GÜM A
25
HAZİRAN
] J948
lOnbirinci Yıl
No. 3359
Idara; Nuruosmanly. No. ti £>A.Y1 T.l aJnsI: .YENİ SABAH»
İSTANBUL
Telofons MT65
ABONE Türkiye Senelik 1600
• aylık 1500 3 aylık 100
Kr.
>
>
1 aylık 300 ı>
L.
41
bedel)
. Ecnebi
İJ400 Kr.
•000 > 1000 »
600 9
HER. YERDİ»
KURUŞ
1 i HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ u» • «M. -- - * .• »ı. ,a ; -- Mü D •AFUYiZ
Iâ J t
* ~w
B

1 '• '
C. H. P. Meclis Grupunun Dün Yaptığı Toplantı


' J

I
Karşı

Başbakanın Gruptaki beyanatına göre
İ____
tasarılar hazırlıvo
toplantılarından İri rina?
I b
r
J
Mugalatalar Mugalatası
ı
-i
p

• /

tütün bu telâş re heyetin niçin? Tekmil bunla-Ha sebebi nedir? Halk Partisi müfritleri neden her feyi örtbas etmek taraflarıdırlar. Neden en mukaddes mefhumlar, ndlktin en ulvi hisleri böylı çirkin mugalatalara zemin teşkil eder? Sadece esrar...

t

1
|n, Büyük Millet Mecli- | sinde,' Vandaki sai>timal Hdiası konuşulurken KaUc Partili bazı miHetvrfcdkri o kadar nugalata yollarına sapmışlar, o litrece afallamalardır ki bu manzara karşısında teessüf ve teessür dııynamak kabil değildir. IKilletvelik lleşad Aydınlı, dokuz on yıldır bir türlü intaç edile-mîyen Van yolsuzlukla rina temas edip çaresiz, milletin üzerine titrediği şerefli ’ür topluluktan bahse ttikço Halk Partili bazı milletvekilleri: «Orduyu karıştırma» diye haykırmışhrdır. Sanki Keşad Aydınlı bu mukaddes teşekküle, hücum ve taairuz ediyormuş gibi bir durum fahnmişlardır.
Hattâ bîr Aralık Halk Partili müfritlerin tayrakdan Feridun Hftri DüMinseh Reşad Aydınlıya bîr konuşma âdabı dersi vererek-diyor k?: «siz de bu nokta üzerinde durun (Yani suiistimal bahsi Üzerinde) hükümeti, Bakanlan itham edin, fakat orduyu karıştırmayın.»
Zor bir durumda kalan Aydınlı <>«vab veriyor: «Biz karıştırmak da k^nşiırmasah da bunu tarih de, â-İem do biliyor. İrtikâb ve irtişa g;bi seykj nereden gelirse gelsin biz, daima üzerlerine çullanmak ^orunday iz. 1939 senesinde vuku-hulan bir yolsuzluğun failleri do-fDemmı SaJ, 8 ü. de)



I
>
l

H. Rahmi
Solcumu idi?
An karada solcu profe-sörb rin muhakemeleri esnasında bir şahid göy lc demiştir:
' — Pertev Nailinin derslerinde 1,5 yıl yal-mz Hıisryin Rahminin e^rlcrini tahlil ettik.,.
İbiş» yin Rahminin içti-
jnaî fikirleri bir - solcu
I «l|liJ!',fljkpıel- '- 1


Inıın gayesi belli oldu
Son yapılan baskın Bulgar istihbarat teşkilâtınca tertibinmiş bulunuyor


»1

Bir
l
W
Bir hafta evyel hududumuzu geçerek Lalapaşâya bağlı KalkanâÖ-ğüt köyüne saldirah ve bazı vatan dallarımızı kaçırmak istiyen Bulgarların bu kalıbece hareketlerinin istihdaf ettiği nıaksad gittikçe a-çıkianmaktadır.
Bu hususta verilen son maluma-
ta göre:
Mütecavizlerin ne Çek ve ne d<ı her hangi bir Bulgar çapulcu grubu olmayıp, doğrudan doğruya Bulgar istihbarat teşkilâtına men-sub olduğu, harekâtın da bu teşkilât tarafından tertiblenmiş ve Bulgar ordu kuvvetlen tarafından desteklenmiş olduğu anlaşılmıştır. Bulgarisinnuı kızıl şefi Bulgar hükümet ajanlarının bı kabil baskınlar yapmak hevesine (ü^melerijıdeki gaye, sınır köylerimizde bulunan vatandaşlarımızı iz’ae ederek buraların boşaltılmasını temindir. Bunun da altında gizlenen hülya ve rüyaların ne ol- duğu kolayca anlaşılmaktadır. e Bu kahbece hâdiseden son ra 9 Bulgar hükümeti kendisinden ab X dığı emirle faaliyete geçmiş hudu-S dıımuzda rahsidsr yapmağa bpçla-* ıruştır. Bulgar ıvsmî kaynaklan se. bunun, ne mâna taşıdığı ayan f' (»yan mr-ydrrda iken, kaçakçılı-® (Devamı Sc.. 5 Sü.. 5 de) $ urum tam Ruslar ve uşaklarının Varşovada yaptığa toplantı sona erdn ---------------o----- IRus mareşali de beyannameyi imzalamak iğin Varşovada Londra: 24 ıB.B.C) — Reuter bildiriyor; Sovyet Dışişleri Bakanı ve diğer 7 komünist memleketi Dışişleri Bakanlarının Varşovada yaptıkları topiantı bu gece Sona ermiştir. Toplantıda doğu Alman-yada kurulacak AJınaîı hükümeti etrafından kararlar alındığı bildirilmektedir. Reuter muhabirinin akşamın erken saatlerinde Varşovada verdiği bir habere göre Berlindeki Sovyet işgal kumandanı Mareşal So- , kolovski Doğu Almanya hükümetine aid ^neşrettiği beyannameyi imzalamak için bugün öğleden son ra Varşovaya gelmiştir. Varşova: 24 (A.A.) ter) : kanının toplanmaları neticesi o larak yarın öğleden sonra bir (Devamı Sa., 5; tiü., 6 da (Reu Sehiz Slav Dışişleri Ba Berlin Müttefik kontrol heyeti toplantı halında Kaçakçılık Rekoru Kıran Gemi i Haftaya yaz tatiline giriyor —----o----- Seçim tla&jmum t a t î I d «ı m ö n e e ç d k a r ıl m a h i mn gayret edilerek Ankara: 24 (Husueî) — Meclisin önümüzdeki cuma günü yaz tatiline kara t vermesi kuvvetle muhtemeldir. Tatilden evvel souim* • W kanununda yapdacak tadilât tasa-nsmın belediye gelirlerinin artın! ması tasarısının ve Milli Savunma için istenen eli tahsisat tasarısının çıkanlmâsı beklenmektedir^ “Berlin hür kalmalıdır asla kaiminizi olamaz Rus mareşali Berlindeki Müttefik kuman danhğınm kaldırıldığım bildirdi 1 İstanbul vapuru ve yeni bir kaçakçılık V f Büyük Türk Romancısı ölürken bir eser bıraktı Vapurdan ve gümrükten kaçak eşyayı çıkarmağa muvaffak olan üç memur ile diğer üç şahıs dün mahkemece tevkif .edildiler Şimdiye kadar birçok kaçakçılık hâdiselerine sahne olmuş olan ♦İstanbul vapurunda yeni bir kaçakçılık hâdisesi daha vukubul-ıntış ve failleri adliyeye verilmiştir. Hâdisenin mahiyeti şudur: «Istanbub vapurunun geçen Mar eilya seferi avdetinde mühim mik (Devamı Sa. 5. Sü. 1 de) ■s Bu eseri He merhum sanki ölümünden bir müddet sonra kendisi hak-kında yapılacak bis ithama evvelden kenetmiş' gibi şimdi ağızdan ağna dolaşmakta olan detâfaodoyu cevabUtüdırmış* olmaktadır... Hüseyin rahmi gürpinar’ui ₺ şimdiye kadar neşredilmemiş en «o neseri: Dünyanın MihvBri Kadınını,Para mı Pek yakındıı ^Veni Sabah» sütunlarında okuyacağınız bu şaheser romanda Hüseyin JMımi «ffağ mıdır, sol mudur?» meselesini bizzat kale mite halletmiş ola t ahalî ı .. Berlin: 24 (A.A.) — (Reuter) 1 Mareşal Sokolovski. İm »|t«am şehir halkına hitaben bir beyanname neşrederek Berlindeki müttefik kumandanlığının ortadan kal ■ dirilmiş olduğunu bildirmişin Berlin: 24 (AP.) — Resmî Sovyet ve komünist Alman basım- bugün yeniden şiddetli bir ta; miza geçmiş ve ağız birliği;, le Batılı müttefiklerin Berliıujen < ' malarj-vı istemiştir. Diğer taraftan Sosyalist Alınan gazeteleri şu mealde başlıklar yayınlamışlardır: • Berlin hür kalmalıdır. Asla komünist olamaz. General Clay'm bey anu/' Heidelberg: 24 (AP.) — Bugün beyanatta bulunan genorol Luciııe Clay’ezcümle şunları söylemiştir: -iSovyetler, tazyiklerini firttır-(Devam ı) Sa., 5 >S-u S de

I
ci fi II
Türk M a. t b uı a t ıı d ü m y a n n n e m» babalı kâğıdıı»ıı kullanmaktadır
-----Ü ■ .1
Diin gazetecilere İzmit ittiği# fabrikası gezdirildi
Kâğıt, sellüloz vt klor fabrikalarının istihsal hususundaki çalışmalarını göstermek iizere, dün İstanbul gazetecileri, Sünıerbaıık sellüloz sanayii müessesesi tarafın (Devamı Sa., 5; Sü 4 do)
Belediye varidatı n ı n artırılması tasarısı

r • • * •
Meclise gelen tasan ile Belediyelere bazı resimlere zam yapmak yetkisû tanınıyor, ayrıca varidat da temin ediliyor
Ankara, 24 (Hususî) —Belc-llyj ni tasan kanuniyet kesbcttıgi tak-gt lirlerinin arttırılması tasarısı ö-nttmüzdeki günlerde Meclis heyeti | yon liralık bir artın kaydedecektir, tnnumivesiode cörüsiilecektlr.
dirde belediyelerin gelirleri 12 inil
(Dtvamı £ de)
Yuna misi andaki dahili harb
Yunan hükümet kuvvetleri üç giinderıberi kızıl Yunan çetelerim karşı kat'i harekâta geçmiş bulunmaktadır. Harekâtın ta-kib ettiği seyir ilibarile hükümet kuvvetleri bilhassa Arnavutluk hududu boyunca ehemmiyetli mu-ı dffakiy etler kazanmışlardır. Hu husustaki son haberleri 5 inci sayfamızda bulacaksınız...

T ürk iyeye 1 kruvazör„ 4 torpido verilecekmiş ----------o------ İİgili mahfiller bu hususda edemi malûmat beyan ediyor
Ankara: 24 (Husitsİ) — Bugün çıkan bazı söylentilere göre, Amerikan askerî yardımı çerçevesi içe risinde memleketimize bir kruvazör, dört torpido verilecektir. Ancak ilgili mahfiller bu hususta a-demi malûmat beyan etmektedirler. Diğer taraftan bilindiği gibi, Türkiyeye yapılan askerî yardımın deniz kısmına ayrılan tahsisat tamamen kullanılmış ve bu tahsisat la memleketimize dört denizaltı, mayın tarayıcı gemiler verilmiş bulunmaktadır.

ı

:4KVİMDEN BİR yaprak
• V • . • % . . ' •* ’ —
— Bize ne oldu?
— Ne gibi?..,
— Ne gibi olacak? «Gazete oku-
I¥O
! 1 ,1


Anlatan: A*îr.
üzerine ben de Inğll-ateşimillteri
onun terenin
1 ve vazlfeten Sofyada bulu-nan zata telgrafla müracaat et-
. tün, ön zat Atlnaya gelerek tav^e sutlle berü ve refakatimdeki Türk-leri tahliye ettirdi. îsianbula geldim ve Iştnnbulda da yüzbaşı Fç-rld bev isminde bir zatın refakatte (dahri Ğedid) vapuruna bindim Jtuebolııya v6 Ankaraya geldim.
Reis — Bu işlerle doğrudan doğ ruva kim Uğraşırdı ve eniri siz İçim terden alırdınız?
Mütichem — Ingiltere Hariciye Nezaretinde şark ıımurile iştigal etmek üzere bir gube mevcuddur. Bu şube Tilrkleri fazla tazyik ot-meriniz; (Meselâ bir Türk binbaşısının bir Ingilik yüzbaşısına selâm vermeğe mecbur edilmesi Türklerle izzeti nefsini rencide edecek ve bu kaiumtuan milleti bizden temfir ederek ilelebed uzaklaştıracaktır diyerek bu tazyik siyasetini tenkiti ediyor.
Dlğşr askerî bir parti vardır. Bu parti böyle tazyik ve Yunan kuvvetine rollzaharetle TürkJarl ezmeğe çalışıyordu. Ayni zamanda lngilterede Tilrk tarafdan olan lar gayet azdır. Ben her iki grupla da temas ettiğim için fikirlerini tanaamde anladım.
Son vazlfejni (Nelson) dan aldığım emir üzerine ifa ediyordum (dfeLson) Istanbulda saray ve padişah İle daima temas ediyordu v e İfaUâ (Nelson) bir iki defa da îngiltereye gidip geldi. (Nelson) Ingiliz hükümetinin siyasî ve askeri memurdur. Her hangi bir fır-kai siyasiye maksadını her memlekette müdafaa eder; bu meşru-dur. (İtilâf ve Hürriyet) fırkası da böyle çalışıyordu Bu tabiidir. Fakat padişah bizzat fırija ile beraber Anadolu hareketini boğmak için (Nelson) ile tamamile hemfikirdir.
Reis — Sizin gizli jtıektub yaz-l makta istimal ettiğiniz eczanın ter] kihatı nedir ve nereden aldınız? | Müttehem
Hariciye .Nezareti umuru şarkiye şubesinden verilir. Ben doğrudap doğruya îstanbulda miralay (Nelson) dan aldım.
Reis vaktin geç olmasına binaen muhakemeye başka bir gün de-

Bu ecza İngiltere
Bize ne oldu ?
(Baştarafı 1 incide) di var. j&ârİM çıkıp da her gün gazete sütunlarında görülen suiistimalleri beaip bir yerde topluca hoşa gidecek bir mecmua teşkil etmiş oImmu.
Van suiistİHiali, bu çıbanın başını kopardı. Ou unla fazla meşgul olmanın artık münasebeti knbııa-ınıştır. Çıiukü hu mes’ele tabii ineç ramua giomişHr.
Deşen gün müstakil Demokratla rdan bk milletvekili Van sslis-tMuah ı^uı: > Milli Müdafaa Bakan lan iiukkuıüa tahkikat mjdıaasuun Muoüaee kabul edileceğim pek zan netmi,arıuu. Çünkü alâkadar şahsiyetler gelecekler bu için kanuni seyrİMİ taMb eylemekte «Huğunu sö»4»> eeaklrr ye öyle olduğu da anlaşılarak.!» dcaûyti. Nih kün dediği gibi oldu; at.il nıeu'ele l an su-ii.ltumii iieğsilûir; sadece bir kelime ke ^SHMstİMiaJ» dir.
haw 4ista*unı da gazetelerin kar^Mftda dürimdüren ve «na: «Bize ne oldu?» dediren ,de badtır.
İkAavvar edilsin. Bizde hükümet «Suiistimale, rüşvetle, irti-kâblo» utücadele etmek lüzumumu his'MHudştir. i âni bunlar, büküme ti Miücadfâe ettirecek kadar umumi ve aşikâr hale gelmiştir.
Belki ufak bir kediye, bir bahşiş, bir işin süratte veticHİemne^i İçin muamele makinesini kızlaadı-tan bir >ağ va/Maaini .görür. Fakat anlatışa göre öyle cJüyvr ki nerede ise riişıet meşru’ bir (ka-tendy,?) haline gelecek.
Suiistiuml bir (Frengi karhası) gibi memleketin kurum zehirhye-cek hale gelmiştir. Eğer bir an evvel bu iiMâkaızkğa kzı v retti bir ab Mk seryum ile çare bvlınuzsak memleket için â ki be t vâlum olur, i Suliutiandin «Turhib» ile «Tecziye kerku».H» ile önüne geçilmez bMMta 4çw idealistlik ve «Vatan-oeveıâüu' lâzımdcr. Bu toprağın yükselmesi namus ve faziletin mukaddes isnadı ile mümkün olaca-İ£i»i aniamayrhz.
«Şu >nırd bize .emanettir. Onu a-erz Udalum» diyecek kadar ruhu-tmızn tasfiye eylemeliyiz.
Bunu yapahilir6ek suiistimali <*ukiip alabiliriz. Yoksa yapacağımız şey l iimizi çenemize dayayıp I:,4«öri çekerek saraç uelasıntu te-t**ü.i! ii\ nü iti ’uuılau ibarettir: — fâz.ü ne -oldu* Vazsm: c\ fii. vam edileceğini tefhim ederek bıı-günldi muhakemeye hitam vermiştir. ------o-------- Mustafa Sagir şayanı hayret itirafatta bulunuyor. Istanbııl-dakl teşkilatını kendisine Hindistan Hilâfet Cemiyetinin murahhası süsünü vererek yapıyor ------o------- Mütokflld süvari kaymakamı A-ziz beyin ifadesi — Mustafa Sagir, Hind Hilâfet Cemiyetinin ııııırah-ha$ı iıniş — tsfanbıılda Hlnd - İslâm «rahadenet cemiyeti teşkil ediyorlar — 'Reislere fizalara maaşlar — Bu maaşlar nereden geliyor? — Mustafa Sagirin tevkifi — igir bizim lehimize çana haberimiz yokuuış! vor? — ^Justafa Su£ir bizim lehiıuîze ça* İşiyormuş — 24 saatlik teviû len sonra İngiliz Inıniivesi. ------Q------- İngiliz casusu Mustafa Sagirin ikinci muhakemesine 4 Mayıs çar şamba gıinü öğleden sonra saat J.4 de istinaf mahkemesi salonunda devam olundu. Mahkeme riyasetinde Cebelibereket mebusu İhsan bey bulunuyordu. Salon baştan başa dolu idi. Bir çok kimseler ayak üstünde omuz omuza duruyorlardı. Herkes yeni itirafatı-nı şark bilhassa Islâm millet aley-yine tertlb edilen suikasdleri dinlemek heyecanı içerisinde idiler. Mahkeme heyeti teşekkül ettikten sonra ifadelerine müracaat e-dibnek üzere muhakeme salonuna mütekaid süvari kaymakamı Aziz be.v îdhal edildi. Herkes şimdi reis beyin soracağı suallere ve Aziz beyin ifadelerine teJâşla intizarda idi. Şahid A-ziz bey mevkii mahsusuna getirildikten sonra muhakeme başladı, işbu muhakemenin bütün safahatını mahkeme zabıtlarından ve ay nen bervaçlıi zir dercediyorıız: Aaiz beyin ifadesi Sual — Efendim hüviyetinizi lütfen tesbit ettiriniz? Çevab — Mütckaid süvari kay-makaını Aziz bin Melımed Said, Bursa, teveiiüd 92. S. — Anasıl Hindli olup lstan-bula gelen ve müahlıeren Ankara ya teşrif eden Sagir namında bir zatı tanır mısınız? C. — Tanırım. S. — Muarefeniz ne suretle teessüs etmiştir? C- — Düveli itilâfiyenin lstan-bulu işgalini müteakib tahminen Mayıs aylarında (sahihen tarihini bilmiyorum) İstanbul sevkiyat müdürlüğü merkezi olan Unkapa-m merkezinde bir gün sevlûyat mü dürü olan binbaşı İsmail Hakkı ve bugün levazım muamelâtı zatiye müdürü olan birinci şube müdürü binbaşı Hamdi beyler hazır oldu-! ğu halde binbaşı Erkânı Hurb Filibeli Ali Riza bey (General Ali Rıza Artuııkal) onların yanında bana dedi *ki. Hind hilâfet cemiyetinden muhterem bir zat gelmiştir. Bu zat bizzat bizimle temastadır. Bir haydi zamandır görüşüyoruz. Sizin de görüşmeniz lâzımdır. Görüşelim dedi. Ben de nerede görüşelim dedim. Eizim evde dedi. Bir raudevtı verdiler. {Devamı var) I (Kapıcı Muharremin dersen ağzı sıkıdır. Papeli avucuna sıkıştır, yanmda adam boğazla. (Fakat bunların hepsine rağmen, eMdekûlere karşı ihtiyaten yine bir plân kurmak, manevra çevirmek, işi sağlam kazığa bağlamak lâzımdı. Kuracağı plânı, çevireceği manevrayı da derhal buldu: Istanbulda yok sansınlar, peşini nıeHİtû kotlamasınlar diye, aksata icaiu kısa bir yolculuğa çıkar gibi yapmak: iki gün görünmemek. Civar şehirlerden hangisine gideceğini de bulmada güçlük çekmedi: Zonguldak.. Karan karar, içi İçine sığmıyor. Şumdi karı,Vı uyandırsa, keyfiyeti bildirse:' Yalan, atıyorsun! Niye diln aksam söylemedin? Başka bir dalaveren var, kaltağın birile kapa-g •naG&luun mutlaka!, diyecek. Yine yalınayak, başı kabak aşağı indi. Kahvesini kendi pişirip içti. Canı kahvaltı istemiyor, geç© yediği kıyma, dolma, pilâkiden *kor m acıkmamış. Serinleyim diye bah çede gezinirken, bir zuhurat vai* mı yok mu bir daha yoklamak içip duvarın dibine gitti. Şırıl şırıl sû dökünce, taşı düşürdüğüne, dereden tamamile kurtulduğuna kanaat getiril. IIAlâ herkes uykuda. Yukarı çıktı. Kapıya kulağım yapıştırıp karışılan uyuyup yumadığını sulamak isterken, yaslanmasından kanat, bostan dolabı gibi gıcırdıya-rak açıldı. Zlbaûıra gözlerini ûçttl — Arayıcı fişeği gibi ortada ne •i Zonguldak Muşluköy muhtarından şikâyet M/G/M8 günü saat 1!> da »köy muhtarını luılku şeker , fişi verirken gördüm. Kem dişine barında fiş, verniği ııi söyledim. Paydos ettik dedi: otelde şimdi fiş verdiklerinize de neden bıınu eöylemedUderini sordum. Siz yazıhaneye gelin, ora da alırsıuız cevabını verdi:
Köy odası bekâr işçilere kira fle verildiği halde Muşiuköyü muhtarı Raimi niıı makamları Zonguldak Şehir ktübiinde midir? Be kârlara şeker fişucesUrnee ınİR. Ben idiyle bir emir -ve rildi'üııi hiç zannefcnılto yorebı. Siz ııe dersiniz?
Sahri Kiper Oalotag-sn Elektrik Santralı frlotörli Zonguldak
'£■ N I S A B A O
< < ■i a >>
■ 1







•i
b
*
Nikâh kıymağa gidecekîeri sırada,..
?■ TÎAZÎRAN 948
SAi

Ev sahibinin gözünü makasla oyan kiraca
----o-----
Bir müddet evvel Tarlabaşındu alacak meselesinden çıkan kavga sonunda makasla ev sahibesi Ostuı nıınm gözünü oyan Tanya ismindeki kadının duruşması dün 1 inci ağırı eza mahkemesinde sona er i nı iştir.
Mahkeme sanığı 3 sene ağır lıap ee mahkûm .etmiş, takdiri tahfif sebebi olarak cazamilin 3 te birini indirmiş ve netioeten 2 aene ağır hapse mahkûmiyetine, mağdur .0-sanua'ya 500 lira tazminat ödemesine karar vermiştir.
Mevkuf bulunun Tanya karad dinledikcaa sonra:
c— G) kadın çok fena idi. Benden hava parası istedi onun için böyle yaptım. Zaten gözü hastalı kİ ı idi. Böyle bir kadın içiıı benim ınaktkâm olmam gllnalı değil mi?* diye ağlamıştır.
Eroincilerin duruşması
Dört buçuk milyon liralık eroin kaçakçılığı failleri Yasef, Bob, A-ziz. Şükrünün ve Merinin duruşmalarına dün 5 inci asliye ceza mahkemesinde devam olunmuştur.
Dünkü celsede dinlenen sanıklar evvelki duruşmada zabıta memur* lermın verdikleri ifadelerin bazı kısımlarım kabul etmemişler ve Mari de:
.e— Ben eroin meselesinden ha-* •berdar değildim. Yalnız Amerikalının Hab almak İstiyorum, bunun için bu işlerden anlıyan biri SİLİ arıyorum şeklindeki talebini Vasile naklettim demiştir. Sanık lann müdafaası için celse talik dilınişur.
e-


------o
Akademi imtihanlarında iyi randunum tılındı
Güzel Sanatlar Akademisinin, ■sreaıoi" süsleme*» ve «heykel** kısımlarındaki haziran devresi imtihanları sona ermiştir. Alâ kadaviar elde edilen randımanın iyi olduğunu söylemektedirler.
Diğer taraftan, mimari son sınıftan gajmisinin sınıf geçme imtihanları, bu ay sonuna ka dar behemehal tamamlanmış o-lftcaktır.

İİtnii'bak Kanunu,, tasarısına orta öğırei'ian öğretmenlerinin de ıdhali gerekiyor İstanbul muallimler
ba&âam profesör Fahreddin Kerimin delâleti ile Mlllot Meullsindo lıupuu milletvekili olarak bulunan «klû öğretmenlere birer hroşür gön! /derilmiş ve bugiinH kadar gadre uğramış bulunan öğrclmenlorln bir veya lld dereoe terfih ettirilmeleri tçjo Meelise müşterek bir önerge vermeleri rica edilmiştir.
L\r gibi mağdur öğretmenlerin kıdec »erile hâlen almakta oldukları rh’iv.’ar arasında akran ve om-enîj’nne nazaran çok derin fark-tor mcivetıddut,
Ödendiğimize göre Mecliste Millî Eğitim encümeninden çıkmış o-îan bu kanun tasarısına «İntibak J futumu lam! verilmektedir. Fakat f u kan ın yalnız ilkokul öğretmon-lertnın istifadeleri istihdaf edilmek



te, orta öğretim öğretmenle’» dahil edilmemektedir. Memlekete hiç ŞÜbhcsiz on büyük hizmeti yapan ilkokul öğretmenlerinin terfihleri çok vorlnde ve İsabetli bir karardır. Onlarla beraber ayni gaye uğrunda çalışan idealist orta öğretim elemanlarımızı da unutmamamız lcab eder. Meclis yaz tâtlline başlamadan evvel bu çalışkan ve fedakâr vatandaşların bekledikleri] intibak kanun tasarısının orta öğretim elemanlarını da içine almak mıretlle kanunlyet kesbatmaBi temenni olunmaktadır,
öğretmenler yeni Millî Eğitim Bakanı Tahsin Banguöğlunun mes leğo yapacağı bu ilk ve yerinde hizmeti sabırsızlıkla bdclemekte-dlrlef.

ÜNİVERSİTEDE:
MA ARİF TE
İmtihanlarda muvaffakiyet nisbetî yüzde yirmi
Câtanbul Üniversitesinin muhtelif fakültelerinde Haziran devresi imtihanlarına devam edilmektedir. Bazı fakültelerde sona eren çrup imtihanlarında elde edilen rar. d umanın önceki senelere naza-MMi düşük olması talebenin şikâyj tini mucip olmuştur.
Hukuk fakültesi üçüncü sınıfın da talebelerin yüzde sekseni «Dev letler umumî hukuku» ve «Maliye» derslerinden sınıfta kalmışlardır. ftzel okulların t/ardım sandığı Kongresi
Özel okullar yardım sandığının yıllık kongresi, ekseriyet temin e-dıhıı • idinden gelecek Penjembe gü tıiıne tehir edilmiştir.
Hukuk Fakültesi Dekanı bu gün seçilecek
İstanbul Üniversitesi Hukuk fa kültesi yönetim kurulu, yana sabah bir toplantı yaparak, yeni de kem seçecektir.
Dekanlığa en kuvvetli namzet Olarak. ılâka darlar; Prf. Hüseyin NaLll Kulan ve Prf. Abdülhâk Ka mal Yörük,ün isimleri üzerinde dur maktadırlar.
--------o
Awxıpn kamplarındaki Türkler İtalya, İsviçre ve Yunanistan da bulunan ırkdaşlarımızın mem leketimize getirilmesi lgi ile meg gul bulanan İskân umum müdü rü Cevdet Atasagun, Almanya ve Avuaturyadaki kampları gez m iş, buradaki Türk ırkından o-lan lunltecilnri teablt ederek Bern'e dönmüştür.
Atasagun, Bern Elçimiz]? bir filete Birleşmiş Milletler Mülteci Teşkilâtı (I. R. O.) ile htikûme timiz arasında aktolunaoak olan anlatmayı imzalıyacak ve bilâ hare yurda dönecektir.
ııT
İH

955 öğremoimtı veremli ©Muğua tesbıt edüdıi
Veremle Savaş Derneği şehri m iz ilk okulları öğretmen ve.üğ ren çilerinin röntgen muayenele rinde elde ettiği netıueyi, bir raporla belediyeye ■bildirmiştir.
Bu rapora göre, .şıtudiye ka dar 127 ilkokulda -Xi946 öğren cl ve öğretmenin röntgen muayenesi yapılmıştır.
Neticede; 51 öğrenci Ke.öğj*et mende açık, 955 inde de tedaviye ihtiyaç göstere** ■* verem- bu lunm uçtur.
------o------
PÖLİe7 E

Çocuğunu düşürmek kasdiie tekmelemiş
----OH—
Tıb Fakültesi talebelerinden Mua tııfa isminde bir gene, Kuruçeşms-de Cami sokağında 14 numarada o-turan Zinova adında bir kızla münasebet peyda etmiş ve bir müddet evvel nişanlanmıştır. Fakat son za-Dizlarda nişanı bozarak kızdan, ayrılmıştır ve Fakülteye devam eden başka bir kızla nişanlanmıştır. Bunu haber alan Zinova Mustafaya haber göndererek:
<— Yedi aylık üânıileyim, çocuğun babası sensin. Nikâh yapmazsan mahkemeye vereceğim*- de mlştir. Mustafa nihayet evvelki akşam eski n i şanlısının evim gitmiş ve iddiaya göre çocuğunu düşürmesi İçin Zinovayı tekmelemiştir. Hâdise polise aksetmiş ve Mus-tafr hakkında kanunî -takibata başlanmıştır. A. >4
dolaşıyorsun? Yine horozu başına fcağlayıp sakaklara mı fırhyacak-»m ? Kendine de, kimseye de rahat İnıaur yermemek .baş marifetindir. Sabaha kadar kirpiklerimi kavuşturmadım, ayak yoluna taşmmak-1tan hâl oldum..
— Bak ne diyeceğim?..
— Martaval dinliyeoek vaktim yok.
— Bu gece bon de uyumadım. Düşündüm taşındım, yarın Zongul ■dağa gitmeden gayri çare yok.
— O neden icab ediyormuş?
— Dün kazıklandığımı uzua boylu anlatmadım mı be?
-7 Kazıklanan Zonguldağa mı gi dar?
— Lâkpdı söyletmiyorsun W. «
— Senin lâkırdılarımın hepsi saç ma sapan, „
— 23 bin liralık kalası..
— Hani yuvarlak hasab 15 bin pralıktı. DUt (İediglû keçi olsa dağ farı bürür.
— Lâfı ağzıma tıfcrpa. Kalasları, Zongulılakta en bÜyijk kömür ocağının sahibi Yorgakİ İstiyordu.
— îstlyemefc olsııpf
— Aksatayı ltoğlu itin birine kaptırmıştım..
— Uzatma..
— Zonguldağa gidip çelebinin ağ
sandan gireceğim, burnundan çıkacağım; inada binerse fiyattan yüzde on beş, yirmi, hattâ yirmi beş kırıp herifi caydıracağım; imzaladığı «nuJkaveloyi bozdurup satışı ben üzerime alacağım..
— İnanayım mı?
Yahyada yeminler, kasemler. Zl-Iıianın ötedenberl tenliden yıldığını, Büyükadaya bile, denizi uzun diye gidemediğini bildiği için, diller dökmeler:
— Allah aşkıng sen (3e beraber gel. Bir gececik yol; hava mülâ-yüflo, deniz çarşaf gibi. Demin Sey risefain târifeslne baktım; yarın sabah 8 de Gülcemal hareket edece’-, öbür gün öğleden sonra Zon-ıpriâ'ağa varıyor. İner»• he*nen Çorbacıyı görüp yola getirir, evvel ^ll?lı işi pişilirim. Gece oto’de ya--itaıız. Trabzondan dönen Reşldpa-şa vapuru da daha öbür gün oraya ağrıyacakmış; ona binip geliriz. Şeytanın ayağını kır. Müslüman değil misin a kadın? Kırk yıl kıran olmuş, eceli gelen ölmüş.
— Amennâ!.. Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane. Ulu Tanrımın verdiği ömür ne bir dakika kısalır, «e bir dakika uzar amma büyük oBzllma tövbe.. Knradeolri akarak kadar aklımı oynatmadım, üskü-
u, başımı kcsao-'bildiğin lıalde
\HEJI
np ı •• ı ♦♦
.1.1. genel mudur tine açık mektub
- 2 - rı
«^1 ek t u hu i; ııın babında IL T. T. idarecinin cart <»uet dan ziyade İftthas ve biİKÎ iMÜyea bir iş olduğunu, ııcuzu ve daha büyüğü dururken daha şıkı ve daha pahalısı tercih olunun otobüsleri-liııiziıı acemi şoförler elîııde, her gün biraz daha nasıl yıpranıp ha-ral> olduğunu, dilimin döndıiğii ka 4İar anlatmıştım.
BıiKün ite nrüsoadenizle banka bir Ailandu kalem oyııatacağım, elekIıiu fi», allarına zauı >apılma^ı baldrınduki UldHle ^hîr Meclîsine sunduğunuz ür maddelik ıslahat projenize dokunacağım.
Sayın genel müdürüm.
İnanın bana: İHtanbuUu cHIdri-ğin kilovatını elli liraya >aksa sîzin idarenin iki yakası yine bir a-ra#a gelmez, tıpkı nıuttaMİ su yapan, dibi delik bir teneke gibi, açık vermekte de\um eder dıırur. Sebebini mi «oruyoreııiiuz? Söyli-yeyiııı: Hesabsizlık, idaresizlik ve işe adam değil de, adama is.aî’a-mnktun ibaret bugünkü idare zihniyeti... («epen gün bir işim düş-nıüşlıi de Metro İlanına uğramh«-tım: Ayol nedir, o memur kalabalığı? KirİMrt ^samanımda iki lliî üç memurun idare eUiği terviçler şım di tanı luevcndlu bölüklere dun-miiştor. İhın inler bu Lııiuimhkiu meöMilen nnuejıa>*ib .bir se!»ilde yüriise... Ne gezec, bilâkis menuır iazluljğı -idleri bürütün ak^niı-yor eİHihü. dediğim {âbi. işe miam değil .de adama îş «ranıp ’lmitm-nms olduğundan ölürü oİhu çeeuk, bir serAMİn yaptığım .öteki »bozuyor ve bu yüzden İliç işler yürümüyor. Iıem de idare her ay rna-n^ların ağırlığı altında açıl; verip duruyor.
Eski idare bilet paracından, e-lektrfk fahıralarıntlan soğimlığı kârları İsviçre frangına çevirir «tf ketin sermayedarlarını dövize boğardı, sîzler ^çık vermeden hem memleketten döviz çıkmasına se-beb oluyor, hem de İdareyi gırtl> ğına kadar borca boğuyorsunııv. Old I Bu halhgöreu elâletB
sonra ne der? < < Muhterem Baybora, Şehir Meclisine nunduğunuz *ç maddelik iKİuimt raporunu oku duıu ve ne yalan «öyliyeyiuı .bit Dır av müddetle devanı edecek uj iuı.vli güldüm: <ıâur tek yol oi»-lan fanir Enternasyonal Fuarı'r râk iıfarenîn --------o------- nıiislukbel kocusuıın küçikk çocuktan .d uy ak yad iyini yürün-genç kadın firar etti bir Samatyada. Akalın sokağın -da atmau Rakize .adında 21 yaş larında geuç ve güzel bir kız Ye dikulede dükkânında çabşt.ığı tu hafiyeci Kamber Çatana isminde 51 yaşlarında birisi ile münâse bet peyda etmiştir. Muinimdeki genç erkekllerin perestişini ka -zanan Pakize aileuMiin baskısına rağmen Kamber ile evlenme ğe karar vermiş ve nihayet nikâh kâğıtları adkı.va çıkmıştır. Bu arada yaşlı adam düğün ha sadıkları yapmış ve .genç kız i-çin 2 bin lira kadar masraf et -miştlr. - Nihayet nikâh günü evlenme dairesine gitmek üzere Samat -yadan taksi kiralıyocakları sıra da 14 yaslarında Knnıuran adın da bir şoför muavini ile Kam -her arasında kavga erkmiş. Kü çilk afacan yumruk darbelerde yaşlı ada »2i bavıltuıcaya kadar döğmüştür.^Kocasının küçük bir çocuk tarafından döğüldüğünü gören Pakize ‘ '■ —Dayak yeme ğe utanmadın mı siınepe herif * diyerek oradan uzaklaşmışlar. Kamber ayıldıktan sonra müs -takbel karınını aramağa koyulmuşsa da evine ■gidince: j mıştır: Neticede on gün sonra Pakize-nin genç bir tornacı ile evlendi ğlni haber alan Kamber mahkemeye müracaat ederek dolandı rıldıği' iddıasile bir dâva açmış tir. Dün 1. inci asliye cezada yapılan celsede sanık bulunmadığı için duruşma başka güue talik e dilmiştir. EKONOMİ; İzmir Fuarı Bu sene 20 ağustosta açılarak bir ay müddetle devanı edecek o, ua ecnebi memleketlerdeu işli -rak için şimdiye kadar .yalnız 1 talya müı aeat etmişti. Haber al dığımıza göre Macaristan da hii kûmetimize müracaatla iştirak etmek istediğini bildirmiştir. Diğer taraftan Ticaret Ba -kanlığında kurulan Beynelmilel fuarlara iştirak komisyonu Bari ve Marsiivadaki beynelmilel ticaret ve sanayi fuarlarından başka bu yıl içinde açılacak o lan Amsterdam dahnî fuarına da iştirak etmek kararını vermiş tir. Pakize kacü** haberini al 0 * -------o------- Yüksek denizcilik okulu Diplo ma teızîi töreni Yüksek Deııiaeilik okulunun 47—48 yılı mezunlarına 1 Tem muz perşembe günü aaat 44 de merasimle diplomaları tevzi edi lecektir. münasebetim kalmadı) deyip .tele-v fonu çattadak yüzüne kapıyacau^ mı, oraları aklına getirmeden, iki£ buçukluğu uzattı: £ — Annene ver, nevaleyi alsın, hazırlasın; artan parayı da holâ^ lbıden cebellezi etsin. Ben şimdi,* yazıhaneye iniyorum. Aoenteder$ vapur biletini erken tedarik etnıck^ lâzım. Gecikip te kamara anamarag tutamazsam, güvertede geceleme-t* ğe mecbur kalırsam hapı yutarım. * Alelâcele giyinip evden çıktı. Eir^ paraşola rastlayıp atladı. Doğrug yazthaneye. v Hemen eczalıaneye telefon edlpj? sultanı çağırtacak, kararını söyli* ^ yecöktl. Saat dokuz 'bile Olmamı?!# Hasta belki uyuyor, uyandırınca'^ tersi flöner; ’f değilse bile sabah keyfile öfkele-£ nlr; daveti kabul edeceği reddeder. Şabana, ötekilere tenblhi misti: — Buraya Jcirn damlarsa sorarsa, mlllılıu bir iş için görüşe-^ oeğlm dahi derse defedin teresi. îs-# terse babamın .oğlu olsun! Tine kögo kapmaca oyununda. # Vakit geçmiyor da gûçmlyoît # ön bucuğa'kadar dişini nıktı. Bl -%' frişik odadaki muhasebeci, 'kât)b„Ç, Yahudi duyarlar diye Şabandan# İv,1,.^ 1 11a a Al, V) dardan Köprüye, Köprüden Üakü-dı-ra geçinceye kada akla kurayı seçiyorum..^ .Kavafzade lâkırdıyı kesti. Daha fazla ısrar etao kaş yapayım derken göz çıkarır belki. Karısı kuşkulanarak ı — Denizden, hele engininden ne derece korktu l«ı gitmiyeoe bu zorlayışlarından pirelendim. Val lahi bir kan dalgası peşindesin. An laması kolay: Istanbula beraber 4-neoeğlz. Gözümün önünde ıblleti a-laoeksın; vapura gireceksin| goml demir alıp kalkıncaya, -yolu -tırtun-caya kadar Sirkeci İskelesinden ay rılmıyacağıml dedi mi ayıkla pl« rineln taşım Zibanım, inanmış, yumuşamıştı: — No gün yola çıkıyorsun? — Dedim ya yahu, yarın sabalf. Geciktirmeğe gelmez, demiri tavında dövmek gerek. — O halde «ana -yol nevalesi ha zırlamalı.. — Biraz kuru köfte, sekiz on başka hepaini bir bahane ile sav-$ diktan sonra telefonu açtı. Sıdtani'3* Çağırttı. Yüreği o derece çarpmada j kl itakanıvarecek. x Telefondan kıranetl tonuna aıı-® dıran gevrek bir ses aksetti: (De n?o*mı vaı hazır lop yumurta, bir okka üzüm, (lq dört francala yeter de artar bile. . Sultan dâvoti kabul edecek mi, apartmana gelecek mi, y^kaa (Beni kaçtır atlattınız, artık sizinle «sfltHİyei-i- h tıkırı iye* haiz ■uıuU’.ar bir imle i İrağın* gösteriyordunuz. ilahi, saym şenel müdürün», ha ııi şu mahut! BkratLıki, dukuıvu-ğun Yeniçeri sergerdesine: — Sende bu euse. beyde bu para, bende bu züğürtlük varkaıı senin ensanden tokat eksik olmaz! dediği gibi E. T. T. idaresinde de bugünkü idare zihniyeti devam ettikçe ona muhtariyet değil krallık verilse yine açık vermekle devuın eder, yine iki yakası bir ıraya gelmez. Bana kalırsa aziz Btybara. bo işin tek çıkar yohı öyle iiç maddelik ıslahat projelermfen ziyade lütfen lıtuııilerMiûû ikin edip luıu-ka idare ıneuüsi âzalıUurıudnu birine ntiklinizi teinin etnektir. Buna ınuvafıuk olduğunuz takdirde E. T. T. idajreaiıe we İstanbulluya ilk ve son bilmelinizi faz-lasile yapmış olanağınza ben i-naudığııu gibi lütfen 4z de iııanm sayın genel müılür. Duacnıî FIKRACI •(•*•) Baş tarafı diinkü «ayımızda* dır. İlk okıMarm ikmal üntihrudarı ilkokullarda ikmal imtihanla rina bugün başlanacaktır. Bli ■> tün okullarda imtihanların bir gün içinde bitirilmesi muhtemel dü’.:
Diğer .taraftan yarın, bütün ilkokulların yeni yıl mezunlarına semt semt yapılacak verasimler le, diplomaları dağıtılacaktır.
$


kırrlnuş, gücenmiş^
VRÜfleM*
geç-ı^:
benh;
HAZİRAN 1048
+ TAWİM N
1384
Rumi
Haziran
12
CUMA


91
*71


1387
Hicri Şaban
17
I

zi Hızır 51 - AY (»- Gün 177
‘VaUltlor
Güneş Öğle İkindi
Aksam Yutsi îmaâk
Vasati Ez.ıuı S.
5
13
17
20
22
3
D
28
1(J
17
45
48
10
s.
8
4
8
12
2
6

D« 11
43 |
32
33 '
03
25

25 HATIRAN .948
Filistin meselesine
| Kaçırılan çocuklar
F •
{Yunanlı çocukların îRus peyki toprak-| lara kaçırılması I i —-----------o------1
t Amerika ne İngiltere J l tarafından protertol^rı ı r mııcib oldu 1
| Vaşington, 24 (AP.) — Bu j | giin Birleşik Amerika Yunan < | çeteleri tarafından kaçırılan 1 i çocukları vatanlarına iade et j > melerini Doğu Avrupa dev- i
| letlerinden istemiştir. j
1 Dışişleri Bakanlığı tarafın 1 J dan yayınlanan bir tebliğde, | ) 7 Doğu Avrupa devleti lıükû- j i metlerinin topraklarında bu- < i lunan Yunan çocuklar lıak4 < | kında vakit geçirmeden ge- j > rekli bütün malumatı vere- < j çeklerinin ve zor veya tehdid < S le ailelerinden kaçırılan bu j | çocukları derhal iade edecek | > lerinin Amerikan hükümeti j
ı tarafından ümid edildiği be- ! f yan edilmektedir. j
| Londra, 24 (AP.) — Bu- | j srün Eüviik Britanya, Yunan- 1 } lı çocukların komşu memle- ! ? ketlere kaçırılmalarını şiddet 1 i le protesto etmiştir. 1
c Bu konuda resmî bir teb- 1 ) lîf yayınlayan Ingiltere Dış 1 c işleri Bakanlığı, binlerce Yu- j a nanlı çocuğun çeteler tarafın- 1 i dan Yunanistanın kuzeyinde- < < ki memleketlere kaçırıldıkla- ı ) nnı belirtmiş ve durumu en ? | sert bir lisanla takbih etmiş- / > tir. S
t Yunan hükümetinin de, ? | Bulgaristan, Yugoslavya, Ru s l manya. Çekoslovakya, Ma- ?
> caristan, Polonya ve Arna- C { vudluğa müracaat ederek bu )
> çocukların derhal iadesini is- S y tediği kayıd ve bu müracaa- ? ? tın Ingiliz hükümeti tarafın- i ı dan tamamile desteklendiği ?
> beyan edilmektedir. *
Gandi’nin katileri


(Afp) :
Sekiz sanık hâdise yerine götürülerek keşif yjp.ldı
------o------
Yeni Delhi 24 (AP) — Gan-dıııın katli hâdisesile ilgili ola-r Londra: zalamış olduğu bir beyanname de kral « Hindistan imparatoru» sıfatını terkettiğini resmen bil dirmiştir.
Bu sıfat, geçen sene Hindistan ve Pçkistan dominyonları nin ihdasındanberi, resmî me tinlerden kaldırımış bulunuyor du.
Ingiltere krallığı unvanları bundan böyle şöyle olacaktır. < Allahın inayetile Ingiltere, îr landa ve denizaşırı IpgiUz do minyonlan kralı ve din hâmisi 6. Georgş» (A.A.) İtalya ile İsviçre arasında ■k Cenevre: — İtalya ve îs viçre iki memleket arasında vi zeyi kaldıran bir anlaşmaya var Imışlardır . (A.A.) hğa Ranın atları •^r Dublin: at koşusu Ağahaua ait üç ya şuıdaki Natlıu adlı tay tarafın dan kazanılmıştır, ikinciliği, 5 ^boy farkla Baroda Mihracesi - Bu akşam im İtalya ve îs İrlanda Derby devlet adamları tarafMidan uğur-lanmıştır. inanılır bir kaynağa göre, Kral Abdullah bu hafta sonu Suudi A-rabistan Kralı tbniaaud'u ziyaret edecektir. Bu ziyaretten Ürdllnlo Suudî Arabistan arasında bir dostluk ve iyi komşuluk anlaşması doğacağı ve iki memleket arasında dlhlonıatîl! temsilciler teati edileceği kuvvetle tahinin edilmektedir Hayfa, 24 (AP.) — Bugün beyanatta bulunan bir Yahudi kaynağı, Arab birliklerinin dün Akkâ civarındaki Elblrva köyüne baskın yaptıkları ileri sürülmüştür. Kaynak, bu baskına Fevzi Ka-vvkçu kuvvetlerde bu bölgedeki Irak birliklerinin iştlrâk ettiklerini ve bu hâdisenin ateş kes emrin denberi en ciddî mütareke ihlâli telâkki .edildiğini söylemiştir. Birleşmiş Milletlere mensub bir askerî müşahidin bugün bu bölgede ted kikler yapmakta olduğu da haber verilmektedir. müttefiklerin kendi para reform-lârını şehrin batı bölgelerinde tat b’k etmelerine engel olmak amacını güden Rus iktisad tedbirlerinin lıat’î alanında ilk adım olarak telâkki edilmektedir. Elektrik cereyanının kesilmesi de ciddî tesirler yapacak mahiyettedir. Çünkü batı bölgelerindeki elektrik fabrikaları lüzumlu elektrik cereyanının ancak yarısını verebilecek kudrettedir. Müttefikler, Rusların kendi paralarını Beynin bütün bölgelerinde tatbik kararının saymıyacakla-rını bildirmiş bulunmakla beraber bu paranın batı bölgelerinde geçmesini yasak etmiyorlar. Derlinin batı bölgelerinde tedavül edecek paranın üzerinde (b) harfi basılıdır. Bu tedbir, Rusların bir gün şehirde bir tek paranın geçmesini kabul etmeleri ihtimali göz önünde tutularak alınmıştır. Amerikan yardım kurulu başkanı Balıkesirde Balıkesir: 24 (A.A.) — Ame rikan yardım kurulu başkanı Tümgeneral H. t. Mc Brid, ve maiyeti, bir askerî heyetimiz re fa katinde olarak bugün otomobille Izmirden şehrimize gelmiştir. Amerikan yardım kurulu baş kanı, valiyi, Orgenerali maka • ımnda ziyaret etmiş ve heyet öğ le yemeğini Ordu Evinde yedik ten sonra saat 1 de otomobille Çanakkaleye hareket etmiştir. ııin <■ Yıldızı» Üçüncülüğü de yi ne Ağahanın Sudan’ı almışlar dir. (AP) Hindisi ana verilecek harb gemisi 7000 tonluk İngiliz zırhlısı tem muz tarihinde Hindistana veri lecek ve gemiye «Delhi» adı kq, nacaktır. (A.A.) Demir perde filmi ve Rusya * Stockholm: — Rusya iki sone evvel Kanadadakl atom oa sustuğunun ortaya çıkarılması nı mevzu olarak alan ve « demir perde» adını taşıyan Amerikan filminin Stokholmde gösterilme si dolayısıle İsveç ııezdinde de protestoda bulunmuştur. * (A.A.) Pâkistanda açılacak Türk müzesi iç Karaşi: — Pakistan Eği -tim ve Endüstri Bakanı Fazlur-rahmanın bildirdiğime göre, Pakistan ve Türkiye kültür birliği burada bir Türk müzesi açacak tır. Bu birlik, Pakistan talebele t &NI SABAH -z .vuxmxMm.Br Mugalâialar Mugalâtası (Başmakaleden devam) iniz senedenken hâlâ bulunacaktır.» Meclis kürsüsünde söylenen bu sözlere rağmen milletvekili general Fikrinin ayağa kalkarak: «Orduyu hırsızlıkla itham edemezsin. Orduya çamur atılmaz» diye bağırması mugalataların şahı ve mugalatalar mugalatasıdır. Reşad Aydınlı olsun irtikâb ve irtişa aleyhinde bulunan bütün diğer milletvekilleri olsun bilâkis şanlı ordumuza yapılan ihaneti, o-na bazı soysuzların sürmeğe yeltendikleri çamuru süratle temizlemek istiyorlar. General Fikrinin asal hücum edeceği Reşad Aydınlı değil, bahis mevzuu olan suiistimal leri yapanlar veya cezalan hâlâ vermemiş bulunanlardır. ÎBu münasebetle yapılan tartışmalardan şu cihet de anlaşıldı ki Van milletvekili Muzaffer Koçak, bütün bu çirkin suiistimal ve irtikâb hakkında mufassal bilgiye maliktir. Müteahhidlerin uasıl yolsuzluklar yaptıklarını teferriiatile bilmektedir. İşe hattâ bir de Demokratlık, Halk Partililik dâvası da karıştırmış, meşkûk hareketleri yapan müteahlıidlerden birinin Demokrat Parti başkanı olduğunu da anlatmıştır. Zaten Halk Partililerce karışık bir adam olmak i-çin Demokrat olmak kâfidir. Bütün Türk milletinin en temiz evlâdı Halk Partisi safındadır ve bir takdiri İlâhi eseri olarak Demokratlar da en fena elemanlardır. Halbuki çeyrek asırdır idare makinesini ellerinde tutanlar Halk Partililerdir ve suiistimaller yapıl ıııış ise ancak nnfuza dayanılarak yapılabileceğine göre bozuk unsur lara hangi saflarda daha sık rastlanacağını tâyin için büyük bir zekâya salıib olmak da icabetmez. Fakat gözlerini partizanlık hırsı bürüyenler bu en basit hakikati bile anlamak istemiyorlar, hattâ bir aralık Reşad Aydınlıya (Tesadüfen milletvekili oldun) diye hay kırıyorlar. Tabiatile Halk Partisi milletvekillerinden hiç biri tesadüfen milletvekili olmuş değildir, bu nevi kimselere ancak Demokrat Partide rastlanır. Dünkü hazin münakaşadan son ra Reşad Aydınlı takririni geri almağa karar veriyor. Fakat ne yap sa bir türlü HaJk Partisi çoğunluğuna yaranmak kabil olmadığı için bu defa da .Süreyya örgeev-ren bu takriri benimsemek ve işi eliue almak istiyor, çoğunluğu Süreyyayı indiriyor. Bütün bu telâş ve l iu? Tekmil bunların sebebi nedir? Halk Partisi müfritleri neden her şeyi örtbas etmek tarafdan-dırlar. Neden en mukaddes mefhumlar, milletin en ulvi hisleri böy le çirkin mugalatalara zemin teşkil eder? Sadece esrar... YENİ SABAH Fakat parti da kürsüden heyecan ni- Amerikan Atom âlimlerine mükâfat Los Allamos; Amerika: 24 (AP) — Genel Kurmay Başkanı General Olmar Bradkey, atom bombasının yapılmasına hizmet eden dört âlime mükâfat ver -rnek üzere tertip edilen merasim de söz almış ve şöyle demiştir: ■ Harbe mânî olmak için daha korkunç silâhlar icat etmek lâ zımdır. Zira, kullanmaktan kork tuğumuz »ilâhlar harbden ka -çmmamıza yarıyacaktır.» ★ Oslo: Bakanının bildirdiğine göre dün Macaristan ile imzalanan mübadele esasına dayanan bir ticaret anlaşmasının hükümle ri gereğince Norveç tuzlu ve dondurulmuş Ringa balığı ve baline yağı gönderecek, buna mukabil elektrik âletleri, keres te, koııtplâk, sürgü ve pa -muklu mensucat alınacaktır. (A.A.) Dünya petrol siklet merkezi Orta doğuya geçmiş Londra: — Petrol ensti tü«ü eski başkanı Albay Auld tQs Manchesterde endüstri erbabı nın toplantısı sırasında söz ala Dışişleri Bakanlığı teş kilâtı tasarısı Kifayetsizliği görülen memurlardan 15 seneyi doldurmuş olanlar derhal tekaüde sevkedilecek diğerlerine tazminat verilecek Dışiş Ankara: 24 (Hususî) leri Bakanlığı teşkilâtı kanun ta sansı Meclise sevk edilmiş ve ta sarının Dışişleri komisyonunda görüşmesine başlanmıştır. Yaz tatilinden evvel Meclisten çıka -rılmaaına çalışıiacak olaıı tasa n bir çok muhitti esasları ihtiva etmektedir. Tasarıya göre: 1 da sene dört üyeden mürekkep bir müşa vere heveti kurulacaktır. 2 leri kaldırılacağı için elçilikleri- — Dışişleri Bakanlığın-hariçte en az beş Büyük EElçilik yapmış Ticaret ve basm ataşelik Bu / Sırf buğdaydan ekmek yapılması Ankara: 24 (Hususî) sabah saat 10 da Ticaret Bakanının başkanlığında ofis umum müdürü ilgililer, değirmenci ler ve belediye temsilcilerinin işti rakile bir toplantı yapmış ve bu toplantıda 80-83 randımanlı un çıkarılmaması ve sırf buğday -dan mattıul ekmek yapılması ko nusu üzerinde durulmuştur. Meclisin bugünkü ruznamesi Ankara. 24 (Hususî )— Meclisin yarınki gündeminde Kütah ya milletvekili Ihsan Şerif Öz -genin Porsuk barajı ve Sofça köyü halkının durumu hakkın da, Ankara milletvekili Mebru re Aksoleyin doğum yardımın -dan mahrum bırakılan bazı işçi ler hakkında, Kocaeli milletveki li Sedat Pekin sel dolu gibi â -fetler yüzünden zarar gören çift çilerin devlete, Ziraat Bankasına ve Tarım Kooperatiflerine o lan borçlan hakkındakı soruları vardır. Gündemde bu sorulardan başka bazı kanun tasarı lan da vardır. Yollar kanunu tasarısı Ankara: (Hususî) — Bayın -dirlik Bakanlığında uzun zaman dan beri hazırlannıakta olan yol lar kanunu tasarısı yeniden bazı değişikliklere uğramışta-. Öğrendim iğe gre tasarının s on şeklinde yollar dairesi İktisadî devlet teşekküllerine benzer ma hiyette bir hütynî şahıs haline getirilecektir. Amerikalı uzman ların raporlarında ve Bayındır -lık Bakanlığının incelemelerin -den çıkan netice bu usulün mem leketimiz için çok daha faideli o lacağı merkezindedir. Ereğli liman inşaatı Ankara: 24 (Hususî) — E -reğli limanı inşaatına devam e-dilmektedir. 773 metre uzunlu -ğundaki dalgakıran su üstünde 360 metresi su altında 580 met resi bitirilmiştir, üç bin ton taş dökülmektedir. Dalgakıran bir milyon ton taştan yapılmış ola çaktır. Bu inşaat için lüzumlu ta şı temin maksadile temmuz ayı nihayetinde 140 bin tonluk bif dağ dinamitle atılacaktır. Liman inşaatı için gerekli bütün tesis ler Amerikadaıı gelmiş bulun -maktadır. rak dünya petrol merkezinin Bir leşik Amerikadaıı orta doğuya ( dönmekte olduğunu söylemiş vel Amerikalılar çok büyük güçlük < lerle istihsallerini arttırmaya t çalışırken orta doğunun petrol t istihsalinin «harika» denecek de t receye vardığını ve üç yıl ev - ? vel bu bölgenin petrol istihsali ? nin yılda otuz dört tona vardı J emi kaydeylemiştir. J Albaya göre bu miutar bu yıl) 45 milyon tonu bulacak ve 1951) de iki misline çıkacaktır. Bun | dan üç yıl sonra avrupa petrol) ihtiyacının yüzde sekseni or 1 ta doğu kaynaklarından sağ ) lanacaktır ve pek tabiidir ki în ) giltere bu gelişmede başlıca ro ) lü oynamağa namzet bulunmak J tadır. (A.A.)J tngilterede kömür istihsali ? Londra: — Büyük Britan I ya kömür istilısalâtı geçen hali ta 4.209.000 tona düşmüştür, i Son altı hafta içinde Ingiltere h 1.300.000 ton kömür ihraç et- ,. nılştir. Bu miktar, geçen sene ( nln ayni devresindeki ihracat- L tan 16 defa fazladır. (A.A.) J Kifayetsizlikleri sicillerde ı mize bu görevleri yapabilecek memur yetiştirmek üzere kurslar açılacaktır. 3 tahakkuk eden memurlardan (15) seneyi doldurmuş olanlar tekaüde, henüz doldurmamış o-lanlar muayyen bir tazminat karşılığı memuriyetten çıkarılacaktır. 4 - Beş sene hariçte bulunan Bü yük Elçi ve Elçilerin icabında merkezde çalıştırılabilmeleri için Dışişleri Bakarıma selâhiyet ve rilmektedir. Dev Hukuk ve Tıb Fakülteleri dekanlığı Ankara: 24 (Hususî )— Zeki mesud Alsandan inhilâl eden Hukuk Fakültesi Dekanlığına profesör Hüseyin Cahid Ogu -zoğlu ,Tıb Fakültesi Dekanlığına Nüzhet Şakir Dirisu seçilmişler dir. Hukuk Fakültesi yönetim kuruluna profesör Baha Kan -tar, Süheyl Derbü, ve Faruk E-rem seçilmişlerdir. Yeni seçim tasarısını şimdi de Adalet komisyonu İnceliyecek Ankara: 24 (Hususî) — Ana yasa komisyonunda görüşülme -si sona eren seçim kanununda yapılacak tadiller tasarısının tet kikini adalet komisyonu da iste diği için tasarı bu komisyona da havale edilmiştir. Komisyon yarın sabah toplanarak incele -melerine bağlıyacaktır. Tasarının Mecliste müzakeresi bu yüz den önümüzdeki haftaya kalmış tır. İzmir Fuarı için ter ı lâtlı tarife Ankara: 24 (Hususî) let Demiryolları idaresi 20 ağus tosta açılacak oian İzmir fuarı için tarifelerde tenzilât tatbik e decegi gibi bütün hatlar üzerin de ilâve seferler ihdas edecektir. Hikmet Bayur’un bir makalesi Ankara, 24 (Hususî) — Bugünkü Kudrette Hikmet Bayur.yeni Ti caret Bakanı ve et meselesi başlıklı makalesinde, Ticaret Bakanının gazetelere et mevzuunda yaptığı beyanatı tahlil etmekte ve şöyle demektedir: Beyanatta gördüğümüz en parlak cümle şübhesiz şudur, yoksa ticaretin normal şartlarla kendi kendini idare sistemine döndüğü sırada, Bay Cemil Said Earlas bulutlar arasında mı dolaşıyor. Yoksa halkımızı hiçbir şeyden anlamaz mı sanıyor. Dünya ucuzluğa doğru giderken bizim bahalılığa doğru gitmekte devam ettiğimizi görmüyor mu. Hele ot işinin birkaç büyük toptancının tekeli mahiyetinde olduğunu bll-m>yor mu. Belediye veya ıakib teşekküllerden et almaya kalkışan hesablara bu toptancılar grııpunun et vermediğini gazetelerde hiç oku madı mı ? Dâvanın tâbiî biçimde iş-liyen ticarete karışmak, katılmak değil, herkesi zarara sokan fiilî bir tekeli muzır bir trösdü yıkmak olduğunu kestiremiyor mu? Bu ko nuşma ile halkımızın anlayış ve seziş kabiliyetinin hiç farkında olmadığını göstermiş olan yeni Bakanın epey zamandır, C. H. Partisi1 nin propaganda işleriçıi yönettiğini düşününce bu partinin durumunu atılacak daha kolydır.»
Orman kanununda yeni d» ğ:ş klikler isteniyor Ankara, 24 (Hususî) — Balıkesir milletvekili Eminettin Çelîkgöz meclise verdiği bir kanun teklifiyle Orman kanunun bazı hükümlerini drğişdirilnıesini ve kanuna yeni hü kümler eklenmesini es’temiştlr. Tek lif sahibi, özel araziyle ormanların sıbit hudut taşlarlle sınırlanmasını, öteden beri ziraat yapılan a-razinin oraVn sınırları içine alınmamasını bunun içinde tahdit kom sivonlarına birer ziraat mühendisi verilmesini, komsiyon üyelerinin aylık ücretlerinin arttırılınasırı ve devamlı işlemeye Salih olmayan or manlar özel teşebbüslere verilmesini istemektedir.
Milletlerarası Cızı'haç — Kızılay ' o gres'1
Ankara, 24 (Hususî) — İsviçre dı önümüzdeki ay milletler arısı bir kızılhaç ve krzılay kongresi top Icnucaktır. Bıı Kongreye iştirâki-miz hükümetçe kaıarlastırılmısdıc

r
»A1FA: a
Bayındırlık
Bakanının
teşkilâtına bir tâmimi
Nihad, Erim: -Bayındırlık ailesinin üzerinde en küçük bir gölgenin bile yer almasına meydan vermemek şiarımız olacaktır.» diyor.

Ankara, 24 (A.A.) — Bayındu lık Bakanı Nihad Erim, Bakanlığı teşkilâtında vazife almış olanlara aşağıdaki tamimi göndermiştir:
ikinci Haşan. Saka kabinesinde Bayındırlık Bakanlığı vazifesinin şeref Ve mesuliyetini üzerime aldıktan. sonrra, Bakanlık teşkilâtın-
* j 4 A . < da çalışan değerli ve yurdseverlik-İeri ttfrlü denemelerden başarı île çıkmış arkadaşlara, beraber çalışırken göz önünde tutmalarını ri ca edeceğim hususları bildirmek isterim: Cumhuriyet rejimi, yüz yıllar bo yunca bakmışız bırakılmış olan gıi zel Türkiyemizi hızla kalkındırmak ve bayındırlığa kavuşturmak için İki türlü fedakârlığı yapmış ve yapmakta bulunmuştur, ikinci Cihan Harbinin ağır yüklerine rağmen, bayındırlık işlerinde büyük sıkıntılar yapılmaktan iaima kaçınılmıştır. Yurdm bayındırlığını şağlıyacak eserleri meydana gethr mede sîzlerin gayretlerinizin payı büyüktür, her zaman olduğu gibi bugün de vazife duygunuzun kuvveti güçlüklerle çarpışmanızı kolaylaştıracaktır. Beninı sîzlerden istiyeceğim şu olacaktır. Bizlere emanet edilmiş bulunan eserlerin inşası işlerinde, devlet paralarının harcanmasında ve her alanda, en titir bir itina göstermeniz ve tek kuruşu dahi sakınmanızdır. Bu bakımdan küçük bir ihmalin bile mö semaha ile karşılânamıyacağını ayrıca belirtmeğe lüzum görmen. Zira Türk milletinin her kuruşu ne ağır zahmetler ve emeklerle kazanın devlete verdiğini hepiniz bilirsiniz. Her zaman camia halinde temayüz b’lmiş olan bayındırlık ailesinin ü-zerînde en kiicük bir gölgenin v.*r almasına meydan vermemek müşterek'şiarımız olacaktır. Memleketin her türlü bayındırlık eserlerine şiddetli ihtiyacı mey dûndadır. Bilhassa, yollarımın bir an önce onarmak veya yenid m yapmak, su işleri gibi büyük para sarfını icabettiren dâvaları kısa z» manda hal yoluna koymak zorun-(Layız. Dost Amerika hükümetinin Türk mühendislerde işbı. liği y »ı>-nıak için gönderdiği yol grupunua ihtisas ve tecrübelerinden de fai-delenmek imkânına malik oltnayı, benim gibi, sîzlerin de derin bir memnunlukla karşıladığınıza eminim.
Aralarında uzun yılları devhf hizmetinde verimli bir tarzda geçirmiş tecrübeli yüksek müher.d:s mühendis, teknisyen ve memurla, yurduna hizmet ateşile yanan geno ler bulunan bir heyetin başı olarak vazife görmekten zevk al m ıkla ve iftihar duymaktayım.
Hepinize vatan ve milletin bayındırlığı yolunda büyük başarılar diler, selâmlarımı yollarım.
tertemiz bir
tmes'ni
Felediye başkan -nuav'ni hakkında dâv^ açı’ıvnr
Ankara. 24 (Hususî) — Yapılan şikayetler ve ihbarlar üzerine Eelediye başkan muavinlerinden Simi Alaçamın, vazifesini Icötüye kullanarak, kanuna aykırı bina yapmak binasına kadar yol \ ■ kaldıran yaptırmak, belediye binasındaki asansörü arttırma ve* ihale kanunu dışında inşa ettirmek suçlarından hakkında dâva açılmasına karar verilmiş ve evrak «savcılığa teslim edilmiştir.
Eoyabat fe â’etzedeler'ne z rai vgrd’nı
Ankara, 24 (Hususi) — Bovalıat tak: son sel felaketi yüzünde^ nuz ruatı harap olanlar hükümetçe gaı ıekli yardımın yapılması kararlaş-mıştır. Felaketzadelere Itunı darıl ve mısır tevzi edilecektir. Bunun için mübayaada bulunmak üzer? Si nop yardım komitesi emrine 25 bin lira gönderilmişdir. Aynca lıü l ümet köylerde ev samanlık ve a-hırları yıkılanlara Oroıatı kanunu na göre kereste teminine 3e teşebbüs etmiştir. I
Bir Poîonya ticaret heyeti geldi I
Ankara, 24 (Hususî) — Polon-I ya ile memleketimiz arasındabir til caret ve tediye anlaşması yapmalıl üzere dört kişiden mürekkep biri Folonya heyeti dün şehrimize gel I lilırle temasa geçmiştir. Heyet el mis ve Dış ticaret dairesinde llgl-l sas görüşmelere bugün baslıvacakl tır. I

25 HAZIRAN M 3
SAYFAt «
/l
t,

Zonguldak kömür istHîsaiimizm artırılması planı
-----------o---- > Bnttnri Uzun Mchnıed kııyuft ı S »tun 603.63 metre derinliği kû- ? fi görülmüştür, ikinci Uzun S Mehnıcd lcuytı^sn kazı işine < devanı ediliyor. .Kuyuların ik- > tnalile kömür isliAsali bir m is < li artmış olacak. ' J -----------o---- Zonguldak (Hususî ) mür istihsalimizin arttırılması plânında önemli yer alan ve Koz lu bölgesinde inşa edilmekte o -lan 1. inci Uzun Mehmed kuyu kuyusu 608.53 metre derinliğe inmiştir. Esasında 625 metre ol ması icap eden bu kuyunun son yapılan etütde 608.68 metre derinliğe yeter görülerde böylelik 4e 1. nıci Uzun Mehmed kuyusu inşamsı tanıalnılanmış bulunmak ladır. Bu plân cümlesinden olmak ü 2ere yine 'bu kuyunun hemen ya nına inşa edilecek olan 2. inci U zun Mehmed kuyusunun da 12— 15 metre derinliğe kadar indiği ve kuyunun kazı işine hızla do vam edîlmektedri. Türkiyede maden kömürü ilk keşfeden Ereğlinin Kestaneci kö yünden Uzun Mehmed adı veri -len bu kuyuların bitmesile, kö mür Havzamızın en zengin kö -mür damarlarına sahip olan Ko> lu bölgesi istihsâli bir kat daha artmış olacaktır.
-------------o----------
Ur’ada lir kız kaçırma
Ve delikanlı tabasında çalışan bir kızı babasının yanından kaçırdılar

Afyon Memleket hastahane sinin hali
1 1 --- —

1937 yılında haşltyan Met hastehanesi inşaatı ancak 1946 da sona erdi. Hastahane doktor kadrosunda da darlık göze çarpıyor
Afyon: (Hususî) — Bolki onı beş sene oluyor. Afyona yeni bir memleket bustahanesi yapılacağını duyduğumuz zaman his • settiğimiz sevinç o zamandan be ri acı bir hayal sukutu ile boğul maktadır. 1937 de başlayan inşaat ancak 1946 da ikmal edile bildi. Tahsisatlar kâfi gelmedi, köy köy dolaşarak iane topla -dik. bina her sene bir metre daj ha yiiseldikçe göğsümüz kaban yordu. 'Hastahane ikmal edildi dediler kadın, erkek, genç, ihtiyar hastahanemizi tavaf-eder gi bi gezdik. İki yüz odalı muaz -zam bina bir hekim ve bir kaç' müstahdemle idare ediliyordu Opr. Dr. Safa Borbor hastaha-nenin bütün dertlerine koşuyor. Böyle olmasına rağmen bir tek şikâyet bile duyulmuyordu. Ni • havet sıhhi durumuna binaen' şehrimizden ayrılan Borborun yerine yeni bir baş hekim geli • yor.
• Hastahanemizi devlet hasta-' hanesi yaparsak belki istifadeli 1 olur. • Dedik, hiç bir zaman has I
lahanemizin doktor mevcudu baş hekimlerde dahil 3 adedini geçmemiştir. Safa Borborun ay yıldığı günden itibaren başlayan şikâyetlerde bir birini takip ediyordu. Hastahaneye hasta ka -bul ^edilmeyişi, hastahane önünde doğuran analar, hastahane muamelesi ikmal edilmeden ölen yaralılar. Bir gün hastahaneyi ziyaret ettim, baş hekim doktor. Hadi Menzilcioğlu mezunmu-hastamı hastahanede yokmuş. Baş hekim vekili Opur. Dr. Faruk Eser pek nazika ne bir şekilde bizi kabul ederek erzak ambarından mutbağından baş hekim odasına kadar bütün hastahaneyi gezdirmek zahme -tinde bulundular. Doktorun şeh rimize henüz gelmelerie rağmen verdiği izahat beni tatmin et -misti. Unutmadan şunu hemen kaydetmek isterim ki: Bu genç ve zeki doktor -şehrimize gelirken birde röntgen sihazı ge ti emiştir. Bu su -etle ilimiz bir röntgen makinesi yüzü görmüş oldu. Muzaffer Görktan
katil yakalandı


Üç kişiyi Öldürerek Cezaevinden firar eden katil BİhayeL yakayı ele verdi. Katil hapishaneden nasıl kaçmıştı ?
Denizli: (Hususî) —'947 nisa nında üç kişiyi işkence ile öldüren ve mevkufen muhakemesi teveyan etmekte olan Çalın Ka vaklar köyünden Kadir Orhan 21 mayıs 948 tarihinde tedavi e dilmekte olduğu hastahaneden kaçmıştı. Yapılan takibat ve ita harriyata rağmen il sınırları i -çinde irine rastlanmayan bu azı lı katil bu defa Alaşehir ilçesinin Killik köyünde muhtar tara
fmdan yakalanarak adalete tes lim edilmiş ve katil Denizliye geı “tirilerek hapishaneye konmuş -ı lıir. (
Kadir Orhan evvelce de adam öldürmekten on yıla mahkûm «ol1 muş ve mahkûmiyetini bitirmiş fakat uslanmamış azılı bir kaitilı dir .
Katil Denizlide hapishaneden

Urla, (Hususî) — Urlanın Gill-bnhçe köyünde Malik oğlu Sadık Fmarh Kâhyanın kızı 16 yaşında Lütfiye Pınarhyı (tütün çapalamak ta iken Bedri, Selim Parlak ve Ö-mer Parlak zorla kaçırmak istemiş derdir.
Kızın ve anasının feryadlar; ü-zorine o civarda koyun sürüsü başında bulunan kızın babası Sadık Kâhya yetişmiş, sürüklenmekte’O-lan kızını kurtarmağa çalışmış, mü tccavizler bu defa sopalarla dövmeğe başlamışlardır.
Lûtfiye başının muhtelif yerle-, rlnden, babasının sol kolu kıvıl-unaş. başının muhtelif yerleri de eğir surette yaralanmıştır. |
Yaralı İzmir Memleket hastaha meşine sevkedihniştir. Kaçan mütecavizler aranmaktadır.
-------- —o-----------—
Aydın kızları arasında
Ethtzm müsabakaları
Aydın; (Hususî)
bah (dün sabah) Aydında ilk de fa kızlar arasında atletizm müsabakaları yapıldı. Müsabakalara 8 atict katıldı ve bir çok Ay din rekorları yapıldı.
Teknik.neticeler şunlardır:
109 metre birincisi Beyhan Ön ce 16 5. yeni Ayd'.n rekoru.
ikinci Güler Aydoğdu, iiçünoü Güliinay Ege yüksek atlama: Birinci Fikrtye Eraydan 1/16, i 4kr’iei.
Uzun atlama birincisi Güler Ay Nermiıı Akgul.
Uzun atlama birincisi Güler Aydoğdu, 4. 20, yeni Aydın reko ru. İkinci Fikriye Eraydın, üçün 'ciî Güngör Demirbaş.
Gülle elma birincisi Güler Ay doğdu;40. yeni Avdın rekoru, Ik n ?i Fikrjve Eravdm 6.10 ü-iieür. ’ii cNvmin Agül.
4''100 ' »ot re'birincisi B. Takı, mı Bevhan Önce, Güzide Sağ -Tiak, Güngör Demirbaş ve Ümran.
İkinci A tekimi GUlüney Ege, No—'in A.keriil Fikriye Eraydın, :'î.si-ıki.cl piânmı hazırla yatak ui; 1 i Herden farkmzdırlar. Ekser isi 10X36 kadem kadardır. Galerilerinin tavan ve duvarları kömür parçaları gibi maddelerle sıvanmak-1 tadır. Bu sun’î yeraltı serlerinin en mühim hassalarından biri de 23 &oguk kış mevsimlerinde dahi suni şekilde ısıtılmaya, ihtiyaç göster-1 memeleridir. Fluorescent lâmbalarından alınan hararet diğer elek-tril lâmbalannmklne nazaran az olmakla beraber nebata kâfi gelmektedir. Meselâ; 360 kadem büyüklüğünde olan Glenn Dale yeraltı serinde normal sühunetin sıfırdan aşağı olduğu zamanlarda dahi arada sırada 1-kilovatlık bir elektrik sobası yakmak suretile ve flııorescent lâmbalarından alman hararetle bu yerlerin sühuneti daimî olarak 60dereceden aşağı düşmemektedir. Binaenaleyh, yeraltı sellerini sıcak tutmak için yapılması gereken masraf da gayet cüz îdir. Bu iş için biiydk bir personele de ihtiyaç yoktur. Pir kişi oldukça büyük bir seri, günde bir defa kontrol etmek curetile prltâU idare edebilir.
Yapılan tecrübelerden gt'neş gor wiyen bu yeraltı serlerinde nebata lâzım olan rutubetin de daimî rurette mevcud olduğu meydana ç.kmıştır. Halbuki güneş gören sinerde, lâzım olan rutubet derecesini muhafaza etmek bir hayli müşküldür, çok defa bu rutubeti t n ’n için hususî âletler kullanmak mecburiyeti basıl olmaktadır. Yeraltı serleri amatdrler arasında da taammüm etmektedir. Ç*>n-kü meraklılarına hakikaten erte-ıcsan bir saha teşkil etmektedir. Bu serler bir dolap sürgüsü büyük lüğünde dahi jmpılabilir ve muhakkak toprak altında bulundurulmasın s hacet yoktur. Evin herhangi bir köşesinde ayni neticeyi elde etmek kabildir.
Carter
— 2-
bir kaç gü-1
akşam Özesen ra tele-

Bandırma Memle ket hastahanesi düzene girdi
rularının ânî olarak patlaması, rot boşanması sebepleri ileri sü Tüldü. Bu hususlar bir fabrika yapısı olarak motörlü vesait i-1 çin her zaman olan hâdiselerdir Fakat bu motörlü vesait için fab rika nihayet bunun ne şekilde ve nasıl kullanılacağı ve sefere1 çıkarılabileceği için her ihtimali .gözönüııe alarak bir tarifname i le piyasaya çıkarmıştır.
Kazaya uğrayan otobüse gelin ce: Bu otobüs 4—5 aydanberi her gün Babaeskiden la ve ayni Istanbuldan Babaes-1 kiye yolcu taşıdı. Yani vasati olarak her gün 400 kilometreden fazla yol kattetti. Acaba şim -diye kadar her hangi bn- devlet idaresi veya müessesesi (Elbirli ği) şirketinden bu vasıtanın sefer yapabilecek bir durumda olduğunu sordu veya buna dair bir rapor vermişmidir?
Sonra (Elbirliği) denen b uşir ket motörl ütaşıtlarla iş gördü ğti ve bunlarla hayatım idame et tirdiği halde şirkete ait nerede bir atölyesi ve hangi ustası ile bu motörlü taşıtları muayene ve tamir ettiği vakidir.
Diğer taraftan son günlerde İstanbul — Lüleburgaz arasın -da seyrüsefer yapmak üzere Lü leburgaz (Şoförler Birliği) tara fmdan yeniden alman bir adet otobüs şehrimize getirilmiştir. Bu otobüsün belediyece motörlü nakil vasıtalarına matuf def tere kaydı, fen heyetince frnuaye nesi yapılmadığı halde sahte bir 4 plâka numar?. ile sefere çıkarıldığı görülmektedir. Halbuki
Istanbu,
bizim bildiğimiz esas 4 plâka nu marada kasabamız civarında Al pullu şeker fabrikası Sarımsaklı çiftliği otobüsüne ait resmî ka yıthdır.
Bu kabil vasıtaların daima şı kı bir kontrol altında bulunmala n lâzım gelmekte olduğu gibi il gili makamların da bu cihetlere son derecede ehemmiyet vermeleri halkın selâfmetl namına rica olunur.
BanArma: (Hususî) — Ban dırma memleket hastahanesi yıl lardan beri adı var kendi yok bir durumda şehirli ve köylü hastasını sokabilmek için bin bir müşkilâta maruz kalır, rica min net bii' yatak temin edemezdi. Bu hal karşısında vatandaşların şikâyetleri üzerine müfettişler gelmiş, tahkikatlar yapılmış fa kat, halk yine haksız çıkarılmış ve bu durum böyle devajm edip gitmişti. Bundan altı ay önce hastahanemize yeni gelen doktorumuzun himmet ve gavretüe halkın şikâyeti önlenmiş, yüzü gülmüştür.
---------o--------
Osmaniye ihtiyacını ahnan buğday ve arpalar sır oldu
Osmaniye: (Hususî) — Bundan bir müddet evvel ilçemiz ih tipacı için alınan buğday ve arpanın nereye sarfedildiğinin dedikodusu, güıılerdenberi halkın dilinde dolaşmakta ve günün en önemli mevzuunu teşkil etmektedir.
Söylentilere göre, kasaba ihti yacı için alınan buğday, îsken-denunda un haline getirilmiş ve bir kısmı Düziçi Köy Enstitüsü ne verilmiş, diğer bir kısmının da 11e olduğu anlaşılmamıştın) Bu işin sat ıs ve mutemet temininde anlaşmanında olduğu ay nca şayialar arasındadır. İlçemiz ihtiyacı için alman un ve arpa -nm, kasabamıza gelip gelmediği ni sıhhatli olarak bilmediğim ve bugüne kadar da tam manâsile doğru bir şekilde öğrenmek im kamnı bulamadığım için fazla bahsetmeyi zait görüyorum. O nun için bu hususun açıklanma smı, halen devam edegelmekte olan dedikodunun önlenmesi i -Çin, ilgililerden bekliyoruz.
Çeşmede yapılan maç
Çeşme: (Hususî) —
Geçme gençlc-rile Karşıyaka ka Osmanpaşa gençleri arasında bir futbol maçı yapılmış, Çeş me gençlerinin üstün çalışmasile maç 0—3 Çeşmenin lehinde ne tlcelenmİ8tIr.
Onun düşüncesi ile ulim duha geçmişti ki ri saat .beş buçuktan fon çaldı. Güzel bir hanım sesi be-1 ni arıyordu. 4
— Suad bey misiniz?
— Evet efendim.
— Sesimden beni tamâmız vi?
— Af buyurunuz, ses pek iyi gelmiyor, tanımıyorum.
— Ben Gabideyim. r
Kalbim atmıya başladı, hemen cevab verdim:
Hafif bir kahkaha:
— Aman efendim, bu ne eaadet;
— Demek, sizi aradığıma memnun oldunuz? . . V-L
— Memnuniyet ne dermek, beni bahtiyar ettiniz.
— Akrabanız hanıma niçin gelmiyorsunuz?...
Bu sual beni şaşırttı. Fakat ken dimi tophyarak cevab verdim:
— Vaktim olmuyor, meşgalelerim beni çok yoruyor, eğer siz tenezzül eder de beni burada taltif lûtfunda bulunursanız mürnettar kılarsınız.
— Acaba ziyaretim sizin daima çokluğundan bahsettiğiniz işinize mâni olmaz mı?...
— Asla efendim, bendeniz hu saatlerde ekseriya serbestim. I
— O halde ben de bu müsaadenizden istifadeye çalışırım... I
— Vaidinize azim teşekkürle: ha nım ef en d iciği m.
Telefon kapandı. îki akşam heyecanlar içinde bekledim. Üçüncü günü idi ki bir cumartesiye tesadüf ediyordu. Ben yemeğimi yazıhanede yemiş, muhtacı tedkik k bir dosya üzerine eğilmiş idim ki duvardaki saat ikiyi çaldı. Bir a-rahk dış kapı hafitçe vuı uldu. Kâtibime izin vermiş olduğum için ben cevab verdim:
— Giriniz, kapı açılır açılmaz, karşımda pürtuvalet Cabideyi gör miyeyim mi? Nasıl yerimden fırladığımı, istikbaline nasıl şitab ettiğimi tahmin edebilirsiniz. O gün orada görüştük, hemen anlaştık | diyemiyeceğim, fakat anlaşmak yolunun yarısını -katettik ve üç bu çuk vapuru ile Boğaza, Peyaz Paı ka kadar bir gezinti karan verdik. Kocası o akşam geç gelecek i-miş. Yaz saati ile dokuza kadar serbestmiş... Gazinoda oturduk, bir hayli görüştük. Dönüşte, hafta , sonunda birleşmek programı ile ayrıldık... Bu program, Cihangirde oturan bir arkadaşının evi idi. Bana adresini ve numarasını verdi. Ve beni orada bekliyeceğiııi söy ledi. Ve o günden sonra haftanın muayyen günleri saat üç ile beş arası orada buluşacaktık. Arkadaşı şayanı itimad bir kimse imiş. Bizi orada kimsenin iz’ac etmesi mümkün değilmiş...
îşte beni saadet ufaklan içinde pervaz ettiren bu karar üzerine birinci, ikinci ve müteakib buluşmalarla bu münasebat tam sekiz ay sürdü. Ve bu müddet zarfında randevuca tam zamanında geldi. Beni kendisine öyle bir aşk ve ib-tilâ ile bağladı ki kocasından ayrılmak imkânlarını bulabilirse o-nun ile evlenmeyi bile zıhııinıc koy dum. O da buııa candan muvafakat ediyor ve biz bu aşk havası i-çinde yüzerken onun her istediği ve emrettiklerini bilâ ihmal yapıyor, masraftan kaçınmıyor ve kocası ta raf nidan farkına varılabileceğini aklıma bile getirmeden onun için bir çok mubayaalardan sakınmıyordum. Hattâ haftanın muayyen gününü beklemeden ruhumdan, kalbimden coşan sevda hislerini ona yazıyor, aşk nağmelerimi terennüm ediyor, gönderiyordum.
dan birisi elinize geçse aşkın kuvveti, beni âdeta şair yaptı zannedersiniz.
Sevdamın şiddeti çok şükür ki işlerimi tallûk etmiyor, bilâkis o günlerdeki sarfiyatıma göre daha ziyade kazanabibnek, onun arzularını fazlası İp temin edebilmek için mühim gelirli işler almıya kalkıyor. yalnız haftanın muayyen günü öğleden sonraki saatler için defterime hiv bir celse kayJi girmiyor ve o sı..itleri hep onun aşk ve vüsr. liıiı tahsis ediyordum.
Şuh olduğu kadar civelek, neşeli olduğu kadar oynak olan, bu kadın, altı ay sonra gevşeklikler gös temriye başladı. Gerçi bana karşı ibzal ettiği muhabbetlerde bir değişiklik izhar etmiyorsa da randevu sadakat laı ından aksaklıklar zuhur ediyor ve arkadaşının evinde baın çok üzüntülü ve heyecanli saatler geçirtiyor, nihayet meyus ve iıturlu dönmiye mecbur oluyor ertesi günü telefonda:
— Ah Suadcığnn, beni affet, bi-:: 'n herif dün gece hastalandı, evde kaldı. Bittabi ben de çıkamadım. Bilgen ne kadar üzüldüm, tarif edemem. Aşkımızın namına vaJ
verdiği adrese O mektııblanm-
varırım beni (iffet şekerim... yol-lu bir itizar dinliyor ve kendi kendime: «dnsan haH bu, mümkündür, Cahide de elbette mazurdur.» ti!-yor, başka türlü düşünmek hayalimden hile geçmiyordu, çünkü o-nun aşkına o kadar inanmış idim. Üç hafta sonra ayni hal. Ve telefonda başka maval:
— AUo aJlo sevgilim sen minin? Dün başıma neler geldi, biliyor musun? Tarn evden çıkacağım* st. rada kocamın teyzesi ve çocukları gelrrtez mi? Şaşırdım, son derece sıkıldım. Cihangire sana bildirmeğe de imkân yoktu. Beni affedeceksin değil mi? Söyle affettim tu» cicim...
Çok canım sıkılmıştı. Lâkin o-, nun bu mazeret İtri üzerine fazla bir şey söylemek istemedim, yal mz:
— Cahide zannederim ki bu, i-kinci defa oklu. Bir daha tekerrür etmesin. Zira kalbime meram anlatamıyor, seni görmezsem yana mıyorum. Mahaza dün Cihangirden döndiikte-n sonra yazdığım mektubu postaya verdim. Onu oku duğun zaman seni beklerken çektiğim azabı anlarsın...
— Sevgilim, elimde ohnıyan bu haletin bir daha vâki olmıyacağır.a seni temin ederim, haydi cancağızım. affettiğini söyle de rahat e-deyim.
— Peki, peki affettim. Aıum< bir daha olmasın... Aşk denilen o yakıcı âfet im? ₺-nm kalbinde fermanfeı ma iken mantık ve muhakeme dediğimiz nesnelerden hiç birisi kafada kalmıyor ki hastalık, misafir ve saire gibi halatın hep randevu gününe mi isabet ettiğini sorabilmek aklına gelsin, onun yalanlarına/aldanıp kanmadın... Derdi aşkı çekemiyenler bilmez. Onun kuvveti, insanın gözünü kör, kulaklarını sağır yapar. Cöz hiç bir tehlikeyi görmez, kulak hiç bir nasihati dinlemez, yalnız rnahbubei kalbinin narı muhab bet ile yanar... İşte ben de o günlerde hemen hemen bu hale gelmiş bulunuyordum. Hattâ böyle atlatılmaya mâruz kaldığım haftalarda adeta muvazenemi ‘kaybedecek gibi oiuj'or zihnime hücum eden binbir vâ-hî-me ile ne yapacağımı bilmiyordum. Bu atlatılma rezaletlerinin sonuncusunda, yani muhtelif fasılalarla tekorrür eden üçüncü deft sında teessür ve elemlerime şahıc olan hane sahibesi novima teselli ve hakikat halde beni sıyırmak için denin mahiyet ve —damla -damla anlatmıya başladı. Ben asabiyetimi yenmiye gayret ederek onıf dinledim. Anlattıkları şunlardı: — Calimde horcaîmesrehdir. Daldan dal?, konar, IHmsrye vofaRi olmaz. Ben sizin çekeğiniz ü?iln*ü ve ıstırabı görcl» ğ’lm »'e <-c cidden acıdığını için bunları söylemek mecburiyetini vicdan imcin duy dum. Cahide bağlandığı b»r erkeği sevdim ve seve^ğim uctnıtacter. Nitekim sizin için de bn kanaatte idi. Ve ben de nasılsa bu dola i-nanrnış ve înşaallah demiştim. Hattâ kocasından ayrılacağım ve sizinle evleneceğini, ar ık dürüst bir bayat süreceğini sövîaınişti. Lâkin hakikat işte ol’talja... Anlaşılıyor ki gönlünü, o kopası, kahrolası gönlünü şu anda kimhılir kime kaptırmış, onun po* düşmüştür... Ortada asıl \ -ak olan kocasıdır. Siz de yarın bırakıp kilirsiniz. Lâkin o zavallı ularu — Niçin bu nsmussuzhi’ i.»rı bana daha evveldi'n ’ trıeliniz — Kani olmadan nasıl söttiyrjn lirdim? ScvgHrrâû* o kadar*kuvvetli görünüyer, Cahide de »bana öyle teminatlar vcriyo’njn kî .. Sustum, ccvab vermedim. Bu kadın Cahideye iftira r - m iver, yılan söylemiyordu. Hakîkaten ben merhamete şayan bir halde idim. Onu seviyor, hem şok 3eviyeriflum. Ve bu uğurda katlandığını ve kat-lanmıyacağım fedakârlıklar yoktu. Yalnız tahammül edemiyece-ğim bir şey var idiyse o da bana .-haneli idi. Kocasına İcarı benim ile yaptığı hareketi, kendi sevdalı zaviyemden namussuzluk tilâkkİ etmiyor, bana olan derin ınulısl • betine atfediyor ve hayır unun kısa bir zamanda bağlıyarak bunları sileceğimizi düçünüyor-dum. Lâkin son aylarda gösterini-ye başladığı lâkaydi, bilhassa kat ı ihtarıma rağmen yîııe gününde mahalli mülâkiye gelmemesi ve Cahidenin bütün esrarı hayatiyesi ne vukufu olduğunu yukarıki be-yanatile isbat iden ev sahibesinin itirafatı... Artık bende şiibhe bırakmadı... Bütün âmâl ve tahay-yülfttınıı yıktı... Büyük aşkıma be del kalbimde kin ı ? nefret hisleri uyandı... Bana sevdanın cenneti (Devamı 6 ncıdaj •bep: bövteden arıhmya. Cahi rneFanc florini zehir içer gibi - en Bütün S HAZİRAN YE-Nt 3AB1H 5 ALTA I ff I Gcamos dağlan muazzam birçember içine alındı, çeteciler Annavutluk hududuna dpğru tedricen sürülüyorlar Aiina: 24 (AP.) — JBuguıı"Ath nay» varan baeunrhaherUriu^* göre, ıGramos dağfarmı.muMs^aı bir yarım çember içine alan 6 Yunan tümeni 70ö0 kadar »çeteciyi tedricen Arnavut hududuna sürraekter-ftirler. . !ı Diğer bitiklerin de Arnavut hu-ı dudunu kapatmak için Kuzey ha^ Gramosda süratle ilerledikleri ayni huberieiftcten anlaşjImaWudır. Bu birliklerin. müdalwJcsi’e çember kapatılmış olacak^ çetelerin ik mal hatları tamamile. kesilip .Arua vut hududunu aşıp kaçmaları ihtl mali önlenecektir. Bu cebin /merkezi Arnavut hududunun bir.î i*aç mil doğusunda kâin Satomilitsa kö \ ü olup, muhtelif bollardan »iierli-yeu Yunan tümenlerinin bu bölgede kavnmk yapacakları tahmin e-dilmektedir. | Haberlere göre,) KastaııohorkH nun batısındaki kesin Yunan uçak lan tarafından bamüardmıanrıeâil miş ve çetelere aid müteaddit ra üs tahkem mevailer ve makineli (tüfek yuvalan tahrib edilmiştir, ^Aynii bölgede Amuda savaşı da ı devam etmektedir. -Damaskinia vj Nikole-ria kesimlerinde şiddetli lann yer ı aldığı h bildirilmektedir^ Çeteler cebhenin bir kesiminde §id detli bir mukavemet göstermişler ve gittikçe arkan .. tazyiki 5 anmak için neticesiz kalan 7 karşı/hücuma kalkışmışlardır. b Atina: -24 (A.A.) — .(i^euter)! Bugün verilen bir .'habere^ngöre general Markos,.kuzey. Yunanistan da Kestorion civarındaki*müstahkem mevkilerin .müdafaası içinrbu bölgeye 1600 kişilik bir . kuvvet göndermiştir. ; • Diğer taraJtan çeteler, kral Pa-ul’uo cehheye gitmek, üzere, geçeceği yola mayınlar».döşedikleri ı-çin kral Paul: yolunu, değiştirmiştir. Alınan haleflere * göre ' Simıiça hü İstanbul vapuru ve yeni bir kaçakçılık (Baştarafı 1 incide) darda esans, kolonya, «ruj, . arpej ve lüks tuvalet eşyası getirildiği üıbar edilmiş, faka t “gümrükte ve -.Berlin halkının ızttrttbıaın artacağını anlatmıştır.
General Clayv mahallî Amerikan komutanlarile görüşmeler yapmak üzere bu sabah Heidelberg'e uçak la gelmiş ve öğleden sonra Berline dönmüştür.
Olay, Bellindeki. Alpınn idaresini-övmüş ve Şehir Meclisinin kriz ânında halka mükemmel bir liderlik niimunesi gösterdiğini söyle-miştir. General şimdiki durumun her zamankinden farklı veya dada .ciddi .olmadığı kanaatini da izhar etmiştir.
Basın muhabirleri kendisinden Varşova konferansından ne netice çıkacağuıı tahmin ettiğini sormuşlar ve Amerikan askeri valisi: «Bir sürü lâf - demiştir.
Claj- şunları da ilâve etmiştir: «Bununla beraber, bir Doğu Almanya hükümeti kurulması bizim (için bir sürpriz teşkil ecmiyecek-ğu Av-rupanın ilk önemli, konferauaı» ■ olarak vasıflandırdıkJaî ı Varao va görülmelerine büyük.bir Ö-nem atfetmektedir.
Bu konferansın.bugünkü dost luk paktlarının yerina.kaim,, olmak üzere 4>.ç*gu .ve Güney Avrupa, memleketleri, a raunda daha sıkı bir ittifak i d‘4/ui'maei i bolcl&mnâktedir
Bcyan'oluı iv.-una,göre cevTiıelûri.
Belediye varidatının artırılması tasarısı cuuşlarafı 1 incide) Bunun için bazı resimlere zamlar yanmak yetkisi tanınmakta .ayrıca hâzinece tahsil edileD vergi ve ıesimlerin bir kısmı belediyelere, bırakılmaktadır. Yeni tasarıda: 1- Ka-.'•.anc vergisinden belediyelere ayrılan yüzde (3) hissenin yüzde beşe ib I .lâğ edilmişi; 2 — Tekel gelirlerin dctı yüzde beş belediye hissesi ayrılması; 3 — Yol vergisi tahsilatından yüzde 20.belediye hibesi ay ıılması, kabul edilerek ayeıca şehirlerdeki yol vergisin.-! y.izdo elliye kadar zam yapmak y< Lkİsİ ta-mı makta: 4 —Eğimce »es’mleri-nın tamamı bel.’.‘ yt;tere bıvakıL inakta ve bunun .yiizde yetmişi be-îc»ry.oye, yüzde onu. Darülâceze_ve yüjîâe.onu verem sava? kuramlarına ’.yrılnıaktadı.' 5 — Bina veç-! gltirden belediyeye bırakılmakla olan vilzde 15 1er de yüzde 25 e * H lâg edilmekted> Ayrıca şlgor- ; ta dörtte bir masrafına ilgililerin' iştiraki, elektrik vo havagazın ki-»' ■luvatmdan 2 şer kuruş belediye h’ssesi, nakil vasıtaları bîletltrin-cen yüzde 10 hisse alınması; gümrük resimlerinde belediye hisselerinin yüzde ondan yüzde on beşe çıkarılması da derpiş edilmektedir. I Tasarıda sadece yapı ve inşaatı teşvik için yapı resmi yarıya indirilmiş bulunmaktadır.


I

beklemuektediı.
Doğu Avrupa jB^-mutıh ut Neşriyatı
Londra; 24 4A.A.) — (Lps-i !
Varşova toplantısı hakkında Doğu Avrupa batnnvHİa yayııı -lanuıı yorumların bopai ayni yo lu tutmuştur. Doğu Avrupa -ba smı Almanya meselem hafckırda Londrada ecreyan eden-kont e -ransta. alınan karartan ku vs'etle takbih etmekte ve Sovyet; blo kundau buna karşı tedbirler, ali nacağını ima etmektedir.
Güvenlik tedbirleri gittikçe naşının yakınma gitmek için ö« Konferansın y apılmakta olduğu şatoya giden yoitar halka yasak olup sıkı bir şekilde, muhafaza e dilmektedir. Polonya gazetelerinin muhabirlerine kouferns H daha sıkı bir hal almaktadır, zel müsâadeler .verdmi§tir. Fa kat batı memleketlerinin zmıLa birlerine bina yakza;aranda bu • luıımak müsaadesi verilmemîq. tir.
Oturumlara Riyaset Edenler
Varşova: 24 (AP) rupa memleketinin j^tirakile. ya pılmakta olan Vanşova»-. konfe « ransının öğledeu sonraki otum muııa Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Molotof-riyaset etmiş -tir.
Yarın yapılacak üçüncü ve muhtemel olarak yorumcu otuıu ma Kumanya Dışişleri Bakanı Bayan Anıta Pauker Başkanlık edecektir.
Sıkı ihtiyat tedbirleri
Varşova: 24 (A\A 1 — (Lps) Varşovadaki gazete muhabirleri, peyk mendeket-ler Dış Ba -kanlarının toplatıfeısr naünasebe-tile-bu şehirde admatı polis ih tiyat tedbirlerinin Nazi işgalin •den beri Polonyada görülmemiş derecede sıkı-olduğunu bildiri -yortar.- Aİtnanyanırt Doğu bölge si mümesiileri de Varşovaya gel «nişlerdir.
Toplantıya Fran?»»e ve İtalyan Komimtatleri de Lıirâk ediyof Londra: 24 (AP) —Sorumlu diplomatik bir kaynaktan* bu -gün alman bir haberde, Avrupa nın en maruf iki komünist lideri Yacgues Duclos ile PaJLmiıa Togviatti niıı Varşova, görüşme lerine iştirak etmekte > olduktan bildirilmektedir.
( Lps-) !
sub müfrezolcr,. kilit teşkil eden tcebhesindo Yuııan. ordusuıuıa men sırtlan işgal'ettikten sonra Arnavutluk hududuna l kadar uzanan bölgeleri temizlemişlerdir. Uçaklar İs desteklenen hükümet kuvvetleri Mesterion kesiminde taarruzlarına devam etmektedirler. Niha-(yet. butun gölgelerinden evveL Resulü
91
* ”1
T
Wİ4
41
-


< » & M - / 8 Av- Yüz lira itibarî kıymetli bir tahvilin ihraç fiyatı 95 liradır. Yüzde altı faizli olan bu tahvillerin, faizleri altı ayda bîr ödenmektedir. Diğer iç istikraz tahvillerinde, olduğu gibi tahvillerin bedel ve faizleri her türlü vergi ve 'resimden muaf olduğu gibi, bunları arttırma, eksiltme ve sözleşmelerde teminat-ve-mîllî emlâk alanlarında bedel olarak üzer terinde yazılı kıymetle kullanmak daiuıa mümkündür. DEVLET TAHVİLİ DEMEK BOL FAU GETİREN ÎM HAZIR PARA! DEMEKTİR. Satış yeri! Bütün Bankalar. SCİ Haziran 1948 Çarşamba a k ş mı satışlara son verilecektir. (8429) a I Bulgar haydutluğunun gayesi belli oldu (fiaştarafı 1 incide) ğa mâni olmak düşüncesile yapılılığını işaa etmektedirler. Notamız Ankara: 24 (Hususî) — İyi haber alan- kaynaklardan aldığım ma lümata -göre Kalkansöğüt hâdisesi etrafında tedkik heyetlerinin verdiği rapor muhteviyatına davamla rak. hazırlanan nota dün öğleden sonra Bulgar elçisine tevdi .edilmiştir. Notanın meali hakkında kat’i bir şey bilinmemektedir. Ancak son Bulgar haydutluğunun, dost ve komşu geçinmdek istiyen bir memlekete yakışmadığının notada ifade edildiği, bu gibi hareket lere karşı kat’i ve müessir tedbirler. alınması gerektiği lüzumu üzerinde durulduğu söylenmektedir. Yunan matbuatının neşriyatı Atina: 24 (A.A.) — Anadolu A-jansının özel muhabiri bildiriyor: Kalkansöğiit köyüne yapılan silâhlı Bulgar taarruzu karşısında Tiirk basınının haklı neşriyatını bildiren Ankara ve İstanbul mahreçli telgraflar bütün Yunan gazetelerinde geniş yerler bulmaktadır. Yunan efkârı umumiyesi tavsife sığmaz bir Bulgar tahriki diye andığı bu lıareket karşısındaki Türk infialini tamamile paylaşmaktadır. Yunan gazeteleri Türk efkârı u- • 1 mumiyesinin bu infialinin Yunar! Uların herkesten iyi anlıyabilice^ gini çünkü «Slav - Komünist iyi komşuluğunun > ayni hareket tarzının bütün hudud boyunca Yunan arazisine karşı jnllardaJiberl tatbik edilegebnekte olduğunu belirtmektedir. Ayni Bulgaristanın Yu-nanistanla münasebetlerini yenilemek için son günlerde yaptığı teklifin bu şartlar altında ciddiye a-lınamıyacağı ve samimî bikn sulh teşebbüsü olarak telâkki edılm iye-ceği bu münasebetle bir kere daha kaydedilmektedir.






cC
. *
s Ekremin gölgeainiyarattu Sonra,
) l.'azreti Ali'nin,İmametine mâni ol-
S mak işini semalara, dünyaya ve
? ûağlaı u arzeyledi,.onlatdam hiçt bi-
S ri kabul etmeyince bu. sefer Ömer
? (Öroeralfıtrük). a arzeylpdi. Ömer;
S meneylemek İğini üzerine almasını
< libû Bekirenemreyledi, (Sen-bu c- ; M. Iftgtİf Oflail >, manetij al, ben;<ı kendinden..sonra < «Halifeliğe beni; tâyin ve vaşiysUey- S kmen şartile sana,yurdun ederim) < dedi. Böylece Ali'ye (gadr) olun- > ması şartı tahakkuk eylfedi, 'Hâlife
< Blbû Bekir ve.sonra Ömer oldu, İs- > te diyor: (Bu suretle Kurundaki-
S insanın-zalûm vo cehul (olduğuna
< cair bulunan âyetlorin (Ömer) hak S kında nazil olduğu sabit oldu vo < yme Kur’-anda (Şeytanın mümasi- > li) jûlmak Mugiyro Peygamberliğini İddia
Tefrika N. i 60
» (■
> ’ eyledikten. sonra, ashabı onun için
4İf>mi aaam’ı bilirjf dediler ve s©nra ;■ ona tâbi> olanlar ihtilâfa diiştülerı. 'Bir .kısmı. onun geri geleceğine rta’ate iııanara'c beklediler, bir takımları daı Mugıy-leyi iükâr ederek onun evvelce i-ıramhğını ileri sürdüğü (Muham-med) i ric’at eyllyecektir diyo hjc-klemeğe koyuldıılnr. ’Muhmn-' med; ölmedi, hay'dır, -Hnelr dağlarında gizil yeş^n’'ifctftdtr, zem anı gelince hnrfıe edecek v« devlet ta-
Bu fırkanın müessisi; (Abu Maneûr İCli); önceleri (İmam Mu-hammed Bakır) a mensub bulundu ğnnu ileri sürerdi. İmam; bunu lnı-ber‘alınca • onu koğdu ve kendiâile hiçbir münasebeti olmayıp * onun Büzlerinden teri olduğunu İlân eyledi. Heriff İmamın sağlığında i-gln ilerisine varmadı. İmam-Balar;
rafından üzerine sevkolunan kuv« vetlere karşı îsmi âzam’dan bir harf söyleyince, askerler hezimo-to uğrıyacaklnr, o da dünyayı ele geçirecektir. Y ksa; Muhammed; hıırûc ettiği zaman • katlolunmug değildir, öldürdüklorl onun kılığına girmiş bir şeytan idi. Mehdidir ve sağdır dediler.
Bunlardan bir kısmı da Mııgıyrs vefat eyleyince etir’et ve küstuh-hak-kında/ bir1 takımları da sözü geçen Muhammed İçin «Rükn ve ma kam arasında Cebrail ve Mlkâ.11 beklemekteyiz.» demişlerdi!
Gulnt'dau biri de (Mansıırl-ye) dir,-ki o da müesBisinin adile isimlendiril»niştir. .
Bn fırkanın kutucusu; Sûfiyenln kerametleri zabir evliyadan «andın lnrı ve merdi eb fırkası âlimlerinin ise '(furalrı dölle) mUensiolorindcD Ftıydıltlnrı meşhur (Hallacı Man-ne flTaib) linçe i
Onun fırka! gaüyesh îtiye) denilir, kİ yeri ge-izah olunacaktır.
lıkla» ortaya atıldı. İmametin kendisine intikal ve İmamlığın onda zâhir okluğunu iddiaya başladı. Bu herifin daveti de yine Küfededir. •Irak ;Emîri meşhur (Haccac) işi u haber aıbnca,./terunu yakalatıp as tndı. Haccûcbn hesabsız zulümle’ ri arasında bu yaptığı iş hakikaten hayırlı ve verinde bir hikmet sayılmağa lâyıktır. Manaur; kendi adına dâvete başlamadan önce, (Rur’anıkerimdeki’ Tür sûrosinin 41 üıuii âyetindeki (Kisfcn) den murad; Ali’dir.) Semadan kisfi şakıt (düşen parça) Ali aleyhîsse-

--------------------------------
lûmdır ve tanrıdır, ki semadan ze-\ mine geldiği halde onun biatini ter? kcylemişlerdir. Sonra, Ali Mollanı^? med semadır, Şia arzdır, ktefi sa-> kıt Benî Haşimdir. Allahın halkev-ı kdiği İsa, ondan sonra ‘yarattığı! Ali’dir, demeğe başladı. Sonra, da-f ha ileri giderek kisfi.sakii'tan mu-> rad (Benim) çünkü, ben. göklere» çıktım, Allahı göıCi’m. Tanrı be-? niır başımı okşadı, bana:
Ona göret risalvt ebediyen keHİl-î mez. Cennet, kendisine yönelmekle > emrolunduğumuz imamı zamandır!< Cehennem ise, kendisine düşman-ç. lık duymaklığımız lâzım gelen kiril» sedir, (Ebû Bekir ve Ömer gibi) J kİ hak İmamın zıddniır. ^Lriatİiı? (farz) dedikleri.ve (haoam-) alarak S bildirdikleri do yina bayiecMi dost| yahud düşman olmamız iktiza e-c dcıı zatların isimleridir. Bu te’-vlb» den malcaadları; kendilerine bağ-j lanmamız iktiza eden kimseler) Cinnettir demekle bu suretle be-» lağ ve kemal derecesin • vâsıl olu- ç nııyor ve insan artık cennetlik o-< hınca onun için (farz) ve (teklif) kalmıyor, (haram) ile (helâl) e.şit{| olu yor 1 I ı (Devamı var* i —________J Komünizme karşı Zecrî tedbirler (Baştarafı I incide) likto muza kore edilmek • üoere, hükümete tevdiini, istemişlerdir. Söz »lan Rasih Kaplan *bu mevzuda Grupun tenevvür etmesi lazım geldiğini söyiiyen*k| raporun bu-giinkü müzakerede görüşülmesinde ısrar etmiş,, söz dan Hıfzı O-ğuz Bekata da raporun bugünkü müzakerede görüşülmesinin ftıyda-lı olacağını belirterek bu hususta bir-do takrir vermiştir. Tekrar kürsüye gelen Başbakan Haşan Saka raporun bugünkü o-turunıda görüşülmesinde hükümet ce bin mahzur olmadığım, Grup arzu ederse müzakere, açdabileceğini bildirtmiş ve hükümetin bu yol da esasen bazı-tedbirler düşündüğünü söylemiş, fakat ba tedbirlerin şimdiden açıklanmasının mahzurlu olacağını kaydetmiştir. Başbakandan sonra söz alan Şükrü.SökmensiieP- bizde komimiz min tarilıçeaiıu yapmış ve İçişleri Bakanlığı zamanındaki meşhur beyanatını tekrar etmiş ve komiiniz nıe karşı, hassam davranmanın ve-rinde bir hareket olacağını belirtmiştir. ;§iikril Sökmenaiierîn' konuşması bir (buçuk saat sii-rmüş ve salon -ıçok sıcak olduğu için- bazı miHet-’VekUleriuiik oturumu teker teker terkettikieri görülmüştür. Bundan sonra Necmeddin Snhir Sılan söz almış vo ayni mevzua temasla geniş izahat vermiş ve ko müntane karşı gösterilen hassasiyetin yerinde olduğunu belirterek, hükümetten bu hususta bazı tedbirler almasını istemiştir.’Neenıed-din Salürin beyanatımda İki saat kadar sürmüş ve aşağı yıı- karı boşalar., k. p l ı miİletveki* li salonda kaimıştır. Bundan sonra söa Kurtuluş kürsüye geh usn sulunda ekseriy et oturuma Uaer<: bıld irerek, vum^ktrıek alan Fahri nisse do, baş kalmadığını salı günü do î aoo vermiştir. 25 JimRAM ı$ r i * >

f




t

i
6
(
I

x ı aAA
9
i
V
1
T* .

X' —
8AYFA: 0
YENİ BABA H
Onun ihaneti
CBatrarafı d flncüdei gibi görünen ev, beni yakmıya baıj İadı... Bir dakika fazla burada ka-amıyacağımı anladım, Ve bir daha dönmemek azim vc karan ile hemen çıkıp kendimi Beyoğlunun kalabalık uğultusu İçine attım ve İnlime gelen birahaneye dalıp kalbimi yakan ateş ve sızıyı eöndümıe ge çalıştım...
Ferdası günü yazıhaneye gider gitmez kâtibime §ıı emri verdim:
— Ben mahkemeye gidinceye ka (lar telefon çalar ve bmi bir kadın »rarsa burada olmadığımı ve müp-(hccl bir iş İçin bir haç gün koj-^ıak üzere Aükarâya hareket ede-âeğiıni söylersin. Şayet ariyan erkek İse ve ben de buif.da isem â-hizeyl bana verirsin, ben kenuşu-ipım. Eğer bu arama keyfiyeti ben hıahkemejie iken vâki olursa dediğim tarzda cevab verir ve muhavereyi uzatmadan telefonu lıapar-mn.
Filhakika bir saat sonra teteion paldı. Manude telefon ediyorUu. kâtibim istediğim şekilde fda-rc ot ti. Arzu ile de hazırladığı yalanları kusmaya vakit bulamadı. .
îki akşam sonra sizin de çok i-yi tanıdığınız Havri İle Bostancı gazinosunda otuıuj-orduk. Blı a-talık o kahbenin, yanında genç bir mülâzlm ile geçtiğini ve pervasızca gülerek ona biı şeyler anlatmakta olduğunu gördüm. Kalbim bllâihtiyar çarpmıya, damarlarımdaki kanların beynime hücum etmekte ve vücudlhr ü asabi iaşelerin istilâ btmekie eldıiğunu duydum. Bilmiyorum ringimde de nc gibi tebeddülât olmuş k) Hayri heyecan ve hayretle:
— Suad ne oldun? diye sordu.
Ona hiç bakmadan cevab verdim:
— Bir şey yok.
— Yok da bıı haJın ne? ..
Hâlâ gözlerimle onları takib derek:
— Şunlara bak., dedim.
— Kimlere?
Elimle onların gittikleri istikameti göstererek:
— Şu genç kadınla yanındaki genç zabite... Dedim ve duramıya-rak yerimden İcaJktım.
Hayri kolumdan tutarak şiddetli çekti:
— Seni bu halde bir yere göıı-deremem, evvelâ bana anlat, sonra icabederse beraber gideriz.
Dedi ve beni zorla yerime oturttu. Ben de ağlar gibi bir sesk her şeyi anlattım. Ve o kahbeyi deli gibi sevdiğimi, lâkin şu anda kalbimin aşk ateşi yerine nefret ve intikam hislerile tutuştuğunu, gidip bu rezileyi tokatlamak, parçalamak hırslan içinde kavrulduğumu söyledim.
Hayrinin ne kadar vefalı ve faziletli bir arkadaş olduğunu bilirsiniz. Beni katiyer bırakmadı. Zaten onlar da gözde nkayboldutor, kimbilir ne cehenneme gittiler.-
Hayri beni teskin ve teselli edecek bir hayli sözler söyledi, biı çok makul nasihatlerde bulundu. Ve benim bir zamane kah besi için hayatımı..şerefimi, istikbalimi teh likeye düşürecek bir insan oiarm-yacağımı, eğer o sefileyi hırpalamak, tahkir ve tezlil etmek istersem kalemimin undan âciz olmadığını, vc yaptığı alçaklıklardan dolayı kendisini kirli bir paçavra gibi silkip attığımı, ebediyen ismi ni .-•ıımıya-ağımı, hülâsa daha ne tarzda hakaretleri münasib görürsem yazıp yarın göndermekliğimi söyledi. Ve ilk rastladığımız bir o-tomobile bindirerek beni eve götürdü. Ve o gece de beni yalnız bırakmadı. Hakikaten çok isabetli bir hareket yaptı. Eğer o dakikada Hayri ilâhı bir tesadüfün lütfü olarak yanımda bulunmasaydı, duyduğum teessürün tevlid ettiği çılgınlık ve şuursuzluk içinde her şeyi yapabilir, benliğimi, istikbalimi mahvedebilirdim.
ba21 vr
kimselerden sâdir olan Bitterin ne Ich/j-.. gaynşuuri olabileceğini vc o gibi zavallılara tesadüf edemen onları ne kadar kuvvetle mndAfda etmekliğimizin ieabedeceğinb hana öğretti ...
Biı- gün sonra kendimi tophya-rak arzu ile şu ağır satırları yazdım:
♦ Evvelki akşam Bostancıda İhanetine bizzat şahid oldum. Benim Ankarava gitmiş olduğuma inanarak ortalığı büsbütün serbest sanmış ve yanındaki adamın koluna girecek kadar namussuzluğunu a-çığa vurmuştun.
Sen esasen haysiyetten, namustan tecrit r »niş, çamurlara bulanmış bir mahluksun. Senin için şovda ve vefa denilen mefhumlaı mev cud değildir.
Ben ne kadar zavallı Lir adanı-inişim ki seni sevmek cinnetine ka pildim ve nâmı iğfaline düştlh Çok de : da ’ çok mır hal-
e-
II.
■ iikür Tanrınıa ki daim zıyr .ı. adaıı ve müdbiş (îçııruıto-kurtuldum. lc ını..
föifî’ af .Ulkî‘1



Moskovaya gidecek olan metropolîdler
-UMLLJ Lil
--------4h|
I
r BORSA
M»ı>hukkft}ı M
..a* vicdam-
’j •• iHcnucnKf bip/UFui) »/,r iûift» HHibuutfudu».
Itoksu s<,ru>ı fır ve */« hj»
muştan mahrum bir kahbenin eniri iğfali olacak vc sonunda ben de senin mülevves vücudünü dünyadan kaldıracaktım amma neye ya TM ki öyle bir talihsizlik beni de yakıp söndürecekti. Onun içindir kl ben bugünkü halime bin kere şükıediyor vc hiç bir teessür duy jnadan seni huzurumdan ebediyen kovuyorum.
Sen ve sen tıynette yaradılmış mahlûklar saf bir aşkın zevki ruhanî vc vicdanisini hiç bir zaman tadamazBmız... Ve muhabbetin neşesini saadetini, hattâ ontın ıztı-jab ve üzüntülerini duyamazsınız.. Bu ilfihî varlıklur, sizin gibilerin kalblerindo kökleşip kalamaz... Çünkü sîzler kim hoşunuza giderse onu sevdim sanar. daldan dala atlarsınız ve hayatta size aşk ve vel'n değil, yalnız tatmin edilecek zevk ve safa vardır. Bugün bir me mur, yarın yüksek tahsilli bir genç Öbiiı gün bir zabit ve daha öbür gün şu ve hu... Kimi görür, kimi behlctiı, kimi sevdim sanalsanız
Ne ekmesini yediğiniz hayat ar-kadaçHUSG, ne de benim gibi yolunuza tesadüf eden temiz ve saf halbli bir aşkın samimî muhabbetine hürmet ve sadakat gösterirsiniz .. Dediğim gibi gözünüz kimi görür, gönlünüz kimi çekerse vi-salipizı ona açarsınız... L&net, şano ve senin gibilerine ebediyen )â-net! Bir daha ismimi ına . Ve beni t defon ma... Hor şvy hor şey
Onun; foakett iğinden
düyen bu mblttubdan sonra onu u-nutium. Ve aradan iki sene geçtik ten sönra hikâyemin başında anlattığım gibi her halde başı büyük bir derde girmiş olacaktı ki utanmadan bana müracaat küstahlığını gösterdi. Ona verdiğim cevabı daha evvel size söylemiştim. Benim için ğurac&k bitmişti.
Suad
her ikimiz birden:
— Hakikaten büyük geçmiş ol-eun Suad. d*dik. Ve sonra ben i-lâve ettim:
— Takdir edersin ki bu ayardaki kadınlar, bazı temiz ruhlu erkekleri aldatıp onların isimlerini taşımak sırrına vâkıftırlar. Cenabı Hak sana acımış ve bir felâket ten eiyanet buyurmuş...
ağzına alile de ara-bitti. ..a zayıf hafif
çok vfthim bir âkibet dodan bu macera da orada
sözlerini tamamlayınca
Kuruçeşme könür parkı
Kuı-uçışmede bir İngiliz fir -ması tarafından yapılmakta o — lan kömür parkı İnşaatına sürat le devam edilmektedir. Modern vinçler ve elevatörlerle teçhiz e dilecek olan depo rıhtımı iki şj -lep yanaşabilecek vifsatta ola -takta. Park ise Istanbulun a-şağı yukarı senelik ihtiyacı o-lan 80 bin ton kömür istiab ede bitecek genişliktedir.
Bir şarap fabrikası kuruluyor
Tekel idaresince Kiliste yaptı rünaakta olan Şarap Fabrikası -nin memur ve işçi lojmanları in şaatı ile fabrikaya su isale işi de ihale edilmiş olun bunlar da fab rlka iDaaatı ile birlikte önümüz deki sene sonuna kadar tamam-lenmu. olacaktır
Z a v e
Abana kazası nüfus memurht-gundaı. aldığım ve içerisinde askeri muarnel» m kayıdlı nüfus tezkerem) Kaybettim. Yenisini alacağımdan hükmü yoktur.
Abana kazasından Pehlivana-ğulJarından Mustafa öksüz doğum 333
Bu konu etrafında biraz daha konuşarak kararlarını verdiler. Me lik Efrah ile Seyf-i Zülyezen’e bilgi mektüb .yazdılar. Mçktubîarı bn elçi ile.gönderdiler. .
MeMh Efrah. elçinin getirdiği mektutlan aldı. Seyf-i Ziilyezene rkı obanı kendiaîne vrdi ve dedi t • • * • r • >
W'.
— Oğlum, ben sana ne git ve ne de gitme diyemem. Düşün, taşın, o-îıL göre tir karar ver.
Seyf-1 Zülyezen, bu dostça daveti reddetmeyi doğru bulmadı. JBir ka< gün sonra yola çıkarak Sey-füiraad’ın memleketine vardı ve parlak merasimle karşılandı. Yn-Dinda Sâdun Zenci ile köleleri de • vardı. • f-r Zülyezen ile Sâdun Zenci I, ıkümdarın huzuruna çıktılar, yf-i Zülyezen, yer ve etek öptük ten sonra gösterilen yere oturdu. Fakat Sâdun Zenci öyle yapmadı. Hükümdarın yanıha kollarını sallıya Rnllıya girdi ve g*>cip baş kö-şeve oturdu.
Bu saygısızlığı gör^n hüküm-dar, «on d rec, kızdı. Lâkin sesini çıkarmadı. Seyf-i Ztllyezen’ln hal ve hatırın1 sorduk tun scnı a Sâdun Zenciye hltab etti:
bî.mılîîn, yâ S&dvn?
Patnvatmr, abamız, «îyh kı, sağ ok ✓ X/ XXX-' X< w X >✓ XX X NZ V XX >✓ X^
İmtiyaz sahibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU
Y?n idlerini fiilen idare eden;
FATİN FUAO
Dizildi^ yer
«Yeni müretlıbhanesl
Basıldığı yer; «Gün Basımevi»
İstanbul Belediyesi ilânları




(•

/i.
g 1 / /fi
) v
I
r
6
« J - i — .
ri

1
D
3

^ENI ÇİL 3LACINI on tercih ediniz
Londra
Nevyork
Paris Cenevre
Arnsterdatna Brüksel
Prag
Stokholm
Lizbon
Esham Ve Tahvilât
941 Demiryolu Kalkınma 1 Kalkınma Kalkınma 3
% % % %
6
6
6
6
11^56
280.-
.1330
65.4»
1105.548
6 387
5.6Î
77 886
11.249
95.—
95.-
95.—
95.-
*
»•«••e*»*
* RADYO
Bugünkü Program
=3

7.29
7.30
7 30
7-45
8.00
8.30
12.20
12.30
12.30
CUMA — 25/6/iW4fc Açılış ve program. M. 6. ayan.
Müzik Hafif Parçalan (Pl) Habeıler.
Müzik: Bando
Müzikleri (Pl.)
Müzik- Çeşitli
Hafif Müzik (Pl.) Açılış ve program M. s. ayan.
Müzik: Çeşitli
Müzik (Pl.) Haberler.
Müzik- Türküler öğle Gazetesi. Müzik Şarkılar. Kapanış.
Açıbş ve progıam M. s. ayan.
Müzik: Radyr Dana Orkestrası.
Konuşma.
Müzik: Şarkılar.
M. s. ayan. Haberler.
Geçmişte Bugıiı^
13.00
13.15
13.30
13.45
14.00
17.58
18.00
1800
Devlet Orman işletmesi Müdürlüğümden
1 — Boyabat Devlet Orman İşletmesi dahilinde uç parçadan ibaret idare vc memur Lojmanı, Tavla, karaj binası yaptırılacaktır. Binalar kârgir ve ahşap kaıka8 inşaat sistemlerinde olaoaktır İlk keşif bedeli (56457) lira (17) kuruş olup muvakkat teminatı (4072) lira (86) kuruş ve kat i teminatı (8145) hra (72) kuruştur.
2 — Şartnameler, bilumum projeler, keşifnameler, Seridöpriler, mukavele projesi, eksiltme şartnamesi, Bayındırlık işlen genel şartnamesi, yapı işleri umumî fennî şasi namesinden ibaret olan keşif dosyası îs-tanbulda orman baş mühendisliğinde, An karada Or. Genel müdürlüğü İnşaat şubesinde ve Boyabat devlet orman işletmesinde görülebilir.
3 — Eksiltme Boyabat devlet orman işletmesi müdürlük binasında mevcut eksiltme komisyonunda 8 Temmuz 1948 perşembe günü saat 15 de yapılacaktır.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin (4072) hra (86) kuruşluk geçici teminat vermeleri ve bu işin teknik ehenjiuiyerinde bulunan diğer bir işi muvaffakiyetle başardığım veya idare v< denetlediğini ieba-ta yarar belgelerde birlikte ekşitmenin yapılacağı günden en az (tatil günleri hariç) üç gün evvel yazı ile Bayındırlık .Bakanlığına, Sinop veya İstanbul Bayındırlık Müdürlüklerine baş vurarakt'bu işin eksiltmesine girmek için yeterlik belgesi almaları ve belgeyi gÖst* meleri şarttır. Bu sUre içinde belge isteğinde bulunmayanlar, eksiltmeye giremezler. ■ ’ __ 5 — isteklilerin teklif mektuplarım eksiltmenin yapılacağı saatten bir saat öncesine kadar Boyalısı devlet orman işletmesi müdürlüğüne makbuz karşılığında vermeleri 'lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (8976) 18.30 18.45 19.00 19.00 19.15 19.20 Müzik: İnce Saz. 20.15 20.30 20.35 Radyo GazeterJ. Serbest Saat. Müzik: Yurddan Sesler. Konuşma r Posta Kutusu. Müzik: Radyo Salon Orkestrası. Konuşma: E. M. M. Saati. Müzik; Dans Müziği-(PL) M. e. ayan. Haneıitr. Pı ograın ve Kapanış. BüLMACAI ---------’ 12 3 4 6 6 7 8 9 21.15 21.30 22.00 22.15 22.45 22.43 23.00 I 9 Unkapanmda Yavuz Sinan mahallesinin Keresteciler ve Parmak üzümü sokağında eski 348 - 550 ve yeni 190 2 numaralı üstünde odaları olan kâgiı dükkân ankazı, Unkapanmda Yavuz Sinan mahallesinin Keresteoik-r sokağında eski 324, yeni 170 numaralı odalı dükkânın enkazı Unkapanmda Yavuz .Sinan mahallesinin Parmak Uzumu sokağında eski ve yeni 5-7 numaralı iki parça shşap kereste deposunun enkazı. mikdarları yukârıda yazılı menku- 4 L t J 2 9 1 — 25 tonu Darjeeling 60 tona F. O. F. ve 115 tonu O. P. kalitelerinden olmak üzere yeni mahsulden 200 ton Hind menşe li çay satın alınacaktır. 2 — Bu işe ait şartname her gün İstanbulda Genel Müdürlük Tekel maddeleri şubesinden ve Ankara ve îzmiı'de BnŞtnüdörlüklerimizden a-lnıabilir. 3 — isteklilerin Piath teklif mektupları ve teklif edecekleri fiat üzerinden tutar bedelinin % 7.5 gu nisbetindc teminat akçelerime birlikte 21/7/948 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat İÇ de îstanbulda Kaba taş’da Genel Müdürlük binasında Tekel maddeler? Alım komisyonuna müracaatları. 4 — Evvelce çay teklif etmiş olan firmaların şartname hükümlerine före numune ve tekliflerini yenilemeleri ilân o) imtiyaz, sahibi: A. CEMALEDDİN SARAÇOClJU • Yazı erini fiilen idare eden: FATİN FUAD — Dizildiği yer: vVeni Std/aîo hanesi — Basıldığı yer: «Gün» BaaııoevS l t teminat zarf usulü ile arttırmıya konulmuştur. Şart Keşif lât satılmak üzere kapalı nameleri zabıt ve muemalât müdürlüğü kaleminden alınacak veya bu kalemde görülecektir. ihale 1/Temmuz 948 Perşembe günü saat 15 de daimî komisyonda yanılacaktır. İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektubu ve 94Ğ yılma ait Ticaret odası vesikasını havi olarak hazırlayacakları kapalı zarflarını ihale günü saat 14'e kadar daimî komisyona vermeleri lâzımdır. (8B52) ilk • • onur (8790) mü rettib- isyankâr, Gelirler; 3 Muazzam Şark Efsânesi ♦•e Tefrika No. 70 § ♦ I . verdi: — Ne diyorsun, ey me> un:
Hükümdar, böyle bir hakareck karşılaşınca kızdı, renkten renge girdi. Bereket versin, vezir Sakar-dıyun işi idare etti:
— Hükümdarım öedi. Bu Zencinin kusuruna bakma! Dağda büyüdüğü, ana, baba terbiyesi görmo-dlği için nezaketin ne olduğunu bilmez. Hem de âdetidir, hep böyle kaba konuşur. Konuşma esnasında kıracağı potlardan dolayı müteessir olma.
Seyfürraad, biraz yatışır gibi oldu. Bir müddet sesini çıkarmadı. Fakat İçin için kuduruyordu. Nihayet dayanamayıp patladı:
— Affedilmez bir suç İşledin, teni cezalandırmak isterdim. Misafirim olduğun için bu seferlik bağışladım.
Sâdun Zenci, Seyf-i ZiUyezeni gösterdi:
— Sen benim yüzümü değil, havalim) bile göremezdin. Bu vKHt*
Varımı ^nitna’fem 3L koryutamfiliı
dua et ki beni buraya getirdi de yüzümü görebilmek şeref ve saadetine nail oldun.
Kurnaz vezir, hükümdarın alevlenmesine meydan bırakmadı. Hemen bahsi değiştirerek bu sözlerin tesirini izale etti.
Muhtelif konular üzerinde konuş nıoğa başladılar; yemek zamanına kadar tatlı tatlı muhabbet ettiler. Yemekten sonra hükümdar sordu.
— Ey yiğit! Beni niçin dâvet ettiğimi biliyor musun?
Seyf-i Zülyezen omuz silkti:
— Hayır, bilmiyorum.
Hükümdür, çağırışının sobeblni anlattı ve bu. vazifeyi kabul edip edemlyeceğini sordu. Seyf-1 Zülyezen de dedi kİ:
— Renin gibi büyük bir hükümdarın ordularına başkumandan olmak benim için şerofdlr. Ulu Taıı-Hnın yardımına güvenerek Kaderiyeyi herhalde mağlûb ve perişan Stmeğo çalışacağım.
— Senden böyle oevat elaca-»
ğımdan emindim. Acaba muharebeye ne zaman bavlıyabiliriz? Bunu sen tâyin edecckaln.
— Muharebe işlerinde vakit geçilmeğe gelmez. Ne kadar acele edilirse o kadar iyi netice alınır. Biraz ağır davranmak demek, düşmana kuvvetlenmesi İçin imkân vermek demektir.
Hükümdar, en korktuğu düşmanı olan Eeyf-1 Zülyezen’! kendisine kolaylıkla dost edebildiği için sonsuz bir sevine duydu. Ona ve saygına arkadaşı Sâdun Zenciye hil-ftt giydirilme sini emretti.
Bâduc Zenci, burada da kendisini gösterdi!
— Ey hükümdar, do^ Ben öyle süslü, püslü şeylerden hoşlan mam; hoşlanıp giysem ü)lt> yıuını saat tonra parça parça 4erİm. Beni hesaba katrnaö Bana giydlt 'Jceğin jıll’atl kendin giy do adama ben-
Hükümdar, tataız bir hâdise Ç)k maması İçin bu sözleri duymamaz-hktan geldi. Vezir Sakardiyım ise;
— îsabet buyurdun arslanun» c|eâi. Senin gibi özü doğru, sözü doğru bir kahraınam aramızda gördüğümüzden dolayı pek bahtiyarız. Bu sözleri1; ayni zamanda devletli hüklimdarjınızın hislerine tGTcüman olarak «Öyliiyorum.
Sâdun Zenci, yıhga yjhşa gülmeğe banladı! _
— Hah şöyle! I^te dedi-
ğin böyle konııgur.
GECE YARISI GÜREŞÎ
Seyf-1 Zülyezen, bir hafta sonra dört bin bir ordu ile yola
çıkmışı sınıra yakın geniş bir araziye konmug ve ilk işi Kameriyeye bir elçi göndermek olmuştu. İki gündür elçinin geri gelmesini bekliyordu.
Ortalık kararırken uzaktan bir atlı belirdi. ,Bu alhnın gönderdiği elçiden bankası olmadığını anladı.
Az sn»na birbiriarinö kavuşmuş lnrdı. Elçi, aldığı cevabı bildirdi:
— Ky yiğit! Kameriye, kendisine güveniyor.
(Devamı var>
S w
Yüksek; 5 — Bir Ajans; 6
Rum-
Sağol
— Ga
Topluluk, Törpü; 2 —
Soldan Sağa:

1 — Bir senedi başkasına dev retmek (ticarî tabir), Su tâşı -nır; 2
Bir ay, Başına (S) gelirse olap;
Nesil, İhtiyar anne; 7 — <.a bir. Yük vapuru; 8 — (emir), Evin (E) hali; 9 ye, Tersi iplik.
Yukandao Aşağı:
1
Bir peygamber. Su kaynağı; 3 ___ Yalan, Renkli ışık; 4 — No soğuk ne sıcak. Beyaz; 5 — Yüz yıl. Tersi yemek; 6 — Ra -bit edatı, Engel; 7 — Evin bölmesi, Erzak dolabı; 8 — Allah tarafından gelen emir, Cins; 9 — Kurtarıcımız, içine sebze ve meyva konur.
EVVELKİ AULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 2 3 4 5 6 7 8?
1
<
i
4 L t
9
i L
«
Ü a y i
3
Gelibohı nüfus memurluğun -dan almış olduğum nüfus ciizds nımı kaybettim: Yenisini als* cağımdan eskisinin hükmü yok tur.
Fotoğrafçı İbls Kes-Ua