11
Şık avizeler
i , Almanyadan gelen Ütü ve Çamaşır Makineleri Porselen Sofra ve Çay Takımları
Veli Candar ve Oğlu
Anafartalar Cad. No. 146 — Telefon? 14671
ZAFER
Şâmilia
PERŞEMBE 29 HAZİRAN 1950 * fiyatı her yerde 10 kurut.
Büyük ikramiyelerle 357 çıktı
030 modeli Fiat marka otomobil - Buz dolabı - Radyo 110 Krş.
»re J
^11
Yıl . 2 — No. 424 * Telgraf adresiı Zafer Gazetesi - Ankara
Err ------------------------------------
isti!
ırar
Telefon ı 15619 ve 15315 A Denizciler Cad. 2 * Potta kutusu ı 193
Kore Harbi Genişliyor
Cevabi notamız üzerine
İngiltere donanması,
1
Amerika emrinde
------
Avustralya da müdahale ediyor
Cenup Kore'nin başşehri kızılların eline düştü/ Cenuplular Amerikan uçakları himayesinde kuvvetlerini

en
r-.
'KUZ&Y KOR-E
K’iöftfcl *■ *Z*
TfeKtî

/•‘V
.«ARSkET HALİNDE OLAN Y£D)NCİ AMERİKAN FİU55* W *
'$ } £ OKVNAYA j.:
r 4 aoasi
• das:
M® HAYHAH
ADASI



Şimal ve cenup Kore ile Formoza ve civarını gösterir harita
Halk Partisinde
al-
^ıslahat isteyenler
Mümtaz Faik FENİK
ı
alk Partisinin genç ele- I i mantarından mürekkep bir 1 grup, Kurultaya sunulmak I ı üzere, C. H. P. uc nasıl ıslahat ya-
\ pılabileceğine dair bir teklif ha-1 ' r ve bunu bir broşür ha-
- Bu broşürü,
««— ile okuduk. Ve gördük ki, şimdiye kadar Halk
• Partisinden milletin şikâyeti ne ise, bu zevatın şikâyetleri de odur. Bunun için parti içinde esaslı ıslahat yapılması ve mekanizmanın demokratik zihniyete uyamsı lâzım-j geldiği fikrini müdafaa etmekte-ı dirler.
Parti içinde ıslahat yapılmasını İstemek, partinin bugün ıslaha muhtaç bir hale geldiğini ve bu yüzden hayli zayıflamış olduğunu ikrar etmek demektir. Ötedenberi bizim de üzerinde ısrarla durduğumuz nokta bu değil midir? Halk Partisi bugünkü durumiyle demokrasi ile idare edilen memleketlerdeki anlayış dairesinde bir parti olmak vasfını kaybetmiştir. Ha kikaten program vesaireden ev-Vel zihniyetinde bir inkılâp yapmak zarureti vardır. Genç elemanlar, bunun için, Halk Partisinde, bugüne kadar devam edege-len «otorite zihniyetinin, kaldırılmasını ve onun yerine bir -disiplin zihniyetinin» ikamesini istemektedirler. Disiplin zihniyeti denin ce, bunu körü körüne emre itaat şeklinde telâkki etmemek lâzım dır. Nitekim broşürde de bu cihet şu şekilde ifade olunmuştur: -Parti disiplini bir otoritenin baskısı na boyun eğmek değil, hür insan lann gönüllü olarak prensiplere ve onun icaplarına uyma kararandan doğan riayetler ve mutavaatlar de-**Sotktlr.»
Gençler, İşte broşürlerinde böy lece gayet açık konuşmuşlar, v₺ partinin bugün düştüğü vaziyetten kurtulması için ne yapmak lâ-zımgeldlğini açıkça ve samimiyetle anlatmışlardır. Yine onların ifadesine göre «Parti kadrolarının her zaman en dinç, en dinamik ve en ehliyetli unsurlarla doldurulduğu
giup, nu.u.-.jo -----
91 üzere, C. H. P. de nasıl ıslahat ya-\ pılabileceği
^KMamışlar---------- ..
. neşretmişlerdir.
M Jkkatle ve alâka ile
iddia edilemez. Aslında bu kadro larda yorulmuş, enerjisi tükenmiş unsurların yer almaları doğru olamaz. Partiye vaktinde iyi hizmet ler ifa etmiş olanlar, broşür sahiplerinin daima minnetle ve şükranla anacağı kimselerdir. Ancak bu gibi muhterem partililerin eski hizmetleri, takattan düştükleri zamanlarda da gayret, dikkat ve e-nerji isttyen mevkileri muhafaza etmelerine hak kazandırmamalı-dır.»
Islahatçılar, hakikaten bu sözleriyle çok mühim bir noktaya te-★ (Devamı Sa. 6 Sü: 4 de)
topluyorlar
Nevyork, 29 (Radyo) — Güney Kore Cumhuriyetinin merkez şehri Seul kızıl Koreliler tarafından işgal edilmiştir. Güney Kore kuvvetleri Amerikan hava kuvvetleri himayesinde Seul'un 110 kilometre Güneyinde bir yerde yeniden toplanmakta oldukları bildiriliyor.
Cephelerde Rus tankları
Vaşington, 28 (a.a.) — «United Press-: Amerikan hava kuvvetleri sözcüsü, Kuzey Kore saatiyle dün gece yarısına kadar dokuz Kuzey Kore uçağının düşürüldüğünü bildirmiştir.
Bunların sekizi Amerikan avcı uçakları tarafından düşürülmüştür.
Ordu sözcüsü ise savaşların bilhassa Seul bölgesinde cereyan ettiğini bildirmiştir. Bu bölgede komünist kuvvetler 12 ve 35 tonluk yüze yakın Rus tankının himayesinde iki ayrı koldan taarruzlarını inkişaf ettirmektedirler.
Güney Kore kuvvetlerinin maneviyatının tamamen bozulduğu keyfiyetini tekzip eden askerî sözcü bilâkis Iruman’ın yardım karariy-le maneviyatın yükselmiş olduğunu kaydetmiştir.
Amerikan donanması Pearl Hmbour’da toplanıyor
Vaşington, 28 (a.a.) — (Afp): Bir Amerikan donanmasının Pearl Har.
. bourda toplanmakta olduğu bu sa-ı bah bahriye bakanlığından bildirilmiştir.
Gemilerinin sayısı açıklanmayan bu filonun amiral gemisi «Philip-pine Sea» uçak gemisi olacaktır.
Amerikan hava kuvvetleri
Vaşington, 28 (a.a.) (Afp) — Savunma Bakanlığından bildirdiğine göre, Birleşik Amerika, Uzakdoğu-da 500 uçak ve 18 harp gemisi bulundurmaktadır. Hava kuvvetleri yekûnu 125.500 kişidir. Hava kuvvetlerinde 80 tepkili uçak 30 b-29 modelinde üstün uçarkale vardır.
Avustralya da karıştı
Kanberra, 28 (a.a.) — (United
Press): Başbakan Menzies faaliyetleri Koredeki hâdiselerden derin surette tesir altında kalabilecek o-lan komünist çetecilerine karşı yapılan mücadeleye yardım etmek i-çin Avustralyanın Malezyaya ağır bombardıman filoları gönderdiğini bildirmiştir.
İngilterenin karan
Londra, 28 (a.a.) (United Press) — İngiltere Başbakanı Attlee Avam Kamarasında bugün kısa bir de-★ (Devamı Sa. 6 Sü: 3 de)
I
çanlarından bir filo
Bulgarlar şehidin maaşını veriyorlar
Cenaze yarın Edirnede törenle vatan toprakla-ına gömülecek Edirne, 28 (Huşusî) — 10 Haziran gecesi Bulgar sınırında bir cinayete kurban giden ve Bulgarlar tarafından şehit edilen Türk gazetecisi Arif Necip Kaskatı’nın cenazesini Bulgarlar iade etmemekte ısrar göstermişlerdi. Hükümetimiz cevabî notasında şehidin nâşını istemişti. Öğrendiğimize göre, bu nota ü-zerine Bulgarların şehidimizin tahnit edilmiş bulunan nâşını yarın (bugün) saat onda Kapukule hudut karakolumuza teslim edeceği öğrenilmiştir.
Cenaze Edirneye getirilecek ve
Bulgaristandan ana yurda gelmek isteyen Türkler
Başbakan yaıdımcısı Mecliste, bunların serbest
göçmen olarak kabulleri için tedbir alındığını bildirdi
Büyük Millet Meclisi dün saat 15 te Başkanvekillerinden Bursa milletvekili Hulûsi Köymen'in Başkanlığında toplanmıştır.
Seyhan Müstakil milletvekili Si- etmiştir: nan Tekelioğlu bu oturumda hazır --------------
buiunmamış ve Anıt - Kabirle, yeni Meclis binası arsalarının istimlâki hakkında gensoru açılmasına dair olan önergesinin müzakeresi başka güne bırakılmıştır.
Tekirdağ milletvekili Zeki Erat- j man’ın yeni kurulan Toprak ve İskân Genel Müdürlüğünün biriken göçmen işlerini başarıp başaramı- j yacağına, Bulgaristan, Yunanistan ve Avrupa kamplarındaki vatandaşlarımızın yurda nakilleri hakkında hükümetçe ne düşünüldüğüne dair olan sözlü sorusuna Başbakan yardımcısı Samet Ağaoğlu cevap vererek Sekizinci Büyük Millet Meclisinin 20/3/950 tarihinde kabul ettiği 5613 sayılı kanunla Sağlık Bakanlığına bağlı İskân ve Tarım Bakanlığına bağlı Toprak U- kanı Halil Özyörük, bir soru mü-mum Müdürlüklerini birleştirdiği- nasebetiyle İstanbul Adliye Sara-ni, henüz tecrübe edilmekte olan yının Sultanahmet meydanına na-
Kadro olmaması yüzünden
cenaze Cuma günü burada yapılacak törenle vatan topraklarına gömülecektir.
Valiler
arasında
tâyinler

I
15
valinin tâyini Bakanlar Kurulunun tasvibine sunuldu

Terfi edemeyen binlerce öğretmen
Bolu milletvekili bunların mağdur durumdan kurtarılmalarını istedi
Bolu milletvekili Zuhuri Danışman tarafından verilen ve kadrosuzluk yüzünden terfi edemiyen öğretmenlere dair olan sözlü soru, dün Büyük Millet Meclisinde Millî Eğitim Bakanı Avni Başman tarafından cevaplandırılmıştır. Binlerce öğretmeni alâkadar eden bu mevzuda Milli Eğitim Bakanı şunları söylemiştir!
«— Muhterem arkadaşlar Bolu milletvekili Zuhuri Danışman arkadaşımız kadrosuzluk yüzünden terfi edemiyen öğretmenlerin terfileri için Millî Eğitim Bakanlığınca ne gibi tedbirler düşünüldüğü hak-kındaki sorusu ile Bakanlığımızın , bir ay önce iyi bir hal şekli ile neticelendirmeye çalıştığı mühim bir meseleyi yüksek Meclisin huzuruna çıkartmış oldu.
bu birleşme hakkında şimdiden bir şey söylenemiyeceğini, muvaffak o-lunamazsa çaresine bakılacağını belirtmiş ve sözlerine şöyle devam
Bir kısım valiler arasında tâyin ve nakil hususunda hazırlanan kararname Bakanlar Kurulunun tasvibine arzolunmuştur.
Henüz Bakanlar Kurulundan çıkmamış bulunan listeye göre, Tekirdağ valisi Raif Tek Çanakkale valiliğine, Kocaeli valisi Şekip Yurdakul Muş valiliğine, Muş valisi Suphi Aktan Tokat valliğine, Mardin valisi Fevzi Turgay Kars valiliğine, Mülkiye müfettişi Emin Er-güven Van valiliğine, Zat İşleri Genel Müdürü Yahya Eryetkin Afyon valliğine, Erzurum valisi merkezde bir umum müdürlüğü, Elâzığ valisi Hiknjet Kümbetlioğlu Hatay valiliğine, Safaattin Karanakçı Zongul-detlerj 800.000 kadar tahmin edilen ’ dak valiliğine, Zonguldak valisi yurtdaşlarımızın iskânlı göçmen | Daniş Yurdakul merkeze, Yozgat olarak yurda kabulleri eski hükû- valisi İhsan Sabri Çağlayangil Muğ ir (Devamı Sa. • Sü: 5 de) I ★ (Devamı Sa. • SA: 4 (•)
— Bulgaristanda bulunan ve
Adalet cihazımız
istikrar bulacak
Yeni bir Mahkemeler Teşkilâtı ve Ceza Hukuk Usul Kanunları hazırlanıyor
Dünkü Mecliste Sayın Adalet Ba-
İzmir’de seher çok biiyiik zarar yaptı
Mahsul zarar gördü ilçelerle her türlü muhabere kesildi
İzmir, 28 (Hususî) — İzmir bugün büyük bir sel âfeti atlatmıştır. Bir kaç gündenberi devam eden bunaltıcı sıcakları müteakip saat 17 den itibaren 30 senedenberi görülmemiş şiddette yağmurla karışık fındık büyüklüğünde dolu yağmağa başlamıştır. Kısa bir zaman içinde şehrin düzlükte kalan kısımlarını

Limanda da bazı kazalar olmuş, sertleşen Poyraz yüzünden körfez vapurları işliyememiştir. Hiç bir ö-lüm hâdisesi yoktur.
Bütün mahsuller büyük zarar gör müştür. Civar ilçelerle hiç bir suretle irtibat temin edilemediğinden yağmur ve dolunun buralarda yaptığı tahribat hakkında malûmat al-
seller istilâ etmiş, bir çok binalara mak mümkün olamamıştır. Yağmur su dolmuştur. Bütün münakâlat dur muş, çamur ve molozlarla dolan caddeler geçilmez bir hale gelmiştir. Şehir içi ve dışı telefon muhabereleri de kesilmiştir. Bu arada bir eve yıldırım düşmüş, tutuşan ev itfaiye tarafından söndürülmüştür.-
İzmit'in kurtuluş bayramı
İzmit, 28 (a.a.) — İzmit'in kurtuluşunun 28'inci clönüm yılı bugün kutlanmakta, şehir baştan başa Bay raklarla süslenmiş bulunmaktadır. Saat 9’da şehir namına Belediye Reisi tebrikleri kabul etmiş 9.30 da bir askerî kıta, alkışlar arasında şehre girmiştir. Kıta doğruca Cum-Bolu milletvekili Zuhuri Dau.emmr'»-unyet ulanma e.derek 5a„l, Bay-I rağımızı direğe çekmiştir.
Hakikaten bugün ilk öğretimin Meydanda yapılan törende söyle-27935 öğretmen ve müfettişlerinden nen hitabelerden sonra resmi geçit bu bütçe yılında Mayıs sonuna ka- başlamış, bilâhare anıta çelenk-★ (Devamı Sa. • Sü: • de) ler konulmuştur.
el’an yağıyor.
Ömer İnönü
hâdisesi
zır olan eski Cezaevi yerine yapılması tekarrür ettiğini, binanın he- ' yeti mecmuasının 13 milyon 500 bin liraya çıkacağını açıklamış, işin muhtelif safhaları hakkında izahat vermiş ve inşaatın beş milyonluk kısmının bu sene ihale edileceğini bildirmiş, binanın 299 oda ve salondan ibaret olacağını söylemiştir.
Sorunun ikinci kısmına taallûk eden hâkimlik teminatı hakkında da Adalet Bakanı şunları söylemiştir:
( «— Sayın Celâl Yardımcı, Adalet
[ Bakanlığının, Türk yargıcını hâlâ aynı kanunun hükümleri dairesinde kendisine tâbi tutacak mıdır? Sua. lini soruyor.
Hep bildiğimiz gibi kaza cihazımı zın yapısını Anayasa’da görüyoruz. Bu yapının temelleri şunlardır: Hakim müstakildir. Hâkim azlolunamaz. Hâkim Türk milleti adına hük. meder. Anayasada mevcut hükümleri burada sıralamağa bittabi ma-★ )Devamı Sa. 6 Sü: 2 de)
Ticanî müridlerinin
dünkü duruşmaları
Gene bağırıp çağırdılar, ikisi müşahede altına alınacak
Ticanî tarikati şeyhi olduğu söy- ~ lenen Kemal Pilâvoğlu'nun muhakemesi sırasında taşkınlık yapan ve muhakemenin sükûnetle cereyanını ihlâl etmekten mahkemeye verilenlerin duruşmasına dün Dördüncü Ceza Mahkemesinde devam olunmuştur.
Sanıklar mahkeme salonuna alınırlarken Şakir Yıldız Işık, bağırıp çağırmağa başlamış, yargıç bunun üzerine Şakiri dışarı çıkartmağa mecbur kalmıştır.
Bundan sonra duruşmaya devam edilmiş, sanıklardan Muzaffer Do- ' ğunun gösterdiği müdafaa şahitlerinden Kemal Pilâvoğlu, İsmail Şenerçin dinlenmişler ve Muzaffer Doğunun hâdise ile hiç bir ilişiği olmadığını söylemiştir.
Sanıklardan Kâmil Tınal mahke- . meye bir dilekçe vermiştir. Kâmil bunda suçsuz olduğunu, hâdise gü nü duruşmayı takip için geldiğini, ! içinden gelen bir ses üzerine Na-
,ı. v---ı.|n bir mlsrajnı okudu-
AklNTHAr~l \_~JCUUJt
Haldun Tandoğan, Ömer İnönü ile arkadaş değilmiş!
Büyük Millet Meclisinin 26/6/1950 içtımaında Muzaffer Kayalıbay’ın ölüm hâdisesi dolayısiyle milletvekili Ahmet Gürkan tarafından verilen sözlü sorunun görüşülmesi sı. rasında alâkalı Bakanın izahatından sonra, soru sahibi hâdise hakkında beyanatta bulunurken şahsımdan bahisle: Buıada Nevzat nıık Kemal’in un uu Tandoğanın oğlu Haldun Tandoğan | ğunu bildirmekte idi. ile karşılaşıyorlar. Haldûn Dolma- | ~
bahçe Sarayına telefon ediyor ve
Ar »Devamı Sa « Sü: 5 da/ ■
Bundan sonra aynı sanıkların mahkemeye geliş gidişleri sırasında A (Dev&nu d». C Si: 1 (•)
Tutar mı dersiniz ?
jS izim gazetede Halk Partisi Kurultayı münasebetiy le bir kaç yazı çıktı.
Dün bir arkadaşla bu mevzuu konuşuyorduk. Bana gülerek dedi ki:
— İyi nasihatler doğrusu!. Fakat dikkat edin. Ya bu nasihatleri tutmağa başlarlarsa?..
Cevap verdim:
— Keşke tutsalar!. Ama tutmazlar... Nasreddin Hoca’nın denize maya atmasını bilirsin!.. «Ya tutarsa?, dedmiş, demiş ama, deniz maya tutar mı?..
Halk Partisi bugünlerde pek dalgalı deniz!... Hem de dalgalı kapalı deniz...
Mayayı tutsa şimdiye kadar tutardı! — YEDEKÇİ
tenkitleri
Sade yağ- alınacaktır
Günün meseleleri
C. H. P. Kurultayı
Af umumi olmalıdır
Muhip OIRaNaS
i
üyelerin teşrifleri rica
¥
Adalet
Komisyonu:
Devlet Orman İşletmesi Bolu
Gümrük ve Tekel Komisyonu;
Orman Gene! Müdürlüğünden
Kitaplık Komisyonu:
Levazım (4K1)
adresine müracaat etmeleri rica olunur.
LÜZUMLU TELEFONLAR Yangın Sıhhî imdat Trenler .
Hava YoUarı Yataklı Vagonlar Elektirk 5u finza Havagazı Başkent Taksi Yeni Güven Taksi Merkez Taksi Ersan Taksi îizın Taksi
Fehmi Açıksüz j

Bir şoför mcıhkûnrı oldu
PULSUZ İSTİD
Abîdeclerin

Z* uınhııriyet Üalk Partisinin sekizinci kurultayı bugün toplanıyor. Sabık iktidarın bu kurultaydan nasıl bir netice alacağını şimdiden kestirmek te mümkündür. Bir dei’a kurultayın noksan bir delege kadrosiyle toplanacağı belli olmuş gibidir. Eskiden bol harcırahlarla getirtilip ziyafetlerle ağırlanan, sonra diş kiralariyle uğurlanan delegelerin, şimdi iş kendi keselerine dayandığı için bir hayli azalmış bulunduğunu gözlerimizle göreceğiz. Oto taraftan, parti ileri gelenlerinin büyük bir çoğunluğu, seçimi kay betmiş olduklarındım, kurultaya iştirak edemiyeceklerdir. Olsa olsa kongreden bir karar çıkartmak suretiyle katılmaları ihtimali var. Nitekim söyleniyor; fakat kongrenin böyle bir karara varacağına da pek kat'ı gözle bakılamaz. Bakılamaz; çünkü, gelen delegeler, bu şekildeki bir karar neticesinin kendi serbestlerini ve hürriyetlerini tehdit edebileceğini gözden uzak tutamazlar. O zaman eski minval üzere bir takını emrivakiler. baskılar, oldu bittiler birbiri peşinden gelebilir.
Bununla beraber, bir nevi, hezimetin hesabını sorma hıziyle gelmiş bulunduklarında şüphe oi tnıyan delegeler, asıl mes’ullerl yahut, muhatapları karşılarında bulamayınca, hesapı kimden soracaklar, diye de düşünülebilir. Bn bakımdan eski zinıamdaraıun kongrenin vereceği bir kararla
içeri alınması ve topyekûn bir muhasebeye gidilmesi de ihtimalden ıızak değildir.
Ama öyle de olsa böyle de, Cumhuriyet. Halk Partisinin; sekizinci kurultaydan, eğer büsbütün parçalanmış olarak çıkmaz, kendisine yeni bir hüviyet verecek neticeyi alacağını bekleme mek yerinde olur. Çünkü Halk Pari sinin bugiin halletmek mor . buriyetinde oldıığu dâva, ne 14 I Mayıs hezimetinin pilâııçosıı, no ona tekaüdüm eden zamanların ' lıata ve savapları, ııe sadece tüzük tadilleri meselesi, ne de parti sevk ve idaresinin şu veya bu şahıs, hu veya öteki hizip elin» geçip geçmemesi keyfiyetidir. Dâva, partiye hâkim olmuş ve olmakta devam eden zihniyetin tasfiyesidir. Fakat sinirli, çilli) gışlı, hattâ şaşkın, aynı zamanda .şimdiden teşekkül etmiş gizli veya açık hiziplerin entrikalar* anısında, geçip gidecek olan bıı kongreden zihniyet tasfiyesi gibi muazzam bir hâdisenin vukunu ' beklemek biraz Hayal olsa gerektir.
Kanaatimizce C. H. P. bu Kongresinde değil, fakat eğer o zamana kadar «İdame! hayat» edebilirse dokuzuncu kurultayında belki elle tutulur, gözle görülür bir iş başarabilir. Olmaya ki, kendi kendini lâğvedip içindeki kıy ] metli gençlerle, başka ad altında yeni bir teşekkül haline gelmek cesaret ve basiretini göstersin.
Bundan bir müddet evvel Denizciler caddesinde fecî bir otomobil kazası olmuş, bir kişi ölmüş, bir kişi de yaralanmıştı.
Dikkatsizlikle . ölüme sebebiyet vermekten sanık şoför Haşan Dokumacının duruşmasına dün İkinci Ağır Ceza Mahkemesinde devam o I Ummuştur.
Mahkeme tedbirsizliği sabit gördüğünden Haşan Dokumacıyı iki sem- hapis cezası ile iki bin lira tazminat ödemeye mahkûm etmiştir.
Hiııd Millî Eğ tini Bakanının ziyareti geri kaldı
Tenunuz ayı içinde memleketimize bir dostluk ziyareti yapması mukarrer bulunan Hindistan Millî E-ğitiııı Bakanı Mevlâna Ebulkelâm Azad geçirmiş olduğu müessif bir kaza sebebiyle düşerek bilek kemiği çatladığından bu ziyaretini tehir etmiştir.
Mevlâna Ebulkelâm Azad’ın, bileğinden alçılar çıkarılır çıkarılmaz, Eylül ayı içinde Türkiyeyi ziyaret etmesi ümit edilmektedir.
riavet
D.P. Meclis Grupu Başkanlığından:
Meclis Grupu idare heyeti 29.6.950 perşembe günü saat 10 da toplanacaktır.
Sayın olunur.

Müdürlüğünden
1— İşletmemizin fabrika bölgesi fabrika istif yerinde mevcut 59601 adede denk 1000.782 M3. köknar keresteleri 8 parti halinde 28.6.950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle ve açık arttırma suretile satılığa konmuştur.
* 2 — Açık arttırma 12/7/950 Çarşamba günü saat 15 te Bolu Be-
lediye binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Her metreküpün tahmini bedeli 11600 kuruştur, her parti için % 7.5 hesabile geçici teminat alınır.
3— Bu işe ait şartname Ankara Orman Genel Müdürlüğünde, Ankara İstanbul Merkez İşletme Müdürlüklerinde, Adapazarı, Düzce, Gerede ve Kızılcahamam İşletme Müdürlüklerile İşletmemizde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk teminat-larile birlikte {«misyona müracaatları. (4331) (637)
Devlet Orman işletmesi Ar tolya Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Ekşili bölgesinin Hasanlar orman içi istif yerinde mevcut 1214 adede denk 107.592 M3. Çam kerestesi bir parti halinde 22/6/1950 gününden itibaren 22 gün müddetle, açık arttırma suretile satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 12/7'1950 Çarşamba günü saat 11.00 de Devlet Orman İşletmesi Antalya Miid düdüğünde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — İş bu kerestenin tahmini bedeli 69 lira 27 kuruştur. % 7.5 hesabile geçici geri veri alınır.
4 — Bu işe alt şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul. Ankara, Adana, Mersin- Burdur, Manavgat, Alanya ve Finike İşletme Müdürlüklerile İşletmemiz Müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte miisbit evrak ve ilk teminâtla
rile komisyona müracaatları. (4330) (636)
1— Genel Müdürlüğümüz binası inşaatından artan 128,306 metreküp çam kereste ile 7,98® metreküp meşe parke açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır.
2— Çam kerestesinin beher met reküpü 140, rneşe parkenin 570 liradır. Bu hesaba göre çam keresteler için 48ı Ura 15 kuruş, meşe parkeler için de 341 üra 90 kuruş teminat makbuzu ibrazı şarttır.
3— Arttırma 3/7/1950 Pazartesi günü saat 15 te Orman Genel Mü dürlüğü binasında müteşekkil Satmalına Komisyonu binasında yapılacaktır.
4— Kereste ve parkeler syn ayrı arttırmaya çıkarılacaktır.
5— Arttırmaya iştirak için teminat makbuzu ibraz etmek şarttır.
6— Keresteleri görmek ve daha fazla tafsilât almak çin ’ Müdürlüğümüze müracaatları.
S. t ılık Boş Teslim Aparlıman
Yenişehirde Meşrutiyet ve Selanik caddelerinin köşe başında dört büyük daireli, kalorifer, sıcak su, her katta tfelefon, üst kat parke vesair her türlü konforu haiz çarşıya yaikın ilâve inşaata müsait, ayrıca iki dükkân yeri ve garajı bulunan bir apartıman gidiş do-layısilç acele satılıktır. Görmek ve görüşmek isteyenlerin Meşrutiyet caddesi 53 numarada ikinci kata müracaatları. Telefon: 21122. (2480)
Toplantı
Ankara Batı Müziği Sanatkârları Derneği Başkanlığından:
Olağanüstü Genel Kurul toplan tısı 30/6/1950 Cuma günü saat 17 de Tabarin Barda yapılacaktır. Üyelerin gelmeleri.
(2482)
Başkan
Kurtuluş’ta Satılık Arsa
Samur sokağında Asfaltta, köşe! 473 m2. Müracaat: Tel: 13740 Ömer Cengiz (Koçak Emlâk veya Içce-beci Yeni Acun sokak Doğan Ap. ] 4 B. Bahri Acar 2453) |
nehane ve ev T»'*.
1 — Belediye Kanununa bazı mad deler eklenmesine ve bu kanunun bazı maddelerinin kaldırılmasına dair kanun tasarısı,
2 — İdaıei Umumiyei Vilâyat Ka n ununa bazı maddeler eklenmesine ve bu kanunun 111 inci maddesinin değiştirilmesine Ve 104 üncü maddesuıin bazı hükümlerinin yürürlükten kaldırılmasına dair kanun tasarısı,
i 3 — Şehir ve kasabalarda mahal, le ve muhtar ve ihtiyar heyetleri teşkiline dair olan 4551 sayılı kanuna bazı maddeler eklenmesine ve bu kanunun bazı maddelerin.n yürürlükten kaldırılmasına dair kanun tasrısı,
| 4 — Köy Kanununa bazı madde-
ler eklenmesine 46 ncı maddesinin değiştirilmesine ve bu kanunun bazı maddelerinin kaldırılmasına dair kanun tasarısını görüşmek üzere
| bugün saat 15 de.
Anayasa Komisyonu?
1 — Kastamonu milletvekili Hayrı Tosunoğlu ve Tokad milletvekili Halûk Ökerinin Türkiye Büyük Mil let Meclisi dokuzuncu döneminde çıkacak kanun ve kararlar hakkırv da önergesini,
2 — İstanbul milletvekili Dr. Mü-kerrem Sarolun Anayasanın ikinci maddesindeki (Devlet Dili Türkçe, dir) fıkrasının yorumlanması hakkında önergesini görüşmek üzere 30,'6/1950 Cuma günü saat 10 da.
1 — Yol işleri için bencinden alınacak vergi hakkındaki 5336 sayılı kanuna ek kanun tasarısını,
I 2 — Kahve ve çay inhisarı kaııu-- nunun geçici (2) nci maddesinin (B) fıkrasındaki (veya f.atlan fahiş görülenler) ibaresinin yorumlanması na dair Başbakanlık tezkeresini görüşmek üzere 30/6/1950 Cuma günü saat 10 da.
30 Haziran 1950 Cuma günü saat 10 da Kitaplıkta.
Meclis Hesaplarını İnceleme Komisyonu:
Bugün saat 10 da.
Tarım Komisyonu;'
Bugün saat 10 da toplanacaklardır.
Uyuyorlardı. O halde daha kimsenin bir şeyden haberi yoktu. Yâni hiç bir şahit yoktu. O zaman... O zaman... Dur, daha her şey ınahvolmamıştı. Kendisini korkunç bir surette ezen kadere karşı bütün güciyle mücadele etmeliydi. İnkâr edecekti, yalan soy-liyecekii. Ah, mücadele için elinde kuvvet ve imkânlar vardı. Evvelâ İçtimaî mevkii. Kendisine kolayca inanırlardı. Sonra, tecrübesi vardı. Polisi nasıl şaşırtacağım biliyordu. Birçok kaatille-ırin, hem de budalalıklarına rağmen, yaptıkları şey... Kaatiller mi? Şimdi kendisi de bir kaatildi.
Allahım, her zaman içinden geçirmemiş miydi böyle tek başına bir mücadeleye girişmeyi! Bütün bir cemiyete karşı bir suçlunun tek başına mücadelesine, güzel bir spop diye, içten içe imrenmemiş miydi? İşte şimdi o çetin savaş başlıyordu... O halde dikkat!
Serin kanlı, berrak bir muhakemeyle bütün kurtulma şanslarını düşünmeğe koyuldu. Ne gibi delil ve isbat gösterebilirlerdi? Bahçedeki ayak izleri m.? Keşfetmek güç, çünkü çimenlerden yürümüştü. Bununla beraber mahir bir polis!.... Kendisini bahçe kapısına kadar getirip bırakmış o-lan taksi şoförü vardı. Gazeteler cinayeti yazınca... şoför korkunç bir şahit olacaktı. Peki o gün ve
( I ne bir ipucu geçirmişi». “ 7
*’| riyerTe Fiyorenda'yı ima ettiğim
C uçluluk mefhumu ne kadar | eski ise, af da o kadar eskidir , i ve daima birisi yanında, diğeri de * mevzuu bahis olmuştur. İnsanlığın ‘ bir cemiyet haline gelmesi yolun ( daki inkişafı ile beraber yürüyen --------------------- -----
hukukî nizam dahilinde af müesse- anlaşılacağı üzere sesi de muhtelif istihaleler geçir- ' *
iniştir. Efsanelerin devirlerde bir mahkûm ölüm yerine getirilirken vuku bulan şimşek çakması ve emsali tabiat hadiseleri ilâ’hî kuvvetin affettiğine b.r işaret sayılarak mahkûm serbest fc-takılrfdıi ve ceza 1 ihukukuiıda kısasa kısas usulü cari olduğu sıralarda suçtan zarar görenlerden kişinin affetmesiyle mahkûm kurtulurdu, fakat ceza hukukunun inkişafı ile affetmek hakkı milleti temsile yetkili meclislere bırakılmıştır.
Bu sebeple ceza huikuku var oldukça, af müessesesi de var olacaktır ve af kanunları çıkarılacaktır ve çıkaranların bir atıfeti gibi kabul olunması doğru olmayıp, bir sebep veya zaruret vuku bulmadığı için şimdiye kadar çıkmamış olduğunu düşünmek lâzımdır. Madem ki bir seseb veya zaruret mevcuttur, bunun bütün suçlulara şamil olduğu aşikârdır. Faraza bir harp kazanıldığı için af kanunu çıkartıyorsa devlete karşı suç işlemişlerde, şahıslara karşı suç işlemişlerde daha evvel işlemiş oldukları suçtan dolayı affedileceklerden affın sebebi olan zafere ihanetleri mevzuu bahis olamaz. Binaenaleyh herkes için ayni olan sebebden herkesin istifade ettirilmesi lâzımdır...
Şayet affın çıkması için bir sebep olmayıp ta yetkililerin arzusuyla çıkıyorsa, arzu edilmeyenler afdan istifade ettirilmeyebilir. Fakat yukarıda kısaca yazdığımız af.
müessesesinin tekâmül seyrinden de
a, , ı e c ’ 21 ”____ modern hukuk
stihalclcr geçir- telâkkimizde keyfî aflar mevcut itibarda olduğu olamaz. Mutlaka ya bir sebep ya-......... 1 but bir zaruret dolayısiyle af kanunları çıkar...
Kendi hakkını affetmeyen başkasının hakkım nasıl affedebilir? bu söz hakikatin ifadesi olduğu gibi, Allahın, kendi hakkını helâl ederim fakat kul hakkım helâl edemem dediği din kitaplarında yazılıdır. Şunu da ilâve edeyim ki, çuvaldızı kendine, iğneyi başkasına hatır sözü bir darbımeseldir. Bu düşünce tarzı ile devlet mefhumu içinde bulunan T. B. M. M. Meclisi evvelâ devlete, yani kendine karşı işlenen suçlan affetmelidir ki, ondan sonra şahıslara karşı işlenmiş olan suçlan affedebilsin., aksi halde suçlan zarar gören vatandaşlar demez, ler mi ki: «Kendi hakkını affetmedi ğ:n halde, benim hakkımı neden affettin?.
O zaman içinde bulunmadığımdan gazeteler vasitasile yakından takip ettiğim için kanaatımca bundan evvelki Mecliste af kanunu nun çıkanlmasınınm başlıca sebebi, affın umumî olmaması veya istisnalar bulunmasıdır.
Kanım nazarında vatandaşlar müsavidir diyen ana yasamıza uygun olarak cezalar nasıl seyyanen tatbik ediliyorsa ve suç işleyenler, den hiç birisi cezadan istisna edilmiyorsa, ceza hukuku ile beraber doğan ve inkişaf eden afdan da hiç-kimsenin istisna edilmemesi gerekir.
Devlet ve cemiyet aleyhine suç işleyenler değil, temellerini sars-
Nakliyat, yaptırılacak
Toprck MchsuJerî Ofisi Seyhon Bölge Müdü'öğünden
1— Kadirli ekibimizde mevcut Ofisimize ait hububat, bakliyat vesair maddelerden 2000 -İki bin- tonu Kadirli, Ceyhan veya Kadirli tskenderuna taşınması işi açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2— Eksiltme 3 Temmuz 950 tarihine rastlayan Pazartesi günü saat 15 de Seyhan Bölge Müdürlüğü binasında teşekkül edecek hususî komisyon önünde yapılacaktır.
3— İstekli kimselerin 2000 -İki bin lira geçici teminatlarını eksiltme saatinden bir saat önceye kada r Ofis veznesine yatırmaları ve alacakları makbuzlariyle Komisyona başvurmaları lâzımdır.
4— Bu işe ait şartlaşma ve sözleşme tasarıları beş lira karşılığın-
da Ankara, İstanbul, Seyhan Bölge Müdürlükleriyle Ceyhan ve Kadirli İş yerlerimizden temin edilebilir. (4337)
Tekel Ankara Başmüdürlüğünden
İdaremiz emrinde çalışan Enternasyonal marka bir kaptıkaçtı satılacaktır.
Muhammen bedeli 2000 lira geçici teminatı 150 liradır.
Arttırma 5.7.950 Çarşamba günü saat 15 de Başmüdürlüğümüzde müteşekkil komisyonda icra edilecektir.
isteklilerin bu saatten evvel geçici teminatlarını veznemize yatıra, rak makbuzlarile komisyona- şartnamesini görmek istiyenlerin her gün mesai saatleri dahilinde Satış Şubemize, kaptıkaçtıyı görmek istiyenlerin de Tekel Transit Depolan Amirliğine müracaatları ilân olunur. (4114) (545)
Eczacı Aranıyor
Ergani Pakın İşletmesinden
Hastahanemiz Eczahanesi için tecrübeli bir eczacıya ihtiyaç vardır.
Talip olanların kısa kal tercümesi, diploma, askerlik vesikası eski hizmetlere ait Bonservisleri suretleri sağlık raporu iyi huy kâğıdı ile iki adet fotoğrafı göndererek:
ERĞANİ BAKIRI İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ
MADEN
(4359)
mak çatısından bir kiremit dahi dü-şüremernişlerdir. Devletimiz ve cemiyetimiz ayakta dimdik durmaktadır. Sonra bu nevi suçlular fikir ve kanaatlannı miisbet olarak değil» tirebilirler. Durumları böyle olanlar affedilmiyecek te, birisinin bacağını kıran, gözünü kör edenler mj affedilecek? Halbuki o birisinin hem temeli yıkılmış ve hem de çatısı uçurulmuştur.
Geçenki Meclis üyelerinden bazıları evvelki af kanunu çıktığı zaman bir kadının hakim bey tokadı yiyen benim devlet nasıl affedebilir dediğini naklederek umumi affın aleyh nde bulundukları için bu ciheti de belirtmeyi lüzumlu gördüm: bir suç işlendiği zaman hem cemiyet nizamına ve hem de mağdura tecavüz edilmiş olur ki bu iki tecavüzden hangisinin diğerine faik olduğu meselesi oıtaya çıkar, bunu ceza muhakemeleri usulü kanunu hallederek, cemiyet nizamına karşı vukubulan tecavüzün faik olduğunu kabul etmiştir. Savcılık teşkilatının bulunmağı, savcıların kamu haklan adına davacı olması, eski suçlardan mağdurların şahsî dava açamayıp, savcılığa şikâyet etmekle iktifa etmpsi mecburiyeti ve bir kısım suçlarda da (dövmek, hakaret- Izrar gibi) açılan şahsî davalara savcıların katılmak hakkı bulunması ve geri kalan pek çok suçlarda da mağdurlar şikâyetçi olmasa bile savcıların resen takibat yapmaya yetkili bulunması halleri evvelâ cemiyet nizamının ihlâl ediL d.ğiniıı kesin delilleridir.
Bu bakımdan suç işleyenleri affet mek cemiyetin teşkilatlanmış şekli olan devletin dolayısile Millet Meclisinin hakkıdır. Mağdurların zarar gören benim devlet nasıl affedebilir demeye hakkı yoktur. Esasen itan un yollan da kapatılmış değildir ve mağdurun şahsî hakkı affedilmemiştir.
Hukuk mahkemesine müracaat ederek, maddî ve manevî tazminat davası açabilir, davayı kazanınca da haklı olduğunu herkese gösterebilir. Hem bu suretle ve hem de aldığı tazminatla ihlâl edilmiş olan şeref ve haysiyeti telâfi edilmiş olur... Diğer yönden düşünelim, suçlu mahkûm olup hapse girmekle mağdurun haklı olduğu sabit olmuş ve rencide edilen şeref ve haysiyet telâfi edilmiştir. Bundan sonra mahkûmun kısa veya uzun müddet hapiste kalması mağdura hiç biı menfaat temin etmez, ancak mahkûmun ruhî ızdırap altında bulunmasını gerektirir ki, ıslâh olmasını temin bakımından cemiyet fayda, lanır. Devletin bu bakımdan vaz geçerek mahkûmu affetmesinin mağdurların hakkına tecavüz sayılması hiçbir hukukî düşünceye dayana-
Mahkûmlann İslah olmadan ceza evinden çıkmış olacağı ve henüz mahkûm olmayanların da islâhı yo-lunda gidilmeye düşünülürse, buna verilecek cevap şudur: Devletin za bıta kuvveti vardır, tekrar suç işlediği takdirde yakalar, mahkemesi vardır, mahkûm eder. Ayrıca hazır-lanınakta olan af tasarısında affe-dilenlerin 5 sene içinde tekrar suç işledikleri takdirde affedilen cezalarını çekecekleri ■ veya dâvalarının görülmesine devam olunacağı ya-zılıdjır»
Yukardan beri yazdığımız sebeb. lerle ve bilhassa af kanununu sadece arzumuzla değil de Demokratik inkılâbın milletçe başarılması se-bebile çıkaracağımızdan suç revi İtibarile istisnasız olması mutlaka lâzımdır. Yalnız ceza miktarı itibarile kaç seneye kadar olan mahkûmiyetlerin tamamen arta kalanında kaçta kaçının affedileeği münakaşa mevzuu olabilir.
Fehmi Açıksöz
izim numunelikler, artık fal işini hayli ilerletmiş bulunmaktadırlar.
İcrayı sanata, evvelâ nakil vt tayinlerden başladılar ve bir çok zevatı türlü türlü yerlere gönderdiler. Bunda muvaffak olamadıklarını görünce bu metodu bırakacakları yerde, mevzuu değiştirme-] ğe kalktılar.
Üç günlük çocuktan, dünya reJ koru kırmasını beklemek kabilinden, kabinenin iş başına geçmesini müteakip, derhal, -Hani vaid-ler?.., hani ucuzluk? hani refah?) hani saadet?» teranesini tutturdular; ve bunu da muhalefet zihniyetiyle yaptılar...
Şimdi ise, İlk iş olarak şekerini bir miktar yâni imkân nisbetinde’ ucuzlaması karşısında, vatandaşlar nam ve hesabına sevinecekleri yerde, oturmuşlar hesap yapmağa!... Ayda on kilo şeker yi( ailenin btı işten ne kadar ka*-* 1 cağını bulmuşlar! Bir kilo ya rası bile tııtmıyormuş!
Bu, hiç demekmiş! Bu tenzilâtın bütçede 48 - 50 milyonluk bir açık vereceğini düşünmeli ve bu işe kalkışılmamak imiş. Daha doğrusu, bu para madem gözden çıkarılmış imiş, bununla, yurdun kalkınmasına yarayacak bir ümran eseri yaratılmak imiş!
Bugüne kadar, kendileri tarafın dan yapılan şaheser âbidelerin, bütçede açtığı rahnelerin ve vatandaş kesesinde meydana getirdiği deliklerin, tesir derecesinin hâlâ farkına varmadıklarına büyük bir delil olan bu düşünce, pek tabiî lâzım gelen notu alacaktır.
Fakat, muhalefet yapıyoruz, diye, masa başında kafa kaşıyarak, bulunan atmasyonların esasen itibarlarının kalmamı;; olması dola yısiyle, kendilerine pek zararlı o-lacağı yok ise de, piyasa durgun!.... Büyük bir kriz var. Tüccar endişede! Gibi balk efkârını bulandıracak ve memlekette huzursuzluk yaratacak haberlerin kanunen hesabı sorulacak cinsten olduklarını hatırlamaları lâzımdır, zannm dayız.
Hikmet YAZICIOĞLU
Diyarbakır Sa. Al. Ko. Bşk. (3641-
1 — Kapalı zarf usuliyle
41 ton sade yağının beher na teklif edilen (419) kuruş at pahalı görüldüğünden 6. Temmuz. 950 Perşembe günü komisyon binasında saat 10.00 da pazarlık suretiyle eksiltmesi yapılacaktır.
2 — Taliplerin belli gün ve saatte teminatı ariyle komisyona gelmeleri.
3 — Şartname hergiin komisyonda görülebilir.
ZAYİ _ 6845 No. lu
D. 607 sicil numaralı şoför ehliyetimi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Hiisnü Gürer (2473)
İ îlıcmetpSTOfl
Çeviren: KIRDANOĞLIJ
,o saatte başka bir yerde olduğunu isbet edemez miydi? Ama nasıl? Bu gece on birle on iki arası nerede olabilirdi? Kim, ben onu filân yerde gördüm, diyebilirdi. Son derece güç. İhtiyar Fransua —uşağı—taksiyi bizzat gidip getirmişti. Ya! Polisin önüne bir de uşak çıkıyordu. Hey Allahım, bu çıkmazdan nasıl kurtulmalıydı!
Düşündüçe kafası karışıyordu. Fecî bir andı bu. Yeniden o korkunç hayallere kapıldı, mahkûm sandalyesi... Hapishane... Kiyo-tin...
Kafeste bir yırtıcı hayvan gibi, hırçın, dolaşmaya başladı. Yumruklarını sıkıyor, nefes nefese soluyordu.
Antuvanet yine, hıçkırıkları a-rasında sordu:
— Ne yapacağız? Onu öyle orta yerde bırakamayız. Çok müthiş. Hizmetçileri mi uyandırsam? Ne
deriz? Yoksa doktor mu çağırsak! Doktor mu çağırsak, polis mi? Cevap ver, Allahaşkına! Ne yapacağımı şaşırdım. Tehlike içindesin Jak! Seni tevkif ederler, belki de! —hıçkırıklardan boğuluyordu— Jak. Hayatını, istikbalini, her şeyini benim için tehlikeye attın.
Jak’ı tehdit eden tehlike karşısında Antuvanet’in aşkı daha derinleşiyordu. Hattâ onu kurtarmak için gerekse hayatını verebilirdi. Kafası yalnız tek şeyle meşguldü: Jak'ın başı üstünde dolaşan felâket. Ne Lüsyen, ne çocuğu aklına gelmiyordu. Beyni, Jakın tevkif edilmesi, muhakemesi, mahkûm olması fikrinden başka bir düşünceyi gerçekleşti-remiyordu.
— Jak, Jak, kurtulmalısın. Seni kurtarmak istiyorum. Ne yapmak lâzımsa yaparım, ne yapmak lâzımsa. Yalnız ne yapmam lâzım

Tefrika No. 15
geldiğini söyle bana, ben öldürdüm diyeyim mi? Beni mahkûm etmezler belki. Nefsimi müdafaa için öldürdüm, derim. Öyle değil mi? Tabanca! Cevap ver Jak! Ne düşündüğünü söyle! Susman beni deli edecek. Ben öldürdüm diyeyim mi, söyle?
Jak durdu. Dşüncelerini söküp çıkarmak ister gibi elini ahuna götürdü.
— Neyi soruyorsun? Ben mi öldürdüm diyeceksin? Böyle bir şeyi benim kabul edeceğimi mi zannediyorsun? Bırak ki, faydası ne? Vaziyet benim için tahmin edemi-yeceğin kadar ağır. Kurtuluş yolu göremiyorum. —Yumruğuyla şiddetli bir hareket yaptı— taksi şoförü!
Bir an düşünceli kaldı, sonra sâkin olarak:
— Benim için yapacak bir şey var, gidip kendi ayağımla teslim
olmak.
Antuvanet korkulu bir çığlık atarak onun koluna yaptıştı.
— Yapma bunu, yapma bunu, yalvarırım! Bekle, hiç olmazsa, onlar gelip seni bulsunlar. Sen... Hapishanede! Şimdi deli olacağım. Git buradan Jak, git, kaç, hemen. Doktora telefon edeceğim. Doktor seni burada bulmasın. Ben doktora derim ki... Derim ki... Of Yarabbim, doktora ne diyebilirim. —Beyninde her şey dönüyordu—seni kurtarmak istiyorum, Jak seni kurtarmak istiyorum, yordu— Seni kurtarmak istiyorum, Jak, seni kurtarmak istiyorum. Derim ki, bir hırsız... hırsız pekâlâ girebilir evimize... Alt kat... pencereden... öyle değil mi? Camlardan birini kırsa... sen beni bir sandalyeye bağla sıkıca... bunlar sık sık görülmüş şeyler, öyle değil mi?
Bir iskemleye oturdu, ellerini arkaya uzattı.
— Bağla beni bu şekilde... Sonra... Sen evden çıktıktan sonra, ben bağırmaya başlarım... Ne der sin? ha. ne düşünüyorsun.
Jak, başını salladı)
— Bunlar tefrika romanı, kızım! Yapacak hiç bir şey yok; benim izimi kolayca bulurlar. Mukadderata boyun eğmekten başka çare yok. Alın yazım böyleymiş, 1r (Davamı var»
UyorsunuZ "şimdi, Fcrrlyer bir- v«ı«
SİNEMALAR VE EĞLENC1 YERLERİ
(16031): Fedailer Kalesi (28432): Unutulmaz günler. Petrol Kralı
(22294): Gülen gözler. Kanlı Gölge
(14040): Çift bayat. Dölrü -len yapraklar
(11131): Şehitler kalesi, 3ız-lıyan kalp
(10472): Doktor model arıyor, Hayat mektebi (14071): Sönen rüya (13848): Yıkılan saadet. Aa-innlar aehri.

ECZAHANEIEK
Sakarya, Ege, Yenişehir
Büyük
UİUH
rk
Sus Cebeci
J TAKVİM |
Hicri: 1366 — Ramazan 13
Rumî: 1369 — Haziran 16
29 Haziran 1950 Perşembe
Vasatı Ezej
Yugoslav - Sovyet münasebetleri
Kore
edilmekte olan iktisadi ablukanın
Romen Komünist
Berlin hakkında
Ko-ayni Kore yakında Al-şahit
| kın olduğunu bildirmiş ve buna
HER GÜN BİR HÂDİSE
• |

ore hâdiseleri karşısında Amerika üç yoldan harekete geçti. Evvelâ Güvenlik Konseyine müracaatta, «Sulhu tehdit eder mahiyette tecavüz, e karşı karar alındı; ikinci olarak Pasifikteki l nci Amerikan filosuna, müdahaleye teşebbüs etmesi için emir verildi ve nihayet Sovyet Rusya’ya, bu tecavüzü durdurmak yolunda nüfuzunu istimal etmesi için bir nota tevdi edildi.
Amerika, bu âne kadar gelen haberlerden anlaşıldığına göre, harbe girmemiş, hattâ hazırlık mahiyetinde bir seferberlik dahi ilân etmemiştir.
Yalnız General Mac Arthur’e ve _ _ f nci Amerikan filosuna bilhassa Formoza’yı müdafaa ve Güney Kore tileri takviye etmek için emir veril miştir.
Amerikanın Kore hâdiseleri karşısında almak zorunda kaldığı bu üç tedbiri bitaraf bir görüşle incelemek lâzım gelirse, evvelâ, Güvenlik Konseyine müracaatta sadece umumi efkâr karşısında temize çık mak mülâhazasından doğmuş ve böyle bir faydayı teminden başka bir gaye takip etmiyen Plâtonik bir teşebbüsten ibaret olduğunu (bilhassa bugünkü durumda) kabul et mek lâzım gelir.
Tifo Sovyetleri şikâyet etti
Sovyet Rusya’nın tatbik ettiği İktisadî »bluka şikâyet ediliyor
Nevyork Radyosu, (Basın - Ya- ______._____ _______
ym) — Yugoslav parlamentosu dış- Birleşmiş Milletler anayasasına ay-işleri komisyonu Birleşmiş Millet- ' ler İktisadî ve sosyal konseyine müracaat ederek, Sovyet Rusya göre tedbirler alınmasını talep et-tarafından Yugoslavya’ya tatbik miştir.
Partisinde tasfiye
Son onsekiz ay içinde
192 bin üye çıkarılmış
Sovyet teklifleri
Batıklar Sovyet tek itini reddettiler
M Pasifikteki Amerikan filosuna H verilen müdafaa emrinin ve Geneli rai Mac Arthur tarafından alman
J tedbirlerin mahiyetine gelince, bun
j lann da daha az plâtonik olduğunu
j iddia etmeğe hemen hiç bir imkân
J yoktur. Zira Pasifikteki 7 nci filo-
T nun kuvveti dünya ve âlemce ma-
' lûm olduktan başka, deniz yoliyle
1 tatbik edilecek bir ablukanın tesi-
t ri de şüphelidir. Üstelik, vaziyetin
® vehameti karşısında doğrudan doğ-
3 rüya Güney Kore’ye yardımda bu-
] lunmak lâzım gelirken emrin ilk
; maddesi olarak Fermoza’nın müda-
■ faa edilmesi, Amerikan teşebbüsü-
i nü kolay kolay izah edilemez bir
1 hale sokmaktadır.
İ General Mac Arthur'un müdaha-| leşine gelince, emrinde 124 bin kişilik bir ordu bulunan ve Uzak Do-•i ğu imparatorlarına emretmeyi şah-ı ~ bir amatörlük ve bir sanat hali-getirmiş olan bu kumandanın, uney Kore’ye yapabileceği fiili yardımın mahiyeti şüphelidir. Zira, General Kore’ye ne gönderebilir? 124 bin kişilik ordusunun tamamını nakledebilecek taşıt uçaklarına sahip bulunduğunu bir an İçin kabul etsek dahi, bu uçaklara refakat ve himaye vazifesini görmesi gereken av uçaklarının generalde mevcut olmadığı anlaşılmış-i tır.
işin diğer veçhesine, yâni Amerikanın Sovyet Rusyaya vermiş olduğu notaya gelince: Amerikalıların Sovyetlerden istedikleri şey, nüfuzlarını istimal ederek harbi durdurmalarıdır. Buna karşı Sovyetlerin, yabancı memleketlerin İç işlerine müdahale edilemiyeceği yolundaki tezi ileri sürmeleri ve Amerikaya, Amerikanın her zaman kullandığı bir iddia İle karşılık vermeleri ihtimali vardır.
Bu takdirde bu üçüncü teşebbüsün de kıymetten düşeceği aşikârdır.
Bu satırların intişarı sırasında «durum bu suretle de hülâsa edile-^bilir.
Nevyork Radyosu, (Basm - Yayın) — Berlinin Batı bölgeleri komutanları, Berlin’de yapılması düşünülen seçimler hakkında Sov" yet komutanı tarafından yapılan teklifi kesin olarak reddetmişlerdir.
Sovyet Teklifinde, üç işgal bölgesinin çıkaracağı saylav adedinin, 1948 yılında komünist part.- Sovyet bölgesinin çıkaracağı saylav ................................ adedini aşmaması şart koşuluyordu.
Schumon plânının vadetıiği istikbâl Nevyork Radyosu, (Basın . Ya yın) — Fransanm Almanyadaki yüksek komiseri Poncet dün demeç te bulunarak, Batı Avrupa memle ketlerinden Schuman plânını desteklemelerini istemiş ve demiştir ki:
Schuman plânı muvaffak olduğu takdirde, Avrupa'da tek para sistemine doğru ciddî bir adım atılmış olacak ve bu da Avrupa’da tek bir pasaport meydana getirecektir.
.t5
Mü cahil Topalak
ŞANSINIZI DENEYİNİZ
YOZGAT PAZARI hususî paket tereyağlanna konulmuş en zarif bir adet altun zincirli kolyeye sahip olabilirsiniz. Her bakkaldan isteyiniz.
Not: 26/6/950 den 4/7/950 tarihleri arasında konulacaktır.
Merkezi: Yenihal No. 13 Şubesi Dışkapı Uzun apartman altı Tel: 12766 Osman Karakaş.
(2435)
ZAFER'İN Abone Şarttan Memleket içi
12 aylık.............28 Lira
6 ................. 15 «
3 « 8 «
Memleket dışı
12 aylık.............
6 ..................
3 « .............
ZAFER'in İlân Şartlan
Başlık .......... 15 Lira
2 ve 3 üncü sayfada Sm. 4 «
3 üncü sayfada Sm. .... 3 «
5 ve 6. cı sayfada Sm. ... 2.25 « Doğum, Nikâh, Nişan, Ölüm

t ___ , _______________
λV .ye Mevlût ilânları 5 santimi geç-
memek şartiyle 13 lira.
Devamlı ilânlar için hususi tarife tatbik edilir.

Gazeteye gönderilen evrak ve yazılar neşredilsin edilmesin iade edilmez.
İlânlardan mesuliyet kabul edilmez.
Nevyork Radyosu, (Basın - Ya yuı) — Kominformun organındr cıkaD bir yazısında Romanya başbakan yardımcısı ve komünist par. usi genel kâtibi Georgiu - Dej, son .3 ay içinde Romen komünist pa»-.ısınden 192 bin üyenin ihraç edil nuş olduğunu açıklamıştır. Dej, bu yazısında, ihraç edilen üye sayısı-tisine kayıtlı olan üye sayısının beşte birini teşkil ettiğini kaydettikten sonra, yeni temizleme hareketlerine pek yakında başlanacağı, m da açıklamıştır.
Amerikan basını:
Amerikan basını, Kore savaşlarının dünya barışını ciddî surette ihlâl ettiğini, bilhassa belirtmektedir.
Nevyork Times gazetesi, bunu, bir sovyet genişleme siyaseti olarak kabul etmekte ve takip edilen usulleri aynen Hitler tarafından takip edilen usullere benzetmektedir.
Gazete, Kore savaşlarını dünya barışı için ciddî bir tehlike olarak kabul ederek, Sovyetlerin Almanya’da tatbik ettiği usullerle, re’de tatbik edilen usullerin olduğunu hatırlatmakta ve olaylarından sonra manya’da da ayni olaylara ş olunabileceğini belirtmektedir.
IVashington Post gazetesi, Kore savaşlarının doğrudan doğruya Sov-yetler tarafından tahrik edildiğini belirttikten sonra, savaşların daha tehlikeli bir mahiyet alabileceğini ve sovyet emperyalizminin dünyanın muhtelif bölgelerinde ayrı ayrı entrikalara başvurmak suretyile netice almak istediğini kaydetmektedir.
VVashtagton Star gazetesi, Kore savaşının Sovyetler tarafından tahrik edildiğine hiç kimsenin şüphe etmediğini, Sovyetlerin bizzat bu yeni emperyalist hamleleri ile, hakikî niyetlerini açığa vurmuş olduklarını yazmakta ve hür milletler şayet bu yeni Sovyet tecavüzü karşısında seyirci kalır ve müs-bet tedbirler alamıyacak olurlarsa bundan böyle daha önemli olaylara şajhit olunabileceğini hatırlatmaktadır.
Gazeteye göre, yeni Sovyet hamlelerini önlemek için derhal ve son derece cezri tedbirler alınmalıdır.
Paris âleminde son
aşk macerası
MauriceChevalier'nin son aşkı dostluk şeklinde tezahür ediyor
Sahibi:
MOmtoz Faik FENİK
Bu nüshada yaniflerini fiilen
İdare eden: HİKMET YAZICIOÖLC Basıldığı yer: GÜNEŞ MATBAASI
İLÂN
Ankara Defterdarlığından
1 — Muhammen bedeli 10430.50 liradan ibaret olan Keçiören’in Aktepe mevkiinde Kadastronun 1866 adanın 5 numaralı parselini teşkil eden 23270 M2, miktarındaki üzerinde iki katlı ahşap bir ev ve müştemilâtından olan ahır ve samanlık ile iki kuyusu ve çeşitli ağaçları bulunan harap bağ açık arttırma usulü ile satışa konulmuş olup, ihalesi 13/7/950 tarihine rastlıyan Perşembe günü saat 15 te Def. terdarlıkta teşekkül edecek komisyonda yapılacaktır.
2 — İsteklilerin belirli gün ve saatte 782,29 liralık teminat makbuzu ile komisyona müracaatları.
3 — Fazla malûmat Millî Emlâk Müdürlüğünden alınabilir.
(4244)
İLÂN
Devlet üretme Çiftlikleri Merkez
Atölyesi Müdürlüğünden
1 — Aşağıda cins miktar ve eb’adları, kıymet ve teminattan gösterilen muhtelif kayışlar açık eksiltme suretiyle satın alınacaktır.
2 — İhalesi 7/7/1950 Cuma günü Gazideki " ’ ....
dürlüğü Komisyonunda yapılacaktır.
a) Cinsi Eb’adı Miktarı
Kayış 30X4 m/m 100 Mt.
) 35X4 » 500 »
) 45X4 ) 30 .
» 50X5 . 1000 »
. 60X3 ) 100 »
) 100X3 » 300 )
» 120X3 . 30 .
) 150X3 . 30 .
) 200X3 » 30 )
Muh. bedeli
200 Lira
1000 )
123 ) )000 )
450 ) 4000 .
400 .
730 .
1030 )
11023
10000
Merkez Atölyesi Mü-
Teminatı
ihale saati
15.—
75.—
0.31 223.—
33.73 )00.—
)3.73
36.23
73.73
14 de
1 inci parti yekûnu 2400
b) 40X4 m/m5000 ) /ou,_ ıo c
3 — İdarî ve fennî şartnameler Merkez Atölyesi Müdürlüğünde mî tatil günleri hariç her gün görülebilir.
4—Muvakkat teminat % 7.5 olup ihale saatinden evvel Ziraat Ban kasındaki 64/4884 sayılı carî hesaba yatırılmış olacaktır.
5 — İsteklilerin belirli gün ve saatte teminat makbuzlariyle birlikte komisyona müracaatları.
Serbest Fıhra
826.89
760—
16 da
e res-
Adalet Bakanlığında yeni tâyin
Adalet Bakanlığına mensup genel müdür ve yargıçlara ait karar name dün Bakanlar Kurulundan çı karak tebliğ edilmek üzere Adalet Bakanlığına verilmiştir.
Kararnameye göre; münhal bulunan Adalet Bakanlığı ceza ve tevkif evleri genel müdürlüğüne eski Ankara savcısı ve halen Adalet Bakanlığı baş müfettişlerinden Baha Soysal tayin olunmuştur.
Yüz lira maaşla tayin olunan yar gıçlar da şunlardır:
Dyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığına o yer Asliye “Ceza Yar gıcı Enver Ünal, İzmir Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığına. İzmir Asliye Ceza Yargıcı Ferruh Adalı, İstanbul Ticaret Mahkemesi başkan lığına, İstanbul Asliye Hukuk Yargıcı Ali Kafadaroğlu, İzmir Asliye Ceza Mahkemesi Yargıçlığına, Salihli Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Ziya Ataç, İstanbul Asliye Hukuk Yargıçlığına Bursa Asliye Hukuk Yargıcı Abdurrahman Bir Bursa Asliye Hukuk Yargıçlığına Manisa Asliye Hukuk Yargıcı Kaya Kırılmaz.
Doksan lira aslî maaşla tâyin olu nan yargıçlar:
Yargıtay baş savcı yardımcılığına Adana Asliye Ceza Yargıcı Bahat-tin Ülkücü, Tekirdağ Asliye Ceza Yargıçlığına Kandıra Yargıcı Kemal Ecevit, Kars Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığına Erzurum Hukuk Yargıcı Fehm Ünal Bursa C. Savcılığına Kayseri C. Savcısı Nedim Öztan.
Seksen lira aslî maaşla tâyin o-lunan yargıçlar;
îzmit Asliye Ceza Yargıçlığına Tekirdağ Asliye Ceza Yargıcı Ali Rıza Önel, Sivas Sulh Yargıçlığına Sivas Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Hikmet Bingöllü, Kayseri C. Savcılığına Karaman C. Savcısı Şinasi Akın, Balıkesir Hukuk Yargıçlığına Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesi ü-yesi Enverî Ege, Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesi üyeliğine Ayvalık Asliye Hukuk Yargıcı Ekrem Güven tâyin olunmuşlardır.
Satılık otomobil
Tek kapılı faal vaziyette az kullanılmış otomobil satılıktır. Görmek isteyenler: Eskişehir garajı No. 24 de Mehmet İşezer’e müracaat. (2452)
Saray lokması!
aşbakanımızm verdiği son ” beyanatta okuduk: Cumhurbaşkanı sayın Celâl Bayar kendi- arzulariyle bir çok masraftan mühim miktarda kısmışlardır.
Dolmabahçe Sarayı yok!.. Beylerbeyi Sarayı yok!.. Savarona Sarayı yok,.. Beyaz tren sarayı yok!... Şu saray yok, bu saray yok!.. Yalnız Cumhurbaşkanlığı çalışma dairesi ve ikametgâhı vardır.
İliç saraylı cumhuriyet olur mu?
Sayın Cumhurbaşkanı, ayrıca
kendi arzulariyle Cumhurbaşkanlığı tahsisatından da bir kısıntı yaptırmışlar, otomobillerin adedini asgariye indirmişler ve muhafaza teşkilâtında da tasarruf temin etmişlerdir.
Artık Cumhurbaşkanlığı otomobilleri kafilesine ve bu kafilede pata pata giden polislere rastlanmıyor.
Peki bu tasarruf bir kaç yüz bin lira... Milyan aşan bütçede ne ifade eder? diyecekler bulunabilir. Ama Cumhurbaşkanımızın bizzat tasarrufa kendi bütçelerinden başlamaları bu makamda eskidenberi devam ede-gelen bir saltanat sürme hevesinin tasfiyesidir.
Tarihî bir hakikattir: İstanbul 7 tepe üzerine kurulmuştur. Bizde de vaktiyle cumhuriyeti 7 saray üzerine kurmuşlardı!...
Hey gidi saray lokması hey!... Artığını bütçe yedi de bizim de dilimiz açıldı.
Dostluğa inanıyor musunuz? Daha doğrusu, otuz yaşında hoş bir kadınla, meşhur, çok meşhur ve bütün kadınların sevgilisi olan bir erkek arasında dostluğun yaşayabileceğine kaani misiniz?
Bugün bütün Paris otobüslerinde, gazino ve meyhanelerinde münakaşa edilen mesele budur.
Maurice Chevalier’yi tanırsınız değil mi? Hasır şapkası ve o derecede sevimli otan şarkılariyle milyonlar kazanmış, hattâ münasebetsizlikten pek o kadar hazzetmiyen Amerikalıları dahi teşhir ederek film çevirmek imkânını bulmuş o-lan bu artisti kim tanımaz?
Derhal haber verelim ki, Maurice, Fransızların bile «ihtiyar» demekte tereddüt etmedikleri yaşa basmış, altmışını doldurmuştur. Ve İşte bu altmışlık sanatkâr, son zamanlarda, kendi üslûbuna uygun bulduğu ve yetiştirmek istediği bir kadın artistle çok kuvvetli, hattâ bazı iddialara göre lüzumundan fazla kuvvebir dostluk tesis etmiş bulunmaktadır.
Fransızların, her şeyi alaya almak huylarının bir neticesi olarak Lady Patachonu adını verdikleri bu kadın, senenin yeni Müzik Hol artistlerin-dendir ve Maurice Chevalier’nin kanaatmca, çok büyük bir yıldız olmağa namzettir.

Patachou evlidir. Çocuk sahibi bir kadındır. Kocasiyle bir aşk izdivacı yapmıştır. Bununla beraber, bugün, dünyanın en korkunç Don Juan’larından sayılan Maurice Chevalier ile, bütün ailesinin tasvip ettiği kuvvetli bir dostluk idame etmektedir. O kadar ki, otuz yaşlarında olan bu kadın, altmış yaşındaki Maurice'i göremediği gün dünyayı boşalmış hissediyörmüş. Maurice Chevalier de Madam Patachou’yu bir hafta göremezse dört • kilogram kay bediy ormuş ki, bu, Maurice'in doktorlarına göre çok hayırlı bir şeymiş.
Muvaffakiyet ve Dostluk
Madam Patashou, meşhur olmağa müstait bir kadın gibi görünmüyordu. Bir çok burjuva Fransız kadınlarının yaptıkları gibi küçüklüğünde ne müzik, ne de dans dersi almıştı. Erkenden hayat mücadelesine atılmış, sevmiş ve sevilmiş, çocuk sahibi olmuş normal bir insandır. Geçinmek için kocasiyle türlü teşebbüslere girmiş, bu arada lokanta da dahil olmak üzere, bir çok müesseseler işletmiştir.
Patachou ailesi, geçim dâvasını halletmek yolunda, son olarak Montmartre’de bir lokanta açmıştır. Fakat lokanta sinek avlamağa başlamış ve iflâs tehlikesi başgös-termiştir. Bu vaziyet karşısında, «Acaba ne yapsak?» diye düşünen Patachou’lar, yapılacak bir iş olmadığım kara kara derpiş ederlerken, günün birinde, lokantaya eski askerlerden bir grup gelmiş ve bunlar, yeyip içerlerken, alayda öğren dikleri bazı garip şarkıları bir ağız dan söylemeğe başlamışlardır.
Patachou’lann da şansı bu garip türkülerin söylenmeğe başlandığı gün parlamıştır, çünkü ertesi gün, Madam Patachou, kulağında kalan bu garip asker türkülerini söylemeğe ve dansetmeğe başlamıştır.
İblas Tehlikesi
Lokantanın iflâsa başladığım gören Madam Patachon, müşterileri oyalanmak ve lokantada biraz daha kalmalarını temin etmek maksa-diyle, korka korka bu garip türkülerini söylemeğe ve akordeon çalmağa başlamıştır.
Acemi bir artistin bu tuhaf teşebbüsü, beklenenden büsbütün başka türlü bir tesir uyandırmış ve kısa bir zaman içinde Patachou’nun lokantasını hıncahınç bir hale getirmiştir. Lâkin Madam Patachou, çok mahcup bir kadın olduğundan, maıifetini düpedüz ortaya koyamamakta ve hünersizliğini, beceriksizliğini örtmek maksadiyle müşterilerin kıravatlarını kesmek suretiyle gürültü çıkarmak yoluna gitmektedir.
Kıravatı kesilen müşteriler de, ellerine geçirdikleri makaslarla u-zun saçlı kadınlara hücum etmekte gecikmemektedirler. Bu gürültü devam ederken Patachou’lann lokantasına bir akşam yaşlı bir müşteri gelmiş ve Madam Patachou’yu herkesten daha çok alkışlamıştır. Yaşlı ve kibar tavırlı müşterinin Maurice Chevalier olduğunu ilk bakışta anlıyan kadın, heyecan ve mahcubiyetinden bir zaman numarasına devam edememiş, fakat t Maurice’in ısrarla alkışları üzerine bir kaç «askerî» türkü söylemek zorunda kalmıştır. O zaman sanatkârla amatör kadın arasında şöyle
— Şarkı söylemesini ve dansetmesini nereden öğrendiniz Madam?
— Kendi kendime...
— Siz büyük bir artistsiniz... Benim bütün hayatımca vasıl olmak için uğraştığım gayeye çok daha
güzel bir tarzda erişmiş bulunuyorsunuz. Amerikada bir film çevir mek ister misiniz?
Bu son sözün cevabı «Evet« oldu
ve... Patachou - Maurice Chevalier dostluğu başladı.
İlân
Ankara Sular Jdaresinden
1 — Şebekede kullanılmak üzere 13 - 15 Mm. kutrunda 250 adet
20 Mm. kutrunda 250 adet ki cem’an 500 adet su sayacı teklif alma usulü ile mübayaa edilecektir. '
2 — Su sayaçları T. C. Ölçü Ayarlar nizamnamesine uygun ve kuru tipte olacak (düz okunaklı tipler tercih edilir) ve her sayaçla birlikte bir adet don çemberi ile rekorları komple olarak verilecektir.
3 — Ellerinde yukarıda yazılı evsafta su sayacı bulunanlar veyahut ecnebi memleketten getirmek isteyenler (döviz, gümrük vesair muamelât ile hertürlü vergi ve resimler vesair masraflar) müteahhide ait olmak üzere 24/7/950 günü bir dilekçe ile teklif edecekleri sayaçların birer numunesini veya kataloglarını ve ayni zamanda An kara Sular İdaresi anbarında teslim fiatlanm ve teslim müddetlerini bil dirmeleri rica olunur.
4 — İhale, evsaf, zaman ve fiat itibarile en uygun şerait teklif eden
firmaya yapılacağından isteklilerin teklif bedellerinin % 7.5 nisbe-tinde İare veznesine yatıracakları teminat makbuzlarının ve mühürlü teklif zarflarım ikinci bir zarf içine koyarak İdare Alım Satım Komisyonuna vermeleri ilân olunur. (4251)
Kocaeli İli Daimî Komisyonu Başkanlığından
1 — Kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulan (28990) lira 22 kuruş keşif bedelli Adapazarı - Karasu yolunun 23X500 . 27X000 kilometreleri arasındaki şose tamiratına talipleri tarafından yapılan teklifler lâyik hadde görülmediğinden aynı şartlar dahilinde Temmuzun onuncu Pazartesi günü saat on beşte ihalesi yapılmak üzere yeniden kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur.
2 — Eksiltmeye girebilmek için (tatil günleri hariç) ihale gününden en az üç gün evvel valilik makamına müracaatla yeterlik belgesi alınması lâzımdır.
3 — Bu işe ait şartname ve sair evrak 11 Daimî Komisyonu ve Bayındırlık Müdürlüğü kalemlerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre hazır-hyacakları teklif mektuplarım yeni yıla ait Ticaret Odası vesikası yeterlik belgesi ve (2174) lira 24 kuruşluk geçici teminat makbuzu veya banka mektubu He birlikte ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuz karşılığında komisyon başkanlığına vermeleri
5 — Postada vâki olacak gecikmeler kabul edilmez. (8448)-(4286)
(52 takım elbise ile 22 tane palto alınacak)
Türk Hava Kurumu Genel Merkezinden
1) Kumaş ve diğer malzemesi müteahhide ait olmak şartiyle örneğine uygun (52) takım elbise ile (22) tane palto kapalı zarfla satın alınacaktır.
2 — Elbiselerin muhammen bedeli (4.160), muvakkat teminatı (312), paltoların muhammen bedeli (1.100). muvakkat teminatı (82.5) liradır.
3) İhalesi 4. Temmuz. 950 tarihine rastlıyan Sah günü saat (10) da Merkez binasında Levazım Müdürlüğü odasında yapılacaktır.
4) Istekliler, teminat mektup veya makbuzlarını da ekliyecekleri teklif mektuplarını saat dokuzda komisyon başkanlığına teslim etmelidirler.
5) Kurum ihaleyi yapıp yapma makta aerbeattir (2453)
Odun alınacak
Sa. Al. Kont Bşk. Hoşdere (351)
1 — 1200 ton odun kapalı zarf usuli ile satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 48000 lira olup kesin teminatı 7200 liradır.
3 — Eksiltmesi 14/Teınmuz/950 günü saat 12 de olup 11 de zarflar
Sayfa; 4
ZAFER
US-U5»

L ila.. Ordumuzua zafere koştuğu dakika dı neden sizi böyle neş’esiz görüyorum!
Beş dakika sonra, Kostantinin bulunduğu yer kumandanlarla doldu.
Hepsinde de sonsuz bir heyecan vardı. Kimsenin suratında kandan eser kalmamıştı. Sapsarı kesilmişlerdi.
İmparator, kumandanlarının yüz lerine baktı, baktı.. Onların acınacak hallerini gördü. Onların yüzlerini isli bir fener aydınlatıyordu. Gölgeler uzamış, birer he-yulâ şeklini almıştı.
(Dostlarım!, diye inledi.
Fakat boğazına bir şey tıkandı. Yutkundu. Söyliyemiyordu. Güçlükle nefes alıyordu. Tekrar:
(Dostlarım!...
Diyebildi., ve kesik kesik ilâve etti:
(İşte., korkutuğum başıma geldi.. içimde., .bir sıkıntı vardı., biliyordum.. Bir his., bu., müthiş Türkün.. Aman bilmez., bir adam olduğunu... bana söylüyordu..)
Sustu. Söyliyecek halde değildi. Yutkunuyor, fakat bir şey söyliyemiyordu. Sonra, birdenbire bir çocuk gibi ağlamağa başla-dı(l).
Sahne çok acıklı idi. Kumandan lar da ağlıyorlardı. Bir müddet bu fecî sahne böylece devam etti.
Nihayet Kostantin hıçkırıklarını dindirebildi ve:
— Herkes vazife başına!.
Emrini verdi.
Venedikliler, Cinevizli, İtalyalı kumandanlar, bu kumandanlarla beraber Avrupadan gelen sergüzeşt meraklıları, maceraperestler ve serserilerden mürekkep bir kafile ve sonra BizanslI askerler sûrlara tırmandılar.
İki sûr arasında yanan ateşler üzerinde zift, katran, zeytinyağı kaynatılıyor ve bunlar varillerle sûrun üstüne taşmıyordu.
Bir kısım kadınlar yağlı paçavralar hazırlıyorlar ve ellerinde meşalelerle bu yağlı paçavraları tutuşturarak sûrların üzerindeki askerlere uzatıyorlardı.
Alman Mühendis Jan Grantin icadettıği (Feu Gregeoi) yâni (Rum Ateşi) denilen garip madde hazırlanmış bekletiliyordu.
Karşıdan OsmanlIların mızraklardan, palalardan mürekkep ordusu olduğu yerde kaynıyor, sanki bir dağ yürüyormuş gibi süratle sûrlara doğru akıyordu.
İmparator bir aralık:
(Aman Allahım.. Bu da
Diye haykırdı. Yanında Nota-ras vardı:
(Bu ne Notaras?)
Notaras da karanlıkları yarmağa çalışarak baktı. Notarasm da rengi sarardı.
— Müthiş bir şey Haşmetpenah.. Diye kekeledi.
Karşıdan, bir dağ yürüyordu.. Yüksekliği sûrların yüksekliğinden daha fazla olan muazzam ve korkunç bir kule yürüyordu.
Tarih, o güne kadar bir kulenin, bir binanın yürüdüğünü görmemişti.
Fakat, işte bir kule yürüyordu!.. Sûrlara doğru hakikî bir kule süratle geliyordu.
— 194 —
yursunlar. Kulunuz bu hücumda acele ettiğimize kaniim. Korkuyorum ki..
— Lala.. Sizi, fetih aleyhinde söz söylemekten menetmiştim.
— Şevketlû Hükümdarım! Fetih aleyhinde konuşmıyorum. Fakat, daha umumî hücumun zamanı olmadığım söylemek istiyorum.
— Neden? Toplarım sûrları delik deşik etmedi mi? Günlerdir Bizansın geçirdiği buhranı bilmiyor musun? Mâneviyatı mahvolmadı mı? Ve sonra onların bir gece hücumu beklemedikleri de muhakkak..
— Efendim, bütün bunlar doğrudur. Fakat Bizansın ne şekilde mukavemete hazırlandığını hesaba katmıyoruz.
■ir (Davamı var)
(1) Barbaro’dan naklen Güstav Şlomiberje.. Sayfa? 115.
Maraş Verem Savaş Derneği Başkanlığından
1 — Maraş’ta temel üst zemin seviyesine kadar yapılmış dispanser binasının ikmali 41576.47 lira keşif bedeli üzerinden 20. 6. 1950 gününden itibaren 20 gün müddetle kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Keşif ve eksiltme evrakı Maraş’ta Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğünden görülebilir. Eksiltme 10. Temmuz. 950 Pazartesi günü saat 11 de toplanacak dernek komisyonunda yapılacaktır.
3 — İsteklilerin ihale tirihinden üç gün evveline kadar Verem Savaş Derneği Başkanlığına müracaat ederek ibraz edecekleri belgelere müsteniden inşaat kontrolluğundan alacakları yeterlik belgesini, 950 Ticaret Odası belgesi, eksiltme şartnamesinin 26 ncı maddesine uyarak 3118.23 liralık geçici teminat larına ait banka mektubu veya paranın teslimine dair dernek başkan» lığının makbuzunu bağlamaları lâzımdır.
4 — İsteklilerin eksiltme şartnamesinin 34 üncü maddesine göre hazırlıyacakları mektuplarım 2. cl maddede yazılı saatten 1 saat evveline kadar makbuz mukabilinde ko- j misyon başkanlığına vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikme kabul edilmez.
5 — Komisyon ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir (2454)
fOr tür fa A asar ah siir.ı/fe
tawaiHen dfdârilr.
Vır Muin
ıaf tir odetf i /50.defa i/aç/dr.
*ium k'te/rn M" pufaOuh «i/he ,,/ee Tesîrt yıin ferce devam eder.
.'/ lir r s™ 10 aniye eııtır'n.t.L ıjfntr.

ir bomba normal büyüklükte bir odayı 150 defa temizleri

Malatya Valiliğinden
1— Doğanşehir ilçesinin Polat Köyünde 69398 lira 68 kuruş bedelli 5 dershaneli ilk okul inşaatı kapalı zarfla eksiltmeye muştur.
2— İhale 15/7/950 Cumartesi günü saat 11 de il daimi komisyonunda yapılacaktır. Geçici teminatı 4719,93 liradır.
3— 2490 sayılı artırma eksiltme ve ihale kanunu hükümleri dairesinde hazırlanacak teklif mektupları ihale tarihinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyon başkanlığına verilecektir.
4— Eksiltmeye girmek isteyenlerin ihale tarihinden en az üç gün evvel tatil günleri hariç İl Bayındırlık Müdürlüğünden fennî ehliyet vesikası ve Ticaret Odasından belge almaları ve bir defada elli bin liralık bina yaptıklarına dair ib raz eylemeleri şarttır.
5— Keşif şartnameleri proje vesair evrakı D. Komisyon ve Ba-
yındırlık kalemlerinde görülebileceği gibi Bayındırlık Müdürlüğünden tafsilât ta alınabileceği ilân olunur. (4329) (635)
Belediye Başkanlığından
Ekonomi: ve Ticaret Bakanlığı,7/6/950 gün ve 4/4496 sayılı sirküleri ile gaz, benzin, motorin fiatlan. malların dökme gönderileceği esasına göre tesbit edilmişti. Halk kendi arzu ve ihtiyarı ile tenekeli mal istediği takdirde, teneke muhteviyatı dökme kilo fiatı üzerinden hesap ve ayrıca 130 kuruş teneke bedeli tahsil edilmek üzere tenekeli mal verilebilecektir.
Ancak müstehliklerin, şehirden uzak yerlere aldıkları benzin, gaz ve motorini götürmeleri halinde beyhude yere boş teneke bedeli ödememeleri kendi menfaatleri iktizasından olmakla kaplarım beraberlerinde getirmek suretile de dökme mal satınalabilecekleri sayın halka ve alâkadarlara ilân olunur. (4291)
Kereste alınacak
Erzincan Sa. Al. Ko. Bşk. dan (350)
Miktarı
Cinsi
112 M3
Muhammen Fiata Lira Kr.
Bayındırlık Bakanlığından
İzmjr Yollar 2 inci Bölge Müdürlüğü fen memuru iken eylemli askerlik ödevini yapmak üzere 1/3/949 tarihinde görevinden ayrılan ve 30/4/1950 tarihinde terhis olduğu anlaşılan Zeynel Abidin Çe-liker’in 15 gün içinde görev almak üzere Bakanlık Zatişleri Müdürlü, ğüne baş vurması aksi halde mecburî hizmeti bakımından hakkında kovuşturma yapılacağı ilân olunur. (4116) (547)
— Hep ayni saatte mi? Yâni, sekiz buçukta mı?
— Evet, sekiz buçukta.
— Nazarı dikkatinizi çeken hususî bir vasfı var mıydı?
Joseph Tumer ağır ağır:
— Her kimin olsa dikkatini çekecek bir insandı. O kadar sımsıkı sarılmış ve sarmalanmış olduğu halde bile dünya yüzünde rast-gel eliğim kadınların en güzeliydi.
Sonra sesini biraz daha hafifleterek:
— Hem de kat kat, dedi.
Savcı, o zayıf sesin, tüllere sarıl mış, gümüş iskarpinli o parlak hayalin gölgelere doğru koşuşunu tekrar canlandırabilmesi için bir an sustu. Sonra:
— Bu kadar, teşekkür ederim. Hasım taraf suallerini sorabilirler, dedi.
Lambert'in sesi dahi kısılmış gibi idi, usulca:
— Bir şey sormıyacağım, dedi.
— Peki, öteki şahidi çağınn.
— Çavuş Johnson.
Bir Mars mabudunu hatırlatan
menzun ve güzel vücuduna hiç ya kışmıyan kurşunî ketenden bir üniforma giymiş, bir de askerî ke mer takmış Çavuş Heindrieh Jhonson derhal fırlayıp şahit böl-
mesine çıktı.
— Çavuş Johnson, 1926 senesi
Haziranının
on dokuzuncu

ne işle meşguldünüz?
— Motörlü devriye polisiydim
efendim.
— Meyva Bahçelerindeki cinayet hakkında ilk haberi ne vakit aldınız?
— Yirmi Haziran sabahı saat ona doğru. Karakola yeni gelmiştim, Bay Conroy geldi, köşkte gördüğü hâdiseyi anlattı.
— Sonra ne oldu, lütfen anlatır mısınız?
— Sorgu hâkimi Bay Dr. Stem-by Dulton ve diğer bir devriye polisiyle beraber köşke gönderildim. Bay Dutton’la Doktor Stemby bir otomobilde, diğer polis arkadaşımla ben de benim motosikletimde gittik. Saat onu geçerek karakoldan hareket ettik, köşke vardığımız zaman tam çeyrek geçiyordu.
— Bir dakika!. Yâni, devriye polislerinin Rosemont’ta bir karakolları mı vardı?
— Vardır efendim.
— Yâni bu karakol sizin idarenizde midir?
— Evet efendim.
— Köşkün anahtarı kimdeydi?
— Bende idi. Bay Conroy bana vermişti. Kapıyı ben açtım, hepimiz içeriye girdik.
Heyecansız ve emin bir tonla söylenen sözlerden anlaşıldığına göre bu gibi cinayet hâdiseleri polis nazarında alelâde vukuat-
— Doğrudan doğruya köşkün kapısına kadar otomobil ve motosikletle mi gittiniz?
— Hayır; köşke giden toprak yolun büyük köşke giden kumluk yolla birleştiği noktada otomobille motosikleti bıraktık, yol kena rındaki çimlere basarak yaya gittik.
— Bu suretle hareket etmeniz için hususî bir sebep mi vardı?
— Tabiî vardı. Zaten karışmış olan ayak ve tekerlek izlerini daha fazla karıştırmak istemedik.
—- Eve girdikten sonra ne oldu?
— Doktorla Bay Dutton cesedi muayene ettiler, biz de yardım ettik, sofadan geçip yemek odasına girdik. Fakat daha evvelce ce-. sedin durduğu yer iyice teftiş e-dildi. Hattâ, ileride belki lâzım görülür diye cesedin bulunduğu yerin etrafını yine tebeşirle çizdik. Ben de ileride belki icabedeı
diype bir iki poz resmini çektim. Cesedi yemek odasındaki masanın
üzerine naklettik. Otopsi yapılıncaya kadar orada bırakılmasına
karar verildi. Sonra, ben misafir
salonunun kapısını kilitleyip a-nahtan cebime attım ve toprak
yolu muayene etmek üzere dışarıya çıktım. Bay Dutton ile Dok-
tor Stanley’i cesedin yanında bıraktım, arkadaşımı da, zevcesinin küçük köşkte bulunmuş olduğunu bildirmek üzere Bay Bellamy’ye telefon etmeğe gönderdim. Küçük köşkte telefon yotuk. Büyük köşk teki ise esilmlşti.
— Kendisine telefön ettiğiniz zaman Bay Bellamy şüphe altın-
da mıydı?
Çavuş Conson mesleğine has bir ihtiyatârlılda,
— Ben herkesin şüple altmda bulunduğunu söyledim, dedi.
Savcı, şahidin sinirlenmekle say gı saymak arasında tereddüt eder gibi olan fakat saygı saymakta karar kılan gözlerine dikkatle ba-
kıyordu.
— Köşke giden yolda ize tesadüf ettiniz mi?
hiç bir
Tabiî ettim.
— Ayak izleri mi?
— Hayır. Bazı ayak izleri vardı, fakat o kadar karışmış ve üst üste basılmış bir haldeydi ki, hiç bir şey ifade etmiyordu. Ben orada otomobil tekerleği izlerine rast geldim.
— Bir otomobile ait mi?
— Ayır, asgarî dört otomobile ait. İkisi ayni otomobilin izleriydi.
— Hepsi ayni derecede bariz miydi?
— Hayır, birbirlerinden çok farklıydılar. Küçük köşkün etrafındaki toprak killi bir topraktı, ve istenilen şerait altmda âdeta kalıp çıkarmış gibi işe yarayabilirdi.
■J* (Davamı ’*f'
Sultan Mehmet, hücum emrini vermişti.
Osmanlı ordusu, sonsuz bir neşe, heyecan ve imanla harekete geçmişti. Hükümdarın yanında Sadrazam Halil Paşa vardı. Ve, gariptir ki ordunun heyecanına, neşesine mukabil Halil Paşa düşkündü, neşesizdi. Onun bu hali Padişahın da nazarı dikkatini cel-betmiş olacak ki:
— Lala.. Ordumuzun zafere koştuğu dakikada neden sizi böyle neşesiz görüyorum?
Diye sordu. Halil Paşa irkildi, hakikaten çok dalgındı:
— Şevketlû efendim- dedi neşesiz değilim, fakat, düşünceliyim.
— Buna sebep nedir?
— Bin yıllık sûrlara orduyu sevketmek çok mühim bir şey Hünkârım. Bu sûrların önünde dökülecek kanları düşünüyorum.
— Hiç bir zafer kansız elde edilemez.
— Hakkınız var. Fakat fazla kan dökülmesinden korkarım.
— Hadîsi şerifin yerine gelme-için..
— Şevketlû efendim beni af bu-
kn
u/ete.
Dünyaca tanınmış toplama, çıkarma, bölme ve çarpma dört ameliyeyi birden yapan otomatik tuşlu EVEREST marka hesap makinalanmızm geldiğini sayın müşterilerimize arzederiz.
Balıkçı Kardeşler Kollektif Şirketi
Posta caddesi No. 31
Telefon: 15163 — Telgraf: Balıkçı Ankara
Tutarı Lira Kr.
230 00 .
25760 00
,J9
Kereste
1 — Cinsi, miktarı ve muhammen fiyatiyle tutan yukarda yazılı kereste kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır.
2 — Kapalı zarfla ihalesi 14/7/950 Cuma günü saat 15.00 de Erzincan Garnizon Sa. Al. Kom. Bşk .da olacaktır.
3 — Muvakkat teminatı 1932 liradır.
4 — Vasıf ve şartları ise her gün komisyonda görülebilinir.
5 — İsteklilerin ihale günü saatından bir saat evveline kadar bütün vesikalariyle birlikte teklif mektuplarını komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde teslim etmeleri.
R — Postada gecikmeler kabul olunmaz.
14271»
BU HAFTA tarihin eşini kaydetme diği bir kahramanlık âbidesi FEDAİLER KALESİ ■Outpost of Morokko.
Oynıyanlar: George Raft . Akim Tamıroff - Marie
Wlndsor
Seanslar:
14—16.15—18.30—21
Müd. 24075 Giae 15031
— Doğru, diye açıkça itiraf etti. Aptalcasına hareket etmiş olduğu mu itiraf ederim.
Ve karşısındaki kadına biran kadar samimî bir takdirle baktı. Onun yaptığı bir çok dolambaçlı iki yüzlülük ve denaetlerin imkân hudutlarını aştığım görüyordu.
Katerin sevinmiyordu. Büyük bir sükûnet ve soğukkanlılıkla müdafaa halinde bulunuyordu. Yaptığı şey kendisine gayet, basit, gayet tabiî görünüyordu:
— Ettiğim yemine mugayir bir harekette bulunmuş olmadığımı size isbat eylemiş bulunduğumdan artık bana bu meseleden bir daha bahsetmiyeceğinizi ümit ederim, dedi.
Bu sözler, en cesur insanlara bile baş eğdirecek ciddî, soğuk bir tavır ve eda ile söylenmişti. Fakat, biliyoruz ki, Boröver işitmek ve anlamak istemediği zaman hiç bir şey işitmez ve hiç bir şey anlamazdı. Bu sebeple, gayet sâfiya-ne tavırla:
— Bilâkis, Madam; bu meseleden bahsetmeme müsaade ediniz. Papaz Çayırındaki bildiğiniz evde beni ve diğerlerini diri diri yakmak isteyen Rospinyak’ın bu’ hareketine mâni olmak istemesinden dolayı Bastil zindanına atılan zavallı Ferriyer’nin orada inlemekte olduğunu düşünmeğe asla tahammül edemiyeceğimi bilmeniz lâzımdır. Ferriyer’nin bu felâkete duçar olmasının sebebi bu-dur; sırf bu sebepten dolayı onu oraya gönderdiniz. Mademki Fer-riyer benim yüzümden Bastil’i boyladı, o halde onu oradan çıkar mak da benim vazifemdir... diye düşündüm. Bu düşüncemi doğru bulmuyor musunuz, Madam?
Katerin, gülümsiyerek:

Yazan . MİSEL ZEVAKO
— 68 —
Çeviren ) RAGIP RIFKI
bir ipucu geçırmışT». ‘ T*.
er'le Fiyorenda’yı ima ettiğim
Dedi ve:
— Muktedirseniz onu oradan çıkarınız... sözünü ilâve etti.
Kendinden pek emin gibi gölün miyen Boröver:
— Elimden geldiği kadar buna çalışacağım... İşin fenalığı şu ki, Bastil’den öyle kolay kolay çıkılamaz... Bu da ayrı bir meseledir.
Onu böyle kararsız, mütereddit gören Katerin, «Artık benim de elimden bir şey gelmez» der gibi omuzlarım silkti.
Şimdi, müstehzi tebessümlerinden biriyle gülümsiyen Boröver:
— Bilâkis, elinizden pek çok şey gelir, Madam, dedi. Ferrlyer, emriniz üzerine Bastil’e girdi. Biz zat imzalayacağınız bir emir onun hapisten çıkmasına yeteceğini öğrendim.
— Siz de, benim böyle bir emri imza etmeğe razı olacağımı ümit ettiniz, öyle mi?
Kraliçenin bu sözleri söylerken takındığı tavır, böyle, bir emri imza etmeğe asla muvafakat etmiye-ceğini gösteriyordu. Boröver, bunu derhal anlamıştı, ama anlama-mazlıktan gelerek yine o safdilâ-ne tavriyle:
— Elbette, dedi. Düşündüm: Kraliçe Hazretleri, gerek kendi şahsiyetlerine ve gerek mensup olduğu hanedana etmiş olmakla müftehir bulunduğum naçiz hiz--■ u™. hArclo Aİdıık-
‘Şimdi,'Ferrlyer bir- vaıet ()c
liyorsunuz.
atlar beni temin etmek lûtfunda bulundular. İşte, şimdi o fırsat zuhur etti. Hiç şüphe yok ki, liyakatimin kat kat fevkinde beni mü kâfatlandıran Kraliçe Hazretleri, böyle pek küçük bir lûUıflariyle kendilerini bana karşı olan vaid-lerinden kurtardığıma, ve, hiç bir suçu olmıyan masum bir adamın affını istirham etmekle iktifa eylediğime her halde memnun olacaktır... kararına vardım.
Bu sözleri müteakip, kemerine soktuğu bir kâğıdı çıkardı, büyük bir sükûnetle açtı, ve bu derece cürete hayret eden Katerine takdim etti ve sözüne devamla;
— Majestenizin uluvvü cenâ-bından son derecede emin bulunduğum için hazırlamış olduğum emri getirmekte tereddüt göstermedim... dedi.
Açık olan kâğıdı, büyük bir ihtiramla, şaşıran Katerinin önüne koydu ve:
— Kraliçe Hazretleri yapılacak şey, eliyle bir kaç kelime ilâve etmek ve altını imzalamaktan ibarettir. Böylece iş olmuş olacak, diye izahda bulundu ve ilâve olarak da:
— Kendileri için gayet ehemmi yetsiz ve fakat benim için son derece kıymet ve ehemmiyeti olan bu lûtfu bu âciz bendesinden esir gememesini Majestenizden istirham ederim... dedi.
sözlerinde ve bu sözlerin söyleniş tarzında muaheze ve tekdiri mucip olacak hiç bir kusur yoktu. Hepsi de saray teşrifatına ve terbiyesine tamamen uygundu. Fakat sesinde, Katerinin kulağında hoş bir tesir husule getirmiyen titremeler vardı.
Kraliçe, ona gözlerini dikerek:
— Ya reddedersem? dedi.
Âdeta meydan okuyordu. Belki de, işi nereye kadar vardıracağını öğrenmek için onu iskandil ediyordu. Belki de, o âne kadar açığa vurmadığı tehditleri savurtmak maksadiyle onu kışkırtıyordu.
Fakat, Boröver’in her halde evvelden hazırladığı bir plânı vardı ve bunu, aynen takip ediyordu. Bu sebeple olacak ki, derin bir hürmetle eğilerek Kraliçeyi selâmladı ve alay mı ettiği, yoksa ciddi mi konuştuğu anlaşılmaksı-
— Kraliçe Hazretleri, dedi, bana müteaddit defalar şahane vaid lerde bulundu. Kraliçenin verdiği söze son derece riayetkar olduğunu bilirim.
Katerin, kâğıdı aldı, okudu, tek rar önüne koydu. Elini uzattı, kalemi aldı ve uzun bir dakika dalgın dalgın durdu.
Birdenbire, kalemi mürekkebe batırdı ve muammalı bir gülümseme ile bir kaç kelimeyi alelâce-le yazdı ve bu yazdığı kelimelerin altına çifte paraf koydu. Böylece imzalanan kâğıdı Boröver’e uzatarak sadece:
— İşte, alınız... dedi.
Boröver, kâğıdı aldı, okudu. Şöyle yazılıydı:
«Bay Ferriyer’i serbest bırakmak, imkânsız. Onu kararlaştırıl dığı veçhile Bastil’de mevkuf tutmak gerektir. — İmza: Katerin:
tan addediliyordu.
39 - 6 ■ 1956
ZAFER
ORTAÇ’ta
Büyük Damping
Ahnaîiyadan gelen mallarımız gayet ucuz fiyatlarla satışa arzediî-miştir. Lütfen fiyatlarımızı okuyunuz.
Alman malı Tobraİko : 275 kr. Gofre Alman malı » 250 kr. Valencia 1.95 kr. ioriet emprime : 2.40 kr. Emprime çamaşırlık j 3.50 kr. Emprime vistralar ; 3.50 kr. Anversaten : 6.50 kr. Mimoza emprimeler s 8.75 kr. Sure emprimeler .-775 kr. Alman malı emitasyon keten ; 2.75 kr. Çekoslovak keteni 7.50 kr. Gandiler : 340 kr. Leonarda poplinler : 375 kr.
ORTAÇ
Anafartalar cad. No: 224 (Adliye karşısı köşe mağaza) Tel:
30 5ENEDEN BERİ ALMAN BİSİKLET SANAYİİNİN LİDERİ SAYILAN fcâ A U E R BİSİKLETLERİ AYNI ZAMANDA DÜNYÂNIN EN GÜZEL BİSİKLETLERİDİR. 6EYAZ KISIMLARI KAMİLEN KROMEDİR. 13 MUHTELİF MODELLERİ MEVCUTTUR
Saman alınacak tır
Malatya Garnizon Sa, Al. Kom. Bşk. dan (338)
1 — Garnizon birlik hayvanlan nın senelik ihtiyacı olan 220 ton saman kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır.
2 — Eksiltme 14-7-950 Cuma günü saat 11.00 de komisyonda yapılacaktır.
3 — Geçici teminatı 1980 liradır.
4 — İstekliler Ticaret Odasından alacaldain belgeiyi havi klapalı zarflarının 14-7-950 günü saat 10.00 a kadar komisyona vermiş olmalan lâzımdır. Postadan dolayı gecikmeler kabul- olunmaz. (4277)
■' . *■
Sayın çiftçi ve tarım âletleri mütehassısları dikkat nazarına
Dünyaca tanınmış Mc. CORMİCK INTERNATIONAL HAR-VESTER traktör ve araçlarının tecrübeleri Halkalı Tarım Okulunda mütehassıs elemanlar tarafından 24/8/1950 Perşembe günü saat 14 te yapılacaktır.
Ellerinde ziraat âlet ve makineleri bulunanlar için çok faydalı olacak bu tecrübeye teşriflerinizi saygılarımızla rica ederiz.
liCMROM TÜRK İNTER MAKİNELERİ A. O MnMMKZ
j Kİ8EÇ Fabrikas' I
| Taze, topak tozsuz kireç imâl etmekte ve günü gününe teslim etmektedir. Sayın müşterilerimizin her türlü arzuları nazarı itibara alınır.
Adres: Posta caddesi Ahmet Erkmen ham kat 3, No 23 Tel-
| yazıhane 16566 Tel. ev: 21384 ’ (2456)
■■■ ——
İlân
Ankara J. Satın A)ma KomisyoD Başkanlığından
Evsafına uygun 5000 liralık zeytin pazarlıkla satın alınacaktır. Şartname ve evsaf her gün komisyonda görülebilir ihale 3 - Temmuz - 1950 günü saat 10 da yapılacaktır. Taliplerin evsafa göre numune zeytinleri ile gününde müracaatları. (4323 ) 633)
Umumî Popom :
YILDIZ TİCARETHANESİ
GALATA, PERŞEMBE PAZAR, 13-15 İSTANBUL
YOLLARIMIZA
GÖRE YAPILMIŞ BİR BİSİKLETf
BAUER
Ot alınacaktır
Diyarbakır Sat. Al. Ko. Başk. dan (334)
1 — Malatya garnizonunda bulunan birliklek depolarına teslim edilmek şartı ile (265) ton tel bal yalı veyahut tel balyasız kum ot kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. Tel balya otun tahmini tutarı (26394) lira, geçici teminatı (1979) lira (55) kuruş, tel balyasız kuru otun tahmini tutan (23744) lira geçici teminatı (1780) lira (80) kuruştur.
2 — Eksiltme 15. Temmuz. 950 Cumartesi günü saat 11.00 de komisyonda yapılacaktır. Teklif mektupları saat 10.00 a kadar alınacaktır.
3 — Şartname komisyonda görülebilir. (4234)
Kuru Ot alınacak
Bornova Askerî Sa. Al. Ko. Bşk, (345)
1 — As. Pos. 18492 için 210 ton yeni yıl mahsulü balyalı kuru ot kapalı zarfla satm alınacaktır. Beher kilo otun muhammen fiyatı 15 kuruş tutarı 31500 lira, geçici teminatı 2362 lira 50 kuruştur. Eksiltmesi 14/Temmuz/950 Cuma günü saat 11.00 de Bornova Sa. Al. Ko. Başk. yapılacaktır. Teklif zarflan saat 10.00 a kadar kabul edilecektir. İsteklilerin belli günde hazır bulunmaları. Şartname ve evsaf ko misyonda görülebilir. ( (4238)
Kocaeli İli Daim! Komisyonu Başkanlığından
1 — Kapalı zarf usuliyle arttırmaya konulan (16.000) lira muhammen kıymetli özel idareye ait Ada pazarında Kuyudibi caddesinde bir bap kârgir hamam ve müştemilâtına istekli çıkmadığından aynı şartlar dahilinde Temmuzun onuncu Pazartesi günü saat on beşte ihalesi yapılmak üzere yeniden kapalı zarf usuliyle arttırmaya çıkarılmıştır.
2 — Geçici teminatı (1200) liradır.
3 — Hamamı görmek ve gezmek isteyenlerin Adapazarı Özel Saymanlık memurluğuna, şartnamesi için de İl Daimî komisyon kalemine müracaatları.
4 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre hazırlayacakları teklif mektuplarını 950 yılı Ticaret Odası vesikası, belli miktar, geçici teminat mektubu veya banka makbuzu ile birlikte ihale satinden bir saat evveline kadar İl Daimî Komisyon Başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri.
5 — Postada vâki olacak gecikmeler kabul edilmez. 8449 (4287)
(Hurda Malzeme, Yanık Motor yağı ve Manifatura eşyas satılacak):
Türk Hava Kurumu Genel Merkezinden:
D Ç^lt, muhammen bedel ve teminat mikdarları aşağıda yazılı üç grup eşya ve malzeme, ayn gruplar halinde veya hepsi birden açık arttırma ile satılacaktır.
* 2) Arttırma- 30/Haziran/1950 tarihine rastlıyan Cuma günü saat
t 15) de Genel Merkez binasında Levazım Müdürlüğü odasında yapı lacaktır.
3) Malzeme ve eşyayı görmek isteyenlerin, Etimesgut hava meydanında Havacılık dâiresinde, liste ve şartnameyi görecekler de Mer kez Levazım şubesine başvurmalıdırlar
4) Kurum ihaleyi yapıp yapını makta serbesttir.
Malzeme, motöryağı ve eşya.. . M. bedeli Lira Kr. Teminatı Lira Kr.
1) Malzeme ve avadanlıklar 931.49 70.
2) Motör yağı (Yanık) 230. — T7. —
3) Manifatura eşyası 3.464.95 260. —
Yekûn . 4 44 847. —
İlân
Ankara (Soğukkuytı) Askerlik Şubesi başkanlığından
931 doğumlu ve bunlarla işleme tabi daha yaşlı diğer yerli ve yabancı doğumluların son yoklamalarına l/Temmuz/950 tarikinde başlanacak ve 22/Temmuz/950 tarihinde sona erecektir.
Bunlardan Ankaranın içinde ve şubemiz bölgesinde bulunanlar Tem muz/950 ayının 1, 3, 4, 5, 6 günleri Akköprüde - İstanbul Caddesinde İsviçre hanındaki şubemizde toplanacak olan askerlik meclisine (Sınıf veya memuriyet ve sa’natlarını bildiren ikâmetgâh ilmühaberi, 3 adet fotoğraf, okul vesikası ile) baş vurmaları ve yukarıda yazılı tarihlerden geri kalan günlerde yalnız şubemize bağlı bucak ve köylerin yoklamaları yap nacağından ilgililerin kendilerine ayrılan tarihler-■'^K^lmedikleri takdirde haklarında kanuni takibat yapılacağı ilân ■olunur. M192)
Odun alınacaktır
Bursa As. Sa. Al. Ko. Başk. (369)
1 — Askerî Liselerin ihtiyacı için 400 ton odun kapalı barf usulü ile satın alınacaktır. Tahmin bedeli 16.000 lira geçici teminatı 1200 liradır.
2 — Eksiltmesi 22 - Temmuz - 950 Cumartesi günü saat 10.00 da Bulsa Askerî Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır. Şartlaşmalar Bursa Askerî Satın Alma Komisyonunda görülebilir.
3 — Teklif mektuplarının 22 -Temmuz - 950 günü saat 9.00 kadar komisyonumuza verilmesi. (4349)

Buğday kırdırılacak
Sa. AL Ko. Bş. İskenderun (367)
1 — Birlik ihtiyacı için (2400) ton buğday kapalı zarf usuli ille kırdmlacaktır. Tahmin bedeli 216 bin lira, geçici teminatı 12050 lira, dır.
2 — ihalesi 22/Temmuz/950 Cumartesi saat 11 de İskenderun As-Sa. AL Ko. da yapılacaktır. isteklilerin belirtilen saatten bir saat önce teklif mektuplarile geçici teminatlarını Ko. na vermeleri
3 — Evsaf ve şartnameler her gün
Ankara, İstanbnl, Lv. Amirliklerde İskenderın Sa. Al. Ko. da görülebilir. (4347)
Baraka blokajı ve Grobeton işi yaptırılacak
Satın Alma Ko. Bşk. Kayseri (368)
1 — İskenderun ağır bakım tamirhanesi için beş adet barakanın blokaj ve grobeton İşi kapalı zarf usulü ile yaptırılacaktır. Keşif bedeli 75167.88 kuruş olup geçici teminatı 5640 liradır.
2 — Eksiltme 19 Temmuz 1950 Çarşamba günü saat 11 de Kayseri As. Sa. Al. Ko. da yapılacaktır. Şartlaşmalar ve keşif cetvelleri 200 kuruş mukabilinde İstanbul, Ankara Lv. Amirliklerile Kayseri, İskenderun, Adana As. Sa. AL Ko. lığından alınabilir.
ihaleye gireceklerden istenilen belgeler:
a) Asgarî 40000 liralık yeterlik belgesi;
b) 950 tarihli Ticaret ve Sanayi Odasında kayıtlı olduğuna dair vesika.
c) İkametgâh vesikası mümessilliğinden veya tasdikli).
(.mahalle emniyetten
4 — Teklif mektuplarını- 19. Temmuz. 950 Çarşamba günü saat 10. a kadar Ko. na vermeleri.
(4348)
Konya Silosu tevsii inşaatı yaptırılacak Toprak Mahsulleri Ofisi Gecel Müdürlüğünden
- 1 — Konya’da yaptırılacak, 223144,06 lira keşif tutarlı Konya silosu tevsii inşaatı kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkanlmıgtır.
2 — Eksiltme 5.7.1950 Çarşamba günü, saat 15 de Ankarada Genel Müdürlük binası içinde toplanacak komisyonda yapılacaktır.
3 — Eksiltmeye gireceklerin, tatil günleri hariç olmak üzere, eksiltme gününden üç gün evveline kadar Genel Müdürlüğe yazı ile müracaat ederek yeterlik belgesi almaları lâzımdır. Bu tarihten sonraki müracaatlar nazara alınmıyacak tır.
4 —. Eksiltmeye gireceklerin, 1939 yılından evvel 50.000 liralık ve bu tarihten sonra da 200.000 liralık bu ayarda betonarme bir inşaatı bir defada yapmış olduklarına dair belge göstermeleri lâzımdır. Yeterlik belgesi verip vermemekte Ofis yetkilidir.
5 — Geçici güvenlik akçası 12.500 liradır.
6 — Eksiltme evrakı 12,5 lira karşılığında Ankara’da Genel Müdürlük Malzeme Müdürlüğünden, İstanbul’da Beşiktaştaki Afyon ve Malzeme İşletmemizden ve Konya’da Bölge Müdürlüğümüzden alınabilir.
1 — Ofis bu ihaleyi yapıp yapmamakla serbesttir. (4252)
Çanakkale Valilğinden
1— İmroz Mendireği onarımı, ihalesi kapalı zarf usulü ile 21/7/950 Cuma günü saat (15) de Bayındır lık Müdürlüğünde toplanacak korniş yonda yapılmak üzere ve bir ay müddetle eksiltmeye çıkarılmıştır.
2— Onarımın keşif bedeli (35000) otuzbeş bin lira ve geçici teminatı (2625) ikibin altı yüz yirmi beş liradır.
3— İsteklilerin 950 yılı Ticaret Odası vesikalarını ve bu gibi işleri yapmış olduklarına dair belgelerini göstermeleri ve ihale gününden iiç gün evvel (Tatil günleri hariç) Valiliğe müracaatla bu işin eksilt meşine girmek için yeterlik belgesi almaları.
4— 2490 sayılı kanun gereğince hazırlayacakları teklif mektuplarını ihale günü ■ saat (14) e kadar makbuz mukabilinde komisyon Başkanlığına vermeleri lâzımdır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
5— Bu işe ait keşif evrakı Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
(4382)
Ankara Defterdarlığından
1— Çubuk Barajının Göl Bitimi ve Karacaören Köyü Civarındaki hâzineye ait 150 dönüm arazide yetişmiş bulunan Çayır ve ot 7/7/950 tarihine rastlayan Cuma günü saat 15 te Defterdarlıkta teşekkül edecek Komisyonda pazarlıkla satılacaktır.
2— Muhammen bedeli 1500 lira olup teminatı 112 lira 50 kuruştur.
3— Buna ait şartname Millî Emlâk Müdürlüğünde ve Karacaören
Köy Muhtarlığında görülebilir.. (4362)
Sümerbank
Vadeli, vadesiz tasarruf mevduatı
YENİ İKRAMİYE PLÂNI
2 Ağustos çekilişinde
1 Adet 5.000 liralık
1 2.000
1 1.000
ve ayrıca 10.500 liralık muhtelif para ikramiyeleri.
30 HAZIRAN’A KADAR
100 liralık bir hesap açtırmak la temin edilir.
Her 100 lira için ayrı bir kur1 a numarası verilir.
İkramiyelerin vergisi Banka ya aittir.
En yüksek isabet ihtimali - En müsait faiz
(3613) («1)
Sığır Eti alınacaktır
Malatya Sa. AL Ko. Bşk. dan (348)
1 — Garnizon birliklerinin senelik ihtiyacı olan 40 ton sığır eti 13-6-950 günkü kapalı zarf ihalesinde fiyat amiri itaca pahalı bulunmakla 2490 sayıh kanunun 40. maddesine göre işlem yapılacaktır.
2 — Açık eksiltme 14-7-950 Cuma günü saat 10.00 komisyonda yapılacaktır.
' 3 — Geçici teminatı 2840 Liradır.
4 — İsteklilerin 11 Ticaret Odasından alacakları belge ve teminat makbuzu veya banka mektuplariyle vaktinde müracaatları. (4273)
DİKKAT: ERZAK PAZARINDA GARANTİLİ YAö SATIŞI
Ankara M. S. B. 1. No. lu Sa. Al. Ko. Bşk. dan:
llay nefaseti değişmeyen URFA, KARS, D. B * KIR erimiş sade yağlarını toptan ve perakende olarak tenzilâtlı sa tığlara başladığını, ayrıca 5 kiloluk tenekeler içerisinde itina ile yaptırdığımız URFA ve KARS yağlarımızın da geldiğini sayın müşterilerimize arzederiz. Tel. 12660
Yeni Halde 5—7 de Süleyman Kurt ve Şeriki (2476)
Bayramlık ihtiyaçlarınız için Ortaç’a sürpriz çömleklerin her cinsi gelmiştir. Yeni desenler ve acık yakalı modeller 750 kuruştan
23 liraya kadar zengin çeşitlerimizi görünüz. Ortaç Emes Kıravat çeşitlerinin en yeni koleksiyonunu size takdim eder.
Bu arada naylon çoraplarında yapılan büyük tenzilâtı görünüz, menfaatınızdır. Bali marka: 5.35 kr. Gül marka 5.25 kr.
Minyon marka 5.50 kr. Erkek çorapları da o derece tenzilâtlıdır.
Panama erkek şapkaları 12.75. Pek yakında yeni model BorsaHnolar
Maliye Bakanlığından
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, gezici Verem Savaş Kurulları ihtiyacı için çift diferansiyelli 5 adet Jeep satın alınacaktır.
Tetkike esas olmak üzere, elinde bu evsafta vasıta bulunduran firmaların 10/7/1950 gününe kadar Levazım ve Kıymetli Kâğıtlar Müdürlüğüne tekliflerini yapmaları; (4381)
Kırşehir Valiliğinden
1— Mucur - Hacıbektaş yolunun 13 x 550 _ 19 x 390 kilometreleri arasında yapılacak şose inşaatı ka pah zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2— İnşaatın keşif bedeli 47893 lira 50 kuruştur.
3— İhale 6/7/950 Perşembe günü saat 15 de Özel idare binası içinde İl Daimî komisyonunda yapılacaktır.
4— Geçici teminat 3590 lira 20 kuruştur.
5— İstenilen keşif ve şartname ve diğer bağlı evrakı her gün İl Daimî komisyonunda görebiliriz.
6 — İstekliler ihaleden 3 gün evveline kadar Kırşehir Valiliğine müracaatla buna benzer iş yapmış olduklarına dair belge ibraz etmek suretiyle bu iş için il ehliyet komisyonundan alacakları yeterlik vesikasını, teminat mektup veya makbuzunu 1950 yılı Ticaret ve Sanayi Odası vesikasını havi ve 2490 sayılı kanun tarifatı dahilinde hazır-lıyacaklan teklif mektuplarını 3 üncü maddede de belli edilen zaman dan 1 saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyon başkanlığına vermiş bulunmaları lâzımdır.
7— Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı İtibara alınmaz.
i (8574) (4365)
Belediye Başkanlığından
Şeker Hatları
Belediye Encümeninin 28/6/1950 gün ve 3849 sayılı kararile şeker Hatları aşağıda gösterildiği şekilde tesbit olunmuştur.
Sayın halka ve ilgililere ilân olunur.
Toptan Perakende
Kesme Seker 165 Krş. 178 Krş.
Toz . 135 » 140 )
Kapalı zarfla ihalesine istekli çıkmayan aşağıda yazılı 4 kalem sebze yine kapalı zarfla ihaleye konmuştur. Şartlaşmalar hergün komisyonda görülebilir. İhalesi 20-7-950 Çarşamba günü saat 15 te-dir. İsteklilerin belli gün ve saatten bir saat evveline kadar teklif mektuplarını komisyona vermeleri.
C.’nsl
Miktarı
M. Bebeli G. Teminatı
Patlıcan
Taze Fasulye Taze Kabak
Domates
16 Ton
32 Ton
16 Ton
20 Ton
3200 Lira 8000 Lira 2560 Lira
3000 Lira
240 Lira
600 Lira
192 Lira
225 Lira
Orta
Anafartalar Caddasi No. 224 Tel 11135
Adlije karşısı köşe
): 6
ZAFER
29 • 6 -1959
iicaj'î müridleri
■* (Em tarafı 1 incide) "yine taşkınlık yapmaktan haklarında açılan ikinci dâvanın duruşmasına başlanmıştır.
„ Adliye nezarethanesine alınmış □lan Şakir Yıldız Işık mahkeme
Adalet cihazımız
Bcşmokoled«n devam
Yeni bir
Kadro olmaması yüzünden
Halk Partisinde
mezbaha
•ir (Baştandı 1 incide) dar 4697 kişi terfi etmiş olduğu hal de 1677 kişi kadrosuzluk yüzünden terfi edemiyecek duruma düşmüş bulunuyor. Bunlar karosuzluk yüzünden terfi edemiyenlerin iki defada iki derece ykarıdan maaş almalarını sağlıyan 4598 numaralı kanuna göre zamanında iki defa üst derece maaşa nail olmuşlar, fakat kadrosuzluk durumu devam ettiğinden ondan ponra artık terfi etmelerine imkân kalmamıştır.
Orta öğretimin 5147 öğretmeninden 101 öğretmen de aynı durumda bulunmaktadır.
Gerçi yaz hadlerini veya hizmet müddetlerini tamamladıkları için emekliye ayrılacak olanlardan boşalan kadrolarla bu öğretmenlerden bir kısmının terfilerine yol açı lacak ise de mühim bir kısmı yine eski durumlarında kalacaklardır ve gelecek yıllarda kıdem müddetlerini dolduranlar da bunlara katılacak ları için bu sayı artacaktır.
Şu noktayı da kaydetmeliyim ki bu hal, yalnız millî eğitim kadrolarında çalışan memurlara münhasır değildir. Devletin öteki şubelerindeki memurlar da aynı durumda bulunmaktadır. Yalnız millî eğitim personel kadrosu başka Bakanlıkların memur mevcutlarına nisbetle çok kalabalık olduğundan bu du -rumda olanların sayısı bizim teşki lâtta büyükçe bir yekûna baliğ o-luyor.
Millî Eğitim Bakanlığı bu meselenin en uygun şekilde halli için çare aramış ve bazı tedbirler de düşünnaiiğtür. Ancak tatbikattan doğabilecek neticelerin inceden inceye tetkiki ve kanunî ve malî for malitelerin ikmali gerektiği ve bu da biraz zamana muhtaç olduğu i-çm henüz katî bir karara varılamamıştır. Bununla beraber meselenin bir an evvel öğretmenlerimizi tatmin edecek bir hal şekline ermesi için çalışıyoruz. Bu neticeye vasıl olmakta gecikmiyeceğimizi beyan edebilirim.
Bu mevzuda söyliyeceğim şimdilik bundan ibarettir.»
Soru sahibinin sözleri
Bakanın izahatından sonra kürsüye gelen soru sahibi Zuhurî Danışman ezcümle şöyle demiştir:
— Muhterem arkadaşlar. Sayın Millî Eğitim Bakanının kadrosuzluk yüzünden maaş alamıyan öğretmenler sayısını söylemek suretiyle bize bir sahne çizdi. Fakat a-sıl mesele bu mağdur öğretmen sayısını söylemek değil, hakkım bugüne kadar alamıyan arkadaşların durumuna bir çare bulmaktı.
Vakıa bu, malî bir meseledir. Fakat malî meseledir diye bir hak iptal edilemez. Ben, öğretmen aile-
sinin mânevî sahnesini kısaca izah edeceğim.
Sabık iktidar zamanında öğretmen ailesi daima asık çehre ile karşılanmış, ikinci plâna atılmış, övey evlât muamelesi görmüştür. Bunun en son misali îller Kanunu müzakere edilirken görüldü. Bir Halk Partili Milletvekili bu kürsü-dan: (Bir öğretmenin kulağından tutup atamıyan valiye ben vali mi derim!) diye bağırdı.
Bu zihniyette olan bir partiden bu akıbet beklenirdi şüphesiz.
Bu sırada Halkçılar tarafından bir şeyler işitildi. Hatip:
— Yüksek söylerseniz cevap verebilirim, dedi.
Fakat Başkan:
— Hatibin sözünü kesmeyiniz, ihtarında bulundu.
Zuhuri Danışman devamla:
Arkadaşlar, öğretmenin bir hususiyeti vardır. O da bütün memurlar arasında yegâne köye gi-memur olmasıdır. Öğretmenle köylü kaderde müşterektir. İkisi de sabık iktidar tarafından ihmal edilmiş, yok farzedılmiştir. Vakıa köye başka memur da giderdi. Jandarma ile tahsildar... (Tasvip sesleri).
Köye hayatını vakfeden onun ıztıraplariyle, dertleriyle yegâne hemhal olan zümre, öğretmenlerdir.
Buna rağmen köy gibi, öğretmen de ihmal edilmiştir. (Çok doğru sesleri).
Öğretmen okulundan i d pal i ot o-larak çıkan öğretmen, her hangi bir köyde yıllarca bırakılıp- Okumaktan, yetişmekten, medeniyetten uzak kalır. Nakil müracaatleri bey-nudedır. Hükümet bunları duymaz.
Kadro yoktur derler. Bip öğretmen terfi etmek için üç yıl teftiş görmelidir. Fakat senenin birinde müfettiş gitmez, veya Maarif Müdürü müfettiş göndermezse, öğretmen de zam görmez. Noksan teftiş gördün diye...
insaf edin arkadaşlar, teftiş için müfettiş gelmemiş ise kabahat Maarif Müdürünün veya müfettişin olmuyor da, neden öğretmenin oluyor? Neden öğretmen zam almamak suretiyle ceza görmüş oluyor?. Adaletsizliğin böylesi hiç bir yerde görülmemiştir.
Sonra, kanuna göre iki üst dereceye kadar kadrosuz zam görebilir. Sonra başarılı da olsa artık zam göremez. Arkadaşlar!. Kadro olmadığı halde bir memur iki üst derece alıyor da, neden üç veya beş derece üst maaşı alamıyor?
Ama bunu alanlar da var. Fakat muallimler değil... Hattâ, meselâ maaşı 50 fakat bulunduğu masanın kadrosu 70 olan bir memur, daha 70 lirayı almağa altı senesi varken bir kararla vaktinden evvel 10 lirayı alabilir. Fakat bunlar, her halde gadre uğratılması mukarrer olan öğretmenler değil, terfi edilmesi icabeden kimselerdir.
Arkadaşlar! Kadro yoktur diye bir hükümet, bir öğretmenin ter-tııne mâni olamaz. Bu, hak ve adalet mefhumlarına tamamen mugayirdir. Çünsü her memurla devlet a rasında zımni bir mukavele vardır. Memur çalışacak, devlet üç senede bir kere maaşına zam yapacak.
Muallim zımniyle, başarı ile çalışıyor. Yani mukaveleye harfiyen riayet ediyor. Fakat üç sene sonra hükümet (param yok, kadrom yok, terfi ettiremem) diyor.
Arkadaşlar, hükümetin böyle söylemeğe hakkı var mıdır? Mukaveleyi tek taraflı olarak bozmağa ne hakkı vardır?
Bu sırada Başkan:
(Bir dakikanız kaldı) diye hatırlattı. Zuhuri Danışman:
(Bana tahsis edilen zaman bittiği için geri kalan kısmını kesiyorum.) dedi. Fakat büyük bir ekseriyet (dinliyoruz... Devam, devam et...) diye mevzua büyük bir alâka gösterdi, fakat hatip:
(Onun için özür dilerim. Yalnız Sayın Bakandan, Adnap Menderes Hükümetinden bilhassa rica edeceğim. Haksızlığa uğradıkları sarahaten meydanda olan öğretmen ailesinin bu muztarip ve acıklı hallerine son vermek için her çareye başvurarak müsbet bir neticeye varsınlar...)
tında halk idaresinin hâkim olmasını kendisine düstur ittihaz eden hükümetiniz millî muhitte gerçek bir demokrasinin bütün icaplarını ve şartlarını yerine getirmeğe azmettiği ve memlekti tam bir demokrasi hayatına kavuşturmağı kendisi için gaye saydığı ve bunu programında dünyaya ilân ettiği bir anda demokratik adaletin nasıl sağlanabileceğini de tesbit etmiş ve bunu hakikate kavuşturacak esbaba tevessül etmiştir. (Alkışlar).
Sayın Celâl Yardımcı arkadaşımız tereddüt buyurmasınlar. Türk hâkimlerini, Türk milleti adına verecekleri hükümde asla bir baskı ve tesirin altında bırakmıyacak teminata mazhar olduklarını görmek, te gecikmiyeceğiz (Alkışlar).
Adalet Bakanı bundan sonra sorunun üçüncü kısmına geçmiştir. Tek hâkimli yerlerde halkın, ve hâkimlerin çektikleri müşkülâta ve bunun doğuracağı kanuna uymı-yan vaziyetlere dair olan bu suale verdiği cevapta Adalet Bakam bu vaziyetin yargıç sayısının ihtiyaçları tatmin edecek kadar olmamasından ileri geldiğini söylemiştir Yeni bir Mahkemeler Teşkilât Kanunu hazırlanmakta olduğunu, bununla adalet cihazımızın istikrara kavuşacağını bildirmiş, bu kanunun mahkemelerde tatbik olunan Ceza ve Hukuku Düvel Kanunlarının da değişmesini gerektireceğini, nitekim bunlar için tasarılar hazır-lanmakta olduğunu ilâve etimştir.
★ (BM taraf) 1 taeide) ’ hal yoktur. Ancak şu kadarını söy-liyebilirim ki, Türk devletinin A-’ nayasası, hâkimin kararına hiç bir : kudretin karşı koyamıyacağını ilân etmekle Türk hâkimi önünde hak 1 iddia eden herkesi en kutsî ve en dokunulmaz teminata kavuşturmuş ’ tur.
Demokrasi ile idare olunan bir memlekette ise adalet elbette ger-. çek mânasiyle bir adalet olacaktır.
Muhterem arkadaşlar, her millet için adalet, kendi muhitinin fârika. larını ve vasıflarını taşıyan hak görünüşleridir. Türk millî muhiti bu bakımdan çok büyük değerde bir kazanca sahip oldu. Modern de mokrasiler karakterinde bir devlet rejimine varan yol tutuldu. Adaletin de bununla hemahenk olacağı-• nı kabul etmekte asla tereddüt et-ı memelidir. Çünkü aziz arkadaşlar, ; beşriyet için en büyük başarı mu-! dzzam halk kitlelerinin kendi kendilerini idareye muktedir bir hale lasma Karar I Semden olmuştur. Hürriyetlerini
Sanıklar mahkeme salonundan idrak eden, devlet işleriyle ilgili, .................. ■ ' taşıdığı iradenin millî iradenin mey dana gelmesine müessir oluğu şuuruna sahip fertler kitlesinin millî . yaşama âlemi içerisinde bu muhitin düzenine, hayat şartlarına, telâkkilerine istikamet veren, yükselmesine hız katan adaletin gitgide mut lak adalete yaklaşacak değerde olduğundan şüphe edilmemelidir.
Zamanımız ileri devletinde büyük başarılar ancak ve ancak halkın demokrasi ruhunun verdiği çalışma göçünün ve müstakbel bir rahat dünya yaratmak idealinin malı o-labilir.
Bugün iktidarı ele alan Demokrat Partinin bu hakikatleri bir an gözünden kaçırmadığına ve kaçırmı-yacağına itimad edilmek lâzımdır.
Demokrasi nihayet bir zihniyet meseledir. Bütün efal ve harekâ-
■■■«
Muammer Karaca
lizr
[ İr «salonuna alındığı sırada yine bağılı tt ip çağırmış, yargıç kendisine sükû net tavsiye etmiştir. Sanıklar ifadeleri alınırken yine coşmuşlar, «Allah, Allah» diye bağırmışlardır. KoîB*j arada Kâmil Tınal, aleyhlerin-de dâva açıldığı için savcılığı «it-era3...ham!» etmiş, masaya şiddetle bir * yumruk vurmuştur.
’pe£ , Kâmil salondan dışarı çıkarılmış, ’ Fr£bu sırada Şakir ve Yusuf bağırma-1 “,ğa başlamışlardır. Şaor Yıldız I-hakıkŞık kendisinin deli olduğunu söy-
1 "“lemiş, «Ben bir sene dil orucu tut-,lundıtum) demiştir.
) Mahkeme, Ticanî tarikatı âdetle-
rmi7 rini bilen bilirkişinin dinlen-İ; “.mes.ne, sanıklardan Yusuf, Kâ-; olduğu ye şakinn aklî muvazenelerin ’ .“•deıı şüphe edildiğinden müşahede 5 2_ealtma alınmasına ve bu sebeplerle 'dairrt^uru^manın güne bırakıl-
j hücu masına karar vermiştir.
J ___ Sanıklar mahkeme ---------------—
1 . «Allah, Allah» diye bağırarak çık-
j . mışlar, bağırıp çağırarak koridor-I y____lardan geçerek Cezaevi arabasiyle
__Cezaevine gönderilmişlerdir.
t
|
Fi
leri
T«-»e)9 ür
Eşim ve annemiz HALİDE sult juNÇKOL'un, tutulduğu hastalık k“n tan kuıtulamıyarak vefatı dolayı-siyle cenaze meras mine iştirak et* mı® mek ve b zzat gelmek suretiyle a-cımızı paylaşmak lû funda bulunan * aziz ve vefakâr dostlarımıza, bilhas-daî Sa ®t**,a,lk Matbaası işçilerine ve Matbuat Tekn.syenlerj Send.kasma j şükranlarımızı arzederiz.
Eşi : İsma 1 Tunçkol Oğullan: Yılmaz Tunçkol, Yavuz Tunçkol |

ol cı h)
h
1
1

Sizin Sokak
Yazan: Muammer KARACA
Dikkat: değişmiştir
Biletler
Ret-knlp Kitap Sarayında Satılır
Yağmurlar dolayısiyle dün gece için satılan biletler yarın akşam muteberdir.
NOT: Açık Hava Tiyatrosunda yağmurdan dolayı temsil ve-r.lemezse plân üzerinde iki günlük satış yapıldığından temsil verilmeyen akşamın biletleri iki gün sonra muteberdir. Binaenaleyh bilet paraları geri verilmez. Bu dünyanın her tarafında carî bir usuldür.
L

Belediye Başkanlığından
Belediye komisyonu parakende Kuzu etinin 29/6/950 gününden itibaren kilosunun (170) kuruştan satılmasına karar vermiştir, yın halka ve alâkadarlara ilân olunur.
r'
Zati Sungur
Her akşam saat 21.15 de
Yem sinemada
g( nışlıyor
★ (Baştarafı 1 İncide) meç vererek, Japon sularındaki İngiliz deniz kuvvetlerinin Birleşik Amerkanın emrine verildiğini bil-I dirmiştir.
I Attlee bu hareketin, Korede komünist tecavüzünü durdurmak ü-zere sarfedilen gayretlere esaslı surette bir iştirak teşkil edeceğini belirmiştir.
Bu emir Uzakdoğudaki deniz kuv vetleri baş komutanına tebliğ edilmiş bulunmaktadır.
Milliyetçi Çin de yardım edecek
Taipeh, 28 (a.a.) (United Press) — Milliyetçi Çin hükümeti, Tru-manın talebi gereğince Çin ana topraklarına karşı yapılan harekâtın durdurulması için hava ve deniz kuvvetlerine emir verdiğini bugün bildirmiştir.
Paris, 28 (a.a.) (Afp) — Pravda gazetesi, Moskova radyosu tarafından yayınlanan bir makalesinde şunları yazmaktadır:
«Trumanın beyanatı, Amerikan hükümetinin Kore halkçı cumhurı yetine ve Çin halkçı cumhuriyetine karşı açık bir tecavüze geçtiğini i-fade etmektedir. Bu tecavüzün gayesi, görünüşe göre Birleşmiş Milletleri bir emrivaki karşısına koymaktır.»

Temsilleri ikinci ve yeni program muvaffakiyetle devam ediyor.
Ucuz matineler: Cumartesi saat 18.30 da, Pazar sabah 11 de Fiatlar: Orkestra koltuk 150 — Koltuk ve balkon 100 Duhuliye 75 kuruş
Sığır Eti
Sa. Al.
Cinsi
Miktarı
Ton

Umum tezgâhtarların
nazarı dikkatine
Manifatura, Tuhafiye. Kavafiye, Hazır Elbise, Hırdavat, Kırtasiye, Bakkaliye, Zücaciye ve buna benzer mağazalarda çalışan bilûmum tezgâh tar arkadaşlara:
Yeni bir sendika kurmak arzu-sund olduğumuzdan görüşmek üzere 30/6/1950 Cuma günü akşamı saat 21 de Anafartalar caddesi Vakıf İş Hanında Demokrat Parti 2 No. lu bucak merkezine gelmeleri rica olunur. Müteşebbis Heyet
ıslahat isleyeokr
mas etmişlerdir. Halk Partisinin c-sas zaafı da budur. Eski hizmetlerinin devamlı surette mükâfatım görmek istiyen bazı kimseler, ma alesef, bulundukları mevkilere sımsıkı yapışmışlardır; buralarını asla bırakmak niyetinde değildirler. Dün iktidarda iken böyle yapmışlardı; bugün parti içinde de böyle hareket etmektedirler. Zafiyet buradan geliyor; ve bu otorite zihniyeti dolayısiyledir ki, değil sade kendi arkadaşlarını hattâ milletçe yapılan işleri bile küçük görüyorlar.
İçlerinde hâlâ, memlekette demokrasinin ancak kendileri tarafından kurulduğuna, yerleştirildiğine inananlar, veyahut etrafı buna 1-nandırmak istiyenler vardır. Bunlar maalesef, Nihat Erim gibi gençleri bile kendi fikirlerine imale etmişler, ve bu neviden propagandalarda âlet olarak kullanmışlardır.
Bunlar demokrasinin ne demek olduğunun dahi farkında değildirler. Milli iradenin hâlâ kendilerinin vesayeti altında idare olunabileceğine kanidirler. Nasihatleri boldur; memlekette her yapılan şeyin kendileri sayesinde başarıldığını ve milletin Kendilerine teşekküre borçlu olduğunu söylemekten bile çekinmezler. 1945 ten sonra bütün dünyada büyük bir istihale olduğunu demir perdenin dışındaki âlemde demokratik fikirlerin zafer kazandığını bile bilmezler. Ve zannederler ki, eğer kendileri rıza göstermemiş olsalardı, dayatsalardı yine memleketi tek parti zihniyeti ile idare etmek kabil olurdu! Lütuf onlardan gelmiştir. Onlar kerem etmişlerdir. Ve böylece ayrıca bir de demokrasi kahramanı edası takınmışlardır. 1946 danberi demok ratik inkişafı ne kadar kösteklemeğe çalıştıklarını bu milletin bilmediği zannındadırlar. Hâlâ eski kafadadırlar. Tevarüs ettikleri tek parti zihniyetini bir türlü terkedeme-mişler ve yeni sisteme uyamamıj lardır. Fikirlerinde ve kanaatlerinde o kadar mutaassıptırlar! O kadar kendilerini beğenmişlerdir kİ, artık yeni _telâkkilere intibak etmek kabiliyetlerini bile kaybetmişlerdir. Eğer bu kafa ile giderlerse, birer siyasî müstehase halinde tarihe intikal edeceklerinin farkında değildirler.
İşte bugün Kurultay toplanırken bu zevatı partinin idaresini behemahal ellerinde tutmak gibi bir ihtirasla yine ön saf-da görüyoruz. Bunlar şimdi, temsil ettikleri zihniyete karşı gayet açık kalble mücadele etmeği göze alan gençlere de düşman kesilecekler, ve muhakkak ki, içeride bunun için geniş bir mücadeleye girişeceklerdir. Çünkü meşhur meseldir: Huylu huyundan vazgeç-
Bızim bu satırları yazmaktan mak
yapılacak
Ankara kasapları adına gönderilip gazetemizde neşredilen bir mektup üzerine Ankara Belediyesi Başkanı Raif Börekçi’den şu mektubu aldık:
24/6/950 tarihli Zafer gazetesinde çıkan (Mezbahanın acıklı hali) başlıklı yazı tetkik olundu:
Şehrimiz mezbahasının hakikaten bir buzhaneye ihtiyacı vardır. Yaptırılması için projeler hazırlanmıştır. Bu meyanda Orman Çiftliği civarında her türlü sıhhî ve fenni tesisatı havi modern bir mezbaha yaptırılması kararlaştırılmış ve projesi hazırlanarak muhtelif firmalardan teklifler toplanmıştır.
Senesi içinde Belediye bütçesine bu hususta bir tahsisat, malî imkânsızlıklar yüzünden konulamamış olduğundan önümüzdeki sene bütçesi yapılırken Belediye Meclisine teklif yapılacaktır.
Ankara mezbahası kifayetsizdir. Böyle olmakla beraber mükemmel ve temiz bir kesim salonu, bakteriyoloji lâboratuvarı ve işçilerin soyunma, yıkanmasına mahsus mahaller ve hastalıklı hayvanların imhası için ihrak fırını, sistiserkli hayvanların kıymetlendirilmesini temin için kavurma yapma cihazları, temiz ve muntazam hayvan ahırları, barsakhane, paçahane, ayrıca domuz kesimine mahsus bir kesim salonu mevcuttur.

alınacak
Kom. Bşk.
Fiat K. Sn.
Ardahan (343)
Tutan
L. Kr.
Geç. Tem. L. Kr.
İhale gün ve saat
Sığır eti
Sığır eti
1 — Yukarıda , , _ . _ ____________________________________
2 — Eksiltmesi 15 Temmuz 1950 günü saat 10 ve 11.30 da yapılacaktır.
3 — Vasıf ve şartlar her gün Ko. da görülebilir.
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte Ardahan As. Pos. 18118 Sa. Al. Ko. da bulunmaları.
5 — Kapalı zarflar ihale saatinden bir saat evveline kadar kabul olunur. (4274)
00 00 mik tjan yazıh ihtiyaçlar kapalı
28800 27900
2160 00
2092 00
15/7/950 10 da
15/7/950 11 de
zarf usulü ile satın alınacaktır.
r
I
BOMONTi
w «■


Kıymetli Ses Sanatkârı. Üstad Piyanist
S* bit*’ lur Feyzi ıslurgil
Eşsiz ses sanatkârı
Müzeyyen
Senar IŞIL
______S4
nehane ve ev
1-7-950 den
şadımız, şu veya (bu adamın iş başından uzaklaşmasını temine çalışmak değildir. Halk Partisinde kim kalırsa kalır; bu bizi alâkadar ot-mez. Bizi alâkadar eden cihet, demokratik rejim içinde Halk Partisinde eski zihniyetin tasfiyeye uğraması, ve onun yerine yeni anlayışlara dayanan yeni bir telkinin, ileri bir görüşün yerleşmesidir. Çünkü o zaman, muhaleftle iktidar arasındaki münasebetler çok daha iyi işleyecek, ve bu da memleketin hayrına olacaktır. Fakat acı ile söyliyelim ki, bugün Halk Partisi içinde gördüklerimiz, bizi hayal kırıklığına uğratmaktadır.
Ama ümidi kesmiyelim. Çıkmadık canda ümit vardır!
Mümtaz Faik FENİK
Valiler aıabında
«r ı Rafta rafı i !■«(•)
la valiliğine, Muğla valisi Cavit Kınay Antalya valiliğine, Mülkiye Müfettişi Sadettin Ertürk Niğde valiliğine ve emekli Tuğbay Emin A-kmcı Edirne valiliğine tâyin edilmişlerdir.
BAHÇESİ
Yurda gelmek isteyen Tıiıkler
w (Bm tarafı 1 incide) met tarafından daha müsait zaman lara bırakılarak bunlardan serbest göçmen sıfatiyle yurda gelmek arzusunda bulunanların kabulleri prensip itibariyle kabul edilmişse de tatbikatı zaman zaman durdurulmuştur.
Hükümetimizin iş başına gelmesinden sonra ele aldığı önemli konulardan biri de bu olmuştur.
Takdir buyurursunuz ki, iskânlı olarak göçmen kabul etmek önceden hazırlanmış ciddî bir programa istinat etmediği takdirde ne, ticenin müsbet olması mümkün değildir. Böyle bir programın hazırlanması çeşitli yönlerden, tetkiklerin yapılmasına ve imkânların hazırlanmasına bağlı bulunmaktadır.
İskânlı göçmen olarak yurda getirilecek olan soydaşlarımızın geldikleri yerlerdeki yaşama, çalışma ve iklim şartlarına göre yurt içinde yerleştirilecekleri yerlerin önceden hazırlanmamış olmasının ne gibi neticeler vereceği ve hattâ verdiği üzerinde söz söylemeye hacet yoktur.
Başbakan yardımcısı bundan sonra Bulgaristandan serbest göçmen olarak gelmek istiyen soydaşlarımızın yurda kabulleri için yeni hükümetçe bazı esaslar tespit edildiğini bildirmiş, bu esasları saymıştır.
Ömer İnönü hadisesi

Sevimli Brezilyalı Şaıkıcı İtalyanın meşhur Caz Kralı
Etena Vargas Mario Biranı
Sahnemizde
( I ne bir ipucu geçırmışü. O*»û»; - -.
’ i riyer’le Fiyorenda’yı ima ettiğini liyorsunuz. Şimdi, Fcrrıyer bir- vaıer o
Yasak bölgeler
Yasak bölgeler hakkındaki soruya cevap veren Başbakan yardımcısı bu yasak bölgelerin askeri ve idari olmak üzere iki çeşit yasak bölge olduğunu, idari yasak bölgelerin eşkiya tekevvün etmemesi i-çin eski hükümetler tarafından ihdas edildiğini, Samsun, Ağrı, Tunç-elı ve Zilavda bulunan bu yasak bölgelerin hükümetçe teklif edilecek bir kanunla kaldırılacağını bildirmiş, böyle bir sebeple yasak bölge ihdasını hükümetin ayıp telâkki ettiğini söylemiştir.
Başbakan yardımcısı askerî yasak bölgelerin asgarî ve en zarurî hadde indirilmesi için Millî Savunma Bakanlığının meşgul olduğunu söylemiştir.
Tasdik edilen tutanaklar
Bundan şonra Siirt milletvekili Daim Sualp’ın Erzurum milletvekillerinin, Gümüşhane milletvekili Halis Tokdemirin, Zonguldak millet vekillerinden Rıfat Sivişoğlu, Suat Başol, Cemal Kıpçak ve Hüseyin Balık’m, Giresun milletvekili Ali Naci Duyduk’un setçim mazbataları kabul edilmiştir.
Meclis Cuma günü toplanacaktır.
* (BM tarafı 1 batide) diyor ki: (İşte istediğiniz kadınlar burhda, gelin beraber gideceğiz) demektedir.»
Muhterem Büyük Millet Meclisi kürsüsünden hakkımda yapılmış olan bu beyanat dolayısiyle, kanunî hakkım sadece beyanatın neşrini tekiip gibi en dar bir çerçeve ye inhisar etmektedir. Bu itibarla milletvekili Ahmet Gürkanın bu beyanatı karşısında hâdisenin bahsedildiği gibi cereyan etmemiş olduğunu bildirir, şahsım hakkında yapılan kötü isnadı tamamile reddeder ve hâdise, gecesi Ömer İnönü '.ile hiç bir telefon muhavere sinde bulunmadığım gibi kendisi ile de her hangi bir arkadaşlık münasebetim bulunmadığım ve mevzubfahs hâdisede sadece tesd‘ düfen şahit olarak bulunduğumu efkâr umumiye huzurunda açıklar ve bu açıklamanın muhterem gazetenizin aynı sütununda lütfen neşrini derin saygılarımla rica e-der, milletvekili Ahmet Gürkanın da efkârı umumiye huzurunda şah sıma karşı reva gördüğü kötü isnadı yine efkârı umuhiye huzurun da ispat etmesi, kendisinin gerek
«Mezbahanın acıklı hali» başlıklı mektubun birinci maddesinde etlerin, ancak kokmağa yüz tuttuğu bir zamımda kasap dükkânlarına sevkedildiği ve bu halin halkın yolundaki iddia tamamiyle hakikate muhaliftir. Çünkü mezbahanın ınşasındanberi şehrimizde etten zehirlenmiş veya hastalanmış bir hemşeri mevcut olmadığı gibi hiç bir kasap da dükkânına kokmuş et gönderildiğinden dolayı şikâyette bulunmamıştır. Bu vaziyet yazının tamamiyle realiteden uzak ve hissi olduğunu göstermektedir.
Yazının ikinci maddesinde; mezbaha işçilerinin kalifiye olmadığı, aynı zamanda adedinin noksanlığı ve ücretlerinin az olduğundan şikâyet edilmektedir.
Hakikaten işçilerimizin^ 40 ı cidden sanatının ehlidir. Bundan bir hafta evvel yevmiyeli 15 yardımcı işçi daha alınmak suretiyle işçi kadrosu 100 e iblâğ edilmiştir. Verilen ücret ise devlet baremine uygun bulunmaktadır.
Etler kesilip yüzüldükten azami beş saat sonra dükkânlara nakledilmektedir. Nakil vasıtalarımız noksan olduğundan bir hafta evvel âcilen bir adet et nakliye kamya-nu ilâve edilmiştir. Bir kamyon da bugünlerde sefere girmek üzeredir. Ayrıca iki adet et nakliye kamyonu ile bir adet sakat nakliye kamyonunun mübayaası için gerekli formaliteler ikmal edilmiş, bugünlerde ihalesi cihetine gidilecektir.
Mezbaha hayvan pazarının ıslahı için teşebbüse geçilmiş ve tesviyesi yapılarak kömür cürufu dökülmüş-; tür. Mevcut tahsisat imkânları dahilinde pazar yerinin ıslahı cihetine gidilecektir.
Htyvan borsası tesisi işi ise Ticaret ve Sanayi Odası ve Borsalar Kanununu ilgilendirdiğinden Kasaplar Cemiyetine tebliğat yapılmıştır. Bu hususta belediyemizin a-lacağı bir karar mevcut olmamakla beraber canlı hayvan tasrtımma mahsus bir kantar alınarak monte edilmiştir.
Ayrıca bir kantar daha mübay edilmek yzeredir.
Hayvan derilerinin yüzülmesi â-meliyesinde hava kompresörleri kullanılmaktadır. Ağızla binlerce h ayvam şişrmeğe zaten imkân yoktur.
Elektrik ceryanı kesildiği zamanlarda kullanılmak üzere mazotla işler hava kompresörleri ve körüklerin mübayaası cihetine tevessül edilmiştir.
Mezbaha kesim salonu gayet temizdir. Kurt ve böceklerin mezbahayı sardığı iddiası tamamiyle hayal mahsulüdür. Mezbahada şehir suyundan ayrı olarak iki motörlü tulumba ile kuyu sularından istifade edilmekte ve temizliğe son derecede dikkat edilmektedir. Mezbahamızı gezen Türk ve ecnebi heyetler temizlik bakımından daima takdirlerini beyan etmişlerdir.
Yukarıdaki açıklamanın Matbuat Kanununa uyularak neşrinin teminini rica ederim.
r
İstanbul Univeısitesdnden bir heyet geldi
İstanbul Üniversitesi rektörü profesör Ömer Celâl Sarç’ın başkanlığında tıp, edebiyat ve fen fakülteleri dekanlariyle Üniversite muhasebe müdüründen mürekkep bir heyet şehrimize gelmiştir.
Heyet buradaki ikameti sırasında Üniversiteyi ilgilendiren işlerle meşgul olacaktır.
teşebbüs eylediği hak ve adaleti hamiliğinin ve gerekse şerefli ve| namuslu vatandaşların şeref ve namuslarına göstermesi lâzım gelen dikkat ve hürmetin zarurî bir neticesidir.
İstanbul, 27 Haziran 1950 llaldûn Tandoğan
A

Comments (0)