Kaynak: TÜSTAV - Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı Arşivi
*
KAaaAS
9tt7öb noıbnitenıyul i^gbnjJJejj
- . ... ,, ‘h ü .
.■n'ç-mıiaaysd uiujoü -f/d) ifibrııİBfLsyod HHrntf mıe aniz^öd—te£8İ m
!uo>
rı 2o*j
bnux ’Tim* ibrllı sbn&rnıfii lid
olBiAıÂl!
ufrufehjd1
rsırıo^ibs» s|js.
î r fı A tcvM
a D
ıslnıb
IS
il
Jfr
iafmTom'jb
^lübTİra o'ebfioüm ıid som!id ûbobsimil» d
( :”k(te^ül:hl^ünıfiikdlıma^aWırHM^teI!'ifiı !ıı
*ülk^hide 'ciİjaKşteiî^ık'bir hâdfeeoeani txJ (nalno e.'yeiODBOİim / fisımriE.surno I
(jd ?leq ov ıbnsssol uTrosnıın - nj /ıliJzlüyiid >Ioq ioyılua^ di ıid nslo i?.oiiıoîo lid 2ıüy nobo Lı^Iaoi ıruansv mğıiri
Ttflffyı*WTT9
ilud nişi suni
;h rn ta ----------------------------------------------------------- Jd abis ıniı t^bnilfid i’jjjljteşol *ıid rnsiğsa nnb.^İfciyaan'ijjDıÇüiUnimğdSk hafjarı gibiıkari^ık^ıEoteğlâk &âüpHe®dfâgâ₺H₺ Çmgtarihinms I sqpi jd^hi&i^ri^nlnggrii işitilmemiş bitte vÜzü terbim aydınlık kfitpflffishyımlo qasH .sığsa Gör en&deışI ie haneler, rıhlar ikfllaar^i ibeBeoirrai iristi! mbr/I N»I«Mİ&» (i(İQı£§i^İş, yıpıaiüınşj binıüiMıle sofl^Ö^feıa ekonoıteLjteteeltelte .dayetotelyan ve oldukça uzun sürmüşü Ârin.A&teeteteş, h^bilIa^ıklt&ftnaiJİrin.ekonzdfediaKjrıs'isIaulU sd '?Derebeyiikx;j1içîtjİ4dvlb: rjrâamrnırii son mröı^tarıhi 'lte’msii’b eden.ÇaiirJ&ay Şek ı^Iianatpıımcte^n^idluşuaha^ete^ete flseÜB2değii/ı bilâkis Mfc takdi®fec{t«tıagayd lâyiktfi^H
Çinı,halkhn ı teni; ıhânasije köleleştirmek,' ve1 ifrite öâftsö&f42 giH kmım^.^kğüyij^mnek -içitt»iyüzter3& feHtfPİŞuPİan .ya^aa» i^is$pö[> hardkMi beşer.'-tarîfrihiı-'beü-^ zprini aşla .'(kaydptpp^diğij cinayaOer^^ç^lıkligı eerf&sv.
dir. «.sığsisnsssjl ışsv **büm Îi9>las nshgsy oyoıoH
.Vİb ıh
o(r H£
s?jl( ael’iidbgj ^-voS o?£ tete/rıA» i^I ubıoyi ı
3rm(^Tf'’iîaı
‘»-'■J i
I -cx mv& ,
3 -ijal ınmol^ \ "îe.y ebsi^z
J-r-igjI ,şiixnxüqÜE qili«r*i __ _____
j :>rıi>? xji >k» fd'iolnignos azıod . r .•ubsjUrdm-r.d nrarub , tuıiijloo---
h(ziii rkmcı kongresi tarafından yayınlanan peyajıP^Tie
■ f v iöltoibbi n. tnjji' 'oG» iJûiansD emrniid nug-ıub -yj -lainildot, nalıocv ıinh c.-
~ VKadinlar. aımele& aı^byj,I(>Xjjaapı^an,ogj^d9(1 nFası«mn, a^erı ^ez^eti^
-----tr„..w._ -------------
S'} noyr.Binxoqg ev o'îOVBJfib yetperver miılçL ...................................
Federaşyemu,:jÇ^^K^pp^non (-W geçıpj^nış ılunuyor. pizler,/: üç;.^;öppe,;ak^e4i^p -gu- TOrfiî “ Lir-inai kpng.remiZj^şiîasıpda, y abancı kol W8«nü n ^a^mjyle.o' yok jgC! S* V -------
mek, âdil; bir./baraş yaratmak Şre .herntürlü yani, saldırganlı gı öple?pekı ÜÇ») müeadeîe ^;-.deceğûni^e dair ■ andiçmjştik. Çocukan ıpız-m .ye aüölşpinijı ' 'Saadetini teminat altına afa.-eak tek şey -devamlı bir ba rıştırrf[fj ff niffio7 nnıar rİ
- Barbar faşistler., tarafından ilân edilen harbin açtığı yara lar henüz iyileşmemiş tir.
Milyonlarca , insanın kşnı ve izdırabı pahasına zlngirife-şetı kapitalist monopdller i -çin savaş elverişli bir şeydir.
Yeni bir‘harp haztelayati-lar sSahlafmı arttırıyorlar, bloklar ve askerî ittifakİar1 t^ş kil cdiyorflcir, "AlrHari miHtâ* ritmini kalkındırıp askerî tıs ler kürüyorlar. İnsanlığı teCa viizî silahla^in en barbarçası
i
ir
■gtraiı tejor
İSİ
sflrıiüs'ifi aoitey U*«U'ğoa ndöo ot
ÎV-Zj
£9v >Is3BlxnsssjI ebedqon (caüjleoolibot
TİH
O’
W j-utJ nvaift'ruit *ı§Ieibbi jrr.frrçs "cG» * E’ionoO eidâhd mjgıub
t — ------ ----„ - tt-v"'ât" "z(v —es*',,4(dğ rtbâ■’ıı^ .•nnnTX&m6.(v'öir'in?fi(
J^jkaflJİSa kzya balklanna. ^r^, h^p.j.rı.^piçsrfı almak--hülyasında;,
’■ ■ ■ ...................*
rın
«V(®an?ı«u ■. ?rı. $aw₺iB;-
ateı-terin knfe- İmden almak istiyorlar, meleri, kendi Demokrasi gıllikçe kuvvetle .^djleriÇn^-■r P*lyet İt,BV •• r 8 t*1?**- S» j
»ve sulhum kuvvet
£k
■ f
JH *
**sl olmak isteme mukadderatla^ 1 akiuı olmak. |$ı uğıunda mü# ctfklaıümn k#r
p ve
||||
tim ~ doyurup
Bpr
kHİ
-----------------------------------------------------, teı.tk'.iı üı v’vetldri'' artık ge mesut yaşamalarını sağlamak lişmiş bulunuyor ve bütün ^meleridir. Htiny her gün biraz dx hia
Anglo- Aınerıkaıi(; emperya biiyüçyçı . Kotalarımızı, oğıü" lıfeeri .Frşmkos-’nıuji terördü re-.-mi, bu* harbe atmaktan, maıie*. j mine siyasî ve İktisadî yardanda bulunuyorlar. HaObuki Birleşmiş Milletler Teşkilâtı fJtenel AssambLLsi tarafından I rarıko rejimi faşist bir rejim.. f>iar:-,k tanınmıştı. ':J
Harp sobu düşmahterf bizç gösterdiler ki, faşLmin mağ-übiyeti, kazançlarını irişânte-, rt öldürmeğe yarayan vasıta: Hardan ediptin, kapitalistçe k^rlarnu hörşeyin üstünde gö ı ep, kolonyal ve tabî mem- .
.buketler halklarını zincir için larca e mi
olan atom bombasıyla tehdi* de .tutanların hiç te işine ge!İ
>-•&?! '.v-iş.-ıj-, (.,//-■ ı . mivor.
Aarıimz: ve kardeşlerimizi- ye raperestlerin ve atom bonıba sı müstahsillerinin menfaatte ri uğrunda nahak yere ölmejç, ten alıkoymak bizim e’imiz". dedir, pak in ve mesut yuvala rımıza düşüp, çocuklarımızı H küçük yavrularımızı lıefB eden Bombaların gürültüsünü' ebediyen susturmak bizim âli mizded , ‘
Açlık, yangın., sarı hastalık, felâketlerinin tekrar miilydH
Çin hal kın m-tç ve dısÂc öl feiîğenfeüi'ŞI i ÖÇüıık öldüğü’ ■ huJ -S 1.antrelin i dünya efkârının gözühdö'’1 vicda$inda iöliıfeaıek; Lye bu hareketi îcâı
•;.m€''ürla elbiBio mc-tlıiisöhâ
şt pıatbualıA göUfrçgtüdi^i9hokkabazlıkların-*da'artık, u gelm&hJEmafctedır. | ? -^d n[?‘l ^m-mbnop. oaîı
felâketten başka1 Ifâl^^bîFlş^7
ediyorlar.
Marshall Plânı; Harp Plânı
Amerikan monopolisCeri dünyaya hükmetmeğe çabalıyorlar. Bunlar Marshall Plânı sayesinde milletlerin egemenliğini baltalıyorlar, halk kitlelerini Amerikalı top tacirlerinin kölesi yapmağa yel teniyor(ar.
Bütün memleketlerin kadın ları şunu bilmelidirler ki, ’ Marshall Plânı Avrupaya yar dım plânı değil, halk kitlelerini iktisadnn ve siyaseten kö leleştirmeğe matuf bir pHân. yeni bir harbe hazırlık plânı dır.
Marshall plânına tabî mem buketlerde millî sanayi büyük zararlar görmekte birçok fab rikalar kapılarını kapamakta ve şomaj alabildiğine artıp halkın yaşayış derecesi inanıl maz derecede düşmektedir. Bu memleketlerin hükümetle r.İ miliî gelirin en büyük kısmını harp bütçesine tahsis e diyor. Amerikan emperyaliz inine! askerî üsler veriyorlar. Marshall Plânı A’man empef yaliimıni kalkındırıyor. Marshall Plânı bir sefalet, irtica ve harp plânıdır.
•ij Emperyalistler, demokratik haklar ve milli istiklâl uğrun da mücadele eden milletlerin içişlerme karışıyorlar.
Şimdiden, Amerikan, Ingiliz, Fr^nşız ve Hollanda tank ları, ‘ uç
zi öldür meşine mani olmak b'ı
Aziz O^uvucü!anmîW B
noyhıo tedsJİo
(BAŞDAN) GAZETEMİZİN GEÇEN SAYISI TOPLA TILMIŞ1T. ÇIKARMAKTA OLDUĞUMUZ (MAKOPAŞA) GAZETESİNİN DE SON ÇIKAN ONUNCU SAYISI, DAHA ÇIKTIĞI SÂftÂİttWlâ5N S.AA^Ö^'fÖFl.Â-1 TILMIŞTIR____________________..
(Devamı; 2 de)Ç '
ir*: z -
MEMLEKETİMİZDE EN SERÎ YAPILAN İŞLERİN BİLE GÜNLERCE. HAFTALARCA, AYLAR HATTÂ YIL LARCA SÜRDÜĞÜ MALUMDUR. BÖYLE OLDUĞU HALDE, 32 BİN SATILAN VE YÜZ BİNLERCE VATAN D İS TARAFINDAN OKUNDAN MARKOPAŞANTN, HA ÇAKTIĞI SAATTE TOPLATILMASI. MEMLEKETİ MİZDE ARTIK İŞLERİN SÜRATLE YÜRÜMEĞE BAŞLADIĞINA Bili ALÂMET SAYlOİfĞIİÇİN SEVİNMEKTEYİZ. ?
_l ,.. ... İn- i .îijV.r->'syr’şsd rsı ro$
ÖÜ KADAR SÜRATLEİŞ GÖREN IJ^İLİ MAF^VI-LÂRÂ ÂCİZANE TÂBİRLERİMİZİ SUNARIZ.
BAŞDAN BU SAY1SİLE 22 SAYI ÇIKTIR î; ; L
ÖYLE ANLAŞILIYOR Kİ, BU GİDİŞLE GAZETELE RİMİZİN HER SAYISINI TOPLATACAKLARDIR. SONRADAN MAHKEMEDE ADALETİN TECELLİSİ İLE BERAAT TE EDİLSE, BU DEVAMLI TOPLAMAYA BİZİM İMKÂNLARIMIZIN MÜSAİT OLMADIĞI MUHAKKAKTIR. BU SEFER DE TAKTIK, BİZİ BU YOLDAN SUSTURMAKTIR. eHü'iüa smameonm il
günkü .millî kurtutaş ha: Ve vicdahteda yabancılarla elbi#
'S',.— -.-: -i. r sonu gelmiş bulunmaktadır.
Çin milletin^ ıstırap ve f........
verememiş olan .Çan Kay Şek 'despotizmin^ mîllî bm Hağö-ket olafak vasıflandıran empÇrj’alizm uşakları kendi TpÜlî kurtuluşu için doğüşen halkı|ı,* hdr.eketini ise tahkir " ve tekyif mânasına kdltendıklarnadan hiç şüphe ğdilrirterhe^r’5 lâzım gelen bir komünizm istilâsı gibi tavsifte hâlâ ısf$t‘ u^oAıfvvı/vvvv 11D *; 1 a[- j1 ol 'ol
Çinin milli’&ırtunîş kavraç ının tarihî seyrini yenleri aldatabiîmekten başka Li bir değeri olmıyan pyryahst hikâyönitvislerinm hezeya.nları, vaktile bizim millî mücadelemiz için de ayni şeyleri söylememişler miyçü?f? (rl Bugün Çan Kay Şek’in yurdunu ve milletini bırakıp yabancı bir memlekete siğınıfate için daha şimdiden tedbirler alısile, sultan ve halif^ fVahidettinin Türk halkının-/ şahtenân lıamiyyet ve .yurtseverliği önündeki ricati ve bir J yabancı zırhlıya ilticası arâsıkıdaki benzerlik .\ Türk millîn kurtuluş hareketi ije Çin millî kurtuluş hareketi arasındaki benzerliğin bir neticesinden, başka bir şey değildir, m-:
Biri millî, diğeri gayri millî diye vasıflandırılan
k kendi halikına karşı gelmek 1 yardım istemekte ve niçin lıfoa iltica edememektedir? O7(] _________ jintikârtühdâiû İtetkap'bir şe^r fin temsil ettiği hareketin millî olmasına imkân tasavvur
° t sufiunınud sbm.n-:;/-(
v '^ L/forrf +' r[ >tfrT'>^T arzusunu hesaba katmaz, onun mecrasını realiteler; kaynağını [ise İktisadî ve içüıuaî. sebepler teşkil eder. Şu halde Çindeki despotizmin çöküşü ite halk hâkimiyetinin uyanış ve şahlanışı Çin cemiyetinin kendi öz şartlarının bir -neticesidir. Ba şart ve sebeplerin biri yabancı istismar hegemonisi, diğeri iş? bu hegemoninin devamını ısağlıyan Çan Kay Şek reji-i midik.ı OOO.cV RîteduŞ .ubıoy! s[n
İşte^emperyâlîst matbuafın komünizm istilâsı diye yay [yaralandığ:, hakikâtte ise tarh mânasile miliî bir halk w kurtuluş kavgası olmaktan başka bir mânaı(-ve bir vasıfn taşımayanı bugünkü'hareketm tek hedefr^r^^^dış'd^îsmar1 şebekesini yek etmıtl^pn ibarettir. n Lî?lş nioi jJorrriibnoHov jHem iç-despotizn^f j hem yabancı istismar sistemine a^klanmış yjç her ikişpjj de yere sermiş bir millete mensup olmanın verdiği gıçyurla diyebilirim ki, Çin halkı ilk defa alarak cihanşümul bir iş yapmakta ve emperyalizm canavarını tam gırtlağından yakalamış bulunmaktadır.
Bizden, ve bizim gibi düşünenlerden yumuk, gözlü Çin^ mücahitlerine selâm!, fer JB^nöb-nöIüS
-jluhl.o İMİd ■ niwawri rjd zuaaa l»*jh otaCI—Iğfoteobrrn?! ateh_
nbys. s? -âilüd '(
Biri mill'î, j iki hareketten millî öteni niçiı kastile yabancı milletlerden Çan. Kr.y Şek, Ç n millî vicdaı -u ıK^ndi halkının savlet ve
edilebilir mi?
Tarihin akışı kimsenin keyfini ve
M..,.
:ni^6ost«
I um
r
İffl
ıçakları, topları, zırhlı D
at “litaelaiîlaod nüdaüd qr(srr u bi?.» nidasın ni'?.qqi'iO .'iiî?irf
ŞİMDİLİK SON GÜCÜMÜZE KADAR DAYANIYORUZ.
2i niıeltablelfnem iğibetai >tem ıds. ıs öb ov mite 'î'd uuv e*!
.7:o9J?lo[rije • .? Marköpaşa ve İBaşdan yazarları
n
f-T
_____
J ite İP i di ts'idom ğılnsani ,ol 1M{lİ rjiM^ı^ı i
Geçen sayımız toplatıldı! ge^i'^Syîsd 29 Aı-flıl. günü "saat /sonra toplatolrnaga fb^lannü^r. Trmlatn^-bizce malum değı'dır. Bir gazeteci dükkanına, gazeteyi toı;-Jayfe/pol^rin b.jfflrtıgi fabîjya^ap^.^knradjm af ri en lelefon emr le»
ehr
6
ıcnuz-
Sahife: 2
BAŞDAN
4 Ocak 1949
Uluslar arası Demokrat kadınlar federasyonu ikinci Kongresi tarafından yayınlanan beyannâme.
(Baştarafı 1 de)
zim elimizdedir.
Bütün memleketlerin kadın ları! Çocuklarımız, milletlerimiz, insanlık ve tarih karşısın da omuzlarımıza yüklenen mesuliyet pek büyüktür. İn -sanlığın yarısını teşkil eden biz, bütün dünya kadınları, sağlam bir teşekkül halinde, yeni bir harp çıkarmak için tahrikat yapanlara karşı dura cağız. Harp olmıyacaktır. Kadınlar üzerlerine düşen me sııliyetten kaçmmıyacaklar dır.
Uluslararası Demokrat ka dııilar Federasyonunun ikinci kongresi size hitap ediyor:
Her türlü harp propaganda sini reddediniz!
Yunanistana, Çine Viet — Nam’a, Endonezyaya, Malez* yaya, Birmanyaya, Cenubî Koreye yapılan askerî müdahalelere karşı protestoda bulununuz.
Bu memleketlerin kadınları na kardeşçe el uzatınız!
Onlara yiyeoek, giyecek ve ilâç göndermek için bağış teş külâtları kurunuz.
Birleşik Devletler, İngilte re, Fransa ve Hollanda kadın lan bilmelisiniz ki, başka mil Jetleri baskı altında tutan bir millet hür değildir ve olamaz.
Askerî birliklerin bu mem leketleri terk etmesi, başka memleketl'lr'n içişlerine her türlü müdaheîenin durdurulması, askerî masrafların kısıl ması, mesut yaşayan halkların ve bilhassa kadın ve çocukların yok edilmesine yana yan atom bombasının ortadan kaldırılması için hükümetleri nizi zorlayınız.
Halkın ve bilhassa çocukla rın sosya'l ihtiyaçlarını gider mek için Devletten krediler isteyiniz.
Frankonun tcrörcü rejimini protesto ediniz. Demokrat bir Ispanya uğrunda mücadele e-denkre her türlü vasıtayla yardımda bulununuz.
Kapitalist memleketlerin ka dıriları! Demokrasi olmadan sulh olamaz. Demokratik kazançlarınızı koruyunuz, işçi düşmanı kanunların ilgasına çalışınız, demokratik teşekkü lerle onların idarecilerinin uğ radıkları takibatı protesto edi niz.
Yeni demokrasi memleket lerinin kadınları! Memleketinizin millî ekonomisini geliştirmek ve demokrasiyi kv vctlendirmek için aktif müca deleye devam ediniz.
Kolonyal memleketlerle tabî memleketerin kadınları, memleketinizin millî istiklâlini kazanması uğrunda emper yalizme karşı mücadelenizi kuvvetlendiriniz.
Bütün dünya kadınları, mü cadele kardeşleri! Diğer demokratik teşekküllerle birlikte, insanlığın düşmanlarına, yani harp tahrikçierine karşı tek ve mütecanis bir cephe ku rallim.
Sulhii hep birilikte koruyaca ğız.
Uluslararası Demokrat Kar dınlar Federasyonu şu üç yıl lık hayatı müddetince sulh ve 1
demokrasi uğrunda yorulmak bilmez bir tmücade*le sürdür -dü. Bütün ciüny.adaki milyon larca kadının iştiyak ve ümit lerini ifade eden Federasyon, yaptığı mücadeleyle onların itimadını kazandı ve pek büyük bir otoritesi olan bir u-luslararası kadın teşkilâtı ha 'lini aldı.
İkinci Uluslararası Kadınlar Kongresi delegeleri, 56 memleketteki 80 milyon kadın namına ilân eder:
«Hergün b raz daha cesaret li olarak, daha büyük bir şiddetle sulh için, 'demokrasi i‘ çin, milletlerin emniyet ve ba ğımsızlığı için, çocuklarımızın ve yuvalarımızın saadeti içn mücadele edeceğiz.»
«Kuvvetlerimiz sonsuzdur. SuJlh ve demokrasi uğrunda nıüıttehiden yaptığımız bu savaşı kazanacağız.»
Liberal ve
Pfârih ekonomi ile liberal ekonomi arasındaki savaş, biz de olduğu gibi, bütün dünya da da devam etmektedir. Son haftanın siyasî olaylarım, e-konomik olayların ışığı altında inceletmek isteyen bir bur juva Paris gazetesi olan La «Tribunl des Nationskın bu konuya dair yazdığı bir maka leyi çok enteresan bulduğumuz için hulâsa ediyoruz:
Bir kaç hafta önce bir îngi liz gazetesi, «News Chronicle» diyordu ki «Amerika i!îe Sov-yetler arasında sürüp gitmek te olan soğuk harp, ekonomik cephede kazanılacak veya kay bedii ecekt ir.»
Bir zamandanberi bu cephe ye dair yapılan tebliğler birbirini kovalamaktadır. En son tarihli tebıığ, Almanyanın A-mer kan işgal bölgesi komuta nı General Cfey’in geçen haf ta bir mülâkat şeklinde söyle diğidir. General Berlin abluka
p lânlı Ekenom i ye dair
| Dr. FuatSABİTj
sından doğan son ekonomik duruma karşı olan reaksiyon lan «lâst kİ i bir kabuğuna çl-kiliş — im replisetastique» ıtabirile izah ediyor.
Hâlbuki, hakikatte, 6 Kasım tarihli beyanatında: «Al-manyanın Rus işgal bölgesine karşı batı devletleri tarafından alman boğucu ekonomik tedbirler kısa bir zamanda doğu Rus bölgesini ve halkını teslim ollmaya mecbur ede çektir» demişti. Bugün ise durum bambaşkadır.
Artık tealim olmak dursun bilâkis General:
ğu bölgesinin (ekonomi bakımından) yıkılması (ecroule-ment) beklenemiyeceğinden dem vurmaktadır.
Ekonomik durumu ciddî in celemek zahmetini ihtiyar et-
şöyle
«Do*
elçikada İktisadî Buhraı
Fransız muharriri Rene L’Hermite, Belçikadaki ikt sadî buhranın sebeplerini açık'ıyarak. kendi memleketini dare edenleri uyandırmak istiyor. Bu yazı, Amerikan yardımından nasibin': alacak olan memleketimizi de ilgilendiren bir cleı sfr.
Rene L’Hermite ;
20 Mart 1947 de BrüksekH yeni bir Spaak hükümeti kuruluyordu.
Spaakın ilk sözleri, serpilip gelişen bir İktisadî durumun teşyii oldu. Yeni Başbakan daha elverişli bir istikbal ııüjdeliyorodu.
Fakat 18 ,ay sonra ayni Spaak, vahim bir İktisadî buh ranın mevcudiyetinden resmen bahsetmek mecburiyetin de kaldı. Esasen gerek BeÜçi" kail, gerekse yabancı müsaitler uzun zaımandanberi bu buhranın arazlarını tesbit etmekteydiler. Nitekim eylül’ ayından itibaren vehamet sur atle arttı.
Vereceğimiz bir kaç rnisaî bu buhranın gelişme seyrini okuyucularımıza kolayca gös-t erecektir. 1947 Haziranında Sakson
ayakkabı ithal ol’unmuş-Bu ithalâtın büyük bir Birleşik DevletHeı-
yaptığı ithalâtı .azalttı... .
Halbuki, Kongodan istihsal ettiği uranyum madenini Atlantik ötesine satması ve kira lama ve ödünç verme anlaşmasının sağladığı faydalar sa yesinde (Belçika bu anlaşma nın uygulanması için Birleşik Devletlere kredi veren yegâne memlekettir) Belçika kur* tuluştanberi avantajlı bir durumda bulunuyordu. Halbuki, Belçikanın malî imkânları Hollanda veya Fransa gibi kolonyal harplerde tükenmiyor. Halbuki, M. Spaak ise
: ve en
km
tur. kısmının den yapıldığını söylemeğe biil mem lüzum var mı?
Dok isçileri arasında şemaj var. Öbih yandan Angıo — Amerikanlar, Anversten geçe bilecek^ Olan Orta Avrupa imal farını Bitmen ve Hamburga çeviriyorlar.
Dokuma sanayiinde şomaj var. Fakat Amerikadan gelen çoraplm^rerb rekatc.
Ve Anglo — Saksonlar, ken
tf-kilde Amerikan çika ticaret heyetine duhul taraftarlığı etmiştir, m-—'’— f
Bu men keyfiyetinin sebebi ,n ~~ ....... v_-
şayanı d.ıkaaLİ*ı: A~u.g, _( ■
işgal bölgesinde Ja- '
26,000 işsiz oilduğu halde sene sonunda bu sayı 57,000 i geçi yanuı Amerikan kontrolü al yordu. Şubatta 75,000 i |ulu- tır^. bulunduğu mal umdur) yordu. İki aydanberi ise ar- Büyük Britanyada işlenmiş tış pek koorkundlaşmıstır: 22 pmnuk. ı.ı ssü yor.
’ ' " ~ - Nihayet, Ruhfir havfSsı Aıue
rİkalılar tarafııfc.sn işletilip ta m çalışma hızını alınca mı denlerle demir sanayiinde de şomaj başlayacaktır.
Buna, Benelux’ün kurulu-_ Mındari sonra zuhiır eden güç
Peki olup biten nodir? Bel lükllerı de ilâve itmeliyiz. Be! çika iktisadiyatının, buhran- çika sanayicileri Hollandanın dan müteessir ol1 an muhtelif brançlarına atulacak serî bir nazar bu hususta bizi oldukça aydınlatacaktır.
Belçika tütün sanayiinde şomaj var. Böyle öldüğü hal de piyasa Amerikan sigarala-ri'le dolup taşıyor.
Ayakkabı sanayiinde şomaj
var. Halbuki bu sahada itha-
lât harpten evvelkini 600,000 çift aşmıştır. Geçen yılın ilk üç ayında üç milyon çifte ya-
Skimde 128,OOT, 13 Kasımda 147,000«.!ve 19 Kasımda 177
bin.
Altı aydanberi yalnız Brük sel havalisinde vuku bulan if lâsların sayısı 700 olarak teshil ediliyor.
İktisadî kalkınması için masraf etmekten endişe duyuyor îlar; çünkü Hollandanın şahsında müstakbel bir rakip gör mektedirler. Yine ilâve edelim ki, Marshall plânının tatbiki Batı Avrupa memleketle ri arasındaki tezatları azalît-ımayıp biisbün keskinleştir-miştir. Cripps’in meşhur «şid det» plânı mucibince İngiltere yeni bir altın ve dolar akı şını önlemek için Belçikadan
mız Marshall olanının isteme sine manı ö madiği gıoı Ame rikan yayîjmasiüin bütün şid detile devamın' da önicyeme mistir.
Fransadî. İ flâ şüoiı- edenler var.n bunlara, gezlerini Belçikaya çevirme’erici tav siye ederiz Amerikan menşeli zoraki ithaf âtın artan’rekabe t ile tehdit edilen; ve Vaşing-tıorda irotızalanaıı iki targflı anlaşmanın yasak etmesi üzerine O/ta ve Şarkî Avrup ile ticareti fc-lce uğrayan Bel-.a. ekonomisi, onlar- ?r saf şekilde» Marshaflizasyo -nun ne demek olduğunu öğretir.
Böylece bu kimseler, şimdi ye kadar bütün açık görüşlü vatanperverlerin mütemadiyen işaret edip durdukları şeyi tahkik imkânını bulacak lardır. Birleşik Devfletler, sah te bir «yardım» maskesi altın da, kanlı macerasına sürükle mek ve ekonomisini harap et mek istediği memleketlerin is tikbalini tehdit etmektedir.
miş olsaydı diyor gazete, daha başka şeyleri de görecekti. Meselâ görecekti ki piyasaya çıkarıldığı zaman, yani al'tı ay evvel, 30 sente geçen batı markı (yani Amerikan seıma yedariığımn desteklediği para) bugün karaborosada yalnız 7,5 sente geçiyor. Yani üstündeki kıymetinden dörtte üçünü kaybetmiştir. ,
Yine görecekti ki batı böl-ges nde fiatların artması yüzünden yalnız hayat seviyesi, tehdide maruz değil, ayni zamanda bu para reformu kü'l çük ekonom-nin yüzde yet-mişini silip süpürmüş, karaborsa zenginlerin ekmeğine | yağ sürmüştür, zaman iddialar nun aksi idi.
Berlinde batı markı sadece 1*^ dalavere ve spekülâsyon va-fO sıtasıdır. Hayatın bütün nor-l( mal ihtiyaçları doğu markı-(yani sosyal inkılâba dayanan| para) ile ödenmektedir. Batılı dev’,etler tarafından batıl Alman bö’gesinin liberal ekonomisin idare için kendisine tam yetki verilen Dr. Erhard,, bu ekonomiyi tam iflâse sürüklemiş olduğundan kendisi'C ne İngiliz dirigisme’i sahasında (yeni General Ciay’in imhasına yemin ettiği p,ânlı e-konomi prensipleri daires n-de) staj görmesi için Londra ya gönderilmiştir.
Amerika :!e Rusya arasında devam eden soğuk harp, Fransız gazetesinin kanaatine göre, I hakikatte liberal ekono mi ile plânlı ekonomi arasında cereyan etmektedir. Görü nüse göre plânlının galebesile devam etmektedir. Çünkü plânlı ekonominin tam mâna-sile mevcut olduğu Sovyetlcr Birliği ekonomisi hakkında, iki vıl evveline gelinceye kadar, bütün klâsik ekonomistle rce hâkim olan kanaat şu idi: «lıarp tahribatı Sovyet e-konomisin’ uzun zaman Ame rikanm tâbiiyeti a tına koya-cakt’T » Helbuki böv’e olmadığı görülmektedir. Bunu Sov yet B diğ nin düşmanı olduklarında şüphe edilmiyen Is-viçrenin Die We!woche*si i-le İngi: z’.erin L’Observer mec muası itiraf ediyor:
L’Observer tafsilâtlı bir ma kalesinde diyor ki:
«Sovyet istihsal , genel durumu itibarile, harbin sebep olduğu tahribatı, hiç olmazsa, telâfi .ettiği ve büyük çapta genişleme yoluna girdiği aşikârdır.»
Diğer taraftan Weltmoche ise:
«Sovyetlerin şimdiki istihsa lini gösteren rakamlar (dökme demir 50 milyon ton, çe~* lik 60 milyon ton, kömür 500 m İyon ton... i'âh) kolayca kontrol edilebilir. Bunlar mu azzam rakamlardır. Fakat rekor rakamlar değildir» demek te dir.
Bu münasebetle şunu hatır latalım k’, diyor Fransız gaze tesi, İngiliz mütehassısları kendi memleketlerinin çelik istihsali için 1952 senesi için (Devamt 3 de)
Halbuki ilk İH tamamen bu-(W
.-d us as a (u
•+•>
M
S
w £
S
9 crj >(
ni d« B
_ ______ ta
ce nı k ş« çı te g( k(
1*4 n h di b
(’
y
mh t: S* io a İ (
£ ö
S i 2
- cn
1
F
y t ı
I
t
i
4 Ocak 1949
BAŞDAN
Sahife: 8
42
3 o
-t-(n
:3
S
V5
•(
£
jj s
9
«
>(
Bîr Faşistin seyahatnamesi
«Büyük Avrupa anketi»nın ünlü yazıcısı Peyami Safa, «on sene evvelki mezbeleleri» cennet yapan Benito Mussoli-ni’yi methetmekle başlıyor ve devam ediyor: «Milânodayım. Belki acemi bir pilotun bile tayyaresile altından geçebileceği kadar yüksek, Avrupa -nın her tarafına birden kal ' ikan trenlerinin doldurup boşalttığı hayat uğultularıyla I çınlayan, büyüklüğü katedral _ ter kadar baş döndürücü ve /göz karartıcı, haşmetli ve kos kocaman bir gar. Mussolini ta rafından yaptırılmış. Böylesi
Oi
d
'd
«
. u - _
o «İne gezdiğim büyük Avrupa şe te «
q Zdüf etmedim. Eşsiz olduğunu 1 başkaları da söylüyorlar.» (S. 20) -
Muharriri, Fransaya geç miyor. O sırada, Franko deniten generalin reaksiyoner bayramı ığı altında ordu toplanmış. Pe -o I yami coşuyor: «İspanyol Fası 44 J ayaklanmış!» O haldt, biz de l İspanyol ihtilâli» n n heyecan / a selâmlayalım! «Halk cephesi ı diktatörlüğü» nü ise, tabiî, I şiddetle protesto. Baştan başa zencire vurulmuş zavallı Fran sa! «Parise da r bana söyle -nen şeylerin hep aksiyle karşılaştım. Fransa hürdür demiş il'erdi; halkın muhalif ve milliyetperver tabakası —« halk cephesi hükümeti tarafından b rlikleri kapatılan bütün nas yonalistler (Ateş Haçlılar, Ak siyon Fransezciler, ilh.) » -— Meçhul asker’e —«çelenk koy inak için»— yanaşamıyor bile...» (S. 53)
Bir müddet, İspanyol milli yetç ferine yani Frankocu ara i taraftar zevatın sözlerini din liyoruz. Cumhuriyet mulıarri rinin Parise kadar zahmete lip sorduğu sual şu: «İspanya ihtilâlinin bugünkü Avrupa tarihine bir veçhe verecek ma hiyette olduğuna kani misiniz?»
Vaktile Nazım Hikmet'e k tap ithaf eden ve büyük şairin eserlerini sahneye koymak için günlerce kan ter ’ çinde ça'ışan Peyami, sınırları aşan haklı bir şöhretle Ka-ragözvarî alaya kalkışmaktan ; kendini alamadığı gibi, Mec -l s’teki solların küfürbaz’ığını ■ da kaydetmeden geçemiyor. I Cüce akliyle. Fransız komü ! nistlerini yıkmak için sözde ! su katılmamış marksist ağzı ; kullanarak — başka bir ifa*
► dey! e, «faş zm ideologlarımın
► ruh haletine tercüman ola-1 rak — Kari Marx’ı müdafaa
edişine bakın: «İstihsal vas’ larınm tamamiyle devletleştirilmesi yoliyle şahsî mülk yetin cemiyete devri mânasına ge’diğ takdirde, komünizm, hürriyetçiliğe, fertçiliğe, dinciliğe ve miH'yetçiİiğe düşmandır. Fakat Pariste karşımıza çıkan komünizmin, asıl sistemindeki bu hafaza etmem’ş rürsünüz. Lâtin Sorbonne, yahut
de, Paris gazetesinde, soknğ’n da veya salonunda Kari Marx bu dört düşmanından mutlaka birinin koluna girm’ş, te-7ifçi ve uysal bir adamdır.» Hiç, «İsa ile Kari Marx,ı ba_
rıştırmak» olur mu? (. 133, 4) «Doyum olmayan bir alâka v.e zevkle konuştuğu, «turfan da» filozoflardan biri, Fransa-dan bahsederken, hele neler demiş bir dinleyelim: «Akide n n aksiyonu takip etmesi lâzım geldiğ ni Almanya ve î" talya kadar anlıyanıadı. Haya tın kılavuzluğunu kabul etme di.» (S. 158). Yani, maalesef, henüz faşist rejimi kabullenemedi!
Almanyadan trenle geçeceğiz. îlk işittiğimiz söz şu: «H t
'1er idaresinden sonra ecnebi- ların içinde Marx basili saçan lere daha fazla kolaylık göste neşriyatın türlüsü vardı: Hu-riliyor.» (S. 169). Öyleyse, ya manita... Faşizm aleyhine bro şasin «şöhretinin eteklerinde birçok düşman efsaneleri sürükleyen Hitler rejimi...» (S. 174). «Alman bayrakları ve her tarafa asılmış Almanca büyük «sefa geldiniz!» levhaları Almanyaya isnad ed len düşmanlığını tekzib» ediyordu (S. 175). «Bavulumu açmak şöyle dursun meydanda duran kitaplarıma ve gazete -ferime bile bakmadılar. Bun -
sür... Sol Fransız mecmuala* rı.» (S. 176)
Unutmıyalım ki, Hitler AI-manyasında proletarya köle değildir: «Endüstrinin vatanı olan bu memlekette büyük çarkların dönmesin1 teşvik et' mek için müstahsili zorla ma-kina başına iten sun’î tedbir lere hiç lüzum yoktu.» (S. 178)
«Bir dönüş yolculuğunun
44 44
•-4
« nzs
a
î*
§
ro >(
T3
r
hır'ıerinden hiç birinde tesa-
yami coşuyor: «İspanyol Fası ayaklanmış!» O haldt, biz. de
Sulh a doğru gidiyoruz
Yazıtm: Yusuf Ahı&lıjı
memleketlerinde Amerikan sermayedarlarının nüfuzu faz la olacaktır. Fakat nedir ki nüfuz ve bundan iteri gelen gurur, Amerikan halkının refahını v.e stikbalini bile on
Almanya kayıtsız şartsız silâhları bırakınca dünya sevinç içinde kalmıştı. Zira su h olacaktı. Fakat sulhu ş indice kadar göremedik. Ruzveltin ölümü dünyanın sulhunu ge cik ♦ irmi ş t ır. Muavinlerinden Truman Cumhurreisiiğine ge-
çince acemilik ile Amerikan lara unutturmuştur, tröstlerinin siyasetine alet oldu. Fakat bugün şunu görüyo ruz ki bu kadar gürültü patır tı an» ak sulhu geciktirmekle kalmıştır. Yine şu farkla ki Ruzvelt olsaydı Birleşik M 1-letler sulhun garantisi olacağı halde; şimdi bu Atlantik pak tile temin edi’mek steniyor.
Amerikanın eski Dışişleri Bakanı Cordel Hah’in son ı çıkan hâtıralarından anlaşıldığına göre Ruzvelt harpten F vaki Rusya harp içinde ! sonra yine an’anevî siyasetine dönecekti. Yani ne Avru’ j; pada nüfuz mıntakası, ne de ı şurada burada üsler elde et-I1 mek emeline düşecekti. Bu herhalde Ruzveltin Birinci Cihan Harbinden sonra Vilso-nun başına gelenlerden ders almış olacaktı. Bununla bera ber Amerikanın dünya ticare tindeki menfaatlerini koruyacaktı. Bugünkü Marşal Plânı ile Amerika kârlı mıdır? Mar şal Plânı Amerikanın dünyaya kudretini göstermekten çok; romantik bir siyasetini göŞterır. dûmıaııÜK ıalerde kâr dan çok hayata uymaz fikirler. daha doğrusu hayaller nü lunur. Fakat nedir ki bu
Amerikanın Rusya ile reka •betinden İngiltere istifade e-d.yor. Ruzvelt İngiltered.en çok Rusyamn dostu idi. Fa-,kat bu dostluk onun komünist, yahut sosyalist fikirli o-h. undan değil, İngılerenin ^müstemleke erinden istifade ■tmesi içindi.
İşte bugün Amer kan ser -»mayedarları bu menfaatlerden de mahrum kalmışlardır.
I
safiyeti mu -ö’duğunu gö mahal leşinde institut önün
•kurtarmak için girdiği memleketlerin büyük araz sahipleri ve sermayedarlarının nü" ^tızunu kırmak için halkı des ^ekliyordu. Fakat üç ■erin konferanslarda Kararlarına da itaat e lur olmaz, çekecekti. Komünizmle müca dele için bu gerginliği yaratan Marşal plânile Amerika muvaffak mı olmuştur? Aksine.. Yugoslavya Titosu komin-formdan ayrıldığı halde Ame Tıkalılara yar mıdır? değil..P
Sonra daha mı iyi oldu kı bugün Aruavutlukta, Bu.ga-ristanda, Romanyada, Polon-'yacfa’vemasıî Sovyefârîn nüfuzunu yürüttüğü yerlerd
büyük-alınan.
sulh o*
hemen ordularını
enstantane intibaları» ne ka_ dar enteresandır, değil mi? Burada, faşist şeytan, düşündüklerini kendi söylemiyor; sözlerinin iki kat arttırmak i~ çin, «faşistleri yevmiyen bir demokrat» İsviçreli kıza söylet yor: «Doğruyu söylemek lâzım gelirse Almanya Hitler zamanında Almanya olmuş ~ tur... Bütün Almanya- Hitle-rin peşindedir, hem do zorla değil, sempati ile... Almanya hesabına Fitler haklıdır.» (S. 184, 5)
Ben, on yıl önce yazılan bu seyahatnamey" ibretle okurken, gazeteler vaktiyle Duçe denilen bir kadavranın garip sergüzeştlerinden bahsediyor. Pariste, 590.000 işçi, «Demek rasi kat Ii» Franko aleyhinde, nümayişler yapmaktadır ve Nazi Almanyasının direklerinden biri olan Dr. Schacht, Nurenberg mahkemesinde. IDüğün'Lere kadın gibi süslenerek ve boyanarak g den» morfinoman Goering’in suratı na: «Hitler Almanyayı alda7 tı!» diye haykırıyor ve, kanlı gözleri çukurlarından uğramış bir halde, ilâve ediyor: «İmkân olsaydı Hitler': Kendi edimle öldürürdüm!»
Tito gibi bile hareket etmeğe fırsat veri mem.ektedir. Bu şüphes z ki Amerikanın ko ' miinizme karşı açtığı savaş -tan dolayı Rusyanın tedbirle ridir ki, bu da dünya gerginliğini arttırmaktadır. Bu gergini k ya kopmak, yani bir harbe sebebiyet vermek demektir, yahut ta gevşeme... Amerika bu gerginliği gevşet me zorunda kalmıştır. Çünkü Amerikan halkı harbi lüzum r lu bulmamaktadır. Bunun i-çindir ki Ruzveltin yerine geçen muavini Truman Cumhur Reisliği intihabında Ameri -kan halkına hap sulhtan bahsederek intihabı kazanmıştır. Hattâ o zaman Trumanın b r siyasî mümessilini Rusyaya gönderdiği haberi de çıktı. O halde Marşal ile arası açılmış sayılır. Truman, Ruzveltin ye tiştirmesi olduğunu, nihayet böylelikle anlatmış oldu. Fakat Amerikada para ve asker bir kere ele’e verdiği için Trumanın sulh gayretlerini epeyce zorlaştıracaktır. Bu -nunla beraber milletin isteği’ ni temsil eden b r Devlet Reisi herhangi bir kuvveti tesiri a tm^a bırakır. Nitek m bugünkü Atlantik paktı da Mar-şalın bu tesir altında taarru-rnnu durdurmaya mecbur olduğu demektir. Marşal bilâkis siyasgtıle Amerikan halkının menfaatlerin' koruyamamış * tır. Bir nevi bir5 m Bav Recep Pokerimiz olmuştur. Şimdi do yine Pekcr g bi hasta o -duğu söylendi ki bu da üzüntüsünden oLcak. Tı umanın kendi idaresi a tında sayi’dr ğı için de Marşa.m siyasetin bıröİ(mıs gözükmekt.ed i r.
Galip devletler, galibiyetin( verdiğ' gurur.a sunn buna kaj fa tuttular. İngiltere bu gali*! biyetin heyecanda dövizlerini* hattâ Amerikadan aldığı para* ’*'arı daha cok b r keyfî madde( olan tütüne vııdi. Akiı son-, | radan başına gelerek ancakJ lüzumlu şeyleri memlekete,
( sokmağa, bu suretle vaziyeti'^
c ni düzeltmeğe başladı. (
/ Siyasette de lâfın kıymetiı
> olduğundan keyfî olarak sar-,
> fedilen afların zararı görül*!
( dü. Artık ne Rusyadan, nej
( Amerikadan sulhu temin et-( ? m yecek diklenme lâf arı işit( 1 miyoruz. Bu; tarafların kuvu C vet ve iradelerini gösterdiği!
( zamandır ki su'h masasına ( doğru gidiş demektir.
Liberâl ve plânlı ekonomiye dair
(Baş tarafı 2 de) tahmin ettikleri rakam 17 mil yondan ve Almanyaya çelik ia tihsal ni 12 miıyon tona çıkar ması için verilen müsaade, bu mütehassıslara bu tarih için, plâtonik bir dıeğer görünmektedir.
le
Şeddi- Çin.
Birer karayel gibi esgp,
Birer karabulut gibi gelip geçtiler Durdurmak isteyenler
Tarihin akışım.
Erimiş çelik gibi akmadadır. Kcfleîieıtin kurduğu Çin sedlerini
Yine kütleler yıkmaktadır. Ve perde perde yükselmededir. Gayri ne «ferman padişahın»
Ne de «dağlar bizimdir» Külleri savrulup gitmede fermanların Ve dağların yamaçları artık.
Üzüm sallkımlarile yüklü,
Erguvan ağaçlariüe süslüdür!
Âdiloğlu
Aşikârdır k plânlı ekonominin hesabena kaydedilecek bu hamleler düşündürecek mahiyettedir. Ve Amerika Cumhurreisi Trumanın dünya buğday piyasası hakkında A-merika ile Sovyetler Birliği .arasında çabuk bir anlaşmanın müstacel bir zaruret oldu ğu kanaatinde bulunuşu da buna ilâve ed iecek olursa, plânlı ekonominin liberal eko nomiye karşı bariz zaferi anla şı’ır.
Salı günleri çıkar Halk gazetesi Gazetenin kurucusu Aziz NESİN
> Sahibi ve neşriyatı fiilen 5
idare eden:
> Rıfat İlgaz
! Adres: Kumkapı, Derinkuyu |
> Sok. No: 4 İstanbul b
ABONE
! Bir yıllık: 500 Kr.
> Altı aylık: 250 Kr.
> Fiatı: 10 Kr. ( j
> YIL: 1 — SAYI: 22
> 4 Ocak 1949 SALI
k Dizildiği ve basıldığı yer: | ! Osmanbey Matbaası >
BAŞDAN
nı
. ■ '2&
^c7a3t?
*Kri on «rifilsdıln 9 rîsTr i g j a«9 n s o b?. ı'.i*;cr x*i Wrn liğeb tııbnfiaei9in9 'isb -WE L .JLMJÜ/ IJİtJİJUJ
J ügiJ8e, teizsi .âbfiiuS oıd sairf^âl'â msiasG ...oiiactJ
-sİBurnoam sıensıG Io8 .. .aJ?| -f (9TI .8) «.V
r _{A ısbiH ,iri nnlsvımdunUl
Aöe t&Fri Hi^r$Pülw>.om'9b eJöjf eyrefoloıg fîbni26Xn£>r j₺rns^6£Şu9^ıdj§y®lşiftoy ioı ıns'67 ninnteübnS» :ıiblig-ij TİbiIPevÇ^ftJA 921İI9S misâl shsriolmem ud hbI
ntesmnöb m-mlriı -®ıköd^E inandıktan,.iüaristaüfn niç»i rio os vu öift çık^ç, j î’nua n->!i ccıafid ani
^bjrafeliffiö^^j^hni^,, uî?k)V frms/}1 oixi M ife^ffdığıgıı^tarüjî^se' dünyamız, (g
mmfjğuhjolov çünöb 71S»
s
A-«i
«jtıbıı___
Işıl ışıl geleceğpjn^Içig) İpe çek imişiz...
nslısfiy 90nö Ixv no .neB vvrneatfirieyea
r '■
b ■(
/Ateşçi
•: ( -
Emektarıydı şimendiferin -($1 s^ndlık öfriHîiifftff1 1 e As 14"i^n^.(tffiîrn 1 ° rrru "
*H^«K3mÜr,Jatt^kla ûgd$rdfİ ° •mıerGngLodpffiiiiIıabcarlfid nsb ^bidöündttz^fe lid ?im9b -âl in n 'i mIS
ölürdü. 3oa92^f§|a,aV1^üM^di^ı'(jB ‘c -'j^lçj^fş^dY'dâ1 İ2İ?BÎ sün9d Gık bile demezdi, üoo/rı -9oc-'V41d^^^/gÇnf>aoKetrA 1 H ' BöeîPöe^ie^i^hşı JİıI .sığ
—-d^mk-htTyorba- bihr —
Bulamazdı;
Böyl^ç'ünler . * Aç û^-ı^nâya ra^d| Haşan;
Fakat çocuk .bu , .
’i8 ’-Yoktafr^ttlaW-yâ;'‘A öhüik 4 ^ÜötijllıyabdiJ £l j
( - D^mderin4fX£T
• 11 Mkrnçk • niye: ağlamalar jna, ; Wânamfe^garifnt!^ J ENddkb faciayı göfmemek:'
- - İçin: nsmıHT||
EVe gitmeden!frl'jr,B
• ' Yoldan gdllp' îon^^laoıî, OVİİ-- ----
Namuslu Bâİaiıoı
9 °#,BİÎ?tai«WA¥f1
£•/ ,92y'jr(O .(691 .d) «neyilr! ' .Şühzddobaşında kiı ri iÖa rüUa? liflte kahvıehaûesininr iifüştferiie! ri^eçkinc^ıiıekhlerdirrtKaılhvri ı irin ıcebhsiutd baştan Ar bâlâî kaplayatf. geniş ucamlarannârkai sındaofeeJfcriei-Mogeçfene* dâilgûid naLbp bfirp.i. EyGvru5.rnlA nsi - â^fen yWWk:.4«ğjyprdir(^ şgyug^ içi®4efTyi»erlej; >H$piyp.arü₺to lün - kaKv^bap^inir^ dbj&l&b büyü^ bjflj^ı^afU^adb^eo! teceğim gç.liyor.__________
Bazan, camlar ar^spda salı nara^ezin^m balıktasın «acaba koöainanMe nizle^cLen haberleridir mİ» d|y«
-Şu ince uzun. şrr“tıknnz“ şüB ciğaVâll, şu- ilâf^iPrili' insan" lâr - bizim bahâ lâf imtethKB‘Yüfc''-1 etinde 1 yo'fgünİuk,'’1 Aehbelhk.-dtinyadaıi hâfe>£iJŞizc4)V yâ^fei11 ıriak okünü ^eriK^- nz>l
no olid initadaite ev mırisioı Namuslu ■ ■,:... baMgı^^çunız •
' f1
ns?Bg îliasd' AbM ûbni?i nrtl -uH tıb'isv üaülıüî rniny tş«i
JJİ
"■lâo sliyıdj
**iıG slyıijlsv 'ie'oîosfig ,nod (jw6g niHfiivEbfid ıid nolineb . ®y i bearf ed n ebniıeBşssiigı oe
./l Cki119Aj.71 t « f ’.rv/w J—,ntJ
,9brıidY9’B oâm>ı,’I «il ias w •f[bfiiJsmq6V -»Ijloıib nınJ2£ jdosdoE ,'iG .obrıi’Ofn Arifim «rtob § ö^^ŞjŞyod 9v^>hi9H ,r ıt£wz Ayü^h^’jkı^'efi^eîf'feençlik
:brs wsdA 'leliiH» :sn
t’nfi/1 Sâküüii'^Âi^knıdath âğlarulmaş^b “^ân flgtaj£j™>Iuç> h 13
^limpıçden ,isıhim,:ı
ibn9>l lo’HH ibysa.o â^vtehler topİamp desinler ki:
S 13
Yenf~s&^enrr,
Şesiğinde bulunan dü ılntafi»
Yeni aoğan çocuklarımız/» (?> A1 1 ,,■..,
(sb Ahumdan I çatlayan, huzûMan yandan, Hm VI mtrArsı iıg'ditio 12' sh
. Açsınlar lâcivert sözlerirtf.( -*1 ■■-
'■Ve yine : »?ub
•ifiXı? ^PifınlhAİâ1'e^mök ,kâvgas^;I Jjbîo ^urı ud .ob.Yoölarda dilenenler"olmakin.;-. ,nio! r'Şayet- ölecek- olurisamrı nr^ ’,r z -jfecrrnjLhöS ısgcb ıid z.^nler ^Parkamdan
Bir şey emanet etmek isterdi ■ -
f:'q ulnı ^BİLECEKLERE.
snıdeasd Hinim |
----T . , İli
bgüavirlnrn j teig-nuıümO (
Muhammet
Yazan; Kerim Sad»
uH .libajatacnern. i 19 v ) seni
- o?I nni6?IiısnıA LA s. 29riqü2 -------- I;pS;J onısin jnı
lyslob nst -rrigrsg fiyniib âb ud .iri 'libiı iniğil ri fnig ed*ı
■ K -Î
: 'lolşivfirnürı
W-, isi K
Ulu
gıednemki . ,.r
insy s>l£fn( fonrıev iş
VGg Bİ JUnfiV r11Jyi‘.-LrU nig'192 ııd fiJiısmA fibnu'ioK 9m iJsdiıemA hffnlud u‘ 'libniş no? i iğilais, cmdÎBd rns i ini jlo'iobî
T
-og onrı
TurimuO nemuıT iniysurn
Un^i iasmA-ı . fibnıdrri j :ıi
une isterdi k,ı, .
lO£o HfiirTne q.ri cm;
Jsarett&ı. , t
•jıteıarnsafiri ide
.ma sırtlar.
jııa kâiımasınlar.ri
ini; iaşem ijni İ2sv
bnc mM obh tT .TiliVf e r • r T
IİI9
S-’l
rt r
/■
t
“1
f
çy
ri
ffl
(
“İ(
oS
vğ
nni ıo
uîrifiofiîo
: ağlamalar jna.
-Ofioda
jlaoo’.ibobyBzI
yV .x fivnüb n mam ur T
■ v
i.'Îko J97u (ısa *nd Isofiteunı y.’ ( r□ 11 rı r' • trl c»r* l i e: (1 r* -J
ci
*3 »j
'1
i
%
$
s
S
! t^ğduklan, yerierebıtkılef^a dar kaçlık kalmışlardır; kfliMtf atkâçt.ırlar. j-uya'—- sabuna doyurmaktan korkarlar .(bi^t, tehlik eli işlerden çekinilip akşaifna kadar havası dik kçşe, 1 erci e teati,-i efkâr cdmlç^ü
«Eski kânunu - evvel bu gün çıktı.»
^^uniler daha sıcak olu-«unîfiri d. mirisi
«Beyazıttan tramvaya bânr-dim.!^ Süreyya Bey de yanrnK-I da. Bir aralık kaybettim Sü-reyyayı..-. Yahu Lâleli’de yanımdaydı. Seninki tramvayın içindi' depoya girmiş.» ilkel
«H; aaaa! Haaa^ı! Hüüüü! Hüüiiuü!»
in
«Her şeyden münezzeh ola
IX
İTİ29İ İJOVVUJı TIu İgflfiriTeri i -yL Ahmet Oktay Görteaente -■■: *-~
■JJTlfifiİ
-lo İt
ZİAâ İ
ve
CLJ i I
O t
nmaüorins sqmvA riliyüS’» ,£Î£8 İmfiY^B I219I5SY ü.oü «i'islolsdsom iriıevvs önse no» -HoeeuM oJineci nfiqcy fonnoo ev loyrişcd o rismîeriiem ivjin .mıyaboııâliM» rıOYİbe msveh slid nutoliq ıid imsos irileH •oîidsşag nsbmJİB sîteoiBYVfii
- oquıvA .riaeriüv Teberi iğeor'rf***w*(
Isri nab-ıid snde'isi Teri mnt od quTüblob niniTelnsTî nfiri/ elyneluttoğır mveri ığıitleşl lfîib9teri üğülriüvüd meyelnı^l sv üoÖTjjbnöb asd Teberi Te,/ aori ev ilism^iri .loıireTeri söşA et iniloaauM .ıeg rid nemcoorir teelyöS .çınriiTiiqf>y asbaıle’ 1 eş fiqmvA riuyüd miğibsag on | '629Î sbnİTİd ?iri nobniT» liri unuğubîo siaeB .nribecnio îiib «.TfilToyöI^öa fib nslfirişed (OS .8) • O9g BY62H6tG .İTİTTfiduM I !o iaeb orin£'i3 ,cbısTi2 O .10^ J
- . tvsd T9noyterifi9H niInTonog 1 tG .’imrifilqoj ubro fibnıils iğ f ? Ioyneq2λ i'ioyuşoo imey ) cr
sid , . blsri O «’çiffiiTe rifiys i, Hfioayeri n n «ilâiiirii loYHfiCpî ;■ :.'jriq?9 riîcH» îmıIcyd’mfik-2 e X jidet ,92İ ün «üğülTÖifitriil |
«o er
0
S
çr
G u
83 C
07 S
2,
a > ** (v
>-C.
( g
a Eu m
(( *(
tn
j
O
S'-
>
AyA günae âörfmij^ mıydı ’ ‘9bw? j
tBqriwmjJ^ TGbsri ndlri sırın ıı ıbsvss aumurıuv 9Tion9X •* ;J 5 Hiçbir kurtuluş ümidi sn«d ’ B.b 92İ?E(1'' !“
«Yoktu onun . s;) ••“* ?’rt nsn
W»
----onun
Kurtuluş çaresini Yâlnız ölürpdıe arardı . Nihayet o da oldu. 3 . Kurlardı Haşanı : /l ‘ p
,J f. 5 sene içinde çalıştığız
Kendi makinası; rxlfi>|6a !
Dikkatsiz makinistin
O büyük hatasına £n:ğıb 1
Kaza dendi rr,./ ... ... 1
Kabahat yine Haşana 1>q ı Yüklendi
Sol kolu
Sol baaağı
Ayrıldı vücudünden Ezildi göğüs kemikleri j Bir anda can verdi Kendi makınasmın Altında Haşan.
Her tarafı mosmorda Fakat yüzünde
Bariz bir tebessüm
Yırdı onun
Bir dul
-Dört yetim! brrakt/
Cefaletin kollanria... ‘''-‘ı Kuı tuıuşu ancak
Ölümle buldu
Haşan, d'
r(J r’J a D '■ C x IJ.H İJ '
imob 'iüb*ıüd âP.as'i'î .mıteslr -.im ev lilfirium mrilsri ;ibıo. ri ıjri »— lasrifidct 'i'jv'iiMjteyiI nsbnıİH'ifif itemûriiiri İ29riq9n asa niilüd rifi'ıi£qsri iıelriilı d riA .ısfıfşsH p.oiA) ’ioligi’&aov -• «(.rili .'leliosaanfîi’l noyia iri rinols?»— ş’ısrias İJjrişoIA d Toyfmfişsnsy —«nioi rism (82 .8) «...el lim Joyasg-d .îebbüm ’iiS 13 uoorin£irI ins'( şaiıe.
ib iniıoköa nıtcvos -ısilmsi ( 4 ısrlum fovj'iudmuD .su-ıoyil ( /Hirifis rsberi oaim.G rtinh z n.:q(İ» :ua Isua uğubıog q: p jjivA ürinijgud niniîû İtri > onirfrifii j aneyın $ «ÎSİH | dİ87 t i îrih qsi S 19^0* fiil > rDr -Jorr (
r
id ' i.
(âksın! Ağaç gibi! Çok konı^ mıyacaksiriF Çok yemij^cek-sin! Kitap böyle söylüyor.»
U'irie Nuri İpey, vur, üt V şar B^y. Vaaah, vaaaah! Ne o
«Söylemek istemezdim- «un ma soyliyeyim kötüdür, terbi yesîzdir'' h'efğeîedirı'' birTdü^ıî - «Kalkıyor mu?»i( unun.jl
« Kalkmıyor.»
«Taaa on bir9 kadar uyur. On birde kalkar, öyle yemeği ni jBer.» 1| fk * ’ "X ‘g y «Sonra?» | 51ı *
■ Sonra akşamı ederiz bura da.» ' Namuslu babacıklarımız, şu yazımı okurlarsa bcni^âyijpli-yacaklar.
Ben de suçlandım, boğazı-^ c ma kadar kızardım, utancımdan kalemi k^^d^.yex^bul#-mıyorum. . !
/ umoll
P.ok iyiiii! Y^^^lara rarsam ne cevap verirler: J
Bunca günleri nasıl geçirdi niz namuslu babacıklarımız^ ne yaptınız? nqd^p;fljupvni4np zun dibindekileri gİjrfpe^m^ Sabahtan akşama kadar Da rüttalim kahvehanesinde gazetelerin resimlerini ftli-bâkY tınız, havadan, sudan, kuştaki |I>nlAhâ^2b"dö^^â^Vri r kurttaki -masal mı söyleşti hi?
911
I
9 J: f
; X.
A
u^.nu ı-d «--.'v-ol
[|ıo rieoe’ be evâ i. £nud ’n:
j Muhammed vpı İslâmiyet (Marx ve Engels’im mek- ı toplarından) — Fçlsefenin sefilinde ma finalist tarih görüşünün düsturları — ‘jjjmanyanıi» ■ bugünkü ( fikir durumu Meşhur si mal gux
12919563 riiüH
; y 9
IU1
-V'
j ■
ıınıg T of!
H£>I SOIbJm î JmeyeG t9idöç ’iid n^I>IiGyI AVI Jcfig 3cf*TÜİ
m9t>9
ûiıal*
üs n
âkd
£ İl
e' ft
İfi-
/
>
J
8 İZLER
)L
üri n S nai
13 ,9
f * «r^
o
îs
r*
r
JO ite
• i • • 1 • • j > r
’.nobe 9isbi
ssgll JnlıH iTYLDİaiıgG jgsânmkl- rao;
sn I#,
W
r ua
;a nsbsT u'musül .fîğsm^ -f ’ f - A, - . I r-f
•'Âjı'kdra^caddesî^No. 59$da Arkadaş Yayınevi adile ’ pkuyacularmüz, bütün ya- , ’k edebilirler;Hu. r ■ ■,- ’ : s t / gazetelerinin eksik sayıla- ’ timiz Arkadaş Yayınevin- . gıoıoteog iniTok? m «v .3’! »nıasasm d uz iri t ibneme.'
bir^Yemeyizaçılndıştır. ( ymlaffidinilı buradan tedar.
1 -S :I ^ıfkopaşalvödBâşd . rmVve diğbt kitap.neşri ';‘JdeAtâmiri- edilebilir G
.(
*
i
■ » v,k, /
Aradıklarını bul^mıyanlar özIcdiKSeririe’ hasrfet kalanlar .. _______ . .. ..._____ ..._
•aBir Tîk cm ıanm yteiinfe görmek için
29İiolv9h 9lvim£m6İ nırnisl y şllüm îarl uan nnm i ı ışinijraojl nıb
Yüz suyuidökenlefcurC
*l£itapllan ancak , , T/ » > j f
Kitapçı vitr nlerinde görenler Okumaya, can atıp ( I, mıb /rğiborı
YalniiL ÖüVsh-! ilanlarını okuyabilenler. .Bizler
kapıd.a» kapıya
ög unuğbb’p, ebhiYşI firlcrrı nij nsj; iui iten i n'ğ?5-roa ,oBni r-d/t BbH ■g’îunf -si, .a rmıg
J.
y » tüS t tEfTî-F? ‘ *1" J t i.
. Kovulanlar., * . * .,
dKİ^2fe^ıanrl^>> On rP(c’^ (
-j Vbk’lü-k yüzünden obAna baba!sevgisinden ( . -^■.Mahrum olanlar. ,.•• £ |
. . Mu memleketin öz evlâtları
....?1-T;
, ( V/(Sait h
(
J
lijA ?i!io
ifusiniimori nsriıo udî iriehmn f ■' ı ; ı
?. rn.h’to 16. niîfd.1 .sim tıı'ri-rv .4an( ?.9Î9fcP>g 2İT61
jsbnurıol".'» hy* p.bn unun? üb f-tö snı/ori ninni t id Iseyir ov
ad xtxısM îı&H eli, sal»
*
KAaaAS
9tt7öb noıbnitenıyul i^gbnjJJejj
- . ... ,, ‘h ü .
.■n'ç-mıiaaysd uiujoü -f/d) ifibrııİBfLsyod HHrntf mıe aniz^öd—te£8İ m
!uo>
rı 2o*j
bnux ’Tim* ibrllı sbn&rnıfii lid
olBiAıÂl!
ufrufehjd1
rsırıo^ibs» s|js.
î r fı A tcvM
a D
ıslnıb
IS
il
Jfr
iafmTom'jb
^lübTİra o'ebfioüm ıid som!id ûbobsimil» d
( :”k(te^ül:hl^ünıfiikdlıma^aWırHM^teI!'ifiı !ıı
*ülk^hide 'ciİjaKşteiî^ık'bir hâdfeeoeani txJ (nalno e.'yeiODBOİim / fisımriE.surno I
(jd ?leq ov ıbnsssol uTrosnıın - nj /ıliJzlüyiid >Ioq ioyılua^ di ıid nslo i?.oiiıoîo lid 2ıüy nobo Lı^Iaoi ıruansv mğıiri
Ttflffyı*WTT9
ilud nişi suni
;h rn ta ----------------------------------------------------------- Jd abis ıniı t^bnilfid i’jjjljteşol *ıid rnsiğsa nnb.^İfciyaan'ijjDıÇüiUnimğdSk hafjarı gibiıkari^ık^ıEoteğlâk &âüpHe®dfâgâ₺H₺ Çmgtarihinms I sqpi jd^hi&i^ri^nlnggrii işitilmemiş bitte vÜzü terbim aydınlık kfitpflffishyımlo qasH .sığsa Gör en&deışI ie haneler, rıhlar ikfllaar^i ibeBeoirrai iristi! mbr/I N»I«Mİ&» (i(İQı£§i^İş, yıpıaiüınşj binıüiMıle sofl^Ö^feıa ekonoıteLjteteeltelte .dayetotelyan ve oldukça uzun sürmüşü Ârin.A&teeteteş, h^bilIa^ıklt&ftnaiJİrin.ekonzdfediaKjrıs'isIaulU sd '?Derebeyiikx;j1içîtjİ4dvlb: rjrâamrnırii son mröı^tarıhi 'lte’msii’b eden.ÇaiirJ&ay Şek ı^Iianatpıımcte^n^idluşuaha^ete^ete flseÜB2değii/ı bilâkis Mfc takdi®fec{t«tıagayd lâyiktfi^H
Çinı,halkhn ı teni; ıhânasije köleleştirmek,' ve1 ifrite öâftsö&f42 giH kmım^.^kğüyij^mnek -içitt»iyüzter3& feHtfPİŞuPİan .ya^aa» i^is$pö[> hardkMi beşer.'-tarîfrihiı-'beü-^ zprini aşla .'(kaydptpp^diğij cinayaOer^^ç^lıkligı eerf&sv.
dir. «.sığsisnsssjl ışsv **büm Îi9>las nshgsy oyoıoH
.Vİb ıh
o(r H£
s?jl( ael’iidbgj ^-voS o?£ tete/rıA» i^I ubıoyi ı
3rm(^Tf'’iîaı
‘»-'■J i
I -cx mv& ,
3 -ijal ınmol^ \ "îe.y ebsi^z
J-r-igjI ,şiixnxüqÜE qili«r*i __ _____
j :>rıi>? xji >k» fd'iolnignos azıod . r .•ubsjUrdm-r.d nrarub , tuıiijloo---
h(ziii rkmcı kongresi tarafından yayınlanan peyajıP^Tie
■ f v iöltoibbi n. tnjji' 'oG» iJûiansD emrniid nug-ıub -yj -lainildot, nalıocv ıinh c.-
~ VKadinlar. aımele& aı^byj,I(>Xjjaapı^an,ogj^d9(1 nFası«mn, a^erı ^ez^eti^
-----tr„..w._ -------------
S'} noyr.Binxoqg ev o'îOVBJfib yetperver miılçL ...................................
Federaşyemu,:jÇ^^K^pp^non (-W geçıpj^nış ılunuyor. pizler,/: üç;.^;öppe,;ak^e4i^p -gu- TOrfiî “ Lir-inai kpng.remiZj^şiîasıpda, y abancı kol W8«nü n ^a^mjyle.o' yok jgC! S* V -------
mek, âdil; bir./baraş yaratmak Şre .herntürlü yani, saldırganlı gı öple?pekı ÜÇ») müeadeîe ^;-.deceğûni^e dair ■ andiçmjştik. Çocukan ıpız-m .ye aüölşpinijı ' 'Saadetini teminat altına afa.-eak tek şey -devamlı bir ba rıştırrf[fj ff niffio7 nnıar rİ
- Barbar faşistler., tarafından ilân edilen harbin açtığı yara lar henüz iyileşmemiş tir.
Milyonlarca , insanın kşnı ve izdırabı pahasına zlngirife-şetı kapitalist monopdller i -çin savaş elverişli bir şeydir.
Yeni bir‘harp haztelayati-lar sSahlafmı arttırıyorlar, bloklar ve askerî ittifakİar1 t^ş kil cdiyorflcir, "AlrHari miHtâ* ritmini kalkındırıp askerî tıs ler kürüyorlar. İnsanlığı teCa viizî silahla^in en barbarçası
i
ir
■gtraiı tejor
İSİ
sflrıiüs'ifi aoitey U*«U'ğoa ndöo ot
ÎV-Zj
£9v >Is3BlxnsssjI ebedqon (caüjleoolibot
TİH
O’
W j-utJ nvaift'ruit *ı§Ieibbi jrr.frrçs "cG» * E’ionoO eidâhd mjgıub
t — ------ ----„ - tt-v"'ât" "z(v —es*',,4(dğ rtbâ■’ıı^ .•nnnTX&m6.(v'öir'in?fi(
J^jkaflJİSa kzya balklanna. ^r^, h^p.j.rı.^piçsrfı almak--hülyasında;,
’■ ■ ■ ...................*
rın
«V(®an?ı«u ■. ?rı. $aw₺iB;-
ateı-terin knfe- İmden almak istiyorlar, meleri, kendi Demokrasi gıllikçe kuvvetle .^djleriÇn^-■r P*lyet İt,BV •• r 8 t*1?**- S» j
»ve sulhum kuvvet
£k
■ f
JH *
**sl olmak isteme mukadderatla^ 1 akiuı olmak. |$ı uğıunda mü# ctfklaıümn k#r
p ve
||||
tim ~ doyurup
Bpr
kHİ
-----------------------------------------------------, teı.tk'.iı üı v’vetldri'' artık ge mesut yaşamalarını sağlamak lişmiş bulunuyor ve bütün ^meleridir. Htiny her gün biraz dx hia
Anglo- Aınerıkaıi(; emperya biiyüçyçı . Kotalarımızı, oğıü" lıfeeri .Frşmkos-’nıuji terördü re-.-mi, bu* harbe atmaktan, maıie*. j mine siyasî ve İktisadî yardanda bulunuyorlar. HaObuki Birleşmiş Milletler Teşkilâtı fJtenel AssambLLsi tarafından I rarıko rejimi faşist bir rejim.. f>iar:-,k tanınmıştı. ':J
Harp sobu düşmahterf bizç gösterdiler ki, faşLmin mağ-übiyeti, kazançlarını irişânte-, rt öldürmeğe yarayan vasıta: Hardan ediptin, kapitalistçe k^rlarnu hörşeyin üstünde gö ı ep, kolonyal ve tabî mem- .
.buketler halklarını zincir için larca e mi
olan atom bombasıyla tehdi* de .tutanların hiç te işine ge!İ
>-•&?! '.v-iş.-ıj-, (.,//-■ ı . mivor.
Aarıimz: ve kardeşlerimizi- ye raperestlerin ve atom bonıba sı müstahsillerinin menfaatte ri uğrunda nahak yere ölmejç, ten alıkoymak bizim e’imiz". dedir, pak in ve mesut yuvala rımıza düşüp, çocuklarımızı H küçük yavrularımızı lıefB eden Bombaların gürültüsünü' ebediyen susturmak bizim âli mizded , ‘
Açlık, yangın., sarı hastalık, felâketlerinin tekrar miilydH
Çin hal kın m-tç ve dısÂc öl feiîğenfeüi'ŞI i ÖÇüıık öldüğü’ ■ huJ -S 1.antrelin i dünya efkârının gözühdö'’1 vicda$inda iöliıfeaıek; Lye bu hareketi îcâı
•;.m€''ürla elbiBio mc-tlıiisöhâ
şt pıatbualıA göUfrçgtüdi^i9hokkabazlıkların-*da'artık, u gelm&hJEmafctedır. | ? -^d n[?‘l ^m-mbnop. oaîı
felâketten başka1 Ifâl^^bîFlş^7
ediyorlar.
Marshall Plânı; Harp Plânı
Amerikan monopolisCeri dünyaya hükmetmeğe çabalıyorlar. Bunlar Marshall Plânı sayesinde milletlerin egemenliğini baltalıyorlar, halk kitlelerini Amerikalı top tacirlerinin kölesi yapmağa yel teniyor(ar.
Bütün memleketlerin kadın ları şunu bilmelidirler ki, ’ Marshall Plânı Avrupaya yar dım plânı değil, halk kitlelerini iktisadnn ve siyaseten kö leleştirmeğe matuf bir pHân. yeni bir harbe hazırlık plânı dır.
Marshall plânına tabî mem buketlerde millî sanayi büyük zararlar görmekte birçok fab rikalar kapılarını kapamakta ve şomaj alabildiğine artıp halkın yaşayış derecesi inanıl maz derecede düşmektedir. Bu memleketlerin hükümetle r.İ miliî gelirin en büyük kısmını harp bütçesine tahsis e diyor. Amerikan emperyaliz inine! askerî üsler veriyorlar. Marshall Plânı A’man empef yaliimıni kalkındırıyor. Marshall Plânı bir sefalet, irtica ve harp plânıdır.
•ij Emperyalistler, demokratik haklar ve milli istiklâl uğrun da mücadele eden milletlerin içişlerme karışıyorlar.
Şimdiden, Amerikan, Ingiliz, Fr^nşız ve Hollanda tank ları, ‘ uç
zi öldür meşine mani olmak b'ı
Aziz O^uvucü!anmîW B
noyhıo tedsJİo
(BAŞDAN) GAZETEMİZİN GEÇEN SAYISI TOPLA TILMIŞ1T. ÇIKARMAKTA OLDUĞUMUZ (MAKOPAŞA) GAZETESİNİN DE SON ÇIKAN ONUNCU SAYISI, DAHA ÇIKTIĞI SÂftÂİttWlâ5N S.AA^Ö^'fÖFl.Â-1 TILMIŞTIR____________________..
(Devamı; 2 de)Ç '
ir*: z -
MEMLEKETİMİZDE EN SERÎ YAPILAN İŞLERİN BİLE GÜNLERCE. HAFTALARCA, AYLAR HATTÂ YIL LARCA SÜRDÜĞÜ MALUMDUR. BÖYLE OLDUĞU HALDE, 32 BİN SATILAN VE YÜZ BİNLERCE VATAN D İS TARAFINDAN OKUNDAN MARKOPAŞANTN, HA ÇAKTIĞI SAATTE TOPLATILMASI. MEMLEKETİ MİZDE ARTIK İŞLERİN SÜRATLE YÜRÜMEĞE BAŞLADIĞINA Bili ALÂMET SAYlOİfĞIİÇİN SEVİNMEKTEYİZ. ?
_l ,.. ... İn- i .îijV.r->'syr’şsd rsı ro$
ÖÜ KADAR SÜRATLEİŞ GÖREN IJ^İLİ MAF^VI-LÂRÂ ÂCİZANE TÂBİRLERİMİZİ SUNARIZ.
BAŞDAN BU SAY1SİLE 22 SAYI ÇIKTIR î; ; L
ÖYLE ANLAŞILIYOR Kİ, BU GİDİŞLE GAZETELE RİMİZİN HER SAYISINI TOPLATACAKLARDIR. SONRADAN MAHKEMEDE ADALETİN TECELLİSİ İLE BERAAT TE EDİLSE, BU DEVAMLI TOPLAMAYA BİZİM İMKÂNLARIMIZIN MÜSAİT OLMADIĞI MUHAKKAKTIR. BU SEFER DE TAKTIK, BİZİ BU YOLDAN SUSTURMAKTIR. eHü'iüa smameonm il
günkü .millî kurtutaş ha: Ve vicdahteda yabancılarla elbi#
'S',.— -.-: -i. r sonu gelmiş bulunmaktadır.
Çin milletin^ ıstırap ve f........
verememiş olan .Çan Kay Şek 'despotizmin^ mîllî bm Hağö-ket olafak vasıflandıran empÇrj’alizm uşakları kendi TpÜlî kurtuluşu için doğüşen halkı|ı,* hdr.eketini ise tahkir " ve tekyif mânasına kdltendıklarnadan hiç şüphe ğdilrirterhe^r’5 lâzım gelen bir komünizm istilâsı gibi tavsifte hâlâ ısf$t‘ u^oAıfvvı/vvvv 11D *; 1 a[- j1 ol 'ol
Çinin milli’&ırtunîş kavraç ının tarihî seyrini yenleri aldatabiîmekten başka Li bir değeri olmıyan pyryahst hikâyönitvislerinm hezeya.nları, vaktile bizim millî mücadelemiz için de ayni şeyleri söylememişler miyçü?f? (rl Bugün Çan Kay Şek’in yurdunu ve milletini bırakıp yabancı bir memlekete siğınıfate için daha şimdiden tedbirler alısile, sultan ve halif^ fVahidettinin Türk halkının-/ şahtenân lıamiyyet ve .yurtseverliği önündeki ricati ve bir J yabancı zırhlıya ilticası arâsıkıdaki benzerlik .\ Türk millîn kurtuluş hareketi ije Çin millî kurtuluş hareketi arasındaki benzerliğin bir neticesinden, başka bir şey değildir, m-:
Biri millî, diğeri gayri millî diye vasıflandırılan
k kendi halikına karşı gelmek 1 yardım istemekte ve niçin lıfoa iltica edememektedir? O7(] _________ jintikârtühdâiû İtetkap'bir şe^r fin temsil ettiği hareketin millî olmasına imkân tasavvur
° t sufiunınud sbm.n-:;/-(
v '^ L/forrf +' r[ >tfrT'>^T arzusunu hesaba katmaz, onun mecrasını realiteler; kaynağını [ise İktisadî ve içüıuaî. sebepler teşkil eder. Şu halde Çindeki despotizmin çöküşü ite halk hâkimiyetinin uyanış ve şahlanışı Çin cemiyetinin kendi öz şartlarının bir -neticesidir. Ba şart ve sebeplerin biri yabancı istismar hegemonisi, diğeri iş? bu hegemoninin devamını ısağlıyan Çan Kay Şek reji-i midik.ı OOO.cV RîteduŞ .ubıoy! s[n
İşte^emperyâlîst matbuafın komünizm istilâsı diye yay [yaralandığ:, hakikâtte ise tarh mânasile miliî bir halk w kurtuluş kavgası olmaktan başka bir mânaı(-ve bir vasıfn taşımayanı bugünkü'hareketm tek hedefr^r^^^dış'd^îsmar1 şebekesini yek etmıtl^pn ibarettir. n Lî?lş nioi jJorrriibnoHov jHem iç-despotizn^f j hem yabancı istismar sistemine a^klanmış yjç her ikişpjj de yere sermiş bir millete mensup olmanın verdiği gıçyurla diyebilirim ki, Çin halkı ilk defa alarak cihanşümul bir iş yapmakta ve emperyalizm canavarını tam gırtlağından yakalamış bulunmaktadır.
Bizden, ve bizim gibi düşünenlerden yumuk, gözlü Çin^ mücahitlerine selâm!, fer JB^nöb-nöIüS
-jluhl.o İMİd ■ niwawri rjd zuaaa l»*jh otaCI—Iğfoteobrrn?! ateh_
nbys. s? -âilüd '(
Biri mill'î, j iki hareketten millî öteni niçiı kastile yabancı milletlerden Çan. Kr.y Şek, Ç n millî vicdaı -u ıK^ndi halkının savlet ve
edilebilir mi?
Tarihin akışı kimsenin keyfini ve
M..,.
:ni^6ost«
I um
r
İffl
ıçakları, topları, zırhlı D
at “litaelaiîlaod nüdaüd qr(srr u bi?.» nidasın ni'?.qqi'iO .'iiî?irf
ŞİMDİLİK SON GÜCÜMÜZE KADAR DAYANIYORUZ.
2i niıeltablelfnem iğibetai >tem ıds. ıs öb ov mite 'î'd uuv e*!
.7:o9J?lo[rije • .? Marköpaşa ve İBaşdan yazarları
n
f-T
_____
J ite İP i di ts'idom ğılnsani ,ol 1M{lİ rjiM^ı^ı i
Geçen sayımız toplatıldı! ge^i'^Syîsd 29 Aı-flıl. günü "saat /sonra toplatolrnaga fb^lannü^r. Trmlatn^-bizce malum değı'dır. Bir gazeteci dükkanına, gazeteyi toı;-Jayfe/pol^rin b.jfflrtıgi fabîjya^ap^.^knradjm af ri en lelefon emr le»
ehr
6
ıcnuz-
Sahife: 2
BAŞDAN
4 Ocak 1949
Uluslar arası Demokrat kadınlar federasyonu ikinci Kongresi tarafından yayınlanan beyannâme.
(Baştarafı 1 de)
zim elimizdedir.
Bütün memleketlerin kadın ları! Çocuklarımız, milletlerimiz, insanlık ve tarih karşısın da omuzlarımıza yüklenen mesuliyet pek büyüktür. İn -sanlığın yarısını teşkil eden biz, bütün dünya kadınları, sağlam bir teşekkül halinde, yeni bir harp çıkarmak için tahrikat yapanlara karşı dura cağız. Harp olmıyacaktır. Kadınlar üzerlerine düşen me sııliyetten kaçmmıyacaklar dır.
Uluslararası Demokrat ka dııilar Federasyonunun ikinci kongresi size hitap ediyor:
Her türlü harp propaganda sini reddediniz!
Yunanistana, Çine Viet — Nam’a, Endonezyaya, Malez* yaya, Birmanyaya, Cenubî Koreye yapılan askerî müdahalelere karşı protestoda bulununuz.
Bu memleketlerin kadınları na kardeşçe el uzatınız!
Onlara yiyeoek, giyecek ve ilâç göndermek için bağış teş külâtları kurunuz.
Birleşik Devletler, İngilte re, Fransa ve Hollanda kadın lan bilmelisiniz ki, başka mil Jetleri baskı altında tutan bir millet hür değildir ve olamaz.
Askerî birliklerin bu mem leketleri terk etmesi, başka memleketl'lr'n içişlerine her türlü müdaheîenin durdurulması, askerî masrafların kısıl ması, mesut yaşayan halkların ve bilhassa kadın ve çocukların yok edilmesine yana yan atom bombasının ortadan kaldırılması için hükümetleri nizi zorlayınız.
Halkın ve bilhassa çocukla rın sosya'l ihtiyaçlarını gider mek için Devletten krediler isteyiniz.
Frankonun tcrörcü rejimini protesto ediniz. Demokrat bir Ispanya uğrunda mücadele e-denkre her türlü vasıtayla yardımda bulununuz.
Kapitalist memleketlerin ka dıriları! Demokrasi olmadan sulh olamaz. Demokratik kazançlarınızı koruyunuz, işçi düşmanı kanunların ilgasına çalışınız, demokratik teşekkü lerle onların idarecilerinin uğ radıkları takibatı protesto edi niz.
Yeni demokrasi memleket lerinin kadınları! Memleketinizin millî ekonomisini geliştirmek ve demokrasiyi kv vctlendirmek için aktif müca deleye devam ediniz.
Kolonyal memleketlerle tabî memleketerin kadınları, memleketinizin millî istiklâlini kazanması uğrunda emper yalizme karşı mücadelenizi kuvvetlendiriniz.
Bütün dünya kadınları, mü cadele kardeşleri! Diğer demokratik teşekküllerle birlikte, insanlığın düşmanlarına, yani harp tahrikçierine karşı tek ve mütecanis bir cephe ku rallim.
Sulhii hep birilikte koruyaca ğız.
Uluslararası Demokrat Kar dınlar Federasyonu şu üç yıl lık hayatı müddetince sulh ve 1
demokrasi uğrunda yorulmak bilmez bir tmücade*le sürdür -dü. Bütün ciüny.adaki milyon larca kadının iştiyak ve ümit lerini ifade eden Federasyon, yaptığı mücadeleyle onların itimadını kazandı ve pek büyük bir otoritesi olan bir u-luslararası kadın teşkilâtı ha 'lini aldı.
İkinci Uluslararası Kadınlar Kongresi delegeleri, 56 memleketteki 80 milyon kadın namına ilân eder:
«Hergün b raz daha cesaret li olarak, daha büyük bir şiddetle sulh için, 'demokrasi i‘ çin, milletlerin emniyet ve ba ğımsızlığı için, çocuklarımızın ve yuvalarımızın saadeti içn mücadele edeceğiz.»
«Kuvvetlerimiz sonsuzdur. SuJlh ve demokrasi uğrunda nıüıttehiden yaptığımız bu savaşı kazanacağız.»
Liberal ve
Pfârih ekonomi ile liberal ekonomi arasındaki savaş, biz de olduğu gibi, bütün dünya da da devam etmektedir. Son haftanın siyasî olaylarım, e-konomik olayların ışığı altında inceletmek isteyen bir bur juva Paris gazetesi olan La «Tribunl des Nationskın bu konuya dair yazdığı bir maka leyi çok enteresan bulduğumuz için hulâsa ediyoruz:
Bir kaç hafta önce bir îngi liz gazetesi, «News Chronicle» diyordu ki «Amerika i!îe Sov-yetler arasında sürüp gitmek te olan soğuk harp, ekonomik cephede kazanılacak veya kay bedii ecekt ir.»
Bir zamandanberi bu cephe ye dair yapılan tebliğler birbirini kovalamaktadır. En son tarihli tebıığ, Almanyanın A-mer kan işgal bölgesi komuta nı General Cfey’in geçen haf ta bir mülâkat şeklinde söyle diğidir. General Berlin abluka
p lânlı Ekenom i ye dair
| Dr. FuatSABİTj
sından doğan son ekonomik duruma karşı olan reaksiyon lan «lâst kİ i bir kabuğuna çl-kiliş — im replisetastique» ıtabirile izah ediyor.
Hâlbuki, hakikatte, 6 Kasım tarihli beyanatında: «Al-manyanın Rus işgal bölgesine karşı batı devletleri tarafından alman boğucu ekonomik tedbirler kısa bir zamanda doğu Rus bölgesini ve halkını teslim ollmaya mecbur ede çektir» demişti. Bugün ise durum bambaşkadır.
Artık tealim olmak dursun bilâkis General:
ğu bölgesinin (ekonomi bakımından) yıkılması (ecroule-ment) beklenemiyeceğinden dem vurmaktadır.
Ekonomik durumu ciddî in celemek zahmetini ihtiyar et-
şöyle
«Do*
elçikada İktisadî Buhraı
Fransız muharriri Rene L’Hermite, Belçikadaki ikt sadî buhranın sebeplerini açık'ıyarak. kendi memleketini dare edenleri uyandırmak istiyor. Bu yazı, Amerikan yardımından nasibin': alacak olan memleketimizi de ilgilendiren bir cleı sfr.
Rene L’Hermite ;
20 Mart 1947 de BrüksekH yeni bir Spaak hükümeti kuruluyordu.
Spaakın ilk sözleri, serpilip gelişen bir İktisadî durumun teşyii oldu. Yeni Başbakan daha elverişli bir istikbal ııüjdeliyorodu.
Fakat 18 ,ay sonra ayni Spaak, vahim bir İktisadî buh ranın mevcudiyetinden resmen bahsetmek mecburiyetin de kaldı. Esasen gerek BeÜçi" kail, gerekse yabancı müsaitler uzun zaımandanberi bu buhranın arazlarını tesbit etmekteydiler. Nitekim eylül’ ayından itibaren vehamet sur atle arttı.
Vereceğimiz bir kaç rnisaî bu buhranın gelişme seyrini okuyucularımıza kolayca gös-t erecektir. 1947 Haziranında Sakson
ayakkabı ithal ol’unmuş-Bu ithalâtın büyük bir Birleşik DevletHeı-
yaptığı ithalâtı .azalttı... .
Halbuki, Kongodan istihsal ettiği uranyum madenini Atlantik ötesine satması ve kira lama ve ödünç verme anlaşmasının sağladığı faydalar sa yesinde (Belçika bu anlaşma nın uygulanması için Birleşik Devletlere kredi veren yegâne memlekettir) Belçika kur* tuluştanberi avantajlı bir durumda bulunuyordu. Halbuki, Belçikanın malî imkânları Hollanda veya Fransa gibi kolonyal harplerde tükenmiyor. Halbuki, M. Spaak ise
: ve en
km
tur. kısmının den yapıldığını söylemeğe biil mem lüzum var mı?
Dok isçileri arasında şemaj var. Öbih yandan Angıo — Amerikanlar, Anversten geçe bilecek^ Olan Orta Avrupa imal farını Bitmen ve Hamburga çeviriyorlar.
Dokuma sanayiinde şomaj var. Fakat Amerikadan gelen çoraplm^rerb rekatc.
Ve Anglo — Saksonlar, ken
tf-kilde Amerikan çika ticaret heyetine duhul taraftarlığı etmiştir, m-—'’— f
Bu men keyfiyetinin sebebi ,n ~~ ....... v_-
şayanı d.ıkaaLİ*ı: A~u.g, _( ■
işgal bölgesinde Ja- '
26,000 işsiz oilduğu halde sene sonunda bu sayı 57,000 i geçi yanuı Amerikan kontrolü al yordu. Şubatta 75,000 i |ulu- tır^. bulunduğu mal umdur) yordu. İki aydanberi ise ar- Büyük Britanyada işlenmiş tış pek koorkundlaşmıstır: 22 pmnuk. ı.ı ssü yor.
’ ' " ~ - Nihayet, Ruhfir havfSsı Aıue
rİkalılar tarafııfc.sn işletilip ta m çalışma hızını alınca mı denlerle demir sanayiinde de şomaj başlayacaktır.
Buna, Benelux’ün kurulu-_ Mındari sonra zuhiır eden güç
Peki olup biten nodir? Bel lükllerı de ilâve itmeliyiz. Be! çika iktisadiyatının, buhran- çika sanayicileri Hollandanın dan müteessir ol1 an muhtelif brançlarına atulacak serî bir nazar bu hususta bizi oldukça aydınlatacaktır.
Belçika tütün sanayiinde şomaj var. Böyle öldüğü hal de piyasa Amerikan sigarala-ri'le dolup taşıyor.
Ayakkabı sanayiinde şomaj
var. Halbuki bu sahada itha-
lât harpten evvelkini 600,000 çift aşmıştır. Geçen yılın ilk üç ayında üç milyon çifte ya-
Skimde 128,OOT, 13 Kasımda 147,000«.!ve 19 Kasımda 177
bin.
Altı aydanberi yalnız Brük sel havalisinde vuku bulan if lâsların sayısı 700 olarak teshil ediliyor.
İktisadî kalkınması için masraf etmekten endişe duyuyor îlar; çünkü Hollandanın şahsında müstakbel bir rakip gör mektedirler. Yine ilâve edelim ki, Marshall plânının tatbiki Batı Avrupa memleketle ri arasındaki tezatları azalît-ımayıp biisbün keskinleştir-miştir. Cripps’in meşhur «şid det» plânı mucibince İngiltere yeni bir altın ve dolar akı şını önlemek için Belçikadan
mız Marshall olanının isteme sine manı ö madiği gıoı Ame rikan yayîjmasiüin bütün şid detile devamın' da önicyeme mistir.
Fransadî. İ flâ şüoiı- edenler var.n bunlara, gezlerini Belçikaya çevirme’erici tav siye ederiz Amerikan menşeli zoraki ithaf âtın artan’rekabe t ile tehdit edilen; ve Vaşing-tıorda irotızalanaıı iki targflı anlaşmanın yasak etmesi üzerine O/ta ve Şarkî Avrup ile ticareti fc-lce uğrayan Bel-.a. ekonomisi, onlar- ?r saf şekilde» Marshaflizasyo -nun ne demek olduğunu öğretir.
Böylece bu kimseler, şimdi ye kadar bütün açık görüşlü vatanperverlerin mütemadiyen işaret edip durdukları şeyi tahkik imkânını bulacak lardır. Birleşik Devfletler, sah te bir «yardım» maskesi altın da, kanlı macerasına sürükle mek ve ekonomisini harap et mek istediği memleketlerin is tikbalini tehdit etmektedir.
miş olsaydı diyor gazete, daha başka şeyleri de görecekti. Meselâ görecekti ki piyasaya çıkarıldığı zaman, yani al'tı ay evvel, 30 sente geçen batı markı (yani Amerikan seıma yedariığımn desteklediği para) bugün karaborosada yalnız 7,5 sente geçiyor. Yani üstündeki kıymetinden dörtte üçünü kaybetmiştir. ,
Yine görecekti ki batı böl-ges nde fiatların artması yüzünden yalnız hayat seviyesi, tehdide maruz değil, ayni zamanda bu para reformu kü'l çük ekonom-nin yüzde yet-mişini silip süpürmüş, karaborsa zenginlerin ekmeğine | yağ sürmüştür, zaman iddialar nun aksi idi.
Berlinde batı markı sadece 1*^ dalavere ve spekülâsyon va-fO sıtasıdır. Hayatın bütün nor-l( mal ihtiyaçları doğu markı-(yani sosyal inkılâba dayanan| para) ile ödenmektedir. Batılı dev’,etler tarafından batıl Alman bö’gesinin liberal ekonomisin idare için kendisine tam yetki verilen Dr. Erhard,, bu ekonomiyi tam iflâse sürüklemiş olduğundan kendisi'C ne İngiliz dirigisme’i sahasında (yeni General Ciay’in imhasına yemin ettiği p,ânlı e-konomi prensipleri daires n-de) staj görmesi için Londra ya gönderilmiştir.
Amerika :!e Rusya arasında devam eden soğuk harp, Fransız gazetesinin kanaatine göre, I hakikatte liberal ekono mi ile plânlı ekonomi arasında cereyan etmektedir. Görü nüse göre plânlının galebesile devam etmektedir. Çünkü plânlı ekonominin tam mâna-sile mevcut olduğu Sovyetlcr Birliği ekonomisi hakkında, iki vıl evveline gelinceye kadar, bütün klâsik ekonomistle rce hâkim olan kanaat şu idi: «lıarp tahribatı Sovyet e-konomisin’ uzun zaman Ame rikanm tâbiiyeti a tına koya-cakt’T » Helbuki böv’e olmadığı görülmektedir. Bunu Sov yet B diğ nin düşmanı olduklarında şüphe edilmiyen Is-viçrenin Die We!woche*si i-le İngi: z’.erin L’Observer mec muası itiraf ediyor:
L’Observer tafsilâtlı bir ma kalesinde diyor ki:
«Sovyet istihsal , genel durumu itibarile, harbin sebep olduğu tahribatı, hiç olmazsa, telâfi .ettiği ve büyük çapta genişleme yoluna girdiği aşikârdır.»
Diğer taraftan Weltmoche ise:
«Sovyetlerin şimdiki istihsa lini gösteren rakamlar (dökme demir 50 milyon ton, çe~* lik 60 milyon ton, kömür 500 m İyon ton... i'âh) kolayca kontrol edilebilir. Bunlar mu azzam rakamlardır. Fakat rekor rakamlar değildir» demek te dir.
Bu münasebetle şunu hatır latalım k’, diyor Fransız gaze tesi, İngiliz mütehassısları kendi memleketlerinin çelik istihsali için 1952 senesi için (Devamt 3 de)
Halbuki ilk İH tamamen bu-(W
.-d us as a (u
•+•>
M
S
w £
S
9 crj >(
ni d« B
_ ______ ta
ce nı k ş« çı te g( k(
1*4 n h di b
(’
y
mh t: S* io a İ (
£ ö
S i 2
- cn
1
F
y t ı
I
t
i
4 Ocak 1949
BAŞDAN
Sahife: 8
42
3 o
-t-(n
:3
S
V5
•(
£
jj s
9
«
>(
Bîr Faşistin seyahatnamesi
«Büyük Avrupa anketi»nın ünlü yazıcısı Peyami Safa, «on sene evvelki mezbeleleri» cennet yapan Benito Mussoli-ni’yi methetmekle başlıyor ve devam ediyor: «Milânodayım. Belki acemi bir pilotun bile tayyaresile altından geçebileceği kadar yüksek, Avrupa -nın her tarafına birden kal ' ikan trenlerinin doldurup boşalttığı hayat uğultularıyla I çınlayan, büyüklüğü katedral _ ter kadar baş döndürücü ve /göz karartıcı, haşmetli ve kos kocaman bir gar. Mussolini ta rafından yaptırılmış. Böylesi
Oi
d
'd
«
. u - _
o «İne gezdiğim büyük Avrupa şe te «
q Zdüf etmedim. Eşsiz olduğunu 1 başkaları da söylüyorlar.» (S. 20) -
Muharriri, Fransaya geç miyor. O sırada, Franko deniten generalin reaksiyoner bayramı ığı altında ordu toplanmış. Pe -o I yami coşuyor: «İspanyol Fası 44 J ayaklanmış!» O haldt, biz de l İspanyol ihtilâli» n n heyecan / a selâmlayalım! «Halk cephesi ı diktatörlüğü» nü ise, tabiî, I şiddetle protesto. Baştan başa zencire vurulmuş zavallı Fran sa! «Parise da r bana söyle -nen şeylerin hep aksiyle karşılaştım. Fransa hürdür demiş il'erdi; halkın muhalif ve milliyetperver tabakası —« halk cephesi hükümeti tarafından b rlikleri kapatılan bütün nas yonalistler (Ateş Haçlılar, Ak siyon Fransezciler, ilh.) » -— Meçhul asker’e —«çelenk koy inak için»— yanaşamıyor bile...» (S. 53)
Bir müddet, İspanyol milli yetç ferine yani Frankocu ara i taraftar zevatın sözlerini din liyoruz. Cumhuriyet mulıarri rinin Parise kadar zahmete lip sorduğu sual şu: «İspanya ihtilâlinin bugünkü Avrupa tarihine bir veçhe verecek ma hiyette olduğuna kani misiniz?»
Vaktile Nazım Hikmet'e k tap ithaf eden ve büyük şairin eserlerini sahneye koymak için günlerce kan ter ’ çinde ça'ışan Peyami, sınırları aşan haklı bir şöhretle Ka-ragözvarî alaya kalkışmaktan ; kendini alamadığı gibi, Mec -l s’teki solların küfürbaz’ığını ■ da kaydetmeden geçemiyor. I Cüce akliyle. Fransız komü ! nistlerini yıkmak için sözde ! su katılmamış marksist ağzı ; kullanarak — başka bir ifa*
► dey! e, «faş zm ideologlarımın
► ruh haletine tercüman ola-1 rak — Kari Marx’ı müdafaa
edişine bakın: «İstihsal vas’ larınm tamamiyle devletleştirilmesi yoliyle şahsî mülk yetin cemiyete devri mânasına ge’diğ takdirde, komünizm, hürriyetçiliğe, fertçiliğe, dinciliğe ve miH'yetçiİiğe düşmandır. Fakat Pariste karşımıza çıkan komünizmin, asıl sistemindeki bu hafaza etmem’ş rürsünüz. Lâtin Sorbonne, yahut
de, Paris gazetesinde, soknğ’n da veya salonunda Kari Marx bu dört düşmanından mutlaka birinin koluna girm’ş, te-7ifçi ve uysal bir adamdır.» Hiç, «İsa ile Kari Marx,ı ba_
rıştırmak» olur mu? (. 133, 4) «Doyum olmayan bir alâka v.e zevkle konuştuğu, «turfan da» filozoflardan biri, Fransa-dan bahsederken, hele neler demiş bir dinleyelim: «Akide n n aksiyonu takip etmesi lâzım geldiğ ni Almanya ve î" talya kadar anlıyanıadı. Haya tın kılavuzluğunu kabul etme di.» (S. 158). Yani, maalesef, henüz faşist rejimi kabullenemedi!
Almanyadan trenle geçeceğiz. îlk işittiğimiz söz şu: «H t
'1er idaresinden sonra ecnebi- ların içinde Marx basili saçan lere daha fazla kolaylık göste neşriyatın türlüsü vardı: Hu-riliyor.» (S. 169). Öyleyse, ya manita... Faşizm aleyhine bro şasin «şöhretinin eteklerinde birçok düşman efsaneleri sürükleyen Hitler rejimi...» (S. 174). «Alman bayrakları ve her tarafa asılmış Almanca büyük «sefa geldiniz!» levhaları Almanyaya isnad ed len düşmanlığını tekzib» ediyordu (S. 175). «Bavulumu açmak şöyle dursun meydanda duran kitaplarıma ve gazete -ferime bile bakmadılar. Bun -
sür... Sol Fransız mecmuala* rı.» (S. 176)
Unutmıyalım ki, Hitler AI-manyasında proletarya köle değildir: «Endüstrinin vatanı olan bu memlekette büyük çarkların dönmesin1 teşvik et' mek için müstahsili zorla ma-kina başına iten sun’î tedbir lere hiç lüzum yoktu.» (S. 178)
«Bir dönüş yolculuğunun
44 44
•-4
« nzs
a
î*
§
ro >(
T3
r
hır'ıerinden hiç birinde tesa-
yami coşuyor: «İspanyol Fası ayaklanmış!» O haldt, biz. de
Sulh a doğru gidiyoruz
Yazıtm: Yusuf Ahı&lıjı
memleketlerinde Amerikan sermayedarlarının nüfuzu faz la olacaktır. Fakat nedir ki nüfuz ve bundan iteri gelen gurur, Amerikan halkının refahını v.e stikbalini bile on
Almanya kayıtsız şartsız silâhları bırakınca dünya sevinç içinde kalmıştı. Zira su h olacaktı. Fakat sulhu ş indice kadar göremedik. Ruzveltin ölümü dünyanın sulhunu ge cik ♦ irmi ş t ır. Muavinlerinden Truman Cumhurreisiiğine ge-
çince acemilik ile Amerikan lara unutturmuştur, tröstlerinin siyasetine alet oldu. Fakat bugün şunu görüyo ruz ki bu kadar gürültü patır tı an» ak sulhu geciktirmekle kalmıştır. Yine şu farkla ki Ruzvelt olsaydı Birleşik M 1-letler sulhun garantisi olacağı halde; şimdi bu Atlantik pak tile temin edi’mek steniyor.
Amerikanın eski Dışişleri Bakanı Cordel Hah’in son ı çıkan hâtıralarından anlaşıldığına göre Ruzvelt harpten F vaki Rusya harp içinde ! sonra yine an’anevî siyasetine dönecekti. Yani ne Avru’ j; pada nüfuz mıntakası, ne de ı şurada burada üsler elde et-I1 mek emeline düşecekti. Bu herhalde Ruzveltin Birinci Cihan Harbinden sonra Vilso-nun başına gelenlerden ders almış olacaktı. Bununla bera ber Amerikanın dünya ticare tindeki menfaatlerini koruyacaktı. Bugünkü Marşal Plânı ile Amerika kârlı mıdır? Mar şal Plânı Amerikanın dünyaya kudretini göstermekten çok; romantik bir siyasetini göŞterır. dûmıaııÜK ıalerde kâr dan çok hayata uymaz fikirler. daha doğrusu hayaller nü lunur. Fakat nedir ki bu
Amerikanın Rusya ile reka •betinden İngiltere istifade e-d.yor. Ruzvelt İngiltered.en çok Rusyamn dostu idi. Fa-,kat bu dostluk onun komünist, yahut sosyalist fikirli o-h. undan değil, İngılerenin ^müstemleke erinden istifade ■tmesi içindi.
İşte bugün Amer kan ser -»mayedarları bu menfaatlerden de mahrum kalmışlardır.
I
safiyeti mu -ö’duğunu gö mahal leşinde institut önün
•kurtarmak için girdiği memleketlerin büyük araz sahipleri ve sermayedarlarının nü" ^tızunu kırmak için halkı des ^ekliyordu. Fakat üç ■erin konferanslarda Kararlarına da itaat e lur olmaz, çekecekti. Komünizmle müca dele için bu gerginliği yaratan Marşal plânile Amerika muvaffak mı olmuştur? Aksine.. Yugoslavya Titosu komin-formdan ayrıldığı halde Ame Tıkalılara yar mıdır? değil..P
Sonra daha mı iyi oldu kı bugün Aruavutlukta, Bu.ga-ristanda, Romanyada, Polon-'yacfa’vemasıî Sovyefârîn nüfuzunu yürüttüğü yerlerd
büyük-alınan.
sulh o*
hemen ordularını
enstantane intibaları» ne ka_ dar enteresandır, değil mi? Burada, faşist şeytan, düşündüklerini kendi söylemiyor; sözlerinin iki kat arttırmak i~ çin, «faşistleri yevmiyen bir demokrat» İsviçreli kıza söylet yor: «Doğruyu söylemek lâzım gelirse Almanya Hitler zamanında Almanya olmuş ~ tur... Bütün Almanya- Hitle-rin peşindedir, hem do zorla değil, sempati ile... Almanya hesabına Fitler haklıdır.» (S. 184, 5)
Ben, on yıl önce yazılan bu seyahatnamey" ibretle okurken, gazeteler vaktiyle Duçe denilen bir kadavranın garip sergüzeştlerinden bahsediyor. Pariste, 590.000 işçi, «Demek rasi kat Ii» Franko aleyhinde, nümayişler yapmaktadır ve Nazi Almanyasının direklerinden biri olan Dr. Schacht, Nurenberg mahkemesinde. IDüğün'Lere kadın gibi süslenerek ve boyanarak g den» morfinoman Goering’in suratı na: «Hitler Almanyayı alda7 tı!» diye haykırıyor ve, kanlı gözleri çukurlarından uğramış bir halde, ilâve ediyor: «İmkân olsaydı Hitler': Kendi edimle öldürürdüm!»
Tito gibi bile hareket etmeğe fırsat veri mem.ektedir. Bu şüphes z ki Amerikanın ko ' miinizme karşı açtığı savaş -tan dolayı Rusyanın tedbirle ridir ki, bu da dünya gerginliğini arttırmaktadır. Bu gergini k ya kopmak, yani bir harbe sebebiyet vermek demektir, yahut ta gevşeme... Amerika bu gerginliği gevşet me zorunda kalmıştır. Çünkü Amerikan halkı harbi lüzum r lu bulmamaktadır. Bunun i-çindir ki Ruzveltin yerine geçen muavini Truman Cumhur Reisliği intihabında Ameri -kan halkına hap sulhtan bahsederek intihabı kazanmıştır. Hattâ o zaman Trumanın b r siyasî mümessilini Rusyaya gönderdiği haberi de çıktı. O halde Marşal ile arası açılmış sayılır. Truman, Ruzveltin ye tiştirmesi olduğunu, nihayet böylelikle anlatmış oldu. Fakat Amerikada para ve asker bir kere ele’e verdiği için Trumanın sulh gayretlerini epeyce zorlaştıracaktır. Bu -nunla beraber milletin isteği’ ni temsil eden b r Devlet Reisi herhangi bir kuvveti tesiri a tm^a bırakır. Nitek m bugünkü Atlantik paktı da Mar-şalın bu tesir altında taarru-rnnu durdurmaya mecbur olduğu demektir. Marşal bilâkis siyasgtıle Amerikan halkının menfaatlerin' koruyamamış * tır. Bir nevi bir5 m Bav Recep Pokerimiz olmuştur. Şimdi do yine Pekcr g bi hasta o -duğu söylendi ki bu da üzüntüsünden oLcak. Tı umanın kendi idaresi a tında sayi’dr ğı için de Marşa.m siyasetin bıröİ(mıs gözükmekt.ed i r.
Galip devletler, galibiyetin( verdiğ' gurur.a sunn buna kaj fa tuttular. İngiltere bu gali*! biyetin heyecanda dövizlerini* hattâ Amerikadan aldığı para* ’*'arı daha cok b r keyfî madde( olan tütüne vııdi. Akiı son-, | radan başına gelerek ancakJ lüzumlu şeyleri memlekete,
( sokmağa, bu suretle vaziyeti'^
c ni düzeltmeğe başladı. (
/ Siyasette de lâfın kıymetiı
> olduğundan keyfî olarak sar-,
> fedilen afların zararı görül*!
( dü. Artık ne Rusyadan, nej
( Amerikadan sulhu temin et-( ? m yecek diklenme lâf arı işit( 1 miyoruz. Bu; tarafların kuvu C vet ve iradelerini gösterdiği!
( zamandır ki su'h masasına ( doğru gidiş demektir.
Liberâl ve plânlı ekonomiye dair
(Baş tarafı 2 de) tahmin ettikleri rakam 17 mil yondan ve Almanyaya çelik ia tihsal ni 12 miıyon tona çıkar ması için verilen müsaade, bu mütehassıslara bu tarih için, plâtonik bir dıeğer görünmektedir.
le
Şeddi- Çin.
Birer karayel gibi esgp,
Birer karabulut gibi gelip geçtiler Durdurmak isteyenler
Tarihin akışım.
Erimiş çelik gibi akmadadır. Kcfleîieıtin kurduğu Çin sedlerini
Yine kütleler yıkmaktadır. Ve perde perde yükselmededir. Gayri ne «ferman padişahın»
Ne de «dağlar bizimdir» Külleri savrulup gitmede fermanların Ve dağların yamaçları artık.
Üzüm sallkımlarile yüklü,
Erguvan ağaçlariüe süslüdür!
Âdiloğlu
Aşikârdır k plânlı ekonominin hesabena kaydedilecek bu hamleler düşündürecek mahiyettedir. Ve Amerika Cumhurreisi Trumanın dünya buğday piyasası hakkında A-merika ile Sovyetler Birliği .arasında çabuk bir anlaşmanın müstacel bir zaruret oldu ğu kanaatinde bulunuşu da buna ilâve ed iecek olursa, plânlı ekonominin liberal eko nomiye karşı bariz zaferi anla şı’ır.
Salı günleri çıkar Halk gazetesi Gazetenin kurucusu Aziz NESİN
> Sahibi ve neşriyatı fiilen 5
idare eden:
> Rıfat İlgaz
! Adres: Kumkapı, Derinkuyu |
> Sok. No: 4 İstanbul b
ABONE
! Bir yıllık: 500 Kr.
> Altı aylık: 250 Kr.
> Fiatı: 10 Kr. ( j
> YIL: 1 — SAYI: 22
> 4 Ocak 1949 SALI
k Dizildiği ve basıldığı yer: | ! Osmanbey Matbaası >
BAŞDAN
nı
. ■ '2&
^c7a3t?
*Kri on «rifilsdıln 9 rîsTr i g j a«9 n s o b?. ı'.i*;cr x*i Wrn liğeb tııbnfiaei9in9 'isb -WE L .JLMJÜ/ IJİtJİJUJ
J ügiJ8e, teizsi .âbfiiuS oıd sairf^âl'â msiasG ...oiiactJ
-sİBurnoam sıensıG Io8 .. .aJ?| -f (9TI .8) «.V
r _{A ısbiH ,iri nnlsvımdunUl
Aöe t&Fri Hi^r$Pülw>.om'9b eJöjf eyrefoloıg fîbni26Xn£>r j₺rns^6£Şu9^ıdj§y®lşiftoy ioı ıns'67 ninnteübnS» :ıiblig-ij TİbiIPevÇ^ftJA 921İI9S misâl shsriolmem ud hbI
ntesmnöb m-mlriı -®ıköd^E inandıktan,.iüaristaüfn niç»i rio os vu öift çık^ç, j î’nua n->!i ccıafid ani
^bjrafeliffiö^^j^hni^,, uî?k)V frms/}1 oixi M ife^ffdığıgıı^tarüjî^se' dünyamız, (g
mmfjğuhjolov çünöb 71S»
s
A-«i
«jtıbıı___
Işıl ışıl geleceğpjn^Içig) İpe çek imişiz...
nslısfiy 90nö Ixv no .neB vvrneatfirieyea
r '■
b ■(
/Ateşçi
•: ( -
Emektarıydı şimendiferin -($1 s^ndlık öfriHîiifftff1 1 e As 14"i^n^.(tffiîrn 1 ° rrru "
*H^«K3mÜr,Jatt^kla ûgd$rdfİ ° •mıerGngLodpffiiiiIıabcarlfid nsb ^bidöündttz^fe lid ?im9b -âl in n 'i mIS
ölürdü. 3oa92^f§|a,aV1^üM^di^ı'(jB ‘c -'j^lçj^fş^dY'dâ1 İ2İ?BÎ sün9d Gık bile demezdi, üoo/rı -9oc-'V41d^^^/gÇnf>aoKetrA 1 H ' BöeîPöe^ie^i^hşı JİıI .sığ
—-d^mk-htTyorba- bihr —
Bulamazdı;
Böyl^ç'ünler . * Aç û^-ı^nâya ra^d| Haşan;
Fakat çocuk .bu , .
’i8 ’-Yoktafr^ttlaW-yâ;'‘A öhüik 4 ^ÜötijllıyabdiJ £l j
( - D^mderin4fX£T
• 11 Mkrnçk • niye: ağlamalar jna, ; Wânamfe^garifnt!^ J ENddkb faciayı göfmemek:'
- - İçin: nsmıHT||
EVe gitmeden!frl'jr,B
• ' Yoldan gdllp' îon^^laoıî, OVİİ-- ----
Namuslu Bâİaiıoı
9 °#,BİÎ?tai«WA¥f1
£•/ ,92y'jr(O .(691 .d) «neyilr! ' .Şühzddobaşında kiı ri iÖa rüUa? liflte kahvıehaûesininr iifüştferiie! ri^eçkinc^ıiıekhlerdirrtKaılhvri ı irin ıcebhsiutd baştan Ar bâlâî kaplayatf. geniş ucamlarannârkai sındaofeeJfcriei-Mogeçfene* dâilgûid naLbp bfirp.i. EyGvru5.rnlA nsi - â^fen yWWk:.4«ğjyprdir(^ şgyug^ içi®4efTyi»erlej; >H$piyp.arü₺to lün - kaKv^bap^inir^ dbj&l&b büyü^ bjflj^ı^afU^adb^eo! teceğim gç.liyor.__________
Bazan, camlar ar^spda salı nara^ezin^m balıktasın «acaba koöainanMe nizle^cLen haberleridir mİ» d|y«
-Şu ince uzun. şrr“tıknnz“ şüB ciğaVâll, şu- ilâf^iPrili' insan" lâr - bizim bahâ lâf imtethKB‘Yüfc''-1 etinde 1 yo'fgünİuk,'’1 Aehbelhk.-dtinyadaıi hâfe>£iJŞizc4)V yâ^fei11 ıriak okünü ^eriK^- nz>l
no olid initadaite ev mırisioı Namuslu ■ ■,:... baMgı^^çunız •
' f1
ns?Bg îliasd' AbM ûbni?i nrtl -uH tıb'isv üaülıüî rniny tş«i
JJİ
"■lâo sliyıdj
**iıG slyıijlsv 'ie'oîosfig ,nod (jw6g niHfiivEbfid ıid nolineb . ®y i bearf ed n ebniıeBşssiigı oe
./l Cki119Aj.71 t « f ’.rv/w J—,ntJ
,9brıidY9’B oâm>ı,’I «il ias w •f[bfiiJsmq6V -»Ijloıib nınJ2£ jdosdoE ,'iG .obrıi’Ofn Arifim «rtob § ö^^ŞjŞyod 9v^>hi9H ,r ıt£wz Ayü^h^’jkı^'efi^eîf'feençlik
:brs wsdA 'leliiH» :sn
t’nfi/1 Sâküüii'^Âi^knıdath âğlarulmaş^b “^ân flgtaj£j™>Iuç> h 13
^limpıçden ,isıhim,:ı
ibn9>l lo’HH ibysa.o â^vtehler topİamp desinler ki:
S 13
Yenf~s&^enrr,
Şesiğinde bulunan dü ılntafi»
Yeni aoğan çocuklarımız/» (?> A1 1 ,,■..,
(sb Ahumdan I çatlayan, huzûMan yandan, Hm VI mtrArsı iıg'ditio 12' sh
. Açsınlar lâcivert sözlerirtf.( -*1 ■■-
'■Ve yine : »?ub
•ifiXı? ^PifınlhAİâ1'e^mök ,kâvgas^;I Jjbîo ^urı ud .ob.Yoölarda dilenenler"olmakin.;-. ,nio! r'Şayet- ölecek- olurisamrı nr^ ’,r z -jfecrrnjLhöS ısgcb ıid z.^nler ^Parkamdan
Bir şey emanet etmek isterdi ■ -
f:'q ulnı ^BİLECEKLERE.
snıdeasd Hinim |
----T . , İli
bgüavirlnrn j teig-nuıümO (
Muhammet
Yazan; Kerim Sad»
uH .libajatacnern. i 19 v ) seni
- o?I nni6?IiısnıA LA s. 29riqü2 -------- I;pS;J onısin jnı
lyslob nst -rrigrsg fiyniib âb ud .iri 'libiı iniğil ri fnig ed*ı
■ K -Î
: 'lolşivfirnürı
W-, isi K
Ulu
gıednemki . ,.r
insy s>l£fn( fonrıev iş
VGg Bİ JUnfiV r11Jyi‘.-LrU nig'192 ııd fiJiısmA fibnu'ioK 9m iJsdiıemA hffnlud u‘ 'libniş no? i iğilais, cmdÎBd rns i ini jlo'iobî
T
-og onrı
TurimuO nemuıT iniysurn
Un^i iasmA-ı . fibnıdrri j :ıi
une isterdi k,ı, .
lO£o HfiirTne q.ri cm;
Jsarett&ı. , t
•jıteıarnsafiri ide
.ma sırtlar.
jııa kâiımasınlar.ri
ini; iaşem ijni İ2sv
bnc mM obh tT .TiliVf e r • r T
IİI9
S-’l
rt r
/■
t
“1
f
çy
ri
ffl
(
“İ(
oS
vğ
nni ıo
uîrifiofiîo
: ağlamalar jna.
-Ofioda
jlaoo’.ibobyBzI
yV .x fivnüb n mam ur T
■ v
i.'Îko J97u (ısa *nd Isofiteunı y.’ ( r□ 11 rı r' • trl c»r* l i e: (1 r* -J
ci
*3 »j
'1
i
%
$
s
S
! t^ğduklan, yerierebıtkılef^a dar kaçlık kalmışlardır; kfliMtf atkâçt.ırlar. j-uya'—- sabuna doyurmaktan korkarlar .(bi^t, tehlik eli işlerden çekinilip akşaifna kadar havası dik kçşe, 1 erci e teati,-i efkâr cdmlç^ü
«Eski kânunu - evvel bu gün çıktı.»
^^uniler daha sıcak olu-«unîfiri d. mirisi
«Beyazıttan tramvaya bânr-dim.!^ Süreyya Bey de yanrnK-I da. Bir aralık kaybettim Sü-reyyayı..-. Yahu Lâleli’de yanımdaydı. Seninki tramvayın içindi' depoya girmiş.» ilkel
«H; aaaa! Haaa^ı! Hüüüü! Hüüiiuü!»
in
«Her şeyden münezzeh ola
IX
İTİ29İ İJOVVUJı TIu İgflfiriTeri i -yL Ahmet Oktay Görteaente -■■: *-~
■JJTlfifiİ
-lo İt
ZİAâ İ
ve
CLJ i I
O t
nmaüorins sqmvA riliyüS’» ,£Î£8 İmfiY^B I219I5SY ü.oü «i'islolsdsom iriıevvs önse no» -HoeeuM oJineci nfiqcy fonnoo ev loyrişcd o rismîeriiem ivjin .mıyaboııâliM» rıOYİbe msveh slid nutoliq ıid imsos irileH •oîidsşag nsbmJİB sîteoiBYVfii
- oquıvA .riaeriüv Teberi iğeor'rf***w*(
Isri nab-ıid snde'isi Teri mnt od quTüblob niniTelnsTî nfiri/ elyneluttoğır mveri ığıitleşl lfîib9teri üğülriüvüd meyelnı^l sv üoÖTjjbnöb asd Teberi Te,/ aori ev ilism^iri .loıireTeri söşA et iniloaauM .ıeg rid nemcoorir teelyöS .çınriiTiiqf>y asbaıle’ 1 eş fiqmvA riuyüd miğibsag on | '629Î sbnİTİd ?iri nobniT» liri unuğubîo siaeB .nribecnio îiib «.TfilToyöI^öa fib nslfirişed (OS .8) • O9g BY62H6tG .İTİTTfiduM I !o iaeb orin£'i3 ,cbısTi2 O .10^ J
- . tvsd T9noyterifi9H niInTonog 1 tG .’imrifilqoj ubro fibnıils iğ f ? Ioyneq2λ i'ioyuşoo imey ) cr
sid , . blsri O «’çiffiiTe rifiys i, Hfioayeri n n «ilâiiirii loYHfiCpî ;■ :.'jriq?9 riîcH» îmıIcyd’mfik-2 e X jidet ,92İ ün «üğülTÖifitriil |
«o er
0
S
çr
G u
83 C
07 S
2,
a > ** (v
>-C.
( g
a Eu m
(( *(
tn
j
O
S'-
>
AyA günae âörfmij^ mıydı ’ ‘9bw? j
tBqriwmjJ^ TGbsri ndlri sırın ıı ıbsvss aumurıuv 9Tion9X •* ;J 5 Hiçbir kurtuluş ümidi sn«d ’ B.b 92İ?E(1'' !“
«Yoktu onun . s;) ••“* ?’rt nsn
W»
----onun
Kurtuluş çaresini Yâlnız ölürpdıe arardı . Nihayet o da oldu. 3 . Kurlardı Haşanı : /l ‘ p
,J f. 5 sene içinde çalıştığız
Kendi makinası; rxlfi>|6a !
Dikkatsiz makinistin
O büyük hatasına £n:ğıb 1
Kaza dendi rr,./ ... ... 1
Kabahat yine Haşana 1>q ı Yüklendi
Sol kolu
Sol baaağı
Ayrıldı vücudünden Ezildi göğüs kemikleri j Bir anda can verdi Kendi makınasmın Altında Haşan.
Her tarafı mosmorda Fakat yüzünde
Bariz bir tebessüm
Yırdı onun
Bir dul
-Dört yetim! brrakt/
Cefaletin kollanria... ‘''-‘ı Kuı tuıuşu ancak
Ölümle buldu
Haşan, d'
r(J r’J a D '■ C x IJ.H İJ '
imob 'iüb*ıüd âP.as'i'î .mıteslr -.im ev lilfirium mrilsri ;ibıo. ri ıjri »— lasrifidct 'i'jv'iiMjteyiI nsbnıİH'ifif itemûriiiri İ29riq9n asa niilüd rifi'ıi£qsri iıelriilı d riA .ısfıfşsH p.oiA) ’ioligi’&aov -• «(.rili .'leliosaanfîi’l noyia iri rinols?»— ş’ısrias İJjrişoIA d Toyfmfişsnsy —«nioi rism (82 .8) «...el lim Joyasg-d .îebbüm ’iiS 13 uoorin£irI ins'( şaiıe.
ib iniıoköa nıtcvos -ısilmsi ( 4 ısrlum fovj'iudmuD .su-ıoyil ( /Hirifis rsberi oaim.G rtinh z n.:q(İ» :ua Isua uğubıog q: p jjivA ürinijgud niniîû İtri > onirfrifii j aneyın $ «ÎSİH | dİ87 t i îrih qsi S 19^0* fiil > rDr -Jorr (
r
id ' i.
(âksın! Ağaç gibi! Çok konı^ mıyacaksiriF Çok yemij^cek-sin! Kitap böyle söylüyor.»
U'irie Nuri İpey, vur, üt V şar B^y. Vaaah, vaaaah! Ne o
«Söylemek istemezdim- «un ma soyliyeyim kötüdür, terbi yesîzdir'' h'efğeîedirı'' birTdü^ıî - «Kalkıyor mu?»i( unun.jl
« Kalkmıyor.»
«Taaa on bir9 kadar uyur. On birde kalkar, öyle yemeği ni jBer.» 1| fk * ’ "X ‘g y «Sonra?» | 51ı *
■ Sonra akşamı ederiz bura da.» ' Namuslu babacıklarımız, şu yazımı okurlarsa bcni^âyijpli-yacaklar.
Ben de suçlandım, boğazı-^ c ma kadar kızardım, utancımdan kalemi k^^d^.yex^bul#-mıyorum. . !
/ umoll
P.ok iyiiii! Y^^^lara rarsam ne cevap verirler: J
Bunca günleri nasıl geçirdi niz namuslu babacıklarımız^ ne yaptınız? nqd^p;fljupvni4np zun dibindekileri gİjrfpe^m^ Sabahtan akşama kadar Da rüttalim kahvehanesinde gazetelerin resimlerini ftli-bâkY tınız, havadan, sudan, kuştaki |I>nlAhâ^2b"dö^^â^Vri r kurttaki -masal mı söyleşti hi?
911
I
9 J: f
; X.
A
u^.nu ı-d «--.'v-ol
[|ıo rieoe’ be evâ i. £nud ’n:
j Muhammed vpı İslâmiyet (Marx ve Engels’im mek- ı toplarından) — Fçlsefenin sefilinde ma finalist tarih görüşünün düsturları — ‘jjjmanyanıi» ■ bugünkü ( fikir durumu Meşhur si mal gux
12919563 riiüH
; y 9
IU1
-V'
j ■
ıınıg T of!
H£>I SOIbJm î JmeyeG t9idöç ’iid n^I>IiGyI AVI Jcfig 3cf*TÜİ
m9t>9
ûiıal*
üs n
âkd
£ İl
e' ft
İfi-
/
>
J
8 İZLER
)L
üri n S nai
13 ,9
f * «r^
o
îs
r*
r
JO ite
• i • • 1 • • j > r
’.nobe 9isbi
ssgll JnlıH iTYLDİaiıgG jgsânmkl- rao;
sn I#,
W
r ua
;a nsbsT u'musül .fîğsm^ -f ’ f - A, - . I r-f
•'Âjı'kdra^caddesî^No. 59$da Arkadaş Yayınevi adile ’ pkuyacularmüz, bütün ya- , ’k edebilirler;Hu. r ■ ■,- ’ : s t / gazetelerinin eksik sayıla- ’ timiz Arkadaş Yayınevin- . gıoıoteog iniTok? m «v .3’! »nıasasm d uz iri t ibneme.'
bir^Yemeyizaçılndıştır. ( ymlaffidinilı buradan tedar.
1 -S :I ^ıfkopaşalvödBâşd . rmVve diğbt kitap.neşri ';‘JdeAtâmiri- edilebilir G
.(
*
i
■ » v,k, /
Aradıklarını bul^mıyanlar özIcdiKSeririe’ hasrfet kalanlar .. _______ . .. ..._____ ..._
•aBir Tîk cm ıanm yteiinfe görmek için
29İiolv9h 9lvim£m6İ nırnisl y şllüm îarl uan nnm i ı ışinijraojl nıb
Yüz suyuidökenlefcurC
*l£itapllan ancak , , T/ » > j f
Kitapçı vitr nlerinde görenler Okumaya, can atıp ( I, mıb /rğiborı
YalniiL ÖüVsh-! ilanlarını okuyabilenler. .Bizler
kapıd.a» kapıya
ög unuğbb’p, ebhiYşI firlcrrı nij nsj; iui iten i n'ğ?5-roa ,oBni r-d/t BbH ■g’îunf -si, .a rmıg
J.
y » tüS t tEfTî-F? ‘ *1" J t i.
. Kovulanlar., * . * .,
dKİ^2fe^ıanrl^>> On rP(c’^ (
-j Vbk’lü-k yüzünden obAna baba!sevgisinden ( . -^■.Mahrum olanlar. ,.•• £ |
. . Mu memleketin öz evlâtları
....?1-T;
, ( V/(Sait h
(
J
lijA ?i!io
ifusiniimori nsriıo udî iriehmn f ■' ı ; ı
?. rn.h’to 16. niîfd.1 .sim tıı'ri-rv .4an( ?.9Î9fcP>g 2İT61
jsbnurıol".'» hy* p.bn unun? üb f-tö snı/ori ninni t id Iseyir ov
ad xtxısM îı&H eli, sal»
Comments (0)