ÇARŞAMBA 19
ŞUBAT 19 4 1
VATAN E VLt
Cağ al O CJL. U No.'
TELEFON: 24136 TELCRAT: VATAN İst.
AHMET
baş muhakkiki
EMÎN YALMAN
^
Fiyatı: 5 Kuruş
siyası sabah gazetesi
Bir Sulh
Rüyası
Yazan: Ahmet Emin YALMAN
Bulgaristanla rmzaladıgiîruz beyannamenin üstüne Wry\ık, büyük sulh ümitleri kuramayız, çünkü iki tarafın iyi niyetine rağmen sellerin Balkanlara yayılma &ı tehlikesi elbette vardır.
Beraberce kurmak emelini gösterdiğimiz .manevî set, harp selini tutacak kadar büyük ve tesirli sayılamaz. Fakat: «Kim bilir. bel. ki...» diyerek bu ise sanrdde ve iki memleket arasında iyi komçu-luk ve karsılrkh güven esaslarını kuvvetlendirmeği de başlı başına bir kâr saydık.
Beyanname ©saslı ümitlere temel olamamakla beraber bunun üzerine bir saniyelik bir suJ'h rüyası kurulmasına kimsenin bir diyeceği olamaz.
Hariciye Vekili Şükrü Sara-coğlunun dediği gibi, bazan küçük sebeplerin büyük iyilikler doğurduğu görülmüştür.
Bir saruye için öyle kabul ©diniz ki Almanya şu yolda düşüncelerle tereddüt içinde (bokınu-yordu:
cAcaba aşağıya sarkayım Tm? Bir Balkan cepbe&i yaratayım mi? Bunu yaparsam aca«ba ingilizleri buraya zorla çeker miyim? Yapmazsam İıujLlizıler a*8c davranarak bir Balkan cephesi kurmağa ve Avrupamn bir köçeainde ora halkının yardımile tutunduktan sonra işgal altmda tuttuğum milletleri birer birer ayakandırmağa ve kurtarmağa kalkışırlar mı>?>
Türkiye ve Bulgarlar, taarruz fikrinde olmadıkrannı beraberce ve mutlak bir şekilde ifade edince Aimanyanın tereddütten kurtulduğunu ve kendisine şu kanaat geldiğini farzedelim:
cTüittiye ve Bulgaristan sözlerine güvenilir memleketlerdir. Böyle açvk bir taahhüt altına girince topraklarınım bana karşı bir taarruz üssü haline getirilmesine meydan bırakmayacaklardır. Böylece Romanyamn cefoundakı arazi benim için bir emniyet sahası haJını atacaktır. Ben Balkanlarda mesele çıkarmazsam Rus-yadan da çekinecek tarafım kalmaz. Başka, harp hareketleri için
frkamı sağlamış olurum. Zaten alkanların karışması bugün için de, yarın için de içime gelmez. Orada nefret edilen adam değil, 6evilen ve güvenilen adam mevkiini kazanmalıyım. Çünkü bu saha sükûn ve hosmı/tluk içinde bulunursa yarm benimle seve seve alışveriş eder, bugün topraklarım çiğniyerek, istiklâllerini tehdit ederek kendilerini düşman edersem yarm bu hatayı bir daha tamir edemem. Bervi hiç bir zaman affetmezler.
İtalyaya yardıma gelince kendi ayağıle artık belâemı bulmuştur. AsKerî itibarı tamir edilir halden çıkmıştır. Zaten kalya, Balkanda buuunduiüça Balkanlar rahat nefes aiaımıyacaktır. italyanların Arnavutl uktan uzak 1 aşması suretile Balkanlarvn harpten kurtulması ve hakiki bir sulh sahası halını alması pek âlâ içime gelir.»
Diğer taraftan Balkanlardaki emniyet aahası, şimalden gelecek tecavüzlere karşı İngiltere için bir set vazifesini görecek ve harbin 3'akın ve orta şarka yayılmasının önüne geçilmiş olacakUr.
Bu rüya gerçekleşebilse büyük askerî kuvvetlerle yapılacak işier, zahmetsizce, zayıatsızca yapılmış olacak ve İngilterenin asıl kuvvetini başka sahalara hasretmesine imkân temin edilmiş olacaktı.
Lğcr balkanlar bugünkü tesanüt sayes.n<!e harpten kurtula cak olursa yarm Balkan milletlerinin akıllarını başlarına almaları ve bir 3alkan birleşik devleti kurmaları ve buna tecavüze karşı müdafaa vazifesinden başka ır.tLsadi kaynakları müşterek bir s-slem haline koymak ve malları hance beraberce satmak gibi va zifeler verilmesi imkân dahiline girer.
Yukarıda dediğim gibi, bu*bir saniyelik bir rüyadır. Rüyalar in sanlara hos bir dakika geçirtir fakat işlerini güçlerini, ihtiyat ted-birlerini ihjmal etmelerine sebep tenkil etmez.
Bizim programımız açıktır: U-yuklamıyacağız, bir saniyelik rüyalar ne kedar cazip olsa kendi mizi avutmayacağız, dünyanın bu'jümkü emniyetsiz halinde daima tetikte duracağız, taahhütlerimizden hiç bir zaman ayrıl-mıyacağız. Emniyet ve istiklâlimizi tehlkede görünce vaziyetin icap ettirdiği tedbirleri sonuna kadar alacağız.
Ahmet Emin YALMAN
11 Türk - Bulgar Beyannamesi Evvelâ Türklerle Müttefikleri İngilizlerin Bulgaristana Karşı Bir Taarruz Hazırlığında Bulunduklarına Dair Bulgar Efkârı Umumiyesi Üzerinde Israrla Devam Eden Telkin ve Tahriklerin Önüne Geçecektir,,
" Bulgaristanla Birbirimize ve Başkalarına Karşı iyi Niyetlerimiz Tam ve Müşterektir. Başkalarının da Bize Karşı Ayni Hulûs ile Hareket Edeceklerini Zannedelim ¦
ROMANYA
BULGARİSTAN ^
KARA
^ TURK-BULGAR
Dostluğunun Yeni Bir vesikası
Ankara, 18 (A.A.) — Fa-lih Rıfkı Atay yarınki Ulus gazetesinde «Bulgar - Türk dostluğunun yeni bir vesikası» başlığı altında şu makaleyi neşretmektedir:
Türkiye Hariciye Vekili ile Bulgaristan Ankara elçisi tarafından ayın 17 inci günü An karada imza ve dün gazetelerde neşrolunan beyanname, iki komşu devlet arasında senelerdenberi devam eden dostluk, barış ve itimat siyasetinin yeni bir vesikasıdır.
Bu vesika, ne eski akitleri tadil etmekte, ine de onlara yeni bir hüküm ilâve etmektedir- Ancak, iki komşu, yeni cihan harbinin, Balkan yarım a-
dasınm^ içinde, etrafında ve dışında tehlikesini hissettiregelen buhranlarına rağmen, sulhu korumak ve tecavüzde hiç bir menfaat bulmamak prensiplerine sadık kaldıklarını teyit etmeyi faydalı telâkki etmişlerdir.
17 şubat beyannamesinin bir tarihçesi vardır: Malûmdur ki ilkteşrin tarihlerinde harp Türkîyenin emniyet sahasına intikal ettiği zaman İstanbul ve Trakyada bir takım müstesna ihtiyat ve hazırlık tedbirleri almağa Kizum görmüştük. Bu önleme ve müdafaa tedbirleri-e tefsir ederek, Bulga-huzursuzluk uyandıranlar olmuştur. Halbuki har-
bin bize doğru yaklaşmakta olduğunu anlamazlıktan gelmek ve millî emniyet zaruretlerini ihmal etmek Türkiye için mümkün değildi. Bütün 'Balkan milletlerinin hayati menfaati, Balkanlara bir büyük devletin yerleşmemesinde olduğu hakkındaki görüş ve kanaatimizi muhafaza ediyorduk. İki devletin coğrafi vaziyetlerinden doğan siyasi icaplar, başka başka istikamette bazı inkişafları cebretmiş oUa dahi, hiç tereddüt edilmemek lâzım gelen nokta şu olmalı idi ki, Bulgarlar ve Türkler sulh arzusunda samimidir 14*. iki millet te harp
dışı kalmak azmindedirler. Bu
(Devamı Sa. 6, SU. 1 de) x a
¦
Türkîyenin bîr taarruzundan endişesine mahal kalmayan Bulgar
vazıyetini gösterir harita
V
Türk - Bulgar Deklârasyonu
" Gerek Türk, Gerek Bulgar Matbuatı Beyannameyi Mütevazı Bir Eser Olarak Göstermişlerdir,,
"Fakat Eser Pek O Derece Mütevazı Değildir,,
ı
«
Balkanlar meselesi, beynelmilel politika sahnesinin ön plânında iken Ankarada imzalanan Türk - Bulgar beyannamesi, her tarafta büyük alâka ile karşılandı..
«Bu beyannamenin imza-sile neticelenen müzakereler birkaç aydanberi devam etmekte idi. Türkiyede alınan tedbirler ve yapılan hazırlıkların Bulgar istanda endişe uyandırdığı malûmdur. Böyle suitefehhüm doğurmıya müsait olan vaziyetlerdi en doğru ve sağlam hareket, karşı karşıya gelerek açıkça komjşmaktır.
«Harp Balkanlara yaklaşıyordu. Bulgarlar sulh istiyordu. Biz de sulh istiyorduk.
Bunda hiç kimsenin şüphesi yoktu. Bulgaristanla karşı karşıya geldik, bunu Bulgarlara anlattık.
«Dört maddeden ibaret olan bu beyanname, iki memleket arasında itimat ve emniyeti uyandırması itibarile büyük ehemmiyeti haizdir.
«Beyanname iki ana pren-sipe dayanıyor:
«Evvelâ, Türkiye ve Bulgaristan her türlü taarruzdan içtinabı, harici siyasetleri icabı olarak kabul etmektedirler. Beyanname, başka memleketlerle mevcut taahhütleri haleldar etmemektedir. Türkîyenin taahhütlerinde gizli ve kapalı bir şey yoktur. Deklârasyon bu taahhütlerin
ifası hususunda Türkîyenin hareket serbestisini tahdit etmemektedir.
Deklârasyonda, iki devlet
«
B. Popofun Beyanatı
" Bu Beyanname,
iki Memleketin Karşılıklı Menfaatlere Dayanan Dostluk Münasebetlerinin "Yeni Bir Delilidir.,,
. Sofya. 18 (A.A.) — Bulgar ajansı bıldırjyoT:
Bulgar vc Türk furkûmetlrri tarafından müşterek beyannamenin imzası münaaebetile Hariciye Nazırı B. Popof matbuata şu beyanatta bulunmuştur:
(Devamı: Sa. 5, SU. 2 de) * *
Bulrrar Haricîye Nazın B. Popof
arasındaki ticarî münasebetlerin inkişafı kjin bir madde vardır. Bu da, iki hükümetin eski arzularını meydana çıkarmıştır.
«Gerek Türk, gerek Bulgar
matbuatı bunu, mütevazı bir
eser olarak göstermişlerdir.
Fakat, eserin pek o derece mütevazı olmadığı görülüyor. Belki onu yapanlar tevazu göstermişlerdir. Harbin Balkanlara yayılmasına mâni olacak bir eser, en mühim bir eserdir.
— Radyo Gazetesi —
ingiltere Nasıl Karşıladı
"Anlaşma,Türkiyenin Hayatî Menfaatlerine Tevcih Edilecek Bir Taarruza Karşı Koymak Kararını Değiştirmez „
Londra. 18 (A.A.) — Reuter ajansının diplomatik muharriri yazıyor:
Türk ve Bulgar hükümetleri tarafından neşrolunan mühim beyanname bılfril bir ademi tecavüz paktıdır. Ancak, bazı maddi farkları var-(Devamı: Sa. 6, 8u. S te) zr
Belediye Nizamnamesi
Mahlut Yağı Yasak Etmiştir
Halbuki İstanbulji ele diye Kooperatifi
Kendi Adını Kiralıyarak Mahlut Yağ Yaptırıyor ve Sattırıyor
Dün gazete muharrirleri Belediyede reiH muavinlik odasına çağrılmışlardır. Orada teftiş heyeti reisi Sa-mih Türkdogan, istanbul Belediyesi memurlar kooperatifi idare meclisi
reisi sıfatlle mahlut yağ maselesi ha_kkında beyanatta bulunmuştur. Yazılı olarak gazetecilere verilen be-
yanat aynen şudur:
1 — Bu > ağların formülü Sıhhiye Vekaletince kabul ve tasdik edilmiştir.
2 — Kapalı tem-kcler üstünde o formül mevruttur ve sıhhate muzır olmadığı da Vekâletin t and Bt İle .sabittir.
3 — İmalât dalma Sıhhl><- Vekaletinin taodik ettiği formüle uygundur. Bu »m h, müteaddit tahlil raporla-rlle de sabittir.
4 — İmalathanenin temizliğine ve işçilerin sıhhi durumlarına nezaret eden bir doktoru olduğu gibi bir de
(Devamı Sa. % Sü. 7 de) —ff|
İRLANDA
Ingiltereye Karşı Hattı Hareketini Değiştirecek mi?
Amerikadaki Oç Milyon İrlandalı İrlândanın
İngiltere İle İş Birliğini istiyor
Londra, 18 (A.A.) — Daüy Telegrapiı gaz<**et*nin L*zAxmi muhabiri yazıyor:
B. Willkie Lizbon'dan geçerken onunla sıkı bemaeta 4?u4un-muş oJanlarla görüntüm ve B. Wiilkâe'tniffi J-rlancUyL onyaret* hakkında şu malûmatı aldım:
fi. Willkie. Kardinal Bin*ieyin teşviki ik Dublin'e gitmiş ve A-merrkada bulunan ve üç milyondan fazla olan kaAolik Irlandalı-taruı bugün ir tanda hüfkûmetm/ın takip ettiği hattı hareketi katiy-yen tasvip ekmediklerini ve Al-manyaya karşı ingiltere ik isbâr-ligini utejmekjte oldukla-rını B. Deva k ra' ya sö(y 1 ©m iştir.
B. Willkk ye gpre, B. Devale-ra bu tyeyanaıtın tesiri altında ka-1-mı?tır. Hattâ B. WilMcie*nin intibaı şudur ki, B. Devakra'run, ImgHitereye karşı olan hattı hareketlini değiştirmesi ve ingilterenin emrine irlandada deniz üfekri vermeei meselesini tteAik eylemesi muhtemeldir.
ı
0 ->t#
Serbest trknda B«« vekili De Valera
Japon Filosu
HolandaHindistamna
Karşı Harekete Geçerse
Amerika da
Japonyaya Karşı Harekete Geçecek
Novyork, 18 (AA.) — «P. M.» gazetesinin sahrbi lrtgersoll, Pasifik vaziyeti hakkında yazdığı bir makalede diyor kl:
Eger Japon filosu Hollanda Htn-dıstanına karsı harekete geçerse, Amerika donanması du Japonyaya karşı harekete geçecektir. Bu hadiseler, eğer olacaksa, pek yakındır, hattâ hafta içuıde beklenebilir.
Amerikanın mütemadiyen artan kudreti mütecaviz milletlerin tepesinde, düşmek üzere olan bir çig gibi duruyor. Zaferden katiyen şüphe etmiyorum. Fakat öyle zannediyorum ki bizi zafere götürecek yol. bir yoklarının tasavvur ettiğinden çok daha çetin, çok daha uzun ve müthiş olucaktır.
Ebedî Şefin
Kabri
usulü dairesinde beynelmilel bir müsabakanın yapılması imkan dahilinde görülmediğinden ytrli ve ecnebi roüherxfr3, mimar ve heykeltraslar arasında serbest bh* müsabaka ya-ptbnasına karar verilmiştir. |
(Devamı Sa. 5, Sü. S de) *=*
Anıt
Ankara, 18 (A.A.) — Başvekâletten tebliğ olunmuştur:
Ebedi Şef Atatürk için yapılmam mukarrer anıt - kabir projesinin müsabakası hakkında bugüne kadar yapılmış oten tetkikat ve tenebbüeat neticesinde vasiyeti hazrra dorayıstte
TÜRK - BULGAR 3EYANNAMESİNDEN SONRA Kara kedi — Birbirine çok yaklaştılar, aralarına giremiyecernu
MM
Büyük Tarih? Roman
II : B
SI
I'İ
AV
«as»
m.
YAZAN t M.SAMi TEZiJ
Hünkâr Safinazı Kızınm Sarayında
Görmüş ve Onu Gözdeleri Arasına Katmağı Tasarlamış
I t I I i
1
63
Şu suretle isyan başladığı za-m.ın görülen intizam bozulmaca yüz tutmuş, ağalan eğlenen sergerde filizleri de bit akşam içinde dal budak salıp âlâmın Rozüne batacak birer meıUek oluvermişlerdi.
Mukavemet edip de kapısını onlara açmıyan evlerin- kapıları kırılıp zorla içeriye giriliyor, kabahati ört bas edip göz boyamak için de:
— Bre içerde İbrahim Paşa adamları pusu «kurmuşlar, bre hücum için fırsat gözlerler, koman...
Diye haykırışıyorlardı.
Öğle yaklaşırken derlenip toplanarak Ltmeydanına doğru yola düzülen bu kafile artık zorbalığın tadını tatmış, diledikleri zaman zevk edip yorgunluk gidermek imkânlarını kendilerine bahşeden yollar açuLrnıytı.
Eh, şu ölümlü dünyada herkes karınca kararınca egıknip dururken neden kamları ve canlan bahasına elde ettikleri şu ikbalden onlar faydalammasmlardı. Yarın Azrail yakalarına yapışıp da canlarını cehenneme gönderecek de-pı: mı idi? Şu halde neden nefislerini şu dünyanın nimetlerimden mahrum edip çile dolduran bir derviş gibi ömür sürsün letd i.
HakJarıydı ve işte bu hak şandı palalarının ucuna takılıp yükee 1 iyondu. _^_> —
XIII
Köşedeki mescidin müezzini sabah ibadeti îçin müminleri davet ederken Hasan ağanın kapısının fcokfenağı tok btr ses çıkararak evdekiler i uykudan kaldırdı.
Geceyi merak ve endişe içinde bir lâhza uyumadan geçiamiş olan Safinazın babam kaptyı açtı ve karşısında Veli sie Dureunu görünce onları hemen içeri alıp kapıyı kapadı. Üçü de bahçe üstündeki küçük odada baş başa verip konulmağa başladAtf.
Veli sormuştu:
—- Safımızdan bir haber var tnı ağam?..
Hasan Aga basanı saHryarak:
— Evet dün yatsı vakti Fatma Sultan sarayından 4>rr bostancı geldi ve bîr heyH lâf etti; kızın un bir işaretini beraber getirmiş olmasaydı, sözlerine inanmazdım.
Bostancı Safinazın hizmetine
bakan bir cariyenin yavuklusu imiş, kızım ağladıkça bu cariye-efle onun derdine yakınlık göstermiş ve nihayet bana bir haber ulaştırmağa razı oUnuş, bir hayri akçe verip herifin gonJünü aldım ve cariyeciğe de bir elmaslı kemer yolladım.
Hünkâr Safinazı kızının sarayında görmüş ve onu gözdeleri araşma katmağı tasarlamış.
Yavrucuğum demiş ki:
— Hızıra haber ulaştırın, ucn'ı bu kartalın neticesinden kurtarsın!
İki kafadar bunu işitince derin düşüncelere vardılar. Nihayet Veli Dursunu dürttü ve:
— Haydi bakalım Dutsun yola düzülelim, zorbalar saray kapı sına dayanmadan biz ağanın yanında oladrm.
Hasan Ağanın evinden çıkıp beş, on ad mı ilerledikten sonra Velî sordu:
— Eg söyle bakalım şeytanın yamağı şimdi olanı, biteni ağaya diyecek miyiz?
— Diyip de ne olacak sanki, zaten kafası kalyona bodamış kadırga içi gibi karma karışık, bir de onu büsbütün karıştırmağa kalkışmak nâ revadır, ölür de, söz verdiim diye hünkârı kollamaktan vazgeçmezi
Veli kavuğunu eğip kafasını bir hayli kaşıdıktan sonra:
— Hünkâr da tahtında kaldıkça Safinazı da saraydan çekip alamayız.
— Demek ki Safinaz Hünkârın ikbali.
— Hızır da ibrahim Paşanın
yerine Üçüncü Ahmedin dama-dı.
— Biz de sarayın ilerde adamları olacağız.
— Artık yiyecek içecekten ya. na gam kasavet çekmiyeceğiz.
Günde beş oyun türlü tefarik yemeklerle göbek şLşireceğiz,
— İpek elbiseler...
— Atlas çakşular giyeceğiz.
— Elimizi çırptığımız zaman cariyeler koşuşup lebbeyk diyecekler.
— Yumuşak yataklarda yanımız belime ağrımadan deliksiz
uykular uyuyacağız...
İki arkadaş birbirinin sözünü tamamlıyarak konuşmakta devam ctlt ik ç e ç e h re 1 e r i n i m o m n un iyet» n izleri kaplıyacak yerde kederle buruşuyordu. Nihayet Veli haykırdı:
— Sus be herif içime sıkıntı basıyor; koca-mış kurt gibi ben bu miskin yaşayışa katlanamam.
— Bre ben de kapana kısılmış fare gibi, kafes aıdında yapamam.
— Mübarek toprağın üstüne uzanup...,
— Başımın altına bir kaya parçasını yastık ederek....
— Gökteki yıldızları gözleyip uykuya dalmak.
— Kimsenin buyruğu altına girmeden, başı boş at gibi.
— Dağlarda, tepelerde, ırmak kenarlarında at kokturmak.
— Blt çobanın dağarcığından çıkarıp armağan etitiği kara somunu berrak pımarda ısJatıp yiyerek.
— Ye»U çimenler üstünde uykuya dalmak.
— Oh içim açıldı, gam, kasavetim dağıldı, buna Uy ordum demin,
— Ağayı da kurtaralım bu ko-camış kurt inonderu
— Elbet, zaten o da yapamaz
ki, o küf kokan güneşsiz ızbeler-del
— Safinazı onun alının terkisine atıp, zümrüt Anadolu yaylalarında konaklıya konaklıya Niğ-deyc...
— Olmaz, olmaz A-masyaya...
— Ulan hep de kendi doğduğun yeri metheder dururdun, horoz ölür gözü çöplükte kalırmış.
— Maraza çıkarmayız, otur şuraya.
İkisi de yolun kenarına diz çöktüler. Veli yerden bir çöp aldı, elırnn iki parmağını dilile ıslattı ve çöpü şahadet parmağile
orta parmağının arasında sıkış-Urdı. . -
*— Çöp küçük parmağa yapışırsa Niğdeye.
— Büyüğünde kalırsa Amae-
Piı/asa Haberleri:
Tüccar Değil Akıl Hocası İmiş
Bir Muhtekir Kendisinden Basma Almak İsteyen Müşteriye Evvelâ Onun Yazlık Olduğunu, Sonra da Pahalı Olduğunu Söylemiş
Dün sabah oldukça enteresan bir ihtikar hadiseni meydana çıkarılmıştır.
Cizreden İstanbula mal almak «zere gelmiş olan AbdlUvııhup isminde bir manifatura tüccarı şehrimizde on beş gün kadar mal aramış ve nihayet Katırcıoglu hanında manlfaturocı Ohaneso müracaat etmiştir. Ohnne-s'in tezgâhlarında duran basmalar-dan satın almak isteyince Ohanes:
— Onlar yazlıktır. Şimdi satılmaz
demiş.
AbdUlvahabın:
— Zarar yok. ben onlardan almak istiyorum, demesi üzerine Ohanes basmaların pahalı olduğunu söylemiş, AbdUlvahap buna da razı olduğunu söyleyince Ohanes mallar benim değildir, diyo satmak istememiştir.
Bunun üzerine fiyat murakabe komisyonuna müracaat eden AbdUlvahabın yanına bir memur verilmiş bulunduğu halde satmak lstemlycn ve müşteriyi bin bir türlü bahanelerle atlatmıya çalışan Ohanes hakkında zabıt tutularak cUrmü meşhut mahkemesine verilmiştir.
Mıntaka Ticaret Müdürlüğünde 28 Bin Kilo Tenekenin Tevzi
İşi Görüşüldü
Dün Mıntaka Ticaret Müdürlüğünde teneke tevziatı için bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda elde bulunan 28 bin kilo tenekenin tevzi işi konuşulmuştur. Türkiyenin senelik ihtiyacı 280 bin kilo tenekedir.
Umumi Meclis Dün Toplandı
Vilâyet ve Belediye Masraf
Bütçeleri 2,842,644 Lira
Belediye meclisi dün öğleden I Hazırlanan bütçeye göre beledi-
sonra toplanarak yap.lan teklif-| ^ iflcri fcvkaJide masraf yekû-ler ve verilen mazbatalar üzerin-
de müzakerelerde bulunmuşlardır.
Daimî encümen tarafından ha. zırlanan Belediye .masraf bütçesi dün meclise verilmiş ve bütçe encümenine havale edilmiştir.
nu 1,816,349 ltra 5 3 kurudur.
Vilayet ve Belediye fevkalâde
masraf yekûnu ffeçen seneden
223,456 lira fazlasile 2.842,644
lira 61 kuruş olarak kabul edilmiştir.
ingilizlerle 70 Milyon Liralık Yeni Bir Anlaşma
Peşteden Dönen Heyetimiz Sofyada
Bulgarlarla Bir Ticarî Anlaşma İçin Müzakereye Geçecekler
Haber aldığımıza göre butfün-lrrde Ankarada İngilizlerle yeniden on milyon liralık yeni bir ticaret anlaşması yapılması muhte.
rneldir. Bu anJasrna için teikiklere devam edilmekted ir. öğ ren d iği-
mizc göre İngilizler bu anlaşma ile satın alacakları maddeleri
müstemlekelerine gönderecekler-dır.
Diğer taraftan öğrendiğimize
göre Budapeşte'den dönecek olan ticaret heyetimiz Sofyada kalarak
Bulgarlarla yeni bir ticarî anlaşma için müzakerelere girişeceklerdir.
Yapılan Teşebbüsler Neticesinde
Köstence Seferleri Tekrar Başladı
( Arkası Var )
Soruyorlar?
Bir okuyucumuz tetofoala soruyor ve diyor İd:
Gazetenizde mahlut yağlar hakkında çok eti aslı neşriyat yap tına. Bir bu yağların teneke illerindeki yaftaJanna ve terkiplerine aldan arak alıp sarfetmek-
te idik. Bizi İkaz ve Irşad ettiniz. Var olun. Yalnrz şunu da sormak İstiyorum: Acaba yedilimiz (taze tereyağıii ı rı da sun i/ı, «iır veya hakiki olarak İnek, manda, koyun, keçi sütlerinin her hangi birinden yapılmıyor mu? Birçok markalı tereyağlar vardır. Bunların içinde hangisinin hakiki vo hangisinin karışık olduğunu bilemiyoruz. t Acaba belediye kimyahaneslnde bu muh telif markalı tereyağlar hiç bir defan ık oUun tuhlll edileli ml? Yoksa iıiı yağlarda karıcık ve sıh hate zararlı okmasın?
_J
Fiyat Murakabe Bürosu Hariçten
Getirilecek Mallara Fiyat
Tesbit Edecek
Fiyat murakabe bürosu hariçten getirilen mallar Üzerinde bUytlk ihtikâr yapıldığı neticesine vardığından bu hususta tetkikata bağlamıştır. Bu hususta ithalat birliklerinden vc diğer müesseselerden ithal edilen malların listeleri istenmiştir,
ötedenberi hariçten getirilen mallar üzerinden daima yüksek fiyatla alındı^ ve kâr nöbetinin yüksek olduğu görülmekte idi. Fiyat murakabe bürosu malların liste ve maliyet fiyatlarını tesbit ettikten sonra bu mallara bir kâr nisbeti tayin etmesi ihtimal dahilindedir.
Almanyaya Satılacak Mallar İçin
Dün Bir Toplantı Yapıldı
Almanyaya satılacak İki milyon liralık barsak, deri, paçavra, balmumu, peynir gibi maddelerin satış şe-külerl tesbit edilmek üzere dün birlikler kâtibi umumisi Salih Bankoğ-lu, Ticaret Odası kâtibi umumisi Ce-vat Nizami ve Mıntaka Ticaret Mü-dürUnün hazır bulunduğu bir toplantı yapılmıştır.
Muhtekirler Adliyeye Verildi
Dün fiyat murakabe bürosu ihtikâr yapan birkaç muhtekiri daha Adliyeye teslim etmiştir.
Yün iplikleri satan büyük bir mağaza müşterilerine bir çileden fazla yün satmadığı ve fazla fiyat istediği için, yerli makara fabrikası sahibi Salamon Kohen ihtikâr yaptığı ve Davlt Kohen İsminde biri yüz kırk kuruşluk kauçuğu 3-10 kuruşa sattığından ihtikâr suçile fiyat murakabe bürosu tarafından yakalanmışlardır.
Bundan bir kaç gün evvel İstanbul - Köstence vapurlarının kaldırıldığını ve buradaki acenta ve ılaısadî müşavirin seferlere teJkrar başlanması için teşebbüslere giriştiklerini yazmıştık. Öğrendiğimize göre bukarar üzerine Rumen acentaaı mümessili vapurlar islemiyecek diye Romanyadan istanbula trenle gelmiştir.
Yapılan te^eb/büsIeT neticesinde vapur seferlerinin tekrar başlaması için yeni brr karar ittihaz edılmtçiır. Dün Daçia vapuru mutat seferlerine bağlamıştır.
Bu seferlerin ne zaımana kadar devam edeceği bilinmemekle beraber gemiler Romanya için pamuk ve Almanya için tiftik yxik-lıyeceklerdir.
Berb-r.er Cemiyeti Senelik Kongrelerini Dün Yaptılar
Berberler dün Cağaloğlundaki cemiyet merkezinde senelik kongrelerini yaıpmışiardır. Toplantı münakaşalı geçmiştir. Bu toplantıda biıJıassa açılması düşünülen Berberler mektebi meselesi üzerinde uzun münakaşalar olmuştur. Azanın ekserisi bugünkü vazıyet dahilinde böyle bir mektep açılmasının faydasız olacağını ileri sürmüşlerdir.
Diğer taraftan azadan kadın berberi Şükûre hariçten getirilen ondiilâeyon makinelerinin Belediyeye mühürletmesi kap ederken Belediye Fen İşleri 'müdürlüğünün böyle bir şeyden haberi olmadığını ve müracaat ettikleri takdirde ademimalûmat beyan edildiğini söylem iç ve bunun hallini istemiştir.
Yeni idare heyeti şu şekilde
teşekkül etmiştir:
Mustafa Turan, Rahmi Tanrı-över, Mehmet Sevingil. Adem Gök. Şükrü Eker, Adil Vardarlı.
Hâldeki Bekçilere
İstanbul Belediyesi Sebze Hâlindeki bekçilere elbise yaptırmağa karar verlmiş, bunun için de bütçeye 600 lira tahsisat koymuş.
tur. . v I -J - - ¦ \\ •
Şilep SJarlerinin Tek Elden İdaresine
Başlanıyor
Şilep seferlerinin tanzimi için bir komisyon tevekkül etmiştir. Bundan sonra şilep seferleri Mıntaka Liman reisliği tarafından tek elden idare cdıicceiuir.
Bu hususta Koordinasyon heyetinin vereceği kararın bugün Mıntaka Liman reisliğine bildirilmesi muhtemeldir. Kararname gelir gelmez Liman reisliği şilep seferleri hakkındaki salâhiyetleri, ni kullanmağa başlayacaktır.
—o-
Tramvay, Tünel ve Elektrik İdaresi Memurlarının Maaşları
İstanbul, Tramvay, Tünel ve Elektrik Umum Müdürlüğü me murlannın vazifelerini tayin eden talimatname hazırlanmıştır. Tetkik edilmek üzere bugünlerde Be. lediye meclisine verilecektir*
Umum Müdürlük memurlarının maaşlarının peşin verilmesi için BeJediye meclisine dün bir teklif yapılmış ve tetkiki için encümene verilmiştir.
Karaağaç Mezbahasile Darülacezenin Hesap Mazbataları Kabul Edildi
Karaağaç mezJbahaaile Darülacezenin 938 yılı hesabı katileri mazbataları Belediye meclisinde tetkik edilerek kabul edilmiştir.
Maarif Haberleri:
Üniversitede Büyük Adamlar Calerisi Hazırlanıyor
Şimdilik her fakültede bir «Bü-yük adamlar galerisi» vücude getirileceğini, sonra da üniversitede büyük adumlar İçin bir umumî galeri yapılacağını evvelce yazmıştık.
Edebiyat fakültesi Namık Kemalin Abdülhak Hâmidin, Ali Şir Nevaî'-nin, Kuzulinin. Mehmet Akifiıı resimlerini yaptırmıştır. Namık Kemalin ayrıca bir büstü de yapılmaktadır.
Diğer fakülteler de resimleri galeriye konacak büyük adamları tesbit etmiyc başlamışlardır.
nönü Ansiklopedisi İçin Hazı lıklara Başlandı
Yazılacak olan inönü ansiklopedisi hakkında hazırlıklar başlamıştır, bir çok profesörler, üniversite rektörü Cemil Bilselin daveti üzerine üniversitede bir toplantı yapmışlardır. Toplantıda, bu iş üzerinde nasıl çalışılacağı ve asıl çalışacaklardan başka kimlerden istişare suretlle istifade edileceği konuşulmuştur.
Namık Kemal Hakkında Büyük
Bir Eser Hazırlanıyor
Üniversite, Şair Namık Kemal hak
kında büyük bir eser hazırlamıya başlamıştır. Bir çok profesörler eserin hazırlanmasında vazife almışlardır. Şair, bir çok bakımlardan tetkik edilmektedir.
Orta Mektep Ve Liselerin
Teftişine Devam Ediliyor
Maarif Vekâleti müfettişlerinden Salih Zeki, Besim, Fizikçi Arif, Hilmi. Necmettin, İsmail Fethi. Ekrem Saraç Istanbuldaki orta mekteplerle liseleri teftişe devam etmektedirler. Teftişler nisan sonuna kadar İkmal edilmiş olacaktır. Teftişlerden sonra verilecek raporlar üzerine îstan-bulda bir kısım muallimlerin terfi edecekleri söylenmektedir.
^ İstanbul Maarif Müdürü Tevfik Kut dün Belediyede Maarifin yeni sene bütçesi üzerine alâkadar encümenle temas etmiş ve bütçenin teklif edildiği şekilde İki buçuk milyon liraya yakın bir para olarak kabulünü müdafaa eylemiştir.
+ İstanbul Maarif MUdirlyeti orta mektep ve lise müdürlerini bu ayın sonunda bir toplantıya davet edecektir. Bu toplantıda müdürlerin talimatnamenin tatbikatında uğradıkları müşkülâtın ne suretle halledilmesi icap ettiği görüşülecektir.
-o
Bir İhtilas Davası
Kızılay merkezi umumisi muhasebe zevnesinde müstahdem iki memurun vezne evrakı üzerinde tahrif ve sahte senet tanzimi suretile bir miktar parayı zimmetlerine geçirdikleri tetkik neticesi anlaşılması üzerine C. Müddeiumumiliğine tevdi edilmiş ve her iki memur da tevkif edilerek haklarında takibata başlanmıştır.
TAKVİM
19 ŞUBAT 1941
ÇARŞAMBA
AY: - 2 GÜN: 50 - Kabını 104
ROIİ: 1356 — ŞUBAT: 6
HİCRİ: 1860 — Muharrem: 24
VAKİT ZEVALİ EZANI
GÜNEŞ: 7,53 1,07
ÖĞLE: 13,28 7.42
ÎKÎNDt 16,24 9,3S
AKŞAM: 18,46 12,00
YATSI: 20,16 1,32
İMSAK: 5,13 11,27
M.ık-ıi'i kendine gelmiş, biraz evvelki su-rüığı Ue yeel geçmişti:
— Kabahat Beatrl«'dc dedi. Beni o sinirlendirdi. Zaten çocukluğumuzdan beti ne zaman buJuşsak kavga ederim. Birbirimizi çok sevmekle beraber geçlnemeylz. İyi kl burada oturmuyor. Bir gün de gidip büyük annemi ziyaret etmeliyiz. Haydi sevgilim... Biraz daha çay ver ve bir ayı gibi kaba davrandığım fcçln sen beni affet...
Bu sözleri söylerken bütün neşe**l gelmişti, fakat ben meyustum hala... Canım yemek İstemiyordu. Tere yağlı ekmeği Jasper İle annesi arasında taksim ettim. Parmaklarım yağlandı. Silmek için cebimden mendil aradım. İncecik bir dantelle süslü buruşuk bir mendil buldum. Fakat bu mendil benim değildi. I'rllh bunu muşambayı çıkarırken yerden alıp bana uzatmıştı. Bunu şimdi hatırlıyordum; demek kl muşambanın cebinden düşen bir mendildi. Buruşmuş vo klrlenmU-ti. KöM^lnde bir R markası vardı. Demek kl bu muşambanın sahibine ait bir mendildi. Cebinde unutulmuş.
Bu muşambayı giyen kadın benden uzun ve geniş omuzluydu. Çünkü kollan ellerimin üzerine düşüyor ve her tarafı bol geliyordu. Düğmeleri de eksikti. Her halde bunu böyle deniz kenarına filan giderken oıııuzlarınu alıyordu.
Mendilin üzerinde dudak boyası lekeleri vardı. Demek kl bu mendille ağzını silmiş olacaktı. Mendili parmaklarımın arasında c-
vlrlp çeviriyordum. Hafif bir lavanta kokusu burnuma geliyordu. Bu kokuyu ben başka bir defa da hlsaetmlşttm. Göalerlml ka-pıyarak hatırlamağa çalıştım. Evet bu koku menut yayladaki sümbül kokularını an-dırıyorilu.
X
Artık deniz kenarında gçzlnti yapmıyor-yordırk. Bunun da bir sebebi havaların haftalardan beri serin ve rutubetli gibmestydf. Fakat yegane sebep bu değildi. O günkü kü-çlkk kujübe hudlse*l Ue aptal Ben biraz keyfimizi kaçırmıştı.
Vlııe ayni tarzda beraber yaşıyor, beraber yiyor, yatıp kalkıyorduk. Ama sanki Maksim İle aramızda görünmez bir set çekilmişti. Bütün bu geçen şeyleri unutmak ve rahatlanmak istiyordum. TA içimden gelen ve İteni kemiren bir UH-ensüslo aksi gibi hep de bunları düşünüyordum. Mukslmln buraya dönmüş olmuktun duyduğu pişmanlığı hissettikçe İçin İçin üzülüyordum.
Artık öyle bir hale geldim kl ne denizden ne kayıktan, ne kotradan bahsedemez oldum.
Geçenlerde bir gün Frank Kravley kotra yarışlarından bahsederken ben üzüntüden yerlere geçmiştim.
Terler dökmüş, nereye kaçacağımı şaşırmıştım. Halbuki bütün hu »özleri Maksim pek tabu bir tavırla dinlemiş vc lâzım gelen cevapları da vermişti. Bana ne oluyordu? Mânâsız yere budala, sinirli olmuştum. Beceriksizliğim, sıkılganlığım da gittikçe artıyordu. İlk zamanlarda civardaki konu komşu beni tanmıak için ziyaretimize geliyordu. Bütün bu yabancı insanlarla görüşmek, konuşmak bana dehşetli azap veriyordu.
i'i im kalabalık olarak gelirlerdi, bazan da bir kişi veya bir kan koca.. Maksim do aksi gibi evde bulunmaz, herkesi benim kabul ermem İcap ederdi. Hep ayni suallerle karşılaşırdım:
— Manderloy'I beğendiniz mit Alıştınız
mı
Ben de hep ayni şekilde cevap verirdim: — Çok güzel.. Fevkalade,. Bayıldım. Khn bilir arkamdan neler söylerlerdi.
Hiç şüphesiz kl beni beğenmezler, Rebe-ka Ue (kryas ederlerdi.
Sonra bir de basıma bu gelenlerin ziyaretlerini iade etmek çıktı. Bazan Maksimle giderdik, bazan İse yalnız kalırdım. Bu sefer ini daha ileri götürerek ortaya >w yolda lâkırdılar atarlardı:
— ManderleyMe verilen ziyafetler ve balolar meşhurdur. Her halde yine bunlara başlarsınız ?
— Hele son balo ne katlar parlak olmuştu! Bunları idare etmek kolay İş değildi. Fakat ne güzel kabul ederlerdi.
Bu sözleri o kadar çok söylediler kl günün birinde .elimde otauyarak ağzımdan su
sözler kaçtı:
— Her halde güzel olmuştur. Rebeka çok mükemmel bir kadınını?.
Bu İsim dudaklarımı nasıl yakmadan çıktı? Bunu söyledikten sonra adetâ feralüa-dmı. Bu konuşma rahip ve karısıyle olmuştu.
Kadının müstehzi bir tebessümle:
— Siz onu tanımadınız, değil ml? Diye bana sorması bugün gibi hatırımdadır. Ben no cevap vereceğimi bllmlyerek başımı salladım. Bir an tereddütten sonra kadın sözüne devamla dedi kl:
— Ne kadar canlı, ne kadar cazip bir kadındı! Her misafiri İle ayrı ayrı meşgul o-lurdu.
(Devamı var)
Belediye Zabıta Nizamnamesi
mahlot yagi yasak
ETMİŞTİR
Halbuki...
(Başı 1 incide) =*= yağların iptidai maddelerini ve imal edilen miktarların formüle muvafık olup olmadığını tahlil eden kimyageri vardır. Bu kimyager mamul yağların tahlili neticesinde formülü-ne uygun olduğu takdirde satışa arzına müsaade eder.
5 — İmalathanede ayrıca kooperatifin mesul bir müdürü vardır. Bu da umumi kontrol ye İdareyi tanzim eder. Bütün bu murakabe kapalı tc-nekelerln formüle uygunluğunu temin İçin yapılmaktadır. Eğer perakendeciler tarafından açılıp karıştırılmış yatlar varsa bunun mesuliyeti tabiat ile karıştıranlara racldlr. En kati netice gerek imalâthane ve gerek satış ricalarından alınacak numuneler tebeyyün etmektedir.
Yukarıda beş maddede huJâsalan-dınlif>mıt/ bu izahatımızla Belediye kooperatifi yağları hakkında yapılan yanlış neşriyatın İstinat ettirilmek İstenilen esasları aydınlatmış olduğumuz kanaatindeyiz. Halkın sıhhatlle alâkadar olan bu meselenin erkân ıımumiyeye böylece bildirilmesini muhterem gazetenizden rica eyleriz.
Bny Samlh Türkdoğan memlekette iyi ve dürüst tanınmış bir adamdır. Bu hale göre Bay Samih Türk-doğanı, kooperatif idare meclisi reisliği gibi tâil olan sıfatını bir tarafa bırakarak, Belediye teftiş heyeti reisi sıfatile bu meseleye el koymıya davet ederiz. Çünkü bu mahlut yağ işinin aydınlanmıya muhtaç tarafları çoktur.
Bir defa mahlut yemeklik yağ İmali Belediyeler zabıta nizamnamesi mucibince kati surette herkes için menedilmiştir.
Bu nizamnameye ait talimatnamenin 436 ncı maddesinin metni aynen şudur:
(Sâde ve yemeklilc yağları, zeytinyağı ve başka nevi yağlarla karıştırarak mahlut yağ imali memnudur.)
Belediye idaresi bu maddenin tatbiki hususundaki vazifesini tamami-le yapmakta ve mahlut yağ yapanları mahkemeye sevketmektedir. 939 ve 940 senelerinde otuz kadar yağcı, mahlut yağ yaptıklarından dolayı istanbul asliye ikinci ve dördüncü ceza mahkemeleri tarafından hapse, para cezasına, muvakkat veya daimi surette şedde mahkûm edilmişlerdir.
Bu arada şu müesseseler vardır:
I — Lâzi Gaoolu ve Yani Acemoğlu, *
2 -
3 -
DUİOS,
4 -
5 -
Nusret İsmail, Yovakim Yovakîmo-
Limîdî
s ve
— Koco Andonvadis,
— Yorai Kidikidis ve Hıristo Forîdis,
6 — Griaor,
7 — İstavri Karaca kardeşler.
Bu son zikrettiğimiz firma, 1 ikinciteşrin 1940 tarihli bir sirküler mucibince kooperatif müdürü Haydar Berkman ile birleşerek (Haydar' Berkman ve Karaca kardeşler) adlı yeni bir firma kuruyor ve (istanbul i Belediyesi memurları kooperatif yağ imalâthanesi işletme imtiyazını) senede 2400 lira ücrete mukabil satın
•
alıyor.
Bu memlekette inhisar ve imtiyaz şiddetle memnu olduğu halde bu f ir- ] maya mahlut yağ yapmak inhisarı veriliyor vc devletin bütün vatandaş-. lar için seyyan surette tatbik edil-: mek üzere 436 ncı maddesi bu firma-; ya tatbik olunmuyor. Diğer mahlut* yağ yapanlar takibata uğrarken, bu firma Belediye kooperatifine senede, 1*400 Ura verdiği için hem kanunun ( fevkinde kalıyor, hem de tenekeleri) üzerinde (istanbul Belediyesi) ismini,, vatandaşlarda yanlış bir kanaat hasıl edecek surette kullanabiliyor.
Bu meselede aydınlanmıya muhtaç ı cihetler çoktur. Sözü uzatmamak' için bugünlük yalnız şunu soralım:
Eğer mahlut yağ yapmaK inhisarı vo (İstanbul Belediyesi Kooperatifi) adını kullanmak imtiyazı memurlar kooperatifine bir menfaat getirmek üzo#c satılacaksa bu inhisar ve imtl-yas mukabilinde piyasada 2100 lira-duu fazla ücret veren acaba olmamış mıdır? Kooperatif böyle bir imtiyazı satmak niyetinde olduğunu gazetelerle ilân ederek acaba en çok verer.i araştırmamış mıdır?
Dün gazetelere beyanatta bulunan B. Samih Türkdoğan bu nazik meseleyi acaba hem Belediye teftiş heyeti reisi, hem kooperatifin menfaatlerini korumak mesuliyetini üzerine alan bir kooperatif idare meclisi reisi sıfatile araştırmış mıdır?
Yukarıda yazdığımız 436 ncı madde mucibince mahlut yağ imalinin yasak olduğunu bilmiyor mu?
19-2. 941
vatan
--• 3
Siyasi İcmal
ALMANYANIN
Harp Kuvveti Zayıflamıştır
Yazan: Vahdet GÜLTEKÎN
Almanya harbi açtığı zaman, «yıldırım harbi»
yapacağını ilân atmif ve HM ilçeleri bunun numunelerini de
verir gibi olmuştu. Lehistan on beş gün içinde âfgal edilince, yıldırım harbinin dehşeti ile et-raftakiler hayran, btnat Almanlar mağrur olmuşlardı.
Fakat, her esassız muanam şey gibi, bu «büyük kuvvet» t e as zamanda tamamile zayıflamış görünüyor. Filhakika, Alman yanın bugün bîr harbi geze alacak bir teşebbüs kabiliyetine pek te sahip bulunmadığı af1-kârdır. Alman orduaunun yan' lu hesabı, kendisinden büyük kuvvetlere karşı harbe girmiş olmasıdır. Vakıa tayyare ">ik-tan itibarile İngiltere Almanya ile aynî seviyede değildir.
Fakat bir harpte kuvvetleri ayrı ayrı değil, hep bir arada hesaplamak icap eder. İngiltere* nin. A (manyadan bir kaç yüz ektik alan tayyare miktarına mukabil, bîr kaç yüa bin tonilâtoluk tharp gemisi fazlalığı vardır ki, içi ve dışı denizle çevrili olan bir Avrupada (Akdenizi ve Atlas Okyanusunu kasdediyorum), dünyanın bütün denizlerinde eli olan bir imparatorluğun mücadelesi mevzuu bahsol-duğu zaman asıl deniz kuvvetlerinin rol oynayacağı unutulmaması lâzım gelen bir hakikattir.
Almanya bu hakikati geç anlamış ve bunda kendisine yardımı İtalyadan beklemifti Bunun için Ualyayı, şüphesiz bîr çok vaadlaria, harbe sürükledi. Bugün aynı neticeyi Japonya üzerinde elde etmeğe çalıştığını görüyoruz.
İtalya, Akdenizde İngiltercyi meşgul etmek, deniz kuvvetlerine zarar vermek, imparatorluk yollarını kapamak gibi vazifelerini ifa edemedi. Acaba Japonya, tngiltereyi Uzak Şarkta meşgul etmekten başka, ayni zamanda Amerikayı da Avrupa-dan uzaklaştırmak gayesini gözeten siyasetinde muvaffak olacak ınu?
Bizzat Japonyanın buna kanaati yok. Bunun için, kendisini Mihver arkadaşlığı vazifesini ifaya mecbur gören Almanyaya, kendisinin bu işte bazı hareket serbestisine ihtiyacı olduğunu ve bunu Sovyetler Birbğinden
temin edilmeeî lâzım «ekliğini söylüyor. Hilbuki, Sovyetlerin hiç bîr tarafa -taarruz arzulan olmadığına göre, Japonyanın «hareket serbesti» sinden mahrumiyetinin, karşısında İngiltere ve Amerika gibi kuvvetlerin bulanmasından ileri geldiği aşikârdır. '
Binaenaleyh, A (manyanın, gayet çabuk harcanmış olan harp kuvvetini, dalyanın yardımı ile takviye edemediği gibi, bu hususta Japonyadan da büyük bir şey ümit edemiyeceği gö-ı ütüyor.
Divrik Halkevi Temsil Kolu
Sivas, (Vatan) — Divrik Halkevi temsil Lolu gençlerinden "mürekkep bir kafile şervrlmrze gele» rek Tan sinemasında büyük bİT kalabalık hal'k kütlesine «Kanun adamı» adlı eseri büyük bir muvaffakiyetle temsil etmişlerdir. Bu münasebetle de Divrik milli oyunları oynammış ve alâka de takip edilerek güzel bir gece yaratmışlardır. Temsilde rol alan bütün Divrik gençleri üzerlerine aldıkları vazifeleri rok mükemmel bir şekilde başararak sanat kabiliyetlerine verimli çalınmalarını ka. tarak iyi bir varlık göstermişlerdir. Kendilerini telbrjk etmek ve muhitte »bu başarılı çaleçmala-rının da her sahada takdir hisleri i?e karşılandığını kaydetmek bir memleket borcudur.
^r; Sivas muitakası bu yıl mebzul karla örtülü bulunmasından yeni yıl mahsul rekoltesinin çok
emin verimli bir durumda olacağı şimdiden beklenmekledir.
İC Kangalda kahraman askerlerimize toplanmakta alan kışlık hediyelere ilâveten bu defa da 1834 çift çorap, 741 çift eldiven
toplanmış ve bu işe hararetle de* va-m edilmektedir.
o--
Mardinde Dişli Bir Çocuk Doğdu
Mardin, (Vatan) — Şehrimizin Gül mahallesinden terzi Ya-kubun Bayanı Fehiıme, ailt çenesinin ön kısmında iki di#i bulunan bir kız çocuku doğurmuştur. Çocuğun bütün azaları tamamdır.
Ankaradan Röportajlar
Bahçeli Evler Çocuk Klübünde
Çocuklar Yüzünden Bir de Anneler Birliği Kurulmuş
Çocuk Klübü, Bütün Memleket İçin Âdeta
ir Laboratuar Tecrübesidir
Muharrir ar- f
kadaşımız Şevki Yazman apJattı:
— Pazar gün. leri çocuklarım gözlerini açtı mı,
derhal giyinip
klübe hrlı>oıiaı.
Eaikiden hiç kıymetini bilmedik-Leri, öldürmek için çare aradıkları ( zaman )
kendileri için kıy metili bir şey olmuştur. Çünkü klüp muhitin-dfe zatmam faydalı ve zevkli bir suretKte dolduracak türlü
türlü faaliyetler vardır.
Şevki Ya,-nidfi aüaei, ma< hailelerinin Çocuk klübü teaeb-büeüftdr pek faal bir rol oynuyorlar. Şevki Yazmam (teşebbüs komite-simde azadır. Büyük oğlu klübün idare heyetindedir, küçük oğlu da en ca,nlı ve meraklı aza arasındadır.
Çocuk Klübürnin azası, bu devinde zamanın pek kıymetli bir şey olduğuna iman etmişlerdir. Hayatı faydalı ve zevkli bir Şekilde yaşayabilme^ için zamanen her zerresinden istifade etfpek lâzımdır. Vedat Nedim Törün Çocuklara telkin ettiği fikir şudur:
— Saatte altı vüz 'kilometre giden bir pilot bir saniye hata etse hedefinden ÜÇ metre uzağa dijçer. Bu devirde hayatı kağnı ile değil, tayyare i|e karşılamak lâzımdır.
Bu sözler bütün çocujkların
düşünüşüne Ujygvn gelmiştir. Klüp
azası çalınmak için de, eğlenmek için dc klüpten istifade ediyorlar ve ryer dakikayı zevk içince geçiriyorlar.
Pazar günü, klübün programları arasında tath bir rüya gibi uçup gidiyor. Temsiller, konserler, hava iyi gittiği zaman beraberce gezmeler, sonra münakaşalar... İleride toplu civar köylere g.dilec^k, mahallenin ziraat mütehassıslar il e beraber ziraat işleri gözden geçirilecek. İlkbaharda bir ta-raftan açıkhava oyunlarına kuvvet verilirken, diğer taraftan da bahçecilikle uğraşılacak.
Çocuk klübü gazete meraklısıdır. Gazeteleri tenlkrtü bir gözle okur. Dikkatimi çeken bir şey o-lursa oturur, münakaşa eder. Geçenlerde Amerikalı bir muharririn medeniyetin diçi bir hale gel. diğine dair gazetemizde çıkan makalesini büyük bir alâka ile okumuşlar ve uzun uzadıya münakaşa etmişlerdir.
Çocuk klübü içtimai alâkaları ve toplu halde iş görmek itiyatla. rwu uyandırmak hususunda mucizeler yaratmaktadır.
Mahallenin sokakları çocuklar
arasında taksim edilmiftir. Her sokağa memur olan çocuk, kendi
sokağında oturanlara klübün tebliğlerini yapar, anlaşılmayan noktaları izah eder, sodcağın anne ve babalarının tereddüt ettikleri nok talarda izahat verir.
Çocuklar arası/nda gayet hoş bir tesanüt kurulmuştur. Büyük çocuk, fazla kuvvetini küçüğü ezmek için kullanmağı hatudan geçirmez. Bunu küçüğe yaıdım için kullanır.
Cinsler arasındaki tesanüt te dikkate dicğer. İlk toplantı ve eğlencelerde kız ve erkek çocuklar birbirlerine yabancı durmuşlar ve kendi aralarında konulmuşlardır. Soma bu selâmlık, haremlik duvarı kalkmış, topluluk ve bera-berlik hiasi inkişaf etmiştir.
Bu topluluık çocukların içthnai terbiyesi üzerinde pek iyi bir tesir bnaJumştır. Meselâ yabası geceni hep beraber tertip edilen eğ* lenoerün tadını çocuklar hûlâ unutamıyorlar.
Çocuklardan biri vaziyeti şöylece anlattı: «Eskiden ciddiyet yoktu. Kız ve erkek çocuklar bir-birlerile konuşmağa sıkılıyollardı. En ufak bir şeye budala bu-dala gülüyorduk. Şimdi acribest ko nu*uy oruz. İnsanca hur eke t ediyoruz,»
Diyeceksiniz ki bu çocuklar mektebe mi gidecek, klübe mi? Klübün türlü türlü idleri arasında moktep ihmal* uğrayacak. rru>
Sayın anneler;
i.Hini.u.,n.,,1, . m haftadanbe-rl pazartesi aksamları «Anneler toplantısı» yapılmaktadır. Ru
toplantılara, y......|« dar olduğu
İçin, anneleri grup grup davet ediyoruz. Davetimisl kabul eden anneler, bu teşebbüsümüzden çok memnun kaldıklarını bildirdiler.
Anneler toplantısı devam ediyor, j
Bu pazartesi akmamı *aat tam dokuzda yapılacak toplantıya sizin gelmenizi bilhassa rica ediyoruz.
Amerikoda , çocuk terbiyesi tahsil etmİH Bayan Neriman Hızır sizinle çocuk terbiyesi hakkında, konulma yapacak ve terbiye islerinde karşılaştırınız m içkililer varsa, onlara dair soracağınız suallere de cevap vermlye çalışacaktır. Hertıaldo memnun kalacaksınız. Saygılar
Çocuk «¦ l;ıl»ı
TMTMmİli aksi... Klübün te-şefcıbü» heyeti şu hesabı yapmıştır ki lisenin »on sınıfımda bile a-»a'mi dört saat çalınarak bütün doruleri hazırlamak, anlamak, kavramak, müm kündür. Sonra
bu üç, dört saati mektep saatleri haricinde bulup ayırmak ve sevk vo oğflenceye de vakit bırakmak pekâlâ miinVkün-
dür.
Çocuk klübü,
marmllenin hiç bir çocuğunun sı rufta kalmamasını, kvnk not al-
fdare Heyeti
j
mamasını, umumi vasatinin Tür kiyenin vasatisinin üatünde olmaemi bir şeref meselesi biliyor.
Çocuk iradesizse iradesi elbir-liğile takviye ediliyor. Vücudun-de bir zaaf amili varsa aranıp bulunuyor.
Klüp idare heyeti karneleri tetkik ediyor. Azadan bir derste zayıf olan varaa hususi dera vererek yardım ediliyor. Bu dereleri kısmen mahallenin ortakları, kısmen klüpteki ağabeyler veriyor. Meselâ Orhan Çam lise hendesesinde ve ortamektep h/ifjmdc,
Nusret ilkmeklep hesabında, Nilüfer ilkmek'tep türkçesinde, N©c* det fransızcada. Orman Fakültesinden Orhan Uzunaoy kimyada, M. T. A. muthasebe müdürü B. Oktay ortamektep Hesabında hususi ders vermek üzere gönüllü o-larak vazife almışlardır.
Artık sınıftan dönmek için mazeret kalmamıştır. Çocuk klübü, yüzde yüz sımf geçmeğe karar vermiştir.
Mektebi asmamak ta mahallede açılan yeni bir çığvrdır. Eskiden meıktebi asanların hikâyelerini kendi ağızlarından dinledim. Eski itiyatlarından, güya bir yabancıya aitmiş gibi, gülerek, alay ederek bahsediyorlar.
Maarif Vekili Hasan Âli Yücel, bahçeli evlerde kurulan yeni rubtan ha'ber alınca gelmiş» yapılan, düfünülen işleri görmüş ve pek memnun kalmıştır.
— Çalışan benden her vakit yardım görür.
Diyerek himaye vadet/mû?tir.
Çocuklar klübü, bu vaade lâyık olmak azmindedir.
Çocuklar yüzünden bir dc Anneler Birliği kurulanuçtur. Birlik her hafta toplanıyor. Bu işû Ame-rikada çocuiç terbiyesi tahsil etmiş olan Bayan Neriman Hızır İdare ediyor. Yer dar olduğu için
toplantılar gruplar halinde yapılıyor. İlk toplantılara gidenler az olduğu halde güt g irde rağbet artıyor. Anneler Birliğinde çocukların sıhhatine, bakımına, terbiyesine ait meseleler konuşuluyor.
Hatıra gelecek bir sual judur: Bütün bu sayılan i*)ler kaç paraya yapıldı> Bir parasız... Klübün nizamnamesi olmadığı gibi parası da yoktur. Çocuklardan klüp aidatı alınmaz. Defter, kâğıt gibi işler için para lâzrm oluma teşebbüs komitesi azası kebelerinden verir. Çocuklar gazete getirirler. Beraberce bir eğlence tertip edilirse maeraf hkaaeltorirvi verirler, hepsi o kadar... Ankara Halkevi çok yardım ederek karatahta, kitap gibi îhıtiyaçları karşılamıştır. Çocuklara Yandım kurumu bir terazi vermiştir. Lüzumlu bir ta-
OKTOR
lyor klı
Sulardaki Mikroplar
Glrbrelerde, kazurat 4a, hayvanlara va nebatlara alt rnubtoUf usvl maddeler İçinde (Koli baall) adında t»lr mikrop vardır, Bu mikrop taşanların bursakJarında, çok defa. bU) IHr
hastalık yapmadan» oturup yerleşmiş bir lıaldo hulunıır.
Bu mikrobun» gUııiln blrlndo, Her hangi bir nenenle aagınlık peyda e-derok İnsanların vtkrudunda havta-lıkJara sebep olduğu varsa da bu hal nadirdir.
Sularda (Koli basil) İn ınovout bu-lunmaaı, bunlara uavl maddelerin ve prsllklorln karışmakta oldufıınu göstermeni M Ihar İle, mUhlmdlr.
öylo ya, madem kl «uya gübre ve kasurat. Halindeki unvt cisimler karışıyor günün birinde, bu cisimlerle
beraber, tifo, dizanteri.. Gibi hakikaten hastalık yapan mikropların ka-
rışmryafafını kfcm temin eder?
$u halde menşei u.ı/ur.ıi olan (koli) mikrobu, suların bulaşık olduûuna delAlet oden mühim bir ibaret sayılabilir,
Fakat menşei kazurat ve gübre ol-mryun ve sadece zararsız bir takım nemaiıti maddelerin suya kapşmaMIe meydana çıkan (Ko|l) cinsleri de var
«Ur. ' f\
Şu halde, her şeyden evvel, suları, bakteriyolojik olarak, tetkik ederken içlerinde (Koli) mikrobu mevcut o-lup olmadığını, eğer varsa bunun sa-¦ ı inin çok mu az mı bulunduğunu, gübre ve kazurattan mı yoksa xa-rarsız U7.vi maddelerden gelme cinsler ml olduğunu araştırıp bulmak ve ona göre bir karar vermek lâzımdır.
Menşei gübre ve kazurat olan (koli) leri çok miktarda havi bulunan sular, katiyen Içllmege rrrti»alt delildirler. Bunlara bulanık ve çüphell sular gözlle bakmak ve temUlemeden içmemek rcap eder.
Menşei zararsız uzvl maddelerden İbaret olan (Koli) lerln sularda gayet az miktarda (MeselA litrede 5 -10 tane) bulunmasına, hHkl b|r dereceye kadar, müsaade olunabilir.
Dr. Nuri RROENB
kwp eşyayı çocuklar kendileri
yapıp ıslardır.
Çocuklar klübü, faydalı işler görmek için parasızlığın bir engel olmadığına canlı bir misaldir.
Çocuklar bugün Partinin Ocak
binannda toplanıyorlar. Fakat niyetleri bahçeli» feütüphaneli bir klüp binası yaptaıaktır. Para hakkında hiç üzülmüyorlar. Sağdan, aoldan bulacaklarına emindirler. Zaten niyetleri İntaaıt m«k*tebi ta. I'-Kesini ıurta diye çağırmak ve bi» nalarını kendi ellerile yapmaktır. Şimdiden mimarlarla konuşuyor, lar, plânlar hazırlıyorlar.
Çocuk Wübü. bütün momlekol için adeta bir lâbon-atuar tecrübe-sidir. Bugünkü mekttebin bir çok noksanlarını tamamlayacak, boğ. du^u alâkalan canlandıracaktır.
Fakat bu te#e>blbü«le aynı zamanda memleketteki içtimaî hayatın temeltaşı olan mahalle tesanüt ve tamrmiyetini dırıHmek için mühim bir adım atılmı^ır.
Çocuk klübünlin idare heyeti toplarvtıeında yanumda otu*rır> ve müzakereleri gözleri yaşararak derin bir iftiharla dinleyen Millî Müdafaa Muhasebe müdürü Naci Pura bana dedi ki;
— Bu mahallede oturaniar hep kooperatif ortağı olduğu halde tanifma* ve konulmazdık. Apar-tımanlarda otura otur a mahaMe
samimiyetini kaybetmiştik. Çocuk klübü kurulduktan sonra bir aile halini aldık. Nerede birbirimize teeadüf etsek bir kardeş, kırk yıllık bir ahbap gibi gülerek, *öyli-yerek konuşuyoruz. Klüp, eski mahalle tesanüdünü cn hoş bir şe, kilde ihya etmiştir. Çocuk klübü yalnız çocukları avarelikten kurtarmakla ve hayatlarını zevkli bir inzibat altına almakla kalmamış tır. Hepimizin hayatına yeni alâkalar, yeni görüfter, yeni zevkler katfrruştır.:»
Ankarada az kaldım. Bu muhitte inlediğim kadar vakte geçiremedim. Fakat her gidişte Çocuklar klübüne ugTamağı ve eski mahalle an'anelerûmizi canlandıran yeni ruhıtan karileri haberdar bulundurmağı iç edineceğim.
BUGÜNKÜ PKOOKAM
8 Prograrn 8,03 AJanH haberleri 8.18 Hafif program (Pl.) 8.45 9 Ev kadını - Yemek listesi
12.30 Program İMp Hafif şarkılar 12.50 Ajans haberleri 1305 Muhtelif
türküler 13.20/11 Radyo Balon orkestrası
18 Program 18.03 Dans müzltfı (Pl ) 18.30 Konuşma 18,45 Çocuk saati 19,15 Çocuklar için musiki 10.30 Ajans haberleri 10.45 Geçit programı 20.15 Radyo gazetesi 20.15 Rudyo fasıl heyeti 21.10 Konuşma 21.25 Türkçe film şarkılar
Halkevlerinda:
Kmlnonu Halkevinden:
Konferanslar
1 — 20/2/1941 perşembe günü saat (18) de Evimiz salonunda Müze ve Tarih şubemiz âzasından Eftalettin Tokiııer tarafından (lstanbuldakl tarih! sivil mimari eserler!) mevzuunda bir konferans verilecektir,
2 — Türkiye Sanat Moklepleri mezunları cemiyotinln seri konferanslarından ikincisi 21/2/1941 cuma günü saat (18.30) da muallim Sabri Şükrü Bayındır tarafından verilecektir. Mevzuu (Mekaniğin tatbik sahaları) drr.
Her iki kon/eran.sa giriş serbesttir.
Danoncio'ya Kapalı Mektuplar
BONASERA
anoncio Nostrum
Birinci Mektup
Çoktandır sana bir şey yazamadım; kusura kalma. «Es}ci dostum beni neden unuttu?» diyo üzünJtüye, gücantiye dalma. H'Ç seni unutur muyum a benim özden zavallı, mefisto sakallı Da-nonciyorm ?
Sade ben mi? Haşa! Benden sonra gclecekjer de seni unutmı< yacaklar. Çünkü sen tohumsuz, fideeiz türeyen, sormadan üreyen Konya tornalanma benzersin ( I ) Tornalanın kıymalısı da hoş olur tavası da. Drlim edip ıskara kıl-maeı da. Ye^er ki aşçısı erba'b o-la. L&hrıa, hıyar, kabak, turp dünyada var oldukça unutulur mu? Tornalan da öyle. Sep de öyle. Senden sonra gelecekler de.
Hele ben? Hiç mi hiç unutmam. Nasıİ urruturum ki seni ba na ebedî Atatürk vasiyet etti:
— Onu gözden gönülden sa kın ırak etmel
Ço'ktanjberi »an* bir şey yazama dı«*mm haylice s^bebj var. Kimi,
bırak şu İ'bûfil Dedi hatırını kırmamak için yazmadım, Kimi. aldırma şu tahtadan gejmi arşlarına I (2) dedi, gönlü hoş olsun
için sustum. Kimi. ortalık süt limanlık, şamata ettirip kafa şişirt, mel Dedi, hak verip kalemi bira ktan-
Soji defa mı idi ne? Yine, bal« konun birine çıkmış 'bağırıyor» dun. Acıdvm. Galiba yine sancısı tuttu, -huna bir kr>ıipostal yazıp ilâç sağlık vereyim dedim* Anna-nl Dediler, liâc mı ^ para etmez,
büsbütün azıtırsın ü:ıun eceli hu
«Yaygaramaoi» h^atalığındandır.
Meğer doğru imiş. Banim İlâcıma m an kalmadı, işittim ki son zaımanlarda Nil boyu »ihir» bazlarından Şeyh Wave| adında bir büyücü derviş sana af*un ot-m^. Seainie beraber ü>in de bit-m ta.
Yazan: AKA OÜNDOZ
Ne oluraan ol. Üter şair ol. İster İmparator al. Istereen Parya. Fakat ben seni unuHmam. Sen Öyle bir Bingazi horozusun ki ölaen de gözün çöplükte kalrr. Sen öyl« bîr Derne tavuğusun ki kendini daima arrpa ambarında sanırsın* Bunlardan ötUrü seni unutur muyum a benim külahı çınıgraklı, tomburl yanaklı Fyvme Donkişotutm ?
Eakîden sana hep açık mektuplar yazardım- Şiımdi kapalı
yazıyorum. Malûm ya dünya karma karışık. Süitefehhüme meydan
diplomat ukalâlığına imkân vermek istemediğim İçin.. Bununla beraber biz birbirimizi \>\x kapalı şekilde de aç;C< açık ansıyabiliriz. Ağyarın anSamaeına lüzum yo<k.
Geçervki mektuplarıma - niçin bilmem - epeyce ktzdın. Bana hücum etmek için İetanbulda materyallar toplamağa başladın. Hiç kimae sana bir şey söylemedi; yalnız bir akşam gazetecisinden başka... O ak^am gazetecisi
her kimse sana, para ile tutulmuş ada-mlarından daha tunturaklı.
daha meraklı malûmatlar verdi* Sen de memleketinin bü»tfin ga*-
/ctrirnnı aleyhime kaldırdın*
Hepaini azdırdın; yazdırdın yazdırdın; aklın sıra çukurumu kaz* d irdin; sonunda beni kızdırdın.
Seni bir müddet ihmal edişimin bir sebebi de budur. Sana mete-Irkle ehemmiyet vermediğimi görünce nidim oldun. Bana Fran-srzca Beyoğlu gaz«teai sahibi nazik ve sempatik dostum Sinyor Primi ile haber gönderdin. Be-
nim için Romayı ayaklandırmanın haksız olduğunu, öğrendiklerinin hep uydurmadan, yalandan ibaret bulunduğunu bildîr-din. O zaman o tarziyelerini ka-buj ettim.
Fakat şimdi görüyıoraun ki ben g'erçekAen haklı kni#im. Zaraı yok. Bir hakikat kalmasın âlemde Allahun nıhan demişler. Ha-kikaıt geç olaa da hakikattir acı olsa da. öküz öldü ortaklık ayrıldı. Her ikimiz kendi yofatnuza döndük. Bu, demek değıld.r Ifj e^ki ahbaplığı bozduk. Hayır, o ahbaplık devam ediyor. Adiyö Delpasata...
Şimdilik fazla yazajnıyacağım
Yarın Traibluogarba gidiyorum-CXuz yıllrk bir ayrılıktan eonrn
o diyarı bir daha görücüm pek hoş olaca>ki»r.
Davet eteem gelmezsin, bilirim. Seni Adalyada bir öğle ve-meğine çağırmamı. Gelmedin Doğrucu epeyce güoendimdi zatınıza. Benim samimi davetimi reddettin de Taraııta Bâbo ile âşıkdaşlıtk etmek için Admababa ya, mırmırik boza içmek için Ti-ranaya gitttin. Benim mütevazı tarhana çorbacı ile şie kebabını
neye beğenmedin? Doğrusu ha-tırladvkça canım atkılıyor. Neyse, geçmişe mazi, kagmıça tazı der-lerv
Doadarın Şövalye Anaaldo ile Duk dö Gaydaya serâm ederin.
EK ari.k hoskal.
Bona sera Da-notvo nostrum'
(1) Tornalan: Kumlu, rutubetli arazide yetişen bir nevi mantardır.
(2) Gemi anlam: Yelkenli gemilerin burnuna alçıdan, tahtadan kıs, arslan, at, kuş heykeli yaparlar. Biz de sahte kabadayılara gemi anlam derler. ı.
Sporla Alâkası Seyircilikten İbaret Olan Bir Berbere Müebbet Boykot Cezası Veriliyor
Siz Olun da Buna: "Lahavle...,, Demeyin
Bund'an iki hafta evvel Vefa -İataninilapo* maçından sonra bir h&diae olmuş ve acyircilerden bi-riai ı .üaaıbakayı mü'tiea... p hakeme tecavüz ederek kendisini bb yumrukla yiiz.mc havuicurrun içine yuvarlamiftı.
Tcaadüfen orad"a bulunan ve hâdiseye şahit olan Vilâyet Maiyet memurlarından Kemal mü-tocavizi yabalayarak hakemin ya-
mna gelirmiş;
—i Mütecaviz burada, ben hâ-diaeye şahidim. Sizin davacıyım dwneniz kâfidir. Bu sözü sizden bekliyorum demiş, hakem dte, Vilâyet maiyet memurunun bu yardımına karşı:
— Bie haıkemiz. böyle şeylere alışığız cevaıbını vermiştir.
Biz bu hâdiseyi teessürle sü-tınılarımıza geçirdikten ve bir kaç gun aonra hakemler Bölge merkezinde topJanarak bu maçın tenkidini yapmışlar. Hakepne niçin bu çeküde hareket ettiği sorulmuş. Ayro şekilde cevap veren hakem, hastalığından, terli terli marJkemelcrdc dolaşmanın ma-rıaerzJığwıdan bahsatmiştir.
Hâdisenin birinci faslı burada kapamıyor. Bundan sonrası da iş Ibtanbul Bölgesinle d^üyor. Biz do Bölgeden bu yolda bir hare-kot beklerken, garip olduğu kadar gülünç bir karar karşısında
kakıyoruz.
lstambul Bö-lgesi ke/ıdi azasından bulunmayan, ne futbolla, «tieiizBHle, vc ne de sporun hejfcantfi bir şulbeaile en u-fak bir al«ka»ı dahi oJma-yan, sporla cJan alâkası yal-nrz «*eyretmckl«en ibaret kalan Ceğalogj-unda berberlikle mü.şte-
gil lâımaıl Hakkıyı müebbet boykotla tecziye etmek üzere vaziyeti Genel DkrckıtörJüğe yazmış..
Hakikatten Rarip değil mı? Beıber Ujniil ' h^kıya müebbet boy^kol cezası veriliyor. Böyle bir cezanın ne manası var. Bölge bu mütecavizi futbol mu oynamakla meoedıyor, esasen futbolla alâ)ka*> yoktur. Atletizm pü y»p-
mıyacaksdn diyor, esasen kendiai at W değildir. Güreşten mi mene. diyor, gikefmek şöyle duraun, güreç aeyretmektten bSle boyandığı ?Uphe4idİr. O halefe böyle bir cezanın ne kuyımefti vardır, Çünkü oe rrUUecarvizi oex*land irmiş vc ne de bafkararma bîr numune ol-muttur. /
^Görülüyor ki; Uanfcul bölgesi her ismi iş yapar görüfnrmek için ycıpjyx>r. Biz *e^küârttan müU>et i^ler beklrypruz. Müebet i* göre-miyecek vaziyette olduktan sonra hiç bir jeyin kıymeti kaılmjyor.
Bölgertüı burada yapacağı iş böyle manasız bir karar değil, bu mirtecaviz hakkında takibat yaptırmaktı. Çünkü bu gibi hareketlerin cezası ancak. Cumhuriyet mahkemelerinde verilebilir. Bunu da mı biz öğretelim..
v" • * v
Bu sütunlarda mükeMcfiyet işlerinin daima iyi gitmediğinden vc binlerce lira sarfedildiği hald<c müafect bir r>etioc alınmadığından
bahsediyoruz.
Bugün lö - 20 yas arasındaki gençlerin Gençlik k'lübü ismi verilen eski teçektkülJerin vc yevmiyeli mualiimlerin nezareti altında hafitaom muayjyea» günlerinde ça-lxş^kla»n «ondiyor. Halbuki; bu ç*Lı*m*lwa gedmesi meciburî olan mükelleflerin yüzde yirmisinin bilo ckevam etmediğini soyjersek ancak hakikati ifade etmiş oluruz.
öğreniyoruz ki; Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü Umumî Kâtibi Comal Gökda« ile, Tefriş heyeti reiei Zi>ra Ate^ geçen hafta içinde mükellefiyet içlerini tetkik ötmek üzere İstanbul* gelmişler fakat burada ancak bir iki klülbü gezenek gitmişler. Asıl gö-rü'lnıeai lâiZiın> gelenjeri görmemişlerdir. E-ğer bunların hepsini gezmiş oJ^aUurdı; û?in nekadar a-cmacak bir vaziyette olduğunu yalandan görmüş olacaklardı. Bu. nun için «çeldikleri halde, görme-
den gitmeleri cidden üatünde du* rulacflk bir meseledir.
öğreniyoruz kî; İstanbul Bölgemi Hamallar cerniyetirve, bü gençlik klübü açmak mecburiyetinde olduklarını bildirdikten sonra, nisan ayında Ankarada a-çılacak antrenör kursuna birisinin namzet göaterilrr»e«ini istemiştir. Bundan anlıyoruz ki; Beden 1er-biyesi Genel Direktörlüğü mü. kellefler için Ankarada bir antrenör kaırsu açmağa karar vermiştir.
Buna doğrusu hayret ekmemek imkânsızdır. MükelleHer için antrenöre ne ihtiyaç vardır ki, yüne binlerce fira sarfına sebep olacak bir kurs açmağa lüzum görülüyor. Anlaşdijyor ki, elde bol tahsisat var, bunu her ne suretle olursa olsun oraya buraya harcanwk istiyorlar. Ve yahut ta dostlar alışverişte görsün düsüncesile hareket ediyorlar. Sonra da tenkit et. ilganız zaman kızıyorlar!...
Kemal ONAN
Bir Çiftini İstimlâk Ediliyor
Edirne (Vatan) — Her sene müteaddit defalar su baskınına uğramak suıetile birçok madd? zararlar gören vc tehlike atlatan Meriç nehri sağ sahilindeki Bosna köyün kar$ı tarafındaki Bo-ceti ailesine ait çiftliğine nakJi hu-suaunda dcvaim otmekte olduğunu evvelce bildirdiğim tetkikler
aonra emi iş vc bu çiftliğin istimlâk muamelesine bağlanmıştır.
Tayakadın çiftliğinin »timlâk bedeli olarak da 25.083 lira takdir olunmuştur.
+ fcefirne (V*Uan)—Belediye meclisimiz şubat devresi mutat içftimama başlamıçtiT. içtimai belediye reisi Ferit Çardak saat I 5 de açmı§ ve ruznamedeki meva-dm müzakeresine gecikmiştir.
VATAN
rı -\mw\
19 - 2 - 941
OKUYUCU
MEKTUPLARI
Ilgın Kaplıcası Kapalı Kalmış Şehirde I Hamam da Yokmuş
IİKin'ııı asırhmlanbori hvknfn Memleketin sıhhat De alâkadar
utan bu hamam mim Evkaf müdürü
ıııtıımıiMih kadar nıiıraraal ettik, fakat semere \rrnıe<ll.
Kaplıranm .imImmm hlr mü teali -hlıle İhale edilmesi, Kvkal İdaresi
tarafından İşlet İlmesi, hu da olmadığı takdirde hlr hamam yaptırılması yahut OgDi belediyecine devredilme*! ile hu Ifln temini hakkında yüksek gazeteni/ vasıtaslle Başvekaleti erilinden saygı ile dilerim.
İlgın'da Ih ruh İm Torsun
V.__/
ait • .• hlr kaplıeusındaıı haşka lııınam namına hlr eseri yoktur. I amiri İvin uzun seneler uğraşıldı. Nihayet iki sene evvel hlr müteahhitle ihale edildi, fakat her nedense bu muka\ele feshedildi. Hu se-
ler Kvkaf idaresi kaplıeayı hlr kira* ı\a !,500 liraya verdi. Kaplıea İşlemekte İken har mukaveleli yine feshedildi. Simdi mulhakattyle beraber 10 hin nikfuslu şehir kııplı-easız kaldı, Şehirde baçka hamam da olmadıkı için pislik yüzünden hastalık vakaları gözüküyor.
Bingazfden
So
nra
" ... Ingil zler, Süratlo Hareket Ederlerse Sirte Körfezine Kuv-v:tÇı armakFırsa mı Kazanabilirler,
$411 fö&kWM
'S
BENİ BEKLEMEYİNIZ
Genç kadın vapura girdiği vakit Nacinin nefesi bûrden silindi. Çünkü bulun gün, yıkardır hasletini duyduğu saadetin h>hmi/ heyecanlarını yaşatan bu güzel mahlûk kim bilir bir daha ne zurnan gelecekti. Bir düdük sesi kö-ptiklesen sular ve akşa#mın alaca karanlığında Boğaza doğru uze-k. la şan vapur üzüntüsünü büsbütün arttırdı; ve naa»l geçtiği anlaşılmadan sonu gelen sevinç dolu saatlerden sonra ayn+ığm acısı i-çinde birden doluvendi.
Hayatta tesadüflerin mühim tesirleri vardrr. Bazan saadetin sarhoşluğu ile çalkananlan beklenmedik bir karşılanma sonsuz ıstıraplara boğacağı gibi, bazan da ümitlerinizin söndüğü en acı zamanınızda umulmadık bir tesadüfle yalayıcınız değişir ve çektiklerinizi unutursunuz. İşte bizim Nacinin de Pakize üe tanıçması ikincisi gibi bir tesadüfün neticesidir.
?
Naci bir cumartesi günü daireden çıktığı zaman içinde sebebini izah edemiyeceği bir heyecan vardı. Havanm çok gürel olucu ona kırlara açılmak, tabiatın güzelliklerini doya doya seyretmek arzusunu duyurdu, bu düşünce ile kailotı Çamdı caya çıktı, bir yere oturarak şerit gibi uzanan Boğazı, Marmaramın mavi sularını seyre başladı. #
Kendisinden o kadar çabuk geçti ki birkaç adım ötesindeki genç kadını görmedi bile. Hülya, lann birbirine zincirlendiği bir iki dakikadan sonra, Naci bir çıtrrdı lie doğruldu. Basını çevrrdiği zaman tatlı bakışiU bİT çift gözle karşılaştı biranda içine ümit dolu tereddütle geçen kısa bir zamanda tekrar edilen bakılarla arılattılar ve aksama kadar tatlı heyecanlarla yaladılar.
Genç adam yatağına uzandığı vakit zihni hep onunla meçguidü. Yaşadığı saadeti tekrarlamak lazere gözlerim kapadığı zaman, o-DUD güzel hayali ile karşılaşıyor, tatlı sesini duyar gibi oluyordu. Ne olurdu o gün hiç akşam olfma-saydı da Pakizesiyle hep beraber bulunsaydı. Fakat neticede bu düşüncelerinin imkânsız olduğu, nu gördükçe daha çok üzülüyordu. . i
İlk geceyi uykusuz geçirdi, ertesi gün tekrar buluçrtuklarında, birbirlerini daha hararetli karşı-Ladi'lar. Bütün gün hep sevgilerin den bahsederek ayni saadetle aksamı ettiler. Ayrılırlarken genç kadın Naciden adresini istedi. Ueıeceğım günü mektupla bildiririm diyerek vapura doğru yürüdü.
Şu dakikada be4ki çok üzüleceksiniz fakat tkpMKNB, Çünkü z alman hâdiseleri incelemeğe fırsat verim eden bir ikanersini zuhur ettiriyor. Stzm4e tan*%alıckii>beri
size ait ckıytfuJrfrm içimde kaynaştığı tek dakika olmamıştır. Hayalımın çok acı bir anını yaşıyordum. Kıoca>mla darılmıçtım ıvtıir*l>mı o kadaı çoktun kı n>uJ-laka bir teselliye muhtaçtım, lştr böyPe şaşırmış bir vaziyette ik*n karşıma sız çrktınız zaten kararsızlık içinde yuvarlanıp gidiyor, dum birden kendimi yanınızda buldum.
Aradan ^cçen su bir aylık zamanda yaptığım hareketin fenalığını anladım. Nihayet dargın oL duğum ir*>an kocamdı nasıl olsa bir £Ün barınacaktık fakat ben o iamtn onun yüzüne nasıl bakacaktım.
Ne ise bir uçur un .> yuvarlanmadan kendimi çabuk topladım ve vicdan azabından nisbeten kuı tuldüm.
Şimdi sâden şunu istiyorum ki arada ufak bir sarsıntıya uğra<bk-
I
tan sonra kavuştuğum saadetimden beni ayırmamak için aramızda olasıları unutunuz ve brr daha beni beklemeyiniz.
Vehbi GÖRGÇNER
BULMACA
Solditn Sata: 1 — Brr nevi balrk
2 — Göz tokluğu - Efsanevi bir feu?
3 — Rakı - fakamMl beyi - Dair 4 — Ceket - tlâve - Başına (A) rtâvesile bir böcek 5 — Kurum - Bulaşık 6 — Eski Mısır hükümdarlarından - Fazla 7 — Göz rengri - Türkü 8 — Brr nevi tüylü - Yumuşak kumaş 9 — Aksi - Tohum serperim 10 — Bir âmire yakışır surette - Hastalıklara karşı yapılan i£n« 11 — idare
Yukarıdan Aşağıya; 1 — Mısırın merkezi - Tavlada kullanılır oyun âleti 2 — Bir çiçek 3 — Hatırlar -Madenler 4 — Duvar saatlerinin sallanan kısmı 5 — Dahil - Şei'l mezhebine mensup - Cüzi 6 — Ceset -Akıl - İyi defcil 7 — Manla -O günden aonra Naci denn he- Tatlı bir madde 8 — Nida - Dahi yecaniarla sevgilimin davetini 9 — Valde - Bir »ıra dag ismi 10 — bekledi, ne yazık ki geçen her |Göz kapağının kenarındaki tüyler fcünde ümitleri boşa çıktı bu yüz- - F1H 11 — Sert - Tırnakla çizilen den haline bir durgunluk geldi. Çlaf»** Daire arkadaşları onun bu haline bir mânâ verememekle beraber üzüntüsüne aebep olan hâd»eyî öğrenmek için merajklandrtar. Hattâ bir iki defa şakaya getirerek:
— Nc o Naci âşık mı oldun? Yokea dediler fakat onun suetu-gunu gördükleri için bir daha da lekrar etmediler.
Aradan i>rr ay geçmişti. Naci bir gün yemeğe geldiği zaman işlerini gören ihtiyar kadın erinde bu zarfla yanına geldi.
— Siz gittikten biraz sonra ge. lirdiler diyerek uzattı. Bu sırada Nacinin gözüne zarfın arkasındaki imza il içti. Kalbi hızla çarpmağa başladı. Çünkü ümit, heyecan, üzüntülere son! Hepsi şu elinde tuttuğu ma»vi dört köşenin içinde idi. Tatlı bir baş dönmesi rtc açtı.
Mektup Paluzedendi. Sevinçle okumaya bağladı: Bay
DÜNKÜ BULMACAMIZIN
HALLİ
Soldan Sağa: 1 — Maneviyat 2 —
Habll - Nazar 3 — Adiaababa 4 _
Yad - Eyalet 5 — Ağ - No - Enayi 6 — Ta.? - Fatin 7 — İsabet - La 8 — Kâin - Enâlâ 9 — Sad - De -Arar 10 Üremi 11 — Timurlenk
Yukarıdan Açaftıya: 1 — Hayati
- Süs 2 — Madagaskar 3 — Abid
- Saadet 4 — Nto - Bi - Mİ 5 — Ela
- Efendim 6 — Be - At 7 — İnayet 8 — Yatoani - N»H 9 — Azalanlar 10 — Ta - Ey - Ala >1 — Ratib -Arık
Matbuat Balosu
Basın Birliğinin tertip cttıgi yıllık balo önümüzdeki Cumartesi akşamı Taksimde ?ehir gazinosunda verilecektir.
Balo aksamı, camlı salonla bar kısmı da gazinonun mutat müşterileri için şerbet* buiunagakie*-
Yazân: Httsamettin ılsel
£skl Bahriye Mflsteşarı
Bır.gaztnin İngiliz askerî ku»v-re.ıeri tarafından işgali Ingiltere-ye Trablus sahillerinde (Tobruk) OM sonra püzel ve »evkulceyçi bir deniz yuvası daha kazandırmış oldu. İngiliz deniz kuvvelle-ri ?umdi Abidenizde bu *ki mühim deniz yuvalını donanması için lüzumundan büyük birer emniyet yatağı olarak kullanabilir. İngiltere Malta - iskenderiye yoluna daha emniyetle hâkim olacaktır. Ayni zamanda lekenderrye Bingazı - Malta yolunu daha e-min bir yol olarak kullanmak menfaatini de elde etmiş oluyor.
Bin-;azi limanında yerleşecek olan İngiliz deniz kuvvetleri Ak-denızjn orta saltasını daha ziyade emniyetle kontrol edecektir. Bin-gazi limanı hemen hemen iskenderiye ile Mallanın ortasındadır. Bingazi Ajkdenızdekı Ingâlız deniz hâkimiyetinin takviyeline medar olacak *evkulcey?*r mühim bir limandır.
Bingazi Sicilyadan (400) mil mesafededir. Bingaziden sonra kıvrılan Kibrit körfezi içindeki (Sırt - Sirt) mevkiinin mesafesi Sicilyadan hemen (500) milden faztedr.
Bmjgazı limanına istinat ede-cdk bir deniz kuvvetinin hrma-yeainde olmak iiaere Grrit körfezimin murvtelif yerlerine ve meselâ (Sırt - Sirt) mevkiine ve Matrata şehri üzerine harekât yap mak üzere Matratanın cenubunda her hangi bir mevkie denizden rhrac. hareketi yaptnak mum. kündür. Matrata şehrinin sabileri tehlikeli ve kayalrk olmak itibariler ve denizden yapılacak bir harekete karsı tahkim edilmiş ol ması rhtrmaline mebni ihraen Matratanın cenubu şarkisinde mü saît bİT mevkie yapılması elbette her noktai nazardan tercihe de-
Bu uzun körfez yolunun karadan dolasıması için uzun bir seferin doğuracağı müşkülleri ikti-ham edebilmek hususunda çok iyi hazırlanmak lâzımdır. Bu da zamana mütevakkıftır. Eğer b*J körfezi takip eden yol özerinde tayy a re istilesa f 1 a rı neticesinde müdafaaya hazrlaı>mıs rmiWn 1-talynn mevzileri gö>rülmezae İngiliz denrz kuvvetlerinin hiç bir endineyc ııgramaksızın bu körfezin muhtelif no4otalanna demzden üvraç hareketi yapmak froaatmı da kaza«mı-* oluyor demektir.
Şayet varsa bunların »na kuvvetle irtibatını kesmek muvaffakiyetini de temin etmiş olur.
İngiliz kuvvetleri körfezin tam içersindeki (Swt - Sirt) i zaptetmek için a«garî (300) kilometrelik bir mesafeyi karadan katet-mektense bu noktamn geriarne denizden daha az ve daha seri bir surette hareket ederek düşmanı Trabluagarp volımdaki muavenetten mahrum bırakarak süratle imha etmek imkânını ele ge. çicmek el'bette daha hay>rlı bir muvaffakiyet olur.
Matratanın sukutunu da temin ve bu suretle Hajmas ve Tralbius garp üzerine daha süratle hareke te geçmek imkânını da kazanmış oJur. Girit körfezi içinde harekete geçecek İngiliz deniz kuvvetlerini havadan taciz etmek fır. t>atı pek güçtür.
italyan denizakı ve deniz üstü kuvvetlerinin bu körfeze kadar girerek deniz harekâtına müdahale edecek cesd»e*te o-rdukkrı-na kabul etmek ma4wri bir hareket olamaz.
Tabiî ingiliz deniz kuvvetleri
Ermenileri Kimler
NİÇİN
ve Nasıl Aldattılar?
iki ihanet Partisi
Bunlar Arasında ilk Teması Papazyan Temin Etmişti
¦7+
Lrbya sahîllerînde Ingi liz motorize kuvvetleri
bu sahayı daima taraasut a+tında bu4 undu ra c »k 11 j.
(ngilterenın dinde bu harekâtı Kİare edecek kadar kuvvet ve nakliye gemileri mevcuttur. Ayni /«t-manda bu ihraç kuvveti Bingaziden ricat eden kuvvetlerin rıcatini de kesebilmek menfaatini temin sfionis olacaktır. Körfeze muvazi olan kara yolundan ileri hareket edecek Ingilz kara kuvvetinin hazırlanma»! için geçecek zaman zarfında Matratanın cenubuna veya Gırrt körfezinde sev-küiceyış için lâzım noktaları elde bulundurmak elbette daha faide-li olur. Ve bu ihraç kuvveti süratle takviye edilebilir.
İtalyan kuvvetleri Trablusgar-ba doğru yorgun ve perivan bir suTette giderken karsılarına çıka cak bir İngiliz taarruz kuvveti karsısında saikın .şarkın ya teslim olmağa veya rmha edibin eğe mah kûm kalır.
Matratanın cenubunda en mü-sai; bir mevkie yapılacak ihraç hareketinde muvaffak olduğu takdirde az zaman zarfında bütün Trablusgarbın İngiliz kuvvetleri tarafından süratle işgali de temm edilmiş olur.
Bu ihraç hareketi ne kadar az zaman zarfında ve ne kadar süratle yapılırsa vereceği netice de
t»
kadar seri olacaktır. I ngilterenın Bingaziye kadaı olan bu mıntakayı işgali Akdeniz-de İngiltereyi kovmak emellerini besliyen mihver devletlerinin bütün emellerini yıkmıştır.
Bingaziden sonraki ileri hareketin deniz kuvvetleri ile ihraç hareketi seklinde ileri götürülmesi harbin sevk ve idaresini müh m surette kısaltır. Bu hal, Almanların düşündükleri taarruzlar üzerinde mühim bir düşünce veuci bir darbe olur.
Artık İngiltere Akdcnızde daha emin bir vaziyettedir. Binga zrye istina.t edecek deniz ve hava kuvvetlen şarki Akdenizden Mal-taya kadar Akdeniz üzerinde hiç bir endişe ve tehdit karsısında de. ğildir.
Az zaman sonra Matratanın İngiliz deniz kuvvetleri ve tayyareleri tarafından bornoardıman e-dileceğine intizar etmek icap e-der. Matrata sahillerine kadar düz bir sahil ve sahadan ibaret olan (Sırt - Sirt) körfezinin yakın zamanda İngiliz istilâ kuvvetlerinin e oıe geçerek düşmana daha ya-km bu mevkie ve vaziyete hâkim olmak kudret ve faaliyeti İngiliz kara ve deniz kuvvetlerinin kararındaki sürate tâbidir.
Ve bunu beklemek tabiidir.
Sinema dünyasına daima ölmeyen eserler yaratan büyük rejisör: MİCHAEL CORTEZ
Her filminde bir kahraman, her eserinde bir arslan olan MtRoı ı ı ı -s \ \ Ue GLkzel JOAN BLON'DELL'e
bir şaheser yarattırdı.
Yana ait^aın
LALE
de gereceğiniz.
frMsftzca
BAKİR ADAM
Kadın tanımayan, Askın zevkini, günahın heyecanını tatmayan bir
gencin romanıdır.
N N Y J U G O
SOKAK ÇİÇEĞİ )
frhnrnde bu Cuma akşammda-n rtrbaren
ŞARK (Eski Ekler) Sinemasında
hayret Aak Tarihçesini nakledecektir.
ARABACININ
DUNYAŞKA
Filminin son ganilerinden istifade ediniz.
ÇEMBERLİTÂS
Şe>bza<4e4>a»*ı
FERAH
Td: 21359 Tel: 22513
İstartbulun en çok rağbet gören en büyük 2 sinemasında Bugün matinelerden itibaren emsalsiz Program
-İLK AŞKI :
DEANNA DURBİN'in (3 Modem Kız) (100 erkeğe bir kız) (Ne Şeker şey) (tik Uyanış) filmlerinden sonra en «on çevirdiği şaheser
2 - Paramunt ^ t^L,, Türkçe
3 — ilave olarak .ayrıca:
F E R AH ' da ÇEMBERLİTAŞ'da
AŞILAMAYAN ADAM
(Borie Karlof) Dr. Frankeştayn Korku ve Dehşet Filmi
Benden Mesut Kim Var
BüyÜk Tenor TİTO ŞfPA" hîesî mu sik al filmi
Senenin En Nefis Filmi
Kadın Benimdir
SPENCER TRACY
Türkçe sözlü nüshası
DDY L
Orijinal dilde
9
te
Gördüğü fevkalâde rafcbet üzcrüıc
DAHA BİRKAÇ GÜN GÖSTERİLECEKTİR
A M A R
nüshası
3
Bu satırları okuyunca, hiç şüphesiz tahmin edeceksiniz kit bu teşekkül ve karar da yeni bir komitacı dolabı idi. Soygun sırası, ecnebi memleketlerinde bulunan Ermenilere gelmişti. Onlar da soyulup soğana çevrilecekti. Nitekim öyle de oldu. Bastırılan beyannameler her tarafa gönderildi. Becerikli propagandacılar da ihmal edilmedi. Onlar da tatlı vaitlerlo ileriye sürüldü.
Komitacılar dünya soygununa çıkmak üzere Sofyadan ayrıldıkları sıralarda îstanbuldaki fesatçılar da, hürriyet ve itilâf fırkasının siyaset heveslisi hacı vc hocaları, şeyh ve sofuları ile anlaşmış, ittihat ve terakki cemiyetini ortadan kaldırmağa, Osmanlı milletini güya hakiki bir hürriyeto kavuşturmağa kalkışmış bulunuyor, daha geniş ve kuvvetli bir hlyanet şebekesi kurmağa uğraşıyorlardı.
El elo veren bu iki ihanet partisibin İstifade edebilecekleri kuvvetli bir sebep, müsait bir fırsat ve cereyan vardı ortada. Osmanlı ordusu, münhasıran idaresizlik ve siyasetçilik yüzünden kimselerin ummadığı acı bir bozgunluğa uğramış, Çatalca hattmda zorlukla tutunabilmişti. İstanbul, Kümeliden gelen muhacirler ve krtalarını terkeden gayri müslim kaçaklarla dolmuştu. Bunlar, mübalâğalı haberlerle halkın maneviyat larını hırpalıyor, mukavemetlerini ki nyorlardı.
Bu bozgunlukta esasen hürriyet ve itilâf fırkası kadar tstanbulda bulunan Ermeni komitalarının da, birbirlerinden ayrı olarak yaptıkları menfi propagandaların az çok tesiri olmuştu. Hürriyet ve itilâfçılar, bu bozgunluğu bahane addederek ittihat ve terakki fırkasına insafsızca hücum ediyor, türlü türlü isnat ve iftiralarla halkı cemiyet ve mensupları aleyhine körüklüyorlardı. Çünkü ittihat ve terakki cemiyeti gerçi iktidar mevkiinden düşmüştü. Fakat, halkın ek6eriyeti üzerindeki nüfuz ve mevkiini kaybetmiş değildi. Akılları başlarında bulunan halk halâs ve zaferi yine o cemiyetten umuyor, ümitlerini o varlığa bağlıyordu.
Hürriyet ve İtilâf fırkası ile Ermeni komitaları müttehit grubu arasında hasıl olan anlaşmanın ilk temasını Van mebusu (Vahan Papazyan) temin etmişti. Komitalar, Çatalcada düşmana karşı gösterilen mukavemette ittihat ve terakkinin manevî bir rol oynadığını farketmişler. hal-km onlara karşı beslediği teveccüh ve emniyetten âdeta ürkmüşlerdi. Bir gün. Ermeni mebuslarının hemen ekserisinin de bulunduğu bir patrikhane toplantısında, hürriyet ve itilâf fırkası ile anlatmak ve birlikte çalışmak fikrini, Taşnak reislerinden (Agop Şahin yan) ortaya atmış ve bu fikir, o gün için herkese pek münasip ve mülayim gelmişti. Httrriyet ve itilâfçıîarla temasa da hemen Van mebusu Vahan Papazyan memur e-dılmıştı.
[tik temasın Vahan Papazyan ile kimler arasmda, nerde ve ne şekilde vukubulduğu hakkındaki malûmatımı, kısaca bUe olsa bildirmekten çe-kiniyorum. Çünkü, o zaman bu hususa dair bana söylenenlerin tama-müe hakikat olduğuna pek kani değilim doğrusu. Çünkü, bu temas ve müzakerelerde rol aldığım bildiğim muhbirimin, özü gibi sözlerinin de bulanık vo kanşık olduğunu bilâha-
re anladım. Bunun için, kim olursa olsun bu kara işte komitacılarla el birliği yapan hürriyet ve itilâfçılar hakkında isim tayin ve tasrih etmiyorum. Yalnız fırkanın manevi şahsiyetini zikr Ue iktifa ediyorum.]
Hürriyet ve itilâf Ue el ve İş birliği yapan komita, artık serbestçe faaliyete geçmişti Başta Agop Şa-hinyan Ue Bulgarlaşmış birkaç zor-bacı olmak üzere gizli bir fesat heyeti propagandaya girişmişti. Bu alçaklar, tstanbulda bir anarşi vücude getirmek için harp vaziyetini oldu-ğ-undan daha çok fena gösteriyor, Bulgarların îstanbula gireceğini bile söylemekten çekinmiyorlardı. Bu suretle fikirleri kendi lehlerine çevirmeğe, Rumları ve YahudUcri de elde etmeğe uğraşıyorlardı.
Bu esnada, Taşnakların azılı elemanlarından (Karnik Tahtaciyan > başına topladığı Ermeni terzilere büyük ve küçük kıtalarda Bulgar bayrakları ve küçük rozetler yaptı-rryor, komita menfaatine yüksek fiyatlarla satıyordu. Ve:
— Bu bayrak ve rozetler sizi, îstanbula girecek Bulgarların yapacak lan katliamdan kurtaracak ve onlara karşı olan dostluk ve taraftarlığınızın bir alâmeti olacaktır,
Sözleri ile bir sürü gafü ve cahilleri kandırıp soyuyordu.
Usküdarda Selâmsız Ermeni mektebinde de ayrı bir fesatçı heyeti yuvalanmıştı. (Misak Palaciyan) adında Tifllsli bir çetecinin idaresi altında bulunan bu heyet de, Ermenileri askeri hizmet davetine icabet ettirmemek, orduda bulunanlarını da kaç mağa teşvik etmek için uğraşıyordu Hattâ, Hadımköyüne ve Terkos cihetlerine nefer elbiseleri giydirilmiş propagandacılar göndermeği bile göze alıyordu. Bunlardan ikisi vc belki de en azılı ve tehlikelisi olan Adanalı (Mıtat Kâhyayan) ile Erzurumlu «Nişan Küpeliyan) cephe gerisinde bulunan neferlere fesat saçmak üzere bulundukları bir sırada. (Bahçe-köy) ünde yakayı ele vermişler, lâyık oldukları cezayı da görmüşlerdi.
Bu hıyanet heyetleri arasında, en ziyade nazarı dikkati calip olanı, geniş bir mikyasta suikast yapmak için teşkü edilen Elmasyan grupu idi. (Gabriyel Elmasyan) adında Diyarbakırlı bir caninin idaresinde bulunan bu grupta ekserisi Kafkaslı ve Bulgaryalı olmak üzere elliden fazİ3 Ermeni fedaisi vardı. Grupun maksadı, ittihat ve terakki cemiyetinde mevki sahibi olan zabitleri ve bu me-yanda Enver Bey (Paşa), Cemal Bey (Paşa), Hafız Hakkı Bey (Paşa). Fethi Bey (Şimdiki Adliye Vekili). Halil Bey (Paşa), Talât Bey (Pa^a), Doktor Bahaeddin Şakir, Küçük Talât, Hüseyin Cahit, Cavit, Kara Kemal gibi mümtaz şahsiyetleri ortadan kaldırmaktı.
Teessüfle söyliyeyim ki, ittihat ve terakki cemiyetinin delâleti ile mebus olan (Varteks) de bu grubun gizli idarecilerinden biri idi. Hattâ, isimlerini hatniıyamadığım iki Ermeni doktoru üe, sureta ittihatçılar hesabına eepiyonluk yapan ve bu suretle o zamanki polis idaresinin emniyet ve itimadını kazanan (Leon Arapyan) adında bir köşe sarafı da bu grupun izci ve gözcülerindendl.
SORUNUZ
SÖYLİYELİM
( Domalan) Patates midir, Yerelması mıdır?
Usküdarda Yankın bağında Kemal Kocaman soruyor: Umumi harpte Konyada bulunmuştum. Buralarda köylüler dagd&n, bayırdan, der© kenarlarından bir nevi bir patatea topüyarak getiriyor ve çarşıda pazarda satıyorlardı. Lezzet» bir patateei olan bu eteme domalan adrnı vermişlerdir. Bn domalan hakikaten bir patates veya yer etmoM cinainden midir? İstanbul civarında bulunmaz mı?
Cevap — (Domalan) denilen, no bir patatesdir ne de yer elmasıdır, istanbul civarında da bulunmaz. Yalnız Konya ve Kütahya vilâyetlerinde yetişir. Bu bir nebattır. Fakat çiçeksiz nebatların mantar-
lar smıfmdandrr. Yani zehirsiz o-lan kuzu, çayır mantarları gibi ye nilebilen bir mantardır.
Aksa rayda Kazancı Sadi mahallesinde İbrahim Tekin soruyor: Bu sene dahi geçen sene olduğu gibi orta mekteplerin son
sınıfı ı m eleme imtihanları yapılacak mıdır? Hangi dersler elemede yazılı olacaktır?
Cevap — Bu sene de geçen se-neki gibi eleme imtihanları yapılacaktır. Bu imtihanlarda yazılı olarak Türkçe ve gramer, tabiat bilgisi, riyaziye derslerinden imtihan yapılması karalaştırılmış ve mekteplere de bildirilmiştir.
19 - 2 -94f
VATAN
İaşe Müsteşarlığı
Harekete Geçmiş Bulunuyor
Teşkilâtın Dört Aylık Masrafları Olarak
Ticaret Vekâleti Emrine Yüz Altmış Bin Lira Verildi
Evvelce bildirdiğimiz iaşe teşkilâtı hakkında kurulmuş olan komisyon 1 icaret Vekâletine bağlı bir müsteşarlığın faaliyete geçmesini tensip etmiştir. Bu karar Vekiller Heyetince kabul edilmiş ve bu müsteşarlık -memleketin iaşe işlerinin tanzimi, idare ve müraka'besile mükellef olmak üzere bu-gün^Ten itibaren harekete geçmiş bulunmaktadır. Bu müsteşarlığın kadrosu İaşe İşbirliği heyeti, İaşe Umum Müdürlüğü, Fiyat Murakabe müdürlüğü. Matbuat, Muhasebe, Zat İşleri, Levazım, Evrak ve Dosya, Şifre servislerile vilâyetler teşkilâtından ibarettir.
Ticaret Vekâletine bağlı^ Top-rak Mahsulleri Ofisi, Petrol Ofisi, Ticaret Ofisi ile ileride ayni maksatla kurulacak teşrikidir] ler in Vekâletteki işleri İaşe Müsteşarlığında görülecektir. İaşe Müsteşarı Vekilin emrinde ve onun yardım-cısıdır.
Vekilin vereceği talimat dairesinde müsteşarlık idlerini Vekil namına idare edecektir.
Müsteşar muavinliği, iaşe teşkilâtına dahil teşekkül ve müesseseler arasında ahenkli çalışmayı ve irtibatı temin edecektir.
İaşe İşbirliği heyeti Millî Müdafaa, Maliye, İktisat, Münakalât ve Ziraat Vekâletleri mümes-sillerilc Ticaret Vekâletinin tensip edeceği daire âmirlerinden mürekkeptir. Bu heyet iaşe işlerinin yürümesinde bazı Vekâletlerle ir, trbat, tatbikatta sürat ve el birliği teminile muvazzaftır. İaşe Müsteşarı heyetin reisidir.
iaşe Umum Müdürlüğü memleketin iaşe ihtiyaçlarının icap ettirdiği şekilde ithal, ihraç, stok ve tevzi işlerile istihlâki tanzim ve tedvir edecektir.
Umum Müdürlük ihtiyaç, ofis ve nakliyat şubelerinden mürekkeptir.
Fiyat Murakabe müdürlüğü
iaşe maddelerine müteallik ve icabında muhtelif ticaret ve sanayi maddelerinin azam! kâr bedellerinin tesbiti esaslarını hazırlayacak ve murakabe edecektir. Hayat pahalılığı seyrini' tetkik edecektir. Bütün fiyat murakabesine ait mevzuatın sair Vekâlet veya makamlara bıraktığı hususat hariç olmak üzere tatbiki bu müdürlüğün vazifesi cümlesinden addolunmaktadır.
İaşe teşkilâtının merkez kadrosu Ticaret Vekâleti Teftiş heyeti reisliği ve hukuk müşavirliği kadrolarında yapılan ilâvelerde gösterilmiştir. » *
Bu kadrolar mucibince maaş,
ücretlerle tazminat ve harcirah-lar ve teşkilâtın çalışması için bina kirası, mefruşat ve saire gibi masrafların dört ayhk devreye münhasır olmak üaere millî korunma kanununa istinaden Ticaret Vekâletinin emrine 160,000 lira verümiştir.
Türk - Bulgar Dostluğunun Vesikası
(Başı 1 incide) XX
memleketten bîrine bulaşan harbin tehlike ve zararlarından diğerinin masun kalacağına kani değildirler. O zaman bu görüşümüzü dost devlet mesullerine bir defa daha izah ettik. Türkîyenin müdafaa hazırlığı tedbirlerinin hiç bîrinde, Bulgaristana karşı bir niyet ve kast kötülüğü tasavvur etmekte zerre kadar mantık bulunmadığını anlattık ve kendilerine aramızda hususî ve muvazi bîr politika tayin etmek imkânı olduğunu da ilâve ettik. İşte yeni beyanname, bu esaslı ve karşılıklı bir anlaşma havası le devam eden fikir teati-eteridir. Hariciye Vekilimiz bu esere «mütevazı sıfatını vermiştir: Büyük hâdiselerin tesir ve müdahalemize tâbi olmayan inkişaflarını değiştirmek veya menetmek bakımından belki öyledir. Fakat bu sırada, her iki memleketin vaziyet ve muahedelerinden mütevellit hareket serbestliğini asla takyit etmemekle beraber, Türkiye ile Bulgarîstanın mutlak ademitecavüz siyasetini ve ahdini tebarüz ettiren böyle bir vesikanın bilhassa iki cihetten hususî bir ehemmiyeti olduğu inkâr edilemez.
17 şubat beyannamesi, evvelâ Türklerle müttefikleri İngilizlerin Bulgaristana karşı bir taarruz hazırlığında bulunduklarına dair, Bulgar efkârı üzerinde, ısrar ile devam eden telkin ve tahriklerin önüne geçecektir. Bulgarlar, ne bizzat, ne bilvasıta Türkiye tarafından hiç bir tehlikeye maruz olmadıkları hakkındaki kanaatlerini muhafaza edeceklerdir. Sonra,
Bulgarîstanın komşuları anlayacaklardır ki, Bulgaristan, hiç bir ihtilât ihtimalinin kendi emellerini ve ihtilâflarını mü-sellâh bir müdahale ile halletmek için bir fırsat olacağı düşüncesinde değildir. Daha geçenlerde Başvekil m. Filof'un bir nutkunda tam bir vuzuh ile ilân olunan bu prensip, 17 şubat beyannamesinde yeni bir teyit kuvveti almıştır.
17 şubat beyannamesini, bugünkü şartlar içinde, şu veya bu tarafa çekerek, türlü türlü tefsir edenler olacaktır. Fakat onun Türkiye ile Bulga-ristanın harbin sirayetlerinde, tecavüz ve ihtilâflarda ne kendileri, ne de Balkanlar için, hiç bir menfaat tasavvur etmemekte olduklarına delâlet eden manasından uzaklaşmak, boş yere zihin yormak olur. Dün olduğu gibi bugün de, iki müstakil memleket, vaziyet, menfaat ve taahhütlerinin icaplarını yerine getirmekte serbesttirler ve Balkanlarda nizam ve sulhu, millî menfaatlerinin esası addetmekte müttefiktirler.
Birbirimize ve başkalarına, karşı iyi niyetlerimiz tamdır ve müşterektir. Başkalarının da bize karşı aynı hulûs ile hareket edeceklerini zannedelim.
B. Popof un Beyanatı
(Başı 1 İncide) **
Türkiye »Cumhuriyet hükümeti iJe Bulgar hükümetinin dostane ve samimî bir noktai nazar teatisinden sonra malûm olan beyannameyi bugün neşretmek hususumda mutabık kalmış olmalarından dolayı kendimi bilhassa bah-tiyor addediyorum.
Nekadar mütevazı olursa olsun bu beyanname, bir çok beynelmilel muahedelerin imtihana tâbi tutulduğu bu karışık zamanlarda Türkiye ile Bulgaristan arasındaki dostluk mua'hedeainî takviye ederek iki memleketin sulhperver iradelerine ve karşılıklı menfaatlere istinat eden dostluk münasebetlerine yeni bir delil teşkil edecektir.
BULGARİSTANDA NASIL TEFSİR EDİLİYOR?
Sofya. 18 (A.A.) — Havas ajansı bildiriyor:
Salahiyetli mahfiller, Türk. Bulgar hükümetleri tarafından dün öğleden sonra ayni za'manda neşredilen anlaşmayı şu suretle beisir etmektedirler:
Türkiye Bulgariatanda cereyan edebilecek ve kendi emniyetini doğrudan doğruya tehdit etmivecek olan hâdiselerin zuhuru takdirinde bitarai kalacaktır.
ingiltere Nasıl
9
Italynalar
RİCAT EDERKEN AĞIR ZAYİAT VERDİLER
Londra, 18 (A.A.) — Atina radyosu matbuat nezaretinin aşağıdaki beyanatını neşretmektedir:
Yunan kıtaları İtalyanların şiddetli mukavemetini kırarak cephenin merkez kısmında yeniden ilerlemişlerdir. 1,600 metre yükseklikte bulunan bir İtalyan kazamatı yunanlıların eline geçmiştir. İtalyanlar ri-catleri esnasında ağır zayiata uğramışlardır.
Daha şimalde hücumlarına devam eden Yunan ileri kıtaları düşmanı bazı müstahkem mevzllerden tardet-miştir.
Bu harekât esnasında Yunanlılar 333 esir almışlardır. Bunların altısı subaydır. Büyük miktarda harp malzemesi iğtinam edilmiştir. Bunların arasında otomatik silâhlar ve pek çok tüfek vardır. Esirlerin çoğu Alp kıtaları İle siyah gömlekliler teşkilâtına mensuptur.
Esirlerin ifadesine göre, son Yunan muvuffakryctlcri İtalyan başkumandanlığını hayrete düşürmüştür. Çünkü mezkûr kumandanlık Yunanlıların işgal ettikleri mevzileri zaptedl-lcmez telâkki ediyordu.
YUNAN TEBLİĞLERİ
Atina, 18 (A.A.) — Yunan orduları başkumandanlığının dün akşam neşrettiği 114 numaralı tebliğ:
Mevzii şiddetli muharebeler olmuştur. Düşmandan yeni mevziler ve yüze yakın da esir aldık.
Tayyarelerimiz harp sahasındaki hedefleri bombalamış ve mitralyöz ateşine tutmuşlardır. Bütün tayyarelerimiz üslerine dönmüşlerdir.
*
Atina, 18 (A.A.) — DuhiII emniyet nezaretinin dün akşamki tebliği: Memleket içinde sükûnet vardır.
(Başı 1 İncide) =
dır. İki memleket, başka memleketlerle daha evvelce yapmış oldukları taahütlerl tasrthan muhafaza etmektedir. Türkiye için bunun mânası şudur: İngiltere ile olan anlaşması bütün vecibeleriyle meri kalmaktadır. Bulgarîstanın, bu hUkme tâbi olacak ahdi vecibeleri mutazammın bilinen bir karşılıklı yardım paktı yoktur. Türk - Bulgar anlaşması, Türkîyenin kendi hayati menfaatlerin* tevcih olunacak bir taarruza karşı koymak hususundaki azim ve kararını ne değiştirir, ne de zayıflatır ve binaenaleyh vaziyeti hissedilir derecede değiştirmez.
'Almanlar herhalde bu anlaşmayı, Mihver için bir muvaffakiyet gibi göstermiye çalışacaklardır. Çünkü Bulgaristandan Alman kıtaları iler-llyecek olursa Türkiyenin de melhuz bir hareketini bertaraf eder gibi gözüküyor. Fakat Türkiye asla böyle bir harekete geçmek hususunda taahhüde girişmiş değildir. Ancak bazı gazeteler böyle bir İhtimalden teem-mülsüzce bahsetmişlerdi.
Şurasını kabul etmek lâzımdır ki, son zamanlarda Türkiyeden avdet eden ve General Cormall ve Elm-hirst'den mürekkep bulunan İngiliz askeri heyeti Türk - Bulgar müzakerelerinin ilerleyişinden tamamiyle haberdar edilmiştir. Hiç şüphe yok kl Almanlar, mezkûr anlaşmayı kendi bakımlarından tefsir ederek Yu-nanlstana karşı yaptıkları sinir harbinde bir propaganda aleti olarak
kullanacaklardır. Almanların istemedikleri muhakkak olan bir şey varsa o da bilhassa kavgalı bulunmadıkları Yunanistana karşı bir heyeti seferiye göndermek gibi tehlikeli bir teşebbüsle Balkanlarda ihtllfttlar çıkarmaktır. Binaenaleyh Almanyanın, Yunanistanı İtalya İle münferit bir sulh yapmıya sevketmek Umidile sinir harbini fevkalâde şiddetlendirmesini beklemeliyiz. Almanların hedef ve plânları mütemadiyen daha bariz bir şekil almaktadır.
Ebedî Şefin Anıt Kabri
(Bftfl 1 incide) *=*
2 — Yapılacak âbide ve müştemilâtının İnşaat programı, müsabaka talimatnamesi ve inşaat yerinin haritası, sondaj plânları vesair evrakı fennıyesi ihzar edilmiş olup böyle mühim inşaat vücude getirmiş olduklarını vesaikle Isbat edenlere mezkûr evrak meccanen verilir.
3 — Alâkadarların vesikalarını bir arzuhalle birlikte: - Başvekâlette müteşekkil Anıt - Kabir komisyonu reisliğine - göndermeleri İcap eder. Komisyon ehliyetini kâfi gördüğü kimselere en kısa bir zurnan zarfında müsabaka evrakını teşkil eden dosyanın bir nüshasını gönderecektir. Ehliyeti kâli görUJmıyenlerin vesaiki iade olunur.
4 — Müsabaka 1/11/1941 tarihinde hitam bulacağında-ı müsabıkların teklif projelerini o tarihe kudar komisyona göndermiş olmaları meşruttur.
Türk - Bulgar Beyannamesi Hakkında Muhtelif Memleketlerde Yürütülmüş Mütalâalar
Bir İngiliz Gazetesi Diyor kl:
Türkiyeye Daima İtimadımız Olmuştur ve
Olacaktır
İngiliz
Londra, 18 (A.A.) matbuatı:
M ihve r propagamda serviel er i Bulgaristanla Türlkiye arasındaki paktın imzası dolayıaile Türkîyenin Almanya ile barış yapmış ve istilâya kapıdan açmış olduğunu zannettirmeğe çalışıyorlar. Bu tefsire burada inanan peık azdır. Umumiyet rtibarile maUbuat paktın rruılkaddemesindeki bükümleri bilhassa kayıt ve işaret etmektedir. Mukaddemede «diğer memleketlerle yapılan taahhüdata zarar vermeme1!; şartile» cümlesi mevcuttur ve Tür'kiyenin İngilte-reye karşı sadıkane dostluğundan zerre kadar inlhiraf edeceğini tahmin;© imkân verecek hiç bir sebep mevcut değilldir,
Daily Expre$s gazetesinin yabancı sütunlar şefi Charles Folcy şöyle diyor:
Anlaşılmamış olmak tehlikesi Türkiyenin endişe edeceği yegâne cihet idi, fakat lnıgilte redeki dostları karşısında boyJe bir şey mevcut değildi. Türiciye Boğazların muhafızı olmakta •berdevamdır. Bundan başka dün akşajm Türkîyenin taahhütlerine sadakati hakkında en yüksek bir 'kaynaktan alınan mütalea şudur:
Türkiyeye daima itimadımız
Holanda Hindistanı
Kendini Müdafaada Tereddüt Etmiyecek
Batavia, 18 (A.A.) — Batavia radyosu, dünkü neşriyatında Paslfik-teki vaziyeti tetkik ederken demiştir ki:
Son iki gündeki heyecanlı şayialar karşısında şarki Hollanda Hindistanı efkârı umumiyeslnin aksülâmcti. sakin ve azimkar bir hattı hareket olmuştur.
Hollanda Hindistanı hükümetinin hattı hareketi hakkında ise hiçbir şüphe mevcut olamaz. Hükümet, Pa-sifikte sulhun idamesi için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Fakat şeref ve menfaat icap ettirirse, gerek şerefi gerek menfaati müdafaada tereddüt eylemlyecektir.
Afrika Harbi
İngllterenin Sofya
Elçisi Diyor kl:
İNGİLTERE SİYASETİ, BUL-GARİSTANIN BİTARAFLIĞINI, İSTİKLÂLİNİ İDAME VE HARBİN BULGAR TOPRAKLARINA SİRAYETİNE MÂNİ OLMAYI İSTİHDAF ETMEKTEDİR.»
Sofya, 18 (A.A.) — İngiltere elçisi B. Rendel, Bulgar gazetecilerine yaptığı beyanat üzerine Reuter ajansı muhabirinin sorduğu suallere cevaben îngilterenin Bulgaristana karşı takip ettiği siyaseti anlatarak demiştir ki:
îngilterenin siyaseti, Bulgarîstanın bîtaraflığını ve istiklâlini idame ve harbin Bulgar topraklarına sirayetine mâni olmayı istihdaf etmektedir. İngiliz hükümeti, Bulgaristan İle komşuları arasında sıkı dostluk münasebetlerinin İnkişafını memnuniyetle karşılıyacaktır. Bulgarîstanın
olmuş ve olacaktır. Zira Tünkiye ! bitaraflığını ihlâl veya harbe ginme-yapcığı taahhütlerin Büyüık Bri- j sini mucip olacak herhangi bir teşebbüsü katiyen düşünmüyoruz. Eğer Bulgaristan bîtaraflığını kaybeder ve harp, Bulgar topraklarına intikal .eylerse bu j»Un)ıasır$.n ve doğrudan doğruya Alman teşebbüsünden doğacaktır. Sofyadakl İngiliz elçiliğinin kalması veya gitmesi Almanyanın hareketine bağlıdır.
tanıya ile a'kdectıği resmi taahhütlere aykırı olmasını kabul etmi-yeceikbir.
Daily m«il gafetfttai Türk-ryenüv ahdî vecibelerinin yalnız Boğaz-, lara taallûk ettiğini ve Rusya ile bir anlaşmaya dayandığını hatırlatmakta, takat diğer cihetten Türkiyeı>*ı hayatî menfaatleri tehdit aıiuna düştüğü takdirde muharebe edeceğini bildirmiş bu. lundugunu kaydeylemcktedir.
Daily Telegraph gazetesinin diplomatik muhabiri, 1 ürk - Bul. gar deklârasyonundan. Almanlar Bulgaristan yoOüe şimalî Yunanistana doğru ilerliyerek Dcdeağaç ve Selanik gibi sevtkulceyş mevzilerini işgal ebtİKİeri takdirde Türklerin âtıl karacağı manasının çrkarrlamıyaoağı kanaatindedir.
Diğer taraftan Daily Telegraph gazetesi başmakalesinde, Alman ietrlâeı takdirinde Trakyanın bir yıldırım harbine müsait arazi olmadığını ve Bingazi mıntakasının zaptındanberi daha serbest 'bir hale gelmiş olan İngiliz hava kuvvetlerinin Yunanistana kudretli
bir şekilde yardım etmek üzere bulunduğunu kaydeylemcktedir.
Atinanın Wavell'le son müzakereleri, Libyada pek parlak neticeler vermiş olan deniz, hava ve kara iş beraberliğinin Balkan muharebesinde de bir rol oymrya cağını düşünmeğe imkân vermektedir.
Muharrir yazısına şöyle devarm ediyor:
Taahhütlerine sadık olan Türkiye, italyan taarruzuna 'karşı Yunamstanın müdafaasına giriş?" mis olan injgil'tereye elinde olan her yardımı yapmakta devam edecektir.
Türkiye siyasetinin geniş mikyasta Rus politikasının tesirine maruz bulunduğunu gözden uzak tutJmaımak muvafık olur. Türk Boğazlarının serbestisi Sovyetleri pek ziyade alâkadar eden 'bir prensiptir. Ve son Alman - Rus anlaşmalarında Boğazları Almanyanın kontrolü altına koyan ve Sovyertfer tarafından da kabul edilen hükümler mevcut olduğunu zannettirebilecek en küçük bir emare dahi mevcut değildir.
Bazı gazeteler bu paktın «Bulgar ı«tana Alınan sızjması>> nın
başlangıcından evvel tevessül
edilen ve taarruza karşı bir Balkan cephesi tenkili ümidîle başlanmış olan görülmelere nihayet verdiğini kaydediyorlar.
Taymis yazıyor:
Bu görüşmelere Türkiye hü kûmeti tarafından, müttefiki Tür. kiyeye en katî bir itımacb olan İngiliz hükümetinin tam malûmat
Habeş Vatanperver-lerinin Faaliyeti
Kahire, 18 (A.A.) — Yakın Şarktaki ingiliz umumî karargâhının tebliği:
Habeşistanda: Habeş vatanperverlerinin faaliyetleri neticesinde İtalyanlar Gojjam bölgesinde Dangela-yı ve diğer mühim karakolları tahliye etmişlerdir.
Diğer bütün cephelerde vaziyet değişmemiştir.
-o-¦
Yedi Alman 1 ayyaresı Düşürüldü
Londra, 18 (A.A.) — İngiliz hava tebliğinde deniliyor ki:
Dün gece İngiltere üzerinde düşmanın bazı faaliyeti olmuştur. Başlıca hedef tutulan mmtakalar, Londra ve civarı ile şarkî İngUteredir.
Londraya karşı yapılan ve takriben Uç buçuk saat süren taarruz geniş bir nisbet dahilinde olmamış ve bir miktar ölü ve yaralınm kaydedildiği bir vaka istisna edilirse, zayiat çok olmamıştır. Yangın bombalarından bir miktar yangın çıkmış ise de hepsi süratle söndürülmüş ve ya bastırılmış ve umumiyetle hasar hafif olmuştur.
Londra, 18 (A.A.) — Pazartesi günü sabahından beri 7 Alman tayyaresi düşürülmüştür. Bu tayyarelerin dördü pazartesiyi salıya bağlryan gece tahrip olunmuştur. Bunlardan üçünü hava dafi bataryaları düşürmüştür.
-o
İspanyada Büyük Bir Yangın
30,000 Kişi Açıkta Kaldı
MadrLt, 18 (A.A.) — iki günderoberi Saritander limanında hüküVn süren yangın halen bastırılmıştır. Vukua gelen hasarın kıymeti, 4 milyar pezetas tahmin edilmektedir. Evsiz kalmış olan 30 bin kişi muvakkaten mekteplerde, gazinolarda ve buna müşabih binalarda iskân edilmekte*
d ir.
Lâzım gelen bütün tedbirleri almak üzere Endüstri ve Ticaret Nazırı, General Franco'mun hususi mümessili sifalile bugün Sa ntamdere va rm utır.
ve muvafakati altında haftalarca evvel başlanmıştır. Hâdiseler mü, zakerclerin önüne geçmiş ve Türkiye ya müzakerelerin kesilimesi ve yahut bu kadar geç kaldığı için artık pek cüz'i manası olan bir anlaşmanın imzası şaklarından birini intihap mecburiyeti karşısında bulunmuştur.
Burumla beraber Türkler. Bulgarlardan muhtemel mütearrız-lara ikihak yani Türkiyeye gerekse Bulgaristana karşı Aimanyaya yardım etımiyecekleri hakkında vaad alınmış o*hmasmı diplomatik b ir mu va f f ak ry ©t o la r ak t* 1 âkk i edebilirler. Türkiye ile Büyük Britanya arasındaki anlatma mah fuzdur, Türkiye her türlü yeni taarruza karşı kale olarak kal-maktadrr.
YUNANLILAR MÜSAİT KARŞILADI
Atina, 18 (A.A.) — Reuter ajansı bildiriyor:
Bu sabahki gazete tefsirlerine nazaran Yunan efkârı umumlyesl Türk - Bulgar deklârasyonunu müsait bir surette karşılamıştır.
Gazeteler, deklârasyonda anlaşmanın diğer devletlerle aktedilmiş olan taahhütlere zarar vermiyeceginln kaydedildiğini tebarüz ettiriyorlar.
Keza deklârasyonun Balkan milletleri arasındaki iyi komşuluk münasebetleri ruhundan mülhem ve, Türkiye Hariciye Vekilinin de dediği gibi, Balkanları arzuya şayan olmı-yan ihtilâtlann biraz daha haricinde bulundurmıya müsait olduğu ilâve edilmektedir.
Bu diplomatik vesikanın müsait bir intiba yarattığım söylemekle Yunan efkân umıımıycsinc dürüst bir surette terceman olduğumuzdan eminiz. Bu deklârasyon, Yunanis-tanda, Balkan memleketlerindeki sulh zihniyetini gösteren bir vesika olarak telâkki edilmektedir.
Prola diyor ki:
Türk - Bulgar deklârasyonunun İmzacı, Balkanlarda ihtilatlara mâni olmıya yardım edecek mühim bir hâdisedir.
BULGAR GAZETELERİ NE DİYOR?
Sofya, 13 (A.A.) — D. N. B. Efkârı umumiye ve aksam g.-ızetele* rl Türk - Bulgar deklârasyonu ile meşgul olmakta devam eylemekte-
Hükümetin organı olan «Dncs> hu-
lasaten diyor ki:
Bu deklârasyon, fevkalâde ehemmiyeti olan bir diplomatik vesikadır ve bunun mesut neticeleri yakında kendisini göstermekten hali kalmıya-caktır. Bu, Balkan memleketlerinin bütün tefehhümleri izale etmek, bütün engelleri ortadan kaldırmak ve iyi komşuluk münasebetlerini idame eylemek azmini bir kere daha tebarüz ettrrmektedir.
Dnevnik gazetesi diyor ki: Bu anlaşma, Balkanlarda ve civar mmtakalarda umumi vaziyet üzerinde tesir icra etmekten hali kalmıya-c ak tır.
Slovo gazetesi diyor ki: Türk - Bulgar deklârasyonu, günün en mühim hadisesidir. Bu her şeyden evvel aklıselimin bir zaferidir. Deklârasyon, istikbal için bir ümit teşkil etmektedir. Bu anlaşma, ayni zamanda, Balkan milletlerinin çetin İstıraplar imtihanlarından geçmiş olduklarının ve bunun onlara makul-lük verdiğinin de bir burhanıdır.
MACAR GAZETELERİNİN MÜTALÂALARI
Budapeşte, 18 (A.A.) — Türk -Bulgar deklârasyonunun imzası Ma-caristanda çok büyük tesir yapmıştır.
Bu sabah gazeteleri, bu anlaşma hakkındaki ajans haberlerini büyük bir yerdo neşretmektedir. Muhabirlerin telgrafları, müttefikan, bu yeni diplomutik vesikanın cenubu şarki Avrupasındaki siyasî havaya ciddî bir ferahlık getirmiş olduğunu ve sulhun tarsinine müessir surette yardım edeceğini kaydeylemektedir.
Diplomatik mahfillerdeki, düşün-çelere göre, bu anlaşmanm imzası ^Balkanlarda İngiliz diplomasisinin bir gerileyişi» olarak tefsir edilmek lâzımdır,
Sofya İle Ankara arasındaki münasebetlerin aydınlatılması, bilhassa eğer bunun neticesinde Türk - Bulgar hududundaki kıtalar çekilirse, Budapeştede Balkanlarda ingiliz siyasetinin ciddi bir zayıflaması olarak tefsir edilmektedir.
Yabancı müşahitler arasındaki kanaate göre, anlaşmanın mânası gerek Berlinde gerek Moskovada da iyi telakki olunacaktır. Zira, bu anlaşma, bir Türk - Bulgar anlaşma-mazlığı takdirinde ortaya çıkabilecek bir Boğazlar meselesini tamami-lc bertaraf etmekte ve yalnız devam eden Yunan meselesini tamamile tecrit eylemektedir.
Tun anın Sol Sahilinde 48 Saatte Beş Yerde Setler Yıkıldı
Macar Ovasında Birçok Hasar Oldu
Askerler, Siviller
SularıDurdurmak için Hummalı Bir Şekilde Çalışıyor
Öudapeştc, 18 (A.A.) —Tu-nanın sal aahilmdoki seciler son 48 saat zarfında beş yerden yıkılmış ve solar 300 kilometre mura/bfcalık bir sahayı kaplamı?
tır. l^K' *
Bu gece vaziyet bilhassa Epos-taç ile civarında çok cîdldî telâkki edilmekte idL Harbiye Nazırı dün sabah bu kasabaya gitmiştir. 12 köy tahliye edilmiştir. Bir çök ev yıkılrniftrr. 15 askerî tayyare Tuna neihrmi Budapeşte'nin şimalrnjdfe tıkamış olan 16 kilometrelik muazzam bir buz kütle* sini bombalarla parçalamıştır
Su, Macar ovasında bir çok hasar yaparak yiiİLseirnekJbedir.
Tmza şehri de hasara uğramış*
tır. AetoeTker ve sivil halk sudan
durdurmaik için hummalı bir faaliyetle c;ı.ı-.makudır.
Suların Budapeşte ile Belgrat ürasındaıkı müneİcalâtı sekteye uğrafcmıyacağı ümit edilmektedir.
Naip Amiral Horty dun tayyare ile sular altında kalan arazi üzerinde dolaşmıştır.
TEPEDELEN
Civarındaltalyanların Yeni Bir Hat Tutmamalarına Çalışılıyor
Tepedelen, Klüsura
Mıntaka:ma Haktan
Bütün Dağlar
Yunanlıların EUıie Geçti
Manastır, 18 (A.A.) —Reuter ajansının Arnavutluk hududundaki muhabiri bildiriyor:
Yunan ileri hareketi büftiin şimal cephesmdie devam etrrubkte-dir. Yalnız Pogradet muvtakasın-da bir sükûnet arız odmuştur.
Dün bütün gün şiddeilı topçu ateşi devam etmiştir. Yunanlılar. Skum'bi ırmağı mınrtakaoında ve Develi vadisinde teşebbüsü ekle tutuyorlar. Dün öğleyin Deve. vadisinde Yunanlıların yaptığı hücum neticesinde bir kalyan müfrezesi mağlûp edilmiştir. A-ralaruıda subaylar da bulunan bir miktar e«tr al*njmıştır.
Ostravitza dağlarında İtalyan mukabil taarruzları düşman için ağır zayiatla püskürtülmüştür.
Daha cenupta. Yunanlılar şimdi Tepedelen ve Klisura mınta-İcasma hâkim bütün dağları ele geçirmiş bulunuyorlar.
İngiliz ve Yunan hava kuvvetleri dün bilhassa Tepedelen civarında büyük bir faaliyet göstermişlerdir. Ve başlıca gayretleri kaJy ani arın yeni bir müdafaa hal. tı teşkil etmelerine mani olmağı istihdaf etmişrtİT.
Buraya gelen haberlere göre, i Arnavutluktaki İtalyan hava kuvvetleri daha ziyade takviye edilmiştir. Pazar sabahı üç motorlu bir italyan bomba tayyaıesı Mos-kopoJis'in cenubu garbisinde hava dâfi bataryaları tarafından düşürülmüştür. Bu tayyare bir obüs isabetile pa'tilaımış ve parça parça olmuştur.
o
Japonya - Solanda Hindistanı Ticaret Müzakereleri
Batavia, 18 — Japonya İle ticaret müzakerelerine yeniden başlanmaktadır, îlk görüşme, buglln Japonlar tarafından Batavia başkonsolosu ve Japon heyetinden bir ftza İle Hollanda Hindistanı tarafından müzakereye memur heyetin reisi bulunan B Van Hoogstraften arasında yapılacaktır.
öğrenildiğine göre, Japonların makul taleplerine muvafakat edilecek, fakat gayri makul bütün talepleri kati surette reddolunncaktır.
6002
6
VATAN
19 - 2 - 941
Adliyede:
İlk Propaganda Suçlusu Adliyede
Millî korunma kanununda propaganda ılc mal satanlar hakkında hususi maddeler vardır. Propagandacılara çok ağır cezalar verilmesini emrediyor. Bu kanun meriyete girelıdcnbcri şimdiye kadar Adliyeye hiç bir propaganda suçu intikal etmemişti İhtikâr davalarına bakan Müddeiumumi dün ilik propaganda suçUı-su hakkında tahlkıkafta başlamıştır. Suçlu sabıkalılardan seyyar bisküvi satıcısı Mehlmettk. gıkları karartma kararının taCbik edileceği gün Yerli Mallar pazarmda tabakası azamî dört kamusa »talan rertkli kâğıtları propaganda yapmak surctiie falı iş fiyatla »*• mıetır. Mehmet koltuğumda bir deste kâğıtla sokağa futamı? ve tafcaka«tnı dört kuraşa satanların yanlarına sokularak:
— Bütün kağıtlarınızı on fcnru-ça akyorum! demiş, böylece bir çok kâğıt toplamış ve biraz sonra da yine satıcılardan aynı kâğıtları cm beşer kurusa toplamış ve her çeyrek saatte kâğıdın tabakasına on kuru$ zammetmek su-retile piyasadan kâğıtları toplamı? ve 1 50 kuruşa yağma halinde halka satmıştır. Mehmet isticvap edil<Wkten sonra kaybolmuştur. Adliyenin Sirkecide Gümrük
Binasına Taşınacağı Haberi
AsJeız
Dün akşatmki gazetelerden brri Yenipoetanede, eski Polo müdürlüğü bmasmda çalışan bötirn maWt«Derej+e Mü<kWmırmılîk-lerin Gümrük bim*»na teemacak-lannı haber verdi. Btı haber Adliye Vekâleti Tofcis reiei Sezai MüddeİMmumî Hikmet Onffttn Gümrük binasında çalıdan beçineî asliye cezas*nı tefti* e*me4ermiden galattn. Mückleiumurm Htkmet Onat dün bk mubeffrınmize:
«— Bir gazete AdüywHfi Güm hik bnasma tasma cağım yazıyordu. Boyk bir şey balen mutesav-ver değildir.» d^mıçtir.
Kürtaj Yapan Doktor Serbest Bırakıldı
Kürtaj yaptığı iddiaaile geçenlerde tevkif edilen kadın hastalıkları ımkefafism doktor Alı Saip hakkındaki do«ya döıdüncü sorgu hâkimliğine vestkm^tL Sorgu hâkimi doktorun serbest btrakrl-masına karar vejmi^»ir. Tabkika-ta gayrımevkuf olarak devam edneceK'Ur.
Azgın Beygir Rasgeldiğini lsınyormuş
Misddeiumumüik dün Kerestecilerde önüne geleni »pan bir beygirin sahibi hakkında tahkikata başlamıştır.
Gibalide kereste fabrikası sa-htfbı Mehmedın beygiri dün sabah gayritabiî haller göbitermeğe baş. Urnı§ ve oradan geçen lokantacı Mehmet oğlu Muştalanın kolundan kapmış ve dişlerini geçirtmiştir. Muştafanın kolu azgın beygirin ağzından zor alınmıştır. Tabibi Adlî Nuri Beiler dün yaralıyı muayene etmiştir. Beyıgirin kuduz ve yabut rüamlı olması ihtimali ni ^özününde tutarak Muertafarmı raütebaasMlara muayene ettirilmesine de lüzum göstermiştir. Piyasaya Noksan Ölçüde Deri Çıkar iyorlarmış Yedikule Gazlıçeşmede deri fabrikatörlerinden Rafail Avra-nun piyasaya noksan ölçüde deri çıkardığı iddia edildiği için Müddeiumumilik tahkikata başlatmış ve bk Fransız mütehassısına fabrikanın derileri mesahalayan makinesini tetkik ettirmişti. Bu ölçü makinesi derilerin üstüne satıh mesahalarını tesbit eder ve satış ta bu rakmlara göre yapılınmış.
Mütehassıs bu ölçü makinelerinin yüzde üç derecede bir hata yapabileceğini de raporunda bildirmiştir. Halbuki piyasada bulunan bazı derilerde noksanın yuzdt akıya kadar çikrtığı görülmüştür. Asliye akancı ceza mahkemesi dün bu davayı tetkik etmiştir. Suçlunun avukatı müdafaasını yapmtş ve piyasada bulunan derilerdeki noksanlıkların o derilerin bazı yerlerinden parçalar koparılmak suret ile hasıl olduğunu iddia etmiştir. CXava karar için tarik edümi^tır.
Gençlik Gazetesi Müdürü Beraet Etti
Evvelce, GençUk Gazetesinde irti^ar eden bir karikatürden, istanbul M«kk*uarwım»i Bay Hikmet Onat'm tattkir odüdiğı iddia, sık gazetenin oakip ve müdürü İ. Oıfacm Hakkında, dördüncü asliye osza maMkemesâ tarafından verilen mahkûmiyet kararı, Yüksek Temryiz Ceea umumî heyeti tar&fndaft r^AaeıcUiâiğandeıı, dün yapılan âurmgtmada, 1. Orbooun bejcaotiı^e kaaar verilmiştir.
Hayatını Kazanmak İçin Zonguldağa Gitmiş
Polis dün geç vakit müddeiumumiliğe Hüseyin oftlu İbrahim Yaman
A"
Lİ>»
A»
4** M «•
t **m « * f ¦ « * * * » ¦
a -m
RADYOLARI
«sihn «** «t» ODEON »AfiAÜrSt »SV*WWl - BEYOĞLU ISTfctAl CJDDESJ W* 41 / %
«D»İA» tftlrS «t» r «UtTâN HâM4M. HAMDİ m »CC^O1 «S - frO
Mateahhtdi mı ve hesabına 30 ton sabun 22/2/941 günü saat 11 de puaarlrkhı satm alınacaktır. Şartnamesi her g^in komisyonda görülebilir, tstekh^erin belli glln ve saatte teklif edecekleri fiyata göre yüzde on be*? teminat akçeleri ile birlikte Fındıklıda Komutanlık satın alma ksmisysiHina gehneieri. «M>76>
Askeri ihtiyaç 30.2.941 günü saat 11 de pazarlıkla 50 ton arpa satm ahnaoaktır. Muhammen bedeli 3750 lira, kati teminatı 562 lira 50 kuruttur. Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli tgün ve saatte Fmdritbda. komutanlık satın alma komisyonuna gclnıe-
?
Aekerî ihtiyaç için beher kilosuna 65 kuruş fiyat tahmin edilen 10 ton karaman koyun e*4 26/2/941 günü saat 15 de pazarlıkla satın alınacaktır. Muhammen bedeli 6500 lira olup kati teminatı 975 liradır. Şartnameei her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli gün ve saatte Fu>#»khda Komutanlık satmalına komisyonuna gelmeleri.
cl246»
*
Askeri İhtiyaç için aşağıda cins ve miktarları yazılı iaşe maddelerinin yeniden pazarlıkları 27/2/941 günü hizalarında yazılı saatlerde yapdacaktrr. Şartnameleri her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli gün ve saatlerde Fındıklıda Komutanlık satınalma komisyonuna germeleri. d247» Ctert Mftkt&n Muh. Bd. Kati Te. Pazarlık
Kilo L K. L. K. S. D.
Stit
.1000
fiAAn
2720 1600
408 240
K>,30 11
Askeri Fabrikalar Satmalma Komisyonu İlânları
Telli ve tetete beJefon ve btmlara ait benzin motörlerl tamiratmdan anlar ueta ve rşçi rOmacaktır.
Ankarada çalıştırrlmak üzere, tahp olanların bir İstida ile Askeri Fabrikalar »mum müdür merine müracaat etmesi ve istida üe birlikte, şimdrye kadar çalıştığı yerlerden aldığı bonservis suretlerinin de gönderilmesi ilân olunur. €İ187>
Dr. İHSAN SAMİ
İSTAFİLOKOK AŞISI
IstaJUokoklardan mütevellid ergenlik, kan çıbanı, kottuk Itz çıbanı, arpacık) ve butun ild haâtahlcranna karşı pek tesirli bir aşıdır. Dlvanyolu No. 113
isminde bir genç teslim etti. Bunun Emniyet nezaretinden kaçtığı iddia ediliyordu. Sultanahmet sulh birinci ceza hâkimi sorgusunu yaptı. İbrahim Yaman diyordu kl:
— Ben katilim, 17 yaşımda hapishaneye girdim. On sene yattım. Yeni çıktım. Hapishaneye girdiğim zaman henüz çocuk oldugrım için hayat ve maişet derdini henüz anlamamıştım. Saçlı, sakallı bir adam olarak serbest hayata kavuşunca şaşırdım. Zongul-daga iş aramaya gittim. Madenlerde bir kaç gün de çalıştım.
Bir gün askerlik yoklamamı yaptırmak için tstanbula geldim. Beni kaçak gibi yakaladrrar. Huzurunuza çıkardılar. İstanbul t kaisaydım açlıktan ölecektim. Benim iş ve ekmek sahibi olmamı herkesten ziyade polis arzu eder. İşsizlik insanları fenalığa götürür. Polis beni affetsin, siz de serbest bırakınız da işimin başına, Zonguldağ'a gideyim.
Mahkeme, İbrahim Yamanı serbest bıraktı.
Bir İflâs Davası
Asliye dördüncü ceza mahkemesi,
dün bir taksirli iflâs davasını tetkik etti. Suçlufiu Ispiro isminde bir manifatura tüccarı idi. Kendisini müdafaa ederken:
— Ben taksirath müflis değilim. Tahkikatı idare eden ticaret mahkemesi de bu hususta bir karar vermiş değil. Bger tasfiye heyetinden sorarsanız vaziyetim anlaşılacak, diyordu.
Muhkeme, tasfiye heyetinden malûmat ifltemek için davayı talik etti.
EO
Yeni Çıkan Plâklar
MÜZEYYEN SEN AR Keman, Kanan, Ut
GİRDİM YARİN
270411 Nü* BAHÇESİNE -
^/Ulllim AH FADİMEM.
-o--—
Bursa t^ıftcüısü Bursa Uulkusü
MUSTAFA ÇAĞLAR
Keman, Kamın, Klarnet, Ut
KALBİMİN ARAMI
97041 9 Nn- YOKTUR Ma}mr &azeI
^IVIl^llU. ÇALDIRIP ÇALGIYI - Sıycimak şark
o-
REFİK BAŞARAN Yalnız Cura
270415 No: çgg*
BboMİG
Halk saılkısı
HALİL SÖYLER
Keman, Kanun, Klarnet DUMAN OLUR 27041 6 No* DAĞLAR BAŞI -
ii/utıunü. Göç Göç OLDU.
Halk şarkrsı Halk şarkı
151
Demz Levazrm Satmalma Komisyonu İlânları
Marmara Üssübahrî K. Satınalma Komisyonundan:
1 — Tahmin edilen bedeli 26950 lira oran 140.000 kilo un. pazarlıkla satın alınacaktır. Eksiltmesi 20/Şubat/941 perç*mbe günü saat 14 de Lznıitte Tersane kapısındaki komisyon binasında yapılacaktır. Şartnamesi her gün komteyonda görülebilir.
2 — Pazarlığa iştirak edecek isteklilerin bu İdlerle alâkadar olduklarına dair ticaret vesikalarile birlikte 2021 lira 25 kuruştan ibaret muvakkat teminat makbuzlarım muayyen gün ve saatte komisyon başkanlığına vermeleri» * cU46>
Beher kHomm
Tahmrn bedeli
201.3*50 Kito Sr£rr etî 48,77 Kuru?
105.123 Kilo Kuzu eti 68,70 Kuru?
148,4-12 Kilo Koyun eti 71,38 Kuru? * (
1 — Yukarda cins ve miktar ve beher kilolarının tahmin edilen bedeli yazılı üç kalem etin 26 şubat 941 çarşamba günü saat 14 te kapalı zarfla eksiltmesi yapılacaktır.
2 — îlk teminatı €İ4.805v hra c23> kuruş olup şartnamesi her gün komisyondan (1382» kuruş bedel mukabilinde alınabilir.
3 — isteklilerin 2490 sayılı kanunun istediği tarzda tanzim edecekleri kapalı teklif mektuplarını havi kapalı zarflarım en geç beHi gün ve saatten bir saat evveline kadar Kasrmpaşada bulunan komisyon başkanlıgma makbuz mukabilinde vermeleri. (817)
tlân Tashihi
Kadıköy Vakıflar Müdürlüğünden:
Vatan gazetesinin 16/2/941 tarihli nüshasında intişar eden satılık cmlAk hakkındak* ilânrmtzjn 13/2/941 tarihinden itibaren on gün müddetle temdit edildiği yazılacak iken sehven on beş gün olarak yazılmış olduğa görüldüğünden keyfiyet tashihen ilân olunur. «1223»
Yeni Neşriyat:
HUKUK GAZETESİ
Yedi seneden beri Cevat Hakkı özbey tarafından Türkçe, Fransızca neşredilmekte olan hukuk gazetesinin dördüncü cildinin 47/48 inci nüshaları intişar etmiştir, tlmî kütüphanemize değerli âlimlerin ve profesörlerin yazılarını havi üç ciltlik bir eser takdimine muvaffak olan Hukuk gazetesinin, bu nüshasında da Rize mebusu Ord. Profesör Satm AH Dilemrc'nin Adlî tıbba, eski Adliye Vekili Profesör Mahmut Esad Boz-kurt'un serbest boşanma aleyhine, Profesör Mustafa Reşit Belgesay'ın Temyiz Mahkemesi Tevhidi içtihat karaılanna, profesör V. Petersin genç mücrimlere, Cevat Hakk* özbey in Büyük Millet Meclisi Kararlarına dair makaleleri^ Şurayı devlet azasından Cudi özal'ın, Konya mebusu Galip GUltekin'in vesarr kıymetli zevatın çok İstifadeli yazıları vardır.
BOKSA
18 ŞUBAT 1041
Sterlin Dolar
îeviçro FYac.
Drahmi
Leva
Peçe ta
Dinar
Yen
isveç Kronu
5.24 132.20 29,6875
0.9975
1.6225 12.9375
3.175 31.1375 31,005
Tahvilât üzerine muamele olmamıştır.
T. İş Bankası 1941 Küçük
Tasarruf Hesapları İkramiye Plânı
1941 İKRAMİYELERİ —
1 adat 2000 Liralık — 2000.— Lira
3 > 2 >
4 > 8 »
35 >
80 » 50 >
300 > 20 >
Keşideler : 4 Şubat Lkincitûşrln
3000.— »
1500,— >
2000.— >
2000.— >
3500.— >
4000.— »
6000.— >
ŞEHİR TİYATROSU TEMSİLLERİ
TEPUbAŞLNDA m,,™.. İSTİKLAL CADDESİNDE
D K A M K i S W Wn | ""Bl KOMEDİ KİSMİ
BU AKŞAM IİIIİIIIhB Bu&Un saat 14 tc Çocuk oyunu Saat 20,3(» da \\ UM Ak^am 20,30 da
MEŞALELER KİAALTK ODAJLAB
üurgUn gişede çocuk .em: ."eri için bilet vc* "«r. s ¦ Bcvazıt, Lâleli. Aksaray. Şehremini vc Topkaprya otobüs temin olundu.
Mm
Ue Velosipetin meydana getirilmesi fevkalâde bir ıcad telâkki edilmişti.
Bugün vesaiti nakliye harikulade bir inkişaf* vnazhar olmuştur.
Bu inkişaf tenvirat hususunda dahi varittir.
ftk E0ISON elektrik ampullarından beri kıymetfı gaz ile doldurulmuş yeni TUNGSRAM - KRİPTOM lâmbalarının İcadile bu vadideki inkişaf büyük bir terakki arzetmiştlr.
Bu ampullar bembeyaz bir ziya verir ve aynı fakattaki sair lâmbalara nisbeten çok daha az elektrik cereyanı sarfederie*.
TUNGSRAM
»BURLA
BİRADERLER
İstanbul — Ankara — İzmir
Bahçe ve Çiçek
Bahçelerini tanzim, çiçeklerini yetiştirmek, fi d artlarına bakmak için mütehassısı tarafından yazılmış eserleri okumalıdırlar. Bu eserler arasında en ziyade tavsiye olunabilecekler:
100 Kuruş 100
Gül Bahçesi Salon Çiçekleri
Karanfil Yetiştirmek 50
Yurdumuz ÇiçeklerininTarîhi 75
Pratik Çiçekçilik 50
Park ve Bahçe Plânları Tanzim Olunur
Matbaamıza Müracaat
Türkiye Cambariyeı
îraat Bankası
Türk lirası.
fCuruhrç tarihi: 188S. — Sermayesi: 100,000,
Şube ve ajans adedi: 266. Zirai ve ticari her nevi baoka muameleleri
Para btHktireolere 28300 dr* ikramiye veriyor.
Ziraat Bankasında kumbaralıve ibbarsız tasarruf hesaplarında en az 50 lirası bulunanlara senede 4 defa çekilecek kur'a üe aşağıdaki plâna göre ikramiye dağıtılacaktır:
4 adet 1,000 liralık 4,000 Ura
4 )> 500 » 2,600 » 4 » 260 » 1,000 » 40 » 160 » 4.00« »
DtKKAT: Hesaplarındaki paralar oir sene içinde 50 liradan aşağı düamiyenlere ikramiye çıktığı takdirde % 20 fazlasüe verilecektir. Kofalar senede 4 defa, 1 eylül, 1 birincikânun, 1 mart ve
1 haziran tarihlerinde çekilecektir.
100 adet 50 liralık 5,000 Ura 120 » 40 v 4300 » 160 » 20 v 3,200 »
SIHHİ OLARAK AĞIZ HOŞLUĞU ve DİŞLERİN BAKIMI
SABAHve'GECE YATARKEN ANTİSEPTİK [) j A MAHLULUNUN FIRÇA İLET İSTİMALİ MİHANİKİ OLARAK D İ $J-E Rİ N lAİ l/rlTEM İZLENMESİNİ ve FlfiCAAKABLNDA DİL.YANAK MUHATİ GIŞAtARI İLE BOĞAZ. Dİ$ ve Dİ$ ETLERİNİN İŞBU MAHLUL İLE ÇALKALANMASI DE BUNLARIN KORUNMASINI TEM İN EDER
Sahibi ve Neariyat Müdürü: AUJVIET EMİN YAJLMA^i
Baıoidığı Yer: VATAN MATBAASI