TUNA
135 kuruşa salatadan başka 5 kap tabldotu, 38 kumsa bol me-zell duble birasile ucuzluk re-
korunu kırdı. Kamını istediği gibi nefis yemekle doyurmak ve kesesini korumak istiyen, TUNA*-ya gelsin. Beyoğlu Aşmalı Mescit Lebon karşısındaki sokakta 3/5
Sene 25 — No. 8936 — Fiati her yerde 5 kuruştur.
CUMARTESİ 4 Eylül 1943
Sahibi Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKSAM Matbaası
Harbin beşinci yılında
Avrupa harbinin başlangıcı
Kısa bir hazırlık devrinden sonra müttefik orduları Mesina boğazını geçerek İtalya karasına ayak bastılar. Bu suretle Avrupa harbi, cenup ucundan başlamış oluyor.
Kanada konferansında verilen kararlardan biri, belki de başhca-sı, tahmin edildiği gibi, İtalyaya karşı hareketin devamıdır, kalyanın sulha yanaşması I________JL
elinde olmadığına göre, İtalya 1 anlaşsın anlaşmasın, müttefikler 1 Avrupaya çıkış plânı gereğince ı İtalyanm cenubunu işgal etmek 1 zorundadırlar. İtalyanm bu kıs- 1 mı ele geçtikten sonra, denizden ’ ve havadan Adriyatik kıyılarına : hâkim olacak müttefikler Bal- ( kanlara karşı daha geniş’bir ha- ; rekete girişecekler, bir müddet 1 sonra Girit ve Yunanistana da : cenuptan taarruz edeceklerdir.
Bugünden itibaren müttefikler İçin harbin kesin ve zor safhası başlıyor. Şimdiye kadar Mihver orduları, kendileri için deniz aşın sayılan yerlerde savaşmışlardı. Şimdiden sonra müttefikler, arkalan kara olan düşmanla, kenâi sahasında çarpışacaklardır.
Avrupa karasında başlıyan bu hareketle Şark cephesindeki gelişmeler arasında ilişkin bulmak mümkündür.
İki yıldır uğradıktan acı kayıplara rağmen teşebbüsü gene ellerine atarak kuvvetli bir düşmanı sağlam tutunduğu yerlerden geri atmaya muvaffak otan Sovyet ordularının yılmazlığı, fedakârlığı her türlü takdirin üstünde olmakta beraber Almanla-nn geri çekilişinde geniş Avrupa cephelerini müdafaa etmek kaygısının âmil olduğunu kabul etmek lâzımdır. Yenilmemek çaresini uzun bir müdafaa harbinde gören Almanya için her tarafta tutunmak şarttır. İtalyanm sarsılın a sile Avrupa cenubunu ve Balkanları korumak yükünü de üstüne atan Almanya için, müttefikleri Avrupanın herhangi bir noktasına çıkarıp yerleştirmemek, Rusvanm geniş topraklarını elde tutmaktan daha mühimdir. Her-şeyi göze alarak Şark cephesini eski yerinde tutmak, hattâ daha ilerilere götürmek — kanlı tecrübelerden sonra anlaşıldı ki — harbi kazanmaya yetkin değildir. Halbuki müttefiklerin Avrupa karasına çıkmaları harbi kaybettirecek hezimetler doğurabilir. Bunun içindir ki Almanya Rus topraklanılın bir kısmım gözden çı-| kararak, Şarkta daha emin ve daha kolay bir cepheye doğru çekilmekte, kuvvetlerini Avrupanın garbına, cenubuna dağıtmaktadır. Dört yıllık harbin Almanya-yı ne derece zavıf ve takatsiz bıraktığı kabul edilirse edilsin, kayıplar ve yıpranmalar karşılıklı olduğu için Sovyetlerin hızla ilerlemesinde yeni bir kuvvet Renksizliği aramak doğru olur.
Bu bakımdan, müttefiklerin açtığı yeni cephenin işe yaradığı inkâr edilemez. Kanada konferansı kararlarından ve İtalyaya karşı hareketten sonra Almanlar Şark cephesinden belki elli, altmış tümen çekmemişlerdir. Fakat herhalde cepheyi zayıflatıp Sovyet ilerleyişini kolaylaştıracak derecede kuvveti geri almış olsalar gerektir. Bu durum, Sovyet ordularının bu yaz Alman cephesini baştan başa yanp dağıtmalarına kadar belki varmaz Fakat müttefikler, şimdiden Avrupa garbına büyük ordular çıkarmadan, sadece İtalya ve Balkanların bir kısmına yerleşirlerse, öyle görülüyor ki Şark cephesi Sovyetler için daha elverişli duruma girecektir. Sovyetlerin dileği bir derece yerine gelmiş demektir.
Eir yandan Sovyet taarruzunun şiddetlenmesi, öbür taraftan müttefiklerin italyaya çıkmış olmaları Almanyaya bu harbin en güç safhasını yaşatıyor. Dışardan gittikçe sıkışan bu çembere, içerden hava alanlarının korkunç yakı ve yıkıları, kıral Borisin ölümünden Bulgarista-nln uğnyacağı sarsıntılar katılırsa, dört yıldır hep zaferle biten vıidınm taarruz harbinden sonra Almanyanın nasıl çetin ve
kendi
Ribbentrop Sofya’da
BU SABAHKİ telgraflar
sürekli bir müdafaa kaygısına düştüğü kolaylıkla anlaşılır. Hep ileri atılmak için yapılmış olan Alman harb makinesi alışmadığı ağır bir vazife karşısmdadır.
Her iki taraf için, bütün harb-lerin gizlediği umulmadık talih dönümleri, beklenmedik şaşırtıcı
Kıral Boris’in cenaze merasiminde bulunacak heyetimiz Sofya’ya gitti
Londra 4 (Radyo) — Macar Telgraf ajansına göre. Alman Hari-
hâdiseler bir yana ne «p-, ‘ "AI:
G.n.llu™.y
veya Balkan hareketleri, ne de hattâ başka cephelerde olağan başarılar harbin hemen biteceğine alâmet saplamaz. Sıkışmış bir duruma giren Almanyayı bekleyen zorluklar ne kadar büyükse müttefiklerin bundan sonra karşılaşacakları fedakârlıklar o derece ağırdır. Harb bugünkü gidişile dahi daha bir iki yıl sürebilir. Zafer yolunu tutmuş olan müttefikler ellerine geçeni kaybetmemek, ele- geçeceği de çok pahalıya maletmemek için tedbir ve ihtiyatla hareket ediyorlar. Konuşma ve hazırlıkların uzun sürmesi bundandır. Emin ve uzun yollara kısa ve hızlı vasıtaların tercih edilmemesi de bu düşünceden ileri geliyor.
' Necmeddin Sadak
(Arkası sahife 2, sütun 1 de)
Başvekil Ankara yolunda
Keitel bugün Sofyaya geleceklerdir. Bunlar kıral Borisin cenaze merasiminde bulunacaklardır.
Romanyayı, cenaze merasiminde general Antonescu temsil edecektir. Heyetimiz Sofyaya gitti
Bulgar kıralı Borisin cenaze töreni pazar günü yapılacaktır. Törende hükümetimizi temsil edecek olan heyetimiz dün akşam saat 21 de Sirkeciden hareket eden Avrupa treninin arkasına bağlanan hususî vagonla Sofyaya hareket etmiştir. Heyet, Trabzon mebusu ve Meclis Parti gurupu reis vekili Haasn Saka’nın reisliği altında, korgeneral Hüseyin Hüsnü Kılkış, Hariciye Vekâleti protokol umum müdürü Salâhaddin Arbel ve Abdülhak Şinasi Hisar'dan mürekkeptir.
Heyetimiz, Sirkeci istasyonunda Vali ve Belediye reisi Lûtfi Kırdar, Sinop mebusu Cevdet Kerim İnce-dayı ve Bulgaristanm Ankara büyük elçisi M. Kirof tarafından uğurlan-mıştır.
Millet Meclisi pazartesi günü toplanıyor
İzmir 3 — Başvekil B. Şükrü Saraçoğlu bugün öğle vakti Ödemişten Salihliye gelmiştir. Başvekil, yolda Bozdoğana uğnyarak halka Millî Şefimizin selâmlarını bildirmiştir. B. Şükrü Saraçoğlu, Birkaç saat Salihlide kaldıktan sonra Afyon trenile Ankaraya hareket etmiştir.
Ankara 3 — Büyük Millet Meclisi pazartesi günü toplanacaktır. Askerî memurlara dair kanuna ek
M. Hull’un
beyanatı
İtalya sulh isterse kayıtsız şartsız teslim olmalıdır
15 kilometre ilerlediler
Müttefikler ihraç kuvvetlerini ateş saçan tayyareler ile himaye ediyorlar
Kalabri’ada çetin savaşlar başladı. Müttefikler, Reggio, ve Scilla istikametlerinde ilerliyorlar
Vaşington 3 (A.A.) — M. Cor-dell Hull, Amerikan hükümetinin, İtalyanm sulha kavuşması için yapacağı siyasî gayretleri nazarı itibara almıyacağını söylemiştir. M. Hull, ı'ıiaıyaya ıckiiî olunacak yegâne sulh | şartının muharebe meydanında der-
nsAtrı nıtmuııara aaır Kanuna ca /mıııyacagını soyıemışur. ıvı. nuil, lâyihanın ikinci müzakeresi o gün ; İtalyaya teklif olunacak yegâne sulh yapılacaktır. I * ’ ...
kal kayıtsız ve şartsız teslimden Millî Müdafaa Vekili I başka bir şey olmıyacagmı da ilâve Kandıra 3 (Ak9am) — Millî Mü- M
dafaa Vekili general Ali Rıza Artun-kal otomobille şehrimize gelmiştir.
I Vekil, akşam üzeri gene otomobille j İzmite dönmüştür.
etmiştir. M. Hull, Mesina’nın karşı sahilinde topçu baraj ateşile Alman ve İtalyan mevzileri temizlendiği bir sırada da söz söylemiş ve her türlü sulh teşebbüslerinin Harbiye Nazırlığı tarafından yapılacağını beyan etmiştir. M. Hull, Quebec ve Va-şington’da verilmiş olan kararlan göz önünde tutarak söz söylemiştir.
«Kayıtsız ve şartsız teslim:» sulhundan daha ehven şartlar altında , bir sulh elde edebilmesi için Badog-
Millî müdafaa vasıtalarına karşı işlenen suçlar
Ankara 3 — Fevkalâde halin devamı müddetince Millî Müdafaa vasıtalarına karşı işlenen suçlarda as- !__________________________
terlere olduğu gibi sivil eşhasa karşı lio hükümetinin yapmış olduğu mü-da 4227 sayılı kanunun 1 inci fıkra-1 racaata Müttefiklerin kendi cevap-smdaki cezaların tatbik edileceği Ad- lannı verdikleri âşikârdır. İtalyanm liye Vekâletinden alâkadarlara bil- ıvaziyeti muharebe meydanında tâ-dirilmiştir. yin edilecektir.
Beyrut 4 (A.A.) — İtalyada Müttefik ileri hareketi müsait bir şekilde devam ediyor.
Şimdi elimize geçen bir haber, İngiliz ve Kanadalı kuvvetlerin bazı yerlerde 15 kilometre kadar ilerlemiş olduklarını bildirmektedir.
Londra 4 (Radyo) — Sekizinci ordu karargâhında bulunan Reuter muhabirine göre sekizinci İngiliz ordusu, köprübaşılar kurduğu Kalabria sahilinde şimale doğru taarruzlarına başlamıştır. İngiliz ve Kanadalı askerler, mayn^r ile döşeli portakal ve limon tarlaları arasından sahil boyunca uzanan 2000 metre yükseklikteki dağlar İstikametinde ilerlemektedirler.
Reggio’nun şimal ve cenubunda karaya çıkan İngiliz kuvvetlerinden mürekkep bir kol Reggio şehri üzerine yürürken başka bir kol da 30 kilometre şimalde bulunan Scllla üzerine yürümeğe başlamıştır.
Müttefikler, Villa San Ciovani ile daha cenupta Pellaro burnu civarında ve Vaticano burnu ile Scllla ka-yalıkl^rı arasında Jtestaa boğazının medhaîinde de karaya asker çıkarmışlardır.
İtalya çevresinin ucundaki diğer koylara da asker çıkarıldığı zannedilmektedir. Villa San Ciovanni ile Cro-tone arasında şiddetli muharebeler cereyan ediyor.
Çetin savaşlar başladı
Londra 4 (Radyo) — Reuter muhabirine göre Reggio’nun şimalinde karaya çıkan Müttefik kuvvetlerle İtalyan ve Alman askerleri arasında çetin savaşlar cereyan etmektedir.
Müttefikler mütemadiyen asker ve malzeme çıkarıyorlar
Londra 4 (Radyo) — Buraya gelen son haberlere göre Müttefiklerin İtalyaya çıkarma hareketleri devam ediyor. Müttefikler, İtalyan karasında köprübaşılar kurmuşlardır. Yüzlerce
şalope Müttefik harb gemilerinin ve hava kuvvetlerinin himayesinde köprübaşılanna gece gündüz takviye kuvvetleri, tank, top, taşıt ve malzeme çıkarmaktadır.
Çıkarma hareketlerinin ne suretle yapıldığı hakkında tam tafsilât alınmıştır: İhraca başlanmadan evvel açı lan şiddetli baraj ateşine hiç bir Mihver bataryası mukabele etmemiş, çıkarma hareketi, hiç bir sekteye uğramadan yapılmış, çıkarma herekt-leri, nizam halinde Meslna boğazının İki taratma mekik dokumuş ve hiç bir Mihver bataryasına raslanmamış-tır.
Ateş saçan Müttefik tayyareler, çıkarma yapılan yerlerin üzerinde mütemadiyen devriye gezmektedir. Her elli dakikada bir, bu ateş saçan tayyare dalgalan nöbet değiştirmektedir.
Londra 4 (Radyo) — Müttefiklerin karaya asker çıkardıkları Kalabria sahili Reggio, Gerace ve Palm! namında üç kısma ayrılmaktadır. Burada ehemmiyetli ırmaklar yoksa da bir çok dereler mevcuttur. Apenin dağlan silsilesi Meslna boğazında nihayet bulmaktadır. Bu tarafta dağın en yüksek zirvesi 1975 rakımlı Monte Alto’dur.
Roma radyosu ne diyor?
Londra 3 (A.A.) — Roma radyosu bu akşamki neşriyatında İtalyan milletine, İtalyaya çıkarma yapan düşmanın maddi üstünlüğünden istifade ettiğini söylemiştir. «
İtalyanlara bir hitap
Londra 3 (A.A.) — Cezayirdeki birleşmiş milletler radyosu bu sabah İtalyan milletine hususî mesaj yaparak Müttefik ordularının büyük dedelerinin Garibaldi’yi kabul ettikleri gibi bir halâskâr olarak karşılamalarını tavsiye etmiştir.
İtalyada 400 bin Alman askeri var
Londra 4 (A.A.) — Şimdi alı-
nan bir haber, Almanların Italyanın cenubuna takviye gönderdiklerini bildirmektedir. Yapılan tahminler, şimdi İtalyada 400,000 Almanın bulunduğunu ve bunların yarımadayı müdafaa etmek azminde olduklarını göstermektedir.
Kalabria sahilleri üzerinde çarpışmakta olan İngiliz pilotları, düşmanın havalarda hiçbir mukavemet göstermediğini bildirmişlerdir.
Bir çok İtalyan generali tevkif edildi
Londra 4 (A.A.) — İsviçreden gelen haberlere göre, İtalyada Ba-doglio hükümetinin emri ile polis şu generalleri tevkif etmiştir:
General de Bono, general Caval-lero, general Graziani.
Arnavutluk valisinin de tevkif edildiği söylenmektedir. ■
Sulh nümayişleri yapıldı
Londra 4 (A.A.) — Madride ge. len haberlere göre. Müttefiklerin İtalyan sahillerine asker çıkardıkları hakkmdaki haberler İtalyada barut kokusu gibi yayılmış ve birçok İtalyan şehirlerinde sulh lehinde nümayişler yapılmıştır.
Brenner köprüsü bombalar ile tahrip edildi
Londra 4 (Radyo) — Müttefikler İtalyan karasına asker çıkarırken hava kuvvetlen de cenup, orta ve şimalî İtalyada Mihverin hava meydanlar!]® münakalât yollarına şiddetli hücumlar yapmış, Taranto, Bologna ve Brenner geçidinde Bolzano’yu bombardıman etmiştir.
Brenner geçidinde şimendiferlerin geçtiği Bolzano köprüsü müteaddit isabetlerle tahrip edilmiş ve İtalya ile Almanya arasında münakalât ciddî inkıtalara uğratılmıştır.
Paris civarı
bombalandı
Uçan kaleler iki uçak fabrikasııiı bombaladılar
— Mısırçarşımız kale gibi maşahah!.,
— Evet, iki senedic bir tiirlii içeri giremiyoruz!.
Londra 3 (A.A) — Hava nezareti ve Birleşik Amerika ordusunun Avrupa harekât sahasındaki umumî karargâhı tarafından neşredilen müşterek tebliğ:
Uçan kalelerden mürekkep teşkiller bu sabah Paris civarındaki Caud-ron Renault uçak fabrikasile Paris’in şimal batısında bulunan Menlin -leo Mureaux’daki uçak montaj tesisine taarruz etmelerdir.
Uçak fabrikasile uçak montai tesisine taarruz eden uçan kaleler kuvvetli bir mukavemetle karşılaşmışlar ve 23 düşman avcısını tahrip etmişlerdir. Başka bir teşkilimiz 6 düşman avcısı düşürmüştür. 8 ağır bomba uçağımızla 2 avcımız dönmemiştir.
Londra 3 (A.A.) — Paris radyosu şunian söylemişti: İlk defa olarak Müttefik uçakları Paris’in merkezini bombalamışlardır. Aynı radyo şunu da l'âve etmiştir:
Seine nehrinin sol kıyısına, Paris’in cenup batısına bir çok bomba atılmıştır. Bir çok bina harap olduğu gibi İnsanca da kayıp çoktur. Bu hususta henüz kat’l rakamlar alınamamıştır.
Dört yüz küsur meskûn yeri geri aldılar


B. Filof, B. Hitlerle görüşmeğe gitmemiş ^Londra 4 (A.A.) — Resmî Bul-jfgMTelgraf ajansı. Başvekil Filof un gmeschgaden'e giderek M. Hitler ik ‘'görüştüğü hakkmdaki habejleri rtsmen tekzibe tmigtift
Londra 4 (Radyo) — Sovyetle-rin taarruzu, şimalde Smolensk, merkezde Kief, ve cenupta Mariopol istikametinde yeni terakkiler kaydetmiştir.
Ruslar, Ukraynanın merkezi olan Kief şehrinden 200 kilometTe uzakta bulunan Kolotof kavşağına çok yaklaşmışlardır. Ruslar, 400 küsur meskûn yeri geri almışlardır.
Sovyet tebliği
Moskova 3 (A.A.) — Gece yatısı
neşredilen Sovyet tebliği:
Bugün Donetz havzasında kıtalarımız taarruzlarını muvaffakiyetle geliştirmeğe devam etmişler ve 15-20 kilometre kadar ilerleyerek 150 den fazla meskûn mahalli İşgal etmişlerdir. Bunların arasında Proletorsk şehri de vardır.
Konotop istikametinde taarruzlarını geliştirmekte devam eden kıtalarımız 15-25 kilometre kadar ilerleyerek 100 den fazla meskûn mahalli işgal etmişlerdir. Putvl şehri bunların arasındadır.
Smolens istikametinde taarruzlarına devam eden kıtalarımız bazı kesimlerde 4-8 kilometre kadar yerek 100 den fazla meskûn İşgal etmişlerdir.
Briansk’in cenubunda ileri
' ketlerine devam eden kıtalarımız bazı kesimlerde 6-10 kilometre kadar 11er-içmlşler ve 60 den fazla meskûn ma-
hal İşgal etmişlerdir. - -
Haricofun batısında ve cenup batısında kıtalarımız düşmanın mukavemetini yenerek ve karşı taarruzlarını püskürterek mevzilerini düzeltmek için taarruzlarına devam etmişlerdir.
DİKKATLER
Tabelâsız otomobiller
llerle-mahal
hare-
Sahlfe 2
A U g a
4 tylul 1943
[-HAFTA SONU NOTLARI-
Süslenmekte kadın dehâsının son durumu
V adınlann süslenmek dehâları “■ tükeniyor.
Güzel giyinen kadınlarımız varsa da bu müşahede büsbütün yersiz değildir:
Etekliğin her çeşidini denedikten sonra nihayet pantolonda karar kıldılar. Pantolonu da erkekler gibi giyseler ne ise, kışın o müthiş soğuklarında eteklikle tiril tiril titriyorlar da yazın en sıcak günlerinde ayaklarına pantolon geçiriyorlar. Bu, yeni moda İcadetmek-te bir bocalama değil de nedir?
Gözlüğün her cinsini tecrübe ettiler. Mavi camlı kelebek gözlükten d' man renginde pembe kenarlı gözlüklere kadar. Şimdi ise — affedersiniz — dolap beygirlerinin gözlerine takılanları hatırlatan büyüklükte, kenarlan bir parmaktan daha geniş gözlükler kullanıyorlar. Bu da kadınlara vergi ince zevkin kalınlaştığına işarettir.
Hele saçları kumaştan bir torbaya sokmak modası!
Bilmem, bu misallerden sonra siz de benim gibi, kadınların süslenmek dehâlannm tükendiğine inanıyor musunuz?
Tahsil sermayesi
para sermayesi
Ç lirimizdeki ecnebi mektep-
V ler bu sene tahsil ücretlerini arttırıyorlarmış. Söylendiğine göre biri senelik ücreti 1400 liraya, çıkarmış. Demek bir delikanlı o mektepte altı sene okursa babası yalnız tahsil ücreti olarak 8400 lira ödeyecek.
Harbin beşinci yılında Avrupa harbinin başlangıcı
(Baş tarafı 1 inci sahıfede)
Harb plânlanın politika tesirlerine feda etmemek, fakat siyaset işlerini büsbütün harbden aylı tutmamak, harbin güdümünü sulh vargısına doğrultmak Roosevelt - Churchill buluşmasının temel sonucudur sanırız. Bundan dolayı Amerika konuşmaları uzun sürüyor. Gene bp-nun içindir ki cephelerde harb devam ederken politika meselelerini çözümleyecek üçlü Hariciye Nazırları konferansının Lotn-drada hazırlıkları yapılıyor. Bundan çıkan mânâ, harbin girmek üzere olduğu bu kesin safhada, herkesin kendi fedakârlıklarının harb sonrası verimini, zafere biçilecek değeri şimdiden öğrenmek istemesidir. Siyaset kaygıları bugüne kadar harb hareketlerine tesir etmedi, çünkü düşman birdi. Fakat harbin gidişinin ayrı görüşlü politika meseleleri doğurduğu görüldü. Bunların ötekilere tesir etmemesi İçin anlaşma zamanı gelmiştir. Harb plânlarını hazırlıyan Kebek konferansından sonra üçlü buluşma hazırlığı bunun için zarurî oldu. Bu suretle önümüzdeki aylar, hem harb hem politika sahalarında — birbirleri üzerine gene zaman zaman etki ve tepkileri görülecek — yanyana bir gelişmeye şahit olacağız.
Avrupada ve Avrupa için başlayan harb, türlü çevreleri dolaştıktan sonra, ancak beşinci yıl-
[Telefondaki sesli
Yazan: Bruce Graeme Tercüme eden: (Yâ - Nû)
V......... Tefrika No, 70 JF
öyle tasavvur ediyorum ki bir ziya-
— Doğrusunu istenen, Roberts, «Telefondaki kadın» m kim olduğumu senin İrildiğini sanırdım.
Uşak cevap verirken yüzünde hissiyatı okunamadı:
— Nasıl bilirdim ki?... - diye ■ordu.
Bunun üzerine, VerreH şayet hakikati bilseydi bile açrlmıyacaktı.
Biraz sonra, esrarengiz şahsiyet ona telefon etti:
— Bay Verrell... Çok şükür, işte kalktınız... İyileştiğiniz için öyle Memnunum ki...
Erkek cevap verdi:
— Sizden artık korkmağa başladım... Haberiniz var mı?
— Benden korkmak mı?... Allah Allah... O da niçin?...
— Siz her halde Mefistofeles’in amca kızı olacaksınız... Yahut da bir televizyon âletiniz var...
Genç kadın, alaycı alaycı:
— İhtimal... —cevabını verdi.—
Halbuki çocuğunu eli ekmek tutan bir adam haline getirmek niyetinde dian baba, bu parayı tahsil ücreti olarak değil de çocuğuna sermaye olarak verip İşe başlatsa şüphesiz daha emin bir yol tutmuş olacaktır. Çünkü bugün tahsil sermayesinin getireceği kâr-3000 liralık sermayenin getireceği kürdan pek düşük bulunuyor.
Hele çocuk bir muhtekir yanında kısa bir çıraklık devresi geçirirse, arkadaşları daha mektepte dirsek çürütürken onun sayılı zenginlerden olup çıkması İşten biıe değildir.
Davetsiz misafir
fngiliz Başvekili Churchfll tn-
* giliz milletinin bu harbi istemediğini her fırsatta söyler.
Fransa harbi istememişti ve 13-tlyecek halde olmadığı da meydandadır.
Yunanistan, Yugoslavya, harbe katılmamak için epey uğraştılar.
Norveç, Polonya, Rusya harbi istemediklerini, fakat taarruza uğradıklarını İddia ederler.
öyle ise haıfej kim istedi: İtalya mı?
Badoglio daha geçenlerde Kalyanın bu harbi hiç bir zaman arzu etmediğini söylemiştir.
«öyle ise harbi Almanya istemiştir» diyeceksiniz. Hayır! O da değil! Alman Propaganda Nazın daha geçen gün yazdığı makalede: «Biz harbi İstemedik. Bu harb bize »orla kabul ettirilmiştir.» diyor.
Anlaşılan bu harb davetsiz gelmiştir. Davetsiz misafir! Onun için kapı dışarı edilmesi de güç olacak!
Şevket Rado
Toprak ofis umum müdürünün Trakyada tetkikleri
Edime 3 (A.A) — Toprak ofis umum müdürü ile Maliye teftiş heyeti reisi dün umum müfettiş Abidin özmen’in nezdinde valininin de hazır bulunduğu bir toplantı yaparak Trakya hububat işleri gözden geçirilmiştir.
Toprak ofis umum miidürii Uzunköprü - Keşan ve Geliboluda tetkiklerde bulunmak üzene buradan ayrılırken Edime mahsulünün geçen yıla nazaran fazla ve umumî vaziyetin memnunluk verici olduğunu söylemiştir.
Muğla el tezgâhlarına * iplik veriliyor
Muğla 3 (A.A.) — Zatî ihtiyaçtan için çalışan ve Muğla bölgesinde bulunan iki yüz altmış el tezgâhına diğer yıllarda olduğu gibi bu yıl da ikişer paket iplik verilmesi karar-laştınlmışhr. Muğlada 360, Urla*da 41, Milâsta 70 ortaklı dokumacılar kooperatifi bulunmaktadır. Bu kooperatifler ayda 100,000 liraya ya-km muamele yapmakta ve yaptıkla-n dokumalar kamilen dahilde istihlâk edilmektedir.
dönümünde gene Avrupaya geçmiştir. Fakat bu sefer neticeye doğru gitmek üzere...
Bu yaz sonunda, Şark cephesinde ve Müttefik cephelerinde varılacak durum harbin ne zaman biteceğini gösterecektir. Her halde hiç aldanmadan öne sürülecek bir ata sözü var: Çoğu gitti, azı kaldı.
Necmeddin Sadak
nete niyetlisiniz?... Yann, yahut öbür gün. değil mi?... Ben olduğumu sandığınız şahsiyete gideceksiniz... Aldanıyorum ya?...
— İşte görüyorsunuz ya: Bütün tasavvurlarımı, hareketlerimi biliyorsunuz... Artık dimağımdan geçenleri bile okumağa başladınız...
—— Canım efendim, bu ne dalgınlık... Niyetinizin ne olduğunu bana söylememiş miydiniz?... - diyerek kız güldü.
— Evet... Doğru... Hatırlıyo-
— Fakat ziyaret zahmetine katlanmamanızı rica ederim... Şayet sîz de, benim gi51, arzu ederseniz, buluşuruz...
Erkek, memnun, haykırdı:
— Ne?... Sahi beni görmek isti, yor musunuz?...
— Evet... Fakat saati ve randevu yerini kendim tâyin etmek aar-
At yarışları
Refah faciası
haftanın program ve tahminleri
Dün Ankarada muhakemeye devam edildi
At yarışlarının dokuzuncu hafta koşulan yann Veliefendi sahasında yapılacaktır. Vilâyet hususî idaresine ait olan bu koşu programında bilhassa hendikaplara fazla yer verildiğinden yarışların heyecanlı olacağı tahmin edilmektedir. Haftanın programı şudur:
Birinci koşu: Üç yaşındaki Arap taylarına mahsus hendikap. Mesafesi 1200 metre, ikramiyesi 250 liradır. I — Tufan 66, 2 — Balkan 53, 3 — Ümit 51.5. Favori: Ümit.
İkinci koşu: Üç ve yukan yaşta yarımken lngilizlere mahsus hendikap. Mesafesi 2000 metre, ikramiyesi 250 liradır. I — Ferhiinde 63, 2 — Ferahnak 58, 3 — Poyraz 50. Favori: Ferhünde.
Üçüncü koşu: îki yaşında safkan İngiliz taylarına mahsus hendikap. Mesafesi 1200 metre, ikramiyesi 300 Hradır. 1 — Bugün 54.5, 2 — Al-kapon 54, 3 — Salvaş 52.5, 4 — Sürtük 52.5, 5 — Koket 52.5, 6 — Bi'hser 52.5. Favori: Bugün. Sürtük (eski ismi Şafak). Koket ilk defa
Dördüncü koşu: Dört vıe yukan yaşta Arap atlanna mahsus hendikap Mesafesi 2200 metre, ikramiye-ri 225 hradır. 1 —- Mihrace 63. 2 — Tarfzan 54, 3 —- H. Esmer 56. Favori: Mihrace.
Beşinci koşu: Üç ve yukan yaşta safkan İngiliz atlanna mahsus hendikap. Mesafesi 1800 metre, ikramiyesi 325 liradır. 1 — Demet 67, 2 — Konca 61, 3 — Şarkız 54, 4 — Yavuz 49, 5 — Hümayun 47, 6 — Yıldınm 46. Favori: Konca, Şenkız.
fecili bahis: 1, 2, 3. 4, 5 inci koşularda, çifte bahis: 2-3, 3-5, inci koşularda, üçlü bahis: 2. 3, 5 inci koşular üzerindedir.
Ankara 3 — Refah favasında suçlu sanılanların muhakemelerine bugün de ağırcezada devam edildi Geçen celsede Amme şahitlerinden Münci, Naci ve Nevzadm dinlenmeleri için tekrar tezkere yazılmasına karar verilmişti. Bu tezkere yazılmış ve yine cevap gelmediği anlaşılmıştır. Bunun üzerine söz alan Kemal Baybora, istinabelerin gecikmesinin mağduriyetlerini mucip olduğunu söylemiştir. Reis, bu şahitlerin, dinlenmesinden vaz geçip geçmiyeceğini sordu. Kemal Baybora da «Ben kendi hesabıma vaz geçiyorum» dedi.
Amiral Mehmet Ali Ülgenin şahit olarak gösetrdiğl kurmay yarbay Fuat dinlendi. Şahit, evciimle şunlan söyledi:
— Denizaltıcılarnu Refahın götüreceği hakkında benim malûmatım yoktu. Bir gün bir subay arkadaşımla bu meseleyi konuşuyorduk, bana Refahın bu işe tahsis edildiğini bir münasebetle söylemişti. Kendisi bir gün Zeki ile beraber Kadıköye geçiyorlar-mış, Zeki ona Refahı göstermiş: «İşte demiş, denlzaltıcılar bu gemi ile gi-ceklerdir.»
Reis bu arkadaşın kim olduğunu şahitten sordu. Şahit:
— Efendim, bu arkadaşın kim olduğunu katiyetle tâyin edemiyeceğim, dedi. Zannedersem kurmay yarbay Terfiktir.
Amiral, şahidin bu ifadesine karşı:
— Yarbay Fuat bu meseleyi bana anlattığı zaman Refah batmıştı. O zaman da Refahın tahsisi işini herkes birbiri üstüne atıyordu, dedi.
Şahit de amiralin bu sözlerini teyit etti. Bundan sonra bütün maznunlar adresleri bulunmıyan şahitlerin dinlenmesinden sarfınazar ettiklerini bildirdiler. Mahkeme, adresi bulun-mıyan şahitlerden Naci, İrfan, Nevzat ve ömerln dinlenmelerinden vaz geçilmesine, yalnız telefoncu Muammer, Münci Ülban, İzzet Demlrtaşm istinabe yolfle ifadelerinin getirilmesine ve halen Ankarada bulunduğu anlaşılan kurmay yarbay Tevfik’in mahkemeye celbine ve bu sebeple muhakemenin 22 eylül saat 15 e bırakılmasına karar verildiğini bildirdi.
Mısırlı atletler geliyor
Mısır atletizm federasyonu ile yapılan bİT anlaşma üzerine Mısırlı atletler gıelecek hafta Ankaraya gelerek atletlerimizle karşılaşacaklardır. Mısır kafilesi ile bir de güreş takımının Türkiyeye gelmesi muhtemeldir.
Ankara - İstanbul ve İzmir tenis maçları
İzmir 3 (A.A) — Beden terbiyesi umum müdürlüğü tarafından her sene İzmir fuarı esnasında tertibedil-mekte olan fuar tenis müsabakalarına dün Kültürpark tenis sahasında başlanmıştır.
Ankara, İstanbul ve İzmirin kuvvetli oyuncuları arasında oynanan bu turnuvada birinci ve ikinci turlarını kazanarak çeyrek sona çıkanlar Fehmi ve Godfrey, Jiro ve Suat,. İvan ve Paradiso, Recyo ve Kritin, Vedat Abut Davit Maçı havanın kararması üzerine bugün devam edilmek üzere yarım kalmıştır.
Fuar futbol maçları
Fuar münasebetile Ankara, İzmir ve İstanbul muhtelit takınılan arasında tertibedilen maçlara iştirak edecek İstanbul muhteliti dün Bandırma yolile izmire hareket etmiştir. Müsabakalara bugün başlanacak, pazar ve pazertesi günleri devam edilecektin Takıma Kemal Halim riyaset etmektedir. Bazı tanınmış oyuncular mazeretleri dolayısile bu seyahate iştirak edememişlerdir.
Bir ayı üç köylüyü yaraladı
Muş — Burada eşine yaslanmamış derecede Büyük bir ayı, gündüz dağdan inerek, tarlada çalışmakta olan üç kişiyi ağır surette yaralamıştır. Kanlı boğuşma uzun sürmüştür. Ayı, yetişen köylüler tarafından öldürülmüştür.
Çok ağır yaralı otan üç köylü hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınmıştır.
İstanbul yelken şampiyonluğu
Su sporlun ajanlığı tarafından tertip edilen ve üç gün devam edecek olan İstanbul yelken şampiyonluğu müsabakalarına dün lodos fırtınası yüzünden başlanamamıştır. Kıdemli ve kıdemsiz olmak üzeTe iki sınıf yelkenci arasındaki müsabakalara bugün saat 14 de başlanacaktır. Üç gün ayn ayn yapılacak olan yarışlar neticesinde en fazla puan alan İstanbul yelken şampiyonu olacak ve gelecek hafta yine Modada yapılması tekarrür eden Marmara yelken şampiyonasında şehrimizi temsil edecektir. Müsabakalarda geçen senenin şampiyonu olan Demirsporlu Feyyaz ile GalatasaraylI yelkenciler arasında sıkı çekişmeler olacağı muhakkaktır. Kati netice pazar günkü müsabakaları müteakip belli olacaktır.
tile...
— Nasıl isterseniz öyle olsun...
Kadın, cevap verirken, sanki kahkahalarını güç zaptetti:
— Pekâlâ... — dedi. —- önümüzdeki cuma günü akşam üzeri sekizde buluşuruz...
Mtiharrir, sabırsızlıkla:
— Nerede?...
— Notting High Street’Le Paîace Gardens Terrace’in köşesinde...
Erkek, hâfızasmda yerefcmesini istiyormuş gibi, randevunun yerini ve zamanını yüksek sesle tekrarladı.
— Oraya gidince sizi nasıl tanıyacağım?
— Şayet bay Verrell daha fazla tafsilât istemeğe kalkrsa ona cidden bay Verrell denemez... Ben sizden biraz sonra geleceğim... Sabırlı olunuz... Cumaya kadar Allaha ısmarladık. ..
Yarvaş yavaş ve o derece arzu edilen bir saadetin yükü altında ezilmiş gibi, delikanlı, telefonu kapadı: kendini bir koltuğa atarak tatlı bir hayale daldı.
Bu dinlediği sözler hakikat miydi?... Hakikat bu kadar güzel olabilir miydi?... Demek sevgili meçhul kadını nihayet görebilecek... Nir
Mahkemelerde:
Kabahat, ölende mi, öldürende mi?
Macit, adam yaralamak suçundan sulh ceza mahkemesinde sorguya çekiliyor. Zayıf, ufak tefek, temizce giyinmiş, otuz yaşlarında bir adam. Konuşurken kaşlan çatılıyor, gözleri dönüyor, vücudu ürperiyor, elleri titriyor, rengi sararıp morarıyor. Belli ki pek asabî bir şey. Evrak okunurken sabırsızlıkla ellerini uyuşturuyor, asabiyetle dudaklarını kemiriyor, avurtlarını şişire şişire oflayıp püflüyor.
Hâkim sordu:
— Senin, sinemada Baki adında birini yaraladığın iddia ediliyor. Ne diyeceksin?..
Macit bir kaç defa yutkundu, derin derin içini çekerek titrek sesle cevap verdi:
— Bay hâkim! Kabahat ölende mi, öldürende mi? İllâ ölendedir, derler. Ben eskiden bu söze inanmazdım. Fakat şu iş başıma geldikten sonra iman ettim ki bu lâf doğrudur. Siz de inanınız buna’.. Köpeğin eceli gelince cami duvarmı kirletirmiş. Hoş, şimdi cami duvarını kirletti diye köpek öldürecek adam kalmadı amma, mukaddes şeylere el süren de cezasını çeker elbet. Ben müteassıp değilim: çok'şükür âsabım da bozuk değil. Şuuruma, irademe hâkim bir adamım. Fakat bunun da bir derecesi var. Ahlâksızlık karşısında derhal isyan ederim. Zaten rezaletin bu derecesine kimse tahammül edemez hâkim bey!.. Katil olmak İşten bile değildir. Cinayetlerin çoğu da işte böyle ahlâksızlıklar yüzünden İşlenir ya!,
— Lâkırdıyı uzatma da şu vakayı anlat. Niçin yaraladın Bakiyi?..
— Anlatacağım bay hâkim!.. Anlatayım da bakınız!.. Bunda zerre kadar kabahatim varsa cezama razıyım. Boynum kıldan incedir. Şuracıkta darağacmı kurup ipe çekiniz bent.. Efendim; ailemle beraber sinemaya gitmiştim. Karanlıkta filim seyrederken karım bir aralık dizimi çimdikliyerek; «rahat dursana yahu’.. Ne yapıyorsun?» dedi. Şaşırdım. Ben hiç bir şey yapmıyordum... Ben sana bir şey yapmadım. Ne oluyor? dedim. «Ayol: dizlerimi sıkıştıran sen değil misin?» demez mi?.. Evvelâ afalladım, sonra aklım başıma geldi. Karıma hiç bir şey söylemeden göz ueile gözetlemeğe başladım. Bir de baktım, önümüzdeki kanapede oturan Baki dediğiniz o adam karanhkta sıraların altından eğilip kanma elle sarkıntılık etmiyor mu?.. Meğer ovun basladığındanberi bu edepsizliği yapıyormuş, karım da ben yanıyorum sanıvormuş.
Bir aralık yine sıranın aralığından elini uzattığı sırada bileğinden yakaladım, kulağına eğilerek yavaşça: efendi! Yerinde rahat otur. Sarkıntılık yaptığın kadın benim kanmdır. Edepsizliği bırak da sinema içinde rezalet cıkmasm!, diye ihtar ettim. «Ben kimseye bir şey yanmıyorum. Sana ne oluyor?» dedi, tşl uzatmamak İçin sustum. Fakat biraz sonra vine terbiyesizliği başladı. Elim ayağım titriyor. hiddetten gözlerim dönüyordu. Kendisine; arkadaş! Bu edepsizliğe devam edersen beni de belâya sokacaksın, kendini de. dive tekrar ihtarda bulımdnm.
baıyet onu himaye eden cesur kadına kavuşacak?... Daha şimdiden bu buluşma romanının birçok tafsilâtını dimağında kurup duruyordu.
Bu rüya onu âdeta büyülemişti... Biraz sonra telefon tekrar çalınınca, silkinip uyandı. Aheste bir hareketle, âleti açtı.
Canı sıkılmış gibi:
— Alo... - dedi.
Fakat yüzünün ifadesi birdenbire değişiverdi.
Bobbie idi bu... Sıhhatinin nasıl olduğunu soruyordu. Bir müddet konuştular. Bu zaman zarfında Verrell pek dalgındı.
Genç kız bunun farkına varıp:
— Dalgınsınız... - dedi.
— Hayır, hayır... Emin olun ki, hayır... Sizin ne nazik, ne lûtufkâr olduğunuzu düşünüyordum da...
— Benim bu nezaketim pek zamansız olduğu hissini bana verdi. Onun için sizi fazla işgal etmiye-yim... İhtimal yorulmuşsunuzdur... Bonsuarl...
— Nasıl?... Neler tevehhüm ediyorsunuz?... Alo... Alo...
Fakat hiçbir cevap duyulmadı.
Delikanlı, yese kapıldı.
Nihayet, o kadar beklediği cuma günü geldi. Bekleme halinde geçen bütün o müddet, Verrell’e bitmez tükenmez bir uzunlukta göründü. Hastalığı esnasında hareketsiz, hareketsiz yatmak onu iyi etmekle kalmamış, kendisine fevkalâde bir canlılık da vermişti.
Sekize çeyrek kala bir taksi dur-durttu, ve gösterilen adreae doğru yola çıktı.
İhtiyata riayet edip, Place Gardens Tenrace’tan biraz ötede durmuştu. Kendinin randevu yerine ilk gelen olması icabettiğini bildiği için kaldırımda sabırlı sabırlı dolaşmağa başladı. Elli metre üzerinde ileri geri gidip duruyordu.
Tâyin edilen saat yaklaştıkça sağ. dan, soldan beliren her kadın hayaline daha dikkatle bakmağa başladı. Fakat, saat sekiz olduğu halde beklediği insan gözükmedi. Sekizi beş geçti, sekizi çeyrek geçti, görünürlerde kimse yok.
Ümidi, sıfır altına düştü. Onunla alay mı etmişlerdi? Acaba sabnnı, mukacvemetjpi mi tecrübe ediyorlardı?
(Arkası var)
Fakat herif o kadar yüzsüz, o kadar edepsiz bir şey ki, yavuz hırsız, ev sahibini bastırır, dedikleri gibi; «belâya gireceğim de ne olacak?.. Senden gelen belâ araba ile gelsin. Ne yapacaksan yap bakalım!.. Elinden geleni arkana bırakma!.. Burası sinemadır. Para verdim de girdim buraya. Karını o kadar kıskanıyorsan böyle yerlere getirme!.. Zaten nikâhlı karın olsa sinemada ne İşi var?» diye o da beni bastırmağa kalkışmaz mı?.. Tut kelin perçeminden. Beynime yıldırım düştü sandım. Herif bu sefer inada girişti, göz görerek yine sarkıntılığa başladı. Artık tahammülüm kalmadı hâkim bey!. Cebimden bıçağımı çektim; edepsizlik öyle olmaz, böyle olur. Benim anam ağlıyacağma, senin anan ağlasın. Al bakalım cezanı I dedim. Ondan ötesini bilemiyorum. Sapladım mı, yaraladım mı, farkında değilim. Sadece; «Ayy!. Yandım!» diye bağırdığını duydum. Demek ki vurmuşum hâkim bey!.. Fakat görüyorsunuz ya, bunda benim hiç bir günahım, kabahatim yok. Herif zorla belâyı başına aldı.
— Fakat, hakikaten böyle bir muameleye maruz kaldmızsa, sinemadan çıkıp zabıtaya müracaat edebilirdiniz. Herkes bu gibi hallerde bıçakla, tabanca ile mukabeleye kalkışırsa, memleket harb meydanına döner.
— Ben o kadar incesini düşünemem bay hâkim!.. Sinemadan niçin çıkayım? Böyle edepsizlerin yüzünden insan ailesile bir eğlence yerine gidemiyecek mi?... Herif belâsını aradı, ben de cezasını verdim. O herifi polise ver. şeydim, mahkemelere düşüp hâkimleri de işgal edecek değil mİ idim?.. İşi bu kadar uzatmaktan-sa kendim hallediverdim.
— Peki amma, polise şikâyet etseydin, o zaman sen davacı, o suçlu olarak mahkemeye gidecektiniz. Fakat görüyorsun ki, şimdi sen suçlu olarak karonuza getirildin.
Macit başını salladı:
— Ne yapafım hâkim bey?.. Kaderimiz böyle imiş. Ne oldu ise oldu bir defa. Olanla ölene çare bulunmaz derler.
Macit tevkif edildi, evrakının ait olduğu mahkemeye yerilmek üzere müddei umumîliğe iadesine karar verildi.
Ce. Ke.
B. Selim Sırrı Tarcantn kızı öldü
Bir müddettenken septisemiden hasta olan Selim Sırn Tarcanm kın? ve Cevat Mimaroğlunun hayat yoldaşı Selma, dün gece gözlerini hayata yummuştur.
B. Selim Sim Tarcacıa ve ailesin* bu büyük kayıptan dolayı taziyelerimizi sunarız.
Cenazesi yarınki pazar günü saat 12 de Nişantaşındaki evlerinden kaldırılacak ve namazı Teşvikiye camisinde kalındıktan sonra Feriköy, de Asri mezarlığa gömülecektir.
Dikkat: Çelenk ve buket gönde. Tİlmemesi bilhassa rica olunuyor.
3/9/1943 fiatleri
Londra üzerine 1 sterlin 5.31
Nevyork üzerine 100 ılolar 132 —
Cenevre üzerine 100 frank 29,9760
Madrid üzerine 100 pezeta 12.93.71
Stokholm üzerine 100 kuron 31.1321
Esham ve Tahvilât
tkramiyeH % 5 933 21.50
îkr. Ergani % 5 938 19.34
% 5 İkramiyen M. M. 19.94
% 7 Millî Müdafaa 20.30
Sivas - Ezrurum 1 19.91
Sivas - Erzurum 2-7 20.06
% 7. 1941 D. Y. 1 20. U
% 7, 1941 D. Y, 2 19.61
% 7 1941 D.Y. 3 19.19
% 7* T. bore» 14.—
Anadolu D. Yolu % 60 34.—
Anadolu D, Yolu 1-3 43-
Anadolu Mümes. 38.73
Merkez Bankası 116.—
tş Bankası nama 13.10
îş Bankası Hâmiline 13.50
T. T. B. hisse 3.70
Aslan Çimento 6.40
Şark Değirmenleri 4.25
İttihat Değirmen 23.96
BORSA DIŞINDA
Türk aitmı 30.Ç5
Külçe altın bir gramı 4.07
r—• Takvim •—ı
’ Ramazan 4 — Hızır 122
1 İmsak Güneş öğle İkindi Ak. Yatsı 1
1 E 9.06 10.-61 5.35 9.14 12.00 1.351
j| Va. 4,45 6.30 13 13 16.52 19.38 21.151
4 Eylül 1943
Sahife 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Her ekenin döşemelik kumaşları
|| Bir çırpıda |
Hereke fabrikasını gezdiğim sırada, buranın küçücük müzesini de gördüm. Duvarda,—ritm taraftarlarının ve «sanat sanat için»-dir» ceryanı mensuplarının her halde pek hoş bulmıyacaklan—bir levha, dikkatime ilk çarpan hususiyet oldu:
Ehli san’at gıpta etmez kimsenin ikbaline Mali Karıma değişmez sa’yinin mahsulünü
Cidden müzelik lâf!... Maalesef müzelik!.. Acaba çarşıda, pazarda, bunu hakkile ve kızarmadan söyliyecek kaç zenaatkâr kalmıştır?.. Öyle bir zenaatkâr ki, «her ne pahasına olursa olsun para kazanma» yı, ille ve ille para kazanmayı birinci plâna almış bulunmasın; sa’yinin mahsulüne de, bediî cihetten, meslek haysiyeti bakımından en büyük kıymeti versin!
— Hani o «ehli sanat»? - de-miyeyim: kıyıda köşede elbette vardır! Fakat: — Hani o piyasa ahlâkı? — diyeyim-
Vitrinlere baktım: Herekenin o meşhur döşemelik kumaşları... Babalarımızın evlerini döşeyen kumaşlar... Daha ağırları: Saray salonlarım döşeyen kumaşların parçaları...
— Bunlan şimdi yapanlar?..,
— Müessesemizde bir tek kişi çalışmaktadır! - dediler.
Ve beni ihtiyar usta bay Osman. Sanbaş’ın yanına götürdüler.
Ailenin menşei Bursalı zenaat-kârlardır. Osman Sanbaş’ta dedelerimin o munis, o mütevazı havasını buldum.
52 senedir bu tezgâhlarda ömür törpülüyormuş. İhtiyarlığına rağmen tekaüde sevkedil-meyip hususî müsaadeyle sanatına devam ediyor. Rahmetli babası da aynı meslektenmiş. Hele dayısı meşhur ustaymış. Ailesinin genç kızlan da fabrikada muvaffakiyetle çalışıyormuş.
— Çıraklannız?
— Bu işe heveslenen olmuyor. Çünkü saati 12 kuruş. Öbür şubeler kazanç noktasından daha kârlı.
— Sizden başka Türkiyede bu işi yapanlar?
Kimi sağ, kimi ölmüş bazı zat-lann isimlerini sayıyor:
— Musa efendi... Avcı Cemal... Çakır Aziz... Genç Cemal...
Ve şu ismi hürmetle tekrarlayıp duruyor:
— Fabrikanın müessisi Hacı Akif bey...
İktisat kitaplannda, meselâ Fransız ipeklisinin, İngiliz yünlüsünün niçin diğer ipeklilere ve yünlülere fa’k olduğu şöyle izah edilir:
— Çünkü Liyon ve Mançester-de, büyük dede, dede, baba, oğul, torun zenaat muhitine bağlı sülâleler vardır. Bunlara istihsal ananesi intikal eder.
Demek ki Herekenin pek muhterem vatandaşları olan Sanbaş-lar ve benzerleri, dünya ölçüsünde mergup olan bu tarz muhterem insanlardır. Herekenin şöhreti bu gibiler yüzü suyu hiirme-tinedir.
— Şimdi meslektaşlarımdan ikisini sarayların eskiyen döşeme kumaşlarım yenilesinler diye tezgâhlafile beraber İstanbula aldılar... Bir ben buradayım... Şu dokuduğum kumaşın metresi 40 lira... E, tabiî, elle dokunuyor, efendim... Kulağın dikkati, ayağın iştiraki, gözün gözetmesi lâzım...
Modellere bakıyor; ayrı ayn renklerdeki dört mekikten icabe-deni .Takar tezgâhına atıyor.
— Bay Osman Sanbaş!... Ja-kar kartonlan?... - diye soruyorum.
Zira, — kıymetli koleksiyonlar halinde ve göz bebeği gibi saklanılması icabeden bu örnekler — kim bilir hangi nesillerin ihmali yüzünden, matlup intizamda (’maktan çok uzaktır.
Herekeyi Hereke yapan döşe-me kumaşçılığının insan unsuru kısmı gibi madde unsuru kısımda (acıklı manzarayı fazla tasvir etmiyeyim) inhilâl halindedir.
ihtiyar Sanbaş, ak saçlı başını hüzünle sallıyarak, ağlamaklı bir sesle:
— O tarafları açma... Onlann bulunduktan yere ayağım bile varmıyor!... . dedi.
Türkiyede yetişmiş her güzel şeyi ihya etmemiz, hele hâlâ ya-şıyam — can. çekişme halinde bile bulunsa — son gayretle korumamız borçtur.
Bir Ceşmibülbül sürahinin ye-
TİYATRO NAZARİYATI
Kuyumcu
Radyolar insanları gıdıklıyorlar..
kadınçorapları JACQUESCOPEAU
İktisat Vekâleti, önleyici tedbirlerin tatbikine başlıyor
Vieux Colombier Tiyatrosu
soyguncusu
Fahreddinin muhakemesine dün devam edildi
Son günlerde hemen hemen bütün dünya radyolarının, hep birden, yaptıkları acayip bir şey var: Kahkahalarla dolu plâklar çalmak...
Evet bugüa bu, âdeta bir «radyo modası» halindedir. Hangi düğmeyi çevirseniz, hangi istasyonu açsanız, muhtelif şarkılar arasında mutlaka kakahalarla dolu bir plâk dinliyorsunuz. Ve ekseriya bu kahkahalı plâklarda bir erkek güler. Evvelâ yavaştan yavaştan başlar. Sonra birdenbire makaraları boşaltır. Atar kahkahaları, atar kahkahaları... Bayılmaya, nefesi kesilinciye kadar güler, habire güler...
Dün gece aynı kahkahayı üç ayn şehirden^ ayrı ayn zamanlarda dinledim.
Plâktaki adam:
— Kaaaaaah. kah, kah kah... Kaaaaaaaaah, kah, kah, kah!., diye kendisini yırtıp durdu. Neye gülüyordu?.. Dünyanın haline mi? İnsanlara mı?.. Orasını bilmiyorum. Fakat ben kendi hesabıma radyolara kahkahalarla dolu plâklar konulmasını biraz mâ-nalı buldum.
Zira insanlar gülmeği, kahkahayı o kadar unuttular ki harb içinde vazifeleri biraz da propaganda olan radyo idareleri:
— Aman neşriyatımıza kahkaha koyahm... Ve dinleyicilere insanların ara sıra böyle «kah kah kah! » diye keyifli, neşeli sesler çıkardıklarını hatırlatalım. . Kahkaha propagandası yapalım... Demeğe mecbur oldular. Ve muhakkak bunun için bu yapmacık kahkahalarla dolu plâkları çalıyorlar.
Zira esnemek gibi, gülmek de sari bir şeydir. Nitekim sulh zamanında bu kahkahalı plâkları dinlerken hic değilse biraz gülümserdik. Plâktaki adamın neşesi bizim dudaklarımıza kadar sirayet ederdi.
Şimdi radyo idarelerinin bütün ümitleri de budur: Kahkahanın sari olmasından istifade ederek, bu plâklarla bugünkü insanları güldürmek!.. Aşağı yukarı, insanları tabanlarının altından gıdıklamak gibi bir şey!..
Radyolar insanları — zorla güldürmek için — gıdıklıyorlar. Fakat bu gıdıklamalar biçarelere vız geliyor. Senelerdenberi gül-memeğe o derece alıştılar ki, tabanlarının altı öyle nasırlaştı ki dudaklarını bile kımıldatmıyorlar.
Harbden sonra dünyann en zor, en müşkül, hattâ en imkânsız işi ne olacak bilir misiniz?.. Komiklik!.. Ve zannetmiyorum ki gelecek sulh dünvasmda «Sar-lo» 1ar «Lüi» 1er vesaire gibi muvaffak olmuş komikler yetişebilsin...
Gülmek, insanlar için sanki tas devrine ait tarihî bir hareket gibi kaldı...
Hikmet Feridun Es
Ankarada bir hırsızlık yapıp Is-tanbula kaçtıktan sonra burada kendisini yakalamak istiyesı bir polis memurunu tabanca ile yaralıyan ve Beyoğlunda da bir kuyumcuyu tabanca ile tehdit ederek dükkânını soyan Fahreddinin muhakemesine dün birinci ağır ceza mahkemesinde deryam edilmiştir. Bu celsede Fahreddinin nişanlısı olduğunu söyliyen Agavni adındaki kadın şahit olarak dinlenmiştir. Agavni otelde polis memurunun yararlanması ile neticelenen hâdiseyi anlatarak:
— Fahreddinle odada yemek yiyorduk. Bir adam geldi. Fahreddin evvelâ koridorda o adamla konuştuktan sonra beraber alıp içeriye getirdi, bunun Ankaradan tanıdığı bir arkadaşı olduğunu ve kendisi de bir kaç gün için Ankaraya gideceğini söyledi. Yemekten sonra beraber çıkmak üzere kalktılar, Fahreddin bir aralık pardesüsünü alırken gar-droba eğildi, oradan dönünce birdenbire tabancasını çekerek o adama çevirip «eller yukarı!» diye bağırdı. Adam ellerini kaldırdı, fakat Fahreddinin üzerine doğru yürüdü, ma-—.s. uuyuyuıuu. rıeı gun M devrildi, o sırada silâh patladı.
biraz daha fazla asabileşti. Artık!. Demiştir. Diğer şahitlerin celbi
debilmek zor, muvaffakıyetsizlik ise fena ve inkisar uyandırıcıdır. ,
Bunu düşünen Copeau kurtuluşu yeni bir zihniyetle yetiştirilecek unsurlarda bulduğundan beş sene
Copeau, itiraf ettiği gibi, otuz beş 'yaşında tiyatroyla meşgul olmaya başladığı zaman tiyatro edebiyatına dair derin bir bilgisi vardı. Fakat ; sahne ve icapları hakkında en basit ı--------- ------„------ ___________
bir malûmatı yoktu. İlk bir buçuk sonra yine ilk fikrine, bir mektep, sene zarfında, tiyatrosunda tatbj-1 bir Studios kurmak fikrine döndü, katla bunları öğrendi. Hem de, : O bir insanda, yani bir aktörde ti-fıriî kabiliyeti sayesinde, yaptıkla- yatroya hizmet edebilecek bütün rina bir yenilik katacak, bir asalet hasletleri tebarüz ettirmek, aktörü verecek ve t . _ \ '
sekecek kıymetler ilâve edebilecek bîr şekilde öğrendi. Ve, tasavvurların kıymeti ne olursa olsun tiyatro, yu daima bir tecrübe tahtası gibi telâkki etmek doğru olmıyacağını takdir ederek elde ettiği neticeleri metotlaştırmak lüzumunu duydu ve bunu da yapmaya teşebbüs etti.
Harbi umumî tabiatiyle işi her , suretle sekteye uğrattı. Copeau bu
İktisat Vekâleti, çürük ve pahalı kadın çorabı imalâtına mâni olmak üzere alınmasını kararlaştırdığı tedbirlerin tatbikine geçmektedir. Gemlik fabrikasına bağlı olarak kurulan iğ fabrikasının imalâtına ehemmiyet verilmektedir. Kadın çoraplarının daha sağlam ve daha ucuz bir hale konulması yolunda Sanayi umum müdürlüğünce hazırlanarak gönderilen raporlar İktisat Vekâletinde bulunmaktadır. Vekâlet tarafından açılan çorap fabrikasının hakikî mamulatı piyasaya çıkarıldıktan sonra maliyet işi ile sağlamlık derecesi etrafında katî malûmat alınabilecektir. Kadın çorapları satışı kontorlsuzdur. Maliyet v,e satış fiati tesbit edilemediğinden fiatlerin lüzumundan fazla yükseltildiği, piyasadaki satış fiatle- mu
rinin hakikî kâr haddinden yukarı, müddet zarfında da boş durmadı.
înııiK saıacaK, Dir asaıor nasıeutn leDaruz eıurmeK, aKtoru tiyatroya seviyesini yük-j şnre, şiiri de sahneye yaklaştırnak
tutularak hesaplandığı meydana çıkarılmıştır.
Kok kömürü
Mevcut kontenjan İstanbulun ihtiyacına yetecek mi?
15 eylülden sonra halka yapılacak kömür tevziatı hakkında »mir almak üzere > __________________
bank kömür tevzi, satış şubesi mü- i dürü hafta başında istanbula döne- I rek hazırlıklara başlıyacaktır.
istanbula ayrılan kok kömürü , kontenjanı 60 bin tondur. Doldurulan beyanname miktarı ise 65 bin- ( dir. Sabit gelirlilere ait 25 bin beyannameden — şimdiye*kadar yapılan hesaplara göre — yirmi binine I
öğrendiklerini daha istifadeli bir şekle sokmak için çalıştı. Zamanının Gordon Craig, Adolphe Appia gibi tiyatroya büyük hizmetleri dokunan varlıklariyle temasa geçti. Bu sayede daha çok olgunlaştı.
Copeau, Fransa hükümetinin talebi üzerine, 1917 de bütün kum-panyasiyle her gece temsiller vermek, bu suretle Fransız harsinin propagandasını yapmak üzere Nev-yorkta yerleştiği zaman tam verimle çalışabilecek bir devreye girmişti, ı İki sene Amerikada kalarak bir-
gayretini gütmeye başladı. Copeau tamamiyle kaniydi ki tiyatroya yenilik getirmek ancak tiyatroya intisap eden insanları, yani aktörleri ve zihniyetlerini yenilemekle kabil olacaktır.
Copeau, Göthe’nin «yapmadan olmak lâzım gelir» sözünü pek beğenirdi. Çünkü insan ne ise ancak onu yapabileceğine kanidi. O derece ki bir temsile mümtaz bir sanatkârın değil sıkı beraberlik temin edebilen unsurların kıymet vereceğini söylemekle kalmaz, bunu heı temsiliyle ispata çalışırdı.
Bu mütemadi gayret nihayet onu yordu. Bilgisine imanı olduğundan ruhunda maruz kaldığı haksızlıklara karşı isyan duyuyordu. Her gün
tevziatı hakkında emir
Ankaraya giden Eti- çogu beş perc|eJi olmak üzere elliden j fazla piyes oynadı. Sanatkârlar haftada bir piyes çıkarabilmek üzere her gün iki defa prova yapıyor, haftada iki defa da matine veriyorlardı. Yalnız bu rakamlar bile Copeau’nun maddî ve manevî muvaffakiyetinin azametini gösterme-lye kâfidir.
puan nesapıara göre — yirmi binme 1 _
kömür venilebilecektir. Geriye ka- w..lkl sene 9onra’ hransaya döndü-
lan beş bin beyınanname sahibi kömür alamıyacak vaziyettedir. Bu hesaba göre Etibank, kömür talebinde bulunan 60 bin İstanbulluya yetecek kadar kömürü kontenjanla temin etmiş bulunmaktadır. Kış basmadan halkın ihtiyacı bulunan 40 bin ton kömür kamilen getirilecek şekilde hareket edilmektedir.
Ticaret odası eşya sevkile meşgul oluyor Ticaret odası umumî kâtipliği, — tüccarların lehine olarak — İstan-buldan diğer vilâyetlere gönderilen eşyanın sevk İşi ile yakından meşgul olmaktadır. Oda meclisi, toplantılardan birinde bu iş için umumî kâtipliği vazefelendirmiştir. Haydarpaşa ile daimî temas halinde bulunularak sevk işine hız verilmesinin ve bek-liyen mallara vagon tahsisinin teminine çalışmaktadır. Ayrıca bun-tarafından sevk işinin daha verimil tarafından sevk işinin daha verimli neticelendirilmesi için yapılan teklif de tetkik edilmektedir.
Çocuk dayaktan mı ölmüş?
Galatada Lüleciler caddesinde oturan Hamöi adında bir adam polise müracaat ederek altı yaşındaki oğlu Hilmiyi üç gün evvel Meryem adında ihtiyar bir kadının döğdüğünü ve dün de çocuğunun öldüğünü söylemiştir. Adliye doktoru çocuğun cesedini muayene etmiş, ölümün bu döğmeden mütevellit olup olmadığının tesbiti için otopsi yapılmak üzere morga göndermiştir, iddia etrafında zabıta ve müddeiumumilik tahkikata başlamıştır.
di sekiz yüz lira ettiğini unut-mıyalım.
Osman Sarıbaş’ın bugün hâlâ metresi kırk liraya dokuyabildiği o canım kumaşlara bir nesil sonra paha biçilmiyecektir.
Bu şuur, iş başındakilerde elbet vardır; maksadım onları ikaz değil, hayır! Geniş kütlelerimizde de bu şuur doğsun, kübik döşemelik kumaş dalâletine düşmiyelim, «marifetin iltifata tâbi olduğunu bilelim» diye bu satırları yazıyorum.
Herekeyi yalnız para getirir bir müessese halinde bırakmayıp sanatı muhafaza eder ananeli bir müessese halinde de kurmak birinci vazifedir. Esasen para getirmek bakımından, da en akıllıca hareket budur. Zira bir de beynelmilel fabrikasyon malın iç piyasamıza hürya ettiği günü düşünmeli. Kalbur üstü kalacak istihsallerimiz ancak bir hususiyetimizi tasıvanlar olacaktır.
(Vâ - Nû)
ğü zaman, Copeau artık elde ettiği tecrübeleri tedvin etmek, onlardan umumun istifadesini temin eylemek imkânlarını araştırmaktan baş. ka bir şey düşünmüyordu. O da Gordan Craig ve Stanislavsky gibi bir «Studios», bir mektep kurmak, yarının tiyatrosuna lâyık unsurlar yetiştirmek emelindeydi'.
Yazık ki tasavvurunu kuvveden fiile çıkaramadı. Bütün tanıdıkları onun tiyatrosunun haricinde faal bir rol oynıyamıyacağı, bu yüzden temsillerine devam etmesinin daha doğru olacağı kanaatindeydiler. İstikbalini bu yolda görüyordular.
Copeau ısrarlara mukavemet edemedi. Yeniden faaliyete geçti ise de artık, yine'itiraf ettiği gibi, hayali peşinde koşamıyordu. Yeni bir şeyler yapmak imkânı kalmamış gibi, yaptıklarından memnun olamıyoz, kendi tâbirince, (bir adım daha ilerlemek istedikçe on adım geriye atılıyordu.» Bu hal beş sene sürdü. Ve o bu beş sene eserini tamamlamak için yine mütemadiyen çalışmaya, mütemadiyen uğraşmaya devam etti.
Copeau yalnız muvaffakiyet peşinde koşmadığından netice, onun şüphelerine rağmen, çok memnuniyet vericiydi. Bu suretle yine gayen uğmunda istediği gibi çalışmış vs 1 derin bir haz duyduğu bir işi yapmak bahtiyarlığını duymuş oluyordu denilebilir.
«Avan gard tiyatrolarında mu. . vaffakıyet kazanan piyesler onları
■ yaşatacak derece olursa ne mutlu. Nihayet onlar da, bütün diğer tiyatrolar gibi olmasa bile, yine bir
. dereceye kadar ticarî bir zihniyete mutavaat mecburiyetindedirler.
Muvaffakiyet büyür, kazanç ar-[ tarsa tehlike başlar. Çünkü kazana-, nın talihe inanarak sâyine sekte vermesi, hattâ kazancını yeni teşeb-, büslerle tehlikeye düşürmek isteme, j m esi daima varittir. Böyle olursa , tabiîdir ki artık ilham peşinde ko-, şulmaz, zevk aranmaz, yenilik isten-. mez. «İşte Copeau’nun maruz kaldığı zorlukların membaı.
l Seyirciler muvaffak olan eseri alkışlarlar. Muvaffak olmıyan ese-
■ rin o teşebbüsü yapmaya girişenler ı için ne elîm vaziyetler doğurabile-i ceğini, bir an için oLsun, düşünmek ; akıllarına gelmez. Bu yüzden bir
• avan gard tiyatrosu bile eı geç tem-
• sillerinim malî cephesini daha ya-
■ kından düşünmek zaruretinde kalır. > Netekim bütün avan gard tiyatro-ı lan bu zarurette kalmışlardır.
Yeni teşebbüslere girişmek bin-nisbe kolay, iyi ve heyecan vericidir. Fakat yeni yeni teşebbüslere girişebilmek imkânım daima temin •-
herkesten kaçmaya, bahsolunmasmı bile__________—>
başladı. İtminanı kaybetti. Copeau fazla hassasiyetinin kurbanı oldu. Kalbi kırıldı. Buna sebep gururu değil, nefsine karşı başlıyan itimatsızlıktı, emelsizlikti. Çünkü bütün bu gayretleri sarfederken mütemadi ■bir .surette şahsan paraca sıkıntı çekmiş, kalfasını kâmilen işine bağlıyacak huzuru bulamamıştı.
Copeau’nun hayatının bu safhasını nakletmekten maksadım gayesini tahakkuk ettirmeye ne samimi, yetle başladığını ve inkisarının ancak onu istediği şekilde tahakkuk ettirememesinden ileri geldiğini göstermektir.
Copeau her yaptığını aşağı yukarı kusursuz denebilecek bir şekilde yapmaya çalışmıştı. Onun kusuru, zamanı göze almadan, bir çok ! şeyi birden ve bunu yapmak için 1 hazırlanmamış insanlarla yapmaya kalkışmasıydı.
Copeau’nun tiyatro dünyasına ektiği tohum verimli oldu. Onu takiben bir çok teşebbüslere girişildi.
Copeau nun tecrübelerinden yarının Türk tiyatrosu için büyük is-
eserinden
istememeye
için muhakeme başka güne bırakılmıştır.
Şehir tiyatrosu
Bilet ücretlerinin biraz indirilmesi belediyeye teklif edildi
-“**»• luı» uyaııosu için Duyua İS-J tifadeler temin edebiliriz. Yeter krı istifade etmesini bilelim.
Stanislavsky 'hâtıralarının son sa- ; hifelerinde kendini çalılıklar içinde yolunu arıyarak ilerliyen, yorulma- ' dan, bıkmadan giden, nihayet ara- |. dığı gibi bir damar bulan, yüzlerce ton taş ve kum eliyetı. neticede ' avucunda bazı pırıltılı külçecikler beliren bİT altın arayıcısına teşbih eder. Ve ömrünün sonunda miras olarak, hayatı boyunca çalışmalarını, araştırmalarını, yanılmalarını, başarılarını, tasalarını değil, elde ede-bildiği cevherleri bırakmak istediği, ni ilâve eder.
Bizdeki cevherlerse hâlâ bir arayıcı bekliyor. Ele geçenlerin bir kısmı ise parmakların arasından kayıyor.
Yazık, yazık, yazık.
Selim Nüzhet Gerçek
KÜÇÜK HABERLER
★ Çorum Emniyet başkomlseri E. Kemal Fatih kazasına, Küçükpazar başkomlseri B. İsmail Hakkı Tekir-dağı Emniyet kısmı adlî reisliğine, Alemdar Emniyet komiseri B. Remzi Koç Eminönü kazası Emniyet baş-komlserllğine, Bayezit Emniyet komiseri B. Celâl Yeniköy nahiyesi baş-komlserliğine naklen tâyin edilmişlerdir.
k Galatada Kalafatyerinde Aleksiye ait kaynakçı dükkânının ocağından sıçrayan bir kıvılcım arka tarafta 24 numaralı evin taraçasmdaki kömürleri tutuşturmuş, bu yüzden çıkan yangında evin üst katı kısmen yandıktan sonra ateş söndürülmüştür.
★ Tepebaşında Yakubun on aylık çocuğu üç metre yükseklikteki çardaktan sokağa düşmüş, muhtelif yerlerinden ağır yaralanmıştır. Çocuk hastaneye kaldırılmıştır.
Ses sineması tarafından işgal edilen Beyoğlundaki eski Fransız tiyatrosunun, sinema sahipleri tarafından Belediyeye devri için yapılan müzakerenin akîm kaldığını yazmıştık.
Belediye ile sinema arasında tekrar müzakereye başlanmıştır. Bu temas neticesinde bir anlaşma elde edileceği tahmin ediliyor. Bu takdirde Fransız tiyatrosu komedi kıs-|mına, geçen sene komedi kısmının temsillerini verdiği eski Asrî sinema halka mahsus piyeslere, kışlık tiyatro da dram kısmına tahsis edilecektir.
Diğer taraftan Daimî encümen, bu sene tiyatro ücretlerinin ucuzlanılması için de riyaset makamına bir (teklifte bulunmuştur. Bu teklife göre 1390 kuruşluk localar 350, 375 kuruşluk localar 340, 165 kuruşluk
(koltuklar 150, 105 kuruşluk san-I dalyeler 100 kuruşa tenzil edilecek, , 60 kuruşluk yerlerin fiati değişmi-İyecektir.
Diğer taraftan Umumî meclis ka-ırarile Şehir tiyatrosu nizamnamesi-|ni yeniden tanzim etmek ve artistlerin Belediyeye karşı vecibelerde haklarını tesbit eylemek üzer Umumî meclis âzasından B. Abdülkadir Karamürsel, B. Cemaleddin Fazıl ve B. Saidden mürekkep bir komisyon toplanmıştır.
Şehir tiyatrosu artist kadrosu 41 kişiden mürekkeptir. Kadro bu sene genişi etilemiyecektir. Geçen sene hasta olduğu için temsilere iştirak edemiyen kıymetli artistimiz Hâzım Körmükçü bu seneki temsillere işti-râk edecektir. Bayan Cahide Sonku-ya verilen ceza da eylül nihayetinde bitecektir.
Bir tifüs vakası
Son yirmi dört saat içinde bir ti-, füs vakası kaydedilmiştir.
Et pahalılığı
Belediye İktisat müdürü B. Hikmet, et meselesi ve et fiatlerini ucuzlatma imkânlarını aramak üzere dün mezbahada Ve hayvan borsasında meşgul olmuştur.
Kurtuluşa giden tramvay arabaları
Gerek İstanbul tarafından, gerek Tünel İstikametinden gelen tramvay arabalarından yalnız Kurtuluş arabalarının Hamam istasyonunda durmaları kurtuluş yolcularının pek haklı olarak şikâyetlerini davet ettiğini yazmıştık.
Bu vaziyetten istifade etmek lstiyen Şişli, Harbiye yolcuları da Kurtuluş arabasını tercih ettiklerinden Kurtuluş yolcuları kendi hatlarına işli-yen arabalara binememektedirler. Bu vaziyete ve bu husustaki şikâyetlere muttali olan Elektrik ve Tramvay umum müdürü B. Mustafa Hulki Brem bir muharririmize:
«— Vaziyeti yatandan tetkik ediyorum. Filhakika yalnız Kurtuluş arabalarının burada durmasında bu mahzur vardır. Şimdi şayet — seyrüsefer bakımından bir mâni yoksa — ya Şişli arabalarının da burada istasyon yapmalarını temin edeceğiz yahut da Kurtuluş arbalannın Hamam durağını kaldıracağız. Yakmda bu hususta katî bir karar vereceğim.»
Tünel 10 eylülde işlemeğe başlıyacak
Son kaza neticesinde hasara uğrayan Tünel tesisatı tâmir edilmiş ve yıllardanberi değişmiyen eski raylar da Almanyadan gelen yeni raylarla değiştirilmiştir. Tünelin Galata tarafından methalinde bazı tadilât ve ıslahat yapılmıştır. Tamirat işlerine ait teferruat da bugünlerde tama-mile ikmal edileceğinden seferler eylülün onunda, olamadığı takdirde on birinde yeniden başlıyacaktT
Emniyet müdürünün tâyin emri geldi
B. Halûk Nihat Pepeyi’den inhilâl Men Emniyet müdtirliığüne müdür Luavini B. Demirin tâyini emri dün vilâyete gelmiş ve kendisine resmen bildirilmiştir.
B. Demir, Şişli nahiye müdürlüğünde, Emniyet şube ve polis mektebi müdürlüklerinde liyakat ve ktidan-nı ispat etmiş, kıymetli ’darecııeri-mizdendir. Yeni vazifesini tebrik eder, kendisine muvaffakıvetler dileriz.
Cemal Nadir’in
Şu 4 karikatürünü bilhassa tavsiye ederiz: Büyük başın
derdi!.. Hapishane çeşmesi!.. Gizli fuhuş!.. İstanbul kasidesi!..
Sahile 4
AKŞAM
4 Eylül 1943
Bulmaca
1 2 î 4 5 « 1 8 9 İD
1
2
3
4
5
e
7
S o
W
Bu akşam
En büyük Müsamere
T E P E B A Ş I BELEDİYE BAHÇESİNDEDİR.
Kızılay menfaatma büyük Eğlenceler RAŞİT RIZA ve Arkadaşları Bobstiller Büyük Komedi
16 kişilik Saz heyeti ve Mahmure Şenses —
Soldan sağa ve yakandan aşağı:
1 — Az şişmanlamak.
2 — Müsavi - Bir ecnebi ajansı.
S — Konuklar. t
( — Verme - Bir süs .ağacı.
9 — Şimali Afrikada bir memleket -Tersi bir erkek ismi.
8 — Din işlerine karışmaz - Gülme.
7 — Kâğıttan tefrik et.
8 — Tersi eski zaman ruhani reisi.
9 — Ele uygun gelir.
10 — Küçük sürahi _ Yüz.
Geçen bulmacamız
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Çokkonuşan, 2 — Okuryazar, 3 — Kumandan, 4 — Kra, Ankara, 8 — Oynama, Yit, 8 — Nadnanzah,
7 — Uzak, İdadi, 8 — Şanayza. Er,
8 — Ar, Riadeve, 10 — Tathlret.'
Ölüm
AHMET MUHTAR KEVAKİBİ
Şeyhlslâm esbak merhum Cema-Jeddin efendinin küçük oğlu bay Ahmet Muhtar Kevakibi hulûl ecel! mevudile vefat etmiştir.
Cenazesi pazar günü Fatih Camii şerifinde öğle namazını müteakip cenaze namazı kılındıktan sonra Edlr-nekapısında Şehitliğe defnedilecektir. Cenabı Hak efradı ailesine sabru ce-mll ihsan buyursun.
Çelenk gönderilmemesi rica olunur.

RAŞiT RiZA
Tiyatrosu: Bu Gece Kadıköy SÜREYYA SİNEMA Bahçesinde. Temsile saat 9,30 da başlanacaktır. ,
Her akşam Bayezit LÂLE BAHÇESİNDE İSMAİL ; DÜMBÜLLÜ
t—milleri, AHMET Göl-dürür, okuyucu Sabriye Tokses birlikte.
.......... 11
Bugün matinelerden itibaren
ELHAMRA
Sinemasrnda 2 Film birden
FERHAT ile ŞİRİN
Türkçe sözlü ve şarkılı
MEŞ’UM LİMAN
.Macera Filmi
Süzan Güven — Cahlde. Festival ekiplerinden ERZURUM OYUNLARI. Bahçenin Alafranga kısmında 3 e kadar eğlenceler. Tel: 42690
MÜZEYYEN SENAR IŞIL
Kapalı zarfla eksiltme ilânı
Çorum Valiliğinden:
1 — Çorum - Çerikli yolunun 77 4- 960 — 86 + 360 K. M. arasında 4170 şose esaslı tamiri 13/9/1943 pazartesi günü saat 16 da Vilâyette müteşek-Dalmî Encümende ihale edilmek üzere kapalı zarfla yeniden eksiltmeye
M. kil konulmuştur.
2 — Keşif bedeli «56473» lira «61» kuruştur.
3 — Muvakkat teminat «4073» lira «68» kuruştur.
4 — Bu işe ait evrak şunlardır:
A — Eksiltme şartnamesi
B — Mukavele projesi
C — Silsile! fiat ve keşif hülâsa cedvelleri
D — Vasatı mesafe cetveli ve Grafik’l
E — Bayındırlık İşleri genel. Şose ve Köprüler fennî ve nususi şartnameleri.
Bu evrak her gün Daimî Encümen kaleminde ve Nafia Müdürlüğünde görülebilir veya (2,82) lira bedelle alınabilir.
5 — isteklilerin yukarıda yazılı teminatı yatırdıklarına dair belge İle eksiltmeden en az üç gün evvel Vilâyet Makamına müracaatla alacakları ehliyet ve Ticaret Odası vesikalarını ve ayrıca kapalı bir zarfa konmuş, yukarıda yazılı evrakı okuyup tamamen kabul ettikleri şartını havi teklif mektuplarını mevzuata uygun şekilde diğer bir zarfa koyup İhale saatinden bir saat evveline kadar Daimi Encümene makbuz mukabilinde vermeleri veya göndermeleri İlân olunur. Postada olacak gecikmeler muteber değildir. (1)
6 — isteklilerin teminat makbuzları ve lüzumlu vesikalarla birlikte, muayyen gün ve saatte komisyonda Daimi Encümende bulunmaları ilân olunur«8626»
Zayi — İçinde askeri durumum yazılı bulunan Kemaliye kazası nüfus memurluğundan almış olduğum nüfus hüviyet cüzdanımı zayi ettim. Yenisini çıkarmak için mensup olduğum askeri şube ve nüfus memurluğuna müracaat ettiğimden eskisinin hükmü yoktur.
318 doğumlu Ali oğlu Mustafa Alan
Zayi — 3861 numaralı cüzdanla Beyoğlu belediyesinden almakta olduğum asker cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hük-mü yoktur. Asker İlyadis karısı Vida.
Zayi — 21087 sayılı kefalet cüzdanım kazaen ziyaa uğradığından eskisinin hükmü olmadığı ilân olunur.
İstanbul İthalât Gümrüğü emekli memurlarından 573 sicil sayılı Kâzım Giray
T’ C. Ziraat Bankasından:
Taksitle satılık arazi
Miktan M. 2 13788
285
276
277
278
279
Cinsi Tarla
Hissesi
2/4
Beden terbiyesi İstanbul bölge başkanlığından:
Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü İstanbul Bölgesi Başkanlığınca İstimlâkine 21/9/943 tarihinde Umumî menfaatler karan istihsal olunan ve Bakırköy Halkevi tarafından isticar ve işgal edilerek Kayıkhane mahalli olarak kullanılan T. C. Tebaasından Balıkçı Leon veledi Hacı Ropen ve zevcesi Doriçe namına 3/5/927 T. 44 sayılı tapu kaydile kayıtlı Bakırköy Cevizlik mahallesi Yalı sokağındaki eski 10/12 ve yeni 18 sayılı arsa üzerinde tapu evkaf memurları hazır bulunduğu halde Daimî Encümen âzalanndan ve muhamminlerden müteşekkil yedi kişilik komisyon tarafından mahallen İcra edilen tetkikat neticesinde bahse mevzu sahada iki yanlan harçlı tuğladan yapılmış ve üzerleri Marsilya kiremidi ile örtülü birisi yirmi beş diğeri altmış metre kare iki salaş bina mevcut olduğu görüldüğü cihetle binaların İnşa tarzları, mevkiinin şeref ve muhitinin vaziyeti nazan itibara alınarak «275,40» metre murabbaından ibaret İşbu yere ve üstüne bina edilmiş olan iki bina da dahil bulunduğu halde heyeti umumiyesine 2000 lira kıymet takdirine söz birliği ile 23/7/943 tarihinde istimlâkine karar verilmiş olmakla keyfiyet 1295 tarihli istimlâk kararnamesinin 8 cl maddesine tevfikan İlân ve tebliğ olunur. (8703)
5514
5515
9192
919
3676 11028
4595
2/4
2/4
24/64 2/4
2/4 Tamamı
Semtj ve mevkii Sarıyer — Zekeriya köyü Uskumru sokağı Kız taşı. Sarıyer — Uskumru Kız taşı. Sarıyer — Uskumru Başkoparan Tokmaklı dere.
Sarıyer — Uskumru Başkoparan Sarıyer — Uskumru Boğaziçi Kız taşı.
Sarıyer — Boğaziçi Bend civan. Kartal — Şıhh Sıra dere. Kartal — Şıhh E. ören Y. kayalık.
Kartal — Orman başı. Kartal — E. Koca gölge, Y. Çayırlar.
Bankamız uhdei tasarrufunda bulunan yukarda evsafı* fosili gayri menkullerin satışına bankamızca 26 Ağustos 943 tarihinden İtibaren yirmi gün müddetle açık arttırmaya konulmuştur. İhalesi 16 Eylül 943 tarihine taslayan perşembe günü saat on beşte bankamızın Ziraî İkrazlar Servisinde icra kılınacaktır.
Satış peşin para ile olduğu gibi ihale bedelinin dörtte biri peşin ve mütebakisi aynı gayri menkullerin ipoteği mukabilinde âzami beş taksitte ve beş senede ödenmek üzere ikraza kalbolunabilir.
Daha geniş malûmat almak ve şartnameyi tetkik etmek isteyenlerin her gün mezkûr servise müracaatları İlân olunur. «8704»
İstanbul Gümrükleri başmüdürlüğünden:
1 — Gümrüklerin İhtiyacı için 60 çeki kuru gürgen odunu ile 4000 kilo Bulgarya mangal kömürünün mubayaası açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Muhammen bedeli, odunun beher çekisi için 14 lira ve kömürün beher kilosu için 14 kuruş olup % 7,5 hesabile ilk teminatı 105 liradır.
3 — Odun ve kömürün Başmüdürlük depolarına kadar nakli müteahhide aittir.
4 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunda aranılan belgelerle 6/9/943 pazar-tesi saat 14 de Başmüdürlük Satınalma Komisyonuna gelmeleri. «8255»
Siyasal Bilgiler okuluna (mülkiye mektebi) girmek istiyen lise mezunlarına:
Siyasal Bilgiler okuluna leylî veya neharî girebilmek için lise mezunu olmak, olgunluk imtihanını vertnış bulunmak ve yapılacak seçme imtihanını kazanmak lâzımdır. Gireceklerin namzet kaydı Ankarada okul binasında ve tstanbulda Yüksek öğretmen okulunda 20 ağustostan 23 eylül perşembe günü akşamına kadar yapılacak ve seçme imtihanı 27 eylül pazartesi sabahı başlıyacaktır. Seçme imtihanının günlerini, hangi derslerden yapılacağını ve kayıt için lâzım gelen neler olduğu, nu öğrenmek istiyenler bulundukları yerlıerin Maarif müdürlüklerine veya lise müdürlüklerine ve Ankarada Siyasal Bilgiler okuluna ve tstanbulda Yüksek öğretmen okuluna müracaat edebil iri er. (7784)
Alternatör alınacak
Takriben 35 KVA ve 380/220 voltluk bir alternatör alınacaktır. Devir adedi tercihan 1000 dir. Yeni veya az kullanılmış olması lâzımdır. Satmak isteyenlerin Silivri belediyesine müracaatları. (8808)
1 — Bugünkü Harplerde kati netiyeci tayyareler alıyor.
2 — Huzurla yaşamak Hava Hâkimiyeti ile kabildir.
3 — Havada Tayyare karada Tank.
4 — Gökte kuvvetli olmayan Milletlerin yaşayabilmeleri güçleşmiştlr.
5 — Gökten gelecek tehlikeyi önlemek için Hava Kurumuna yardım
edelim.
6 — Türk Hava Kurumu Kamplarında Göklerimizin kahramanlarını
yetiştiren Havacı bir nesil üremektedir.
7 — Dünya Havacılığı akıllara güç sığan hamlelerle ilerliyor.
8 — Servetimizin bir parçasını göklerimizin korunması İçin Hava
Kurumuna verelim. «8617»
Kapalı zarf usulile inşaat malzemesi alınacak
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinden:
Muhammen Muvakkat bedeli teminatı Lira Lira
İhale
___________ Tarihi Saati 7,000______525 6/9/1943 15
,_.x - — 7,600 570 * 15,30
1 — Ankara’da Hamamönünde Tıp Fakültesi müştemilâtından Doğum ve Nisaiye kliniği binasının emanet suretiyle yapılacak ilkmâl İnşaatı için yukarıda nevileri, miktarları, muhammen bedeller ve muvakkat teminat paralan yazılı üç kalem inşaat malzemesi kapalı zarf usuliyle satın alınacaktır.
2 — Eksiltme 6 Eylül 1943 pazartesi günü hizalarında gösterilen saatlerde Ankara’da Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinde teşki lolunacak hususî komisyonda yapılacaktır.
3 _İstekliler bu İşe ait şartnameyi Ankara’da Sıhhat ve İçtimaî Mu-
avenet Vekâleti İçtimaî Muavenet Dairesinden ve İstanbul’da İçtimaî Muavenet Müdürlüğünde tetkik edebilirler.
4 — Teminat olarak nakit ve nakit mahiyetindeki evrak komisyonca kabul edilmiyeceği için bu kabil teminat vermek isteyenler daha evvel müracaatla bunları alâkalı malsandıklarına ve komisyona makbuzlarını tevdi etmeleri lâzımdır.
5 — Teklif mektuplarının 2490 sayılı kanunun emrettiği şekilde hazırlanmış ve hizalarında gösterilen lhâle saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinde İçtimaî Muavenet İşleri Dairesi Reisliğine teslim edilmesi lâzımdır.l,82*2’)
Meletmenin nevi_________Miktarı
Birinci nevi tuğla 100,000 Ad.
Çam tahta ve kadron 38 m3
Ankara Belediyesi İmar Müdürlüğünden
1 — Eksiltmeye konulan iş: Ankara Şehir mezarlığında yapılacak tesviyei turabiye inşaat duvarları yollar ve keşifte gösterilen diğer işler olup bedeli keşfi 303093 «üç yüz üç bin doksan üç» liradır.
2 — Bu işe ait keşifname vesair evrak 15 lira bedel mukabilinde Ankara imar müdürlüğünden alınır.
3 _Eksiltme vahidi kıyasi fiat üzerinden kapalı zarf usulde yapı-
lacaktır.
4 __ İhale 10 Eylül 943 tarihine müsadif cuma günü saat I 7 de
Vilâyet Konağında imar idare heyeti huzurunda yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye girebilmek için:
a __ 15873.72 lira teminat verilmesi.
b — Ankarada Kanunî ikametgâh gösterilmesi.
c — 1943 senesinde ticaret odasında kayıtlı bulunması.
d __ Bu işi yapmağa ehil bulunduğuna dair imar müdürlüğünden
vesika alınması icabeder.
6 __ Teklif mektupları yukarıda 4 ncü maddede yazılı saatten bir
saat evveline yani saat 16 ya kadar idare heyeti riyasetine makbuz mukabilinde tevdi edilecektir. Posta ile gönderilecek mektupların kanunun 34 ncü maddesine uygun' olarak aynı saate kadar gelmiş olması lâzımdır. Her ne suTetle olursa olsun vaktinde heyete vasıl olmtyan mektuplar nazan itibare alınmaz.__________________(851 2)______
İstanbul Vakıflar Orman İşletme müdürlüğünden
İstanbul işletmemiz ihtiyacı için 60 santim genişliğinde bilya yataklı bir adet katarak satın alınacaktır. Bu evsafta katarak satmak isti-yenlerin 10/9/943 tarihine kadar Çemberlitaştaki Büromuza teklif mektupları ve kataraklarile müracaatları ilân olunur. (8774)
Devlet Denizyolları İşletme Umum
Müdürlüğünden:
Azapkapıdaki Haliç Havuz Fabrikamızın döküm ve kaynak İşçileri için pazarlıkla süt alınacaktır. Şartnamesi her gün komisyon Reisliğinde görülebilir. Vevrilecek günlük süt miktan 30 - 45 kilo arasındadır. Bu işi almak isteyenlerin 50 lira ilk temlnatlariyle birlikte 10 eylül 1943 cuma günü saat 15 te Tophane.de Devlet Denizyolları binasındaki Alım Satım Komisyonunda gelmeleri. «8716»
Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum idaresi ilânları
Muhammen bedeli (21000) lira olan 6000 adet toprak kazması 30/9/1943 perşembe günü saat 15,30 da kapalı zarf usulü ile Ankarada idare binasında toplanan merkez 9 uncu komisyonca satın alınacaktır.
Bu işe girmek isteyenlerin (1575) liralık muvakkat teminat ile kanunun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini aynı gün saat 14.30 za kadar adı geçen komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır.
. Şartnameler (1,05) lira mukabilinde Ankarada merkez veznesinden Haydarpaşada Haydarpaşa veznesinden temin olunur. «8554»

Ham Kauçuğu ve Bezi idare tarafından verilmek suretile «2800» iki bin sekiz yüz adet Tren için Şofaj hortumu pazarlıkla imal ettirilecektir.
Muhammen bedeli «14560» on dört bin beş yüz altmış lira olup pazarlığı 18 Eylül 1943» çarşamba günü saat «15» on beşte Haydarpaşada Gar binası dahilindeki komisyon tarafından yapılacaktır.
Bu İşe girmek isteyenlerin «2184» İki bin yüz seksen dört liralık kat’î teminat ve kanunun tâyin ettiği vesaikle birlikte pazarlık günü saatne kadar komisyona müracaattan lâzımdır.
Bu işe ait şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. ______________________________________________________«8727»
Başvekâlet Basın ve Yayın umum müdürlüğünden:
Ankara radyosu temsil kolu kadrosuna almacak san’atkârlar için 10/Eylûl/1943 cuma günü Ankarada bir imtihan açılacaktır. Temsil kolu kadrosuna erkek ve kadın dokuz san’atkâr alınacaktır.
İmtihana girmek şartlan şunlardır:
1 — Başvekâlet Basın ve Yayın Umum Müdürlüğüne hitaben yazılmış bir dilekçe.
2 — Nüfus hüviyet cüzdanı tasdikli sureti.
3 — Doğruluk kâğıdı.
4 — Bulaşık hastalığı bulunmadığına ve vazifesini muntazam ifaya mâni beden ve akıl hastalık ve ânzalan olmadığına dair sıhhî hey’et raporu.
5 — İsteklilerin en az İlk tahsil derecesini gösterir şahadetname veya tasdiknamelerinin tasdikli suretleri.
6 — İsteklinin medenî halini, evvelce bulunduğu hizmetleri ve halen meşgul olduğu işi gösterir el yazısiyle yazılmış hal tercümesi.
7 — 6x9 eb’adında açık başla çıkarılmış 6 adet fotoğraf.
8 — Haklarında malûmat almacak kimseler ve adresleri.
İmtihana girmek isteyenlerin dilekçeleri ve istenen belgelerle 9/Ey-lûl/1943 perşembe günü saat 17 ye kadar Ankarada Basın ve Yayın Umum Müdürlüğüne ve 8/Eylûl/1943 çarşamba günü saat 12 ye kadar Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü İstanbul mıntaka müdürlüğüne müracaat ederek kayıtlarını yaptırmaları ve imtihana girme fişi almaları lâzımdır, imtihanlar 10/Eylûl/1943 cuma günü saat ondan İtibaren kurulan Jüri tarafından Ankarada yapılacaktır. İmtihana girmek üzere Ankraya gelmiş olanlar İçin masraf te’diye edilmiyecektir.
Ankarada 9/Eylûl/1943 perşembe günü saat 17 ye kadar, tstanbulda da 8/Eylûl/1943 çarşamba günü saat 12 ye kadar İstenilen vesikaları teslim edip İmtihan fişi almayanlar, 10/EylûI/1943 cuma günü saat 12 ye kadar kurulan jüri hey’eti reisliğine vesikalarım noksansız olarak teslim edebildikleri takdirde imtihana girebilirler. Mecburî hizmet erbabı imtihana kabul olunmaz.
Evvelce radyo temsil kolunda çalışmak üzere resmî müracaatta bulunmuş olanların da imtihana girme İsteklerini yukarıda bildirilen şekilde yenilemeleri lâzımdır.
İmtihan ve hizmet talimatnamesi ve diğer tamamlayıcı bilgiler Ankarada Basın ve Yayın Umum Müdürlüğünden ve tstanbulda Basın ve Yayın Umum Müflürlüğü İstanbul mıntaka müdürlüğünden temin edebilirler.
İstekliler aşağıdaki bölümlerden imtihan edileceklerdir:
1 — A — Seste uygunluk (Radyofonik kalite)
B — Fizikî ârızasızlık
C — Konuşmada kendi kendini kontro!
2 — Diksiyon
3 — Mimik
4 — A — Komedi temsilinde muvaffakiyet.
B — Dram temsilinde muvaffakiyet
C — Klâsik temsilinde muvaffakiyet.
5 — A — Bir rolün psikolojisini ifade ve izah.
B — Kavrama kabiliyeti.
C — Bir rolü çabuk kavrama ve role intibakta sfır’at.
İstekliler jüri tarafından seçilecek bir metinden imtihan edilecekleri gibi ayrıca kendilerinin de tercih ettikleri bir eserden okuyarak İmtihan edileceklerdir.
İmtihanda gösterdikleri muvaffakiyete göre İstekliler 60 liradan 300 liraya kadar'ücret alabileceklerdir. «8657»
|...îstÂnbÜFİ^^
Tarlabaşı şubesine borçlu Vahram Basmaclyanın Taksim Kocatepe mahallesi Valde çeşmesi 135 numarada kurulu marangoz atölyesinde mevcut makine ve tegzâhlarla sair âlât ve edevat 6/9/943 tarihine Taslayan pazartesi günü saat 10 dâ mahallinde satılacağı ilân olunur. (8766)

Mükellefin Mevkii, mahallesi Kapı Cinsi ve Tamamının mu- pey
adı_______ve sokağı_____No, hissesi kayyet kıymeti akçesi
Kostantin Bakırköy - Sakızağacı 9 Bahçeli hane 2560 192
Andonyadis mahallesi Orta sokak 1/4
Galata Maliye şubesine varlık vergisinden borçlu Kostantin Andonya-dis’in yukarıda mevkii, cinsi ve evsafı yazılı G. menkulü Tahsili Emval kanunu hükümleri dairesinde satılacaktır.
İlk müzayedesi 10/9/943 cuma günü saat 14,30 da ve kat’î ihalesi de 20/9/943 pazartesi günü saat 14,30 da yapılacaktır. İsteklilerin pey akçelerini muhtevi makbuzlarla birlikte Bakırköy Kazası İdare Hey’etlne mü-racL atlan ilân olunur.__________________________________«8&20»
Vatman ve biletçi alınacak Elektrik, Tramvay ve Tünel İşletmeleri Umum Müdürlüğünden:
İstanbul tıamvaylan için vatman ve biletçi alınacaktır. Sıhhi durumu iyi, (18) yaşını bitirmiş olmak ve okuma yazma ile hesap bilmesi lâzımdır. İlk girişte biletçilere 145, vatmanlara 165 kuruş gündelik ve ilâveten % 25 pahalıılk zammı ile her çalışma gününde ayrıca 20 kuruş intizam primi verilir. Bu suretle bir müstahdemin aylığı bekâr veya evli olduğuna göre takriben 65 ilâ 80 lira arasındadır. Mesai saatleri haricinde çalışanlara % 30 zamla fazla ücret verildiği gibi mevzu bareme göre seneden seneye gündeliklere zam yapıllr. Haftada bir gün istirahat eden ve çalışmayan işçi o gün İçin tam gündelik alır. Bir kab yemek ve yarım ekmek meccanidir. İşçiler Hükümetimizce ağır İşçi telâkki edilir. Elbise, kasket, palto parasızdır, hastaların tedavisi ile ilâçları da meccanidir. İstekllerin Galatada, Tünel arkasında Tramvay Hareket Dairesine müracaatları. (8821)
I^^^^Jştanbul^Belediyeşijlânları^^^^^J
Belediye Levayım Anban olarak kullanılmakta olan Fatihteki Tabha-ne Medresesinin tamiri kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 44645 lira 64 kuruş ve ilk teminatı 3348 lira 42 kuruştur. Mukavele, eksiltme, Nafia İşleri umumî, hususî ve îennî şartnameleri, proje keşif hulâsasile buna müteferriğ diğer evrak 223 kuruş mukabilinde Vilâyet Nafia Müdürlüğüne verilecektir.
İhalesi 15/9/943 çarşamba günü saat 15 de Daimî Encümende yapılacaktır. Taliplerin ilk teminat makbuz veya mektupları, ihale tarihinden üç gün evvel Vilâyet Nafia Müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet, imzalı şartname ve teferruatı, şartname mucibince ibrazı lâzım gelen vesaik ve kanunen ibrazı lâzım gelen diğer vesikalarile birlikte 2490 No. h kanunun tarifatı çevresinde hazırlayacakları teklif mektuplarını ihale günü saat 14 de kadar Daimî Encümene vermeleri lâzımdır. «8567»
Üniversite Rektörlüğünden:
Üniversite fakültelerine yeni yazılacak öğrencilerin yazılma işlerine 6 Eylülde bütünleme imtihanlarına 20 Eylülde imtihanla öğrehci alınacak kısımlar için seçme imtihanlarına 20 ilkteşrinde başlanacaktır.
İlgililerin buna göre fakülte kalemlerine baş vurmaları. (8795)
HEB TELDEN
Teehhül!!!
Dün, lâtin harflerile ikinci baskısı yapılmış eski bir roman elime geçti. Bu üslûbu çok yeni, çok akıcı olarak tanınmış bir muharririn eseriydi.
Buna rağmen henüz 16 yıl evvel ilk baskısı çıkan bu romanın sahifelerini birer birer çevirirken dilin ne büyük, ne hayret verici, ne inanılmıyacak bir değişikliğe uğradığım görüyorsunuz, öyle kelimeler karşımıza çıkıyor ki bir zamanlar onların katiyen tuhaflığının farkında bile olmadan, bol bol kullanırdık. Hattâ yalnız «yazı dili» nde değil, konuşma dilinde de... Meselâ bu kitapta «teehhül» kelimesi gözüme ilişti.
Çocukken böyle lâf arasında lügat paralamak merakında olan bir tanıdığımızın amcama:
— Henüz müteehhil değilim... Fakat teehhül edeceğim!., dediğini işitmiştim. Amcam da bu sözleri merakla ve ehemmiyetle karşılamıştı.
Ben de meraka düşmüştüm. Acaba adam ne yapmak niyetindeydi?.. «Teehhül edeceğim!» den maksat neydi ki? Teehhül edecekmiş!.. Hiç de böyle şey duymamıştım. Nihayet amcama sordum: — Amca, insan nasıl teehhül eder?..
O beni tersledi:
— Sus yumurcak!.. Boyuna bosuna bakmadan...
O zaman bu sözün büyüklere ait mühim bir lâf olduğunu anlamıştım. Hattâ bir kere de büyüklük taslamak için anneme:
— Anne, ben teehhül edeceğim!., demeğe kalktım amma bana pek pahalıya maloldu.
Lâkin sonra bu kelimenin hakiki mânasını öğrendim. Onu nihayet tabii bir tarzda kullanırdım.
Şimdi bu söz dile ne komik geliyor!.. Sanki hiç ağzımızdan çıkmamış gibi... Yahut vaktile giydiğiniz fakat sonra gözümüze gayet tuhaf görünen fesler gibi.. — H
Hoca Mustafa Asım Yiiriik
“İttihat ve Terakki,, den çekilmesi, ekseriyet fırkası için büyük bir darbe olmuştu.
Yazan; Mustafa Ragıb Esath
Geçen Hafta, Meşrutiyet devrinin mühim bir siması daha aramızdan «hediyen ayrıldı: Hoca Nasuhi Efen-dizade Mustafa Asım Yürük.
B. Hakkı Tank Us tarafından ter-tibedilerek geçen şubatta Üniversite konferans salonunda yapılan «elli yıl etvvel yazı yazanlar» jübilesinde yazı yazmak kıdemi bakımından altıncı numarayı Mustafa Asım Yürük işgal ediyordu. Hakkı Tarık’ın verdiği izahattan anlıyoruz ki altmış yıl evvel (Tercümanı Hakikat) de:
«Tekkei fikratte Asım, sâimi vuslat iken Busei lâ’lile iftar eyledim meyhanede» Mısralarile dikkati çekici bir ga. zel neşreden merhum Hocazade, rind bir şiir mizacına malikti. '
İlk gençliğinde istidadını bu suretle şiir sahasında tecrübe eden Mustafa Asım Efendi, mensup bulunduğu ulema sınıfındaki ekseri meslektaşları gibi yalnız medrese kültürünün muayyen çerçelveai içinde kalmamıştır. Edebiyat sahasında da istidadını becrübe etmiş ve Meşrutiyetten evveld (cami vaizlan) ile Is-tanbulun en tanınmış vaiz ve hatiplerinden biri olmuştu. 1908 Meşrutiyetinden evvel, hitabetteki istidat ve kudretini tecrübe etmek için cemiyet hayatında hiç bir saha müsait değildi. Mutlakıyet idaresi, kendi nüfuz ve bakası için edehiyat kadar hitabeti de tehlikeli ve muzır görii-yordu. Bu bakımdan; hattâ hukuk, mülkiye gibi — ders programlan iti-barile hitabet sanatına en müsait bulunan — yüksek mekteplerde bile hocalar, derslerini mümkün mertebe sakin, yavan bir edâ ile takrir ederler, sürükleyici, telkin edici bir hitabet tarzından — jurnal edilirler korkusile — çekinirlerdi. Fakat camilerdeki kürsülere çıkan vaiz, âmmeye dinî itikat ve âmâli telkin etmek için — politika mevzuuna temas etmemek şartile — istediği hitabet tarzını seçmekte muhtardı.
İşte Mustafa Asım Efendi, fıtratındaki hitabet kudretini, büyük bir heyecan ile vaızlannda ispat etmiş ve kendisini dinliyenleri, fikirlerine, telkinlerine doğru sürüklemek hünerini göstermiştir. Onun vaızlan-nın «cemaat» ı her zaman artmış, memleketin en münevver tabakasından en iptidaî seviyesinde bulunanlara kadaT yüzlerce dinleyici Mustafa Asım Efendiyi dinlemek zevkine kapılmışlardı. Bilhassa Ramazan günleri, camilerde İstanbulun başlıca «mir-i kelâmı» Hocazade idi.
Dinî vaızlarile vicdanları bu ka-aar cezbeden bu hatip, siyaset saha*-sın d a da vücudundan istifade edilir mühim bir şahsiyet olmağa namzetti. Meşrutiyetin ilânı üzerine Hoca-zadenin halk üzerindeki bu nüfuzunu pek yerinde keşfeden «İttihat ▼e Terakki» ilk İstanbul mebus nam-zedleri listesine Mustafa Asım Efendiyi de koymağı pek lüzumlu gördü. Netekim, Ayasofya camii kürsü şeyhliğinde de yine vaızlarile temayüz eden Manastırlı İsmail Hakkı Efendi de, sırf bu vâdideki muvaffakiyetinden dolayı, — bilâhare — âyan meclisi âzalığına tâyin edil-
mişti. .
İstanbulun bu sarıklı mebusu, siyaset zevkinden ve memleketin siyasî cereyanlarından gafil değildi. Hakkı Tarık Us diyor ki:
«... Mustafa Asım Efendinin babası Hoca Nasuhi Efendi nakşibendi şeyhlerindendi. Fakat bu zattan oğullarına kalan şiir ve ilim zevkinden başka siyaset zevkidir de... Hoca Nasuhi Efendi Kuleli hâdisesi do-layısile Lirimi adasında sürgün kal-
mıştır.»
(Vakit gazetesi: 11 şubat, 1943)
Kuleli vakası, Sultan Mecit zamanında saray ve o zamanki idare aleyhinde bir hâdisedir. Babasının Lâmniye sürgün edihnesile çocuk ya-şuıdanberi memleketin politika cere-yanlarile yakından alâkadar olan Mustafa Asım Yürük, mutlakıyet devrini de hiç benimsememiş, bu idareye karşı kalbinde — çok uzun yıllardan kalmış — menfi bir duygu beslemişti. 1908 inkılâbından evvel, cami vaızlannda ve mektep hocalı-ğmda temas edemediği siyaset mevzuu, Meşrutiyet ilânından sonra Hocanın çok sevdiği ve çok kabullendiği bir saha olmuştu. O. (Meclisi mebusan) m hitabet kürsüsünde
günün siyasî mevzulanna büyük bir talâkatla temas ediyor ve bu suretle günden güne dikkati çekiyordu. Hoca Mustafa Asım Efendi, artık mensup bulunduğu «ittihat ve Terakki» cemiyetinin program ve icraatının çok hararetli bir müdafii idi. Meclis kürsüsünde tamamlamadığı mevzulara halkı daha ziyade yaklaştırmak ve bilhassa İstanbulun ekseriyetini «ittihat ve Terakki» faaliyetine ısındırmak için vaazlarında da temas ediyordu.
Meşrutiyet inkılâpçıları memleketin siyasî ve İçtimaî hayatında — Tanzimatçılardan daha ileri giderek — yenilikler yapmak istemekle beraber, siyasetlerinde dini de bir vasıta olarak kullanmaktan fariğ olmuyorlardı. Bu düşüncenin temrile Mustafa Asım Hoca, (ittihat ve Terakki) için çok lüzumlu bir şahsiyetti.
Cemiyet ile bu sarıklı mebus arasındaki bağlılık, ilk (Meclisi mebusan) m son günlerine kadar devam etti. 1327 senesinde dahilî ve haricî bâr çok sebeplerle (ittihat ve Terakki) zayıfladığından o zamana kadar ekseriyet fırkasına mensup olan mebuslardan bir kısmı, (İttihat ve Terakki) dıen istifa ederek yeni teşekkül eden (Hürriyet ve İtilâf) •fırkasına intisap diyorlardı. Fakat bu istifalar, ilk günlerde tek tük •vakalara münhasır bulunduğundan ve (İttihat ve Terakki) de gerek Mecliste, gerek hariçte kendi fırka-
sına mensup nüfuz sahibi mebuslardan çoğunun ayrılmadıklarını gördü, günden büyük bir telâş v? endişe göstermiyordu. Ancak günün birinde (ittihat ve Terakki) nin gerek Mecliste, gerek vaiz kürsüsünde en kuvvetli müdafilerinden olan İstanbul mebusu Mustafa Asım Efendinin yc Te^kkî) den çekilmesi buyuk bir hadiseye sebep oldu. Hocanın istifası, mütereddit olan diğer (Devamı 8 ncı sahîfede)
Şark cephesi nasıl kısaltılabilir?
Kuban köprübaşı ile Kırımın tahliyesi yakın görünüyor
Almanlar sağ yanlarını dayadıkları Taganrog mevkiini cepheyi kısaltmak için boşalttıklarını söylediler. Sovyetler ve müttefikler ise bu çekilmenin kendi tazyıklan neticesinde olduğunu ileri sürdüler. Hakikat şudur ki Harkof düştükten ve Sovyetler bu şehrin garbında da bu kadar ile-riledikten sonra sağ yanın Ta-ganrogda durmasına zaten imkân kalmamıştı. Bu bir zaruretti. Bu çekiliş gönül hoşluğu ile mi yapıldı, yoksa oradan da çetin savaşlar neticesinde mİ çıkarıldı, orası ayrı bir meseledir.
Yalnız Taganrog’un bırakılması ve Alman ordusunun biraz geri çekilmesi şark cephesinin kısaltılmasına yetmez. Alman sağ yanının nereye dayanacağı çok düşünülmeğe değer. Kırım yarımadasının berzahına varmadan evvel ve meselâ Mariopol hizalarında hazırlanmış bir mevzi var-mıdır, bilmiyoruz. Eğer böyle bir mevzi varsa şimdiki cephede büyük çöküntü olmadan Sovyet taarruzu belki gene önlenebilir. Fakat galip olan ihtimal Kızılordu-yu bu kadar kısa mesafede durduracak eskiden hazırlanmış bir mevzinin bulunmaması ve sağlam bir müdafaa için Almanların Di-nyeper hizasına kadar çekilmesidir. Bu takdirde ise Kırım ve ondan daha ilerideki Kuban köprü-başında bulunan Alman ordularının vaziyeti çok tehlikeye gireceği gibi bundan sonra Almanların tekrar Kafkasyaya kadar sarkmaları ihtimali kalmıyacağından buralarda çarpışan orduların yerlerinde kalmalarından da fayda beklenemez. O halde normal olarak bu yakınlarda Kırım ve Rubandaki kuvvetlerin de geri çekilmelerine şahit olacağız demektir.
Vakıa bu kuvvetler Alman esas hattı Dinyepere çekildiği takdirde de müdafaaya devam edebilirler. Kuban köprübaşmı bu kadar aydır en çetin taarruzlara karşı müdafaa eden Almanlar Kırım berzahını daha kolaylıkla müdafaa edebilirler, Hava kuvvetlerinin yardımile de Sovyetle-rin Kırım karasına asker çıkarmalarına mâni olabilirler. Fakat buralarda karadan esas ordu ile irtibatı kesilmiş vaziyette kalacak kuvvetlerin denizden beslenmesi çok güç olacaktır. Çünkü Karadenizde deniz kuvvetleri bakımından üstünlük nede olsa daima Sovyetler tarafındadır. Almanların bu denize getirdikleri birlikler ufak teknelerden ibarettir. Böyle deniz üstünlüğü olmadan ada vaziyetine düşmüş Kırım ve Rubandaki kuvvetleri beslemek imkânsız hale gelebilir. Ve bunlar da Stalingradın âkıbetine uğrayabilir. Son zamanlarda zayiattan âzami derecede çekinen Almanların bu ordularım uzun boylu bir gaye olmadan burada bırakacaklarım zanetmiyoruz.
Şark cephesinde Almanlar için en kısa hat Dinyeper hattı değildir. Fakat şimdiki Alman mevziinin sol yanım olsun yerinde tutmak ve Sovyet arazisinden mümkün olduğu kadar fazlasını elde bulundurmak için Briarisk hizasından itibaren Alman mevziinin kısaltılması için Şimdilik Dinyepere dayanması çok muhtemeldir.
Mamafih halen Alman müdafaasının elastikiyetini muhafaza ettiğini, henüz yanlıp yıpratıl-madığın kabul etmek lâzımdır. Sovyetler bu tank ve tayyare devrinde dahi günde 4-5 kilometre ilerliyebiliyorlar. Büyük satıhların süratle işgali için ise 1941 yazında Almanların yaptıkları gibi büyük ordu birliklerini kuşatıp imha etmek lâzımdır. Stalingrad müstesna olmak üzere Kızıl ordunun böyle hareketler yaptığını henüz görmedik, zamanla belki buna da şahit olacağiz. Şimdilik Almanlar ricati güzel idare edebilmektedirler. Eğer 1917 _ 18 kışında Garp cephesinde ve Zigfrid mevziine çekilirlerken yaptıkları gibi çekildikleri arazide çok geniş tahribat yapıyorlarsa bu tabiye ile bir müddet sonra ve ağlebi İhtimal Dinyeper kenarında Sovyet taarruzunu durdurmaları da mümkündür. Kızıl ordunun şimdi yaptığı tarzda, uzun müddet
devam eden saldınmlar ile yavaş arazi kazanmanın en kötü tarafı insanca fazla zayiat vermesi ve bir müddet sonra durmaya mecbur olmasıdır. Geniş arazi kazancı yarma veya ihata ile elde edilir. Önümüzdeki iki ay zarfında da Sovyetler bu tarzda taarruzu idame ettirebilirlerse — ki askerlik bakımından çok zor bir
Son zamanlarda anlaşılmayan sebeplerle çocuklarda görülen iştahr sizlik derdi Avrupa ve Amerikada. ki bütün çocuk doktorlarını pek ziyade meşgul etmektedir. Çünkü çocuklardaki bu yememezlik derdi ancak son yıllarda görülmeğe ve bir mesle halini almağa başlamış bulunuyor. Meselâ bundan yirmi sene evvel hemen hemen böylie bir mevzu hiç konuşulmazdı bile.
Halbuki şimdi gün geçmiyor ki doktorlara ilk yaşlardaki çocuklarda muannidane bir şekilde devam ■edip dıran bu iştahsızlık meselesi için müracaatlar vuku bulmasın.
Gerek tıbbî ve gerek terbiyevî bütün gayretler bu garip ve muannit yememezlik karşısında kınlıp kalmaktadır. Hasta diye getirilen bu küçük mahlûk verilen yemekleri mutlak surette reddediyor. Halbuki yemek harici zamanlar çocuk nispeten sakin ve uysaldır. Yemek zamanı gelince cidden güç, çetin ve sıkıntılı bir devir başlar ve ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, çocuk ağzını kapar, dişlerini sıkar, başını sağa sola çevirir, bîr türlü yemez. Yemeklerin neyi değiştirilir, lezzetli olması ve çocuğun hoşuna gitmesi için muhtelif tertipler ve çareler aranır. Hattâ bu gibilere yemek ihzarı için doktorların rey ve mütalâaları alınarak âdeta âlimane düşüncelerle hususî yemekler yapılır; midenin faaliyetini uyandırmak, iştahı tahrik etmek için uğraşıp durulur. Maalesef netice genıe hiç. Bütün gayretlere rağmen çocuğun yememezlik inadı karşısında âdeta ellerimiz böğrümüzde âciz kalırız. Eğer cebir ve şiddet kullanarak çoruğun dişleri arasında ağzına bir lokma sokulmağa muvaffak olunursa bu defa lokmayı ağzında muannidane bir surette saklar ve yutmaz. Nihaıyet etrafın bütün tekayyüdatma rağmen bir an gelir ki lokmayı ağzından dışan atrverir. Bin müşkülâtla lokmayı yutturmak mümkün olursa, bu lokma yumuşak ve iyicıe ezilmiş bir gıda ise iyi, eğer yemeğin içinde küçük parçacıklar ve pürüzlü şeyler zarsa, o kadar zahmetle mideye indirildbileıı bu bir kaşıklık yemeği garip bir kusma hareketile derhal çıkarır. Birçok aileler çocuğun hazmını güç yaptığını ve verilen yemekleri kabul edemediğini söylerleT. Hakikat halde bu hal bel’um ve yemek borusunun yukan kısmında mevcut olan asabî bir »pazm’dan ileri gelmektedir. Eğer çocuğun cüm-lei asabiyecinden bu spazm hali giderilirse ve umumî vaziyette bir sükûn temin edilebilirse o zamana kadar hazmı güç asnılan ve her delfa kayeden çocuğun aynı yemekleri bh müddet sonra gayet güzel haz-metttiği görülür. Bundan da anlaşılır ki böyle çocuklarda ne hazımsızlık, ne de he» hangi bir mania mevcut değildir.
Bu asabî çocuklarda diğer brr bal vaıdiT. Meselâ bazıları ancak muayyen ve mahdut yemekleri güçlükle kabul ettikleri halde diğer bazıları aksine olarak, mahdut yemeklerden hoşlanmazlar. Meselâ bunlardan bazıları patatesi, yeşil sebzeleri ve eti bir türlü yutamazlar. Halbuki onların yaşı böyle mubtefit yemeklerin yenildiği bir çağdır. Diğer bazıları da ancak dar bir çerçeve dahilindeki yemeklerle iktifa ederleT ki bunların haricine çıkmak çok müşküldür. Bu haller nihayet her ne şekil ve surette olursa olsun, çocukların neşvü-
Yazan:
M. Şevki Yazman
şeydir — Ukraynanın büyük bir kısırımı ve sanayi - maden bölgesini elde etmeleri kabildir.
Şu hale göre ve kış gelip çatmasına kadar Almanları Kuban ve Kırımı da tahliye ederek Dinyeper mevziine çekümesi ve Sovyet tarruzlanm burada durdurması en galip bir ihtimal olarak görünüyor. Bu kadar zayiattan sonra Sovyetlerin tekrar büyük kış taarruzlarına girişip girişmi-yecekleri merak edilir bir meseledir...
Tıbbî musahabeler :
Yazan: Dr. İBRAHİM ZATİ ÖGET
İlk yaşlardaki çocuklarda görülen yememezlik ve iştahsızlık halleri
nemalarına ve bedenî tekâmüllerine zararlı olmaktadır. Netekim birçok defa aylar ve yıllar geçerek bütün bu asabî haller zail olur, çocuk her şeyi yer, içer; fakat çocuğun neşvünemasının geri kaldığı ve boyunun büyümediği ve yahut nispeten geç büyüdüğü görülmekbedir.
§
Çocuklarda görülen bu iştahsızlıkları ve yememezliklerin sebebini münhasıran asabiyete atfetmek doğru değildir. Çocuğun hazım cihazının ve diğer âzasının, bilhassa akciğerlerinin iyice muayene ettirilmesi lâzımdır. Hazım cihazında bozukluk mev cut ise veyahut akciğerlerinde bir verem başlangıcı alâmeti var ise şüphesiz derhal bunların tedavisine koşmabdır.
Malûmdur ki normal olarak yemekten muayyen bir müddet sonra mide boşanır ve ancak mide boşandıktan ve bir müddet de boş kaldıktan sonradır ki açlık hissi duyulur. Böylece yemek yemek ihtiyacı hasıl olur ve işte bu şerait dahilinde yenilen yemekler de hiçbir sıkıntı ve rahatsızlık vermeden hazmolunur. Şüphesiz bunun için de yenilen yemeklerin nev’i, pişirme tarzı vücudun mevcut olan ihtiyaçlarına uygun olmalıdır. Böyle olmadığı takdirde şüphesiz iştahsızlıklar baş gösterir. Fakat marazî hallerin tetkik ve tahlilinden sonra eğer çocukta uzvî bir şey bulunmuyorsa o zaman hâdisenin tamamen asabî olduğuna hükmetmek zarureti hasıl oIut.
Çocuklarda bu yememezlik derdi her yaşta olursa da, iki yaşla on iki yaş arasındaki devrede en çok tesadüf edilmektedir. Daha yukarı yaşta enderdir. Fakat daha küçük yaş-takilerde daha fazladır. Hattâ bazı küçük yaşlardaki çocuklarda daha ilk aylarda normal beslenmeye karşı mukavemet ve red hareketleri görülür ki bunları yola getirmek çok müşkül olur. Bu inatçılıklara karşı yavruya kâfi derecede yemek ve gıda verebilmek için yorulmak, usanmak bilmiyecı bir sabır ve gayret lâzımdır. .
Bazı küçük çocuklarda görülen bu yememezlik meselesi şüphesiz muvakkattir. Az çok uzunca bir müddet devam ederse de nihayet bu asabî mat kendi kendine zail olur. Çocuk her şeyi bol bol yer. Geçen sıkıntılı devreyi düşünerek hayret edilir. Bu itibarla o kadar tehlikeli bir ânza değildir. Ancak yukarıda da söylediğimiz gibi, bu çocuklarda en mühim mesele, bu inat devresinde kendilerinin neşvünemalarının geri kalması ve bilhassa boylarının ken-
-DörtOerân Rom a m-
Fransanm iki akademi azası Pierre Benoit ve Paul Bourget ile Gerard d’Houville ve Henri Douver Nois’nin müşterek eserleridir. Karısını âşıkı ile yakalayarak öldüren bİT adamın bu hâdiseyi biricik kızından saklamak için çektiği ıztırablarile başlıyan ve ayni iztirabı ve nedamet hislerile sona eren; .hayatın tâ kendisi bir romandır.
100. Cildlisi 150 kuruştur.
■ORnBnMKTIM Asrın en büyük kadım
MADAM CURiE
Yazan: Eve Curie Tercüme eden: Mebnıre Sami Koray Yakında çıkıyor. '
REMZİ KİTAPEVİ
Nebatî zehirlerin tesirleri
Eski zanıanlardanberi âlimler, doktorlar, Hintlilerin nebatî zehirleri nasıl elde ettiklerini ve bunları ne maksatla kullandıklarını tetkik etmektedirler. Son. zamanlarda MeksikalI âlim Dr. Reko, cenubî Amerikada yerli kabilelerin kullandıkları muhte-
lif nebatî zehirlerin menşeini ve tesirini öğrenmiş.
Hintlilerin kendi dilinde Sini-kuçi dedikleri bir nebatî zehir mahlûtunu tatan kimse, hafızasını kaybederek en yakınları bile tanıyjumyonnuş. Fakat en küçük -^çocukluğunu hatırhyor-« Kİ 'İteni - demlen nebatın jkli,
zehir! ae «ttsanı geniş yu alâkasız yapıyoh ipnotizma üne getirerek istenileni ‘Tİöj yormuş. Hintlilerin Kaktos . vinden yaptıkları zehirli bir içki de insanı korkunç hayallere ..ve rüyalara saptırıyor ve dehşetli korkulara uğratıyormuş. Bu zehirlerin tesirlerine karşı zamanımızın tababeti çaresiz kalıyor-
muş. • . -
Kibrit çöplerinden yapılan kitara!
Almanyada Ştaermark şehrinde bir genç, yedi ay gece gündüz çalışarak kibrit çöplerinden bir kitara yapmağa muvaffak olmuştur. Bu kitaranın yapılma tarzı, kitaralarm ve diğer millî çalgıların imalinde bir inkılâp yapmaktadır.
Kibrit çöplerinin yapıştırılarak sıralanmâsile yapılan bu kitara-nın çınlama kabiliyeti yüksek olup çok iyi ve açık bir ses vermektedir. Bu yeni kitarada göze çarpan bir şey varsa o da arka tarafının keman gibi olmasıdır. Bu kitaradaki sesin berraklığı, bundan sonra telli musiki âletlerinin katı tek tahta yerine biribirine yapışık ince ve küçük parçalardan yapılmasına doğru bir adım atılmasına yo! açmıştır.
Hayvanlar arasında arkadaşlık
îsveçte Yorgundsbro’da bir evde bir tavşanla bir kedi iki sene-denberi beraber yaşamaktadır. Kedi siyah tavşan ise beyaz renktedir. İkisi de biribirle'rinden ay-nlamıyorlarmış. Tavşanı ayrı bir kafese kapatarak ayırmışlar, fakat kedi arkadaşını kafesten kurtarmağa, çıkarmağa çalışmış. Bugün onlar yine beraber yaşı-yarak bir çanaktan süt içiyorlar, fare avına da beraber gidiyorlarmış; ahlâkları, huylan da bir olmuş, yorulduktan sonra da beraber dinleniyorlarmış.
Macaristan d a çok takvim çıkarılmıyacak
Macar Başvekili Kalay’m emri-le, Macaristanda kâğıttan tasar, ruf yapılması için önümüzdeki yeni yıl için muhtelif takvimlerin basılması yasak edilmiştir. Yalnız harb malûlleri menfaatine tek takvim cıkanlacaktır.
Büyükadada satılık arsa
Nizam cihetinde çamlık içinde fevkalâde manzaralı geniş cepheli muntazam duvarla çevrilmiş 2300 metre murabbaı bir arsa satılıktır. İçinde bağı ve müteaddit yemiş ağaçlan vardır. «Akşam» ilân memurluğuna müracaat. Telefon: 20681.
Üsküdar Askerlik Dairesi Başkanlığından:
341 doğumlu ve bu doğumlularla askerliğine karar verilen kısa hizmetli ve tam ehliyetnamelilerle Eylül devresine iştlrâk etmek üztre hazırlık kıt’asma sevkedileceklerdir. Derhal mensup oldukları askerlik şubelerine ......
di yaşındakilere nispetle kısa kalması ehemmiyetle mevzuubahistir.
Dr. İbrahim Zati öğet

Satııfe 6
[)tT=T BÜYÜK ESERİ! j
Hoca Mustafa Asım Yürük
yaşlı memurlarından «Molla» diye çağrılan bir zattı. Gayet İyi Fransızca, İngilizce bildiği halde Mollanın ha- i ünde dehşetli bir babayanilik vardı, s Mamafih beyaz çember sakalı ile çok j sevimli bir adamdı. t
Bir gün kendisine: (
— Molla bey dedim, Mecdinin şa- ; heserini dinlemeğe neden ikimizi ça- ( girmiyorlar?..
Molla gülümsedi :
— Ehhh... Sen çok gençsin... Ben ’ de bunun için fazla yaşlıyım... dedi. (
Artık her akşam bizim çocuklar be- ' raberdiler. Her gece Mecdinin şahese- j rini dinlemeğe gidiyorlar, sabahleyin 1 yorgun, uykusuz suratlarla bankaya } geliyorlardı. ]
Ben kendi hesabıma Mecdinin şa- ( heserini son derecede merak etmek- ] te idim. Hattâ bir gün kendisine:
— Bu piyesiniz sahneye konulur ’ konulmaz ilk gece için bilet alacağım!.. !
Demiş, onlara sebebini anlayama- ' dığım kahkahalar attırmıştım. 1
Bir gün de: 1
— Ben de edebiyat meraklısıyım... ı Ah ne olur ben de sizin gibi bütün ] varlığımı, bütün benliğimi bir şahesere verebilseydim... Benim de bir ( şaheserim olsaydı!., dedim. ]
Sen misin bunu söyliytn?.. Odada bomba gibi kahkahalar patladı.
«Molla»dan başka herkes kaşıklan- ’ nı tuta tuta kahkahalarla gülüyordu.
Mecdi: j
— Vazgeç evlâdım... Sen bu sev- : dadan vazgeç!., diyordu.
Ben aptal, hiç birşeyin farkında , değil, ısrar ediyordum:
— Canım ne olur?.. Edebiyat fena mı?.. Tabiî benim de bir şaheserim olsun isterim!..
Etrafımdakiler, masaların üstünde kıvranarak gülüyorlardı.
Mecdi:
— Daha çok gençsin canım!., dedi. Israrla atıldım:
— Bir çok dâhiler şaheserlerini pek genç yaşta yarattılar...
— Oğlum bırak bu şaheser lâflarını artık!..
Arkadaşlar gülmekten kırılırken Mecdi zorla beni susturmağa çalışıyordu. Artık ben de kızdım:
— Tuhaf şey... Bunda gülecek ne var?.. Bir gün elbette ben de bir şaheser sahibi olacağım... diye bağır-; dım.
Büsbütün kahkaha makaralarını salıverdiler. O gün öğleyin harkes yemeğe gidince Molla İle yalnız kaldık, ı O bana:
— Oğlum, dedi, sana bugün Mecdinin şaheserinden bahsedeyim de ’ bir daha öyle pot kırma... Mecdi gü-
• zel kadınlara «şaheser» der... Kendi-' sine yeni bir şaheser bulmuş. Onunla
meşgjıl... Senin dediğin şaheser baş-. ka. onlarınki büsbütün başka...
— Peki, arasıra hep birlikte şaheseri dinlemeğe gidiyorlar. Ben zanne-
• diyorum ki toplanıyorlar, Mecdi şa-. heserini onlara okuyor.
— Ne münasebet?.. Mecdinin şa-s heseri bir hanende kadın!.. Hep birlikte buluşup kadının şarkı söylediği bahçeye gidiyorlar, onu dinliyorlar...
İşte edebiyatta ilk hayal sukutuna böyle uğradım. Kafamın içindeki şa-' heser birdenbire çöktü, yıkıldı.
1 Bir kaç gün sonra Mecdi telâşla •'bankaya geldi:
1 — Şaheser!.. Şaheserim!.. Kaçtı
j şaheserim!.. Ll. ,--- —
yordu.
Ne garip bir şaheser bu...
(Bir yıldız)
Vaktile küçük bir bankada uıe- J mürdüm. Yaşım gayet gençti. Het- ç nüz mektepten çıkar çıkmaz, bir baba I dostunun yardımı He bir bankaya 1 girmiştim. Bir büyük odada altı kişi 1 çalışıyorduk. Arkadaşlarımın hepsi s feleğin çemberinden geçmiş, orta yaşlı kimselerdi. Bana çocuk muamelesi ediyorlar, işten başka mevzularda i katiyen benimle konuşmuyorlardı, i Anlayamadığım, gizli kapaklı konuşmaları hakkında bir iki şey sormağa kalksam hemen: c
— Sehin öyle şeylere aklın ermez... diyorlardı. ı
«Hesabı cari» işlerinde çalışan Mecdi i adındaki arkadaşımız ise hepsinin ele 5 başısı mevkiinde idi. Bu ‘Mecdinin iki i büyük merakı vardı. Biri dalma aşk maceraları geçirmek, öteki de tiyatro 1 yazmaktı, . 1
Bu iki merak onu bankadaki işlerinden çok fazla meşgul ediyordu. 1 jaamlar mütemadiyen kendisini te- i lefonla arıyorlar, kokulu zarflarla ‘Mektuplar yağdırıyorlardı. Mecdi bu ( araçla tiyatro piyesleri de yazdığını söylüyordu.
Bir öğle üstü yemeğe çıkmıştım. -Biraz geciktim. Çalıştığımız odaya ’ girdiğim zaman arkadaşları hararetli i bir bahis üzerinde konuşurken bul- ! dum. Mecdi kendinden geçmiş bir tavırla: 1
— Şaheser azizim... Bir şaheser!., diyordu. !
Beni görünce, çok defa yaptıkları gibi hemen sözlerini kestiler. Merak etmiştim. Ne konuştuklarını sordum. ( Arkadaşlardan Selim gülerek izahat verdi: (
— Hiç... Mecdinin şaheserinden bahsediyorduk da...
Bu söz üzerine hepsi birden kah- -kahayı bastılar. Ben toy toy sordum:
— Demek bir şaheseriniz var...
Mecdi aynı alaycı gülyümseme ile cevap verdi:
— Evet... Bu seferki tam bir şaheser... . :
Fazla izahat vermedi. Masasının başına oturdu. Ben de soramadım.
Lâkin Mecdinin hayatında büyük bir intizamsızlık göze çarpıyordu. Bir çok günler bankaya uğramıyordu. Arkadaşlarıma sorduğum zaman:
— Ne yapsın, şaheseri İle meşgul!., diyorlardı.
Bankaya geldiği günlerde ise Mecdi yorgun, süzgün, sararmış, uykusuz görünüyordu.
Arkadaşlar ona nasihat veriyorlardı:
— Canım kendini de şaheserine bu derece verme. Birşey değil, hastalanacaksın. Şu haine baksana...
Fırsattan İstifade ederek bir kaç söz dinlemek ümidi ile başımı kaldırdığım zaman Mecdi hemen ciddî bir tavır takmıyor:
— Ne yaparsınız azizim... Sanat, sanattır... diyordu.
O vakit arkadaşlar:
— Bu kadarı da fazla... Bu «şaheser» senin ölümüne sebep olacak, öldürecek seni... diyorlardı.
Ekseriya cumartesi günleri Mecd'.ye soruyorlardı:
— Yarın ne yapacaksın?.. O hemen cevap veriyordu: — Şaheserimle meşgul olacağım.. Bir müddet geçince bütün arkadaşlara yen; bir merak oldu. Akşam’an hep birden bankadan çıkıyorlardı. Nereye gittiklerini sorduğum zaman şöyle cevap alıyordum:
— Mecdinin şaheserini dinlemeğe...! Beni katiyen çağırmıyorlardı. Yalnız beni değil, onların çağırmadıkları' birisi daha vardı. O da bankanın en
eser!.. şaheserim!.. Kaçtı , ° ' /-----
ı!_. Bir tüccarla kaçtı!., di-1»urbanı olmuştu. Allah rahmet ey.
HUSUSÎ NİŞANTAŞI KHKOüMM
IŞIK LİSESİ
M
Kuruluş tarihi 1885
ANA - İLK - ORTA - LİSE . KIZ - ERKEK - YATILI - YATISIZ
1 — Talebe kayıt işlerine devam olunmaktadır. Müracaat her gün saat 9 - 17 ye kadardır Ecnebi dil tedrisatı ilk kısımda başlar.
■RnararamBaBOBB Telefon 80879 «■■*■■■■■«■
’o'^uma ustası aranıyor
Sümer Bank iplik ve dokuma fabrikaları müesse-sesi Bakırköy Bez fabrikası müdürlüğünden:
Kasalı Şalt otomatik dokuma tezgâhlarından iyi anlar, uzun müddet bu işlerde çalışmış dokuma ustalarına ihtiyaç vardır. Sanat okulu mezunu olanlar tercih edilir. Verilecek ücret iktidar ve kabiliyetile mü tenasip ve dolgundur.
İsteklilerin 15/9/943 tarihine kadar fabrika idaresine müracaatları. (8718)
İstanbul Defterdarlığından:
Yeni Türk Matbaacılık Anonim Şirketi 30,000 otuz bin lira sermayesini temsil etmek üzere çıkaracağı beheri 100 yüz lira kıymetinde 1 bir numaradan 99 doksan dokuz numaraya kadar 99 doksan dokuz adet hâmiline ve 100 yüz numaradan 300 üç yüz numaraya kadar 201 iki yüz bir adet nama muharrer hisse senetlerinin 330 üç yüz otuz lira damga resmini 1-9-943 tarih ve 209453-3257 sayılı makbuz mukabilinde defterdarlık veznesine yatırmıştır.
Keyfiyet damga resmi kanunun 39 ncu maddesi hükmüne tevfikan ilân olunur. 8763)
Zeytinburnu Çimento Fabrikası
Sümerbank işletmesinden5
Sivas Çimento fabrikasında çalışmak üzere ehliyetli ve tecrübeli
Kazancı, Tesviyeci ve Elektrikçi
’ J I
ustalarına ihtiyaç vardır. Bu şeraiti haiz olanların imtihan ve tecrübeleri yapılmak üzere fabrikamıza müracaatları.
AKŞAM
RADYO
ANKARA RADYOSU Bugünkü program
13,33 Karışık program (pi.)_ 13,45 Ajans haberleri, 14.00 Türkçe plâklar,
14.15 Riyaseticumhur Bandosu, 18.03 Radyo çocuk kulübü, 18,45 Radyo dans orkestrası, 19.30 Ajans haberleri, 19.45 Serbes 10 dakika. 19.55 Fasıl heyeti, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Şarkı ve türküler, 21.00 Evin saati,
21.15 Dinleyici istekleri, 21.30 Konuşma, 21.45 Radyo salon orkestrası, 22,30 Geçmişte bugün, 22 35 Ajans haberleri,
Yarm sabahki program
8.30 program ve memleket saat ayarı, 8.32 Müzik: Karışık program (pl.), 9.00 Ajans haberleri, 9.15 Müzik marşlar ve uvertürler (pl.) 9.45 İyzahlı
müzik: Büyük müzik üstatlarını tanıyalım! 10,45 Pazar sohbetleri, 11.00 Müzik: Peşrev, Taksim ve Şarlar. 11.30 Mû/lk: Türküler, 11.45 Müzik: Şarkı ve Saz Semaisi.
İSTANBUL RADYOSU Bugünkü program
19.15 Dans müziği, 19.30 Ajans haberleri, 19.45 Klâsik eserler ve şarkılar, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Şarkılar ve türküler, 21,15 Piyano soloları, 21.30 Dans müziği, 22.00 Ajans haberleri, 22.15 Kapanış.
(Baş tarafı 5 inci sahifedc) mebuslara cesaret verdiğinden ekseriyet fırkasından çekilen mebusla-nn sayısı gittikçe arttı. Hoca Mustafa Asım Efendi, yalnız Mecliste değil, vaızlarile, hjtabelerile İstanbul halkı üzerinde de büyük nüfuzu olan bir şahsiyetti. Onun, hiç bek-lenmiyen bir günde «İttihat ve Terakki» den çekilmesi, İstanbulun geri ve iptidaî zümresi üzerinde de «İttihat ve Terakki» aleytarlığı cereyanını kuvTvıetlendirdi. Ve ekseriyet fırkası — rakibi (Hürriyet ve İtilâf) hesabına — mebuslardan çoğunu kaybederek — şayet Meclis feshedilmedeydi — büsbütün ekalliyette kalacak ve iktidar mevkiinden düşecekti. Mustafa Asım Efendi, bu hareketile (İttihat ve Terakki) yi çok sarsmış, fakat kendisi de bir daha mebus intihap edilmemişti. Hoca Nasuhi Efendizadeyi — uzun bir inziva hayatından sonra — tekrar siyaset sahasında, mütareke yıllarında görüyoruz. Kendisinin ilk (Meclisi mebusan) zamanında /İttihat ve Terakki) den çekilmesi üzerine muhalifler, hususile (Hürriyet ve İtilâf) erkânı kendisini benimsemişlerdi.
Mütareke ilânı üzerine müşir İzzet paşa kabinesini düşürmekte büyük rolü olan Ayan reisi Ahmet Riza Bey, bidayette Damat Ferit Paşa ile sıkı bir muhadenet tesis etmişti. Fakat Tevfik Paşa kabinesinden sonra iktidar mevkiine gelen Damat Ferit Paşa, Ahmet Riza Beye yüz çevirmişti. Bu sıralarda (Meclisi ayan) ı kendisine taraftar unsurlarla takviye etmeğe karar veren Damat, yeni tâyin ettirdiği Ayan âzası listesine Mustafa Asım Efendiyi de sokmuş ve fazla olarak da Ahmet Riza Beyin yerine (Meclisi âyan reisliğime) geçirtmişti. Ancak bu tarihlerde Tevfik Paşa kabinesi tarafından . feshedilen (Meclisi mebusan) dan sonra yeni bir intihap yapılmadığı ■ için Mebusan ve Âyan meclisleri içtima edemiyorlardı.
Ali Riza Paşa kabinesi son (Meclisi mebusan) intihabını yaptırmış ye yeni Meclis toplandığı zaman Ayan meclisi de kanunî içtimalanna başlamıştı. Fakat yeni kabine, bu sefer (Meclisi âyan reisliğine) eski , sadrâzam Tevfik Paşayı getirdi. . Bu suretle Meclisi âyan reisliği tah-
ÇIPLAK
MODEL
Sevdiği kızla, annesinin müsaade etmemesi yüzünden evlenmiyen bir gencin ömrünün sonuna kadar çektiği ıstırabiar. Bu yüzden çocuğunu perişan gören bedbaht annenin duyduğu pişmanlık ve döktüğü göz yaşları. Temiz bir aşk ve macera sonunda seven ve sevilen bir kadının gönülleri titreten bir hüzünle vedaı, Nezihe Muhiddinin bu harikulâde romanin-dadır. Bu çok güzel romanı okurken aşkın İlâhî teheyyücü ile titriyeceksi-niz. 100 Kr. Arif Bolat Kitabeyi.
Adalar Sulh Hukuk mahkemesın-
den: 943/61
Yaşar Oyal, Rahmi, Zehra, Hüse- ı yin, Sadulia'h, Nevzadın şayian ve, müşterekn mutasarrıf bulndukları Büyükada Yalı mahallesi Altmordu caddesinde yeni 39-41 kapı numaralı gayrimenkulün izaleyi şuyu su-retile satılmasına karar verilmiş olduğundan açık arttırmaya konulmuştur. Gayrimenkul: Kadastro tes-
sisatını almak ve ün-vanını bir müd- bitine nazaran 36 ada 2 parsel nu-
det kullanmakla beraber Hoca Mustafa Asım Efendi, hiç bir zaman (Meclisi ayan) a bilfiil reislik etmek imkân ve fırsatını bulamamıştı.
işte geçen hafta ebediyete intikal eden merhum Hoca Mustafa Asım Yürük, Meşrutiyetten evvel vaızla-rile, Meşrutiyette Mebusan meclisindeki hitabeti ile istanbulun pek maruf bir siması olarak tanındığı halde «İttihat ve Terakki» den çekilip de mensup bulunduğu fırkayı bu suretle ciddî olarak sarsması üzerine uzun yıllar bir köşeye çekilmeğe mecbur kalmış ve siyasetinin
leşin!
Bataryalı 5 lâmbalı Çanta
B R A U N
Radyoları gelmiştir.
Çok dayanıklı, taze 120, 150 voltluk batarya, 1,5 voltluk telefon pilleri, 500, 800, 1000 saatlik, 1,5 voltluk katotlarımız da vardır. Satış yeri: Braun Radyo Eminönü meydanı No. 20 İstanbul.
tSOESDHa Diplomalı bir MHS I Eczacı aranıyor 1 Ankara Merkez Eczanesine | müracaat.
[PIRLANTA GERDANLIK —
Paris kuyumcularından Fon-T tana mamulâtından kıymetli biri pırlanta gerdanlık Eylülün 9 un- I cu perşembe günü Sandal Be- ■ destenlnde satılacaktır. Şimdi- I den teşhir edilmektedir. I
Afçrakhlaratavslv^lunur^^l
MBB DOKTOR - OPERATÖRMİ (ZEKİYE TEMİZEL
I Paris Tıp fakültesinden mezun I DOĞUM ve KADIN hastalıkları | birinci sınıf mütehassısı S Pazardan maada saat 15 - 18
I Kadıköy, Moda iskelesi 251. Tel. I 60918 Cumartesi saat 10 - 12 I Divanyolu Lokman Hekim fıka-raYa bedava ■■■■
marasile 385,50 m2. bahçe ve sar-nıcı olan iki ahşap hane olarak kayıtlıdır. 39 numaralı evin: Zemin r katında bir taşlık, bir misafir odası, j bir yemek odası, bir mutbak ve bir hela. Birinci katta: Bir sofa, üç oda, ( bir kiler vardır. 1
41 numaralı evin: Zemin katında ( bir sofa, bir oda, bir mutbak, bir hela, birinci katta: Bir sofa, iki oda mevcut olup bahçede bir sarnıç vardır. Mezkûr odalar bir çatı altında ' iki bölükten ibaret olup zemin katı kagir ve üstü ahşaptır. Heyeti umu-miyesine 10236 buçuk lira kıymet takdir olmuştur. Rüsum tellaliye, ihale pulu, yirmi senelik taviz bedeli müşteriye aittir. Vergi ve Belediye i rusumu bedeli ihaleden tenzil olunur. Müzayedeye iştirak edenler yüzde yedi buçuk nisbetinde pey akçesi vereceklerdir. Birinci arttırma 30 eylül 943 tarihine müsadif perşembe günü saat 1 4 den 1 6 ya kadar I mahkemede icra olunacaktır. Kıymeti muhammenenin yüzde yetmiş beşini bulursa müşteriye ihale olunur. Birinci arttırmada muhammen kıymetinin yüzde yetmiş beşini bulmazsa en çok arttıranın teahhüdü baki kalmak üzere on gün daha uzatılıp ikinci arttırma 13 teşrinievvel 943 tarihine müsadif çarşamba günü ayni mahal ve saatte icra ve en çok arttırana ihaleyi kafiyesi yapılacaktır. İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların ve irtifak hakkı sahiplerinin gayri menkul üzerindeki haklarını hususile masraf ve faize dair iddialarını evrakı müsbitelerile beraber ilân tarihinden itibaren on beş gün zarfında bildirmeleri lâzımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicillile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla malûmat almak isteyenler herkesin görebilmesi için açık bulundurulacak şartnamesile 943/61 numaralı dosyadaki vesaiki gorebile-cekleri ilân olunur.
1^—SATILIK—-s
Amiyant kâğıdı ve mukavva I imaline mahsus gayet kullanışlı I bir makine satılıktır. Müracaat: ■ Galata Kemeraltı No. 9 Ali Rı- I ■pza Gebzeli. Tel: 491 9^. Mİ
— ANKARADA —
Kaloriferli bir Apartmanda 3 kişilik bir aile için iyi yemek pişirmesi ve ütü bilen bir bayan aranıyor.
Ayazpaşada Park Oteline bitişik Sağlık Apartmanının Dil-BBMI^Bbor'e müracaatı. M9KH9
FRENGt ev BELSOĞUKLUĞUNA TUTULMAMAK İÇİN
PROTEJiN
■■■■■ kullanmalıdır.®®®®1®
atat» mymîimi «ne
tUUMMMİ*
DİZEL MAKiNiSTi ARANIYOR
Dizel elektrik santralında makinistlik yapmış tecrübeli, işletme ve tamirat hususunda ehil bir baş makiniste ihtiyaç vardır. Aylık ücret 210. T. L. dır, Fabrikadaki lojmandan istifade imkânı vardır
Taliplerin ehliyetlerini müsbit evrak suretleri, tercümei hal, referansları ile müessesemize müracaatları.
omm Adana Elektrik İşletme müessesesı. ■mm
İLÂN ■■■■■■■■■■■■■■■■
Toprak mahsulleri ofisi İstanbul şubesinden:
Değirmenlerde mevcut kepeklerin beher kilosunun satış fiatı (12) kuruştan (8) kuruşa indirilmiştir. Satın almak istiyenlerin Sirkeci Uman Hanında Toprak Mahsulleri Ofisine müracaatları ilân olunur.
inşaat
Sümerbank Umum Müdürlüğünden:
1 — Sivas’ta Çimento Fabrikası İçin yaptırılacak İşçi evleri ve yol İnşaatı
emanet usuliyle İhaleye konulmuştur.
2 — İşbu İnşaat ve ameliyatın muhammen keşif bedeli 293.000.— liradır.
3 — Eksiltme evrakı Ankara’da Sümerbank Umumî Muamelât Müdürlü-
ğünden 20.— lira mukabilinde alınacaktır.
4 — Muvakkat teminat miktarı 15,000.— liradır.
5 — Eksiltme 13 Eylül 1943 tarihine müsadif pazartesi günü saat 16 da An-
kara’da Sümerbank Umum Müdürlüğü İnşaat şubesinde yapılacaklar.
6 — İstekliler teklif evrakı meyanmda şimdiye kadar yapmış oldukları bu
gibi İşlere ve bunların bedellerine, firmanın teknik teşkilâtının kimlerden terekküp ettiğine ve hangi bankalarla muamelde bulundukla-larına dair vesikalar koyacaklardır.
7 — Teklif mektuplarını havi zarflar kapalı olarak ihale günü saat 15 •
kadar makbuz mukabilinde Ankara’da Sümerbank Umumî Kâtipliğine teslim olunacaktır.
8 — Posta ile gönderilecek teklifler nihayet ihale saatinden bir saat evve-
line kadar gelmiş ve zarfın kanunî şekilde kapatılmış olması lâzımdır. Postada vaki olabilecek gecikmeler nazarı İtibara alınmayacaktır.
9 — Banka ihaleyi icrada serbesttir. «8802»
■MHM İlk — Orta — Lise mkm
YENİ KOLEJ
Yatılı
Yatısız
kız
erkek
İlk üçüncü sınıfta başlıyan yabancı dil öğretimine çok önem ve zaman veren muadeleti tasdikli hususî Türk okuludur. Telefon: 41159
Fazla şişmanlığa karşı ■■■■■■CMKK
RADYOKARBON
Tabletleri
Mide ve Barsaklann muntazam çalışmasını temin eder. Bütün eczanelerde bulunur.
Kutusu 70 kuruştur.
mm Ademi iktidar ve mm Bel Gevşekliğine karşı
HORMOBiN
Her Eczanede bulunur. P. K. 1255
■■■ Reçete ile satılır. ■*■■■■
Yüksek Mühendis Okulu Satınalma Komisyonundan:
Okulumuza 1943 - 44 senesi için 4000 kilo sadeyağ kapalı zarf usulile alınacaktır. Beher kilosunun muhammen bedeli 440 kuruştur. Bedel tutarı 17600 ve ilk teminatı 1320 liradır. İhalesi 16/9/943 tarihinde saat 11 de yapılacaktır. Fazla bilgi istiyenlerin okula müracaatlara(8560)
İstanbul Vakıflar Orman işletmesi Müdürlüğünden:
Boluda teslim edilmek şartile 50 beygirlik bir lokomobil ile 75 santim genişliğinde iki katarak, iki daire hizan ve bir arabalı daire, iki baş kesme hizan Tranmisyon ve kasnaklan satım alınacaktır.
Taliplerin teklif mektuplarını 30.8.943 tarihine kadar İstanbul Çemberlitaş Vakıflar sokakta Büromuza gelmeleri. (8638)
4 Eylül 1943
AKŞAM
Sahlfe 7
KucMSOıikRi
1 - İŞ AR1YANLAR
MUHASİB — Yabancı lisanlarına vakıf çok tecrübeli bir muhaslb günde birkaç saatte ehven ücretle defterlerinizi kanunlara uygun tutmak-tadır. Akşamda «Kâtip» rümuzuna.
KALABALIĞI OLMIYAN AİLENİN — Yalnız yemek, 4 yaşlarında çocuğa bakmak yazıhanelerde telefon işleri yapar okur yazar genç bayan iş anyor. Akşam gazetesinde (K.N.K) rümuzuna mektupla müracaat.
RESMÎ DAİRELERDE — Muhasebe müdürlüğü yapmış Bayan akşamlan altıdan sonra ticarethanelerde muhasebecilik anyor. Kuvvetli Fransızca ve daktilografi bilir. Akşamda M. K A. rümuzuna mektupla müracaat.
35,000 LİRAYA — Taksim Talimhane 6 katlı 3 odalı bir hollü 235 Ura lratlı Taksim Kristal arkasında Milli Emlâkiş telefon: 42277 Fiş 395 —
MUHABİR — Fransızca, Almanca, İngilizce muhabereye muktedir çok tecrübeli bir bay iş arıyor. İyi referans vardır. Müracaat posta kutusu 222 İstanbul. 1
İYİ BİR AİLE NEZDİNDE — Mürebbiyelik. çocuk dadılığı ve orta işleri yapmak istiyorum. Akşam’da (Genç bayan) rümuzuna. - ı
TİCARET LİSESİ TAHSİLLİ BİR GENÇ — İyi Türkçe, Fransızca, İtalyanca, Rumca biraz İngilizce lisanlarına vakıf, hesabı kuvvetli iş aramaktadır. Akşamda B. G. B. ye müracaat. _____ — 2
2 İŞÇİ ARIYANLAR
İSTANBULDA — Bir yazıhanede çalışmak üzere bir muhasebeci aranıyor. Her gün saat 16 - 18 arasında Yeni Valide han zemin kat No. 20 ye müracaat.—
5 NÜFUSLU BİR AİLENİN — Yemek ve ev İşlerini yapacak temiz bir Türk bayana ihtiyaç vardır. Her gün saat 9 dan 12 ye kadar müracaatları. Tahtakale caddesi No. 96 kundura boya İmalâthanesi Mehmet Nuri Tl: 21147 2
HİZMETÇİ ARANIYOR — Maçka-da iki kişilik ailenin yemeğini yapacak temiz bir kız aranıyor. Aylık 30 liradır. 2002 posta kutusuna mektupla müracaat. — 1
ALMANCA BİLEN BİR DADI — aranıyor. 2,5 ve 4 yaşlarında iki erkek çocuk İçin. Erenköy Bağdat caddesi 308 No: ya müracaat. Saat 19 dan sonra Telefon: 52„.92,___________— 2
HASTABAKICI — İşinin ehli olan hastabakıcılara İhtiyaç vardır. İsteklilerin Sultanahmet Sağlık Yurdu direktörlüğüne müracaatları,______
MUHASİP ARANIYOR — Müslim gayri müslim askerlikle alâkası ol-mıyan bir muhasibe ihtiyaç vardır. Sirkeci Yalı Köşkü caddesi No. 259/1 müracaat._________________________
MUKAVVA KUTU ATELYESİNDE — Çalışmak üzere 3 kıza ihtiyaç vardır. Sirkeci Derviş oğlu sokak 7 No. İmren Basımevine müracaat. — 1
MÜREBBİYE ARANIYOR — 12 yaşında bir kız çocuğuna İngilizceyi öğretecek 40 yaşından yukarı bir mü. rebblye aranıyor. Şahadetname suretini ve referans göstermek suretile •İngiliz» rümuzile İstanbul 176 pos-ta kutusuna yazmaları. ı
KADIN AHÇI ARANIYOR — 5 kişilik bir aileye, iyi yemek pişirmesini bilen kadın bir ahçı aranıyor, maaş 30 ilâ 50 liradır. Müracaat Tel: 20677
DAKTİLO BAYAN ARANIYOR — Türkçesi kuvvetli bir daktilo aranıyor, aynı zamanda Almanca bilenler tercih edilir. Tercümel hallerile Galata, Assikurazloni Han No. 70 e müracaattan^_______________________ _ ]
BABA — Ve 11 yaşındaki oğlunun bütün ev hizmetlerini görebilecek temiz, görgülü referansla kefalet verebilir bir bayan aranıyor. Liyakati olana elli lira aylık verilecektir. Sul-tanhamam Emin bey hanı altında. 22 No. ya müracaatları.______________— 3
FRANSIZCA, İNGİLİZCE — Vey A’mancaya vakıf büro işlerinde çalış mış daktilografi bilen ve muhaberat muktedir bir bayan aranıyor. Tali olanların tercümel halleri ile post kutusu 718 No. ya müracaattan.
BİR KIZ İşçi — iie bir erkek satıcıya ihtiyaç vardır. Her gün saat 1-2 arası Büyük postane cad. 5 No ya müracaat. _ j
İKİ DAKTİLO BAYAN ALINACAKTIR — El yazısı düzgün makinede yazmağa iyice alışmış bulunmak lâzımdır. Hiçbir yerde çalışmamış olanlar tercih edilir. Her gün öğleden sonra Sirkeci Ankara caddesi 119 No. (M, Oğan) adına müracaat, — ı
DEVAMLI BİR İŞ İÇİN — En az orta tahsili ve 1000 (bin) lira nakdî depozito verebilecek — kadın veya erkek — bir memura İhtiyaç vardır. Bayezit — Posta kutusu 19. Mektupla müracaat. —
3 ~~SAT1LIK eşya
KAPTIKAÇTIYA ELVERİŞEİ — Lâstikleri yeni, bir otomobille bir kamyon satılıktır. Bayezit Mltatpa-şa yokuşu Uysal sokak 15 No. ya müracaat. _________________—3
DİŞ TABİRLERİNE — Lftmlnuvar, kazan, kauçuk pres, döküm aleti elektrik kablnetörü ve atelye motö-rü satılıktır. İstanbul Cağaloğlu diş tabibi Mehmet Rıfata müracaat.
ACELE SATILIK — 1928 modeli, Karoserisi kapalı, ufak, Buta markalı bir kamyonet satılıktır. 24489 No. ya telefonla müracaat. — 1
ACELE SATILIK İKİ ÇİFTE SANDAL — Bir buçuk ay evvel yapılmış 6.05 uzunluk 1.35 genişlik yelken, İki çift kürek, döşeme demir ve teferruatta. Kadıköy Yoğurtçu Tramvay durak yerinde bakkal bay Cevdete müracaat. — 3
SATILIK OTOMOBİL — 6 silindirli Mersedes Benz markalı yeni bir otomobil satılıktır. İstlyenlerin Nlşan-taşmda Güzelbahçe So. Şen Yuva Ap. No. 3 bay Burhana müracaattan. - 3
SATILIK TRAKTÖR ARANIYOR — 45 ve daha yukan beygir kuvvetinde tanılmış markalardan tekerlekli ve yahut zincirli az kullanılmış işler halde bulunan bir ziraat traktörü almacaktır. Pazardan maada her gün saat 10 dan 17 k3dar (23681) telefonla müracaat.
BİSİKLET MERAKLILARINA — Baronla marka pek az kullanılmış müceddet bir adet lüks bisiklet bütün takımlarlle beraber taşraya azimet haseblle satılıktır. Her gün saat 10 - 14 aarsında Eminönü Arpacılar hanmda 19 No. pa
SATILIK MOTOSİKLET - Pek az kullanılmış (Zündapp) Alman marka 2.5 beygirlik çok İktisadîdir. Görmek İsteyenler Göztepe Çimenzar sokak No. 32 ye müracaat etmeleri. - 1
ACELE SATILIK İKİ ADET CAME-KÂN — İkişer buçuk metre uzunluğunda tuhafiyecilere eczacılara elverişlidir. Beyoğlu Tokatliyan arkası Balo sokak No. 38. — 1
KIYMETLİ BİR PİYANO — Satılıktır. Görmek için 12 den 2 e kadar Sakızağacı Çöplük çeşme So. No. 23 piyanist Anjel — 2
- Kiralık • Şahlık KADIKÖY — Söğütlüçeşme Çınar-dibinde İki ev İki dükken yazlık sinema ve tiyatro bahçesi işler vaziyette tamamı on beş bin liraya satılık. Adres: Üsküdar Bizim sinema sahibi Hüseyine müracaat. — 1
KİRALIK — 3 oda. banyo, mutfak, Altınbakkal, Çimen sokak 7 No. ya müracaat. - 1
TASFİYEYE TABİ ACELE SATILIK KELEPİR EMLÂKLER — İstifadesini gözetmek isttyenler Galata Ömer Abit han 2 nel kat 23 No. Telefon 42368 - 1
BÜYÜKADADA SATILIK ARSA — Nizam cihetinde çamlık İçinde fevkalâde manzaralı geniş cepheli 2300 metre murabbaı muntazam duvarla çevrilmiş bir arsa satılıktır. İçinde bağı ve müteaddit yemiş ağaçları vardır. «Akşam» İlân memurluğuna müracaat. Telefon 20681. - 4
i SATILIK EV — Üsküdarda İhsanl-ye Harem cad. No. 20 yan kâgir 6 oda tramvaya iki dakika, bahçesinde . her nevi meyva vardır.
MAKTUAN 22000 LİRAYA ACELE SATILIK APARTMAN — Gedikpaşa. da tramvaya üç dakikada Emin Si-, nan Cami sokak No. 6 elektrik, su, . havagazı, hamamı olan ayda 160 lira kira getiren üc daireli apartman [ mecburiyet dolayısile satılıktır, tçta-. deki Kalosa müracaat. 1
EV DEĞİŞTİRMEK — İstanbulun güzel mevkiinde elli Hra kirası dört 1 odalı konforlu, nezaretli, bahçeli ■ apartman katı Boğazda, sair mahal-1 de müsait evsaftaki evle değiştirmek ’ İsteyenlerin Akşamda Z. S. M. ev-1 lerinin mahal, evsafını, mektupla 1 bildirmeleri.
t BOSTANCI - Tepe mahallede 169 numaralı köşk etrafı telle çevrili çift-! İlk bahçeye elverişli otuz beş dönüm eraztai bir bostan kuyusu ve çeşitli ■ ağaçtan iki bölük elektriği havi beş ! odalı evi ile satılıktır. — 2
- ACELE SATILIK EV — Aksaray 1 Taşkasap Molla Güranî mahallesln-• de Hayrettin paşa sokağında İki katlı j ve on odalı iki salonlu ve büyük bah-, çell 35 No. lı hane sahibi elinden , acele satılıktır. İçindekilere müra-ı caat edilmesi. _ 3
KİRALIK KÖMÜR ODUN DEPO- - SU — Kuruçeşme caddesinde 91-93 - numaralı 418 metre depo müracaat: Kuruçeşme Bakkal Hüseyin Kaptan. — 3
45,000 LİRAYA — Beyoğlunun mü-tena bir mevkiinde 6 kat 3 odalı ve bir büyük hollû, 235 lira irattı Mini Emlâkiş telefon 42277, Fiş 328 —
KİRALIK DEPO — Haliç, Haskö-yünde denize iskelesi bulunan ve caddeye kadar uzanan her işe elverişli bir depo kiralıktır. Müracaat: Fındıklı tramvay caddesinde 60 No. lu odun deposuna. Telefon 41742. — 4
35,000 LİRAYA — Nişantaşı Teşvikiye 5 katlı ve 4 odalı modem bir apartıman 175 Ura irattı Millî Emlâkiş telefon 42277, Fiş 32?__________—
23,000 LİRAYA — Pangaltmm en güzide mahallerinde beş katlı 3 - 4 -5 odalı apartıman Milli Emlâkiş telefon 42277, Fiş 326 —
KİRALIK MÖBLELİ KAT — Bey-oğlunda Ağacamlinde caddeye nazır 3 oda bir sofa, mutfak ve banyolu möbleli bir daire aile İçin kiralıktır. Alt kattaki telefondan istifade edilebilir. 43535 e telefonla müracaat. — 2
DEVREN KİRALIK — Beyoğlunun en güzide tramvay caddesinde mobilyalı ve mobilyasız kıraathane ve İki mağaza kiralıktır. Millî Emlâkiş telefon 42277, Fiş 68_____________—
18,000 LİRAYA — Tepeüstünde büyük bir villâ iki katlı konforlu bir dönüm bahçe içinde entresan. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâkiş telefon: 42277, Fiş 364. —
SATILIK KÖŞK — İki dönüm muntazam çamlı çiçek ve meyva bahçesi içinde lçl ve dışı boyalı ve konforlu, denize ve tramvaya İki dakika ve İskeleye 8 dakika mesafededir. Müracaat: Kadıköy Cevizlik Hasırcı-başı So. No. 48______________ - a
GÖZTEPE İSTASYONUNA - iki dakika mesafede Kayışdağı çeşmesi karşısında bir salon, dört odalı, konforlu 123 No. lu köşk radyo, buz dolabı ve bütün mobilyeslle senelik kiralıktır. İçindekilere müracaat.
DEVREN KİRALIK YAZIHANE — Eminönü meydanına nazır, fevkalâde işlek yerde çok güzel manzaralı bir oda devren kiralıktır. Eminönü meydanı 10 No. 1 inci kata müracaat___________________________________
SATILIK VE KİRALIK EV — Beyoğlu Yenlşehirde 7 odalı bir ev 30 liraya kiraya yahut 3500 liraya satılıktır. Kumkapı İstasyon cad. 8 No. da Ali Kançala müracaat edilmesi. Telefon 22288.__________________________
MALTEPE ASFALT ÜSTÜNDE 15000 m2 müfrez arsalar. İki ayn kısma veya toptan satılık. İstasyona 3 dakika. Tafsilât, Akşam’da N. O. Toprak remzine mektup.______________—
MALTEPEDE İSTASYONA 25 — Dakika 300 dönüm. Bostan kulübeler, ağıl, tuğla harmanı ve arazi satılıktır. Akşamda N. O. Toprak remzine mektupla. —
KADIKÖYÜN - En işlek ve müşterisi çok tanınmış tuhafiye mağazası acele devren satılıktır. Kadıköy Tramvay caddesi Pazaryolu 77/1. Telefon 60989 müracaat. ___________________ - 3
SATILIK ARSA - Suadlye İstasyonuna üç dakika mesafede. Adalara nezareti haiz İki dönüm arsa. İsteyenlerin Erenköy Fınn sokak No. 2 ye müracaat etmeleri.
5 MÜTEFERRİK
BERLİNLİ BAYAN ÖĞRETMEN — Tecrübe edilmiş, kolay metod a iyi Almanca ders verir. Zayıf talebeyi hususî tarzda imtihana hazırlar. Pa zardan başka her gün saat 4 - 7 ye kadar. İstiklâl caddesi 133 No. Haşan Bey apartımanı arka merdiven 1 İnci kat 6 No. ya müracaat — 2
HEYBELİ ADADA SATILIK EV —
Heybeliada Orhan sokak No. 10 2
odalık ve mutfak.____________— 1
2000 LİRAYA SATILIK EV — Ba-latta Hamamî Muhittin mahallesinin Kara Papak Sokağında 10 No. lu. 3 katlı, Elektrikli, kuyulu kagir ev acele satılıktır. İstlyenlerin Fath: Altay, Rüştü ef. So. 5 No. ya müracaatları.
— 1
ÇOK KÂRLI BİR İŞE — Dürüst çalışmak şartile 15.000 lira koyacak bir ortak aranıyor. İstlyenlerin Osman-bey Halaskâr Gazi caddesinde 211 No. ya müracaatları. — 2
, ,, ■■■—j
BEŞİKTAŞTA — Serencebeyde, beş odalı, elektrik, terkos, havagazı tesisattı, bahçeli 3/3 numaralı kârgir ev satılıktır. Barbaros türbesi I sında bakkal Yanı'ye müracaat.
BÜYÜK FIRSAT
Emsaline ender tesadüf edilir lekesiz gayet beyaz biri 11, diğeri 563 kıratlık 2 pırlanta 6/9/943 günü Sandal bedesteninde satılacaktır.
0> Ibs- Sarr* ■■
t. - ı öksürük Şurubu
öksürük ve nefes darlığı, boğmaca ve kızamık öksürükleri için pek tesirli ilâçtır.
Herkes kullanabilir. MM
SATILIK KÂGİR EV — Fatih tramvay durağına yarım dakika Karaman yokuşu 32 No. lı beton her katta birer oda ve teferruatı havi fiat
ukarıda resmini gördüğünüz^ • Amerika'da Glenn L. Martın Şirketi tarafından Birleşik Milletler i«in imâl olunan «Baltimore» bomba uçağıdır. Bu harp tayyare-releri Martin fabrikalarının bilumum teshılatından istifade etmektedir... Fakat sulh olunca. Martin yine muazzam ticaret tay. yareleri imâline başlayacaktır. İmâl olunacak olan bu şekildeki hava gemileri bütün dünyaya yeni seyahat v« ticaret yolları açacaktır.

THE GLF.NN 1. MARTİN CQ • BALTİMORE. MD, U.S.A.
DEVREN SATILIK DÜKKÂN - Ha-
ACELE SATILIK — Frijider marka len işlemekte olan akümlâtör plâka havuz ve su tesisatı ile birlikte Şişil imalâthanesi, her işe elverişli dük-yanuıda mobilyacı kân satılıktır. Beyoğlu Aynalıçeşme Telefon: 81779. _ cadderi No. 16 ya müracaat. |

ERKEK ve KIZ — YATILI ve GÜNDÜZLÜ
ANKT G E O R
ALMAN OKULLARI
İstanbul - Galata Kartçınar sokak. Tel: Erkek 42095 - Kız 40499 Erkek kısmı; Orta, Lise ve Ticaret okulu
Kız kısmı : İlk, Orta okul ve Ticaret kısımları KAYIT: Her pazartesi ve peışembe 9 dan 12 ye kadar
1 Eylülden itibaren her gün sabah ve akşam İkmal imtihanları: 13 ve 14 Eylülde.
■■■■■ Tedrisatın başlaması: 15 Eylül 943 çarşamba.
Öksürük ve bronşiti
TURAL
Komprimeleri derhal geçirir.
Kutusu 35 kuruştur.
On yaşındaki bir çocuğa mektup
yükselmekte ve ortalığı sarsmaktadır. Bununla beraber, sen büyümeden, elde edilen yeni usuller yaralan örtecek, dünyayı yeniden kuracak ve hayatı daha mes’ut yapmak için lâzımgelen hiçbir şey esirgenmiyecekttr. Bizler de Ford fabrikalarında, bu harbi bitirmek gayesile. Birleşik Milletler için harp malzemesi imâl etmekteyiz Biz de senin gibi sulhu bekliyoruz.
n-ha parlak bir dünyanın yarın için seni beklediğine emin bulunmaktayız, öyle güzel bir dünya kİ. hayat İçin iyi ve faidell şeyler gördüğün rüyalann hakiklleşecektlr
IORD MOTOR COMPANY
INGİLİZ KIZ ORTA OKULU
ENGLISH HİGH SCHOOL FOR GIRLS Okul 23 Eylül Perşembe günü açılacaktır
Orta 3 üncü sınıf bütünleme lmtlhanlan 2 Eylül 1943 tarihinde saat 9 da, diğer sınıfların Türkçe lmtlhanlan 22 Eylül 1943 tarihinde saat 14 de ve İngilizce lmtlhanlan da 20 Eylül 1943 tarihinde saat 9 da yapılacaktır.
Orta ve ihzari sınıflarda yer yoktur.
Yabancı tabiiyetinde bulunan ilk kısım talebeleri perşembe sabah-lan kaydedilirler.
SATILIK PORTATİF EVLER
Arnavutköy Kız Kolejine yakın, tramvay caddesinde 550 m2 arazili bahçe içerisinde, mükemmel deniz manzaralı beheri 4 oda ve I taraçalı olarak Amerikan menşeli icabmda portatif 2 adet ahşap ev (Amerikan çıralısı) acele satılıkta. İzahat için her gün tabah saat 9 dan 12 ye kadar 41294e telefon edilebilir._

BIÇAĞI
Avrupada 5 me eden fabrikalan memleketimize
daima mal göndermeğe gayret etmektedir. Senelerdenberi «atıldığı gibi her yerde _________
TANESİ 5 KURUŞTUR. «■■■■■■
Açık arttırma ile satış
1943 Eylülün 5 inci pazar günü saat 10 da Beyoğlunda İstiklâl caddesinde Yerli Mallar Pazan karşısında Postacılar sokağında 18 - 20 No. h Santa Marta Apartımanmda Zemin katı A dairesinde mevcut ve ölü Theodor Glorgullye alt eşyalar müzayede ne «atılacaktır. Halta mavim Stil çok güzel komple yemek oda takımı Erable kaplama aynalı dolap komodin ve lftvabo, güzel aynalı Portmanto Halis Bronz Louls XVI Avize beyaz maden tepsi, yağdanlık, Jardinyer ve Krtatofl bardaklar, Demir karyolalar, yağlı boya tablolar, çini ve emaye odun «oba-tarı borularile, duvar etajerleri, Çin duvar tabaklan, yatak ve kuş tüyü yastıklar, bavullar, perdeler. Oyma ağaç yaldızlı masa ve konsol, meşin şezlong, Bronz geridonlar, İçi kürk erkek paltosu, bisküllik ve şekerlikler, battaniyeler, mutfak takınılan, etajerler, elektrik ütüler, elektrik abajürler, kilimler, yorganlar ve saire.
■w■ Elbise Meraklılarına
Reklâmdan âri bir hakikat olarak maruf bir terzi sanatkârının yeniden açmış olduğu terzi atelyesinde en yüksek işçilik, biçim ve lüks malzeme ile ve münhasıran müşteri celbi maksadına matuf olmak üzere 35 liraya elbise dikmektedir. Umumun arzu ve menfaatine arz ve ölçü vermekte İstical olunması ihtar olunur.
Adres. Sultar. Hamam Aşir Efendi caddesi İhsan iye Han NçaJ0
IE Toprak Mahsulleri Ofisi mm■■
İSTANBUL ŞUBESİNDEN: |
•bes ve ucuz kepek satışı ıabına çalışmakta olan değrimenlerde mevcut kepeklerin I «8» kuruştan serbest olarak satışına başlandığı ilân^olunur^J
Bahife 8
AKŞAM
4 Eylül 1943
ç~ 6 lâmİMik k) 8^6
BLAUPUNKT
KadyvlaM,
KÜÇÜK ÇİFTLİK PARKI
ayın Musiki Severlerine Miiide: Memleketin en kıymetli sanatkârlarını, Gözbebeğimiz & Ej olmak üzere
Bahçemizde toplu bir halde dinlemek fırsatını kaçırmayınız.
bayılt yaz günleri bitiyor.
STİFADE EDİNİZ.
M ACELE SATILIK
1 — Tahmis Telefon Caddesi
üzerinde üstünde bir odası altında ardiyesi bulunan bir Mağaza.
2 _ Fatih Tramvay durağına çok
yakın köşe başında güneşe ve denize nazır büyük bir arsa.
Müracaat: Alım Satım
Fatih Milli Emlâk inşaat Bürosuna No. 28 ■■■■■
HAMİYET YÜCESES
Fuarindan avdet eden kıymetli sanatkârlarımızdan
HAMİYET YüCESES
SALAHADDİN PINAR
Selâhaddin Pınar Bu akşamdan itibaren bahçemizdedirler. Necati Tokyay
■«■■■■■■ NİŞANTAŞI, ÇINAR CADDESİ — HUSUSİ
ŞİŞLİ TERAKKİ LİSESİ
KIZ — ERKEK — YATILI — YATISIZ — ANA — İLK — ORTA — LİSE ■■■■■■■■S® Talebe kaydına devam edilmektedir. Tel: 80547
Zayi — 1941 yılında Beyoğlu Taksim 29 uncu ilkokuldan aldığım şe-hadetnameyi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
657 No. da mukayyet Ahmet Çakır
TAŞRA £
MÜŞTERİERİMİZE £
Meşhur Singer Elmaslı 7 ve Pırlantalı saatleri- 7 nin, Şövalye ve Nişan / yüzüklerinin. Çiçek iğ- 7 nelerinin, Küpelerinin V en son lüks resimleri J çıkmıştır. Bu resimler- a den tedarik etmek is- U tiyıenlerin adreslerile E 15 kuruşluk posta pulu V göndermeleri rica olu- L nur. Satışımız Peşindir. I Singer Saat Mağazası 7
İstanbul Eminönü Cad. j No. 8 t
■MHİM bu akşam anuasM
Büyükdere Beyaz Park’da
MÜNİR NUREDDİN
Ve arkadaşlarının son yaz KONSERl avdeHçin otomobiller İstanbul v^civa^köylere temin olunmuştur.
MBMMH OKUR YAZAR, BAKICILIĞA AŞİNA, ■■■MM
DADI UÇ BAYAN LAZIM
istekliler saat 10,30 dan 6,30 a kadar 20605 No. ya telefonla, ya Çarşı Kuyumcular Varakçı Han karşısı No. 25 ten sormalı. Dinç sıh-■■■■■■■■I hatli olmak lâzım, işte yeme içme vardır. ■■■■■■■■
L i D O
9 Eylül Perşembe akşamı
GALALAR GALASI
GREGOR’uıt KOLEJ SWİNG cazının
Baş döndürücü teTennümatı arasında Lidonun rıhtımında demirli yatın güvertesinde Dans edilecektir. Fevkalâde bir yenilik. Sofra* larınızı evvelden temin ediniz.
TAŞ BAHÇESİNDE
Yarın akşam Türk Hava Kurumu menfaatine
BÜYÜK KONSER
MÜNİR NUREDDİN
VE ARKADAŞLARI
Aynca orkestra şefi Koço’nun idaresinde BÜYÜK CAZ Biletler şimdiden gişede satılmaktadır.
^^Bahceyegiri^ksan^aa^^deı^tibarendlr^^^^

Comments (0)