Sene: i
Numara: 174
II Kânunuevvel Sah 1934
Abone Şeraiti
Türkiye için Havie Mn
I tr»'N( Kr. 79» Kr.
t .;M .... ... «*e , -»*)• . s . »( .---------*• .
I 17» . -------- -
Mırpefi"«R(9*» Şrrtf TELEFON: 2G5İÛ
Mâfkai Ebûıriyı» btaW Ç Sabahtan Çıkar Siyasi Gazete J Fmb Her Tente 5 Koraşfsr
k\//er£e» yanılabilir, hüner her Un/ifi vaktinde antıyarak ondan Tfifade etmek, ba sayede öğrenilin hakikatlerden doğra yolda yükselmek için bir merdiven kur-makttr. Ingiliz sözü
(Şerhi î İlacı! sahifede)
Gûniin yazısı
Vaziyet nazik görülüyor !
Bizce anlaşamazlar
Fransız dış işleri bakanı Milsyö (Lâval) in Romaya gideceği re M. Musolini ile görüşeceğini garete-lerdr okuyoruı. Bu Roma gidişine Frannzlar çok bel bağlıyorlar, bundun iki ulusun ararını bulmak yolunda çok »ey bekliyorlar. Bu seyahat, kuşku ( şüphe ) yoktur, kl İtalyanları ra M. MvsoJiniyi sevindirecek, Italyan (Doç») «İnin onurunu okşayacaktır. Çünkü önce de birkaç defa yazdığımız ötere, M. Musolinl qba»ına grldiğlndenberi hiçbir Fraaıız buy Ok adamı (Roma) ya gitmemişti. Ona karşı diğer devletlerin başbakanları, Ingiliı başbakanı işi düştükçe Romaya Mûsyû ( Musolinl) mn ayağına gidiyor, onunla göıûjûp anlaşıyordu. Fıransılar lae yalnız elçileri ile illerini gördürüyorlar, n» Başbakan, ■e Dıjbakanı Romaya ayak batmıyordu. Bu da Fransız siyasetine tekit on »enedir Sosyalistlerin at çok karışmasından ileri geliyordu Sosyalistler ( Faşistliği) biç aevmi* yortar, ondan dolayı ( Faşlat) İtalya ile Franıanın «ıkıfıkıl anlajma-ama at çok engel oluyorlardı. Yine bu yüıden ( Briyao) bile herkesle okadar uysal geçindiği halde bir türlü Italyaya gitmeği gûza alamıyor, aratıra “ gideceğim, Italyan Başbakanıyle görüşeceğim . diyor. İtalyanları oyalayıp duruyor, adeta bir (yem boruıu) çalmak gibi bir kurnazlık ediyordu. Müsyü (Barlu) ite İş başına gelince artık bu kaçamaklı yoldan vatgeç -rck Müsyû (Munolini)nin aya-gına gitmrğ- Ötendi. Yalnıt ooada (felek) yar olmadı. Gideceği günlerde bir kurşun onu (Remi) yerine (öteki oünya)ya gönderdi. Şimdi Mösyö (Lâval) ölen arkadaşının yolunda devamelmek istiyor ve onun için de Romaya gidiyor. Bu gld.ş Italyan ve Fransızların an'aş-nıa'arı için çok değerli bir ilk adım olacaktır diyenler var. Yalnız bit kendi hesabımıza, Müsyu (bluolini)nin bir Fraaıızın ayağına gr im* «inden koltogunun çok kaba--ne g.ua ragn.cn,luiyaoiarın Frangı t ana butun pürüzlü işleri ortadan kaldırarak her yönden (cihetten) anlaşabileceklerine inananlardan değiliz. Çünkü »ekiz on yıldır yakından kovaladığımız “taki-betliğımiz. İtalyan gidişinden Ma-aolininio biç bir auretle Fransızlarla Um uyuşmak uteanedigi kanaatine vardık. MüsyO Musolıni Frao-nzla-ın Alnınlardan dolayı çok güç bir duruşu “vıziyet. da olduğunu biliyor ve b.u an elln-deo geldiği kadar kar etmek yolunu güdüyor. Yani bizim anladığımız. Mösyö Muaolini Fransızları elinde bir (koz) olarak »aklamak istiyor. Ara »ıra Franaırlara yaklaşıyor, (şunu, bunu verirseniz si-i ole uyuşurum) diyor. Fakat öyle o-caeler istiyor ki bunu Franuzlar ne yapsalar veremez'er. Meselâ Fransırlardan (Tunus) da bir çok şey istiyor, (Koreıka) adasını lati-yar.ıhi») ülkesini bile istiyor. Fran-sıziar buraları nasıl versinler ?
Mûryü Musolini böyle çok isteyip az bir şey koparacaktır. Bu koparacağı nesneler için şimdilik (yeter!) de diyecektir. Biraz sonra ise yine kalk b başka nesneler is-tiyeeeklir. Yani Fransızlara karşı şu bizim çocukların pek sevdikleri (tabtıravalli) oyununu oynamaktadır. Bu oyun yeni bir şey değildir. Bunu ilk ortaya atan meşhur (Mak-yavel) dir. Yalnıt bu oyunu en iyi, en ustalıklı oynıyanlar, İngilizlerdir. Yalnız Ingilizlar soğuk kanlıdır. Bunu oynarken iç yüzlerini dı)arı vurmazlar, gayet kurnazca davranırlar. Onların gidişi daima (tavşana kaç, tazıya tut) gidişidir.
Mösyö (Mucolini) ise Angfo -Sakson değil, iLatın) .oyundandır. (Lâtin)-Irr biraz telaşçı, biraz sinirlidirler. Onua için İngilıtlcrin enini yenini belli etmeden oynadıkları bu oyunu M. (Musolıni) biraz belli ederek oy u or
bundan dolayıdır, ki biz M. (Lâva)) ın Romaya Italyan Başvekilinin ayağına gitmet.ne, onu pehp bliyerek koltuğunu kabartın »sına rağmen, yine İtalyanların Fransızlarla tam anlaşacaklarına hiç te inanmıyoruz. M. (Musolinl) bırnz yumuşıyaeak, güze' sözler ■öyliyeeak, (Latin hemşireler) ba-rsşh diyecek, fakat kendi yine bir kaçamak yolu bırakacak ve sırası geldi mİ bu kaçamak yoldan fırlı-yarak (mızıkçılık) edecektir. Bun. da şaşmamalıyız. Avrupa alyasot
Su i kas d meselesi dostça halledilebilecek mi ?
Alâkadar devletlerin kendi haklarını bizzat ken* dileri yerine getirmek istemeler 4en korkuluyor!
"AforsıVya,. ruikatli meeeleeini doetça katletmeğe çalışan M. "Lâv-, ila M. "Politie^ ve M. “A/aizi..
Cevevre 10 ( A. A. ) — Bugün artık side edilmek istenilen dilek, ne artık ne ektik Avrupsnın başının dinç ve kaygusuz olmasını sağ-lamlamak olduğundan, M. "Pierra Lâval. Yugoslavyayı memnun edecek ve ancak diğer törelere dokunur tarafı olmıyacak ve Macaristan da içinde olmak üzere bütün törelerce kabul edilecek bir formül bulmak için durmaksızın çalışmıştır,
m ■eısea» a »•aeoaeesoaaeınaMiai»*7»l**ia(
M. “Uval. Öğleden önce. Yunanistan murahhası ila ve öğleden sonra da M. “Aloizi. ile va M. “Eden. İla gördşmaştür.
M. "Lâval. M. “Yevtiç. arasında dûn yapılmış olan görüşme «raunda Yugoslav dış işleri bakam, F'aonz dış işleri bakanına Yugoslavya ile dostlarının yapacakları fedakârlıkların en son sınırlarının ne olduğunu bildirmiştir.
Devamı 7 inci sahifede
ı|ail»ll«lllla«aelllieile»»SI»aa«ll«l»İMŞ*«laŞr ll»IMlrarvaOTr
Başbakan
Çorluyu gezdi. Bu sabah geliyor
Tekirdağ 10 (Â.' A.) — Akşam Başbakan şerefine vali konağında 60 kişilik bir konuk ziyafeti veril-miş va toplantı «emimi bir hava içinde geçmiştir.
Başbakan bu »abalı yanındaki Baylarla Mzlkaraya giderek tetkiklerine devam etmiştir.
Başbakan lamel İnönü öğle yemeğini Vali konağında yedikten •onra yanında bulunanlarla birlikte Çorluya gitmiştir. Iımet İnönü gelişinde olduğu gibi yola çıkarken de özlü bir auretta uğurlaumıştır.
Başbakan Çorlu yolu ile Istao-beıla dönecektir.
•
• «
Dün gece yaruından sonraya kadar şehrimize ge'memiş bulunan Başbakan General İsmet Mönünün İstanbul» bu »abab muvasalat ede-eeği anlaşılmaktadır.
Mal kaçırır gibi
Tramvay şirketi bir gecede Bozuk rayları değiştirdi ve düzelt i
Afrikada harb korkusu!
Musolini şu emri vermiş: “ Habeşistam alınız! „
Bütün Belgrad gazeteleri, Habeş - İtalyan müsademelerini harbin başlangıcı addediyorlar
Maarifte yeni kararlar
Muallim ve talebe aynı örnek elbise giyecek
Bütün mektep talebesi de ayın 15 inden itibaren saçlarını iki numara makine ile kestirecekler
Aynı örnek ıliiu giymeleri kjrarlaftırılan talebeden bir grup
Kültür bakanlığı; mekteplerde nizam va intizamı daha iyi bir şekilde temin etmek ve muallim otoritesinin talebe üzerinde daba müessir olmasına çalışmak makaadıle talebe ile muallimlerin mektep dahil ve haricindeki kıyafetleri ve diğer bazı cihetler hakkında ted-
ILIcr İttihazına karar vermiştir.
Alınan malumata göre, bu meganda muallimlerle talebelere mahsus »yrı ayrı ve hurusl mahiyeti bair yeknasok kıyafetler ihdas edilecektir, hattâ bunların şekilleri, kumaşları hakkında tetkik»ta bil» baş anılmıştır.
Devamı 2 inci sahifede
İstanbulun plânı
Üç ecnebi mütehassısın projelerinden birini seçmek üzere tâli bir heyet seçildi
letanbulan müetakbel plânlarından birini tercih edecek olan jüri heyeti dünkü içtimai eenazmda
ittanbu'un müstakbel plânını yapacak mûtrhsısiN seçmek üzere geeen sene belediye tarafındın bir müsabaka açı mı? ve bu müsabakaya Ağa», HergÜç ve Lâmber is-
nın kökünü zaten bu kaçamaklı, dolambaçlı oyunlar ku-muştur. Avrupa kendini bildibıleli hep bu yo a gider, yine de gidecektir. Avrupa işlerinin bir türlü tam bir düzene girmemeli de hep bundon ileri gelmekledir.
Ebûzziya ZaJe
mimle üç şehircilik mütehaıcısı dahil olmuştu. Bunlar taralından hatırlanıp belediyeye gönderilen proje ve plânları tetkik ederek şehrimize en uygun o'anını seçmek Özere dr ş hir ve imar müteh » »-lariyle belediye erkanından ve Şehir niceli»! mûınemıllurinden mürekkep olorak teşkil edilen jüri heyeti dön de Vali ve Belediye Reisi Muh İtin üıtûndağıo başkanlığında toplanmış, bugüne kod "ki çalışma nııı şekil ve neticelerini tetkik etmiştir.
Devamı 2 inci sahifede
M. "Mu«olınl„ den Hsbeşistaoı fethetmek emrini aldığı aöyknllen Mareşal “Balbo.,
Belgrat 9 — İtalya ile Habeşistan arasındaki badiuyi bütön gazeteler bir harp başlangıcı olarak göstermektedirler. Gazeteler, Ro-madan 7 tarıhile aldıkları şu telgrafı neşrediyorlar :
'İtalya — Habeşistan arasındaki hâdise üzerine Italyan başvekili M,
»«»«»•iıviMlva v«rvs»«t»li«lvtis|l«l*(l«lt t ışş s şş p» t »»••»«♦» •••••• ••• aso» •• ş »o» »• s e ı»aş • şnu »e • s a» vs âe •«• s • »•» o» •
Yeni Adliye tayinleri
Bu liste ile İstanbul hâkimleri arasında da değişiklik yapıldı
■lusotini, Cvneral “Balboya. şu telgrafı çekmiştir t
Habaşlaria İtalyan topraklarına bir daha tecavüz etmamcd içim lâzımgelan kafi tedbirleri alınız,.
Belgrat gazeteleri M. Muso.ininin bu telgrafının hakiki manam "Habeşistam tamsmıla istilâ »diniş, demek olduğunu d» yazmaktsdırlar. Müsademelerin tevalisinden korkuluyor
Canevre 9 — İtalya iie Habeşistan arasındaki soa hudut hadi-sesi burada ehemmiyetle ve eadişo İta karşılanmamıştır. O havalide hudut iyi tahdit edilmemiş oldıs-ğundan bu tarzda hâdiselerin tekerrür etmesi ihtimali vardır.
Habeşistam yutmak l$tiyecekler mİ?
Paris 10 (Hususi) — Burada tahmin edildiğine göre. İtalya havalisindeki yerli askerle Italyan sakarinin mikdarı yirmi binden çoktur. Pek muharip olan yeril Soma-lıların da dahil bulunduğu bu orduda bilhassa topçu kuvveti va mit-ralyoz pek fazladır.
Italya-Habeşistan kuvvetleri arasında vuku bu'an müsademenin mevzii kalacağı. İtalyanların Habeşistan! istilâ etmek istedikleri rivayetinin tahakkuk aykmiyeceği ümit olunmaktadır.
Paket poıla'-ancti dönemecindeki yerde çatlamif oiub Tramvay firkatinin b’r gecede değiştirdiği raylar
Dört glin evve’k nûthamızda. Sirkecide Pa'eet po.ıabancai önüo-ceki tramvay hattının kavis yerinde rayların çatlad ğmı yazmış, resmini koymuş ve oradu bir kaza çıkacağım söylemiştik. Bu neşriya-Devamı 2 inci sahifede
T. Rüştü Araş Atina ya gidiyor
Atina 10 (A.A.) — Gazetelerin öğrendiklerine göre, Tevfîk Rüştü Ara» Cenevredcn Ankara-ya dönerken Atinaya uğrayacaktır. Türkiye dış işleri Bakanının bu ziyaretinin başlıca ülküsü, uluslar derneğinin işleri ve hali hazırda Cenevrede toplanmakta olan Balkan anlaşması dış işleri Bakanlarının konuşmaları hakkında Yunan hükümetine bilge vermektir.
M. “ Maksimos.. istifa etmiyor
Atina 9 — Variyetin düze!-inesi özerine hariciye nazın M. ** Maksimos» istifadan vazgeçmiştir.
V__________________________J
Bek;en?n mühim maç Italyanlar, Ma-carları yendiler İtalya: 4, Macarlar: 2
Mîl&no 10 (A. A.) — İtalya ve M acaristan arasında yapıtan futbel maçlarında İtalya, Macariatanı 4/2 yenmiştir.
Italyanlar bu mıçı güçlükle kazanmışlar ve Macarlar çok iyi oynamalarına rağmen kararsızlık yüzünden bir çok fırıatlar kaçırmış-lardır.
Devamı 2 inci sahifede
General Basri
Bahkesirde vefat etti
Balıkesir 10 (A.A.) — Kolordu 1 kumandanlarından General Basri dûn gece yarın ani bir nezfi dimağl sonunda, yapılan bütün tedav.lerc ruğmrıı ölmüştür.
Balıkesir değerli Generalin ölü. möne ağlamaktadır.
Ankara 10 (Telefonla)—Y-ei intıhab komisyonunun teıbit et ği Adli terfi ve nakiller listesi yüksek taıdıkten çıkmıştır. Yapılan tayin ve nakiller şunlardır:
Baş müddeiumumi muavinliğine Eskişehir hâkimi İsmail ve Biga müddcıunıum.si Ziya, Bozöyuk müddeiumumisi H««ndi Giresun hu-
Devamı 7 inci t thifede
V.lâyct konağı önündeki facia
Yaralılar ne halde?
Yaralı polisin gözünden sakat kalması rauhte-mJ-Facia etrafında şahitlerin verdiği malûmat
Faciada yaraia-(an küçük Mürcet kardefi ce anneti ite beraber ce katil Ahmedin karım Cüzin ile coeuga
Evvelki gün öğleden sonra, ■ i-Inyet konağı önünde geçen ve bir k »inin ö üsnü, dört kişinin de ya-ralonır.asıyle biten hâdise hakkında aö İye ve zabıtaca yapılan tahki-
kat ikmal ıdı rmş çi lidir. Ynlou yaralıların son sıhhi raporları da alınarak tahkikat evrakına ilâve edildikten sonra dosya adliyeye /.Atfen sahifeyi çeviriniz
| İşten el çekmiş bir Türk komiserinin hatıraları
I Yunanlı dol andır ıcıyı nasıl yakaladım?
Ha’ırat şöy'.e başlıyor:
“Hayatta mücadele esastır. Ben is» mûende-, "leye bayılırım vo sırf bu yüıden polis olmak, "htedim. Bu arzu ile (1.12S) arneaieda palla olmak, "üzere müracaat ettim. Müracaatım kabul edildi..
•Tahkikat yap. d. ve (32S) senesi mırtında Beyoğlu polis müdür!-,, “yeti kadrosuna "1178. numara ile patis kaydedildim.....
Yeni tefrikamız muhayyele mahsulü bir eser değildir. Her vak'ası bin bir tehlike içinde aynen yaşanmış hakiki zabıta vak’alarıdır ve muhterem okuyucularımız tarafından merak vc alâka ile takıb olunacaktır.
Birkaç güne kadar başlıyor
-----—----- ------------- — .
2
—ZAMAN—
Kânnnuevel 11
|son^zhaberler|
Habeşistan — İtalya ihtilâfı
Mesele bu defa sulhan halledilse bile ileride yine bir patlak verebilecek mahiyettedir ilk önce, Habeşistan ile İtalya arasında adeta yeni bir muharebenin başlsdığ.aı gösteren bir takım haberler alıemaaıoa rağmen bu babrrie-r o arkan gelmemiş bulunuyor. Bilâkis bugün eldeki malünaat. iki tarat aramda mühim bir ıruharebe »u u bulduğunu gtiatermiyov. Anlaşılan, metale mühim bir tıudud ihtilâf uıdas ibarettir. Ancak ötedenberi iki m ro'eket arasınsa bir hırb o vukuu gayr. kabil ietinap görüleg-ld finden bu hudud ihtilâfı, ve ihtilâf çıralında dökülen kanlar, bir harb mahiyetinde teakki odilmljti'.
Bununla beraber mezkûr telâkkinin yanh| olduğunu gösterecek katı de-iâil dn mevcut değildir. Belki de bu tudud ihtilafı ve bu ihtilâfı takib eden döğüşm» vasi bir mikyaa alır ve bir h)rb mahiyeti kazanır.
Habeşutao, uzakça bir msmlekst olduğu ve onuo medeniyet âlemiyle doğrudan e’oğruya bağlanışı bulunmadığı için iki taraftan malûmat alınamıyor ve gelen n aîûmat yeloıı birtaraflı oluyor.
Bununla beraber h.lihazırda, İki tarafında soo hâdim mee’uliyetinl birbirine atfettikleri söyleniyor. Demek ki mercie tahkik edilecek ve brrşeydrn evvel mesuliyetin kime ait olduğu anlaşılacaktır.
Bu tık irde aon hâdisenin imhan halli beklenebilir. Fakat meselenin sulhun hallide ileride tekrar el.net nn mani olamıyaeak gibidir.
Ö. R.
Mal kaçırır gibi
Birinci sahifeden devam timu ürerine tramvay şirketi, hemen o sabah işe başlamış ve amelelini gece de çalıştırarak boıuk rıv şıyanı hayrat kir süratle değiş, tirtui-tır. Tramvay şirketinin be aceleden maksadı nedir? Bir kazanın önüne geçmek mı? Hayır I Sadece n«l-a vc belediye koronerleri işin farkına varıb da şirkete ccıa vermelerine meydan kalmamak iç in. Maamafıb biı sekiz on satır ya limitin şirket ûıerinde bukadar mü. •erir olmasını hayretlerde kaldık. Hılkın başka hukukuna dair ya*-dığımıı yazılara kulak verniyesi şi. k tin bu tezek ray meşelerinde gümrükten mal kaçırır gibi acele atmeriçok dikkate şayan degiljmi-dır ? Maamafıb bit neşriyatımızla bu bozukluğun derhal düzeltilmiş olmanndan çok memnucun. Çünkü bu «»yede b.r katanın önüne geçerek birkaç vatandaşımın sakatlanmaktan kurtardığımıza eminiz. Bu da bitim için Çok büyük bir mü-kâfsttır.
Irtlim edilecektir.
Facianın luçtusu olan makinist Ahmet ölmüş olduğu için evrakın hıfzı ieabetmektedır. Yaralı bulanan 11 ve 6 yaşlarında iki çocukla avukat Meletyoa Ahmedıu tabancalından çıkan kurşunlarla yara-lanmış bulunmaktadırlar.
Gerek Ahahaıin oefııne, gerek şahsına vuku bo an taarruzu def etmek için a lâh istimâline nsrebur kalan yaralı Vilâyet nokta polis memuru Yrşar’ın attığı kurşunların da üçü. Ahmet’e isabet etmiş bulunmaktadır. Bunlardan midesine isabetle saplanıp kalan kurşun Ahm.d'ın ölümünü intaç etmiştir.
Ahine .Tin attığı k-urşunlardan bir tanesiyle gözünden yaralanmış bulunan polis yaşarın vasiyeti fena değildir, doktorlar, yaranın apse yapmasına mani olmağa çalışmaktadırlar. Apse yapmadığı takdirde göt sağ am olarak kurtulabilecektir. (Yara apse yapsrsa gö-sın' rü.et hastası kaybolacaktır.
D ğer yaralılar avukat Mslrt-yos İte. hıurvet ve Hayri isimli iki çoeulua yaralarında butu ian kurlu u.ar çıkarılmıştır. Buaların mhhi variyetlerinde vahamet yoktur.
Dinlenen Şahitler ve malüınatı-n müracaat edilen tekmil şahısların verdikleri malûmata nazaran, Ahmrdi bu şekilde bir faciaya sev-kedecek esaslı bir âmil yoktur.
Ksrıs* Güzintc filen ayrılalı üç seneden fazla bir teman geçmiştir.
Yahut Adliye yaııg n ada, Gûıi-nın boşar m a davasına ait evrak do-yaaı da yandığından, bu bo-şa.ım mm yemden tescili için Cadının müracaatta bulunması, Ahmedin esasen kumru tamam ulmiyan şuurunu Lûılıûtûn bozmuş s e Meietyoeuo da bu iş: takip etmekte olduğunu duyunca bu kinini onun şahsında teskin et-m-k istemiş ve bu yüzden facia vukuboünuşt ur.
Abmedin cesedi, »orga nakledilmiştir. Diğer taraftan Emniyet müdürlüğü yaralı polis Yaşarın eıbbatıle her an alâkadar olmaktadır.
Tahkikatın adii Cephesini, müddeiumumi muavinlerinden Celâl idare etmektedir.
Yurttaş
Yerli malı kullanmak, milli ahlâkımız olmalıdır.
M. L va T. cemiyeti
Alman mebusan meclisi binasını kim yakmıştı? Rayiştag binası, bugünkü Alman nazırları “Gö-bels„ ve MGöring„in emirlerile ateşe verilmiş I
Alman meb'uuo medlal olan “Raylştağ binasının |yakılmau, M. "flitler» i iktidar mevkiine getirmekte rolü olan hâdiselerdta birini teşkil etmektedir. O saman lar bu binayı komünistlerin ve bilhassa bunlardan “Vander Lub. un yaktığı iddia edilmişti. Halbuki * Rayiştag . ı yakanların bit ut “H.ller, in adam'arı olduğu ifşa olunmaktadır. Bunu yatan "Jurnal, gazetesi, Almanya dahilinde topla Kırılmıştır.
Bu ifşaatın caası şudur ı Geçen haziranda taklibi hükümet ciirmiin-den Almaoyada kurşuna dizilenler «Beyanında bulunan hücum taburları reisi “ Kari Ernest . , hayatıma teh'ıkede olduğunu aese-rek, "Rayi|toğ„ in yakılmasına alt elim hatıratını yatmış, istediği taman veya ölümünden sonra neşro lunmsk ürere bono Almanya haricine göndermiştir.
Bu vesikaya göee kendirini bir güo, bugün Alman propaganda natırı olan “ Göbels . çağırmış, orada “Göriog. de bulunuyormuş. '•Göbels,, e oaıaran, BresUvda bulunan " Hitler . e sözde bir komünist suikaıdi terbb etmek Ve halkı Markristlere karşı ayaklandırmak için tertibat alınmak lâzım geliyormuş. " Göriog „ bo fikri beğenmemiş va “ Raiyştığ „ m yakılmasını dalız münasip görmüş, bu fikrini de kabul ettirmiştir.
Bu suretle karar verildikten sonra şefine muti olan “ Erııest İstanbulun plânı Birinci tahifeden deaam Jüri heyeti, mevcut üç muta-hasılsın rapor, plân ve projelerinde!-bingilerinin vc hangi noktalarının şehrlnııtc ve umumi vaziyetlere uygun olduğunu ayırıp mukayeseli v(- ısbabı mucibeii bir rapor lıasır-lamak üzesc.tali bir heyet aeçuiştir.
Bu heyet eski Trabzon meboıu uıûlıcadis Muhtar, mimar Cevdet, Belediye Fen müdürü Ziya, imar müdürü Ziya, müzeler müdürü Arit. Gılzelaaoatiar Akademisi Profesörlerinden Celâl Esat vc Şehir Mecl-si Amamdan ve eski Şebre-minleriodea Tevfikten mürekkeptir.
Bu günden itibaren çali|(n(ya başlıyseak olan mezkûr heyet me-»Milini «o kısa bir temanda ikmal edecek ve keyfiyetten belediye riyasetini haberdar cyliysesktir. Bun dan sonra Belediye reisliği, jüri heyeti umomiyerioi yeniden içtimaa davet edecektir.
Encümenin hatırladığı mukayeseli rapor] jüri heyeti terafm-dan süratle tetkik olunacak ve kati karar 934 mıfl acneıl zarfında verilmiş olacaktır.
Nafıa Vekâletinin yeni adı Atatürk, Nafıa Bakanlığına " Bayındırlık Bakanlığı „ adını ve Bnkan Aliye de “Çetin Kaya,. »oy adını vermiştir,
İngiltere ve Hindistan meselesi
Avam ve lordlar kamarası, yeni Hint kanunu-esasisi hakkında müzakerata başlıyor
Lonra 10 (A.A.) — Hindis-
tan meselesine aid müzakerelere bugün Avam kamarasında başlanacaktır. Müzakereler, üç gün sürecektir.
Hindistan Nazırı Sir “ Sn* muel Hor. hükümetin takririni verecek ve Hint komıtesinio raporunun Hint kanunu esasisini tadil edecek kanuna esas tutulmasını teklif edecektir.
İlk iki gün, umumi mi1* 'kerelere devam edilecektir. 0;ün-cü gün, işçi fırkası ’ Hindistan hükümetinin mesuliyetlerinin tedrici bir inkişaf yotı ile bir dominyon hukuk ve teşkilâtına bak kazanmasının,, tanınması lehine bir takrir verecek ve bundan başka,"Hint kütlelerine teşkilâtı esasiye yolları ile siya-
Kari „ komünist ** Van Derlubc „ Rayiştağa daha girmeden evvel binayı ateşlemiş ve çıkmıştır.
Bu ifşaat Berlin muhitinde çok derin tesirler uyandırmıştır.
Bo mesela hakkında Alman propaganda nezaretiula yaptığı bir tebliğde şualar söyleoilmektedir.
“Bazı ecnebi gazeteleri 30 Ha. tiran vah'alarında kurşuna dizilen hücum ta bur lan şeflerinden "Kari Eroeet,, in, Rayiştağ yangını hak-kındaki ifşa vesikasını oeşrstmiş-lerdir. Sarih olarak görüldüğü veçhile bo vesika sahte olarak tanzim edilmiştir. Mucibi teessüf olan cihet, bo türlü yalao neşriyatı hiç bir tabklka tâbi tutmadan ve ciddî gazetelerin karilerine sunmalarıdır.
Bilhassa bilmeleri lâzımdı ki bu türlü vesikalar muhalifler ve memleket dışarısına çıkınlan tarafından bârJ çok kereler taani edilmiş ve mahiyetleri meydana konulmuştur. Bu vak'a dn açık bir sahtekârlıktan başka bir şey değildir..
Nazilerin bir reisi çekildi Berlin 9 (Huauat) — Devlet onun olarak İş gören ve Nazi fırkasının programını yapmış olan (H.t-ler) in arkadaşı (Goltfried Feder) işini terke mecbur olmuştur. "Feder,, , "Hıtler„ i riyasi bayata su-rûkliyco adamdır. A: manyada aon zamaularda tevali eden geçimsiz-lıkler, “Hitler,, in eski arkadaşla-siyin anlaşamadığını göstermektedir.
Beklenen maç
Birinci nahi/cden devam Milano 10 (Hususi) — İtalya ralli! takımı, 2-4 sayı ile MscarMıl.i takımım msglüp etmiştir.
Maç çek sıkı vc tevkii olmuştur. Macarlar pek gütel oynamalarına rağmen, hücum batlarındaki tutukluk vc âlıenkaiılik b'.rçok gol fırsatı ksçırmaiarıne sebebiyet vermiştir.
bstı gsteteler, İtalyanların galebesini hemen hemen Macar muhacimlerinin bu oyundaki becerikliliklerine atfetmektedirler.
Son zamanlarda Macarlar orta Avrupada llalyaolara en fazla ra. k.p addedilen bir takımdı. Italyan, lar tu sou zaferlerile hâlen orta Avrupada kendilerim yenebilecek bir takım olmadığını göstermiş Oluyorlar.
Maarifte yeni kararlar
/ inci sahifeden devam
Bu karar tatbik edildiği takdirde yerli kumaşların sürümü nok. Usuldan da İktisadi faideler temin edileceği iddia olunmaktadır.
Diğer taraftan memleketimiı. deki bülün ilkmekteplerie orta-mektep ve liselerdeki bütün lale, banin taçlan kestirilceehtlr.
Bu kararın tatbikine Kânunuevvelin on beşinde boşlanacak va o giınden itibaren aaçianıu iki ou-
si iktidara sahip olmak imkânlarının ,. verilmesini isteyecektir.
M. “Vinston Çorçil,, ile diğer ittihatçıların, raporun tavsiyelerine muhalefet eden takrirlerini vermiyecekleri tahmin ediliyor.
M. "Baldvin,, hükümet namına en son olarak çarşamba günü süz söyliyccek ve zannedildiğine güre, kuvvetli bir ekseriyet kazanacaktır.
Lordlar kamarası müzakerelerine perşembe günü başlıya-çaktır. Müzakere 4 gün sürecektir.
Hindistan kanunu, meclise yeni senenin ilk günleri gelecektir,
Kanunun 400 maddesi olacağı umuluyor.
Hiç Parlemento kalmıyacakmış!
Portekiz Başvekili böyle iddia ediyor...
Lizbon 10 (A. A.) — Başba-kan M. *'Salazar„ radyodaki bir »öylesinde parlemento.'ann yakında Avrupadan kalkacağı-oa işaret etmiş vo korporar-yonlar mümcsaiUerinin devlet kurulmalarına girmelerinin Por-tekizin »iyaıal tekâmülünde bir varım olduğunu »öyliyerek demiştir ki:
Bu mUme‘»itlerin aetâhi-yeti danışma mahiyetinde olacak ve yasaları yalnız bükü* met yapacaktır. R
Fransa - İtalya münasebetleri iyi!
Fransız hariciye nazın yakında Romaya gidiyor
Cenevre 10 (A.A) Eski Italyan muhariplerinin Fransız-ltaU yan dostluğu için tertib ettikleri toplantıda »oz alan Fransız Hariciye Bakanı M. "Pietri. iki memleket arasındaki anlaşa-
mamazlığın bugün kalkmış olduğunu Fransa dış bakanı
ortadan söylemiş, “Lâval. in
yakında " Roma „ ya yapacağı
ziyarete temas etmiş, iki mem-
leketin ta Romalılar vc Çatlı
lar zamanlarından başlıyan el birliklerini hatırlatmış vc Fransa Faşistliği bidayette bir siyasal formül zannetmişti. Halbuki bu sizin yaradılışınıza uygun bir soysal yen.lik formülüdür. Demiştir.
Mühim konuşmalar başlıyor
Roma 10 (A. A.) — “Şatob-riyan., için Fransa hükümeti tarafından dikilen açılmasında bulunacak olan |Fransız heyeti buraya gelmiştir. Fransız heyeti buraya gelmiştir. Fransız hükümetini bu merasimde temsil edecek olan M. "H. Beren
ger,, bu işi gördükten sonra M. “Musohni,, ile çok mühim siyasal konuşmalar yapacak ve çarşamba günü Parise dönecektir.
Samimi telgraflar
Cenevre 10 (A. A.) — Sar anlaşınasınıu konseyce tasvibi üzerine Fransa Hariciye Bakanı M. "Lâval,, ile M. "Musolini,, arasında samimî dostluk gösteren tel yazdan gönderilmiştir.
maca i.e kvabrtnetnı, oınn talebe cezataııılırılacak, mekteplere kabul ediloıiyecvkıir.
Hu kararın bütüa yüksek ıuek-trplerle Üniversite talebesine dr teşmili çok muhtemeldir. Bu huşu-, tâki kati karar yakında anlaşılacaktır.
Mecliste Müzakereler
Avukatlara ait bir madde müzakere edilerek encümene geri verildi
Ankara 10 (Telefonla) — B. M. Medisi bugün Esat (Bursa) nın başkanlığında^ toplanarak 1934 yılı genel denkleşmesine giren daire bütçelerinin muhtelif fasıllarından 3 milyon 622 bin 792 liranın indirilerek bunun 3,997,817 lirasuıin aynı yıl bütçesi fasıllarına eklenmesi 125,155 lirasının yeniden açı-lan fasıllara inalmaz tahsisat olarak konulması haklımdaki kanunu onaylamıştır,
Ankarada yapılan vilâyetler evine hâzinece deruhte edilen 334 bin liralık alacağına karşılık müteahhide ödeneceği yıllar bütçelerine konacak tahsisattan ödenmek üzere bono verilmesine, yine vilâyetler evinin tesisat döşenmesi için 1935-36 yıllarında ödenmek üzere 200 bin liraya kadar teabhüde girişilme-ye ve buna karşı bono çıkartmak bulutunda maliye bakanına se-lâhiyet veren kanun onaylan-diktan sonra, askarî vc mülki tekaüt kanununun muvakkat beşinci maddesinin askeri, mülki tekaüt kanununa göre on lira ve daha az yetim maaşı alanların 942 sayılı kanun hükümlerinden istifade edip etmiyc-
Gazete ve matbuaların toplattırıl-ması lâyihası Meclise verildi
Ankara 10 (Telefonla) — Türkiyede ve yabancı bir mera ekeHe çıkan gazele, raecoaua ve bütün matbuaların dağıtılmasının veya Türk yo-ye aokulmalarınıo İcra Vekilleri heyeti karariyle mesuolunabileceği vs dağıtılan matbuaların lern Vekilleri heyetinden möstaeel karar ahemak üzere İç Bakanının emriyle derhal toplattınlabiieeeğl ve memnaiyeti bilerek bu kabil matbuaları dağıtan veya memlekete «çıkanlardan elli liradan 300 liraya kadar ağır para ceuu alınacağı batkındaki lâyiha Büyük Millet Meeliaioe gelmiştir.
Valiler arasında nakiller
Ankara 10 (Telefonla) — Antalya vahlığioc Kütahya valisi Saip, Kû'ahyaya İçel valisi Ha um, Kırşehir* Muş valisi Mithat, Giresun valiliğine Ankara vilâyeti (dara heyeti âıaeından Yahya Sezai. İçel vat-lifine Ankara v.lâyeti idare heyeti âzastodan Hakkı Haydar, Kaıtamonu »• iliğine vekâletinde bulunan Mü kiye müfettişi Fazıl, Kocaeli valiliğine v-kâletinde bulunan müfettiş Hama Faik ve Çankırı valiliğine vekâla-inde bulunan müfettiş Derviş Hüsnü nskil ve tayin edilmişlerdir.
Dil işleri için bir komisyon
Ankara 10 ("Telefonla) — Kültür Bakanlığında bu bafta ifade edebiyat ve lisan işleri özerinde teikikat yapmak üzere büyük, bir komisyon kurulacaktır. Komisyon dil savaşının tekâmül sey rini gözden geçirecek ve birçok araştırmalar yapacaktır.
Arnavutluk ve Yunanistan
Atina 10 (A. A.) — "Arnavutluk,, gazetesi. Se^ânik'tc bulunan ikiyüz Arnavudun ikamet tezkereleri yenilenmediği takdirde Arnavud tabiiyetine geçen Yunanlıların Arnavud-luktan çıkarılacağını yazmak, fadırlar,
" Proia „ gazetesi diyor kı: "ikiyüz değil, ancak yüz Ar-navud ailesinin ikamet tezkereleri yenilenecektir. Vc bu. ka-rışılık tehditleri üzerine değil, ancak Atiuadaki Arnavudluk sefirine verilen söz üzerine ya. pılmaktadır.,,
Amerikada yakalanan keyif verici zehir satanlar Vaşingtonîl0(A. A.)—Uyuşturucu maddeler zabıtası yedi yıl süren engin bir araştırma vc tahkikten sonra ülkenin her yerinde aynı zamında gene) bir baskın yaparak kaçakçı kuru-rnunun tümünü yakalamıştır. Yakalananlar, "18^ i kadın olmak üzere 750 kişidir.
Zabıta değerini şimdilik oran-lamıya imkân olmıyan pek çok kaçak mal ele geçirmiştir.
ceklerinin tefsirlerine ait mazbata üzerinde görüşülmüş ve kabul edilmiştir.
Bundan aonra hukuk usul mahkemeleri kanununun bazı maddelerinin tadili lâyihasının müzakeresine geçilmiş vc uzun süren hararet i münakaşalar olmuştur. Münakaşaların mevzuu bu kanonun 67 nci maddesi idi.
Bu maddeye göre, iki taraftan birinin vekili olduğunu söyliyen kimse tasdikli vekâletname ibrazına mecburdur.
Refik Şevket Söz alarak, bu maddenin bu şekilde kabulü-nön, kanunun ve hâkimlerin yardımcısı olan avukatların şeref ye haysiyetlerini kırmak demek olduğunu, eski maddeyi sui istimal edenler için kanunda muayyen ve ağır cezalar bulunduğunu söy'etniş ve maddenin değiştirilmesini istemiştir.
Salâhattin ( Kocaeli) bunun aksini iddia etmiş. Vasfi Raşit Refik Şevketin fikrine iştirak ettiğini söylemiştir. Neticede madde değ.ştirilmek üzre encümene geri verilmiştir.
Meclis Perşembe günü too-lanacaktır.
Ermeni piska-poşu çıkarılıyor Atina 10 (Hususi) — Buradaki Ermeni baş piskaposn. Komünistlerle münasebatta bulunduğu cihetle, nihayet beş gün zarfında Yunanistanı terk» hükümetçe davet edilmiştir. Bulgarcadan Türkçe çıkarılıyor Sofya 10 (Hususi) — Bulgar maarif nezareti, Bulgar lisanının Türkçe. Yunanca, Fransızca.. Ve saire gibi ecnebi kelimelerinden temizlenmesi için memleketin her tarafında mücaılch açmıştır.
Dahiliye nezareti de mınta-ka müfettişliklerine birer tamim göndererek maarif nezaretin n açtığı-savara faaliyetle iştirak etme erini tavsiye etmiştir.
Aynı ramanda bir çok köy ve kasabaların Türkçe isimleri Bulgarca mukabilleriyle veya başka Bu'gar isimleriyle değiş-tiriımlşür.Değiştiriiıuiye devamda edilmektedir.
Bu ıneyanda Deli ormanın “Eskicuma,, kasabası Bu garca "Targovişte,, “Osman Pazarı,, kasabası da "Omortag,, isimlerini almışlardır.
Kânunoevel 11
- ZAR AN —
3
'sütunlar ARASINDA]
Sanayiimizi inkişaf ettirmek için
Arkadaşlarımızdan biri, Maarif vekaletinin muallim ve talebeye mahsus bir kıyafet hakkında tet-kikat yaptığını yazdıktan »oma kadın muallimler için de sade ve basit bir köstün, Üniversite talebesine de bir kıyafet kabulünün düşünüldüğünü ilâve ediyor.
Talebe ve muallimler için bir nevi elbise kabulünün, mensucat fabrikalarımızı İdare »den müesseseler tarafından iyi karşılandığı da bildirilmekte, hatta devlet memurlarının bir nevi kınnaptan yapılan elbise giymesinde iktisadi faydalar görüldüğü temin olunmaktadır.
Çvokü mensucat sanayi bakımından bir nevi kumajın giyilme si, febrikaların daha p inli ve emin bir surette çalınmasına yardım edecekmiş I
Bütün bu malûmat verildikten sonra resmî makamların bu yolda bir kanon lâyihası yapmak için bir hazırlığı gürfllmedıgi ve bir nevi kumaştan elbise yapmak meselesinin ancak sanayiin inkişafı bakımından tetkik olunduğu anlaşılıyor.
*
BûHin bu haberlerin aslı var m yok mu, henüz] bilmiyoruz. Bilmemekle beraber, böyle bir şey in dö-şünü'müj olduğunu nazarı İtibara alarak biz de döçûncelerimizi söyii-ycbUirlz. Mekteb çocuklarına bir elbise seçmek ve kararlaştırmak iyi olur. Çocukların aynı renk, aynı biçimde elbise giymeler), birlik v«] intizam bakımındao çok faydalıdır.
Bunun çocuklar üzerindeki ruhi tesirleri de prk iyidir. Bu sayede çocuklar aratandaki içtimai farklar göze batmaz. Çocukların birbirlerine sevgi ve saygısı artar.
Aynı usulün erkek, (kadın muallimler üzerinde tatbiki de belki faydalı o!ur. Muallim elbisesini giyen her şahıs, muallimlik haysiyeti bakımından, daha faz'.a saygı görür. Muallim, mekteb ve vazifesi dışında, muallimliğe mahsus elbisesini çıkararak içtimai h»yatın icaplarına uygun rrnk vr biçimde el-biseler giyebilir.
Fakat bütün bu saydığımız işlerde hlkim olan fikir, herşayden fazla terbiyesidir. İktisadî, amal def ildir.
Çünkü bu işlerde inktiaadl, sınai düşünceler ikinci, üçüncü dereceye düşer.
Ter biye »t bir işte, hsrşoyden evvel, terbiye İcapları nazarı dik-date alınır. Böyle yapılmazda iktisadi düşünceler, yahut sanayii inkişaf ettirmek fikri, terbiyevt esaslara üstün tutulursa terbiyesi kaplar İle iktisadi, sınat düşüncelere uygun geldiği takdirde ne âlâl Yoksa terbiye işinde, muhakkak, terbiye»! icapları üstün tutmak gerektir.
Devlet memurlarının bâr nevi kumaştan vapılan elbiselerini giy. meşine gelince, verilen haberlere göre bunda iktisadi faydalar görülmektedir.
Bu bakıra yan’ışlır. Çünkü sanayiin inkişafı, bir teviye aynı kumaşı çıkarmakta degit, çıkardığı kumaşları çeşitleştlrmckte, çeşitlerinde selim zevkin, güzel sanatın icaplarını tekemmül ettirmektedir. Menıucat sanayii ancak tenevvüûn temini ile ileriler ve yükselir. Bir nevi kumaş fikri ise, sanayii geriletir. Çünkü onu yeni b.r çeşit bu’maktao, yeni bir eser yaratmaktan, bir kelime ile tekâmül etmekten alakoyar.
Onun için mekteb talebesi ile muallimler için muvafık görülen bir tedbir bütün memurUra tatbik olununca müfit olmaktan çıkar, belki zararlı olur.
Mensucat fabrikalarımızın tekâmülü hir tek çeşitte değil, fakat tenevvüda arayacakları, onların şimdiki hareketlerinden de anlaşılıyor.
R.
Tramvaylarda Fransızca yazılar
Belediyece vaki tebligat üzerine Tramvay Şirketi durak yerlerindeki levhaların Fransızca yazılarını boyamakta olduğu gibi Tramvay arabalarındaki Fransızca yazılarda kaldırılmıştır.
Tutum ve Yerli malı haftası
Talebe gezecek, konferanslar verilecek
Beşinci tutum ve yerli malı haftası münasebetiyle Cumhuriyet Halk Fırkası binasında dün bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda tutum gününün yarından başlıyarak Salı günü akşmnmına kadar devam etmesi kararlaştırılmıştı!. Kültür ba-kan'.ığındcn gelen emre nazaran da bu seneki tutum haftasının diğer senelerden daha canlı olmasını vo bütün mektepler de talebe ana ve babalarına muallimler tarafından tutum hakkında konferanslar verilmesi, salonları olan mekteplerde mü-samereler yapılması bildirilmiştir.
Bütün ecnebi ve ekalliyet mektepleri de dahil olduğu halde bütün talebe cuma günü hava-müsait olursa, tulum ve yerli malı hakkında vecizeler yazılı levhalarla kendi mınta-kahrını dolaşacaklardır.
Kültür müdürlüğü bütün mektep müdürlcrino terleyip hastalanmamaları için yalnız kendi mıntakahrında dolaşma* larını bildirmiştir.
Yatı mekteplerinde bu hafta zarfında talebeye memleketi, mizde bol miktarda yetişen üzüm, incir ve fındık dağıtılacaktır.
Halkevinde verilecek konferanslar Haftanın] başlangıç günü Halkevinde geceleri de radyoda konferanslar verilecektir. Radyoda ilk konferansı Valimiz Bay Muhiddin verecek, anı takip eden gecelerde doktor Muhlis E t he m, Mediha Muzaffer Rıza Halis. MckiSait, Meliha Avoi Sözen, Aliye Esat taraflarından sırasilc konferanslar verilecektir.
Ulusal, ekonomik ve biriktirme hakkındaki bu değerli konferansların budunumuz taraflarından al&ka ile dinlenmesi her halde çok faıdeli olacaktır.
Ders saatleri
Ecnebi ve ekalliyet mektepleri programları
Ecnebi ve ekalliyet mekteplerinde Türkçe dersleri için yeni saat programı yapılmıştır. Bu programa nazaran beş sınıflı ilk mekteplerde birinci sınıfta sekiz, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci sınıflarda haftada altışar saat Türkçe dersi, dördüncü ve beşinci sınıflarda haftada ikişer saat Tarih vc Coğrafya birer saat Yurt Bilgisi okutulmasına ve orta mekteplerde: Birinci sınıfta Türkçe altı saat, Tarih, Coğrafya ikişer saat, ikinci sınıfta türkçe beş saat, tarih ve coğrafya ikişer üçüncü sınıfta Türkçe dört saat tarih ve coğrafya ikişer saat saat yurt bilgisi birer saat olmasına ve liselerde birinci sınıfta Türkçe beş saat, tarih ve coğrafya iki saat, ikinci sınıfta Türkçe beş saat, tarih ve coğrafya üçer saat ve yurt bilgisi bir saat okutulmasına karar verilmiştir.
Yurttaş
On para harcarken bile kimin cebine gittiğini düşün. M. L ve T. cemiyeti
Boğaziçi ve Şirketi Hayriye
4 Yeni vapur alınıyor
Yeni vapurlar daha sür’atli olacak — Boğaza rağbetsizlik sebepleri arasında neler var ?
Şirketi Hayriyenin yeni va- 1 purlar almak tasavvurunda bulunduğu malûmdur. Şirket bu hususa Avrupanın en|büyük ve en esaslı muhtelif vapur mü-esseseleriyle temasa devam etmektedir.
Şimdi ik dört vapur ihtiyaca kâfi gelecektir. Bu vapurlar orta boyda, yani şirketin mevcut en büüyük vapurlariylo en küçük vapurları arasında münasip uzunlukta olacaktır.
Şirket yeni vapurların mevcut olanlardan bir kaç mil daha yollu olmasını kararlaştırmıştır. Yeni vapurlar aynı zamanda modern bir tarzda inşa edilmiş olacak ve iki önde, iki de arka cihetto olmak üzere dört salonu bulunacaktır. Vapur içinde bulunması lâzım gelen can kurtaran aletleri de yolcuların daha kolay vc çabuk İ istimal etmeleri için fenni esaslar dahilinde vapurların en | müsait yerlerine yerleştirilmiş j bulunacaktır.
Avrupadnki birçok vapur miiessescleri Şirketi Hayriyenin bu husustaki şeraitine muvafakat cevabı vermişlerdir.
Şimdi şirket diğer müesse-selerden gelecek cevapları beklemektedir. bunlardan cevap geldikten sonra şirket kendisine en uygun gelen müesseseye vapurları ısmarbyacaktır.
85 »cociik bir maz'.ye melik olan şirketi hayriyenin halihazırda 26 vapuru ve Boğaziçin-de 34 iskelesi bulunmakladır. Mevcut vapurlar şimdilik ihtiyacı karşılıyabiliyorlarsa da bunların bir kısmı yolsuz olduğu için gidecekleri iskelelere geç vasıl oldukları hakkında şikâyetler vaki olmaktadır.
Dün bütün bu hususlarda malûmatına müracaat ettiğimiz Şirketi Hayriye müdürü Bay Yusuf Ziya bize şunları söylemiştir:
"— Gerçi, bazı vapurların
Şerhler^ — =s
Herkes yanılabilir, hüner her yanlışı vaktinde anlayarak ondan istifade etmek, bu sa- n yede öğrenilen hakikatlerden doğru yolda || yükselmek için bir merdiven kurmaktır.
tngiliz SÖZÜ
. Şerh ve izah:
Herkes yanılabilir ve her hata, insanı yanlış bir adım atmıya sürükliyebiiir. 1 Fakat yanılmak ve yanlış adım atmak, büyük bir mesele teşkil etmez. Büyük mesele, yanhf üzerinde ısrar etmek, yahut yanlışın doğrultulamıyacağını zan-1 etmek, yani yanlışın irade kuvvetini kemirmesine imkân vermektir.
İnsanlar arasında bir yanlış yüzünden şaşıranlar, bozguna ağrıyanlar, bir yanlışa bütün cesaretlerini kurban edenler, bir yanlış yüzünden hayatlarını zehirliyenler vardır.
Yanlışların en büyüğü işte budar ve bir yanlışa ! feci bir mahiyet veren de onu bu hale getirmektir.
L Galiba Napolyondu, “yanlış yapmıyan adam, bir şey
uzak iskele ere iki saatte vasi olduklarından şikâyet edilmektedir. Fakat bu vapurların mahdut saatlerde işletilmek zarureti olduğunu ve müessesimizin ayni iskelelere kırk beş dakikada giden vapurları da mevcut bulunduğu göz önünde tutulmalıdır. Diğer taraftan Boğaziçinc rağbetsizlikten bahsediliyor. Filhakika rağbet eskisine nispetle azalmıştır. Fakat şurası da muhakkaktır ki, hu rağbetsizliği doğuran şir-ket vapurları değildir. Çünkü Boğaziçini Boğaziçi yapan Şirketi Hayriyedir. Tabii Boğazı-çinin Şirketi Hayriyeye faydası yok denemez. Şirketi Hayriyeyi yaşatan da Boğaziçidir. Bo-ğaziçinin rağbet görmemesine sebep olan şeylerin sayısı belki yüzden fazladır. Fakat bu sebeplerin içinde vapurlarımız mevcut değildir.
Maamafih yeni alınacak vapurların bazı dedikodulara mani olacağımda umuyoruz.,,
Hayırlı işler
Bakırköyde Doğumevi için birmüsamere
Bakırköyde çocuk esirgeme kurumunun Bakırköy kolunun delâleti ve hayu- seven bazı zevatın yardımı ile bir doğum evi açılmıştı. Bu kez de Bakır-köyün iylık severi Bay Hüscyinin yardımı vc diğer zevatın da ortaklaşa gözetme ve korumaları ile bir doğum hastahanesi yapılmıştır.
Bakırköyün ileri gelenlerinin birleşik ve sürekli yardımlarını esirgemedikleri bu iki kurumdan doğumevi payına danslı bir eğlenti tertip edilmiştir. Eğlenti, çocuk esirgeme kurumu Bakırköy kolu tarafından birinci Kânunun onûçüncü Perşenbe günü akşamı Bakırköy Halk Fırkası salonunda verilecektir.
yapmamış olur„ demişti. 1 Söyliyen kim olursa olsun, özlüce bir sözdür. Bunu anlamak için gözümüzün önüne ilim adamlarını getirelim: İlim adamları, insan yaşayışında yeni devirler açan keşifleri, yanıta gamla, ne yanlışlarını doğralta doğrul ta başarmağa muvaffak olmuşlardır. Banlar, bir, iki yanlışı tecrübeden sonra ellerindeki işi bırakmış olsalardı vaziyet bambaşka o-turdu. Yani bugünkü ilmi keşiflerin birine de kavuşamazdık.
Her insan da hayatta, bu ilim adamları gibi yanlışlar yapabilir. Ancak bu yanlışları idrak ederek onlardan istifade etmek, yanlışın sebeplerini öğrenerek doğruyu bulmak sayesinde ilerilemek ve yükselmek mümkündür.
ZAMAN
Yağcılar sıkı bir kontrol altında
Meğer yediğimiz yağlar hap eksik dereceli imiş!
Belediye memurları son günlerde yağcıları çok sıkı ve mütemadi surette kontrol» başlamıştır. Yağ kontrolü iki cephe den yapılmaktadır. Biri nümune alınarak kimvahanelerde tetkik edilmek »uretile ne dereceye kadar mahlût olduklarını tespit etmek içindir. Diğeri de yağların derecelerini tespit maksa-diledir. Belediye 28 dereceden aşağı yağ satanlara beş veya on lira ceza kesmektedir. Bugüne kadar yağcıların sattıkları yağ 24 ile 27 dereco arasında tahalüf etmekteydi.
Bir ziyaret
Yugoslav konsolosu dün Vali muavinini ziyaret etmiştir.
Derilerimiz rağbette
Derilerimiz her yerde rağbet görmekle va İyi futlarla esti'.-maktadır.
Stok o'arak Oğ'.ak derisinden b»şk* elde mal kalmamıştır. Buna rağmen fiatlar geçen yılıokindeı» yüzde yirmi ziyadedir.
Kış az mı olacak?
Bunu keşfe fennî imkân yoktur
Bazı Avrupa gazetelerinde bu sene kışın az devam edeceği yazılmıştı. Dün bu hususta Kand.lll rasat merkezi müdürü Bay Fatinin malûmatını sorduk.
Bay Fatin verdiği cevapta fennî şekilde böyle bir keşif ve tahminin imkânı bulunmadığını ve bunun tahminlerden doğmuş bir rivayetten ibaret olabileceğini söylemiştir.
Bakla revaçta
Mersıının çoktan geçmiş ölmesine rı|m»n bakla fiatUrı eski vasiyetini muhafaza etmektedir. Borulara gelen billiin mallar derhal »atılmakta »e yeni mallara şiddetle intişar edilmektedir.
Afyon kaçıranlar
Gümrük bandrollarınıı nasıl bulmuşlar ?
On beş gvn evvel Mareşal Jo-fer vapuruna 3 bavu la M klfo afyon sokmak latıyeo ve bu sureti» yakalanan Füip, l-piro, Koçonun muhakemelerine dûıı 8 numara), İht an» mahkemesinde başlanmıştır. Dünkü celsede maznunlar suçların, itiraf etmişlerdir. Burulara "muayene ed, miştir,, bandroıun n» surette yapıştırildigıru «uç ulardan I -p.rb şöyle anlatmıştır;
Ufak bir valizle muayen. memurun» ge!d,ra. Muayene edip bandrol yapıştırdı. Memurun Önünden ayrılır aynim»» bandrolü,, zamkı kurumadan İvmen valizden çıkardım ve kaçık eşy» barutlarından birine yapıştırdım. Diğer tandrol arı da aa onda yerlerde bsılduml,.
Mahkeme dûn. hâdisenin aydınlanmalı için birçok şahid dinle-■niştir.
Şahitler kaçırılmak İstenilen afyonlan ne şekilde yakalauıklannı re kaçakçı şebekesini ne suretle meydana çıkardıklarını anlatmışlardır.
Muhakeme gelmiyen bazı şahitlerin dinlenilme* için başka güne kalmıştır.
Talebe Birliğinin bir teşebbüsü
Talebe Birliği bu ay içinde şehrimizdeki büyük salonlardan birlide bir Birlik gecesi tertib etmeğe karar »ermiştir.
^öylesem tesiri yok ussam gönül razı değil
Mekteplileri himaye heyetleri
Akşam arkadaşlarımızdan biri, mekteplerde aç kalan çocuklardan bahsetmekte ve onların lehinde merhameti tahrik edecek neşriyatta bulunmaktadır. Biz de birkaç kere bu sütunlarda ayni meseleyi, ayoi hislerle yazdık. Bu çocukları açlıktan kurtarmanın bir vazife olduğunu söyledik.
Dün akşamki refiklerimizden birini birkaç arkadaşla birlikte okuduktan sonra dostlarımızdan biri anlattı:
— Ben Ereoköyünde oturuyorum. 39 uneu ilk mekteb bizim kö-yümüzdedir. Bu m.k’ebln, mektebe d:tım eden çneuklarıo ana babalarından müteşekkil bir htmsye heyeti »ardır. Himaye heyeti azasından ber biri enekteptekf fakir çocukları doyurmak »e onlara elbise yapmak için heray bir miktar para taahhüt etmiştir. Her ay b-j para toplanıyor ve heyetin seçtiği idare heyeti tarafından sarf olunuyor.
Sonra heyet, senede bir ksro mûıamerede yapıyor »e ossyede ço-çoklara elbise, ayakkabı vesaire de almağa imkân buluyor. Bundan başka biz, yaz tatilinde de taahhütlerimizi vermeğe devam ediyoruz. Bunlar sarfo'unrnedığı İçin heyetin elinde bir miktar para da birikiyor. Hulâsa bizim Erenköy mektebinde aç, çıplak çocuk yoklurl
Memleketimizin çok İyi tanınmış ilim adamlarından b.rl tarafından verilen bu izahata memnuniyet!» dinledim.
Aç çocukları kurtarmanın en mükemmel yolu da budur.
Yani aç çocuklara yine onların arkadaşları, arkadaşlarının ana -babaları yardım edebilir ve bu. sayede bu mesele kolaylıkla bertaraf edilir.
Diğer taraftan HiUUahmsre vukubulacak teberrular da bu işin daha İyi şerait içinde yapılmasını emin etmiş olur.
Onun için, himaye heyetleri yapmamış İlk mekteb varsa, bunu sAr'atle yapmağa teşebbüs etmelini dileriz. Çoçukları aç bırakmamak yo'undn gayret göatermenin çok faydalı olacağında şüphe olmasa gerektir.
L. tMiaı»ş«ail)l)M4i«(»'i«ıssse»«M«ş««»«ısı»«ısv«ı»«ı«ıaiM Bir günde 3 tramvay kazası!
Dün üç muhtelif yerde üç yeni tramvay katası olmuştur.
1 — Sirkeci Serdar sokağında oturan Ahmedin beş yaşındaki oğ u İrfan Sirkecide Hüdavendigâr caddesinde bir taraftan diğer tarafa geçmekte iken 154 numaralı tramvayın sadetneşine uğramış yaralanmıştır.
trfan tedavi altına alınmış vatman da sorguya çekim iştir.
2 — Harbiye - Fatih hattında çalışan »e 711 numaratı vatmanın idaresi altında bulu* nan tramyay arabası dün sabah. Harbiycdcn kalkıp Beyazıt» geldği bir sırada 27 yaşlarında Yaşar isminde bir genç birdenbire önüne çıkmış ve müsademe neticesinde yaralanmıştır.
3 — Galatasaraydan Şişliye gitmekte olan ve 168 nu ııaralı vatman Sadinın idaresinde bulunan yük tramvayı Taksim !o Yaşar isminde b.riue çarparak yaralamıştır.
Yaştr tedavi altına alınmış, vatman Sadi de tutulmuştur.
Ayasofya kapandı
Ayasoiya camiinin müzeye tahvili kararlaştırılmışta, müzeler idaresi cımide müze ittihazı için znuk-tıısi tadilâtı y*pm»k üter» e»»»lki günden itibaren Ayasofya camiini kapatmıştır. Ayaıofya ya şiaadl ne Siyyab ne balk girememektedir. Burada tes’a »ditecek Bizans müzesi hazırlandıktan sonra umuma açılacaktır.
Elektrik ütüsü kullanınız
Alevi, duranı va tehlikeli kokunu yoktur. Her dakikada hizmete amadedir. Sarfiyat» saatte 1,5 ilâ 3 kuruş kadardır.
— ZAMAN— Kâmtnnş vei 11
Zaman  n s i klopedisi
Habejler, İtalyanları nasıl yenmişlerdi ?
İtalya iki Habeşi mrmleketi aranda vukubulduğu bildirilen eon kanlı hâdiseler, bu iki devletin aralarında geçen eakı vakayil he-tırlatmağa vesile teşkil etti ve bu yitden Adova muharebesinden de bab udildi. Karilerimi iden biri bu muharebeyi merak edip birden sorduğu için birjde bugün ondan bahee-diyorvı:
Adova muharebesi 18% senesinin 1 Mart günü, kalyonlarla Habeşliler arasında vakubuldu. O raman da İtalya, Afrikada ele geçirdiği araıiyi genişletmek fikrini güdüyordu. Onun için Habeş ülkelerinden Şua Prensi Menelik ile bir muahede yapmış. bu muahede ile birçok imtiyazlar almış ve karşılık olarak ona lâ)ım olan silâhları ver-mayi taahhüt etmişti. Fakat çok geçmeden iki taraf arasında ihtilâf çıktı ve bu yüzden kavgalar ve döğûşıneler oldu.
italyanlar ilk döğüşmeler ürerine muvaffak olarak 1895 de Habeş toprağına girdiler. Fakat Italyan ordusunun Habeş toprağına girmesiyle bir iki mağlûbiyete uğraması bir oldu. Bunun ürerine Italyan ordulunun kumandanı Ceneral Bra-tâerl. 15,000 yerliyi ihtiva eden 25,000 mevcutlu ordusunu muhkem tepeler ürerinde topladı. Habeş ordusu da onlara yakın biryer-de mevki almışlardı. Bratieri muharebeyi Ulatmak ve Habeşlilerin kıtlığa uğramalarını beklemek lebinde idi.
■SMMHHHMHMMMHH
Habeşliler, eerak kıtlığına uğrayınca İster istemer müstahkem mevkilerini bırakarak] taarruza geçecekler, İtalyanlar da onlara karşı gelerek galebe kazanacaklardı. Anlatıldığına göre tam bu sırada İtalya başvekili Krıapl Italyan ordusunun böyle utun uıadıya beklemesini boş görmemiş, onun ha-roketo; geçmesi için emirler vermiş, oeneral Bratieri da bu emir mucibince berekete geçmiş.
italyan cenerali harekete geçmeğe karar verdikten sonra ordusu nu, herbiri 4000 askerden müteşekkil 4 kısma ayırmış ve geceleyin dağ geçitlerinden berekete başlamıştır. Fakat bu p’ân bir işe yaramamıştır. Soldan giden kıt'» yanlış bir istikameti tuttuğu için Habeşi.ler tarafından taarrura oğrayarak kimilen İmha edilmiş, sağdan giden kıt'a bu kıt'aya yardım için koşturulmuş, fakat n da şiddetli bir muharebeden sonra birincisinin âki-betiue kavuşmuştur. Central Bra-tiori, Habeşlilerin rafer neş'esiyle Her engeli yıkacak hale geldiklerini görerek geriye kalan iki kıt'-aya gerilemek İçin emir vermişse de, muıaffer Habeşliler bunları da sarmışlar ve neticede İtalyanlar 6000 den fasla maktul ve 4000 esir vermişlerdir. Tarihe Adova muharebesi diye geçen kanlı vak'a, bu suretle Habeşlilerin seferiyle nihayet bulmuştur.
Takvimi Ragıb 1935 senesi
(Takvimi Rsgıbsn) önümfitdeki 1 1935 senesine mahsus nushau da bu I kere neşredilmiştir. Bu takvimin ismini aşağı yukarı memlekette herkes bilir. Çünkü senelerdenberi Intisam ve dikkatle çıkan yegâne takvimdir. Mahmut Ragıb evvelce (Milli nevsal) ünvanile meşhur (A'manak Haşet) i takliden daha büyük kıt'ada ve bir senelik vu- I kuati şamil güzel bir salname çıkarmıştı.
Bu Nevıal, bütün kıymetine ve lüzumuna rağmen hee nedense kâfi derecede rağbet bulmadı. Sahibi iki veya uç sene çıkardıktan sonra neşretmekten vaıgeçmeğe mecbur oldu. Fakat Bay Mahmut Sağıp bilhassa Bu (NevsaU)n* pek düşkün olacak ve bâlâ onun hasretini çekmekte bu'.unscak.k' imlasının üstüne ( milli nevıal muharriri ) kaydım koyuyor. Halbuki Ragıbın]| asıl şöhreti, (milli nevsal muharriri) oımakla değ.l, (Takvimi ragıb) sahibi olmakla teessüs etmiştir.
Gayretle, bilgi ile, devamla yapılan her iş er geç muvaffakiyetle neticelenir, mutlak rağbet bulur. Hele bitim memlekette iyi yapılan bir takvimin her aene pek çok
müşterisi olmamak kabil değildir. Bir kere (evkatı şer'ıye) için Ana-doluda doğru bir takvime büyük ihtiyaç vardır. Sonra takvim demek aşağı yukarı bir senenin tarihi demektir.
Şuralını itiraf etmeli, ki meşrutiyetten evvel, şimdikindsn daha muntazam ve daha iyi takvimler çıkmakta İdi. Meşrutiyeti müteakip, hürriyet geldi diye bir çok şeyler karma karışık olduğu gibi muntasam takvim neşri de sekteye uğradı. Ovakitler rakamları doğru, evkatı şeriyenne itimad edilebilir bir müneccim bap takvimi kalmıştı. Bir eeoslenn ayları günleri yanılmaksızın bilmek, bilhassa güneşin doğduğu ve battığı vakitleri öğrenmek için yalnıs snünec-cimbaşı takvimini alırdık. Bunun haricinde neşredilen takvimlerde rakamlar, hattâ ayların günlerin sırası bile çok defa yanlış yasılır, Meşrutiyetten sonra saten hepimiz as çok ne yapacağımısı şaşırdığımı! gibi bu takvimlere istinad edince şaşkınlığımı! büsbütün artardı.
Pagıb, küçük takviminde ise rakamların doğruluğuoa hassaten dikkat ediyor, o takvim çıktığın-
"Yedibelâ,, yı Yaraladılar!
Tophaocbahçcei denilen kahvede oturmakta olan kamarot ömerle, Yedibelâ Ahmet nami-le maruf biri bir gazete okumak meselesinden kavgaya tutuşmuşlar, Ömer, YedibolAyı bıçakla yaralamıştır.
Polis, her ikisini do yakalamıştır. Tahkikat yapılmaktadır.
Feriköyde yangın
Fcriköydc Kurulubağ sokağında Salibin oturduğu odada yanan sobadan sıçrıyan kıvılcımlarla yangın çıkmış, oda kısmen yandıktan sonra söndürülmüştür.
Sarhoş şoför
Şoför İbrahim isminde biri, evvelki gece pek fazla sarhoş olarak Taksimde dolaşmakta iken polis tarafından yakalanmıştır.
dan beri biz kendi hesabımıza başka takvime ihtiyaç görmüyoruz. İşte doğrulukla kazanılan hüsnü şöhretin kiyaseti. İnsan bir kere bir şeye itimad etti mi o itimat, aksi mfiksrrcren sabit olmadıkça, kabil değil uval bulmaz. Fakat hüsnü şöhret ve itimat celbi de bir İki senede temin edilemeı. Bunun İçin eeovleele çalışmak bir defa şaşırmamak ve hele bilerek bir defa kimseyi aldatmamak şartı evvel, şartı; anamdir.
Ragıb takvimine ber sene mutat malûmattan fazla yeni yeni malûmat dercine do itina ediyor. Meselâ bo sene coğrafya kısmına (Dünyada nekadar Islâm vardır 7) davanı altında birde İstatistik İlâve etmiştir, ki böyle kısa, sırf erksmı müstenit malûmat karlın dalma hoşuna gider.
Hele demlryollarımır hakkında verdiği malûmat çok faydalı ve şümûllüdOr. Yapılmış ve yapılmakta olan deroiryollarımıı hakkında elde edilebilecek bütün malûmat ve rakamlar takvime dcrcedilmiş. Bu cüretle berıcne şimendlferlerımitin nekadar terakki ettiği gösterilmiştir. öyle sannediyoruı,ki devlet bile o kadar ehemmiyet verdiği şimendiferlerimiz hakkında böyle umomt malûmatı cami Mr risale ■eşrede »emiştir.
(MUI1 Nevsal) e gelince (Almanak Haşet) tarzında biıde İyi bir (■cveal) İn yaşamamasına şaphr. Anlaşılan sırf Frensizlere has olan ve Fransızların da ancak Haşet kütüphanesi tarafından yapılabilen böyle nevsal başka yerde yapılamıyor. Nitekim Almanlar da vaktiyle (Haşetl) tekilden (Kürscb-ner’s Jsrbueh) çıkarmışlardı, fakat yaşatamadılar. Ingilizlerin müteaddit ve çok müfit salnameleri olmakla beraber bir (Haşet) lerl yoktur. (Haşet) İn muadilini Ingiliz ve Almanlar da yapamadıklarına göre bizim do yapamamış olmamıza şeşılsmar.
Takvimi Ragıbın tabıda fena değildir. Fakat Kanaat kütüphanesi sahibi, takvimlerin teclldino birazda itina ettirse müşterilerini çok memnun etmiş otur. Bshusus ciltli nüshalardan ayrıca cild param da alındığı İçin ciltlerin mükemmel yapılması kabildir. Buauda gelişi güzel itiraz etmiş olmak için, değil, samimi bir mütalea olarak ve sırf naşir ve tab in •• namına
söyliyorur
Tekirdağı ormanları
Orman kanunu hükümlerine göre köylüye mahrukat tevzi ediliyor
TAııde/ırun ıılıMtn göriinûfü
Tekirdağı 8 (Hususi) — Vilâyetimiz dahilinde oldukça büyük ve mahrukata elverişli ormanlar vardır. Tekirdağı merkezin» ait ve (Inccik) nahiyesi hududunda bulunan (Uğurlu) devlet ormanı vardır ki metahai sathiydi (1248) hektardır. (Yeni köy) muahafaza ormanı (820) hektardır. (Pınarlı) nahiyeıi dahilinde de (8) kilometre mu-rabbaında bir orman mevcuttur. Çorlu kazalının yalnız (Veli meşe) ve (Veli köy) havalisin* dede küçük miktarda ormanlar vardır. Saray kazazının (320) kilometre murabbaındaki dağlık kısmı kûmilen ormanlarla örtülmüştür.
Malkara kazasında (100,000) hektar orman vardır. Şarköy kazasında da (110,000) dönüm orman mevcuttur. Bütün Tekirdağı dahilindeki orman mesaham (145,000) hektara baliğ olmaktadır. ( Uğurla ) devlet ormanını teşkil eden ağaçların % 60 şı meşe, % 20 si gürgen % 15 fi akça ağaç, % 5 fi de yabanî kızılcıktır. Bu orman mahrukata elverişli oiup (12) parçaya ayrılmıştır. Ve ormanlar kanuna hükümleri dairesinde mcccanen köylülerin ihtiyacına sarfediimektedir. İki sene evvel bu ormandan köylülere (16,592) kantar mahrukat tevzi edilmiş ve bunun (258) hektarından kömür yapılmıştır.
Saray kazası ormanlarından her sene (20,000) çeld odun ve (15,000) kantar kömür istihsal olunabilmcktedir. Bu ormanları teşkil eden ağaçlar tanı a mile meşedir. Şarköy ormanlarından da her sene (15,000) kantar odun v» (2000) kantar
kömür istihsal edilmektedir. Malkıranın kurudağ ormanları da köylerin mahrukat ihtiyaçlarına kâfi gelmektedir. Vi-liyet dahilindeki ormanların hiç birinden korvste istihsal edilememiştir.
Tutum haftası
Bu ayın 12 sinde bağlıyacak olan biriktirme ve tutum haftası münasebetiyle buradaki ilk mekteplerde hazırlıklar yapılmaktadır.
Yeni iskele
Belediyeye devredilen şehrimizdeki iskele ile Şarköy iskelesinin isteklere ve ihtiyaca uygun bir şekilde yapılması ve genişletilmesi hususunda valinin gayreti vo belediyemizin hizmeti takdirle karşılanmıştır. Yeni iskelenin keşifname projesi hazırlanmaktadır.
A. Hilmi Yüctlbafotlu Muğlada yeni mezbaha Muğla 10 (A. A.) — Belediye tarafından bir mezbaha yaptırılmaktadır. Bu hayvan kesim yeri bin nüfustuk ihtiyaca göre ve bakanlıktan bildirilen tipe uygun yapılacaktır. Hayvan kesimi yerinin parçaları bitmiştir.
İzmir kadınlarının sevinci
İzmir 10 (A A) — Söylev seçmeli ve seçilmek önen al alsa kadınlarımızın kıvançları günden güne artmaktadır. Bu yüzden ımıl-daomalar gittikçe çoğalıyor.
Saylav seçilmek öneninl veren Atatürke karşı duydukları somut ve derin saygılarının bir canb örneği olmak üzere C. H. F. üye yazılmaya başlamışlardır. Önümüzdeki Cuma günü bir toplantı yapı, lacak, toplantıda bütün kadınlar Fırkaya vo Halkevüıe yanlmış olacaklardır.
Amasya Gençliğinin bir dileği
Amasya ( Hususi ) — Memlekette Halkevi açıldığını duy-duğumoz zaman sevinmiştik. Amasya gençliğini ve halkı tenvir maksadı ile bu binayı açmağa teşebbüs etmişlerdi. Halbuki bir kaç gece gidenler binayı ziadan gibi karanlık ve kapalı buldular. Halkevi mat-bası tarafından çıkarılan Yeşil Amasya gazetesinde her hafta Halkcvinin gece gündüz açık olduğu ve gençlerin okuma ihtiyacını tatmin edecek gazete, kitap, mecmualar bulunduğu ilân edilmektedir. Evet herkesin aradığını bulacağı derecede kitap mevcuttur. Fakat kitaplar hapsedilmiş gibidir. Bu kapalı binayı boşuboşuna reklâm etmekte ne mana var?.
Memleketin orta mekteb mezunları yılbaşı için Kalkerinde bir mûsamere tertip etmek istediler.
Fakat binanıo geceleri açık olmamasından dolayı bu teşebbüs yarıda kaldı. Bütün Amasya gençliği, uzun kış gecelerini faydalı bir surette geçirecek bir yer teminini dilemektedir. Kalkerinin hiç olmazsa bu uzun kış gecelerinde açılmasını bekliyoruz.
Marmariste yeni nüfus yazımı
Muğla 10 (A. A.) - Marmaris örnek nüfus yazımı geçen perşembe günü bitmiştir. Son yazılışa göre Marmaris kazasının genel nüfusu 8 310 dur. 1927 nüfus yazımında Marmarisin genel nüfusu 7.125 idi. İki hesab karşıiatırılırıa kazanın nüfusu yedi senede 1.385 kişi çoğalmıştır.
İnebolunun iki aylık ihracatı İnebolu 10 (A A.) — Bu yılın birioci ve ikinci teşrin aylarında Ineboludan dış ülkelere yapılan ihracatın başlıealan şunlardır:
Lkeoderyeye, Yafaya, Baruta 1291 ton. 37500 liralık elma, lc-pınyaya 273 ton, 89 bin liralık yumurta, Almanyaya 77 ton, 21 bin liralık keodir, 228 ton 171500 liralık tiftik, 31 ton 3500 liralık ceviz kütüğü, Italyaya 15 ton 9300 liralık yumurta gönderilmiştir. Ispartada mebus seçimi
İsparta 10 (A. A.) — Şehrimizde saylav seçimi hazırlıkla-rtna devam edilmektedir. Bugün C. H. F. idare heyeti saat 15 de Başkan Remzi Unulun Başkanlığı altında Fırka binasında toplanmış ve saylav seçimi işlerinin faaliyete getirilmesi işlerinde söz birliği edilmiştir,
Çünkü karanlık İçinde siyah res.li katiyen seçilmes. Bu siyah elbise giyen kıs (işerine bir boyun atkuı veya bir başörtülü almağı da unutmaı, bu beslerle başını karanlık içinde sediği şekle sokmak güç değildir. Bu km küçük bir odaya veyahut bir (paravan) ın arkasına oturtuyor sekil, oodaıı sonra lâmbayı söndûrüyoraınız.
(Ade ) burada sustu omurlarını çok mO.tehsiyana bir surette silkti ve şu sösleri ilâve etti:
— Hayır, bunlar o kadar açık yapılan kurnaslıklar ki bunlara bir çocuk bile aldanma!.
(Seli) bu sözler karşılında hiç ana çıkarmıyor, yeriadau bile kı
mıldanmıyordu. Âdeta yflründrki alâmetlerden ne dereceye kadar sıkılmakta olduğunun anlaşılmasından korkuyordu.
Hatta Madam ( Dovre ) ala yü* süne bakacak olursa bütün esrarının meydana çıkacağı vehmi İçine gelmişti ve madam (Dovre) nin de kendisine endişeli endişeli baktığım hissediyordu.
(Adel) süsünde devamla :
— Matmazel (Seli) do tecrübelerini yaparken hiç şüphesiz böyle siyah kadife elbiae giymektedir, değil mi ?
(Seli) adeta keksliyerok t
— Nasıl elbise giydiğimi bo akşam görörsünü.
Cevabını verdi.
Madam ( Dovre ) de dedi, kİ t
— Evet (Seli), Madam ( Adel) bu akşam naaıl »İbişe giydiğinizi göıûr. Zaten bu akşam giyeceğiniz elbiseyi ben intibah edeceğim.
Adel - bana kalırsa Mstınaıele açıla renk bir elbise giydirnaeli, al-bisenln etekleri uzun olmamalı ve kumaşta sert bir kumaş olmalı, ki eğer Matmaıcl oturduğu yerdrn kalkacak oluru hışırtısı derhal kulağımıza aksettin. Velhasıl Matmazel bu günün en son moda bir elbİMSİal giyene, iddia edildiği gibi etki laman kadınlarının heyulaları geldikleri vakit, bunların Matmazel ile hiçbir alâkası olmadığına kolay inanmış oluruz Çünkü) Matmazel böyle tarif ettiğim g.bi son moda bir elbise giyerse, tabii eski teman kadınlarının kıyafetini tak-Bdedemez.
(Adel Roaiobol)ın böyle açık elbiseden bahsetmesi, (Selı)nln bu renkte yeci bir elbise yaptırdığını bilmesinden ileri geliyordu.
Genç kum açık renkte bir elbisesi olduğunu hizmetçi (Vokiyal
kendisine öğretmiş ve icabeden talimatı vermişti. Genç kııı böyle açık ve yeni elbise giymeğo teşvik etmekten maksat ta, bilâhare tahkikat yapılırken kendisinin bir sevdiği ile buluşmak için bu kıyafete girdiği tannını ve m:k İdi.
(Seli) ise, (Adıl) un İttihat etmek İstediği bu tcdsblr» fasla sanmamakta idi. Çünkü ispırtiıme tecrübelerine vaktiyle o kadar a-lışmışb, İd, Madam (Adel) in kendisini şaşırtmak İçin çıkartmak istediği güçlüklerin hepsine galebe çalacağından emin bulunuyordu. Yalnıs kendisi başka birşeyden korkuyordu. O da gittikçe ispirtız-me tecrübesine karşı nefret duymam idi. Hatta yabaucs bir kadının kendini böyle sıkıştırması haysiyetine büsbütün dokunuyor, böyle komedya oynamak mecburiyetinde kalmış bulunmam üzüntüsünü arttırıyordu. Bir aralık o kadar sıkıldı, ki betnen yerinden knlkıb (Adel) in yüıûne şöyle bağırmak iatedi t
— Evet, hakkımı var, bütün bu yaptıklarım bir oyun, bir huk-
kabaslıktan başka birçey değildir.
Mamafi İçinden gelen bu tazyike rağmen yine kendini raptediyordu. Bunun İçin de Madam ( Dovre ) ıı)n saf yüzûoo bakmak kâfi geliyordu. (Seli) böyle itirafta bulunmakla berşeyden evvel bu kadını fena balde muazzep edecekti. Halbuki o kadın, kendisine bir valde gibi şefkat göstermiş velinimettik etmişti, şimdi hakikati söyliyseek olsa Madam ( Dovre ) , ( Adel ) in yanında da küçük düşecek, şimdiye kadar aidatı mış olduğu meydana çıkacaktı. İşte bu düşünce (Seli) nin kendini zabtetmesine saik oluyordu. Mamafi içinden de bir türlü korku geçmiyoıdu. Bundan sonra bir defa bite o çeki komedyeleri oynamak onun için o kadar ah'.â* ka mugayir görünmekte idik, böyle isteye isteye yapacağı bir tecrübede kmdioe hâkim olamamak ve bir fa so yaparak b ylelerini meydana vurmak ihtimali vardı. Böyle b.rşcy olursa ya.ait Madam (Dovre) n*n değil, keud sinin saadeti elinden gi rbl irdi. Kendi ken-
dine diyordu,ki.
— Bu benim (isplrtiıme) İşini (Vertemil) başkalarından d-ğil, doğrudan doğruya benden işitme-İldir.
Genç kız bu kararı verdikten sonra biraz rahat etti, kuvvei ma-neviyesi yine yerine geldi vc dedi ki:
— Madam hangi elbiseyi emrederseniz onu g.yer.m. Ben madam ( Rosinbol ) e tamamile emniyet vermeğe azmettim, o ciheti» kenoiaini mrmnun etuıek için ne Işzımsa onu yapmağa hazırım.
(Adel Rosinbol) un simaıında ufak bir endişe ve tereddüt eseri gö-üldû. Belli idi, ki genç kıza dalın yaptırmak istediği şeyler vardı. Fakat) acaba ber istediğini yaptırabilecek miydi? Dedi, ki ı
— Bu laplrtizme tecrübclerind» hiyle yapılmalına mani olmak içi» tecrübe yapan kızın oturduğu odama öoöne bir ip gererler. Bu, gayet gü’ünç b-r tedbirdir. B.r kapının önüne gerilen bir ip kimsrnla o kapıdan çıkmasına mani otamaz.
Dtvamt var
-TÂirAK *
Siyasal yolda kadın
t
V S
İ •«
k *
I
Çocuk paltoları
I
I
I
ı
ı
i
Yavrunuz mektebe gidiyor, Sabahleyin sıcak oda.ından çıkıp mektebe varıncaya kadar ve oradan dönüp evine gelinceye kadar kışın haşiri havası onların körpe vücutlcrini ısırabilir; ve çocuklar çok oynadıkları için çabuk terler ve ekseriya palto giymek istemezler. Ancak onların paltoları güzel olursa, bu cici elbiselerinden ayrılmak istemezler. Sizin de çocuğunuzu üşütmemek için ona paltosunu sevdirmeniz lâzımdır.
El çantaları
Kadınların, erkekler gib , çok cebi yoktur. Onuniçin ellerinde çanta taşırlar. Bu çantalar muhteviyatı itibariyle yalnız cep vazifesi görmekle kalmazlar, biraz lâburatuvara. birazda kasaya benzerler. Onunu içinde ufaktık paralar, mendil, biraz podra, ruj, ayna... Ve herşey bulunur. İçerisi böyle karma karışık olan el çantalarının dışına çok dikkat olunur. Eldiven ile, elbise ile, ve sair bir çok teferruat ile tevafuk etmesine dikkat olunan el çantalarının ayak kabılarla birlikte ayni şekil ve hatları taşıması kimin hatırına gelirdi... Fakat moda da şuur yoktur, Moda modadır ve şimdiki moda el çantalarım ayak kabılarla birlikte ayni renkleri, ayni hatları taşır görmek istiyor.
Resmimiz de ayakkabılar ile
Sırtınız yuvarlak mı?
K'sabur mu, dtmiyeeeJ:m, çünkü knmburluk sırtın ileri derecedn yuvarlak olman demektir. Ssdece boyunları ileri utsmış, başları yere dogrıı igütnlş olanlardan bahsedeceğim, ki birçok okuyucularımız kendilerinde ««çok böyle bir hal olduğunun farkındadırlar. ÇCulıU mektep nralsnnd*o'_ bavlıyarak hayatın bütün imtidadınca devameden birçok mecburiyetlerden dolayı daima öne igıtınış birlıalde yaşamak yüzünden «ırllanmız yuvarlaklaş-mışlır. Mekteb talebesi ne kadar dikkat sdilce okumak için «ıralara abanırlar, yazı yazmak için de fena vaziyetler alırlar, bir daktilo, bir
Koyduğumuz resimlerden birincisi Empermeabl gabardinden yapılmış bir reglandır. Düz bir küçük paltodur ki kestane rengi yünlü kumaştan yapılmıştır, üçüncüsü ise açık gri renkte fanları yünlö bir kumaştan yapılmıştır. Hepsi birbirinden güzel ve şık olan bu palto nilmu-nelerinden çocuğunuz için gerek kış münasebetiyle ve gerek gel-inekte bulunan bayram dolayisile istifade edebilirsiniz.
el çantası arasındaki benzeyiş pekâlâ görülmektedir ki bunu son gelen Avrupa gazetelerinden aldık.
muharrir, bir piyanist... de aynı fena vaziyetlerde çalışmağa mecburdurlar. O halde dimdik durmak ve vürudu mütenaıip ve kuvvetli göstermek için bu daimt vaziyetin «k«i vaziyetleri alarak ve buna jörv hareketler yaparak «ırtımızı düzeltmemiz lazımdır. Eaaılı olan şey boyun ve omuzların vaziyetini düzeltmektir. Bu sayede beni tenasüp elde edilmiş olur, hem de aırtın yuvarlak olmasından dolayı
Son gÜDİcrin kadınlar için I cn büyük sevinci, onlar.ı say- I lav seçmek ve seçilmek hak- ı kının verilmesidir. Dünya yüzünde kadın için böyle bir hak I tanıyan hükümetler sayılacak kadar azdır ve bu yönden ötürü Türkiyede kadına verilen bu hak, belkide, bütün dünyanın gözüne batacaktır Daha düne kadar Türkiyeyi harem aleminden ibaret sanan, orada çeşirik bir yaşayış, ve seslerle örtülü bir eğlence mevcut olduğunu sanan yabancılar, buna belkide inanmıyacaklardır ve her yıl Nisanın birinde söylenmesine alışılan yalanlar gibi bunu da 1935 yılında girerken uçurulmuş bir balon sanacaklardır. Ancak 1935 yılında Türk kadını sesini Parlamentodan bütün dünyaya haykırmağa başlayınca bunun doğru olduğuna inanacaklardır.
Saklamamak doğru olur: Kadınlar siyasal kazançlarında büyük uğraşlara baş vurmak lüzumunu duymamışlardır; hatta onların cemiyetleri bile hayır cemiyetleri sırasında yürümekten beşka bir şey yapmamıştır. Türkiyenin inkılâpçıları kadını [ FIK R A L AR J Haklı bîr talep
Bir kadın kocasını zehirlemekle itham olunuyordu. Kocası güya zehirlendikten sonra tedavi olunmuş ve iyi olarak karısını dava etmişti.
Hakim sordu:
— Kadın, kocanızı zehirlemekle itham olunuyorsunuz. Ne dersiniz ?
— Yalan, derim, felhimeyt taleb ederim.
Bir mazeret
— Kocacığım, bütün sinirlerim Üstümde. Fena halde hakarete uğradım, sokakta bir adam beni kucaklamağa kalktı.
— Aldırma, karıcığım. Her halde bir deli olmalıdır.
Ne mükemmel oğul!
İki kadın tramvayda konuşuyordu:
— Çocuğunuz var mı ?
— Bir oğlum var.
— Sigara içer mi ?
— Ağzına koymamıştır.
— Çok iyi.. Kahveye gider mi ?
— Ayak atmamıştır.
— Mükemmel... Akşamlan eve erken mi gelir ?
— Yemek yer yemez uyur.
— Harikulade... Kaç yaşında efendim ?
— İki aylıkl.. n.MiııiMUiKtHiMMiHmm- •sMsas»4M«t»sw«w«p«« öne doğru uzayan omuzları gererek göğümüzü açmış ve içerde ulaşan ciğerlere daha geniş tıefeıler temin ederek sıhhatimize hizmet etmiş oluruz.
Yapılacak hareketlerin başında fırsat buldukça mümkün olduğu kadar derin nefes almağa çalışmak gelir. Bunun için hiçbir güçlük yoktur, insan «er be «t kaldıkça geniş nefee almağa çalışmalıdır. Sonra de hereabah relimde göeterd.ği-miı hareketleri yapmak lâzımdır. Birinci şekilde gösterdiğimi! düz bir satıh üzerine uzanarak mümkün olduğu kadar uzon bir zaman için bu vaziyeti muhafaza etmelidir. Bay altına yaıtık konmamalı, ve kollar kıvrılarak eller yaıtık yerine konul-mııiıdır. Bu esnada dirıeklerin de yere tema» etmeline dikkat etmelidir.
İkinci retlmdakl hareket güç görünüyorsa da bilâkis oda kolay-dır. Karın üzerine yatıp her iki bacağı yukarı kıvırdıktan sonra baş yukarı kalkmış olduğu |belde ellerle ayakları kavramağa uğraşmalı va bu variyeti bergön beş dakika müddetle muhafaza etmelidir.
ikinci sınıf imanlar arasından çıkarıp onlara yanı başlarında yer göstermekle ve onlarla her yerde yanyana yürümekle yurdun daha büyük faydalar elde edebileceğini düşünmüşlerdir ve Türk erkeği bu düşüncelle ve yapışile dünyanın en kibar ve kadının hakkını tanıyan en yüksek bir erkeği olduğunu göstermiştir. Elde ettiğimiz yüceliği erkeklerimize borçlu olduğumuzu ve onların bize olan bıı bağlılığını biç bir kurun unutmamaklığımız lâzımdır.
★
Türk kadını iyi bir ana olmayı her şeyden ziyade sever, evinin sahibi olmayı her şeyden üstün tutar; fakat Türk kadını memleketine de sıkı fıkı bağlıdır ve bu bağlılığı hiçbir şeye bağışlıyaoıaz. Bundan dolayı seçmek, seçilmek hakkının bize de verilmiş olmasını can ve gönülden alkışlarız.
Evcil kadın Stf »dr:
Şimdig» kadar raf adı »tarak kalla-adıjım (Hanım kadın) adını bandan hdfta (Erili kadın) II» drfi,tirdi fimi bildiririm.
E. K.
f~FAYDALI BİLGİLER
Ayna alırken
Herkes ayna satın alırken onun kalın olup olmadığını anlamak için aynaya parmak ile dokımur v© parmak ile hayali arasındaki mesafenin genişliğini Ölçerek karar verir. Fakat bir aynanın yalnız kalın olması kâfi değildir. Kalın bir aynada fena olabilir ve fcD« göster e-bilir. Onun için elinize beyaz bir mendil alınız vc bu mendilh elinizi aynanın camına yaklaştırınız. Hayal ile hakikat arasındaki görünüş farklarını kontrol etmek için en iyi usul bodur. Aradaki fark ne kadar az olursa ayna okadar güzeldir.
Eski empermiabllri ne yapmalı?
Erkeklerin kocaman emper-roeabllcri eskidikten sonra ekseriya hiç bir işe yaramaz zannediliyor ve yok bahasına olarak eskicilere satılıyor. Halbuki bunların yıpranmış taraflarını kesip attıktan sonra geriye kalacak parçalardan çocuğunuz için mükemmel emper-meabller yapılır ve çocuğunuz mektebe gidip gelirken bu sayede ıslanmaktan kurtulur.
İyi odun nasıl seçilir ? evinize odun tedarik ederken bilmeniz lâzım olan şeylerin başında alacağınız odunun hangi mevsimde kesilmiş olduğunu anlamak olmalıdır. Çünkü kış sonunda kesilmiş olan odunlar sobada yakmak için en güzel olanlardır.
Bunu odunculardan tahkik etmek kabil değildir, halbuki basit bir teamül ile bunu anlayabilirsiniz. Alacağınız odun yığınından bir tane seçiniz, onun kesik tarafını tentürdiyod ile boyayınız. Eğer bu satıh tamamile sarı ve tentüru*-yod renkli kalırsa kış sonunda kesilmiştir. Bilâkis renk siyahlaşır veya koyu menekşe rengi hasıl olursa bu, ağacın yaş iken kesilmiş olduğunu gösterir. Çünkü o esnada ağaca su yürümüş ve höcrelcr arasında
/'''( •• 1 • U 1 •• ~ •
Güzel bir bluz ornegı
Bluz ve eteklik modası daha tasarruflu ve giyinmeğe daha elverişlidir. Bu itibar ile okuyucularımıza güzel bir blûz nüraune-si ve patronu takdim ediyoruz.
Bıı nevi bluzlar
için d.ıha ziyade şaton kumaşlar kullanılmaktadır. Kırılması ve çatlaması itibariyle evvelen sahip olduğu kıymeti çoktan beri kaybetmiş bulunan saten kumaşlar yeniden kıymet kazanmaktadır.
Bu nümune do
Çocukların elbiseleri eskimeden bir tarafa atılır. Çünkü .ya daralmıştır, yahut ta kısa
auşbr. Herkes çok defa böyle elbiseleri daha küçük çocuklarına «aklamaktan başka birşey yapmaz, halbuki küçükler ya nişasta teşekkül etmiştir. Lâmba şişelerinin kırılmasına karşı:
Elektrik devrinde lâmba şişelerinden bahsetmek garip görülmesin, çünkü b-r evde elektrik yoktur. I.âraba şişelerinin larılmamasını temin için İki usul vardır. Birincisi şişenin altından bir yere uzunluğu im-tidadınca camcı elması ile 1 1,5 santimetre uzunluğunda bir çizgi çiziniz, bu ufak çizgi ne kadar hararete maruz kalırsa kalsın şişenin mukavemetini temin edecektir.
İkinci usul ise şi eyi kullanmazdan evvel içinde soğuk su bulunan bir kaba daldırınız, bu kabı ateşe koyup suyu kaynatınız, bir kaç dakika kay-
yeni saten modasına göre ve suluk mavi satenden yapılmıştır. Tekmil bir blûz için bir metre altmış santimetre saten lâzımdır. Bilek ve drapesi mavî safir ile yapılacaktır, lbiseleri
I ablalarının eskilerini giymezler, ' yahut ta her ailenin daha küçük bir çocuğu yoktur. Çocukların elbiselerini daima yeni bulundurmak, hem tasarruf, hem de çocuğun zevkini okşamak için bunları cnine veya boyuna büyütmek mümkündür, ve resimlerimiz her iki ihtiyaç için kafi birer numunedir. Kısalan bir elbiseyi belinden keserek ayrı ve renkli bir parça eklemek suretiyle büyütmek çocuğa yeni bir elbise giymiş zevkini verir. Dar gelen elb:sckr için de eteklerine vc yan taraflarına parçalar ilâvo etmek aynı suretle nctic© verir. En çok dikkat edilecek nokta çocuk elbiselerinin daha ziyade dirsekleri ve yenlerinin eskimiş olmasından dolayı bir elbise uzatılır veya genişletilir-Iken dirseklerden itibaren bileklere kadar kollun da ay m kumaşla değiştirmekten ibarettir.
l»«tMtMIHIIMIII»UMialiNIIINHiaiUIIMIHWtMW«iai çarlıktın sonra ateşlen alarak soğuyuııcıya kadar şişeyi dr içinde bırakınız ve artık korkmayınız, eğer şişe bir yere çarpıtmazsa katiyen çatlamaz. Yalnız bu usul ile lâmba şişeri kırılmıyor diye aynı usulü elektrik ampullerine de tatbik etmeyiniz.
Bir tashih
Bayan yıldızın kocası ölmüştü. Taziyesine gelen arkadaşlara — Zavallı adamcağız, 24 yaşında genç karısını dul bırak tı.
Eayan Yıldız ıslak gözlerini açarak :
—Affedersiniz, dedi, yirmi dört I değil, yınai üd.
6
ZAMAN -
Kânunuevel 11
Çanakkalede Nasıl Durdurduk?
Tefrika numarası: 15
Yatan: Ahmet Cemalcttin
Gerilerde düşmanı mahvetmeğe kâfi yedi torpil hattı daha vardı
Sağlam bir donanma ile yaptıklar» hücumda muvaffak olamıyan Ingilizler de ümid kalamazdı
Amiral gemili ‘Kain Elitabtt,, 13 mart hücumu günü Türk mrrmiltri altımla
Halbuki bu birinci hattan manda boğazda tamam altı torpil batta caba vardı. Bay “Ali Haydar Emir» aynı makalcaioda bu batlardan şöyle baha ediyor:
"İlk torpil battı barbe girilmeden evvel. 191-1 neneni aguatoıuııun yedi.i ode bavullarla (Kcfeı) azanına dökülmüştü. Bu mesafe (2200) metroya balij olduğu halde o zaman mevki müetabkemio elinde yalnız (26) tene torpil vardı. Binaenaleyh nekıener metre fanla ile (221 torpil dökülmüş, dört taneni de aefainl ticariyenin geçmeni için bırakılan geçidi icabında kapamak makaadiyle ihtiyat alakooul-muşba.
Bu hat dökülürken l.tanbuldoo (26) torpil daha geldi ve birinci hattın gericinde yetmişer metre fanila ile ikinel hat terin edildi. Sonra üçüncü, dûedGocü ve'bnnıl Ajuntoaue yirmi beşinden methalin ilk bombardımanına kadar yedinci battın tesirine muvaffakiyet banıl oldu. “ Yavuz B ve " Midilli „ ain hamil olduğu torpillerden bir kıamı da mevkii mOntahkeme g3n-derildiji içio dökülmüş ve dökülmek için bazırUonuş torpillerin miktarı (369) a çıktı.
Ingiliz ve Frannz gem leri (2$ şubat) ile (18 mart) aracında işte bu (7) hattan en dışarıda bulunanların İmkanına çalışmışb. Ne dereceye kadar muvaffak oldukları bizce meçhuldür. Maamafıh Türk babriyeri bccabına pek kıymettar bir muvaffakiyet vardır ki o da 18 marta tekaüdüm eden iki geee içinde düşmana nezdirmokn-ıln (NiMzvt)'maym geminin m karanlık liman ve ( Kercvizdere ) önlerine, yani (7) torpil batlıma dqarema kâfi mikdarda torpil dökmesidir.
Hiçbir döçman zırhlın bu tor-pl İtrin vücudundan şüphe etmemi I tir. Hattâ ( Buve ) ■ Oş)n ., *lrreriatibln urhlıart yüzer kilo dumanuz baritin infilâkıyla deli-nip battıktan sonra bile Fransa ve logilterede bunların serseri torpillere çarptıkları iddia edilmiştir. Fcj-r ertesi gıin taarruza devam edilseydi cephane fıkdanından dolayı mevkii müatahkomio fena bir vaziyete deyeceğine ve hattâ boğazın açılması imkânı bile basıl olacağına dair kanaatler izhar edif-dL Merkez gurubunun mühimmat Itlbrile müşkül bir mevkide bulunduğu doğrudur. Lâkin torpili., rlo çoğu henüz yerinde duruyor ve bahriye bataryeleri kudreti har-biyece evvelki halinde bulunuyordu. Dü|iuan ise (19 MarIRa değil daba birçok haftalar içinde taarruza kalkmıyaeak surette tahrip edlJ-tni»ti.
Birinci filodan ‘Inflekalbl. mu-har.be kruvazörü top veya torpil İsabetiyle Ur yara almış ve bat. maktan zor kurtulmuştu. "Lord Nelson., "Agamemnon. zırhlıları -■-'at ederlerken duman ve alev tde idiler. Bu filoya refakat in fUotilâda bir muhribin bat-aı ve diğerlerinin yaralaumaU «ünden kifayetini zayi etmişti. İnci filo (yani Frannz zırhlıların-_■ mürekkep fırka) uzun müddet İçin yalnız iki yaralı zırhlıdan iba-ret kalmıştı.
Oçüncü filo kıymeti harbiyeee
birine) filoya nlsbetle zatsa zalf iken "Irraaistibl. ve "Oşin, zırhlılarının batması ve diğerlerinin ve huıuıiyle "Trayönf. ve "Korvollis„ zırhlılarının ağır rahneler almazı hasebiyle daha zaiflemişti.
Sapa sağlam bir dooanma ile taarruz ettiği halde muvaffak ola-mıyan Amiral "De Robrk. bu donanma maddi ve manevi o kader rahnedir o.duktan sonra yapılacak bir hücumdan muvaffakiyet bekleyebilir mİ İdi? İkinci bir nokta da (18 Mart) gûoü yar.madnoın muhafız kıt'alarıodau mahrumiyeti ve şayet bahri bir taarruz ile beraber karaya birkaç tabur asker dökâl-seydi, Seddlıbabirden Bulayıra kadar bâtun müstahkem mevkilerin els geçirileceği meşe.esidir.
Güya taarruz günü istikşaf için karaya çıkarılan bir Ingiliz mûfrezesi ( Kirle ) köyündrn meyva almış ve Maydoa tepelerine kanar kimseye gOrünmedeu ilcrliyerck tahkikat ve tetkikat yaptıktan sonra bilâmüşkilât avdet etmiş. Bu müfrezenin rivayet edıleo muvaffakiyeti temsilliyle mevhum idi. "Buve. batarken Anadolu tarafına geçen “General Ccvad., yarımada muhafız arının siperlerinde yaptığı seyahatten geliyordu. Düşman karaya çıksaydı karşısıoda Lir ordu bu-mıyaeaktı fakat öyle bir kumandanın karşısında bu)uaaeaktı,kl Bu büyük kumandan bazal birçok ordulara muadil olan Mustafa Kemal Atatürk idi. „
Yine deniz yazıcılarından Bay "H. Tahsin Nuri. [ 18 Mart] hücumuna tahsis ettiği bir yazısında diyor ki (*] "No vakit fikrimi umumi harboı tasavvura sığmaz hadiselerin? sevk ve irca etmek istesem herşeyden evvel Çanakkale boğan, ayarca ateş ve demir kasırgaları arasında çalkanan mustarip ve kararsız auiarile kanlı bir zafer lâvhaaı batinde gözümün önü-uc gelir. Benliğimin çok der.nle. rinden doğan hudutsuz bir huşu’ ve hürmetle ben bu lâvhanın ezel! bir hayranıyım...
Harbıumuminin ilânından sonra logillz ve Fransız harp gemilvrin-deo mürekkep lik filo 11 Teşrini evvelde boğazı ziyaret etmişti, bu gemiler boğazın methal lıtıbkâm-larını 17 dakika bombardıman ettikten Klora çekilip g.İmişler ve Şubata kadar bir daha görünmeni işlerdi.
Asıl (6 Şubat) ten sonradır ki düşmanın foal ve devamlı bir say ile boğazı zorlayıp geçmek gayesine doğru yürüdüğü anlaşılmıştır. |5 Mart] gûnüas kadar muhacim filo kaleleri düşürmek, boğazı her türlü müdafaa vasıtalarından tecrit ederek kendine emin ,blr yol açmak hususunda elinden geleni yaptı. Bu onun için bir hazırlık devresi idi. Tedricen inkişaf vs terakki edeu bir hücum plânı dairesinde çalışılıyordu. Methal iıtlb-kâroları tahrip edilmiş ve ilk merhalede kendilerini bekiiyen torpil, lerdso bir kısmı taranmıştı. Ş.nıdi ikinci müdafaa hattını tahribe sıra gelmişti. İşte {18 Mart] hâdisesi plânının bu noktalından inbiaa etmiş ve bu hücumdan sonra düşmanın cesaret ve manevi yeti esasından kırılarak mabedinin tatbikine imkân kalmamıştır.
O Hissisi ıseskvtcl bahriye. tJ40 scssal mart nüsha Uvkalldeal.
Anadoluda bir seyahat
Keçilerin vahşî cinsleri nerede bulunur?
Viyana Tabiat müzesi namına yapılan tetkikat
Viyana tabiat tarihi müzesi I tarafından küçük Asynda ilmi I araştırmalara gönderilmiş olan heyet, uzun sûren bir gaybubetten sonra Viyanaya geri dönmüştür. Heyet âzasından Dr. Koller bu seyahat hakkında Viyana gazetelerine şunları söylemiştir:
“ — Küçük Asyada bir araştırma seyahati yapmak fikrine nasıl kapıldım? Size bunu anlatayım : Evlerde ki keçilerimizin vahşi vc yabani ana cinsini bulmak niyetinde idim. Mukayeseli ctüdlerle bu keçilorin Anadolunun şimalindeki dağlarda yaşadıkları kanaatine varmıştım.
Böyle yabani bir cinai bulup bunu teulüb ilo ıslah ederek daha iyi ve mukavemetli bir cina elde etmke mümkün olursa bu ökonomik bakımdan yüksek kıymet ve manada bir iş olur.
10 Ağustosta bir Tuna vapuruna binerek Viyanayı terk etmiştik' Tuna akıntısı boyunca Rusçuğa ve oradan da trcnlo Istanbula gittik.
•'Silâhlarımız tehlikede!,, tstanbul Gümrük memurlarının huzuruuda sandıklarımızı açtığımız vakit memurlar hayrete düştüler. Çünkü sandıklarımız birçok silâh ve cephane ile dolu idi. Halbuki yivli silâhların Türkiycye ithali memnu idi. Bütün silâhlarımız müsadere edilmek tehlikesine maruz bulunuyordu. Sefaretimiz, Türk gümrük makamatı ile temasa geldi Nihayet Almanca konuşan yüksek bir memur Ankaradan sorarak bizim için izin aldı.
Ada pazarında..
Ondan sonra memleketin içlerine doğru seyahatimize devam ettik. Enevvel Adapaza-rına vardık, adı “büyük pazar., manasına gelen bu .kasaba 60 bin nüfuslu bir yer o'.up gerçekten de biricik ve büyük bir pazar yeri olduğu hissini ver. mektedir ve şimalindeki bütün Hintcrlândının ticaret merkezidir ve dünyanın her nevi eşyası burada satın alınabilir. Anadolunun hayvan serveti Ad »pazarından sonra seyahatimize bir kira otobüsü içinde devam ederek Anadolunun şimal cihetinin vahşi romantik bir hal arzeden dağlık arazisi içlerine gittik. Yol çok tehlikeli serpantinlerle yükseliyor, ba-takahk bir ovadan 1ÖÜ0 metreden fazla yüksek bir yere çıkıyoruz.
Bu havali emsalsiz bir güzellik arzediyor vc biz.m Scmmer-ing'e pek benziyor. 40000 nüfusu bir vilâyet merkezi olan Bolu’da esas karakgâhımızı kur. duk.
Buradan şimale vc cenuba doğru giden bir takım araştırmalar yaptık. Her yerde rastladığımız hayvan serveti şayanı hayrettir. Rasyonel bir tarzda işletilen muhteşem ormanlar, avcılar için bakikt bir cennet teşkil edecek bir haldedir. Biz buralarda tamamiyle AvrupalI karakterde bir hayvanat âlemine, karacalara, geyiklere yaban domuzlarına ve küçük av hayvanlarına rast gelmekle büyük hayretlere düştük.
Beraberimizde Anadofudan buraya birçok hayvanlar getirdik. Bunlar arasında bir de büyük ayı vardır.
Bir ayı hikâyesi
“ Size bu ayı ile geçirdiği-
miz bir macerayı anlatayım.
Bir ayının yeni vc taze ayak izlerini bulmağa muvaffak olmuştum; günlerce arkasından koştum, nihayet in ni buldum ve inin civarında kendime mü-nasib bir bekleme yeri seçtim; üç gece birbiri arkası sıra vs soğuktan dişlerim birbirine çarparak burada pusu bekledim. Nihayet şüpheli bir hareket ve gürültü işittim.
Çalılıklar araş oda bir karaltı göründü. Derhal tüfeğimi Sıkıca omuzuma çektim. Sinirlerim kopacak derecede gerilmişti. Büyük bir ayı ve onun yanında insan hayaletleri belirdi. Köylülerden sekiz kişi ayıyı bir sırık üstünde taşıyorlardı. Bu kurnaz adamlar benim ayının izleri üzerinde dolaştığımı görünce ayıyı kendileri takib edip vurmuşlar iır. Kendilerine darılmadım ve bizzat vurmak islediğim ayının parasını ödedim.
Türk misafirperverliği
Cenuba doğru seyahatimizde çıplak ve yalçın bir dağlık arazide nadir tesadüf edilir bir ye. re vardık. Aradığımız yabant keçinin bu dağlarda bulunduğunu orada öğrendik
Evelce vurulmuş böyle bir hayvanın büyük boynuzlarını da elde edebildik. Fakat oralarda etraflı araştırmalara ma-ateessüf imkân bulamadık, çünkü paramız noksandı. Mekkâre, beygir ve saire Liralamaklığımır lâzım geliyordu ve paramız bu masraflara yetişmiyordu.
Bunun için hedefimize bu kadar yaklaşmışken geri dönmeğe mecbur kalışımızın acısını ta-savur edebilirsiniz. Bununla beraber iyi bir tesadüf ve tali eseri olarak başka ilim araştırmaları yapabildik ki bu sayede küçük Asyanın hayvanlar âlemi hakkında şimdiye kadar mevcut bilgilerimiz tamamen değişmiştir.
Araştırmalarımızın belki önümüzdeki Noelde “tabiat tarihi müzesi» nin hususi bir sergi sinde gösterilebilecek olan netice ve ganimetleri bu seyaha-t mizi ödiyccek deyerdedir.
Seyahatimizin en güzel intihalarından birini teşkil eden mühim noktayı da zikretmek isterim ki o da Türklerin emsalsiz olan misavi.perverliklc-ridir. „
Zamanın takvimi
Bugünkü hava
Yeşilköy rasat merkezinden aldığımız malumata göre, dün hava tazyiki 768 milimetre, en fazla sıcaklık 7, en az 4 derece idi.
Bugün hava bulutlu geçecek ve rüzgâr poyrazdan mutedil kuvvette esecektir.
adam “Lüpesko„nun maceraları
Yazan: Barbu Jonesko No. 6
İsmi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan
Romanya!» meşhur kadının aşk maceralar»
Bratyano ailesinin kadınları da Romanyantn siyasetinde I mühim rol oynadılar. Bunların içinde küçük Jonun karısı Elize, bilhassa kayde değer. Bu ka-ı//dın bir prensesti. Ve prenses Stırbey'in hemşiresi idi. Bunun kocası, Karol aleyhinde çatışan ve ona karşı entrikalar çevirenlerin en bariz simalarından biri idi.
Karol, ta başlangıçtan itibaren Rcmanyaya ait meselelerde bir fikir sahibi olduğunu ve bu fikirlerini müdafaaya muktediri bir iradeye malik tutunduğunu gösteriyordu. Kendisi. her hangi bir teklif ve düşünceyi muhakeme etmeden kabule taraftar değildi.
Knrol, Veliaht olmak sıfatilc. babası olan Kralın meclislerinden bir çoğuna iştirak ediyor, bu rocciisierdo Bratyanolarla kr yıl aşarak onların fikirlerine zıt fikirler ileri sürdüğü görülüyordu.
O zamandan başlıyarak yaşlı Bratyano ile genç prens arasında mücadele başladı. Fakat Bratyano. tecrübeli ve olgun bir adam olduğu için genç Prensle nasıl mücadele edeceğini pek mükemmel biliyordu. Kendisi daha önce yüzlerce mücadeleye girişmiş ve bu mücadelelerden muzaffer çıkmıştı.
Bratyano ile Prens arasında başltyan kavgayı kızıştıran bir
L
RADYO PROGRAMI"'
____________________;
Salı 11 Kânunuevvel
İSTANBUL:
18 Almanca ders. 18,3ü J m-rteatlk. 18.50 Plâk, dnoı münkiri. 19.30 Dünya haberleri. '»9,40 Konuşma: Bayan Azade Sel tu a. 20,10 Plâk, oeş’eli musiki. 21,15 Ajanı ve borsalar. 21.30 Orkestra. 22 Car, tango orkestran.
BERLN:
18 Hafif musiki. 19 Hafif mu-«ikL 20,30 Hukuki bahisler. 20,20 Aklûalite, biberler. 21,10 “Lanf ia» G.ûck. opereti. 22 Neş’cJi mu-■ikili program. 23 Haberler. 23,30 Aıkeri muıitd.
BUDAPEŞTE :
18,30 piyano yardımiyle şarkılar. 19 deri. 19,39 Vagntrin “Vat-küre,, operan. 20,40 »por. 22,15 »on haberler. Şındor Bura Çingene takımı. 24 cazbaad.
LAYPZİGt
18,20 Lant, refakatile şarkılar -18.50 haberler - 19 konferan» -19.15 plak -20,35 sözler - 21,10 “Halk ve lş„ isimli radyo temıid -22 orkestra konseri - 23 haberler ve ıpor • 23,20 p âk - 24 hafif parçalar, dana musikiri.
MOSKOVA:
17 senfonik korner. 18.30 ame-m konseri. 19,39 mil i Okraaya muıikisl. 22 dans ve karışık musiki parçaları. 24 Lpaoyo.ea neşriyat.
PRAG t
13,05 p ik . 1035 Almsoea der», şiirler, s.raat - 19.20 muukıll Almanca emiayoa - 19,55 haberler vesaire - 20.10 karışık şarkılı emisyon - 21.4ü hafif muııkı. haberler . 22,25 Ipıyano keman kooaerl • 23 biberler-23,15 pia«- 23,30 logiliıce haberler.
VARŞOVA:
18 Lak» Fraans danaları. 18,25 Sözler. 18.35 P.yaııo yardım.yle şarkılar. 18.50 Söıier. 19,15 Hafif mııs.ku 19,45 Edebiyat. 29 Popü.r-ler, şa'kıler, sözler. 20,30 P.âk ve saire. 22 Klâa.k şarkılar, konaerli r. kâmlar. 23.15 Pıik. 23,eS Söaler. 20.05 Dan» münkiri.
VİYANA:
18,30 koro konaari. 19 erid Avusturya sefiri H«rr Avguşt Kral tarafından “ Türkiye Cümburiyutı-nin kurulu,unun tarihi aebebleri „ odlı konferanı. 19,25 dere ve saire 20,10 haberler. 20.40 sergiye dair. 21 Don Karlos operasından aatıne-ler. 21,5$ alizler. 22,15 İspanyol musikisi, 22.30 haberler. 22.40 Ispanyol hsva.arının devamı. 24,30
dans musikisi.
şahıs, Prens Stirbey di. Bu Prens Bratyanonun kayın biraderi idi. Vc Romanya kralının sarayında çok nüfuzlu olan bir şahsiyetti. Kendisi cidden prense benziyen bir adamdı boyu uzun, yüzü yakışıklı idi. Ro-manyanın cn tanınmış hanedanından birine mensuptu.
Prens Stirbey kadınların sevdiği, tapındığı bir erkek olduğu için bütün erkekler ona kin bağlamakta ve onu kıskanmaktaydılar. Sonra kendisi son derecede haristi. İkbal ve iktidara fevkalâde düşkündü. Onun için mevkiini, nüfuzunu, şahsi kudretini hep bu maksat için ku'danıyordu.
Prcn Stirbey'in muhteşem ü-niformasile, geniş ve sihirli gözlerde, mağrur ve azemetli tav-rile, burgulu bıyıklarile sarayın koridorlarında dolaşmasını, şimdi de gözümün önüne getiriyorum.
Karol île bu prens arasında eskidenberi düşmanlık büküm sürüyordu. Fakat Bratyano ile Kralın arası bozulduktan sonra Prens Stirbey ondan intikam almayı kurdu.
Gerçi Stirbey, Karola karşı kılıç kullanmadı, fakat onun Karola gösterdiği düşmanlık, ona karşı bağladığı kin, göze görünmiyen, fakat daima işleyen bir kılıçtı. Bratyanocun siyasi diktatörlüğü kayınbiraderinin saray içinde hüküm sûren diktatörlüğü ile tamamlanmıştır. Ve bunların ikisi de Karolc karşı birleşmişti.
Mücadele bu şekilde başladı. Yalnız ben bunun hakiki mahiyetini ancak dört sene evvelisi öğrenebildim. Bratyanonun şahsında tcmc&sül eden siyasi diktatörlük ile Stirbeyın şahsında temessül eden saray diktatörlüğü birleştikten sonra Karola karşı pusular kuruldu ve bunun neticesi olarak Karol memleket dışına sürüldü.
Fakat düşmanlar onu memleket dışında da rahat bırakmamağa karar verdiler ve onu her yerde takibe koyuldular. Knro!,Rornanyadan ayrılmasına müteakip, bir daha geri dönmeyi, bir daba oğlunuD yüzünü görmeyi ümit etmiyordu.
Çünkü onunla mücadele e-dcoler, öyle kolay kolay yenilir soydan değildiler. Fakat Karol, yılmaz bir basımdı. O-nun için cn buhranlı dakikaları geç’rdiği zamanda bile iradesi iği medi.J Yalnız ona karşı gelenler, Romaoyada her istediği şabsiyetî devirebilecek bir kuvvetteydiler. Karolun babası, kral Ferdinandla anası kraliçe Mari, onlara iğilmek ıstırarında kalmışlar, bu yüzden de bütün Romanya onlara karşı aynı vaziyeti takınmıştı.
Mücadele bütün hararet ve şiddeti ile devam ediyor vc niç bir hudut tanımıyordu. Bir entrikanın hükmü geçtikço yeni bir entrika çevriliyordu. Bir aralık Karol, kendi aleyhinde çalışanların ne kadar kuvvetli olduklarının farkında değildi. Hasmın ilk hamlesi, onu önce şaşırttı. Vc kendisi bir memleketten bir memlekete göçmek mecburiyetinde kaldı.
Devamı var
(«■ siMieşpemMiaşMiaiMieiMitiiSMaiMiaiM
Yurttaş
Para biriktirmek için çok kazanmak değil, hesaplı harcamak lâzımdır.
M. I. ve T. cemiyeti
___ Kâ—nuevel 11
tnsan kıymeti
Bir Amerikalının kıymeti 45 bin lira imiş
Sigorta şirketlerinin blmmetle-rile intanın kıymeti bugünlerde artmıştır. Amerikanlan alacığımı! mlınllcr bite pek açık olarak insan kıymetini göstermektedir. Bir Amerikalı doktor bayatını (12.500 OCO) franga sigorta etmiştir. Vü-eudûuüo bütün uzuvlarını bu hesaba ithal »ttiği İçin bir otomobil karasında burnuna kıran doktor, bitim para ile 100,000 liradan farla para almıştır.
Amerikalı sinema artistlerinden EvelynYonng aahnrdr düjCp çeeneain çatlatınca 45 bin lira almıştı. Lill D-ıruit* bacaklarının peklinin bo-zulmaıını 130,003 bin liraya s.gor-₺* İtmiştir.
Doktor (Pearl)ın yaptığı vatall bir hesaba göre Amerikalı bir vatandaşın kıymeti 45,000 bin Türk lirasını bulmaktadır. Ancak tu meblâğ 20 ile 40 yayları arasında sahilidir.
70 yayını geçenlerin kıymeti İse 500 dolan yani 650 Tnrk Örn-•oı tecavüz etmemektedir.
Atatürk Terbiye Enstitüsüne alınan talebe Buadatı bir müddet evvel Atatürk Terbiye Enstitüsüne alınacak talebenin imtihanı ya-pı'mıştı. Bu müsabaka imtihanında kazanan talebenin isimleri Maarife gelmiştir. Buna nazaran: Edebiyat kısmına iki, Tabiyeye iki, Riyaziyeye dört, Tarih ve Coğrafyaya bir kişi kabul edilmiştir.
Yeniden sualler sorulacak
Bundan bir müddet evvel Hukuk Fakültesinde yoklama yüzünden birinci sınıf talebesi sınıfta bir gürültü çıkarmıştı. Hukuk fakültesi inzibat meclisi dün bu hâdise bıkkındaki tahkikatını bitirmiştir. Meclis, bazı talebeye bu husus hakkında yeniden sualler sormğa karar vermiştir.
Hukuk Fakültesinde yoklama imtihanları Hukuk Fakültesinde yoklama İmtihanların* devam edilmektedir. Bu imtibnnlaro, devam mecburiyeti dolayııiyle çok ehemmiyet verilmektedir. Bir talebenin bûlOıı •ene zarfında en aşağı İki yoklamaya ijtirak etmesi lâzım geliyor. İki yoklama İmtihanına girmiyen talebe umumi imtihana girmek hakkından mahrum edilecektir. Dûn Hukuk ceza ordinaryüıü Profesörü Tahir yoklama imt-hanı yapmıştır. Otobüsler ucuzlıyacak
Otobüsçüler ilkbahardan itibaren otobüs Batlarını indirmeğe ve daimt müşteriler için tenzilâtlı karneler ihdasına karar vermiş-lerdir.
Pamuk satacağız
Hamburg’da pamuk Üzerine iş yapan bir firma memleketimizden pamuk almağa talip olmakta pa-uı'ı ihraç eden tacirlerimizin adreslerini istemektedir.
Pamuk piyaeau tedricen yük. erimektedir. Fiatlar 50 kuruşa kadar çıkmıştır. Almanyadan da kû'liyetil m.kdarda mal tal-p edilmektedir. Fiatların daha ziyade ar tarağı ümit ediliyor.
Bir haftalık ihracatımız
Sun bir balta içinde acım ülkelerine yaptığımız Uıracat mühim bir yekûn tutmaktadır.
Prestenel25 Tıryesteye 25 çuval i. fındık,Nevyorka 300 Tiryesteye,230 Prajn 144. «andık ceviz içi Yafaya 58 »ancık «İma, Almanyay* 100 soı. dik yumurta ihraç edilmiştir ki bu memleketimiz İçin iyi bir neticedir.
Biri yetişmiyor mu idi?
Snrıycrde kahvelerde oturan eşhas üzerinde polisçe araştır-tna yapılmış. Yusuf isminde birinin üzerinde bir kında iki bıçak birden bulunmuştur.
Polis, iki biçak birden taşı, yan bu adam hakkında tahkikat evrakı tanzim etmiş, kendisini de mahkemeye vermiştir.
Yeni Adliye tayinle
7 inci sahifeden kek hâkimliğine, Tercan hâkimi
Hoiûıi, Biga müddeiumumiliğine, Ünye ceza blkimi İsmail iataabol ■u'h hâkimliğine, İstanbul sulh hâkimlerinden Reşit, Yoıgat âzalırına, Oıkûdar muavini ilhamı İstanbul âzalığına, Adliye müfettişlerinden Cemil Sait Mağoiaa MüddelumumUiğinv, Adliye müfettişlerinden Rıfat başmüddeiuml-Uk ûçöocfi sınıf muavinliğine, dördüncü rnoıf muavinlerden Bnr-banettin Aydın Müddeiumumiliğine, Aydın Müddeiumumi muavinlerinden Şükrü işporta Müddeiumumiliğine, Kocaeli âzasından Mustafa Tokat âzalığıoa, Urla Hukuk hâkimi Mustafa Ankara âzalığına, Haymana hâkimi Mustafa İstanbul âzalığına, İstanbul âzasından Olman Şükrü terfian yine İstanbul atalığına, İstanbul âza mülâzımı Adil Kozan İtaliğin*, Bursa Müddeiumumi muavini Horun lıtan-bul Mûddviumî muavinliğine, (stan-Lul Müddeiumumi muavinlerinden Şefik Balıkesir Müddeiumumiliğine, İstanbul Sulh hâkimi Sünuhi Ankara âzalığına, I oobul sulh bakimi Osman Edirne «çalığına, Bandırma âzaeından Nafı I.parla âzalığına, Köyceğlt hâkimi Kaıım İstanbul cu h hâkimliğine, Ankara sulh hâkimi Reşad Alanya müddeiumumiliğine, Muş müddcl umumisi Ali Rıza Adana âzalığına, Siird müddeiumumisi Mahnıud Bartın müddei umumiliğine, Fari-köy müddei umumisi Salâh Aydın müddeiumumi muavinliğine, Uşak müddeiumumi muavini Halil Bandırma âzalırına. Kokudeli hukuk hâkimi N eati İçel nlüddei umumiliğine, 0 gûp ceza hâkimi İsmail Hakkı Siird müddei umumiliğine, Ceyhan müddeiumumisi İsmail Siird âzalığına, Pazarcık hâkimi Hüseyin Aydın hukuk hakimlisine, Keşan hukuk hakimi Abdûlkerim İzmit âzalığına, Seferihisar hakimi N-U, Mersin âzalı-ğıoa, Caziayıntap müddeiumumi muavini Mustafa Seferihisar hakimlisine, Ceyhan ceza bakimi Ahmed Trabzon âzal-ğm, Kastamonu âzaaı İbrahim Muş Müddei umumiliğine, Mardin müddeiumumi muavini Mümtaz Aydın atalığına.
Konya ağırceta reisliğine İstanbul ağırceza reisi Aziz, lıtanbul ağırceza reisliğine İzmir ağırceza reisi Suat, İzmir ağırceza reislisine başmûddeiumumi başmuavini Süreyya, Diyarbrkir Istisos hâkimliğine Manisa müddeiumumisi Sadık, Diyarbekir ağırceza reialiğine Eskişehir ağırceza reisi Oıman Remiz, Balıkesir lhti(as hakimlisine Kayseri ağırceza reisi Mesut, Baş-mOidelumumt Daşmuaviniiğ.oe baş-müddelumomi muavinlerinden Bedrettin, Bursa ağırceza reislisine Adliye müfettişlerinden Osman Sebri, Yozgat ajıreeze reislisine Malatya ağırceza reisi İbrahim E.-hem, Afyon ağırceza reialiğine Sinop ihtisas hâkimi Sezai, Balıkesir aSırccza reisliğine Üsküdar müddeiumumisi Haydar, Kütahya agırceza atalığına Alanya azası Emin, Artvin reisliğine İstanbul müstantik azasından Salih. Eskişehir aj-ırcezs relelldina Afyon ağırca» raisi İbrahim, Bolu ağırceza reisliğine lutanbul azasından Nuırat Kayseri ağırceza relaliğinn Bohı ağırceza reisi Sait, Bursa müddeiumumiliğine Samsun müedeiumumiai Cemal, İstanbul ikinci ecza reisliğine Balıkesir ihtisas hâkimi
Yeni Soyadı alanlar
Okuyucularımızın bildirdikleri yeni adlarını neşrediyoruz
Soy adt alan okuyucularımızın bize bildirdikleri yeni adlan neşr© devam ediyoruz. Yalnız yazılacak mektupların ve bilhassa soy adlarının okunaklı olmasını rica ederiz.
Dûn bildirilen yeni adlar şunlardır:
Gündoğdu — İstanbul itba-lat gümrüğü birinci müdür muavini Nureddin.
Öktc.n — Ziraat vekâleti neşriyat müdürü Cevat Rüştü.
Tüney — Ziraat vekâleti neşriyat müdürlüğü mütercimi Recep Şakır.
Taş — Ziraat vekâleti neşri, yat müdürlüğü tetkik memuru Turan.
Karagöz — Ziraat Vakftlctî
ri
devam
Kemal, Baş müddeiumumi birinci
sınıf muavinliğine ikinci sınıftan Lûtfi, ikinci sınıf muavinliğine 0-ÇÜncü sınıflan Remzi, Somlum müddeiumumiliğine İsparta müddeiumumisi İbrahim, İstanbul müstansik âzalığına Ardın müddeiumumisi Mûnür, Ltanbul âtalığma Van ağır ceza reisi Hayrettin, Van ağırceza reialiğine Kara ihtisas hâkimi Remzi Kastamonu âzalığına Giresun müddeiumumisi Frbım, Van âtalığıoa Aydın hukuk hâkimi Ali Riza, Üsküdar müddeiumumiliğine Sinop ihtisas mûddeiumum.ıi Tahsin, Trabzon ihtisas mûddeiu -mumiliğine Bor müddiomumisi Cemil, Çapakçur hukuk reialiğine İstanbul mahkemesi âzasından Ali Rakip, Giresun müddeiumumiliğine İstanbul caliye âzasından Sedat, İstanbul âıalığına lıtanhul müddeiumumi muavinlerinden i -mail Hakkı, İstanbul âıalığına Balıkesir müddeiumumisi Salih Zeki, İstanbul suıh hukuk reisliğine Trabzon ihtisas müddeiumumisi Hayrettin, Bursa müddeiumumi muaviuhğine ipkaen vs terf.an Fahri, İstanbul müddeiumumi muavinliğine Ankara sulh hâkimi Cevdet.Köyeeğiz hâkimliğine Çankırı hukuk hâkimi Receb, Bursa hukuk hâkimliğine Seydişehir hukuk hâkimi Şerif, Erili cera hakimliğine Karahisar Müddeiumumi.i Mithat, Ceyhan hakimliğine Boyabat müddeiumumisi Vehbi, Ceyhan ceza hâkimliğine Çökmek hâkimi Yusuf, Ankara icra reis muavinliğine Beypazarı müddeiumumisi Hilmi, Gaziayıntap müddeiumumi muavinliğine Kulp hâkimi Reşat, Ankara sulh hak-mhğme Malkara hâkimi Hamdi, Söğüt müddeiumumiliğine Adapazarı âıa mülâzımı Ahmed tayin edilmişlerdir.
Garzan müddeiumumiliğine Bitlis müddeiumumisi Dervir, Trabzon âıalığına Aukora âzaaı Mustafa Mec.t, Acuva hâkimliğine G resun hukuk hâkimi Avni, Eskişehir hâkimliğine bnşmüddeiumuml muavinlerinden Cevat, Turhon, Bûrean hâkimliğine Abdüihsliın, Sumıun âzalığına Hıılûsi, Irtanbu'. âzı mü-lâzimlığine Tckird.ığ müddeiumumi muavini Ali, İstanbul müddeiumumi muavinliğine Siird hukuk hâkimi Mehmed, Burra hukuk hâkimliğine Ankara müddeiumumi Edip. Ankaraya Silvan hâkimi Talât, K-şan hukuk hâkim! ftlne Buru âza mü âlinn Abdülâz)m, Sungurlu müddeiumumiliğine Niğde âza mülâzımı Niyazi, Kayseri âza müll-zimliğine sulh hâkimi Fikri, Urgiip Ceza hâkimliğine âza mülâzimle-rinden İsmail, Pazarcık tı&kimtiğinr Kadirli müddeiumumi muavinlerinden Mehmed, Ünye ceza hâkimliğine Terme müddeiumumisi Meb-med, Malkara hâkimliğine Tirebolu müddeiumumisi Şerafettin, Tirebolu bâkimliğ ine Rize müddeiumumisi Süleyman, Çölemerih hâkimliğine Batınlar müddeiumumisi Suphi, Kandıra Hukuk hâkimliğine Çi-çekd.ığı müddeiumumisi Kemal, Korkudell hâkimliğioe-Şezik müddeiumumisi Mehmed, İstanbul müddeiumumi muavinliğine Kars müd-diumumf muavini Nazif Ankara sulh hâkimliğine kukuk mazun’a-rindin Oımıı. Süreyya, Adapazarı âza mü'âzimliğine hukuk mezunu Ayşe, Latife ve Refik, Bursa âza mü'âtmliğina hukuk nıetunların-Mebrure, Niğde aza mülAzimliğine Fatma, Beypazarı müddeiumumiliğine hukuk mezunu O.man tayin edilmişlerdir.
neşriyat müdürlüğü kâtibi Hüseyin.
Aral — Ziraat Vekâleti neş. riyat müdürlüğü daktilosu Feride.
Yalçın — Ziraat Vekâleti neşriyat müdürlüğü odacısı Hatan.
önen — Ziraat Vekâleti tef. tiş heyeti mümeyyizi HaliL
Kayaoğtu — Ziraat Vekâleti teftiş heyeti memurlarından Muharrem.
Yöntem — Ziraat Vekâleti teftiş heyeti odacısı Abdullah.
Altıoay — Eskişehirde Hava yüzbap mütekaidi. Getnal Anka rada Askerî Fabrikalar tüfek işletme kaleminde muhasip Kemal, Askeri Fabrikalar hesabına Ai-
--ZAMAN-
7
Vaziyet gayet naziktir!
Birinci sahifrden devam
Cumarteıi günü Uluılar Derneği koneeyinin yapmış olduğu toplantı, ifin doıtcanna dûzeltil-l metini pekaz umduran bir erozi-yet yaratmıştır.
Bundse, gerek CeoevredeH bu İşle ilişiği) olan mahlilterda ve küçük anlaşma ile Balkan anlaşman «İlerinin merkezinde derin bir hayal inkisarı uyanmıştır.
Ortaya alılmış olan mesele bir usul measlesi olduğundan daha ziyade .karışıktır. Filvaki, U.uslar Derneği misakının onbirioci maddesine güre bir uzlaşma tuulû kullanılacaktır.
Bu usule 'göre ise Macaristan ve Yugoslavya il» konseyin diğer üyeleri arasında beraberlik bulunmak gerektir.
İtalya ve Macaristanın muhalefetleri
Cenevre 10 ( A. A.) — Uluslar aran mehafîlde söylenildiğine göre Yugoılavya, M. "Lâval,, m konsey toplantısındaki nutkundan mü.hem bir karara yanaşabilecektir.
Bu karar bazı Macar makama-tıııın "Marsilya, suiksstinden mesul olduğunu kaydedecek, Yugoa-lavyayı resmi tahkikatı tekrar ele almağa davet edecek ve sığınmak hakkının değiştirilmesi için Uluslar aran bir mukavelenin en kısa bir zamanda tetkikini teabit eyliyeccktir. Ancak bu proje Italyan ve Macar murahhaslarının muhalefeti ile karşılaşmaktadır.
Dûn Yugoslavların da, Macarların da işine gelen bir sureti hal bulunmsksısın geçmiştir.
Sabahleyin M. "Po itis„ ve M. “Yevtiç,, ile görüşen M. "Lâval,, öğleden sonra M. "Aloizi,,, “Eden,, ve "Benes,, le uzun uzadıya görüşmüş ve gerek Yugos avyayı, gerek konseyde anlaşman lüzumun hararetle müdafaa etmiştir.
M. '“Lâval,,, Milletler Cemiyeti adalete davet olunduğu tornan bir ifi girmez ve ulurlar arazı cinayetlere karfi tedbir almaz ve cezalar tertib etmezee bundan çıkacak çok vahim neticeleri gâztermiftir.
Fransız. İtalyan ve Ingiliz mümessilleri, her tarafıo kabul edeceği bir sureti hal bulunmadan Yugoslavya işi hakkındaki konuşmaların devam etmrmesi hususunda anlaşmışlardır.
Ancak bunun ötski devletler ve bilhassa^ Macar muhtırasına ee-vab vermek istiyen M. •Tıtölesko. tarafından da kabul edilmesi iâ-zımılır.
Diğer taraftan M. "Lâcal,, konulmaların en hıza tir zaman içinde iyi bir tarzda neticelendi-riln.ee lüzumuna arkadaşlarını inandırmıştır, ta ki ifin gecikmezinden mûteerıir olabilecekler kendi haklarını bizzat kendileri yerine getirmeğe talkı/mattalar.
Böyle çok nazik bir variyet karşısında Avrupa.un sükunetini büyük bir dikkatle göz önünde buluodurmsk lâzımdır. Çünkü herhangi bir tabiye hatası veya geçici tir zaaf, bu sükûneti, önüne geçilmez bir şekilde, bozabilir. Ingiliz gazeteleri ve sığınma hakkı
Londra 10 (A.A.) — Yugoslavlarla Mncarlan sınır dışına çıkarmaktan vazgeçmesi iyi bir hava uyandırmış olmakla beraber İngiliz gazeteleri, uluslar derneği konseyinin çok güç İşleri» karşılaşacağını gizlemiyorlar.
Macarlar hak veriyorlar gibi...
"Daily telgraf,, diyor kİ:
"M. Laval, konseyden zorbalığa karşı U.uslar arası hareket isteyecektir. Bu münasebeti* şurası unutulmamalıdır ki eskiden ingiltecede kendi topraklarında yabancı hö-manyada tahsilde bulunan Nafiz ve bunların anneleri Ayşe, çocukları Süleyman, Kenan, Osman ve Birocn.
Ataman — Tıp talebesinden ErzincanlI Ahmet Zeki.
Yejfül — Ankara Yükvek Ziraat Enstitüleri umumi kâtibi kimyager müderris Fazh Faik, izznirde kutu fabrikası müdürü Şevket. Haydarpaşa lisesi Fransızca muallimi Abdi Tevfik ve bütün aileleri efradı bu soyadını alarak tescil ettirmişlerdir.
Görk — Urfa Osmanlı bankasında Be hiç Hüsnü, hafızı kütüb Vecihi Hüsnü, İstanbul Merkez bankasında Bedri Hüsnü, Vehib Hüsnü vc fstanbulda Setânik bankasında Osman Hüsnü.
hâmetlere karşı sulkacd anıklayan katilleri sığındırdığı İçle birçok kez kargışa uğramıştır.
Ancak hiçbir vakit her hangi bir Ingiliz hükümeti cinayetleri korumak ve anıklanan cinayetleri bilmekten suçlanmamıştır. Her hükümetin yükümü, bir zorba burumuna bağlı olmakla kuşkulu adata-lan sıkı bir göz hapsinde tutmaktadır. Bu uğurda nasıl bir çare bulunursa buluncun Ingilterenin ötedenberi siyasal sığınmalara arlg bir önen olarak tanındığı sığınma önrnl korunmalıdır., Yugoslavya Macarları çıkarmamakla iyi ediyor Londra 10 (A.A.) — Yugoalar-yanın kendi toprakları özerinde bulunan Macarları çıkarmaktan va» geçtiği h«beri gelir gelmez, Cenevredeki gerginlik şiddetini kaybetmiştir.
Masmafih, kral Aleksandr*ın ölümünü takbih »tmeklo beraber Yogoslavyanıt», Macariıtaoıo suçluluğu hakkındaki ilhanılorını ayrıca tetkik etmeğe müsait kabulr değer bir karar a.mık .için gayretler sarfına devam edilmiştir.
Ba »aboh Ingiliz gazetelerinin Cenevre'den aldıkları haberlere göre bu gayretler, pekaz netice vermiştir. Fakat, bir l.al fetreti için ümitler daima mevcuttur.
Ingiltere, Fransa ve Balyanın, MacariataDin kendi topraklan içinde Marsilya cinayeti hakkında ciddi anketler yapmasını ileri »üren fikirleri, Yugoslavya tarafından kabul edilmiyccek mahiyette görülmüştür. Bu husuıtaki müzakerelere devam edilmektedir.
İngiltere hükümetin n bu husustaki vaziyeti, M. "Eden,, tarafından Milletler cemiyetinin cumartesi günkü konseyinde açıkça bildirilmiştir.
Yugoslav gazeteleri memnun
Bclgrad 10 ( A.A. ) — Cenevre konuşmalarından lıahteden Yugoslavya gazeteleri, Fransız dostluğunun nc kadar sağlam vo emin olduğunu yaımskte dil birliği ediyorlar.
»Vreme,, diyor ki: “Yugos’av-ya„ etrafında yalnız müttefiklerini ve bu arada büyük Fransız ulusu değil, bütün medeni milletleri görmekle acuna karşı büyük bir manevi kazanç elde etmiştir. „
“ Politika „ gazeteal de şöyle diyor: “ Fransanın bite Yugoslav-yaoın istediği (tam tarziye ) işine yardım etmediğini gö-termek için maca lirin yaptıkları eotirikalan M. Lava.in nutku kesip atmıştır. „ Macar gazetelerinin umutları
Budapeşte 10 (A.A) — Gazeteler M. ’ P.er LavaL ıa Cenevre-ki bcyonatını müsait bir surette karşılamakta ve Yugoslavya ile meıcut İhtilâfın uluslar derneği konseyinde siyasal meseleler dışında muslihane bir surette halledilebileceği umudunu izhar etmektedir.
Son dakika
Gerginlik azaldı mı?
Cenevre İG IA.A.) —• Son gün. leşin bedbinliği) ve ortadaki ge-gin ik biraz zail olmuştur. Buna da da M. -Benes. , -Lâval. ve ‘Eden, anısında y.ıpılan görüşmeler sebep o muştur. M. ‘Lâval.ln, Yugoslav-yayı tatmin edebilecek olan karar sureti projesinin üç cmsİi noktasını kabul etmiş otcuğu zannojun-msktadır :
1 — Tetbişçiliğin umumi tabirlerle takbih ediimeıi.
2 — U uslar derneği »ulaşmasının 10 uncu maddesinin hatırlatılması.
3 — Macaristan'ın Marsilya sui-kastına ait mesuliyetler hakkında yeniden tahkikat yapmağa davet edilmesi.
Dün gece Fransa, Ingiltere ve küçük itilâf devletleri arasında bir aslaşsna hani olmuş olduğu »öy. Irnmrktedir. Şimdi İtalya lir Maca-rûtan'nın muvafakatini almak kalmıştır. Bu maknstl* M. "Eden,, bu, **bab bu iki memleket murahhasları iie görüşmüş ve sonra M. "Lâval,, I görmüştü».
M. ‘Lâval. hemen küçük itilâf murahhaslarını toplamıya davet et-etmiştir.
İtilâf hasıl oldu mu ?
Cenevre 10 I A. A ) — Royter ajansı, Macar-Yugoslav meselesine alt Fransız karar sureti metni üzerinde itilâf basıl olduğunu bildirmektedir.
Ozan opereti
Bcatekfir Muhlis Sabahattinln bu ramazan Ferah tiyatrosunda yeni teşkil ettiği büyük bir heyetle temsiller vereceği iği-ilmij'J. Haber aldığımıza göre aabılc Süreyya opereti heyetno maruf halk komiklerinden Fahri Gülünç ve İsmail Dümbullü heyetlerini do ilâve ederek [Ozan opereti] ismini vermiştir. Bu heyet bu akşam Muhlis Sabahattinin (GÜZEL FATMA) ismindeki milli operetini sahneye koyacaktır. Yalnız kendi çalışınn güvenerek yolunda hızla yürüyen bu heyete muvaffakiyetler dileriz.
Deniz yolları
İŞLETMESİ
Acenteleri: Karaköy- Köprübaşı Tel. 42362-Sirkeci Mûhürdarzade Han Tel: 22710 bok Karadeniz yolu
KARADENİZ vapuru 11 Birinci KânuD Sâh günü akşamı saat 20 de Rize’ye kadar. ‘8110.__________
Ayvalık yolu
NİLÜFER vapuru 12 Birinci kânun ÇARŞAMBA giınû akşamı a.ıat 19 da Ayvalığı kadar. (8436)
Bartın Yolu
Yalnız bir sefere mahsus olmak üzere BURSA vapuru 11 Birinci Kânun SALI günü saat 17 de Sirkeci rıhtımından kalkacak gidişte Ereğli, Zonguldak vc Fılyosa uğrayarak Bartına kadar gidecek ve avdette Filyos hariç olmak üzere aynı iskelelere uğrayarak dönecektir. "8448..
Kadıköy askerlik şubesinden
Şubemiz kısa hizmet defterinin 275 sayısında yazılı kısa hizmetli 324 doğumlu İzmir vaduru mülâzım kaptanı Ahmet Fehmi Oğ. Hüseyin Şükrünün ilândan 24 saat zarfında ju-Lemize müracaatı hariçte ise bulunduğu mahal askerlik şubesi vazıtasiyle adresinin bildirilmesi aksi takdirde hakkında kanunî muamele tatbik edilecektir.
• • »
Şubemiz kısa hizmetlerinden sabık mebus Fehmi oğlu 322 - 228 doğumlu Kemal Ao-dül Muhit efendinin ilândan yirmi dört saat zarfında Ltan-buida ise Kadıköy şubesine hariçte ise bu.unduğu mahal as-kerl.k şubesi va-ıtasile memuriyet ve adresini bildirmesi aksi takdirde kanunî muamele yapılacaktır.
OZAN OPERETİ
(Eski Süreyya opereti) Şelızadebaşı FERAH
Tiyatrosunda
Bu akşam 20,30 Ja
Muhlis Sebahatlin. Fahri
Gülünç - Ismıil DümbûllO
GÜL FATMA
Operet 3 perde
Pek yakında:
Cüppe gitti
HIMMIMI(IHISIHMIM)lltiMt«)«MIHMIŞIWI*IHI. ) •«*.
Tramvaylara hücum I
Barselon 10 (A.A) — Tramvay kumpanyasının grev dola-yıstle bazı işçilere yol vermiş olmasından tramvaylara yeniden taarruzlar olmuştur. Grev, çiler üç tramvay arabasını, içindekileri zorla aşağıya indirdikten sonra yakmışlar ve ele geçirdikleri bir otomobille kaçmışlardır. Kumpanya müdürüne karşı da bir suikast yapılmıştır.
Yurttaş
Millî istihsalin artması, yerli malı kullanmakla gerçekleşir-
M. I. vc T. ccmlvcH
HİIS
Vitamin
ozu
Kaori
OZU
ozu
Kuvvet
Kudret
Sıhhat
Mercimek
Nefaset
Elektrik radyatörü
Biletler
FİYATLARDA TENZİLÂT
öldürür!
Diş etlerini Kuvvetlendirir!
Ağız kokusunu defeder!
j •• •• 'ozu
Beyaz mısır
Patates özü
Çavdar özü
Dişleri Kurtarır!
Ağızdaki bütün muzir mikropları
Türk Maarif Cemiyetinin
Büyük eşya Piyangosu
Rus Antrasit ve Alman Koku
Ev sobaları ve salamandralarına mahsus
EN EHVEN FIAT - EN İYİ MAL
Antrasit 33 kiloluk mühürlü çuvallar içinde teslim ediyoruz. Siparişlerinizi yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz “ATLAS,, MAHRUKAT İS. - S. KORHANİDİS veŞKİ.
Galata Rıhtım caddesi N. 25. telefon 43019
Kiralık Kagir Hane ve Dükkân
Beşiktaşta Akaretlerde 45,51 numaralı hanelerle 1,3.7,16,20. 24 numaralı dükkânlar kiraya verileceğinden Birincikânunun II gününden itibaren açık artırmaya konmuştur, isteklilerin 1 kânunun 22 inci Cumartesi günü saat on üçe kadar söyle, yerde 54 numarada mütevelli kaymakamlığına ve o günün on üçünden on beşin» kadar İstanbul evkaf müdüriyetinde ) ancümenüıe müracaat etmeleri.
AKGUN
KADIN TERZİHANESİ
Her ay Almanyadan yeni modeller geti riyor Şık ve ucuz elbise yapıyor Beşiktaş Dere Caddesi 131 numara
Akay İşletmesi Müdürlüğünden:
İdare için defter, cetvel vesaire gibi ba«ım işi yaptırılacaktır. Pazarlığı 16-12-934 saatlidedir, '-.tekillerin örneklerini görmek için her gün Levazım Şefliğine pazarlığa girmek için o zaınan İdare Encümenine gelmeleri. (8407)
Fatih sulh 3 üncü hukuk hâ-kimliğinden
Edırnekapı Neslişabsultan mahallesi Sarmaşık çalı çıkmaz sokak 3 numaralı hanede mukime Emmenin muhtacı vasi olduğu anlaşıldığından hacrile kendirine Acıçeşme karakolu komiser muavini Hasın Hüsnü nün 4-12-934 tarihinden itibaren vasi tayin edildiği ilân olunur. 5/12/934
isteyenler için
Emniyet Sandığı Müdürlüğünden1 Borcu ödenmiyeu rehinler Sındığımız holünde Göıterilmeğe başlanmıştır.
Pırlanta, Elmas Altın ve Gümüş ûterins h«r türlü Uteğîa'zl gidrrmrden evvel bu zengin koli eksi von'erı görmek mer-faatlarınıra uygun düşer.
Sandığımızın SandaJbedeıteıundeki Satış günü ÇARŞAM3A dır. “8378.,
■ ı ı (■ , ■ ■ -
Çocuklarınıza yediriniz. İstediklerini ve sevdiklerini bıktırmıyarak değiştire değıştre yediriniz. Vitamini ve kalorisi çok olan bu mükemmel özlü uslarla yavrularınız neşeli, sıhhatli, tombul kanlı canlı olurlar. Çabuk büyürler, çabuk diş çıkarırlar, kemikleri kuvvetlenir isal olmazlar. HAŞAN ÖZLO UNLARlLE YAPILAN MAHALLESİ ve ÇORBALARIN tatlıların ve pürelerin ve yemeklerin lezzetine payan olmaz. Haşan Ecza deposu. Taklitlerinden sakınınız. Hasarı markasına dikkat.
Türlü
iye kıymeti 23000 Liradır
3000 liralık 10 adet 100 liralık
2000 „ 20 „ 50
1000 „ 50 „ 20
750 „ 100 „ 10
YENİ NEŞRİYAT
HOLİVUT
önümüzdeki hafta büyük bir hususî nüsha ile okuyucularına büyük bir sürpriz hazırlamakta olan Holivııtıın dördüncü sene son »aynı Fcriha Tevfik hanımın renkli bir resmi ile en son sinema haberlerini havi olarak intişar etmiştir.
İmtiyaz sahibi: Ah.
Umumi neşriyatı idare eden yazı işleri müdürü: C. Hikmet. Matbaai Ebüıziya
1 — “5000.. kilo mazot 19-12-934 Çarşınbı saıt "14..
2 — “30- sandık gayet ince teneke 24-12-934 Pazartesi saat “14„
Satın alınacak mezkûr iki nevi malzemeyi vermek isteyenlerin şartnameleri gördükten sonra pazarlığa iştirak edebilmek iizere % 7,5 teminatlariyie beraber hizalarında gösterilen gün ve saatte Cibaiide Levazım ve mübayaat şubesine müraca alları. *8433-