A,
FRANSIZCA
Lissn Mûteh. Prof. ALBERT ANJEL’DEN: (THESE) lerinı hazırlamak İsteyen genç münevverlerle Fransızcalannı ilerletmek veya KONUŞMAYI temin etmek isteyen zevat müracaat edebilirler. Ücret uygundur.
Bahçekapı, Selâmet Han.
Türk inkılâp tarihi enstitüsü yayınlan; 3 ALİ NACİ KARACAN
LOZAN KONFERANSI
İsmet" paşa
Millî kurtuluş tarihimizin bu en şerefli vesikasını Maarif Vekilliği Yayınevlerinde ve başlıca kitapçılarda arayınız. (9507)
Sene 26 — No. 8953 — Fiati her yerde 5 kuruştur.
SALI 21 Eylül 1943
Sahibi Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKSAM Matbaası
Türkiye - Bulgaristan dostluğu
ve yarınki Balkanlar sulhu
Yeni Bulgar hükümeti neşrettiği beyannamede bütün bitaraf memleketlerle ve «Bilhassa komşu ve dost Türkiye ile» dostluk münasebetlerini koruyup sağlı-yacağını bildirirken, Bulgarista-nı Türkiyeye dağlıyan «müşterek menfaatler» le «Balkanlarda nizam ve sükûnun muhafazası hakkında samimî arzu» yu belirtiyor.
Komşu hükümetin, gerek Avrupa harbi, gerek Bulgaristamn iç ve dış politikası bakımından çok nazik olan bu zamanda Türkiyeye ayrıca verdiği bu dostluk yerini gözönünde tutmakla derin bir haz duyuyoruz. Ankaramn siyasetini yalandan tanımış olan yeni Hariciye Nazın, hiç bir em-periyalist emel beslemiyen, kendi emniyet sahalannda sulhun yerleşmesini özleyen Türkiyenin, Bulgaristanla iyi geçinmekten başka bir gayesi olmadığım pek iyi bilir. Harbden önce de Balkanlarda tam ve sürekli bir sulh yapısı kurmak için * Türkiyenin ne kadar çalıştığı, hattâ Balkan Anlaşmasına Bulgaristanı da alabilmek için ne büyük gayretler harcadığı Sofyada bilinmez değildir. Bunlan böylece hatırlatmaktan maksadımız Türki-yenrn Bulgaristana karşı — bütün geçmişleri unutarak — her zaman iyi geçim duygulan güttüğünü göstermektir. Bazan Bıilgaristanda, aleyhimizde mektep kitaplarına kadar geçen kötü propagandalar oldu, Bulgar gazetelerinde bizi inciten çirkin yazılar, resimler çıktı. Bulgaris-tandaki Türkler türlü eziyetlere sokuldu. Devlet politikasını bu hâdiselerden ayn ve üstün görmek isteğimiz ne derece kuvvetli olursa olsunç bir memleket efkârında ve idaresinde kök salmış bu gibi kötü niyet ve sakat düşüncelerin siyasetle ilgisizliğini kabri etmek güçtür. Bunun içindir ki komşumuzun hareketleri Türkiyede zaman zaman kaygılar uyandırmıştır. En ileri bir tesamuh duygusile bu gibi anlaş-mazlıklann geçici olacağım, hattâ Bulgaristamn tam bir anlayışla oradaki Türklere karşı daha hür, daha medenî bir sistem tutacağım kabul ederek iki memleket arasındaki münasebetleri geniş siyaset çerçevesi içinde gözden geçirmek isteriz.
Harbe karışmayan ve harbin dışında kalmıya çalışan Türkiyenin en ehemmiyet verdiği bölge, en yakın emniyet sahası olan Balkanlardır. Türkiyenin Balkanlarda istediği tek şey de, herhangi bir Devletin veya Devletler kümesinin nüfuzu altına asla girmemesi gereken bu karışık sahada, Tunadan Eğeye, Karadeniz-den Adriyatiğe kadar, bütün milletlerin tam istiklâl ve hürriyetine dayanan sürekli bir sulh ve sağlam bir anlaşma sistemidir.
Bitaraf olduğumuz için hemen şunu da söyliyelim ki biz Balkanların bu istikbalini harbin herhangi muhtemel neticelerinden ayrı düşünüyoruz. Yenen yenilen, kazanan kaybeden hangi taraf olursa olsun, Balkanlar için İstediğimiz düzen hep aynıdır. Yani, Türkiye harbin şu veya bu neticesine göre, kendisi ve başkaları için Balkanlarda bir menfaat hesabı aramaktan uzaktır. Müttefiklerle bağlarımız Balkanların tam istiklâline dayandığı gibi Almanya ile anlaşmamızın temeli de Balkanlardan çekilmektir. Nasıl ki İtalyaya karşı büyük Şüphemiz, Arnavutluk işgalinden boğmuştur.
Bu siyasetimizin neticesi de — Bulgar dostlarımız kabul ederler ki — pek tabiî olarak, bu harbin Balkanlarda yaptığı zorlu ve zoraki değişiklikleri temelli sayma; hiaktır.
Sulh gelince gayemiz, Balkanlarda bütün Balkan milletlerini hiemnun edecek, hiç bir şikâyete ^r vermiyecek. venl çatışma ve
Bulgaristan bu harbde, belki de tamamen kendi elinde olmıyan ahval ve şartlar yüzünden, bir kısım topraklar ilhak etti. Harbin sonu ve yeni Balkan nizami bu bakımdan Bulgaıristanı kaygılandırdığı gibi, diğer Balkan memleketlerini ilgilendirir, ve netice de Balkanlar sulhu üzerinde tesir yapar. Türkiyenin bu işlerde alâkası da sırf bundan dolayı olabilir.
Biz Bulgaristamn ne mutlaka küçülmesini isteriz, ne de herhangi bir Balkan devletinin kendi haklan içinde büyümesine engel oluruz. Elverir ki hudutlar tam haklara uysun, sızıltı kesilsin, tarafların karşılıklı muvafakati olsun ve harb tehlikesi ortadan kalksm. Türkiye son asır tarihinin, bu uğurda en büyük fedakârlıklara katlanmış Devletidir.
Harb bitince Bulgaristamn ele geçirdiği topraklar yüzünden büyük gürültüler çıkacaktır. Bal-Necmeddin Sadak (Arkası sahife 2, sütun 3 te)
Harbden sonra
İngiltere silâhlı kuvvetlerini muhafaza edecek
Londra 21 (A.A.) — Dün akşam burada söylediği bir nutukta Sir Sa_ muel Hoare ezcümle demiştir ki:
«İngiltere harbden sonra da silâhlı kuvvetlerini muhajaza etmeye karar vermiştir. Bu kuvvetleri Avrupanm İmarında kulllanacaktır. Bir de İngiltere bu kuvvetleri ile Avrupanm istikrarını muhafaza etmeye çalışacaktır.
Sir Samuel Hoare sonradan sönzü-nü Rusyaya naklederek, müttefiklerin kazandıkları zaferlerden dolayı Rusyaya şükran borçlu olduklarını beyan etmişler.
Mussolini’nin kaçırılmasına mukabele
Londra 21 (A.A.) — Geçen hafta İngllizler, meşhur İtalyan filizofu ve tarihçesi Benedetto Crohet’nln Almanlar tarafından tevkif edildiğini ve Sorentede hapse atıldığını öğrenmişlerdi.
Perşembeyi cumaya bağlıyan gece, büyük mikyasta İngiliz komandoları Sorenteye girmişler ve Benedetto Croche’yi hapisten çıkarmaya muvaffak olmuşlardır. Benedetto şimdi ailesinin yanındadır.
Polonya hududunda müdafaa için bir hat yapmağa çalışıyorlarmış
Londra 21 (Radyo) — Şark cephesinde Almanların çekilmesi devam ediyor. Almanların bütün Rus topraklarından çekilecekleri ve Polonya hududunda müdafaada bulunacakları anlaşılmaktadır. Alman haberlere göre. Almanlar 'burada bir şark Siegfried hattı yapmağa çalışıyorlar.
Bu umumî çekiliş üzerine Finlandiya ayn ve güç bir durumda kalacağından, sulh için ciddî surette çalışmağa başlamıştır. Bu hususta Stokholm’da Ruslarla bazı görüşmeler olduğu söyleniyor.
Macaristan Mihverden ayrılmak istiyor
Londra 20 (A. A.) — Daily
Erpress gazetesinde neşrettiği bir makalede, bir Orta Avrupa işleri mütehassısı, Macaristan, Mihverden aynlmağa teşebbüs ettiği takdirde, Almanyanm bu memleketi işgale kalkması pek muhtemel olduğu kanaatinde bulunmaktadır.
Esir Alman subaylarının beyannamesi
Moskova 20 (A.A.) — Rusyada bulunan esir Alman subaylarından mürekkep (Alman subaylan birliği» nin beyannamesile bu birliğin Hitleri devirmek için yapmış olduğu hitap bugün Pravda gazetesinin bütün bir sahifeskıi işgal etmektedir.
Resmî Tass ajansı şöyle demektedir: «Beş esir kampında bulunan su-
baylardan mürekkep ve sayısı yüzü geçen murahhasların 11 ve 12 eylülde Moskovada akdetmiş oldukları konferans, Millî Hür Almanya komitesinin gayelerini kabul ve tasdik etmiş ve bu teşkilâta iltihak eylemiştir.
151 inci kolorduya kumanda etmiş olan gecıeral von Zeidlitz ittifakla bu birliğin reisliğine intihap olunmuştur.
General von . _
Kor fes, orgeneral Latmann da komitenin âzalanndandır.
Sovyet kıtalarının yeni ilerleyişi
Londra 21 (Radyo) — Sovyet kıtaları ileri hareketine devam ediyorlar. Bu kıtalar Smolensk, Kief ve Dniepropetrovsk’tan 50, Kırıma giden şimendifer hattından 1 5 kilometreden az mesafede bulunuyor. Reuter’in Moskova muhabirinin bildirdiğine göre. Almanlar Smolensk'i 250 bin askerle müdafaaya hazırlanıyorlar.
Bir İngiliz askeri sözcüsü radyoda şunları söylemiştir: «Almanlar, Rusyada elâstikî hareketten bahsediyorlar. Bu, doğru değildir. Böyle bir şey olsaydı hem kazanç, hem kayıp icabederdi. Halbuki Almanlar mütemadiyen çekiliyorlar. Gerçi bozgun yoksa da Moskova’da patlayan zafer topları Hitlerin Rusyadaki emellerinin ölümünü ilân etmektedir.»
Daniels, orgeneral ‘ bu
Ege denizinde mühim hareketler bekleniyor
3 adayı ele geçiren müttefiklerin Rodos ve Giride karşı taarruzları ihtimalinden bahsediliyor
Londra 20 (A.A.) — Sisam, Le-ros ve İstanköy'e Müttefik bahriye silâhendazlarının çıktığına dair verilen haber hakkında tefsirlerde bulunan Times gazetesinin muhabiri şöyle yazıyor:
«Bu çıkarmalar, bu adaların âku beti hakkıAda geçen hafta hüküm süren kararsızlığı sona erdirmiş olu-
vermıveceK. venı çatışma ve »««■> .... .
Çarpışmalar do^urmiyacak bir yor. Bu adaların tamamıle Muttefık-yapı kurmaktır. Bundan dolayı, lerin eline geçmiş olması, Kodoşa. Balkanlarda yeniden sınırlar çl- Girid’e ve diğer adalara demz e «Urken Türkiyenin. hlc^kimsenin ve havadan yapılacak taarruzların lehinde veya alevh^e hususi .daimî tehdidi altında yaşıyan Al-Ptaksatlan yahut menfaatleri manian müşkül bir duruma »oka-
hjaksatları yahut menfaatleri -----
Olamaz. [çaktır. Almanların paraşütçü iü»'
■ nnı kullanarak Müttefikleri bu üç : adadan kovmağa teşebbüs etmeleri
• muhtemeldir. Fakat, Müttefiki kuv-. vetlerin, yerli Rumlann ve İtalyan
• garnizonlarının yardımile Almanlarla başa çıkacaklarını ümidetmeli-
. dir.
1 Bu vaziyet dolayısile Ege bölgesi mühim neticeler verebilecek bir mahiyet almıştır. İtalyan donanmasının ’ teslim olması her türlü deniz tehli-( kesini uzaklaştırmıştı. Müttefiklerin . ezici hava hâkimiyeti sayesinde AL . mantarın Yunan adalarındaki mevtlerinde tutunacakları şüphelidir.».
BU SABAHKİ TELGRAFLAR
Almanlarla Italyanlar arasında şiddetli bir çarpışma başladı
Dördüncü Italyan ordusu Torino ile Fransız hududu arasındaki sahada Almanlara şiddetli mukavemette bulunuyor
Müttefikler, Napoli’ye karşı harekete başladılar
Beyrut 21 (Radyo) — Son haberlere göre İtalyada dördüncü İtalyan ordusile Almanlar arasında şiddetli bir çarpışma başlamıştır. Çarpışma Torino ile Fransız hududu arasında, Ventimil yakınında oluyor.
Londra 21 (Radyo) — İtalyan şimendifer işçileri umumî grev ilân etmişlerdir. Almanlar şimendifer seferlerini temin etmeğe çalışıyorlar. Rommel bir beyanname neşrederek grevin yasak olduğunu, herkesin işine başlamasını bildirmiş, bu emre itaat etmiyenlerin Alman askeri mahkemeleri huzuruna çıkarılacaklarını ilân etmiştir.
Son haberlere göre, Torino’da sokak muharebeleri oluyor. Sırplar, Bulgar hududunda Viyana - Budapeşte - Belgrad - Selanik şimendifer hattını kesmişlerdir.
Napoli’ye doğru
Londra 21 (Radyo) — Beşinci ordu ileri hareketine devam ediyor. Bu kuvvetler şimdi Surento yarımadasını tamamen ele geçirmişlerdir. Napoli Müttefik topların ateşi altındadır. Müttefik topçu kuvveti Napoli’ye giden yollan bombardıman ediyor. Almanlar şimale doğru çekiliyor, artçı kuvvetleri Müttefiklerin ileri hareketini geciktirmeğe çalışıyorlar. Almanlann Napoli’nin şimalinde Voltum sırtlarında mevzi aldıkları, Napoli ile Foggia arasında bir hat tutmak istedikleri anlaşılmaktadır.
Son haberlere göre Napoliye ya-km Amalfi, Müttefikler tarafından zaptedilmiştir.
Sekizinci ordu da şimal istikame-
Fransızlar
Korsika’ya çıktılar
Adanın merkezi zapte-dildi, Almanlar buradan da çekiliyorlar
Londra 21 (Radyo) — Fransız akıncıları Korsika adasına çıkmışlardır. Bu haber dün akşam Cezayirde general Giraud tarafından neşredilen bir tebliğde bildirilmektedir. İtalya ile mütareke haberi neşredilince Korsika vatanperverleri silâha sarılmışlardı. Akıncılar bunlara yardım etmektedir.
Cezayir radyosunun bu sabah bildirdiğine göre, Fransız kuvvetleri adanın merkezi bulunan garp sahilindeki Ajaccıo şehrini zaptetmişlerdir. Almanların, adanın şark kıyısındaki Bastia’da toplandıkları ve Sardenya’dan sonra Korsikadan da çekilmeğe hazırlandıktan bildiriliyor.
tinde ilerliyor. Tarant ile Bari arasındaki Vioga zaptedilmiştir. Burada bir hava meydanı vardır. Sekizinci ordu Foggia’ya doğru ilerlemektedir.
Müttefik uçaklan durmadan uçuşlar yapmakta, hedefleri bombardıman etmektedir.
Londra 21 (Radyo) — Fas radyosunun verdiği bir habere göre. Müttefik kıtalar Napoli bölgesinde Monte Corvino'yu zaptetmişlerdir. Bu kıtalar şimdi Salemo’dan 30 kilometre içeri girmişlerdir. Almanlann, Napoli’nin 30 kilometre şimalinde Volturno nehri üezrinde bİT müdafaa hattı vücuda getirmekte oldukları anlaşılıyor. Alman hava kuvveti görünmüyor.
Yeni bir taarruz
Londra 21 (A. A.) — Bir harb muhabiri Müttefik umumî karargâhından şu telgrafı gazetesine göndermiştir: «Pazartesi sabahı şafakla, İngiliz ve Amerikan kuvvetleri Napoli önlerindeki mevzilerinden ileriye doğru, toplu bir halde, atılmışlardır. Taarruz geniş ölçüdedir.
E(ı şiddetli çarpışmalar Napoli ovasına bakan yamaçlarda cereyan etmektedir. Almanlar bu ovaya giriş noktalarını inatla müdafaa etmektedirler.
Batipcglia ve Altavilla’dan gelmekte olan Müttefik kıtaları düşman artçılarile teması yeniden temin etmişlerdir. Bu kesimde düşmanın mukavemeti azdır.
Almanlar S^rdenya’yı tamamen tahliye ettiler
Berlin 20 (A.A.) — Alman tebliği, Sardenya adasındaki Alman kı-falannın tamamen adayı tahliye et-iikkrmi bildiriyor.
Mareşal Batoolionıııı beyannamesi
Londra 20 (A.A.) — Cez-j.rde Birleşmiş milletler radyosu, general Badoglio’nun bir mesajını neşretmiş-tir. Bunda bütün Italyanlar mücadeleye davet edilmektedir. Mareşal diyor ki: «Çete muharebesi yapınız. Buna karşı koymak güçtür. Almanlara ve Almanların emri altına girmiş onlara karşı İngilizlerle Amerikalıların yanında harbetmek en za-
ruri bir vazifenizdir. Kayıtsız, şartsız teslimiyet artık bahis mevzuu değildir. Ahval ve hâdiseler değişmiştin Alman birliklerine hücum ediniz, bunların malzemelerini tahribediniz. Hepimizin arzu ettiği âdil ve devamlı bir sulhu, yani İngilizlerle Amerikalıların verecekleri ve Almanlann reddettikleri sulhu tahakkuk ettirelim.»
Bay — M^rak irime kancığım,tam vaktında gelirimi.. Ben Şirketi Hayriye vapuru değilim!..
DIKKATLERı
Devlet teahhütlerinde pazarlık
Devlete ait bazı alışverişlerde «pazarlık» usulüne müracaat edildiğini resmî ilânlardan öğreniyoruz.
«Pazarlık», Şark bezirgânlığının aldatmaca esasına dayandığı için, çarşı pazardan bile kaldırılmalıdır; netekim kaldırılması uğrunda »avret sarf edilmiştir; daha da edilecektir. Bunda er geç muvaffak olacağız. Zira, nice medenî memleketlerden pazarlık kalkmıştır: Avrupada,
Amerikada yüzde doksan dokuz derecesinde sabit fiat usulü vardır.
Asıl mahzur:
Pazarlık usulü âmme hizmetleri sahasında bilhassa zarar veriyor: Diyelim ki filânca iş 10,000 liralıktır. Bir müteahhit, ille o teahhüdü ele geçirmek için 7 8. hattâ 5.6 bine
kırıyor. Tabiatile fena yapıyor. Ucuz etin yahnisi lezzetsiz oluyor. Bu fena yollardan, köprülerden, binalardan ve gıda maddelerinden de gene âmme zarar görüyor.
-. ®*r m^,n kaç paraya çıkabileceğini maliyet fiatlerine göre hesabet-mek: teahhüdü en dürüst, en sağlam esaslarla yapabilecek namuskâr bir firmaya ve şahsa o fiate vermek pek daha mantıklı, pek daha kârb olacaktır. Müteahhitler arasındaki varışı, ucuzlatmada değil, işi mükemmelleştirme sahasında yaptırmalı.
”----------------------
Emin Çelebi seyahatnamesi —■—
Yazan: A. ADNAN - ADIVAR Bugün 3 üncü sahlfemlzde
Sahile 2
İi -ı» y A 1J>
21 Eylül 1943
SÖZSN «ELİŞİ —
Masalsız medeniyet
E eski devirlerin en güzel tarafı o devirlerde hayal etmenin kolay oluşuydu. İlk insanlarm bu bakımdan ne büyük imkânlara malik olduklarım bir düşünelim: Henüz hiç bir icat hakikat sahasına girmediği için onlar bugünün en basit âletleri olan baltadan, tekerlekten, oturacak evden, uçaktan tâ havalarda uçup gitmeye kadar her şeyi hayal edebilirlerdi. Şark masallân hayale en geniş yeri verdikleri için güzeldirler. Tahakkuk etmemiş bütün arzulan harikulâde bir tehayyül çerçevesi içinde, sanki birer hakikatmişler gibi dinleyicilerine sunan şark masallan uzun kış gecelerinde ocak başı saadetinin başlıca temelini teşkil ediyorlardı.
Uzun asırlar kuşlara imrenip uçmak fikri etrafında hayal kuran insanlık seccadeler üzerinde havalanan insanların hikâyesile mestolmuştur.
Eski devirlerin ancak masallarında yer alan hayallerin hemen hepsi bugün hakikat sahasına girmiştir. Beygirsiz arabalar, kendi kendilerine bir ok süratile yol alan nakil vasıtaları, denizler ortasında yürüyen kâşaneler, toprak altında yapılan yolculuklar, konuşan resimler, kilometrelerce uzaktan gelen sesler, nihayet gökyüzünde bir kuştan daha rahat uçuşlar, otomobillerin, motörlerin, vapurların, yeraltı trenlerinin, sinemanı», radyonun ve tayyarenin lcadile kabil olmuş ve bütün bu icatlar eski devir insanlarının hayal ufuklarına kalın bir perde çekmiş, hayal pınarlarını kurutmuştur.
Bugün biribirlerile harbeden milletler yeni bir şey düşünüp hakikat sahasına koymak için beyinlerini bir limon gibi sıktıkları halde bütün gayretleri lâfta kahyor. Belki bir imkân kalmıştır: O da şehirlerin, kıtaların üzerine çelik bir kapak geçirmek.
Hitlerin. Avrupa kalesinden bahseden Roosevelt bu kaleyi «ta-vansız bir kale» diye tavsif etti. Yaşadığımız devre hayal imkânı yerm’ş olan bu düşüncenin kısa zamanda işlenerek hakikat olacağına şüphe etmiyelinı. Fakat ondan sonra!
İnsanlık hayalden, masalda n mahrum, kupkuru bir devreye, masalsız medeniyet devrine girmek üzeredir.
Şevket Rado
Amerika’da Mussolini’nin ımıhakemeşi bekleniyordu Mussolini elden kaçırıldıktan sonra bu dâvanın hiçbir zaman açılamıyacağı kanaati var
Bugünün askerleri
Amerikada muazzam etüv ve frijiderler içinde talim görüyorlar
Mahkemelerde,
Şeytan kulağına demiş ki: Eşyayı sat da kıyafetini düzelt!
Nev.vork 20 (A.A.) — Pertmas im-aasile Mussoltni’ye ait olarak neşredilen makalede denll'yor ki:
Hafta başmdanberi bulunduğum Vaş’ngton’da, Mussolini meselesini aydınlatmak için mümkün olanı yap» mağa çalıştığım halde bir netice alamadım. Yalnız anlayabildiğim, Mus-•ollni’nin ölmüş bulunduğu ve bunun yakında tahakkuk edeceği haberini almak olmuştur ki, bu da, Du_ çe’nin dünkü nutku İle yalanlanmış bulunuyor.
3 Eylülde mütareke imzalandığı vakit Mussolini, Badoglio’nun evinde mevkuf İdi. Ve 10 eylülde mevkufl-yeti devam ediyordu. Mareşal, Mus-•olini'y. müttefiklere teslim etmeği vadetnıışti.
Bu vald, 3 eylülde yapılan askeri mütareke hükümlerine dahil mİ İdi, yahut, daha sonra yapılacak siyasi mütareke şartlan araşma İthal edilecek mi İdi? İtalyan şefinin şahsî taahhütleri içinde bu işin halli de bulunuyor mu idi? Buıılan bilemem.
İstldrat olarak şunu da söyliyeyim kİ, 25 temmuzdanberi İtalyan devletini idare eden adamla askeri ve da-ba sonra aktedılecek siyasî mütarekeden başka, fazla olarak bir de anlaşma yapıldığını gösterecek müteaddit deliller vardır. Mareşalin hüküm ve nüfuzunun, İngiliz - Amerikan kuvvetlerinin İşgal bölgelerinin dı-
şında kalan Adriyatik kıyısı boyunca hayli dar bir sabaya inhisar etmiş olmasına rağmen her ne olursa olsun, Mussolini’nin müttefiklere teslimi, anlaşmanın değiştirilmez hükümleri arasında bulunuyordu.
Badoglio üe iş beraberliği, ilk günlerin ümitlerini tahakkuk ettireme-miştir. İtalyan filosu, bugün müttefik limanların dadırr. Burası iyi. Fakat İtalyan ordusu, güya kendisini idare eden insandan hiç bir emir almıyor ve kabul etmiyormuş gibi hareket etti. Şüphe yok ki, faşist şefinin müttefiklere teslimi, Badoglio’nun bir emir ve işaretine bağlı bulunuyordu.
Eğer bugün Mussolini Aimanyada bulunuyor ise, eğer Almanlar onu kurtarmağa geldikleri sırada muhafazasına memur olanlar tarafından öldürülmedi İse, bu meselede, Badoglio’nun, yurttaşları huzurunda, birleşmiş milletlerin adaletine müzaheret eylemek mesuliyetini yüklenmek İstemediğine hükmetmek zarureti vardır.
Geçen hafta burada Mussolini’nin muhakeme altına alınması ve hakkında süratli bir hüküm verilmesi bekleniyordu. Fakat, salahiyetli insanlar şimdi Mussolini dâvası açılamamış ise, bundan sonra da hiç bir zaman açılamıyacağı fikrinde bulunmaktadırlar.
kısa pantalön, yakası açık gömlek, siyah gözlükle, sırtında 9 kilo ağırlığında çantası, elinde tüfeği bulunduğu halde 3 hafta talim görürler. Kendilerine az yiyecek, az su verilir.
Çöl her zaman düz değüdir. Çölde dağlar da vardır. Bunun için bir takım sunî dağlar vücuda getirilmiştir. Asker buralara tırmanma talimleri de yapar.
Talim bittikten sonra doktorlar askerleri birer birer muayene ederler, tartarlar ve, kalblerini, sıcaklıklarını muayene ederler, bir çok sualler sorarlar, fişler doldururlar. 3 hafta sonra alınan neticeye göre çöl sınıfına aynlan askerler ya bu gibi yerlere gönderilir, yahut vücutlarında bir ânca görülürse bu sınıftan çıka-nlırlar.
Soğuk iklimler için hazırlanacak askerlere gelince; bu maksatla yine 36 metre genişliğinde, 300 metre uzunluğunda çok büyük firijiderler vücuda getirilmiştir. Burada sıcaklık sıfınn altında 35 derecedir. Askerler kalın yün elbiseler, kürkler giymiş olarak talim görürler. Bunlar da her gün sıkı muayeneden geçirilirler. Ancak 3 haftalık talimden sonra soğuk yerlere gönderilecekler aynhrlar.
Rütubetli yerler, Yeni Gine gibi sık ormanlık, suyu bol mahallerdir. Buralarda harbetmek için iklime alışmak lâzımdır. Bu maksatla sıcak paviyonlara mütemadiyen buhar verilerek sıcak bir rütubet temin edilmektedir. Askerler burada üç hafta talim görüyorlar.
Şurasını söyliyelim ki bu üç iklimli vdr vanyanadır. Amerikalılar Knox kalesi civarında tesisat yapmışlardır. Çölden, ku-tuDİardan, hattı üstuva ıklimin-Bünyesi sıcak iklime, den gelen askerler akşamlan bu-
Bir zamanlar askere çağırılanlar sıhhî muayeneden geçirildikten sonra kışlalara gönderilirler, buralarda ayrıldıkları sınıflara göre talim görmeğe başlarlardı. Harb sahalarının çok genişlemesi üzerine şimdi iş değişmiştir. Dünyanın muhtelif kısımlarına asker gönderen memleketler bu askerleri gidecekleri yerlerin iklimine evvelceden alıştırmağa çalışıyorlar. Bunun için hususî bir talim ve terbiyeye tâbi tutuyorlar.
Yeni usulü iptida Almanlar düşünmüşlerdir. Rommel, 1940 senesinde Afrika’da harbedecek bir Alman ordusu hazırlamağa memur edildiği zaman bu orduda hizmet edecekleri, bir doktor muayenesinden geçirdikten sonra, Şarkî Prusya’da, çölü andıran kumluk sahaya göndermiş burada günün en sıcak saatlerinde güneşte uzun yürüyüşler yaptırmıştır. Bir kaç aylık talimden sonra Libya’ya gönderilen bu kıtalar oranın iklimine pekâlâ alışmışlar ve sıkıntı çekmemişlerdir.
Amerika harbe girince bu usulü daha mükemmel bir surette tatbik etmeğe başlamıştır. Amerika başlıca 3 iklim için hususî kıtalar yetiştirmektedir. Bunlardan birincisi sıcak, İkincisi soğuk, üçüncüsü de rütubetli iklimdir. Bu üç tip askeri yetiştirmek üzere sunî surette lüzumlu iklimler vücuda getirilmiştir.
Evvelâ sıcak iklimde hizmet görecekleri ele alalım. «Çöl sınıfı» denilen bu kısım askerler için 36 metre genişliğinde ve 300 metre uzunluğunda kapalı sahalar İnşa edilmiştir. Bu sahalarda zemin kumdur, çok kuvvetli pro-jöktörler kızgın güneş ışığı gibi ortalığı aydınlatır. Kalorifer te-sisatile sıcaklık 50 dereceye çıkarılır. ___*
müsait görülen askerler burada rada birleşirler.
Türkiye - Bulgaristan dostluğu ve yannki Balkanlar sulhu
Çamaşır yıkama yerleri yapılacak
Sıhhiye Vekili B. Hulusi Alataş, geçen kışın sonlarile ilkbaharda salgın halini alan tifüsün hafiflediğini, mamafih önümüzdeki kış günlerinde yeni bir tehlikenin baş göstermemesi için istanbulda mücadele etmek üzere bir komisyonun teşkil edildiğini söylemişti.
Evvelce Vekâlet tarafından sırf bulaşık hastalıklar, bu arada bilhassa tifüsle mücadele etmek üzere teşkil edilmiş üç kişiden mürekkep bir komisyon vardı. Komisyona bugünlerde yeni elemanlar iltihak edecektir.
Fakir halkın meccanen çamaşırlarını yıkayabil meleri için Belediye ta-Bafmdan tesisi düşünülen çamaşırhanelerin de bir an evvel açılmasına başlanacaktır.
Fakir halka çamaşır da verilmesi düşünülmekte ise de kaç kişinin çamaşıra muhtaç olduğu tesbit edilmeden çamaşır dağıtılmasına başlana-■uyacaktır.
Başvekil Moskova ve Bükreş elçilerimizi kabul ettti
Ankara 20 — Başvekil, mezun en Ankarada bulunan Bükreş büyük elçisi Hamdullah Suphi Tannöver i ve Moskova büyük elçiliğine tâyin edilen Hüseyin Ragıp Baydur u kabul etmiştir.
İzmir fuarı kapandı
Bu sene fuarı 972 bin kişi ziyaret etti
İzmir 21 — 12 nci İzmir fuan gece yansı kapanmıştır. Fuar çok rağbet görmüş, 972,472 kişi tarafından ziyaret edilmiştir. Bu yekûn I I inci fuardan 138 bin fazladır.
Ordu için alınacak maddeler
Ankara 20 — Ordu için alınacak maddelerin nasıl satın alınacağı tesbit edilmiştir. Alınan maddelerin bedeli nakit olarak verilecektir. Yalnız bin lirayı geçen paralar için tanzim edildiği tarihten işllyecek yüzde 5 faizli bono verilecektir. Bono hamilleri vadelerinin gelmesinden 15 gün önce hazine muhasebeciliğine, taşrada mal sandıklarına müracaatla bonolarını kaydettireceklerdir. Bonolar ciro edilebilecektir.
İktisat Vekili İzmirde
İzmir 20 (A.A.) — İktisat Vekili Fuat Sinmen bu sabah şehrimize gelmiştir. Vekil, makamlarında valiyi, komutanı. Belediye ve Parti reislerini ziyaret etmiş ve sonra Vekâleti ilgilendiren mevzular hakkında tetkiklerine başlamıştır.
Takvim •—
139
İmsak Güneş Öğle İkindi Ak. Yatsı
E. 9.56 11.36 5.5? 9.24 12.00 1.31
V. 5,06 6.46 13.07 16.34 19,09 20.43
21 —
(Ba$ tarafı 1 inci sahifede) kanlarda sürekli bir sulhun güven altına alınması o zaman güç olacaktır.
Türkiyenin siyaseti Türkiye ile Bulgaristan arasındaki dostluk anlaşmam kadar Türkiye - Yunanistan anlaşmasına da dayanır. Başka türlü olmasını da kimse bizden bekliyemez. Türkiye ile Yunanistan arasında 1933 de imzalanan Ankara muahedesinin birinci maddesine göre iki memleket müşterek hudutlarının bo-zuhnazlığmı kabul etmişlerdir. Balkanların yeni sulh smırlan çizilirken Türkiyenin bu taahhüdünü unutması mümkün değildir sanınz.
Balkan Antantı, gayrı memnun bir Bulgaristan olduğu için yürümedi. Yeni Balkan sulhunun sürekli olabilmesi için daha büyük gayrı memnunlar türememesi şarttır.
Balkan Birliğine canlılık vermek için çok çalışmış, bu Birliğe Bulgaristanm girmesi uğrunda çok uğraşmış, hattâ Bulgarista-nın tatmin edilmesi için komşuları üzerinde elinden gelen tesirleri esirgememiş olan Türkiye, hakikî dostluk ve Balkanlar sulhu adına, Bulgaristanm bugünkü toprak durumunda değişiklik olması gerektiğini ileri sürerSe, daha doğrusu bugünkü Balkanlar durumunun yannki sulha engel olacak şekilde anormal olduğunu — sadece bugünün bir düşüncesi gibi — söylerse her zamanki hak ve adalet politikasına uygun hareket etmiş olur.
Türkiye bu harbin dışındadır. Ne bu harbin, ne de yannki sulhun ayrılıklarında hakemlik ve hâkimlik rolü iddiasında değildir. Yalnız kendi menfaatlerini koruyan Türkiye kavgalara kanş-maz ve kanşmryacaktır. Fakat esas fikir olarak Balkanlarda sulhu, ve Balkan devletleri arasında işbirliğini ancak haksızlıkların ortadan kalkması sayesinde mümkün görüyoruz ve Türkiye -Bulgaristan dostluğunu, gelecekte bütün Balkan devletleri arasındaki geniş işbirliğinin bir parçası olarak kavrıyoruz.
Almanya, müttefiki Italyanın bile Bnnlkanlardaki emperiyalist emellerinin yok olduğunu ilân ederek iyi bir örnek verdi. Bal-
Millî tıp kongresi hazırlığı
İstanbul 20 (A.A.) — 18/20 blnn-citesrinde Ankarada toplanacak sekizinci millî tıp kongresi hazırhklan devam etmektedir. Türkiye tıp encümeni reisi ve millî tıp reis vekili ordinaryüs profesör Fahreddin Kerim Gökay, kongre işleri üzerinde alâka-i dar makamlarla temas ettikten sonra Ankaradan İstanbula dönmüştür.
Kongre île birlikte bir de tip sergisi açılacaktır. '
Sergide yerli ve ecnebi tıp müstahzaratı ile son 20 yıl içinde neşredilen tıbbî eserler de teşhir edilecektir.
Bugüne kadar 40 a yakın serbes mevzular üzerindeki tebliğlerin isimleri umumî kâtipliğe bildirilmiştir.
Kongre raporları da basılmaktadır.
I
Ot ve saman fiatleri
Ankara 20 (A.A.) — Ticaret Vekâletinden tebliğ edilmiştir: Yeni istihsal mevsiminin başlaması üzerine kuru ot ve saman fiyatları tetkik edilmiş ve neticede, muhtelif maliyet unsurlarındaki değişikliklerle dekar başına randımandaki artış nazara alınarak:
1 — 1942/ ilâ 43 mahsulü ot ve saman için Vekâletimlzce tesbit edilip 8/8/1492 tarihti 16/2İ4073 sayıh temimle bildirilmiş, olan azamî flatlar 1943 - 1944 istihsal mevsimi boyunca da meriyette bırakılmıştır. Bu fiat-atlar şunlardır:
Dökme halinde iyi cins ve temiz kuru çayır otunun kilosu 7 kuruş.
Telbalyalı İyi cins ve temiz kuru çayır otunun kilosu 10 kuruş. Dökme halinde iyi cins ve temiz samanm kilosu 7 kuruş.
2 — Yukarıda bildirilen fiyatlar istihsal edildikleri mıntakanın en çok 25 kilometre mesafe dahilindeki iskele, istasyon ve diğer teslim muhallerindeki azamî toptan satış fiyatları olup daha uzak mesafelere nakledilen ot ve saman için yirmi beşinci kilometreden itibaren ihtiyat, zarurî nakil masrafları alıcı tarafından tediye edilecektir
Teşekkür
Gazetemizin 26 ncı yılı müna-sebetile tebrikte bulunan arkadaşlarımıza, mektup ve telgraf gönderen okuyucularımıza teşekkür ederiz.
kan sulhu, Bulgaristan da — bugünkü geçici ve iğteti duruma nazaran — fedakârlık isteyecektir. Bu adımı şimdiden atarak yannı, Bulgaristanm da lehine olarak, hazırlamak, realist bir politikanın ilk icabıdır.
Samimî bir dost sıfatile açık konuştuk.
Necmeddin Sadak
— Sırtında bir torba ile; «Selâ- ( münaleyküm» dedi, karşıma di- ( kildi, bay hâkim!.. Eh, Tann mi- i safiri kapıdan kovulmaz ya!.. İ Kendisini içeriye aldım, ikram ı ettim. Torbasından yanm kilo 1 kadar bulgur, biraz da elma ku- ( rusu çıkardı. Bunlan bana hedi- l ye getirmiş... «Köy ağasından bir j de mektup getirdim. Burada ı hemşerilerimizden (...) efendiye ı vereceğim de beni fabrikaya yer- 1 leştirecek. Cebimde param var j amma, malûmya, ben İstanbulun ı yabancısıyım. Yol bilmem, iz bil- ( mem. İşe yerleşip bir oda tutun-cıya kadar senin yanında misafir kalsam olur mu?» dedi, onu da ( kabul ettim. Altımdaki yatağın 1 birini çıkanp onun altına serdim. Ertesi gün de beraberce (...) ] efendiye gittik, mektubu verdik. ] «İki gün sonra tekrar bana gel , de seni fabrikaya yerleştireyim. ( Orada odalar da var, yatarsın» ( dedi.
Dâvacı Nazım Sultanahmet i sulh ceza mahkemesinde dertli dertli anlatıyor. Yağız çehreli, , irice yapılı, masum tavırlı, te- j mizce kılıklı, yirmi beş yasların- , da bir adam... Kendisi de vaktile , Anadolu köylerinden birinden ’ gelmşi. burada iş bulmuş, geçi- ■ mini düzeltmiş, bir de han odası ( kiralayıp rahatça oturmağa başlamış... Günün birinde hemşeri- 1 lerinden Ahmet kendisine misa-fir gelmiş, fakat gördüğü ikra- ! mm mükâfatı olarak arkadaşı- . nın odasını soyup kaçmış, ve nihayet mahkemelik olmuşlar.
Dâvacı Nazım şöyle devam ■ ediyor:
— Bay hâkim! Aradan bir haf- 1 ta geçti, baktım ki Ahmet fabri- ; kaya yerleşmek için (...) efendi- , ye gitmiyor, her gün hastalıklar, bilmem neler bahane edip ayak sürüyor. Bir yandan da benim yatağıma, yemeğime ortak oluyor... Zaten benim daracık bir odam var bay hâkim. Elimde pa- , ram olursa rahatça yaşamak is- ; terim. Kendime göre kazancımı ; düzelttim, biraz da eşya alıp oda- ; mı döşedim, kendi kendime idare edip gidiyorum... Bu sefer Ahmet de gelince rahatım bozuldu. Bir gün kendisine; «Ahmet, kardeşim! dedim. Sen bana misafir geldin, ben de sana başımın üstünde yer gösterdim. Sen fabrikaya yerleşip başka oda tutacaktın. (...) efendi; «iki gün sonra gel de seni işe koyayım» dedi, sana bir de oda verecekti. Fakat sen gidip adamcağızı aramıyorsun. Benim odam daracık. Ancak kpndim sığabiliyorum. Burada iki kişi oturamaz. İkimizin de rahatı bozuluyor. Benim kazancım da kendime zor yetişiyor. Sen başının çaresine baksan iyi olur...» Kaşlannı çatıp da; «ben fabrikada çalışamam. Ağır iştir. Şimdilik İstanbulda gezip tozacağım, kendime uygun daha hafif bir iş bulunca gireceğim. Bu oda dar geliyorsa, sen başka bir oda bul, oraya çık da ben burada kalayım. Pek hoşuma gitti burası» demez mi?.. Gel de gücenme bakalım bay hâkim!..
Rahmetlik babam şöyle bir şey anlatırdı: «Yağmurlu bir günde bir kedi, kırda bir taşın altına , gizlenmiş, öteden bir kirpi gelmiş; aman kedi kardeş! demiş. ; Yağmurdan öyle ıslandım ki. nezle olacağım. Müsaade edersen. şu taşın bir kenanndan ben de burnumu sokayım da, hic değilse başım ıslanmasın». Kedi; neki, deyip biraz geriye çekilmiş, i kirpi de kafasını şokmuş... Biraz ‘ sonra kirpi, dikenlerini kediye batıra batara tasın altına sokul-ı mağa başlamış. O ilerledikçe ke . di geriye çekilmiş; nihayet kedi i ötebaştan dışanya çıkmış, kirpi l de taşın altma yerleşip yan gel-1 miş. Bunun üzerine kedi; «yahu! demiş. Sen burnunu sokmak için benden müsaade istedin, ben de sana ikram ettim. Sen buna teşekkür edecek yerde sokula so-kula beni yağmur altına attın, yerime kendin yerleştin. Bu ne ; işitr?,.» Kirpi gülmüş; «ah, kedi kardeş’ Bu benim cibilliyetimin İktizasıdır. Burnumu sokacak bir 1 yer buldum mu, oradakileri te-• dirgin edip kendim rahata ka-ı vuşmazsam içim rahat etmez. ■ Bunun için bana gücenme» de-: mîş.. bizim Ahmedin işi de buna ! benzedi bay hâkim’.. Paktım ki ’ olacak gibi değil; kardeşim’ dedim. Bu oda benimdir. Misafire : ikram da bundan fazla olmaz
Hadi bakalım! Bugünden feri t Türk altını yok. Ben işe gidiyorum. Sen de,KÜI«e alUn 014 6*‘um
çık, kendine oda bul. Akşam geldiğim zaman seni burada görmi-yeceğim!.. Sahiden de öyle oldu bay hâkim! Akşam odama dönünce Ahmedi görmedim amma, bunca senedir bin zorlukla alıp döşediğim eşyamdan da bir iğne bile göremedim. Odamda ne var, ne yoksa toplayıp savuşmuş. Hemen polise haber verdim, kendisini iki gün sonra yakaladılar. Eşyanun, çamaşırlarımın bir çoğunu, yataklarımı satmış. Suçunu da itiraf etti. Dâvacıyım kendisinden.
Maznun Ahmetten soruldu:
— Arkadaşının söylediklerini duydun ya!„ Doğru mu bu sözler?..
Ahmet de yirmi yaşlarında, kısa boylu, zayıf, esmer bir delikanlı. Üstü başı düzgünce. Dâ-vacmın odasından çalıp sattığı eşyann parasile evvelâ kıyafeti düzeltmiş. Zekî bakışlı cin gibi gözleri fini fini dönüyoı. Asabi bir eda ile cevap verdi:
— Hâkim bey! Bir yudum kahvenin kırk yıl hatın vardır, derler. Gel gelelim; şu insanlar îs-tanbula gelip de karma kanşık sulan İçince, hatın da, gönülü de unutuyorlar galiba!.. Nâzım kpyden arkadaşımdır. îstanbul-da iş tuttuğunu haber aldım; «ben de gideyim de orada bir iş bulayım. İstanbulun taşı, toprağı paradır, diyorlardı. Kendime uygun bir iş bulur da rahat ede. rim» diye kalktım, Nâzıma Taşırt misafiri geldim. Kendisine de bir sürü hediye getirdim. Velâkin haftasrna varmadan herif benî odasından kovmağa kalkıştı. Tann misafiri kovulur mu hâkim bey?.. Hani fındık, kabuğundan çıkmış da kabuğunu beğenmemiş, derler. Bizim Nâzım da ts-tanbulun suyunu içince köyün âdetlerini unutmuş. Madem kİ misafire itibar etmiyor, beni kovuyor: dur, şuna bir iş yapayım da aklı başına gelsin, köyümüzün âdetlerini unutmasın dedim. Şakacıktan odasındaki eşyayı alıp gittim...
— Misafir olduğu evin eşyasını alıp götürmek de sizin köyün âdetlerinden midir?..
— Yook, hâkim bey! Köyde öyle şey yoktur. Nâzıma bir ders olsun diye yaptım bu işi. Hem eşyasını şakacıktan aldım. Yine kendisine verecektim.
— Peki, şakacıktan aldın da niçin sattın bu eşyayı?-
Ahmet yutkuna yutkuna uzunca bir düşünmeden sonra keke-ledî:
— Şey oldu hâkim bey-.. Bu sefer şeytana uydum ben. İstanbulda şöyle biraz geziD tozunca baktım ki, burası ye kürküm ye dünyası... Giyinip kuşananlar her yerde baş köşeye geçiyor, benim gibi kılıksızlann yüzüne bile bakan yok. O zaman şeytan aklıma girdi; «ulan Ahmet! Şu eşyanın birazını sat da, kıhğun kıyafetini düzelt. O zaman istediğin gibi İş de bulursun!» dedi. Ben de şeytana uydum, yaptım bu işi.
Ahmet, tevilli itirafı ve şahitlerin ifadelerile suçu sabit görüldüğünden iki ay hapse mahkûm edildi.
24/9/943 fiatleri
Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine 100 dolar
Cenevre üzerine 100 frank Madrid üzerine 100 ppzeta Stokbolm üzerine 100 kuron Esham ve Tahvilât 29.9760 12.9375 31.1325
İkramiyen % 5 933 31.60
İkr. Ergani % 5 938 19.38
% 5 ikramiyen M. M. 10.97,
% 7 Mîllî Müdafaa ao.ci
Sivas - Ezrunım I 19.97
Sivas - Erzurum 2-7 30. İ0
% 7. 1941 D. Y. I ac.ı-
% 7, 1941 D. Y. 2 19.12
% 7 1941 D.Y, 3 19.24
% 7* T. bore» 13 5’
Anadolu D. Yolu % 60 84.10
Anadolu D. Yolu 1-2 43 25
Anadolu Mümes. 38 56
126 —
13 30
13.70
3.70
e.4o
4.21
24.25
Merkez Bankası t? Bankası nama îş Bankası Hâmiline T. T. B. hisse Aslan Çimento "Şark Değirmenleri
İttihat Değirmen
BOKS 4 IHŞİNDA
32.80
4.44
21 Eylül 1943
AKŞAM
Sahife 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Yıldız bahçesinde Çadır köşkü
Farzediniz ki paraca çok sıkıntıdasınız. Hattâ evinizde hastanız bile var. Fakat bu aralık, dededen kalma bir mülkünüzün tavanı akıyor.
Usta çağırıp baktırtıyorsunuz. Diyor ki:
— Cidden şeddadi yapı. Lâkin biraz daha ihmal ederseniz dam göçecek, binadan hayır kalmıya-caktır.
Bu vaziyet karşısında ne yaparsınız? Her halde iki ayağınızı bir pabuca sokup şu tamir işinin bir üstesinden gelmeniz icabe-der.
İstanbul Belediyesi de aynı suretle hareket etmiş:
Sultan Hamitten Türk milletine kalan Yıldız sarayı gibi bir servet «hiç kullanılmaz» bir haldeydi. Kullanılmamasından da vazgeçin. O muazzam parkın ortasında, filânca köşk, falanca kasır diye bir takım binalar serpiştirilmiştir. Bunlardan tarihî kıymeti haiz olanlardan bazıları artık ıslah kabul etmez bir hale gelmiş. Ziyaret eden mimarlar:
— Yeniden yaptırmak daha ucuza malolur! . diye rapor vermişler.
Fakat içlerinde, Malta köşkü, Çadır köşkü gibi tamir kabul edecekler zuhur etmiş. Bu sonuncusunda bir de müthiş tarihî hâtıra var: Meşhur Mitat paşanın idam hükmü ile neticelenen. muhakemesi bu Çadır köşkünde olmuş. Şayet: «Hele harb bitsin de...» diyerekten ihmale kalksaydık, şüphesiz emsaline dönecek olan bu kasrı, Vali ve Belediye Reisi Dr. Lûtfi Kırdar 21,000 lira gibi bu pahalılık devrinde ehemmiyetsiz bir para ile mükemmel hale getirtmiş. Burasının açılış töreninde bulundum.
Şu intibaı hasıl ettim:
«— Bin liranm kaybolmaması için bir kuruş sarf edilmiştir.»
Bu formülüm:
— Bu devirde böyle masraflara hacet var mı? - diyenlere benim tarafımdan cevaptır.
Evvelce şöyle bir fikri ileri sürmüştüm:
— Şu önümüzdeki beş on sene içinde yapılması icabeden birçok kalem Belediyecilik faaliyeti vardır. Bunlar arasında bahçe ve gazino açmak tarzında olanları daha sonraya atmalı. Onlara: Paydos! Madem ki tifüs var, sefalet var; hastane, aş ocağı, yetimhane...
Bu itirazıma şöyle cevap verilmişti:
— Belediye faaliyeti bir uzviyete benzer. Her kısmı birlikte inkişaf etmeli. (Şimdi kamımız aç. Göz kulak, burun gıdalandı-nlmasm!) denemiyeceği gibi (Belediyecilik bu seneler içinde sade şu ve şu kısımlara inhisar etsin de ötekiler durakalsm!) da denemez... Bu sene tifüs, öbür yıl yangın, daha sonra zelzele yahut kolera olursa onlara munzam bütçe ayrılır. Fakat tabiî havat devam eder.
İşte bu prensiplerle hareket edilerek Yıldız bahçesi açılıyor. Burası artık umuma ait bir park halindedir. Senenin 12 ayında daima yeşil kalacak tarzda — bir kısmı yaprak dökerse öbürü açacak — ağaçlarla bezendirilmiş bu parka. Taksimden kalkan Beşiktaş otobüsleri de; muayyen günlerde gidip gelecek. Bahsettiğim Çadır köşkü — kollarını koruluk üzerinden Boğaziçine açmış — lüks bir gazino olarak, kesesi dolgun müşteriler bekliyor. Fakat ahali Sultan Hamidin istibdat merkezi diye ün alan bahçelerinde serbes dolaşacaktır.
W
Sultan Murat köşkü
Kızıltoprakla Çamlıca arasında etrafı yüksek duvarlarla çevrili bir çiflik ve tam ortasında koskoca bir bina vardır ki. halk arasında «Sultan Murat köşkü» diye tanılır.
Geçenlerde burasını ziyaret İçin gittim. Kapılan kapalıydı. İçeri giremedim. Masallardaki şatolardan, malikânelerden birinin surlan önündeyim intibaına kapıldım.
Civar halkının dediğine bakılırsa, milletin olan bu köşkte, şimdi yalnız bir (yahut bir kaç) bekçi yaşamaktaymış. Bahçesindeki ağaçlar, balta geçmemiş bir orman halini almış. Salon ve odalarının, da harap olmağa yüz tuttuğunu anlamak için gidip bakmağa bile hacet yoktur. Bu-
Un, buğday satışı
Belediye hükümet nezdin-de teşebbüste bulunacak
Hükümet, bu seneki mahsulden devlet hissesini tahsil etmek hususunda kararını verdiği sırada bir mıntakada devlete ait hisse miktarının yüzde yetmiş beşi tahsil edildikten sonra hububat ve unun serbes! satışına müsaade edileceği bildirilmişti. Netekim, harmanını ikmal den birçok yerlerde devlet hissesi ve vergi miktarı, bu dereceyi bulduktan sonra satış serbesliğine müsaade edildiğinden, buğdayın fiati yirmi beş, otuz kuruşa kadar düşmüş ve bunun tesirile de diğer yiyecek maddeleri ucuzlamıştır.
İstanbul, Ankara ve tzmirin ekmeklik ihtiyacı ofis tarafından idare ve temin edildiğinden, bu şehirlerde satış gene ofis tarafından idare edilecektir. İstanbul vilâyetindeki harmanlardan tahsil edilen devlet hisse-sile vergi miktan yüzde sekseni geçtiği halde hâlâ hububat, un ve bundan mamul olan yiyecek maddelerinin serbes olarak satılmasına müsaade edilmemiştir. Bu yüzden burada hâlâ un fiatleri çok yüksek olduğu gibi, diğer yiyecek maddelerinde hiçbir düşüklük görülmemekte, bilâkis fiatler mütemadiyen artmaktadır. Bu hal halkın geçinme şartlarını güçleştirmektedir.
Belediye İktisat müdürlüğü bu vaziyetle meşgul olmağa başlamıştır. Bugünlerde İstanbul vilâyetindeki harmanlardan alman devlet hissesi — hemen hemen tamamile — tahsil edileceğinden serbes satışa müsaade edilmesi için hükümet nezdinde teşebbüste bulunulacaktır.
Benzin istihkakı
Dünden itibaren tam verilmesine başlandı
Dil iskelesinin tamiri günlerinde benzin getirilemediğinden, taksilere ve benzinle işliyen diğer nakil vasıtalarına istihkaktan tam verilememişti. Köprü inşa edilmiş ve trenler muntazam seferlerine başlamış bulunduğundan, benzin istihkakının dünden itibaren tam verilmesine baş, lanmıştır.
Taksimdeki asansör kazası tahkikatı bitti
Bir müddet evvel Taksimde Talimhanede Pamukpalas apartımanı-nın kapıcısı Avninin yanma misafir olarak gelen akrabasından 17 yaşında Fethiye, apartımanm asansörile yukanya çıkarken asansör bozularak düşmüş, Fethiye de bu kazada yaralanıp ölmüştü.
Müddeiumumilik bu hâdise etrafında tahkikatını bitirmiştir. Tahkikat neticesinde asansörün on sene. denberi esaslı bir tamir görmediğinden sık sık bozulduğu, kazanın da bu yüzden vukua geldiği anlaşılmıştır. Müddeiumumilik, bu asansör tesisatını yâpan ve tamirini deruhde eden müessese sahibi Raul ile işçi Hayim, işçi Leonida. apartıman kapıcısı Avni, mesulübiâmal sıfatıle apartıman sahibi bayan Pakize hak-larında tedbirsizlik ve dikkatsizlikle vefata sebebiyet suçundan dâva açmış, evrakı asliye altıncı ceza mahkemesine vermiştir.
Üniversite heyeti döndü
Üniversite haftası münasebetile Samsuna giden ve rektör Dr. Tevfik Sağlam'm reisliği altında bulunan heyet şehrimize dönmüştür. Bazı profesörlerle talebeden mürekkep bir heyet Erbaa, Çarşamba, Lâdik kazalarında seyahatlerine devam etmek üzere orada kalmıştır. Bunlar da yakında geleceklerdir.
rası — o semtte büyüdüğüm için bilirim — çocukluğumdan beri öyle boş, metrûktür. Koskoca bir servetten istifade edilmez.
Geçenlerde ıslahhane tipi mekteplerden bahsediyordum. Burası, yan mektep, yan ziraat ve ya-n sanayi mektebi haline getirilerek bu gayeye mükemmel şekilde hizmet edebilir diye düşünüyorum.
Yahut başka bir suretle kullanılır. Her halde heba oluyor. Şahsî mülkiyetle takıntısı kal-dıyse bile resmî müesseseler bilhassa maarif burasile ilgilenmelidir. Biraz rötuş. Şimdiki haşyet verici manzarasına şirin b’r çeşni verebilir.
(Vâ - NÛ)
Emin Çelebi seyahatnamesi
Geçen sene mi idi, yoksa bu sene mi idi, beş cesur gazeteci arkadaş birçok tehlikeler, sergüzeştler içinde havada 50,000 kilometre seyahat •ederek İngiltere, Amerika, Kanada, Afrikayı bir baştan bir başa dolaştılar ve hamdolsun selâmetle vatana döndüler. (Bu mühim seyahatin hangi tarihte başlayıp hangi tarihte i bittiğini hatırlıyamıyoruz; bizim için ' bu unutkanlık bir kusur olsa bile, seyahatin başlıca çiçeron’u Ahmet Emin’in yazdığı üç ciltlik seyahatnamede bu tarihlerin zikredilmemesi büyük bir kabahattir). Beş cesur arkadaş dedim, evet eğer Alexandre Dumas çapında bir romancımız olsaydı bu seyahat üzerine belki «Beş silâhşorlar» diye bir roman yazardı ve bizler, yani bir münekkidin tâbirde «safdil aydınlar» beğenerek okurduk. Fakat ne olursa olsun, bu seyahat Ahmet Em» Yalman’a tam 850 sahifelik bir seyahatname ve binlerce okuyucu temin etmiştir.
Müellif iptidada kendisini Evliya ’ Çelebi’ye benzetiyorsa da o büyük seyyahın mertebesine erişmiş olduğunu söyliyıemeyiz Evet vakıa onun gezdiği yerlerden daha geniş bir sahada gezmiştir; lâkin onun renkli ' görüşü, geniş hayali bu yeni seyyah-' ta pek yoktur. Fakat itiraf etmeliyiz ki on sekizinci asrın bazı seyahatna-' me müellifleri kadar da gevezelik etmiyor. Meselâ sadece İsviçre ve Al-' manyda dolaşıp tam 1 3 ciltlik bir seyahatname yazan ve hattâ i Goethe’nin Faust’una da geçen Ch. i Fr. Nicolai’ın yanında Ahmet Emin Yalman sükûtun altın olduğunu bi-1 len bir hakim gibi kalır.
Daha ilk sahifelerde, bu muazzam seyahate birçoklarının imrendiğini ve bundan dolayı, seyyahları bu im-renenlerin gözü tuttuğunu (galiba nazan değdi demek istiyor; çünkü gözü tutmak, beğenmek manasınadır) ve bu sebeple zavallı seyyahın başına iki kaza geldiğini okuyoruz. İşte Taksim bahçesinde bir ziyafetle başlıyan bu seyahatin en bariz vasfı , mükemmel yemek yemek, soğuk vis-, ki içmek, İngiltere ve Amerikanın her şeye kadir, sihirbaz siyaset ve . idare dâhilerine hayran olmak şek-. linde tecelli etmiştir.
İlk günlerde yemek hususunda talihli olmtyan ve meselâ Adanadan tâ Kahireye kadar bir sepet incirle nefsini körleten Ahmet Emin Yalman, Kahiredeki büyük otele artan incirleri gö türemediğine teessüfler eder. Fakat bundan sonra artık nereye uğrasalar «mükemmel bir yemek» yenir; soğuk viski, kokteyl . içilir ve bu yeme, içme, seyahatna-
■ menin hemen her sahifesinde kör
• boğaza yazılmış bir kaside şeklini ' alarak son günleıe kadar devam
■ eder. Bu üç cildi okuyanlar Ahmet Emin'in, seyahatten, bizde meşhur şişmanlardan biri halinde döndüğünü zannedeceklerdir. (Yemek, içmek bahsi için karşılaştırınız, Ahmet Mit-
. hat, Avrupada bir cevelân).
ı Seyahatnamede yalnız yemek, iç-
- mek vardır zannetmeyiniz; orada
■ neler yoktur neler... Bir kere her uğ-
■ radığı yerin uzak, yakın siyasî tarihini kitapta bulursunuz; meselâ Har-
J tum şehri görünür görünmez Mehdî,
Mehmet Ali, general Gordon hep
• birden Ahmet Eminin hâfızasında canlanır ve bu şahsiyetlere dokunan
■ vakalar kâğıdın üzerine dökülür.
Afrika üstünde uçarken baba bucağındaki Ebru bacıyı ve hattâ onun anasının Zenci dilile feryadını bile hatırlamış ve yazmıştır. Fakat seyyah Afrikanın göbeğinde bir yerde yeni Türkiyeye dair yazılmış İngiliz-ce kitaplar buluyor ve onlan tenki-dediyor. Keşke bizim Anadolucıun göbeğinde, bozkırların ortasında İngiltere ve Amerikaya dair yazılmış ’ kitapların bulunduğu kütüphaneler olsaydı da, onları' gezenleT de o ki-, tapları tenkidetselerdi... "Fakat kim bilir bir gün gelecek Ahmet Eminin [ seyahatnamesi Anadolu kütüphane-1 lerinde yer alacak, bizim neslin Ev-r liya Çelebi’yi okuduğu gibi, yeni nesil de bu 850 sahifeyi okuyacak. Bu
■ münasebetle seyahatnamelerin türlü
■ türlüsü olduğunu söylemek isteriz:
■ 1 — Seyahat bittikten sonra ha-
■ tırda kalan ve yahut bir yere kayde-
■ dilen notlar Badeker malûmatı ile
■ şişirilerek ve fakat şahsî görüşler ilâve edilmiyerek yazılan seyahatna-
- meler, Ahmet Mithat’ın Avrupada . bir cevelân’ı, Ahmet Ihsan'm Avru-
- pada ne gördüm’ü gibi. 2 — Gez-
- diği ve yahut gezmeyip gezenlerden
- dinlediği yerlerin tarihi, coğrafya ve
- topografyası, etnografyası ve dili
• hakkında malûmatı toplıyan eski seyyahların seyahatnameleri; bizim Evliya Çelebi seyahatnamesi gibi..
3 cilt, 850 sahife
3 — Zamanımızda birçok Garplı müelliflerin, gezdikleri yerler hakkında topladıkları psikolojik, sosyolojik malûmatı bir filozof görüşilıe yazdıkları terkibi eserler; meselâ Keyserling’in Europe ve Meditations Sud - americaines adlı eserleri gibi. Bu son sınıf eserlerde ne tayyareye, ne trene, ne yemeğe, ne içmeğe daiî mühim bahisler yoktur.
Bizim küçük Evliya Çelebi’nin seyahatnamesini bu nevilerden hiçbi. rine doğrudan doğruya koyamayız; olsa olsa Ahmet Mithat’tan yarım asır sonra daha mütekâmil, daha olgun bir kültürle yazılmış bir «ceve. lân» dır diyebiliriz.
Bu eser hakkında okuyuculara bir fikir vermek için yapılacak hülâsa bu sütunlara sığmaz; onun için umumî hatlar üzerinde yürüyeceğiz: İngiltere şimdiki halile Ahmet Emin Yalman’m gözünde bir kahramanlık, bir sihir ve füsun diyarıdır. Orada adım başında ya bir dâhi sihirbaza, yahut bir eski dostuna rasgelir; müstakbel dünyanın işlerini yoluna koymak için mübahaseye girişir ve hemen her mübahasede her dostu ile uyuşur. Umumî münakaşalara iştirâk eder; makaleler yazar ve bu fırsatlarla nasihatler verir.
Amerikada ise dostlarla buluşup dünyan» gelecekteki derdine çare bulmak merakı daha büyük mikyasta devam ediyor. Her şehirde ras-geldiği dostlarından bir şey öğrenir ve fakat onlara bin şey öğretir. Bu dostların hemen hepsinin birinci sınıftan münevver, gazeteci, siyasetçi, hattâ filozof olduğunu unutmıyalım. Amerikayı, kendi tahsil memleketi olmak itibarile, pek iyi bildiğini ya-zılarile gösteren Ahmet Emin, bu büyük memleketin garp ucuna kadar gitmiyerek gene bir takım dost-larile şu zavallı bedbaht dünyanın saadetini temin için münakaşaya girmeği tercih etmiş ve mamafih sinema diyarına hacc- giden arkadaşlarını dinleyip, bu defa gitmediği o yerleri de seyahatnamesine sokarak işte bu noktada Evliya Çelebi’ye benzemiştir.
Ahmet Emin'in fikir şimşekleri ancak trenden, tayyareden, yemekten kurtulup barda viski kadehile baş başa kaldığı zamanlar çakıyor. İşte o vakit ya eski hâdiseleri tenkidedi-yor ve yahut harbden sonraki dünyanın, kendi fikrine göre kurulursa, acıklı hâdiselere sahne olmıyacağına karar veriyor. Amerikada hem zengin, hem kalender (boheme), hem gazeteci, sosyalist, diplomat, bir zat
Ahmet Emin’in münakaşası bu seyahatin en mühim hâdiselerinden biridir. Küçük Evliyay-i biriya bu münakaşada gelecekte bir dünya federasyonu teşkil ederek bütün müsellâh kuvvetleri onun emrine vermek yolunu keşfettiğini muhatabına söylüyor. (Fakat hemen haber verelim ki bu teklifi, on sene kadar evvel, Fran-sanın siyasî şeytanette çok mahir ve çakırpençe Başvekili mösyö Tar-dieu, yalancıktan Milletler Cemiyetine yapmış ve hattâ Fransa ordusunu Avrupa sulhunu temin ve haksızlıkları tamir için kullanılmak üzere Cemiyete peşkeş çekmişti), işte Şark ve Garbın bu iki büyük gazetecisi bütün dünyan» siyasî ufuktan üzerinde, Bulitt’in muhteşem malikânesinin yeşil gölgeli, çimenli parkında dolaşır gibi, elde viski kadehlerde
A. ADNAN - ADIVAR (Arkası 5 inci sahifede)
hem paradoksçu, hem hem
hem
olan
kapitalist, pek Mr.
hem sevimli Bulitt ile
Varlık vergisi
Gazete muharriri
Terkin edilecek miktar
16,5 milyon lira
Varlık vergisi mükelleflerinden bazılarının borçlannm Maliye Vekâleti tarafından terkinine dair olan kanun henüz Defterdarlığa tebliğ edilmemiştir. Ancak Defterdarlık yeni kanunun çerçevesi dahilinde terkin muamelesinden istifade edecek olanların isimlerini tesbit etmekle meşguldür. Terkin edilecek olanlar, yeni kanunun mahiyetine göre, müstahdemin ile seyyar esnafiT. Bunların, Varlık vergisinden borçlarının tutan on altı buçuk milyon lira kadar tutmaktadır.
KÜÇÜK HABERLER
★ Büyük Hendek caddesinde oturan Pintonun 7 yaşındaki oğlu Ben-slyon dün öğleden sonra Bankalar caddesinde yolun karşı tarafına geçmek isterken şoför Kadrinin otomobili çarpmıştır. Başındon ağır yaralanan çocuk Sen JorJ hastanesine kaldırılmış, şoför yakalanarak tahkikata başlanmıştır.
★ Kârif adında 80 yaşında bir adam'dün Eminönünde tramvay durmadan inmek isterken düşmüş, başından ağır yaralanmıştır.
★ Kadıköyünde Cavit ve Kahraman adlarında iki arkadaş bir alacak meselesinden kavga etmişlerdir. Kav. gada Kahraman bıçakla Cavidi yaralamıştır. Cavit tedavi altına alınmış, Kahraman yakalanarak tahkikata bşlanmıştır.
îlk mekteplere 937 doğumlular kabul edilecekler
tik, orta, İlse tahsil derecesinde bulunaslann ayrı ayn talimatnamelere göre yaşlan tahdid edilmiştir. Bu yaştan büyük olanlar, bu mekteplere kabul edilmlyecekleri gibi daha küçük vaşta olanlar da üstlerindeki ‘' . - —-
lerdir.
Maarif Vekâletinden yeni gelen bir emre göre talebenin bulunduğu tahsil derecelerinden bir yaş büyük ve küçük olanların kabul edilmeleri bildirilmiştir. Bu suretle bu sene ilk mekteplere bir yaş küçük olanlar, yani 937 senesi doğumlulan kaoul edileceklerdir.
mekteplere glrenuytcf-fc.
Çarşıda yanan dükkânlar nasıl tamir edilecek
İki yüz küsûr dükkânın yan-masile neticelenen Kapalıçarşı yangın yerinde bugünlerde Belediye tarafından fennî tetkikler yapılacaktır. Bu tetkikler, yangından harap olup tekrar tamirine başlanacak olan dükkânların tamirine esas teşkil edecektir. Yanan dükkânlar müşterek bir çatı altında bulunduğuna göre yapılacak tamir de bir elden idare edilecek ve bu masrafa bütün mal sahipleri iştirak edecektir.
Türk İnkılâp tarihi Enstitüsü Yayınları: 3
Şehir Tiyatrosu artistleri
Şehir tiyatrosunun idari muamelâtını tanzim etmek. Şehir tiyatrosu artistlerinin Belediyeye karşı bağlı-lıklarile Belediyenin artistlere karşı himayelerini tâyin etmek üzere bir nizamname tanzimine Umumî meclis tarafından karar verilmişti. Umumî meclis âzasından bazılannm da iştirâk ettiği bir komisyon, bu husustaki Taporunu hazırlıyarak bu ayın sonuna kadar Belediye reisliğine bildirecektir. Bundan sonra bu rapor, Umumî meclisin ikinciteşrin toplantısında müzakere edilecektir.
—...................... I
Ali Naci Karacan Lozan konferansı
İS E T P A Ş A
Ebedi Şefin büyük ve İsabetli bir takdirle harp gibi sulhu da yüksek zekâ ve İradesine emniyet ettiği Milli Şefimiz tnönünün şahsiyetini, Karacanm bu kitabısda, Lozanda beraber arkasına ve çok kereler fırtınalı olaylar arasında çizgi çizgi belirir ve canlanır görüyoruz.
Başvekilimizin ve Maarif Vekilimizin eserin muharrir Karacan’a yazdıkları mektuplarla büyük bir değer kazanan Lozan konferansı ve tsmetpaşa eseri, konferans müzakerelerinin bütün safhalarını onu İdare eden lnsan’ann kudret ve zaaflarını her tabakadan okuyucuların anlayabileceği ve takip edeceği gibi yazılmış büyük bir röportajdır.
Hâdiseler ve müzakere mevzuu olan meseleler gerek tarihleri gerek müzakere ve münakaşa şekilleri ltibarile hakikata uygundur.
Millî Şefimiz tnönünün Lozan zamanına alt reslmierile o devre ait bir ;ok değerli resim, karikatür ve renkli haritalarla süslü gayet nefis bir kâğıt üzerine basılmış bu değerli eseri her Türk münevverinin, bilhassa o devri yaşamış olan Türk gençlerinin okuması mutlaka lâzımdır.
Maarif Vekilliği yaymevlerinde ve başlıca kitapçılarda satılmaktadır. 488 büyük sahife 500 Kr. «8506»
İki delikanlının tramvayda, harf inkılâbından beri en aşağı 30 - 40 roman tefrikası yazmış olan, meşhur bir muharririmiz hakkında şöyle konuştuklarım işittim:
— Bırak pek moloz şey!-.
Ve bundan sonra tanınmış muharrir hakkında en hafifi bu «moloz» kelimesi olmak üzere ne iltifatlar yağmağa başladı.
Kafasile çalışan adama karşı ancak bu kadar aşın saygısızlık gösterilebilirdi.
«Fikir adamına hürmet edelim!» diye basma kalıp bir sözü burada tekrarlamak gayet mânâsız olur. Lâkin yalmz şunu söylemek isterim ki dünyanın hiç bir yerinde ve hiç bir devlinde muharrir, bilhassa gazete muharriri bizdeki bugünkü «gazete muharriri» kadar içinde yaşadığı kütleye, cemiyete faydalı olamamıştır.
Okuma nispetinin gülünç derecede az olduğu bir zamanda ve bütün bir milletin yepyeni bir alfabe kabul ettiği bir devirde gazete muharririnin gördüğü iş ancak bir mucize, bir kahramanlık terazisinin gözünde ölçülebilir. Koskocaman, 18 milyonluk bir kütlenin yeni baştan okumasında en büyük rolü, en büyük çalışma payını üstüne alan bugünkü gazete muharriri neslidir.
Lâtin harfleri kabul edildiği zaman gazete muharriri belki de eski «fes kalıpçısı» vaziyetine düşecekti. Belki de yazdığı ve bastığı şey okunmamazlık yüzünden satılmıyacaktı. Belki de bütün gazeteler sapır sapır dökülecek ve o tahta kalemini cebine sokup bir köşeye çekilmeğe mecbur olacaktı.
Fakat gazete muharriri bütün bu kara ihtimallere karşı, kendi menfaatlerini biran için olsun düşünmeden Lâtin alfabesinin en candan dostu olmuştu. Onu tutturmak, onu öğretmek, onu okutmak için neler yapmadı?.. Kapı kadar klişeler, sinema resimleri, koca koca harfler, kısa, yormıyacak, eğlenceli fıkralar, bunların arasında fikir yazılan. Gazete sekreteri, bir zafer kazanmak için, her noktayı düşünen, her şeye baş vuran bir ordu kumandanı haline girmişti. Ve bu sefer kazanılacak zafer de muazzam bir inkılâptı.
Şimdi yeni harflerle, yepyeni b’r tarzda ve yeni bir makinede çıkan gazetenin ilk nüshasının hazırlanışım düşünüyorum.
Bir makinenin başında sabah-hyan bu kahraman hisarların yorgunluktan sararmış yüzleri gözümün önüne geliyor. Harf inkılâbından başka onların mücadele edecekleri bir şey daha vardı. Yeni bir basın tekniği... Çünkü Lâtin harfi erile beraber sene-lerdenberi sürüp giden bütün bir baskı tekniği değişmişti. Sahife-ler yeni şekiller almıştı. Her sey değişmişti. İşte onlar bir milletin bütün tarihinin en mühim döriim noktası olan o muazzam harf inkılâbını, böyle makineler basında sabahlıvarak, masaların üzerine iki büklüm kıvrılmış saatlerce göz nuru dökerek kazandılar.
Ve her şeye rağmen bütün bir kütleyi okuttular. Yaptıkları işin muvaffakiyetini bugün sokakta «gazete okuyan çöpçü» nün manzarası size belâğatle anlatabilir.
Bugün bizdeki gazete muharriri cemiyet karsısında, bütün veryüzündeki meslektaşlarından daha rahat nefes alabilecek bir vaziyettedir. Ona ne yapılsa, ne imtiyazlar verilse yerindedir.
Tarih de muhakkak ki tekmil bir milletin alfabe hecelediği, harf irtalâbı sırasındaki gazete muharririne muhterem bir fikir ve kafa kahramanı gözde bakacaktır.
Hikmet Feridun Es
Parti ocak kongreleri
Cumhuriyet Halk Partisi 1943 yılı ocak kongrelerine 1 birinciteşrin-den itibaren başlanacaktır. O gün Şişli, Salacak, Çatalca, Kemerburgaz, Silivri, Şile ocak kongreleri toplanacaktır.
Mucur panayırı açıldı
Mucur 19 — Her sene açılan Mucur panayırı bugün vali tarafından törenle açılmıştır. Panayır bir hafta sürecektir.
Sahife 4
AKŞAM
21 Eylül 1943
BU AKŞAM SÜMER Sinemasında «Kanlı Meydan» filminin unutulmaz ve sayanı hayret yıldızı Hollivut’un rakipsiz kıraliçesı: RİTA HAYWORTH
DOUGLAS FAİRBANKS de beraber yarattıkları:
BRODWAY MELEKLERİ
Güzel filmde seyircileri teshir edecektir.
Aşk ve Zevk cehennemi... Satılık kadınlar... Gece hayatı... Brodvvay kalabalığı arasında bir kadın...
Bu akşam için yerlerinizi evvelden aldırınız. KBMM
%
RADYO
Yüksek Deniz Ticareti Mektebi Müdürlüğünden.
Muhammen
V
Yarın Akşam ŞARK’ta
Emsalsiz bir filmle yeni sinema mevsimine başlıyor, coşturucu bir müzik... Çıldırtıcı danslar, fantezi revülerle süslü AŞK KARNAVALI DORA KOMAR — DORİT KREYSLER —
JOHANNES HEESTERS HANS MOSER tarafından yaratılan en muazzam opereti
—-—-——-m-——I
HEDDY LAMARR’in. rakibi JOAN BENETT Komikler kıralı MİCHA AUER
En güzel aşık GEORGES BRENT
önümüzdeki perşembe akşamından itibaren
SARAY SİNEMASININ
göstermeğe bavlıyacağı
ŞAŞKB BM KOCA
■■■■■■■*■ Güzel filmin kahramanlarıdır.
Ml —..........................
YARIN AKŞAM doya doya güldürecek
M ELEK eğlendirecek... Zevk ve
Sinemasında neşe saçacak bir film.
Andy Hardy Hayata Atılıyor
Baş rollerde:
MİCKEY RONNEY JUDY GARLAND - LEW1S STONE
Numaralı koltuklarınızı şimdiden aldırınız. hmibm
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
12.30 Program, 12.33 Saz eserleri,
12.45 Ajans habereri, 13 Karışık program (PI.)
18.03 Salon orkestrası. 19 Ajans haberleri, 19.20 Fasıl, 19.45 Konuşma, 20 Şan soloları (Devlet konservatuarı opera bölümü mezun ve stejyeleri tarafından), 20.15 Radyo Gazetesi,
20.45 Müzik, 21 Temsil, 21.30 Konuşma, 21.45 Klâsik Türk müziği, 22.30 Konuşma, 22.35 Ajans haberleri.
Yarın sabahki program
7.30 Program, 7.32 Vücudumuzu çalıştıralım, 7.40 Ajans haberleri, 7.55 Salon orkestrası.
İSTANBUL RADYOSU Bugünkü program
19.15 Dans müziği, 19.30 Ajans haberleri, 19.45 Şarkılar, 20.15 Radyo Gazetesi, 20,45 Klâsik eserler, 21,30 Senfonik müzik, 22 Ajans haberleri, 22.15 Kapanış.
Mevlidi Şerif
Oğlum merhum Beşiktaşlı Avni Atasoyun ı u huna ithaf edilmek üzere Göztepe camiinde 26/ 9/943 çarşamba günü öğle namazından sonra Mevlidi Şerif kıraat edileceğin, der. akraba, aile dostlan ve arzu buyuran ihvanı dinin teşrifleri rica olunur.
Pederi: Mustafa Atasoy ve ailesi
A -
İSTANBUL DEFTERDARLIGIİLANLÂRI j
Mükellefin ismi Semt veya kazası Mahallesi_Sokağı
Rızapaşa
İsak Roditl ve Moiz Kohen
Çelebloğlu
Ölüm
Bay Levon Babikyan (Akordör) vefat etmiş olduğundan, cenaze merası. mİ yarınki çarşamba 22 Eylül 1943 saat 15 te Feriköy Vartanantz Ermeni kilisesinde icra olunacağı teessürle İlân olunur.
İşbu ilân hususî davetiye yerine kaimdir.
Cenaze Levazımatı Becidyan
Muvakkat
Cinsi KıloGr. Adet fiati Lira.kr.S, Tutarı Lira. Kir. teminatı Lira.Kr. Eksiltme şekli ve ihale gün ve saati
Yumurta 24600 7. 50 1845. 00 )
Beyaz peynir 500 1.50. — 750. 00 ) Açık eksiltme
Zeytin 3000 0.80. — 2400. 00 ) 374. 63 22/9/943 Saat 9.30
4995.
Kuru soğan 5000 0.30. — 1500. 00 )
Patates 6000 0.38. — 2280.00 ) Açık eksiltme
Limon 6000 0.14. — 840. 00 ) 346. S» 22/9/943 Saat 10
4620. 00
Kuru kayısı 400 1.60. — 640. 00 )
> üzüm
çekirdeksiz 1000 0.90. — 900. 00 )
* üzüm
çekirdekli 500 ı.oo. — 500. 00 ) Açık eksiltme
Kuru incir 500( 1.00. — 500. 00 ) 22/9/943 Saat 10,30
Ku? üzümü 200 1.00. — 200. 00 )
Çam fıstığı 100 3.60. — 360. C0 ) 232. 50
3100. CO
Ekmek (beheri) 0,600 K.gr, , 45.000 17. 25 7762. 50 ) 582. 19 Kapalı zarf 22/9/943 Saat 11
Dağlıç eti 5000 2.20. — 11000. 00 ) Kapalı zarf
Kuzu eti 1000 2.10 — 2100. 00 ) 982. 50
22/9/943 Saat 11,30
13100. 00
Süt 2000 0.50. — 1000. 00 ) Açık eksiltme 82/9/943 Saat 13,30
Silivri yoğurdu Kâse yoğurdu 500 1600 0.75. — 0.20. — 375. 00 ) 200. 00 ) 118. 13
1575. 00
Yaş sebze (kilo) 19900 25 kalem Açık eksiltme
(Adet) 2000 4983. 373. 73 22/9/943 Saat 14
(Demet) 8600
Pirinç 5500 1.75. — 9625. 00 721.88 Kapalı zarf 22/9/943 Saat 15
Zeytin yağı 3000 2.25. — 6750. 00 Kapalı zarf 22/9/943 Saat 15.30
Sabun 2000 1.40. — 2800. 00 716. 25
2550. 00
Sade Urfa yağı 3000 4.35. — 13050. 00 978. 75 Kapalı zarf 22/9/943 Saat 16
Çamaşır yıkama 42170 parça 4989. 50 374. 22 Açık eksiltme 22/9/943 Saat 16.30
----No.____Cinsi__________Kıymeti Teminatı Hissesi
109 Dükkân 1440 İ08 Tamamı
Yenicaml maliye şubesine borçlu İsak Roditl ve Molz Kohenin karıları Raşel ve Ojeninln yan yarıya mutasarrıf oldukları Emlâk Eytam bankasına 96o liraya ipotekli bulunan yukanda yanlı emlâkin İpotek bedeli satış bedelinden ödenmek üzere 8/10/943 cuma günü saat 1430 da birinci müzayedesi 18/10/943 pazartesi günü saat 14,30 da kat’î ihalesi yapılacağından taliplerin pey akçelerini yatırarak makbuzlarile birlikte Eminönü kazası kaymakamlığı idare heyetine müracaatları ilân olunur.
«9567*
■Perşembe akşamı-
İPEK
1 — Mektebimizin Mayıs 1944 nihayetine kadar yiyecek ve çamaşır yıkama ihtiyaçları on bir şartname İle ve
ayn ayrı kapalı zarf ve açık usullerle eksiltmeye konmuştur.
2 — Eksiltmeler, Yüksek Deniz Ticareti Mektebi Müdürlüğünde, 22/9/943 çarşamba günü yukanda gösterilen
saatlerde ve hizalarında yazılı şekillerle mektep satın alma komisyonunca yapılacaktır,
3 __Bunlara alt şartnameleri görmeği arzu edenler mektep muhasebesine müracaat etmelidirler. Yuzanaa
bildirilen muvakkat teminat bedelleri, İstanbul Yüksek Mektepler Muhasebeciliği veznesine yatırılacaktır.
4 — Kapalı zarf usuliyle yapılacak eksiltmelere iştirâk edecekler, sözü geçen K. nun 32. nci maddesi tarifatı
dairesinde zarflan ihzar etmeleri ve bu tekemmül etmiş zarfları eksiltme saatinden bir saat evveline kadar komisyon riyasetine makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır. Posta ile yapılacak tekliflerde geclkmeı r kabul edilmiyecektlr. .
5 — Eksiltmelere İştirâk edeceklerin 2490 sayılı K. nun 2, 3 üncü maddelerindeki şartlan haiz ve Ticaret oaa-
sının 1943 belges’ni hamil olmaları lâzımdır.
6 — Açık eksiltmelere Ist’râk edecekler . teminat makbuzlarını veya banka mektuplannı ve Ticaret odası bel-
gelerini komisyon reisliğine ibraz edeceklerdir. Kapalı zarf eksiltmelerinde bu vesaik usulü dairesinde zarflara konacaktır. «8850»
Mükellefin ismi ★ Semt veya kazası Mahallesi Sokakı
Holnaton Kumkapı Muhsinehatuıı çiftegelinler
No. Cinsi Kıymeti Teminatı Hissesi
31 Kâgir ev 2250 169 Tamamı
Mercan maliye şubesine barçlu Holnatonun yansı kendisinin diğer yansı karısı Arşalozun mutasarrıf olduklan yukanda yazılı emlâkin 5/10/943 salı günü saat 14,30 da birinci müzayedesi 15/10/943 cuma günü saat 14,30 da kati ihalesi yapılacağından taliplerin pey akçelerini yatırarak makbuzlarile birlikte Eminönü kazası kaymakamlığı idare heyetine müracaat-lan ilân olunur. «9568»
Baş rollerde:
MYRNA LOY
WÎLLİAM PAWELL
Yüksek Deniz Ticaret Mektebi Müdürlüğünden.
Muhammen Muvakkat
teminatı Lira.Kr,
Cinsi Çoğa An fiati Li.Kr.S. Tutarı L. Kr.
Modem Gemicilik kitabı Müsteıi ve kürrevî mü- 35 forma 25 67.50.00 2362.50 )
sellesat kitabı 24 > 16 2 67.50,00 1620.00 1
Şekil, cedvel, klişe 22600 siyah 18000 s/m 2 00.03.50 791.00 ]
Renkli klişe 2400 2000 s/m 00.12.50 300.00
Cildiye 1000 adet 1.00.00 1000.00
6073.50
)
>
)
455,52
24 Eylül 943 Cuma Saat: 11
Mükellefin ismi ★ Semt veya kazası Mahallesi Sokağı
İsak Roditl ve Moiz Kohen No. Cinsi Eminönü Tamamının kıymeti Çelebloğlu Hissenin kıymeti Rızapaşa Hissesi
107 Dükkân 1440 57 75/144
Yenicaml maliye şubesine borçlu İsak Rodoti ve Molz Kohen ile kanları Ojeni ve Raşelin 75/144 hissesinin mutasarrıf olduklan yukanda yazılı emlâkin 8/10/943 cuma günü saat 14.30 da birinci müzayedesi 18/10/ 943 pazartesi günü saat 14,30 da kat’î ihalesi yapılacağından taliplerin pey akçelerini yatırarak makbuzlarile birlikte Eminönü kazası kaymakamlığı idare heyetine müracaattan ilân olunur. «9569»
★
Tarlabaşı şubesine borçlu Mari Leonti’nin Beyoğlu Sakızağacı 19/3 No, lı ikametgâhında mevcud kıymetli Büfe takımı, Kanape ve Sandalyeler, Radyo, Tuvalet, Komodin, Marnken Koltuk ve sair ev eşyası ile Beyoğlu İstiklâl caddesinde 120/2-1 No. lu Gonk Birahanesinde mevcud Masa, Koltuk, Sandalye ve bira bardaklarile sair birahane eşyası 23/9/943 tarihine raslayan perşembe günü ve dükkân eşyası saat 10 da ve ev eşyası da saat 14 de mahallerinde satılacağı ilân olunur. «9565»
★
1 — Eminönü maliye şubesine vergi borcunu Ödemiyen Avram Rodrikin Şişli Halâskârgazi caddesi 283 numaralı Asri apartmanın 3 numarasında haczedilen karyola, gardrop, hasır koltuk, kanape koltuk takımları ve sair kıymetli ev eşyası,
2 — Eminönü maliye şubesine vergi borcunu ödemiyen Leon Kahrın Şeyh Geyl&nî mahallesi Ralli han 6 numaralı mağazada haczedilen kolluk kanape büyük ve küçük demir' kasalar yazı makinalan, kütüphaneler, tamlı dolaplar, pamuk kendir kenevir iplikleri sair muhtelif eşyalar yazû hane eşyası,
3 — Mercan maliye şubesine vergi borcunu ödemiyen Samoel Kasesin Harbiye Vali konağı caddesi Refah apartmanının 12/5 numaralı dairesinde haczedilen piyano, radyo, Singer el makinası kanape koltuk ve sair ev eşyası.
4 — Mercan maliye şubesine borçlu Agop Kazancıyaııın İstanbul id-halât gümrüğü Tophane ambarında haczedilen savoly No. 300/4 beş sandık sürmenin gümrük resmi alıcıya alt olmak üzere satılacağı,
5 — Edime malsandığma olan borcunu Yenicaml şubesine ödemylen Elyazar Kohenin Kapalıçarşıda Perdahçılar 60 numaralı imalâthanesinde haczedilen mengene, eı presi, büyük pres, baskül komple silindir beş tonluk palanga otomatik pres, demir tornası elektrikli makkab, ve 35 beygir kuvvetinde motör ve sair eşya ile Taksim LâmarÜn caddesi Eliz apartmanının 4 numaralı İkametgâhında haczedilen ev eşyası ve bu mükellefe kira bedelinden borçlu Haşan Tonganın da Bayezit Tabanca sokak 2 numaralı ikametgâhında haczedilen ev eşyası,
27/9/943 pazartesi günü saat 10,30 da mahallerinde tahsili emval kanunu mucibince alenî müzayede ile satılacağından talip olanların mezkûr gün ve saatte yukarıda yazılı mahallerde hazır bulunacak İcra memuruna müracaatları ilân olunur. (9566)
ir Heybeliada Sanatoryomu Başta-babetinden: 18/9/943 talihinde Sa-natoryomumuzda temsil ettikleri Ali bey merhumun (Geveze Berber) komedisiyle bütün hastlarımızm minnettarlığını «azanan Şehir tiyatrosunun kıymetli genç sanatkârlauna açık teşekkürlerimizi sunanz.
1 — Mektebimiz tedrisatı için yukanda İsimleri yazılı kitaplardan beşer yüz adedi tabettirilmek_ ***"
palı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur. Eksiltme, yukarıda yazılı gun ve saatlerde mektep müdürlüğünde toplanacak satın alma komisyonunca yapılacaktır. ı.*,,**.
2 — şartnamesini görmek arzu edenler mektep muhasebesine müracaat etmelidirler. Eksiltmeye iştirâk ede-
ceklerin 2490 sayılı kanunun 2 ve 3. üncü maddelerindeki vasıflan haiz olmalan lâzımdır
3 — Muvakkat teminatın teslim yeri İstanbul Yüksek Mektepler Muhasebeciliğidir Eksiltmeye iştirâk ed -
ceklerin kanunun tarifatı dairesinde ihzar edecekleri kapalı zarflarını eksiltme günü saat ona kadar komisyon reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır. Postada vaki olacak gecikmeler nazarı itibara a..ın-mıyacaktır.
Ankara yüksek ziraat e nstitüsü rektörlüğünden :
Ankara Yüksk Ziraat Enstitüsünde tesbit edilen yeıe Jüri tarafından kabul edilmiş olan projesine göre bronzdan bir anıt pazarlıkla yaptırılacaktır.
Anıdın tahminî fiati, kaidesrle beraber kırk bin liradır.
Anıdı yapmak üzere beynelmilel tanınmış ve memleket iç ve dışında bu tarzda heykel yaptığını vesikalarile ispat edenlerin 4 birinci teşrin 1943 pazartesi günü saat 10 da Ankarada Yüksek Ziraat Enstitüsündeki komisyona muhammen bedelinin % 7,5 u nispetinde (3,000) liralık te. minat makbuzlarile birlikte müracatlan ilân olunur.
Yaptırılacak anıda ait şartnameyi ve projeyi görmek istiyenler, ihale tarihine kadar her gün saat 15 ten sonra Yüksek Enstitü idare müdürlüğüne müracaat edebilirler. (9522)
Toprak mahsulleri ofisi Bolu beşinci grup ziraat amirliğinden:
Bolu ve Adapazar havalisindeki inşaata muktazi çimento, kiremit, kereste, demir ve aaİT malzemenin nakli aşağıdaki şartlaT dairesinde eksiltmeye konmuştur.
Nakliyat Adapazanndan, Düzce, Bolu, Mudurnu, Göynük, Gerede, Kızılcahamama ve ayrıca Boludan Düzce, Adapazar, Mudurnu, Göynük, Gerede, Kızılcahamama ve tekrar Gerede'den Kızılcahamama yapılacaktır.
Her kırk kilometrelik mıeaafe için bedeli mukabilinde bir teneke bezin ve her seferde 3 buçuk ton taşımak kaydiyle Ofisçe kabul ve tea. bit edilen esaslar dairesinde ve her on beş bin kilometre için bir çift iç ve dış lâstik verilecektir.
Talip olanların 25/9/1943 tarihine kadar en son ve katî olarak ton kilometrelik fiatlerini muhtevi t eklif mektuplarile birlikte Boluda Toprak Ofis İnşaat Beşinci Gurup âmirliğine müracaatları. (9525)
İnhisarlar U. Müdürlüğünden:
1 — Koyulhisar ormanının Tatar mevkiinde bulunan İdaremize ait bin metre mikâp kerestelik çam ve köknar tomruklan pazarlıkla nak-lettirileoektir.
2 —— Erbaa nakliyatının muhammen bedeli kırk beş bin lira ve Niksar nakliyatının muhammen bedeli otuz beş bin lira olup anlaşma hususunda ihale bedeli üzerinden yüzde on beş teminat yatırılması lâzımdır.
3 — Şartnameler Tokat İnhisarlar idaresinden bedelsiz verilir.
4 — Pazarlık 22/9/943 çarşamba günü saat on beşte Tokat İnhisarlar başmüdürlüğünde komisyon marifetile yapılacaktır.
5 — Taliplerin yüzde on beş teminat akçesini ve bulundukları yerin en büyük mülkiye âmirile Ticaret odasından alacakları ehliyet vesikalarını hâmilen komisyona müracaatları ilân olunur.(9496)
Sipariş atelyemiz açıldı
Maarif Vekilliği Eıkek Orta Terzilik okulu sipariş atelyesi kadın ve erkek giyim siparişlerini almağa başlamşıtır. Telefon 22480 «9413»
İnhisarlar Tekirdağ şarap
fa brikası müdürlüğünden :
Fabrikamızda işçi helaları ve hamamı yaptırılacaktır. Keşif bedeli 6247.78 liradır. Açık eksiltmesi 8/10/943 cuma günü saat 15 te Tekfir-dağında kâin mezkûr fabrikada yapılacaktır. Taliplerin evrakları ve yüzde 7,5 teminat ak çelenle birlikte adı geçten fabrikaya müracaatları.
Fazla malûmat almak iatiyıtnler her an fabrika müdürlüğüne müracaat edebilir. (9535)
Balıkesir asliye hukuk hâkimliğinden:
1057/731
Eskişehir Orta mahallesinden Hüseyin Hüsnü kızı 326 doğumlu Aliye Meliha Arslanpay ile 10/3/939 tarihinde evlendiği halde ikinci defa Erdek kazasında kayıtlı Ahmet Mehdi kızı 339 doğumlu Bihterin Kâmile ile 9/1/943 tarihinde evlendiği anlaşılan Birecik kazasından Mehmet Vakıf oğlu Şeyh Müslim Gökçek'in ikinci evlenme akdinin butlanı hakkında âmme namına açılan dâvanın yapılan muhakemesi sonunda:
Dâvâlı Şeyh Müslim Gökçek, Bihberin Kâmile ile ikinci defa yapılan evlenme akdinin butlanına 14/9/943 tarihinde kabili temyiz olmak üzere karar verilmiş ve dâvâlı Şeyh Müslim Gökçek'in! ikametgâhı meçhul bulun nuş olduğundan, ilâm tebliği makamına kaim olmak üzene keyfiyet ilân olunur. (9531)
Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden:
4 adet mermer kitabe yaptırılacak:
Birincisi: 130 X 230 eb’adında 4 lük yekpare mermer
İkincisi 110 x 165 eb’adında 4 lük yekpare mermer
Üçüncü ve dördüncüsü 100 X 150 eb’adında 4 lük yekpare mermer
Bunlardan birinci 15 cm. genişlik ve iki parçadan 6 cm. derinlikte diğerleri 10 cm. genişlik ve 2 cm. derinlikte renkli somaki çerçeve İle çevrilecektir. Levhalar İstanbul - Marmara, çerçeveler Hereke taşı ve en yüksek kalite olacaktır. 4 adedin üzerinde hâk edilecek yazıların yekûnu takriben 2500 harftir. Hazırlanmış resme ve şartnameye nazaran yerlerine talik edilmiş olarak en geç 20/10/943 tarihinde teslim edilecektir. Tahmin edilen fiyat 2500 liradır. Münakaşaya iştirâk edecekler muhammen bedelin % 7,5 nispetinde muvakkat teminat vermeğe, muayyen müddet zarfında kat’î teminat miktarına iblâğ etmeğe ve mukavele yapmağa mecburdur.
İhale tarihi 29/9/943 saat 15 tedir. «0296»
Konservatuar müdürlüğünden:
Kanservatuvarda kayıt ve kaydı yenileme muamelelerine başlanmıştır. Gerek bu husus, gerek ikmal ve kabul imtihanlarının gün ve saatlerini anlamak için her pazartesi ve perşembe günleri saaı 14 ten 1 7 ye kadar Tepeba’indaki Kon» rv-ı nvar’-üdrı'vnü-e n~r-’ıcıat edebilir.
J8 birinci teşrin pazartesi günü derslere başlanacaktır. (9044)
HER TELDEN
Yataklı vagondaki kedi...
Sirkeci istasyonunda Avrupadan gelen trenin varışını seyrediyordum. Bu, insana çoktanberi tatlı bir rüya olan seyahat kokusunu veren bir şeydi. Birdenbire bir vagonun penceresinde duran bir yataklı vagon memurur-un kucağındaki tekir kedi gözüme ilişti- Son derecede zayıf, kıtlıktan çıkmış hissini uyandıran bir mahlûk Vakıa 939 danberi bütün canlı mahlûklar gibi bizim kediler de zayıflamıştır. Fakat ben bu kadar zayıf bir kedi görmemişimi. Belki de onu yataklı vagon memurları meselâ Pariste filân görüp haline acıyarak alıp buraya getirmişlerdi. Orada faresizlikten hayvancık bu hale gelmişti. Zira çoktanberi Avrupada farenin de kasaplık hayvanlar arasına karıştığını işitiyoruz. Avrupah kedicik, insanlardan, fareyi nasıl ele geçirsin?..
Şimdi İstanbul farelerine kavuşunca kim bilir ne kadar memnun, mesut olacak ve şişmanlıyacaktır. Hele azılı bir muhtekirin evine düşer de, oradaki tombul tombul, şişko şişko farelerin arasına girerse yaşadı gitti.
Fare!.. İşte harbden sonra tarifi değişen bir hayvancık. Geçenlerde bir Fin gazetesi şöyle yazıyordu: «Harb uzun sürecektir. Ingi-lizlerin. fare, Almanların ise, sunî fare yiyecekleri güne kadar devam edecektir.»
O halde fareyi lûgatta şöyle tarif edebiliriz:
İngilizlerin hakikîsini, Almanların ise sunîsini yemeğe başladıkları zaman insanların sulh yapacakları bir nevi hayvan.
Fakat akla bir sual geliyor: Acaba insanlar fare yemeden sulh yapamazlar mı?. Muhakkak bu fareyi yemeleri lâzım mı?. Bu hayvan sulhun ilâcı galiba., işimiz fareye kaldı demek ki... — H
Mussolini’nin son aşk maceraları
Duçe’nin Petacci hemşirelerle münasebeti hakkında Italyan gazetelerinde çıkan yazılar
mütevazı bir kadın olan madam Mussolini olup biteni bümiyor gibi görünüyordu. Fakat Corrieıe della Sera’nm yazdığına göne yazın işler bir parça karışmıştır. Mussolini yazın Adriyatik kıyısında Rimini yakınında Ricione’ye gider, sıcak günleri burada geçirirdi Faşizm şefinin burada bir villâsı vardı. Kansı, kızlan, gelinleri ve torunlarile birlikte bu billâda otururdu. Torunlan kendisini «Nono» diye çağırırlardı. Fakat bu aile tablosunun yanında, ancak birkaç kilometre ileride, Catto-lica’da, Claretta vie Mirşa büyük otellerden birinde bir apartımanda otururlardı. Her akşam diktatör kendilerini görmeğe gelirdi.
Corrierei della Sera gazetesinin yazdığına göre 29 temmuz 1942 akşamı, Mussolini’nin 59 uncu yıldönümü münasebetile Ricione Belediyesi şehri donatmış, akşam havaî fişekleri atılmış, şenlikler yapılmıştır. Fakat bu esnada Mussolini Cattolica’-da bulunuyordu. Şehrin Belediyesi bunu haber alınca Ricione’den geri kalmamak için derhal şenlik terti-betmiş tir.
Şimdi bir sene sonra aynı tarihte, 60 yaşına bastığı zaman Mussolini hapiste bulunuyordu.
Isviçrenin Geneve şehrinde çıkan ^Tribüne de Genevıe gazetesi yazıyor:
İtalyan gazelleri Mussolini nin «son iki büyük aşkı» na dair meraklı yazılar yazıyorlar. Muasol9ini’nin son sevgilileri, 'faşist rejimi düştükten sonra tevkif edilen Petacci hem-şâreterdir,
Mussolini, bunlardan birine, madam Claretta Petacci Frederici’ye Ostie plajında raslamrçtır. Mussolini burada banyo yaparken, genç kadın bir fırsatını bularak yaklaşmış ve kendisine karşı duyduğu hayranlıkj tan bahsettikten sonra, ayiardamberi mektuplar gönderdiği halde cevap alamadığını söylemiştir. Mussolini, genç kadının güzelliğine hayran olarak, kendisini Venedik sarayına davet etmiştir. İşte bu suretle aralarında aşk macerası başlamıştır.
Mussolini, o zamandan itibaren, genç İcadınla devamlı surette münasebette bulunmuştur. Faşizmin şefi seyahate çıktığı zaman bulunduğu yer ile Roma arasında hususî bir telefon kurulur, bu hat Mussolini’nin âşıkane görüşmesinle tahsis edilirdi. Claretta, diktatörün kalbi üslerinde o kadar büyük tesir yaptı ki, Mussolini, Başvekâlette hayır işlerile uğraşmayı kendisine havale etti. Bu suretle Duçenin metresi için Venedik sarayında bir daire aynldı. Claretta istediği zaman Mussolni’nin çalışma odasına girebiliyordu.
Messagıero gazetesi, diğer bazı tuhaf malûmat veriyor:
Claretta, âşığaıa ressam olduğunu söylemişti. Bunun üzerine Mussolini, sevgilisinin tablolarını görmek istemiştir. Halbuki kadın ömründe eline fırça almış değildi. Mussolini’-nin gösterdiği arzu üzerine babasına koşmuş, babası Dr. Francesco Pî-tacci de fakir bir ressam bularak kendisine acele 20 tablo sipariş vermiştir. Mussolini bu tabloları görünce çok beğenmiş ve bunlardan mürekkep bir sergi açılmasını emretmiştir. Sergi, Piazza del Colle-gia Romana’nm bir salonunda açılmıştır. Mussolini bu sergiyi merasimle ziyaret etmiştir.
Claretta ile Mussolini arasındaki münasebetten kadının bütün ailesi istifade etmiştir. Kocası Fıederici, karısını serbest bırakmak için bir kenara çekilmiş, babası büyük işlere girişerek pek çok para kazanmıştır. Kadının profesör olmak »üyen, fLkat imtihanlarda muvaffak ola-mıyan kardeşi Pise üniversitesine hoca tâyin edilmiştir.
Glauctta’nm kız kardeşi Mussoli-ni’yie takdim edilmiş, Duçe bu sarışın kızan güzelliğine de hayran olmuştur. Fakat eski sevgilisini bırakmamış, aşkını iki kız kardeş arasında taksim etmiştir. Mussolini Camii lucia’da Claretta için muhteşem bir villâ yaptırmıştı. Bunun yanında ikinci sevgilisi Miria için bir ikinci villâ inşa ettirmiştir.
Miria sinema yıldızı ve Markiz olmak istiyordu. Mussolini iki arzusunu da yerine getirmiş, kadına Marki de Boggiana adında bir koca bulmuştur. Fakat bu da Frederid gibi bir kenara çekilmiştir.
Mussolini’nin ailesine gelince, aile erkâA bir köşede yaşıyor, çok
Zeytinyağı
Bu seneki mahsul ihtiyacı karşılıyacak
İzmir de çıkan Ticaret gazetesi yazıyor:
«Zeytin mahsulünün idraki yaklaşmaktadır. İkinciteşrin ayında istihsaline başlanacak olan zeytinyağının rekoltesinin ne olabileceği alâkadarları meşgul etmeğe başlamıştır.
Zeytinin ağacında yapılan tahmine göre, zeytinyağı rekoltesi 25 bin ton miktarında olacaktır. Fakat, bu, ilk tahmindir. Asıl kat’î tahmin, mıntakalara göre ay başında yapılabilecektir.
Geçen seneye enzaran bu rekolte biraz noksandır. Lâkin ihraç edilmediği takdirde — ki, geçen sene de edilmemiştir — dahilî ihtiyacı karşılıyacaktır.
Malûm olduğu üzere, zeytinyağının dahilî istihlâki normal yırtara nazaran bir, bir buçuk misli artmıştır. Normal senelerde 10 bin tona zor varan dahilî istihlâk 25 bin tona kadar yükselmiştir.
Müzeler müdürü merhum Hamdı beyin eşi vefat etti
Müzeler müdürü merhum Hamdi beyin eşi, Ergani şirketi âzasından Etem El dem ve bayan Leylâ Vahld’in anneleri bayan Naile’nln evvelki akşam vefat ettiğini teessürle haber aldık. Cenazesi bugün öğle vakti Harbiye karşısındaki evinden kaldırılarak cenaze namazı Teşvikiye camisinde kılındıktan sonra. Feriköy kabristanına defnedilecektir.
Ailesi erkânına taziyelerimizi sunarız.
11 senedenberi devam eden şatranç maçı
On bir sene evvel Arjantin’den Nevyork’a gitmekte olan bir posta vapurunda Arjantin’i! bir çif-lik sahibi ile cenubî Afrikalı bir madenci tanışmışlar ve dost olmuşlardır. İki yolcu lâf arasında şatranç oyununu çok sevdiklerini anlayınca hemen şatranç tahtası bulmuşlar ve oyuna oturmuşlardır. Oyuncular hiç telâş etmeden çok büyük ihtiyatla oynuyorlardı. Parti üç gün sürmüş, madeînci tarafından kazanılmıştır. Bunun üzerine çiflik sahibi yeni bir parti teklif etmiştir. Madenci bunu memnuniyette kabul etmiş, yeniden masa başına geçmişlerdir.
Bu parti çok uzun sürmüştür. Vapur Nevyork limanına girdiği zaman henüz bitmekten çok uzak bulunuyordu. Bunun üzerine iki taraf vaziyeti kâğıt üzerinde tesbit etmiş ve mektupla oyuna devam etmeğe karar vermiştir. O zamandanberi geçen müddet zarfında cenubî Afrika ile Arjantin arasında bu maç devam etmektedir. Henüz oyun bitmemiştir ve harb yüzünden postalar geciktiği İçin ne zaman biteceği de belli değildir.
20 sene sonra ödenen borç
İngiltere’nin Blackbum şehri tacirlerinden biri son zamanlarda imzasız bir mektup almıştır. Mektubun içinde 20 şilin bulunuyordu. Mektupta şu satırlar vardı:
«20 sene evvel bir gün ticarethanenizden küçük bir şey satın aldım. Verdiğim paranın üstünü iade ederken 10 şilin’ fazla verdiniz. O zaman çok sıkıntılı vaziyette bulunuyordum, param yoktu. Bunun için 10 şilini geri veremedim. Çok çalıştığım halde bugüne kadar borcumu ödiyeme-dim. Nihayet şimdi imkân buldum. Borcum olan 10 şilin yerine yüzde yüz faiz ilâvesüe 20 şilin gönderiyorum. Bu gecikmeden dolayı mazur görmenizi rica ederim.»
Bir sarhoşun yaptıkları
İsviçre’de bir sarhoş, bir treni altüst etmiştir. Bu sarhoş, aynı kompartimanda bulunan bir kadının: «Burada sigara içmek yasaktır» diye ihtarda bulunmasına kızmış ve kadım yakaladığı gibi pencereden aşağı sarkıtmış-tır.
Kadın acı acı bağırmağa başladığından derhal diğer yolcular yardıma koşmuşlardır. Fakat sarhoş: «Kompartimana girerseniz kadını aşağıya atarım» diye tehdit etmiş, bu yüzden yolcular içeriye girememişlerdir. Tren bu sırada ânzalı araziden geçtiği için durdurulamamıştır.
Sarhoş, kadım bir çeyrek saat tehlikeli bir vaziyette tuttuktan sonra cezayı kâfi görmüş ve içeriye almıştır. Bu defa yetişen memurlar derhal kendisini yakalamışlardır.
Sofya’da 20,000 çok çocuklu aile var
Bulgar gazetelerinin bildirdiğine göre, hâlen Sofyada çok çocuklu 20,000 aile vardır. Bunların çoğu dört veya beş çocukludur. Yekûnun üçte biri de altı çocukludan fazladır. Sofyada 12 çocuktan fazla doğuran analar da vardır.
Beşten fazla çocukları olan analara altın, dört çocuklu annelere gümüş ve üç çocuklulara bronz nişan verilecektir. Teşrinievvelde yapılacak merasimde altın nişan alacak çok çocuklu ailelere nişanlar Dahiliye Nazın tarafından verilecektir, iç vilâr yetlerde de umumî valiler dağıtacaktır. Bulgaristanda çıkarılan bir kanuna göre, çok çocuklu Bulgar ailelerinin vergileri azaltılmakta ve çocukları da mektep vergisinden muaf tutulmaktadır. Çocuk bayramından başka Bulgaristanda her sene bir Anneler bayramı yapılıyor.
it İstanbul Emrazı Akliye ve Asabiye hastanesi baştabipliğinden: Bakırköy Emrazı Akliye ve Asabiye hastanesinde cumartesi ve pazardan başka her gün saat 1030 dan 12 ye kadar sinir ve akıl hastalıktan muayyene edilmekte ve yatmadan mümkün olan tedavileri takitoolunmakta-
TAPU DAİRESİNDE...
Kimler mal alıyor, kimler mal satıyor?.
128000 liralık binayı alıyor amma gazozu bedava içiyor..
İSTANBUL HAYATİ
Oruca dair
Sııltanahmet parkının karşısındaki tapu dairesinde küçük bir işim vardı. Bu binanın bir kısmı sulh mahkemeleri tarafmdan işgal edilmiş. Önleri an kovanı gibi işlemekte. Görülen muhakemelerin ekserisi de mal sahibi ile kiracı dâvalan... O kadar da çok ki... Kalabalık içinde boynu büyük, mahzun tavırlı kiracılan derhal anlamak kabil.
Muhakkak ki İstanbulun en hareketli resmi dairelerinden birisi de bu binadır. Çünkü, tapu dairesi de burada olduğu için, ev, apartıman, dükkân vesaire alan, satanlar da ayn ayrı grupiar halinde göze çarpıyor. Hele yukan katlar bunlarla doludur. Kimler emlâk alıyor?..
Aşağı merdivenlerin önünde, sıcak olmasına rağmen sırtına koyu kahve' rengi aba biı ceket giymiş, traşı bir kaç günlük uzamış bir adam gözü, me ilişti. Her halde işi yukan katta olduğu halde, aşağıda kapının önünde ve sabırsızlık içinde birisini bekliyordu. Netekim biraz sonra:
— Nerede kaldı bu?..
Diye yanındakilere söylendi. Buram buram terlediği için başına beyaz bir mendili masa örtüsü halinde koymuş, bunun üzerine şapkasını giymişti. Mendilin kenarları ve arkası şapkadan dışarı sarkmıştı. Bu haille dolaşıyordu. Fakat yanındaki oldukça iyi giyinmiş iki adama karşı gayet hâkim bir tavn vardı.
Bir aralık yüksek sesle:
— Öyle dediğiniz gibi kelepir birşey de değil a... İşte aldık bir kere, Daha doğrusu hatır için oldu bu iş... Hatır kıramadık... Yoksa ben daha büyük, şöyle 10 - 12 daireli birşey istiyordum. Amma nerede jıu hatun?.. «Tam 11 de geleceğim» demişti. Hani ya?..
Başı mendilli adam bu sözleri bağıra bağıra söylüyordu. Kirasını tıkır tıkır verdiği halde hakkında tahliye dâvası açılan san benizli bir ressam 12 daireli apartımanı istiyen aba ceketli, traşı uzamış adama melûl melûl bakıyor. Halbuki öteki bu bakışların farkında bile değil. Kordelâsı olmı-yan eski şapkasını çıkarıyor ve hazır başında duran mendili ile kabak traşlı kafasını şöyle bir uvalıyor, sonra yine mendilin üzerine şapkasını giyiyor ve: .
— Yoksam gelmiyecek mİ kİ?... diyor.
Kapının önünde bir otomobil durdu. İçinden oldukça yaşı ilerlemiş bulunmasına rağmen pek ziyade süslü, parmaklan yüzüklü, adamakıllı boyanmış bir kadın indi. Şoföre:
— Bekle!., dedi.
«Kalantor» kel im esile târif edilen bir kadın tipi idi. Aba ceketli adamla yanındakiler:
— İşte geldi!., dediler.
Her halde apartımaaın eski sahibi bu kadın olacaktı. Fakat biraz evvel bu malı hatır için satın aldığını söy-liyen aba ceketli adama hiç ehemmiyet vermiyordu. Yalnız:
— Sizi biraz beklettim galiba... Fakat bana komüşyoncu telefon etti. Muamele hazırmış zannederim. Hemen yaptınveririz Çünkü benim pek vaktim yok. Bir işim daha var... dedi.
Hep birlikte merdivenlere doğru yürüdüler. Malını satan kalantor tavırlı kadın imde, ötekiler arkada mer-divenleıden çıktılar.
Ben de şu mal borsasmda, «kimler alıyor, kimler satıyor?..» düşüncesile basamakları tırmanmağa başladım,
İkinci katta bir ihtiyar kadın gözüme ilişti. Kara yeldirme giymiş, kara bir başörtü örtmüştü. İki kolunda iki genç kadın. Bunlardan biri alaturka kıyafetli, öteki biraz daha asrice... İhtiyar kadın şikâyet ediyor:
— Of bittim... Hele bu merdivenler!... Ayaklarım koptu.
Asri tavırlı kadın:
— Tabiî yorulursunuz büyük anne... Biz size söyledik. Otomobile binelim dedik. Ne olur sanki?..
İhtiyar kadın aksilendi:
— Amaaaan... Siz de canım.
Ben evvelâ bu siyah yeldirmeli ihtiyar kadının mal satmak, yahut bir malı başkasına vermek filân gibi bir ımıan-ıeta İçin geldiğini sanmıştım Meğer yanyana üç dükkân almak istiyormuş. Yanındaki asri tavırlı genç kadın onun vekili gibi birşeydl. Kesesinden mûhürünü çıkarıyor, kendirine veriyor, bir takım kâğıttan ona yüksek sesle okuyordu.
Köşede bir odaya girdiler. Bu sırada gözüme zayıf, ufak tefek bir adam üişti. Sokakta sik sık tasladığım ve kendisile ayi semtte oturduğum bir zat. Sivri bumu ile garip bir kuşu andırır. Ne iş yaptığını bilmem. Fakat ufak tefek ticaretle uğraştığını tahmin ederdim. Yanında bir adam kendisine:
— Siz gMlniz, yorulmayınız. Ben muayeleyl takibeder, tekemmül ettirir, size telefonla haber veririm. Hemen gelir, işi bitirirsiniz... diyordu.
Sivri burunlu adam karşısındakine:
— Kuzum, siz bugün bu adamın öteki hissedarlan ile de görüşünüz. İşte, mükemmel bir para veriyoruz. Satmak için bundan daha güzel fiat bulacak değiller ya... Öyle ise ne diye müşkülât çıkarıyorlar?.. Onlara anlatınız ki ben bu blnayi kıymeti filân için değil, sırf hoşuma gittiği için alıyorum. Yoksa meraklısı ona benim verdiğim fiyatin dörtte üçünü bile vermez ya... Bunlan kendilerine izah ediniz ve her halde bir söz alınız... Fiatte biraz çıkabilirsiniz de...
— Peki efendimiz... Ben meşgul olurum. Emredersiniz.
O zaman anladım ki bizim semt komşusu dünyalığı doğrutmuşa benziyor. Netekim biraz sonra bir arkadaştan onun alacağı binanın 170.000 lira kıymetinde olduğunu öğrendim. öteki aba ceketli adam da 128 JJin liralık bir mülk alıyormuş...
Aferin doğrusu!..
Netekim biraz sonra ona yine ras-ladım. Mendili hâlâ şapkasının altında İdi. Yanında yine o iki erkek vardı. Apatımam satan pırlanta yüzüklü kadın şimdi onlardan ayn yürüyordu. Aba ceketli, aşağı katta, binanın İçinde şöyle dört köşe, avlu gibi bahçem-si yerin önünde durdu. Bu küçük bahçede bir kahve ocağı vardı.
128.000 liralık apartıman aldığını işittiğim zat yanındaki adamlardan birine:
— Haydi bakalım şimdi ısmarla gazozlan’.. dedi.
Yanındakiler ona gülümseyerek:
— Gazozları ismarlamak size düşmez mi?., dediler.
Fakat o diretti:
— Haydi, haydi köftehor... İşmarla görelim. Ismarla... Bu işten o kadar istifaden oldu.. Haydi...
Hep birlikte o küçük bahçeye geçtiler.
Mendili kafasında, gazoz şişesi dudaktan arasında başını havaya kaldırdı. Üç dört yudumda bitirdi. Gazozun sert gazı İle yüzü kızarmış, gözleri sulanmış:
— Ooooh!.. diye derin nefesler atarak şişeyi hızla kahve ocağına bıraktı:
— Değdi be!., dedi.
Yanındaki adam gazoz paralarını verirken aba ceketlinin gözleri açıldı ve:
— Neee... Bir gazoz 12 buçuk kuruş mu?.. Haydi be... Kırk yıl susuz kalsam içmem ulan... Ne bu artık!.. Tüüü... 12 buçuk kuruş bir gazoz ha... Yandık be...
Mahkemenin önündeki kalabalığın meraklı bakıştan karşısında çıktılar.
Şurası göze çarpıyor kİ tstanbulda «mal sahibi» tipleri çok değişiyor. Mülk ve bina alanların çeşidi tapu dairesinde belli oluyor. Tapu dairesinde mal, ev, arsa apartıman satanlann çoğu da İstanbulun yerlileridir. H.
Emin Çelebi seyahatnamesi (Baş tarafı 3 üncü sahifede) dolaşmışlar ve sonra mükemmel bir yemek yemişlerdir.
Müellif, bu seyahatte, bugünkü harbde en büyük mevki işgal eden adamiann karşısına çıkmış, mümkün oldukça onlara hitabetmiş, hattâ — bu ifşadan dolayı Allah taksiratımı affetsin — birine vaktile Türki-yeden getirttiği çoban köpeklerinin hal ve hatırını da sormuştur. Fakat daha büyük bir zatla mülakat esnasında vaktin darlığından dolayı nasihat veremeyince, memleketine avdetinde gazetenle bir açık mektup yazarak bu eksiği de tamamlamıştır. Avdette, tepeden indiği Hayti adasının tarihini Türk okuyucular, bu kadar mükemmel bir şekilde Ahmet Emin* in seyahatnamesinden başka bir yerde duyamazlar. Talihsizliğe bakınız ki Amerikanın şimdi dünya çapında büyük reisicumhurile görüşen seyyahımız bu küçük adanın re_ ieicumhurile bir türlü görüşememiş-tir.
Velhasıl müellif, dönüşte Mısırda ve Elâlemeyn muharebe meydanında güzel bİT gezinti yaptıktan ve Is-kenderiyede gene harikulade tipte her şeyde muvaffak olmuş bir dosta Tasladıktan sonra tayyarece atlıya-rak son «mükemmel yemeği» de galiba orada yeyip memlekete varıyor.
Her halde, şaka bertaraf, şunu söylemek lâzımdır ki Ahmet Emin Yalman’ın bu seyahatnamesi, bazı yerleri atlanırsa, zevkle okunulacak ve şu büyük harb içinde İngiltere ve Amerika hakkında insana birçok şeyler öğretecek faydalı, ve kabı gayet süslü bir kitaptır.
A. ADNAN - ADIVAR
Malûm ya; iftar ziyafetleri ramazanın on beşinden sonra başlar. Çocukluğumda, yani birinci büyük harbden evvelki iftar ziyafetlerini anlatmağa kalkışsam, ağızlarımızın suyu yakalarımıza sızacak. Neydi o türlü türlü reçel, peynir, zeytin, çerez tabaklarile donanan iftar sofralarının hali?!. Ya o sofra başına oturup gözler minare kandillerinde, kulaklar top sesinde, dudaklar sabırsızlıkla mınldana mınldana iftar zamanım beklemenin zevki!.. Büyüklerin her gün tattıkları bu zevke imrenir, yaz ramazanlarında bile ara sıra oruç tutardım... Bektaşi fıkrası meşhurdur: Bir gün bektaşi babası oruca niyetlenmiş. Fakat öğleye kadar ancak dayanabilmiş. Evdekilerden sıkıldığı için mutfaktan gizlice aşırdığı yemekleri boş bir odaya götürmüş, kapıyı da kapayıp içeride atıştırmağa haşlamış. Sahan, tabak tıkırtılarını duyan kansı avludan seslenmiş:
— Kim var odada?..
Baba homurdanmış:
— Kim olacak? Senin o miskin kocan, ki kendi ekmeğini, hırsızlık mal gibi herkesten gizli yemeğe mecbur kalıyor.
Oruç tuttuğum günler ben de evdekilere sezdirmeden, dolaptan aşırdığım ekmekle peyniri bahçenin bir köşesinde atıştırdığın halde, iftar sofrasmn başına geçince iştahım kabanr, büyüklerin bin bir takdirleri karşısında göğsümü gere gere kollan sıvar, topu beklerdim. Sofrada gördüğüm ikramların. topladığım iltifatların haddi, hesabı yok... Küçük bey oruç tuttu!..
Simdi de yine dört başı ma-mûr iftar sofralan donatacak bahtiyarlar yok değil; belki pek çok amma, dostlar arasında Taslanamıyor... Ne yalan söyliye-yim; şu sırada böyle etlısile, tat-lısile, tuzlusile, reçeli ve çerezile donanmış sofralarda her akşam iftar etmenin; büryanlı pilâvlarla, peynirli su böreklerile sahur yemenin kolayını bulsam, senede bir değil, bir kaç ay oruç tutmağa yani bir kaç ay besiye çekilmeğe gönüllüyüm...
Akşam üzeri, saçı sakalına ka-nşmış, süfli kılıklı bir adam yolun ortasına dikilmiş, gelene geçene sataşyor:
— Evlâdım! Oruçluyum. Bir sadaka ver de iftarlık alayım...
Dilencinin kirli elini burnuna doğru uzattığı bir yolcu hiddetle sordu:
— İftarlığın yok mu?..
— Yok efendim!.. Beş on para sadaka verirseniz iftarlık alacağım.
— Sahurda yiyeceğin var mı?..
— Ne gezer efendi oğlum!..
— O halde orucu ne diye tutuyorsun?..
Dilenci yılıştı:
— Oruç Allahın emridir evlâdım! Onun emrini yerine getirmek için tutuyorum.
Beriki daha yüksek sesle:
— Eh, dedi. Öyleyse iftarlığı da ondan iste. Allah köre nasıl bakarsa, kör de Allaha öyle bakar.
Cemal Refik
Bulmaca
1 — Yazı yazma vasıtası.
2 — İki şeyin ortasında sıkışan.
3 — Daha vakti gelmedi.
4 — Tersi hortlaktır - Lezzet.
5 — Dem - Fransızların eski istih-
kâmı.
6 — Cereyan ettiren kimse,
7 — Lâvaj yapılan âlet.
8 — Elâ göz - Merkez.
9 — Yılan - Sonuna «L» gelirse
tabiî demektir.
10 — Ayı yuvası - Polis âmirlerin-
den.
Geçen bulmacamız
Soldan snja ve yukarıdan aşağı:
1 — Yeşilırmak, 2 — Elebaşı, Kr, 3 — Şerefalah, 4 — îber, Balık, 5 — Laf, Rızan, 6 — Işabıc.azce. 7 — Rılaza, Laz, 8 — Alazlı. 9 — Aklınca. On, 10 — Krık, Ezine.
Sahife 6
AKŞAM
21 Eylül 1943
beş vapuru var diye rahat rahat oturacak... Sonra da hapı yutacak!., dedi.
Tepem attı. Daha yanm saat önce kara tahtayı yazan ben değil mi idim?..
Gidip baktım. Hakikaten yazı gene silinmişti. Bu kendi kendine olamazdı ya. Mutlaka yapan birisi vardı. Bir kere daha yazdım. Odama döndüm. Oturduğum yerdeki yan pencereden kara tahta görünebilirdi. Perdeyi kapadım. Aralığına gözümü uydurdum. Beklemeğe başladım. Biraz sonra baktım. Genç bir adam ona yaklaştı. Bu biraz evvel, yanında genç, kumral bir kadınla gelen erkekti. Bir an şöyle etrafına dikkatli dikkatli baktı. Sonra cebinden bir mendil çıkarıp kara tahtayı hızlı hızlı silmeğe başladı.
Onu suç üstünde yakalamak için hızla dışarı çıktım amma yetişemedim.
Bundan sonra onların gazinodan kalkarak çamlığa giden yola saptıklarını gördüm.
Birbirlerine sokulmuşlardı. Erkek genç kadına uzun uzun dil döküyordu.
Ağaçlı yolda kayboldular. Aradan saatler geçti.
Ben senelerdenberi İskelede yatarım ve on İkiden önce de yatağa girmem.
On biri on geçe bir de baktım genç adamla, genç kadın iskeleye geldiler. Ben de denize karşı bir sigara tellendiriyordum. Adam yaklaştı:
— Affedersiniz, dedi, son vapur on biri on geçe, yani beş dakika var. Halbuki hâlâ gişe açılmamış!..
Birkaç saat evvel kara tahtadaki yazıyı kimseye göstermeden silen bu delikanlıya güldüm:
— Son vapur çoktan gitti... dedim.
Kadın:
—Eyvahlar olsun... Fakat biz daha geçen hafta Adaya geldik. 11 on beş vapuru ile döndük değil 'mi?.
Delikanlı:
— Evet... Biz tarifeyi çok İyi biliyoruz. Geçen hafta da buraya geldik ve on biri çeyrek geçe kalkan vapurla döndük...
— Tarife değişti bu hafta...
Bu sözüm üzerine erkek ne yapsa beğenirsiniz. Bana hindi gibi kabardı:
— Fakat bunu şu dışardaki kara tahtaya yazsanıza efendim. Biz de okur, ona göre hareket ederdik. Hem kaç kere de iskelenin önünden geçtik. Sizi İdareye şikâyet edeceğim. Bakın biz bu gece ne kadar müşkül bir vaziyette kaldık. Şimdi ne yapacağız?..
Sonra yanındaki kadına döndü. Tepedeki oteli işaret ederek:
— Sevgilim bu gece adada katmaktan başka çare yok!.. Ne yapalım... Katlanacağız, bir gecelik rahatsızlığa... «Allah Allah dünyada ne insanlar var... Şunu kara tahtaya yazsaydı ya..» diye söylenerek uzaklaştılar.
(Bir yıldız)
Vapurda, yanıma ihtiyar bir adam oturdu. Bana da selâm verdi. Bu, oturduğum adada senelerce iskele memurluğu yapmış, sonra da tekaüde çıkmış Çok iyi bir insandı. Çocukluğumuzdan beri ona «İbrahim amca» derdik. Biz mektep çantaları elimizde, vapura yetişmek için yokuştan aşağı koşarken İskeleden elile kolu İle bize işaret eder, hepimiz içeri girdikten sonra kaptana düdüğü çalardı. Fakat «İbrahim amca» tekaüde çıktıktan sonra ne kadar ihtiyar-lamıştı. Hatırını sordum. Konuşmağa başladık. «İbrahim amca» tamam kırk sene bizim adada iskele memurluğu yapmıştı. Gülümsiyerek:
— Kim bilir ne hâtıraların vardır İbrahim amca... dedim.
— Çok, pek çok... Fakat bir tanesini bir türlü unutamıyorum!..
Kırk senelik İskele memuru, arkamızda bıraktığımız köpüklü çizgiye baktıktan sonra anlatmağa başladı:
— Bilirsin bizim adaya âşıklar çok gelirler. Ekseriya da vapur, kaçırırlar. Tepedeki otelde yan gelirler. Ehhhh... Çok görmemeli. İki gönül bir olduktan sonra. Fakat otel de pek güzeldir ha... Deniz derya, tabak gibi ayaklarınızın altında. Her odası birer balkon. Denize karşrkur sofranı. Al sevgiliyi yanma... Ye, iç, kekâ... Sonra mehtap zamanı. Fakat tarifeler değişmiş. Adamızdan İstanbula kalkan son vapurlar, yani cin bir on beş vapuru kaldırılmıştı. Zaten bu geç posta yalnız yaz aylarına mah-| sustu. Asıl büyük tarife tablosu he-' nüz yeniden bastınlmamıştı. Bunun İçin biz iskeledeki kocaman kara tahtaya tebeşirle ve kocaman- kocaman harflerle şöyle yazıyorduk: i
«Saat 11 i on beş geçe hareket eden vapur 15 eylülden İtibaren kaldırılmıştır. Sayın yolculara berayı ma ûmat arzolunur.» ( :
Bir gün öğle vapurundan bir genç adamla, bir genç kadın çıktı. Kol kola idiler.
Evvelâ gittiler. İskelenin karşısındaki gazinoya oturdular.
Aradan yarım saat geçti geçmedi. Bl"taı bilet memuru geldi, bana:
— İbrahim amca kara tahtadaki yazıyı niçin sildin?.. Adaya gelenler «son vapur var!..» diye güvenecekler, müşkül vaziyette kalacaklar...
Şaşırdım:
— Daha bu sabah elimle kara tahta; a yazmıştım. Kim silmiş o yazıyı?.. dedim. •
Gidip baktım, hakikaten kara tahtada, kocaman harflerle yazdığım yez-nm yemde yeller eşiyordu.
Tuhaf şey!.. Tekrar tebeşiri aldım ve en kocaman harflerle «On biri on beş geçe vapuru kalkmıştır. Yolculara bereyi malûmat arzedilir.» diye yazdım.
Şunu da söyıiyeylm ki bu levha tam gazinoya karşı ola» duvara ası-1 x lıd-r.
Odama gittim. Yarım saat sonra çımacı geldi.
— İbrahim amca... Kara tahtadaki yazıyı niçin sildin?.. Herkes 11 on
Tomruk kesim, ve istif işi ilâm
Devlet Orman İşletmesi Bolu Revir Amirliğinden
1 — Devlet Orman İşletmesi Bolu Revirnin 4. üncü bölge dahilindeki Aladağ suyu ormanlarından 942 senesi tahammülü olup amenajman plânı kesim parselinden istihsâl olunacak (13038) metre küpe tekabül edecek çam ve (180) metre küpe tekabül edecek köknar ağaçlarının kuturlarından kesilip verilecek ölçüye göre tomruk boylarına taksim ve kabuklarını soymak suretile Değirmen özü yaylası ara deposuna nakil ve İstif işi bir sene zarfında İmâl edilmek üzere açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Açık eksiltme 27/9/943 tarihine raslayan pazartesi günü saat 15 de Devlet Orman İşletmesi Bolu Revir Amirliği binasında Revir Âmirinin riyasetinde toplanacak komisyon, huzurunda yapılacaktır.
3—1. inci maddede yazılı şartlar dairesinde işbu emvalin beher melıe küpünün kesme, tomruklama ve kabuklarını soyma muhammen bedeli (1) lira (50) kuruş, taşıma ve İstif muhammen bedeli de keza metre küpünün (12) lira (50) kuruştur.
4 — Muvakkat teminat % 7,5 hesablle (13678) lira (90) kuıuştur.
5 — Açık eksiltme şartnamesi Ankara Orman Umum Müdürlüğünde Ankara, İstanbul orman çeyirge müdürlüklerlle Düzce, Karabük, Mudurnu, Kızılcahamam ve Bolu Revir Amirliklerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin ihale gününde teminat akçelerlle birlikte Revir Amirliğine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur. (9399)
Telefondaki ses'
Yazan: Bruce Graeme Tercüme eden: (Vâ - Nû)
L Tefrika No. 87 --j
tazam hareketçikler yaparak bağlarını biraz gevşetmeğe muvaffak oldu. Şayet yol, azıcık daba sürerse, kurtulabileceğinden artık emindi.
Birdenbire, Mc Tavish’in dişleri arasından küfürler savurduğunu duydu. Adamı kızdırası hâdisenin ne olduğunu anlamak için gözlerini kaldırıp baktı; ve anlamakta güçlük çekmedi. Nehrin etrafındaki ışıklar, sararmağa başlıyordu. Bu da kaim bir sis tabakasının ortalığı kaplıya-oağına delildi.
Blackshirt, feleğin kendisine gönderdiği bu yardımdan dolayı Allaha şükretti. Çünkü, böylelikle bağlarından kurtulmak için daha serbes çalışabilecekti. Mc. Tavish, sürati azaltmağa mecbur oldu. İlerledikleri müddetçe ışıklann sararan rengi büsbütün sönükleşti. Sonra, her şey simsiyah kesildi. Tam Thames’e has bir vaziyet. Herifin ağzından şimdi küfürler biribiri ardı sıra yıkıyordu.
Bir müddet sonra, makineden küçük küçük gürültüler zuhur etti. Bunlar bir müddet sonra işitilmez oldu. Muntazam bir makine işleyişi kulağa çarptı. Ve tekne, suyun aktığı istikamette dere üzerinde yavaş yavaş kaymağa başladı.
Mc Taviîih, Blackshirt’e esrarengiz bir şekilde dedi ki:
— Yakında seyahatinizin ikinci kısmına başlıyacaksmız.
Vakit geçiyor, ve küçük gemi yoluna devam ediyordu. Mc Tavish, gidilen yola dikkat ederek sessiz duruyordu. Blackshirt de onu taklidedi-yoTdu. Hain herifin dikkatini kendi üzerine çekmek hiç de işine gelmiyordu. Baş parmaklarından biri kurtulmuştu. Bu pek az bir şey diye düşünülür. Fakat bir insan kendini idama mahkûm hissederse küçücük bir kurtuluş ümidi, nazarında paha biçilmez bir kıymettir.
Yavaş yavaş, sinsi sinsi ve mun-
öğretmen alınacak
Maarif vekilliğinden:
Kız Enstitülerinde aşağıda yazılı öğretmenlikler münhaldir: Antakya Kız Enstitüsü “ ' Bolu Kız Enstitüsü
Ta-
Balıkesir Kız Enstitüsü Gaziantep Kız Enstitüsü Denizli Kız Enstitüsü İsparta Kız Enstitüsü
İzmit Kız Enstitüsü Kütahya Kız Enstitüsü Maraş Kız Enstitüsü
Trabzon Kız Enstitüsü Urfa Kız Enstitüsü Tokat Kız Enstitüsü
Matematik
Türkçe, Matematik, Fizik - Kimya, biat Bilgisi ve Fransızca.
Matematik
Matematik, Fransızca Türkçe, Matematik, Fransızca Matematik, Fizik - Kimya, Tabiat Bilgisi, Fransızca.
Fransızca Matematik Matematik, Fizik - Kimya, Tabiat Bilgisi Fizik? Kimya, Tabiat Bilgisi Türkçe, Matematik
Türkçe, Matematik, Fizik - Kimya, Tabiat Bilgisi, Fransızca.
Türkçe, Matematik, Fizik - Kimya, Tabiat Bilgisi ve Fransızca.
Matematik. Fizik - Kimya, Tabiat Bilgisi ve Fransızca.
Fizik - Kimya, Tabiat Bilgisi.
Zonguldak Kız Enstitüsü . _ .
1 — Bu öğretmenliklere tayin edileceklerin, orta öğretim öğretmenliği şartlarını haiz olmaları lâzımdır.
2 — İsteklilere 3656 sayılı kanun mucibince maaş verilecektir.
3 — Bu öğretmenliklere tayin edilmeği istiyenlerln,
a) Vekilliğe yazılmış istida
b) Tahsil vesikası veya tasdikli sureti
c) Resmi bir hastahane sıhhat heyetinden alacaklan sağlık raporu. (Maarif hizmetine alınacaklara ait sağlık raporu Maarif Müdürlüklerinden istenir.)
d; 6 adet fotoğraf (6x3 eb’admda)
e' Nüfus tezkeresi sureti.
Bu evrakı Vekillik Kız Teknik öğretim Müdürlüğüne 30 eylül akşamına kadar göndermeleri lâzımdır. (9964)
Sümerbank İplik ve dokuma fabrikaları mü-essesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden:
Dokuma işçisi aranıyor
1 — Fabrikamız dokuma kısmında çalışmak üzere tecrübeli dokuma işçileri alınacaktır.
2 — îyi çalışanlar verilen akort ücret ile günde 4 liraya kadar kazanabilirler.
3 — Ayrıca hergün bir öğün parasız sıcak yemek ile bir bütün ekmek yine parasız olarak verilir.
4 — Sabit gelirli memurlara yapılan gıda maddeleri ve giyim eşyaları tevziatı gibi bu işçilere de maliyet fiatına eşya ve erzak verilir.
5 — İşine muntazam surette devam edenlere ayrıca aylık kazançları % 10 fazlasile ödenir.
6 — İsteklilerin fabrika idaresine başvurmaları. (9479)
Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi Başkanlığından:
A) Beykozda inşa edilen Kulüp ve Kayıkhane binasına ait Jıaricî sıva ve bir kısım doğrama ve döşeme işleri inşası açık eksiltmeye konulmuştur.
B) Keşif bedeli 4100 lira ve muvakkat teminat 307 lira 50 kuruştur.
C) Eksiltme 23 eylül perşembe günü saat 14,30 da Taksimde Sl. raservilerde Bölge binasında yapılacçaktır. Keşif ve müteferri evrak her gün Bölge Muhasebe servisinde görülebilir.
D) İsteklilerin 943 senesine ait Ticaret odası vesikası, ehliyetlerini ispata kâfi fennî vesaik ve muvakkat teminatlarile birlikte mezkûr gün ve’ saatte eksiltme komisyonuna müracaatları.
(9486)
Sümer Bank İplik ve Dokuma fabrikaları Mües-sesesi Bakırköy Bez Fabrikası Müdürlüğünden:
1 ) İmalâtımızda kullanılmıyacak olan aşağıda cins ve miktarı yazılı maddeler açık arttırma suretile satılacaktır.
2) Arttırma 27/9/943 tarihine tesadüf eden pazartesi günü saat 14 dedir.
3) Muvakkat teminat 1775 liradır.
4) Şartnameler fabrikamız Muamelât servisinden parasız verilir.
5) Fabrika katî ihaleyi yapıp yapmamakta serbesti.
6) Satılacak maddeler: Tahminen"20 ton bozuk pamuk deşesi. Tahminen 6 ton evsafsız pamuk
Tahminen 5,5 ton evsafsız üstüpü. (9505)
Sarıyer mal müdürlüğün den:
Eczahane satışı
Sarıyer Malmüdürlüğüne Varlık vergisinden borçlu Hiristo Papa Hiristonun Boyacıköyündeki eczanesinde ve Kapriyal Mirasyedinin Ta-rabyadaki eczanesinde borçlulara ait eşya ve eczıayi tıbbiye 22.9.943 çarşamba günü saat 14 de tahsili emval kanunu hükümleri dairesinde satılacaktır.
Taliplerin aynı günde Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Müdürlüğünden alacakları vesikalarla mahallinde hazır bulunmaları ilân olunur. (9425)
Gemiciğin yürüyüşü, her hangi bir kaza ihtimaline karşı, yavaşladıkça yavaşlamıştı.
Blackshirt, (Jup bitenlerin bütün teferruatına dikkat ediyor, kurtulmak için gizli gizli çalışıyordu. İp şimdi bileklerinden aşağı sıyrılmıştı; ve bir baş parmağı da serbes kalmıştı. Sis, bir Şeytan gibi etraflarını bürümüştü. Onları, sihirli bir dünyaya götürüyor gibiydi. Her tarafta düdükler ötüyordu. Bazen bütün kuv-vetile, bazen de uzaktan uzağa olduğu için hafif düdükler. Ansızın, korkunç bir hayal gibi koskoca bir şilep beliriverdi.
Ancak Mc Tavish’in kuvvetli kolları sayesinde çarpışmaktan yakayı sıyırdılar. Küçük tekne, ceviz kabuğu gibi suyun üzerinde sallandı. Blackshirt, bir taraftan bir tarafa atıldı; sonra şiddetli sarsıntıdan evvel ne vaziyette ise gene o hale döndü. Fakat, bütün bu hareketlerden kârlı çıktı, kolu iplerden kurtula-bildı.
Evet, şüphesiz ki, bu mühim bir muvaJffakıyetti; fakat şimdi de bacaklarını kurtarmak icabediyordu. Vücudunun alt tarafındaki bağlan, Mc Tavish’e sezdirmeksizin çözebilir miydi?, Hafjf loir harekette pu-
lundu. Herif, bunun farkına vararak birden bire esirine doğru döndü. Bu bir anlık dalgınlık, dikkatin bir an olsun başka bir tarafa doğru çevrilişi Mc Tavish’in demin önlemeğe muvaffak olduğu felâketin yeniden belirmesine sebep oldu. Müthiş bir sadme işitildi. Bir tekne parçalandı. Gecenin içinde haykırmalar ortalığı çınlatı. Motörbot, ikiye yarılmıştı. Kara ve derin »ular içinde batıp gitti.
Blackshirt, bu girdaba düşmüştü. Vücudunun bir kısmının henüz bağlı olduğunu düşünüyordu. Yanı-başında da, yıldırım gürültüleri çıkararak bir şey patlayıp duruyordu.
Kendi kendini korumak hissi sayesinde bu gürültü eden şeyden uzağa doğru gitti. Delikanlı, ağzındaki tıkacı çıkardı. Ayakları henüz bağlı olmasına rağmen yüzdü, yüzdü.
Berekıet versin ki küçüklüğünde daima bu gibi idmanları yapardı. O kadar güzel idman etmişti ki şimdi karşılaştığı müşkülât onu ürkütmedi. Muvazenesini kaybetmeksizin bir zaviye çizdi. Şilebin gittiği istikameti dikkate alarak ona göne sahile doğru ilerledi.
(Arkası var)
Tomruk kesim, nakil ve istif işi ilânı
Devlet Orman işletmesi Bolu revir âmirliğinden:
1 — Devlet Orman'İşletmsei Bolu revirinin 4 üncü bölge dahilindeki Aladağ suyu ormanlarından 943 senesi tahammülü olup amenajman plânı kesim parselinden istihsal olunacak (12748) M3 tekabül edecek çam ve (261) metre küpe tekabül edecek köknar ağaçlarının dip kuturlarından kesilip verilecek ölçüye göre tomruk boylarına taksim ve kabuklarını soymak suretile Değirmen özü yaylası ara deposuna nakil ve İstif İşi bir sene zarfında ikmâl edilmek üzere açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Açık eksiltme 27/9/943 pazartesi günü saat 15 de Devlet orman İşletmesi Bolu Revir Amirliği binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — 1, inci maddede yazılı şartlar dairesinde işbu emvalin beher metre küpünün kesme, tomruklama ve kabuklarını soyma muhammen bedeli 1 lira 50 kuruş, taşıma ve İstif muhammen bedeli de keza metre küpünün (15) liradır.
4 — Muvakkat teminat % 7,5 hesablle (16098) lira (64) kuruştur.
5 — Açık eksiltme şartnamesi Ankaıa Umum Müdürlüğünde Ankara, İstanbul orman çevirge müdürlüklerlle Düzce, Karabük ve Bolu Revir Amirliklerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin ihale gününde teminat akçelerlle birlikte Revir âmlr-
liğine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur. _____________(9400)
Travers ve odun naklettirilecek Devlet orman işletmesi Düzce Revir âmirliğinden:
Revirimizin Danyeri bölgesi dekovil güzergâhı üzerinde Asar deresi rampasında mevcut 6717 adet normal 16284 adet dar hat traversinin v« mezkûr güzergâhın muhtelif mesafelerinde mevcut 2800 ton odunun İşbu rampadan 3900 metre uzunluğundaki dekovil hattı ile Tütünlük deposuna nakil ve istifi açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Açık eksiltme 24 Eylül 943 tarihine raslayan Cuma günü saat 15 de Düzce Revir Amirliği binasında toplanacak Komisyon huzurunda yapılacaktır. '
Tahmil, tahliye, nakil ve istif dahil normal hat traversinin beher adedinin muhammen bedeli 20, dar hat traversinin 12.5 ve odunun beher tonunun muhammen bedeli ise 140 kuruştur.
Şartnameler Ankarada Orman Umum müdürlüğü, İstanbul Orman çevirge müdürlüğü ve Bolu Revir Amirjjgı j]e Düzce Revir Amirliğimizde görülebilir.
Muvakkat teminatı % 7,5 hesabile 547 lira 42 kuruştur. İsteklilerin ihale gününde teminat akçesile birlikte Revir Amirliği binasında toplanacak Komisyona müracaatları. 9248)
İstanbul İnhisarlar Baş Müdürlüğünden:
1 — Gebze inhisarlar idaresi Y. tütün anbannm tamiri 15 gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Kat'î ihalesi U. Müdürlüğün tasvibine bağlı bulunan muvakkat İhale, 4 Teşrinievvel 943 pazartesi günü saat 2 de Kabataşta inhisarlar Başmüdürlüğündeki komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminat akçesi 508 lira 80 kuruştur.
4 — İstekliler Başmüdüriyet muhasebesine müracaatla şartname hakkında malûmat alabilirler.
5 - Eksiltmeye iştirâk şeraitini haiz bulunan isteklilerin muayyen gün
ve saatte depozitolarını hamilen Başmüdürlüğümüzde bulunmaları ilân olunur. , «9253»
Sümer Bank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müesse-sesi Bakırköy Bez Fabrikası Müdürlüğünden
Fabrikamız atölyesinde istihdam edilmek üzere tesviyeci, tornacı, frezeci, marangoz, elektrikçi ve oksijen kaynakçısına ihtiyaç vardır.
Taliplerin fabrikaya müracaatları. (9347)
Üniversite Rektörlüğünden:
Tıp diş tababeti eczacılık tahsil edeceklerin giriş imtihanlan 22/X/94» tarihinde Fizik Kimya Biyolojiden ve kimya mühendisliği imtihanı 25/X/943 de matematik Fizik Kimyadan yapılacaktır.
İsteklilerin o vakte kadar kayıtlarını tamamlamaları.«9434»
Kocaeli Vilâyetinden:
İzmit - Derinoe yolunun 1X740 kilometresinde Ağdere kemerli köprüsünün tamiri ve bunun yanına 2X300 metre arzında ahşap döşemeli kâgir köprü inşası ve dere yatağının yüz metre tulunda tathiri hususu açık eksiltmeye vazedilmiştir. İhale Biriciteşrinin 4 üncü pazartesi günü saat on birde Vilâyet makamında yapılacaktır. Keşif bedeli 1 166 lira 31 kuruştur. İsteklilerin o gün zikredilen saatte 687 buçuk liralık muvakkat teminat mektubu veya Banka makbuzu Ticaret odası kayıt vesikası ve Nafiadan alacakları fenni ehliyet vesikası ile Vilâyet makamına ve şartnamesini görmek istiyenlerin de encümen kalemine müracaatları. (9419)
Kars P.T.T müdürlüğünden:
Yazın otomobil kışın araba kızak veya hayvan git» âdi vesaitle haftada karşılıklı iki sefer yapması gidiş geliş bir sefer addedilmek suretile her seferinde bin kiloya kadar yük taşıması ve bunun için şartnamede gösterilen menzllhapelerrde tayin edüen mikdarda vesait bulundurulması hariçten yük veya yolcu almakta müteahhidin serbest bulunması meşrut Kars Ardahan arası 943 - 944 yılı posta sürücülüğünün bin altı yüz elli lira aylık muhammen bedelle ve 21/9/943 tarihinden itibaren on beş gün müddetle ve kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur, ihalesi 5/10/943 salı günü saat on birde Kars P. T. T. müdürlüğü binasında yapılacak şartnamesi mezkûr müdürlükten parasız olarak alınabilecektir. Muvakkat teminat bin dört yüz seksen beş liradır. Taliplerin kanuna uygun teklif mektuplarını teminat makbuz ve İyi hal kâğıtlarını İhaleden bir saat evveline kadar komisyon reisliğine vermeleri ilân olunur. «9515»
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinden:
Leyliî Tıp talebe yurduna girmek için müracaat edenlerin »ayısı kadro ihtiyacından çok fazla olduğundan, kayıtlar kapanmıştır.
20 eylül 943 ten sonra bu iş için müracaat edilmemesi.
(9564)
İnhisarlar İstanbul başmüdürlüğünden:
Fiş karşılığı satacakları kavrulmuş çekirdek veya kavrulacak çekilmiş kahveyi tartarlarken kağıtsız olarak tartmaları kuru kahvecilere bildirilmiştir.
Sayın halkımızın da buna dikkat etmesini rica ederiz. (9555)
Tramvay Aylık Kartları
İstanbul elektrik, tramvay ve tünel işletmeleri umum müdürlüğünden:
1 ilâ 3 birinciteşrin ayına tesadüf eden bayramın birinci, ikinci ve 3 üncü günleri idaremiz kapalı bluna çaktır. Tramvay aylık kart eshabınm eylülün yirmi yedinci pazartesi gününden itibaren eylül nihayetine kadar kartlarını yenilemek üzere Tramvay Hareket dairesine müracaatları lüzumu sayın kart sahiplerine ilân olunur. (9552)
Tıp fakültesi dekanlığından:
Fakültemiz Anatomi Histoloji embriyoloji enstitülerile göz kliniğinde asistanlıklar münhaldir. İsteklilerin yabancı dil imtihanları yapılmak üzere 30/DC/943 tarihine kadar fakülteye müracaatları. (9519)
21 Eylül 19&
AKŞAM,
KüÇ^^MiÜAIII
j İş ARIYANLAR BİR BAYAN HEMŞİRE — HUSUSÎ hastalara bakmak ve hergün saat al- GENERAL ELEKTRİK MARKA — üç ayak bir buz dolabı acele satılıktır, isteyenlerin Tophane eski Salıpazarı yokuşu No. 2 Bayan Şükran Sünanç’a müracaattan. — 3
inektedir. Akşam’da M. S. rümuzuna mektupla müracaat. — 1 BİLHASSA DEMİR EŞYA — basmaya yarayan 60 tonluk eksantrik pres, bir 20 tonluk el presi, bir Avrupa valsı, bir kalorifer kazanı. Görmek İsteyenler Kurtuluş 8inemköy Savaş sokak No. 199 müracaat. 22828. —
TİCARET LİSESİ MEZUNUYUM — Muhasebeyi ve Fransızcayı İyi bilirim. Askerlikle alâkam yoktur. Hususi b!r miiessesede veya tüccar yanında iş arıyorum. Arzu edenlerin Akşam’da J. S. rümuzuna mektupla müracaatları. —
SATILIK EŞYA — Kullanılmamış, 43 madeli fevkalâde radyo, Viyana mavun kaplama yemek masası, altı
ESKİ HARFLERLE DE — Okuyup yazabilen lise mezunu genç bir bayan hususi müesseselerde İş aramaktadır. Yûke^k ücret verildiği takdirde taşraya da gider. Akşam’da Ar rümuzuna yazılması. — (Radyo rümuzuna mektupla müracaat. _
SATILIK KELEPİR EL TEZGÂHLARI — Komple işler vaziyette dört dokuma tezgâhı ucuz flatla satılıktır. Bulunduğu bina da çok az bir kira He devredilebilir. Telefon: 20039. Adres: Yenlkapı Musalja cad. 35 No. — 5
2 İŞÇİ ARIYANLAR
ADANADA — Tuhafiye mağazasında çalışmak için işten anlar bir müstahdeme ihtiyacımız vardır. Bah-çekapı Beiman mağazası No. 12 müracaat. 4 ~ Kiralık • Satılık DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Kadıköyün en işlek yerinde müşterisi
DİKİŞ BİLEN — ve on yedi yaşını bitirmeyen kızlara ihtiyacımız vardır. İdareli terzi bayan Mukbile Ml-marer No. 14 Nalıncı caddesi Kasımpaşa. Kadıköy Pazaryolu Direkli apartı-man No. 77/2 telefaı 60989. — 4
BÜYÜKADADA SATILIK ARSA — Nizam cihetinde çamlık içinde fevkalâde manzaralı geniş cepheli 2300 metre murabbaı muntazam duvarla çevrilmiş bir arsa satıhktır. İçinde bağı ve müteaddit yemiş ağaçlan vardır. «Akşam» İlân memurluğuna müracaat. Telefon 20681. _ 9
SIHHATLİ BİR SÜTNİNE — Aranıyor. Maaş mmnun edici olacaktır. Azrıı edenlerin Şişli Halâskâr Gazi caddesi Merey apartıman 330/2 numaraya müracaat.
DAKTİLO ARANIYOR — Makinede seri yazar daktilolar aranıyor. Sultanhamam Sadıkiye han ıı numaraya müracaat. ACELE SATILIK BAHÇE — Sah-rayi Cedit İmam Ramla caddesinde 23 numarah istasyona 15 dakika 19 dönüm, etrafı duvarlı üç tane bostan kuyusu, sekiz odalı ev. bahçe satılıktır. Görmek Istiyenler cumartesi günleri müracaat. — 2
BAYAN DOKUMACI VE BOBİNCİ
gâhlannda çalışmış tecrübeli bayan dokumacı ve bobinci alınacaktır. İsteklilerin Şişli Abide! hürriyet caddesinde Jale mensucat ve Çemberll-taş Nuruosmaniye caddesinde İçel SATILIK APARTIMAN — Beyoğlu Kalyoncukuitak Hamalbaşı aşasında Tevfik sokağında 34 numaralı mahiye 97 lira kirada bankaya 4550 liraya ipotekli 9500 liraya satılık, için-
BAĞ BAHÇELİ KÖŞK
ACELE KİRALIK DEPO — Dükkâna elverişli bulunan Taksime bir dakika mesafede aylığı 200 liraya kiralıktır. Emlâk Yurdu. Telefon :44439
12.50S LİRAYA — Taksime bir dakika mesafede iki buçuk kat kübik müceddet apartman satılıktır. Dos. 481 Taksim Cumhuriyet meydanı Emlâk han Emlâk Yurdu. Tel. 44439.
ACELE SATILIK EMLÂK — Bey-oğhmun mutena caddelerinde 15 bin He 300 bin arasında kelepir cazip apartmanlar satışa çıkanlmıştır. Taksim Abdülhakhâmit caddesi nu-mara 23 Bozkurt Emlâk telefon 43532
24.000 LİRAYA — Sultanahmetfe Üç kat dörder odalı denize nazır apartıman satılıktır. Dosya 480 Taksim Cumhuriyet meydanı Emlâk Yurdu Tel. 44439. —
SATILIK ARSALAR — İstanbulun her cihetinde deniz kenarında sayfiye mahallerinde arsalarımız olduğu gibi Mecidiye köyünde denize nazır 5000 metre arsamız mevcuttur. Fiat! 3 liradır. Taksim Abdülhakhâmit cadderi numara 23 Bczkurt Emlâk telefon 43532 —
10 090 LİRAYA — Yüksek kaldırımda dörtte üç hissesi dört kat dörder odalı ayda 150 lira iradı bulunan apartıman satılıktır. Dosya. 478. Taksim Emlâk Yurdu. Tel: 44439.
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Lâleli tramvay caddesinde 292 numaralı tuhafiye dükkânı acele ve ucuz fiatle satılıktır. Camek&nlarla süslenmiş olduğundan her şeye elverişlidir.
ACELE VE UCUZ — Tam tahsisattı ucuz fiatle bir makara atelyesi satılıktır. Müracaat Mercan yokuşu Ca-•feriye han No. 41. — 1
150.000 LİRAYA — İstanbul civarında 8.500 dönüm 450 dönümü ekin İçinde taş kireç kireç ocakları bol suyu bulunan çiftlik satılıktır. Dosya. 477. Taksim Emlâk Yurdu. Tel: 44439
0.000 LİRAYA SATILIK KAGİR EV Fatih tramvay durağma yanm dakika Karaman yokuşu 32 No. h beton her katta birer oda ve teferruatı havi.
- 2
45.009 LİRAYA — Şişli Trmvay caddesinde beş katlı altında dükkânı bulunan ayda 200 lira gelirli apartıman satılıktır. Dosya. 476 Taksim Emlâk Yurdu. Tel: 44439.
ANKARADA MODERN BİR APARTMANA — Mukabil İstanbulda Talimhane, Ayaspaşa veya Şişli civarında kaloriferli bir apartıman aranmaktadır. Alâkadarların 23700 e akşamları telefon etmeleri. — 2
Sahife 7
8.500 LİRAYA — Kadıköy Yeldeğir-meninde Yedi odalı suyu elektriği hava gazı bulunan kâgir ev satılıktır. Dosya. 504. Taksim Emlâk Yurdu. Tel. 44439 —
29.000 LİRAYA — Bakırköyünde ( Tren güzergâhında (14) odalı içinde bir dönüm bahçesi bulunan üç: bölük 11 halinde ahşap ev satılıktır. Dosya. ' i 503. Taksim Emlâk Yurdu, Te] ;44439
!, 7.500 LİRAYA — Kadıköy Yeldeğir-
( meninde altında üç dükkânı bulunan
| iki ahşap ev satılıktır. Dosya. 502. Taksim Emlâk Yurdu. Tel: 44439. t
9000 LİRAYA AHŞAP SATILIK EV —
7 oda, hamam, terkos, elektrik, tramvay, vapura 2 dakika mesafede deniz görür. Amavutköy Dubaracı sokak 28 numaraya. Müracaat Singer saat mağazası Eminönü Arpacılar caddesi
8 numaraya. —
850 LİRAYA — Yarım dönüm bahçe içerisinde müteaddit meyva ağaçlan bulunan 2 odalı hane satılıktır. Erenköy Sahrayı cedit camii karşısında bakkal bay Niyazi ye müracaat.
— 2
199.909 LİRAYA — Amavutköyle
- Bebek arası önü açık kamilen deniz I üç köşkü İle 3990 metre arsaslle tram-Eşşlz vay caddesi üzerine 62 metre yüzü mey_ | bulunan köşkler sab'-’-‘— "-----
I ÜSKÜDAR — Ana caddede köşeli , geniş dükkân devren satılıktır. Müracaat emniyet Amirliği karşısında ' No. 70. — 1
MAÇKADA ARSALAR BEŞİKTAŞ-
Dosya: TA EV — Teşvikiyede deniz gören
Mahmutpaşa büyük Yıldız 74 a^ac1’ 1200 kütük bağ. çam parkı,1 5Q1- Taksim Emlâk Yurdu, Tel 44439 müfrez arsalarla Beşiktaşta Has fırm 7 ZCmtn kat 3 ÎÛÛO fifinn Tİrml nda hnl «n aravl i _ KaVaaII
ALMANCA — Stenografi ve daktilo bilen bir Türk bayan bir Türk firması tarafmdan aranmaktadır. Bir kaç senelik pratiği bulunması şarttır. İsteklilerin Galatada, Bankalar sırasında Nazlı Harun 8 No. lu dairesine müracaatları. _________________ — 1
3 YAŞINDA BİR ÇOCUĞUN — yemeğini, hizmetini yapacak emin ve temiz bir kadın aranıyor. İyi yemek bilmesi şarttır. Adres: Beyoğlu İmam sokak apartıman No. 2 daire No. 4.
— 1
5 NÜFUSLU BİR AİLENİN — yemek ve ev işlerini yapacak temiz bir Türk bayana ihtiyaç vardır. Her gün saat 9 dan 12 ye kadar müracaatları. Tahtakale caddesi No. 96 kundura boya İmalâthanesi Mehmet Nuri Tl; 21147 — 8
ESKİ VE YENİ HARFLERİ — lâyl-kiyle bilen ve biraz da muhasebeye âşinâ ve daktilo bilen bir Türk bayana ihtiyaç vardır. Taliplerin hergün saat on beşten on dokuza kadar Tütün gümrük 38 numarada İkbal Kocaeli şirketine müracaatları. — 2
1000 fidan, yirmi oda. bol su, arazi. ı ç«Tıinr .nc. Havuzlar, asri kümesler, konfor, ta-1 , K AESA ~
mirsiz. Satılık veya bir apartımanla " değişilecek Pos K 628 i mtıre arsa saılUMtır- Dosya. 497
«Kişuecea. ros. uzb._______________ ı sJm T£İ;
KİRALIK YAZIHANE ARANIYOR— ■--------------------------------------
Galata veya İstanbul merkezi semt-' lerindeki hanlardan birinde mobilyalıl veya mobilyasız bir veya iki odalı ki-i ralık yazıhane aranıyor. İstanbulun , •
Bahçekapıda Cermanya hanında1 Yqrdn- TC: 44439._____________________, —
FOMSİM inşaat şirketine müracaat! 19.090 LİRAYA Karaköyde Neca- -------------,
Telefon: 20920______________________ tibey caadesine muvazi Ayda 55 lira' KIYMETLİ MAĞAZA SA-
RtlviİK ftrrat onnn ıira» nı 1 5 derinüği 12 mrtfv Olan nıJİOK - Sultanhamam Yenicamı
v dep° satılıktır. Dosya: 495 Taksim caddesinin en işlek köşesi 11 _ 13
4000o\ira takdir eriHmiş^eSTann1 Em3Ak Yurdu- Tel: 44439. _ , (stok) knma? mağazası namile ma-
40000 lira takdir edilmiş senese 1200 ----------------------------------- kâçir 1kj kat büyûk vltrlnle_ u
lira kirası ye 10 senelik kontratı otan! 40.000 LİRAYA - Babıâlide 2 ev, birincUeşrin 943 saat M - 16 ya tadar «nan^n^k5°^rr?XttSatlllktlr' Ha"|Wrt 18 3 0(3ah ayda «ra Sultanahmet birinci sulh mahkeme-
aan Deposuna müracaat,______________i irattan bulunan evler satılıktır. Dos- sinde satılacaktır
SATILIK ABSA - BüyAtodadA' "'S SATILIK DCKKta - Be^L M«.
Hristosa giden yeni asfalt caddesi ■ -----------■’ can. Pastırmacı hanında 27, 28 29
üzerinde 1500 metre arsa 9000 liraya UCUZ SATILIK APARTMAN — Dört numaralı üç dükkân satıhktır. Miira-maktuan satılıktır. Bahçekapıda Ha-‘ x“’“ “ ----‘-----—” — ' --------- -
san Deposuna müracaat.
__ - Paşalimanında «**5®** &enl5 be§ o0*11
set üzerinde metresi 8 liradan 3.000 ah?ap satılıktır. Teşvikiye caddesi
metre arsa satıhkfar. Dosya. 497. Tak-1 Muzaffer apartıman 2 numarada bay “ "I T_‘" Z ’ — ~ı _______ Kemal Lavkan’a müracaat. —
60.009 LİRAYA — Küçük Çamlıca-’ SATILIK ARSA — Bay ez: t Yakub-da on odalı sekiz dönüm çamlık, iki a&a mahalleal Kalaya sokak 5 numa-M M ! üzüm bağı. Müştemilâtı bulunan köşk rah Marmarava nezaretli arsa sata-fatanbuldâ' ^ktır. 496. Taksim Emlâk b?tlr' Görüşmek İçin Kadıköy Soğüt-
“n.rYürdn. TC: (4439. - luçKfme Karadot sokak 1 numaraya-
müracaat. __s
- |
— 1
ISTANBULDA ÇALIŞMAK ÜZERE — iyi yetişmiş bir kalfaya ihtiyaç vardır. Emek ecza deposuna müracaat edilmesi. ___________________—2
siıie
’tf SANMADI
Devlet Demiryolları ve Limanlan İşletme Umum idaresi ilânları
D. D. 121 No. ta tarife ihdas edilmiştir. Fazla bilgi istasyonlardan istenebilir. .9534,
İstanbul ziraat mektebi •atmalma komisyonundan ■
Muhammen bedeli 440 kuruş olan 2000 kilo sadeyağının şartname» mucibi kapalı zarfta eksiltme», 7/10/943 perşembe günü saat II de Beyoğlunda Liseler muhasebeciliğinde toplanacak komisyonıunuzd* yapılacaktır. İsteklilerin adı geçen muhasebeye yatıracakları 660 liralık ilk teminat makbuzunu, 943 malî yılı Ticaret odası vesikasını ve teklif mektubunu eksiltmeden bir saat evwl komisyona vermeleri ve şartnameyi salı ve perşembe günleri mezkûr muhasebecilikte görmeleri; postada olacak gecikmeler kabul edilmez- (9544)
Kars P. T. T. müdürlüğünden:
Yazın otomobil kışın araba kızak ve hayvan gibi âdi vesaitle haltada karşılıklı İki sefer yapması ve bunun İçin yaz aylarında bir otomobil ve kış aylarında çift beygirll birer araba veya kızak kullanılmak üeere Kars Kötek Pemavut ve İğdır Menzil hanelerinde dörder hayvan bulundurulması ve gidiş geliş bir sefer addedilmek suretüe her seferde 900 dokuz yüz kiloya kadar yük taşıması ve hariçten yük ve yolcu almakta müteahhidin serbest bulunması meşrut Kars İğdır arası 943 - 944 yılı posta sürücülüğü iki bin iki yüs elli lira aylık muhammen bedelle 21/9/943 tarihinden itibaren on beş gün müddetle ve kapalı sarf usulfie eksiltmeye konulmuştur. ihalesi 5/10/943 sah günü saat onda P. T. T. MD. binasında yapılacak ve şartnamesi mezkûr MD. den parasız olarak alınabilecektir. Muvakkat teminatı iki bin yirmi beş liradır. Taliplerin kanununa uygun teklif mektısılannın teminat makbuzu ve iyi hal kâğıtlarının ihaleden bir saat evveline kadar komisyon reisliğine verilmesi ilân olunur. *9514>
BÜYÜK FIRSAT — Beyoğlunda: İstiklâl caddesinde berberliğe, tuhafiyeciliğe, her türlü işe elverişli fevkalâde iradlı dükkân devren kiralıktır. Lâle sineması yanında No. 79.
- 1
BİR YAZIHANE ARANIYOR — Galat* veya Bahçekapıda 4-5 odalı iyi bir yazıhaneyi kiraya vermek veya devretmek isteyenlerin (40247) ye telefon etmesi.____________ — 0
, AraıtAunn ı — AJün numaran uç auKKan sarı iik tır. Mura-
daire 15 odalı, muntazam bahçeli pa- caat. II. D. A. rümuzuna Akşama, zartesi, cumartesi 1 den 5 e kadar _ j
Bankalar caddesi Yolcuzade Emekye- -------;--------------------------------
’ mez mahallesinde 17 numara Aksoy KİRALIK MÜKEMMEL KÖŞK — ’ apartımanı dördüncü daireye müra- Feneıbahçede tramvay caddesinde ’ caat. - 2 i muntazam bahçe içinde, kurulmuş so-
• —- - i balan, elektrik, telefon, frijiderle be-
ŞİŞLİDE SATILIK APARTMAN — raber en son konforu havı mo-: Beş ve dörder odalı dört kat bodrum bilyah köşk haziran başına kadar «e-bahçe tam konfor saf hava bol gü- y, aylık kiralıktır. Müracaat: Tele-
- 2
ITRİYAT İŞİ İÇİN — Büyük postane cad. 5 No. ya müracaat etmiş olan bayan Marinin tekrar müracaatı. —
ACELE SATILIK — Kuzguncuğun, vapur ve tramvaya yakın en havadar yerinde, dört odayı haiz betonarme bina, taşraya azimet dolayısile satılıktır. Fiatı 4000 liradır. İçindekilere müracaat. Hamam sokak No. 34 hane. ■
3 ~SAT(L1K E§YA
SATILIK MOTÖR — Teknesi iki sene evvel yapılmış oturaklı açık denizlere elverişli çalışır iyi bir vaziyetteki 50 tonluk motorlu çektirme bütün takımları, sandalile acele satı-lktır. Görmek, İzahat için Akşamda (Motor) remzine müracaat. — 1
ACELE SATILIK APARTIMAN — Bomontlde Havuzlu bahçe sokak No. 36/2. 110 lira kira getirir 3 katlı yeni apartıman satılıktır. 3 üncü kata müracaat.
neş emsalsiz nezaret senelik irad 2400 operatör Raif sokak Mer’a apartmanı dördüncü kata müracaat - 4
FATİH — İtfaiye caddesinde üç sparümaıı ikişer daireli konforlu ve güneşlidir. Müracaat: Fatih Park karşısı Kâmilpaşa sokak No. 6 Nabi Taran.________________________
KİRALIK — Göztepe tren istasyonuna 6 dakika mesafede büyük bahçeli suyu elektriği manzarası mevcut 8 ve ayrıca üç odalı iki köşk senelik kiralıktır. Göztepe birinci orta sokak 10 nu-maraya müascaat.___________—
TERKİ TİCARET — Dolayısile acele satılık dükkân. Taksim Sıraservi-ler Belediye hastanesi karşısında 143/1 numarah inhisar beyiye dükkânı devren satıhktır. İçindeki sahibi Ah Uçağa müracaatları.—
fon 43127.__________________
SATILIK ÇOK ARSALI EV — Erenköy Hamam sokağında tramvaya üç dakika uzakta 27 No. çek arsalı ev satılıktır. Taliplerin müracaatları.
ACELE SATILIK DÜKKÂN -- Yüzde sekiz iradh köşebaşı kavafhane elverişli mağaza olabilir. Boş olarak teslim edileblr. Kapahçarşı Kavaflar caddesi No. 34 müracaat.— 2
— 1
Erzincan belediyesinden:
1 — Yeni Erzincan şehrin kati imar plânındaki mevkilerinde örnek sekta adet ahşap Karkas bina inşaat edilecektir.
2 — Tutarları yekûnu seksen sekiz bin lira muvakkat teminatı altı bin altı yüz liradır.
3 — Kapalı zarflı eksiltmesi 4/10/943 pazartesi günü saat on altıda Erzincan belediye binasında toplanacak olan Encümende yapılacaktır.
4 — Bu işe ait tekmil evrak Erzincan Nafia Müdürlüğünde görülebilir.
5 — Talipler Erzincan Nafia Müdürlüğünden ehliyet vesikası «lmalan
6 — Bu gün evler ihalenin müteahhide tebliği gününden itibaren bir ay sarfında bitirilmiş olacaktır.
7 — Yapılacak işin kırk dört bin lirası derhal verilecek diğer kır* dört
bin lirası için 4126 sayılı kanuni* belediyeye hazîneden ikraz edüen paradan 944 malî yılında ödenmek üzere bono verilecektir.______«9520»
SATILIK YATAK ODA TAKIMI — çadan ibaret iyi malzeme ve meraklı İşçilikle yapılmıştır. Beyoğlu, İstiklâl caddesi Gaz şirketi karşısında Uyar Emlâk’e müracaat Tel: 43376. —
TAKSİM, TALİMHANE, AYASPAŞA, SİPAHİOCAĞINA — kadar « - 7 odalı kaloriferli apartıman aranıyor. Şerait İçin doğrudan doğruya Taksim eczanesi sahibi Nlzameddlne müracaat.___________________________
SATILIK DÜKKÂN — Kapaliçarşi-da Zenneciler sokağında 24 numaralı dükkân satılıktır. Tophane Kumbaracı örtmealtı sokağı 21 Hatlceye müracaat.
SAF HAVASI — Lâtif manzaralı Boğaza çin in incisi Kireçburnunda « odalı 2 sofalı 3 halâlı yağlı boyalı elektrik suyu meyva geniş bahçeli gayet kullanışlı bir köşk acele şahlıktır. iskele memuru Ahmet Okandan sual.________________________— 1
SATILIK ARSA — Ankarada Ha-mamönünde Bayındırlık caddesinde asfalt üzerinde yirmi metre cephe ve 32 metre derinliğinde sinema, otel, apartıman inşasına çok müsait arsa acele satılıktır. Ankara Pasta salonu sahiplerine müracaat. Telefon Ankara 1113.____________________________—_
KİRALIK MÖBLE APARTIMAN — Beyoğlunda caddeye nazır 3 oda bir sofa, mutbak ve banyolu bir kat aile İçin kiraya verilecektir. Telefon: 43535 müracaat. — 3
GÖZTEPEDE — İtfaiye caddesi üzerinde tramvay durağına bir dakika mesafede denize, adalara nezareti ve bol meyva ağaçlarlle İki dönüm arsa satılıktır. Müracaat Tel. 52,138.
_ 2
5 - MÜTEFERRİK
ACELE SATILIK OTOMOBİL — Lâstikleri yeni mükemmel ve işler bir halde 37 model Naş marka otomobil satılıktır. Sirkeci Orhanlye caddesi 30 No. Bay Hakkı’ya müracaat. Telefon: 20992, Telgraf: İstanbul - Ateş.
KURTULUŞTA — Türkbey sokağında 77 numaralı 7 odalı 2 mutfak Wr çamaşırhane bir sarnıç, meyva ağaçlan bulunan bahçesi, elektrik, su tesisatını havi bir hane acele ve ucuz satılıktır. Telefon (40299) numarava 61 müracaat.
ACELE SATILIK KÂGİR EV — Haliç feneri Tahtamlnare Vodlna caddesi 32 No. ta altında büyük dükkânı 5 oda taraça elektrik terkozu var. Gayet sağlam ve kullanışlıdır. Müracaat içinde Ömer Taşına. — 2
BÜYÜKADADA MADEN TARAFINDA — Banyolu mobilyell müstakil [ hane acele aylık kiralıktır. Tel. 20096.
FRANSIZCA — Usan müteh. Prof. Albert Anjelden: (Thâse) lerini hazırlamak isteyen genç münevverlerle Fransızcalannı flernetmek veya konuşmak isteyen zevat bize müracaat edebilirler. Ücretler uygundur. Bah-çekapı Selâmt han.— 1
BİR ALMAN BAYAN — Almanca dere veriyor. Adres: Posta kutusu 1574 Galat*. —
BERLİNLİ BAYAN ÖĞRETMEN — Tecrübe edilmiş, kolay metodla İyi Almanca ders verir. Pazardan başka her gün saat 4-7 ye tadar istiklâl caddesi apartıman 133 de 6 No. ya müracaat. — 2
KÂRLI İŞt OLUP DEVRETMEK — Veyahut sermayeli ortak İsteyenler için mahiyetini mufassalan aşağıdaki adrese bildirsinler İstanbul posta ku-tusu 145._________________________—_
HUSUSİ DERS — Yüksek tahsilini Fransız filolojisi üzerine yapan bir genç Fransızca dersleri vermektedir. Evlere de gider. Akşam’da «H. D.» rümuzun^ y&zılm&sı, 1
DİPLOMALI BAYAN — Tarafından Fransızca ve Almanca dersleri verir. Evlere gider. Akşam gazetesinde (L. F.) rümuzuna mektupla müracaat.
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ
Gazetemiz İdarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerinizden
R.A — Genç Bayan — İngilisce —
M, T. M — M.G — G.O — L.F
rahanemizden aldırmaları rica
Sahife 8
AKŞAM
21 Eylül 1943
Piyasada markalarım Ummadığınız bir çok traş bıçakları çıkmıştır. Kalitesi belli olmıyan bu traş bıçakları yerine daima yüksek evsafta mal imal eden Haşan Deposunun herkesçe malûm halis Alman çeliğinden yapılan
HAŞAN TRAŞ BIAÇGI
kullanınız. Haşan deposu ve şubelerinde 1O adedi 65 kuruştur. Toptancılara tenzilât.
Haşan traş sabunu, Haşan traş sabun kremi, Haşan traş pudrası traş zevkini itmam eder
OSMAN GÜZEL
LORENZ RADYOLARI
Radyo lâmbaları, — Akümülâtör — Anot Bataryaları — Lüks avize ve tavan armatörleri.
HM Galata, Voyvoda caddesi No. 66 Tel: 49249.
Son gelen
MiNERVA, SCHAUBveTE-KA-DE
Radyolarımızı bir kere görmeden Radyo almayınız.
TAKSİTLE SATIŞ
Bahçkapı, Topkapı - Yedikule tramvay durak mahalli karşısında No. 6
RADYO PAZARI - REMZİ
Her nevi fennî radyo tamiri mütehassıs tarafından itina ile ya-prlır, ve lâmba tedarik edilir.
Gelen mektuplara cevap verilmek üzere Posta pulu gönderil-meri rica olunur.
Ekzamin
EKZEMANIN HUSUSİ İLACIDIR
Merkezi: İZMİR
Telgraf adresi: ERLER — İZMİR
Mektup adresi: ERLER Türk Anonim şirketi İZMİR
TürkSye DahS85ndl@ —
KURU UZUM İŞİ YAPANLARIN
■■■■ Nazarı Dikkatine
ERLER
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
Sermayesi: 100,000
Türk lirasıdır.
Yaıım asra yakın bir zamandanberl îzmirden Avrupaya kîıru üzüm ihraç eden mütehassıs zevat tarafından teşkil edilen şirketimiz dahilde üzüm sarfiyatının arttığını gördüğünden, Türkiye Devlet Demiryollarının bütün istasyonlarile Devlet Denizyollarının uğradığı İskeleler için asgari yüz kutuluk partiye kadar şimendifere veya vapura teslim mal satmakta ve bu suretle sipariş kabul etmekte olduğunu Türkiyemlz dahilinde kuru üzüm işile iştigal eden tüccar, müteahhit, bakkal ve manavların nazarı dikkatine arzederiz.
Her telgraf ve mektuba hemen cevap verilir. İki yüz elli kutudan aşağı siparişlerden aynca on lira masraf alınır.
SADİ IŞILAY
JÜBİLESİ
23 Eylül Perşembe saat tam 21 de
Konservatuar icra hey’eti arkadaşları — Münir Nurettin — Safiye — Hamiyet — Necini Rıza — MalatyalI Fahri — Zehra BUlr'ln iştirakleriyle TAKSİM BELEDİYE Gazinosu salonunda Biletler Şehir tiyatrosu dram kısmından jübile günü gazinodan tedarik edilebilir.
Haznedar Kireç Ocakları Müşterilerine
Haznedar kireç ocaklan 10 gündenberi tekrar işlemeğe başlamıştır. En iyi cins kireci en müsait fiyatle ocaklanmızdan alabilirsiniz. Eminönü Osman Ef. Hanı No. 9.. Telefon: Fabrika 16.71 - Satış yeri: 21612.
■ Dr. Şükrü Mehmet ■
(Sekban)
Gureba hastanesi cilt ve zührevî hastalıkları sabık hekimi.
Her gün 10 dan 4 e kadar.
İstiklâl Cad. Ankara Apt. 99 ■■■■i Telefon: 40916. ■■■■■
Prof. Dr.
KEMAL CENAP
Kalb, damar, mide, /erem bünyevi şişmanlık, zayıflık, şeker hastalığı ve iç ifraz hastalıkları.
Her gün saat 15 - 19.
Pazar günü öğleden evvel muhtaçlar fahrlyen kabul ve İhtimamla muayene edilir
Gece davetleri kabul edilir. Taksim, Doğu Palas No. 14. Tel: 43963
§
SIEMENS
YFNi ÇIKTI
HÂMiD’in
Son yıllan ve son şiirleri. Yazan:
HİFZİ TEVFİK GENENSOY
Jebek’t° Satılık
Aoartıman ve Arsa
Takriben 4000 metre murabba. İstanbul, Tahtakale-de, Prevuayans Hanı No. 37 ye müracaat.
Kiralık Konforlu
9 odalı büyük bahçeli Şişlide ev. Müracaat: Ferdi Selek Türk Emlâk ve İlân Bürosu. Ömer
Abid Han 2 nci kat 23. Tel: 42368
MUTFAK İŞLERİ
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu
Taksim - Talimhane palas. Telefon: 40127
■■^■■■Diplomalı bir
Eczacı aranıyor
Ankara Merkez Eczanesine müracaat.
TAŞRA müşterilerimiz Meşhur Singer Elmaslı ve Pırlantalı saatlerinin, Şövalye ve Nişan yüzüklerinin. Çiçek iğnelerinin, Küpelerinin en son lüks resimleri çıkmıştır. Bu resimlerden tedarik etmek is-tiyenlerin adreslerde 1 5 kuruşluk posta pulu göndermeleri rica olunur. Satışımız peşindir. Singer Saat Mağazası İstanbul Eminönü Carî
Günlük Hayatî
SERİSİ No. 12
Zayi — 928 - 929 ders yılında Feriköy 17 nci okulundan aldığım tasdiknameyi zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. )
Nimet Özercan
Sah| Merkezi
ELEKTRON T.A.Ş
Galata Voyvoda Cad. 53/62
Tel.: 41460
ORTA OKUL MEZUNLARINA
İstanbul Kızılay
Hastabakıcı Hemşireler Okuluna
Parasız Yatılı Talebe alınacaktır.
Tahsil müddeti 3 senedir, kabul şartlan:
1 — Türk olmak.
2 — On beş yaşını bitirmiş ve Orta mektepten diploması olmak.
3 — İffet ehli ve iyi ahlâk sahibi olmak.
Fazla izahat ve kayıt evrakı almak istiyenlerin Ankarada Yeni-şehirde Kızılay Umum Merkezine, btanbulda Aksarayda Kızılay Hemşireler Mektebine ve diğer Vilâyetlerde Kızılay Şubelerine müracaat edebilirler.DİREKTÖRLÜK
TÜRKİYE DEMİR ve ÇELİK
Fabrikaları Müessesesinden :
Aşağıdaki şartlarla ve pahalılık zammı hariç ayda (400) liraya kadaıaylık ücret verilmek üzere Müessesemize:
inşaat Bakım Şefi Alınacaktır
İsteklilerin lüzumlu vesikalarile 15 birinciteşrin 1943 tarihine kadar Karabük’teki Müessese müdürlüğüne müracaatları.
1 — İnşaat mühendisi olmak,
2 — En az beş senelik bir iş mazisi bulunmak (serbes çalışmış dahi olabilir.)
3 — Yaşı 45 ten yukan olmamak,
4 — Durumu Memurin kanununun 4 üncü maddesinin diğer ahkâmına uygun olmak.
I Telefon numaralarının değiştirilmesi hakkında:
KURTULUŞ MÜESSESESi I (Ali Rıza Bozkurt ve Hakkı Cemal Üçer)
I 18/eylül/1943 cumartesi saat 12 den itibaren
Telefon Numaralarının 44942 - 41
olarak değiştirildiğini ilân
BRİTANYA adalarında mutfak işleri hiç bir zaman bugünkü kadar ehemmiyet kesp etmemiş ve harp dolayı-siyle mahdut miktarda ele geçebilen nevale ile mümkün olduğu kadar mugaddi ve lezzetli yemek pişirmek Ingiliz ev kadınının başlıca gayelerinden biri olmuştur. Tegaddl sahasında bile kimyagerlere büyük bir borcumuz olduğunu zikr etmemize şaşmamak lâzımdır. Meselâ mutfaklarımızdaki gaz ocağını ele alalım : Kömürden çıkan havagazı itinalı kimya ameliyelerinin en son mahsulüdür. Elektrik ise fizikçiler ve elektrik mühendisleri kadar kimyagerlerin de muvaffakiyetli eserlerinden biridir. Çünkü maden halitalarının terkibi, isolatörler, plastik maddelerden yapılan anahtarlar, hepsi kimyagerlerin sonsuz ça* lışmalarıyle meydana gelmişlerdir. Yemeklerin çabuk pişmesi için kullanılan bikarbonat gibi eczaların, yağ olarak kullanılan vitaminleşmiş margarinin ve temizlik işlerinde kullanılan sabunların imalinde kimyagerin hissesini her ev kadını bilir. Konservelerin ve kurutulmuş gıda maddelerinin safiyeti ve bozulmadan dayanması ve hatta bulundukları kapların terkibi bile kimya araştırmalarının mahsulüdür.
ıcı
.—Büyük Dinamo Aranıyor^ I 220 - 380 Volt Alternatif cereyanlı 200 İlâ 500 amperllk müstamel I I veya yeni bir Dinamo «Jeneratör» a ihtiyaç vardır. Rızapaşa yokuşu ■ ^lNo^h(Ku!aMeıısucat^brikasına^nüracaat^relefon^4182
Satılık Otomobil
Aksaray Azmi Millî Türk Anonim şirketinin Niğde Aksarayındaki un fabrikası garajında bulunan 1938 modeli bir adet kapalı Fort te-nezzüh otomobili satılıktır. Tekerleklerlndeklnden maada Istepnesln-de de bir lâstiği vardır. Talip olanların mütemmim malûmat almak ve görüşmek üzere T. C. Ziraat bankası umum müdürlüğü binasında laaremeclişimizZekerlyaBeşorak’^nüraçaatlan^^^^^^^^^^^^
Imperlal Chemical Industries Limited
Türkiye Vekili t Imperial Kemikal İndustris (îurkey) un Istııbıl
I iyi Radyo Teknisiyenlere ihtiyacımız
^vardır.Referanslaril^U>5^N(xluPoştakutusunayazılması.
ÖĞRETMENLERE MAHSUS Talebe not ve müşahede defterleri Maarif kitaphanetinde 40. *0, 60, 80, 100 talebelik defterler mevcuttur. Mekteplere, toptancılara iskonto yapılır.
Emniyet baş müfettişliğinden:
1 — İstanbul Mıntakası Emniyet başmüfettişliği memurlarına yaptırılacak olan 22 kat «ivil elbisenin yerli malından ve mevcut numunelerine göre muhammen bedeli 75 - 80 Ura üzerinden imaliyesi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — ihale 5/10/943 günü saat 10 da İstanbul Vilâyeti binasında Emniyet başmüfettişliği dairesinde toplanacak komisyonda yapılacaktır.
3 — Taliplerin % 7,5 hesablle teminatı olan 123 Ura 75 kuruşu havi makbuzlarile birlikte nvezkûr komisyona mürcaatlarî. 9563)
MUHASEBECİ
VE MUHASEBE MUAVİNİ ARANIYOR
inşaat işlerinde çalışmış bir muhasebeci ve muhasebe muavinine ihtiyaç vardır, inşaat Anadoludadır. Taliplerin referansları, fotoğraf ve istedikleri aylık miktarını gösberen mektuplarını (İnşaat) rümu-zile İstanbul 176 No. Posta kutusu adresine göndermeleri.
Comments (0)