o, BUGÜN O İNCİ SAYFADA
Sene 32 — No. 11375 — FlatI: her yerde 10 kuruştur.
PAZAR 11 Haziran. 1950
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı işlerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Bayındırlık Bakanlığı bütçesinde tasarruf
nma“d,m Dışişleri Bakanlığı “ teşkilâtında değişiklik gönderiyor ________________
Bir kısım inşaat tamamen durdurulacak 60 milyon lira tasarruf edilecek
Bayındırlık Bakanı Eskişehire giderek son sel felâketinde zarara ağrıyanlara yapılan evleri tetkik etti
Londra 11 (R) — Amerika, Çin Hindistanına askeri yardımda bulunmağa başlamıştır, ilk olarak gelecek hafta Dako-ta tipi 8 büyük nakliye uçağı Çin Hindistanına hareket edecektir. Çin Hlndlstanina alt vapurlar da tamir edilmektedir.
Atina, Varşova ve Bağdat büyük elçileri Meksiko elçisi geri çağrılıyor
İçişleri Bakanlığı 9 valiyi emekliye şevketti. Lmni-yet Genel Müdiiriiniin de emekliye şevki muhtemel
Ankara 11 (Akşam) — Bayındırlık Bakanlığı bütçesinde yapılacak tasarrufu tetkik ve tes-bit etmek üzere bir komisyon kurulmuştur. Bu komisyon ilk olarak Bakanlığa ait bütün inşaatın bir listesini çıkararak hangilerinin şimdilik durdurulması lâzım geldiğini İncelemektedir. Bakanlık bir müddet sonra bazı inşaatı tamamen durduracak ve projelerinde değişiklik yapıldıktan sonra ufak bir masrafla bunları tamamlama yoluna girecektir. Tahmin edildiğine göre bu suretle 60 milyon kadar bir tasarruf yapılabilecektir.
Bayındırlık Bakanı Fahri Belen Eskişehire giderek son sel felâketinde zarara uğrıyan vatandaşlara yapılan evleri mahallinde tetkik etmiştir. Bu inşaatın bir an evvel bitirilmesi ı İçin gereken tedbirlerin alındığı söylenmektedir.
Eskişehirde sel felâketine |
Bayındırlık Bakanı Fahri Belen
uğramış vatandaşlar bir müddet evvel Bakanlığa müracaat
Kaza mı, cinayet mi ?
Anharada genç bir kadın tabanca kurşuniyle ölmüş bulundu
Ankara 11 (Akşam) — Şehrimizin Yenişehir semtinde genç ve güzel bir kadının ölümü İle neticelenen bir hâdise olmuştur. Hâdise şudur:
Eski Kırklarell milletvekillerinden Zühtü Akın, bundan İS gün evvel İs tan bula gitmiş ve Fahire adında genç gü2el bir kadınla birlikte tekrar Ankara-yp. dönmüştür.
Yenişehirde Haşan Hadi a-partmanının ikinci katında o-turmakta olan Zühtü Akın genç kadını arkadaşlarına akrabası olarak tanıtmış ve kendisinin İstanbulda kocasından boşanmış olduğunu asabi buhranlar geçirdiği için tedavi edilmek ü-zere Ankaraya geldlğinL söylemiştir.
Hâdise günü öğleden sonra aynı daireden zabıtaya telefon edilmiş ve çağrılan yere giren memurlar genç kadını yerde kanlar içinde ölü olarak bulmuşlardır.
Kurşunla vurulmuş olmasına rağmen tabanca sesinin hiç du-l
yulmadıgı etraftan söylenmiştir.
Hâdise hakkında apartman kapıcısı şunları söylemiştir:
»Öğleden sonra beş numaralı daireden zil çalındı. Fakat hiç bahşiş vermedikleri için yukarıya çıkmak istemedim. Çalman zilden aşağı yukarı 15 dakika sonra apartmana polisler gelerek 5 numaralı daireye çıktılar. Sonradan öğrendiğime göre Fahire hanımı ölü bulmuşlar. Tabanca sesi falan duymadık.»
Fahlrenln Ankarada bulunan, kızkardeşi ise kızkardeşLnin İs-tanbuldan pek sinirli bir halde Ankaraya geldiğini söylemiş ve bir lakım ruhi buhranlar geçirmekte olduğunu da sözlerine ilâve etmiştir.
Diğer taraftan söylendiğine göre Fahire Ankaraya Zühtü A-kın ile evlenmek üzere gelmiştir. Fahire kocası Pertevden yeni ayrılmıştı, Genç kadının asabi buhranlarının ve ölüm sebebi henüz bilinmediğinden tahkikat derlnleştirilmektedlr.
ederek bazı hususlarda evvelce yapılmış yardımların kâfi gelmediğini veya kendilerine yapılan evlerin elverişli olmadığını bildirmişlerdir. Bu hususlar da bir kaç güne kadar cevaplandırılacaktır.
Tarım Bakanlığı teşkilâtı
Ankara 11 (Akşam) — Tarım Bakanlığında teşekkül eden teknik bir komisyon Bakanlık teşkilâtına ait kanun tasarısını yeniden gözden geçirmeğe başlamıştır. Komisyon Tarım Bakanlığı teşkilât kanununun tadili için lâzım gelen incelemeleri yapacaktır. Söylendiğine göre Tarım Bakanlığı teşkilât kanunu hazırlanırken bazı u-mum müdürlüklerin lâğvedilmeleri şekli de tesbit edilecektir.
Lâğvedilecek umura müdürlükler arasında zirai kombinalar, zirai donatim umum müdürlüklerinin başta geldiği katiyetle İfade edilmektedir. Bu İki umum müdürlük Uk bir idare altında yeni İşletmecilik zihniyeti ile birleştirilecektir. Halen Tarım Bakanlığı teşkilâtında bulunan numune istasyonu ve çiriiklerine de yeni bir şekil verilecektir.
Zincir kıran heyeti hakkında ademi takip kararı verildi
Ankara 10 — Fuat Zlnclrkıran heyeti hakkında Amerlkadakl mubayaa işleri dolayısiyle bir müddettenberi yapılmakta olan tahkikat neticelenmiştir. Eski Devlet Demiryolları umum müdürü Fuat Zlncirkıranla. Fahri Tanman, Mesut Togar ve Şefik Ogen. haklarında ademi takip karan verilmiştir.
Memurlara borç para
Ankara 10 — Emekli sandığınca memurlara verilecek olan üç aylık nispetinde borç paranın verilmesine pazartesiden itibaren başlanacaktır. Şimdiye kadar Emekli sandığına bundan istifade etmek için binlerce memur müracaat etmiştir.
Pazartesiden İtibaren müracaat sırasîyle hazırlanan yönetmelikteki şartları haiz olanlara borç para verilmeğe başlanacaktır.
Liseler on iki sene olarak kalacak
Ankara 10 — Liselerin tekrar on bir seneye indirileceği hak-kındakl haberler doğru değildir. Bu mevzuda en salahiyetli bir şahsiyet liselerin on iki sene o-larak kalacağını, ancak son 4 senenin iyi kullanılması İçin tetkikler yapıldığını söyledi.
Emekliye sevkedilen Konya Valisi şefik Soyer
Merkeze çağırılan Varşova Büyük Elçisi Şînasi Devrim
Ankara'll (Akşam) — Dışişleri Bakanlığı teşkilâtında bazı değişiklikler yapılması İçin Bakanlıkta çalışmalara başlandığı haber verilmektedir. Dışişleri Bakanı Fuat Köprülünün şehri-,
mlze gelmesinden bir kaç gün sonra değişikliğe ait bir kararname çıkarılacağı söylenmektedir. Bu kararnameye göre bir kısım t elçiler geri çağırılacaktır. Bunların arasında Atina
Kırkpınar güreşleri
Güreşlere dün devam edildi - Halk müsabakaları alâka ile takip etli
ZLtlı parktır
Ayazağa'da mânialı at yarışlarında bir subayımız mânla allarken
Dün yapılan atlı parkur mil-' sabakalaıında küçük parkurda yüzbaşı Cevdet Sümer «Alço». yüzbaşı Kemal Özçellk «Aral», isimli atlarlyle birinci, yüzbaşı Tevfik Yüce »Cesur» isimli a-tıjie üçüncü olmuştur.
Orta parkurda binbaşı Eyüp Öncü «Leylâ» İsmindeki atiyle birinci ve gene binbaşı Eyüp Öncü «Sinop» ismindeki atiyle ikinci olmuştur. Üçüncülüğü yüzbaşı Ekrem Birgoren «Tunca» İsmindeki atiyle almıştır.
Mısır kabinesinin fevkalâde toplantısı
İskenderiye 10 (A.A.) — Başbakan Nahas Paşa, Mısırın her hangi bir hadiseye karşı lüzumlu tedbirleri alması hususundaki Kıral Faruğun İhtarını müzakere etmek üzere bugün kabineyi fevkalâde toplantıya davet etmiştir.
I*' *' ■■■m» I ■
Sıhhate dair sohbet
Yazan: A. Adnan-Adıvar Yarınki AKŞAM’da t_______________________,
Motosikletli teftiş!
Devlet otomobillerinden tasarruf fikrinin zıddına o-larak, Belediye murakıplarına motosiklet verilecekmiş. Tâ ki, en uzak yerlere kadar gidip kontrolda bulunsunlar...
Halbuki merkezlerdeki toptancı ve perakendeci piyasayı kâfi derecede kontrol edebilseler. civar da. merkezlere göre ayarlanırdı.,.
Tasavvur edilsin; tâ uzaktan bir motosiklet gürültüsü! Ortalığı velveleye boğa-raktan yarım saatlik yoldan geliyor! Etiketleri değiştir, yahut çil yavrusu gibi dağıl!
Murakabe için, patırdı yerine sessizlik şarttır. O-nun için ille bir şey dağıtılacaksa, motosiklet değil, altı lâstik ayakkabı dağıtmalı! Hem daha pratik, hem de clıven...
Edime 11 (Akşam) — Kırk-pınar güreşlerine dün de devam edildi. Kalabalık bir halk kütlesi güreşleri merak ve alâka ile takip etti. Teknik sonuçları bildiriyorum:
Deste küçük boyda galipler:
Sallk Kırnalı, Haşan Kut. İsmail Eroğlu, Hüseyin Canbaz, Cemal ölçer, İbrahim Caner, İbrahim Yaner, Kemal Demlr-
siiren, Ali Erglnay, Hüseyin Gürcan ve Arif özdemır.
Deste orta boyda galipler:
Kâzım Yener, İbrahim Çetln-kaya, Adil Atan, Ahmet Akan.
Deste büyük boy galipleri: Ali Yıldırım, Ahmet Salih ve Ali Büke.
Küçük ortada küçük boy galipleri: İbrahim Gürler, Musa Uzun.
Küçük ortada büyük boy ga-
lipleri: Burhan Gürkan (Adapazarı). Ahmet Topçu (Babaeski), Mehmet Duran (KIrklareli), İhsan Yıldırım (Adapazarı), Musa sert (Babaeski), Küçük İbrahim (Bursa).
Büyük ortanın galipleri: Orhan Çakar. Muzaffer Yıldırım, (Arkası sahifç 2; sütun 1 de)
ARADA BiR
Tarsus’la Amerika’ya seyahat
Türkiyeyi neden unutamıyorlar?
Ağaçsız bir şehir — Zervas İzmire yaklaşıyor — Yaprak gölgesinin konmadığı suratlar — Rüzgâr bile tuzlu — İstanbul kokteyli
Pnrteuön’dan Alınanın görünüşü
Vapurumuz Pireye öğleye doğ ru saat 11 de vardı. Küçük limandan İçeriye ağır ağır girdik. Pire, limanına dışından bakarken insana bir yangın yeri İntibaını veriyor. Bombardımanda liman civan baştan başa yanmış. Küçük küçük yeni evlerle bu yangın yerleruıı doldurmaya çalışıyorlar.
En göze çarpan şey ağaçsız-lık. Yalnız Pire değil, bütün Atina ağaçsız. Hattâ Ytınanis-tanuı büyük bir kısmı. Ağaç hasreti çeken keleş adaların arasından geçerek Pire'ye geldik. Istan buldan, İzmirden gidenler bizim topraklarımızı
(Arkası 4 üncü salıiRde)
Emekliye sevkedilen Afyon Valisi Abidin Özmen
büyükelçisi Ruşen Eşref. Varşova büyükelçisi Şinasi Devrim, Bağdat büyükelçisi Rahmi A-pak, Meksiko elçisi Vedat Uzgö-ren'in geri çağırılacak elçiler arasında bulundukları öğrenilmiştir.
Emekliye sevkedilen Valiler
Ankara 10 — Dokuz vali e-mekliye sevkedllmiştir. Bunlar Samsun valisi İzzettin Çağpar, Bilecik valisi Şinasi Turgar, Çan kırı valisi Orhan Sami Güvenç. Afyon valisi Abidin özmen. Balıkesir valisi Ziya Tekeli, Konya valisi Şefik Soyer, Ordu valisi Salih Kılıç, Kastamonu valisi Tevfik Sırrı Gür. Seyhan valisi Zühtü Durukan'dır.
Emniyet Genel
Müdürü emekliye sevkedilecek
Ankara 11 (Akşam) — İçişleri Bakanlığından öğrendiğime göre Emniyet genel müdürü Gafur Soylunun da emekliye sevkedil-mesi ^kuvvetle muhtemeldir.
Bası (düşünceler
İşin başlangıcında, genç Demokrat Partisinin, yaşlı selefine açık üstünlüğü hükümete adam alışıdır. Malûm ya, C. II. Partisi otuz yıl memleketi idare etti, bu zaman içinde gelen giden birçok hükümetlere hep bellediği aynı adamları getirdi. «Kudema» lık, ve «ayniyet-C. II. Partisinin adam seçme ve hükümet kurma işinde başlıca prensip i olmuştu. Gayrıya emniyet caiz değildi. Üç buçuk kişinin dışına çıkamadıktı. Son üç yıl müstesna.
Demokrat Partisi, daha ilk adımda cesareti ele aldı, genç mi, ihtiyar mı, mücerrep mi, değil mi bakmadı. Bilâkis eskiye vc tecrübeliye pek rağbet etmedi de... Yenilerden» devlet hizmetine hiç girmemişlerden bir hükümet kuruverdi. Belki de eski idare zihniyetini değiştirmek için yapılması gereken ilk ıslahat bu idi. Neticeyi tecrübe gösterecek. Her halde biz bu işi takdirle karşıladık.
İkincisi, Başbakanla parti başkanmın aynı adam olmasıdır. Bu da C. H. Partisinin son yıllarında aksıyan bir şekildi. Parti bir tarafa, hükümet başka yöne giderdi. Parti ile hükümet arasında birlik göze çarpmazdı. Demokrat Partisi, Başbaka-
nı Parti Başkanı seçerek bu işi de ilk hamlede iyi başardı. Tebrik ederiz.
Ah, şıı /İnkara muhabirleri, neler yazmazlar!
Cumhuriyet muhabirinin yazdığına göre. Demokrat Parti Meclis grupunda şöyle deniyormuş:
«C. H. Partisi, istiyor ki yabancı memleketler bankalarında kimin parası varsa tahkik edilsin, meydana çıkarılsın. Bankaların, mevduat sahipleri ile mevduat miktarını ifşa ctmiyecekleri muhakkak olduğuna göre bu meydan okuma hayli u-cuz bir kabadayılıktır.»
Peki anıma, bankalar bu hesapları ifşa etmiyorlarsa buralarda şunun bunun servetleri olduğunu kim, nasıl öğrenmiş? Bankalarda şunun bunun, servetleri var demek, bedava ve ezbere bir iftira olmuyor da, «Varsa meydana çıkarın- demek neden ucuz kabadayılık sayılıyor? Bu garip mütalâayı ileri siiren zevata: — her kimler ise — «Sizin Amertkada on milyon dolarınız varmış» dersek vereceği cevap ne o-labilir?
Ah bu muhabirler, lıcr partiyi daha işin başında böyle gülünç etmeye çalışırlar... — Halkçı
Sablfe 2
Basın kanunu hakkında tetkikler
Mevcut tasarı yeniden gözden geçirilecek
Hükümet, basın kanununu yakında incelemeğe bağlıyacaktır Bazı millet vekilleri buna lüzum olmadıkına, mevcut basın kanununun tamamen kaldım* masına, basın suçlarının ceza kanununda zikredilen suçlar gibi muameleye tâbi tutulmasına taraftardır.
Basın kanununun tamamen kaldnlması cereyanını destekli-yen milletvekilleri mcyanmda Kâzım Taşkent, 8uat Hayri Ürgüplü. Selim Ragıp Emeç, Şevket Mocan. Feyzi Boztcpe. Saffet Gürol bulunmaktadır.
Diğer taraftan ceza kanununda ve diğer kanunlarda basına müteallik bütün maddeleri nefsinde tophyan müstakil bir basın kanunu yapılması fikrinde olan milletvekilleri de mevcuttur.
Cihat Baban ve Bahadır Dülger bu cereyanı deste kliyenler meyan ladadırlar.
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti İdare heyeti de, hâlen milletvekili olan gazetecilerin ve gazete yazı işleri müdürlerinin iştirakiyle bir toplantı yapmış, basın kanunu mevzuunda eski hükü-
Fransız amirali
Cumhurbaşkanı Amiral’i kabul etti
Ankara 10 — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar. bugün Çankayada Fransız Büyükelçisi ekselans Jean Leycuyer refakatinde mem lekelimizde misafir olarak bulunan Fransrz Akdeniz filosu komutanı visamiral Lambertin'i kabul etmişlerdir Bu kabulde Milli Savunma Bakanı Refik Şevket İnce de hazır bulunmuştun.
Amiral. Milli Savunma Bakanını. Genelkrmay başkanın ve Denizkuvveüeri komutan vekilini ziyaret etmiştir.
Şikâyet ve temennilerin yerine getirilmesine çalışılıyor
Cuma günü Valinin basın toplantısında , gazetecilerin yaptığı şikâyet, ve temennilerin yerine getirilmesine başlanmıştır.
Vali kaymakamlıklarla Vali ve belediye reis muavinlerine bu hususların süratle yerine getirilmesi için direktif vermiştir.
Bu arada Beyoğlu kaymakamlığı binasının üstündeki saatin tamirine başlanmıştır.
Otobııs duraklarıyle tramvay duraklarının ayrılması hususundaki arzunun yerine getirilmesine seyrüseferin selâmeti bakunından imkân olmadığı anlaşılmıştır.
Motorların yolcu taşımalarına izin verildi
Dolmuş motorların seyrüseferine dünden itibaren müsaade edilmiştir. Motorlar Eminönü rıhtımından kalkacak ve istiap hacminden fazla yolcu almıyacaklardir.
Diîıı valilik limana ve emniyet müdürlüğüne direktifler vererek motorların muntazam ve emniyet içinde seyrüseferi için gereken tedbirlerin alınmasını ve sık sık fenni muayenelerinin yaptırılmasını istemiştir.
İstanbul sergisine bir sirk geliyor
Temmuz başında açılacak Istan bul sergisinde halkı eğlendirmek üzere bir fLrma Vlya-nadan sirk getirtmeğe karar vermiştir. Firmanın Belediyeden istediği müsaade verilmiştir.
Firma mümessili şirki getirmek Üzere dün Vivanaya hareket etmiştir.
metler nezdlnde yaptığı teşebbüsleri tekrar gözden geçirerek Demokrat Parti hükümetiyle bu mevzuu tekrar ve ehemmiyette görüşmek üzere Erzurum milletvekili Bahadır Dülger, Bursa milletvekili Selim Ragıp Emeç, İzmir milletvekili Cihat Baban. İzmir milletvekili Behzat Bilgin ve cemiyet İkinci reis! Enis Tahsin TM, İdare heyeti âza» Hayri Alpardan müteşekkil bir heyeti Ankaraya yollamağa karar verdiğini bildirmiştir.
Heyet salı günü Ankaraya gidecek ve ayrıca basınla İlgili bütün meseleleri de ele alacaktır.
Gazeteciler Cemiyetinin hükümetle yapacağı temaslar alâkayla beklenmektedir.
Başbakanın demeci
Ankara 10 — Başbakan, gazetecilerle yaptığı bir hasbıhalde antidemokratik kanunların birer birer kaldırılacağını, faşist bir ruh taşıyan basın kanununun tâdili için de bugünlerde harekete geçileceğini, hayatı u-euzlatmak yolunda vâde dilen İşlerin sağlanacağını belirtmiştir.
Kadro
Nadir Nadi CÜMITÜRİYET-te diyor ki:
«Doğrusunu isterseniz, biz, son İktidar değişikliğinde, doğrudan doğruya Halk Partisinin mensubu bilinen, ona yürekten bağlandığını sandığımız bazı siyasî şahsiyetlerin memuriyetlerinden çekileceklerini n-muyorduk. Bunların bir kısmı meslekten değildi; gördükleri vazife kendilerine sırf Halk Partili oldukları için Halk Partisi hükümetleri tarafından emanet edilmişti. Daha düne kadar aleyhinde çalıştıkları rakip bir parti iş başına geçtiği zaman derlıal istifa etmek onlara yakışan en tabii hareket değil miydi? Halbuki hayretler içinde kalarak gördük M. bir kaçı müstesna, baylar yerlerinden kımıldamadılar bile. Sanki memuriyetlerinin bütün kademelerini adım adım aşmışlar, politika ve parti işle-rlle hiç uğraşmamışlar gibi başlarını kaldırıp etraflarına bakmadılar. Hâiü da «bana mısın?» demiyorlar. Hükümetin ne düşündüğünü bilmiyoruz ama, bu hareketi siyasi ahlâk kaidelerde bağdaştırmanın güçlüğü de meydandadır.
Dediğimiz gibi devlet mekanizmasının kilit noktalarında yapılacak değişikliklerden başka. bu kabil siyasi akrabalıklarla ilgili memuriyetlerde de
Askerî tayinler
Millî Savunma Bakanının demeci
Ankara 10 (AA.) — Milli Savunma Bakanı Refik Şevket İnce, sorulan sual üzerine aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
(_ Son günlerde yapılan askeri tebdil ve tâyinler ele alınarak yazılan yazıların bazı gazetelerde tahrik mahiyetini almakta olması dikkate şayandır. Bu suretle hareketin memleket yararına olmadığı aşikârdır.
Meselenin aslına gelince bu değişilkliklerin kanunun hükümete verdiği salâhiyetin kullanılmasından ibaret bulunduğunu tavzihe lüzum görüyorum.»
Genelkurmay ikinci başkanlığı
Ankara 10 — Genelkurmay ikinci başkanlığına genelkurmay ikmal başkanı konrgeneral Zekâi Okanın tâyin olunarak vazifesine başladığı bildirril-mektedlr. .
Ali Yücel hakkın-daki hüküm
Tokatta bir kız kaçırma suçunda medhaldar olarak bir buçuk ay hapse mahkûm edilmiş bulunan güreşçi AH Yücelin hükmün katileşmesi dolayısiyle cezaevine gönderilmek üzere zabıtaca yakalanmıştı,
Ali Yücel, dün savcılığa verilmiş ve savcılık başyardımcısına müracaat ederek, beynelmilel güreşlere girebilmek hakkının kaybolmaması için ayın on yedinci günü yapdacak bir müsabakada hazır bulunmak mecburiyeti dolayısiyle kanun müsaade ettiği takdirde kendisine bir müddet İzin verilmesini istemiştir.
Savcılık başyardımcısı Hicabı Dinç, kanunî mevzuatın bahşettiği müsaadeye dayanarak Ali Yûcele on gün mühlet vermiştir.
Ali Yücel, ayın on dokuzuncu günü cezasını çekmek üzere tekrar savcılığa gelecektir.
Konyada buğday ve arpa fiatlerı
Konya 11 (Akşam! — Bir müddet evvel buğday ve arpanın flaUeri düşmüştü. Üç gün-denberi ise fi ati erde artış vardır. Cumartesi günü zahire bor-sasında beyaz buğday 31, sert buğday 30. arpa 21 kuruştan muamele gördü. Yalnız buğday ve arpada değil, bütün bakliyat Hallerinde 3-5 kuruş arasında yükselme vardır.
11 Haziran 1950
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
h k ö /ı M
küçük bir tasfiyeyi yadırgamamak lâzımdır. Sonra unutmıya-lım ki. memleketimiz şimdiye kadar tek parti hükümeti ile idare edilmiş, idare kadromuz tek parti rejiminin ölçülerine göre yürütülmüştür. Devlet kadromuza yeni bir geleneğLn yeni prensiplerini İyice aşılamak lâzımdır. Bu da kollan bağlayıp oturmakla olmaz; gayret ister.»

Tasfiyenin faydası
YENİ SABAH bu başlıklı yazısında Halk Partisinin lıesap verme teklifinden bahisle diyor ki:
«Ellerini kirli işlere sokarak şahsi menfaat sağlayanların sayısı öyle sonsuz değildir. Bilâkis çok mahdut simalar vatan menfaat ve hizmetini unutarak hükümet ve İktidarda bulunmağı bir nimet sofrasından çimlenmek farz ve tehay-yül etmişlerdir.
Bu gibilerin hareketleri örtülecek olursa bundan çıkacak netice şu olur kİ. ne türlü fenalık yapılırsa yapılsın, np kadar millet zarara sokulursa sokulsun, sonunda her şey alan ve kapanın elinde kalır. Maziyi karıştırmak ve ancak suiistimalleri ve yolsuz servetleri ortaya çıkarmak menfi bir kin ve garez veya intikam dâvası değildir. Bu hâdiseyi böyle göstermek ve adalet lstiyenlert kin
Vefa - Hapoel ile 0-0 berabere kaldı
Yeşil - beyazlılar baştan aşağı hâkim oynamalarına rağmen şanssızlıklarından gol çıkarıp galip gelemediler Dûn çok az bir seyirci önünde İnönü stadında on gündenken şehrimizde bulunan İsral-lln Tel-Aviv şehrine mensup Hapoel takımı üçüncü maçını İstanbul ve Milli küme dördüncüsü Vefa ile yapmıştır. Mustafa Güventürk'ün hakemliğinde yapılan maça İki takım şu kadrolarla çıkmışlardır
Hapoel: Hodorov — Palman,
Veis — Gambas, Melamet, Zl-merman — AJulaf. Hegedis. Ja-lovskl, Çaçlk, Martin.
Vefa: Şükrü — Mustafa, Rahmi — Emel. Melih, Salâhaddin — Suphi, Galip, Garbis. İsmet, Emin.
Oyuna Vefalılar başladılar. İlk aniar karşılıklı hücumlar arasında geçtikten sonra oyuna yavaş yavaş Vefalılar hâkim olmağa başladılar. Hapoelln arada sırada yaptığı hücumlar Vefa için daima tehlikeli oluyordu.
Yeşil-Beyazhlar hâkim oynadıkları sıralarda hücum hatlarının beceriksizliği yüzünden bir çok muhakkak gol fırsatları kaçırdılar. 17 nci dakikada Vefa santrforu Garbisin bir hücumunda Happoel kalecisi çıkış yaptı fakat topu tutamadı. Top boş İsrallln kalesine girerken santrhaflan ileriden gelerek takımını muhakkak bir gol yemekten kurtardı.
İlk devrenin 25 inci dakikasından sonra oyun miitevazin bir şekil aldı. Mamafih Vefalılar hücum avantajına rakiplerinden ziyade malik bulunuyorlardı. İsrail kalecisinin çok İyi bir gününde olması, Yeşil-Be-yazh hücum hattının beceriksizliği, Vefalılara gol yapma İmkânını vermiyordu.
İlk devre böylece iki takımın semeresiz hücumlariyle geçti ve golsüz o-o berabere bitti.
İkinci devre
İkinci devreye İsrailli futbolcular başladılar Fakat Vefalılar! oyuna hâkim olmakta gecikmediler. ıo uncu dakikada Vefa takımında bir değişiklik oldu. Solaçık Emin çıktı, yerine Karnlk girdi. 12 nci dakikada âni bir Vefa hücumunda Galip bütün Hapoel müdafaasını ve hattâ kaleciyi atlatarak boş kaleye gönderdiği top İsrail kalesinin direğini yalayarak rı-vut oldu. Galip bu yüzde yüz

Dünkü maçtan
ESHAM VE TAHVİLÂT % r FAİZLİ TAHVHJ-EB

gol fırsatım acele etmesi yüzün-
den kaçırmış oldu.
13 üncü dakikada Galibin sü-
rüp çektiği fevkalâde sıkı bir şüt Hapoe] kalesinin yan dire-
ğine çarparak kurtuldu. Bu da
Vefalılarda şanssızlığın bir de-
liliydi.
18 inci dakikada saldan çekilen korner atışından Suphlnhı çektiği şüt tekrar İsrail kalesinin yan direğine çarparak Vefanın çok güzel bir gol kazanmasına mâni oldu.
19 uncu dakikada Vefalı Sa-lâhaddln sakatlanarak çıktı, sol hara Kamik, solaçığa ismet geçti. Soliçe de Aziz girdi. Oyun Vefalıların baskısı altında geçmesine rağmen Yeşli-Beyazh hücum hattının gerek beceriksizliği. gerek talihsizliği yapmalarına engel teşkil yordu. 25 inci dakikada
lılar hücum hatlarını sağdan itibaren şu şekilde değiştirdiler:
gol edl-Vefa
Aziz, Garbis, Suphi, İsmet.
Galip,
Fakat bu değişiklik de bir semere vermedi. Vefalılar hâkim
cephesi gibi tasvir eylemek en bûyıik vebal ve günahtır. Maziyi, hasis İntikam endişcslle değil âtiyi sağlama bağlamak ve iıaldekilere uyanıklık dersi vermek için kurcalaman. Yoksa her iktidara gelenin aldığı yanına kâr kalırsa, millet hak ve menfaatleri nasıl korunur?»

Mâliyede yanlış bir başlangıç
Ahmet Emin Yalman VA-TAN’ıta he«ap uzmanlarının gündeliklerinin kesilmesi kararından bahisle diyor ki:
«Hesap uzmanlığı öyle bir İştir kİ bunu maaş almadan ve1 hattâ üste para vererek, yap- [ mağa hazar olanlar çoktur.1 Ancak bu vazifenin sahiplerine sefalet çektirmeyen bir gelir seviyesi, ocağın sıkı imtihan ve mürakabe sistemi ve yarattığı ahlâkî tesanüt, bugüne kadar suiistimal tehlikesini uzak tutmuştur. Bilhassa gelir vergisinin tatbiki sırasında maliye, bu ocağı yıkarsa, yüz bin liralık bir tasarrufa karşılık, hem milyonlar kaybedecek, hem de umumî hayatta mali bakımdan başgöstermeğe başlayan emniyet İstidadını baltalamış olacaktır. Adnan Menderes kabinesinin taraftar bulunduğu tasarruf siyasetinin böyle zararlı ve yıkıcı bir mahiyet almayacağını kuvvetle umuyorum.»
f A *1


oynamalarına rağmen bir türlü hakkettikleri galebeye ulaşacak golü yapamıyorlardı. Bu arada İsrail kalecisi Hodorov’un fevkalâde güzel oyunu da Ha-poel’ln gol yememesinin en büyük unsuru olmuştur.
Hakemin ters kararları yüzünden oyunun zevki bir sırada oyun golsüz 0-0 berabere sona erdi.
kaçtığı
olarak
Naşı oynadılar
Vefalılar baş t ar. aşağı denilebilecek bir şeklide hâkim oynadılar. Hücum hatlarının beceriksizliği ve şanssızlığı yüzünden galip gelebilecekleri bir maçı beraberlikle bitirdiler. Müdafaa iyi bir oyun oynadı, îsrall futbolcuları da gerek Fenerbahçe, gerek Galatasaray maçında çıkardıkları oyunun onda birini dahi oynıyamadılar. Kalecilerinin fevkalâde güzel oyunu sayesinde çok gollü bir mağlûbiyetten yokal aruu ucuz kurtardılar. Hakem hiç de iyi bir gününde değildi. Sert ve favullü bir oyuna müsaade etti.
Halûk SAN
Traman’in Sovyetlere şiddetli hücum»
Sovyet genişleme siyasetini şiddetle tenldd etti, serbes dünyanın kuvvetinin gittikçe arttığını söyledi
New-York İt (R) — Başkan Truman 48 saat içinde birbirini mütaakıb iki mühim siyasi nutuk söylemiştir. Missourie üni-verslteilndekl birinci nutuktan sonra ikinci nutuk Saint Louis şehrinde söylenmiştir. Truman bu nutkuDda Sovyet Rusyanın genişleme siyasetine şiddetle hücum etmiştir. Başkan demiştir kİ:
«— Sovyellerin endişe verici hareketleri, serbest dünyanın gittikçe artan kuvveti karşısında tesirsiz kalmaktadır. Ruslar ikinci dünya harbi sona erdiği gundenb&rl sulhtan bahsediyorlar. Fakat bir taraftan da harb hazırlığı yapıyorlar. Demokrasiden bahsedlyoriar, fakat diğer taraftan diktatörlük kuruyorlar. Peyk memleketleri hüküm ve nüfuzları altına alıyorlar. Doğu Almanyada mektep çocukları Bitler devrinde olduğu gibi robotlar haline getiriliyorlar.
Sovyetler tarihte görülmemiş derecede büyük kuvveti silâh altında tutuyorlar. Bu müdafaa emelinden fazladır. Aynı za-
manda Birleşmiş Milletlerin ça-
Lokanta tarifeleri
Yüzde yirmi nisbe-tinde bir indirme yapıldı
Sebze, yağ ve diğer iptidai gıda maddelerindeki ucuzluk karşısında lokanta fiyat Listelerinde indirme yapmanın zaruri olduğunu evvelki gün yapılan basın toplantısında Vali ve Belediye ReLsJ gazetecilere söylemişti. Bu hususlar üzerinde çalışan iktisat işleri müdür vekili Emin Erer lokantacılarla yaptığı temas tenleesinde inen maddelere göre fiyatlarda % 20 nisbetinde bir İndirme temin edilmşltir. Bunun tahakkuku İçin murakıblar bu mevzu üzerinde vazifelendirilmiştir.
Slva> ■ Brıunım I S135
Sivas - Erjurum M 11 * 13 * * * * 18 19 50
1941 Demiryolu 1 21 »0
1941 Demiryolu II 2>
UM1 Demiryolu m -> 111
MIU1 Müdafaa 21.70
Mili) Müdafaa U 20 80
Milli Müdafaa IH 312i
Milli Müdafaa İV 2140
% ■ FAİZLİ TAHVİLLER
Kalkınma I 1
Kalkınma U 1
Kalkınma dİ 1
9-tt ısUkrau 1 1
Mi ısUKraeı U 1
1941 Demiryolu 1949 isuknm L
% «J. FAİZLİ TAHVtLLEB
134» tabvlU 99.10
% ( FAİZLİ TAHVİLLER
1933 Ergani ® —
J938 ikramiye!! ®-—
Milli Müdafaa «M
Demiryolu İV W3Ç
Demiryolu V
ıoo m 100.ıo ıoo so 100.30 10025
90.30
ANADOLU DEMİRYOLU GHOPU
uı-
15-25 s-
30.-
6ARHAFLAHDA ALTIN
41
3Ö50
4.U
Uçmalarına iştirak etmekten Çekiniyorlar.» ... rriJ
Demecinin sonuna doğru Truman şunları söylemiştir:
*— Karşılaşmış bulunduğumuz ciddi tehiikalofe bigâne kalamayız. Buna mukubal kendimizi aşırı korktriarallda kap-tırmamalıyız. Muhtemel olarak daha yıllarca uulh uğrunda e-sasiı gayretler sarfetmea iz Jca-bedecektlr. Fakat vaatyelimlz kuvvetli Olup, kudretimiz gün geçtikçe artmaktadır. Soğukkanlı, azimli ve sebatlı kalmalıyız. Her şeyin fevkinde şunu belirtmek İsterim kİ. gayretlerimizin hedefi harb değil sulhtur. Her hangi bir millet veya devlet üzerinde hâkimiyet kurmak peşinde değiliz. Sadece, butiin devletlere tatbik edilebilecek âdil bir milletlerarası nizam kurmağa çalışmaktayız.»
Morrison’un nutku
Londra 11 (R> — Başbakan
yardımcısı Morrison söylediği nutukta demiştir kİ: «Moskova» hareket tarzını değiştirip işbirliği yapmak isterse hür milletlerden yardım görecektir •>
Kırkpınar güreşleri
(Baş tarafı 1 inci salıifedej ManisalI İbrahim, Bandırmah Hasan.
Başaltı güreşleri
Çiftler hakem heyeti tarafından kur’a ile eşlendirilmiştlr. Bu senenin en teknik ve en centilmen güreşçisi İzmitli İrfan Atakan, rakibi İstanbullu îbra-himi bir dakikada kiinde Ue mağlûp etmiştir. Kuleilil Hüseyin Tosun da Hayrata olulu Haşan Yener*e pes ettiğinden Haşan ManisalI Atadullahla eşleştir ilmiş, fakat o da mağlûp olmuştur. Daha önce Hayraboiu-lu Mustafa da güzel bir jest yaparak genç İrfanla daha fazla güreşemiyeceğlnl söylemiş ve pes etmiştir. Bu vaziyete göre, İrfan ve Abdullah finale kalmışlardır.
Baş pehlivanlık güreşleri
Baş pehlivanlık güreşlerine dört çift İştirak etmiştir. Neticede Lüleburgazlı Ali Ahmet, İzmitli Necmi Yıldız İle. Babaes-klli İbrahim. Tarzan Mehmetle, Gonenli Kara Hüseyin Hayra-boululu Süleyman ile, Sındırgı-lı Şerif de Kuleli Mustafa ile eşlendi Filmişler dlr.
Sındırgın Şerli Kulelin Mus-tafnyı kaz kanadı ile. Tarüan Mehmet Babaesklll İbrahim! aşırtma künde İle yenmişlerdir.
Hayrabolulu Süleyman - Bandırmak Hüseyin güreşinden netice alınamadı. Bu güreş bugün tekrar edilecektir.
Bugün Necini İle Ali Ahmet de güreşlere devam edeceklerdir.

Türkiye birinciliği müsabakaları
İzmir 10 — Türkiye birinciliği
müsabakalarına bugün devam edilmiştir Beşiktaş, Kâğıtsporu
3- 1. Göztepe Gençlerblrliğinl
4- 1 mağlûp etmiştir. Oöztepcnln şampiyonluğuna muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
Üsküdar Amerikan kız lisesinde diploma töreni
Üsküdar Amerikan Kız Lisesi diploma töreni dün saat 11 de İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Fahreddin Kerim Gö-kay, talebe velileri ve seçkin bir davetli kütlesinin huzurlyle yapılmıştır.
Merasime saat 17 de İstiklâl Marşiyle başlanmış, bunu mfr-taakıp Vali ve Belediye Bttşkaru Dr. Fahreddin Kerim Gökay yeni mezunlara hitaben bir konuşma yaparak kendilerine hayat yolunda muvaffakiyetler temenni etmiştir.
Valinin konuşmasından sonra mektep müdürü Mr. Wool-worth, mezunlara diplomalarını vermiş ve merasim de bu şekilde son bulmuştur.
1
Sahife 3
Bedbinliğe karşt bir alimlik ilâç
camii
Enstitülerden biri, Ame-rikada halkın fikrini öğrenmek istemiş. Radyo, gazete ve propaganda neşriyatını dinleyip durduklarından, A-mcrikalılar:
— Şu beş yıl içinde harb çıkacak mı? - sualine, çoğunluk halinde:
— Çıkacağına inanıyorum! - cevabını veriyorlar-mış.
Amerikayı silâhlandıran ve Avrupa, Asya milletlerine yardımları hızlandıran Başkan Truman’a, ' ’ '
toplantısında, sormuşlar:
Halk oyunun . „ „
böyle diyor, ne dersiniz?
Başkan, beş sene içinde, harbin çıkacağını varit görmemiş.
Bu sinir bozucu soğuk harb, birçok hayırlı teşebbüslere girişilmesine mâni o-Iuyor; insanların gayretini kırıyor. Truman'ın iyimserliğini belirtmeği, bedbinliğe karşı ilâç diye, faydalı bulduk.
Önümüzdeki aylarda inşaat tamamiyle bitecek
Hamiyetperver vatandaşlarımızın gayret ve himmetiyle inşa masrafı temin edilip bir kaç senedenberi yapılan Şişil camisi artık bu önümüzdeki aylarda bitecektir. Caminin iç kısımlarında yalnız mLnber müstesna olarak teferruat İkmal edilmiştir.
Mümar Sinan eserlerinden biri numune İttihaz edilerek ve mermerden yontularak yapılan minber de ramazan içinde ikmal edilecektir.
Bundan başka Ticaret odası başkanı Nuri Kozikoğlu tarafından teberru suretiyle İnşa ettirilen mermer şadırvan da bitmiştir. Şadırvan. Terkos yu verildiğinden arife halka açılacaktır.
Sümerbank, caminin _ döşenecek halıları Hereke fabrikasında hususi surette do-kutmuştur. Bankanın hediyesi olan halının büyük kısmı bitmiştir.
Camilere serilen halılar alelû- | mum yekparedir. Fakat bunların kolayca temizlenmedikleri nazarı dikkate alınmış ve her parçası altı kişinin namaz kılabileceği büyüklükte ayrı ayrı parçalar halindedir.
Caınl bahçe duvarının ikmali 1
Ramazan yaklaş- (programda
— geçen sene c’.: gibi — bu sene de icabeden tıbat alınmıştır.
Bundan başka mühim teber- j bayrağını çekiyorlar. Yük- Fulardan biri de son günlerde sek harb bütçelerini mâkul yapılmıştır. Uzun seneierdenbe-~ Je bu- rl Amerikada yerleşmiş Şlşlili ’ ...... • bir vatandaş, bir zatın tavassu-
tu ile her defa onar bin lira olmak üzere otuz bin lira kadar nakdi bir yardımda bulunduğu gibi Amerikada çok kullanılan iki ses makinesi de teberru etmiştir.
Bu ses makineleri He sesler plâğa alınmıştır. Bu plâklar arzu edildiği şekilde doldurularak satılacaktır.
Bu zat ve mutavassıtı hüviyetlerini bildirmek İstememekle beraber parayı verenin Şişlill bir Rum vatandaş olduğu söylenmektedir.
Nitekim bu zat, bazı İstanbullu Tiirkleri de Amerikada tahsil ettirmiştir.
Yeni gemiler nasıl ısmarlandı?
Valinin teftişleri
Sergi binasını, Kasımpaşa yolu ile pazar yerini gezdi
bir basın gazeteciler
çoğunluğu
fasikı mahruma karşı halkı kalmıştır, uyanık bulunduralım. Harb tığındar " tehlikesi propagandasını e*u' arttıralım.» diyorlar. Efkâ- *■' n unııımiyenin Önünde SOS bayrağım çekiyorlar.
göstermenin çaresi de budur, Muhahhak olan; Harb tehlikesinin, istilâ tehlikesinin bulunduğudur. Küçük balığı daiına büyük balık yutabilir. Zayıf öküz, daima şişman öküzün altında ezilebilir.
Lâkin, soğuk harb propagandasının zararı yalnız karşı tarafa olmuyor. Her memleketin kendi içine de oluyor. Zira propaganda, düzende tut ulamıyor. Milletler, böylece, hem dışarıdan gelme menfi, hem de kendi içinden gelme ve menşeleri müspet, hayırhah olan propagandaların zararlarını görmüş oluyorlar.
Bir bedbinlik, bir bezginlik, millî inkişafın aleyhine bir isteksizlik, istihsali son hızına vardırmak için bir i-itmatsızlık, bir tereddüt hâsıl oluyor.
Bir el, takke gibi kafanın üzerinde .. Bir göz, Yarada* na yan bakıyor, havalarda:
■— Geldi, gelecek! Patladı, patlıyacak! İndi, inecek! Koptu, kopacak!
Sinirler bozuluyor. Yalnız sinirler değil, bu bedbinlik, bezginlik, inkişafsızlık, istikrarsızlık. itimatsızlık, ahlâkı, mütekabil emniyeti de bozuyor. Cemiyette bir anormallik oluyor.
Mubassırın, yahut üvey annenin sopası her an kafasına inecek diye ürkeklik gösteren çocukların tavırları. da, maneviyatları da ne kötüdür. Milletler, onlara benzedi.
«Şu beş yıl içinde harb çıkacak!» endişeleri içinde bulunan Amerikalılara, Baş-kantarının:
— Hayır, çıkmıyacak! -demesi, öyle sanıyorum, yalnız bir kanaatin ifadesi değildir.
Çünkü, halkı, atik, tetik, bütçeleri tasdik cihetinden cömert bulundurmakta menfaati olan Başkan Tru-man'ın, ahali ile beraber: «Çarşambadır, çarşamba!» demesi, daha mâkul olurdu.
Eğer, ahalinin rağmına, «Perşembe!» dediyse, öyle tasavvur ediyorum, geri tepen silâhın zararlarına karşı milletini korumak arzusunu duymasıdır.
Her an: «Umacı geliyor!» diye korkutulan, fakat umacının gelmediğini gören çocuğun. bir gün, hakikaten yaklaşmış, patlamak üzere olan tehlikelere de aldırmadığı, ihtarları dinlemediği görülebilir.
Onun için, doğruyu bildirmek, inandığını söylemek, milletleri mütemadi bir harb havası içinde yaşatmamak, «Bu beş sene i-
HÜHaaım*
Kıdem, liyakat
Bir buçuk seneden fazla bir müddet devam eden çalışmalardan sonra, bir çok güçlükleri yenmek mümkün o'muştur
AKŞAM'ın 2 haziran tarihli sayısında, Marshall plânının tiraj hakkından faydalanmak suretile Hollanda. İtalya. Almanya, Fransa. İngiliz ve A-merlkan firmalarına. 13,242,069 dolar kıymetinde muhtelif büyüklükte deniz ve şehir hatları gemileri, araba vapurları ile çeşitli liman vasıtaları, yüzer maçunalar, deniz fenerleri, gemi kazanları, radarlar ve A-merlkadan aldığımız yolcu vapurlarının makineleri, motor ve makineleri İçin yedek parçalar sipariş ettiğimizi yazmıştık.
İki büyük vapur sipariş edilebilecek mi?
Devlet Denizyolları idaresinin önceden hazırlamış olduğu ‘programda 7Û0Û gros tonluk! olduğu've 21 mil süratli 2 tane büyük' ter- 8emi de vard>- Geçen yazımız->da yanlışlıkla bir tane goste-'rilmlş olan bu büyük muhtelit ‘yolcu - yük gemilerinden tiraj | hakkının kifayetsizliği dolayj-1 sile vazgeçilmiştir. Sonradan Hollanda ve Belçika Uraj haklarım arttırmak suretile bu gemilerin İnşasına talip olmuşlarsa da henüz bu İşin mali cephesi intaç edilememiştir. Filvaki, dolar olarak verilen bu tiraj hakkının karşılığını hükümetin Türk lirası olarak Cumhuriyet Merkez bankasına yatırması lâzım gelmektedir. Bu iki büyük geminin takriben 7 milyon dolara ma! olacağı anlaşılmaktadır. Belçika ise 5.5 milyon dolarlık bir tiraj ' hakkı kredisi açmaktadır. HollandalIların açmak istedikleri kredinin miktarı yayınlanmamıştır. Gemilerin birini Belçl-kaya. diğerini Hollandaya sipariş etmek kabilse de, evvelâ, | tiraj hakkı olarak açılacak 7 birliği teşkilâtı, bu milyon dolarlık kredinin mu- dahil ___ ,
kabilini Türk lirası olarak ya- Amerikadan goree/kleri direkt tırmak imkânı bulunmalıdıı ‘ ' siparişi vermek kabil
| Tiraj hakkından- faydalanma I müddeti haziran sonunda bite-' Iceği için, o zamana kadar hu-! kûmet, gemilerin İnşa bedeli | tutarında Tiirk lirasını yatır-d iği takdirde, gemileri ısınar-' I ayabileceğiz.
—•s*»."««« ruııu rvopı uıU
yarın akşamki trenle Ankaraya Beceriksizlik yÜzİİn-hareket edecektir.
lüğünü
içine
Dün Dışişleri Bakanı profesör Fuat Köprülü yanında profesör Alber Gabrlyel olduğu halde camiye giderek gezmiş ve memnuniyetini beyan etmiştir.
Dışişleri Bakanı
Şehrimizde bulunan. Dışişleri Bakanı profesör Fuat Köprülü

İslâm ve İnönü
Ansiklopedilerine Abone Olacakların Dikkatine .
Okul kitaplan hariç, 1949 yılı sonuna kadar yayımlanmış olan bütün Millî Eğitim Bakanlığı yayımlarının bir müddettenberl Bakanlık yayın % 2o Iskonto Rende olarak olduğu malûmdur. Bu defa bu Iskonto keyfiyeti İslâm ve İnönü Ansiklopedisi abonelerine de teşmil edilmiş ve bundan sonra bu ansiklopedilere abone olmak istlyenlere, paralarını peşin gönderdikleri göz önüne alınarak % 20 Iskonto yapılması uygun görülmüştür.
Devlet Kitapları Müdürlüğü (7670)
evlerinle İle pera-satılmakta
çîndc harb görmüyorum, askerî mütehassıslar harb ha-zırlığıyle uğraşsınlar, fakat milJet de normal inkişafında devam etsin!» demek insanlığın hayrınadır.
Dünyadaki bedbinliğe karşı bir alimlik ilâç verdiğinden, — ayrıca ahaliye, luzumlu lüzumsuz; (Böh!) diyenlere de ders verdiğinden — Başkan Truman'a teşekkür borçluyuz.
(Vâ - Nû)
İhtiyaçlarının müdafaası bakımından çok faydalı olmuştur.
Amerikalıların önceden pek iyi karşılamadıkları gemi tedariki mevzuunu Marshall yardımı çerçevesine sokabilmek hususundaki muvaffakiyetin fı-millerlnden biri de bu program olmuştur.
İlk sipariş projesi
îdare, bir taraftan bu programı hazırlarken, diğer taraftan da bu programa müsteniden 1949 - 50 yılında Marshall yardımı ve yabancı kredilerle karşılanacak gemi vesaire İhtiyaçları İçin lüzumlu projeleri de tertip ve tanzim etmiştir.
Marshall yardımlarile İlgili ilk proje 1949 martında ikmal edlUp alâkalı makamlara verilmiştir. 9.418,690 dolar tutan bu projede 3 tane Marmara tl-ı pl ve körfez hatları yolcu - yük | gemisi İle 1 tane tanker, 3 tane şehir hattı vapuru, bazı liman vasıtaları, fabrika tezgâhlan vardi. Bunların bedelleri dolar olarak aşağı yukarı'den şöyle tahnıip edilmişti:
Marmara tipi gemiler:5.917.000 Şehir hatları vapurları: Liman vasıtaları: Fabrika tezgâhları:
tar para ayrılması zarureti belirdiğinden bütün Devlet dairelerinin projelerinden kesintiler yapılması lâzım geliyordu. Bundan başka, iktisadi İşbirliği anlaşmasına göre Marshall yardımları yıldan yıla muayyen kesintiler dairesinde azalmakta olduğundan 1950 - 51 yılına ve ondan sonraki senelere ait projelerin bu kesintlle-re göre de azaltması icap ediyordu.
Bu iki tadil zarureti karşısında her iki yıla alt projelerin esaslı surette yeniden değiştirilmesi lâzım gelmişti, O zamanki Ulaştırma Bakanı ~ Kemal Satır, Denizyolları resine büyük müzaheret | yardımda bulunmuştur.
Yeni bir proje daha
Tarak dubası ve klapalar çıkarılmak. diğer maddelerin bedellerinden birer miktar İndirmek suretüe 19,981.000 dolarlık yeni bir proje hazırianmşıtır.
1949 aralık ayında buğday
I
Vali ve Belediye Reisi bu sabah beraberinde belediye reis muavini Necati çiller ile Fen işleri müdürü Nuri Tezer olduğu halde İstanbul sergisi sahasında yapılmakta olan tesisleri ve Marşal plânı yardımından yapılan pavyonla birleşmiş milletler İdealinin sembolü Türk stilinde yapılmakta olan çeşmenin plânlarını gözden geçirmiştir. Bu çeşme Amerikalıların Istan bula bir hediyesi olacaktır.
Bunu mütaakıb Pangaltı İle Kasımpaşa arasında tamamlanan katranlı yolu ve oradan da Kasımpaşa pazarını teftiş etmiştir. Kasımpaşada temizlik bakımından gördüğü eksikliklerle pazardaki çeşitli fiyat farklım üzerinde durmuş ve bunları düzelttirmiş t ir. Temizlik ekipleri ve İktisat murakıpları Kasımpaşada teftişe devam edeceklerdir. Halkın bazı âcil dileklerinin derhal giderilmesi yolunda ilgililere direktifler vermiştir. Kasım-paşaya girerken mevcut bataklık doldurulmuş ve dere ağzı da tarama suretiyle tem iz-
Dr. ida-ve.
I lenmiştir.
ithali için yapılacak kesintiier-den Denizyolları idaresinin [hissesine 6,181.000 dolar düştü-
518.000 913,000
Bütçede tasarruf için yeni hükümetin almakta olduğu ve almayı tasarladığı kararlan gazeteler her gün parça parça bildiriyorlar.
Bunlardan bir kısmı henüz teferrüatiyle açıklanmadığı için tatbik şekilleri ve verebileceği neticeler üzerinde şimdiden tahminler ileri sürmeğe imkân yok.
Kararlaştırılan tedbirler arasında, hakikaten çok geniş olan memur kadrolarının daraltılması mevzuu da ön pjânda ver alıyor. Bildirildiğine göre, hükümetin bu husustaki tasavvuru bir kısım memurları derhal tasfiyeye tâbi tutarak zor durumda bırakmak değilmiş, kadroları daraltma işi, tekaüde sevked" kendi ar-zulariyle vazifeden ayrılan memurların yerlerine ve muhtelif sebeplerle vuku bulacak münhallere yeniden memur tâyin etmemek suretiyle yapılacakmış.
İnsaf - . vicda.ı icaplar’1 a u ı hareket c budur. ' ı-yatlarını devlet kapısına vakfetmiş bir çok vatandaşı da, bütçede tasarruf mülâ-hazasiyle açığa çıkarıp bugünkü hayat şartlarının tazyiki altında bir sürü aileyi sefalete terketmek hükümet prensipleri arasında yer alamaz. Asıl marifet, münhallere yeniden memur tâvm etmemek suretiyle hem tedrici bîr tasarruf sağlamak, hem de idare mekanizmasını aksatmadan işletebilmektir.
Hükümetin barem kanununda değişiklik yapacağını da gazetelerden öğreniyoruz. Memurların geçim seviyelerini yükseltmek ve kendilerinden daha çok faydalanmak için, kıdem usulünden ziyade liyakate göte yepyeni esaslarla bir barem kanunu hazırlanacakmış.
Memurların terfi, terfih ve taltiflerinde kıdemden evvel liyakatin gözönünde tutulması elbette mâkul, mantıkî bir harekettir. Vazifelerinde başarı gösteremiyen kimselerin yalnız kıdeme istinaden otomatik olarak terfi etmeleri, devlet daire ve müesseseler inde iş düzeninin bozulmasına sebebiyet verir.
İşin bu cephesi böyle, fakat ikinci cephesi daha mühim. Terfi, taltiflerde liyakatin tâvin ve tesbiti göründüğü kadar kolay bir iş değildir. Bu saha, esasen şikâyetlere, sızlanmalara sebebiyet veren şahsî hissiyatın, himaye ve iltimasın rol oynamasına çok müsaittir.
Barem kanunu liyakatli memurların terfi şekillerini ve derecelerini gösterecek amma dairelerd livakat kıstası kimlerin eline verilecek? Beşerî zaıflann, kuvvetli iradeleri bile çoğu defa mağlûp ettiği inkâr edilebilir mi? Terfi ve terfihe esas olan liyakat tartısında hissiyatın, indi kanaatlerin, her hangi bir sebepten mütevellit şahsî sempati ve antipa-tinin kefelerden birini çöktü rerek terazinin dilini memurun leh veya aleyhine inhiraf ettirmiyeceği katiyetle temin edilebilir mi?
K > hazıı tanırken bu ciyetleri ehemmiyetle gözö-nünde bulundurmak, mahzurları önliyecek sıkı ve tatbiki kabil tedbirleri almak şarttır. Yoksa, iyi niyetle yapılan iş aksi netice verir ve zararı büyük olur.
Cemal Refik

Maçkadaki Türk üslûbundaki kahvehane
Belediyenin Maçka'nın taşlık mevkiinde yaptırdığı Türk üslûbundaki kahve pazartesi günü işletilmek üzere birine kiraya verilecekti. Fakat görülen lüzum üzerine bu İhale bir müddet için geri bırakılmıştır.
ı fiü bildirildiğinden İdare, 1949 -50 ödemelerini buna göre ayarlamıştır. Yardım anlaşması hükümlerine göre ilerideki yıllar için yapılan tenzilât sebe-biie son projenin iîç Marshall yılında ödenmesine imkân kalmamıştı. Arada takriben 7 milyon dolarlık bir fark hasıl olmuştu. Proje muhteviyatını’ tamamlle sipariş edebilmek, için İdareye 1949 - 50 yardımından ya 7 milyon dolarlık
'l
projedeki
Amerikalılar bu
gemiler üzerinde çok durmuş-1ar, bilhassa tankere açıkça muarız olmuşlardır. Uzun gayretlerden sonra, gemiye olan İhtiyacımızı. Amerikalılar da I kabul etmişler ve Avrupa memleketlerinden gemi tedarik [ tahsisat ilâve edilmesi, yahut etmemize muvafakatlerini bil- '-----*■—'—“ “
dirmişlerdir.
İlk tiraj hakkı 7 milyon küsur dolardı
AvrupalIlar arası iktisadi 1$-
teşkilâta memleketlerin Birleşik
RADYO
İSTANBUL RADYOSU öğle ve akşam programlan
1257 Açılı* ve programlar.
Haberler.
Şarkılar «Pl .».
Samba ve tangolar Pl.». Ser boa »sat.
Sar eserleri - Şarkı ve türküler. Okuyan: Perihan Altındağ Şifleri. Çalanlar: Hakkı Derman. Şükrü Tunar. İsmail Soncalar. Necdet Ceren.
Cas sarkılan «Pl.*.
Konserto Pl.».
Dana m üriği «Pl». Programlar ve tapanı*.
Açılış ve programlar.
Büyük orkestralardan şevlimi* valeler »P1-».
Dans müziği Söyleyen: Şecaattin Tanyerli.
Haberler.
İstanbul haberleri.
MUZIk «Pl,».
Sar eserleri - Şarkı ve türküler. Okuyan: Safiye Ayin. Çalanlar: Sadi Isılar, löeddin Ökte, Edip Erten-
Salon konser OTkestrnsı «Pl.». Kuyumcuda - Radyofonik komedi.
Halli ara müîlgi «PL».
Spor haberleri.
Fasıl heyeti konseri «Karcığar». Dinleyici istekleri. «Klâsik batı mQılgl>.
Haberler.
Dans milzlâi «Pl ».
Hafif gece müziği «Pl.». Programlar ve kaptım*.
ta yeni bir kanunla borçlanma salâhiyeti verilmesi İcap ediyordu. İlâve tahsisat temini imkânsız olduğu anlaşıldığından idare, bir kanun hazırlatarak bununla vermiş olan ve büyük kullanılmış bulunan 150 milyonluk teahhüde girme yetkisi hakkındaki kanunun tadilini istemiştir.
100 den fazla teklif idare. 1949 kasım ayı iptidalarından itibaren, ecnebi firmalarına göndereceği sipariş şartnamelerini ve teklif talebi | mektuplarını hazırlamak için hummalı bir faaliyete girmiş bulunuyordu. 19.781.000 dolar-, lık yeni proje aralık ayı orla-; larında ikmal edildiğinden,1. Avrupa firmalarına 30 aralıkta şartnameler gönderilerek tek- : liflerini büdirmeleri İslenmiş-1 tir.
Cevaplar kısmen 1950 şubatında, kısmen martında gel, m İşti. Yüzden fazla teklif karI şısında kalan İdare, muhtelif teknisyenlerden mürekkep bif( heyet vücuda getirmiş: bütün , bu teklifler, geceli gündüzlü bir ı gayretle, son derece tarafsız, ayın zamanda mümkün olduğu kadar sağlam esaslar dalresin-de tetkik ve mukayese ederek müsait teklif veren firmaları nisan ortalarından itibaren müzakereye davet etmiştir.
Son bir proje
Ulaştırma Bakanlığı yapı'.an işleri tasvip etmiş; fakat idarenin İstediği kanun tasarısı. Meclise sevkedilemedlği İçin 19,871,000 dolarlık sipariş vermek imkânı kalmamıştı. Esasen en müsait tekliflerin ye: künu da bu rakamı aşıyordu.
■ İlâve tahsisi sağlanması için yapılan teşebbüsler de akim kalmış; bunun üzerine İdare,
l 150 milyon liralık kanundan henüz kullanılmamış fakat bazı İşlere tahsis edilmiş bulunan salâhiyetleri, muvakkatim bu . işte kullanmağa ve projeyi bir miktar daraltmağa karar ver-
■ mlştir.
Takriben 7 milyon tutarın-dakl 6 büyük gemi ile 1 şehir hattı gemisini, bazı teçhizat ve malzemeyi projeden çıkarmak suretüe yekûn 12 - 13 müyon dolara indirilmiş ve son zamanlarda yapılan bir tahsis ile
lt.4S
15.00
15.50
16,00 ■17,57 ''*VlCC ■ 18,00 kısmı i
I mil- İD m
tasarısı. evvelce,
18,30
19.00 19,15 m.» 19.30
ki I yardımlarla biribîrlerine yapa-olsun. [ cakları yardımlar hakkındaki kararını 1949 eylülünde verdi. Hükümetimiz de, Türkiyeye yapılması kararlaştırılan yardımların nihai kullanış sahalarını ancak bu tarihten sonra tesblte başlayabiidiğinden Devlet Denizyolları ve Umanları idaresine ayrılan yardım hisseleri 1949 ekim ayı sonlarına doğru belli oldu. İdarenin, Pa-ristefci müzakerelere esas olan projesi 0,418.090 dolarlık İken idareye yalnız 7.381.000 dolarlık bir hisse ayrılmıştı. Bunun • 249,000 dolarını direkt Amerikan yardımı, geri kolanını da bir kaç memleketten alınacak tiraj hakları teşkil ediyordu. ] Hazırlanan proje İle sağlanacak yardım arasındaki fark1 karşısında İdare, yeni bir pro-1 je yapmak zaruretini duymuştu. Bu* sırada Marshall yılının [ dört ayı geçmiş olduğu ve bir iki ayın da yeni hazırlıklarla geçeceği düşünülerek bu yeni projeye, esas programın llerikl yıllarda verilmesi tasavvur e-diimlş olan siparişlerinin de ilâvesi uygun görülmüştür.
22 milyon dolarlık bir proje
Bu esas üzerine hazırlanan yeni proje 22,281,000 dolara çıkarılmış ve projedeki siparişlerin 1949 - 195o yılında yapılması. fakat ödemelerin üç Marshall yılma taksim edilmesi münasip görülmüştür.
Yeni projeyi Ulaştırma Bakanlığı İle Marshall plânının tatblklle meşgul Devlet Bakanlığı kabul etmişler, kısa bir zaman sonra, 1950 - 1951 yıllarının projelerini de İstemişlerdir. îdare, bu yıllar İçin de küçük bir proje hazırlamış: her iki proje Ankarada tetkik edilirken buğday mubayaa ve ithali meselesi ortaya çıknuştır-Yeni kesintiler yapılıyor
Buğday İthali İçin, bir mlk-
I
I

20.15
70,30

I den kaçırılan fırsat Tiraj....................
narak
milyon dolarlık siparişlerin verilmesi, öyle sanıldığı gibi. ko-| lay olmamış; gerek mali, ge-ı rekse teknik bakımdan bir çok I küçlüklerl yenmek lâzım gelmiştir.
ı Devlet Denizyolları ve liman, ları idaresinin mekanizmasında genel müdürün ve muavin-ferinin değişmesi suretüe yapılan tebeddülden evvel, 1948 -4» Marshall yılından İtibaren I tatbik edilmek Ü2ere, idarece i tiirlü projeler hazırlanmış, hesaplar yapılmış, fakat bunla-1 rın umumi bir görüşle İnsicam ve ahenk arayan bir tetkikten geçirilip bir araya getirilmesi İhmal edilmiştir. Bu yüzden 1948 - 49 Marshall yılının temin ettiği fırsattan İdare maatteessüf faydalanamamıştır.
Yeni bir program hazırlanıyor
Cemil Parman. İdarenin başına geçtikten sonra, yeni mesai arkadaşlarla beraber, bu işe azami ehemmiyeti ver-proje ve hesapları bazı taleplerin olduğunu
haklarından faydala-yapt iğimiz 13 küsur
mlş, eski _ tetkik ederek mükerrer yapılmış ___
görüp bunları tasfiye etmiştir.
Bütün mevzuları mütehassıs arkadaşlarile birlikte gözden geçirip münakaşa ederek Marshall plânından üç senede tedarik edilebilecek gemi, vasıta ve malzemenin umumi bir programını meydana getirmiştir. Böyle derli toplu ve plân-laştınlmış program, bilhassa Amerikalılar nezdinde. Ldare

ANKARA RADYOSU Öğle ve aksam orı>£ramları X) Yurtlan rcslcr koronu. ıo oyun havaları «tn«(«s takımı» x> M S »yan, ve Haberler. IS Dans mtpjgi «Pl.». ıo öğle Gazetesi.
15 Dans müxlgl «Pl.».
ıö Hava raporu, aksam programı Ve kapama-
•n Açılış ve program.
ıo M S. ayarı ve incesaz «SuzlnSk faslı»
W M S. ayarı ve Haberler.
15 Geçmljte Bugün.
!•> Yarım saat dans «Pl.».
Kİ Akşamın karma müziği «Pl.».
15 Radyo Gazetesi.
10 Sanat heveslileri saati.
15 Genç mütıayenln sesi.
15 İRİ piyano İle melodiler «Pl.». 15 Millikle geri «Pl •.
» Spor sunu »Gönün haberleri». IS Dans müziği «PL».
15 M. S. ayarı ve Haberler. » Pr öşrüm ve kapanı*.
7,»
7.31
7.14
8,00
8.2Ş

9.00
M. S. ayarı.
Marjlar «Pl.»,
Haberler.
Hatif parçalar «Pl ».
Günün programı ve hava raporu.
Hafif orkestra mürlklorl «PL». Kupan m,
evvelce verilen 6.181.000 dolarlık hisse de 7,200,000 dolara çıkarılmış olduğundan böylece uzun ve yorucu çalışmalardan sonra 13,342,069 dolarlık siparişleri vermek muvaffakiyeti hasıl olmuştur.
Cemil Pamıatı'm arkadaşlarını, bu başarıdan dolayı tebrik ve takdir etmek yerinde olur.
A, D, D.
Belediyede tayinler
Belediye İktisat müdürlüğünde yapılan son değişiklikler üzerine iktisat işleri müdürü Naim öktem'in belediye müfettişliğine. iktisat müdür muavini Emin Ererin de iktisat müdür vekilliğine tayin edildiğini yazmıştık.
Belediye murakabe İşleri şefi Hayri belediye müfettişliğine, belediye müfettişlerinden Orhan Hançerltoğlu da belediye İktisat işleri müdür muavinliğine tayin edilmişlerdir.
öksürüğü

Sahile 4
11 Haziran 1950
Dinle ve konuş
Radyo ile İngilizce derslerinde yeni usulün latbikına başlanacak
Hail hazırda Ankara radyosu tarafından yayınlanan «Radyo He İngilizce» derslerinin Türk dinleyicileri nezdinde gördüğü büyük rağbetten cesaret alan İngiliz BBC Radyosu — ki derslerin metni ve plâklarını temin etmektedir — ■Dinle ve Konu?» İsmindeki yeni vc ileri ders metodunu Türk Mitli Eğitim Bakanlığına, sunmağı münasip görmüştür. Bu. yeni tedris usulünün tatbikine bu senenin sonlarına dijgr ru başlanacaktır.
«Dinle ve Konuş» öğretim sisteminin bir çok yeni veçheleri olduğu gibi bu yeni siste m e hâkim olan başlıca esas dinleyicileri mümkün olduğu kadar çok «pratik» imkânlarını vermekten ibarettir. Dinleyici bu usul sayesinde başlangıçtan cümle yapmak imkânına kavuşacaktır.
Cümlelerin yapılmasında takip olunacak merhale ve sıra hakkında girişilen tetkikatın neticesinde bidayette cümlelerin en basit kelimelerle yapılması. fakat en kısa zamanda İngilizcede en çok kullanılan cümle teşkilinin isabeti hususunda kanaat hasıl olmuştur. Bu yeni usule göre dersleri takip edenler mahdut bir kelime lügatma vâkıf iseler dahi kısa bir zamanda çok miktarda faydalı ve lüzumlu İngilizce cümleleri bizzat söylemeği ve yazmağı kolaylıkla başarabileceklerdir. Daha ileriye giderek diyebiliriz ki bu yeni sistemin tatbikinden sonra, hattâ ilk on be* dakikalık dersin sonunda herhangi bir dinleyici lâa-kal yüz kadar cümleyi bizzat hasırlıya bilecek durumda olduğunu İdrakle sevinecektir. Çünkü ilk dersten itibaren dinleyicilere öğretilen esas, öğrenilen kelimelerin nasıl cümle halinde ve cümle içinde kullan-nılmnsı mümkün olduğudur.
Rnrtyo He İngilizce derslerinin
B.B.C. müdürü Mr. Stevcns
A K 8 A M
Ekrem Kongar
İyi bir solist kolay yetişmez — Bu günkii musikimiz diye ortada bir şey yohtur — Melodilerimiz garp tekniği ve metodlariyle kaynaşmaltdır — Sanat namına dalkavukluk
Hâlen, yayınlamakta olan «Radyo ile İngilizce» derslerinde olduğu gibi, yeni «DLnle ve Konuş- derslerinin, hazırlanması ve verilmesinde İngiliz kültür heyeti Ankara Radyosu ile İşbirliği yapmağa devam e-decektlr.
Halihazırdaki! derslerin muvaffakiyetle verilmesinde bilhassa emek ve gayret sarfeden. Ankara Radyosu mensuplarından R. Hikmet Münir vc İngiliz kültür heyetinden Profesör Gatlenby yeni «Dinle ve Konuş» derslerini de dinleyicilere takdim edeceklerdir.
Ucuz ev projeleri
Jüri heyeti müsabakaya giren projeler hakkında kararını
Bu son derece basit olan •Dinle ve Konuş» usulü, Londra üniversitesi Eğitim Enstitüsü ve İngiliz radyosu» radyo ile İngilizce şubesi mensupları tarafından müştereken hazırlanmıştır. Sistemin müellifleri bilhassa radyonun öğretim vasıtası olarak arzettiği imkânlardan istifade etmişlerdir. Dinleyici İngilizce kelimeleri salahiyetli İngilizİerin ağzından dinleyebileceği gibi müteaddit zeki usul ve formüller sayesinde aynı ekilmeleri bizzat tekrarlıyabilecek ve bu surette telâffuzunu ıslah Lnıliil-nını bulacaktır.
verdi
Tarsus’la Ameriha’ ya seyahat
Türkiyeyi neden unutamıyorlar?
Ağaçsız bir şehir — Zervas îzmire yaklaşıyor — Yaprak gölgesinin konmadığı radar — Rüzgâr bile tuzlu — İstanbul kokteyli
8U-
Değerli ses sanatkârımız Ek- Konuşail: SADEDDİN GÖKÇF.P1NAR rem Kongar'ı konservaluvar'da r'.BBaBaaBBaaBBBBRBBBBBBBBaBBBBaBaBBaBBBBaaaBBBBaııaamııa*ııııiııa buldum. Sesinin hususiyeti ve musiki 11e okuma tekniğine vukufu onu diğer sanatkârlardan ayırmaktadır.
Hâlen Konservatuvar icra heyetinde ve İstanbul radyosunda çalışan Ekrem Kongar hayatını şöyle anlattı:
Hayatı ve yetişmesi
— Rumelinin Köprülü kasabasında doğmuşum. Muhacir o-larak KaTtala gelip yerleşmişiz. Ana ve llkmeklepteki hocalarım sesimle ve musikiye olan istidadımla alâkalandılar. Ablam için evimize gelen ud ustaları hevesimi büsbütün alevlendirdiler. İyi bir tesadüfle ud üstadı Leon Hanciyan efendi İle tanıştım. Orta mektebe devam
Ekrcm Kongar
ye_
İstanbul belediyesinin tıracağı ucuz evler müsabakası İçin projeleri tetkik eden jüri heyeti çalışmasını bitirmiştir. Müsabakaya iki odalı tiplerden 42. 3 belalı: tek katlılardan 30, 3 odalı çift
katlılardan 36 proje bulunmaktadır.
ı Radyo He müdürü Mr.
İngiliz Radyosu
İngilizce» şubesi .....
S F. Stevens el'an Arkamda bulunmakta ve yeni derslerin tatbik şekli ve yeni yaTduncı kitabın neşri hakkında gerek Türk resmî makamları gerekse İngiliz kültür heyetlle temaslarda bulunmaktadır.
«Dinle ve Konuş» kitabında çok miktarda bulunacak olan resimler bilhassa cümle teşkili bakımından dinleyicilere yardım edecek mahiyette olacaktır.
(Baş tarafı 1 inci sahifede) neden unutamadıklarını şimdi daha iyi anlıyorum: Ağacı, yeşilliği unutamıyorlar!
Pire'ye çıkınca Tarsusu karşılamaya gelen Atina elçiliğimiz müsteşarı Cemil Vafi ve hamım Reşiha Vafi He beraber beş on dakika oturmak üzere Pirenin sayfiye mahallesindeki bir gazinoya Zervas gazinosuna gittik. Orada anlattılar.! Eski bir İzmirli olan gazinonun' sahibi bir İzmir hastası imiş. Biz orada iken yoktu. Fakat Türkler gelince lâfı hep tamirden açar, «görmeden ölürsem gözüm açık gidecek» dermiş. Hattâ bir gün «gazinonun iskelesini neden mütemadiyen denize doğru uzatıyorsun?» diye sormuşlar, Denize bakmış,, bakmış:
— tamire daha yakın olmak istiyorum da onun İçini demiş.
tıızlu! Dönüşte Pire Yat KİÖ-biinde denize karşı yarım saaö kadar oturduk. Kalkmak zamanının gelip gelmediğini anlamak üzere kolumdaki saate baktım. Hiç bir şey göremedim. Esen riizgâr saatin camı üzerinde kesif bir tuz tabakası çekmişti. Saatin kaç olduğunu anlamak üzere mendilimi ıslatıp canu silmek lâzım geldi.
ruz. çünkü geçim kaygusu boynu muzdadır. Kanaatimce bu İşi ancak devlet yapabilir.
İstanbul radyosu
— Genç bir İdare adamı olan Haşan Refik Ertuğ’un başında bulunduğu İstanbul radyosu d a her yeni kurulan müessese gibi birdenbire mükemmel olamaz. Zaman ve tecrübe bu radyomuzu tekemmül ettirecektir.
— Radyodaki fasılların daha mükemmel ve daha yeni çeper-tuvarla çıkmaları mümkün değil midir?
— Bunun İçin sanat seviyeleri ve bilgileri yakın olan arkadaşlardan mürekkep kadrolu bir heyet li mutlaka elzemdir. Bunun tahakkuku için de radyonun şimdiki prensipleriyle bütçesinden biraz fedakârlık yapması İcap eder.
istanbulda bir konservatuvar var. Buradaki sanatkârlardan seçilecek bir heyet bunu tahakkuk ettirebilir. Tekrar edeyim, daimi kadro mutlaka lâzımdır. Çünkü taşıma su İle değirmen dönmez.
Sonra radyoda solo okuyanlar hakkında da kalite bakımından biraz daha müşkülpesend davranmalıdır. Zira bu halin dışar-' dakl akisleri pek iyi olmuyor.
daimi teşkl-
Pirelilerle AtinalIlardan çoğu yalnız Türkçe konuşmakla kalmıyorlar. Firenin ve Atlnanm sokaklarından geçerken dikkat ettim: İstanbulun muhtelif
mahalleleri, sanki kalkıp Kalkıp bu şehirlerin öte beri sin B konmuş. Cemil Vafi beyin otomobili ile dolaşırken kâh Har-blyeye, Maçkaya, Nişanlasın* I çıkıyor, kâh İstanbul taralına I geçip Fenere, Fatihe, Malta I çarşısına, Bltpazarjna uğruyor, Galatada dolaşıyorduk. Tramvaylar Üsküdar tramvaylarına ' benziyordu.
Atina İstanbul mahallelerinden yapılmış bir kokteyldir. | Misafirler birbirine karışmış
Ağaçların en arsızı olan a-, kasyanın bile tutunamadığı bir j toprakta çınar hasreti İnsanı kurutabilir.
Ahmet Hâşim Sofya lstasyo- olmasa, eski ve büyük binalar-rtunda dolaşan Bulgarların [ daki Yunan üslûbu mermer yüzlerini anlatırken «Zekânın sütunlar gözü almasa insan ziyaret etmediği alınlarI» der.1 kendisini İstanbulda zannede-Fireiller için de «Yaprak göl- bilir!
gerinin konmadığı suratlar» j Hattâ sadece İstanbulda de-demek mümkündür. Pire ve gj]. Kokteylin tamam olması Atina halkı, bilhassa bir ağaç ıçin Ankara ve Kayseriden de gölgesi tr.darfk etmek lmkâ- (bir kaç örnek alınmış. Pireyi nuıdnn mahrum bir hayat se-; Atinaya bağlayan asfalt yolda vlyeslnde yaşayan ihsanlar bir giderken kısan kendisini An-çiroz gibi kuru ve serttirler. [ kara istasyonundan ş’hre gi-Üstelik Pirede rüzgâr bile diyormuş zannediyor. Caddenin sonumla yükselen Atina tepelerinden biri Ankara kalesinin ta kendisidir. Yalnız cadde uzıııı. şoförün söylediğine göre 7 kilometre imiş. Ve asıl güzel olan tarafı Singru adında bir AtinalI zengin tarafından yaptırılmış.
Yine Atinada başka bir zen-n eski AtinalIlardan kalına harap olmuş muazzam bir stadyumu mermer döşetmek şarttle restora ettirmiş. Kiralın mabeyncllerlnden Benaki a-dındaki bir zatın Yunan milli kıyafetleri, halılar, minyatürler. tablolar, zinet eşyası, çeşitli antikalar ve paralardan mürekkep pek zengin koleksiyonlarını evi lie beraber şehre müze olarak hediye ettiğini söylediler.
Bizde a par Umanlarının ö-nündeki bozulmuş kaldırımı Belediyenin tamir ettirmesini bekleyen zenginleri düşündüm.
Bırakın kaldırım tamir ettirmeyi. İstanbulda beş on zengin bir araya gelselerdi yanmış Güzel Sonatlar Akademisini İhya edemezler miydi? «İstanbul gibi bir şehrin Güzel Sanatlar Akademisini biz yaptık» Hollywood’un tanınmış yıldızlarından Jennlfer Jones demek şerefi bile paralanın sinema müdürlerinden David Selznick ile evlenmiş, kan koca. îstanbuldu kazanmış zenginle-balayııu geçirmek üzere, Romaya gelmişlerdir. Yukarıda yeni rlmlze cazip görünmemektedir, evliler uçaktan İndikten sonra görülüyorlar. I Şevket RADO
ederken de meşhur bestekâr örnekler demekliğimiz pek Rahmi beyden meşketmeğe başlamıştım. Sonradan kemani Nuri bey 11c yine Leon Hanciyan efendiden dersler aldım. Liseyi bitirdiğim sırada Mesut Cemil beyin erkek korosunda çalıştım. 94ü La Ankara radyosunun açtığı imtihanı kazandım. Askerliğimi yaptıktan sonra İstanbul konservatuvarı İcra heyetine intisap ettim. Yedi senedir burada çalışıyorum. İstanbul radyosunda da okuyorum.
Her sanatta olduğu gibi musiki sahasında da istidaltar küçük yaşta belirir. Sonradan gayret ve İktisapla musikişinas olun ansıyacağı tabiîdir. Bu vesile ile bir noktaya temas etmek İstiyorum. Son zamanlarda gençlerde Türk musikisine karşı fazla rağbet görülüyor. Kon-servatuvarda da heveskârlardan mürekkep bir koro, üstad Kemal Niyazi Seyhun tarafından çalıştırılıyor. Böyle bir toplulukta J isimsiz ve iddiasız çalışmak güzel bir şey. Buna mukabil he-veşkârların pek çoğunun İstanbul radyosunda okumak için imtihana girdiklerini görüyoruz. Aralarında henüz inkişaf edememiş müstesna İstidatlar bulunduğunu kabul etsek bile, esaslı bir hazırlık ve yetişme devresi geçirmeden solist olu-vermek istiyenler eksik değil. E-saslı şekilde hazırlanmadan şöhret kazanılsa dahi bu uzun sürmez. Onun için heveskârlara evvelâ kendilerini iyi tanıyıp tartmalarını tavsiye ederim.
Klâsik ve bugünkü musiki
— Klâsik musikimize tarihi rnuşlki diyorlar, doğru değildir. Çünkü bu musikimiz hâlâ yaşıyor ve hattâ bazı parçalan halkımızın ağzında dolaşıyor, Bn neşriyata tarihi Türk musiki-'pı şehitliğine Tekelman sinden örnekler diyeceğimiz Mevlâ rahmet eylerin.
1 yerde Türk musikisi tarihinden - Ailesi
yap-
proi,esl
İki odalı tiplerden birinciliği IlOiOl numaralı projenin sahibi yüksek mühendis Ali Terzibaşı-Oğlu, ikinciliği 28550 numaralı Ferruh Akarcalıoğlu, üçüncülüğü 30550 numaralı Fatih Uluengin, Bedri Gökten ve Ayhan Töre kazanmışlardır.
Üç odalı tek katlı tiplerden birinciliği 00000 numaralı Ali Terzlbaşıoğlu, ikinciliği 41327 numaralı Harbi Hotan, üçüncülüğü 19191 Rahmi Çetlnkaya kazanmışlardır,
Üç odalı iki katlı tiplerden birinciliği 8Öİ17 yüksek mimar Abdurrahman Hancı. Sabahattin Lifti, ikinciliği 13579 Nam i Eser ve Gündüzözdeş, üçüncülüğü 00389 numaralı yüksek mühendis Ahmet kazanmışlardır.
rinde olur.
— Musikimizin bugünkü ziyetl nedir?
— Bugünkü musikimiz diye ortada bir şey yoktur. Eskiierl bozarak tekrar etmekten başka bir şey yapmıyoruz.
Bununla beraber gelecekteki musikimiz için hayırlı İşaretler beliriyor. Fakat bu, Türk musikisine fazla ehemmiyet vermemek modasına feda ediliyor.
Yeni musikimiz nasıl olabilir?
Türk musikisinin eşsiz melodilerinin garb tekniği ve me-todiariyie kaynaşmasını ve bütün dünyaca kabul edilen musiki âletleriyle İcra edilmesini bütün kalbimle arzuluyorum. Fakat bu işi ancak musiki dâhileri yapabilir. Bu büyük işi yapabilecek bestekâr evvelâ Türk ve Garb musikilerini çok iyi bilecek, ayrıca Türk ruhunu muharaza ederek hu İki musiki yi dehâsında mazcedecek. Yahya Kemal bu işi şiirde tahakkuk ettirmiştir. Hakiki sanatkâr, hiçbir zaman avamın zevk ve seviyesine inmez. Onun vazifesi bilâkis halkı güzele, iyiye ve kendi sanat seviyesine yükseltmektir. Zamanımızda bu İdemi tahakkuk ettirecek bir musiki sanatkârı Çlkıpadı, Hepimiz sanat namına dalkavukluk edlyo-
ya-
ÖLÜM
Şaziye Alper'in kocası Yüzbaşı Orhan Alper, Rıdvan Alper, Nimet Koyusoy ve Sevim Alper'in babalan. Lemiz Alper, ve Lebip Koyusoy'un kayınba-baları Tıırnavalı Emekli Topçu Yarbayı ŞEFİK -ALPER 8.8.950 perşembe günü vefat etmiştir.
Cenazesi 9.6.950 Cuma günü evinden kaldırılarak Edirneka-defnedilmlştlr.
Tetrika No.; 69
Armando, orkestrayı sabırla ve mistik bir şevk İle idare ediyordu. Donateila, Armandoyu hep böyle görmeyi hayalinden geçirirdi. Bu hayali, hakikat olmuştu.
Provalara öğle yemeği İçin ara verilince, Donateila koşa koşa maestronun odasına gitti. Güler yüzle karşısına çıktı. Maestro:
— E. bakalım, nasıl buldun?
— Çok güzel. Çok hoşuma gitti.
— İyi bir orkestra. Fakat İki üç kişi var ki elimde olsa bunları değiştirmek isterdim.
Donateila korkarak sordu:
— Onlara yol mu vermek İstiyorsun?
— Ne yapayım ?Eğer vazifelerini istediğim gibi yapamıyor-larsa kabahat benim mi?
— Peki .onların iyi bir randıman veremediklerini o kadar kalabalık içinde nasıl anlıyorsun?
Armando kahkaha İle güldü Ve cevııp vermedi. Konservatuvar yakınlarında bir lokantada yemek yediler. Donatellanın
ikinci bir sualinde de cevap vermedi.
Beraber tiyatroya döndüler, Donateila yine yerine gitti, o-turdu.
Armando, Mozartın bir sere-nade’ının provasına başladı. Konserin programında İlk olarak bu parça vardı. Bazı pasajlardan maestro hiç de memnun görünmüyordu .
DonateUa, kendi kendine;
— Acayip şey doğrusu Halbuki ben pek İyi buluyorum.
Serenade bir kaç defa tekrarlandı ,fakat bir türlü maestronun istediği gibi olmadı. Armando sabırsızlanmağa, orkes-trâdâküere bağırıp çağırmağa başladı. Nihayet değneği elinden attı. O gün İçin provalara nihayet verdi.
Taksiye binerek eve döndüler, çünkü maestro çok yorgundu.
— Beni terletiyorlar, dedi, dokuzuncu senfonik provalarına başlayınca bilmem halim ne o-lacak?
— Eve girerlerken Donateila -nın yanağını okşadı.
— Nasıl, eğlendin mi?
— Çok; pek çok, dedi ve sordu:
— Yemeği sışarıda yiyelim mi Armando ?
— Hayır, sevgilim. Ben hemen yatmağa gidiyorum. Müthiş surette yorgunum, yarınki yorgunluğa hazırianmalıyım. Bana mutat şeyleri hazırla.
Donateila hayretle sordu:
— Hangi şeyleri?
Armandonun kıpkırmızı kesildiğini farketti.
— Evet sormağa hakkın var. Provalar devam ederken ne gibi âdetlerim olduğunu bilmezsin. Tiyatrodan dönünce hemen yatağa girer, yalnız çay, iki yumurta, meyva biraz da marmelat yerim.
— Pekâlâ. Çarçabuk hazırlar, getiririm.
Mutfağa girdi, fakat sonra maşanın önüne oturdu, öylece hareketsiz kaldı .İçinde müthiş [bir his uyanmıştı: Cristlnaya
temessûl etmek hissi: Aynı çehre, aynı tevazu ve aynı ubudiyet. Donateila,, Cristlna idi... Armando onu bir Cristlna yapmak istiyordu. Cristlnaya İhtiyacı vardı.
Son günlerde Donateila provalara gitmez oldu. Bilhassa Beethovenin dokuzuncu senfonisi başlayınca pek sıkıcı bir hal almıştı. Armando kadar kendiri âe maddi bir yorgunluk hissediyor gibi İdi.Motiflerin tekrarı, Armandonun fevkalbeşer bir mükemmeliyet istemekteki ısrarı, her şey onu yoruyordu.
Provalardan kaçınmasının bir sebebi de MHanonun bütün yüksek tabakasının gideceği o konser için arkasına giyecek münasip bir elbisesi bulunmaması idi.
İlk defa olarak onunla bera-
ber halkın önüne çıkacaktı. Artık herkes aralarındaki münasebeti.biliyordu. Ortada gizli kapaklı bir şey yoktu, Yüksek mahafillerde aylarca dedikodu mevzuu olmuşlardı.
Çantasındaki parası yeni bte elbisg satın almağa kâfi değildi. Para İstemekten utandı. Para ve masraf hususunda çok hassas olan Armando, hiç şüphesiz bunu tasvip etmiyecekti. Halbuki mevsime ve gideceği muhite münasip bir elbisesi kalmamıştı. Mevcut olanlar giy ile-miyecek halde idi. Konserden bir kaç gün evvel cesaretini toplayarak büyük bir terzihanenin muhteşem salonuna girdi.
Uzun boylu, soğuk bir manken onu bir müddet solanda bekletti. Biraz sonra terzihanenin sahibi bayan geldi.
— Madmazel... Madmazel...
Daha evvel buraya gelmişini İdiniz?
— Hayır!
— Hayır mı? Halbuki simanız bana yabancı gelmiyor, dedi.
Donateila . tanıdıklarından bazıların >Q isimlerini söyledi.
— Siz sinemada çalışmıyor muyd unuz?
Donateila kendi ismini de verince bayanın tavrı derhal değişti. Belli kİ o da maestro ile olan münasebetini biliyordu.
Bunun farkına varan Donateila meşhur maestro ile nişanlı olduğunu söylemeğe mecbur oldu.
— Tabii meşhur bir maestrodur, Donateila. Size böyle hitap ettiğimden dolayı beni mazur görünüz. Müşterilerimle derhal samimi olmak âdettendir. Onlarla hep senli benli konuşurum Sizin çok güzel olduğunu söylemişlerdi. Görüyorum ki mübalâğa etmemişler.
DonateUa;
— İltifatınıza teşekkür ederim, dedi, İşte ben de istiyorum kİ konsere gelen halk, beni görünce çok şeyler anlasın. Zahiri bir takım kusurlarla halkın gözünden düşmek ve maestroyu
hakir düşürmek İstemiyorum,
— Yerden göğe kadar haklısınız madmazel. Halkın çoğu merak saikari.yie bilhassa sizi görmek için konsere gelecektir. Maestronun muvaffakiyetine âmil olan sîzsiniz. Affedersiniz, rize karşı biraz daha mahrem davranacağım. Terzi, yalnız vücudu değil, ruhu da görür. Hakikî terziyi kasdedlyorum. Siz çok güzel ve aynı zamanda da mütevazı olmalısınız. Bilmem beni anladınız mı?
Kadın, bir sahne artisti gibi jestlerle konuşuyor. Donateila dikkatle dinliyordu. Sözüne devam elti:
— Elbise İşini bana bırakınız madmazel. Ben düşüneyim, etüt edeyim. Üzerinizde güzel bir efe yapacak, hem göze çarpacak, hem de çok mütevazı bir elbise olmalı. Yeni ve unutulmaz bir şey olsun. Ştaıdl lam ilkbaharın ortasındayız,.her renk gidebilir... Bırakınız düşüneyim; çok güzel elbiselerim, nefis modellerim var. Fakat size, başka bir kadının arkasındaki modeli veremem. Hayır, sizin için yep yeni .Görülmemiş bir şey oimah.
(Arkası var)
Trygve Lienin Mosko vaya yaptığı seyahat
Rusya Birleşik milletler teşkilâtına tekrar dönmezse Lie nin umumî kâtiplikte kalması ihtimali pek zayıftır
Trygve Lte ve ailesi erkânı
Atomun en basit izahı
Savaronagı gezerken
Bir Hollanda firması
gemiyi tadile talip oldu
Savaronanın kaptan köşkü güvertesinden gördüklerim — Ertuğrul yatı ve Kocaelinin koynunda — -El sürülemiyecek derecede kıymetli bir gemi- — HollandalI mühendisin hayranlığı — 7 katta neler var?
teşkilâtını Rusyanın da iştirakini temin etmek suretiyle yürütmek istemesi sebeplerini keşfetmek pek müşkül değildir. Malûm olduğu üzere Trygve Lle zuhur eden bir anlaşamamazlık neticesinde bu mtvkie getirilmişti. Batılı milletler kâtibi u-mumillk için bir başka namzet göstermişlerdi. Rusya, bunların namzedini beğenmiyerek kendisi ayrı, bir namzet ileri sürmüştü. Namzetler üzerinde mutabık kaiır.amadjğından nihayet ü-çüncü bir namzet olmak üzere Trygve Lie’nin İsmi ortaya a-tılmış ve taraflar fedakârlık göstererek bu zatın umumi kâtipliğini kabul etmişlerdi.
Trygve Lie, Moskova seyaha-• tine bu husustaki sorumluluğu' bizzat deruhte ederek şahsen karar vermiştir. Sovyet hükümetinin daima pazarlığa girişme itiyadı, vaziyetin İçyüzü ve mister Lie’nin şahsı durumu Batılılann malûmu bulunduğundan Batılı hükümetlerin lh-tiyatkârane hareket etmeleri çok âkiiâne olmuştur.
Çeviren: B. AKSEL
Birleşik Milletler Umumi Kâtibi Trygve Lle Doğu ile Batı a-rasında kapanmış olan kapıyı açacak çare ve vasıtaları görüşmek üzere Moskovaya bir barış sehayatl yapmıştı. Kendisiyle yakından teması olanların söylediklerine göre, bu zat Batı ile Rusya arasında yeni baştan görüşmelere başlanabilmek İçin evvelâ Rusyanın Birleşik Milletler teşkilâtı çalışmalarına katılmasının temini icap ettiği fikrindedir ve soğuk harbe bir son verilme ve atom enerjisinin kontrolü gibi hayati meselelerin halli ancak bundan sonra mevzuubahls olabilir. Mareşal Stallnln birleşik milletler çalışmalarına iştirak için bu teşkilâtta bulunmakta olan Milliyetçi Çinlilerin yerine Çin komünist hükümeti temsilcilerinin ikamesini şart olarak ileri sürdüğü anlaşılmıştır,
Trygve Lie’nin bu hususta bir sureti tesviye bulmak üzere Sovyet liderleri lle müzakereler yapmış olduğu muhakkaktır. îJe, yaptığı görüşmeler ve aldr-
ğı neticeler hakkında şimdiye
karlar hiç kimseye bir şey söylemiş değildir. Bazı kaynaklardan verilen malûmata nazaran
Mareşal Stat in birleşik Milletler teşkilâtının Eylül toplantılarında Çinin komünist hükümeti delegeleri marifetiyle temsili hakkında bir karar verilmezse Rusya ve peyk devletlerin bu teşkilâta Takip bir başka teşkilât kuracakları hakkında tehdidatta bulunmaktadır. Rusya, birleşik milletler teşkilâtı çalışmalarına faal olarak katılma!: İçin ileri sürdüğü tekliflerin behemehal kabulünü İstemektedir.
Batılı devletlerin de Rusya, Eylül içinde milletler teşkilâtı komiteleri çalışmalarına katılmadığı takdirde bazı faaliyetlere geçmeleri İhtimali vardır. Rusyanın emniyet kurulundaki (veto* lâriyle bütün işleri felce uğratmasına imkân vermekte -* olan birleşik milletler m kakı hükümlerinin tâdili bu teşebbüsler meyanında gelmektedir. Bu teşebbüsler Rusanın tehditlerine karşı iyi bir mukabele teşkil etmektedir
Yalnız şurası oa muhakkaktır kİ Rusya İster birleşik milletler teşkilâtına derhal avdet etsin, İster onun haricinde kalsın birleşik milletler teşkilatında vaziyet gayrikablll idame bir hale gelmiş bulunmaktadır.
Trygve Lle de yapacağı İşleri kısa zamanda neticelendirmeğe mecburdur. Kâtibi umumilik vazifesi bu sene sonunda hitama ereceğinden Eylül içinde kendisinin kâtibi umumilikte ipkası veya yerine bir başkasının seçilmesi meselesi hakkında karar verilmek lâzımdır. Rusya birleşik milletler teşkilâtına tekrar avdet etmiyecek ise mister Lienin kâtibi umumilikte kalması ihtimali pek zayıftır, Trygve Lie’nin birleşik milletler
Atom ve atom bombasının hakiki mekanizması pek az kimse tarafından bilinmektedir. Fakat meselenin ehemmiyetine binaen atomun herkes tarafından kabataslak bilinmesi İçin, bir çok basit izahlar yapılmıştır. Bu izahlardan bir tanesi şöyledlr:
Bir uranium atomu 1 milyar defa büyütüldüğü zaman, bir basketbol topu kadar büyür, ve ağırlığı da ayni miktar faz-lalaştırıldığı zaman, atomun ağırlığı bir tona yükselir,
Şimdi bir top kadar büyütülen atama İlk defa bakıldığı raman hiç bir şey farkedilmez; fakat daha dikkatle tetkik edilince. topun üzerinde iğne topuzu kadar 93 parça görülür. Bu parçalar topun muhitinden çıkmamak üzere müthiş bir süratle dolaşırlar. İşte eleetron denen parçacıklar, bunlardır.
Topun tam merkezi dikkatle tetkik edildiği zaman kutru bir İnçin 1/1000 1 kadar ııfak bir zerrecik görülür. Bu zerrecik atom çekirdeğidir; ve bu çekirdeğin % 99.00 u enerjidir. İşte atom bombasından hasıl olan enerji bu zerreciğin parçalanması. He meydana gelen enerjidir.
İngilterede tütün tiryakileri İngilteredc tütün tiryakileri çoğaiıyormuş. Neşredilen bir istatistiğe göre 1935 senesinde
14 milyon kilo tütün sarfedii-diğj halde 1949 da tütün sarfiyatı 18 milyon kiloyu bulmuştur.
İngiliz Başbakan Yardımcısı bundan acı acı şikâyet ederek: •Yenecek için verilen parayı anlıyoruz. Fakat yabanet memleketlerden gelen tütüne bu kadar para verilmesi çok yazıktır» diyor ve İngiliz tiryakilerini bir parça daha az sigara içmeğe davet ediyor.
Hastalık tedavisinde radar dalgaları
Pek yakında Londranın Mld-dlesex hastanesine hekimlere yardım İçin bir denlz-radar cihazı yerleştirilecektir. Bedeni hastalıkların tedavisinde radar dalgalan istimali henüz tecrübe safhasında olmakla beraber bu hastanenin geçenlerde açılan yeni fizyoterapi şubesinde çalışan hekimler geçenlerde tec rübelerl hakkında yayınladıkları bir raporda, Tadarın mevcut tedavi melodi arını İkmal e-debileceğln! belirtmişlerdir.
Bu seneki ilk okul , mezunları - 1 Şehrimizdeki ilk okulların ı son sınıflarında bulunan Öğ- I rencllerin bir Hazirandaııberi ( devam eden mezuniyet imti-, hanları dün sona ermiştir İk- ( male kalan öğrencilerin İmti-j İlanları bir hafta sonra yapılacaktır.
Bu sene vilâyetimiz ilk okullarından 12 bin çocuğun mezun olacağı tahmin edilmektedir.
Eminönü bölgesi ilkokullarının sergisi Eminönü bölgesi İlkokullarının müştereken hazırladıkları 1949.1950 öğretim yılı sergisi,1 yarınki pazartesi günü saat 18 ( de Beyazıt Ukokul kurağında a-çılacaktır.
Tramvay işçileri için dinlenme yeri Beşiktaş otobüs ve tramvay garajında işçilerin Istlrahatleri İçin bir dinlenme yeri inşa edilmektedir.
Fransız futbol şampiyonası
Fransa'da futbol şampiyonası Paris’in Raclng kulübü İte Relin* takımı arasında yapılmıştır. Baştan başa heyecanlı geçen maç Relmsİn galebesi lle neticelenmiştir. Cumhurbaşkanı M. Auriol maçı heyecanla takip etmiştir. Yukarıda Cumhur başkanı maçın amille U1 safhalarında görülüyor.
Satıiacağt veya tadil edilerek lüks bir yolcu vapuru haline getirileceği günü bekleyen Savarona [*] Kanlıca koyunda sağına »Ertuğrul» yatını, soluna da bacası delik, direkleri çarpık, saçları kabuk kabuk kalkmış, boyası dökük harap i •Kocaeli» vapurunu almış yatıyor...
Bu üç gemiyi koyun koyuna yalar vaziyette seyrederken Ertuğrul yatının Savaronanın kulağına şunları fısıldadığını duyar gibi oluyorum;
«— Biliyorsun kİ Savarona! Senden evvel ben gözde idim. Neyimi beğenmediler bilmem, günün birinde gidip seni aldılar ve getirdiler. Bak şimdi senden yaka silkiliyor! Bu derece masraflı olmasaydın da benim gibi mütevazı bir hayat sürseydin, az para lle idare olmağa gayret etmeydin bugün seni ne satmak, ne de öteni berini yıkıp kamaralar ilâveslle şeklini değiştirmek isteyenler çı kardı. Bizim ev bütçesinin senin gibi lüks hayata alışmış bir gelini banndıramıyacağını bilseydin kalkar da o denizler aşın yerden gelir miydin’’ .. Üzülme Savarona, üzülme sen!,. Satılıp gitsen mektuplaşır dertleşiriz, yeni bir şekle sokularak burada kaLsan da yine konuşuruz.»
Yanı başındaki Kocaeli vapuru, saçları ağarmış bir ihtiyara benziyor. Savaronanın bir penceresinden içeriye uzattığı kalın hortum, hastaya kan veren bir şırınga lâstiği gibi görünüyor. Bu ihliyar «Kocaeli» de Savaronayı teselliye çalışıyor:
n— Biliyorum Savarona!... zinde vücudunun benden enerji almağa İhtiyacı yok. Fakat kazanlarını fayrap edip bugün muhtaç olduğun sıcak suyu temin edebilmen çok masraflı.... Onun İçin ben kazanlarımı yaktım ve bu hortumdan sana muhtaç olduğun sıcak suyu veriyorum. Elbette bir gün gelecek satılacak, yahut tadil edll-| tnek üzere bir fabrika havuzuna çekileceksin. O vakit sen de fayrap edip kendi enerjin ile hareket edeceksin.»
Bir Hollanda firması tadilâta talip
Savaronanın Aaptan köşkü güvertesinde bir taraftan «Kocaeli» nl, diğer yandan da Sa-varonanın selefi «Ertuğrul» yatını seyredreken öğreniyorum ki Savaronaya demirli bulunduğu günler zarfında lâzım oian elektrik de, karaya uzatılan bir kablo vasıtasile verilmektedir.
Yine güvertede bulunduğum zaman İçinde üç yolcu bulunan bir sandalın Savaronaya yanaştığını görüyorum. Yanımdaki İkinci kaptan Mithat Tüz-gen:
— Voııım müdürlükten telefon etmişlerdi, diyor. Galiba bu gelenler, Savaronayı tadil ederek bir yolcu gemisi haline koymak isteyen HollandalI mühendislerdir.
Az sonra öğreniyoruz ki gelenlerden biri HollandalI mühendis, İkisi de Hollandadakf fabrikanın Türkiye mümessilleri...
Savaronanın plânını esas tutarak hazırladığı tadil plânı ü-zerinde, geminin süvarisi Faruk Ekln'e izahat veren ve kendisinden lâzım gelen malûmatı almağa çalışan HollandalI mühendis, ilk defa gördüğü Sava-ronayı «El sürülmlyecek derecede kıymetli bir gemi» diye vasıflandırıyor, kamaraları gezerken de takdir ve hayranlığını gizleyemiyor.
Öğrendiğime göre HollandalI mühendis, Savaronanın plânını esas tutarak hazırladığı tadil plânında geminin yolcu yatağını, kamaralar İlâvesi su-rctlle, 104 e çıkarmış. Fakat
gemiyi gezdikten sonra yatak adedini biraz daha arttırmanın mümkün olacağı kanaatini izhar etmiş.
Bir İngiliz firmasının Sava-ronayı satın almağa talip olduğu şu günlerde Hollanda firmasının tadil teklifinde bulunması. Devlet Denizyolları umum müdürlüğünce ehemmiyetle e-Jc alınmıştır. Dün Devlet Denizyolları umum müdürlüğünde mütehassısların da iştlrakile yapılan bir toplantıda, cuma günü gemiyi gezen HollandalI mühendis ve onun mensup olduğu fabrikanın Türkiye mümessilleri de bulunarak tadil plânı üzerinde üzün boylu görüşülmüştür. Bu görüşme neticesinde mühendis ve mümessilin SavaTonayı bir kere daha tetkik etmesi muvafık görülmüştür. HollandalI mühendis yarın Savaronayı baştan aşağı bir kere daha tetkik edecektir. Devlet Denlzyollarınca bir anlaşmaya varıldığı takdirde Sa-varonanın tadil edilmek üzere Hollandada bulunan fabrika havuzuna götürülmesi çok muhtemeldir. Bununla beraoer diğer taraftan Savaronanın satılması hususundaki teki iflerle de meşgul olunmaktadır.
Savarona 7 kat
Yedi kat üzerine Lnşa edilen Savaronayı gezmeğe başlamadan önce aşağıdan İtibaren katlar hakkında biraz malûmat vermeği faydalı görmekteyim.
Birinci kat: — Mazot ve safra tanklarına mahsustur,
tklncl kat: — Makine dairesidir.
Üçüncü kat: _ Burada 16 misafir kamarası vardır. Bunlardan biri «Başbakan» diğeri
[•] Savarona hakkındaU İlk Tûzı dünkü «AKŞAM» çıku.
Yazan : Cemaleddin BİLDİK

Savnronadaki Güneş salonundan bir görünüş ve bu salondan Cumhurbaşkanlığı kamarasının bulunduğu kata inen merdiven
de «Dışişleri Bakanı» kamarası diye adlandırılmıştır. Her iki kamara da ikişer yataklıdır. Aynı katta gemi küçük zabitanına. kamarotlara, serdümen, lostromolara alt kamaralar bulunmaktadır.
Dördüncü kat: — Müzik ve mütalâa salonları. Cumhurbaşkanlığı kamarası ile Cumhurbaşkanının çok yakınlarının fevkalâde lüks kamaraları.,. Bu kamaralar yakınında bir de «Çocuk kamarası* var ki burada Atatürk’ün çok sevdiği Ülkü yatarmış. Gemiyi gezerken bu kamaraya ayrıca temas edeceğim.
Esas sabitan kamaraları (ia aynı katta bulunmaktadır. Baş makinist, ikinci makinist, iki tane üçüncü makinist, birinci Ve ikinci kaptan, doktor, telsiz ve elektrik memurları için de bu katta yerler ayrılmıştır.
Beşinci kat; — Yemek salonu, oyun salonu, güneş salonu.. Kıç ve baş filika güverteleri... Bu güvertenin bisikletle rahat rahat dolaşılabllecek kadar geniş ve rahat olduğunu kaydedebilirim. Buradan dördüncü kata İnen merdiven parmaklıklarının el döğmesfle yapılmış bir sanat şaheseri olduğunu kaptandan öğrenlyo-
Altıncı kat: — Süvari ve hesap memurları kamarlarile kumanda köprüsü...
Yedinci kat: _ Kılavuz köprüsü...
Bir dahaki yazıda da sîzleri kat kat gezdirmeğe başlıyacn-ğ>m. Bu katları gezerken de Atatürk'ün ve İsmet tnönüniııl Savaronadaki hayatlarına ait elde ettiğim hâtıralarını nakledeceğim.
Cemaleddin BİLDİN
S-»hlfe fi
AKŞAM
nazjıaıı ıuou
Thususİ kâtibej
Ulaştırma konuları
Şirket müdurii mösyö Sigalen. bürosundaki intizamsızlığı düzeltmek için ne yapacağını şaşırmıştı. Hususi kâtibesi güzel ve sehhar Marta son zaman larda müthiş bir melNjkollye ve dalgınlığa tutulmuştu. Genç kâtibesinin bu dalgınlığı şirketin zararına idi. Çünkü matmazel Marta, mösyö Sigalenln sağ kolu makabesinde İdi ve en mühimi ve mahrenl İşi -ri de ona tevdi ediyordu.
Marta, son zamanlarda büroya çok ağlamış gibi gözleri kızarmış olarak geliyordu. Bütün gün büyük yanlışlıklar yapıyor du. Bu yüzden evvelce bir kaç saat içinde başardığı işleri görmek İçin gecenin geç saatlerine kadar şirkette kalmağa mecbur oluyordu.
Artık şüphe ve tereddüde mahal kalmamıştı. Marta, muhakkak şirkette çalışanlardan birini seviyordu. Mösyö Sigalen, kadınlan İyi tanıdığı İçin bu tahmininde aldanmıyordu.
Acaba hususi kâtibesinin sev diğl erkek kimdi? Muhakkik, masası Martanın tam karşısıh-da bulunan muhasebeci olmak lâzımdı. Şirketin işlerini yoluna koymak İçin bu meseleyi hal letmek lâzımdı. Mösyö Sigalen muhasebeciyi yanma çağırdı.
— Muhasebeci bey, Martanın geçirdiği hissi buhranın müsebbibi sissiniz dedi.
— Fakat bay direktör, ben böylt varmadım.
— Maalesef biz erkekler . sem ve abdal mahlûklarız.
— Martanın beni sevdiğini nereden anladınız bay müdür?
— Tabii ben müstesna şirket te çalışan memurların en yakışıklısı sîzsiniz binae'naleyn sizi sevmesi tabiidir. Martanın melankolisini siz gidermelisiniz. Sizi sevdiğine göre mesele kolaydır, olgun bir meyva gibi kollarının arasına düşecek, Üstelik Marta, payet güzel bir kız dır. Hattâ ben talihizlni kıskanıyorum bile, maaşınıza da bir miktar zam yapacağım.
— Baş üstüne bay direktör!
Köy postalarını düzeltmek için ne gibi tedbirler alınabilir?
Yazan: Hüsnü Sadık DURUKAL
Geçen yazımızda köylerimizin ahvalinden ve sayısının çokluğu
Mösyö Sigalen artık ciddi surette telâş ve endişeye başladı. Martanın sevdiği kimdi? düşüne düşüne: «Şirketin menfaatine Martayı kaçırmamalıyım. Her halde sevdiği erkeği bulmalıyım» diye karar verdi.
Bir aralık kadınların garip tabiatll olduklarını ve bazen'
ihtiyar ve çirkin erkekleri sev-1 ve dağınık olmaları hasebiyle diklerini düşündü. Şirketin vez ( köy postalarının tanzimi İşinin nedarı Jozef de bu tipte bir er-, zorluğundan bahsetmiştik. Mem kekti. Yanma çağırarak ona lekelimiz sahasının genlşllğin-meseleyl açtı. İhtiyar Jozef bu den ve nüfusunun azlığından teklif karşısmda hayrete düş- dolayı bu zorluk yalnız posta tü. Fakat maaşına zam yapıla- servisine de İnhisar etmez. Asacağı va’dl, nihayet kendisini Ik- y1ş. Maarif, Sıhhat işleri, Zira-na etti. ût ve diğer umumi hizmetler 1-
îhtiyar veznedar üç gün son Çİn de aynı zorulklarla karşılara yediği tok atın kırmızı İzle- şıldığına şüphe yoktur. Meşru-ri sağ yanağında müdürün o- tlyct devrinde bu saydığımız ıi-dasır.a girdi: | mumî hizmetlerin normal şekll-
— Marta beni tokatlamakla de yapılmasını mümkün kılmak kalmadı, defol ihtiyar moruk ! için İttihatçıların Anadolunun sözlerlle de tahkir etti. Mösyö ortasında dağınık bir halde bu-Slgaien, şirketin bütün memur-1 lunan halkı sahillere yakın yer-larını zam va’diie bu İşe memur ı tere naklederek nüfus kesafett-etti. Fakat hepsi de birer to-' nin muhitten merkeze doğru kat yemekten başka bir netice t yayılmasını temine mâtuf ve r memlekete şâmil bir ıslahat , projesinin mevcut olduğundan t bahsedildliğinl hatırlıyoruz.
I Bununla beraber, köylerin ı posta ihtiyaçlarını karşılamak bizzat üzere bazı tedbirlere başvurulardı, Çalış- ( masına da kesin bir zaruret olduğu meydandadır. Flkrimlzce.
. köy postalanın düzeltmek ve | — Matmazel Marta! Sizinle' köylülerimizi posta haberleşme-
mühim ve mahrem bir meşe-1 sı servisinin kolaylıklarından bir şeyin katiyen farkına !e hakkında konuşacağım. ~ zamanlarda çok değişmiş.
ser- nınmaz olmuşsunı ve hisli kâtibe derinden bir ah çekerek cevap verdi:
— Nihayet farkına vardınız mösyö Sigalen!
— Tabii matmazel! Siz dal-1 ğın ve melânkolik olmuşsunuz-} dıır. Hem sizin, hem de benim menfaatim için bu hal devam edemez.
— Tabii bu hal devam edemez bay direktör! Artık daya; nannyacağım. Derdimin sebebini anlayamadığınıza göre buradan gitmek, hayatınızdan çekilmek benim için daha 1yi olacak. | Genç kızın bu sözleri üzerine Muhasebeci, üç gün sonra hakikat müdürün kafasında 6a* yanağı kızarmış olarak mü- şimşek gibi çaktı, demek kâti-dürün odasına girdi: besi kendisini seviyordu. Mösyö
— Bay müdür, Martayı tesel- Sigalen!
11 etmek hususundaki gayretle-] — Ne abdalmışım da bunu rimin İzleri İşte yanağımda gö- çoktan anlıyamadım diye İçin-rülüyor, bana öyle bir tokat den eseflendikten sonra Marta aşketti ki az kaldı yere kapak- yı kolları arasına alarak: lanacaktım. | — Atfet beni MarlacıÇım.Ben
— Demek Martanın sevdiği meğer ne sersem ve abdal a-erkek siz değilsiniz. Size haya- dammışım. Yârebbi diye yal-le ettiğim bu işi geri alıyorum, vardı.
— Evet bay direktör, fakat — Zaran yok. Bilsen şimdi
vadetllğiniz zammı tabii ve- ne kadar mesudum. tirsiniz. | Sigalen Martaya bir daha sa
— Evet zammı, yediğiniz to- rılarak uzun uzun Öpüştüler, katın tazminatı olarak alacak- ] Bu tatil sohbette İken blrden-
Muhasebecl gittikten müdür gene düşünceye Acaba Martanın sevdiği kimdi? Mösyö Sigalen birdenbl- takip etti, re:
— Buldum, buldum, Herhal-
elde edemediler.
Müdür ümitsizliğe düştü. Hu- } projesinle susi kâtibesinin dalgınlığı ve melankolisi günden güne ar-1 tıyor ve artık İş göremlyordıı. Binaenaleyh Marta ile konuşmağa karar verdi, s-ma odasında yanyana oturduk-j tan sonra kapıyı kapadı. | „
Mahkeme Koridorlarında
Din kardeşimizdir, o da eğlensin, dedim I
Malaya savaşı
Eninde sonunda komünistlerin hezimetiyle sona erecek
Maznun şaşı gözlü, çopur yüzlü, esmer, tıknaz bir adam. Kanapede kelepçeli kollarım uzatmış, ellerini parmaklarım oynatarak acayip hareketler yapıyordu. Yaklaşıp sorduk:
— Keyfin yerinde galiba, ahbap.
Şefaat dileyen bakışlarla boynunu büktü:
— Benim gibi bir garibin keyfinden ne olur, bey kardeşim? Cenabı Allah bu dünyada kasavet çektirmek için yaratmış bizi. Şu fâni dünyanın keyfini, sefasını e-lâlem sürer, gamını, cefasını ben çekerim.
İçini çekerek ilâve etti:
— Eeeh, ne yaparsın? Böylesi de lâzım. Benim gibiler olmasa cefalar, kasavetler sahipsiz kalır. Kurban olduğum Mevlânın her işinde bir hikmet vardır, öyle ya, pireleri, tahtakuru-larını boşuna mı yaratmış? Onlar da bizi ısırarak sıkıntı çektiriyorlar.
— Pirelerden mi şikâyetçisin?
— Yook, estağfurullah. Onlardan hiçbir şikâyetim yok. Amerikanın ilaçlan çıktıktan sonra evde barkta pirenin de, tahtakurusu-nun da kökü kurudu. Ara-sıra kodese girdikçe destû-run bitleniyoruz amma onu da hoş görmek lâzım. Hani, pire itte, bit yiğitte bulunur derler.
— Arasıra kodese de giriyorsun demek?
— Eh. oluyor bazı defa, Orası da hükümet kapısı beyabi. Girip çıkıyoruz işte, Uzun sözün kısası, yüzümüz gülmüyor vesselam. Keyfimin yerinde olduğunu nereden anladın?
— Ellerinle bir şeyler yapıyordun da, keyfe gelip dümbelek çalmağa heveslendin zannettim.
— Yok be yahu. Dümbelek falan değil, sey... Eı ah-' şıklığı, beyabi Bir defa ellerim alışmış, boş kaldığım zaman da farkına varmadan yapıyorum bu işi.
— Ellerinin alıştığı iş nedir?
— Hic... Mühim bir şey değil, kâğıt numarası. Biraz uğraşsan sen de yaparsın. |
— Ne imiş o kâğıt numarası?
— §ey be yahu. Bayağı kâğıt numarası. İskambil kâğıdıyle yapılan numaraları hiç görmedin mi? Hani, bul karayı, al parayı diye bir oyun vardır ya.
— Hımmm... Papelcilik yapıyorsun desene.
— Estağfurullah. Onu ka-
ahrette rahat ederiz inşallah.
— Buraya niçin getirdiler seni? Kâğıt numarasından mı yakalandın yoksa?
— Bırak dinini seversen. Oturduğumuz yerde gönül eğlendirmemizi bile çok görüyorlar. İşin doğrusuna bakarsan, asıl kabahatin büyüğü bende, beyabi. Biri çıksa da; «Enayileri ne diye karşına alıp da başını derde sokuyorsun?ı» dese hakkı var. Herifi ben çağırmadım ha. Valla billa kendisi geldi, bey kardeşim. İnanmazsan Mustafaya sor da anlatsın sana.
— Mustafa kim? O da burada mı?
— Yok, polisler gelmeden evvel o savuşmuştu. Zaten Muştalanın hiçbir günahı yok ki. Biz ikimiz oturduk, kâğıt numarası yaparak eğleniyorduk. Sayenizde ben bu işi iyi bilirim, efendi kardeşim. Gözünün önünde kâğıdı öyle bir atarım ki maça beyinin ne tarafa düştüğünü göremezsin. Bu zenaat babamdan kaldı bana. Elâ-lemin babaları para pul bırakır, bizimki de bana bu numarayı miras bıraktı. Amma velâkin: «Ulan, sana bu oyunu öğretiyorum amma sakın bu işi kendine zenaat edinme, benim halimi görüyorsun. Bir defa yanlış yola saptım, kâğıt numara-İariyle ekmek parası kazanayım. dedim, ömrümün yarısı kodeste geçti. Sen bunları öğren, aklında bulunsun amma kimse ile oynama. Belki günün birinde başın sıkışırsa lâzım olur.»» dîye sıkı oikı tembih etmişti. Baba sözü dinlerim ben.
— Peki, şu enayi meselesini anlat bakalım.
— Nesini anlatayım, bey abi? Başınızı ağrıtmağa değmez ki. Mustafa ile karşı karşıya oturduk, kendi kendimize eğlenirken enayinin biri geldi, yanımıza sokulup seyretmeğe başladı. Mustafa da kâğıt numarasının erbabıdır ha. Ben yetiştirdim 0-nu.Kupa ile karonun beylerini bir elime, maçanın beyini d“ öbür elime alıyorum, söyle bir numarasını vaptık-; tan sonra ters yüzüne vere atıyorum. Mustafa bir defasında bulamazsa ikinci defasında maca bevini buluyor, üzerine virmi beşlimi basıp yarım kâğıdı n’»vcr benden,
— Sen kumar oynamadığını söylemiştin. Bunu nara ile oynamak kumar değil mî?
— Yapma be kardeşim. Yirmi beş kurusun kumarı nedir Allasen? Zaten ben de kazansam. Mustafa da kazansa parayı beraber yiyoruz.
— Enayi dediğin adam da oynadı mı?
— Bizi görünce heveslendi; «Ben de para basıp oynı-
çok enteresan, prensip kararlan arasında köy postalarına dair de bazı İsabetli tedbirler bulunduğunu hatırlıyoruz. Bu heyet, köy postalarında motörlii vasıta kullanılmasının temin edeceği fayda anlaşılabilme^ için Ankara bölgesinin mümkün olan yerlerinde tecrübe mahiyetinde olmak üzere motorlü vasıtalar kullanılmasını kararlaştırmıştı. Ankara civarında alınacak tecrübe neticesine kadar da 10 lirayı geçmiyecek havalelerle 3 kiloya kadar âdi kolilerin köylere gidecek dağıtıcılarla gönderilmesi ve alıcılara teslimi ve köylerden verilecek âdi ve taahhütlü mektuplarla 3 kiloya kadar kolilerin de bu dağıtıcılara kabul ettirilmesi mezkûr heyet tarafından karar altına alınmıştı, P.TT. genel heyetini teşkil eden zevatın, memleketin hakiki İhtiyaçlarını ve bu İhtiyaçlarını gidermek İçin eldeki vasıta ve İmkânları yakından bildiklerine ve mesleki malûmatları ve edindikleri tecrübeler dolayıslyle memleketin bünyesine en uygun gelecek tedbirleri isabetli olarak takdir edeceklerine şüphe edilmemesi lâzım gelir.
Bu itibarla, mezkûr heyetin P.T.T. servislerinin muhtelif | branşlarına dair aldığı karar-| lardan henÜ2 tatbik mevkiine " ı konulmamış olanları ve bu a-'■ ı rada köy postalarının ıslahına ait bulunanları — tavsiye ettiğimiz diğer tedbirlerle birlikte — tatbik edilecek olursa köy postalan dâvasının halline doğru mühim bir adım alılmış olacağı kanaatini besliyoruz.
I
ııu«r Koyıuıenmızı posta naoerıeşme-mese- ■ si servisinin kolaylıklarından ' t. Son | imkanlarımız nispetinde istifa-1 ■ ta- de ettirmek İçin köylerde beyl-ızdur. Güzel ye şubeleri açmak, şehir ve kasabalarla köyler arasındaki posta nakliyatını ve dağıtımını tesadüfi vasıtalara terketmekten-se bu İşleri yerine göre ya mo-törlü vasıtalarla veyahut da süvari dağıtıcılarla sağlamak İcap der. Bu sebeple 1800 kadar sü-, varl dağıtıcı adlı tebligat hlz-metini yapfnakta olan posta 1-1 daresince bu dağıtıcılar kadrosu genişletilmek suretiyle köylere olan müraselâtın dağıtımı ve köylerde açılacak beyiye Esir kamplarından şubelerine tevdi edilecek muhabere maddelerinin kasabalardaki posta merkezlerine nakli İşlerinin temin edilmesini imkânsız görmüyoruz.
Helikopterlerden belki şehir _
ve kasabalarda posta İşleri için maya bağlanmış bulunan ırk-istlfade edilmesi düşünülebilir- (dallarımızdan son kafilenin se de bunlardan köy postaları, yurdumuza şevki için Dışişleri için faydalanmak kabil olablle-. Bakanlığı ve Tarım Bakanhk-ceğlnl zannetmiyoruz. lannea yapılan hazırlıklar ta-
U mart 19S0 tartMI A«5»m mOTKnmtstır. Trkdaçlanmmn ı SSîetMlyle yaymlınan bir w.;« M*? Zmıızdu banihincvzuu ettiğimiz u Plteplı «anarsan »osta m»-!âlmm.sUr. celarek katlinin.
7-8 bin kişi olduğu tahmini edilmektedir.
I
7-8 bin ırkdaşımız gelecek
Ankara 10 (Akşam) — Avrupa esir kamplarından Türkiye'ye getirilmesi evvelce anla$-
I
| bire odanın kapısı açıldı. Mü-sonra dürün karısı, yıldırım gibi oda-daldı. nın İçine girdi. Bu yıldırımı erkek şimşekler ve gök gürlemeleri
, Mösyö Sigalen çalışma oda-de kâtibemin göz koyduğu er- sından çıktığı zaman kızarmış kek genç ambar memurumuz yanaklarının, üzerinde kalın olacak diye sevinçle haykırdı. parmak izleri görülüyordu, Bu Mösyö Sigalen, derhal ambar parmak izleri, hususî kâtlbesi-memurunu yanına çağırarak o- nin değil madam Sigalenln n& da aynı teklifle bulundu, parmak izleri İdi. Fakat şirket Ambar memuru, bu vazifeyi memnuniyetle kabul etti ve ertesi günü sağ yanağı kızarmış ve şişmiş olarak müdürün huzuruna çıktı.
memurları yanaklarındaki bu İzlere başka mâna verdiler:
— Anlaşılan bizim direktör de hususî kâtibesinin tokatlın yemiş dediler. Dedikoduya ka-
Rangon 10 (AP) — tngllls Harbiye Bakanı John Strachcy dün, Malaya harbinin kısa ulr zamanda sona ermesine İhtimal vermediğini fakat sonunda, komünistlerin hezimete mahkûm bulunduklarını belirtmiştir.
Bakan, «Bütün askeri tedbirler alınacaktır. fakat bu mücadelenin kısa bir zamanda sona ereceğine inanamayız» diye ilâve etmiştir.
Strachey, Malaya ve Hong Kong'u ziyaret ettikten sonra. Londraya müteveccihen yolda bulunmaktadır.
Esnaf ve taşıt kontrolü
Dün de şehrin muhtelif yerlerinde esnaf ve ticaret mües-seselerllıln kontroluna devam edilmiştir. Dünkü kontrolda 405 müessese ve esnaf gözden geçirilmiş ve Belediye yasaklarına aykırı harkelleri görülen 18 esnafa ecza zaptı tutulmuştur.
Emniyet 6 inci şube memurları tarafından da dün yapılan kontrolda 32? nakil vasıtası teftiş edilmiş ve noksanlan görülen 14 ü için ceza kesilmiştir.
Girit başpiskoposu Valiyi ziyaret etti Şehrimize Patriği ziyarete gelen Girit Başpiskoposu Rum Patrik vekiliyle beraber Vali ve Belediye Reisini ziyaret etmiş, Girit halkının asil Türk milletine selâmlarını ve Türk hükümetine saygılarının bildirilmesini rica etmiştir.
Girit halkının Türk - Yunan dostluğuna büyük İnanı olduğunu, Atatürkle beraber Türk -Yunan dostluğunu kuran Veni-zelosun bir Giritli bulunduğunu, hava meydanına İndiği zaman hiçbir yabancılık hissetmediğini söylemiştir.

•ut»!, t.hlsmczuu ettiğimiz g^'mel.rt İçin her türle tedbir. Pikaptı ■Mkludut »ost. r.ek”1™3" "““"“»“l
llyat İşlerinde pekâla İstifade 1 ~ 8 Wn ** old"«u edilebileceği mütalâasındayız.
1943 de Ankarada ilk toplantısını yapan P.T.T. genel heyetinin köy postaları hakkında aldığı isabetli kararların tatbik mevkiine konulup konulmadığını bilmiyoruz. Ancak, bölge baş müdürleriyle fabrika meslek okulu müdürlerinden ve İdare merkezinin muhtelif daireleri reislerinden teşekkül eden ve Ulaştırma Bakanının başkanlığında toplanan genel heyetin P.T.T. servislerinin tanzim edilmesi ve İşletmenin modern bir hale getirllmesL İçin aldığı bir
rışan ihtiyar veznedar da:
— Fenası da şu kİ tokatı yediği halde kendisi zam görml-yecek sözlerini ilâve etti.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Köylüye dağıtılan topraklar traktörlerle nadas edilecek
Ankara 10 (Akşam ) —Toprak ve İskân İşleri Genel Müdürlüğü, topraksız çiftçiye dağılmakta olduğu arazilerin çift- bul etmeni, efendi abi. Pa-çiierin basit vasıtalariyie işlene-} pelcilik dediğin kumar sayı-mediğlni görmüş ve bundan lir. Benimkisi gönül eğlence-böyle elindeki vasıtaları ile da-} si. Günler uzun, iş oimayın-ğıttığı toprağı nadas etmeğe ca insanın canı sıkılıyor, bir karâr vermiştir, " “ ' ’
Bu sebeple genel müdürlüğün' lim ki para ile eğleneyim, elinde bulunan traktörler gru- ’ Boş duranı Allah da sevmez, pu Muş ovasına gidecektir. Oradan Trakyaya sevkedilecek-1 oyalanıp duruyorum. Ne ya-' oynatmasam gönlü Ur. Trakyaya girenler evvelâ i- ( palım, günümüzü gün Jl..
I şe Edirne bölgesinden başlı- ( meğe çalışıyoruz. Dünyada sın o da eğlensin
eğlence arıyor. Zengin değı-
uuıaııı Anaıı us «evıın». uı, «otıı ue para uusıp uyııı-Ben de işsiz zamanlarımda] yacağım.» dedi. Baktım kî pyalanıp duruyorum. Ne ya- oynatmasam gönlü kınta-palım, günümüzü gün et- eak, din kardesîmizdir. var-
- ... - dedim,
yüzümüz gülmüyor, yarın Ondan sonra efendim, ovun
kı?ı$tı. herif birer lira basın? fja başladı, İki aldım, üç verdim. Derken sonunda on papel içeri girdi. Bu sefer; «Paralarımı geriye ver . di-vereu numara vapmapa kalk tı. «Haydi ulan, enayi. Ben burada babamın hayrına bitek saliamıvorum va. Seni oyuna da ben çağırmadım. Kendin geldin, oynadın. Ka-zansaydm geriye verecek miydin? Ben o paraları, al-nımın teriyle aldım.»» dedim. Enayi bu sefeı bağırıp çağırmağa başladı. Polisler de ne cabu/z duydular, bilmem ki. Ben kalkıp sıvışayım derken iki tane sivil taharri kanu’.na dikilip enseme yapıştılar.
Mahkeme acildi, kelepçeleri çıkarıldıktan sonra jandarmanın önü sıra:
•— Bir daha öyle enayilerle oyun oynamağa tövbeler olsun.
Diye söylenerek salona girdi.
Ce. Re.
[SARI DİVAN
Aşk ve macera romanı
Yazan: Valentin IVUliams Tercüme eden: Vâ-Nû
TpfriVa NO. 14 -■
— Bunun ne lekesi olduğunu lütfen söyler misiniz? — dedi.
Sonra, cevap beklemeksizin kendi İlâve etti:
— Bu, ressamların kullandıkları beyaz boyadır. Ay, yüzüme nasıl da bakıyorsunuz, meslek-daşım Milletlerimizin arasında esaslı bir karakter farkı vardır. Sizinle benim keza... Bahse tutuşabilirim kİ, İkimiz de aynı neticeye varacağız. Fakat... (Bir an susup cigarasinı İtina İle yaktı ve devam etti,) Fakat, yollarımız başka olacak. Sizin nazarınızda, cürmün işlendiği yer. tahkikat İçin hareket noktasıdır. o yeri ben de henüz bilmediğimi İtiraf ederim. Benim İçinse, bilâkis, bu, unsurlardan biridir. Müşterek münasebeti vlan bir unsur.
Manderton. piposunu aheste aheste çketl:
— Ne İle müşterek münasebeti olan?
— Vallahi, açık söyi İyeyim, cesedin dirseğinde bulduğumla...
— Yani o dikkatinizi çeken kahve rengimsl madde İle mi?
Boulot, sigarasını sarmakla meşguldü. Başıyla bir tasdik işareti yaptı ve cevap verdi:
— Bu madde yağlı boya... Pertavsızla muayene ettim, genç kadın, palete yahut yeni boyanmış bir tabloya sürünmüş olacak .
Sardığı sigaradan arta kalan tütünü tırnağı 1le kopardı:
— İşte bunun üzerindedir kİ, bıçağı daha büyük bir alâka ile incelemek İhtiyacını duydum. — diye devam etti- — (Bir kib-
rit çaktı. Sigarasını derin derin çekti; sonra kibriti söndürdü.) işte efendim, kanaatim budur ki, bu bıçak, ressam atölyesinde paleti temizlemek için kutlamadan bir bıçaktır. Âlet burada, siz de tetkik edin. Fakat, epey zamandır, bıçak aynı maksatla kullanılmamış. Bunun İçindir ki, beyaz boya fazla kurumuş. Buyurun, dikkatli bakın!
Konuştuğu sırada kendisi de İngUize dikkatli bakıyordu:
— öyle zannederim, genç kız, bıçağı tanıdı.
— Baldız bayan Dolores mİ?
— Tabii ya... İçeri girdiği zaman müthiş haberin tesiri altında perişandı, Ablasına dair malûmat almak istiyordu. Eniştesiyle karşılaşmak, onun bu faciaya ne mâna verdiğini görmek arzusundaydı. Derken, o aralık, benim elimdeki bıçak gözüne ilişti; yıldırımla vurulmuş gibi durdu. Ne eniştesine, ne bana bakabildi. Bıçak, onu büyülemişti.
Manderton, bu İzahata ehemmiyet vermemiş gibi başını sal-
ladı:
— Ablasını öldüren bir bıçak karşısında, bir genç kızın heye-jdan itibaren
çana düşmesi kadar tabiî hiç bir şey yoktur.
Fransız:
— Belki. — dedi. — Belki hakkınız vardır Bvet, evet!
Manderton, himayeci bir ta-vur takındı:
— Madem ki tahkikatınızı bir dereceye kadar ilerlettiğinize kanisiniz, belki de genç kadının nerede öldürüldüğünü tesblt e-debillrslniz.
Boulot, iyi bir niyetle gülümsedi:
— İsterseniz ikimiz birlLkte gidelim, civarda tetkikatta bulunalım. Belki ancak ondan sonra size bir şey söyllyebLllrinı. Sizin kendinizce bir plânınız var mı?
Buna cevap olarak Manderton cebinden katlı bir kâğıt çıkardı, tezgâhın üstüne yaydı:
— Bu mahallenin büyük çapta bir plânı. — dedi; eline bir kurşun kalem alarak devam etti. — Şurası eskici kadının, Carmen’l ilk gördüğü nokta. Yani, Aldon sokağı ile, Branş-combe sokağının köşesi... İşte efendim, kurşun kalemiyle bir zait işareti oturtuyorum. Buruyuz metre kadar
Aldon sokağında yürürsek, eskici dükkânına varmış oluruz. Bayan Carmen, burada düşmüş. Buraya da bir zait İşareti... Plânda görüyorsunuz kİ, Branş combe sokağı, Aldon sokağının üst kısmı ile Boston sokağının alt kısmını katedlyor, Boston sokağı da. ana sokağa varıyor: ve Broke atölyeleriyle nihayet buluyor. Bu noktada sokağı tıkayan bazı binalar vardır. Arkalarından demir yolu geçiyor.
«Biraz evvel burada bulunan adalet doktoru bay âpornan, katiyetle temin ediyor kİ. Car-men, eskici kadının, kendisini yürür gördüğü mesafeden pek daha faria bir mesafeyi o yaralı vaziyette katedemezmiş. Dairenin merkezi olarak Aldon sokağının şu işaretli köşebaşısını «le alırsak, doktorun ifadesi ■cinayet safhasını pek daraltmış olur, ,
Boulot:
— Kabul. — dedi. — Gayet vazıh konuşuyorsunuz, bundan ötesi can sağlığı...
— Neticeye varmak İçin de şöyle bir muhakeme yürütelim: Bayan Carmen, hançeri dairenin bu tarafında, yani Aldon
sokağında yememiştir, çünkü, eskici kadın, onu, köşeyi döndüğünden yere düştüğü ana kadar bir an gözden kaybetmemiş. Eğer, haritaya nazar atarsanız, araştırmalarımızın, münhasıran eskici kadının evi ile. köşedeki han, Branscombe sokağının köşesindeki mektep ve mektebin karşısındaki manastır sahasında yapılması İcabettiği anlaşılıyor.
«Üç binada tahkikata girişmiş bulunuyoruz. Bunlar eskici kadının evi ile, «Nal Han.ı kİ. köşe başında bulunuyor; ve genç kadın, onun önünde ilk defa olarak görülmüş. Keza, Aldon sokağının karşı tarafındaki evlerde oturanları da istintak ettik. Lâkin, bayan Carmen’l cinayetten ne evvel, ne sonra farkedlp muammayı halledecek izahat verene ratlayamadık-Bana bu Rosa denen netameli kocakarı da acayip şüpheler veriyor ya... Hırsız yatağı kerata...
Boulot. merakla sordu :
— Hırsız yatağı mı?
Manderton, aynı İlhamda ısrar etti:
— Evet .çalınmış eşya alır. Ona kâh Rosa, kâiı da Rachet ]
ana derler. Doğu bölgesinde otururdu; ve on sene evvel oranın meşhurelerindendi. Şimdilik mesleği terketmlş bulunuyor. Tablatlyle onu göz hapsinde tutuyoruz. Şimdilik çok dürüst bir hayat yaşıyora benzemektedir.
«Mektep, bugünlük kapalıydı. Manastır da bahis mevzuu olamaz. Boy 1 ece Nal Hanı ile. Broke atölyelerinin arasında evler bulunmadığını görüyorsunuz. Yalnız, etrafı çevrili bir arsa var. Demek oluyor kl, bayan Carmen. yol ortasında hançer-lenmemlşse. kl eğer öyle bir hâdise olsaydı, sağdan soldan feryatlar işitilirdi; bizim araştırmalarımız da ister İstemez, Broke atölyelerine inhisar edecek.
Manderton. dramatik şekilde sustu.
Fransız ellerini uğuşturdu:
— Söylemiştim, azizim Manderton. ayrı ayrı yollardan aynı neticelere varıyoruz İşte...
Bir an düşünceye vardı:
— Ressam Quayre hakkında bir çok şeyler öğrendik. Bu zat, izdivacından evvel bayan Carmen İIp lanışumış. Banker, onu (Arkası var)

I
çubuk yetipkilmeîl gerek Ww ve gerekse oc en lalarımız o kor->ı olan ilimodı arttırmıştır. Netice olorok siparişler biri birini takip edegelmektedir." MüesseiMİz, deniz ajırı nakliyatta bölün diğer havayollo' rina nazarojı daha fazla yük tojıyon PAN AMERİKAN HA-VAYOtLARINDAN faydalanarak kârını nasıl arttırabilir ? Muhokkak sorun ve öğrenin. Müracaat: yo nakliyat acea-lonıza veya doğrudan doğruya .Pan Amerikan Havayollarına.
Sayfiyedeki sayın müşterilerimize M O J D E ANKARA PAZARI BAKKALİYESİ
AMfRIKAOİN
Eritrenin
mukadderatı
Birleşmiş milletler, taksim teklifini reddetti
hususi sunun citİrtİlcn OÜNYAHIHtHSAf IH HtSHM
Cenevre 10 (AP I— Dün ög-ren ildiğim göre. Birleşmiş Milletlerin Eritre komisyonu, İngiltere .tarafından yapılmış olaıı ve Eritre’nin Sudan ile Habeşistan arasında taksimine mütedair bulunan bir teklifi reddetmiştir.
Beş azası bulunan komisyon, PerşemüP günü, altı hatta süren 'ıfiüzaketelerden sonra, küçük asambleye tevdi edilecek alan raporunu t amamlamıştır ve bu rapor, yakında Lake Success'de neşredilecektir.
Azalarm hiç bir İngiliz teklifini kabul etmemiş olmakla beraber, eski İtalyan sömürgesine verilecek şekil hakkında da mutabakat temin edememişlerdir.
Komisyon kararını geri bırakmaya. ve Birleşmiş Milletlere üç ayn teklif takdim etmeye karar vermiştir. Bunlardan Pakistan ve Guatemala tarafından verilmiş elan teklif, on senelik bir vesayetten sonra İstiklâli: Norveçln teklifi, beşlstana ilhakı; —
Güney Afrikanın Habeşistan ile bir teşkilini derpiş etmektedir.
NANE ESANSI İLE HAZIRLANMIŞ RAD YOL İN
ACUM ftVMIMt KÖPÜRÜR HOf RAYİHALI BİR SERİNLİK BIRAKIR fH (KONOMİK Vf fit SIHHİ MS MACUNUDUR
Burma teklifi federasyon
İki kişinin gözlerinin daha iyi görmesini temin etti

Paris 10 (AP) — Bir vatan haini kurşuna dizilmeden evvel. gözlerini kendilerine verdiği İçin, bugün. Paris’te iki kişi daha İyi görmektedirler.
Mauriee Ey, 5 Mayıs günü, harb zamanında ve işgal altında bulunan Paris’de, Fransız vatandaşlarına işkence yapılması hususunda Alınanlara yardımda bulunmuş olduğu cihetinin subutu neticesinde, diğer üç kişi ile beraber kurşuna dizilmişti. infazdan biraz evvel, bir doktor çağırarak, gözlerinin ûst tabakalarının, körlere aşılanmak üzere çıkarılmasını taleb etmişti.
Gözlerine aşı yapılmış dan iki adamdan her ikisinin de bir gözleri sağlam bulunuyordu.
İstanbul Rodyosu Müdürlüğünden

Müdürlüğümüz İçin, evsafı uygun görüldüğü takdirde (No-tekslr makinesi» satın alınacaktır. İsteklilerin ellerinde
ta
mevcut makinelerin evsaf ve flütlerini bildirir bir teklif mektubu ile Müdürlüğümüze müracaatları ilân olunur. (7416)
BULMACA
Soldan sağa: 1 — Ev sywn al(1» salan esnaf. 2 — Kaba kumaş - İntikam hissi. 3 — Cenup hududumuzda bir kasaba. 4 — Hicap - Gece seansı. S — Pantolonun ali kenarı - Tersi bir sayı. B — .Edebiyata müteallik • Ayak, 7 — Bir kadın Jsmi. a — Bayağıca. 9 — Bir renk, lö — Duya.
Denize döşen bomba uçağı
Makineli tüfek talimi yaparken kendi kendini yaraladı
Londra 10 (AP) — Çarşamba günü kuzey denizine düşerek, en az üç kişinin ölümüne sebebiyet veren Amerikan uçan kalesinin yapmış olduğu kâza, üçüncü Amerikan hava tümeni tarafındım verilen malûmata göre, makinalı tüfek talimi esnasında. uç3ğın kendi kendini yaralaması neticesinde vuku bulmuştur.'
Bir sözcünün, bildirdiğine
Vutanılan «şnftıyA: 1 — E® eşyasından - Bayağı. 2 — Çok yiyen kimse. 3 — Terai suda yûxcr - Cazip. 4 — Sinirlilik. 5 — Tersi yatakla yapılan istirahat - Ek. S — Asalet sahibi -Tersi bir çiçek, 7 — Tcrtl pilâvın ani! maddesi - Başına «M» celise içki çerezidir. 8 — Bitki - Alâmet.
GEÇEN EULMACANrN HALLİ
Baldan safta: » — Naçlnıne, 2 — Ezanokp. 3 — Kamineto. 4 — Ar. göre, uçağın 50 kalibrelik ma-1 Marul, s, — Haşiv. Ku. B — E?«na. kınalı tüfek mermileri, sağ dış!,k- 7 — Tarlk»’- 8 — R«nilat, 3 —
EH. Kaşa, W — İçici, U
motorii zedelemiş ve uçağın düşmesine sebebiyet vermiştir. Çok alçak bir mesafeden, uçağın on bir kişilik mürettebatına atlamak emri verilmiştir. Bunlardan dört kişi kurtarılmış, üçünün cesedi bulunmuştur ve diğer dört kişi de aranmaktadır.
Normal olarak, uçan kalelerin ve diğer askeri uçakların atışı, otomatik olarak tanzim edilmiştir ve uçağa zarar vermez.
Yukarıdan açafiıya: 1 — Nekahet. 1*1. 2 — Azarazariç. 3 — Çam. ŞctcTI. -i — tnlmlnlm. S — Zonavaklld. 6 — Akez, Ala, 7 — NutukltMl, 8 — Oluk, Tas.
Abone bedeli
TÜTklye Ecnebi
Kutup bölgesi hakkında Rus notamı
Vaşlngton 10 (AP) _ Rusya' diin. Birleşik Amerlkaya ve muhtemelen diğer ~ Antarktik bölgesinin ile alâkalı bir nota iniştir.
Notanın tercümesi _ , ___
dan evvel kanaatlerini açıkla-) mış olan Amerikan diplomatları notemn. Antarktik hakkında' yapılacak her hangi bir müzakereden Rusj'inm haberdar efi’'a,ı*;;j talebini haiz olacağını telimin etmişlerdir.
Balıklara istikbali tevdi et-
yapılma-
ıs»
Senelik a aylık 3 aylık I aylık
Atlrea «Mili için eiu kuruyiuk pul «onderUmelldtr. Akü takdirde adres dcjHrilrilmez.
Tclcfoniarımız Başmuharrir 20565
Va2> isleri 20765 - İdare 20581 MOdUr 20497
idarctune: Bahrili cıvan
Cemal Nailli lOKaJı No IS
| L A N —9
Beynelmilel bir şöhreti haiz olan POND’s kremlerinin,
«Pond's Coid Cream» ve Pond's Vanishing
Cream»
Fabrikaca Türkiyede ancak tüb içinde satılmasına izin verildiğini sayın halkımızca bUgl edinilmek üzere arzederiz. Mezkur tıiblerln numuneleri aşağıda gösterilmektedir.
kremlerin vazo İçinde
Bu
satılanlarının muhteviyatı taklld olabileceğinden, sayın halkımızın bu husus üzerinde bilhassa nazari dikkatini çekmeyi faydalı buluyoruz.
TABİBİ
I Ali Haydar Aydınol
I Lâleli: Gençtürk caddesi
I 3 - 5 DİŞ APAKTIM ANI g (Diş, Çene Röntgeni)
^Dr. Zekâi Tunçmang^
Stafılokok Aşısı
Yüdzeki sivilceler, kan-çıbanı. arpacık vesalr Sta-Illokoklardan ileri gelen deri hastalıklarında kullanılır.
Yapıldığı yer: Divanyolu No. 103. K. 2. Telefon: 25125
a SATILIK KAPTIKAÇTI M 1848 modeli DJyamond I marka on kişilik sağlam I bir kaptıkaçtı satılıktır. I isteklilerin Beyoğlu İs- I tiklâl cad. Yapı ve Kredi I han Anlaş Havacılık ve I Turizm A. O. bürosuna | müracaatları.
KAYIB — Yovaklmion rum kız lisesinden bu yıl almış olduğum kimlik kartımı kaybettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Orta 1 sınıf öğrencilerinden
Malanıo Zaiıarvadis
“CLIPPER CARGO uçakları sayesinde yeni yeni müşteriler ve itimat kazandık.”
• Dünyaca fanınmış bir kuma» fabrikasının ihracat şefi Mr. F. Broolu, Pan Amerikan CLIPPER CARGO seri nakliyat uçak Mavişleri için şöyle diyor : "CLIPPER CARGO uçaktan, tellimi odeta imkân haricinde olan siparişleri bile tam volt-linde yetiştirmiştir, Malın tesliminde tediye usulünün kabul edilmiş olmasiyle CLIPPER CARGO uçuklan sermayenin uzun müddet bağlı kalmamalını sağlamış ve imalâtın artmasını mümkün kılmıştır, Denizaşırı . müşterilerimize malın
İSTANBUL Gololauray Venl Ço«v- 20 ""
Telden ı 4121» - «322 P. K. 2074 ANKARA. Ankete Falcı Ol.IÎ, TeL 134ÖI , 1
DÜNYANIN EN TECRÜBELİ HAVAYOLLARI.
Pan American World Airways
Taksim Cumhuriyet Meydanı Mağazamızdaki satış fiyatları Ue
Boğaziçi. Adalar, Yeşilköy, Florya, Küçük Çekmece Kadıköyünden küçük yalıya kadar vaki siparişleri talibin mekânında teslim edilir. Telefon: 43273.
ve
■M AMERİKAN LİSAN VB TİCARET DERSHANESİ ■■
TATİL KURSLARI
12-17 yaş arasındaki çocuklar İçin haftada dört sabah (9.30 - 12.30) arası iki ay devam edecek İNGİLİZCE veya FRANSIZCA ile birlikte SPOR dersleri.
Ayrıca 17 yadından yukarı olanlar için akşamlan İNGİLİZCE, FRANSIZCA dersleri 3 Temmuzda başlayacaktır. İki aylık bir devre İçin (20) liradır. Kayıtlar yapılmaktadır. Adres: Alemdar caddesi No. 23, Tel: 21737
İstanbul Telefon
Başmüdürlüğünden
idaremiz ihtiyacı için resim ve şartnamesine uygun olmak üzere üç cins (101)0) adet yank mafsallı dökme boru açık eksiltme ile münakaşaya konulmuştur. Muhammen bedel 42250 hra olup muvakkat teminat 318 lira 76 kuruştur.
Eksiltme 14.6.950 Çarşamba günü saat 15 te İstanbul Telefon Başmüdürlüğü Satın alma komisyonunda yapılacağından, İsteklilerin Ticâret Odası vesikası, teminat mektubu ve bu İşleri yaptığına dair belgeleriyle komisyona müracaatları. (7012)
«■ Keüspîr SatHuDc K(Bşl& — I Feneryoiu, tramvay caddesinde 1000 metre kare çamlı I I bahçe içinde beşer odalı iki kat ve bodrumlu natamam I | köşk acele satılıktır. |]
■ Müracaat: Feneryolunda Terzi Şazîment. Telefon: 60558. "
Elli ton yuvarlak demir işlenmiş olarak alınacaktır
Yeşilköy Hava Alanı inşaatı Şantiye Şefliğinden
Yeşilköy Hava alanı beton pist İnşaatı İçin lüzumlu 50 ton yuvarlak demir Şantiyedeki numunesine göre müteahhide e-manet usullyle yaptırılacaktır. Bu İşe istekli olanların nümu-neleri görmek ve şartnameleri tetkik etmek üzere 12.6.950 pazartesi günü Yeşilköy Hava alanı inşaatı Şantiyesine gelmeleri Hân olunur. (7723)

Diyarbakır Yollar IX cu Bölge Müdürlüğünden
1 — Dlyarbakırda Yollar IX cu Bölge Müdürlüğü ihtiya-içln' (kapalı zari» usulü ile (83300) seksen üç bin üç yüz li-
ra muhammen bedelli (8. 10, 12. 14. 18. ı$. 20 ve 22) milimetre kutrunda ceman (150) ton betonarme demiri 3.6.950 gününden İtibaren 27 gün müddetle eksiltmeye çıkarılmış Ur,
2 — Eksiltme 29.6.950 Perşembe günü saat 11 de Dlyarba-kırda Yollar IX cu bölge müdürlüğünde teşekkül edecek komisyonda yapılacaktır.
3 — Bu İşe ait geçici teminat miktarı (5415) beş bin dört yüz on beş liradır.
4 — İstekliler İhale saatinden bir saat evveline kadar 2400 sayılı kanun hükümlerine göre teminat mektuplarını Ilca-ret Odası vesikalarını ve teklif mektuplarını havi zarflarını komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır.
5 — Bu İçe ait şartname ve keşif evrakı her gün mesai saatleri dahilinde Yollar IX cu bölge müdürlüğü malzeme şefliğinde görülebilir.
6 — Postada vaki gecikmeler nazara alınmaz, 17552)
SaSIfe T
^Vez*V//(zZ
ÇARPINTI, BAYGINLIK SIKINTI HALLERİNE
______KARŞI
Deniz Gedikli Erbaş orta okulu Komutanlığından
1 — Türk Donanmasının gedikli erbaş kaynağı olan «Deniz Gedikli Erbaş Ortaokulu» ve «Deniz Gd. Erbaş Sınıl Okuluna» öğrenci yazımına 1 Haziran 950 den 1 Eylül 950 gününe kadar devam edecektir.
2 — Birinci sınıfa bu yıl İlkokulu bitirenler n. sınıfa ortaokullarda İkinci sınıfa geçenler, üçüncü sınıfa da ortaokulda IH. cü sınıfa geçmiş bulunanlar ve gedikli erliğe de ortaokulu bitirerek diploma alanlar kabul edilirler.
3 — Birinci sınıfa 13 - 16, ikinci sınıfa 14 - 17 ve üçüncü sınıfa 15-18 yaşlan İçinde olanlar kabul edilirler.
4 — Gedikli er olacakların 16 yaşından küçük olmamaları şarttır.
5 — İsteklilerden Istan bulda bulunanlar Kasımpaşadakl
okul müdürlüğüne başka yerlerde bulunanların bulundu klan yerin askerlik şubesi başkanlığına aşağıdaki yazılı vesikalarla müracaatları. (6316)
A — Dilekçe,
B — Nüfus cüzdanı - Fotoğraflı -
C — Bir seneyi geçmemiş aşı kâğıdı,
D — Ailesinin ve kendisinin İyi ahlâk sahibi olduğun® dair İyi hal kâğıdı.
E — Okul tas ti İmamesi veya diploma,
F — 12 adet vesikalık fotoğraf.
Deniz Kolejine öğrenci alınacaktır
Deniz Harp Okulu ve Koleji Komutanlığından
1 — Deniz Kolejinin yalnız birinci sınıfına öğrenci alınacaktır.
2 — Kayıtlar 1 Haziran 950den 10 Ağustos 950 ye kadar devam edecektir.
3 — Alınacak öğrencilerin 14 yaşından küçük ve 17 yaşınT
dan gün almamış olmaları lâzımdır. -
4 — İsteklilerin Ortaokulu bitirme ve Devlet Sınavında muvaffak olmuş bulunmaları şarttır.
5 — Kayıt ve bakul İçin îstanbulda olanlar Heybelladada Deniz Harp Okulu ve Koleji Komutanlığıra. taşrada bulunanlar İse askerlik şubelerine birer dilekçe ile baş vurmakla beraber, dilekçelerinin bir eşini de Okul Komutanlığına göndereceklerdir.
6 — Fazla bilgi edinmek Lstlyenlerin Heybelladada Deniz Harp Okulu ve Koleji komutanlığna başvurmaları. (6611)
DİLEKÇELER:
A — Diploma veya okulu bitirdiğine dair belge,
B — Nüfus kâğıdı aslı veya Noterlikçe musaddak örneği,
C — Bir yılı geçmemiş aşı kâğıdı,
D — 12 adet vesikalık fotoğraf,
E — İyi hal kâğıdı. Bağlanacaktır.
Seçme sınavları 15-20 Ağustos 950 arasında yapılacaktır.

İLAN
M.S.B. Kara Kuvveteri Komutanlığından
1 — 1950 - 1951 öğrenim yılı için aşağıda İsimleri ve bulundukları yerteT yazılı olan As, Okullara öğrenci alınmasına 25 Mayıs 950 den itibaren başlanacaktır. Bu müracaatlara As. Liselerle Muzika meslek ve Gd. Erb. Hzl. Orta okulları İçin 15 EyJûl’de, As. Orta okul için 1 Eylülde ve Musiki Gd. Erb. Hzl. Orta okulu için de 20 Ağustos 950 de son verilecektir.
2 — Okulların muhtelif sınıflanın (Musiki Gd. Erb. Hzl. Orta okulun yalnız 1. sınıfına) Millî Eğitim Bakanlığı Lise ve orta okullarına denk sınıflardan diplomalı veya tastLknamell öğrenci alınacaktır.
3 — Alınacakların Türk vatandaşı olmaarı, yapılacak muayenede sağlam çıkmaları ve kayıt kabul şartlarını taşımaları lâzımdır.
4 — öğrenimi bırakanlar, bulundukları sınıfların imtihanlarında başarı gösteremiyenler okullara alınmayacaktır. (Gd. Hzl. Orta okullarına İki yıl öğrenimi bırakanlar alınabilir) Yaşlarını tashih ettirenlerin taşhihden evvelki yaşlar» esas tutulur. Bütünlemeye kalanlar kendi okullarında bu imtihanları başarı llç verdikleri takdirde alınabilirler. As. Orta okula bütünlemeye kalmış olanlar alınmazlar.
5 — Bıı şartlan taşıyan istekliler bulunduklar» yerlerin As. ş. lertne ve aynı zamanda girecekleri okulların müdürlüklerine bLrer dilekçe ile baş vuracaklar ve okula gönderecekleri düotçclerlnc nüfus kâğıdı örneklerlle 3 adet vesika fotoğrafı ekllyeceklerdlr.
Okulların bulundukları yerlerde istekliler doğruca okul müdürlüklerine müracaat ederler. L6606)
Okullar:
İstanbul'da: Kuleli ve Maltepe As. liseleri.
Hursa'da: Bursa As. lisesi.
Konya'da: As. orta okul
Ankara'da: Muzika Meslek ve Musiki Gd. Erb. Hzl. orta okulu.
Merzifon'da: I ve ET. Gd. Erb. Hzl. Orta okulları.
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesinden
1 — Zonguldak Kömür havzasından İstanbul ve İzmir şubelerine taşınacak kok ve taş kömürleri için tek Hat teklifi İstenilmektedir.
2 — Tekliflerin tetkiki 12 Haziran 950 pazartesi günü saat 15 de mücssesenln Ankara merkezinde yapılacaktır. Bu saatten sonra gelecek teklifler nazara ahnmıyacaktır.
3 — Bu husustaki şartname her gün mesai saati dahilinde:
Ankarada Etibank Genel Müdürlüğü Ticaret Servisinden.
Ankarada Türkiye Kömür satış ve tevzi müesseseri satış ve muamelât servisinden,
İstanbulda Etibank şubesinden.
îstanbulda Galatada yeni yolcu salonu üçüncü katta Türkiye kömür satış ve tevzi müessesesl İstanbul şubesinden,
İzmirde Türkiye kömür satış ve tevzi müessesesi şubesinden bedelsiz alınacaktır.
4 — Müessese 2480 sayılı arttırma, eksiltme kanunu hükümlerine tabi olmadığından sözleşme serbestlslni muhatı za eder.(7123>
AKŞAM [spor]
Kırkpınar güreşlerinden bir kaç intiba
Pehlivanlar er meydanında karşılaşıyorlar
Haftanın notları
Paristeki büyük turnuvada dünya şampiyonları karşısında tek başına şansını
deneyen kadın tenisçimiz...
Güreşçi, futbolcu, atlet, bas-
ketbolcü ve boksörlerimiz — arzu edildiği kadar sık sık değilse de — fırsat düştükçe yabancı sporcularla karşılaşmak imkânlarım buluyorlar.
BayancL şampiyonlarla yılda ancak bir defa temas heyecanım tadan tenisçilerimiz de Dağcılık kulübümüzün tertiplediği milletlerarası senelik organizasyonu beklerler. Bu sene ağustosun son haftasında Taksim kortlarında gene Avrupa tenis şampiyonlarım alkışlamağa hazırlanıyoruz.
F. Bahçe - Hapoel revanş maçı bugün
Sarılâcivertliler maça en kuvvetli kadrolarile çıkacaklar
Şehrimizde on gündenberl misafir bulunan İsrailin Hapoel takımı son maçım bugün İnönü stadında saat 17,30 da Fenerbahçe İle revanş mahiyetinde yapacak ve hafta ortasında da memleketine avdet edecektir. San-Lâcivertlilerln Filistin'e yaptıkları seyahatte elde edilen neticelere bakarak Hapoel takımının vasat bir ekip olduğunu zaten anlamıştık ama İçlerinde Macar, Bulgar, Rumen. Polonyah oyuncular bulunduğu haberi merakımızı kamıçla-mışti: Ne ise bu sefer kendi sahamızda yakından gördüğümü? için kanaatlerimizi açıkça belirtmek imkânını bulduk.
Yazan: ŞAZt TEZCAN
Bu takımın birinci vasfı atletik ve enerjik olmasıdır, Sıcak iklimde yaşamalarının bunda rolü çoktur. Daha fazla W. M. sistemiyle ve seri kısa paslı oy-nuyorlarsa da bunda henüz muvaffak oldukları İddia edilemez. Hele sık sık geri pası yapmaları tempolarının hızını kestiğinden aleyhlerine oluyor. Yeni futbolde paslar daima i-Icrl verildiğinden bu âdetlerinden vazgeçmeleri icap eder.
Kale önünde bizimkiler gibi fazla palsaşmaları gol çıkarmalarına mâni oluyor. Fert itibariyle kalecileri fevkalâde çevik olduğundan en muvaffak oyuncuları olarak göze çarpıyor. Santrhaflan, sollçleri. sol mü-dafilerj fena oyuncular değil. Santrhaflan futbol bilgisine
vücut faikıyeti ile uzun boyunun avantajım da mezcedebl-llrse mükemmel bir oyuncu olur. Sol müdafiteri biraz ağır. Sollçleri sarışın Çaçık hücum hattının nâzımı vaziyetinde İse de her tarafa koşması kendi mevkiinin bazan boş kalmasını intaç ediyor kİ tabiî bu hareket takımının aleyhine oluyor. Kül halinde vasattan biraz yukarı bir ekip...
İlk maçta Fenerliler 1-0 lık galebeyi zorlukla kazandılar. Bugünkü revanş maçında acaba ne yapacaklar? İşte Fener taraftarlarının şimdi üzerinde durdukları nokta...
bakımdan misafirimiz Hapoellu son maçını da mağlûbiyetle bitireceğini tahmin etmekteyiz.
Maçları idare edecek hakemler belli oldu
Hapoel'in diğer oyunlarını gördükten sonra Fenerlilerin bu maçı da kazanacaklarını katiyetle İddia edebiliriz. Futbolde katiyet olmaz ama rakibin kuvveti de beli! olduktan sonra aşağı yukarı bir kanaat belirir değil mİ? İşte İsrailli futbolcuların da üzerimizde bıraktığı intiba budur.
. Hem haber aldığımıza göre Sarı-Lâclvertliler bugün geçen seferki kadrolarına nuzaîan çok daha kuvvetli çıkıyorlar. Ordu takımı ile ttaiyaya giden Fikret, Salâhaddin, Murat takımdaki yerlerini alacaklarmış. Bu oyuncular ordu takımının ınaçı' dolayıslyle muntazaman İdman üzerinde olduklarından formları da herhalde yerlndedir. Bu
Brezilyadaki dünya kupası maçlarında hakemlik yapacak AvrupaLı hakemler şu suretle seçilmiştir.
1 — Azon (İspanya), 2 — Bc-ranek (Avusturya), 3 — Da Cos-ta (Portekiz). 4 — r~-— (Fransız), 5 — Eckllng (İsveç), 6 — Dattllo (İtalya), 7 — Ga-leati (İtalya). 8 — Lutz (İsviçre),9 — Vander Me (Hollanda), 10 — Lenesic (Yugoslav). 11 — Ellis, 12 — Pearce. 13 — Reader, 14
18
— Grlffıths, 15 — Leaîe,
— Miltich (İngiliz).
bu organizasyonu ciddî bir çalışma temposu içinde başarmaktadır. Bu sene beşinci yılını yaşayacak olan turnuvanın hazırlıkları bir aydanberi devam etmektedir. Her bakımdan kusursuz geçen bu turnuvanın dört sene gibi kısa bir mazisi vardır. Buna rağmen milletlerarası dünya tenis organizasyonları arasında yer almış bulunmaktadır.
İstanbuldaki turnuvaya İştirak ederek memleketlerine dönen bir çok tenisçiler burada gördükleri ciddiyet, intizam ve misafirseverliği unutamamış-lardır. Gittikleri yerlerde daima İstanbul turnuvasını övmüşlerdir.
Bu arada maruf Fransız tenisçisi Cochet ve İstanbulda umumi bir sempati kazanan Londralı Hughes, Dağcılık kulübümüzün fahrî birer ajanı gibi Avrupada Türk tenisinin propagandasını yapmaktadırlar.
Bugün milletlerarası İstanbul şampiyonası Avrupanın tanınmış bir çok tenis yıldızları için de cazip görünen bir tur-jnuva halini almak üzeredir.
İstanbul turnuvasının son senelerdeki başarısı Avrupadakl organizasyonlara bizim tenlşçi-Delassale. lerln çagırılnıalarını sağlamış-g (İsveç),'tır
Bu sene tenisçilerimiz Monte Carlo, Nice, Roma ve Yugos-lavyadaki milletlerarası müsabakalara İlk defa davet edilmişlerdir. Bu arada Avrupanın en mühim senelik organizasyonu olan Paris milletlerarası turnuvaya kadın tenisçilerimizden Bahtlyğ Musluoğîu ve Mu-allâ Grodeski resmen davet e-dllmlşlerdir. Mazereti olan (Muallû) bu seyahate iştirak edememiştir.
I Parlse giden (Bahtlye Muslu-' oğlu» dünyanın en usta kadın maaş tenisçileri arasında başarılı o-kazandıkları yunlar çıkarmıştır. Tek kadın-blr galibi-
İfazan; Adil GIRAÎ
Kırkpınar ağası
Bu yaz sıcağında futbol!...
Bahtiye Musluoğlu
(Baytiye) çift kadınlar ve muhtelit miîsabaklarına da iştirak etmiştir. Muhteliti (Bahtlye) Fransanın beş numaralı oyuncusu Ducas de la Haille ile aynam ıştır.
İlk defa dünyanın en sayılı turnuvalarından biri olan Paris müsabakalarına iştirak eden Bahtlye'nin tecrübesi artmış ve daha olgunlaşmış bir tenisçi olarak yurdumuza dürteceğine şüphe etmiyoruz
Geçenlerde Parlste Fransız milli takımını mağlûp eden İskoç futbolcuları maçtan evvel şunları söylemişler:
— Çok yorgunuz... Hele futbol oynamak zevkini tamamiyle kaybetmiş vaziyetteyiz... Dinlenmeğe ihtiyacımız var... Her şeyp rağmen son maçımızda Paris halkı karşısında güzel bir oyun oynamaya çalışacağız... İstirahata ne kadar susadık, tahmin edemezsiniz... Sekiz aydan fazla var ki durmadan dinlenmeden oynuyoruz!...
Finale kalan Avıupa takımları
Davts kupası tenis müsabakaları için yapılan İlk tasfiye nıü-sabalarmdan sonra sekiz Avrupa takımı flnala kalmışlardır. Bu takımlar aralarında şu şekilde karşılaşacaklardır: Polonya : İrlanda Filipin : İsveç Belçika : İtalya Fransa : Danimarka
Bu takımlar arasında birinciliği alan takım temmuzda Amerikaya giderek dünya şampiyonluğu lçln Amerikalı 'enls-çllerle karşılaşacaktır.
Profesyoneller ne kazanırlar?
Bir Fransız futbolcusu ayda, takribi olarak bin liradan fazla para kazanır.
İngiltere de
ayda beş altı yüz İha alırlar. Ayrıca ’ _ _
her maçta yirmi beş lira alırla", ■ lar müsabakasında Beraberlikle neticelenen maç- yet kaznan tenisçimiz ikinci lar için on beş hra verilir. i karşılaşmada dünyanın en İyi
İngiliz profesyonelleri bir oyuncusu sayılan Amerikalı ra-mevsımde (44) maç yaparlar. [ ki bine yenilmiştir.
profesyoneller.
Güreşleri takib edenlerden bir £iup

Comments (0)