Başmuharriri:
Ahmet   Emin   YALMAN
\ AT A N EVİ — Cagaloğlu, Malla Fenarl S. 32 TeJrfon: 241S6 —   Telgraf VATAN İst.
19   MART   1941 ÇARŞAMBA
Cümhurreisimiz
Macar Elçisini Kabul Buyurdular
Ankara. 18 (AA) — Reisicumhur İsmet inönü, bugün saat 16 da Çankaya köşkünde Macar elçisi B. Mariassy'yi kabul buyu nm uslardır.
Bu mülakatta Hariciye Umumî Kâtibi Büyük Elçi Numan Mene-mencioğlu da hazır bulunmuştur.
Balkanların Hasta Adamı
w
Fiyatı: 5 Kuruş
SİYASÎ   SABAH   GAZETESİ
Y.l: I — Sayı: 205
tanbulsporun Hakkı Çiğneniyor
Bervmci Sayfamızda Spor Sütunlarımızda okuyunuz
Hâdiselerin seyri ne olursa olsun,  sinsi  bir siyaset, mutlaka lâyık olduğu neticeyi verecektir.
44 Bir Alman Bin başı, Almanların Bulgaristana gelmesini hoş görmediğini izhar eden bir Bulgar çocuğunu, çocuğun babası da binbaşıyı öldürmüş. Biraz sonrada baba, evinin önüne as'lmış..,,
— RADYO GAZETESİ —
Karlı tepelerde bîr Yunan keşif kolu
B.   Eden taraçadan Atînayı seyrediyor
Yazan: Ahmet Emin YALMAN
ulgaristanın (Balkan birliği) denilen sanatoryom-
da tedavi görmediği nekadar belli.. Eski Balkan (hastalığından zerre kadar kurtulmamış, hakikî >istiklâlin zevkini ve kıymetini duyamamış, başk asının yed eğind e gitmeJt yolundaki aciz itiyatlarından hiç kurtulamamış.. Bir tarafta bir yem görür gönmez boynunu derhal boyunduruğa uzatıyor, kendi içinden yetişen haris adamların yabancıların kör bir aleti haline inmelerine karşı parmağı j bile oynatamıyor.
Romanyaya atıp tutanlar var. Çok haksızlık ediyorlar. Kral Karol, kendi tahtını kurtarmak ümidile, Romanyayı yabancılara eli bağlı teslim etmiş, satmıştır. Fakat Rumen milletti, bu hareketi hiç bir zaman affetmemiş ve buna boyun egnmerniştir. Menfaat arayan bir avuç adam hariç bırakılırsa bütün    Rumen    milleti,
»ecnebi işgaline ve ecnebi istibdadına karşı gizli bir isyan halindedir. İstiklâlinden vazgeçmediğini ve vazgeçemeyeceğini her hareke, tile belli ediyor ve işgal edenlere de ^pekâlâ duyuruyor. Romanya-nm Balkan birliği denilen tstik-
ı lâl ve siyasî olgunluk mektebinde geçirdiği seneler boşuna gitmemiştir. Denilebilir ki Rumenlerin ecnebi işgali karşısında geçirdiği imtihan, Fransızların imtihanından çok yüksektir.
1 Gelelim, yine Bulgarlara... Daha bir kaç hafta evvel aöyledi. ği aldatıcı nutuktan sonra Bulgar
'Başvekili ve arkeoloji âlimi profesör Filof yeniden lisana gelmiştir. Diyor ki: cBiz çok haksızlığa uğradık. Bunları tamir zamanı gelmiştir. Tarihimizin dönüm noktasındayız.»
Biz de Bulgaristamn haksızlığa uğradığını zannediyorduk. Son 'hâdiselerden sonra artık bu kanaatte değiliz. Cihan Harbinden sonra Bulgaristan hakkı olan a-'kıbete kavuşmuş, tam lâyıkını bulmuştur. İstiklâlin kıymetini biLmryen, emeline varmak için kuvvetli sandıklarının kölesi haline inmeği göze alan bir memleket, müsavi hak sahibi diye tanınmağa lâyık değildir. Bunun elindeîki maddî kuvvet, ancak fırsat bulduğu zaman komşularına karşı kullanılacak bir tecavüz aletidir. Kendini zaytf ve tehlikede duyduğu zaman iyi komşuluktan, sulhtan bahseder. Arkasında kuvvetli bir ağabey bulunduğuna kail olursa böbürlenir, meydan okur, taşkınlıkta hâmisi olan memleketi de aşar.
Bulgar radyosu bağırıyor: «Balkanlarda İngiliz var. Denize dökelim.» Maksat ne? Ağabeyinin arkasından Yunan arazisine girerek yerleşmek... Fakat Al-manyanın yarıresmî kaynakları soğıikkanla cevap veriyorlar: «öyle rivayetler var, fakat biz rivayete değil, kendi malûmatımıza bakarız. Yunanistanla mü* (Devamı: Sa. 5, SU. 3 te) ^
Yeni italyan Taarruzları da Tardedildi •
Tepedelen Yanında Kanlı Muharebeler
Manastır, 18 (A.A.) — Röy-ter ajansının Arnavutluk hududunda bulunan muhabiri bildiriyor:
«İtalyanlar, pazartesi sabahı gün doğarken şimal bölgesinde yeniden şiddetli bir (taarruza geçmişlerdir. Kuvvetli bir topçu a-
teşi hücuma tekaddüm    etmiştir. (Devamı Sa. 5, SU 4 de) +*+
Bütçe Müzakereleri Yakındır
Bütçe Müzakerelerine Başvekilimizin Etraflı Bir Nutkıyle Başlanacağı Tahmin Edilmektedir
Bütçede Zamanın İcaplarına Uygun Mühim Kararlar Alınması ve Bazı Değişiklikler Yapılması Beklenmektedir
Ankara, 18 (Telefonla) — Yarın saat 15 te toplanacak olan Büyük Millet Meclisinin ruzna-mesinde devlet sanayi ve maadin idlerinin kredi muamelelerini yap_ makta mükellef olarak bir Sü-merbank kurutması ve sermayesinin tamamı devlet tarafından verilmek suretile kurulan iktisadî teşekküllerin teşkilâtile idare ve murakabeleri hakkındaki kanunun ıbazı maddelerinin tadiline ve mezkûr kanuna 'bazı    hükümler
ilâvesine dair kanun lâyihalarının geri alınması için Başvekâletten gelen tezkere vardır.
Diğer taraftan yaptığım tahkikata göre Büyük Millet Meclisi bugünlerde 1941 malî yılı bütçe müzakerelerine başlayacaktır.
Dünya ahvalinin büyük sarsıntılar geçirdiği bu zamanda bizim bütçemizde de bazı değişiklikler yapılması ve zaımanm icaplarına uygun mühim kararlar alınması beklenmektedir.
Ezcümle gümrük, posta ve telgraf ücretleri, İnhisar maddeleri fiyatları bugünkü hayat şartlarımıza rmuvazi bir hale getirilecektir. Çok mühim esasları ihtiva edecek »olan bu seneki bütçenin müzakerelerine Başvekilimiz doktor Refik Saydamın etraflı bir nutkile başlanacağı tahmin olunmaktadır. Aynca 'Maliye Vekilimiz de vergi esasları hakkında icap ettikçe geniş malûmat verecektir.
Mısır Başvekili Dedi ki:
Mısırla Ingilterenin Müşterek Arzusu Birbirine Yardımdır
Kahire, 18 (A.A.) — Başvekil Srrn Paşa dün akşam mecliste, B. Edenle yapılan görüşmeler hakkında beyanatta bulunmuştur:
«B. Eden'e, Mrsrrm demokrasilere sadıkane bir surette müzaheret ve samimi şekilde yardım tasavvurunda bulunduğunu, hürriyet ve medeniyet davasının nihayet muzaffer olacağına inandığımı söyledim.
B. Eklen bana, hükümetinin askeri meseleler hakkındaki noktai nazarını izah etti.
cBu mahrem görüşmeleri ifşa etmek, umumi menfaate uygun değildir. Aralarındaki dostluk muahedesi hükümlerine göre biribirlerine mümkün olan her türlü yardımı yapmak, iki hükümetin müşterek arzusudur.>
Alman-Yunan

nase
beti
en
Nazik Safhada
Yugoslavyadan Alman Ümidi Kesilmiş Gibidir
Beynelmilel siyasî faaliyette sükûnet vardır. Fırtınanın hangi ufukta kepacağı (malûm değildir.
«Dün Bulgar radyosu, İngiliz askerlerinin Yunanistana »hracına başlandığını haber vermişti. Bugün ise hiç bahsetmiyor.
«Berlindeki Yunan elçisi, bu haberi tekzip etmiş ve Alman hükümetine teminat vermiştir.
«Bugün, Berlinden gelen bîr başka haber, Alman -Yunan münasebetlerinin artık normal sayılamıyacağını, Almanyanın harekete geçmesi lâzımgeldîğini bildiriyor.
«Görülüyor ki Almanya, Yunanistana karşı bir sinir harbi açmıştır.
«Bir radyo, İngiliz askerlerinin Yunanistana girdiğini; bir radyo, girmediğini; bir radyo, Almanların harekete geçeceğini, bir diğeri de geçmiyeceğini 'bildiriyor.
«Yunanlılar, bu haberleri sükûnetle ve vekarla karşılıyor. Bu; Yunanistan ın, Almanya tarafından gelecek tecavüze karşı koyacağında şüphe bırakmıyor.
«İki şey, Yunanlıların maneviyatını yükseltmiştir. Biri: Ital-(Devaını: Sa. 5, SU. 5 te) —
Bir Günde Uç Denizaltısı
«Son  alman  bir  habere göre Londrada, yeni Amerika sefiri şerefine verilen bir ziyafette Başvekil Çörçil bir nutuk söylemiş ve: «Bugün, İngiliz gemileri-- nin Uç Alman denizaltısı ba-I tırdıklarını müjdelemiştir...»
I — Radyo Gazetesi —
Papagos'a Nişan
Londra, 18 (A.A.)
B. Vişinski
Büyük Elçimizi Kabul Etti
İngilt
ere Kralı, Ge
neral Papagosa, Bri tanya İmparatorluğu Nişanını Vermiştir.
Haydar Aktay
Moskova, 18 (A.A.) — Ofl ajansı bildiriyor:
Diplomatik mchafilden öğrenildiğine göre, Türkiye Büyük Elçisi B. Haydar Aktay, cumartesi günü Hariciye- komiser muavini Visinski tarafından kabul edilmiştir.
Von Der Goltz Paşanın Ölümünün 25 inci Yıldönümü
ANADOLU'da
VATAN
Merasimde General Pertev Demirhan ve
Ali Fuat Erden Bulundular
Memleketimize sayısız ecnebi müte'hassrsları gelip geçmiştir. Bunlar arasında Mareşal Von der Goltsz çok sevilmiş, geride derin bir iz bırakmıştır. Buna sebep Von der Goltsz'un memleketimize (hakikî bir bağlılık göstermesi ve cidden faydalı olmağa çalışmasıdır. Von der «Goltsz Türki-yenin kuvvetlenmesi için idare merkezinin Anadolımun ortasına nakli lâzım geldiği fikrini de hararetle müdafaa etmiş bir adamdır.
Bir tesadüf eseri olarak Von der Goltsz Umumî Harp zamanında memleketimizde ölmüş ve Tarabyada gömülmüştür. Geçen pazar ölüm gününün yirmi beşinci yıldönümü olduğu için mezarında merasim    yapılmıştır.    Bu
merasime General Fuat Erden iştirak edereic mezara bir çelenk koymuş, vaktile Von der Goltsz'un muavini buhınan General Pertev Demirhan da merasime iştirak etmiştir.
General Fuat mezar başmda söylediği nutukta Von der Goltsz'un 58 sene evvel binbaşı rütbesile Türkiyeye geldiğini, erkânıharbime sınıflarında ders verdiğini, ordunun teşkilât işlerinde (Devamı: Sa. 5, SU. 2 de) X
B. Cemal Bardakçı
Mübarek Anadolu bir çoklarımız için keşfedilmemiş bir diyardır. ( Bir çoklarımız memleketi tanıdığımızı sanırız, fakat görüşlerimiz basma kalıp ve Mbit bir takım düşüncelerden ibarettir.
Eski Konya valisi Cemal Bardakçı Anadoluyu iyi tanıyan, an-Iryan, ince ruhuna sezen ve seven bir idare adamı ve bir kaim sahibidir. Dünün tarihini onun kadar İyi tetkik eden ve kavrı-yan azdır. Gazetemiz için Anado-luda gezmesini ve görüp düşündüklerini yazmasını rics ettik. Kabul etti Bu teklifimize dair bize yazdığı mektubu ikinci sayfamızda bulacaksınız.
Cemal Bardakçı İlk seyahatini Adana, Mersin, Tarsus. Hatay, Maraş, Antep, Niğde, Kayseri, Çankırı, Kastamonu, Bolu istikametinde yapacaktır. Bunu diğer seyahatler takip edecektir.
Arkadaşımız gelecek cumartesi yola çıkıyor. Anadoludan yazacağı mektupları kıymetli bulacağınıza ve severek okuyacağınıza eminiz.
Trebiç Linkoln Kimdir?
GÜNÜN SESİ
M ateryel Harbinin
11
erısı
Bugün Dünya Vaziyeti
Ajans ve Radyo Gazete sine Göre Günün En
Mühim Hâdiseleri
Arnavutlukla italyanların şimal cephesindeki bir taarruzu da tardedildi.
Alman - Yunan münasebatının nazik bir safhaya girdiği bildiriliyor. • ^ ^   İngilizler bir günde Almanların in,* nVnizallısım hatırdılar. ^   Serbest İrlanda muhariplere üs vermlyeceğlnl bildirdi. ^   Bremen adındaki Alman TransaUanti£lmleki yangın söndürüldü.
Fakat hasar pek büyüktür. ^   General Papagos'a Britanya imparatorluğu nişanı verildi. +    Kumanyanın eski hariciye nazın Tltuiesku öldü.
O, Balkan Harbinde büyük karargâhlarda ingiliz Enteli-cens Servisinin bir casusuydu.
O, Türkler tarafından esir edilince Babıâli nezdindoki teşebbüslerle serbest bırakrlan bir -casustu.
O, Büyük Harpte 'hem ingiltere, hem Almanya hesabına çalışan iki taraflı bir casus tu.
O, Avam kamarasına libe rai    partisi    namzedi    olara): mebus seçilen diplomat bir casustu.
O, Büyük Harpten sonra Alman fhtilâl hareketlerinde bulunan, B. Hrtler'le temas eden bir adamdır.
Trebiç Linkoln Buda rahibi kıyafetinde
O, ingiliz gizli teşkilâtı oğlunu idama mahkûm ettirdiği için ingilizlere düşman kesilen ve ingilizlerden intikam almağa «yemin eden korkunç bir adamdır.
O. Asya »kıt'asında Buda rahibi olarak dolaşan, ingiliz (müstemlekelerinde isyanlar ve ihtilâller çıkaran ve meşhur LaAVrence'i mağlûp eden a-damdır.
O, nazi Almanyasına gelerek Berlinde Buda rahibi krya-feti altında dinî konferanslar veren esrarengiz bir adamdır.
Kısacası O, Doktor Frolayn, Matahari ve Lawrence
I
Gibi Büyük Casusları Gölgede Bırakan Bir Casustur
Hayatını ve Maceralarını Yarından İtibaren "VATAN„ Sütunlarında Takip Ediniz
Yazan: REŞAT NURİ
öyle görünüyor kl Amerikanın kararı, ağır çıktığı nisbette de» harbin netice»! üzerine ağır basacak.
Bir arkadan «Führer vaadinde durarak harbi 1941 sonuna kadar bitirmezse bunu 12 sonunda Roose-velt yapacak» diyordu. Bu aşağı yukarı bütün dünyanın fikridir ve FUhrcr'in Amerikan yardımına vakit bırakmadan İngilizleri tepeli-yeceğinl söylemiş olmasına göre kendi düşüncesi de buna yakındır.
Şu halde harp bir İnsan muharebesi olmaktan ziyade bir materyel muharebesine doğru gidiyor demektir. Zaten garp cephesindeki harp şimdiden, aşağı yukarı, bu şekle dökülmüştür. Bütün yakıp yıkma isini adetleri mahdut bir takım tayyarecllerlo gemiciler görüyorlar ve asıl birbirlle çarpışması lâzımgclcn milyonluk ordular kollarını kavuşturarak bnnlara seyirci kalıyorlar. Hara ve deniz bombardımanlarında ölenler bir nevi kaza kurbanıdırlar.
Düşünülecek olursa bu hâdisede İnsanlığın ilerisi için bir müjde görmek lâzımdır. Anlaşılıyor kl dünyadan muharebenin kalkmasını ı-ı ı 11 m ¦ K muhali istemektir. İnsanlar   kaldıkça mutlaka   grup grup
ayrılıp şu veya bu ihtirası doyurmak İçin dövüşeceklerdir. Fakat malzeme muharebesi şekilleri tekemmül ettikçe insan hayatı için tehlike azalacak gibi görünür. O vakit birbirlle harp etmek İsteyen gruplar malzeme mevcutlarının defterini açarak karsı karşıya geçecekler ve karşılaştırılacak sayılara göre - tıpkı bir manevrada1 yahut harita üzerinde oynanan biri harp oyununda olduğu gibi - kır-, mızılan yahut mavileri mağlûp addedeceklerdir. Şanslar müsavi görülürse o zaman da İnsanlar orta-j dan çekilerek meydanı malzemele-' re bırakacaklardır. 1
Eskiden binlerce İnsanın canları bahasına, günler ve haftalar İçinde başardıkları bir tahrip isini* bugün büyücek bir İki bombardıman tayyaresi   bir kaç dakikada
yapıyor ve bu aletleri - hemen hemen zekâ ve İrade sahibi fen adamları denebilecek - üç beş kişi kullanıyor. Yarın bunu da fazla bularak büsbütün İnsansız tank ve tayyare sürülerini karada ve havada başı boş beygirler ve kartallar gibi birbirlerine saldırmıyacak-ı m un ve .'m m i bir nevi telsizle idare eden teknlslyenlerin, bomba vc gazın lşleyemlyeceği emin bir yerde rahatça sigaralarını Iç-miyeceklerinl kim temin eder?
O zaman harp sadece bir servet israfı claoaktır. İnsanlar onu bir yeraltı barında serpantinlerin uçtuğunu, allı yeşilli balonlar ve şampanya şişelerinin patladığını seyredenler gibi hemen hemen heyecanlı bir zevkle seyredecekler ve bu israfı yalnız paralarüe ödeyeceklerdir.
S
VATAN
Cemal
19.3- 941
Bir Mektup
Belediye Haberleri:
Belediyede
Anadolu Seyahati Hakkındaki Teklifimize I  jgjr Toplantı
Dair Düşüncelerini Anlatıyor, _
Neticede Bu Teklifi Kabul Ediyor|Yeni Tip Ekmek Sıkı Bir
Kontrole Tâbi Tuîulacak
Muhterem    Bay Ahmet Emin
Yalanan.
Memleket içinde bir seyahat yaparak duygularrmı, göreceklerimi (Vatan) m »ayın okuyucularına bildirmemi teklif ediyorsu. nuz. Bu teklifle karşılaşınca birbirine zıt iki hissin tesiri altında kakbm: Hem sevindim, hem de korktum.
Sevindim; çünkü bu teklifinizle bana, mübarek Anadolunun, .yirmi beş sene fasılasız aralarında yaşayarak zaman zaman dert-lerine, elemlerine. ıstıraplarına, neşe ve sevinçlerine candan ortak olduğum aziz ve asıl halkile 'bir daha karşılaşmak, kucaklaşmak fıısat ve imkânını vermiş o-luyordunuz.
Korktum, çünkü bana tevdi eylemek istediğiniz vazifeyi kabul etmeği, bir karıncanın, bir dağı bulunduğu yerden kaldırarak başka bir mahalle nakletmek işini üzerine almasından farksız görüyordum. Kabul ve teslim bu vurursunuz ki herhangi bir beşer zümresinin düşünme, yaşama, çalışma ve eğlenme tarzları, ruhî haletleri hakkında doğru veya doğruya yakın bir fikir ve kanaat elde edebilmek, hatasız hükümler verebilmek muhal denecek derecede zor bir iştir. Bu hususlarda salahiyet iddiası, o zümrenin, yalnız bugününü değil, müm kün olduğu kadar gerilere ve çok uzaklara gitmek suretile dününü, geçmişini yani her bakımdan tarihî seyrini, üzerinde yaşamakta olduğu toprakların üstünde ve altında bulunan tabiî servet kaynaklarını, ikrim şartlarını bilmek, öğrenmekle kabildir. Çünkü bir millet, içinde yaşamakta olduğu zamanın ve muhitin değil, binlerce senelik tarîhinin yuğurup, pişirip yetiştirdiği bir eserdir.
Halbuki biz, daha düne kadar kendimize, vatanımıza ait hiç bir esaalı bilgiye sahip değildik. A-nadolu bize Merih kadar ımeç-huldü. Bir istanbullunun, bir İzmirlinin meselâ Vanda, Diyarba-krrda yaşayan ırkdaşları, vatandaşları hakkında doğru dürüst malûmatı yoktu. Sonra, bizim nesle gelinceye kadar mektepler, de okutulan tarihler, üç kıt'a üzerinde kurduğumuz koca imparatorluğun yerden mantar biter gibi, altı yüz sene evvel dört yüz çadırlı bir aşiretten doğuverdiği-ni iddia ve hikâye ederek Türk camiasını, kökleri havada bir a-ğaç menzilesine indiriyorlardı. Büyük sandığımız ve saydığımız bas ediplerimiz, tarihçilerimiz de, bizi bize, (arsız, idraksiz Türkler), (Asyadan akın eden milyon milyon vahşiler) şeklinde tarif ve tavsif etmekten çe-kinmiyorlardı. Türkler ve tarihleri hakkında en fazla yazı yazanlar, ciltler dolduranlar, Tür-ke düşman olan milletlere mensup kimselerdi. Şüphesiz ki bunlar da, dünyanın en asil milleti olan Türkleri, oldukları gibi göstermeğe yanaşmazlar, onlara rahmet okumazlardı.
Biz iee bu işlerle asla meşgul olmamışız. Hakkımızda savrulan bühtan ve iftiraları ret ve cerhe bile tenezzül etmemişizdir. Tarihimiz boyunca yarattığımız mucizeleri, kazandığımız harikalı zaferleri, kurduğumuz büyük medeniyetleri âleme ve gelecek nesillere ilân ve ihbar eylemeği te-vazuumuzla telif edememişiz. (Biz yapalım, varsın başkaları yazsın) demişiz. O (başkaları) nın ise, bu büyük ve necip millet ve onun, cihanda diğer hiç bir millete nasip otrroyan başarıları hakikmda ne tarzda kalem kullandıkları malûm. Kendimizi tanımamak, benliğimizi unutmak yüzünden de neler, neler çektiğimiz meydanda!
Hele mukadderatımız, bir marangoz atelyesine girerek, mahiyetlerini, kullanış tarzlarını hiç te bilmediği, görmediği aletlerle meselâ bir harp gemisi veya bir saat yapmağa kalkışan bir nalbanttan farksız bulunan kimselerin mağrur ve ehliyetsiz ellerine düştüğü zamanlar uğradığımız korkunç felâketleri, {musibetleri hatırlamak bile bugün tüylerimizi ürpertiyor. Bir vakitler bizi hak-
kile tanıyan ve seven başbuğların bayrakları altında toplanınca, Pasifik kıyılarından atlanarak Polonya ve Macaristan ovalarında biraz yorgunluk    çıkardıktan
ve atlarımıza yem kesdirdikten sonra Şimal denizi sahillerinde Atlantiğin serin rüzgârlarilc terimizi kurutuyorduk. Ve bu ceve-lânlarımızda, yolumuza raslayan milletlere, buıgün kendilerinin de itiraf eyledikleri gibi, medeniyet götürüyor, onlara devlet kurmak, hükümet idare etmek ilmini, fennini aşılıyorduk. Fakat cahillerin ve birden okmıyanların idareleri altına düşünce uçurumdan uçuruma yuvarlanıyorduk. Bizi bilen, seven şeflere nail olunca millî bütünlüğümüz granitleşiyor. Bu mazhariyetten uzaklaşınca, canı çıkmış ceset gibi dağılrveriyoruz. Bu iddia ve kanaatin işte en yakın ve kat'î delilleri: Balkan Harbi. Kurtuluş Savaşı...
Her ne hal ise, bereket versin,
geçen asrın ilk yarısından sonra bir kısım Avrupalı ımü$rtesrikler Türklüğe merak sardırmağa başladılar. Hakikate azçok yakın bir çok eserler ortaya attılar. Hattâ bunlardan bazıları Türkün yüksek meziyet ve kabiliyetlerinin, eşsiz kahramanlıklarının, hususile şahsî ve millî hürriyet ve istiklâllerine olan sarsılmaz, koparılamaz bağlılıklarının çılgın âşıkı oldular. Destanlara benzer methiyeler, romanlar yazdılar. Bizde de rahmetli Necip Asımlar, muhterem Veled Çelebiler, Fuat Köprülüler, Rıza Nurlar, Şemsettinler ve benzerleri bu hususta minnet ve şükranlara değer gayretler, emekler sarfederek çok kıymetli ciltler meydana getirdiler. Ve nihayet, mır içinde yatsın, Ebedî Şefimiz Atatürk, bize, tarihimizi, ve dilimizi öğretmek, bu suretle kendimizi, benliğimizi tanımak lüzumuna dair kat'î ihtarlarda, irşatlarda bulundu. Ve bizi, dehasının meşalesile aydınlattığı bu yola sevtketti. Fakat, bence, bütün o gayretler ve bu irşatlar bizi, (Türk) denilen uçsuz bucaksız ummanın ancak kenarma ulaştırabildi.
Benim gibi, şayet varsa, tek meziyeti, mutlak aczini, cehlini anlayabilmiş olmaktan ibaret bulunan zavallı bir karıncanın bu engin denizin karşısında dehşet ve haşyetle irkilmesi tabiîdir. Bununla beraber düşündüm ki, binlerce, yüzbinlerce karıncanın o deryaya atılarak ve arayıp tarayarak bulup getirecekleri malûmat zerreleri birike birike günün birinde elbet koca bir yığın olur. O zaman çocuklarımız, bu yığından, işlerine yarayacak hakikat incilerini ayırıp çıkarırlar. Onlarla kalplerini, ruhlarını, dimağlarını süslerler, ve sevgili vatan için bizden çok daha faydalı,
hayırlı birer unsur olarak yetişirler. *
İşte muhterem Bay Yalman, bu düşüncenin sevkîle ve içimi dolduran yurt ve millet sevgisinden aldığrm cesaretle teklifinizi kabul ediyorum. Ve bu ağır yükü sırtıma alarak   yola   çıkıyorum.
Derin saygılarımı arzederim.
Cemal BARDAKÇI
Toprak Mahöulleri Ofisi mUdUrli, Belediye teftiş heyeti reisi ve Belediye İktisat mUdUrile Sıhhat mUdürUn-den mürekkep bir komisyon dün Belediye reis muavini Lûtfi Aksoyun başkanlığı altında bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıda gerek Ofis hesabına değirmenlerde çıkarılan yeni tip unun vaziyeti ve gerekse ekmeklerin fırınlardaki imali tarzı Üzerinde görüşmüşlerdir.
Fırınlar Belediye teşkilâtı tarafından çok sıkı bir murakabeye tabi tutulacaktır. Bunun için dün tamimler hazırlanmıştır. Bilhassa teftiş ve sıhhat müdürlükleri kontrollannı muntazaman yapacaklar ve raporlarını hazırlıyacaklardrr.
Yeni tip ekmeğin-randımanının tesbiti için ikinci tecrübe bir kaç güne kadar yapılacaktır.
Bu defa yapılacak tecrübe daha esaslı bir şekilde ve resmi müessesa-ta merbut fırınlarda yaptırılacaktır.
Eğlence Yerlerine Zam Yok
Bundan bir müddet evvel eğlence yerleri tarifelerine bilhassa bir mevsim çalışıp da bir mevsim dükkânlarını kapıyaıı müesseselerin tarifelerine zam yapılacağı yazılmıştı.
Dün istanbul belediyesi İktisat müdürlüğünden yaptığımız tahkikatta böyle bir zammın mevjuu bahsol-madıgı anlaşılmıştır.
Taksimde Bîr istinat    Duvarı
Yapılıyor
Taksim bahçesinden Taksim meydanına giden eski kışla tarafına bir istinat duvarı çekilmesine karar verilmiştir.
Yapılan keşfe göre bu duvarın 25988 liraya inşa edileceği anlaşılmaktadır. Bu inşaat nisanm üçünde müteahhide ihale edilecek ve derhal inşaata başlanacaktır.
Konservatuarın   Güzel   Bir
Teşebbüsü ,
İstanbul Konservatuvan eski klâsik eserleri bir araya toplamaktadır. Konservatuvar sekiz forma ve 500 sayfalık eski klâsik eserleri içine alan bu eseri hazırlamaktadır. Yakında tabına başlanacaktır.
Tramvay Malzemesi Temin Ediliyor
Vali Dün Gazetecilere Fransadan Bandaj Getirileceğini Haber Verdi
istanbul Belediyesi tramvay malzemesi ihtiyacını temin için çalınmaktadır. Bilhassa bandaj temini için her türlü çareye başvurulmaktadır.
Antalya Umum Nakliyat şirketi Fransada mevcut bir miktar bandajı Istanbula getirtmeği deruhte etmiştir. Ve yapılan muhaberat ta musibet bir netice vermiştir.
Antalya Nakliyat şirketinin Fransadan getirtmeği deruhte ettiği bu bandajlara para veritmi-yecek, mukabilinde gıda maddesi gönderilecektir.
Tek bilet usulünün de    tram-
vay yolcularını azalttığı da ileri sürülmektedir. Gerek bandaj ve gerekse tek bilet usulünün yolcular üzerindeki tesirleri Vali ve Belediye Reisi doktor Lûtfi Kır-dar gazetecilere şunları söylemiştir:
€— Tramvayların en büyük ihtiyacı olan bandajlardan bir miktarını Fransadan yakında getirtilecektir. Getirilecek bu malzemeye mukabil Fransaya yiyecek maddesi gönderilecektir.
Tek bilet usulünün tramvay hasılatını azalttığı söyleniyor. Biz hasılatı değil, halkın istirahatini düşünüyoruz.»
Dr, Besim Ömer'in Ö.üm Yıldönümü
Fugün Üniversitede Toplantı Yapılacak
Soruyorlar ?
Bir okuyucumuz soruyor ve diyor ki: Ortaköy - Aksaray ve Beşiktaş . Fatib tramvaylarının sabah İlk servlsIerUe vazifeye gitmek mecburiyetinde olanlar Beyazıdda bUytlk bir yolcu kala-balığilc karşılamıyorlar. Bu tramvaylar sabah İlk sefere başladıktan sonra ancak saat 7,30 da Beyazıdda bulunuyorlar. Bu bakımdan sabah erken vazifeye gitmek mecburiyetinde olanlar adeta hücum edercesine tramvaya blnmlye çalışıyorlar.
Acaba tramvay İdaresi bu tehacümün önüne geçmek İçin seferlere 7,80 dan daha erken bir servis ilâve edemez ml?
Bugün, büyük tıp âlimimiz Profesör doktor General Besim Ömer Akalının ölümünün yıldönümüdür.
Bu münasebetle bugün, saat Ön dörtte "Üniversite Tıp Tarihi Enstitüsünde bir ihtifal yapılacak, tır. Bundan sonra bütün Üniversite gençliği ve profesörler merhumun Merkezefendideki kabrini ziyaret edeceklerdir.
General Besim Ömer, yarım a-sırdan fazla kadın doktorluğu ya. parak memlekete sayısız çocuk yetiştirmiş kıymetli bir doktoru-muzdu. Hatırasını ölümünün se-nei devriyesinde hürmet ve tazimle anarız.
Belediya Meclisi dün Toplandı
Üsküdar İmar Pilân1 Üzerinde Görüşüldü
Belediye meclisi dün mutad toplantısını yaparak müzakerelerine devam etmiştir.
Evvelâ Şehir Tiyatrosu ile Konser-vatuvann 1938 malî yılı hesabatı tetkik edilerek kabul edilmiştir.
Bilâhare Nafıa Vekâletince tasdik edilerek gönderilen Üsküdar imar plânı hakkındaki Nafıa ve muhtelit encümenler mazbatası üzerinde tetkiklerde bulunulmuştur.
Usküdarın imar plânına göre, Şirketi Hayriye vapur iskelesinin yanında vapur ve tramvay yolcularının îstirahatlcrini ve böylece civar halkın deniz havası alabilmelerini temin maksadlle bu meydanda bahçeli bir gazino yapılması düşünülmektedir.
Maksim bar müessesesinin vergilerinden elde edilen 10728 liranın temettüden tenzili hakkındaki mazbata da kabul edilmiştir.
Sular idaresinin teşkilât ve vazife talimatına ait kavanin encümeni mazbatası da tetkik mevzuu olmuştur.
-o-
İkinci Korunma tecrübesi Üsküdarda
Geçen hafta Sanyerde jTiprlan paraşüt tecrübesinden sonra diğer kazalar da hazırlıklarını yapmaktadırlar. İkinci tecrübenin Üsküdarda yapılması kuvvetle muhtemeldir.
Şirketihayriye idaresinin meclîsi idare azalan dün bir toplantı yapmışlardır. Resmimiz toplantıda bulunanları göstermektedir.
Piyasa Haberleri:
Çok Miktarda Kâğıt Çuval
Gümrük R:smi Fazladır ÇuvalLr Ç,karılam;yor
Almanyada kaba sargılık ambalaj kâğıdından yapılmış kâğıt çuvallardan bir parti piyasamıza getirilmiştir. Bu çuvallar kâğıttan yapılmış olmakla beraber rutubetten kolaylıkla sulanan tuzun bile ambalajına müsait sağlamlıkta bulunduğu görülmüştür. Almanlar bu çuvalları kendi memleketlerinde kullanmaktadırlar. Getirilen partiden alınan numuneler üzerinde yapılan tecrübeler bu kâğıt çuvalların bir çok maddeler'n nakline ve muhafazasına yanyacagı anlaşılmıştır. Ancak bu kâğıt çuvalların
gümrük tarifesinde ayrıca bir mad-do   halinde   yeri   bulunmadığından
gümrük idareci bunları <r kâğıttan mamul lüks emtia* maddesine tâbi tutmaktadır. Bu maddeye göre kilo başına 110 kuruş gümrük resmi verilmesi lâzımgcliyor. Memleketin mühim bir ihtiyacı olan çuvalın kısmen bu suretle temini imkânı varsa da yüzde yirmi tenzilâtla bile kllö başına 90 kuruş resim alınması ve kâğıt çuval ithalini imkânsız kılmaktadır. Ticaret Vekâletinin bu kâğıt çuval işini tetkik etmekte olduğu haber alınmıştır.
Tuz Buhranı Yoktur
Barsak işleyenlerin bu işe yarrya-cak tuz tedarikinde zorluk çekmekte oldukları yazılmıştı. İnhisarlar idaresi, böyle bir vaziyet olmadığını ve anbarlarda stok olarak daima tuz bulunduğunu bildirmiştir.
Peynir Fiyatları Değişmiyecek
Yeni sene mahsulü beyaz peynirler piyasamıza gelmlyc başlamıştır. Tüccarlar bu peynirlere fiyat tesbit ettirmek için murakabe komisyonuna müracaat etmişlerdir. Komisyon, istihsal mıntakalannda yaptırdığı tetkiklere istinad ederek, bu peynirlerin do şimdiki fiyat üzerinden satılmalarını muvafık görmüştür, öğrendiğimize göre yeni mahsul peynirler, halen muhtelif mahallerdeki buzhanelerde bulunan eski peynirlerden daha ucuza mal edilmiş bulunmakta ve murakabe komisyonunun verdiği bu karar da çok yerinde görülmektedir.
Alman yaya İncir, Tütün   Satıldı
Son günlerde Alman firmaları mümessili tarafından yapılan görüşmeler üzerine Almanlar bir kaç parti mal satm altmışlardır. Alman bu mallar Varnadan limanımıza gelen Kordelya vapuruna yüklenmiştir. Almanların aldıkları birinci parti 1.698,500 küo kuru incir ile 77,500 kilo yaprak tütündür. Tüccarlarla yapılmakta olan görüşmeler bitince Almanyaya verilen kontenjan mucibince diğer malların da mubayaasına başlanacaktır. Deri üzerindeki görülmeler nihayet bulmuş ve fiyatlar kararlaştırılmıştır. Tiftik için de birliklerin hazırlıklara başladıkları haber veriliyor, tsviçreden sık sık mal siparişi gelmektedir. Romanya ve Varna yolu ile sevkiyata başlandığı için bütün Orta Avrupa İle şimal memleketlerine ve lsviçreye ancak Karadeniz yolu ile ihracat yapılacaktır, îç piyasalarda daha ziyade mısrr ve keten, kenevir lifleri üzerinde isler olmaktadır. Muhtelif merkezlerden gelen haberlere göre tütün satışları hararetli olmamakla beraber oldukça mühim partilerin şirketler tarafından iyi fiyatlarla satın alınmakta olduğu bildirilmektedir.
— Ne demek istiyorsunuz? Kocam kederli değil kl...
— Nasıl değil? O öldU öleli kendini yiyor. Saatlerce kütüphanede bir a*ağı bir yukarı   dolaşıyor.
— Artık bir $ey söylemeyiniz kiift, haydi odanıza gidiniz.
— Odama gönderiyorsunuz, öyle mi? Yine beni şikâyet edeceksiniz. Bunlarm hepsini anlatacaksınız. Tıpkı Mteter Jale'm geldiğini haber verdiğiniz gibi.-
— Ben kocama Mh>ter Jak'ın geldiğini söylemedim.
— Yine yalan söylüyorsunuz. Ya siz »öy-lemedlnlzse kim haber verdi? Ba*ka kimse bunu Röyllyemez. Uşaklar o gün çıkmışlardı. Evde sizden ve benden başka bir kimse yoktu. Tabiî siz söylediniz! Fakat ben yine Jak'ı göreceğim. Buna kimse mâni olamaz. Beni Rebekaya bağlryan yegâne rabıta o... Ondan vn/gecem em. Zaten eskiden beri Jakı kıskanırdı. Rebekanrn sağlığında buraya gel meşini İstemezdi. Öldükten sonra da istemiyor. Demek kl hâlâ hırsı geçmemiş. Elbette kıskanır. Rebeka o kadar güzeldi kl her gören hayrandı. Herkes onu kıskanırdı. Kendisini gören erkeklerin hepsi deliye dönerdi, i ¦ 11 -1 - • ı ı tanryıp da buraya davet ettiği adamları gördüm. Kaç tanesi çılgın gibi kendisine âşık olmuştu. Fakat o kimseye e-hemmlyet vermezdi. Gülerek, eğlenerek onlardan bahsederdi. Her çey onun için bir eğ-
lence, bir oyun Idl. Ona kim kıskanmazdı? Hepsi, hepsi çılgın gibi İdiler. Kocası, Jak, Frank hepsi, ona yaklaşan onu tanıyan bütün erkekler....
— Susunuz, işitmek, öğrenmek istemiyorum.
Ben pencerenin kenarına dayandım. Kulaklarımı tıkıyordum. Yanıma yaklaştı ve kolumdan tutarak:
— Niye hâlâ duruyorsunuz? Kimsenin size İhtiyacı yok. Onun da size ihtiyacı yok... Tekrar yalnız, kalmağa ihtiyacı var. Onu düşünmek İçin, onunla kalmak için... Onu unutamıyor. O mezarlıkta Rebeka yatacak yerde siz yatmaktınız.. O ölecek yerde siz ölmelisiniz.
Açık pencereye doğru beni itiyordu. Sisli bahçeye sanki yaklaştırıyordu:
— Bakınız, ne kolay.. Neden atlamıyorsunuz? Çabucak insan yere düşer. ölür. Gayet kolay vo çabuk... Boğulmak gibi değil... Bu dalıa basit ve tatb bir olum. Haydi ne duruyorsunuz?
Açık pencerenin tam kenarına dayanmış-
tan. Bir erile beni âdeta itiyordu.
— Merak etmeyiniz, ben Itmlyeccğim. Siz kendiliğinizden atlıyacaksınız. Manilerleydi kalmak hâlâ canınıza yetmedi ml? Mesut değilsiniz, kocanız sUl sevmiyor. Hayatta gayeniz yok. Haydi kendinizi pencereden atmız da olsun, bitsin. Ondan sonra artık üzüntü çekmezsiniz.
Bahçeye haktim. Kalın bir sis tabakası top
rağı örtmüştü. Adeta bir bulut üzerine atlamak gibi olacaktı.
— Haydi.. Haydi atlayınız, korkmayınız.
Diyordu. Gözlerim kararmıştı. Artık o kadar tesir altında İdim ki dediğini hemen yapacaktım. Gözlerimi kapadım. İleriye doğru eğildim Inm o sırada yakından gelen bir top sesi etrafı çınlattı. Pencereler sarsıldı, oda adeta yıkılucakmış gibi sallandı. Gözlerimi açtım. Misis Danvers hâlâ vurumda idi. Birinci top sesini bir İkinci, bir üçüncü takip etti.
— Ne oldu? Ne var? Bu top »esleri nedir? h  ••• .'. .
Misis Dnnvers kolumu bırakarak benden uzaklaştı.
— Bu tehlike işaretidir. Civarda deniz U-zerlnde bir kazayı haber veriyorlar.
Sisleri yarmaya çalışarak ileriye doğru bakıyor, fakat bir şey seçemiyorduk. Bütün etraftan bağırmalar ve ayak sesleri duyul-* mağa başladı.
xvın
Maksim bahçede idi. Kendisini görmüyordum, fakat sesini işitiyordum. Koşarak u-şakları çağırıyordu. Sisin arasında şekillerini hayal mcyal sekebiliyordum.
— Vapuru gördüm. Sisten yolunu kaybettiği belli Idl, geldi, doğru kayalarm üzerine çarptı. Oradan kurtarmak da güo olacak, çünkü bataktır. Frlth, siz biraz soğuk yemekle şarap hazırlayınız. Kurtulanların her halde bunlara İhtiyacı olacaktır. Mister Frank'a telefon edip haber veriniz. Ben de* ııiz kenarına gidiyorum. Sigara paketimi verir misiniz? Kibrit de isterim.
Misis Danvers pencereden uzaklaştı. Soğuk vo san yüzünde biraz evvelki heyecan* dan eser kalmamıştı. Sesinin ahengi tabiiliğini bulmuştu:
_ Biz de aşağıya inip bakmalıvu. Mls-
ter de Vinter kazaya uğrayanları herde İse buraya getirecektir. Dikkat ediniz, ellerinizi çekiniz, pencereyi kapayacağım.
(Arkası var)
ODNDEN.
Kızım Sana Söyliyorum
Anadolunun bîr köşesinden, bir doktor okuyucumuz, gazetemizin «Kim kimle evlenmeli» müsabakasında çıkan muhayyel tiplerden birine hitaben şu mektubu gönderiyor:
Çok muhterem Bayan Sevim Sarı,
Vatan gazetesinin 3 mart, 192 sayısındaki müsabaka resimlerinde sarı tipinizi görünce aradığım «bulunmaz» tipi niha. yet buldum dedim. Vasıflarınız da çok uygun. Ancak taşraya gitmez şartını okuyunca üzüldüm. Niçin taşraya ve taşrada-kilere karşı bu kadar hissiz ve isteksiz davranıyorsunuz.
Ben de Istanbulda uzun müddet yaşadım. Hattâ Avrupa gör. düm. Fakat Anadoluyu yakından ve içinden görerek doya doya kokusunu almak kadar büyük zevk var mı?
Kendinize bir eş, karakterli ve ideal sahibi bir erkek arıyorsanız evvelâ şartınızı değiştiriniz.
Ben de vaktile sizin gibi düşünürdüm. Fakat vazife, ve vatan hizmeti beni bu düşünceden uzaklaştırdı.
On senedir Anadolunun muhtelif yerlerinde dolaşıyorum; Avrupadan döndükten sonra da İstarvbula uğramadan yine Ana-doluya gittim. Nc dersiniz? Derin saygılarım.
Bu mektup bana, taşradaki gençlerle evlenmek için İstan-buldan ayrılmağa razı olamı-yan, Türkiyeyî lstanbuldan ibaret sayan bazı kızlarımıza «kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle» kabilinden umumî bir hitap gibi geliyor.
Bu da Başka Bir Mektup
^ ^ - ——-———^—'—^—^—^— - —
Başka bir okuyucu mektubu daha. Fakat Sirkeciden O. Fidan imzasını taşıyan bu mektup doğrudan doğruya bana hitap ediyor:
Dünkü sayınızda «yanan Ferah sinemasını / LoncLraya, Londra şehrindeki binalardan bir kaçını da Şehzadebaşma getirmiştiniz. Acaba bu gibi yanlışlıkların önüne geçilmesi mümkün» değil mi?
Daha bir başka sayınızda İstanbul Belediyesi tarafından «'bütün tekerlekli nakil vasıtalarının» asfalt yollardan geçmesi kat'iyyen yasak edildiğini yazmıştınız. Acaba tekerleksiz nakil vasıtaları hangileridir? Lütfen bendenizi tenvir etmenizi saygılarımla dilerim.
Evvelâ birinci noktaya cevap vereyim. Ne çare kî arasıra bu kabil yanlışlıklar oluyor. Bereket versin ki okuyucular makine dairesinde klişeleri sahifelere yapıştıranlardan dikkatli de onlar nasıl Ferah sinemasını Lon-draya, Londradaki binaları Şeh. zadebaşına naklediyorlarsa okuyucular da zihinlerinde her şeyi yerli yerine yerleştiriyorlar.
ikinci nokta: Vatandan başka gazete okumadığınız anlaşılıyor. - buna kendi hesabımıza teşekkür ederiz - Çünkü bu havadis hemen bütün gazetelerde ayni şekilde çıktı. «Demir tekerlekli nakil vasıtaları» demek lâzımdı. Bununla beraber sualinizi cevapsız bırakmamak için hatırlatayım ki «tekerleksiz nakil vasıtası» meselâ... Meselâ... kızaktır!
Kör Kadı
Macaristandan Dönen Ticaret Heyetimiz
Gitti
Ankaray
.1
Macaristandan dönen ticaret heyetimiz dün Ankaraya gitmiştir. Macaristan ticaret ataşesi de heyetle beraber gitmiştir.
Ankarada Vekâletin verdiği karar üzerine ticaret anlaşmasının bazı esasları üzerinde yeniden
tetkikler yapılacaktır.
-o-
Münakalât Vekilinin Tetkikleri
Münakalât Vekili Cevdet Kerim İncedayı dün Jstanbuldaki* tetkiklerine devam etmiştir. Vekil bu arada Denizyollarında, Mıntaka Liman reisliğinde bir müddet meşgul olmuştur.
Vekil yakında Trakyaya hareket ederek Vekâleti alâkadaı eden meseleler üzerinde tetkikler yapacaktır.
40
37
19 . 3 - 941
VATAN
Tarihten Sahifeler
-  3
Alman Kralı
Göksu
Harp Vaziyeti
Alman Haçlıları Dokuzyüz Sene Evve Yahudileri Kesmekle İşe Başladılar
Şarka Doğru İlk Alman İstilâsı Balkanlarda Münhezim Olmuştu
Elli yedi yaşında asabi bir buhran neticesinde ölen bir Alman iktisatçısı, List, bundan yüz sene evvel yazdığı bir kitapta Al-manyanın Balkanlara ve Türkiye ye doğru yayılması lüzumunu bir tez olarak ortaya atmıştı.
Damarlarındaki atavik bir Hissin tepmesile imparator ikinci Vil helm 1889 da Türkiyeyi ziyarete gelinceye kadar bu tez List'in kitabında uyuya kaldı.
Vilhelm, Anadoluya yaptığı bir seferde Silifkenin Gölcsu çayında boğulan Alman kralı Fre-derik'in soyundan geliyordu.
On birinci asır sonlarında şimalî Fransada ve Almanyada şiddetli kıtlıklar olmuştu. O za* man Almanlar bugünkü Alman-yanın cenubundaki dağlık arazide oturuyorlardı. Toprak anzalu ormanlarla örtülü ve az münbıt idi. Soğuk iklim ve yokuşlu yollar insanların çok yemek yemesini icap ettiriyordu.
Derebeylerin çiftçileri, dolayı-eile gelirleri azdı. Derebeyleri da. ha ziyade ticaret kervanlarını soymakla geçiniyorlardı. Şimalî Fran sandaki kıtlık ticaret kervanlarını da fakirletmiştL
Avrupada hırsızlrk, haydutluk ve sefalet o hale gelmişti ki klişe nüfusun bir kısmının bilhassa ser seri kısmının başka bir yere nakledilmesinde fayda düşündü. Haç tan dönenler «arzı mukaddes» deki güzelliği, bolluğu, ve sıcaK havayı anlata anlata bitiremiyor-lardı. Papa ikinci Ürben 1095 de bir nutuk aöyliyerek hıristiyan lan mukaddes yerleri Türklerin elinden almağa davet etti.
Böyle bir hareketin Akdeniz-de ticareti arttıracağını ve Akde-nizdeki islâm hâkimiyetini sarsacağını düşünen İtalyanlar Türk-lerle Hıristiyanlar arasında açılacak bu mücadeleyi körükledıler.
Almanyanın iklimi soğuk ve fazla yağışlı idi. Yiyecek azdı Lkecek toprak az ve kötü idi. Şimalde Islâvlar, cenupta Fransızlar vardı. Garp ise denizdi. Ve Almanlar denizci değüdiler. Yakın şarkın ılık havası Almanlara pek cazip göründü.
«Haçlılar tarihi» ni yazan R-Grousset bu seferleri gayet güzel anlatır. O zamanki Alman Roma imparatorluğunun asıl ve gayri asil ne kadar serseri varsa hepsi şarka doğru boşandılar. Şarka doğru harekete geçen bu ilk aç sürüler evvelâ Ren havzası şehirlerinde bulunan yahudileri kesmek ve mallarını yağma etmekle işe başladılar. Almanlarla Yahudiler arasındaki münafe-ret bu tarihten başlar (1096). Almanlar Yahudileri kesmekte o kadar ileri gittiler ki hıristiyan peskoposlar Yahudileri himayeye ve Almanları tecziyeye mecbur oldu.
Alman sürüleri bunu müteakip Macaristanı, sonra Yugoslavya ve Butgaristanı yağma ettiler. Nihayet bu memleketler halkı bu soygunculuğa tahammül edemiye rek Uyan ettiler ve Almanların çoğunu öldürdüler.
Haçlı seferleri birçoktur. Bunlara iştirak edenler arasında, bilhassa birinci seferde Almanlar ekseriyeti teşkil etmişlerdir. Ü-çüncü haçlı seferinde de büyük bir Alman ordusunun başında Alman kralı Frederik 1187 de Fiiıstine doğru yola çıktı ve I I 89 da yani 85^ sene evvel Silifke civarında Göksu çayında boğuldu.
Frederik'in ordusundan Filis-tinc varan Alman şövalyeleri Akkâ şehrinde Toton şövaJyeleri tarıkatini kurdular. Toton şövalyeleri burada d.kis tutturamayacaklarını, Türklere karşı koyamayacaklarını, anlıyarak bir müddet sonra Almanyaya döndüler ve Prusyaya, VjptiH nehri ağzında Şimal Denizi sahilinde yerleştiler. Fakat o zaman Prusyada Islâv-lar oturuyorlardı. Toton şövalyeleri Islâvlarla daimî bir mücadele neticesinde Prusyayı zaptetti-ler. Ve şarka doğru yayılmağa başladılar. İşte Almanların «Drang nach Ot>ten» diye isimlendirdikleri şarka istilâ siyaseti burada ve bu mânâda başlar. Yani Almanların, Prusyalıların, «şark* tan (maksatları bizim anladığımız mânâda gark değil, Pnia yanın şarkında olan İslâv memleketleridir. İşte Almanların lslâv-larla ebedi ve ezeli mücadelesi de böyle başlar.
Polonyalılar   1410   da Tanen-
Y^zan; Kusret KÖYMEN
müthiş bir bu    istilâyı
berg'de Almanları hezimete uğratarak durdurmuşlardı. Fakat 1914 de Hindenburg ayni yerde Çar ordularını münhezim etmişte 1914 de Rusyaya karsı büyük Alman harbini açan İmparator Vilhclm List'den    ilham
alarak Balkanları ve Türkiyeyi de kısmen dostlukla kısmen de kuvvetle elde etmeğe çalıştı. Bu suretle «Drang nach Osten» nin şümulüne Balkanlar ve Türkiye de girdi.
Vilhelmin Göksuda boğulan Frederik'in soyundan gelmesi a-caba sadece garip   ıbir    tesadüf
müdür?
Bütün Alman istilâ teşebbüslerinin Balkanlarda ve Şarkta münhezim olması da sadece garip tesadüfler midir, dersiniz!..
Geçen dünya harbinin başında «Türkiye niçin harp ediyor?» isimli bir kitap yazan Alman profesörü Lebah bu kitabında:
«Eğer Türkiyenin işgal ettiği yerde bir itilâfı müselles memleketi (yani bir düşman memleket) bulunsaydı, Almanyanın muzaffer olmasına imkân kalmazdı Belki de Almanya, Avrupa hudutlarını geçemiyecek bir muharebeyi kabul etmektense, zararın neresinden dönülse kârdır, diyerek boyun eğerdi!» diyor ve Türkiyenin askerî ve ırkî kudretinin bu mevki kudretine inzimam edince ne.harikalar yaratacağını anlatıyor.
Şundan Bundan
Dünyanın En Büyük Tayyaresi
Fransaya iltihakı. 1883 - 1893: Siyam meselesi. 1894 - 1895: Çin ve Japon harbi. Türkiye ve Giritliler arasnıda mücadele. 1898: Amerika - İspanya harbi. 1901 - 1903; Transval harbi. 1904 - 1905: Rus - Japon harbi. 1908 - 1910: Umûmi harp. 1919 - 1920: Alman ihtilali. 1921 - 1923: Türkiye istiklâl harbi. 1923 - 1926: Abdtilkerime karşı Rif harbi. 1927 - 1934: Faşta sükûnun iadesi. 1932 - 1934: Çin - Japon harbi. 1935: İtalya ha-beş harbi. 1936 - 1938. İspanya dahilî harbi. 1936 - 1941: Çin - JaJpon harbi. 1939 - 1940: Fransa, İngiltere ve Norveçle Almanya arasında harp. 1941: İtalya ve Almanyanın İngiltere ve Yunanistana açtıkları harp...
Pancardan Şeker İmali
Pancardan şeker imali 1745 senesinde Berlinli Idmyaker Margrraf tara frn dan yapılan tecrübeler   netlce-
Paaiğln kenarında, Seatti fabrikalarında, Boeing şirketi hesabına yeni bir Elipper Transatlantik tayyaresi yapılmaktadır.
«413 A.» ismi verilen bn tayyare dünyanın en büyük tayyaresi olacak tır. Dört Vright motorlu olan bu tayyarenin ağırlığı 40 tondur ve Pa sigin de yolcu nakliyatına tahsis o-lunacaktrr.
«A. 413» ün haznelerinde   22,700
ütre benzin bulunacaktır.
Son 100 Sene İçinde Harpsız Geçen Bir Sene Var mı?
Hayır! 1840 dan 1841 senesine kadar sulh ve sükûnet İçinde geçen bir bene yoktur.
1840: Akyon harbi (İngiltere ile Çin arasında). 1841: Boğazlar meselesi. 1842 Fransa Cezairin İstilâsına levam ediyor. Harekât 1847 de ni- sInde keşfedilmiştir.
hayet buluyor. 1848: Fransada dahili harp 1849: İtalyan - Avusturya harbi. 1849 - 1850: Bir Fransız ordusu İtalyan cumhuriyetine son veriyor. 1851; Fransada kıyam. 2 şubat hükümet darbesi. 1852 - 1855 mukaddes yerler meselesi. 1854 -1855: Krim muharebesi. 1857 m arlın da nihayet buldu. 1856 - 1857: Kabilde sükûnetin tesisi. 1858 - 1862 Koşinsin seferi 1859: İtalya harbi. 1860 Garibaldi tarafından Sicllyamn zaptı. 1861 - 1865: Garibaldi Rama üzerine yürüyor ve General FeeuiUez tarafından vurduruluyor. 1868 - 1869 Basaudoland'ın İngilizler tarafından iihain. 1870 - 1871: Fransız Alman harbi. 1872 - 1880: Sahrayı Kebirde sükûnetin iadesi. 1873: Fransızların HanoFyi zaptları. 1877: Türk - Rus harbi. 1881 - 1882 Bou - Amaina'ya karşı harp. 1882 - 1885: Eritrenin İtalyanlar tarafından işgali. 1885 -1895: Mavgaskarın ti Un. 1870 - 1900 Gulne, Sudan, Cote d' Jvalre, Gabon zaferleri. 1896 - 1897: Madagaskar™
Klmyakcr, Berlin akademisine ver dlgl bir raporda buna nasıl muvaffak olduğunu anlatıyor.
Napolyon, 1806 da Beründe iken tngüterenin ablokası hakkındaki kararı imzalamıştı. Bütün Umanlar, İngiliz ticaretine kapandı. İngilizler, Ani il adalarından seker karnisi getiremez oldular. Alman kimyaker usulü üzerine pancardan seker yapmaya başladılar.
Londrada Yeni Bîr Köprü
Alman tayyarelerinin attıkları bes yüz kiloluk bombalardan biri, Lon-dranın büyük caddelerinden birinin ortasına düşmüş ve kocaman bir çu kur açmış. Belediye, çukurun kapatılması uzun vakte muhtaç olduğunu düşünerek derhal muvakkat bir köprü kurulmasına karar vermiştir. Bir iki saatte yapılan bu köprü, belediye bürosu tarafından merasimle açılmıştır.
Yazan:
İhsan BORAN
Doğu Afrikada:__
Geçen sene ağustos ayı İçinde üstün İtalyan kuvvetleri İngiliz Somalisini işgal etmişlerdi. İngiliz Somallsl yedi aydanberi İtalyan ordusu işgalinde bulunuyordu. İngiliz Somallslnin müdafaası, miktarı pek az olan İngiliz kuvvetlerinden ziyade (Cibuti) de bulunan Fransız birliklerine dayanıyordu. Fransa mütarekeyi kabul edince, İngiliz somallslne başka cephelerden mühim takviye kuvvetleri getirmek icap ediyordu. İngilizler, Libya harekâtı dolayıslle buraya kuvvot getirememişlerdi.
İngilizlerin Şarki Afrika harekâtım bir an evvel bitirmek İçin Hint ve Kızıl deniz sahillerine çıkarma yapmalarına veya paraşüt kıtaları indirmelerine çoktanberi ihtimal veriyor ve buna İntizar ediyorduk. İngilizler ilk çıkarma hareketini İngiliz Somallslnin en mühim iskelesi olan (Berbera) va yaptılar. Donanma himayesinde sahile çıktılar. İtalyan topçu ve makineli tüfek ateşlerine rağmen (Berbera) yi zaptettiler. Bu çıkarmanın ehemmiyeti sudur:
İngiliz muhasara çemberinin deniz krsmı daha çok azalmıştır. Artık İtalyan orduları, ne Hint denizine ve ne de Aden körfezi sahillerine çekilemezler. Eritredekl İngiliz kuşatması muvaffakiyetle neticelenirse İtalyanlar Adlsababa ve etraf nida tam amile sarılmış olacaklardır. Ve deniz sahillerinden tan......i. umut keseceklerdir.
Bundan sonra İtalyan ordusu uzun zaman   mukavemet   edem©*»   ve Şarki Afrikanm İngilizler tarafından işgali yaz başına kadar bitmiş olur.
Balkanlarda:
Alman ordusunun Yunanistana karsı harekete geçtiğine dair haberler gelmiye başlamıştır. Buna sebep olarak da Yunanlıların memleketlerine İngiliz askeri çıkarılmasına müsaade ettikleri ileri sürülmektedir. Her iki tarafın resmi tebliğlerinde henüz bir malûmat olmamakla beraber, Alman ordusunun Yunan Makedonyasma ve Selânlğe taarruzu ihtimali gittikçe kuvvet bulmaktadır. Alman ordusu, Yugoslavyanrn alacağı vaziyet belli olmadan da Yunan Makedonyasma ve Selânlğe taarruz edebilir. 00 kilometre ileride bulanan bir hedefe taarruz İçin Alman ordusu. Yunan - Bulgar hududunda harekete hazırdır. Fakat Selânlkden daha cenuba yani Atl-naya doğru inmek için henüz hazır değildir. O zaman, Yugoslav->anın vaziyeti, dolayıslle Türkiyenin ve Rusyanın vaziyetleri muhtarı rol oynryacaktır. Bir istilâ ordusu, geri yollarını tam amile temin etmeden o kadar Deri atıla-maz. Elde edilecek hava ve deniz üslerinin ana vatanla İrtibatı tehdit altında bulunursa, onların harp kıymeti kalmaz. Alman ordusunun cenup istikametinde hareketi iki safhaiı olacaktır. Birinci safhada hedef Yunan Makedonyalı ve Sclânlkdir. İkinci safha, Yugoslavya siyasetle veya harpla bertaraf edildikten sonra hatıra gelebilir. Birinci safhada Alman ordusu Dedeağacı ihmal edemez; İleride şarka doğru genişlemek için, Ege denizinde hâkimiyet için bu Umana da yerleşmiyo çalışacaktır.
Evlenmeli?
Bayan Belma Ardan
20 yaşında sarı saçlı, açık renk gözlü mütenasip bir kızdır. Güzel Sanatlar Akademisinde çok müs-tuit bir talebedir. Bütün hevesi ressam olmaktadır. Biraz hoppaca ve yaramaz oluşu da bu sanatkârlık ruhundan gelmektedir. Annesi ve babası vardır.
Bay Kâmüran Bilgin
41 yaşındadır, uzun boylu yakışıklıdır. Hariciye memurudur. Türklyede ve Avrupada tahsil etmiştir. Fransızca, almanca bilir. İyi bir aile çocuğudur. Sosyetenin bütün inceliklerine vâkrftır. Fazla ciddi, fazla mağrurdur.
Yenicami'den
Aldığım
Ilha
m
lar
Yazan: M. KAPLAN
G
eyen gün Köprüden istanbul tarafına geçiyordum. <Gök yüzü kurşunla örtülüydü». Birden, bu donuk, sert havadan yontulmuş hissini veren, sağlam ve yekpare \ enica-mi karşısında durakaidım. Ta-feiatle sanatın bu kadar birbirine yakın olduğunu hissetmemiştim. Dünya devrilse Yenicami ondan söküiimez sanılırdı.
Merdivenlerde görünen insanlar, bu muazzam abideye nazaran ne küçük kalıyorlardı. Dinin sanattan çıktığı veya sanatın dine en büyük dealtek oldu. ğu anlaşılıyordu. Bu kütle, bu ağır gölgeler, bu derin ve esrarlı aküler, bu kudretli sütun ve kubbeler altında hangi insan ürpermez, aciz duymaz; kendine hâkim bir varlığın huzurunu hissetmez.
Atalarımız, sanatın, fikir ve itikatlardan daha müessir olduğunu keşfetmişler. Ufuklarımızı dolduran sayısız mimarînin başka bir manası var mıdır? Düşünce, münakaşalar içinde inkâra giderken sanat eseri varh-ğüe tasdik eder. Tabiat gibi. Kocaman bir abide olan tabiat durdukça, Allah fikri ortadan kalkmryacaıktır.
Dinlerin yeryüzünde teessüs ve devamına yardım eden büyük kudretlerden biri, şüphesiz, rmaibetlerdir. Çünkü insan oğlu, içinde yaladığı muhite, eçyaya göre duyar, düşünür ve hareket eder. Bir heykel bizi durdurur ve derin sözler söyler. Dövüşen, cinayet işleyen, huzursuz insan vücudunun, bir konserde, sükûn, mutavaat ve iyilik abidesi oîduğunu görürsünüz. İbadet, uzviyetle beraber, ruhu da karışık düğümlerden çözer, selâmet verici bir nizama hazırlar.
Güzellik, hükümdar ve düşünceden kudretlidir. Eski zaman itikatlarının, insanların karakterlerini yapacak kadar yerleşmesine s«bep sanatlardı. Bugünün- fikirleri bana, gözle  gö-
rülme* elle tutulmaz geliyoi. Bujmnün abidesi yoktur. Bir gazete neyi ispat eder? O, yırtılır, konferanslar unutulur. Dokunulmaz sanat eseri, en sağlam, en büyük kanundur. Modern zamana iman Amerikada-dır; çünkü müthiş gratsiyeller onu her an teyit ve tasdik ederler. Fakat çimentodan ve demirden iman. Onlar da yıkılır. Bir fikri yerleştirtmek, ebedîleştirmek mi istiyorsunuz, abidesini yapın. Sanat, sırf kendi var-lığile o imanı talkın etsin.
Yenicamiin önünden geçerken meydanı dolduran eski kalabalığı düşündüm. Birbirine girmiş dükkânlar, içinde binbir eşya bulunan vitrinler; kaynaşan, itişen, soluyan insanlar, bir pazar; küçük yer hayatı. Eski ve büyük abide, sakin ve bükülmez kuvvetile onları nasıl süpürdü; güzel trajedi. Zaman, ihtiraslar, küçüklükler kaybolu-verdL Kemerin altında kovalamaca oynayan sefil çocuklar nerede? Çıplak ayakları mermer merdivenlerde narin izler bırakmıştı. Şimdi hiç biri yok. Sanat oyun mudur? Yenicami önünde dama oynayan kumarbazların körhür çizgüerini de yağmurlar götürdü.
Sanat fayda mıdır? O cicili bicili ayakkabılar, kasalarını dü. sünen tüccarlar nerede? Eskiyen pabuçlar dama atıldı.
Nihayet, camide namaz kılan sultanlar, sırmalı paşalarımız nerede? Şimdi hiç biri yok. Sanat siyaset değildir.
Tabiatin kardeşi, zamanın içinde kaya halinde yükselen, sultanı, paşayı, tüccarı, dedikoduları, fani her şeyi bünyesine kabul etmiyen, yalnız kendi ken d isi olan Yenicami, göklerle, güneşle beraber orada duruyor ve duracak. İnsandan büyük o-lan sanat, sen bizi ulviyet ve ebediyete ulaştıran yegâne varlıksın.
Kaplan
U L M AC A
Soldan Sağa: 1 — Kurabiyesi yapılır 2 — işaret - Geçim - Su taşıyan adam 3 — Deniz konarı - Halkın aksi 4 — Yapmak - Keşif istikbal 5 — Nota - Bir uzvumuz 6 — Is tikball anlarrçrya çalışmak - Spor sa hası 7 — Hân - Para yardımı 8 — iki adetli olan 9 — Nida - Zald -isim 10 — Çimento, kum ve taştan yapılır - Ne burada, ne şurada 11 — Adet - Sarmaktan emir.
Yukarıdan Aşağıya: 1 — Kendi lsteğile çekilme - Baba 2 — LAkin -Sıhhat 3 — Cehalet - Uzağı göeto-
rtr 4_inme - ince bir kumaş 5 —
Dert - Yuva 6 — Beygir - Eti olmr-yan 7 — Nota - Katı pişmiş yumurta 8 _ Teessüf - Yugoslav   parası
9 _Sıtma - iskambil beyi 10 — Saç
sız - Bir adet - Cezire 11 — Lalardı - Emeği geçmiş
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ
Soldan Sağa; 1 — îîûnraşk - Fa 2 — Deva - Riayet S — Ati - Difteri
Sovyetlerin Hesaplardaki Yeri
Yazan: M. H. ZAL
Jp\ lmanyanın evlilik    haya-
•    • tında hiç    talii    yoktur.
1883 te üçüzlü ittifaka soktuğa bugünkü mihver ortağı İtalya, geçen harpte B. Mussolini adında bir sosyalist politikacının idare ettiği bir hareket neticesinde düşman tarafına geçerek kendisine karşı dövüşmüştür. Ayni İtalya bu harpte kolayca yıkılmış, müttefikine bir yardımcı değil, bir yük olmuştur.
Almanya, bu harbin başında gözü açık davranmıştır. Arkasını sağlam bir duvara vererek bir tek cephede rahat rahat tecavüze geçmelç için bovyet Bir-liğile nişanlanmıştır. Ne çare ki netice umulduğu gibi çıkmamıştır. Bu nişan.ılık Almanyaya ne maddi, ne de manevî müs-bet bir menfaat kazandırmamış, Sovyet Rusya için ise külfetsizce bir çok menfaatler temin etmiştir. Sovyet Birliği bu sayede emniyet tedbirleri almış, derlenmiş, toplanmış, hele Balkan sulhu ve emniyeti ve Uzak Şarkta Çinin bekası ve istiklâli bakımından mihverle beraber olmadığını ve olamıyacağmı yavaş yavaş belli etmeğe başlamıştır.
Avrupa ve Asya işlerinden herhangi birini tetkikten geçirenlerin gözü, mutlaka Sovyetlere takılır ve şu sual zihinlerde belirir: «Sovyet Rusya acaba ne yapacak? Her hesabın meçhul bir unsuru olmakta devam edecek mi?»
Sovyet Rusyanın gidişini dik. katle takip edenler için Sovyet Birliği meçhul bir amil manzarasını göstermez. Bütün yaptıklarında mantıkî bir teselsül vardır. Bazan harici hâdiselerin tesirüe bükülür gibi olmuşt fakat çizdiği yoldan şaşmamıştır.
Bu yolda iki hedef vardır: Birincisi harbin kendi emniyet sahasına yayılmasını istemediğini belli etmek, ikincisi de yarının ihtimalleri için silâhlanmak ve kuvvetlenmek-.
Sovyet kuvvetini, Finlandiya harbinin manzarasile ölçenler aldanır. Her şey değişmiştir. O harpte mağlûbiyetin başlıca a-mili olan siyasî komiserler kumanda mevkilerinden uzaklaştırılmış, tam askerî inzibat ve otorite kurulmuştur. Talim ve terbiyede mühim adımlar atılmıştır. Teçhizat ve nakliye vaziyetinde bir sene evvelisine nisbetle yüzde yüz iyilik vardır.
Hele Amerikanın yardımı gerçekleştikten, Uzak Şarkta Ja-ponyanın elleri bağlandıktan sonra Sovyet Birliğini, zorbalığa düşman bir sulh ve istikrar amili sıf&iile hesaba katmak caizdir.
Navlun Fiyatları Değişecek
Zonguldak kömür havzasından Türkiyenin diğer limanlarına nakledilecek kömürlerin navlun tarifeleri bir nisandan itibaren yeniden iesbit edilecektir. Yaz tarifelejini hazırlamak üzere bu hafta Ankarada Münakalât Vekâletinde bir komisyon toplanacaktır.
-o-
Vapurların ilkbahar Tarifeleri
ŞirketJhayriye ve Denizyolları vapurlarının ilkbahar tarifelerinin hazırlanmasına başlanıyor. Denizyolları idaresi bjr nisandan itibaren tatbik edilecek yeni tarifelerde ücretlerden de tenzilât yapacağı söyleniyor.
4 — Mazi - Ya - Dil 5 — Efe - No
- Kekâ 6 — Satmak 7 — itmam -Ey - Si 8 — Ay - Damat 9 — Kari
- Yel 10 — Ana - Kadırga 11 — Na zl - Is
Yukarıdan Aşağıya: 1 — idame -îmk&n 2 — Letafet - Ana 3 — Avize r Maraz 4 — Na - Sayı 5 — Nam 6 — Ariyet - Yar 7 — Şifa - Medet 8 — Kat - KayaJrk 9 — Yedek 10 — Ferik - Sargı 11 — Atflâ - ît - As
BUGÜNKÜ PROGRAM
8 Program 8.03 Ajans haberleri 8.18 Hafif program (Pl.) 8.45/9 Ev Kadını - Yemek listesi
12.30 Program 12.33 Hafif şarkılar 12.50 Ajans haberleri 13.05 Halk tür killeri 13.20/14 Radyo salon orkestrası
18 Program 18.03 Ziraat takvimi 18.08 Melodiler (Pl.) 18.30 Konuşma 18.45 Çocuk saati 19.15 Çocuklar için musiki 19.30 Ajans haberleri   19.45 Geçit programı 20.15 Radyo gazetesi 20.45 Radyo fasıl heyeti 21.10 Konulana 21.25 Saz eserleri ve zeybek j havalan 21.45 Riyasetleümhur ban-1 dosu   22.30   Ajans   haberleri   22.451 Dans müziği (PL) 23.25 23.30 Kapanış. 1
VATAN
19 - 3 - 941
F ©
O A
Şarkiyle Verilen Bir Red Cevabı,
Bir de Elbise Tarifi
Amerikalı kadınlardan üç güzel tip:    (Soldan    sağa)    Rosalînd
Russell, Norma Schearer,  Jean  Crawford
Yağ Lekelerini
Çıkarmanın Kolay Usulleri
Bakla ez m es u. Limonsuz, zey tin yağsız yenmez ki.. Hay»di kızım sofraya koymayı unutmuşlar.. Git de şu yağ şişesini getir iver..
Kızcağız geKrken ayağı bir e-şiğe takılın.. Oyk ixr düşüş düşer kî.. Şiçe bir tarafa, çocuk bir tarafa.. Şişe kırdır» yağlar dökü-Kir.. Ne, üst, ne baş.. Ne yerler, ne haİL. Her taraf yağ içinde.. Şimdi bunu nasıl teroizliyeceleler? Temizlemek bir şey değiL, ama.. Yağ leke yapar.. Efyvahlar olsun ne yapmalı şimdi?.
Bakla ben yağ lekecinin nasıl çıkarıldığını büiyorum, size de 9Öy liyeyim, ama çocuğun elbisesinin yünlü mü, ipekli mi olduğunu bil m ediğim içini, yağ lekesi hakkında bütün bildiklerimi söyliyeyim de, srz işinize yarıyaoı ayırırsanız. * :
Yünlü, ipekli, pamuktu kumaş landa eğer kumaş renkli ise, lekeyi biraz amonyak karıktırılmış suda ıslatacaksmız bezle siliniz, sonra üzerine toz halinde manyezi serpiniz, Kumaşın bu tozu içmesi için parmağınızla b.raz u-ğusturunuz. Bir iki saat sırvra iyice fırçalryarak tozları temizleyiniz.. Lekeden eser kalmam.
Leke ince, ağır ipekli kunvş üzerinde iee. ayni miktarda neft yağı ile limon ruhu karıştırınız, iyice çalkaladıktan sonra, içinde ıslatacağınız 'bir S>ezle lekeyi siliniz.
Eskiden katmış bütün yağ lekeleri Teirachiorure de Carfcone ile çıkarılır.
Halı üzerindeki lekeyi çıkarmak içrn üzerine bir yumurta sarısı sürünüz 'bu, kurıryunca tırnakla kazıyarak temizleyiniz son ra fırçalayınız,  sonra da ılftk su
i!e siliniz..
Ihlamurlu Kompres Yorgun Yüze Bire Birdir
Sokakta karşılaştılar:
— Nerelerdesin kardeşim.. Ge çen akşam bizim cemiyetin balosunda hep seni aradım. Harbu-ki geleceğini söylemiştin. Neye gelmedin sanki?.. Salknelerde o-rada idi öyle eğlendik, öyle eğlendik ki..
— Sorma, hep aklım orada idi„ O gün yeni şapkam» almağa gitmiştim. Hiç yapamamışlar, öy le sinirlendim, öyle sinirlendim ki.. Bana da sinirlenmek hiç gelmiyor, rengim uçuyor, yüzüm ek-şiyor, âdeta yaşımdan on yaş faz la gösteriyorum. Doğrusu hastalıktan kalkmış gibi, o yorgun suratla baloya gitmek hiç carmn istemedi.
— A'h.. Acıdım doğrusu. Ben onun çaresini biliyordum. Keşke sana daha evvel söylemiş olsaydım.. Bak, bir daha sinirlendiğin zaman yüzünün yorgunluğunu gidermek için güzel bir ıhlamur kaynat... Fakat bunu içecek değilsin, bir tasa koyarsın, içinde bir tülbendi ıslatır yüzüne koyarsın, soğuyuncaya kadar tutarsın.. Böyle birkaç kompres yaptıktan sonra, yüzün eskisinden daha parlak olmazsa bana söyle!
Eh.. Sinirlenmek insanlar için.. Şapkacıya, terziye, bakkala, kasaba, borçluya, alacaklıya, işçiye, aşçrya, kocaya, evlâ/da.. Sinir lenecek olursanız, aklınızda buzlunsun da hemen bir ıhlamur kay natıverirsinîz.
Eğer ıhlamur kaynatmak sinirlenmeden evvel hatırınıza gelecek olursa daha iyi olur.. Ihlamur kompresleri kadar cildi din lendiren, dinçHk veren bir şey yoktur.
Bütün Amerika, 2 büyük Romana öıtirasla sarıldı...
«KAMÇILI AJ>AM.wc Milyonlar sarfı ile fHme ahnmış
Zafere Doğru
Şaheseridir. Baş Rollerde:
SPENCER TRA CY-ROBER TYOUNG
Bu .şahane filmi yarın akşam
 R A Y Sinemasında
göreceksiniz.
— Alo, gün aydın, Leylacığun, nasıl^mz?
— İyiyim, teşekkür ederim. Sizin iyi haberinizi de dün akşam Ner-müıden işittim.
— A, evet dünkü çayda o da Vardı,  Fakat  görüşemedik, ancak çay içerken birkaç kelime fısüda-dık, o kadar... Malûm ya onlar pokercilerde*... Siz niçin yoktunuz?.
— Ben poker oynamanı, pokerU çaylar hem benini İçin, hem de ev sahipleri İçin pek eğlenceli olmaz.
— Doğru, hakkınız var. Ben de oynamanı. Fakat şişlinin monden muhitinin çaylarını görmek için gitaristim. Ev sahibi Hanım Efendiyi de çok severim, o da beni Şişli muhitinden bir fikir edinmem için davet etmişti.
— Epeyce    kaJahalrkmış    değil
"ini?    J- iÇ 'i'1 • ' ".ı
— Evet, birkaç masa poker tertip etmişlerdi. Bir masa da bezik.
— Şimdi bizde bezik modacı yeniden başladı.
— öyle diyorlar. Nefis bir çay hazırlanmışta. Her pey mükemmel, fakat fikrimi acık söylemek lâzım getirse ben arkası kesilmez poker partilerine muarızım. Bu sırf bir itiyat meselesi, başka bir şey
değil
— Ona ne şUphe. İçlerinden bir kaçı birleşip de vakit geçirmek için başka bir şey tertip etseler hem kendileri için, hem de başkaları için daha iyi olur. Kaybedenlerin hoşnutsuzluğu, kazananların gizli sevinci hep gözlerinde okunuyor. Hele kar ve ziyan ölçüyü aştığı zaman pek acı oluyor.
• — HK" olmazsa kazanan yahut kaybeden olmaca da, kazanılan parayı bir hayır tarafına gönderse-ler. Meselâ Türk Hava Kurumuna, yahut Kızılaya .
— Verecek yer mi yok, kardeşim? Bu poker i pil lâfından birçok ailelerin rahat ve huzuru kalmıyor.
— Benim fikrimce böyle şejior binde bir yapılmalı, sık sık yapılırsa hele çalışan kimselerin siniri bozulur, vakitsiz İhtiyarlarlar. Uykusuzluklarından hasta olduklarından şikâyet ernüyen bir pokerciye daha rast gelmedim.
— Hiç olmazsa haftada bir defa yapsalar o da bir şey, dün Nermln epeyce kaybetmiş, bir ay oynamı-yacağrm diye yemin ediyordu.
— Leylâcığrm, hatırlar mısınız çok eskiden bir zamanlar hlz de bu iptllâya uğramıştık, fakat haya tı daha ciddi almak mecburiyetini hissedince kendimizi bunlardan kur
tardık.
— Hem biz oular gibi oynamazdık ki. o vakit kısın Boğazlçlnde oturuyorduk, geceleri vakit geçirmek için bir iki yalı komşusu toplanırdık yalnız geceleri küçücük bir poker yapardık.
— Bereket versin anneme, Eğer oyunlarınız kumar şeklini alırsa he plnlzJ evden kovarım diye bizi tehdit etmişti. Biz de korkudan hem çok ufak oynar, hem de kazanılan paraları hir kasada biriktirirdik. Sonra yirmi beş otuz lira olunca bu para ile aramızda bir ziyafet verirdik bazı samimî dostlarımızı da davet eder, eğlenirdik. Ne masam bir eğlenceydi değil ini?
— Ah, bizim o poker ziyafetleri hiç unutulur mu? Hatırlar mısınız, bir kere de bu ziyafet Köksu deresinde mehtapta yapılmıştı.
Göksuya beş altı sandal dolusu gitmiştik. Aramızda şairlerimizden merhum (R. N.) da vardı. Şiirler okunmuştu, neftler söylenmişti. Ne hoştu o günler!
— Hakikaten hoştu Leylâcığım, gençliğimizde biraz şiir ve İdeal olmasaydı hayatın bugünkü güçlüklerine kolay kolay katlanamazdık zannediyorum.
— Harmnızda mı, bir. gece de bizim poker ziyafetlerinden birisini (A) Paşanın yalısında yapmıştık. Hani Fatraaya namzet olan (N) Bey de kendisinin bu ziyafete davet edilmesini rica etmişti.
— Davet ricası kabul edilmişti, ama Fatma (N) Beyle katiyen evlenmek İstemiyordu.
— Evet, İste onun için değil mi, Fatma o gün bir şarkı tertip etmiş, gece yemekten sonra piyanoda çalmıştı. Hâla şarkının İlk mısraı hatırmıdadır.
— Nasıldı? Ben unutmuşum?
— «Vakıf değilsin sırrı aşka, ru-
huma bigânesin.
Sen değilsin hayali   aşkım, sevdlğlmso hiç değil.» (N) Bey de bu şarkıdan kendisine bir red cevabı çıktığını anlamış,
pek bozulmuştu.
— Ama yalnız bu bozulmakta kalmadı. Fatma gibi mücessemi ah lâk bir kıza arkasından neler uydurdu söyledi!
— işte Fatma da zaten (N) ııu uhlâkı yüksek bir adam bulmadığı için istememişti ya!
— Hakkı varmış, (N) Bey pek yeni kafalı geçinmek İsterdi ama bu husustu dürüstlük icaplarını hiç öğrenmemişti. Kudınlanıı a-loyhlnde bulunmak centUmenlik şiarına yakışır mı? Hele yalan uydurul» söylemek, bu bütün   dünya
için ahlâk prensiplerinin en düşük bir noktasıdır.
— Kardeşim, geçmiş hatıralar bl zlm bütün telefon muhaveremizi aldı. Korkarım yino çağırıyorlar diye telefonu kaparsınız, bugün mo dadan hiç konuşamadık, yeni bir şey yok mu?
— Benim mahut çizgilerden isterseniz bir tane daha vereyim.
— Bu model kimden?
— Balanslyagadan, Balansiyaga Parlste ancak İki soncdenberl açılmış yeni bir moda evidir. Muvaffakiyeti çok büyük olmuştu. Bilmem, şimdi nc haldedir?
— Bu elbise de yünlü müdür?
— Evet, yünlü kumaştan, verev değil, düz kesilecektir. Bluzun önü bir tek parçadan, bluz da gördüğünüz çizgiler içinden dikilmiş dikişlerdir. O dikişler sayesinde bluza istenildiği şekU verilebilir. Yalnız yaka parçası ayrı verev olarak kesilecek ve önde bir dikiş olarak arkaya kadar gidecektir. Arkadan da zlple kapanacaktır.
Etek düz kesilecek, bel kısmındaki bolluktan bir kısmı dirapc ya püarak ortası sivri olarak bluzun önündeki üç dikişin üzerine çıkacak. .
— Bluzun belinden uzanan parça lar nedir?
— Onlar da bluzla beraber kesilecek kemer parçalan. Arkanın or-tasma birbirine kavuştuktan sonra öne gelip bir küçük düğüm yapılacak. Çizgide gördüğünüz gibi!
— Teşekkür ederim, toabıuda tafsilât sorabilir miyim?
— Elbette, hem fazlasile, gözlerinizden öperim, Leylâcığım.
— Ben de, günaydm, kardeşim.
Rebla T. Ba-şokçu
Maarif Haberleri:
Lise Müdürlerinin Dünkü Toplantısı
Talebe Kayitleri ve Not Defterleri
Üzerinde Görüşüldü
Vezülcrden ateşini... Barkarollardan nefesini... Milyonlardan
ihtişamını alan büyük film.
Yarın akşam
LAL
Sinemasında
i
Dünyanın en sevimli Fransız Yıldızı.
MARY GLORY
Altın sesli Tenoru
TlTO SCHİPPA
NAPOLİ ŞARKISI
Şaheserini; kudretlcrüe bir harika, Billur seslerilc
ölmeyen bir senfoni yaptılar.
Lise müdürleri dün Maarif müdürlüğünde bir toplantı yaparak talebe kayıtları ve not defterleri üzerinde görüşmüşlerdir.
Kuyudatın daha -muntazam bir şekle sokulması, not defterlerinin esaslı btr vaziyet alması için bazı kararlar da verilmiştir.
19 Mayıs Bayramına Hazırlık
19 Mayısta yapılacak idman şenlikleri programını hazırlamak üzere evvelce yapılan bir toplantıda seçilen komite dün Maarif müdürlüğünde içtima etmiştir. Şenliklerin bu sene daha muntazam olması için şimdiden bazı tedbirler almmaktadır. Yapılan programa göre Lise ve Sanat mektepleri Fenerbahçe, orta mektepler dc Şeref stadmda toplanacaklardır.
tik Okul Talebelerinin   El İşleri
Sergisi
İstanbul vUâyetl, İlk mektep talebelerinin elişlcrini teşhir etmek üzere büyük bir sergi açmrya karar vermiştir. Bu iş için derhal bir komite seçilecek ve faaliyete geçecek-
tir. Serginin mükemmeliyeti için çalışılmaktadır. Her mektep kendi talebelerinin en muvaffak eserlerini bu sergiye verecektir.
<Y -
Yabancı Dil Kursları
Lise ve orta okullara lisan öğretmeni yetiştirmek üzere Üniversitede açılan yabancı dil kurslarının tedris müddeti üç seneye çrkanlmaaı kararı verilmiştir.
Bu suretle daha esaslı bir ihtisas tahsili yapacak olan öğretmenlerin bilgilerinden da*ha fazla istifade edilecektir.
E. T. T, Umum   Müdürlüğünde
Çalışanlar Peşin Maaş Alacaklar
Elektrik, Tramvay ve Tünel umum
müdürlüğü ücretli memurlarına peşin maaş verilmesi hakkındaki teklif tetkik edilmektedir.
Belediye meclisi kavanin encümeni bu peşin maaş verilmesi verilmemesi hakkındaki teklifi tetkik etmiş ve verilmesinde bir mahsur görmemiştir.
Zabıta Haberleri: Şeker İçinde Eroin
Evvelki gün, Sultanahmet cezaevinde, bir eroin kaçakçılığı meydana, çıkarılmıştır. Hâdisenin faili Sul-tanahmette Pizdarlye mahallesinde Tahsinbey sokağında 27 numaralı evde oturan Fikrettir. Eroin kaçakçılığından sabıkası olan Fikret, mevkuf bulunan bir arkadaşını ziyaret için Cezaevine gitmiş ve hatır sorumluğu için de beraberinde bir paket sigara ile biraz çay ve bir kese kâğıdı İçinde de bir miktar şeker götürmüştür.
Bu hediyeleri muayene eden gardiyanlardan biri, şekerlerden bazılarının şekillerinden şüphelenmiş, dikkatle muayene edince şekerlerin çok ustalıkla delinerek içlerine küçücük paketler halinde eroin yerleştirildiğini görmüştür.
Marifetinin meydana çıkarıldığını gören Fikret de, o sırada srvışmak istemiştir. Fakat, buna meydan verilmemiş, Cezaevine bile eroin sokmak cüretini gösteren bu kurnaz sabıkalı polise teslim edilmiştir. Fik-retin bu eroinleri kimden ve ne suretle tedarik ettiği ehemmiyetle araştırılmaktadır.
^ Kadıköy Moda caddesi 219 numarada Abdi öztürk'ün evinde soba bacası tutuşmuş ve yangın genişlemeden söndürülmüştür.
İKİ Paris
Fransız Parisi Alman Parisi
Yazan: Rebla Tevfik BAŞOKÇU
19
Pariste Açık Kalan Mağazalarda Alman Askerlerinden Geçilmiyordu
için zaptcdilmiştir.
Hattâ karşıdaki sütçü, biraz evvel dükkânına eşya dolu otomobili He gelmiş, birkaç dakika sonra bisikletli bir Alman askeri oradan geçerken bisikletini kapının önüne bırakmış, sütçünün otomobiline binerek kaçmış, sütçü arkasından ko şarken Alman bıraktığı bisikleti göstermiş ve demiş ki:
— Bundan sonra siz orada, biz de burada olacağız.
Komiserliklerin duvarlarına yeni talimat asılmış, halka Almanlara karşı dostane muamele edilmesi tavsiye ediliyor. Vc büyük yiyecek hallerinin cumartesi günleri de kapanmaması hakkında Alman işgal kumandanlığı tarafından emir
var.
O günden itibaren halkın akşam saat dokuzdan sonra sokağa çıkma lan da menediliyordu..
Bunlardan maada Almanlar sahipleri kaçan kapalı mağazalarm bir kaç güne kadar açılmasını emrotmişler, bu mağazalar açılmadığı takdirde Almanyadan getirecekleri tüccarları kaçanlarrn yerlerine yerleştireceklerini söylemişler...
Açık kalan mağazaların hangisine girilse Alman askerlerinden ge-çilemiyecck bir derecede dolu olduğu görülüyordu. Bu askerler yalnız iki cins mala rağbet gösteriyorlardı: Birisi yiyecek, diğeri de çorap! '    * :      \.-"V
O gün hemen her asker adam başına on sekizden otuz çifte kadar kadm çorabı almış, ve mağazaların o günkü stoklarmı tüketmişlerdi. Hele yiyecek maddelerden sog^ık etler, jambonlar, sucuklar, yemişler, ve kahvenin adeta bir resmi hücuma uğradığı görülüyordu.
Almanlar yiyecek maddelerin Fransada şimdiye kadar vesikasız satıldığını bir türlü akıllarına sığ-drramamışlar, Hele kahvenin istenildiği kadar alınabildiğini gördükleri zaman gözlerine bile inanamamışlardı. Dükkân dükkân gezerek satıcıları istintak ediyorlar: Bu o-lamaz, diyorlardı, Fransızların iki aydanberi kıtlıktan son derece sı-kmtı içinde olduklarını bize söylediler...
Almanlardaki saflık şeytanlığı bastırır. Bunu bilen Alman hükümeti, yan aç ve yan esir yaşattığı halkma bugünkü rejimi güya bir halâs devri şeklinde hazmettirebil-mek için, bütün sermayesi olan pro pagandayı hem içerde, hem dışar-da kullanır, propagandalarında baş ka milletlerin hayatını âdeta bir işkence, Almanyanm halini buna nisbetle cennet gibi gösterir.
Alman askerlerinin Fransanm bu yiyecek bolluğu karşısında duyduk lan hayret, yine bu hakikati ol-mryan haberlerin neticesidir.
Şehrin ölüm sükütüc istihza e-der gibi Almanı krtalarmHi motör-leri şehrin bütün sokaklarını doia-
şryor, bazı zabitler, ellerindeki haritalarda gösterilen binaları arıyorlar.
Bütün gün korkudan evlerinden çıkmayan Fransızlar, yavaş yava?, akşama doğru Şanzelizeden Etuak-doğru cadde üzerinde güründüler. Oazetesizhk ve radyosuzluk artık halkın merakını büsbütün kurcalamıştı. Akşam üzeri: «Pariste do dum. Pariste ölmek isterim» flfyı düşünen eski ihtiyar dostum - Madam dc Bonval - bana gciın.:ti. Teessür içinde dedi ki:
— Rica ederim, bizi bu hale Koyan şu Alman ordusunu ben de gör mek isterim. Etvale kadar yalnız gitmeye cesaretim yok. Benimle gider misiniz?
— Tabu değil mi? dedim. Zaten ben de merak ediyorum.
Yavaş yavaş etrafı tetkik ederek Şanzelizeden Etvale doğru çıktık. Alman orduları yine sabahki gibi Etval meydanında bir taraftan gelip bir taraftan akarak gidiyorlardı. Yalnız artık müzikler susmuştu.
Zafer takının arkasından sarı kızıllıklar arasmda batan san ve dumanlı bir güneş, Alman askerlerinin yeşil kostümlerini sarartıyor yorgun tozlu yüzlerini daha kırmızı gösteriyordu Madam de Bonval, Fransız askerlerinin hâki kostümlerine, cumhuriyet hassa alayının siyah parlak üniformalarına, san sırmalı kasketlerine, parlak düğmelerine ve jandarmaların at kuyruğu sallanan başlıklarına alışmış ve Parisin etiket ve monden hayatı içinde büyümüş bir kadındı. Gördüğü manzaradan ürktü. Yüzü kızarmış, dişleri birbirine çarpıyor, dudakları titriyordu. Bana döndü, elimi tuttu:
— Biz, dedi. bu felâkete lâyık olacak kadar mı küçülmüştük0 Fa kat göreceksiniz. Biz bunu da jrr-çireceğiz. Dodi.
Caddenin sonunda, köşe başında bir takım kalabalık toplanmış yük sek sesler işitiliyordu. Biz de biraz sokulduk.
Kadın erkek bir kısun halk iki genç Alman mülâzrmm etrafını almışlar, zabitlerin sorduğu sualler^ cevap vermeye uğraşıyorlar. Fakat kadınların sesleri dalıa asabi, daha öfkeli çıkıyor.
Söylenen sözlere dikkat ediyoruz. Mülâzım diyor ki:
— Pariste Ski aydan beri elektrik ziyaları sönmüştü, evlerinizde gaz lâmbaları mı kullanıyordunuz?
Bu açık yalan karşısmda gene bir kadın isyan ediyor:
— Hayır, diyor. Bu yalandır. Pariste dün geceye kadar hiçbir gün elektrikler kesihnemiştir. Ve hiç eksik bir şeyimiz yoktu. Yalnız dün gece ilk defa olarak elektrikleri kestiler. O kadar...
Alman mülâzımı bu söze karşı istihsali bir bakışla:
(Arkası var)
SORUNUZ
ÖYL/YELİM
GONUL İŞLERİ
1 — Içerenköyünde Bayan E. S. soruyor: İki yetişkin oğlum var. İkisi de kardeş olan iki kızla iki senedir çıldırasıya sevişiyorlar. Fakat, bu sevişmelerde yaş bakımından bir gayritabiilik var. Büyük oğlum bu Od kardeş kızdan küçüğünü, köçttk oğlum da kendinden beş yaş büyük olan büyüğünü seviyor. Ben bunu pek hoş görmüyor ve aradaki yaş farkı dolayısfle küçük oğlumun mesut olamryftcağmı düşünerek evlenmelerine mâni oluyorum. Siz bana ne der ve ne tavsiye edersiniz bana?..
CEVAP — iki senedir, hem de çıldırasıya seviştiklerini söylediğinize göre, ileri sürdüğünüz yaş farkı âti için hiç de bir mahzur değildir. Her halde analık şefkati icabı olarak, siz bu yaş meselesine fazlaca ehemmiyet vermiş ve tevohhüme kapılmış olacaksınız. Eğer birleşmelerine mani olacak daha ciddî ve esaslı sebepler yoksa sizo tavsiyemiz şudur: Hemen çiftleri kavuşturunuz, iki saadet yuvası kurunuz ve yalcın bir âtide torunlarınızı okşamak gibi büyük
bir mazhariyete de siz kavuşunuz.
?
% — Kadıköyünde Mühürdarda Bayan Melfihat Httryürek soruyor: Çiçekleri çek severim. Vazolarımda dalma çeşit çeşit buketler görmek, evde göğsüme ve sokağa çıkarken de mantomun yakasrna daima çiçek İliştirmek en büyük zevkimdir. Fakat, sovgilüerim çok yaşamıyor, hemen soluyor, boyun-t aklarını büküyorlar. Bunları bir az daha uzunca yaşatmak imkânları yok mudur?..
CEVAP — Vazolarda bulunan çiçeklerin uzun müddet tazeliklerini muhafaza etmek için günde iki defa sularını tazelemek ve sap-larmı uçlarmdan kesmek faydalıdır. Göğilse veyakaya takılacak çiçekler de, saplarını pamuklu kalın tire ile sardıktan sonra bir kaç dakika su içinde bırakmak ve bu yaş sapları ya ince bir yağ kâğıdı, ya da çukulata paketlerinden çıkan kalay kûğıdma sarmak suretile biraz daha solmaktan kurtarılabilir.   Bir kere   tecrübe
ediniz.
Telgraf, Telefon ve Ajans Haberleri
19 - 3 - 94T
Istanbulspora Yapılan
Büyük Haksızlık
Futbol Federasyonu, Sporcularla Alay
Etmek İçin mi Kurulmuştur ?
Sayın Generale açık mektup Yazıma başlamadan evvel şunu tekrar etmek »terim ki; sah-sınıza kargı hürmetkar ve her hususta hüsnüniyetinizden emin bulunuyoruz.
H aya tt a, şenel erce «rrvemljeic e t uğrunda her türlü fedakârlığa •katlandıktan sonra, elinize aldığınız Türk spor işlerinin de kurtulma yoluna girmesi için günde en aşağı on üç on dört saat devamlı bir şekilde çalıştığınızı, hattâ gece uykularınızı bile terketti-ğinizi pekâlâ biliyorum. ; O halde neden Türk sporu kurtulma yoluna girmiyor da, bilâkis sporumuzda bir türlü istikrar temin edilmiyor ve geriliyoruz?
Bunun sebebi çok basittir. Vc bu şerait dahilinde Türk sporunun kurtulmasına imkân yoktur.
Bunun yegâne sebebi etrafınıza topladığınız idare adamlarınm bu işin içinden yetişmemekten mütevellit bilgisizlik neticesi olarak sizi yanlış yollara sürüklemeleri, ve istikrar teminine mâni olmalarıdır.
Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğünü ifaya başladığınız günden bugüne kadar, bir gün verilen bir kararın bir hafta hattâ bir gün ve bir saat sonra yine sizin tarafınızdan değiştirildiğini görüyoruz.
1    Bir karar veriyorsunuz, size ge. [ljyorlar ve şunu böyle    yapalım diyorlar.  Bu  bilgisiz idarecilerin yanlış anlatmaları neticesinde bir saat evvel verdiğiniz  bir  kararı, değiştiriyorsunuz. Bu, bugüne kadar bir değil, bin defa tekerrür etti ve bu vaziyet karşısında ta-'biatile    sporumuz    keşmekeşten kurtulamadı    ve    istikrar temini mümkün olmadı. *    Evvelce hazırlanan    bir    talimatname  esaslarına göre başla-'yıp biten milLî küme maçları hak-'kında son dakikada İstanbula vc 'rilen emir Türk sporunun neden 'dolayı bu anlattığımız vaziyetten bir türlü kurtulamadığına en ye-*nî ve açık bir misaldir.
Bundan dört sene evvel ortaya atılan millî küme, Türk futbolu -nun ilerlemesine büyük yardım-. lan dokundu ve futbolumuz için bir dönüm noktası oldu*
Ankara futbolunun Istanbulla boy ölçüşecek bir vaziyete gelmesi hiç şüphe yok ki, millî küme maçları sayesinde olmuştur. Ve yine inkâr edilemez ki, millî küme şampiyonası Türk futbolunun canlanmasına sebep olarak, yeniden bir hız vermiştir.
Türk Spor Kurumu, Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğüne inkılâp ettikten sonra, etrafınızı saran idarecilerin ya şahsi düşün-ı çelen ve yahut bilgisizlikleri neticesi olarak size yaptıklan tesirlerle verilen kararlar, çok haklı olarak millî küjme maçlannm da faydasız bir hale sokulacağı en-
r Haksız Karar
Klüp Murahhasları Istanbulsporun da Milli Kümed3 Kalmasında Israr Ediyo- lar
Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğünün tstanbula bildirdiği son karar üzerine milli kümeye İştirak edecek istanbul, Ankara, İzmir kulüpleri murahhasları dün bölge merkezinde futbol federasyonu asbaşkanı Salm'in de lştlraklle bir toplantı yapmışlardır.
Kulüp murahhasları evvelce yapılan talimatnameye göre hareket edilerek Istanbulsporun milli kümeye muhakkak surette İştirakinde ısrar etmişlerdir.
Diğer taraftan da maçlarını diğer bölgelerde yapmak esası üzerine milli kümeye almması İstenilen Eskişehir Demi raporun İki ay mütemadiyen trenden İnmeden bölge bölge dolaştırılmasının tatbik kabiliyeti olmadığı görülmüş ve bu takımın iştiraki imkânsız görülmüştür.
Bu suretle yine milli küme maçlarının Istanbulspor dahil olmak şartile tstanbuldan dört, An karadan İki ve İzmlrden de iki kulüp olmak üzere sekiz kulüp arasımla yapılması için Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğüne yazılmasına karar \ ¦¦ ilmiktir. Kulüpler bu kararlarında ısrar edeceklerdir.
V
dişesini uyandırmış, yine teşkilât mensuplarından birisinin gazete sütunlarına kadar geçen bir yazısı ile de itiraf edildiğine göre Genel Direktörlüğün futbola düşman olduğu kanaatinin de doğmasına sebeo olmuştu. ,
Dün istanbul Bölgesine bildirilen karar hiç şüphe yok ki, bugüne kadar Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğünün düştüğü hataların bir şaheseri olarak gösterilebilir.
Devamlı bir çalışmanın yorgunluğu içinde belki de düşüne-miyerek verdiğiniz kararm geçirdiği safhaları şurada tekrarlayacak olursak, muhakkak ki, siz de bize hak vereceksiniz.
Millî küme maçları karar altına alınmış bir talimatnamenin esasları dahilinde başlıyor. Buna göre Istanbuldan dört klüp iştirak edecektir. Ve Istanbulda ya-
pılan maçlar neticesinde, normal bir vaziyette Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray derecelerini muhafaza ediyorlar.
Millî kümeye girerbiljmek için dördüncülük mücadelesi eğer takip ettinizse biliyorsunuz ki, çok çetin olmuştur. Bir klübün gayesi, evvelâ şerefli bir derece almak ve ondan sonra da masraflarını 'karşılayabilmek için maçları hasılat getiren klüplerin arasına girebilmektir.
İstanbulsporlular hakikaten çalıştılar. Her türlü fedakârlığa kat. tandılar, ve Nihayet gayelerine de ulaştılar. Bu gençler millî kümeye girebilmekten mütevellit bir sevinç içinde çırpınırlarken, bilmiyoruz ne gibi düşüncelerle, etrafınızı saranların kim bilir ne gibi yüksek mütalâalar yürüterek size bu son karan verdirmeleri, ve Istanbulsporun millî kümeye girmiyeceği kararı tajm bir sene çalışarak bu «âyinin semeresini görmek yolunda yürüyen bu çocukları inkisarı hayale uğratmıştır. Halbuki Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğünden beklenen gençliği kırmak değil, teşviktir.
Diğer bir nokta, evvelâ onda üç nisbet nazarı itibara alınarak Ankaradan lik maçlarına dokuz klüp girdiğine göre, üçüncünün de millî kümeye gireceğini bizzat söylüyor, ve üçüncü çıkacak takımın murahhasının da Istanbulda yapılacak toplantıya iştirak etmek üzere hareket etmesini emir buyuruyorsunuz.
Ankara üçüncülüğünü kazanan Maskeopor \iübü murahhası vermiş olduğunuz emir üzerine her türlü hazırlığını yaparak İstanbula hareketinden bir saat evvel size ali ah a ısmarladık demek için geliyor. Bir gün evvel verdiğiniz emri hiç düşümmeden bu defa:
— Federasyon Ankaradan iki klübün iştirakine karar verdi. Siz giremiyorsunuz diyorsunuz.
Bu iki vaziyet hiç şüphe yok ki spor efkârı umumiyesinde çok fena tesir etmiştir. Bu gibi haller, beden terbiyesi teşkilâtına karşı mütemadi bir itimatsızlık uyandırmaktadır.
Bu itimadı sarsmak Beden Ter. biyesi Genel Direktörlüğünün pe-k talbiî olarak otoritesini de sarsacaktır. Şunu da unutmayınız ki; sporda esas otoritedir. Otoritesi kırılan bir teşkilâtın da muvaffak olmasına imkân yoktur.
Biz sizden, bilgisiz idarecPerin iş yapıyor görünmek gayretile ikide birde ortaya attıkları mantıksız icraatın önüne geçerek o-torite ve Türk sporunda istikrar teminini bekliyoruz.
Yoksa bu vaziyet dahilinde emin olunuz ki, Türk sporu kadar bu sporu idare eden teşkilât ta verimsiz ve hattâ zararlı bir vaziyete doğru gitmektedir.
Kemal ONAN
Tünel Seferleri Azaltılıyor
Elektrik, Tramvay ve Tünel idaresinin tünel seferlerinin tah-d id i için yaptığı müracaatın Vekâletçe tasvip edileceği tahmin edilmektedir. Tahdit keyfiyeti muvafık görüldüğü takdirde, tünel seferleri sabahlan yedi buçuk., tan ona, öğle vakitleri on ikiden on üçe ve akşamlan da on altı buçuktan yirmi buçuğa kadar devam edecek ve bu saatler arasındaki fasılalarda işletilmiyecektir. Bu suretle çok eskimiş olan tünel çeki kayışının ömrü biraz daha uzatılmış olacaktır.
Von Der Golfz
(Başı 1 İncide) x
hizmetleri olduğunu ve Cihan Harbinde altıncı Türk ordusunun kumandanlığını ettiğini, yirmi beş sene evvel de bir Türk cephesinde öldüğünü hatırlatmıştır.
General Pertev de bir nutuk söyliyerek Mareşal Von der Gol-tsz'un tar ihin büyük askerlerinden biri olduğunu ve ordumuza mühim hizmetleri dokunduğunu sövlemiştir.
Alman sefareti askerî ataşesi General Rohde da bir nutuk söylemiştir.
Her Gün
On Satır
S. G. SAVCI
1
2
3 4
S
6
7
9 10
Beyoğlunda bir dükkânda güzüme şu levha İlişti: Halis arpa kah-
Eger bir kısım esnaf bu kadar duğru sözlü olursa bazı dükkânlarda şöyle levhalar görmemiz muhakkaktır:
Halis kancık yağ; halis sulu süt; halis mukavvadan ayakkabı pençesi; h.ıh- İstanbul mamulâtı Antep baklavası; halis İşkembeden tavukgöğsü; halis pamuktan yünlü kamaş; halis bir haftalık taze yumurta; halis keçiden kesilmiş kuzu ctl; ve zamanı gelince de: Eregüııln halis Arnavutköy çileği; Çekmecenin halis Teklrdaftı karpuzu vesaire., vesaire
•t ¦
Balkanların Hasfa Adamı
(Başı 1 incide) +
nasebetimizin şeklini değiştirmeğe sebep yoktur.»
Almanya, bu sözleri, İtalyanların intihar ederce savletine karşı Yunanlıların son erkekçe mukavemeti karşısında, hiç giz-liyemediği bir hayranlıkla, söylüyor. Yugoslavya da mukavemetlerine devam ederse Almanlar, emellerine kolayca kavuşmadıklarından dolayı çok kızacak-lardır, fakat köle yaşamaktansa hür insan sıfatile ölmeği bilen Yugoslavlar hakkında gizliden gizliye saygı duyacaklardır.
Kuvvetlinin arkasına geçerek çığırtkanlık  eden,  sinsi    bomba
hâdiselerJne kansan Bulgar ista-na gelince Bulgarlar ne gibi tarihî bir dönüm noktasile karşılaştıklarını günün birinde pek acı bir surette öğreneceklerdir. Hâdiselerim seyri ne olursa olsun, istiklâline kıymet venmiyen, başkalarının yedeğine sığınan bir memleket için sürekli bir varlık ve inkişaf hakkı ve imkânı yoktur ve olamaz.
Ahmet Emin YALMAN
Eritrede İki Mühim Tepe
Zaptedildi
Kahire, 18 (A.A.) — B. B. C: İngiliz kıtaları Eritrede Keren rmnta-kaamda iki mühim tepeyi işgal etmiştir.
12    İTALYAN   TAYYARESİ DÜŞÜRÜLDÜ
Nairobi, 18 (A.A.) — Şark! Afrika imparatorluk hava kuvvetleri umumi karargâhı tarafından dün akşam neşredilen tebliğde deniliyor ki:
3 martta cenubi Afrika hava kuvvetlerine mensup bir pilot Dagga-bur'da Savoia 79 tipinde bir İtalyan tayyaresi düşürmüştür. Ayni gün avcı tayyarelerimiz Fiat Cr. 42 modelinde iki düşman tayyaresine hücum etmişler ve her ikisini de düşürmüşlerdir. İtalyan pilotlarından biri paraşütle atlıyarak hayatını kurtarmış ve esir edilmiştir.
15 mart sabahı Diredaoua'da Fiat Cr. 43 tipinde bir, Fiat Cr. 32 tipinde do iki tayyare düşürülmüş, Me-rldionaliro 37 tipinde 3 ve Savoia 79 tipinde iki tayyare de yerde yakılmıştır. Ayni gün az sonra cenubî Afrikada avcı tayyareleri yeni bir akın yaparak 7 düşman tayyaresini daha hasara uğratmışlardır.
Tayyarelerimizden yalnız ikisi üssüne dönmemiştir.
o
Bremen Yangını
< * ••     ••il*"
bonduruldu
Berlin, 18 (A.A.) — Bremen Transatlantik 24 saattenberl yanmaktadır. Yüzlerce deniz itfaiyesi gece ve gündüz yangını söndürmeye çalışmaktadır. Yangının bir sabotaj hareketinden ileri gelmesi muhtemeldir.
*
Berlin, 18 (A.A.) — D. N. B. nin bildirdiğine göre, pazar günü çıkan yangın neticesinde Bremen Transatlantiğinde büyük hasar vukua gelmiştir. Yangın, itfaiye alaylarının devamlı gayretleri neticesinde, dün söndürülmüştür.
Yeni İtalyan Taarruz arı
(Banı 1 incide) +* +
Bütün hücumlar, İtalyanlara ağır zayiat verdirilerek tardedümiştir.
«Tepedelen tarafında, pazarte. •i günü şiddetli bir muharebe olmuştur. Muharebe aksam geç vakit hâlâ devam etmekte idi.
«Bu bölgede mühim bir İtalyan kıt'asının çevrilmek tehlikesine maruz olduğu büdirilmektedir.
«Dün gündüz iki tarafta da bir çok hava faaliyeti kaydedilmiştir. İngiliz ve Yunan tayyareleri Berat ile Eibasanı bombardıman etmr ve Yunan kuvvetlerinin Te. pedelen civarındaki harekâtına faal bir surette müzaherette bulunmuştur.»
YUNAN   TEBLİĞİ
Atina, 18 (A.A.) — B.B.C:
Yunan resmi tebliği: Cephede devriye ve topçu faaliyeti olmuştur.      y . *m -s
?
Londra, 18 (A.A.) —Times gazetesinin Balkanlar muhabirinin Atinadan gönderdiği bir telgrafa göre, Arnavutlukta vukua gelen yedi günlük muharebe esnasında İtalyanların ölü ve yaralı kayıpları, kullanılan a4ker miktarının vasatı olarak yüzde 40 ına tekabül etmektedir. Yani I20t>in kişiden 48 bin İtalyan, ölmüş yahut yaralanmıştır.
LARİSA   YENİDEN BOMBARDIMAN EDİLDİ
Atina, 18 (A.A.) — Umumî Emniyet Nezaretinin resmî tebliği:
İtalyan tayyareleri, pazar günü, geçenlerde zelzeleden büyük hasara uğrayan Lariaa'yı yeniden bombardıman etmiş ve bir çok telefata sebep olmuştur. İtalyanlar, zelzeledenberi Larisa'yı üçüncü defa -olarak bombardıman ermişlerdir.
YUNANİSTANIN 1928 - 1940
SINIFLARI
Belgrat, 18 (A.A.) — Stefa-ni: Atinadan "bildiriliyor: Yunan kumandanlığı 1928 den 1940 sınıfına kadar bütün gençlerin yeniden muayeneye tâbi tutulmasını emretmiştir.
AĞIR   YARALILAR MÜBADELE EDİLİYOR
Belgrat, 18 (A.A.) — Yuna-nUtanla İtalya arasında ilk ağır yaralı mübadelesi, dün Yugoslavya arazisinde başlamıştır. Yunan ağır yaralılarını hâmil ilk tren, dün akşam Belgrat t an geçmiştir.
Bulgaristanla Takas işleri
Altı Ay Uzatıldı
Ankara, 18 (Telefonla) — Evvelce Bulgarietanla yapılan takas muameleleri bir sene müddet-
Amerika, 300 Şilep Yapacak
Nevyork, 18 (A.A.) — Reisicumhur Roosevelt, pek yakında İngiliz deniz ticaret filosu için 300 şilepin inşası maksadile muazzam bir plânı tatbika koyacaktır. Birleşik Amerikada halen her beş günde bir şilep inşa edilmektedir. Yedi yeni muazzam tezgâh iki senede beheri 10,000 tonluk 200 standart gemi inşa edecektir. Bu gemilerin hepsi İngiltere-ye gönderilecektir.
İNGİLTEREYE   DESTROYERLER   VERİLECEK
Vaşington, 18 (A.A.) — B. B.C.: Parlamento mahfillerinde. İngiltereye yakında çok miktarda Amerikan destroyerlerinin verileceğinden katiyetle bahsedilmektedir.
İNGİLTEREYE 22 BOMBARDIMAN   TAYYARESİ GÖNDERİLDİ
Vaçlngton-, 18 (A.A.) — A-
merika hava kolordusu mensuplarının bildirdiğine göre 22 bombardıman tayyaresi İngiliz hava kuvvetlerine iltihak eümek üzere, Dayton'a hareket etmiştir.
o ¦ ¦
Bulgar Kralının Alman Mareşaline
le uzatılmıştı. Henüz takas mua-. detin ıbir defaya mahsus olmak melelerinm intaç ediVmedğini gö. üzere altı ay daha temdidini karen alâkadar makamlar bu müd- | rarlaştırfnruşlardır.
Ziyafeti
Sofya, 18 (A.A.) — Stefanl ajansından:  . .i
Kral ve Kraliçe, Mareşal List ile mesai arkadaşları şerefine bir ziyafet vermişlerdir. Ziyafette Prens Cy-rlllo ile Prenses Eudexie, başvekil, harbiye nazın Dascaloff hazır bulunmuşlardır.
¦ı——¦
Alman - Yunan Münasıbstiri
(Başı 1 İncide) —
yanlara karşı kazandıkları zafer. Diğeri: B. Ruzvelt'in Yunanista-na yardım vaadi. Yunanlılar, İngiltere ile beraber anılmaktan büyük bir gurur duymuşlardır.
* Yugoslavya da, Alman tazyikına mukavemet ediyor. Almanyanın, Yugos-lavyayı üçlü pakta sokmaktan ümidini kestiği muhtelif kaynaklardan gelen haberlerde bildiriliyor.
«Yugoslavya; Sırplardan, Hır. vatlardan ve Slovenlerden terekküp etmektedir. Bu üç uneur, 1939 sonbaharına kadar anlaşamamışlardı. Hırp - Hırvat anlaş-masile kurulan birliği sarsmak için, bilhassa İtalya -pek çok gayret sarfetti. Fakat muvaffak olamadı.
Yugoslavya, Romanya-dan değil, Yunanîstandan örnek almıştır. Bunda, Sovyetlerin de mühim bir rol oynadığı söyleniyor. Sovyetlerin Belgrad elçisi, Mos-kovaya gitmiş ve Belgrada dönmüştür.*
. Radyo gazetesi -
Atiandaki Alman
Elçisi Sarih Talimat Almış
Berlin. 18 (A.A.) — Bir hususî muhabir bildiriyor:
Alman * Yunan münasebetleri nazik safhaya girmiştir. Alman mahfilleri, ingiliz kıtaatı ihraç edildiği hakkındaki (haberleri doğrudan doğruya veya dolayı-sile yaymakta ve bu suretle Alman müdahalesi ihtimalini mütalâa ve derpiş etmektedir.
Resmî kaynaklardan, Atina ile Berlin arasındaki münasebetlerin normal telâkki edilemiyeceği ihsas edilmektedir. Almanyanın, Atinadaki elçisinin sarih talimat aldığı bildiriliyor. Berlindeki Yunan elçisi henüz vazifesinden ayrılmamıştır.
Elen Kralının Yevmi Emri:
Atina, 18 (A. A.) — Kral Jorj, dün gece radyoda aşağıdaki yevmi emri neşretmiştir:
«Yunan muharipleri, galip geldiniz. Damarlarınızda Maraton ve Termopil askerlerinin kanları dolaşıyor. Medenî dünya. Yunan ordularının muvaffakiyetim hayranlıkla takdir ediyor.
«Kahraman Yunan muharipleri! Vatan namına size teşekkür ederim...»
DONAVAN   NEVYORKA DÖNDÜ
Nevyork, 18 (A.A.) — B. Roose-velt'in Avrupaya göndermiş oldu&u şahsi mümessili albay Donavan deniz Transatlantik tayyareslle Nev-yorka dönmüştür.
AMİRAL DARLAN   PARİSTE
Paris, 18 (A.A.) — Pazar günü öğleden sonra Parise gelmiş olan Amiral Darlan, dün sabah muhtelif Fransız şahsiyet ve iş adamlarını kabul etmiştir. Amiral, öğleden sonra Vichy'yc dönecektir.
MATSUOKA'NIN   SEYAHATİ
Tokyo, 18 (A.A.) —^B. B. C: Japon hariciye nazırının önümüzdeki pazar günü Moekovaya vasıl olacağı ve iki gün kalacağı bildirilmektedir. Nazır, 27 martta Berlinde, 1 nisanda Komada olacaktır. Romadan Berline dönerek, beş gün daha kalacak ve nisanın ilk haftasında Ja-ponyaya dönmüş bulunacaktır.
7   MİLYARLIK  TAHSİSATIN MÜZAKERESİ
Vaşington, 18 (A.A.) — Mebusan (meclisi, bugün maliye encümeninden aldığı kısa bir tezkere üzerine demokrasilere yardım için hükümetin istedipi 7 mil. yar dolarlık tahsisatın müzakeresine başlatmıştır.
ATLANTİKTE   BİR   ALMAN DENİZALTISI?
Vaşingfcon, 18 (A.A.) —Öğrenildiğine göre, bir Alman de-nizaltısımn Atlarttikte Amerikan sahilleri civarında faaliyette bulunmak üzere Atlantiki geçmekte olduğu Amerikan hükümetine ihbar edilmiştir.
o
De Valera'nın Hitabesi
Bublin, 18 (A.A.) — B. Devalcra, Birleşik Amcrikaya hitaben radyoda söylediği bir nutukta ezcümle şöyle demiştir.
«Bltaraflığrmız, İrlanda milletinin katî arzu ve iradesini temsil etmektedir. Bugün vaziyet şudur ki, İrlanda hUkûmeti ve milletin kahir ekseriyeti harbe sürüklenmemeğe karar vermişlerdir. Bir kaç anonim propagandacı, memleketimizin Bü> yük Britanyaya karşı taarruz üssü olarak kullanılmasından korktuklarını bildirmişlerdir. Bunun vuku bulmıyacağını taahhüt ettik. Muhariplerden hiçbirinin topraklarımızı diğerine karşı taarruz üssü olarak kullanmamasına azimle karar verdik. Böyle bir şeye müsaade ettiğimiz takdirde harbe sürüklenmiş oluruz. Malik olduğumuz istiklali kazanmak için asırların geçmesi İcap
etmiştir.»
-o-
Belgrat Mahfillerine Bakılırsa
BalkanlardaHarp SakınılmazBirşey
Nevyork, 18 (A.A.) — Ofi ajansından:
Nevyork Times gazetesi yazıyor: «Belgraddaki diplomatların, diğer siyasi şahsiyetlerin ve askeri mütehassısların fikrine göre, bu yaz Yugoslavya, Türkiye, Yunanistan ve Büyük Britanyanın teşkil edeceği müşterek bir cephede Almanyaya karşı bir harbin, sakınılmaz bir şey olarak telâkki edilmesi icap eder.
Bolgraddan, Stefani ajansının bildirdiğine   nazaran   Yugoslavyadaki Sovyet elçisi, Moskovaya yaptığı ziyaretten Belgrada dönmüştür. .-o-
Titulescu Öldü
Vichy, 18 (A.A.) — Sabık Roman-ya hariciye nazırı. B. Titulesco dün gece yarısından az evvel Cannes'do ölmüştür. B. Titulesco 5S yasında idi. ;       ¦ i"       ,
Francala İstihlâki Tahdit Ediliyor
Ankara, 18 (Telefonla) — Tek ekmek tipi hakkında İaşe Müsteşarlığına gelen malûmata nazaran bu ekmek beğenilmiş olmaktadır. BihSassa lezzetinin mükemmelliği diğer vil&yetletde bu ekmeğin kabulünü mümkün kıla-* çaktır. Ayrıca elde edilen rakam., lara göre umumî nüfusa isabel eden francala istihlâki azalmak' tadır. İaşe Müsteşarlığı bu azalışı nazarı itibara alarak francalayı, % 50 nisbetinde tahdit etmeğe karar vermiştir.
İAŞE   KONTROLÖRLERİ KURS GÖRECEKLER
Ankara, 18 (Telefonla) — Kadrolarını tamaimlayan yeni; İaşe teşkilâtı vilâyetlerdeki yardımcı teşekküllerini takviyeye karar vermiştir. Bilhassa İstanbul ve izmir gîbi büyük birer ticaret merkezi olan vilâyetlerde halen faaliyette bulunan Fiyat Murakabe teşekküllerinin daha iyi randıman verebilmesi için memurlara ders verilmesini lüzumlu görmüştür.
iaşe Müsteşarlığı bu maksatla her iki vilâyette de (birer kurs a-çarak -piyasaları kontrol eden ele. manların iaşe mevzua üzerinde nazarî bilgilerini takviye edecektir.
Bunlar bir taraftan kursa devam ederlerken diğer taraftan da kontrol vazifelerini yapacaklardır.
İSKENDERUN,   EDİRNE  YUMURTA KONTROL MERKEZLERİ   KALDIRILIYOR
Ankara, 18 (Telefonla) — Ticaret Vekâleti İskenderun ve Edirnede yumurta kontrol mer-kezlerile, Göreledeki fındık muvakkat kontrol merkezini 15 nisandan itibaren kaldırmağa Karar vermiştir. Bu tarihten eonrâ bu merkezlere yumurta ve sandık gönderilmekten 'harcırah ve masrafı arınmak suretile muayene memuru sevkedilecektir.
İHRAÇ   EDİLECEK İHRAKİYELİK KÖMÜRLER
Ankara, 18 (Telefonla) — Her nekadar ihrakiyelik kömür ihracı •hükümetçe serbest bırakılmışsa da ihraç edilecek kömürler için Etibank veya Ereğli Kömür İşletmesinden bir vesika ibraz edilmediği takdirde Gümrükler idaresi bu kömürlerin memleket-' ten çıkarılmasına müsaade etmi-yecektir.
MİLLİ  MÜDAFAAYA  AİT İHALELERDEN  DAMGA REMİ   ALINMIYACAK
Ankara, 18 (Telefonla) — Maliye Vekâleti millî müdafaa mükellefiyeti kanunu mucibince ahaliden alman hayvan, eşya ve malzemeye ait olmak üzere millî müdafaa mükellefiyeti komisyonlarınca ittihaz olunan kararlarla alınan hayvan ve eşyanın muayeneleri neticesinde tanzim olunacak raporlar ve ihalelere müteallik kararların damga resmine tâbi olmaması lâzım geldiğini kararlaştırmıştır.
EBEDİ  ŞEFİN   MERSİNE GELİŞLERİNİN ON SEKİZİNCİ YILDÖNÜMÜ
Mersin, 18 (A.A.) — Ebedî Şef Atatürkün şehrimize ilk gelişlerinin on sekizinci yıldönümü dün «Halkevinde kalabalık bir halk kütlesile memur ve bütün öğretmenlerin iştirakile yapılan bir toplantıda çok heyecanlı bir surette kutlanmıştır.
Merasime istiklâl tmarşile başlanmış. Ebedî »Şefimizin aziz hatıralarına hürmeten iki dakika a-yakta saygı sükûtu yapıldıktan sonra Belediye reisi tarafından söylenen (heyecanlı bir nutukla büyük Atatürkün hatrraları yade-dilmiş ve şiirler okunmuştur.
Törene Milli Şef İsmet İnönü-ye sarsılmaz bağlılık ve candanj muhabbet duyguları izhar edile-) rek son verilmiştir.
Alman Gazetelerinin B. Ruzvelt'e Hücumu
Berlin, 18 (A.A.) — Bir hususi muhabir bildiriyor:
Alman matbuatı, irad ettiği nutuk dolayısile Birleşik Amerika cumhur- i rolsl B. Roosevelt aleyhinde şiddetli bir mllcndeleve başlamıştır.
33
VATAN
19 - 3 - 941
Fuar Hazırlıklarına Başlandı
Kültür Parkta Yapılan Tezyinat
İşleri Tamamlandı
İMnir (Vatan) — Belediyemiz fuar hazırlığına başlamıştır. KüJtürparkta yapılan tezyinat işleri bitirilmiş, fuar sahasının hemen her tarafı ağaçlandmlmıştır.
Şimdi. Sergi sarayının arka kısmından banlamak üzere, açıkha-va tiyatrosunun etrafını çevirecek bir şekilde beton yol inşaatına devam edilmektedir. Kültür-parkın Cumhuriyet kapısına kadar uzatılması münasip görülen bu yol, yaz mevsiminde fuar sahasının J-ozdan kurtulmasını temin edecektir.
Vilâyet dahilindeki bağlar için lâzım olan kükürt ve göztaşı temin cdürniş ve kazalara ihtiyaç nislbetindc gönderilmiştir.
<jfc Karşıyaka ile Bayraklı arasında yapılmakta olan turistik yolun inşaatı ilerlemektedir. Bu yolun Bayraklıdan Paralıköprüye kadar olan kısmı blokaj üzerine
pakettası döşenmek sur etile yapılacaktır. Paralıköprü ile Bornova arasındaki yolun Bornova kasabasına kadar uzatılması karan verilmiştir.
KONYADA
IConya (Vatan) — Vilâyet umumi meclisi yeni yıl bütçesini 1,25 7,626 lira olarak kabul etmiştir.
İstasyon civarında Kültür-park yapıımak üzere istimlak edilen arazide bir futbol sahası ve koşu pisti yapılacaktır. Hazırlıklar tamamlanmıştır. 19 mayıs gençlik bayramının bu yeni sahada kutlanması arzu olunmakta ve tunun için hummalı bir şekilde ça lışılm ak t ad ur.
Konya ve kazalarında kahve kalmamıştır. Evlerde misafirlere menerhgiç kahvesi ikram edil-anektedir. Fazla sarfiyat dolayı-sile bu_maddenin fiyatı da artmış ve miktarı azalmıştır.
Kanlı Bir Düğün
İzmir (Hususî) — Bayındırın Burgoz köyünde yapılan bir düğün esnasında, bir türlü terkedile-mıycn tabanca atılmak yüzünden yine çok acıklı bir kaza olmuştur. Hüseyin   Çatakoğlu   a-
dında on altı yaşında bir köylünün attığı kurşun, on beş yaşında Emine Havva adında bir kızca-ğızın yüzüne saplanmış ve derhal ölümüne sebep olmuştur. İstemini iye r ek vu'kua gelen bu kanlı hâdise düğün evini bir matemhane-ye döndürmüş, zavallı kızcağızın
akıbeti herkese gözyaşı döktür-müştür. Yak yere katil olan Hüseyin hakkmda takibata başlanılmıştır.
Türkiye Turmg ve Otomobil Klübünden:
Türkiye Turing ve Otomobil kulübü senelik heyeti nizamnamesinin 6 ncı maddesi mucibince Nisanm 26 cı cumartesi günü öğleden sonra 6aat 3,5 da Tepebaşmda «Halkevin-de> toplanacağından vasıfları mezkûr maddede münderiç azanın teşrifleri saygı Ue rica olunur.
MERSİNDE
Mersin (Vatar^) — Elektrik Türk Anonim şirketi şehir tesisatında bazı tadiller yapmak kararını vermiştir.
Silifkenin Persenti köyü ko. yun ve keçilerinde zuhur etmiş plan Piroplazmosis ile Strongi-losis hastalıklarının alınan tedbirler sayesinde tamamile önü alınmıştır.
•jf Bu sone yirminci yılını idrak etmekte olan Çocuk Esirgeme Kurumu, bu yıl bayramı için hum malı bir şekilde hazırlanmaktadır.
o
İstanbuldan Gelen Kremacılar
Balıkesir (Vatan) — Civar köylerde işleffnek üzere istanbuldan bir kaç kremacı gelmiştir. Bunların beraberlerinde on adet krema makinesi bulunmaktadır. Krcmacıların süt fiyatlarını yüzde otuz derecesinde arttıracakları rivayeti şayi olmuş ve bu şayia yoğurt amillerini oldukça telâşlandırmıştır. Bugünlerde bir ka-şer amilinin de geleceği söylenmekte ve süte karşı vuku bulması tabiî görülen bu muhtelif talepler, sütlü    eürü    sahiplerinin
yüzlerini güldürmektedir.
o-
Zeytin Piyasası Hararetle Devam Ediyor
Gemlik (Hususî) ——Yirmi gün evvel hararetli bir şekil alan zeytin piyasası tabii halini almıştır. İstanbuldan gelen alıcılar, umulduğu kadar mal almamış ve aralarındaki rekabet sebebile alıcı gibi görünerek zeytin fiyatlarının artmasına sebep olmuşlardır. Orhangazi zeytincilerin in sattıkları malların Yalova yolu ile Istanbu-la nakline başlanmıştır. Teneke yokluğu Gemlik ve Orhangazi kasaba ve köylerindeki zeytinyağlarının İstanbul piyasasına gönderilmelerine mâni olmaktadır.
KGBS A
18 MART 1941
Kapanış
Sterlin BM
Dolar m,2o
İsviçre Frac 29.98
Drahmi 0,9975
Peçeta           • 12,9375
Dinar 3,175
Yen »1,1375
Uveç Krona 31.005
Esham ve Tahvilâ
L. K.
1933 Türk Borcu I 18 75
1918 İstikrazı dahili 21 50
1938 îkramiyeli 19 75
1933 Îkramiyeli Ergani 2h 10
1934 Sivas - Erzurum 19 27
1932 Hazine Tahvilleri 60 50
1934      >         > 15 50
1935      »          > 29 50
1938      >          » 52 75
Anadolu Demiryolu Tahvili 42 25
Demiryolu Mümessil Senet 38 25
T. C. Merkez Bankası 107 75
Osmanlı Bankası 26 50
Abone Ücreti
Turkijc dahlllrts:
taMHk 0 aylık 3 aylak Aylık
1400 Hariç m 750 400 • İM Kr.
BflMKk 6 aylık 3 »yhk Aylık
2700 1410 800 Kr. yoktur

VATAM «azota*!
T. İş Bankası (Nama m ahar .) 10 10 Aslan - Eekihisar Çimento Ş.   7 65
> > Müessis Hisseöl 10 Şirketi Hayriye 26
Türk Altını (Reşat) 24 45
Türk Altını (Hamit) 23 35
İLtRA
İDRAR TAM TAHLİLİ
Beyoğiunda A^acamıi karşısındf Bursa sokak No. 1. yeni açılan I kimya laboratuarında halka ko-| laylık olmak üzere yalnız (Pazartesi) günleri BİR LİRA Uc-| retle idrar tam tahlıh yapılmak-1
\ tadır.
ÎLAK FİT ATLARI Kuruş
7M
1 fa nm*Mm\ M0
z »      a» ¦ 360
s ^     » aeo
A 1 İM
* 1 76
e >          * » 60
^Wm   Dr. İHSAN SAMİ
İSTAFİLOKOK   AŞISI
Istofilokoklordon   mütevellid (ergenlik,   kan çıbanı,   koltuk altı çıbanı, arpacık) ve bütün clld  hastalıklarına  karşı  pek tesirli bir aşıdır. Dlvanyolu No. 113
Adliyede:
i      Hava Kurumana Teberru
lstanbukj ı    bulunan   keresteciler
Hava Kurumuna yardımda devam I etmektedirler. Dün 2500 Hra ismini' biklirmiyen bir zat tarafından, 1000 Aneeti Kef^şoğlu, 500 Aziz Karsan, 500 Pandeli Dügüncüoğlu, 500 Lokman Kuriş, 375 Aleksandros Istav-ridis, 350 Artin Topaloğlu, 350 Artin Çekezyan, 150 Abdullah Mehmet ve şeriki Torna, 100 Gümüş oğlu Biraderler, 100 Mehmet Eriş, tarafından teberru edilmiştir.
Muhtekirler Adliyede
Bundan bir müddet evvel muhtekirlere külah grydiren bazı kimselerin ihtikâr yaptığını haber aldıkları ve onlara giderek para kopardıklarını yazmıştık. Evvelki gün bunlardan bir tanesi yakalandı ve muhakemesine başlandı. Dün dc bir başka açıkgöz yakayı ele vererek Adliyeye getirildi.
Avukatlardan birinin yanında kâtiplik yapan Şerafettin Hızal ismindeki bu açıgoz Fiyat Murakabe komisyonu kararından haber alarak makinede Koordinasyon heyeti Fiyat Murakabe bürosu azası ballıklı bir kâğıt hazırlamış ve bu kâğıda arama emri yazarak Küçükpazardakı Ali Benerin dükkânına gitmiştir. Ali Bencr kâğıdı görünce resmî olduğuna kanaat getirerek memu. ru dinlemiş ve Şerafettinin:
— Sen çivi stoku yapıyormuş-sun. Senin evini arayacağım demesi üzerine Ali Bener dükkânını kapamış, beraberce Zindan-kapıdaki evine giderek araştırma yapmışlardır.
Şerafettin güya altı sandık çivi bulunduğu hakkında bir zabıt tanzim ederek Ali Benere imza ettirmek istemiş, işte bu sırada da Şerafettin Aliden yüz lira rüşvet istemiştir. Aralarında yaptıkları pazarlık neticesinde Ali 7,5 lira peşin ve geri kalanı bir gün sonra vermeği kabul etmiş, Şerafettin de memnun olarak ertesi gün gelmek üzere dükkândan ayrılmıştır.
Ertesi gün Şerafettin. parayı almak için sevinçle dükkâna girdiği zaman karşısında polis memurunu bulmuştur.
Yapılan araştırmada sahte kâğıt Şerafettinin üzerinde bulunarak zabıt tutulmuş ve kendisi Adliyeye teslim edilmiştir.
Dün yapılan duruşmasında Şerafettinin bütün inkârlarına rağmen mahkeme kendisinin tevkifine ve muhakemenin m^vkufen devamına karar vermiştir,
Müşteriya MJ Yok Diyen KuhiöKır k evkıf bdi.di
Dün asliye ikinci ceza mahkemesinde mal satmaktan imtina eden, Sukanhamamında Türk Sever şirketinin sahipleri Yer-vant, Nobar ve Kirkorun muhakemelerine bakılmıştır.
Kirkor evvelce arkadaşlarını kurtarmak için ben dükkânda yokken onlar mal satamazlar. Bunu böyle kararlaştırdık demesi üzerine mahkeme böyle bir şeyin varit olamıyacağını düşünerek Kirkorun yalan yere şahitlik ettiğinden tevkifine karar ver-mişse de dün muhakeme esnasında Kirkorun lâfından rücu neticesinde ve diğer suçluların suçları varit görüldüğünden Nobar-la Yervantrn ellişer Hra ağır para cezasına, yedişer gün hapislerine ve on beşer gün de icrayi sanattan menediimelerine karar j vermiştir. Kirkor beraet etmiştir. J
Muhtekir Peynirci Tevkif Edildi
Dördüncü nevi kaşer peynirini birinci nevi olarak ve birinci nevi fiyatına muadü bir fiyata sattığından dolayı Balıkpazarında Taşçılar caddesinde 45 numarada peynirci ve yğc; Dimitri oğlu Yorgi Kondopulos cürmü meşhut halinde yakalanarak mahkemeye sevk edilmiştir.
Ehlivukufun vermiş olduğu rapor neticesinde bu peynirlerin yenmiyecek kadar kötü oldukları görüldüğünden ve fiyatın aza-mî fiyat olduğundan mahkeme Kondopulosun tevkifine ve muhakemesinin mevkuf en görülmesine karar vermiştir.
Madam Atinanın Mahkemesi
Bundan bir müddet evvel fuhşa teşvik ve randevuculuktan suçlu olarak mahkemeye sevke-d'ilmiş olan Madam Atina ve Ka-tinanın dün 6 ıncı cezada muhakemelerine başlandı.
Dün şahitler dinlendi ve muhakeme diğer şahitlerin dinlenmesi için başka bir güne bırakıldı.
Bir Muhtekir Ağır Para Cezasına Mahkûm Oldu
ihtikârdan suçlu Kalef Ambo-kerin dün yapıJan duruşmasında
25 lira ağır para cezasına çarpıldı.
Kalef 6,5 kuruşa satılması lâzım gelen karartma kâğıtlarını 7,5 kuruşa salmaktan suçludur. 1
Tercih Edilmesindeki Sebep
BAS*. *>i$/L
NEZLE/
6UTU* AGQllAQA KARJ
GRİPİN
Bütün ağrılara, hastalık başlangıçlarına karşı ve hiç zararsız en kuvvetli
müsekkindir
r
GRİPİN
Nezle, soğuk algınlığı, grip rahatsızlıklarında, baş, diş, mafsal, romatizma, asap ve adale ağrılarında l lüzumunda günde 3 adet almrr. Taklitlerinden sakınınız ve her yerde pullu kutuları ısrarla
isteyiniz.
Gayrimenkul Satış Lanı
İstanbul 4 uncu İcra Memurluğundan:
940 . 2485
Ödünç alınan para mukabüinde ipotekli olup paraya çevrilmesine karar verilen Beşiktaş Teşvikiye mahaüesinde Kağıthane caddesinde eski iki No. lu dört parça arsa açık arttırmaya çıkarılmıştır.
1 — 2 Mükerrer bir numaralı arsanın tarafları bir tarafı bankaca uhdesinde bulunan arsa Maryam Hanım apartmanı bir tarafı ayrıca uhdesinde bulunan arsa ve taraf rabıı dere sokağile mahduttur. Mesahası 113 metre murabba olup beher metre murabbaına ehli vukuf tarafından 3 lira; kıymet takdir olunarak tamamı ehli vukuf tarafından 339 lira kıymet takdir olunmuştur.
2 — Diğer eski 2 No. lu gayri menkulün hududu bir tarafı başkaca uhdesinde bulunan arsa bir tarafı Mari Hanım apartmanı bir taraıfı başkaca uhdesinde bulunan arsa ve taraf Rabii Dere Sokağile mahduttur. Mesahası 149 metre murabbaı olup beher metresine Uç liradan ehli vukuf tarafından   tamamına 447 lira krymet takdir edilmiştir.
3 — Diğer eski 2 No. lu gayri menkulün hududu bir tarafı Istepan hanesi bir tarafı Mari Hanıma akdemce ferağ olunan mahal bir tarafı başkaca uhdesinde bulunan arsa ve taraf Rabii Dere sokağile mahduttur. Mesahası tamamı 145 metre murabbaı olup beher metresine ehli vukuf tarafından 3 lira kıymet tafcdiri suretile tamamına 435 lira kıymet takdir olunmuştur.
4 — Diğer eski 2 No. lu gayri menkulün hududu bir tarafı başkaca uhdesinde bulunan arsa bir tarafı Mari Hanım apartmanı ve Bazan Bedros Ef. arsası bir tarafı ayrıca uhdesinde bulunan üç kıta arsa ve taraf Rabii Dere sokağile mahduttur. Mesaha ve miktar kıymeti tamamı 116 metre murabbaı olup beher metre murabbaına ehli vukuf tarafından 3 lira kıymet takdiri suretile ehli vukuf tarafından tamamına 348 lira krymet takdir olunmuştur.
Yukarıda hudut evsaf ve mesahası yazılı gayri menkuller açık arttırmaya konmuştur.
1 îşbu gayri menkullerin arttırma şartnamesi 20 Mart 941 tarihinden itibaren 940/2485 No. ile 4 cü İcra dairesinin muayyen numarasında herkesin görebilmesi için açıktır. İlânda yazılı olanlardan fazla malûmat almak istlyenler işbu şartnameye ve 940/2485 dosya numarasile memuriyetimize müracaat etmelidir.
2 Arttırmaya iştirak için yukarıda yazılı kıymetin % 7,5 nisbetlnde pey akçesi veya milli bir bankanm teminat mektubu tevdi edilecektir.
3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların ve irtifak hakkı sahiplerinin gayri menkul üzerindeki haklarmr hususlle faiz ve masrafa dadr olan iddialarını işbu ilân tarihinden itibaren 20 gün içinde evrakı müsbitelerile birlikte memuriyetimize bildirmeleri icap eder. Aksi halde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar.
4 Gösterilen günde arttırmaya iştirak edenler arttırma şartnamesini okumuş ve lüzumlu malûmatı almış ve bunları tamamen kabul etmiş ad ve itibar olunurlar.
5 Gayrimenkul 8/4 941 tarihinde salı günü saat 14 den 16 ya kadar 4 üncü icra memurluğunda üç defa bagnldıktan sonra on çok arttırana ihale edilir. Ancak arttırma bedeli muhammen kıymetin f,c75 nt bulmaz veya satış istlyenin alacağına ruchanı olan diğer alacaklılar bulunup da bedel bunların bu gayri menkul Ue temin edilmiş alacaklarının mecmuundan fazlaya çıkmazsa en çok arttıranm taahhüdü baki kalmak üzere arttırma 15 gün daha temdit edilerek 18/4/941 tarihinde Cuma günü saat 14 den 16 ya kadar 4 üncü icra memurluğu odasında arttırma bedeli satrş istlyenin alacağına ruchanı olan diğer alacaklıların bu gayri menkul Ue temin edilmiş alacakları mecmuundan fazlaya çıkmak şartile en çok arttırana ihale edilir. Böyle bir bedel elde edilmezse ihale yapılmaz ve satış talebi düşer.
6 Gayri menkul kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet içinde parayı vermezse ihale kararı fesholunarak kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kimse arzetmiş olduğu bedelle almağa razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen 15 gün müddetle arttırmaya çıkarrlrp en çok arttırana ihale edUir. İki ihalo arasındaki fark ve geçen günler için %5 den hesap olunacak faiz ve diğer zararlar ayrıca hükme hacet kalmaksızın memuriyetimizce alıcıdan tahsil olunur. i
7 Alıcı arttırma bedeli haricinde olarak yalnız ferağ haremi 20 senelik vakıf bedelini ve ihale karar pullarını vermeğe mecburdur.
Müterakim vergiler tenvirat ve tanzifat ve dollâliye resminden mütevellit Belediye rüsumu ve müterakinj vakıf icarest alıcıya alt olmayıp arttırma bedelinden tenzil olunur.
İşbu gayri menkuller yukarıda gösterilen tarihte 4 üncü icra memurluğu odasında işbu ilân ve gösterilen arttırma şartnamesi dairesinde satüacağı ilân olunur.
ŞEHİR   TİYATROSU
TBPEBAŞINDA DRAM   KISMI
BU AKŞAM Saat 20,30 da
a*f
TEMSİLLERİ
*STÎKLAL CADDESİNDE KOMEDİ KISMI
Bugün saat 14 te Çocuk oyunu Akşam 20,30 da DADI
buralının İnsanları
Her gün gişede çocuk temsüleri için büet vardır. Beyazıt, Lâleli, Aksaray, Şehremini ve Topkaprya otobüs temin olunda
DOKTOR-KİMYAGER
CEVAD TAHSİN
İDRAR - KAN - KAZURAT
veealrenln tahlillerini yapar. Di vanyolu ortasında Tel. 23334
DOKTOR
H0RH0R0Nİ
Eminönü Nimet Abja gişesi önündeki muayenehanesinde her gün hastalan kabul oder.
Tel. 24131
Sahibi ve Neşriyat Müdürü: AUMri tû^iiS fekfciLUl Basıldığı Yer: VATAN MATBAASI
Jtomobil ve Radyo Akümülatörlerl için
PHILIPS
ŞARJ REORESÖRLERİ
Garajlar, Oara| aahiplarr. Şar) İstasyonları İçi» a» kullanışlı tlplar vardır,
Emniyetli Servis    Kolay Kul) TÜRK PHILIPS LTD. Ş
• ıııntnııı 11 • ¦ 1111 r 111
IMHIIIIMI MIIIMIIIII
II tlll MI III II111III11 ¦ ¦
llm.......IHIMIh
r t1'"" KSLafiSB
IIIIIMlluflliMlî!"
Sessiz İşleme
u Galata Frankyan Han »*» kat İSTANBUL
Türkiye CantirarijdU
Ziraal Bankası
Kuruluş tarihi: 1888.— Sermayesi: 100,000,000 Türk lirası
Şube ve ajans adedi: 269. Zirai ve ticari her nevi banka muameleleri, biriktirenlere 28,000 lira İkramiye veriyor
Ziraat "Bankasın a a fCUmoaraiı ve ihbara iz tasarruf hesaplarında ' n az 50 lirası bulunanlara senede 4 defa çekilecek kur'a ila aşağıdaki plâna göre ikramiye dağıtılacaktır. 4 adet l.&Ot) liralık 4,000 Ura   II
4    »       500      >        2 000    a     İli    100 50   Unhk 5>°°*
4   >      2!*     >      İİOOO   •    Ijl   120   »        40     »      4800   •
a >    ıoo   >    40oo •   || 160 »     20   »    «ot »
DİKKAT: Hesaplarındaki paralar bir sene içinde 50 liradan aşağı düşmiyenlere ikramiye çıktığı takdirde % 20 fazlasile verilecektir. Kor*olar senede 4 defa. 11 mart, 11 haziran, 11 eylül, 11 BirineIkân unda çekilecektir.
Fiyat Murakabe Komisyonundan:
55 No. lu ilân: 1 — Yerli pamuk İpliği ile yerli pamuklu mensucatın perakende satışında azami kâr haddi % de 15 dir.
2 — Yerli pamuklu mensucattan bücümle düz şayaklarla istihlâk vergisi küoda 10 kuruşu geçmeyen bilcümle yünlü kumaşlarda toptancıya azami yüzde 7 ve perakendeciye azami yüzde 12 ve bunlar haricindeki diğer yünlü mensucatta toptancıya azami yüzde 15 ve perakendeciye azamî yüzde 25 kâr haddi kabul edilmiştir.
3 — Kroşe yün ipliklerinde toptancıya azami yüzde 10 ve perakendeciye azami yüzde yirmi kâr haddi kabul edümiştir.
4 — Yerli yünlü ve pamuklu iplik ve kumaşlarda lüks mağaza tefriki yoktur. İlân olunur. «2136»
ikramiye
4VUP GEÇTİKÇ
1941 İKRAMİYELERİ
T. İş Bankası 1941 Küçük
Tasarruf Hesapları İkramiye Plânı
1 adet 2000 Liralık = 2000.— Lira
3 2 4
8
35 80 300
> >
>
> >
1000 750 500 .250 100 50 20
> > >
>
>
ili»
= 3 = 1500 = 2 = 2 = 3500 = 4000 = 6000
ı ı:ı
— >
— >
— »
— >
— >
— »
Keşideler: 4 Şubat, 2 Mayıs, 1 Ağus-ti , 3 lkinciteşrin tarihlerindo yapılır.