Sovyetler Birliği ile Polonya arasında bir dostluk ve karşılıklı yardım paktı imzalandı AKŞAM İlk okulda: COĞRAFYAYA GİRİŞ 3ö Kr. TARİHE GİRİŞ 30 Kr İLK ve ORTA OKULDA YURT BİLGİSİNE GİRİŞ 40 Kr. Orta okulda: TÜRKÇEYE GİRİŞ 30 Kr. NET KİTABEYİ — İSTANBUL
■ ■ . ,
Sene 27 No. 9522 — Flatl her yerde 10 kuruştur. PAZAR 22 Nisan 1945 Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Nazi şefleri Norveç’e kaçıyorlar
Bugünkü ve yarınki zorluklar
Dünyanın istikbalini güven altına almak gibi en ehemmiyetli Dir meseleyi konuşmak için bir kaç güne kadar toplanacak devletler, daha öneceden, müzmin yani süreğen bir derde çare arayacaklardır: Polonya.
Üç devlet, harbin bu kör düğümünü çözmeden konferansa giderlerse, araya girecek soğukluğun işleri bozmasından korkulur,
Sovyet Rusya, Varşovada iş başına geçirdiği Polonya hükümetinin San Frâncisco‘ya çağrılmasını ikidir istiyor. İkidir, Amerika ve İngiltere bu dileği reddediyorlar, Rooseveltin ölümünden sonra, yeni Amerika Cumhur Başkanma cemile olmak üzere Molotofu San Francisco'ya göndermeğe razı olan Sovyet Rusya, bu hareketine rağmen Polonya hakkındaki son notasının kabul edilmediğini görmekten, hiç şüphesiz hoşnut olmamıştır. Bu durumun, Sovyet Rusyanm konferansa karşı ve konferansta takınacağı tavra tesir etmemesi imkânsızdır
Şimdi, Vaşingtona geelcek olan Molotofun. İngiliz ve Amerikan Dış Bakanlarile görüşerek bu meseleye konferanstan önce bir çözüm şekli bulunacağı umuluyor.
Amerikan çevrelerine göre bu işi halletmenin tek çaresi, Kırımda verilen karar gereğince, Po-lonyada bütün partileri içine alan, geniş ölçüde ortaklaşa milli bir hükümetin iş başına geçmesidir, İngiltefe ile Amerika tarafından tanınan Londradaki Polonya hükûmetile, Sovyet Rusya-Ca benimsenen Varşova Polonya hükümeti arasında herhangi birleşme olması, pürüzü yoketmenin tek çaresidir.
Bugüne kadar olamıyan bu işin. üç beş gün İçinde başarılması mümkün müdür?
Mesele sadece Müttefiklerle Sovyet Rusya arasında kalsaydı her iki taraf fedakârlık ederek bir neticeye varılırdı. Fakat. Londrada. ki Polonya hükümetini, türlü tazyik ve tehditlere rağmen Varşova İle anlaştırıp birleştirmek mümkün olamadığı gibi, araya giren bazı yent olgular münasebetleri büsbütün gerginleştirmiştir. Öbür yandan, Vaışovadaki Polonya hükümetini. Amerikanın istediği gibi, bütün partileri ser-besçe içine alacak şekle sokmayı da Sovyet Rusya düşünüre hiç benzemiyor. Bilâkis Moskovaya giden Varşova ricali, Sovyet Rusya ile Tito’nun yaptığı gibi sürekli ve sağlam bir antlaşma ve bağlaşma imzalıyacaklardır. Buttu — Rus ajansının bildirdiğine göre — Polonyada halk İstiyormuş. Varşova hükümetinin imhasını bir ittifak andı altında kabul eden Sovyet Rusya, bu suretle, bu hükümete tam yasaldık Vermiş oluyor.
Polonya meselesine verilecek sekil, yalnız bu dâvanın değil, harb sonu Avrupacının nasıl bir neticeye bağlanacağını gösterecektir. Çünkü Polonya meselesi, ârtık, sınırlan çizmek gibi güçlüklerden doğmuyor, kurtulan yahut kurtanLan memleketlerde hükümetlerin nasıl kurulacağı ftıeselesl şeklini alıyor.
Kırımda Üçler arasında veri-ten kararlara göre, kurtulan memleketlerde şimdilik bütün demokrat partilerin geniş ölçüde msll edildikleri geçici hükû-etler kurulacak ve bu hükü-etler, harb bitinceye kadar nl-Mam ve asayişi, herkesin mal ve canını koruyacaklardı.
Bu, birinci safhadır. İkinci safha, harb bitince başlayacak, vahi bu memleketlerde tam serbes seçimler olacak, milletler diledik-
(JÇLER GÖRÜŞMESİ
Polonya’nın temsili hakkında uzlaşılacağı kuvvetle ümidediliyor
Murahhas heyetlerinin bir kısmı bugiin, bir kısmı yarın San Francisco’ya varacak
Londra 22 (B.B.C.) — Vaşlngtondaû bildirildiğine göre, Sovyet Dış Komiseri M. Moiotof'un gelmesine lntlza-ren dün M. Eden ve Stettlnlus arala-
rında görüşmüşlerdir. M. Eden her noktada anlaşmış olduklarını söylemiştir.
Reuter ajansının Vaşington muhabirinin bildirdiğine göre, üç Dış Bakanı arasında hangi meselelerin görüşüleceği Sovyet makamlarına bildirilmiştir. Bunların başında Polonya meselesi bulunuyor. Polonyarun Ban Franclsco’da temsili hakkındaki Sovyet İsteğinde uzlaşmaya varılması gittikçe muhtemel görülüyor.
Konferans hazırlıkları
Nevyork 22 (R.) — San Francisco konferansı hazırlıkları ilerliyor. Konferans 25 nisan çarşamba günü Amerika Cumhur Başkanı M. Truman’ın Beyazev'den radyo İle söyUyeceğl bir nutukla açılacaktır. Bundan sonra Amerikan Diş Bakanı bir nutuk söyleyecektir.
Yekûnu üç bini bulan murahhaslar
ve gazeteciler hususi trenlerle yola çıkmışlardır. Bunltrdan bir kısmı yarın, bir kısmı 24 nisanda Ban Francisco'ya varacaklardır. Murahhas heyetleri ve gazeteciler İçin otellerde yerler hazırlanmıştır.
New-York Valisinin demeci
Nevyork 21 (A.A.) — Nevyork valisi Devey, dün yaptığı bir demeçte San Franclsco’da Birleşmiş mlletler barışı kurarlarken, küçük milletlerin önemini gö,z önünde bulundurmaları lâzım geldiğini belirtmiştir.
Vali, dünyada mevcut küçük milletler kâfi derecede himaye edilmedikçe ve milletler ailesinde oya sahip bulunmadıkça, harbin dalma bir tehdit olarak kalacağını ilâve etmiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir: (Zafer yaklaştıkça, bu zaferin kısa bir müddet için sağlanmadığını, fakat devamlı ve herkese adalet temin eden bir barış İçin kazanıldığını İspat etmek gittikçe önemi artan bir mesle halin! almaktad..-.»
Türkiye-Amerika
Elcimizi kabul eden M. Truman’ın nutku
“Türkiye’nin de âzasından biri olduğu Birleşmiş Milletler faaliyetti günler bekliyor,,
«inönüne şahsî sağlık ve huzuru ve Türk milletinin itilâsı hususundaki dileklerimi bildirmenizi rica ederim»
Nevyork 21 (Vatan) — Vaşlngton Büyük Elçimiz Hüseyin Ragıp Bay-dur, Başkan Truman’a itimatnamesini sade fakat Barnlml merasimle vermiştir.
Hariciye Bakanlığı muavinlerinden Summcrlln sefirimizi Beyaz e-, e götürmüş, Amerikanın eski Hicaz sefiri Moose tercümanlık yapmıştır.
İtimatnamenin takdiminden sonra Başkan Truman nutkunda şunları söylemiştir:
«— Umarım kİ milletlerimiz arasındaki dostane münasebetler, her İki Cumhuriyetin karşılıklı menfaatine dayanarak tam bir samimiyet ve anlaşma İçinde güşmefte devam edecektir.
İnönü’ye, sahs! sağlık ve huzuru vo Türk mlletinln İtilâsı hakındakl dileklerimi bildirmenizi rica ederim
Millî mezarlığımızda şerefle yatan muhterem .sefiriniz Münir Erte^ürı'u dalma sevgiyle hatılıyoruz.
Türklycnln, âzasından biri olduğu birleşmiş milletleri faaliyetti günler
■un........................ııı.nııııııuıı
lerl rejimi ve hükümeti, hiç bir tesir ve baskı altında kalmadan seçeceklerdi.
Bu işin, şimdiye kadar gerçekleşen şartlara bakarak, nasıl düzenleneceğine akıl erdirmek güçtür.
Yunanistandaki İlk örneği gördük. Atlnayı silâhlı çetelerin yağmasından kurtarmak ve bu çetelerin iş başına geçmesine engel olmak İçin İngiltere akla karayı seçti. Şimdi İse, Polonyadakl hükümetin halkı temsil edip et-medlği, Amerika ile Sovyet Rusya arasında dikenli mesele halindedir.
Bu geçici hükümetler üzerinde
bekliyor. Almanya ve Japonya’ya karşı kati zafer kazanmak İçin hepimiz beraber çalışmalıyız. Mütecavizin, dünyayı bir daha harbe yuvarlamasını imkânsız bırakmak İçin de el birliğile çalışmak gerektir. Birleşmiş milletler San Franclsco’da bu gaye ile çalışacaklardır. Oradaki Türk heyetinin de, milletlerarası barış ve emniyet sistemi kurulman için hissesine düşen vazifeyi başaracağına eminim.
Başkan Truman’la samimi konuşmadan sonra Protokolbaşı Büyük Elçimize sefarete kadar refakat etmiştir.
HAFTA KONUŞMA SI
îstanbulun çayırları
Yazan: Refik Halid Karay
Bugün beşinci sahlfemizde
.............ııııııuıııuı..
anlaşmak bu kad&r güç olursa yann. harb bitince, İşgal altındaki bütün memleketlerin boşaltılması ve buralarda — denildiği gibi — serbes seçimlerle tam millî hükümetler kurulması işi acaba nasıl başarılacak?
Doğudan ve Batıdan son Alman kalelerini yıkarak 2afere varan Müttefiklerin. Polonyanm hükümeti gibi, sadece PolonyalIları ilgilendirmesi gereken basit bir meselede pürüzler çıkararak istikbal hakkında kötü ümitler uyandırma lan yazık olur
Necmeddin Sadak
Almanya muharebesi son safhasına girdi
Sovyet kıtaları Berlin’in 20 Km. batısında Potsdam’a vardılar
Berlin’de elektrik, havagazı yoktur, şehrin ortasına top gülleleri düşüyor
Btokholm 22 (A.A.) — Milliyeti tes-blt edllmlyen çok miktarda uçağın, dün gece, İsveç sahili boyunca ve Norveç istikametinde uçtuğu görülmüştür. Kuvvetle zannedildiğine göre, bu uçaklar, Berikideki Nazi şeflerini Norveç kalesine götüren Alman uçaklarıydı.
Londra 22 (BB.C.) — Almanya muharebesi son safhasına girmiştir. Müttefikler her taraftan Almanyayı sıkıştırıyorlar. Başlıca muharebe merkezi Berlin’dir. 16 Sovyet ordusu her taraftan Berlin'e taarruz ediyor. Alman Haberler ajansının bildirdiğin» göre, Sovyet kıtaları S noktadan, doğudan, şimalden ve cenuptan Berlinln dış mahallelerine girmişlerdir. Berlin şehri için çok şiddetli bir muharebe başlamıştır. Alman Haberler ajansı dün öğledenberl Sovyet toplarının güllelerinin Berlinln merkezine, ezcümle Unter den Linden caddesin» düştüğünü bildirmektedir. Şehirde elektrik, havagazı yoktur. Radyolar kullanılamadığından, şehirde birçok rivayetler dolaşmaktadır. Uzun dalga üzerinden neşriyat yapan, Berllne 8 kilometre mesafedeki Alman radyo istasyonunun bulunduğu Koenlgs’te dündenberi çok şiddet» muharebeler olmaktadır.
Goebbeis dün bir nutuk söyilyerek Berlin halkını âzam! mukavemet göstermeğe davet etmiştir. Sovyet uçaklarının evvelki gece yaptıkları akında şehirde 50 yangın çıkmıştır.
Alman Haberler ajansı mühim Rus kuvvetlerinin Berllne uğramadan şehrin 20 kilometre cenup batısındaki Potsdam’a vardıklarını ve orada muharebeler olduğunu bildiriyor.
Kızılordu Dresden’e çok yaklaşmıştır. Tanklar şimdiden şehrin kenar mahalleleri önüne gelmişlerdir. Kı-zılordu Çekoslovakyada ve Avustur-yada yeniden birçok yerleri işgal etmiştir.
Şiddetli muharebeler
Paris 22 (A.A.)— Alman Transocean ajansı da, Berlinln 6 kilometre şimal batısında ve 15 kilometre cenubunda Sovyet tanklarının İleri hareketlerinden bahsetmektedir. Alman ajansı, Sovyet kuvvetlerinin Berlin şimalinde Stettln cephesinde yeni ve şiddetli bir taarruza geçtiklerini bildirmektedir. Alman hatlarında gedikler açılmıştır. Rokosovsky birlikleri birkaç noktada Oder'l geçmişlerdir.
Alman haberler ajansının yorumcusu dün geceki konuşmasında, Berllne karşı Sovyet taarruzuna dördü zırhlı olmak üzere 16 ordunun iştlrâk etmekte olduğunu bildirmiştir. Yorumcu şöyle demiştir:
(1.500.000 Sovyet eri Berllne doğru llerllyor.> -
Sovyet tebliği
Stokholm 21 (A.A.) — 21 tarihli Sovyet tebliği: 21 nisanda ordularımızın merkez guruptı Öder ve Nelsse nehirlerinin batısında taarruz savaşlarına devam ederek Dresden İstikametinde Bantzçn ve Kallan şehirlerini zaptetmlşlerdlr.
Öderin batısında kıtalarımız müteaddit şehirlerden kendilerine yol açmışlardır. Ele geçirilen şehirler arasında Bernan. Wernenchen, Btrans-berg, Alt - Landsberg, Buckan, Mll-ehenberg, Hezelde, Erkner ve Hame vardır.
Kıtalarımız düşmanla Berlinln dış mahallelerinde savaşa tutuşmuşlardır. Kıtalarımız Koenlgsbruck şehri İçin savaşmışlar ve Lauterwerk vö Kamenz şehirlerini almışlardır.
Avusturya topraklarında, Vlyana'-nın şimalinde ikinci Ukrayna cephesi kıtaları taarruzlarına devam ederek müteaddit meskûn yerlerde kendilerine yol açmışlardır.
Çekoslovak topraklarında, Hodo-nin’in güney batısında bu cephe birlikleri Warchltze şehrini almışlardır.

Ingilizler dün gece Hamburg’a girdiler
Fransız kuvvetleri de Stutgart’ı zaptettiler, Amerikalılar Münih’e yaklaşıyorlar
Paris 22 (A.A.) — Amerikan radyosunun verdiği bir habere göre, ikinci İngiliz ordusuna mensup birlikler dün gece Hamburg limanına girmişlerdir. Aynı kaynaktan gelen başka bir habere göre, Ingiliz birlikleri Bre-men Hamburg kesiminde 18 nisanda başlamış olan Alman taarruzunu ta-mamlyle durdurmuşlar ve yeniden İlerlemeye başlamışlardır.
Londra 22 (B. B. C.) — Paris radyosu Fransız kuvvetlerinin Stütgart şehrini İşgal ettiklerini ve cenuba doğru llerllyerek İsviçre hududuna vardıklarını bildiriyor. Bu surette Fransız hududu De bu kuvvetler arasındaki cepte mühim Alman kuvvetleri çevrilmiştir.
Dünkü ileri hareketi
Londra 22 (A.A.) — Birinci Amerikan ordusu, Elbe nehri üzerinde bulunan Dessau şehrine girmiştir. Dresdcıı İstikametinde İleri hareketi devam ediyor. Çekya’da Ash şehri ve bir kaç kasaba İşgal edilmiştir. Amerikalılar Pilsen’e 80 kilometre mesa-
ted bulunuyorlar. Ydlnci Amrikaa ordusu Nürnbrg İle Mtlnlh arasındaki yolun üçte birini katetmlştlr.
İngiliz zırhlı kuvvetleri Hamburg* a 10- kilometre mesafeye gelmişlerdir. Şehrin kenar mahallelerinde şiddetli muharbeler oluyor. Brem en kuşatılmıştır. Bıı kesimde de şiddetli muharebeler oluyor. Almanların karşı taarruzları tardedilmiştir. 12 nci ordu grupu bir günde 32 bin esir almıştır.
Holanda'da KanadalI kuvvetler Amsterdam’ın dı3 müdafaalarına yaklaşmışlardır.
Londra 22 (B. B. C.) — Yedinci Amerikan ordusu Bavyera’da Augs-burg İstikametinde İlerlemektedir. Bir günde 40 kilometre katetmlştlr.
Yeni bir taarruz
Londra 22 (B. B. C.) — Bir Müttefik kolu Elbe nehrinden, Baltık kıyısında Lubeek limanına doğru İlerlemektedir. Bu kuvvetler Lubcck’e vardıkları zaman Kİ el, Schlczvlg ve Da-n!mark*a Almanya’dan ayrılmış olacaktır.
AMERİKAN - SOVYET ORDULARI BİRLEŞMEK ÜZERE
Dresden'in doğusunda birleşme olduğu söyleniyorsa da bu haber henüz teyid edilmemiştir
Londra 22 (B.B.C,) — Magde-bourg'un cenubunda, Elbe üzerindeki köprübaşı He Potsdam’a gelen Sovyet kıtaları arasındaki mesafe pek azdır. Amerikan öncülerine Sovyet kıtalarlle birleşmeğe hazır bulunmaları bildirilmiştir.
Paris 22 (A.A.) — Resmen bildirildiğine göre. Amerikan kuvvetleri! e Kızılordu arasında 40
kilometrelik bir mesafe kalmıştır, Başka bir haber de şöyle demektedir: «Sovyet ve Amerikan kuvvetlerinin birleşmeleri bir saat meselesidir.»
Brüksel 22 (A.A.) — Müttefik umumi karargâhından gelen, fakat henüz teylded İlmemiş olan haberlere göre. Amerikan ve Sovyet öncü birlikleri Dresden doğusunda dün akşam birleşmişlerdir.
V
Sahife 2
AKŞAM
22 Nisan 1945
SÖZÜN GELİŞİ:
Bol balık çıktığını halk duymuyor
Bu hafta yine balık mevzuunda bir acınma edebiyatı yapıldı.
Tutulan balıklan yiyemediğimde. kaldırıp tekrar denize döktüğümüze acındık. Torik ne zunıan akın etse sonu böyle olmak artık âdettir Bir gün yiyeceğimiz balıktan fazlası çıktı mı denize döküyoruz. Balıklara »usulü dairesinde yakalanın» dl-yemiyereğimiz için işi yoluna koymak ne yazık ki yine bize düşüyor.
Torik fazla çıktığı gün akşam üzeri Bahkpazarmdan geçiyordum. Rıhtım boyunda yüze yakın balık dolu motör sıralanmış duruyor ve ertesi günü toriklerin dcniie döküleceği şimdiden söyleniyordu Balık çıktığını haber alabilen fakir halk Balıkpazanna gelmiş bir toriğe 125 kuruş verip alıyordu Fakat rıhtım üstünde o kadar büyük bir kalabalık yoktu. Gazeteler «(falan mağazaya İngiliz kumaşı geldi» diye yazdıkları zaman o dükkânın önüne birikip camlan, çerçeveleri aşağı indirircesme hücum eden kalabalıkla ucuz balığı almaya gelen kalabalık arasında yan yarıya fark vardı. Saymadım ama alıcılar yirmi otuz kişiden farla değildi. Halbuki fstanbulda bu gıdaya muhtaç insan sayısı yirmi otuz kişiden ibaret değildir. Belli ki haberleri yok, kıyıdan köşeden haber alan değil de, geçerken balığın karaya vurduğunu tesadüfen gören halk fırsattan istifade ediyordu.
Şu muhakkak kİ bol balık çıktığı gün bunu tstanbıılun her tarafına duyurmanın çaresi bulunsa denize dökülmesi mukadder olan balıkların bir kısmını halka yedirmek mümkün olur. Fakat balık çıktığım gazetelere yazmak yetmez, radyolar da bu haberi yaymalı, hattâ kenar mahallelerde davul çıkarıp halkı balık almaya çağımı alıdır. Netekim çok balık çıktığı ancak dün, yani balıklar kokup deniıe döküldükten sonra şehre yayda bilmiştir.
Ertesi günü denize dökülecek balığın o akşam 100 kuruştan aşağı satılmaması da ayrı bir mesele! Şevket Rado
Düziçi köy enstitüsü
Millî Eğitim Bakanının telgrafına Cumhur Balkanının cevabı
Adana 21 (AA.) — Milli Eğitim Bakanı Haşan Ali Yücel, güney 111c-rimirln bir kısmında yaptıkları tetkik esnasında uğradıkları DİElçl köy enstitüsünden. bu enstitünün kuruluşunun beşinci yıldönümü münasebe-tile Cumhur Başkanı İnönü'ye aşa-|ıdakl telgrafı göndennlştlr.
Sayın ismet İnönü
Cumhur Başkanı
ANKARA
17 nisan bayramını Diızlçl köy enstitüsünde, Hatay ve Adana valileri, kaymakamlar, köylüler öğretmen ve öğrenciler neşe ve sevinç İçinde kutladık.
Bizim için kutsal bir tarih olan İnönü adım, yaşı bugün altıya basan Düziçi enstltibTünün yağız çccukları sevgiyle, minnetle ve büyük köjrö-müz diye andılar. Bu yeşil vatan parçası üstüne kurulmuş millet yuvaın-da yetişen bağrı ateş dolu çocuklarınızın taşkın d uyguların ı, size ülkü başı olarak Innannuş yüreğimin minnetlerini de katp sunuyorum. Küçük büyük hepimiz elerinizi öperiz.
Haşan Âli Yücel
Millî Şef İsmet İnönü de kandık olarak aşağıdaki telgrafı göndermişlerdir:
Haşan Âli Yücel
MIHI Eğitim Bakanı BAHÇE
Düziçi köy enstitüsünün yıldönümünü ben de bir bayram gibi sevinçle karşıladım. Mili! eğitimde canla başla çalışmanızdan, size ve sorumunuz altında bulunan bütün devlet teşkillerine minnetlerim engindir. Genç öftrtemen namzetlerlnjn ve hepinizin gözlerinden öperim.
İsmet İnönü ş un.u...*b., t..
DİKKATLERİ
Yerli malın lâyık olduğu itibarı tekrar kazanabilmesi için...
Geçen umumî harble bu seferki arasında «yerli mal» noktasından büyük fark vardı: «Hiç bir şey yoktu» İle «birçok şeyler yapabiliyoruz» arasındaki muazzam fark.
Bu cihet şükranla anıldıktan sonra gelelim tenkide:
Muhtelif sahalarda öyle çürük, öyle hileli, öyle pahalı yeril mallar yapılmıştır ki, müşterinin ilk devirde yerliye karşı büyük bir muhabbet ve itimadı varken, şim. di piyasada «aman, Avrupa, aman Amerika malı olsun!» kaygısı doğmuştur. Bu hal ve doğurduğu bu zihniyet, önümüzdeki devrede millî ekonomimiz İçin bir felâket hazırlıyor. Yerli malı miislalısillcri, artık bundan sonra Olcun, piyasaya eben ettim, sen etme!» demelidir. Bunu demekle kalmayıp harekete de geçmeli: «Bundan sonra bak ne edeceğim. Harb İçindeki kusurlarımı affettireceğim!» diye halis niyetlerini İspat etmelidirler.
Sanayicilerimiz toplanıy ormıış. Gündemlerinin başlıca konusu im olmalı.
Sovyetler -Polonya
Bir dostluk ve karşılıklı yardım paktı imza edildi
Ankara 22 (R) — Varşova radyosu dûn Sovyet Rusya 11e Polonya arasında bir dostluk ve karşılıklı yardım paktı imza edildiğini bildirmiştir.
MAKEDONYA
Yugoslavya Başbakan vekilinin bir mektubu
Londra 22 (B.B C.) — Yugoslavya Başbakan vekili Gavrlloviç, bir Amerikan gazetesinde Makedonya hakkında çıkan yazıya cevaben, bir mektup göndermiştir. Bunda deniliyor ki:
( Yugoslavyanın, Yunan MakedonyalInı da ihtiva eden bir Makedonya yaratmak istediği şayiası doğru değildir. Bu haber Balkan birliğini yoket-mek lstiyen entrikacılar tarafından çıkarılmıştır. Yunanistan la samimi dostluk istiyoruz.»
Von Papen
Harb «uçlusu olarak yargılanacak
Ankara 22 (R) — Moskova radyosu bildiriyor;
New-York’tan bildirildiğine göre Von Papen harb suçlusu olarak yargılanacaktır.
Sosyal sigorta hazırlıkları
Ankara 22 (Telefonla) — Sıhhat ve Sosyal Yardım Bakanlığı, memleketimizde ilk defa kurulacak olan Sosyal sigorta hazırlıklarına devam etmektedir. Evvelce buna dair hazırlanan kanun tasarısı, çeşitli memleketlerden getirtilen sosyal sigorta kanun ve mevzuatı tetkik edilecek değiştirilmektedir. Tasan yakında yen! şekille Bakanlıkların tetkikin* verilecek ve Bakanlıklar bu husustaki mütalâan -nı da bildirdikten sonr* tasarı Büyük Millet Meclisine sunulacaktır.
Pamuk durumu iyi
Ankara 21 — Bu senekl pamuk durumumuz iyidir. Ellerinde pamuk bulunan tacirlerden on gün İçinde be-yanasne istenmesinin sebebi, hariçten vuku bulan fazla talebi düzene koyarak karşılamak için alman bir tedbirdir.
Difteriye karşı tedbir
Ankara 22 (Telefonla) — Kış aylarında fazlalaşan difteri ha talısını önlemek İçin Ankara. İstanbul, İzmir, Adana ve Bursa tilerine Sıhhat Bakanlığı tarafından gönderilen bir tamimde İlkokul öğrencilerinin mutlak surette an atıksin aşısı İle aşılanmaları bildirilmiştir. Bunun İçin lüzumlu olan aşı da bu illere gönderilmiştir. Şehrimiz Sağlık müdürlüğü derhal faaliyete geçerek Ankara'da üç aşı merkezi kurmuştur. İstanbul, İzmir, Adana ve Bursa 11] erinci a de aşı merkezleri kurulacaktır.
Nüfuz bölgeleri
Pravda gazetesi yazdığı makalede bu sistemin aleyhinde bulunuyor
Moskova 22 (A.A.) — Pravda gaze-' tesi Walter Lippman tarafından neşredilen «Birleşik Amerikanın harb gayeleri» adındaki kitap hakkında şunları yazıyor:
«Lippman'm kitabında milletlerarası güvenlik teşkilâtı kurmak tasarısı yerine nüfuz bölgeleri sistemini ikame etmek İstemesi teessüre şayan bir keyfiyettir. Zira böyle bir fikir, bunu müdafaa eden tarafından İstensin İstenmesin, askerî ve siyasi blokların vücut bulması fikrini de ortaya çıkarır.
Eğer Lippman inceden inceye düşünmüş olsaydı, dünyayı böyle muazzam askeri ve siyasi bloklara ayırmanın devamlı bir aulh kurmak İçin ileri sürdüğü plâna aykırı olduğunu teslim etmek mecburiyetinde kalırdı. Lippman, Atlantik memleketlerinin bir birlik teşkil etmelerini teklif ediyor. Büyük bir askeri ve siyasi bolk teşkil edecek olan bu birliğin milletlerarası güvenlik teşkilâtı İçinde bir yeri olamaz. Bundan başka Lippman, Sovyet-lerln kendi nüfus bölgeleri arasına Almanyayı da alabilecekleri fikrini
M. Churchill diyor ki:
Avrupada mücadele bitmek üzeredir
Londra 21 (AA.) — Brlstol’de bir törende nutuk söyllyen M. Churchill demiştir kİ:
şimdi, Avrupada uzun mücadelemizin sonuna varıyoruz. Komutanlarımızın başarının tamamlandığını ve bütün dünyanın bayram edebileceğini blzlere bildirmesini beklemeliyiz. O zaman çok kısa bir müddet Istira-hate müsaade olunabilecektir. Bunun fazla gecikmlyeceğlni sanıyorum
Fakat Japonların da İşini bitirmekliğimi» lâzımdır. Bu İşte bütün azmimizle Amerikan müttefiklerimizin ya-nıbaşmda kalmalıyız
Kurulacak dünya teşkilâtı, hür olacak ve sulh halinde ve adalet çerçevesi İçinde yaşıyacak bütün dünya milletlerine açık bulunacaktır Bununla beraber, fena insanlar: tenkil için lâzımgelen kuvvetin de mevcu-dolması Icabedecektlr.
Avrupa harbinin sonu yaklaşıyor
Moskova Radyosu 21 (B.Y.U.M.) — Sovyetler Birliği halkı 1 Mayıs bayramını. harbi sona erdirecek Kızılor-du 11 e birlikte kutlıyac aktır.
Bir avukatın icadları
Londra 22 (A.A.) — Sisten daha hızla giden yeni füze bombası Edward Terrel isminde bir İngiliz avukatı tarafından icade-dilmlştlr, Bu avukat, barış zamanında. patates soymak fçln bir âlet ve styolan doldurmak için de bir usul lcadetmlştlr.
Esir bolluğu
Alman esirlerinin çokluğu güçlük doğuruyor
Londra 22 (B. B. C.) — Ruhr cebinin tânuünen temizlenmesinden sonra burada alınan esirlerin sayısı 324 bin 548 i bulmuştur. Diğer taraftan Hartz dağlarında dövüşen ve sarılmış olan Almanlar teslim olmuşlardır. Bunların sayısı da 20 bindir.
Londra 22 (AA.) — Daily Express yazıyor: Alman esirlerinin çokluğu İngiliz ve Amerikan hükümetleri için vahim meseleler doğurmaktadır. Yer ve yiyecek meseleleri sivil ve askeri uzmanlar tarafından İncelenmektedir. İngiliz ve Amerikan hükümetlerinin esirleri paylaşmak için bir anlaşma yapmaları muhtem»ld1r.
Alman esirlerinin en son varacağı miktar belli olduktan sonra esirlere yapılacak muamele meselesi görüşülecektir. Harb esirlerine yapılacak muamele meselelerinde Cenevre anlaşmasından ayrılmak bahis mevzuu değilse de, yiyecek İstihkaklarına müteallik teferruat gözden geçirilebilir, ve harb bittiği zaman, esirlerin «tehlikeli» ve «tehlikesizi! diye sınıflara ayrılması muhtemeldir. Teh’İkell olanlar, kendi menfnatltr! ve Alman-' yadakl kontrol komisyonlarının menfaat İcabı bir müddet n 1 ikonabllecektir. Diğerlerinin İse. İmkân olur olmaz, serbes bırakılarak evlerine barklarına gönderileceği muhtemeldir.
Ekmek banka»
Ankara 21 — Merkezi tstabvVda olmak üzere bir buçuk milyon lira sermaye ile kurulmasına karar verilen ekmek bankası hakkında*: 1 nizamname Bakanlar Kurulunca u. dik edilmiştir.
ileri sürmekte Ve bunun Batı memleketleri için tecviz edilmez bir hal olacağını İlâve etmektedir. Fakat bu, esassız, ve gelişigüzel ortaya atılmış bir fikirdir. Hususiyle ki Almanyaya karşı uygunlanacak siyaset Tahran ve Yatta konferanslarında tesblt edilmiş bulunmaktadır.»
Pravda, yazısını şöyle bitiriyor:
«Lippman'm İki esas meselede, harbden sonraki bloklar ve Alman-yanın mukadderatı meslelerinde düşündüklerini, Nazi Almanyaslyle mücadelede çok iyi neticeler elde etmiş olan hürriyeti seven milletlerin siyasi birliklerine ve harbden sonraki yapacakları İş birliğine aykırı bulunmaktadır. Mütccavlzelere karşı yapılan harbde parlak neticeler elde eden Sovyetler Birliği, tngiltere ve Birleşik Amerikanın milletlerarası güvenlik teşkilâtı altında toplanacak olan memleketlerin İş birliği esası üzerinde yeni dünyayı kuracaklarına güvenimiz vardır. Sovyetler Birliği, Birleşik Amerika ve İngllterenin ve doln-yıslle hürriyeti seven bütün İnsanlığın menfaati bundadırj
Siyasi programını neşretti
Londra 22 (AA.) — İşçi partisi siyasi programını neşretmlştir. İşçi partisi programında, yakıt, elektrik kudreti, demir ve çelik istihsalinin millileştirilmesin!, geriye kalan milli faaliyetler üzerinde, bütün memleket kaynaklarının mâkul bir surette kullanılması, yen! sanayiin ve yatırılan sermayenin coğrafi bölgelere tevsi edilmesi, İngiltere Bankasının millileştirilmesi, tekel İdarelerin ve kartellerin kontrola tabi tutulması ve İaşe Bakanlığının gördüğü işlerden büyük b!r kısmının, bilhassa ecnebi memleketlerden külliyetli miktarda yaptığı mubayaaların ve dahildeki tevziatın muhafaza edilmesi yoliyle, kamunun âzami menfaatine olarak bir devlet kontrolü İhdas edilmesini bir kere daha toyldetmektedlr.
Dış siyasete gelince, İşçi partisi programında, Almanyanın ve Japon-yanın harbe tekrar tevessül etmesine y&rıyacak vasıtalardan mahrum bırakılmasın!, iiç büyük devlet arasındaki beraberliğin sağlamlaştırılmasını, Fransa, Çin ve müşterek zaferde hissesi olan diğer memleketlerle birlikte koruyacak ve fakat aynı zamanda, dünya müşterek güvenliğe alıştıkça silâhlanma masraflarının tedrici bir surette azalmasını derpiş edecek olan bir teşkilât kurutmasını tavsiye etmektedir.
İşçi partisi, programında, Nazi istibdadına karşı girişilen uzun mücadelenin blribirlerlne yaklaştırdığı «Labour Party» İle bütün memleketler İşçi sınıfları arasındaki rabıt vı belirtmekte, fakat solcu liberali»' > komünistlerle birleşmeği reddetmektedir.
Hollandayı boşaltma
Almanlar bir çok vapur gönderdiler
Londra 22 (A.A,) — Bütün bc lir tiler Almanların Hollandayı ellerinden geldiği kadar çabuk bırakmağa çalıştıklarını gösteriyor. Hollanda sahillerine gitmek üzere Frisianes adalarından bir çok vapur hareket etmektedir. Belki umumî bir boşaltma mevzubahistir, Fakat Almanların batı Hollandada yayılmağa devam eden seller arkasında tıkanıp kalmış o kadar çok askerleri vardır kİ bunların küçük bir kısmından fazlasını boşaltabilire, leri şüphelidir. 80.000 Alman bu suretle kıskaç altına alınmış bulunuyor. Hollandanm doğusundan ve kuzeyinden kaçan dört tümene mensup birliklerin katıl-masile bu sayı daha da yükselmiştir.
Kanada ve İngiliz kıtaları Grebbe hattına varmışlardır. Bu hat Asmsterdam müdafaalarının başlangıcını teşkil etmekte ve aşağı Rhln’e kadar hemen hemen bütün Zlnderzee boyunca uzanmaktadır
Yunan birleşik sosyalist* leri Eam’dan ayrılıyorlar
Atina 21 (A.A.) — Kolomiris*-5n idare ettiği birleşik sosyalist partisi Eam grupundan ayrılmağa karar vermiştir.
Japonya’da
4 şehir harabe haline geldi
San Francisco 22 (A.A.) — Japonyanın dört büyük şehri harabe halindedir Bu 4 şehir şunlardır: Tokyo, Nageva, Kobe, Osukl.
Paris 22 (A.A.) — Süper uçan kaleler bugün yeniden Şiu ada’1 nnda hava alan' ma akın etmişlerdir.
İtalya’da
Bolonya şehri dün işgal edileli
Londra 22 (AA.) — Bolonya şehri dön İşgal edildi. Gece gelen haberlere göre, Müttefik birlikleri şimdi bu şehrin 15 kilometre şimal doğusunda bulu nmaktadı rlar.
5 gün süren şiddetli btr tarruzdan sonra sekizinci orduya bağlı PolonyalI birlikler İlk defa olarak Bolonya-' ya girmişlerdir. Bunları pek yakından beşinci ordu birlikleri taklbetmlştlr.
Bolonya, Po vâdisl şimalinde bütün yolların kapısını' Müttefiklere açmaktadır.
Mareşal Alexander Bolonyayı İşgal etmiş olan birlikleri bir günlük emir neşrederek tebrik etmiş ve şöyle demiştir:
«İtalyada bir tek Alman kalmayın-cıya kadar savaşa devam edeceğiz.»
Adalet ve Bayındırlık Bakanlan Adana’ya gittiler
Ankara 22 (Telefonla) — Adalet ve Bavndtrlık Bakanları Adana ve çevresi deprem nuntakasmdû İncelemelerde bulunmak üzere bu sabahki trenle Adana'ya hareket ötmelerdir.
Ankara’da Hukuk fakültesinin hukuk gecesi Ankara 22 (Tehfonla) — Ankara Hukuk fakültesi talebeleri Ankara Palas salonlarında bir «Hukuk gecesi. lerttbetmlşlerdir. Başbakan B. Şükrü Snracoğlu İle Milli Eğitim Bakanı B. Haşan Âli Yücel, profesör ve dekanlar hazır bulunmuşlardır. Talebeler. danslı güzel bir gece geçirmişlerdir.
Tito kuvvetleri Fiume önünde
Nev-York 22 (A.A.) — Bel-grad'dan gelen bir habere göre, mareşal Tito kuvvetleri. Fiume limanına altı kllometer mesafede bulunmaktadır.
Millî Eğitim Bakanı Ankara’va döndü
Ankara 22 (Telefonla) — Milli Eğitim Bakanı B. Haşan Âli Yücel dün akşam Ankara'ya dönmüştür.
Tarım Bakanı geldi
Tarım Bakam B Şevket Raşlt Ha-ttboğlu, bu sabahki ekspresle Ankara’dan şehrimize gelmiştir.
Köy eğitmenleri aynî yardımdan istifade edecekler
Ankara 22 (Telefonla) — İl hususi idarelerinden maaş alan köy eğitmenlerinin de memurlar gibi ayni yardımdan istifade etmo'erlne karar verilmiştir. Eğitmenlerin 7 aylık ayni yardım karşılığı olan 780.000 lira Maliye Bakanlığından husıul İdarelere gönderilmiştir. Eğitmenler 1 haziran 1945 tarihinden itibaren ayni yardımlarının karşılığı olan paraları almağa bağlıyacaklardır.__
Ingiliz işçi partisi
Hıfzıssıhha müeessesesi
Hazirandan itibaren faaliyete geçecek
Vilâyete ati olup Belediyeye devredilen bakteriyoloji lâboratuvarı Ha Fatihte buluan Belediye klmyahane-slnln birleştirileceğini yazmıştık.
Hıfzıssiha müessese^ adını alacak olan bu müessese hazirandan İtibaren çalışmaya bağlıyacaktır, şimdilik Fatihteki kJmyahaneye nakledilecek olan bakteriyoloji lâboratuvarl oradaki binaya yerleştirilecektir. Beride bu binanın İhtiyacı karşılıyacak nispette genişle ütmesine karar verilmiştir. Ankaradalcl hıfecssiha mucs-seseslnln küçük bir örneği olacak olan bu kurum Bakteriyoloji ve kimya tahlillerlle meşgul olacaktır. Kontrolleri Belediyeye verilen maddzler-den şüpheli görülenlerin şimdiye kadar yalnız kimyevi tahlilleri sapılmakta ve bununla İktifa edilmekteydi. Bundan sonra kimyevi tahlille beraber bu maddenin sıhhate zararlı olup olmadığını anlamak İçin bakteriyolojik tahlil de yapılacaktı*
Talebeler hüviyet vara-kasile tenzilâtlı bilet alabilecekler
Ankara 21 — Talebelerin tenzilâtlı bilet alabilmeleri için hüviyet varakasından başka bir de yol kâğıdı göstermeleri icaberliyordıı 1 mayıstan İtibaren yalnız hüviyet varakasının gösterilmesi tenzilâtlı bilet almak İçin kâfi gelecektir Bu husustaki karar ilgililere bildirilmek üze-e^lr.

Çikolatalara dayanamamış
Ankara 22 (Telefonla) — D-a "in Yukarı köyünden Sabrl admd bir genç Ankara'ya gezmc’e gelmiş ve Ulus sinemasında filmi seyretuk'en sonra dış&nya çıkarken oradır büfede gördüğü çikolatalardan bir miktarını çalmıştır. Suç üstü yaka anan Sabrl
- Onları rörünce dayanamad-m.
Demiştir. Birinci sulh cezada yapılan yargılanmasında Sabrl aln ay hap’? mahkı'm «dilmiş İse de yasının küçüklüğü yü’ünden mahkftmlvrtl 20 güne indirilerek hanl'haneye gönderilmiştir.
İsparta’da kar
İsparta 21 (A.A.) — Bugün
saat 9 da yağmaya başlıyan kar saat 14 de hâlâ devam etmekte İdi. Kara şehir içinde 20 santimetreyi geçmiştir.
Uzun' yıllardan beri bu mevsimde kar yağması vaki delildi. Çiçek açmış olan ağaçlar ve bütün yeşillikler şimdi kar il® örtülmüş bulumaktadır
Ankara’da iki kaatil asıldı
Ankara 2i (Telefonla) — B .c,lum bucağında Ahmet Aygun ile Mahmudiye köyünden Mustafa çeum»aya* nın ölüm cezasına çarptırılmaları haklondakl karar tasdik edildiğinden Rizeli Rıfat adında birini sop- İle döverek öldürmekten suçlu bu iki kaatil bu sabah Cebeci çnvı-mda idam edilmişlerdir Mustafa, son söz olarak bu suçu cahillik ile İşlediğini söylemiş ve çocuklarının behemehal okutulması tavsiyesinde bulunmuştur.
Kinin ampulleri
Her eczaneye beşer kutu veriliyor
Sıtmalıların tedavisinde kullanılan kinin ampullerinden Sağlık Bakanlığından eczanelere Vvzl edilmek üzere I İlk ve 0,50 İlk kinin ampulleri gönderilmiş ve vilâyet Sağlık müdürlüğüne» İstanbul Tekel idaresi Eminönü satış (fiberine teslim «111-ml§tir.
Her eczane sahip ve mesul müdürü mezkûr satış deposuna müracftUla hisselerine düşen beşer kutu kinin ampulünü alacak ve sıtmalı hastalara reçete mukabilinde verecekleri gibi uyuşturucu maddelerde olduğu gibi sarfiyatlarını defterlerine kaydedecekler va reçeteleri de dosyalarında muhafaza edeceklerdir.
Vaktinde atma Uâcı alıp talimat dairesinde satışa arzetmedlgi anlaşılan eczane sahip ve mesul müdürleri cezalandırılacaklardır.
Subay doktorlar
Ankara 21 — Subay doktorların askeri hizmet dışında devlet daire ve tanımlarda mesleki görev alabilecekleri İlgililere bildirilmiştir.
20/4/1945 flatlerl
Londra üzerine 1 sterlin 5.22
Nevyork üzerine 100 dolar 130 50
Cenovre 100 İsviçre Fr. 30.3258
Marld ÜZerlnC 100 pezeta 12.89
Stokholm üzerine 100 kuron 31.1325
ESHAM VE TAHVİLÂT
% 6 faizli ikramiyeler:
1933 Ergani z4.60
1938 ikramiyell 23.28
Milli Müdafaa 2X30
D. Yolu İkramlyell 98.30
% 1 faizli Tahvilleri
Sivas - Erzurum I 20.09
Sivas - Erzurum 2-7 20.18
1941 Demiryolu I 20.10
1941 Demiryolu II 10.60
1941 Demiryolu III 20.40
Milli Müdafaa I 20.10
Millî Müdafaa II 19.48
Milli Müdafaa UT 19.60
Anadolu Demiryolu Gruptu
Tüh vt 11 er 1-2 64.—
Hisse senetleri % 80 35.—
Mümessil senet 50.—
Hisse senetleri:
Merk.3 Bankası 154.50
İş Bankası 14.60
T. Ticaret Bankası 4 20
Aslan Çimento 9.40
ALTIN
Borsa dışında
Gulden 33.20
Reşadiye 30.18
Ingiliz 4130
Külçe B.SO
Sahile 3
22 Nisan 1945
AKŞAMDAN AKŞAMA
| ŞEHİR HABERLERİ
Yeni bir ruh!
Çocuk bayramına dair,,
»Havacılık ve Spor- mecmuası, kapak sahifesine «tayyarecilik şehidi Fethi bey» in resmini basmış, Bu fotoğraftaki burma bıyıklı koç yiğite baktım, baktuıı da, yüreğimden bir dilek yükseldi: Keşke onun atılgan kahramanlığı, taşkın romantizmi hâlâ hepimizin şian olsa... Milletimizin, gençliğimizin umdesi olsa...
Fethi. Nuri ve Sadık beyler, tayyarecilik henüz Awupa milletlerinde de pek iptidaî iken, sırf «biz Türklerden göklere hâkim insanlar çıkmalıdır!» coşkunluğu ile ortaya atılmışlardı. Bunlar, Lindberg’inkine benzer bir teşebbüsle derme çatma âletlerle Mısır a kadar uçmak istediler. Yarı yolda düşerek öldüler. Bugün Fatihte, — emellerinin tahakkuk etmediğini gösteren — bir âbideleri vardır.
Şimdi, çok hesaplı, kitaplı insanlar olduk: İmkân hudutlarım kendimiz için pek kısa görüyoruz. Hesaplılık, kitaplılık, maddîlik, maddiyetçilik elbette iyidir; fakat Fethi. Nuri ve Sadık’lann o atılgan ruhunu, o yarışçı, o «birinci olacağım» «birincilerden olacağım», «hiç bir şeyde, hiç bir milletten geri kalmiyacağım • idealizmini göklerimizde yaşatmalı-yız.
Hangi meslekteyiz? Teknisyen iniyiz? Öğretmen miyiz? Lise talebesi rtü? Muharrir mi? Tarihçi illi? Hekim mi? Ölçülerimiz. Fethi, Nuri, Sadık’lann ölçüsü yani en ilerde koşan insanin, en yüksekte uçan insanın ölçüsü olmalıdır.
Bu yeni ruhun tohumlan zaten kanımızda, canımızda vardır. Fethi. Nuri, Sadık’lann yaşadık-lan devir, bundan ancak otuz küsur sene evvelki devirdir. Onlar, o uçuşu, bir «cahilâne cesaret» halinde yapmamışlardır. Nete-kîm, hiç bir fen ve tecrübe adamı böyle itham edilemez. Onların ruhlannda bir - fevkalâdelik», bir «hesabın ve kitabın üstündelik» vardı. Her kâşifin, her müridin, insanlığı ileriye doğru hamle ettiren her dâhi ve her kahramanın ruhunda bu mukaddes hamle vardır.
Bu ânın miskin, basma kalıp, alışılmış, başkaları tarafından çiğnenmiş, sömürülmüş nesi varsa onlarla iktifa tememek. daha iyisini, daha olağan üstüsünü, tecrübe edilmemişini aramak, bulmak, hattâ bulamadan ölmek... Ümidini, emelini başkala-rina devretmek!
İşte yaşamak!
Fethi. Nuri, Satık, yalnız havacılık mecmuasının kapak sabilerinde değil, yalnız mermer âbidelerinde değil; model insanlar olarak Türk gençlerinin gönüllerinde de yaşıyor. Onları her gün biraz daha artan bir muhabbetle sevmesini bilmeliyiz.
Onlar, yeni ruhumuzun timsali olmalıdırlar. Baremin bütün derecelerinin üstüne ancak Fethi, Nuri ve Sadığın uçakları ile uçabiliriz.
Drottningholm
vapuru
Dün akşam limanımızdan hareket etti
(Vâ - NÛ)
Otomobil lâstikleri
Vilâyet Dağıtma komisyonunda dün de otomobil lâstiği tevziatına devam edilmiştir. Vilâyet elinde bulunan lâstiklerden 48 otomobil dış lâstiğini sırası gelen taksi şoförlerine dağıtmıştır ___
★******★★**★★**
TLTRK
MEŞHURLARI
ANSİKLOPEDİSİ
Yazan:
I. ALAETTlN GÖVSA

Edebiyatta, Sanatta, Harpte, Politikada ve her sahada şöhret kazanmış olan Türklerin hayatları ve eserleri
YEDİGtlN Neşriyatından olan eser, her ayır (aslklil halinde çıkacak vo 12 " kilide tamamın nacaktır.
BİRİNCİ FASİKÜL
1 Mayısta çıkıyor Fiyatı 50 Kuruştur.
.. ____bu
blrlndo 32 sayfalık ' ' ““ faal-
Bu eser kâğıt vaziyeti dolayısile mahdut bakıldığından faalkUlUnÜzU şimdiden haylinize sipariş ediniz, yahut 6 Hra göndererek 1? fasikül® abone olumız,
Vılrc-s: Intıinlıul, Ankara Caddesi YEDtGVN İdarclıancslndo Ansiklopedi Servisi.
★★★★★★★★★★★★★★★
Millî eğitim kupası
Galatasaray - Demirsporla 1-1 berabere kaldı Fenerbahçe - Uçaksavarı 2-0 yendi
Enterne edilmiş olan Alman tebaasını memleketlerine götürecek olan İsveç bandıralı Drotlnüıgiıolm vapuru âlin akşam ilzerl limanımızdan hareket etmiştir» Vapur 218 Alman | tebaasını ve limanımızdan yüklenen ticaret eşyasını götürmektedir. Memleketlerine dönmek istemiyn Alman tebaaları, şehrimiz Alman mektebine nakledilmişlerdir. Bunlar için ne gibi muamele yanılacağı hakkında emir beklenmektedir.
Vapurun limanımızdan hareketinden evvel yapılan araştırmada Kadı-köyünde oturan Kava abında bir genç He bu gencin Cevat ve Rasin adında iki arkadaşı gizlendiği yerde bulunmuşlardır. Bunlar kendilerini bir maceraya attıklarını ve Hollvuta gitmek İstediklerin! söylemişlerdir.
Yersiz bir tedbir
Ekmek karnelerinin tev-ziinde manasız zorluklar çıkarılmamalıdır
Milli Eğitim kupası maçlarına dün Galatasaray stadında devam edUmlş ve Ankaranın Demlrspor'la Uçaksavar takımları Galatasaray ve Fenerbahçe ile karşılaşmışlardır.
Bir gün evvel havanın birdenbire bozarak sürekli yağmurların başlaması futbol meraklılarım bir hayli endişeye düşürmüş İse de maç saatine yakın havanın tekrar açması üzerine stada kısa bir zamanda mahşeri bir kalabalık toplanmıştır.
Karşılaşmalar umumiyet ltlbarlle güzel ve heyecanlı geçmiş. Fenerbahçeliler ilk devrede rahatlıkla İki gol yaparak galibiyeti temin ettikleri halde, İkinci devrede dağınık bir oyun çıkardıklarından fazla sayı çıkaramamışlardır.
Demirspor - Galatasaray maçı zaman zaman sert cereyan etmesine rağmen zevkli ve taraftarları heyecandan bunaltan bir tempo ile devam edereke berabere nlhayetlenmiştlr. Şehrimizde İlk defa oyunlarını seyrettiğimiz Ankara takımları seyirciler üzerinde çok iyi bir intiba bırakmıştır.
Uçaksavarlılar her askeri takımda olduğu gibi enerjiye dayanan bir oyun çıkarmakta, fakat kale önünde müesslriyetl kaybetmektedir Canlı olmalarına rağmen İyi bir oyun gös-terdlklerl İddia edilemez. Ankrada çıkardıkları güzel oyunlarına nazaran fena bir günlerinde olduklarını daha mâkul bulmaktayım.
Buna mukabil Dcmlrsporluları çok iyi buldum. Muvafakıyetli bir müdafaaya dayanan ve daha fazla açıkla-rlyle İş gören oturaklı bir takım halinde muntazaman işlemektedirler. Futbolu iyi anlamış oyunculardan kurulduğu İçin şuurlu ve göze güzel görünen bir tempo 11e çalışıyorlar. Umumiyet ltlbarlle birinci sınıf takımlarımızla çekişebilecek bir ayarda olduklarını tereddütsüz iddia edebilirim. Maçların tafsilâtı:
Fenerbahçe 2 —
Uçaksavar 0
Günün ilk maçı Fenerbahçe ile Uçaksavar arasında yapıldı. Ferldu-nun hakemliği altında yapılan bu maça takımlar şu şekilde çıkmışlardı:
Uçaksavar Abdülkadir - Münir, Mahmut - Fikri, Seyfi, Necml - Hüseyin, İbrahim, Ertuğrul. Enver. AH.
Fenerbahçe: Cihat - Şevket. Halil -
İki ayda bir halk birlikleri tarafından dağıtılan ekmek karneleri, şim-, diye kadar nüfus hüviyet cüzdanlar^ tetkik edilerek verilir ve mahalle bir-liklerl de gerek nüfus cüzdanlarına,' gerek mahalledeki âile kütüklerine İşaret edilmekle İktifa edilirdi. Ekmek karnelerinin alınması İçin nüfus hüviyet cüzdanını getiren kimsenin hüviyetini araştırmak lâzım gelmezdi.
Birkaç günden beri dağıtılmasına başlanan mayıs, haziran ekmek karneleri İçin bazı mahalle birlikleri yeni bir emir verildiğinden bahsederek güç lük çıkarmaktadırlar. Birliklerin Uerl ye sürdükleri bu emre göre ekmek kar nesini almak için mutlaka münhasıran âlle fertlerinden birinin, yani âile reisinin İmza ettiği beyannameye dahil bulunanlardan bir kimsenin müracaat etmesi lâzımdır. Apartman kapıcısı veya komşulardan biri nüfus ciizdanl ar İle müracaat ederse bu kabil müracaat kabul edilmemektedir
Bizim yaptığımız tahkikata göre Belediye başkanlığından bu yolda verilmiş bir emir yoktur. Olsa olsa bu, mahalli makamların gûya ekmek karnelerindeki yolsuzluklara nihayet , ,
vermek için aldıkları yeni bir tedbir , kolaylıkla sardıkları görüldü. Ve bu-olsa gerektir Halbuki ekmek karnesi nun neticesi olarak 7 nel dakikada nüfus hüviyet cüzdanı karşılığında İbrahlmin nefis bir ortasını Samlm verildiğine göre bu cüzdanları getirenin hüviyetinin hükmü ve ehemmiyeti yoktur.
Böyle yersiz ve manasız bir tedbir, ancak güçlük doğurabilir. İdarî makamlar. mümkün mertebe, halka kolaylık göstermekle mükelleftirler. Lüzumsuz güdük çıkan’mannı anlamıyoruz.
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Tahtakalede İsmail Akmana erinoit lâstik levha, istiklâl cad. 23 de Llbert ve K. ştl. ne soğuk hava mo-törü. İstiklâl cad. de Nihabet Müba-rekyana İşlenmiş pırlanta, İstiklâl cad. 239 da Ottaş'a hydrollk fren yağı, Yeşllköyde Gramofon T. L. Ş. ne plâk kalıbı, keçe filtre, radyo lâmbası ve silgi bezi. Bahçekapıda Haşan Hassan müstahzaratına tıraş makinesi akşamı, jelatin şişe kapağı. Tahtaka-le 31 de İsrail ve Sami Saltlye bl karbonat dö sud ve çlvlt, Sirkeci Ada handa Emin Aman Laboratuvarına okaliptol. sodyum kJörilr, İst. Dllslz-zade handa Arman Bottona toz aslti stearik ve formaldehit, Beyoğlu Yeni handa Gaziantep mensucat Ltd. tıraş fırçası, Eminönü Arpacılar cad Haşan deposuna kasık bezi. Kürekçiler Manhalm handa Dora G aba ya ûltra-marln, bikarbonat dö sud sodyum sül-fat.Kürekç!ler Manhalm handa Maz-har Özyöneye çlvlt. İst. Aşırefendl cad. Türkiye Eczacılar deposuna kat-gllt ve flzostlmln Sallsllât, İst. Çlçek-pazarmda Ankara Ecza deposuna gliserin, Ahırkapıda Mehmet Tahlr Ata-lık'a merinos yünü. İst. Aşırefendl cad. Osman ve Ahmet Tatar İye düz poplin, Aşırefendl cad. Fatma Ata-kana haki diril, Marpuççular Saka çeşme Yenen Um. Ticarete sunî ipek ipliği. _
İkinci devrede Fenerin sayı adedini arttıracağı tahmin edildiyse do Uçaksavar müdafaasının canlı oyunu ve buna mukabil Fenerlilerin dağınık bir şekilde çalışması yüzünden başka 3a-yı kaydına İmkân bulunamadı ve maç ilk devrede alınan 2 - 0 lık netice değişmeden Fenerbahçenln galebesHe sona erdi.
Galatasaray 1 —■
Demirspor 1
Günün ikinci karşılaşması Gûlata-sarayla Demirspor arasında yapıldı. Hakem Sulhlnln İdare ettiği bu maça takımlar şu şeklide çıkmışlardı;
Demirspor: Nevzat - Mehmet. Nuri - İskender, Fethi. Kâmil - İsmail. Niyazi, İsmail, Mustafa, Murat.
Galatasaray: Erdoğan - Faruk, İsmet - Mustafa, Arif, Orhan - Rehft, Bülent. Gündüz. Muzaffer. Mehmet Ali.
Oyuna Galatasarayın sağdan yaptığı seri bir hücumla başlandı. Demlr-spor müdafaasında kesilen bu hücum derhal ortadan mukabele gördü ve bu akın Galatasaray kafesine lik tehlikeyi tattırdı Mustafa'nın, Farukun müdahalesinden kurtularak çektiği sütü Erdoğan güçlükle kurtardı
Dakikalar İlerledikçe oyun müsavi bir şekle döküldü. Bu arada GalatasaraylIların İki İç oyuncusunu geriye çekerek çalışması Demlrsporluların İşine yaramış ve bu yüzden hücumlarım fazlalaştırmışlardı Bu hücumlar sırasında Nlyazlnin bomba gibi bir şütünii direk. Muştalanın kornerden gelen topu kafa ile aktarmasını Arif kaleye girmek üzere İken bertaraf etmişti.
30 uncu dakikadan itibaren GalatasaraylIların fazla enerji sarfederek üstünlük kurdukları görüldü. Üst üste ve deplâsmanlı bir şekilde yaptıkları akınlarla Demirspor kalesini her an tehlikeye sokuyorlardı.
Neteklm 33 üncü dakikada Mehmet Alinin sol taraftan sürükllyerçk Gündüze aktardığı topa kaleci İle Gündüz beraber çıktılar ve Gündüz gü2el bir görüşle kaleciyi atlatarak topu kaleye doğru havale etti Buna yetişen Reha da boş kaleye topu attı.
Galip vaziyete geçen GalatasaraylIlar biraz gevşer glb! oldular. Bundan faydalanan Demirspor tekrar hücumlarını sıklaştırdı Bilhassa sol taraftan Mustafa ve Murat vasıtaslle yaptıkları akınlar tehlik oluyordu Fakat
Kaımpaşada bir cinayet
Bir genç, kardeşinin karısını öldürdü
Kasımpaşada oturan İsmail’in karısı Müyesser, annesi Lûtfiye He kon ş urken sokak kapısı çalınmış. Müyesser kapıyı açınca kayın biraderi Kemal İle karşılaşmıştır. Yarı asabi bir halde odaya giren Kemal, bir müddet oturmuş, pişirilen kahveyi İçmiş fakat bütün ısrar ve ricalara rağmen asabi halinin sebebini söylememiştir. Bir aralık yerinden kalkan Kemal, dışarıya çıkmış az sonra tekrar yerine dönerken o sırada dışarıdan odaya girmekte olan Müyesser İle karşılaşınca bıçağını gelişi güzel Müyessere sartaflnaSa başlamıştır. Müyesser’in acı feryadı üzerine annesi Lûtfiye derhal sokağa fırlıyarak hâdiseden zabıtayı haberdar etmek Istemşitlr. Müyesser, cansız bir halde yere serildikten sonra Kemal bıçağını cesedin yanına atarak doğruca karakola gitmiş vc te lim olmuştur. Kaatll Kemal karakolda şunları söylemiştir:
— Müyesser, bir kara kedi gibi kardeşim İsmail İle aramıza girdi vc lkl kardeşi biri birine düşman etmek için elinden gelen her şeyi yaptı. İşte Müyesseri ben bunun İçin öldürdüm.
Kemal’in öldürdüğü Müyesser 26 yaşında güzelce bir kadındır, dört yaşında bir kızı vardır ve bir iki ay sonra da ikinci çocuğunu dünyaya getirecekti. Kemal de evlidir ve İki çocuk babasıdır.
Un tevzii
Çarşamba gününden itibaren nüfus başına ikişer kilo verilecek
Şehir dışında, o zamana kadar hiç gitmediğim bir yeri atıyordum, Sur’lann kapısı önünde harap, tozlu bir mahallede oynıyan ayakları çıplak, başı açık dört beş çocuğa rasgeldim Birinci sınıf yaramazlardan oldukları hep. sinin gözlerinden okunuyordu. Hani cumbanın delikleri arasından sokaktan geçenlere su fışkırtan, yalıut tepesine tüküren, boslan duvarının arkasından yoldaki insanları taşlıyan cinsinden kimseler. Uzaktan beni görünce hakkımda bir karar vermekte tereddüt ediyorlarmış gibi durdular. Halbuki ben sabahleyin hava soğuk olduğu için palto giymişim. Sonra ağır, sıcak bir güneş çıkmış. Yorgun ve gideceğim yeri bir türlü bulamamaktan sıkılıyorum. Yolu soracak kimse de yok. Çocuklara yaklaşıp aradığım veri sordum.
Hep bir ağızdan tarife başladılar. Tozlu, zayıf bilecikleri inip kalgıyor, işaretler gırla gidiyordu. Bana yolumu buldıırtmak için bu telâşlı iyilikleri hoşuma gitti ve ayrılırken onlara:
— Teşekkür ederim!., dedim.
Küçükler arasında, erkek çocukları bastıracak kadar cır cır böceği gibi öten mini mini zayıf kız bu teşekkür üzerine kıpkırmızı kesildi. Belki de bir insan, kocaman bir adam ilk defa ken-dişine teşekkür ediyordu. Bu tarihî ânın heyecanı içinde, yüzünün kırmızılığını muhafaza ediyordu. Bayılacakmış gibi bir hale geldi.
Yürüdüm, Arkamda bir an koyu bir Sİiktft!., Çünkü teşekküre hepsi şaşmışlardı. Bir kocaman insan çocuğa, hele ayaklan çıplak çocuklara teşekkür eder mi?,.
Henüz dört beş adım atmamıştım ki arkamdaki sükût birden bire bozuldu Bağıra bağıra konuşuyorlardı. Kız çocuğu ‘ canlı bir sesle:
— Duydunuz mu? Bana kıir etti!, diyordu.
Buna bir erkek çocuğu verdi: >
— Keresteye bak!.. Ulan hırt sana ne diye teşekkür edecekmiş?.. Bana etti o teşekkürü!..
Baktım »sana etti, bana etti» diye kavgaya tutuştular, paylaşamadıkları teşekkür yüzünden (iöğüşecekler. birbirlerine girecekler Teşekküre alışmamışlar yavrucaklar ki.,.
Bizim teşekkürü asıl benjmsi-yen çocukların en büyüğü idi. Zayıf kızı, — teşekkürü elden kaptırmamak için — dövecek... Dönüp başımı çevirdiğimi görünce sustular. Hem kavgaya mâni olmak. hem de kendi İşimi gördürmek için en büyük ve en azılılarına seslendim:
— Evlâdım...
— Efendim ağabey!..
Söz 1 eril e paralanırcasına. yıldırım gibi koştu. Bu karışık sokaklara bir tiirlii aklımın ermediğini söyledim, önüme düştü. Hali görülecek şey. Eğer bir teşekkürle onu fethetmiş olmasaydım mahallesinden insan geçirmiyen cinsinden olan küçük bann karşı pek başka türlü davranabilirdi. Fakat şimdi teşekküre lâyık bîr İnsan gibi zayıf göğsünü dikleş-tire dikleştire bir büyük adam tavn ile ciddî ciddi bir yol gösterişi vardı ki ömürdü. Heyecanlı idi Zira adam yerine konulmuştu Beni, gideceğim yerin köşe başına kadar getirdi. Ayrıldığımız zaman hâlâ arkamdan seslenerek ve tafsilât vererek tarif etmekte idi.
Çocuğu, izzeti nefsini yükselterek terbiye etmek!.. Ne kadar tesirli ve sihirli bir iş...
Dönüşte aynı yoldan geçmedim, Zira o kadar izzeti nefsin? okşadığını küçük dostlarımdan birinin belki de fena fena küfürlerle büyüklerinden birinden dayak yediğini görecektim,,,
Hikmet Feridun Es




heye-
Vilâyetten tebliğ edilmiştir:
1 — 25 nisan 1945 çarşamba gününden İtibaren İstanbul Belediyesi hududu İçinde oturan (Kartal ilçesi dahil' değişmez dar gelirlilerle halka, mütekait, dul ve yetimlere nüfus başına İkişer kilo ekstra un dağıtılmaya başlanacaktır.
2 — Dağıtma tşt geçen defa olduğu gibi her nahiyede gösterilen mutemet bakkallar ve bunların şubeleriyle Memurlar kooperatifi merkez ve şubelerinde yapılacaktır. •
3 — Unlar mart - nisan 1945 ekmek kartlarının başlarındaki (P) kuponları mukabilinde verilecektir.
4 — Dağıtılacak olan unun kilosu kâğıtsız 49.5. ancak 5 İnci maddede yazılı uzak semtlerdeki bakkallarda 50 kuruştur.
5 — Uzak semtler şunlardır: Adalar, Kartal, Bakırköy. Yeşilköy, Kizıl-topraktan (dahili sonraki semtler. Mecldlyeköy, çamlıca, Kısıklı, Ana-doluhlsarından İdahiD sonraki Boğa Anadolu sahili. Rumellhisarından (dahil' sonraki Rumeli sahili.
8 — Bu dağıtım bir İkincisine baş-laymcıya kadar devam edecektir.
tcşek-
cevap
- v-'nıv, - lutıarı asınıar tenine oıııyorau. r asat
Ömer, Halil. Salâhaddin - İbrahim, bu çalışmalar semeresiz geçerek dev-Nacl. Melih. Samlm. Haltt. 1 re ■! - 0 Galatasaray lehine kapandı
Oyuna Uçaksavarın hücumlle baş- ikinci devre başlar başlamaz De-landı. Fener müdaflterl tarafından mİ raporlular sağdan ânl bir akında kesilen bu akın hemen sağ taraftan bulundular Müsait bir pozisyonda mukabele gördü. Dakikalar İlerleme-' bulunan Niyazi on sekiz çizgisi Özesine rağmen her İki taraf da yekdiğe- ‘ rlnden çektiği fevkalâde bir şütle ta-rln» fctfvvnir vp Mn kiminin beraberlik golünü yaptı. İlk
dakikada elde edilen bu beraber'lk GalatasaraylIları tekrar harekete getirdi. Bütün hatlarile Demirspor kalesine yüklendiler. Tam yarım saat muhtelif gol pozisyonlarına glrdlleres de büyük bir beceriksizlik İçinde bunalarak bir türlü sayı çıkaramadılar. Sarıkırmızılıların sayı çıkaramamala-rina mühim bir âmil de Demirspor kalecisi Nevzat ile miidafilerln canlı müdahaleleri oldu. Oynun nihayetine on dakika kala, rakiplerinin kuvvetli baskısından sıyrılarak hücuma geçen Demlrsporlular Galatasaray kalesini bir çember İçine almalarına ve üst üste tehlikeler yaratmalarına rağmen onlar da bir netice alamadılar. Ve maç 1 - 1 beraberlikle sona erdi.
AnkaralIlar, bugün Fenerbahçe stadında İkinci deplâsman maçlarını yapacak ve GalatasaraylI Uçaksavr, Fenerbahçe ile Demirspor karşılaşacaktır.
rlne tefevvuk gösteremiyor ve top karşılıklı bir şekilde her İki kale arasında gidip geliyordu. Fakat bu pek uzun sürmedi. 5 İnci dakikadan itibaren Fenerlilerin daha rahat top sev-kettlklerl ve bu itibarla rakip kaleyi
, Kolaylıkla sardıkları görüldü. Ve bunun neticesi olarak 7 nel dakikada
, auı^uıuıuu ııvııa uır vrıısauu oatnıııl güzel tyr kafa İle gole tahvil etti.
Galip vaziyete geçen Fenerliler işi gevşettiler ve bu yüzden Uçaksavar-lılar mukabil hücumlarla kaleye akmağa başladılar. Fakat kalede Cihat, klasına yakışan fevkalâde kurtarışlar yaparak kalesini tehlikeden uzaklaştırmakta güçlük çekmiyordu.
Oyun bu şekilde devam ederken Fenerliler ânl bir akında bulundular ve gene Samlm vasıtaslle İkinci gollerini de kazandılar. Galibiyeti garanti bir hale getiren Sarılâclvertlller bundan sonra üstün bir oyun utturdularsa da beşka sayı yapamadılar ve devre 2-0 nihayettendi.

şasi Tezcan
KÜÇÜK HABERLER
★ Sariyerde bir evde yalnız başına oturan genç bir kadının bir kaç giin-denberl evinden çıkmadığı görülmüş ve şüphe üzerine yapılan araştırmada genç kadın odasında ölü olarak bulunmuştur. Kadının ölüm sebebini anlamak için cesedi morga kaldırılmıştır.
ir Hazirandan İtibaren Belediye sıhhat işleri müdürlüğü kadrosuna bir de istatistik şubesi İlâve olunacaktır.
★ Dün mezbahada 8000 koyun, 2500 kuzu kesilmiştir. Kuzuların canlı flütlerinde kiloda 18 kuruş kadar bir düşüklük vardır. Bu düşüklüğün et flatlerlne de tesir etmesi İcabeder.
ir Devlet Denizyolları, umum müdürü Yusuf Ziya Ersin pazartesi günü Ankara'ya gidecektir. Umum müdür Ankara'da bütçe müzakereleri ve kMtreyl alâkadar eden İşlerle uğraşacaktır. __________________
Çocuk neşriyat sergisi
Beyoğlu O. E. N. Kitap Sarayı, Çocuk Haftası münasebetle 28 Nisandan 3o Nisana kadar dövOm edecek
* Vilâyet damıtma komisyonu dün-_________w_________________________________
kü toplantısında sırası glen 48 taksi bir Çocuk Neşriyat sergisi haarla-ı sahibine İkiler lâstik verilmesin! ka- | anıştır. Sergi pazartesi aşılacak, ve | rarlaşttrmiîlır. fber gün ziyaret edilebilecektir.
Recai zade Ekrem
Hususi hayatının en İnce noktaları, çalışma tarzı, zevkleri, edebiyat mücadelesi, hâtıraları, ve edebiyatımızda başlı başına bir devir olan İstLnyedı-ki yalısı, oradaki seneleri, hususi mektupları,
Lislad Ekrem
Belediye ve hususî idarede yardım maaşları salı günü verilecek
Belediye ve hu3usl idare bütçesinden maaş ve ücret alan öğretmen, memur ve müstahdemlerin ikramiye maaşlarının verilmesine salı günü başlanacaktır. Belediyenin beklediği tahsisat gönderilmiştir. Ancak araya tatil girdiği İçin salı gününe kadar beklemek İcabetmektedir. Aynı bütçeden maaş ve ücret alan memur ve müstahdemlerin ayni yardım bedellerinin bir kisnu elde mevcuttur. Oerl kalan 400 küsur bin lir* dâ Bakanlıktan istenmiştir.
Susuzluğun sebebi
Bir kaç gündenberl şehrin muhtelif semtlerinde davam eden susuzluğun Beyazıd’da bulunan ana borulardan birinin‘'patlıyarak su kaçırmasından ileri geldiği anlaşılmış ve araştırmalar neticesinde bulunan bu patlak ana borunun tamirine başlanmıştır. Tamiratın bugün akşama kadar biteceği ve susuzluğun en çok hüküm sürdüğü Cafiûloğlu, Sultanahmet, Aksaray ve Edlrnekapı semtlerinde normal durumun ancak akşamdan itibaren başlıyablleceğl tahmin olunmaktadır.
Bu dikkate değer yası serimize size bir zamanın gençliğini eğlencelerini, hayatını, zevklerini, mesire yerlerini düşünüş tarzını gösterecektir.
Recal 2adc'nln edebiyat tarihimizde bir fasıl olan hayatını bu yazılarda okuyacaksınız.
Boş sigara kutuları
Tekel İdaresi vilâyete müracaat etmiş ve harb yüzünden mukavva ithalinin büyük zorluklarını zikrederek, boş sigara kutularını halkın temiz bir şekilde bayilere vermelerini temin etmek üzere lüzumlu tedbirlerin alınmasını rica etmiştir.
Vilâyet, İdarenin bu dileğini yerinde görerek, ilgililer* bu İşi timime karar vermiştir. Bu hususta Halkevlerinde konferanslar verilmesi umumî yerlere büyük sandıklar nulması düşünülmektedir.
ve ko-
Torik ihtikârı
Torik akını devam etmektedir. Dlln Balıkhanede on kilo kadar gelen to-riğlrt^çlfti, 45 kuruşa patılmıştır. Bu satışa göre, 4,5 - 5 kuruşa gelen toriğin kilosunu balıkçılar vc seyyar satıcılar 40 - 50 kuruş üzerinden satmakta ve yüzde bin nispetinde bir kazanç temin etmektedirler. Belediye murakıplarının bu açık ihtikârla meşgul olmalarını bekleriz.
Çalışan çocukları akşam kurslarına
Akşam kurslarının faaliyetini v( devam durumunu Incellyen milli eğitim müdürlüğü, milli eğitim, memurlarına, kendi mıntakalarındakl kurslara devam eden çocukları çalıştıranlar İçinde talebelere güçlük gösterenler oİursa tesblt edilmesini ve İsimlerinin İdari makamlara bildirilmesini İstemiştir. Bundan sonra gerek fabrikalarda, gerek husus! İş ycrlerlnd* çalışan çocukları kurslara muntazaman göndeririydiler bıkkında daha sıkı takibat yaptırılacaktır.
Sahlfe 4
AKŞAM
22 Nisan 1945
sore BASKI
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
, Yazan: Pierre Lazareff Çeviren: Şevket Rado
————— ı Tefrika; No, 17 1 '■
Gazeteler arasındaki mücadele
Harlı sonrası ziraatimiz
RADYO

Bu kahramanca hareket Fransız okuyucu kütlesinin temiz duygularını gösteriyordu. Pek tabii olarak QUO-TİDİENIn tirajı korkunç bLr şeklide düştü. Yuvarlandıkça yuvarlanan Henri Dumnv gazetenin ekonomi şa-hifesini şüpheli bLr mail gazeteye, GAZETTE DÜ FRANC’a ayda 165.000 franga devrettl.Bu gazetenin sahibesi Mm. Marth Hanau büyük bankaların tazylkile tevkif edilince Henri Du-may da ortadan kaybolmaktan başka çare kalmadığını anladı. Elindeki hls-sö senetlerini, öteden beri siyasetle uğraşmak hülyasında olan, meşhur 4 Üç Yıldız» konyaklarının sahibi JeaııHennessy'yc çıkış flatı üzerinden satarak sayfiyeye çekildi. M.Hennes-«v QUöTtDİEN gazetesi sayesinde önce nazır, sonra elçi oldu. Bu tarihten itibaren gazetenin siyasi politikası ipsiz sapsız bir hal aldı. M. Hcıınessy hiç sıkılmadan kendisini kabinesine almıy^n başvekillere çS-tı.-«T, İstediği olursa ertesi gün onları p. klere çıkarıyordu.
Gittikçe yüz bulan, gülünç olmaktan da asin çeklnmiyon Hennessy HIderle Mussolinlye İmrenerek QUO-T DİEN'i .Sosyalist - Nasyonalist» bir gazete haline getirdi. Bu son Jar-₺2 idi. ÇÜOTLDIEN umumi kahkaha-l?r arasında gürültüye gitti. Fransn-da İlk defa olarak halkın malı, halk menfaatini güder bir gazete kurmak teşebbüsü böyiece dürüstlük âşıkı 60 bin kişinin paralarını batırmış, muhteris bir tüccarı da bir politikacı, bir diplomat, bir diktatör bozuntusu yapmıstır.

**♦
Muratlarına ermiş olan beş büyük ı gazete kazanılan bu zaferin keyfini ı uzun müddet süremedi. Ufukta şim- 1 dlden yeni bir tehlike beliriyordu, j Meşhur lâvantacı Françols Coty -Fransız politikasında nafiz bir rol oy- t namnk sevdasına düşmüştü. Napole- ı on ffibi o da Korslkada. Ajacclo şeh* ■ rinde doğduğu, onun gibi kısa boylu , esmer olduğu için Françols Coty, asü j adiyle Sportuno, kenolnl Napoldan yerine koyuyor, hattâ onunla uzak- , tan bir akrabalığı olduğunu da iddia ] ediyordu. Coty’nin büyüklük deliliği . seneden seneye artıyordu. İçine fab- | rlkasını yerleştirmek üzere. Loire ( nehri kıyılarındaki tarihi Chamord | şatosunu almaya kalkmamış mı İdi? ,
BLr zamanın bu küçük, çalışkan, fakat uzun görüşlü, cesur kimyageri mesleğine tevazııla başlamış, birçok ı güçlüklere katlanmıştı. Sabah karan- 1 lığında kalkıp lâboratuvanna. ora- ı dan dükkânına giderek, geç vakitlere ı kadar hesap kitapla uğraşarak sene- ı ler süren bir mücadele ve araştırma ı hayatı yaşadı. Nihayet servet, onun ■ bu inatçı çalışmasını, buluşlarım, ge- ı niş sezme kabiliyetin! mükâfatlan- i dırdı. Parfönleri, parfönden çok daha ■ kıymetli şişeler ve kutular İçine ko- ı yup satmayı İlk akü eden o olmuştu I (Hattâ yalnız kristal şişe yapan bir ; labrlkası vardı). Kokularının terkibi- ı ne ve adlarına bir şehvet havası karıştıran İlk parföncü de odur. Malla- : nnın reklâmına külliyetli paralar ; ayıran, nihayet Amerika koku dün- ; yasını fethetmek kararlle Avrupadan , giden ilk adam yine odur.
Coty, kadınlar âlemine hâkim olup ■ Chypre, Origan, Rose - jacgueminot ve saire gibi cana yakın isimler taşı* yan cazip kokuları milyonlara tahvil ettikten sonra büyük servetinden siyasi nüfuz elde îtmek uğrunda faydalanmaya kalktı, (Yalnız Amerika-dakl Coty mûessesealne 1926 de 90 milyon dolar kıymet biçilmişti.)
1923 deki seçimde Korslkadan fiyan ftzalığına namzetliğini koydu. Bu garip namzedin seçim mücadelesinde kullandığı vasıtalar, gayet iyi dağıtılmış biner franklık kâğıtlardı. Fran-çoiH Coty'nln seçimde kazandığı ilân edildi. Fakat rakipleri onun reyleri satın aldığını İspat etmekte güçlük çekmediler. Böyiece parfön kiralının seçim) iptal edildi
Trançola Coty bu yüzden Cumhuriyete düşman kesildi. Bundan 1 sene evvel Paris'in iki monden gazetesini LE GAULOİS İle FİGARO'yu gülünç denecek kadar az bir paraya satın almıştı, LE GAULÖİS’yi kapattı, FİGA-P.O'yu da yüksek sosyetenin resmi gazetesi haline koymaya karar verdi. Bu maksatla, uzun zaman Fransa ba>;ehrinin en zeki gazetesi olan Fİ-GAF.O'nun başına Akademi ezalarından Alfred Capuş, Robert de Flers gibi seçkin şahsiyetler getirmeyi İhmal etmedi. Fakat Korsika seçiminde uğradığı muvaffakJyetsizJikten sonra elindeki FİGARO gazetesinin kâfi derecede kuvvetli bir mücadele vasıtası almadığım. anladı.
1927 de Touralne’dekl Haut-Cazon malikânesinde ve Louveclenne3 şatosunda Françols Coty VAMİE DU PEUPLE adını verdiği büyük bir halk gazetesinin plânlarını hazırlamaya başladı. Bu gazeteyi, öteki gazeteler gibi 25 santime değil. 10 santime satmaya karar verdi. Bu karar, koca bir taş atarak Basın âleminin bütün kurbağalarını ürkütmek demekti
Büyük gazeteler, evvelce aralarında gazetelerini 25 santimden aşağı satmamayı kararlaştırdıklarını İleri sürerek bu flat indirme teşebbüsüne şiddetle itiraz ettiler.
Françols Coty:
— Runiarm kararından bana ne? O kararı ben yokken vermişler, sonra-
dan da ben bu karara iştirak etmiş değilim. Kendi paramla çıkardığım gazeteyi İstediğim fiate »atarım, hattâ keyfim isterse bedava da dağıtı nm, buna kimse karışamaz, dedi.
Bunun üzerine beş büyük Rozete he Havas ajansı evvelce L'OEUVRE ve QüöTİDIEN gazetelerine yaptıkları gibi, Coty'nln de hakkında gelmeye karar verdiler, parfön kıralı da kendini şiddetle müdafaa etmeyi göze almıştı. Elinde Gustavo Töry ve Henry Dumay'da olanlardan daha üstün vasıtalar vardı. Fransadakl bütün duvarları Fransız bayrağının Uç ren-giyle çerçeveli koca ilânlarla donatarak bu çerçeveler İçindeki küçük yazılarla halkı tam mânaşlie reyini kullanmaya ve «satılmışı fikir derebeylerinin kalelerini» yıkmaya davet etti.
Aralarında anlaşmış olan beş büyük gazete derhal onunkiler kadar büyük ve renkli afişlerle mukabele ederek halk efkârının «menfaat peşinde koşan bir kapitalist» eline düşmesindeki tehlikeyi belirttiler. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse halle bu düelloya, QUOTİDİEN İle beş büyük gazele arasında cereyan eden çarpışmadan daha az alâka gösteriyordu. Coty’nln şahsiyeti onlara emniyet vermemekle beraber, Fransada her şeyin üstünde gelen tasarruf düşüncesi onlan 25 santime satılan gazeteleri almak tansa lö santime satılan L'AMİ DU PEUPLE'Ü almaya sev-kedlyordu. Coty galip gelmişti.
Fakat. L’AMİ DU PEUPLE de, renksizliği, sıkıcılığı, sahibinin soluk bir faşizme kaçan, Bonapartçı bir cumhuriyetin lüzumuna dair bitmez tükenmez. makalelerde oldukça garip bir gazete idi. Françols Coty'nln şahsi garabetleri de caba! Louveclennes şatosunun bodrumlarına beton döktürüp tahkim etmiş, kendisinin söylediğine göre «bir suikasta karşı nefsini müdafaa etmek İçin», düşmanlarına göre İse (b;r ihtilâl hazırlamak özere» silâhla doldurmuştu.
Havas ajansı, günde bir milyon nüsha satmasına rağmen L'AMİ DU PEUPLE’e İlân vermediği gibi, Paris-teki gazete kulübeleriyle Fransanın bütün garlarında gazete satışını tek elden idare eden Hachette ejansı da bu on santimlik gazeteyi dağıtıp satmayı reddediyordu.
Françofs Coty.
— Yaptıklarlle kalsınlar! Ben gazetelerimi kendi teşkilâtımla dağıtacak kadar zenginim, diyordu. Üstelik bunu kendisini yeniden tröstlerin kurbanı gibi göstermek İçin fırsat saydı. Boyuna düşmanlarının yazdıklarını okumak keyfini kaçırdığından kendisine para İle yeni dostlar edindi Yalnız L'AMİ DU PEUPLE DU SOİR adile yeni bir gazete LE COUP DE PAT-TE adlı haftalık bir hiciv dergisi çıkarmakla kalmadı, sağcı gazetelerin bir çoğuna para vererek yardım etti. Bunların biricik vazifesi velinimetlerini pohpohlamaktan ibaretti.
Françols Coty bundan sonra komünizme karşı çılgınca bir savaş açtı; sokakları üç renkli afişlerle donattı-yüz binlerce broşür dağıttı. Yaptığı gürültü sayesinde düşmanlarının hücumlarını duymaz olmuştu. Fakat neşesi uzun sürmedi. Bu kadar gürültünün masrafına en büyük servetler bile güç dayanır. Coty. üç senede milyon frank batırdı.
Bu defa rakiplerinden değil kendi öz karısından gelen yeni darbe onu yere serecekti.
Madam Yvonne - Aiesandrlne Coty. Françols Coty ile mal ortaklığı esaslarına göre, yani eşlerden her birine aile mallarının yan mülkiyetini veren bir rejim altında evlenmişti. Kocasının çetin mücadele hayatım paylaşmış, ona yalnız sadık bir hayat arkadaşı olmakla kalmayıp, aynı zamanda işlerine de en faydalı şekilde yardım ederek, birçok parfönleri bizzat bulmuş olan Yvonne Coty büyük servetten kendisine düşen hissenin de ziyan olmasına razı değildi. Kocası daldığı gazetecilik çılgınlığı arasında servetini tüketmeden evvel, kendi hissesini kurtarmak İstiyordu. Koty, karısına 268 milyon ödemeğe mahkûm oldu. Nevyork mahkemesi boşanma kararı verdiği gün Coty, bu paranın 39 milyonunu ödedi. Ertesi sene 100 milyon daha verdi. Sonra ödeyecek nakit parası olmadığını İleri sürerek geri kalanım on senede ödemeyi teklif ettL (Arkası var)
"k
- Bütün harb seneleri içinde iktisadi hayatımız, başka memleketlerde öldüğü gibi, mihverinden çıktı; ancak dünya pazarlarının rekabeti sayesinde muvaze nesini bulan «flat.. mefhumu ehemmiyetini kaybetti; yolların kapanması yüzünden harbin ne vakit biteceği bilinmediğinden, herşeyden evvel yiyecek maddelerinin İstihsaline önem verildi. Fiat ve tev2idekl bazı aksaklıklara rağmen şükran İle itiraf etmeliyiz kİ, hele iki seneden beri, açlık, darlık tehlikesi ile karşılaş madik, Harbin ilk senelerinde düzenlenen buğday nakliyatı ve vesika usulünün tatbiki sayesinde, ekmek işi en iyi İdare edilen bir mevzu oidu.
Gerek hükümetin teşviki ve bilhassa yüksek flatler ve tabiatın yardımı sayesinde son bir kaç rekolte memleket ihtiyacını geçen bir bollukta oldu Bu bolluk bugün az çok bir sıkıntı bile doğurmaktadır, Muhafaza vasıtalarımız tamamen tekemmül ettirilememiş olduğundan, elimizdeki buğdayın vç başka hububatın bozulmakta, çürümekte olduğu görülmektedir. Yeni rekoltenin de pek bol olacağı tahmin edildiğine göre, stokları elimizden çıkarmak mecburiyeti, bizim için en hayatî bir mesele olacaktır.
Harb bitince, denizlerde nakliyat birden bire kolaylaşınca ve artınca Birleşik Ameıikada, Ka-nadada, Avustralya ve Arjantin-de bekllyen milyonlarla ton buğday ve sair hububat Avrupaya dökülecek ve bunların fiatleri, bizim sun'î olarak yarattığjrijız piyasanın çok altında olacaktır. Bu kuvvetli ihtimali şimdiden düşünerek verilmesi lâzım gelen bazı prensip kararlan vardır:
1 — Elimizdeki fazla hububatı, iç piyasaya bakmadan, dış piyasaların normal flatleıine uyup eliminden çıkarmak ve bunlara İhtiyacı olan komşu memleketlere vakit kaybetmeden satmak için harekete geçmek yerinde olur. Bilhassa Yunanistan bizden ehemmiyetli miktarda hububat alacak vaziyettedir, işi hakiki, pratik tüccar gibi görerek, bizim tabiî olmıyan flütlerimizin yarattığı rüyaya saplanmadan, satışlara başlamak lâzımdır. Acele etmez isek fazla stoklarımız elimizde kalır ve bunların çüriidûğünii, sıfıra müncer olduğunu görmeğe mahkûm oluruz.
Birçok işlerimizde geç kaldığımız görüldüğünden,
katlanmak cesaretini göstermemek yüzünden malı tamamen kaybetmemiz mümkündür. Bu işlerde ve böyle zamanlarda, alâkadarlardan âzamî hareket ve sürat beklenir,
2 — Elimizde bulunan ve yeni mahsul ile toplanacak olan stokların tasfiyesi ağır bir mesele olacak gibi görünür iken ilerdeki istihsal politikamızı da, yeni şart ve ihtimallere göre ayarlamak lâzım gelecektir. Diğer büyük müstahsiller karşısında fazla hububat istihsaline devamımız çiftçi için derin bir felâket hazıılıyabilir.
iktisadın bilinen esaslarından biri umumî olarak ihtiyaçların elestikî olmasıdır, fakat bu bakımdan gıda maddeleri ve bilhassa hububat ihtiyacı bir dereceye kadar bir İstisna teşkil eder. Meselâ giyim eşyası talebi, refahın artması ile genişler., fakat maişet seviyesinin yükselmesi hububat ihtiyacım hattâ azaltabilir.
Şimdiki bol buğday ve hububat istihsali politikamıza devam, iktisaden tehlikelidir. Buğdaya, hububata tahsis edilen topraklarımızın bir kısmını talebi elestiki olan maddelerin yetiştirilmesine tahsis etmek lâzım gelecektir
az zarara
5Û0
de, bir
SİNEMA ROMANLARI
Birinci kitap
YILAN KADIN
Senenin en muvaffakiyetli filminden alınmış bol fotoğraflarla gıkta.
İyi kitapçılarda arayınız. (10 kuruş. Toptan satış: P.K. 1609-Galata.
Gççim seviyesinin yükselmesi- J ııin en esaslı emarelerinden biri j et istihlâkinin artmasıdır. Mede- ı nî milletler arasında belki en az et yiyen bizlz. Bu bakımdan önümüzde çok geniş imkânlar var- , dır. Memleketimizde ziraat hâkim mevkii muhafaza edeceğine j göre, hayvan yetiştirmek, hayvancılığımıza âzam! inkişaf te. ı min ehnek belki ziraî ve İktisadî : siyasetimizin temeli olmalıdır. 1 Koyun ve sığır, İnek yetiştirmek, 1 et, süt ve mamullerinin, derinin, 1 yapağın; bir milletin yeme ve gl- ■ yinmesini yükselten un^urlann ■ istihsalini sağlar.
Bu İhtiyaçlarımız, bugünkü vaziyette, % 10 nispetinde bile temin edilmemektedir. Halkımızın, hele köylümüzün büyük bir ekseriyeti n? medenî İnsanlara lâyık olan şekilde "ivinivor. ne de zen-gin ve sıhhatini arttırmak İsti- ' yen bir millet p,ibl beslenebiliyor. .
O halde, harb sonrasında, tek- , nik terakkilerin cazibesine kapılıp hububat ziraatine ölçüsüz bir 1 ehemmiyet vermekten çekinmek ' ve dahilî istihlâk için hayvancılığa ve İhracat için de sanayide kullanılan maddelerin yetiştirilmesine birinci derece mevki vermek lâzım gelecektir.
Teknisyenler bilhassa istihsali ; görürler; fakat iktisat sahasında ese*? istihlâktir, satıştır. Satıla- ■ mıyan bir mahsul, sahibi için felâket, memleket için buhran doğurur, Devrimiz, kapalı muhitler ' için değil, fakat geniş pazarlar için istihsal devridir. İstihsal , gayretlerinin ölçülerini ancak ihtiyaçlar verir.
Randıman bil? teknik olmaktan ziyade İktisadî olmalıdır. İktisadın bilinen bir kaidesine göre bilhassa ziraatte, münferit bir topraktan alman mahsulün bile artışı, muayyen bir hadden sonra, iktisaden kârlı olmaktan çıkar. A'ınan neticeler, mutlak rakam olarak değil, fakat piyasa ölçülerine göre değerlendirmek lâzımdır.
Harb biter bitmez, hattâ şimdiden elimize almağa mecbur olduğumuz bir dâvayı sathî olarak inceleyince, hakikatin zannedildiğinden karışık ve başka olduğu görülüyor. Esasen cemiyet ve iktisat islerinin hiç biri sade değildir. Hic bir formüle ve bu arada bol istihsal formülüne mutlak ve değişmez bir kıymet vermemeliyiz.
Bugünkü şartlara göre bu maddenin, fakat yarınki ihtiyaçlara göre şu maddenin istihsalini arttırmak. arttırmağa çalışmak lâzım gelir. Hayat girintili çıkıntılıdır, doğru hat üzerinde seyretmez
Cevat Nizami
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18 Dans Orkestrası; 18,45 Semai Ve . .ırkılar; 1® Saat- ayarı ve haberler; 19,20 Geçmişte Bugün; 19,25 Salon orkestrası: 20,15 Pazar Gazetesi;
20,30 Fasıl; 21 Müzik: (PL); 21,15 Beste ve şarkılar; 21,35 Müzik; 22,15 Haftanın spor neticeleri; 22,30 Dans müziği (PI.l; 22.45 Haberler.
Yarm sabahki program,
7,30 Saat' ayarı; 7,30 Müzik: (Pl.); 7,45 Haberler; 8 Çeşitli hafif müzik (Pl.; 8,23 Gündelik spor aervlsl; 8,30 Marşlar (Pl.); 8,45 Operet parçalan (PI.J; 9.20 Yurttan sesler; 9,40 Mandolin Birliği: 1q Hafif sololar (Pl.); 10,10 Dört sesli koro; 10,30 Milli Hâkimiyet bayramı ve Çocuk bayramı münasebetiyle Ulus meydanından naklen yayım; 12,30 Saat ayan ye karışık şarkılar,; 12,45 Haberler; 13 salon orkestrası; 13,20 Çocuk Esirgeme Kurumu.
İzmir gümrüklerine çıkarılan iki vapur eşya
İzmir (Akşam)— Muhtelif dış memleketlerden İskenderlyeye getirilmiş olan ve bir İngiliz, bir Yunan vapu-rile İstanbul limanına gönderilmekte otan birçok ticaret eşyası, bu vapurların İzmir limanına uğramaları İçin enılr almaları üzerine, İzmir gümrük ambarlarına çıkarılmıştır. Sahipleri İstanbulda bulunan bu ticaret eşyası. İzmir gümrük ambarlarını doldurmuş bulunmaktadır. İçinde memleketin İhtiyacı olan her türlü eşya vardır, Bunların arasında tıbbi ecza, yün ve pamuklu mensucat, elbiselik ve paltoluk kumaş, İplik, bisiklet lâstiği, makine akşamı, merserize pamuk, yağlı boya, otomobil akşamı, elektrik teli. cam. karanfil, sıhhî malzeme, elektrik levazımı, spor ve çocuk resim levazımı, lâstik eşya, çlvit, kitap, rulman bilyesi, zincir ve saire bulunmaktadır.
bizim

SAİT KÖKNAR Gecesi
24 Nisan salı akşamı Şehir Komedi Tiyatrosunda
Hacer Buluş
Ve Maksim saz heyetinden Ahmet Yatman — Salih — Maksut — Haşan Tahsin İSMAİL DÜMBÜLLÜ heyeti GİZLİ ODALAR
Komedi 1 perde Ve
ŞEHİR TİYATROSU
iki Efendinin Uşağı
3 perde
Biletler gişede satılmaktadır.
AKŞAMS
Abone bedeli
Türkiye
te nebi
2800 suru s
1500 »
800 •
senelik
6 Aylık
3 Aylık
Adres .tebdili İçin lufc pul gönderilmelidir taktiirde a(irey değistlrilmeı
5400 surus
2900 »
1600 ■
elli mnv
AImi
Telef unlarının Başmuharrir: 20565
Yarı İşleri: 20765 - İdare- 2IMW1
Müdür: 80497
Cemariyelevvel 9 — Kasım 166 İmsak Güneş Öğle ikindi ak Yatsı E. 8.25 10.15 5.18 9.06 12.00 1.40 V 4.20 6.11 13.12 17.00 19.56 21.35
tdarehane Babıaır civan
Acımuslıık sokan No 13
Edirneye Türk göçmeni geliyor
Edirne (Akşam) — Son günlerde şehrimize ve Uzunköprüye çok miktarda Türk görmeni çelmeğe başlamıştır
]
/*x r*x\\\ twnci hSrta
Sevgilim Bir Casusmuş!
MAUREEN O'HARA ve JOHN GAKFİEI4> 5
M Seanslar: 12,30 — 2,30 — 6,45 — 9,15||^v✓


fiugün A R Sinemasında
BUGÜN (
ELHAMRA SİNEMASINDA
Rus edibi PUSHKİN.in nefis eserinden
ŞEHİR TİYATROSU Dram kısmında saat 20.3u da
DÖRDÜNCÜ HANR1 Komedi kısmında HACI KAPTAN
Saat L4 de çocuk tiyatrosu
...
BUGÜN
ÖLÜM
Milli Reasürans T. A, 8- Kontrolörü* Adnan Üsterin babası, İstanbul Konaklar Müfettişliğinden emeldi Asını Üstel Allahın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi bugünkü pazar günü öğle namaıünı müteakip Teşvikiye camiinden kaldırılarak Feriköy nu-saie lığına defnedilecekti!.
(DUBROVSKY) '
Kin ve intikamı söndüren bir aşk-.Hissi Elimlerin içinde bir şaheser.-
ilâveten: KOBRALAR ARASINDA
Asya çöllerinde vahşi hayvanlar arasında çevrilen meraklı film. :
TAK S BM Sinemasında
Acıklı mevruu, yürekler parolayım sahnelerlie eşi yaratdamıyan i
KIZIM
TÜRKÇE SÖZLÜ te
ve
nefis şarkılarla süslü mevsimin en son en büyük ŞARK filmi.
Baş rollerde.
ki
Azize EMİR - Mahmut ZÜLFtKAR
Bugün seanslar: 10,45 —12,15 — 2 — 3,45 - 5.30 — 715 — 9


■s
2 saat kahkaha ile gülmek İsteyenler son fırsat
Türkçe Sözlü
LOREL - HARDI GÖNÜLLÜ
Sinemasında
Yarın matinelerden itibaren muazzam, ahlâki ve sosyal bir şaheser senenin en büyük TÜRKÇE SÖZLÜ ve ŞARKILI süper film.
DAMGALI KADIN
HAFTA KONUŞMASI
Istanbulun çayırları
Çayır neydi, nedir? Baharda her ot biten toprak genişliğine çayır adı vermek yanlış olur. Çayır bambaşka birşeydîr. Ah o çayırlar... Hele bir sağnak yedikten sonra, yere düşüp de gökteki çizgi çizgi renkleri bir eleğimsağmaya benziyen İstanbul çayırları!
Her yaşta gördüğüm bütün baharlar gözümün önün, den geçiyor: İstanbul baharları, Aandolu bahadan, çöl baharları... Fakat çocukluğumun bahar, larındaki renk ve rayiha hâtırası, üstünden hemen hemen yarım asır geçtiği halde bana hepsinden daha canlı vg dünkülerden daha yakın geliyor. Sonradan öyle baharlar görmediğimi sanıyorum, sebebini düşünüyorum Ve bu sebebi buluyorum; Çayır eksikliği...
Istanbulun baharı çayırlarında idi.
Çayırların çoğunu eşip deşerek. üstüne evler kurup bağa, boştana çevirerek yokettik. Bir kısmına da içkili kahve, cazlı gazino ve kumarlı kulüp bulamadığımız için uğramaz, ayak basmaz olduk.
Zaten çayır, bugünkü genç nesil için ancak ot biten boş bir tarladan başka birşey değildir. Eğer biraz geniş ise akla ilk gelen güze] fikir, bir silindir çekerek düzlüğünde futbol oynamaktan ibarettir. Orta yaşlı zengin İse şunu düşünür: Şehir plânında yeşil saha diye ayrılmamışsa satın alıvereylm de üstüne, bir sıra, yedişer katlı apartman kurayım. Hele yanından, yakınından bir asfa’t yol geçiyorsa veya geçirtmek imkânı varsa fırsatı kaçırmamalıdır!
Eskiler çayıra saygı gösterir-erdi. ilismezlerdi. iki. sebeple: At. b:dediklerinden ötürü çayır lüzumlu idi ve baharın feyzini atlar bağlanmış gür otlu bir çayırda seyirden hoşlandıkları için çayırlan korurlardı.
Çayır neydi? Nedir? Her ot biten bomboş toprak parçasına ballarda yeşeriyor diye çayır adını vermek yanlış olur. Istanbulun dört bir yanı, meselâ Şişliden ayrılınca raslayacağımz genişlikler veya Topkapıdan çıkınca İçine dalacağınız düzlükler de bahar olunca yemyeşil kesilir. Kuzula-nn oynaştığını, atların dolaştığını, inekierln-ufuklara dalıp düşündüğünü, eşeklerin sırtüstü yatıp yuvarlandığını, yani hay-van otlatıldığım da görürsünüz.
Ama bunlar dedelerimizin ça-yır adım verdikleri yerler d?ğil-dir.
*¥¥
Çayır bambaşka birşeydîr ve Istanbulda en güzeli, en ad ı sanlısı (Uzunçayır) dır.
Çocukluğumda (Kuşdili) de o mânada ve o gürbüzlükte bir çayırdı, Şimdi beton kanalizasyon tesisatile berbat edilmiş çirkin, kupkuru, baharda bile yeşiremez bir toprak parçasıdır. Sağda Kur-bağalıdere köprüsüyle Gazhane arasında da seyrine doyum olmaz bir çayır vardı. Bugün yan tarafı çamura gömülü sıra sıra sünepe evlerle çevrilmiş verimsiz bir bostandır.
Ya Haydarpaşa çayın?
Nisan ve mayıs aylarında banliyö katarlan gelip geçerken yolcular birbirinin omuzuna basarak pencerelere üşüşür, seyrine can atar, trenin yavaşlamadığına, hattâ oracıkta insaf® gelip mola vermediğine üzülürdü... Ça-yır o derece coşkun bir bahar içinde denizler gibi dalgalanır, adam boyu otlar her rüzgâr esintisinde koyulu açıklı renklerle bir sönüp bir parlayarak gezi kumaşlara mahsus akıp kayan, toplanıp genişleyen, tırtıllanıp düzleşen desenlerle durmaz, değişir, menevişelenlrdi. Yemyeşil taze yonca, kıpkırmızı körpe gelincik, sapsan yabani hardal ko-kosu İç açar, kuvvet verir, İştah kamçılardı. Malihülyalılar bile iyimserlik, hayat zevki, dünyaya alâka duyarlardı.
O çayırdan bir değirmi İz kalmamıştır. Deline deşine, çukurlar ve hendekler açıla kapana, toprak altüst edile edile burasını en çetin dövüşmelere sahne olmuş bir savaş yerinden farketmek imkânı bırakılmış mıdır?
Benim gibi ellisin; aşmış, kadın erkek kac İstanbullu var ki eğer şu satırlara gözü ilişirse,
eminim, yarım asırlık bir ömrün ardından Haydarpaşa çayırını — anlatamadığıma şüphe etmediğim ve anlatmağa da kalkışmadığını manzarası ve rayihasile — gözünün önüne getirecek ve o baharla birlikte körpe çağını, kendi baharını düşünerek çok renkli, çok tatlı, âdeta şuruplu bir hâtıralar âleminde gezinecektir.
D izler çocukken başka bir dünyada yaşamıştık; gençliğimizde hayatımız büyük bir değişikliğe uğradı; olgunlaşmamız ve yaşımızı almamız sırasında ise kendimizi ötekilere büsbütün benzemez bir muhit içinde bulduk.
Bir yere gitmeden bir çok yabancı iyerler gezen ve her gezdiği yerde yerli kıyafetine girip yerli âdetine uyan acayip seyyahlar bl-ziz, bize derler. Şimdiki taze nesil ise gözünü açtığı zamandan bu güne kadar hep gördüğünün, bil-diğinin, Öğretilenin devamı İçin de ömür sürüyor.
Onlar bir tek rejimin, bir tarz cemiyet hayatının ve bir biçim İnkılâbın bir türlü terbiye gören yetiştirmeleridir. Biz, sürü sürü politik ve sosyal inkılâplardan güç belâ arta kalabilmiş, her inkılâbın yepyeni İcaplarına uymağa çalışmış ve gömlek gibi devir değiştirmiş üç asırlık adamlarız. İstibdat terbiyesi gördük: bunu bıraktık, Meşrutiyet usullerini benimsemeğe koyulduk; tam alı-şırken Cumhuriyet doğdu; berikileri attık, ona sanldık. Her birine uymakta az çok kusurumuz olduysa suçlu sayılmamalıyız ve büsbütün sersem'eşmeden benli-' ğimizi koruyabilmemize şükret-meliyiz
Evet, biz ömrümüzün ilk bölü. münde, tabîatln îstanbula gerçekten bir ihsanı, ziyafeti olan cayırlarını severdik. Gelenekler böyle emrederdi. Zira o zamanın bir bah3r geleneği, bahaıa mahsus değişmez âdetleri vardı. Meselâ baharda atlar çayıra çıkarılırdı. Kaç gün Iç’n? Doğrusunu hatırlayamıyorum fakat yirmi günden aşağı değildi, önceden gidilir, — bizim eski semtten bahsediyorum — Uzunçayırda. hayvanların. sayısına göre yer kiralanırdı. Yerin yonca gibi yağlı, besleyici, gevrek otları çok bir seçme parça olmasına dikkat edilirdi.
Nihayet günü gelirdi, bir sabah, daha güneş Kayışdağının yosun rengindeki tepesine donuk ışığıyla krome bir çerçeve geçirirken ahırın kapısı açılır, koşum-suz olduklar İçin bize yabancılaşmış görünen atlar, kıç atıp yele sarsarak, kuyruk sallayıp sipersk gözlerinin akını sağa sola rahatça devire çevire bakarak nal takırtıları İçinde yolu tutarlardı.
Atlar, o büyük, uzun, keyifli bahar ziyafetine kadınlar gibi yan çıp'ak. dekolte giderlerdi. Çayıra çıkan hayvan ne arabaya koşuhırdu, ne insan taşırdı. Yeşillikleri hem doya doya ver. hem doya doya seyrederdi; Bey atı olmanın talihini sürer, keyfini çatardı.
ere bir bahar âdeti olan ama ta, yani kan aldırma d_»iıne ben pek yetişmedim.
Süt ve kuzu rejimini bilirim. (Siyasî mânadaki rejim değil... Gıda rejimi!)
Koyunlar doğurup da süt bollaştı mı bir ay kadar, hergün İçerenköylü Dell Mistik beygirinin sırtına biner, iki yanında iki koca bakır güğüm, köşke süt getirirdi. Bu güğümlerin ağzı yumuşamış bir siyah deri Ue örtülü ve kenarlan sahibinin eski mintan la nnd an koparılmış olduğuna hükmettiğim yan paçavramsı soluk, çürük bezlerle bağlıydı. Bütün ev halkı, uşağı hizmetçisi ayrdedilmeden, sabah kahvaltısında siit içerdi; herkese süt İçirmek efendilik iktizasındandı.
Yemeklerde de, yalnız harem ve selâmlık sof rai arındakilere, küçük küçük toprak kaplar, güveç-cikler İçinde, üstleri, fırında kı-
zarmış, ötesi berisi kızarmaktan yanmış kalın kaymaklı, rengi koyu san süt İkramı şarttı.
Kuzuyu Hıdırellezden önce eve sokmazlar, hele tavşan büyüklüğünde ve tavşan etl kızarıklığında, çirkin manzaralı kuzulara el uzatmazlardı. Babam «Çingene bayramıdır» diye, Hıdırellezde kır gezintisine çıkılmasına izin vermezdi. Ama Bayramın bahçemizde kutlanmasına, kuzu çevrilip içil plâv, taze kestane ve fındık yaprağına sarılmış dolma ile irmik helvasından İbaret bir aile arası ziyafeti çekilmesine göz yumardı.
Pek iyi hatırladıklarıma göre o gün veya öyle günlerde benim ya dişim ağınrdı; ya attan tekme yemiş olduğum İçin sazılar İçinde bir kenarda somurtmuş otururdum, yahut kızamıktan içeride yorgan döşek yatardım. Başkalarını bilmem ama anamın anasından emdiği sütü burnundan getirirdim.
Yetişkinlik çağımdaki ve sonraki HıdıreHeslerde burnum bile kanamamıştı,,. Lâkin neyleyim ki artık baba fırını has ekmek çıkarmıyordu; ne bolluk, ne çayıra çıkan atlar, ne İstanbul çayırları kalmıştı. Ben de kalmamıştım... İstanbulda yalnız gönlüm kalmıştı.
Ah o çayırlar,.. Hele bir sağanaktan sonra, yere düşüp gökteki çizgi çizgi renkleri blrb5rine karışmış hır eleğimsağmaya benzeyen çayırlarımız!
Refik Halid Karay
Balık kırıntılarından cafeine ve plâstik maddeler
Amerikalı iki doktor balık kırıntılarından sentetik cafeine çıkarmağa muvaffak oldukları gibi harbden sonra balık kırıntılarından olduğu kadar, başka bir çok deniz mahsûllerinden de çok miktarda plâstik maddeler çıkarılabileceğini tasarlamaktadırlar, Cafeine. tabii şeklinde kahve, kakao taneleri ve çay yapraklarından çıkarılmaktadır. Amerikan ordusunun sıhhiye servisleri, yaralıların nakledilen kan plâs-malarına ve cerrahi amelîyelere mukavemet edebilmelerini mümkün kılan bu münebbihe çok mik tarda İhtiyaç hissedince bu İki doktor Guano (deniz kuşu pisliği) yerine balık kırıntılarından çıkardıkları sentetik «guanîne» İle cafeine arasındaki kimyevî terklb benzerliğini hatırlamışlardır.
Bu iki âlim, bir çok tecrübelerden sonra guanine'i cafeine’e tebdil ettikleri gibi şimdi de 472 kilo kalık kırıntısından yanm kilo cafeine çıkarmağa muvaffak olmaktadırlar,
Bunlar, balık et ve kırıntılarının kimyevî İşlenmesi geliştirildiği takdirde bunun balıkçılık sa nayilne büyük yardımı dokunacağım bazen ağlan dolduran ve balıkçılar tarafından tekrar de nlze dökülen bazı cins balıkların kıymetinin bu suretle artacağım tahmin etmektedirler.
Balık dikenlerinin neslçlerin-de. tasfiye edildikten Sonra bir cok şeyler, bilhassa sanayide kullanılan hususî evsafta bir nevi zamk İmaline yanyan bir Jelâtin vardır.
Renklerinin, bozulmaması İçin bu jelâtin ve zamk taze balıktan yapılmalıdır
Balık kırıntılarından çıkarılan plâstik maddeler (kİ bunlar henüz tecrübe devreslndedlr), bir nitrogene vo proteine terkibine dayandıkları için «soja» maddele rinden çıkarılanlara benzer sayılmaktadır.
Bunlardan vitamin ve bfgjka kimyevî müstahzarat da çıkar mak üzere daha şimdiden tetkik lere başlanmıştır.
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
90 kişilik ev halkı nasıl sokakta kaldı?..
Bu 90 kişiye kimse ev vermiyordu. Nihayet bir hayır sahibi onlara bostanım açtı..
Î| Zabtiye memuru hırsız diye gece yarısı Vali paşayı yakalıyor — Pençe* | relerden aşağt atılan eşya — Gökte kuyruklu yıldız — Bos fonda kurulan | çadırlar — Abdülhamidin masasından çıkan mühürlü zarf La ne vardı?..»
İzmir valiliği sırasında Mithat paganın bir zaptiye memuruna rüşvet vermesi ve arkasından kendi kendini yakalatma hikâyesi vardır kl pek meraklı ve birçok vakaları gibi tama-mile bâklrdlr.
Bunu o günlerde İzmlrde Mithat paşa İle birlikte bulunanlardan dinliydim:
İzmlre geleli pek az olmuştu. Vali, yeni tâyin ettiği bir zaptiye memurundan şüpheleniyordu. Gece kıyafetini değiştirerek ve başına bu işte kullandığı poşusunu giyerek sokağa çıktı. Yeni zaptiye memurunun nerelerden geçeceğini, hangi mnıtakada dolaştığım biliyordu. Mithat paşa cadde üzerinde bir dükkânın önünde durdu. Ve bunun kepenginl kaldırdı. Kendisine hırsız süsü veriyordu.
Bu anda bir zaptiye memuru:
— Dur... diye bileğine yapışmıştı.
Mithat paşa, hemen memurun avucuna bir kese sıkıştırdı ve yavaşça:
— Al bunu,,, Savuş!... dedi.
Lâkin memur:
— Bir de rüşvet ha— Vay hırsız herifi...
Eski püskü elbiseler İçindeki Mithat paşayı yaka paça karakola getirdi. Merdivenleri çıkarken Mithat paşa yakasını indirmişti.
Kapıdaki nöbetçiler onu tanıyıp selâm verdiler. Kendisini hırsız diye yakalıyan memur dehşetinden dona-kftlmıştı. Lâkin ertesi gün paşa onu terfi ettirdi.
90 kişilik ev halkı..
Bu kadar dürüst çalışan İnsan sonra ne derece nankörce muameleye maruz kalıyor. Muhakeme edilmek üzere paşanın ele geçmesi Üzerine, ailesine reva görülen muamele cidden korkunçtur.
Onu şöyle dinledim:
— Hava kararırken bütün eşyamız İzmir Vilâyet konağının pencerelerinden aşağıya fırlatıldı. Ve koca konak bir buçuk saat içinde boşaltıldı, Mithat paşanın ailesi sokakta kalmıştı!..
Gece oluyordu. Nereye baş vursak Idmse bizi İçeri almak İstemiyordu. Zira bizi içeriye alanın felâkete uğrl-I yacağım herkes biliyordu. Kira 11e da-
Mithat paşaya Avrupadan gönderilen hediyelerden: Kıymetli takvimli saat
Bulmaca

Sırp
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Konuk - Nota.
2 — Yapılmış şeyler - Pamuk, gibi su.
3 — Bir yatımız.
4 — İlgi - Başına »K» gelirse pisliktir.
5 — Tahmin edlkn şeyler.
6 — Bakına «T» gelirse bir mareşali olur - Çarpma.
7 — Anıerikada bir şelâle,
8 — Bir deniz kuşu.
D — Su - Tartı âletlerinden.
10 — Gelir - Kovalama.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan uşağı: 1 — Sipariş, Pa, 3 — Içerlglriş, 3 — Peşin, Koy. 4 — Ariyettılan, S — Rlnevüg, Da. fl — îg - Tü, Otel, 7 — Şlkago, Aya, 8 — Rol, Tapon, 9 — Plyadeyolu, 10 — A.*ı - Nainnub.
I- LİSELİLERE—%
Öğretmen R. Özgörin'ln ; [
LOGARİTMA I cetvelinin lklpcl baskısı çıktı. I Gene 70 kuruş |.
TEKNİ^tTAPLAI^AyiNEVİİ
Mithat paşanın acı gün ler yaşadığı İzmir şehri
hl ev veren yoktu. Bir gün evveline kadar büyük bir hürmet gören insanlar geceyi sokakta geçireceklerdi. Pencerelerden atılan bir silrü eşya 11e birlikte konak halkı M kişi idi. Gece bastırdığı halde bu ağalarla, halayıklarla kalabalık aile hâlâ sokakta idi. Nihayet «Süleyman efendi» isminde İnsaflı bir bostan sahibi hamiyete geldi. Ve bize bostanım açtırdı. 90 kişi buraya girdik. Bositanda çadırlar kurduk. Bereket seyahatler «ırasında eşyamız arasında çadır vardı. Bunları bostan kuyusu etrafında sıraladık. Süleyman efendi yalnız hanımlardan 11 kişiyi eve alabildi. Kalanlar dışarıda bostan da yattılar. O sıralarda büyük bir kuyrukla yıldız yakınımızdan geçiyordu. Her geçe onu seyrediyorduk!...
Mithat paşanın eşyası..
Mithat paşanın muhakemesini ve nasıl feda edildiğini, ölümünü hep okumuşuzdur. Bunlar hakkında yazılacak bir şey yoktur. Yalnız Mithat paşanın, kendi yakalanmak üzere, konağı sarıldığı zaman alleslnedn ayrılıp giderken küçük zdvcesi Şehrlban hanım şöyle sormuştu:
Mitlınt paşaya Avrupadan gönderilen hediyelerden: Altınlı çekmece,.
— Paşa... Bizi bırakıyorsun... Biz ne yaparız?
— Mithat paşa, ona sadece söyle cevap verdi:
— Evet amma... Size iyi bir İsim de bırakıyorum!,,.
Bu sırada, Nalma hanım ise, büyük bir soğukkanlılıkla her tarafı araştırıyor ve mahzurlu evrakı saklıyordu
Yakınlarının himmeti sayesinde Mithat paşaya ait birçok hâtıralar muhafaza edilmiştir Evrakın, Mithat paşanın mektuplarının, hâtıralarının saklanması çok güç olmuştur. Bunlar hattâ bazan damlarda, kiremitlere, «sağdan 50 kiremit, soldan 45 kiremit» diye işaretler konarak bunların altına gizlenmiştir. Evvelce de bahsettiğimiz gibi, kundak içlerinde, kor-salarda, eteklerde gizlenmiş, Avrupa-ya kaçırılmış «e tarih namına kurtarılmıştır.
AvrupalIları Kendisine hayran eden bu büyük İnsana, zamanının meşhur yabancılarının hediye ettikleri altın takvimli saat, çekmeceden tutun da kendi hususi not defterine kadar bunları muhafazayı yakınları bir «tarih borcu» addetmişlerdir Hattâ elbiselerinin göğüs ve yaka İşlemelerine kadar Kitapları, mektupları, her şeyi duruyor. Yalnız vakitle evi çok arandığı İçin sık sık kendisinin gönderdiği emirle. ailesi birçok mektuplarını yakmıştır. Bunların içinde hatr.ft dünya tarih! bakımından pek ehemmiyetli olan GnmbctaTıın mektupları vardı kl, onların yakılması hakikaten büyük bir kayıptır »m**1 -"*nı za-


manda çaresizdir AbdvlbSmidin n-
dan çıkan şart
Mithat paşaya datr yaramızı meraklı bir son İle bitirelim: Paşa Tfl-if'te boğdurtulduktan sonra evrakı, saati, kösteği ortadan kaybolmuştu. Bunlar nereye gidebilirdi?.
Abdülhamit tahtından indirilince bir giin Mahmut Şevket paşa. Mithat paşa zade B Al! Havdan davet etti. Ve kendisine:
— Bunları Abdülhamidin masasının gözünde bulduk!... diye mühürlü tan bir zarf uzattı,
Mithat paşanın yazılan, üzerinde «Mithat» imzası bulunan altın cep saati, kösteği, Abdülhamidin kendi mühürlediği bu kırmızı balmumlu zarfın içinde ve yazı masasının üçüncü gözünde kilitli olarak duruyordu, şimdi bu balmumlu zarf da. içindekiler de — Mahmut Şevket paşanın verdiği gibi — B. Ali Haydar Mlthat-tadır.
Abdülhamit; öldürttüğü Mithat paşanın yazılarını ve eşyasını mahzurlu görüyorsa yakabilirdi. Bunları kimseye de vermemişti. Atmamış, başka türlü de yoketmemişti. Mühürleyip tahtından indiril!nelye kadar masasının gözünde saklamıştı 1...
Hikmet Feridun
Sahlfe S
I R ? A' M
22 -tth«n 1945
1
IIER AKŞAM BİR HİKÂYE
EVLER!., j [Aske iril a k bah islerll^ ‘
Masamın üstündeki zarfı alıp yırttım. İçinden çıkan mektupta şu satırları okudum:
«Bugün mesut bir kadınım. Evim var. Çocuklarım var. Lâkin senelerce önce, henüz parmak kadar bLr kızken tamam yedi yıl bir müzenin tas avlusunda yatıp kalktım. Bu garip hikâyeyi slze anlatayım:
Babamın ben dogmadan dört ay evvel öldüğünü söylerler. Annem hastalıklı bir kadındı. Bir gece komşular evden beni alıp götürdüler. O kadar küçüktüm ki ancak hayal meyal, bir sis arkasından, bu vakayı hatırlıyorum. Lâkin komşulardan döndüğüm zaman bir daha annemi bulamadım. Ertesi günü ev sahibimiz beni karşısına aldı ve:
— Kzım., sen artık teyzene gideceksin... Annen orada imiş.. Haydi bakalım dedi.
Teyzem?.. Onu ben nerede bulabilirdim kİ?.. Bir müzede gece bekçiliği ediyordu. Annemle bir kere ona gitmiştik. Yaşlı bir kadındı. Tek başıma yollan büemlyeceğlm için bir komşu kadın beni teyzemin bekçilik ettiği müzeye götürdü, ihtiyar kadın beni hayretle karşıladı. Ye işte tamam 7 sene ben o müzede kaldım.
Burası taştan, içi sütunlu sütunlu, medreseye de. camiye de benziyen kubbeli bir bina idi. Müze henüz halka açılmamış olduğu için bu kışla gibi binanın bir köşesinde teyzemle ben geeclcri bir mumun karşısında, kocaman bir kubbenin altında büsbütün küçülürdük... Binada elektrik tesisatı vardı umma, henüz müze açılmadığından bizim için cereyan vermeğe lüzum görmüyorlardı. Gündüzleri hamama benzettiğim bina geceleri, mum ışığı İçinde korkulu çocuk rüyalarını andırıyordu.
Gündüz içeride bir takım tamirler olduğu için sütunlar arasında, kubbenin altmda kurulmuş tahta İskeleler vardı. Ayrıca iki heykeltraş, alçıdan bir sürü insan yapmışlardı. Bunlardan çoğu kocaman bıyıklı Yeniçerilik, sakallı kubbe allı vezirleri, eli baltah cellâtlar, kuzgun! siyah, saray ağaları, beli kılıçlı leventlerdi. Hepsi kapı gibi insanlardı. Yalnız heykeltıraşlar bunların yüzlerini çok korkunç yapmışlardı. Üzerlerine giydirdikleri ©ski zaman elbiseleri, başlarındaki kocaman kavuklar da müthişti.
Gece olup, müzenin İçindeki mumumuzu yaktığımız Zaman bu çehreler büsbütün korkunçlaşırdı. Mumun ışığı uzun bıyıklı, uzun sakallı çehrelerin, kocaman kocaman açılmış gözlerini daha dehşetli bir hale sokardı.
Hele müzenin tanzim projesine göre bizim teyzende yattığımız köşeye cellâtlar İsabet ediyordu. Başka yerde yatamazdık. Başka boş köşe yoktu. Geceleri uyanmaktan son derecede korkardım. Zira gözlerimi açar açmaz eli baltah, kafası kazınmış, uzun külâhlı cellâtlarla göz göze geliyordum. Hele gece sıkışıp da cellâtların, yeniçerilerin, sipahiler İn, kuz-guni siyah harem ağalarının, sakalı göbeğinde şeyhülislâmın, etrafımı şartın bir sürü saray cücelerinin arasından geçip helaya gitmek’,. Ne müthiş şeydi bu!.. Teyzemden utandığım İçin yalnız giderdim. Aksi gibi helâ da ta binanın dışında İdi. Elimdeki mumla mankenler arasında ilerlerdim. Korkmamak için evvelâ hiç etrafıma bakmamağa hiç bir çehreye başımı çevirmemeğe gayret ederdim.
Bir müddet böyle çabuk çabuk giderdim. Fakat vehim halinde küçücük bir çıtırtı işitince programım alt ü. t olurdu. O zaman hemen başımı çevirir, her şüphelendiğim heykele nvun uzun bakardım. O kadar ki gözlerim tamamlle onlarda olduğu için elimdeki mumu eğri tutardım. Mum eriyip de sıcak sıcak ve elimi âdeta yakarak damlayınca büsbütün yerlinden sıçrardım.
Geceleri en büyük emelim teyzemden.önce uyuyabilmek!!. Zira o uyanık yanımda dururken kendimi biraz emniyette hissederdim. Fakat o uyur-
da ben kalırsam ödüm patlardı. Aksi gibi her zaman da korkudan uykum kaçtığuıdan öyle olurdu. Yatağımda, heyecandan boğulacakmış gibi etrafımı seyrederdim. Geceleri bu binada akla gelmiyecuk, tuhaf tuhaf çıtırdı-' lar eksik olmazdı. Basan hoyfcelier canlanıyor gibi olurdu. Uyur uyumaz da, daima onlarla meşgul olduğum için, rüyamda tekrar hep birden canlanırdı, kavuklu sadrâzam, cellâtlar, kaptan paşa, kapı kethüdası, su başı. Galata kadısı, kuzgun! harem ağaları, saray cüceleri... işte 7 sene bütün rüyalarımı bunlar doldurdu.
Her geceden .toncfL, sab&hleyiiı bir tehlike atlatmış gibi ferahlık duyardım.
Müzeye ameleler gelirken bon sokağa fırlardım. Bir sürü arkadaşlarım vardı. Akşama kadar hep birlikte oynardık. Lâkin akşam olup da hava perde perde kararmağa başlanınca, mahalleden 2lyade benim içime hüzün çökerdi. Zira arkadaşlarım hep birden İstanbul çocuklarının çok iyi bildikleri meşhur «Akşam tekerlemesi» nl söylerlerdi. Bu şöyledlr:
«Akşam oluyor!.. Evli evine Köylü köyüne...
Evi olmayan, sıçan deliğine.
Ve böyle söyilyerek yavaş yavas evlerine dağılmağa başlarlardı.
Bu zaman babaların evlere dönme zamanı idi. Eli kolu dolu, kimi karpuz taşıyarak, kimi kese kftğıtlarile, kimi küçük süslü paketlerle babalar evlere dönerlerdi, Ve bozan çocuklar koşup onları köşe başlarından karşılarlar, ellerindekini alırlardı Babalar?.. Acaba onlar nasıl insanlardı? Ve bu paketlerin (kese kâğıtların İçinde neler vardı?..
Nihayet mahallede kimse kalmazdı. Artık bütün çocuklar evlerine gitmişlerdir. «Evli evine, köylü köyüne. » diye anlatılan an İşte bu andır. Her kes gidince ben kaldırıma oturup evlere bakardım.,, Evler, yan yana bir sürü evler... Pencerelerde ışıkların yanışını seyrederdim. İnen perdelerde gölgeler, • Yedi sene müzede yaşadıktan sonra bu evleri ne kadar merak ederdim. Evler ve kollan dolu babalar... Benim İçin ne büyük İki sır!..
Nihayet çenem avuçlarımda ışıklı pencereleri uzun uzun seyrettikten sonra kaldırımdan kalkar, cellâtların yanındaki yatağımı düşünüp ürpertiler içinde müzenin yolunu tutardım.
Hiç unutmam, bir kandil gecesi bir arkadaşımın annesi beni akşam yemeğine eve alakoydu Teyzeme heyecandan lltriyerek gittim. Müzeden İçeri girer girmez şöyle diyordum:
— Teyze... Ben ev gördüm, ev... İçine de girdim. Böyle kapısı var. İçeriye giriyorsun.. Sonra herkes masaya oturuyor. Kalabalıkta yemek yiyorlar. Öyle de aydınlık kİ!..
Benim «Ev gördüm» diye başlıyan heyecanlı sözlerim teyzemi ağlatmış-tı. Onun şaşacağı yerde ağlamasına pek hayret ediyor ve bir evi kendisine iyice anlatamadığım için de üzülüyordum...
İşte benim çocukluk hikâyem... Belki 28 nisan Çocuk bayramında ondan istifade edebilirsiniz!.»
(BLr yıldız)
Ingiliz deniz filosuna düşen mühim hizmet
Tıbbın yeni icatları
Elektrikli gırtlak
Her hangi bir sebep yüzünden gırtlak tâki ses tellerini kaybedenler, bu cihaz uasıtasıle konuşabilirler
Almanyanın ortasından ikiye bölünmesine, Berlinin şarktan veya garptan işgali bir gün meselesi olmasına rağmen İngiliz ana vatan filosunun önünde halli pek de kolay olmıyan bir mesele bulunmaktadır: Şimal denizindeki Alman limanlarını işgal eden ordu ile işbirliği yaparak Müttefik orduların ikmalini artık buradan yapmak ve Norveç teki m ühim Alman kuvvetlerlle ana vatan ve Danimarka arasına girerek Nazilerin Almanya yıkıldıktan sonra da Norveçte devam ettirmek istedikleri saltanatlarına meydan vermemek.
Bu işlerden birincisi yani Şimal denizi üzerinden ikmal meselesi ne kdıır mühimse. İkincisi, yani Norveçteki Nazi saltanatına son vermek de o kadar acele bir zaruret halini almıştır.
İkmal meselesi çok mühimdir. Zira bugün Belçika veya şimalî Fransa üzerinden yapılmakta oian ikmal işi, deniz yolundan sonra Derline kadar en az 600 -700 kilometre uzunluğunda bir kara nakliyatını icabetti rmekte-dir, Harabolmuş, istasyonları tahrip edilmiş bu memleketlere bu' kadar uzun bir yol üzerinden1 günde bir milyon tona yakın î malzeme sevketmek hakikaten' müşküldür. Halbuki Hamburg | veya Bremen limanlan üzerinden yapılacak nakliyat evvelâ genişi mikyasta nehirler üzerinden orta Almanyaya kadar gönderilebile-1 ceğl gibi buradaki Alman de miryolları da çok düz sahalardan ve çift hatlı yapılmış olduklarından nakliyat kabiliyetleri çoktur. Nihayet Hamburgdan Berline ka-kadar demiryol uzunluğu 300 kilometre, Bavyeraya kadar ise 400 kilometre kadar bir şeydir. Yani yolun kısalığı bakımından da büyük kolaylıklar elde edilmiş olacaktır,
Norveçle Almanya ve Danimarka arasına girmek ise bilhassa İngiltere için hayatî ehemmiyeti haizdir. Son günlerde Amerikan Birleşik Devletler Deniz Bakanı- ,_____________,______s_____ ______
nın ağzından işitiyoruz ki hâlâ rum edilecek son Alman hava Alman denizaltılan İngiliz ada- kuvvetlerinin za’fı dolayısile İn-hüTniir hir teh. gjuz fj]osu artık Uzak Şarkta olduğu gibi kâra kuvvetleri 1 e işbirliği yaparak sırayla Emden. Bremen ve Hamburg limanlarına girip yukarıda saydığımız büyük hizmetleri sasıyabilirler.
Hem Almanya içerisinde cereyan eden son hareketlerde kolaylaştırılması ve kâfi ikmal yapılabilmesi, hem de bizzat İngiliz ana vatanı üzerindeki büyük tehlikeyi biran evvel kaldırmak için İngiliz deniz filosunun işe müdahale etmesi ve Şimal denizindeki Alman, limanlarına gir-
Yazan:
M. Şevki Yazman
kikaya kadar İngiliz adalarına bu bombalardan gönderaıek istiyorlar, Hollandaya tren nakliyatı durduğuna göre bu cihetten In-giltereye uçar bombalar gönderl-lemez. Fakat elde kalanlar Nor-veçe kaçırılarak oradan şimal In-giltereye atılabilirler. Bunların nakliyatına mâni olmak İçin İngiliz deniz filosnun Norveçle Alman vatanı arasına girmesi artık şart olmuştur.
Bu ehemmiyeti Almanlar da anlamış olacaklar ki Almanya şimal ve cenuptan ikiye bölününce hava kuvvetlerini de iki kısma ayırmışlar ve şimale ayrılan parçayı Schlevig - Holştayn sahasına yığmışlardır. Bundan maksat da heı- hakle Şimal denizindeki li-I manlardan gelip birleşecek Ingiliz filosunun bu mühim işine mâni o'maktır.
Kanaatimizce şimdiye kadar bu filonun bu sahaya girip iş yapamamasına biricik sebep de bu 'arta kalan Alman hava filolan-Inın verdireceği zayiat olsa gerektir. Yoksa ne buraları muhafaza eden tahkimli sahil adalan ; ve bu arada meşhur Heligoland. ne de sahillere yerleştirilmiş Imaynler, İngiliz deniz filosunun Şimal denizinde büyiik işlerini görmesine mâni olamazdı. Fakat öyle görünüyor ki Mont-gomery bu işin de bir kolayını buldu.
Hollandanın şimal sahillerine yakın Grenin şehri KanadalIlar tarafından işgal edilince bidayette İngiliz filosu bu şehre yakın ufak Hollanda limanlarına pekâlâ girebilir, buraları maynler-den temizleyebilir ve kendilerine üsler tedarik edebilirler. Burada tesis edilmiş bulunan sık hava meydanları sayesinde kendi hava himayeleri de kolaylaşmış olur.
Bu himaye altında hergün darbelenecek, üslerinden mah-ALman hava
Amerikalı mütehassis Zoe Reevee yazıyor: Kalifornladakl evlerden birinde bir akşam telefon çalmağa başladı. Ahizeyi eline alan adam, büyiik bir hayret ve sevinçle babasının sesini işitti.
Bir babanın oğlunu telefona çağırması olağanüstü blrşcy değilse de bu kere hakiki bir mucize, İlmin bir mucizesi balıLs mevzuu idi. Bu adamın Robbıson adını taşıyan babası, bir çok senelere! enberi konuşma kudretini kaybetmiş bulunuyordu.
9 yıl evvel M. Robinsonun berrak .'esi, yavaş yavaş kısılmağa ve hırıltılar çıkarmağa başlamıştı. Robinson, öksürüyor, zorlukla nefes alıyor ve bilhassa kulak kısmında bazı ağrılardan şikâyet ediyordu.
Doktorlar kendisini muayene ettiler ve nihayet bir gece teşhislerin) bildirdiler; ses tellerini kaplıvan gırt lak kanseri.. Gırtlağın ameliyatla çıkarılması tavsiye olundu.
Endişe verici bu teşhis neticesinde boğazın üst tarafında bulunan bu küçük kutııcnğüh çıkarılması, hasta 1-çln büsbütün başka ve pek az neşeli bir lıayat demekti. İleride ağzından artık hava geçmlyecekti. Boğazında açılın delikten nefes almasını öğrenmesi lâzımdı. M. Roblnsona bu vahim işi açan ve çıkarılması tavsiye olunan gırtlak, içinde ses tellerinin gerili bulunduğu kıkırdaktan yapılı bir oyuktur. Bu oyuğun İçindtn geçen hava, ses tellerini ihtizaz ettirir ve ses te bu ihtizazdan çıkar. Bu sesler, ağızdan geçerik gırtlak, damak, dil. dudak ve dişlerin müşterek ha-reketlerile söze tahavvül eder.
Ses tellerinin çıkardığı scslarln i-şltllme derecesi, bunların gergin veya gevşek olmasına bağlıdır.
M. Robinson vakasında gırtlağın çıkarılmasına ve konuşa m amasın a kanser sebep teşkil etmiş İse de otomobil kazaları esnasında kırılan cam parçalarının girmesi, harb yaraları, İntihar teşebbüsleri, kesici âletler ü-zerine düşmeler veya kuşpalazı, verem. frengi gibi bazı kaza ve hastalıklar neticesinde boğazın yaralan-masUe bu ses tellerden istifade imkânları azalır.
Yapılan ameliyat neticesinde gırtlaklarının bir kısmı çıkarılanlar nispeten daha talihli addedilmektedir. Bunların ağzından hava geçebilmekte İse de konuşma imkânları azalmış.
Iarının etrafında büyük bir tehlike teşkil etmeke ve bu adalara, hattâ Avrupa karasına yapılan nakliyatı tehdit etmektedir. Vakıa bu hal belki de Saltıkta yuvaları bozulan Alman denizaltı-Iarının sürü halinde Atlantiğe uğramış olmasından llerigelmek-tedir ve geçici bir hâldir. Fakat ne de olsa bunların dönecekleri yer artık Alman limanlan değil. Norveç fiyordlandır. Bunların bu fiyordlara çıkmasına mâni olunmasa dahi Şimal denizinde birleşecek İngiliz deniz filoları bu fiyordlardaki denizaltılann A1 mesi zamanı gelmiştir. Bu hare-manyadan malzeme ve torpito ik-i ketin artık gecüoniyeceğini zan-mali yapmasına veya son olarak nediyoruz. kaçırıp yapacaktan stoklara mâni olabilirler.
Hattâ uçar bombalar dahi bu
&MIIU 1UUBJSII WtU OKH1,. UlU. /
devresi imtihanları ise 24 eylül 945 vazıyettedir. Nazller herkesten pazartesi bavlıyacak ve 13 ekimde ni- fazla İngilİzlere kızgın görünü-hayetienecektir. lyor. Ve ellerinden gelse son da-
Üniversitede imtihan hazırlıkları
Üniversitede imtihanların yaklaşması üzerine Edebiyat fakültesinde dün fakülte dekanı ve profesörlerinin iştir âkile uzun süren bir toplantı yapılmış, toplantıda imtihan komisyonlarının çalışma tarihleri tesbit edilmiş, talebenin devam mecburiyeti karşısındaki durumu gözden geçirilmiştir. Öğrendiğimize göre yaz devresi imtihanları 28 mayıs pazartesi giinii başhyacak, 50 haziran cumar-te*i günü nihayet bulacaktır. Güz
Tel. 20095 Sirkeci
bir kısımda ihtizazlar meydana ektirecek şekilde kullanmak suretile yen! bir sese kavuşulabillrdl. Gırtlağın yukarı kısmında ve meride veya midede haza tutarak bunun dışarı çıkması le ses çıkarılabilir. Baz hastalar, tecrübeye dayanan bu vasıtalarla anlayışlı ve memnunluk verici bir ses çıkarmağa muvaffak olmaktadırlar.
Bu neticeye varmak İçin M- Ro-blnson’a ilim, suni bir gırtlak ta temin ediyordu. Bu, muhtelif modellere göre imal edilmiş, ağzın arka ve gırtlağın yukarı kısmına hava vermek suretile ses çıkaran tüp şeklinde bir cihazdır. Ses, burada dil, dudak vc- di- “ ğer tabii Organların müşterek hare- ” ketli*» lâkırdıya tahavül etmektedir “
Bu cihazın içinde IhtizazlanmaJr V\* suretile ses telleri vazifesini gören ka-*^ mışlar vardır ki bunlar hastanın sesini anlaşılır bir hale getirmektedir
Robinson, bu yeni cihazın İşlemekte olduğu bir kliniği ziyaret etti
Bir akşam klinikte bulunduğu bir sırada bir müridin, «lektrikil gırtlak» adı verilen harici bir cihaz saye-I sinde konuşulması mümkün olan bir tertibat hakkında telefon ettiğini
Bu yeni tertibatı görmek üzere Ro- sl binson, müridin evine gitti.
Bu Cihaz, bir ucunda telle bir ( tek- "O trik piline bağlanmış bir ihtizaz ciha- _0 zı, düğmesi bulunan takriben 10 san-t i metre uzunlukta ve iki buçuk san ti- Q metre kutrunda bir silindirden iba- I— O
Bu cihaz, ses tellerini kaybetmiş olan bir İnsana Uk defa tatbik ediliyordu. Robinson. mucittin verdiği talimat mucibince ucunda İhtizaz düğmesi bulunan silindiri boğazına, evvelce gırtlağın bulunduğu yere dayadı ve küçük kontrol düğmesine bastı. Bunun üzerine silindirin içinde bulunan mekanizma, ameliyat neticesin-df susmuş olan ses tellerinin evvelce bulundukları oyuğun içinde ihtizazlar. yani sesler çıkarmağa başladı.
Bu İhtizazlar, gırtlağın yukarı kısmından ve ağızdan geçerken Robin-son bunları, dil, diş ve dudakları Üe işitilebilecek bir dereceye getirdi ve bu suretle az bir zamanda tekrar konuşabileceğini anladı.
Bu konuşma belki biraz monotondu. fakat matlup olan şey, Robinson’ ' un tekrar konuşabilmesi idi.
________________ v_____________________Hastaların bu konuşma cihazlarını ’ lardır. Zamanla bu ses ya biraz dü- herkesin önünde kullanmak hususun-■ 2rimckte v*ya büsbütün kaybolmak-. da duydukları çekingenlik biraz da ja^Jr
• R. Robinson, ameliyattan sonra : tiib veya kanül şeklinde bir cihaz va-sıtasile, boğazında açılan bir delikten . nefes almak mecburiyetinde kalnnş-. tır. Bu cihaz disklerle tutturulmuştu , ve lıava bunun içinden geçmekte İdi . Fakat M- Robinson, tabiatın bashşla-' dığı dil. diş. dudak, damak ve gırtla-' ğın üst tarafı ile boğazın İçinde bulunan diğer neslçlerlnl kaybetmemişti.
Artık sessizliğe mahkûm olan Seâ'
tejferinin bulunduğu geçldden eğer İçinde omuza asılabilir, hava geçirilebilir ve herhangi bir şe-| kilde ihtizazlar meydana getlrllebl-1 lirse tekrar konuşabilecek bir hale gelecekti.
Doktorlar ve aynı vaziyette bulu-, nan kimselerle İstişarelerde bulundu. | Kouşabilmek İçin birçok usuller mevcuttu. Ağzın içinde bulunan havayı kek ve kadınların büyük bir ümit ve (dilde veya ağzın içindeki herhangi teselli kaynağı olmuştur.
bazen de ancak İşitilebilecek kadar ■söniik bir ses çıkarmakta bulunmuş-| lonritr hıı cac v-ı h!ra-? rlii-
ruhîdir. Filhakika hastalar, bunları 'alenen kullanmağa başladıkları 2a-nıan sıkılırlar, fakat «yeni seslerini» birkaç ay kullandıktan sonra tenkid-lere yavaş yavaş alışırlar.
Boruya benziyen bu suni grıtlağın birdenbire farkına varılmadığı gibi «elektrikli gırtlak* ta boğazın üzerinde tutulduğu zaman elle kısmen giz-lenebilmektedir. Bütün bu cihaz Olduğu gibi cepte veya küçük torbalar içinde taşınabilir, kemere takılabilir ve yahut da bir küçük hususi kutu
I Meslekleri konuşmayı İcabeULren ' avukat veya başka kimselerle harbde boğazlarından yaralanmış olanlar, bu I yeni cihaz sayesinde mesleklerine devam edebileceklerdir.
I Bu yeni cihazın lcadile modern ilim, ses tellerini kaybetmiş olan er-
O £ 0 >
0 P
L
KAHIR YÜZÜMDEN LÜTUF
AŞK ve MACERA ROMANI
Yazan: P. Wentworth Tercüme eden: Vâ . Nû
—M Tefrika: No. 5
Daphne onun biricik çocuğuydu. Halbuki bu kız, ona hiç de benzemiyordu. Onu seviyordu: fakat evlâdına bir türlü kendini anlatamıyordu. Bl-tiblrlerlni seven iki mevcut arasında acaba niçin arada sırada böyle derin uçurumlar vardır?
Bununla beraber, Daphne, annesine pek de bağlıydı. Hattâ hazan hain bile davransa, hlddetlerue bile, yahut annesi bir nevi İstihza ile siizse, aralarında gene de bir samimiyet bağı vardı. İhtimal Daphne bunun şuurla farkında değildi. Fakat o bağ muhakkak ki vardı.
Amabelj hareketsiz durdu, şöminenin ailevi, sonra da ateşi bitti. Kadın-cağız, nihayet üşür gibi olduğunu far-fcederek pencereye doğru yürüdü.
Kanadı açtı, dışarı baktı.
Yağmur artık yağmaz olmuştu. Soğuk ve rutubet saçan bir sis ortalığa yo -1 inişti. E:- ada ay olduğu İçin sis, pr -ılı bir h’''-i,e'görülüyordu. Ortalıkta sükût büküm sürüyordu. Lâkin
Delikanlının, yüzüne karşı şöyle haykırdığını hatıriadı:
— Amabel! Sizde mücadele kuvveti yok. Siz. hakkınızda âlem ne diyecek diye düşünüyorsunuz. Hayatınızı ona göre ayarlıyorsunuz.
Ani bir hareketle pencereyi kapadı. Şömineye yaklaştı. Ateşin son kalan küllü bakıyesile azıcık ısınmak istedi. Fakat sönmüş gibi duran kütüğe dokunduğu vakit, yeniden kıvılcımlar fışkırdı. Birdenbire ocak canlandı.
Kadın, bu manzaraya, hayretle re heyecanla baktı.
Demek sönmüş gibi duran bir ateş birdenbire böyle alevler saçabiliyor? yanabiliyor? Isıta biliyor?
Neteklm. işte, aradan, seneler, seneler geçmişti. Amabel o zamandanberl Jullen*» İliç düşünmemişti. Halbuki o sabah, eski sevgilisinin İsmini gazetelerde görünce birdenbire hisleri k&b&rlvermişti. Julten’ln muvaffakiyeti onu sevindirmişti.
Times gazetesinde şöyle bir haber vardı:
«Güldant medeniyeti etrafında yaptığı araştırmaların vardığı neticelerden dolayı Jullen Forslıanı'ı tebrik etmemiz lâzım gelir. Lâkin genç ALImln muvaffakiyetini, ancak Lon-draya dönüp de konferanslar vermesi üaerine etraflle anlıyablleceğlz. Şimdilik bay Forsham her hangi bir izn-I hal vermekten çekiniyor. Gazeteci-
bu tabiat, zavallı Amabelin zevk almasına İmkân vermiyordu. Demin Daphne ile yaptığı münakaşa yüzünden, vücudu h&lâ tiril tiril titriyordu. Hayalen yirmi sene evveline döndü. Kızının gençlik hamlesi, onun de gençlik hâtırasını uyanchrım^tı. Ruhu şiirle doluydu. Bir inasn, başka bir inasn için elbette kendini feda edebilir; bundan dolayı da elbette zevk duyar... Buna rağmen...
Buna rağmen, bari Daphne kendisi için fedakârlık yapıldığını anlasa...
Halbuki anlamıyaeaktı. Neteklm fullen de anlamamıştı. Şayet bütün bu işler bir anlaşma içinde olup bitseydi, hu derece ıstırap çekmiyooek-lerdl.
ICadınetı&z, etki aktara düşündfl (*♦:
(— Ne kadar gnıMHı d» İçini çetL
Llaphnriye aniaM» Mkftyente akisleri lıfUâ kalblndeydi Bir an, sevgili-d Jıdion karşısında belirir gibi oldu. I
lerle görüşmek İstememiştir, Şimdilik italyada kalacağı sanılıyor.»
Amabel, bu satırları tekrar okuduktan sonra gazeteyL yere bıraktı.
«— Şu Agatha da ne boşboğaz şey... Julien'den kızıma bahsetmiş. Halbuki, bu sırrı ondan daima saklamıştım.» diye düşündü.
Kızının bilmemesini tercih ediyordu. Zira hiç dikkati çekmeksizin, Ju-llen'in muvaffakiyetlerini şimdiye kadar uzaktan uzağa taklbetmek fırsatını bulmuştu. Bu muvaffakiyetler ona zevk ve gurur veriyordu.
Öyleyse maziyi .düşünürken niçin böyle elem duyuyor?Bu akşam Daphne onun kalbini yeniden kanattı.
Birdenbire düşündü M:
— Ben ıstırap çektim. Kızım da niçin ızdırap çeksin? Niçin aydınlık yoldan yürümesin? köşelerde, gölgelerde kalsın?»
Amabel. heyecana kapıldı; fakat bu heyeefkn. yavaş yavaş büyük bir İç kuvyet! halini aldı,
İradrii bir el hareketiyle lâmbayı söııdÛHİfl. LiUnbfuiin alevi parladı soııra ölüverdi. Karanlıkta, Amabei'ln fikirleri btrbirkıe meeeoldu. Şu karara vardı:
a— Evi kiralarım. Kendime Mr İş ararım. Her halde geçinecek kadar paraya bulurum, varsm kızım arzu ettiği şey! yapsın. Bıı islerde, bay Berry, bana yardım eder, bir iş bu-
ğil. Yalnu onu düşünüyorum. Şahsı için evlenmek istiyorum.
Kerik kesik hıçkırarak konuşuyordu.
— Benim için her şe>dır o, her şeydir. Kendi hayatımdan daha kıymetli, Sana karşı demin haksızlık eltini, anne. Fena lâflar söyledim... Fakat ıstırap çekiyorum. Ah anne!
Daphne'nin göz yaşları, Amabel'in ellerine düşüyordu. Heyecana düşürücü bir sükût hüküm sürdü. Sonra, genç kız, annesinin kollarından sıyrılda Yorganı itti ve oturdu.
— Anneciğim, hiç bit* şey yapamaz mıyız? Elimizden hiç oir şey gclnıes mİ?
_ Gidip bay Berry ile konuşacağım. İhtimal ki evi kiralarız.
Daphne, düşünmeksizin cevap verdi:
— Evet, evet... Tabii,.. Bay Berry, bana lâzım olan parayı ödünç verir.
Amabel, gülmeğe başladı.
— Avukatlar yazıhanelerini fıkara müşterilere ödünç para vfrmek için açmamışlardır. Eğer evi kiraya verirsem, kendime bir de İş bulmalıyım. Bu söylediğim sözlerden dolayı iazla ümitlere kapılma, Daphne? Ben sadece b.ay Berry ile konuşmaya gideceğim. Umarım ki bir netice çıkar.
Daphne, annesinin ellerine sarıldı.
(Arkası var)
lur. Yarın on buçuk trenine biner, onu görmeğe giderim. Her hangi bir İşi yapmıya razıyım. Tek, kız talihini tecrübe etsin.»
Bir mum yaktı; birinci kata çıktı.
Daphne'nin odasının önüne gelince durdu; sonra tokmağını çevirdi. Mumun ışığını eliyle koruyarak içeriye girdi.
Genç kız uyuyordu. Yanağını koluna dayamıştı. Bembeyaz yastığın üzerine saçları yayılmıştı, Siyah kirpikleri nemliydi.
Anne heyecanlanarak:
«— Ağlamış!» diye düşündü. Bu fikir, yüreğini üzdü. Mumu şöminenin üzerine koyduktan sonra, ışık kıza çarpmasın diye bir fotoğrafı önüne siper etti; sonra Daphne'nin üzerine İğildl.
Kız, birdenbire döndü ve uyandı. Gözleri açıldı; kirpiklerinin arasından gene bir damia yaş göründü. Elini uzattı; Amabel’ln bileğini tuttu.
Annesi:
— Daphne! DaphneI Güzelim... -diye tltrlyerok kızını kolları arasına aldı.
— Ah aııııel Ah annel Bana bu iyiliği yapabilsen!
— Benim bir tanecik yavrum I
— Anneciğim! Onu o kadar seviyorum kİ.. Emin ol. servetinin kıymeti yok 3eıı para irin «vk-nmel; l’-l tedlğLml zannediyorsun. Emin ol de-l
j-lŞ ARIYANLAR
YÜKSEK MÜHENDİS İŞ ARIYOR— ön dört »ene birçok inşaat İşlerinde kontrol ve müteahhitlerin şantiye şefl olarak çalışmış tecrübeli yüksek mühendis beraber çalışmak üzere sermayedar müteahhit aramaktadır Arzu edenlerin (Yük. Müh. H. D.) rumuzu ile Akşam gazetesine yaranala-n rica olunur.___3061 — 5
PİYANO ACELE SATILIK — Pek aı kullanılmış mükemmel bir piyano cWlart» markalı fırsat flatlnde acele satılıktır. Müracaat: Beyoğlu Tepe-başı Venedik sokak No. 32 İçerde No. 2 6038 — 1
241)00 LİAYA — 3 daireli 2.3 odalı satılık küçük apartman. Ferdi Şelek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368, No. 1620.
7001 — 2
KİRALIK MÖBLE APARTMAN — Yaz mevsimi İçin dört oda. mutfak, banyodan İbaret möble apartman. Cağaloğlu, Nuruosroanlye caddesi No. &. 6003 —
KİMSESİZ — Yüksek tahsil görmüş. beş diplomayı haiz İyi ahlâklı ve fedakâr bir dul kadın bir kişilik bir evin İdaresine nezaret etmek üzere çalışmak İstiyor, İ - «a postrestant Erenköy 6000 —
TİCARÎ MUHABERATA VAKIF — Tecrübeli bir muhasip her gün 3-4 saat çalışmak suretile her nevi muhasebe işlerini deruhte eder. Y. ç. rü-muruna müracaat. 6065 — 2
DİKİŞ BİLEN BAYANLRA — Daimi olarak İş veririm. Ayrıca yol masrafı da veririm. Terzi Mukbile Mi-marer No. 14 Nalıncı caddesi Kasımpaşa.______________6041 - 4
YAZIHAENIN — Telefon ve yazı İşlerini idare edecek genç bir bayan alınacaktır. Hal tercümelerini kendi el yazılarlle yazılmış adresli mektupla Ankara caddesi No. 66/2 ye müra-wat.______________________6063 — 1
BİR ANA VE BİR OĞUL — ile 7 yaşında bir kız çocuğundan mürtk-kep, içtimai mevki sahibi bir Ailenin «v işlerini İdare etmek ve çocukla meşgul olmak üayre görgülü bir bayan aranmaktadır. İsteklilerin acele olarak ve mektupla Akşam gazetesi (Ergen) rümuzuna müracaatları. _________________________6056 _ — 1
KADIN TERZİ —İşçisine ihtiyaç ot- [■ duğundan taliplerin Beyoğlu Galatasaray Mısır apartıman 5 No. mü raca-atlan. 8062 — 1
TUHAFİYE ve ITRİYAT — İşinden anlıvan okur yazar bir bayana ihtiyaç vardır, tstlyenler KapaJıçarşı Kalpakçılar başı No. 5 e 2 den sonra müracaatları.____________6061 — 1
TEZGÂHTAR ARANIYOR — Mağazada ıtriyat satışı ile meşgul olmak üzere Türk tebaasından bir genç erkek tezgâhtar aranıyor. Her gün saat 12 - 14 arası Büyük postane caddesinde 5/1 No. ya müracaat. 6060 ■— I
EV İŞİ GÖRECEK BİR BAYAN ARANIYOR — 4 nüfuslu bir ailenin ev işlerinde daimi çalışmak üzere bir bayan aranıyor Taht aka le caddesinde 41 No. ya müracaat. 6069 — 1
(J - SATILIK EŞYA
ACELE DONDURMA MAKİNESİ ALMAK İSTİYORUZ — 4 veya 8 göz-İÜ dondurma makinesi satmak istl-yenlerln Sirkeci Ankara caddesi 104 -106 numarada Ankara börekçisi. Tel: »724 e müracaat. 5036 —
SATILIK FORDSON TRAKTÖRÜ — Faal ve çok İyi vaziyette (22) beygir kuvvetinde az kullanılmış acele aatı-Mktır. Müracaat: İstanbul Ketenciler kapısı. Sabuncu han caddesi No. 45 6011 —
ŞAHLIK PAMUK TARAĞI — Bir mct.-e genişliğinde, gamltürlü ra çok iyi halde İKİ adet (kart) pamuk tarağı bütün teferruaHyle beraber sata! iki ır. Adres: Galata, Rıhtım, caddesi Tehir han No. 13/17. Telefon: 44996 MfiO — 2
SATILIK AKORDEON _______ Holuıer
marka fevkalade bir akordeon acele aatılıktır. Müracaat: İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı sokak 28/1.
«001 —
HER MARKA — Eski, yeni, sağlam bozuk radyo parçalarını v« lâmbalarını alır satarım radyoyu muayene ederim. Galata Yüksefckaldırım *0 No. Zes Radyo, yokuşu çıkarken *>1 kolda.___________ 6006 — 7
SATILIK DONDURMA MAKİNE-Sî — Biri 6 gözlü diğeri 4 gözlü gayet ac kullanılmış General Elektrik ve Kelvinatör markadır. Tophane Necft-ttbey caddesi 340 No. Şükrü Şer met. 6019 —
KOMPRESÖR — Kondansatör, serpantin, ye kalıplan mevcut komple bir buz tesisatı İle ufak bir hizar ve elektrik motörlerl satılıktır. Alâkadar olanların posta kutusu 1135 e mektupla müracaatları. 5073 — 1
2 ADET KONAR ARJANTE — İle balık etinde bir bayan için muhtelll elbiseler ve yılan derisi çanta ve şapkalar satılıktır. Müracaat: Yerebatan caddesi No. 43/2 de bayan Menfa. 5098 -
SATILIK EYER TAKLM1 — Piyasada bulunmasına İmkân olmıyan güzel bir eyer takımı satılıktır. ‘Meraklılara tavsiye olunur. Ortaköy TaŞ-basamak 18 No. ya müracaat edilmesi. 6034 —
SATILIK — Ot biçme ve balya makinesi Beşiktaş Yıldız cad. 39. Tel 42507. 6080 — 1
SATILIK KAMYÖNET — Dört yedek lâstiğiyle mükemmel halde Bııik marka kamyonet satılıktır. Taksim Majlk sineması yanında Milli Gara; Tel. 41849. 6088 —
İKİ ADET — (27 euklid) model Mersedes marka elektrikle müteharrik tam otomatik, 110 voltlujj müte-navlp cereyan motorü İle mücehhez hesap maklnesile Marelll tipi Santr-fuj motorlu tulumba 26/4/1945 perşembe günü saat 13.30 da açık arttırma İle satılmak üzere Sandal bedesteninde teşhir olunmuştur. 6959 — 1
SATDIK OTOMOBİL — »39 model Plymtıt marka hususd olarak kullanılmıştır. Lâstikleri mevcut İyi haldedir. Bahçekapı Cermanya hanında Fomslm inşaat şirketine müracaat. «068 — 5
TEK FAYTON — ve yahut brLk arabası isteniyor. Dvsafı ve flatmı İstanbul 209 No. posta kutusuna veya 21357 No. ya telefonla acele bildirilmesi. 6067 — 2
SATILIK ŞIK KOTRA — Boy 10 kamara, motör, dinamo, radyo, buz dolabı, tuvalet. Galata Kürekçilerde No. 17 B. Cemal’e müracaat. 6070 — 2
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boyda kesekağıdı İle an-balaj ve kasap kâğıtları ucuz flatle satılıktır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad, Kalçın sok. No. 13 6075 — 1
HF.R TÜRLÜ KÂĞIT, GAZETE — Mecmua, forma kitap İyi flatle satın alınır. Satmak lstlyenlerln nümune-leriyle Eminönü Tahmis cad. Kalçın sok. Na. 13 e müracaat 8074 — 1
— Kiralık — Satılık 9060 LİRAYA — Heybeliadada 5 odalı 2 bölük kâgir satılık, ev. Ferdi Selde Türk Emlâk Bürosu Ömerâbit han Galata Telefon 42368. No 1635 6092 — a
M.2. 4ü LİRADAN — An kar a da ye nl Meclis binasına giden cadde rinde 1003, 1218, 1600 ve 1004 m2 4 parça acele satılık arsa; 60000 liraya 687 tn2 bahçe içinde 6 odalı 2 dük-kknlı Ankarada aatıhk kıymettar betonarme villâ, Ferdi Sçlek Türk Emlâk Bürosu Ömerâbit han Galata Telefon 42368. No. 1633/1 6093 — 2
100000 LİRAYA — Kadıköyünde Moda civarında 11 oda bahçe kalorifer satılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu, ömerâbit han. Galata Telefon 42368. No. 1633 6094 — 3
30000 LİRAYA — Kadıköyünde Moda caddesinde 8 ve 5 odalı satılık iki ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Burasu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368. No- 1620 €095 — 2
40000 LİRAYA — Gilnıüşsuyunda 4.5 tr odalı 3 daireli deniz manzarasına hâkim satılık apartman. FeılR Selefe Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368. No. 1628 6096 2
50000 LİRAYA — Teşviklyede 500 metre bahçeli 7 odalı yarım kârglr 2 kat deniz manzaralı oatılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâ-blt han Galata Telefon 42368. No. 1627 8097 2
30000 LİRAYA — Istanbulda Gedik-paşada 4 daireli 3 çer odalı 3700 kira tir alı satılık apartman. Ferdi selek Türk Emlâk Bürosu, ömerâbit han Galata Telefon 42368. No. 1625 8908 — 3
30000 LİRAYA — Beyoğlunda dükkâna Tepebaşı tramvay caddesi üzerinde üçer odalı 4 daireli satılık apartman. Ferdi Selefe Türk Emlâfc 3ürosu Ömerâbit han Galata Telefon 42368. No. 1624 6090 — 2
€5000 LİRAYA — Atsar ayda 5 daireli 3, 4 er odalı 4200 lira kiralı satılık apartman. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu, ömerâbit han Galata Telefon 42368. No. 1619 7002 — 2
34000 LİRAYA — Kadıköyünde Bahariye caddesinde 8 odalı bahçe, hamam ve salreyl havi satılık kârgir ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368. No. 1618. 7003 — 2
DENİZ KENARINDA KİRALIK VEYA SATILIK GAZİNO — Kalamış vapur İskelesinde deniz üzerinde 644 nı3 yeni gazino ve müstakbel plaj yeri hem satılık hem de kiralıktır. Müracaat; telefon: 8C4S3 ve 21233 6009 —
KİRALIK BOSTAN — 5 dönüm 30 ,... ..............
ağaç incir hurma ve kayısı ağaçlan vay durağında içinde tuğla, kum, ki-da bulunmaktadır. Aksaray Toşkosap reç malzemesi hazır iki villalık arsa tramvay durağına iki yüz metre mesafede Molla Şeref mahallesi Molla Kiilhani caddesi Naklbüleşref sokak 64 No. lı haneye müracaat. Her gün saat 9 2» pazar günil akşama kadar.
5039 — 1
KELEPİR — Çifte havuzlar tram*
hemen satılıktır. Galata Ttrsane cad-caddesi 2 No. Tel: 43İ81 6081 —
SATILIK KOTRA — Boy 8,5(1, iki 1 yataklı kamara, tuvalet, buz dolabı, . tervls. radyo, elektrik tertibatı. Tele- 1 fon: 24169 5042 — 3 ;
100000 LİRAYA — Kalamişta 2500 nı2 bahçeli 11 odalı apartman şeklinde konforu fevkalâde satılık vUlâ. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu, ömerâbit han Galata Telefon 41368.
7004 — 2 ı
45000 LİRAYA — Anadolu sahilinde betonarme satılık yalı, IÖOOOO liraya Anadolu sahilinde satılık yalı, 18000 Liraya Anadolu sahilinde satılık1 yalılar. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368______________7008 — 3
I
100000 LİRAYA — Büyükderede satılık yalı, 20000 liraya Sultan ah m ette 14 odalı ev, 20000 liraya Sujtanah-mette 500 metre bahçeli 10 odalı kâr-gir ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata. Telefon 42368 7009 — 2
20000 liraya — Cağaloğlunda 8 odalı bahçeli ev, 30000 liraya Kadıköy Cevizlikte bahçe içinde villâ, 20000 liraya Kadıköy Cevizlikte 7 oda betonarme &v. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368 7010 — 2
100000 LİRAYA — Bomontlde 1000 metre bahçeli betonarme 8 odalı ka-löriferli ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368 7011 — 2
BİR KARI KOCA — Cihangir veya civarında denize nazır mayıstan teşrinisaniye kadar mobilyesiz iki oda bir mutfak apartman dairesi kiralamak İstiyorlar. Fazla odalara eşya kapatılabilir. Müddetin hitamında mecurun tahliyesine dair teminat verilebilir. Akşamda H.G. rümuzuna mektupla müracaat. 6090 — 1
YENİKÖYDE SATILIK ARSALAR— Sipahi Ocağı yanında fevkalâde manzaralı arsalar satılıktır. Galata Merkez Han No. 1. Tel: 49162. 6089 — 1
SATILIK EMLÂK ARANIYOR — îstanbulun her yerinde apartman ev mağaza İmalâthane, fabrika, han, arsa ve çlfllk almak, satmak ve kârlı işi olup da devredecekler veya ortak istlyenler Beyoğlu Büyük Parnıakka-pı köşebaşi 4 No. kat 2 Zarif Özalp. Telefon: 42396 6055 — 19
BİR ECNEBİ KARI KOCA — 5 veya 6 odalı İyi mobilyalı kalorifer telefonlu bir apartımanı bir »ene İçin kiralamak istiyor. Komisyoncu müracaat etmemelidir. Her gün saat IS - 17 arasında 42780 numaraya telef on edUmesi._____________6058 — 1
DEVREN SATILIK TUI1AFİYE DÜKKÂNI — Sahibinin taşraya gitmesi dolayıslyle uygun flatle satılıktır. Aksaray: Cerrahpaşa caddesi No. 5. Bizim Yüncü Hüsnü Yüksel 5009 — 1
SATILIK ARSA — Nlşantaş. Güzel 'Bahçe, önü ve arkası fevkalâde man-zarah, cephesi 12 - derinliği 25 metre ucuz satılıktır. - Müracaat tel: (3945 6064 — 3
12.000 LİRAYA — Dükkânı olan satıh* kâgir apartıman: Beyoğlunda Tünel civarında 3 kat 2şrit oda, konfor, terasa. Her gün 12-3 Galatada Kürekçiler Demir han No. 23 e mü-raeaat. 5039 —
SATILIK KÖŞK — Kadıköyüne üç kilometre mesafede asfalta çok yakın (5) döniîm bahçe İçinde (6j odalı mükemmel bir köşk acele satılıktır. Müracaat, telefon: 80423 ve 21233 6010 —
SATILIK TARLALAR — Bayan Nezihe Giirmanın tam laları satılıktır: I - Lîıhna köyündeki tarla; 2 - Katranca köyündeki tarla; 3 - Alpullu şeker fabrikasına yakın Mandıra köyündeki tarlaları; 4 - Arpalık tarlasındaki ev; 5 - İsteklilerin İstanbul Ortaköy Taşbnsamak 18 No. ya bildirmeleri rica olunur. 6033 — 3
KİRALIK YALI — Üsküdaria Kuzguncuk arası deniz kenarı muntazam bahçeli telefon, elektrik havagazı ve terkosu bulunan bir yalı kiralıktır. Görmek ve görüşmek üzere telefon 40248 numaraya müracaat. 5085 - 2
YAZ İÇİN KİRALIK MÖBLELİ APARTIMAN — Şişlinin en İyi bir mahallinde telefonlu ve konforlu bir dalte sabah lö - 11 arası teKTon 84117 6018 —
DEVREN SATILIK FOTOĞRAFHANE — Vezneciler No. 30 Foto Yücel devren satılıktır. Her türlü malzeme ve teferruatı mevcuttur. Taliplerin Şehzadebaşı No. 70 e müracaatları. 6017 —
İKİ EV 18500 LİRAYA SATILIK — Üsküdar iskeletine on. dakika mesafede Paşalimanı İcadiyc caddeslndı denize nazır beş yüz küsur metre bahçeli. elektrik, suyu mevcut zarif kâgir villâ yanındaki ahşap ev He birlikte satılıktır. Gezmek ve İkmali muamele İçin Bahçekapida Eczacı Salih Ne-catlye müracaat. 6037 — 1
KİRALIK YAHUT SATILIK — Talimhane, Cihangir ve Ayaspaşada birden yedi odaya kadar möble kiralıktır. 3, 4. 5. odalı satılık ucuz ve boş evler. İstiklâl caddesi Gaz şirketi karşısında 54/2 telefon: 43376 6038 —
ÇOK UCUZ GÜZİDE BİR ARSA — Sııltanahmette yeni yapılacak olan Adliye sarayı yanında iki’ cadde üzerinde köşcbaşı 130 metre murabba arsa. Denize tamamile hâkim. Taksim Kristal arkasında Kölli EmJâklş. Telefon 827TL 6050 — 1
bebekte — 3 dönüm meyvahk bir bahçe içinde denize manzarası fevkalâde tramvaya beş dakika mesafede 2 katlı 6 oda, yarım kâgir ev. Boş teslim edilir. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş. Telefon B2777 8051 ■ — 1
SATILIK EV — İstiklâl caddesine müvazl ve görür 6 odalı, kâgir, kısmen boş bir ev acele satılıktır. Taksim Kristal arkasınsa Milli Emiâkiş. Telefon 82777. 6052 — 1
SÜRFAGOP Bulvarı kaşısında üç caddeye hâkim ana caddeyi ta-mamlte görür 245 metrekare bir ada İçinde kâgir evi de mevcuttur. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş. Telefon 82777 6063 — 1
KELEPİR APARTIMAN — Turan caddesinde, 18 No., asfalta elli adım, üçer oda. üç kat yeni apartıman % 7 kanuni gelir üzerinden acele satılıktır. Telefon: 20107 8043 1
İÇ ERENKÖY’ÜNDE — 14 dönüm her türlü zlraate elverişli İçinde kuyusu olan arsa. 3000 Ur aya. Taksim Kristal arkasında Mili! Emlâklş. Telefon 82777 6048 — 1
KELEPİR ÇOK ACELE SATILIK ARSA — Ayaspaşada ünü yeşil saha, yan cephesi, arsa tabanından deniz görür fevkalâde manzaralı 173 metre murabbaı arsa. Taksim. Krbrâi arkasında Milli Emlâklş. Telefon 82777 6049 — 1
MÖBLE KONFORLU APARTMAN — Yaz mevsimi İçLn kiralıktır. Taksim Topçu caddesi Uygun apartımanı No. 2 ye müracaat. 2078 — 3
KADÎKÖYİNde KELEPİR — Acele taşraya gidiş dolayıslle Yeldcğlr-menl tramvay caddesinde 110 - 112 No. 11 bahçeli terkos elektrikli, evin 3/1 hissesi 1200 liraya satılıktır. Hisse müstakildir. Müracaat Fatih Horhor caddesi 152 No. ya. 6031 — 2
PENDİK — Ye İde girmeni tamamın denize nazır 726 metre murabbaı bir bahçe içinde iki katlı 8 oda güzel t ar aça büyük salon beton muntazam bir ev satılıktır. Beyoğlu Parnıakka-pı - köşcbaşı 4 No. 2 nci kat Zarif Özalp Suhulet Emlâk telefcm; 42396.
6015 - 1
HALEN ÇALIŞMAKTA OLAN — Mısır çarşısındaki bakkaliye dükkânımı ehven flatle devir edeceğimden taliplerin Balıkpazarı Süngerciler No. 73 e müracaat. Telefon: 24079.
5033 -
2(1060 liraya — Hamamda dokuz odalı her konforu havi satılık ev. Ferdi Selek Türk tini a* Bürosu.
SATILIK KÂGİR HANE — Ocdlk-paşa Baraylçl sokak No. 54 koşeboşı beş kûL hamamlı bilumum tesisat mevcut 10 oda deniz görür: Telefon: 21978 6066 — 5
SARAÇHANEBASINDA — Horhor caddesinde 152 No M tramvaya yarım dakika terkos elektrik havagazı bulunan 3 odalı seneLfk iradı 720 lira olan ahşap hane az bahçelidir. Boş teslim 6500 liraya satılıktır.
6032 — 2
BOĞAZIN HER İKİ SAHİLİNDE — -— --------- ..^«»u. RıhUmlı rıhtımsız muhtelif yalı depo
Ömerâbit han Galata. Telefon 42368.1 ardiyeler satıhlrtr. Galata Tersane ,NO. LÜ22 Tooo — SjCadded 2 N. 4fllöl. Te. 6061 — ]
KİRALIK EV — 2 oda, elektrik mevcut Aksaray Hekimoğlu Ali Paşa caddesi. Müracaat: Beşiktaş Foto Bil-sena. 6OW — 1
-müteferrik
ASRİ DANSLAR — Hususi olarak evlerinde öğrenmek istlyenler Beyoğlu Anadolu hanı geçidi karşısında AJlyon aokak 19. Prof. Panosyan.
4080 -
DİL DERSLERİ VE TERCÜMELER — İngilizce. Fransızca. İtalyanca ve Almanca. Müracaat yeri: Taksim, Ankara Fala$ Ap. No. 5. 3 - 1 1/3 ve 8 - 9. 5075 —
SATILIK APARTMAN — Talimhanede 4 katlı üçer dörder odalı, banyolu çok sağlam yapılı ferah bir apartman 40000 liraya satılıktır. (Deney Emlâke) müracaat Galata Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2 telefon 43840 6071 — 2
SATILIK KÂGİR EV — Cihangirin en güzel yerinde 3 katlı 6 odalı, denize nezareti, merdivenleri mermer kısmen boş teslim edilir sevimli bir ev 11000 liraya satılıktır. (Deney Emlâke) müracaat Galata Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2 telefon 43840 6072 — 2
SATILIK KÂGİR EV _ Kumkapı-nm en iyi mevkiinde 4 katlı 8 odalı, balkonlu, terkos, elektrik, kuyu, sarnıcı havi büyük bahçeli muntazam bir ev 8500 liraya .satılıktır. (Deney Emlâke) müracaat Galata Rıhtım caddesi Ketell Hüseyin han No. 2 telefon 43840 6073 — 2
SATILIK ARSA — Cihangirin iyi bir mevkiinde zeminden İtibaren denize nezareti olan apartman inşasına müsait yüz elli iki metre kare bir arsa acele satılıktır. Fiyatı: 8500 Ura. Müracaat: Beyoğlu İstiklâl caddesi No. 153 kat 1 bay Orestiye. 6074 — 3
BİR TÜRK BAYAN — 5 İlâ dııhty-» fazla yaşta kız çocuklara miirebbiyei” Uk ile Almanca ders vermek JŞUŞrM-Yahut hususi mücsseselerde çalışmal^l İster. Müracaat: S. B. N. 6010 — ----------------------------o
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, vefe lisan derslerine devam etmek IstiyeiL— talebelere üniversite talebelerini im- OT ilhanlara hazırlar ve doktorlara Era-qj mer ve mükâleme dersi veriyor. Her^ yere gidebilir. Akşamda A. B. C rÛ*-. muzuna mektupla müracaat. ®
5089 — 2 y
.--î ■ . M—
30 KURUŞA İLMİ GEZİNTİ — nül işlerine; çocuk bakımına; hasta-tıklara ve her çeşit ansiklopedik suallerinize (Malûmat Servisimizi der-’O hal cevap verir. Behfr suale (30) ku-(D nışluk posta pulu koyarak (İstanbul posta kutusu 1391 a yazınız m
6(179 — 5L_
——— ------------------------o
BİR İTHALATÇI İLE — Veya ithalatçılıktan anlar birisi ile ortak olmak tstloyrum. Telefon 36-249 yahut Amavutköy No. 22 ye müracaat 6054 — 5
İNGİLİZCE — Amerlkada okumuş ve Amerikan mekteplerinde İngilizci öğretmiş bir genç ııç ayda Usan öğretir. «D.S.» rümuzuna mektupla müracaat. «O72 — 1
DEVKEN SATILIK DÜKKÂN — Teı kos, buz dolabı, her çeşit malzeme ve vitrinleri ile gayet lüks bakkaliye dükkânı sahibi taşraya gideceğinden acele satılıktır. Müracaat Divanyolu No. 29_________________ 6076 — 2
■ DANOİS* — Hakiki cins, yavru köpek alınacaktır. Beyoğlu - Tünel-başı, Mandıra üstü Seferoğlu Aa No. 6 saat 15 - 18 arası 6073 -
BOŞ TESLİM SATILIK İKİ GÂGİR EV — Fatihte taksilerin durduğu Nevşehirli İbrahim Paşa caddesinde havadar, güneşli, istimlâk sahasından hariç biri köşebaşında yedi odalı, diğeri yanında beş odalı dört kat apartmana çevrilebilir. Bahçeleri ve elektrik terkosu bulunan iki ev satılıktır. Müracaat: Aynı caddede 10 No Jı eve. 6073 — 5
ORTAKÖY — Travmay durağı 4 kat. Banyolu dörder odalı. Altında garajlı bir apartıman acele satılıktır. Galata Tersane caddesi 3 No. 43181 TeL «082 —
■■ııuıııfımHiıııımıııııııımmıı
|| Halk evleri ve Kurumlar,]
Yeşilay gecesi
Yeşilay Kurumu 3 Mayıs perşembe günü akşamı saat 20,45 de ÇemberR-taş Sinemasında büyük bir gece ter-ribedllmlştir.
Bu geceye memleketimizin değerli okuyucularından Hamiyet Yûcfses, Anadolu Halk türküleri okuyucusu Hacer Buluş, sanatkâr İsmail Düm-büllü, meddah ve bütün tuluat ve orta oyunu sanatkârlarının İştirakiyle büyük bir orta oyunu temsil edecektir.
* Eminönü Halkevinden: Evimiz Kütüphane ve Yayuı şubesindeki münhal âzalik içLn seçim yapılacağından bu şubeye kayıtlı Azalaritnı-zın 22/4/1945 pazartesi günü saat (17,30) da Halk evim İze teşrifleri rica olunur.
* Eminönü Halvetinden: Kayıtları yapılmış olan daktilo kursları talebelerinin vaziyetlerinin teşbih için 23/4/945 pazartesi günü saat (19) da Evimizde hazır bulunmaları.
VEFAT
* İst. öğretmenleri yardım cemiyetinden: Cemiyetimiz âzasından
Kadıköy 35 İnci ilkokul öğretmen L Atıf Gümtev'l dün ebediyen kaybetmiş bulunuyoruz. Kederdldc ailesine ve arkadaşlarımıza baş sağlığı dileriz.
UM DOKTOR MHMlf
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, İdrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve (idrar uasıia-sile gebeliğin ük günlerindeki kail leshid) yapılır.
Beyoğlu, Taksime giderken Meşeli» sokağı Ferah apartmanı Tel, 40534
KOLEJ MEZUNU BAYAN — Tecrübe edilmiş metodlarla bayanlara evlerinde 50 dersten İngilizce öğret5bileceğine dair teminat verir. Akşamda «İngilizce Ders> rümuzuna müracaat 6091" — 1
MEKTUPLARINIZI &LIHKIM6
Gazetemiz İdarehanesin) aores olarak göstermiş olan ir ar ileri.nüden
Lessons — S. L.A — T.K — D.S — S.B-N — HK —
Muhabir — şantör 25 namlarına gelen mekiupıorı idarehanemizden aldırmaları rica olunur.
YENİ SİYİN
SOLUCAN, AH SOLUCAN NE KAN BIRAKIR, NE CAN!
Lokman Hekimin yriii biı khaoıdır. Her evin yalnız çocuklarında, gençlerinde değil, süt emen yavrularında ve hattâ ihtiyarlarda bile çok defa bulunan bu küçük, zebanilerin her biri barsaklarda (200,000) yumurta yaptığı ve yaşadığı müddetçe (27.000,000) yumurta ve yavru yetiştirdiği, damarlara girerek ciğerlerden kan getirdiği, sanlık, havale, Ispazmoz, barsak düğümlenmesi, yalancı f ara ve çocukları yataklarına işettiği, barsağı delerek İnsanı öldürdüğü ve bazı defa da kaih sektesi yaptığı gibi fenalıklarını ve ilâçlarım anlatıyoruz. Tavsiye ederiz, istanbul Divanyolu No. 104.
HOLtVUT DÜNYASI
Holivut Dünyasının 76 ncı sayısı yine renkli kapaklarla süslü olarak çıktı. Bu sayıda Resimli Huberier. Tablolar. Perihan Yanal, Yarının büyük yılızlan. Leylâ Murat, Abiciin Dav’crln hâtıraları, Arcan amcanın cevabı, Paris hâtıraları.
ŞÎNASİ Müntehabat-ı Eş'arim
Edebiyatımızın önemli şahsiyetlerinden biri olan şlnasi'nin manzumelerini tam olarak ihtiva eden bu eseriAkba tarafından yayınlanmıştır, çamlıca Kız lisesi edebiyat öğretmeni Mualiâ Anıl'm terlibettiğ 1 ve bir önsüzle, bir lügatçe Ue tamamladığı bu eser liselerin son sınıflan 1 için çok. faydalı ve yardımcı bir edebiyat kitabi olacaktır.
Şlnasi'nln bu kitabı satışa çıktı. Fiat! 75 kuruştur. Akba Kitabevl.
Lokman Hekim
(Dr. HAFIZ CEMAL)
Dahiliye mütehassısı
Divanyolu 104
Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2.5 — 5. Tel: 22398
Sahile 8
A RŞÂM
22 Nisan 1945
DÜNYADAN HABER
Yazan: Ahmet Emin YALMAN
Bu meraklı seyahatnamenin her iki cildi tamamlanmıştır. Bugünkü dünyanın halini yarınki dünyanın İstifi atlarını haber vermekle beraber aynı zamanda maceralı bir seyahatin hikâyesidir.
Doğrudan doğruya kitap balkıda çıkan İkinci cildin en mühim kısmı, Slr Wllliam Beverldge 11e Oksrord'da başbaşa geçen bütün bir günün hikâyesidir. Bu büyük odamın anlattıklarında herkesin gözünde yeni ufuklar açacak istifadeli ve meraklı tarafları vardır.
TEVZİ MERKEZİ- VATAN Matbaası ve bütün kitapçılarda bulunur.
1 cl Cilt 180 K.
ZİRAAT
BANKASI
çekilen kura ile aşağıdaki plâna gû-
BİRİKTİREN
DAMAT-CDGR
Senede 28.800 lira ikramiye
Ziraat Bankasında Kumbaralı va lhbarsız tasarruf hesaplarında
12 Mart. 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 Binncikânun Keşide tarihlerinden bir ay evvelki matlûp üaiuyejeri 50 liradan az olmamakla oeraoeı Keşide tarihine kadaı da matlûp bakiyeleri bu mıkdardap aşağı düjta-yenler arasında senede 4 def’a ................... “ '
re ikramiye dağıtılacaktır.
4 Adet
4 >
4 •
40 ■
100 »
120 •
160 *
DİKKAT
1000 liralık
500 »
250 »
100 »
50 >
40 »
eo •
4000 Ura 2000 • 1000 ■ 4000 • 5000 • 4800 • 3200 * ,
Hesaplarındaki paralar blı sene İçLnde 50 liradan aşağı düsmlyen-lere lkramıye çıktığı uaıcdirde % 20 fazlaslle verilecektir.
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletrhe Umum Müdürlüğü İlânları
1 — Kasıınpaşada Camlalta yakınında 3 No. lu ambarda yaptırılacak onarım ve bıton döşeme İşi pazarlıkla İhale edilecektir.
2 — Bu İşin keşif bedel! 4231 Hra 85 kuruş, geçici güvenme parası 317 Ura 38 kuruştur.
3 — Eksiltme kâğıtları İnşaat şubesinde görülebilir.
4 — Pazarlık 3 mayış 1945 tarihine raslıyan perşembe günü saat 14 te İdare merkezi karşısındaki binada bulunan Alım satım komisyonunda yapılacaktır.
5 — Pazarlığa girmek İçin geçici güvenme makbuzu İle ehliyet vesika* sı göstermek lâzımdır.
6 — İsteklilerin, ehliyet vesikası almak için, eksiltme şartnamesinin 4 üncü maddesinde yazılı belgeleri, 50 kuruşluk pul ve bir fotoğraf He birlikte ihale gününden — tatil günleri dışında — 7 gün önce İdareye bir dilekçe İle başvurnydarı lâzımdır.
7 — idare, İhaleyi yapıp yapmamakta şerbettir.
(519'7)
İstanbul vilâyeti dağıtma heyetindenı
Konservecilere, yoğurtçulara, peynircilere ve sade yağcılara yeniden Levha Teneke dağıtılacakta-. Bu Lşıomeşgul firmaların İhtiyaç mlktarlarl-le 944 yılına alt iş hacimlerini 30 nisan 1945 pozartesi akşamına kadar Vilâyet makamına bildirmeleri İlân olunur. (5224)
Belediye karaağaç müesseseler! müdürlüğünden:
Müessesemizden buz alanlar perakende olarak buzun kilosunu şehir hudutları İçinde yedi buçuk kuruştan fazlaya satamazlar. (5259)
OSMANLI BANKASI
rÜRK ANONİM ŞİRKETİ
TESİS TARİHİ 1863
Statüleri ve Türkiye Cumhuriyeti ile münekıt mukavelenamesi 2292 Numaralı 10/6/1933 tarihli kanunla tasdik edilmiştir. (24/6/19'33 tarihli 2435 Numaralı Resmi Gazete)
Sermayesi: 10-000 000 Ingiliz Liram
İhtiyat akçesi: 1.250.000 Ingiliz Lirası
rürkiyenin başlıca Şehirlerinde PARİS, MARSİLYA v. NIS'd. LONDRA ve MANÇESTERDE
MISIR. KIBRIS. YUNANİSTAN. IRAN, IRAK. FİLİSTİN ve MAVERAYI ERDÜNde
Merkez ve Şubeleri
Yugoslavya, Rumanya, Yunanistan, Suriye, Lübnaft Füyalkri ve bütün Dünyada Acente ve Muhabirleri vardır.
Her nevi Banko Muameleleri yapar
Hesabı cari ve mevduat hesapları küşadı.
Ticari krediler ve vegaiklî krediler ktişadı.
Türkiye ve Ecnebi memleketle! üzerine keşide senedat Iskontosu Borsa emirleri.
Esham ve tahvilât, akın ve emtaa Üzerine avans.
SenedeI tehsilâtı ve saire.
En yüksek emniyet şartlarını haiz kiralık Kanalar Scivial yardır.
Piyasanın vn müsait MCllanlr (kumbaralı veya kum’ıara*>z> ««Arrul hesaplan açılır
Dlişllnce ve Üzüntüden gelen buhranlarda
KARDOL
En iyi devadır
Her eczanede bulunur,
r—Dr. Suphi Arın — _ idrar yollan v» tenasül hasta- I lılclan mütehassısı. Taksim 8ı- | ■I raselvîler Cad. 59. Tel: 49284 ■■
TAVZİH
Beyoğlu Sulh mahkemeleri Başkâtipliğinden:
10/4/945 tarihli Akşam gazeteslle Memuriyetimiz tarafından 11/5/945 tarihinde birinci v« 31/5/945 tarihinde İkinci İhalesi yapılacağı İlân edilen ve Hayrl îpar 11e Salâh Clmcoz ve saire arasında şayian tasarruf olunan Bcyoğlunda İstiklâl caddesinde ve Yeniçeri sokağında iki apartmanı ve altında dükkân ve mağazaları muhtevi (200) bin lira muhammen kıymetli gayrı menkulü, müterakim Vakıf karesinin satış bedelinden tediye edileceği ve 20 senelik tâviz bedelinin müşteriye alt olduğu İlân edilmiş İse de İşbu gayrı menkulün sırf mülk olduğu ve yanlız bu mülk dahilinde cari suyun Mlhrlşah vakfından olup müterakim Vakıf lcareslnln 0 lira 08 kuruş ve 20 senelik tâviz bedelinin de 6 liradan ibaret bulunduğu tavzihtin İlân olunur. (5223)
MBBBa SATILTK
HANE VE DÜKKÂN
Kadıköy Altıyol ağzı Telefon sokak 7 No. lı hana ve 9 No. U dükkân satılıktır. İzahat İçin her gün saat 1-8 arasında 80083 • telefon edilmeği.
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyuntu TakaLn - Talimhane palas.
Telefon: 82627
Zayi — Beşiktaş malmüdürlilğün-den almakta olduğum dul maaşında kullandığım mührümü kaybettim. Yenisini kazdırdığımdan eskisinin hükmü yoktur.
Hikmet Kadir - Beyoğlu
inşaat ilânı
Ereğli kömürleri işletmesi umum müdürlüğünden
1 — Evvelce İlân edilmiş ve görülen lüzum üzerine eksiltmeden kaldırılmış olan İşletmenin Zonguldakta Gclik Bölgesinde yaptıracağı ekono-ma, fırın, ambar ve iltisak yolu inşaatı kapalı zarf usulü ve vahidi fiyat esası İle tekrar eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu İnşaat İçin İşletme tarafından verilecek malzeme eksiltme dosyasının hususi şartnamesinde yazılıdır.
3 — Bu İşin tahmin edilen bedeli (185.213.351 Uradır.
4 — inşaatın mukavele projesinde piyasa ve fiyat değişiklikleri nazarı İtibara alınmıştır.
5 _ Muvakkat teminat mlkdarı (10.620) liradır.
6 — Eksiltme evrakı (25) Hra mukabilinde Zonguldakta İşletme imar ve inşa gurup Müdürlüğünden. Ankarada Eti Bank İnşaat Müdürlüğünden ve İstanbulda Eti Bank şube sinden temin edilebilir.
7 — Eksiltme 8/Mayıs/1945 salı günü saat 15 de Zonguldakta Ereğli Kömürleri İşletmesi imar ve İnşa prup Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
8 ~ “rn*n eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş ola-
rak ihale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde İşletme Umum Müdürlük Başsekreterllğlne teslim edilmiş olacaktır.
9 — İşletme ihaleyi İcrada serbesttir.
i5i9«-
I. ...............................................................
Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum idaresi ilânları
.................................................mı.............ıııııııııı
Avrupa hattı 9 uncu işletme müdürlüğünden:
1 mayıs 945 tarihinden İtibaren Avrupa hattında yeni tarifelerin tat-blkına başlanacaktır.
Avrupa treninin İstanbuldan kalkışı 20,25, mütekabllen Svllengrad'-dan kalkışı 17,30. Edlrncden kalkışı 19,10 olarak değişmiştir.
Banliyö trenlerinin hareket saatlerinde ehemmiyetsiz tebeddülât vardır. Bu hususta İstasyonlardan malûmat alınabilir. (5212)
Türk hava kurumu genel merkezinden:
Ulus gazetesinin 10 ve 15 nisan tarihli nüshalariyle ilân edilen Türk Hava Kurumu Etimesgut Tayare Fabrikası Kantin ve müştemilâtı binası tesisat işlerinin eksiltmesine ayrı ayrı teklif verilmesi Kurumun menfaatine daha uygun görüldüğünden, eksi İtme İlânı aşağıdaki şekilde tâdil edilmiştir:
1 — Eksiltmeye konulan İş: Türk Hava Kurumu Etlmcsğut Tayyare Fabrikası ve müştemilâtı binası (A) Elektrik tesisat, (B> Sıhhi tesisat, (C) Kalorifer, mutfak ve çamaşırhane tesisatı olup keşif bedelleri muvakkat teminat ve diğer şerait aşağıda gösterilmiştir.
Ehliyetname alabilmek için müteahhitlerin göstereceği vesikadaki İş tutarı 939 senesi eylül ayınadn.
Tesisatın çejfdı
Al Elektrik tesisatı
Bı Sıhhi tesisat
Cı Kalorifer, mutfat ve çamaşırhane tesisatı
İşin tekmili
Keşif bedeli Ura Kş,
00
37
Muvakakt teminat Ura Kş,
197,402
311,462
42
79
11,120
10,215
12
71
Evvel
Sonra
Keşif
evrakı bedeli
Ura K? Lira Kş. Ura Kş.
30,000 00 70.000 00 4 50
16,000 00 40,000 00 2 50
80,000 00 190,000 OC 13 00
120,000 00 300,000 00 20 00
2 — Eksiltme 7/5/945 pazartesi günü saat 15 te Türk
toplanacak olan.
Ha,va Kurumu Satın alma komisyonunda kapalı zarf
Genel merkezinde _ usullyle yapılacaktır.
3 — Eksiltmeye girebilmek için
kat teminat vermeleri ve buna benzer bir tesisat İşini bir defada mukavele İle taahhüdederek muvaffakiyetle İkmal ettiğine ve muvakkat kabulünü yaptırdığına dair yukarıda yazılı vesikaları göstererek Türk Hava Kurumu Başkanlığından ihale tarihinden en geç üç gün evvel İhaleye girebilmek üzere bir ehliyetname almaları ve bunu teklif zarflarının İçine koymaları şarttır.
4 — İsteklilerin usulü dairesinde hazırlıyacakları teklif mektupların! İkinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Komisyon Başkanlığına teslim etmeleri lâzımdır.
0 — Türk Hava Kurumu İhaleyi yapıp yapmamakta serbetlr. (5232)
İsteklilerin usulü dairesinde mııvak-
İstanbul vilâyeti dağıtma heyetindent
1 — Aşağıda plâka numaraları yazılı kamyonlara ve taksi otomobillerine hizalarında gösterilen miktarda lâstik tahsisi yapılmıştır. Alâkalılar bu yayınlama tarihinden İtibaren bir ay zarfında lâstiklerini almadıkları takdirde haklarından vazgeçmiş sayılacakları İlân olunur,
2 — 4225, 4290, 4092, 4209, 3041, 3708,4078, 4124, 4408, 3574, 8757, 3479, 4254, 4432, 4201, 4179, 3788, 4288 plâka numaralı kamyonlara İkişer; 4310, 4311, 4312, 4323, 4234, 4088 plâka numaralı kamyonlara birer.
3 — 2407, 1900, 2800. 2418, 2395, 2542, 2514, 2448, 2654, 2679, 2594, 2700. 1688. 2710, 2550. 2714, 2154, 2317, 2712, 1949, 2414, 2891 plâk» numaralı tak-.sllere İkişer lâstik tahsis edilmiştir.(5253)
İstanbul vilâyeti dağıtma heyetindent
Memur, emekli, dul v« yetimlerle dar gelirlilere büyük küçük ve ağır İşçi farkı gözetilmeksizin nüfus başına üçer kilo pirinç dağıtılacaktır.
Tevziat memur, emekli, dul ve yetimlere ekmek kartlarının sıra numarası bulunun Başlıklıda dar gelirlilere de şeker tevziat kartlarının sağ köşesindeki -A- kuponu Ue yapilaoaktir.
Mayıs sonuna kadar devam edeotfc olan tevil günü ayrıca İlân edileceğinden Mart, Nisan ekmek kartı başlıklarının iyi muhnfaaa »dilmesi ilân olunur. «51fl*
İstanbul Bira Fabrikası Bahçesi (ESKİ B O M O N T i) AÇILMIŞTIR
Soğuk hava deposundan çıkan ufak fıçılar eskisi gibi daima muhterem müşterilerimizin emrindedir:
Mezpler ve yemekler serbesttir, yalnız yemekleriyle gelen muhterem müşterilerimiz tabak ve çatal beraber getirmeleri ■■■■■ >-|ca olunur.
Kuzine imali ilânı
Sümer Bank İplik ve Dokuma fabrikaları Kurumu Defterdar Fabrikası Müdürlüğünden
Fabrikamızda bir adet yemek pişirme kuzinesi yaptırılacaktır. Buna ait donne deneme ve şartname fabrikamız ticaret servisinden »tınabilir. Mütehassıs firmaların proje ve flat tekliflerini 24 Nisan 945 günü saat 13 e kadar fabrikamız ticaret şefliğine teslim etmeleri ilân olunur.
Not: Fabrika İhalede serbesttir. (4999)
Nafia Bakanlığından:
-25. 4. 945 tarihinde eksiltmesi yapılacağı ilân edilmiş olan Erzurum-Temdidi hattı birinci kısım İnşaatı eksiltmesi görülen lüzum Üzerine 7. 5. 945 tarihine kadar uzatılmıştır.
Mezkûr eksiltmenin aynı şartlarla 7. 5. 945 tarihine i as t layan pazartesi günü saat on altıda yapılacağı ilân olunur. 14864)

Kabataş erkek lisesi satın alma komisyonu başkanlığından:
Okut binasında yaptırılacak olan ve tafsilâtı keşif nam esinde yazılı bulunan 5000 liralık tamirat İşleri 2. 5. 945 çarşamba günü saat 15 30 da açık eksiltmeye konmuştur.
Mukavele eksiltme bayındırlık işleri genel hususi ve fenni şartnameleri proje keşif hülâsaslle buna müteferrl diğer evrak okulda görülecektir.
Muvakkat teminat 375 liradır.
İsteklilerin en a?, bir teahhütte 3000 liralık bu İşe benzer İş yaptığına dair İdarelerimden almış oldukları vesikalara istinaden İstanbul vilâyetine müracaatla eksiltme tarihinden tatil günleri hariç 8 gün evvel alinmiş ehliyet ve 945 yılına ait ticaret odası veslkalarlle gelmeleri- (4886)
Toprak Ofisi Alaca Ambar Şefliğinden:
1 — Sevkıyat talimatnamemiz dahilinde ve Nafla formülü mucibince benzini bedeli mukabilinde Ofisimize* temin olunmak üzere yedi bin b«ş yüz ton mahsulün Alacadan Ycrköye nakil İşi müteahhide verilecektir.
2 — Eksiltme 30 Nisan 1045 pazartesi günü saat 15 de Alacada anbar şefliğimizde toplanacak komisyonda kapalı zarf usullyle yapılacaktır.
3 — İsteklilerin bu mlkdar naküyeyl başarmaya ehil olduklarını be-
lirtir vesaikle cn bin lira teminatla belli günde hazır bulunmaları İlân olta ur. «4958»
Ankara Belediyesinden:
1 - On beş gün müddetle ve kapalı zarf usulile (3000) metre tul Burdur taşı yaptırılacaktır.
2 — Muhammen bedeli (22500) liradır.
3 — Teminatı (1687) Hra (50) kuruştur.
_ 4 — Teminat belediye merkez veznesine yatırılacaktır.
5 — Bu İşin 8. 5. 945 salı günü talibine ihalesi mukarrer bulunduğundan şartnamesini görmek isteyenlerin her gün encümen kalemine müracaatları. Ve İsteklilerin de 2490 numaralı kanunun 32 İne! maddesine g8r« tanzim edecekleri teklif mektuplarını İhale günü olan 8. 5. 945 salı günü saat ona kadar belediye dairesinde müteşekkil encümene vermeleri.
Türk Basın Birliği ve ortaklan resmi ilânlar kollektlf şirketine: (>4169.
Devlet orman işletmesi den:
Antalya revir amirliğin-.
Muhammen Mlkdarı bedeli
M3D3 Kental LlraKrş.
Muvakkat teminatı Lira Krş. Bulunduğu yer
Cinsi______________________________________________________________________
Düğen 40 00 135 OT 405 00 Antalya deposunda
Çanı odunu 3000 76 171 00 Hacıbekâr Or. rampasında
1 — Revirimizin yukarda yazılı depo ve rampasında mevcut 1,60 boyundan 2,50 boyuna kadar 40 metremlkâp düğen İle 3000 kental çam odunu açık arttırma suretiyle satılığa çıkarılmıştır.
2 — Arttırma 27/4/945 tarihine müsadif cuma günü saat 15 de Antalya revir binasında yapılacaktır.
3 — Şartnamenin Orman Umum Müdürlüğünde, Burdur, Eğirdir. Manavgat revir fimlrllklerile Hacıbekâr bölge şefliğinde görülebileceği. aSlOl»
Kartal belediyesinden: 151
Kartal rıhtımı önüne taş atılması İşi 20 gün müddetle açık eksiltmeye çıkarılmıştır. Muhammen bedel 500 Hra muvakkat teminat 37.5 lira olup ihale 7. 5. 945 pazartesi günü saat 15 de kartal belediye encümeninde yapılacaktır. Talip olanların şartnameyi görmek üzere belediyeye müracaatları. (5099)
■ ——— »I
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak, 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
—1945 İKRAMİYELERİ
1 adet ARSA (İstanbul'da Büyük Yalı’da
Ada: 164, parsel No. 4,
923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık 2000.— Lira
3 » 1000 > — 3000.— >
4 • 600 > — 2000.— 4
10 200 »' — 2000.—
28 » 100 • 2500.— »
100 > 40 » M 4000.— M
150 • 20 — 3000.— F
300 > 10 » - 3000.— »
Türkiye İş Bankasın* para yatırmakla yalnız par* biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda tallinlzl de denemiş olursunuz.
İstanbul ticaret ve sanayi odasından
Odamıza mensup olup da karpit kullanan müessese ve firmaların senelik İhtiyaçlarım yan Ue 38 numaralı Tetkikat şubesine bildirmeleri V« ihtiyaç miktarlarını evvelki mubayaaların* ald fatura ve diğer vesaik İbrazı eurfctile tevsik «ylamelerl rica olunur. «5151»

Sovyetler Birliği ile Polonya arasında bir dostluk ve karşılıklı yardım paktı imzalandı AKŞAM İlk okulda: COĞRAFYAYA GİRİŞ 3ö Kr. TARİHE GİRİŞ 30 Kr İLK ve ORTA OKULDA YURT BİLGİSİNE GİRİŞ 40 Kr. Orta okulda: TÜRKÇEYE GİRİŞ 30 Kr. NET KİTABEYİ — İSTANBUL
■ ■ . ,
Sene 27 No. 9522 — Flatl her yerde 10 kuruştur. PAZAR 22 Nisan 1945 Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Nazi şefleri Norveç’e kaçıyorlar
Bugünkü ve yarınki zorluklar
Dünyanın istikbalini güven altına almak gibi en ehemmiyetli Dir meseleyi konuşmak için bir kaç güne kadar toplanacak devletler, daha öneceden, müzmin yani süreğen bir derde çare arayacaklardır: Polonya.
Üç devlet, harbin bu kör düğümünü çözmeden konferansa giderlerse, araya girecek soğukluğun işleri bozmasından korkulur,
Sovyet Rusya, Varşovada iş başına geçirdiği Polonya hükümetinin San Frâncisco‘ya çağrılmasını ikidir istiyor. İkidir, Amerika ve İngiltere bu dileği reddediyorlar, Rooseveltin ölümünden sonra, yeni Amerika Cumhur Başkanma cemile olmak üzere Molotofu San Francisco'ya göndermeğe razı olan Sovyet Rusya, bu hareketine rağmen Polonya hakkındaki son notasının kabul edilmediğini görmekten, hiç şüphesiz hoşnut olmamıştır. Bu durumun, Sovyet Rusyanm konferansa karşı ve konferansta takınacağı tavra tesir etmemesi imkânsızdır
Şimdi, Vaşingtona geelcek olan Molotofun. İngiliz ve Amerikan Dış Bakanlarile görüşerek bu meseleye konferanstan önce bir çözüm şekli bulunacağı umuluyor.
Amerikan çevrelerine göre bu işi halletmenin tek çaresi, Kırımda verilen karar gereğince, Po-lonyada bütün partileri içine alan, geniş ölçüde ortaklaşa milli bir hükümetin iş başına geçmesidir, İngiltefe ile Amerika tarafından tanınan Londradaki Polonya hükûmetile, Sovyet Rusya-Ca benimsenen Varşova Polonya hükümeti arasında herhangi birleşme olması, pürüzü yoketmenin tek çaresidir.
Bugüne kadar olamıyan bu işin. üç beş gün İçinde başarılması mümkün müdür?
Mesele sadece Müttefiklerle Sovyet Rusya arasında kalsaydı her iki taraf fedakârlık ederek bir neticeye varılırdı. Fakat. Londrada. ki Polonya hükümetini, türlü tazyik ve tehditlere rağmen Varşova İle anlaştırıp birleştirmek mümkün olamadığı gibi, araya giren bazı yent olgular münasebetleri büsbütün gerginleştirmiştir. Öbür yandan, Vaışovadaki Polonya hükümetini. Amerikanın istediği gibi, bütün partileri ser-besçe içine alacak şekle sokmayı da Sovyet Rusya düşünüre hiç benzemiyor. Bilâkis Moskovaya giden Varşova ricali, Sovyet Rusya ile Tito’nun yaptığı gibi sürekli ve sağlam bir antlaşma ve bağlaşma imzalıyacaklardır. Buttu — Rus ajansının bildirdiğine göre — Polonyada halk İstiyormuş. Varşova hükümetinin imhasını bir ittifak andı altında kabul eden Sovyet Rusya, bu suretle, bu hükümete tam yasaldık Vermiş oluyor.
Polonya meselesine verilecek sekil, yalnız bu dâvanın değil, harb sonu Avrupacının nasıl bir neticeye bağlanacağını gösterecektir. Çünkü Polonya meselesi, ârtık, sınırlan çizmek gibi güçlüklerden doğmuyor, kurtulan yahut kurtanLan memleketlerde hükümetlerin nasıl kurulacağı ftıeselesl şeklini alıyor.
Kırımda Üçler arasında veri-ten kararlara göre, kurtulan memleketlerde şimdilik bütün demokrat partilerin geniş ölçüde msll edildikleri geçici hükû-etler kurulacak ve bu hükü-etler, harb bitinceye kadar nl-Mam ve asayişi, herkesin mal ve canını koruyacaklardı.
Bu, birinci safhadır. İkinci safha, harb bitince başlayacak, vahi bu memleketlerde tam serbes seçimler olacak, milletler diledik-
(JÇLER GÖRÜŞMESİ
Polonya’nın temsili hakkında uzlaşılacağı kuvvetle ümidediliyor
Murahhas heyetlerinin bir kısmı bugiin, bir kısmı yarın San Francisco’ya varacak
Londra 22 (B.B.C.) — Vaşlngtondaû bildirildiğine göre, Sovyet Dış Komiseri M. Moiotof'un gelmesine lntlza-ren dün M. Eden ve Stettlnlus arala-
rında görüşmüşlerdir. M. Eden her noktada anlaşmış olduklarını söylemiştir.
Reuter ajansının Vaşington muhabirinin bildirdiğine göre, üç Dış Bakanı arasında hangi meselelerin görüşüleceği Sovyet makamlarına bildirilmiştir. Bunların başında Polonya meselesi bulunuyor. Polonyarun Ban Franclsco’da temsili hakkındaki Sovyet İsteğinde uzlaşmaya varılması gittikçe muhtemel görülüyor.
Konferans hazırlıkları
Nevyork 22 (R.) — San Francisco konferansı hazırlıkları ilerliyor. Konferans 25 nisan çarşamba günü Amerika Cumhur Başkanı M. Truman’ın Beyazev'den radyo İle söyUyeceğl bir nutukla açılacaktır. Bundan sonra Amerikan Diş Bakanı bir nutuk söyleyecektir.
Yekûnu üç bini bulan murahhaslar
ve gazeteciler hususi trenlerle yola çıkmışlardır. Bunltrdan bir kısmı yarın, bir kısmı 24 nisanda Ban Francisco'ya varacaklardır. Murahhas heyetleri ve gazeteciler İçin otellerde yerler hazırlanmıştır.
New-York Valisinin demeci
Nevyork 21 (A.A.) — Nevyork valisi Devey, dün yaptığı bir demeçte San Franclsco’da Birleşmiş mlletler barışı kurarlarken, küçük milletlerin önemini gö,z önünde bulundurmaları lâzım geldiğini belirtmiştir.
Vali, dünyada mevcut küçük milletler kâfi derecede himaye edilmedikçe ve milletler ailesinde oya sahip bulunmadıkça, harbin dalma bir tehdit olarak kalacağını ilâve etmiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir: (Zafer yaklaştıkça, bu zaferin kısa bir müddet için sağlanmadığını, fakat devamlı ve herkese adalet temin eden bir barış İçin kazanıldığını İspat etmek gittikçe önemi artan bir mesle halin! almaktad..-.»
Türkiye-Amerika
Elcimizi kabul eden M. Truman’ın nutku
“Türkiye’nin de âzasından biri olduğu Birleşmiş Milletler faaliyetti günler bekliyor,,
«inönüne şahsî sağlık ve huzuru ve Türk milletinin itilâsı hususundaki dileklerimi bildirmenizi rica ederim»
Nevyork 21 (Vatan) — Vaşlngton Büyük Elçimiz Hüseyin Ragıp Bay-dur, Başkan Truman’a itimatnamesini sade fakat Barnlml merasimle vermiştir.
Hariciye Bakanlığı muavinlerinden Summcrlln sefirimizi Beyaz e-, e götürmüş, Amerikanın eski Hicaz sefiri Moose tercümanlık yapmıştır.
İtimatnamenin takdiminden sonra Başkan Truman nutkunda şunları söylemiştir:
«— Umarım kİ milletlerimiz arasındaki dostane münasebetler, her İki Cumhuriyetin karşılıklı menfaatine dayanarak tam bir samimiyet ve anlaşma İçinde güşmefte devam edecektir.
İnönü’ye, sahs! sağlık ve huzuru vo Türk mlletinln İtilâsı hakındakl dileklerimi bildirmenizi rica ederim
Millî mezarlığımızda şerefle yatan muhterem .sefiriniz Münir Erte^ürı'u dalma sevgiyle hatılıyoruz.
Türklycnln, âzasından biri olduğu birleşmiş milletleri faaliyetti günler
■un........................ııı.nııııııuıı
lerl rejimi ve hükümeti, hiç bir tesir ve baskı altında kalmadan seçeceklerdi.
Bu işin, şimdiye kadar gerçekleşen şartlara bakarak, nasıl düzenleneceğine akıl erdirmek güçtür.
Yunanistandaki İlk örneği gördük. Atlnayı silâhlı çetelerin yağmasından kurtarmak ve bu çetelerin iş başına geçmesine engel olmak İçin İngiltere akla karayı seçti. Şimdi İse, Polonyadakl hükümetin halkı temsil edip et-medlği, Amerika ile Sovyet Rusya arasında dikenli mesele halindedir.
Bu geçici hükümetler üzerinde
bekliyor. Almanya ve Japonya’ya karşı kati zafer kazanmak İçin hepimiz beraber çalışmalıyız. Mütecavizin, dünyayı bir daha harbe yuvarlamasını imkânsız bırakmak İçin de el birliğile çalışmak gerektir. Birleşmiş milletler San Franclsco’da bu gaye ile çalışacaklardır. Oradaki Türk heyetinin de, milletlerarası barış ve emniyet sistemi kurulman için hissesine düşen vazifeyi başaracağına eminim.
Başkan Truman’la samimi konuşmadan sonra Protokolbaşı Büyük Elçimize sefarete kadar refakat etmiştir.
HAFTA KONUŞMA SI
îstanbulun çayırları
Yazan: Refik Halid Karay
Bugün beşinci sahlfemizde
.............ııııııuıııuı..
anlaşmak bu kad&r güç olursa yann. harb bitince, İşgal altındaki bütün memleketlerin boşaltılması ve buralarda — denildiği gibi — serbes seçimlerle tam millî hükümetler kurulması işi acaba nasıl başarılacak?
Doğudan ve Batıdan son Alman kalelerini yıkarak 2afere varan Müttefiklerin. Polonyanm hükümeti gibi, sadece PolonyalIları ilgilendirmesi gereken basit bir meselede pürüzler çıkararak istikbal hakkında kötü ümitler uyandırma lan yazık olur
Necmeddin Sadak
Almanya muharebesi son safhasına girdi
Sovyet kıtaları Berlin’in 20 Km. batısında Potsdam’a vardılar
Berlin’de elektrik, havagazı yoktur, şehrin ortasına top gülleleri düşüyor
Btokholm 22 (A.A.) — Milliyeti tes-blt edllmlyen çok miktarda uçağın, dün gece, İsveç sahili boyunca ve Norveç istikametinde uçtuğu görülmüştür. Kuvvetle zannedildiğine göre, bu uçaklar, Berikideki Nazi şeflerini Norveç kalesine götüren Alman uçaklarıydı.
Londra 22 (BB.C.) — Almanya muharebesi son safhasına girmiştir. Müttefikler her taraftan Almanyayı sıkıştırıyorlar. Başlıca muharebe merkezi Berlin’dir. 16 Sovyet ordusu her taraftan Berlin'e taarruz ediyor. Alman Haberler ajansının bildirdiğin» göre, Sovyet kıtaları S noktadan, doğudan, şimalden ve cenuptan Berlinln dış mahallelerine girmişlerdir. Berlin şehri için çok şiddetli bir muharebe başlamıştır. Alman Haberler ajansı dün öğledenberl Sovyet toplarının güllelerinin Berlinln merkezine, ezcümle Unter den Linden caddesin» düştüğünü bildirmektedir. Şehirde elektrik, havagazı yoktur. Radyolar kullanılamadığından, şehirde birçok rivayetler dolaşmaktadır. Uzun dalga üzerinden neşriyat yapan, Berllne 8 kilometre mesafedeki Alman radyo istasyonunun bulunduğu Koenlgs’te dündenberi çok şiddet» muharebeler olmaktadır.
Goebbeis dün bir nutuk söyilyerek Berlin halkını âzam! mukavemet göstermeğe davet etmiştir. Sovyet uçaklarının evvelki gece yaptıkları akında şehirde 50 yangın çıkmıştır.
Alman Haberler ajansı mühim Rus kuvvetlerinin Berllne uğramadan şehrin 20 kilometre cenup batısındaki Potsdam’a vardıklarını ve orada muharebeler olduğunu bildiriyor.
Kızılordu Dresden’e çok yaklaşmıştır. Tanklar şimdiden şehrin kenar mahalleleri önüne gelmişlerdir. Kı-zılordu Çekoslovakyada ve Avustur-yada yeniden birçok yerleri işgal etmiştir.
Şiddetli muharebeler
Paris 22 (A.A.)— Alman Transocean ajansı da, Berlinln 6 kilometre şimal batısında ve 15 kilometre cenubunda Sovyet tanklarının İleri hareketlerinden bahsetmektedir. Alman ajansı, Sovyet kuvvetlerinin Berlin şimalinde Stettln cephesinde yeni ve şiddetli bir taarruza geçtiklerini bildirmektedir. Alman hatlarında gedikler açılmıştır. Rokosovsky birlikleri birkaç noktada Oder'l geçmişlerdir.
Alman haberler ajansının yorumcusu dün geceki konuşmasında, Berllne karşı Sovyet taarruzuna dördü zırhlı olmak üzere 16 ordunun iştlrâk etmekte olduğunu bildirmiştir. Yorumcu şöyle demiştir:
(1.500.000 Sovyet eri Berllne doğru llerllyor.> -
Sovyet tebliği
Stokholm 21 (A.A.) — 21 tarihli Sovyet tebliği: 21 nisanda ordularımızın merkez guruptı Öder ve Nelsse nehirlerinin batısında taarruz savaşlarına devam ederek Dresden İstikametinde Bantzçn ve Kallan şehirlerini zaptetmlşlerdlr.
Öderin batısında kıtalarımız müteaddit şehirlerden kendilerine yol açmışlardır. Ele geçirilen şehirler arasında Bernan. Wernenchen, Btrans-berg, Alt - Landsberg, Buckan, Mll-ehenberg, Hezelde, Erkner ve Hame vardır.
Kıtalarımız düşmanla Berlinln dış mahallelerinde savaşa tutuşmuşlardır. Kıtalarımız Koenlgsbruck şehri İçin savaşmışlar ve Lauterwerk vö Kamenz şehirlerini almışlardır.
Avusturya topraklarında, Vlyana'-nın şimalinde ikinci Ukrayna cephesi kıtaları taarruzlarına devam ederek müteaddit meskûn yerlerde kendilerine yol açmışlardır.
Çekoslovak topraklarında, Hodo-nin’in güney batısında bu cephe birlikleri Warchltze şehrini almışlardır.

Ingilizler dün gece Hamburg’a girdiler
Fransız kuvvetleri de Stutgart’ı zaptettiler, Amerikalılar Münih’e yaklaşıyorlar
Paris 22 (A.A.) — Amerikan radyosunun verdiği bir habere göre, ikinci İngiliz ordusuna mensup birlikler dün gece Hamburg limanına girmişlerdir. Aynı kaynaktan gelen başka bir habere göre, Ingiliz birlikleri Bre-men Hamburg kesiminde 18 nisanda başlamış olan Alman taarruzunu ta-mamlyle durdurmuşlar ve yeniden İlerlemeye başlamışlardır.
Londra 22 (B. B. C.) — Paris radyosu Fransız kuvvetlerinin Stütgart şehrini İşgal ettiklerini ve cenuba doğru llerllyerek İsviçre hududuna vardıklarını bildiriyor. Bu surette Fransız hududu De bu kuvvetler arasındaki cepte mühim Alman kuvvetleri çevrilmiştir.
Dünkü ileri hareketi
Londra 22 (A.A.) — Birinci Amerikan ordusu, Elbe nehri üzerinde bulunan Dessau şehrine girmiştir. Dresdcıı İstikametinde İleri hareketi devam ediyor. Çekya’da Ash şehri ve bir kaç kasaba İşgal edilmiştir. Amerikalılar Pilsen’e 80 kilometre mesa-
ted bulunuyorlar. Ydlnci Amrikaa ordusu Nürnbrg İle Mtlnlh arasındaki yolun üçte birini katetmlştlr.
İngiliz zırhlı kuvvetleri Hamburg* a 10- kilometre mesafeye gelmişlerdir. Şehrin kenar mahallelerinde şiddetli muharbeler oluyor. Brem en kuşatılmıştır. Bıı kesimde de şiddetli muharebeler oluyor. Almanların karşı taarruzları tardedilmiştir. 12 nci ordu grupu bir günde 32 bin esir almıştır.
Holanda'da KanadalI kuvvetler Amsterdam’ın dı3 müdafaalarına yaklaşmışlardır.
Londra 22 (B. B. C.) — Yedinci Amerikan ordusu Bavyera’da Augs-burg İstikametinde İlerlemektedir. Bir günde 40 kilometre katetmlştlr.
Yeni bir taarruz
Londra 22 (B. B. C.) — Bir Müttefik kolu Elbe nehrinden, Baltık kıyısında Lubeek limanına doğru İlerlemektedir. Bu kuvvetler Lubcck’e vardıkları zaman Kİ el, Schlczvlg ve Da-n!mark*a Almanya’dan ayrılmış olacaktır.
AMERİKAN - SOVYET ORDULARI BİRLEŞMEK ÜZERE
Dresden'in doğusunda birleşme olduğu söyleniyorsa da bu haber henüz teyid edilmemiştir
Londra 22 (B.B.C,) — Magde-bourg'un cenubunda, Elbe üzerindeki köprübaşı He Potsdam’a gelen Sovyet kıtaları arasındaki mesafe pek azdır. Amerikan öncülerine Sovyet kıtalarlle birleşmeğe hazır bulunmaları bildirilmiştir.
Paris 22 (A.A.) — Resmen bildirildiğine göre. Amerikan kuvvetleri! e Kızılordu arasında 40
kilometrelik bir mesafe kalmıştır, Başka bir haber de şöyle demektedir: «Sovyet ve Amerikan kuvvetlerinin birleşmeleri bir saat meselesidir.»
Brüksel 22 (A.A.) — Müttefik umumi karargâhından gelen, fakat henüz teylded İlmemiş olan haberlere göre. Amerikan ve Sovyet öncü birlikleri Dresden doğusunda dün akşam birleşmişlerdir.
V
Sahife 2
AKŞAM
22 Nisan 1945
SÖZÜN GELİŞİ:
Bol balık çıktığını halk duymuyor
Bu hafta yine balık mevzuunda bir acınma edebiyatı yapıldı.
Tutulan balıklan yiyemediğimde. kaldırıp tekrar denize döktüğümüze acındık. Torik ne zunıan akın etse sonu böyle olmak artık âdettir Bir gün yiyeceğimiz balıktan fazlası çıktı mı denize döküyoruz. Balıklara »usulü dairesinde yakalanın» dl-yemiyereğimiz için işi yoluna koymak ne yazık ki yine bize düşüyor.
Torik fazla çıktığı gün akşam üzeri Bahkpazarmdan geçiyordum. Rıhtım boyunda yüze yakın balık dolu motör sıralanmış duruyor ve ertesi günü toriklerin dcniie döküleceği şimdiden söyleniyordu Balık çıktığını haber alabilen fakir halk Balıkpazanna gelmiş bir toriğe 125 kuruş verip alıyordu Fakat rıhtım üstünde o kadar büyük bir kalabalık yoktu. Gazeteler «(falan mağazaya İngiliz kumaşı geldi» diye yazdıkları zaman o dükkânın önüne birikip camlan, çerçeveleri aşağı indirircesme hücum eden kalabalıkla ucuz balığı almaya gelen kalabalık arasında yan yarıya fark vardı. Saymadım ama alıcılar yirmi otuz kişiden farla değildi. Halbuki fstanbulda bu gıdaya muhtaç insan sayısı yirmi otuz kişiden ibaret değildir. Belli ki haberleri yok, kıyıdan köşeden haber alan değil de, geçerken balığın karaya vurduğunu tesadüfen gören halk fırsattan istifade ediyordu.
Şu muhakkak kİ bol balık çıktığı gün bunu tstanbıılun her tarafına duyurmanın çaresi bulunsa denize dökülmesi mukadder olan balıkların bir kısmını halka yedirmek mümkün olur. Fakat balık çıktığım gazetelere yazmak yetmez, radyolar da bu haberi yaymalı, hattâ kenar mahallelerde davul çıkarıp halkı balık almaya çağımı alıdır. Netekim çok balık çıktığı ancak dün, yani balıklar kokup deniıe döküldükten sonra şehre yayda bilmiştir.
Ertesi günü denize dökülecek balığın o akşam 100 kuruştan aşağı satılmaması da ayrı bir mesele! Şevket Rado
Düziçi köy enstitüsü
Millî Eğitim Bakanının telgrafına Cumhur Balkanının cevabı
Adana 21 (AA.) — Milli Eğitim Bakanı Haşan Ali Yücel, güney 111c-rimirln bir kısmında yaptıkları tetkik esnasında uğradıkları DİElçl köy enstitüsünden. bu enstitünün kuruluşunun beşinci yıldönümü münasebe-tile Cumhur Başkanı İnönü'ye aşa-|ıdakl telgrafı göndennlştlr.
Sayın ismet İnönü
Cumhur Başkanı
ANKARA
17 nisan bayramını Diızlçl köy enstitüsünde, Hatay ve Adana valileri, kaymakamlar, köylüler öğretmen ve öğrenciler neşe ve sevinç İçinde kutladık.
Bizim için kutsal bir tarih olan İnönü adım, yaşı bugün altıya basan Düziçi enstltibTünün yağız çccukları sevgiyle, minnetle ve büyük köjrö-müz diye andılar. Bu yeşil vatan parçası üstüne kurulmuş millet yuvaın-da yetişen bağrı ateş dolu çocuklarınızın taşkın d uyguların ı, size ülkü başı olarak Innannuş yüreğimin minnetlerini de katp sunuyorum. Küçük büyük hepimiz elerinizi öperiz.
Haşan Âli Yücel
Millî Şef İsmet İnönü de kandık olarak aşağıdaki telgrafı göndermişlerdir:
Haşan Âli Yücel
MIHI Eğitim Bakanı BAHÇE
Düziçi köy enstitüsünün yıldönümünü ben de bir bayram gibi sevinçle karşıladım. Mili! eğitimde canla başla çalışmanızdan, size ve sorumunuz altında bulunan bütün devlet teşkillerine minnetlerim engindir. Genç öftrtemen namzetlerlnjn ve hepinizin gözlerinden öperim.
İsmet İnönü ş un.u...*b., t..
DİKKATLERİ
Yerli malın lâyık olduğu itibarı tekrar kazanabilmesi için...
Geçen umumî harble bu seferki arasında «yerli mal» noktasından büyük fark vardı: «Hiç bir şey yoktu» İle «birçok şeyler yapabiliyoruz» arasındaki muazzam fark.
Bu cihet şükranla anıldıktan sonra gelelim tenkide:
Muhtelif sahalarda öyle çürük, öyle hileli, öyle pahalı yeril mallar yapılmıştır ki, müşterinin ilk devirde yerliye karşı büyük bir muhabbet ve itimadı varken, şim. di piyasada «aman, Avrupa, aman Amerika malı olsun!» kaygısı doğmuştur. Bu hal ve doğurduğu bu zihniyet, önümüzdeki devrede millî ekonomimiz İçin bir felâket hazırlıyor. Yerli malı miislalısillcri, artık bundan sonra Olcun, piyasaya eben ettim, sen etme!» demelidir. Bunu demekle kalmayıp harekete de geçmeli: «Bundan sonra bak ne edeceğim. Harb İçindeki kusurlarımı affettireceğim!» diye halis niyetlerini İspat etmelidirler.
Sanayicilerimiz toplanıy ormıış. Gündemlerinin başlıca konusu im olmalı.
Sovyetler -Polonya
Bir dostluk ve karşılıklı yardım paktı imza edildi
Ankara 22 (R) — Varşova radyosu dûn Sovyet Rusya 11e Polonya arasında bir dostluk ve karşılıklı yardım paktı imza edildiğini bildirmiştir.
MAKEDONYA
Yugoslavya Başbakan vekilinin bir mektubu
Londra 22 (B.B C.) — Yugoslavya Başbakan vekili Gavrlloviç, bir Amerikan gazetesinde Makedonya hakkında çıkan yazıya cevaben, bir mektup göndermiştir. Bunda deniliyor ki:
( Yugoslavyanın, Yunan MakedonyalInı da ihtiva eden bir Makedonya yaratmak istediği şayiası doğru değildir. Bu haber Balkan birliğini yoket-mek lstiyen entrikacılar tarafından çıkarılmıştır. Yunanistan la samimi dostluk istiyoruz.»
Von Papen
Harb «uçlusu olarak yargılanacak
Ankara 22 (R) — Moskova radyosu bildiriyor;
New-York’tan bildirildiğine göre Von Papen harb suçlusu olarak yargılanacaktır.
Sosyal sigorta hazırlıkları
Ankara 22 (Telefonla) — Sıhhat ve Sosyal Yardım Bakanlığı, memleketimizde ilk defa kurulacak olan Sosyal sigorta hazırlıklarına devam etmektedir. Evvelce buna dair hazırlanan kanun tasarısı, çeşitli memleketlerden getirtilen sosyal sigorta kanun ve mevzuatı tetkik edilecek değiştirilmektedir. Tasan yakında yen! şekille Bakanlıkların tetkikin* verilecek ve Bakanlıklar bu husustaki mütalâan -nı da bildirdikten sonr* tasarı Büyük Millet Meclisine sunulacaktır.
Pamuk durumu iyi
Ankara 21 — Bu senekl pamuk durumumuz iyidir. Ellerinde pamuk bulunan tacirlerden on gün İçinde be-yanasne istenmesinin sebebi, hariçten vuku bulan fazla talebi düzene koyarak karşılamak için alman bir tedbirdir.
Difteriye karşı tedbir
Ankara 22 (Telefonla) — Kış aylarında fazlalaşan difteri ha talısını önlemek İçin Ankara. İstanbul, İzmir, Adana ve Bursa tilerine Sıhhat Bakanlığı tarafından gönderilen bir tamimde İlkokul öğrencilerinin mutlak surette an atıksin aşısı İle aşılanmaları bildirilmiştir. Bunun İçin lüzumlu olan aşı da bu illere gönderilmiştir. Şehrimiz Sağlık müdürlüğü derhal faaliyete geçerek Ankara'da üç aşı merkezi kurmuştur. İstanbul, İzmir, Adana ve Bursa 11] erinci a de aşı merkezleri kurulacaktır.
Nüfuz bölgeleri
Pravda gazetesi yazdığı makalede bu sistemin aleyhinde bulunuyor
Moskova 22 (A.A.) — Pravda gaze-' tesi Walter Lippman tarafından neşredilen «Birleşik Amerikanın harb gayeleri» adındaki kitap hakkında şunları yazıyor:
«Lippman'm kitabında milletlerarası güvenlik teşkilâtı kurmak tasarısı yerine nüfuz bölgeleri sistemini ikame etmek İstemesi teessüre şayan bir keyfiyettir. Zira böyle bir fikir, bunu müdafaa eden tarafından İstensin İstenmesin, askerî ve siyasi blokların vücut bulması fikrini de ortaya çıkarır.
Eğer Lippman inceden inceye düşünmüş olsaydı, dünyayı böyle muazzam askeri ve siyasi bloklara ayırmanın devamlı bir aulh kurmak İçin ileri sürdüğü plâna aykırı olduğunu teslim etmek mecburiyetinde kalırdı. Lippman, Atlantik memleketlerinin bir birlik teşkil etmelerini teklif ediyor. Büyük bir askeri ve siyasi bolk teşkil edecek olan bu birliğin milletlerarası güvenlik teşkilâtı İçinde bir yeri olamaz. Bundan başka Lippman, Sovyet-lerln kendi nüfus bölgeleri arasına Almanyayı da alabilecekleri fikrini
M. Churchill diyor ki:
Avrupada mücadele bitmek üzeredir
Londra 21 (AA.) — Brlstol’de bir törende nutuk söyllyen M. Churchill demiştir kİ:
şimdi, Avrupada uzun mücadelemizin sonuna varıyoruz. Komutanlarımızın başarının tamamlandığını ve bütün dünyanın bayram edebileceğini blzlere bildirmesini beklemeliyiz. O zaman çok kısa bir müddet Istira-hate müsaade olunabilecektir. Bunun fazla gecikmlyeceğlni sanıyorum
Fakat Japonların da İşini bitirmekliğimi» lâzımdır. Bu İşte bütün azmimizle Amerikan müttefiklerimizin ya-nıbaşmda kalmalıyız
Kurulacak dünya teşkilâtı, hür olacak ve sulh halinde ve adalet çerçevesi İçinde yaşıyacak bütün dünya milletlerine açık bulunacaktır Bununla beraber, fena insanlar: tenkil için lâzımgelen kuvvetin de mevcu-dolması Icabedecektlr.
Avrupa harbinin sonu yaklaşıyor
Moskova Radyosu 21 (B.Y.U.M.) — Sovyetler Birliği halkı 1 Mayıs bayramını. harbi sona erdirecek Kızılor-du 11 e birlikte kutlıyac aktır.
Bir avukatın icadları
Londra 22 (A.A.) — Sisten daha hızla giden yeni füze bombası Edward Terrel isminde bir İngiliz avukatı tarafından icade-dilmlştlr, Bu avukat, barış zamanında. patates soymak fçln bir âlet ve styolan doldurmak için de bir usul lcadetmlştlr.
Esir bolluğu
Alman esirlerinin çokluğu güçlük doğuruyor
Londra 22 (B. B. C.) — Ruhr cebinin tânuünen temizlenmesinden sonra burada alınan esirlerin sayısı 324 bin 548 i bulmuştur. Diğer taraftan Hartz dağlarında dövüşen ve sarılmış olan Almanlar teslim olmuşlardır. Bunların sayısı da 20 bindir.
Londra 22 (AA.) — Daily Express yazıyor: Alman esirlerinin çokluğu İngiliz ve Amerikan hükümetleri için vahim meseleler doğurmaktadır. Yer ve yiyecek meseleleri sivil ve askeri uzmanlar tarafından İncelenmektedir. İngiliz ve Amerikan hükümetlerinin esirleri paylaşmak için bir anlaşma yapmaları muhtem»ld1r.
Alman esirlerinin en son varacağı miktar belli olduktan sonra esirlere yapılacak muamele meselesi görüşülecektir. Harb esirlerine yapılacak muamele meselelerinde Cenevre anlaşmasından ayrılmak bahis mevzuu değilse de, yiyecek İstihkaklarına müteallik teferruat gözden geçirilebilir, ve harb bittiği zaman, esirlerin «tehlikeli» ve «tehlikesizi! diye sınıflara ayrılması muhtemeldir. Teh’İkell olanlar, kendi menfnatltr! ve Alman-' yadakl kontrol komisyonlarının menfaat İcabı bir müddet n 1 ikonabllecektir. Diğerlerinin İse. İmkân olur olmaz, serbes bırakılarak evlerine barklarına gönderileceği muhtemeldir.
Ekmek banka»
Ankara 21 — Merkezi tstabvVda olmak üzere bir buçuk milyon lira sermaye ile kurulmasına karar verilen ekmek bankası hakkında*: 1 nizamname Bakanlar Kurulunca u. dik edilmiştir.
ileri sürmekte Ve bunun Batı memleketleri için tecviz edilmez bir hal olacağını İlâve etmektedir. Fakat bu, esassız, ve gelişigüzel ortaya atılmış bir fikirdir. Hususiyle ki Almanyaya karşı uygunlanacak siyaset Tahran ve Yatta konferanslarında tesblt edilmiş bulunmaktadır.»
Pravda, yazısını şöyle bitiriyor:
«Lippman'm İki esas meselede, harbden sonraki bloklar ve Alman-yanın mukadderatı meslelerinde düşündüklerini, Nazi Almanyaslyle mücadelede çok iyi neticeler elde etmiş olan hürriyeti seven milletlerin siyasi birliklerine ve harbden sonraki yapacakları İş birliğine aykırı bulunmaktadır. Mütccavlzelere karşı yapılan harbde parlak neticeler elde eden Sovyetler Birliği, tngiltere ve Birleşik Amerikanın milletlerarası güvenlik teşkilâtı altında toplanacak olan memleketlerin İş birliği esası üzerinde yeni dünyayı kuracaklarına güvenimiz vardır. Sovyetler Birliği, Birleşik Amerika ve İngllterenin ve doln-yıslle hürriyeti seven bütün İnsanlığın menfaati bundadırj
Siyasi programını neşretti
Londra 22 (AA.) — İşçi partisi siyasi programını neşretmlştir. İşçi partisi programında, yakıt, elektrik kudreti, demir ve çelik istihsalinin millileştirilmesin!, geriye kalan milli faaliyetler üzerinde, bütün memleket kaynaklarının mâkul bir surette kullanılması, yen! sanayiin ve yatırılan sermayenin coğrafi bölgelere tevsi edilmesi, İngiltere Bankasının millileştirilmesi, tekel İdarelerin ve kartellerin kontrola tabi tutulması ve İaşe Bakanlığının gördüğü işlerden büyük b!r kısmının, bilhassa ecnebi memleketlerden külliyetli miktarda yaptığı mubayaaların ve dahildeki tevziatın muhafaza edilmesi yoliyle, kamunun âzami menfaatine olarak bir devlet kontrolü İhdas edilmesini bir kere daha toyldetmektedlr.
Dış siyasete gelince, İşçi partisi programında, Almanyanın ve Japon-yanın harbe tekrar tevessül etmesine y&rıyacak vasıtalardan mahrum bırakılmasın!, iiç büyük devlet arasındaki beraberliğin sağlamlaştırılmasını, Fransa, Çin ve müşterek zaferde hissesi olan diğer memleketlerle birlikte koruyacak ve fakat aynı zamanda, dünya müşterek güvenliğe alıştıkça silâhlanma masraflarının tedrici bir surette azalmasını derpiş edecek olan bir teşkilât kurutmasını tavsiye etmektedir.
İşçi partisi, programında, Nazi istibdadına karşı girişilen uzun mücadelenin blribirlerlne yaklaştırdığı «Labour Party» İle bütün memleketler İşçi sınıfları arasındaki rabıt vı belirtmekte, fakat solcu liberali»' > komünistlerle birleşmeği reddetmektedir.
Hollandayı boşaltma
Almanlar bir çok vapur gönderdiler
Londra 22 (A.A,) — Bütün bc lir tiler Almanların Hollandayı ellerinden geldiği kadar çabuk bırakmağa çalıştıklarını gösteriyor. Hollanda sahillerine gitmek üzere Frisianes adalarından bir çok vapur hareket etmektedir. Belki umumî bir boşaltma mevzubahistir, Fakat Almanların batı Hollandada yayılmağa devam eden seller arkasında tıkanıp kalmış o kadar çok askerleri vardır kİ bunların küçük bir kısmından fazlasını boşaltabilire, leri şüphelidir. 80.000 Alman bu suretle kıskaç altına alınmış bulunuyor. Hollandanm doğusundan ve kuzeyinden kaçan dört tümene mensup birliklerin katıl-masile bu sayı daha da yükselmiştir.
Kanada ve İngiliz kıtaları Grebbe hattına varmışlardır. Bu hat Asmsterdam müdafaalarının başlangıcını teşkil etmekte ve aşağı Rhln’e kadar hemen hemen bütün Zlnderzee boyunca uzanmaktadır
Yunan birleşik sosyalist* leri Eam’dan ayrılıyorlar
Atina 21 (A.A.) — Kolomiris*-5n idare ettiği birleşik sosyalist partisi Eam grupundan ayrılmağa karar vermiştir.
Japonya’da
4 şehir harabe haline geldi
San Francisco 22 (A.A.) — Japonyanın dört büyük şehri harabe halindedir Bu 4 şehir şunlardır: Tokyo, Nageva, Kobe, Osukl.
Paris 22 (A.A.) — Süper uçan kaleler bugün yeniden Şiu ada’1 nnda hava alan' ma akın etmişlerdir.
İtalya’da
Bolonya şehri dün işgal edileli
Londra 22 (AA.) — Bolonya şehri dön İşgal edildi. Gece gelen haberlere göre, Müttefik birlikleri şimdi bu şehrin 15 kilometre şimal doğusunda bulu nmaktadı rlar.
5 gün süren şiddetli btr tarruzdan sonra sekizinci orduya bağlı PolonyalI birlikler İlk defa olarak Bolonya-' ya girmişlerdir. Bunları pek yakından beşinci ordu birlikleri taklbetmlştlr.
Bolonya, Po vâdisl şimalinde bütün yolların kapısını' Müttefiklere açmaktadır.
Mareşal Alexander Bolonyayı İşgal etmiş olan birlikleri bir günlük emir neşrederek tebrik etmiş ve şöyle demiştir:
«İtalyada bir tek Alman kalmayın-cıya kadar savaşa devam edeceğiz.»
Adalet ve Bayındırlık Bakanlan Adana’ya gittiler
Ankara 22 (Telefonla) — Adalet ve Bavndtrlık Bakanları Adana ve çevresi deprem nuntakasmdû İncelemelerde bulunmak üzere bu sabahki trenle Adana'ya hareket ötmelerdir.
Ankara’da Hukuk fakültesinin hukuk gecesi Ankara 22 (Tehfonla) — Ankara Hukuk fakültesi talebeleri Ankara Palas salonlarında bir «Hukuk gecesi. lerttbetmlşlerdir. Başbakan B. Şükrü Snracoğlu İle Milli Eğitim Bakanı B. Haşan Âli Yücel, profesör ve dekanlar hazır bulunmuşlardır. Talebeler. danslı güzel bir gece geçirmişlerdir.
Tito kuvvetleri Fiume önünde
Nev-York 22 (A.A.) — Bel-grad'dan gelen bir habere göre, mareşal Tito kuvvetleri. Fiume limanına altı kllometer mesafede bulunmaktadır.
Millî Eğitim Bakanı Ankara’va döndü
Ankara 22 (Telefonla) — Milli Eğitim Bakanı B. Haşan Âli Yücel dün akşam Ankara'ya dönmüştür.
Tarım Bakanı geldi
Tarım Bakam B Şevket Raşlt Ha-ttboğlu, bu sabahki ekspresle Ankara’dan şehrimize gelmiştir.
Köy eğitmenleri aynî yardımdan istifade edecekler
Ankara 22 (Telefonla) — İl hususi idarelerinden maaş alan köy eğitmenlerinin de memurlar gibi ayni yardımdan istifade etmo'erlne karar verilmiştir. Eğitmenlerin 7 aylık ayni yardım karşılığı olan 780.000 lira Maliye Bakanlığından husıul İdarelere gönderilmiştir. Eğitmenler 1 haziran 1945 tarihinden itibaren ayni yardımlarının karşılığı olan paraları almağa bağlıyacaklardır.__
Ingiliz işçi partisi
Hıfzıssıhha müeessesesi
Hazirandan itibaren faaliyete geçecek
Vilâyete ati olup Belediyeye devredilen bakteriyoloji lâboratuvarı Ha Fatihte buluan Belediye klmyahane-slnln birleştirileceğini yazmıştık.
Hıfzıssiha müessese^ adını alacak olan bu müessese hazirandan İtibaren çalışmaya bağlıyacaktır, şimdilik Fatihteki kJmyahaneye nakledilecek olan bakteriyoloji lâboratuvarl oradaki binaya yerleştirilecektir. Beride bu binanın İhtiyacı karşılıyacak nispette genişle ütmesine karar verilmiştir. Ankaradalcl hıfecssiha mucs-seseslnln küçük bir örneği olacak olan bu kurum Bakteriyoloji ve kimya tahlillerlle meşgul olacaktır. Kontrolleri Belediyeye verilen maddzler-den şüpheli görülenlerin şimdiye kadar yalnız kimyevi tahlilleri sapılmakta ve bununla İktifa edilmekteydi. Bundan sonra kimyevi tahlille beraber bu maddenin sıhhate zararlı olup olmadığını anlamak İçin bakteriyolojik tahlil de yapılacaktı*
Talebeler hüviyet vara-kasile tenzilâtlı bilet alabilecekler
Ankara 21 — Talebelerin tenzilâtlı bilet alabilmeleri için hüviyet varakasından başka bir de yol kâğıdı göstermeleri icaberliyordıı 1 mayıstan İtibaren yalnız hüviyet varakasının gösterilmesi tenzilâtlı bilet almak İçin kâfi gelecektir Bu husustaki karar ilgililere bildirilmek üze-e^lr.

Çikolatalara dayanamamış
Ankara 22 (Telefonla) — D-a "in Yukarı köyünden Sabrl admd bir genç Ankara'ya gezmc’e gelmiş ve Ulus sinemasında filmi seyretuk'en sonra dış&nya çıkarken oradır büfede gördüğü çikolatalardan bir miktarını çalmıştır. Suç üstü yaka anan Sabrl
- Onları rörünce dayanamad-m.
Demiştir. Birinci sulh cezada yapılan yargılanmasında Sabrl aln ay hap’? mahkı'm «dilmiş İse de yasının küçüklüğü yü’ünden mahkftmlvrtl 20 güne indirilerek hanl'haneye gönderilmiştir.
İsparta’da kar
İsparta 21 (A.A.) — Bugün
saat 9 da yağmaya başlıyan kar saat 14 de hâlâ devam etmekte İdi. Kara şehir içinde 20 santimetreyi geçmiştir.
Uzun' yıllardan beri bu mevsimde kar yağması vaki delildi. Çiçek açmış olan ağaçlar ve bütün yeşillikler şimdi kar il® örtülmüş bulumaktadır
Ankara’da iki kaatil asıldı
Ankara 2i (Telefonla) — B .c,lum bucağında Ahmet Aygun ile Mahmudiye köyünden Mustafa çeum»aya* nın ölüm cezasına çarptırılmaları haklondakl karar tasdik edildiğinden Rizeli Rıfat adında birini sop- İle döverek öldürmekten suçlu bu iki kaatil bu sabah Cebeci çnvı-mda idam edilmişlerdir Mustafa, son söz olarak bu suçu cahillik ile İşlediğini söylemiş ve çocuklarının behemehal okutulması tavsiyesinde bulunmuştur.
Kinin ampulleri
Her eczaneye beşer kutu veriliyor
Sıtmalıların tedavisinde kullanılan kinin ampullerinden Sağlık Bakanlığından eczanelere Vvzl edilmek üzere I İlk ve 0,50 İlk kinin ampulleri gönderilmiş ve vilâyet Sağlık müdürlüğüne» İstanbul Tekel idaresi Eminönü satış (fiberine teslim «111-ml§tir.
Her eczane sahip ve mesul müdürü mezkûr satış deposuna müracftUla hisselerine düşen beşer kutu kinin ampulünü alacak ve sıtmalı hastalara reçete mukabilinde verecekleri gibi uyuşturucu maddelerde olduğu gibi sarfiyatlarını defterlerine kaydedecekler va reçeteleri de dosyalarında muhafaza edeceklerdir.
Vaktinde atma Uâcı alıp talimat dairesinde satışa arzetmedlgi anlaşılan eczane sahip ve mesul müdürleri cezalandırılacaklardır.
Subay doktorlar
Ankara 21 — Subay doktorların askeri hizmet dışında devlet daire ve tanımlarda mesleki görev alabilecekleri İlgililere bildirilmiştir.
20/4/1945 flatlerl
Londra üzerine 1 sterlin 5.22
Nevyork üzerine 100 dolar 130 50
Cenovre 100 İsviçre Fr. 30.3258
Marld ÜZerlnC 100 pezeta 12.89
Stokholm üzerine 100 kuron 31.1325
ESHAM VE TAHVİLÂT
% 6 faizli ikramiyeler:
1933 Ergani z4.60
1938 ikramiyell 23.28
Milli Müdafaa 2X30
D. Yolu İkramlyell 98.30
% 1 faizli Tahvilleri
Sivas - Erzurum I 20.09
Sivas - Erzurum 2-7 20.18
1941 Demiryolu I 20.10
1941 Demiryolu II 10.60
1941 Demiryolu III 20.40
Milli Müdafaa I 20.10
Millî Müdafaa II 19.48
Milli Müdafaa UT 19.60
Anadolu Demiryolu Gruptu
Tüh vt 11 er 1-2 64.—
Hisse senetleri % 80 35.—
Mümessil senet 50.—
Hisse senetleri:
Merk.3 Bankası 154.50
İş Bankası 14.60
T. Ticaret Bankası 4 20
Aslan Çimento 9.40
ALTIN
Borsa dışında
Gulden 33.20
Reşadiye 30.18
Ingiliz 4130
Külçe B.SO
Sahile 3
22 Nisan 1945
AKŞAMDAN AKŞAMA
| ŞEHİR HABERLERİ
Yeni bir ruh!
Çocuk bayramına dair,,
»Havacılık ve Spor- mecmuası, kapak sahifesine «tayyarecilik şehidi Fethi bey» in resmini basmış, Bu fotoğraftaki burma bıyıklı koç yiğite baktım, baktuıı da, yüreğimden bir dilek yükseldi: Keşke onun atılgan kahramanlığı, taşkın romantizmi hâlâ hepimizin şian olsa... Milletimizin, gençliğimizin umdesi olsa...
Fethi. Nuri ve Sadık beyler, tayyarecilik henüz Awupa milletlerinde de pek iptidaî iken, sırf «biz Türklerden göklere hâkim insanlar çıkmalıdır!» coşkunluğu ile ortaya atılmışlardı. Bunlar, Lindberg’inkine benzer bir teşebbüsle derme çatma âletlerle Mısır a kadar uçmak istediler. Yarı yolda düşerek öldüler. Bugün Fatihte, — emellerinin tahakkuk etmediğini gösteren — bir âbideleri vardır.
Şimdi, çok hesaplı, kitaplı insanlar olduk: İmkân hudutlarım kendimiz için pek kısa görüyoruz. Hesaplılık, kitaplılık, maddîlik, maddiyetçilik elbette iyidir; fakat Fethi. Nuri ve Sadık’lann o atılgan ruhunu, o yarışçı, o «birinci olacağım» «birincilerden olacağım», «hiç bir şeyde, hiç bir milletten geri kalmiyacağım • idealizmini göklerimizde yaşatmalı-yız.
Hangi meslekteyiz? Teknisyen iniyiz? Öğretmen miyiz? Lise talebesi rtü? Muharrir mi? Tarihçi illi? Hekim mi? Ölçülerimiz. Fethi, Nuri, Sadık’lann ölçüsü yani en ilerde koşan insanin, en yüksekte uçan insanın ölçüsü olmalıdır.
Bu yeni ruhun tohumlan zaten kanımızda, canımızda vardır. Fethi. Nuri, Sadık’lann yaşadık-lan devir, bundan ancak otuz küsur sene evvelki devirdir. Onlar, o uçuşu, bir «cahilâne cesaret» halinde yapmamışlardır. Nete-kîm, hiç bir fen ve tecrübe adamı böyle itham edilemez. Onların ruhlannda bir - fevkalâdelik», bir «hesabın ve kitabın üstündelik» vardı. Her kâşifin, her müridin, insanlığı ileriye doğru hamle ettiren her dâhi ve her kahramanın ruhunda bu mukaddes hamle vardır.
Bu ânın miskin, basma kalıp, alışılmış, başkaları tarafından çiğnenmiş, sömürülmüş nesi varsa onlarla iktifa tememek. daha iyisini, daha olağan üstüsünü, tecrübe edilmemişini aramak, bulmak, hattâ bulamadan ölmek... Ümidini, emelini başkala-rina devretmek!
İşte yaşamak!
Fethi. Nuri, Satık, yalnız havacılık mecmuasının kapak sabilerinde değil, yalnız mermer âbidelerinde değil; model insanlar olarak Türk gençlerinin gönüllerinde de yaşıyor. Onları her gün biraz daha artan bir muhabbetle sevmesini bilmeliyiz.
Onlar, yeni ruhumuzun timsali olmalıdırlar. Baremin bütün derecelerinin üstüne ancak Fethi, Nuri ve Sadığın uçakları ile uçabiliriz.
Drottningholm
vapuru
Dün akşam limanımızdan hareket etti
(Vâ - NÛ)
Otomobil lâstikleri
Vilâyet Dağıtma komisyonunda dün de otomobil lâstiği tevziatına devam edilmiştir. Vilâyet elinde bulunan lâstiklerden 48 otomobil dış lâstiğini sırası gelen taksi şoförlerine dağıtmıştır ___
★******★★**★★**
TLTRK
MEŞHURLARI
ANSİKLOPEDİSİ
Yazan:
I. ALAETTlN GÖVSA

Edebiyatta, Sanatta, Harpte, Politikada ve her sahada şöhret kazanmış olan Türklerin hayatları ve eserleri
YEDİGtlN Neşriyatından olan eser, her ayır (aslklil halinde çıkacak vo 12 " kilide tamamın nacaktır.
BİRİNCİ FASİKÜL
1 Mayısta çıkıyor Fiyatı 50 Kuruştur.
.. ____bu
blrlndo 32 sayfalık ' ' ““ faal-
Bu eser kâğıt vaziyeti dolayısile mahdut bakıldığından faalkUlUnÜzU şimdiden haylinize sipariş ediniz, yahut 6 Hra göndererek 1? fasikül® abone olumız,
Vılrc-s: Intıinlıul, Ankara Caddesi YEDtGVN İdarclıancslndo Ansiklopedi Servisi.
★★★★★★★★★★★★★★★
Millî eğitim kupası
Galatasaray - Demirsporla 1-1 berabere kaldı Fenerbahçe - Uçaksavarı 2-0 yendi
Enterne edilmiş olan Alman tebaasını memleketlerine götürecek olan İsveç bandıralı Drotlnüıgiıolm vapuru âlin akşam ilzerl limanımızdan hareket etmiştir» Vapur 218 Alman | tebaasını ve limanımızdan yüklenen ticaret eşyasını götürmektedir. Memleketlerine dönmek istemiyn Alman tebaaları, şehrimiz Alman mektebine nakledilmişlerdir. Bunlar için ne gibi muamele yanılacağı hakkında emir beklenmektedir.
Vapurun limanımızdan hareketinden evvel yapılan araştırmada Kadı-köyünde oturan Kava abında bir genç He bu gencin Cevat ve Rasin adında iki arkadaşı gizlendiği yerde bulunmuşlardır. Bunlar kendilerini bir maceraya attıklarını ve Hollvuta gitmek İstediklerin! söylemişlerdir.
Yersiz bir tedbir
Ekmek karnelerinin tev-ziinde manasız zorluklar çıkarılmamalıdır
Milli Eğitim kupası maçlarına dün Galatasaray stadında devam edUmlş ve Ankaranın Demlrspor'la Uçaksavar takımları Galatasaray ve Fenerbahçe ile karşılaşmışlardır.
Bir gün evvel havanın birdenbire bozarak sürekli yağmurların başlaması futbol meraklılarım bir hayli endişeye düşürmüş İse de maç saatine yakın havanın tekrar açması üzerine stada kısa bir zamanda mahşeri bir kalabalık toplanmıştır.
Karşılaşmalar umumiyet ltlbarlle güzel ve heyecanlı geçmiş. Fenerbahçeliler ilk devrede rahatlıkla İki gol yaparak galibiyeti temin ettikleri halde, İkinci devrede dağınık bir oyun çıkardıklarından fazla sayı çıkaramamışlardır.
Demirspor - Galatasaray maçı zaman zaman sert cereyan etmesine rağmen zevkli ve taraftarları heyecandan bunaltan bir tempo ile devam edereke berabere nlhayetlenmiştlr. Şehrimizde İlk defa oyunlarını seyrettiğimiz Ankara takımları seyirciler üzerinde çok iyi bir intiba bırakmıştır.
Uçaksavarlılar her askeri takımda olduğu gibi enerjiye dayanan bir oyun çıkarmakta, fakat kale önünde müesslriyetl kaybetmektedir Canlı olmalarına rağmen İyi bir oyun gös-terdlklerl İddia edilemez. Ankrada çıkardıkları güzel oyunlarına nazaran fena bir günlerinde olduklarını daha mâkul bulmaktayım.
Buna mukabil Dcmlrsporluları çok iyi buldum. Muvafakıyetli bir müdafaaya dayanan ve daha fazla açıkla-rlyle İş gören oturaklı bir takım halinde muntazaman işlemektedirler. Futbolu iyi anlamış oyunculardan kurulduğu İçin şuurlu ve göze güzel görünen bir tempo 11e çalışıyorlar. Umumiyet ltlbarlle birinci sınıf takımlarımızla çekişebilecek bir ayarda olduklarını tereddütsüz iddia edebilirim. Maçların tafsilâtı:
Fenerbahçe 2 —
Uçaksavar 0
Günün ilk maçı Fenerbahçe ile Uçaksavar arasında yapıldı. Ferldu-nun hakemliği altında yapılan bu maça takımlar şu şekilde çıkmışlardı:
Uçaksavar Abdülkadir - Münir, Mahmut - Fikri, Seyfi, Necml - Hüseyin, İbrahim, Ertuğrul. Enver. AH.
Fenerbahçe: Cihat - Şevket. Halil -
İki ayda bir halk birlikleri tarafından dağıtılan ekmek karneleri, şim-, diye kadar nüfus hüviyet cüzdanlar^ tetkik edilerek verilir ve mahalle bir-liklerl de gerek nüfus cüzdanlarına,' gerek mahalledeki âile kütüklerine İşaret edilmekle İktifa edilirdi. Ekmek karnelerinin alınması İçin nüfus hüviyet cüzdanını getiren kimsenin hüviyetini araştırmak lâzım gelmezdi.
Birkaç günden beri dağıtılmasına başlanan mayıs, haziran ekmek karneleri İçin bazı mahalle birlikleri yeni bir emir verildiğinden bahsederek güç lük çıkarmaktadırlar. Birliklerin Uerl ye sürdükleri bu emre göre ekmek kar nesini almak için mutlaka münhasıran âlle fertlerinden birinin, yani âile reisinin İmza ettiği beyannameye dahil bulunanlardan bir kimsenin müracaat etmesi lâzımdır. Apartman kapıcısı veya komşulardan biri nüfus ciizdanl ar İle müracaat ederse bu kabil müracaat kabul edilmemektedir
Bizim yaptığımız tahkikata göre Belediye başkanlığından bu yolda verilmiş bir emir yoktur. Olsa olsa bu, mahalli makamların gûya ekmek karnelerindeki yolsuzluklara nihayet , ,
vermek için aldıkları yeni bir tedbir , kolaylıkla sardıkları görüldü. Ve bu-olsa gerektir Halbuki ekmek karnesi nun neticesi olarak 7 nel dakikada nüfus hüviyet cüzdanı karşılığında İbrahlmin nefis bir ortasını Samlm verildiğine göre bu cüzdanları getirenin hüviyetinin hükmü ve ehemmiyeti yoktur.
Böyle yersiz ve manasız bir tedbir, ancak güçlük doğurabilir. İdarî makamlar. mümkün mertebe, halka kolaylık göstermekle mükelleftirler. Lüzumsuz güdük çıkan’mannı anlamıyoruz.
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Tahtakalede İsmail Akmana erinoit lâstik levha, istiklâl cad. 23 de Llbert ve K. ştl. ne soğuk hava mo-törü. İstiklâl cad. de Nihabet Müba-rekyana İşlenmiş pırlanta, İstiklâl cad. 239 da Ottaş'a hydrollk fren yağı, Yeşllköyde Gramofon T. L. Ş. ne plâk kalıbı, keçe filtre, radyo lâmbası ve silgi bezi. Bahçekapıda Haşan Hassan müstahzaratına tıraş makinesi akşamı, jelatin şişe kapağı. Tahtaka-le 31 de İsrail ve Sami Saltlye bl karbonat dö sud ve çlvlt, Sirkeci Ada handa Emin Aman Laboratuvarına okaliptol. sodyum kJörilr, İst. Dllslz-zade handa Arman Bottona toz aslti stearik ve formaldehit, Beyoğlu Yeni handa Gaziantep mensucat Ltd. tıraş fırçası, Eminönü Arpacılar cad Haşan deposuna kasık bezi. Kürekçiler Manhalm handa Dora G aba ya ûltra-marln, bikarbonat dö sud sodyum sül-fat.Kürekç!ler Manhalm handa Maz-har Özyöneye çlvlt. İst. Aşırefendl cad. Türkiye Eczacılar deposuna kat-gllt ve flzostlmln Sallsllât, İst. Çlçek-pazarmda Ankara Ecza deposuna gliserin, Ahırkapıda Mehmet Tahlr Ata-lık'a merinos yünü. İst. Aşırefendl cad. Osman ve Ahmet Tatar İye düz poplin, Aşırefendl cad. Fatma Ata-kana haki diril, Marpuççular Saka çeşme Yenen Um. Ticarete sunî ipek ipliği. _
İkinci devrede Fenerin sayı adedini arttıracağı tahmin edildiyse do Uçaksavar müdafaasının canlı oyunu ve buna mukabil Fenerlilerin dağınık bir şekilde çalışması yüzünden başka 3a-yı kaydına İmkân bulunamadı ve maç ilk devrede alınan 2 - 0 lık netice değişmeden Fenerbahçenln galebesHe sona erdi.
Galatasaray 1 —■
Demirspor 1
Günün ikinci karşılaşması Gûlata-sarayla Demirspor arasında yapıldı. Hakem Sulhlnln İdare ettiği bu maça takımlar şu şeklide çıkmışlardı;
Demirspor: Nevzat - Mehmet. Nuri - İskender, Fethi. Kâmil - İsmail. Niyazi, İsmail, Mustafa, Murat.
Galatasaray: Erdoğan - Faruk, İsmet - Mustafa, Arif, Orhan - Rehft, Bülent. Gündüz. Muzaffer. Mehmet Ali.
Oyuna Galatasarayın sağdan yaptığı seri bir hücumla başlandı. Demlr-spor müdafaasında kesilen bu hücum derhal ortadan mukabele gördü ve bu akın Galatasaray kafesine lik tehlikeyi tattırdı Mustafa'nın, Farukun müdahalesinden kurtularak çektiği sütü Erdoğan güçlükle kurtardı
Dakikalar İlerledikçe oyun müsavi bir şekle döküldü. Bu arada GalatasaraylIların İki İç oyuncusunu geriye çekerek çalışması Demlrsporluların İşine yaramış ve bu yüzden hücumlarım fazlalaştırmışlardı Bu hücumlar sırasında Nlyazlnin bomba gibi bir şütünii direk. Muştalanın kornerden gelen topu kafa ile aktarmasını Arif kaleye girmek üzere İken bertaraf etmişti.
30 uncu dakikadan itibaren GalatasaraylIların fazla enerji sarfederek üstünlük kurdukları görüldü. Üst üste ve deplâsmanlı bir şekilde yaptıkları akınlarla Demirspor kalesini her an tehlikeye sokuyorlardı.
Neteklm 33 üncü dakikada Mehmet Alinin sol taraftan sürükllyerçk Gündüze aktardığı topa kaleci İle Gündüz beraber çıktılar ve Gündüz gü2el bir görüşle kaleciyi atlatarak topu kaleye doğru havale etti Buna yetişen Reha da boş kaleye topu attı.
Galip vaziyete geçen GalatasaraylIlar biraz gevşer glb! oldular. Bundan faydalanan Demirspor tekrar hücumlarını sıklaştırdı Bilhassa sol taraftan Mustafa ve Murat vasıtaslle yaptıkları akınlar tehlik oluyordu Fakat
Kaımpaşada bir cinayet
Bir genç, kardeşinin karısını öldürdü
Kasımpaşada oturan İsmail’in karısı Müyesser, annesi Lûtfiye He kon ş urken sokak kapısı çalınmış. Müyesser kapıyı açınca kayın biraderi Kemal İle karşılaşmıştır. Yarı asabi bir halde odaya giren Kemal, bir müddet oturmuş, pişirilen kahveyi İçmiş fakat bütün ısrar ve ricalara rağmen asabi halinin sebebini söylememiştir. Bir aralık yerinden kalkan Kemal, dışarıya çıkmış az sonra tekrar yerine dönerken o sırada dışarıdan odaya girmekte olan Müyesser İle karşılaşınca bıçağını gelişi güzel Müyessere sartaflnaSa başlamıştır. Müyesser’in acı feryadı üzerine annesi Lûtfiye derhal sokağa fırlıyarak hâdiseden zabıtayı haberdar etmek Istemşitlr. Müyesser, cansız bir halde yere serildikten sonra Kemal bıçağını cesedin yanına atarak doğruca karakola gitmiş vc te lim olmuştur. Kaatll Kemal karakolda şunları söylemiştir:
— Müyesser, bir kara kedi gibi kardeşim İsmail İle aramıza girdi vc lkl kardeşi biri birine düşman etmek için elinden gelen her şeyi yaptı. İşte Müyesseri ben bunun İçin öldürdüm.
Kemal’in öldürdüğü Müyesser 26 yaşında güzelce bir kadındır, dört yaşında bir kızı vardır ve bir iki ay sonra da ikinci çocuğunu dünyaya getirecekti. Kemal de evlidir ve İki çocuk babasıdır.
Un tevzii
Çarşamba gününden itibaren nüfus başına ikişer kilo verilecek
Şehir dışında, o zamana kadar hiç gitmediğim bir yeri atıyordum, Sur’lann kapısı önünde harap, tozlu bir mahallede oynıyan ayakları çıplak, başı açık dört beş çocuğa rasgeldim Birinci sınıf yaramazlardan oldukları hep. sinin gözlerinden okunuyordu. Hani cumbanın delikleri arasından sokaktan geçenlere su fışkırtan, yalıut tepesine tüküren, boslan duvarının arkasından yoldaki insanları taşlıyan cinsinden kimseler. Uzaktan beni görünce hakkımda bir karar vermekte tereddüt ediyorlarmış gibi durdular. Halbuki ben sabahleyin hava soğuk olduğu için palto giymişim. Sonra ağır, sıcak bir güneş çıkmış. Yorgun ve gideceğim yeri bir türlü bulamamaktan sıkılıyorum. Yolu soracak kimse de yok. Çocuklara yaklaşıp aradığım veri sordum.
Hep bir ağızdan tarife başladılar. Tozlu, zayıf bilecikleri inip kalgıyor, işaretler gırla gidiyordu. Bana yolumu buldıırtmak için bu telâşlı iyilikleri hoşuma gitti ve ayrılırken onlara:
— Teşekkür ederim!., dedim.
Küçükler arasında, erkek çocukları bastıracak kadar cır cır böceği gibi öten mini mini zayıf kız bu teşekkür üzerine kıpkırmızı kesildi. Belki de bir insan, kocaman bir adam ilk defa ken-dişine teşekkür ediyordu. Bu tarihî ânın heyecanı içinde, yüzünün kırmızılığını muhafaza ediyordu. Bayılacakmış gibi bir hale geldi.
Yürüdüm, Arkamda bir an koyu bir Sİiktft!., Çünkü teşekküre hepsi şaşmışlardı. Bir kocaman insan çocuğa, hele ayaklan çıplak çocuklara teşekkür eder mi?,.
Henüz dört beş adım atmamıştım ki arkamdaki sükût birden bire bozuldu Bağıra bağıra konuşuyorlardı. Kız çocuğu ‘ canlı bir sesle:
— Duydunuz mu? Bana kıir etti!, diyordu.
Buna bir erkek çocuğu verdi: >
— Keresteye bak!.. Ulan hırt sana ne diye teşekkür edecekmiş?.. Bana etti o teşekkürü!..
Baktım »sana etti, bana etti» diye kavgaya tutuştular, paylaşamadıkları teşekkür yüzünden (iöğüşecekler. birbirlerine girecekler Teşekküre alışmamışlar yavrucaklar ki.,.
Bizim teşekkürü asıl benjmsi-yen çocukların en büyüğü idi. Zayıf kızı, — teşekkürü elden kaptırmamak için — dövecek... Dönüp başımı çevirdiğimi görünce sustular. Hem kavgaya mâni olmak. hem de kendi İşimi gördürmek için en büyük ve en azılılarına seslendim:
— Evlâdım...
— Efendim ağabey!..
Söz 1 eril e paralanırcasına. yıldırım gibi koştu. Bu karışık sokaklara bir tiirlii aklımın ermediğini söyledim, önüme düştü. Hali görülecek şey. Eğer bir teşekkürle onu fethetmiş olmasaydım mahallesinden insan geçirmiyen cinsinden olan küçük bann karşı pek başka türlü davranabilirdi. Fakat şimdi teşekküre lâyık bîr İnsan gibi zayıf göğsünü dikleş-tire dikleştire bir büyük adam tavn ile ciddî ciddi bir yol gösterişi vardı ki ömürdü. Heyecanlı idi Zira adam yerine konulmuştu Beni, gideceğim yerin köşe başına kadar getirdi. Ayrıldığımız zaman hâlâ arkamdan seslenerek ve tafsilât vererek tarif etmekte idi.
Çocuğu, izzeti nefsini yükselterek terbiye etmek!.. Ne kadar tesirli ve sihirli bir iş...
Dönüşte aynı yoldan geçmedim, Zira o kadar izzeti nefsin? okşadığını küçük dostlarımdan birinin belki de fena fena küfürlerle büyüklerinden birinden dayak yediğini görecektim,,,
Hikmet Feridun Es




heye-
Vilâyetten tebliğ edilmiştir:
1 — 25 nisan 1945 çarşamba gününden İtibaren İstanbul Belediyesi hududu İçinde oturan (Kartal ilçesi dahil' değişmez dar gelirlilerle halka, mütekait, dul ve yetimlere nüfus başına İkişer kilo ekstra un dağıtılmaya başlanacaktır.
2 — Dağıtma tşt geçen defa olduğu gibi her nahiyede gösterilen mutemet bakkallar ve bunların şubeleriyle Memurlar kooperatifi merkez ve şubelerinde yapılacaktır. •
3 — Unlar mart - nisan 1945 ekmek kartlarının başlarındaki (P) kuponları mukabilinde verilecektir.
4 — Dağıtılacak olan unun kilosu kâğıtsız 49.5. ancak 5 İnci maddede yazılı uzak semtlerdeki bakkallarda 50 kuruştur.
5 — Uzak semtler şunlardır: Adalar, Kartal, Bakırköy. Yeşilköy, Kizıl-topraktan (dahili sonraki semtler. Mecldlyeköy, çamlıca, Kısıklı, Ana-doluhlsarından İdahiD sonraki Boğa Anadolu sahili. Rumellhisarından (dahil' sonraki Rumeli sahili.
8 — Bu dağıtım bir İkincisine baş-laymcıya kadar devam edecektir.
tcşek-
cevap
- v-'nıv, - lutıarı asınıar tenine oıııyorau. r asat
Ömer, Halil. Salâhaddin - İbrahim, bu çalışmalar semeresiz geçerek dev-Nacl. Melih. Samlm. Haltt. 1 re ■! - 0 Galatasaray lehine kapandı
Oyuna Uçaksavarın hücumlle baş- ikinci devre başlar başlamaz De-landı. Fener müdaflterl tarafından mİ raporlular sağdan ânl bir akında kesilen bu akın hemen sağ taraftan bulundular Müsait bir pozisyonda mukabele gördü. Dakikalar İlerleme-' bulunan Niyazi on sekiz çizgisi Özesine rağmen her İki taraf da yekdiğe- ‘ rlnden çektiği fevkalâde bir şütle ta-rln» fctfvvnir vp Mn kiminin beraberlik golünü yaptı. İlk
dakikada elde edilen bu beraber'lk GalatasaraylIları tekrar harekete getirdi. Bütün hatlarile Demirspor kalesine yüklendiler. Tam yarım saat muhtelif gol pozisyonlarına glrdlleres de büyük bir beceriksizlik İçinde bunalarak bir türlü sayı çıkaramadılar. Sarıkırmızılıların sayı çıkaramamala-rina mühim bir âmil de Demirspor kalecisi Nevzat ile miidafilerln canlı müdahaleleri oldu. Oynun nihayetine on dakika kala, rakiplerinin kuvvetli baskısından sıyrılarak hücuma geçen Demlrsporlular Galatasaray kalesini bir çember İçine almalarına ve üst üste tehlikeler yaratmalarına rağmen onlar da bir netice alamadılar. Ve maç 1 - 1 beraberlikle sona erdi.
AnkaralIlar, bugün Fenerbahçe stadında İkinci deplâsman maçlarını yapacak ve GalatasaraylI Uçaksavr, Fenerbahçe ile Demirspor karşılaşacaktır.
rlne tefevvuk gösteremiyor ve top karşılıklı bir şekilde her İki kale arasında gidip geliyordu. Fakat bu pek uzun sürmedi. 5 İnci dakikadan itibaren Fenerlilerin daha rahat top sev-kettlklerl ve bu itibarla rakip kaleyi
, Kolaylıkla sardıkları görüldü. Ve bunun neticesi olarak 7 nel dakikada
, auı^uıuıuu ııvııa uır vrıısauu oatnıııl güzel tyr kafa İle gole tahvil etti.
Galip vaziyete geçen Fenerliler işi gevşettiler ve bu yüzden Uçaksavar-lılar mukabil hücumlarla kaleye akmağa başladılar. Fakat kalede Cihat, klasına yakışan fevkalâde kurtarışlar yaparak kalesini tehlikeden uzaklaştırmakta güçlük çekmiyordu.
Oyun bu şekilde devam ederken Fenerliler ânl bir akında bulundular ve gene Samlm vasıtaslle İkinci gollerini de kazandılar. Galibiyeti garanti bir hale getiren Sarılâclvertlller bundan sonra üstün bir oyun utturdularsa da beşka sayı yapamadılar ve devre 2-0 nihayettendi.

şasi Tezcan
KÜÇÜK HABERLER
★ Sariyerde bir evde yalnız başına oturan genç bir kadının bir kaç giin-denberl evinden çıkmadığı görülmüş ve şüphe üzerine yapılan araştırmada genç kadın odasında ölü olarak bulunmuştur. Kadının ölüm sebebini anlamak için cesedi morga kaldırılmıştır.
ir Hazirandan İtibaren Belediye sıhhat işleri müdürlüğü kadrosuna bir de istatistik şubesi İlâve olunacaktır.
★ Dün mezbahada 8000 koyun, 2500 kuzu kesilmiştir. Kuzuların canlı flütlerinde kiloda 18 kuruş kadar bir düşüklük vardır. Bu düşüklüğün et flatlerlne de tesir etmesi İcabeder.
ir Devlet Denizyolları, umum müdürü Yusuf Ziya Ersin pazartesi günü Ankara'ya gidecektir. Umum müdür Ankara'da bütçe müzakereleri ve kMtreyl alâkadar eden İşlerle uğraşacaktır. __________________
Çocuk neşriyat sergisi
Beyoğlu O. E. N. Kitap Sarayı, Çocuk Haftası münasebetle 28 Nisandan 3o Nisana kadar dövOm edecek
* Vilâyet damıtma komisyonu dün-_________w_________________________________
kü toplantısında sırası glen 48 taksi bir Çocuk Neşriyat sergisi haarla-ı sahibine İkiler lâstik verilmesin! ka- | anıştır. Sergi pazartesi aşılacak, ve | rarlaşttrmiîlır. fber gün ziyaret edilebilecektir.
Recai zade Ekrem
Hususi hayatının en İnce noktaları, çalışma tarzı, zevkleri, edebiyat mücadelesi, hâtıraları, ve edebiyatımızda başlı başına bir devir olan İstLnyedı-ki yalısı, oradaki seneleri, hususi mektupları,
Lislad Ekrem
Belediye ve hususî idarede yardım maaşları salı günü verilecek
Belediye ve hu3usl idare bütçesinden maaş ve ücret alan öğretmen, memur ve müstahdemlerin ikramiye maaşlarının verilmesine salı günü başlanacaktır. Belediyenin beklediği tahsisat gönderilmiştir. Ancak araya tatil girdiği İçin salı gününe kadar beklemek İcabetmektedir. Aynı bütçeden maaş ve ücret alan memur ve müstahdemlerin ayni yardım bedellerinin bir kisnu elde mevcuttur. Oerl kalan 400 küsur bin lir* dâ Bakanlıktan istenmiştir.
Susuzluğun sebebi
Bir kaç gündenberl şehrin muhtelif semtlerinde davam eden susuzluğun Beyazıd’da bulunan ana borulardan birinin‘'patlıyarak su kaçırmasından ileri geldiği anlaşılmış ve araştırmalar neticesinde bulunan bu patlak ana borunun tamirine başlanmıştır. Tamiratın bugün akşama kadar biteceği ve susuzluğun en çok hüküm sürdüğü Cafiûloğlu, Sultanahmet, Aksaray ve Edlrnekapı semtlerinde normal durumun ancak akşamdan itibaren başlıyablleceğl tahmin olunmaktadır.
Bu dikkate değer yası serimize size bir zamanın gençliğini eğlencelerini, hayatını, zevklerini, mesire yerlerini düşünüş tarzını gösterecektir.
Recal 2adc'nln edebiyat tarihimizde bir fasıl olan hayatını bu yazılarda okuyacaksınız.
Boş sigara kutuları
Tekel İdaresi vilâyete müracaat etmiş ve harb yüzünden mukavva ithalinin büyük zorluklarını zikrederek, boş sigara kutularını halkın temiz bir şekilde bayilere vermelerini temin etmek üzere lüzumlu tedbirlerin alınmasını rica etmiştir.
Vilâyet, İdarenin bu dileğini yerinde görerek, ilgililer* bu İşi timime karar vermiştir. Bu hususta Halkevlerinde konferanslar verilmesi umumî yerlere büyük sandıklar nulması düşünülmektedir.
ve ko-
Torik ihtikârı
Torik akını devam etmektedir. Dlln Balıkhanede on kilo kadar gelen to-riğlrt^çlfti, 45 kuruşa patılmıştır. Bu satışa göre, 4,5 - 5 kuruşa gelen toriğin kilosunu balıkçılar vc seyyar satıcılar 40 - 50 kuruş üzerinden satmakta ve yüzde bin nispetinde bir kazanç temin etmektedirler. Belediye murakıplarının bu açık ihtikârla meşgul olmalarını bekleriz.
Çalışan çocukları akşam kurslarına
Akşam kurslarının faaliyetini v( devam durumunu Incellyen milli eğitim müdürlüğü, milli eğitim, memurlarına, kendi mıntakalarındakl kurslara devam eden çocukları çalıştıranlar İçinde talebelere güçlük gösterenler oİursa tesblt edilmesini ve İsimlerinin İdari makamlara bildirilmesini İstemiştir. Bundan sonra gerek fabrikalarda, gerek husus! İş ycrlerlnd* çalışan çocukları kurslara muntazaman göndeririydiler bıkkında daha sıkı takibat yaptırılacaktır.
Sahlfe 4
AKŞAM
22 Nisan 1945
sore BASKI
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
, Yazan: Pierre Lazareff Çeviren: Şevket Rado
————— ı Tefrika; No, 17 1 '■
Gazeteler arasındaki mücadele
Harlı sonrası ziraatimiz
RADYO

Bu kahramanca hareket Fransız okuyucu kütlesinin temiz duygularını gösteriyordu. Pek tabii olarak QUO-TİDİENIn tirajı korkunç bLr şeklide düştü. Yuvarlandıkça yuvarlanan Henri Dumnv gazetenin ekonomi şa-hifesini şüpheli bLr mail gazeteye, GAZETTE DÜ FRANC’a ayda 165.000 franga devrettl.Bu gazetenin sahibesi Mm. Marth Hanau büyük bankaların tazylkile tevkif edilince Henri Du-may da ortadan kaybolmaktan başka çare kalmadığını anladı. Elindeki hls-sö senetlerini, öteden beri siyasetle uğraşmak hülyasında olan, meşhur 4 Üç Yıldız» konyaklarının sahibi JeaııHennessy'yc çıkış flatı üzerinden satarak sayfiyeye çekildi. M.Hennes-«v QUöTtDİEN gazetesi sayesinde önce nazır, sonra elçi oldu. Bu tarihten itibaren gazetenin siyasi politikası ipsiz sapsız bir hal aldı. M. Hcıınessy hiç sıkılmadan kendisini kabinesine almıy^n başvekillere çS-tı.-«T, İstediği olursa ertesi gün onları p. klere çıkarıyordu.
Gittikçe yüz bulan, gülünç olmaktan da asin çeklnmiyon Hennessy HIderle Mussolinlye İmrenerek QUO-T DİEN'i .Sosyalist - Nasyonalist» bir gazete haline getirdi. Bu son Jar-₺2 idi. ÇÜOTLDIEN umumi kahkaha-l?r arasında gürültüye gitti. Fransn-da İlk defa olarak halkın malı, halk menfaatini güder bir gazete kurmak teşebbüsü böyiece dürüstlük âşıkı 60 bin kişinin paralarını batırmış, muhteris bir tüccarı da bir politikacı, bir diplomat, bir diktatör bozuntusu yapmıstır.

**♦
Muratlarına ermiş olan beş büyük ı gazete kazanılan bu zaferin keyfini ı uzun müddet süremedi. Ufukta şim- 1 dlden yeni bir tehlike beliriyordu, j Meşhur lâvantacı Françols Coty -Fransız politikasında nafiz bir rol oy- t namnk sevdasına düşmüştü. Napole- ı on ffibi o da Korslkada. Ajacclo şeh* ■ rinde doğduğu, onun gibi kısa boylu , esmer olduğu için Françols Coty, asü j adiyle Sportuno, kenolnl Napoldan yerine koyuyor, hattâ onunla uzak- , tan bir akrabalığı olduğunu da iddia ] ediyordu. Coty’nin büyüklük deliliği . seneden seneye artıyordu. İçine fab- | rlkasını yerleştirmek üzere. Loire ( nehri kıyılarındaki tarihi Chamord | şatosunu almaya kalkmamış mı İdi? ,
BLr zamanın bu küçük, çalışkan, fakat uzun görüşlü, cesur kimyageri mesleğine tevazııla başlamış, birçok ı güçlüklere katlanmıştı. Sabah karan- 1 lığında kalkıp lâboratuvanna. ora- ı dan dükkânına giderek, geç vakitlere ı kadar hesap kitapla uğraşarak sene- ı ler süren bir mücadele ve araştırma ı hayatı yaşadı. Nihayet servet, onun ■ bu inatçı çalışmasını, buluşlarım, ge- ı niş sezme kabiliyetin! mükâfatlan- i dırdı. Parfönleri, parfönden çok daha ■ kıymetli şişeler ve kutular İçine ko- ı yup satmayı İlk akü eden o olmuştu I (Hattâ yalnız kristal şişe yapan bir ; labrlkası vardı). Kokularının terkibi- ı ne ve adlarına bir şehvet havası karıştıran İlk parföncü de odur. Malla- : nnın reklâmına külliyetli paralar ; ayıran, nihayet Amerika koku dün- ; yasını fethetmek kararlle Avrupadan , giden ilk adam yine odur.
Coty, kadınlar âlemine hâkim olup ■ Chypre, Origan, Rose - jacgueminot ve saire gibi cana yakın isimler taşı* yan cazip kokuları milyonlara tahvil ettikten sonra büyük servetinden siyasi nüfuz elde îtmek uğrunda faydalanmaya kalktı, (Yalnız Amerika-dakl Coty mûessesealne 1926 de 90 milyon dolar kıymet biçilmişti.)
1923 deki seçimde Korslkadan fiyan ftzalığına namzetliğini koydu. Bu garip namzedin seçim mücadelesinde kullandığı vasıtalar, gayet iyi dağıtılmış biner franklık kâğıtlardı. Fran-çoiH Coty'nln seçimde kazandığı ilân edildi. Fakat rakipleri onun reyleri satın aldığını İspat etmekte güçlük çekmediler. Böyiece parfön kiralının seçim) iptal edildi
Trançola Coty bu yüzden Cumhuriyete düşman kesildi. Bundan 1 sene evvel Paris'in iki monden gazetesini LE GAULOİS İle FİGARO'yu gülünç denecek kadar az bir paraya satın almıştı, LE GAULÖİS’yi kapattı, FİGA-P.O'yu da yüksek sosyetenin resmi gazetesi haline koymaya karar verdi. Bu maksatla, uzun zaman Fransa ba>;ehrinin en zeki gazetesi olan Fİ-GAF.O'nun başına Akademi ezalarından Alfred Capuş, Robert de Flers gibi seçkin şahsiyetler getirmeyi İhmal etmedi. Fakat Korsika seçiminde uğradığı muvaffakJyetsizJikten sonra elindeki FİGARO gazetesinin kâfi derecede kuvvetli bir mücadele vasıtası almadığım. anladı.
1927 de Touralne’dekl Haut-Cazon malikânesinde ve Louveclenne3 şatosunda Françols Coty VAMİE DU PEUPLE adını verdiği büyük bir halk gazetesinin plânlarını hazırlamaya başladı. Bu gazeteyi, öteki gazeteler gibi 25 santime değil. 10 santime satmaya karar verdi. Bu karar, koca bir taş atarak Basın âleminin bütün kurbağalarını ürkütmek demekti
Büyük gazeteler, evvelce aralarında gazetelerini 25 santimden aşağı satmamayı kararlaştırdıklarını İleri sürerek bu flat indirme teşebbüsüne şiddetle itiraz ettiler.
Françols Coty:
— Runiarm kararından bana ne? O kararı ben yokken vermişler, sonra-
dan da ben bu karara iştirak etmiş değilim. Kendi paramla çıkardığım gazeteyi İstediğim fiate »atarım, hattâ keyfim isterse bedava da dağıtı nm, buna kimse karışamaz, dedi.
Bunun üzerine beş büyük Rozete he Havas ajansı evvelce L'OEUVRE ve QüöTİDIEN gazetelerine yaptıkları gibi, Coty'nln de hakkında gelmeye karar verdiler, parfön kıralı da kendini şiddetle müdafaa etmeyi göze almıştı. Elinde Gustavo Töry ve Henry Dumay'da olanlardan daha üstün vasıtalar vardı. Fransadakl bütün duvarları Fransız bayrağının Uç ren-giyle çerçeveli koca ilânlarla donatarak bu çerçeveler İçindeki küçük yazılarla halkı tam mânaşlie reyini kullanmaya ve «satılmışı fikir derebeylerinin kalelerini» yıkmaya davet etti.
Aralarında anlaşmış olan beş büyük gazete derhal onunkiler kadar büyük ve renkli afişlerle mukabele ederek halk efkârının «menfaat peşinde koşan bir kapitalist» eline düşmesindeki tehlikeyi belirttiler. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse halle bu düelloya, QUOTİDİEN İle beş büyük gazele arasında cereyan eden çarpışmadan daha az alâka gösteriyordu. Coty’nln şahsiyeti onlara emniyet vermemekle beraber, Fransada her şeyin üstünde gelen tasarruf düşüncesi onlan 25 santime satılan gazeteleri almak tansa lö santime satılan L'AMİ DU PEUPLE'Ü almaya sev-kedlyordu. Coty galip gelmişti.
Fakat. L’AMİ DU PEUPLE de, renksizliği, sıkıcılığı, sahibinin soluk bir faşizme kaçan, Bonapartçı bir cumhuriyetin lüzumuna dair bitmez tükenmez. makalelerde oldukça garip bir gazete idi. Françols Coty'nln şahsi garabetleri de caba! Louveclennes şatosunun bodrumlarına beton döktürüp tahkim etmiş, kendisinin söylediğine göre «bir suikasta karşı nefsini müdafaa etmek İçin», düşmanlarına göre İse (b;r ihtilâl hazırlamak özere» silâhla doldurmuştu.
Havas ajansı, günde bir milyon nüsha satmasına rağmen L'AMİ DU PEUPLE’e İlân vermediği gibi, Paris-teki gazete kulübeleriyle Fransanın bütün garlarında gazete satışını tek elden idare eden Hachette ejansı da bu on santimlik gazeteyi dağıtıp satmayı reddediyordu.
Françofs Coty.
— Yaptıklarlle kalsınlar! Ben gazetelerimi kendi teşkilâtımla dağıtacak kadar zenginim, diyordu. Üstelik bunu kendisini yeniden tröstlerin kurbanı gibi göstermek İçin fırsat saydı. Boyuna düşmanlarının yazdıklarını okumak keyfini kaçırdığından kendisine para İle yeni dostlar edindi Yalnız L'AMİ DU PEUPLE DU SOİR adile yeni bir gazete LE COUP DE PAT-TE adlı haftalık bir hiciv dergisi çıkarmakla kalmadı, sağcı gazetelerin bir çoğuna para vererek yardım etti. Bunların biricik vazifesi velinimetlerini pohpohlamaktan ibaretti.
Françols Coty bundan sonra komünizme karşı çılgınca bir savaş açtı; sokakları üç renkli afişlerle donattı-yüz binlerce broşür dağıttı. Yaptığı gürültü sayesinde düşmanlarının hücumlarını duymaz olmuştu. Fakat neşesi uzun sürmedi. Bu kadar gürültünün masrafına en büyük servetler bile güç dayanır. Coty. üç senede milyon frank batırdı.
Bu defa rakiplerinden değil kendi öz karısından gelen yeni darbe onu yere serecekti.
Madam Yvonne - Aiesandrlne Coty. Françols Coty ile mal ortaklığı esaslarına göre, yani eşlerden her birine aile mallarının yan mülkiyetini veren bir rejim altında evlenmişti. Kocasının çetin mücadele hayatım paylaşmış, ona yalnız sadık bir hayat arkadaşı olmakla kalmayıp, aynı zamanda işlerine de en faydalı şekilde yardım ederek, birçok parfönleri bizzat bulmuş olan Yvonne Coty büyük servetten kendisine düşen hissenin de ziyan olmasına razı değildi. Kocası daldığı gazetecilik çılgınlığı arasında servetini tüketmeden evvel, kendi hissesini kurtarmak İstiyordu. Koty, karısına 268 milyon ödemeğe mahkûm oldu. Nevyork mahkemesi boşanma kararı verdiği gün Coty, bu paranın 39 milyonunu ödedi. Ertesi sene 100 milyon daha verdi. Sonra ödeyecek nakit parası olmadığını İleri sürerek geri kalanım on senede ödemeyi teklif ettL (Arkası var)
"k
- Bütün harb seneleri içinde iktisadi hayatımız, başka memleketlerde öldüğü gibi, mihverinden çıktı; ancak dünya pazarlarının rekabeti sayesinde muvaze nesini bulan «flat.. mefhumu ehemmiyetini kaybetti; yolların kapanması yüzünden harbin ne vakit biteceği bilinmediğinden, herşeyden evvel yiyecek maddelerinin İstihsaline önem verildi. Fiat ve tev2idekl bazı aksaklıklara rağmen şükran İle itiraf etmeliyiz kİ, hele iki seneden beri, açlık, darlık tehlikesi ile karşılaş madik, Harbin ilk senelerinde düzenlenen buğday nakliyatı ve vesika usulünün tatbiki sayesinde, ekmek işi en iyi İdare edilen bir mevzu oidu.
Gerek hükümetin teşviki ve bilhassa yüksek flatler ve tabiatın yardımı sayesinde son bir kaç rekolte memleket ihtiyacını geçen bir bollukta oldu Bu bolluk bugün az çok bir sıkıntı bile doğurmaktadır, Muhafaza vasıtalarımız tamamen tekemmül ettirilememiş olduğundan, elimizdeki buğdayın vç başka hububatın bozulmakta, çürümekte olduğu görülmektedir. Yeni rekoltenin de pek bol olacağı tahmin edildiğine göre, stokları elimizden çıkarmak mecburiyeti, bizim için en hayatî bir mesele olacaktır.
Harb bitince, denizlerde nakliyat birden bire kolaylaşınca ve artınca Birleşik Ameıikada, Ka-nadada, Avustralya ve Arjantin-de bekllyen milyonlarla ton buğday ve sair hububat Avrupaya dökülecek ve bunların fiatleri, bizim sun'î olarak yarattığjrijız piyasanın çok altında olacaktır. Bu kuvvetli ihtimali şimdiden düşünerek verilmesi lâzım gelen bazı prensip kararlan vardır:
1 — Elimizdeki fazla hububatı, iç piyasaya bakmadan, dış piyasaların normal flatleıine uyup eliminden çıkarmak ve bunlara İhtiyacı olan komşu memleketlere vakit kaybetmeden satmak için harekete geçmek yerinde olur. Bilhassa Yunanistan bizden ehemmiyetli miktarda hububat alacak vaziyettedir, işi hakiki, pratik tüccar gibi görerek, bizim tabiî olmıyan flütlerimizin yarattığı rüyaya saplanmadan, satışlara başlamak lâzımdır. Acele etmez isek fazla stoklarımız elimizde kalır ve bunların çüriidûğünii, sıfıra müncer olduğunu görmeğe mahkûm oluruz.
Birçok işlerimizde geç kaldığımız görüldüğünden,
katlanmak cesaretini göstermemek yüzünden malı tamamen kaybetmemiz mümkündür. Bu işlerde ve böyle zamanlarda, alâkadarlardan âzamî hareket ve sürat beklenir,
2 — Elimizde bulunan ve yeni mahsul ile toplanacak olan stokların tasfiyesi ağır bir mesele olacak gibi görünür iken ilerdeki istihsal politikamızı da, yeni şart ve ihtimallere göre ayarlamak lâzım gelecektir. Diğer büyük müstahsiller karşısında fazla hububat istihsaline devamımız çiftçi için derin bir felâket hazıılıyabilir.
iktisadın bilinen esaslarından biri umumî olarak ihtiyaçların elestikî olmasıdır, fakat bu bakımdan gıda maddeleri ve bilhassa hububat ihtiyacı bir dereceye kadar bir İstisna teşkil eder. Meselâ giyim eşyası talebi, refahın artması ile genişler., fakat maişet seviyesinin yükselmesi hububat ihtiyacım hattâ azaltabilir.
Şimdiki bol buğday ve hububat istihsali politikamıza devam, iktisaden tehlikelidir. Buğdaya, hububata tahsis edilen topraklarımızın bir kısmını talebi elestiki olan maddelerin yetiştirilmesine tahsis etmek lâzım gelecektir
az zarara
5Û0
de, bir
SİNEMA ROMANLARI
Birinci kitap
YILAN KADIN
Senenin en muvaffakiyetli filminden alınmış bol fotoğraflarla gıkta.
İyi kitapçılarda arayınız. (10 kuruş. Toptan satış: P.K. 1609-Galata.
Gççim seviyesinin yükselmesi- J ııin en esaslı emarelerinden biri j et istihlâkinin artmasıdır. Mede- ı nî milletler arasında belki en az et yiyen bizlz. Bu bakımdan önümüzde çok geniş imkânlar var- , dır. Memleketimizde ziraat hâkim mevkii muhafaza edeceğine j göre, hayvan yetiştirmek, hayvancılığımıza âzam! inkişaf te. ı min ehnek belki ziraî ve İktisadî : siyasetimizin temeli olmalıdır. 1 Koyun ve sığır, İnek yetiştirmek, 1 et, süt ve mamullerinin, derinin, 1 yapağın; bir milletin yeme ve gl- ■ yinmesini yükselten un^urlann ■ istihsalini sağlar.
Bu İhtiyaçlarımız, bugünkü vaziyette, % 10 nispetinde bile temin edilmemektedir. Halkımızın, hele köylümüzün büyük bir ekseriyeti n? medenî İnsanlara lâyık olan şekilde "ivinivor. ne de zen-gin ve sıhhatini arttırmak İsti- ' yen bir millet p,ibl beslenebiliyor. .
O halde, harb sonrasında, tek- , nik terakkilerin cazibesine kapılıp hububat ziraatine ölçüsüz bir 1 ehemmiyet vermekten çekinmek ' ve dahilî istihlâk için hayvancılığa ve İhracat için de sanayide kullanılan maddelerin yetiştirilmesine birinci derece mevki vermek lâzım gelecektir.
Teknisyenler bilhassa istihsali ; görürler; fakat iktisat sahasında ese*? istihlâktir, satıştır. Satıla- ■ mıyan bir mahsul, sahibi için felâket, memleket için buhran doğurur, Devrimiz, kapalı muhitler ' için değil, fakat geniş pazarlar için istihsal devridir. İstihsal , gayretlerinin ölçülerini ancak ihtiyaçlar verir.
Randıman bil? teknik olmaktan ziyade İktisadî olmalıdır. İktisadın bilinen bir kaidesine göre bilhassa ziraatte, münferit bir topraktan alman mahsulün bile artışı, muayyen bir hadden sonra, iktisaden kârlı olmaktan çıkar. A'ınan neticeler, mutlak rakam olarak değil, fakat piyasa ölçülerine göre değerlendirmek lâzımdır.
Harb biter bitmez, hattâ şimdiden elimize almağa mecbur olduğumuz bir dâvayı sathî olarak inceleyince, hakikatin zannedildiğinden karışık ve başka olduğu görülüyor. Esasen cemiyet ve iktisat islerinin hiç biri sade değildir. Hic bir formüle ve bu arada bol istihsal formülüne mutlak ve değişmez bir kıymet vermemeliyiz.
Bugünkü şartlara göre bu maddenin, fakat yarınki ihtiyaçlara göre şu maddenin istihsalini arttırmak. arttırmağa çalışmak lâzım gelir. Hayat girintili çıkıntılıdır, doğru hat üzerinde seyretmez
Cevat Nizami
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18 Dans Orkestrası; 18,45 Semai Ve . .ırkılar; 1® Saat- ayarı ve haberler; 19,20 Geçmişte Bugün; 19,25 Salon orkestrası: 20,15 Pazar Gazetesi;
20,30 Fasıl; 21 Müzik: (PL); 21,15 Beste ve şarkılar; 21,35 Müzik; 22,15 Haftanın spor neticeleri; 22,30 Dans müziği (PI.l; 22.45 Haberler.
Yarm sabahki program,
7,30 Saat' ayarı; 7,30 Müzik: (Pl.); 7,45 Haberler; 8 Çeşitli hafif müzik (Pl.; 8,23 Gündelik spor aervlsl; 8,30 Marşlar (Pl.); 8,45 Operet parçalan (PI.J; 9.20 Yurttan sesler; 9,40 Mandolin Birliği: 1q Hafif sololar (Pl.); 10,10 Dört sesli koro; 10,30 Milli Hâkimiyet bayramı ve Çocuk bayramı münasebetiyle Ulus meydanından naklen yayım; 12,30 Saat ayan ye karışık şarkılar,; 12,45 Haberler; 13 salon orkestrası; 13,20 Çocuk Esirgeme Kurumu.
İzmir gümrüklerine çıkarılan iki vapur eşya
İzmir (Akşam)— Muhtelif dış memleketlerden İskenderlyeye getirilmiş olan ve bir İngiliz, bir Yunan vapu-rile İstanbul limanına gönderilmekte otan birçok ticaret eşyası, bu vapurların İzmir limanına uğramaları İçin enılr almaları üzerine, İzmir gümrük ambarlarına çıkarılmıştır. Sahipleri İstanbulda bulunan bu ticaret eşyası. İzmir gümrük ambarlarını doldurmuş bulunmaktadır. İçinde memleketin İhtiyacı olan her türlü eşya vardır, Bunların arasında tıbbi ecza, yün ve pamuklu mensucat, elbiselik ve paltoluk kumaş, İplik, bisiklet lâstiği, makine akşamı, merserize pamuk, yağlı boya, otomobil akşamı, elektrik teli. cam. karanfil, sıhhî malzeme, elektrik levazımı, spor ve çocuk resim levazımı, lâstik eşya, çlvit, kitap, rulman bilyesi, zincir ve saire bulunmaktadır.
bizim

SAİT KÖKNAR Gecesi
24 Nisan salı akşamı Şehir Komedi Tiyatrosunda
Hacer Buluş
Ve Maksim saz heyetinden Ahmet Yatman — Salih — Maksut — Haşan Tahsin İSMAİL DÜMBÜLLÜ heyeti GİZLİ ODALAR
Komedi 1 perde Ve
ŞEHİR TİYATROSU
iki Efendinin Uşağı
3 perde
Biletler gişede satılmaktadır.
AKŞAMS
Abone bedeli
Türkiye
te nebi
2800 suru s
1500 »
800 •
senelik
6 Aylık
3 Aylık
Adres .tebdili İçin lufc pul gönderilmelidir taktiirde a(irey değistlrilmeı
5400 surus
2900 »
1600 ■
elli mnv
AImi
Telef unlarının Başmuharrir: 20565
Yarı İşleri: 20765 - İdare- 2IMW1
Müdür: 80497
Cemariyelevvel 9 — Kasım 166 İmsak Güneş Öğle ikindi ak Yatsı E. 8.25 10.15 5.18 9.06 12.00 1.40 V 4.20 6.11 13.12 17.00 19.56 21.35
tdarehane Babıaır civan
Acımuslıık sokan No 13
Edirneye Türk göçmeni geliyor
Edirne (Akşam) — Son günlerde şehrimize ve Uzunköprüye çok miktarda Türk görmeni çelmeğe başlamıştır
]
/*x r*x\\\ twnci hSrta
Sevgilim Bir Casusmuş!
MAUREEN O'HARA ve JOHN GAKFİEI4> 5
M Seanslar: 12,30 — 2,30 — 6,45 — 9,15||^v✓


fiugün A R Sinemasında
BUGÜN (
ELHAMRA SİNEMASINDA
Rus edibi PUSHKİN.in nefis eserinden
ŞEHİR TİYATROSU Dram kısmında saat 20.3u da
DÖRDÜNCÜ HANR1 Komedi kısmında HACI KAPTAN
Saat L4 de çocuk tiyatrosu
...
BUGÜN
ÖLÜM
Milli Reasürans T. A, 8- Kontrolörü* Adnan Üsterin babası, İstanbul Konaklar Müfettişliğinden emeldi Asını Üstel Allahın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi bugünkü pazar günü öğle namaıünı müteakip Teşvikiye camiinden kaldırılarak Feriköy nu-saie lığına defnedilecekti!.
(DUBROVSKY) '
Kin ve intikamı söndüren bir aşk-.Hissi Elimlerin içinde bir şaheser.-
ilâveten: KOBRALAR ARASINDA
Asya çöllerinde vahşi hayvanlar arasında çevrilen meraklı film. :
TAK S BM Sinemasında
Acıklı mevruu, yürekler parolayım sahnelerlie eşi yaratdamıyan i
KIZIM
TÜRKÇE SÖZLÜ te
ve
nefis şarkılarla süslü mevsimin en son en büyük ŞARK filmi.
Baş rollerde.
ki
Azize EMİR - Mahmut ZÜLFtKAR
Bugün seanslar: 10,45 —12,15 — 2 — 3,45 - 5.30 — 715 — 9


■s
2 saat kahkaha ile gülmek İsteyenler son fırsat
Türkçe Sözlü
LOREL - HARDI GÖNÜLLÜ
Sinemasında
Yarın matinelerden itibaren muazzam, ahlâki ve sosyal bir şaheser senenin en büyük TÜRKÇE SÖZLÜ ve ŞARKILI süper film.
DAMGALI KADIN
HAFTA KONUŞMASI
Istanbulun çayırları
Çayır neydi, nedir? Baharda her ot biten toprak genişliğine çayır adı vermek yanlış olur. Çayır bambaşka birşeydîr. Ah o çayırlar... Hele bir sağnak yedikten sonra, yere düşüp de gökteki çizgi çizgi renkleri bir eleğimsağmaya benziyen İstanbul çayırları!
Her yaşta gördüğüm bütün baharlar gözümün önün, den geçiyor: İstanbul baharları, Aandolu bahadan, çöl baharları... Fakat çocukluğumun bahar, larındaki renk ve rayiha hâtırası, üstünden hemen hemen yarım asır geçtiği halde bana hepsinden daha canlı vg dünkülerden daha yakın geliyor. Sonradan öyle baharlar görmediğimi sanıyorum, sebebini düşünüyorum Ve bu sebebi buluyorum; Çayır eksikliği...
Istanbulun baharı çayırlarında idi.
Çayırların çoğunu eşip deşerek. üstüne evler kurup bağa, boştana çevirerek yokettik. Bir kısmına da içkili kahve, cazlı gazino ve kumarlı kulüp bulamadığımız için uğramaz, ayak basmaz olduk.
Zaten çayır, bugünkü genç nesil için ancak ot biten boş bir tarladan başka birşey değildir. Eğer biraz geniş ise akla ilk gelen güze] fikir, bir silindir çekerek düzlüğünde futbol oynamaktan ibarettir. Orta yaşlı zengin İse şunu düşünür: Şehir plânında yeşil saha diye ayrılmamışsa satın alıvereylm de üstüne, bir sıra, yedişer katlı apartman kurayım. Hele yanından, yakınından bir asfa’t yol geçiyorsa veya geçirtmek imkânı varsa fırsatı kaçırmamalıdır!
Eskiler çayıra saygı gösterir-erdi. ilismezlerdi. iki. sebeple: At. b:dediklerinden ötürü çayır lüzumlu idi ve baharın feyzini atlar bağlanmış gür otlu bir çayırda seyirden hoşlandıkları için çayırlan korurlardı.
Çayır neydi? Nedir? Her ot biten bomboş toprak parçasına ballarda yeşeriyor diye çayır adını vermek yanlış olur. Istanbulun dört bir yanı, meselâ Şişliden ayrılınca raslayacağımz genişlikler veya Topkapıdan çıkınca İçine dalacağınız düzlükler de bahar olunca yemyeşil kesilir. Kuzula-nn oynaştığını, atların dolaştığını, inekierln-ufuklara dalıp düşündüğünü, eşeklerin sırtüstü yatıp yuvarlandığını, yani hay-van otlatıldığım da görürsünüz.
Ama bunlar dedelerimizin ça-yır adım verdikleri yerler d?ğil-dir.
*¥¥
Çayır bambaşka birşeydîr ve Istanbulda en güzeli, en ad ı sanlısı (Uzunçayır) dır.
Çocukluğumda (Kuşdili) de o mânada ve o gürbüzlükte bir çayırdı, Şimdi beton kanalizasyon tesisatile berbat edilmiş çirkin, kupkuru, baharda bile yeşiremez bir toprak parçasıdır. Sağda Kur-bağalıdere köprüsüyle Gazhane arasında da seyrine doyum olmaz bir çayır vardı. Bugün yan tarafı çamura gömülü sıra sıra sünepe evlerle çevrilmiş verimsiz bir bostandır.
Ya Haydarpaşa çayın?
Nisan ve mayıs aylarında banliyö katarlan gelip geçerken yolcular birbirinin omuzuna basarak pencerelere üşüşür, seyrine can atar, trenin yavaşlamadığına, hattâ oracıkta insaf® gelip mola vermediğine üzülürdü... Ça-yır o derece coşkun bir bahar içinde denizler gibi dalgalanır, adam boyu otlar her rüzgâr esintisinde koyulu açıklı renklerle bir sönüp bir parlayarak gezi kumaşlara mahsus akıp kayan, toplanıp genişleyen, tırtıllanıp düzleşen desenlerle durmaz, değişir, menevişelenlrdi. Yemyeşil taze yonca, kıpkırmızı körpe gelincik, sapsan yabani hardal ko-kosu İç açar, kuvvet verir, İştah kamçılardı. Malihülyalılar bile iyimserlik, hayat zevki, dünyaya alâka duyarlardı.
O çayırdan bir değirmi İz kalmamıştır. Deline deşine, çukurlar ve hendekler açıla kapana, toprak altüst edile edile burasını en çetin dövüşmelere sahne olmuş bir savaş yerinden farketmek imkânı bırakılmış mıdır?
Benim gibi ellisin; aşmış, kadın erkek kac İstanbullu var ki eğer şu satırlara gözü ilişirse,
eminim, yarım asırlık bir ömrün ardından Haydarpaşa çayırını — anlatamadığıma şüphe etmediğim ve anlatmağa da kalkışmadığını manzarası ve rayihasile — gözünün önüne getirecek ve o baharla birlikte körpe çağını, kendi baharını düşünerek çok renkli, çok tatlı, âdeta şuruplu bir hâtıralar âleminde gezinecektir.
D izler çocukken başka bir dünyada yaşamıştık; gençliğimizde hayatımız büyük bir değişikliğe uğradı; olgunlaşmamız ve yaşımızı almamız sırasında ise kendimizi ötekilere büsbütün benzemez bir muhit içinde bulduk.
Bir yere gitmeden bir çok yabancı iyerler gezen ve her gezdiği yerde yerli kıyafetine girip yerli âdetine uyan acayip seyyahlar bl-ziz, bize derler. Şimdiki taze nesil ise gözünü açtığı zamandan bu güne kadar hep gördüğünün, bil-diğinin, Öğretilenin devamı İçin de ömür sürüyor.
Onlar bir tek rejimin, bir tarz cemiyet hayatının ve bir biçim İnkılâbın bir türlü terbiye gören yetiştirmeleridir. Biz, sürü sürü politik ve sosyal inkılâplardan güç belâ arta kalabilmiş, her inkılâbın yepyeni İcaplarına uymağa çalışmış ve gömlek gibi devir değiştirmiş üç asırlık adamlarız. İstibdat terbiyesi gördük: bunu bıraktık, Meşrutiyet usullerini benimsemeğe koyulduk; tam alı-şırken Cumhuriyet doğdu; berikileri attık, ona sanldık. Her birine uymakta az çok kusurumuz olduysa suçlu sayılmamalıyız ve büsbütün sersem'eşmeden benli-' ğimizi koruyabilmemize şükret-meliyiz
Evet, biz ömrümüzün ilk bölü. münde, tabîatln îstanbula gerçekten bir ihsanı, ziyafeti olan cayırlarını severdik. Gelenekler böyle emrederdi. Zira o zamanın bir bah3r geleneği, bahaıa mahsus değişmez âdetleri vardı. Meselâ baharda atlar çayıra çıkarılırdı. Kaç gün Iç’n? Doğrusunu hatırlayamıyorum fakat yirmi günden aşağı değildi, önceden gidilir, — bizim eski semtten bahsediyorum — Uzunçayırda. hayvanların. sayısına göre yer kiralanırdı. Yerin yonca gibi yağlı, besleyici, gevrek otları çok bir seçme parça olmasına dikkat edilirdi.
Nihayet günü gelirdi, bir sabah, daha güneş Kayışdağının yosun rengindeki tepesine donuk ışığıyla krome bir çerçeve geçirirken ahırın kapısı açılır, koşum-suz olduklar İçin bize yabancılaşmış görünen atlar, kıç atıp yele sarsarak, kuyruk sallayıp sipersk gözlerinin akını sağa sola rahatça devire çevire bakarak nal takırtıları İçinde yolu tutarlardı.
Atlar, o büyük, uzun, keyifli bahar ziyafetine kadınlar gibi yan çıp'ak. dekolte giderlerdi. Çayıra çıkan hayvan ne arabaya koşuhırdu, ne insan taşırdı. Yeşillikleri hem doya doya ver. hem doya doya seyrederdi; Bey atı olmanın talihini sürer, keyfini çatardı.
ere bir bahar âdeti olan ama ta, yani kan aldırma d_»iıne ben pek yetişmedim.
Süt ve kuzu rejimini bilirim. (Siyasî mânadaki rejim değil... Gıda rejimi!)
Koyunlar doğurup da süt bollaştı mı bir ay kadar, hergün İçerenköylü Dell Mistik beygirinin sırtına biner, iki yanında iki koca bakır güğüm, köşke süt getirirdi. Bu güğümlerin ağzı yumuşamış bir siyah deri Ue örtülü ve kenarlan sahibinin eski mintan la nnd an koparılmış olduğuna hükmettiğim yan paçavramsı soluk, çürük bezlerle bağlıydı. Bütün ev halkı, uşağı hizmetçisi ayrdedilmeden, sabah kahvaltısında siit içerdi; herkese süt İçirmek efendilik iktizasındandı.
Yemeklerde de, yalnız harem ve selâmlık sof rai arındakilere, küçük küçük toprak kaplar, güveç-cikler İçinde, üstleri, fırında kı-
zarmış, ötesi berisi kızarmaktan yanmış kalın kaymaklı, rengi koyu san süt İkramı şarttı.
Kuzuyu Hıdırellezden önce eve sokmazlar, hele tavşan büyüklüğünde ve tavşan etl kızarıklığında, çirkin manzaralı kuzulara el uzatmazlardı. Babam «Çingene bayramıdır» diye, Hıdırellezde kır gezintisine çıkılmasına izin vermezdi. Ama Bayramın bahçemizde kutlanmasına, kuzu çevrilip içil plâv, taze kestane ve fındık yaprağına sarılmış dolma ile irmik helvasından İbaret bir aile arası ziyafeti çekilmesine göz yumardı.
Pek iyi hatırladıklarıma göre o gün veya öyle günlerde benim ya dişim ağınrdı; ya attan tekme yemiş olduğum İçin sazılar İçinde bir kenarda somurtmuş otururdum, yahut kızamıktan içeride yorgan döşek yatardım. Başkalarını bilmem ama anamın anasından emdiği sütü burnundan getirirdim.
Yetişkinlik çağımdaki ve sonraki HıdıreHeslerde burnum bile kanamamıştı,,. Lâkin neyleyim ki artık baba fırını has ekmek çıkarmıyordu; ne bolluk, ne çayıra çıkan atlar, ne İstanbul çayırları kalmıştı. Ben de kalmamıştım... İstanbulda yalnız gönlüm kalmıştı.
Ah o çayırlar,.. Hele bir sağanaktan sonra, yere düşüp gökteki çizgi çizgi renkleri blrb5rine karışmış hır eleğimsağmaya benzeyen çayırlarımız!
Refik Halid Karay
Balık kırıntılarından cafeine ve plâstik maddeler
Amerikalı iki doktor balık kırıntılarından sentetik cafeine çıkarmağa muvaffak oldukları gibi harbden sonra balık kırıntılarından olduğu kadar, başka bir çok deniz mahsûllerinden de çok miktarda plâstik maddeler çıkarılabileceğini tasarlamaktadırlar, Cafeine. tabii şeklinde kahve, kakao taneleri ve çay yapraklarından çıkarılmaktadır. Amerikan ordusunun sıhhiye servisleri, yaralıların nakledilen kan plâs-malarına ve cerrahi amelîyelere mukavemet edebilmelerini mümkün kılan bu münebbihe çok mik tarda İhtiyaç hissedince bu İki doktor Guano (deniz kuşu pisliği) yerine balık kırıntılarından çıkardıkları sentetik «guanîne» İle cafeine arasındaki kimyevî terklb benzerliğini hatırlamışlardır.
Bu iki âlim, bir çok tecrübelerden sonra guanine'i cafeine’e tebdil ettikleri gibi şimdi de 472 kilo kalık kırıntısından yanm kilo cafeine çıkarmağa muvaffak olmaktadırlar,
Bunlar, balık et ve kırıntılarının kimyevî İşlenmesi geliştirildiği takdirde bunun balıkçılık sa nayilne büyük yardımı dokunacağım bazen ağlan dolduran ve balıkçılar tarafından tekrar de nlze dökülen bazı cins balıkların kıymetinin bu suretle artacağım tahmin etmektedirler.
Balık dikenlerinin neslçlerin-de. tasfiye edildikten Sonra bir cok şeyler, bilhassa sanayide kullanılan hususî evsafta bir nevi zamk İmaline yanyan bir Jelâtin vardır.
Renklerinin, bozulmaması İçin bu jelâtin ve zamk taze balıktan yapılmalıdır
Balık kırıntılarından çıkarılan plâstik maddeler (kİ bunlar henüz tecrübe devreslndedlr), bir nitrogene vo proteine terkibine dayandıkları için «soja» maddele rinden çıkarılanlara benzer sayılmaktadır.
Bunlardan vitamin ve bfgjka kimyevî müstahzarat da çıkar mak üzere daha şimdiden tetkik lere başlanmıştır.
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
90 kişilik ev halkı nasıl sokakta kaldı?..
Bu 90 kişiye kimse ev vermiyordu. Nihayet bir hayır sahibi onlara bostanım açtı..
Î| Zabtiye memuru hırsız diye gece yarısı Vali paşayı yakalıyor — Pençe* | relerden aşağt atılan eşya — Gökte kuyruklu yıldız — Bos fonda kurulan | çadırlar — Abdülhamidin masasından çıkan mühürlü zarf La ne vardı?..»
İzmir valiliği sırasında Mithat paganın bir zaptiye memuruna rüşvet vermesi ve arkasından kendi kendini yakalatma hikâyesi vardır kl pek meraklı ve birçok vakaları gibi tama-mile bâklrdlr.
Bunu o günlerde İzmlrde Mithat paşa İle birlikte bulunanlardan dinliydim:
İzmlre geleli pek az olmuştu. Vali, yeni tâyin ettiği bir zaptiye memurundan şüpheleniyordu. Gece kıyafetini değiştirerek ve başına bu işte kullandığı poşusunu giyerek sokağa çıktı. Yeni zaptiye memurunun nerelerden geçeceğini, hangi mnıtakada dolaştığım biliyordu. Mithat paşa cadde üzerinde bir dükkânın önünde durdu. Ve bunun kepenginl kaldırdı. Kendisine hırsız süsü veriyordu.
Bu anda bir zaptiye memuru:
— Dur... diye bileğine yapışmıştı.
Mithat paşa, hemen memurun avucuna bir kese sıkıştırdı ve yavaşça:
— Al bunu,,, Savuş!... dedi.
Lâkin memur:
— Bir de rüşvet ha— Vay hırsız herifi...
Eski püskü elbiseler İçindeki Mithat paşayı yaka paça karakola getirdi. Merdivenleri çıkarken Mithat paşa yakasını indirmişti.
Kapıdaki nöbetçiler onu tanıyıp selâm verdiler. Kendisini hırsız diye yakalıyan memur dehşetinden dona-kftlmıştı. Lâkin ertesi gün paşa onu terfi ettirdi.
90 kişilik ev halkı..
Bu kadar dürüst çalışan İnsan sonra ne derece nankörce muameleye maruz kalıyor. Muhakeme edilmek üzere paşanın ele geçmesi Üzerine, ailesine reva görülen muamele cidden korkunçtur.
Onu şöyle dinledim:
— Hava kararırken bütün eşyamız İzmir Vilâyet konağının pencerelerinden aşağıya fırlatıldı. Ve koca konak bir buçuk saat içinde boşaltıldı, Mithat paşanın ailesi sokakta kalmıştı!..
Gece oluyordu. Nereye baş vursak Idmse bizi İçeri almak İstemiyordu. Zira bizi içeriye alanın felâkete uğrl-I yacağım herkes biliyordu. Kira 11e da-
Mithat paşaya Avrupadan gönderilen hediyelerden: Kıymetli takvimli saat
Bulmaca

Sırp
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Konuk - Nota.
2 — Yapılmış şeyler - Pamuk, gibi su.
3 — Bir yatımız.
4 — İlgi - Başına »K» gelirse pisliktir.
5 — Tahmin edlkn şeyler.
6 — Bakına «T» gelirse bir mareşali olur - Çarpma.
7 — Anıerikada bir şelâle,
8 — Bir deniz kuşu.
D — Su - Tartı âletlerinden.
10 — Gelir - Kovalama.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan uşağı: 1 — Sipariş, Pa, 3 — Içerlglriş, 3 — Peşin, Koy. 4 — Ariyettılan, S — Rlnevüg, Da. fl — îg - Tü, Otel, 7 — Şlkago, Aya, 8 — Rol, Tapon, 9 — Plyadeyolu, 10 — A.*ı - Nainnub.
I- LİSELİLERE—%
Öğretmen R. Özgörin'ln ; [
LOGARİTMA I cetvelinin lklpcl baskısı çıktı. I Gene 70 kuruş |.
TEKNİ^tTAPLAI^AyiNEVİİ
Mithat paşanın acı gün ler yaşadığı İzmir şehri
hl ev veren yoktu. Bir gün evveline kadar büyük bir hürmet gören insanlar geceyi sokakta geçireceklerdi. Pencerelerden atılan bir silrü eşya 11e birlikte konak halkı M kişi idi. Gece bastırdığı halde bu ağalarla, halayıklarla kalabalık aile hâlâ sokakta idi. Nihayet «Süleyman efendi» isminde İnsaflı bir bostan sahibi hamiyete geldi. Ve bize bostanım açtırdı. 90 kişi buraya girdik. Bositanda çadırlar kurduk. Bereket seyahatler «ırasında eşyamız arasında çadır vardı. Bunları bostan kuyusu etrafında sıraladık. Süleyman efendi yalnız hanımlardan 11 kişiyi eve alabildi. Kalanlar dışarıda bostan da yattılar. O sıralarda büyük bir kuyrukla yıldız yakınımızdan geçiyordu. Her geçe onu seyrediyorduk!...
Mithat paşanın eşyası..
Mithat paşanın muhakemesini ve nasıl feda edildiğini, ölümünü hep okumuşuzdur. Bunlar hakkında yazılacak bir şey yoktur. Yalnız Mithat paşanın, kendi yakalanmak üzere, konağı sarıldığı zaman alleslnedn ayrılıp giderken küçük zdvcesi Şehrlban hanım şöyle sormuştu:
Mitlınt paşaya Avrupadan gönderilen hediyelerden: Altınlı çekmece,.
— Paşa... Bizi bırakıyorsun... Biz ne yaparız?
— Mithat paşa, ona sadece söyle cevap verdi:
— Evet amma... Size iyi bir İsim de bırakıyorum!,,.
Bu sırada, Nalma hanım ise, büyük bir soğukkanlılıkla her tarafı araştırıyor ve mahzurlu evrakı saklıyordu
Yakınlarının himmeti sayesinde Mithat paşaya ait birçok hâtıralar muhafaza edilmiştir Evrakın, Mithat paşanın mektuplarının, hâtıralarının saklanması çok güç olmuştur. Bunlar hattâ bazan damlarda, kiremitlere, «sağdan 50 kiremit, soldan 45 kiremit» diye işaretler konarak bunların altına gizlenmiştir. Evvelce de bahsettiğimiz gibi, kundak içlerinde, kor-salarda, eteklerde gizlenmiş, Avrupa-ya kaçırılmış «e tarih namına kurtarılmıştır.
AvrupalIları Kendisine hayran eden bu büyük İnsana, zamanının meşhur yabancılarının hediye ettikleri altın takvimli saat, çekmeceden tutun da kendi hususi not defterine kadar bunları muhafazayı yakınları bir «tarih borcu» addetmişlerdir Hattâ elbiselerinin göğüs ve yaka İşlemelerine kadar Kitapları, mektupları, her şeyi duruyor. Yalnız vakitle evi çok arandığı İçin sık sık kendisinin gönderdiği emirle. ailesi birçok mektuplarını yakmıştır. Bunların içinde hatr.ft dünya tarih! bakımından pek ehemmiyetli olan GnmbctaTıın mektupları vardı kl, onların yakılması hakikaten büyük bir kayıptır »m**1 -"*nı za-


manda çaresizdir AbdvlbSmidin n-
dan çıkan şart
Mithat paşaya datr yaramızı meraklı bir son İle bitirelim: Paşa Tfl-if'te boğdurtulduktan sonra evrakı, saati, kösteği ortadan kaybolmuştu. Bunlar nereye gidebilirdi?.
Abdülhamit tahtından indirilince bir giin Mahmut Şevket paşa. Mithat paşa zade B Al! Havdan davet etti. Ve kendisine:
— Bunları Abdülhamidin masasının gözünde bulduk!... diye mühürlü tan bir zarf uzattı,
Mithat paşanın yazılan, üzerinde «Mithat» imzası bulunan altın cep saati, kösteği, Abdülhamidin kendi mühürlediği bu kırmızı balmumlu zarfın içinde ve yazı masasının üçüncü gözünde kilitli olarak duruyordu, şimdi bu balmumlu zarf da. içindekiler de — Mahmut Şevket paşanın verdiği gibi — B. Ali Haydar Mlthat-tadır.
Abdülhamit; öldürttüğü Mithat paşanın yazılarını ve eşyasını mahzurlu görüyorsa yakabilirdi. Bunları kimseye de vermemişti. Atmamış, başka türlü de yoketmemişti. Mühürleyip tahtından indiril!nelye kadar masasının gözünde saklamıştı 1...
Hikmet Feridun
Sahlfe S
I R ? A' M
22 -tth«n 1945
1
IIER AKŞAM BİR HİKÂYE
EVLER!., j [Aske iril a k bah islerll^ ‘
Masamın üstündeki zarfı alıp yırttım. İçinden çıkan mektupta şu satırları okudum:
«Bugün mesut bir kadınım. Evim var. Çocuklarım var. Lâkin senelerce önce, henüz parmak kadar bLr kızken tamam yedi yıl bir müzenin tas avlusunda yatıp kalktım. Bu garip hikâyeyi slze anlatayım:
Babamın ben dogmadan dört ay evvel öldüğünü söylerler. Annem hastalıklı bir kadındı. Bir gece komşular evden beni alıp götürdüler. O kadar küçüktüm ki ancak hayal meyal, bir sis arkasından, bu vakayı hatırlıyorum. Lâkin komşulardan döndüğüm zaman bir daha annemi bulamadım. Ertesi günü ev sahibimiz beni karşısına aldı ve:
— Kzım., sen artık teyzene gideceksin... Annen orada imiş.. Haydi bakalım dedi.
Teyzem?.. Onu ben nerede bulabilirdim kİ?.. Bir müzede gece bekçiliği ediyordu. Annemle bir kere ona gitmiştik. Yaşlı bir kadındı. Tek başıma yollan büemlyeceğlm için bir komşu kadın beni teyzemin bekçilik ettiği müzeye götürdü, ihtiyar kadın beni hayretle karşıladı. Ye işte tamam 7 sene ben o müzede kaldım.
Burası taştan, içi sütunlu sütunlu, medreseye de. camiye de benziyen kubbeli bir bina idi. Müze henüz halka açılmamış olduğu için bu kışla gibi binanın bir köşesinde teyzemle ben geeclcri bir mumun karşısında, kocaman bir kubbenin altında büsbütün küçülürdük... Binada elektrik tesisatı vardı umma, henüz müze açılmadığından bizim için cereyan vermeğe lüzum görmüyorlardı. Gündüzleri hamama benzettiğim bina geceleri, mum ışığı İçinde korkulu çocuk rüyalarını andırıyordu.
Gündüz içeride bir takım tamirler olduğu için sütunlar arasında, kubbenin altmda kurulmuş tahta İskeleler vardı. Ayrıca iki heykeltraş, alçıdan bir sürü insan yapmışlardı. Bunlardan çoğu kocaman bıyıklı Yeniçerilik, sakallı kubbe allı vezirleri, eli baltah cellâtlar, kuzgun! siyah, saray ağaları, beli kılıçlı leventlerdi. Hepsi kapı gibi insanlardı. Yalnız heykeltıraşlar bunların yüzlerini çok korkunç yapmışlardı. Üzerlerine giydirdikleri ©ski zaman elbiseleri, başlarındaki kocaman kavuklar da müthişti.
Gece olup, müzenin İçindeki mumumuzu yaktığımız Zaman bu çehreler büsbütün korkunçlaşırdı. Mumun ışığı uzun bıyıklı, uzun sakallı çehrelerin, kocaman kocaman açılmış gözlerini daha dehşetli bir hale sokardı.
Hele müzenin tanzim projesine göre bizim teyzende yattığımız köşeye cellâtlar İsabet ediyordu. Başka yerde yatamazdık. Başka boş köşe yoktu. Geceleri uyanmaktan son derecede korkardım. Zira gözlerimi açar açmaz eli baltah, kafası kazınmış, uzun külâhlı cellâtlarla göz göze geliyordum. Hele gece sıkışıp da cellâtların, yeniçerilerin, sipahiler İn, kuz-guni siyah harem ağalarının, sakalı göbeğinde şeyhülislâmın, etrafımı şartın bir sürü saray cücelerinin arasından geçip helaya gitmek’,. Ne müthiş şeydi bu!.. Teyzemden utandığım İçin yalnız giderdim. Aksi gibi helâ da ta binanın dışında İdi. Elimdeki mumla mankenler arasında ilerlerdim. Korkmamak için evvelâ hiç etrafıma bakmamağa hiç bir çehreye başımı çevirmemeğe gayret ederdim.
Bir müddet böyle çabuk çabuk giderdim. Fakat vehim halinde küçücük bir çıtırtı işitince programım alt ü. t olurdu. O zaman hemen başımı çevirir, her şüphelendiğim heykele nvun uzun bakardım. O kadar ki gözlerim tamamlle onlarda olduğu için elimdeki mumu eğri tutardım. Mum eriyip de sıcak sıcak ve elimi âdeta yakarak damlayınca büsbütün yerlinden sıçrardım.
Geceleri en büyük emelim teyzemden.önce uyuyabilmek!!. Zira o uyanık yanımda dururken kendimi biraz emniyette hissederdim. Fakat o uyur-
da ben kalırsam ödüm patlardı. Aksi gibi her zaman da korkudan uykum kaçtığuıdan öyle olurdu. Yatağımda, heyecandan boğulacakmış gibi etrafımı seyrederdim. Geceleri bu binada akla gelmiyecuk, tuhaf tuhaf çıtırdı-' lar eksik olmazdı. Basan hoyfcelier canlanıyor gibi olurdu. Uyur uyumaz da, daima onlarla meşgul olduğum için, rüyamda tekrar hep birden canlanırdı, kavuklu sadrâzam, cellâtlar, kaptan paşa, kapı kethüdası, su başı. Galata kadısı, kuzgun! harem ağaları, saray cüceleri... işte 7 sene bütün rüyalarımı bunlar doldurdu.
Her geceden .toncfL, sab&hleyiiı bir tehlike atlatmış gibi ferahlık duyardım.
Müzeye ameleler gelirken bon sokağa fırlardım. Bir sürü arkadaşlarım vardı. Akşama kadar hep birlikte oynardık. Lâkin akşam olup da hava perde perde kararmağa başlanınca, mahalleden 2lyade benim içime hüzün çökerdi. Zira arkadaşlarım hep birden İstanbul çocuklarının çok iyi bildikleri meşhur «Akşam tekerlemesi» nl söylerlerdi. Bu şöyledlr:
«Akşam oluyor!.. Evli evine Köylü köyüne...
Evi olmayan, sıçan deliğine.
Ve böyle söyilyerek yavaş yavas evlerine dağılmağa başlarlardı.
Bu zaman babaların evlere dönme zamanı idi. Eli kolu dolu, kimi karpuz taşıyarak, kimi kese kftğıtlarile, kimi küçük süslü paketlerle babalar evlere dönerlerdi, Ve bozan çocuklar koşup onları köşe başlarından karşılarlar, ellerindekini alırlardı Babalar?.. Acaba onlar nasıl insanlardı? Ve bu paketlerin (kese kâğıtların İçinde neler vardı?..
Nihayet mahallede kimse kalmazdı. Artık bütün çocuklar evlerine gitmişlerdir. «Evli evine, köylü köyüne. » diye anlatılan an İşte bu andır. Her kes gidince ben kaldırıma oturup evlere bakardım.,, Evler, yan yana bir sürü evler... Pencerelerde ışıkların yanışını seyrederdim. İnen perdelerde gölgeler, • Yedi sene müzede yaşadıktan sonra bu evleri ne kadar merak ederdim. Evler ve kollan dolu babalar... Benim İçin ne büyük İki sır!..
Nihayet çenem avuçlarımda ışıklı pencereleri uzun uzun seyrettikten sonra kaldırımdan kalkar, cellâtların yanındaki yatağımı düşünüp ürpertiler içinde müzenin yolunu tutardım.
Hiç unutmam, bir kandil gecesi bir arkadaşımın annesi beni akşam yemeğine eve alakoydu Teyzeme heyecandan lltriyerek gittim. Müzeden İçeri girer girmez şöyle diyordum:
— Teyze... Ben ev gördüm, ev... İçine de girdim. Böyle kapısı var. İçeriye giriyorsun.. Sonra herkes masaya oturuyor. Kalabalıkta yemek yiyorlar. Öyle de aydınlık kİ!..
Benim «Ev gördüm» diye başlıyan heyecanlı sözlerim teyzemi ağlatmış-tı. Onun şaşacağı yerde ağlamasına pek hayret ediyor ve bir evi kendisine iyice anlatamadığım için de üzülüyordum...
İşte benim çocukluk hikâyem... Belki 28 nisan Çocuk bayramında ondan istifade edebilirsiniz!.»
(BLr yıldız)
Ingiliz deniz filosuna düşen mühim hizmet
Tıbbın yeni icatları
Elektrikli gırtlak
Her hangi bir sebep yüzünden gırtlak tâki ses tellerini kaybedenler, bu cihaz uasıtasıle konuşabilirler
Almanyanın ortasından ikiye bölünmesine, Berlinin şarktan veya garptan işgali bir gün meselesi olmasına rağmen İngiliz ana vatan filosunun önünde halli pek de kolay olmıyan bir mesele bulunmaktadır: Şimal denizindeki Alman limanlarını işgal eden ordu ile işbirliği yaparak Müttefik orduların ikmalini artık buradan yapmak ve Norveç teki m ühim Alman kuvvetlerlle ana vatan ve Danimarka arasına girerek Nazilerin Almanya yıkıldıktan sonra da Norveçte devam ettirmek istedikleri saltanatlarına meydan vermemek.
Bu işlerden birincisi yani Şimal denizi üzerinden ikmal meselesi ne kdıır mühimse. İkincisi, yani Norveçteki Nazi saltanatına son vermek de o kadar acele bir zaruret halini almıştır.
İkmal meselesi çok mühimdir. Zira bugün Belçika veya şimalî Fransa üzerinden yapılmakta oian ikmal işi, deniz yolundan sonra Derline kadar en az 600 -700 kilometre uzunluğunda bir kara nakliyatını icabetti rmekte-dir, Harabolmuş, istasyonları tahrip edilmiş bu memleketlere bu' kadar uzun bir yol üzerinden1 günde bir milyon tona yakın î malzeme sevketmek hakikaten' müşküldür. Halbuki Hamburg | veya Bremen limanlan üzerinden yapılacak nakliyat evvelâ genişi mikyasta nehirler üzerinden orta Almanyaya kadar gönderilebile-1 ceğl gibi buradaki Alman de miryolları da çok düz sahalardan ve çift hatlı yapılmış olduklarından nakliyat kabiliyetleri çoktur. Nihayet Hamburgdan Berline ka-kadar demiryol uzunluğu 300 kilometre, Bavyeraya kadar ise 400 kilometre kadar bir şeydir. Yani yolun kısalığı bakımından da büyük kolaylıklar elde edilmiş olacaktır,
Norveçle Almanya ve Danimarka arasına girmek ise bilhassa İngiltere için hayatî ehemmiyeti haizdir. Son günlerde Amerikan Birleşik Devletler Deniz Bakanı- ,_____________,______s_____ ______
nın ağzından işitiyoruz ki hâlâ rum edilecek son Alman hava Alman denizaltılan İngiliz ada- kuvvetlerinin za’fı dolayısile İn-hüTniir hir teh. gjuz fj]osu artık Uzak Şarkta olduğu gibi kâra kuvvetleri 1 e işbirliği yaparak sırayla Emden. Bremen ve Hamburg limanlarına girip yukarıda saydığımız büyük hizmetleri sasıyabilirler.
Hem Almanya içerisinde cereyan eden son hareketlerde kolaylaştırılması ve kâfi ikmal yapılabilmesi, hem de bizzat İngiliz ana vatanı üzerindeki büyük tehlikeyi biran evvel kaldırmak için İngiliz deniz filosunun işe müdahale etmesi ve Şimal denizindeki Alman, limanlarına gir-
Yazan:
M. Şevki Yazman
kikaya kadar İngiliz adalarına bu bombalardan gönderaıek istiyorlar, Hollandaya tren nakliyatı durduğuna göre bu cihetten In-giltereye uçar bombalar gönderl-lemez. Fakat elde kalanlar Nor-veçe kaçırılarak oradan şimal In-giltereye atılabilirler. Bunların nakliyatına mâni olmak İçin İngiliz deniz filosnun Norveçle Alman vatanı arasına girmesi artık şart olmuştur.
Bu ehemmiyeti Almanlar da anlamış olacaklar ki Almanya şimal ve cenuptan ikiye bölününce hava kuvvetlerini de iki kısma ayırmışlar ve şimale ayrılan parçayı Schlevig - Holştayn sahasına yığmışlardır. Bundan maksat da heı- hakle Şimal denizindeki li-I manlardan gelip birleşecek Ingiliz filosunun bu mühim işine mâni o'maktır.
Kanaatimizce şimdiye kadar bu filonun bu sahaya girip iş yapamamasına biricik sebep de bu 'arta kalan Alman hava filolan-Inın verdireceği zayiat olsa gerektir. Yoksa ne buraları muhafaza eden tahkimli sahil adalan ; ve bu arada meşhur Heligoland. ne de sahillere yerleştirilmiş Imaynler, İngiliz deniz filosunun Şimal denizinde büyiik işlerini görmesine mâni olamazdı. Fakat öyle görünüyor ki Mont-gomery bu işin de bir kolayını buldu.
Hollandanın şimal sahillerine yakın Grenin şehri KanadalIlar tarafından işgal edilince bidayette İngiliz filosu bu şehre yakın ufak Hollanda limanlarına pekâlâ girebilir, buraları maynler-den temizleyebilir ve kendilerine üsler tedarik edebilirler. Burada tesis edilmiş bulunan sık hava meydanları sayesinde kendi hava himayeleri de kolaylaşmış olur.
Bu himaye altında hergün darbelenecek, üslerinden mah-ALman hava
Amerikalı mütehassis Zoe Reevee yazıyor: Kalifornladakl evlerden birinde bir akşam telefon çalmağa başladı. Ahizeyi eline alan adam, büyiik bir hayret ve sevinçle babasının sesini işitti.
Bir babanın oğlunu telefona çağırması olağanüstü blrşcy değilse de bu kere hakiki bir mucize, İlmin bir mucizesi balıLs mevzuu idi. Bu adamın Robbıson adını taşıyan babası, bir çok senelere! enberi konuşma kudretini kaybetmiş bulunuyordu.
9 yıl evvel M. Robinsonun berrak .'esi, yavaş yavaş kısılmağa ve hırıltılar çıkarmağa başlamıştı. Robinson, öksürüyor, zorlukla nefes alıyor ve bilhassa kulak kısmında bazı ağrılardan şikâyet ediyordu.
Doktorlar kendisini muayene ettiler ve nihayet bir gece teşhislerin) bildirdiler; ses tellerini kaplıvan gırt lak kanseri.. Gırtlağın ameliyatla çıkarılması tavsiye olundu.
Endişe verici bu teşhis neticesinde boğazın üst tarafında bulunan bu küçük kutııcnğüh çıkarılması, hasta 1-çln büsbütün başka ve pek az neşeli bir lıayat demekti. İleride ağzından artık hava geçmlyecekti. Boğazında açılın delikten nefes almasını öğrenmesi lâzımdı. M. Roblnsona bu vahim işi açan ve çıkarılması tavsiye olunan gırtlak, içinde ses tellerinin gerili bulunduğu kıkırdaktan yapılı bir oyuktur. Bu oyuğun İçindtn geçen hava, ses tellerini ihtizaz ettirir ve ses te bu ihtizazdan çıkar. Bu sesler, ağızdan geçerik gırtlak, damak, dil. dudak ve dişlerin müşterek ha-reketlerile söze tahavvül eder.
Ses tellerinin çıkardığı scslarln i-şltllme derecesi, bunların gergin veya gevşek olmasına bağlıdır.
M. Robinson vakasında gırtlağın çıkarılmasına ve konuşa m amasın a kanser sebep teşkil etmiş İse de otomobil kazaları esnasında kırılan cam parçalarının girmesi, harb yaraları, İntihar teşebbüsleri, kesici âletler ü-zerine düşmeler veya kuşpalazı, verem. frengi gibi bazı kaza ve hastalıklar neticesinde boğazın yaralan-masUe bu ses tellerden istifade imkânları azalır.
Yapılan ameliyat neticesinde gırtlaklarının bir kısmı çıkarılanlar nispeten daha talihli addedilmektedir. Bunların ağzından hava geçebilmekte İse de konuşma imkânları azalmış.
Iarının etrafında büyük bir tehlike teşkil etmeke ve bu adalara, hattâ Avrupa karasına yapılan nakliyatı tehdit etmektedir. Vakıa bu hal belki de Saltıkta yuvaları bozulan Alman denizaltı-Iarının sürü halinde Atlantiğe uğramış olmasından llerigelmek-tedir ve geçici bir hâldir. Fakat ne de olsa bunların dönecekleri yer artık Alman limanlan değil. Norveç fiyordlandır. Bunların bu fiyordlara çıkmasına mâni olunmasa dahi Şimal denizinde birleşecek İngiliz deniz filoları bu fiyordlardaki denizaltılann A1 mesi zamanı gelmiştir. Bu hare-manyadan malzeme ve torpito ik-i ketin artık gecüoniyeceğini zan-mali yapmasına veya son olarak nediyoruz. kaçırıp yapacaktan stoklara mâni olabilirler.
Hattâ uçar bombalar dahi bu
&MIIU 1UUBJSII WtU OKH1,. UlU. /
devresi imtihanları ise 24 eylül 945 vazıyettedir. Nazller herkesten pazartesi bavlıyacak ve 13 ekimde ni- fazla İngilİzlere kızgın görünü-hayetienecektir. lyor. Ve ellerinden gelse son da-
Üniversitede imtihan hazırlıkları
Üniversitede imtihanların yaklaşması üzerine Edebiyat fakültesinde dün fakülte dekanı ve profesörlerinin iştir âkile uzun süren bir toplantı yapılmış, toplantıda imtihan komisyonlarının çalışma tarihleri tesbit edilmiş, talebenin devam mecburiyeti karşısındaki durumu gözden geçirilmiştir. Öğrendiğimize göre yaz devresi imtihanları 28 mayıs pazartesi giinii başhyacak, 50 haziran cumar-te*i günü nihayet bulacaktır. Güz
Tel. 20095 Sirkeci
bir kısımda ihtizazlar meydana ektirecek şekilde kullanmak suretile yen! bir sese kavuşulabillrdl. Gırtlağın yukarı kısmında ve meride veya midede haza tutarak bunun dışarı çıkması le ses çıkarılabilir. Baz hastalar, tecrübeye dayanan bu vasıtalarla anlayışlı ve memnunluk verici bir ses çıkarmağa muvaffak olmaktadırlar.
Bu neticeye varmak İçin M- Ro-blnson’a ilim, suni bir gırtlak ta temin ediyordu. Bu, muhtelif modellere göre imal edilmiş, ağzın arka ve gırtlağın yukarı kısmına hava vermek suretile ses çıkaran tüp şeklinde bir cihazdır. Ses, burada dil, dudak vc- di- “ ğer tabii Organların müşterek hare- ” ketli*» lâkırdıya tahavül etmektedir “
Bu cihazın içinde IhtizazlanmaJr V\* suretile ses telleri vazifesini gören ka-*^ mışlar vardır ki bunlar hastanın sesini anlaşılır bir hale getirmektedir
Robinson, bu yeni cihazın İşlemekte olduğu bir kliniği ziyaret etti
Bir akşam klinikte bulunduğu bir sırada bir müridin, «lektrikil gırtlak» adı verilen harici bir cihaz saye-I sinde konuşulması mümkün olan bir tertibat hakkında telefon ettiğini
Bu yeni tertibatı görmek üzere Ro- sl binson, müridin evine gitti.
Bu Cihaz, bir ucunda telle bir ( tek- "O trik piline bağlanmış bir ihtizaz ciha- _0 zı, düğmesi bulunan takriben 10 san-t i metre uzunlukta ve iki buçuk san ti- Q metre kutrunda bir silindirden iba- I— O
Bu cihaz, ses tellerini kaybetmiş olan bir İnsana Uk defa tatbik ediliyordu. Robinson. mucittin verdiği talimat mucibince ucunda İhtizaz düğmesi bulunan silindiri boğazına, evvelce gırtlağın bulunduğu yere dayadı ve küçük kontrol düğmesine bastı. Bunun üzerine silindirin içinde bulunan mekanizma, ameliyat neticesin-df susmuş olan ses tellerinin evvelce bulundukları oyuğun içinde ihtizazlar. yani sesler çıkarmağa başladı.
Bu İhtizazlar, gırtlağın yukarı kısmından ve ağızdan geçerken Robin-son bunları, dil, diş ve dudakları Üe işitilebilecek bir dereceye getirdi ve bu suretle az bir zamanda tekrar konuşabileceğini anladı.
Bu konuşma belki biraz monotondu. fakat matlup olan şey, Robinson’ ' un tekrar konuşabilmesi idi.
________________ v_____________________Hastaların bu konuşma cihazlarını ’ lardır. Zamanla bu ses ya biraz dü- herkesin önünde kullanmak hususun-■ 2rimckte v*ya büsbütün kaybolmak-. da duydukları çekingenlik biraz da ja^Jr
• R. Robinson, ameliyattan sonra : tiib veya kanül şeklinde bir cihaz va-sıtasile, boğazında açılan bir delikten . nefes almak mecburiyetinde kalnnş-. tır. Bu cihaz disklerle tutturulmuştu , ve lıava bunun içinden geçmekte İdi . Fakat M- Robinson, tabiatın bashşla-' dığı dil. diş. dudak, damak ve gırtla-' ğın üst tarafı ile boğazın İçinde bulunan diğer neslçlerlnl kaybetmemişti.
Artık sessizliğe mahkûm olan Seâ'
tejferinin bulunduğu geçldden eğer İçinde omuza asılabilir, hava geçirilebilir ve herhangi bir şe-| kilde ihtizazlar meydana getlrllebl-1 lirse tekrar konuşabilecek bir hale gelecekti.
Doktorlar ve aynı vaziyette bulu-, nan kimselerle İstişarelerde bulundu. | Kouşabilmek İçin birçok usuller mevcuttu. Ağzın içinde bulunan havayı kek ve kadınların büyük bir ümit ve (dilde veya ağzın içindeki herhangi teselli kaynağı olmuştur.
bazen de ancak İşitilebilecek kadar ■söniik bir ses çıkarmakta bulunmuş-| lonritr hıı cac v-ı h!ra-? rlii-
ruhîdir. Filhakika hastalar, bunları 'alenen kullanmağa başladıkları 2a-nıan sıkılırlar, fakat «yeni seslerini» birkaç ay kullandıktan sonra tenkid-lere yavaş yavaş alışırlar.
Boruya benziyen bu suni grıtlağın birdenbire farkına varılmadığı gibi «elektrikli gırtlak* ta boğazın üzerinde tutulduğu zaman elle kısmen giz-lenebilmektedir. Bütün bu cihaz Olduğu gibi cepte veya küçük torbalar içinde taşınabilir, kemere takılabilir ve yahut da bir küçük hususi kutu
I Meslekleri konuşmayı İcabeULren ' avukat veya başka kimselerle harbde boğazlarından yaralanmış olanlar, bu I yeni cihaz sayesinde mesleklerine devam edebileceklerdir.
I Bu yeni cihazın lcadile modern ilim, ses tellerini kaybetmiş olan er-
O £ 0 >
0 P
L
KAHIR YÜZÜMDEN LÜTUF
AŞK ve MACERA ROMANI
Yazan: P. Wentworth Tercüme eden: Vâ . Nû
—M Tefrika: No. 5
Daphne onun biricik çocuğuydu. Halbuki bu kız, ona hiç de benzemiyordu. Onu seviyordu: fakat evlâdına bir türlü kendini anlatamıyordu. Bl-tiblrlerlni seven iki mevcut arasında acaba niçin arada sırada böyle derin uçurumlar vardır?
Bununla beraber, Daphne, annesine pek de bağlıydı. Hattâ hazan hain bile davransa, hlddetlerue bile, yahut annesi bir nevi İstihza ile siizse, aralarında gene de bir samimiyet bağı vardı. İhtimal Daphne bunun şuurla farkında değildi. Fakat o bağ muhakkak ki vardı.
Amabelj hareketsiz durdu, şöminenin ailevi, sonra da ateşi bitti. Kadın-cağız, nihayet üşür gibi olduğunu far-fcederek pencereye doğru yürüdü.
Kanadı açtı, dışarı baktı.
Yağmur artık yağmaz olmuştu. Soğuk ve rutubet saçan bir sis ortalığa yo -1 inişti. E:- ada ay olduğu İçin sis, pr -ılı bir h’''-i,e'görülüyordu. Ortalıkta sükût büküm sürüyordu. Lâkin
Delikanlının, yüzüne karşı şöyle haykırdığını hatıriadı:
— Amabel! Sizde mücadele kuvveti yok. Siz. hakkınızda âlem ne diyecek diye düşünüyorsunuz. Hayatınızı ona göre ayarlıyorsunuz.
Ani bir hareketle pencereyi kapadı. Şömineye yaklaştı. Ateşin son kalan küllü bakıyesile azıcık ısınmak istedi. Fakat sönmüş gibi duran kütüğe dokunduğu vakit, yeniden kıvılcımlar fışkırdı. Birdenbire ocak canlandı.
Kadın, bu manzaraya, hayretle re heyecanla baktı.
Demek sönmüş gibi duran bir ateş birdenbire böyle alevler saçabiliyor? yanabiliyor? Isıta biliyor?
Neteklm. işte, aradan, seneler, seneler geçmişti. Amabel o zamandanberl Jullen*» İliç düşünmemişti. Halbuki o sabah, eski sevgilisinin İsmini gazetelerde görünce birdenbire hisleri k&b&rlvermişti. Julten’ln muvaffakiyeti onu sevindirmişti.
Times gazetesinde şöyle bir haber vardı:
«Güldant medeniyeti etrafında yaptığı araştırmaların vardığı neticelerden dolayı Jullen Forslıanı'ı tebrik etmemiz lâzım gelir. Lâkin genç ALImln muvaffakiyetini, ancak Lon-draya dönüp de konferanslar vermesi üaerine etraflle anlıyablleceğlz. Şimdilik bay Forsham her hangi bir izn-I hal vermekten çekiniyor. Gazeteci-
bu tabiat, zavallı Amabelin zevk almasına İmkân vermiyordu. Demin Daphne ile yaptığı münakaşa yüzünden, vücudu h&lâ tiril tiril titriyordu. Hayalen yirmi sene evveline döndü. Kızının gençlik hamlesi, onun de gençlik hâtırasını uyanchrım^tı. Ruhu şiirle doluydu. Bir inasn, başka bir inasn için elbette kendini feda edebilir; bundan dolayı da elbette zevk duyar... Buna rağmen...
Buna rağmen, bari Daphne kendisi için fedakârlık yapıldığını anlasa...
Halbuki anlamıyaeaktı. Neteklm fullen de anlamamıştı. Şayet bütün bu işler bir anlaşma içinde olup bitseydi, hu derece ıstırap çekmiyooek-lerdl.
ICadınetı&z, etki aktara düşündfl (*♦:
(— Ne kadar gnıMHı d» İçini çetL
Llaphnriye aniaM» Mkftyente akisleri lıfUâ kalblndeydi Bir an, sevgili-d Jıdion karşısında belirir gibi oldu. I
lerle görüşmek İstememiştir, Şimdilik italyada kalacağı sanılıyor.»
Amabel, bu satırları tekrar okuduktan sonra gazeteyL yere bıraktı.
«— Şu Agatha da ne boşboğaz şey... Julien'den kızıma bahsetmiş. Halbuki, bu sırrı ondan daima saklamıştım.» diye düşündü.
Kızının bilmemesini tercih ediyordu. Zira hiç dikkati çekmeksizin, Ju-llen'in muvaffakiyetlerini şimdiye kadar uzaktan uzağa taklbetmek fırsatını bulmuştu. Bu muvaffakiyetler ona zevk ve gurur veriyordu.
Öyleyse maziyi .düşünürken niçin böyle elem duyuyor?Bu akşam Daphne onun kalbini yeniden kanattı.
Birdenbire düşündü M:
— Ben ıstırap çektim. Kızım da niçin ızdırap çeksin? Niçin aydınlık yoldan yürümesin? köşelerde, gölgelerde kalsın?»
Amabel. heyecana kapıldı; fakat bu heyeefkn. yavaş yavaş büyük bir İç kuvyet! halini aldı,
İradrii bir el hareketiyle lâmbayı söııdÛHİfl. LiUnbfuiin alevi parladı soııra ölüverdi. Karanlıkta, Amabei'ln fikirleri btrbirkıe meeeoldu. Şu karara vardı:
a— Evi kiralarım. Kendime Mr İş ararım. Her halde geçinecek kadar paraya bulurum, varsm kızım arzu ettiği şey! yapsın. Bıı islerde, bay Berry, bana yardım eder, bir iş bu-
ğil. Yalnu onu düşünüyorum. Şahsı için evlenmek istiyorum.
Kerik kesik hıçkırarak konuşuyordu.
— Benim için her şe>dır o, her şeydir. Kendi hayatımdan daha kıymetli, Sana karşı demin haksızlık eltini, anne. Fena lâflar söyledim... Fakat ıstırap çekiyorum. Ah anne!
Daphne'nin göz yaşları, Amabel'in ellerine düşüyordu. Heyecana düşürücü bir sükût hüküm sürdü. Sonra, genç kız, annesinin kollarından sıyrılda Yorganı itti ve oturdu.
— Anneciğim, hiç bit* şey yapamaz mıyız? Elimizden hiç oir şey gclnıes mİ?
_ Gidip bay Berry ile konuşacağım. İhtimal ki evi kiralarız.
Daphne, düşünmeksizin cevap verdi:
— Evet, evet... Tabii,.. Bay Berry, bana lâzım olan parayı ödünç verir.
Amabel, gülmeğe başladı.
— Avukatlar yazıhanelerini fıkara müşterilere ödünç para vfrmek için açmamışlardır. Eğer evi kiraya verirsem, kendime bir de İş bulmalıyım. Bu söylediğim sözlerden dolayı iazla ümitlere kapılma, Daphne? Ben sadece b.ay Berry ile konuşmaya gideceğim. Umarım ki bir netice çıkar.
Daphne, annesinin ellerine sarıldı.
(Arkası var)
lur. Yarın on buçuk trenine biner, onu görmeğe giderim. Her hangi bir İşi yapmıya razıyım. Tek, kız talihini tecrübe etsin.»
Bir mum yaktı; birinci kata çıktı.
Daphne'nin odasının önüne gelince durdu; sonra tokmağını çevirdi. Mumun ışığını eliyle koruyarak içeriye girdi.
Genç kız uyuyordu. Yanağını koluna dayamıştı. Bembeyaz yastığın üzerine saçları yayılmıştı, Siyah kirpikleri nemliydi.
Anne heyecanlanarak:
«— Ağlamış!» diye düşündü. Bu fikir, yüreğini üzdü. Mumu şöminenin üzerine koyduktan sonra, ışık kıza çarpmasın diye bir fotoğrafı önüne siper etti; sonra Daphne'nin üzerine İğildl.
Kız, birdenbire döndü ve uyandı. Gözleri açıldı; kirpiklerinin arasından gene bir damia yaş göründü. Elini uzattı; Amabel’ln bileğini tuttu.
Annesi:
— Daphne! DaphneI Güzelim... -diye tltrlyerok kızını kolları arasına aldı.
— Ah aııııel Ah annel Bana bu iyiliği yapabilsen!
— Benim bir tanecik yavrum I
— Anneciğim! Onu o kadar seviyorum kİ.. Emin ol. servetinin kıymeti yok 3eıı para irin «vk-nmel; l’-l tedlğLml zannediyorsun. Emin ol de-l
j-lŞ ARIYANLAR
YÜKSEK MÜHENDİS İŞ ARIYOR— ön dört »ene birçok inşaat İşlerinde kontrol ve müteahhitlerin şantiye şefl olarak çalışmış tecrübeli yüksek mühendis beraber çalışmak üzere sermayedar müteahhit aramaktadır Arzu edenlerin (Yük. Müh. H. D.) rumuzu ile Akşam gazetesine yaranala-n rica olunur.___3061 — 5
PİYANO ACELE SATILIK — Pek aı kullanılmış mükemmel bir piyano cWlart» markalı fırsat flatlnde acele satılıktır. Müracaat: Beyoğlu Tepe-başı Venedik sokak No. 32 İçerde No. 2 6038 — 1
241)00 LİAYA — 3 daireli 2.3 odalı satılık küçük apartman. Ferdi Şelek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368, No. 1620.
7001 — 2
KİRALIK MÖBLE APARTMAN — Yaz mevsimi İçin dört oda. mutfak, banyodan İbaret möble apartman. Cağaloğlu, Nuruosroanlye caddesi No. &. 6003 —
KİMSESİZ — Yüksek tahsil görmüş. beş diplomayı haiz İyi ahlâklı ve fedakâr bir dul kadın bir kişilik bir evin İdaresine nezaret etmek üzere çalışmak İstiyor, İ - «a postrestant Erenköy 6000 —
TİCARÎ MUHABERATA VAKIF — Tecrübeli bir muhasip her gün 3-4 saat çalışmak suretile her nevi muhasebe işlerini deruhte eder. Y. ç. rü-muruna müracaat. 6065 — 2
DİKİŞ BİLEN BAYANLRA — Daimi olarak İş veririm. Ayrıca yol masrafı da veririm. Terzi Mukbile Mi-marer No. 14 Nalıncı caddesi Kasımpaşa.______________6041 - 4
YAZIHAENIN — Telefon ve yazı İşlerini idare edecek genç bir bayan alınacaktır. Hal tercümelerini kendi el yazılarlle yazılmış adresli mektupla Ankara caddesi No. 66/2 ye müra-wat.______________________6063 — 1
BİR ANA VE BİR OĞUL — ile 7 yaşında bir kız çocuğundan mürtk-kep, içtimai mevki sahibi bir Ailenin «v işlerini İdare etmek ve çocukla meşgul olmak üayre görgülü bir bayan aranmaktadır. İsteklilerin acele olarak ve mektupla Akşam gazetesi (Ergen) rümuzuna müracaatları. _________________________6056 _ — 1
KADIN TERZİ —İşçisine ihtiyaç ot- [■ duğundan taliplerin Beyoğlu Galatasaray Mısır apartıman 5 No. mü raca-atlan. 8062 — 1
TUHAFİYE ve ITRİYAT — İşinden anlıvan okur yazar bir bayana ihtiyaç vardır, tstlyenler KapaJıçarşı Kalpakçılar başı No. 5 e 2 den sonra müracaatları.____________6061 — 1
TEZGÂHTAR ARANIYOR — Mağazada ıtriyat satışı ile meşgul olmak üzere Türk tebaasından bir genç erkek tezgâhtar aranıyor. Her gün saat 12 - 14 arası Büyük postane caddesinde 5/1 No. ya müracaat. 6060 ■— I
EV İŞİ GÖRECEK BİR BAYAN ARANIYOR — 4 nüfuslu bir ailenin ev işlerinde daimi çalışmak üzere bir bayan aranıyor Taht aka le caddesinde 41 No. ya müracaat. 6069 — 1
(J - SATILIK EŞYA
ACELE DONDURMA MAKİNESİ ALMAK İSTİYORUZ — 4 veya 8 göz-İÜ dondurma makinesi satmak istl-yenlerln Sirkeci Ankara caddesi 104 -106 numarada Ankara börekçisi. Tel: »724 e müracaat. 5036 —
SATILIK FORDSON TRAKTÖRÜ — Faal ve çok İyi vaziyette (22) beygir kuvvetinde az kullanılmış acele aatı-Mktır. Müracaat: İstanbul Ketenciler kapısı. Sabuncu han caddesi No. 45 6011 —
ŞAHLIK PAMUK TARAĞI — Bir mct.-e genişliğinde, gamltürlü ra çok iyi halde İKİ adet (kart) pamuk tarağı bütün teferruaHyle beraber sata! iki ır. Adres: Galata, Rıhtım, caddesi Tehir han No. 13/17. Telefon: 44996 MfiO — 2
SATILIK AKORDEON _______ Holuıer
marka fevkalade bir akordeon acele aatılıktır. Müracaat: İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı sokak 28/1.
«001 —
HER MARKA — Eski, yeni, sağlam bozuk radyo parçalarını v« lâmbalarını alır satarım radyoyu muayene ederim. Galata Yüksefckaldırım *0 No. Zes Radyo, yokuşu çıkarken *>1 kolda.___________ 6006 — 7
SATILIK DONDURMA MAKİNE-Sî — Biri 6 gözlü diğeri 4 gözlü gayet ac kullanılmış General Elektrik ve Kelvinatör markadır. Tophane Necft-ttbey caddesi 340 No. Şükrü Şer met. 6019 —
KOMPRESÖR — Kondansatör, serpantin, ye kalıplan mevcut komple bir buz tesisatı İle ufak bir hizar ve elektrik motörlerl satılıktır. Alâkadar olanların posta kutusu 1135 e mektupla müracaatları. 5073 — 1
2 ADET KONAR ARJANTE — İle balık etinde bir bayan için muhtelll elbiseler ve yılan derisi çanta ve şapkalar satılıktır. Müracaat: Yerebatan caddesi No. 43/2 de bayan Menfa. 5098 -
SATILIK EYER TAKLM1 — Piyasada bulunmasına İmkân olmıyan güzel bir eyer takımı satılıktır. ‘Meraklılara tavsiye olunur. Ortaköy TaŞ-basamak 18 No. ya müracaat edilmesi. 6034 —
SATILIK — Ot biçme ve balya makinesi Beşiktaş Yıldız cad. 39. Tel 42507. 6080 — 1
SATILIK KAMYÖNET — Dört yedek lâstiğiyle mükemmel halde Bııik marka kamyonet satılıktır. Taksim Majlk sineması yanında Milli Gara; Tel. 41849. 6088 —
İKİ ADET — (27 euklid) model Mersedes marka elektrikle müteharrik tam otomatik, 110 voltlujj müte-navlp cereyan motorü İle mücehhez hesap maklnesile Marelll tipi Santr-fuj motorlu tulumba 26/4/1945 perşembe günü saat 13.30 da açık arttırma İle satılmak üzere Sandal bedesteninde teşhir olunmuştur. 6959 — 1
SATDIK OTOMOBİL — »39 model Plymtıt marka hususd olarak kullanılmıştır. Lâstikleri mevcut İyi haldedir. Bahçekapı Cermanya hanında Fomslm inşaat şirketine müracaat. «068 — 5
TEK FAYTON — ve yahut brLk arabası isteniyor. Dvsafı ve flatmı İstanbul 209 No. posta kutusuna veya 21357 No. ya telefonla acele bildirilmesi. 6067 — 2
SATILIK ŞIK KOTRA — Boy 10 kamara, motör, dinamo, radyo, buz dolabı, tuvalet. Galata Kürekçilerde No. 17 B. Cemal’e müracaat. 6070 — 2
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boyda kesekağıdı İle an-balaj ve kasap kâğıtları ucuz flatle satılıktır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad, Kalçın sok. No. 13 6075 — 1
HF.R TÜRLÜ KÂĞIT, GAZETE — Mecmua, forma kitap İyi flatle satın alınır. Satmak lstlyenlerln nümune-leriyle Eminönü Tahmis cad. Kalçın sok. Na. 13 e müracaat 8074 — 1
— Kiralık — Satılık 9060 LİRAYA — Heybeliadada 5 odalı 2 bölük kâgir satılık, ev. Ferdi Selde Türk Emlâk Bürosu Ömerâbit han Galata Telefon 42368. No 1635 6092 — a
M.2. 4ü LİRADAN — An kar a da ye nl Meclis binasına giden cadde rinde 1003, 1218, 1600 ve 1004 m2 4 parça acele satılık arsa; 60000 liraya 687 tn2 bahçe içinde 6 odalı 2 dük-kknlı Ankarada aatıhk kıymettar betonarme villâ, Ferdi Sçlek Türk Emlâk Bürosu Ömerâbit han Galata Telefon 42368. No. 1633/1 6093 — 2
100000 LİRAYA — Kadıköyünde Moda civarında 11 oda bahçe kalorifer satılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu, ömerâbit han. Galata Telefon 42368. No. 1633 6094 — 3
30000 LİRAYA — Kadıköyünde Moda caddesinde 8 ve 5 odalı satılık iki ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Burasu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368. No- 1620 €095 — 2
40000 LİRAYA — Gilnıüşsuyunda 4.5 tr odalı 3 daireli deniz manzarasına hâkim satılık apartman. FeılR Selefe Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368. No. 1628 6096 2
50000 LİRAYA — Teşviklyede 500 metre bahçeli 7 odalı yarım kârglr 2 kat deniz manzaralı oatılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâ-blt han Galata Telefon 42368. No. 1627 8097 2
30000 LİRAYA — Istanbulda Gedik-paşada 4 daireli 3 çer odalı 3700 kira tir alı satılık apartman. Ferdi selek Türk Emlâk Bürosu, ömerâbit han Galata Telefon 42368. No. 1625 8908 — 3
30000 LİRAYA — Beyoğlunda dükkâna Tepebaşı tramvay caddesi üzerinde üçer odalı 4 daireli satılık apartman. Ferdi Selefe Türk Emlâfc 3ürosu Ömerâbit han Galata Telefon 42368. No. 1624 6090 — 2
€5000 LİRAYA — Atsar ayda 5 daireli 3, 4 er odalı 4200 lira kiralı satılık apartman. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu, ömerâbit han Galata Telefon 42368. No. 1619 7002 — 2
34000 LİRAYA — Kadıköyünde Bahariye caddesinde 8 odalı bahçe, hamam ve salreyl havi satılık kârgir ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368. No. 1618. 7003 — 2
DENİZ KENARINDA KİRALIK VEYA SATILIK GAZİNO — Kalamış vapur İskelesinde deniz üzerinde 644 nı3 yeni gazino ve müstakbel plaj yeri hem satılık hem de kiralıktır. Müracaat; telefon: 8C4S3 ve 21233 6009 —
KİRALIK BOSTAN — 5 dönüm 30 ,... ..............
ağaç incir hurma ve kayısı ağaçlan vay durağında içinde tuğla, kum, ki-da bulunmaktadır. Aksaray Toşkosap reç malzemesi hazır iki villalık arsa tramvay durağına iki yüz metre mesafede Molla Şeref mahallesi Molla Kiilhani caddesi Naklbüleşref sokak 64 No. lı haneye müracaat. Her gün saat 9 2» pazar günil akşama kadar.
5039 — 1
KELEPİR — Çifte havuzlar tram*
hemen satılıktır. Galata Ttrsane cad-caddesi 2 No. Tel: 43İ81 6081 —
SATILIK KOTRA — Boy 8,5(1, iki 1 yataklı kamara, tuvalet, buz dolabı, . tervls. radyo, elektrik tertibatı. Tele- 1 fon: 24169 5042 — 3 ;
100000 LİRAYA — Kalamişta 2500 nı2 bahçeli 11 odalı apartman şeklinde konforu fevkalâde satılık vUlâ. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu, ömerâbit han Galata Telefon 41368.
7004 — 2 ı
45000 LİRAYA — Anadolu sahilinde betonarme satılık yalı, IÖOOOO liraya Anadolu sahilinde satılık yalı, 18000 Liraya Anadolu sahilinde satılık1 yalılar. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368______________7008 — 3
I
100000 LİRAYA — Büyükderede satılık yalı, 20000 liraya Sultan ah m ette 14 odalı ev, 20000 liraya Sujtanah-mette 500 metre bahçeli 10 odalı kâr-gir ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata. Telefon 42368 7009 — 2
20000 liraya — Cağaloğlunda 8 odalı bahçeli ev, 30000 liraya Kadıköy Cevizlikte bahçe içinde villâ, 20000 liraya Kadıköy Cevizlikte 7 oda betonarme &v. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368 7010 — 2
100000 LİRAYA — Bomontlde 1000 metre bahçeli betonarme 8 odalı ka-löriferli ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu. Ömerâbit han Galata Telefon 42368 7011 — 2
BİR KARI KOCA — Cihangir veya civarında denize nazır mayıstan teşrinisaniye kadar mobilyesiz iki oda bir mutfak apartman dairesi kiralamak İstiyorlar. Fazla odalara eşya kapatılabilir. Müddetin hitamında mecurun tahliyesine dair teminat verilebilir. Akşamda H.G. rümuzuna mektupla müracaat. 6090 — 1
YENİKÖYDE SATILIK ARSALAR— Sipahi Ocağı yanında fevkalâde manzaralı arsalar satılıktır. Galata Merkez Han No. 1. Tel: 49162. 6089 — 1
SATILIK EMLÂK ARANIYOR — îstanbulun her yerinde apartman ev mağaza İmalâthane, fabrika, han, arsa ve çlfllk almak, satmak ve kârlı işi olup da devredecekler veya ortak istlyenler Beyoğlu Büyük Parnıakka-pı köşebaşi 4 No. kat 2 Zarif Özalp. Telefon: 42396 6055 — 19
BİR ECNEBİ KARI KOCA — 5 veya 6 odalı İyi mobilyalı kalorifer telefonlu bir apartımanı bir »ene İçin kiralamak istiyor. Komisyoncu müracaat etmemelidir. Her gün saat IS - 17 arasında 42780 numaraya telef on edUmesi._____________6058 — 1
DEVREN SATILIK TUI1AFİYE DÜKKÂNI — Sahibinin taşraya gitmesi dolayıslyle uygun flatle satılıktır. Aksaray: Cerrahpaşa caddesi No. 5. Bizim Yüncü Hüsnü Yüksel 5009 — 1
SATILIK ARSA — Nlşantaş. Güzel 'Bahçe, önü ve arkası fevkalâde man-zarah, cephesi 12 - derinliği 25 metre ucuz satılıktır. - Müracaat tel: (3945 6064 — 3
12.000 LİRAYA — Dükkânı olan satıh* kâgir apartıman: Beyoğlunda Tünel civarında 3 kat 2şrit oda, konfor, terasa. Her gün 12-3 Galatada Kürekçiler Demir han No. 23 e mü-raeaat. 5039 —
SATILIK KÖŞK — Kadıköyüne üç kilometre mesafede asfalta çok yakın (5) döniîm bahçe İçinde (6j odalı mükemmel bir köşk acele satılıktır. Müracaat, telefon: 80423 ve 21233 6010 —
SATILIK TARLALAR — Bayan Nezihe Giirmanın tam laları satılıktır: I - Lîıhna köyündeki tarla; 2 - Katranca köyündeki tarla; 3 - Alpullu şeker fabrikasına yakın Mandıra köyündeki tarlaları; 4 - Arpalık tarlasındaki ev; 5 - İsteklilerin İstanbul Ortaköy Taşbnsamak 18 No. ya bildirmeleri rica olunur. 6033 — 3
KİRALIK YALI — Üsküdaria Kuzguncuk arası deniz kenarı muntazam bahçeli telefon, elektrik havagazı ve terkosu bulunan bir yalı kiralıktır. Görmek ve görüşmek üzere telefon 40248 numaraya müracaat. 5085 - 2
YAZ İÇİN KİRALIK MÖBLELİ APARTIMAN — Şişlinin en İyi bir mahallinde telefonlu ve konforlu bir dalte sabah lö - 11 arası teKTon 84117 6018 —
DEVREN SATILIK FOTOĞRAFHANE — Vezneciler No. 30 Foto Yücel devren satılıktır. Her türlü malzeme ve teferruatı mevcuttur. Taliplerin Şehzadebaşı No. 70 e müracaatları. 6017 —
İKİ EV 18500 LİRAYA SATILIK — Üsküdar iskeletine on. dakika mesafede Paşalimanı İcadiyc caddeslndı denize nazır beş yüz küsur metre bahçeli. elektrik, suyu mevcut zarif kâgir villâ yanındaki ahşap ev He birlikte satılıktır. Gezmek ve İkmali muamele İçin Bahçekapida Eczacı Salih Ne-catlye müracaat. 6037 — 1
KİRALIK YAHUT SATILIK — Talimhane, Cihangir ve Ayaspaşada birden yedi odaya kadar möble kiralıktır. 3, 4. 5. odalı satılık ucuz ve boş evler. İstiklâl caddesi Gaz şirketi karşısında 54/2 telefon: 43376 6038 —
ÇOK UCUZ GÜZİDE BİR ARSA — Sııltanahmette yeni yapılacak olan Adliye sarayı yanında iki’ cadde üzerinde köşcbaşı 130 metre murabba arsa. Denize tamamile hâkim. Taksim Kristal arkasında Kölli EmJâklş. Telefon 827TL 6050 — 1
bebekte — 3 dönüm meyvahk bir bahçe içinde denize manzarası fevkalâde tramvaya beş dakika mesafede 2 katlı 6 oda, yarım kâgir ev. Boş teslim edilir. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş. Telefon B2777 8051 ■ — 1
SATILIK EV — İstiklâl caddesine müvazl ve görür 6 odalı, kâgir, kısmen boş bir ev acele satılıktır. Taksim Kristal arkasınsa Milli Emiâkiş. Telefon 82777. 6052 — 1
SÜRFAGOP Bulvarı kaşısında üç caddeye hâkim ana caddeyi ta-mamlte görür 245 metrekare bir ada İçinde kâgir evi de mevcuttur. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş. Telefon 82777 6063 — 1
KELEPİR APARTIMAN — Turan caddesinde, 18 No., asfalta elli adım, üçer oda. üç kat yeni apartıman % 7 kanuni gelir üzerinden acele satılıktır. Telefon: 20107 8043 1
İÇ ERENKÖY’ÜNDE — 14 dönüm her türlü zlraate elverişli İçinde kuyusu olan arsa. 3000 Ur aya. Taksim Kristal arkasında Mili! Emlâklş. Telefon 82777 6048 — 1
KELEPİR ÇOK ACELE SATILIK ARSA — Ayaspaşada ünü yeşil saha, yan cephesi, arsa tabanından deniz görür fevkalâde manzaralı 173 metre murabbaı arsa. Taksim. Krbrâi arkasında Milli Emlâklş. Telefon 82777 6049 — 1
MÖBLE KONFORLU APARTMAN — Yaz mevsimi İçLn kiralıktır. Taksim Topçu caddesi Uygun apartımanı No. 2 ye müracaat. 2078 — 3
KADÎKÖYİNde KELEPİR — Acele taşraya gidiş dolayıslle Yeldcğlr-menl tramvay caddesinde 110 - 112 No. 11 bahçeli terkos elektrikli, evin 3/1 hissesi 1200 liraya satılıktır. Hisse müstakildir. Müracaat Fatih Horhor caddesi 152 No. ya. 6031 — 2
PENDİK — Ye İde girmeni tamamın denize nazır 726 metre murabbaı bir bahçe içinde iki katlı 8 oda güzel t ar aça büyük salon beton muntazam bir ev satılıktır. Beyoğlu Parnıakka-pı - köşcbaşı 4 No. 2 nci kat Zarif Özalp Suhulet Emlâk telefcm; 42396.
6015 - 1
HALEN ÇALIŞMAKTA OLAN — Mısır çarşısındaki bakkaliye dükkânımı ehven flatle devir edeceğimden taliplerin Balıkpazarı Süngerciler No. 73 e müracaat. Telefon: 24079.
5033 -
2(1060 liraya — Hamamda dokuz odalı her konforu havi satılık ev. Ferdi Selek Türk tini a* Bürosu.
SATILIK KÂGİR HANE — Ocdlk-paşa Baraylçl sokak No. 54 koşeboşı beş kûL hamamlı bilumum tesisat mevcut 10 oda deniz görür: Telefon: 21978 6066 — 5
SARAÇHANEBASINDA — Horhor caddesinde 152 No M tramvaya yarım dakika terkos elektrik havagazı bulunan 3 odalı seneLfk iradı 720 lira olan ahşap hane az bahçelidir. Boş teslim 6500 liraya satılıktır.
6032 — 2
BOĞAZIN HER İKİ SAHİLİNDE — -— --------- ..^«»u. RıhUmlı rıhtımsız muhtelif yalı depo
Ömerâbit han Galata. Telefon 42368.1 ardiyeler satıhlrtr. Galata Tersane ,NO. LÜ22 Tooo — SjCadded 2 N. 4fllöl. Te. 6061 — ]
KİRALIK EV — 2 oda, elektrik mevcut Aksaray Hekimoğlu Ali Paşa caddesi. Müracaat: Beşiktaş Foto Bil-sena. 6OW — 1
-müteferrik
ASRİ DANSLAR — Hususi olarak evlerinde öğrenmek istlyenler Beyoğlu Anadolu hanı geçidi karşısında AJlyon aokak 19. Prof. Panosyan.
4080 -
DİL DERSLERİ VE TERCÜMELER — İngilizce. Fransızca. İtalyanca ve Almanca. Müracaat yeri: Taksim, Ankara Fala$ Ap. No. 5. 3 - 1 1/3 ve 8 - 9. 5075 —
SATILIK APARTMAN — Talimhanede 4 katlı üçer dörder odalı, banyolu çok sağlam yapılı ferah bir apartman 40000 liraya satılıktır. (Deney Emlâke) müracaat Galata Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2 telefon 43840 6071 — 2
SATILIK KÂGİR EV — Cihangirin en güzel yerinde 3 katlı 6 odalı, denize nezareti, merdivenleri mermer kısmen boş teslim edilir sevimli bir ev 11000 liraya satılıktır. (Deney Emlâke) müracaat Galata Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2 telefon 43840 6072 — 2
SATILIK KÂGİR EV _ Kumkapı-nm en iyi mevkiinde 4 katlı 8 odalı, balkonlu, terkos, elektrik, kuyu, sarnıcı havi büyük bahçeli muntazam bir ev 8500 liraya .satılıktır. (Deney Emlâke) müracaat Galata Rıhtım caddesi Ketell Hüseyin han No. 2 telefon 43840 6073 — 2
SATILIK ARSA — Cihangirin iyi bir mevkiinde zeminden İtibaren denize nezareti olan apartman inşasına müsait yüz elli iki metre kare bir arsa acele satılıktır. Fiyatı: 8500 Ura. Müracaat: Beyoğlu İstiklâl caddesi No. 153 kat 1 bay Orestiye. 6074 — 3
BİR TÜRK BAYAN — 5 İlâ dııhty-» fazla yaşta kız çocuklara miirebbiyei” Uk ile Almanca ders vermek JŞUŞrM-Yahut hususi mücsseselerde çalışmal^l İster. Müracaat: S. B. N. 6010 — ----------------------------o
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, vefe lisan derslerine devam etmek IstiyeiL— talebelere üniversite talebelerini im- OT ilhanlara hazırlar ve doktorlara Era-qj mer ve mükâleme dersi veriyor. Her^ yere gidebilir. Akşamda A. B. C rÛ*-. muzuna mektupla müracaat. ®
5089 — 2 y
.--î ■ . M—
30 KURUŞA İLMİ GEZİNTİ — nül işlerine; çocuk bakımına; hasta-tıklara ve her çeşit ansiklopedik suallerinize (Malûmat Servisimizi der-’O hal cevap verir. Behfr suale (30) ku-(D nışluk posta pulu koyarak (İstanbul posta kutusu 1391 a yazınız m
6(179 — 5L_
——— ------------------------o
BİR İTHALATÇI İLE — Veya ithalatçılıktan anlar birisi ile ortak olmak tstloyrum. Telefon 36-249 yahut Amavutköy No. 22 ye müracaat 6054 — 5
İNGİLİZCE — Amerlkada okumuş ve Amerikan mekteplerinde İngilizci öğretmiş bir genç ııç ayda Usan öğretir. «D.S.» rümuzuna mektupla müracaat. «O72 — 1
DEVKEN SATILIK DÜKKÂN — Teı kos, buz dolabı, her çeşit malzeme ve vitrinleri ile gayet lüks bakkaliye dükkânı sahibi taşraya gideceğinden acele satılıktır. Müracaat Divanyolu No. 29_________________ 6076 — 2
■ DANOİS* — Hakiki cins, yavru köpek alınacaktır. Beyoğlu - Tünel-başı, Mandıra üstü Seferoğlu Aa No. 6 saat 15 - 18 arası 6073 -
BOŞ TESLİM SATILIK İKİ GÂGİR EV — Fatihte taksilerin durduğu Nevşehirli İbrahim Paşa caddesinde havadar, güneşli, istimlâk sahasından hariç biri köşebaşında yedi odalı, diğeri yanında beş odalı dört kat apartmana çevrilebilir. Bahçeleri ve elektrik terkosu bulunan iki ev satılıktır. Müracaat: Aynı caddede 10 No Jı eve. 6073 — 5
ORTAKÖY — Travmay durağı 4 kat. Banyolu dörder odalı. Altında garajlı bir apartıman acele satılıktır. Galata Tersane caddesi 3 No. 43181 TeL «082 —
■■ııuıııfımHiıııımıııııııımmıı
|| Halk evleri ve Kurumlar,]
Yeşilay gecesi
Yeşilay Kurumu 3 Mayıs perşembe günü akşamı saat 20,45 de ÇemberR-taş Sinemasında büyük bir gece ter-ribedllmlştir.
Bu geceye memleketimizin değerli okuyucularından Hamiyet Yûcfses, Anadolu Halk türküleri okuyucusu Hacer Buluş, sanatkâr İsmail Düm-büllü, meddah ve bütün tuluat ve orta oyunu sanatkârlarının İştirakiyle büyük bir orta oyunu temsil edecektir.
* Eminönü Halkevinden: Evimiz Kütüphane ve Yayuı şubesindeki münhal âzalik içLn seçim yapılacağından bu şubeye kayıtlı Azalaritnı-zın 22/4/1945 pazartesi günü saat (17,30) da Halk evim İze teşrifleri rica olunur.
* Eminönü Halvetinden: Kayıtları yapılmış olan daktilo kursları talebelerinin vaziyetlerinin teşbih için 23/4/945 pazartesi günü saat (19) da Evimizde hazır bulunmaları.
VEFAT
* İst. öğretmenleri yardım cemiyetinden: Cemiyetimiz âzasından
Kadıköy 35 İnci ilkokul öğretmen L Atıf Gümtev'l dün ebediyen kaybetmiş bulunuyoruz. Kederdldc ailesine ve arkadaşlarımıza baş sağlığı dileriz.
UM DOKTOR MHMlf
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, İdrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve (idrar uasıia-sile gebeliğin ük günlerindeki kail leshid) yapılır.
Beyoğlu, Taksime giderken Meşeli» sokağı Ferah apartmanı Tel, 40534
KOLEJ MEZUNU BAYAN — Tecrübe edilmiş metodlarla bayanlara evlerinde 50 dersten İngilizce öğret5bileceğine dair teminat verir. Akşamda «İngilizce Ders> rümuzuna müracaat 6091" — 1
MEKTUPLARINIZI &LIHKIM6
Gazetemiz İdarehanesin) aores olarak göstermiş olan ir ar ileri.nüden
Lessons — S. L.A — T.K — D.S — S.B-N — HK —
Muhabir — şantör 25 namlarına gelen mekiupıorı idarehanemizden aldırmaları rica olunur.
YENİ SİYİN
SOLUCAN, AH SOLUCAN NE KAN BIRAKIR, NE CAN!
Lokman Hekimin yriii biı khaoıdır. Her evin yalnız çocuklarında, gençlerinde değil, süt emen yavrularında ve hattâ ihtiyarlarda bile çok defa bulunan bu küçük, zebanilerin her biri barsaklarda (200,000) yumurta yaptığı ve yaşadığı müddetçe (27.000,000) yumurta ve yavru yetiştirdiği, damarlara girerek ciğerlerden kan getirdiği, sanlık, havale, Ispazmoz, barsak düğümlenmesi, yalancı f ara ve çocukları yataklarına işettiği, barsağı delerek İnsanı öldürdüğü ve bazı defa da kaih sektesi yaptığı gibi fenalıklarını ve ilâçlarım anlatıyoruz. Tavsiye ederiz, istanbul Divanyolu No. 104.
HOLtVUT DÜNYASI
Holivut Dünyasının 76 ncı sayısı yine renkli kapaklarla süslü olarak çıktı. Bu sayıda Resimli Huberier. Tablolar. Perihan Yanal, Yarının büyük yılızlan. Leylâ Murat, Abiciin Dav’crln hâtıraları, Arcan amcanın cevabı, Paris hâtıraları.
ŞÎNASİ Müntehabat-ı Eş'arim
Edebiyatımızın önemli şahsiyetlerinden biri olan şlnasi'nin manzumelerini tam olarak ihtiva eden bu eseriAkba tarafından yayınlanmıştır, çamlıca Kız lisesi edebiyat öğretmeni Mualiâ Anıl'm terlibettiğ 1 ve bir önsüzle, bir lügatçe Ue tamamladığı bu eser liselerin son sınıflan 1 için çok. faydalı ve yardımcı bir edebiyat kitabi olacaktır.
Şlnasi'nln bu kitabı satışa çıktı. Fiat! 75 kuruştur. Akba Kitabevl.
Lokman Hekim
(Dr. HAFIZ CEMAL)
Dahiliye mütehassısı
Divanyolu 104
Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2.5 — 5. Tel: 22398
Sahile 8
A RŞÂM
22 Nisan 1945
DÜNYADAN HABER
Yazan: Ahmet Emin YALMAN
Bu meraklı seyahatnamenin her iki cildi tamamlanmıştır. Bugünkü dünyanın halini yarınki dünyanın İstifi atlarını haber vermekle beraber aynı zamanda maceralı bir seyahatin hikâyesidir.
Doğrudan doğruya kitap balkıda çıkan İkinci cildin en mühim kısmı, Slr Wllliam Beverldge 11e Oksrord'da başbaşa geçen bütün bir günün hikâyesidir. Bu büyük odamın anlattıklarında herkesin gözünde yeni ufuklar açacak istifadeli ve meraklı tarafları vardır.
TEVZİ MERKEZİ- VATAN Matbaası ve bütün kitapçılarda bulunur.
1 cl Cilt 180 K.
ZİRAAT
BANKASI
çekilen kura ile aşağıdaki plâna gû-
BİRİKTİREN
DAMAT-CDGR
Senede 28.800 lira ikramiye
Ziraat Bankasında Kumbaralı va lhbarsız tasarruf hesaplarında
12 Mart. 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 Binncikânun Keşide tarihlerinden bir ay evvelki matlûp üaiuyejeri 50 liradan az olmamakla oeraoeı Keşide tarihine kadaı da matlûp bakiyeleri bu mıkdardap aşağı düjta-yenler arasında senede 4 def’a ................... “ '
re ikramiye dağıtılacaktır.
4 Adet
4 >
4 •
40 ■
100 »
120 •
160 *
DİKKAT
1000 liralık
500 »
250 »
100 »
50 >
40 »
eo •
4000 Ura 2000 • 1000 ■ 4000 • 5000 • 4800 • 3200 * ,
Hesaplarındaki paralar blı sene İçLnde 50 liradan aşağı düsmlyen-lere lkramıye çıktığı uaıcdirde % 20 fazlaslle verilecektir.
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletrhe Umum Müdürlüğü İlânları
1 — Kasıınpaşada Camlalta yakınında 3 No. lu ambarda yaptırılacak onarım ve bıton döşeme İşi pazarlıkla İhale edilecektir.
2 — Bu İşin keşif bedel! 4231 Hra 85 kuruş, geçici güvenme parası 317 Ura 38 kuruştur.
3 — Eksiltme kâğıtları İnşaat şubesinde görülebilir.
4 — Pazarlık 3 mayış 1945 tarihine raslıyan perşembe günü saat 14 te İdare merkezi karşısındaki binada bulunan Alım satım komisyonunda yapılacaktır.
5 — Pazarlığa girmek İçin geçici güvenme makbuzu İle ehliyet vesika* sı göstermek lâzımdır.
6 — İsteklilerin, ehliyet vesikası almak için, eksiltme şartnamesinin 4 üncü maddesinde yazılı belgeleri, 50 kuruşluk pul ve bir fotoğraf He birlikte ihale gününden — tatil günleri dışında — 7 gün önce İdareye bir dilekçe İle başvurnydarı lâzımdır.
7 — idare, İhaleyi yapıp yapmamakta şerbettir.
(519'7)
İstanbul vilâyeti dağıtma heyetindenı
Konservecilere, yoğurtçulara, peynircilere ve sade yağcılara yeniden Levha Teneke dağıtılacakta-. Bu Lşıomeşgul firmaların İhtiyaç mlktarlarl-le 944 yılına alt iş hacimlerini 30 nisan 1945 pozartesi akşamına kadar Vilâyet makamına bildirmeleri İlân olunur. (5224)
Belediye karaağaç müesseseler! müdürlüğünden:
Müessesemizden buz alanlar perakende olarak buzun kilosunu şehir hudutları İçinde yedi buçuk kuruştan fazlaya satamazlar. (5259)
OSMANLI BANKASI
rÜRK ANONİM ŞİRKETİ
TESİS TARİHİ 1863
Statüleri ve Türkiye Cumhuriyeti ile münekıt mukavelenamesi 2292 Numaralı 10/6/1933 tarihli kanunla tasdik edilmiştir. (24/6/19'33 tarihli 2435 Numaralı Resmi Gazete)
Sermayesi: 10-000 000 Ingiliz Liram
İhtiyat akçesi: 1.250.000 Ingiliz Lirası
rürkiyenin başlıca Şehirlerinde PARİS, MARSİLYA v. NIS'd. LONDRA ve MANÇESTERDE
MISIR. KIBRIS. YUNANİSTAN. IRAN, IRAK. FİLİSTİN ve MAVERAYI ERDÜNde
Merkez ve Şubeleri
Yugoslavya, Rumanya, Yunanistan, Suriye, Lübnaft Füyalkri ve bütün Dünyada Acente ve Muhabirleri vardır.
Her nevi Banko Muameleleri yapar
Hesabı cari ve mevduat hesapları küşadı.
Ticari krediler ve vegaiklî krediler ktişadı.
Türkiye ve Ecnebi memleketle! üzerine keşide senedat Iskontosu Borsa emirleri.
Esham ve tahvilât, akın ve emtaa Üzerine avans.
SenedeI tehsilâtı ve saire.
En yüksek emniyet şartlarını haiz kiralık Kanalar Scivial yardır.
Piyasanın vn müsait MCllanlr (kumbaralı veya kum’ıara*>z> ««Arrul hesaplan açılır
Dlişllnce ve Üzüntüden gelen buhranlarda
KARDOL
En iyi devadır
Her eczanede bulunur,
r—Dr. Suphi Arın — _ idrar yollan v» tenasül hasta- I lılclan mütehassısı. Taksim 8ı- | ■I raselvîler Cad. 59. Tel: 49284 ■■
TAVZİH
Beyoğlu Sulh mahkemeleri Başkâtipliğinden:
10/4/945 tarihli Akşam gazeteslle Memuriyetimiz tarafından 11/5/945 tarihinde birinci v« 31/5/945 tarihinde İkinci İhalesi yapılacağı İlân edilen ve Hayrl îpar 11e Salâh Clmcoz ve saire arasında şayian tasarruf olunan Bcyoğlunda İstiklâl caddesinde ve Yeniçeri sokağında iki apartmanı ve altında dükkân ve mağazaları muhtevi (200) bin lira muhammen kıymetli gayrı menkulü, müterakim Vakıf karesinin satış bedelinden tediye edileceği ve 20 senelik tâviz bedelinin müşteriye alt olduğu İlân edilmiş İse de İşbu gayrı menkulün sırf mülk olduğu ve yanlız bu mülk dahilinde cari suyun Mlhrlşah vakfından olup müterakim Vakıf lcareslnln 0 lira 08 kuruş ve 20 senelik tâviz bedelinin de 6 liradan ibaret bulunduğu tavzihtin İlân olunur. (5223)
MBBBa SATILTK
HANE VE DÜKKÂN
Kadıköy Altıyol ağzı Telefon sokak 7 No. lı hana ve 9 No. U dükkân satılıktır. İzahat İçin her gün saat 1-8 arasında 80083 • telefon edilmeği.
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyuntu TakaLn - Talimhane palas.
Telefon: 82627
Zayi — Beşiktaş malmüdürlilğün-den almakta olduğum dul maaşında kullandığım mührümü kaybettim. Yenisini kazdırdığımdan eskisinin hükmü yoktur.
Hikmet Kadir - Beyoğlu
inşaat ilânı
Ereğli kömürleri işletmesi umum müdürlüğünden
1 — Evvelce İlân edilmiş ve görülen lüzum üzerine eksiltmeden kaldırılmış olan İşletmenin Zonguldakta Gclik Bölgesinde yaptıracağı ekono-ma, fırın, ambar ve iltisak yolu inşaatı kapalı zarf usulü ve vahidi fiyat esası İle tekrar eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu İnşaat İçin İşletme tarafından verilecek malzeme eksiltme dosyasının hususi şartnamesinde yazılıdır.
3 — Bu İşin tahmin edilen bedeli (185.213.351 Uradır.
4 — inşaatın mukavele projesinde piyasa ve fiyat değişiklikleri nazarı İtibara alınmıştır.
5 _ Muvakkat teminat mlkdarı (10.620) liradır.
6 — Eksiltme evrakı (25) Hra mukabilinde Zonguldakta İşletme imar ve inşa gurup Müdürlüğünden. Ankarada Eti Bank İnşaat Müdürlüğünden ve İstanbulda Eti Bank şube sinden temin edilebilir.
7 — Eksiltme 8/Mayıs/1945 salı günü saat 15 de Zonguldakta Ereğli Kömürleri İşletmesi imar ve İnşa prup Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
8 ~ “rn*n eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş ola-
rak ihale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde İşletme Umum Müdürlük Başsekreterllğlne teslim edilmiş olacaktır.
9 — İşletme ihaleyi İcrada serbesttir.
i5i9«-
I. ...............................................................
Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum idaresi ilânları
.................................................mı.............ıııııııııı
Avrupa hattı 9 uncu işletme müdürlüğünden:
1 mayıs 945 tarihinden İtibaren Avrupa hattında yeni tarifelerin tat-blkına başlanacaktır.
Avrupa treninin İstanbuldan kalkışı 20,25, mütekabllen Svllengrad'-dan kalkışı 17,30. Edlrncden kalkışı 19,10 olarak değişmiştir.
Banliyö trenlerinin hareket saatlerinde ehemmiyetsiz tebeddülât vardır. Bu hususta İstasyonlardan malûmat alınabilir. (5212)
Türk hava kurumu genel merkezinden:
Ulus gazetesinin 10 ve 15 nisan tarihli nüshalariyle ilân edilen Türk Hava Kurumu Etimesgut Tayare Fabrikası Kantin ve müştemilâtı binası tesisat işlerinin eksiltmesine ayrı ayrı teklif verilmesi Kurumun menfaatine daha uygun görüldüğünden, eksi İtme İlânı aşağıdaki şekilde tâdil edilmiştir:
1 — Eksiltmeye konulan İş: Türk Hava Kurumu Etlmcsğut Tayyare Fabrikası ve müştemilâtı binası (A) Elektrik tesisat, (B> Sıhhi tesisat, (C) Kalorifer, mutfak ve çamaşırhane tesisatı olup keşif bedelleri muvakkat teminat ve diğer şerait aşağıda gösterilmiştir.
Ehliyetname alabilmek için müteahhitlerin göstereceği vesikadaki İş tutarı 939 senesi eylül ayınadn.
Tesisatın çejfdı
Al Elektrik tesisatı
Bı Sıhhi tesisat
Cı Kalorifer, mutfat ve çamaşırhane tesisatı
İşin tekmili
Keşif bedeli Ura Kş,
00
37
Muvakakt teminat Ura Kş,
197,402
311,462
42
79
11,120
10,215
12
71
Evvel
Sonra
Keşif
evrakı bedeli
Ura K? Lira Kş. Ura Kş.
30,000 00 70.000 00 4 50
16,000 00 40,000 00 2 50
80,000 00 190,000 OC 13 00
120,000 00 300,000 00 20 00
2 — Eksiltme 7/5/945 pazartesi günü saat 15 te Türk
toplanacak olan.
Ha,va Kurumu Satın alma komisyonunda kapalı zarf
Genel merkezinde _ usullyle yapılacaktır.
3 — Eksiltmeye girebilmek için
kat teminat vermeleri ve buna benzer bir tesisat İşini bir defada mukavele İle taahhüdederek muvaffakiyetle İkmal ettiğine ve muvakkat kabulünü yaptırdığına dair yukarıda yazılı vesikaları göstererek Türk Hava Kurumu Başkanlığından ihale tarihinden en geç üç gün evvel İhaleye girebilmek üzere bir ehliyetname almaları ve bunu teklif zarflarının İçine koymaları şarttır.
4 — İsteklilerin usulü dairesinde hazırlıyacakları teklif mektupların! İkinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Komisyon Başkanlığına teslim etmeleri lâzımdır.
0 — Türk Hava Kurumu İhaleyi yapıp yapmamakta serbetlr. (5232)
İsteklilerin usulü dairesinde mııvak-
İstanbul vilâyeti dağıtma heyetindent
1 — Aşağıda plâka numaraları yazılı kamyonlara ve taksi otomobillerine hizalarında gösterilen miktarda lâstik tahsisi yapılmıştır. Alâkalılar bu yayınlama tarihinden İtibaren bir ay zarfında lâstiklerini almadıkları takdirde haklarından vazgeçmiş sayılacakları İlân olunur,
2 — 4225, 4290, 4092, 4209, 3041, 3708,4078, 4124, 4408, 3574, 8757, 3479, 4254, 4432, 4201, 4179, 3788, 4288 plâka numaralı kamyonlara İkişer; 4310, 4311, 4312, 4323, 4234, 4088 plâka numaralı kamyonlara birer.
3 — 2407, 1900, 2800. 2418, 2395, 2542, 2514, 2448, 2654, 2679, 2594, 2700. 1688. 2710, 2550. 2714, 2154, 2317, 2712, 1949, 2414, 2891 plâk» numaralı tak-.sllere İkişer lâstik tahsis edilmiştir.(5253)
İstanbul vilâyeti dağıtma heyetindent
Memur, emekli, dul v« yetimlerle dar gelirlilere büyük küçük ve ağır İşçi farkı gözetilmeksizin nüfus başına üçer kilo pirinç dağıtılacaktır.
Tevziat memur, emekli, dul ve yetimlere ekmek kartlarının sıra numarası bulunun Başlıklıda dar gelirlilere de şeker tevziat kartlarının sağ köşesindeki -A- kuponu Ue yapilaoaktir.
Mayıs sonuna kadar devam edeotfc olan tevil günü ayrıca İlân edileceğinden Mart, Nisan ekmek kartı başlıklarının iyi muhnfaaa »dilmesi ilân olunur. «51fl*
İstanbul Bira Fabrikası Bahçesi (ESKİ B O M O N T i) AÇILMIŞTIR
Soğuk hava deposundan çıkan ufak fıçılar eskisi gibi daima muhterem müşterilerimizin emrindedir:
Mezpler ve yemekler serbesttir, yalnız yemekleriyle gelen muhterem müşterilerimiz tabak ve çatal beraber getirmeleri ■■■■■ >-|ca olunur.
Kuzine imali ilânı
Sümer Bank İplik ve Dokuma fabrikaları Kurumu Defterdar Fabrikası Müdürlüğünden
Fabrikamızda bir adet yemek pişirme kuzinesi yaptırılacaktır. Buna ait donne deneme ve şartname fabrikamız ticaret servisinden »tınabilir. Mütehassıs firmaların proje ve flat tekliflerini 24 Nisan 945 günü saat 13 e kadar fabrikamız ticaret şefliğine teslim etmeleri ilân olunur.
Not: Fabrika İhalede serbesttir. (4999)
Nafia Bakanlığından:
-25. 4. 945 tarihinde eksiltmesi yapılacağı ilân edilmiş olan Erzurum-Temdidi hattı birinci kısım İnşaatı eksiltmesi görülen lüzum Üzerine 7. 5. 945 tarihine kadar uzatılmıştır.
Mezkûr eksiltmenin aynı şartlarla 7. 5. 945 tarihine i as t layan pazartesi günü saat on altıda yapılacağı ilân olunur. 14864)

Kabataş erkek lisesi satın alma komisyonu başkanlığından:
Okut binasında yaptırılacak olan ve tafsilâtı keşif nam esinde yazılı bulunan 5000 liralık tamirat İşleri 2. 5. 945 çarşamba günü saat 15 30 da açık eksiltmeye konmuştur.
Mukavele eksiltme bayındırlık işleri genel hususi ve fenni şartnameleri proje keşif hülâsaslle buna müteferrl diğer evrak okulda görülecektir.
Muvakkat teminat 375 liradır.
İsteklilerin en a?, bir teahhütte 3000 liralık bu İşe benzer İş yaptığına dair İdarelerimden almış oldukları vesikalara istinaden İstanbul vilâyetine müracaatla eksiltme tarihinden tatil günleri hariç 8 gün evvel alinmiş ehliyet ve 945 yılına ait ticaret odası veslkalarlle gelmeleri- (4886)
Toprak Ofisi Alaca Ambar Şefliğinden:
1 — Sevkıyat talimatnamemiz dahilinde ve Nafla formülü mucibince benzini bedeli mukabilinde Ofisimize* temin olunmak üzere yedi bin b«ş yüz ton mahsulün Alacadan Ycrköye nakil İşi müteahhide verilecektir.
2 — Eksiltme 30 Nisan 1045 pazartesi günü saat 15 de Alacada anbar şefliğimizde toplanacak komisyonda kapalı zarf usullyle yapılacaktır.
3 — İsteklilerin bu mlkdar naküyeyl başarmaya ehil olduklarını be-
lirtir vesaikle cn bin lira teminatla belli günde hazır bulunmaları İlân olta ur. «4958»
Ankara Belediyesinden:
1 - On beş gün müddetle ve kapalı zarf usulile (3000) metre tul Burdur taşı yaptırılacaktır.
2 — Muhammen bedeli (22500) liradır.
3 — Teminatı (1687) Hra (50) kuruştur.
_ 4 — Teminat belediye merkez veznesine yatırılacaktır.
5 — Bu İşin 8. 5. 945 salı günü talibine ihalesi mukarrer bulunduğundan şartnamesini görmek isteyenlerin her gün encümen kalemine müracaatları. Ve İsteklilerin de 2490 numaralı kanunun 32 İne! maddesine g8r« tanzim edecekleri teklif mektuplarını İhale günü olan 8. 5. 945 salı günü saat ona kadar belediye dairesinde müteşekkil encümene vermeleri.
Türk Basın Birliği ve ortaklan resmi ilânlar kollektlf şirketine: (>4169.
Devlet orman işletmesi den:
Antalya revir amirliğin-.
Muhammen Mlkdarı bedeli
M3D3 Kental LlraKrş.
Muvakkat teminatı Lira Krş. Bulunduğu yer
Cinsi______________________________________________________________________
Düğen 40 00 135 OT 405 00 Antalya deposunda
Çanı odunu 3000 76 171 00 Hacıbekâr Or. rampasında
1 — Revirimizin yukarda yazılı depo ve rampasında mevcut 1,60 boyundan 2,50 boyuna kadar 40 metremlkâp düğen İle 3000 kental çam odunu açık arttırma suretiyle satılığa çıkarılmıştır.
2 — Arttırma 27/4/945 tarihine müsadif cuma günü saat 15 de Antalya revir binasında yapılacaktır.
3 — Şartnamenin Orman Umum Müdürlüğünde, Burdur, Eğirdir. Manavgat revir fimlrllklerile Hacıbekâr bölge şefliğinde görülebileceği. aSlOl»
Kartal belediyesinden: 151
Kartal rıhtımı önüne taş atılması İşi 20 gün müddetle açık eksiltmeye çıkarılmıştır. Muhammen bedel 500 Hra muvakkat teminat 37.5 lira olup ihale 7. 5. 945 pazartesi günü saat 15 de kartal belediye encümeninde yapılacaktır. Talip olanların şartnameyi görmek üzere belediyeye müracaatları. (5099)
■ ——— »I
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak, 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
—1945 İKRAMİYELERİ
1 adet ARSA (İstanbul'da Büyük Yalı’da
Ada: 164, parsel No. 4,
923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık 2000.— Lira
3 » 1000 > — 3000.— >
4 • 600 > — 2000.— 4
10 200 »' — 2000.—
28 » 100 • 2500.— »
100 > 40 » M 4000.— M
150 • 20 — 3000.— F
300 > 10 » - 3000.— »
Türkiye İş Bankasın* para yatırmakla yalnız par* biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda tallinlzl de denemiş olursunuz.
İstanbul ticaret ve sanayi odasından
Odamıza mensup olup da karpit kullanan müessese ve firmaların senelik İhtiyaçlarım yan Ue 38 numaralı Tetkikat şubesine bildirmeleri V« ihtiyaç miktarlarını evvelki mubayaaların* ald fatura ve diğer vesaik İbrazı eurfctile tevsik «ylamelerl rica olunur. «5151»

Comments (0)