ağzı'ndan kömür taşımağa bağlıyacaktır. Hat Zonguldağa 10 mayıs 937 tarihinde ulaşacaktır. Devlet, Havza işletmesini rasyonelleş-t irmeğe ve Ereğli limanının yapılmasına da karar vermiş olduğundan, Türkiye'nin bu kısmı, esasi iş kaynaklarından biri oluyor demektir. Hükümet ve teknik adamlarımızı ne kadar övsek yeri vardır: Çünkü bu hat türk işçileri ve mühendisleri tarafından, bir yabancı gmpun idar. -İ altında, yapılmağa başlanmışsa Ja, son kısımları yalnız bizim vasıtalarımızla bitirilmiştir. Bu hattın üstündeki tünellerden biri, yeni demiryollarımı-zın en uzun tünelidir. [3440 metre.] Bütün tünellerin uzunluğu ise 4062 metreyi bulmuştur. Sınâiğ ameliyeler bakımından, Irmak -Filyos hattı, iyi bir tecrübe ve güzel bir zaferdir. Fakat dahası var: Gene bu hat Karabük'den geçiyor. Hükümet demir endüstrisini de burada kurmağa karar vermiştir. Şu halde şimdiye kadar kömür yolu dediğimiz bu hatta, bundan sonra kömür ve demir hattı adını verebiliriz. Kömür, demir, buna bir de e-lektrik sözünü katınız; çünkü e-sas elektrik merkezlerinden birinin Hav7a'da kurulacağını biliyoruz. Bu üç kelime kadar bu medeniyetin inşa kuvvetlerini anlatabilecek ne bulunabilir? Karadeniz'den İstanbul veya Akdeniz limanları vasıtası ile A-nadolu'ya taşınan kömür, şimdi onun bağrına sokulmuştur. Buna bir de hükümetin kömür ucuzlatma siyasasını ilâve edersek, memleketin hayat şartları, Anadolu-nun endüstri kurumları ve millî müdafaa bakımından yeni hattın ehemiyetini daha iyi belirtmiş oluruz. Bir haftaya kadar Bayındırlık Bakanımız Diyarbekir hattını açmağa giriecektır. Anadolunun ortasını re cenubunu dolaşan bu raylar, vatanın coğrafi birliğini kenetliyen ve yoğuran millî hatlardır. H:ç biri cumuriyetsiz düşünülemez, cumuriyetsiz anlaşılamaz, ve kurtuluş harbinin ateş ve kanı ile beslenmiş olan iradeler başta olmaksızın başarılamazdı. F. R. ATAY Saın arkadaşlar, bdgun Türkiye cu-muriyetinin yüksek siyaseti şudur: Yurdumuzun müdafaasını, yenilmez, yılmaz, kahraman askerlerimize tevdi ettikten sonra, dünyanın her ulusu ile dost yaşamak ve, barış içinde yurdumuzun ticari, iktisadi, imar. kültür vesair işlere kuvvet vermektir. Bir de. yurdumuzu asla alâkadar etmiyen kavgafar -dan uzak durmak siyaseti vardır ki. buna da bitarafl'k der'er. ve bitaraHık sulhla beraber yürür. Bugün. İtalya - Habeşistan harbi do-layısiyle ve bizim de uluslar kurumunun üyesi olmak hasebiyle bu kurumun konseyi. İtalya'ya karşı alınacak zecrî tedbirlere bizim de iştirak etmemizi istiyor. Şimdi İtalya bizden mal alıyor ve bu memlrketle olan ticaretimizin İnkişaf edebileceği bir zamanda, zecrî ted -bîrlere iştirak edersek, olabilir ki. İtal -ya, aramızdaki ticarî münasnat'nı kessin ve âtide bizden mal almamaya karar (Sonu 5. inci savfnda) inebolu vapuru faciası Ölenle r i n C en a z e s i İ ü y ü k törenle kaldırıldı İzmir, 13 (A.A.) — inebolu vapuru faciasında ölenlerin cenaze töreni bugün saat 14.30 da yapılmıştır. Törende vali Fazlı Güleç, müstahkem mevki kumandanı General Keramettin, askerî u-mera, mülkiye ve tüze erkânı ve C. H. P. başkanı Avni Doğan, Güvenlik diıektörü Feyzi Akkor, Iz-mirde bulunan saylavlarla konsoloslar, asşarbay, uray üyeleri, banka direktörleri, devlet demiryolla- rı enspektörleri, resmiğ ve hususiğ kurumla, mümessil ve üyeleri ve kazadan kurU.-ıl.uı yurddaşlarla Inebolunun mürettebatı, yabancı vapur acentelerde limanda bulunan ecnebi vapur kaptan ve mürettebatı ve binlerce halk bulunmuştur. F.konomi bakanı B. Celâl Bayar adına olan çelenk en önde olduğu halde vilâyet müstahkem mevkii, İzmir urayı, C.H. Partisi, (Sonu 2. ci sayıfada) Irmak - Filyos hattı nasıl açıldı? Irmak - Filyos demiryolunun açıl-ma töreninde bulunmuş otan foto muhabirimizin aldığı resimleri okurlarımız altıncı saytfamtzda göreceklerdir. Bu törenin nasıl geçtiğini dünkü sayımızda anlatmış ve Bayındırlık Baham Bay AH Çetinkaya'ntn söyle- diği nuthu da Anadolu A tansından atdığunız gibi vermiştik. Bugün, aslı ile karşılaştırdığımız bu nutkun bir-çoh parçalarında, telgraf verme yanlışları gördük. Türk bayındırlık ve ekonomi tarihînde Önemli bir cunü fSonu S. inci sayfada) Bayındırlık Bakanı, kordelayı keserek hattı işletmeye açıyor "Ulus,, un dil yazıları Kamilen tt Kamilen, Kamus, C ıyanos, OJkeanoz, Oceaı... bizlerinin etimoloji, morfoloji ve fonetik bakımından analizi K \Mil I \ Kelimenin etimolojik şekli: (1) (2) (3) (4) (S) (ak am 1 j ıl in) (1) ak: Çokluk v. s. anlamlarına koktur. (2) am: Kökün anlamını kendinde tecelli ve temerlcüz ettiren süje ve objeyi gösterir bir unsurdur. (3) ığ: (. • ğ), ektir. Kelimeyi tayin ve ifade eder. Ak -f- am -f iğ = akarmğ — -. kamığ. kâffe. halk. cemaat [*] manasınadır. Kelimenin başka şekilleri de vardır: I — Kamuğ V — Kamur II — Kamıh VI — Kamay III — Kamık VII — Hamay IV — Kamuk VIII — Hamıy Bu sekiz şeklin hepsi de "Kâffe, halk, cemaat, âmme, cümle" anlamlarınadır. (4) d: (. + I), ektir. Kelimenin manasını gayrişahsî ve umumi kılar. (5) 1/1. (. n), ektir. Mahdut bir saha gösterir. Mefhumu bu mahdut sahada toplar. . k + om -f- ığ -f d Ul = k*9r mığtltn: "toplu, yığın halinde" an-tanımadır. Kelime, morfolojik ve fonetik icaplarla şu şekilleri alıyor: Kamilen Kamığın (5) . Kamilin (I) Kamuğluğ (6) Homulun (2) Kamukluk (7) Hamilin (3) Kamuluk (8) Kamuğun (4) Kamusu (9) K\\ll B, 0U1 *nös (Kamuğ) sözüne temas etmişken: (I) Kamus, (II) Okıyanos ve (II!) Ocean (Fransızca) sözlerini de analiz edelim. Bu üç kelimenin etimolojik şekillerini altalta yazalım: [*] Othon kitabeleri; Radlof lügati, II. "Çağatay ve Uygur lehçeleri,, I.. //., ///. — Orhon kitabeleri; Radlof lügati, II. "Çağatay ve Uygur lehçeleri IV. Radlof lügati. II. "Çağa-tay lehçesi"; Pavet de Courteil-le lügati; Çağatay lügati V. Radlof lügati. II. "Çağatay lehçesi" VI.. VII.. VIII. — Pekarski: Yakut Dili lügati. 1,2,3 — Pekarski: Yakut Lügati 4.5 — Uygur metinleri "Ana-lytîscher Index zu den fünf ers-ten Stücken der Türkische Turfan - Tcxte (Bang. von Gabain) 6,7,8 — Kilisli Bay Rıfat'ın fişleri 9 — Kamusu Türki ti (O (2) O) (4) t — Kamus; (ok ¦ ağ * am f us) // — Okıyanos: (ok I ly I an *- os) //' — Ocean: (ok ¦ eğ I an ) Bu kelimelerde müşterek olan (ok) kökünün Türk Dilinde tür'ü anlamları vardır. Bunlardan şu üç manayı tesbit edelim: ok = f — Ses, âöz, okuma; II — Su; III — Bilgi, akd, ilim. (Ok) kökünün vokali değiş -mekle esas manaları değişmez. (K) konsonu yerine de meselâ (ğ), sonra (y), sonra (h) gibi ayni kategoıiden olan konsonlar kaim olabilir. Onun için (o) vokali yerine (v.) işaretini koyarak (v. -f- k) nin dediğimiz anlamlarını araştıralım: I — Ok ses, sada söz (1) Uk fikir, mana, anlama, idrak (2) Oğ 1 okumak (3) Oğ 4- mcı - ¦ okuma yazma bilen kişi (4) Uğ -f uy = çağırmak (5) II — Uğ = su (6) Hu^-tu (7) Ok f en = nehir (8) Uğ + üs — yakutistanda bir göl adı (9) Ok + üz — nehir (10) III — Oğ + uk + luk = oğulduk — çok okumuş, mütalaa etmiş adam (11) Ok -f- uğ mm kıraat, talim, bilgi (12) Uk -f- uğ= kıraat, ders (13) Uğ + a* = akıl, idrak (14) Uğ + al = anlamak, bilmek (15) Uk alâ eski hikâyeleri ve rivayetleri nakleden (16) Dikkat: Arapça zannolunan (ukalâ) kelimesinin ne kadar orijinal bir türk sözü olduğu açıkça görülüyor. KAMUS Şimdi (ok) kökünün ilk manalarından "$Öz" kelimesini esas tutarak Kamus kelimesini analiz edelim: (D (2) (3) (4) (ok ağ -f am -f us) - Sayfayı çeviriniz - 1.2 — Radlof. I. Uygur lehçesi 3 — Pekarski: Yakut Lügati 4 — Radlof. I. Baraba lehçesi 5,6 — Pekarski: Yakut Lügati 7 — Başkurt lehçesi 8 — Radlof. "Uygur Dili yadigârları" 9. 10 — Orhon Kitabeleri U — Radlof. 1. "Uygur lehçesi" 12—Radlof. 1. "Kırgız lehçesi" 13— Radlof I. "Kazan lehçesi" 14.15 - Radlof. I. "Uygur lehçesi" 16 — Radlof. t. -Ttleüt lehçsi" İlk İren. istasyondaki lokomotiflerin düdükleri arasında Filyosa girıyt-. Ulusf un Dil Meraklılarına armağatu Bugünkü sayımıza ek olarak çıkmıştır. SAYIFA 2 ULUS 14 SONiLŞttlN 1935 PLRŞfcMöt; Ş'ON DAKİKA Muhtelif cephelerdeki son ıhınım Harrar, 13 (A.A.) — Resmi bir tebliğde, iki italyan u.....nin Haze- rcsdlam üzerine 12 bomba alarak tahribat yaptığı bildirilmektedir. Hu-hiai bir kaynaktan öğrenildiğine (öre Ras Naribu. beş oca i m Dazgahbur ile Ciciıa arasında lopkı bir k ¦- • bombardıman ettiğini Cicizadan Har-rara telefonla bildirmiştir. Tigre cephesinde habeşler, bilhassa Santini ordusunun sol cenahma nüfut teşebbüslerine devam etmektedirler İtalyanlar Azbidera bölgesini te- nsizieuaişiei Hır Takkaze ırmağma doğru temizle-me hareketlerine devam etmekledirler Londra, 13 (A.A.) — Royler ajanımın muhabiri bildiriyor: Buı;un her günkü çarpışmalardan ve italyan hava baskınlarından başka, şimal ve cenup cephelerinde hiç bir muharebe olmamıştır. Tigrede italyanlar Takkaze nehrinin şimalinde işgal ettikleri mevzileri tahkim ve sağ cenahlarmdaki italya* ordusu ile ma habere ve muvasala hatları kurmaktadırlar. Habeşlerin şimal cephesinde 120 bin kişilik kuvvetleri olduğu ve De ası e den yeni takviye kıtaları bekledikleri bildirilmektedir. Ogadende, italyan mak inalı tüfek kuvvetleri Cicizaya doğru yollarını tanzim etmekte ve italyan uçakları da italyan öncülerinden cvel şimalde pek seyrek olarak bazı yerleri bombardıman etmek ve Ciciza bölgesinde savaşa hazırlanmakla olan habeş kıtalarının tahaşşüdüne zarar vermek suretiyle tanklara yol açılmasına yardım etmektedirler. Saıabaneh ve Dagahburun italyanlar taralından işgali, italyan kaynaklarından teyid edilmemiştir. Röylerin A di ta babadaki muhabirinin tel|[lafla bildirdiğine göre, baba» Hükü-narlı italyan uçaklarının ve Cıcığa üze rinde uçt Alarmı teyit ermektedir. Atılan bım Salar Daggahburda yalnız iki kişimin ölümüne tebeb olmuştur Röyter ajanımın Harrar'daki muhabiri, bugünkü italyan bombardımanlarının ahbur - Ciciga arasındaki yol ürerinde valıuz iki kirinin ölümüne tebeb 'l-'nir.ınu bildirmiştir. Royter aüuuraın Aımara'daki mu -habiri, General Craziani'nin Ogadendc-kı ilerleme plânının, fasılalı bir surette bir su kuvusundan di «t bu kuyuusun» ik*''-m k ¦¦'umurlu telsizle bildirmek -tedir Çok seyrek olan bu kuyulara çölde oıun mesafeler asıldıktan sonra va -rth-'akt-'d'r Bunun için her mak-neti ko' b«r k........a v»r-n«a ,,-.,¦. müt*ak:p tak- viye kokınu beklemekle M ondan sonra ileri ikinci bir hainle yapmaktadır Royter'in Süveyş'teki muhabiri tel -grafla bildiriyor: Eritre'de yol inşasında kullanılan Mahmul Elgamd İsminde bir Suriyeli kaçarak Eritre'den Mısır sudanına kadar otu» günde yaya geçmiştir. Elgamad diyor ki: "— Geçen ağustosta yol inşası için Suriyeli di*er kırk arkadaşımla birlikle italyanlar tarafından mukavele İle alındım. Mukavelemiz gereğince ayda 12 ingiliz lirası alacaktrrk ve yiyecek içecek ve mesken temin edilecekti Mııaarra a gelince, acık havada ve toprak ü-erinde yatmaya mecbur e-dî'dik. Yem^k de vermediler. Mukavelemiz gereğince gündo dört saat çalışacak iken 12 saat çalıştırdılar. Bunun için ikinci gün çalışmaktan imtina ettik. Fak »t zincirlere bağlana rak hapsedildik Sonen k-rbaçla tehrfîl edilerek zorla çahştırıld-lı Ben Asmara yakınında bir trene gizlice atlım» k suretiyle kaçabildim ve gece gündüz yürü' mek suretiyle bitkin bir h'lde S'danda-ki Kassala'ya vardım. Yolda ek vakit Eritre yerlileri beni misafir etliler.. HllİH'ŞİlTİn l.urırli Roma, 13 (A.A.) — İtalyan hatlarını Makalle'nin 12 kilometre şimalinde kurmuşlardır. Tembien bölgesi ta -mamen araştırılmış ve habeş "ilerin bu bölgeden tama nüyle çekildikleri görül -muştur. Ponolo di Roma gazetesine göre, habeşlerin ceinap cephesinde 180.000. garb cephesinde 40.000. şîmal şarkı cephe-sinde 20 000 kişibh kuvvetleri vardı-40 000 asker de harb manevraları için ihtiyatta bulanmaktadır. İmiyim uçaklarının yaraladığı MMflBr Harrar, 13 fA-A.) — Havas ajansı ayları, italyan uçakalarının attıkları bım balarla yaralanmış birenk r.j»lw« asker -Terînîn Harrar'a getİrîTdîfcîrrim bfMiıi-yor, bunlar Harrar'daki İaveç ha »t • sinde tedavi edi(ineklediler 17 doktorla buraya gelmiş olan mısırlı Prens Da-vud, Ogaden cephesine gönderilmek üzere burada bir kır hastanesi teşkil et -mek tedir İmparator Uurrura gidecek Harrar. 13 (A.A / — Habeş imparatorunun bir memuru uçakla Diredou'ya erimiştir. Sanıldığına göre bu memur Ogaden cephesi kumandanına impara -torun Harrar yolculuğu hakkında emirler getirmiştir. Kuvvetli kıtalar Ras N.i5İbu'nur gruplarını kuvvetlendirmek üzeredir A dua'dan ayrılarak süratle Ogaden cephesine gitmektedirler (1) oh: Köktür, "söı, kelime" demektir. (2) ağ: Kökün anlamını tesbit ve ifade eden unsurdur: Ohag ohuğ — huğ — hu: •es ve 6z anlamının ifadesi oluyor, (okumak) ve (kulak) kelimelerinde olduğu gibi. (3) am: Sözle alâkası olan bir objeyi gösterir. O obje, (»özlük) anlamını işaret etmektedir. (4) us. Umumiyetle genişlik ve çokluk anlamınadır. O halde sözle alâkalı olan (am) objesi "geniştir ve çoktur". KAMUS: geniş, büyük bir söz haktiir. 001 \n^ Bu sözde kök olan (ok), "su" manasınadır. Bu türk kelimesinin menşei zannolunan Grekçe (Oke-anoz) ve Fransızcası olan (Oce-an) kelimelerinin etimolojik şekillerini altalta yazalım: (i) (2) (3) (4) Okıyanos: (ok + iy -+ an + os) Okeanoz: (ok + cğ + an + oz) Ocro'i ; (ok + tğ + arı ) (1) ok: Köktür. "Su" demektir. (2) ay, eğ: "Su" mefhumunu temsil eden unsurdur. (3) an: Esas unsuru gösteren • •¦»în kendine yapışık olarak yayılan ilk yakın sahasıdır. kelime buraya kadar kendi özünden taşkın biı su anlamını gösterir. Fransızcaya kelime, bu şekil ile geçmiştir. Fakat Türkçede bu (tu) sahasını genişleten fikir tekâmül ettikçe kelimeye (. *) ilâve olunmuştur. (4) os, oz: Ektir. Bilindiği gibi (¦ -+ n) ekinin delâlet ettiği saha dan daha çok geniş bir saha gös terir: OKIYANOS OKEANOZ: "geniş su, derya" demektir. K \M (». + k) kökünün diğer manalarında, "bilgi, akıl, ilim" mefhumlarını ihtiva eden meselâ (ham) sözünü alalım. Kelimenin etimolojik şekli: (D İ2) (ak \ am) (1) mk: Köktür. "Bilgi. akıl. ilim" aolamlartnadır. (2) am: Kökün anlamını haiz olan süieyi gösterir. KAM: "âlim, şaman" demek-»ir. [•}_ (•] Radlof. II. "Uygur. Teleüt, Al tay. Lebede, Şor, Sağay, Koy-bal. Soyon - sayan. Kaç, Küerik lehçeleri DIŞ HABERLER Habeşler bazırtenıyor İtalyan notasına Ih-rlı ıhr müşterek certıh mı verecekler? Londra, 13 (A.A.) — İngiliz hükümeti, İtalyan notasına devletlerin müşterek bir cevabını icab ettirdiği kanaatindedir. Bu cevab alâkadar aza adına uluslar sosye lesi tarafından verilmelidir Bu hususta diplomatik yoldan noktainazar teatisine başlanması muhtemel dir. İtalyan notasının hakiki olarak yeni bir durum ihdas etmediği, zira Italyanın mukabil tedbirler ahzına teşebbüs etmesi nin uluslar sosyetesi tarafından e-sasen derpiş edilmiş olduğu kay dedilmektedir. Kahirede karışıklıklar Kahire, 13 (A.A.) — Talebe ile polis arasındaki çarpışmalar dan sonra, şiddet taraftarı bazı unsmlar. talebeyle birlik olmuş ve karmakarışık biı halk yığını, ingiliz general konsolosluğunun camlarını parçalamıştır. Aynı zaman da hücuma uğrayan bîr yunan mağazasının da camları kırılmış tır. Polis, şehrin iki mahallesinde ateş açmak zorunda kalmış, so nunda birçok kişiler yaralanmış ür. Şehrnı birÇok yerlerinde, hele elçilik binaları etrafında piyade kıtaları îfc polis kordonu kurulmuştur. Şimdi durumda sükûn olmakla beraber, akşam üzeri, Nahas Paşanın söz soyliyeceğİ Vefd partisinin büyük toplantısında başka ka rışıklıkl&r zuhur edeceği tahmin .-ı;ir.ıid.-.rir 1 Kahire 13 (A.A.) — Vefd Partisi şefleri Nahas Paşa ve Mak-ram Ebeided kendisine arka olmamak niyetinde bulunduklarını başbakana bildirmişlerdir. Fakat bu karar, kati değildir. Kıral, bugünkü şartlar içinde, kabinenin çekilme v. uygun olmı-yacağını söylemiştir. Gösteriler yapıldığı ve polis şefinin yaralandığı bildirilmektedir. Kırul y nrtji hııtn'in l'urisa.* varı ı»r Paris, '3 (A.A.) — Yunan kı ralı Yorgi yarın öğleden sonra Londradan buraya gelecek ve amcası Prens Yorgİnin misafiri ola caktrr. Laval ile görüşecek vc cu martesi günü cumur başkanı B Löbrön'ün şöleninde bulunacaktır Kıral, cumartesi aksamı İtalya'ya hareket edecektir hıeholıı vapuru faciası ("flaşı 1. inci sayfada) 1.1 -ıl.ıv ve tecim odası. İzmir bası nı ve amerikan konsolosluğunun çelenklerıle İnebolu zabıtan ve mürettebatı ve bilûmum yabancı ve ulusal vapur acentalan ile Pola vapru acentası. resmiğ ve hususiğ kruumlann çelenkleri ve bunu takiben süel mızıka ile çağrılılar ve halk ve yanlarda asker, jandarma, polis ve \ıray işyarları old'iğu hal de tören alayı Nihatbey caddesi • Kışla meydanı Dolma pasaport - Cumuriyet alanı İsmet paşa bulvarlarından Gazi bulvarına gelmiş ve böylece tören sona ermiştir. Bundan sonra cenaze arabaları ölüleri asri kabristanlığa götürmüş ve çağrılıların pek çokları otomobillerle cenaze arabalarını meazrhğa kadar takib etmişlerdir. Şimdiye kadar bulunanların sayısı 123 diri ve 10 ölüdür. Narha ğirmiyen 200,000 kişi yem ilal-\ a n I a a r r u/unu hekliyer Adisababa. 13 (A.A.) — Ha beşler faaliyetle harba hazırlanmaktadırlar. Ras Cektaçu 40 bin kişi ile demiryolunun şimal bölgesinde mevzi almıştır. Ras Dan-taz da 35.000 kişi ile demiryolunun cenub sırtlarına yerleşmiştir. Habeş kumandanlığı Danakıl-den ilerleyen italyanlara karşı Sultan !• ,a'\ı koymuştur Bunun kuvvetlen 30 bin kişidir. Desste bölgesinde bulunan Ras Kabade in 40 bin ve veliahdın da 50 bin asken va.dır. İtalyanların, taar ruzların.t karşı Habeşiatanın ha- zırladığı kuvvetler işte bunlardır. Bu kuvvetler şimdiye kadar harba girmemişlerdir. yeni lıı.mız nereden ıdactık? Roma. 13 (A.A.) — Havas »y tan bildiriyor: Gelecek italyan -habeş çarpışmasının Tigre cenubunda olacağı sanılmakladır. Söylendiğine göre italyanlar muharebe temasını elde etmeğe çalışacaklardı!. Bugünlerde habesliler, taarruz için italyan hattının zaif noktasını aramak tabiyesini takib ederek toplanmaktadırlar. Ilaheslerin orijinal hir telhiri Asmara 13 'A.A ) — Burada «ikan bir habere gore, son günlerde SaW«yş kanalından gecen muhtelif vapurlar Lyprıte'den yapılmış Uost deni'en bir mayi yüklü İdıleı Bu vapurların yüklerini yabancı bir devlet sömürgesi liman Unndan birine çıkardıktan va oradın da bunların habrs topraklarına nakledildiği söylenmekledir Sanıklığına gnre. habeş ordusu bu mavii italvan gruplarının yürüyüşüne zorkfb çıkarmak için toprağa dökecek -lerdir Hahes kuvvetleri nin hir zaferi Adisab..b.ı. 13 (A.A — Ogaden cephesinde. \... ı. mthı»adJs bab^ş Uov -vetlcnnır kazanııgt anlar, resmi U . • naktan Icyıd rd.lmrU rdır t i ... ; er bu muharebede 6 tank e c *« ,. •! ¦ llaİyaitlardan 12 kışı o'muş «e 100' somalili ak r tır rd lrmş:ır Resmi tebliğ habet erin Gorahaı ve Dagtbbour'a daima h .kırp bulunduklarını ilâve ctmeklediı. Ra» Destan'm Kenva binanı bovunea Harrar'daki habeş telsiz latasyonu yemden işlemekledir. Habeşler, Ciciga bölgesinde cereyan edecek muharebeye hazır! k olmak uzc • re bu mevkiin cnubundaki mevzilerini tahkim etmekledirler Külliyetli miktarda silâh ve mühimmat g«*tdiği için. habeşlerin »İrodiki du ramlarının daha iyi olduğu kaydolun -mu k tadır. Buenn mn ı.tlem R 000 mıtralvor ile «-a da, hattâ italvan aomn1i«« çındc ılc-'le d'gİ şayiamı do1 aş maki a dır. Mukaltfle suı»Um uçuk mv\dunı Makalle 13 fA A ) — Habeşler. M. k*lle'y terketmeden once i'^'van uça*, larını inerken hasu-a uğratmak kasdılc büyük çukurlar açmışlar vC banlar, art müşlerdiı dalyanlar burada bu*-ob biı uçak üssü yapflıncaya kadar k •'¦'^nıla mk bir uc.ık meyd.-ını vücude getirmek tcdîrlcr. Asmara 13 (A A.) — Koni ViM.--den başka, Adisababa*daki italyan elçiliği ivarlar Cibuti'den buraya gel mislerdir Yeni I. muini ulvi veler Adisababa. 13 t*A A.) — Vakmd-«00 000 maskesi gelme» a-klenanetı tedir . Tulek mitralyo/ tamınne mahsı». fidyelerle 4 aeyvar tahra «Iclyesıaı .ıid levazımı ihliva edrn 18) sandık bu raya gelmiştir. Bu atelyeleı. ek. Vivana nohs mu MMlni B Brbnner ı'e biı a/usturv-k «ı 'alay ve bir isviçreli mü'âzunın nezareti allında kurulacaktır Içrm tamiri için 12 adet makine gcJnuş-ür 4VVMfl ciltlim itnlyanlurtı gri ti Roma 13 (AA.) — Havas aytan bildiriyor- Auaaa sulUn Mohanıed Co-hal. 5 000 askerle •Üryanlar tarafına geç. mrşbr Bunlar, derhal faaliyete geçmişlerdir D'i.n- vadisinde 300 habcşİ mag-lûb etmişlerdir Bu iltihak hadisesi çok Önemlidir ve General Santim ile Mariotti'ye, General Gaazıanı ile birkrşınciye kadar ilerlemek imkânın* »ermektedir. General Graaiani tarafından takib •dilmekte olan habeş Iravvatleri. ingiliz »omaliaine geçmek istemişler»* d* intrflis karakolları tarafından Cecaga'ya doeru iard edi İm İşler dir. Mohamrd Gohalln adamları mem -¦ekerin ber tarafını dolaşarak seyyar oymakları italyanlar lehine kazanmaca çalışmaktadırlar. I n-.ıh. ı, ,1. r, gelen hantune I ondra. U t AA) — Habeşistan'a eönderilecek olan ilk mgitiz kur hazla -acw heveti cumartesi günü ve Berbera »oluyla Harrar a gitmek üzere vapura binecektir l kulem {urçit iv- oğlu tmMtmt* uğradı. Londra. 13 (A.A.) — B Vmaton Çurcıl ile oğlu Randolb Curçıl dun akşam Liverpul da balkın tecavüzün» uğramışlardır. Otomobile taşlar atıl mış ve B Vİnslon Çurçil başından ya ralanmıstır. B. Randolf C"^''. kardeşi ile birlikte yeniden nsitıng'e döndükleri zaman otomobilleri yeniden halk tarafından abluka edilmiş tir. Tezahürcülerden birisinin attığı bir taş, otomobili hasara uğratmıştır Genç Çurçil, bu tezahüratın işçi partisine mensup aleyhtarları tarafından yapılmış olduğunu söylemiştir. Mısır zeeri tedbirlere iştiruk etti. Cenevre, 13 (AA.) — Donun k. umuriyeti le Mısır hükümeti zecri tedbirlere iştirak ettiklerini tebliğ «bilişlerdir. Jantm nlevhmrhğı devam ederse zeminlik ertavak. Tokyo. 13 (AA) — Bu-un dış işleri bakanlığı, tapon aleyhtarı hareketi idare edenlerin yeniden faaliyete geçmeleri takdirinde Japon - Çin gerginliğinin daha aiyadeleşecefcini bildirmiştir. Japonyanın diplomatik mü mesai leri, Nankin'i bu Japon a-leyhtan harekelerden dolayı ikaz etmek ve bu hareketin yeniden bastırılmasını islemek için emir ahotşlar-dsr. Japon gazeteleri, Moskovadaki Çin elçisinin Sovyet Rusyaya ve Birleşik Amerika devletlerine, Japonya-nm Cinde ve bütün uzak şarktaki nüfuzu aleyhine bir gizli anlaşma temin ermek hususunda gayretler sar* fettiği şayiasını birinci *ayıfalarmda kaydetmektedirler. Gazeteler aym ıa inanda Ingiltereye de çatmaktadırlar. ULUS IS SOYU.SKliN, ¦":*. C.l'MA ÜN ALEİNCI YIL. No: 5139 V1J ı r 11 t /.. itnılmıı/.tlır Habeş harbi haberleri ikinci sayfada Hrryt'rılc 5 kuru* Kahire9de kanlı hadiseler oldu. Otuz bin kişilik mitingde verilen kararlar -Nahas Paşanın söv-levi- Şişe ve taşlarla polise hüeunı - İki yüzden fazla varah-İni-\ ersitelilerin grevi - Kargaşalıklar vilayetlerde de var- İngilizler kavgaya karışmadılar - Hadiseyi Londra nasıl karşılıyor? (ründelik \ ERGİLER ÜZERİNDE... Kemal ÜNAL Türk maliyesi; rejimin, yurdu koruyan ve ilerleten çok duygulu bir manivelasıdır. Bu manivela; ulusal şartların her değişmesinde kendine yeni bir istinad noktası bulmuş ve göreceği işe göre yeni ölçüler alarak yurdu korur ve bayındırlatır bir güçte işlemiştir. Cumuriyet büdceleri, ekonomik icabları sadakatla kovalayan bir kavs üzerinde, sağlam ve verimli olarak ilerlemektedir. Onun buhranlı yıllardaki inişile kalkınma devrindeki yükselişi, türk maliyesinin ulusal hayata uygunluk kudretini gösterir. Bu uygunluk kudretini vergi sistemlerimizde de buluruz. Rejim, aşar gibi en geri bir usulü memlekette bırakamazdı. Bunu bir hamlede irkilmeden kaldırdı ve yerine konan vergilerin yurd menfaatlarına en uygun bir hale gelmesi için de sürekli bir çalışma devresine girdi. Her yıl bu a-landa yeni bir ilerilik vardır. Cumuriyet, vergiler üzerinde yalnız ulusal ergelere doğru tedbir alır. Yeni bir seçim kuvveti kazanmak; haksız da olsa, milletin bir zümres'.ıin hoşnudsuzluğun-dan çekinmek birçok memleketlerde vergi tedbirlerine aykırı yön vermektedir. "Kanun karşısında saltık bir eşitlik kabul eden ve hiç bir ferde, hiç bir ayleye, hiç bir klâsa ve cemaata ayralık tanımayan,, halkçı rejimimiz; vergi tedbîrlerini, yalnız, halkın ve devletin menfaatlerine en uygun olan bir yönde, ve gerekli olduğu zamanda alır. Vergi tedbirlerinin en yakını olarak şekerle tuzun ucuzlatılmasını hatırlayabiliriz. Bu ucuzluk en çok vergileri indirme yoluyla yapılmıştır. Bunun halkı hoşnud etmekle kalmıyarak yoğaltımı artırdığını da hepimiz öğrenmiş bulunuyoruz. Hükümet on beş gün önce, ye-(Sonu 3. cü say ifada) Kahire, 14 (A.A.) — Royter ajansı bildiriyor: Dün akşam 30 bin kişinin iştirakiyle yapılan büyük bir mitingdi' Vefd lideri Nahas Paşa ingilizler aleyhinde şiddetli bîr söylev vermiş ve bu -nun üzerine halk şişe ve taşlarla polise hücum etmiştir. Polis de silahla muka -bele ermiştir. Yeniden bir çok ölü ve yaralı vardır. Saat 19,30 dan itibaren bütün hastaneler yaralıları tedavi ile meşguldü. Akşamki karışıklıklardan önce hastanelerde gündüzden 70 yaralı tedavi olunmuştu. Bu mîtingte 3 maddelik bir karar sureti kabul olunmuştur: 1 — İngilizlerle katiyen beraber çalışılmaması. 2 — Netim Paşa kabinesi ulusal bir vazife olmak üzere İstifa etmelidir . 3 — İngilizlerle teşriki mesai edecek herhangi bir kabineyi bütün mîllet boykot etmelidir. Y aralanan lartn sayım Kahire. 14 (A.A.) — Vafd partisinin neşrettiği bil diriğin, halk arasında İngiltere'ye karşı husule getirdiği tehey -yüç son derece şiddetliydi. Büyük bit* mîtingten sonra, Nahas Paşa. Vefd partisinin merkezi olan halkevıne gidenrk ken çarpışmalar olmuştur. Ah.ili, par'i merkezinin Önünde "kahrolsun İngiltere" "yaşasın ihtilâl'" diye bağırmıştır. Polis, silâh kullanmağa mecbur olmuş ve halkevinİ hücumla işgal etmiş - tir. Polisin attığı kurşunlardan 30 kişi yaralanmış, s teri çilerden birî ölmüş -tür. Aynı zamanda birçok po'is'.er de yaralanmıştır. Kahirc'de İki tavaftan ya -rahmanların sayısı 100 e. Tantah'da 70 e (Sonu 2. ci sayıfaâa) C. H. P. Genyönkurulu kışlık konferans -lan planlama kararını vrdî C. H. P. Genyönkurulu haftalık toplantısını yaptı. Parti isteri konuşulduğu sırada bu yılın kış konferansları konusu üstünde durarak bu işin bir hafta içinde planlanması kararını aldı. Bu ktş Partİ Genyönkurulu üyelerinden, saylavlardan ve Parti yönkurul başkanlarda partittlcı den iller ve ilçelerdeki halke"1 erine konferansçılar çıkacaktır. Trakya için kalkınma plânı hazırlanıyor Hazırlanan plâna göre Trakyalım ekonomi, tarım işleri - Kooperatifler - Peynirci -lik - îpek börekçiliği - Arıeılık Hayvan eıhk - Edirne bir turist şehri olaeak Hükümet Trakyanın bayındırlığı ve göçmen işleri üzerinde bir program hazırlamaktadır. Genel enspektör Kâzım Diriğe ana hatları üzerinde gereken direktifler verilen bu program, Trakyanın kalkınmasını temin edecek kadar geniş esaslar üzerine hazırlanmıştır: Eicon om ik kalk ı n ma 936 ve 937 yılları içinde açılacak tohum üretme çiftliklerinin (Sonu 5. inci sayfadp ' Trakyada yapılmakta olan yeni göçmen evleri yegöçmen köyleri "Ulus» un dil yazdan Her - Eğer - Gerçi u Her, eğer - ger, eğerçi - gerçi w sözlerinin etimoloji, morfoloji, fonetik bakımından analizi HKK Kelimenin etimlojik şekli: d) (eh (2) er) (1) Eh: Köktür. Burada manası ''çokluk" tur. (Kamuğ kelimesinin kökü olan "ak" gibi; "eğ" de olabilir). (2) Er: (. • r), ektir. Manayı, kat'î bir noktada, bir mıntakada fark ve temyiz ettirir. Yani kökün mefhumu olan "çokluğa, genişliğe" ait tek ve umumî bir mana yaratır. Eh -i er eher - . , her her: çokluğun umumi İfadesidir. Meselâ "her ev" dediğimiz zaman bütün evleri birden ve fakat teker, teker düşünürüz, ve '*her evler" demeyiz; çünkü evlerin hepsini birden (her) ifade etmektedir. Fakat "bütün evler" deriz. Görülüyor ki: her 6ırer olarak, cümlesi, teker teker hepsi demektir. Not l : (Her) sözü bazı Türk lehçelerinde yalnız (er) şeklinde kullanılmaktadır. Sözün orijin şekli: er dir. Kaynaşarak eğer er olmuştur: Er — her [1] Not 2 • (Her) sözünün kökü olan (eh) veya (eğ) de, "hareket ve faaliyet" anlamı da vardır. Bu anlamda köke gelen (. \ r) eki, kök mefhumunun kat'i bir noktada, sahada hareketini gösterir. Bir noktaya bağlı olan hareket, tabi-atiyle tekerrür ve tevali eder. Meselâ "her gün; her ay; her yıl v.s.'* gibi ifadelerde (her) sözü şimdi işaret ettiğimiz manadadır. Pekarski, Yakut Dili Lügatinde, kelimenin manasını şöyle anlatır: Er (her): (1) Birbiri ardınca, birer birer. (2) Bir hareket ve faaliyetin aynı olan diğer bir hareket ve faaliyetin uzun bir müddet zarfında cereyan ettiğini ifade eder. Bu izah "her gün v. s." misaliyle pek iyi kavranabilir. (3) Başlamak üzere olan faaliyeti gösterir. "Her işinizde, her adımınızda dikkatli olmalısınız" misali, başlanacak olan hareket ve faaliyeti izah etmektedir. Not 3 : Er (her) sözünün kökünde "ermek ve olmak" mefhumu da vardır [*]. Kök bu mana-siyle düşünüldüğü zaman eki olan (. + r), "ermek ve olmak" fiilini kat'î, muayyen ve müspet bir noktada farkettirir ve mefhumun "olmuş olduğupu'-' ifade eder. Yani (her) : "olmuş, kılınmış olan obje veya edici ve kılıcı olan süje" yi gösterir. Hatıra: Farsçada (her) kelimesi, şu anlamlarda kullanılmaktadır: Ferhengi Şuurî'de: Her = Bir kelimedir ki manayı umum ifade eder v. s. Burhanı Katt'dü; Her Bir kelimedir ki umum efrat manasını [/] Radlof. I 'Kırgız lehçesi" [*] Pekarski; Yakut Dili LÛ- ifade eder. Pehlevi Lügatinde: Her = Edici ve kılıcı demektir. Görülüyor ki (her) kelimesi, Farsçada, Türkçe anlamlarının hemen ayni olarak kullanılmaktadır. EĞEfi Kelimeyi etimolojik parçalara ayıralım: (O (2) (eğ f er) (1) Eğ: Köktür. "Esas, gerçek" anlamlarınadır. (2) Er: (. r), ektir. Bilindiği gibi, kökün mefhumunu muayyen ve katî noktada gösterir ve fark ve temyi? ettirir ve onun olmuş olduğunu veya olacağını ifade e-der. O halde: Eğ -h er — eğer: "Esas olmuş oldukta; gerçeklik, hakikat olmuş oldukta" manalarını ifade eder. GER (Eğer) kelimesindeki kökün vokalinin düşmesiyle hasıl olmuş kelimedir. Manası onun aynıdır. Bu söz unsuru, Türk dilinde, bilindiği gibi, bir takım kelimeler türetmiştir. Meselâ: 1 — Gerçek - Hak, hakikat. muhakkak, vaki, doğru II — Gerçeklemek = Tahkik etmek, teyit etmek EGERÇİ — GERÇİ Kelime, bütün anlamiyle "ger-çek" demektir. Bu üç kelimenin etimolojik şekillerini a İta İta yazalım: d) (2) (S) (4) Eğerçi : (eğ + er + iç -f- iğ), Gerçi : (eğ -f- er + iç + iğ) Gerçek: (eğ + er + iç + ek)' Bu kelimelerin, görüldüğü gibi, kökleri ve birinci ve ikinci ekleri aynı şekil ve anlamdadırlar ve aynı rolleri ifa etmektedirler. Son ekler ise aynı kategoriden vokal ve konsonlardan başka bir şey dev ğildir; yani onlar da birdir ve aynı rolü ifa etmektedirler: Eğerçi, gerçi = Vâkıâ, demektir. Pekarski'nin Yakut Dili Lügatinde kelime şu şekilde görülmektedir: (Kircik, Kırçık); manası: "hakikat, hakikî, doğru, doğruluk, hakkaniyet, tam doğru, muhakkak v. s." demektir. Kelimenin muhtelif Türk lehçelerinde, bilhassa eski Türkçede ve Orhon yazılarında aynı anlamda (Kirdik, Kırdık. Kertü) şekilleri de vardır. Bu eski ve muahhar şekilleri yanyana getirirsek, «nlaşılır ki "of - t-' evveldir; "s" kategorisinden olan "c - ç"- muahhardır. / — Radlof. II. "Osmanlı lehçesi"; Kamusu Tür ki v. s. // — Biyanki Lügati (Beşinci Dil Anketimizi üçüncü sayfada okuyunuz. gatı SAYIFA 2 ulus 15 ion]°£ŞRİN SON DAKİKA Harrar düşecek olursa Habeş orduları susuz mu kalacaklar? Roma, 14 f A.A.) — Süel eksperlerin tahminlerine göre, italyanlar, Harrar cenubunun suyu bol olan yüksek yayla -sarına varınca, habc|ler Ogaden cephe-aindc ciddî bir mukavemet gösterecek -lerdir. Carrahei ile orada bulunan kuyula -nn italyanlar tarafından alınması habe* mukavemetine önemli bir darbe (e-kil etmektedir. Su kamyonları ile müceh -her olan italyan kuvvetleri garba doğru Serlerken, Gorrahei nbnalıdan beri au -auz kalan habeş askerleri, susuzluk ve erzak yokluğu büyük toplanmalara mali teşkil ettiğinden, ancak mevzii oır mukavemet gösterebilmektedirler. Yetkili çevenlerin düşündüğüne go re italyan ilerleyişi Harrar a kadar ko ¦aylıkla devam edecektir. Fakat bu nok-ta da t a da habeşler, Adisababa - Cibuti tren yolunu korumak için ellerinden geldiği kadar mukavemet ve Somali ile E- Makalle bölgesin anı oır Adisababa, 14 (A.A) — Makalle bölgesinde, bu şehrin şimalinde cereyan eden muharebeler münferid ha -roketler mahiyetini almaktadır. Çünkü italyanlar cepheden taarruz etmemektedirler. Bir habeş kumandanı dün akşam, Makalle «imalindeki italyan kıraat mm gerisinde bir irtibat ritre'de italyan ordularının birleşmelerine mani olmak için bütün güçlerini sarf edecek lerdir. Temizleme hareketi devam ediyor. Asmara, 14 (A.A.) D.N.B. nin hususiğ aytarı bildiriyor: Makalle civarında ve Aksum ile Adaunın cenubnuda yapılmakta olan temizleme hareketi pusu kurmuş olan düşman gruplarım yerlerinden çıkarmak içindir. Bu hareket, aynı zamanda ileri hareketine hiç bir sü-prize maruz kalmadan devam edebilmek için de lâzımdır. Habeş kıtaatının Makalle cenubunda Ambaalagide tahaşşüde vakit bulup bulamıyacak-ları meselesi, italyan ileri hareketinin çabukluğuna bağlıdır. de habeşlerin baskını hattına hücum etmiştir. Habeşler, 81 katır, mühim mikdarda mühim -mat ve 100 yeni tüfeği ihtiva eden bütün bir katar ele geçirmişlerdir. Taarruz o kadar ânî olmuştur ki, habeşler bir tek zayiat bile vermemiş -ler ve italyan iaşe kolu, bir çok ölü bırakarak kaçmıştır. DIŞ HABERLER Kalıirede kanlı hadiseler oldu (Başı l. inci sayfada) çıkmak ta dn Şimdi sükûn hüküm sür -mektedir Fakat hükümet, karışıklıkların bu -gun devam etmesinden ve vilâyetlere sirayetinden korkmaktadır. Bütün valilerin emniyet direktörleri, kesin emirler almışlardır. Bütün Mısır üniversiteleri tarafından ilân edilmiş dan grev. devam etmektedr. Genel olarak hükümetin çekileceği sanılmaktadrr Istikbal, mnbhemdir. Bununla bera -ber, Msır'daki hadiselerin. Akdeniz anlaşmazlığı üzerinde akisler doğurması -na ihtimal verilmemektedir Sopa ve ağaç ılalhırile hücum Kahire, 1 4 (A-AJ — Royter ajansından: Sopa ve ağaç dallarıyle Gizeh-den Kahire üzerine ilerlemekte bulunan 1.500 kişilik bir halk kütlesi, polis Iruv -«etleri tarafından durdurulmuştur. Bu-nun üzerine şiddetli çarpışma olmuş bir ingiliz subayı, ateş ederek 4 kişiyi öl -dürmüştür. İngiliz polislerinden bi-r ' ¦ yaralanmıştır. Polis, birçok defalar silâha müracaat zorunda kalmışsa da bir netice elde edememiştir. Sonunda, göstericiler kaçmışlar ve polis tarafından takib edilmişlerdir . Süel kuvvetlerin yardımı Kahire, 14 (A.A.) — Alman İstihbarat bürosundan. Dünkü karışıklıklar esnasında talebe polis memurlarının silahlarını almışlardır. Birkaç polis memuru ingiliz kışlasının altı metre yükseklikte olan dıvarından aşağı atılmıştır. Fena muameleye maruz kalan polis şefi ingiliz askerlerinin muavenetini istcnvşlers? de ingilizler kavgaya müdahale erme -mislerdir. Nahas Pasa tarafından dün akşam davet edilen bir Vefd toplantısı söel kuvvetler tarafından çevrlnv*tir. • • • Londra. 14 (AJl.) — Kahire den son gelen haberlere göre Tantadan başka Kahire'den 125 kilometre mesafede Nil üzerinde bulunan "Beni Süveyş" şehrinde de karışıklıklar olmuş ve burada da polis silâh kullanmaca mecbur bal -¦niştir. Mısır kabinesi Kahire. 14 (A.A.) — Saat 15. Mısır kabinesi, durumu incelemek üzere, bu saatte içtima halindedir. Itulyan pruptifçundtisının tetiri mi var? Londra. 14 (A.A.) — Kahire'deki durum. Londra'nın dikkatini Mısır'da yapılan italyan propagandası üzerine çekmektedir. Siyasal çeveuler, bu Hâdiselerin gerginliği arttırabileceğini t..h -min ediyorlar. Londra, 14 (A.A.) — Hapas ajans* aytanndan: Siyasal çevenler. italyanların Mısır'daki laalıyetine karşı, gittikçe artan bir asabiyet göstermektedirler. ıîj asabiyet, Kahire'deki kargaşalıklardan sonra, dün son haddini bulmuştur. Aynı çevenlerin fikrine göre, Mısır daki galeyanın, ingiliz • italyan ilgileri üzerinde doğrudan doğruya tesiri var -dır. Vefd partisinin idare ettiği cereyan uzun yıllard.»nberi Mısır'da mevcuttur. Fakat yetkili çevenlerin kanaatine göre. dün bu cereyanın bir infilâkını ifade e-den hâdiseler, italyanların ateş üzerine yağ dökmek kabilinden yaptıkları propagandaların neticesidir. Aynı çevenler, Kahire'de bulunan 50 030 italyan'ın, Mısır'daki ingiliz aleyhtarlığına manen yardımı dokunduğu kanaatindedir. Havas ajansı ay tanrım öğrendiğine göre, ingiliz hükümeti, «imdi İtalya'ya karşı daha metin bir siyasa takibine az -meuniştir . Sir Erik Drummond. Bari telsiz is -tasyonu tarafından arab dilile İngiltere aleyhinde neşriyat yapılmasına ve Mis r ve Filistin'de İngiltere'ye kirşi propa -gandaya devam edilmesine, ingiliz hükümetinin daha uzun müddet tahammül edemiyeceğinî bildirmek üzere, Roma hükümeti nezdinde teşebbüste b'ilun • mak için emir alacaktır. Aynı çevenlerin fikrine göre, Akdeniz meselesi h kk-nta yandan görüşmelerin neticesi, simdi MısVdaki galeta -nın menşei hakkında yap-lıcak çerçnvn vereceği sormekara b"Slıd*r. Mısır kabinesi çekilecek mi? Kahire, 14 (A.A.) _ D. N B. bü-diriyor: Gece ve bu sabaha sükûnetle geçmiştir. Yeni karışıklıklar b k'cnme -mektedir. Vefd partisinin ingilizlere karşı açtığı mücadele sebebivlc Nesrm Paşanın istifasına intizar edilmektedir. Kahire, 14 (A.A.) — Dün baş gös -teren kargaşalıklar, sükûn buluyor gibi görünmektedir. Hükümet, duruma kirşi gelmeğe hazır olduğunu söylemiştir. Dünkü hadiseler sırasında, birkaç dükkVn yağma edilmiş, tramvaylar devrilmiş ve İngiltere konsolosluğu binası tahrib olunmuştur. Kahire. 14 (A.A.) — Hükümet, ta -lebe bu sabah derslerine başlamadığı takdirde, üniversiteleri, bir hafta müddetle kapatmağa karar vermiştir. Yunan kiralı Atina yolunda Londra, 14 fA.A.) — Yunan kiralı, Atina'ya dönmek üzere, saat 11 de Paris'e müteveccihen buradan hareket etmiştir. Kıral, istasyonda ingiliz veliaht» ile dük ve düşes de York ve dük ve düşes de Kent tarafından ugurlanmış, ayrıca halk tarafından da alkışlanmıştır Yunan kiralı Inıriltereye teşekkür ediyor Londra, 14 fA.A.) — Yunan kiralı, hareketinden evvel, demiştir ki: "—Hareketim ilgisile, menfada bulunduğum müddetçe bana gösterdiği misafirperverlikten dolayı, ingiliz ulusu na teşekkür ederim. Büyük Britanya ve orada gördüğüm iyilik ve yüksek terbiye, daima hatıramda yaşayacaktır. Büyük Britanya ile Yunanistan arasındaki bağlar. ta-îhîdir. Pu bağ'arın. geçmişte olduğu kadar gelecekte de snf lam olacak'anna eminim.,, Filistindeki arab partileri birleşiyorlar Kudüs, 14 (A.A.) — Filistin 'arab partilerini kendilerine örnek a'an Sariye ve Lübüm'ın sekiz arab partisi de tek bir cephe halinde birlenmişler ve Iran -sız dış bakanlığına dört maddelik bir muhtıra vermişlerdir. Bunlar Suriye'ye muhtariyet verilmesini, bütün Suriye-nin tek bir siyasal birlik halinde toplan-masını, siyasal bir af ç karılmasını ve teşkilâtı esasiyeye dayanan bir hükümet kurulmasını istemektedirler. Filipin adalarına muhtariyet verildi. Vaşington, 14 (A.A) — Cumur başkanı B. Rooscveft Filipin adalarına meşrutî bir idare altında muh -t ariyet veren bir beyannameyi imza etmiştir. Bu muhtariyet on yıl sonra verilecek olan tam istiklale doğru ilk adımı teşkil etmektedir. Yeni hükü -met idaresi, resmen yarın Amerika Birleşik Devletleri sü bakanı B. Dem tarafından törenle açılacaktır. B. Roosevelt aynı zamanda yeni muh -tar memleketin ilk başkanı B. Ma -nucl Guezona bir katlama telgrafı yollamıştır. Bir deniz manevrası San - Pedro (Kaliforsüa; 14 (A.A.) — 100 harb gemisi ile 400 uçak. sahil açıklarında vc gizli tutulan bir noktado yapılan manevralara iştirak etmektedir ler. Hücum manevralar ma amiral Ban nıg, müdaafa manevralarına da Vis-ami-ral Hepburn kumanda etmekledir. Gemilerin muharebe kabl;yet;ni rahne ve yaralara rağmen muhafaza et mek için tatbik edilecek yeni br siste min tecrübeleri yapılmıştır . Fransız - utman anlaşması hakkımla bir yazı Bertin, 14 (A.A) — Bir fransız -alman anlaşması hakkında Germenia gazetesi diyor ki: "Fransa Almanya ile kollektif sistem içinde müzakerelere girişmek arzusundadır. Halbuki bu sistem, ne italyan • habeş ihtilafında ne de di -ğer meselelerde müessir olamamış -tır. Almanya uluslar sosyetesinden bir kızgmhk neticesinde ayrılmış değildir, Almanya, bu arsıulusal kurumun hukuk müsavatına ve Almanya-nm takip etmek istediği sulh siyasasına zıt olduğunu görmüştür. Almanya Fransa ile konuşmaktan çekinmiyor, bilakis bunu istiyor. Fakat herhangi bir konuşmanın bir neticeye varması için her iki tarafın da aynı hareket noktasından yürümeğe başlamaları lazımdır.,, 24 saat ta bir vilâyetin kiliseleri 34IXII t d ıı Madrid, 14 (AA.) — Termel vilayetinde son 24 saat içinde bütün kiliseler soyulmuştur . Ingiiterede seçim başladı Bütün netice bu akşam belli olacak Londra, 14 (A.A.) — İngiliz intih*-batı normal bir şekilde ve hadisesiz cereyan etmektedir. Hiç bir tahrikat ve galeyan olmamıştır. Bürolar, k im saat 21 e kadar açık bulunacaktır. Birçok memur ve amelenin reylerini islerinden çıktıktan sonra verecekleri anlaşılmaktadır. B Baldvin, ilk rey verenler arasındadır. Londra. 14 (A.A.) — 232 dairenin intihabat neticesi bu akşam geç vak t ve 14 daire müstesna olmak üzere bütün neticeler yarın akşam belli olacaktır. Seçim tam biı sükûn içimle geçiyor Londra. 14 (A.A.) — Ingitterenin ber tarafından gelen haberlere göre, seçim her yerde tam bir sükûn içinde pe« mistir. İlan edilen ilk neticeler, muha -faza kârların, kazandıkları mmi-kılarda ekseriyet nisbetlerinin azaldığını gÖster-• ektedir. Eski Başbakan B Makdonald Lon -dra'ya dönmeye karar vermiştir. İşçi mehafili, bu karan eski başbakanın k-n di seçim dayrtsi olan Seahiun'da kazanmadığını hissetmiş olduğuna bir işaret telakki etmektedir Saat 22^0 da tasnifi biten dayrelcr-de 33 muhafazakâr ve 16 işçi, 4 liberal vo 3 müstakil saylavın kazandığı anla • silmiştir. Londra. 14 (A.A.) — Saat 23,30 da alınan sonuçlar: Muhafazakâr: 42. Liberal: 7. Müstakil: 6. İşçi. 23. Seçîm neticeleri, muhafazak' rlar ior bir gerileme ve liberaller için kayıplar göstermektedir . Londra, 14 (A.A) — Seçim büroları sabah saat 7 de işe başlamış ve akşam 21 de kapanmışlardır. Hükümet merkezinde tam bir sükûn hüküm aürmöştür. Kayıdlı seçiciler mikdarı hiç bir zaman bu kadar mühim bir hadde varmamışın*. Bu seferki mikdar 31 milyon 350 bindir. B. Baldvin ilk oyunu verenler a -rasmdadrr. Halk bu esnada muhafazakâr partisi liderini alkışlamıştır. Zecrî tedbirlere karşı italyan protestosuna cevap mı Berlin, 14 (A.A.) — Londra-dan alınan haberlere göre, İngiltere, kalyanın protesto notasına zecrî tedbirleri tatbik eden butun devletlerin kollektif cevab vermelerini teklif etmiştir. Paris, 14 (A.A.) — İtalyan notasına müşterek cevab verilmesi hakkında ingiliz gazetelerinde intişar eden tekliflerin icabında tetkik edileceği bildirilmektedir. Bununla beraber, bunun bir italyan aksülameli tevlit etmesinden endişe edilmekte ve müşterek cevabın 18 ikinci teşrinden evel hazırlanmasındaki zorluklar göz Ö-nüne alınmaktadır. Siyasal görüşmeler deram ediyor Londra, 14 (A.A.) — Ingıhe-renin Romadaki büyük elçisi Sir Drummond B. Musolini île dün yaptığı mülakat hakkında hükümete malûmat vermiştir. Salâhi-yettar ingiliz çekenlerinde her iki tarafın da bir anlaşmaya varmak arzusunda oldukları ve görüşmelerin devam edeceği teyîd edilmektedir. Roma, 14 (A.A.) — B. Musolini dün öğleden sonra fransız büyük elçisi B. Şambrün'ü kabul etmiştir. Görüşme, genel siyasa hakkında olmuştur. İtalyan mahfilleri, bunu İngiltere, Fransa ve İtalya arasında görüşmelerin devamına delil telâkki etmektedirler. Paris, 14 (AA.) — Fransanın italyan notasına doğrudan doğruya cevab vermîyerek müşterek cevaba iştirak edeceği bildirilmektedir. İtalyan bankaları bilanço vermiyorlar Roma, 14 (A.A.) — Royter jansı aytanndan: Birçok mahfillerde, gerek italyan devlet bankasının, ve gerek İ-talyan hazinesinin, şimdilik hiçbir bilanço neşretmeyeceği sanılmaktadır. İtalya fransız mallan üzerinden ambargoyu kaldırıyor Paris. 14 (A.A.) — Matin ga devletler müşterek verecekler? | tesi, B. Laval ile italyan büyük elçisi Cerutti arasındaki görüşmeden bahsederken »unları yazmakladır! ,111 — "italyan büyük elçisi, geçen salı günü, fransız mallarının dalyaya ithali hakkında konulan menv nuiyetin, aynı akşam Romadaki Fransız tecim mümessilinin teşebbüsü üzerine kaldırıldığını bildirmiştir.,, İtalya sınırlarını kapatıyor Roma, 14 (A.A.) — Gtornale Ditalya yazıyor: İtalya, zecri tedbîrler tatbik e-den bütün memleketlere sıkı suret te kapanacak ve sınırlar üzerine bu memleketler tarafından yapılacak idhalâtı tamamen imkânsız bırakacak bir demir perde inecektir. Yalnız ilk günler zarfında halen yolda bulunan mallar Italyaya girebilecektir. Fransa llalyayu ayrı cevab mı verecek? Paris, 14 (A.A) — B. Laval bu sabah ingiliz büyük elçisini kaba! et -mistir. İyi haber alan mahfellere gÖ re, mülakat esnasında, italyan notasına verilecek cevap meselesi görü -şülmüştür. Fransanın, evveli Ingil -tere ve alakadar diğer devletlerle an laşmayı istemekle beraber, ayrıca cevap vermeyi tercih ettiği anlaşıl -maktadır. Buna sora, cevabının met ni aynı olacak ve fakat ayn ayrı tevdi edilecektir. Bu cevab m italyan hükümetine 18 i kinci teşrinden sonra verileceği zannedilmekledir. Şanuhay hattisesi etrafında Londra. 14 (A.A.) Şassgaydan Times ga zetesine bildirildiğine göre, Japon ajaa-¦ lasına, t okunulduk'an iddia edilen hadiseler hakkındaki şayiaları yaymaları özerine durum, gerginleşmiştir. General Tesire gör*, Japonlar Nankin üzerine tazyik yapmak İçin yem sebeb-ler aramaktadırlar. Şehir polisinin şar kurulu aleyhinde şiddklK bir mücadeleye girişmekte ve cinlileri samimiyetsiz -Kkle ittiham etmektedir. Durum, bu has dar f-p.-ni; olmasaydı, bu ittiham herhalde gülünç olurdu ULUS 16 SONTEŞRtN. 1935 CJTMAKTKSİ İngiliz, seçimi haberleri ikinei sayfada ON ALTINCI YIL. No: 5140 Atlımız, anıl im izdir Herycrde 5 kuru ingiltere seçiminde hükümet partisi kazandı Hükümet: 420-Ayrıklar: 177 B. ıMakdonald kaybetti - B. Loyd Corç, oğlu ve kızı seçildiler -yirmi dokuz kadından üçü kazandı Londra, 15 (A.A.) — Bu akşam 615 daireden 597 sinin seçim neticesi öğrenilmiştir. Diğer neticeler yarın ve belki de daha sonra belli olacaktır. Şimdiye kadar hü- O ünde tik lîl cday işleri Kemal ÜNAL Cumuriyctin ilk yıllarında, büyük yoğaltıcı şehirlerimiz yabancı unu yiyordu. Orta ve Doğu A-nadoluda ise, üretmen kendi çevresindeki iç pazarın yoğaltabildiği ölçüde buğday yetiştiriyordu. Bu ölçü köylüyü, çok çalışmaktan ve toprağa iyi bakmaktan alıko-yıcak kadar dardı. Cumuriyet buğdayımıza değer verdi. Alınan tedbir yalnız ucuz yabancı mala kapıları kapatmak olmadı. Demiryolu siyasası yurd i-çinde büyük yoğaltım yerlerinde kendi buğdayımızın yeter bir değerle satılmasını sağladı ve bu. üretimi artırdı. Kendİ tedbirlerimizle birlikte arsıulusal ekonomik durum, her n\A..^.. y'.Ui biade de buğdayı bollaştırdı ve ucuzlattı. Bu ucuzluğa, cumuriyet yıllarının koruyucu düzenlerile eski dar yaşayıştan uzaklaşmış olan türk köylüsü, artı!: katlanamazdı. Hükümet yeni bir tedbirle buğdayı korudu. YurJun birçok yerlerinde devlet hesabına yapılan alımlar, değeri tuttu. Ancak bu alımlarla toplanan stokları, silo ve an-barlarla elde tutabilirdik. Bunların sayısı ise henüz, alınan tedbirin genişliği derecesinde değildi. Bu zorağladır ki buğdayların bir azı elden çıkmış bulunuyor. Bu yılın yağmursuzluğu buğdayı koruma tedbirine yeni bir yön verdi. Üretmenin az ürün elde edişi değeri yükseltmiş idi, artık fiatı değil, tohumunu da topraktan alamamış olan ve yeni yıla kadar yiyeceği olmayan bir kısım çiftçilerimizi korumak gerekti. Ürün azlığı ile fiatın yükselişi her zaman ihtikâr hırsını kabartır. Bunun işlerinden şehirlerde günlük kazancı az olan yurddaşların ekmeğini kurtarmak gerektir. Hükümet son bir kararla buğday stokunun çoğunu bu ihtikârı Önlemeye ayırmıştır. Kalanı da muhtaç çiftçilerimizle yeni üretim alanına (Sonu 6. cı say ilada) kümet partileri 420,, muhalefet 177 mebusluk kazanmışlardır. Muhafazakârlar 397, ulusal liberaller (Saymen) 30, ulusal işçiler 8, müstakil hükümetçiler 3. Muhaliflerin kazançları şu suretle taksim olunmuştur: İşçiler 152. müstakil işçiler 4, liberaller (Samuel hizbi) 15, libe-rallar (Loyd George hizbi) 4, komünist 1. Buna göre hükümetin şimdiye kadar kazandığı ekseriyet 243 dür. Kadın namzetlerin kazanamadıklarından dolayı suratları asıktır. Mukayyed seçicilerin yarısından fazlası kadın olduğu halde 29 namzedden ancak üç kadın namzet kazanmıştır. Seçim, ingiliz liberalizminin ö-lüme mahkûm olduğu hakkındaki kanaatları teyid etmiştir. Liberal lider Sir Herhert Samuel kazanamadıktan başka, liberaller, beşi işçiler lehine olmak üzere yedi mevki daha kaybetmişlerdir. italyan tayyareleri Habeş kuvvetlerini bombardıman etti Asmara, 15 (A.A.) — Reuter ajansı aytarı bildiriyor: Bir italyan hava filosu Makalle şimalinde ve Antalo ile Bouia arasında kamp kurmuş olan 500 habe» askerinden mürekkeb bir Kamutay D. D. Yolları barem Kanununu kabul etti Kanun bir çok yeni esaslar taşımaktadır. Kamutay dün Refet Canıtez'in başkanlığında toplanmıştır. Kamu -tayın 935 yılı birinciteşrin ayı hesa -bı hakkında Kamutay hesablarmın tetkiki komisyonu raporu okunmuş ve kabul edilmiştir. Vakıflar Genel Direktörlüğü 932 yılı büdce kanununun 5 inci maddesinin ikinci fıkrası -nin değiştirilmesi ve posta, telgraf ve telefon merkezlerinden bazılarında muvakkat ücretli memur çalıştırıl -ması hakkındaki kanun projesiyle Devlet Demiryolları ve Umanları iş -letme genel direktörlüğü memur ve müstahdemlerinin barem kanunu projesinin ikinci görüşülmesi yapılarak kabul edilmiştir. Yeni konunun esasları Dün Kamutayda Devlet Demir-fSonu 5. inci sayfada düşman kuvvetini bombardıman etmiştir. Santi koluna yetişmeğe çalışan Danakil kolunun Azbi'nin işgali için düşmanla yaptığı bir çarpışmada yerli neferlerden ?0 İtalya kiralı ve B. Musolirv Sivas-Erzurum istikra zı kaydına başlanıyor Sivas - Erzurum demiryolu istikrazının dört buçuk milyon liralık ikinci tertibin kaydı işine bu ayın 20 sinde başlanacak ve 5 birinci kânunda bitecektir. İstikrazın faizi yüzde 7 dir. 20 lira itibarî kıymetteki tahvilin ihraç fiatı 19 liradır. Kuponlar itfa oluncaya kadar her türlü vergiden muaftır ve artırmada, eksiltmelerde teminat olarak itibarî kıymetler üzerinden başa-baş kabul edileceklerdir. Bu tahviller: Birikmiş paraya en çok gelirin, yurdun bayındırlığına Ofl büyük hizmetin sembolüdür. Habeş imparatoru tayyarede kişi ölmüş, 50 kişi yaralanmıştır. Bundan başka 4 italyan zabiti de yaralanmıştır. Habeş harbi Son haberler 6. ncı savıladadır. "Ulus,, un dil yazıları t Dua, duva İC Hım, duvaw sözü ile "ilâhî,, tabirinin etimoloji, morfoloji, tonetik bakımından analizi (3) ağ);yahut t av) t ağ) IX \. 1)1 \ \ Kelimenin iki söylenişinin etimolojik şekillerini altatta yazalım : l) (2) I — Dua : (ud + uğ (ud + uğ // — Duva: (ud + uv (1) Ud: KökUır. "Yüksek, bü yük, kudret, sahip, Allah" anlam (armadır. (2) Uğ, uv: "Ses, sada, söz" anlamını ifade eden köktür ( "ub, uy" gibi). Ud -j uğ —- udağ - . , duğ, ve ud r uv = uduv —. , duv: 'ud" kökünün işaret ettiğimiz anlamla-riyle alâkalı söz demektir. (3) Ağ, av; (. + ğ) ve (. + v); ektir. Kelimenin manasını tayin ve ifade eder. O halde: I —Duğağ - duğav; 11 — Du-vağ: Allaha hitap edilen söz demektir. Kelimelerin morfolojik ve etimolojik bakımdan kaynaşmış şekillerini yazalım: Duağ, Duav -Duâ; Duvağ - Duvâ. Not: 1 — Kelime Arapçada (Arap harfleriyle imlâsı derhatır edilirse) bir "hemze" ile nihayet bulur. Araplar bu Türk kelimesinin etimolojisini bilmedikleri için şöyle bir tefsir yaparlar: "Kelime aslında "duav" idi; (vav), (elif) ten sonra geldiği için (hemze) ye tebdil olunur,, [*]. Arap dilinde, bu yoldaki "îlâl ve idgam" lar çoktur. Halbuki mesele hiç te böyle değildir. Bu hakikati, kelimenin türkçe yukarda yazılmış olduğunu gördüğümüz etimolojik şekilleri açık bir surette göstermektedir. Yukarda gördük ki (I) inci kelimenin iki şekli vardır: 1 — (Ud ¦+- uğ 4- ağ). İşte A-rap harflerinden "hemze" ile gösterilebilen bu kelimenin sonunda-ki "ğ" dir. 2 — (Ud + ağ + av): Kelimenin, bu şeklinde ise orta yerdeki (ğ) düşüyor, fakat sondaki (v) tabiî yerinde kalıyor. Kelimenin ikinci bir şekli de bu suretle (Duav) olmuş oluyor. Bizde bu ikinci şekil metruktür. Biz (dua) ve (duva) şekillerini kullanırız: "Dua - duva ederim; du-vacıyım" gibi. Not: 2 — Kelimenin manasını Arapça lügatlerden başlıcaları şöyle izah eder: (1) Kığırmak ve okumak ve kavle ve kelama "dua" der-ler [**] ; (2) Ragbetullahi Taalâ manasınadır ki niyaz ve iptihalle Hak Taalâ dergâhından hayır ve rahmet ricasından ibarettir. [***] [*] Ahterii Kebir [**] Ahterii Kebir r***ı Kamus Tercemesi Not: 3 — (Dua) kelimesinde kok olan (ud) un "Allah" anları; na geldiğini işaret ettik. 'Air I. zâhid, muttaki ve Allahtan korkan" manasına olan "idgü" [****! sözünde de aynı kök (id) şeklinde görünmektedir. Pekarskinin Yakut Dili Lügatinde "Büretçe" olarak (tugha) sözünde de kök, vokali düşmüş (t) şeklinde bulunmaktadır. Bu kelimenin Yakut Lügatindeki anlamını söylemeden evvel kelimeyi etimolojik şekli üzerine mütalâa edelim ve bunun altına (dua) kelimesinin etimolojik şeklîni de yazalım: (1) (2) (3) (4) (ut + uğ + ah -f- ağ) (ud 4- uğ + ağ -f- . ) Bu iki şekilde (1) inci, (2) inci, (3) üncü parçalar tamamen biribi-rinin aynıdır. Anlamları ve rolleri birdir. Demek oluyor ki (tugha =» daağ) dır. (Tuşha) sözünden sonra gelen son ek, (ağ =a a.), başlı başına bir mefhum ifade eden objeyi gösterir. O obje Allah'a niyaz neticesi hasıl olan şeydir. Fayda, menfaat, hayır, eyilik, yani insanların saadetine hizmet eden her Not: 4 — Profesör Pekarski'nin Yakut Dili Lügatinden şu kelimeyi de analiz edelim: Ittktağ. Kelimenin etimolojik şeklini, (dua) ve (tugha) kelimelerinin etimolojik şekilleri altına yazalım: d) (2) (3) (4) Dua : (ud + uğ + ağ + . ) Tugha : (ut + uğ + ah + ağ) ttıktağ: (it + ık + it -f ağ) Bu kelimelerin kuruluşlarının bir olduğunu görüyoruz. Son kelimenin manasını anlıyalım: (1) İt: Yüksek, büyük, kudret, sahip, Allah; izzet, şeref. (2) Ik: Kökün anlamını kendinde tecelli ettiren obje. (3) İt; (. + t), ektir. Yapıcılık, yapımcılık, yapılmış olmaktık anlamında kuvvetli faildir. Yani kendinden evelki (tt + ık = ıtık) sözünün gösterdiği manaları yapan, yaptıran, harekete getiren âmildir. (4) Ağ: (. + ğ), bilindiği gibi, kelimeyi tesbit ve manayı tayin eder ektir. O halde "Itıkttağ"; İzaz etmet Şereflendirme, hürmet etme, medih ve sitayiş etme, tazim ve tekrira etme, buseye tapma, secde etme, - Sayıfayt çeviriniz - [¦***] Büyük Türk lügati "Kazan lehçesi" Beşinci Dil Anketimizi beşinci sayıfada okuyunuz. SAYIFA 2 O L U 5 16 SONTEŞRİN 1935 CUMAJ -;i SON DAKİKA Ir giltere'de seçim sonuçları Makdonald bitkin bir halde; enerjimi kaybettim, diyor Londra, 15 (A.A.) — B. Mak-donalcl, seçim dairesinden Lon-draya dönmüş ve kazanmadığını zannettiğini bildirmiştir. Kendisi bitik bir haldedir. "Uyumak, yalnız uyumak isliyorum, enerjim büsbütün tükenmiştir.,, demiştir. Muhalefet vaziyetinde bulunan asıl işçi partisi Londrada 11 say-lavlık kazanmıştır. Muhafazakârlar Mançester'dc 4 ve Şefiltte bir aaylavlık kapmışlardır. Birming-tonda muhafazakârlar 11 saylav-lıklarını muhafaza etmişlerdir. Liverpol'da değişiklik yoktur. Londra, 15 (A.A.) — Seçmi dayresinde muhalif işçi Şinuelin Makdonaldı bertaraf ettiği öğrenildiği zaman halkın şevk ve heyecanı o kadar büyük olmuştru ki, intihap bürosu memuru sükûneti tekrar tesis için uzun müddet çalışmaya mecbur kalmıştır. B. Makdonald, bir gazetecinin sualine cevap vererek hezimetinden hayrete düşmediğini, çünkü acabam dairesinde maden amelesinin ücretleri meselesinin siyasal bir mesele derecesine çıkarıldığını söylemiştir. B. Loyd George de iştirak ettikleri intihap dayrelerinin durumu i-tibarile neticeden hayrete düşmemiştir. B. Baldvin, neticenin mükemmel olduğunu söylemiş ve demiştir ki: "— Müntahıpler hükümete tekrar itimatlarını bildirmişler ve onu ulusal kalkınma barış siyasasına devama memur etmişlerdir. Hükümet bu itimada lâyik oldu- takdis ve tebcil etmb, riayet etme, bir şeye kanaat etme, kudsiyet kazandırma,, demek olur. Itıktığır = saygı, izzet, şeref, hürmet, tazim, inan, itikat, mezhep, din, itimat. "Tanaranı ıtıktır — tanrıya u-budiyet" "Tanaranı ıtıktabıt = din ahkâmına tamamiyle tevfiki hareket eden mübarek a-dam.,, İlıktan = tebcil ve tazim ile "Itıktığ sanağ = mütedeyyin olmak,,. Not: 5 — Pekarski'nin Yakut Dili Lügatinden şu kelimelere de bakalım: I — Toyuk. Bu sözün etimolojik şeklini (dua) kelimesininkinin altına koyalım: (1) (2) (3) Dua ; ( ., d + uğ + ağ) Toyuk: ( ., t + oy + uk) Bu iki kelimenin bütün parçaları aynı olduğu göz önündedir. (Toyuk) sözünün anlamı, "Şaman ilâhisİ, dir. Bu anlam, (Dua) sözünün orijin anlamını kuvvetle göstermektedir. Kelime, "ilâhi ve afsun" anlamlarına da gelir. II — Tokuy (îoku, takığ, dohi) = eğilmek, bükülmek demektir. Sözün etimolojik şekli, tamamen (dua) sözününkünün aynıdır: (!) (2) (3) Dua : (., d + uğ + ağ) Tokuy: ( ., t + ok + uy) "Tonogostös beyem tokuya kellim = arkalı olan ben huzuruna tazim etmeye, eğilmeye geldim.,, Bundan başka şu kelimeler de vardır: III — Udagamsty = şaman merasimi icra etmek (kadın şaman hakkında). IV — Tuoy — tazim etmek, tebcil etmek, okumak, ağlıyarak te-r-nnüm etmek, şaman duası. li. Haitilin, kaybeden Mukdo nald ivin hir stıy İmlik anyur. George'in kendisi, oğlu, kızı. Silahsızlanma konferansının ölen başkanı Henderson'un oğlu 16 rey ekse- ğunu isbat için elinden geleni yapacaktır. Londra 15 IA.A) — Royterden: Parlamento mehafilindc, B. Bald-vinin B. Ramzey Makdonald için bir mebusluk bulmaya çalışacağı bildi -rilmektedir. B. Malkolm Makdonal -dm durumu ise belli değildir. Eski başbakan ile oğlunun uğra-dıqı rnuvaffakiyetsizlik hava sekre -teri Kunliffelisterin artık parlamen • to azası olmayışı »• deniz bakanı Ey-res Moneselin çekilmek üzere bulu -nuşu, yakında ve belki de gelecek hafta bir kabine değişikliği olacağı -nı göstermektedir. Ya deniz veya ordu veya hava bakanlıklarından biri -nin B. Çorçile verileceği şayiası dönmektedir. Londra, 15 (A.A.) — Tarım Bakam Ual ter Elyol 149 reyle tekrar seçilmiş -lir. Bu suretle, Makdonald ve oğlu müstesna olmak üzere bütün bakanlar tek -rar seçilmiş oluyor 65 kadın namzetten yalnız muhafazakâr, bir liberal, bir işçi namzet seçilmiştir. Astor ailesi parlamentoda Levi As -toı ile oğlu , damadı kayın biraderi ve Taymis gazetesinin idare meclisi reisi olan Astor tarafından temsil edilecektir Londra, 15 (A.A.) — Saat 17 de 589 intihab dairesinden alınan neticeler bildirilmiştir. Hükümet namzetleri 414 dairede ve muhalefet namzetleri de 175 dairede seçilmişlerdir. Hükümet parti -leri 11.200.000 rey vemuhatifpartileri. 9.800000 rey almışlardı! Loyd George ailesi yeniden tam olarak avam kamarasına girmektedir: Lovd İLÂHİ Not: 6 — Yukarda (5) inci notta geçen (ilâhi) sözünü de izah edelim. Bu söz, bilindiği gibi, eski mahalle mektebi çocuklarına okutulan "dinî şarkı" anlamına dır. Tabiî kelime Türkçedir. Etimolojik şekli şudur: (J) (2) (3) (4) (iğ + il -f- ah + iğ) (1) İğ: Köktür. "Ses, Şada" manasınadır. (2)11: (. + 1), ektir. "Uzaklık, büyüklük, enginlik, genişlik" gibi anlamlar gösterir. O halde: fiğ -f d = ığıl): "uzağa giden, yüksek ses" anlamınadır. (3) Ah: (. + h), ektir. Kendinden evvelki anlamı tayin eder. O halde: (tğd + ah = tğdah) = yüksek ses. (4) Iğ: Bir obje gösterir ki o yüksek sesle yapılır. (Iğılah + ığ = tğdahığ: Kelime, fonetik icabı, (ğı) yerine kendinden sonraki (I) konsonunu alarak dtahtğ şekline girer. Fakat bu okunamaz olan (ğı) unsuru, büsbütün atılarak kelime (ılahtğ - İlâhiğ) şeklini alır. Biz kelimenin son şeklini kullanırız. Bu analizden anlaşılmak lâzımdır ki (ilâhiğ) kelimesinin "Allah" ve "ilâh" kelimeleri île orijinde hiç bir münasebeti yoktur. "İlâhiğ'' demek burada " Allaha, ilâha aft, mensup" demek değildir. Ancak dine ve Allaha ait te-ganniler de yapıldığından dolayıdır ki (trta) ve (cırla) sözünün mefhumu, Allahla alâkalandırıl mistir. Bu mefhum çok eski bir dinî merasimin hâtırasıdır. Kelimenin Yakut Dili Lügatindeki şekli: (ıllağ) dır. Manaları: "Irla, cırla; türkü söyleme, tegarv ni etme; bir musiki heyeti içinde (koroda) birinci muganninin türkü söylemesi; türküye iştirak etme; ölü üzerinde teganni etme" dir. "Ebienye ıllağ — sabah âyinini teganni etmek" demektir riyet kazanmıştır. İşçi muhalefet lideri Atle. partisinin hemen hemen 1929 daki durumunu oldr. etmiş olmaktan dolayı memnuniyetini bildirmiştir . Kazıman ve kaybedenler Londra, 5 (A.A.) — Ayrış liberal partisi başkanı Sir Herbert Samucl, Darvin de seçim bölgesinde muhafazakâr namzet Russel karşısında mağlûp ol -muştur Austen Chambertain Liverpol-dan tekrar seçilmiştir. Churchitl'in oğlu işçi namzedi karşısında mağlûb olmuş -tur. Sosyal işler bakanı Kingsby Wood (muhafazakâr) finans bakanı Neville Chamberlain ('muhafazakâr), amiral Tay lor (muhafazakâr/ eski ayrış işçi partisi başkam Lansbury, Lady Astor (mu -hafazakâr), mü ı temle kât bakanı Thomas madenciler bakanı Tom Smîlh ve dış işleri bakanı Samuel Hoare tekrar seçil -mislerdir. İşçi partisinin yeni başkanı Attlce büyük bir ekseriyetle trkrar se -çilmiştir. Başbakan Baldv/in'in sosyalist olan o*lu Aliver liberaller karşısında mağlûb olmuştur Şimafi Irlandnda hadiseler oldu. Londra, 15 (A.A) — Her tarafta seçim sükûnet içinde geçtiği halde şimalî Irlandada Lurganda karışık -lıklar olmuş ve polis sopalarla halkı dağıtmaqa mecbur kalmıştır. Bel faşta ünionist seçmenleri götüren bir o-tomobil taşa tutulmuş ve bir kadınla bir erkek yaralanmışın*. Âta turkle İtalya 1 kiralı arasında İtalya kiralının doğumu- \ \ nun yıldönümü münasebetiyle İ 1 Cumur Başkanı Atatürk'le 5. i M. Kıral arasında aşağıdaki \ telgraflar teali olunmuştur: : S.M. Kıral Viktor Emanuel \ Roma : ı Majestenizin doğumunun i yıldönümü münasebetiyle sa- i mimi tebriklerimi ve şahsî sa- | adetleri île llalyanın bayındır- ; lığı hususundaki dileklerimi : sunarım. Kamâl Atatürk j Ekselans Kamâl Atatürk Ankara i : i Ekselansınıza samimiyet- i j le teşekkür eder ve şahsî saa- ; : detleri ile Fürkiyenİn bayın- j i dirliği yolundaki dileklerimin i ! kabulünü rica ederim. Viktor Emanuel Kızddenizdeki arab gemileri Londra, 15 (A.A) — Deniz çeven-leri, italyan harb gemilerinin Kızıl -denizde arab gemilerini çevirdiğine dair olan yayıntıları tefsir etmekte ve bu hadiselerin, çevirmenin yapıl -dığı noktaya göre, az veya çok önemi olduğunu söylemektedirler. Böyle bir hareket, italyan sularında ya -pıldığı takdirde, habeş köle ticaretine mani olmak için yapılan noraml ve inzibati bir tedbîrdir. Çevirme, ingiliz veya fransız sularında yapıldığı takdirde, ilgili ülkenin enerjik bir surette mukabelede bulunması muhtemeldir. Bununla beraber, sanıldığına gö -re, bu hadiseler, sultanın ingiliz hi -mayesini istediği Arabistan suların • da cereyan ermiştir. Bu, ingiliz ve italyan harb gemileri arasında çar -pışmalar vukuu ihtimalini doğura -bilir- DIŞ HABERLER Plmanyada Vatandaşlık kanunu - ı ı şssş ıııı İlk kararname eıkn. — Kimlere alman vatamtaşı denecek? — Yahudiler tdmun vutandaşı alam tyacuklar. —Safkun, yunkan va-hudi ne demektir? — İçinde bir tek yal adı bulunan öylelerde yahudi sayılacak. Berlin, 15 (A.A.) — Resmi gazete, bugünkü nüshasında, alman vatandaşlığı hakkındaki kanunun tatbikine aid ilk kararname ile alman kan ve onurunun muhafazası hakkındaik kanunla ilgili ilk tatbik kararnamesini neşretmektedir: Muvakkat bir hal sureti teşkil eden ilk kararnamede denildiğine göre, sonradan neşredilecek kayıtlara kadar, alman kanından ve-yahud bu kana yakın bir kandan olup bugün alman tebaasından bulunan herkes alman vatandaşıdır. Yalnız alman vatandaşları bütün siyasal haklara malik bulunduğundan ancak ve yalnız bunlar seçime iştirak edebilirler ve herhangi bir memuriyete tayin olunabilirler. Hiçbir yahudi, alman vatandaşı olamaz. Ve siyasal işlerde seçim hakkına malik bulunamaz. Bu se-bebden hiçbir memuriyette de kullanılamaz. Bütün yahudi memurlar 31.kânunueveI.1935 tarihinden itibaren tekaüde sevkedi-lecektîr. Üç batındaki büyük ana ve babalarından en aşağı üç tanesi saf Jtan yahudi olan herkes yahudi sayılır. Saf kan yahudi iki büyük baba veya anadan gelen yarı kanlar da yahudidir. Kararname, yarı kan yahudi mefhumunu dört ihtimalle takyid etmektedir: Kanunun neşri tarihinde yahudi dininden bulunma, bir vahudi ile evlenme, bir yahudi izdivacından doğma ve n»hayct 31 temmuz 1936 tarihinden sonra doğmak şartile bir yahudinin izdivaç harici sulhundan gelme. İkinci kararname ise alman kan ve şerefinin muhafazası hakkındaki kanunun ilk tatbik şekillerini göstermektedir. Bu kararnameye gore bir izdivaçtan doğacak çocuklar eğer alman kanının temizliği hakkındaki ihtimamları tehlikeye koyacaktır dîye korkutuyorsa böyle bir izdivaç yapılmı-yacaktır. Her nişanlı, evlenmek î-çin böyle bir korku bulunmadığı hakkında hususî bir vesika göstermek mecburiyetindedir. Gene bu kararnameye göre, başkanlığını bir yahudi yapan ve-yahud içinde bir yahudi bulunan her aile, yahudi ailesidir. Kanunun neşri tarihinde bir yahudi a-ilesi nezdinde hizmet etmekte o-lan alman kanmdan veyahtu bu kana yakın bir kandan bir kadın alman vatandaşı, bu aile nezdin-deki hizmetine, ancak eğer 31 kâ-nununevel 1935 tarihinde 35 yaşını bitirmiş olacaksa, devam edebi lir. Führer, kanunun veyahut kararnamenin hükümleri üzerinde hususî müsaade verebilir. Bir yabancının bu işlerden dolayı mahkeme huzurunda takibi için ise ayrıca tüez ve iç işleri bakanlığının müsaadesi lâzım gelmektedir. Bu kararnameler, neşrinin ertesi günü icra mevkiine girmektedir. Sovyet Rusyanın bir teklifi Sibiryada yahudilere hukuk ve vazife beraberliği veriliyor Vaşington, 15 (A.A.) — Sovyet büyük elçisi Troyanovski ya-hudîlerî himaye komitesinde, Sovyet hükümetinin yahudi mülteci- lerine şarkî Sibiryada Robidjan vilâyetinde hukuk ve vazife müsavatını vermeğe hazır bulunduğunu bildirmiştir. Kahire hâdiseleri Londrada bir hoşnutsuzluk uyandırdı Paris, 15 (A. A.) — Gazeteler, Kahire hâdiselerini hususî bir dikkatle takib etmektedirler. Matin gazetesi bu mesele hakkında diyor ki: "Bu hadiseler, Londra'da pek ciddî bir hoşnudsuzluk uyandırmıştır. ingiliz çevenleri, bu hadiseleri, habeş anlaşmazlığında İngiliz -Mısır elbirliği siyasasını güçleştirmek istiyen bazı hareketlerin bir sonucu olarak telakki etmeğe mütemayil görünmektedirler. Mısırdaki hareketler, şiddetle bastırılacaktır. Çünkü Ingilterenin Mısır'daki vaziyetinin ihlâl edilmesine müsaade etmiyeceğini kabul etmek lâzımdır.,, Figaro gazetesi de şunları yazıyor: "Vefd partisi tarafltarlan, İngiltere'yi müşkül mevkie koyarak imtiyazlar elde etmek için, hadiselerden istifade etmektedirler. I-talyanlar bu vaziyetten memnun olurlarsa, hata işlemiş olurlar. Çünkü Vefd partisi tarafltar-ları, bugünkü gibi hareket etmekle, italyanların Habeşistan'daki e-mellerile taaruz eden bir haleti ruhiye uyandırmaktadırlar.,, Kıral basın hürriyetini kaldırdı. Kahire, 15 (A.A.) — Dün akşam burada sükûn teessüs etmiş gibi idi. Başbakan, dün kirala basın hü- riyetini tahdid eden ve gazeteleri tatile salâhiyet veren bir emirname imza ettirmiştir. Kabinenin durumu, istifa niyetinde olduğunu sanmağa müsa-id değildir. Kahire, 15 (A.A.) — Basın hürriyetini filen kaldıran kiralın emirnamesi üzerine yeniden karışıklıklar çıkması bekleniyor. Polis icab eden tedbirleri almıştır. Şimdilik memleketin her tarafında tam bir sükûnet vardır. ölenlerin cenaze töreni Kahire, 15 (A.A.) — Karışıklıklar esnasında ölen üniversite talebesinin cenaze töreni Kahirede yapılmıyacaktır. Çünkü dün gece bunlar doğdukları şehirlere nak-lolunmuşlardır. Kahirenin birçok mahallelerinde yeniden toplanmalar görülmekte İse de henüz hiçbir karışıklık olmamıştır. Yeni karışıklıklar bekleniyor Londra, 15 (A.A.) — Kahire-den gelen haberlere göre, yeni karışıklıklar beklenmektedir. Şehrin mühim noktalarında kamyonlarla mısır piyadesi durmaktadır. Karışıklıklar neticesinde şimdiye kadar dört kişi Ölmüş ve 160 kişi yaralanmıştır. Bunların yansı polistir. ULUS 17 SONTEŞltfN, 1935 l'V/\i( Son haberler ikinri sayfada ON ALTINCI YIL. No: 5141 Adımız, aııılımızrlır Hrr\ enle "» I* GRİP THE KEY T0PEACE ATIONAL ingiliz seçiminde partilerin yaptırıp bütün memlekete dağıttıkları dıvar a/işlerinden birkaç örnek: (Soldan sağa doğru): Sulhun anahtarı Milletler cemiyetidir. Milli partiye rey ver. — Harbi dugejur. isçilere rey ver. — Müşterek gayrete sen de yardım, et. millî hükümete reyini wı. "ulus,, un dil yazıları Hâl-Hâlâ " Hâl, halet, hâlâ, hâlen „ sözlerinin etimoloji, morfoloji, fonetik bakımından analizi Gündelik İNGİLİZ SEÇİMİ F. R. ATAY İngiliz secimi bitmiştir: Dün öğle üstüne doğru 600 mebusun hangi partilerden olduğunu biliyorduk. Gerçi kamarada hükümet çoğunluğu 413 den 242 ye düşmüştür. Fakat bugün dahi hükümet partileri 421, ayrışık partiler ancak 179 rakamı içindedirler. Hükümet parelerinden konser-vatörler 380 [eskiden 460] liberaller 31 [eskiden 38], millî işçiler 8 [eskiden 13], nasyonalistler 2 mebusluk almışlardır. Karşı tarafta işçilerin 133 [eskiden 57], ayrışık liberallerin 16 [eskiden 30], bağınsız liberallerin 4 [eskiden 4], bağınsız işçilerin 4 [eskiden 3] bağınsızların I [eskiden 3] komünistlerin 1 [eskiden 5]. mebsuları vardır. Bu listede ilk göze çarpan hususiyet, işçilerin iki misilden fazla artmış olmalarıdır. Fakat hakikat odur ki yakın zamanlara kadar bu seçimde işçilerin çoğunluk alacağı sanılmakta idi. Üç sebeb vaziyeti değiştirmiştir: İlk sebeb, millî kabinenin, pek yakında aldığı ikİ kararla işçi hücumlarını zayıflatmış olmasıdır. Bu iki karar şunlardır: 1 - Birkaç yılda 100 milyon sterling sarfolunarak işçi evleri yapılacaktır. 2 - Demiryollarındaki yeni teşkilât, işsiz adedini azaltacaktır. B:r yandan kayıdsız şartsız milletler cemiyet1 paktına bağlılığını bildiren, bir yandan da millî müdafaa kuvvetlerini artırmağa karar veren Baldvin, bu taraflardan gelecek hücumları da önlemiştir. (Sonu 4. cü sayı/ada) ingiltere seçir i Son duruma göre partilerin kazanç ve kayıpları Londra, 16 (A.A.) — Sabahın saat birinde seçime aid 15 sonuç henüz bilinmiyordu. Partilerin durumları şudur: Muhafazakârlar: eski parla -mentodaki 460 saylavlığa karşı 380. Liberaller: 38 e karşı 31, millî işçi: 13 e karşı 8, nasyonalistler: 3 e karşı 2 ve hükümet partilerinin hepsi birden 514 e karşı 421. Ayrış tarafında: işçi partisi 57 saylavlığa karşı 133 saylavlık el -de etmiştir. Muhalif liberaller: 30 a karşı 16, bağınsız liberaller: 4 e karşı 4, bağınsız işçi 3 e karşı 4, bağınsızlar: 3 e karşı 1, komünistler: 5 e karşı 1. Ayrış partilerinin hepsinin birden durumu: 99 a karşı i 79. Şn halde hükü met co^'nluğ-cıun eTnde 242 üye lik vardır. Hükümet partilerine rey veren seçmenlerin miktarı: 11 561.163. ayrış partisine oy ver-n seçmen -lerin miktarı: 9 878 404 Habeşliler Seferberlik daha bitmedi diyorlar Aduvada Ras Seyum'un sara yi önünde italyan askerleri. Cibuti, 16 (A.A.) — Royter aylarından: İtalyaya karşı beslen- Sivas-Erzurum istikra zı kaydına başlanıyor Sivas - Erzurum demiryolu istikrazının dört buçuk milyon liralık ikinci tertibin kaydı işine bu ayın 20 sinde başlanacak ve 5 oır:ncı kânunda bitecektir. İstikrazın faizi yüzde 7 dir. 20 lira itibarî kıymetteki tahvilin ihraç fiatı 19 liradır. Kuponlar ıtla oluncaya kadar her türlü vergiden muaftır ve artırmada, eksiltmelerde teminat olarak itibari kıymetler üzerinden başa-baş kabul edileceklerdir. Bu tahviller: Birikmiş paraya en çok gelirin, yurdun bayındırlığına en büyük hizmetin sembolüdür. mekte olan herhangi bir kin hissinden mülhem olarak değil, belki harb etmek aşkından ilham alarak binlerce Somalili, habeş ordusuna iltihak itmek üzere, fransız ve italyan Somalileri sınırlarını geçmektedirler Bu haberler, mezkûr hududlardan gelmektedir. Şimdiki eski yollar, deve kervan-larile dolu bir haldedir. Habeş seferberliğinin bitmiş olmaktan çok uzak olduğu söylenmektedir. Cibuti - Dİredaora demiryo lunun Habeşistan» -'«nderilmekte olan insan kuvvetlerce silâhların ve gereçlerin nakline yetişememekte olduğu ve acılan mezkûr demiryolu boyunca yeni bir oto-mobil yol uynpılmas.na süratle devam edilmekte bulunduğu da söyleniyor. II İh Kelimenin etir'.olojİk şekli: US (2) (3) (ah 4 ağ -t- al) (t) Ah: Köktür (h k kategorinin diğer harfleri). Burada şu anlamlar üzerinde durmak lâzımdır: Ah = Hareket, seyir, cereyan, yürüyüş, gidiş, yaşayış, vaziyet; kuvvet, takat, kudret; zaman (2) Ağ: Kök mefhumunu temsil eden objeyi gösterir. (Ah +-ağ = ahağ): "cereyan, hareket, gidiş, yaşayış" demektir. Kars havalisinde "ceryan, mecra" anlamına (akak) şeklinde kullanılmaktadır. (3) Al: (. | I), ektir: "geniş, belli olmıyan, gayrışahsî, her sahada bulunur, her şey, şümul" gibi genellik mefhumu ile objeyi veya süjeyi vasıflandırır. Ahağ -f al — ahağal ss hal: kök olan (ah) sözünün bütün anlamlarını umumî ve şamil bir surette ifade etmiş oluyor. Meselâ: (Ne haldesiniz?) denildiği zaman "gidişiniz, yaşayışınız, takat ve kuvvetiniz, kudretiniz, vaziyettiniz nicedir, Aer nohtaı nazardan?" manası kastedilir. "Her nohtaı nazardan, her şeye şamil" manasını verdiren (. -i- I) ekidir. "Hâl" sözü Kırgızcada "vaziyet" demektir. Aynı suretle "hal-siz = kuvvetsiz, kudretsiz, takatsiz" demektir; buradaki (hâl) sözü "kuvvet, kudret" anlamına-d,r. [*] (Halsiz) sözünün (kalas) kullanışı da vardır. "Takatsiz, dermansız, çaresiz, miskin" demek-tir. [1] Kal ,p kalıp [2]: "Kuvvet, nüfuz, İktidar" demektir. (Hâl) kelimesi, "Alus" şeklinde de kullanılır; bunun etimolojik şekli: (ağ -f- al + us) Burada kelimenin başına doğrudan doğruya ana kök olan (ağ) gelmiş, ve nihayete gelen (us) ekinin kelimeyi uzatması yüzünden baştaki (al) ın vokaliyle kaynaşmıştır. Alus =-- hâl, şerait [3] Pekarski'nin Yakut Dili Lügatinde (hâl) kelimesi, (hağal) şeklinde görülmektedir. Manaları a-rasında "yaşamak, gitmek, uzaklaşmak, kaçmak (yani hareket) „ mefhumları da vardır. HALET Kelime (hâl) sözünün sonuna (et) ekinin gelmesiyle hasıl olmuştur: (. -f- t) eki, "yapıcılık, yapımcılık, yapılmış olmaklık", yani kelimenin anlamının tama-miyeti ve müsber olduğu mefhumunu anlatır. (Hâl) kelimesinin izahında gördük ki (i) konsonu, kök mefhumunu ''şamil ve mücerret' bir surette vasıflandırmış idi- İşte (t) [*] Sagay ve Uygur lehçelerinde [/] Radlol. II. -Çağatay lehçesi"; Babus [2] Radlof. II "Kırgız lehçesi' [3] Pavet de Cuorteille: Şark Türkçesi Lügati eki, kelimeyi bu umumîlikten, mu cerretlikten çıkarıp müsbet bir şekle sokmuştur. Yani mevzuu bahsolacak herhangi bir süjenin içinde bulunduğu hâl, belH bir surette göze çarpmaktadır. "Bu ne halettir?" dediğimiz zaman gördüğümüz hâli, müsbet o-larak tanıdığımızı ifade etmiş oluyoruz. (Halet) sözü, "olmanın ve bulunmanın" ifadesidir. Onda hayreti, aceleyi, telâşı anlatan bir mefhum mevcuttur. "Halet" in (atat) şekli de vardır. Tekirdağ, Çorlu, Muratlı, Saray, Denizli gibi Trakya ve Anadolu bölgelerinde aceleye (atat) dedikleri gibi, (atat) sözünün "telâş ve acele" manasına geldiğini Lehçei Osmani'de de görüyoruz. (Alat -f lamak): "acele etmek, istical etmek, telâş etmek" demektir. [4] Halad -f ly = haladıy [5]: "öne gitmek, ilerilemek için çırpınmak" anlamınadır. "Ey, ubay, haldıyanmn = ey, amca, sen kend-ni pek fazla zor-luyorsun, pek fazla üzüyorsun" [6] Not: (Halet) ile (halad + ..) sözleri arasındaki fark, eklerin biri (et) ve diğeri (ad) oluşudur. HAL Kelime, (hâl) sözüne (ağ) ekinin ilâvesiyle meydana gelmiştir. (Ağ), kelimeyi "şümul" anlamı içinde tamamlıyan ve onu ifadeye yarıyan ektir. Yani, (hal) sözünün ifade ettiği gidiş v. s. anlamlarının tamam olduğunu gösterir Meselâ: - Say ifayı çeviriniz - [4] Lehçei Osman. İs) f6"] — Pekarski: Yakut Dili Lügati Dit hakkında Etimolojik ve Morfolojik VI inci Anket i — Şark, doğu 2 — Şimal, nord 3 — Garp. batı 4 — Cenup, sud I) Yukardaki kelimelerin ilk ve asıl kökleri nelerdir? II) Bu kelimeler nasıl teşekkül etmişlerdir? III) Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin her birinin mana ve farkları bakımından rolleri ne olmuştru? IV) Bu araştırma neticesinde: A - Türkdili kökleri ve, B - Türk dili ekleri, ve, C - Türk sözlerinin teşekkülü '¦¦'¦'¦! ı bir kaide çıkarmak mümkün müdür'. Yukardaki altıncı dil anketimize okurlarımızın verecekleri cevabi ar, gaeztemiz yazı :şleri di-rektörlüğüne göndrrmMeı'ni r-a ederiz. Ş'mdiye kadar' r'dtptr z cevabtan sırası v/e koyJuğum-JZ gibi bunrlnn h/iyle d" ya^cğij. SAYII-A Z 17 i»uıntlî?KlN 1935 PAZaK DIŞ SON DAKİKA Habeş imparatoru Harb gereci için döviz arıyor HABERLE ingiltere seçin j Londra ve Paris gazetelerinin seçim hakkındaki yazıları Londra, 16 (A.A.) — Muhalif gazeteler müstesna olmak üzere bütün ingiliz gazeteleri seçim so -nucunu büyük bir memnuniyetle kaydetmekte ve şimdiye kadar dört yıl İş başında kaldıktan sonra seçim yapan hiç bîr ingiliz hü -kümelinin böyle bir muvaffakiyet elde ettiğinin gorülmemş olduğunu yazmaktadırlar. Taymis gazetesi: ingiliz mil -letinin «siyasada devamlılık* ananesine bugün de sadık bulundu • ğunu bütün dünyaya bir kere daha isbat etmiş olduğunu yazmak -tadır. Deyli Telgraf diyor ki: "ingi -Üz milleti 1931 deki kararını teyîd etmiş ve İşçi partisini bir kere daha kapı dışarı etmiştir,, Morning Post gazetesi, işçilerin çok kuvvetlenmiş olmalarının muhafazakârlar icîn ciddî bir ihtar mahiyetinde olduğunu ve zafer üzerinde uyumamak lâzım geldiğini yazmaktadır. Deylî Ekspres, işçi partisinin bugünkü mümessilleriyle Ingilte-rede tutunamıyacakiarının bir ke re daha sabit olduğunu kaydet -metkedir. Ayrış gazeteleri, partilerinin uğradığı mağlûbiyetten duyduk -lan icryı gizlememekle beraber muhalefetin parlamentoda daha ziyade kuvvetlenmiş olmasından dolayı müteselli olmaya çalışıyorlar. Fransa gazeteleri ne diyorlar? Paris, 16 (A.A.) — Bu sabah. ki Paıîs gazeteleri, ingiliz intiha -batının manasını koymağa teşebbüs etmektedirler. Maten diyor kî: B. Makdonald'ın muvaffa -kiyetsızliği, o kadar şahsidir ki, Baldvin kabinesine dokunacak . ç bir tarafı yoktur. Hükümeti idare için B. Baldvin'in yolu açıktır. Karmakarışık ve kararsız Avru -pa'da büyük Britanya adaları hakikaten bahtiyar olacktır.,, Ekse İşiyor'dan: " Yeni kamarada milletler cemiyetinin siyasası, ittifaka yak m bir çoğunluk bulacaktır. „ Pertînak, Eko do Par i gazetesinde şunları yazıyor: " ingiliz seçimlerini kazanan bir program değil, fakat bir adam dır. O da Baldvüı'dir. Bu başarıdan sonra Baldvin tecrübelerine dayanarak iş görecektir.,, övr gazetesi, şunları yazmak -tadır: " Baldvin, Milletler Cemiyetinden yana çalışacaktır. Bundan ötürüdür kî, kendisinin bugünlerde, petrol üzerine ambargo konulmasını Cenevre'ye teklif etmesi beklenebilir. Bu teklif, şüphesiz, ame Tıkalılar tarafından da kabul edilecektir.., Popüler gazetesi diyor ki: *' İşçi partisinin zaferi, Avrupa için bir iyilik olacaktı. Temenni edelim ki, muhafazakârların za - feri, Avrupa'nın bugün içinde çır-pmdtğı kargaşalıkları arttırma - Büyük faşist kurulunda Cibuti, 16 (A.A) — Havas ajansı aylarından: Habeş imparatorunun harb gereci mübayaaü bedellerini ödemek için ecnebi dövizleri tedarik etmeğe ça -Ilımakta olduğu ve kendisinin Cibuti-Adisababa hattı aksiyonlarından sa-bib olduğu mikdarın, bu hattın mecmu aksiyonlarının yarısına baliğ bu -lunduğu teeyyud etmektedir. FranaaniD daha şimdiden bir çok büyük menfaatleri vc Habeşistanda önemli bir nüfuzu vardır. Burada mevzuu bahsolan şekilde yapılacak bîr muamele, onun nüfu - Koma, 16 (A.A) — İtalyan hükü -¦»eti, general do Bonoyu geri çağır -mı* ve kendisini mareşal yapmıştır. Hükümet, mareşal Badogliyo'yu doğu Afrika sı yüksek komiserliğine ve Roma fırkası kumandanı general Crissoni'yİ Eritre valiliğine atamıştır. Mareşal Badosliyo — ki Marki do Sabotini'dir — sömürge islerinde ve aseseIelerinde mütehassıstır. Kendisi 1928 de Libya valisi olmuştur ve 1925 amberi mareşal ve 1929 dan beri de senato üyesidir. Harrar düşecek olur mi Roma, 16 (A.A.) — Tribüne gazetesi, Harrarm düşmesi pek ö-nemli olacağını yazmaktadır. Bu gazete, Somalideki italyan ordusu sağ cenahının bii istikşaf hareketi sırasında daha şimdiden Cicika - Harrar hattına erişmiş ve belki de bu hattı geçmiş olduğunu ilâve eylemektedir. Bunnula beraber henüz bu havadisi teyid eden hiçbir haber a-Iınmamıştır. Adisababa, 16 (A.A.) — Ve-liahd Asfasussen, dün elçiler heyetini kabul etmiştir. Kendisi bu münasebetle verdiği bir söylevde Habeşistanın umudunu, halihazırda tamamîle milletler cemiyetine bağlamış bulunduğunu ve aynı zamanda cenabıhakkın yardımına nail olduğunu söylediği habeş or-dularmm muvaffakiyetlerine güvenmekte olduğunu söylemiştir. A abı harbi Asmara, 16 A.A.) — Havas ajansının Tiğre cephesindeki aysarından : "Azbi'de vukua gelen "Hâlâ gelmedi" dediğimiz zaman "gelmesi için icap eden yürüyüş, hareket, kuvvet v. s. tamam oldu, fakat gelmedi" manasım kastederiz. Not: (Hal) sözünün "gidiş, hareket, cereyan" mefhumlarında tabiatiyle (zaman) mefhumu vardır. Onun için (hâlâ gelmedi) ifadesini (elân gelmedi) diye de anlıyabiliriz. (Hâlâ) sözünün, (h = k) ol-masiyle, (Kalığ) [7] şekli de vardır. Manası "elâr." demektir. Türkçede, "Kattı (kaldı ki) " •özü, (zaman) mefhumunu işaret eder. , Kalü: "O vakit ki, ne zaman ki, olduğu vakit, vaktâ ki" anlam-larınadır. [8] HÂLEN Kelime, (hâl) sözüne (en) ekinin gelmesiyle vücut bulmuştur: (. -f n) eki, berhangi bir sahada bulunan obje, süje veya düşünceyi, esas olan obje veya süjeye yaklaştırır ve o andaki vaziyeti ve zamanı gösterir. Burada esas obje (hâl) dir; (. -¦ n) eki, bu objeye hariçten bir düşüncenin temas ve münasebetini gösteriyor ki bunun [7] Radlof. II. "Uygur lehçesi"; Orhon Kitabeleri [8] Uygar Metinleri, Paul Pel-liot. "T'oung Pao" 1914 zunu artıracak ve ona Cibuti limanının inkişafını tenin etmesi için yeni sebebler verecektir. Bu sebebten dolayı Cibutideki fransız tecim odası, dünkü genel toplantısında bu şekildeki arzusunu iz -har etmiştir. Cep/ıeteri birleştirmek istiyorlıu- rodu, 16 (a-a) — İtalyan as -kerî çevenleri, Eritre île Somali ordularını birbirlerine yaklaştırmak için halihazırda Tuçfafan vadisi boyunca bir taarruza girişmişlerdir. muharebe, 1895 muharebesi dola-yısiyle italyanların kendisini serbest bırakmış oldukları Ras Sebatın oğlu Ras Kassa Sebatın kıtaatının tecavüzü üzerine vukua gelmiştir. Ras Kassanın askerleri sol cenaha Mariottî koluna karşı taarruza girişmekle işe başlamışlardır. Lorenzinİ kolu ise bu sırada daha ziyade solda bulunuyordu. Habeşlerin işgal etmekte oldukları mevzi daha kuvvetli idi. Habesistanda şiddetli yuûmurlar. Harrar, 16 (A.A.) — Çok şiddetli yağmurlar dolayısile 12 italyan tankı çamurlara saplanmıştır. Sıtma italyan kıtaatı arasında tahribat yapmakladır. Habeş müdafaasını şimdilik ancak hava bombardımanları tehdit etmektedir. Salıdan beri italyan tayyareleri hergün Dagaburu bombardıman etmekte ise de ender telefat verdirmektedir. Hava bombardımanlarından yaralanan asker geriye gönderilmektedir. Yeni yeni kuvvetler Harrar cephesini takviye eylemektedir İtalyanlar geriye gönderilen yaralıları da bombardıman etmektedirler. İtalyan tayyareleri dün Ciciga yakınında bir köye de bombalar atmışlardır. M iticiler cemiyetinin bir daveti Cenevre, 16 (A.A.) — Milletler Cemiyeti Genel sekreteri bütün üye hükümetlere gönderdiği bir tamimde bunları.-15 • şubat - 1935 tarihine kadar beyaz kadın ticaretine karşı 1936 senesinin başlarında toplanacak olan arsıulusal konferans hakkındaki düşüncelerini bildirmeye davet etmiştir. ifadesi vazifesini, (hâlen) sözü görmektedir. Meselâ bir kimse size herhangi bir işin yapılması fikrini, içinde bulunduğunuz vaziyete - yani "hâl" inize temas ettirse ve dese ki: "— Sîz bu işi yapacak mısınız?" Ve siz de: **— Hâlen böyle bir şey düşün-miyorum" Derseniz, bu demektir ki: Sizin halinize, (. -f n) eki ile hariçten bir düşünce yaklaştmlmıştır; fakat siz bu vaziyette iken o işi düşünmemiş olduğunuzu ifade ediyorsunuz. Not: (Hâl) kelimesine Arapça lügatlerde türlü manalar verilir: l« — "İŞ. gvç. kara balçık, uğ-lancıklar çıkrığı ki onunla yürümek öğretirler, arka yükü" [ 1 j. 2. — "Her şeydeki vasfı müte-gayyir..., dervişlere arız olan keyfiyet, mazi ile müstakbel arası" [2] 3. — "Şimdiki zaman ve nesnenin oluşu ve bulunuşu" [3]. 4. — "İnsanın mahüvealeyhi olduğu nesne" [4]. (Hâlâ, halet, hâlen) sözlerine de "hal cihetiyle şimdiki vakitte olmanı n ve bulunmanın sureti v. s. v. s.) gibi manalar verilmektedir. [l] Ahterii Kebt [2] Lûgaü Naci [$] Tercemani Lügat [4] Kamus Tercemesi Vefd [)aıiisinin protestosu Kahire, 16 (A.A.) — Havas a-jansı aylarından: Vefd partisi, dün toplanmış ve Milletler Cemiyetine bir protesto göndermiştir. Bu protestoda son halk nümayişçilerinin hükümet tarafından şiddetle tenkîd edilmesi Mısıra karşı bir tecavüz sayılarak bu hareket protesto edilmektedir. Talebe meclisi, bir delege heyeti teşkilini istemeğe karar vermiştir. Bu heyet. Milletler cemiyetine Mısırın durumunu ve halini izah ve teşrih edecektir. Meşrutiyetçi liberaller başkanı Mahmud Pasa, dün bir beyanname yaymıştır. Bu beyannamede, partilerin hepsinin birleşmesi lebinde mütalea yürütülmekte ve hükümet, ingiliz memruları karşısında zaaf göstermiş olmakla muahaze ve son vaka yi den mesul olduğu ilâve olunmaktadır. Mısırdaki karışıklıkların mesulü kim? Roma, 16 (A.A.) — Basın bakanlığı, Mısırdaki kargaşalıklara italyan basınının yapmış oldukları propagandanın sebeb olduğuna dair yabancı haberleri kati surette yalanlamakta ve bu karga -salıkların sebeblerî Sir Hor'un son nutkuna karşı hasıl olan aksülâmel ve mısır mîllî partisinin hattı hareketi gibi haller olduğunu ilâve eylemektedir. Kahire, 16 (A.A.) — Bu sabah, Kahirenin muhtelif mahallelerinde yeniden kargaşalıklar olmuştur. Bulak mahallesinde talebe, polise taarruz etmiştir. Zabıta, silâb kullanmak zorunda kalmıştır. Nümayişçiler, kaçmışlardır. İzmir sar bay. Moskovada Moskova, 16 (AA.) — İzmir sar bayı Behçet Uz Moskova kültür bahc-sı müdüriyle görüşmüş ve Izmirde yapılacak olan k'.i'tür bahçelinin plânlarını mimar Korjef, Antonof ve Şmid'e ver -mistir. Behçet Uz gösterilen yardımdan dolayı hararetle teşekkür etmiştir . Moskova. 16 (AA.) — izmir ş ir bayı Behçet Uz, VorosiloPu ziyaret ede -rek izmir'in manzaralarını havi bir al -bûm ile Voroflflof bulvarmtn plânlarını vermiştir. inebolu jaciust tein. Moskova, 16 fAA.) — inebolu vapurunun batması münasebetiyle B. Lit • vinof Türkiye büyük Elçisi Zekâi Apaydın a taziyede bulunmuştur. Moskova Sovyeti Başkanı Bılganin de İzmir sarbayı Behçet Uz*a taziyelerini bildirmiştir . Yunanistanda Htdk partisinin toplantısı Atina, 16 (A A.) — Aşağıdaki bildiriğ çıka.-ılmıştır: Şimdiki hükümeti tutan hatkçı partisinin saylavları dün toplanmışlardır. Saylavlar halkçı partisini asıl kendilerinin teşkil ettiğine ve bilhassa en vahim anlarda partinin tarih ve ananesine daima sadık kalmış bulunduklarını beyan ederek siyasal savaşlarına sarsılmaz bir beraberlik ile devama ve bu eserin idaresini başbakan muavini B. Teotokiye tevdia karar vermişlerdir. Kudüste Bir protesto mitinfii menedildi Kudüs, 16 (A.A.) — Almanya da yahudilere karşı çıkarılmış olan Nurenberg kanunları aleyhine dün ve bugün için tertib edilmiş olan protesto mitingleri polisin yasağı üzerine yapılamamıştır. Roma, 16 (A.A) — İtal yanın Londra büyük elçisi B. Grandi bugün toplanacak olan büyük faşist kurulunun toplantısında bulunmak üzere Konsaya gelmiştir. B. Grandi bu vesi -le ile herhalde Musolini ile önemli siyasal konuşmalar yapacak ur. Libya genel valisi mareşal Balbo Bakre*, 16 AA ) — Kiramı par -lamantoda okunan beyannamen, hükümetin tetkik için parlamentoya verece • ği programı izah etmektedir. Beyannamede, basan1 an bütçe muavzenesi ve buhrana karşı koymak için alman eko -nomik tedbirler memnuniyetle tesbit ve ordunun takviyeü ve müdafaanın tec -hizatlandınhnası için düşünülen tşlar kaydedilmektedir Beyannamede ri- siyasa hakkında deniliyor ki: Arsıulusal durum ciddidir. Geçen sene, her ikisi de Romanvanm dostu olan Fransa il- ttnlyayı yı-kHşrtrmu bu'unar. Rom* anlaşmaları gibi sevindirici bîr ı*-.r-( ile balamasına ve kollektif emniyet aumındnki basarılar itibarîyle mu- • mir bulunmasına rağmen, Avruna d'sm-dn olmakla beraber siyasal durumu üzerine derin bir tesir yapmış olan bîr harp ilan edilmiştir .Romanya, milletler cemiyetine sadık olduğunu göstermiş ve pakt hükümlerini tatbik etmiştir. Romnaya bu müellim vazifeye haklı bir bsrısın süratle ten? edilebileceği ümidiyle katlanmıştır Buna intizareo, Avrupa barısının muhafaza edil merine ve mitti menfaatlerimizin hiç bir suretle zarara uğ -ramamasına daimi surette ihtimam la -zımckr Bu amaç. bara} andUşamalarına riayeti, bilatefrik bütün devletlerle olan ittifak ve dostluklarımıza sadakati ve komşuluk münasebetlerimizle sosyete paktı çerçevesi içinde ve bu pakta ria-yet ederek kollekrrf rmniyet eserin* teşriki metnimizin takviyesini her za - da aynı maksatla buraya gelmiştir. Cenevre, 16 A.A) — Milletler cemiyeti ç ev enlerine göre, faşist konseyi, B. Musolminin teklifi üzerine zecrî tedbîrler meriyet mevkiinde kaldıkça, ltalyanın her türlü siyasal toplantılara iştirakten imtina etmesine karar vermiştir. mankinden dana ziyade babam etmek tedsr fieyanname, bütün ulusal kuvvede rü» itti ha d mı ve bütün ihtirasların ve dahili münasebetlerin terkini isteyerek bitmektedir . Zecrî tedbirler karşısında Fransa Paris, 16 (A.A.J — Resmî gaıtw, dış işleri bakanlığının ihracat teciroen -İcrine hitab eden bir ihtarım neşretmektedir: İtalya'ya veya sömürgelerine gönderilmek istenilen silâhlarla mühimmat v harb levazımının transiti ve aktarması yasaktır. Bunların geri çevrilerek başka mem'cketlere yollanması İstendiği tak dirde t k ar İtalya'ya ihraç edilmeye -çeklerine dair kefalet vermek İcabeder. Fransız endüstrisi Zecrî tedbirlerden zarar mı göt enek? Paris. 16 (A A.) — Dokuma endüstrileri cemiyeti başkanı başbakana 80 teşekkül adına gönderdiği bir mektupta ezerî tedbirlerin fransız dokuma endüstrisine yapacağı zararlardan dolayı bu tedbirleri protesto etmekte ve fransız dokuma ihracatının onda birini ltalyanın istihlâk ettiğini hatırlatmaktadır. 1 . . General dö Bono geri çağırıldı Bükreş parlâmentosunda ULUS 18 SOOTEŞRIN, PAZAltiks Son haberler ikinci sayfada ON ALTINCI YIL. No: 5142 Adımız, amlımızdır ll«*ryerılr? 5 kutu Gündelik ERAZİ VF. YAPİ VERGİLKRI Kemal ÜNAL Erazi ve yapı vergilerinin hususi idarelere devri lâyihası; bu i-ki verginin halktan alınmasını daha uygunlastıracak iki ayrı lâyiha ile birlikte, Kamutay komisyonlarında görüşülmektedir. Erazi ve yapı vergileri. Öteden-ber: devletçe toplanan araçsız (vasıtasız) vergiler arasındadır. Hususi idare sistemimize göre devletçe halktan alınan vasıtasız vergilerin hemen hepsinden, kanunla çizilen nisbetlere göre, mikdarlar ayrılmakta ve bu idarelere verilmektedir. Bu mikdarlar, hususî idare büdceleri için külfetsiz bir gelirdi. Salnakların (matrahların) iyice belirtilmesi, ve verginin halkın Ödeme kapasitesine uygun mikdar ve zaman i-cinde alınması devlete düşüyor-du. Maliye, bu yüzden birçok maddi külfetlere katlandığı kadar, manevî bir ağırlık da taşıyordu. Mükellef, devlete verdiklerile, kendinin içinde yaşadığı ve yakından faydalandığı birçok mahallî hizmetlerin de görüldüğünü bilmiyordu, halk her zaman, vasıtasız vergilerin hafifletilmesi üzerinde geniş bir istek taşır ve bunun büyük devlet büdcesi içinde, kolaylıkla başarılacağını sanır, halbuki bu vergileri azaltan her tedbirin sistemimiz icabı, kendi çevresindeki hizmetleri durduracağını düşünmez. Yeni sisteme göre, erazi ve yapı vergileri; - yol vergisi gibi -doğrudan doğruya hususî idarelerce alınacaktır. Buna karşılık ¦-darelerin, başka vasıtasız vergilerden alacaktan mikdarlar, maliyede kalacaktır. Erazi ve yapı vergilerinin devredilmesi ile ne hususî idarelerin ve ne de maliyenin eski durumdan daha az veya daha çok gelir al-(Sonu 2. ci sayıfada) Yüzde yedi faizli Sivas - Erzurum istikrazına yazılınız /irı buruk milyon liralık ikinci terfih Sivas • Erzurum demiryolu İstikrazının kaydı bu ayın yirmisinde başhyaruk re 5 birinci kânunda bitecektir. İstikrazın faizi yüzde yedidir. 20 lira itibari kıymetteki tahvilin ihraç fitıtı IV liradır. Kananlar itfu olununcaya kadar her türlü vergiden muaftır Bu tahviller Her türlü artırmalurda, eksiltmelerde teminat olarak i-tibarî kıymetleri üzerinden başabtıs kabul edileceklerdir. Paranıza hem emin ve çok getir Getirmek hem yurdun bayındırlığına büyük bir yardımda bulunmak için Sivas - Erzurum istikraz tahvttlermden alınız Büyük faşizim kurulu Zecrî tedbirlere karşı kararını verdi Roma. 17 fA.A.) — Stefani a jantı bildiriyor: Faşizm büyük konseyi dün gece toplanmıştır. Senato başkanı, bütün konsey ü-n. .-n adın* aşağıdaki takriri vermiştir: dalyan m.Met.nm, 2 ıfetosrın muazzam toplantısında tecelli ettiği veçhile, genel hissiyatına tercüman olan büyük konsey, duçenin şahsmda, İtal yanın hayatı ve istikbali için elzem şeraiti, evlatlarının gayretiyle Afri -kada temin etmek hususundaki milletin haklarının en yüksek vücuda getiricisini heyecanla alkışlar ve Du- çenin eserine kayıdsız *e şartsız e -min bulunan bütün italyanların elzem hedeflere varmak için her türlü fedakârlıklara hazır bulunduklarını to-yîd eder. Bundan toruma parti sekreteri, \f-rika işinde inkılabın esas fikrini ve Romanın clase:'-ve kurtarıcı madeni- yetini silahla ileri götüren yeni faşist italyan muharibleri ile mareşal do Bonoya arkadaşlık selamları yollanmasını teklif etmiştir. Gerek senato başkanının takriri gerek parti sekreterinin '.eklifi alkışlarla kabul edilmiştir. (Sonu 2. ci sayıfada) Sayımımız, örnek bir sayım olmuştur Nüfus sayımımıza, arsıulusal istatistik âleminin gösterdiği ilgi çok geniştir-İtalya usullerimiz hakkında malûmat istemiştir Genel nüfus sayımının neticelerini tasnif etmekle meşgul olan istatistik genel direktörlüğü büyük bir faaliyet içindedir. Direktörlük bir broşür hazırlamaktadır. Vilâyet ve kaza itibarile koy ve şehir nüfuslarının kadın - erkek nisbetlerinİ; 927 denberi şehir nüfuslarının artma nisbetlerinî, türlü bölgelerdeki kesafet değişiklik lerini İhtiva edecek olan bu broşür, mufassal tasnif neticeleri bel- li oluncaya kadar nüfus bakımından bilinmesi en zarurî malûmatı temin etmiş olacaktır. Umumî tasnif neticelerine 150 kişilik bir kadro ile çalışılmaktadır. Şimdi Ankara vilâyetinin tasnifi ile uğraşılmaktadır. Tasnifin çok süratle yürümesi için tasnif makinelerinden iki misli istifade maksadı ile yakında gece mesaisine başlanacaktır. Umumi tasnif neticelerinin üç. dört bin sayıfalık 5-6 cild teşkil e-deceği tahmin edilmektedir. Uzun ve devamlı bir çalışma neticesinde bitecek olan bu büyük işin sonu beklenmeden her vilâyetin tasnifi bittikçe diğerlerinin bitmesi beklenmeksizin parça parça neşredilecektir. Genel direktörlük ayrıca ve 927 sayımının bize vermediği mühim bir iş üzerinde çalışmakta (Sonu 3. cü sayıfada) Mimar B. Lapradın Bugün Saat on sekizde Halkevinde Vereceği Konferansta Mutlak Bulununuz. Dünkü murta uol olurken (Spor lıaberterimiz 6. eı say ifadadır.) "Ulus,, un dil yazıları Sabah Sabah, sabağ - ll.sahahley, sabağley -111. sabahleyin, sabağleyin „ sözlerinin etimoloji, morfoloji, fonetik bakımından analizi SABAH, n\I!\C; Kelimenin etimolojik şekli: d) (2) (3) (4) (ağ -+ as -f ab + ah) (1) Ağ; Köktür; "güneş" anla-mınadır. (2) As: (. - s); oldukça geniş ve uazk bir sahayı, bu sahada bulunan objeyi ve süjenin bu obje ile münasebetini gösterir. Uzak sahada bulunan obje, kökün ifade ettiği "güneş" tir. Süje güneşle münasebet ariyan "insan" dır. Münasebeti işaret eden, haber veren, müjdeliyen: (ağ -j- as = ağas) sözünün anlamı oluyor: "parlaklık, beyazlık" demektir. Bu kelime, Pekarski'nin Yakut Dili Lügatinde aynen (Ağas) şek linde olarak dediğimiz manalar dadır. Yine bu lügatte "apağas +¦ 6em6eyaz" terimi görülür. (Ağas) mürekkep '-özünde ana kok ile ek, kaynaşarak (âs) şekline .'irer. Kendinden sonra başka kök vpya *kler gelerek kelime büyüdükçe (âs) ın vokali dahî düşebilir. (3) Ab ap: Köktür. Burada 'hareket, imtidat, uzama" gösterir. (Âs) ı, yani parlaklığı; uzanıp gözümüze gelmesi anlamiyle tamamlar. As + ap — . , s -+ ap (= sap: "Şuağ, rayon (trait qui part d'un corps lumineux) " demektir; yani güneşten çıkan ince iplik, tel gibi parlak hatlar anlamınadır. Not 1 : Bundan alınan mefhumladır ki (sap) sözü, Türkçede, birçok ince şeyler ifade eder. Meselâ: Sap -¦- (I) ip, tel, tar (bir sap tire); (II) hububat ve çiçek ve sair nebatatın yerden başak veya çiçeğin başladığı yere kadar olan düz, ince yeri; (III) baltanın, kazmanın, süpürgenin sapı da bu (sap) kelimesinden çıkmıştır. [1] Kurutulmuş, parçalanmış, tiftiklenmiş hayvan damarlarından yapılmış ipliğe Yakutçada (sap) de-nir. [21 No' 2 : (Ağas - âs) ın güneşi haber teren, işaret eden, müjdeliyen bir mefhum olduğunu gördük. Bu haberin, içaretin, müjdenin adına da (sap) derler: "Tülee k^si s» nata sap buolar = insan rüyasında birçok sap görürse 'aşına gelecek bir felâkete İşarettir." Bu misalde görüldüğü gibi (sap) işaret anlamiyle tefsir olunur. '3J Haber, işaret, müjde anlamına (sav) 4) sekli de vardır. (Sav Sab Sav - Sam) sözlerindeki (p—b=:v—m) olduğu malûmdur (Sav) iri. (Çav) (5] şekli de vardır [l] Kamusu Türki \2] Pekarski: Yakut DUi lügati lfl ...... » [4] Uygurca Kurnn Tercemesı; Uygur Metinleri, FJidrak Uli-*an-if'"rrak: Divanü Lûgat-it-Türk Î5] Oivını 9,-ıltan Velet Adana havalisinde bu anlamda (Sim) şeklini kullanıyorlar. [6| Not 3: Şuağ manasına olan şu kelimeleri altalta yazalım: Sap: (s ¦+- ap) I. - Coğ: (c + Oğ) f7] Çoğ: (ç + oğ) 2-Cuğ: (c + uğ)|8l Çuğ: (ç f uğ) Şuağ anlamiyle şöhret anlamı birdir. Şöhret, bir parlaklığın yayılması demektir; onun için şöhrete de (sap) ın bir şekli olan: 3. -Cap: (c + ap) [9] Çap: (ç f ap) derler. Bu notta görülüyor ki "şuağ" anlamına olan (sap) ve onun (ş, c, ç - p, b, v) değişimleriyle aynı olan birçok sözler bize yabancı değildir. (Sap) sözünün, "şuağ, ateş" an-lamlariyle olan münasebetini gösterir Pekarski nın Yakut Dili Lügatinden şu sözlere de bakalım: Sap | siy ---- sapsty (Teleütçede: sabağ) [10]: üfleyerek tutuşturmak. "Osoh sapsıyar (sap + styar) — fırından, veya sobadan, ateş üfürülüyor" (Sap -+- trda) = Şapırda = söndürmek (Sap + sır) = Sapnr = ateşi - Saytfayt çeviriniz - [6] Derleme [7] Divana Lûgat-it-Türk [8] Radlot. IV. "Şor lehçesi" [9] Büyük Türk Lügati "Kazan ve Kırım lehçeleri"; Orhon Kitabeleri [10] Bu kelimenin yapılışı (sabah) ınkİnin aynıdır; sonlarında birinin (ğ) diğerinin (h) bulunu -yor kî bunlar aynı kategoridendirler. Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik VI inci Anket / — Şark, doğu 2 — Şimal, norû .J — Garp. batı 4 — Cenup, sııd I) Yukardaki kelimelerin ilk ve asıl kökleri nelerdir? II) Bu kelimeler nasıl teşekkül etmişlerdir? III) Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin her birinin mana ve farkları bakımından rolleri ne olmuştru? IV) Bu araştırma neticesinde: A ¦ Türkdili kökleri ve, B • Türk dili ekleri, ve, C - Türk sözlerinin teşekkülü hakkında bir kaide çıkarmak mümkün müdür? Yukardaki altıncı dil an^r timize okurlarımızın verecekleri ce-vablar, gaeztemiz yazı işleri direktörlüğüne göndermelerini rica ederiz. Şimdiye kadar aldırımız cevabları strasiyle koyduğumuz eibi umulan bövle de av»*^ırvt#ts SAYIFA 2 18 SONTEŞRİN 1935 PAZA.K I ^Si SON DAKİKA Bütün Habeşistan'da İtalyan kuvvetlerinin mikdan ne kadar? Eritrede 260 bin, Somali de 50 bin asker var Roma, 17 (A.A) — Eritre ve So-d3.ılidc bulunan anavatan askerleri ile yerli askerlerin mikdan 310 bin kı-ı tahmin edilmektedir. Buna, italyan subayları tarafından kadroya sokulmuş başıbozuk yerli kıtaları da ilave etmek gerektir. Bu kıtalar şimdi Setit cephesini tutmaktadırlar. Ana vatan kıtalarının mikdan 250 bin, yerli kuvvetlerin mikdan 62 binden fazlaya baliğ bulunmaktadır. 40 bin sivil amele, yolların yapılması ve mevzilerin tanzimi ile meşgul olmakta ve bu hususatta istihkâm sınıfına yardım etmektedir. Kıtaların en önemli mikdan, E -ritre cephesinde olup Somalideki 50 bin kişiye mukabil 260 bin kişidir. Eritredeki kıtalar mevcudu, dört piyade fırkasına baliğ bulunmakta o-lup bunlardan general Santa Balbini general Treziani Bertini ve Dük dö Begamenin kumandası altında bu -•onmaktadırlar. Eritrede general Ettoro Bastico, general Umberto Soma, general Ales-sandro Tradİti, general Atilio Terru-si ve general Gacomo Applottinİn kumanda! an altında beş fırka bulun -maktadır. Bundan başka Eritrede iki müstakil grup vardır ki 29 bin kişiden mü- rekkeptir. Muhtazum yerli askerler, kırk bin kişiden mürekkep olup bir kolordu teşkil etmektedirler. Niha -yet hususi tank kollan vardır. Ağır topçu kıtalan, sıhhî servisler, leva -zrm servisleri ve 58 bin kişiden ibaret olan istihkâm subay ve efradı vardır. Habeşistanda silah sıkıntısı var Adisababa, 17 (A.A.) — Habeş hü -kümeti bütün askerlerini silâhlandırmak için lüzumlu olan si'âh stokuna malik bulunmaktan henüz çek uzaktır. Bugün borada yapılan geçit resminde p'k in dai silâhlar taşıyan k talar görülmüştür. Hattâ bîr müfrezenin hiç silâhı yoktu Ve ellerinde taşı d klan bayrkta 'Sm -para tor vatanımızı müdafaa için bize silâh ver,, ibaresi okunuyordu. Siyah kartal habeş ordusundan İstife, etti. Adisababa, 17 (A.A.) — Juli-an ismindeki amerikalı zenci pilot (uçman), ki - siyah kartal unvanını kazanmıştır. - habeş ordusundan istifa etmiştir. Za n no I undu ğuna göre bu istifa, bir ücret meselesinden ileri gelmiştir. söndürmek için kullanılan bîr nevi alet İhtar: (Sap) sözündeki (p) yerine (h, g, k), ye (s) yerine (ş, ç) de kaim olabilir: Sabah, Sag, Sak, Şak, Çak = çakmak taşiyle ateş çıkarmak. "Sağ -f ar ünınah = uçan a-te," [11] Şimdi (sabah) sözünün sonundaki (4) üncü eke bakalım: (4) Ah: Müstakil mana taşıyan bir köktür. "Yer" işaret eder ( "ak" gibi). O halde: Sap -rah=sabah: "Güneşin şu-ağlarınm (saplarının) dağıldığı yer" demektir. Şuağların dağıldığı yere, (savak) da derler. İkincisinde esas mefhum (su), birincisinde (şuağ) dır. Mefhumlar bir tarafa bırakılırsa her iki kelimenin orijin kurutuşu birdir: Soban Semah Savak Hulâsa, (SABAH) demek, güneşin ilk şuağ tarım bize gönderdiği, sevk [12] ettiği yer demektir. Vakit mefhumu asıl değildir. (4) üncü (ah) eki yerine, (h) ile (ğ) aynı kategoriden olduklarından, (ağ) eki de gelebilir. Kelime bu suretle "SABAĞ" şekline girer; manası değişmez. sabahley, sabagley Kelimenin etimolojik şekli: a) (2) (3) (sabah -f- il -f ey) (Sabağ + ü + ey) (İ) Sabah: Güneşin ilk şuağla-»ını bize gönderdiği yer. (2) 11: {. + \), ektir. "Geniş, engin, şümul" gibi mefhumlarla objeyi vasıflandırır. Demek ki güneşin ışıklan, (sabah) yerinden bütün cihana yayıldı. Acaba, bu anda, güneşin bulunduğu yer neresidir? Onu, bundan sonraki ek işaret edecektir. (3) Ey: (. + y), ektir. Bu ek, fuağları âleme yayıldığı zaman artık kendisi de görülmüş olan güneşin bulunduğu yeri tesbit ve işaret eder. O yerin adı: Sabaht-ley Scbahley dir. "Maşrık" demektir. \J1] Pekarski: Yakut Dili Lügati "Sevk" kelimesinin kurulu n da aynıdır. (Sabah) sözü yerine (sabağ) şekli alınırsa, kelime Sabağley o-lur. Manası yine "maşrık" tır. SABAHLEYİN, sabacleyin Kelimenin etimolojik şekli: O) (2) (Sabahley -f- in) (1) Sabahley: "Maşrık" manasına olduğunu gördük. (2) İn: (. + n), ektir. Objenin en yakın, bitişik sahasını ve orada süjenin bulunduğunu ve hareketini gösterir. Obje, "Sabahley (maşrık) " dır; süje güneştir. SABAHLEYİN: güneşin göründüğü noktanın, (sabahley - maşrık), bitişiğindeki durumun ifadesidir. Bu ifadede, kendiliğinden, "zaman" mefhumu da vardır. (Y) yerinde (ğ) bulundurulursa kelime: "SABAĞLEYİN" olur. Not: (Sabah) sözü ve onun manası hakkında Arap lügatlerinin dediklerine de kısaca bakalım. Zaten, dedikleri, uzun uzadıya mevzuu bahsolacak uzunlukta da değildir. (t) — Ahterii Kebir: E s saba = "tuluğ etmek; meye-lânı kalp." Essabah = Evveli yevm Essabh ~ - Fecir tutluğ ettiği zaman (2) — Tercümanı lügat: Esseba — "gece yansîyle müteakip olan günün yansından ibaret olan vakit. (3) — Kamus Tercümesi Essubh — fecir vaktine denir ki tanyeri ağarıp şafak söktüğü vakitten ibarettir; murat fecri sadıktır. Fil'asıl tanyerinin ağarması ile hasıl olan aydınlıktan ibaret olup, tcvsıan ol vakte ıtlak o-lunmuştur. Alâkavlin (subh) evveli nehara denir İhtar: Güneşin ışıklarına beşik olan bizim (Sabah) ımızın ince, temiz, lojik, asil manası görülüyor. Bİzîm senelerdenberi Türk (sabah) ini, kendi dil hazinemizden matrut bir halde bırakışımız, dikkate değer bir noktadır. Acaba, (sabah) in büyük kusuru mu oldu? Bunu bilmiyoruz. Öyle de oba artık Türk Dil inkılâbı şerefine onun affolunarak yabancılık isnadından kurtarılması gerektir, sanın* DIŞ HABERLER Zecrî tedbirler ve Amerika Vaşington. 17 A — Hükümetin, mükerrer beyanatına rağmen İtalya'ya harb levazımı veren ihracatçılara Un-.. hükümetin aldjğı tedbirler tatbik edil -mek üzeredir. Bitaraflık kanunu yaln,. harb levaznnından bahsetmekte ise dc Cumurbaşkanı bunlara yağ, demir, çe • lİk. bakır, traktör ve saireyi dc ithal et mek filerindi dır Hükümetin finansal tedbirlere do müracaat rdeceğİ anlaşıl -maktadır. Hükümet, ka'kınma ofisinden ödünç para almış olan vapur sahipleri İtalya'ya harp levazrmı yükldıVeri takdirde bonotannrn vadesi geldiği vakit bu bonoları yenilemiyee ktır . Venizelosun istedikleri Atina, 17 (AJ) — Gazetelerin ha -ber verdiğine göre. Yunanistan'ın eski Paris sefiri B. Romanos ile dış işleri bakanı B. Rouphos B. Vcnizetosa gider k yeni rejimle muhtemel bir yakınlaşma hakkında gorüşmüs'crdir. B. Venizelos. 1°11 temel yasasının kesin surette tatb'kini ve geçen mart avında kopan ihtilî' e'^basıUrı^'n aff". dİfmeîerini istemişti*-. K"V'n. B V-nİ-zelos'un cevabını nasıl k - ı'ad'i» bilİo-me*npk'«rlir Büyük faşizm kurulu (Başı I. ıtıcı şayiada) Müteakiben söz alan Duçe, zecri tedbirlerin tatbiki arifesinde İtalya -nin vaziyeti hakkında uzun izahat vermiştir. Büyük faşist konseyince kabul e-dilen kararname sudur: • İtaJyaya karcı alman «o/um ona zecri tedbirlerin tatbiki arifesinde toplanan faşizm büyük konseyi, 18 ikİnciteşrin 1935 tarihini dünya tarihinde bir denaet ve insafsızlık günü olarak telakki eder. Ve şimdiye ka -dar hi- bir zaman tatbik edilmemiş bulunan bu zecri tedbirlerin italyan milletini ekonomi alanında boğmak niyetiyle ve italyan milletini ideal -(erini yerine getirmekten hayatını müdafaa etmekten men suretiyle ha-cil bir mevkie düşürmek gayesiyle a-lınmı bulunduğunu i an eyler. Faşizm büyük konseyi, bugünkü hadi -seterin tarihsel mahiyetinden tama -men şuurlu bulunduûunu iabat eden italyan milletinin misal teşkil edecek fcükütu ile gösterdiği devamlı disip -lîni Över ve milleti, bütün manevi e-nerjîleri ve maddî gelirleri rejim teşkilatı kınaliyle seferber bir hal? getirerek bu zecrî tedbirlere karşı koy -maya davet eyler. Faşizm büyük kon ¦¦¦• ı, aynı zamanda, bütün italyan -l.ı n, evlerine 18 ikİnciteşrin gününde 24 saat bayrak ar.mnya davet •--der ve müdafaa hareketlerini takviye etmek emelıyle büyük harb Ölü -leri ana ve dullarının 94 vilayet komitelerini kânunuevel tarihinde (tornada toplantıya davete karar verir. Çünkü zecrî tedbirlere karsı raüda -halede en büyük ve en birinci rol italyan kadınlarına verilmiş bulun -maktadır. Faşizm büyük konseyi bütün kıtalar medeniyetinin o kadar borçlu bulunduğu Italyaya karşı yapılan büyük haksızlığı yüz yıllarca sonraya bildirmeğe vesika olacak bir hatıra tasının, Italyanın bütün belediye dairelerine konmasını emreder. Faşizm büyük konseyi, zecri tedbirlere iştirak etmemek suretiyle barış eserine yardım eden vc milletlerinin hissiyatına tercüman olan devletlere de sempatisini bildirir. Faşizm büyük konseyi, italyan milletinin roma'ı fazilet ve kuvvetinin pek yakmda bütün dünyaya tezahür edeceğine e-mindîr. Faşizm büyük konseyi, toplantısına 18 ikinciteşrin pazartesi günü devam edecektir. General dö Bononun geri çağırılması etrafında» Adisababa, 17 (A.A.) — İtalyan Generali Lebono'nun geri çağırılması haberi hükümet mehafi-linde büyük bir memnuniyetle karşılanmıştır. Bu karar şimdiye kadar elde edilen neticelerden i-talyanların memnun, olmadığına bir delil suretinde tefsir olunmaktadır. Bu münasebetle italyanların pek yakında şiddetli bîr taarruzda bulunmaları bekleniyor ve bu hususta deniliyor ki: Mareşal Ba-doglio kendisinin asıl îcab eden kumandan olduğunu göstermek istiyecektir. İtalyanların alelacele ileri hareketlerinde bulunmaları habeşler için iyi olacaktır. Çünkü italyanların muvasala hatları ne kadar uzun olursa bu hatların kesilmesi o kadar kolaylaşır. Asmara, 17 (A.A.) — Yabancı müşahitlerin kanaatine göre Badoglio yeni vazifesine başlar başlamaz taarruzu daha şiddetli ve daha seri bir tarzda ilerletecek-tir. Böyle bir tabiyenin bir takım tehlikeleri varsa da habeşlerin elde edecekleri münferit muvaffakiyetler italyanlar hedeflerine eriştikleri takdirde hükümsüz kalacaktır. Diğer taraftan, italyanların a-ğır ve bir sistem dahilinde ilerlemeleri zecri tedbirlerin artacak o-lan tesirinden başka habeşler i daha iyi hazırlanmak zamanını kazandırmaktadır ki bu da beklenilen n:.haî zaferi güçlestirebilir. Roma, 17 (A.A) — İtalya ve habeş kıtaları arasmda ilk bir ciddi kapışmanın vukuu beklendiği şu sırada mareşal Badoğlio'nun heyeti seferi -ye başkumandanlığına tayini, müca- delenin ikinci safhasının başlangıcı -nı göstermektedir. İlk safhanın gayesi, italyanların 1896 tarihinde uğramış oldukları hezimetin intikamını almak idi. Bu safhanın tamamlanması, ilk zamanlar -danberi faşist olan ve Romaya yürüyüş hareketine iştirak ermiş bulunan general dö Bonoya verilmiştir. Kahirede Talebe greve karar verdi Kahire, 17 (A.A) — Dört bin talebe greve devama karar vermiştir. Vilayetlerdeki taran mektepleri de grev ilanmı kararlaştırmışlardır. Kültür bakanlığı bütün sanat mekteple -rinm 21 îlkkânuna kadar kapanmasını emretmiştir. ingiltere seçimi B. Makdonaldı seçm ek için çalışmalar Londra, 17 (A.A.) — Milli işçi fırkasından Sir Thomson Ros-botham, kendisinin seçim dairesi içinde B. Makdonaldın veya oğlu Malcolmi'in iştirakile yeniden intihabat yapılabilmesi için istifaya hazır olduğunu bildirmiştir. B. Makdonald, siyasal istikbali hakkında henüz bîr karar vermek istememektedir. Sir Tomas Lanca-shire'de kırk işçi namzedine karşı 8.000 reylik bir çoğunluk kazanarak intihab edilmişti. Staviski davası Paris, 17 (A.A.) — Staviski davasını görmeye devam eden cinayet mahkemesi bugün saylavlardan Bonnaurc'un ifadesini almıştır. Mumaileyh, Bayonnv kredi meselesinden hiçbir malûmatı olma* dığını, Staviski için hiçbir teşebbüste bulunmamış ve nazırlarla onun lehinde hiçbir görüşme yapmamış olduğuna beyan etmiştir . Bu gece nöbetçi cezaevi Anafarta-lar caddesinde Yeni Eczaevidir. Gündelik ikazı ve yapı vergiler! (Başı I. inci sayfada) malarının düşünülmediğini lâyihada görürüz. Devir, bir büdce tedbiri değil, bir sistem değişikliğidir. Vergi salnaklarım imkân olduğu kadar öz ürüt (hasılatı safiye) ve araçlı esaslara çevirmek hedefimiz [*] dır. Erazi ve yapı vergilerini de salnağın hakiki gelirine göre almak bu hedef içindedir. Ancak her iki vergide de gelirin hem zaman hem de mevki yönünden ne kadar çok değiştiğini düşünebiliriz. Bu değişikliği devletin, bütün yurd genişliğinde, sıkıca kovalı-yabilmesi beklenemez. Halbuki hususî idareler, kendi çevrelerindeki erazi ve yapıların gelirleri üzerinde yakın bir bilgi taşırlar ve onun her değişimini görebilirler. Yalnız bu fayda; her İki verginin bu idarelere devrini icab ettirebilir. Cumuriyet; yurdda toprak ve yapı mülkiyetini çok geri ve eksik usullerle tesbit edilmiş buldu. Mülkiyet ve buna düşen ver gi v.s. mükellefiyet, kadastro gibi sağlam bir metoda muhtaçtır. Hiç bîr reiimden, on iki yıl içinde ve f*l Parti programı madde: 37 bu kadar geniş bir ülkede, mülkiyetin bu metoda bağlanıvermesİni istiyemeyiz. Ancak bu büyük yol için ana adımlar atılmakla beraber günün işlerini görecek orta tedbirler vardır. Erazi ve yapı tahrirleri bu aradadır. Tahrirlerin hususî idarelerce, daha kolaylıkla yapılacağını tahmin etmek güç değildir. Erazi ve yapı vergilerinin bu idarelere devrini gerektiren ikinci bir fayda da budur. Kamutay komisyonunda devir lâyihası ile birlikte konuşulan lâyihalardan birinin (acele e-razi tahririne) aid olması da hükümetçe devirden bu faydanın da beklenmekte olduğunu gösterir. Erazi ve yapı vergilerinin, halktan alınma nisbeti, şimdiye kadar, başka vergilerden çok azdı. Hususî idareler, mahallî hizmetlerini genişletmek için bu vergileri daha yakın kovalıyabilirler. Devrin vereceği neticeler üzerinde kısa bîr tahlil yapmış oluyoruz. Bunun Önemini Atatürk'ün İkİnciteşrin başındaki söylevinden bütün yurd Öğrenmiş bulunuyor: "Erazi ve yapı vergilerinin hususi idarelere devri önemli ıslahattan sayılacaktır.,, Kemal ÜNAL ULU 19 SONTEŞRİTH, 1935 SAU Son haberler ikimi sayfada ON ALTINCI YİL. No: 5143 Adımız, andımızılır Her\rr«lr kuru Kamutay iskân kanurunu kabul etti İç Bakanımız bu vesileyle Cumuriyet hükümetinin plânlı göçmen siyasasını bir daha izah etti Kamutay, dün Refet Can iter'İn başkanlığında toplanmıştır. Bazı saylavlara mazeretlerinden dolayı izin verilmesi hakkında başkanlık tezkeresi okjnarak kabul edildikten sonra Fevsİpata • Di -yarbekir h -itinin açılma töreninde bu -lu nacak oUn saylavlar kura ile seçildi. Denizaltı mensuplarına verilecek zamlar ve tazminat hakkındaki kanun projeleri, hükümetin isteği üçerine geri verildikten Gündelik CELAL SAHİR Celut Suh-r'in ölümü ile yalnız bir şâîr, edebiyatçı, eski bir hoca, yahut, dürüst, açık sözlü ve açık gönüllü bir dost değil, Cumuriyet Halk Partisinin temiz idealistle-tinden birini kaybediyoruz. Bu ö-lüm, Celalin ciğerini parça parça kopararak, kanını damla damla tüketerek, iki yıldan fazla sürdü. Onu tanıyan tanımayan herkes tali ve kadere isyan ettiren bu u-zun martyre'rfîr. Yatağa düşünceye kadar, Atatürk'ün evinde, dil işleri ile uğraştı. Son nefesine yakın yazdığı mektuplarda bile, kafasının içinde, lisan davasından başka hiç bir tasanın yer tutmadığım görüyorduk. Cehennem gibi geçen ve zulüm gibi biten hayatında, şevk ve ümid, ona rıiç ytprannıayan bir ruh gençliği vermiştir. Eksiklerinden hiç biri ahlâk ve karakter eksiği değildi. İnanmadığını söylemez, inandığım saklamazdı. iyi ve doğru idi. Herkesi sevmeğe çalışarak inceleyip saflaşttğı için, kolay alınıp kırılır bir kalbi vardı. Kendisini çocuk zanettirecek kadar sade ve samimi idi. Onun insanlık değerini en iyi tanıyan, Atatürk olmuştur. Birkaç senesinin tsttrabstzltğtm, büyük reise borçlu İdi. Hiç şüphesiz, gözünün son nuru onun hayali üstünde sönmüştür. Eseri hakkında herkes kendİ hükmünü verecektir. Fakat onu tanıyanlar, Celal Sahir adında, iyi bir ahlâk, temiz bir kalp, yüksek btr sevgi hatırası anacaklardır. F. R. AT AY sonra Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı H R-fİk Savdam bi-incisi 2510 sayılı iskân kanununun bazı maddelerinin de-ğiştirilmMİ ve ikincisi, iskân işlerinin Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanlığına devrine ve ayrı bir büdce ile idare olunmasına dair kanun projelerinin ayrı ayrı ve müstaeeten görüşülmesini İstedi. Hüsnü Kitabcı fMjğla) — Son gün-lerdc İstanbul gazetelerinin neşriyatını ileri sürerek binlerce göçmenin vapu.-bulmadığından ve islerinin bitmediğinden Köstence'de beklediklerinin yazıl ¦ Jı ihi. bizim neslin hicretin hicranlarını yalnız ana babalardan dinliyerek değil, bizzat yaşayarak ne olduğunu çok iyi bildiğini, bundan dolayı hükümetle Kamutayın başbasa vererek hazırlad-ğı 2510 numaralı kanunun sarih hükümlerinden sonra müşkülât çıktığına hayret ettiğini söyledi ve Atatürk ve anayurd hasretiyle yanan, bjnun için de topra -ğını ve mülkünü satarak gelmiye hazırlanan yurddasların hayatiyet ve enerjİle- (Sonu 6. ct sayıfada) Dün Kamutayda göçmen siyasamızı anlatan tç Bakanımız B. Şükrü Kaya Cenevre, 18 (A.A.) —Cenevre müessesesi tarafından alınan zecrî tedbirler bugünden itibaren tatbik mevikine girmiştir. Mîlletler cemiyetine dahil 58 devletten 50 veya 52 si bunları tatbik et mektedir: 52 devlet, silâh mühimmat ve harb levazımı üzerine ambargo, 52 devlet, f-nansal zecri tedbirler. 50 devlet, italyan mallarının sokulmasının meni. 50 devlet, Italyaya iptidaî mad de ihracının meni, 4 devlet, açıkça, zecrî tedbirler sistemine dahil olamıyacakla (Sonu 2. ci sayıfada) BÜYÜK BÎR KAYIP İslanhulda ölen Zonguldak saylavı Celal Sahir dün büyük törenle gömüldü Dün aldığımız acıklı bir haber bize Zonguldak saylavı ve Dil kurumu eski genel sekreter vekili Celal Sahiri dc kaybettiğimizi Öğretti. Kederimiz onun şahsında bir saylavı, dil savaşının azimli bir neferini ve aynı zamanda türk edebiyatının da çok kıymetli bir sanatkârını kaybedişimizdir. Ede Yüzde yedi faizli Sivas - Erzurum istikrazına yazılınız Dürt haçtık milyon liralık ikinci tertih Sivas - Erzurum demiryolu istikrazının kaytlı bu ayın yirmisinde başlıyacak re , birinci kânunda bilecektir. İstikrazın faizi yüzde yedi-dir. 20 lira itibari kıymetteki tahvilin ihraç fialı 19 liradır. Kupanla* itfa olununcaya kadar her türlü vergiden muaftır. Bu tahviller Her türlü artırmalarda, eksiltmelerde teminat ohırak i-; tibaıi kıymetleri Üzerinden Imşabnş kabul edileceklerdir. Paranıza hem emin ve çok gelir getirmek hem yurdun haMn'hrlıûınn büyük hir ynrdımdn hulunmtık iein $ıvas - Erzurum istikraz tahvillerinden alınız Aramızdan ayrılması doldurulana yacak bir kayıp olan Celal Sahir Erozan biyatı cedide devrinde yazı hayatına atılmış olan Celal Sahir. Fec riâticilerle beraber Servetifü -nunda çalışmış, ve sonra muhtelif mecmualarda devriyle beraber ilerliyerek ve olgunlaşarak şahsiyetinin türlü ve kudretli tezahürlerini göstermişti. (Sonu 6. cı sayıfada) Zecrî tedbirler başladı İtalyada heyeean vardır-Romadaki ingiliz elcilimi muhafaza altındadır "Ulus,, un dil yazlaın Allah "Allah, ilâh, ilahe,, sözlerinin etimoloji, morfoloji, fonetik bakımından analizi illah 'ALLAH" kelimesinin Türkçe-de belli başlı manalarını tesbit edelim: (1) Kuvvet, kudret, büyük, sahip, yaratıcı, coşkun, cesur, diri-baş, eyilik yapmayı seven; (2) Sür'at, faaliyet. (3) Su. İhtar: Kelimenin türlü anlamlara gelişi bittabi orijinal kökünden ileri gelmektedir. Allah sözünün etimolojik şekli şudur: (I) (2) (3) (4) (ağ 4 ağ 4-' al -t- ah) (1) Ağ: Köktür. Kokun yukarda söylediğimiz birinci anlamını alarak kelimeyi mütalâa edelim. (2) Ağ: Kökün manasını kendinde tecelli ettiren süjeyi gösterir. Ağ | ağ \ ağağ: (Kullanışta sondaki (ğ) düşer). (A) seyyid, (B) efendi, (C) rical, (D) yaşça büyük ve eski, öz baba, saygı olmak üzere büyüklere verilen unvan, büyük olan, baş, soy başı, uluğ baba. Not: Bu (ağa) sözünden türeyen bir kelimeyi de burada gösterelim: Ağabıt (cem'i: ağabıttar) =s babamız, keşiş, papas, ruhanî âyini icra eden: [1] "bastın ağabıt m baş papas'*; "hara ağabıt — kara «rahip": "hara tanastah ağabıt - dinî rahip ve yahut dul kalmış kesiş"; "a-ğabıt buolar ruhanîler güruhu" Dikkat: Arapça zannolunan (âbid) sözünün bu misallerde o-rijini pek açık olarak (ağabıt) olduğu görülmektedir. Gelelim kelimenin esas unsurlarından üçüncüsüne: (3) Al: (. + I), ektir. Bilindiği gibi "geniş, belli olmıyan, gayri-şahsî, her sahada bulunur, her şey, engin, şümul" gibi umumî anlamlarla süje veya objeyi vasıflandırır. O halde: (ağağ 4 al = ağa-ğal: (I) ekinin gösterdiği şümul sahasında kuvvet, kudret, büyüklük, yapıcılık, sahiplik v. s. anlam larınm sıfatıdır. (4) Ah: (. 4 h) ektir: k, g, ğ, v gibi, obje ve panseyi tamamlar, tayin eder, ifade eder. Yani, onun adını koyar. Demek ki: Ağağal +- ah — ağağalah: kelimenin ortasındaki (ğ), e-sas kaide mucibince kendinden sonraki konsonla tebadül edince kelime: Ağallah olur. Baştaki (ğ) de ortalarında bulunduğu vuayellerle kaynaşınca son fonetik şekli: ALLAH olur Manayı "kuvvet ve kudrete, yapıcılığa, büyüklüğe, sahipliğe şa mil olan bir pansenin" ifadesidir. Not: Türk dilinde aynı anlamda şu kelimeler de vardır: (A ) Kamusu Türki (B) Türk Dili lügati (C) tbnü Müdcnna Lügati (D) Pekarski: Yakut Dili Lügati [/] Pekarski; Yakut Dili Lügat, A — Çalap B — Celep C— İdi D — İzi E — İye F — Oğan, Oğun G — Okan, Okkan H — Tanrı J — Tenri ( "gök" manasına. Kazan lehçesinde "put" manası-na) [•] İLÂH, İLAHE Bu sözlerin etimolojik şekillerini, (Allah) sözününkünün altına yazalım: Allah: ağ • ağ - al + ah İlâh : iğ 4 . 4- il 4- ah Uâhe : iğ + . 4- il 4- ah 4 eğ Bu üç kelimenin etimolojik şekillerini gösteren tablonun muta lâasından şu anlaşılır: - Sayıfayı çeviriniz - A — Kamusu Türki; Dede Korkut Kitabı; Radlof. III. "Osmanlı lehçesi" B — Pavet de Courteille; Çağatay lügati C — Büyük Türk lügati "Uygur lehçesi" D — Uygurca Kuran tercemesi; Çağatay lügati E — Büyük Türk lügati "Çağatay lehçesi" F — Radlol. I. "Çağatay ve Uy-gur lehçeleri" G — Büyük Türk lügati "Uygur lehçesi" H — Kamusu Türki; Radlof. III. "Osmanlı lehçesi" J — Radlof. III. "Orhon. Uygur, Çağatay, Kırım, Baraha lehçeleri" [*] Bunlardan "Çalap" ve'Tan-rr" sözleriyle arapça denilen "Rab" ve farsça sanılan "Hudağ" sözlerinin analizleri, bundan sonraki yazılarımızda çıkacaktır. Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik VI inci Anket D II) / — .Şar/;, doğu 2 — Şimal nord 3 — Garp halı 4 — Cenup, sud Yukardaki kelimelerin ilk ve asıl kökleri nelerdir? Bu kelimeler nastl teşekkül etmişlerdir? III) Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin her birinin mana ve farkları bakımından rolleri ne olmuştru? IV) Bu araştırma neticesinde: A - Türkdili kökleri ve, B ¦ Türk dili ekleri, ve, C - Türk sözlerinin teşekkülü hakkında bir kaide çıkarmak mümkün müdür? yutardarı altıncı dil anketimi-ze okurlarımızın verecekleri ce-vahlar, garztemiz yazı id eri direktörlüğüne göndermelerini rica ederiz. Şimdiye kadar oldıftımez cevabi arı sırasiyle kovduğumuz gibi bundan böyle de kovacnğır. SAYIFA 2 ULUS 19 SONTEŞRıN i»." SALİ SON DAKİKA Habeşler çekiliyorlar Makalle, 18 (A.A.) — İki kolorduya mensub bir bölük, Tacaze nehri yanında bir habeş grupunu kaçmaya mecbur etmiştir. Diğer bir kol da, aynı bölgede bir başka habeş müfrezesini püskürtmüş ve şeflerinden birini esir etmiştir. Bu suretle, italyanlar, Geralta bölgesini temizlemeğe devam ederek, habeşleri Tacaze nehrinin öbür tarafına geçmeğe mecbur etmektedirler. Süel hareketlerin böyle kolaylıkla yapılması, Aksum ve Makalle bölgelerinde habeşlerden pek az kuvvet bulunduğunu isbat etmektedir. Diğer taraftan, Aksum ve A-duada yığılmış olan ikinci kolor- du ile hava kuvvetleri, habeşlerin, italyan sağ yanı karşısında giriştikleri müdafaa hareketlerini felce uğratmaktadırlar. Ras Seyum ile habeş imparatoru arasında cereyan edip, Aksumda elde edilen muhabere evrakına göre, habeşler bu bölgeyi müdafaaya niyet etmiş bulunmakta idiler. Fakat tankların geçeceği yolu kapamayı ihmal ettiklerinden buna muvaffak olamamışlardır. Adua bölgesinde yerlilerin baş-eğmesi devam etmektedir. Bu arada, 1400 yılında kurulan Braabrat manastırı papasları da başeğmiştirler. İhtivanın resmi bildiriği Roma, 18 (A.A) — 48 numaralı resmi bildiri», ikinci kolordunun cephesinde Maitisimel bölgesinde düşman müfrezeleri kaçmaya mecbur edilmiştir. Maimari ve Takazze bol gesinde diğer düşman grupu da mağ- lûp edilmiştir. Bu grup müsademe meydanında bir kaç ölü bırakarak çekilmiştir. Ogaden cephesinde son işgal olunan mevzilerin tahkimine de vam ediliyor. Mareşal dö Bono dönüyor Roma, 18 (A.A.) — Coohcden gelen raporlara nazaran Mareşal dö Bono cr -kâmharbiyeaine ve diğer arkadaşlarına veda ettikten sonra otomobil Ue Adig - rad'tan Asmara'ya doğru hareket etmiştir. Yeni kumandan Mareşal Badsglio geldikten sonra Mareşal dö Bono Eritre'den ayrılarak İtalya'ya dönecektir. Şimalî Cinde neler oluyor ? Tokyo, 18 (A.A) — Sü bakanı, şimali Çin vilayetleri istiklallerini ilan ettikleri takdirde Japonyanm, mare -şal Çang-Kay-Çek'İn şimali Çine kar. şı ileri harekette bulunmasına engel olacağım Nichi - Nichi gazetesine söylemiştir. Ticn^inden gazetelere gelen haberlere göre, Nankin ordularının Pekin-Hankeo demiryolu etrafından top -lanm.t', rp üzerine, Kuantong ordusu her ihtimale karşı hazır bulunmaktadır. Öte yandan haber verildiğine göre, Nankin hükümeti, general Fenk-Yuh - iang'a, yüz bin kişilik bîr ordu teşkil etmeğe müsaade etmiştir. Bu ordu şimalî Çine doğru hareket ederek bu bölgenin İstiklalini ilan etmesine engel olmaya çalışacaktır. Şanghay, 18 (A.A.) — Reuter aytarı bildiriyor: Pekin otoriteleri aşağıdaki iki noktadan birini tercih etmek mecburiyetinde kalacaklardır: Ya şimal Çinin Nankin hükümetinden siyasal ilgisini kesmesine razı olmak, yahud japon ordusunun çin topraklarının büyük bir kısmım işgal etmesine müsaade etmek. Tientsinden bildirildiğine göre, HopoVnin bir vilayeti olan Cningyanda bazı çiftlik sahipleri ayaklanmışlar, ve cehrin idaresini elleme almışlardır. Çinliler, japon kuvvetlerini vardıkları Chankaikouan'dan çıkarmışlardır. Bu şehirde örfî idare ilân edildiği söylenmektedir. Gecen hafta içinde Şangha-ym bir mahallesi olan Chapei'den yüz bin kişi gitmiştir. Changayda şimdi sükûn vardır. (Allah) sözünde, "büyüklük v. s.n mefhumlarını işaret eden kökten sonra mefhumları kendinde tecelli ettiren ve bir süjeyi işaret e-den (2) inci (ağ) vardır. Halbuki (ilâh) ve (ilahe) sözlerinde bu süje yoktur. Demek ki bu sözlerde esas kökün işaret ettiği mefhum, doğrudan doğruya (. -+- l) ekini almakla "şümul ve enginlik" anlamında bir sıfat oluyor. Bu iki kelimeye gelen (4) üncü ek (ah), o sıfatı haiz objeleri gösterir demek oluyor, (ilâh) sözü ancak (Allah) in sıfatını taşıdığı farz ve kabul olunan nesnelerdir. (Mabutlar, putlar, ibadet olunan şeyler gibi). (İlahe) kelimenin sonuna gelen (eğ), çok şayanı dikkat bir noktayı işaret etmektedir. Bu nokta, (İlâh) sözünde düşmüş olan ve fakat (Allah) sözünün orijininde bulunan ikinci unsurdur ki süje-dir. Demek ki (İlahe) sözü, "Allah taki büyüklük" mefhumunu kazandıktan sonra o büyüklük mefhumunu temsil eden süje ile birleşmiş oluyor. Yani onun eşi oluyor. Bu sözün ifade ettiği manadandır ki "kadınlık" mefhumu çıkmaktadır. Not: (Allah) kelimesi; Ahterii Kebir, Kamus Tercemesi gibi A-rap Lügatlerinde doğrudan doğruya yazılmış değildir. ALLAH Sözünün ti aşktı Anlamlan Allah kelimesinin izahına başlamadan evvel delâlet ettiği ma- naları göstermiştik. Bunlardan ikincisi "sür'att faaliyet1' idi. Kelimenin bu anlamını Pekarski'nin Yakut Dili Lügatinden aldığımız şu misallerle gösterelim: I. "Atahtah beyen allah soğuştuk ayanna = ayaklarınla çok acele et"; II. "Allah kisibin = ben çevik (acul) adamım"; III. "Allah at = iyi, süratli, koşucu at"; IV. "Allah oğus = yürüyüştü, süratli adımla yürüyen öküz"; V. "Allah sıarğa = Koşan, kayan kızaklar". Pekarski'nin Lügatinde kelimenin "kaba, küstah, terbiyesiz", gibi anlamlara da geldiği gözükmektedir: I. "Bu ttıgu - tuğu sanarar alla-ğıy? = O küstah herif orada ne söylüyor?" II. "hi allah tuhıta - habita totosun - tuoratın = bakınız, bu mahlûk nasıl tersine yapıyor" III. MOI allağt körön baran öl-löhpüne = ben o, ahmağı \rakip kadın için söyliyor] görüp ölmüş olsavdım." Yine aynı kitapta "müessir" manasına kullanıldığı da bir şarkıda şu suretle gösterilmiştir: "Arığtççan allah = müessir içki (rakı, votka) ". (Allah) kelimesinin "su" anlamına geldiği, şu isimlerde görülüyor: 1 — Aldan nehrinin kolu olan (Allah) nehri. 2 — (Allah-ün) nehri, (Aldan) m sağ kolu. DIŞ HABERLE Mısırda yen* hadiseler İskenderiye, 18 (A.A.) — Çoğu talebe olan 200 gösterici, "Kahrolsun Hor.. Sudanı isteriz... Meşrutiyet yahud istiklâl.. Yaşasın Nahas Paşa...,, diye bağırarak şehrin ana caddelerinden geçmiş-İerdiı. talebe ile polis arasında gerginlik. Londra, 18 (A.A.) — Kahire den bildirildiğine göre, son karışıklıklar esnasında aldığı yaralardan ölen Ali Afifi' • nin cenaze töreni dün akşam yapılmış -üt. Tören esnasında hiç bir hıdise çıt mamışbr. Polis töremiz bir gömülme emret -misti. Fakat sabahleyin bir talebe grupu hastaneye giderek cenazeyi kaldırmış -1 ardır. Polisle talebe arat m da müzakerelerden sonra polis. 300 den fazla talebenin iştirak etmemesi şartiyle törene müsaade vermiştir. Kahire talebeleri bugün için büyük bir te*ahür yapılacığını bildirmişlerdir. Alayla mezarlığa kadir gidilecek ve bu alava Nuhas Paşa ile di -ger nasvonalist liderler de iştirak edecektir. Polis, bu tezahüre müsaade et -medi «inden akşam için yeni karışıklıklar çıkması ihtimali vardır. Talebenin gösterileri Kahire, 18 (AA.) — Kon ilan yasağa rağmen, talebe, bugün şehrin mer -kezinden mezarlğa kadar yürüyecek o-lan büyük bir alay tertİb etmeği kararlaştırmıştır Ölenler gömüldü Kahire, 18 (A.A.) — Talebe, son kargaşalıklar sırasında ölen arkadaşlarının gömüldüğü mezarlığa doğru gitmek üzere bir alay teşkili maksadite Opera meydanın da toplanmışlardır. Şehrin türlü yerlerine altı yüz polis yerleştirilmiştir. Heyecan devam ediyor. Kahire, 18 (A.A.) — Heyecan bugün bütün gün devam etmiştir. İngiliz sosyetesine aid otobüsler taşa tutulmuştur. Büyük mısır milliyetperveri merhum Sait Zağlu-lun karısı mısır halkevinin balkonundan halka heyecanlı ve açık bir nutuk sölemiştir. Büyük polis kuvvetleri vahim hadiselerin Önüne geçmiştir. Bugün yalnız iki kişi yaralanmıştır. Assiut ve maniada ufak hadiseler olmuştur. Sovyetler Birliğinde Endüstride münakale isçileri konferansı Moskova, 18 (AA.) — Tas ajansı bildiriyor: Stakhanofcıı endüstri ve münakale işçileri genel konferansı, dört gün suren bîr çalışmadan sonra dün kapanmıştır. Kapanış celsesinde gençlik birliği merkez komitesi sekreteri, Stık hanof, gençliğin büvük rolünü t**barü' ettirmiş ve ondan sonra söz ahn Sovyet Rusya işçi sendikaları merice kon«evi sekreteri sosyalizm hareketinin teşkilatlanmasında sendikaların gördüğü müsbet işleri anlatmıştır. VoroşiloPun söylevi uzun alkışlarln karşılanmıştır. Voroşîlof söylevinde Kızıl ordunun kuvvetinden bahsetmiş ve bu ordu efrad Ue kumandanların kahraman'ık lannı anlatmıştır. Toplantının sonlarına doğru StaGn bir saat süren bir söylev vermişt-r lin'in kürsüde frörünüşü sürekli a'k'şlar-la karşılanmış ve şefi selâmlamak üzer? herkes ava «a kalkmıştır. Stalin'in söv levî büyük bir dikkatle dinlenmiş, on -dan sonra herkes yeniden ayağı Iralko-rak StalhVî devamh alkışlar ve enter nasvonnl marşı île bir kere daha selâm-lamıştrr. Stalin'in söylevinden sonra Oreoni kidze konferansın kapandığını bildir mistir Zecrî tedbirler başladı (Başı I ıncı sayfada) rini bildirmişlerdir. Avusturya, Macaristan, Arnavutluk, Paraguay. Milletler cemiyeti konseyi ve asamblesi ile irtibat komitesi, zecrî tedbirlerin tatbikinden sonraki durumu takip etmektedir. Ümİt e dildiğine göre, eğer Cenevre müessesesi teşkilâtı bundan sonra toplanır ise zecrî tedbirlerle meşgul olmak îç«n değil, fakat anlaşmazlığa bulunacak hal suretini tetkik ve tasvib etmek için toplanacaktır. Roma, İS (AJV.) — Zecri tedbirlerin tatbiki tarihi dolayısiyle bütün İtalya bugün bayraklarıyla donatılmıştır. Bu, müttehit mukavemetin bir remzi olarak yapılmıştır. Roma sokakları kalabalıktır. Geçilmez bir hal almıştır. Diğer taraftan bütün Roma garnizonu sefer edilmişe benziyor. Daha şafakla beraber üniversiteliler ;e-hir içinde alaylar tertip etmi Vr ve ecnebi nişanesi tanıyan her şeyin aleyhinde harcke'.e başlanışlardır. İngiliz konsoloshanesinin ve bir ingiliz eczanesinin bulunduğu İspanya meydanını asker kordonu çevirmişti. Bunlar seferber kıyafetinde ve süngü tak vaziyetinde bulunuyorlardı. Büyük Britanya elçiliği önüne henüz' nöbetçiler konulmamışsa da civar evlere ve sokaklara asker yerleştirilmiştir. Bunlar en ufak bir hareket karcısında derhal müdahaleye hazır bulunmaktadır. Zecri tedbirleri tatbik eden diğer bütün elçilikler ise Karabinera nöbetçileri tarafından muhafaza altına alınmıştır Üniversite alayları bütün sokakları dolaşmakta ve yabancılara aid binalar »e yabancı eşyası satan dükkânlar önünde gösterilerde bulunmktadrr. Zecrî tedbirler karşısında ingiliz ve fransız basını Paris, 18 (A.A.) — Zecri tedbirlerin yürürlüğe girmekte olduğu şu sırada birçok Paris gazetelerinde bir teessür ifadesine rastlan maktadır. Onların bu teessürü B. Lavalin harcamış olduğu çalışmaların bir uzlaşma yolu bulmağı ve bu uzlaşmayı gerçekleştirmeği temin etmemiş olmasından ileri gelmektedir. Bu suretle Fransanın dostları olan italyanlara karşı zecrî tedbirlere baş vurmak mec buriyeti hasıl olmuştur'. Ekselsiyor diyor ki: "Arsıulusal kanunun tatbikîne bugün başlanıyor. Fransa, bu kanunun tatbikine karşı koymak su-retile, imzasını inkâr ve on beş seneden beri hukukî güvenliğinin dayandığı kollektif sistemi tahrib edemezdi. Fransanın dileği, yakında yapılacak görüşmelerin harba ve zecrî tedbîrlere son vermesidir. Roma, dün olduğu gibi, bugün de emin olabilir kı, B. Laval, o kadar sabırsızlıkla beklenilen bu uzlaşma saatinin gelmesini hızlandırmak için elinden geleni yapacaktır.,, Jurnal diyor ki: "Zecrî tedbirleri haklı gösterecek biricik sebeb saldırgana karşı karşılıklı yardım esasının tatbik edilmiş olmasıdır. Açıktan açığa yapılan bir tecavüzü ceazsız bırakmak gibi fena bir misal meydana getirmek İste-nilmemiştir... Maten gazetesinden: "Milletlerin birçoğu ve husu-sile Fransa tarafından alman zec ıı tedbirlerin acaba tesiri olacak mı? Bu tedbirler, bir sınama teşkil edecek ve fakat boğucu bir tehlike göstermiyecektir. Bununla be-laber zecri tedbirlerin tatbikî, uzlaşma yolunu kapamamaktadrr. Bu umud verici sözü tekrar edebiliriz.,, övr gazetesi, Mîlletler cemiyeti radyosunun neden dolayı zecri tedbirler hakkında italyan milletini aydınlatmamakta olduğu sualini sormaktadır. Milletler cemiyeti, italyan di mallarındaki zehiri gidermek için dalgalarını kullanmalıdır. Yoksa mahiyeti anlaşılmamış olan zecrî tedbirlerin neticesi, italyanların bu tedbirleri tatbik edenlere karşı kinlerini artırmaktan başka bir şey olmıyacak ve asıl gaye elde e-dilemiyecektîr.,, Londra, 18 (A.A.) — Gazetelerin bir çoğu baş yazılarında, 1-talyaya karşı zecrî tedbirlerin tatbike başlandığı bugünkü tarihin özel ehemiyetini kaydetmektedir ler. Deyli Telegraf diyor ki: "Milletler cemiyeti vasıtasıyle kollektif emniyetin kıymeti, bu zecrî tedbirlerin muvaffakiyet veya muvaffakiyetsizliğe uğrama-sryle anlaşılacaktır.,, Financial Nevs ise şöyle diyorı "Oldukça uzun bir müddet devam etmesi şartiyle zecri tedbirlerin nihaî muvaffakiyetinden şüphe edilemez. Fakat geçen her ay, zecri tedbirleri tatbik e-den memleketler arasındaki anlaşmazlıkları fazlalaştıracaktır. Alman tedbirlerden en ziyade Balkan devletlerinin zarar göreceği sanılmaktadır. Bundan dolayı Milletler cemiyetinin derhal e-konomik alanda mukabil yardım için tedbîrler alması lâzımdır.,, Duna kuvvetli tedbirlere doğru Londra, 18 (A.A.) — Deyli Telgraf gazetesinin siyasal yaza-rının bildirdiğine göre, Milliler Cemiyeti 15 gün kadar evel teknik bîr komiteyi, Italyayı muhacematı derhal terketmeğe mecbur etmek üzere daha kati yeni zecrî tedbirlerin alınması İmkânlarını tetkike memur etmiştir. Almanyanın protestosu Londra, 18 (A.A.) — Almanya hükümeti, Almanyadan Ingil-tereye yapılan idhalât için mense şehadetnamesi aranmasını resmen protesto etmiştir. Suriyede Fransa aleyhinde bir komplo meydana çıkarıldı. Kudüs, 18 (A.A.) — Beyrut tan bildirildiğine göre, fransız emniyet polisi, Suriye ve Lübnan'ı yabancılar elinden kurtarmak is-tiyen gizli bir komiteyi meydana çıkarmıştır. Aralarında avukatlar, f.-ofesörler bulunan 37 kişi tevkif edilmiştir. Tevkif edilenler arasında Lübnan polis yüksek memurlarından biri de bulunmaktadır. Amerikada dehşetli biı- f u-tına Nevyork, 18 (AA.) — Dehşetli bir fırüna. Amerikanın doğu kıyılarım süpürmektedir. Birçok vapurlar müşkül mevkide bulunmaktadırlar. Britanik adlı ingiliz vapuru, yolcu alacağı Boston li-manma girememiştir. Yalnız Niyu Jersey sahilindeki zarar bir milyon dolara çıkmaktadır. Habeş cephesine yeniden '.W uçak gidiyor. Napoli, 18 (A.Â.) — Aussa vapuru, 30 bombardıman uçağı yüklü olarak. MassaouaS'a haıe-ket etmiştir. ULUS 28 SONTOgtfN, l«.v.« Ui ¦ ¦ _ ¦ p- ¦ ¦ ¦ f ¦—........— — S»n lıuimtirr ikiııri a\ fada ON ALTINCI YIL. No: 5144 um/, an ııınıııdhı llrrtı-rıl*- .» ımmm c i* n delik lUK Mt N W.IU.İ M/I.lk F. R ATAY Le Journal gazetesinde dışpo-İHtka bahislerini yazan Saint Brı ce Yeminli düşmanlarımız sırasına girdi. Senelerdenberi bu ada -min Türkiye'yi, uzaktan yakın -dan. ilgilendiren hiç bir yazısında vicdan serbestliğinden eser görülmez. Esef ettiğimiz nokta, kendi -sine, le Journal gibi yuzbinlerce satan bir gazetede sütun verilmiş olmasıdır. Bizi cevab vermeğe sevkeden sebeb de. Saint Brice'in şahsiyetinden fazla, içinde yer bulduğu gazetenin «afiş - ehem -yeti'dir. Saint - Briçe, Savyetlerle ara -mızda dostluk andlaşmasının on yıl için uzatılmasından söz açarak diyor ki: "Bizdeki Moskova hay ranları bu haberi fırsat bilerek hemen, — görüyorsunuz ya, Savyetlerle devamlı bir anlaşma kurmak ve bu anlaşmayı tehlikesiz, hattâ faydalı kılmak imkânı da varmış... diyeceklerdir.,, Fakat işirTaslı acaba boyIemi dir? ''Eski Rus çarlığı ile osmanlı İmparatorluğu kadar biribirine susayan düşmanlar yoktu. Bugün osmanlı imparatorluğu parçalan mistir. Ondan artayan Türkiye ise. Kuçukasya üstüne kıvrılmış. 16 milyonluk küçük bîr devletten ibarettir. İstanbul artık bir köprü başından ba?ka bir şey değildir. Boğazlar acıktır... Ve boğazları yeniden silahla mak istediğimizden bahsederek: "Eskiden Buyuk Britanya, Rusya-r.ın önünü kesmek için. osmanlı imparatorluğunu korurdu. Şimdi ise küçücük Türkiye Rusya namı na Çanakkale'nin bekçiliğini ya -pıyor ve Büyük Rusya'nın vasiğli ği altındadır. Çünkü kuvvetle ri bu kadar nisbetsiz iki devlet arasındaki ittifak, bundan baş ka bir şey olamaz.,, Saint-Brice'in üstünde garez ve hınç köpüren bu düşüncelerine herze'den başka vasıf bulmak güçtür. Saint Briçe ne yeni Rus -ya'yı. ne de yeni Türkiye'yi, ne de bu iki inkılâb memleketi arasında, ancak barış ve insanlık hayrı na devam eden, kuvvet ve sami miyeti her gun daha artan, daha genişliyen dostluk ve yakınlığın hususi değerini biliyor. Yeni Rusya ve yeni Türkiye yalnız keı» dileri için değil, butun dünya mil letleri için hak eşidliği davasında (Sonv 3. cü gaytfada) Ogaden cephesinde Habeş mukavemeti artıyor - italyan ileri hareketi devam ediyor - Uçaklarla habeg askerleri arasında kanlı bîr harb İtalyan atkerler Ogaden cephesi. 19 (A.A.) — Havas ajansı aytanndan: Dagga-bour ile Gorahai arasında habeş mukavemeti gittikçe şiddetlenmektedir. İtalyan kollarının yanlarında çabuk hareketler yapan Itlak muharip grupları, italyanlara gece baskınları yapmaktadırlar. Itlyanların Önemli zayiat vermiş oldukları tahmin ediliyor. Birçok efrat, mızrakla yaralanmıştır. Habeşler. henüz Daggadbouru ellerinde bulundurmakta ve silâlı cephe ceminde gereci getirmekte oldukları ingiliz Somalisi ile olan münakale yolla-ııııa hakim bulunan Cicigayı şiddetle müdafaa etmektedirler. General Nasibu ile general Ve-hib paşanın kumandaları altında ve Ciciga etrafında yüz yirmi bin kişi vardır. İtalyanların Ogaden de ancak elli bin kişilik bir kuvvetleri olduğu söylenmektedir. Yağmurlar, habeşlerin Ogade-ni müdafaa etmelerine yardım etmektedir. Askerlerin sıhhi durumları mükemmeldir. Fevzîpaşa - Diy eti Leh îı V ılış töreninde bulunacak olanlar J» s bugün Diyarbekire gidiyorlar Önümüzdeki cuma -unu açılacak olan Fevzipaşa - Diyarbekir hattının açılma töreninde buluna cak olan çağrılılar bugün saat 12.45 ve 13.35 de kalkacak iki hu husi katarla Diyarbekire hareket edeceklerdir. Trenler Diyarbekire saat 13.30 ve 14.30 da varacaklardır. Diyarbekir daha bugünden baştanbaşa donanmıştır. Diyarbekir istasyonunun Erga ni cihetindeki makas başında bir tak yapılmış ve istasyonun bir ta rafında söylev verecekler için bir kürsü kurulmuştur. Burada Bayındırlık bakanlığı, birinci genel ens pektörlük, uray ve halkevi tara ^ iizde yedi faizli Sivas - Erzurum istikrazına yazılınız hıtri buruk milyon lirulık ikinri tertib Sivas - Erzurum demiı\ıdn i*ıikruzının kaydı bu a\ın yirmisinde İMişttymııl. re birimi l.ııtıurulu bilerektir. İstikrazın faizi yünle yedidir. 20 lira itibarı kıyntetlel.i tahlilin ilırıır fiulı 1*1 liradır. Kuponlar ilfıt ıdıınunraya kadın her türlü remiden muaftır. Bu tahvilin- lleı tüllü urlu malarda, eksiltmelerde teminat alarak i-tibıııı l.ı \ metleri ıızeı indin hasahıış kabul edilerekleıdir. I'urunıza hem emin ve rai, »elti getirmek hem yurdun ha\ ındırlıtima bü\ıik bir yardımda bulanmak irin Sivas - Erzurum istikraz tahvillerinden alınız I mil.«ıı birer söylev verilecektir. Söylevlerden sonra Bayındırlık bakanı B. Ali Çetinkaya takın altına giderek hat üzerine geril miş olan kordelâyı kesecek ve çağrılıları getiren tren düdük çalarak istasyona girecektir. İstasyonda bir büfe hazırlanmıştır. Dİyarbekirden aynı akşam iki katar saat 23.00 ve 0001 de An-karaya hareket edecektir. Kıra! ^ unanistana geliyor Atina. 19 (A. A) — Dün deniz bakanı B. Ralli», Salamın tersa -nesine giderek Elli kruvazörü ile Hidra ve Psa-ra torpido muh -riblerini teftiş etmiştir. Bu gemi - ler eeceleyin harb filosu ku • m .ni!. .m amiral Sakelaryu'nun kumandasında Bren- ı..-ı . ¦ hareket etmişlerdir. Ora -ya çarşamba sa -bahı varacaklar ve cuma «unu Elli kruvazörüne binecek olan kiralı brk-liyeceklerdir. Kıral Atinaya pa/.ır :unu sabah seki/ ile dokuz arasında ¦ ıı ..!, vc amir*l Kavadias kumandasında dort torpido muhribi, iki denizaltı çemi»!. iki torpıtodan mürekkep bir filo acık larda kendisini karsılıyacaktır. Denir bakanı 8 Rallis de Kunılurıyotİ» torpido muhfib*vle kiralı kars^lamar* tıkacaklar. Yunan Kiralı Yorgi "Ulus,, un dil yazlaın Çalap - Hudağ Hudağ„ sözleri) l ağaç. la* - Çalap ot,, kelimelerinin rii moloji. morfoloji, fonetik bakımından analizi [Dünkü yazımızda "Allah" sö/ü ile "ilâh" ve ilahe" tabirlerinin analizini göstermiştik. Türkçede l.ıı anlama gelir denilen "Çalap" ve farşça sanılan "Hudağ" tözlerini bu yazımızla analiz ediyoruz. "Tanrı" ve "Rab" sözlerinin analizi de yarın çıkacaktır.] t \l ıP Kelimenin etimolojik şekli şu dur: (I) (2) (3) (4) (ağ • aç • al - ap) (1) Ağ: (Allah) kelimesinde olduğu gibi köktür ve bu kökün anlamlarından (I) incisi olan "kuvvet, kudıet, büyük, sahip, yaratıcı, coşkun, cesur, diribaş, iyi lik yapmayı seven" anlamlarına şamildir. (2) Aç: ". ç„ (dâhil olduğu kategorideki, "s, ş, c, j, z" gibi) oldukça geniş bir sahayı, bu sahada bulunan obje veya süjeyi, süje veya obje ile bu şeyin münasebetini gösterir. Burada obje veya süje esas kök olan (ağ) dır. Uzak mıntakada bulunan süje veya obje (aç) tır. Aralarındaki münase bet. bu sujenin veya objenin, kendinden evvelki süje veya mefhum- Ağ aç ağaç: ''Büyüklüğü, kuvvet ve kudreti", esas olan sahibinin (ki 'ağ" dır) uzağında temsil eden bir süje veya objedir. iğaç Not: / — Bu münasebetle bildiğimiz (ağaç) kelimesi orijininin manasını da söyliyelim. (Ağaç), güneşin alev ve ateş vasıflarını ondan uzakta temsil eder bir maddedir. Türkler, ilk ateşi keşfettikleri zaman odunları birbirine sürterek alev çıkarttıkları gibi ondan sonra da insanlar ağaç parçalariyle, odunla, ateş yakmaktadırlar. Not: II— (Taş) orijini de şudur: d) (2) (ağ at kelimesinin (3) aş) I Ağ güneş, ışık, hararet At kökün anlamını haiz olan obje Aş ektir; objenin kökten u zakta bulunduğunu gösterir. O halde: ağataş ataş ..taş taş: "sıcaklığı, parlaklığı hariçte yapan bir obje" dir. Hakikaten Türkler, ilk ateşin keşfinde ağaç gibi taşları da birbirine veya bir demir parçasına sürterek ateş yakarlardı. Demek kı hakikaten (taş), güneşin vasıflarından barılarını temsil etmiş tır. Çakmak taşiyle hâlâ sigara ve ateş yakıldığı da malûmdur. ot Not: III — Bildiğimiz (ot) un da orijini, ı;uneş ve ateşe dayanır. Kelimenin •-ttmolojik şekli: (ti 2 (og ' ot) tur. (I) Oğ: Ana koktur. Güneş ve ondan alınan mefhumlardan ateş tle-mr-ktir. (2) Ot: Kökün anlamını temsil eden objedir. Onun İçin: Oğ ot oğot ot: doğrudan doğruya "ateş" demek olduğu gibi. ateş yakmakta Türkleria pek mukaddes tuttukları bildiğimiz 'ot m da isim olmuştur. Malûmdur ki Türkler ateşlerini hiç söndürmezlerdi (Belki senede bir defa ve büyük âyin münasebetiyle söndürürlerdi). Hiç sönmi-yen bu Turk ateşini ertesi gün yeniden alevlendirmek için Türkler bir gün evvelinden en temiz otları toplarlar ve ertesi gün için hazır bulundururlardı. Bu pek mukaddes tanınırdı. I Kİ W Gelelim Çalap kelimesine ve o-nun (3) uncü ve (4) üncü eklerine: (3) At: (. I) eki, yukarda söylediğimiz Jûrintv... *v*Aecr-re*a-? sil eden "genişlik ve enginlik** mefhumlariyle. süje veya objeyi vasıflandırır. O halde: Ağaç -f al = ağaca!: esas süjo veya obje uzağında onun vasıflarının şümulünü gösv terir bir sözdür. (4) Ap: Son İzah ettiğimiz vasıfları haiz olan süje veya objo demektir. Ağaçal ap ağaçalap ÇALAP kuvveti, kudreti, ulûhiyeti hariçte temsil ettiği kabul olunan ve bu avdan dolayı kendisine tapalan şeydir (mabut). - Sayıfayı çeviriniz - Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik VI inci Anket / — Şark. f/fttfrf 2 — Şimal, nord .( — GsVp ImiIi 4 — Cenup, sııd I) Yukardaki kelimelerin ilk vo asıl kökleri nelerdir? II) Bu kelimeler nasıl teşekkül etmişlerdir? III) Bu kelimeleri teşkil etmek için knke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin her birinin mana ve (arkları bakımından rolleri ne olmustru? IV) Ru araılırma neticesinde: A Turkdîli kökleri ve. B Turk dili ekleri, ve, C - Türk sözlerinin teşekkülü hakkında bir kaide çıkarmak mümkün müdür* Yakardaki nltmcı dil anketimize okurlarımızın verecekltrt ce-vablaı, faczlemiı yazı işleri di-rektorfu¦• i'+ »'andermelerini rica ederiz. Şimdiye kadar aldığımız ervahları ur atiyi e hoyduğ'imuz %ibi bundan böyle de koyacağız SAY1FA 2 ULUS 20 SONTEŞRİN 1935 ÇARŞAi.".»A abesler nerede mukavemet edecekler? Uçaklarla habeş kuvvetle pışma - Azbi şehri Londra, 19 (A.A.) — Mareşal Bodogliyo italyan şimal kuvvetleri karargâhında ayın 27 sinde bulunabilecektir. Fakat o zamana kadar askeri hareketler duracak değildir. Royterin şimal cephesindeki muhabirinden aldığı bir telgrafa gore iki italyan kolu Makalleden garp istikametinde diğer bir italyan kolu da Hausien civarındaki Gundi dağından şimali garbi istikametinde hareket etmişlerdir. Müşterek gayeleri Seloa mıntaka-•ında Samreyi işgal ederek Ras Seyumu kuşatmaktır. Ras Seyum 2500 metre yüksekliğe çıkan dağlarla çevrili ve tabii bir kale olan Tambien vilayetinde bulunmaktadır. General Maravinye'nin kumandasında olup Takazze nehri mm takasında askerî hareket yapmakta olan kuvvetler de bu kuşatmayı cenup tarafından kapatmaya çalışmaktadırlar. Bunun cjışmda başka bir şey yoktur. Adisababadan Roytere bildirildiğine göre, imparator askerlerinin vatansever hislerini kuvvetlendirmek için şimal cephesine gitmek üzeredir. Eşyasının bir kısmı bugün Dessie gönderilmiştir. , Şimdiye kadar iyi havadis veren habeş kaynakları habeş kuvvetlerinin Makallenin 50 kilometre kadar cenubunda bulunan Am-baabagi mevkiinde kuvvetli suret-, le tutunarak italyan yürüyüşlerim durdurmak azminde olduklarını bildirmekte idiler. Bu plân şimdi değişmişe benziyor. Söylendiğine gpre Makalle ile Ambalagi arasındaki kısım geçilmesi kolay yerlerden mürekkep olduğu için habeşlerin italyan yürüyüşünü Am balagiden 65 kilometre kadar cenupta bulunan A buna. Jozef dağına'kadar bırakacakları anlaşılmaktadır. O vakit habeşlerin mütaleası-na göre italyan cephesi 200 kilometre uzunluğu bulacak ve habeş kuvvetlerinin aralarından geçmesine müsaid bir zemin teşkil edecektir. Royterin Harrarda bulunan muhabiri çektiği bîr telgrafta otomobil ile Diredaudan Harrara giderken yolda Ras Aesdanın Ac-cazmaç Avbebaya tesadüf ettiğini bildirmektedir. Abeba 10000 kî- Not: Buradaki (ç) yerine onun kategorisinden (s) koyarak vokalleri de inceltirsek (salip) cı kar [»] hl dağ Etimolojik şekli: (İ) (2) (3) (uh + ud + ağ); yahut (uk + ud -f ay). (1) Uh, uh: Esas köktür. Büyüklük v. s. manasınadır. (2) Ud: (. + d-t, ektir. Rolü anlatılmıştır. (3) Ağ, ay: Kökün mefhumu, kendisinde tecelli ettirilen süje veya objedir. (Hudağ) ve yahut (Kuday): "Çalap,, gibi bir mefhumu ifade eder. Biz (Hudağ) şeklini kullanırız. Altay, Teleüt, Şor, Le-bed, Sagay Koybal, Küerik, Kazak, Kırgız, Karakırgız lehçelerinde (Kuday) olarak kullanılır. [**] Farslar da bize yakın telâffuz e-derler. Yakutçada; (uğ od + ay) nğoday : "vasi, büyük" anlamına dır. Bu suretle: Hudağ, Kuday, U ğoday kelimelerinin her üçü de aynı kuruluş ve anlamdadır. [*] "Salih'* ı başka türlü, yani tsa'nın salboluması gibi hikâye mefhumlarından çıkaranlar, bu sözün Türkçedeki orijinine dikkat r*meVıdirler. } r-»f1of. fi. inci cilt ri arasında kanlı bir çar-nasıl alındı ? silik hususi ordusu ile cenuba doğru yürümektedir. Kendisi bir at üzerinde olarak yanında 3 aslan yavrusu olduğu halde ordunun başında yürümekte ve bütün sesleri-le şarkı söyleyen sakallı muharipleri onu takip etmekte idiler. Başlarında yiyeceklerini taşıyan yüzlerce kadın, ordunun ardından erkeklerini takib etmektedir. Bu kadınlar dağlık arazide gülerek ve eğlenerek ilerlemekte ve saatte 6 kilometrelik bir mesafe almaktadırlar. İtalyan uçuktarile habeş kuvvetleri tınısında kanlı biı çarpışma* Asmara, 19 fAA.) — D. N. B. ajan sının özel aylarının bildirdiğine göre, pazartesi günü Ambalayi île Antalo arasında italyan bombardıman uçakları ile habeş kuvvetleri arasında yapılmış ohn çarpışma, süel çevenlere, son günlcr'n en önemli harb hadisesi olarak sayıl -maktadır. İki uçak filosu. Makalle cenubunda Buia mevkiinde muhtelif habeş tahdidatı keşfetmiş'erdir. Sırtlarca mevzi al mis bulunan 7 000 kişilik kadar habeş kuvvetleri, üzerlerinde dolaşmakta olan uçaklara silâh, makineli tüfek ve birkaç uçak topu ile ateş açmışlardır. Bütün uçaklar kurşunla delik deşik olmuş ve bir makinist bacağından ağır surette yaralanmıştır. Kont Ciano'nun uçağı Ma* kaile civarında yere inmeye mecbur kalırken Hausiende yere inen diğer bir u-çak da bazı hasara uğramıştır. Söylen -diğine göre. bu çarpışmada Ölen ve yaralanan habeşlerin sayısı çok büyüktür. Bunların, besbîn kadar olduğu tahmin edilmektedir. Bazıları bu çarpışmaya iştirak eden habeşlerin sayrsım 7.090 d?-gi| fakat 20.000 olduğunu söylüyorlar —..Burada, sanıldığına göre Ras Kni',ı ile Ras Seyyıım, Mareşal Badoglîo çe! meden Önce önemli hareketler yapmak niyetindedirler. -izbi nasıl uhntlı? Roma, lfî (A.A.) — Mariotti kolu -nun Azbi'ye girmesinden önceki çarpışma hakkında gelen tafsilât bu çar -na nin çok hararetli olduğunu göstermek tedir. Mariotti kolu şu suretle terekküp ediyordu: Oncü olarak Massouak'da tes-kilkil edilmiş olan çete arkasında deve sırtında taşınan dört toptan mürekk?n bir batarya, bir avrupalı taburu, bir erzak ve gereç kafilesi, ikinci bir avrupalı taburu Kol. saat 6 da hareket etmi« ve ka yalıklı yüksek dağlar arasındaki Edna boğazına girmiştir. Kolun kumandanı, topları mevzilere yerleştirmiştir. Zira bu geçit de habeşlerin bir taarruzda bulunacaklarını tahmin ediyordu. Hakikaten, kolun yan tarafına tüfek yaylımı yapılmıştır. Massaouah'lı çete, mukabelede bulunmuş ve bu mukabeleye ikinci av -rupalı tabur da iştirak etmiştir. Bunun üzerine şiddetli bir muharebe başlamış ve saatlerce devam etmişt-tir. Düşman kuvvetleri, muntazam askerlerden mürekkeb idi. Habeşler 4 uçak ısmarladılar Londra, 19 (A.A.) — Habe* hükümeti, bir motorlu üç kişilik dört uçak ısmarlamıştır. Bu uçaklar, Necaşinin kurmayını nakledecektir. Hir fransız uçmanına en büyük nişan. Adisababa, 19 (A.A.) — Hükümet, fransız uçmanı Druyye'ye verilen nişanların en yükseği bulunan Sinte Trinite nişanını vermiştir. ...... DIŞ HABERLER Mısırda yeni hadiseler Mısırda yeni hadiseler Kahire, 19 (A.A) — Dün de bir takım kargaşalıklar olmuş ise de, Ö -nemli değildir. Heyecan, yavaş yavaş azalmaktadır. Talebenin yapmayı tasarladık -lan gösteri yapılmamıştır. Vafd partisi, Milletler Cemiyetine bir memorandom göndererek, Mısı -rın "bîr tecavüzün kurbanı,, olduğu -nu bildirmiştir. Bu parti, Milletler Cemiyetinin adaletini istemek husu -sunda mezkûr cemiyet paktına da -yanmaktadır. Kahire, 19 (A.A) — Talebe, yeniden bazı mahallelerde toplanmak -fadırlar. Kültür bakanlığının bir tebliğinde talebeyi gösteri yapmağa veya grev ilanına teşvik eden kimselerin 1929 tarihli kanun gereğince dokuz ay hapis veya 20 ile 50 ingiliz lirası arasında değişen para cezalarına çarpılacakları hatırlatılmaktadır. NaluJs l'aşunııı protestom diıden ilmiyece k Cenevre, 19 (A.A.) — Royter ajansı muhabirinden: Mısır Vafd fırkası lideri Nahas Pasa'nın protestosunun nazarı itibara alınmıyacağı, çünkü illetler cemiyeti usulüne uygun olar.-k verilmemiş olduğu bildirilmekt-dir. Bu usu le gore bu gibi protestolar, üye olan bir devlet tarafından ve resmi bir teb'iğ vermek gerektir. Bu defa bu usule riayet edilmiş olması pekaz muhteme'dir. ) eni Luruuşaltklarılan korkuluyor Kafama, 19 (A A.) — Son gürültüd almış olduğu yarılardan do'avı öl*n U- -ci Mısır ta'ohe»inin cenaze «layı dola -ytsiyle bugün yeni karg-aşa'-kl^r ç'kma-smdan ko-kulmakt^d'r. rj'i tMehe Kıra' bu^rafloSnîduî^—aa»«s*« Nahas Paşa il^ Vafd fırkısmın diğer liderleri, cena/ede )*az"r bn' «nac-k,-,r vs onların bulunması kı'ab--l*k bir h-'k-ı da bul'in^asını. «M»»*rh*irı*c»ktir. S:md: kırca'i'-klann p-k v-k-n bir z»mand» •ona ermesi :htmvli azdır M'iır ..-I-.1 »i . ..¦¦..,.',.. günü grev ilâmno k*-*ar ver»*»i•1—mV , Kısmi bir bildiriğ Kahire, 19 (A.A) — Aksama doğ-ru neşredilen bir resmi bildiriye gö -re, dün, bütün vilayetlerde sakin o -larak geçmiş, yalnız Miniada vukua gelen ufak bir karışıklık esnasında bir polis yaralanmış ve altı tezahür -cü tevkif olunmuştur. Ustasilerin davası Dava görülürken bir hâdise çıktı Eks-an-Provans, 19 (A.A.) — Ustasilerin muhakemesinin Öğleden sonraki celsesinde olan bir hadise sonunda suçluların avukatı B. Desbons avukatlıktan çıkarılmış ve kendisine salonu terketme-si emredilmiştir Mahkeme resen baro başkanını saçiulara avukat tayin etmişse de suçlular, Desbons muhakemede hazır bulunmadıkça söz söylemiyeceklerini bildirmişler ve açlık grevi tehdidini ileri sürmüşlerdir. Muhakeme yarma bırakılmıştır. Hadisenin sebebi şudur: Mahkeme, avukat Desbcns'un sabah celsesinde ileri sürdüğü noktai nazarı reddetmiş, bunun üzerine kızan avukat Desbons bağırmağa başlıyarak masanın üzerine yumruklarla vurmuş ve mahkemenin kendisine söz vermeği unutmakla olduğunu söylemiştir. Müddei u mu nî. avukatın bu tarzdaki hareketleri aleyhinde bulunmuş ve bunun üzerine Desbons "fransız a-daleti bu mu? ,, demiştir. Bunun üzerine müddei umumi avukatın çıkarılmasını istemiş. Desbons ise ''beni hırvatların ve makedonyalıların dostu olmakla itham ediyorlar,, diye müdafaada bulunmuştur. Şimalî Çinin istiklali ilan edilmek üzere Bu hadise Amerikada endişe uyandırıyor - Fransız gazeteleri Japonyanın Cindeki istila siyasasını tenkid ediyor Şanghay, 19 (*A.A.) — Şimali Çin'de muhtar bir hükümetin kurulmasını görüşmek için Pekin'de b-ilunmakta olan japon General Doihora böyle bir hükü -met kurulursa japon ordusunun şimali Çin'i istilâ etmemesini, Japonya'nın bu muhtar hükümetin iç işlerine karışma -masını ve nihayet bu hükümetin Nankin ile mutlak surette her türlü bağları kesmemesine muvafakat etmiştir. öte yandan Çın hükümeti de. Çin'in toprak mülkiyetine halel gelmemek şar-tiyle böyle bîr federasyonun şimalî Cinde teşekkülünü zımnen k^bul etmiş bulunmaktadır. Muhtariyet ilân edilmek üzere Pekİn. 19 (A.A.) — Hopeİ, Sunyan. Tcharar, Chantoung ve Chanai vilâyetleri federasyonunun muhtariyeti bugün veya yarın ilân edî'ec-kıir. 100.000.000 nüfuslu bir federasyon Tokyo. 19 (A.A.) — Muhtar şimali Çin federasyonu mahalli bir k mite tarafından ve Japonya d-nışmanlarının yardımiyle idare okutacaktır. Bu fede -rasyonun nüfusu yüz milvona yakındır Tokyo. 19 .A.A ) — Şîmalî Çinin yeni hükümeti, bir b;ld-iğ ya**1»—k şimalî Çin'in hinamal ve ekononvk i*tik - tâlini ilân edecektir. Bu bildiribte komünizme karşı mücadelede bulunulmak ü-zere Çin. Japonya ve Mançuri'nin fi -malî Çin e yardım etmesi istenecektir. Japonya şimali çın kumandanlarına ültimatom vermiş Pekin, 19 (A.A.) — İtimada dger bir kaynaktan öğrenildiğine göre Çİn'-d'ki japon militarist hareketimin bakanı olan G«neral Daihara şimalî Çin'deki yerli askeri erkânına bir ültimatom vererek kendilerinden muhtar b:r federasyon tekili projesine müsait bir cevıb vermelerini istemiş ve b'imın için ç*r -samba günü öğle vaktine kadar müMel vermiştir Japon kıtaları büyük Tin «eddi y k-nında toplanmış olduğundan ve proi'nin reddi halinde bu şeddi aşmak ve hn-»ı yi iati'â etmek t»h-*idinl göstermek* h ¦ Umduklarından verilecek cevabm müsait olacağı tahmin olunmaktadır . Nankin hükümeti ite karışacak mı? Pekm, 19 (A.A) — İki Nankin fırkası, Kiangson ve Chantoung hududunda kâin Hsuehov'un şimaline varmıştır. Şayet bu haber doğru ise, Nankin hükümetinin İşe karışmak fikrînde-olduğu anlaşılır. Zecrî tedbirler tatbik edilirken mayı. zecri teaüirtere iştirak ¦¦-den devletlere boykıH ilan, edecek. . , t , Roma. 19 (AA)— Yenecck.mad -"J" — » —• 1 J—i— tacirin adına neşrettiği büdirik.c: • İtalya'nın yaşa.nak ve genişlemek haklarına kargı vaki olan taarruza, zecrî tedbirleri tatbik eden me n'cketleri.ı mallarını boykot etmekle mukabele edileceği,. bİHiriliyor. /ecri tedbirler Yuuoslavyaya çok zarar verecek. Viyana, 19 (A.A.) — Noyes Viner Tageblaatt gazetesinin Be'grad aytarı gazetesine yazdığı bir makalede zecri tedbirlerin, Yugos'Avya'dn yapacağı düstri teşkilâtının belkemiği olan kereste endüstrisinin birkaç ay zarfında mahvolacağını işsizlerin çoğalmasiyle faaliyetin azalacağını, tahmin ettiklerini yazmaktadır. Bu vaziyet, hayvan ve yumurta ihracatı i'e yaşayan Yugoslavya cif İrileri -nin çovunluğu için de ağır bîr darbe olacaktır . İtalya petrolsuz mu katacak? Vaşington, 19 (A.A.) — Petrol muhitleri, B. Ruzvelt ile B. Hul tarafından yapılan ihtarlar neticesinde Italyaya yapılagelmekte olan petrol yollamanın gecen hafta içinde azalmış olduğunu bildirmiştir. İngiliz iv frrmmz cevapları cama gü n ü verilecek Londra, 19 (A.A) — Royterin öğrendiğine göre ttalyanın zecri ted -birler hakkındaki protestosuna Ingil-terenin vereceği cevap, italya hükü -metine cuma günü verilecektir. Fran-sanın da aynı günde cevap vereceği sanılmaktadır. Fransız cevabı gerek Şekil ve gerek mana itibariyle ingı -Uz cevabının benzeri olacaktır. Her iki cevap cumartesi günü neşredile ¦ çektir. İngiliz cevabının kısa olduğu re.-men bildirilmektedir. Bu cevabın kopycleri, tanzim komitesinde üye olan elli İki hükümete gon-derilecekür. Çünkü «ecri tedbirlere mıu tereken müracaat edilmiş olduğundan italyan protestosuna verilecek ccvabdjı da elbirliği yapılması zarurîdir. /ecri tedbirler bccslunıudun önce t'ruusadun İlulyayu-ÇOİ*__ .«n/ıs yapıldı. Paris, 19 f A.A.) italya ya karsı »ren tepinirler tatbikinin rnt röniı Fran-sanın cenubunda şiddetli bîr durum almamıştır. Ancak bugün resmi ga/ tedt neşredilen kararnameler metnini men -tone ve Nis'deki fransız gümrük me -murlan daha almamış bulunuyorlardı. Şunu da unutmamak lâzım gelir ki. Fran sa'da kararnameler neşirlerinden ancak 24 saat sonra icra mevkiine girerler. Bunun için bugün dahi zecri tedbirlerin pek sıla olarak tatbik olunacağı muhtemel değildir. Nis ve hlentnne'de çok büyük mik -tarda et. yemiş ve sucuk muamelesi ya. pılmıştır. Marsilya'da birçok eşya gemileri ve ve'k'nlil'-r mal alıp vermişlerdir. IH ler komiteni 25 nontesrinde loplunucak. Cenevre, 19 (A.A.) — Tanzim ve telif komitesinin ve yahud 18 ler komitesinin 25 sontesrin tarihine doğru toplanması için zecri tedbirleri tatbik eden hükümetlere yan resmî müracaatta bulunulmuştur. Toplantının hedefi, zecri tedbirler tatbikatı, yasanın petrol, kömür çelik, font ve bakıra teşmi li ve Arjantin ile Anserikanın du lumlan meswle4erTnrn tetkikidir. Inuittrrr ile İtalya lirasında nrİ4-r görûşiilmüş. Paris. 19 (A.A.) — Musolini ile Sir Drummond arasındaki son görüşmelerde habeş meselesi asla mevzuu bahis olmayıp yalnız Akdeniz meselesi konuşulmuştur. Ne ticede ancak psikolojik bir terakki kaydedilmiştir. Diğer taraftan, önemli bir süel muvaffakiyetin, yenî bir hava yaratarak diplomatik çalışmayı kolaylaştıracağı tah min ediliyor. İki devlet adamı arasındaki bu görüşmelere, İngiltere kamoyu-nun seçimden sonraki durumunu da bilen Londra büyük elçisi Gran di, ingilizlerin geriye çekilmesini istedikleri Trablusdalri italyan tümenleri komutanı general Bal bo, amiral Taun di Revel, B. Mar-koni, Senato başkanı B. Federzi-oni ve eski genel sekreter B. Ro-berto Farinaççî de iştirak etmiştir. ON ALTINCI YIL. No: 5145 ULUS \i1ımı/.. .1 n.l ı rı ı ¦/. ı ı ı i sonteşrüs, töiâ l'l h «cmuj Son lıaimti iki mrı ^;ı\ fada llitm'i-th- 5 kur İM Şimali Çin işi kaygılar uyandırıyor italya'da zecrî tedbirlerin tesiri başladı Habeşistanda çarpışmalar devam ediyor (.ıi Hileli i F. R. ATAY Geçenlerde japon gazeteleri Şanghay şehrinin imtiyazlı bölgesindeki ingiliz kontroluna yeni -den hücum etmeğe başladılar. Bu münasebetle Manchesler Guar -dian diyordu ki: "Hücum, Cenevre'de münakaşalar bütün şiddetini bulduğu zamana rastlamıştır. Maksat, şehrin enternasyonal yö-netgesinde japon nüfuzunu kuvvetlendirmek olduğu meydanda -dır. Japon gazetelerinden birinin yazısındaki ;. t ümleye dikkat ediniz: Şanghay Asya'nın bir parçasıdır, imtiyazlı bölgede da -ha az ingiliz ve daha çok asyalı kullanılmak mantıki ğ olur.,, Japon istekle. ¦'. .... Jı İmtiyazlı bölgede japon terbiyesine daha çok yer verilmelidir. Belediye meclisi tarafından güdülen terbiye tipi, pek fazla ingilizdir. Sonra seçim sisteminde değişiklikler lâzımgelir; öyle ki İmtiyazlı bölgede yaşayan Japonlar daha çok miktarda rey verebilsinler. Be lediye yönetgesinde çalışan ingilizler daha çok maaş almamalı dırlar. Şanghay'da umumi fikir odur ki eğer Japonların istedikleri kabul edilmiyecek olursa, onlar, yi İmtiyazlı böl«e dışındaki Çin toprağını alacaklar, yahud, imtiyazlı bölgenin, nüfus ve endüstri kurumlarının çokluğundan dolayı en çok gelir veren Kang- Ke-ou parçasına yerleşeceklerdir: "İmtiyazlı bölge yanında Çinlilerin başlamış oldukları İnşa ve bayındırlık işlerine Japonlar tarafından itiraz olunmasına sebeb, bu işler biter bitmez, orayı tamamiy-le hazır bir japon bölgesi olarak alıvermek arzusundandır.,. Biraz da Çin şimaline doğru çıkalım. Gene aynı günlerde bir japon gazetesi diyor ki: "Japonya'nın yarım asırlık politikası, şarkta, Çin - Japon elbirliği üstüne dayanan bir barış ve genlik nizamı kurmaktır. Japonların bu husustaki siyasa plânının esas noktaları şunlardır: 1 Nankİn hükümetini, Japonlar aleyhindeki ha -reketin önüne geçmeğe ve Çin'i Avrupa ve Amerika'nın kucağına atan politikadan vazgeçmeğe mecbur etmek. 2 - Çin'i, dış Mon-golya'nın bolsevikleşmesine ket vurmak için, Japonların Savyet düşmanlığı politikasını kabul etmeğe ve tutmağa davet etmek. "Eğer Çin gidişini buna uy -durmazsa, şimal - Çin'de yeni bir vazıyet vücude getirilecektir.,, Şimal - Çin'de ne yapılmak istendiğini dünkü telgraflar okurlarımıza öğretmişti. Ordularını Çin seddı önünde toplıyan Japonlar, yüz milyonluk küçücük bir parçanın Japonya kontrolü ve japon uzmanlarının idaresi altında, bir federasyon haline sokulması -nı istemektedirler. Bu federasyonun, ekonomi ve siyasa bakımından Cinle hic bir münasebeti ol -mıyacaktır. Yalnız Japonya ve (Sonu 4. cü sayıfada) \ Edebî hatıralar! Ifalid Ziya p. r. atayın bû jıuasmı yg- rmki «:imih(/;I:i (»kuyunuz, Şimalî Çin meselesi Mîlletler Cemiyeti Çin - japori İsine l.ıırısmıyue tık Cenevre. 20 (A.A.) — İyi malûmat almakta olan muhitler, bir uzlaşma ümidi mevcud oldukça ve şimali Çin istilâya uğramadıkça Çin'in şimdiki Çın - japon anlaşmazlığını Milletler cemiyetine vermekten istinkâf edeceğini beyan etmektedir. Bundan başka Milletler cemiyeti. Mançuri meselesindeki muvaf fakİyetsİzlikten sonra böyle bir mesele ile uğraşmaktan nefret duymaktadır. (Çin'e aid haberler 2. nci sayıfadadır.) ;-ı-. Sane - Kay - Seh Zecrî tedbirlere karşı italya bütün varbgiyle karşı gelmeğe çalışıyor Torino, 20 (A.A) — İtalya veli -ahdi, Rakoniçidekİ kıral sarayının ça yırlarının, zecri tedbirler dolayısiyle buğday tarlasına tahvilinde hazır bu lunmuştur. İttihatla halktan itme laplımıyo.: Rom», 20 (A.A) — Halk tarafından hükümete hususiyle altın ve gümüş eşya ^eklinde bir çok İaneler verilmiştir. Hemen hemen her tarafta iane teşkilatı vücuda getirilmiştir. Çiftçiler, ekinleri rar vermişlerdir. ırtırmağa ka - İlulyuıla kâğtd sthınltsı ve İni harar Roma, 20 (A.A) — Hükümet, endüstri tarafından kullanılmak üzere, eski kâğıdların gönderilmesini resmi dairelere bildirmiştir. İç bakanlığı şimdiye kadar 20 ton kâğıd gönder -mistir. Habeş haberlerine göre İtalyanların ileri hareketi tamamen durmuştur Adisababa. 20 (A.A.) — Ge-ralta, Tembien ve Sicire mıntaka-larında mücadele gittikçe mühim-leşmetkedir. Makallenin cenubun da italyanların ileri hareketi tamamen durmuştur. Sözüne itimad edilir kaynaklardan Öğrenildiğine göre, küçük müfrezelere ayrılmış 10 bin kadar habeşli bu mıntaka-larda çete harbi yapmaktadır. 1- talyanlar. Vebeşebeli nehri boyunca ilerilemek için birçok teşebbüslerde bulunmuşlarsa da her defasında geriye püskürtülmüşlerdir. Büyük tayyare kuvvetleri dün ve bugün Makallenin cenubunda, daha tahşidi tamamen bitmemiş o-lan habeş kuvvetlerini dağıtmak üzere birçok hareketlerde bulunmuşlardır. ( .-,•'»-• v- giden habeititer nardarİyle vedataftvortaı "Ulus,, un dil yazlaırı Tanrı - Rab ''Tanrı, tan, tanyeri, rab, yarab, yarabbi sözlerinin etimoloji f morfoloji 9 fonclik hakimindim analizi Euelisi gün oe dün "Allah, ilâh, ilahe, hudağ, çalap" sözlerinin analizini yazmıştık. Yine bu anlamları gösteren "Tanrı" ve ,lRab" sözlerini de bugün analiz ederek bu bahsi tamamlıyoruz. (6) tanrı Etimolojik şekli şudur: (1) (2) (3) (4) (S) (ag \- at 1 an ağ 4- ar Görüldüğü gibi kelimede kok olan (ağ) ve (4) üncü parça olan uğ*' ile (2) inci parçanın vı* som ekin konsonları düşmüş bulunuyor. (/; Ağ: Köktür. Mefhumu. (AL lah) ve (Calap) taki kökün aynıdır. (2) At: (. t), ektir. Umumiyetle "yapıcılık, yaptırıcılık, yapılmış olmaktık.. gösterir,, yani kökün mefhumunun anlamına ta-mamiyet vererek onun müspet olduğunu ifade eder. Burada yap tığı işi, kelimenin (4) üncü parçasında göreceğiz. (3) An: Ektir. Bilindiği gibi biı obje veya süjenin bitişiğinde herhangi bir varlığı, oluşu, hareketi işaret eder. Burada o obje veya süje, (4) üncü parça olan (ağ) -dır. Bunun bitişiğinde olmuş ol duğu anlaşılan şey de yukarda İşaret ettiğimiz (t) ekinin yaptığı iştir. Yanİ (ağ) kökiınün mefhumları, objeyi gösteren (4) üncü (ağ) parçasının bitişiğinde tecel İİ etmiştir. Not: — Kök olan (ağ) a doğrudan doğruya güneş anlamını verirsek: Ağ -f- at -f- an ağ — ağata- nağ atanağ lanağ tan sözü, güneşin kendi yakınına gelmesiyle hasıl olan "parlaklık, beyazlık" meihumunun ifadesi oluı. Burada son (ağ), sözdeki parlaklık mefhumunu tayin eder bir işa rettir. Kullanımla kelimenin, bizim ağzımızda aldığı en son morfolojik ve fonetik sekli "TAN" dır. Meselâ "tan yeri" dediğimiz zaman, işte bu parlaklığın geleceği bilinen yer demektir. Parlaklık bu yere geldikten sonradır ki: 'tan yeri ağardı" deriz. Demek ki "tan" kelimesi "mücerret beyaz lık, parlaklık" manasınadır. Fakat "fanrı" kelimesinde yürüyea anlamı bu değildir. Onu izah için kelimenin etimolojik parçalarının tetkikine devam edelim. (4) Ağ: Obje veya süje işaret eder. Bu objenin bitişiğinde (tan-r\) kelimesinin ana kökündeki anlamların, (. t) eki vasıtasıyla vücut bulduğunu yukarda izah etmiştik. (5) Ar: (. 4- r), ektir. Herhangi süje veya pansenin belli, kesin bir nokta veya sahada takarrür ve temerküz ederek oluşunu, bulunuşunu fark ve temyiz ettirmeye yarar. Bu işaret, düşünülen şeyin olduğunu da ifade eder. Burada belli olan süje. kendinden evvel gelen (4) üncü parça, yani (ağ) dır. Olduğu ifade edilen panse de kökün (. r) vasıtasiy-le yapışık sahada takarrür ve temerküz ettirilen mefhumlardır. (€) İğ: (. - ğ). ektir. Bilindi- - Sayıfayt çeviriniz - Güneş - Di! Teorisi üzeriiıe Yıinı Omıl'ıu l»ir yazı»! yarınki «;n ımı/ılaılır. Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik VI inci Anket D II) ni) IV) / — Şarl:, ılıtgu 2 — Şimal nıtnl 3-Cart halı 4 — Cenup, sitil Yukardaki kelimelerin ilk n asıl kökleri nelerdir? Bu kelimeler nasıl teşekkül etmişlerdir? Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin her bîrinin mana ve farkları bakımından rolleri ne olmuştru? Bu araştırma neticesinde: A Tttrkdilİ kökleri ve, B - Türk ili C - Türk sil lü haklı ı eKierı. ve, derinin teşekkü-ı-fla bir Kaide çı-mümkün müdür?. Yakardaki altıncı dil anhetimi' ze ok'ulavtmıztn verecekleri cc-eablar, ^aeztemiz yazı işleri di~ rektörlüğüne göndermelerini rica ederiz. Şimdiye kadar aldujumt cevabimi strasiylc koyduğumuz gibi bundan böyle de koyacağız. ULUS 2i SONTEŞRıN İİİ3Ü- PfcKŞIîMBI V DAKİKA Habeş imparatoru avyure ile meçhul bîr semte hareket ettî-k oralarının yanında harbeden habes kadınları Londra, 20 (A.A.) — Royter bildiriyor: Saat 6 da hususî uçağı İle bilinmeyen bir semte hareket eden İmparator çok yakında Adi-¦ababaya dönecektir. Sansör, bu hususta bundan başka bir şey yazılmasına ve tafsilât verilmesine müsaade etmemektedir. Anale cenubunda vukua gelen son çarpışmalar esnasında bir habeş kadın atlısı ölmüş ve yedi habeş kadını yaralanmıştır. Yaralı-Irdan ikisi Adisababadaki fransız hastanesine yatırılmıştır. Bunlardan Simatu adındaki kadın kocasına mermi verirken, Ayeliç adındaki diğer genç ve güzel kadın ise yaralı kocasına su içirirken italyan mermilerine hedef olmuşlardır. Bu iki kadın demiştir ki: "Cep- hedeki bütün kadınlar erkeklerinin yanı başında harb eylemekte ve onların katlandıkları bütün meşakkat ve tehlikeleri ortaklaşa pay etmektedirler. Yaralarımız i-yileşir iyileşmez yeniden cepheye döneceğiz.,, İmparator tarafından çağırılan Vehip Paşa yakında Cicikaya dönecektir. Vehip paşa demiştir ki: "— Harp kaybolmuş değildir. Son gülen iyi güler.,, H. Mttsolininin oğullarının uçaklarına isabet eden kurşunlar Londra, 20 (AA.) — Royter ajansının Tigrc cephesi aytarının bildirdiği -ne göre, B. Musolini'nin oğlu Bruno'nun uçağı yedi yerinden ve öteki oğlu Vit -torîo'nıjnki ise doku? yerinden kursunla delinmiştir. Yutland kahramanı amiral Jeliko öldü Londra. 20 (A.A.) — Bu akşam Londra'da ölen Amiral Jeliko, Yutland muiıarcbesi kahramanı idi. Kendisi, mü-tarıkenin ytdlönümü günü olan 11 teş • rinievvelde meçhul asker anıtı önünde yapılan tören esnasında soğuk almış ve bu rahatsızlık sonradan zatürreeye çevirmiştir. Zecrî tedbirler ve ekonomik tesirleri I'!.!¦¦. 20 (A.A) — Stefani ajansı aylarından: Bütün gazeteler ltalyanın zecrî tedbirlere mukavemet etmek husu -•undaki inadcı kararını kaydetmekte »e bu kararın, zecri tedbirleri tat - bik eden devletler ekonomisinde doğuracağı neticeleri incelemektedir -ler. Gazetelere göre, Çekoslovakya için, kaybolan italyan piyasası yeri -ne bir başka piyasa elde edilmesi güç olacaktır. ği gibi panseyi tamamlar, tayin eder ve ona ad olur. O halde: Tar.ağnğ - TNRI: Esas olan büyüğün, kuvvet ve kudretin kendi bitliğinde tecelli ettiği kabul o lunan obje veya süjenin ifadesi dir. Türkün gözünde ve kafasında bir ve en büyük varlık, esas kuvvet ve kudret kaynağı, (güneş) bilinmiş, tanınmış ve ona tapılmış olduğu malûmdur. Her noktasına, her an, güneşin yaklaşagelmekte olduğu geniş ve yüksek sahaya, yani göke, güneşe nisbelle, verilen bir isim de (Tanrı) dır. (Gök) ve (Tanrı) sözleri, 8Üneşe nisbeten, ulûhiyet anlamında da kullanılır. Fakat, (Tanrı) sözü "Allah" demek değildir. O, Allah'ın mümessili tanılan ve bu itibarla kendine tapılan her şeydir: O bir hayvandır, bir kuştur, bir taştır, bir çürümüş ağaç parçası dır, bir resimdir: '*Tastanara — Taştanrı (idol) "Tuos Tanara --- eski çürümüş ağaçtan yapılmış Tanrı, idol" [*] Hulâsa, bütün iyi varlıkların genel adı (Tanrı) dır. Not: — (Tanrı) sözünün şu şekilleri de vardır: 1 — Tenigiı 11 — Tanara III — Tagara IV — Tenri V — Tenere VI — Teneri VII — Tener VIII — Tengerİ ("Tanrı" kelimesinin başta etimolojik şeklini yazarken dördüncü parça olarak gösterdiğimiz ''ağ" unsuru, bu kelimede kendini göstermektedir.) Bu kelimeler ve bunlara ait i-zahlar, Pekarski'nin Yakut Dili Lügatinden alınmıştır. BAB Kelimenin orijinde şekli (aya rabığ) ve (ağarabığ) dır. Şimdi etimolojik şeklini yazalım: (D (2) (S) (4) (ay + ar + ap + iğ;) (ağ + ar -f ap + iğ;) (1) Ay, ağ: Köktür. Bildiğimiz gibi "büyüklük, kuvvet, kudret v. s." anlamınadır. "İnsanı yaratmak, hayat vermek, ruh vermek, vücuda getirmek, yeri tesîs etmek" [*"T J manalarını da haizdir. (2) Ar: (. | r), ektir. Rolü yukarda izah olundu. (3) Ap: (. + p) ekinin işaret ettiği veçhile kendisinde kökün ulûhiyete ait bütün mefhumlarının temerküz ve takarrür ettiği süje veya objedir. Yani ulûhiyet evsafı kendinde takarrür etmiş bir mefhumu düşündürür. (4) İğ: (. -t- ğ) ektir. Düşünülen mefhumu haiz olanı isimlen dirir. (Ay -t ar -j- ap -f tğ) = aya-rabığ [1 ] — yarabtğ ve (ağ -f vr -f *p +¦ lSJ — ağarabığ — ğara-bığ yahut (yarabtğ — rabığ: "yaratmak, hayat vermek, can vermek, kudretine malik olan" demektir. A'of: / -—¦ Kullanışta kelimelerin sonundaki (ığ) eki, (b) yi u-zatmak suretiyle telâffuz edilir. fRabbım) denildiği zaman (tğ), (b) şeklînde, yerini alıyor. Görülüyor ki kelimenin sonunda (p) değil (b) konsonunun bu lunuşu, bunun, sözün sonu olmayıp ondan sonra son (ığ) ekinin bulunmuş olmasındandır. (İğ) in uzatma rolü, kendinden evvelki konsonun tekrariyle yapılmış oluyor. A'of: 2 — Bu iki kelimenin ikisi de kullanılır: Rab, Yarab. "Ya....-Rab!" da başka bir şeklidir. f*] Pekarski, Yakut Dili Lügati inkılâp ediyor. •[**]Pekarski: Yakut Dili Ln gati [1] Fonetik icabı (p),(b) ye DIŞ HABERLER Stakanovist konferansında B. Molotof b?r söylev verdi Kapitalist ve sosyalist sistemleri hakkında bir kıyaslama - Sovyetler Birliğinde yeni hamle ve yenimüeadele Moskova, 20 (A.A.) — Halk komiserleri kurulu başkanı B. Molotof Stakanovist konferansında söylediği büyük bir nutukta, Sta-kanof hareketinin büyük inkişafına işaret ettikten sonra bu eserin şimdi işçi sınıfının eseri haline geldiğini, kömür madenlerinde çalışan bu harekete mensub işçilerin Avrupadaki kapitalist madenlerin iki misli iş çıkarmış olduklarını, otomobil ve kundura sanayiinin de Avrupanın en büyük fabrikalarını geride bıraktığını, Stakanovist rekabet hareketinin beş senelik plânı bütün alâkadar bölgelerde dört senede başarmak imkânını ortaya koyduğunu ve bu endüstri hareketine kolkoz ve sov-koz tarlalaıında mahsul sahasının da iltihak ettiğini bildirmiştir. B. Molotof, kapitalist ve sosyalist sistemleri hakkında bir kıyaslama yaptıktan sonra, Sovyetler birliğinde Stakanof hareketi ismini almış olan yeni hamle ve mü cadelenin kapitalizmin tanımadığı bir hadise olduğunu ve bunun kapitalizm şartları içinde imkânsız da bulunduğunu söylemiş ve son senelerdeki dünya ekonomi buhranının da bunu gösterdiğini ilâve etmiştir. B. Molotof, faşizmi tenkid ederek bu sistemin işçi sınıfı arasında kendisine karşı ihtilâl kini yetiştirdiğini ve^ta^kjmİni emperyalist sömürge sergüzeştleri ve ilhaklarda aradığını söylemiştir. B. Molotof bu vesile ile, Man çuri'nin işgalini, Cindeki yeni işgalleri hatırlatmış ve bu yeni işgallerin emperyalist sergüzeştçi- ler için ne akibet doğuracağının belli olmadığını söylemiş, yeni bir dünya harbi tehlikesi gösteren ve bütün kapitalist sisteminin bizzat mevcudiyeti için büyük bir tehlike olan habeş işgalinden ve bazı devletlerin Sovyetler birliğine karşı olan zorba hırs ve tamahlarından bahsettikten sonra demiştir ki: "— Müdahaleler zamanının geçtiğini ve bunun artık mevzuu-bahs olamıyacağım biliyoruz. İlk teşrin İnkılâbından sonra, en mü- him mesele işin teşkilâtlandırılması olmuştur. Lenİn sosyalist rekabet fikirlerini incelemiş ve bu fikirler sosyalist kuruluşunun başlıca muharrik kuvveti olmuştur. Lenin'in sadık devamı olmuş olan Stalin bu rekabet hareketinin hakiki ilham ve idare unsuru olmuştur. Stakanof hareketi bu sahada öyle yüksek bir merhaledir ki, me sud kollektif çalışma hissiyatına varan doğru yolu teşkil etmekte ve şimdi ilk yemişini vermiş bulunmaktadır.,, Uzakşarkta yeni durum İstiklal fikri suya mı düşüyor? - Japon ültimatomuna Çin henüz eevap vermedi Pekin, 20 . A. \ ı — Japoı General: Doihara, şimalî Çin hükümetini istiklalini ilân için kandırmağa muvaffak ola -m-..,, (n Sanıldığına gore. muhtariyet hareketi tamamiyîe suya düşmüştür. İstiklâlin ilanı urızayu uğramış. Şanghay, 20 (A.A.) — Şimali Çin'in istiklâlinin ilânı bir arızaya uğramıştır. Japonların vermiş oldukları iılti-matomun mühleti bittiği hnîde yeni re • jim hakkında hiç bir b ldiriğ neşredil • memiştİr. Bu hal. şunlara affedilmekte dir: 1 — Nankin de Şang-Kay-Şek i!e japon elçisi arasında yapılmakta olan görüşmelerin neticesini beklemek. 2 — Şantuny ve Şansi eyaletinin Japon nüfuzu altında bir muhtariyet reji- İtalyan elçiliğinin resmî tebliği Ankara, 20 (A.A.) — İtalya büyük o'çiliği, Anadolu Ajansından aşağıdaki resmi tebliği neşretmesini rica eylemiştir: 16 ikincîteşrin 1935 tarihti hükümet -manya Bütün kuvvetiyle silahlanıyor Nüremberg, 20 (A.A.) — Nas yonal sosyalist partisinin siyasal ve ekonomik komisyonu başkanı B. Köhler, iş cephesinin bir gösterisi esnasında şu sözleri söylemiştir: *— Başlıca ödevimiz silahlanmaktır. Bu işi başardıktan sonra, millî kuvvetlerimizi umumî refahın arttırılmasına hasredebiliriz. Olanca gücümüzü, silâh yapmağa kullandığımız icind-r ki, milletimizin yaşayış seviyesini daha hızlı bir surette yükseltebiliyoruz.,. kararnamesi mucibince, 26 ikincîteşrin tarihine kadar. Banca d'ltalia, Banco di Sicilia, Banco di Napoli, Banca Nazio-nalc del Lavoro, Banco di Roma. Banca Commerciale Italiana, Credito Itatiant müesseseler inden birisine hitaben yazılı teahhütlü bir zarf İçinde olarak İtal -ya kıratlığı dahiline vasıl olmuş bulun -mak şartiyle 500 ve 1000 liretti italyan banknotları, bedelleri ödenmeğe tâbi tutulacaktır. Bu banknotların ihtiva ettiği meblağ, faiz getİrmiyen ve emre amade bulunmayan hususî cari hesaplara konacaktır. Bu hesapların sahipleri, bunları, kıymetler İdaresinin daha evvelden vereceği müsaade ile, menkul ve gayri menkul alımlarında yahut muayyen mallar be -dclleriıûn tesviyesinde ve yahut İtalya kıratlığı dahilînde yapılan hizmetlere mükâfat olarak kullanabileceklerdir. Yukarda mezkûr 26 ikinci teşrin 1935 tarihinde biten mühletten so:ira 500 ve 1003 lirettik banknotlar Italy.» kıratlığı dahilîne girerken müsadere edilecektir. mi kabulüne mütemayil obuama lan. Şanrung*un, Çin'deki japon kuvvet -leri kumandanı General Tada'ys karşı soğuk davranmış o'duğu ve Şansi nin durum ve hareketinin şüpheli bulunduğu söylenmektedir. Japon Ültimatomuna Çin ilaha cevap vermedi. Şanghay. 20 (A.A.) — Japonya'nın ültimatomuna, Çin hükümeü henüz ce« vab vermemiştir. Yeni müzakereler beklerken Japonya'ma hareketini şimülik durdurarak bîr anlaşmanın K.ndiUğûı • den hasıl olduğu sanılıyor. Pekinden alınan bir haberi, dip -lomatik delegelerin teşebbüste bulun -dukları bildirilmekte ve şimal Çin'deki durumun şu birkaç gün içerisinde belli olacağı söylenmektedir. Itifiiltereden zecri bir hareket beklenmiyor. Londra, 20 fA.A.) — Londra ile Paris ve ihtimal Vaşington arasında bugün Uzak Şark'ta doğan yeni durum hakkında çok mühim görüşmeler yapılacağı haber verilmektedir. Büyük Britanya'nın elastik olmayan bir yol tuVnası pek az muhtemeldir, zira Japonyanın hareketlerine karşı müessir hiç bir tedbir alamıyacağını pekâlâ takdir etmektedir. Siyasal muhitler, uzak şavktaki du -rumun habeş meselesinden çok daha mühim olduğu düşüncesindedir Çek-leh anlaşmazlığı Varşova. 20 fA.A.) — Lehistan - Çekoslovakya anlaşmazlığına baksm vası-tasiyle son verilmesi hakkındaki tekUfe Lehistan tarafından bugünlerde verile-cek cevab hakkında tefsirde bulunan hükümet gazeteleri Leh görüşülün değinmediğini ve Lehistan'ın 1925 tarihli nm& laşmadan doğan teahhüdİTc Çek sto vakya tarafından riavet edilmesini İsle -diğini bildirmektedirler. Marsilya suikasdı davası Londra, 20 (A.A.) — Marsil-yada Kıral Aleksandr'ın katli işine karışmış olan tethişçilerin da vasında şahidlik edecek üç önemli ingilizin şahsiyetleri bütün esrarını muhafaza etmektedir. İşçi partisinden saylav Ben Ri-ley ile Rhys'in Eks mahkemesince dinlenecekleri haber verildiği halde, bunlardan hiç biri şahitliğe ça ğırılmamışlardır. Bu iki zat da dün akşam böyle bir şahitlikten haberleri olmadıklarını ve esasen meseleye yabancı bulunduklarını söylemişlerdir. Balkan işlerinde ihtisas sahibi bulunan yazar Edit Durhamın da şahitler sırasında adı geçmiştir. Bu üç zatın mazideki faaliyetleri ortadaki esrar perdesini dikkate değer surette aydınlatmak tadır. Hiç değilse, kendilerinin ihtilâlci hırvatlara karşı sevgi besledikleri anlaşılmıştır. Yugoslav nasyonalistleri Usttışi-terin avukatını öldiireceklcrmİş. P«şte. 20 (A.A.)— Fransa'nın Ek* şehrinden buradaki bir gazeteye bildirildiğine göre, Yugoslavya nasyonalistlerinin, müdafaa avukatı B. Dcsbcns'ıı öldürmeğe karır verdiklerine dair, Pİt* bjrg'dfkİ hırvat göçmenler kurulu tarafından muhakeme balkanına gönJct'İİMi bir telgraf üzerine, fransız otoriteleri, Marsilya uikasti davası münasebetiyle üsnomal tedbirler almışlardır. Muuta -zam Yugoslavya pasaportlariyle Eks şehrine gelmiş olan iki şahıs tevkif c -dilmiştir. ULUS 22 SONTEŞRİN, cuma Son haberler ı ikinei sayfada ON ALTINCI YIL. No: 5146 adııııı», andımızdır Heryeffle . kuru.-- Bakır yolu bugün açılıyor İtalya'da hayat sıkıntısı var Fransa'da kabine meselesi çıktı Sovyetlerde yeni mareşallar Şimal Çini için formül aranıyor \liu haberleri ikinci sayıfumızdu okuyunuz.) Gündelik DİY VRREKİRDE.. F. R. ATAY Bayındırlık Bakanı ile misafirlerini Ankara'dan götüren tren, şimdi Diyarbekir'dedir. Bu yolun üstünde, ve yalnız Ulukışla ile Fevzipaşa arasında, eski hatların küçük bir parçası var. Ankara' -dan Ulukışla'ya kadar 543, Fevzi-paşa'dan Diyarbekir'e kadar 505 kilometrelik demiryolu, tamamiyle Cumurıyetin eseridir. Şimdiye kadar döşediğimiz rayların uzunluğu 2628 kilometreyi, ve ancak türk milletinin kesesinden harcadığımız para 282.000,000 lirayı bulmuştur. 940 senesine kadar daha 516 kilometre yol yapacağız. Biri 32 yıl hü -küm süren beş padişahın, ayn ayrı, alman, ingiliz, fransız ve diğer Avrupa kapitalistleri ile halk ve hazne zararına birleşerek basara-bilip, Anadolu'da bıraktığı hatların uzunluğu 4083 kilometredir. Bunları da salın alarak millîleşti-ren Cumurıyetin on altıncı yılında, 3144 kilometremizle, istibdat ve meşrutiyet idarelerinin Anadolu-da yaptıklarının dörtte üçünü aşmış olacağız. Kuvvetli türk ordusunu temelinden kurduğumuz, endüstrimizin büyük kısmını devlet hesabına yaptığımız, Ankara şehrini inşa ettikten başka, yurdun her köşesinde bir sürü bayındırlık içlerine masraf ettiğimiz, memur maaşlarını ve hükümetin normal işleme masraflarını günü gününe ödediğimiz ve hiç bir taraftan ödünç para almadığımız düşünüle cek , .,ı. hep birden, bu esere anc * büyük vasfını verebili -rız. Jj bu kadarla bitmİyecektir: Erzurum yolundayız. Van'a gideceğiz. Edirne - Kars, Edirne - Van, Edirne - Antalya Önümüzdeki senelerde hakikat olacaktır. Bütün memleket sınırlarını ana istika -metlerde birleştiren vatan demiryollarından sonra, Anadolu'nun her tarafını ray boyuna çıkaran vatan şoselerine sıra gelecektir. Diyarbekir, şimdiki hatlarımı-2ır» şarkta en uzak noktasıdır. Fevzıpaşa'dan oraya kadar de • miryolumuz Malatya, Elâziz ve Ergani gibi merkezlerden geçiyor. Bütün tren uğrakları, makine devrine, girmektedirler. Yalnız '.u kadar değil, tren uğrağı bir kasabaya gittiğinizde. Halkevlerinde veya hükümet konaklarında et -rafınızın kalabalık mekteb genç -lîği ile kaplandığını görüyorsu -nuz. Sulh zamanının medeniyet vasıtalarını taşıyan ve yayan demiryolu, geçtiği yeri boğucu As -ya gurbetinden kurtarmakta ve taze memleket kuvvetlerini kendi ne doğru çekmektedir. Toprak genişliği ile nüfus sıklığının tam bir fSonıj 5. inci tayfada) i evzipaşa- diyarbekir hattını Çetinkaya açacaktır bugün B. Fevzipaşa - Diyarbekir hattı bugün törenle açılacaktır. Çarşamba günü şehrimizden çağrılıları götüren iki hususî katar bugün saat 13.30 ve 14.30 da Diyarbekire varmış olacaklardır. Bayındırlık Bakanımız Çetinkaya, vereceği açış söylevinde hattın tarihçesini anlatacak, birinci genel enspektörlük, Diyarbe- kir halkevi ve urayı adına da birer söylev verecektir. İstasyonda bir büfe hazırlanmıştır. Diyarbekir urayı misafirlerini akşama kadar gezdirecek ve iki katar da Diyarbekirden bu gece *aat 23.00 ve 00.01 de Ankara-ya hareke* edecektir. Açılma töreni hakkındaki haberlerimizi yarınki sayımızda okuyacaksınız. B. Vorosilof 9 Ve dört arkadaşı mareşal oldular Mareşal Vorosilof Moskova, 21 (A.A.) — B. Vorosilof ite muavini B. Tukaçevski. ' I orda genel kurmayı başkanı B Eçorof, sü -varı müfettişi Bucenni ve uzak doğu kumandanı Bluher mareşallı^a terfi etmişlerdir. 11 ransada kahine meselesi Paris, 21 (A. A.) — Parlamentonun tep. lanması yakınlaştığından, gazetelerin bütün dikkati iç duruma çevrilmiştir. Laval hükümeti, bu toplantıda, nazik bir mesele olan birlikler işinden Ötürü sosyalistlerin hücumuna uğrı-yacaktır. Sağ partiye mensup *'Lö Jur,, gazetesi diyor kİ: (Sonu 2. ci sayıfada) B. Laval Habeşistan'da Uçak korkusundan cephane gere taşınıyor Roma, 21 (A.A.) — Popolo di Roma, Cibutidçn Öğreniyor: Bu son günlerde ingiliz Somalisi sahillerine mühim mikdarda harb malzemesi çıkarılmıştır. Fakat î-tatyan uçaklarının dolaşması dolayısiyle malzemenin Habeşistan'a nakli, tehlikeli bir şekil almıştır. Harb malzemesi nakleden kam- yonları kullanmağı kabul edecek pek az şoför bulunmaktadır. Habeşistan'a harb malzemesi nakleden kervanlar, yalnız geceleyin yol almak mecburiyetinde kalmaktadırlar. Bu kervanlar, yalnız deve ve katırların geçebilecekleri volları takib etmektedir. "Uluslun dil yazıları Yeni Güneş - Dil Teorisi Cepheye giden habeş askerleri. ''Ulus" un son günlerde İlim dünyasına açtığı yeni (Güneş - Dit teorisi) bilgimizi keskin ışık dalga-lariyle saracak yepyeni bir buluştur. Bu beyinleri kamaştıracak kadar parlak ve yüksek hakikat, çok eski ve köklü dilimizin ve dolayısiyle ondan varlık almış birçok dillerin nasıl doğduğunu en açık ve en basit bir şekilde ortaya koymaktadır. Batı dil bilginlerinin taşlaşmış teorileri, son araştırmalarla gevşe miş, dağılmaya yüz tutmuştu. Bugün ise pek üstün, varlığın kanunlarına en uygun olduğu gibi, ilmin ölçüleriyle incelenmesi de pek kolay olan bu yaltırıklı buluş, apaydın bir hakikatin, asırların karanlık görüş ve düşünürleriyle nasıl körletilmiş, yalçın perdelerle kapatılmış olduğunu bize bir kat daha anlatıvermiştir. Dil tarihinin gizemli düğümleri gözlerimizin önünde artık, çözülmeğe başladı. Bir güneş gibi fışkıran bu yeni ışıkla dilimizi ve büyük benliğimizi daha derinden aydınlatmak yolunu tutmuş bulunuyoruz. Dilimizin etimolojisini en kesin ve keskin bir görüşle açacak Güneş - Dil teorisi, bize ilk insanların düşünüş ve söz yaratış kaynağının ne olduğunu göstermektedir. Beşer tarihinin türlü yollardan yapılmış ve yapılacak arastır-malariyle Öğreniyor ve Öğrenecek giz ki insanlığa ilk düşünüş, ilk i nanış gibi, ilk söyleyiş de gene maddi varlığımızı Ören ve üreten güneşten gelmiştir. Dil, tarih araştırmaları gibi arkeolojik, pa-leografik bilgiler de bu hakikatin kavramında bize en önemli bir yardımcı olacaktır. Toprakların altında binlerce yıl gömülü kalmış her türlü kalıntılar gibi eski ve totemik inanlar, halk deha ve şuurunun engin bucaklarında, tozlanmış kitap yapraklarında gömülü duran düşünceler ve sözler de deşilip derinleştirildikçe çözülmez sanılan düğümler, kendiliğinden açılıvere-cektir. Güneş yerin anasıdır. Işıktan kollariyle onu saran, bağrına basan bu büyük varlığa insanoğlu, ilk gözünü açtığı gün. sarılmış; onu kendine en büyük koruyucu saymıştır. Kürenin korkunç ve boşluk dolu sırtı üzerinde türeyen duygusuz, insansız, araçsız ilkel insanların değil, ilerlemiş, yükselmiş, varlığın kanunlarını kavramış bugünkü beşer varlığının bile ona bugün nasıl göz ve gönül açtığını düşünmek onun yaratılışımız üzerindeki derin izlerini göstermeğe yetişebilir. Güneşten aldığı düşünüş ve anlayış kuvvetiyle ona belki de göz yumacak kadar ilerlemiş, türlü yaşama yolları bulmuş bugünkü insan yığını, eğer bilmiş ve inanmış olsaydı ki şimdi, o artık sönecek ve kararacaktır, onun o anda uğrıyacağı korkunç iç duygusu, şüphesiz, aklını alacak kadar, çılgın olurdu. İç ve dışımızı almış bu kadar büyük bir varlığın, her şeyi ondan uman ve ondan aldığını sanan en eski dedelerimizce ne kadar ö-nemli tutulacağı düşünmeye bile değmez sanırım. İlkel insanlar, yemeyi, içmeyi, ısınmayı, ışığı, ateşi, yanmayı, türlü iyilik ve felâketleri hep ondan g»*lır sanarak ona tapmış, onu Yasan: Nuİm ONAT en büyük yaratıcı Tanrı saymışlardı . Her şeyde ilkin maddi düşünen insanın bütün içsel duygularını doğuran gene güneşin, kendini saran ışıkları olmuştur. O, aklı, bilmeyi, büyüklüğü, yüksekliği, güzelliği, kuvveti ve ona inanıp tapmayı; hareket, mesafe ve zaman gibi zihni bulguları hep ondan, onun türlü oluş ve görünüşlerinden almış, onu anmaya yarıyacak en düz ve birleşik ses ve hecelerden gitgide bütün duygu ve düşüncelerini anlatacak bir dil aracını ortaya çıkarmıştır. Yalnız konuştuğumuz sözlerin değil, bugün duyduğumuz düşüncelerin, saplandığımız inanların, yaşattığımız türelerin, bu yeni buluş yoluyla incelenip derinleştirilmesi bizi ancak bir ana ocağa ulaştıracaktır: GUNEŞ'e. Biz, fırsat düştükçe bu tan yeri gibi ışıklı ve tansık hakikatin a-çık tanıklarını "Ulus" okuyucularına sunmak istiyoruz. Naim ONAT [Güneş- Dil teorisi Üzerine İlk tenkid Yarından başlıyarak gazetemizde çıkacaktır. "Ulus'un dil yazıları" baş lığı altında gazetemizde okunmakta olan yazıların kolaylık la anlaşılabilmesi için, ''Güneş - Dil teorisi,, nin esaslarını gösteren küçük bir broşürü de o-kuyucularımıza sunmuştuk. Bu broşürdeki hulâsa, ondan daha genişçe olarak yazılmış ve yalnız türk dit kurumu üyelerine mahsus olarak basıl miş olan 'etimoloji, morfoloji vc fonetik bakımından türk dili" adlı notlardan alınmıştı. Bu notların başlangıcının sonunda okuyanlardan şu ricada bulunuluyordu: 1 — Tenkid ediniz; 2— Reddediniz; 3— Tadil ediniz; 4— İkmal ediniz; 5 — Tavzih ediniz. Bu beş noktada toplanan isteğe cevab olmak üzere, türk dil kurumu üyelerinden Bay ismail Hami Danişmend'in kuruma gönderdiği ve kurumun da gazetemize verdiği İlk tenkid i yarınki sayımızdan başlıyarak neşredeceğiz. Dil hakkında Etimolojik ve Morfolojik VI inci Anket / — Şark, doğu 2 — Şimal nord 3 — Garp, halı 4 — Cenup, sud I) Yukardaki kelimelerin ilk ve asıl kökleri nelerdir? II) Bu kelimeler nasıl teşekkül etmişlerdir? İli) Bu kelimeleri teşkil etmek - Saytfayt çeviriniz - S A YI FA 2 ULUS 22 SONTEŞKIN 1935 CUMA SON DAKİKA I m p.3 rator_ Harran'da İtalyan uçakları Harrar üstümle uçtular . • j.M1M111, 21 (A.A.) — lınparato ricc ile Ha.ıedan üyeleri, Negüsü bu kuı d.nutuauc guzıeri sevine yatları dolu olduğu halde karşılamışlardır. İm -paıatoru uçak Um indiği sırada karşdl-yan resmi şahısların yüzlerinde de se -vinç izleri görülüyordu. Necafi'nin bu hava gezisi sırasında Haı.aı Ciciga ve Ucredava'yı ziyaret ct ¦ur, oiu-k-» söylenmektedir. Imparatoı, cenub cephesi kjınandanı Decaınaç Nasibu İle diğer liderleri zî -yaret ctıuiflir. Kendisi kıtaları, kışlaları teftiş cimi} askerlerin konforu ile alâkadar olntüflur. Negüs'ün askerlerin «a-aeviyatından pek memnjn ve müf tehir oldu •• \ ¦-;. 1 ISegııs Harruru gitmiş. Harrar 21 ("A.A.) — İmparator, u-cakla yapmış olduğu gezi sırasında buraya inmiştir. Necati, fransız hastane -sindeki yaralıları ziyaret ftmi*tir ini fim ı,ı,ti Adisububayu döndü. Adisababa. 21 (A.AJ — İmparator, bu sabah ur,kla buraya dönmüştür. //..;,; üzerinde iki italyan uçuğt. Harrar. 21 f A.A.) — İki italyan u çağı. bu sabah Harrar üzerinde do'.aş -mı. I. ı ve iki duman tabak-sı salıverdikten sonra batıya doğru gözden kaybolmalardır. Ciciga'dan gelen haberlere göre u -çnklar daha evvel sabahleyin erkenden bu şehir üzerinde uçmuşlardır. Uruk hombunhmtmınılti'i öl ı ¦ habeşler 5 bin değil 30 kişi İmiş* Adisababa, 21 (A.A) — Royter aylarından. Habeş hükümeti, :cçcn pazartesi günü Makallenin garb şimalinde italyanların yapmış oldukları hava bombardımanı sonucunda bet bin haS?ş!İnin ölmüş veya yaralanmış olduğuna dair bir italyan kaynağından verilmiş olan haberi kesin olarak yalanlamak tadır. Habeşlerin iddiasına ti- Makalle yakınındaki habeş kumandanlığın dan gelen haberler, \u şekildedir: İtalyanlar, hakillalen şiddetli bir bombardıman yapmışlardır. Neticede otuz habeş neferi ölmüş ve altmış nefer de hafif surette yaralanmıştır. Habeş orduları taarruza bozu Adisababa, 21 (A.A.) — İmparatorun cephedeki askerlerini ziyareti harada habeş ordularının nihayet harekete geçmeğe hazır bir hale-geldikleri tarzında tefsir ediimetkedir. Filhakika gerek şimal, gerek cenup cephelerinde ha- beş Lahşidatı filen bitmiş demektir, ilalyanl arın Makalle'nİn cenubuna ağır top bataryaları koymaları, bizzat italyanların muhtemel bir habeş mukabil taarruzunu nazarı dikkate aldıklarına delâlet etmek tedir. İtalyada hayat sıkı kayıtlar allında Zecri tedbirlere mukııcemet için Roma, 21 (A.A.) — Dün ilk defa olarak italyan bankaları sabahlan ikindiye kadar devamlı ça^ b;oıa »işlemi tatbikine .başlamış/ tır. Tiya'.ro ve sinemalar, temsillerine etken başlayıp erken bitireceklerdir. Elektrik harcanmasının azaltılmadı için enerjik tedbir a-lınmağa devam edilmektedir. Saat 10 buçuktan sonra sokaklardaki ampullerin ancak yarısı yanacaktır. Razı p ırklar hiç aydınlatılmı-yacaktır. Bina sahipleri, ısınma ve diğer ihtiyaçları için yerli mal! «r kullanmaca teşvik olunmuşlardır. Kalorifer tesisatları günde ancak birk:t saat işliyecektir. , Roma, 21 (A-A.) — Bütün ka fca'-f îardâ İeçrl* tedbirlere karşı mukavemet teşkilâtı vücuda ge -tirmeğe ve altın toplamağa me -mur hususî komiteler kurulmuş tur. İtalya 100 bin kişi t rhis etti. Roma. 21 (A.A.) — âaıahıyettar bu kaynaktan haber verildiğine gore, ha len silâh altında bulunan bir m"',oa 203 biii kişiden 100 bîn kî-iye. zecri tedbirlere karşı koymuk üzere endüstr. vı /ıraatte çalışmak için üç ay izin ve rilmiştir. BulgarİHtan /ıtri tedbirlerin neticelerinden şikâyetçi Sofya. 21 (AA, _ Hükümet yarın Milletler Cemiyeti genel sekreterliğine bir muhtıra göndererek zecri tedbirlerin sebcL olduğu mühim ıkonomik kayıpları bildirecek ve zecri tedbirleri tatbik eden devletler tarafından kon' ri'mek suretiyle tavizoe bulj.ıulmasım istiyec ktir Türkiye - Iran - Efgan ve Irak ademi tecavüz paktı Tahran, 21 (A.A.) — Efgan hükümeti, Türkiye, Iran ve Irak hükümetleri arasındaki ademi te cavüz paktına iştiraki kabul 61 mışttr. için köke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin her birinin mana ve farkları bakımından rolleri ne olmustru? IV) Bu araştırma neticesinde: A - Türkdil' kökleri ve, B Türk dÜİ ekleri, ve, C - Türk sözlerinin teşekkülü hakkında bir kaide çıkarmak mümkün müdür? Yakardaki alhnct dil anketimi te okurlarımızın verecekleri ce vablar, gaeztemız yazı işleri di-rektörlüğüne göndermelerini rica ederiz. Ş'tmdiye kadar aldığımız cevabları sırasiyte koyduğumuz ' . ı hövle de '\ ırağız. Tolstoy un )il -dönümü Moskova, 21 'A.A.) — Dün. bütün Sovyetler Birliği büyük yazar Leo -Tolstoy'un Ölümünün 25 inci yı!dön ¦ m,Kim .m:;, in Kulüblerde, nüesseseleı-de vc yüksek n«rktep!erds konferan **r vcrilmiştiı. Toîatoy'un 185 eseri vardır v bu eserlerden 11 milyon basılm şür. bj eserlerin 100 den fazlası Sovyetler Bİr 'iği uf'i*!arın'n 40 diline cevrilrri«'ir. DIŞ HABERLER B. Loyd Corç Sı yasa hayutııulan çekiliyor Londra, 21 (A.A.) — B. Loyd Corç. gazetecilere verdiği bir diyevde, ala ay için İngiltere'yi ı -ıkederck açık havada istirahat edeceğini bildirmiştir. Niyeti, hatıralarına çalışmaktır. B. Loyd Corç'-un bu uzun isürahalİnîn pralık sonucu, Uenuisinin siyasal hayattan çekilmesi o Uçaktır. İngiliz hata kuvvetleri ur tır ılıyor Londra, 21 (A.A.) — Deyli Telgraf gazetesinin bildiıdibine göre, büyük Bıi-tan ya hükümeti hava programına ilâve ul.ıı.tk birinci sınıf 250 uçak yaptırarak, uçaklar sayısını 2190 a çıkarmağa k.ra. vermiştir. Bunun 1500 û anayurda a/ -¦ ilacaktır. Uçaklarda c »İlıcakların uç bin kişi kadar arttırılması rKarlanmak'a kı Karadenizde fırtına İki vapur tehlike Sofya, 21 (A.A ) — Karadeniz kıyı-larında fırtına hüküm sürmektedir. Butun deniz gidiş gelişi kesilmiştir. Bir türk yelkenlisi sahilde kayalara çarpmış ve batmıştır Tayfasından bir kısım kur tarılabilmiştir. 6 kişi kaybolmuştur. Burgat .kınında iki vapur imd.ıd işa - re ti göndermekte ise de fırtına yardıma imkân bırakmamaktadır. 5ahî!de birkaç ev yıkılmış vc üç evi rüzgâr sürükle- -mistir. btrtmudu kazaya uğrayan uemiler. Moskova, 21 (A.A) — Karadenizde çıkan şiddetli bir fırtına üzerine Nereİde ismindeki yunan vapuru iki Ka hir e'de yeni hâdise er Tramvaylara Elli ki?i Kahire 21 (A.A ) — Bugunk. te zahürat «.'»nasımta c'li kişi tc\kif olun muştur Nasyona'İ il'erin meıkezi önünde 20'! k ıdar tezahûrcu polik'cre hıicu b ""'i' 'ar. v. lisınl yaralamışlarJıı HVk Sundan sonra ' -• l-ntşt.ı Tramv vlım vc o" ^Süslere hü- ¦ ¦ edildiği zaman da bazı yolcular yaralanmıştır. Iracum edildi -yakalandı Akşama doğru şehir sakin hVini yeniden atmıştır Kahire, 21 (A.A.) — Royter ajansı aylarından: Halk, kargasal k'.ar çıkar mağa ba-Uraıştıı Halta bazı IrinaşaSr tramvayları »e otomobilleri taşa tul mu«Urdtı. 7--Stta. h-tvava ate* rimis'ir GdetMveilsf bu ihtara riayet ederek kıç TM^Iardrr. Z^crî tedbir erden fonra İtaiya ilk .'Yansa ve İngiltere yeniden görüşmelere başlıyorlar İtalya ile yeni ^.irüsmeleı Para». 41 (A.A. ı — llaıyan • l.alxt anlaşmazlığının haiıi h^kkjn.l..kı dı^lo-m gwiuji.ıelerc trugan r'arıs le irk rai baş,'.anacaktır. Ovr g-zcıc.ı, B L... il in dun ın^Üi/ büyük elçisi de kon..,.....m !a .ccı te I- birlerin İtalya'da I nule get'rdigı şid -detli akisler dolayı.ıylc, görüşme'ere hemen başlanması lüzım mı k t\dettiğini yazıyor. Gazete, Paris'e İOgİlU ek speri Pe Irr.unun değil aynı /amanda bir ital -i 'k*snernîn de ^elece*": : b '•'-e , or Habeş im' üzerinde in ziliz • fruntts uiİriifmeleri. Londra, 21 (A.A.) — Intriliz dış it leri brkanhğı Hab' İstan dairesi şefi B. Maurice Petrrson b •¦ in Paris*e hare k-t etmektedir B. Peterson Paris'te Şimalî Çin istiklali neden gen kaldı Pckiı 21 CA.AJ — Şimali Çin mu', tariyetinin ilânının gecİkt-rr) nesi. iapou di; bakanlığrun, mil'ellerarası kanş k' k lar ç.kınasından kjrkmasından il.ri gelmektedir. Böyle bir hal olursa şimali Çin otoriteleriyle, Kuangtung ordusu ara sindeki görüşmeler yavaşlamış olacaktır Japonya - Çin görüşmeleri Şanghay. 21 (A.A.) — Japon b elçisi ile mareşal Çan - Kay - Şek uzun u. .ıJıya görüşmüşlerdir. Görünüşte bu müzakerelerin, şimali Çin'in ilân etmekten çıkabilecek »ahim bîr onünc geçmek maksadite yaptığı anlatılıyor. Bu istiklâl keyfiyetinin vakitsiz nı, Mançuri'dıki japon ordusunun. Ko -mintanı: kongresi üzerindi ihtimaldir k- tesir yapmak istemesinden ileri tir ı**u t .imeriku. Şimali Çin meselesi ile meşgul Vaşıngton. 21 (A.A.) — B Hull, dış bakanlığının, şimalî Çin tlurumu -nun her safhasını incelemekte c'J.g mu söylemiş, f.kıt bu hususta hiç bir dusüa cc ileri sürmemiştir fransız hukümeti ile italyan - h?beş an* laşmazlığına Milletler çerçevesi içinde bir hal sureti bulmak üzere yapılacak münakaşalarda ingiliz büyük elçisine yardım edecektir Usluşilerin avukatı ve bir hadise Paris. 21 ' A.A.) — Cumurcu rner -kez partisi üyelerinden, Paris sayalvı B. Detast, Ustaşüerin avukatı bulunan * i bons'un, kaydının terkini ve 'ıakyeri salonundan uzaklaştırılması scbcbleri halt kında hükümetten İstizahta bulunmak!. dır . Kutupların keşfine doğru Nevyork, 21 (A.A.) — Uçman Hollikkonyon ve ünlü amerıkalı kâşif Ells Vorth dün sabah Dun dee adasından Little • Amerikaya doğru uçmuşlardır. Mesafe 2300 kilometreden fazladır. Uçak Atlas kıtası yolu ile Veddel denizin den, sonra da cenup kutbuna 550 kilometre mesafeden Ross denizi üzerinden geçecektir. Geçilecek yolun en büyük kısmı henüz keşfedilmemiş olduğundan mecburî bir iniş mukadder sayılmaktadır Seyahatin amacı, henüz keşfe ditmemiş ve Avrupa ve Avustural yanın mecmuu kadar büyük r'an kutup kütlesi meselesinin halline yardın edecek malûmat elde et mektir. işareti verdi demiri kaybederek Novrosiska sû -rüklenmiş ve orada karaya oturmuştur. İtalyan Holaita vapuru da mühim hasarlara uğramıştır. Tayfasının a - kıbeti belli değildir. İneboluda da İnebolu. 21 (AA.) — Dün aksam hafiften balıyan yıldız poyraz rüzgârı gece pik çok şiddetlenmiş ve büyük dalgalar meydana getirmiştir. Buğday yükünü çıkarmak üzere limanda bekli-mecbur olmuştur Diğer Posta vapurla-yen Üsküdar vapuru Sinob'a sığınmaya n uğramadan geçmekledir .Fırtına ve yağmur şiddetle devam ediyor . Fransada kabine meselesi (Başı I. ıncı sayfada) "Ağır, gayet ağır siyasal bir gün geçirdik. Ne olursa olsun, dün hükümet birinci partiyi kazanmıştır. İkna suretile kabineyi istifa ettirmek istiyen sosyalistlerin bu husustaki umudu suya düşmüştür. Asıl büyük çarpışma, perşembe günü parlamento Önünde o-lacaktır.,. Mutedil pjtıliye mensub "L-ordr,, gazetesi de şunları yazmaktadır; "Dün, kabinenin mevkii, son derece eyileşmiştir. Bütün güçlükler ortadan kaldırılmış değildir. Dün Daladie ile radikal ¦ -sosyalist gmpunun, bir an *çin muvaffakiyetle neticeleneceği sanılan şiddetli hücumu, bu husustaki bütün Romanyadan Sekiz bin göçmen daha geliyor Bükreş. 21 (A.A.) — Mevsimin epey ilerlemesi üzerine, türk hükümeti bu sene Dobrice göçmenlerinden yalnız bir kısmını ve bilhassa mallarını daha evel tasfiye etmiş olan sekiz bin kişiyi kabul etmeye karar vermiştir. Bunlardan ?500 ü daha önce Istanbu-la hareket etmişlerdir. Geri katan 55O0 kişi pek yakında gelecek o-lan vapurları hekliyerek. Kösten-cede muvakkaten camilere ve misafirhanelere yerleştirilmişlerdir. Romany*da bütün işlerini halletmiş olmalarına rağmen bu sene hareket edemiyecek olan Dobrice-nin geri kalan türk ehalisi iki hükümet arasındaki anlaşmaya tevfikan bulundukları yerde kışı geçirmek üzere misafir edileceklerdir. Romen memurları bu husufta gereken bütün tedbirleri almışlardır. Anadolu Ajansının notu: Aldırımız malûmata göre Sağlık bakanlığı iki vapurun he-rı-n Kostenc-yc gönderilerek bu göçmenlerin ay sonundan önce taşınmaları için emir vermiştir. Yahudi meselesi İı.£İliv( din adamlarının yahudi düşmanlığını protestosu Londra, 21 (A.A.) — Londra'd ı toplanan ingiliz kiliseleri meclisi. Alman yada yahudîlerin tazyik edilmesini pro testo eden kararı büyük bir çoğunluk'-* kabul etmiştir . Mucaristanda yahudi aleyhtar!ı:~;i Peşte. 21 (AA.) — Yahudilere kar- şı yapılmakta olan gösteril*-e. Hı «« şam da. Şcgct'ıe devam edi'miştir Talebe, liberal gazetelerden iki tanesinin cam ve çerçevesini indirmişler ve Az-eşt gazetesinin nüshaların' l^şıvan kamyonu ateşleyip v^k-nı».'—d.r. ON ALTİNCİ YIL. No: 5147 ULUS 2.İ SOVI r.ŞKlîV 19.».% IMUKİİ l Son haimm-lcr ikinri sayfada \tltııu/.. uııılııııızıltr ll'iuıılı I uru* Bakır yolumuz dun törenle açıldı """"" ^^^^^^^m^^m & - Diyarbekir,şark sınırlarınızı kuşatacak hatların bir başlangıcı olacaktır lift Diyarbekir. 22 (A.A.) — Hususî aytarı- mı/dan: Fev-zipaşa Diyarbekir hattının açılış töreni bugün Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya tarafından yapılmıştır. Diyarbekire trenin bu ilk girişile büyük bir işin ilk safhası bitmiştir. Bu suretle İsmet İnönü'nün sarsılmaz bir irade ile yurdumuzu demir ağlarla örmek yolunda güttüğü siyasanın gözettiği bütün ilk noktalara varmış bulunuyoruz. Filhakika 1924 Ankara i*t*a, yonunda ilk cıvataları sıkıştırılan rayların bir ucu. parmakla sayılan yıllar içinde, Kayseri - Sivas üzerinden Sam sunda, Çankırı üzerinden Filyosta, Karadenize. batıda Balıkesire, Ereğliye vardı. Bugün Diyarbekirdedir. Şimdi burda Diyarbekir kapıları önünde çınlayan lokomotif düdüklerinin bütün vatan semalarında a-kısler yapan ve bütün türk milletinin kalbinde tatlı heyecanlar u yandıran »„|erj DU başarıyı müjdelemektedir Varılan her nokta Demiryolu siyasamızın ongörulu kurucusu Btı/fbahan İsmet İnönü gibi Diyarbekir de artık bizim için bir intiha değil, daha ileriye, yurdun en uzak sınırlarına kadar gene bu yolda gidişin bir merhale noktası olacaktır Dun de böyle ol muştu. 1935 in sonuna kadar Sı-vastan Erzuruma giden yol 43 üncü, Malatayadan Sıvasa giden yol da 45 inci kilometreye varmış o-lacaktır. Birkaç gün sonra Afyon - ' W. I m m _ Bahir yolunun 250 inci kilometresi: Malatya istasyona dan Antalyaya giden hattın 112 kilometresi İsletmeye açılacaktır, î224 de hayal arkasından koştuğumuzu söyliyenler. türkün yapıcı kudretinden sarsılmaz enerjisinden şüphe edenler vardı. Bugün yurdun dört bucağını. 2628 kilo metre ray yayılmış ve türk milleti bütün diğer yurd işleri arasında yalnız bu iş için bugüne kadar 282 milyon 300 bin lira vermiş bulunuyor.* Bizi Diyarbekire getiren trenin lokomotifi Ataturkün mîllî renklerimizle ve hurma dallarıyla b»zenmiş portresi altındaki levh.» Bakır yolunu güzel soyleviyle açan Bayındırlık Bahanı B. Ali Çetinkayu batı ilinin selâmını taşıyor. Vagonların üzerindeki dövizler bir hayal değil, hakikatin tâ kendisi: "1222 kilometre iki günden az bir (Sonu S. ci sayı/ada) Iı say tfulur ımızdu tngilterenin ttalyaya c e v a I) ı F r a ıı s a t t a 1 y a görüşmeleri Habeşlilerin bîr z a f eri iHuıııııııııııııııııııııifiıtııııımııııımtıııııtMiııı "Uius„un dil yazıları Güneş - Dil Teorisi İ zerine İlk Tenkit BAŞLANGIÇ / üı it Dili Kurumu tarafından gönderilip her noktasına bütün dikkatimi sarfederk okuduğum o rıjinal eserin 7 inci sahifesinde 'Tenkit, ret, tadil, ikmal ve tavzih" şekillerinde fikir sorulmakta olduğundan, her şeyden evvel tamamıyle tasvip etmekte olduğumu 'tavzih" etmek isterim. Bu ka naatımın istinat ettiği deliller şunlardır: ///. SÖz meselesi I M »Kil I K 1. — (Herodot) un izahına göre İlk insanın söylediği ilk söz meselesi eski Mısırlıları bile işgal e dip, yemi doğmuş çocuklar üze-ı'.nde onları bir takım tecrübelere sevketmis çok eski bîr mesele dir. [IJ O zamanlardan beri muhtelit devirlerde birçok nazariyeler y'i-utulmuş ve bu meyanda Milâttan *vel birinci asrın meşhur Lâtin «iri Lucrece, bu hususta ilk nazariyeyi ortaya atarak ilk insanların her şeye bir isim takmak suretiyle ilk dili icat etmiş olduklarını ileri sürmüştür Fakat bu eski Ro ma nazariyesi, lisanı fikrin teşek külünden çok muahhar ve sun'i bir müessese şeklinde göstermiş olmak itibariyle, ilmin bugünkü mevzuatı karşısında tarihî bir ha tıra olmaktan başka bir kıymeti haiz değildir. Onun için bugünkü ilmî telâkkilere daha yakın naza riyelerİ ancak lisaniyat İlminin hakikî teşekkül devrini teşkil eden on dokuzuncu asırla onu takip e-den yıllarda aramak mecburiyet* vardır. Bu son devirde muhtelif alimlerin mevzuumuz itibariyle ortaya attıkları bellibaşlı naz;*, veler şöyle hulâsa edilebilir: A) "!iidu t.xı lumtıtion" nu- ZUIİM-Sİ: Bu teoriye göre ilk insanların müşterek hareketlerinde çıkardık lan ııidai sesler ilk sözler sayılabilir. Meselâ (Noire) ve (Max Müller) gibi âlimler bu nazariye yi müdafaa etmişlerdir; fakat hiç bir fİkİr ifade etmİyen bu hayva nİ seslerle birer fikir mahfazası demek olan İnsan sözleri arasında çok bariz bir sınır vardır. O-ıııııı için (Paul Regnaud) bu nazariyeyi pek haklı olarak çürük bulmuştur. |2| İt) "Taklidi kelime Onomm- to pce " nıı zar i y es i: Bu nazariyeye göre ilk insanlar ilk kelimeleri tabiat ve hayvan seslerini taklit ederek uydurmuş lardır. Meselâ on sekizinci asırda (de Brosset) isminde bir fran- | /J Histoire d'Heodote. Miot tercümesi. C. I. S. 179 l?l Lingui\tique indo - europe- enne. L 53 Yazan: İsmail Hâmi Danişment IH butun dillerin menşeini oa esasta gösteren bir eser neşretmiş ve on dokuzuncu asırda bile bu fikre taraftarlık edenler olmuştur. Fakat (Vendryes) gibi yeni âlimler böyle iddiaları kat'i surette reddetmektedirler; ('.) "İşaret zamirleri l'rannms demonstralİfs" nazariyesi: Bu teoriye göre ilk insan etrafında bulunan objeleıe birer isim vermeden evvel bunları işarı zamirlerle göstermiş ve bu suretle işaret zamirleri ilk insanın ismini bilmediği objelerin hepsine tatbik edebildiği umumi bir isim rolü oynamıştır: bu nazariyenin sahibi, geçen asrın mühim dilcilerinden (Paul Regnaud) dur. Fakat bu müellif nazariyesini lisanı delillerden ziyade mantığa istinat ettirdiğinden, iddiası şahsi bir fikir mahiyetinde kalmıştır. İt) "İnsim nzterinin hayvani •i*»/»¦#ilen istihalesi" nazariyesi: Geçen asırda (Regnaud) nun pek ehemmiyet vermediği bu eski teori, bu asrın başlarından itibaren tekrar canlanmış ve bilhassa (Vendryes) gibi mühim dilciler tarafından müdafaa edilmiştir: bu nazariyeye göre. ilk insan teessür, sevinç, hareket, iş... v. s. anlarında tıpkı hayvanların yaptıkları gibi birer ses çıkarmış ve bu sesler tekerrür tesiriyle gittikçe muayyen birer mana ifade etmiye başlamıştır. Fakat (Vendryes) bu nazariyesini izah ederken, bunun ispatı kabil olmadığını da itiraf etmek suretiyle kendi davasını gene kendi çürütmüş demektir. [3J İki \etire: Bu vaziyet karşısında şu iki neticeye varıyorum: A) "Güneş ¦ Dil" teorisi tamamıyle orijinaldir; B) Bu yeni Türk teorisinden evvelki Avrupa nazariyelerinin hiç birî sağlam bîr esasa istinat edememiş, hepsi yıkılmıştır. CülUSŞ Dil Teorisi temelleri ue türk kokl.kki 2. — Bu ilk iki neticeyi elde et tikten sonra, doğrudan doğruya Güneş - Dil" teorisini tetkik ettim ve bunun temelleri sağlam o-lup olmadığını aradım. Bu noktayı tayin için ilk iş olarak, eserin onuncu *ahıfe»inde Türk dilinin ilk kökü olduğu tesbit edilen f Af), şeklinin "Günt'f" ve ondan çıkan "Işık" "Stcakltk". "Ateş", "Yükseklik"... v. s. mefhumlarını ifada edip etmediğini araştırdım. Bu a-raştırmalarımda evvelâ "Güneş -Dil" teorisinin tesbit ettiği (V. r] K.) ana formülünü ele aldım. Bir kere bu esas ispat edildikten sonra 12 inci »ahifedeki konson kategorilerinin zaruri bireı netice teşkil edeceklerini düşündüm ve •¦ Sayıiayı çeviriniz - [3\ Le langage. s. 17 viâFA 2 ULUS 23 SONTEŞRİN 1935 CUMARTESİ SON DAKıKA Habeşlerin bir baskını Şiddetli bir savaştan lib-İtalyanlar üç yaralı v Adisababa, 22 (A.A.) — D. N. B. •jantı bildiriyor: Şimal cephesinden gelen emirberle -rin getirdikleri haberlere göre, 12 ilkte;-rinde Makallenin şaıkında Uombcrta m.-.k.indi ddct'İ bir savaş olmuştur italyan ilen banketini dikkatli surette-takib clrnıkte olan vc dağlık arazide saklanmış bulunan Oecaz kasta Sabaha:'.tx kuvvetlen sabah saat yedide hücuma kalkmışlardır. Başlayan muharebe ak -şaının sat altısına kadar devam etmiş -tir. Italyanlardn bîr albay, iki istihkâm subayı ve 300 nefer ölmüştür. 200 ne • fer yaralanmıştır. Ricat eden italyanlar, yaralılarını beraberlerinde götürmüşlerdir. Habeşler italyanlardan 200 tüfek, dört makineli tüfek ve 8000 mermi al -mıılardrr. sonra hahesliler ga -yüz ölü, iki yüz erdiler İki itıdyan uçağı az Lalsın sün uçağına rasttı yaraklardı. Adisababa, 22 (A.A) — Dün sabah Harrar üzerinde üçan iki italyan uçağı («er bu şehir üzerinde iki üç saat evel gelmiş oltalardı, imparatoru Adİsababaya götüren uçağı gör -meleri çok muhtemeldi ve o zaman harbin gidişi, mühim surette değişebilirdi. Bu scbebten burada, impara -torun bundan sonra yapacağı yeni ı-i: .1- r ve gidip gelişlerin tamamen ve kesin surette gizli tutulacağı söylenmektedir. Mogaditcio, 22 (A.A.) — Somali cephesinde şiddetli yağmur/arın devam etmekto olduğu Öğrenilmiştir. Şiddetli fırtınalar, bütün Ogadcn'de yolları ge • çilmez Wr hale getirmiştir. Bir italyan kumandanı öldü Adisababa, 22 (A.A.) — De-caz Kassa Saba hat tarafından açı-lıp kazanılan muhrebe hakkındaki tebliğinden başka olarak neşredilen bir habeş harb tebliği diyor ki:"M:tkatleden şimalî garbi istikametinde ilerleyen italyan kuvvetleri üzerine çalılıklar arasında gizlenmiş bulunan habeşler birdenbire hücum etmişlerdir. Bunun üzerine göğü» göğüse bir muharebe olmuş ve bunun neticesinde i-talyan kumnadanı ölmüş ve italyan askerleri Makalleye doğru bozgun halinde kaçmaya başlamışlardır. gök yüzü ile alâkadar en eski Türk kökleri içinde ilkönce "Ay", Ak", "Ay + rfın" ve "İş -f- ıh" şekillerinde bu (V. -f- K.) formülünü buldum. Bu dört şekilde konson (y ¦ t - k) muamelesine tâbi olmaktadır; zaten bu şekiller arasındaki mana tahavvulleri bu tebadül-lercien mütevellittir. Tabii bu vaziyet, Türk dilinde "Aydınlık" ve "Parlaklık" mefhumlarının bir (V. i- K.) formülüyle ifade edildiğini gösterir. Aynı formül ' Od", "ta + ı", "Oğ -f an — Ateş tanrısı" »e "Yak + mak" şekillerinde, o ilk "Parlaklık" manasını muhafaza etmekle beraber, "Sıcaklık" mefhumunu da ifade etmektedir. Bunların içinde "Yak" sözünün başında bulunan "y" konsonu "ay = og = ak" orijin şeklin vokalinin düşmesinden ibarettir. "Ateş" mefhumu bu ana kökte mündemiçtir. Sözün orijin şekli "Ayak"-tır. Baştaki vokal düşerek "yak" olmuştur. Fazla olarak "Yakmak" kelimesinin "Yak" sözü, Sümer lehçesinde aynı mana ile "ak" şeklinde mevcuttur. [*] Bu vaziyete göre "Sıcaklık" ve "Parlaktık" mefhumlarını müştereken ifade eden "Od", Is", "Oğ" ve"4y f-f ak) ~ Yak" kökleri arasında konson itibariyle bir (d - s - g - y) muamelesi olmuş demektir. Bu iki Örnek grupuna göre (V. 4 K.) formülünün Türk dilinde "Aydınlık" ve "Sıcaklık" mefhumlarını aynı zamanda ifade ettiği muhakkaktır. Gene bu ana formül, 'Güneş'in en bariz vasıflarından olan "Yükseklik" mefhumunu da "As + mak", "Aş • mak", "Ağ — mak", "Uç mak". 'Aç | mak", 4Üs--f"Vt + e* ve - Uygurcada "yükseltmek" manasına gelen Ak -t tur * mak" şekilleriyle ifade etmekte ve bunlarda da konson itibarîyle (s - ş - z - ç - g) muamelesi görülmekledir. "Yükseklik" mefhumunu ifade eden bu son şekillerle "Aydınlık" Te "Sıcaklık" mefhumlarını ifade eden bundan evelki Örneklerin hep aynı bir iptidai kökten çıkmış oldukları da şu deliller üzerinde tesbit edilebilir: Yanntn aslında bu Sümer ffln hiyeroglif şekli de yazı-Bu hiyeroglifi gazeteye balık. Türkçenin "t/c" ve "Ak - ağ -ek" şekilleri hep aynı bir kökün muhtelif tahavvülleridir. Bunlardan "uc" şekli 'Acı" yani batıcı ve "Ak - ağ - ek" şekli de "Ekşi" ve "Ağrı" sı/atlarını vücuda getirmiştir; bunlar, bîr atraftan "mün-teha" ye "en ileri nokta" mefhum-lariyle "Yükseklik" fikrine ve bir taraftan da Acılık", 'Ekşilik" ve "Ağrı" mefhumlariyle KaAıcıfıfe" anlamına temas etmektedir. İşte bu sarih vaziyet, bize bütün bu gördüğümüz şekilleri doğurup bütün bu muhtelif mefhumları aynı zamanda ifade edebilecek iptidai ve tek bir kökün mutlaka mevcut olmuş bulunmasını ilmî bir zaruret şeklinde göstermektedir: bu ana kök, herhalde 'Aydınlık", Sıcaklık", "Yükseklik"... v. s. gibi evsafa kaynak olabilecek bir mevcudun ilk ismi olmak lâzımgelir ve bu mevcudun da bütün tabiatta "Güneş" ten başka bir şey olması kabil değildir. Buraya kadar gözden geçirdiğimiz örnekler, böyle bir ana kökün herhalde (V. f K.) formülüne tâbi olduğunda hiç bir şüphe bırak mamaktadır. Yalnız baştaki vokal hangi vokal ve sondaki konson hangi sestir? Hançerenin fiziyolo-jik vaziyeti gibi, lengüistik ilminin en eski diller üezrinde tesbit ettiği vaziyet de en iptidaî vokali (A) şeklinde gösterir: bu hale göre, aradığımız ana kök itibariyle (V. -•• K.) formülündeki (V.)-nin bir (A) dan başka bir şey ol-mıyacağı muhakkaktır. Aynı formüldeki (K.) a gelince, bunun da y ¦ S - k" gibi muhtelif örnekler üzerinde tesbit edilmiş seslere ta-havvül edebilecek ve bazan da es ki bir vokali temsil edecek vazı -yette bir ses olması lâzımdır. Tü^k fonetiğinde bu çifte rolü oynamı-ya en müsait fonem, "ğ" fonemidir. İşte bütün bu sebeplerle delillerden dolayı, "Güneş - Dil teorisi" nin temelini teşkil eden (Ağ) köküyle bunu temsil rden (V. -f K.) formülünde riyazi bir kuvvet ve kat'iyet uluyorum. [*»] İsmail Hâmi DANİSMENT [**] Teorinin indo - öropeen dillerin köklerine de tatbikini gösteren son kısım yarınki sayımtz-dadır. DIŞ HABERLER ingiltere italya notasına cevab verdi Diğer devletler İtalyaya petrol vermezlerse İngiltere de vernıi-yeeektir - Fransanın cevabı da tngiltereninki gibidir Londra. 22 (AA ı — . tedbirler hakkındaki italyan protestosuna verilen İngiliz cevabı bugün öğleden sonra Sir Samuel Hoarc tarafından ltalyanın Londra büyük c'çi»i B. Grandiye verilmiştir. Notanın metni yarın neşrolunacak -tır. Öğrenildiğine gorc. ingiliz notası Cc-nevreucki ırtıuat komitesine bildirilmiştir. zecri tcdbırieı tatbik eden devletle rc kendi cevablannı fransız ve ingLi. cevabları ile homahenk yapmalarını teinin ınuksaılıio (rantız notası da irtibat komitesino bildirilmiştir. Milletler Cemiyeti işleri bakanı B. Eden, 29 teşrinisanide toplanacak olan 17 leı komitesinin içtimaında bulunmak üzere muhtemel olarak gclec.k hafta Ce nevreye giderektir. İS ler komitesinde Ita'ya'ya petrol ihracatının meni meselesi görüşülecektir. Deyli Telgraf, bu haberi kaydederken diyor ki: İngiltere'nin bu husustaki vaziyeti gayet sarihtir. Eğer diğer devletler İtalya'ya petrol ihraç edilmesine müsaade eti lenıegi kabul ederlerse İngiltere- do petrol ihracatını mencdcccktir. Zecrî tedbirlerin petrola teşmil edilmesinin pratik neticeler vereceği İngiltere'de malûm bjlunmaktadır. Fakat böyle bir tedbîrin anlaşmazlıklara vuracağı da inkâr olunmamaktadır. Ingi'terc bu ihtimali gÖx önünde bulundurmaktadır. Londra, 22 (A.A) — Zecri tedbir Icre karşı ltalyanın vermiş olduğu protesto notasına cevap teşkil eden ingiliz notası Sir Samuel Hor tarafın- dan B. Grandiye verilmiştir. Bu no * tanın tam metni yarınki gazetelerde çıkacaktır. Mevzuubahs ingiliz notası projesi Cenevredeki tanzim komitesi azası ta rafından görülmüş ve tasvib edilmiştir. Fransız notası projesi dr buran projesine benzemektedir. Ancak daha mutedil tedbirlerle yazılmıştır. Bu da tanzim komitesi azasının tasvibini kazanmıştır. Kahire'de çarpışmalar Nümayişçiler çocuk lan öne sürüyorlar Londra. 22 (A.A.) Hususi kay -naktan Lı!oırı!d.g,nc ,-urc, dün Kal.ire -do birçok hadis :1er olmuştur. Kargaşa).k. aral k vermeden devam ıtnıı tu- Göstericiler, birçok defalar po üsle şiddetle çarpışmışlardır. Banlar şiddetli bir tenkile maruz kalmaktan kjr -tuln k için. Önlerinde çocuk kafileleri götürüyorlardı. Polİt. bu çocukları zorla kamyonlara bindırrmk zorunda kılmıştır. Bütün mağazalar kapalı idi. Gece, hemen hemen bütün enddc'er ışıksız idi. Çünkü lâmbalar kısılmıştı. Devrilmiş olan bir çok arabalar, barikad vazifesi görüyordu. İla iv ada zecrî tedbirlere karşı koymak iein çalışmalar devam ediyor Roma. 22 (A.A.) — B. Musolini, sebze, meyva ve çiçek üretmenlerinin ilk toplantısına başkanlık etmiştir. Bu toplantıda, zecrî tedbirlerin tatbikinin* Sebze,* meyva ve çiçek ticareti üzerindeki tesirleri ve neticeleri tetkik e-dilmiştir. Aynı zamandı kabulü lâzım gelen mukabil tedbirler de incelenmiştir. Brüksel, 22 (A.A.) — Dun akşam, Milletler cemiyetine yardım birliği tarafından İtalya - habeş anlaşmazlığı etrafında tertib edilen bir konferans bazı hadiseler** sebeb olmuştur. Sağ yan tarafları talebe milletler cemiyeti ile Belçika hükümeti aleyhinde ve İtalya lehinde gösterilerde bulunmuşlardır. Polis müdahaleye mecbur kalmıştır. Stakanovistler konferansında Moskova. 22 (A.A.) — Stakanovistler genel konferansında büyük bir söylev veren B. Stalin, Makanov hareketinin Sovyet Rus-yada sosyalizmin kuruluşu tarihi ne en parlak bir sayıfa gİbİ girecek kadın ve erkek bir işçi hareketi olduğunu söyledikten sonra bu hareketi, sosyalnizm irin gayrette rekabetin yon! bir safhası olarak tavsif etm««tir. Karadenizde Fırtına devam edioyr Sinop. 22 (A.A.) — Bir gün önce başlı yan fırtına bütün şiddetiyle devam etmektedir. Denizde münakalât durmuştur. Karadeniz, Üsküdar, Atilla, Yılmaz ve Sami vapurları limanımıza sığınmışlardır. Karadeniz vapuru Samsuna çıkaramadığı yolcularını bugün Istanbuldan gelmesi beklenilen Ankara vapuruna aktarma edecektir. Atatürk Belçika Kıralmın Yıldönümünü kutladı. Ankara, 22 (A.A.) — Belçika i kiralı Sama jeste Leopold III. ün yıldönümü dofayısiyle Ctımur haş-•kanımitia aralarında aşağıdaki telgraflar çekilmiştir: Samejeste Üçüncü Lco.'old, Belçika kiralı. Majestelerinin yıldönümü münasebetiyle kendilerine en samimi tebriklerimi ve şahsî saadetlerde Belçikantn refahı için olan temennilerimi arezderim. Son Ekeslans Atatürk, Türkiye Reisİcumuru, Ekselanslarının nazik ihtimamlarından dolayı pek mütehassis o-tarak kendilerine semimi surette teşekkür ederim. Leopold Bir futbol maçı Siyasal görüşmelere sebeb oldu Londra. 22 (AA.) — Yakında İn -giltere ve Almanya futbol ekİbleri ara -smda yapılacak ma- esnasında her hangi bir hâdisenin çıhma.natı etrafında alman büyük elçisi İngiltere dış işleri b. kanı İlo görüşmüştür. Fr?nsız ve Alman konuşmaları Birbirlerine yaklaşmak için yeniden başlıdan müzakereler Paris, 22 (A.A.) - Gazeteler. Hitlerle fransız elçisi arasındaki görüşmenin ehemmiyetinden bahsetmekte ve ancak hissedilebilir derecede bir düzelme eseri kaydetmekle beraber müsbet ve sarih neticeler ummanın şimdilik güç olduğu düşüncesinde bulunmaktadırlar. Pöti Parizyen diyor ki: Bu görüşme, diplomatların hükümet reislerine vakit vakit yap maları âdet olan ziyarete ısla benzemiyor. Uzun bir sükûttan sonra yapılan bu ilk görüşme bilhassa ve muhıkkak ırctte karşılıklı bir fikirleşmeden baret olmuştur. Le Jurnal, Fransa saylavlar meclisinde Fransız - sovyet paktına aid olarak yapılacak görüşmeler arifesinde alınanların bir manevra yapmakta olduklarının aşikâr bulunduğu düşüncesindedir. Ovr gazetesi diyor ki: "Berlin hükümeti hoş görünmek arzusundadır. Bir el uzatıldığı söylenmekte fakat bu el, hâlâ çok kalın bir sis tabakası içinde bulunmaktadır. Hitler görüşmeğe eğgindir. Fakat bu meyil hiç bir zaman belli bir mesele üzerinde görüşmek için gösterilmemiştir.,, Ingİlterede Londra, 22 (A.A.) — B. Hit-ler'in fransız büyük elçisi ile yap tığı mülakata burada büyük ehemmiyet verilmektedir. ital yada ne diyorlar? Roma, 22 (A.A.) — B. Hitler ile fransız büyük elçisi arasındaki konuşma burada büyük bir dikkat uyandırmıştır. Salâhiyettar siyasal mehafil, Fransa ile Almanya arasında Avrupa havasında bir sükûn tesisine yardım edecek bir temas vücuda gelmiş olmasından çok memnun olduklarını bildirmektedir. Yahudi meselesi Berlin, 22 (A.A.) ekonomi Baltanı Dr. Şaht alman bor ı alarmdaki yahu di a-lıcılara bugünden itibaren işılerini bı -rakmalarını emretmiştir. Peıtede gösteriler Peşte. 22 (AA.) — Yahudiler a'ey-hindiki gösteriler gittikçe artmaktadır. Talebeler Azest gazetesi idaresine gir -meğe teşebbüs etmişlerdir. Polisin karşı koymasına rağmen musiki akademisine girmişlerdir. Polis kılıç kullanmak zorunda kalmış ve bir kaç talebe yaralanmıştır. Talebe gazete idarelerinden ya -hudiVre karşı daha az dostça hüreket istemişlerdir. ON ALTINCI YIL. No: 5148 ULUS 24SONTKŞKİN, l*.r PAZAR Son hu! » rler ikinri sayfada Allımız, andımızı!! Ilrryı-rdr 5 ku Bulgar kabinesi çekildi, yeni kabineyi B. Köseivanof kurdu Habeşliler baskın harbi yapıyorlar B. R. Makdonald'ın saylav seçilebileceği umuluyor rinin terkettİklcri birçok hücum arabaları da bulunmuştur. Imapartor, D. N. B. aytarına pek yakında habeş kuvvetlerinin büyük ölçüde harekete kalkacaklarını bildirmiştir. Ital\unlar da habeşlerin kendileri ıır m pildi klan ıı ila ıı ImIim ıli\ırlar. İtalyan topçusu Mahalleyi düğerken Habeşliler lıüeuma başladı Adisababa, 23 (A.A.) — Dündenbe-ri habeş kuvvetlerine mensup mühimce müfrezeler, gerek şimal gerek cenub cephesinde italyan mevzilerine gece Vûcumtarı yaparak durmam hırpalamı- Gündelik \ ı "s \\II \\ KİK VI I I*.I F. R. ATAY Yeni yunan kiralı Samajeste Jorj, Brendizi'de Elli kruvazörüne binmiştir. Bir iki gün içinde eski vatanına kavuşacaktır. Yunanistan - Türkiye dostluğunun hususiyetleri üstünde durmak istemeyiz. Devletlerimiz, yalnız, barışgüder politikalarını birleştirmiş değildirler. Milletlerimiz birbirlerini sevmiştirler, iki tarafın da Balkan milletlerinin sükûn ve bahtiyarlığına, Balkan devletleri arasındaki sarsılmaz dayanışmaya bağlı olduğu kanaatındayız. Zaman ve tecrübeler öngörümüzün kuvvetini ispat etmiştir: Eğer bu dayanışma yerine, eski anlaşmazlık devam etseydi, Akdenizin bu karışık günlerinde, tehlike havasının daha ne kadar artmış olabileceği kolayca tahmin olunabi-lir. Balkan paktının hakikî değerini bilen bizler, bu davanın ancak, her birimizin ayrı ayrı kuvvetli olmamızla ve bribirimize bağlı kalmamızla yürüyebileceğinden şüphe etmeyiz. Aksinde, yani herhangi birimizin zaafında ancak zararımız olduğunu, dost Yuna-nıstanın geçen sene geçirmiş olduğu buhran, bize daha iyi hissettirmiştir. Balkan paktını imza etmiş olanların, o vakit, bir tek kaygıları vardı: Yunanistanın sükûn ve durluğa kavuştuğunu görmek, bu sükûn ve durluğun devam edeceğine inanmak! Dost millet, kendi sükûn ve durluk şartlarını dilediği gibi arayıp bulacaktı. Pakt devletlerinin samimiyet ve sağduyusunu gösteren en yüksek belge, biribirlerinin iç politika davalarına karışmak hevesinden daima uzak kalmış olmalarıdır. Herkes kendi işini başkasından daha iyi düşünür; ted-(Soıtu 5. ti sayıfada) ya başlamışlardır. Bu hareketlerin hedefi, italyanların yiyecek ve gereç İrtibatlarını kesmektir. Bu suretle italyan ileri hareketi tamamen durmuştur. İle Roma. 23 (A.A.) — Emin bir italyan kaynağı şu haberi vermektedir: Doğu Afrikasından son gelen haber lere göre, Ogaden bölgesinin bütün halkı italyan otoritelerine baş eğmiş ve 5000 habeş muharibi italyan kuvvetlerine iltihak etmiştir. Bu hâdisenin şimdiki süel hareketler için çok büyük bir ehemmiyeti olduğu söylenmektedir Bu hareket neticesinde italya, Tigreyr sahip olduğu gibi Oaadene de sa' (Sonu. 6. Ci sa- \m9r^ yit ad a) ı.lllul'l İtalyanlar Mahalleyi atdtklaı tanklar tetire böyle girmişlerdi ri hatlara yiyecek, cephane ve silah nakleden italyan kolları üseriae ansızın baskınlar yapılarak bunlar, yanlarındaki eşyalarla birlikte esir alınmaktadır. Şimdiye kadar habeşler, (il avında kullanılan örtülü hendekler vasıtasiylc ve yahut gönüllülerin şahsi Özverileri sayesinde, 24 tane hücum tankı ele ge çirmîşlerdir. Habeşler hücum tanklarının ilerlemesine yol vermekte ve sonradan bu iş için gönüllü yazılan efrat ellerinde dinamit kapsülleri olduğu halde, arkadan tanklara hücum ederek hayatları pahasına bu korkunç harp aletini yakmakta veya berhava * etmektedirler. Ayrıca, müthiş sıcaktan dolayı bu tankların maden cidarları arasındp kalamıyarak tankçıların bizzat kendile- B. Makdonald saylav seçilecek t ç ay sonra ingiliz kabinesinde değişiklik ohıcukmış. İngiliz kabinesindeki değişikliğin muvakkat bir mahiyette olduğu bildirilmektedir. Üç ay sonra daha esaslı bir değişiklik yapılacağı sanılmaktadır. O vakit hususiyle deniz bakanı Sİr Bolton Eyres - Monsell'in çekileceği, belki de Vinston Çorçil'in ortaya çıkacağı göıülecektir. B. Ramsey Makdonald, Iskoç-ya üniversiteleri saylavı olup dün ölen Skelton'un yerine saylav seçilecek, oğlu Malcolm Makdonald da güvenebilir bir daireden seçti-rilecektir. Bulgar kabinemi çekildi Veni kabineyi B. Köseivanof kurdu B. Köseivanof Sofya, 23 (A.A.) — Toşef kabinesi bugün öğle üzeri istifasını vermiştir. Toşef, kiralın yanından çıktıktan sonra demiştir ki: "— Finans bakanı B. Riaskof hafat başında kabineden çekilmişti. Rugün sabahleyin de Münakale bakanı B. Loyuşaref istifasını ver-(Sontı 2. ci sayıfada) "Ulus,, un dil yazıları *nnş - Dil Teorimi İ /erine İlk Tenkit İL Güne/i - Dil Teorini Ve Hint - AvrıtfHi IHI Kökleri 3. — ''Güneş - Dil Teorisi" nde-ki muhtelif formülleri Türkçeden başka Hint - Avrupa dillerine de tatbik ettim. Türk diliyle Hint -Avrupa dillerinin menşe birliğine kani olduğum için, Türk dilinin en eskİ köklerine tatbik edilebilen bir formülün Hint - Avrupa grupuna da tatbik edilip aynı neticeleri vermesinin zaruri olduğunu düşündüm. Yaptığım tecrübeler, bana "Güneş - Di/" teorisinin o sahada da aynı neticeleri verdiğini yani (Ağ V. ı K.) formülünün Hint - Avrupa zümresinde de bir ana kök vaziyetinde bulunduğunu ve netice olarak diğer tâli köklerin hep bu menşeden çıktığını gösterdi. Bu araştırmalarımla yalnız kendi tatbikatımla iktifa etmiyerek Avrupa dilcilerinde de kanaatimi teyit edecek deliller aradım ve istediğim esasları, yukarda bahsi geçen "İşaret zamirleri Pronoms demonstra-tifs" nazariyesi sahibi (Paul Reg-naud) nun 1890 tarihinde (Hac-hette) kütüphanesi tarafından Paris'te başlan "Principes ' gene-raux de linguistique indo - euro-peenne" ismindeki eserinde buldum. Bu zeki müellifin mevzuumuz itibariyle bizi alâkadar eden ifadeleri şöyledir: "İptidai kökler, fonetik tahav-vüllerîne uğramak suretiyle birçok "Doublets" ler teşkil etmiştir. (S. 20). Meselâ lâtince "hararet" manasına gelen "Cator" kelimesiyle "renk" mefhumunu ifade eden "Color" temi aynı bir kökün iki muhtelif şeklidir (S. 21). Bu vaziyete istinaden, Hint - Avrupa dillerinin en zenginlerinden olan sanskrit lehçesinin bin kadar kökünü Amerikalı (Edgren) kolayca sekiz yüze indirmiş ve ondan sonra da (Max Müller) bu yolda daha ileri giderek Amerikalının tesbit ettiği miktarı yüz küsura irca etmiştir. (S. 23).,, Bu vaziyette (Müller) Hint-Avrupa ana dit köklerinin de ancak bu kadar bir yekûn tutabileceğine kani olmuştur; fakat (Reg-naud) bu yüz rakamının da daha pek çok kısalabileceğine kanidir. O, bu kanaatini şöyle anlatmaktadır: "İlk kökler "Doublets" ler hasıl ettikten sonra, bu d'uö/e'lerden de ikinci derecede bir takım duble'-ler hasıl olmuş ve bu suretle bugün zahiren kok zannettiğimiz kelimeler vücut bulmuştur. Fakat zaman geçtikçe bu yeni duble'lere bir takım "Suffixes" ler de iltihak etmiş ve fonetik kanunlarının tesiriyle bu lahikalar o muahhar köklerle kaynaşarak tanınmaz bîr şekle girmiştir (S. 23 24). " Bu vaziyete göre, (Regnaud)¦ nun fikrince Hint - Avrupa ana dilinin yüz kadar tahmin edilen kökleri, hakikatte "Doublets" ler-den ibaret olmak itibariyle, bütün bunların "tek bir asla" ircaı kabildir: onun için müellif bütün bu duble - kökler hakkında: "Eltes derivent d'un antecedent uniuue.." demektedir (S. 28). En mühim fransız dilcilerinden birinin bu fikri, bize "Güneş - Dit" teorisin- Yazan; İsmail Hâmi Danişment deki ana kök esasının Hint - Avrupa grupunda da aranması pek doğru olacağını en sarih ifadelerle tesbit ediyor demektir. (Regnaud) bu ifadesinden sonra, eserinin 30-31 inci sahifelerin-de de tek bir ana kök esasını kuvvetli btr lisanla tekrar müdafaa etmiştir. Fakat bu ana kök. hangi kök çalabilir? Onun bizden ayrılıp (İşaret zamirleri) nazariyesine saptığı nokta, işte bu noktadır: Onun fikrince İlk insan, ilk söz olarak her objeye tatbik edebileceği bir isim şeklinde işaret zamiri kullanmıştır (S. 33). Fakat yalnız bu noktada bizden ayrılan (Regnaud), biraz sonra tekrar bizimle birleşiyor ve işaret isminden sonra ilk insanın herhalde en çok göze çarpan en par-lak şeylere isim vermiş olması lâ-zımgeldiğinden bahsederek bizi teyit etmiş oluyor (S. 34). Bu vaziyete göre. ( Regnaud )-nun ilk insanlar tarafından eo evvel ifade edilen mefhumlar hakkındaki nazariyesi, şu üç kategoriye ayrılarak tavzih edilebilir: A) İşaret zamirleri; B) Parlak, gürültülü ve müteharrik şeylere ait isimler; C) İnsan ve hayvan isimleri. Bunların içinde birinci kategoriyi teşkil eden "İşaret zamideri" herhalde (Max Müller) in "Nida" teorisiyle (Vendryes) in "Hayvani seslerden istihale" nazariyesinde olduğu gibi, tamamiyle beşeri ve manalı olup olmadığı meşkûk olan bir takım seslere ait olmak itibariyle, pek ehemmiyet verilecek bir esas değildir. Zaten bizzat (Regnaud) bile bu iddiasını kökler üzerinde İspata teşebbüs etmiyerek mücerret bir nazariye halinde bırakmış ve yaptığı tatbikatla ise doğrudan doğruya "Parlaklık" ve "Yakıcılık" mefhumlarını ele almıştır (S. 55). Bu fransız âlimine göre en eski Hint - Avrupa dillerinde maddî ve manevi bütün mefhumları ifade eden orijinal temler hep "Parlaklık' ve Yakıcılık" mefhumlarını ifade eden tek bir ana kökten türemişlir: Yalnız müellif bu teorisini ispat için on bir kategoriye ayrılan bir mukayese silsilesi tertip edip, bu etimoloji naazrıye-sini çok vazıh surette tesbit ettiği halde, bu nazariyenin temeli c lan ana kökün hangi kök olduğunu veyahut böyle bir kökün hangi bir ses formülüne istinat edebileceğini söylememiştir. Bununla beraber, karşılaştırdığı örnekler fonetik itibariyle bize şu iki neticeyi vermektedir: A) Hint - Avrupa grupunda konsonla başlıyan kökler hep muahhar teşekkül mahsulleridir ve bunlar başlarındaki vokalleri - Sayıfayt çeviriniz - Yarınki sayımızda T.D.K. baş uzmanı \\u lülkadir İnanın Güneş-Dil teorisi hakkındaki yazını SAYIFA 2 ULUS 24 SONTEŞRİN 1935 HAZAR SON DAKıKA Taarruz neden durdu? İtalyan askerleri arasında itaatsizlik çıktı -ğı hakkında bir yayıntı var Harrar. 23 fA.A.) — Burada dola-lan bîr şayiaya göre, yerli askerlerden mürtkkcb bazı italyan kuvvetlen, daima ateş hatlarına yollanmalarından şi* kâyct ederek ayaklanmış ve beyaz askerle™ hücum ederek bunlardan 300 kişiyi Öldürmüşlerdir, italyanların bu ıcbebten do'ayı Daggahburr doğru iler- lemeğe devam edemedikleri söylenmek-tedir. Mamafih, böyle bir haber ancak kaydı ihtiyatla kabul edilmelidir. Harrar, 23 (A.A.) — * Roytcr" I-talyan askerleri arasında itaatsizlik hareketleri çıktığı hakkındaki haber, sözüne inanılır yabancı kaynaklar tarafından da teyit olunmaktadır. Habeşler Gorra haiyi almışlar Harrar, 23 (A. A) 'ıRoyter'' gay-rrresmi bir habere göre, habeşler, Gor-rahai yi a! mı şiardır. Daha evvel Dag-g ah bur dan telefonla alınan malûmat, imparatorun »Özleri ile maneviyatları yükselen habeşlerin cen-ıb istikametinde ilerlediklerini ve Corrahi'in 16 mil şimalinde Gabredarre'ye yaklaştıkları merkezinde idi. muhtelif şerait altında sonradan kaybetmişlerdir; B) Bu vaziyete göre, ana kökün mutlaka bir (V. K.) formülüne mutabık olması ve - bilhassa mukayese cedvellerinde esas tutulan temlerin ekserisine nazaran -(Ag) şeklinde bulunması kat'î bir zaruret halindedir. (Regnaud) nun on bir kategoriye ayrılan mukayeselerine göre "Parlaklık" ve 'Yakıcılık" fikrinden doğan maddî ve manevi mefhumlar şunlardır: A) Hararet, şiddet, faaliyet (S. 55); B) Acı, ıstırap (S. 60); C) Hareket, yakmak, batıcı olmak = sokmak (S. 64); D) Kurutmak, sertleştirmek, sağlamlaştırmak, tesbit etmek, durdurmak (S. 66); E) Berraklık, saflık (S. 68); F) Saadet, servet (S. 69); G) Güzellik (S. 70); H) Renk (S. 70); I) Görmek (S. 71); J) Duymak, tanımak, bilmek, uslu olmak, ihtiyatkâr vesaire olmak (S. 73); K) Söylemek, demek, tes'it etmek, terennüm etmek, methetmek, şöhret, ün (S. 74). Fransız âlimine göre Hint - Avrupa dillerinde bütün bu mefhumları ifade eden kelimelerin "Parlaklık" ve "Yakıcılık" mefhumlarını aynı zamanda ifade eden iptidaî bir kökten doğmuş olmaları zarurî bulunduğuna nazaran, bu kökün mutlaka "GÜNEŞ" manasına gelen bir ana kök olduğu riyazi bir kat'iyetle muhakkaktır. Çünkü bu iki mefhumu birden ifade edebilecek ikinci bir obje olmak üzere "ateş" esası da göste-rilebilirse de, beşer tarihinde aletin nisbeten muahhar bir şey olması, böyle bir ihtimali tamamiy-le bertaraf etmektedir. Onun için ilk insan nazarında "Parlaklık" la "Sıcaklığ" in yegâne menbaı Güneş'tir. Bu vaziyete göre (Regnaud) nun eseri, ana kök bakımından yeni Türk teorisini tamamiy-le teyit ediyor demektir. Fazla olarak, "Güneş - Dil" teorisinde "Güneş" menbaından doğmuş gösterilip dokuz kategoriye ayrılan mefhumlarla (Regnaud) nun burada gördüğümüz on bir kategorisindeki mefhumlar arasında da hiç bir fark yok gibidir. (Regnaud) nun eserinde birinci kategorinin ilk kökü (Ag) dır; müellif bütün bu kategoriyi: "idee de briller, brûler; = - etre ardent, aetif, au physiüue et au moral..." başlığı altında toplamış olduğundan, bu Hint - Avrupa kökü "Parlaklık" ve "Sıcaktık" mefhumlarını aynı zamanda ifade eden bîr ana kök demektir. Bu a-na kökten sanskrit dilinde "Ak + fus Aydınlık". "Ag 4- nis — Ateş" ve "Ağ + ati = Sürmek, r~* kst etmek", lâtincede "tg + nis = ateş" ve "Ag + o = ilerlemek, gitmek, sevketmek", yunan-cada "Ag + o [•] ~ sürmek, sevketmek, götürmek" kelimeleri teşekkül etmiştir. Biz (Regnaud)-nun bu örneklerine karşı Türkçe-nin "Yakmak", "Akmak", "Ak" ve saire gibi "Sıcaklık", "Parlaklık" ve "Hareket" mefhumlarını ifade eden sözlerini büyük bir emniyetle ileri sürebiliriz. Bütün bu Türk - Hint - Avrupa temlerinin menşei, (Regnaud) nun kaydettiği (Ag) köküdür ve bu kök de "Güneş - Dd" teorisindeki (Ağ = V. + K.) şeklindeki ilk ana kökten başka bir şey değildir. Bastaki vokalin sukutuna ait en bariz örneklerden birini (Regnaud) nun birinci kategorisinin dördüncü kökünü teşkil eden "Rj -Ar]" şeklinde görebiliriz (S. 56): Bu çifte şekilli söz, sanskrit di-linder'Mr/ -f unas-= Parlak" ve "Rai -f «ri — Atılmak, fırlamak", zend lehçesinde "Arej — titremek", yunancada "Ory + i [*] = Şiddetli hareket, ihtiras" şekillerini doyurmuştur. Biz bu örnekleri de Türk dilinin "Arı = Temiz, saf" temivle teyit edebiliriz. Bu misalin "Rj" ve "Ari" şekilleri, baştaki vokallerin nasıl eridiklerini gösteren en vazıh örneklerden sayılabilir. Bu vaziyet karşısında, (Regnaud) gene aynı kategorisinde aynı kökten doğup hep "Sıcaktık" ve "Aydınlık" mefhumlarını ifade eden ve hiç birinde baş vokal bulunmıyan "Ghar", "Griş", 'Har9'\ "Jvar", "Tarş", "Tveş", "Dah", "Div"f "Dû", "Pû"f "Bhâ"\ "Ruş", "Sphuf... v. s. gibi duble kökleri de kaydedip bunların muhtelif Hint - Avrupa dillerinde vücuda getirdikleri muhtelif temlerle bu temlerin ifade ettikleri maddî ve manevî mefhumları sırayla tesbit etmiştir (S. 55-60). Bu ilk kategoriyi takip eden ve hep "Parlaktık" ve "Sıcaklık" ifade etmiş bir ana kök etimolojisine ait olan diğer on kategori de hep aynı esasları teyit etmektedir (S. 60-75). Bu çok açık vaziyet, "Güneş -Dil" teorisinin Türk dilinde olduğu kadar Hint - Avrupa dilleri ü-ezrinde de sağlara temellere istinat eden kuvvetli bir dil kanunu olduğuna şüphe bırakmamaktadır. Onun için buna bir "Teori" demekten ziyade bir "Kanun" demek daha doğru olur. Bu kanun, şimdiye kadar hal veya tavzih e-dilmemiş bir çok meçhul ve müphem noktalarla meseleleri aydınlatıp açacak bir aanhtar demek- DIŞ HABERLER Petrol ambargosu italyanları öfkelendirdi tir. İsmail Hami DANİŞMENT [*] Bu grekçe sözlerin grek harfleriyle yazılmış şekillerini basamadık. Bulgaristanda yeni kabine (Başı I. inci sayfada) diğinden, bu hal kabinenin genel istifasını mucip olmuştur. Sofya, 23 (AA.) Bugün öğleden sonra kıral yeni kabine listesini tasdik etmiştir. B. Köse Ivanof'un Başkanlığındaki yeni kabine üyeleri şunlardır: Başbakan ve di İşleri Bakanı B. Georgî Köseivanof, İç İşleri Bakanı Mütekait general Sapof, Finans Bakanı: Milli Banka eski genel direktör muavini B. Ganef, Kültür Bakanı: Mütekait general Javof. Sü Bakam general Lukof Bayındırlık Bakanı: Eski Bayındırlık müsteşarı mühendis Ganef, Münakale Bakanı: Mühendis Stoyanof. Ekonomi Bakanlığı 19 mayıs 1934 den evvel olduğu gibi ikiye ayrılmıştır. Ziraat Bakanlığına, ziraat fakültesi profesörlerinden Atanasof ve Ticaret Bakanlığına tüccardan Malef getirilmiştir. Kabine buhranının çabuk\ halledilmesi, kiralın, uzunca süren her kabine buhranında görülen sıkıntılı devreden bilhassa kaçınmak istediğini göstermektedir. Kabine, hiç bir partiye mensup olmıyan salahiyetli eşhastan mürekk?b-t»r vc Sü Bakanı hariç, kabinenin hiç bîr üyesi ordu muvazzaf hizmetinde değildir. Bu da gösteriyor ki yeni hük'i-met hiç bir bağla hattâ ordu .bağıyl* dahi mukayyet değildir ve bu suretle ordu politikadan tamamen harice çıkarılmış butunmaktadır. Yunan kiralı Helli kruvazöründe Atina, 23 (A.A.) — Kıral, Helli kruvazörüne bindiği dakikadan İtibaren yunan topraklarında addedildiğinden, general Kondilis, kıral naibi vazifesinden ayrılmış bulunmaktadır. Fırtınanın sebebiyet verd'ği teahhüre rağmen, kiralın tak b olduğu Helli kruvazörünün e: bit edilen saatte Faler limanına geleceği tahmin edilmektedir. Fırtma devam ettiği takdirde muvasalat günü değişecek, fakat tören programında hiçbir değişiklik yapılmıyacaktır. Paris, 23 (A.A.) — Oeuvre gazetesinin diplomasi muhabiri, dün Laval ile italyan büyük elçisi Cerutti arasında yapılan görüşme esnasında, italyan elçisinin Lavale, petrola ambargo konulmasının muharebe demek olacağını söylediğini bildirmektedir. Aynı muhabir, italyan hükümetinin bir tehdid politikası gütmeğe karar verdiğini ilâve etmekledir. Musolininin hususî delegesi bulunan Marki Theodoli, Cenevreden dönmezden evel, nüfuz sahibi birçok şahsiyetler fransız şahsiyetlerile görüşmüş ve kendilerine, italyanlar tarafından bir ingiliz gemisi batırıldığı takdirde, fransız kara ve deniz kuvvetlerinin, 26 teşrinievel tarihli fransız notasında teahhüd edildiği şekilde ingiliz kuvvetlerine arka olup olmryacaklarmı sormuştur. Marki Theodoli, bu suale, fran-sızlar tarafından verilen cevabları Musoliniye nakletmiştir. Denildiğine göre, Marki, Musoliniye verdiği raporda, bugün Fransa ile İngiltere arasında mev-cud ve ileride iki hükümeti yekdi-ğerinden ayırabilecek bazı görüş ihtilaflarından da bahsetmiştir. Pöti Parizyen gazetesi, İtalya-ya gönderilen petrollara ambargo konmasını mevzuubahs ederek diyor ki: "Böyle bir şey yapılacak olursa, Italyanın öfkesi son dereceyi bulacak ve Roma ile öbür hükümet merkezleri arasındaki gerginlik bir kat daha artacaktır. Tekrar bir barış yolu araştırmak üzere ingiliz ve fransız eksperlerinin toplanmakta oldukları böyle bir sırada buna meydan verilmemesi arzu edilir. İtalya'ya petrol satışı pek çoğalmış. Vaşington, 23 A-A.) — Tica ret bakanlığının istatistiklerine göre, birinci teşrin ayı içinde kalyaya çıkarılan petrol ve mallar, 1934 yılının aynı ayındaki ihracatın yekûnu olan 337.015 dolara karşılık 1.065.625 dolara varmaktadır. İtalyan Afrikasma 367.785 dolarlık satış yapılmıştır. Aynı satışlar geçen yılın birinci teşrin ayında 45.266 doları bulmuştur. Birinci teşrin ayında Italyaya yapılan bütün ihracatın yekûnu, geçen ayın 4.795.887 dolarına karşılık, 6.821.366 dolara varmaktadır. 1935 yılının ilk on ayı içinde italyan kolonilerine yapılan ihracatın yekûnu 3.597.022 dolarlıktır. Bu yekun 1934 yılında 254.000 dolar idi. Cevapların Roma da bıraktığı tesirler Roma, 23 (A.A) — Zecri tedbîr -lere iştirak eden devletler tarafın -dan italyan protestosuna verilen ce -vaplar, söylendiğine göre, kimseyi hayrete düşürmemiştir. Yalnız ital -yan notasının esaslı kısımlarından birinin layık olduğu dikkatle nazarı itibara alınmadığı bu cevaplardan an -laşılmaktadn*. İngiliz, fransız ve isviçre cevaplarının metin ve şekil ay* rılığı göz önünde tutulmalıdır. Bu itibarla, milletler cemiyetinde Italyada şiddetli fırtına Biı- çok köprüler yıkıldı - Geniş ovalar su altında kaldı - Demiryolları söküldü -Yetmiş kişi boğuldu Roma, 23 (A.A) — Royter ajansı muhabirinden: Kalabiriya ve Reggio bölgelerin - Amerika Harb edenlere karşı şiddetli tedbirler düşünüyor Vaşington, 23 (A.A.) — İyi bir kaynaktan haber verildiğine göreı hükümet, Amerika birleşik devletleri ile I talya ve Habeşistan arasında ticareti-mani olmak için çok şiddetli finansal tedbirler tatbikini düşünmektedir, a Japoııyaa karcı zecrî tedbirler hakkında hir yayıntı çıkmtş. Londra, 23 (AA.) — Resmi mahfiller, B. Hull ile ingiliz büyük elçisi Sü Lindsay ara s m d a Nevyorkta yapılan görüşmeler esnasında, Japonyaya karşı ekonomik zecri tedbirler tatbikinin de mevzubahs oldjğu hakkındaki haberleri yalanlamaktadırlar. Cindeki son siya sal inkişafın, Tokyo ile bir anlaşma ya pılmasına doğru yöneldiği ileri süri" rek, böyle bir telakkinin mantıksızlığı kaydedilmektedir. deki fırtına ve su basmalarından yetmiş kişi boğulmuştur. Fırtına, dün akşam Misina ile Catanzaro arasm -daki bölgede deavm etmiştir. Geniş arazi, baştan başa sular altındadır. Bir çok köprüler yıkıldığı gibi, bazı uzak mıntakalarm da civarla irtibatı kesilmiştir. Misinadaki köşkler böl • gesi tamamen su altındadır. Demir -yollar bazı yerlerde sökülmüş, bazı yerlerde de toprak altında gömülü kalmıştır. Fırtına durduktan sonra, su altındaki ovalar üzerinden, Etna volkanından fışkıran şiddetli sıcak bir rüzgâr esmiştir. Misinadan gelen gemiciler, dağın tepesinden yüksek alevler çıktığını gördüklerini ve u -ğultular İşittiklerini söylemektedir -ler. Beşinci sayfamızda Trakya Genel Enspektörü General Kâzım Diriğin göçmenler hakkında söyledikleri.. Altıncı sayfamızda Italyan-habeş harbi haberlerini Okuyunuz. vVW/v\WWWWWVVWVWVWWA/ tek cephe mevcut olduğu söylenemez. Koljektif bir notanın yollanması susundaki ingiliz dileği yerine ge • tirilmediğinden başka, devletler ta • rafından ayn ayrı verilen cevaplar bile aynı metinde değildir. Fransanın verdiği cevah Londra, 23 (A.A) — Sabah ga -zeteleri, italyan protestosuna verilen ingiliz notasını türlü surette tefsir et* mekte ve bu notayı fransız notasiyle karşılaştırdıktan sonra fransız nota -imin daha dostça ve daha uzlaşıcı bir lisanla yazılmış olduğunu kaydey-1 emekte diri er. Deyli Telegraf, ingiliz notasının Cenevre kararlarının kesinliğini bil • dirmekte olduğunu kaydettikten son ra diyor ki: " B. Laval, bir taraftan Almanya ile uyuşmak için gayretler harcarken diğer taraftan da İtalya ile samimî münasebetler tesisine çalışmaktadır. B. Eden Zecrî tedbirler kimseyi memnun etmedi diyor Londra, 23 f A.A.) — Edimburg'da bir söylev veren B. Eden tecerrüd siyasasına hücum etmiş ve İngiltere'nin Avrupadan tecerrüd etmesinin imkân-su olduğunu söylemiştir. Habeş meselesi hakkında da demiş, tir ki: "Zecri tedbîrlere memnuniyetle iştirak etmiş tek bir devlet yoktur. Hele İngiltere hiç de memnun olmamıştır. Mecburen yüklendiğimiz bu vazife gerçekten elim idi. Ve bazen iştirak edenler için önemli ticaret mahreçle " kaybettiriyordu. Biz, hiç bir zaman şu iki vazrfemiri unutmadık vr unutmıyaca-ğrz: Barışı iade etmek ve milletler cemiyetinin otoritesini kuvvetlendi, .usk.. 2.". SOfYlT.ŞKlY I9.İ.Î pazartesi TT¥ yt^l Son haberler UIjUİ3 ikimi a\ fada • ON ALTINCI YIL. No: 5149 VJııııız. ıııiılııııı/.dıi' Ilrru-nlr ."» kurur; B. Ali Çetinkaya gazetemize çok ehemiyetli diyevde bulundu Yurdun Bayındırlık işleri üzerinde ileri adımlar atılmakladır I.tırtılı UL BİR G MU ZK İRİ IK F. R. ATAY İngilizce The Spectator dergisinin İstanbul'dan aldığı mektub da gösteriyor ki Türkiye'nin nu-fuslanmasını kıskananlar vardır. Lozan andlaşmasının ilk yıllarında Küçükasya'yı sömürgeler hartasından silmek fikrine bir türlü alısamıyanlar tarafından tahmin olunan nüfus yedi. nihayet sekiz milyon kadardı Buna Türkiye-nin harablığını. yoksulluğunu, bacasızlığını. raysızlığını, kültür kurumlarının azlığını, salgınları ve tarım tekniğinin geriliğini de ilâve ediniz. Bizim o kadar övündüğümüz yeni Türkiye'nin uzaktan nasıl görül -düğüne hükmedebilirsiniz. Bu görüş, türk hakikatleri hakkında derin, unutmaz bir cahillik eseri idi. Emperyalist simsarlar. Ata -türk maliyecilerinin, büyük para piyasalarına ne zaman avuç açacaklarını beklerken, asıl büyük muğcize vücud buldu: Maddiğ ve manevi ğ büyük inşa'ya karar verdik ve başladık. Halk. hayat ve memleket manzarası büyük bir hızla değişti. 1927 de belç.kalı bir uzman vasıtasiyle bir de nüfusumuzu anlamak istedik : 13.64S.270 çıktı. Bizim lesn bu 13,648,270 in değeri, bu sayının hesabtaki kıymetinden büsbütün ayrı idi: Bu nüfus içinde türk olmıyan unsurun mikdarı, başka memleketlere her gün gî -rip çıkan turistler kadar bir şeydi. 13,648.270 bir cinsten, bir kandan, bir mayadandı. Sonra, bütün faaliyetler gibi, nüfus da arttı. Bundan daha tabii ne olabilir? Erkin ekonomi, en -düstri, sây. teknik, barış ve sü -kûn, yanlarında geniş bîr ijiyen ve sağlık organizması ile, bir memleketi kaplıyacak olursa, ve o memlekette türk gibi canlılığı ruh ve bünye sağlığı hiç söz gö -türmez bir millet oturursa, nüfusu en geniş nisbetlerde artmaz da ne olur? Fakat biz vekarlı milletiz; hattâ çekingen denecek ka -dar. propagandacılıktan uzak yaşarız. 1935 sayımına yaklaştığı -mız sırada, haklı umidlerimizi bile içimizde saklıyorduk. Haklı ümidlerimiz diyorum. Pek titiz bir hakikatçi olan (Sonu 5. cı sayıfada) Adana, 24 (Açılma törenine giden arkadaşımızdan) Ali Çetinkaya trende beni kabul ederek beyanatta bulundu: "— Açtığımız hattın esas hedefi bakır madenini işletmekti. Hat bakırdan geçerek Diyarbekire geldi. Artık madenin bir an e- B. Ali Çetinkaya vel faaliyete geçip bakır randımanını vermesi lâzımdır. Son zamanlarda bakır madeni yakınında kuvvetli krom madeni keşfedildi. Bakır nakliyatı esas olmakla beraber Diyarbekir büyük bir istihsal hinterlandının ticari, iktisadî merkezi olmak mevkiinde orta Anadolunun ve şark vilayetlerimizin Diyarbekİrde demir yolu ile bağlanması ile yurdumuzun sark havalisini bilfiil bağlamış vaziyetini elde ettik demektir. İdari noktai nazardan dahi birinci u-mumi müfettişliğin İdari merkezi olduğuna göre İdare işlerinde dahi tamamen yeni bir dönüm ve kolaylık vücuda getirilmiş demektir. Şüphesiz daha şarkta bulunan vilayetler Diyarbekir İstasyonunun her hususta işleri için nakil vasıtası olarak istifade edeceklerdir. Fakat daha şarktaki vilayetler için Diyarbekİrde kalmıyacağımız şüphesizdir. Daha şarka doğru mümkün olduğu kadar sürat ve ehemmiyetle hatlarımızı uzatmak gayemizdir. 1936 senesinden itibaren herhalde daha öteye inşaata devam edeceğiz. Elâzizden Vana ve hududa kadar olan kısmın ilk istik- şafını bir fen heyeti vasıtasiyle tetkik ettirdik. Diyarbekirden Vana kadar olan mesafe Elâzizden Palo Çapakçur ve Muştan geçmek şartile Vana kadar olan mesafeye hemen müsavi gibidir. Her iki istikametin umumi, hususî şartları, vaziyetleri vardır. Bu hussuta a-lâkadar makamların noktai nazarları, mütaleaları alındıktan sonra hangisinin tercih edilmesi lâzım geleceğine karar verilecektir. Ankaradan itibaren şark ve cenub istikametlerinde sivil tayyare teşkilâtı yapılmaktadır. Tayyareler garba olan istikametlerde (Sonu 5. ci sayıfada) Atatürk ve İSMET INÖNÜ R. Ali Metinl.nyııya cevab verdiler. Ankara, 24 (A.A.) — Fev-zipaşa - Diyarbekir hattının a-cılış tHı-en,,ıirı yapılması dolayısıyla B. Ali Çetinkaya tarafından çekilen telgrafa Cumur Başkanı Atatürk şu karşılığı vermiştir: B. Ali Çetinkaya, Nafıa vekili, Fevzipaşa - Diyarbekir hattının açılma töreni dolayısiyle vatandaşların samimi tezahüratını ve sevgisini bildiren telinizi büyük sevinçle aldım. Yurdumuzun demir ağlarla ö-rülmesi sahasında kazanılan bu yeni muvaffakiyet güven ve genliğimizi artıracaktır. Bu yolda başarıların devamını dilerim. Atatürk Başbakan İsmet İnönü de şu karşılığı göndermiştir: Ali Çetinkaya, Nafıa vekili. Yüksek başkanlığınız altında yapılan açılma töreniyle güzel duygularınızı bildiren telgrafınıza candan teşekkür eder. daha çok başarılar dilerim. Başvekil İsmet İnönü bölgelinin 1934 yılı umum doğum vc ölüm $ayt ve nisbette rini gösterir ce tveldir DOCANI.AR ÖLENLER Çocuk Umum D' mimi Ölüm 1 yaşın olum Koy köyler Umum nisbeti Umum nisbeti dan a- nisbeti M İNTAK ASI «ayın nüfusu do «um binde olum binde sağı olum binde Antalya (1) 31 1 103,961 3,610 34.724 1,804 17.352 288 79,778 Aydın 442 170,535 6.S38 38.324 3.121 18.294 729 111,500 Bur»* 256 142.071 5,086 35.799 2.718 19.131 625 122.886 f|ih 202 67,060 2,644 39,427 1,205 1 7.968 209 79,064 Klanbut (Yalova) 29 12.087 657 54,355 265 21,924 96 146.118 Kocaeli (2) 318 94,575 3,640 36S84 1,475 15,595 303 87,572 Konya 274 110,566 4,760 43,051 1,833 16,578 447 93,907 Manita 332 129,130 4,328 33,516 2,656 20,568 418 96,580 Sam nun 235 65,834 3,678 1,114 16,921 272 73,953 Seyhan 679 198,554 7.990 x 3,091 15.567 717 89,737 Umumî yekûn 3078 1 .094,433 42,751 39.062 19,282 17,618 4,104 95,997 NETİCE: Dolanlar: 39.062 Ölenler 17.618 Binde çoğalma nisbeti: 21.444 "Ulus,, un dil yazıları Güneş - Dil Teorisi \e Dil înkılâln (lephesinden Ehemiyeti ) ırzını: llulüll.ııdir t nur (l)Manavgat, Finike, Serik, Ka ş. Fethiye, Elmalı merkezleri dahildir. (2) Geyve ve Sahanca kazaları dahildir. Milli Türk inkılâbı, eski şarkın hurafelerini, Türkün milli benliği ve (yaşayışı üzerinde fena tesir yapan bütün âmilleri kökünden kazıyıp atmıştır. Bu atılış, bütün cihanın hayretini mucip olmuştur. Türk inkılâbı, yalnız şarkın hurafelerini değil, garp medeniyetinin millî hayatımız üzerindeki menfi telâkkilerini de bertaraf etmiştir. Son yıllardaki Turk milli fikir ve kültür inkılâbı, garpta derin bir alaka uyandırmıştır. Bilhassa milli tarih ve dil sahasında Büyük Ondcr'ın irşadiyle yapılan inkılâb. birçok tarihçilerin ve dilcilerin hayretlerini mucip olmuş, bazılarının da înanmıyan bakışlarını celbi tun -iı Türkologlar ve Türk tarihiyle i:ğraşan âlimler, şüphe -siz, maddi menfaatleri için hakikatleri avak altına alanlar r;ibt düşünmezler. Bunlar arasırul? Tı*ık in .il. .ın.ı ve ilmi uyanış. ıa karşı eyi rıyet sahibi olanlarır. da çok olduğunu bilmez değiliz Bununla beraber bu sayın âlimlerde Turk milletine dair derin yerleş -miş yanlış ve ananevi fikirler vardır ki kendilerince sarsılmaz bir "ilmi prensip,, sayılır ve bazan da bu fikirler dinî bir akide gibi » ı -tulur. Türklerin. Viı inci milat asrına kadar şehir hayatını ve zıraa-ti bilmeyen göçebe bir kavim olduğu, bunların aryanilerle meskûn mamur mıntakaları - Şarki ve Garbi Türkistan ülkelerini - pek yeni bir zamanda istilâ ettikleri, Türk dilinin de ancak göçebe ha -yatın ihtiyaçlarını ifade edecek bir dil olduğu v. s., gibi (ikirler bu ananevi o'oğma'lardan sayılır. Bunun içindir ki Türk tarih ve dil sahalarında, yapılan inkılâbımız, yalnız bizim Osmanlıca'larımızın ananelerini değil, garp âlimlerinin ananevi doğma'larını da sarsıyor. Biz garp türkoloğ ve tarihçi -lerinin çalışmalarından istifade ettik ve ediyoruz. Fakat Türk milleti yalnız garplıların tetkik edeceği etnogıafik bir mevzu değil -dir. Turk gençliği, kendi tarihini ve dilini bizzat tetkik etmek hakkını kazanmıştır. Garp âlimlerine karşı derin saygı duygularımızla beraber, onların bazı yanlış telâkkilerinin hatırı için Turk milleti kendi tarihini ve dilini tetkik etmekten geri duramaz. Avrupa'da dil, tarih, etnografya ve arkeoloji araştırmaları, garplı ulusların "ayrı ve mümtaz bir ırk" olduğunu, bu ırkın cn eski devirlerden beri kuttur hamili ve bundan dolayı da başka kıta -tarda yaşayan "aşağı ırklar" üzerinde hâkim olarak ağalık etmeğe haklı olduklarını isbat için Yapılmıştır. Avrupa âlimlerinin mun-sif olanları da bundan şikâyet etmekte ve etnografya, tarih ve eski dil noktai nazarından Avrupalıların bugüne kadar kendilerini, şarkı öğrendikleri kadar bile öğrenememiş olduklarını söylemekle -dirlcr. Fransız arkeoloji âlimlerinden S. Retnach "tarihten önceki devirlere ait araştırmalar yapar -ken Avrupa dil mektebinin bir belâ olduğunu., katiyetle söylemiş ve tenkit etmiştir [1] Paris'te "yasayan fark dille -ri" mektebi profesörlerinden Fin |/| Marr'ın seçme eser'n külliyatı: (e. III. s. I) - Uğur dilleri mütehassısı A. Sau-vageot, Fîn • Uğur dillerini tetkik sahasında Indo - öropeen lengüistiğinin hiç bir işe yaramadığını neşredilen bir mektubunda itiraf etmiştir. [2| a * • Türkoloji sahasında çalışan büyük âlimler de Avrupa dil ve tarih mektebinin yanlış zihniyetinden, ananevi hatalarından kurtulamamışlardır. Bilhassa Orta Asya'nın bütün beşeriyet için kültür beşiği olan mıntakaları Türk milletiyle meskûn olması ve oradaki kültür âbideleri üzerinde Türk damgası bulunması "Mümtaz Irk İdeolojisi" yaratmak için çabalıyanlara bir engel olmuştur. Bundan dolayıdır ki, ilmi tetkik -lerinde Türkleri Tibetlilerden ve hattâ Moğollardan bile aşağı göstermek için ellerinden geleni yapmışlardır. Türkler hakkında Türkologların indo-öropeen mekte -binden aldıkları prekonsepsiyon bütün eserlerinde müselsel bir fikir halinde geçer. Meselâ, Türk -çede yüksek bir teşkilât ve tefekkür mahsulü olan bir kelimeye te-sadif ettikleri zaman evvelâ Sans-kritçeye ve eski Farsçaya baş vururlar... Orada bulamadılar mı, Çinceyi karıştırırlar. Onunla da bir şey uyduramazlarsa kelimenin Moğolca veya Tibetçeden geçmiş olacağını kaydederek müteselli olurlar. Hattâ askerlik gibi Tür -kun en yüksek deha gösterdiği bütün dünyaca malûm olan bir sahada bile ıstılahların Moğolca veya Tibetçeden geldiğini iddia ederler... Türkologların bu yoldaki garip iddialarından birkaç misal alalım: BİTİ — yazı, kitabet Çince "piet" den imiş! [3 | Halbuki kelimenin Türkçeden Çince'ye daha son devirlerde geçtiğini ispat edecek delillerden biri, Türkçede bu kelimenin kökü olan (., bit) tozunun, yazı hakkındaki ilk insanların telâkkisini - Sayıfayt çeviriniz - [2] M arı O Lingiv. Poeıdke.. s. 107 - 108 [3] W, Bang. Uygur indeksi, s. İS; Malof - Radloi, Uygur dili yadigârları, s. 268 İv sa\ falarımızda oku)unu/ Edirnenin kurtulti» günü. Hukukçular Cemiyetinin toplantın Itolyaya gidecek petrollara ambargo konulması yeni güçlükler çıkarıyor. B. LİTVİNOF İTALYAN NOTASINA CEVAP VERDİ ItalyaJa yağmurların sebeb olduçu felaket Sven Hedenin Asya seferi Şimali Çınde bir vilayet istiklalini ilam etti SAY İFA 2 ULUS 2S SONTEŞRİN 1VJ5 pazafi fESİ DAKİKA italyanların maksadı lîas Destayı mağlûb etmektir Harrar, 24 (A.A.) — Havas a-jansı aylarından: Habeş kaynağından alınan haberlere göre, italyanlar Daggah-bur'un 60 kilometre cenubunda bulunmaktadırlar. Zannolundu-ğuna göre, müstahkem bîr mevzi tutmakta olan habeşlere saldırımızdan önce italyanlar toplanmakta ve daha kesif bir kuvvete malik bulunmak için, gelen askeri aynı yerde temerküz ettirmektedirler. Gene zannolunduğuna göre, i-talyanların maksadları en Önce, Ras Destayı mağlûp etmektir. Ras Desta 50,000 kişilik bir ordu ile Arusi kabilesini tahşid eylediği Dol(\%n gelmiş ve italyanların garb cenahına taarruz etmeğe hazırlanmaktadır. İtalyan ileri hareketinin durmuş olması habeşlerin maneviyatını yükseltmeğe yardım edecektir. Paris habeş elcisinin bir bildirici Paris, 24 (A.A.) — Habeş elçiliği, imparatorun büyük habeş kumandanlarının bozgunlarını Önlemek maksadile seyahat etmiş olduğu hakkındaki haberleri yalanlamaktadır. Bu münasebetle, habeş hükümeti, Ras Gugsadan gayri hiç bir habeş kumandanının i-talyanlarla anlaşmadığını kuvvetle teyid etmektedir. Harbin neticesi, memleketin bütün kuvvetlerini İmparatorun etrafında toplamak suretile imparatorluğun vahdetini sağlamak olmuştur. Son seyahati esnasında, imparator, bütün tebaasının, kati ve candan bağlı lik tezahürlerine şahid olmuştur. Düşman akıncılarına karşı şiddetti mukavemet arzusu italyan So-malisi ile Eritreye de sirayet et -miş ve buralardan birçok kimseler habeş topraklarına sığınmışlardır. Resmi bir bildiriğe gore, italyan saflarından kaçma vakaları o kadar çoğalmıştır ki, bunu artık italyanlar da sakla-yamaz olmuşlar ve kendi hakimiyetlerinden kaçmakla itham edileceklere karşı şiddetli cezalar tatbik edeceklerini ilan etmişlerdir. Habeşler dumdum kursunu kullanmı yorlarmış Adisababa, 24 (A.A.) — Hükümet neşrettiği bir bildiriğde, habeşlerin güya dumdum kurşunları kullandıkları hakkındaki italyan isnadları reddedilmektedir. İtalyanların vaktile bu kurşunların Belçika mamulâtı olduğunu söyledikleri hâlde, bugün de ingi- liz malı olduklarını söyledikleri ayrıca kayda değer görülüyor. Hükümet Tigre bölgesinde Kokota, Debresion ve Heuzien aha tisinden 200 kişinin kaçıp pek feci bir vaziyette habeş saflarına sı-ğrnmağa muvaffak olduklarını haber veriyor. göstermesidir. Buna birkaç örnek verelim: BitUn, Bülten alâmet ve yahut bir işarete mâlik olmak; bir işarete bakarak anlamak vc bilmek. Bîttah alâmetlere ve işaretlere bakıp istikbali keşfetme İstidadına malik insan; rüya yorucu. Biçin ziynet, oyma (Al tay -ca: Yazı, kitap) Bit i.tikbali keşfe yarıyan alâmet, nişan, İşaret. Büt - alâmet, işaret, kehanet, ÇIN - hakikat, doğru (cince "tsehen" den imiş!) |4J Bu kelime bütün Türklerde yaygındır. Başkurtçada "Isın" Kırgızcada "Ştn" dır. İnanmak manasına gelen "Işanmak" , parlak, zıya manalarına gelen 1 ışı/ı'* hep bu sözün de çıktığı "iş" kökünden geliyor. BUYAN saadet, bereket (sanskritçe "pungya" dan imiş) [4] Bu kelimenin Türkçe olduğu -nu ve Türk mitolojisinden geldi -ğini, insaf ehli âlimler, itiraf e -derler. "Buyan", "bayan", "bayana", bayat" "bay", "bayanây" Türk panteonunda pek eski za -mantardan beri mevcut olduğu gerek metinlerin ve gerek folklor maddelerinin tetkikinden anla -filır. Bu kelimeyi sanskritçenin "pungya" siyle bağlamağa, eğer sui niyet yoksa, cehaletten başka hiç bir sebeb yoktur. BUĞU - âlim, sahir, kâhin (çinceden imiş!) [4] Bunun Türkçe olduğunda şüphe yoktur. "Büke" (kuvvetli), "büyü" (sihir ve sahir) kelimeleri Çok eski devirlerdenberi Türkçe -de mevcuttur ve yaygındır. ADÎŞTıT kader, kısmet; tali, himaye, nezaret manalarına da gelir (sanskritce'den imiş!) |5J [4\ W. Bang. Uygur indeksi, a. 18 - 19 [5] W. Bang. Uygur indeksi. s. 5 Bu kelime ile yakutların ayısı!" dedikleri ilâhe'nin adı, aynı manayı ifade eden ve orijinleri birbirinin aynı olan iki Türkçe kelimeden başka bîr şey değildir. Eğer bu kelime sanskritçede varsa oraya Türklerin "ayı**?* — ağısı f" sözü ile geçmiştir. Burada mitolojiye ait tafsilât vermeğe im -kân yoktur. Yalnız "ayuıt" keli -mesivle bir kökten geldiğinde şüphe olmıyan birkaç kelimeyi gösterelim: Ayı Toyon Mukaddes (arı tanrı; Ayısıt İnsanlara refah ve saadet temin eden ilâhların heyeti mecmuası ve çocuk hâmisi ilahe; Aytlah - işe yarıyan mahlûk, Allahla birlesen; Ayıs = muavenet, yardım; Ayaççı dünyayı yaratan; Ay damak İyilik etmek; Aytlgı fiziyonomi, vicdan, karakter.. Bu kabilden örnekler çoktur: "Bahşt, tepsi, tarhan, bek, çeri, yasa, han, kadın, yarlığ, kılıç, kerpiç..." gibi kelimelerin de Türkçe olmayıp yabancı kültür tesiriyle gelen kelimeler olduğunu soyli -yenler vardır. Burada maksadı -mrz bu Türkçe kelimelerin Türkçe olduğunu ispat etmek değildir; çünkü bu malûmdur. Bununla Avrupa türkologlarının Türk diline, Türk kültürüne karşı ne kadar haksrz bîr yol tuttuklarını gençlerimize göstermek istedik. Kültür mefhumlarım ifade eden kelimeler bir milletin eski devirlerde bıraktığı kültür âbidelerinden daha kıymetli ve daha mühim vesikalar teşkil eder. Türk gençliğinin bugünkü mukaddes vazifesi dil inkılâbı cephemizde büyük bir zafer teşkil eden "Güneş - Dit teoriği" nî esas lı surette öğrenmek ve tatbikatına alışmaktır, ilim için bîr "sthirti çıkmaz,, olan Avrupa lengüistik mektebinin doğmalarından kur -tulmak için çare ve yol bulunmuştur. O yol ve çare "Güneş - Dil teorisi" dir. ABDULKADIR İNAN PİŞ HABERLER Petrola ambargo konması yeni güçlükler çıkarıyor. B. lVıısolini tngilizelçisiyle dostça görüştü Roma, 24 (A.A.) — B. Muso lini dün akşam geç vakit ingiliz büyük elçisini kabul etmiştir. Ko nuşma 20 dakika sürmüş ve söylendiğine göre, çok memnuniyet verici surette geçmiştir. Bu hususta hiç bir şey Öğrenilememİştir. Yalnız konuşmanın gayesinin, a-radaki irtibatı muhafazaya devam etmek olduğu söylenmektedir. İlah ada yağmurun nebeb olduğu felaket Roma. 24 (A.A.) — Reçgio. Ca-labre ve Catanzaro illerinde fena havalar 70 kişinin ölümüne sebebiyet vermiştir. Yirmi milyon îiret kadar hasar vardır. Dinmek bilmeyen şiddetli yağmurlara rağmen hükümet memurları felâketzedelere yiyecek, içecek ve saire lüzumlu eşya dağıtmışlardır. Birçok erazi kaymaları olmuş ve bu yüzden demir yolu münakalâtı kesilmiş, Reggio bölgesinin su ihtiyacını temin eden su bendi hasara uğramış ve bir çok kasabalar susuz kalmıştır. Katanzaro ilinde memleketin başlıca servet kaynaklarından birini teşkil eden zeytin ağaçları hasara uğramıştır. Yüzlerce evin hasara uğramış olduğu bildiriliyor. Hükümet felâketzede ahaliye yardım olmak üzere iki yüz bin liret göndermiştir. İtalya da pelrolsuzluğa karşı tedbir alıvr» Fransız gazeteleri petrol ambargosu etrafında ne yazıyorlar? Hazer denirinde / 100 balıkçı uemisi buzlar arasında kaldı. Moskova, 24 (A.A.) — Astra-kan'dan bildirildiğine göre Hazar denizinde 1100 parça balıkçı gemisi, buzların arasında sıkışıp kalmıştır. Bunlara yiyecek yetiştirmeğe muvaffak olan bir uçak sekiz yaşındaki bir çocuğu, alıp getirmiştir. Diğer balıkçı kayıklarının da sulara kapılmalarından korkuluyor. Paris, 24 (A.A.) — Gazeteler, Italyaya gönderilecek petrollara Konulacak ambargonun muhtemel sonuçları ile meşgul olmakta ve bu ambargonun italyayı son derece yese düşüreceğini, çünkü 1-talyanın bu surette faaliyet vasıtalarının başlıcalarından birinden mahrum kalacağını ve nihayet bu ambargonun anlaşma vücuda getirilmesi ihtimallerini uzaklaştıracağını yazıyorlaı. B. Bourgucs, Petit Parisieıı gazetesinde şuyle diyor: "Böyle bir ihtimal karşısında dimağlar da şimdiden son derece heyecan içindedir. Kiyaset, petrolün yanında kıvılcımın çakmamasını âmirdir.,, Maten gazeleai diyor ki; "Milletler cemiyeti, Fransa ile Ingiltereyi bir uzlaşma zemini e-saslarını bulmağa memur etmiş olduğu ve Pariste teknik müzakerelere devam edildiği bir sırada zecrî tedbirleri şiddetlendirmek fikri mevsimsiz olur.,, Maten gazetesi soruyor: *'Her ne bahasına olursa olsun İtalyayı bozmak mı arzu ediliyor?,, Pertına*, Lclıo de l'aris gazetesinde dîyor ki: "İtalya petrola ambargo koymak suretile tatbik edilecek zecri tedbiri hasmane bir hareket addediyor. Ve bunun yapılmamusını istiyor. Tanzim komitesi îse milletler cemiyeti mukavelenamesinin 16 ıncı maddesini bozmaksızın hafif oldukları kabul ve teslim e-dilmiş olan zecrî tedbirlerle iktifa edemez. Fransa petrolcü devletlerden sayılmamak İcab eder. En büyük kavga normal surette Roma, Londra, Vaşington, Moskova, La-hey ve bükreş arasmda hüküm sürmek lâzrmgelir. Yeri bir harb için İki taraf da hazırlığ a devanı ediyor Londra, 24 (A.A.) — Royter bildiriyor: Hafta, büyük ölçüde hareketler görmeden bitmiştir. Biten bu hafta, italyanlar için bir tahkim ve habeşler için bir hazırlanma haftası olmuştur. Habeş kuvvetleri İçerden cephelere doğru silmekte devam ediyor. Öte yandan şimalde italyanların yeniden ileri hareketlerine derhal başlıyabilmeleri ihtimali yoktur. Cenupla r.ıai cephesindeki güçlüklerden daha büyük güçlükler italyan kvvvetlerinın ı-lerleroesine engel olmakladır. Bu güçlükler arasında erazinin fena lığı, irtibat temininin zahmetdliği ve ayrıca geçilmesi zor bataklıkların mevcudluğu v.itJır. Bu bataklıklar sivri .sinekle doludur ve bu scbebteı* utma tchlikosi dc baş göstermekledir. Habeşleı italyanların bu durgunluğundan faydalanarak hazırlanmaktadırlar. I îar-rar kadın, çocuk ve ihtiyarlaroan tahliye edilmiş ve birçok avrupa-lılar da şehri terketmişlerdir. Şehir etrafında siperler kazılmakta ve şehir içinde toprak altı sığmakları yapılmaktadır. Halk oldukça sinirlidir. Buna karşılık imparatorun ziyaretinden beri askerin ma- neviyatı yükselmiş gözükmektedir. Avrupaiı iki şahit, Daggahbu run italyanlar tarafından yapılan bombardımanda az zarara uğrdı ğını ve pek az yaralı bulunduğunu bildirmişlerdir. Habeşlere sıûınunluı Adisababa, 24 (A.A.) — Dün akşam habeş hükümeti Sokota, Debrazian ve Kauzien mültecilerinin maddi ve manevi pek berbat bir vaziyette evelki gün Iıabe-hatlarma geldiklerini bildirmiştir Bu mültecilerin arasında kadın ve çocuklar da vardıı. Bunlar çektikleri ıstırapları anlatmaktadırlar. Faket tabii söylediklerine biUraf bir şe.hit bulmak kabil değildir. .tfti.-tahnhadn m'l hir müze kuruluyor. Ad.sabab*. 24 (A.A.) — A-disahaba şehri de bugün bir süel müzeye sahib bulunmaktadır Bu müzede habeş imparatoru ve maiyeti tarafından getirilen harb ganimetleri vardır. Müze şimdiki halde imparatorun sarayındadır ve halka daha şimdilik açılmamıştır. İlk defa olarak münakaşanın merkezinde bulunmuyoruz.,, Le Jour gazetesi, Italyanın zecri tedbirlerin tatbiki devam ettiği müddetçe Cenevre müessesesinin faaliyetine iştirakden geri durmağa karar vermiş olduğunu yazmaktadır. Kati karar, ambargonun konulmasına Cenevrece karar verildikten 18 gün sonra büyük faşist meclisi tarafından verilecektir. Petrola ambargo konulması suretinde tatbik edilecek zecrî tedbirin Komayı milletler cemiyeti ile her türlü ilgileri kesmeğe sevketmesi çok muhtemeldir. Romu. 24 (AA.) — Zecri tedbir -leri tatbik eden memleket veya bu memleketlere mensup şahısların adlarını taşıyan soknklara yeni adlar konacaktır. Brüksel tokacına, pîlot Dalmazio Birago'nun adı verilecek -tir. Birago italyanlara iddialarına göre Belçika kurşanlariyte öldürül • muştur. Roma, 24 A.A) — Roma bele -diyesi, petroldan tasarruf etmek mak Midiyle •¦•in* n yedi otobüs S.illini İl- rar vermiştir. İtalyan papaslnn zecri t« 'birlere karşı dayanmayı kolaylaştırma?! İçin hükümete altın ve demir baçısla- lak ta devam ediyorlar. Roma, 24 (A.A) — Bugün oc; -redilen bir kararname, ı pırtcaun karbür.ın olarak kullanılmasını em -retmektedir. İspirto taktir edenler 1925 - 1936 yılları içindeki butun istihsallerini petrol müstahsilleriyle ta -cirlerine tealim etmekle mükellef u-tutmak tadır lar. Bu tacirler ile. petro -la ispirto ile karıştırarak satacaklardır. Yunan kiralı Atina yolunda Brendizi, 24 (AA» — Yunan kiralı Jorju hamil olan Helli kruvazörü Hidra ve Psara destroyerleri tarafından takib edîlmek'e olduğu halde saat 14.30 da limandan ayrılmıştır. Atina, 24 (A.A) — Gazetelere gore, yarın buraya muvasalat ede - cek olan kıral, milleti geçmişi unutmaya vc memleketin mesud geleceği için çalışmaya da*et eden bir beyanname neşredecektir. Yeni bullar kabinesi Sotya. 24 (A-A.) — Yeni Başvekil B. KÖseİvanof hukunvetin icr.vıtı ha!ı!t n-da katiyer b.y.ın.ıUa bulunmak isteme -mistir. Yeni aksine programının kanuna esasinin iadesini, yeni bir seçim ttanu -nu hazırlanmasını ve ycnıdjıı ıcçî.n yapılmadın, istihdaf edeceği sanılıyor. Sofya. 24 (A.A ) — B. Köse.« f. kabin^niı. ilk toplantısınjja ionu matbuata verdimi beyanatta buigar dm| uj \-* a sının degifmiycergini «oy İçmiştir Hükümetin beyannamesi yvn nasredUe -çektir Allımız. amlınıızdır Makalle bölgesinde bir italyan - Habeş savaşı oldu Gündelik DEVİ I I M ANITLAR F. R. ATAY riir zamanlar: — Şu mekteblcı* olmasa, maarifi idare ederdim, diyen bir osmanlı nazırını hâlâ hatırlarız. Fakat İstanbul ve diğer büyük küçük şehirlerde, eski yi -kıların, eski çeşme ve medresele -rin, sur parçalarının bayındırlığa engel sanıldığı günlerden uzak değiliz. İstanbul'da Karacaahmed mezarlığının hâlâ niçin alçı havuz -lu, güt göbekli, çakıl mozaikti, Aziziye karakollarının bahçesine benzer bir parka çevrilmemiş olduğuna kızan yeni fikirliler vardır. Bunlar serviyi bile fes ve ka -vuk cinsinden, bir kaytaklık alâmeti gibi görmektedirler. Biz ölülerimiz için yeni mezarlıklar yapıyoruz. Karacaahmed e artık türk ölüsü gömülmiyecektir: Fakat, İstanbul peyzajından ser • vileri ve taşları ile Karacaahmed silindiği zaman, De Amicis, Flau-bert ve Theophile Gautier gibi (Pierre Loti'den bahsetmiyorum; nice sanatkârlar. iskeletleri ile mezarlarından kalkacaklardır. Pierre Loti'den bahsetmeyişi -min sebebi, onun bizi mazi zindanı İçinde yaşamağa mahkûm et -mek istemesindendir. Biz şimdi maziyi garblı kafasiyle düşünü - Hopeide karışıklıklar yoruz. Biz ddelerl de, parklarımızda, villâ veya ev -terimizde, tiyatrolarımızda yaşa -yacağız. Fakat şehirlerimizin hu -susî güzelliğini ve siluetini vücu -de getiren anıd ve peyzajları, eski zamanın pitoreskini garblılar kadar özenerek saklıyacağız. Çünkü biz bunların değeri bütün dünya -da anlaşıldığı bir devirde yaşıyoruz: Çocuklarımızı, bugünkü fransız çocukları gibi, zulüm ve tah -riblere atılmaktan nasıl kurtarmak lâzım geldiğini biliyoruz. Karacaahmed'ten servi kesilmek değil, oraya servi ekilecek, ve mezarlar, şimdiki halleri bozulmıya-cak şekilde, berkitilecektir. Bu -nun nasıl olacağını sanatkârlar dan kolayca öğrenebiliriz. Karacaahmed son zamanlar -da se/viler hakkında gazetelerde bahsi geçmiş olduğu için, gelişi güzel bir misaldir: İstanbul'da beş yüze yakın anıd vardır. Bu -tün Anadolu şehirleri böyledir. Biz peyzaj ve anıdlarımızı, şehirlerimizin modern kısmının yanın-da sakladığımız zaman, bundan yalnız kendimiz haz duymakla kalmıyacağız. Baştan başa mono-tonlaşan dünya üzerinde, başka memleketler gibi, Türkiye'nin de turizm endüstrisini işletecek hususiyetlerini öldürmemiş olacağız. Çankaya caddesi yeryüzünün her yerinde bulunabilir: Ankara kal esi nin önden ve arkadan silueti yal-niz Ankara'da vardır. Ogüst ma -bedinin levhaları yalnız Ankara-da görülebilir. Bir şehrimizde sur ların yıkılmasından bahseden bir fransız bize yazdığı mektubta di -yor ki: ''Turizm demek, güzel bir otelin yanında bir harabe demektir. Güzel otel her yerde vardır: Sizin şehirlerinize gelecek olanlar, başka yerlerde bulunmıyanı görmek için geleceklerdir.,, [*] Yer altını kazıyarak, mazimizin eserlerini tırnaklarımızla arıyoruz. Yer üstündeki hazır hazne-(Sonu 3. cü say ifada) Yunan kabinesi çekildi Balkan anlaşmasının italya'ya cevabı Hu haberleri ir sayı falarımızda okuyacaksınız. \*\ Bu mektubu üçüncü saye trtmıtda okuyunuz. Edirne kurtuluşunu heyecanla kutladı Edirne, 25 (A.A.) — Edirne, kurtuluşunun 13 üncü yıldönümünü bugün sevinç ve heyecan içinde çalkanarak yaşadı ve kutladı. Daha sabahtan itibaren bütün halk sokakları doldurmuş bulunuyordu. Uraylıkta, genel enspektÖrlük-te, ilbaylıkta ve Halk partisinde yapılan törenlerden sonra cumuriyet meydanında toplanan halka karsı Edirne saylavı Şeref Ay-kurt heyecanlı bir nutuk verirken top sesleri halkın heyecanını göklere yükseltiyordu. Şeref Aykurt bütün samimiye-tiyle duyarak ifade ettiği bu nutkunda Büyük Önder Atatürke karşı gençliğin nasıl sarsılmaz bir imanla bağlı olduğunu söyledikten sonra o büyük dehanın bir pa-çav.-a gibî fırlatıp attığı mazî Ua. (Sonu S. cü sayıfada) Zecri tedbirler kar şısında Fransa Paris. 25 (A.A.) — B. Laval. dün öğleden sonra, İngiltere büyük elçisi Sir Corc Klark ile görüşmüştür. Sir Corc Klark'ın fransız dış bakanlığını ziyaretten maksadı, zecri tedbirlerin petrol, kömür ve demire teşmili hakkında karar vermek üzere, evelce 29 ikinci teşrin tarihinde toplanması karar-laşan 18 leı komitesinin bu toplantısının geriye bırakılması hakkında evelki gün B. Lavalin gösterdiği arzuya ingiliz hükümetinin muvafakat ettiğini bildirmekti. B. Laval. bu toplantıda bizzat hazır bulunmayı istemekte idi Fakat 29 ikinci teşrin tarihinde, parlamento çalışmalarının yeniden başlamadı yüzünden Paris'i terke-dememek mecburiyetinde kalmıştır. (Sonu 2. ci sayıfada) Yunan kiralı Atinada törenle karsıland Atina, 25 (A.A) — Samajeste ikinci Yorgiyİ getiren Elli kruvazörü, saat 9,30 da Faler deniz uçak karargâhı önünde demir atarak top ateşi Atinaya dönen yunan kıratı Joı, ile karayı selamlamış ve karadan Likabet'deki bataryalar buna cevap vermişlerdir. Gerek bu toplar ge -rek Atina kiliselerinin çalınan çan -lan atinalıları kiralın dönüşünden haberdar etmiştir. Kıral, kruvazörden inerek kendi -sini karaya götürecek olan özel ıno-torbota binmiştir. İskelede, bütün bakanlar, milli asamble başkanı, eski Faler sarbayı, kara, deniz, hava genel kurmaylart^başkanları, Atına .....I.- / kumandanı, Atina fırkası kumandanı, saray kumandanı, emniyet direktörü ve diğer devlet büyük memurları kiralı beklemekte idiler. Kıral, tam saat onda karaya ayak basmış ve başbakan general Kondi - lıs bütün bakanları kirala takdim etmiş eski Faler şarbayı da halkın ta -zimatını bildirmiştir. Bu esnada ikinci fırka muzikast da milli marşı çalmıştır. Kıral, Singros mahallesinin nihayetinde bulunan vc baştan başa mil- (Sonu S. ci sayıfada) "Ulus,, un dil yazıları Oğ_le "Öğle, öğley, öğleyin,, sözleri ile "ılık,, ve w Uman,, tabirlerinin etimoloji, morfoloji, fonetik bakımından analizi öçle Kelimenin etimolojik şekli: (î) (2) (3) (öğ -i- ül -|- eğ) (1) Öğ: Ana köktür. Burada şu manalarını göz Önünde tutalım: (A) - Güneşin kendisi (B) - Güneşin sıcaklığı (C) - Yükseklik (2) Ül: (. : I), ektir. "Uzak, engin" gibi mefhumlarla obieyi sıfatlandırır. O halde: Oğ -•- ül = öğül: "Çok sıcak ve çok yüksek" manalarını ifade e-der. Burada bu sıfatın sahibi "güneş 1 olduğu meydandadır. (3)Eğ: (. ğ); (k,g,h,v... gibi) objeyi tamamlar, tayin eder. Buradaki obje, güneşin bize nazaran en yüksekte bulunduğu ve ha-raretnini en fazla olduğu noktayı gösterir. öğül eğ öğüleğ Ul.l I 1 Son ek olan "ğ", ''y" dahi olabildiğinden kelime "öğüley" şeklini dahi alabilir. Her iki kelimenin son fonetik şekillerini yazalım : ÖĞLE. OGLEY. "Öğley", (zeval noktası) demektir. "H.l | \ |\ Öğley İn: (. in dir. . n), ektir. Obje veya süjenin bitişik sahasında bir mevcudiyeti veya hareketi işaret eder. Taz^ yolda, ağır İrenlerin oldukla gecikerek Diyarbekire varması yüzünden Fevzipaşa — Diyarbekir hattınınaçılma törenini Bayındırlık Rakam -rnız akşam saat 20.5 de yapmıştır. Yukardaki resim, Bay Ati Çetinkayanın, elektrik ışığında, kordelayı keserek haltı açtığını ve ilk trenin istasyona girdiğini göstermektedir. (Açılma törenini gösteren diğer fotoğraftan ¦ mıc sekizinci sayfamı zdadır.) Burada Öğley noktası bitişiğindeki sahada hareket eden, tabii, güneştir. Demek ki güneşin bu vaziyetinin ifadesi öğleyin dir. Hareket ve saha mefhumlarında ta-biatiyle zaman mefhumu vardır. Onun içindir ki öğleyin sözünden "güneşin zeval noktası etrafında bulunduğu zaman,, anlaşılır. Not: 1 — (Öğle) sözünün işarer. ettiği anlam tam yerindedir. Hakikaten güneş öğley noktasına geU diği zaman bize nazaran en yüksekte bulunur; ve tepeden en fazla hararet saçar. Not: 2 — Kelimenin etimolojik şeklini yazarken Oğul tipini almıştık. Bunun Öğel tipi de vardır. Manası, "yüksek, çok uzak güneş" yani "yıldız, burç,, tur. [*] "Büyüklük, çokluk, ziyadelik, fazlalaşma, kesret" mefhumlarında şu şekiller vardır. I _ Ökiliğ - Ökli (mek) =a Cesametlenmek, büyümek, teza-yüt etmek 11 — ökiliğ • Ökli (tmek) =s Tezyit etmek \\\ — ökülüğ-öklü (tmek);0-kiliğ - £/Wi (mek) = Nema lan dır • mak IV — Oğtlığ - Oğlt (tmak) =s Teksir etmek V — Ükiliğ - Ükil = Fazla Not: 3 — Malûmdur ki güneş, öğleye (zeval noktasına) gelirken ve oradan ayrılırken çizdiği yol büküktür. İşte bu "büküktük, eğri, eğilmek" mefhumları, güneşin, bu hareketinden alınmıştır. Bu manada şu kelimelere tesadüf e-deriz: 1 - Eğ il —Eğil (mek) i Ey- il — Eyil (mek) = Kullandığımız kelime 2-Ok öl — Ököl (ün) ==ö-ne eğilmiş olmak, eğilmek 3-Ök öğ öl-ököU(ön) — "(Atın üzerinde oturan uzun boylu adam. hak) nasıl öne eğilmiş?"- Bu kelimenin manası, ki "Öne eğilmiş" demektir, bunu izah e-derken Türk bir süje tasavvur e-diyor; onu da nasıl tasavvur ettiğini parantez içinde gösterdik. "At", "uzun boylu adam", "hak", bütün bunlar güneşi tasavvurdan hasıl olan mefhumlardır. 4 - Ök -f öy H--Oköy, Ök f? üy ~- — öküy — Bükülmek, ön© eğilmek, kamburlaşmak N0t: 4 _ Pekarski'nin Yakut Dili Lügatinden aldığımız şu kelimeler de, bahis konumuz olan kelime ile ilgilidir. I — l& + «/ r oy = Hay = Aydınlanmak. "Kümmüt tahsan dayan erer == Güneş sakin havada tatlı tatlı doğuyor." II — İğ -'- 1/ 1 ağ -~ an — ila- - Saytfayt çeviriniz - [*] thnü Mühenna Lügati I. - Uygur indeksi: Divana Lûgat-it-Türk II. - Uygur indeksi SAYIFA 2 ULUS 26 SONTEŞRİN 1935 SALI SON DAKİKA IV akalle böjfesîde harp Habeş velialuliuiıı öldüğü yalanlanıyor Ad.sababa, 25 (A.A.) — Tig-ıe cephesinde, Makalle mıntaka-sında bir savaş olmuş ve Decaz-maş Udres'in askerleri Halake yanında üç düşman tabruunu boz- mağa muvaffak olmuştur. İtalyanlar, bir kumandan ve müteaddit asker telefatı vermişlerdir. Veliahtın öldüğü hakkındaki şayialar kati surette yalanlanmıştır. İtalyan resmî bildiriği Rom.», 25 (A.A.) — 54 numar.il. harb !¦ I ı .ı Mareşal dö Uono'njn bit* tclgı-anna göre. birinci kolordu cephesinde italyan ve critrelilerden ınurckk.b bit mulrczc Şctİkot ile Eykallet aratın da biı kcs.il hareketi yapmıştır. İkinci kolordu cephesinde, ehemiyetli n« vzilerc garnizonlar vc siyasal bü -ralaı konulmuş vc bu suretle İşgal edilen .ır.ı/idcki s;i?l ve idari fe*kîlat ta - ıı ..uııl.i ıııi11 lı 11 1111. Cnvinana fırkası mul' rezeleri Adua'nın cenubu şarkisinde En-ıl.ı i.ıikıiİI Zongi ınıntaka»ını işgal et • mislerdir. Critrcli askerler ve başı bozuk kıtalar. Şirc eyaletinin cenubunda Ta-kazzc ıiı 1.1 kenarındaki chcmiyelli mevkileri tam surette ellerien almışlardır. Tayyare kuvvetleri Tembien üzerindi, vc Amb.ı A'agiye doğru keşif hare -ketleri yapmışlardır AlriKaya yeniden iki vapur dolusu asker gidiyor Napoli, 25 (A.A) — Prınc.pesa Ciyovanna vapuru, 34 subay, 1500 asker, 3 boluk kamyon ve bir bölük aırhlı otomobille, dün şarki Afrika -ya hareket etmiştir. Busun d., Kolomba vapuru ile 124 subay ve 2100 asker, Nazario S.ıuro vapuru ile de 1000 işçi hareket ede -çektir. Ras Seyum'un kuv vetlerinin başarısı Adisababa, 25 (A.A.) — Habeşistan hükümeti, Ras Seyum kı falarının dün Makallenin şimalin- de üç italyan taburunu hezimete uğratmış okluklarını bildirmekte-dir. Dö Bono: Harb henüz başlamıştır, diyor Asmara, 25 (A.A.) — Mareşal de Bono, Ciano ile diğer zabitlere gümüş madalyalar vermiş ve bu münasebetle aşağıdaki sözleri söylemiştir: "Hiçbir mukavemete tesadüf etmeksizin Aksum'u, Adua'yı ve Adigrat'ı işgal ettik. Ve Tak az-ğeyi geçtik. Çünkü habeşler, bize karı mukavemet etmek cesaretini g seremediler. Fakat bu muvaffakiyetlerimize aldanarak uykuya dai ..anıa.ıyız. Harb, henüz şimdi ba-Smıştır... Ihibesivr Anub"ı iteri uldtltıı. Harrar. 25 (A.A.* — Habeş kuvvetleri, Sassabanet'in yirmi dört mil cenubunda Anab'ı geri aldıklarını bildiriyorlar. On bin isçi hulyııyu dürtmek istiyor. Asmara, 25 (A.A.) — İtalya dan Eritreye gönderilen 30 bin İt çiden on bini kadarı mukaveleleri bitince evlerine dönmek arzusundadırlar. Habeş taarruzu nerede yapılaeak? .baba, 25 (A.A) — Dun ha-beşlerin Gorabaiyi geri aldıktan hak kında alınan gayri resmi haber ha -beş hükümeti tarafından ne teyid, ne dc tcl.zib edilmiştir. Hükümet, henüz bu haberi almadığını bildirmektedir. Bununla bera -•er, Royter ajansı aylarının gayri re s mî bir surette öğrendiğine göre, Go - rahainîn ';eri alınmış olması muhte -mel değildir, zira imparator, RasNa-sibuya verdiği emirde italyanların Gorahaiyi muhafaza ederek daha şimalde zayıflıyacakları bir noktaya kadar ilerlemelerine imkân vermesi -ni bildirmiştir. Müşterek taarruz o zaman yapılacaktır. Habeslerin mukabil taarruzu Asmara, 25 (A.A.) — D. N. B. aytarı bildiriyor: Pazartesi günü öl'îtr üstü haber verildiğine göre, C ı ıal Maravigna cephesinde haoeş kıtaları ile yeni vuruşmalar olmuş ve habeşler zayiat vererek geri çekilmişlerdir. General Santini kıtaları Mahalle ile Dolo arasındaki mevzilerini tahkim etmişlerdir. Bundan da anlaşıldığı üzere burada bir Y-' * mukabil taarruzu beklen-ı dİr. Filhakika Amba - Alagi i. sı,e arasında mikdarı birkaç yüz bine yakın habeş askeri tah- şit edilmekte olduğu anlaşılmıştır. Ras Kassa ile Ras Seyum'un aralarında irtibat tesis ettikleri ve bir hat üzerinde çalıştıkları bildirilmektedir General Mariotti kumandasındaki Danakilli askerler fırkası, italyan cephesi sağ cenahında Ras Kassa Sebahatın çetecilerini tenkil etmek üzere yeniden ileri harekete geçmişlerdir. Diğer taraftan Maravigna kuvvetlerinin de mevzilerinde ehemiyetsiz bazı değişiklikler yaptıklarına işaret edilmektedir. ğun Guncf sıcağı, kızgın sıcak; (böyle bir zamanda hemen hemen bütün hareketler durur; kelime bu durgunluğu da ifade eder) takin. "Ilık" mefhumu da bahsettiğimiz kelimeden çıkmıştır: III — Iğ • d t ağ -f an ¦ ığ llağnı Sıcak, ılık IV — li + d + ıh ^ tîtk « Kullandığımız kelime. Bu söz, havada ve suda hareketin mutedilliği esnasında, yani (mutedil) karşılığı olarak Istan-* bulda kullanılmaktadır. V — Ihman, dman (liman): Bu söz hava hakkında "mutedil" anlamına olarak Ankara, Sivas, Kayseri, Dörtyol, Kütahya, Orduda kullanılmaktadır. Vl.lV.V - Divana Lûgat-it-Tûtk 2 3 - Pekarski. Yakut Dili Cenub İtalyasındaki felaket Roma, 25 (A.A.) — Cenup I takasının manız kaldığı korkunç fırtınadan ölenlerin sayısı gene çoğalmaktadır. Katanzara bölgesinde şimdiye kadar 42 ölü kaydedilmiştir. IS. Mitlerin hülya kiralına taziyesi Berlin, 25 (A.A.) — Cenup ı-talyasının geçirdiği musibet münasebetiyle, B. Hitler İtalya kıra ima bir teessür telgrafı çekmiştir. Bu Gece Nobctci Ecza Evi 11 .m. ip önünde HALK Ke/a Evidir DIŞ HABERLER Zeerî tedbirler karsısında Fransa (Başı I. ci tayıfada) 18 1er komitesi, 29 ikinci teşrin tarihinde Cenevrede toplanacak, fakat bir başka toplantı tarihi tesbit etmekle iktifa edecektir. Ilııluıın yeni bir safhaya girmiş. Londra, 25 (A.A.) — Deyli Telegraf diyor ki: "Sir Drummond'un Musolini nezdinde yaptığı teşebbüsten çıkarılan mana, İngiltere hükümetinin, buhranın yeni bir safha arzet-tİğini kaydetmiş olduğudur. Sir Drummond, sulhun suratla kurulmasına yardım için, zamanı gelir gelmez, kendisinin emre amade bulunacağını bildirmiştir. Deyli Telegraf, dîğer taraftan, ingiliz donanmasının Akdenİzden çekilmesi hakkındaki görüşmelere devam edlmiycceğİni haber vermektedir. İtalyanlar altınlarını hükümete veri yor la r. Roma. 25 (A.A.) — italyan dini teşkilâtı, bugün Italyada hararetle devam eden altın toplama propagandasına yardımda devam etmektedir. Birçok papaslar, altın zîncİrlerile altın haçlarım faşist otoritelerine vermişlerdir. Fransız gazetelerinin düşünceleri Paris. 25 (A-A. — Bu sabahki P.-ris gazeteleri 13 ler komitesinin toplan tısım geciktiren achcblcri incelemekte vc bir çokıaı i b ı Uecîltm'* keyfiyetini yerinde bulmaktadu. Jurnal gazetesi meseleyi şu yolu* i£uh ediyor: " Bu işe önayak olan yalnız Fransa dıı ve teşebbüsünü usul meşelilerin: hasretmiştir. B. Laval. Fransa'nın, -müzakerelere, ıneaubycüerini Umamiyl-üzerine alabilecek bir vaziyette iştirak eylemesini gözetmektedir. Bu da, ancak ayın 28 inde fransız parlamentosunda yapılacak müzakerelerden sonra mum kündüı. Onun için, Fransa nin. komite toplantısını ayırt 29 una atılmasını istemiş olması tabiidir. İngiliz büyük elçisi nc düşen, bu dileği kayd İle beraber, onun tamamiyle meşru olduğunu teslim etmektir. Poti Pariziyen'in fikrine göre. Mil -letler Cemiyetinin nc vaziyet takınacakları hakkında henüz yetecek kadar ma lûmat yoktur. Bu gazete, esasen Amerika'nın pet rola ambargo koymak meselesi bak kında hiç bir karar alamıyacağı kana a tın da dıı. Diyor ki: "Ayin 29 unda, on sekizler komitesinin. Kanadanın kararı hakkında, vakıfane bir hüküm verip ve-remîyeceği ve bu toplantıyı daha çok bilgi edininceye kadar geciktirmeni ¦ daha uygun olup olmıyacağı düîünülc c.k bir meseledir. Geciktirme karan, is t ikbali korumak ve müzakerelere kapı y aç k bırakmak suretiyle memnuniyet ve ricidir. Maten gazetesi diyor ki: "Geciktirmenin sebebleri lıakkmd dc düşünülürse düşünülsün, hernaldı bu kamoy üzerinde müsait bir tesir bira kaçaktır. Milletler, arsıulusal vazâfcle -«i ni un utmamak'a beraber, lehtik takdir edenlere ve milletler cemiyetinin yüklediği uzlaşma vazifesini unutmayanlara minnettar kalaraktır... Sovyet Rusya ve petrol ambargosu Cenevre, 25 (A.A.) — B. Lit-vinof, eger milletler cemiyetine ü-ye olan ve olmayan bütün devletler aynı suretle hareket ederlerse Romanya aynı vaziyeti alır almaz Sovyet Rusyanm petrol üzerine ambargo koymağa hazır olduğunu milletler cemiyetine bildirmiştir. Şimalî Çin'de ne oluyor? İstiklalini ilan eden Hopey merkezine Çin kuvvetleri gönderildi Tokyo, 25 (A.A.) — Rengo a-jansına göre, Pekin - Tientsin askerî bölgesi kumandanı general Sungçeyuan, şarkî Hopey'in istiklâli ilân edilir edilmez, yeni hükümetin raerkeiz olan Tungçau'ya üç piyade bölüğü göndermiştir. Japon süel makamları bu tedbirleri protesto etmişlerdir. Çünkü TaııgKU mütarekesi Çin kıtalarının gayri askerî bölgeye girmesine mani bulunmaktadır. lhın_yde nvtvr oluyor? Pekin, 25 (A.A.) — Hopey muvakkat hükümeti Tungçau'dan şimali Çin'in beş vilâyetine bir tamim yollamıştır. Tamim, bu vilayetleri ayrılma hareketine .şti-roke davet ve Nankin ile Koumin-tang'a karşı şiddetli hücumları ihtiva etmektedir. Bu hareket merkezi Tientsin japon bölgesinde bulunan kurumlara dayanmaktadır. Tungçau hükümet komitesi yalnız Yinyukeng memurları İle gayri askerî bölgenin hususî polisine mensub subaylardan mürekkeptir. Sungçeyuan İle yirmi dokuzuncu ordunun durumları belli değildir. Harekelin akibeti ise bunlara bağlı bulunmaktadır. A iner ikada endişe Vaşington, 25 (A.A.) — Şarki Hopeğ muhtariyetinin ilânı hakkındaki haberler, dış bakanlığınca endişe ile karşılanmıştır. Müşahidlere güre, silahuan t. ric?- »*!:-.ıiş î,öî ' l-Mtfyct- çiler tarafından bir demiryolunun zapLedilme&i karışıklıklara sebeb olabilir. Tiınst»inde ıııuhtııiryet lehinde hareketler Tokyo, 25 (A.A.) — Tientsin-den Rengo ajansına bildiriliyor: "Gönüllüler birliği,, acundaki yarı süel teşkilâtın kumandanı olan Uangming'in idaresi altında binlerce muhtariyet taraftarı gösteride bulunmuşlardır. Bunlar, hiç bir mukavemetli karşılaşmaksızın uray konağını jandarma dairesini ve Mukden -Pekin demiryolu idaresini işgal etmişlerdir. Şimali (,'ı'n Itudiseleri Juıoııtır hesabına esef uyandırıyor. Londra, 25 (A.A.) — Uzak şark d ak i vaziyeti tahlil eden Mor-ning post gazetesi, Hopey eyaletinin Cinden ayrılmasını Tehahar e-yaleliııin ayrılması takibec :deği düşüncesinde bulunmaktadır. Bu gaezte, Japoııyada süel partinin kuvvetli olduğunu ehe-miyetle kaydettikten sonra röyle diyor: Şimdi vaziyette görülen inkişaflar, Japonyanın hakiki dostları nezdinde esef uyandırmaktan başka bir netice veremez. Şimalî Çin vakalarından ne gibi şeyler çıkacağı henüz belli değildir. Çok karışık bir mesele olan Çin - japon münasebetleri meselesinin askerlerden ziyade diplomatlar tarafından görüşülüp halledilmesi i-cab ettiği muhakkaktır. Hopey'in muthariyeti ilan edildi Pclûo, 25 (AA.) — Şark. Hopey'in muhtariyetinin ilânı töreni bu sabah Toungcbaw'da askerlikten tecrid edil -mi} mınUka adzninistratörü Ying • oıı - k-ing tarafından yapılmış ve mumoi -leyh ycnİ İdarenin &a;ına Ying - you - kang, gumruk tutumu ile tuz resmi hariç olmak üzere dı^-.r bütün vergilerin muhtar hükümet ta.a -tından tahsil edileceğini beyan etmi .îr. Yin - you - kang, ilâveten demi} ir kiı " Muhtaryet, askerlikten tecrid edilmiş olan bütün rain taka ile bu mıntıkaya mücavir olan dört kazaya şamildir. Yeni hükümetin teşekkülü hiç bir tu -retle Tangkou mütarekesini ihlâl etmemektedir. küçük Antant ve Balkan Anlaşmasının İ tah ava verdikleri cevap Belgrad, 25 (A.A.) — Yugos lavyanın italya nprotesto notasına verdiği cevab iki üç gün içinde Romaya varacaktır. Bu nota, küçük anlaşma ile Balkan antantına dahil diğer dört memleket tarafından verilen cevabın aynıdır. Notanın çok mutedil bir lisanla yazıldığı ve alâkadar beş devletin, İtalya hakkında has man e hiç bir fikirden mülhem olmıyarak ancak milletler cemiyeti üyesi sıfatı ile ve büyük ekonomi özverileri pahasına zecri tedbirlerin tatbikine iştirak etmiş olduklarının kaydedildiği sanılıyor. 7.ı7ı hükümetinin hülyaya cevabı Varşova, 25 (AJV.) — Leh hükümeti, italyan notasına verdiği cevabta, Lchistanın zecri tedbirlere, paktı ve rauteamzın tarifi hakkındaki mukaveleyi imza etmiş olmak sıfatîyle iştirak ettiğini gönül'alıcı bir lisanla bildirmektedir. Avusturya hükümeti ve işçiler Viyana, 25 (A.A.) — Başbakan muavini Prens Ştaremborg, Avusturya endüstrisinin nıuhım bir merkezi olan Stiryada Leolen şehrinde bir söylev vermiştir. Bu söylev, bütün işçi sınıfını, müsta kil Avusturya ve esnaf teşkilâtı rejimine bağlamak için kati bir gayret teşkil etmektedir. Prens Ştaremberg hususiyle şunları söylemiştir: — Yeni Avusturya, işçilerin bütün haklarından istifade edebileceği, ve dünyada işçi içtn en müsaid bir memleket olmak niyetindedir. Bunu, hükümet ve başbakan B. Şuşing adına vadediyo rum.„ Prensin bu söylevinde ayın zamanda, işçileri kapitalist usulleriyle istismar etmekten vaz geç- miyen, patronlara karşı tahdit ler vardır. Prens nutkunun bir yerinde, sosyal politika haklında görüşmek üzere, patronların toplantıya çağırılmasını icab ettirecek meseleler bulunduğunu ihsas etmiştir. Di(;er bir lehdid de, nasyonal -sosyalist Ler*e tevcih edilmiştir. Prens demiştir ki: "— 1935 yılı, kararsız insanların faaliyetine, kesin surette sen verilecek bir yıldır. Bu husustaki vaizyetlerini daha tamamiyle tesbit etmemiş olanlara küçük bir mühlet veriyoruz: Bundan sonra, ya açı'-ça Avı :-turya ile birlikle çalınacaklar, yahut da. Almanyaya geçeceklerdir. ULUS r 27 SONTE!jfRlN, 1935 (, VRŞAftHM Son haberler ikinci a\fada ON ALTINCI YIL. No: 5151 Aıİunız. aııılııııı/ılıı- llrr\fi' S kıırıi' Üç fabrika açılıyor, ikisinin temeli atılıyor. ı ... .im. üi^ıııır.,mu ¦lııııuiiı1 •; , n- ¦¦ ¦ .,. ¦ Başbakanımız dün akşam gitti 1 İsmet İnönü îzmitte kâğıt. İstanbulda cam fabrikalarını aça-cak, Bursa Merinos ve Gemlik sun - ipek fabrikalarının temelini atacaktır I Başbakanımız ismet İnönü dün akşam Ankaradan hareket etmiştir. İnşaatı tamamen bitmiş I ve açılmak üzere bulunan İzmit kâğıd fabrikasını açacak, oradan deniz tarikiyle Müdanyaya geçe-' rek Mudanyadan Bursaya gidecektir. 28 sonteşrin sabahı Bursada Merinos fabrikasının temelini atacak olan İsmet İnönü, aynı günde i i; gene deniz tarikiyle Gemliğe geçerek Gemlik sun - ipek fabrikası nın temelini atacak ve oradan Is-1 tanbula dönecektir. ¦ Başbakanımız Istanbula gelince, Paşabahçe cam ve şişe fabrikasının da açılış törenini yapacaktır. ı * Kendisine Ekonomi Bakanı B. Celal Bayarla banka direktörleri refakat etmektedirler. ı Karadenizdeki fırtına dinerse. Başbakanımız Zonguldakta yapılmış olan sömi - kok fabrikasını aç-I mak üzere Zonguldağa da gidecekti*. liBmmyj m im Gündelik ftlIMIIIIMIII •« I" .......«"iillltliBHIlHl-lllı.mill. lUHı*1ll||N-.tlıri.-l1IUI»î«- mmmmJİ \ eni fabrikalarımız F. R. AT AY Başbakan İsmet İnönü, Ekonomi Bakanı ile birlikte dün akşam İstanbul ekspresi ile Ankara'dan hareket etti. Başbakan izmit'te bitmek üzere bulunan kâğıd fabrikasını gezecek, Gemlik'te Sun-ipek ve Bursa Merinos fabrikalarının temellerini atacak, Paşabahçe şişe ve cam fabrikası İle. eğer Karadenizde fırtına diner ve zaman bulursa. Zonguldak Semi -antrasit fabrikalarının açılış töreninde bulunacaktır. Bir ay içinde üç yeni hat, beş yeni fabrika! Atatürk'ün zengin ve mesud Türkiye ideali gerçekleşinceye kadar, ray ve baca siyasasının büyük lideri, daha birçok seyahat yorgunluklarına katlanacaktır. Bursada Merinos fabrikasının işliyeceği Merinos yünü, yılda 3 milyon liradan aşağı olmıyacak-tır. Merinosçuluğun Bursa ve etrafı için nasıl bir kazanç ve gelişim kaynağı olacağı bu rakamdan kolayca anlaşılabilir. Merinos fabrikası işlediği zaman, yarı-mİlIi kumaşlarımız yüzde yüz türk olacaktır. Yunanistanın eski ekonomi bakanı memleketimize geldiğinde: ''— Demek Merinos yetiştirmeğe muvaffak oldunuz. Bahtiyarsınız. Çünkü biz Yunanistan-da menfiğ netice aldık!,, diyordu. Kâğıd fabrikası ile bir çocukluk hatıramı anıyorum. Biz. İstanbullular, ilk Damping sözünü, babalarımızdan duymuşuzdur : "—Boğaziçi'nde bir kâğıd fabrikası açmıştık. Avusturyalılar hemen kâğıd fiatlarını bir kuruş indirdiler. Fabrikamız mal satamadığı için kapandı. Ondan sonra avusturyalılar bize kâğıdı eskisinden bir kuruş fazlasına sattılar!,, Cezalı damping! İpek orta halk için pahalı bir mal olarak kalacaktır. Sun'î dediğimiz ve almanların sanat ipeği adını verdikleri kumaşlar, orta ve fakir halkın büyük bir ihtiyacını karşılamaktadır. Bundan başka sanat ipeği, ipek zevkini yaymak hususunda da son derece faydalıdır. Camın ilk - maddesini dışarı bile satıyoruz: Çünkü cinsi o kadar iyidir, ilk - maddesi kalite bakımından birinciler sırasında bulunan ve yoğaltım piyasası en uzak köylere kadar giden cam ve şişe için sınır ötesine kese boşaltmamız nasıl mantıkiğ olabilirdi? fSonu 2 İnci sayfada) C. H. P. grupu Parti toplantısı C.H. Partisi Kamutay Grupu tda-re Heyeti Başkanlığından: C. H. Partisi Kamutay Grupu bugün saat on beşte Dr. Cemal Tun -canın başkanlığında toplandı. Parti Grup komisyonunda yeni e-saslara göre hazırlanmakta olan memurlar kanunu projesi hakkında bu komisyon raportörü Mardin saylavı Edip Erginin izahatı dinlenildi. B. R. Peker geldi Üniversitede inkılâb dersi vermek üzere Istanbula gitmiş olan B. Receb Peker dün sabah Toros e kispresi ile hareket etmiş ve dün akşam saat 11.05 da şehrimize dönmüştür. B. Peker istasyonda parti genyönkurul üyeleri ile Ankara ilyönkurul başkan vekili ve üyeleri ve birçok saylavlar tarafından karşılanmıştır. Yunan kabinesi değişiyor —Atina, 26 (A. A.) — Atina a-jansı bildiriyor: Başbakan General Kon-dilis, kiralın daveti üzerine, bugün saat 11 de saraya gitmiş, kıralla kabine buhranı hakkında görüşmüş ve kendisine fikirlerini izah etmiştir. Vakıa siyasal mahfiller ve gazeteler, siyasal buhrana, bugünkü kabinenin işte devamı, geniş veya dar bir temerküz kabinesi teşkili, bu kabineye parlamento harici şahısların da alınıp alınmaması, a-samblenin derhal dağıtılıp dağıtılmaması gibi muhtelif hal suretleri ileri sürmekte iseler de derhal kesin kararlar alınacağını sanmak daha zamansızdır. Çünkü kı-(Sonu 4. cü sayıfada) B. Maksimos Ziraat Bankası 46 ıncı ça lışma yılı hesabını verdi. Ziraat Bankası Umumi Heyeti; 46 inci hesab devresi olan 934 yılı pilânçosu ile kâr ve zarar hesablarını tetkik et -mek üzere dün Banka binasında yıllı!, toplantısını yapmıştır, idare meclisi raporunda, altıncı Iertetini yaşıyan cihan buhranının yarattığı sıkınitnın devamı -na işaret edilmekte ve ulusal ekonomi -mizin 934 yılı içindeki seyrinin, cumuriyet hükümetinin yüksek bir v*vrayıs ve Öngörenlikle aldığı tedbirlerinin ne • ticesi olarak durmadan inkişaf etmekte olduğu rakamlara dayanılarak anlatıl -maktadır İstihsal miktarları 934 yılında. 933 çc göre az olan tütün, üzüm. fındık, afyon, pancar gibi bir kısım maddelerin artan fiatlarının köylüyü sevindirmiş olması, ve pamuk gibi gün geçtikçe artan (Sonu 6. cı sayıfada) "Ulus,, un dil yazıları İ ııd i " İkindi, ikindiy, ikindiyin, İkindiley, İkindilerin,, ve "asır,, sözlerinin etimoloji, morfoloji, fonetik bakımından analizi Ziraat Bankasının umumi heyeti toplantı halinde İKİNDİ Kelimenin etimolojik şekli şudur: ¦({) (2) (3) (4) (ik -f in ) id -r iğ) (1) İk: Köktür; güneşi ve onun sıcaklığını ifade eder. Güneş, (Oğley) de sıcaklığının en büyük tesirini gösterir; oğ/eyden batıya doğru indikçe sıcaklığının yakıcılık tesiri azalmaya başlar ve öyle bir noktaya gelir ki orada güneşin sıcaklığı, öğleye nazaran mutedil olur, ılık olur. (2) İn: Sıcaklık anlamının bitişiğindeki sahayı ve sıcaklığın o sahaya yayılmış olduğunu gösterir (terin, cildin haricine çıkması, taşması gibi). Bu izahattan şu anlaşılmak lâzımdır ki, sıcaklık anlamı. k£n-di egosunda düşünüldüğü vakit, kesafeti, tesiri fazla olur; sıcaklık mefhumunun içinde bulunduğu kabın kenarlarını açalım, etrafına dağılsın, taşsın; o zaman sıcaklık mefhumu kesafetini kaybedecek, tesiri azalacak. İşte "ikind (t) i" sözündeki (. -| d-t) âmilinin yaptığı ameliye böyle düşünülmelidir. (3) İd: (. | d-t), ektir. Yapıcılık, yapılmış olmaklık anlamına İşaret eder. Yani güneşin, keskin sıcaklığını, (. -\ n) sahasına yayarak ılık yapmış olduğunu müspet olarak bildirir. (4) İğ: (. ı ğ)eki, kendinden önceki düşünceyi tamamlar, tayin eder bir İşarettir. İk in id , İğ - - ikinidiğ — ikindiğ: güneşin, sıcaklığının mutedil, ılık olmuş olduğu vaziyet. Buna "gün yılımı" derler: (Yılı-mak): "ılınmak, ılık olmak" demektir. [1] Not: 1 —Türk, daha iptidaîlik devirlerinde bu tabii hâl ve vazi yeti duymuş ve onun adını da böylece koymuştur. Kelimenin (ikindiğ) ve ikindiy) şekilleri vardır, (ğ -y). Not: 2 — (İkindiy) de, artık güneş bize arkasını vermiş gibi bir duygu vardır. Onun için, (ikin — eğin) sözü "zahr" manasına kullanılır. [2] Ankara, Afyon, Çarşamba, Samsun, Çanakkalede de verâ'ya (sırt): "eğin" diyorlar. "ikin", "öğün ( | mek) " [3], "ağın" \4\, "akan" [5] sözleri hep, "taşan, seyelân eden, akan ' ma nala rinadır. ''Seyelân" manasına olan [1\ Radlof. III. "Altay. Lebed, Küerik lehçeleri" ; Tııhlet-üz-ze kiyye. [2] Büyük Türk lügati "Osmanlı lehçesi": Kamusu Türki: Sanı-hatı Seyranı: Elierecü Bâd - eş -Şidde Tercümesi. [3] Kamus Tercümesi [4] Karayım Metinleri [51 Kamusu Türki (akıntı) [6] sözü ile (İkinti-ikindi) sözünün her ikisi birdir. Birincisinden "su" anlatılıyor»» ikincisinden de "güneşin şuağlart* anlaşılır. Konyada "sızıntı" ya (öğütntü) derler ki, kelimenin kuruluşu, (ikindi) ninkinin aynıdır. ikindi! in (ikindiy | in) dir. İn: (. -t- n), ektir. Güneşin (ikindiy) dediğimiz nokta yakınlarındaki hareketini ve zamanı gösterir. Not: I — Güneş (ikindiy) da bulunduğu zaman, (öğley) ile (batı) arasındaki mesafeyi ı«sy-bÖİmüş gibidir. (ikindiyin), her şeyin gölgesi iki misline yaklaşır. Bunları düşünerek (ikindiğ) sözünün kökünü, (iki) farzetmeat hatıra gelir; işin biraz da kolay zaıınolunan ciheti odur. Fakat dü şünmek lâzımdır ki. insanlar bu fikirleri çok sonra bulmuşlardır. Türkler, ilk önce, güneşin kendi üezrlerinde - yazın - yaptığı tesir icbariyle. (öğley) i ve (ikindiy) i tanımış ve onlara isim vermiştir. Sabah ile öğley arasında bir nokta tesbit edip ona asim vermemiştir; çünkü bir tesir ve icbar altında kalmamıştır. \S|R (İkindiğ) ile (Asır) kelimelerinin etimolojik bakımdan farkları: İkindiğ: (ik -| in * id -f- iğ) Asır ; (ağ -+ ıs +- tr -f- . ) Her iki kelimede kökler (iğ-ağ), güneşin sıcaklığı anlamını gösterir. Sirincide mefhum, kendine bitişik olan yakın (. ; n) sahasına taşmıştır; halbuki ikincide, oldukça uzak bir sahaya, (• + *J ye, yayılmıştır. Buna nazaran (asır) noktası. (ikindiy)-den daha ileridedir, (ikindiy) i, (asır) a yanaştırmak için. kelimeyi son ekle, yani (iğ) ile. bağlamadan önce ona (. - I) eki vası-tasiyle bir uzaklık anlamı katmak lâzımdır: (İkind ; ı7 | ey İkindiley) ve (ikindileyin) sözleri kurulmuş olur. (Asır) kelimesi, (asr) telâffuzu ile arapçada "ikindi vakti'aa dendiği gibi "gündüz" ve "gece"-ye de denir. [7] Not: — (Asır) kelimesinin kökü olan (ağ) zaman ve mesafe manasına alınınca. (. s) ekinin oldukça geniş bir sahaya intişar ve (. -f r) ekinin de temerküz ve takarrür ifade etmelerine göre, (Asır) oldukça uzun bir zaman devresi demek olur ki asrın zaman anlamı da bu yolda izah e-dilmiş olur. [6] Kamusu Türki [7] Kamus Tercümesi. A YIKA 2 ulus 27 SONTEŞRİN 1935 ÇARŞAMBA Itaiyan - Habeş harbi İki taraf da asıl karşılaşmalaı irin hazırlanıyorlar Londra, 26 (A.A.) — Royter ajansı bıluıriyor: Bugün ehemİ-yetli hiç bir süel hareket yapılmı-yacaktır. Ogaden bölgesinde yağan yağmurlar italyanların harekete geçmesine mani olmaktadır. Şimalde bulunan italyan kuv v etler i. mevkilerini tahkim ve kollar arasındaki irtibatı yavaş yavaş tesis etmektedirler. Bu kuvvetler, hat gerilerinde faaliyette bulunan habeş muharipleri ile mücadele etmektedirler. İtalyanlar Tigrede küçük bir muvaffakiyet kazandıklarını iddia ediyorlar. Habeşler ise, Makalle şimalinde bulunan Holona-da italyanlara baskın yaparak püskürttüklerini bildirmektedirler. Haber verildiğine göre, şimal cephesinde, iki mühim habeş ordusu italyanlara karşı bir mukabil taarruz yapmak üzere hazırlanmakta ve bunun için italyan kuvvetlerinin Amba - Alagiye doğru bir taarruz yapmasını beklemek tedirler. Dessie'den gelen haberlere göre, Disept şehri, muhtelif din ve ırklara mensub on binlerce muharibin toplanmış olduğu bir kamp halini almıştır. Adisababadan Disept şehrine gelmek için 325 kilometrelik bİr yürüyüş yapan muharipler, dağlık erazi arasından şimale doğru ilerleyişlerine devam etmek için istirahat etmektedirler. Adisababada Senjorj kilisesinde muhafaza edilmekte olan Beni İsrail'in on vasiyetini hıfzeyle-dikleri sandık Dessiye getirilmiştr. Bu sandık Senjorj kilisesinde muhafaza edilir ve ancak bir istilâcıya karşı harb halinde ordu karargâhı umumisîne götürülürdü. Habeş hükümetinin bir bildiricinde 60 Eritreli italyan askerinin tüfekler ile birlikte Ras Seyumun karargâhına gelerek onun hizmetine girdikleri bildirilmektedir. Gene bir habeş bildiriğnde de-nyor ki: "İtalyanların gerilerinde harekette bulunan habeş çetelerinin söylediklerine göre italyan askerleri fena gıdadan sıkıntı çektikleri gibi hastalıklar ağır tahribat yapmakta ve çetelerin gece karanlığındaki anî hücumlarından italyan askerlerinin sinirleri bozulmuş bulunmaktadır... Habeşislanın eski Cenevre delegesi Tecle Oavariate için henüz hiç bir memuriyet bulunmamıştır. Bu adam Sovyet Rusyadaki tahsili dolayısiyle bir topçu mütehassısı olarak tanınmaktadır. Şimdilik Şerşer vilayetindeki çiftliğinde kahve yetiştirmekle meşgul bulunuyor. Royterin Mogdişiodaki aytarı-nın bir telgrafına göre, bu aytar italyanların elinde 12 tane dumdum kurşunu görmüştür. İtalyanlar bu kurşunları habeşlerden iğ-tinam ettikleri 20 sandıktan çıkardıklarını söylemişlerdir. Gerçekten Royterin aytarı dumdum kurşunu ile yaralanmış birçok italyan askerî görmüştür. Bu askerler albay Maletti kolunun son ileri hareketinde yaralanmışlardır. İtalyanlar bu ileri hareketi esnasında İngilt erede yapılmış içinde iki mit-ralyöz bulunan 12 süratli küçük zırhlı otomobil ele geçirmişlerdir. İtalyanlar bu mitralyözlerin dumdum kurşunu attığını iddia etmektedirler. Vhali savaş bölgelerim boşalttı Adigrat, 26 (A.A ) — Son iki gün içinde hava yolu ile yapılan keşifler çok önemli olmuştur. Gheralta vc Tenıbien bölgeleri ahali tarafından terkedilmiş gibi görünmektedir. Ascİanghi golü et -rafında ki bölgede bir tikim kıtaların mevcut bulunduğu ve gölün yakınında bulun m ve ahalisi kalabalık olan bütün bölgelerin simdi ıssız bir halde olduğu görölm üş tür. Mai Nascııo vadisi boyunca, italyan uçaklarının geçmiş oldukları, yükseklik- lerden ateş ve dumanla verilen işaretlerden anlaşılmıştır. Antalo-bula yolu üzerinde bir takım kervanlar görülmüş ve bu kervanlar uçak motorlerinin çıkardığı gürültü üzerine darma dağınık olmuştur. Asmara. 26 (A.A.) — General Villi-asantes'in kumandasında bir kol 21 son-teşrİn tarihinde Adua'd-ın hareket et -iş vc hiç bir mukavemete rastlamaksızın Tembien tepelerine doğru İlerlemiştir İtalyanlar geri eekiliyorlarmış Adı..»baba. (6 (A.A) — Cenup cephesinden gelen haberlere göre, geçenlerde Fafan nehri şarkında, A -aalch'de bozguna uğrıyan italyan -lar şimdi eeri çekilmektedir. Fafan nehri boyunca ve Gorahai şimalinde bulunan İtalyan kolları da bu geri çe kilme hareketine iştirak etmektedir. İtalyanlar bir çok otomobil, kamyon araba ile silah ve mühimmat bırak -mışlardır. İtalyanların Gorahai mıntakasm -da bırakmış oldukları mühim buğday ve erzak stokları habeşlerin eline çeçmiştir. (Ihdyun - habeş harbi haberleri nin tleıvımı t iinrii sayfada ) Gündelik \ ENİ FABRİKALARIMIZ (Bjşi I. ci sayıfada) Yakacağını ve ısınacağını keıı di topraklarında bulamıyan en büyük memleketin bile, dar zamanda, ne kadar tehdid altında kalacağını gözümüz Önünde gör iniyor muyuz? Karadeniz kenarında zengin milli haznemiz dururken, soba ve ocaklarımızı yabancı memleket madencilerine sömürtmekliğimiz hazin bir şeydi. Biz ekonomik Arsıbağınç [inler-dependance] zaruretini hiçe sayarak, otarşi zindanına kapanacak olanlardan değiliz. Ancak bu asırda erkinlik ve hürriyetini korumak istiyen bir memleket, mutlaka, geniş manasiyle, millî müda faa ihtiyaçlarında kendi kendine yeter olmalıdır. Kömürden başka demir, petrol ve benzin siyasamıza olanca kudretimizle devam e-deceğiz. Cumurivet hükümeti, kendi kendimize inansızlıktan ve Avrupa kapitalizmine mahkûm bulunmak zihniyetinden gelen nasihatlere kulak verseydi, yahut, liberalizm hayali içinde bir asır kadar mukaddes ferd'ı beklemeye kal-kışsaydı. bunların hiç biri, ne yaptıklarımız, ne de yapacaklarımız gerçekleşebilecekti. İsmet İnönü, kendine kılavuzluk eden ve kuvvet veren eşsiz reisi, istediği hiç bir fedakârlığı reddetmiyen milleti, ve kendi iyman ve iradesini paylaşan arkadaşları ile ne kadar övünse yeri vardır. "Nerede inşa varsa, orada hayat vardır!,, derler. Biz türk milletinin canlılığından hiç bir zaman şüphe etmiyorduk: Fakat cu-muriyetin inşa siyasası, bu tükenmez, yenilmez canlılığa en gözü kapalı kötücülleri bile inandırmıştır. F. R.ATAY DIŞ HABERLER Pransada hükümet meselesi •t.'.'Miv Dölarok .4le*harlıların bir hükümet dar-lıesi hazırladıkları söyleniyor. Paris, 26 \ \ — övr gazetesi I \ı Haç; m perşembe günü parla -mento toplandığı esnada bir hükümet darbesi teşebbüsünde bulunacağından bahsetmektedir. Bu yayıntıya göre, ateş haçlılar Lüksemburg ve Burbon sarayla* rını bakanları, daireleri vc sol yan gazete binalarını ele geçirmeyi gözeten bir plân tesbit etmişlerdir. Paris. 26 (A.A. ı — Sosyalist parti -sinin parlamento grupu. programı rejimin müdafaa vu parlamentonun derhal feshedilme -»i olan bir halk cep hesi hükümetine iş tirak etmek niye -yetinde olduğu -nu teyid etmiştir. Sosyalistlerin. e ni hükümet I. n ı' duktan 40 saat sonra bütçeyi bir kül halinde kabul edecek'eri söylenmektedir. Parlamento yana toptanıyoı Paris. 26 A.A.; — Beş aylık bir tatil devresinden sonra parlamento, perşembe günü çalışmalarına tekrar baş -Ityacaktır. B. Laval'in, kararnamelerle başarı -lan eseri tanıamlıyacak olan bütçenin süratle görüşülmesini istemesi nuhte -met dir Muhtelif mevzular hakkında verilen istizah takrirlerinin çokluğuna rağmen B. Laval'in bunların hemen münakaşasını kabul etmesi muhtemel görüı memektedir. Sosyalistler l abiııenin çekilmesini istiyorlar. Paris, 26 (A.A) — Saylavlar kurulunun sosyalist grupu, Laval ka • binesini istifa ettirmek ve bir halkçı cephesi hükümetinin teşkiline iştirak etmek hususundaki fikrini bugün te -yid etmiştir. Yeni hükümet saylavlar kurulunun dağılmasına karar verecek ve bu intikal devresi içinde memleketin asayişini temin edecektir. Bu takdirde sosyalist grupu yeni hükümetin ku -rulmasını takib edecek 48 saat içinde büdcenin tamamını kabul edecektir. Sol ccnahlılar heyetinin yarın ya -pacağı toplantıda sosyalistler bu vaziyeti müdafaa edecekler vc onun ka bul edilmesine çalışacaklardır. Bu sosyalist plânlar, ve dolayısiyle La -val hükümetinin muhafazası hakkında bir karar vermek radikal - sosyalistlere düşecektir. Fransız kabinesinin toplantısı Paris. 26 (A.A.) — Bakanlar, bu sa-b.ıh toplanmışlardır. B. laval, italyan - habeş anlnşmazlı gına daîr yapmış olduğu görüşmeler hakkında izahat vermiştir. Hükümet . hemen (inansal siyasa hakkındaki mü -zakerata girişmesi için meclisin vatan severliğine müracaat edecektir. Hükümet, umumi asayiş ve sükûnu temin için Chauvin raporunun esaslı noktalarında mutabık kalmıştır. İç işleri bakanı, nizamın muhafazası için valilere verilmiş olan yeni talimatı izah ve teşrih etmiştir Mumaileyh. Lî -rnojs hadisesi hakkında ankete dair malûmat vermiştir. Meclis, deniz konferansına gidecek fransız. murahhaslarını tayin etmiştir: Bunlar Fransanın Londra Büyük Elçisi B. Corbİn. Akdeniz kuvvetleri ens-pektörü Vis Amiral Robert, Sömürge genel ilbaylarından B. Carde'dir. Deniz işleri bakanı B. Pietri, konferansın bir iki celsesine İştirak edecektir ŞimalîÇın meselesinin tehlikesi artıyor Japonların teşvik ettikler Nankin hükümeti bir ayak bastırmaya k Nankin, 26 (A.A) — İcra komi -tesi dün Pekin süel meclisinin dağı -tılmasına ve Yimjunkcng'in azline karar vermiştir. Pekin ve Tien Çın garnizonları kumandanı Sungçenyu -an, Hopei ve Çahar vilayetlerinde bîr anlaşma tesisine memur edilmiştir. Sü bakanı Pekin komiseri tayin edil -mistir. Bütün bu tedbirler hüküme -tin muhtariyet hareketini bastırma -ya azmetmiş olduğunu göstermekte -dir. San kin hükümeti muhtariyeti ı-lâıı edenin tevkifini emretti. Nankin. 26 (A A.) — Nankİn hük i-metî icra konseyi. Hopey'dcki hükümet memurlarına pazar günü şarki Hopeyln muhtariyetini ilân etmiş olan Yin;-u keng'i tevkif etmeleri emrini vermiştir. Merkez hükümetin şimal Cindeki nüfuzunu tahkim için elinden geleni yapmak tasavvurunda olduğu sanılmaktadır. Muhtariyeti ilân eden vatan haini sayılıyor. Nankin, 26 (A.A) — Gazeteler, gayri askeri mıntakada muhtelif ytr -lerin muhtariyetini ilan etmîş olan B. Yingjukeng'i şiddetle tenkid etmekte dirler. Yingjukcng ihanet etmiştir. Hükümet gereken tedbirleri almakta gecikmeyecektir. Şimalî Çinin muhtariyeti burada milli hükümet için tahammül edilmez bîr durum addedilmektedir. ¦ Japonlar muhtariyet hareketini teşvik ediyorlar. Tokyo, 26 (A.A.) — Umumiyetle sanıldığına göre, japon garnizonları, muhtariyet hareketinin adım adım ge • nişlemesİni teşvik edeceklerdir. Gazeteler, muhtariyet taraftarları plânın şimdilik Çahar ve Hopey vilâyetleri ile Pckİn ve Tientsin şehirlerini gözetmekte olduğunu yazmaktadırlar. i muhtariyet hareketini lanma addederek şiddetle arar verdi l ın - japon münasebetleri Tokyo, 26 f A.A.) _ J.pon dış işleri bakanlığı yetkili memurlarından birisi B. Uang'ın Japonya'ya seyahati lüzumunu şüpheli görmekte ve Çin - Japon müzakereleri için en İyi konuşma mahal'i-nin Tokyo olmayıp Nankin olduğunu ileri sürmektedir. Gene İn memur diyor kı "1931 de Mançııri hadiseleri esnasın Ja Çin dış işleri bakanı olan B. Uang'ın o uma kj diplomatik hareketlen kendisine oLı . i-m.ıtlı fazlalaştıracak mahiyette olmaktan uzaktır. B. Uang'ın Çin'den Japu.ı-ya'ya geçerken Amerika birleşik devletleri as başkanı B. Gamcr ile konuşacağı hakkındaki söylenmeler doğru olsa gerektir. Bjnunl.- beraber diğer devletlerin Çin - Japon raüzak-relerine kanş maları mevzuu bahsolamıyacaklır. Rengo ajansının tahminine göre. B. Uang. yakında bîr suikast neticesinde yaralanan B. Uangşifey'in yerine Nan -kin hükümeti dış işleri bakımlığına ge -tirîlecektir . Jüponlar yadsüel böl ney e girdiler. Pekin. 26 fTA-AJ — Çin şeddinin bir çok yerlerinden gelen haberlere göre, ja* pon kuvvetleri askerlikten tecrid edilen mıntakaya girmişlerdir. Mitralyozlü 500 japon askeri de buraya gelmiştir. Ote taraftan Tientsin'dekı japon garnizona da kuvvetlendirilmiştir. Resmi japon çevenler İnde söylendi -ğine göre. japon kuvvetlerinin bu hareketi manevra h«ztı ..ki..en \ n başka bir şey değildir. Vaziyet çok gergindir. Çinli zırhlı otomobil ve motosiklet devriyeleri sokaklarda dolaşmakladır. Muhtariyet hareketi suya düştü. Pekin, 26 (A.A.) — Tients ildeki muhtariyetçi hareket gülünç bir surette nihayet bulmuştur, i laik muhtariyetçilerin karargâhını basmış ve muhtariyetçiler silâhlarını ve cephanelerini bırakarak kaçmıştır. italya'ya verdiğimiz cevap notası Belgrad.. 26 (A.A) _ Küçük İti -laf ile Balkan İtilafının Italyanın protesto notasına olan müşterek ce -vapları bugün öğleden sonra Italyanın Belgrad, IV- Bükreş, Ankara ve Atinadakİ diplomasi mümessille -rine tevdi edilecektir. Bu cevabın e -dasının taraamîyle ingiliz notası île fransız notasının edaları arasında olduğu beyan edilmektedir. *•» İtalya notasına cevap olarak ha -zırlanmış olan Türkiye notası dun İtalya kıratlığı hükümetinin Ankara büyük elçiliğine tevdi edilmiştir. Bu cevap Küçük İtilaf ve Balkan İtilafı devletleri tarafından verilen cevabın aynıdır. Notanın metni şudur: " Türkiye Cumuriyeti Dış İşleri Bakanlığı, İtalya kıratlığı büyük el -çiliğinin İtalya - Habeşistan ihtilafı hakkındaki Cenevre müzakeratına dair göndermiş olduğu II ikinciteş-rin 935 tarihli notayı almıştır. Cumuriyet Hükümeti, Balkan İtilafının, Küçük İtilafın ve bilhassa Türkiyenin binnefis asamblede olduğu gibi konseyde ve bu iş için teşkil edilmiş olan komitenin muhtelif he -yellerinde de ihtilafı memnun edici bir neticeye bağlamak için ittihaz ettikleri tavır ve hareketin ve sarfet -tikleri mesainin bütün safhalarını İtalya kıratlık hükümetinin dikkatle takib etmiş olduğu kanaatındadır. Türkiye Cumuriyeti Hükümeti, bu ihtilafın daha başlanı-ıcında da te -menni ettiği veçhile serî ve âdilâne bir tarzda hal ve tesviyesine iktidarı nisbetinde yardım etmeyi şiddetle ar-zu eder. Türkiye Hükümetinin bu hattı hareketi, Italyaya karşı besle -diği dostluk hislerinden ve İtalya kıratlığı ile şimdi mevcud dostane münasebetlerini muhafaza edebilmek hususundaki çok samimî temennile • rinden mülhemdir. Türkiye Cumuriyeti Hükümeti bizzat İtalya - Habeşistan ihtilafiyle doğrudan doğruya alakadar değildir. Ancak Milletler Cemiyetinin azası sı-fatiyle ve paktın maddelerini Ut -bik hususunda yapmış olduğa resmi taahhüdlerle bağlı olaraklır ki bu ihtilafa daîr Cenevred* yapılan mü -zakerelere iştirak etmiş ve şimdiki halde müştereken alınmış olan ted -birlere iştirak etmekte bulunmuştur. Türk Hükümeti, yukarda aikro -lunan umumi ahval saikiyle Italyaya kar«ı olan dostane hislerine rağmen Milletler Cemiyeti azası bulunan diğer devletlerce ittihaz olunan hattı hareketten ayrılmamış ve dolayısiyle pakt maddelerinden kendisine düşen taahhüdlere ittiba eylemiştir. Dış İşleri Bakanlığı, yukardaki nokatı İtalya kıratlığı büyük elçiliğinin nazarı ıttılaına arzederken ahva -li hazıra içindeki tarzı hareketinin a-na hatlarını samimi bir surette izah etmiş olduğu zannındadır. Dış işleri Bakanlığı bu münase -betle İtalya kır* Ilığı büyük clçi'iğîne yüksek ihtiramlarının teminatını te -yid eder.,, ULUS 28 SOm ESRİN, 1935 l'KR.-yhMBE Son haberler ikinei sayfada 0.4 ALTINCI YIL. No: 5152 Adımız, audıruızdır lleryerde 5 kuruıj italyan-Habeş harbinin yeni safhası Habeşler Makalleyi aldıklarını, italyanlar Makalleden çıkmadıklarını söylüyorlar ı * italyanların Makalleye girdikleri sırada alınmış bir resim Başbetke YABANCI ARTİSTLER F. R. AT AY İstanbul arkadaşlarımız, birkaç gündenberi, yabancı artistler meselesinden bahsetmektedirler. Yalnız bunlar için konan vergi o kadar ağırdır ki, Türkiyede hiç bir musiki ve sahne hareketi yapmağa imkân yoktur. Memleketimizde vergi münakaşalarının ne kadar nazik olduğunu bildiğimizden, vaziyeti uzun boylu tetkik ettik. Sonunda anladık ki ortada bir vergi davası yoktur, bir tasnif yanlışlığı vardır. Okurlarımı. ı sıkmamak için, yerli ve yabancı artistler hakkındaki vergi rakamlarını yazımızın sonunda neşrediyoruz. Bundan anlaşılıyor ki dışardan, hiç kimse, hiç bir sanat adamını veya takımını getiremez. Çünkü her bilet parasının yüzde 75 ine yakınını vergi olarak ödemeğe mecburdur. Geriye' kalan yüzde 25 ise, yol parası, ücret, kira masrafları ile kazanç karşılığı olamaz. O vakit sovyet ve alman sanatkârlarında olduğu gibi, bunlar ancak misafir olarak gelebilir ve halk da tiyatroya parasız sokulur. Bundan birkaç sene önce yüksek değil, orta bir sanat değeri ol-mıyan bazı yabancı trupların Bey-oğlu'na yerleşerek, yerli sahne zararına, büyük kârlar temin ettiğini görüyorduk. Sonra bar ve dansingler gene yüksek sanatla ilgisi olmıyan, artistler getirtmekte idiler. Sanıyoruz ki doğrudan doğruya Prohibitif olan bu vergi bu cereyanı durdurmak için düşünülmüştür: Çünkü o gündenberi, ver-g'yi bilmiyenlerden başka, hiç, ama hiç bir sahneye yabancı sanatkâr çıkarak, devlete vergi vermemiştir. İmdi biz yalnız birkaç sene değil, uzun seneler yabancı memleketlerden musiki ve sahne artistleri getirmek zoru altındayız. Güzel musikiye kulakları alıştırmak, iyi sahneye seyirci yetiştirmek için, kendi musikimiz, kendi sahnemiz için çalışanlara canlı bir mekteb hizmeti gördürmek için, Türkiye şehirlerinin hazin boşluğunu, sessizliğini ve eğlencesizli-ğini gidermek için bunu yapmağa mecburuz. Musiki ve sahnede en ileri memleketler bile biribirlerine sanat a-dam ve takımları yollamaktadırlar. Hitlerizm ve farzın, büyük sa-(Sonu 5. ci sayıfada) Londra, 27 (A.A.) — Reuter ajansı bildiriyor: Devam etmekte olan temizleme hareketleri ile italyan orduları arasında irtibatın tesisi için gösterilen çalışmalar şimaldeki kuvvetleri hareketsizliğe uğratmaktadır. Habeş haberlerine göre, cenupta general Graziyaninin kuvvetlerine karşı bir taarruz hazırlanmaktadır. Ancak iki fırkalık olan bu kuvvetler, bir kısmı gecen hafta Italyadan hareket etmiş olan yardım kuvvetlerinin gelmesini beklemektedir. Habeş hükümeti, italyanların Ogaden'e çekildiklerini söylemektedir. İtalyanların Gerbogubi ve (Sonu 2 inci •ayfad») BAŞBAKANIMIZ Fabrikalarımızda Haberlerini 6. eı sayıfada okuyunuz! Zecri tedbirlere karşılık İTALYADA Süel korunma tedbirleri almıyor Roma, 27 (A.A.) — Yeni zecrî tedbirler tatbiki tehlikesi yüzünden hasıl olan vaziyet ve bu tehlikenin yarattığı beynelmilel endişe dolayısi-le ihtiyatı süel tedbirler alınmıştır. I-talyayı ani bir müdafaa halinde bulundurmak için bir takım asker nakliyatı yapılmıştır. Bu nakliyat ve harekât hakkında çıkan haberleri tet-kika imkân yoktur. Çünkü bu hususta her türlü haberler kati olarak yasak edilmiştir. Bu tahaffuzi tedbirlerin resmi olduğ-u kaydedilmektedir. İzin almaları mukarrer yüz bin asker silah altında alıkonulmuştur. Çanakkale vapurunun geçirdiği kaza Çanakkale yolcularını kurtaran Bandırma vapuru Deniz yolları idaresinin Çanakkale vapuru salı günü Bozcaada önlerinde iken uskur şaftı kırılmıştır. Kaptan bulunduğu yerin demirlemeğe müsait olduğunu görmüş ve hemen demir atmıştır. Telsizle verdiği haber üzerine, Ça-(Sonu 5. ci sayıfada) "(Jius,, un dil yazıları GÜNEŞ-DİL" Teorisinin esaslarına kısa bir bakış ''Güneş - Dil Teorisi ff Türk dilinin ana kö ¦ kiyle radikal köklerini ve bunlara sonra -dan katılarak anlam nüansları yaratan eklerinin rollerini sarih kanunlarla ortaya koymaktadır "Güneş - Dil" Teorisinin türlü kelimeler üzerinde tatbikatını gösteren yazılarımıza bundan Önce birkaç gün aralık verişimiz, bu teori hakkında, yalnız memleket bilginlerine değil, asrımızın klâsik etimoloji mensuplarına da hitap eden bazı etütlere yer vermek içindi. "Ulus" ta bu sütunlarda çıkan o yazıları memnuniyetle okuduk. Gördük ki yazanların hepsi de teoride ileri sürülen orijinal esasları doğru bulmaktadırlar. Her vakit bu yoldaki yazılara yer vermekle beraber, birçok okuyucuların merakla takip ettikleri tatbikat yazılarını da daha fazla geciktirmemeği münasip gördük. "Ulus" un ilâve şeklinde dil meraklılarına armağan ettiği "£li-moloji, morfoloji ve fonetik bakımından Türk dili analiz yolları,, başlıklı broşür, bu tatbikatı takip için gerekli esasları toplamaktadır. Bununla beraber birçok yerlerden gelen mekruhlarda bu esasların toplu ve kısa bir hulâsasına ihtiyaç gösterilmekte olduğu için, burada böyle bir hulâsa yapmayı uğun bulduk: Güneş - Dil Teorisine gÖre Kökler ve Ekler I. — Türkçede sözün ana kökü Fransız Başbakanı B. Laval diyor ki Fransanın alın yazısı perşembe günü belirecektir. " Memleket açık bir durum istiyor. Kaygu yeniden baş gösteri -yor. Finansımızın öldürüeü bir mahiyet alması tehlikesi var. Parlamento hemen ve çabuk karar vermelidir.,, B. t,avat Paris, 27 (A.A.) — B. Laval, dün akşam radyo ile yayılan bir söylevinde şöyle demiştir: "—Perşembe günü belirecek olan şey, Fransanın alınyazısıdır. Tasarrufların yapılmasına devam e-ditecek ve frank kıymetinin indi- rilmesinin önüne geçilecektir. E-ğer parlamento, muhalif bir fikirde ise, bunu açıkça söylemelidir. Zira memleket, açık bir durum istemek hakkına maliktir. Parlamento konuşmalarının güç olacağı düşüncesi, ihtimal yalnız başına bir çok ziyanlara sebeb olmuştur. Kaygı, yeniden baş gösteriyor. Eğer bu endişe uzayıp gidecek olursa finansımız için öldürücü bir mahiyet almak tehlikesini arzedecektir. Süratle bir rey vermek lâzımdır. Biz parlamentodan hemen karar vermesini istiyeceğiz, yoksa vaziyet vahimleşecektir.,, Frongltl kıymetli B. Laval, frank kıymetinin her ne suretle olursa olsun indirilmesine muarızdır. Söylevinde şöyle demiştir: "— Bir kolaylık yolu olarak kabul etmemekte, reddetmekte ol- fSonu 2 inci sayfada) Bugün İç sayfalarımızda 2. inci sayfamızda: Brezilya isyanı bastırıldı, şimali Çin hâdiseleri, İtalyan - habeş harbi, B. Mitlerin söylevi 'i. üncü sayfamızda: Yarı siyasal: Pester Loyd'a cev Tarih bahisler-: t r*anlı saltanatında ¦ ille nüfus sayımı. I. üncü sayfamızda: MESKEN ANKETİMİZE GELEN CEVAB.. 5. inci sayfununla: VIII İNCİ DİL ANKETİ (V. + K.) dir [ (V.) vokal, (K.) konson demektir.] Bu formülün ilk şekli, dilin a-na kökü olan (a -f- ğ = ağ) dır. Not: I. — Bu "ağ" ana Sökündeki vokaller şu vokallerle değişebilir: a (ı,e,i,o,ö,u,ü) Not: 2. — Bu (ağ) ana kökun-deki okunmaz (muet) "ğ" konsonu dahi şöyle değişebilir: ğ (v, y, g, k, h, b, m, p, f) Bunlar birinci derece radikal kökler sayılabilir. Not: 3. — Bütün Türk konsoa-ları başında bir vokalle beraber ana köke eklendikten sonra, ana kök düşerse, kalan şekil, onun mefhumunu temsil edebilir. Beyle;. î Ağ -f- v. (s, ş, c, ç, z, /, d, t, r, l, n) şeklinde, ikinci derece radikal kökler çıkar. //. — Ana kök ve onun yerine geçebilen birinci ve ikinci derece-deki radikal kökler, hep kök anlamının mümessili olurlar. Bu temsilde tereddüt edilirse derhal ana kökü başa getirmek ve ondan sonra gelip ana kökün anlamını nüanslarından süfikslere bakmak lâzımdır. ///. — Ana kökün ilk anlamı, (güneş) olduğu ve ondan çıkabilen başlıca mefhumlar broşürde gösterilmiştir. Bütün bu mefhumlar, ilkin en maddî anlamlarında olarak (ağ) ana köküyle anlatılmış, zamanla bir yandan mefhumlar ruhî, fikri, abstre anlamlara döndüğü gibi, öbür yandan da vokaller ve kon-sonlar inkişaf ederek birinci ve ikinci derece radikal kökler vücuda gelmiştir. Bütün bu köklere bir takım süfiksler de katılarak dİl kurulmuştur. IV. — Güneş - Dil teorisine göre Türk ekleri ve onların kelimedeki rolleri itibariyle kategorileri de broşürde izah olunmuştur. Güneş - Dil Teorisine göre imaliz yolları Herhangi bir kelimeyi analis ederken şu yollardan yürümek lâzımdır: 1. — İlk önce kelimenin tam ve asıl manasını tesbit ederek bilmek lâzımdır. 2. — Bir kere bu mana bilindik ten sonra, kelimenin elde bulunan şekli, onun uzun bir tekâmül neticesinde aldığı en son morfolojik ve fonetik şekil olduğu düşünülerek, kelimeyi ilk etimolojik aslına çevirmelidir. Bu çevirmede göz önünde tutulacak esaslar şunlardır: a) Hiç bir kelime konsonla baş-Utnaı, Konsonla başlıyan Mile-- Say d ay. çeviriniz - YtFA 2 ULUS 28 SONıt^KlN 1935 PERŞEMBE SON DAKİKA Cenub cephesinde İtalyanlar bir hezimete mi uğramışlar? Adisababa, 27 (A.A.) — Hükümet, tebliğ ediyor: İtalyanlar, Ogaden cephesinde tam bir hezimet halindedirler. Go-rahaiden bildirildiğine gore, italyanların dört tank ve ikisi mitral-yözleri taşıyan altı kamyon kaybetmiş oldukları Anale çarpışması sonucunda Somalililerle italyanlar perişan bir halde geri çekilmişler, birçok ölü bırakmışlardır. Panik, Gorahai ve Guerlogou-bi garnizonlarına da sirayet etmiş ve bu garnizonlar yerlerini bırakarak Ual-Ual ve Vardaireye sı ğınmış olup buralardan çıkmamak tadır lar. Habeşler, Gorahai ve Guerlo- goubi'yi tekrar işgal etmek için tertibat almaktadırlar. Şu hale göre italyanlar, Ogaden cephesindeki 55 günlük mücadelelerinin semeresini kaybetmişlerdir. halyun tekzibi Roma, 27 (A.A.) — Stefani a-jansı bildiriyor: Bazı ajansların italyan askerlerinden bir takımının Mısıra kaçtıklarına, Makalle ehalisinin italyan kıtalarına karşı isyan etmiş olduklarına ve italyanların yerli ehalİye karşı şiddetli muamelelerde bulunduklarına dair olan haberlerin asıl ve esası yoktur. İtalyanlar nereden taarruz edeceklermiş ? Paris, 27 (A.A.) — Havas a-jansından: Pertinaks Eko dö Pari gazetesinde yazıyor: "Romadan gelen haberlere göre Italyanın Londra elçisi, İngiltere dış İşleri bakanlığına süel hareketin yakında Tsana istikame- tinde başlıyacağını bildirmeğe memur edilmiştir. Bu haberi Deyli Telgraf da te-yid etmiş ve Mareşal Badoğlio-nun bu bapta kesin emirler almış olduğunu söylemiştir. İskenderiye üzerinde ingiliz hava manevraları Londra, 27 (A.A.) — İngiliz kara ve deniz tayyareleri bugün İskenderiye ü-zerindc büyük manevralar yapmışlardır. Bu manevralardan maksat, bir havaîta-arruz takdirinde şehrin ne gibi müdafaa vasıtaları kullanabileceğinin tetkikidir Tayyarelere karşı kurulmuş olan bataryalar tayyarelerin çektiği nişangâhlara karşı ateş etmişlerdir. İtalyan - habeş savaşı yeni bir .safhada (Başt 1. ci sayıfada) Gorahai'y» tahliye ettikleri ve U-alual'a doğru çekildikleri söyleniyor. Adisababada sanıldığına göre birkaç gün sonra cenup cephesinde büyük bir muharebe olacaktır. Asker dolu büyük kamyon kolları Harrardan, bir tek italya-nın kalmadığı söylenen Gerbogu-biye bugün hareket etmişlerdir. Habeşlerin Gorahaiyi almış olduklarına dair olan haberi bitaraf bir kaynaktan teyid etmek imkânsız bulunmaktadır. Bununla beraber habeş kuvvetlerinin cenuba doğru olan hareketleri son günlerde mühim bir şekilde genişlemektedir. Beş italyan uçağı bugün Har- rar ilinin bazı köyleri üzerine bomba atmışlardır. Mısırlı 125 habeş, memleketleri uğrunda harbetmek üzere Di-redt'a'ya gelmişlerdir. Şimal cephesine gelince, italyanlar yerlerinden kımıldamıyorlar. Bir haftadanberi hiç bir ileri hareketi bildirilmiyor. Ras S e yum ve Kassanın giriştikleri şiddetli çete muharebeleri italyanların ileri hareketini durdurmuşa benziyor. Bu iki habeş kumandanı elbirliğiyle hareket etmekte ve baskın muharebeleri yapmayı bir şerefsizlik addeden ikinci derecedeki kumandanları teskine çalışmaktadırlar. rin başındaki vokal sonradan düşmüştür. b) Sözün başında ana kök, yahut onun yerini tutan radikal bir kök vardır. Eğer bu kök sözde gö-rünmiyorsa sonradan düşmüş demektir. c) Hiç bir ek köke doğrudan doğruya yapışmaz. Araya mutlaka bir vokal girer. Bu vokal sözde görünmiyorsa sonradan düşmüş olduğuna hükmetmelidir. ç) Hiç bir sonek yalnız vokalden ibaret olamaz. Eğer sözde yalnız vokal şeklinde görünüyorsa, orada düşmüş bir (ğ) var demektir. d) Türk sözlerinde yanyana aynı cinsten iki konson bulunmaz. Eğer böyle iki konsona tesadüf olunursa, bunlardan birinin uzatma rolünü gören bir (V. + ğ) nin kaynaşmasiyle yapılmış olduğuna hükmetmelidir. 3. — Kelimeyi böylece bir [ (V. + K.) + (V. + K.) + (V. + K.) .„] serisi halinde analiz ettikten sonra, manasına göre bastaki ana veya radikal köke "güneş" aslından gelen türlü an-lamlardan hangisinin en çok yakışık alacağım düşünüp bulmak lâzımdır. Burada sırf kalıp üzerinde mihaniki bir çalışma yerine, bilmenin ve düşünmenin esas olduğu göz önünde tutulmalıdır. 4. — Ana veya radikal kökün manasını bulduktan sonra ona yapışan eklerin manaya verdiği nü anaları da tesbit etmek lâzımdır, i Burada da sözün kendi manasıy-le ana köke verilen mananın nispetini daima göz önünde tutmalıdır. Bu analiz yapıldıktan sonra yeniden senrez'e dönülerek elimizdeki kelimenin ilk etimolojik şekilden son morfolojik ve fonetik şekle dönüşünü tetkik etmek ve kökle eklere verilen manaları birleştirerek kelimenin son manasını bulmak lâzımdır. Türk dilinde mütekâmil fonetiğin istediği söz şekli şudur: "Mana kaybolmamak sortiyle kelimenin, söyliyenin ağzından a-henkli olarak çıkabilecek ve işi-denin kulağında temiz ve düzgün bir yanku yapacak şekilde olma-sı...„ işte morfoloji ve fonetiğin, Türk sözlerinin etimolojik şekillerinde yaptıkları değişmelerin sebebi, budur. "Güneş Dil" teorisinin bu esaslarını anlayıp tatbik etmek için, her şeyden Önce kafamızı klâsik etimoloji ve gramer görüşlerinden ayırmak lâzımdır. "Ulus** un "Dil yazıları" sütunlarında 2 sonteşrin 1935 tenberi çıkan örnekler, "Güneş - Dil" teorisinin tatbikattaki muvaffakiyetim gösterir şahitlerdir. Bu izahları, yalnız yabancı dilden gelme banılan birçok sözlerin orijinal Türk kelimeleri olduğunu göstermek yolunda değil, Türk dilinin ana tözleri üzerinde de tatbik etmiş bulunuyoruz ve bundan sonra da bu tatbiklere devam edeceğiz. DIŞ HABERLER Yunanistan'da Hükümeti şimdilik B. Kondilis idare e deeek Atina, 27 (A.A.) — B. Kondi-lisin dün kıralla yaptığı mülakat iki saat kadar sürmüştür. B. Kondilis saraydan çıkarken gazetecilere beyanatta bulunarak, kirala meclisin dağıtılmasını, seçimin kuvvetli bir hükümet tarafından yapılmasını tavsiye ettiğini söylemiştir. Kıral kendisine teşekkür etmiş ve bu hususta danışmalardan sonra bir karar verinceye kadar işlerin idaresini kendisinden rica etmiştir. Kıral, bu görüşme esnasında B. Kondilise en büyük şeref nişanı olarak kurtarıcı nişanının büyük hac rütbesini vermiştir. Atina, 27 (A.A.) — Kıral, danışmalarına devam ederek dün saat 15 de başbakan muavini B. Te-otokisi kabul etmiştir. Mülakat soat 17 ye kadar devam etmiştir. Kıral, B. Çaldarisi bugün saat 10.45 de ve B. Metaksası da saat 13 de kabul edecektir. 8. ( ni dar isi n tavsiyeleri Atina, 27 (A.A.) — Saraydan çıkarken gazetecilerle görüşen B. Çaldaris, siyasal vaziyet hakkın daki görüşlerini kirala bildirdiğini ve yeni kabineyi teşkile parlamento ekseriyetini haiz olan partiyi memur etmek tavsiyesinde bulunduğunu söylemiştir. Kıral B. Çaldarise, Sovör nişanın büyük salibini vermiştir. Umumî af Atina, 27 (A.A.) — Kıral. yakında umumî af ilân edecektir. Bu B. Venizelos a olduğu gibi bütün askerlere ve general Plastirasa da şamil olacaktır. Brezilya isyanı bastırıldı Hükümet kuvvetlerinin şiddetli bombar • dınıanuıdan sonra ihtilalciler teslim oldular Londra, 27 (A.A.) — Rio-de-Janeiro'dan Reuter ajansına bildirilmektedir: Şiddetli bir bombardımandan sonra hükümet kuvvetlerinin Sao-Joabo kalesini işgal ettikleri resmen bildirilmektedir. İhtilâlciler teslim olmuşlar, sükûn tesis edilmiştir. Berlin, 27 (A.A.) — "Graf Zeppelin" de bulunan yüzbaşı Behman telsiz telgrafla bildiriyor: "Seyahatimize akşama doğru başladık. Bathurt'da posta tevziatını yaptık. Amerikaya doğru gitmekte olduğumuz pazar sabahı, Rasif hadiseleri hakkında ilk haberleri aldık. Rio gaz fabrikası henüz İnşa edilmekte, ve şimali şar- kî rüzgârları Sevilla seyahatini güçleştirdiğinden, benzin ekonomisi yapmak için derhal süratimizi azaltmaya ve böylelikle hiç olmazsa sekiz gün havada kalmayı temin etmeye karar verdik. Rasif açıklarında iken bu şehrin limanı ile daimi bir irtibat tesis ettik. Uçak meydanı civarında çarpışmalar yapılmakta olduğunu, fakat karışıklıkların en geç hafta sonunda biteceğini telsiz telgrafla haber aldık. İhtilâlciler dün akşam teslim oldular. Bugün güneş batarken karaya inecek ve seyahat esnasında 120 saat havada kalmış olacağız. Şin.alîÇinde Japonlar bulmidemi ı\ollarını ellerine geçirdiler Japonlar bir mevki daha işgal ettiler. Pekin, 27 (A.A.) — Japon kıtaları. Pekin'e 5 kilometre mesafede bulunan ve demiryollarının mühim bir birleşme noktası olan Fentgai'yi işpal etmişlerdir. Pekin, 27 (A.A.) — Japon kuvvetleri şimali Çin demiryollarını işgal etmişler ve cenubla olan münakalâtı lamamîy-le durdurmuşiardır. Şimali ve merkezî Çin demiryolları tamamiyle Japonların elinde bulunmakladır. Pekin. 27 (A.A.) — Japon monteleri demiryolunun birçok noktalarını îş gal etmek suretiyle Pekin - M ukden. Pekin - Hankov vc Pikin - Suignan hat -larını kontrolleri altına almışlardır. Japonlar bu tedbîrleri vagon ve lokomotiflerin cenuba kaçırılmasına mani ol -mak için alındığını »Öyl^mek'eıtîr . Pekin. 27 (A.A.) — Bu ay.n 24 ün-de şimalî Çin'de muhtar hükümet ilân eden Ying-yu-keng hakkında elam ted -birler alınacaktır. B. Laval diyorki: Fransanın mukadderatı perşembe günü belli olacak (Başı 7. ci sayıfada) duğum frank kıymetinin indirilmesi keyfiyetinin yükünü, ağırlığını küçük tasarruf erbabı çekecektir. Parlamento seçimleri arifesinde olduğumuzdan dolayı frank kıymetinin indirilmesi keyfiyeti çok daha ziyade tehlikelidir. Finansal mesele halledilir e-dilmez birlikler meselesine temas edeceğim. .son lıadiseler tekerrür edemez Hükümet, vatandaşların nizam ve emniyetinden mesuldür. Ve cumuriyet müesseselerinin muhafazasını üzerine almıştıt. Hiç bir grup, kendi otoritesini devlet otoritesi yerine koymak hakkına malik değildir. Brest ve Tulon hadiseleri ve son günlerde Limogda vukua gelen hadiseler, cumuriyet rejiminin temin etmiş olduğu hürriyetleri tehlikeye düşürmeksizin tekerrür edemez. Kanunlar kâfi değilse, bunlar ikmal edilecektir. İt d \ mı - lıubeş savaşı B. Laval, Fransanın italyan -habeş anlaşmazlığında tuttuğu yolu kapalı göstermeğe çalışarak şu sözleri ilâve etmiştir: "— Biz, Cenevre paktının zarurî neticesi olan teahhütlere giriştik. Bu pakt, bizim emniyetimizin başlıca unsurlarından biridir. İngiltere İle yapmakta olduğumuz devamlı çalışma birliğinde daima anlaşmazlığı mevzii kılmak kay-gusu ile hareket ettik. Ve bu an- laşmazlığın etrafa bulaşmaması i-çin elimizden geleni yaptık. Daha başlangıçtan beri her türlü süel zecrî tedbirlerle bîr deniz ablokasına sevkedecek olan her nevi tedbirlerin önüne geçmek hususunda mutabık kaldık. Süveyş kanalının kapatılması hiç bir zaman düşünülmemiştir. Vazifem güçtü. İtalya ile olan dostluk bağlarımızı muhafaza etmekle beraber İngiltere ile olan dostça çalışmalar birliğimizi korumak ve Fransanın milletler cemiyetine olan sadakatini göstermek mecburiyetinde idim. Bu suretle hareket etmekle gerek memleketimin menfaatlerine ve gerek sulha hizmet etmiş olduğum kanaatindeyim. İngiltere İle çalışma birliği İngiltere ile Fransanın çalışma birliği her zamandan sıkı olmalı ve itimat esasına dayanmalıdır. İki memleket, müşterek gaye olan sulhu elde etmek hususunda aynı karşılıklı anlaşma ile sebat etmelidirler. Umarım ki vakti gelince B. Musolininin uzlaşma temayülüne müracaat etmek beyhude olmı-yacaktır. Milletler cemiyeti paktının prensipleriyle Italyanın menfaatlerini uzlaştıracak şerefli ve adilâne bir hal sureti bulmak lâzımdır. Dünyada mesuliyet yükü taşıyan herkesin düşüncesi budur. İtalyan hükümeti başkanının mera- B. Hitlerin sözleri Berlin, 27 (A.A.) — Hitler, bir mü -lâkat esnasında. Almanya'nın iç vazıyeti bakımından alman ve yahudi nklerı arasında bir fark koymaya lüzum görüldüğünü ve bu baptaki kanunların yahu-dileri halkın taşkınlıklarından da korumakla olduğunu söylemiştir. Hitler komünizm hakkında Alman-yanın kendi bünyetine uymıyan bu ,oı-yal akideye karşı mücadelesine devam o-deceğîne işaret eylemiştir. Almanya'nın müsellâb kudretine gelince, Hİtler bir kaç milyon askerlik 914 ordusuna muadil bir ordu teşkilinin ancak yenî bir harb tehlikesi karşısında düşünülebileceğini ve bunun ise Almanya için ezicî bir yük olacağını •Öylemiıiü*. Nihayet Almanya'nın müstemleke elde etmek husuıundaki pıojeleri bak*- -ı-da da "Almanya bu projelerden asla vaz geçmiyecektir „ demiştir. lekeline Avrupa sulhunun düzenlenmesi emrindeki hissini vermek azminde olduğunu biliyorum. O zaman Stresada başlamış olan işi veniden ele alacağız. Fransız - sovyet paktı. Fransız - Sovyet paktı hiç bir memleket aleyhine değildir Fransanın Berlin elcisi. B. Hitlere bu hususta teminat vr-rmiştir. Dostluklarımızın hiç birinden vazgeçmiyoruz. Bütün teahhüdlerimize riayet ediyoruz. Avrupa sulhunun sağlanması işine devam ederken bütün yardımları arıyoruz ve Almanya ile iyi komşuluk ve karşılıklı takdir münasebetleri vücuda getirmeği ve bu münasebetleri n-k:şafa doğru götürmeği samimî surette temenni ediyoruz. Kuvvetli, uyanık ve sulhu sever Fransanın korkacağı hiç bir şey yoktur.,. ULUS Son haherlcr ikinci mi fada ON ALTINCI YIL. No: 5153 Vılmıı/. uııılııııızdıı 11 * ı-\ f I« " I 15AŞBAKANIM İZ BURSADA Inörü iki fabrikanın temelini eliyle attı İSarsada Merinos fahri kası 1937 dr açılarak, üç buruk milyona mal olarak, ytlıla Öç milyon kilodan fazla yün îş-li\rrrklir. Kaşbctl.e ki/im \ aziı kmiz! F. R. AT AY Bir müddet Türkiye'de bulunan ve »on günlerde devrim ve mem -lekelimiz hakkında en iyİ eser -lerden birini neşreden bir yaban cı dostumuz bize yolladığı mek -tubta diyor ki: "Ulus'un fransız -ca nüshasında ne gibi yenilikler yapılmak lâzım geldiğini okur -lannızdan soruyorsunuz. Siz bu fıansızca nüshanızla esaslı bir hizmetle bulunuyorsunuz, bilhassa, son tarihiğ ve arkeolojik araştır -malarınızla, ırkınızın şanlı geçmişi üstüne döktüğünüz aydınlığı, sizin yazılarınızla öğreniyoruz. Bilirsiniz ki sizinle uğraşmak vazifeleri olanlardan başka hiç kimse, memleketiniz hakkında malûmat edincmemektedir. Ben Türkiye'yi terkedeli iki sene olmuştur: Şunu gördüm ki devriminizin büyük tekâmülünü, uzaktan, takib edebilmek imkânı yoktur.,, bît propaganda, ncjimtt işleri için, resmiğ. yarı resmiğ, kurumlarımızla Bankalar ve cemi -yetler kasasından her yıl oldukça mühim masraflarda bulunmaktayız. Fakat bir türlü sesimizi sınırlarımız dışına çıkaramıyoruz. Meselâ bir yeni nüfus sayımı yaptık; ajansımız, şüphesiz, bu neticeyi ber tarafa yaydı; fakat hiç bir ehemiyetli gazetede bunu haber olarak bile görmedik. Bilâkis, bu sayım neticesi aleyhine yazılar okuduk. Bu lakım büyük gazete -lerde Türkiye kelimesi menedil -miş gibidir: Eğer memleketimiz de bir tiren devrilip yirmi otuz kişi ölmez, bir yangın olup birkaç ma halle yanmaz, bir vapur batıp kırk elli kişi boğulmaz, bir yeni kom plo keşfedilmezse, Avrupa gaze -talerinin bizden bahsettiğini görmezsiniz. "Lu" diye bir haftalık vardır. Bütün dünyada çıkan gazetelerin ve olan hâdiselerin haftada bir hulâsalarını neşreder. Bu gazete vasıtasiyle dünyanın her yerinde ne olup bittiğini öğrenir -siniz: Fakat memleketimiz işlerinin bir satırlık yer aldığını gör -mezıiniz. Sakın sinirlenerek yan lış bir hükme kapılmayınız: Bizim buna her devletten fazla ihtiyacı -nn/ vardır. Şurası da bilinmek gerektir ki butun bu neşriyat, her devlet tarafından, kendi hesabına idare olunmaktadır. Sütunların ço-(Sonu 4. cü sayıfada) Bursa, 28 (A.A.) — Başbakan İsmet İnönü, Ekonomi bakanı B. Celal Bayar ve beraberlerindeki diğer zatlar asri kaplıca binasını gezdikten sonra saat 10 da merinos fabrikasının kurulacağı yere geldiler. Burası törene katılmak için gelen yurddaşlarla dolu idi. Törenden evel C. H. P. ilyön kurul başkanı Bursa saylavı Dr. B. Sadi Konuk bursalıların şükranını bildiren bir söylev verdi. Bunda kurtuluş yolunda olduğu gibi ilerleyiş ve yükseliş yolunda da bursalıların Ulu Öndere yürekten doğan inan ve itaatla bağlı bulunduklarını söyledi. Bundan sonra başbakan İsmet İnönü sürekli alkışlar arasında kürsüye gelerek şu nutku söyledi: "— Arkadaşlar, memleketimizin merinos fabrikasının temelini biraz sonra atacağız. Şefimiz A-tatürk, fabrikaya "Merinos" fabrikası adım vermişlerdir. Merinos, eski türk dilinde ince ue uzun demektir. Bu adla, fabrikanın iş ve istikbali sonuçlarını tebarüz ettirmiş oluyorum. Bu kuruluş. Ata-fiirk'if J+vrim bovunca her isteki yakın ilgisinin yeni bir delilidir. Bursada ve bütün memleket karşısında bunu anmak bir borçtur. Merinos fabrikası, Bursa ve etrafı için güttüğümüz gayeyi canlandıracaktır. İyi. ince ve uzun yün kendi topraklarımızda istihsal edilecek. Emek verdik, daha da vereceğiz. En iyi yünü yurd i- l.'(i»(i.;.mifrıı: t\met İnönü bir açıtmc. töreninde, karsılıyanlar arasında cinde yetiştireceğiz. Fabrift^nın. yün yetiştirme ve işleme gibi iki cephesiyle endüstri ve ziraat ba-(Sonu 2 inci sayfadaj C. H. P. Genyönkurul liin toplandı C. H. P. Genel Sekreterliğinden tebliğ edilmiştir: Bugün (dün) toplanan C. H. P. Genyönkun4.- «?.s.aDl.; U rariarı vermiştir: 1 — Manisa şar kurulundaki vaziyeti parti bakımından incelemiş, bu durumun düzeltilmesini karar altına almıştır. 2 — Sivas ilyönkurulunun ö-len değerli başkanı yerine yeniden seçilmiş olan Erzincan saylavı Hikmet Işığın yeni ödevi kabul edilmiştir. Fransa'da iç durum B. Laval kabinesi 225 reye karşı 345 reyle itimad kararını aldı. Paris, 28 f A.A.) — Saat 15 te, saylavlar kurulunun ilk celsesi hıncahınç dolmuş olan tribünlerin onunde açılmış tır. Sualler okunduktan sonra, barbakan tnkılâb dersleri başlıyor İlk dersi bugün Saat on yedi buçukta Ankara Hukuk Fakültesinde 15. PEKER verecektir. B. Laval bütçenin derhal görüşülmesini. otekİ m e selelerin talikini teklif etmiş ve itimat reyi istemiştir. B. Laval'in söylevi, kurulun büyük bir kısmının alkışlan ile karşılanmıştır B. Laval. federasyonun ve asayişin te -mini hakkındaki meselelerin Chauven raporundan evvel görüşülmesini kabul etmiştir. Muhtelif gruplar mümessilleri bun -dan sonra sor alarak hükümetin dilekleri hakkındaki düşüncelerini bildirmiş - lerdîr. Aynı satte senato toplanmış bu ¦ lunmakla idi Paris. 28 (A.A) — Toplantının kı-.* bir tatilinden sonra saylavlar ku rulu reisi, saat I6.S0 ve doğru, hü -l*ıııtır! laraftftdan islenilen itimad reyinin sonuçlarını okumuştur. Bu so -mı- I " şunlardır: Verilen reyler 570 dir. Bunların 345 i hükümet lehine. 225 şi aleyhi -nedir. "Ulus,, un dil yazıları Türk Dilinin Orijinalitesini Gösteren BİR ANALİZ Güneş - Dil Teorisi, Vkşam M sözümün analizi ile. /aman ve cihet anlatan türlü sözlerin Türk jeiûsinden ılviıjjnu nasıl ortaya koyuyor? ''Güneş - Dil" teorisinin esaslarına dün kısa bir bakış yapmıştık. Bu toplu hulâsanın tatbikatı arasında ''akşam" sozss-nü analiz ettik. "Sabah, öğle, ikindi" sözleri gibi araştırmağa giriştiğimiz "akşam" sözünün analizi, önümüze dUimi-zin engin orijinalitesini gösterir bir saha açtı. "Akşam" î/e oerafcer 'arka, kara, geri, gece, geçit, kaçak, koşu, gark," garp" sözleri önümüze çıktı. "Garp" sözünün uyandırdığı düşünce "şark, cenup, şimal" sözlerim hatırlattı. Buntarta analizinden de "gün, gündüz, düz, ün, ön, yön, sağ, sol, sut, nort, siyah, saha, nur, onÖr..." kelimeleri, içlerinde sakladıkları dil sırlarını dökmek üzere, meydana çıktılar. Türk dilinin kuruluşunda ki ana orijinaliteyi gösteren bu and tizleri, birkaç yazı halinde, buğundan başltyarak, bu sütunlarda göstereceğiz: yahut (Ahsum) derler. [2] Bu kelime ile güneşten mahrum olan sahamızın halini ifade edesa kelime, orijinde tamamiyle ayaldir. Şekli şu- Kelimenin etimolojik dur: (1) Ak; Güneşi işaret eder köktür. (Z) aş: (. -t- |), ("*» *" giW) bir obje veya süieye nazaran güneşin oldukça geniş ve uzak bir sahada vücut ve hareketini gösterir ektir. (3) am: (s) sahasının ait olduğu objedir. O obje bizim üstünde bulunduğumuz sahadır. Demek o-luyor ki: Ak aş + am — akaşam akşam sözü. güneşin bizim sahamızdan uzaklaşırken, yani ondan mahrum olacağımız sırada, bizim sahamızın halini ifade eder. Kelime 6ir noksan, bir yokluk" anlamına İşaret etmektedir. Aif.ıı.mı. Aksam: - "s. ş" tebadü-liyle - aynı manayı ifade eder. Me selâ "akasamak aksamak : "eksik olmak, noksan olmak" demektir, ıı | Bir insanın herhangi bir sebeple aklı başından u/aklaşıp (s, ş) sahasına giderse, yani mestolursa. onun o hal ve vaziyetine (Aksum) f/] Kanıu\u Türki Not: 1 — Güneşi hareket mef-humiyle birlikte mütalâa edersek (Akaş) sözü. "güneşin uzaklaşması, kaybolması, bitmeai" mefhumunu ifade eder. Son ekle. yani (am) ile. beraber bu mefhumu haiz saha olur. (Akaş) sözünün Yakutcada (Ağas) şekli vardır. [3) Bu söz, şu anlamlara delâlet eder: /. — Gelip geçmek; bir şey ya nından geçmek: yürümek; geçmek, koşmak: bir şeyin yanıodao - Saytfayt çeviriniz ¦ [2] Radlof. /. "Çağatay lehçesi": Büyük Türk Lügati "Çağataf ve Uygur lehçeleri": Pavet de Courteill»: Şark Türkçesi Lügati [3] Yakutçada "ş" yoktur: ""-ler "s" ile ifade olunur. Yunan kabinesi Kiralın al hakkındaki kararnamesini Kabul etmediğinden istifasını verdi Atina, 28 (A.A.) — Röyter-den: Kıral af kararnamesini imza etmiştir. Atina. 28 (A.A.) — Stefani a-jansından: Bakanlar, umumî af kararnamesinin neşrini reddettiklerinden kıral kabinenin istifasını kabul etmiştir. Atina 28 (A.A.) — İstifa e-den kabinede adliye bakanı olan B. Yannopulos. gazetecilerin suallerine cevap olarak demiştir ki: '•— Bir genel affın mesuliyetini üzerimize alamazdık. Böyle bir mesuliyeti ancak nizami bir kabine kendi üzerine alabilir. Gazetelerin yazdıklarına göre, iş kabinesinin teşekkülünü müteakip derhal bütün harb divanları tarafından mahkûm edilmiş olan bütün isyancılar için derhal bir genel af ilan olunacaktır. öğleüstü kıral tarafından çağırılan B. Kondilis. bakanlar içtimaını talik ederek saraya gitmiştir. Saraydan advelini müteakip bakanlar içtimain» devam olunacak tır. (Sonu 6. cısayılada) Bugün İç sayfalarımızda 2. inri sayfamızda: İtalya - habeş harbi; Şimali Çin hadiseleri; petrol ambargosu ¦i. üncü sayfunıızulu: İstanbul telefonları; İstanbul - Ankara telefonu; Yüksek Sıhhat Şûrası 4. üncü sayfamızda: YENİ TÜRKİYE VE ÖNDERİ .. inei sııy famızda: Spor; homur ilinde yen bayındırlıklar. 6. HUM sayfamızda: Mesken I I 'ı anketimi \1 11 A 2 ULUS 29 SONTfcîjRlN 1935 CUMA SON DAKİKA Habeşlerin plânı mı düşmüş?.. suya Dolo, 28 (A.A.) — Stefani a-jansından: Öğrenildiğine göre haberlerin Somali cephesindeki plânı, italyan Somalilini işgal etmekti. Ras Destanın vazifesi bir çevirme hareketi ile bazı süel yer ler işgal vc italyan hatlarını yar maktı. Habeşler bu hareketleri ile italyan ileri hareketini durdur- mak istiyorlardı ve aynı zamanda toprağın ve havanın müsaadesiz olduğu bir sırada ilerlemeğe mecbur olan italyanlara çıkaracakları güçlüklere güveniyorlardı. Halbuki son günlerin haberlerine göre hain mı bu oUnlan suya düşmüştür. DIŞ HABERLER italyanlar niçin geri çekiliyorlar? Adisababa, — 2» (A.A) — İtal -yan kuvvetlerinin Ogadcn ve Tigre cephelerinde geriye çekilmeleri de -rin bir tesir bırakmıştır. Yalnız yet -kili mahfiller bir geriye çekilmenin sarih sebeblerî ne olabileceğini araş -tırmaktadırlar. Umumiyetle sanıldığına «öre mareşal Badoğliyo çel ir gelmez vaziyet değişecektir. Italyanlaıın ele geçirdikleri ingiliz silahları Mogadişio. 28 (A.A.) — İtal yan-kuvvetleri tarafından Lam-ma m Şillindiide yapılan hareketler esnasında ele geçirilen silahların büyük bir kısmının ingiliz malı olduğu kaydedilmektedir. İtalyan adaklarına karşı. Roma, 28 (A.A) — Aunaradan bildirildiğine RÖre bazı keşif uçakları Aşiangİ golü bölgesinde binlerce habeş askeri tarafından tüfek ate -siyle karşılanmışlar ve mitralyözle mukabele etmişlerdir. Habeşler ağır kayıblar vermişlerdir. binek olarak geçmek [4|; uzaklaşmak; bitmek; kaybolmak; mahvolmak. |5| "Bu siri ağasa baran isteğine = o bu yerden geçtiği zaman"; "Asağas ânınan ağa* açık kapıdan geç"; ''Ağasa arga barbıt o garba doğru gelip geçti". Bu misaldeki iki kelime üzerine dikkati celbetmek isteriz: /. — "Geçti" manasını ifade eden (Ağasa) sözünün ne olduğunu Türk dilinin orijinini, lehçelerini bilmiyen bir zata sorsak, büyük ihtimalle bize vereceği cevap şu o-lur: "Kelime «tilnvii mücerrettir; (feale) vezninde mazii şuhudi'-dir". Hiç şüphe etmemek lâzımdır ki Arap dilinde kurulmuş olan kalıpların kâffesİ, tıpkı bu (ağasa) sözünde olduğu gibi, Türk sözlerinin taklitlerinden ibarettir. Arap kalıplarında kelimenin kökü ve onun manası tanınmaz; tasrif münasebetiyle tekerrür eden herhangi bir harf kök sanılır. ''.Güneşin uzaklaşmış, kaybolmuş, gejip geçmiş olduğunu" ifade eden (Ağasa) ye (Akaca) sözlerinin etimolojik şekillerinin altına, manalarını söylemeksizin, bazı Türk sözlerinin etimolojik şekillerini yazalım: d) I-(ağ 2) as (Ş) ağ) II — (ak «haç + ağ) IH _ (ak -i aç i ak) IV— (ok 4- oş J- uğ) :'. V *- (eg | ec | eğ) VI - (eğ 4 eç + it) Bu kelimelerin kökleri birdir. Hepsi, "güneşi ve onun hareketini" ifade eder. Bundan başka güneşin bu anlamının zihinlerde yarattığı mananın herhangi bir sü-je ve objede görülmesiyle o süje ve objenin güneş yerinde tasav- [4] Yunan esatirinde güneşin "Apollon" taralından sevk ve idare edilen ve muayyen seyrini takip eden bir araba olarak temsil edilmesi keyfiyeti. "Ağas" kelimesinin "bir şeyin yanından binek olarak geçmek" anlamiylc mukayese edilmeğe değer. [5] "Ağas" kelimesinin II. ve III. manaları, hu yazının son par-çastndadır. vur edilmesi neticesi hasıl olmuştur. Kelimelerin (I) inci eki olan (v. -f s - ş • c - ç) de birdir. Kurak. koşu. t*ecet (rCVİt I — Ağasağ ağasa geçti, kayboldu. II — Akaşağ akaşa idem (güneş). III — Akacak - kaçak - uzakla- şan, kaybolan IV — Okoşuğ ca koşu — "uzak- laşmak" anlamının ifadesi V — £gcccg — fen-e — ''güııc»rri-uzaklaşıp kaybolmuş" bulunduğunun iafdesi Vı — Egeçit m geçit = geçilip uzaklaşıla-cak yer. Görülüyor ki bütün bu kelimeler, güneşin bizden uzaklaşıp kaybolması halinden çıkmış sözlerdir. kaş Not: 2 — Yukarda gördük ki (Ahaş) sözünün bir manası da "bitmek" demektir. Güneş, (Akas) vaziyetinden sonra görünmiyor, kayboluyor, bitiyor. (Akas), güneşin görülmesine mani olan âdeta bir sed, bir mania, bir duvar gibi bir anlam veriyor. İşte bu anlamladır ki gözümüzün üstünde bulunup alnımızı görmeğe mani olan yüksekliğe de (Akağş = kas) deriz. Büyük bir ırmağın ve yahut denizin yüksek kenarına, yüksek sahillere de (kaş) denir. Kelimenin Yakutçada şekli (hağs) tır ve "kaş, kıyı" [6] demektir. HUSUS Not: 3 — (Hağs - hağş - haşağ-haşuğ - huşuğ) sözlerinden sonuncunun manası "kendinden geçmek, kendinden uzaklaşmak"-t»r. (7]___ [6] Pekarski: Yakut Dili Lügati [7] "Akşam" sözünün analizinden "garb" sözünün nasıl çıktığını gösteren ve "akşam" ın etüdünü de daha ileriye götüren kısım, yarınki sayımızdadır. 18 LER KOMİTESİ Petrol ambargosuna karar verecek mi ? Cenevre, 28 (A.A.) — Milletler cemiyeti çevenleri, on sekizler komitesinin pek yakında petrol ü-zerine ambargo konmasına karar vermesinin muhtemel olduğu mü-taleasındadır. Italyadakİ süel hareketler, bir nevi tehdid teşebbüsü telakki edilmekte ise de milletler cemiyeti kararlarının bundan müteessir olması ihtimali yoktur. Londra, 28 (A.A.) — On sekizler komitesinin önümüzdeki hafta içinde toplanması beklenilmektedir. B. Lavalin petrol üzerine ambargo konulmasına muhalefet etmemiş olduğu sanılmaktadır. Petrola ambargo konması yüzünden İncili/ donanması herhangi bir italyan taarruzuna uğradığı takdirde Fransa ne vaziyet alacak? İtalyanlar petrolün yerini tutacak bir madde arıyor Paris, 28 (A.A.) — Dün B. Laval ile ingiliz büyük elçisi arasında geçen gö • rüşmclerin şu iki meseleye dair olduğu bildirilmektedir: ¦ 1 — İtalya'ya yapılacak petrol ihracatı üzerine ambargo konulması ve yahut 18 ler komitesinin toplanması ü-zerine bîr tarih tesbitî. 2 — I - .m- .um Akdenizde ingiliz donanmasına yapacağı yardım. Şimalî Çin meselesi ingiltere Japonyadan ne vaziyet alacağını soruyor Kızılay Balosu 31.12.935 Kinıık fi^aıı müziği. Balet \e yıl banı eğlftOC«uh Londra, 28 (A.A) — Cindeki durumun inkişafları, Londra resmi mah fillerinde huzursuzluğa sebeb olmaktadır. İngiltere hükümetinin Japon -yadan Çine kartı ne gibi tasavvurlar beslemekte olduğunu soracağı haber verilmektedir. Londra, 28 (A.A) — Tokyodaki ingiliz .l.ıı. Japonyanın Çin hakkındaki tasavvurlarına dair malûmat almak için dış isleri bakanlığından ta-tıamt atmıştır. , liir general muhtariyet isyanını bastırmak işini üzerine almak istemedi. Nankin, 28 (A.A) — General Sun-Çeh - Yuan, Hopey ve Şahar vilayetlerinin sükûn ve asayişini temin etmek vazifesini kabulden imtina ermiş ve bugün icîn "bu işi başarabilecek kabiliyette olmadığını,, ileri dürmüştür. Japon memrtıları vekildiler Pekİn, 28 (A.A) — Japon süel memur'«rı, bu sabah Fengtai ve Changyîmenşube hatlarından çekil -mislerdir. Pekin, 28 (A.A) — Tiyen - Çin süel kumandanlığı adına söz söyli -yen bir zat, japon kıtalarının şimalî Cindeki hareketlerinin manevradan başka bir *ey olmadığını söylemiştir. Hadiselerin seyri, Nankin hükümeti -nîn hareketine bağlıdır. Eko dö Pari gazetesine göre, İngiliz dış bakanlığı petrol ambargo meselesi İtalya'nın ingiliz filosuna bir hücumunu intaç ettiği takdirde, Fransa'nın ikinci meselede kesin bîr tavır takınmasını istemektedir. Zecri tedbirlere karşı ltalyanın aaM tedbirleri Paris, 28 'AA l — Malca gazetesinin Roma aytan. zecri tedbîrler dolayı-siyle Roma'da tasarlanmakta olan suH tedbirlerden bahsederek diyor kı " Bu tedbirler, bazılarının iddia ettikleri derecede geniş değildir. Ve azamî üç fırkanın seferber edilmesinden ibn -re t tir.., İtalyanlar petrolün yerini tutarak bir madnU' arıyorlar. Roma. 28 (A.A.) — İtalyan hammad delerini taktir etmek suretiyle, yılda 1,900,000 hektolitre ispirto elde edilecektir. Kimya enstitüsü, petrol i Uta -line lüzum bırakmıyacak milli bir madde keşfine çalınmaktadır. Zecrî tedbirlere iştirak edenlerin Tivfrtrove musiki eserleri I m11 i111 İtalya sahne ve radyolarımla vaşak edildi Roma, 28 (A.AJ — Propaganda ba kanı aşağıdaki emirleri vermiştir: " Zecri tedbirleri tatbik eden devld lere iner. ıp tiyatro muharrirlerinin yazdıkları piyesler bundan sonra italyan tiyatrolarında oynatılmıyacaklardır Maa-mafİh, Şekspİr ile Bernar Şav'm piyesleri ile bazı fransız piyesleri bu yasak tan hariç tutulacaklardır. Japon l'inaıı* hakanı Japonyanın silah -lamna siyasasını tenkid ediyor Tokyo. 28 (A.A.) — Ordu namına söz söylemeye yetkili olan bir zat, süel mahfillerin finans bakanının beya»- Bnlgaristanda /•'. Köseivtınof hükümetin siyasasını anlattı. Sofya. 28 (A.A.) — Yeni Basbr' m ve dış işleri bakanı B. Köse Ivanof bugün yabancı gazete delegelerini kabjl ederek onlara hükümetin siyasasını izah etmiş ve demiştir ki: "Hükümetin iç siyasadaki hedefi, memleketin sükûna kavuşması ve devlet hayatının normal bir hale gelmesidir Dış siyasadaki hedef de barış ve bütün komşularla dostluktur. Yeni hükimet. Bulgaristan ile komşuları arasındaki güt lükleri ve engelini kaldırmağa bu'ün gayretini sarfedecektir Sofvada revizyonist bir gösteri Sofya. 28 (A.A.) — Talebe, hükümetin menetmesine rağmen, Nöyyi muahedesi aleyhinde bir gösteri tertip etmiştir. Atlı polis ateş açmış ve birkaç kişi tevkif e-dilmiştir. dan hayrete düşmü olduklarını söyle -mistir. Finans Bakam, harb bütçesinin tamamını kabul etmekten İmtina etmiş ve sebeb olarak da "Japonya'nın silâhlarının Amerika ve Sovyet Rusya'y* karşı bîr tahrik teşkil edeceğini., beyan ve bu iki devletin Japonyayı tehdit etme • mekte olduklarını ilâve eylemiştir. Ordu, " haksız taleplerinde ısrar eylediği takdirde ordu, milletin itima dini kaybedecektir.,, diyen finans bakanının düşüncesini müsamaha İle karşılıyamayız. Ordu namına söz söyliyen zat, netice olarak, askerlerin finans baka -nından ve kabineden izahat isliye -çeklerini söylemiştir. Tedbira devletlere mensup beste -kârların eserleri de konser programla -rmdan kaldırılacaktır. Fransız ve ital • yan senfonik ve oda orkestralarına aid bazı parçalara müsaade edilebilecektir. Hafif musikiye gelince, tedbirci memleketlerden gelen her eser yasak edile -çektir. Bu memleketlere mensup sanat idarecileri ve sanatkârlar İtalya'da faaliyet göstereaıiyeceklerdir. İstisnai olarak, fransız sanatkârlarına her fırsatta mü - saadeler verilecektir. Bu yasaklar radyo faaliyetine de şamildir... , Htızlur arasında kulan bıdıkvıluı kurtarıldılar. Moskova. 28 (A.A.) — Hazer denizinde fırtına dolayısiylc bir buz kütlesi üzerinde kalarak denize açılan altıyüz kişiyi aramak üzere yola çıkan tayyare ler bu balıkçıları bulmuşlardır. Bun! dan 11 tanesi tayyare ile geri getirilmiş tir. Diğerleri de erzak aldıktan sonra, ken di kendilerine sahile dönmüşlerdir. Deniz konferansı ne /aman haşlıyor? Londra, 28 (A.A) — B. B.tldvinin deniz konferansını 6 ilkkânunda aç - ması muhtemeldir. İngiliz delegeleri Samuel Hor, Eyres ve Moscll'den mürekkeptir. Konferans için kesin bir plân hazırlanmış değildir. İngiltere deniz silâhlarının uzal-t ılın ısını uklif edecek. Londra, 28 (A.A) — İngiliz de -¦eğelerinin söylediklerine göre, de -niz konferansında İngiltere deniz silahlan hakkında kontenjan sistemi -nin kaldırılmasını, her smıf için to -nilatoların azaltılmasını ve top ka -librelerinin ufaltılmasını teklif ede -çektir. Üen'z konferansı ve milletler cemiyeti Londra, 28 (A.A) — Tayınis ga -zetesîne göre, japon hükümeti, Londra deniz konferansında milletler cemiyetinden bir müşahidin hazır bulunmasına muhalif olmadığını İn-giltereye bildirmiştir. ULUS 30 SONTEŞRİN, 1935 Cİ M\UlN Son haberler ikinci sav fada ALTINCI YIL. No 5154 Vdıni'/. amlıııımlır IlıT.ı-l ıl* .% kı BARIŞ İÇİN KONUŞMALAR YAPILIYOR Paris. Londra ve Roma arasında yapılmakta olan barış konuşmalarının habeş harbini yakında durduracağı umuluyor liashrlkv DÜZELTİLECEK İŞLERDEN F. R. ATAY Butun halk, Atatürk'e, hay -ranlık, sevgi ve saygı ile. gönlünden ve kafasından bağlıdır. Herkes, her fırsatta, ona karşı hay -ranlığının, sevgi ve saygısının eserini göstermek ister. Türk çocuğu, ilk resim dersinden sonra, onun başını çizmek, el nakşına ve gergefe alışan türk kızı, onun başını işlemek ister. En fakir belediye, meydancığı ortasında onun büs -tünü görmeksizin rahat edemez. Köy kahvesinin en iyi yerinde onun boyalı bir fotoğrafı asılıdır. Ve bütün bunlar, yalnız bizim memlekette, ancak bizim şefimiz için yukardan karışılmaksızın, kimse kimseye buyurmaksızın, ta-biiğ olarak, içten gelerek yapıl -maktadır. Halkın reise bu vicdan ve şu ur bağlılığı bizi ne kadar övün -duruyorsa, bu mukaddes sevgi ve saygıyı sömürmek isteyen bir takım insanlara da o kadar hiddet ediyoruz. Sırf, sömürgenlik hissi ile. meselâ, heykel, büst ve fotoğraf iye öyle bir anlayış tarzı veril -mistir ki esef duymamak imkansızdır. İstanbul'da adiğ taşçı dükkânlarının önünden geçerken içeriye dikkat ediniz: Bir işçinin bir ¦ standart Atatürk başı ve büstü üstünde oynamakta olduğunu görürsünüz. Galiba gene yalnız bizde resmiğ bir devljt reisi fotoğrafı yoktur: Rastgele bütün fotoğrafi-ler. şunun bunun zevkine göre boyanarak, devlet dairelerinde bile yer bulur. Şimdi şu telgrafı okuyunuz: 'Muşla, 29 (A.A.) — Cumuriyet alanındaki onuncu yıldönümü' anıtının üzerine konulmasına karar verilen Atatürk heykeli eksilmeye konulmuştur. Heykel tabiİğ büyüklükte ve t ,85 yüksekliğinde olacaktır. Eksiltme müddeti bir aydır. Heykel ihale edildikten û"v-ay sonra yerine konmuş olacak -tır.,. Dünyanın hiç bir yerinde sa -(Sonu 4. cü sayıfada) Roma. 29 (A.A.) — Siyasal mahfil -İn. B. Laval'ın muvaffakiyetinden mrm nün olmuşlardır. B. Laval'in iktidar mevkiinde kalması, arsıulusal durumun inkişafına müsait bir unsur olarak telakki edilmekledir. Aynı mahfiller petrol ambargosunun tatbikine girişilmeden ev vel barış müzakerelerinin »ona ereceğini ummakladır. İnlıişiuu umudu varmış. I ııl.al italyanlar ilaha öııee mühim bir harp kazanmak istiyorlar Tigre cephesi, 29 (A.A.) — Havas ajansı aylarından. Süel mahfillerde pek yakında Paris'te diplomatik bir anlaşma vucude getirileceği şeklinde pek nikbin ıc bîr lakım şayialar dolaşmakta 6hrj sına rağmen, aynı mahfiller Mareşal ı.: güya hiç bîr şey olmıyacakmış pılu hareket edeceği ve büyük bir ,.,.,.!., yapmak üzere italyan vc habeş ordularını temasa getirmeğe uğraşacağını be • yan eyelmektedir. U. Mıısflini şimdi daha uzlaşıcı dııırunıyormıış. Londra. 29 (A.A.) — Londra, Paıi* -- Dessie Karargâhın* giden habeş imparatoru Haile Selase vc Roma arasında B. Peterson ve Bay Sens - Kmlı n tarafından vücuda getirilmiş olan yeni bir plan esası tutulmak suretiyle sulh müzakerelerine devam e- dilmcktedir. Hususi bit kaynaktan bildirildiğine fSonu 2 İnci sayfada) Başbakanımız İsmet İnönü Paşabahçe ram fabrikasını arlı Dün açılan şişe fabrikası istanbul, 29 (Telefonla; — Bugün Başbakan İsmet İnönü, beraberinde Ekonomi Bakanı B. Celal Bayar. Kamutay Asbaşkanları B Hasan Saka ve B. Nuri Conker. General Ali Said, birçok INKILAB DERSLERİ BAŞLADI II. Peker inkılâbımızı başka devrimlerle kıyaslıyarak basanlarımı/m sırrım anlattı Dun Hukuk Fakültesinde C. ||. p. Genel Sekreteri B. Receb Peker. bu yılın ilk inkılâp dersini verdi. Salonu hukuk talebe -sinden başka seçkin bir dinleyici " .I ı'ı ılı ¦¦ ı doldurmuştu. Bu yılkı ınkı • lap drrtlcrinin ken di payına diı%?n kısmının Tüıkiy» | devletinin vc bit 1 devlete rejim olan «ün tetkik edil • ınesi mev/uu olduğunu ^nyliycn B. Peker, bu b/ün C. H P. nin son büyük ku rultayında program olarak şckiUeşmîş R. Recep Heker dersini verirken. olduKuna işaret etmiş vc demiştir kı: c — C. H. Partisi hareket halindi (Sonu 3. cü saydada) saylavlar, İstanbul Valisi, Banka di • rektörleri vc bine yakın davetli olduğu halde İş Bankasının kurduğu Paşabahçe cam fabrikasını parlak bir lorenlr açtı. Fabrika rıhtımı Paşabahçe ve civardan gelen buyuk bir kalabalıkla dolmuştu. Başbakan fabrika kapıtinın önündeki kürsüye çıkarak alkışlar arasında }j söylevi verdi: " — Arkadaşlar. Geçen sene ağustosta cam fabrikası -nin temelini atmıştık. Bir sene sonra fabrika açıldı ve şimdi de resmen işle -meye başladı. Demek kı. endüstri planımızda. İş Bankası, deruhte etmiş olduğu bîr vazi -leyi, bir sene içinde başarmış buKınu -yor. Her şeyden evvel millî bankal. milli endüstri işinde vazife almaları ve yapacakları işte gösterdikleri ciddiyet vc intizam hepimi/ için şayanı memnu- (Sonu 6. cı sayıfada) Bulgaristanda Bir milli kurıetler biıliüi kuruldu. Sofya. 29 (A.A.) — Milli kuvvetler birliği dün teşekkül etmiştir. Birlik, ihtiyat zabiti ve küçük zabitleri birliği ile malûller ve muharipler birliklerini ihtiva etmektedir. Birliğin başkanı general Sirmanofdur. Bu yeni kurumun amacı bütün bitaraf kuvvetleri kiralın etrafında ve yurda hizmet için toplamaktır. "Ulus,, un dil yazıları Türk Dilinin Orijinalitesini Gösteren BİR ANALİZ Güneş-Dil Teorisi, "Akşam,, sözünün analizi ile, zaman ve cihet anlatan ter-lü közlerin Türk jenisinden çıktığını nasıl ortaya koyuyor? Dünkü yazıda ''Akşam'' kelimesinin analizi yapılmış, bunun ilk iki cüzü olan (akaş ak • aş) sözü ile bunun Yakutca-şekli olan (ağas) sözü derinleştirilmiş, alınan örneklerdeki iki ketime üzerinde durulmuş idi. Bunlardan birincisi olan (ağam) sözü bize "kaçak. Uo u, gece, gark" kelimelerinin etimolojisini tanıtmış, buradan da "kaş" ve "huşuğ" kelimelerinin öz anlamları çıkarılmış idi. Örneklerde görülen ikinci kelime 'arğa" dır ki "garba" anlamına gelmekte ve "garb" sözünün de aslım teşkil etmektedir. Bu söz ite bundan çıkan kelimeleri de aşağıda izah ediyoruz: II. GARB Arka. Gark. Kara. Geri 2— (Arğa garba): Bu iki kelimenin etimolojik şekillerini altalta yaazlım ve bunların altına (A, ha). (Gark), (Kara), (Geri) sözlerinin etimolojik şekillerini de koyalım: Garba: (ag -f ar -f ab + ağ) Arğa : (ağ + ar + ağ + ağ) Arka : (ağ ar | ak [¦ ağ) Gark : ar ak * . ) Kara : (ak -\ ar -f ağ + . ) Geri : (eg - er + iğ 4 . ) (t) Ag. ağ, ak, eg: Koktur. Güneşi vc onun hareketini gösterir. (2) ar, er: Hareket eden güne şin bir obje üzerinde temessül e-dıp karar kıldığını işaret eder. O obje. (I) ncide (ab), (II) ncide (ag), (III) ncü ve (IV) ncüde (ak), (V) ncide yine (ağ). (VI)-ncıda (iğ) dir. Demek oluyor ki, güneş (sabahley) den kalktı; son bir noktaya geldi; orada son olarak kat'İ bir surette temsil olundu, göründü. Bu yeri gösteren unsur, sondaki (ağ) dır ( "ak" gibi yerin ismini tesbit ve İfade ediyor). (IV) ncü, (V) nci ve (VI)-ncıda bu son ek yoktur. Tabii manaları da farklıdır. (Ağ) eki ile tamamlanan kelimelerde mefhum isimlenmiştir. Fakat diğerlerinde, umumi anlam da yani sıfat olarak kalmır.tır. Bu kelimeleri son morfolojik ve fonetik şekilleriyle altalta yazalım: (I) — Cor6a (II) - Arğa (III) — Arka Petrol ambargosu İşinde Fransa İngiltere ile Birlik olduğum] Kesin olarak ttalyaya bildirdi İKİNCİ SAYIFADA OKUYUNUZ! (IV) — Gark (V) — Kara (VI) — Geri Bu altı kelimede farklı gibi görünen unsurlar (k - ğ - b) dir. Halbuki, (ğ v) dir; aynı zamanda (o — b, m ...) dir. O halde farklı gibi gördüğümüz unsurlar iki kategoride (k) ve (b) kategorilerinde, müşterek olan (ğ ¦ v) dola-yısiyle daima birbirlerinin yerini tutarak herhangi bir obje veya süjenin kendisini temsil ederler. (T) Bir de son kelimede vokaller incelmiştir. Görülüyor ki (arka) kelimesi ne ise (garba) kelimesi de odur. Batıp kaybolmak manasına olan (gark), karanlığın sıfatı olan (kara), arkada kalmak manasına olan (geri) sözlerinin, hep güneşin kaybolma vaziyetinden çıkmış olduğu anlaşılıyor. Not: 4 — Türk (sabahley) den çıkan güneşe bakarak ve (sabahley) i esas ttuarak, cihetler tayin etmiştir. Güneşin son takarrür e-dip kaybolduğu noktaya (garba), veya, azmanla ana kok olan (ağ) ı bırakıp (b) yerine (k) yi tercih ederek, (arka) demiştir. Fakat, yine zamanla, bu kelimelerden (garba - garb) sözünü "batı" anlamında bırakmış, (arka) sözünü de kendisinin sırtını anlatmaya tahsis etmiştir. Pekarski'nin Yakut Dili Lügatinde: (Arğa, Arğas, Arka) sözlerinin şu anlamlara geldiği görülmektedir: 1 — Sırt; arka; bir şeyin arka tarafı; Car6, garba git. 2 — Arkadaki; garptaki: "arğa öttö garb cephesi (tarafı) '; "Arğala garba doğru gitmek, meyletmek (güneş hakkında) "Arğalî Bir az garba doğru. 'Arğalî seğuru diyeki cenubu garba doğru" Arkada kalan, eskiyen şeylerin sıfatı olan (arkağ i ik arka-ğth) sözünün de orijini görülmüş oluyor: (ğ — y) olduğundan kelime (arkayik) şeklinde de söylenir. 11C\K Not: 5 — (Aıakağ) sözünün yalnız (arak) parçasını alalım. - Sayıfayı çeviriniz - 11] Etimoloji, Morfoloji ve Fo netik bakımından Türk Dİli ana-liz yolları, sahife: 10-tl (KA 2 ULUS 30SONTE$RİN 1935 CUMARTESİ SOft DAKİKA m İmparator Cepheye gitti Habeş kuvvetleri Ual-Uab almışlar Adisababa, 29 (A.A.) — İmparator dün sabah Dessic genel karargâhına hareket etmiştir. Yolun bir kısmına kadar imparatora refakat etmiş olan veliaht, imparatorun gaybubeti esnasında hükümeti idare edecektir. Dessie'de, bomba tehlikesine karşı yeraltı mahzenleri bulunan eski şatoda oturacaktır. Bizzat şehirde hava tehlikesine karşı çok iyi tertibat alınmış bulunmaktadır. Şehrin bütün etrafı, 75 milimetrelik modern hava toplarile çevrilmiştir. İmparatorun Dessiede yalnız on gün kadar kalması muhtemeldir. Habeşler I ul~t alı almışlar Harrar, 29 (A.A.) — Royter ajansı aytanndan: Burada yapılan resmi beyanata göre, habeş kuvvetleri Ual-Ual'ı istirdad etmişlerdir. Habeşler. Eritre ve Somaliye girdik. MLa-kallc\ i italyanlardan aldık, diyorlar Adisababa. 29 A.A.) — Süel durum hakkında haberler müphemdir. Resmi mahfiller italyan tek/ib'crine rağmen. Makalle. Gorahai ve Cucrlo -goubı'nin istirdad edilmiş olduğunu te -yid etmektedirler. Halkın maneviyatı fevkalade yerin - İtalyanlar habeşler sü İÜ Makalle, 29 (A.A) — Cephe hattında ve hususiyle cephenin Makalle-Dolo kısmında yapılan düzeltmeler, teşkilat yapmak devrinden süel kuvvetlerin yeni mev/İlerde himayesini hedef tutan bir devreye girilmiş ol -duğunu pek âlâ anlatabilir. Bu dü • zeltme, İtalyan hatları boyunca -»kin- dedir. Birçok mahfiller. Ras Destanın kıtalarının S*mali'y« g'emif olduğunu Mogadıseio'ya doğru yürümekte bulunduğunu vc Ras Seyyum kıtalarının Eritre'ye girmi bulunduklarını söylemektedirler. i püskiûltüklerini yorlar lar yapılmasının önüne geçecektir. Bütün cephe üzerinde tam bir faali -yelle yapılan bir temizleme ameliyesi sırasında italyan kolları, habeş kuvvetlerinin darma dağınık çekili -sinden sonra kalmış olan silahlı düşman kuvvetlerini geri sürmüştür. Mareşal Badogliyo ne zaman harekete geçecekmiş? Londra. 29 f A.A.) — Royter ajansı bildiriyor: Habeş kaynağından verilen ve büyük bu ihtiyatla karşılanan Ual - Ual'ın yeniden işgali hariç olmak üzere, bu "ün kü süel hareketler bası küçük çarpışmalarla italyan tayyarelerinin veni uçuşla rırul , -h •, t. , Mareşal Badoglio'nun bir iki haftadan evvel kuvvetlere hareket emri ver -miyeceği tahmin edilmektedir Müstakil havadisler çok seyrektir. Marşa! Badoglio ecnebi gazeteci'~n sansürün bundan sonra daha şiddetli o-lacağını söylediğinden bu haberlerin gft • ¦" *- a/alara*! tahmin olunmaktadır. Habeşlerin cenup cephesi kumandanı diyor? ne Cicika, 29 (A.A.) — Reuter ajansı muhabiri telgrafla bildiriyor: Cenub cephesi başkumandanı Ras Nasibu bugün bana şu sözleri söyledi: "— Askerlerimi yerlerinde durdurmak hemen hemen imkânsızdır. 350 italyan askeri öldürü- İtaha Kahiredeki K.ahire, 29 (A.A.) — Royter a-jansından: İtalya hükümeti, Mısır tarafından zecri tedbirlerin tatbik edilmesi dolayısiyle Kahiredeki elçisini geri çağırmıştır. öğrenildiğine göre, italya, Mısırın hareketinden çok münfeil ol- lerek üç tank zaptolunduğundan-beri muhariblerim taarruza geçmek ve harb etmek İçin can atmaktadırlar, italyanlar, hava keşifleri müstesna olmak üzere, hareketsizliğe mahkûm bir vaziyettedirler. İtalyan tayyarelerine karsı bizzat ateş ettim... elçismi geri çağırdı muştur. Bunun sebebi bilhassa şudur: Mısır, Milletler cemiyeti azasından değildir ve italyan efkârı umumiyesinc nazaran Roma hükümetine karşı pek dostane olmayan bu harekette bulunmaktan ic-tinab edebilirdi. Bunun uzak anlamında (Irak) şekli de malûmdur. Pekarski'mn Yakut Dili Lügatinde "Arak (arak) " -,eUlı vardır. Şu anlamla ra gelir: "Ayrılmak, birisinden ayrılmak, uzaklaşmak, çıkıp gitmek, gitmek". "Arağan tarğaatılar onlar ayrıldılar (evlerine dağıldılar) ". "Arağıs, Arahsar muhtelif cihetlere gitmek, ayrılmak, birisinden boşanmak". ''Suol arahsara yol ayırıcı". Hatıra; (Ağas) kelimesinin yukarda yazdığımı/ birinci manalarından sonra şu manalarını da söy-liyelim (2]: \2\ Bu birinci anlam dünkü sayımızda yatılıdır. II — Hududu geçmek, bir şeyi geçmek, bir şeyin arkasına geçmek. /// — Bir şeyi kaybetmek, bir şeyden mahrum kalmak. "İki tuttar ilıbitten ağasım iki tutan elimi kaybedeyim". fcKŞAMLEl l\ "Ahşam" sözüne "il ¦ ey" katı larak yapılan "akşamtey", tamamen "güneşin battığı yer" (batı) demektir; (sabahley) gibi. Akşamleyin: Güneşin (aksam-ley) de bulunduğu zamanı anlatır. DIŞ HABERLER Petrol ambargosu işinde Fransa İngiltere ile beraber olduğunu Italyaya kesin olarak bildirdi Londra, 29 (A.A.) — Royter ajansı bildiriyor: Petrol ambargosu yüzünden İtalya ile milletler cemiyeti üyeleri arasında gerginliğin tehlikeli bir tarzda artmış olması karşısında, İngiltere ile Fransa yanyana tek bir cephe almışlardır. B. Laval katî olarak tngilterenin tarafını iltizam etmiş ve Italyanın Paris elçisine Fransanın yalnız bir taarruz takdirinde Ingiltereye yardım etmesini îcab ettiren teahhütlerini değil aynı zamanda petrol ambar gosu işinde de İngiltere İle beraber yürüyeceğini bildirmiştir. IH ler karnilerinin toplantısı Cenevre, 29 (A.A.) — Royter ajansı aytanndan: Petrol üzerine ambargo konulması dolayısiyle Italyanın türlü tehdidleri alâkadar devletlerden ekserisi üzerinde hiç bir tesir yap-mıyacak gibi görünmektedir. Buradaki düşünce, işin ciddî tutulmakta olduğunu göstermek için on sekizler komitesinin önümüzdeki hafta ba«langıcında toplanmağa çağırılması lâzım geleceği merkezindedir. Londra 29 f A.A.) — 18 ler komite sinin çarşamba veya perşembe günü top- lanması muhtemeldir. İngiltere'yi komitede B Eden temsil edecektir . Ncvyork. 29 A.A.) — Standart oyl Kaliforniya kumpanyası ikinci başkanı B. Moffet Avrupaya hareketinden evvel şunları söylemiştir: "— Hükümet isterse, Amerikan pel rol kumpanyaları Italyaya petrol ihra ¦ tını durdurabilir .,. Ilenziııden tasarruf için Roma. 29 (A.A.) — Benzin sarfını azaltmak için büyük gayretler sarfedil-ınektcdir. Hükümet, bütün diplomatlara muhtaç oldukları benzini hariçten getire-bÜeceklerinî ve bu benzinden hiç bir resim alınmıyacağını bildirmiştir. Gazteler, otomobil sahihlerini pazaaT günleri otomobille gezintiler yapmak -tan vazgeçmeğe teşvik etmektedirler . Barış için konuş malar yapılıyor I. ci sayıtada) göre B. Masolini simdi daha uzlaşıcı davranmaktadır İngiliz eksperinin Varisteki görüşmeleri tamamlanmış Paris. 29 (A.A — Eksclsiyor gaze tesi, ingiliz eksperi Petcrsoa'un görüşmeleri nihayet bulduğunu vc fakat tekliflerin fevkalâde ince hususları ihtiva et meşinden dolayı ingiliz hükümetinin bunları tetkik için hukukçulara verdiğini yazıyor. Fransız nuzA'teteri nv diyarlar? Paris. 29 (A.A.) — Gazetelere gö -re. B. Laval. İngiltere hükümetinin isteği üzerine, italyan büyük elçisine zecri tedbirlerin petrola ve kömüre teşmili üzerine n tİrıdüşünülmeden bazı FroiıS»z kabinesi Gazeteler La\al kabinesi âk il Mİ inin salı jîinii belli olacakını yazıyorlar olduğunu S' Paris. 29 (A-A.) — Dün saylavla, kurulunun vermiş, olduğu reyin man», nedir? Havadis gazeteleri, bunun B. Lavaşın bugün gerek finansaı meselede ve f. rek usul meselesinde ufak bir ekseriyet takat her halde ekseriyet elde edeceğinin bir delili olduğu mütaleasında bulunmak fadırlar. . Pöti Jurnal, yazıyor: "Dünkü rey, alelade perde açılması gibi bir şeydi. Bu akkanı birinci perde oynanacak ve birinci perdeyi takibede cek olan perde dünkünden daha tehlikeli olacaktır „ Maten gazetesinden. B. Laval, güzel bir muvaffakiyet rt-de etti. Hükümetin düşmanlarının - . bu aksam tvhlikeyr sokmaları ihtimali pek zdıı... Jurnal gazetesinden: "Taarruz, bugün yeniden yapıla -çaktır. Fakat lehten aleyhe dönecekler bulunmasına raırmen, B. Lav.ıı dünkü ekseriyetinden pek fazla kay-betmiyecek gibi görünmektedir.,, Eko dö Pari gazetesinden: "Usul meselesi hakkında kazanı -lan rey, B. La valin önündeki yola temizlemiş delildir. Şimdiki karışıklık içinde ihtira idarin homurtular* ara -sında tahminler yapmak «rüçtür. Va -ziyer, bu aksam ve daha doğrusu şali günü daha arık olarak görünec-kfîr . B. Blum, sosyalistlerin organı o -lan Popüler gazetesinde şöyle diyor: " B. Laval, dün ilk maniayı aştığı gibi bu-zün de ikinci maniayı aşsa da aalı gününe kesin bir mania kalacaktır: B. Laval ı rl--'l, '«"oıuriyetçi ekseriyet için kesin »lan bir mania , B. Blum, bu sözleriyle hiç de gizli kapalı olnııyarak radikal sosyalistleri elbiriîğine davet etmektedir. I.uvııl kabinesinin muvaffakiyeti muvahkultiı. Londra. 29 (A.A.) — Sabah gazeteleri, Laval kabinesinin mecliste elde ettiği muvaffakiyeti memnuniyetle karşılamakta ve fa- kat bunun muvakkat kaydetmektedirler. Tay m is gazetesi, bundan sonraki müzakereler esnasında çıkabilecek herhangi bir hadisenin hükümeti devirebileceğin! yazıyor. İt. I mal tekrar ilimtul kararı aldı Paris, 29 (A.A.) — Parlamento Laval hükümetine 247 muhalife karşı 324 reyle itimad etmiştir. Paris, 29 (A.A.) — Saylavlar kurulunun verdiği itimad reyinden sonra, B. Laval parlamentoya, ve bilhassa bu hususta çok çalışmış olan B. Heryoya teşekkür etmiştir. ¦ • mm Çinliler Japonları protesto ettiler Nankin, 29 f A.A.) — Çin hükümeti japon süel memurlarının «imal Çiadeki muhtariyet hareketine yaptıkları yardımı, demiryolu istasyonlarının işgalini ve japon lı11.ı' 'p ı t u demiryolu mü- nakalâtına karşı gösterilen engelleri ja pon I. ı ¦ nezdinde protesto etmiştir. }apttnyuıun Ingiltereye cevabı Londra, 29 fAAJ — Ingilterenin I ok yo maslahatgüzarı. Japonya'ma 7 hakkında beslediği niyetlere dair olan »uahne japon hükümeti taraf mdaa veri len cevabı alınıştır. İngiliz resmi mem«ı-lan bu cevabın mahiyeti hakkında her hruıgi bîr malûmat vermekten İmtina etmektedirler. Şimali ( nı meselesi luda hıdledilemeıli. Pekin. 29 f A.A.) — Japon generali Doibara'nın, Tientsin vc Pekin garni -/onları s^flerile Pekin şarbayma ve a1- *. valisine şimalî Çinin muhtariyeti-^ ili » etmelerini tavsiye ettiği söylenmekte dir. Bu /atlar Doihara'ya NNnkin e da m .açıklarını ve eyİ bir cevab alamadıkları takdirde, muhtariyetin ilân olacağı hareketler yapılrrsa, İtalya'nın fransız hükümetinin iyicil bitaraflığına g'~ e-miyeceğinİ bildirmiştir. Eko do Pari gazetesi bu münasebetle diyor ki: " Buhran simdi en had devresine gir-miş ve anlaşmazlığın sulh yoliyle halli için dostça müzakereler /amanı gelmiş.-tir. Ovr gazetesi, B. Laval'in dun italyan elçisiyle yaptığı görüşmeyi pek mühim telakki etmekledir. Gazete diyor ki: 'Şimdi Duçe'nin bazı imalarına rağmen. Habeşistan'da savaşın d»rma«ı beklenebilir.. Aynı gazeteye göre »imdi Paris'te bulunan ingiliz eksperi Peterson an -!a rn.ı/L m su Ih vlıJ. halli hakkındaki ilk raporunu Londra'ya göndermiştir. Fransız di* bakanlığı ile sıkı bîr temas neticesinde tanzim edilmiş olan bu rapor Habeşistan'a bir liman verilmesini ve buna karşılık Habeşistan'ın ıtalya'va çok küçük bazı arazi terketmesini ve H-kat aynı zamanda çok mühim el onomik imtiyazlar vernv«îni *»»z"*m.*fclrr,rr.„ ¦¦ • mm Yıınanislarnla B. Demercis'in başkanlığında muvakkat bîr kabine kurutuyor. Atina, 29 (A.A.) — B. Demercis'in başkanlığındaki muvakkat kabinenin bugün teşkil edileceği umulmaktadır. Kabine af kararnamesini neşredecek ve seçimleri yaptıracaktır. İt. Kondilis nene kıratla uörüştü. Atina. 29 (A.A.) — Kıral tarafından çağırılan general Kondilis, bakanlar toplantısından ayrılarak saraya gitmiştir. İtalya döviz kıtlığına karşı seyahat bonoları çıkarıyor Prag, 29 (A.A) — Prager Tage-blatt gazetesi yetkili bir kaynaktan alarak «u haberi neşretmektedir: Kömür teslimatı hakkında İtalya ile Çekoslovakya arasında aktedilmİs olan yeni muahede, İtalya hüküme -t. tarafından yapılan taleb üzerin* ibdaa olunan, yeni bîr tediye usulünü ihtiva etmektedir. Bu u.ul mucibince Pragda açdacak eni bir takas san -dujı Italyaya verilen kömürler bedelini "seyahat,, faslına geçirecek ve Italyaya, girecek olanlara bu sandık tarafından birer bono verilecektir. Bu bonolar otellerde muteberdir. Muhteviyatı italyan lireti olarak doldurulacak ve her bononun yekûnu çek paraaiyle dört bin kuronu geç -mîyecektir. n: bildirmişlerdir. Muhtar hükümet. Nankin'în otoritesini tanınacak fakat komintang'ın otoritesine riayet ermeyecektir Çin mahfilleri, iki Üç gün içinde ciddî I..ı.İİ ¦ I. ı zuhurunu beklemektedir.
Tweet
Sonraki Kayıt
Önceki Kayıt
Ana Sayfa
Bu Blogda Ara
Popüler Yayınlar
Mevlit - Tam Metin
Süleyman Çelebi'nin Vesiletü'n-Necat (Kurtuluş Yolu) adıyla kaleme almış olduğu, Mevlit adıyla bilinen eserin tam metni: I. ...
TDK İmla Kılavuzu
TURK DİL KURUMU YAYINLARI: 525 İMLA KILAVUZU Hazırlayan: Prof. Dr. Hasan Eren Ankara 1985 Türk Tarih Kurumu Basım Evi TÜRK DİL KU...
Cengiz Han Yasasi
Dr. Curt ALINGE'nin tespit ettiği kadarıyla Cengiz Han'ın yasası şu hükümleri içermektedir: 1. — Zâni ister evli olsun ister olmas...
Yeni Sabah - Mayıs 1949
1 Mayıs 1949 tarihli gazete - 2 Mayıs 1949 tarihli gazete - 3 Mayıs 1949 tarihli gazete - 4 Mayıs 1949 tarihli gazete - 5 Mayıs 1949 tar...
Yeni Sabah - Kasım 1940
Gazete içeriği aşağıdadır. ...
Yeni Sabah - Eylül 1949
1 Eylül 1949 tarihli gazete - 2 Eylül 1949 tarihli gazete - 3 Eylül 1949 tarihli gazete - 4 Eylül 1949 tarihli gazete - 5 Eylül 1949 tar...
Heraklit (Haydar Rifat'ın Anatole France'tan çevirisi)
( Ctrl + F ) tuşlarına basarak kitap içinde metin araması yapabilirsiniz Önsöz Biri riyaziyeci, öteki ünlü filozof olmak üzere iki...
Yeni Sabah - Ağustos 1949
1 Ağustos 1949 tarihli gazete - 2 Ağustos 1949 tarihli gazete - 3 Ağustos 1949 tarihli gazete - 4 Ağustos 1949 tarihli gazete - 5 Ağusto...
Süreli Yayın Arşivi Arama Sayfası
Arama motorunu kullanarak 1929-1950 yılları arasında çıkmış süreli yayınlar içinde arama yapabilirsiniz. Doğrudan belli bir ayın süreli y...
Yeni Sabah - Temmuz 1949
1 Temmuz 1949 tarihli gazete - 2 Temmuz 1949 tarihli gazete - 3 Temmuz 1949 tarihli gazete - 4 Temmuz 1949 tarihli gazete - 5 Temmuz 194...
Hiçbirşey Nasıl Yazılır
Heryer Nasıl Yazılır
Göktürkçe Türk Yazısı
Blog Arşivi
Blog Arşivi
Temmuz (428)
Haziran (1147)
Mayıs (683)
Mart (1)
Ocak (1)
Ağustos (1)
Eylül (1)
Mayıs (1)
Şubat (2)
Aralık (5)
Kasım (1)
Temmuz (110)
Haziran (1)
Ağustos (1)
Ekim (2)
Temmuz (2)
Mayıs (1)
Nisan (1)
Eylül (103)
Ağustos (3)
Mayıs (1)