n kİ I*”*» Nurv<)»m»ni)rç he. W rörŞölUvf1 | Tel etfrtelt «VINİ SAfcAH» II İstanbul 24 HAZİRAN 1944 --T------ BEOİLİ toıub! •İo€ xr. teoc İ ’ |KURU§ V anı AskerîH astahanesi İnşaatında ki Y ol su zluk Onbirinci Yıl • No. 3358 ? ________Tehiri 207>S
AiONB
fÜrfcîye ı
8w*’lk îjoc Kr.
ı aylık iMc > 3 aylın wc » i aylın 30c »
Her Gürts
; 1
3?
I
f
i
*
I
SAYFA

$



/
1
• \
o
4 Savunma Bakanı Hakkında Tahkikata aid
»A/VV' /X/NZ\ 7\X/X/\Z'AAA/W'vWWV\Al YVX/\/\/^/V\A/\ZV
- — - — te 1 ■■ 1 *■■■■■■■»■■■ II ■ I ,, ,, —— Bl II » ■ - ■— ■■■*>— 1 —
Yeni Kabinenin Programına Karşı
Gl. Sadık Aldoğanın Mecliste
yaptığı konuşmanın tam metni
W
3

Meclisdekî C. H. P. Grapu tertibli bir şekilde muhalefet hatiHermi e> uırültülerle susturdu
Aldoğan C.H.P. Genel Başkanına sert bir lisanla hücum ediyor..
Bir Halk Partisi/ Millet vekili'’niiim şı ıhnne iddiası yolsuzluklar bahsinde her teşekkülden daha çok hassastır9)
* Artık yeter bu şeflik illeti. Bir kişinin gizli nüfuz ve tertiblerinin tesir alltmda kalmak hastalığı yeter... Artık buna fîlen bir nihayet vermek lâzımdır
koDuşma yurdun her tarafında a-kisler uyandırmakta devam etmektedir. ■ ,
Aldoğanın konuşması aşağıdadır-
«H. Saka istifanamesinde, çekil ine sebebini «içinde bulunduğumuz umumî şartlara göre hükümet durumunun yeniden tedkik ve mütalaasına fırsat vermek* sözlerile ifade etmiş bulunmaktadır.
Demokrasi hüküm süren bir memlekette bir Başkanın bu bada) kaçamaklı ve mübhem İfade edilmiş bir sebeble istifa ettiği görülmüş birşey değildir.
H. Sakanın, istifasında kısaca
(Devamı Sa., 4; Sü-, 4 de»
Ankara, 23 {Hususi) — Çan kayanın vekiller heyeti ve bilvasıta memleket idaresi üzerine diled’ğ' gibi baskı yapmakta olduğu bak-kındaki iddialar, gün geçtikçe artmaktadır. Bütün bu husustakijmü talealann mihverini. Sadık Aldo-ğanın Büyük Millet Meclisinde yap tığı son konuşma teşkil ediyor.
Bilindiği gibi Aldoğan, Beüçel Kemal Çağların nasılsa ağzından kaçırdığı sırlan ele alarak Cu tn-ı.urbaşkamna hücum etmiş ve şinj iki hükümeti, tesir altında teşekkül etmiş ve emre tâbi bir halita ola» lak vasıflandırmıştı. Bugün Sadi. Aldoğanın beyanatım aynen e»o geçirdim. Şayanı dikkat olan bu
• • •
<”>"W
M
• •
Sadık Aldoğan

J
Ankara: 23 (Hususi) — Meclis saat 15 de Feridun Fikri Düşünselin başkanlığında toplandı. Bazı komisyonlarda inhilâl eden üyeliklerin seçimi yapıldıktan sonra. Denizli milletvekili Reşad Aydmlımn Vatıda yaptırılan askeri hastaha-ne ve uçak alanı ile satın alınan kavurma işindeki yolsuzluklara dair Refik Saydam, Şükrü Saraçoğlu, Receb Peker ve birinci Haşan Saka kabinelerinde veı almış ' bulunan Millî Savunma Bakanları hakkında Meclis tahkikatı açılması hakkmdaki takririnin görüşülmesine başlandı.
İlk olarak söz alan Eeşad. Ay-... dinli Önergesini izah ile bu mevzu-(Devamı Sa. 5. Sü. i de)
-------
Seçim
tasarısı
—OH—• Meclisdle yanın görüşülecek
---o--
Anayasa komisi-yom çavuşuna ilam da diiiE) «ena erdi
Demokratların oyunu imiş!!
Bu hakikat: anhyanuyarak hâlâ kabahati fenalıkların ifşasında bulmak için insanın gözünü ihtiras ye kin tamamile bürümüş olmak lâzım gelir... Atıf 1 nan işindede böyle olmadı ve böyle düşünceler hâkim bulunmadı mı idi? Her şey saklansın, anımı fenalıklar duyulmasın diye Meclis tahkikatı açılması bir yıldan ziyade geciktirildi amma sonunda ne oldu? Yine o —————————— tahkikat açılmak zoru hasıl oldu---- ■ —■,
hnlnııışhır.

Demek ki suiistimal yapanlar,
ne muhtekirler, ne mürtckiblcr-
H
zlk Partisi Meclis Grupu yine eski itiyadlarında ısrarla devam edip gidiyor. Zaten yıllanmış, köhneleşmiş aihniyetini, perçinleşmiş menfaatleri birdenbire bozmak hiç kabil olur ınu?
(Van) m sahne okluğa suiistimallerin vehamet derecesi Mecliste verilen takrirle anlaşılmış, İddiaya göre bozuk kavurmalar yüzünden ot uzdan fazla Türk genci hayatlarını kaybetmiştir. Bu eliın iddia karsısında büyük bir has-vasiyetle kükriyerek bu gibi faciaların miisebbiblerine yıldırımlar yağdırarak yerde, Milli .Savunma Tabanı, gayet soğukkanlı ve taraf-sua bir dil île konuşuyor, hatta o-ha vurdum duymazlığı Faik ın z/Bravo» sesi île kaısıla-tuyordu. Fakat Parti Grupunda iş Adm bir parlaklık kazanmıştır. Malk Partili bir milletvekili suiis-timoHer halikında Meclh.e takrir werUmeslnin menedilme-ini Memiş tir. İşte tam Demokratik bir e-»asî... Her hangi bir dairede yolsuzluk olacak, Bakanı, memuru diledikleri gibi milletin malını heder edecekler fakat bu hal bir milletvekili tarafından her hangi bir tahrir ile Mecliste sorıılamıya-Bu kadar dar ve partizan im zihniyetin yirminci asnn ortala jrçna doğru, Atom devrinde, yer Inilabifmesi Halk Partisinin ne derece fersude ve tamir kabul etmez tır hale düştüğünü en kafi delildir.
Hayret edilecek noktadır ki ayni furilctvckili Ankara milletvekili E-min Halim, Vanda yapılan suiis-tlmaülerin meydana çıkmasını ria Demokratların bir oyunu ve hilesi olarak vasıflandı rmıştır ve bunların oyunlarına gelmiyelim, demiştir. Hattâ eski maarlfci ve DarüBııuvı» eminlerindin İsmail nalını BaKacıoğlu da AnkaralI ar icada mı ki teklifin hükûıııo ___• te temenni şeklin-«lo bildirilmesine karar verilmiş.
Beğendiniz mî?
Elek frigo zam yapılacak ve bu zammın yapılması Şehir Meclisi tarafından temenni edilecek.
temenni olunca zammın acısını duymıyacak mıyız? Yahud zam pa rasını ccsto ceste mi vereceğiz? No münasebet! Yalıuz bildiriş lar zı teklif oJnııyacak da temenni o-lacak.
Halimize gülmemek kabil değil.
Karşımızda (E. T. T.) diyo her taraftan su alan lıarab bîr gemi var... Başında ne dümenden, ııo
* rüzgardan, ııo sulardan haberi o-lan biçare bir kaptan...
lhıik şikâyetçi, tayfalar şikâyet çî, etraftaki vapurlar, römorkörler hattâ şamandıralar şikâyetçi.
Geminin dibindeki delik günden , liLütfen sayfayı çeviriniz)
ULUNAY
vveim gün Şehir Meclisinde tramvay ve elektrik i-daresimu 0*17 kat’ı - lıi* sab rarıoru) okun- .. muş. Raporda Etek trik 'Tramvay Tü-J.
ııel ve Havagazl kısımlarına birer birer temas edilerek her birinin ettiği zararlar gösterilmiş ve uınnmî olarak idarenin iki buçuk milyon zarar ettiği belirtilmiş!
Azadım kimi «İdareye İstiklâl verelim», «kimi «Tarifeler üzerinde duralım.» kimi de böyle vaziyetlerde baş vurulan yegâne çareyi İleri sürmüş, «ücretlere zam e-Vorcliın», kinri «Tarifeler Üzerin* zam teklifini ileri süren değerli meslekdaşlarnmzdan Kâzım Şina* si Dersan olmuş; ondan sonra sayın valimiz Doktor Lfitfi Kırdar, şairin zafiyetten pek hafif ataıı nabzını tekrar clo.alarak: «Vatandaşın bugünkü Elektrik, lıavagazi vu mire ihtiyaçlarının giderilmesi i»;ih ııfak bir zuımua ihtiyaç olduğunu bıınıuı yopılmasllo hallim menfaatinin temin edileceğini» et-

■vı

SAYFA: f
NASIL TUTULDU NASIL ASILDI
sceei
TEFRİKA No, 15
OK ITYVOV
DIYOB M
Anlatan: Asd«J#£l>AJ
Bu zat hana tevcih ederek acaba harğket ettik mİ? diye sordu ve kendisine işliven dinamonun, elektrik dinamosu plduğunu ve henü? harçkel etmediğimizi söyledim. 0 valdte kadar tanımadığım bu zat (Mustafa Sagir) imiş kandisi ile nıuacifemiz iptida bu suretle başladı.
Mustafa Sağir kendisini manen tanıdıktan sonra Hindistan murahhası olarak Ankaraya gittiğini Hüıdistanda Anadolu için bir buçuk milyon altın toplandığını ve bununla mekteblere ve askerin levazımı seferiyesine muavenetle bu Ilınacağını söyledi. Fransızca, İngilizce ve A!n?anca bildiğim için ya nına yaver alacağını da ilâve etti. Bövlcce îneboluyâ geldik.
Reis — İneboludan çıktıktan sonra kendisinden ayrıldınız mı? Yoksa yine beraber mi idiniz?
Müttehem — Evvelâ ben kendisinden ayrıldım. Sagir înebolunun eşraf ve memurini tarafından istik hal edildi. Ben kendime liman da-1 iresinde \-ntacak yer aramak için gittim. Bir saat sonra birisi geldi. Seni efendi hazretleri istiyor dedi. Gittim ve; beni nezdinde alıkoydu. Ondan sonra beraberce Ankaraya. kadar geldik.
Reis — Aııkarada birbirinizden ayrıldınız mı yoksa yine beraber nıi idiniz ?
• Miittehem — Bir hafta kadar beraber kaldık. Bilâhare bahriye müdüriyeti heui bir başka vazifeye tâ.rin ettiğinden ayrıldım.
Reis — Siz bir zabitsiniz şerefi aakeriyenizi böyle hususî bir hizmeti deruhte etmekle nasıl kahili telif gördünüz?
Müttehem — Üç ecnebi lisanı bildiğim için beni yanına yaver al-mik istiyordu. Hbr tarafta hürmet gören bir adamdı ve memleketimize bir takım hidematta bulunacağını hissettim. Bu suretle hizmetin de ve yaverliğinde bulunmakla benim de memlekete hizmetim dokunacağını anladım.
Reis — Para taleb ettiniz mi?
Müttehem — Evet teehlıül edeceğim için "paraya şiddetle ihtiyacım vardı, istedim. Henüz para gelmedi, bir kaç gün sonra veririm dedi. Bilâhare tahriren de iki defa istediğim halde alamadım.
Bunun üaeriue reis, Mustafa Sa-girin ifadei evveliyesinde kendisine atf ve iaaad ettiği bir takım hususatm doğru olup olmadığını madde tayinile Mehmed Aliden sor' du.
Müttehem bunları tamamile red detti: ve Sagir ile müvacehe talebi etti. Reis bilâhare müvacehe eyli-yeceğiııi söyliyerek müttehemi şatondan çıkardı.
DÖRDÜNCÜ CELSE Mustafa Sagirin ifadesi Dördüncü celsede heyeti lıâkime huzuruna Mustafa Sagir idhal e-ı


*

Maksadım Anka-gazete çıkarıp



K.
< t Z4 ffAZtRAN 948 Emekliler tasarısı rce zaman Meclise I sevkedltacelk I Esiri emekti maa^ımn yeıtl I emokll maa^ile birtogtirilnu'-si hususunda hazırlanan İA- I sarının bu devrede Büyük I; Millet Meclisine ıievkediLece-I gi alâkadarlar tarafından vb I dodilmlş, muhterem mffletve-I kili Sinan T^etnvghı elti Mec I liste kendilerine tefekkür et-I misti. Fakat henüz bu husus I ta hiç Mr netice alınmış değildir. 'Gecen »günlerlmi/in ne kadar acıklı olduğu 4a- I savvur edilirse bu tasarınm bir gün bile geeiktlrilınefiine 1 kimsenin gtitilti razı olmıya-cağı kubbesizdir. Zira »aym yirmi günü sıkıntı4le geçmek tedir. Tekrar feryad edtyo-ruz: Tasarımız bir an evvel Meoiıse sevk vo bize değilse bile çoluk çocuğumuza merhamet edilsin. Pıışjttmhçede Snttaniyer Çayırında No. 10 da Halil jKocaşalpan Cezalandırılan P. T. T hamalları hakkında Gazetenizin 7.6-948 tarihli ııüsJıasırnn okuyucu diyor ki: 1 sütununda intişar ellen (Pos ta müdürlüğünün haksrz bir muameleli) ’ba^likb yazı «görüldü. | Yuptınlan inceleme sonun- 0 da: * m Müşteki hamallarla vazife-leri tmşroa vaktinde gelme- I dikleri »ablt olduğundan hak I farında yapıfan .cezanın yer- | siz ve ‘haksrz olmadığı an-fl faşı hınktır. Efbfae tevziatına baştan-mak üzeredir. Bilgi ahnruasını rica ederim. J • P. T. T. işletme genel Müdürü. H en Moskovanın bir talebi ------o------- Moskova kilisesinin 500 iincii yıldönümü münasebetile İstanbul metropolitinden bir mümessil istiyorlar, fakat SAliAti\ E.T.T, genel müdürü ne açık mektab ■MM — i — ayw Bay bora aSskahm oimıuhğj için midir, nedir çoklan iro- nini su kö^ociktelci temennilerime, şikayetlerime ve tenkidlerime bir kıymet ve ehemmiyet verme? gi>-rünürler ve alaydır derler gederler amma tahminlerim yüzde doksan doğru çıkar *e dediklerim git» nün birimle tahakkak eder.
Mtelchn, yine bu sütmıda. i- veo ntobunAeri bıkkında. £. T. T. idw resmi bir kış fa rabtma tâ*
hi tutma tekebbürleri etrafında, dnğnm kehanetler de hugon birer gerçek olarak yük se k lı uzum îttrzda dimdik duru yarlar Bavlı ora.
Sayın g-mrf nrüdcrünı.
Bilmen hatırlar imamız, sizden nihayet bir ihtisas işi olan şu EL T, T. nin idarecini daha becerikli, ilaha ehil etlere bırakıp meMiıâ httfika idw0 medİM azahğı muayyen bir ihtisastan m vade n-nnımî idare kabiliyeti istiyeo dnr vazifeyi deroiıde Imyarmanr/ı hem varlık içinde yokluk çeken heınşo-rilerim, hem de bizzat sizin menfaatiniz naunna dilemiş ve ilâve de etmiştim ki şirket zamanında nûU > onlar karzanon ülektrlk ve traio-vay idaresi hu gidimle ziyvn edecek, açık vereeektir. işte dediğim çıktı: Şehir MeeHsinm evvelki gıın kü ûtunnmnıda E. T. T. klaresînm himmet ve gayretiniz sa> esinde, her servİBinin açık vivmekte oldu* gu, bhnut aitında imzanız imhınaıı raporda kabud ve itiraf etTIB^ur. 1q< »af saym genel müdürüm. Istan butlu elektriği dünyanın hemen hiç bir yerimle çöruhnrrnîş bir yük Badikteki fiyata sarrfWiyor. Otobüslerinizde tatbik ettiğiniz navlun ise meydanda. Eloğlunun knrnşa taşıyıp belediye resmini değil köse sattır.r! de meiHÎşler.
Sonra büshıı itaufamı uza «Yeni Saimh» m sürekti neşiiyn-tına omuz s^irip daim bü uk ve ucuzlanın bırakuî'uk:
— Dayanıklı İmiş! d'tşünre* ile ve aulanüıuaz bir inadla »aüu aldığınız t^veç otobüslerinin bugün ne lıale girdiklerini merak edip de hir kerecik oLsuu tedldke fırlat bulabildiniz mî? Za\alh araba farın çoğu yüzde doksanı ucuza t^nıiıı edilmiş, acemi şoförler elinde sarsıla. zıngır da ya dalıa şimdiden haşarı çocuk elinde kalıuış teneke o-yuncaklara döndüler. Bu gidişle senesine varmaz çoğunu ya tamire çekmek yahud da müzayedeye çıkarıp hurda fiatma şuna buna satarak elden çıkarmak mecburiyetinde kalacaksnuz. Tanesi İstan-bıdluya yetmiş küsur bin liraya mal olan ba cici san'at bari Lalan arabasına gözü gibi balcacok usta şoför ister aziz Bnybora.
Mektub biraz uzadı; hem sizin nezaketinizi kötüye küllenmiş, hem de okuyucularımın sabırlarını tüketmiş olmamak için alt tarafım müsaadenizle yarın anlatayım.
(Sonu yarına I
FIKr ’
Muhtacın sınıfına dahil emeklilerin fecî durumları ve B. M. Meclisinden bir dilek
20 Haziran 1948 tarihti nüsha mızda “Şirketi Hayriye emeklileri unutuldunıu?» başlıklı ya -zıda mezkûr emeklilerin şikâyet lerini belirtmiştik. Malûm olduğu tizere Şirketi Hayriyenin bir yardım sandığı mevcuttu, emek liler bu sandıktan maaş alırlardı. Fakat şirketin Denizyolları i da resi ne devrinden sonra emek tilerin maaşı da kesllmiptl.
îşte şirketin emekti memurla nnın bu hususta B. M. Meclisine varıncaya kadar müracat ede -rek haklarının tanınmaBuu istediklerini bildirmiştik.
Diğer taraftan dün matbaamı aa gelen İsmail Pekçene isminde malûl bir vatandaş yana yakıla şunları söyledi:
« — Biz 22 arkadaş Şirketi Hayriyenin muhtaen sınıfı emek İlerindeniz, içimizde 15—20 se-
•J
«Patrik Maksimosun istif mi meselesi» etrafında, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi metropolitleri arasında hummalı bir faaliyet göze çarpmaktadır. Bu arada Mos kova kilisesinin 500 üncü yıldönümü yaklaşmakta olduğu için, Rııs-lar, Fener Patrikhanesine müracaatla iki mümessil istemişlerdir.
Alâkadarlar, henüz bu haberi te-v’d etmemişlerse de; teşebbüs, şeh rlmlz Rum - Ortodoks çevrelerinde memnuniyetsizlik uyandırmıştır.
Şehrinizde bulunan iki Kıbrıs Metropol idinin de iştirakile, • pazartesi günli yapılacak Sen Sinöd toplantısında, bu mesele etrafında hararetli münakaşalar cereyan etmesi muhtemeldir.
-----------o----------
Muamele verefis nin tâdili isteniyor
---o-----
S&Mgri Birliği delegeleri dün. C. H. P. binasında Parti II başkanı Sâdi Bekler ve diğer parti âzala-rle Muamele vergisi hususunu görüşmüşlerdir.
Bugünkü muamele vergisinin hayat bahalılığını tevlid eden unsurlardan biri olduğu cihetle, bunun kaldırılmasa bile hiç olmazsa bugünkü iktisadi ve ticarî şartlara göre ayarlanmak suretile tâdili ileri sürülmüştür.
-----------o-----------
MÜTF’ f R PİK
ne idare hizmetinde çalışmış o-lanlar vardır. Kimimiz hastalık, kimimiz sakatlanmak yüzünden emekliye ayrılmışta k Bu 22 arkadaş içinde Şirketi Habrıveye vapurlarında ve tezgâhlarında çalışırken kaburga kemikleri ki filan ayağı, kopan gözleri kör o lanlar var. Şirket zamanında yardım sandığından avda 10 ar lira alıyorduk. Fakat Denizyollarına geçtikten sonra maaşlarımız keslildl.
Biz bedbahtların durumu ne olacak. İşletme yardım sandığın dan bu 22 zavallıya x ardını âciz midir? içimizde öyle biri var ki kötürümdür. Sakattır, çalışamaz bir haldedir. Sayın Ulaştırma Bakanının ve B. Millet Meclisinin bu hususta adil bir karar al masını bekliyoruz.■> ’
Yazan: <ı. at. di|di. Reis hüviyetini sordu. Müttehcm — ismim Mustafa, pederimin İ6mi Zckeriyadır. Hindls tanlıyım. Otuz iiç yaşından biraz (uzlayım. Ingilterenin Iran konsolosu idim. Ondan sonra Sagir ile müvacehe edilmek üzere Melımed Ali salona getirildi. Reis Mustafa Saglrin Mehmcd Aliye bir takım lsnadatı havi olup Melımed Ali tarafından üçüncü colse muhakemesinde tamamile reddedilen İngilizceden mütercim ifadûi evveliyesini okudu ve Sagire bu ifadesini tasdik edip etmediğini sordu. Mustafa Sagir bu ifadelerin doğru olmadığını ve bunlun bir sıkıntı içinde yazmış olduğunu ve Mehmcd Alinin mezkûr maddeleri reddetmekte haklı bulunduğunu itiraf etti. Miivaceheden sonra Melımed A-11 salondan çıkarılarak Mustafa Seğirin muhakemesine berveçbiati devam olundu. Reis — Anadoluya ne maksad-ln geldiniz? Müttflhenı rada bir İngilizce Türkiye ile lngilizler arasında bir zemini muavenet ihzar etmekti. Reis — İngiliz ricali siyasivesin den kimleri tanırsınız? Ve kendile-< rile alâkanız ne derecededir? Müttehem — En ziyade Istan-butda Miralay (Nelson) u ve binbaşı ve 3dlzbaşı rütbesinde iki yaverini ve daha bir çok zabitleri ta nıyorsom da bunların bir kıymeti yoktur. Hariciye Nazırı (Gürzon) ile Hindistana gitmek üzere vesika almak için bilnıünasebe bir defa konuştum. El1 Reis — Anadoluya geldiğinizden de (Gürzonun) malumatı bittabi size verilmiş talimatı vardır değil mi? Miittehem — evet, kısmen. Reis — Anadoluya geçmek için Bulgaristan ettiniz? Müttehem de getirilen kuşkulanıyordu. Bu teşkilâtın kuv! vetlenmesi için Bulgaristandaki Türkler tarafından da bir teşlrilât vucude getirilmiş olduğunu İngiliz ler haber almışlar, lngilizler Bıılga ristandaki Türklerin bu teşkilâtını ve Anadolu ile derecei irtibatını anlamak ve kimlerin bu irtibata vasıta olduğunu öğrenmek üzere Bulgaristana gönderdiler, lngilizler tarafından Istanbulda bana tanıtılan binbaşı Rızanın Sofyada Mehmed, Kemal bej' isminde birisini tavsiye eyledi. Maatteessüf Bıtlga-ristanda Türklcrin İliç bir teşebbü sü yoktu: Bulgarların teşkilâtı daha mükemmeldi. Bulgaristandaki meŞhudatımı ra porla miralay (Nelsoıı) a bildirdik ten sonra Anadoluya gelmek üze-' re (100.000) levaya satın aldığım ve mürettebatı yüzbaşı Alınıed A-ziz ve İsmail Hakkı ve bir de sivili Ahmrd namında bir şahıs iki Bul-' gardan ibaret olan bir motörle Bulgaristan sahilinden hareket ettik. , Deniz dalgalı olduğundan motorumuz bizi bir Yunan adasına attı. Yunanlılar bizi tevkif ederek Atinaya şevkettiler. t" . f" {Devamı var) Sultanı nikahlamış, Yemyeşil ça yırlar, çimenler, çiçekler ortasında. Göksu kasrı gibi bir köşke o-turtmuş. Birbirlerine âşık, maşuklar Çinrmaçini padişahının şelıza-öesile Peri padişahının kızından farksızlar.. Kocacığım aşağı, ka- | Eski karısu kaynanası, oğlu, kı-rrcığım yukarı, zı ortada yok; ne isimleri var. na cisimleri. Mehlika sultanla dünya cennetinde yaşıyor. Hızla açılan kapının gürültüsünü duymadı. Zibanıra sikişmiş, a-yak yoluna kendini dar atmıştı. Dönüşte kapının eşiğine ayağı tıkılıp klittedek yuvarlanınca, Yahya Bey gözlerini açtı: — Ohaaa! — Ağzını topla, inek değilim ban! Sığır çobanlığına pek heves-[ li isen sığırtmaçtık et, sürünü dağ-[ lorda otlat! Bir yorin İncildi mİ, ı kırıldı mı diye soracağına oha dl-! yorsun. Az kalsın şakağım tokmağa-çarpacak, delinecekti. — Sarhoş musun be? — Dûstürıın ishal olmuşum ayol, tutulur mu? Sağ olsun anneriğiri patlıcan dolmasının tuzunu fazla-1 ca kaçırmış, öğleyin, | Tencereden kotarır kotarmaz, sı f enk sıcak ta yemiştik. Akşama Iça | dar su içe İçe kırbaya döndüm; > verdi.
| Yatakta sırtını çevirip zıbardı. ( Helalinde uykuyu hak getire. O { doyum olmaz rüyasının yarıda kâ-1 ıııa mı yansın, uyanıkken kötü kötü düşüncelerle işkenceler çekeceğine mi?
Şeytan diyordu ki- Vur tekmeyi su leş gibi uyuyan karıya; klifür-





tarikini niçin ihtiyar
— Anadoluda vücu-teskilâttan lngilizler



ÜNİVERSİTEDE:

Vize alanı iyon talebe adedi pek fazla
BELEDİYE P R
AD L İ Y E D E
Un Hatları hâlâ tesbit edilemedi
l
I
Sefil (!) adam mahkûm o'du

Teklif, temenni, istirham
(Baştarafı 1 incide) güne büyüyor... Kaptan «Paçavra getir: üfetübü getir, şişe mantarı getir; ne bulursan getir, su deliği tıka yolun!» diyor. «Kalmadı! Bir şeytaniz yok!» diyorlar; o hâlâ getir! diyor. Sırtından gömleğini çıkar, ver; tıkaç yapacağız!»
Bunıın sonu nereye gider? Taşıma su ile değirmen döner mi? t’cretlere zam ile açık kapanır mı?
Ya ne yapmalı? Evvelâ kaptanı değiştirmeli. Sonra delik neden a-çılıyor? Onu incelemeli. Anlaşılıyor ki bu idare, iradı ile masrafını deuklrstirmekden âcizdir; idarenin başındaki zat (E. T. T.) gibi bir nııiessesenin açıksız nasıl yürütüleceğini bilmiyor; şimdiye kadar, müessosenin içinde çırpındığı buhran artık bu dairenin biraz derlenip toplanması lâzım geldiğini sarahaten gösteriyor. Boyuna zaın, zam, zaıu... Bunun arkası gelir mi? 1
Demek Wr taraftan zam yapılıyor diğer taraftun masraf ürüyor.
Halk bu kadar fedakürhk etti- ı ğine göre bari elcktrigindou, tramvayından ıtünetinden memnun olsa... O du yok. Biraz kenar semt-tekiler nerede iso Ortaçağ gibi çıralarla aydınlanacaklar. Halk pet rolden istiane ediyor, onun da fişlerini karaborsadan tedarik ediyor. !
»Bir de zam öyle ini? ı
Zam teklif i hükümete temenni I şeklinde sunulacakmış. Demek o-nun da faydası olmazsa istirham etlilecu k. Ya bu beyan tarzı du mür esMr olmazsa o zaman dilenci ile pintüıin hilcâyc//l... Dilenci: «Paraı yok; d ruek yok; su yok...» ceva-i bıru ztotoa: «Öyle ise ne oturuyorsunuz? .demiş. Çıkalım; hep beraber dilenelim t »





< İstanbul Teknik Üniversitesinde ders kesimi 12 haziran cumarte si yapılmış ve imtihanlara 21 ha, ziraıı pazartesi günli başlanmış tır. Tdknik Üniversite öğretim yönetmenliğine göre imtihanla -1 ra girebilmek için önce vize ahn ması icap etmektedir. Fakat bazı derslerden vize alamıyanların adedi büyük bir yekûna varmaktadır. Bu arada İnşaat Fakültesinde 121 kişi vi ze alamamıştır. Talebeler, bu suretle otomatikman sınıfta kal maktadırlar. Diğer taraftan, alâkadarlar bu vaziyetin yerinde olduğunun bir haksızlık bahis mevzuu ola mıyacağım beyan etmişlerdir. ----------------o--------- Peynirden zehirlenenler Bakırköyde Tahsin sokağın • da 4 numarada oturan Kâmtle ai dmda bir kadınla iki çocuğu ve dikleri peynirden zı!birlenmiş'erdir. Her üçiide Cerrahpaşa bas tahanesine kai-^rrJmışlardır Serbest ekmek imâli İçin gerek Belediye lktısad Müdürlüğünce, go ı*ekse Toprak Mahsulleri Ofisine» yapılan hazırlıklar sona ermek ilacı edir. Ancak bu arada Ofiale, lktısad Müdürlüğü arasında un fiyatlarının tesbiti hususunda bir anlaşmaz lık zuhur etmiştir. Ofis, un fiyatlarının teBbiti hususunun belediyalere aid olduğunu ileri sürmüşse de Belediye bu hususun Ticaret Bakanlığınca İlgili bulunduğunu belirtmişti^. Yüzde yüz buğdayla ekmeğin 1-mâlino başlanması için Ticaret Ba kanlığının un fiyatlarını tesbit etmesi beklenmektedir. Gazinolarm yaz tarifeleri tekili gazino sahihler! yaz mevsimi .dolayıslle Belediye tarafından yazlık tarifenin yapılmadığından şikâyet etmektedirler. Bu hususta malûmatına müracaat ettiğimiz Belediyede yetkili bir zat şunları söylemiştir: <•— içkili gazinolar, yaz mevsiminde kış tarifesindeki fiyatlara T 2T zam yapmak hakkına sahib-dirler. Bu münasebetle kendilerine bir tebligat yapılacaktır. Kahvehaneler için böyle bir vaziyet mevzuu bahis değildir. Bu gf bi yerlerde kışlık tarife yaz mevsimi için de aynen câridir. Teneke ve karıaviçe tevzii Bölge Ticaret müdürlüğünde dün vali muavini Rüştü Ülkenin de iştirakile bir toplantı yapılmıştır. Toplantı neticesinde imalâtçılara bir miktar teneke ve kanaviçe tevziine karar verilmiştir. o fl II İleri veriştir, ver baş kâğıdını, kur tul. Bunları kurarken, çslbucak caymada meşhur meselleri hatırlamada; sanın kömür durumunu ince < İçmişlerdir. Sanıldığına göre, > Fransız hükümeti, Marshall r plânı gereğince idhal edile-S cek olan kömür fiyatının, ye < < ni 214 franklık dolar rayici 5 yerine eski 119 franlık rayiç < < üzerinden tesbit edilmesini , > istemiştir. Bu suretle kömür İ < fiyatını yeni bîr vardım tali ] f sısatma lüzum hasıl ırlnredan-* i aşağı yukan ayni seviyede J < tutmak mümkün olacaktır. ı > Amerikan cevabının Parise < < hafta sonuna kadar gelece- < > ği sanılmaktadır. Bu Ameri- ] < kan anlaşması, Marshall plâ- < > nına mütedair andlaşma hü-< kümlerinde de bazı tadilâtı i-J cabettireccktir. \ Dünkü konuşmalardan son / ra hiç bir demeç yavmlan-) mamıştır. Fakat Pariste iyi ) haber alan çevrelerde sanıl-S dığına göre, Amerikan hükû-) metinin bu Fransız talebini S kabul etmesi ihtimali çok za-{ yıftır. k v« t I Berlin, 23 (AP.) — Batı ile doğu arasında bugün yeni ve çetin bir mücadele başlamıştır donüebi-bilir. Hakikaten, batı Almanya ı-çin batı Müttefikleri tarafından yeni para çıkarıldıktan sonra Rusya da kendi başına harekete geçmiş ve bu sabahtan itibaren doğu A'manya için ayrı bir para çıkarmıştır. . Fakat, işin en müşkül taralını Berlinin vaziyeti teşkil etmektedir. Zira bu şehirde hem batı Müttefiklerinin, hem de Rusyanın işgal idaresi hâkimdir. Ingiliz - Amerikan ve Fransız bölgelerinde ayrı bir paranın geçmesi, Rus bölgesinde ise başka bir para kullanılmasına şübhesiz ki imkân yoktur. Bunun için, Ruslar, bütün Berlinde kendi paraların-n geçmesini islemişler, fakat batı Müttefikler! Bc î’iinin müşterek oir işgal idaresi altında olduğunu binaenaleyh tararın ekseriyetle verilmesi lâzım geldiğini hatırlatmışlardır. Bu husustaki müzakereler, beş saat devam ettikten sonra, dün ge ce akametle neticelenmiş ve miiır*es siller, bir caklarını mışlardır. hem Batı Almanya bu vaziyetin nasıl bir malî keşme keşe yol açacağını şimdiden tâyin etmek güçtür. Toplantı dağıldıktan iki saat sonra Moskova radyosu, Berlinde Doğu parasının geçeceğini ilâı\ daha ne zaman toplana* kararlaştırmadan dağıl* Şimdiki halde, Berlinde Almanya, hem de Doğu parası geçecektir. Fakat 1 L ■ I etmiştir. Bunun, toplantıdan evvel hazırlanıp ilân edilen bir karar olduğu anlaşılmaktadır. RUSLARIN PARA REFORMU Berlin, 13 (A.A.) — (Reuter): Doğu Almanyada yapılan para re formu, 24 haziran perşembe günll yürürlüğe girecektir. Berlin, 23 (A.A.) — (Afp): Mareşal Sokolovski, Sovyot bölgesi ve büyük Berlin mıntakası için bir para reformu ilân etmiştir. Berlin, 23 (A.A.) — (Lps): Rus lar kendi işgal bölgelerinde ve Berlinin dört kesiminde yapmağı tasarladıkları para reformu hakkında açıklamalarda bulunmuşlardır. Bu reform yarın yürürlüğe girecek ve Rus bölgesinde pazartesi gününden itibaren yeni para geçecektir. Oniki Alman markı bir yeni marka tekabül edecektir. Bu kıymet, batı bölgelerindeki râylcc muadildir. Amerikan, Ingiliz ve Fransız mekamları, Berlinin Rus bölgesine dahil olduğu fikrini kabul edemi-yeceklerini açıkça bildirmiş bulunmaktadırlar. tNGtLİZLER SOVYET KARARINI TANIMIYORLAR Berlin, 23 (A.A.) — Afp): Mareşal Sokolovski tarafından Sovyet bölgesinde yapılacak para reformunun bütün Berline teşmiline dair verilen direktiflerin Ingiliz bölgesinde tatbik edilmemesi, Ingiliz komutanlığı tarafından Berlin Belediyesine emredilmiştir. Demokratların oyunu imiş!! ("Başmakaleden devam) lan teşhir ve talılb etmekle parti-mîz zaafa dürüyor. Onun iğin dört tane Milli Müdafaa Bakanı aleyhin do Meclis tahkikatı açınıyalım. Bu sözleri tofevvüh öden gafiller düşünmüyorlar ki asıl partiyi temelinden yıkan bu gibi yolsuzlukların ört bas edilmesidir. Yıllar ve yıllar dır yapılan fenalıklar lıep böyle gizlenmiş, açıklanmamış ve mas’-uller, yüksek şahsiyetler tarafından affedilmiş ve nihayet bu usul ve rojimin devamı bizi şimdi içine düştüğümüz çukura yuvarlamış-tır. Bıı hakikati anlıyamıyarak hâlâ kabahati fenalıkların ifşasında bul inak için insanın gözünü ihtiras ve kin tamamile bürümüş olmak lâzım gelir... Atıf İnan İşinde de böyle olmadı ve böyle düşünceler hâkim bulunmadı nu idlf Her şey saklansın, aman fenalıklar duyulmasın diye Meclis tahkikatı açılması bir yıldan ziyade geciktirildi amma sonumla ne oMuf Yine o tahkikat açılmak zoru hasıl oldu. Filhakika bıı tahldkat açılmalar dan da fazla bir şey beklenemiyor. Çünkü Halk Partisi mensublann-da bu partinin zihniyeti hâkim oldukça ve fenalıkları saklamak düşüncesi itibarda kaldıkça hiç bir hakikatin tezahürüne imkân yoktur. Posta, Telgraf ve I SAYFA:3 hra Bomba kontrol de muarız eaferansı iştirake ha ar vermesi", nnsın efendisi,, olacağını anlamasından dır e- W ıfarti görüşmelerinin alenî olması bahsinde do yine partililer hâdiseleri dar zaviyeden görmüşler ve müzakereler alenî olursa hiç bir şey konuşulamıyacağını ifade etmişlerdir. Hattâ bazı müfritler bağırmışlardır: «Zaten hiç bir şeyi görüşemez olduk...» Cevdet Kerim İncedayı, parti mahremiyetinden, parti sırlarından, parti samimiyetinden dem vurmuştur. Zannedersiniz ki bir aile namusu veya münasebeti bahis mevzuudur. Halbuki Halk Partisi milletin mukadderatını elinde tutan ve memleketin i-daresine el koymuş bulunan bir iktidar organıdır. Onun bütün hareketleri milletin ınüvaceheslnde ve açık güneş altında cereyan etmelidir. Fakat o zaman bu suiistimaller, Atıf filanlar, kavurma işle ri ve hattâ ölümle neticelenen facialar nasıl örtbas edilir? Fakat Halk Partisi o kadar kanıksamış ki iş aleniyete döküldükten ve irtlkâb açıklandıktan sonra da yine bildiğini okumakta devam eıliyor. A, Ceınaieddin Saraçoğlu Şehir içi mektub ücretlerinin 15 kuruştan 10 kuruşa indirilmesile başlıyan indirmeleri bir koliden 525 kuruş alınırken yeni tarifeye göre birincisinden 600 yerine 340, ikincisindeıı525 yerine 3000 kuruş taşıma ücreti alınacaktır. Istaııbuldan Vana gönderilen 20 kilogramlık bir ko liden ise 840 yerine 450 kuruş a lınacaktır. Deniz kıyılarında bulunan merkezler arasında taati edile -cek kolilerden, askerî posta nu marası almış bulunan askerî bir Iiklerin subay ve mensuplarına gönderilen kolilerde olduğu gibi, ağırlıklarına göre yalnız bjr mıntaka ücreti alınacaktır. Buna göre Trabzondan Mersine gönderilen 40 kilogramlık kolilerden 1050 kuruş yerine 4400 alınacaktır. Bu suretle kolilerin ücretlerin de yüzde 20 il â60 derecesinde bir indirme yapılmış olmakta -dır. «■Mektup telgraf ' usulünün ilk fırsatta yurd dışı telgraflar için de tatbik edileceğini bildiren U-laştırma Bakanı Kasım Gülek Büyük Mı Jet Meclisi komisyonlarında in'-er.'ü-nei'.te olan veni posta kanun tasarısı etrafında da şunları söylem-.ş‘.ir. «Yeni. Dosta ’tan :.'.u *.asar.'.-»ı şimdiki kanıinuıı tat inalla to -sadüf edilen bazı n«*k anlarını ikmal ettiği gi.Z bir takını y n’.i bükümleri ilıt:.a e(r..ekte.lir. Bunların ara.niı en n/lı o-lon P. T. T. idaresinin posta ta sarruf sandıkları ve posta çekleri servisi kurabileceğine dair olan maddedir. muhtelif fiat Ankara: 23 (A.A.) tırma Bakanı Kasım Gtilek 11 temmuz sabahından itibaren yü rürlüğe girmek üzere dahil’ pos ta ve telgraf ücretlerinde yapılan bazı indirmeler etrafında A nadolu Ajansı muharririne aşa ğıdaki açıklamada bulunmuştur: Ulaştırma Bakanı posta ve tel graf ücretlerinde, umumî tarife ye tâbi tutulmuş olan şehirici mektup ücretlerinin 15 kuruştn 10 kuruşa indirilmesile başla -yan bu tarife değişikliklerinin bilhassa posta kolileri ücretleri üzerinde yapıldığını kaydetmiş ve demiştir ki: İ Şimdiye kadar posta kolilerin den vilâyetler arasındaki mesafelere göre hesaplanmış bir mın taka cetveline ve ağırlığın her kıılo veya kesrine göre ücret a-lınmakta ve ücretler bakımından yüurdumuz 5 bölgeye ayrılmış bulunmakta idi. Buna nazaran bi rinci bölgede üç kilo için 60 ku ruştan başlayan koli ücretleri beşinci bölgede 120 kuruşa kadar yükseliyordu. Yeni tarifede bölge sayısı üçe indirilmekle be raber üç kiloya kadar olan koli ler yurdun neresinden neresine gönderilirse gönderilsin yalnız 60 kuruşluk ücrete tâbi tutul -muş ve üç kilodan yukarı ağır-lıktar olan koliler için mıntakala ra ve ağırlıklarına göre daha müsait ve ağırlıklar arttıkça nisbetleri azalanan ücretler tes bit olunmuştur. Meselâ Ankara ile İstanbul a rasında yollanan 30 kiloluk bir koliden 600 kuruş, Ankara — Van arasında taşınan 15 kiloluk Ulaş - Valiler arasında Fransız büyük elçisi nakil ve tayinler I Yeni Ticaret Bıkanının tamimi Ankara: 23 (A.A.) —-Tica -ret Bakanı Cemil Said Barlas Ba kanlı kıeşkilâtında işlerin daha süratle görülmesini sağlamak i-çin tesbit eylediği esasları bir Sirkülerle Bakanlık teşkilâtına tebliğ etmiştir. Bu iç sirkülerde şöyle denil -mekteöir: 1 — Iş sahipleri tarafından Bakar lığa gönderilen evrakın muamelesi üç gün içinde ikmal e dilerek, neticesi alâkalıya bildirilecektir. 2 — Tetkiki ve muhabereyi i-cab ettiren işlerde, derhal gere ğinin fasına başlanmakla bera-ger, iş sahibi de keyfiyetten ha berdar edilecektir. Tetkik ve muhabere müddetleri de asgari hadde indirilmiş olup, nihayet on beş gün içinde muamele in -taç edilmiş olacaktır. 3 — Müracaatlarına hu müddetler içinde cevab alamayan -lar şikâyetlerini Bakanlık tef -tiş heyeti Başkanlığına yapmalıdırlar. Bu şikâyetlerjn incelen -me neticelerile bizzat .alâkadar olacağım. ■ ,, 4 — Her hangi bir şikâyeti vc ya yolsuzluk ihbarlarını tazam-rnun eden mektupların i.nzayı ve sarih adresi ihtiva etmesi lâ zımdır. imzasız naraza alınmaz 5 — Bakanlığıma mevdu işlerin, takdire yer vermeyen objek tll esaslara bağlanmasını ve bun ların aleniyete vazını, ış sahiplerinin de emniyeti sağlıyacak bir unsur olduğu kadar tavassutu da ortadan kaldırılacak mü essn bir tedbir telâkki etmekte yim. Nevyork 23 (A.A. — (USÎS.) Nevyork Times gazetesi Tuna konferansı hakkında dij'or ki: Belgradda toplanacak olan konferansa iştirâk dâvetini Ruslann kabul etmiş olmalarının ehemmiyeti Ruslarla müzakerelerin yeniden başlaması ve bir meselenin halli diğer meselelerin de hallini kolaylaştırabileceği ümidini uyandırın as ındadır. Fakat bu arada Rusyanın bu konferansa iştirâki kabul etmiş ol masını Sovyetler Birliği tarafından daha işbirlikçi bir durumun işareti olarak addetmek mevsimsiz olur. Şarta bağlı bir kabul hususunun daha sonra Batıya karşı < Kansız harbin- bir kısmım teşkil edecek olan bir Rus banş taarruzundan başka bir şey olmaması ih timalı de mevcuddur. Louisvilie Caurjer Journal şunları yazmaktadır: < Rus an'anesi Tuna nehrinin milletlerarası bir kontrole tâbi tutulmasına muhaliftir. Diğer taraftan ise Tuna üzerinde tam bir sey rüaefer serbestisi Amerikan siyasetinin bir kısmını ve Avrupanm kalkınması programının tamamlayıcı ve elzem bir unsurunu teşkil etmektedir. Batı devletlerinin Avusturya ya bu meselede veto hakkı da dahil olmak üzere tam bir şekilde işti-râk hakkının tanınması bahsinde ısrar etmeleri gerekmektedir. Rus ya bu teklifi reddettiği takdirde bu konferansa iştirâk etmesindeki sebeb açıkça anlaşılacaktır. Rus ya ancak konferansın efendisi olmak için yeter derecede oy sahibi olacağından emin bulunduğu takdirde müzakerelere iştirâk etmek arzusundadır. Napoli: 23 (A.A.) — (Reuter) Bugün Napolide valinin dairesi önünde nümayiş yapan 15.000 kadar işsiz ile polis arasında vuku-bulan çarpışmada kendilerine sopa ve taşlarla hücum edildiğini gö ren polisler ateş açtığından 15 kişi yaralanmıştır. Bir çok kimseler yakalanmıştır. Şılıce sükûnet avdet etmiştir. /ererin er —stıraar Fakülteleri birleştiriliyor Ankara, 28 (Hususî) — Büdce komisyonu yüksek Ziraat Enstitü* sündeki veteriner ve ziraat fakültelerinin birleştirilerek Ankara Ü-ııiversiteslne ve Orman fakültesi» nin de İstanbul Üniversitesine bağlanması hakkındaki tasarıyı kabul etmiş ve tasarı Meclis gündemine alınmıştır. Ankara, 23 (Hususî) — Halk Partisi Meclis grupu yarın saat 1b te toplanarak aşın sağ ve sol cereyanlara karşı alınacak tedbirleri inceliyen parti komisyonunun raporunun müzakeresine devam e« decektir. /İtina Kilisesi Moskovaya temsilci Atina: 23 (AP) — Rus Drto dpks kasesinin 500 üncü yıldÖ . nümü münasebetUe Moskovaya bir temsilci gönderilmesinin prensip itlbarile kararlaştırıldığı bugün Rum Ortodoks kilisesi ne mensup inanılır kaynaklardan öğrenilmiştir. M.l.l l:!^« Ankara, 23 (Hususî) — Urfa va lisi Kâmüran Çuhruk’un Kırklar-eli valiliğine, Kırklareli valisi Salih. Kılıcın Ordu valiliğine, Diyarı-bakır valisi. Alı Kizâ Üııaim Urfa veliliğine, Beşinci Genel Müfettişlikten ayrılan Nizameddin Atake-rin Diyarıbakır valiliğine. Kars vali muavini Nihad Armanın Samsun vali muavinliğine, Ordu valisi Cemal Gönencin İstanbul il idare heyeti üyeliğine naklen tâyinleri Bakanlar Kurulunca kararlaşmış-t"l. Sebze mahsulü bol Ankara, 23 (Hususî) — Bu yıl Mersin ve Tarsus illeri civarında sebze mahsulü çok bol olmuştur. Bu vaziyeti göz önünde tutan Devlet Demiryolları idaresi geçen yıl bu mıntakalardan muhtelif yönlere 50-60 vagon tahsis ederken bu vıl 120 vagon tahsis etmiştir, idarenin marşandiz katarları hakkında aldığı kararlardan sonra îetan-fcul - Erzurum yolu da 3 güue indirilmiştir. Banliyö vagonları gelivor Ankara, 23 (Hususî) — Çekos-lovakyaya ısmarlamış olduğumuz banliyö vagonları memleketimize önümüzdeki ay içinde gelmeye baş Uyacaktır. Gelecek olan vagonlar 50 tanedir. Dördüzler "La Republica» ★ Roma: gazetesinde bu akşam çıkan bir haberde, Chıeti vilâyetine bağlı Iştomo kasabasında bir kadının bir batında 4 çocuk doğurduğu bildirilmektedir. Hepsi orkek ve sıhhatte olan dördüzlere Pal ınıro Gıuseppe, Pruuol ve Prl -mo II adları verilmiştir. (AP) Giiney kutbuna seyahat •A Tokyo: — Balina avlamak üzere Japonların GüneyKutbu-na yollamak m&ksadile teçhiz ettikleri gemilerin bu sene ’t.“ sim ayının başlangıcında Japon yadan toplanmış bulunduktan Honshui’nm Güneyinde kâin Himongsekide şimdiden hazır lık yapılmaktadır. (A.A.) Çalınan kolye Avustralya rad Amiral Fer- Danimarka I* Sydney yosunun haber verdiğine nörr dün Sydneydeki miilletkjiai «si arkeoloji sergisinden, Milâd -dan evvel 3.000 senesine ait o lan bir Mısır kolyesi çalınmış tır. Avustralya arkeoloji ensti tüsü direktörü Beasley, kolye nin dünyada eşi bulunmadığı i Çin ticarî kıymeti olmadığına ve kolayca satılmasının imkânsız olduğunu işaretle, hırsızı bu kolyeyi iade etmeye dâvet et mlştir. (A.A.) ispanyanın Akdeniz filosu * Kartaca: nandezin komutası altında bulu nan Ispanya Akdeniz filosu, Balear adalan açıklat ınaAe ma novralar yaptıktan sonra Kar tacaya dönmüştür. (A.A.) Tevkif edilen Panama vapuru ie Sydıısy: — Belçikay? çön derilmek üzore 9000 ton bug -day yük'ü olan 700 tonluk «Ar gentlna Victory» adındaki pa -nama vapuru, başlıca Ispanyol ve Italyanlardan mürekkep mü rettehatın ücretlerini ödeme mek suçile Şidney liman ma kamlarınca dün devkif olunmuş tur. Belçikay? çön (Gününenteresan haberleri] ) 8----------------------------------------------------------J Avrupada 40 milyon veremli çocuk 'k Kopenhağ: Kızıl Haç teşkilâtı, önümüzde ki iki sen© içinde Avrupada 40 milyon çocuğu verem muaye nesine tabi Ilıtmaya karar ver ■miştir. (AP) ıPakistardı lalebelor yollardan şikâyetçi ★ Karaşiı — Umumî bir kon gre yapan Pakiatanlı talebeler birliği, lalâmlyoti iatjşmar ede rek siyasî gayeler uğruna hal -km cahalotînden faydalanmağa çalışan dinî liderlerin reakselyo ner faaliyetlerini takbih eden bir takriri onaylamıştır. Birlik, Pakistan hükümetinden bu gi bi faaliyetlere kargı gerekil tçd birlerin almasını talep etmiştir. Taktirde blllıasaa «mollaların cahil halkı sömürdüklerinden» şikâyet ftdilr.ıektedir (AP) Pı agdu panolar A- Pı*ağ :— Bugün yapılan atletizm mUşabakalarjunda Çe kofllovakyanın olimplyad t ata rnıııa dahil Emil Zatopek 5.000 metreyi 14 dakika 10 saniyede 2 koşmuştur. Bu neticenin bu yıl ? içinde kaydedilen en iyi zaman Z olduğu belirtilmektedir. (AP) ? 9 milyon franga satılan i tablolar t Paris: — Bugün öğleden £ sonra burada arttırma ile yapı £ lan satışlarda Degas’ın « gri el Z biseli kadın ■ tablosu 9 milyon t 100 bou franga, Renoir’in «okul yaıı genç kız tablosu 9 milyon t 50 bin frapga satılmıştır. i Delacroiks’ııin "Çeşmeden dö • nen atlar" tablosu bundan önce l 1881 de 14.500 franga satılmış l ken bugün üç milyon franga alı l cı bulmuştur. Pissaronuıı Bu hususta Belediyenin bil a- | / ra) hareket etmesi ve cadde- < lere teeavüe eden nüfuzlu $«- J hutura karşı icraata geşmesi < bekleniyor. c Osmaniye: (Hususî) — İlçe -m : belediyesi seçimden bugüne kadar bozuk bir değirmen gibi ç dışnıakta ve çaJışmasındanda hic bir semere elde edilmemekte dir. Hattâ ve düzensizliklerini kalemle ifade etmek şu anda gayri kabildir. Yalnız önemine binaen şu nok t-a .i belü-tmeden geçeni iyece -ğiıa: İlçemizin bazı yerlerinde bazı ki nseler ana caddelere tecavüz eı nektediı ler. Bilhassa buna Ista iyon caddesinde kimsenin gö 2 i :1den kaçmıyaeak şekilde, ba riz olarak tesadüf olunmakta ■ dır. Işın gaıibi. bu ufacık araziye tenezzül eden kimselerin muhit te tanınmış zenginler olmasıdır. Bu kimseler evvelce dikilniiş o-Jan okaliptos ağaçlarını kestirerek bahçe sınırlarını, tahminen 5 - 6 NL kadar genişletmişlerdir. Acaba beledi yemiz bunları her-k :'S gibi görmuvormu, yoksa gürüpte aldırışraı etmiyor? YaJ mz bir şey varsa oda, bunu yapan vir vatandaş eğer fakir ol-s lydı, hemen anında görülür ve cezalandırılırdı. Orhan Erdinç --------o--------- Celâl Bayar Kadirlide Kadirli. (Hususi) — Demokrat Para Genel Başkanı Sayın Celâl Bayar refakattinde Kayse ri milletvekillerinden Kâmil Gündeşle Fikri Apaydın ve İçel milletvekili Celâl Ramazanoğju. ve gazeteciler olduğu halde ka -zamıza gelmiş ve belediyeye ait bahçede önceden hazırlanan ma halde halkla hasbihal edip nu -tuk söylemiştir. C. Halk Partisine mensup o) -inakla beraber Demokrat Parti yi her zaman destekleyen kaza nuz belediye başkanı tbrabim Savrun sabahtan itibaren beledi yenin resmî tellâlı Ahmed Ayaz vasıtasile Celâl Bavarm kazaya geleceğini halka ilân ettirip top İântı mahalline lâzım olacak ma sa ve sandalyalan temin etmiştir. Belediye başkan inin bu De -mokratik düşünce ve hareketi hakikaten taktide lâvıi.tn. Partiler arasn-dı terfik ya] imadan Demokrasinin yayılıp yaşaması na hizmet eden belediye başkanı İbrahim Savrunun bu hareketi emsaline örn« '< elmuştur. —------o------ Âkysz? ilçesinde alîm klundu ----o---- Altın madeni Kercmali dağlan eteklerinde tahmin ediliyor Adapazarı: (Hususî) — Akyazı ilçesine bağlı Şark ve Türk Feynevit köyleri arasından ge -çen ve Kerem Ali dağlarından i r a bir dere senelerce evvel taş-t, 'i zaman bıraktığı teressüba tı arasında altın bulunmuş ve ı t > izafeten altın dere ismini ? ıtj bu derenin bu defa da taş ıra' im müteakip sellerin bırak tığı teı-essiibal arasında bir hay Ji altın bulunması üzerine bütün c var köylüler dere boyunca al tın arayıcıhğına çıkmışlardır.
----------o-----------
Eceabatta futbol sahası yapılacak
Çanakkale: (Hususî) — E -ceabat ilçesi belediyesi bölge be den terbiyesi adına stadyum yapılmak üzere 105 X 80 metre murabba bir arsa teberru ederek tapuca tescil muamelesi ni. yapmıştır. Bu işe önder olan genç belediye reisinden daha ha yıriı işler bekleriz.
-------------o---------— Urla Kızılayı 37 yavruyu giydirdi Urla: (Hususî) — ilçemiz Kızılay Derneğinin tertip ettiği bir gece eğlencesinin derneğe sağladığı para ite 37 yetim ve yoksul yavru giydirilmek sure -ti 1e sevindir!Jmistir.
T?'

İlçemiz
Vecihi Hiirkuş Ban dırma semalarında
Ksfizsjaahhidin j uünderilmişlerdir. Geriye kalan-| i arında Balıkesire sevkedilmeleri için baaırhldar yapılmaktadır.

(Btiştnrafı 1 incide)
gu fikirler görülüyor:
Umumî şartlar, hükümetin dnru munun yeniden tedkik ve mütalea-eına lüzum hissetinmiş ve bunun üzerine Saka bu durumu tedkike yetkili olanlara bu fırsatı vermek için istifa etmiştir.
Acaba Başbakan bu tedkik ve mütalea fırsatını kime vermek i-çin çekilmiştir?
Cumhurbaşkanına mı? Kendi kendine mi? Millet Meclisine mi?
İstifada zikredilen bu mütatea ve tedkik fırsatını H. Saka’nın kendisine vermek istememiş olduğunda şiibhe yoktur. Çünkü: Başbakan kabinesinin durumunu tedkik ve mütalea fırsatına her vakit »abibdir. Bunun için ise çe l İlmeği hiç te hacet yoktur. Meğer ki. Saka üzerine almış olduğu vazifeyi yaparaıyacak kadar fikren ve be-cic-niu halsiz bir duruma düşmüş bulunsun.
Acaba H. Saka bu tedkik ve mü tnlea fırsatını Büyük Millet Meclisine mi vermek istemiştir? Eğer Saka böyle bir fikre kapılmışsa şunu hemen söylemeliyim ki umumî şartlar yâni hükümetin politikası hükümetin durumunu tedkike lüzum gösteriyorsa Büyük Mec lis bunu takdir ederek icabını yapar. Hükümeti sığaya çekerek o-nn karşı güven veya güvensizliğini beyan ederek, hükümeti düşürür veya yerinde tutar. Bu itibarla, tedkik ve mütalea fırsatı vermek sözlerinin Meclisçe hiçbir kıymeti; yoktur. Ve kabinen İd böyle çekil- , meri sebebinin bövle mânâsız lâ-•kırdılara istinad ettirilmesi H. Sakanın anayasa antevışının ne acınacak seviyede olduğunu göster-n. ektedir.
Eğer kabine reisi hükümetin genel politikası bakımından. Bakanlar arasında bir görüş ayrılığı gördü ise, veyahud hit’-ûmetee tâkib edilen politikanın Millet Meclisince tasvib edilip edilmediğinde tereddüde düşülmüşse. Mec-lise gelip güven oyu istenmesi ıcab ederdi ve bu güven oyu istenmesi de.
rlîyoruz. Ve bunun kötü bir gelenek halini alarak anayasanın ruh Etiz bir hale sokulduğunu görmekteyiz.
BİRKAÇ MİSAL
Bu kötü geleneğin birkaç tipik misalini arzetmeme müsaadenizi rica ederim.
Geçen sene Reccb Peker, Eaşba-ı kanlıktan niçin çekilmek mecburiyetinde kalmıştı? Hükümetten çekilmesi sebebini nasıl izah, etmişti?
Pekerin, çekilmesi sebebi üzerin de hiç durmuş muyduk? Mecliste konuşmuş muyduk?
Devlet şefinin ısrar ve iradesile Pcceb Pekerin, çekilme zorunda kaldığını kim inkâr edebilir? Pekerin, çekilmesi sebebinin Millet Meclisinin kendi aleyhinde verdiği bir güvensizlik oyu olduğu kabul ed’Jcbilir mi? Asla!
İsin iç yüzü ise devlet şef.nıin bu husustaki C. Bayaria yapmış, olduğu muvazaa idi. Bunu görülmezlikten gelebilir miyiz?
CELÂL BAYAR NASIL ÇEKİLMİŞTİ ?
Daha geriye gidiyi ram: C. Ba-yarın 19öR de Başb damlıktan çekilmesi. acaba o zanı.vıki meclis çoğunluğunun bu ’at hakkındaJti güvensizi ğinden mi olmuştu* * * * * * * 7 Yok sa devlet şefinin kendisine karşı ihsas (•iliği güvensizlikten, İstiskal den ini ileri gelmişti7 Hiç şübhes.z ki. o zaman C. Bayar, yeni devirt, şefinden, ümid ettiği takdir ve teveccühü görmemiş yüz bulamanın olduğundan dolaya çekümiştir.
Bunu da mı hatırlamamaktan geleceğiz?
DAHA GERİLERE GİDİYORUM: İSMET İNÖNÜNVN İSTİFASI..
Daha geriye doğru gidiyorum: ismet İnönü, on dört yıl ifa etmiş olduğu Başbakanlıktan nasıl ve ne gibi şartlar içinde çekilmek mecburiyetinde kalmıştı7 M’lletj Meclisinin çoğunluğu kendisi hakkında bir güvensizlik oyu izhar et mis miydi?
Bunu da mı unutur gibi olaca--giz?
Aziz arkadaşlarım. Görüyoruz

avı UJ Yk- MU 5« Vk 41 VV U ÂQU^. w-------- -
Bakanlar Kurulunda etraflıca bir ki, cumhuriyet devrimizde, hükümet




konuşma neticesinde karara bağlanarak yapılırdı. Demokratik hareket böyle olur. Anayasanın 46. maddesi de bunu anlatmaktadır.
Hükümete gelmek, nasıl ciddi ve ağır bir memleket hizmeti ise hükümetten çekilmek t, T.i,-
bakan için aynı derecede ciddiye alınması gereken bir vazifedir. Na sil ki. hükümete gelindiği zaman Meclis muvacehesinde hükümet programını okuyor, takib edeceği politikayı anlatarak. Meclisin güvenini izhar etmesini istiyorsa, çe kilitken de aynı yoldan çekilmesi îcah eder.
DEVLET ŞEFfNİN EMRİLE GEL SİN DEVLET ŞEFİNİN ENRİLE GİTSİN
Halbuki, H. Saka bu demokratik esaslarla kendisini hiç mukay-yed kılmıyarak uzun yıllardır alış mis olduğu tek parti tek şef usullerinin tesirleri altında kalmıştır. Yâni; devlet şefinin iradesine, u-yarak nasıl onun emrile Başbakan hğı kabul etmişse, gene onun emrile istifasını vermiştir. H. Sakanın teamül halini almış olan bu
gsrib usullere göre Başbakanlıktan
çekilmsi bizdeki politika adamlarının ne zihniyette birer şahsiyet olduklarını bilmem ki, anlatır mı?.
Muhakkak olan şudur ki, zih-.
niyetimizde hiçbir değişiklik yok. (Hükümet ddvlet şefinin emrile geldiği gibi devlet şefinin emrile çekilmekte.
SİYASİ NEZAKET
Millet Meclisinin itimadına ma2 har olarak yerinde duran bir hükümetin onun güvensizliğini gösteren bir oy çokluğu ile düşürülmemiş bir başbakanın sudan bir takım sebeblerle çekilmesi hem siyasî nezakete ve hem de benim anladığıma göre demokrasiye uygur. bir hareket değildir.
Demokratik gelişmemize en çok mâni olan ve tek parti devrinin iliklerimize kadar sindirdiği kötü âdetlerden başta geleni, hükümet değişmelerinde görülmektedir. Filhakika her hükümet değişmesi, mutlaka bir esrar perdesi altında g’zli kapaklı oluyor. Değişme, çekilme sebebi ekseriya yalancıktan sıhhî ve bazan da uydurma sebeb-lore İstinad ettiriliyor, hakikatte, ise, devlet şefinin indî meşrutiyet devrinde bile bu garib hal görülpıe mistir..
BU SAKİM ÂDET BÖYLE DEVAM EDERSE
Şunu bu kürsüden, açıkça ifade etmeliyim ki, bu sakîm âdet devam edip gittikçe, bu meînleket-te «'Hâkimiyet kayıdsız şartsız mil telindir* ve «Milleti ancak millet meclisi temsil eder > esanları lâf ol maktan bir karış bile İleri gidemez. Bu hale bir son vermeğe mecburuz.
Bizde hükümet dağjçmrierinin hep devlet şefinin isteğine göre yapılmış veya yapılmakta olduğunu gö-

vey^
HflrVa Kuvvetlerine*
Yardım etmiş bulunmak
Herhalde bir şey kayMmig Sayılmamak^
İşte bu
bir
MİLLÎ PİYANGO


24 MA&ÛİRAN 9
V
Onun İhaneti
Yazan: Vefik TV RA

Geçen yazın SK-ak bir temmuz ] günü idi. Üç arkadaş Suadiye plajında buluşmuş, bir banyo aldıktan sonra soğalı biralarımızı dinlene dinlene içiyor, tatlı tatlı görüşüyorduk. Bilmem nasıl oldu, bir aralık sohbetimiz kadın maceralarına intikal etti. Arkadaşın birisi enteresan olduğu kadar heyecanlı bir muvaffakiyetini anlattı. O hikâyesini bitirince mesleği avukatlık olan diğer arkadaş;
— Durun çocuklar, dedi, ben i-ki sene evvel bir »şk, macerası geçirdim. ki başlamuaı bir tesadüfün eseri olduğu kadar bitmesi de meş hud bir cürmün ta kendilidir.
— Aman Suad. anlat şu hikâyeyi biz de öğrenelim. Dedik ve bardaklarımızı tekrar doldurduk.
— Bir cumartesi günü mahkemeden çıktıktan sonra pazartefâ günü cereyan edecek mühim bir muhakemeye ait dosyayı lıazırlı-yacaktım. îçeri girer girmez bizim kâtibi:
— Beyefendi, sizi bu hanım bekliyor, diyerek genç, samsın ve gözlüklü bîr hanım kızı gösterdi. O da ayağa kalkmış, basile beni se-lâmlamıştı.
— Buyurun, dedim ve odama girdim. Hie bir şuy söylemeden ko lundalci çantasından bir zarf çıkararak uzattı ve:
. — Bunu size Cninde hanım gönderdi, dedi.
— Cahide hanım kimdir? dedim.
— Siz kendisini çok iyi tanırmışsınız, mektubu lütfen okursanız anlarsınız.
Zarfı açınca mektubun, benim i-çin ölmüş ve unutulmuş bir mare-rai muhabebbetijı kahramanından geldiğini anladım. Mektub şu satırları ihtiva ediyordu-:
"Bana dargm olduğunuzu bilmez değilim. Ayni zamanda çok da kabahatli olduğumu mfiterifim. Bilip inandığım başka bir hakikat de vicdanınızın büyüklüğü ve bilhassa bana karşı beslemiş olduğunuz muhabbetin derinliğidir. îşte ben de o büyük sevgiye güvenerek şu ıztırablı ve elemli ânımda size müracaat ediyor ve_ affınıza ■ST*ninra3c~ğönd«raıgıın hanım kız ile beni görmeğe gelmenizi rica e-diyonım.
Ben bir haftadır bu arkadaşın evindeyim. Ve herkesten gizliyim, istirhamımı kabul tenezzülünde bulunursanız her hakikati öğrenir ve bana acırsınız. Kavga ederek çıktığım kocamın evine asla dönmi yeceğim. Ve o adamın yüzünü daha görmiyeceğim.
Heyecan içinde yazdığım satırlar felâketimin derecesini
ze anlatmış olacaktır. Arkadaşım ile mutlaka geliniz sizi sabırsızlıkla bekliyorum. Felâketli ânında beni yalnız bırakmıyacağınıza inanan sevgiliniz Cahide.»
Beni hâlâ vaid ve yalanlarına i-nanacak kadar saf ve budala sanan, utanmadan hâlâ muhabbetten. bahseden o kadının mektubu bGni sinirlendirdi. Kâğıdı masanın üzerine atarak:
— Affedersiniz küçük hanım, arkadaşınız si2e yanlış bir kapı çaldırmış...
Zavallı kız birdenbire şaşırdı ve kızardı:
— Ay siz Sııad bey değil misiniz?
— Evet kızım, ben Suadıuı. Lâkin arkadaşınızı artık tanımıyorum.
— Fakat efendim, o bana mutlaka beraber geliniz, dedi.
Acı acı gülerek:
— O söyliyebilir ve benim karakterimi anlıyamamış olabilir. Lâkin onu çok iyi tanıdım ve bu nu kendisine en son yazdığım me; tub ile de anlattım. Kendisi ile bugün aramızda hiç bir şey kalmamıştır. Artık o benim içim tama-mile yabancı bir kimsedir, diyerek ayağa kalktım vt muhaveremizin nihayete ermiş olduğunu anlatmak istedim.
Zavallı kız çok bozulmuştu. O tif sarı lıatırdan sonra sustuk; ! ka» ben bir heyecana tutulmuş. uî bir şeyler söylemesini beki »r dum. Ve öyle oldu. \’apur S ıy burnunu dönerken:
— Bu son günlerde komşumuza teşrif ettiğiniz yok, dedi.
— Evet efendim, öyle om or Meşgale... Yorgun luk...
— Af buyurunuz, nu öğrenebilir miyim ? ..
— Avukatlık. .
— Aman, ne âlâ, tebrik ederin ben resmî vazifelerden hiç hoşlan mam...
— Teşekküllerimi arzederim e fendim. .
Yine sustuk. Fakat o, hâlâ hi şeyler konuşmak istiyor, ben ise lâkirdı bilmiyorum gibi, kendin bir söz bulup söyllyemiyordum
Vapur Haydarpaşayı geçip Ka dıköy iskolCfrSine yanaşacağı sıra da;
gittitt. anut-
tamaıuile
< * m V __ M • ' r 14 * VI! •* * (itfamı 6 nculal e /f HAZIK ATT tef/k sabah <5 A ¥ FA t B h SI Kİ ■ I ffb Yunan Kralı cephede ! et- ol ya Ordu k<*ltmesi-!e ka-•. hâ ize11 (Baştarafı t incide) tİA Millî Savunma Bakanı Kemal Ozçohanın-evvelki gün yapmış olduktan konulmalardan bazı yolsuzlukların yapılmış olduğunu ve ordtımm da isminin bu münasebet 1 e geçmiş olduğunu söyledi ve ordu içinde bahis mevzuu olacak bâ d:seterde heyecan duymanın yerin de bir hareket olacağını işaret ti. (Fikri Tirkeş < Orayada tnı atlın? Ve Allah Allah sesleri») Reşad Aydınlı• bundan sonra pılan ihbarlara temasla, muhbirin haksız yere cezalândınlmış olduğu nu, halbuki yolsuzlukların birer hakikat bulunduğunu söylemiş ve Lu gibi yolsuzluklara dair haber-' lerin efkân umıunivede kötü akis-ler doğuracağını kaydederek, itibar edilen hususların, en ince tefer ribtma kadar gözden geçirilerek ordunun her türlü şaibeden uzak olduğunun meydana çıkarılmasını istomiçtir. Başkan Reşad Aydınlıva ihtar ederek, konuşmalarında, orduyu değil, hükümeti ve Milli Savurtma Bakanlarını muhatab tutmasını is tem’.ş, Fikri Tirkeş de cYakışmı-yanı ağzına alına*.* diye bağırmış tır. Hatibin sözleri zaman zaman gürültülerle karşılanmış ve kesilmiştir. . Reşad Aydınlı: ni söylesek de, söylemesek nştırsak da, karıştırması dişeler bir vakıadır. Bünlarr rinde hassasiyetle durmamız :âznn dır. Biz ne zaman bîr mesele atsak evvelâ bir muhalefetle karşılanır, bilâhare 6 ay sonra ayni mesele-, başkaları tarafından yine bu kürsüye getirilir* demiş ve bu gibi yolsuzluklara ordu içinde sebebiyet verenlerin şiddetle tecziye edil meşini istemiştir; Başkan hatibe tekrar sözlerine orduvu muhatab tutmamasını, ih-ter etmiş, Fikri Tırkeş de eOrdu-ya çamur atamaz* diy'e bağırmıştır. Reşad Aydınlı sözlerine devamla: y — Ben değil, asıl bu gibi ihmalleri müdafaa edenler böyle bir şey yapmaktadırlar demiş ve gürültüler arasında kürsüyü terketmiştir. Söz alan Süreyya Örgeevren- cid» di ve samimî bir kanaate daya um ı-yan böyle bir takrir verdikten son ra. takrir sahibinin Meclis kan ant-lerinin, düşündüklerinin samimi ol duğuna inandırmakla mükellef olduğunu söyliyerek kürsüşii terket meşinin tecviz edilmivecoğtni ileri sürmüş ve takrir sahibini izahat vermek üzere yeniden kürsüye dâvet etmiştir. Reşad Aydınlı önergesinin sarih olduğunu, izahata lüzum olmadığını bildirmiş, söz alan Muzaffer Ko çak Kemal Özçobanm evvelki, sorusuna temas ederek, kavurma ve hastalıane işlerinde bazı yolsuzluk lar olduğuna kendisinin, de kani bulunduğunu, ancak kanaatinin indi olduğunu, hakikatlerin meydana çıkması için açılan tahkikatın neticesinin bektenraesi lâzım geldi ğini söylemiş ve bundan sonra ih-b; n yapanlara temas ederek: tbbarı yapan Mâlatyalı Ahmed M tinin yolsuzluk yaptığı iddia e-d'leıı müteahhit Hüsnü Yörük, 945 yılın® kadar ortak olarak çalış tığa. 945 yılında aralan açıldıktan sonra ihbarda bulunduğunu, ^ap-m üfteri hın-cyhinde- dâva açılarak mah-k ı:n olmadığını, tevkif edilmesi 6»'. . binin Vanda yapılan hükümet bir «sı müteahhidine şantaj yapın a olduğunu bildirmiş ve muhbirin ayni zamanda Van Demokrat Parti il başkam olduğunu kaydetmiştir. Ilatib sözlerine şöyle devam etmiştir: — Bıı gibi kimselerin sözterile Kemal Özçobanın meseleyi' Meclis kürsüsünden ortaya atmasını kendisine yakıslıramam 'Biz de! sesleri) Hâdise kapanmıştır. Halen mahkemede tahkikat devam.etmek tedir. Sasın Demokratlar bir taraf dan davul zurna ile seçim işini ve adlî teminat isterlerken, diğer taraftan adlî takibata güvensizlik göstermişi rdir. Bunun bir tek sebebi vardır: O da samimivetöizlik tir. Söz alan Emin Halim Ergun me seleyi hukuki bakımdan inceleyece ğini uöyliy rek her hangi bir yolsuzluktan doğrudan doğruya Bakanın mesul tutulamıyacağmı bildirmiş ve halı n görüşülmekte olan tu meselede hukukî bir gaye değil. politik bir gaye takib edildiğini iddia etmiştir. Hatib bundan sonra hu yolsuzluklar bahsinde C. H. P. nin lıer teşekkülü' ğunu kaydedere kârı ti u ihbar neticesinde sîlâ al kfu n m ış ve /asli 9 ua a lal lal daha çok hassas oldaki bunu İnil ün cf-umıırniyenin bildiğini BÖyle-e takririn reddTnt- istemiştir, li C< rg'.r uilekce komisyonu 5 yılında Ahmed Metin i niza-inil, n bir ihbar üzerine teori yoteuzluk meselemi ile a-o d ı; ti n ıı ve key fi yet i Mil Bakanlığından sordu-Bakandan çifahî italiğini aöylcmb). vq ha iv unraa ı, hâttâ rlfı in ikL len de takibatın devam ettiğini bildirerek, Bakanlar hakkında han gi seböble Meclis tahkikatı açılmak î istendiğini sormuştur. Fikri Tirkeş diğer hatiblerin hâdise lıakkındaki takibat yapıldığı meselesini kafi dereerde açıklamış olduklarını söyliyerek: «Yalnız me sele konuşulurken öyle hassas nok talara temas ediliyor ki bundan, millet, ya ıralanıyor kavurmalar bo zukmuş, bunlardan yiyen bazı kim seler ölmüş imiş! Bu gibi söylentiler amme efkârında gayet kötü aksülâmeller doğurmuştur. Bıı bakımdan, bu noktalarda çok hassas olmamız lâzımdır. İnsafla soruyorum imzası olmıyan bir mektubda yazılanlara mı inanayım, yoksa Van hasta hanesinde çalışan nıüle-addid doktorlarımızın raporlarına .mı inanayım? Bu doktorlar mı yalan söylüyorlar, yoksa iş başında bulunanlar bunları görmüyor mu? Arkadaşlar, ihtiraslarını başka va dilere sürsünler. Biz milletin mihrabına çamur atmak istiven elleri kırarız, demiştir. Kemal Özçoban daha ewel vermiş olduğu soru önergesinde belirt tiği gX)ir meseleyi meclise getirirken çok düşündüğünü ve mümkün mertebe üstü kapalı geçtiğini sö\* İçmiş ve meselenin Millî Savunma-ya temas etmesi bakımından dış politikada olduğu gibi, parti meselesi yapıimıyarak açık açık görüşülmesini istemiştir. Hatib bundan sonra eski Millî Savunma Bakanının her üç hâdisede yolsuzluk bulunduğuunu kabul etmesine rağmen, yeni Bakanın bunlardan bazılarında yolsuzluk yokmuş gibi; addettiğini kaydetmiş ve bu gibi mühim meselelerin tahkikatının niçin geciktirildiğini sormuştur. Hatibin sözleri zaman zaman gürültülerle karşılanmış, başkan hatibin sözünü ke- . şenler hakkında tüzük hükümlerinin tatbik edileceğin ihtarında bulunmuş, hatib* bu hâdiseler hakkın da tahkikatın derinleştirilmesile yeni daha bazı hâdiselerin ortaya çıkacağını ileri sürmüştür. Söz alan Nuri Üzsan ezcümle şöyle demiştir: — Bağımsız milletvekili Reşad Aydınlı (Bağı var sesleri) nin vermiş olduğu bir takrir dolavısiie, Demokrat Partij’e yapılan tarizlerden şahsen çok üzgünüm, çok geride bıraktığımız, bir havanın tek rar uyanmasından benim gibi üzü len arkadaşların bulunduğunu ü-mid ederim. Bir milletvekilinin sorduğu bir so ru. dolavısiie mensub olduğu partiye tarizlerde bulunmanın doğru bir hareket oinuyacağmı kaydederek: «Her tarafta suiistimaller oluyor, her hangi bir suiistimalin bir ordu mensubu tarafından yapılması ordu şeref ve haysiyetine bir şaibe getirmez ve onu* haleldar etmez, Kemal Özçoban bazı yolsuzluklardan bahsetti. Bu arada bozuk kavurma yiyen erlerin rahatsızlandı ğı hâdisesinin doğru olup olmadığını 6ordu. Bakan yolsuzluk olduğunu ve takibat yapıidtgrm, fakat hiç kimsenin bozuk kavurma yüzünden rahatsızlanmadığını beyan etti ve mesele kapandı. Burada arkadaşımız Reşad Aydınlının Bakanların adlî takibatta bir ihmalleri olup olmadığı meselesi görüşülmektedir. Üzülecek nokta suiistimale taallûk eden bir işin uzamış olmasıdır. Eğer bunda Bakan lara bir mesuliyet terettüb ediyorsa. takrir sahibi- arkadaşımız delillerini versin. Bunları görüşelim. Fakat rica ederim, geride bıraktığımız bir Iıavavı Mecliste yeniden yaratmıyalım» demiştir. f----------------------------------- 7 ★ Bir başka galiye fırkası da C Ulyaiyetidır ki, buxia (ÜTya) adını / taşıyan kurucusuna nisbet edi’/Tıiş \ tir. Bunlar; Ali'yi Resulü Ekrcm-/ den (afdal) ..tutarlar. Ali Allahdır, s Muhammcd’i gönderen odur. Mo-/ hammed; halkı Ali’ye dâvet eyli-J yecckti, amma bu işi öyle yapma-£'■ dı, kendim hesabına gördü-; derler. J Bu sebebden Fahr-iâlom Efendimi-c zi zem eylerler. Bundan ötürü fır-S kalannın bir adı da (Zemmiye) ol-< muştur. Bazıları ise Resulü Ekre-? min ve Ali’nin ikisinin dahi A1laiı-5 hğına kail olurlar; Sonra ikiye ayrılırlar, bir takımları Allahlık hü- kümlerini yürütmekte Ali önde ge- Amma , bupnun da kolayını bulur hr derler, bunlara (AJi)* isminin baş harfine göre (Ayniye), diğerleri Ailahlık hükümlerini yürütmek te RemilQ Ekrem evvel gelir derler, onlara da (Mulıammed) isminin baş hnrfine göre (Mimjye) denilir. kir takımları da işi büsbütün sap^jr da, Allahlık beş şahsiyet içtedir, bunlar beştir amma, beşi de birdir, tek şeydir. Bir; beş olmuş, beş bir olmuştur. Hâleti ru-hiyede hepsi de eşittir. Birinin diğerinden fazlalığı ve eksikliği yoktur. Beşler: (Muhammed - Ali -Patıma - Haşan - Hüseyin) - r. (1) Bu itikadın; Mecusî’leriu Brahma dînindeki yaradıcı Brahma, koruyucu Vişnu, tahrib edici Sivâ Tanrılarile, hırintiyanlardnki baba - oğul - Rulıulkuds (Ekanlmi I Hatibin sözleri Halk Partili milletvekilleri de dalıii olarak alkışlanmıştır. Tekrar kürsüye gelen Reşad Ay dinli yapılan hücumlara cevab vererek, evvelki gün Mecliste yapılan müzakerelerde bazı noktaların mübheın kalarak efkârı umumiyete şübheler uyandığını, dün çıkan gazetelere bir göz atmakla bunun anlaşılacağını söylemiş ve bu hususlarda ilgililerin geniş izahat ve*-rerok, halk efkârını tenvir etmele rini istemiştir. Hatib bundan sonra dilekçe en cüıueninin de meseleye el koyması hasabile Bakanların mesuliyeti • hususunda ısrara mahal kalmadığını bildirerek, bu husustaki öner gesinl geri aldığını söylemiştir. Söz alan Süreyya Örgeevren evvelce bakanlık etmiş olan dört mil letvekilinin adlarının takrir dolayı sile meseleye karıştığına, halen işin bütün çıplaklığile açıklanmadan tak rir sahibinin takririni geri alrnasi-le- kapanmasının doğru olmıyaca-ğını söylemiş ve ayni takriri tekab bül ettiğini bildirmiştir. Süreyya Ör geevren kürsüden indikten sonra başkandan bu sefer takrir sahibi sıfatile ve takririni izah etmek ü-zere tekrar söz istemiş ve kürsüye gelerek ♦ Haksız bir takriri kabul etmek durumunda kaldığım için., derken Reşad Aydınlı meselenin dilekçe encümenine aksetmiş olma sı dolavısiie, takririni geri aldığını, fakat Süreyya Örgeevrenin ay ni takriri tekabbül ederek görüşme lere devam edileceğine göre, takriri geri almaktan vazgeçtiğini soy İçmiş, bu vaziyet karşısında takriri tekabbül edemiyecek olan Süreyya Örgeevren kürsüden inmek mecburiyetinde kalmıştır. Söz alan Sahir Kurutluoğlu takrirde Bakanların mes’uliyeti oldu -ğunun ve mes’uliyetin vaktinde ta kib edilmemiş olduğunun ileri sürüldüğü suçların 939 da işlenmekle beraber, ihbann 945 de yapıldığını, bu bakımdan ortada dokuz yıldır sürüncemede kalan bir. tahkikat olmadığını belirtmiş ve Kemal Özçobanın bozuk kavurmalar yüzünden bazı kimselerin ölmüş olduğunu söylemesine binaen bu hususun bir kere daha Milli Savun ma Bakanınca açıklanmasını istemiştir. Kürsüye • gelen Millî Savunma Bakanı Hüsnü! tını tekrarla: c— Bozulan dirildiği ve bu (Uaştarafı 1 incide) miştir. Kralın, galib bir ihtimal' le Batı Makedonyadâ Kozanda yeıe inecektir . Arııavudl ıktnn açılan ateş Atina: 23 (AP) —Gazetelere gelen Haberlere göre, Arnavud-Iu khududu boyunca harekete geçen Ytınan hükümet kuvvetle rine Arııavudluk topraklarından, topla ateş edilmiştir. Harekât 4 hafta sürecek Atina: 23 (AAJ — (Afp) : Halen Gamuuos dağına karşı girişilen harekâtın merkezi olan Közinede bulunan Yunanistan ııezdindeki Amerikan askerî he yeti şefi General V&n Fieet beya natta guluuarak ezcümle demiştir ki: ' Grammos dağında çeteciler tarafından talikim edilmiş bulunan mevzilerin zabtı 4 hafta sü recektir. Bunu takib edecek böl genin» temizlenmesi de üç hafta sürecektir. Bunran sonra hüku met kuvvetleri Grammos dağına daimî bir şekilde j-erleşebılecek ler ve buradan alınacak birlikler diğer bölgelerde hareketlerine devanı edeceklerdir. Muharebe devam ediyor Atina: 23: (A.A..) — (Lfp) : Batı Makedonyada kâm Es tanocho bölgesinde ciddi çarpışmalar* ceryan etmekte herde Ezelî derd susuzluk (Huşturafi I incide) karalanacağı da belli değildir, Şım diki hakte sıcaklar bastırınca suteu nn kesilmesini beki emekten ba^Jca yapılacak .birşey yoktur. Nitekim, evvelki gece, Kadıköy yakası uda oturanlar El inak suyunun kesildi-ğini görmüşlerdir. Dün de-İstanbul ’ t.'U’afının bazı yerlerinde sular k-o* vsUmiştir. Bu arada. Cağaloğlu» ve civarında da yeni adîle Şehir suyu olan Teı^kos alonaımştır. Şnyed mümkünse (!) tedbir alın masını alâkadarlara hatırlatmak isteriz. . — I I Çakır eski beyana- kavurmaların bil-yiizden bazı ölüm vakaları olduğu hakkında resmen hiç bir haber alınmadığı gibi, bu hususta her hangi-bir ihbar da. ya pılmamıştır. Buna rağmen, hâdise yi soru münasebetile telgrafla ma hallinden sordum. Böyle bir şey ol madiğini bildirdiler. Ayrıca sağlık cedvellerini tedkik ettim. 942. senesinde yalnız üç tesemmüm vaka sı olmuş, fakat bunlardan ölen ol mamıştır. demiştir. Bundan sonra eski Millî Savunma Bakanlarından Münir Birsel, Ali Riza Artunkal, Naci Tınaz hak lannda yapılan ihmal isnadının şiddetle reddederek, ihbarlar üzerine derhal takibata geçtiklerini* meselenin adalete intikal ettiğini bildirmişler ve kendilerine teveccüh edecek mesuliyetlerden kaçınmadıklarını beyan etmişlerdir. General Naci Tınaz sözlerini şöyle bitirmiştir: — Arkadaşlarımız hüsnüniyet aalıibi idiyseler bir defacık olsun meseleyi Millî Savunma Bakanlığından sorarak öğrenebilirlerdi ve ondan sonra harekete geçebilirlerdi. Bu derim. Bir gazete suçlu imişiz gi- bi resimlerimizi yaııyana dizmiş ve SBnelerJenlıeri memlekete hizmet eden bızleıin sığaya çekileceğini bildirmiş. Btnrtfcr hazindir. Bündan sonra verilen bir yeterlik önergesi oya konarak kabul e-dilmiştir. Başkan Fikri Tirkeş tarafından diğer bîr önerge olduğunu bildirmiş ve önerge okunmuştur. Fikri Tirkeş önergesinde Türk ı ordusuna aid bazı meselelerin müzakeresinin eksik veya fazla olarak efkârı- umıumiyeye- alcsetme-mesi için zabıtların gazetelerde ay nen neşrine müessir bir karar alınmasını istemekte idi. Başkan Fikri Tlrkeşten önergesini izah etmesini istemiş ve zabıtların gazetelerde aynen neşri mecburiyetinin karar altına alınmasını» mı istediğini sormuştur. Söz aten Adalet Bakanı Fuad Sirmea Meclis müzakerelerinin a-lenî olduğunu, bu müzakerelere a-id eksik yazmama suç teşkil ede-miyeceğini, ancak tahrifatın ceza kanunlarınca suç sayılacağını izah ederek, zabıtları alenen neşretmek mükellefiyetinin konamıyacağını, esasen buna da maddî imkân olmadığını söylemiş ve meselenin bu şekilde halledibnesini istemiştir; FiTtri Tirkeş bunun üzerine öner gesini geri almış, Reşad AydmJı-nın dört Millî • Savunma Baltanı hakkında Meclis tahkikatı açılması hakkıııdaki takriri oya konmuş-vo reddedilmiştir; Bundan sonra vaktin gecikmiş olması dolayısile, cuma günü devam etmek üzere oturuma son verilmiştir. (Reu - Bu akşam alman haber vanadır. I Bunu bildiren hükümet kuvvetlen Kenel Kurmay tebliği, Koniçenin Kuzey Doğusunda kâin Sacaııdaparo nehri vadisin de de muharebenin devam etti ğini fılâve etmektedir. Amhral Şenııan Atinaya gidecek Atina; 23 (AP) — Amerikan Akdeniz Kuvvetleri Komutam Visamu ıl Forrest Shermanm bir hafta kalmak üzere bugün Ati-naya gelmesi beklenmektedir. ■ Fargo- ve •■Hunt.ington» kuru.-| vazörteriie diğer 6 gemi Pireye bıifrün geleceklerdir. Murko8un Karargâhı tecrid edildi Atina: 23 (A.A.) ter) lere göre Yunan ordusu öncüle ri kuzeyde Arnavudluk hududu na varmışlar ve güneyde Grammos dağına ulaşmak suretile Mhrkosun genel karargâhını tec ri(t eylemişlerdir. Btmdan başka yine güneyde Yunan hükümet kuvvetleri Ka-nıenîkon istikâmetinde ilrleye -rek, kendi mevzilerini kuşatmak üzere Arnavudluk topraklarının dan gelen çetecileri püskürtmüş [erdir. îsraiL kabinesinde istifalar başladı _ (Bastarafı 7 incide) ” KRAL ABDULLAHIN TEMASLARI Kahire, 23 (AP.) — Bu sabah Ürdün Kralı Abdullah Kalıircnin Eskikale meydanındaki Elrül'ai camiini ziyaret ederek Kral Fua-d»n kabrine bir çelenk koymuştur. Kendisine, Kral Fuadın Başyâv ri i Abdullah El-Negumi Paşa ile bir merasim kıtası refakat etmiştir. Ürdün Kralı Kahire sokaklarından geçerken halk tarafından çok alkışlanmıştır. Kral, Kudüs Müftüsü ile de- görüşmüştür. Rbdofda gayrî resmî görüşmeler oluyor Rodos: 23 (AP) — Birleşmiş Milletler teşkilâtına mensup siyasî uzmanlarla Filistinli Arab ve Yahudiler arasında bugün Başbakana sualler tarafı 1 incide) mektedir; Binaenaleyh 949 büdce-sinin tanzimi günlerinde hükümet bu konu üzerinde ne düşünmektedir ? Ketum plâkalı otomobiller haldunda 2 — Resmî plâka taşıyan binek otomobili ve kamyonetlerin kullanılması ve buna harcanan paraların sarf'edilmesi ehemmi mühim-me tercih noktası gözetilmeksizin yapıldığı, daima mevzuat dışı hareket edilerek hususi maksadlara teşmil edildiği görülmekte ve hükümet malile otomobil saltanatı sürülüp lüks ve israf hayatı yaşa-nıldığı haklı olarak iddia edilmektedir. Binaenaleyh resmî, yan resmî devlet hisseli müessese ve ku-nıllar emrinde «Ordu hare’- ma ne mikdar otomobil mevcuddur, Bü rada kullanılan personel mikdan nedir ve bunlara ne mikdar para ö-deıımiştir. Akaryakıt sarfiyattan neye baliğ olmuştur? Haksız mal iktisab edenler hakkında 3 4237 sa.vılı kanun gereğiır-ce, haksız olarak mal iktisab eden lerin tecziyesi bakımından bugüne kadar kaç âmir veya memur hakkında bu kanun tatbik edilmiştir ve netice ne olmuştur? Eser ve iş lerrie memleket efkârı önünde apa çık olarak ve topluca- bir halde- Ira gibiler hakkında bu kanunun tat* bikatını verimli ve faj’dalı olmadı bakımından hükümetçe ne düşünülmektedir? Milli Korunma kanunu hakkında 4 — Fevkalâde hallerin icabı o-larak çıkarılan, fakat müteaddit ek. tadıl ve tefsirlerle şeicli aslisini kaybetmiş olan Millî Korunma gayri resmî müzaicereler bağlamıştır. Birleşmiş Milletler temsilcileri evvelâ Arab lıeyeti ile iki saatten fazla görüşmüşler ve hemen akabinde Yahudi temsil çilerini kabul etmişler. Görüşme ler, Kont Bernadotte’un genel karargâhı olun Holel Des Ro-sesun büyük salonunda cereyan etmektedir. Arabulucunun keır dişi bugünkü görüşmelerde ha -zır bulunmamıştır. Bemadotte Yahudi heyeti ile dün gece gö -rüşmüştür. I ! Satışa Çıkarıldı i S48 İstikraz Tahvilleri d Yüz lira itibarî kıymetli bir tahvilin ihraç fiyatı 95 1İ--radın Yüzde altı faizli olan bu tahvillerin, faizleri altı ayda I bir ödenmektedir. Diğer iç istikraz tahvillerinde olduğu gibi tahvillerin bedel ve faizleri her türlü vergi ve resimden muaf olduğu gibi, bunları arttırma, eksiltme ve sözleşmelerde teminat ve millî emlâk alanlarında bedel olarak üzer . lerinde yazılı kıymetle kullanmak daima mümkündür. DEVLET TAHVİLİ DEMEK BOL FAİZ GETİREN HAZIR PARA DEMEKTİR. Satış yeri: Bütün Bankalar* arada matbuata da ihtar e- Fnırkalaıır m Y»KİBRİ M. Ralff 4)$ja 30ı Haziran 1948 Çarşamba akşa-satışlara son -verilecektir. (8429) Tefrika IV. i 59 Ş>ia kökünün Galiye Fırkaları
Selâse) usulleri ve bunların tefsiri ile benzerliği çok açıktın İş bu- kanarla bitmez, Fatıma’nın kadın olmasını Allahlığa yaraştıramazlar.
j:

lar. (Fatıma) nın Bor’undaki dişilik alâmeti olan (e) yi kaldırınca o mahzur da ortadan kalkar v ı bu 6ure;’e beşi bir ve b ri beş o'an tanrılar: Muhammed - Ali - Haşan • Ilâseybı. ve Fatım şekl’ae girer •
Ejzlnı tarikat erenlerince de pek yüksek tutulan (ITamsei Âli Ahâ) dan Şeriî adlı bir serseri bir Galiye Bıkası kurmuştur. Bunlara göre:
«Allah; beş şahsa hlilûl eylemiştir. (Resulü Ekrem - Ali - Hâşan -Hüseyin - Falıma.) indlerinde hep si de Allahtırlar. Bu be» Aîllahırr; beş tane de zıddı vardır, onlar da; (Ebû Bekir - Ömer - Osman - Mu-aviye - Amru D. As) dır. Burada ikiye ayrılırlar: B1 rtakımiarr Hrun
eei Azdad; Mahmudedir, yâni beğenilmeğe değerlidir. Çünkü, bir şeyin zıddı bilinmeyince, fazileti anlaşılmaz. Azdad’m varhklarlle Zevatı Hamse* nin yükseklikleri, üstünlükleri anlaşılmış oluyor derler. Diğerlerine göre; Azdad; moz mûma’dir, yâni kötüdür, kötülemeğe lâyıktır. Şeriî’ye göre kendisine Allah hülûl eylemiş ve Şeriî Allahla hallolmuştur.
Bir takımları da Mümeyrî adlı bir serseriye inanırlar, onlara gör» de Allah; bıı mol'undu,
Giîlftt’dan bir takımları da, Rııhıılkuds denilen; Allahlltealft-dır. Ünce Resulü Ekrem, sonra Ali, sonra Haşan, sonra Hüseyin, sonra Zeyneiâbidîn, sonra Muhammed Ba kır, sırasilo Cafer Sadık, Musa Kâzım, Ali Nnkî, Muhanlmed Takt, Haşan Askerî ve on sonra da Muhammet Mchdt oldu. Onlara göre tenasüh yollle Allah olmuşlar ve bn raretle Allah; heyaklle hülft!
hepsi de Allahtırlar ve hepsi de ve dühul eylemiştir.
-jğ- Bir fırkası da yine kuranın adına uygunlukla (Mugıyriye) a-dım taşır. Bu herif; önce Ehlibeytten (Muhammed) adına İmameti aevk ve ilân eyledi. Onun içlu Hay’dir, ölmedi dedi, sonra (Mu-lıammed) den sonra İmam benim demeğe başladı. Bu kadarla da kal inadı Peygamberliğini ileri süıflll. Hıızreti Ali hakkında da işi o derece azıttı, kİ aklı basında hiç kira senin İnanmasına imkân olamıya-cek tanrılıklardan bahseylemeğe başladı. Baktı, ki böyle de olmuyor, o zaman biisbülün teşbih ve tecsiıne kaçtı. Diyordu ki:
Allahın sureti vardır, ci<’« lir. Azâsı elifba harfleri gibidir. Nurdan bir erkek biçimindedir, basında nurdan tacı Vardır, kılbi hikmet kaynağıdır. Allah; nıalılukah yaratmağı irade eyleyince, fsml âz&m’ı söyledi, tacı; başından düştü. (2) Bu; Alâ sûresi hiikmile boyan olunmuştur. Sonra kulların yaptıklarını bilip öğrendi. Hepsini avucu içine yazdı. Onların işledikleri günahlardan hiddetlendi, sıkıldı. terledi. Akan terlerinden birinin suyu tuzlu, diğerinin suyu tatlı iki deniz hasıl oldu. Tatlı deniz eydmlık, tuzlu deniz karanlık idi. Tatlı denize nuru vurup aydınla- ' tınca orada kendi gölgesini gör lii/ O gölgenin bir kısmından av vo gü-’ ntşi yarattı. (Benimle başka Alla-I bin birleşmesi caiz olamaz) diye-' » k ç■ d • : ı •» kre h maiıvp'> i Ldi. Sonra, bu iki denizden bütün] 5 a ra tıklarını halkoyledi. Mü’mmlet ri aydınlık denizden; kâfirleri karanlık denizden yarattı. în--nnların gölgelerinden ilk olarak
(Devamı var"
X

(1) Hamsei Ali AbS. >
(2) tsmi âza m'dan evvelce bo/»-? solvnnıuşfıı. Buradaki (tsni
da n m a ksetd! K Hr*a nr' eri m: >ı (7»i > sûresinin birinci ve ilginci âyetid r. ç Onu kendi M liifi ' euliyar. Halbulii âye/-i
< F» iislti ılcr'm daha * - '/'fnırvm tembih ve tenzi ledi^ beti y <’t'İ >

5/f

t
9
kanunu normal' hayat-.» kavnşcuğv muzu iddia ettiğimize nazaran, tatbik sahasında kalman. v® tto»-ruf hayatının inkişafına mani ol-ması.bakamından hükümet bu kânunun tatbiki hakkında lıâiâ* bir fayda görmekte midin?
Bu hususların Başbakan tarafından sözlü olacak acık bitim asm? rica ederim.
Kitab kâğıtları haklandı
Ankara: 23 .(Hususu. — Sey> han milletvekili AlumecL Re mzi ¥tt-regir verdiği diğer bir sora önerge si ile de şu hususların _vine Başbakan tarafından. açıklanmasını ia« temektedir:
«Başbakanlıkça alınan bir koordinasyon kararma dayanılarak vA dünya- piyasalaruıa nazaran çok üs. tüır bir bedelle verilen kâğıt kar-şılıkı olarak müellif ve mütercimlerin hazırladığı ve kitnbcılar tara fmdan bastırıtması karariâştırılaa kltabların daha önceden basın, yayın umum müdürlüğü ve hattl Milli Eğitim Bakanlığınca, da koni role tâbi tutularak, beğenitdiğr tık dinde altı ay zarfında bastırılıp I!t mal edilmesi mecburiyetinin konması mlinaaebetile- sansür hayatinin ihya ve İhdası- demek olacağı, bıınun ise ana kanunlar vadeli mev zuaiın çerçevesi içindeki serbesti ve hürriyetin ta-hdfd edilmesi demek- oldtrğundau bir gayrı tabii du rumun giderilmesi merakı karşısın da- hükümeti bu yersiz- karar tize-rihde devamda ısrar edecek midir?
Bu hususun Başbakan tarafından açıktımmasım rica ederim.
Tiirkiye, kem iinizm (Rcıştcaafı 1 incide )> cebhe Hürriheti seven bütün mü Jetlerin hayranlığını kazanmak-tadır. Türk basını ekseriya Rus yanın birtü dünyada* kullanmak ta-olduğu hileleri evvelden sez • mekte ve açıklamaktadır.
Dimyamn zamaıı kaybetme • meri ve Komünizmi kanun dışı addederek Türkiye tarafından verilen mişaJe-uyması l&arnrhr.

MoxO-of Varşovada (Mafittrafe L incide) sa bir müddet ev vel Polo riyadan hır basın haberi göndfeüen Asso ciated Pressin Varşova muhabiri Doğa Almanyada ayrı bir devlet buzul maşanın görüşüleceğini yetkili kaynaklara atfen bil dirnıiştir. Btuıdan başka komünist liderlerinin kominform teşkilâtım yeni baştan kurmayı gö2 önünde tuttukiajı- ve Avrupa kalkınma programına karşı geniş ölçüde bir taarruz hazırlama cağı da kaydedilmiştir.
Moskova radyosuna göre Mu lotoftan başka Macaristan, Yu goslavya. Çekoslovakya. Bulgaristan, Kumanya ve Aı;navutlu-ğa, mensup ileri gelen devlet a* dainlan. da Varşovaya varmış -[ardır.
Bilindiği gmı bir kaç günden beri, kominform adı altında harb den sonra kurulan komünist enternasyonalinin «Polonyada biı mahalde’ toplantı halinde buhın duğuna dair ısrarlı şâyialc.r do taşmakta idi. Moskova radyosu nun yayınladığı bugünkü ha -ber bu şâyialan takib etmiştir Kominformda üye olan Fransız ve İtalyan, komünist partilen de Iegeterinin bu akşamki Vknovs konferansına iştirak edip etmi yeceklerı henüz bilinmemekte dir. Bununla beraber İtalyan k( münist şefi Togliatti ile Fıan • sız komünist şefi Duclosnn lu nüz memleketlerine- dönmedi! leri malûmdur.
Varşovaya giden diğer Komünist
Liderleri
Londra, 23 (AP.) — Moskova
1 radyosuna göre, Molotofi Varşova-ya uçakla gitmiş ve hava alanın-dar başta Başbakan olmak Üzere bü tün Polonyfir kabinesi munsublnn torafından karşılanmıştır. Polonva Dışişleri Bakanı Mödzelevakl Rus peytei memleketlerin' temBilCilerişI de karşılamak üzere alanda kalmış tır. Varşovaya gelen diğer koroü nist liderleri şunlardır: Macaristan Dışişleri Bakanı Erik Moiânar» Yugoslavya Dışişleri Bakanı noye Simic, CâkosJbvnkva Dişişte* ri Bakan» Vlatko Klemantie. Bulgaristan Dışişleri Rakam Vasıl Kû terof, Rumaoya Dışişleri Dekanı Bayan Anna Pauker ve Arnavud-hık Başbakan ve Dışişleri Bakam Enver Hoca.
Ailen. Varşovadnn verdiği hn* herde bütün bu nram-lokofcler Rfcfr bfdmnlnrınm da Varjovayn geldik 1< rini bildirmektedir. Fakat Moskova radyosu yalnız Dışişleri Ra. kantarından bahsettniştte. Konferansın, kominııst partileri liderleri arasında değil do Dışirl ri Bakanlan arasında yap^lacaihnt g&8oniinde tutan bazı Tundra releri, hunim bir komin teni ısından ziyade R de eerej t-oplj loı dir mnl' “•”!»» r Ipradda buKımdiıMt rn belirtmişlerdir form ton-ftnderH^hr raıı edecek bir hÜkftmelter ntıaı bnbınrlnfyunu söylsnUş* Bu kaynaklar, 1 ominfo-m , 1 / SAYFA: ft T» BIN 7 Hü 24 HAZİRAN Sadık Aldoğan’ın Meclisteki demeci a-BİfcC borsa m- » ■>
ı Devanı f »ncıdv; kikinin gizli nufusu v® tertibleri-nJn tesiri altında kalmak illeti.
Kabine reislerinin bu arzet-t iğim şekiller dahilinde istifa et paeleri yeni; Bakanlar buhranımın ne gibi sebeblere dayandığı piz milletvekiUerince belli obngz Sıa ve bu buhran sebebleri Mil-et Meclisinde yapılacak bir ko puşmanın neticesi olmazsa ya -tıl hastalık belli olmazsa bunun İlâcı nasıl bulunur?
Diğer cihetten yeni kabineyi teşkile memur edilecek zatı, dev Jet başkanı nasıl tâyin edebilir? Hangi düşüncelere istinaden ? Ortada buhran sebebleri olma -ymca bu sebebler Örtülü kaldık ça Başbakanın seçilmesi Devlet Başkanı ile Başbakan arasında kalan bir mesele olmaktan Heri gider mi?
Nitekim buğun Devlet Başka Dinin H. Sakaya tekrar kabineyi teşkile memur etmesi, hk te isa betli olmamıştır. Filhakika H. Sakanın tekrar kabineyi teşkile {nemur edilmiş olması insana şu fikirleri vermektedir:
Sanki H. Sana geçen sefer al dığı vazifeyi güya daha iyi ifa edecekmiş te arkadaşları arasın da bulunan yedi kişinin becerik sizliği ve ehliyetsizliği buna ma nl olmuş.
Çenihnenin sebebi bu mudur?
Acaba H. Sakanın çekilme si ve yeniden hükümeti teşkil et meğe memur edilmesi sebebleri bu mudur? Eğer böyle ise, şunu söylemeliyim ki, kabine reisi kuvvetli bir politika adamı ol -madıkça onun kabinesinde yer alacak olanlar, şahsan ne kadar kıymetli olurlarsa olsunlar, hükümet kuvvetli bir siyasî kombi nezon olamaz. Çünkü: Bakan -lar kurulunu teşkil eden zevatın Başbakanın takip ettiği ana po litikayı tıpkı onun gibi anlamış ve hep beraber ayni istikamette fikir eforlarını sarfetmeğe az metmiş olmaları lâzım, gelir. Bunsuz hiç bir siyasî kombinezon vucüt bulmaz. Böyle olunca da. tıpkı bizde olduğu gibi hükû met dinamizmini kaybederek gil nünü gün etmek milleti ve Mec lisi oyalamaktan başka bir mari fet gösteremez.
Nitekim 9 aylık H. Saka hükû metinin memlekette yaptığı hiz metlerin bilançosu meydanda dır.
Şimdiye kadarki tecrübelerimize ve ortadaki realiteye da -yanarak diyebilirim ki H. Saka kabinesi de tıpkı selefleri gibi siyasî bir kombinezon olmaktan tamamen mahrum bir haldedir. Çünkü: Bu tertibin, sistemin i-mamesini teşkil eden zât memleketin içine dalmış olduğu çfk mazdan nasıl çıkarılabileceğini keşfetmiş ve onun acilen tehak kukunu temin edecek yaradılışta bir politika '-jdamı değildir.
Kir» bulandı bu adamı?
Memleketin içinde çırpınıp durduğu bu geçim ve yaşavış buhranına çj.re bulacak deha -kâr bir ele bir Başkana şiddetle muhtacız. Bu ise gönüllere fe -ıah ve vatandaşlara ümit vere cek ve yapacağım bilen azimli, kudretli bir BakrnJa olur. De -necek ki, nerede bıı adam? Kim bulacak bu adam’'■ Devlet Baş kanı mı?
I işte görüyoruz ki bulamıyor?
Yıllarca tecrübe-edimiş olan insanları tekrar tekrar tecrübe ye kalkmak te-Hibelerden ibret almamak demektir. Şimdiye ka carki Başbakanların bütün mari fetleri meydanda tecrübelerden faydalanmak tecrübelerden ib-| ret almamak demektir. Şimdiye kadarki Başbakanların bütün marifetleri meydanda tecrübelerden faydalanmak istidadımıza rağmen neden du ihmalcilikte devam edin-duruyoruz Niçin geçmişteki hâdiseleri tahlil ede rek bunlardan l’aydalanmıyo -v*7? Çünkü: Meclisteki çoğunluk grupu hükümeti denetlemek tleğiî, onun ayıplarını örtmeğe e hemmiyet verm-ştiı.
Bugün bilhassa meşum tesirlerini şiddetle hissetmekte oldu ğumuz ve milleti İhım inim inle ten İktisadî durumun yalnız, bu günkü ve dünkü Başbakanların ynz'jnden onların kusurlarından ileri gelmediğim asıl bu buhran âmillerinin C. Bayarm vaktilo lktisad Bakanlığı ve Başbakanlı ğı sırasında hükümetçe yanlış anlaşılmış bir. devletçilik sözü -nün perdesi altında alınmış o -Jan gayri İktisadî hg.tâ)ı karar ların neticeleri olduğunu kabul etmeliyiz.
Ayni siyasi mektebin tilmizleri Görüyoruz lu .şimdiye kadar ki, Başbakanlar hep ayni zihni i’ette • • • • 9 • • F ■ 9 •
Onun ihsıneU
(Baştarap <1 Üncitûel ç B«nk»»ı Hanı, Galat»
İSTANBUL
Bakkallarınızdan tercihan aramanız menfaatiniz icabıdır.
iHl11 •'
■ U ft*' I İl G f-Çı İl
J |
Yavrulanmzın sıhhat kaynağıdır
Adres: Ziiıcar. Hapı, ÇoLao Çeşme sokak No. 4 Kâmil ficygo İstanbul
11 f ekel G. Müdürlüğü Hânları |
*
[Satılık Lokomobil
| 12 Atmoslerlık, 120 —
150 beygir kuvvetinde ■Lanz> marka Lokomobil ve Kondenseli makinesi az kullanılmış, çalışır vaziyette satılıkta.
sahtattı
A. CEMLMilFODhr
Yu» ilerin) ldaw
FLİTİN FUADl
DİZlItiifil J/€T
cVcnı îttıbafc» niürüitıtofoancsü
Basıldığı yw: «Gün Basımevi»
Cüısi
Malzeme Ahm Şubesinden
TtunrmmiBm güvenme
Miktarı Muhammen F. Parabil İhale saati
Torna tezgâhı 6 adet 54.000 L. 4050 IL 10.30
Freze tezgâhı 3 adet 45.000 L. 3875 L 11
1 — Yukarıda cins ve miktarı yazık tezgâhlar kapak zarf u-sulile satın alınacaktır.
2 — Eksiltme 6.7.948 sah günü hizalarında gösterilen saat lerde Kabataş genel müdürlük malzeme ahm şubesindeki komi* yonda yapılacaktır.
3 *" ' mir başmüdürlüklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin miidürlii fiyat teklif re ektuplanm kanuni şartnamesinde yazılı vesaikle güvenme paraca makbuzu veya ban ka teminat mektubunu ihtiva edecek olan kapak zarflarım eksiltme saatinden bir saat evveline kadar mezkûr komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır.
5
Şartnameleri hergün sözü geçen şulede ve Ankara, İz •
Postada vukua gelecek gecikmeler kabul edilmez. ’ (8683)
İstanbul Belediyesi İlânları |
erlerine diktirilecek elbiseler için ınuk-ahnmak üzere kapalı uauffle eksiltme-
ve ilk teminatı 1416, 53 liradır, alınacak
İstanbul itfaiyesi âmir ve teri 1700 metre kumaş satın ye konulmuştur.
Tamir bedeli' (18887) lira
Şartnamesi zabıt ve muamelât Müdürlüğü kaleminden veya bu kalemde görülecektir.
İhale 8/Temmuz '948 Perşenbe günü saat 15 de İstanbul belediyesi merkez binasındaki Daimî komisyonda yapılacaktır.
isteklilerin ilk teminat mak buz veya mektubu ile 948 yılına ait Ticaret veya esnaf odası vesikalarını havi olarak hazırhyacakları kapalı zarflarını ihale günü saatli de kadaı Daimî komisyona ver meleri lâzımdır. (.8317)
ER’in
Vem çeşitlerini görünüz.
PERŞEMBE — 24/6/1948
7.29 Açılış ve program»
7-30 M. s., ayan.
7.30 Müzik: Hafif
Müzik (PİJ
Haberler.
Müzik: Çeşitl.
Hafif Müzik (Pl.) Müzik: Hafif Melodiiler (Pl.) Müzik: Türküler (PIJ Kapanış.
Açılış ve program« M. s. ayan.
Müzik: Şarkılar. Haberler.
7.45
8.00
8.30
8.45
9.00
12.29
12.30
12.30
13.00
13.15 Müzik: Çeşitli
Müzik (PL)
13.30 Öğle Gazetesi.
13.45 Müzik: Jumping
Jacks (P.) Kapanış.
Açılış ve program. M. s. ayan.
Müzik: Dang Müziği (PİJ Konuşma. Müzik: Şarkılar. M. s. ayan.
Haberler.
Geçmişte Bugün. Müzik:
Müzik: Güzel Şenler.
Radyo Gazetesi. Serbest Saat. Müzik: Tarihî Türk MüziğL Konuşma.
Müzik: Varyete Müzikleri (Pl.) Müzik: Dans Müziği (Pl.) M. s. ayan.
Haberler.
Program ve Kapanış
»j-:—: .. , ~ ı
14.06
17.58
18.00
18.00
18.30
18.46
19.00
19.00
19.15
19.20
20.00
20.15
20.30
29.35
21.45
22.00
22.20
22.45
22.45
28.00
bulmaca
—---*----
123456789
»III E 1 1
ı i i ı Sâ, 1
1 1 s 1 »
i î«
Soldan Sağa:
1
Başına (D) gelince tecrübe, Gıa merde çokluk; 3 lur, Yazı âleti; 4 ta; 5 — sanı); 6 kalkınca çağırma âleti, Asker: 7 __ Katı yürekli (kadın için), Isım: 8 — Sakat, Ayrılırken e

¥ »kanda» Aşağı:
1 — hap); 2 At saçı, Çirkin (insan için): — Malı, Sonuna (L) geline»» İ p mızı; 5— Ölüye giydin’', : 6 — İbadet evi, Hane; 7 — / loluda büyük âfet. Tersi b- ’■ zuv, Arkadaş: 8 — Arzu, s» • na (R) ilâvesile tayyare »s» . t leme âleti: 9 — Beyin, Ağ ■ kısmı.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ 12 3 4 5 6 7 8'»
Kış sporu, Çıkıntı; 2 —
Kovanda c Keder, No Nota, Stil (Argo li-— Son harfi
Büyük, Sanmak < ze — Anne, Eskidenberı;
I
I
V* ■ M!
; c
■ SAATLERİ
İstanbul Eminönü No 8, Ankara, Yurd Sokak No:2 Vagorili karşı sırda
R'Aı'KielBlATTi t