-----.(BusaNf------- ( w w- « A 1İ/I r-j Varın--------------------------------------
EV-KADIN-MODA A N d A 1V1 Küçük ilânlar
Sahife ö da 5
—---- —■* ______________________ _____________________________________■—■“
Sene 31 No. 11013 — FlatI; her yerde 10 kuruttur. PERŞEMBE 0 Hadıan 1949 Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı işlerini fiilen idare eden: C. Bildik — Aklara Matbaası
Albay Hüsnü Zaim muhabirimize mühim
GENELKURMAY
BAŞKANLIĞI
demeçte bulundu
Orgeneral Nafiz Gür man tâyin edildi
“Türkiye’nin dostluğunun ve hayatî dâvalarda işbirliğinin değerini takdir edenlerdeniz,,
“Suriyenin maddi ve manevi menfaat bakımından tabii müttefiki ve talih ortağı 'lürkiye He ihtilâf ve nifak vesileleri araması cidden fecidir,,
Orgeneral Narfiı Gürman
I
“Arap birliğinin bugünkü şartlarla Yakın ve Orta Şark sulhüne faal bir tarzda hadim olmasına imkân yoktur,,
Şam (husus’ muhabirim,iz-detM — Bir lıaftadanberişam-dayun. Buraya gelince İlk İşim Başkan Hüsnü Zaim'den bir mülükat rica etmek oldu. Türk milletine karşı cidden samimî ve anlayışlı dostluk duygularını her vakit göstermekten zevk aiua sayın albay fZalmı. genel kurmay dairesinde beni kabul 'ttl. Buzlu portakal şerbetleri ve slganVac ikram elti; Tüikçeyi buyiik bir kolaylıkla ve svlâsetle konuşuyor; kendilerine güniin. muhtelif konuları haklındaki fikirlerini öğrenin-k arzusunda olduğumu soykamı. Byanatıriı aşağıya yazıyorum:
F-rıler fanı, vatan baki ve ebedidir; Suriye maddeten ve manen bir uçurum kenarına V3-nu.-,tı; daha doğrusu eski idareciler tarafından böyle bir v.ı aya sürüklenmişti. Kur* ta-mağa ve bu volda mesai arka J3ularımla, icabında canımızı dahi fedaya azmettim. Devrimin ilk sahnesi başarıldı; va-Ciı • yükseltme yıJunda önüme çilracak her engeli büyük bir şiddette yok etmek kararındayım. Hür. medeni ve mümkün olj'i.'u kadar kuvvetli modern bir Suriye devleti meydana getir n?*: orosp »••’.ımızın ’ başlıca maddesidir
Ordumuzu mim lekelin harici düşmanlara karşı emniyetini tam- bir sureti-? müdafaa ede-cek yeni harb tekniğine uygun bir hala sokmak yolundaki İcraatımız epeyce llerieuıjş bu-i'.mütalaadır. Ordumuz 30 mart hareketinde^ e/vei perişan ve miskin durumundan sıyrılmış vç eski müdtranın kendisini soktukları bu adilâne duruma ve hale lâyık olmadığını muharebe ve şeref meydanında İspat etmiştir.
Devlerimizin Beynelmilel hukuk ve muahedat bakımından durumu sağlamdır İkmali derdest demokratik yeni seçim kanununa uygun olarak yapılacak seçimlerin neticesinde toplanacak olan Millet Meclisi ve gene umumî Ara ile seçilecek Cumhurbaşkanı bu durumu tam bir surette arz ve ifade adecektir.
Arap Birliğine dnlıll kardeş devletlere gelince: Bu birliğin bugûııkü şartlarla Yakın ve Orta şark sulhuna ve selâmetine faal bir tarzda hâdim olmasını imkân yoktur Bugün kurutuşu gayesine zıd bir mecra ta-klbediyor ve birlik yerine ayrılış ve çirkin bazı çekişmelere! Vesile oluyor. Bu birliğin faydalı olabilmesi İçin üyesi olan devletlerin yabancı rüzgârlara, milli olmıyan nasihatlere ve seslere kapılarını ve kulaklarını kapayıp tıkamaları iktiza eder; kimv kimseyi kendinden fazla sevemez.
Bu câmlaya mensup devletlerden Mısır ve Suudi Arabistan İle münasebUerlınlz pek dostanedlr. Mısır ordusu Orta Şarkta değerli bir sulh unsuru teşkil etmektedir TaSvJyeai ve
albay Hüsnü Zalm
Ankara 8 (A. — Orgene-Abdürrah-nıan Nafiz Ottr-man, genelkurmay başkanlığına tâyin edilmiştir
Ankara 8 — Ağır bir rahatsızlık geçiren ve uzun bir tedaviden sonra A-merika ve Avru-pad» ayrıca tedavi gören genel kurmay başkanı Salih Omurtağın uzun müddet Istirahate İhtiyacı olduğu anlaşılmakladır. Bu itibarla gene! kurmak başkanlığına orgeneral Abdiirrahman Nafiz Gürman tâyin edilmiştir.
Gl. Abdürrahman
Nafiz Gürman Ankara’ya gitti Genel kurmay başkanlığına tâyin edilen orgeneral Abdürrahman Nafiz Gürman dün akşamki trenle Ankaraya hareket etmiştir.
Orgeneral Salih Omurtak
Ankara 0 (Akşamı — Eski genel kurmay başkanı örgene-, rai Salih Omurtak Askeri Şûra üyeliğine tâyin edilmiştir. ,
Paris görüşmeleri dün de hiç bir netice vermeden devam etti
Toplantı 4 buçuk saat sürdü. Siyasi mahfillerde kötümserlik artıyor ----------------- M -» I —■ ---
Dört Dışişleri Bakanı büyün tekrar toplanacak, Berlin hakkında Amerika tarafından
yapılan teklifi müzakereye nevam edecektir
man, ortada Vi-iinska,
Created by free version of 2P
madernleşLlrllmesl içirt Mısır hükümetince büyük fedakârlıklar yapılmakladır Diğer Arap devletleriyle olan müna&ebtle-rlmizde bazı küçük ihtilâflar hasıl oldu İse de ehemmiyeti
yoktur; bunlarır da yakın zamanda milletlerimizin hakiki menfaatlerine muvafık bir tarzda bertaraf ve halledileceğine eminiz.
(Arkası sahife t; sütun B da
Memurin kanununa ek
Tasarı Meclis komisyonlarından geçerek gündeme alındı
Ankara 9 (Akşamı — Memurin kanununa ek kanun tasarısı 1 Meclisin alâkalı komlsyonlann-1 dan geçerek gündeme alınmış-' tır. Bu kanunun birinci madde-1 sine göre, vazifesi dolayıslyle öğrendiği ve saklaması gerekLİ her hangi olr hususu doğrudan ' doğruya âmirinden başka bir ı kimseye duyuran veya vaki ol-! ınıyan bir hail uydurarak yayıl-' masına sebeb olan memurlar 1 hakkında lö 3.926 tarihli ve 788 ' sayılı Memurin kanununun In-’ zlbati cezalarından, fiilin vaha- ! 1 met derecesine göre her hangij biri yetkili inzibat komisyonu tarafından tatbik olunacaktır
Bakanlar, merkez ve İller teşkilâtında aylıkla çalışan ner hangi bir memurun tâyindeki usule göre yapılması. o Bakanlığa alt bir İş için orada Bakanlık teşkilâtı ve boş vazife bulunup bulunmaması ile kayıtlı ol-
makaızın kadroslyle yurt İçinde dilediği yerde çalıştırabilirler.
Üçüncü maddeye göre. 18.3.928 tarihli ve 788 sayilı kanunun hükümlerine tabi memurlardan. A — Olağanüstü çaltşmalartyle işin, keyfiyetini muhafaza ederek emsallerinin üstünde verimli iş çıkaranlara: B — Üstün bir bilgiye dayanan şahsi teşebbüsü sayedin de gerek dairesinin hizmet kadrosunda, gerek hizmet vasıtalarında tasarruf sağlıyanlara; C — Umumi bir zararın önlenmesi veya bir faydanın sağlanması için sağlık ve hayatını tehlikeye koyarak çalışan’:*ra. bağlı bulundukları daire âmirinin teklin, İlgili Bakanların tasvibi ve Bakarıiar Kurulunun kararlyle başarı gösterenlere maaşlarının 1-3 kalına kadar İkramiye verilecektir.
Kabinede değişiklik Ankara 9 (Akşam* — Kabinede yapılan değişiklik Anka-rada iyi karşılanmıştır. Bilhassa Vedat Diclelinin şahsiyeti hükümet için bir kuvvet telâk-' kİ edilmektedir. Yeni- Devlet Bakanı Cemil Salt Bralas dün vazlieslne başlamıştır. Vedat Dicleli ile Münir Birsel de bu-; gün vazifelerine bağlıyacaklardır.
Ankara 8 _ Büyük Millet Meclisinin bugünkü toplantısında Kabinede yapılan değişikliklere dair Cumhurbaşkanlığı tezkereleri okunmuştur.
Parla 9 (R) — Dört Dışişleri Bakanı dün de toplanarak Berlin hakkında görüşmelere devam etmiştir. Fakat görüşme hiçbir netice vermemiş, müzakere bugüne bırakılmıştır.
Dünkü toplantıda Amerikan Dışişleri Bakanı Acheson, Berlin'de Müttefik İşgal komutanlarının ticaret, ulaştırma ve taşıt konulan üzerinde yaptıktan görüşmeleri en geç pazartesi gününe kadar bitirmelerini ve neticeyi raporla bildirmesini İstemiştir.
Bu münasebetle söz alan VI-şlnşkl, uzun demeçte bulunmuştur. Dört buçuk saat süren toplantı, hiçbir netice vermeden sona ermiş, görüşme bugüne bırakılmıştır.
Siyasi mahfillerde kötümser-
sağda Beviu
iyi gitmediğni söylemiştir.
Londra 9 (R) — Paris görüşmelerinin neticesi hakkında İngiliz mahfillerindeki kötümserlik gittikçe artıyor. Mamafih Times, küçük ölçüde olsun, bir anlaşma olacağı kanaatindedir
Acheson’un tenkidleri
Paris 8 (AA.) — Dört Dışişleri Bakanının konleransında, Berlin hakkındakl Rus teklif-' terini tenkid eden Amerikan Dışişleri Bakanı Acheson. Rus1 plânı tatbik, edildiği takdride Beriin Alınanlarının Sovyet ve-tvsıı tehlikesinden korkmaksı-zm serbesçe yapabilecekleri tek şevin ölmek olduğunu söyle
mistir.
Dean Acheson, Berllnln birleştirilmesi İçin Batı devletleri adına beş maddelik bir program teklif etmiştir Bu programın en bariz hususiyeti sadece nazari değil fakat hakiki bir şehir hükümetinin kurulmasıdır.
Batılı devletlerin teklifinde bundan başka bütün şehirde serbes seçimler için bir mekanizmanın vücuda getirilmesi ve vakitle Rusların veto hakkım kullanarak çoğunluğun arzusuna engel oldukları komanda-turada oybirliği sisteminin bir tarafa bırakılarak bu teşekkül vasıtasüe idare edilecek dörtlü bir kontrolün teessüsü de derpiş edilmektedir.
EU3CXX3M3Z1
Milyonluk mallarımız, 45 lira maaşlı biçaregânın elindedir
Filânca ınüesseşenin, kapısından pirince dehşet içinde kalıyorsunuz:
— Bu ne bakımsızlık! .. Bu ne canından bezmiştik. . Bu ne koku!... Hattâ bu ne taaffün!...Şu çöptenekesinin lıaii nedir? . Şu sigara tablaları hiç dökülmez mİ?,,, Şu tozlar, şu örümcekler a-Iınınaı mı?... Şu kapı böyle mi mızmızca nıı açılır ve böyle gümbürtüyle mi kapanır?,.. Şu alet böyle mi kullanılır?. . Modern binayı berbat etmişler... kırmışlar, mahvolmuş .. ypcık, yazık... başka memleketlerde çeyrek asırlarca dayanan türlü eşya, bizde bir iki senede ıskartaya çıkmış... Niçin böyle oluyor?... Niçin kâfi randıman alınmıyor.
Cevabı:
— Ayda 45 lira aylık alan biçare hademelerin eline bu milyonluk binalar terkedi-lirse, ihtimam ancak bıı kadar olur.
Memurların terfihi düşünülürken, hademenin vesair personelin yaşama imkânı düşünülmüyor. Az tama çok ziyan veriyor.
İnsanlarımıza — asgari — maddî hayatlarını sağlıya-cak kadar para vermeğe mecburuz. Yoksa âmmenin gayrı menkulleri ve demirbaşları mâhv ve tebah oluyor.
lik vardır Acheson görüşmenin
liıreketli
yağmurlar
Kuraklık tehlikesi kısmen zai! oldu
Konya 9 (Akşam) — Dün gece ve bugün Akşehir, Ilgın, Ka-drnhan taraflarına bol mkltar-da yağmur yağmıştır. Bu yağmurlardan sonra kuraklık ■tehlikesi kısmen zati olmuş, normal mahsul almak iinıldl tealim emiştir.
Son günlerde yükselen zahire flatlerlnde de ehemmiyetli bir düşme olacağı muhakkak gibidir.
Şehirde birkaç gündenberi devam eden ekmek sıkıntısı azalmıştır
Yozgat 9 (Akşam) — Dün akşamdanberl fasılasız olarak yağan yağmur kuraklık tehlikesini Önlemiş ve rençperin yüzünü gıildürmıişLür. Bulun vilâyette yağan bu bereketli yağmurlar hububat Halleri üzerine de bir hayli tesir etmiştir.
Cihanbeyliye kar yağdı!
Son günler zarfında her tarafta yağan yağmurlar netice* sinde hava serlnlemiştlr. ts-t&nbulda sıcaklık 14 dereceye kadar düşmüştür.
Konyanın Cihanbeyli ilçesine kar ve dolu yağmıştır. Konya havalisinde hava birdenbire serinlemiş tir.
Sağ ve sol cereyanlarla
mücadele tasarısı
Mecliste çok şiddetli münakaşalar oldu, müzakere bugüne kaldı
lYazısı İkinci sahlfemizde]
Acheson (Vtşinskiye} — Yoldaş biraz sen de yardım et, şunu yerine koyalım!
Vİginski — Sakın lıa... yiııe başıma dikşmesüıdeu korkarımı
Sahlfe 2
AKŞAM
O Haziran 1949
Hükümette değişiklik
Şcmseddin G Ünal tay hükümetinde İki Bakanın yerleri değiştirildi, bu arada «İşletmeler Bakanlığı» adiyle yeni bir Bakanlık kuruldu. Herhalde bazı zaruretlerin neticesi olan bu değişiklik, temenni ederiz kt, hükümetin daha verimli çalışmasını mümkün kılsın.
Hükümetin en rahatsız sandalyelerinden biri Başbakanın oturduğu sandalye ise öteki muhakkak Ticaret Bakanına mahsus olan sandalyedir. Hayat pahalılığının gittikçe ağır bastığı, ticaret mekanizmasının da gayet karışık bir manzara gösterdiği böyle bir devirde bu sandalyeye oturmak için hayli cesaret ister. Şemsed-dın Günaİtay hükümeti kurulduğu zammı Cemil Sait Barla s bu cesareti göstermişti. Fakat arada geçen müddet içinde kendisinin tasavvur ettiğinden daha çetin müşküllerle karşılaştığı muhakkaktır ve İlk cesaretinin hayli kırıldığını zaman zaman umumi etkâra hissettirmiştir. Ticaret Bakanlığında edindiği tecrübelerle Devlet Bak ani iğinin yine ticaret ve İstihsali arttırma dâvası ile alâkalı sandalyesinde muvaffak olmasını dilemek hakkımızdır.
Hayli tereddütten sonra Ticaret Bakanlığına gelmeyi kabul eden Vcdad Dicleli Meclisin en genç milletvekillerinden biridir ve kendi neslinin, kuvvetini halkın içinde bulunmaktan ve memleket şartlarını bilmekten alan ıslahçı zihniyetini temsil etmektedir. Hukuk ve iktisat bilgilerinde sağlam bir tahsil disiplininden geçmiş olan Vedad Dicleli, Hukuk Fakültesindeki talebeliği sırasında zekâsı ve kendisini herkese sevdirmesi ile, Büyük Millet Meclisinde de temkinli cesareti ve mâkul tcnkidleri ile dikkati çekmiştir. Bu vasıflarının ticaret dünyamızı düzene sokmakta, belki de bir plâna götürmekte faydalı ota cağı şüphesizdir.
Yeni kurulan İşletmeler Bakanlığına gelince. Devlet iktisadi teşekküllerini, askerî fabrikaları, Sümer-bank ve Etibankı içine alacağı bildirilen bu Bakanlığın memleket sanayiini idare edeceği anlaşılıyor. İşletmeler Bakanı olan Münir Birsel’in yetişme hazırlığı ise bu Bakanlığın lüzum gösterdiği modern teknik ve işletme zihniyeti istikametinde değildir. Kendisi eski bir hukukçudur ve doğruluğu He tanınmıştır.
Şevket RADO
Sağ ve sol cereyanlarla mücadele tasarısı
Mecliste çok şiddetli münakaşalar oldu, müzakere bugüne kaldı
=Günün Meseleleri
Dörtlerin Paris görüşmesi inkıtaa doğru gidiyor
Ticaret Bakanlığında yapılan değişiklik
Ticaret mahfillerine göre takip edilen ticaret politikasını değiştırmiyecek
Kabinede yapılan son değişiklikler dolayıslle şehrimiz ticari ve iktisadi mahfillerinde dün muhtelif mütalâalar yürütülmüştür. Umumiyetle hâkim olan kanaate göre Cemil Sait Barlasın Ticaret ve Ekonomi Bakanlığından ayrılıp yerine Vedat Diclelinin gelmesi bu Bakanlığın Barlas zamanında takip ettiği politikada mühim bir değişiklik yaratmıyacaktır. Çünkü Barlas Devlet Bakanlığına getirilmiş olduğu gibi bu suretle esasen yakın fikir arkadaşı bulunduğu Vedat Dicleliyle de sıkı bir işbirliği im kânını sağlamıştır. Bundan baş ka bugünkü ekonomik ve ticari politika Barlasın olduğu kadar Şcmseddin Günaltay hükümetinin de siyasetidir. Bunun değiştirilmesine teşebbüs edilmesi İm kinsizdir. Çünkü bugün ekonomik ve ticari rejim Uhditlidir Yani bilhassa ithalât mevzuunda gitgide tahdide kaymaktadır. Yapılacak bir politika değişikliğiyse serbest ticaret rejimine gitmek demektir. Halbuki bugün tahdltll rejimin tatbiki bir prensip meselesinden ziyade za rurete dayanmaktadır. Çünkü ne tüccarın, ne de devletin e-ünde kâfi miktarda döviz yoktur. Bu itibarla serbes ticarete gitmek hiç değilse döviz yokluğu bakımından İmkânsızdır. Takas sisteminin gitgide kaldırı'-
ması da gene zaruret İcabı olduğundan genişlemesi mlimkih görülmektedir.
Diğer taraftan yeni kuru’r.n «İşletmeler Bakanlığı» etrafında yürütülen fikirlere göre bu Bakanlık, yurttaki İşletmelerin daha rasyonel ve randımanlı çalışmalarını sağlamak inaksa dile kurulmuştur. Geçenlerde Sümerbankta yapılan değişikliklerden sonra müstakil biler iş ietme haline gelen İplik ve do kuma fabrikalarının da bu suretle yeni Bakanlığa bağlanacakları anlaşılmakladır.
Bundan başka Devlet Denizyolları İdaresinin de İktisadi bir devlet teşekkülü haline getirilmesi için son zamanlarda yarılan çalışmalar ehemmiyet kes ■ betmlştir. Çünkü yeni Bakanlık bütün iktisadi devlet teşekküllerini de İçine alacaktır. Bu itibarla idarenin iktisadi devlet teşekkülü haline ifrağını teinin edecek kanun tasarısının b.'r an önce bitirilmesine gayret edileceği belirtilmektedir. Dün bu münasebetle kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza Denizyolları umum müdürü Cemil Parman şunları söylemiştir:
«— Yeni değişiklikler hakkında şimdilik fazla bir bilgim yok. Ancak İdaremizin iktisadi devlet teşekkülü şekline sokulmasını temin edecek kanun tasarısı ü-zerlnde son çalışmalarımız, bitirmek maksadıyla bugiin'erde Ankara ya gideceğim »
Austria takımı dün geldi
Viyananın en meşhur futbol takımlarından Austria dün bir uçakla şehrimize gelmiştir. Austria ilk maçım cumartesi günü İnönü stadında Galatasaray, ikinci maçını pazar günü Fenerbahçe stadında Fener-bsthee ile yapacaktır. Austria gelecek hafta Beşiktaşla karjı-laşacnktır.
Haşmet Orbay lmralıda
Adap azan 8 — Ankarada Dr. Neşet Naci Arzan i
Peyk devletler elçilerinin Türkiye dahilinde seyahati Ankara 8 _ Hükümetin, Sovyetlerle Peyk devletler elçilikleri mensuplarının. Türkiye dahilinde seyahatlerini bazı kayıtlar altına aldığına dair haberlerin anisiz olduğu anlaşılmıştır. 8a-lâhiyetli çevreler, bir kısım devletleri İstihdaf edecek şekilde karar almanın, her şeyden önce rejimimizin prensiplerine aykırı olduğunu belirtmekledirler.
Paris toplantısı hakkında son günler zarfında ^elcn haberler hiç de ümit verici değildir. Toplantı Alman-yada bîr hükümet kurulmasını sağlamak için görüşmelerle başladı, fakat bunun mümkün olamıyacağı anlaşıldı. Bunun üzerine gündemin ikinci maddesine, yâni Berlin meselesine geçildi. Berlin Dört devletin işgali altındadır, Şehrin idaresini evvelce Amerikan. Ingiliz, Fransız ve Sovyet askeri valilerinden mürekkep bir komisyon tanzim ediyordu. Arada çıkan ihtilâf üzerine Rus askerî valisi komisyondan çekildi, bu suretle Hah devletleri ile Sovyetlerin işgal miti takaları arasındaki rabıta kesildi. Başlıyan görüşmelerde hedef bunu yeniden kurmak, Berlinin müştereken idaresini temiıı etmekti. Rusların verilecek kararların ekseriyetle değil ittifakla olmasında ısrar etmeleri üzerine bunun kabil o-lamtyacağı anlaşıldı.
Vaziyetin aldığı şekil karşısında bir kaç gün. birbiri arkası sıra, »izli toplantılar yapıldı; anlaşma zeminlLL bulunmasına çalışıldı. Fakat bu toplantılar da ndf(eQ vermedi. Son vaziyet üzerine yenilen alenî tonlantılarafl başlandı. Bazı İngiliz mahfilleri konferansın nnıt(\| lak bir muvaffakiyetsizlikle neticeleneceği kanaatıml(-M_ dir. Bu mahfillere göre iki taraf açık oturumda mesuIt-O yeti birbirine yüklemeğe çalışacaktır. q
tşçi partisinin gazetesi olan Daily Herald toplantı- O nın Üçüncü haftasına girildiği halde hlc bir ilerleme ol-'cö madiğini kabul etmekle beraber bu kadar kötümser de- Js ğildir. Bu gazeteye bakılırsa Batı devletleri. Sovyetlerin 2* Alman yada demokrat bir hükümet kurulmasını ve müttefik kontrolünün asgari hadde indirilmesini kabul ede- ® ceğini iann ediyorlardı. Halbuki Sovyet hükümeti birden- 2_ bire bütün siyasetini değiştirmiştir. Bu vaziyet karsısın-'»— da müzakerelerin İyi bir neticeye varması ihtimali azal- 5>* mistir. Manıafilı Daily Herald «Heııüz tam bir muvaffa--O khrhizlikten bahsedilemiyeceğini. mahdut ölçüde de (d--Q sa bir anJaşmıya varmak imkânı bulunduğunu» SÖylÜ- (D yor-... ro
İngiliz gazetesinin dediği gibi tam bir muvaffak m yetsızlikten bahsetmek için henüz vakit erkendir. fakat Jr bugünkü şartlar değişmediği takdirde herhangi bir an-U laşmıya varılması da beklenemez. — E. T.
Ankara 8 — Büyük Millet Meclisinin bugünkü toplantısında acele müzakeresi kabul edilen, Türk ceza kanununun bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısının heyeti umuml-yesl üzerinde bir çok hatipler söz aldılar.
tik sözü alan Millet Partisi sözcüsü Osman Nuri Könl, bizde lâikliğin tamamen tatbik edilip edilmediğini ele alarak, diyanet İşleri ve fili! evkaf bütçesinin hükümetçe hazırlandığım, dini tedrisat İşlerlle Milli Eğitim Bakanlığının meşgul olduğunu söyledi ve ( Lâik ilk bu mudur?» dedikten sonra İbadetin şekline de karışıldığını söyledi ve bu müdahaleleri anaya-sava ve demokrasiye aykırı bulduğunu anlattı. Osman Nuri Başbakana da hücum ederek: ■Hükümetin getirdiği bu tasarı ile vicdan hürriyeti ve lâiklik ayaklar altına alınmaktadır.» dedi ve tasarının dinsizliğe revaç verdiğini söyledi,
Bu sırada Başbakan Şemsed-dln Günaltaym hafifçe gülmekte olduğunu gören Osman Nuri Könl, sözlerine şöyle devam etti:
«— Bakın gülüyor, ben gülmüyorum. Başbakan, bizimle ve mületle İstihza etmektedir. O, bu haille «demokrasi, balık kavağa çıkınca olur.» demek istiyor. İkinci Abdülhamit de tatlı tatlı konuşurdu. (Salondan, ■varislerini müdafaa ettin» sesleri yükseldi ! Hakkı müdafaa ettim. Aynı şekilde, sizin de varislerinizi müdafaa ederim, işte bu İkinci Abdülhamit, Mithat paşaya ayağa kalkar, elini öper, ona «babacığım» derdi. Bu hareketi ile Mithat paşayı, hakikatte milleti kafese koyuyordu. Tarihte Mithat paşanın Akıbetini bilirsiniz. İkinci Ha-mit. İstibdadını ve tahakkümünü din üstünde yapardı. Şimdi dinsizlik üzerinde yapılıyor. Gaye birdir: İstibdat ve tahakküm... Sonra, bu manevralara siyaset diyorlar, akıllarına şaşarını.»
Başbakana gittiği yolun haki ve adalet yolu olmadığını söy-j leyen Osman Nuri Könl;
«— 8 inci Büyük Millet Mec-lirine hltab ediyorum; ve vlc-danlnnnıza müracaat ederim, bu tasarı, anayasayı ayaklar altına almaktadır Kabulünüze lâyık değildir. Tarih karşısında I oylarınızı şerefle kullanacağını- fetnnlml 8 (AA.) — İstanbul »emniyetim var.» dedikten Radyoevinin teseilümünde, ha-sonra Başbakan Şemseddin' bulunmak üzere bugün An-Günaltaya hltab ederek sözle- karacıan ?chrimize gelen Basın n göy e bitirdi. | vç Yayın Genel Müdürü Ahmet
•— Size bir şey söyllyeceğlnı: Şükrü Esmer Radyoevinde ken-Klm darılırsa darılsın. Hükû-!dİ£İle görüşen basın mensupla-metl Osmanlyenln son zaman- j rina aşağıdaki İzahatı vermlş-larında, bilhassa mütareke dev- ' tir; rinde, memleketi asla sevmlyen I (— Radyoevlnln tesellümü bir sadrazamı vardı: Damat ' yapılmış bulunmaktadır. Söz-Ferit. öyle değil mi? Türkiye leşme gereğince Milli Savunma Cumhuriyeti hükümetinin Da- ve Bayındırlık Bakanlıkları,
-......... . _ _ p T T Teknik Üniversite,
Basın Yayın Genel Müdürlüğü ve elektrik İdaresi temsilcilerinden mürekkep heyet bu sabah toplanmış ve geçici kabul sözleşmesinin esaslarını tesbit etmiştir. Bu sözleşme gereğince bina, cn çok İki ay İçinde ta-mamlle bitirilmiş olacak ve bu takdirde ağustos ayından İtibaren tecrübe yayınlarına başlanabilecektir. Eylül ayından İtibaren de devamlı yayına başhvablleceğimlzl limit etmekteyim » Genel müdür İstanbul Radyoevinde çalışacak olan sanatkârlar hakkında şöyle demiştir- »Bilindiği gibi Ankara Radyosunun daimi sanatkâr kadrosu vardır. Bir musiki merkezimiz olan İstanbul şehri Anka-radnn farklı durumdadır. Bu sebeple İstanbul radyosu için daimi bir kadro teshilinden ziyade sanatkârlarla kısa vfldell sözleşmeler yapmak böylece daha geniş bir sanatkâr zümresinden faydalanmak ve müzik yayınında fazla çeşit sağlamak mümkün olacaktır.
Haber yayını için de üç şekil üzerinde durulmaktadır: Ya Anknradan doğrudan doğruya yayına devam etmek, ya Ankara haberlerini telgraf veya te- ......... lefonla alarak buradaki radyo- 1 »diliyor.
taraftan da hükümetin bu kanunla takibatından sonraki hail korkunç ve tehlikeli buldu.
Reşat Aydınlı, 163 üncil maddenin çok lâstikl! olduğunu söyllyerek: «Bu, muhalefeti İmha İçin bir tuzaktır.» dedi.
Feridun Fikri Düşünsel, Osman Nuri Konl’ye cevap vererek, müsiüman çocukları tarafından müsiüman dinine karşı böyle bir tasarının hazırlandığım ummanın ancak şuur eksikliğine hamkdllebUeceğinl söyledi.
Muammer AJakant. dokuz ar-kadaşlyie birlikte, tasarının komisyona iadesi İçin bir önerge verdiler.
Demokrat Parti adına konuşan Fuat Hulûsl Demire İli. bu tasan İle iki kişinin blrbiryle kanuşmasının dahi cemiyet teşkili sayıldığını, kanunun acele tanzim edildiğini, tatbikatta birçok suiistimalleri tnuclb olacağını. birçok vatandaşları mağ dur edeceğini belirttikten sonra. böyle miihlm bir kanunun İvedilikle müzakeresi cihetine gidilmemesi lâzım geleceğini söyledi.
Başbakanın sözleri ve gürültüler
Başbakan Şemseddin Günaltay kürsüye gelerek, bu tasarının demokrasiyi öldürmek İçin değil, yaşatmak İçin Meclise ge- ‘ tirlldlğlnl söyledi. Demokratlardan birçoğu ayağa kalkarak. Başbakanın sözlerinde samimi olmadığını söylediler Şemsed-dln Günaltay, gürültü arasında «Bu durumdan bizzat başkanınız şikâyet etti» deyince, bağı-nşmalar daha ziyade arttı. Şemseddin Günaltay:
(— Efendim, konuşmamız sırasında İrticadan şikâyet etti; endişelerini izhar etti Ben de «Kanun yapacağım* dedim. Bunu anlatıyorum. Sizin balkanınızın aleyhinde bulunmadım.» diye tekrar etti.
Meclis Başkanı Ralf Karadeniz, demokratlan sükûnete davet ederek «Müzakerenin düzenini bozmayınız» dedi. -
Lâiklik
Başbakan Osman Nuri Kftnl'-ye cevap verirken lâyikllk anlayışını da açıklamağı lüzumlu gördü ve bu izahatı sırasında, meselâ Yemen çöllerinde yetişmiş Îdi a m Malikin, t mam Hanı-bei'ln o zamanın İhtiyaçlarına göre koyduğu İçtihatlara veya kendi memleketlerinde kendi insanları İçin kabul ettiği esaslara uyulannyacağını belirtti Din meselesine gelince; herkesin vicdanı hür olduğunu, İbadetin de hür olduğunu anlatırken Osman Nuri Köni'nln bir sözünü telmlhen:
«— Yahudllere ağzınızın suyu aktı, m üsl Umanlar da gayet güzel İbadet etmektedirler. Bu kanunla müslilmanlığa kasdedll-memlştlr.» dedi.
Osman Nuri Könl:
«— Sen kasdedİyonsun.» diye bağırdı.
Şemseddin Günaltay, İmam -Hatip mektepleri açan, İlâhi yat Fakültesi kuran bir hükümet Başkan ına bu isnadın yapılamı-yacağını anlatırken hayli asabileşmişti. Osman Nuri Könl'ye hitaben:
(— Vicdanını öne al!» diye bağırdı.
Osman Nuri Koni — Küstah diyemezsin.
Günaltay — Ben küstah demedim. Vicdanını öne al.
Osman Nuri Könl — Yalan, riyakâr.
Başbakan — Kendi vasfını» söylüyorsunuz.
Başbakan bundan sonra karşı parti mensuplarının endişeye düşmelerine mahal olmadığını belirtti.
Kanunun komisyona ladesi teklifi kabul edilmedi Saat 20 yİ geçtiğinden, müzakereye yarın t bugün! devam edilmek Çizere oturuma son verildi.
İstanbul radyosu
Ey'ûl ayından itibaren yayına başlıyacağı ümit ediliyor
mat Ferit paşası İşte bu Şem-seddln Beydir.»
Bundan sonra söz alan müstakil demokratlardan Haşatı Dlnçer de, tasarının lâiklik prenslpini tehlikeye düşürecek bir mahiyet taşıdığını söyledi.
Diğer hatipler
Adnan Adıvar, hükümetin bu kanunu neden teklif ettiği, komisyonun da niçin kabul ettiği
ı ' aa niçin K^bul ettiği . . °lûur" | hakkında İzahat vermesini iü-
mek suçundan 18 sene hapse zurnıu gdrda mahkûm edilmiş bulunan ve ' ₺u tyahattan
Bolu Cezaevinde yatmakta bulunan Haşmet Orbay. geri kalan mahkûmiyetini tamamlamak İçin, îmralı Cezaevine götürülmek üzere buğun buradan geçirilmiştir.
Vali ve Rektör dün Üniversitelilerle görüşlüler
İstanbul Valisi ve Belediye Reisi Dr. Lûtfi Kırdar ve Ünl-versite Rektörü Ordinaryüs Profesör Sıddık Sami Onar dün öğleden sonra İstanbul Üniversitesi Talebe Birliğini ziyaret ederek muhtelif meseleler etrafında öğrencilerle bir görüşme yapmışlardır.
I
_ 1 ve görüşmelerin
bu izahattan sonra yapılması teklifinde bulundu.
Adalet Bakanı, tasarının çln getirildiğinin gerekçede llrtlldiğnl söyledi.
Sinan Tekelioğlu, tarihi mühim bir kanun__________________
müzakere edilmekle olduğuna işaret etli. Bu kanun tasansı kabul edildiği takdirde, aile arasındaki samimiyetin tamamen yıkılacağını söyUyen Slr.an Tekelioğlu: «Bu kanun Sultan Hamlt zamanını aratacaktır.» dedi.
Sinan Tekelioğlu, komünistliği sabit olan bazı kimselerin işleri başında kalmasına göz yumulduğu halde, memlekete sadık inşaların: «Sen dinle alâkalısın» diye deliğe tıkıla-cağından bahisle, bir taraftan masonluk, bir yandan genç hı-ristlyanlar teşekküllerinin, bir
nl-bc-
ve
tasarısının
ya vermek veya tstanbulda ayrı bir haber servisi kurmak, üçüncü şekil dinleyiciyi tatmin bakımından tercihe değer.
Program meselesine gelince: Yeni Basın Yayın Genel Müdürlüğü teşkilât kanunu, radyo programlarının esaslarını tesbit için ilgili ve tekili kimselerden mürekkep büyük bir heyet kurulmasını muvafık görmüştür. Adı geçen kanunun yürürlüğe giriş tarihi olan 1 temmuzda heyet İlk toplantısını yapacak ve Ankara ile İstanbul radyolarında tatbik edilecek programların ana hatlarını tesbit edeci ktir.
Genel Müdür, Basın Yayın Genel Müdürlüğü teşkilâtı hakkında da İzahat vermiş, 9o kadar memur ve müstahdemin açıkta kalacağını söylemiş. Turizm meselesine de temasla evvelâ otel dâvasının halli cihetine gidilmesi lüzumuna İşaret etmiş, bu hususta Mar&hal yardımından İstifade İmkânlarının arandığını bildirmiştir.
Bir satıcı Belediye zabıtası memuruna bıçakla saldırdı
Eminönü Belediye zabıtası memurlarından Tacl Gücer dûn, caddeyi işgal eden seyyar surette klras satan Hızır adında birisini kaldırmak istemiş, Hızır buna kızmış ve bıçağını çekerek Tacl'nin üzerine doğru yürümeğe başlamıştır. Tacl de tabancasını çekerek Hızır ın bacaklarına doğru ateş etmiştir. Yaralı Hızır hastaneye kaldırılmıştır. Tahkikata devam
Albay Hüsnü Zaim’in muharririmize demeci
(Baş tarafı 1 İnci sahlfede)
Büyük dost Türk iyeye gelince; Birkaçı müstesna, onlarca milyon nüfusa ve İnkişaf etmiş muazzam sanayie ve tekniğe malik devletlerin dahi mevcudiyet ve bağımsızlığım müdafaa İçin ortak ve arkadaş aradıkları bu devirde küçük bir devletin ve meselâ Snriyenin maddi ve mânevi menfaat bakımından tabii müttefiki ve talih ortağı Türkiye İle Ibtllâf ve nifak vesileleri araman ve ihdas etmesi cidden fecidir; biz tarihi ve ruhi bağlan ve tesirleri dahi kale almıyarak mrt realist bakımdan komşumuz Türldycnin dostluğuna ve hayatî dâvalarda İşbirliğinin değerini takdir edenlerdeniz. Yakın ve Orta Şark haritasına şöyle bir goz gezdirilirse dünyaya sığamayan ve kendi İdare ve zihniyetlerini, hattâ en büyük devletlere dahi İster İstemez kabul ettirmek »evdaama kapılmış olan devletlerin bu hıralarım durdurmak çaresinin ancak eaas nokta ve hatlarda birlik olmamı* ve işbirliği yapmamız olduğa âşik&r olur.
Etrafımın «anın küçük devletlerin maddi ve mânevi yükselme ve kuvvetlenme hareketleri müsamaha edllemiyecek derecede ağır rllmktedir. Bu hakikatleri anlayıp da İmkân derecesinde süratle toparlanan vc gelişen başlıca devlet Türkl-yedir; biz Suriyeyi ve ordusunu müşterek tehlike karşında Türkiye iie ve ordusiyie layıklı bir işbirliği yapabilecek bir hale getirmeğe çalışıyoruz; büyük devletlerden ferde vicdan ve fikir hürriyetine bağlı olanların bu hakikati İdrâkle Surt-yeuin kalkındırılması için »affettiğimiz gayretleri yakında takdire ve bize yardımlarını eslrgemiyeccklerine kaniiz.-
Sayın Cumhurbaşkanı İsmet İnönü için de şunları söylemiştir:
«Cumhuriyet Türklyesinln kurucusu AtaürkÜn en değerli mesai arkadaşı olan bu zat. hali hazırda modernleşmek yolunda olan şark milletlerinin liderlerine bir numune olarak telâkki edilmektedir. Kendilerinin halisane hayranıyım; sayın (Akşam) gazeteniz vasıta-siyle ekfelânslarına saygı ve hayranlıklarımı İblâğ etmenizi rica ederim.»
Sayın (Zalm), (Akşam) a imzalı bir fotoğrafını da hediye etmiştir. İmzanın üzerindeki yazı şudur: «Sayın Akşam vasıtdulyle dost Türk milletine selâm ve sevgiler.»
t?aklr ÇEÇEN
Rusyada ölen
kuryemiz
Kar«a getirilen cenazeyi büyük kalabalık selâmladı
Kars 8 (A. A.) — Kuryemiz Fuat Gfızaltanın cenazesi bugün snat 18,45 te trenle Karsa getirilmiştir. İstasyonda Vali Esat Onat 11e askeri komutan, Emniyet müdürü. Belediye bar kanı ve Belediye heyeti, Vilâyet memurları ve partiler temsilcileri hazır bulunmuş ve bir askeri kıta İhtiram resmini İfa etmiştir.
İstasyon ve yollar teessür İçinde bir halkla hıncahınç dolmuş bulunuyordu. Türk bayrağına sanlı tabut Kars çiçekleriyle süslenmiş ve eller üzerinde istasyondan alınarak, gene eller üzerinde Tahtaköpru mevkiine kadar götürülmüştür.
Başta vali ve askeri komutan olduğu halde bütün memurlar ve halk cenazeyi taklb etmişBr.
Kuryemizin cenazesi Tahla-köprüde saygı ve ihtiram gösterileri arasında bir sıhhiye otomobiline konmuş ve otomobil Erzurum» hareket etmiştir.
Ankara 8 (Akşam) — Fuat Güzaltanın cenazesi dün Kuşlardan teslim alınmıştır. Cenaze cuma gecesi veya cumartesi sabahı Ankaraya getirilmiş olacaktır, mütehassıs operatörler tarafından yapılacak o-topsl İçin hazırlıklar tamamlanmıştır. Cenaze merasimi için Anknra garznlzon komutanlığı tarafından bir program hazırla nm aktadır.
Basri Ersoy’un muhakemesi
Adapazarı 8 — «Kocaeli Canavarı» denilen Basri Ersoy'un duruşmasına bugün ağır ceza mahkemesinde devam edilmiştir.
Abaza Basri tarafından 4900 lirasının çalındığını İddia eden Karasuda bakkal İsmail Kaya bugünkü duruşmada dinlendi ve sanıkla yüzleştirildi. Basri, davacının iddialarını tamamen redderek, şahidin yalancı olduğunu ileri sürdü.
Bundan sonra İsparta cezaevinden’ gelen tezkere okundu. Bunda Basrlnln okuyup yazma bildiği izah ediliyordu. Basri, evvelce okuyup yazma bilmediğini söyllyerek. müteaddit yerlere yazdığı iddia olunan mektuplarla alâkası olmadığını söylemişti. Vakit geciktiğinden duruşma 11,7,1949 tarihine bırakıldı.
9 Haziran 1949
AKŞAM
Sahlfe S
1
tstanbuldakl büyük bir hastanenin başhekimi şu İçtimai noksanımız üzerine dikkati çekti.
•A-
— Bizde, teberrii fikrî noksan olmasa gerektir. Fakat hayırsever kurullar tara fuıdan desteklenmiyor. Meselâ. hastanemizde bir fakir kadın doğuruyor. Evlâdına eıı basit giyim kuşam eşyası veremiyoruz. Keza, sokaktan paçavralar içinde aldığımı/ bir fakiri ölümden kurtarıyor, bîr müddet de besledikten sonra hayata İade etmek istiyoruz. Ne yazık: gene o elle alınmaz palaspa-ıelerini giymesi lâzım geliyor. Zira, hastanenin malı-dud olan givme eşyasını ona bırakamayız.
«Hiçbir ferdin akima, bu gibi teberrüleri hastanelere tahsis etmek gelmemiş olabilir, Cünkii bunlar, hayırsever cemiyetlerin işleridir. O cemiyetler kurulduğu takdirde «avnh- teberrüler ko-laylasacâktır da.
■ 7.5 lirava olan bir yeni İlâcı bir hastaneye hediye ederek fakir bir hastanın kavafını kurtarmak: bir top amerikan hediye ederek nice insanlara çamaşır yapmak istivenlerin sayısı, ihtimal çoktur. Lâkın, yolunu bilmediklerinden ve bilhassa kırtasiye yüzünden imkân bulamıyorlar.
«Mevki sahibi, maddi imkân sahibi ailelerin kadınları. Ankarada olduğu gibi tstaubulda ve başka yerlerde de daha fazla harekete gerineli, çareler aramalıdırlar. Türk milletinin ananesinde. mevcut bulunan teberrii fikrini anlattığımız e-saslara göre kuvvetlendirme! idi rler.
■ Belki para teberrüü:
— Kim bilir nerelere Raptedilecek' Memur maaşlarına gidecek! - şüphesini u-yandırır; fakat «ayni» te-berrülerle ilâç alınırsa ve hastanelere verilirse, mutlaka o penisilin mahalline sar-fulunur. Halk, bunu hisse-der.Bu şekilden faydalanmalı. Kullanılmış elbiseler ve bîivnmüş çocukların oyuncakları da teberru maddele-dir.
kampları
Bu tene Pendikte, Çamlık mevkiinde kurulacak
Milli Eğitim Müdürlüğü Beden Terbiyesi kısmı İzci kampları hazırlıklanyle meşgul olmaktadır. Hazırlıklar tamamlanmak üzeredir. Bu senekl kamplar Pendlktekl Çamlık mevkiinde kurulacak ve temmuz başından ağustos sonuna kadar iki ay devam edecektir. Bu kamplara 100 kız ve 200 erkek olmak üzere 300 liseli ve orta okullu izci 12 şer gün müddetle tatbikat göreceklerdir.
Ru kamplara şehrimizdeki liselerle orta okul öğrencilerinden İstiyenler İştirak edecektir. Kamp masrafları kısmen bğrenclter tarafından ödenecek, paranın diğer kısmı Bakanlıkça temin edilecektir.
Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığının geçen yaz şehrimizde açtığı Türkiye İzcileri Oba Kampı, bu sene İzmir ve Elâzığ'da olmak üzere iki muhtelif bölgede açılacaktır. Bu kamplar da temmuz başında faaliyete geçecektir.
Kızulay Gençlik Derneği tarafından bir kaç senedir Pen-dikte açılan ilk okul öğrenciler kampı bu sene de açılacaktır. Bu kamp, birer aylık devrelerle 3 ay sürecektir .
Türk elişleri
sergisi
400
parça eser yarın Londraya götürülüyor
ve
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Kabinede tadiller
Ahmet Emin Yalman lıugüu-kii başmakalesinde kabinedeki son tâdillerin mahiyetini inceleyerek yeni kurulan İşletmeler Bakanlığının ne gibi tnevzu-laria ilgileneceğini araştırmakta ve şunları yazmaktadır;
(İşletmeler Bakanlığı), aşağı yukarı eski İktisat Vekâletidir, öyle görünüyor kl hükümet, birkaç ay evvelki birleştirme kararından rücu etiğini itirar etmemek İçin ortaya yeni bir isim atmıştır.
Bu hareket; siyasi hayatımızdaki İstikrarsızlığın açık bir alâmetidir. İktisadi siyasetimizin henüz kıblesi belli bir hale gelemediğini bir defa daha göstermektedir.
Meclis tatil olmak üzeredir. Kabine, bilhassa iktisadi meselelerdeki tutukluğa: bütün gayretini Meclise hasretmeğe mecbur kalmasını sebep gösteriyordu. Şimdi bu mazeret ortadan kalkmak üzere olduğuna göre, kendine yeniden çeki düzen veren kabinenin İktisadi İcraat sahasında ne gibi bir imtihan geçireceğini her halde yakında göreceğiz.
★
Kabinede buhran
YENİ SABAH'ın başmakale-1 de de kabinedeki değişikliğin sebepleri Öterinde durularak şöyle denmektedir:
Ekonomi Bakanının sandalyesinden uzaklaşması sebepleri, Meclisteki münakaşalarla ve bilhassa Başbakanla alenen tezad haline düşmesiyle izah edilebilir. Hattâ biz bu sütunlar-
da. İki halta evvel, îktlsad Bakam He, Başbakan, Meclis huzurunda alenen hayat pahalılığı sebepleri hususunda, tezad halinde olduklarını anlattıklarından müşterek mesuliyet telâkkisinin bu durum ile telifi zor kabil olacağı mütalâasını serdetmlştlk, Ticaret ve Ekonomi İşlerimizin, esasen, iyi lşll-yememesi ve birçok şllkâyetie-rln mevcudiyeti Cemil Barlasın istifasını ve Devlet Bakanlığı gibi nispeten, az faal bir sahaya nakledilmesini İcabet mlşllr.
Siimerln İstifası sebebi, bütün bütün, karanlıktır. Resmi tebliğde ileri sürüleni vesile, bahane bile, sayılamaz, çünkü bu zata hariçte mühim bir temsil vazifesi verilecekse o vazife kendisine tevcih olununcaya kadar müslacelen İşten İstifa etmesi için ne gibi bir sebep vardır? Mühim vazifeye Devlet Bakanlığından nakledllemez mi İdi? Binaenaleyh dermeyan e-dilen illet, istila İçin kâfi sebep değildir.
I
Ekmekler
kabinesinde, yem kanunların hükümet mukadderatı önünde açtığı Ihtlmal&t ufku münasebetiyle bazı noktal nazar farkları zuhur etmiştir.
★
Kabinede voronof
*
Günaltay Kabinesindeki son değişiklik Selim Kaçıp Emeç de SON POSTA’daki makalesinde kabinedeki değişikliğin sebeplerinin kabine azalan arasındaki göriiş farklarından doğduğunu ileri sürmekte ve şöyle demektedir:
Bu değişiklikleri yakın veya uzak bir gelecekte diğer bazı değişiklikler lakibedip etrniye-ceğl bilinemezse de. bugün ku bulmuş olan bünyeyi mahiyeti gösterir kl, Şeınsedclin Günaltay
tebeddülün bize şunu
aşısı
Cihad Baban TASVİR’deki yazısında yeni Devlet, İşletmeler ve İktisat - Ticaret Bakanlarının şahsiyetleri üzerinde durarak haşan İmkânlarını incelemekte ve Cemil Barlas'ın yeni vazifesinde daha fazla muvaffak olması ihtimali bulun-' cluğunu, Vedat Diclelinin genç ve çalışkan bir Milletvekili olarak kabiliyetlerini muhitine tasdik ettirmiş olduğunu. Münir Blİseİ’îu de haysiyet ve şerefine son derece düşkün bir zat olduğunu beyan etmekte ve kabinedeki tâdilleri ümitle karşıladığını belirtmektedir.
*
Kabinede değişiklik
ZAMAN gazetesinin başmakalesinde de kabinede yeni değişiklikler olacağı İhtimallerinin vârid olmadığı İleri sürülerek şöyle denmektedir;
Yeni Bakanların tâyinlerine ait kararname yüksek tasdikten çıktığına ve Bakanlar İşe başladıklarına göre, bizce bıı tâyinlerde yeni değişmelere İntizar etmemek daha doğru olur. Zira, bu vesile ile değişecekler değişir. çıkacaklar. ayrılırlardı. Biz. Şemseddin Giinal-tay'm kabinesinde esaslı bir değişiklik yapması İçin henüz mücbir bir sebep göremiyoruz.
ucuzladı
Su oyunları!
Bale Vfi Rus baleleri
— Sadler’s IVelIş Balesi münasebetiyle —
Emeklilik kanunu
Narhtan 5-7 kuruş eksiğine ekmek satılıyor
Hayat pahalılığı herkesi ü-| mitsizliğe düşürmüştü. Fakat' bir kaç gündür bazı semtlerde! ekmek Hatlarında görülen 5-7
kuruş arasındaki ucuzluk
bu mevzuda çok mühim
bir hâdise telâkki edllebi-
lir, Filvaki Üsk ıkla rın ba-
zı semtleriyle Topkapı, Eyüp[ ve Unkapanı civarlarındaki fırınlar bir kaç gündür ekmekleri tes’blt edilen fiatten daha u-cuza satmağa başlamışla,dır. Ayrıca umumî pazar kurulan semtlerden bazılarında sebze ve meyva gibi küfelerde ve sergilerde ucuz ekmek satılmaktadır. Bu ekmekler hem taze, hem de diğer fırınların çıkardıklarından farksızdır.
Buna mukabil sadeyağ ve zeytinyağı flatlerl yükselmekte devanı ediyor ve et flatlerl de hâlâ 30Û-380 civarında dolaşıyor. Fakat ekmekte başlıyun bu ucuzluk devam ederse diğer maddelerin de bununla ayarlanacağına şüphe yoktur. Diğer taraftan Orta Anadoluda btr müddetten beri hissedilen kuraklık son yağmurlarla bertaraf edildiğinden -şehrimize külliyetli miktarda ucuz hububatın gelmesi bekleniyor.
ir
Ve başhekim, bana şunları da anlattı:
— Garbm birçok memleketlerinde. âmme müessese-leri, binalarının üzerine, — (bizim milli bayram günlerinde şehir meydanlarına astığımız vecize sancakları kabilinden) — bez üzerine iri harflerle yazılmış ilânlar asarlar:
«— Hastanemizin şu kadar lira kıymetinde filânca cihaza ihtiyacı vardır. Kendi vasıtalarımızla teinin edemiyoruz. Halkın lûtfüna müracaat ediyoruz.
«Bu teklifin kıymetini lıalk takdir edecek olursa. — ki ekseriya eder, çünkü kendisinin, yahut yakınlarının başından geçenlere kıyasla o tnevzula ilgilenenler bulunur — üç lira, beş lira, tic yüz lira, beş yüz lira' te-berrüler birikir. Rakam dolunca, o kırmızı bez askı binanın üzerinden inip, yerine beyaz bir band asılır ve üzerine yazılır:
— Teberru edenlerin hepsine teşekkür ederiz, Âletimizi aldık. Artık ihtiyaç kalmadı.
■ Bizde de bu usulün tat-bıkma çalışacak cemiyetler kurulmalı. Ve bilhassa. Devlet ve Belediye müessesele-r i inle cari olan:
— Teberrüe hacet yoktur. Devlet kendi noksanını kendi tamamlar! - tarzındaki garip iddia ortadan kalkınalı.»
20 veya 22 haziranda Londra-dakl Halkevi binasında açılacağını yazdığımız Türk elişleri sergisinde teşhir edilecek 400 parça elişi örneği yarınki cuma günü uçakla Londraya götürülecektir.
Londrada. teşhir edilecek olan, bu eserler Türkiyenln her tarafındaki Kız Enstitüleri, Akşam Kız Sanat Okulları
Beyoğlu Olgunluk Enstitüsü a-tölyelerinde eski Türk motlfla-riyle gayet sanatkârane bir şekilde işlenmiş masa örtüleri, yatak takımları, mendiller, çevreler, eldivenler, el çantaları, terlikler ve işlemeli muhtelif kadın çamaşırlarından mürekkeptir. Londraya gidecek olan eserlerden bir kısmı geçen ay Ol «unluk Enstitüsünün sergi salonunda halka teşhir edilmiş j ve her zaman olduğu gibi büyük, takdir kazanmıştı. Türk ellş'e-j ri sergisinin Londrada da iuıy-] ranhk uyandırarak Türk kızlarının ince zevklerini tanıtmağa vesile olacağı şüphesizdir.
İstanbul vapuru
Denizyolları idaresinin ■ İstanbul!. vapuru yarın saat 12 de ■ Batı Akdeniz Hattı., seferine çıkacaktır. Bu, «İstanbul- vapurunun yapacağı son Balı Akdeniz seferi olacak. 24 haziranda bıı hattâ bir aralık seferine çıkacak olan »Ege vapurundan sonra Amerikadan gelecek (Ankara.. vapuru Batı Akdeniz seferlerini yapacaktır.
Sadler’s Wells Balesi Ankara-da temsiller verdikten sonra bu hafta içinde şehrimizdeki Açık-hava Tiyatrosunda da birkaç temsil verecektir. Bu yazımızla ilk modem bale hareketinin ne sure İte başladığını kısaca gözden geçireceğiz.
Geçmiş zamanlarda kıral saraylarındaki balenin modern müzik üzerindeki hakkını teslim etmek lâzımdır. Fakat müzikle raksın terkibi ancak opera balesinde mümkün olabilmiştir. Btıruıla beraber tVÜgner mektebi, bir zaman baleyi operadan ayırmayı da düşünmemiş değildi. Wagner, yüzde yüz hîr tiyatro adamıydı. Tezyini bir değer taşıyan balenin, tam opera ortasında dramatik actlon'u gelip kesmesine bir türlü razı o-lamıyordu. i__________ _______ ________
Fakat hiç beklenmedik hâdi-' ancak o vakit kavnyablltrlz° seler. yenilikler vukua geldi. | Dlaghllev’ln bu yanda bale Serge Diagjıllev’ln Rıış baleleri _ sahasında yaptığını, saf müzik s ve mimiklerle ifade etmek suretiyle Amerikalı tsadora Duncan öbür yanda devam ettirdi.
Diaghllev'ln ölümünden sonra’ Rus baleleri dağıldılar. Bir kısım elemanı Paris ve Montâ -Carta operalarında kaldı. Bir kısmı da Balanchiııe ve Mesaine İle birlikte Amerlkaya göçtüler. Bu şöhretli devre de böylece kapanmış oldu. Bununla beraber bu sahadaki son bazı denemeler. Rus balelerinin tesirinin kolay kolay silinmlyeceğlnl a-çıklamaktadır.
Fikri ÇİÇEKOÖLU
Rus baleleri İlk şöhretli temsillerinin çoğunu Pariste vermişlerdir. Bilhassa Champs -Ellsees tiyatrosu her mevsimde Rtıs balelerinin başarısına sahne olmuştur.
Müzikle uzak yakın ilgili o-lanlar Ravel'in meşhur Bolero’ sunu tanırlar. Bütün eser bir tema üzerine kurulmuştur. Bu tema eser boyunca tekraılr.r durur. Değişen yegâne şey. seslerin ahengi ve dalma tekrarh-yan daüssılalı bir (balterle) ehr Konser salonunda yeknasaklı-ğıyle caıı sıkan bu eser, — bazılarınca bu, büyülü bir can sıkıntısıdır! — İlk yazılışında 'Symphonle Choregraphloue'S-dlyle yazılmıştı. Her temanın tekrarında daima değişen bale figürlerini hayalimizde canlan-| dırabilirsek eserin güzelliğini
Meclis tarafından dün kabul edildi
---o------o---- ' Junajiuuu lupıı^uı hemen her çeşit müziğin rakıs- ( şaheserlerini rakıs I O I f 'irip nrll IpHI lanoö-îni nt _ > ı _ ı.
Önümüzdeki cumartesi günü, İstanbul itfaiyesinin 26 net yıldönümüne raslı-yormuş. Bu münasebetle o gün Şeref stadında merasim yapılacağını gazetelerde o-kuduk. Hazırlanan programa göre, itfaiyenin geçit resmini mütaakıp otomatik merdiven hareketleri, hortum serme ve toplama, muhtelif usullerle yangın söndürme ve su oyunları yapılacakmış.
Bu gösterileri tertiplediğinden dolayı İtfaiye Müdürünü tebrik ederini. Şehirde vuku bulan yangınları her zaman gidip göremiyoruz, hic değilse Şeref stadındaki gösterilerde İstanbul itfaiyesinin boş hortumlarla susuz vangın söndürme usullerini görüp Öğreneceğif. Hic siiphe ynk ki bu usuller yalnız bizim itfaiveve mah-|j_ sustur. Ötedenberi İstanhu o itfaiyesi vaneın verine |r'Q_ şar. fakat Terkos musluklardı rında su bulamaz, kend^ tanklarındaki ihtivat suvuQ bitirdikten sonra kazmanın — sapma vapışır. q
Gösteri programının esasj/j tertibi güzel amma sonun-Jjr daki «su oyunları nı anlı-9£ yamadım. Bu isle itfaiyenin*’' ııe alâkası var? Sıı oyunu,© Sular İdaresine mahsus hirg^ marifettir. Terkos mııslukM— larrna ıslık çaldırarak İsla ra-bul halkına oynadığı ovcmıjQ lan her gün se.vrediyorıız.-Q Hele su ana bOrtklann ikideQ bir patlayıp çatlaması (’!'■((*'£« miza tak dedi. Terkos fahri S kasmm şehre gönderdiği hetfC. on damla su da o haspalaÇ^ rın patlaması viiziindeıı yarı volda kahvor.
îtfaive beyhude zahmet etmesin. Sular İdaresinin bize oynadığı su oyunlarını hic kimse takhd edemez!
Mübarek Berat «ecesi
İstanbul müftülüğünden:
11 - 12 haziran 1949 ve 14 -15 şabanı şerif 1368 tarihine mü sadif cumartesi akşamı (pazar gecesi) mübarek leyle! bera' olduğu ilân olunur.
Ticaret Ofisi müdürü
Ticaret Ofisi Umum Müdürü Enver Güreli dün sabahki u- j çakla Ankaraya gitmiştir. U-mum Müdürün bıı yolculuğu esas itibariyle İdareyi ilgilen diren meselelerle ilgiliyse de Ticaret ve Ekonomi Bakanlığında vâki olan son değişiklik do-layıslyle ayrı bir ehemmiyet, kazanmıştır. Umum Müdürün bu münasebetle yeni Bakanla] oflslin İşlerine dair görüşeceği tahmin edilmektedir.
Türk iye-Avusturya ticaret anlaşması
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı »aralından alman yeni bir ı kararla yakında meriyete gl- • recek olan Türk - Avusturya ticaret anlaşması çerçevesi içinde takasa yer verllmiyecek-tîr. Bu karar piyasada memnunluk uyandırmıştır. Zira belirtildiğine göre takas sistemi, malların Hallerini müstehliki aleyhine yükseltmekten başka bir işe yaratmamaktadır.
Ankara 8 — Emekli sandığt kanun tasarısının İkinci müzakeresi bugün Mecliste yapılmış ve kanun, oya İştirak eden 303 milletvekilinin 3oı oyu ile kabul edilmiştir. Kanunup» açık oya konulmasını muta akıp söz alan Kemal Zeytinoğiu fD.Pi, birçok emekli vatandaşlara ferahlık veren bu kanunun, eski emekli vatandaşları tam rnâna-slyie talinin etmemekle beraber kısmen de olsa ferahlık doğurmuş olduğu için Demokrat milletvekillerinin tasarıya beyaz oy vereceklerini bildirmiştir.
Bundan sonra kürsüye selen Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal, kanunun güttüğü hedef-: teri anlatmış, bu kanunla emek- , lilik İşlerinin sigorta esasına Is-tinad ettirildiğini, eski emekli dul ve yetimlere müsait arttırmalar yapıldığını söylemiş ve şöyle devam etmiştir:
«— Kanunun lâyiha halinde Büyük Meclise şevkinde bütçenin fedakârlığı 24 mi'von civarında İdi. Ancak bu fedakârlık kanunun aldığı son şekilde 24 milyon liranın Çok fevkine çıkmıştır. Lâyiha Meclise sevkedll-dlğl zaman 1683 numaralı kanundan evvet emekliye ayrılan-lara, dul ve yetimlerine zam yüzde 50 olduğu halde, bu miktar İmkânlarımız zorlanarak yüzde 60 a çıkarılmıştır. Bunun haricinde kanunun şevkinde mevzuubahls olmıysn, vergi bakımından bir takım muafiyetler tesis edilmiştir.
Emekli, dul ve yetimlerin bu zamdan daha ziyade İstifadelerini temin maksadiyle olarak, gelir vergisinde kabul ettiğmlz esas bir vergi muafiyeti kabul edilmiştir.
Bu suretle tasarının hazırlanmasında yapılan 24 milyon lira fedakârlığa, ayrıca varidat bakımından 8 milyon liralık bir fedakârlık daha İlâve etmiş o-luyoruz.»
Kimden ne siliyoruz?
Ayakkabı fîatlerl yükselmiş. Memurlarla az karane-Iı serhes meslek sahipleri, fi-at yüksekliği virziinden raya kkabı atmakta cok zorluk çekiyorlarmış, ayakkabının en zarurî bir giyim esvası n-larak ilân edilmesini ve alâkalı makamlar tarafından ucuzluk temin olunmasını istiyorlarmış.
Kunduranın pahalılığı malûm amma su ilân meselesine aktım ermedi. «Ayakkabı en zarurî giyim eşyasıdır» dive ilân edilecek de ne olacak acaba? Bunun böyle olduğunu bilmivenler varsra öğrensinler, dive mi?
Alâkalı makamlardan U cuzluk isteği de garibime gitti. Bizde ucuzluk temini ile alâkalı bir makamın mevcudiyetinden haberim yoktu, doğrusu! Benim bildiğim makamlar yalnız pahalılıkta alâkadar olurlar.
Ayakkabı fiatleri Ucuzlarken krepsolün gümrük resmine kiloda hir lira zam yaparak kundurayı ateş pahasına çıkaranlar o «alâkalı makamlar» değil mi?
Kıınden ne istiyoruz, kimi kime şekva ediyoruz, a dostlar?
Cemal Refik
la İfade edilebileceğini ispat etti. S Diaghllev yepyeni fikirlerini. görüşlerini Salnt Petres-burg’da çıkardığı cDürıya Güzel Sanatları Mecmuası.» nd.ı neşrediyordu 1827 - 1929i. İfârikHl-âde zengin bir kültüre sahip ve birinci derecede bir teşkilâtçı filan Dlaghilev, -Rus Balelerh adiyle şöhret alan ve Yirminci asrın İlk yirmi beş yılına birçok yenilikler kazandıran sanat hareketinin mihrakıdır. Dlaghllev önce yabancı’ meıiıleketlerde resim sergileri açtı: Rus müziği konserleri tertib etti; ve bundan sonra r1909» yılında bir bale heyeti kurdu. Ölümüne kadar dünyayı dolaştı. Rus tiyatrosu vasit&siyle Rus müziğinin sınır dışında tanınmasını sağladı
Borls Godounov operasının Patiste ilk defa temsilini temin eden DlaRlıileVdlr (1908ı. De-bussy’nln fjeuxl adlı eseri, Ra-vel'in (Daphnis et Chloâı al,
Beden eğitimi Öğretmeni eri
Asi! kadroya altnnuyaıı
hıeZunu bedeı öğretmenleri _ ........
Halkevinde bir toplantı yapa-' Stravlnsky’nfn (Oiseâu de feu, rat Milli Eğitim Bakanlığı nez-î Petrmıchka. Sacre du Prin-dfnde temasa geçme!; Üzer'; o- leıupsı ve diğer birçok bestcle-ralamdan bir heyet -
ve bu heyet dün akşam Anka-raya hareket etıntşllr.
kurs
m eğitini’ yardı tacı dfın Eminönü
Mısırlı güreşçiler döndüler
Avrupa serhest güreş şarnpl-, yoııasına iştirak eden Mısırlı ■ güreşçiler hareket eden Lübnan | uçağıvla memleketlerine dön-e ‘ nıüşlerdlr.
Yalnız teberrüün kâfi gelmeyip bilhassa şahsan çalışmanın muvaffakiyet temin ettiğini, sayın Bayan Sadağın muhtelif gazetelerde Tasladığımız faaliyetinden öğrenmiş bulunuyoruz.
Halkımızda — başhekimin tavsiyesine uygun — cömertliklerde ve iyiliksever-] İlklerde bulunmak istidadı, büyüktür. Ananemizin ispa-' tı: Ecdat eserleri.
Halkın arzu ve hevesleri-I ne mecra verecek bir usul.' bir çare bulacak çalışmalar lâzımdır.
Tekel Umum Müdürü
Tekel Genel Müdürü Yusuf Ziya Erzln. İdareyi ilgilendiren çeşitli mevzular hakkında Bakanlıkla görüşmek üzere Atıka-raya gitmiştir.
/ 1
Hakikî bir
Otomobiller hakkında
Emniyet Şube 6. Müdürlüğünden: Akşam gazetesinin 25.5.49 tarihli nüshasında ;Bu tıkanıklık içinde bu delice sürat» baş-lığlle çıkan yazı incelenmiştir . Motörlii ekiplerimiz, nakliye va- ' sılalarının süratleriyle munta-; zaman meşgul olmakta, gündüz ve gece yapılan kontrollarda su' çu görülenler cezalandırılmak- I tadır.
Galata köprü başında biri hu susl, diğeri taksilere mahsus olmak üzere İki otomobil durak yeri mevcut olup burada Istlab haddi kadar araba beklemesi tabiidir.
Cadde ve sokakları İşgal eden otomobiller de kontrol ekiplerimiz ve zâbıta tarafından daimi bir surette kontrol edilmektedir. Otomobillerin gündüzleri duraklarda beklemeleri ve çalışmadıkları zamanlar umumi ve hususi garajlara çekilmeleri hususunda da gerekil kontrollar yapılmaktadır.
Joan Fantaine ile Olivia De Havilİand'ın üç «rnedcııbeıi dargın flldııklırını biliyor muydu-
İkl artist kızkardeşln her nedense araları açılmış. Barıştırmak İçin araya girenlerin bütıırı gayretleri boşa çıkıyor. Her İki Holivud dilberi de Nuh diyor, Peygamber deoıiyormuş Şu cazibeler diyarı Hollvnd'un sakinleri. servet, İhtişam ve güzellik içinde yüzerken galiba ne yapacaklarım şaşırıyorlar. Gün geçmiyor ki yeııl bir dedikodu mevzuu ortaya çıkmasın...
Bu sene iki talihli bütün bun ları yakından göt tip öğrenecek, beyaz perdenin meşhurlarile yatıyana gezecek, karşı karşıya yemek yiyecek, tanışıp ahbaplık edecektir.
Scandinavla Havayolları şirketinin lüks DC-8 uçakları. Ho-Uvud'a meccanen götürmek İçin iki talihliyi bekliyor Acele ediniz Fakir ve Yetim Çocuklara Yardım Eşya Piyangosu biletleri süratle tükenmektedir. Çekiliş tarihi 19 hazirana pek as vakit kaldı. Biletler her yerde satılmaktadır.
İki yeni şeker fabrikası yanılacak
Ankara 8 — Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi yeniden İki şeker fabrikası tesisine çalışmaktadır Adanada şeker kamışı yetiştirilmesi müspet netice verdiğinden, şeker kamışı şeker fabrikası o-raya, diğer ikinci pancar şeker fabrikasının Balıkesir veya İlçelerinden Susurlukta kurulması düşünülmektedir.
.‘'■emişler *'î 3atie‘riln (Paradeı ı; de Fâl-, la'ntn fTrlcome» ti, Prokovl-ev'in (Chout, Pas d’aeler) al, Auric’ln Leı tâcheuK. Leı ma-telots» adlı eserleri; Poulens’bı (Les Blchesi 1. Saugue'nln (La chattel ı bale Sahasında büyük muvarrakıyet kazandı. Bakst. Golovlne. Larionov ve diğer Rus ressamlarlyle Ptcasıo, Derain ve Brague gibi şöhretli ressamlar bu balelerin dekorlarını yaptılar. Fokine, Nijinskl, Masslne. Balanchiııe ve Llfar'uı koregraflierl, günden güne artan muvaffakiyeti, büyüyen şöhreti temin etmekte birer A-mll oldu.
Hiçbir güzel sanat bale kadar çabuk yayılmış değildir Kuşlar, Fransızlar. tspanyoltar. tt&l-yanlar, İtıglllzler ve Almanlar baleyi çabucak benimsediler
eşarbı madenî mühürlüdür!
(Vâ - Nü) |
Taksi ücretleri
Beledtye İktisat Müdürlüğü, benzinin ucuzlaması dolayısiy-le taksi ücretlerinde yüzde beş kadar bir İndirmeyi düşünmektedir. Buna mukabil, şoförler, ziyan ettiklerinden bahisle bu ucuzlamayı kabul etmemektedirler.
Tekke ve zaviyeler hakkındaki kanuna bir fıkra ekleniyor
Ankara 8 — Tekke ve zaviyelerle türbelerin kapatılmasına ve türbedarlıkla bir takım unvanların meni ve İlgasına dair kanunun birinci maddesine yeniden bir fıkra ektenınesl hak-kındaki kanun tasarısının son şekil şöyledlr:
Şeyhlik, babalık ve halifelik gibi mensupları arasında baş mevkiinde bulunanlara altı aydan az olmamak üzere hapis ve 500 liradan az olmamak üzere ağır para vezasmdan başka bir yıldan az olmamak üzere sürgün eezaslyle cezalandırılırlar.
ADALAR SAHİLİNDE BEKLİYORUM...
Bu unutulmıyan İstanbul şarkısının İlham kaynağını yeniden canlandıran bir ADALAR EŞARBI'nı VAKKO mûessesesl hazırlamış bulunmakladır.
Yüzde yüz hâs boyalı bu merserize eşarplar her yerde kullanıldığı gibi, plâjlar için de ide aldlr. Tuhafiye mağazalarında 390 kuruşa satılmaktadır.
Sahile 4
AKŞAM
9 Haziran ISI')
Frengi ve kanseri tedavi eden hekim
"Dünya birbirine girecek, Amerikadan teklifler yağacak —
Bergama Kermesi bu sene geçmiş yıllardan güzel oldu
i Evvel zaman içinde j
Bazı hâtıralar
Oluk gibi para akacakl„
frengi, sifilis, bunların hiçbiri benim için Üten bile değildir. Sizin de bir sıkıntınız varsa pazartesi ve cuma günleri öğleden evvel evime gelin, derhal 1yi olursunuz.»
Şimdi gelelim frengi ve kanserin tedavisine: tik İnsan Sö-rendip adasında dünyaya gellr-ken içine frengi ve kBnser mikropları bulaşmış ve bu mikroplar böylece her İnsanın kanında doğuştan mevcut bulunuyormuş. Bu mikroplar hakikatte birer mikroskobik yılan yavrulan imiş. Bu mikroplan öldürmek için de serum yapmak lâzımmış. Fakat şimdiye kadar hep ters yollardan gidilmiş. 31-flllzle mücadele için zehirli yılandan «serum antl - veninö» hazırlamak lcab edermiş. Kanser tedavisi için de vahşi kurtlardan alınan kuduz aşısı lâzım imiş.
Doktor, bu mevzuda daha bir çok şeyler anlattı. Bu haberin gazeteye mutlaka girmesini dc rica etti. Kendisine keşfinin I-l&n edileceğini vadettlm Çok memnun oldu. Gözleri sevinçten parlıyordu. Sonra saatine baktı ve:
(— Eyvah, geç kaldım, hastalarım beni bekler.» diye odadan çıktı gitti.
Acaba hakikaten kendisin! bekllyen hastalan var mıydı’ II. T.
Geçen sabah matbaada mûtat yazılarla uğraşıyorduk; İçeri şişman ve oldukça yaşlı bir *at girdi. Kendini tanıtıp doktor olduğunu söyledikten sonra bir iskemleye oturdu ve şunları söyledi;
«— Ben kanser ve frengi mikroplarını keşfettim. Bunların tedavisini de buldum. Bu büyük keşfimi artık ilân etmek İsliyorum. Arlık İnsanlığı kurtaracağa.»
Bu beklenmedik İfşaat karşısında birdenbire heyecanlandım. Gülmek mİ, sevinmek mİ lâzım geldiğini kestlremiyor-dum. Karşımdaki hakikaten bir dâhi miydi, yoksa?-.
O İse gayet ciddi olarak sözlerine devam elti ve keşiflerinin İzahına girişti Ben kendisini hafif bir gülümseme He dinliyordum ki, cebinden portföyünü çıkartarak hakikaten doktor olduğuna dair bazı şeyler gösterdi ve kartvizitini verdi. Sonra hararetle elin! uzatarak şunları söyledi;
(— Artık sizinle ortak olacağız. Bu keşifleri beraberce dünyaya yayacağız. Ve kazancın yarısı sizin, yarısı benim. Bana bugün yarım milyon verseler bunları satmazdım, fakat arlık beklcmiyeccglm. Makalem gazetede çıksın, göreceksiniz bütün dünya birbirine girecek. Bizi Ameri kaya davet edecekler, ceplerimize oluk gibi para akacak. Ve o Rockfeller mûesscsesl benim yazıma cevap vermediği için sızlanacak. Amma artık İş işten geçti...»
Patoloji kongresinde tezimi niçin m! müdafaa etmedim? Çünkü, evet, cünkıı ben bugünkü tababetin âciz olduğuna kaniim. Onlar yanlı? yoldan gidiyorlar. Ve ben hatalarını yüzlerine vuracağım ,.
Hataları yalnız bu kadar da değil; bütün tuttukları yol yanlı? Ben onların hatalarını tashihe uğraşıyorum. Onların tedavi edemedikleri hastalar bana gelirler ve ben en ağır, en ümitsiz hastaları iyi ediverlrim.
Hem benim gayet İnatçı bir -.-j ——------------~-
lablatım vardır. Hastaları İyi «r. Bu çayların bir kısmı S?y-etmek için bahse girerim ve her , Kından, bir kısmı Hindlsian-zanıan da kazanırım. Angine de dan, bir kısmı da Çlnden alma-poltrine, ekzema, verem, sıtma, çaktır.
Eğlenceler 3 gün sürdü, Esklepion tiyatrosunda bir piyes muvaffakiyetle temsil edildi
Ingiliz büyük elçisinin kızı — Sar?- dan gelen doktorlar — Marki Pallaviçini Eur-sada — Bursadan fıçılar içinde gelen su
Her hakkı mahfuzdur.
Semih Mümtaz S
Şeref ve Hüsnü ihtifali
Beşiktaş Jimnastik kulubû Başkanlığından; Kulübümüzün fedakar, unutulmaz evlâtları Şeref ve Hiisnü'nün ölüm yıllarını anmak için 11 haziran 949 cumartesi günü saat 16 da Şeref Stadı karşısında Yahya Efendi dergâhındaki mezarları başında bir toplantı yapılacaktır, sayın kulüp fezaları ile sevenlerin teşrifleri rica olunur.
Bergama (Akşam) — Bu se-neki Bergama germesi, hazırlanan zengin bir programa göre geçen yıllardan daha güzel olmuş, tamirle civar ilçe, bucak ve köylerden pek çok halk Bergamaya gelerek Kermes eğlencelerine katılmıştır. Bunların arasında İzmirden r,e!en bazı ecnebi devlet konsolosları, Amerikan kültür heyeti de vardı.
Bu senek! Kermes eğlenceleri üç gün sürmüştür, tik ? ; ıû Kermes'in açılı? töreni yapılmış ve akropoller, tarihi tiyatrolar diyarı Bergama, şimdiye kadar görmediği kalabalık halkla dolup taşmıştır. Akrepti ya ma-
daki en yüksek tepeye b.;ynk| bir bayrak rı -al niş, lüzğûria ve hizmetçiler gelir, ailenin ra' dalgalanıyordu Bergama, bay- hateızüklarıpı gidermek, ihii-| raklarla, taklarla donatımı$,' yaçlarını karşılayıp istirahati-Isüslenmişti. İni timin etteetk tedbirleri alır-
| Kermesin acılı? merasimin- ' lardı. Kermes eğlencelerinde bu
... ■__.___> ■_________ J.. ........ L.IV.Aİ UlUM
İzmir valisi ve diğer »evat Berganıanın Kozak yaylasında
ISTANBULDAKÎ bir esld-
İngiliz büyük elçisinin kerimesi bir gün Bey oğlundaki sefaret binasının hususi dairesinde ayağı kayar, düşer ve beli incinir. Vakit gecedir. Hekimlere adam koşturulur Te İlk tedaviye başlarlar. Tam bu sırada sefarete İki araba gelir. Ellerinde çantalarla üç adam arabadan inerler Acele sefire haber veriniz, biz sarayı hümâyûndan geliyoruz, derler. Dedikleri yapılır. Fakat sefir kızının derdiyle telâşta olduğundan nazikâne bir tavırla, kızım kaza geçirdi, kendilerini bekletmekten korkarım, ne varsa size söylesinler, diye haberi veren adamla gelenlere arzet-tlglm haberi yollar. Çantalı adamlar: «Efendimiz bizi zaten bundan dolayı buraya yolladı. Biz mabeyin hekimleri ve cerrahlarıyız. Hastaya bakmağa geldik ve beraberimizde rantken cihazı da getirdik derler.
Sefaretteki adamlar ve sefir vç karısı şaşırırlar. Doktorların kızlarının odasına girmek İçin lâzım gelenlere emir verirler, sefir de bizzat bunları istikbal için merdivenden İnmeğe başlar. Çıkmakta olan misafirlere selâm verir, beraber yukarı çıkarlar ve hastanın odasına girerler.
Enine boyuna muayeneden sonra oradaki doktorlar da konuşarak bir nevi konsültasyon yaparlar. îradei senlye mucibince kararlarını bir rapor tarzında yazar İmzalarlar, hünkâra verilmek üzere yanlarına a-hrlar. Sefire de teminat verildikten ve «hamdolsun hastalık asla ehemmiyetli değil, bir kaç günlük İstirahatı mucip bir â-rızndır» dedikten sonra, lâzım gelen İlâçları badeltesblt sefirden İzin alırlar Büyük elçi ve refikası «Hkklpayi şahaneye arzı şükran ederiz ve yarınki cuma günü selâmlık resmi âlisine gelip bizzat ara şükran ve minnet edeceğiz Efendimize arzedlnlz» ricasını doktorlara tekrar etmekle bir de hasbıhal kabilinden şunu söylerler; »Kızımız sefaret dahilindeki dairemizde düştü ve yarım saat geçmedi. zatı şahane sizi yolladı. Bu ha-
ber nasd bu kadar süratle ken-dllemle mallım oldu? Buna şaştık kaldık!!* İkinci Sultan AbdüHıamld ertesi cuma günü selâmlıktan sonra sefir ile refikasını huzuruna kabul eder, teşekkürlerini dinler ve fevkalâde müştıkâne konuşur, hastaya da güzel bir hediye yollar.
Marki Pallaviçini
Eski Avusturya ve Macaristan imparatorluğunun Türkiye büyük elçisi Markı Pallaviçini bir aralık Bur saya kadar gider. I-klnci Sultan Abdülhamldln valiye verdiği emir üzerin»- bir köşkte misafir edilir, bir müddet kür yapar; yani hamamlarda, kaplıcalarda tedavi olunur. İstanbul» avdetinde cuma selâmlığına giderek hem aliyi seyreder, hem de teşrifatçı paşa delâletiyle Bursada gördüğü hüsnü muameleden dolayı zatı şahaneye teşekküratını ar— zettlrir. Bu fırsatı da kaçırnn-yan padişah zaten usuli» iden olduğu veçhile kendisini huzura kabul eyler. «Geçmişler otsun İnşallah Bursa »ularından istifade etmişsinizdir ■ der ve ona OsmanlI Saltanatının ilk payitahtı olan Bursa şehrinden ve Sultan Osmandan bir saatten fazla bahseder. Biraz da seliri dinler.
Ertesi sabah Marki Paila.içl-,n.iye rıhtıma,bir motör yanaş-1-ğını ve İçinden çıkan bir hünkâr yaverinin kendisini görmek istediğini haber verirler (M-v-slnı yazdır ve sefaret erkimi Yeriköydekl sefarethanen : ■ ı Derhal kabul eder Yaver beyden şu sözleri dinler: «Etenelimiz ferman buyurdular her sabah bu saatte size Bursadaıı İki fıçı çelik suyu getirilecek ve çuvallara sanlı fıçılarla geleceğinden sıcağı zail olmıyaçaktır. Zira kendileri de ayni suyu kullanıyorlar. Bir de çok beğendiğiniz çilli maden suyundan 100 şişe gönderdiler Afiyetle İçsinler buyurdular. Sefir şaşkına döner «Ne söyliy-;-ceğfml bilmiyorum. Minnettarlarıyım. Arzı tazimat ve şükran ederim, der Yaveri sokak kapışma kadar bizzat teşci eder. (Bu hikâye 1906 senesine tesadüf ediyor.)
S .M. S.
Created by free version of 2PDF
hm geç vaktine kadar çok güzel ve eğlenceli vakit geçirilmiştir. İzmir Amerikan kültür heyeti başkanı MlsLs Brakcn de Türk kadınının ınill! kıyafetine girmiş olarak baloya iştirak etmiştir.
Kermesin üçüncü günü Ber-gamamn milyonlarca çam ağacının süslediği İhtişam dekoru İçinde Kozak yaylasında geçmiş, orada da millî oyunlar oynanmış, eğleniinıiştir. İzmir valisi, jandarma komutanlığı ve müfettişliği erkânı, Bergama kaymakamı, il genel meclisi üyeleri, Bergama Belediye başkanı. meşhur Sandık Efe, Kozak yaylası köylerinin gürbüz İnsanları bulunmuştur.
Bu senek! Kermesin h;;::ırla-nışı ve yürütülüşü hakkında takdir ve tebrikte bulunmadan geçmek haksızlık olur. Organizasyon, çok mükemmel çalış-mışlır. Yapılan iş bölümü övülecek değerdedi Herkes aldığı vazifeyi hakiriyle başarmış, diğerinin vazifesine karışılmaması; baharının bıiyük sırrını teşkil etmiştir. Bu organizasyon, diğer İşlerimiz İçin de bir numune olmuştur.
750 ton çay satın alınacak
Tekel İdaresi yeniden 750 ton
çay satın nlıhaSa karar ™™13- bitlabI d^ün^disln-
bir sahne hazırlanmıştı. Mey-i den vç düşunuiemlyeceğinden, Candaki bayrak direğinin etra-j görülmemiş büyük kalabalık da fini bayramda rol alan efeler, | her tarafı kapladığından tem-zeybekfer ve milli kıyafette sil sonuna kadar herkes yerinde koylu kızlan sarmıştı. Bu aah- kalmağa mecbur olmuş, bir tanede 70 yaşında meşhur (San- sim halk, başlarına külah şek-riık efeJ İle hattın diğer ucun-'ünde geçirdikleri gamete kâğıt-da yedi yaşında milli kıyafet- iarile ve siyah renkte şmeşiye-te bir kız bulunuyordu. Nutuk- lerlle kendilerini güneşin şld-lardan, milli oyunlarla kalkan. ‘ '
'cop kaldırma ve clrid oyıınla-: rından sonra Esklepion llyot-' rosuna gidilmiş, İzmir Şehir Tiyatrosu tarafından klâsiklerden (Hadım) piyesi temsil edilmiştir.
2000 sene evvelki zengin dekor İçinde dünyanın ilk ha-.ln-nesi olan Esklepîoıı; kısmen , restore edilmiş bir duruma ge-— .tlrilnılş bulunuyordu. D.ıjnı ı(^ıİçi oyularak, o zamanki l.ı ' >.-—r- parın neşe ve eğlence i
LÂLE Bu gün matinelerden itibaren
IYılın Od büyük şaheserini alkışlıyacaktır.
tLK DEFA
| — GECE YARIŞI « RENKLİ
(RED STAİLLON»
Büyük heyecan filmi
2 - K A L KÜT A _____ ,
ALAN LADD — GAİL RUSSEL'In zaferi,
Kadıköy SÜREYYA Sinemasında
Bu s' :”n: Yılın iki filim harikası birden “
D - (SC5NA.H ÇOCÜfiiJ «ILİVİA d- «KVİLLAND - JOHN LUND'ım zaferi 2 - 0RÖMCEK KAODM Büyük heyecan filmi.
a R Sineması Bu gün matinelerde
12 büyük film birden
1 — YILLAR GEÇERKEN
Biiyuk yazar «Daphne dn Maurk-ı nın /
ölmez eserinden yaratılan film y
2 — A Ş K I N GÜNAHI '
Stewart Granger — Valerie Hobson'un
eSs*z filmi ■ııı(mıı»ıınnınuMnunıuiBiuıınıiHiı>ııııı>(ıııınıııııııııııtaıı(ıı>ııııııiHiııııuıiFiııııııııııııııııııııınııııtııı
detil hararetinden korumaca çalışmıştır.
Tiyatrodan sonra binlerce halkın otobüs ve otomobiller : ile, yahut yaya olarak üönüşıı renkli bir nehri indirmiştir.
’j Gece Bergama müzesinin heykellerle dolu meydanlığında milli kıyafet balosu verilmiştir. Heykellerin önünde kurulan masalarda sırmalı İşlemeli millî kıyafetlerle yüzden fa-sla kadın oturmuştu. Bergama ........ _ _ .. o gençlerinden mürekkep cazın düşünülerek bir tiyatro vüc ula rnilli oyun havalarına
'getirmiş olan İnsanların bilgi-{"yf!"' karhn ve erkeklerle ço-lerl hakkında bıı suretle likir,cuk,ar- bitmeli çepkenll efe re zeybekler oyun oynamış, saba-
sııa»ıacaı»iss::ıatBiııı ■ıstııaııı
İki Alman generali Von Taber ve Von Bothberg Fransa’da harb suçundan muhakeme ediliyor. Resimde soldan scğa doğru yüzbaşı Kalbhd, general Von «olhberg ve Von Faber görünüyor.
edinmek ne hoş şey., Harıteia-^nn en büyük kuvvet ve ‘ed-.vi ı kaynağı, yani ilâcı nıll.u .ın önce kurulmuş olan Esklepion hastanesinin bu; yanı basındaki tiyatro idi. Diğer tedavi şekilleri, hastaların meydanlara bırakılarak yelip geçenlerin tedavi tavsiyelerini dinlemek, (Mukaddes suı dan İçmek, bir' gece hastalar dehlizinde yatırılan hoşlanın gördüğü rüya-| «ian faydalanmak. hassalar için ıümidi İn (telkini in o zanıaıı bile kabul edilmiş olaıı, değer ve ehemmiyetini gö iteri-1 yor.
İfanın doğumundan. 150 yıl önce Terentius adında bir Afrikalı tarafından yasılmış um (Hadımı piye-u- İzmir Ş-îıir Ti*1 ! yatrosu tarafından o zamaı d [kıyafetlerle başarı içinde tem-[6İI edilmiş ve sofiyi dolduran | her yaşta halk tarafından sü-• yekli şekilde alkışlanmıştır. Binlerce insan güneş altında, sabahtan beri sıcak tuğla hallini almış mermerler üstünde oturmuş, muazzam dekor içinde piyesi dinlemiştir. İki bin ytl önce tiyatroya giden allelc-|rin arkasında minder, şilte, j soğuk İçki ve yiyeceklerini, on-ıları güneşten koruyan yelpaze | ve şemsiyelerini taşıyan esirler
ilkokul sergileri
AlmanyaOakl Amerikan ordısunda staj görmek İrin ,:den subaylarımız.
îll.ıhmutpaşa ilkokulund.ı açılan sergiden güzel bir köşe
İlkokullarda talebelerin bir yıllık çalışmalarını göstermek maksadiyle şehrimizin bütün ilk öğretim .nüesseselerinde sergilerin açıldığını yazmıştık Sergiler ayın 25 İnci gününe kadar bütün talebe velilerine ve halka açık bulunacak, Isüyenler «■-glleri gezerek nöbetçi öğretmeni erden izahat alablleeckterc.ır. Yukarıdaki resim de bu yıl Eminönü bölgesinin en güzel serilisi olan Mahmutpnş.ı sergisin! göstermektedir.
Sergi büyük bir muvaffakiyet kazanmıştır. Her gün birçok kimseler tarafından gezilerek takdir edilmektedir. Yakında bütün sergilerden alınacak el İşleriyle de «İstanbul Ok ulun Sergisi adiyle İstanbul çapında umumi bir sergi açılacaktır.
Berlin'deki grev: işlerini bırakın şimendifer işçilerinden bir grup.
Gazeteler, Gazeteciler
Ahmet Rasim Bey
Rasim beyin Darüşşafakada geçirdiği 8 sene ve mektebe bağlılığı
Mektebe kayıt — Bahçede oyunlar — Mektepte ilk gece — Mubassırların tes-liyesi — Her gece görülen rüya — Annenin ilk ziyareti
Kârlı bir sanat
Plâütik dişlere müşteri çok!
Hâmile olduğunu doğururken öğrenmiş
Eski âdetlerde değişiklik
Ahmet Rasim Bey Darüsşc takadan yetişmiştir Buradan menin olduktan sonra çok okumuş, çok çalışmış olmakla beraber 1-llm hamulesinin esasını bu çok kıymetli İrfan ocağında öğrendikleri teşkil ettiğinin! her zaman söylerdi. Darüşşafakaya aşkla bağlı idi. Bu aşkını, muhabbetini her fırsatta İzhar etmekten zevk duyardı. 1312 11896 ı senesinde basılan «Gecelerim' adlı eserinde Darfişşafa-kaya nasıl girdilini, bu mektepteki hayatı re diploma alışı pek canlı bir surette anlatır.
«Gecelerim» den anlıyoruz kİ Rasim Bey evvelâ mahalle mektebine gidiyormuş. Buradaki eski tedris usulü, dayak kendisini isyana şevketmiş Bunun üzerine annesi harekete geçmiş, Ahmet Raslnıl Darüşşafakaya kaydettirmiş. Rasim Bey mektebe girişini ve ilk günleri şu suretle anlatıyor:
»Valde kapıda, ben İçeride kaldım.
Artık Darüşşafakaya kaydedilmiştim. O dayak patardısın-dan sonra valde beni mektebe götürerek ilmühaber aldık. Mahalleden bikes olduğuma dair bir kâğıt çıkartarak mektep müdürüne verdik. Tamam ağustosun on yedinci günü İdL O 6er-blyetgâhı yegânede beni soydular. Bir gömlek, don, keten urba, kırmızı fes. bir lâpçln verdiler. Giyindim, bahçeye fırladım.
Bir alay çocuk oynuyorlar. Ben durur muyum? Yarım saat İçinde cümlesine alıştım. Altısının adını bile öğrendim. Hüseyin. İhsan. Mehmet. Reşit, Ra-şit, Ali, Fahri. Salih, hep bunlar benim arkadaşım. Fakat burada birisi var. Bir mİ ya? Beş altı kişi var. Bize nezaret »•diyorlar. Ârif Ağa mubassırımız. Haki efendi müdürümüz. Ziyade haşarılık okmıyacak. Derhal kaş çatılıyor. Bu iyi. Dayak yak. Hele o mektepten kurtuldum. Gık desem koca sopa başıma 1-nlyordu. Burada öyle şey yok. Ben valdeyl unuttum. Akşama kadar o geniş .çiçekli, muntazam bahçede oynadık. Bir düdük seri? Kim aldırır. Çocuklar çalıyor. O ne? Herkes toplandı. 8ıra duruldu. Ben de onları taklit ettim, Bizden bir sene evvel giren efendilerden biri bizi tabur haline koydu. Kemali gurur İle:
— Tabur İleri arş!
Dedi. Yürüdük. Doğru musluklara. Yine o efendi bize ab-dest almasını talim ettL Aldık, herkes havlularına silindi. Yine tabur olarak arş kumandası ii-zeri ne bir merdiven daha çıktık. camie geldik. Biri sıra ile oturttular JBen biraz namaz kılmasını biliyordum. Valdcm öğretmişti. O her zaman kılar. Fakat İkindi namazında kaç rekât kılınacağını bilmem. Blttaklit kıldık, çocukluk bul Bir de mihrabın yanına sarıklı bir adam oturmasın mı? Titreme yine başladı. Burada da mı hoca var? Yine falaka, değnek benimle beraber mi? Mümkün değil ölürüm, bu mektebe devam etmem. Meğer o zat İmam İmiş. Ne İse namazı kıldık. Bir dû-1 dük daha, yine tabur olduk. Arş, yürüdük. Taamhaneye geldik, tşte burası İyi. Böyle mektep olmaz. Yemek var, oyun var, urba var. arkadaş var.
Ben hâlâ akşam üzeri eve gl-deceftlz zannediyordum. Meğer kalacak imişiz. Ay bu müthiş. Ben annem! lstijorum. Olmaz, gündüzleri ne İse geceleri ben o mihrlbanı kavimin yanında bulunmalıyım. Tahammül edemem ağlarım.»
Mektepte ilk gece
Ahmet Rasim bey yalnız kendisinin değil 33 masumun o g( e Iftlrak elemi He kalbi ağladıklarını anlattıktan sonra diyor kİ:
«Bir düdük daha Haydi yatsı namazına! Namazdan çıkar çıkmaz merdivenlere tırmandık Tâ üst kata çıktık, Ayrı ayrı odalar, sıra sıra karyolalar. Zabitin büı hepimize ayrı ayrı ya-
taklar gösterdi.
Soyunduk, yattık. BJr tflrifl uyuyamadım. Yerimi yadırgadım. Yorganı çektim. Boğuluyorum zannettim. Fakat ne çare? Ağ-Iryacağım. Artık dayanamadım, boşandım. Bir mubassır derhal başıma dikildi. Beni tealiye e-dlyor, yarın anneme göndereceğini vâdedfyor. Abamdaki tatlılık ne? Bir öksürük şekeri! Fena değil. Ben hem gözümden yaş akıtıyorum, hem de o şekeri geveliyerek onun vâdlne kanıyorum. Yarım saat sonra a-yumuşum.
Bir de uçurumdan uçar gibi düştüm. Vücudum tahtalar üzerine şiddetle çarptı, acıdı. Zaten zahmf Iftlrak yetmiyormuş gibi bir de maddeten elemniUt oldum. Karyolaya alışmamışım. O yanıma, bu yanıma döneyim derken aşağıya fırlamışım. Derhal bir hizmetçi koştu, beni ku-caklıyarak yatağıma yatırdı. Ah o gece! Uyuyacağım da yine düşeceğim diye sabaha kadar gözümü kırpmadım..'
Ahmet Rasim Bey tamam doksan gece yalnız yattığını, hemen her gece rüyasında annesini gördüğünü, annesine karşı olan sevgisini anlatıyor, sonra diyor kİ:
«Sade ben mi? Hepimiz öyle idik. Baran mûzakerehanenin harice nâzır penceresinden sokağa bakardım. Sokağın başında bir kadın durmuş, mektebe bakıyorsa herkese haber verirdim. Hepimiz «benim anamdir» diye o vücudu meçhulü benimserdik, Bir gün cümlemiz birden aglıyarak mubassırı da hıçkırıklara uğrattık.
Mektebe girdiğimin ikinci ayı İdi. Teneftüshanede oturuyordum. Dalmışım. Galiba ders ezberliyordum. Kapı açıldı, mubassır bağırdı:
— Rasim Efendi!
Fırladım, korka korka yanına yaklaştım. Elimden tuttu. Ben! götürüyor. Nereye? Acaba mah-bese mi? Bir kabahatim yok. Nasıl yaramazlık ederim? Kolum. kanadım kırık. Bana ham! yok? O yok. ah anam yok. O mahbubel kalb görünmüyor. Şimdi bütün bütün bikerim! O beni düğerdi, fakat beraber ağlardık. Beni gece koynunda ısıtarak. vurduğu yerleri ovalıya-rak. sık sık uyandıkça okşıya-rak gönlümü ederdi.
Ben şaşkın şaşkın yürüyordum. Aşağı İndik Alt katta bir odaya girdik. Aman Yarabbi! Gözlerim karardı, fikrim tatili İşgal elti. Orada birisini gördüm. Onu gördüm. O!... O!... Hanlya bütün gün ağladığım annem!... Orada oturuyor. Anın yanındayım ha! O gelmiş beni görecek ha!...»
Ahmet Rasim Bey koşarak ağlıya ağlıya annesinin boynuna nasıl sarıldığını, ana oğulun nasıl ağladıklarını, zâbltln bu manzara karşısında dayanamı-yarak nasıl kendini dışarı attığını anlatıyor, yazısına şöyle devam ediyor:
«Nihayet bir saat sonra kalktı, Bana:
— Rasim yavrum! Seni göreyim. yüzümü kara çıkarma. Oku, çalış. Ben seni her zaman gelir görürüm. Merciinden izin aldım. Ben! düşünme. Şu mektepten çık, ben de rahat olayım.
Dedi. Bir kere daha öptükten sonra ayrıldı. O döner, ben dö-1 nerim. O başını sallar, ben de sallarım. Bahçenin yokuşundan çıkarken bir daha bakıştık. Ben yerimde mıhlı gibi kaldım. Hep ona bakıyorum. Mektebin o koca âhenln kapısı açıldı. O vü- j cudü zait çıktı. Ağır. ıslık gibi ■ Uz bir sadayt müteakip «güm» diye bir şey öttü Kapı kapandı.
Valde dışarıda ben yine İçeride kaldım »
Ahmet Rasim Bey bundan sonra 8 sene süren mektep hayatını ve tahsilini bitirerek nasıl mezun olduğunu anlatıyor. İkinci bir yazıda bu kısımdan bazı parçalar neşredeceğiz.
Enis Tahsin TİL
Londra 8 (Nafen) — tngllte-rede gayet verimli sanayiinin «plâstik diş» sanayii olduğu anlaşılmıştır.
«Plâstik diş» imal etmekte olan büyük fabrikalardan birinin müdürü Nafen. muhabiri İle görüşürken şöyle demiştir: «Ne kadar diş İmal edersek edelim, elimizdeki bütün stoklar 24 saat İçinde kapışılmakladır.»
İlâve edildiğine göre eskiden aynı fabrika porselenden senede üç milyon diş çıkartıyor ve bunun büyük bir kısmını satamadığından müşkül bir duruma giriyordu. Şimdi ise aynı fabrika senede 35 milyon plâstik diş İmal etmekte ve bunların hepsin! de kısa bir müddet içinde İstediği fiyattan satmaktadır.
Fabrika müdürünün verdiği İzahata göre senede 45 milyon plâstik diş yapabilmek İçin yeni makineler ısmarla nmıştır. Pek yakında fabrikanın senede 300 milyon plâstik diş İmal edeceği bildirilmektedir. Müdürün İlâve ettiğine göre belki bu miktar da yetmiyecektir.
Radyo ile idare edilen uçaklar arasında müsabaka
Londra 8 (Nafen) — İlk defa olarak radyo İle idare edilen tırak model tayyareler arasında bir müsabaka tertip edilmiştir. Bir çok merakimin İştirak ettiği bu müsabaka büyük bir muvaffakiyetle sona ermiştir.
Yeni bir ilâç
Londra 8 (Nafen) — Güney Amerika yerlileri tararından kul lanılan «.Cıırarre» 2ehirlnln bazı hastalıkların tedavisinde mühim ve kati bir rol oynadığı müşahede edildiği gjjnden beri bil zehlrin evsafını haiz bir «İlâç» bulmak için tanınmış bir çok â-I inil erin çalışmaktı oldukları bilinmekteydi. Güney Amerika yerlileri bu zehiri okların ucuna sürerler ve bu okların temas ettiği lıer hangi bir kimse derhal ölürdü. İlim bu «zehir» den İstifade etmenin yolunu bulmuştu. Fakat «Currare» o kadar pahalıya mal oluyordu ki bunu sık sık kullanmak mümkün olmuyordu.
Şimdi bildirildiğine göre iki Fransız âlimi «Currare» nln evsafını haiz bir İlâç keşfetmeye muvaffak olmuşlardır. Bu ilâcın ismi «Flazedril» dlr.
Danlmarkada şimdiye kadar misline rastlanmamış bir vaka olmuştur. Kopenhagda 21 yaşında bir kadın hastaneye müracaatla kamında şiddetli sancılar olduğundan şikâyet etmiş, yapılan muayenede kendisinin hamile ve çocuğunu doğurmak üzere olduğu anlaşılmıştın.
Kadın filhakika az sonra üç buçuk kilo ağırlığında sıhhatli bir çocuk doğurmuştur. Kadın çocuğu 9 ay taşıdığı halde hamile olduğunu farkına varmamıştır. Kadının karnı pek far-ketmedlğl İçin başkaları da hamile olduğunu anlamamışlardır.
Cinli bir ev!
Londra (Nafen) — Cinli ve perfl! evler hakkında sık sık dolaşan habclrer ne teyld ve ne de tekzlb edilebilmektedir. Suf-folk şehrinde «Borley Rectory» Islmlyle andan ve «cini!» olduğu iddia edilen bir ev geçenlerde yanıp kül olmuş, fakat bununla beraber esrarlı ve perlit halini kaybetmemiştir. Bildirildiğine göre, perili evin enkazı arasında bir buçuk metre kadar yük-, seklikte olan bir duvar «gayet meşum bir kokuyu etrafa salmaktadır.»
Bebekler depoda çürüyor!
San Marino Marshall plânından faydalanmak istiyor
Londra 8 (AA.) — San Marino Cumhuriyeti, batı He normal diplomatik münasebetlerini, Rusya ve demirperde gerisindeki memleketlerde hiç bir münasebeti bulunmadığını belirterek Marshall yardımı programından faydalandırılması talebinde bulunmuştur.
Yazan : Cemaleddin Bildik |-
Kuklalardan bir kaçı
Created by free version of 2PDF
Geniş bir bahçe yerine apartıman salonu — Ayakta bekleşenler — Stil mi kübik mi? — Oldu da bitti maşallah, inşallah — Ensede çatlayan tokatlar ve zamana espriler — Kuklacının söyledikleri — Çiftetelli ve
— Düğünün enteresan tarafları
selâmettir uydurulan kantolar
—-
Bir dostum, sünnet düğününe «Hem de öyle bir sünnet düğünü kİ tamamile eski sünnet düğünleri âdetlerine sad± k-ı-lınarak tertiplenmiştir; karagözü, hokkabazı cambazı, mono loğu. kuklası ve çengisi İle» kayıtları davetiyenin en cazip tarafını teşkil ediyordu.
30 - 35 yıldan beri böyle bir sünnet düğünü görmediğim için gittim, tertip edilen eğlenceleri de alâka 11e seyrettim!
Hiç şüphe yok kİ eskiden ana ve baba, erkek evlâtlarının sünnet düğününü hayatlarının en mühim safhalarından biri addederler, evlerinin veya konaklarının geniş bahçelerinde, güneşe karşı gerdikleri tenteler altına karyolalar kurarlar. Evlerinde ve hatırlan sayılan komşularda ne kadar İskemle, koltuk, kanape varsa hepsini bahçeye İndirirlerdi. Baba, kesenin ağzını açar; karagöz ve kukla oynatanları angaje eder, monolog, cambaz ve çengi İle de, kaparolar vererek anlaşırdı! Hülâsa, erkek çocuğun sünneti, ilk mürüvvet sayılır, maddi fedakârlıktan çeklnltmezGi!..
Apar tı m anda
Sünnet düğünleri eskiden evlerin, köşklerin ve konr.klnnn ; geniş bahçelerinde tertip edilirdi amma, bu defakl sünnet cvğŞnii, Beyoğlunda bir apar-tımanın geniş salonunda İcra cdüiyordu! Apartıman tııoda.n-UtC bu kadar bir değişiklik yapacağını tabii karşılayarak kendi kendime: Öyle ya dedim, şimdiki zenginlerden haçında geniş bahçe merakı var? Hele kiracılar, katlarındı çamaşır asabilecek bir balkon I tealablllyorlarsa ne mutlu on-Fraıısız Cumhurbaşkanı Atı- laıa...
rîol Cczaire ciderken Lyon şeh- __________ ____________ ________
rlnc uğramış ve helediye başka-1 ve akşam seferleri yapan Toput ih rriot'ya mukavemet ma- }«apj tramvaylarından farksız-dalyası vermiştir. Yukarıda di; çünkü herkes ayakta!... Bu madalyayı verdikten sonra ■ • • - • • -
Herriot ile öpüşürken görülüyor.
ıııııı mıı
Geçenlerde bu duvarın kenarından geçen bazı kimseler sendelemişler, geriye doğru atılmışlar ve sersemlemişlerdlr. Bunlardan bir kadın şöyle demiştir: «Yıkık ve perili duvardan öyle bir koku geliyordu ki az kalsın bayılacaktım. Bu kokuyu tarif etmeme İmkân yok-
Salon genişçe amma, sabah
nnınuHJiiNHMinııtııımHnmıınmıiHiııuıııuııiMHMiHiıııııııııııııııııııı
UNSUR™
1) SES: İngilterede dolduru- I
1) SES: İngiltercde doldurulan gramofon plâklarile, yabancı kelime ve cümleleri tekrar tekrar dinler, tıpkı anadiliniz gribi OTOMATİK OLARAK bellersiniz.
2) YAZI: Plâk gramofonda çalarken, yazısını resimli kitabından takip eder, bu suretle kafa ve gözün birlikte çalışmasını temin eylersiniz. Okunan derslerin Türkçe si ayrıca verdiğimiz sözlükle vardır.
3) DANIŞMA: Takımlarla birlikte verdiğimiz hazır vazifeleri, derste görülen malzemeyi kullanmak suretlle yapıp, anlı yamadığınız noktalan da sorarak Enstitüye göndereceksiniz. Merkezde mütehassıs öğretmenler vazifenizi tashih ederek müşküllerinize de cevap vereceklerdir. Bu servis ayrı " tâbi değildir.
ücrete
İşte Llnguafon Enstitüsü yabancı dil dâvasına bu üç cepheden taarruz etmekte, her hangi zorlayış veya teheyyiıç olmadan, muvaffakiyetli neticeler alınmasını sağlamaktadır. Parasız gönderilen resimli broşürümüzü ihmal etmeden İsteyin!*.
1 kadın erkek, hısım akraba, eş > dost kalabalığı arasında adım t tıp ilerlemeğe İmkân bulamadığım İçin topuklarımı baldıra -rak etrafa şöyle bir göz attım:
i Taaa ileride yerden b’r karış yüksekliğinde. (şimdiki «.âhirle ■stil mİ, kübik nıl? bilmem) p.rıl pırıl cilâlı geniş bir ağaç karyola duruyor, yastık'annchn ve tertibinden anlaşılıyor kİ üç çocuk birden sünnet ■.dilecek! Öyle ya... Madem kl sadık kalmıyordu bu düğününde, bir oğlu olduğunu bildiğim dostumun da. eskiden o'duğu gibi, fakir komşudan, dosttan ve akrabadan liri ç>> cuğu bu arada sünnet ettlclp sevaba girmek istemesi gayet tabii idi.
Sünnet başladı!
Gelişimden beş on dakika sonra İdi:
— Buyurun bu tarafaI
Kalabalık, istif edilmiş İnsan yığını halinde sesin dlğl tarafa doğru döndü , ilerlemeğe çalıştı... Fakat adım atabilene aşkolsun! Herkes yerinde sayıyor, «Ne var? Ne oluyor?» suaUerile öbür tarafa davetin sebebini anlamağa gayret ediyordu. Bu telâşlı dakikalarda öğrenildi kl çocukların sünnetine başlanacakmış!
— Aman! Görelim... diyen ilerlemek Lstlyorl İstiyor amma attıkları tek adımın üstünde mıhlanmış gibi kalıyor. Bir alkış ve bir ses:
— Oldu da bitti maşallahI Selâmettir İnşallah...
Bunu takiben de bir emir: — Lokum verin küçük beye... Anlaşılmıştı kl küçük beylerden birinin sünnet amellyes! bitmiş, âdet veçhile lokumu da
ananeye sünnet
bir
sel-
ağzına lıkılmıştı! Olduğum yerde bir kere daha topuklarımı kaldırarak karyolaya baktım: mahdum bey, beyaz patiska entarisi arkasında, «Maşallah. 1 tel İşlemeli mavi takkesi başında. benzi kül olmuş, dudaklarının rengi uçmuş vaziyette yatağında bitap, yan gözle arkadaşlarının sünnetlerini seyrediyor...
Beşer dakika ara üe birbirini takip eden İki sünnetten sonra o çocuklar da yataklarına yatırıldılar. şimdi artık karyola önünde bir resmi geçit başlamıştı. Ellerinde hediye paket-terlle gelenler, paketleri kâh karyola, kâh komodinler üstüne bırakıyorlar, yastık altına bir şeyler sokuşturanlar da görülüyordu.
Hokkabaz
Resmi geçltl tamamlayanlar, kendilerine oturacak bir yer bulabilmek İçin fır dönedur-sunlar, ben. olduğum yerde boyuna topuklarımı kaldırıp uzanmaktan yorulduğum için ele geçirdiğini bir iskemle üs-(tünde, sigaramı da yakmış, karyola önündeki sahneyi takip etmekteyim:
Hokkabazlar, tef çala çala, el vurup ensede tokat çatlatıdarken hüner göstermekten de geri kalmıyorlar, üç metre u-zunluğundakl patiska, ortasından makas vurulup kesildiği halde bir «ham hum şaralop, estepeta püf, tekerlemesi 1le tekrar yapıştırılıyor! Fakat ne garip, hokkabazın bu hünerine küçüklerden ziyade büyükler şnşmakta, kesilen parçanın kesilmemiş diğer bir parça İte •el çabukluğu marifet!» de„'iş-tlrlllverdlğlnin farkında değiller- Yahut da farkındalar da ço cuklara karşı öyle görünmek İstiyorlar! Şimdiki çocuklunu eski çocuklardan daha açık göz olduğu ve aralarında çok büyük bir zekâ ve kavrama kabiliyeti bulunduğu muhakkaktır. Bu İtibarla hâlâ düşüniiyo.uın. Acaba çocuklar, hokkabazların pek basit bu marifetlerine mi gülüyorlardı, yoksa kendilerini aldatmakta rol yaptıklarına inandıkları büyüklerin hallerine mİ?
Değilen espriler
Dikkat, edilecek olursa hokkabazların, çocukları eğlendir-
mele için yaptıkları karşılıklı konuşmalarında da, eskiye nazaran bir değişiklik göze çarpmaktadır. Tamamile zamana uymakta ve meselâ biri diğerinin ensesine «çaaat» diye bir tokat yerleştirerek:
— İçeride balık yumurtası ile şampanyayı yuvarladın da benzine kan geldi be! diyor, sonra bir sırasını getirip bir tokat daha çatlatıyor;
— ülan! kendini Gcc I cn-«iuda tru sandın. Bak apartu-mandasın. Apartumanda bu kılık kıyafette İşin ne?
Davetliler, hokkabazların bu esprilerine güledursunlar onlar bir yandan da hünerlerini göstermektedirler. Öyle basit hünerler kt bunlar, tâ eskiden, 30 - 35 yıl evvel gördüklerimin aynı... Demek ki yalnız bu sahada bir değişiklik yapamamışlar. Ağızdan metrelerce uzun renkli kurdeleler çıkarmak, ucu çocuklara düğümletilen mendili bir el çabukluğu ve «estepeta püfu !e çözüvermek gibi şeyler...
Kuklalar başla-
Kalabalıktan sıkılaniar birer birer çekildikçe ortalıkta , .ıru-mek imkânı hasıl olmuştu artık. Bu esnada görebildiğim ev sahibi, örür dlliyerek:
_ Amam! dedi, nerelerdesiniz? Şöyle buyurun da şimdi bavlıyacak olan kukla oyunlarını görün...
Kuklacılar, tam. karyolanın karşısına perdelerini kurdular, hazırlıklarını yaptılar. Bu sırada yanlarına gittiğim kuklacılardan birine sordum:
— Kuklaya rağbet var mı?
Yüzünü buruştura buruştur* cevap verdI: .
— Eskiye rağbet kalmadı... Eh işte yılda bir iki defa böyle meraklısı çıkıp da, çağırırsa takımları toplayıp soluğu orada alıyoruz.
Kuklacı birdenbire sustu derinden bir iç çekti ve sonrr.
— Ah! dedi, bir gün bize kadar teşrif buyurun da kuklalarımın, bebeklerimin halini bir göriin... Hepsi de yürekler acısı... Depoda durmaktan bir çoklan çürüyor.
Uzatmıyayım, az sonra kuklaların oyunlarını seyrelmeğe başladık. Perde arkasındaki ke-
(Arkası î ncl sahifedt)
A Ç ŞA M
9 Haziran 1949
Sahlfe O
EV - KADIN - MODA
BULMACA
Gül bolluğu
Gülden sıhhat ve tuvalet için istifade etmelidir
Havaların uzun müddet serin devaın etmesinden güller bu sene biraz geç açtılar, fakat şlındi en bol günlerlndeylz. Bahçelerde açan gülleri solup kurumağa terke! inek. bunlardan İstifade etmemek yatık olur.
Oül reçeli ve şurubu herkesin kullandığı ve pek çok tarif edilmiş şeylerdir,
Bugutı gülden bilhassa sıhhat ve tuvalet için İstifade etmenin suretini anlatacağız.
Kokusu ve hassası İçin kullanılan güller mis gülü İle kininin kokulu olanlardır.
Yorsun ulan gözleri, kızaran go- «apaklarını dinlendirmek için güi tapası çok faydalıdır. Bir gülün yapraklarını ayıklamak. su İle yıkadıktan sonra üzerine fıkır fıkır kaynıyan sıcak su dökerek iıaşalamalı. (Sıı az miktarda yaprakları ıslatacak kadar olmalı
Yapraklar ılık ulunca el İle bîr miktar alarak göz kapağı üzerine yayarak koymalı. Bir İki dakika sonra çıkarmalı. Uzanmış iken bu lapa gözlere komi' ı yapraklar hiç dökülmez.
Diş etlerine faydalı ve ağza güzel koku veren diş suyu tertibi :
BULMACA
M
e
a a
1
2
3
4
İçme - Teli
Yukarıda
Lok.n
Fevdler
1 — UfturvuK w avın* düzelten demir .-allık. 3 — Gamlleı.
Cuınlıurbaskaııı. 8 —
ToıiBİlamâk 8 — Cokeyin bftjı - Tu-Vblftyui.
ÖKÇEN BULMACANIN IIVLLİ
Soldın ııtr t — Pclıi'vun 2 — İle. Tlı«». ı — Şampiyon. 4 — Şimali. S — AşIran. 8 — NiretAk. 1 -Otele Alt. a - L«. Edalı. 3 — Ariyet 10 — Buh, Nam».
yukarıdan ojai.ya; 1 — Pl*msnn-, 2 — Eli Şita, i — Hemjire, Anh - Pireler. 5 — It-matedıo. rt — Viyana. Ava T — Acol Kalem. 8 — NntıUı. Kıta.
Hafif işlemeli zarif örtüler
7 8
İvedilikle. « l«*irl. Beline
Mahkeme Koridorlarında
Ufak tefek görüp de Karamursal sepeti sanma!
±00 gram giıl yaprağı üzerine İki yüz gram 50 derecelik İspirto akıtmalı, içerisine iki diş karanfil ilâve ederek on gün ağzı kapalı kavanı«dö bırakmalı. Sonra süzerce kiiçük şişelere taksim ederek mnha'îaza' etmeli. Yarım bardak suya birkaç damla akıtarak kullanmalı.
Yazın, sayfiyede olsun şehirde olsun evleri süslemek. İçin dalma hafif işlemeli, zarif çeşitli örtüler tercih edilmelidir Yıkanıp ütülenmesi kolay olaıı bu örtülerin bir modelini veriyoruz.
Resimde görülen örtü (1» masa ortasına konulan Örtüdür,
fakat aynı işle peçete işlenirse kemmelen küçük bir çay örtüsü vazifesini görür
İşlenmesi o kadar basittir kl iki üç günde örtüyü ve peçeteleri hazırlamak kabildir.
birkaç küçük' taabmıcta mii-
Kazınca kolon çabuk işlenir ve ka-
görülüyor, le ile pek badına gibi durur. Seıpıne buketler halinde otan modelin buketleri i3» -.e küçük dalları (4i tabii büyüklükle çizilmiştir. Buııtarm sapları ve yap-
Nasıl İşleneceği (2) No. da
j taklan yeşil, çiçekler! de arzu edilen renkte işlenebilir.
PARİS’® mİ
GİDECEKSİNİZ?
Orada. Çok yüksek flatle bil-yiık terzihanelerde yaptıracağınız rob. tuvalet, manto, tayyör,ti aynı incelik ve zeraleLIe ve mutedil flatle MUZAFFER ADAM size temin eder.
Beyoğlu Zaharlyadls karşısı Meymenet Apartımanı Tel: 40387.
| Faydalı bilgiler =
Peynirli kek MODA HABERLERİ
Yüze yapılan güzellik maskesi İçin mis gülü kullanmak: Bir avuç mis gülü yapraklarını İki iri çilek, bir çorba kaşığı süt ve beş on damla aselbent He yoğurarak ezmeli Bu pomadı İnce tülbent üzerine yayarak yüze yapıştırman. Bir saat kaldıktan sonra çıkarmalı. Yüzü hafif ılık ve İt! damla saf is-pir>» karıştırılmış su ile yıkamalı.
Kalsiyum yerine yumurta kabuğu
Kalsiyum almağa İhtiyacı olanlar ucuz ve basit surette şu İlâcı İçebilirler tkl taze yumurtanın kabuklarını temiz yıkadıktan sonra dövmeli. Bit su bardağı İçine koyarak , üzerine bir limonun suyunu akıtmalı Serin yerde bırakmalı. Kabuklar erir.. Süzgeçten süzerek içilen bu limon suyu içinde kalsiyum vardır.
Bir çay fincanı (eritilmiş, su-1 landırılmışi sadeyağı, bir çay fincanı zeytinyağı, bir çay fincanı su. İki çay kaşığı bakırı; povder, 150 gram kaşar peyniri, yarım kahve kaşığı tuz , btı miktar un.
Bu maskeyi cildin güzelliği İle meşhur (Ninun de Lenclos) gül mevsimi tatbik edermiş.
Salatada soğan ve sarıiıışak yiyenler için Ağızdaki kokuyu gidermek için şu sigara faydalı finiş:
Kokulu güllerin yapraklarım almalı, geri kalan yeşil diplerini kurulmalı Bunları .kuruduktan sonra dövışeli, fyahut
Balık kokusuna karşı oksijenli su
Balık temizledikten, yahut yıkadıktan sonra ellerde katan balık kou.su için oksijenli su çok I tesirlidir. Küçük bir el tası su İçine bir çorba kaşığı oksijenli 1 sıı koyarak eller yıkanınca balık kokusu hiç kalmaz.
Ekonomik bir usul
Çorapların bir teki bazan .......................fazla İplik kaçarak, yahut yır-makıneden çekmeli, şıkı kapa- tıiaral: giyilmez halg gelir. Çif-nan küçük ram kavanozda, mu-' tin diğer teki sağlam olduğu halaza etmeli. Lâzım olunca bir halde, atmak mecburiyeti hâsıl algi: a saracak kadar gül tozu olur, almalı, içine birer tutam dö-i vulmûş tarçın ve karanfU İlâve ederek sigarayı sarpıalı, -yakarak içmell. Gayet ağır Vanan bu sigara ağızda hiç koku bırakmaz imiş...
Derince bir kap içerisine eritilmiş yağı, zeytinyağı, İçinde tuz eritilmiş olan suyu koyarak karıştırmak. İçerisine rendeler-nılş kaşar peynirini katmalı ve azar azar unu İlâve etmeli. Ba-klng povder! bir çorba kaşığı unla karıştırıp hamura katmalı. İyice yoğurmak. Hamur yumuşak, kulak memesi yıımu çaktığında olmalı. Bu hamurdan küçük yumurta büyüklüğünde parçalar kopararak el İçinde yuvarlıyarak uzatmalı, ve İki ucunu birleştirerek halka yapmalı. Tepsiye dlzmell. öze-rlne yumurta sarısı sürerek fırında pişirmek.
(Unun miktarı tayin edilme" m iştir. Bu hamurun yağ ve suyunu un çeker, takat muhtelif cins un olduğu İçin herkes kut landığı una göre hamuru tul malıdır.)
★ »»atıtelden, yahut pikeden yagmlan büyük yakalar ve kol reverieri pek beğeniliyor.
★ Kloş «teklerde pliseler çok kullanılıyor.
★ Dantelden elbiseleri günün her saatinde giymek modadır.
★ Keten kadar şautung elbiseler de revaçladır.
★ Japone bitiririn kolları gayet kısa, yahut hiç kolsm gibi yapılıyor.
l Müşküllere cevap
Cildin sıhhati
Suadiye. Ayla: İlkbaharın kâh yağmurlu, kâh güneşli ve rüzgârlı havaları yüzün cildine tesir eder. Cilt çatlar ve kırışır. Hartada bir şu ilâcı yapmak çok İyi neticeler verir:
Taze bir yumurtanın akını telle çırparak köpürtmen. İçine bir pomat oluncaya kadar süzülmüş bal katmalı
Temiz yıkanan yüze bu pomadı sürmeli ve yarım saat öylece bırakmalı. Sonra ılık su İle yüzii yıkamalı ve giıl suyuna batırılmış bir pamukla sllnıell
Bu pomattaki yumurta cildi
Buna mâni olmak İçin dalma ayni renk ve ayni marka çorap almalı, Bu suretle çorabın bir tek! giyilemez hale gelince. diğer bir çiftin teki İle giyilebilir. Eskiyen tek atıldığı
zaman dalına başka bir tek İta yeni bir çift çorap yapmak mümkündür.
Bir müddet bu usul tatbik e-dlldikten sonra ne kadar ekonomik Olduğu anlaşılır.
Makyaj renkleri
Bu sene yazın yüze yapılacak
makyaj için şu renkler İntihap Bıı pomattaki yumurta akı edilmiştir: cildi gerdiğinden kırışıklara
Siyah saçlılar: Kamelya ren- [ mâni olur. Bal ten! besler, gül gl pudra, kiraz rengi dudak suyu İse şeffaflaştırır, kırmızı, açık kiraz yanak kırmızı kullanmalıdır.
Kestane rengi saçlılar İçin: (Ocre rasâı pudra, al dudak boyası, şeftali çiçeği rengi yanak kırmızısı münasiptir.
Sarı saçlılar: Natüıel rengi pudra, çilek rengi dudak kırmızı ve yanak kırmızı yaraşır.
Kızd saçlılar: Baş»! rengi pudra, nar çiçeği rengi dudak1 kırmızısı, portakaliye çalar at rengi yanak kırmızı sürmelidirler.
Gri ve beyaz saçlılar Na türel rengi pudra, frenk üzümü reııısl dudak boyası, açık pembe yanak kırmızı kullanmalıdır. i
ZAYİ _ 3900 No h kamyon plâkası kaybolmuştur. Yenisini .alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
;1 ZIYA SOYSAL
Kıı saçlı, zayıf, ufak tefek bîr adam. Alnı sargılı, sol yanağına da tentürdiyotlu pamuk yapıştırılmış, koridorda birini bekliyormuş gibi sık sık etrafına bakarak dolasıyro. Biz vanına yaklaşırken gülümsedi:
— Sizin de dâvanız mı var?
— Hayır, şöyle uğrayıverdik. Sizin dâvanız var galiba. Geçmiş olsun, kazaya mı uğradınız’
— Neye uğradığımı ben de anlıyamadım ki. İnsanları cin çarpar, derlerdi de I-nanmazclım. Meğer hakikaten çarpıtırmış insan. Fakat böylesini şimdiye kadar duymamıştım.
— Vah vah! Sizi de mi cin çarptı?
Gülümsedi:
— Bizim aramızda övle cinler var ki, hakiki cinlerin pabucunu dama atar. Nasıl oldu, bilemiyorum kl. Havalanmamla beraber vere düştüm.
— Yesilkoyde mi?
— Ne münasebet? Yeşil-kövü nereden çıkardın?
— Havalandım, dediniz de, Yesilkövde tayyare kazası mı geçirdiniz, demek İstiyorum.
— Yok. be evlâdım. Tav-vare ile ne isim var benim? Hele bir defa yerde yürümesini. öğrenelim de. tayyareyi ondan sonra düşünürüz. Üstelik bin lira da mükâfat verseler gene binmem tayyareye. Yükseklerde gözüm vok. ver yüzünde rahat bıraksınlar, elverir.
— Nerede havalandınız ya?
— Sokakta oldu. Akşam üstü eve gidiyordum. Birdenbire arkadan bir ses duydum: «Yasaaa. be aslan, var ol». Ne oluyor, dive basımı çevirip bakmağa vakit kalmadan avaklarım yerden kesildi. Geriden belime iki kol dolandı, sımsıkı kavrayıp kaldınverdi beni. (-A-man. bre. ne yapıyorsun? Kimsin sen?» diyerek çabalarken pat diye yere düşün vüzükovun kapaklandım Beni kuçaklıvan adam da üzerime çullandı, •Ne yapıyorsun. yahu? Sen kimsin? Ne istiyorsun benden? Yüzüm gözüm yaralandı. Bırak da kalkayım» divorıım. herif daha fazla çullanıyor; Ynook. vere atmışken tuşa getirmeden bırakmam seni» diyerek mütemadiyen didikliyor beni. Canımın acısından ne yapacağımı hilmivo-rum. İnliverek-, »Sen delirdin mi yahu? Ben tuştan da kuştan d.ı anlamam. Bırak vakamı Allah aşkına!» dive bağırmağa başladım. Nihayet herif üzerimden çekildi, ben de avağa kalktım.
— Zoru nevmis acaba?
— Kalktıktan sonra dik dik yüzüme baktı. «Affedersin. bavım. Geriden görünce seni bizim pehlivanlardan birine benzettim de şaka yapmak İstedim. Kusura bakma, kaza oldu» diyerek savuştu. O sırada benim içime bir şüphe girdi, hemen elimi cebime attım.
Bizim para cüzdanı uçmuş Cin çarpması değil mİ bu?
— Hakikaten fena çarpılmışsın. bavım. Herifi yaka* Uyamadın tabii.
— Ben nasıl yakalarım. Yanımdan ayrılır ayrılmaz kayboldu. Ben de hemen karakola kostüm, ertesi gün polisler yakaladılar. Yankesicinin biri imiş. Hem de sabıkalı takımından İşte, karsıda zabıta memurunun yanında oturuvoı.
Maznunun vanına gittik. İri kemikli, tıknaz bir adam. Biz yaklaşınca babını eğdi
— Ne o. bize dargın mısın. ahbap?
— Yok be vahu. ne diye dargın olacakmışım? Sizinle ne alışverişim var benim?
— Su karsıdaki adamcağızla bir alışverişin var mıydı?
Göz uciyle bakıp başını çevirdi:
— Yoook. onu da tanımam.
— Nasıl tanımıyorsun? Sokakta güreş yapmışsınız va.
I — Haaa. övle mi? Benim el ense ettiğim adam bu muvmus? O zaman yüzüne dikkat etmediğim için tam-
1 yamadım.
— Tanımadığın adamla ne dive güreşe tutuşuyorsun?
— Hınrmm... Ben bu işin meraklısıvım, bey kardeşim Güreş dedin mi. canımı veririm.
— Meraklı isen ne dive müsabakalara girmiyorsun’ Sen de mindere çık, güreş vap.
— Çocuk musun, bey birader? Güreşi kolav mı sanıyorsun? Ben pehlivan değt-lim ki mindere cıkavım.
— Sokakta tanımadığın adama nasıl el ense ettin va?
— Bırak be yahu. Geriden görünce pehlivan zannettim o herifi, biraz şakalaşayım, dedim.
— Su adamcağızın pehlivana benzer veri vok kl Baksana, yumruk kadar gövdesi var. Npresini pehlivana benzettin?
— Gövdeye bakma, cevhere bak. bev birader. Övle ufak tefek adamlar vardır kl sıkmea suvunu çıkarırlar insanm.
— Sen de o zavallının su-vtıntr çıkarmak istedin öyle mi?
— Bırak dinini seversen ' O herifi ufacık tefecik görün ; de Karamursal senet i zan-i netme. O kadar uğraştım da tuşa getiremedim Kolav k i-, lav suvu çıkarılacak adam değil.
— Suyunu çıkaramavmca adamcağızın cebindeki cüzdanı çıkardın övle mi?
Asabileşti:
— Onu kabul etmem, bey abi. Ben herife saka vaptıra. Cüzdandan müzdandan haberim vok. Aklı sıra benim üzerime iftira atın da nara sızdırmak' istiyor enayi
Mahkeme acıld’. dudaklarını ısırarak kalktı
Ce. Re
Created by free version of 2PDF
1 i
Kızlara Suikast
ZABITA ROMANI I
Varaıl: Agallıa Chrlstle Tercüme eden: Vâ - Nü
_____ - .N„. 13________________
— Hani zekâdan bahsettim ya. Şu mücrim, bizzat, pek zeki olmasın... Açık söyleyeyim kİ, pek de gönül rahatlığı hissetmiyorum.
— Polrot! Ben! endîşeye düşürüyorsun.
— Ben de senin kadar endişedeyim. Haftalık Saitli - Loo mecmuasında gözüme ilişeni sana aöyllyeylm: «Majestlç o-tellııe İnen turistler arasında İM? Percale Polrot ita yüzbaşı Klı.tiııgs de vardır.» deniyordu, Tasavvur et kİ. biri, bu samları okumuş bulunsun... İsmimi bl-Liyoriar... İsmlnıl dünya bile...
Atay ettim;
— ütınya bilir ama. bundan p^k kısa zaman evvele kadar twy»n Buckley irilmiyordu.
— Bırak o âvâreyi;,, O. sayılma - Benlin ismim duyulunca, her hangi bit canüıin odu
patlar. Üç defa bayan N tek'im hayatına kastetmiş bulunan O şahıa kendi kendine düşünür: Hercule Polrot civarda... Acaba tesadüfen mİ bu böyle oldu ... Zihni aksi noktal nazara da meyleder. Bu takdirde ne yapacaktır?
Şu fileri İler! sürdüm:
— İzlerini kaybettikten sonra yine yapacağını yapmağa kalkar.
— Evet... Cüretli ise yapacağını yapar... Hattâ, daha fazla İfade vermesine imkân bırakmaksızın bayan Nlck’I öldürür.
— Kuzum, o mecmuayı bayan Nlck’len başka birinin okuduğuna niçin ihtimal veriyorsun?
— Bizzat o Ismtnl karşısında, söylediğim zaman beni bilmediği İçin okumuş olmasında mana yoklu. Üstelik. meddüce-zir hakkında malûmat sahibi
olmak İçin okumuş ImLş. Halbuki meddücezlr haberi, o satılfe-de yoktu,
— Zanneder nılsin kl, ev halkından biri...?
— Ya ev halkından biri; yahut da girenlerden biri... Öyle olması da gayet basit,,. Çünkü pencereler alçaktı, açıktır, girilmesi kolaydır. Nick'ln ahbapları canlarının istediği şekilde kolaylıkla ıgllriç» çtkıyorlardır şüphesiz...
— Müesses bir fikrin. bir şüphen var mı?
Polrot, kollarını kaldırarak:
— Katiyen... — dedi. — Saik ne olursa olsun, bu sırrı keşfetmek mümkün değil... tta bakışta bu çocuğu öldürmek kimsenin menfaatine uymuyor. Malikânesi yüzünden mt'? cNeta-ınell ev» yüzünden mt? Bu mal, kuzenine miras katacak. Fakat kuzen, ne derece ipotekli oLdu-gunu bildiği bıı eve sahip olmağı dahi İster mi?
«Bayan Rice de var. Samimi dostu imiş. Bakışları çok acayip olan, hareketleri ağır ve lenfavi madene!
— Beniu de rai İntiham bu?
— diye sordum.
— Arkadaş hakkında niçin yalancı deyip dolaşıyor. Şunun sebebini öğrensek .. Acaba Nlck' in kendlsie dair bir sırrı yayacağından mı korkuyor? Acaba otomobil mevzuu etrafında mı?
«Ve nihayet, o zarif sarışın bay Lazarus de var. Acaba bu züppe zat, metresiyle (yahut müstakbel nişanlısı ile) ve fiyakalı otomobili ile ne rol oynuyor Bu işe burnunu sokmuş mudur?... Komutan Challenger'l unutuyordum.
Dedim kl:
— Nafile yere onunla meşgul olnııyahm. Onun suçsuz olacakına ben kefilim. Bir bakışta anlaşılıyor kl namustu İnsandır.
— «Yüksek sosyete dediğiniz grupa dahil olsa gerektir. Siz, bu sebeple onu bertaraf ediyorsunuz. Fakat bu sözleri söylemekle şüphemi uyandırdınız, şu: Challenger’l bir kontrol edeyim.
öfke ita:
— Allalngı seversen, saçmalama, Polrot! — diye bağırdım. — BenJnı gibi dünyayı dolaşmış bir adanı...
Polrot, hazin hazin:
— Doğru, dünyayı dolaştın.
Fakat bu bapta bir şeyler öğ-reneınedlğin de bit hakikat. — dedi.
— şayet senin sandığın gibi budalanın biri olsaydım. Arjan-tİndeki hayvan çiftliğimi muvaf fakıyelle İdare edebilir miydim?
— Kızma, azizim, o İşte cidden muvaffak oldunuz... Sen ve karın...
— Karım Bella'yı da ben sevk ve idare ederim.
Polrot:
— Karın, sevimli olduğu kadar akıllıdır da. — dedi. — Hadi hadi, münakaşayı bir tarafa bırakalım. Bak. Mott’un garajı karşıda... Madmazel Nlck Buekley’in bahsettiği gara) bu olsa gerek... Öyle sanıyorum ki. hafif tertip bir İstintak otomobil kazasım aydınlatacaktır.
Garaja girdik. Polrot. madmazel Buckley tarafından geldiğimizi İzah ederek kendisini takdim etti. Evvelâ, herhangi bir grin öğleden sonra, bir otomobil kiralamamızın mümkün olup ol madiğini sordu: ve mevzuu kolaylıkla bayan Buckley'ln otomobil kazasına getirdi.
Garaj sahibi, birden alâkalandı; bu kazayı havsalasına bir
türlü sığdıramıyormuş Otomobil akşamına dair bir sürü teknik tâbirler kullanaraktan bir şeyler anlattı, anlattı. Ben. makineden hiç anlamam Zannım-ca. Polrot. bu hususta benden de cahildir. Fakat yine de meselenin püf noktasını kavradık Adam, otomobili, mutlak surette birinin kurcalamış olduğunu iddia ediyordu. Kazaya sebep o-lan arıza, pek kısa bir zamanda kolaylıkla meydana getirilebilirmiş.
Garajdan ayrıldığımız sırada, dostum:
— Demek, kızcağız haklı, bay La zar ussa haksız. — deılt — Bütün bu işler pek enteresan, Hastlngs.
— Şimdi ne yapacağız? — diye sordum.
— Postaneye gideceğiz, eğeı kapanmadıysa bir telgraf göndereceğiz.
Ümitlendim:
— Telgraf mı göndereceğiz?
— Evet, telgraf.
Postane açıktı. Dostum, telgrafını çekebildim. Lâkin, ne yazdığını bana göstermemişti Sormamı beklediği zehabına ka pıldımsa da. kendimi tuttum, l-
naduna sormadım.
Tekrar otelimize dönerken:
— Yarının pazar oluşu ne aksilik. — dedi. — Pazartesiye kadar. madmazelln kuzen! bay Charles Vyes'ı göremiyeceğls
— Onu evinde de eie geçirebilirsin.
— Evet, fakat böyle bir teşebbüste bulunmak istemiyorum Kendisiyle evvelâ bir meslek a-darru olarak konuşmayı tercih ederim. Ve meslek noktasından hareket etmek niyetindeyim
— Hakkın var. böylesi daha muvafık.
— Meselâ, pek basit bir sualime vereceği cevaptan mühün neticeler çıkabilir. Eğer, bay Charles Vyes, bugün öğle üzeri saat yarımda yazıhanesinde bu-lunııyorduysa. Majestlk otelinin bahçesinde kurşun atan o olamaz..
Sordum:
— Acaba hayan Buckley'ln ş« mahut üç arkadaşı o sırada ne redeydi?
Polrot:
— tşte bunu öğrenmek pek güç. — dedi, — Meselâ, içlerinden biri, dikkati çpkme^tam.
(Arkm.
9 Haziran 1949
AKŞAM
Sahile 7
j Santanın aşkı"^
RADYO
>
Ingillerede jimnastik
ANKARA RADYOSU
Bn akşamki program
17,58 Açılı; va program. İB M. B. ayarı ve Dan» rntlzlgl (PLİ. 18.15 Müzik: (Pl.l 10 M. S. ayarı V* Habtr-I lar. 19.İS Gcçmüt* Bugün, 19.» j Yurttan Sesler, I!»,W tnc«« (Nlşa-burek faili), 30,İB Radyo Gazetesi. ».30 Serbea saat. 30.35 Karışık şarkılar. 31 UNESCO Gazetesi. 31,15 Büyük Dafi Geçidi (Süit) İPİ.». 21.48 Safilik saati. 22 Daöa müKİfil (Pli ve H.03 Konti'.ma- B. M. M. Mail. 23.20 Dans müzl’ı (PL), 33,49 M. S. ayan Fredo diye v* h»b«'»er. 23 Program va kapanış.
, Yarın aahah ve dfl!» programı
1 7.30 M. S. ayan. 7.3! Açılı» (PI 1. 7,45 Haberler. 8 Şarkılar (PL). 8,15
I çeattli müzik (Pl S.45 Müzik; İPİ 1. 9 Kapanış 12.38 Açılı J ve program. 12.30 M. S. ayarı ve Karışık earkıtor. 13 Haberler. 13.15 Havai müzikleri (Pi l. 13.30 Öfile Gazetesi. I3.4S Salon orkestralarından parçalar (Pl ), 14 Kr
, paniB
bana
şıaında ne yaptım diye .
soracaksınız? Her akşam barjj-**: salonunda piyano çaıly.or. oda- “r ma çıkınca da çocuk gibi hüngür hüngür ağlıyordum. Aradan üç ay geçti. Nihayet bir sabah Santayı bar kapısının eşiğinde gördüm. Mahzun
■ solgundu: ı — Affet beni i bana yalvardı.
— Yine seni terkedlp gitti mi?
!1 Santa, tasdik makamında başını salladı.
— Pek âlâ çık öyle İse oda-"ma... dedim.
Ertesi gün Rozariodan hareket ettim. Rubloyu bulmağa gidiyordum. Çünkü maksadım onu öldürmekti. Onu bulmakta zor; luk çekmedim. Rublo, Guardlya i [ garnizonuna nakledilmişti. O-rk İstiyorum. Şayet dans rada garnizon subaylarının de-ı vam ellikleri granizoya glde-ı rek onu bekledim. Rublonun içeriye girdiğini görünce yanına gittim:
— Santa sana selâm ediyor, der demez bıçağımı çekerek göğsüne sapladım. Rublo yere!
■ yuvarlannıazdan evvel taban' casını çekti, namlusunu yüzümden 10 santim mesafede gör-
eitiniz düm. Sonra başımı, kıpkırmızı bir bezle sardıklarını sandım ve • kendimden geçmiş bir halde ' dansöz yerlere yıkıldım. Ayıldığım zaman kendimi hastanede bul-! dum. Rublonun sıktığı kurşun' sol kaşımın altından girmiş ve beyine dokunmaksızın kafa tansımın kenarından seyrederek kaç ders arka taraftan çıkmış. Fakat sinirini zedelediği ı için beni ebediyen kör etmişti.
| Hapishanede iki sene yattıktan sonra Rozarioya döndüm. Bu müddet zarfında bedbaht Santa ölmüştü. Her sabah mezarına gider ve onunla konu-! şurum, akşamlan da vaktlle beğendiği şarkıları çalarım.! Barda herkes beni seviyor, ihtiyar Rozita da bana şefkat lle[ muamele ediyor. Hayatımın ı hazin hikâyesi budur. Zanne-
____ &ma olduğum halde nasıl piyano çaldığıma şaşıyorsunuz, değil mi? Evet nasıl çalıyorum? İyi çaldığımı söylüyorsunuz. Fakat ben ötodeuberi âma değildim. Aksi takdirde Santantn harikulade güzelliğini göreml-yecektlm. Rozarlo şehrinin bütün sakinleri, Santa’mn macerasını bilirler. Onun macerası benim de maceramdır. Şimdi dinleyiniz de size anlatayım:
Fakat hikâyeme nereden bavlıyayım? Sanla buraya geldiği güne kadar kimse onu Roza-rloda tanımıyordu. Bir sabah çalıştığım eğlence yerinin sahibesi ihtiyar Rozita. gelip odamın kapısını çaldı. Ben o barda piyanisttim.
ihtiyar Rozita:
— Fredo dedi. Cel de biraz piyano çal. Genç bir kadını denemi etmesini de biliyorsa İş oldu bitti demek. Çünkü son derece giisfeJdir.
Rozitanın hakkı vardı. Çünkü karşımda duran genç kadının göz kamaştırıcı bir güzelliği vardı. Genç kadına dönerek surdum:
— Hangi parçayı çalayım? ,
— Hangisini İsterseniz...
— Eaşka defa dans
mi?
— Barda mı? Hayırl Santa fevkalâde bir
değildi.
Bar sahibesi Rozita. genç kadının dansını gördukLen sonra ban» dönüp sordu:
— Fikrin nedir?
— Eminim ki biı . alırsa sahne üzerinde mükem- gözlerimin mel oynıyabilecek...
İhtiyar Rozita:
Hakkın var Fredo. Sonra o kadar güzeldir ki. diyerek sözümü tasdik etti.
O günden beri Santa ile dost olduk, Genç kadın bir gün bana sırrını tevdi elti. Kendisi Rozariodan uzak bir kasaba haikmdandı. Geçen yaz bir alay asker, o kasabada ordugâh kurmuştu. Santa, o alaya men- . sup bir üstteemen sevmişti.
Fakat bir gün genç subay, San- ” ” ~ -
taya Allahaısmarladık bile de-
Beden terbiyesi faaliyeti nasıl başladı ve ne suretle gelişti?
YENİ YAYIN(gg
zı ağrıttım. Sakın gitmeyiniz.
» ______________... uııc uc_ Samanın sevdiği havalardan
Hr faç blrlr‘l «ataştan
ay sonra genç kadın, doğumu Ç---------------—
•kabinde ölen bir kız
Annesi ile evden
ml ders programı içinde olmak üzere ve fazla para almamak şart İle jimnastik dersi verirse haklarından mahrum edilmez.
Görülüyor kİ bu tarifler Beynelmilel federasyonunkllere nazaran çok daha fazla tahdit edilmiştir, zira Ingilterede amatörlük diğer memleketlerindekl-ne nazaran çok daha fazla yüksek tutulmaktadır. Pek tabii olarak diğer spor İdare heyetlerinin koyduğu amatörlük şartları A. J. B. tarafından kabul edilmiştir ve bu spor birliklerinden diskalifye edilmiş bir kimse A. J. B. ntn hiç bir müsabakasına iştirak edemez.
Kendi memleketlerinde muhtar spor birlikleri bulunduğu halde Olimpiyatları göz önünde tutarak Iskoçya, Galler ve Şimali İrlanda, Büyük Britanya gibi hareket etmek İçin birleşmişlerdir. Şu halde oyunlar resmen Büyük Britanya namı altında İngiliz A J B. sİ tarafından Ingiliz Olimpiyat Birliği ve Beynelmilel jimnastik federasyonunda temsil edilecektir.
Şimdiye kadar olan Olimpiyat müsabakalarında Büyük Brltan-yanın jimnastik gösterileri pek büyük bir değerde değillerdi, fakat takımlar bugünlerde çok ciddi bir surette çalışmaktadırlar. Bir harb sonrası devresi olmasına ve bir çok klüplerin kapanmış olmasına rağmen. İngiltere, takımlarında kendileri hakkında İyi fikirler aralarında bulunan spor reka-, verdirerek kendisini yükseltecek betinden dolayı gençlerin İler- esaslı bir çok atletlere mallk-lemesinl temin eden gerek ka- tir.
din ve gerekse erkek bir çok' Atletler İçin Olimpiyat müsa-profesyonel antrenörler bulu- bakaiarındakl yapılacak İşler, nuyordu. • 'her zamanki gibi horlzont&l ve
Buğun Ingilterede jimnastik, paralel barlar, Pcmmelled hor-blrl serbes uarekete y ariyan se, uzun kasa üzerinden atla-beden terbiyesi (oyunlar, ip. vj. mak, halka oyunları ve serbes gibi», diğeri de Enternasyonal hareketlerden İbarettir. Bu se-'jimnastik federasyonunun İs- ne kadınlar İçin paralel, bar I teğl üzerine kabul edilen Ho-' üzerinde hareketler olmtyacak-'rizlntal bar, paralel bar. halka-[tır, fakat diğer hareketler ev-lar ve diğer jimnastik usulle- veikl müsabakalarda olduğu gl-' rln! ihtiva etlen beden terbi- , bl takım halinde aletli ve alet-kasa üzerinde j hareketler, barfiks ve halkaiar-
Londra'dan yazılıyor: tngil-tere Amatör Jimnastik Birliği , (Amateur Oymnastlc Assocla-tlon of England) 1888 tarihin-ı de, Avrupnda tatbik edilen Jlm-1 nastik bilgisi tngilterede daha geniş surette tatbik edilmeğe başlandığı sıralarda kurulmuş. tu. O sıralarda Ingilterede Ika-met eden yabancılar tarafından kulüpler kurulmuş ve bu i kulüplerin İngiliz Azaları kısa , bir zamanda orijinal kurucularından kulüpleri kendilerine
geçirmişlerdir. Aralarında âza-Ilarının teşebbüsüyle Amatör
Jimnastik Birliğinin kurulmasında çok yardım eden Orion Jimnastik kulübünün bulundıı-ığu birçok münferit kulüpler kurulmuştur. Uzun yıllar birliğin merkezi Birminghamda bulunuyordu, ve bu plştarlar tarafından teşebbüs için ortaya konan hakiki çalışma, mecburiyetten dolayı merkez Londrava taşınıncaya kadar devim etmiştir.
Asrın başında okullarda öğretilen beden terbiyesi dersleri çok İptidai idi, ve ancak gençliğin geceleri kulüplere devam edip beden terbiyesi hakkında bir şeyler öğrendikten sonradır ki gelişmiştir.
Az sonra her kilisenin, kendisine bağlı ve bedeni ekzersiz-le sosyal hayatı birleştirmek üzere genç kadın ve erkeklerin toplandığı bir kulüp oldu. Bu kulüplerin çok zaman, kendi
Muhtelif memleketlerde yapılan son istatistikler bunu gösteriyor
Dünya üzerinde yaşıyan İnsanların sayısı günden güne artmakla beraber, son yapılan İstatistikler erkeklerin kadınlara nispetle gittikçe artan bir sayıda azaldığını göaetermekte-dlr. Meselâ yalnız Amerlkada, Metropolitan hayat 61gorta şirketinin istatistiklere dayanarak yaptığı bir tahmine göre, 1675 senesinde bütün Amerlkada beher 1000 kadına ancak 985 erkek düşecektir. Gene istatistiklerden anlaşıldığına göre, 1947 senesinde, orduda vazlFedar erkekler de hesaba katılmak suretiyle, her 1000 kadına 992 erkek tekabül etmekte idi.
tlğlnl göstermiştir. Hattâ 20 yaşından ufak kimseler arasında erkeklerin sayısı dalıa çoktur. Fakat yaş İlerledikçe, erkekler arasıda ölüm nispetinin fazla olması yüzünden, kadınların sayısı çoğalmaktadır.
Çeviren: A. HİLÂLİ
çocuk doğurdu. Annesi ile babası, kendisini evden kovduk lan için o da bir İş bulup geçinmek leln Rozarioya gelmişti. Santaya sordum:
_ üstteğmenl hâlâ seviyor musun?
— Hayır... Rublodan ederim.
— Teğmenin adı Rublo mu?
— Evet... Yegâne dileğim, onu teneşirde görmektir.
DUJlUaU ÛU1II2L Ui* 3CL1U1C/C VU£> ' .,,Şanta ^ntimlyetle_ konuşu- kıyafetli bir kukla çıkarıldı ve ~'”J" ■ Bir Karadeniz havalan çalınarak
oynatıldı. Şehzadebaşı tiyatrolarında yıllarca evvel seyrettiğimiz kantolan da kuklalarda seyrettik. Diyebilirim ki kuklaların oyunu. Küçüklerden ziyade büyüklerin hoşuna gitti ve hemen herkeste eski hâtıraları I canlandırdı. Fakat ne yazık kİ artık, Türk temaşa hayatının şimdi yalnız kuklaya İntikal elmiş olan sahneleri de tarihe karışmaktadır. Çünkü bebekler, depolarda çürüyor.
Karagöz ve monologdaki es-
Eski âdetlerde
nefret
değişiklik
(Başta rafı 5 incide) man, tef ve bir cümbüş l!e kıvrak oyun havaları çalmıyor, dekolte kıyafetli, sarı saçlı bir kuklaya, gerdan kıra, omuz tlt-! «te çiftetelli oynatılıyordu. Bundan sonra da sahneye Lâa
Halbuki Am erik ada bu asrın başlarında, dünyanın muhtelif yerlerinden gelen muhacirler yüzünden erkeklerin sayısı kadınlardan fazla idi. Asrın başlarında yapılan istatistikler, 1910 senesinde her 1000 kadına 1,060 erkeğin isabet ettiğini göstermiştir. Hattâ 1940 senesine kadar 1000 icadına 1,007 erkek İsabet etmekte idi.
Created by free version of 2PDF
Mütehassıslar, erkeklerin gittikçe azalmasını, kadınların erkeklere nispetle daha çok yaşamak İmkânlarına sahlb olmasına a, fetmelrtedirler. çünkü tetkikler, yeni doğan çocuklar arasında erkek çocukların daha büyük bir ekseriyet teşkil et-
fstanbu] 2. İcra memurluğundan: 943/722
i Bir borçtan dolayı açık arttır, ma İle paraya çevrilmesine karar verilen ve tamamına 4420 Hra kıymet takdir olunan Fatih Esklsaraç doğan yeni denlzaptal mahallesi eski macuncu yeni devrlpaşa sokağında en eski 8,1 10 eski 20. 22 yeni 20/1 kapı nıı-1 maralı bir babhanenln 128-55 hissesi açık arttırmıya çıkarılmış olup 20.5.49 tarihinden itibaren şartnamesi her kesin görebilmesi için daire divanhanesine talik edilecektir. Satış pe-şlndlr. Müşteriler muhammin 1 kıymetin % 7.5 nlsbetinde pey;
akçesini veyahut Milli btr ban-| kanın teminatlı mektubunun ve 1 rllmesl Icabeder. Müterakim ver i gller ile rusıımu tellaliye borç' luya ve yirmi senelik taviz be-ı deli ve İhale pulu müşteriye alt-1 tr. Gayri menkul kendisine Iha-I le olunan müşteri derhal veya .......... »“-*•
I verilen müddet içinde parayı İyesi şekli olmak üzere ikiye ay- siz çalışmalar, vermezse İhale kararı feshedilir. I ıştır. p ’ 1
ve kendisinden evvel en yüksek i Okullarda verilen beden ter- dan ibaret olacaktır, teklifte bulunan kimse arz et-1 biyesi dersleri 1900 tarihlerin- '-mlş olduğu bedelle almağa razı den itibaren çok İnkişaf et-1 olursa ona ihale edilir. O da ra- : miştlr.
zı olmaz veya bulunmazsa he- _ men 7 gün müddetle arttırmaya çıkarılır.
Her iki halde birinci İhale e-dllen müşteri iki ihale arasındaki farktan ve diğer zararlar-| dan mesuldür, thale farkı ve ' geçen günlerin faizi ayrıca hük-| nıe hacet kalmaksızın dairece | tahsil olunur, tşbu hanenin et-j rafı moloz taşı, kuru duvarla
I çevrilidir. Ev bahçe içinde olup
evin cephesi ahşap arka ve yan 1 cephesi çamur harcllc taş duvarlıdır. Bir katlıdır, üstü yerli; kiremitle örtülüdür. Elektrik te- . slsatı vardır. Tek kanatlı kapıdan girilen zemini ahşap döşe- ‘ 11, sofada sabit dolap ve ocak ve _______________
iki oda olup birinde gusulhane !dayanmaktadiriar ve arka cephede de kömürlüğü vardır. Ayda 20 lira İle kiracı oturmaktadır. Bahçede bir kuyu ve divanla İnilen tahtelzemin tonoz kemerli mahzeni mevcuttur. Badem. İncir, ayva, dut ve akasya ağaçları vardır. SokaCa çıkılan kapının yanında bah- 1 çede tenekelerle çevrili helâ 1 vardır.
HUDUDU : Tapu kaydı gibidir YÜZ: Ölçüsü yerinde yapılan ölçüye göre 334 metre olup 48 metre baraka halindeki bina, ge riye kalan da bahçedir. Birinci arttırması 4.7.949 tarihine müsadif Pazartesi günü saat 14 ten 16 ya kadar İstanbul İcra dairelerine mahsus satış salonunda icra edilecektir. Arttırma bede- '
II kıymeti muhammlnenln % 75 i bulduğu takdirde İhale e-dllccektlr. Aksi takdirde en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma 10 gün teni dit edilerek 14 7 949 tarihine müsadif Perşembe günü aynı saatte en çok arttırana İhale edilecektir. 2004 numaralı icra ve iflâs kanununun 126. maddesine tevfikan İpotek sahibi alacaklı İle diğer alâkadarların işbu gayrı menkuldeki haklarını ve hususiyle faiz ve mesarife dahil olan iddiaları evrakı müs-, piteleri İle olrllkte 15 gün içinde İcra dairesine bildirmeleri Jâ zimdir. Aksi halde hakları tapu sicilleri İte sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar Alâkadarlar işbu maddel kanunlyeye göre hareket etmeleri ve daha fazla malûmat almak Lstçyenlerln 943/-722 numarnslyie dairemize müracaatları İlân olunur. (42701 !
Urlada Osmanbey okulu
Urla (Akşam) — Urla üçüncü ilkokulu, yapılan bir törenle makamları okulun banisi
I
yordu. Sözlerine inandım. 1 müddet sonra münasebetimiz, daha sıkı bir şekil aîdı. Bir gün Santaya kendisini sevdiğimi söyledim. Meğer o da beni se-vjyormuş. Sonradan cereyan eden hâdiselere rağmen Santa-nın bana sevgisi hakkında şüphe etmedim.
Saadetimiz, bir yıldan fazla yani Rublo meydana çıkıncaya kadar sıirdû. Ben Rubloyu tanımıyordum. Fakat bir gün bara gene bir erkek geldi. Bantanın . _
onu gurur görmez, çehresinin' Kzrzjcz v; w-
sarardığını görünce gelenin Ru- prt değişikliklerim buz gibi bl-bio olduğunu derhal --------•
İki âşık bakıştılar
— Sanla, koşup kolları arasına atıldı
teğmenin O zaman ben bir köşeye çekildim ve kucaklaşmış olarak çıkıp gittiklerini gördüm. Santa uzun müddet görünmedi. Bu vaziyet kar-
anladım. ra. rakı ve votka yanında pilâvın. cin ve likör gibi içkiler yanında da zerdenin sarmaş dolaş oldukları bu sünnet düğününün kukladan sonraki enteresan sahnelerini bir dahaki yazıda anlatırım.
Cemalrddin BİLDİK
Franr-anın güneyinde 8 hafta istirahat eden İsveç Gııstave İsveç’e dönmüştür Yukarıda 94 yaşındaki kıral Parla-te İstasyondan çıkarken görülüyor.
Buna en fazla tesir eden yine ayni tarihlerde tngiltereye giren İsveç Llng sistemi jimnastiktir. Maarif makamları okulun banisi adına İzafetle mekteplerde beden terbiyesine (Osman bey ilkokulu) adını al-çok ehemmiyet vermektedirler, mıştır. Talebenin okuduğu fakat mektep programlarında manzumelerden sonra baş öğretmen 1905 te açılan okulun tarihçesini yapmış, merhum , Osman beyin Urla İrfanına yaptığı değerli hizmetleri anlatmış, daha sonra kaymakam, kurdeleyi kesmiş, merhum Osman beyin foto agrandismanı okul salonuna asılmış ve öğrenciler tarafından bir mûsa-mere verilmiştir. Davetliler güzel bir gün geçirmiştir.
Merhum Osman bey gibi hayırsever, memleket irfanını düşünür bir zatın namını ebedileştirmek için yapılan bu hareket, çok yerinde olmuştur.
çok yer olmadığından, kulüpler geceleri jimnastiğin daha yüksek şekilleri olan «Artistik» I jimnastiği göstermek vazifesini ' üzerlerine almışlardır.
I Amatör jimnastik birliği, meselâ metropo'Pan ve cenubi i bölgeler A. J. B.. Yorkshire A. J. B„ Birmingham ve District A J. B. gibi memleketin her tarafın-[(la bulunan kollardan müteşek-' kildir. Klüpler bu gibi kollara I ve bunlar! kendi sahaları İçinde müsabakalar tertip etmek ve umumiyetle klüplere yardım etmekl» mesuldürler. Bunlar kendi bütçe lerlnl tanzim ederler, kendi liderlerini seçerler ve umumi olarak kendi İşieıinl kendileri İdare ederler. Kendi kollarına dayanan klüp adedine göre faal komitede âzaJarı mevcuttur. Esas Vazifeleri mıntakalarında A. J. B. kaidelerini tatbik etmektir, ve amatör kaideleri Gövemin Body tarafından İşaret edildiği gİDl kendi kaidelerine adapte edilmelidirler. Bu tarif edilen İşaretler şudur:
Bir amatör jimnastik, beden terbiyesi veya başka spor müsabakalarında para tçln karşılaşmamış veya âni bir bedel mu kabilinde maç yapmamış veya İlân edilmiş bir mükâfat için çarpışmamış veya girdiği bir müsabaka tçln bahse gtrişme-m iş bir atlettir. Hiç bir zaman para için müsabakaya iştirak etmiş veya ders vermiş olmamalıdır Kendisi tarafından kazanılmış bir mükâfatı hiç bir surette satmamış olmalıdır. Hiç bir halde amatör oJnııyan biriyle herhan-,gl bir müsabakada karşıloşnıa-’ malı veya böyle bir şey yapmışsa amatör olarak kaydedilmiş bulunmalıdır.
Bu kaideden bir kaç istisna vardır. Meselâ, krikette, futbolda, golfta ve hokeyde profesyonellere karşı. İşin içinde para olmaksızın oynarsa böyle bir adaın amatörlük haklarından mahrum edilmiş sayılmaz, aynı şeklide eğer bir mektep mualll-
I
A Ravzâlıları toplama komi" leşinden: Üsküdarın leyiz ve terbiye kaynağı Ravzayı Terakki mektebi müessis ve müdürü merhum Haili Riiştii beyle muallimlerimizin ruhlarına ithaf edilmek üzere 12/B//1949 pazar günü öğle namazından sonra Üsküdar Yenicamide okunacak mevlüdıl şerife arzu edenlerin ve bunu müteakip hâlâ 30 cu ilk okul olan mektebimizde yapılacak lorene bütün RavzalıJa-rın gelmeleri rica olunur.
Abone betleIi
pul grtııderllmelldtr Alorl takdir-4c udi es degutirilmez.
TelelonhırınnE Hııjnıuharrlı »MS Yarı İsleri 1M1ÎB5 - İdare tOUB) Müdür 10407
Bu yıl üç ilkokul yaptırılacak
Vilâyet, bu sene şehrimizde yeniden üç ilkokul inşa ettirmeğe karar vermiştir. Okullardan birisi Atatürk Bulvarında ve Gazanfer ağa medresesinin karşısındaki boş arsada, diğeri Kadırgada lıışa olunacaktır. Bu okullar, İkişer katli, 12 şer dershaneli ve ayrıca kapalı teneffüs yerleri ve diğer lüzumlu kısımları bulunacaktır.
Üçüncü okul Çamhcada İnşa olunacaktır. Bu yedi dershaneli olacaktır. Vilâyet, bu okulların inşası için bir milyon 200 bin Hra tahsisat ayırmıştır. Bayındırlık Müdürlüğü .okul arsalarına uygun gelecek bina tiplerini etüd etmeğe başlamıştır. Bu okullar tamamlanınca çift tedrisat yapan bir kaç civar okulun öğrencileri buralı-r ra nakledilecektir.
Çekoslovakyaya satılan mallar
Ticaret ve Ekonomi Ba'”'.Alığı tarafından alınan yeni t ir kararla 31 mayısa kadar yenilenmediği İçin sona eren Tiuk-çek ticaret ve tediye anlaşmasının işlediği sıralarda buradan satılmış olan mallar, anlaşma sona ermiş olmakla ne-raber ihraç edilebilecektir. î’ra bu mallar anlaşmanın meri-.- -te bulunduğu sıralarda sa:>l-mıştır.
Çocuk hekimi ıloklaı
Ahmet Akkoyunlu
Taksim - talimhane
Palas. Telefon: fcMrtî
Viyananın opera binası harb esnasında mülıîm hasara uğramıştı. Şimdi tamir ediliyor. Yakanda binanın bugünkü hali görünmektedir.
I İSTANBUL BELEDİYESİ İLANLAR!
Akaryakıt fiyatı
İstanbul Belediyesinden
haziran 1949 günü sabahından itibaren: akaryakıt fiatlcrl
7 - _ .
Ticaret Bakanlığınca aşağıda gösterildiği şekilde tesblt edilmiştir.
Keyfiyet svın halka ve İlgililere Hân olunur. 8243
Toptan kilo Perakende kilo Perakende
Litresi
Gazyağı 25,25 kr.
Benzin -------
Motorin------
Sümerbank Alım ve Satım
Müessesesi Müdürlüğünden
Galatada Voyvada caddesinde Sümerbank binasında bulunan «Sümerbank İstanbul satınalma ve nakliyat müdürlüğü» 1/6/940 tarihinden itibaren alım ve satım müessesesi Ue birleştirilmiş ve yeni müessese binasında mutad çalışmalarına başlamıştır.
Satınalma ve Nakliyat mevzularını ısla ilgili firmalarla diğer lşsah İplerin İn bundan sonra miıessesemlzle temasa gelmeleri lüzumu ilân ulunur. (8225)
Sabuı 11 — Hin
: BabıAII
Eskl Berlin Sefiri merhum TEVFIIt PAŞANIN R**3 HARİKA EŞYA ve BİBLO MÜZAYEDESİ Müzayede tarihi: .2 Haziran 1949 pazar günü saat 10 da Adres : Osman bey Hal&skâr gazi caddesi 194 No. 11 OSMAN BEY aparlımanı.
Ekspozisyon: 11 Haziran Cumartesi günü saat 14 ten 19 a kadar, PORTAKAL MOBİLYA EVİ
Sahife 8
1 K Ş A M
9 Haziran 1949
“OESTRIG “
Vıenne
Socielf de Navlgatlan Austro - Triestln»
Tiir ki ye - Triyeste arasında muntazam poria 10 haziranda limanımızda beklenen
ARGO
Vapuru 13 ve 14 haziranda Doğru T R İ Y E S T E için eşyal ticariye yükllye-eektlr.
Acentesi ::
IIANS GEELMUVDEN
V**H Alemdar Han 201, «■ Galata Tel: 43418 ■■
IZTIRAB HALİNDE
THuhtaç ofduğunuş.
r‘Sı
(İmfai:
TtlRfil
f X
' X ’
n
£ ASPRO’ tableti sıcak bir ıhlamur veya Cây ile GRİP. BAS AĞRI SI. DİŞ VE ROMATİZMA AĞRILARIN! GİDERİF
■771^
'ASPRO'
FAZIL Çil ilâcı Yüzdeki çilleri, sivilceleri. Bayanların doğum lekelerini izale eder KİMYAGER FÂZIL MÜSTAHZARATI EDİRNE ARSLAN TUĞLA TUĞLACI SABRI Fabrika Tel: 21132. Hatam Tel: 43010
— Satılık Otomobil
w İNGİLİZCE, FR ANSIZCA g 1 İtalyanca llsanlarile ti- 1 cari muhaberata vâkıf ve 1 ithalât, ihracat işlerinde 1 *ayet tecrübeli türkçeyi de ■ bilen bir genç İş arıyor. 1 3 D ' rumuzu İle P K 176 | adresine yazı İması. 1 1942 model Oldsmoblle markalı tek kapılı bir hususi oto-l 1 mobil satılıktır. Alâkadarların 40342 ye te'efon etmesi 1
Arkeoloji Müzeleri Arttırma ve Eksiltme Komisyonu Başkanlığından: Muvakkat te- Eksiltmenin han mlnat gl gün ve tarlh- Yapılacak İşin Keşif bedeli te ve nerede ya cins ve mahiyeti Lira Krş. Lira Krş. pıiacağı :
ZAYİ — Harb malûlü olduğumdan belediyeden «imiş bulunduğum tramvay ve otobüse ait pasomu kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur, HAŞAN SAVAŞ Sultan Belim Dcbağ Yunus İmam çıkmaz s. No 48
Çeşitti onarma İşleri 14702 93 1102 73 Açık eksiltme 24.6.949 da cuma günü saat İl de Arkeoloji müzeleri dairesinde ya püacaktır. Topkapı Sarayı müştemilâtından Fodla fırınları adiyle anılan mahalde ve eski şark eserleri müzesi İttisalindeki blzanten mahzenlerde yapılacak olan çeşitli onarma İşleri açık eksiltmeye konmuştur. Olbabdaki şartname İle keşlfl görmek isteyenlerin her gün Arkeoloji müzeleri Dahiliye müdürlüğü veya mimarlığına, eksiltmeye girecek olanların da muvakkat teminat makbuzlarlle ehliyet ve ticaret odasından almış oldukları belgelerini hamilen yukarıda yazılı gün ve saatte komisyon başkanlığına müracaat eylemeleri. (8189)
BULANDAN RİCA : Çeşme-meydam, Tophane ve Kule dibi arasında para cüzdanımı kaybettim Bulanın insaniyet namına adresime tesliminde helalinden memnun edileceğini bildiririm. Kasımpaşa kulaksız hamam sokak No. 1G Ali BHDOĞAN
Lokman Keki n (I)r. HAFIZ CEMAL) Dahiliye ?( ütehassıs» Oivanyolu 104 Muayene saatleri Faear hariç her tün 2.5 - 5 Tel: 23398
Ucuzluk Kuponlarının tarihleri uzatıldı Resmi ve özel Lş yerlerinde çatışan işçilerle nıemur, hizmetli, emekli, dul ve yetimlere ve her derecedeki öğrencilere dağıtılan ucuz eşya kuponlarının 15.9.1949 tarihine kadar muteber olduğu Uân olunur. (8237) Telefon No: 24236 TİCARET OFİSİ Telgraf Adresi: TARFO İstanbul - Valde haıı kat 5
Bayındırlık Bakanlığı İstanbul Yollar Birinci Bölge Müdürlüğüden
Aşağıda isimleri yazılı tezgâhlarla atölye malzeme ve avadanlıkları hizalarında yazılı muhammen bedeller üzerinden İhaleleri ayrı ayrı yapılmak suretlle açık eksiltme İle satın alınacaktır.
Cinsi Muhammen BedeU Lira Geçici teminat Eksiltme günü Saati
Lira Kr.
2 adet AslUlen kazını 1609 120 00 18. 8/949 10
2 » Demir testere tezgâhı 2600 210 00 10.30
2 . Mada makkap tezgâhı 3200 240 00 ll
2 • Plân ya tezgâhı 10006 750 00 14 30
2 • Torna tezgâhı 14000 910 00 15
2 • Elektrojen grubu 14000 910 00 16
İsteklilerin bu işe alt llst* ve şartnameleri mesai saatleri dahilinde Dairede görerek hizalarında yazılı geçici tem!naf makbuzları ve 049 yılı Ticaret Odam belgelerini hâmilen belirtilim gün ve saatte İstanbul Galata Perçemli sokak Cemaat Handaki Yollar 1. net Bölge Mi'dıirlüğü binasında bulunma'arı ilân olunur. (7501)
Eeyoğlu Vakıflar Müdürlüğü ilânları
Semti
Mahallesi Sokağı Cinsi
Kapı No:
Aylığı Lr. Kr.
Geçici teminatı Lr Kr.
Pangaitı
İnönü Çayır Evin ust katında
2 oda.
95
12.00
10 00
Yukarıda yazılı iki odu 3112.949 günü sonuna kadar kiraya verilecektir.
İhalesi 13.G 919 pazartesi günü saat 14 de yapılacağından isteklilerin o gtlıı vc saate kadar Müdürlüğümüz Akarat kalemine müracaatla teminatlarını yatırmaları. (7787)
KIRIKLIK, SAŞ ve
BEL AĞRILARINA karşı NEZLE ve GRİP vakafarile SİNİR AĞRILARINA
NEVROZİN
Sür'atla tesir eder.
Devlet Orman işletmesi İstanbul Müdürlüğünden
t — Orman genel müdürlüğü auıanalman güruhları için on dört adet iki kişilik mühendis çadırı imali İşi 28-5-1949 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Açık eksiltme 13-8-949 pazartesi günü saat 15 de Sirkeci Llmanhan kat 1 de tfstanbul Devlet orman işletmesi mü
! düdüğünde1 toplanacak komisyon önünde yapılacaktır Mu-1 lıammen bedeller (Beher çadırlçln 800 liradır> % 7,5 tıesablle 1 geçici temin »t alınır.
3 — Bu tşe ait şartname ve krokiler, bez nümunesl Anka-
rada orman genel müdürlüğünde tstonbul devlet orman işletmesinde görülebilir.* .
4 — Lıteklllerin belirli gün ve saatte müsblt evrak ve ilk
»emlnatlarlle komisyona müracaatları. (7388»
Açık Eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 — İstanbul Eğitim Enstitüsü tesLsat işler! açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli (29999i lira (12) kuruştur
Eksiltme 20/8'949 tarihini- Pazartesi günü saat 15 de İstanbul Bayındırlık müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu İşe alt evrak şunlardır: Mukavele. ek3lltme, Bayındırlık işleri genel, hususi ve fenni şartnameleri, proje, keşif hülâsası İle buna müteferrl diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye İştirak etmek için taliplerin (2250> liralık
muvakkat teminat yaptırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve (949ı yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi; hâmli olması, eksiltme gününden tatU günleri hariç (3ı gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarda ikinci maddede yazılan evrakı göriip eksiltme şartnamesinde ynzılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması şarttır. ı7t80)
Gaziantep ili valiliğinden:
Köy okulları için açık eksiltme ile 80 M3 çatn. kereste alınacaktır Beher metre küpün muhammen bedeli ı30Qı lira tutan «24000 ı ‘İradır.
isteklilerin şartları öğrenmek üzere iıergün ve eksiltmeye iştirak İçin 20 haziran 949 pazartesi günü saat 14 de • 1800» lira geçle! teminatla Gaziantep ili dalını komisyonu başkanlığına müracaatları. (80311
Devlet Orman işletmesi Adapazarı Müdürlüğünden
1 — işletmemizin Hendek bölgesi çiftlik istif yerinde mevcut 288 adede denk 103.305 metreküp dişbudak tomruğu bir parti halinde açık arttırma İle satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 20 haziran 949 pazartesi günü saat 15 de Hendek bölge şefliği binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpün tahmini bedeU 55 Hra 50 kuruş olup % 7,5 hesabiyle 430 lira 84 kuruş geçici teminat alınır.
3 — Bu İşe alt şartname Orman Genel müdürlüğü Ankara. İstanbul, tzmlt İşletme Müdürlüğünde, Adapazarı merkez, Hendek bölge şefliklerde işletmemiz Müdürlüğünde görülebilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte evrakı müspitelerl Uo
birlikte komisyona müracaatla rı İlân olunur, (7990)
Orman Genel Müdürlüğünden:
1 — Bölge Orman fidanlıkları için kapalı zarf usulu He İki kamyon 11e 4 adet pikap tip kamyonet alınacaktır.
2 — Beher kamyonun muhammen bedeli (12.000> lira hesa-, biyle İkisinin teminatı (1800) liradır.
3 — Beher kamyonetin muhammen bedeli (9.000) hra hesü-| bivle dördünün geçici teminatı (2700) liradır.
| 4 — ihale 7-7'1949 tarihine müsadif perşembe gunu saat
15 de Ankarada Orman Genel Müdürlüğü binasında müteşekkil satın alma komisyonunda yapılacaktır.
5 — Kamyon ve kamyonetlere ayrı ayrı veya hepsine birden teklif mektubu kabul edilir. Kapalı zarfların İhale saatinden1 bir saat evveline kadar makbuz karşüığında komisyon başkanlığına verilmesi şarttır. Postadan gecikmeler kabul edilmez.
8 — Geçici teminat gene! müdürlük katma bütçe saymanlık veznelerine yatırılabilir
7 — Bu işe alt bedelsiz şartnameler Ankarada Levazım Müdürlüğünde. tstanbuldft Liman Handa Orman işletme Müdürlüğünde ve tzmlrde Orman Kontrol ba» mühendisliğinde görülebilir.
İhraç edilmek üzere 2500 Ton Çelik Piki satılacak Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesinden
Ticaret Vekâletinin 239 numaralı sirküleri hükümleri dahilinde 2500 ton çelik piki ihraç edilmek üzere satılacaktır.
Almak istlyenlcrin beherionu İçin müessese sahasında vagonda teslim flat tekliflerini 25 Haziran 949 cumartesi günü akşamına kadar müe-ne semize bildirmeleri ilin olunur. ,
Müessesemtz sal ışı en m üsait gördüğü flat döviz ve teklife göre yapmakla veya hiç yapmamakla serbestr ı$226ı
Kapalı zarf usuliyle muhtelif eşya satışı İstanbul Oefterdarh jndan:
Muhammen Bedeli Teminatı Lira K- Lira
1971 65 14890
3 adet e'ektrokar ahnacak Siimerbank Deri ve Kundıra Sanayii Müessesesinden:
1 — 3 adet l.â tonluk elekcrokar mubayaa edilecektir
2 — Fiat ve lesiim şartlarile resim ve krokilerinin, diğer şartların 15.8 1949 tarihine kadar kapalı zarfla miiea-sesemlzln Beykoz'daki merkezine tevdii ve zarfın üzerine
(Elektrokar 15.6.949* ibaresi- nln yazılmasL
3 — Müessese Elektrota r'lan mubayaa edip etmemekte serbestle. (7548)
30 Takım Makas alınacak Bayındırlık Bakanlığından 25/Tenımuz/1949 tarihine tesadüf eden pazartesi gıınü saat 11 (onbk* de Bayındırlık Bakanlığı binası İçinde Maileme Müdürlüğümde toplanacak Malzeme Eksiltme Komisyonunda 15 sağ ve 15 sol olmak iizc-re demir traversU ve aııglaşmaa tertibatlı göbek okkamı manponezU dökme çelikten maruul komple (fener ve teferruatı ile beraberi ve devlet tipi raya uygun 30 adet makas takımı kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır.
Makas takımlarının muhammen bedeli, yukarıda yazdı şeraiti haiz olmak ve Haydarpaşa rıhtımında Cif Snpaian tealim şartı ile beher takımı için 7330 iyedibin üç yüz otuz» lira hesabiyle 30 takımına ceman 219.900 (iki yüz on dokuz bu» dokuz yüzı liradır İşin geçici teminat miktarı 12.245 (on iki bin iki yüz kırk beşi Hra olup bu husustaki şartlaşma hakanlık malzeme müdürlüğünden 11 tonbir» lira karşılığında temin olunabilir.
isteklilerin geçici teminat ve şartlaşmasında yazılı belgelerle 2490 S. h kanun geçerlikleri dairesinde hazırlayacakları teklif mektuplarını eksiltme günü saat lifli a kadar makbus karşılığında komisyon b&şkanlıtına vermiş olmaları lâzımdır.
. . (78021
Duvar ve Bacana Yaptırılacak
P. T. T. Meslek Okulu Müdür Öğünden
1 _ Okulumuza yaptırılacak talıçe ile nina dahiline butuna
açık eksiltme suretiyle eksiltmeye konmuştur.
2 — Eksiltme 24 6 949 cuma günü saat 15 de Kunıkapıdı oku! binasında toplanacak okul alım satını komisyonunda yapılacaktır.
3 — Muhammen bedel 3906 lira 83 kuruş olup geçici teminat 293 liradır
4 — Şartnamesi her gün Kumkapıda okul müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte teminat makbuzlarıyla
ve kanuni belgeleriyle birlikte komisyonda bulunmaları ilân olun uç_______________________________________8199
Akşam Erkek Sanat Okulu Müdürlüğünden:
İ — Gezici Koy Kadın Kursları için 24?5 lira tasarlanan bedel üzerinden 50 yatak. 50 yastık, 2490 sayılı kanun hükümleri gereğince eksiltme suretiyle satın alınacaktır.
2 — Şartname ve nümuneler Tophanede 347 numaradaki okulun bürosunda görülebilir.
3 - Oüven parası 182 lira olup bu para okul idaresinden alınacak belge ile yüksek okullar saymanlığı veznesine yatırılacaktır.
4 — isteklilerin kanuni belgeleriyle birlikte 11 haziran 1949
cumartesi günü saat 11 de 2. cl maddede yazılı büroda toplanacak komisyona başvurmaları. 7354
Akşam Erkek Sanat Okulu Müdürlüğünden:
1 Gezici Köy Kadın Kursları için 230a lira tasarlanan bedel üzerinden 50 tane lnrç (yatak, yorgun torbası» 2490 sayılı kanun gereğince eksiltme suretiyle satın alınacaktır.
2 — Şartname ve numune Tophanede 347 numaradaki okulun bürosunda görülebilir.
3 — Güven parası 173 lira olup bu para okul idaresinden alınacak belge ile yüksek okullar saymanlığı veznesine yatırılacaktır.
4 — isteklilerin kanuni belgeleriyle birlikte 11. Haalran.949
cumartesi günü saat 11.45 de 3. el maddede vasılı büroda toplanacak komisyona başvurmaları, 735Ö
Created by free version of 2PDF
A
Comments (0)