Denizciler Cad. No. 2 de
GÜNEŞ MATBAACILIK T. A. 0.
Güneş Matbaası
her türlü baskı ve dizgi işleri için sipariş kabu lüne başlamıştır.
Temiz iş — Ehven fiat
Telefon : 15619
Yıl : 2 — No. 513
PERŞEMBE 28 EYLÜL 1950
Bursa Mobilya Pazarı
Gördüğü reğbct üzerine en son modellere göre, hususî surette hazırlattığı yatak, oda ve salon takımlarını satışa çıkarmıştır.
Anafartalar Cad. No. 198 — Tel: 14091
Biitiin Ankaraîıtann takdirini kazanan
(5173)
★ Telgraf adresi: Zafer Gazetesi — Ankara ★
* Telefon: 15619, 15315 ve 16882 * Denizciler Caddesi 2 ★ Posta Kutusu : 193
Kızıl Kore hükümeti sulh istedi
Kızıllar kuvvetlerini geri çekeceklerini bildiriyorlar
Komünistler bütün Kore’de Birleşmiş Milletler kontrolünde seçim yapılmasını da kabul ettiler
Kızılların cephelerdeki durumu ümitsiz
Flushing Meadows, 27 (a.a.) ı nist Çin hükümeti vasıtasiyle 38 nci arz dairesi ötesine çekil-(United Press) — İnanılır kay Hindistanın Peiping büyük el- meleri, naklardan verilen malûmata çişine sundukları aynı kaynak 3______________Amerikan kuvvetlerinin
göre kuzey Kore bugün Kore- ! lar tarafından, bildirilmektedir. Güney Kore Pusan limanı de harbe son vermeğe ve 38 1 — Muhasemata son vere- köprübaşı bölgesine çekilme-
ne* arz dairesinin ötesine çe- ' cek bir mütarekenin imzalan-, ieri ve diğer milletlerden ırü-kilmeğe hazır olduğun bildir-( ması, | teşekkil Birleşmiş Milletler kuv-
miştir. 1 2 — Güvenlik Konseyinin vetlerihin güney Korenin di-
Kuzey Korelilerin dört mad tarihî kararında belirttiği iize- ğer kısımlarını işgal etmeleri, delik bir barış teklifini komü- re kuzey Kore kuvvetlerinin (Sonu 4 üncü sayfada)
Zonguldak’ın büyük sevinci
Mümtaz Faik FENth
Zonguldak, (Başmuharririmizden) — İki senedenberi bir fırsatını bulup da Zonguldak'ı ziyaret edemediğime daima üzülür ve bu güzel ve çalışkan şehrin hasretini daima içimde taşırdım.. Cumhur Başkanımı-zm son seyahati, bana nihayet bu hasreti biraz olsun dindirmek imkânını verdi: ve iki gü- aeıa
nümü, Türkiye'nin bu canlı ;
... - . ... 1 *al Bayar a yapılan it
enerji kaynağında geçirdim: ze- 1 . ... . '
1 • . . v j • it. tezahüratı gördükten
kı, kabiliyetli Karadeniz evlat- ,
, . , , . .- - . vatandaş hurryetini
larından ben de yem bir kud- ( s-n. ret ve bir hız alarak Ankara-'. ya döndüm.. |
Zonguldak sade bir şehir de-, ğil, Türkiye'nin bir enerji san-, ; tralidir. İşleyen trenler, tüten , , fabrika bacaları, vapurlar, e- ( ] lektrikler, hepsi hepsi, bize' Zonguldak'ın Türk ekonomi- ( sindek^ büyük mevkiini hatır-1 j latır. Bütün iktisadi hamlelerimizde Zonguldak'ın bir koku- j su, rengi ve havası vardır. Tabiatın bu güzel köşesiyle ve bu | güzelliği kıymetlendirmesini bilen çalışkan ve vatansever, ZonguldaklIlarla ne kadnr iftihar etsek yeridir.
Evet, Zonguldak'a bundan iki sene kadar evvel, bir Sam-son seyahatinden dönerken, sayın Celâl Bayar'la gelmiştik. Bindiğimiz Neçaii vapuru akşam geç vakit açıkta demirlemişti. ZonguldaklI demokratlar dalgalı bir denize rağmen bir çaparla gelip bizi gemiden almışlardı. Celâl Bayat'ın gelişini haber alan birtakım cesaretli vatandaşlar bu puslu havada sahilde toplanmışlar Demokrat Parti Başkanını heyecanla bekliyorlardı. Islak bir karanlık içinde rıhtıma çıktık. Şimdi gayet iyi hatırlıyorum: Bayar’ın Zonguldak'a gelişini işçilere duyurmamak için âzami bir itina gösterilmiş ve ayrıca izinler bile kaldırılmıştı. Ben bir gazeteci olarak Vali'-nin nerede olduğunu sormuştum, «Yok Ankara'ya gitti» dediler. Ereğli Kömür İşletmeleri Müdürünü sormuştum. O da Bayar'ın geleceğini duyar duymaz izin almış, şehirden uzaklaşmıştı.
O zamanlar, Hükümetle Partinin ve İşletmenin biribirino geçtiği zamanlardı: İşletmeler Umum Müdürü, işçileri, kendi partisinin emrinde çalıştırmak için bir yapmadığını bırakmıyordu. Her maden ocağında bir parti ocağı açılmış, kömürle
beraber Halk Partisi de bir maden gibi işletilmeğe başlanmıştı. İşçinin kendi siyasî temayülünü belli etmesine imkân yoktu. Çünkü şiddetli bir baskı derhal hazırdı... Böylece 2G bin işçiyi gûya kendilerine bağladıklarını zannediyorlardı.. |
Bu defa, Zonguldak'ta Ce-r'a yapılan muazzam
1 sonra, ve irade-, zaman kendi lehlerine
sömürmeğe çalışanların ne ka-I dar büyük bir gaflet uykusu 1 içinde uyuduklarını çok daha iyi anladım. Demek işçinin isteğini anlamamak ve onların hislerini hiçe saymak dahi, burada Halk Partisinin inhidamı için kâfi bir sebep olmuştur.
ZonguldaklIlar, Bayar'ı gör-
(Sonu 4 üncü sayfada)
Paul Hoffman
Çiftçiye mahsul avansı
Ziraat Bankası ( ;• G. Müdürü yeniden | izahat verdi | | İstanbul, 27 (a.a.) — T. C.
Ziraat Bankcsı Genel Müdürü ‘ Mithat Dülge bugiin Taksim Gazinosunda yaptığı basın top (Sonu 4 üncü sayfada)
Marshall
plânı idarecisi
Hoffman’ın yerine W. C. Foster getirildi
İstanbul, 27 ( Hususî ) —
İktisadî İşbirliği Türkiye İcra Komitesi Heyeti Başkanı Russell Dorr dün akşam Anka-ı-adan uçakla Yeşilköye gelmiş ve saat 22.30 da kalkan Pan
(Sonu 4 üncü sayfada)
D. P. Çankaya İl Meclişi_adayları
Demokrat adayları tanıtıyoruz
1 — Nesrin Silimen, Haşan S ongUien, Müfit Yazıcıoğlu
2 — Ziya Kurç, Süleyman Selâm, Şükrü Kutay, Muzaffer Ekşi, Şeref Gücüyener.
D. P. Çankaya ilçesinden:
Sayın Ankara halkına İl Genel Meclisi üye namzetlerimizi aşağıda takdim ediyoruz: j
l — Nesrin Silimen (Hukukçu)
I-Iukuk tahsilini yaptıktan (Sonu 4 üncü sayfada)
Bakanların tetkik seyahatleri İzmir. 27 (a.a.) — Dün gece Turgutlu’dan şehrimize gelen Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Samed Ağaoğlu hugün 11.30 da Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu ile beraber Ayduı’a gitmiştir.
Aydın’da yapacakları tetkik ve temaslardan sonra Samed Ağaoğlu seyahatine devam e-derek Muğla'ya gidecek, Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu İzmir'e dönecektir.
İçişleri Bakanı Keşan'da
Edirne, 27 (a.a.) — içişleri Bakanı Rüknettin Nasuhioğlu bu sabah saat 10 da ilk okul-(Sonu 4 üncü sayfada)
Bulgaristan göçmenleri için alınacak tedbirler İstanbul, 27 a.a. — Bulgaristan'dan gelen muhacirlerin du-rumlariyle yakından alâkadar olup istirahatleri için gerekli âcil tedbirlerin alınmasını sağlamak üzere vilâyette Vali muavininin başkanlığında Sağlık, Emniyet, İskân ve Kızılay aş ocakları müdürlerinden mürekkep bir koordinasyon komitesi kurulmuştur.
D.P. nin teşekkür mesajı
İstanbul, 27 a.a. — İstanbul Belediye Seçimlerinin kazanılması neticesinde Demokrat Parti Genel Kurulu Başkanlığı İstanbul Parti Müfettişliğine a-şağıdaki mesajı göndermiştir.
«3/9/1950 tarihinde yapılan seçimle millet iradesinin partimiz lehine tecellisi suretiyle gösterilen siyasî olgunluk demokrasi ve inkılâp yolundaki çalışmalarımızda cesaretimizin artmasına bir kere daha vesile olmuştur.
| Bu sebeple sizi ve kıymetli arkadaşlarımızı, muhterem ve münevver İstanbul halkını değerli şahsiyetinizde hürmetle selâmlar tebrik ve teşekkürlerimizin iblâğını saygı ile rica e-
Cumhur Başkanı Celâl Bayar evvelki gün Zonguldak'tan Ereğli'ye giderken
Bulgar notası dün Dışişlerine geldi
Notanın tetkik edilerek önümüzdeki hafta cevaplandırılması bekleniyor
| Bundan bir hafta evvel her türlü diplomatik usullerin hilâfına olarak Hükümetimize gönderilmeden Sofya radyosunda yayınlanan son Bulgar notası dün öğleden sonra tel-grafla Dışişleri Bakanlığımıza gelmiştir.
Emekli Orgeneral Mustafa Muğlalı mahkemede avukatı ile
Donanma
günü kutlandı
Barbaros’un türbesi önünde tören yapıldı
İstanbul, 27 a.a. — Pre-veze Zaferinin 412 inci yıldönümü ve Donanma Bayramı münasebetiyle bugün saat 10 da Taksim Meydanında, saat 11,30 da Beşiktaş’ta Barbaros Anıtı ö-nündo iki tören yapılmıştır.
Saat 10 da Taksim Meydanına gelen deniz birlikleri Cumhuriyet âbidesine çelenk konulmasını müteakip Beşiktaş’a inmişler ve saat 11.30 da Barbaros Anıtı ö-nündeki törene başlanmıştır.
Törende milletvekilleri, Donanma Komutanı Tümamiral Rıdvan Koral, 1 inci Ordu Müfettiş Vekili Korgeneral Şükrü Kanadlı, generaller, amiraller, yüksek rütbeli subaylar ve kalabalık bir halk' kütlesi hazır bulunmuştur.
îlk olarak Donanma Komutanı, deniz birliklerini teftiş etmiş ve bunu müteakip deniz bandosunun çaldığı İstiklâl Marşı ile Barbaros Hayrettin’in Donanma
(Sonu 4 üncü sayfada)
Batı Avrrpa ordusu hazırlığı başlıyor
Gl. Eisenhover Başkomutan, Bradley Genelkurmay başkanı oluyor
muhtemel olarak General Dwight Eisenhovver ve Genelkurmay Başkanlığına da General Omar Bradley getirilecektir.
Atlantik Paktı Dışişleri Ba-
Org. Mustafa Muğlalı
dün serbest bırakıldı
Mahkeme, sıhhî rapor üzerine, sanığın vaziyeti düzelinceye kadar duruşmanın geri bırakılmasına karar verdi
Van’ın Özalp kazasında 33 ki- I görülen duruşmasına dün de dc- I okunmuştur. Raporda, Muğlalı-şinin kurşuna dizilmesinden lıü- vam edilmiştir. nın 1943 senesindenberi kendi-
kümlü bulunan emekli Örgene- Dünkü duruşmada Muğlalı- sine söylenilenleri anlıyamıya-ral Mustafa Muğlâlı’nın nakzen nın sağlık durumuna dair rapor ' (Sonu 4 üncü sayfada)
Bundan bir müddet evvel Avrupa'ya tetkik gezisine çıkmış olan 48 Üniversite talebesinden mürekkep kafile Ankara vapuriyle yurda dönmüştür. Resimde talebeler dönüşlerin-
de Galata rıhtımında görülüyor
kanları, bu kuvvetin mümkün olduğu kadar yakın bir tarihte tesis edileceğini dün akşunı bildirmişlerdir.
Konseyin tebliği
Ncvyork, 27 a.a. — (United
(Sonu 4 üncü sayfada)
AKINTIYA---1
I____KÜREK
Celâl Bayar, Zonguldak'tan Ereğli'ye ge-
liyor.. Limanın dışında iki gemi Cumhur Başkanını karşıladı. Bunlardan biri büyük çok büyüktü: İçindeki yüzlerce Demokrat
heyecan içinde Bayar'ı al-
kışlıyor, baktım; geminin
direğinde D.P. işareti vardı. Diğeri çok küçüktü ve
üzerinde altı oklu bir bay-
rak sallanıyordu!..
Sayın Bayar'lai beraber geldiğimiz römorkördon bu gemilere baktık:
Bu büyük gemi ile küçücük gemi, yan yana iki partinin memleketteki durumunu ne de güzel bir grafik halinde canlandırıyordu! Ben memnunum.
çünkü Yedekçi artık akıntıya kürek çekmiyorl
YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFE R
28/9/1950
İrlanda mektubu : 3
i r I a n d a'n ı n istiklâli tarihi


(Dünkü yazımızın devamı) Bu tarihten sonra istiklâl bayrağını eline Parnell alıyor. Arthur Griffith, İrlanda ile İn-
Cihad BABAN^
ŞOFÖRLER
KONGRESİ
gilterenin Avusturya - Macaristan imparatorluğu gibi, du-
alist bir tahta bağlanmasına taraftar oluyorsa da müfrit İrlanda milliyetçileri, bu teklifi de hoş karşılamıyorlar. Nihayet İngiltere’de liberal parti iş başına geliyor. Lord Asquith Lordlar Kamarasının ısrarlı
muhalefetine rağmen
İı-landa-
ya şimaldeki Ulster kontluğu müstesna, istklâl tanımak is-
tiyor, bu sefer de 1914 cihan harbi ortaya çıkınca, İrlandalIlar yine emellerine nail olamı-
yorlar.
1916 da De Valera .Conolly
gibi milli şahsiyetler artık isyan bayrağını açıyorlar, İngiltere gırtlağına kadar harbe batmıştır. Bu fırsattan istifade etmek lâzım. Sinj* Fein i-simli gizli bir teşkilât kuruyorlar (bizzat - biz) mânasına gelen bu teşkilât mücadeleye atılıyor. Fakat böyle tehlikeli bir anda İrlandanın ayaklan-
makam sahibi benimle konuşmak istemedi...
1917 de Aı tlıur Griffith Cunı hur Başkanı oluyor. Amma o gizli bir teşkilâtın, gizli hükü-nıc.in görünmez devlet reisidir. Bu teşkilât (İrlanda’da ihtilâl ordusu) ismi altında (t R.A.) gizli bir tedhiş ordusu kuruyor. Anıerikadan dönen De Valera da bu ordunun ba-şı la geçiyor. (İ.R.A.) m tedhişçi hareketlerine karşı, İngiliz-ler yine şiddet kullanıyorlar. Tevkif edilen İrlanda belediye reisi Cork açlık grevi yaparak Ölüyor. İrlanda efkârı umumiye, ni bu hâdise büsbütün İn-g izlerin aleyhinde tahrik edi-
Yapılacak toplantının münakaşalı olacağı anlaşılıyor
Ankara Umum Şoförler ve İşçileri Cemiyetinin senelik kongresi yarın Halkevi salonunda yapılacaktır. Ankara şoförleri, bu seneki kongrelerine büyük alâka göstermektedirler.
ması îngilizlerin hiç hoşuna gitmedğii için bu ihtilâli şiddetle bastırıyorlar. O kadar
Sene 1921 iki taraf da devamlı mücadelelerden bıkmış iısanmıştır. O sırada cenubî Afrika başbakanı General Smuts tavassut teklifinde bü-
kmüyor, onun uzlaştırıcı me-

üzerine iki taraf müzake-
re için karşı, karşıya geliyorlar. Gerçi De Valeranm iştirak ettiği bu müzakerelerde îrlan-
ki Valera şimdi eski bir hatı- da Ingilteıeden bir çok şeyler rayı canlandırırken: | kurtarıyor amma.. Şimaldeki
— Ölümden kurtuldum. Ve . Ulster kontluğundan İngiltere kendimi Amerikaya zor attım, yine vaz geçmiyor. Bu anlaş-diyor. İliç bir Amerikalı resmî (Devamı 5 inci sayfada)
Bu yılki kongrenin iki noktadan mühim telâkki edilmekte olduğu anlaşılmaktadır:
Geçen sene D.P. den istifa edip Halk Partisine giren ve bu partinin propaganda teşkilâ tında çalışmakta olan, Şoförler Cemiyeti eski başkanı Recep Denginin açtığı dernek, üye-siz kaldığından, yeniden Cemiyetle birleşme cihetine gitmektedir. Geçenlerde cemiyete müracaat eden Şoförler Der neği kurucuları, Cemiyetle birleşmek istediklerini bildirmiş ve bunun için de müşterek bir toplantı yapılmasını teklif etmişlerdir. Eski Cemiyet bu tek lifi, prensip itibarile kabul et-
M ıı hanı m ed Emin Fuad bey Paris'ten dönmüştür. Büyük Elçi , kendisi ile görüşen gazetecilere , şu demeçte bulunmuştur: I
»Mısır Dışişleri Bakanının A-merika seyahati münasebetiyle 1 Mısır'ın Avrupa'daki bütün elçileri Paris’te bir toplantıya I
diplomatik alanda bu kabil toplantıların sık sık yapıldığı malûmdur. İşte Mısır elçilerinin
son Paris toplantısı
benzer bir
hadisedir.
da buna
GAZETELER
Türkler ve deniz
Yeni İstanbul gazetesinde M. Nermi «Türkler ve Deniz, başlıklı yazısında Preveze zaferi yıldönümü münasebetiyle Türk milletinin tarih boyunca denizle olan münasebetlerini anlatıyor ve 412 yıl önce Türk donanmasının Preveze’de kazandığı zaferin dünya ölçüsün deki mânasını işaret ettikten sonra, şunları söylüyor: «Geçmiş günlere kabaran bir göğüsle bakarken imparatorluğu içinden kemiren menfi kuvvetleri, daha derin bir isyanla, gözönünde bulundurmak zorundayız. İmparatorluk çökmüştür. Ondan kalan bir ülke , parçasına irade büyüklüğü ba-1 kımından bize Preveze savaşını hatırlatan kahraman bir mücadeleden sonra Türk cumhuriyeti kurulmuştur. Fakat bi zim mukadderatımız dün olduğu gibi bugün de denizlerimize bağlıdır..
Pakta girmemeye mukabil hususî garanti
Sonposta gazetesinde Selim Ragıp Emeç; «Pakta girmemi-ye mukabil hususî garanti» başlıklı yazısında Atlantik pak tına girmemiş bulunmamıza rağmen bize verilen garantinin daha mühim olduğunu, çünkü mükellefiyetlerini de yüklenmiş olmamız gerektiğini, meselâ Danimarka ve İsveç gibi pakta girdiğimiz takdirde onun kendisini müdafaadan âciz bir memleket tecavüze uğrarsa pakt şartları icabı, bizim de vazife almamız lâzım geleceğini, verilen garantide ise böyle bir mükellefiyet bulunmadığını, bu itibarla garantinin bizim için daha faydalı olduğunu söylüyor
Askeri safha bitince
Yenisabah gazetesinde «Askerî Safha Bitince, başlıklı ve Yenisabah imzalı yazıda Kore savaşı bahis mevzuu e-diliyor. General Mac Art-hur’ün ilerleyişini anlattıktan sonra, Birleşmiş Milletler ordusu 38 nci arz. dairesini geçecek olursa durumun ne netice vereceği araştırılıyor. Sovyet Rusya’nın işin başından beri bu hâdiseye fazla önem vermediği, Rus radyolarında Sovyet halkına karşı Kore hâdisesinin alelade bir mesele gibi gösterildiği, bu itibarla Birleşmiş ordusu 38 inci arz geçse dahi Sovyet bunu bir Sovyet - Amerikan harbi haline getirmesinin pek tahmin edılemiyeceği, belki komünist Çin hükümetinin Ku zey Kore'nin yardımına koşması ihtimali bulunabileceği, bununla beraber Başkan Tru-man’ın komünist Çin'i de tat-
min eder bir politika takibine başladığı için bu ihtimalinde zayıf olduğu kaydediliyor .
Mac. Arthur’un hikâyesi
Milliyet gazetesinde Ali Naci Karacan’ «Mac Arhur’ün» Hikâyesi» başlıklı yazısında General Mac Arthur’ün şahsiyetini belirtiyor, onun iki bin seneden beri gelen sayılmış komutanlardan biri olduğunu kaydettikten sonra ikinci dünya harbindeki başarılarını anlatıyor, sözü Kore harbine getirerek, Kore’de Amerikan ordu sunun denize dökülmesinin bek lendiği bir sırada kazandığı | zaferin önemini işaret ediyqr.
Yeni gaile
Demokrat İzmir gazetesinde Huffem Kubal, «Yeni Gaile» başlıklı yazısında, Bulgar hükümetinin 250.000 ırkdaşımızı üç ay içinde Türkiye’ye göndermeğe kalkışmasında başlıca tazyikin Kremlinden geldiğini, Ruslar'ın kalkınma ham İçlerimizi geri bıraktırmak ve 1 memlekete ajanlarını rahat rahat yerleştirebilmek için bu çeıeyi bulduklarını, müşkül ; hal'edilince arkadan ikinci 1 bir tehcirin pek muhtemel ol-1 düğünü, bu şartlar altında me-se'evi Birleşmiş Milletlere getirmekten başak çare kalmadığım yazmaktadır.
Milletler dairesini Rusya’nın
çağrılmıştı. Seyahatim bu toplantıya iştirak etmek üzere vu-
kubulmuştur.
Bilindiği gibi, şehrimizdeki şoförlerin çoğu D.P. ye mensup turlar. Bu sebeple, Demokrat Partiden çıkıp Halk Partisine ' geçen, ayrıca bir de dernek aç-' mak suretile esnafı ikiye bölen Recep Denginin, bu teklifinin ' kabul edilmemesi taraftarları 1 pek çok görülmektedir. I
Şoförler Derneği Başkanı ( Abdullah Can şunları söylemiş tir:
«Arkadaşlarımızın nasıl düşündüklerini bilmiyorum, fakat biz, idare kurulu olarak ö-nümüzdeki yıl için seçilmek istemiyoruz. Ben seçilsem dahi, bu vazifeyi kabul etmemeğe . karar vermiş bulunuyorm. İ-! dareyi yeni elemanlara terk etmek suretile, yeni hamlelere .mkân vereceğimize kaniyim. Gerek yeni Şeyrü-Sefer Kanu ' nu münasebetiyle ve gerekse Federasyon kararile Cemiyetimize ve mesleğimize iyi bir hizmette bulunduğumuza inanıyoruz.
Toplantıda hususî maksat ve gaye aramamak tefsir ve tahminlere gitmemek lâzımdır.»
G. MECLİS SEÇİMLERİ
Radyoda propaganda konuşmaları için bugün kur’a çekilecek
15 Ekimde yapılacak olan il
Genel Meclisleri seçimi münasebetiyle seçime iştirâk eden siyasî partilerin sözcüleri 5 Ekimle
11 Ekim arasında 7 gün Ankata ve İstanbul radyolarında propaganda konuşmaları yapacaklardır.
Milletvekilleri seçimi kanunu gereğince bugün saat 10,30 da Ankara'da Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğünde par-1 tilerin birer temsilcisi huzuru [ ile kura çekilerek konuşma sı-I ra ve zamanları tayin edilecektir.
Resim Büyük Elçiyi gazeteci-
Umumiyetle dünya siyasî ah- dir.
lerle görüşürken göstermekte-
Koreden 2 Türk
Sağlık Bahisleri
Romatizmalar
Kundura işçilerinin yıllık ’tungresı
İşçi Sigortaları mevzuunda şiddetli tartışmalar bekleniyor
Ankara Kundura İşçileri Sendikası 2 Ekim Pazar günü ikinci genel kurul toplantısını yapacaktır. Saat 14 te Halkevinde
başlıyacak olan toplantıya Çalışma Bakanı Haşan Polatkan
ve Bakanlık ileri gelenleriyle, Milletvekilleri, siyasî parti mümessilleri, muhtelif işçi teşekkülleri davetlidirler.
Kundura işçileri, bu toplantılarında dertlerini dökecekler ve
I
Cuma günü senelik kongremiz yapılacaktır. Bu kongrede
yeni idare kurulu seçilecektir.
Ruznamemizde, Ankara Şoför-
İhale edilecek yollar ve köprüler
Çanakkale - Edremit ve Çanakkale - Lapseki arasında 6 köprü bir blok halinde bugünlerde ihaleye çıkarılacaktır.
Çanakkale - Edremit yolu ü-zerindeki Sarıçay köprüsünün
bilhassa; tş kanununa göre on kişiden az işçi ile çalışan iş yerleri mensuplarının sigortalarının yapılmaması üzerinde durarak bu hakkın kendilerine de
i
uzunluğu 146 metredir. Aynı yol güzergâhında 56 metrelik Ezi-
ne, 26 metrelik Mıhlıçay köprüleri de bulunmaktadır.
Çanakkale - Lapseki
arasın-
da Umurbey (I), Umurbey (II)
ler Derneğinin birleşme tekli-1
ve 26 metre uzunluğundaki Lapseki köprüsü de inşa edilecektir. Lapseki - İzmir arasın-
fi de vardır. Biz bu teklifi evvelce de almıştık. İdare Kuru- | lumuz, bir senelik bir dernek- ‘
daki fevkalâde önemi haiz
le, 24 senelik bir Cemiyetin ay ( nı hak ve şartlar altında bir-1 leşme müzakeresini kabul etmedi. Biz, bizden ayrılan bu 1 parçanın, ana cemiyete, iltihak etmesini istedik. Kongremizin bu bakımdan hararetli ve mü-, nakaşalı olacağını tahmin et-
ait bu köprülerin hıalî yılı sonunda
inşası bitmiş
1951
mekteyim.»
Küçük, daracık, yeşile boyalı kapı dilsiz ve sağır bir duvardı. Acaba yanlış mı gelmişti, aldanmış mıydı? Kulağını kapıya dayıyarak dinledi. Hayır, hiç bir gimil-tü yoktu. Yalnız, aşaman akseden adımların sesi hiç durmadan yaklaşıyor ve Fat-manın sinirlerini çatlatınca-ya kadar geriyordu. Korkusu yersizdi ama gene de kor kuyordu. Adam, dördüncü katta durnjadı. Merdivenleri yeniden çıkmağa başladı. Saniyeler asır kadar uzadı.
Fatma dişlerini sıktı ve vaziyet aldı. Şayet bir şey olursa portakal dolu kesekâğıdı-nı kafasına atacaktı. Şaşkınlığından bilistifade sıvışabi-lirdi. O da olmazsa kendini arağı fırlatacaktı.
İlk önce boz renkli bir fötr şapka göründü. Fatma, savunmağa elverişli mühimma tı yani portakal dolu kese kâğıdını hazırladı. Adam üç basamak daha çıktı ve başını yukarı kaldırdı. Birisi hayretten, birisi sevinçten bağırdı:
— Hay Allah! Sen misin? Fatma elini kalbine bastırdı. Enver anahtarla kapıyı açarken, titremesi geçme-
— ödümü kopardın, dedi. Delikanlı onu göz ucuyla
sağlanmasını istiyeceklerdir.
Bundan başka çalışma saatlerinin intizamsızlığından ve mu-
ayyen olmayışından da şikâyetçi olan işçiler bunun da bir düzene konmasını temenni edecek-

Dertlerini ilgililerin ve diğer
işçi kurulu mümessilleri yanın-
da ortaya dökerek halli yoluna giden Ankara Kundura işçileri Sendikası ikinci toplantısının kendileri için başarılı olmasını dileriz.
Eli bıçaklı birisi mahkûm oldu
Bundan bir müddet önce, Ye-
Bir hırsız suçüstü yakalandı
Yaşar Çalışkan isminde birisi dün akşam Cebeci’de Süngü-bayırı sokağında oturan Yarbay Sami'nin emiıerine ait kaputu çalarken yakalanmış ve Suçüstü Mahkemesine sevkolunmuştur.
nidoğanda Nuri Biber isminde birisi fazla sarhoşluk saikasiyle kendisini karakola götürmek is-
tiyen polis çekmişti.
ve jandarmaya bıçak Bugün Asliye Ceza
Mahkemesinde yapılan duruşma
da sanığın suçu sabit görüldü-
ğünden 3 ay hapsine karar ve-
rilerek cezaevine gönderilmiştir.
ailesi geldi
İstanbul, 27 (Akşam Postası) — Dün Koreden 16 kişilik 2 Türk ailesi gelmiştir. Bunlardan Süleyman Bakayın karısı Şemsi Nur gazetecilere şunları söylemiştir:
«Biz aslan Rusyalı olan Tatar Türkleriyiz. Rusyadan ay rıldıktan sonra Korede 16 sene
yaşadık. Fakat bu sırada ta-biyetimiz olmadığından muha cir sıfatiyle Cenubî Korede bulunuyorduk. Çocuklarımız Korede doğmuşlardır.
1947 yılında Türkiyeye gelmek üzere Nankin konsolosluğundan vize alarak ve Mayıs ayında Koreden ayrılarak Türkiyeye gelmek üzere yola çıktık. Hongkongda 3 ay vapur bekledik. Koreliler bizi
türlü sebeplerle mahkemelere şevkettiler ve mallarımızı istirdat ettiler. İkinci Cihan Har
binde Japon işgaline uğrayan
Korede gayet iyi muamele gör-
dük. Japonyanın işgalindeki
Kored$, harbin zaruretlerine rağmen her şey intizam içinde cereyan etmiştir. Bugün Türkiyeye gelmiş olmaktan fev-Jkalâde memnunuz. Nihayet muhar/r durumundan kurtulmuş ve bir vatan sahibi olmuş bulunuyoruz.
Halen Korede biri Seulde diğer ikisi Pusanda olmak üze re 3 Türk ailesi kalmıştır. Bun lar da Türkiyeye gelmek istemekte fakat malî vaziyetleri mani olmaktadır. Koredeki Türklerin ekseriyeti elbise ticareti ile iştigal etmektedirler.
Hukuk Fakültesinde eleme imtihanları dün başladı
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde eleme imtihanlarına dün sabah başlanmıştır. Ele me imtihanları evvelce tesbit e-dilmiş olan derslerden yapılacaktır.
ve sebepleri
V urdumuzun her tarafında
* olağan ve günlük bir hastalık plarak görülen Romatizma Verem, Kanser kadar öldürücü olmamakla beraber yarattığı kötü âkıbetler ve malûliyetler itibariyle onlar gibi insanlığın sosyal âfetlerinden biridir. Nete-kim bununla savaşan mahalli ve beynelmilel cemiyetler gerçek tabiatini anlamak ve bilhassa organizmada ağır sakatlıklar yapan eskimiş şekillerine karşı tesirli devalar bulmak için her sene çok para harcarlar. İsviçre gibi bir memlekette romatizma ile mücadele Verem savaşından daha masraflıdır.
Romatizmayı yalnız bir iklim veya hava Âmiline, soğuğun tesirlerine bağlamak imkân sızdır. Sebep bolluğu ve şekil çeşidi itibariyle «Romatizmalar» demek daha doğrudur; ve birçok oynak yerleri seçen, bir kısım hastaların iç kalb örtülerini iltihaplandıran ve nihayet klâsik «Salisilât» tedavisinden oldukça faydalanan ateşli şoklin den ziyade bu safhayı göstermeden de çok sinsi bir seyir ile günden güne yatak malûliyetinc sürükleyen kronik şekillerde sebep ve mahiyet önemlidir.
Eski zamanlardan ve bilhassa Pasteur ile açılan mikrop devriden beri romatizmayı da mikrobik bir âmile bağlamak için gayretler, harcanmıştır; ve bilhassa Bouillaud hastalğı ismini de alan hâd oynak yeri romatizması çok defa bir virus’a veya bazı boğaz anjinlerinden sonra bazı romatizmal belirtiler görüldüğü cihetle Streptokok mikrobuna bağlanmıştır. Bazı romatizma çeşitlerinde de verem itti-ham edilmiştir. Doğrusu, ya romatizma belirtileri esasında veremli olanlarda başgösterir; yahut da eskimiş bir romatizmanın seyri içinde tali olarak tüberküloz belirir, bununla beraber bazı araştırıcılar süzgeçten geçme tüberküloz virüsünün bazı romatizmalardaki tesirini ısrarla öne sürerler. Frengi â-mili ile romatizma arasında bir münasebet yoktur. Bunun gibi bir çok ateşli hastalıkların ve meselâ belsoğukluğunun ihtilât-ları olan oynak yeri iltihaplarını romatizma ile karıştırmamalıdır. Amerikalılar diş, bademcik, kör bağırsak, idrar kesesi, bağırsak, böbrek gibi yerlerdeki intan o-caklarına çok önem verirler. Nitekim her siyatik ağrısından şikâyet edenin dişlerini söktürmek moda olmuştur. Bununla beraber inatçı romatizmalarda her çeşit mikrop yuvalan aranmalıdır.
Bütün iç salgı bezlerine ait bozukluklar romatizmanın oluşunda bahis konusudur. Bazı kadınlarda aybaşı kesiminden sonra vücutta yaygın ve devamlı ağrıların belirmesi yumurtalık hormonunun yetersizliğine bağlanmıştır. Lâkin genç ve ay-başlaıı muntazam olan kadınlarda da romatizma görüldüğü-

süzerek:
— Sana şimdi bir bardak su veririm, dedi, o kese kâğıdında ne var?
Genç kadın sıkılarak yutkundu:
— Portakal!
Son derece dağınık, genişçe bir odaya girdiler. Camlar açıktı ve rüzgâr, kapı a-çılır açılmaz içeri dolarak masadaki kâğıtların bir kısmını yere uçurdu. Sanatkâr:
— Beşinci katın havası serttir, dedi.
Kadın- hemen eğilmiş kâğıtları topluyordu.
— Sen bırak, ben toplarım. Sen şu sandalyaya güzelce otur. Korkma, ayakları sağlamdır.
Fatma istemiye istemiye oturdu. Elleri dizlerinin üze rinde, terbiyeli ve söz dinler bir vaziyette, merakla etrafına bakındı. Onun derli toplu ev kadınlığı bu derbederlik karşısında isyan etti. Ağ zina kadar izmarit dolu kül
tablası yatağın, bir oturma minderi de yazı masasının üzerindeydi. Bekâr erkeklerin çoğunun pasaklı ve bakıl mağa muhtaç olduklarını an nesinden işitmişti çokluk. Du varlarda fesli ve fessiz, sakal lı sakallı korkunç ve heybetli insanların camsız ve çerçevçsiz karton resimleri asılıydı.
Bunlar her halde bey babasının resimleri değildi.
Odanın sol tarafını karyola ve elbise dolabı, sağını; üst üste yığılı gazete tomar-lariyle bir alay da kitap işgal ediyordu. Ciltli ve ciltsiz kitaplar, broşürler.. Hele, ke narlarından dört çekmeceli masanın üstü mahşerdi. Ora da neler yoktu! Tampon, yazı rtıaklnesi, mürekkep hokkası, kalemler, kâğıtlar, sürahi ve bardak, ekmek dilimle-
Enver şapkasını bir köşedeki çengele doğru fırlattı. Şapka gitti gitti ve düşme-
den çengele geçti. Fatma:
— Tembellik sayesinde ma haretini çoğaltmışsın., diyerek onu takdir etti.
Sanatkâr:
— Vakit nakittrr prensipi
ile hareket ediyorum, cevabı
nı verdi. Bu karma karışıklığın sebebi vardır.'Tembellik-
ten zannetme. Masamda yazı
yazarım, yazarken karnım a-cıktıkça elimi uzatarak ekmek alırım, susayınca yine
elimi uzatıp su içerim. Fe-
raya eski bir okul arkadaşlığını sokmak suretiyle kaldırmağa çalıştığı güç anlaşılıyordu. Bir kadının hoşuna gidecek ve onu oyalıyacak şeyler söylemesini' bilmezdi. Ama bir okul arkadaşiyle, yaradana sığınıp, bu işi pekâlâ becerebilirdi. Birbirlerine sen diye hitap ederek tek lifsiz olmağa çalışıyorlardı. Bu zoraki bir gayretti. İlk önce buna rağmen ikisinin de dili tutuldu. Çekine çeki-
na mı?
— Dehşet!
Otuz iki dişini birden göstererek güljjü:
— Benim işlerim dehşettir Buraya taşındıktan sonra ken rimi koyuverdim. Daha doğrusu kendimi koyuvermek i-çin buraya taşındım. Odam kadın yüzü görmiyecekti hiç arpa sen geldin, sen, Fatma-
Bir kadınla konuşurken duyduğu sıkıntılı zahmeti, a-
ne yürüyorlar, kelimelerin ters anlaşılmaması için zemi ni dikkatle kollıyarak ter döküyorlardı. Fakat sonra,
nasıl olduysa oldu, açılıverdi ler. Kalplerine gelen dudaklarının ucuna geliyor ve der
hal sarfe^iliyordu. Enver,
derinden bir of çekerek:
— Deminden sucuk gibi terledim, dedi.
— Ben de., dedi.
Genç adam devam etti:
— İki insanın birbiriyle anlaşması hem çok güç, hem çok kolay. Bir ara -seni çağır dığıma pişman olmuştum.
Fatma:
— Ben de geldiğime, dedi.
— Bir mevzua takılınca düpedüz gitmeli. Neâir sanki? Seni dinliyenin izzeti nefsini, kadınlığını, utangaçlığını, misafir olduğunu, seni anlayıp adamadığını, şunu bunu, kıvırını zıvırını hesap lamak ne çetin şeymiş... Sana, az kalsın,, kızım diyecek tim, al portakallarını ve bas bakalım!
Fatma ayağa kalkmış geziniyordu. Bir anda, bu der beder oda ona öyle sevimli geldi ki; sevinçten, rikkatten gözleri sulandı. Dinleme ğe de, anlatmağa da hasretti.
— Ne tuhaf şey, dedi, az önce ben de buradan sıvışmak için can atıyordum. A-ma şimdi kovsan bile gitmek istemiyeceğim Enver ağabey!
Erkeğin önünde mektepli kızlar gibi ellerini arkasına saklıyarak dikildi ve sordu:
— Niçin geldiğimi sanı -yordun?
Adam, şüphesini belli ede ceğini sandığı gözlerini ondan kaçırdı,. O, ısrarlarına aldanarak sanmıştı ki..
Fatma:
(Devam edecek)
[ Prof. Dr. Rasim Adasal J ne göre yalnız bu ittiham edilemez. Son zamanlarda şiddetli romatizma ağrılarına ve buhran lavına karşı başarı ile kullanılan hormonları (Cortison) itibariyle bilhassa böbrek üstü (Surre-nal) guddesi önem kazanmış bulunmakta ve bununla C vitamini şırıngaları romatizma tedavisinde en tesirli vasıtalardan sayılmaktadır. Ancak bu guddeleri mücerret olmaktan ziyade bir çalışma ahengi halinde almak ve romatizmalarda bunun muvazenesizliğini veya durgunluğunu aramak doğrudur. Nitekim bazı ailelerde görülen irsî mahiyetteki romatizma yapısı da buna bağlıdır.
Romatizmada damar bozuklukları ve bilhassa dokuların erken katılaşmasiyle kendini gösteren Arterio - Skleroz da düşünülmüştür; fakat romatizma iaha ziyade olgun yaşta ve çok Jefa dolgun vücutlarda görünmekle beraber damar sertliği ile muvazi gitmez; belki bazı şahıslarda damar bozuklukları ile romatizma ağrılarını ve diğer kamile belirtilerini yaratan âmil müşterektir.
Şöhretli Strazburg cerrahı ve hâlen Frtrnhız Koleji Profesörlerinden Leriche bir çok ufak vuruklardan ve burkulmalardan sonra oynak yerlerde romatizmal alâmetler müşahede etmesine dayanarak bunların oluşunda sempatik sinir sistemi’ne ait fonksiyon bozukluklarını ileri sürmüş ve buna dayanan bir tedavi prensipi de rağbet görmüş tür. Esasen meşhur sinir hekimi Charcçt zamanından beri roma-tizmâ ile sinir cümlesi arasında gerçek bir bağlılık olduğu bilinmektedir. Bilhassa alt ve üst taraflarda şekil bozuklukları yapan ve belkemiği oynaklarını yapıştıran kronik romatizmanın sinirsel kaynağı kuvvetle muhtemeldir; ve iki taraflı oluşu, al ve ayak uçlarından köklere doğru îlerliyerek seyretmesi ve bir çok iğtida bozukluklariyle beraber oluşu merkezî tabiatte sinir âfetlerine benzerliğini gösterir; lâkin buna rağmen dimağda veya sinirlerde romatizmaya has teşrihi bozukluklar da bulunma-
Bazı romatizma bilginleri bu hastalığa-ait belirtiler ile Aller-gie veya «Serum hastalığı» denilen mübalâğalı vücut hassasiyeti arasında bir münasebet aramışlar ve bunu Tetanos gibi serumların tatbikinden sonra görülen oynak yerlerindeki şiddetli reaksiyonlara dayanmışlardır. Serum organizmaya şol tesirini yapan bazı maddeleri serbestleştirir ve bazı fiziyolojik veya marazî hallerde (Karaciğer yetersizliği gibi) iyi hazme-dilmiyen veya iyi paıçalanmıyan cevherler kana geçerler ve oynak yerlerindeki şişlikler veya ağrıları uyandırırlar. Nitekim bol ete, ağır yağlara veya dışarıdan gelen diğer bazı yabancı albuminlere atfedilen romatiz-
(Sonu 5 inci sayfada)
SİNEMALAR
Büyük Sinema : Asto rüyası
fcnl » : Ask ve cürüm
?uı ) : Dümbüllü maccrs
•»ark » : Vahşi koşu
)U”'°r * günkrl
)bccl * ’ Gangsterler pen.
Cesimle. San An

NÖBETÇİ ECZAHANELER
Ulus, Nümunt, Boyar
TAKVİM
28/Eyiül — Perşembe
Rumi 1366 — Eylül 15
Hicrî 1389 — Zilhicce 15
Ezani
Vasatı
Sabah öglı' İkindi
ZAFER
Sayfa: 3
28/9/1950



PULSUZ İSTİDA
I
DısPolitika
Birleşmiş Milletlere
Amerikan silâhlanma
yardımı kısılacak
yem üye
ovyeilerin Birleşmiş Mil leilere yeni üyeler ka-
bul ettirmeğe çalıştıklarına dair şayialar dolaşmaktadır. Bu münasebetle en çok, Özbekistan ile Kazakistan'dan bahsediliyor. Henüz teyid edilmemiş bulunan bu haberleri neş-redenler, iddialarının doğruluğunu isbat etmek için. Birleşmiş Milletlerdeki Rus heyetine mezkûr memleketlerin Dışişleri Bakanlarının da refakat etmekte olduklarına dikkati çekmektedirler.
Bununla beraber, Sovyetle -rin Birleşmiş Milletler heyetine federal Sovyet Cumhuriyet Bakanlarını iştirak ettirmeleri ilk defa görülen bir şey değildir. Bundan evvel iki Ballık Cumhuriyetinin Dışişleri Ba-\ kanları da Vişinski'ye refakat w* etmişlerdir. Lâkin, şimdiye kadar bu Cumhuriyetlerin de hakkında Ruslar tarafından bir talep vaki olmamıştır.
Conally “iktisadiyatımız bu kadar büyük bir yüke tahammül edemez „
Birleşik Amerika Kabinesi içtima halinde
Meselenin başlangıcı, 1944 te Sovyet Anayasasında yapılan tadile dayanır. Buna göre, her Sovyet federe Cumhuriyeti, yabancı memleketlerle doğ rudan doğruya münasebata girmek, elçi ve konsolos teati etmek ve anlaşmalar imzalamak salâhiyetini Haizdir. 1945 Yalla Konferansında Moloiof, Sovyet Anayasasının, bu hükmüne dayanarak ısrar etmiş ve birer federe Cumhuriyet olan beyaz Rusya ile Ukrayna'nın kabulünü Churchill ile Roosevelt'den temin, etmiştik Bunun üzerine ilk defa olarak San Francisco’da adı geçen memleket mümessillerinin de asıl Sovyet temsilcisi ile birlikte yer aldıkları görülmüştür.
Vaşington, 27 a.a. ... Âyaıı Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Tom Connally yaptığı bir basın konferansında, Birleşik Amerika’ya dost memleketlere silâhlanmaları için verilen meblâğın malî sene sonunda yani haziran ayında azalabileceği-ni ümit ettiğini söylemiştir.
Tom Connally sözlerine şunları ilâve etmiştir :
— İhtiyacı olan bütün memleketlere ne çok miktarda para ve ne de malzeme vermeğe devam edemeyiz. İktisadiyatımız böyle bir yüke tahammül edemez.
Connally bundan sonra aşağıdaki noktalar üzerinde fikirlerini izah etmiştir:
1 — Birleşmiş Milletler Genel kurulunun halen malik bulunduğu yetkilerden geniş salâhiyetlere sahip bulunması zaruri-
dir.
2 — Holen Kore'de çarpışmakta olan kuvvetlerin 38 inci arz dairesini geçip Kuzey Kore’ye girip girmeyeceklerine ait karar vermek Birleşmiş Milletlere
3 — Almanya, Kuzey Atlantik Savunma Sistemine iştirak etmelidir.
4 — Kuzey Atlantik Paktına dahil memleketler, Birleşik A-merika kadar süratle, silâhlanmalarına başlamak zorundadırlar.
Öte yandan Connally, Japonya ile barış andlaşmasının süratle hazırlanması lehinde bulun muş fakat, kanaatine göre, Birleşik Amerika’nın bu memlekette bütün nüfuz ve otoritesini muhafaza etmesinin zarurî duğunu belirtmiştir.
ol-
Yalta'da bulunulan bu tavizin ne kadar hatalı olduğu sonradan açıkça anlaşılmıştır. Zira, federe cumhuriyetlere dış siyasetlerini bizzat idare etmek hakkını veren Anayasa maddesi--40nin, sırf o günkü durumu kur- j tarmak için icadedilmiş olduğu, aslında 16 Sovyet Cumhuriyetinin de, dış siyasette bu hakların zerresine sahip bulunmadıkları, her şeyin Politbüro’dan idare olunduğu bugün herkesçe malûm hakikatlerdir. Ukrayna ve Beyaz Rusya delegeleri, Birleşmiş Milletler toplantılarında Sovyet Rusya delegesini şiddetle ve sistemli surette destekliye-rek, Rus tıkama siyasetinin başarısında büyük ölçüde âmil olmuşlardır.
Faşta bir
baskını
Rus işgal bölgesinde tazyik
Diğer memleketlerin, böyle bir Rus talebi vaki olacak o-lursa, buna şiddetle karşı koyacakları muhakkak olmakla beraber, bu Birleşmiş Milletlerde yeni bir fırtına yaratabilir. Kremlin’in bunu bildiği için, şimdilik bu işe başvurması pek beklenemez.
Amerikalı bir dostun dediği gibi, Sovyetler 16 federe cumhuriyeti teşkilâta sokmıya kalkarlar da, biz niçin 48 Amerikan devletini, anayasada yapılacak küçük bir tadilden sonra, Birleşmiş Milletlere üye olarak almıyalım?
Mücahit TOPALAK
Amerika’da bulunan bir mühendisimiz
Vaşington, 27 a.a. — Marshall Plânı teknik yardımından istifade ederek Amerika’da elektrik enerjisi mevzuu üzerinde tetkiklerde bulunan Türk hidroelektrik mühendisi Rıza Tezulaş memleketine dönmek üzere A-merika’dan ayrılmıştır. Hareketinden evvel gazetecilerin suallerine cevap vermiş ve Türkiye’de ucuz enerji temin etmek mümkün olduğunu söylemiştir.
Bir şehir harap oldu, zarar büyük
Rabat, 27 a.a. — (AFP): Dün sular altında kalan Sefron’daki enkaz arasından şimdiye kadar 50 ceset çıkarılmıştı. Felâketzedelerin adedi 2000 i bulmuştur. Şimdi bombardımana maruz kal mış bir şehri andıran Sefron’da dün akşam su seviyesi alçalmıştır. Şehri kateden Oued nehrinin kıyılarındaki ruhtımlar yıkılmış, meyva ağaçları rinden çıkmıştır.
Bilindiği gibi, Sefron her sene kiraz zamanında yapılan şenlikleri ile meşhurdur. Tonlarca çamur nehir sahilinde bulunan mahalleleri kaplamıştır. Kurtarma ekipleri faaliyettedir. Sefron şehri felâketin başlıca kurbanı olmakla beraber, Fas’ın diğer bölgeleri de hasara uğramıştır, tmmayer’de 20 ye yakın insan ölmüştür. Ölenlerin büyük bir kısmı, falezler içinde, şakulî o-larak, kuyu gibi inşa edilmiş garip evlerin sakinleridir. Bu evler anî olarak suların istilâsına uğramıştır. Hakikî bir nehirler mmtakası haline gelen bu bölgede, telgraf direklerinin yıkılması neticesi 30 kilometreye yakın bir mesafe üzerinde muhabere kesilmiş bulunmaktadır. Yalnz Fas’ta zararın 500 milyon frank olduğu tahmin e-dilmektedir.
kökle-
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir Mümtaz Faik Fenik
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden
Fotin FUAD
Basıldığı yer
Güneş Matbaası — Ankara
Dakikada 70 mermi atan bir top
Stokholm, 27 a.a. — (Reuter): ' Bofors silâh fabrikaları dakikada 12 santimetrelik 70 merini a-tabilen yeni bir uçaksavar topu 1 imal etmiştir.
Topun 9000 metrede uçan bir uçağı tahrip edebileceği iddia edilmektedir.
Top henüz gizli tutulmakla beraber bu tafsilât dün yarı res mî (Savunmamız) mecmuasında verilmiştir.
Diğer bir Bofors uçaksavar topu 4000 metre yüksekliğe dakikada 57 milimetrelik 120 mermi atabilmektedir.
Benim oğlum bina okur !£
ASKERLİKTE, fikri sabit© dûçar olanların ku- • mandan olamıyacaklarına dair bir prensip vardır. ; Bunu bütün dünya orduları kabul ettiğin© göre bizim i de uymamız mecburiyeti vardır.
Bu misali verdikten sonra, evvelki gün yapılan dil ;: inkılâbı yıldönümünden bahsedeceğiz. Rahmetli Büyük ! Atatürk'ün bir zamanlar üzerine düşüp sonradan vaz- ; geçtiği dili düzeltmek meselesini, fazilet devri mümes- I silleri, «hiç olmazsa bunu başaralım, bir eserimiz olsun» ■ düşüncesiyle ele almıştılar.
O zamandan bu zamana, bizzat kendilerinin bile an- ! cak ıkına sıkına kullanabildikleri uydurmasyon bir kaç ; kelime ortaya atmış bulunmaktadırlar. Bu kelimeler, : yani yeni terimler mekteplere cebren sokulmuş, ana baba ile çocuğun birbirini anlayamamasından başka bir faydası da olmamıştır.
Çoktanberi kalabalık yüzü görmiyen, alkış sesi duy- ! mıyan şeflerine, eski devirlerini yaşatmak ve bir parça ; avutmak emeliyle yapıldığına asla şüphe olmıyan bu yıl- ! dönümünde konuşan hatiplerin sözleri, tezadın, fikri sa- ! bitin şaheser nümuneleridlr.
Nedim'in şiirlerini anlıyanların kalmadığından şikâyet eden bu zevat, Yahya Kemal'i anlamıyan bir nesil yetiştirmek suçunun failleri olduklarını unutmuş görünmektedirler. I
Bu kadar sene dilimize uydurma kelimeleri sokmak- ! tan ve hulûskârlığın, dalkavukluğun nümunesi olarak ; tertipledikleri ekseri yeri yanlış malûmatla dolu ansik- i lopediden başka bir iş yapmıyan ve eski iktidarın fikri 1 sabiti dolayısiyle bugüne kadar yaşayan bu Kurum'un, ; lüzumuna, kendilerinden başka bir kimsenin, inandığını tasavvur etmenin yanlışlığına kanaatimiz vardır. Sunî olarak büyütülen meyveler nasıl tatsızlaşıyor, aynı usul-le cesameti arttırılan hayvanat nasıl kısırlaşıyor isç^cunî i olarak ıslah edilmek istenen dilin bugünkü müz'iç hale gelmesi mukadderdir. Bu gibi işleri tabiî mecrasına bırakmak ve fikri sabitten vazgeçmek lâzımdır zannında-
Hikmet YAZICIOÖLU;
Dünya’nin aynası:
Yarının gıda kaynağı denizler mi olacak ?
Tasarlanan projeler tatbik edilirse
insanlar, deniz suyu ile beslenecekler
İşte acaip bir haber! Milletlerin, arazi fethi - veya müdafaası - için silâhlarını arttırdıkları bir zamanda, bir A-merikan âlimi bize, Cengiz Han ve Anibal tarafından tazelenmiş olan .jeografik tevessü» den vazgeçmemizi teklif ediyor.
Dr. E... diyor ki:
— Eğer biz, deniz gibi vâsi bir gıda sahasını .kanalize» et meşini bilirsek, insanları beslemek için toprağa lüzum kal-mıyacaktır. Mademki, tekâmül bize, ilk ecdadımızın, Deniz A-nası ve Deniz Yıldızlariyle haşrüneşr (!) olduklarını öğretiyor, şu halde, insanları bes lemek için deniz maddelerin-
Deniz suyundan gıda temin ed ccek tes'.slerin temsili resmi
u-*»v**v»*************************************************'d
Bir çok fabrika ve dükkâna el kondu
Nevyork Radyosu, 27 (Basın -Yayın) — İki Berlin gazetesinin bildirdiğine göre, Doğu Berlin’de yüzlerce dükkân ve ufak fabrikaya komünist hükümeti tarafından el konmuştur. Silâhlı Rus işgal bölgesi polisi tarafından işgal olunan dükkân vo fabrikaların sahipleri, Doğu Almanya’nın dahili ticaretini sabote etmekle suçlandırılmakta ve el konan mallar için hiç bir taz minat verilmemektedir.
Dünya Basınından I—— hulâsalar —I
Fransız Basını:
Dünkü Fransız basını Kore olayları ile Sovyet Dışişleri Bakan Vekili Malik’in yapmış olduğu teskin edici demeci ele almaktadır.
Seul’un düşmesi hâdisesini ele alan Figaro gazetesi şunları yazmaktadır:
«Bu muvaffakiyet sadece bir askerî mâna taşımaktadır. Mü-tearnzın hezimetini sağlıyan bu muvaffakiyet aynı zamanda milletlerarası alanda büyük fcir zafer teşkil etmektedir. İlk defa olarak halihazır tarih i-çinde, komşusuna karşı haksız bir taarruza girişmekle suçlu olarak tanınan bir devlet, şerik milletlerin barışı korumak için almış oldukları kollektif bir karar neticesinde cezalandırılmıştır. .
Malik’in demecini inceliyen Combat gazetesi ise şöyle demektedir:
Romada Demiryolları Konferansı toplandı
Roma, 27 a.a. — (Reuter): Yirmi üç memleketten gelen 500 delege Avrupa ve Asya’nın büyük bir kısmında daha iyi, da ha sür'atli, daha rahat ve daha emin demiryolu ulaştırması için plânlar hazırlamak üzere dün burada toplanmışlardır.
İlkokul Yapı Sandığının tasfiyesi
İlkokul öğretmenleri Yapı Sandığının tasfiyesi işine Millî Eğitim Bakanlığınca devam e-dilmektedir.
Sandığa ait hesaplara el konulduğu için, bundan böylo öğretmenler maaşından yüzde 4 tevkifat yapılmıyacaktır.
• Bazılarına göre, Sovyet diplomasisinin pişdarları, Birleşmiş Milletler Genel Asamblesi önünde, Birleşmiş Milletlerin yeniden teşkilâtlandırılması i-çin açılacak olan tartışmaların seyrini değiştirmeyi düşün- ■ nıektedirler. Amerika ile Sov- 1 yetler Birliği arasında bir an-laşma imzalıyarak, bu tartışmayı lüzumsuz bırakmak ve önlemek bahis mevzuudur. Di- ; ğerlerine göre ise, Moskova’nın başlıca hedefi, batı blokun-da, Bilreşik Amerika partö-nerlerini başlıca görüşmeler dışında bırakmak suretiyle biı gedik açmaktır. Ve nihayet di- : ğer bazı kemseler ise Malik’in sözlerinde, Amerikan savaşçılarına karşı Stalin’in barışçı aklı selimini öne süren bir . propaganda taarruzundan baş-
Milletlerarası Demiryolu Birliğinin onbeşinci senelik toplantısında İngiltere milletler camiası, Belçika ve müstemlekeleri, Fransa ve müstemlekeleriyle, himayesi altındaki memleketler, Avusturya, Danimarka, Mısır, İspanya, Finlandiya, Yunanistan, Hindistan, Pakistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg. Norveç, Hollanda, Portekiz ve müstemlekeleri, İsveç, İsviçre, Siyam, Türkiye, Yugoslavya ve Batı Almanya temsil edilmektedir. Batı Almanya harptenberi ilk defa olarak murahhas yollamaktadır.
Toplantıda Millellcrarası Yataklı Vagonlar Şirketi de temsil edilmektedir.
ka bir şey görmemektedirler.
L’Aubc gazetesi de bu sonuncu görüşü müdafaa ederek şunları yazmaktadır;
• Birleşmiş Milletler kuvvetleri, Kore'de zaferi elde etmiş bulundukları, Birleşmiş Milletler asamblesi oy birliği ile Sovyetler Birliğinin harpçi siyasetini takbih ettiği bir sırada Malik’in sözlerinin, dünya boyunca komünist propagandasını şişirmekten başka hedefi olamaz. Fakat sözler hiçbir şey işbat etmez. Birleşmiş Milletler kürsüsünden bütün delegelerin söyledikleri gibi, Rus lar’dan hareket bekliyoruz ve ancak kendileri hakkında hareketlerine göre bir hükme varılabilir..
den istifade etmeye kalkışmak tan daha tabiî bir şey olamaz.
DENİZ HAYVANLARI
Şurasını hemen söyliyelim ki, Dr. E... nin bu talebini yabana atmamak lâzımdır. Amerikalılar, kendi kıt’aları üzerin deki «kıt’a yayla, sından kendilerine iyi bir hisse «ilhak ettiler» ve «deniz ormanları», «deniz altı ziraatı» ve «okyanus hasatları» terimleri, A-merikalıların teknik rövülerin-de manidar bir intizamla yer almıştır.
Fransada - diğer memleketlerde de olduğu gibi denizin ih tiva ettiği zenginlik bilinen birşeydir. Bretonlar kabuklu deniz hayvannlarını toplamayı, soda çıkarmak için plâjda onu kavurmayı yahut ondan brom, iyot çıkaracak olan kim ya fabrikalarım pek iyi bilirler. ■
MUAZZAM BİR TABİİ «POTAJ»
Bundan birkaç ay evvel bir takım gençler, güney Pasifiki salla geçmeye teşebbüs ettiler. Amerikanın bir sahilinden hareket ettiler, Tahitiye büyük bir hâdise çıkmadan gelebildiler. Neden sonra, salları işe yaramaz hale geldi.
Bu genç gemicilerin, denizden aldıkları en mükemmel gıdalar, kolloidal, «şekilsiz., fakat son derece besleyici ve karides gibi hoş lezzetli gıda maddeleri (!) oldu. Bu madde, «plankton, idi. Bunları top lamak için akıntıya, kumaştan bir torba koymak kâfi geliyordu. İşte, Dr. E..., bu plank tonlar üzerine, bilhassa dikkatimizi çekiyor Bu «neş'et maddesi, küre-i arzın bütün denizlerinde mevcuttur. Manş denizinde, santfüjle, her metre küp deniz suyundan 300 gram plankton elde edilebilir.
İşte, canlı bir planktonun değeri. Plankton öldükten sonra bile oldukça enteresandır. O, diğer hayvanların eti gibi çürümez. Fakat Okyanusları geniş bir örtü halinde kaplayan yağlı bir maddeye pyrışır. Amerikanın bazı sahillerinde -ki buralardaki sıcak ve soğuk
koyacaklardır. Bundan da mak i sat, «hayvanların» saflığını temin etmektir.
ET MADENİ
Hepsi bu değil! bizim gıdamız, doğrudan doğruya, bitkilere isnitad eder, biftek bile endirekt olarak çayırın yetiştirdiği bir nesnedir. Nebatlar, j canlı bir madde yapmak için havadan ve topraktan eleman lar alırlar; Onlar bu elemanları, yeşil yapraklarının kıymetli klorofili haline getirirler. Sarih tahliller ispat ediyor ki klorofil, kanımıza kırmızı renk veren hemoglobinin karşılığı-
dır.
Klorofil maddesini, ültravi-yole şuaları haiz «suni güneş, e maruz bırakılmış uzun fıçılar içinde dağıtarak, nebat dışında faaliyetlerini temin etmek lâzımdır. Şekerler, ami-donlar, yağlı maddeler, muazzam bir kitlede meydana gelebilecektir, bunun için nebatın müdahalesine lüzum kal-mıyacaktır. Buna muvazi ola-■ak «et ziraatı», Carrel’inkilere benzer ve fakat büyük bir plâ-
na ihtiyaç mezbahalarn tır.
Böylelikle, sadece deniz dilecek olursa
göstererek iğrenç yerini tutacak-
her türlü gıda, suyundan elde mesele kalmı-
Serbest Fıkra
Kurban edilen dil
âlâ anlamadığını şey, şu dil devrimi denilen kargaşalıktır. Temiz Türkçe, güzel Türkçe, yabancı kelimelerden sıyrılmış tatlı Türkçe! Bunu kini istemez ? O Boğaziçi lehçesindeki berrak su gibi akışı, bir düşünün! ve sonra «toplum bilim» kitabını açıp insanları birleştirici sosyolojinin, insanları dilsizlikle birbirinden nasıl ayırdığını görün! Tüyleriniz diken diken olur!
Bilmiyorum, bayram diye bunu mu kutluyoruz ?
£ğer bu bayramsa, aşırı dilcilerimiz her gün Çağatayca yazıları ile bu mesut bay-
| Sarıçizmeli ,
ranu idrak etmektedirler.
Bizim bildiğimiz, dile â-hengi, şekli vc güzelliği verecek olan yalnız ve yalnız sanatkârlar, ediplerdir. Halbuki dil inkılâbında bunlar bir tarafta küllendirilip dili, sadece siyasîler ellerine aldılar ve Agop Dilâçarlarla birlikte bize:
..Engebe» leri, »önerge» le-ri, «dönerge» leri sundular!
Otorite ile, emir vc irade
ilo bir partinin iktidara yerleştiği günlerde emirle, irade ile vc «ivedilik» le dili kafa-lara yerleştirmeğe kalkanlar, o canını «hanımefendi» nin «bayan.» la nasırlaşıp yabana gittiğini, çelebi, nazik terbiyeli «beyefendi» nin «bay» la bekçi sopasına döndüğünü gördükleri zaman herhalde «aymış» lardır!
Tuhaf değil mi; bu sene dil bayramı da, kurban bayramının son giiniino rastladı! Halbuki meşhur meseldir: «Yılda kurban bir olur! ?anım akçı, politikasız, dik-tatörsüz Türkçe! Ben her gün kurbanım sana!
Cıı
koyun sürüleri, iktisadi harpler bir hatıra olarak kalacaktır.
Bu, henüz bir balşangıçtır. Fakat bu tasavvurları gerçekleştirmek, her halde, daha iyi olacaktır.
N. Nihad Ülkekul
Süreyya llınen’in yaptığı bağış
Süreyya İlmen’in Maltepe'deki çiftliğini İşçi Sanatoryumu kurulması için işçi Sigortalan
Kurumuna bağışlaması

sebetiyle Maden Bakır işçileriyle, Kırıkkale Mühimmat Fabri-
kası, Ankara Bira Fabrikası, Turhal Şeker Fabrikası ile Ankara Kalorifer ve Sıhhî Tesisat-
çılar Derneği işçileri, kendisine birer telgraf göndererek şükranlarını bildirmişlerdir.
Veremle Savaş Derneğinin telgrafı
Ayrıca Veremle Savtfş Demeği de aşağıdaki telgrafı göndermiştir :
«Yaptığınız bağışla verem savaşına verdiğiniz büyük değeri Ankara Veremle Savaş Demeği adına şükranla karşılar saygılarımın lütfen kabulünü arzede-
Başkan
Prof. Dr. Nusret Karasu
yacaktır. Artık, ekin tarlaları,
su akıntıları, planktonları mühim miktarda yok eder- su, hemen hemen, yapışkan bir hale gelir, kesafeti, medüzün (Deniz Anasının) kesafetinin yirmide birine kadar yaklaşır.
— Bu gibi, kilometrelerce küplük bir hacmi istiab eden zenginlikler kaybolmağa mahkûm olmamalıdırlar Diyor, Dr. E... ki buraya kadar doktorun fikrini reddetmek kaabil değildir.
Fakat istihsal nasıl temin e-
dilebilir?
«PLAKTON. FABRİKASI
Muhakkak ki bu iş kolay değildir. Alçak ve sıcak bir sahil üzerinde, geniş havuzlar büyük bentler, termostatlar tasavvur ediniz. Bunlar, her bir havuzda, planktonun en iyi biyolojik şartlar dahilinde ' çoğalma işini tanzim etmeye yarayacaklardır. Pek kısa bir zamanda, milyonlarca küçük hayvancıklar, küçük diyatomeler, inkişaf edecekler ve suya, Sargasse'ler denizinden on defa daha fazla bir koyuluk vereceklerdir. «Ayıklanmış olan neviler» tohum atmış olacaklar, şiddetli prophylaxies’ler (sağlık koruyucular) tehlikeli nevilerin çoğalmasına karşı
ANKARA RADYOSU
Perşembe — 28/9/1950
7.28 — Açılış ve Program. 7.30 -
S. Ayarı. 7.31 — Vals. Polka vo Puso Doblelcr (Pl.) 7 45 — Haberler.
8.00 — TUrkülcr (Pl.) 8.15 — Hafif Sololar (Pl.) 8.25 — Günün Progra
von . MI Bemol Majör Sonat (Pl.) 9.00 — Kapanış.
12.28 — Açılış vo Program. 12.30 S. Ayarı. 12.30 - Şarkılar. 13.00 -Haberler 13.15 — Salon Müzikleri (Pl.I 13.30 - öğle Gazetesi. 13.45 -Sinema Orguyla Melodiler (Pl.) 11 00 — Hava Raporu. Akşam Prog.
17.58 Açılış vc Program. - 18.00 M. S. Ayarı. — 18.00 Müzik: İnce, saz. (Yegftlı Faslı). — 18.15 Müzik: Patll Dugan Söylüyor (Pl.) — 1900 M. S. Ayan vo Haberler. — 1915 Tarihten Bir Yaprak. — 19.20 Mü. zlk: Yurttan Soslcr. İdare Edon: Muzaffer Sarısözcn. — 19.45 Radyo lln lngillzco. — 20.00 Müzik: Ravel Bolero (Pl.) — 20.15 Radyo Gazc. tcsl. _ 20.30 Serbest Saat. — 20.35 Müzik: Taııburln Saz Eserleri. — 21.00 Konuşma: Kahramanlar Geçi 1 yor (Feridun Fazıl Tülbentçi). — 21.15 Müzik:- Caz Orkestraları Ca-Iıvor (Pl.) — 21.45 Konuşma: Sağ İlk Saati. - 52.00 Müzik: Müzik se. venleriıı saati. — 22.30 Müzik: Or.
İSTANBUL RADYOSU
Perşembe — 28/9/1950
12.57 - Açılış ve Programlar 13.00 — Haberler. 13.15 — öğle Konseri (Pl ) 13.45 - Şarkılar. 11.20 — Ser. best Saat. (Konuşma veya Müzik). 14.30 - Yesarl Asım Arsoydan Şar.
Soldan Safla:
1 — Kışın yağar, llço. göğüs 2 — Belirli, tedavül vasıtası, çöğül, no. ta 3 — Mısır, emir, bir nevi çıngı, rak 4 — Arayerde, bir hayvan, ge. mi demiri 5 — SIlAh. Istanbulun bir yüznıo havuzu, iskambilde bir renk 6 — Cok iyi. bir ilimiz, tor. si. emir 7 — Dumanın çıktığı yer. bir hitap. KYL 8 — Bir hayvan, kısa bir zaman (İki kelime) tok doğll 9 — Borabor, bir İllinizin 10
— A. Bir gazete.
yukarıdan Aşaflıya:
1 — Edat, bir muharririmizin so. yadı, edat 2 — Çok değil, torsl: çoğul takısı, renk 3 — Bir oyun, nota. 4 — PADA tersi: su 5 — renk, mihrace 6 — Bir hayvan, tor. sİ çubuk 7 — tersi: çok doğll. 1. talyada bir şehir, nota 8 — Göz. sayı 9 — Başkasına dovrotmo. bizi değil. 11 — Tersi: soru edatı, e. mil Zolanın bir eseri. 13 — Tersi: Ayı yavrusu, bir dağ. tersi: emir 13 — Bir nevi ayakkabı, tersi: ku sa zaman 14 — Bir momlekot 15 — Bir hayvan, kireçli bir madde.
kılar (Pl.) 14.45 — Art Van Danımc Kentetinden Dans Müziği (Pl.) 15.00 — Programlar vo Kapapış.
17.57 Açılış vo Programlar. -18.00 Dans Müziği (Pl.) — 18.30 Tür. killer geçidi. — 19.00 Haberler — 19.15 Kısa Şohlr Haberleri. — 19.20 Küçük Orkestradan Melodiler
— 19.10 Radyo KlÛBİk Türk Musl. kişi Birliği Konseri. — 20.15 Rad. vo Gazetesi. — 20.30 Gelir Vergisi izahları — 20.45 Şarkılar. — 21.15 Tlno Rossi vc Charles Trendden şarkılar (Pl.) — 21.30 Fasıl heyc. ti Konseri. — 22.10 Serbest Saat.
— 23.10 Sololar. — 23.40 Ara Müzi. ğl (pı.) _ 22.45 Haberler. — 23.00 Dans Müziği (Pl.) — 23.30 Program
Sayfa: 4
ZAFER
28/9/1950
[LÂLEeSUITANÖ;
| Başmakaleden devam:
I
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN
Tefrika No: 26
Zonguldak’ın büyük sevinci
D. P. Çankaya İl Meclisi
adayları
Padişah hiddetliydi: “Sarayın taşlanması ne demektir ?„ dedi
Dedi. Kaymak Mustafa Paşa:
— Devletlû Vezir, diye sözo başladı, kulunuzu af buyurunuz. Bu neşeli âlemin zevkini...
İbrahim Paşa irkildi:
— Çabuk söyleyiniz Paşa..
— Bir tatsızlık.. Bir iki ser-
— İzah ediniz.
— Çıradan Snrayını taşla-
mışlar..
İbrahim Paşa, yaşından u-mulmıyacak bir çeviklikle ye-
rinden sıçradı:
— Garip şey.. Buna kim cüret eyler ve nice cüret eyler?.
— Biz de mütehayyiriz.
— Yakalananlar ne söylü-
yorlarmış?
— Kimse yakalanamamış Devletlû..
O vakit İbrahim Paşa hid-
detle silkindi:
— Bunca muhafız
olsun da,
koca bir Sarayı Hümayun taşlansın da failler yakalanmasın!.. Bu ne demektir Paşa?
— Devletlû, kulunuz da havadisi şimdi öğrendim, arzedi-
yorum.
İbrahim Paşanın rengi hafifçe sararmıştı. Uzunca bir müd det düşündü, taşındı. Çırağan safasmın tadı birdenbire kaçı-vermişti. Saz susmuş, şarkılar durmuş, bülbüller bile ses çıkarmaz olmuştu.
Yalnız susmayan bir Nedim oldu. Sadrazamın fazla teessürünü görünce derhal t şu kıta ile onu teselliye çalıştı:
Silâhtar hayretle Padişahın yüzüne bakıyordu. Padişah çok evlıamlı idi.
(Hâşâ Şevketlû Hünkârım.. Ne ğûna bir kasıtleri olabilir. Elhamdülillah zamanı saltana-
tınızda bütün tebaa-i
şahane-
niz ümm-ü-asayiş ve huzur içindedirler.)
Sultan Ahmet asabiyetle ce-
Sarayı şehriyarî bir acep bağı meserrettir.
Kurulmuştur esası izzücahı iftihar üzre.
vap verdi:
(Böyle olduğunu biz de bili-
yoruz. Ama erbab-ı fesadın da asla fırsatı fevtetmiyeceğini
hesaba katmak gerektir.)
Sultan Ahmet yeniden dolaşmağa başladı. Korkak ve evhamlı olan Sultan Ahmet, bu küçük hâdise üzerinde haddinde' fazla duruyordu.
Bir müddet yine taşlıkta dolaştıktan sonra Bağdat köşkünün müzeyyen salontına girdi. Ocak kenarındaki köşeye oturdu ve bizzat şu hattı hümâyûnu Sadrazam İbrahim Paşaya hitaben yazdı: (Devam edeek)
O bağın her dırahtı meyvedarı izzü devlettir.
Atarlar taşı elbette dirahtı meyvedar üzre.
Şairin bu lâtif kıtası hakikaten Damat İbrahim Paşayı memnun etti. Nedim, güzel bir buluş yapmıştı. İnce, zarif bir nükte ile taşlama hâdisesini izah edivermişti.
Sadrazam dalgın ve müte-bessim gözlerle Nedime baktı, baktı, sonra:
— Ne acep doğru söylersin Nedim Efendi, dedi. Amma ki hal böyle değildir. Varalım Velinimetimize arzedelim.
Sadrazam daha fazla bir şey söylemedi ve meclis dağıldı.
idarecisi
(Başı 1 inci sayfada) Amerikan uçağı ile Parise hareket etmiştir.
Russell Dorr, Yeşilköy’de kendisiyle konuşan gazetecile re Anadolu seyahatinden çok memnun kaldığını bildirmiş ve demiştir ki:
«Parise, bütün Marshall planı idarecilerinin yapacağı bir toplantıda bulunmak maksa-diyle gidiyorum. Seyahatimin başka bir hususiyeti yoktur.
Anadoludaki seyahatimden müsbet neticeler almakla beraber size henüz mufassal ma lûmat veremem.
Bulgaristandan Türkiyeye gönderilmek istenilen göçmen lere Marshall yardımı suretiy le alâka gösterileceğinden haberdar değilim. Aynı zamanda Türk hükümeti bize bu mevzuda hiç bir teklifte bulunmamıştır. Eğer böyle bir teklif yapılırsa tabiatiyle Paristen dönüşümde alâkadar olurum.»
Batı Avrupa ordusu
(Başı 1 inci sayfada) Press): Atlantik Paktı Konseyi mümkün olduğu kadar yakın bir tarihte, komünist tecavüzüne karşı Avrupa’yı müdafaa etmek üzere müşterek bir kuvvet teşkilini kabul etmiş, fakat Almanya’nın iştirak meselesini tehir etmiştir.
Konsey kararını
lantısının sonunda
dünkü top-yayınladığı
bir tebliğloe bildirmiştir.
Konsey müşterek kuvvetin
yüksek komutanın merkezi ko-
Topkapı Sarayında tuhaf bir telâş vardı. Koridorlarda, köşe başlarında cariyelerin, geniş avluda, servilerin gölgeleri altında pos bıyıklı saray adamlarının birbirinin kulağına eğilerek bir şeyler fısıldadıkları görülüyordu.
Sultan Ahmet, sabahın erken saatinde kalkmış, belki do canının sıkıntısından sarayın kasvetli duvarları arasında du-ramıyacağını anladığı için, Hırkai Saadet dairesinin önündeki Bağdat Köşküne geçmişti. Şimdi köşkün muhteşem taşlığında durmadan dolaşıyor, sık yapraklar arasından sisli Haliç sularını seyrederek bir-şeyler söyleniyordu.
Silâhdar Ağa ile, Ser Musahip Ağa bir kenarda hükümdarın emrini bekliyorlardı.
Birdenbire Sultan Ahmet Silâhdarm yanına yaklaştı:
— Bre Silâhtar!.. Bu ne acaip iştir? İcabeden taharri-yat neden yapılmaz ?
Silâhtar yerlere kadar eğildi:
— Şevketlû Hünkârım!.. Ve-ziriâzamınız ve bütün Vüzera-yıkiramınız rahat ve huzuru kendülerine haram eyleyip ol erazili yakalamak için sarfı makdeı-et etmektedirler.
— Öyledir de neden failler bulunmaz ?
— Her halde bulunacaktır Şevketlû.
— Yabana lâf edersin Silâhtar.. Bunun mânasnı anlamıyorsun.
Silâhtar cevap vermedi. Susmağı tercih etti. Fakat Sultan Ahmet durmadı:
(Yabana lâf söylersin. Sarayı Hümayunumun taşlanması ne demektir. Bu hiç görülmüş şey midir? Hem buna sebep nedir? Eğer faillerinikübeti tefrikten âciz etfal olsa mesele değildir. Ya bu fiili irtikâp edenler bir kast-ı mahsus ile İlan hususî temsilcisi büyük el-haıeket ediyorlarsa..) çi w. Avcrell Harıiman’ın vc-
Marshall plânının yeni idarecisi
Marshall plânı idarecisi Paul G. Hoffman’ın istifası ve yerine Mr. William Foster’in tâyini hakkında Marshall plânı Türkiye İcra Komitesi Başkanı Russell H. Dorr beyanatta bulunmuş ve şunları söylemiştir:
mutası altında olmasını ve bu
komutana diğer memleketlerin genelkurmay başkanlarının yardım etmesini kabul etmiştir.
Tebliğ müşterek kuvvetin ihdası yolunda konsey tarafından alınacak tedbirleri tamamlaması için Atlantik Paktına iştirâk e-dcn on iki devletin savunma ba-
kanından teşekkül eden Savunma komitesinin muhtelif noktalar hakkındaki tavsiyelerini beklemek gerektiğini bildirmekte-Konsey müzakereler esnasın-dir.
Konsey müzakereler esnasında Avrupa ordusu için lüzumlu tümenlerin adedini kaıarlaştır-mamıştır.
«— Bir kaç zamandan beri rahatsız olan Marshall plânı idarecisi Mr. Paul G. Hoffman-nın istifası haberi ile bütün hür memleket halkının da biz Marshall plânı mensuplarının hissettiği derin üzüntüyü duyduklarından eminim. Dirayetli enerjik önderliği kendisi ile işbirliği yapmak mazhariyetine erişmiş olan bizler için ' ’ ilham kaynağı olmuştur.
«Marshall Plânı işlerini re etmekte göstermiş olduğu ileri görüşlülükten dolayı bütün Marshall plânı memleketlerinin Mr. Hoffman’a medyun olduklarını zannetmekteyim.»
«Mr. Hoffman’ın bıraktığı boşluğu Mr. William C. Fos-ter'in doldurmak üzere tayinine dair haberi görmem benim için hem şahsen ve hem de resmen bir memnuniyet vesilesi olmuştur. Mr. Foster Marshall plânının başlangıcın dan beri bu teşkilâtın bir parçası olmuştur. İlk vazifesi Başkan’ın Avrupa'daki Marshall plânı işleri ile meşgul o-
İhtilâfı mucip olan Almanya-nın iştiraki meselesi hakkında tebliğ şunları bildirmektedir :
«Almanya’nın kaynakları ile insan gücünden istifade edilmesi hakkında demokrat liderleı
taraftan Almanya’da ve taraflarda ifade edilen ler etraflıca müzakere
Konsey

Almanya’nın Batı Av-
müdafaasına
iştirâk
ettirilebilmesi hususunda anlaş-
bir
mış ve işgal devletlerinin meseleyi incelediklerini kaybederek
Savunma Komitesinden müm-
kün olduğu kadar yakın bir tarihte Almanya’nın faydalı bir
şekilde iştirâki yollan etrafında
tavsiyelerde

bulunmasını iste-
dükleri zaıpan kara maden ocağından çıkıp da güneşe, havaya hulâsa bütün tabiat güzelliğine kavuşan insanlar gibi müthiş bir sevinç içinde idiler.. Vicdanlarını, hürriyetlerini ve hislerini bağlayan bütün zincirlerin kırıldığım bu tezahürler’e no güzel anlatıyorlardı! Günlerce çölde kal mış bir adam gibi iştiyakla suya, o büyük kaynağa, hürriyet ve demokrasi kaynağına koşuyorlardı.
Ben şimdiye kadar Bayar'a yapılan bir çok muazzam tezahürler gördüm. Fakat hürriyet ateşi ile buhar halinde fışkıran bir sevgiye, bir grizo gibi patlıyan heyecana ancak Zonguldak gibi kitle halinde baskıdan kurtulan bir muhitte şahit olmak kabildir.
Bu insanların meğer neleri kaybolmuş da Demokrat Parti onları yeniden temin etmiş!. Bunu Zonguldak’ın, o müthiş ve hattâ o korkunç sevgi tezahürlerini görmeyen kimse asla tahmin edemez...
İki sene evvelki o fırtınalı puslu gecede yapılan karşılama ile, dünkü, evvelki günkü tezahürleri kafamın içinde karşılaştırdım. Hiç şüphe yok ki, o zaman da Zonguldak aynı Zonguldak'tı. Fakat baskı altında da o camit, o kuvvetli demokrasi kaynağı, içten içe kaynıyordu.
Netice ne oldu? Her kuvvet ve her zor millî iradenin alevinde eridi; ve bugünkü mesut inkişaf elde olundu.. Zon-guldak'ın bu son manzarası, işte bütün gafillere anlatmıştır ki, kim ne yaparsa yapsın, kim nasıl baskı ve zor kullanırsa kullansın, son söz milletindir. Kararını o verecek ve o tatbik edecektir.
Zonguldak, Celâl Bayar'ın şahsında demokrasi ve hürriyete karşı yaptığı muhteşem tezahüratla bu büyük tarihî hakikati bir defa daha meydana koymuştur.
Mümtaz Faik FENİK
Bakanların tetkikleri (Başı 1 inci sayfada) larda yeni ders yılının başlaması münasebeti ile yapılan törende bulunduktan ve genç öğrencilerle öğretmenlere muvaffakiyet diledikten sonra saat 10.30 da Edirne ilçelerini, teftiş etmek üzere kara yolu ile Uzunköprü - Keşan, ve îp-salaya gitmiştir.
Bakan bu akşam Keşan’da kalacak ve yarın Malkara - Tekirdağ yolu ile İstanbula hareket edecektir.
Adalet Bakanı bu sabah
geliyor
İstanbul, 27 a.a. — îki gündür Edirne’de tetkiklerde bulunmakta olan Adalet Bakanı Halil Özyörük, beraberinde A-dalet Müfettişi Nedim Evliya olduğu halde bu akşam saat 19.30 da kara yoluyla şehrimize gelmiştir.
Adalet Bakanı, yol üzerinde Babaeski, Lüleburgaz ve Çorlu’ya uğramış, halkla temas e-derek ihtiyaçlarım dinlemiş ve adalet işlerini ilgilendiren muh telif mevzular hakkında alâka-
lılardan izahat almıştır.
Bakan öğle üzeri Silivri’ye gelmiş ve burada C.H.P. ve D. P. ilce merkezlerini ziyaret et-
miştir.
Halil Özyörük müteakiben Çatalca’da halk ve adliyecilerle
bir müddet görüşmüştür.
Bakan
bu akşamki ekspresle
Ankra’ya hareket etmiştir.
Muğlalı serbest bırakıldı

(Başı 1 inci sayfada) derecede bir damar hasta-
kliliğidir. Büyük elçi- Harri-man’ın vekili olarak Mr. Foster dejjüyük elçi payesini haizdir. Mayıs 1949 tarihinde Türkiye’yi ziyaret etmiştir. 1949 haziranında Paris'ten Va-şington’a çağırılmış ve Marshall Plânı idarecisi vekilliğine getirilmiştir. Mr. Foster böylelikle Mr. Hoffman’dan sonra
gelen bir şahsiyet olmuştur. Binaenaleyh bu yeni işin icabı olan tecrübe ve malûmata ta-
mamen sahiptir.
lığına müptelâ olduğu belirtilmekte idi.
Duruşmaya öğleden sonra tek rar devam edilmiş ve bu sırada iddia makamı emekli Orgeneral Mustafa Muğlalının mevkufiye tinin devamı ve raporun tetkiki için duruşmanın başka bir güne bırakılması talebinde bulunmuş tur.
Neticede mahkeme heyeti sanık hakkında verilen raporu göz önünde tutarak Muğlalının şuuru yerine gelinceye kadar serbest bırakılmasına ve akli mu-
vazenesi yerine geldiği zaman duruşmanın devamına karar ver
(Başı 1 inci sayfada) sonra İktisat ve iş dairelerinde çalışmıştır. İş ve Sanayi Müfettişliğine kadar yükselmiş tır. JDemokrat Parti Çankaya .ilçesi, müteşebbis heyetinden-dir. Henüz demokrasi hareketinden tevahhuş edildiği 1945 senesi sonunda Demokrat Par ti resmen teşekkül eder etmez vazifeye koşan ilk arkadaşlar arasındadır. Tevazuu, ve her türlü alâyişten uzak şahsiyetine rağmen en müşkül anlarda gösterriği başarı, yılmak bilmiyen çalışma tarzı ile güçlükleri derhal fethetmişti. Çan kaya’nın cn ücra köşelerine ka rar teşkilât kuranların ara-j sında olan Nesrin Silimen, bu mıntakayı adım adım tanımakla kalmaz, tahsili, tecrübesi, ve vatanperverliği sayesinde Ankaranın ve bütün memleketin dertlerini çok yakından bilir.
2 — Mekki Sait Esen (Gazeteci, Muharrir)
Cumhuriyet ve Yeni Asır ga zetelerinin Ankara mümessili olan Mekki Sait Esen’i tanımayan çok azdır.
Mesleği icabı memleket dâva larındaki geniş bilgisi yanında demokrasi dâvasındaki hizmet ve başarısı kendisni uzaktan, yakından her tanıyanın malûmudur.
3 — Muzaffer Ekşi (Çiftçi) Bu yağız, mert ve arslan gibi Ankara evlâdı kuruluşundan beri Hasanoğlan ocağımızın başkamdir. Orta tahsillidir ve çiftçilikle iştigal eder. Muhitinde uyandırdığı kanaat şudur: Muzaffer Ekşi üzerine her ne vazife alırsa alsın o vazifenin neticesi mükemmeldir.
Köylünün derdine Muzaffer Ekşi kadar isabetle neşter vuran bir vatandaşa ender rastlanır.
4 — Müfit Yazicıoğlu (Hukukçu, Toprak Mah. Ofisinde müfettiş)
Hukuk mezunu olan Müfit Yazicıoğlu Riyaziye hocalığı yapmış, Fethiye'de bir Orta Okul açmış ve bu müesseseyi Maarife devretmiştir. T. C. Ziraat Bankasında müfettişlik yapmış, hajen Toprak Mahsulleri Ofisinde Müfettiştir.. Çalışma hayatında kendisini tanıyan herkesten methini duya caksınız. Mükemmel tetkik kabiliyeti ve bunun yanında çalışma azmi ve feragati aldığı her vazifede yüksek aşarı göstermesine amil olmaktadır. İlmi ve tecrübesi kendisini mükemmel bir namzet olarak tereddütsüz belirtmektedir.
5 — Şeref Gücüyener (İktisatçı)
Yüksek İktisat ve Ticaret mektebi mezunu olan bu arkadaş halen Kızılay Genel Merkezi Muhasebe Şefidir. Evvelce Emlâk Bankasında çalışmış-
lık zamanlar parti kongrelerinde halli müşkül meseleler karşısında yaptığı yerinde tekliflerle nazarı dikkati çekmiştir. Tanıdıkça yüksek bilgisine ve şahsiyetine muhitinin itimadı ve hayranlığı artmıştır.
6 — Tahsin Çatkı (Çiftçi) İlk tahsili olan bu arkaraş
partimizin kuruluşundan beri Gölbaşında Hacılar ocağımızın başkamdir. Kuruluşunda ve o-nu takibeden senelerce Demokrat Partinin maruz kaldığı tazyiklere Gölbaşı mükemmel bir misaldir. Buna rağ men tuttuğu mücadele yolunu bilerek geçen Tahsin Çatkı muazzam bir mukavemet göstermiş, kanun çerçevesinden bir lahza ayrlmıyarak kendisine verilen her vazifeyi mükemmelen başarmıştır
Türk çiftçisi için ileri ziraat tekniği temenni eden Tahsin Çatkı iddiasını bütün köylü arkadaşlarına telkin etmekte-lir. Gerek İçtimaî mücadelere gerekse İktisadî yardımlaşmanın Tahsin Çatkıdan Türk köylüsünün yakında kalkınacağına iman ederler.
7 — Haşan Songülen (Teknisyen, İşçi Mümessili).
Cebecinin ve bilhassa işçi muhitinin çok iyi tanıdığı Haşan Songülen kıymetli bir tek nisyendir. Senelerden beri işçileri temsil etmektedir
Kuruluşundan beri Demokrat Parti kademelerinde çalışan bu arkadaş Çankaya kazasını çok yakından tanır. Öğrenmek ve memleketi tanımak arzusu ile kendi kendisini mü kemmelen yetiştirmiştir.
8 — Ziya Kurç (Etibank în-
şaat Şefi)
Çankaya Ocağımızın şebbis heyetine dahil olan bu arkadaş o kadar gayret vc başarı göstermiştir ki, nihayet Anjtaradan uzaklaştırılmıştır. Çdlışkanlığına, sağlam irade-1 sine bir de mesleği olan inşaat işlerindeki bilgisi ilâve edilince Ankaramız için ne kadar lüzümlu bir eleman oduğu ken dillğinden tebarüz eder.
9 — Şükrü Kutay (Muhasebeci)
Ticaret Mektebinden mezun olan Şükrü Kutay Ankarada 1 son seçimlerde yaptığı propa-1 ganda gezilerinde kitlenin der-ıdini tanımakla şöhret bulmuş-1 tur. Çalışkanlığı gözle görülecek kadar bariz olan memleketin, kendi tabiriyle, muzta-rip kitlesinin bu evlâdının büyük bir kitleyi temsil ettiğine inanıyoruz.
10 — Süleyman Selâm (Esnaf)
11 sene muhtelif memuriyetlerde bulunan Süleyman Selâm halen Kayaş’taki gazinonun sahibidir. Kuruluşundan beri Kayaş ocağımızı muvaffakiyetle idare etmekte, Cebeci köylülerinin daima baş vurdukları bir şahsiyet olarak tanınmaktadır. Her bakımdan feragati nefs sahibi olan ve hiç bir mesuliyetten kaçınmayan bu arkadaşın da diğer arkadaşlar gibi mükemmel bir İl Genel Meclisi üye namzed1 olduğuna hiç şüphe yoktur.


6 Kulüp|arasında futbol maçları
! Lig maçlarına bir hazırlık olmak üzere Horp Okulu, Ha-vagücü, Karagücü, Ankara- j
Kızıl Kore sulh
i sayfada)
4 — Birlşmiş Milletler kontrolü altında bütün Korede seçimler yapılması.
Cephelerde durum
Seul, 27 a.a. — (Reuter) : Güney Kore merkezi Seul'ü istir dat eden Amerikan kuvvetlerinin öncüleri bu şehri de arkada bırakarak 38 inci arz dairesinin 30 kilometre güneyinde bulunan bir noktaya kadar ilerlemişlerdir.
Öte yandan Birleşmiş Milletler cephesinin doğu münteha-sında Güney Kore kuvvetleri aynı arz dairesinin yüz kilomet ıe kadar yakınına gelmişlerdir.
Batıda ilerliyen Amerikan kuvvetlerinin öncüleri ise, komü nistilerin iki ricat yolunun birleştiği Chunchon şehrine giden yol üzerinde bir noktaya kadar ilerlemişlerdir. Bozgun halinde gerileyen 50 binden fazla komünistin ricat koridorunu kesmek üzere hareket eden ağır Amerikan tankları ise Seul’ün 25 kilometre doğusunda bulunan bir noktaya kadar ilerlemişlerdir. Dün Çirleşik Amerikan çember uçlarının içinde 50 bin kişilik bir komünist kuvvetinin mahsur kaldığı anlaşılmaktadır.
Kurtuluş ümidi kalmadı
Tokyo, 27 a.a. (Afp) — Mac Arthur’ün bu sabah neşredilen tebliğde bildirdiğine göre, iki cephenin birleşmesi neticesi Güney Kore cebinde bulunan düşman tümenleri için kurtul mak ümidi kalmamıştır. Bu tümenlerin mukadderatı taayyün etmiştir.
Taksi bir çöpçüye çarptı
Dün akşam üzeri, Adliye Sarayı yanında bir otomobil kazası vuku bulmuştur.
Kaza şöyle olmuştur: Saman-pazarı yönünden gelmekte olan, şoför Mahir Eroğlu'nun idaresindeki 3649 plâka numaralı taksi, karşı kaldırıma geçmek isterken muvazenesini kaybederek düşen çöpçü Sait Kuru’ya çarpmıştır.
Sademe hafif olduğundan, Sait, kolundan aldığı hafif yara ile kurtulmuştur. Zabıta hâdiseye el koymuştur.
kalkınmada faydalarını dinliyenler
!! I-lamamönü — Yeni Do-i ;ğumevi Çocuk Hastalıkları ;: Mütehassısı
Dr. İhsan Can
; [Hastalarını hergün saat [’15 ten itibaren kabul eder.
[ [ Anafartalar caddesi Kur-•; şunlu Cami
[[394 Bekman
! Muayenehane
;i 15888.
karşısı No. Apartmanı, ve ev Tel:
Ankara takımlarının bayramda yaptıkları maçlar ( 4 günlük bayram tatilinden
gücü, Maltepe ve Kalespor ku- ' faydalanan lüpleri arasında «Aydınoğlu. ~ '
kupası ismi altında elimine u-sulü ile maçlar tertiplenmiştir.
Önümüzdeki cumartesi ve Paz/j günleri 19 Mayıs Stadı evvelce kupa maçlarına tahsis edilmiş, olduğundan, -Zafer Kupası» maçının son karşılaşmasını başka bir güne bırakmak zarureti hasıl olmuştur.
Aydınoğlu Kupası Futbol Maçları Tertip Komitesinden;
30 Eylül 1950 ve 1 Ekim 1950 tarihlerinde yapılacak olan Aydınoğlu^ kupası futbol turnuvası programı aşağıdadır:
a) 30 Eylül 1950 cumartesi. Saat 14.30 Harp Okulu - Karagücü, Saat 16.30 Ankaragücü — Havagücü.
b) 1 Ekim 1950 pazar:
Saat 14.30 Kalespor — Maltepe (Turnuva dışı dostluk maçı); Saat 16.30 Cumartesi gününün galipleri (final maçı).
c) Maçlar 19 Mayıs Stadyumu iç sahasında yapılacaktır.
d) Bu karşılaşmaların hakemleri ayrıca ilân edilecektir.
e) Bilet ücretleri: Kapalı ; tribün 1QO, açık tribün 50 erler 25 kuruştur.
Donanma günü
(Başı 1 inci sayfada) Sancağı şeref direğine çekilmiştir.
Bundan sonra genç bir deniz subayı hazırlanan kürsüye gelerek bir hitabe ile 27 Eylül Preveze Zaferinin dünya tarihindeki ehemmiyetini belirtmiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir:
— Koca Barbaros'un bu zaferinde tarihe yeni bir altın yaprak ilâve ettim. Akdeniz sahilleri asırlarca bu zaferin teranesiyle çınladı. Bugün de senin çocukların olan bizler aynı iman ve a-zimle bu vatanı bekliyoruz. Türk denizcileri, Türk ordusu icabettiği anda yeniden tarihe zaferler katacak ve şerefli bir milletin çocukları olduğunu gösterecektir.
Bundan sonra kürsüye gelen başka bir hatip, Barbaros’un Andrea Dorya’ya karşı kazandığı zaferin kısa bir tarihçesini yapmış ve bunu müteakip Erzurum milletvekillerinden Emrul-lah Nutku, denizcilere hitaben bir konuşma yapmış ve Preveze deniz muharebesini tasvir eden bir şiir o-kumuştur.
Son olarak Hücum ve Emniyet Filo Komutanı Tuğamiral Fuat Uzgören konuşmuş ve Preveze Zaferinin denizcilik tarihindeki büyük önemini anlatmıştır.
Törende hazır bulunan deniz birliklerinin geçid resmini müteakip törene son verilmiştir.
Preveze deniz zaferinin 412 inci yıldönümü ve Donanma Bayramı münasebetiyle saat 17 de Yavuz zırhlısında Donanma Komutanı tarafından bir çay verilmiştir.
Bulgar notası
(Başı 1 nci sayfada)
Nota posta ile ve yazılı olarak henüz gelmemiş olmakla beraber, Dışişleri Bakanlığı bir sürü isnadlarla dolu olan notayı' tetkike başlamıştır. İlgililer nota üzerinde her hangi bir şey söylemenin henüz erken olduğunu ve ancak önü müzdeki günlerde alınacak kararlar hakkında basına izahat verileceğini beyan etmişlerdir.
Evvelce de bildirildiği gibi,
Ankaragücü ve takımları muhtelif hususi karşılaşma-
Çankaya şehirlerde lar yapmıştır.
i Ankaragücü birinci futbol takımı Zonguldak’ta yaptığı iki maçtan birini 3-1 kaybetmiş, İkincisini dc 2-1 kazanmıştır.
Konya'da da iki karşılaşma yapan Ankaragücü B takımı 1-0 ve 2-1 mağlûp olmuştur.
Çankaya kulübü de Çankı-rıda takviyeli olarak sahaya çıkan Gençlik Kulübü ile bir maç yapmış. Maçı 4-2 kaybetmiştir.
Gençler biri iği voleybolcularına çağrı
Gcnçlerbirliği voleybol başkanlığından:
1950 - 51 sportif oyunlar se-eonu ekim ayı içerisinde baş-lıyacağından aşağıda isimleri yazılı sporcuların vizelerini yaptırmak üzere her gön saat 17 de 19 Mayıs açık hava basketbol. sahasına gelmeleri ö-nemle rica olunur.
Merih Germen Atalay Son-sar, Zülfü Ağın, Eşref Özbe-şikci, Erdoğan Karabeler* Orhan Öge, Sıtkı Tavus, Ayhan Şarman, Necip Türegün, Sudi Neşe, Bedri Alpman, Hilmi U-luer, Sabahattin Şar.
Çiftçiye mahsul
avansı
(Başı 1 nci sayfada) lanttsmda bankayı ilgilendiren muhtelif mevzular bakkınra gazetecilere aşağıdaki izahatta bulunmuştur:
,«r+- Ziraat Bankası, bilindiği gibi ziraî istihsale lâzım gelen ziraî krediyi veren ve çiftçiye kredi temip eden tek müesst sedir. Banka her sehe kredi sermayesini ihtiyatlarının ve yabancı .kaynaklarının inkişafı nisbetinde artan bir seyirle bu kredi ihtiyacını karşılamağa çalışmaktadır.
Mahsûlün idrâkinden sonra mahsulü 6atma zamanına kadar paraya ihtiyacı olan köylüye mahsulü teslim etmek şarkiyle,.'■‘banka avans verecektir.
Bu sene İstanbulun bazı köy leri de dahil olmak üzere Tekirdağ, Edirne, KIrklareli,. Erzurum, Ankara, Erzincan, Kırşehir, Yozgat, Çorum. Eskişehir, Konya, Maraş, Niğde, Sivas vilâyetlerinde kuraklığın tesiriyle mahsul bol miktarda alınamamıştır.
Bu sebeple, bu bölgelerde mahsul alamıyan köylüleri müşkül duruma sokmamak için bankaya boıcu olanların bu yıl borçlarını tecil edeceğiz. Banka bundan başka peynircilik, sütçülük gibi ziraî sanatla iştigal eden köylüye u-zun vade ile ve az faizle bu sene daha geniş mikyasta yardım edecektir..
Genel Müdür, müteakiben Ziraat Bankası tahvillerinin ümidin fevkinde bir rağbet gördüğünü sözlerine ilâve et-
Sofya radyosunda yayınlanan Bulgar cevabî notasında; ber-mutad diplomatik nezaket kaideleri ile aslâ kabili telif olmayan bir dil ve üslupla, yeni isnad ve iftiralarla Türk cevabî notası sözde cevaplandırılmıştır.
İkinci Bulgar- notasının da bundan önceki gibi, cevaplandırılacağı aşikârdır. Filhakika Hükümetimizin vereceği cevap, hakikatlerin belirtilmesinden ibaret bulunacağ için, Sofya hükümetinin, iyi komşuluk niyeti beslediğini gösteren en küçük ifadeyi taşımı-yan notanın reddi muhakkak görülüyor.
ÖZEL: ORTA-LİSE
İSTİKLÂL LİSESİ
f ÖZEL: ORTA-LİSE
j"~ İSTİKLÂL LİSESİ i i
■ Eski öğrencilerden knyıdlarını yenilemiyenler yerine yeni öğrenci kaydı yapılacaktır. İsti- K | yenlere tarif name gönderilir. İstanbul Şehzadebaşı. Tel: 22531^g_^|
28/9/1950
ZAFER
Sayfa: 5
117 —
Romatizmalar İrlanda’nın
1
ı
Farr:
«O halde hafızam beni şaşırtıyor. Her halde bu tarzda bir söz Söylemiş olduğunu hatırlıyorum. Kendilerini müteessir ediyorsa sözümü geri alır, sadece bu sözü söyleyenin Susan Îves’in biraderi olduğunu söylerim. Cinayetin vukubulduğu andan bu dakikaya kadar bu hususta bizi ikna edebilecek tek bir delile rastlamadık, binaenaleyh çkaraeağınız netice noktasında tamamiyle hürsünüz. Kendisinin doğru söylediğine kani oldunuzsa, bunu da kabul etmeğe razıyım.
Bay Thorne’un beyanatına nazaran, o gece, yâni Haziranın on dokuzunçu gecesi saat dokuz buçuk sıralarında köşkün civarında bir yerden bir erkek kahkahası duyulmuştur. Kendisi bu sözüne ilâveten bir de fikir beyan etmiştir. İhtimal ki iki genç o gece oralarda biraz eğlenmek istemişler, bir kaçamak yapmak istemişlerdir. Bunda yerden göğe ka-da hakkı olabilir, ama bu suretle cinayetin vukubulduğu saat hiç bir suretle tesbit edi-
Hattâ, cinayetin saat ondan sonra, yâni Bellamy’lerin evine gidildikten ve köşke tekrar dönüldükten sonra da yapılmış olması pek muhtemeldir. Ortada katî olarak bilinen bir şey varsa o da şudur: Şayet Bay Tlıorne köşke saat dokuz buçukta gelmiş ve ortada bir de otomobil görmemiş ise, cinayet de saat dokuz buçukta işlenmemiş demektir. Daha evvel veya daha sonra işlenmiş olması pekâlâ mümkündür.
Bay Lambert’in koz otarak ileri sürdüğü kahkaha ve otomobil meseleleri hakkında cevabımız bu kadar. Demek ki ortada, Bayan îves’in alıp da aldığını saklamasında biç bir istifade bahis mevzuu olmı-yan mektup meselesi kalıyor. Bizce iş öyle değil. Mektubu aldığını saklamasında pekâlâ da istifade mevzuu bahistir. Çünkü bunu itiraf ettiği anda Mimi’nin kocasını köşkte beklemekte olduğunu katî surette bilmesi lâzım gelir ki, beyana-tiyle hiç de uygun düşmez. Binaenaleyh bu noktayı doğrudan doğruya inkâr etmeğe mecburdur. Böylece üçüncü ve son kozlarını da çürütmüş oluyoruz.
Heyecandan, betâgattan sıyrılınca ortaya, hepinizin de itiraf edeceğiniz üzere tamamiy-le apaçık ve basit bir vaka çık mış oluyor.
Şimdi ortaya birisi çıkıp da, • Ben Susan îves’in elindeki bıçağı gördüm. Kaldırıp, indirdiğini, batırdığını, Mimi’nin beyaz elbisesinin bir anda kıpkızıl kanlara bulandığını gördüm» diye iddia etmiyecek o-lursa, benim anlattığım şekilde daha net bir şekilde vakayı izah elmeğe imkân yoktur. Zaten binde bir cinayet vakasında cinayeti gözle gören bir şahide tesadüf etmek mümkün değildir. Beş yüzde bir cinayet vakasında bu derece silsile takip eden delillere rastlamak imkânı yoktur.
Madeleine Bellamy’nin ölü-miyle bu derece hayatî, acil ve katî bir zaruret olarak alâkadar olan yalnız tek bir insan mevcuttur. O da, o gece saat onda cesedinin üzerine eğilip açık kalmış görmeyen gözlerine baktığını itiraf eden Susan İves’dir. Bu sözler ta-mamiyle doğrudur; fakat bu doğru sözlerin diğer hakikatlerle olan münasebetini ölçüp de meydana çıkarabileceğini-nizi hesap etmiş değildir.
O gece, ayni odada yanı başında Stephen Bellamy de durmakta idi. Kendi itirafına nazaran, ölen kızın elini tutan, açık kalmış gözlerini örten de odur. Ve her ikisi de ölüme bu kadar yakın bulundukları halde, o ölümde methaldar olmadıklarına inanabileceğinizi tahmin etmemişlerdir. Doğrusunu isterseniz ben de o fikirdeyim.
Bay Lambert vazifesinin pek mühim olduğunu, sizden iki insana hayat bahşetmenizi istiyeceğini söyledi. Benim fikrimce ise bundan daha çok mühim bir vazife mevcuttur. Ben
sizden bu iki insan için ölüm hükmü vermenizi istemek uıec buriyetindeyim.
Kanun hayata karşı hayat cezasını istediği zaman gayesi intikam veya insafsızlık değildir. Hayat denilen alev o kadar kutsî bir şeydir ki, o alevi söndürmek günahını irtikâp etmek üzere hiç bir elin kaldırıl-mamasını temin etmek kanunun vazifesidir. Zevcelerinizin, kızlarınızın, kız kardeşlerinizin geceleri emin ve rahat bir uyku uyuyabilmelerini temin için şimdi karşınızda bulunuyor, ve böylece bu can alevini söndürmek üzere kaldırılmış olan iki elin kırılmasını istiyorum.
Bunlar, kudretin, imtiyazın, servetin, mevkiin kendilerine temin ettiği siperin arkasında emin olduklarına inanmış bulunuyorlardı. Halbuki hiç bir suretle emin olmadıklarını şimdi öğrenmiş bulunuyorlar. Ve şayet bu siperler onları hâlâ muhafaza edebilecekse, hâlâ harap olmuş ocaklarının karşısına büzülüp de yaşamak imkânın bulabileceklerse, o halde ortada adaletin, kanunun azameti diye bir şey mevcut değildir, insan hayatının kutsiyeti, bu koca memlekette ölüm cezasnın heybeti sadece bir a-lay mevzuundan, bir şakadan ibarettir.
Bu koca eyalette bundan daha alçakçasına, daha haincesine, daha soğukkanlı işlenmiş bir cinayet yoktur. Bu cinayetle müttehim olarak karşınızda duran Susan tves’le Stephen Bellamy’nin taammüden cinayet işlemiş olarak müc ıim addedilmelerini vazifemin bütün fecaatinden ve ağırlığın dan haberdar olarak talep etmek mecburiyetindeyim.
Bundan gayri bir hüküm verebilecek kudreti vicdanlarınızda, yüreklerinizde ve ruhlarınızda bulabilecek olursanız, sizleri zannettiğimden daha bahtiyar ve talihli addedeceğim.
Savcı susar susmaz ortalığı kaplayan sükûnet içinde bütün gözler, yüzleri solmuş, gözleri bulanmış, dudakları kısılmış olarak yerlerinde kpırda-madan oturan jüri heyetine çevrildi. Sonra yine hep birden savcının bembeyaz yüzünde insafsızcasına yanan aleve doğru döndü.
Kızıl saçlı kız, perişan, kısık bir sesle:
«Bitti mi? Artık gidiyorlar mı? diye sordu.
• Hayır. Biraz bekle. Daha hâkim son sözünü söylemedi. A... Acaba Lambert ne yapı-
Lambert olduğu yerde sallanarak doğruldu. Sesi hemen' hemen işitilmiyordu:
• Sayın hâkim, şu anda elime bir tezkere verildi. Doğu orta okul müdürü Randolph Phipps isimli bir de kart üzerine ya-
• Lütfen yazılanları okur musunuz?»
Lambert titrek elleriyle gözlüğünü düzeltti:
«Efendim, okuyorum:
• Sayın Bay Lambert,
Hâdiselerin inkişafı mahkeme? huzurunda dinlenmeğe mey dan bırakmak ümidiyle, şahsî bazı sebeplerden dolayı bugüne kadar ortaya koyamadığım hayatî ehemmiyeti haiz bazı malûmatı, mesele jüri heyetine intikal etmezden evvel kendilerine bildirmeyi bir vazife addetmekteyim. Vaziyet maalesef arzu ettiğim şekilde inkişaf etmediği cihetle emirlerine âmâde olduğumu bildirmek isterim. Ne suretle hareket etmekliğim lâzım geldiği hususunda delâletinizi rica ede ceğim. Mesele o kadar mühimdir ki mutlaka konuşmama müsaade edilmesi lâzımdır ka; naatindeyiz.
Randolph Phipps
Hâkim Carver ağır ağır,
«Tezkereyi görebilir miyim?» dedi.
Lambert titrek elleriyle tezkereyi uzattı.
Hâkim,
«Teşekkür ederim. Çok aca-ib şey, demekten kendini alamadı. Sonra,
( Devam edecek )
ve sebepleri
(Başı 2 inci sayfada) malar astına devri, yarım baş ağrısı, arpa,uyuzu gibi anafilak-tik bir hastalıktır. Ancak kanı hassas kılan cevherler yalnız et nevinden albııminler değildir; asid birikintilerini yaratan kuvvetli sinirler, okzalik asid itibariyle zengin yeşil sebzeler, çikolata, yağlı peynirler de ayni hassııyı haiz olabilirler.
Romatizma vücut hücrelerinin gıda maddelerini iyi yakmak ve temsil etmek (metabolizma) vazifesine ait bir bozukluk da telâkki edilmiş ve bunun için de kanda kalsiyum, fosfor, kolles-tı-in, asid ürik gibi maddeler a-ıanmış; ancak bütün bunların izafi bulgular olduğu anlaşılmış tır. Ancak kana ait kımızı yuvarlakların muayene tüblerinde dibe çökme esasına dayanan ve • Redimentation» ismini alan lâ-boratuvar araştırmasının yüksek rakam göstermesi bazı romatizmalarda bir tefsir mânası olabilir. Lâkin genel olarak gerçek bir romatizma kimyası da yoktur.
Romatizma sebeplerinde yaşama tarzının da bir rolü vardır. Rutubetli iklimin, mevsimlerin, elektrikle yüklü havaların, ânî barometrik inhitatların, ânî soğuk ve sıcak değişikliklerinin deıece derece tesirleri-inkâr edilemez. Hattâ bir çok romatizmalılar barometre gibidir. Süvari, Jhndarma, vatman, balıkçı, şoför, çiftçi, denizci gibi mesleklerde rüzgârlar ve soğuk ile temas daha fazla olduğu için romatizmalarda daha fazla olabilir. Fakat bundan daha önemli olarak hayat hıfzısıhhasını zikretmek lâzımdır. Bilhassa elliden sonra çok yağlı, çok etli, çok baharatlı ve yorucu yemekler, akşamcılık ve hareketsizlik oynak yerlerinin düşmanıdır. Yürümiyen, her şeyi oburlukla yeyip şişmanlıyan insanlarda, — müsait romatizma yapısı da olduğu takdirde— höcre yakmaları ve zehirlerin vücuttan atılmaları hakkiyle olamaz. Romatizma ile karaciğer arasında atfedilen sebep akrabalığı bundan ileri gelmektedir. Çünkü iyi işlemiyen karaciğerli bir vücutta devamlı ve sinsi zehirlenme vardır demektir.
Önceden ateşli had romatizma geçirmedikleri halde günün birinde sinir, mafsal veya adalelerine ait inatçı romatizmal ağrılar gösteren insanların birçoğunda uygun bir bünye ve zemin de bahis konusudur. Nitekim daha çocukluk çağından beri iskelette beliren bir takım bozukluklar gelecekte romatizma müjdeci teridir. Sinirli, miyoplu, vereme istidatlı aileler gibi romatizma belirtilerine namzet aileler do çoktur. Romatizma mücadelesinde, hıfzıssıhha tedavisinde bunun önemi büyüktür; bu itibarla tababette geniş bir konu teşkil eden romatizmanın, tedavisi de ne yalnız başına kaplıca suyundan, ne sade çamur sıvamalarından, ve ne de sırf mikrop aşılarından ibarettir. Her sene kaplıcalara rağmen romatizması inadeden ve ilerliyen bir hastada daha geniş sebepler aramak; ve modern devalar ile birlikte ona uygun bir hayat plânı çizmek lâzımdır.
Cebeci Açık Hava
Çiçek Sinemasında
Bu akşam saat 21.15 to Ankarada ilk defa
«Aşkıma Sadık Kaklım»
Türkçe Sözlü Oynıyanlar:
Anna Naagle Michael Wilding
2 nci dünya harbinin en canlı sahneleri içinde cereyan eden hazin bir aşkın hikâyesi. 2602
ZAYİ — Doğan Sigorta Şirketinin namıma muharrer 10823 No. lu poliçesini zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Ahmet Leman Daraç
SATILIK — Yolculuk dola-yısiyle devren satılık kalaycı ve sobacı dükkânı. İsmetpaşa Uzun yol No. 55. 5604
SATILIK — İki Ford kamyonet. Müracaat Telefon: 22675 5608
Kiralık
Yeni Mahallede ?. daire müracaat 9-12 arası tel. 11642.5603
istiklâl tarihi
Belediye başkanlığından
Yollar 10. cu Bölge Müdürlüğünden
1 — Eksiltmeye konulan iş: Yollar 10. cu Bölge Müdürlüğü atölye ve tesislerine su getirilmesi işidir.
2 — Keşif bedeli 28940.00 liradır.
3 — Eksiltme 20/10/1950 cuma günü saat 15 de Trabzonda Yollar 10. Bölge Müdürlüğünde her gün görülebilir.
4 — Eksiltme şartnamesi ve diğer evraklar Trabzon’da Yollar 10. Bölge Müdürlüğünde her gün görülebilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre 2170.50 (iki bin yüz yetmiş lira elli kuruş) geçici teminat vermeleri ve 950 yılına ait Ticaret Odası belgesi ibraz etmeleri lâzımdır.
6 — İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir işi iyi bir surette başardığını veya idare ve denetlediğini ısbata yarar belgeleriyle (tatil günleri hariç) üç gün önce Yollar 10. cu Bölge
(Başı 2 inci sayfada) maya göre İrlanda İngiltere Kiralına sadakat yemini edecek, Kıral vet( nakkını kullanabilecek, / işlere pek müdahale etmemekle beraber Dub-linde de bil İngiliz Komiseri vazife göreı îk. İrlanda milliyetçileri bun ı da rıza göstermiyorlar. Her ne pahasına olur sa olsun istik. Mlerine kavuşmak arzusundadır ir. İngiltere ye karşı bir isyan o. nak üzere merkezdeki adalet sarayını İ.R.A. nın , ordusunun karargâhı yapıyor- | lar. Tabiî yine kıyamet kopu- : yor. Fakat bu sefer De Valera ı artık kanun dairesinde müca- I dele etmek istediği için Sinn Faiden ayrılıyor (Kader muharipleri) Fianna Fail isminde bir parti kuruyor. Ve 1932 de partisi ile İktidara geldiği zaman bilahare hanis olmak üzere Kirala sadakat yeminini de basarak yeniden İngiltere ile istiklâl uğrunda mücadeleye girişiyor. Bir sene sonra İrlanda ana yasasından (Kıra la yemin) maddesini bizzat De Valera kaldırıyor. 1937 de de yine bir Anayasa yaparak yeni bir devlet kuruyor. Devlet reisinin ismi Cumhurbaşkanı değildir amma CumhprbaŞkanı- 1 nın bütün salâhiyetlerini haizdir.
yani İrlanda ihtilâl 1 Müdürlüğüne başvurarak yeterlik belgesi almaları şarttır.
| 7 — İsteklilerin yüzde 7.5 hesabiyle yukarda miktarı ya-
zılı geçici teminat akçeleriyle birlikte Kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını ihalenin yapılacağı saatten bir saat evveline kadar Komisyon Başkanlığına vermeleri yayınlanır. (7J78) 2139

İkinci Cihan Harbi içinde, İrlanda, sonuna kadar bitaraflığını muhafaza ediyor. O kadar ki, I-Htlerin ölümü haberi geldiği zaman bizzat De Valera Alman elçiliğine giderek taziyetde bile bulunuyor. Gerek harp içinde bitaraflık, gerek bu gibi tezahürler İngiliz-lcıi çileden çıkarıyor. Chur-chill bir çok nutuklarında, İrlanda bitaraflığının İngiltereye ne kadar pahalıya mal olduğunu söylüyor. Fakat bunların hiç biri, İrlandayı inad ve ısrarla tuttuğu yoldan döndür müyor.
Bugün De Valera iktidarda değil, muhalefettedir. 16 sene müstemirren iktidarda kalması, halkı yormuştur. Fakat, yeni iktidar ile muhalefet arasında, İrlandanın ana dâvaları bakımından hiç bir ayrılık mevcut değildir. Ve İrlar(ia, yine ısrarla, inadla şimali İr-landanın kendisine verilmesini ve İngilterenin adadan çekilip gitmesini isteyip durmaktadır.
Yollar 4. Bölge Müdürlüğünden
1 — Ankara Akköprü'de merkez anbarı inşaatı yapımı kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — İşin muhammen bedeli 90.719,54 lira olup geçici teminatı 5785,98 liradır.
3 — Eksiltme 13.10.1950 cuma günü saat 15 de Etlik yolu üzerindeki Bölge Müdürlüğünde toplanacak Komisyon huzurunda yapılacaktır. Zarflar saat 14 e kadar Komisyona verilmelidir.
4 — Bu işe ait keşif, hususî, fennî ve eksiltme şartnamele ri ile vaziyet plânları tatil günleri hariç her gün Bölge Müdürlüğünde, görülebilir.
5— İsteklilerin ihale gününden en az 3 gün evvel (tatil günleri harjç) en az bedelde iş yaptıklarını gösterir belgelerle Bölg yeterlik belgesi komisyonuna müracaatla yeterlik belgesi almaları , lâzımdır.
6 — 2490 sayılı kanunun ahkâmına uyularak müracaat e-dilmesi, para gibi umumun elinde bulunan işaretlerle mühürlü zarfların ve postada vukua gelecek gecikmelerin kabul e-dilmiyeceği ilân olunur. (7139) 2141
Mezbaha civarında derihane karşısındaki tecrithanede bilû-mum tek tırnaklı hayvanlarda umumi ruam muayenesine başlanmıştır. Muayeneler her gün saat 9 - 12, 14 - 17 kadar yapılmaktadır. Muayeneden geçiriln tek tırnaklı hayvanlara sağlamlık vesikası verilecektir.
Bu vesikayı almamış bulunan ye dolayısiyle hayvanını muayeneye getirmemiş olan hayvan sahipleri hakkında kanunî kovuşturma yapılacak ve hayvanları da karantian altına alınarak şehir dahilinde seyrüseferden menedilecektir. Mahaller üzerinde muayene günleri aşağıda y azılmıştır. İlân olunur.
16/9/1950 İçcebeci Öncebeci, Demirlibahçe ve Sakarya ma haileleri muhtarlıkları.
18/9/1950 İncesu, Topraklık, 1 No. lu Cebeci 2 No. lu Cebeci muhtarlıkları.
19/9/1950 Akbaş, Başkır, Çeşme, Demirfırka, İçkale muhtar lıkları,
20/9/1950 Kılıçaraslan, Özbeyler, Pazar, Sutepe, Şenyurt muhtarlıkları.
27/9/1950 Şükriye, YaTçınkaya, Yenihayat, 1 ve 2 No. lu muhtarlıkları.
28/9/1950 Spor mahallesi, Cumhuriyet mahallesi, 7 No. lu muhtarlığı,
29/9/1950 Doğanbey, Ege, İstiklâl, Kızılelma, Misakımillî muhtarlıkları.
30/9/1950 özgen, Sakalar, Ülkü, Yeğenbey, Yenice mahalleleri muhtarlıkları
2/10/1950 Akalar, Çimentepe, Demirtaş, Dua Tepe mahalleleri muhtarlıkları.
3/10/1950 Koyunpazarı, Kurtuluş, Meydan, Nazımbey mahalleleri muhtarlıkları.
4/10/1950 Dumlupınar, Gündoğdu, İnönü, Kırgız mahalleleri muhtarlıkları
5/10/1950 Uğuz, Sümer, Turan, Erzurum, mahalleleri muhtarlıkları.
Altındağ 1 — 10 (dahil) numaralı ve Atıfbey 1 — 6 (dahil) numaralı Aktaş 1 — 2 ve Yenidoğan 1 — 6 ve Akköprü, Altıntaş ve Anafartalar, Bozkurt, Fevzipaşa, İnkılâp, İsmetpaşa, Köprübaşı, Necatibey, öztürk, Tabakhane, Yenituran mahalleleri muh (arlıkları içinde bulunup muayeneleri yapılmayan tek tırnaklı hayvanların da 5/10/1950 günü getirilmeleri. (6927) 2033
Zile Belediye Başkanlığından
Cilıad Baban
SATILIK
Kapalı zarf usıdiyle inşaat eksiltme ilânı
Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğünden:
1 — İş: Diyarbakır öğretmen Okulu mutfak ve çamaşırlık binası yapımı.
2 — Keşif bedeli: (25000.00) lira.
3 — Geçici teminat (1875.00) lira.
4 — Eksiltme kapalı zarf usuliyle 13.10.1950 cuma günü saat 11 de Diyarbakır’da Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
5 — Bu işe ait şartname ve projeler bedelsiz olarak, mesai saatleri içinde Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğünde görülebilir.
6 — İsteklilerin 10.10.1950 salı günü mesai saati sonuna kadar Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğüne yeterlik belgesi I
1 — Belediyemiz elektrik işletmesinin dizel motörleri-nin çalıştırılması için ikinci sınıf ehliyetli bir makiniste ihtiyacımız vardır.
Kadro aylık ücreti 600 liradır.
2 — Yine 250 lira aylık ücretli ikinci sınıf ehliyetli şebeke montörü kadrosu münhaldir.
3 — Her iki teknik kadromuza talip olanlar çalıştıkları
yerlerden aldıkları yeterlik belgeleriyle, bonservis, iyi huy kâğıdı ve sağlık raporunu bir dilekçe ile birlikte 10.10.1950 tarihine kadar Belediye Başkanlığına göndermeleri ilân olunur. (7165) 2127
Salihli Belediye Başkanlığından
Belediyenin mülkü olup hali hazır belediye dairesi olarak kullanılmakta bulunan çarşı içerisinde belediye caddesi üzerinde iki katlı alt ve üst sekiz odalı bina bitişiğinde bulunan müştemilâtı ve avlu kısımları ile birlikte muhammen bedeli olan (25000) lira üzerinden 21-9-1950 tarihinden itibaren 21 gün müddetle ve kapalı zarf usuliyle arttırmaya çıkarılmıştır, ı İhale günü için 12-10-1950 tarihine rastlıyan perşembe günü kestirilrriiş olup encümen huzuriyle saat 15.00 te ihalesi yapılacaktır.
Geçici teminat 1875 liradır.
Şartnamesini görmek istiyenlerin ihale gününe kadar yazı işlerine müracaat etmeleri ilân olunur. 7193 - 2146
(Ev sahibi olmak için kaçırılmaz fırsat)
Kavaklıderenin en güzel yerinde, fevkalâde manzaralı, havagazı, elektrik, su ve yolu olan, Atatürk Bulvarına beş dakika mesafede, villâ vaziyetinde güzel ve yeni bir ev devren satılıktır.
Evin bin metreden fazla bahçe halinde, ağaçlanmış ve çimlenmiş arazisi ve ayrıca garajı vardır. Üç katlı olup alt katı müstakil olarak kiraya verilebilir.
Şimdiye kadar yapılan hakiki masraflar ve banka tediyeleri tutarı dian 16 bin Hra peşin verilmek suretiyle eve sahip olunabilir. Geri kalan takriben 30 bin liralık borç 19 yıl vade ve yüzde 5 faizle bankaya ödeyecektir.
Banka taksiti yılda 2.650 lira buna mukabil evin halen getirdiği gelir 3.900 liradır.
Ciddî alıcıların 12157 te-lefon numarasına müracaatları. 5607
için müracaat etmeleri ve yeterlik belgesi alabilmek için teknik önemine iş yaptıklarına dair belge göstermeleri lâzımdır.
7 — Kapalı zarflar ihale günü olan 13. 10. 1950 cuma günü saat 10 a kadar Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğü binasında toplanacak eksiltme komisyonu başkanlığına verilecektir
8 — Kapalı zarflar içinde usulüne göre yazılmış ve kapatılmış teklif mektubu ile kanunen bulunması gereken teminat, yeterlik belgesi 1950 yılı Ticaret Odası vesikası bulunacaktır.
9 — özel ve tescil edilmemiş ortaklıklar eksiltmeye kabul edilmez.
10 — Postada vukubulacak gecikmeler kabul edilmez.
(7096) 2142
Bafra Kaymakamlığından
5639 sayılı kanunun şümulü haricinde kalıp devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, balık tutulmasına elverişli olan Bafra balık göllerinin üç yıllık avlanma hakkı 24.9.1950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık arttırmaya konulmuştur.
1 — Üç yıllık muhammen bedel otuz yedi bin beş yüz lira olup geçici teminatı iki bin sekiz yüz on iki lira elli kuruştur.
2 — Arttırma 9.10.1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 te Bafra hükümet konağında malmüdürlüğü odasında toplanacak komisyon vasıtasiyle yapılacaktır.
3 — Arttırmaya iştirak edeceklerin arttırma saatinden bir saat evveline kadar geçici teminatlarını yatırmış olmaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait şartname Samsun, İzmir, Ankara, ve İstanbul defterdarlıklariyle Bafra malmüdürlüğünde mevcut olup isteklilerin her zaman tetkikine amade tutulmuştur.
İsteklilerin muayyen olan gün ve Saatte komisyonda hazır bulunmaları ilân olunurf (İŞI^O - 7189) 2144
Pastacı - Tatlıcı ve Muhallebici Esnafın nazarı dikkatine
Ankara Belediye Başkanlığından:
Belediye Daimî Encümeninin 6/9/950 gün ve 5198 sayılı kararı ile; şehrimizde mevcut Pastacı - Tatlıcı ve Muhallebici dükkânlarının sınıflandırılması uygun görülmüştür.
Pastacı - Taltıcı ve Muhallebicilerin tarifeleri sınıflarına göre verileceğinden, bu gibi yerleri işletenlerin Belediye İktisat Müdürlüğüne müracaat ederek istedikleri sınıfa göre dükkânlarını hazırlamaları için sınıf tayini talimatını görmeleri lüzUmû menfaatleri bakımından ilân olunur. 7216 - 2149
İLÂN
Hali tasfiyede Yurt Yapı Ko operatifi tasfiye memurluğundan:
15.1.1950 tarihinde umumi heyet toplantısında verilen karar gereğince aşağıda yazılı gündemdeki hususları görüş mek üzere 15.10.1950 tarihine rastlayan pazar günü saat 10 da Halkevinde toplantıya çağ rılmasına karar verilmiştir.
GÜNDEM:
1 — Tasfiye muamelâtını^ geçirdiği son durumun gözden geçirilmesi.
2 — Umumi heyetin kararı
gereğince Emlâk Kredi Bankası ile yapılan temas ve elde edilen neticenin görüşülmesi. 5609
Kapalı zarf usulü ile inaşat eksiltme ilânı
Diyarbakır, Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğünden:
1 — İş: Mardin ilinin Midyat İlçesinde yeniden yapılacak ilk okul.
2 — Keşif bedeli: 120012.45 lira.
3 — Geçici teminat: 7250.62 lira.
4 — Eksiltme kapalı zarf usuliyle 12.10.1950 perşembe günü saat 11 de Diyarbakır’da Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
5 — Bu işe ait şartname ve projeler bedelsiz olarak mesai saatleri içinde Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğünde görülebilir
6 — isteklilerin 9.10.1950 pazartesi günü mesai saati sonuna kadar Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğüne yeterlik belgesi için müracaat etmeleri ve yeterlik belgesi alabilmek için bu işin teknik öneminde iş yaptıklarına dair belge göstermeleri lâzımdır.
7 — Kapalı zarflar ihale günü olan 12.10.1950 perşembe günü saat 10 a kadar Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğü binasında toplanacak eksiltme komisyonu başkanlığına verile-'
8 — Kapalı zarfların içinde usulüne göre yazılmış ve kapa tılmış teklif mektubu ile kanunen bulunması gereken teminat yeterlik belgesi, 1950 yılı ticaret odası vesikası bulunacaktır.
9 — özel ve tescil edilmemiş ortaklıklar eksiltmeye ka-edilmez.
10 — Postada vukubulacak gecikmeler kabul edilmez.
(7188) 2143
b .
Diyarbakır Belediye Başkanlığından
1 — Diyarbakır şehri için Darülâceze olarak yapılacak olan Alipaşa camiinin tamiratı işi kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — İhale 10 Ekim 1950 salı günü saat 15 te Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır.
3 — Bu işe ait keşif bedeli 10.324 lira 12 kuruş olup geçici teminat 774 lira 31 kuruştur.
4 — İsteklilerin bu işe ait teklif mektupları ihale günü ihale saatinden bir saat evveline kadar Diyarbakır Belediye Encümeni Başkanlığına tevdi edilmiş olacaktır. Postada vukua gelen gecikmeler kabul edilmez.
5 — Bu ihaleye ait keşif varakası ve şartnameyi görmek istiyenler Ankara Belediyesi Başkanlığına müracaat etmelidir
6 — İstekliler 950 yılma ait Ticaret Odası vesikasiyle İl makamına müracaatla bu işe ait Bayındırlık Müdürlüğünden yeterlik belgesi alması şarttır.
İsteklilerin ihale günü Diyarbakır Belediyesi Daimî Encümenine müracaatları ilân olunup. __ 7190 — 2148
Zafer caddesinde kıymetli arsa satılacak
Bursa Belediye Başkanlığından:
Zafer caddesinde İtfaiye garajı üst kısmında 1296 ada 28 parsel sayılı 242 metre kare arsa metre karesi 80 lira üzerinden kapalı zarf usuliyle satışına talip çıkmadığından satış 19.10.1950 tarihine rastlıyan perşembe günü saat 16 ya kadar bir ay müddetle pazarlığa bırakılmıştır. Talipler arsaya ait harita ve satış şartlarını öğrenmek için belediye hesap işlerine ve satışlara iştirak edecekler 1452 liralık muvakkat teminat belgeleriyle belediy komisyonuna müracaatları ilân olunur. (13133 - 7182) 2151
f'
Okul Kitapları
Çeşitli ve ucuz kırtasiye tamamen gelmiş ve satışımız başlamıştır.
Dikkat: 5 ile 15 lira arasında kitap ve kırtasiye alanlara iki liralık bir kitap, 15 liradan yukarı alanlara da zarif bir kurşun dolma kalem verilir.
Akay Kitabeyi

Sayfa: 4
Sayfa: 6
ZAFER
28/9/1950
Sayın AnkaralIlara
Bilûmum giyim ve Kumaş ihtiyacınızı BÜYÜKMAĞAZAdan
Ucuz, zarif, sağ'am olarak temin edebili isiniz. B)r defti tecrübe kâfidir.
Anaförtalar Cad. No. 300 Tel: 15149
Hikmet Ünal ve Or. Kol. Şt.
Ankara şubesi
Not: Bayan tezgâhtarlara ihtiyaç vardır. Dolgun ücret verilir. (2718)
Zabıta memuru alınacak
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Belediyemiz zabıta teşkilât kadrosunda açık bulunan 20 şer lira kadro maaşlı zabıta memurluklarına aşağıda yazılı nitelikleri haiz olanlar arasında yarış sınavı ile zabıta memuru alınacaktır,
A — Belediye Memur ve Hizmetlileri Tüzüğünün 3 üncü maddesinde yazılı nitelikleri haiz olmak,
B — En az orta okul mezunu bulunmak,
C — Fiilî askerlik ödevini yapmış, ihtiyata kaydolunmuş bulunmak,
Ç — 30 yaşından yukarı yaşta olmamak,
D — Boyu bir metre altmış beş sant'mden aşağı olmamak,
E — Fena hallerde tanınmış bulunmamak,
F — Namus ve Haysiyeti muhil bir suçla mahkûm dilmiş olmamak,
G — Ecnebi kız veya kadınla evli veya yaşar bulunmamak,
H — Vücutca sağlam olduğu tam teşekküllü bir hastane sâğlık kurulunca muayene neticesinde tesbit olmak.
Bu şartları tevsik eden belgeler ibraz edilmedikçe talip sınava kabul edilmez.
2 — Yukarda yazılı şartlan haiz bulunanların 14.10.1950 cumartesi günü saat 13 e kadar dilekçelerine bağlıyacakları kimlik belgesi, askerlik terhis tezkersi, tahsil vesikası, aşı kâğıdı, hal tercümesi, 9X12 ebadında 4 adet fotoğrafları ile birlikte Ankara Belediye Başkanlığına başvurmaları 16.10.1950 pazartesi günü saat 9 da sınavları yapılmak üzere Ankara Halkevi kitaplığında hazır bulunmaları ilân olunur. (6928 - 2032)
r'
Beherinde 0.15 Gr. kinin vardır. Soğuk algınlığım,
NEZLE, GRİP. ROMATİZMA
ve bütün ağrılara karşı
DEVAKIN
Devlet Orman İşletmesi
Bin yarım bilgi Bir tam bilgiye muadil değildir
_________________________... Otomobilcilik
I tam öğrenilirse sayatta bir
Konya Yollar 3 Bölge Müdürlüğünden ç^k sıkıntılardan kurtulmak mümkün olur.
| Konya atölye tesisleri sahasında yapılacak anbar binası, 1
; bekçi evi, fosseptik ve şube tesisleri idare kısmı bodrumundaki noksan işlerin yapılması kapalı zarf usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
i 2 — Muhammen bedel 52368 lira 27 kuruş olup geçici temi- 1 nat 3868 lira 42 kuruştur.
3 — Eksiltme 6.10.1950 cuma günü saat 15 de Konya’da Yollar 3. Bölge Müdürlüğü binasında eksiltme komisyonu huzurunda yapılacaktır.
4 — Bu işe ait şartname, keşif ve teferruatı evrakı (262) kuruş mukabilinde Bölgeden alabilirler.
5 — Eksiltmeye girecekler 1950 tarihli ticaret odası belgesi 1 ve bu işin teknik öneminde en az 40000 liralık bir işi iyi surette 1 başardığını isbata yarar belgeleriyle birlikte ehliyet, plân ve ' teçhizat beyannamesi vererek yeterlik belgesi almaları için ek-,1 siltme gününden en az 3 gün evveline kadar Bölge Müdürlüğüne müracaatlar^,
6 — İsteklilerin kaaplı zarflarını muayyen günde saat 14 de kadar komisyon başkanlığına vermeleri ve postadaki gecikı..e I ler kabul edilmiyeceği ilân olunur. (6986) 2061
Ankara
I Şoför Okulu
ı Yeni binada yeni imkânlarla Ekim devresini açıyor.
, Biran evvel kayıtlarınızı yaptırınız.
Yeni adres: Mebus evleri ö-nü Teknik Üniversite karşısı No. 4. Okulun garaj ve tamirhanesi vardır. Yeni Telefon: 32649. Müracaat saatleri her-gün 9 - 18 arası. 2605

Cep Takvimi Bastırılacak
Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğünden:
1 — 1951 senesi için İngilizce 10.000 adet cep takviminiz", baskı işi kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli 11.000 lira ve muvakkat temiıutı
825 liradır. *
3 — İhale 2.10.1950 tarihine tesadüf eden pazartesi günü
saat 15 te Çankırı caddesinde Nurettin Baki Ersoy Apartmanında Genel Müdürlüğümüz satınalma komisyonunca yapılacaktır. *1
1 4 — Daha fazla izahat ve parasız şartname almak istiyen-
lerin aynı binada Genel Müdürlüğümüz idari işler müdürlüğüne, İstanbul'da İstanbul Radyosu Müdürlüğü idari işler şefliğine müracaatları ve taliplerin muayyen gün ve saatten bir saat evveline kadar bu işi yapabileceklerine dair mahalli Ticaret ve Sanayi Odasından alacakları belgelerle birlikte kapalı zarflarını komisyon başkanlığına vermeleri ilân olunur.
(6835)—196
DOKTOR
Aziz Tevfik Yeginsoy
DAHİLİYE MÜTEHASSISI
Her gün hastalarını saat 15 »den itibaren Hamamö-nü, Halk Eczahanesi karşısındaki Nizameddin A-partmam No. 2 de kabul eder. Tel: 15343.
Kiralık iki daire
Bahçelievlerde her biri 4 oda bir hol ve müştemilâtı, elektrik, havagazı, su ve banyo... Kirada peşinli veya peşinsiz olduğuna göre uyuşulur. Tel: 23436 5600
Satılık Lokanta
İtfaiye meydanı Mudanya sokak No. 11 Müracaat: Ta -' bakhane caddesi Köprübaşı aş evi No. 50. Mecit. 5601
Karacabey cumhuriyet savcılığından
Karacabeyde yeni inşa edilecek ceza evi inşaatı 60756 lira 89 kuruş keşif bedelile ve kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur.
Eksiltme 6.10.1950 tarihine rastlayan cuma günü saat 16 da cumhuriyet savcılığı binasında toplanacak olan eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
Keşif proje, seridöpri, özel fenni, yapı işleri umumi fenni, bayındırlık işleri genel ve kapalı zarf usulile eksiltme şartnamelerde sözleşme modeli bu işin evrakı olup arzu edenler bu evrakı her iş gününde Cumhuriyet Savcılığı kaleminde ve Bursa Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilirler.
Bu işin eksiltmesine girebilmek için
A — 4287 lira 84 kuruşluk geçici teminat,
B — 950 yılı ticaret odası belgesi,
C — Eksiltme gününden itibaren tatil günleri hariç olmak üzere en az üç gün evvel vilâyet gıakamına müracaatla Bayındırlık Müdürlüğünden yeterlik belgesi almaları şarttır.
Yukarıda yazılı şytları haiz olanların 2490 sayılı kanun hükümleri dairesinnde hazırlıyacakları teklif zarflarım eksiltme saatinden bir saat evvel komisyona vermeleri lâzımdır.
Postada vukubulacak gecikmeler kabul edilmez.
(6795)—2022
Köyceğiz Orman İşletmesi Müdürlüğünden
1 — İşletmenin Sarısu sahil istif yerinde 1600 metreküp çam travers ve 64 metreküp çam kereste pazarlıkla satışa konmuştur.
2 — Çam travers ve kerestelerin beher mamul metreküpü 140 liradır.
3 — Muvakkat teminat 19457 liradır.
4 — Pazarlık 6 ekim 1950 cuma günü saat 15 te işletme binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
5 — Traverslerin bedeli karşılığı olarak altı ay vadeli banka mektubu da kabul edilecektir.
6 — Bu işe ait şartname örneği İstanbul, Adana, Mersin, İzmir, Fethiye, Muğla, Antalya işletme müdürlükleriyle Orman Genel Müdürlüğü ve Ankara Merkez İşletme Müdürlüğünde görülebilir.
İsteklilerin belirli gün ve saatte teminatlarile birlikte komisyona müracaatları. (7110)_2104
Devlet Orman İşletmesi Daday Müdürlüğünden:
İşletmemizin Ballıdağ ormanı Sazak mevkiinde meçhul şahıslar tarafından kesilmiş olan 1014 metreküp çam tomruğunun nakil ve istif işi açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Sökü deposu kesim mahalline 5 kilometre uzaklıkta ve şose kenarında bulunup araba yolile ormana bağlıdır.
3 — Beher metreküp tomruğun nakil ve istif işi için muhammen bedel on lira olup tutar bedelinin %7,5 olan 855 lira geçici teminat olarak işletme veznesine yatırılacaktır.
4 — Eksiltme 9.10.1950 pazartesi günü saat 15 te Daday işletme müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
5 — Bu işe ait şartnameler Orman Genel Müdürlüğü ile İstanbul, Ankara merkez Kastamonu, Araç işletme müdürlükleri ile işletmemizde görülebilir.
6 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evraklarile komisyona müracaatları. (7079)—2092
SATILIK FABRİKA ALETLERİ
Devlet Orman İşletmesi Burdur 1 — İşletmemize bağlı Bucak il
Müdürlüğünden:
cesinin Uğurlu terebentin
fabrikasında mevcut 12 adet alet açık arttırma suretiyle satılacaktır.
Toplantı
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mezunları Cemiyeti Ankaia şubesinden:
Umumî heyetimiz toplanamadığından bu defa 1.10.1950 pazar günü saat 10 ra Halke-vinde tekrar toplantı yapılacaktır.
Arkadaşların gelmeleri rica olunur. 5612
Ankara (Soğukkuyu) Askerlik Şubesi Başkanlığından
1 — Şubemizde yerli ve yabancı olarak muamele gören tebdili havalı erlerin 29-Eylül-950 günü sevk edilmek üzere şubeye müracaat etmeleri ilân olunur.
2 — Şube - Akköprü İstanbul caddesinde İsviçre hanın-
dadır. 7200 - 2145
Kocaeli II Daimî Komisyonundan
1 — Adapazarı memleket hastanesinin kalorifer tesisatı ha riç olmak üzere Mutfak, Banyo, Lavabo, Çamaşırlık, Hamam ve sıcak su tesisatı inşaatı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye kon muştur.
2 — İhalesi ekim ayının 16 ncı pazartesi günü saat on beşte İl Daimî Komisyönunda yapılacaktır.
3 — Keşif bedeli (36199) lira 10 kuruş, geçici teminat (2414) lira (95) kuruştur.
4 — Eksiltmeye iştirak için (tatil günleri hariç) ihale gününden en az üç gün önce dilekçe ile 11 makamına müracaatla yeterlik belgesi alınması lâzımdır.
5 — Bu işe ait keşifname ve şartname ile diğer evrak 11 Daimî Komisyon ve Bayındırlık Müdürlüğü kalemlerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanun gereğince hazırlayacakları teklif mektuplarını yeterlik belgesi, yeni yıla ait ticaret odası vesikası ve belli miktar geçici teminat makbuzu veya banka mektubu ile ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Daimi Komisyon Başkanlığına vermeleri
7 — Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (7180) 2150
2 — Aletlerin muhammen bedeli 8625 liradır.
3 — Arttırma 9/10/1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 dc Burdur işletme binasında yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat 646 lira 90 kuruştur.
5 — Şartname Orman Genel Müdürlüğünde, Afyon, Antalya, Denizli, Eğridir, Burdur, Eskişehir, İstanbul ve Ankara Merkez Orman İşletmelerinde Bucak ve Uğurlu Orman Bölge Şefliklerinde görülebilir. .
6 — İsteklilerin belirli gün ve saatte Burdur İşletme merkezindeki komisyona müracaatları ilân olunur. (7128) 2140
Devlet Orman İşletmesi Devrek Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Aksu Bölgesi Düzceören kamyon yolu üzerinde mevcut 389 adede denk 153.871 M3. çam tomruk açık arttırma suretiyle satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 9/10/1950 paazrtesi günü saat 15 de İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher M3. tahminî bedeli 46 lira 25 kuruştur. Yüzde 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Ankara’da Orman Genel Müdürlüğü, İstanbul, Karabük, Ereğli, Bartın İşletme Müdürlükleriyle Zonguldak, Aksu bölge şefliği ve işletmemizde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk
teminatlariyle komisyona müracaatları. (7080) 2126
Turgutlu Belediyesinden
Belediyemizin 475 lira aylık daimî ücretli fen işleri mühen dişlik kadrosu münhaldir. Bu vazifeye istekli bulunan mühendis veya mühendis mimarların belediye başkanlığına müra- 1 caatları rica olunur. (7191) 2147
Yapı işleri ilânı Karacabey Harası Müdürlüğünden 1 — Eksiltmeye konulan iş:
Karacabey hârası müdürlüğünde bir taahhüt mevzuunda îlmak üzere değişmez birim fiyatı esası üzerinden 218 başlık boğa ahırı, 290 başlık süt danaları emzirme ahırı ile 116 başlık inek ahırının yeniden ve beş parça binanın tamir ve tadili inşaatının yapımıdır.
2 — Oranlanmış ilk keşif tutarı 381162 lira 04 kuruş. Yalnız üçyüz seksen bir bin yüz altmış iki lira dört kuruştur.
3 — Ekslitme 4.10.1950 çarşamba günü saat onaltıda Karacabey harası eksiltme komisyonu odasında kapalı zarf usulü ile yapılacaktır. Teklif mektuplarının 2490 sayılı kanunun hükümleri dahilinde belirli günde saat Onbeşe kadar komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde verilmesi şarttır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar Ankara-da Tarım Bakanlığı Veteriner İşleri Genel Müdürlüğünde, İstanbul, İzmir ve Bursa Veteriner Müdürlüklerile Karacabey Harası Müdürlüğünde görülebilir. İsteyenler sözü geçen şartname ve eklerini Karacabey Harası Müdürlüğünden 19 lira 05 kuruş karşılığında alabilirler .
5 — Geçici teminat usulüne göre 18996 lira 48 kuruş. Yalnız onsekiz bin dokuzyüz doksan altı lira kırksekiz kuruştur.
6 — İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir mukavele ile en az ikiyüz ellibin liralık bir bina işini iyi bir surette başardığını veya idare ve denetlediğini isbata yarar belgeleri ile ihale gününden en az (tatil günleri hariç) beş gün önce Tarım Bakanlığı Veteriner İşleri genel müdürlüğüne baş vurarak bu işin eksiltmesine girebilmek için yeterlik belgesi alması ve 1950 yılı ticaret odası belgesi ile 2490 sayılı kanun hükümlerine göre muktezi belgeleri ibraz etmeleri şarttır.
7 — Posta ile müracaat halinde: İsteklilerin aldıkları eksiltme kâğıtlarının kül teşkil eden her parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırılıp imza ettikten sonra lüzumlu belgeleri ile adı geçen eksiltme komisyonuna göndermeleri lâzımdır.
Postada vaki gecikmeler nazarı itibara alınmıyacaktır. 12327 (67881—2045

^kBomonti Bahçesinde?
■*
, ■*!&
Zehra Bilir
Kıymetli Sanatkâr ZEHRA BİLİR
Kısa bir müddet için
her akşam Sahnemizde
Kıymetli ses sanatkârı Sabite Tur konserlerine devam etmektedir
YEMEKLİ Masalar numaralıdır. Hariçten yemek getirmek serbesttir. Telefon: 21355
Sabite Tur
t

Comments (0)