Sahife 6 da
Yan İşlerini fiilen İdare eden: C. Bildik
Akşam Matbaası
lariû
Mareşalin sıhhati
bir ilerleme
Mareşal Fevzi Çakmak
Kanadadan gelen buğdaylar
I raydan evvel kı*a bir konuşma | yaparak, ana yurttan uzak yer-
Başbakan rahatsız
Yunanistan, Arnavutluk radyosu nun verdiği haberi yalanlıyor
Sovyet binbaşısı
kat Ekrem Amaç olduğu halde dün akşam üzeri hastaneye giderek Mareşali ziyaret etmiştir.
C. H. Partisi İstanbul bölgesi müfettişi Dr. Sadi Irmak da.
(Atluuı sahife 2; sütun 7 del
panoraması gö-sanayl şubeleri edilip İmalât Bittabi binanın
iâ şüpheliyim.
Bu sergi, harblen önceki- yıllarda Galatasaray Lisesinde ve Taksim bahçesinde açılmış olan Yerli Mallar Sergilerine nispetle hayli azametli bir eser olacak gibi görünüyor. Hattâ milletlerarası bir mahiyet taşıyan İzmir fuarlarını bir yana koyarsak, bu teşebbüs şimdiye kadar milli çapta girişilen en büyük teşebbüstür denilebilir.
Paviyonlar yapılıyor
Sergide hususi ve resmi yerli sanayiin kati rülecek. Bütün burada temsil teşhir edilecek.
İçi bütün sanayi şubelerini ls-tlab edemiycceğlnden dışarıda boy boy paviyonlar İnşa edilecek. ŞLındiki halde Sünıerbank, Etlbank, Tekel, Kemal Yılmaz (Arkası S ncı sahifede)
Ankara 10 — Geçende topraklarımıza iltica eden Sovyet Binbaşısı Nikola îvanovlç Bun-deryet, henüz Anka r adadır .Vize alır almaz, Amerlkaya gideceğini söylüyor Sovyet Binbaşısı hayatın tahammül edilmez bir hal aldığını, bu yüzden kaçmağa karar verdisini söylemiştir. Nikola evlidir Karısının koyu komünist olduğunu, bir de kızı bulunduğunu, fakat ne bunları, ne de ana ve babasını düşün-mtyerek kaçtığını ilâve etmiştir.
çarpışma
Londra 11 (R» — Yunanls-tanda Yunan - Arnavutluk hududu yakınında başlıyan mu-harebler bütün şiddetiyle devam ediyor. Yunan hükümet kuvvetleri bu havalide, bilhassa Cramnıos dağlarında çetecilere karşı durmadan taarruz ediyorlar. Bu taarruz birçok tepelerin ele geçirilmesiyle neticelenmiştir. Çeteciler mühim-kayıplara uğramışlardır. 5 günlük taarruz esnasında hükümet kuvvetlerinin kaybı 012 ölü ve yaralıdır.
Çeteciler hükümet kuvvetlerinin ilerlemesine mâni olmak için geniş bir sahayı mayınla-m ışl ardır.
Kaçarken her tehlikeyi göze aldığını söyl üyor
Londra 11 (R> — Buruda neşredilen bir İstatistiğe göre İkincL Dünya harbi esnasında îngllterede 60 bin sivil ölmüştür. En büyük kayıp 1940 da Fransanın istilâsını müteakip yapılan akınlar yüzündendir. O sene 23 bin kişi ölmüştür.
ikinci düny; harbinde
Bundan İki ay önce açılan ve açılnıosiyle beraber Avrupa Serbest Güreş birinciliklerine sahne olan Spor ve Sergi sarayı şimdi de 1 ekimde açılacak Sanayi Sergisine hazırlanıyor. Daha İki ay önceden, binanın içinde ve dışında gitgide artan bir faaliyet göze çarpıyor. Zemin katta çalışan sergi komitesinin teknik, elektrik ve diğer büroları plânlar üzerinde meşgul oluyorlar. Kadın ve erkek şimdilik bir düzüne eleman bu İşin üstesinden gelmeğe uğraşıyorlar.
Binaya girdiğim zaman saat 15,30 du. Komiteden Müçteba Or ancak o sırada yemeğe fırsat bulmuştu. İzahat ve dolaşmadan sonra saat 16,30 da binadan ayrılırken dostumuz da kavun ve peynir ekmeğin başına çökmeğe hazırlandı. Yemeğe vakit bulabildiğinden de hâ-
sonra Yıldızdaki köşküne gidilmiş, Kıbrıs-iı öğretmenlerle misafirler, Va-hazır bu-
İUica eden Sovyet Binbaşısı Nikola Bunderyef
lerde Türk kültürünü yapmak uğurunda feragatle çalışan Kibritti öğretmenleri sevgi ve saygı İle selâmlaın ıştır.
Bir Kıbrıslı öğretmen de ana yurtta gördükleri yakın alâkadan dolayı teşekkür etmişUr.
Sene 3i _ No. 11074 — Fiatt: her yerde W kuruştur.
uçağı
Londra 11 (R> — Amerika hükümeti Yunanistan» yeniden 49 ağır bomba uçağı verecektir.
Grammos’taki
Bu yüzden şehrimizde bir müddet daha kalacak
Mareşal Fevzi Çakmağın sağlık durumunda bir parça İyilik, vardır. Bu hususta dün şu tebliğ neşredilmişi İr:
«Bugün saat 13 te Teşvikiye Sağlık evinde Mareşal Çakmağa yapılan konsültasyon neticesinde ateş 38,5. nabız 74. teneffüs 18 bulunmuştur. Hastacın umumi hail, düne bakarak, daha düzgün ve daha açık görülmüştür. Hastalığın gidişinde bugün için iyiliğe doğru bir 1-lerleme tesblt edilmiştir. Hasta. umumi hail ile henüz yorgunluğunu muhafaza etmektedir.»
Tebliği veren konsülüm doktorlar: Ord, Prof. Dr. Tevflk Sağlam, Prof. Mim Kemal öke, Prof. Ekrem Şerif Egeli. Prof. Dr. Muzaffer Esat Güçhan, Dr. Feyzi Taner, Dr. Ali Eşref Gürsel, Dr. Muammer Giinver, Dr. Ethem Vassaf, Dr. Behtç Onul.
Dünkü ziyaretler
İstanbul Vali ve Belediye Reisi Dr Lûtfi Kırdar. yanında C. H. P. 11 tdare kurulu üyesi avu-
Yeni pavyonlar yapılıyor, sergi sarayı yakınında bir Lunapark ve sirk bulunacak
Hastalığın gidişinde iyiliğe doğru tesbit adildi
1L4J.U^4J
Belediye cezaları nasıl kesiliyor?
Bu arada ödemiş, Tire, Bayındır, Torbalı, Balıkesir, Aydın ve Denizliyi ziyaret etmesi muhtemel
İstanbul İline bağlı 480 ilk' Bundan ı okulun çalı imalarını gösteren Maltı r-\büyük bir .iresim - iş sergisi' i"’’ dun öğleden sonra Beşiktâştft linin verdiği çayda | Barbaros ilk okulunda Vail ve. lunmıışlardır Dr, Lûtfi Kırdar, 1 Belediye Başkanı Dr. f^ılfi I Kırdar tarafından açılmıştır, j
yemden
Londra 11 — Arnavutluk
radyosu dün Yunan kuvvetlerini hududu tecavüz etmekle itham etmiştir. Bu radyoya göre, Yunan topçuları sah günü Arnavutluk topraklarına binden fazla mermi atmıştır. Bir Yunan uçağı da muhtelif yerleri bombardıman etmiştir.
Arnavutluk radyosuna göre, bazı Yunan kuvvetleri Arnavutluk topraklarına girmiştir; 30 millik bir cephe üzerinde şiddetti çarpışmalar olmaktadır. Yüzlerce Yunan askeri öldürülmüş veya esir edilmiştir.
Atina radyosu, Arnavutluk radyosunun bu haberini yalan-lıyarak Arnavutluğun Yunan çetecilerine yardımda bulun. duğunu, Yunan hükümetinin bunu Birleşmiş Milletler nez->dinde tekrar protesto ettiğini Lnûırmiştir.
Daily Heffald gazetesi de Tl. ran radyosunun haberinin doğ-rıı olmadığını, Arnavutluğun > jE>!-?f!er nrarmd» propaganda ** yapmak ve Moskovayı fazla l yardıma sevketmek İstediğini | tâlimin ediyor
Yunanistana bomba
Mühim bir boks maçı
Nevyork 11 (AP) — Dünya ağır sıklet boks şampiyonu Ezzard Charles, hakem GoMs-teln'in yedinci ravuntta ma;ı tatü etmesi üzerine. 34 yaşında bulunan rakibi O us Lesnevich'e galip gelmiştir.
Doğuda yeni sağlık merkezleri
Ankara 11 (Akşam) —• Doğu kalkınması plânı gereğince Nusaybin, Akçakale. Hâkâri. Kâzım Özalp ve Doğu Bayezlttc kurulacak sağlık merkezlerinin inşasına başlanmıştır. Bu beş merkez inşaatı. 950 yiunda tamamlanarak hizmete açılacaktır.
lngilterede 60 bin sivil öldü
Besiktaşta, tramvay deposu karşısında dükkânı olduğunu söyliyen Bay Mustafa Giiler'e 22 temmuz gti-nii belediye memurları gelmiş, dükkânı «kusur sızdıracak şekilde.* kontrolden geçirip bir sızıntı bulamamışlar. /
•af
— Fiat riılumoan hani?.' Şimdi sJ^-ek mevsimi başlıyor! - dc’nışler.
Mustafa Güler, aynı tulumbayı. konv'j’ıtıriyie müşterek kullan^ — * brrad, tulumbası vokı Kiirdlll Hicaz kâr faslı noksanı yakalat »b Ağustos pazartesi saat 21 de da yazmışlar, « Açık Hava Tiyatrosunda lıim nlnııyan bı* ner kün saat 13 ten 18 e kadar Konservatu-matbaamıza g(i»tılmaktadır. (11638)
Keşke, belediye^ halinin de kusuru . . gelininde dahi bı derece hafif — bu t» 111 ' anlıktan ibaret olsa. ’,isy®
POKER
play —rr
?—*—. ~A^.-rp (ı ı

ir 1 *
Sabite 2
aksam
11 Ağustos 7919
Uludağ ölü dağ oluyor I
Bayram tatilini Uludağ da geçiren dostum Vedad Nedim Tor, o heybetli dağın Allah vergisi olan gü ■elliklerini öve öve. oradaki kul yapılarının noksanlıklarını da yere yere bitiremiyor. Haydi diyelim ki senelerdir Uludağı onarmaya gücümüz, bilgimiz yetişmemiş. Fakat güzelliğin daima sadık âşığı olan Vedad Nedim Tor oradaki tabiat vergisi hazır güzelliklerin de silinip süpürülmek üzere olduğunu haber vermektedir. Diyor M;
— Bu dağın güzelliğini ve iklimini yapan ormanlar, içindeki yeni yapılmış revir binalarına rağmen, bir yan dan kaçakçı vatandaşların baltası ve bıçkısı, bir yandan da keçilerin dişleriyle sinsi ve inatçı bir biçilip sö-mürülmiyc kurban gitmektedir. Ormanın dört bucağına yaptığımız gezintilerde hep taze kesilip boylu boyunca verlere serilmiş sülün gibi ağaçlar, çırasını almak için ağaçların bağrında açılmış yaralar, fıattâ kuy tu yerlerde kereste biçmek için kurulmuş tegâhlar gördük. Kaçakçı, pervasızca «icrayi sanat* etmektedir.
•Her gün ve her yerde ormanların içinde otlıyan sürülere tasladık ve çubanlariyle şöyle konuştuk:
— Yazık değil mi bu ormanlara? Bak keçiler küçücük çamların sürgünlerini yiyorlar.
— Orman dediğin de nedir ki beğim, bir yandan yenir, bir yandan biter!..
— Orman içinde süru]erj otlatmak yasak değil mi?
= O zamanlar çoktan geçti beğim!..
Vedad Nedim bu sözlere şıınu ilâve ediyor: «Görülüyor ki çobanlar ve keçiler de Uhıdağda hürriyetlerini î-lân etmişlerdir. Sözün kısası, Uludağ bir ölüdağ olmak yolundadır.»
Yazık, yiiz bin kere yazık!
Şevket EADO
Avrupa Birliği istişare meclisi tliin toplamlı
Tasarrufiçin bir tamim
Maliye Bakanlığının yaptığı tavsiye
Herriot bir nutuk söyledi
Meclis bugün ikinci toplantısını yaparak başkanını ve memurlarını seçecek
Veterinerler kongresi
Kongrede 7 Türk delegesi bulunuyor
Londra 11 CNafen) — Pazar günü toplanmış olan veterinerlerin 14 üncü uluslar arası kon-gTtsînde 7 Türk delegesi hazır bulunmuştur.
Bu heyet arasında Türk veterinerler birliği umumi sekreteri bay Ahmet Tuzdil Nenat, Türk hükümetini kongrede resmen temsil eden profesör Salâ-h fıtri İn Yalkı He doktor Baki yjtbri Ersoy vardır.
Türk heyeti Londrada bulun-d*«*.lan sırada İngiliz kıraliyet ıth'-inin varlık ikamet yeri o-lon VVinsor sarayı, Hampton kulesi. Adalet sarayı İle Londra-nm görülebilecek her yerini zivaret edeceklerdir. Ayrıca da kıraliyet nebatat cemiyetinin bahçelerini de göreceklerdir.
Belçika Kabinesi
Yeni Kabine dün kuruldu
Dış memleketlere {jHen memurlara verilen avanslar
Ankara 10 — îç ve dış memleketlere geçici vazifeler için gsri’-n memurlara verilen harcırah avanslarının bu seyahatleri dolayı siyle istihkak edecekleri paradan birkaç misli fazla olarak verildiği görülmüş ve bu lalanın memurun maaşından W-,ilnrk suretiyle gerek hazine rn*-: itaati ve grrek memurun prim durumu bakımından büyü7: zorluklarla karşılaşıl ığı görülmüştür. Bu zorluk bilhassa di - msmleketlere gönderilen ve tat’itiyle avanslar' da döviz olarak verilen memurhıntan jsıpılaaık istirdadın «cne dövizle chftası zarureti karşısında anmaktadır.
E .mu dikkate alan Maliye Ba-fcan'tğj bundan böyle verilecek avansların istihkak 'kesbcdile-cei: paradan çok oımarnasına dikkati çeken bir karar kabul etmiştir. Karar defterdarlıklara teWjğ edilmiştir. I
Brüksel 11 (R) — Belçlkadp 45 günden beri deremi eden Kabine buhranı son* ermiştir. Yeni Kabineyi Hıristiyan sosyalistlerin başkanı Eyskens kurmuştur. Kabine 0 Hlristiyan' sosyalist, 8 liberalden mürekkeptir. Eski Başbakanlardan ve Hlrlstlyan sosyalist partisinden Van Zeeland Dışişleri Bakanı olmuştur.
Kıral Leopoid'un tahta Gelmesi meselesinin halli geleceğe bırakılmıştır.
Bostancıda ve Beşiktaşta iki boğulma vakası Bostancıda mendirek içinde demirli bulunan «Arslan» mo-törü tayfalarından 16 yaşında Mehmet Yıldırım, dün yüzmek üzere denize girmiş, fakat suların cereyanına kapılarak boğulmuştur. Mehmet Yıldırımın cesedi az sonra su üzerine çık-1 mış ve muhafaza altına aiın-j mışlir
Beşiktaşta Yeşil trfanlye sokağında Mehmet Arasın evinin bahçesindeki kuyuya, bu bahçede oynamakta olan üç yaşında Mehmet Coşkun adında bir çocuk düşmüş ve boğulmuştur
Az sonra kıuynya İndirilen bir kuyucu ancak çocuğun cesedini çı karabilmiş tir.
Yugoslavyada kominform hesabına çalışan Miislümanlar Bclgrad 11 — Yugoslav hükümetini devirmek için komin-form hesabına çalışan Bosna ; müslümanlanndan mürekkep bir heyet yakalanmış, bunlar muhakeme edilmeğe başlanmıştır. «Genç Miislümanlar» adiyle ı teşkilât kuran suçlular cüriim-ilerinl itiraf etmişlerdir.
Paris 11 (R) — Avrupa Birliği İstişare meclisi bugün İkinci toplantısını yaparak başkamı*! ve memurlarını seçecektir. İlk başkanın Belçikanın- eski Başbakanı Spaak olacağı anlaşılıyor. Spaak düne kadar Belçika Başbakanı olduğundan bu vazifeyi kabul edemezdi. Dün Belçikada yeni bir kabine kurulması üzerin e serbes kaim iştir.
Avrupa Birliğinin parlâmentosu makamında olacak İstişare meclisi, dün Strasburg üniversitesinin büyük salonunda toplanmıştır. Üniversite önünde büyük bir halk kütlesi toplanmıştı. 12 memlekete mensup ıoı milletvekili kendi milletlerini değil, bütün Avrupayı tem-b11 ettiklerini göstermek için alfabe SLroriyle oturmuşlardı. İngiliz delegeleri arasında Chur-chill de vardı.
Fransız Meclisi Başkanı Herriot. açış nutkunu söyledi. Nutkun hulâsası şudur: «Burada yaptığımız toplantı, askeri İttifak teşkili veya buna hazırlık için değildir. Bütün kapüarımız Doğu memleketlerine de açıktır Biz sadece hürriyet ve nizamı müdafaa etmek İçin birleşmek İstiyoruz.
AvTupanın kalkınması azimkar hareket edilmesine ihtiyaç gösteriyor. Bugünkü teşekkül

bu suretle hareket edileceğini anlatıyor.
Almanya meselesi fevkalâde naziktir. AJmanya güzel sanatlara. İlme çok büyük yardım etmekle beraber kuvvete dayanan bazı ideolojilerin tekrar ortaya çıktığını görerek dehşet içinde kalıyoruz.»
Herriot, nutkunun sonunda bugünkü güçlükleri azaltmak İçin birlikle çalışmak lüzumunu ileri sürmüştür.
Ankara 10 — Maliye Bakam İsmail Rüştü Aksal ocak ve şubat aylan için istenecek ek ö-denek üzerindeki tasarruf münasebetiyle Başbakanlık kana-llyle bütün, resmî dairelere mühim bir tebliğ yapmıştır. Bu tebliğde İçinde bulunduğumuz bütçe durumunun masraf tertiplerindeki ödeneklerin âzami şekilde tasarrufla kullanılmasını gerektirdiği, bu itibarla o-cak ve şubat 1950 ayları için istenecek ek ödenek toplamının asgari hadde indirilmesi zarureti olduğu bildirilmektedir.
Bu suretle yapılacak tasarrufun mühim bir yecûna baliğ olacağı ve belki kırk elli nıilyon lirayı bulacağı tahmin edilmektedir.
AvusturyalI sanayicilerin teşebbüsleri Ankara 11 (Akşam) — Bir kaç gün evvel İmzalanan Türkiye - Avusturya ticaret ve tediye anlaşması 18 ağustosta yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma İle alâkalı olmamakla beraber, Avusturya sanayicilerinin meni lekelimizde idrolîk santrallar kurmak tçln teşebbüse geçtikleri bildirilmektedir.
Pakistan büyük elçisinin eşi geldi
Pâkistanın Ankara büyük elçisinin eşi ve Pakistan Kadınlar Birliği teşkilâtının faal ü-yelerlnden Bayan Ara Başlı Ahmet, Karaşiden şehrimize gelmiştir.
= 6iıiı Meseleleri'
Amerika’nın Çin siyaseti
Çin meselesi son günler zarfında her tarafta* fazla alâkayı uyandırmağa başladı. Buna sebep Komünist kuvvetlerinin devamlı suretle ilerlemeleri ve şimdi Çinin baş şehri olan Kantona çok yaklaşmalarıdır. Mütehassıslar bîr aya varmadan Kantonun düşeceğini, hu suretle hemen bütün Çinin Komünist nüfuzu altına gireceğini tahmin ediyorlar.
Bu vaziyet Amerikada Cumhuriyetçi mahfillerde b iiyük endişe uyandırmıştır. Cumhuriyetçi ayandan bir kısmı Milliyetçi Çin hükümetine yardım için tahsisat kabri] edilmesini, Japonyadakî Amerikan kuvvetleri komutam general Mac Arthur’un mütalâasını bildinnek üzere Vaşingtona çağırtmasın» istiyorlar. Bunlar hükümetin takip ettiği siyaseti şiddetle tenkiti ederek bu siyase te «Doğu Münih’i» adını veriyorlar. Cumhuriyetçi ayan dan Knowland ve om arkadaşı ayan meclisine bir takrir vererek Çine yardım için 175 milyon dolarlık tahsisa’ın kabulünü istemiştir.
Hükümet bu fikirde değildir. Dışişleri Bakanı Ache-son tahsisat istiyenlere verdiği cevapta: «Ne Çine, hattâ ne ne Uzak Doğuya silâh vermek suretiyle yardım etmeğe lüzum görmüyoruz» demiştir. Amerika hükümetinin Çin siyaseti şu S prensipten mülhem bulunuyor:
1 — Birmanya, Çin Hindistanının Komünistlerin her türlü tecavüz ve tehditlerine mukavemet etmesi, 2 — Japonya, Filipinlcr ve Kore de dahil olmalı üzere Çinin komşusu olan memleketlerde halkın maddi durumunu ıslah edecek bir siyaset takibi. 3 — Cinde Komünistliği zâla uğratmak için bütün imkânlardan istfade etmek.
Görülüyor ki Amerika Çin islerine lülen karışmak niyetinde değildir. Şimdi hedefi Komünizmin Çinin kom şularına yayılmasına mâni olmaktır. Bunun için de baş Iıca çare olarak bu memleketlerde halkın maddî durumunu ıslah etmeği kabul etmektedir ki çok doğru bir görüştür. Amerika Çine milyarlarca dolarlık yardım yap tı, fakat halkın durumu ıslah edilmediği için bu yardım tesirsiz kaldı. Şimdi tekrar aynı yanlış yolu takip etmek istemiyor. — E. T.
■ Bl ■' ■ ■
İnönü
(Baş tarafı 1 inci sahifede) bir ziyafet verilecektir. Zivafe-
B r taksi, tramvay direğine çarptı
Mehmet Kr adında bir şoför, Karesinde bulunan 2897 numa-nüı bir taksi İle dün Beşiktaş -tan örtaköye doğru gitmekte i-ken, KıhçaJl virajını dönmekte olduğu bir sırada direksiyonunda bir inşa Mm gehnlj W
303 numaralı elektrik çarparak hasara uğra-
Bu çarpma esnasını' u" Metanetle takside müşteri Nevzat üygur,^^— nette yaralanmış ve te iıa alınmışlardır.
Bir hırsız şebekesi
İkisi kadın biri erkek olan şebeke mensupları yakalandılar
Yakalanan hırsız şebekesi mensuplan
Şehrimiz emniyet teşkLlâtı memurları, evvelki gece ikisi kadın, biri erkek olmak üzere üç kişilik bir hırsız şebekesi yakalamıştır. Vesile, Ayşe ve Halil adlarındaki hırsızlar ad-ilyeye teslim edilmişlerdir.
Yapılan tahkikat sonunda Vesilenin Eskişchlrden geldiği, Kasımpatıda misafir olduğu Halilin evinde. Haini ve karısı Ayşeyı bu işe sûrükliyerek bir şebeke kurduğu anlaşılmıştır.
Üç irişi, evvelki gün Karade-nize hareket etmekte olan «Gi-

İktisadî işbirliği teşkilâtında Türk heyeti reisliği
Ankara 10 — Milletlerarası İktisadi işbirliği teşkilâtında Türk heyeti reisliğine Ziraat bankası İstanbul şubesi müdürü Mehmet Ah Tlney tâyin e-dilmişitr, B urhan Zihni San us Devlet Bakanlığı umum! kâtipliğine nakledildiğinden, bugünlerde yapılmaktan olan müzakereler neticelendikten sonra buraya gelerek yeni vazLfestt, başiıyacaktır. |
te matbuat mümessilleri, belediye meclisi üyeleri, U genel meclisi üyeleri. Ticaret Odası, borsa başkanı ve üyeleri, ihracatçılar btrlikleri idare heyetleri, İzm irde ki b3yır kurum t arının başkan ve idarecileri, spor kulüpleri başkanJariyle sendikalar başkanlan davetlidir. İsmet İnönüniin, bu toplantıda bir konuşma yapması ihtimalinden kuvvene bahsediliyor.
İzmir 10 — Cumhurbaşkanı Demir konakta Değirmendere İle Bulgurca köyünden gelen heyetleri kabul etmiştir. İnönü Köy öğretmenleri Derneğine mensup bir heyeti de kabul etmiştir. Bundan sonra Bayındırlık Bakanı İle birlikte şehirde bir gezinti yapmıştır.
Bayatın nutkunun akisleri
İzmir 10 — Celâl Sayarın dünkü nutkunun her yerde müsait tesirler uyandırdığı görülüyor. Demokrat Parti mahfillerine göre bu açıklama, zihinlerde hasıl olan birçok şüpheleri silip iktidar
Maymunakını
Kenya’nın kuzey bölgelerinde dehşet saçıyor
Mombasa 10 (AjL) — Birkaç haftadan beri büyük maymun sürüleri Kenya'nın kuzey bölgelerine dehşet saçmaktadırlar. Gayet atak hunhar atan bu hay vınlar yerlilerle meskûn köylerden üçüncü defadır ki küçük çocukları kaçırarak banlan öldürmektedirler.
Yerliler kulübelerinin önüne zehirli yemler dökmektedirler. İki gönden beri köylerde ba yemleri yiyerek ölen 30 maymun cesedi bulunmuştur.
Emekliye sevkedile-cek memurlar
Ankara 10 — 55 yaşını dolduran ve 111K hizmet yılı otuzu bulan memurların, yeni emekli kanununun verdiği salâhiyet üzerine top yekûn emekliye ayrılacakları söylenmekte İdi. Bunun doğru olmadığı anlaşılmıştır. Ancak hizmetlerinden kâfi derecede istifade edlleml-yen bu gibi memurlar tekaüt edileceklerdir.
Almanya ile ticaret
Dün bir anlaşma imza edildi

Frankfurt 10 AJl ) — (Uni-ted Press): Türkiyenln Frankfurt baş konsolosu Orhan T. Genden, bugün. Bata Almanya ite Türkiye arasında yuvarlak rakani 98.600.000 dolar tutarın-.- ' da mal mübadelesini derpiş e-den bir ticaret alanşmasının imzalandığını bildirmiştir. Derhal yürürlüğe girecek olan anlaşma gereğince her iki taraf 48.300.000 dolar tutarında mal gönderebilecektir. Türkiyeye ayrıca 2 milyon dolarlık bir tiraj hakkı tanınmıştır 30 haziranda sona eren bundan evvelki altı aylık anlaşmanın devamı olan bu anlaşma gereğince Almanya Türkiye'ye 7.600.000 dolarlık yarı mamul madenî malzeme, 5.100.000 dolarlık madeni inşaat malzemesi, 4.800.000 dolarlık mensucat, 9.200 000 dolarlık makine, 5.700 000 dolarlık kimyevi ve tıbbı müstahzar, 2.700.000 dolarlık elektrik malzemesi, 5 milyon 500 000 dolarlık otomobil, fennî âletler, pancar tohumu ve keramik mamullerle diğer maddeler gönderecektir.
Türkiye ise Almanya’ya tütün. pamuk, yağlı tohumlar, kuru meyva. maden cevheri, kürk ve yemlik maddeler gönderecektir.
Amerikada İngiliz aleyhtarlığı
Londra 10 (AA.) — (Unitea Press): İngiliz basını. Amerikada memleketin bir ucundan ö-bür ucuna kadar ciddî bir İngiliz aleyhtarı dalganın uzandığını bildirmekte. Amerikanın İngiltere ye yapacağı yardım mukabilinde ileri sürdüğü karşılığın işçi kabinesi tarafından güçlükle kabul edilebileceğini belirtmektedir
Mareşal
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Sağlık evine giderek Mareşal Çakmağa, partisi adına âcil şifalar dilemiştir.
Teknik üniversite talebe birliğinin tel grafı
İstanbul Teknik Üniversitesi Talebe Birliği tarafından Mareşala aşağıdaki telgraf çekilmiştir:
«Sayın Mareşal Fevzi Çakmak; Teknik ÜnLversltç gençliği, siz büyük vatanperver ve değerli kahramanımızın çektiği ıstırap yüzünden büyük bir üzüntü içindedir. Tanrıdan âel) şifalar diler, en derin minnet ve hürmet duygulaılyle ellerinizden öperiz.»
resmu vapuruna girerek kendi-1 _ . .
terine yolcu süsü vermişler ve. süpürmekle kalmamış. Samsuna gidecek orta yaşlı bir partisine memleket için daha kadınla ahbap olmuşlardır, Nl-1 hayırlı bir yola girmek imkânlarını da hazırlamıştır.
Cumhuriyet Halk Partisinin de bLr miting hazırhyacağı, İnönü ile Bayar arasında bir buluşma ve konuşma olacağının tahmin edildiği hakkında bazı şayialar dolaşmaktadır. Fakat günün bu rivayetleri arasında en zayıf görüleni, tnöüü ile Buyur arasında bir buluşma İhtimalinden bahsedenidir. D. P. mahfillerine göre, «Eğer büyük kongreden sonra Halk Partisinin açmış olduğu kampanya nahoş bir hava yaratmışsa, sayın İsmet İnönü'nün, bu gidişi C. H. P. Genel başkanı slfatlyle ancak frenlemesi gerekirdi, şimdiye kadar yapılmadığına göre, henüz ortada konuşulacak başkaca bir mevzu bulunmamaktadır. k
Böyle bir mülâkat için CJT.P. Divan üj'elerlnden bir zatın teşebbüse geçmiş olduğu haberi de doğru görülmüyor. Şayia, şimdiki halde mevsimsiz sayılmaktadır.
İzmir 10 — Demokrat Parti Benel Başkanı Celâl Bayar ile Genel İdare kurulu üyeleri bu akşam Çeşmeye gitmişlerdir. Cumhurbaşkanının Ege bölgesindeki gezisi müddetince, D. P.
ha ye t Vesile bir fırsatını bulup kadının çantasından 15,000 Hra değerindeki 7 parça mücevherini çalmağa muvaffak olmuştur. Hırsızlar, çaldıkları mücevherleri Beyoğlunda bir kuyumcuya satarlarken yakalanmışlardır. Mücevherler müsadere edilmiştir. Üç hırsız hakkında kanuni takibata başlanmıştır.


Bîr altın lira kaçırırken yakalandı
İstanbul Umanı'-''" * *
: İhsan Çardaklı
İzmit : Demiryolu caddesi No. 75
Adapazar : Karasu Oteli, Ahmet Canay müracaat olunarak yerlerin evvelden tutulması rica olunur.
BORSA
İM.nbul BorMunm W»/IM» Ç t K L E â
Londra 1 SttTll» M-M5G
New York 100 DoUr
Para 100 rransız F 1M.904
Cenevre 160 İsviçre I 05.7210
Ameaterdam 100 riûrtn 105.5108
Brüksel ICO BelcUu F. 8 3887
Pra* 100 Çekoslovak Kr B.flo
Slokholm 100 tsvec Kr. 718880
Ltrbon 100 EskurJee 11.2495
Birleşmiş Milletler sağlık teşkilâtında çalışacak doktorlarımız
Ankara 11 .Akşam) — Birleşmiş Milletler Sağlık teşkilâtının memleketimize ayırdığı dört etüd bursu için Dünya Sağ lık Genel direktörlüğûnce Dr Bahri Pelit, Şeklp Ssy, Hamdi Dilevurgan ve Hamdi Açan seçilmişlerdir.
ESHAM VE TAHVİLÂT
% t FAİZLZİ TAHVİLLER
Sivas • Eraurum t Î0.40
Sh. • Eraınıra 2-7 20.50
JMJ Demiryolu 1 20.05
İMİ Demir» olu n 19 95
1941 Demiryolu m 19.80
Milli MOdalna 20.55
Milli Müdafi» □ 1990
mm Müdafaa m 20 15
Mİ» Müdafaa rv % ■ FAİZLİ TAHVİLLE A 20.50
Yeni pul serili
Ankara 10 — Düny-ı posta ittihadının 75 inci yıldönümü münasebetile P. T. T idaresi tarafından ycni.plr pul serisi 1 Genel kurulunun, olayların ge-ioma n„mn.iK in «ı an üşmesini Çeşmeden takibe karar verdiği anlaşılmaktadır.
Yabancı mahfillerde
İzmir 10 — Demokratların dünkü mitinglerinin önemli bir neticesi de, yabancı mahfillerde bıraktığı akislerdir. Bu mahfil-ler Türkiyede siyasî bir bııhra-. nm mevcud olduğu kanaatini
Kallnnına 1 95.33
Kalkınma n 95.1Ö
Kalkınma 111 95.55
M* istikran i os.ss
IM« istikran H 95Z5
Dem İri olu VI 95 35
% • 'FAİZLİ TAHVİLLEH
1933 Ergani İ=9û
1938 tkramlveU «Z5
MI1D Müdafaa LD 20.M
Demiryolu IV ®1.5O
Demiryolu v db.so
AHADOLU DEMtfiYÖLÜ ĞSUPO Tahviller 1-2 111.—
Hisse senetleri % S0 ot -
MUrn«sll «eneı 01.—
i
1940 Cumar'15. 20. 30. w
.eri ihtiva eden *ah rindekl posta,' CM Miİliyle Jütüdür. tl’ piyasaya çıka-
Doy! sonunda îstan-UD x büyük sergi İçin hazırlan maktadır, fuarına ait yeni_____________r_________a____________
‘si piyasaya çıkarıl- bu toplantının dağıtinış olduğu | kanaatindedir.
ŞİRKET HİSSELERİ
Meraca BankıMu 118
Ij Bun kası 34.50
T. Ticaret Bankanı 5.10
Aralan Çimento 18.M
SARRAFLARDA ALTIN
İMİMİU
Gulden 41.70
Türk llrtfl 43 50
Sterlin 98.25
Külce *47
Ht»*( 45.85
II Ağustos 1949
AKSAM
Şahit? 3
Dört sene süren seçim mücadelesi olur mu?
Son seçim, 21 temmuzda yapıldı. Artık bu tarihi ezber biliyoruz. Demek ki, mantıkan, 1950 seçimlerinin gene aynı tarihlerde olmasa icab eder; bir seneye yakın bir »aman var. Türkiye ise, şu günlerde, seçim arifesindeymişiz gibi hummalı bir faaliyet içindedir.
Daha iyi düşünürsek, bu seçim patırdısı İzmir mitingi arifesinde de başlamış değildir. Geçen ay, geçen sene hep o hiimnıalı havayı yaşadık.
Mübalâğaya düşmekten Jrorkmaksızın iddia edebiliriz: 1946 seçimleri bitti, arkasından yeni kampanya başladı. Hep bu bunaltı i-çinde mi ya sıyacağız- Buna âsap dayanmaz. Eğer mu-halefet, şimdiki Meclisin meşruiyetini fiilen kabul ettiğini Meclîste kalarak gös-termeseydi. bu mütemadi seçim vıdıvıdısı ihtimal gene mâkul olurdu. Gerçi bu bıkkınlık verici telkin yalnız muhalefetten de gelmiyor. Hele son günlerde gazeteleri kaplıyan «safi politika- nutuklarını söyleyenlerin çoğu, hükümet taraftarlarıdır. Bu nutuklar, aşağı yukarı birbirinin aynı tekerlemelerdir. Benim oğlum bina okur, döner döner gene okur! Millet sırf serlevhala-1 n rkuyup geçiyor, zira metinimi ezber bildiğine kanidir. Bir acayip ve sivri taraf olunca, serlevhalara nasıl olsa geçmektedir. Öbür kısım et - tekrarü!
Tekmil bir devrenin belli-basit enerjisini, muvafık, muhalif, her iki taraf, «safi politika» ya. diğer bir tâbirle, «seçim kavgası» na ayır-miî.tır. İktisadi, İçtimaî, hu-kubî mevzulara dokunmuş, dok-ınmamıstır. Öyle meseleler vardır ki, tekrarı gına getirir; karsı tarafta aksi tesir uyandırır. Bu bitmez, tükenmez kura lâf propaganda da aynı rolü oynamıştır, Halkı soğutmuştur. Halk. Nasrcddin Hoca’nın oğlu gibi, çok dinlediği her ne ise onun tersini yapmağa hazırlanıyor sanırım.
Seçim mücadelesi dedikleri. sandık başına gitmeden kısa bir müddet evvel olur, haydi haydi üç beş ay sürer.
Halk şairinin dediği gibi.
Gönül dedikleri üç beş ay olur Seninle benimki yılları geçti I
Gönül isterdi kî, her iki taraf da, bütün bu müddet zarfında halkın içtimai, iktisadi. ziraî, sınaî hayatına faydalı olabilecek yolları göstersinler, o sahalarda mücadele ve birbirleriyle rekabet için gerekli müesseseler kursunlar. Ne ekilecek, ne biçilecek, ne satılacak, hangi kanun çıkarılıp ne tarzda tatbik edilecek, cemiyetin bozuk düzeni nasıl ayarlanacak: bunları göstersinler, tahakkuk ettirsinler. Ve sonra, mukannen seçim zamanı gelince, ahuları yukarıda:
— İşte biz size, bu dört yıl içinde bütün bunları sağladık Bizi seçin! - desinler.
Öyle olmadığına göre, — partizan inadı hariç — millet, birinin verine ötekini seçerse önümüzdeki devrede ne gibi faydalar sağlıyacağı-nı dahi pek kestiremiyor.
(Vâ - Nû) ............................ Marmara kupası yat ve kürek yarışları
Büyük küçük kotralar arasında Marmara kupası yelken yarışları 14 ağustos pazar günü saat 10 da Modada bavlıyacak, Bey koza gidip gelme suretiyle icra edilecektir.
Su sporları Ajanlığının kürek sporunda bir yenilik olarak tertiplediği kürek merhale bayrak yarışı Büyükdere İle Bebek arasında 14 ağustos pazar günü İcra edilecektir. Yarış Büyük-derede saat 17 de bağlıyacaktır.
Bölge yüzme şampiyonluğu seçme müsabakaları I
Be' «e birincilikleri yüzme mü-sah'»kalan seçmeleri 11 - 12/8'!
Ekmekler küçüldü
Fakat Fiat ta değişiklik yok
Belediyenin ekmekler hakkında verdiği karar dün akşam Daimi Encümenden çıkmış,"tatbikine de bu sabahtan itibaren başlanmıştır. Bu karara göre şimdiye kadar 525 gram olarak çıkarılan ekmeklerin vezni 510 grama indirilmiş buna mukabil şeklinin yuvarlak olmasından vaz geçilerek tamamen francala şeklinde imaline karar verilmiştir.
Ayrıca rutubet derecesini de yüzde iki nlsbetlnde azaltmak suretiyle ekmeklerin hamur çıkarılması kısmen önlenmiştir Yâni yeni ekmeklerin rutubet derecesi yüzde 38 yerine yüzde 36 olacaktır. Flütte değişiklik yapılmamıştır. 510 gramlık bas ton şeklindeki ekmekler yine 20 kuruşa saılacaktır. Yalnız vezin 15 gram azalmıştır.
Sah ah Gazeteleri Ne Diyor?
Bize göre
Bugünkü gazetelerin çoğu başmakaicicriui D. P. liderinin İzmirde söylediği nutkun tahliline tahsis etmişlerdir.
Nadir Nadl CUMHURİYETte-ki yazısında bu nutkun müsbet bir intiba uyandıtdığmı belirttikten sonra şöyle demektedir*
Son İzmir nutku da Celâl Bayarın özel yapısına sıkı sıkıya bağlı, İlhamını memleket realitesinden alan ve bunun İçin parti üstü diyeceğimiz düşüncelerle yüklü güzel bir nutuktur. Yarınki demokratik gelişmemiş nasıl bir istikamet alırsa alsın. Celâl Bayar tarafından evvelki gün söylenen sözler milli tarihimizin temel vesikalarından birini teşkil edecektir.
Yarış atları sahipleri dün valiyi ziyaret ettiler
Yarış atları yetiştiricileri ve sahipleri cemiyetine mensup bir heyet, Fikret Yüzatlinın başkanlığında dün valiyi ziyaret et mlştir.
At sahipleri, Veliefendi hâdisesi hakkında Valiye mütemmim malûmat verdikten «oma at yarışlarının menedilmcmfsl-ni talep etmişlerdir.
İlkokul öğrencilerinin sergisi
İstanbul İlk okul öğrencilerinin 948 ve 949 öğretim yılına ait resim - iş ve yazı faaliyeti ni göstermek Üzere Milli Eğitim müdürlüğü Beşlklaştakt Barbaros İlk okulunda bir sergi hazırlamıştı. SergL dün saat 1« da bir çok öğretmenin huzurtyle a-çılmıştır. Bu açılışta Kıbralı, Türk öğretmenler de bulunmuşlardır.
Bu yıl incir mahsulü az
Almanlar üzüm ve incir almak istiyorlar
Alınan malûmata göre bu yü incir mahsulü azdır. Üzüm mah sulu 60 - 85 bin ton arasında tahmin edilmiştir.
Yeni rekoltenin satışa çıkması arifesinde bütün merak alıcıların durumunu öğrenmekte top tanıyor. Verilen malûmata göre Almanlar bu yıl İzmir piyasasından bir hayli üzüm ve incir alacaklardır. Almanlar bilhassa üzüm mubayaasına büyük bir ehemmiyet vermektedirler.
öte yandan İngiliz iaşe nezareti bu yıl İzmirden 20 - 25 bin ton kadar üzüm almak kararındadır, İngillzlerin üzüm fiatl bahsinde henüz tebellür etmiş bir görüşleri yoksa da geçen setteki flütlerinden yukarıya çıkıp çıkmıyacaklan belli değildir. Almanların İzmir piyasasında görünmeleri gayet tabiî olarak İngiliz İaşe nezaretinin şevkini kırmıştır. Şimdi İngiliz iaşe ne zareti için ihtiyar edilecek durum. piyasanın temayüllerine göre bir fiat haddi tâyin etmek tir.
Eğer İngilizler müstahsilin maliyetini nazarı dikkate alırlarsa İzmirden diledikleri kadar üzüm satın alabileceklerdir. Bu olamazsa İngilizlerle İş yapmak hayli müşkül olacaktır.
Uludağ’a rağbet
Bursa 10 (A.A.) — Uludağ bu sene fevkalâde rağbet görmüştür. Dağ otelleri tamamiyle doludur. Dağın muhtelif bölgelerinde sekiz yüzden fazla çadır kurulmuştur. Âdeta meskûn bir hale gelmiş olan Uludağda İstanbul ve Ank aradan pek çok
ziyaretçi bulunmaktadır. Dün gece İlk defa olarak Uludağ o-telinde bir balo verilmiş, Bursa
valisi Haşim tşean, baloyu a-çarken, Uludagın ehemmiyet ve istikbalinden bahsetmiş, dağın
İlerisi İçin bu hareketi medeni bir adım saydığını bildirmiştir.]
Ayni zamanda dün akşam U-
949 perşembe ve cuma günleri ludağ oteli önünde açık havada
saat 17,30 Lldo'da yapılacaktır, halka sinema gösterilmiştir.
Kanada
*
Vatan sevgisine davet
Emin Yalman makalesinde ( nutkunda bazı
Ahmet Emin Yalman VA-TANdakl makalesinde Celâl Bayann nutkunda bazı acı sözler bulunmakla beraher esas itibarile nutkun dahili sulhu müjdelediğini beyan ettikten sonra şunları yazmaktadır:
Nutuk, umumî mahiyet itiba-rlle dahili sulh hesabına elde edilmiş bir köpriibaşıdır, Memlekette huzur, nizam ve ahengin icrat mesuliyetini taşıyanlar: bunu böylece görmezlerse ve nutkun müspet tarafları ü-zerinde duracak yerde yeni
baştan mânâsız politika taarruzları açmak için nutku bir vesile diye kullanırlarsa, memleketin başına gelecek felâketlerin ve bu arada o zaman kendilerinin bir ğun uğramalarına ihtimal olan âkibetlerin bütün mesuliyetini sırtlarına almış olurlar. Geçirdiğimiz huzursuzluk devri tamamüe arkada bırakılmalı, bize tehlikenin yakınlığını hatırlatmış olmak su-retlle vazifesini tamamlamış sayılmalıdır.

Nutku okuduktan sonra varılan hüküm
TANın başmakalesinde Kayarın nutku hakkında şöyle denmektedir:
Celâl Boyarın İzmir nutku, her şeyden evvel yüksek bir fikri seviye, siyasi olgunluk, hâdiselerin tahlilinde sıkı kurulmuş bir mantık kudreti, İleri bir demokrasi anlayışı, halka dayanmanın verdiği emniyet ve huzur, entrikaya tenezzül et-miyen bir adamın dürüstlüğü ve bütün küçüklüklere karşı bir nevi nefret İfade etmektedir.

D. P. nin İzmir mitingr
Hl'RRİYETİn başmakalesinde de İzmir mitingi ve Celâl Bayann nutkunun ehemmiyeti üzerinde durulduktan sonra şöyle deniyor:
Roma hava
seferleri
Atina hattının Roma-ya kadar uzatılması tahakkuk ediyor
Ankara 10 — Devlet Havayolları Ankara - İstanbul - A-tina hattını Komaya kadar u-zatma tasavvurunu tahakkuk ettirmek üzeredir. Umum müdür Osman Nuri Baykal bu hususta şu malûmatı vermiştir: cBu hattın rantabl olabilmesi için Komaya kadar uzanmasına zaruret vardır. Bu takdirde dünya hava yolları ile daha sıkı bir temas elde etmiş olacağız ki bu bilhassa mühimdir. Esasen Italyan Havayolları şirketi Genel müdürlüğümüze müracaat ederek mütekabiliyet esası üzerine Roma ve İstanbulda a-centalık teklif etmiştir.
Müracaat üzerine Fuar martlarına mahsus olmak
haftada bir sefer yapmak üzere Beyrut - Lefkoşe - Nikosya -İzmir hava seferlerini tesise karar vermiştir. Bu seferlerin teferruatını tesbit etmek üzere D. H. Y. işletme Müdürü Kemal Martı bu ayın 18 inde Bey-ruta gidecektir.
Havayollarımızın dış memleketlerde temin ettiği İtimada bir misal de Halep ve Lefkoşe arasında hususi bir sefere mahsus olmak üzere uçak kiralanması, talebidir. Bu talep Genel müdürlükçe dikkate alınmış ve gereken teklif yapılmıştır.
za-
ve
Muhallebicilerin zam isteği kabul edilmedi
Bir müddet evvel muhallebiciler Belediyeye müracaat ederek muhallebi, keşkül, aşure, tavukgöğsü ve benzeri şeylerin flütlerinin arttırılmasını İstemiş* lerdl.
Belediyenin bu hususta yaptırdığı tetkikler neticelenmiştir. Buna göre pastane sahiplerinin istedikleri zam talepleri yersiz bulunmuş ve müracaatın reddi kararlaştırılmıştır. Bu «lin. bu karar müracaat sahiplerine bildirilecektir.
Veliefendi hâdisesi tahkikatı
Veliefendi hâdisesinde yarış kaidelerine aykırı olarak hile ve desise yapılıp yapılmadığını tâyin etmek üzere, savcılık tarafından kurulan beş kişilik ehli vukuf heyeti dünden itibaren faaliyete geçmiştir, Ehil vukuf dün öğleden sonra yarış muhasebe ve gişe idarecilerini davet ederek kendilerinden lâzım gelen izahatı almıştır,
Veliefendi hâdisesi tahkikatına Cumhuriyet savcısı Ihsan Köknei başta olmak üzere muavinlerden Nihat Tokuz, Sel-man Yörük ve Yavuz Fmdıkgll tarafından devam olunmaktadır.
Türk milleti kararını vermiştir ve biraz da başkalarını tecrübe etmek istiyor. Milletin bu temayülünün önüne geçmeğe. kimsenin hakkı yoktur. Hülâsa.! İzmir mitingi Türk milletinin1 artık yeni idarecilere kavuş-] mak istemesinin bir ifadesidir i ve bunu da sandık başında bir] kere daha Lspat edecektir. İzmir mitingini ne kadar küçültmek isterlerse Lalesinler hakikat dev adımlarlle yürüyor.
buğdayları
Silo olmadığından Kuruçeşmedeki rıhtıma boşaltılıyor
Onlar ve biz!
Gazetelerde hemen her gün yeni bir keşif, yeni bir ihtira haberi okuyoruz. Her uzvunun, her çüz'üniin kudretli hamlelerinden hız alan medeniyet, muntaza-îT.Sn rhutâîûyit süratle İlerliyor. Her sahada muvaffakiyetli adımlar terakki u-fuklarını mütemadiyen genişletiyor. Kâinatın haritası çiziliyor. Aya gitmek için hazırlıklar sona yaklaşıyor. Şemis manzumesinin mahrekini değiştiren yeni naza-riyeler üzerinde münakaşalar, tetkikler yapılıyor. Gürleşin her saniye kaybettiği enerji miktarı da ölçülerek dünyamızın kıyamet günü hesaplanıyor. Âlimler bir yandan bulutları yarıp yedi kat göklere yükselerek Stra-tosfer’e çıkıyorlar, bir yandan dalgaları delip deryaların yetmişinci katına iniyorlar. Tabiatın gemsiz a*-., lam elektrik, ilmin sihirlij^-parmakları arasında balmu-Q mu haline gelip beşer hiz-Q_ metinde bin bir kalıba giri-{\| yor. insan sağlığı sahasın-q_ da araştırmalar derinleşt- O yor; yeni veni hastalıklar, q yeni yeni mikroplar, yep- O yeni ilâçlar, yepyeni tedavTğj usulleri bulunuyor. İkinci £_ Cihan Harbinin kan tutma- 0 sından kendini kurtarmağa çalışan beşer zekâsı, henüz Q) atom sihrinin imha kudreti Q) üzerinde didinmekle meş^t gul; ihya kudretini hizmet^ altına aldıktan sonra neler fy olacak, kim bilir?
Sadece gündelik gazete (D sütunlarına akseden kısmı-’çg nı duyabildiğimiz terakki hamleleri saymakla tüken-mez. Bu ilelreme hareketle-O irinin hepsi dışarıda, yabancı memleketlerde oluyor ve biz... alacalı boncuk dizisi bulmuş bir iptidai kabile a-damı sevine ve hayreti içinde bunları okuyup öğreniyoruz. Bilmediğimiz zaman sesimiz çıkmıyor anıma, öğrendikten sonra bazan caka satmaktan da kendimizi a-lamıyoruz. Meselâ penisilin keşfedilip tedavi sahasında icazkâr kuvveti ortaya konulduğu zaman; «Yeni bir şey değil bu. Bizim Anadolu halkı onu eskiden beri bilir, peynir küfündeki penisilini hastalıkta kullanır» diyerek dudak bültenlerimiz oldu. Gel gelelim, bizim penisilinimiz hâlâ peynir küplerinin ağzında duruyor ve doktorlarımız Amerikanın, İn-gilterenin penisilinini kullanıyorlar.
«Keşifler, ihtiralar büyük sermaye işidir, hurdan ancak zengin memleketler yapabilirler» diyorlar. Böyle şeylerin bizden çok daha zayıf memleketlerde de yapıldığını bir yarta bırakalım ve keşiflerden de vazgeçelim de kendimize şöyle bîr insaf göziyle bakalım. Başkalarının coktaan keşfettikleri şeylerden en basitlerinin mevcudunu taklide özenerek milyonlar saçtık, fabrikalar kurduk. Bunlardan hangisi hangi ihtiyacımızı karşılityabildi?
Geçenlerde gene gazetelerden birinde yeni bir ke^îf haberi gördüm; «Acaba bizde de bir keşif, bir ihtira müjdesini kulaklarımız ne zaman duyacak?» diye düşünürken, göziim gazetenin başka bir sütununa kaydı, şu satırları okudum:
«İki açıkgöz, ellerine geçirdikleri bakır külçelerini altın suyuna batırarak Has-köyde bir adama altın diye satmışlar, ikisi de yakalanmışlardır.»
Bu haberi görünce sözümü geriye aidini. Demek ki biz, keşif ve ihtira yollarında çok daha sağlam adımlar atıyoruz. Mübadele vasıtası olan para, bütün gayretlere rağmen altın esasından a* nlamıyor. Bizim mucitte miz. muhterilerimiz de 1,C,T şeyden evvel altın yaVn’j. için ilmi simya üzerini' taşıyorlar!
Aı Ref ik
"""ti V 1
,„»1 1* -
öile ‘kif'd
4,51 5.05 H.5Ö Ö.OG 13.19 11.1i
Kanadadan gelen buğdayların boşaltılmasına devam edilmektedir. Şehirde bu buğdayları yerleştirecek silo bulunmadığı için buğdaylar Kuruçeşmede inşa edilmekte olan rıhtıma ooşaı lılmaktadır.
Buğdayların toprakla karamaması için yere 20 santimetre kalınlığında kalaslar döşenmiş, „ ruo. bunların üzeri de çuvallarla kap nutkun Sanmıştır. Alâkalılar silo buiun-...i hasıl mı>an bütün yerlerde buğdayla-yaüştıncı ruî bu §elt,lde yere serildiğini ve I yağmur vukuunda bunların üst-| terinin muşamba He örtüldüğü-nü söylemektedirler.
ı Vapurun yükünü bl r an evvel i tahliye ederek setere çıkması
1 zaruri olduğundan ve bu buğdayları alacak bir silonun mevcut bulunmamasından dolayı i gemi hamulesini pnönıotlk cl-| hazlarla derhal karaya boşalc-I makta ve buğdaylar rıhtımda I çuvallandıktan sonra depolara gönderilmektedir.
j şehrimizde bulunan Ticaret i Bakanı bugün Kuruçeşme depo suna giderek buğdayların mu-, 1 meselesi Lle
meşgul olacaktır.

Minnettarlık yaratan bir demeç
Selim Ragıp Emeç SON POS-TAdaki yansında bu ı D. P. kongresinden beri olan asabi havayı bir mahiyet taşıdığını belirttikten sonra şöyle demektedri:
Sayın Celâl Bayar; zaman zaman, kendisine ve partisine savrulan ithamlara karşı müdafaa durumunda göründükten sonra mukabil savletleri ile, yaman bir müddei; hakkının kudretine karşı gelmek mümkün olmıyan bir ithamcıdır.
Bu sebepledir ki. memleketin bugünkü İç politika durumunu tarife gelinceye kadar yaptığı konuşma: önlenmesi kabil ol-m.yan bir mantık şellâlesi şek- auııu gâUWCfc uug lin.de, tecelli edip akmış ve bu halaza ve tevzii akışla da llcliHann . .
akışla da, iktidarın şimdiye kadar yaratmağa çalıştığı sun'i telhlş havasını silip süpürmüştür.
ithal politikası
Ba!r?ın «İthalâtı ayarlamak yolundayım. Eylül başında sağlam bir neticeye varacağız» diyor
Dün sabah şehrimize gelen Ticaret ve Ekonomi Bakanı Vedat Dicleli saat 15 te İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası salonunda ithalâtçı tacirlerte bir toplantı yapmıştır.
Başkanlığa İzzet Akosman seçildikten sonra Bakan, bütün dertlerin serbesçe söylenmesini istemiştir
İlk olarak söz alan Bedri Nedim Göknll İstanbul Tüccar Derneği adına konuşmuş ve Bakandan, ihracatçı ve İthalâtçı tacirlerle yapacağı görüşmelerden ve Ankarada ilgili makamlarla temaslardan sonra en kısa zamanda ilgili tüccarla büyük bir toplantı yapılmasını ve hiç olmazsa iki ayda bir böyle toplantılar yaparak tüccarı dinlemesini istemiştir
Müteakiben konuşan Suat Kara,osman ithalât politikası esaslarının doğru olduğunu, ancak tatbikatta yanlışlıklar yapıldığım, bu yüzden birçok İhtiyaç maddelerinin karaborsaya düştüğünü söylemiş ve 25 senelik eski ve yanlış gümrük kanunun en süratli bir şekilde tashihi lüzumunu belirtmiştir.
İthalât tahsislerinin plânlı ve memleket İhtiyacına göre yapılmasını söyliyen Kemal Haraççıdan sonra Muhlis Erdener ithalâtta tahsis yapılırken «İstihsale yarayan maddeler» İbaresinden ne anlaşıldığı hususunun kati surette açıklanmasını ve harb içinde alınan bazı tedbir ve kararların artık kaldırılmasını İstemiştir
Bundan sonra muhtelif dilekler İleri sürülmüş, bu arada Suat Karaosnıan bundan dört sene önce C. H. P. genel kurulunda kararlaştırılan Ekonomi Genel Meclisi tasarısının hâlâ tahakkuk etmediğinden şikâyet etmiştir.
Bütün bu dilekler ileri sürüldükten sonra konuşan Bakan ezcümle demiştir ki:
(— İthal politikası üzerinde sarih bLr prensibe varmak üzere çalışıyoruz. Şimdiki halde İthalâtı durdurmayı düşünmüyoruz. Piyasa da^muh telif sebeplerle bir durgunluk olduğu için İthalâtı ayarlamak yolundayız. Çalışmalarımız İlerledi. Eylül a-yı başında sağlam bir neticeye varacağımızı ümit ediyorum. Şimdiden söyllycblllrim kİ ithalâtımız bir cpriorlte» sırasına göre tanzim edilecektir. Dl-
ğer taraftan gümrük liste mevzuatının yeniden tesbltl tarifelerin değiştirilmesi İçin bir komisyon kuruldu çalışıyor. İthalâtçılardan, piyasanın kullanabileceği malları İthal etmelerini rica ederim,.
Bakandan sonra dış ticaret dairesi reisi Munis Faik Ozan-soy konuşmuş ve ezcümle şunları söylemiştir
c— Bakanlık aylık veya İki aylık tüccar toplantıları yapmayı esas itibariyle kararlaştırmıştır. 163 numaralı sirkülerin tatbikatta sıkıcı maddeleri tâdil edilmektedir. İhracattan gelecek dövizi mübrem ithalâta tahsis etmek istiyoruz,»
Bu aralık bir noktaya daha cevap veren Bakan. Ekonomi Genel Meclisi kanun tasarısının, kendinden evvelki Bakanlar zamanında hazırlanmış ve hâlen. Büyük Millet Meclisinin ekonomi encümenine gelmiş olduğunu söylemiş ve kendisinin bu tasarıyı incelediğini belirtmiş ve toplantıya son verilmiştir.
Bakan bugün saat 14,30 da esnafla, sonra da ihracatçılarla görüşecek, yarın saat 15 te sanayicilerle, cumartesi günü saat 11 de de gazeteclterle birer toplantı yapacaktır.
ve ve
Belediye memurları çocuk zammı almadıklarından şikâyetçi
Belediye müstahdemleri, çocuk zammı almadıkları için mağdur olduklarını söylüyorlar. Dün müstahdemlerden bir gup bir arkadaşımıza demiştir ki:
— Belediye bize memurlar gibi muamele ediyor. Tekaütlük hakkı tanıyor ve diğer haklardan bizi de isifade eıtirlyor. Yalnız bize cocuk zammı verilmiyor. Nedense bundan biz istisna edlliyoıuz. Halbuki buna en çok biz muhtacız. Müstahdemin çocuğu olmadığı nasıl düşünülebilir?
8 çocuklu
Ev bulamayınca çadır istedi
Şehrimizde kiralık ev ve apar tıman katları çoğalmaktadır. Fakat ev sahipleri klracıiannn çocuksuz olmasına çok dlkkar. etmekte ve bu yüzden çocuklu aileler çok müşkül bir duruma düşmektedirler. Dün Vilâyete mezbaha memuru olduğunu söv liyen bir zat müracaat ederek kiracı olduğu evden mahkeme karariyle çıkarılacağını, 40-50 lira ev kirası vermeğe hazır olduğu halde 8 çocuk sahibi olduğu İçin ev vermediklerini, bu yüzden bir İki gün İçinde ailece sokakta kalacaklarını söylemiş ve kendisine bLr çadır verilmesini istemiştir.
VLlâyet, müracaat sahibini bc lediyeye göndermiştir.

Pasta fîatlerî
Belediyenin pastanelerde yakla yenen postalarla, oturarak yenenler arasındaki farkı kaldırmak için her iki şekildeki satışın tarifeye göre yapılmasına karar verdiğini yazmıştık. Dün bu hususta yeni tarifeler hazırlanarak kaymak anili Klora bildirilmiştir. Buna göre lüks sınıflı pastanelerde yenen posta ve benzeri şeyler 30. birinci sınıflarda 22, ikinci sınıflarda 18 kuruşa satılacaktır.
a-
Demokrat Partinin Türk Ocağına mesajı Demokrat Parti idare kurulu, il kongresini yaparak hukuki teşekkülünü tamamlamış o-lan Türk Ocağına aşağıdaki] mesajı göndermiştir:
a Eski hizmetlerini daima if-, tlharia andığımız Türk Ocaklarının yeniden doğuşu ve ilk büyük kongresLni sevinçle karşıladık.
Memleket köşelerinde hudutsuz hizmetler edeceğine tam l-mânımız bulunan bu güzel kuruluşu il idare heyetini temsil kurulumuz
Peynir, yağ fiatleri boyuna yükseliyor (-—-—..................„
Edirne — Yağ ve peynir fi- pden sîzleri İdare atlerlndc son günlerde görülen namına candan tebrik eder ve yükselişe mâni olmak için hû-' bu kıymetli mesaide muvaffak kûmetln müdahale ve tanzim olmanızı temenni ederiz.» satışlarında bulunacağı ihtimalleri gittikçe kuvvetlenmektedir. Diğer taraftan tanzim satışlarının bir neticeye ulaşabilmesi uzun tetkiklerden sonra bu İşe girişilmesi İcap ettiğini belirtmektedirler.
İlgililer başardı için
Konservatuar Türk Musikisi Konseri Tam kadronun iştirakiyle Kürdi 11 Hicaz kâr faslı 16 Ağustos pazartesi saat 21 de Açık Hava Tiyatrosunda
Biletler her gün saat 13 ten 18 e kadar Konservatu-arda satılmaktadır.(11638ı
Bir evin çatısı çöktü
şehremlninde Necip Asım sokağında Hayri Erdoğan adında birinin kiracı olarak oturduğu 8-1 numaralı evin çatısı diin. akşam üstü birdenbire çökmüştür.
Bu çökme neticesinde beş yaşında Hamiyet, bLr buçuk yasında Mehmet, dört aylık Hii-;seyln isimlerindeki çocuklar enkaz altında kalmışlardır. Bilâ-hara enkaz temizlenerek çocuk-11ar altından çıkarılmışlar, Ha-'■seki hastanesine sevkedilerek tedavi altına alınmışlardır. [
Cenuplun röuoıta jlar ; 4
“KAÇAKÇILIK
Gaziantepte 4 metre ipekli 18 lira — Kaçak eşya huduttan nasıl geçiyor — Gazi ant ept en İstanbul a mal
Dünkü insansız, bugünkü hayatla dolu şehir
Evvel zaman içinde
Ufak tefek hâtıralar
kaçırmanın yolları
Avrupa Birliği Konseyinin toplandığı Strasburg harbin iptidasında boşaltılmış, aylarca ıssız kalmıştı
Meşrutiyetten sonra gelenler — Gazi Osman Paşa ve aleyhinde cumal verenler — Osman Paşanın dertleri
Her hakkı mahfuzdur.
Semih Mümtaz S.
Yakalanan 1
Gazlantepte en fazla dikkati çeken şeylerden biri ahalinin giyinişi. Kadınlara dikkat ediyorum, Önerlerinde neler yok neler1 Herkeste pırıl ptnl ipekliler parlıyor, Istan bulda görme ye alışık olmadığımız desenlerde emprimeler, birmanlar, jorjetler ve daha d.ı benim ismini, cismini bilmediğim neler.
Erkeklerde de gayet orijLnal desenli Amerikan ceketleri var. Bir çok kimselerde naylon gömlekler göze çarpıyor. Hele çakmaklar öyle müpte?,elleşmiş ki, yüzlerine bakan yok,
Butun bu kaçak eşyanın nasıl alınıp satıldığını merak ediyorum. Fakat mesele hiç o kadar güç değil. Sokak La yanınıza biri yaklaşıyor:
— Ağabey güzel çakmaklar rar, lâzım mı? Tanesi 250 kuruş.
— Yok, lâzım değil
— Dolmak alı-m verelim öyleyse. 150 kuruşa Amerikan kalemleri var,
— O da lâzım değil.
— Kumaş verelim öyleyse bey ağabey.
— Ne kumaşı?
— Ne kumaşı istersen bulu-rux. Sen ver adresini, akşama eve gönderelim.
İşte ticaret dediğin böyle o-Inr.
Kaçak eşya bulmanın bir yolu daha var. Öteberi almaya niyetiniz olduğunu bir kaç kişiye söylediniz mi. akşama bir yığın bohçalı kadın gelip sizi buluyor. Cins cins ipekliler, emprimeler emrinize âmâde.
Kaçak eşya sudan
ucuz
Şimdi gelelim bunların flitlerine. Beyoğlunda bir ipekli alacak olsanız, pek bUmem ama, galiba metresi 13 - 14 11-rodan başlar. Buradaki Haller ise sudan ucuz. 4 metrelik bir ipekli 18 kâğıt. Emprimeler biraz daha pahalı. Onların 4 met resine 20-22 lira istiyorlar. Fakat ne emprimeler. İstanbulda böyle bir kumaşı kabil değil 60-70 liradan aşağı alamazsınız.
Söylenildiğine göre bu kumaş lan Suriyeden kiloyla alıyorlarmış. Böylece, meselâ bir robluk 10 liraya filân geliyormuş. 20 liraya sat Un mı yüzde yüz kâr.
Fakat acaba bütün bu kacak eşya huduttan nasıl giriyor? İşte asıl mesele burada.
Bu mevzuda bir çok gümrükçülerle konuştum- Onlar huduttan kuş uçurtmadıklarını söylüyorlar, jandarmalarla konuştum. Onlar:
■— Biz ikinci hattayız, fakat bizden de kaçak mal geçmez.» diyorlar.
Fakat bütün bunlara rağmen Gaziantep kaçak eşya dolu. Ve bunu bilmeyen de yok.
Bele Kilis, Killi teki kaçakçılığı anlata anlata bitiremiyorlar. En şık Amerikan naylonları İsLanbula gelmeden Kilise gelirmiş. Suriye, açık pazar. Amerika bütün lüks mamuJâtını gümrüksüz, pasaportsuz Suriye-ye sokuyor. Oradan da heder Türkiye.
Klllsle bu işten servet yapan çok kimselerin mevcut ol-•’oğı. uıi atılıyor.
n^dut nasıl geçiliyor? Mal ^rldyeye sokuluyor? Bu-
ıaçâk eşya nun için komisyonlar kurmaya, Amerikadan yetkili mütehassıslar getirmeye hiç hacet yok. Antepte herkesin buna dair bir fikri var. Her hangi bir kimseye sorun, size kaçakçılığın bütün mekanizmasını anlatsın.
Neyse, şimdi bırakalım bu bahisi. Mal huduttan nasıl giriyorsa giriyor ve Kilise geliyor. Fakat malın oradan An te be gelmesi mesele. Yollarda karakollar var, otobüsler An tepe gelinceye kadar İki üç kere muayeneden geçiriliyor. Böyle oldu ğu halde kaçak eşya gene Aû-tebe giriyor.
Ya eşya Antepten nasıl çıkıyor, Türkİyeye nasıl yayılıyor? Perakende kaçakçılık yollan
Bir defa bu işin ticaretini yapanlar var .Onlar ne yapıp yapıp, mallan Antepten de öteye geçiriyorlar.
Fakat bir de. eşyayı kullanmak için, veya başkalarına hediye etmek için alanlar var. Bunlar da iki şekilde hareket ediyorlar.
Ya kumaşı dikip, elbise, etek İlk şekline sokuyorlar. O zaman kimse ses çıkaramıyor. Veya malı gizlice kaçırıyorlar. Malı gizil kaçırmak için de kullanılan çeşitli usuller var.
Çok kullanılan usullerden biri kumaşı bele sarmak. Güm-ruk memuru, kadının karnını açıp bakacak değil a. Kumaşlar kat kat bele dolanıyor. Ve otobüse binil diği gibi gümrük karakolları rahat rahat geçiliyor.
Tabii buna benzer daha türlü usuller var. Mantonun astarını söküp, kumaşı astarın arasına yerleştirmek. Baklava kutusu ile mal kaçırmak. Kumaşı ı iyice sanp yemiş sepetinin ortasında sıkıştırmak, vs., vs... ı İşte bu usullerden birini tatbik etliniz mi eşyanız emniyet-I tedlr. Rahat rahat İstanbula kadar gelebilirsiniz.
çok kullanılan bir usul daha var ama, bu pek fazla garantili değil. Bu son usul daha bü-, yük parçalar için kullanılıyor ! Malı paket yapıp otobüsün her hangi bir yerine koyuyorsunuz.] Gümrükçüler tesadüfen arabanın içini muayene edip de pa-. keti açacak olurlarsa kimse ma la sahip çıkmıyor, ve sadece malın müsaderesi He tehlike atlatılıyor.
Fakat çok defa bu tedbirler de lüzumsuz. Zira gümrükçülerin eşyayı muayene etmeleri 1-çln bir ihbar yapılması, veya şüpheyi çeker bir vaziyetin mev cudiyeti lâzım. Bu sebeple, her otobüs ve her eşya muayene edilmiyor. Meselâ biz dönerken hiç arayan soran olmadı ve maalesef gümrük muayenesinin! nasıl yapıldığını görmekten de mahrum kaldık.
Hıfzı TOPUZ
Amerikada şiddetli sıcaklar
Nevyork 10 (A A.) — Birleşik Amerikanın bütün Doğu yansını bir sıcak dalga kaplamaktadır. Hararet derecesi Nevyors ta dün saat ıo da 37 ye yükselmiştir kİ bu hal 77 yıklanberl görülmeni İş Lir.
ugün matm^
birden ri'den itibaren iki büyük film
1 ~ (0?"™nDUDAK,J,K
»l'l
2 _r. ri ı ■ «, ,PARKER
ÇÖLLER KASIRGASI
elmut »anvine . r üonN
Strasburgu Almanyadan ayıran sadece bir köprüdür.
İlk anda insan sanı yo' ki saat pek erkendlr ve kari.ıra bürün büş kocaman şehir henüz uykudadır. Sokaklarda ne bir tek İnsan, ne bir hayvan, ne bir nakil vasıtası... Dükkânlaı kapalı. fakat vitrinlerde eşya var Temiz, geniş caddelerdi iki sıra büyük, güzel binalar, hrpdniii pencereleri, pancarları sımsıkı kapalı. Bu .lerln boşluğa, bu a-caylp sessizliğe aldanış çok sürmüyor. Hâlâ uyuyor zannettiğiniz bir adamı kalbine kulağınızı koyup dinllyerek hayattan eser görmediğiniz zaman nasıl hayretle karışık bir korkuya, blı yese düşerseniz, günün ilerlemiş bir saatinde bu şehrin bolluğuna dikkat ettiğiniz zaman ay m helecana kapılırsınız: Strasburg, o‘muazzam, süslü beden nefes almıyor!
Caddeleri dolaştık.
MEŞRDTtYETt müteakip (lSOa - 1324) htanbuldan iKmkiAştjnlmıslarclan bir çoğu bir de affı umumi ilân edlldlğL için akın akın merkezi saltan ı-ta geldiler. Bunlardan belli başlı zatlar olduğu gibi bCİSİZ başsızlar da vardı. Ve hep beraber o günlerin gürültülerine karıştılar. Benim gördüklerimden bir İkisi şöyleydi. (1) Bu tarihten yani meşrutiyetten sonra ilk muayede resminde merasim başlarken İkinci Sultan AbduJ-hamld eliyle İşaret etti. Müşir Fuat Paşa bin tnelrköylü müşir Haşan paşayı eski vazifesine İade etti. Yani tahtın yanında duran sapığı ona teslim eyledi. Onu Şama nefyetmezden evvel Fuat paşa muayedelerdc bu işi görüyordu. Neden bu böyle oldu? Çünkü hünkâr Fuat paşadan memnun ve ona karşı mah Imuştu. Ve çünkü Fuat menfasından İstanbula döner dönmez ayağının tozuyle doğruca Yıldız sarayına gltmlşj arza tâzimat etmişti. Tıpkı senelerce Trablusgarbta istihdam edilerek meşrutiyetten sonra harbiye nâzın olarak dersaade-te gelen müşir Recep paşanın İkinci Sultan Abdülhamide kar şı gösterdiği hareket gibi. Halbuki Sultan H&mldln senelerce maiyetinde bulunan ve yanından ayrılmıyanlar efendilerinin kalbini kırmışlardı. (Sıracı gelince bunları teferruatiyle karilerime araedeceğim.)
v. D paaışana damad edilmeleri
Iine Usman Kaşa he5e haftada bir rütbe ahi
Gazi Osman Paşaya temas e- sına başla göz arasında (pâşa) den son yazılarıma zeylen ŞU-|OlmaIan keyfiyeti İdL Bu menü da İlâve etmeliyim kİ; paşa- £c!e onu çok sıkardı ve çocuk-nm aleyhinde bulunan ve Yıl- Tarımı hünkâr şımartıyor, diz saravına nisneti olan hafi- .
as-
1 undu klan vakitlerde dahi onlarla dahi hasbıhali severlerdi. Gazi Osman Pâşa doğruluk ton başka bir şey bitmediği İçin lâkırdısını saklamaz ve elbette fena bir maksadı taşımazdı amma — eraslli asdıka, bu gibilere böyle derlerdi o zaman -Her halis bir kelâmdan en kötü bir mâna çıkarır, padişaha cur-nallar verirlerdi. Meselâ
kertik hâtıraları arasında Osman paşanın Hüseyin Avnl paşa İçin iyi bir kumandandır df mesl türlü türlü mânalara mi mul ve derhal pad.şlaha malû olurdu. O da «Vay Hüseyin A ni paşayı mı beğeniyor? Aca o da onun gibi mi hareket beni hal’edecek?» diye âd rahatsız olurdu ve dünürünü soğurdu. Osman Paşa hünk sevmez miydi? Elbette sever Onun iyiliğini istemez miy( Elbette isterdi. Fakat her dre ğine evet demezdi. Evet efendi leriınln tehlikesini bilirdi. Bu dan dolayı idi nezareti şal de şüpheli bir adam telâk lunıırdu ve vefatına değin Y diz sarayında mabeyini hüm yun cenabı mülükâne müşiri
1 fatiyle âdeta bir mahbus hay ti yaşadı.
Paşanın dertleri
Biz adamakıllı çocukken yanımızda her lâkırdt edllm mek âdeti o zaman câri iken bile üzerinde fazla durduğu bir şikâyeti vardı. Oğullarının henüz mekteplerini bitlrmed'în padişaha damad edilmeleri ve irca-
in T7TTÎTTÖT^.”35â3(>»ı35-

yan Kehl köprüsünü yıktırmamış tır Bir köprü kİ uzunluğu sa dece 235 metredir. Galata köprüsünün tam yansı... Söylemeğe lüzum yok kİ köprünün iki tarafı da kapalı, toplar ve mlt-ralyözlerle muhafaza altındadır. Fransız askerleri çelik ve beton tabyeler arkasından gece gündüz düşmanı tarassut ediyorlar. Tabii, karşı taraf da öyle olacak...
Bu köprü ve bu şehir, harbin bu safhasın m en dikkate değer timsalidir. Karşı karşıya duran İki düşman, birbirlerine arasıra ateş savurdukları halde, ne bu köprüyü tahrip ediyorlar, ne de köprüden geçmeye teşebbüs! Koskoca Strasburg şehri Alman topraklarının en kısa, en kolay hedefidir .Fakat, şehre şimdiye kadar bir gülle atılmamıştır. Karşı sahilde heybetli bir Alman fabrikasının yüksek bacası tütüyor. Fransız İstihkâmları bu hedefi görmemeklikten geliyor. Askerlik sim mı, lüzumsuz tahribattan çekinmek hususunda karşılıklı ve zımnî bir anlaşma mı? MeçhuL Köprübaşını bekliyen genç zâblte sordum: «Bu köprüyü niçin bıraktınız?» Gülerek cevap verdi: »Karşıya yüzmeden geçebilmek için!» LÛ t tlfe. Fakat gözlerinde, içinin sa-
Konseyinin toplantısı münasebetiyle bütün gözler Strasburg şehrine çevrilmiştir. Burada ekilen tohumun filiz vermesi ve Avrupa Birliği gibi giizel bir idealin gerçekleşmesi herkes tarafından hararetle temenni ediliyor.
Strasburg, Alsas'ın başşehri ve Aşağı Ren departmanının mericezidir. Nüfusu 200 bini geçen bu güzel şehir. Ren nehri sahllindedir. Karşı kıyıda Almanların Khel şehri ve limanı vardır. Büyük bir köprü İki şehri birbirine bağlar. 1870 muharebesinde şiddetli bir muhasaradan sonra Almanların eline geçmiş, şehrin mühim bLr kısmı harab olmuştu. İkinci Dünya Harbi başladığı zaman, tam hudutta bulunduğu İçin. Strasburg kamilen boşaltılmış, köprü de tahrib edilmişti. Strasburg 1939 eylülünden 1940 senesinin yazında Almanların Caddeleri dolaştık. Mağaza eline geçtiği zamana kadar, ya- sahipleri catnekânları boşalt-ni on ay kadar bomboş kaldı.
1940 senesi şubatında Türk gazetecilerinden mürekkep bir heyet Fransıyı ziyaret ettiği zaman, Maginot hatmi gezerken. Strasburg şehrine de uğramıştı. Dün Strasburgdan gelen bir telgrafta bu nokta hatırlatılarak deniliyor M: , __________„__________,_________
«Necmeddln Sadak evvelce alâmeti. Gazete satan bir luı- hırsızlığını anlatan bir ateş var bir gazeteci sıfatiyle Strasburgu Ebenin önünde gazete ve resim dl ziyaret etmiş ve Maginot hattı- » mecmualar hâlâ asılı duruyor, nı görmüştü. Bakan, tamamen Tarihlerine baktık: Eylül. Bir e-boşallılmış ve ıssız bir belde o-,^ balkonunda, kurumuş çiçek larak gördüğü, o raman ateş saksılarına kar yağmış. Sinema-hattırıda müstahkem bir şehir lârın önünde resim» afişler es-manzarası veren, şimdi kendi- kimcmlş. solmamış bile... Bahsini süsllyen bayraklarla Avrı-^tık; garip tesadüf: Oyııanau panın başşehri durumunda o- f»"’. son bir hart filmi... lan Strasburg'u her halde tanı- Şehirde, temizlik işlerine bak Duyacaktır.» | mak, yangın çıkarsa söndiir-
Bugünkü canlı şehrin dünkü mek, hırsızlığa meydan vermc-tssız Strasburg'daıı çok farklı mek için beş bin kişilik bir z&-olduğu muhakkaktır. Bu müııa- bıta kuvveti varmış. Bundan sebetie Necmeddln Sadak'ın ] başka, zaruri bazı eşyalarını ge-1940 şubatında Strasburg'u 1 •• — •
yarelinden sonra yazdığı yazıyı aynen alıyoruz:
maya vakit bulamamışlar, yahut lüzum görmemişler. Bir ku vaför. vitrinini olduğu gibi bırakmış, yalnız saç mode'l büstün önüne şu levhayı takmış: «.Dükkânımız zaferden sonra açılacaktır.» Bizim gibi seyrek ziyaretçiler okusun diye ola-| cak ...Daha doğrusu zafer? inan
zi-oîr
lip almak isteyenlere birkaç sa alili: müsaade veriliyormuş. Bunun için, baran .bir köşe başında ellerinde bavulları, kol kola, hazin hazin yürüyen İhtiyar bir çifte raslânıyor Şehrin tek açık yeri de, orada işleri olanlar* mahsus, oldukça büyük- , çc bir lokantadır, erzakını askeri makamlar temin ediyor. [ _________________________ ________ Strasburgun en gü2cl ûbtde-geçmiş şehirlerin tenha enka- st Orta çağdan kalma. İnce yazını gezerken ruha çöken hu- P1’1 bJr katedraldir. Bu kilise- ı zün, birdenbire insansız kalmış nln, kıymetli camlan sökülmüş yepyeni bir mâmure ortasında İçindeki değerli minberlerin ve duyulan ezinti yanında hiç ka-. heykellerin etrafı betonla mu- ı lir. Birinde, raman denilen mâ- hnrn’Q «r
nevî mesafenin duyguyu hafifleten, sadece hâtırayı işleten yavaşlatıcı hassası var. Diğerinde İse, biraz evvel canlı ve neşeli yanımızda dururken birdenbire canı çekilmiş bir varlığın derin yası tüter.
Strasburg şehrinin manzarası İnsanda bu hudutsuz kederi uyandırıyor.
Fransa hududu. Almanya I-çlne doğru girmiş bir köşe teşkil eder «Bu zaviyenin ait kısmında, iki memleket arasınd:ı':l sının Ren nehri çiziyor. Stras- ( vm/uı. uıaau um. uwm »— yıuıuı burg, Ren kıyı unda, bu lıııdut aerbesçe doluşsa — hemen gö-üzerindedir Gecen harbde Fron ] rülecek. Bunun İçindir kİ St-sızların Almanyadan geıi aldık- raşburg, Ren mmtakasmın en lan Alzasın merkezi olan V güzel şehirde İki yüz binek t: faz la nüfus vardır. Eylülde, iıarb başlayınca bu şehrin b-Mii" a-hallsl tahliye
însansız şehir:
Strasburg
İçinde oturan bütün İnsanla-boşaltılmış büyük bir şehrin
I. n boşaltılmış büyük bir şehrin manzarasından daha acıklı bir şey tasavvur olunamaz. Tarihe
haraza altına alınmıştır. Bir bombardımanda kilise yıkılsa bile, onlar sağlam kalsuı diye. Biltün kiliseyi korumak İçin öyle muazzam İnşaat yapılıyor ki zahmet ve masraflie yeni modern bir kilise inşa edilebilir. Sanat eserlerine Terilen kıyme-1 tin delUL
Şehrin Ren nehri sahillerine geldiğiniz zaman düşmanla kar şı karşıyasımz. Ren o elvanda o kadar geniş değildir Alman sahillerindeki binalar rojîstah-kem yerler, toplar koln/hkla se çlllyor. İnsan da olsa •— yalı ut
Gün gelecek _ hem belki de çok uzak olmıyan bir gün — şimdi ağzı kapalı, sakin duran bu karşılıklı ve gizil çeliklerden, betonlardan dünyanın en müthiş cehennemleri fışkıracak. O gün, belki yarın, belki bir saat, bir dakika sonra gellverecek-mlş gibi, genç askerler silâh başında gözleri karşı kıyıda, bekliyorlar.
Kar altında uyuyan bu muazzam ve insansız şehrin İçinden geri dönerken İçim sızladı
4»"—
Xl
Bir
ümitli kalanın bir saadeti daha kalmış demektir.
ünunimlelri ilk üınit
15 Ağustostadır.

Şehir Açıkhava Tiyatrosunda Saat 21,30 da Oyun içinde Oyun Yaran: OKTAY RIFAT
Biletler her gün saat 13 den İtibaren Dram gişesinde ve temsil günleri 20 den sonra Açıkhava Tiyatrosunda satılmaktadır. Pazartesi geceleri temsil yoktur.
bu kuvvetli müstahkem kalelerin-i faz den biridir. Fransa erkânıhar» ı
biyesi, Ren üzerindeki üç köprüyü berhava ettiği halde St-edilmişLlr Zira, rasburgu Alman sahiline bağlı-
nm aleyhinde bulunan ve Yıl- Iarımı hünkâr şımartıyor. sö-dız sarayına nispeti olan hafi- Rüm açık gidecek, der döğünur-yeler Gazi Osman Paşanın kemali saffetle de olsa bazı patavatsızlığından İstifade ederlerdi. Saray erkânının âdetlerinden biri de yemeklerden namazlardan ve misafirlerin av- _________ ________________
detlerlnden sonra beraber otur- cegini zan ve vehim ettiği ci-mak ve hasbiliaJ etmekti. Bin hetle hiç olmazsa bu oğlum bir dereden su getirir, eski hikâye-yarasın diyordu... Maahaza lerl anlatır dururlardı. Başla- bir hissikablelvuku ile şunu rından gelip geçenleri; gençlik-] da söylerdi: 'Ben ölürsem Stillerini ve mektep hayatlarını; tan Hâmid Cemale kızını
memuriyetlerinde gördüklerini yaptıklarını söylerler ve rast-geldlkleri insanlar haklarında mütalâa yürütürlerdi. Hattâ misafirlerin henüz sarayda bıı-
nniHiııımıııııuııtııııııııııııuıuını
dü. Artık onun ümidi üçüncü oğlu Cemalde kalmıştı. Ona mektebi harbiyeden başahadat-name çıkarttı. İkmaU tahsili ve stajları için Almanyaya yolladı ve onun da damad edile-
vermez, Kızının onu istediğini bildiğim halde söylüyorum, ne yapar yapar, bir çare bulur ve inşallah bu daha hayırlı olurîı S. M. S.
•...
BULMACA

ö
CEÇEH BULMACAMIN HALLİ
Soldan safa: 1 — Tmbıonun Alc-çeBbat kazası. 3 — Namaz ta). S — Sözlük. « — Taharri. 5 — Bağlantı, S — Tersi «ok drgıl - Tersi düzensiz. 7 — Arkadaçı - ört. B — Crllr B — Afızda olan bir ağrı. W — Neferler -Yarış sandalı.
Yukandan aşağıya: 1 — Eski ramanın dîltüıı yciııeklcrlndea. 3 — Çok yemek yiy«n - Aşiretler. 3 — Hasla at - Yapma. * — V»detmek -Lezzetine bak. 5 — Vymmluk. 6 — Beygir - Bir çocuk haMabln, 7 — Rutubet - Hem spor hem Harp Meti ■ Nota, a — Bir nda ■ Şiş.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan taio 1 — Taşköprü. 2 — EK*, Talr, 3 — Canfes, 4 — Lmara, 5 — Ümit. Kan. t — Baku». Sİ, 7 — Ek, Kaba. 8 — KO. Dede. 8 — Ana. Ebat, 10 — Resanel.
V ukandan asafrıya: 1 — Trcrübe-k8r, 2 — Aja. Makuıc. 3 — Senlik. Lasa 4 — Fıtık, S — Öten, Maden, € — Pasak. Bt-be. 7 — Jü. K.ısadst. 3 — Orynnl El
—' Kadıköy SOREYYA’â '-----------
Bugün matinelerden İtibarın iki büyük film birden
— Zafer Yaratan Casus «Tartça
GARY COOPER . LİLLİ PAU1ER
- — Yakut Gözlü Ktz (Renkli)
MARGARFT LOCKTVOOd . FATKlCt* RO(:
j Bur
r;
n
l'ürkçe) I
İdi) I
ANKARA RADYOSU Bu akşamki program
18 Dan» mOzlgl (Pl.l. 18.30 konuşma. 18,4$ Hafit melodiler (Pl.ı. ı« berleı. 1S.15 Geçmişte Bugün. ’7.30 Yurtlan sesler. 19.50 incesaz «Beste Nl£.lr faslı). 20.IS Radyo Görele»!. 20 50 Serbes nal. 20,35 Karışık t.ır-kılar. 21 UNESCO Cazelıu). 21,15 Uvertürler ıPI). 21.43 Konuşma. 22 Varyete müzikleri (P1.>. 22.15 Daim mil-«İti (Pi l. 22.45 Haberler.
Yarın sabah vc öğle programı
7.30 Rary Horltck ortceslrAiı çalıyor P!.), 7,45 Haberler. & KBçri.ceîer (Pi l. 8.ıs ç«nil hafif müzik ipi i. 825 GunUn programı. 8,30 Çeşitli hulıl müziğin devamı. 8.43 Bando ınû-Ilkler» ıPL). 12.30 Şarklar, türküler. 13 Haberler. 13,15 PolkactUr (PJ ), 13.30 Ögte Gazetesi, 13,45 Jumplng Jacks (P|.>.
6x9 boyunda bir uğrarı di sör aranıyor. Satmak isteyenlerin gazetemiz idaresine müracaatları Telefon No. 20681.
TEŞEKKÜR
Sevgili zevcim
Dr. CEVAT REFİK PASİN in vefata münasebetiyle gerek bizzat cenazesinde bulunan gerekse duydukları elemi telgraf ve mektupla ifade ederek derin acımı paylaşan dostlarımızın hepsine teker teker teşekkür etmek İsterdim. Bu İmkânsız olduğundan minnet ve teşekkürlerimin iblâğım gazetenizden rica ederken ayni zamanda her birinin göstermiş olduğu kadirşinaslık ve vefakârlığın kalbimde ayrı ayrı yer etmiş olduğunu bildirmek İsterim.
Merhum Dr. Cevat Refik Pasln eşi
Seniha Cevat Pasiıı
] (iünün Mevzuları J
İktisadî işlerimizin yapıcı tenkidi
Malaryanın tedavisi
Yeni ilâç tecrübe ediliyor
Bir film yüzünden
Fransız komünistleri güç duruma düştüler
Gramofon plâğı ile aşk ilân edenler!..
Hükümetin yaptığı işler, bele son senelerde, mütemadi ve şiddetli tenkldlcre maruz kalmaktadır. Demokrasinin, hattâ daiıa umumi olarak medeni hayatın esas şartlarından biri murakabe ve tenkiddlr ve tenkide hedef olanların azami derecede tahammül ve hazım göstermeleridir.
Ancak İcra makamında olanların tahammül mecburiyetine mukabil, murakabe ve tenkld mevkiinde olanların da, cemiyet hayatında, siyasî hayatta bazı vazifeleri olmak lâzım ge-hr. Unutmamak lâzımdır ki yapılan hiç bir iş, alman hiç bir tedbir, takip edilen hiç bir siyaset yüzde yüz isabetli damız. En mükemmel İşlerin, icraatın az çok geniş bir gölge, kusur, mahzur tarafı bulunur. Beşeri işlerde hedef, belki hattâ mümkün olan, kusur ve mahzurları nispeten hafif tutmaktır.
Dürüst vç bıtarafane bir muhakeme hattâ kusur ve
lerden ziyade şahıslan hedef tutan küçük ve küçültücü tenkld yerine yapıcı, yol gösterici tenkidi ikame etmeğe, lisanlarımızı ve ruhlarımızı buna göre ayarlamağa çalışmalıyız. Bu düşüncemiz umumîdir, muhalif partilerden başka, bütün vatandaşlar ve bilhassa matbuat için de muteber olması lâzım gelen bir kaidedir.
Maalesef bozan matbuat ve neşriyat âleminde de yapıcı olmıyan, her cemiyette bulunması tabii olan küçük bazı hisleri İstismar eden, dar menfaat gayretlerini köriikliyen yazılara tesadüf edilir. Bizce tenkld, meselâ İktisadi mevzularda aşağıdaki tarzda olmalıdır:
Hükümetin herhangi bir iktisadi veya mali tedbiri tetkik edilirken mahzurlar hatalar varsa, tebarüz ettirilmekle kalmamalı. bu mahzurları İzalenin, ha talan tashihin yollan da gösterilmelidir. Yapım tenkld böyle, ancak böyle olur. Hele tenkld, siyasi hayatta
Ncvyork 10 (Nafen» — tfç günde malarya tedavi eden ilâcın nasıl elde edildiği baklanda bazı tafsilât verilmektedir. Bu ilâç etrafında tecrübeler yapıldığı sırada gönüllü istenmiş ve içlerinde bir çok katiller de bulunan 700 mahpus «gönüllü» olarak kendilerini kaydetmişlerdir. Bunun üzerine de bu «gönüllüler» üzerinde tecrübeler başlamıştır.
Fakat bu mahpuslar üzerinde yapdan tecrübeler esnasında 4 kişinin öldüğü ve 25 kişinin de hastalandığı bildirilmektedir. Şimdi elde edilmiş malarya İlâcı hastaları kısa bir müddet İçinde mile İyileştirebilecektir.
olan gayet tama-
‘mahzurların da bir kısmının mukabil bîr parti tarafından boyu büyük bir kısmının insan' yapılacak dursa, dürüstlüğün ‘j-------------j_ — jjj- ^arfj müspet olmktır.
Bşka memleketlerin siyasi hayatını az çok takip etmiş o-laniar bilirler kİ, İktidarda olan hükümetin meselâ iktisadi veya mali siyasetini tahdit eden bir muhalif, bir gün İş başına geçmeğe lâyık ve namzet bir muhalif sarahaten veya zımnen; »Ben İktisat Bakanı, ben Midye Bakanı olsam şöyle, böyle hareket ederim ve şlmdl-kİ hükümetin yarattığı mah-: zurlar yerine şu vç bu sayede
iradesinin dışında ve üstünde bir takım âmillerin, zaruretlerin mahsulü olduğunu kabul eder. İşte başkalarının, hele bir hükümetin icraatını ölçer iken bu umumî müsamaha ve bitaraflık esasını göz önünde bulundurmak bir nevi olgunluk icabıdır.
Muvazeneli bir cemiyette, tesanüt esasına dayanan insanlar arası münasebetlerde murakabe vç tenkidin gayesi ikaz, hataların tashihine sevk ve teşvik olmalıdır. Fakat tenkld- [ memleket İçin şu faydalı netl-de husumet, siyasî ve küçük,çeleri elde ederim.» tarzında ihtiraslar âmil olur veya bu ! intiba uyandırır ise. İcra mev-| kiinde olanda bir nevi nefis ' müdafaası, kendi kabuğunun I içine çekilip dikenlerime ve ilk ı fırsatta hücuma geçme tenıa-r yülü uyanır, yıkıcı tenkld yıkı-.: cı müdafaa Üe karşılaşır. •'
Bunun böyle olduğunu eeral-|J yet hayatının, siyasi bayatın . bütün tecrübeleri göstermekte- : dlr. Fakat buna rağmen başkalarının. geçmişin tecrübelerin- J: den faydalanma hususunda : belki razla mûmslk. belki İsti- i datsız olan insanlar, tenkide I ekseriya Igzab edici, mukavemet ve inada sevkedici bir şekil ve mahiyet verirler ve cemiyete, memlekete faydalı olmak imkânından kendilerini mahrum ederler.
Yukarıdaki umumi mütalâaların aydınlığı altında senelerden beri hükümetin İktisadî ve mali icraatına karşı yapüan tenkldleri, kuş bakışı ile, görecek olur isek, memleketimizde henüz ciddî, yapıcı tenkidin yerleşemedlğl. hattâ umumi olarak tçnkid hususunda Avrupai mânada bîr olgunluğu, belki tam m ân asil e fikir dürüstlüğüne yükselmediğimiz neticesini çıkarmak »âzım gelir.
Siyasi hayatımızda tenkld İmkânlarının çok genişlediği bir devirde eski, Asyal, yıkıcı, iş-1
'---------- -•— ------
siyası ve küçük, çeleri elde ederim.»
■ ■ yazar veya konuşur.
Bizde, şimdiye kadar bu tarzda yazılan yazılara, mesnetsiz 1 iddialar müstesna, sık sık tesadüf edilmemektedir.
Bir hükümetin muayyen bazı İcraatı İçin doğru olduğunu sandığımız yukarıdaki düşünce-1er hattâ İki parti arasındaki umumi münakaşalar İçin de ' muteber olmak lâzım gelLr. Vakıa bir partinin programı, nazari olarak, İktidar mevkiine geçtiği takdirde, nasıl hareket edeceğini, ne göstn rm ek lâzım fiiliyata bizde her parti programının bu mânayı taşıdığı belki katiyetle iddia edilemez.
Hele bugüne kadar yapıcı tenkld yoluna girdiğimiz ve bu bakımdan tam Avrupai hir seviyeye yükseldiğinizi, hattâ eski ve cemiyet hayatımıza o tatlı yumuşaklığı veren ve nezaketle kanşan geniş hoş görür-iüğü muhafaza ettiğimiz de, maalesef, müşahede ve tespit edilememektedir.
Buna alışın ak, bu sahada terbiyemizi inkişaf ettirmek için, mahalli teşekküller, cemiyetler, birer hazırlık organıdır. Geniş, yüksek siyasi hayat ve terbiyeye küçük muhitlerde hazırlanmak lâzım ve mümkündür.
yapacağını gelirse de,
Cevat NİZAMİ
İnsanları gençleştiren, ömrü uzatan serum
Pasteur enstitüsündeki ilk tecrübeler muvaffakiyetli neticeler verdi
da çıkmıştır, Bu yazıya göre se rum çok çalışmaktan dolayı bit kin bir halde bulunan bir fotoğrafçıya taze hayat vermiş ve adamın saçtan birdenbire yeniden çıkmaya başlamıştır. Söy lendİğine göre ihtiyar bir aktris on sene romatizmadan kötürüm bir halde İken şimdi iyileşmiş ve ellerini ayaklarını kul lannuya başlamıştır.
Pasteur Enstitüsü sözcüsü, tec Hibelerin muvaffakiyetli neticeleri devam ettiği takdirde serumun yılbaşında piyasaya çıkarılabileceği açıklamıştır. Sözcü şimdiye kadar tecrübelerin atlar, horozlar, boğalar vo köpekler üzerinde yapıldığım ve yaşı geçmiş yarış atlarının tekrar koşmıya başladıklarını bildirmiştir.
Paris 10 (AA.1 —
Pastör enstitüsü lahora t uar-huı tarafından yapılan gençlik serum un ud tecrübelerinde elde edilen muvaffakiyetler devam eUJRi takdirde bir kaç aya kadar satışa arzedlleceğl açıklanmıştır.
Pasteur Enstitüsü sözcünü se-nınııın İylleşirrlel ve ömrü uzatıcı hansalar gösterdiğini bildirmiştir. Hayvanlar üzerine yapılan ıs aylık muvaffakiyetli lec Hibelerden sonra şimdi insanlar üzerinde tecrübeler yapılre.ı-ya. başlanmıştır. .
Pasteur Enstitüsü başkanı dok lor Mlchel Bardach bu serumu tekemmül ettirmiştir. Doktur «vakitsiz» bulduğu neşriyattan dolayı tok müteessirdir Haber UM önce «Paris Matclı»
Paris 10 (Nafta) — Burada gösterilen bir illim yüzünden Fransız komünistleri gayet gülünç bir mevklle düşmüşlerdir-«Far East Ezpress» ismini taşıyan bu filim gösterildikten sonra Fransız komünistleri bu filmi çok beğendiklerini açıklamışlar ve bu hususta Kızıl Renkli gazetelerde de yazılar neşrederek aynı filmi methet-m işlerdir.
Fakat solcu gazeteler tarafından yazılan bu methiyeler ı şimdi komünistleri gayet müşkül ve o kadar gülünç bir du-rıuna sokmuş bulunmaktadır. Çünkü aynı filmi ele alan' Pravda gazetesi bu filmi met-hedenlere şiddetle hücum miş ve oulv» komünizmi anla-, mamı.? olmakla itham etmiştir. Pravdaya göre bu filmi sahneye koyan senarist doğrudan doğruya Sovyet kültürüne hakaret etmiş bulunmaktadır.
Şimdiki halde Fransız, ko-münistieri bu filimden hiç bahsetmemekte ve Pravdanın] bu hususta daha neler yazacağını merakla beklemektedirler.' İlgili çevrelerde belirtildiğine göre, çoktandır Moskova Fransız komünistlerine bu kadar ağır ithamları savurmamıştı.
-| Yazan : Cemaleddin Bildik
} Şehrimizde plâk dolduran müesseseler — Oraya başvuranlar | — Şarkı ve şiir okuyanlar — Müessese sahibi ile bir konuşma | — Çıtı pıtı küçük hanımın şiirleri — Delikanlının komik şiiri ( — Şişman bayanın şarkısı... — Enginler kadar derin, rüz-> gârlar gibi serin, senin o güzel yerin, kahve rengi gözlerin... V-.-.— —
Bir genç kız veya bîr deli-
kanlı. *ıiç beklemediği bir gür.-e^_ i de. bir posta müvezzilnin uzııt-tığı, incecik paketten bir gra-I melon plâğı çıktığını görüne w_.—t etmesin! Bu. ya kendisine ilânı aşktır, yahut da
I sevgilisinin sesi İle bir şiir ve-
| ya bir şarkıdır.
Genç bestecilerimizden Mithat Akaltan İstanbul Konserva-luvannda tertip ettiği konserine beni de çağırmak lûtfıında bulundu. Besteleri hakkında bu konserde dinlemeden önce hiç bir fikrim yoktu. Bununla beraber Ankara radyosunda birkaç defa çalınmış olduklarını da haber almıştım.
Acele bir tertibin eseri olduğu konserin her halinden belli idi. Fakat Mithat Akaltan o gün lerde şehrimizde temsiller veren Devlet Operasında vazifeli bulunduğu ve îstanbulun da ya bancısı olduğu için daha düzenli bir konseri ileriye bıraktığını konserin sonundaki kısa teşekkür konuşmasında özür diüye-rek anlattı.
Genç bestecinin eserlerini çalan saz topluluğu: Piyano. İki keman, viyolonsel, obua ve kontrbastan İbaretti. Dinlediğimiz eserier: Manastır türlüsü. Mev levlhane peşrevi, yalnız keman ve piyano İçin Ağıt, Refik Fer-san’m musahabeti musikiye adlı eseri, keman ve piyano için Çiçekler adlı halk türküsü. Aldı Beni İki Kaşın Arası ve Nl-havend Sirto.
Görülüyor kİ bu eserler arasına genç besteci kendi orijinal bestelerinden hiç birisini katmamıştır. Dinlettiği örnekler halk ve sanat musikimize ait örneklerdir. 3u eserlerin armo-nlzasyonunda. — konser sonundaki kısa konuşmasında İzah ettiği veçhile — Mithat Akaltan m bir İddiası var: Gerek sanat ve gerek halk musikisi e-serlerl, aşıtlarındaki değer ve
güzellikten bir şey kaybetmi-yerek. hattâ bunlara başka der 6er ve güzellikler katılarak armonize edilebilirler. Fakat eseri ören melodiden doğma bir armoni ile ancak bu neticeye varılabilir.
Biiyiik Beethoven’in dediği gibi. bir eser için hakikatte bir çok armoni seklileri mevcuttur: fakat ancak bunlardan birisi eserin bünyesine uygundur; o da eserin özünden kopandır. Genç bestecinin gayesi bu mükemmelliğe varmaktır; fakat bugünkü eserlerinde bu isteğin ke male gelmiş örneklerine tesadüf edememişsek bu görüşün, belirtilerini de sezmemiş değiliz.
Mithat Akıllanın bestelerinde melodik hattı duyuran çok defa birinci keman ve obua oluyor. Diğer d3rt saz ekseriya mü tevazı bir eşlikle iktifa ediyor, âdeta ortadan silinip gidiyor Gönül İsterdi kİ genç bestecinin armonisi piyanonun sağlam temeli üzerine otursun ;ve her saz dolgun bir çok seslilik içinde yuğrularak kulağı ve gönlü doyuran hacimli bir musiki mey dana gelsin. Bununla beraber öyle zannediyoruz ki bizzat bes teci do düşüncelerinin mükemmel bir örneğini bu eserlerle verdiğini İddia etmiyor: bunlara bir deneme değeri veriyor.
Mithat Akaltan sana tinin yüceliğine inanmış heyecanlı, samimi bir halk çocuğudur, İleride daha olgun eserler beklemek ümidiyle bu tecrübelere bugünden gönül bağlıyabillrİz.
Fikri ÇÎÇEKOfiLU
ferileri görür, r.c çeşit plâk doldurduklarını da dinleyebilirsiniz.
Anlattığına göre önlü arkalı 3. 6. 9 dakika devam eden üç boy plâk var. Bunlardan 3 dakikalığı İçin 5. allı dakikaılöı İçin 10, dokuz dakikalığı için de 12 buçuk lira al iniyor m ıış.
a— îşte, dedi, müşteri şu höcreye girer, şu mikrofon önündeki koltuğa oturur. Makinenin ayar edilip açılmuslle soyiiyeceklerlnl mikrofona söyler. Bu tarafta da boş plâk o söylenenleri aapteder.»
— Müşteriden başka para talep olunur mu?
«— Hayır! Hepsi o beş. on ve on iki buçuk liradan ibarettir.»
limeleri sayarak cevap verdi:
— Bu kadar mı?
— Şayed bu plâğın bir tarafını doldurmağa kâfi gelirse diğer tarafını da şu şarkı ile doldurmak İstiyorum...
Şarkıyı da yine makinede yazılmış olarak uzattı. Müessese sahibi onun da kelimelerini saydı ve:
— Kızım! dedi. Bu şiiriniz ve şarkınız 6 dakikalık plâk için kâfidir. 10 liranızı alırız...
— Hay hay efendim...
Böyle konuştuğumuz sırada dükkâna güzel bir genç kız gtrdi. Müessese sahibine doğru yürüdü ve mahcup tavırla:
— Plâk doldurmak istiyorum, dedi, mümkün mü?
Beklediğim gelmişti. Kenara çekilerek güzel, çiti pıtı kızla müessese sahibini baş başa bıraktım ve konuşmalarını dinlemeğe koyuldum...
— Ne ile plâk doldurmak İstiyorsunuz küçük hanım?
Küçük hanını, ezile büzûle, renklen renge girerek om’lZ silkti:
— Aniıyamadım?
— Yani söz mü. şarkı mı, şiir mi?..
Elindeki beyaz çantasını açtı, makinede yazılmış bir kağıt çıkardı. Anlaşılıyordu kİ bu küçük hanım, bir daktilo falan...
— şiir efendimi diyerek kâ-' ğıdı uzattı. Müessese sahibi ke-
Bir gazeteci olarak bu küçük hanımla konuşmağa teşebbüs etmekliğim bana, mevzuu elden ksçırtabllirdl. Genç kız plâk doldurma höcrcsine doğru İlerlerken mağaza sahibinden İkinci bir ricada bulundum:
— Küçük hanımın plâğa okuyacaklarını bir kenarda dinlememe müsaade edin.
Kız höcreye girdi. Bir takun çıtırtılar ve pıtırtılarla makine ayarlandı Kapı kaydı ve ben dışarda kaldım. Hemen kalemi kâğıdı çıkarıp küçük hanımın okumağa başlaması ile ben de sözlerini not etmeğe koyuldum:
Enginler kadar derin Rüzgarlar gibi serîn Senin o giizet yerin Kahve rengi gözlerin
Anlsısılnı.ız sîhrihiisnün Serdiğim, bilmem neden? Mesti hilkat gözlerinden Sarhoş oldum içmeden
Bu şiirin başlamasından evvel, genç kız kendini takdim etten kısa bir mukaddeme yap-
Yukarıda gördüğünüz yansı kısan, yansı balık diye anlattılan Deniz K121 değildir. Miranda filminde bu rolü yapan Amerikan sinema juldızı Joan Stratford'dur.
mıştı. Fakat onu yazmakta mazurum.
Genç kızın, plâğın arka tarafına okuyacağı şarkıyı bekliyor dum. Ne oldu bilmem, bundan vazgeçmiş ikinci bir şiir daha okumak istediğini söylenişi. Bu da müessese sahibi tarafından gözden geçirildi, uzunca olduğu. plâğın arka tarafına sığabilmesi için daha çabukça okuması tenbih edildi. Kapı tkerar kaydı ve küçük hanım bu sefer de İkinci şiirini okumağa başladı. Birinci ve ikinci kıtalarını saptedemediğlm bu şiir de şudur:
Neden yaklaşıp kaçarsın benden Hem sever hem de üzersin beni İçimde aşkı sensin yaratan Sensiz bırakıp ezersin beni
Trrkctıne beni yohım karanlık, Her taraf boştuk her taraf
zindan Gevretme bana yeter bu artık Doldur İçimi nurunla her an.
Açım, susuzum, sensiz doyamam.
Kandır beni yak— 11] ateşine Ezelden yanarak g₺l»l»m ebede. Senden başlayıp ben sana
geldim. Gördüm ki her dem sentin
îçiıudc Senden başlayıp ben sana
geldim.
Kiirük iıanun, yüzündeki boncuk terleri silerek plâk doldurma hücresinden çıktı. Plâğını alarak dükkândan çıktı. Muhakkak ki şimdi o, bu plâğı postaya vererek sevgilisine gönderecek...
İşte bir delikanlı— Bu da plâk doldurtmak üzere gelmiş... Dert satırlık bir şiir çıkardı, bunu plâğa okumak istediğini söyliyerek aynı höcreye girdi, kısa ve komik bir mtıkaddemc-den sonra başladı okumağa:
Kız bu cilve bana mı? Gönül durmaz yana mı Şu kapı odana mı
1 Çıkıyor alı, çıkıyor!..
En kısa devreli olan 3 dakikalık plâğın yalnız bir tarafını dolduran bu delikanlı plâğı koltuğunda mağazadan çıkarken sıra bekleyen diğer bir müşteriye sıra gelmişti. Saçlarım arkaya sln’it şeklinde topuz etmiş. kara gözlüklü, orta boylu, şişmanca, 30 - 35 İlk bir kadın... Söze şöyle başladı:
•— 1 121 sana hitap ediyorum. İyi dinle...» ve başladı okumağa;
Varsın gönül aşkınla harap olsun efendim.
Cananıma nezreyiemişin» canımı kendim. Derman aradım derdime
hicranı beğendim. Yansın gönül aşkınla harap olsun efendim.
Fakat öj’le güzel ses ve öyle usul dairesinde bir okuyuşu var ki bunun bir amatör olabilmesine hiç ihtimal vermedim.

Bu pâlk doldurma müessese-sinden çıkarken şöyle düşündüm: Plâklarla aşk ilân edilmeğe de başlandığına göre, ya karşı tarafın evinde gramofon veya pikap yoksa ne olacak? Zavalh genç kız veya dellkan’ı. gramofonîu ve pıkaph. sır tutan bir arkadaş mı arayacak?...
Cemaleddin BII.DİK
il] — Aradaki kelimeyi iyice duyamadığım için noktalıya-rak geçtim.
Bir lübıa dahi sensiz olamam, 17] — Plâğı röndercceği ser-Cöniüm «l aranma e aşk ateşine güisinîn ismidir.
öanıiv n
11 ApUSCOS 1HW
EV - KADIN - MODA
■ -
Kışlık elbise modelleri
İtekler kısaldı, omuzlar düz, yakalar kapalıdır
Dört
Her sene yazın en sıcak ayı olan ağustosta, Parlste terziler kışlık elbise modellerini, koleksiyon halinde müşterilerine teşhir ederler. Fakat bu sene, dikişçi kızların grev ilân etmeleri yüzünden, hiç bir terzi 1 ağustosta modellerini gösteremedi, ve ne zaman göstereceği de kararlaşmadı. Buna rağmen yarı hazır olan koleksiyonlardan anlaşıldığına göre kışın giyilecek olan elbiselerin biçimleri, renkleri. kumaşları hakkında bir fikir edinmek mümkün olmuştur.
Etekler kısalmıştır. Yerden 33 ile 35 santim arasındadtr. Bolluk kâh önde, kâh arkada toplanmaktadır.
Omuzlar düzdür. Konulan yastıklar gayet kiiçuk ve omuz başlrmda olacaktır.
Elbiselerin yakalan kapalı olacak, yazın giyilen geniş açık yakalı şekil ortadan kalkmıştır.
Mantolar gene boldur. Kollar geçen sene ki bolluğu muhafaza ediyor.
Düğmeler en çok kullanılan garnitürdür. Camdan yapılmış kedi gözü şeklindeki düğmeler birçok modelleri süslemektedir. Çiçek şeklinde porselenden düğmeler de çok kullanılmaktadır.
Kumaşlara gelince yünlüler gayet yatkuı ve yumuşaktır. Bir,
çoklarında dokunurken deve tü- (basma) eşarplardan yapılmış-yü kullanılmıştır, şanjan yün- t,r-lüler yeniliklerden biridir.
İpeklilerin yüzde doksanı sunidir, serttir. Kullanılan ku-J maşlar tafta, fay, alpak, musredir.
Bunlar düz renk olduğu gibi iki renkli şanjan, yahut üezrle-ri kadife benekli, veya çizgilidir.
Kadife her zamandan fazla kullanılmaktadır: Düzü, şanjanı, çizgilisi, beneklisi, ekoselisi günün her saatinde giyilecektir. Pamuklusu da ipeklisi de makbuldür.
Renklerde büyük değişiklik yoktur. Siyah renk en başta geliyor. 1 rengine .
larda giyilecektir. Yeşillerin her rengi modadır. Lâcivert, mor, rengi de vardır. Mavi ve gri renkleri pek yoktur.
Giyilen elbise ile manto ara- ' sındı renkler tezad teşkil ede-, Çektir.
Bütün bunlar tahminden ibarettir. Grev bitip koleksiyonlar, teşhir edildikten sonra hakiki kış modasının şekil belli ola- ' çaktır.
Her mevsimde kullanılan büyük dört köşe eşarplardan bu yaz birçok şekilde istifade ediliyor. Bu eşarpların bilhassa pamukludan yapılmış olanları plâj ve sayfiye yerlerinde daha makbuldür. Resimde görülenlerin hepsi emprime pamuklu
da
1 — Yandan uçları omuz üre-
| Faydalı bilgiler
2—Büyük bir eşarpın kenarlarına yakın yerinden .daire şeklinde ekstrafor dlkmell, ve bu ekstraforun içinden geçirilen kordon çekilip büzülünce gayet kullanışlı ve yıkanıp temizlenen bir çanta meydana çıkar.
3 — 3 Sırta atılan eşarpın İki
ucu bir kol diğer İki ucu öbür kol üzerinden bağlanınca bir kap vücuda geliyor, önden ve arkadan görünüşü.
4 — 4 Dörtköşe bir eşarpı ortadan verev olarak kesmeli. İki ucu birbirine ensede bağlamak, diğer uçlar da arkada belde bağlanarak plâjtarda giyilecek güneş banyosuna elverişli blıiz oluyor. Bunun da önü ve arkası görülüyor.
Renkli deriden ayakkabılar Renkli deriden olan ayakkabıları kirlenince, benzine batırılmış bir pamukla her tarafım temizlemeli, sonra düz, şeffaf ayakkabı cilâsı sürerek parlat-o.yan «t» «u ( Yeni gibi olmaları için kâ-
Bej rengi koyu kahve f,dLr-
> kadar olan bütün ton- [ Patatesin kabukları Bu mevsimin taze patateslerinin kabuklarını ayıklamak yazıktır, israftır, çünkü patatesin en mugaddi kısmı kabukların altındadır.
Patatesleri musluk altında uvalayarak yıkamak bozan ince kabukların tamamlyle çıkmasına sebe polur. Bıçakla kazımak da kabukların kolaylıkla çıkmasına kâfidir.
Saçların yumuşak ve parlak olması Saçların daima parlak ve yumuşak olması için sabah, akşam fırçalanmalıdır. Her bir ele birer fırça alarak saçlara ön-ol-
Nikel eşyaları nasıl temizlemeli?
Nikel eşyaları, karyolaları en > iyi sıcak sabunlu su temizler. Sabunlu su İle sildikten sonra,1 den arkaya, arkadan öne kurulayıp parlatmak. Eğer par- mak üzere en aşağı yüz defa mak izleri pek fazla ise benzin fırça vurmalı. Hava alan ve toz-ile silmek, sonra parlatmak dan kurtulan saçlar ipek, gibi daha muvafıktır. parlak ve yumuşak olur.
Şeftalili sütlâç
Beş çorba kaşığı pirinci temiz yıkadıktan sonra, iki bardak su ile ateşte pişirmen.
Bir kilo süt İçerisine on çorba kaşığı şeker atarak ateşe koymak. Çubuk yahut toz vanilya ilâve etmeli.
önceden su Ue pişirilmiş pirinci süte atarak koyu sütlâç oluncaya kadar plşirmell, ve taze tereyağı, yahut badem yağı He yağlanmış yuvarlak bir kaba boşaltmalı. Üzerine komposto halinde yarma şeftalileri yarımşar yarımşar dlzmell.
Dört yumurtanın yalnız akt-nı 250 gram İnce şekerle beraber telle, sert köpük oluncaya kadar vurmalı. Şeftalilelrn Çizerine dökerek örtmeli ve hafif fırında üzeri pembe oluncaya kadar plşlrmell. Sofraya çıkarken üzerine ahududu şurubu gezd irmeli.
Cilâlı masalardaki su lekesi
Cilâlı masaların ürerine su damlarsa, hasıl olan açık renk lekeyi geçirtmek İçin temiz bir mantar tıpa ile ovalamak kâfidir.
Müşküllere cevap
Vişne, kayısı likörleri
Fatih Kıztaşı No. 7 Ayşe Melih; vişne likörü: İki kilo vişneyi bîr kavanoza Koyunuz. Üzerine bir kilo 50 derçcellk ispirto İlâve ediniz, Kavanozu kapıyarak ocak ayına kadar bırakınız. O zaman kavanozda-kileri tencereye boşaltarak ateşe koyunuz, ve arzu edilen tatlılıkta oluncaya kadar şeker ilâve ediniz, kaynatınız, tsplrto tam siniyle tebahhur eder. Ateşten İndirip soğuduğu zaman şişelere taksim ediniz. Gayet hafif ve leziz bir likör olur.
Kayısı likörü: Bir kilo olgun kayısıyı çekirdeklerinden ayıra-raJc iki litre tatlı beyaz şarap İle ateşe koyunuz. Şarap kaynamağa başlayınca 700 gram şeker İle 750 gram 50 derecelik ispirto, bir çubuk tarçın ilâve ediniz ve tencereyi ateşten indiriniz, porselen bir kâseye dökünüz, üstünü örterek beş gün öylece bırakınız. Beş gün sonra likörü süzüp şişelere doldurunuz.
Sergi hazırlıkları hızla ilerliyor (Baş ta ruf t 1 inef sahifede) mobilya fabrikası ve eczacıoaşı Seramik fabrikası paviyonları kuruluyor. Bir yandan da serti komitesine müracaatlar devam etmektedir.
Vaziyet şöyle tertiplenmiş: Binanın zemin katında yeni müsabakalarda güreş minderinin bulunduğu yerde dar re uzun bir havuz yapılacaktır, Bu havuz, zemini oymak suretiyle değil, zeminin üzerine oturtmak suretiyle yapılacak ve fıskiyelerinden devamlı surette su akacaktır. Havuzun etrafında çiçek tarhları bulunacak, yine bu zemin katta muhtelif ıtriyat vesalr paviyonları kurulacaktır.
Yine bu zemin katın Nişan taşma bakan kısmında bir kapalı Jokanta yapılacak, onun yanından da Boğaza bakan geniş terasta çalışacak açık lokantaya geçilecektir.
Modern kapalı çarşı
Bugün binanın Içl. yani zemin kattan bağlıyarak birinci ve ikinci katlar tamamen tribün sıralarlyle kaplı olmakla beraber portatif olan bu sıralar kaldırılacak ve birinci katta modem bir kapalı çarşı kurulacaktır. Yine birinci katta, resim fotoğraf, heykel ve tezyini sanatlar galerisi bulunacaktır. En üst katın denize bakan kısmında kapalı bir gazino. Taksime bakan kısmında İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası paviyonu. Orduevi ve Nlşantaşına bakan kısımlarında da İstanbul Belediyesi paviyonları bulunacaktır.
Lunapark ve sirk
Binanın dışında kurulacak bir cok paviyondan başka Sergi Sarayının bitişiğinde ve Ni-şaııtaşına bakan boş arsada büyük bir otomobil parkı yapüa-cak. onun yanına ve Mete caddesi tarafına da bir Lunapark İnşa edilecek, burada çeşitli eğlence mevzuları bulunacaktır. Açık hava tiyatrosunun yanına gıda sanayii paviyonları İnşa edilecek, onun berisinde kurulacak müzika köşkündeyse şehir bandosu her gün fasılasız konserler verecektir. Bu köşkün yanma da büyük bir sirk yeri ayrılmıştır. Hâlen Mısırda bulunan bir sirkle bu hususta temaslar devam etmektedir. Bu sirkin 100 hayvanı. 10 artisti ve 4000 kişi alabilecek bir çadırı varmış.
Nihayet serginin giriş kapısı olarak seçilen yer. Radyoevinin yanındaki Kervansaray apartı-manlyie Sürpagop arsasının ö-biır ucunda yükselen apar t iman arasında bulunmaktadır. Buradan sergiye muntazam bir yol gidecektir.
Sergiye gelip gitme
Sergiyi gezecek Olan halkı ilgilendiren tedbirler de alınacaktır. Bittabi bunların başında nâkil vasıtaları gelmektedir. Bir kere Dolmabahçede bir İskele İnşa edilecek ve buradan Boğaziçi, Haydarpaşa - Kadıköy ve Adalara vapur Işliyccektlr. Ayrıca tramvay seferleri de bu-ına göre âyarlanncak ve tramvaylarda sergiye giriş biletleri de satılacaktır. Otobüslerin seferleri de sergiye göre tertiplenecektir.
Bundan başka sergi sahası I içinde bir çocuk bakım bahçesi ( kurulacak, çocuklarlyle beraber gelenler, arzu ettikleri takdirde I onları buraya bırakacaklar ve
Mahkeme Koridorlarında
Hanım ablanın çanta macerası I
Yaşı otuza yakın desem gücenir mj, bilmem M. Bunun üzerinde durmamak daha doğru olur, geçelim. Orta boylu, mütenasip endamlı. esmer, şirin bir bayan. Koridorda yüzünü ekşitip kâh alt dudağını ısırarak, kâh şahadet parmağını ağzına sokup bir manyak hırçmlığıyle tırnak etlerini kemirerek ıttıratsız adımlarla dolaşmasından belli ki sinirlerini bottan maceranın tesirinden henüz kurtulamamış. Köşede yanına sokulduk Bebekleri kıvılcımlı, iri, kara Közlerini biraz daha açtı, yüzlerimizde bir aşinalık arar gibi dikkatle baktı. Bizim kasketli delikanlı bundan cesaret alarak sordu:
— Muhakemeniz mi var, hanım abla?
Kısa bir tereddüt duraklamasından sonra elindeki siyah çantayı uzattı, ağla-
maldı bir sesle:
— Bak, dedi, kaç lira eder bu?
— Satılık mı. hanım abla?
— Haydi oradan, aptal Çantacı nu zannettin beni.
— Estağfurullah. Değerini sordun da...
— Sormakla günah mı Lş-ledim? Kaç lira değer, diyorum.
— Kusura bakma, bu iş lere hiç aklım ermez.
Müstehzi bir dudak kinlisiyle basını salladı:
— Senin aklının hiçbir şeye ermediği konuşmandan belli zaten. Aklın var da' iz’anın kıt galiba Hiç mi çarşı pazar görmedin? Su çantanın değerini bilmek çok mu zor? Kendine göre bir fiat biçer insan.
— Darılma, küçük hanım.
— Sus. gözünü aç. Ben mektep cocuğu değilim.
— Pardon, ağzımdan kaçtı. hanım abla. Çantaya gelelim. Alıcısı değilim amma meraklısı için kıymetli bir şey olduğuna şüphe yok. Elbisenize pek de yaraşmış. Güzele göz ağrısı da yakışır, derler ya.
Yemem, cebime koy kabilinden, câli bir küskünlükle omuz kaldırdı:
— Münasebetsizliğin 1ü-
çocuklar bahçede bulunan dadıların nezareti altında oynayıp eğleneceklerdir.
Ayrıca tekel İdaresi tarafından sergi için hazırlanmış hususî sigaralar, kibritler ve sergi İçkisi satılacaktır. P. T. T. idaresi de burada bir merkez açacak ve sergi İçin hususi pullar çıkaracaktır.
İstanbul radyosu da sergiyle meşgul olacak ve her gün beş dakika müddetle sergiden naklen röportajlar yayınlıyacaktır.
Sanayi Sergisinin rozetleri de hasırlanmaktadır. Fatih Sultan Mehmet İstanbulu raptetmek için gemilerini bu mıntakadan geçirip Halice lndirdğii İçin sergi komitesi de sembol olarak tekerlekli bir kadırga resmini seçmiştir Rozetler ve afişler bu sembole göre hazırlanıyor.
Şahap BALCIOĞLU
r
GİZLİ POLİS
(İNGİLİZ CASUSU ASHENDEN)
Yazan: Somerset Maugham Tercüme eden: Vâ - Nû
Aşk ve macera romanı ta.^^^_^_Tefrika No. 14 —
da vatanseverlik namına kabul! ediyorum. Bay Somerville’e tamamlyle itinıad edeorlirlm değil, mi .efendim?
R. başıyla bir işaret yaptı.
MeksikalI, Ashenden’e döndü:
— Yeni teşkilât yapıldı. Vatanımı istismar eden ve hara-blye sürükleyen zalimlerin kafası ezilecektir, Benim de sizden alacağım paralar, santimi serıtimine tüfeğe ve fişeğe gidecek. Benim kendi hesabıma paraya hiç ihtiyacım yok. Ben askerim, kuru ekmekle ve bir kaç zeylinle yaşayabilirim. Centilmen bir adamın üç esaslı meselesi vardır: Harb, kumar, kadın1 . tasan, tüfeği omuzuna atıp dağa çıkabilmen Esasen maııezrasız, estekslz kösteksiz en hakiki harb öylesidir. Kadınlara gelince, onıar beni sırf
I şahsım İçin severler. Fakat bu hal, talihimin kumarda yaver olmamasını lcabettlrmlyor.
Bu cakalı fiyakalı, kokulu ve ipek mendili! adam, Ashenden’-in hoşuna gitmişti. Eh. öbür beni beşerden ayrılan bir tip. Perukasına, köseliğine rağmen sevimsiz değil. Acalpl İğini yüzüne vurmağa kimse cesaret edemez.
R.. sordu:
— Bavulunuz nerede, Ma-nuel?
Uzun tiradını ortasından kesen bu umulmadık sual karşısında, MeksikalI, somurttu.. Fakat, memnuniyetsizliğini belli etmedi. Onun nazarında, albay, his meselelerine karşı tamamile ıâkayıt bir şahsiyetti şüphesiz.
— Garda bıraktım.
— Bay Sonıerville'in diploma-
tik bir pasaportu var. isterseniz, sizin bavulunuzu kendisinin kİ İle birlikte hududdan geçirebilir. gümrükçülerin muaal-ta t lığından yakayı sıyırabilirsiniz.
— Pek az eşyam var. Yalnız kostümlerim ve çamaşırlarım. Fakat, eğer bay 8omervlUe, bavulumla alâkadar olursa memnun kalırım. Paris'ten ayrılmadan önce kendime, yarım düzüne ipek pijama hediye etmek fantezisine kapıldım.
R-, Ashenden’e dönerek:
— Biz? — diye sordu.
— Tek çantam var, odamda.
—Şosör henüz buradayken haydi bakalım gara onunla yollayınız. Terenin!» biri on geçe kalkıyor .
— Ya?
Ashenden, Lyon'dan hemen o akşam harleket edeceğini böylelikle öğrenmiş oldu.
— Tekrarlıyorum, Napoli'ye mümkün olduğu kadar çabuk gidiniz.
— Peki efendim.
R. ayağa kalktı:
— Ben yatıyorum. Sisler ne yapacaksınız»
MeksikalI:
— Şehirde biraz dolaşmak niyetindeyim, — dedi — Ben, hayatın her türlü cilveleriyle alâkadar bir İnsanım. Bana bir miktar Fransız frangı vermenizi rica edebilir miyim, albayım? Meselâ yüz frank kadar. Ürerimde para yok da.
R. portföyünü çıkardı; generalin arzusunu yerine getirdi.
Sonra. Ashenden’e döndü:
— Peki siz? Burada mı bek-liyeceksiniz?
— Hayır. Gara gideceğim, vakit geçirmek üzere kitap buyacağım.
— Gitmeden önee tklntne de viski İkram adeyim. Ne dorslniz, Manuel?
— Pek lütufkarlık ederalnls. Fakat ben şampanyadan ve konyaktan başka bir şey içmem.
R. kuru bir ifade Ue sordu:
— İkisini beraber mİ İçersiniz? Manul. ciddiyetini bozmaksızın cevap verdi:
— İlle öyle olmak lâzım gelmez. .
Şef, konyak ve maden suyu ısmarladı Fakat. MeksikalI, iki hopürdetişte koca bardak safi konyağın dörtte üçünü yuvar-
ladı, Sonra ayağa kalktı; astragan yakalı paltosunu giydi; büyük siyah fötrünü elLne aldı: sevgilisini daha lâyık bir rakibe terkeden bir melodram aktörü edasiyle elini R. ye uzattı:
— Eh, haydi artık, albayım. Allah rahatlık versin, güzel rüyalar görün. Bir daha ne zaman karşılaşacağız klmbıllr.
R.:
— Mümkün olursa mesele çıkartma, Manuel. — dedi. — Her halde dilini tutmalısın.
— Bana dediler kİ. sizin în-gll teremin büyük mekteplerinden birinde, hani şu yüksek elle evlâtlarının bahriye zabiti yetiştiği mektepte altın harflerle şöyle bir yazı yazılı imiş: «Ingiliz bahriyesl imkânszılığı tanımaz. Ben, muvaffaklyetelz-llğl bilmem, efendim.
— Bu kelime İle aynı mânada diğer kellmer vardır.
Mekslkah, eliyle bir selâm çaktı.
— Sizi garda bulurum, bay Somervllle. — dedi ve ayrıldı.
R. Ashenden’e yüzünün o daimi tehlikeli tebessümü İle baktı :
— E, deyin bakalım.
zumu yok. O naaıl konuşma?
— Ben yalan söylemediğimden eminim, hanım abla. Güzele çirkin dersem ağzım eğilir.
Darılıyor gibi görünmek istedi, fakat dudaklarını kıvırarak tatlı tebessümü git-11 yemedi:
— Zevzekliği bırak da ciddî konuş. Bu çanta kaç Ura, biliyor musun?
— Güle ırûle kullan. Kaça aldın?
— Tamam otuz beş lira verdim,
— Sizin için ne ehemmiyeti var? Caniniz sağ olsun.
— Dinîesene lâkırdımı. Aldanttılar beni. Baksana şunun haline.
Çantanın kulpunu çekti Bir ucu verinden sökülmüş.
— Görüyorsun ya. Otuz beş Liralık çanta bu kadar mı davanır? Fermuarı da bozuldu. Ağız tadıyle bir ay
bile kullanamadım.
— Neden bozuldu? Kazaya mı uğradı?
— Çürük mal. dedim va. Yutturmuşlar bana. Dün Şevkete sinirlendim, çanta elimde idi. sırtına bir defa vuruverdim Hem sapı koptu, hem kapağı bozuldu.
— Vah vah! Şevket dediğiniz kim?
— Amma lâkırdı ha! Şevket kim olacak, kocam tabii. Yabancı erkeklere çanta vuracak değilim ya.
— Eh, Şevket beye geçmiş olsun, senin de canın sağ olsun. hanım abla. Yenisini alırsın.
.—- Münasebetsiz lâflarla sinir lendinnesene insanı
— Hâşaa.. Çanta yemeğe niyetim yok.
— Kes sesini, zevzek. Görmüyor musun, çanta tank. Bir daha vursam dağıhvere-cek.
— Mahkemeye niçin geldiniz? Şevket bevle bozuştunuz mu yoksa?
öfkesi kabardı:
— Ne münasebet, ayol? Şevketin ne alâkası var? Nah. şu sersem adamla kapıştık. Çanta bozulunca alıp dükkâna götürdüm: «Otuz beş liramı alıp da bu çürük çantavı vermeğe utanmıyor musunuz? Dükkâncılığa yakışır nu bu? Ya paramı geriye veriniz ve vahut çantayı değiştiriniz" dedim, Adam çantayı alıp baktı; «Hanım, sen bunu bir yere çarpmışsın, hem kulpu kopmuş. hem kapak demirleri eğilmiş. Bizim ne kabahatimiz var? Senin bozduğun çantayı biz ne diye değiştirelim? İstersen bırak, tâm;r edelim. Bunun için de beş lira alırız» demez mi! Sinirleri bozuldu, açtım ağzımı, yumdum gözümü. Bir de utanmadan; «Dükkânda gürültü yapma be kadın. Haydi, çık dışarıya" dtve beni iterek dükkândan çıkarmağa kalktı. Ondan sonra...
Mübaşirin sesi gürledi:
— Hamiyeeeet... İbra-hiiiiim...
Hanım anla çantasını sal-Lıyarak gitti.
Ce. Re.
— Hayli şaşırmış olduğumu görüyorsunuz, albayım. Acaba bir macera İle İşe girişmiş değil misiniz? Bu adam tavus kuşu kadar kendini beğenmiş. Pek kerih binr İnsan olduğuna göre kadınlar nezdinde, acaba iddia ettiği muvaffakiyetleri var mı? Size nasıl İtimat telkin e-debildl?
R. alay etti; sonra ellerini memnun memnun uğuşlurdu:
— Hoşunuza gider diye tahmin etmiştim. Ne tip değil mİ? Her halde ondan işler bekllve-biliriz. (Gözleri birden bire haşinleşti.) Bize madik oynamak, ona pek pahalıya mal olur, (Sustu.) Muhakkak ki rizikolu iş. Size, tren biletlerini vereyim ve sizi serbes bırakayım. Pek hurdahaşım. Yatağa bir an evvel yatmak istiyorum.
On adika sonra, Ashenden. çantası hamalın sırtında, gara doğru yürüyordu.
Trenin hareketine on dakika kaldığı için, bekleme salonunda yerleşti: ve bir roman aldı.
Roma ekspresi gelmek üzereydi. MeksikalIyı gözden kaçıracağı İçin endişe ettiğinden platformda aşağı yukarı dolaş-
mağa başladı. Tren humması dedikleri o ıstıraplı hastalığa müptelâydı. Bir saat önceden heyecana kapılırdı
Bagajları getirmekte daima geç kalan otel şasörleri, onu kendinden geçirirdi; otel om-nlbüslerlnln ahesteliğine asla tahammülü yoklu. Yolun azıcık tıkanması, hamalların Iâ-kayıtlığı kendisini çıldırtırdı Seyahatine engel olmak üzere bütün dünyayı İttifak etmiş sanırdı. Bazıları parmaklıktan geçmesine mâni olurlar; bazıları gişelerin önünde upuzun nöbet bekleyip para bozdurmasına meydan vermezler. Ya hele, bagajların yazdırılmasıl Eğer dostlarla birlikte seyahat edecek olsa, bıı İnsafsızlar son daklkaka gazete almağa, platformda azıcık dolaşmağa kalkışırlar; treni kaçırmalarına ramak kalır, önlerine gelenle konuşmağa dalarlar; yahut ds birden bire telefon kabinine girerler. Hülâsası şu kİ, Ashenden. ancak hareketten yarım saat evvel trene biner ve bavulunu filelere yerleştirdikten sonra kanupeye iyice gömülürse (Arkası var)
jl Ağustos 1M9
A K ŞAM
Sahlfe 7
r ■
HER AKŞAM bir HİKÂYE
Ağır hakaret
Çin’de


Otobüs büyük raddeyi tak'p ederek salıüc gidiyordu. Uzak-, ta görünen plajda tek tük. ışıklar göz kırpar gibi Dirildi-( yor. Uyana, başını, pencereye, dayamış, derin düşüt.edere dalmıştı. Sevgilisi Jorju görmeğe gidiyordu. Bu defa Jorj, bundan bir yıl evvel ilk defa buluştukları bu sakin ve şairane sahilde. kendisine randevu vcemişti- Sevişmeleri bu yerde başlamıştı. Zaten muaşakalar da böyle şairane yerlerde başlar ve kapalı yerlerde sona ererler.
Acaba Jorja, bu romantik düşünce nereden getaû'jt*? Hcl-kl ilk banarın ıhk ve tatlı havası. onu heyecana düşürmüştü. Belki de sevişmelerinin başlangıcı kendisine hatırlatmak ve o heyecanlı dakikaları birlikle bir defa daha yaşamak istiyordu.
Bu fikir, genç kıza heyecana getiriyordu. Çunku son zamanlarda Jorj, usanç ve bıkkmhk göstermeğe başlamıştı. Fakat bu gece bu ıssız ve şairane sahilde, sevgileri belki yeniden ea ulanacak tı.
Uyana, Jorju aynı hararet, aynı şiddet ve aynı vefakârlıkla sevmeğe devam ediyordu. Bu sevgi, hayalının, hiç bir zatuaıı bitmeyecek olan biricik büyük sevdası idi. İhtimal bu mülakat, son zamanlarda usanç eserleri göstermeğe başlayan Jorjun da aşkını kuvvetlendirecekti. Belki de Jorj, Sırf bu maksatla, kendisini bir yere davet etmişti.
Genç kız. bu düşüncelerle plaja vardı ve otobüsten inerek sevgilisinin randevu verdiği gazinoya gitti- Plâjm ışıkları, durgun sular üzerine yarlar ve oynak parıltılar yaratıyorlardı.
Plajda bir kaç çift baş başa vererek konuşuyorlardı. Genç r km. gözlerile Jorju araken ansızın bir ses kendisini çağırdı:
— Uyana!
Bir delikanlı yerinden kalkarak genç kızı karşılamağa geldi, Eu, sevgilisi Jorju» arkadaşı Emildi. Vaktile üçü bir çok defalar beraber gezmeğe nûşlerdl Genç kız, Jorju mey ince merakla sordu:
— Jorj. gelmemiş mi?
— Gelmiyecek Uyana, kendisine vekâlet etmek vazifesini bana verdi.
— Acele bir işi mi çıkta?
— Buna benzer bir şey, Gel otur da rahat rahat konuşalım. Şn ıssız ve ücra köşede bir masa var orada bizi kimse rahatsız etmez.
— Rahatsız ederse ne olur sanki? Gizlenecek bir sırrımız im var?
— Belki de... Her halde konuşacağımız ehemmiyetli var.
—* Benden bir şeyler yorsun Emil!
— Gizleyecek değlJ, söyüyecek sözlerim var.
Masaya oturdular. Emil bira İle yemek ısmarladı. Uyana merak ve endîşe içinde idi. Acaba Emil, kendisine ne söyü-yeeektf? Kız masaya oturur o-iunnaz:
— Mösyö Emil, bana ne sbyii-yeceksen çubuk soyie. Çünkü merakımdan çatlıyorum, dedi.
— O kadar acele etme Uyana.
— çok esrarengiz davranıyorsun. Her halde söyllyeccğln şeyler. Jorja dair olacak.
— Evet tahmininiz doğru! Size bir şey soracağım Uyana! Bon samanlarda Jorjun size karşı soğuk ve kayıtsız davrandığının farkına vardınız mı?
— Evet! Bir aralık benden bıktığı fikri zihnime geldi.
— Çok İyi bir psikologsun Uyana! Senden bıkmış olması ehemmiyetli bir şey değil, Çiın-i:û her aşk rabıtan muhakkak bh gün kopar
— Doğru mu söylüyorsun E-mH’
— Evet! Hakikat budıır
— Demek iyi sezmiştim!
— Meseleyi feci taraftan alnın Uyana! ■
Genç kız hıçkırarak sordu:
— Kendisi -ntçln bana bunu söylemedi de vasıta kullandı.
- Çünkü bir hâdise çıkarmak istemiyordu. Sonra Jorjun en samimi arkadaşı olduğum için kararını size tebliğe beni memur etti.
— Kararım mı» Bir senelfk sevişmeden sonra kararım bana tebliğ ettirmek için ilk ta-mştrğımre yeri mi intihap etti? Ben onunla buluşmak h®yeı:a-nile buruya geliyorum ve mi-
aksedi-
git-
Ö'ör-
nasebetimizi kesmeğe karar ‘verdiğine dair otan kararmı bana tebliğe memur olan sizi buluyorum. Bu ne fecaat?
:| — Bunu ben Jorjdan istedim
■ Lîyana!
1 Genç kız hayretle sordu: • — Sen mi istedin? Niçin?
■ Emü genç kızm eliııi okşıya-
■ rak;
ı — Çünkü hoşuma gidiyorsun ? Uyana! Şimdi serbts olduğun
■ için sana kalbımı açabilirim.
■ Ben Jorjun yerim işgal etmek ı istiyorum.
— Sen mi? Evvel emirde
■ böyle bîr şey aklımdan bile
■ geçmedi. Sonra Jorj, buna ne
■ diyecek?
■ — jQrj ua benim ile aynı K-l kirdedir. Hattâ bunu bana tek-
■ lif eden de odur.
ı — imkânı yok Emil!
‘ — Niçin mümkün olmasın?
Zaten ilk defa böyle bir şey
1 vaki olmuyor id... Ben ile JoTj,
■ samimi iki dostuz. Birimiz, : metresinden usandığı zaman 1 ötekine devretmeği aramızda
karar]aştırmışız. Bunlar, medeni hallerdir. Ben bunda hiç bir fecaat görmüyorum. Her halde bıraktığımız bir metresi başka bir erkek bulacak. O halde bu erkek r.ıçtn içimizden biri olmasın’
Genç ten, bu iğrenç tekliften nefret dolu bakışlarla Emili süzüyor, kulaklarına inanmak istemiyordu. Enul söcüne devam etti.
— Uyana, umarım ki bu teklife karşı hiç bir itirazm yok diyerek genç kıza sarılmak istedi. Fakat Riyana, kendisine yılan dokunmuş gibi yerinden fırladı:
— Bana dokunma! Senden iğreniyorum diye haykırdı, el çantasını aldığı gibi yürümeğe başladı. Sarhoş imiş gibi başı dönüyordu. İşittiklerine bir türlü inanamıyordu. Demek bu iki bay. aralarında metres değiştirmeği kararlaştmmştarmşı. Bu acı hakikat, zavallı kızın hülyalarına ağır bri darbe indirmişti. Demek feci bir şekilde aldanmış ve aldatılmıştı. Kendinden, kendi nefsinden iğreniyor, utanıyor, ağrı çok ağır bir hakarete uğradığını hissediyordu. Plajda, bir sıranın U-zertne çökerek hıçkırmağa koyuldu.
Çeviren: A. HILÂLÎ
En ucuz ve en temiz foto malzemesi ile en sanatkaranc resimlerinizi Izmirde OTO I
HAMZA RÜSTE.VİDE
yaptırabilirsiniz._______
Komünist idareciler arasında kargaşalık çıkmış
Londra 9 (A.A.) — Times ga- . zcteslnin Hong Kong'dakl muhabirinin komünist kaynaklı haberlere dayanarak bildlrdlRl-ne göre. Çinin komünist İşgaline giren bölgelerinde komünist idareciler arasında kargaşalık çıkmıştır.
Bir Nankln haberine göre, bu şehirde çıkan bir komünlt gazetesi, siyasi işçilerle talebelerin savaşta komünist kıtalariy-le iş birliği yapmaları için seferber edilmelerini istemiştir.
Gene bir Karıkın haberinden anlaşıldığına göre. Kuzey Çin'de garnizonları takviye etmek üzere yeni asker kaydı yapılmıştır, Diğer taraftan Pekin radyosu, bu bölgede son günlerde vuku bulan karışıklıkların komünist taraftan olmıyan'.ar ve gizli cemiyet memurları tarafından terfih edildiğini teyid etmiştir. ___

İtalyada sıcaklar
Roma 9 (A.A.i — İtalya'ya müthiş bir sıcak dalgası çökmüştür. Roma dün kendi rekorunu kırmış ve hararet derecesi gölgede 35.6 ya çıkmıştır. Flo-ransada sıcaklık 37 ye ve Paler-moda 38 dereceye yükselmiştir. Uvorno’da sıcaklık ufak bir hâdiseye meydan vermiştir. Fazla açık giyinen bazı İngiliz kadınlan âdaba mugayir kıyafette gezmekten dolayı polisçe yakalanmış ve haklarında ceza zaptı tutulmuştur.
Yugoslavyada feci bir tren kazası
Belgrat 9 (AP) — Yugoslav resmi makamları tarafından dün akşam bildir ildiğine göre, tatilden dönmekte olan 40 talebe: cuma akşamı vukubulan bir tren kazası neticesinde ölmüşlerdir.
Harb nihayet* erelldenberi resmen bildirilen yegâne milli facia bııdur.
Belgrat radyosunun bildirdiğine göre 702 talebeyi Adriyatik sahillerine götürmekte olan tren Ljutoljana ite Pula arasında fay dan çıkmış ve bu arada 40 tale-tjc ölmüştür. 00 diğer çocuğun da- hastaneye kaldırılması icap etmiştir.
şevler
rakiı-
sana
Vekâletname Feshi
Beyoğlu 4 üncü Noterliğinden 13 mayıs 1949 tarih ve 6894/886 No. ile musad-dak ve (Safir Genel Ticaret Türk Anonim Şirketi) tarafından Muhsin SaraçoğTtma verilen umumî vekâletname nin devamına artık ltizrım kalmadiCT cihette vekili mu-maitevb Muhsin Saraçoğlu-nu vekaleti mezkûreden az-leydedigimizi kendisine tebliğ ile alâkada ran ca maltım olmak üzere de keyfiyetin Cumhuriyet. Hürriyet, Akşam ve TJIus cazetelerile neş ru ilânını dileriz.
15 Ağustos 1949 Pazartesi sabahından itibaren satışa çıkarılıyor.
1OO Lira itibarî değerli bir tahvil 95 liradır.
Bu tahviller de, diğer Devlet te İstikraz tahvillerinin bütün imtiyaz ve muaflıklarını haizdir. % 6 faizli tahvillere her yılın 20 Şubat, 20 Ağustos tarihlerinde bol faiz ödenir.
İkramiyeli tahvillere 20 Ağustosta ödenecek faizden başka 20 Şubat ve 20 Ağustos tarihlerinde:
Adet
Miktar Lira
10,000
3.000
1,000
500
250
337
Faiz ve ikramiyelerden hiç
Müdürlüğünden
1 _ 1949 - 1950 ders yılında Ankara Devlet Konservatuvarına girmek istiyetuer için kabul şartlarım, 25. temmuz. 1949 tarih ve 548 sayılı milli eğitim bakanlığı tebliğler dergisinde yayınlanmıştır. Tebliğler dergisi hemen her okul ve milli eğitim müdürlüğü ile milli eğitim memurluklarında bulunabilir. Ayrıca kabul şartlan Ankara Devlet Konservatuvan müdürlüğünden de istenebilir.
H — Müracaatalr ağustos sonuna kadar yapılmış olmalıdır.
m — Kabul sınavları İzmlrde İzmir kız lisesinde saat 9.30 da, İstanbulda Galatasaray lisesinde saat 9,30 da ve Ankarada Devlet Konservatuvarında saat 9 da yapılacaktır.
GÜNLERİ ;
tamirde :
SINAV
I ı
2.9.194»
3.9.1949
5 9.1949
6.9.1949
İstaa bulda;
Cuma Cumartesi Pazartesi
Salı
Kompozisyon - Piyano
Yaylı sazlar - Meles sazlan Opera ve Şan
Tiyatro
Amerikada işçi ücretleri
Vaşlngton 9 (A.A.) — Tru-
man hükümeti işçilere saat başına verilen asgari ücret miktarının 40 sentten 75 sente yûk-neltOmesini kongreye kabul ettirmeğe çalışmaktadır. Müşahitler bu husustaki müzakerelerin bütün halta devam edebileceğini sanmaktadırlar. Bu kanun kabul olunduğu takdirde 20 milyon işçinin vaziyetine tesir edecektir. .
Temsilciler Meclisi dünkü oturumunda 124 muhalife karşı 240 oyla demokratların uzlaştırma teklifi üzerinde müzakerelerde bulunmayı kabul etmlş-Llr-
Zayi — Beşiktaş nufus nıe-Olurluğundan almış olduğum hüviyet cüzdanım içinde Şehremini askerlik Ş. den aldığını muvazzaf vc ihtiyat terhis ğıttarunı kaybettin) Yenilerini alacağımdan eskilerinin hük-' mü yoktur.
327 doğumlu Ah Osman oğlu’ Hüseyin Yay
t Dr. Zekâi Muammer s T U N Ç M A N Bakteriyoloji lâbora-tuarı Her nevi tahliller ve taze aşılar yapılır.
Yeni adrese dikkat: Di-vanyolu, 103. kat 2. Tel: 22037
Zayi — 401 sayılı bisiklet plâkamı kaybettim. Hükmü yoktur. Fatih İtfaiye cad. No. 0 Melih Değer
10 ilâ 25-Eylül-949 da
BARI’de FOİRE DU LEVANT
Bari’de: Foirc du Levant, 10 Ağustos 949 da açılacağını sayın ilgili tüccarların nazarı dikkatine ar-znlunnr. Gerek emtia teşhir ve gerek** inan ziyaret suretiîe iştirak edeceklere büyük kolaylıklar gösterilecek ve Tren, Vapur ve sair serbes nakil vasi ta la- 1 rmda ve otellerde tenzilât yapılacaktır.
Fazla maiûmaL ve İtalyada kolaylıklardan istifa- I deye yanyacak fuara kat>ul kartlan almak için alâka-] darlar (Beyoğlu Tepebaşı Kasa d İtalya'da) Istan- I bul İtalyan Ticaret odasına mîiracaat edebilirler. 1- I talyan ticaret odasında kabul saatleri 10 - 12 ara- | sındadır.
9.9 1949
10.9.1949
12.9.1949
13.9.1949
Cuma Cumartesi Pazartesi Salı
Kompozisyon - Piyano
Yaylı sazlar - Nefes sazlan Opera ve Şan
Tiyatro
Ankarada:
15 9.1949
16.9.1949
17.9.1949
199.1949
Perşembe
Cuma Cumartesi - Pazartesi
Kompozisyon - Piyano Yaylı sazlar - Nefes sazlan Opera ve Şan
Tiyatro
11115
inşaat ilânı
Etibank Genel Müdürlüğünden
1 — Ağaçlı Unyitleri İşletmemizin fstanbulun Ağaçlı köyü edvarında yaptırılacak olan 9 lojman ve 1 santral kanalizasyon ve harici su tesisatı kapalı zarf usulü hldi fiat esasiyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — inşaatın tahmini bedeli «248.994,55» lira ve teminat «13.099.73» liradır.
3 — Eksiltme dosyası Ankarada Etlbank İnşaat . ve İstanbulda Etlbank şubesinde görülebilir ve «te» lira mukabilinde tedarik edilebilir.
4 — İstekliler, eksiltme şartnamesinin 8 el maddesindeki vesikalarını eksiltme gününden en geç «W» gün evvel Etlbank İnşaat şubesine vermeleri ve eksiltme tarihinden en geç Oç gün evvel oradan, eksiltmeye girmeğe mahsus bir fenni ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
5 — Eksiltme 22 ağustos 949 pazartesi günü saat 16 da An-kararta Etlbank Genel Müdürlüğü binasında yapılacaktır. Teklif zarflan eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş olarak İhale günü saat 15 w kadar makbuz mukabilinde Etlbank İnşaat şubesi müdürlüğüne teslim edilmiş olacaktır.
Postada vâki olabilecek gecikmeler nazarı itlbarc alınmaz.
6 — Banka llıaleyi yapmakta seıbesttir. 11143
binası İle ile ve va-
muvakkat
şubesinde
T ev’et Oı man îş’etmesi Bo'u Müdürlüğünden
BitlisP.T.T, Müdürlüğünden
Bitlis - Tatvan -Tuğ: arası post* sürücülüğü 949/950 bir yıllık vc 949/950 devresi üç yıllık olmak üzere 8/8/949 tarihinden itibaren.on beş gün müddetle *e kapalı zarf usulü He iki şekilde eksiltmeye konulmuştur.
1 — Gidiş geliş bir sefer sayılmak ve haftada iki sefer yapmak üzere şartlar aşağıdadır.
2 __ Yasın bir kamyon kışın on altı hayvan bulunduru-
lacaktır. Kamyonla karşılıklı iki bin hayvanla karşılıklı bin altı yüz kilo nakledilecektir. Kışın hayvan İşlemediği zamanlarda nakliyat arkacılaria yaptırılacak htç bir surette ücret farkı İstenmlyecektir.
3 — Bir seneliğin muhammen bedeli aylık iki bin, üç seneliğin yine aylık bin sekiz yüz liradır.
4 — Bir seneliğin eksiltmesi 23/8/849 sah günü saat 10 da, üç seneliğin aynı gün saat 14 te Bitlis P.T.T. müdürlüğü odasında teşekkül edecek komisyonda yapılacaktır.
5 — Talipler teklif mektuplarını İhale saatinden bir saat evvel komisyona tevdi edeceklerdir.
6 — Muvakkat teminat bir senelik için bin sekiz yüz, liç senelik için üç bin iki yüz kırk liradır. İhalesi yapıldığında kati teminattan başka bir senelik İçin, üç yüz, üç senelik İçin dört yüz Hra idari kefalet alınacaktır.
7 — Talipler ihaleye girmelerine mâni halleri olmadığın* dair vesaiki teklif mektuplarlle birlikte ve usulü veçhile vereceklerdir.
8 — Eksiltmeye alt şartlaşmaların her gün mesai saatlerinde İsteyenlere gösterileceği İlân olunur. (11152)
İnşaat ilânı
Sümerbank Genel Müdürlüğünden:
1 — Diyarbakır yünlü fabrikası inşaatı olrlm Hat! esasiyle ve kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Yapılacak inşaatın keşif bedeli 1.983.914.60 lira ve geçici teminatı 73.220. liradır.
3 — Eksiltme evrakı Ankarada Genel muamelât müdürlüğümüzden 100 liraya alınabilir.
4 — Eksiltme 29 Ağustos 949 pazartesi günü saat 18 da yapılacaktır.
5 — İstekliler, teklif evrakı aratma şimdiye kadar yapmış oldukları gibi İşlere bedellerine, teknik teşkilâtlarına dair belgeler koyacaklardır.
a — Bu eksiltmeye iştirak edeceklerin bir defada 1.000.000 liralık bnzeri inşaatı ikmal ederek kabullerini yaptırmış olmaları şarttır.
7 — Banka, ihaleyi dilediği şekilde icrada serbestir. 11396
Tekel Gene! Müdürlüğü Hânları

Malzeme Alım Şubesinden
1 — 1 adet motopomp açık eksiltme ile sattn alınacaktır.
2 — Muhammen bedel 1100 Ura olup geçici teminatı 82.50 Uradır.
3 — Eksiltme 28-8-949 cuma günü saat 10.30 da Kabataşta Genel müdürlük malzeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
4 — Şartnameler her gün sözü geçen şubeden alınabilir
5 — İsteklilerin belirli gün ve saatte teminat ve kanunî vesaikleriyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları lifin olunur
11584
Malzeme Alım Şubesinden:
Cinsi Militan Saati Güvenme parası
5 adet)
i
i
) 10.—
8
4
3060 lira
» )
1 10.15
» 1
yazılı filitreler pazarlıkla
375 Ura
Süzdürücü sathı şakuli tos amyantla çalışır şarap ft-lltresi
Süzdûrûcü sathı ufki olan toz
amyantla çalışır şarap İlli iresi
Sterlize edici filltre Süzdürücü sathı ufki olan plâklı şarap fllitresi Süzdiırücü sathı şakuli olan plâklı şarap filitresl
1 — Yukarıda cins ve miktarı satın alınacaktır.
2 __Pazarlık 13.9.949 salı günü hizalarında gösterilen saat-
lerde Kabataşta genel müdürlük malzeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — şartnameler her gün sözü geçen şubede Ankara ve İz mir Başmüdürlüklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin Belirli gün ve saatlerde' hizalarında gösterilen geçici teminat ve kanun! vesaiklerle blrlkita mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur.
5 — tdaTe cihazların tamamını veya bir kaçını ihale edip etmemekte veya elhazlan ayn ayn taliplere ihalede serbestir.
11586
iller Bankasından
Şehir Suyu Projeleri Yaptırılacaktır
1 — Aşağıda isinıieri yazılı kasabaların su etuc »> p- :
yaptırılacaktır.
Kasaba İÜ Haritası Tahmini bedeli
1 — Sultanhtsar Aydın var 4000
2 — Yeşilova Burdur » 4000
3 — Kınık İzmir » 4500
4 — Eceabat Çanakkale 4590
5 — Lalapaşa Edime yok 4000
6 — Mihalıççık Eskişehir var 4000
7 — Doğanhisar Konya yok 4500
8 -- Manastır Konya > 4500 '
9 — Çarşamba Samsun var 5000
10 — Çaycuma Zonguldak yok 4Ü0Ö
Bu bedellere; isale tulünün 4 km. den fazla beher km.
-ri
V!
1 tşleimenıirin merkez bölgesi fabrika Lstll yerinde mev cut 25350 adctV denk 66/183 mctreltiıp çam ve köknar yumurta sandıklığı !rer\’e« 2 parti halinde 5-8-949 tarihinden İtibaren 17 gün müddetle ve açık arltırma surenle satılığa konmuştur.
2 — Açtk arttırma 22-8-949 pazartesi -ünü saat 15 tc Bolu
belediyesinde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Beher metreküp çam ve köRvar sandıkhk kere ••.'.ilerin ir, tahmini bedeli ılOO) liradır. Her j^ıni için % 7,5 hcsauiyle geçici teminat alınır. X,
3 — Bu ıw ait şariname-Qt(nan Genel -nüdûrlüğû. Ankara merkez isletme müdürlüğü, B^EKJıul i-l'i-ne nıiidür>- .11 A 1 dapazan .Düzce. Gerede. Mudurnu istetme müdürlükleıile ış-' ietmemizde görülebilir.
4 — İsteki i terin belli gün ve saatte nıüsblt evrak ve ilk te-' mlnatlatiyle komisyona müracaatları.
kesri için 100 — lira ilâve edilecektir.
2 — Projelerden İstenilenlere teklif verilip, diğerlerine ve-rilmeyebillr Her proje için ayrı, ayrı olmak ve tahmini bedri >1? Halenin 4 km. den fazla kısmına ait ilâve bedele şanı4! olmak illere yüzde tenzilât teklif edilecektir.
3 — Muvakkat teminat beher proje için 300.— liradır
4 — Teklif mektuplarının 16 Ağustos 1949 günü saat 12 ye kadar Bankamıra verilmesi şarttır.
Postada veya sair surette vukubulatftk gecikmeler kabul c-dilnıez.
5 — 16 ağustos 194» günü sant 15de Bankamız ihale komis-yor.urca yapılacak ilk İnceleme sonucu İdare meclisince lasd'k edildikten sonra ihale kesit deşecek tir.
6 İhale evrakı 5.— lira bedel mukabilinde bankamızdan aiınp.bilsr
7 - Ekşitmeye girebilmek için Bayındırlık Bakanlığından yül.-r k mühendis olduğunu ve er az bir şehir suyu projesi yaparak tasdik ettirmiş bulunduğunu gösterir bir iştirak vesikası getirmek şarttır.
8 - Banka ihaleyi yapıp yapmamakta ve işi dilediğine vermekle serbesttir
Fn'ıife 8
A K ŞAM
11 AguatOS 1949
Rl'dıt Vükftk koüteli Orton termosları, ({kilerinizin »rcofc-lığını veya soğukluğunu 4» ıaat zevkinize omâde bulundurur. 17 cazip renk .
Soh| yitti t
KOÇ TİCARET T.A.J, 'Bankolar Caddesi
Bu cilft baılı batma tükenmez bir güzaflık kaynağıdır. CUTEX ilecllâlonan tırnaklar daima parlar, solmaz, uıun zaman dayanır, (allamaz v» dökülmez.
Çeşitli parlak renkleri. fırçadan tatlı bir akıp ve tırnak üzerine dağılıp gSı zevkinizi tatmin edeceği
z—_ SAYIN BAYANLARA —
Gayet sağlam ve zarif »eni bir parti
- ELDİVEN-- KİLOTLARI
gelınişlir TAKSİM ECZANESİ
Mütercim Aranıyor
İngilizce bilenler tercih edilir
Türkçeden Frausızcaya ve Fratısızcadan Turkçeye gayet İyi tercümeye muktedir iki mütercim alınacaktır. Bu vasıfları haiz olanların deneme geçirmek üzere Ankara caddesi 60 numaraya müracaatları.

Jstanbul Ticaret ve Sanayi Odası ilânları
Sergi Pavyonu inşası
İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 1940 İstanbul sergisinde yaptırılacak ticaret ve sanayi odası pavyonu pazarlık suretiyle inşa ettirelecektlr.
Taliplerin proje ve şartnameyi Harblyede Sergi Sarayındaki sergi komiserliğinde tetkik ederek tekliflerini 2O/8/M9 günü akşamına kadar sergi kmnlserllğine vermeleri lüzumu İlân olunur. 117S7
Saç kullanan imalâtçılara
İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasından:
1 — Karabük fabrikasının haziran ayı İmalâtından:
S Tön 0.5Ö
2 » 2 çi sınıf O,»
10 • 0,75
20 » saçla
2 — sümerbank İzmit Merkez ambarından tevzi edilecek D. K. P ithal malı
1.20 Milimetrelik 280 262 Kilo
0.91 > . 18.249 »
2.80 » 1,489 .
Saçtan hisse almak için kendilerini bundan evvel müracaat la ana listeye ithâl ettirmiş olanlarla, henüz müracaat etmenin} olanların 18/8/949 tarihine kadar istedikleri miktarı ve «aç kalınlığını gösterir talepnamelerle odamıza müracaatları lüzumu İlân olunur. Müracaat etmeyenlere bu tevzılerden his-•e ayrılnuyac aktır. (11648)
Saç kullanan imalâtçılara
İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasından:
Karabük Demir ve Çelik fabrikalan tarafından tahsis ve o-danıızca mutemet eliyle tevzi olunan saçlardan kendilerine haber verildiği halde hisselerini henüz almamış olanların 14/8/ 949 tarihine kadar mutemede müracaatları lüzumu, aksi halde bu hisselerinin lpual edileceği Uân olunur. (11647)
Devlet Denizyolları ve Limanlan işletme Genel Müdürlüğü İlânları
İdaremiz İhtiyacı İçin çeşitli ebatta gemi saçı İle U demiri, yarım yuvarlak demir, müsavi ve gayri müsavi köşeben-tin satın alınması düşünülmektedir.
Batın alınması düşünülen bu demir malzemenin müfredat h cins ve ebat listesi Tophanede İdaremiz Oereç şubesi binası holünde asılı olup mezkûr müdürlükten istenerek temin edilebilir.
İsteklilerin hiç bir taahhüdü tazammun etmemek üzere asgari bir ay opsiyonla her kalem İçin ton üzerinden yapacak lan fiat teslim müddeti ve şeraitini ihtiva edecek tekliflerini kapalı zarf içince 17-8-1949 çarşamba günü akşamına kadar Tophanede kâin Gereç şubemi» müdürlüğüne göndermeleri rica ve İlân olunur. 11431
İstanbul Sular İdaresinden
İdaremizin Elmalı fabrikası ambarında mevcut 240 adet boş klorür dö şo ve alöminat varili 16/8/949 salı günü saat 14 de mahallinde açık arttırma ile satılacaktır.
Açık arttırmaya girmek lsl-tlyenlerln o gün ve o saatte % 1* nöbetinde teminat akçelerüe birlikte Oölcauda kâin Elmalı fabrikamızda hazır buiuumtüMl (110631
AT YARIŞLARI
Bahsi müşterek paralarının TEDİYESİ HAKKINDA Yarış Atları Yetiştiricileri ve Sahipleri Cemiyetinden:
31/7/949 pazar günü Velidendi at yarışlarında halisi müştereke iştirak edenlerin satın aldıkları biletlerden birinci ikili bahse ait olup Savcılığa teslim olunan bordro mucibince hakikaten satılarak kazanılmış bulunan 12/11 at numaralı biletlerin ikramiyelerinin tediyesi.
Diğer bahislerin biletlerinin berayt tetkik tesbiti işinin Emniyet Müdürlüğü mensuplarının nezareti altında 14/8/949 tarihine raslıyan pazar günü saat II den 17 ye kadar Veliefeıuli Koşıı yerinde yapılacağı ve alâkalıların hüviyet varakalarım hâmil olarak müracaatları lüzumu ilân olunur.
14/8/949 pazar günii saat 17 den sonra ibraz edilecek biletler hükümsüz sayılacaktır.
P™ DİKKAT!
ÇIRALI ÇAM
Müteahhit keresteci ve inşaat sahiplerine:
Avrupadan getirdiğimiz iyi cins çıralı çam kerestelerin satışına başlanmıştır. Her çeşit ve eb'at mevcuttur. Fiat 160 ile 190 lira arasındadır.
Adres: İstanbul Ycnikapı Kumsal sokak No, 53 P. Tel: 49373
Telgraf: HİTEL -.OALATA
H DİKKAT
Son model hassas Takeo-metre ve nivolarımız gelmiştir.
BEDRİ BEKİROĞLU
Ahen-Münih Han kat 3 NO. 4-5 O AL AT A Telefon: No. 42260®®
SATILIK KÖŞK
Yakacık - Kartal asfaltı üzerinde tam konforlu köşk vâsi arazisiyle satılıktır. Müracaat. Tel: 43898
Zayi — Kadırgadaki kız ameli hayat mektebinin sekizinci sınıfından almış olduğum tasdiknameyi kaybettim Yenisini alacağımdan esklsLaln hükmü yoktur. 107 okul numaralı
Haran km Yaştt
İçme su Tesisatı inşaatı Yaptırılacak
İLLER BANKASINDAN :
1 — Kandıra kasabasının içme suyu kaptaj. isale ve depo kısmı İnşaatı yaptırılacaktır.
2 — işin keşif bedeli 189587.57 lira ve geçici teminatı 10.539.38 liradır. Bu bedele boru bedeli dahil değildir.
3 — Borular yüklenlnclye kadar Karabük veya îstanbul-dakl antrepolarımızdan bedelsiz olarak verilecektir.
4 — 6 Eylül 949 sah gilnü saat 15 de Bankamızda ihale komisyonunca yapılacak İlk inceleme sonucu İdare meclisinde tasdik edildikten sonra İhale kesinleşecektir.
5 — Teklif mektuplarının 5 Eylül 1949 günü saat 17 ye kadar Bankamıza makbuz mukabilinde verilmesi şarttır. Postada veya sair surette vukubulacak gecikmeler kabul edilmez.
6 — İhale evrakı ve projeler 10,— Ura bedel mukabilinde Bankamızdan alınabilir. Veya Kandıra belediyesinde görülebilir.
7 — Eksiltmeye girebilmek İçin Bayındırlık Bakanlığına İhale gününden en az üç gün evvel yaptıkları işleri gösterir belgelerle müracaat ederek bu işi yapabileceklerine dair yeter İlk belgesi almak şarttır.
8 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta ve işi dilediğine vermekte serbestlr. 11488
— Kızılay Derneği —
Ge.nel Merkezinden:
Beheri 200000 Ünitelik on bin şişe
Penisilin satın alınacaktır
Bunların her sene satıcı firma tarafından taze mal İle değiştirileceğinin taahhüt edilmesi şarttır.
Satmak isteyenlerin teslim müddetini, flat ve ödeme şekillerini beUrten kapalı teklif mektuplarını 10 Eylül 949 günü öğleye kadar Genel Merkezimizde bulundurmaları ve teklif mektuplarına bin liralık teminat mektup veya makbuzu eklemeleri ilân olunur.
GALATA, Rıhtım cad. Eski /oicu saıonu Karjıa. Tahlr nan «üncü kat_ TELİ 44995.0
AMKARada ARİF 3ALTUK Poata cadden No. 21
İstanbul perakende satış mağazası: Galata, Kürekçiler Cad. No. 67
T. C.
ZİRAAT BANKASI
Yurdumuzun dört köşesinde yayılmış bulunan sayın müşterilerini memnun edebilmek İçin onlara belli bir yerde, belli bir evL arsayı dcğU İstedikleri yerde.
İstedikleri
TARLAYI
Bezendikleri EŞYAYA
Cdinnıek imkânlarını sağlamağı düşünmüş,
1949 İKRAMİYE TUTARINI
300.000 liraya
YÜKSELTMİŞTİR.
4 Çekişilin her birinde
25-000,
İO.OOO,
5.000 liralık
ikramiyelerden başka 1000 Ura ile 50 lira arasuıda muhtelit miktarda 458 ikramiye vardır.
Çekilişler : 28 Şubat. îo Mayız, 31 Ağustos, 30 Aralık İkramiyelerden faydalanmak için keşide yapılacak ayın ü-çiine kadar vadesiz tasarrui hesabında İM lirası bulunmak ve bu miktarı çekiliş tarihine kadar devamlı şekilde muhafaza etmek kâfidir. 'Aynı müddet zarfında hesaplarında İM liradan far-ta bir bakiyeyi muhafaza edenler ber $00 lira, için ayn bir karia numaran alırlar.
İSULFADERME
J YARA MERHEMİ
Yara, Yanık, Çatlak, Çıban ve Den I ı üstü mikroplu hastalıklarını iyi eder |
I_______ HER ECZANEDE BULUNUR -------------1
Ekmek Fiati Hakkında
İstanbul Belediyesinden:
1 — 11.8.949 perşembe günü sabahından itibaren 89 01 randımanlı undan mamul % 36 rutubeti ve 326,4 gram kuru maddeyi ihtiva eden 510 gram ağırlığında francala şeklindeki bir ekmeğin liati 20 kuruştur.
2 — Ekmek hakkında her hangi bir şikâyeti olan vatandaş iktisat Müdürlüğü; 23332 telefon numarasına müracaat edebilirler.
Keyfiyet sayın halka ve ilgililere ilân olunur. 11655
İstanbul Konservatuarı Yatılı Kısmı Müdürlüğünden
1949-1950 öğrenim yılı İçin lise derecesindeki okulumuz* parasız yatılı olarak erkek ve kadronun müsaadesi nlsbetln-de gündüzlü erkek öğrenci alınacaktır.
Alınacak öğrencilerin İlkokul mezunu olması veya daha yu kan sınıflara girmek isteyenlerin öğrenim belgesi ve mesleki bilgisi bulunması lâzımdır.
isteklilerin Beşiktaş - Kıhc alideki Okul Müdürlüğüne bt>-rat başvurması Uâu olunur. 11410

Comments (0)