5
EV-KADIN-MODA
Sahife 6 da
Sene 31 — No. 11055 — Fiatl: her yerde 10 kuruştur.
Muhtar, Belediye ve Meclis seçimleri
Biitün gazeteleriniz, bütün mitinglerimiz, bütün kongrelerimiz, parti toplantılarımız, Vekillerin seyahat nutukları velhasıl iç siyasetimizin etrafında döndüğü mihver hep bu secimdir. Günümüz geçmiyor ki eski seçim yolsuzluklarının bir hikâyesini ve ah ve vali ile dolu şikâyetlerini diniemiye-lim. Memleketin idari, iktisadi. mali velhasıl bütün istikbali hep bu seçim hâdisesine bağlıdır. «Eğer söyle seçim yapılırsa böyle olacak: böyle seçim yapılırsa şöyle olacak. Seçim esnasında baskı yapılırsa ne olacak? Baskı var diye nizam ve intizam bozulursa ne gibi tedbirler alınacak? İdare memurlarının daha şimdiden ver değişi irmeleri ne demek olacak?» kabilinden ve fakat hepsinin bası secime bağlı meselelerle meşgulüz.
1950 senesinin bir gününde (hu günün ne 'gün olacağını kestiremeyiz; yalnız, bunun 1950 senesi sonbaharından daha ileri gecemiveceği-ni biliriz) ilmi, idari, siyasî her türlü teminatı haiz olacağı söylenen bir Secim kanuniyle seçim yapılacağını işitiyoruz. Fakat işitmediğimiz ve bütün memleketin a-lâka ve merakla bilmek istediği bir nokta var: aBüyük Millet Meclisi seçiminden evvel yapılması lâzım gelen secimler ne zaman yapılacak?.*. Malûmdur ki bizim kanunlarımız mucibince, millet reyini başlıca muhtar. Belediye Meclisi ve büyük Millet Meclisi seçimleriyle izhar eder. Bu secimler e-hemmiyetleri itibariyle de sıradadır. Yeni Secim kanununda idare memurlarının elindeki bütün salâhiyet Belediye âza*ına verilmiş olmak itibariyle veni seçimde Belediye Meclislerinin ehemmiyeti bir kat daha artımş olacaktır. O halde simdi pekâlâ hatıra gelir ki acaba yeni Meclis intihabına gidilmeden evvel muhtarların, Belediye Meclislerinin intihabı venilenmtvecek midir? Böyle bir sualin hatıra gelmesi bile abes olduğuna i-nanmış olmakla beraber bunu sormağı faydalı ve lüzumlu buluyoruz. Vakıa «Sakite söz isnad olunmaz» kaidei küllivesi mucibince, hükümetin bu hususta ne düşündüğü bilinmeden bir şev söylemek doğru olmaz. Fakat sağdan, soldan kulaktan. kulağa duyulan haberlere bakılırsa Büyük Millet Meclisi veni sene bütçesini çıkardıktan sonra mart basında kendi kendini feshedecek ve mayıs ayında yeni secim yapılacaktır. Bu hesapça meselâ İstanbulun milletvekilleri intihabı mekanizmasında en büyük rolü oynıvacak olan Şehir Meclisinin kanunî müddeti vakıa 1950 senesi şubatında bitiyorsa da şimdiki Meclisin haziranda toplanmış gibi nazan dikkate alınarak 1950 haziranında vazifesinin sona ereceği kabul olunduğu takdirde, gelecek Millet Meclisi seçimleri de aynı Belediye Meciiri mekanizma-sivle yapıncaktır. Vâkıa bir Belediye Meclisinin iki, hattâ uc Mîllet Meclisi intihabında vazife görmesi imkânsız değilse de bu ancak Millet Meclisinin vaktinden cok evvel normal olmıvarak fer,- i
rasiyi ciddîye almamak gibi bir manzara göstereceği muhakkaktır. Şöyle veya böyle bir manzara göstermesini ikinci derecede saysak bile hakikat halde en küçük dereceden, yani muhtar seçiminden başhyarak milletin reyini derece derece izhar etmesine, kanunun tefsir ve tevile müsait maddelerinden istifade edilerek mâni olunursa, yani yeni Büyük Millet Meclisi seçiminde 4 sene evvel demokrasinin kapı eşiğinde iken intihab edilmiş Belediye Meclisleri vazi-felendirilirse, bu hal itimadı kökten kıracak bir vaziyet ihdas edebilir.
Esasen Belediye intihapları her memlekette Millet Meclisi intihaplarına tekad-kaddiim ettirilir. Bunun secim mekanizması itibariyle ehemmiyeti olduktan başka milletin daha dar bir daire içinde bile olsa muhtelif partiler hakkında noktai nazarını evvelden bir dereceye kadar göstermek itibariyle de mühimdir ve partiler için de faydalıdır. Yani Belediye seçimlerinde reylerini kullanan halkın temayülü bir dereceye kadar anlaşılmış o-lur. Bir dereceye kadar diyoruz. çünkü İngiltere gibi demokrasinin aslî vatanlarından biri olan bir memlekette bile. Belediye intihapları neticesi her vakit par-, lâmento intihabına mutabık ve onunla baş başa gitmemektedir. Fakat ne de olsa milletvekillerini intihab etmeden evvel millete ilk kademedeki vekillerini seçmek fırsatını vermek en hür ve en temiz bir secimin en bariz alâmetlerinden biri olacaktır.
İşte şimdi bu sözlerle hükümete gene külli bir kaidenin vani «Mârez-i beyanda sükût ikrardır» kaidesinin hükmünü hatırlatarak Belediye seçimleri için ne düşündüğünü bildirmesini kendisinden rica edebilir miyiz?
A. ADNAN - ADIVAR
Kiiçök ilânlar
PERŞEMBE 21 Temmuz 1940
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yan İşlerini fiilen idare eden: C. Bildik - Akşam Matbaan
Amerika Atlantik paktını bugün tasdik ediyor
Italyan parlamentosunun da bugün büyük ekseriyetle paktı tasdik etmesi bekleniyor
Mecidiyeköyünde bir soygunculuk
Londra 21 (R) — Amerika Ayan Meclisi bugün öğleden sonra Atlantik paktını konuşarak tasdik etmek için dün gece sabaha kadar süren bir toplantı yapmıştır. Bazı Cumhuriyetçilerin tenkldlerlne rağmen paktın büyük bir ekseriyetle tasdik edileceği muhakkaktır.
İtalyan parlâmentosu bugün paktı tasdik edecektir. Dün İtalyan meclisi, paktı büyük bir çoğunlukla tasvip etmiş ise de şekle ait bir meseleden dolayı bugün tekrar oya başvurulacaktır. Paktın büyiik bir
çoğunlukla tasdiki beklenmektedir.
Acheson Rus protesto notasını yersiz buluyor
Washington 20 (Ajâ.) — (Reli ter) Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Acheson bugün Sovyet Rusyanın İtalyanın Atlantik paktına alınması protestosunu tenkid etmiş ve İtalyanın Atlantik paktını tasdikinin, İtalya barış antlaşması maddelerinin ihlâli sayılacağı yollu Sovyet İthamlarının hiç bir esasa dayanmadığını açıkla-
mıştır.
Acheson şunlan söylemiştir:
«Sovyetierln Atlantik paktını protesto eden bütün notaları gibi, bu notada paktın Sovyet Birliğine yöneltildiği iddia e-d ilmektedir.
«Birleşik Amerika hükümeti bunun böyle olmadığını defalarla tekrar etmiştir.»
Acheson. İtalyanın Atlantik paktına girmesinin İtalya ba-1 rış andlaşmasını İhlâl etmediğini ve bu iştirakin adı geçer. ■ andlaşmaya hiç bir tesiri olma-yacağını kesin olarak teyid etmiştir.
Hâdisede İsmi geçen Muhtıra He şoför Nusret v( arkadaş* Mehmet
Aıuerika Maliye Bakanı M. Synder Kahireye gitti
Yeni Bulgar F aşbakanı
İktisadî durumumuz hakkında kendisine verilen izahatı alaka ile dinledi
M. Snyder Ankara hava meydanında
Ankara 20 — Amerika Maliye Bakanı Snyder, şehrimizden Kahlreye uçakla hareket etmiştir. Misafir Bakan hava alanında Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal, Başbakan namına
kalem mahsus müdürü, Amerika sefiri ve Avrupa İktisadî İşbirliği Türkiye İcra komitesi başkanı tarafından uğurlan-mıştiF.
(Arkası sahife 2j, siitun 7 de)
Kolarof oy birliğile
Başbakanlığa getirildi
Evvelki gece Mccidiyeköy civarında bir soygunculuk vakası olmuş ve iki şahıs da yaralanmıştır.
Hüdise ?u ekilde cereyan etmiştir: Ali Gülâbi. Hüseyin Tekin, Haşan Şlrintepe ve Ali Başyurt adlarında dört Şebin-karahisarlı arkadaş evvelki gece Doiapdereden yanla rina Mû-berra ve Atiye adında iki kadını alarak Nusret adında bir şoförün otomobiline binmişler ve
eğlenmek içitı şehir dışına çıkmışlardır.
Otomobil M.-'çidiyeköyunü geçtikten sonca dört arkadaş o»o-mobili durdurmuşlar ve eğlenmek İstemişlerdir Bu esnada portbagajın kapağı açılmış ve eli bıçaklı bir şahıs dışarı ıır-lıyarak otomobildekllere hücum etmlşir. Otomobildeki şahıslar kendilerini müdafaa etmek istemişlerse de Hüseyin Tekin ve A-
(Arkası sahife 2: sütun 5 te)
Şehrimiz belediye reis muavinleri değişti

ÜÇ muavinlikten birine Necati Çiller, İkincisine Suat Kulak tâyin edildi. Üçüncü-süne Ahmet Temiz’in tâyin edileceği söyleniyor
Başbakanın tetkik gezisi
Bayramdan sonra İstanbul ve Sivastan bağlıyacak
Ankara 20 — Başbakan
bayram ertesi memleket dahilinde bir tetkik seyahatine çıkacaktır.
Söylendiğine göre Başbakan, önce İstanbul'a gidecek, bir müddet istirahatten sonra beraberinde Sivas Milletvekilleri olduğu halde Sivas'a gidecek, müteakiben her uğrayacağı vilâyetle, o yerin Milletvekilleri kendisine refakat edeceklerdir.
Kaymakam tâyinleri
Tasdikten çıkan yeni tâyin listesi
Ankara 21 (Akşam) — Kaymakamlar arasında yapılan tâ-
Ankara vapuru aşçısına tecavüz
Gemi Marsilyada iken ikinci ahçı Mahmut apaşlar tarafından ağır surette yaralandı
Pazartesi günü Batı Akdeniz seferinden dönen cAnkara> gemisi Marsilya Umanında İken mürettebattan birisinin yaralarım asiyle neticelenen müessif bir hâdise olmuştur.
Bu hâdise ştı şekilde cereyan etmiştir. Geminin ikinci aşçısı olan Mahmut öztürk, gemi Marsilya Umanında İken karaya çıkıp eğlenmek üzere bir bara gitmiş ve gece geç vakit bardan çıkıp yatmak üzere gemiye avdet ederken apaşların âni taarruzuna uğramış ve ağır bir şeklide yaralanmıştır.
Mütecavizler Mahmurtun bütün paralarım alarak kaçmışlardır.
■ ıııımrm
Bir zihniyet meselesi
hnöilmesivle kabildir. Hal-'
bukl bu defa Belediye Mcc-'
lislerl Millet 1 Meclisinden da-1
ha c ■vvel tem ısıl kabiliyetini 1
ka-.k etmiş 9. lacaklan için
bö* ı( müh ? erki h ir meclisi veni i ini-' abında
varil cdar k:U nak. dört sene
İçine dam Ic milleti n fikrinde, vic- 5il olm?.sı mel-.
huz n dİ deri aela naza-namal: demek-,
tir e; ta' •( i bunu- . ’ından. b •kalk kin. halk
lcıl; temin ulı uııacak demok-j
ylnlere alt kararnamelerden bi-
ri dal a yülfc k ta? dike iktiran
etmiştir
Dun a göre Taşo ■a i-.aymaka-
m: N fı Tam clş. Gu'paza-
rınd'ir Mum rkan Kimin»,
an Kı-r
yana. L- pirde . Atı Tanı! Hım-
ç ■'□n S alili Tonyerl Ün-
11 âJ
n Hulki Me-
tin Oı raktan Ha-
it Gg : oynak laya. Şırnak-
Çakırı ak Hizana,
(Af ■kası sahife 2 sulun 1 de)
Ertesi gün gemi süvarisi ve mürettebatı Mahmüdu Marsll-yada aramışlar ffe nihayet onun çok ağır yaralı olarak bir has-
tanede y attığını öğrenmişleroir.
İşe deı 'hal Marsilya polisi el
koymuş ve faillerin hüviyetleri
anolşılmı Bardıt : .ıımı C •. beraber Içeıı
kadın d» ı ı • ı e’-n, yakala-
nacağını aalav nca paralardan
bir kısmı ını vapura getirip tes-
Ilın eunu 5 tir.
Muhmudun iıâlcn Marsilya-dakj hıvun .■• ağır yaralı o-iarak yattığı soy .'vrunckUidıc.
Mahiyet itibariyle küçük bir mesele amma, kötü bir zihniyeti ifade ediyor:
Sabahları Yalovatlan hareket edip Büyük atta j'a uğ-rıyarak fstanbııla doğru sefer eden bir vapur vardır. En gemi, Büyükadadan saat 7 yi 50 geçe kalkar.
IBüyükadalıIar, iskelede bekletilmezler. Her yerde evvelâ vapurun boşalması, sonra yolcu almak âdetken burada vaziyet aksinedir. Çiinkii Yalovadan Büyük-adaya inenlerin ekserisini ağzı var. dili yok, fakir kimseler teşkil ediyor. Bunlar, bir kenarda dizilerek bekletilirler. Büyükadanın kibar yolcuları içeri buyurduktan sonra, Yalovadan gelenlerin biletleri toplanır, demir kafes arkasından hürriyete kavuşturulurlar.
«Buyurun kürküm!» meselesi.
Ifani biz sınıfsız, zümresiz millettik?
Kola rot
Sofya 20 (A.A.) — (Afp) Bugünkü fevkalâde oturumunda Sobranya meclisi. Dışişleri Bakanı Vasil Kolarov’un oy birliği İle Başbakanlığa seçmiştir. Bundan sonra gene oy birliği İle Valko Tchernekov Eğitim. Ten ve Sanat Bakanlığına, general Dobrl Tempetchev plân-laştırma Bakanlığına seçilmişlerdir. Bunların hepsi komünist partisine mensupturlar.
Ziraatçı Georgt Tralkov Tarım Bakanlığına ve Zveno partisinden Siınon Ocorgiyev, Başbakan yardımcılığını da deruhte etmek üzere Elektriüleştirme Bakanlığına seçilmişlerdir.
Sofya 2o (A.A.) — (âfpl:
Sobranya Meclisi oy birliği 1le. Traitcko Kostov'un mazbatasının iptaline karar vermiştir.
Dünya nasıl çökecek?
Nevyorkta gösterilen bir filim hayret uyandırıyor
New - York 21 (Nafeıı) -New-Yorkun Hayden Planeta-riuın'da gösterilen oır fitim A-mertkaliılann hayretini uyandırmıştır. Filim mevzuu dünyanın yıkılışı hakkında bazı nazarlyelerin gösterilır.esicllr Âlimler tarafından hazırlanan bu filime göre dünyanın göçmesi beş sebebe dayannıaktaar:
i — Güneş yeni oir yıldızla birleşmek tahammül edilemez bir yeni sıcaklık yaratma ı 2 — Güneşin donması 3 - Brş-kn yıldızlarıh dünya ezerine düşmeleri, 4’— Avm diıny.v.s fazla yaklaşması İle met ve cezirlerin ço-ldınası ve volkanik
hâdiseler, 5 — Ayın dün çok fazla yaklaşması İte du nın zeminin zeUelekrden laması,
Necatı Çiller Sual Kulak
(Yazısı ikinci sahifede*
.....................................................................ııtuııııııııııuıııa
Emeklilik kanununun tatbikim başlandı. (Gazeteler)
__ Ya\ haddi kadın memurlar haklımda tatbik •.diliyor ruu?
— Tabii, -kanun kanundur.
— İyi umma üâ yadına gcLâlış kadını nereden bulacaklar!
Sahlfe 3
AKSAM
21 Temmuz 1049

Liselerin verimsizliği
Liselerin neden verimsiz olduğu mevzuu etrafında Tasvir gazetesinin açtip ankete cevap veren iktisat Fakültesi dekanı profesör Fındıkoglu diyor ki: —Liselerin neden verimsiz olduğunu soruyorsunuz. Daha doğrusu verimli olmasını beklemek doğru değil. Zira sebepler ne ;isc netice de ona göredir. Liselerin iyi birer müessese olması için sebepler mevcut değildir. Önce tedris usulü unsuru itibariyle. Maarif Vekili, lise de dahil olduğu halde orta öğretimde 72 kaynaktan muallim bulunduğunu söylüyor. Böyle bir vaziyette neıbelilersiniz? Sınıfta hoca, talebeyi tunımıyacak durumda. Kalabalık çok. Böyle bir vaziyette liseli yetişebilir ini? Kitap işi de ayrı bîr dâva. Nihayet biitiin bunları toparlayan lisan işi hepsinin fevkinde...
Profesör Fmdıkoğlu İktisat Fakültesinin dekanı ve sosyoloji profesörü olarak liselerden gelen gençlerle senelerdir temas halinde bulunan ve orta öğretim meseleleri üzerinde zaman zaman durmuş kıymeth bir hocadır. Liselerin verimsizliği mevzuu etrafında ileri sürdüğü fikirler bu bakımdan şayanı dikkattir ve işaret etli-{'[i dört noktanın liselerdeki verimi düşüren bnşlıca âmil-er olduğunda, kendilerini dinlemek fırsatını böldüğümüz biitün terbiyeciler, hemen hemen müttefiktirler. Muhterem profesör, Ünivcrsîtölcrimizdcki verimsizliğiu sebeplerinin (le bunlar olduğunu söylenûye her lıaldc lüzum görmemiştir.
Birebirinden mühim olan hocanın yetişmesi, sınıflarda talebenin çokluğu, lûtap vc lisan meselelerinden en ağır basanının sonuncusu olduğu ise artık gün gibi meydandadır. Takında toplanacak olan Maarif Şûrasının liseleri zayıflatan bu dört noktaya kuvvetle cl koyacağım ümit ediyoruz.
ŞeVket RADO
Silâhdarağa fabrikasında vuku bulan arıza, bu inkıtaa sebep oldu
Diin gece saat 21,15 dan 22,50 ye katinı «dirimizin İstanbul bölgesinde semt semt elektrik cereyanı kesilmiştir.
İstanbul Elektrik, Tramvay, Tünel işletmeleri umum müdürlüğünden verilen malûmata göre, Sil âh tarağa fabrikası makinelerinden Pirinin ânza yapması üzerine diğer ihtiyat mn-
klnelerln harekete geçli ilmesi zarureti hasıl olmuş, bu üa bir buçuk saatlik bir samana ihtiyaç gösterdiğinden evvelâ İstanbul ve Kadıköy semtlerinin cereyanları kesitmiş, bu semtlere cereyan, sağlandıktan sonra Kazlıçeşme ve havalisine cereyan verilmiş ve saat 22,50 de arıza bertaraf edilmiştir.
21 temmuz seçimleri münasebet He
Bnpün C.H. ve D. partileri loplanlılır yapıyorlar
Her ild partinin hatipleri söz alarak birbirine zıd görüşlerini izah edecekler
21 temmuz seçimlerinin yıldönümü münasebetiyle bugün gerek Demokrat Parti ve gerek CHP. tarafından memleketin .muhtelif yerlerinde toplantılar ve mitingler tertip edilecektir.
D.P. büyük kongresinde 21 temmuz seçimleri yıldönümü münasebetiyle bütün yurtta mitingler yapılması kararlaştırıldığından D. F. İstanbul teş-ikilâlı da bu münasebetle bu akşam saat 18 de Çemberlitaş, s i nemasında bir toplantı teı-tip etmiştir.
Bu toplantıda lanlar arasında
il İdare kurulu başkanı Çağa, avukat Emrullah Nutku, Müfide İlhan ve Mithat Benke-rin İsimleri bulunmaktadır. Şeh rimizde bulunan D.P milletvekilleri ele bu toplantıda hazır bulunacaklardır.
Diğer taraftan CHP. teşkilâta da 2i temmuz seçimlerinin yıldönümü münasebetiyle geniş hazırlıklara girişmiş ve istan-buldaki bütün C.H.P. üçe merkezlerinde toplantılar tertip e-, dilmesini kararlaştırmıştır. Bu
konuşacak o-DJP. İstanbul
Esat
toplantılara bütün parti mensupları davet edilmişlerdir.
Her İld parti tarafından bugün tertip edilecek olan bu top lantılarm "heyecanlı geçeceği Lahmin edilmektedir. Df. hatiplerinin protesto mahiyetinde konuşmalar hazrrlam alarma mukabil CJHJ>. teşkilâtı tarafından gönderilen davetiyelerde «millî hâkimiyetin kayıtsız şartsız ve vasıtasız olarak tecelli ettiği günü tes'it etmek için...» toplanılacağı beyan e-dilmcktedir.
Hilmi Uran’ın temasları
Bir müddetten beri şehrimizde bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkan vekili Hilmi Uran, dûn öğleden sonra O. H. P. İstanbul merkez binasına giderek. Genel sekreter Tevfik Fikret Sılay ve partililerle görüşmüştür. Hilmi Uran’ın uzun süren bu görüşmelerinin. Demokrat, Partinin bu akşam yurdun her tarafında tertiplediği 21 Temmuzu hatırlatma toplantıları 11e alâkalı olduğu tahmin olunmaktadır.
Suriye-İsrail muta rekesi imzalandı
İki memleket hududu arasında askerlikten tecrit edilmiş bir bölge kuruluyor
Radyo
münazarası
Amerikan heyetinin ilk partisi gece geldi
Pazartesi günü Ankarada yapılacak olan etavm Meeling» radyo toplantısına iştirak etmek üzere, bu radyo programı-nin müesslsi ve İdarecisi olan Mr. George Denny'nin başkanlığında Mr. Coleridge Hutson, Mr. Rlcharfl Rlcker ve Ms. Denny’-den müteşekkil dört kişilik bir heyet dün gece saat 2,30 da bir Brezilya uçağıyle şehrimize gelmiştir.
Aym grupâ dahil olan 22 kişi de yann sabah saat 8 de şehri-mlze gelecekler ve heyet yann hususi bir uçakla Ankaraya hareket edecektir.
Pazar günü de gene aynı gru-pa tiahil 4 ldşinin bir Fransıî uçağıyle şehrimize gelmesi beklenmektedir.
Şehrimiz belediye reis murvinleri
değişti
Çin’de yeni gelişmeler
Komünistlerin Çitıflc yeniden taarruza geçtikleri haber veriliyor. Komünist kuvvetler Orta Cini tamamen e-le geçirerek biran evvel Güney Çin istikametinde sarkmağa çalışıyorlar. Orta Cindeki stratejik noktaları ele geçirirlerse bu işin pek güç olmıyacağı, hükümet kuvvetlerinin esash bir mukavemot gösteremiyecekleıü iddia ediliyor.
Çinde hükümet kuvvetleri arasında bir çözülme vardır. Bu kuvvetler mütemadiyen geri çekilmekte, yahut teslim olmaktadır. Şang Kay Sek’in idaresinden memnun olmryan halk seyirci vaziyeti almıştır. Diğer taraftan gelen orduların disiplinli hareket etmesi ve bir takım ıslaha! vâdeyleınesi de, 'büyük sefalet içinde bulunan halka ümit vermiştir.
MiUiyetçî Çin hükümeti bu variyet karsısında ne yapacağım şaşırmış gibidir. Yardım için Amerikttva ınü-racaatleri hiç bir netice vermemiştir. Bu yüzden şimdi Japonyadalci Amerikan işgal kuvvetleri komutam General Mac Arthur'a müracaat edeceği Tıaber veriliyor. Eski başbakan Tih Theng yakında Tökyova ziüerck Generalle görüşecekmiş. -Fakat hu görüşmenin de netice venı yeceği muhakkaktır.
Diğer taraftan Komünist Çin hükümeti kendisin resmen, tanınması için bazı teşebbüslerde bulunmııştı Bu cümleden olarak Şanghay’daki İngiliz haber ven odası kapatılmıştır. Komünist hükümetinin Ingilterı bu hareketi protesto etmek suretiyle kendisiyle m ün sebet tesisine sevketmek istediği söylen! vot.Bu tefsirler derece floğru olduğu bilinmemekle beraber Çin koni Şistlerinin ileri hareketi devam eder ve bugünkü hiik met sözden ibaret "kalırsa Batı devletlerinin bir gün H münist Çin hükümeti ile münasebet tesis etmeleri miiı kiindirr. — E. T.
kaçakçılığı
Nihat Erim
Tabanca ve fişek dolu bir kamyon ateş alarak yandı
Kendisine atfedilen bazı sözleri yalanlıyor
Adana 20 — L'rfadar öğrenildiğine göre, Suruç ile Birecik ilçeleri arasında manifatura yüklü bir kamyonda yangın çıkmıştır. I-danbuldan hareket eden kamyon. 10 i) ,000 liralıktan fazla munlfstuTa yükiyle Urluyu, giderken, patlamayı mütoakıp yenmnğa başlamıştır. Çok kısa zamntıda eşyalar-kül haline gelmiştir Savcılıkça yapılan tahkikat «nnıncia .kamyonda mevcut muhtelit çapta 50 kadar tabanca. yüzlerce şarjör. B - 7 bin t aharına ve mavzer fişeğinin h-mılnln patladığı anlaşılmış vc bun in tim 'kupnıktan bulunmuştur Bu ■suretle savcılık İstanbulin ’ lirin uriKlTida çalışan ve Eu-.-ly. ye silâh kaçıran bir şebe-kenln varlığına muttali olmuş ve tahkikata başlamıştır.
Flcryada yaralanan şoför öldü
Dün. Floryada Ramazan ve Ziya İsimlerinde iki kişi tarafından bıçaklandığını yazdığımız şoför Cemal, kaldırıldığı Gurr.ba hastanesinde ölmüştür. İki şahıs tevkif edilmiştir.
Ks’-mMom tayinleri
(Ett*- tarafı 1 inci sahi fc d e) Nevşehb-filan Şevket Yurdakul Bor’a. Bordun Arir Dayanç Kulaya. Ilgından Niyazı Akın De-mirköye, Arpaçaydan Cezml Knrt-ıy Akyazıya. Datçadan Ren Tandır Tutak’a, Andavaydan Şefik ülkü Datçaya. Ağn mektupçusu Demir Alkenlpazara, Siirt mektupçusu Necati Dur-dag Kurşunluya. Trabzon mek-tup-usu Hamdi Balaban Cide-yc. Tunçcll mektupçusu Ekrem Doğancı Nâzımlyeye, Esklşer mektupçusu Tevfik Kurma Taş-ovaya. İsparta mektupçusu Sadık çağlar Gülnar'a, Konya mektupçusu Ahmet Gümüşlü Ilgın kaymakamlığına nakledilmişler. Hatay hukuk işleri müdürü Kadreddin Oğuzalıcı E-tltrne hukuk işleri müdürlüğüne tâyin edilmişlerdir.
Ankara 20 (A.A.) — Bugün Ankaraya dönen Devlet Bakara ve Başbakan yardımcısı Nihat Brlm’e başvuran muhabirimiz kendisine atfen yazılan bir iki haber hakkında bir s&yllye-ceği olup olmadığını soKmuş-lur. Nihat Erim şu cevabı vermiştir:
«•Seyahatte iken yazılanların pek azmi okuyabildim. Ankaraya biraz önce geldim. Bir çok yalan, yanlış ve tahrif edilmiş yazılar gösterdiler. Hattâ bunlardan bazılarının mesnet İttihaz edilerek makaleler yazılıp,; nutuklar söylendiğini hayretler ve teessürlerle gördüm. Yalnız Anadolu ajansının bana atfen verdiği haberler yüzde yiiz doğrudur. Diğerlerinin mesuliyetini kabul edemem. Hele «ordu, para ve kuvvet» e «Amerikalı dostlar» a dair sözleri tamamen hayal mahsulüdür. Yalanlamanızı rica ederim.»
Muhabirimiz, milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlüya da bir kaç gün önce Kudret gazetesinde çıkan imzasız mektubu görüp görmediğini sormuştur. Banguoğlu.- «Bugüh gördüm» demşltir. Geçen sene İstanbul’da ilk öğretim müfet-tişlerlle yaptığım bir konuşmada geçen bazı sözleri kötü ni-yetle tahrif etmişler ve ters mânaya çevirmişler. Saym Başbakan hakkında bana atfedilen sözler İse tamamlle uydurmadır. Bu türlü tezvirlere halk inanmaz olmuştur.
artık
Suriye (İsrail hudud) 20 (A. A.) — (Reuter): Nisandan beri devam etmekte olan Suriye -İsrail mütareke müzakereleri sona ermiş ve mütareke and-laşması bugün Cehle kuzeyindeki sahipsiz topraklarda bir çadırda İmzalanmıştır.
Tel-aviv 20 (A_A.) — (Aîp): Suriye ile İsrail arasında imzalanan mütareke gereğince bütün Suriye kuvvetleri îsr&il topraklarını boşaltacakları gibi İsrail kuvvetleri dahi işgal etlikleri Suriye topraklarından çekileceklerdir.
Suriye ile Filistin arasındaki eski milletlerarası huaut İle ateş kes anlaşması mucibince, tesblt edilen hattı fasıllar arasında askerlikten tecrit edilmiş, bir bölge İhdas edilmiştir.
Mütareke muahedesi gereğince bu bölge sakinleri bulunan Arapl ar İle Yahudiierden mahalli bir polis kuvveti ihdas e-d İlecektir.
Aynı zamanda muhtelit mütareke komisyonu başkanı bulunan birleşmiş milletler dele-; gesinln komutası altında bulu-1 nacak olan bu kuvvet asker-
ilkten tecrit edilmiş bölgede devriye gezecektir.
Her iki tarafm askeri ve yan askeri kuvvetleri 12 hafta içinde askerlikten tecrit edilmiş bölgeyi tahliye edeceklerdir. Bu arada mahalli sivil halk bu bölgeye dönecek) erdir, Bu bölgedeki mayınlar ve İstihkâmlar tahrip edilecektir. Askerlikten 'tecrit cdOntiş mıntokanın her iki tarafında 26 tflometre genişliğindeki bir toprak şeridi hafif silâhlı 4500 kişilik müdafaa kuvvetleri tarafından işgal edilecektir.
İsrail çiftçileri Suriyelilerin elinde kalmış olan Mişmar Ha-yardane avdet edeceklerdir. Hıd, gölü tamamen İsrâİlilere geçmektedir. Son*harb esiri erini teşkil eden 31 İsrail ve S0 Suriye eri yarın tahliye olunacaklardır. Birleşmiş milletler müşahitleri başkanlığı altında bulunan muhtelit mütareke ko-misoynu mütarekenin İmzasını müteakip zuhur edecek her tür-’ lü anlaşmazlığı halle memur edilmiştir. Mütareke muahedesi ■iki taraf arasında banş antlaşmasının imzasına kadar muteberdir.
Belediye reis muavinlerinin üçü de değişmiş lir. Vali olan Sait Koçakın yerine belediye teftiş heyeti başkam Necati Çiller, onan yerine de vali muavini Rüştü Ülgen tâyin edilmişlerdir. Bu tâyine ait kararname dün kendilerine tebliğ e-(inmiştir.
Necati Çiller, bu sabahtan 1-tlbaren Tepehaşındakl belediye fen işleri dairesinde yeni vazifesine başlamıştır. Necati çiller mülkiye mezunudur. 19 yıldır belediyede vazife görmektedir. Bu müddetin son 7 senesi belediye teftiş heyeti başkanlığında geçmiş ve belediye müfettişler kadrosunu., çoğu yabancı memleketlerde tahsil etmiş yiik sek okul ve fakülte mezunu gençlerden teşkü etmiştir.
Yine vali olan Muhtar Acarın yerine de vilâyet defterdar muavinlerinden Suad Kutatm tâyini takarrür etmiştir. Suat Ku-tat 933 de îsUnbü] Hukuk Fakültesinden mezun müddet şehrimiz teşkilâtında vazife sonra ana İle Elâzığ, Kütahya ve Antalya defterdarı olmuş, SM4 de İstanbul millî emlâk mü dürü. 947 de defterdar muavinliğine tâyin edilmiştir.
Suat Kutatm tâyin emrinin İçişleri Bakanlığından bugün gelmesi beklenmektedir.
Vali muavini olan Nâzım Ardaya da tâyin emri tebliğ edilmiştir. Nâzım Ardadan açılan belediye reis muavinliğine henüz bir tâyin yapılmamıştır. Burası için muhtelif isimlerden bahsedilmektedir. En kuvvetli narnzed olarak mülkiye müfettişlerinden Ahmet Temiz gösteriliyor.
Donanmamız
Izmirde
Belediye tarafından şerefine ziyafet verildi
Bursanın
imarı
Çelik Palasm ilâvt kısımları gelecek sene açılacak
Created bv free vörsion öf 2PDF
olmuş, bir defterdarlık gördükten.
lzmir 20 (AA.) — tzmirdc
bulunan Donanma komutanı Tümamiral Sadık Altıııcan bu sabah maiyeti erkânlyle birlikte Vilâyeti. Komutanlığı ve Belediyeyi ziyaret etmiştir. Komutan geliş ve gidişinde selûnılun-m ıştır.
Donanma şerefine bu akşam Belediye tarafından saat 21 de Tüccar Kulübünde bir akşam ziyafeti verilmiştir. Ziyafette Vali vekili Nihat Şenman. Iz-mlrde bulunan milletvekilleri. Donanma kamutam Amiral Sadık Altmcan, Müstahkem mevki komutanı Tümgeneral Sam! Top çu, TTarb filosu komutanı Tuğamiral Nuri Güne, Muhrip filotillaları komodoru Tuğamiral Zeki Bayat. İzmir Deniz komutanı Albay Sadık Özcebe, mülki, adli ve askeri erkân ve basın temsilcileri hazır bulunmuştur.
Bursa 20 (A. A.) — Şehri m İzde yeni yapılmakta olan Çelik Palas Otelinin ikmali İçin daha !750 bin liralık inşaata lüzum olduğu bildltilmlşlr. öğrenildiğine göre, bu inşaatın İhalesi de bugünlerde yapılacak ve bu muazzam yeni otel gelecek sezonda işletmeye açılacaktır. Şimdiye kadar bu binaya 2 milyon lira sarfedilmiştlr. Otel mobllve ve mefruşatı ile 4 milyon liraya çıkacak ve Bursanın en büyük ve en modem turist oteli olacaktır.
Aynca Marshall yardınılvle İzmir, Ankara ve Bursada yeniden birer otel yapılması da karar altına alınmış bulunduğundan. bu işi tetkik İçin Tıir-klyede bulunan Amerikan turist ■mütehassısının da Burs ay a geleceği öğrenilmlşir.
BORSA
ÇEKLER
Bursada dehşetE sıcaklar
Bursa 30 (A.A.) — Bursa bugün yazın en sıcak gününü yaşamıştır. Sıcaklık öğleden sonra gölgede 41 öeJeceye kadar yükaelnhştlr. Ulu dağın üstünü görülmemiş şekilde koyu siyah bulutlar kaplamıştır. Henii2 yağış yoktur.
Bursada şeftalinin küfesi 50 kuruşa
Bursadan haber verildiğine göre seb2e ve meyva üstlerinde büyük bir düşüklük görülmüştür. Dûn bir küfe dolusu şeftali 50, 1 kilo tane fasulye 8, 1 kilo domates 10 kuruştan satılmıştır.
İstanbula pek yakın bir yer olduğu halde iki şehirde sebze ve meyva flütleri arasında bu derece fark görülmesi Bursa -İstanbul nakliye işlerinin yoluna kornılamnmactnılnn İleri geldiğine şüphe yoktur. Bursa müstahsilleri bu noktayı belirterek alâkadarlar nezdinde şikâyette bulunmuşlardır.
Joanoviçi mahkûm oldu, serveti müsadere edilecek
Paris 20 (AA.) — (Afp): Jo seph Joanoviç-rUn yargıla n-ması bugün sona ermiştir.
Mahkeme kendisini beş sene hapse 600,000 frank para cezasına, elli milyon franga kadar emlâkinin müsaderesine ve ha-yat süresince mflli şereften mahrumiyetine karar vermiştir.
Çorum vapuru felâketzedelerine yardım
Denizyolları İdaresi, «Çorum» vapurundaki yangın hâdisesinde İki kızmı kaybeden Muhld-dln Özene 24ûo. kanslle iki çocuğunu kaybeden Haşan Sanlara 260fl, oğulnu kaybeden Osman Avcılara 1200. cankurtaran personelinden Nuri Mutu-ya 175, Selâhaddin. Mehmet ve Muzaffer Selçuk adlarındaki diğer üç cankurtarana 75 er lira vermiştir.
Ali Er tekinin muhakemesinde yarın dinlenecek şahitler
Sabahaddto Aliyi Bulgar hudutları yakımnda öldürmekten sanık Ali Erte kinin muhakemesine yarın KIrklareli a&ır ceaa mahkemesinde devam edilecektir.
Yarınki oturumda, katlinden, iki gün önceye kadar Sabahad-dln Aliyi evlerinde misafir ettiklerini söyllyen Avukat Mehmet Ali Cimcoz'la eşi Adalet •Cimcoz şahit şifa tiyle dinleneceklerdir. Yann dinlenecek şahitler arasında şair Asal Halet Çelebi üe ressam Bedri Rahmi de vardır. Fakat en mühim şahit, Edimekapıda berberlik e-den Haşan Tura!'dır. Bulgaristan a adam kaçıran şebekenin elebaşısı olduğu iddia edilen Haşan Tu rai‘m yarınki duruş -mada Ali Ertekirı1 in muvacehesinde vereceği İfade merakla beklenmektedir.
Güzel Sanatlar Akademisi yangınında harap olan eserler
Güzel Sanatlar Akademisindeki yangın neticesinde harap olan bazı eski ezerlerin alçı İle yapılmış kalıplarının yeniden dökülmesine karar verilmiş ve gereken faaliyete geçilmiştir.
Tekel Bakanının seyahati
Ankara 21 (Akşam) — Gümrük ve Tekel Bakanı -Şerated-dln Börge bayramertes), Karadeniz bölgesinde bir tetkik seyahatine çıkacaktır.
Mecidiyeköyünde soygunculuk
Gühâbi yaralanmışlar, diğer
Slv.
Amerika Maliye Sakanı
(Baş tarafı 1 İnci sahifcür)
Amerika Maliye Bakanı Sny-der'ln Ankarayı ziyareti -esnasında Başbakan ve Maliye Bakam İle yapılan görüşmeler hakkında sıkı bir ketumiyet muhafaza edilmektedir. Tahmin edidfğinel göre bu konuşmalar esnasında bu yıl kuraklık yüzünden memleketimizin karşılaşmış bulunduğu döviz sıkıntısı Amerikan Maliye Bakanına teferrüatiyle izah edilmiştir. Bakanın, Türkiye mali ‘durumu vc Türklyeyi ilgilendiren meseleler özerinde büyük bir dikkatle durduğu anlaşılmakladır.
Bu ziyaretin neticeleri görüleceği (kaydedilmektedir.
Türk - Hollanda ticaret müzakeresi Ankara 21 (Akşam) — Türk-Bollunda ticaret ve tediye anlaşması İçin müzakerelere dün öğleden sonra Dışişleri Bakanlığında başlanmıştır.
n ________
iki arkadaşı da kaçmıştır.
Bunun üzerine şoför Nusret, İki kadın ve portbagajdan çıkan ' şahıs derhal otomobille firar etmişlerdir.
Hüseyin Tekin ve arkadaşları da doğru ZincJTlikuyu karakolu- . na giderek hâdiseyi anlatmış- ‘ terdir. Hüseyin Tekin, İçinde : 160 lira bulunan cüzdanının da çalındığım görmüştür.
Sarıyer jandarma komutanlığı hâdiseye el koymuş, şoför ' Nusret. Müberra, ve Atiye dün I yakalanmış ve portbagajdan çı- I kan şahsın da Arnavut Mehmet I adında bir aamkaJı üldııfiu anla- I lünnştu. |
Kahire 20 (AP.) — Birleşik
Amerika Maliye Bakanı John Snyder bugün öğleden sonra Ankaradan Kahireye varmıştır. Bakanın binmekte olduğu uçak Kıbrısta mecburî bir İniş yapmış ve Snyder diğer bir uçakla yoluna devam etmiştir.
Gulden Türle liri Sterlin Külce
’ Snyder Kahirefle Mısır Maliye Bakanlıgmır ileri 'gelen ı mensuplarlyie Amerikan elçiliği ' personeli taraünaun Usıır$tla:ı-' m ıştır. Kahirede İki gün kalması ve bu müddet zarımda "Mısır ma kumlar iyi e goruşn-. r
| yapması beklenilmcRiedir. S.-.y-der aynı zamanda Amerikan ■mâliyesinin merkezi Kahır, âe bulunan Ov: --^u buıvannı. da te İtiş edecektir.
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
Büyük sermaye istiyen teşebbüsler ve orta sınıf
Belediye binası
Eski Düyunu Umumiye devrediliyor
Bu milletin yalnız ferdi teşebbüse değil, müşterek teşebbüslere de ihtiyacı vardır. Çünkü mozayik tablo gibi ufak tefek işlerle her dâva hallolup bitmiyor. Nice nice iktisadi, mali, içtimai, ticari, sınaî, ziraî mevzularda, devâsâ teşebbüslere lüzum var. Bunları kim ele alacak? Belki, devletçilik aley hindeki bunca propagandalara rağmen (ve doğrusunu Söylemeli: Devletçiliğin nice sahalarda kötü idare yüzünden fiyaskolarına rağmen) yine de devletçilikten faaliyetler beklemekte haklıyız. Fakat, omun yanında. — dev letçilikle ferdi teşebbüs arasında — kısmen birine, kısmen öbürüne benziyen, bir «şirket tipi . gelişmeli. Bir değil, «bir cok şirket tipleri • gelişebilmcli. En demokratiği kooperatif tipleri dahil. . onları geliştirmek üzere zemini lıer tiirlü hazırlamalı.
Tek tük zeiginlerin türeyerek. üreyerek milyonluk, on milyonluk işleri ellerine almalarını cemiyetimizin bünyesi hesabına zararlı görüyoruz. Zira, aradaki pek ehemmiyetli orta smıf erimiş oluyor: — netekim şimdi öyle bir vaziyet vardır — mahdut miktarda çok zenginlerle ç«k miktarda fakirler hâsıl oluyor.
Gerçi, bugünkü günde, batan eskisinin yerine, yeni bir orta sınıf hâsıl olmuş imiş gibi aldatıcı bir manzara var: Bir takım otomobilli dükkâncılar; pahalı sayfiyeye giden esnaf; İstanhulda apartıman algjak hevesiyle kalabasını bırakmış eşraf; bara dadanan hacı dayılar; plaja devanı buyuran lıâfız teyzeler görüyoruz. Lâkin lıemen hic birinin iktisadi zemini sağlam değildir. Çün kü o dükkântılıkla, o esnaflıkla ebediyen fabrikatör 1ıa-> yatı yaşanmaz. Taşrada biriktirilmiş paralarla, îstan-bulda ilelebed rantiyelik ve hovardalık edilemez.
Görünürdeki parlak 01‘ta sınıfın bir krizlik canı vardır. Hakikî vaziyet: Bugünkü cemiyetimizde bir büyük sınıfı farklılık doğmuştur. Bunun da ne neticeler doğuracağını anlamıyan kalmamıştır.
On dokuzuncu asır iktisatçıları, küçük sermaye, kü çiik teşebbüs ve küçük zena-at. hattâ küçük ziraat erbabının, büyük sermaye, büyük teşebbüs ve büyük sanayi ve ziraat karsısında da-yanamıyacağını, küçüklerin sıfıra müncer olacağını iddia etmişti. Lâkin iktisat hayatının çok köşeli bucaklı olduğu, köşelerde, bucaklarda ancak küçüklerin yer edip yaşıyabîlecekleri tecrübelerle anlaşıldı. Meselâ, bunca motorlu sürat vasıtasına rağmen, sayfiyelerin ara sokaklarında, sapa semtlerinde hâlâ tek atlı çek çek arabalar mevcudiyet götürebiliyor, Daha da gösterecek.
Yalnız naktiyede değil, zirâatta, sannvide. ticarette de bu böyle. Küçükler, bir dere '-ye kadar payidar olacaktır.
Fakat esaslı sahalar, büyüklerindir. Orta varlıklı kimseleri, hissedar olarak, kooperatif âzası olarak bir araya toplıyarak, ciddi şekilde iktisaden faal hale sokmak, bu büyük sahaların menfaatiyle alâkadar etmekte ancak fayda vardır, İktisadi ve içtimai kalkınma mız ancak böyle olabilecektir.
Halbuki, şirket ve kooperatif işlerimiz, iktisat ağa-cunızm en cıhz dalıdır, Cılızlığı ve dumura uğramışlığı bir tarafa; çoğu yapragL kurt ve böcek doludur. Hayatımızı şöyle bir yakından takip ederseniz, piyasada pek maceralı işlere girişiliyor; eğer bunlar yüzünden halkın başlangıçta ağzı yanarsa, şirketten dc, kooperatiften de uzun se-neler için herkes yılacak; müşterek bir ise girişmektense, kendi deli’; kovasivle su taşımağı tercih edecektir. Bundan da. m 'letçe zararlı çıkacağız.
Dalıa sarih yazamıyorum; . _________n________
çünkü alevhime dâvalar a-ı müşterek sermayeli, müşte-c hnasından korkuyorum. | rck teşebbüstü müesseseler II 'e kooperatife benziyen olmasını istiyoruz, işlerin pek çoğu, başı boş, j • fVâ-Nû)
uzum ihracatı
İşimiz kaldı bir nala!
neden istediğimi benimle bera-i ber bütün kömür alanlar ve
Tevzi Müessesesinde çalışanlar elbette anlamışlardır.
Fitre ve zekât
Ercüment E. Talu SON POSTA daki yansında sosyal yardım teşkilâtımınn mevent olmadığını belirttikten sonra biç olmazsa fitre ve zokât olarak sefalet içinde olanlara yardım edilmesi icabettiğinl ileri sürmekte ve şunları yazmaktadır:
Memlekette fıkaralık, sefalet, zaruret, İçtimai tarihimizin hiç bir faslında eşine, örneğine rasianmıyacak kadar almış, yürümüştür. Verem alelâde bir hastalık olmaktan çıkmış. hemen hemen umuınî bir dert halini almıştır. Hiç bir taraftan ciddî yardım göremiyen, görmekten ümidini kesen binlerce ve binlerce muhtaç, bir parçacık rızkını olsa olsa ferdi yardımlardan bekliyor. Bunları bulmak o kadar güç de değildir. Her büyük şehrin kenar mahallelerinde bir dilim siyah ekmeğini bir bardak çeşme suyuna batırıp, sonra da Allahına şükrederek huzursuz uykulara yatan ne çok hemcinsimiz vardır. Bu yıl ellerimiz onlara uzan sın. Varsın, filân veya falan kurumun zarflarını bekçi babalar, boş olarak geri götürsünler. Amma biz de fitremizi, zekâtımızı. mutlaka bir fakir, bir muhtaç bulup ona verelim.
Kömür tevzii ■
B Felek CUMHUR İ YET* teki fıkrasında kömür tevziatında şu hususların tatbik edilmesini istemektedir:
Bira numarasiyle davet edl-lenlerin bir çokları memurdur. . Aylık almadan kömürünü tedarik edemez. Çağırıldığı sırada da elindeki para erimiştir. Pek . tabii olarak kömürünü almak İçin ay başını bekliyecektir. Ay ! başında da sırsı geçmiş maktadır.
. O halde?

Almanlar bizden 3500-4000 ton üzüm alacaklar
Şehrimiz belediyesinin bütün dairelerini İçine alabilecek bir, Aylık almadan kömürünü teda-bina aranmaktadır. Tepebaşın-] rik edemez, dakl fen İşleri müdürlüğü binası Amerikan konsolosluğu tara-| fından satın alındığı İçin bele-j diyenin burasını boşaltması ge-I rekmektedir.
I Belediye bir müddet evvel hâlen İstanbul lisesi olan eski i Düyûnu Umumiye binasını be- , ledlye sarayı olarak almayı düşünmüşse de milli eğltLm bakanlığı kendisine lise olabilecek bir bina İnşa edildiği takdirde şimdiki itse binasının belediyeye devredilebileceğini bildirmiştir. Yapılan hesaplara göre mer kezi bir semtte tam teşkilâtlı bir İtse binasının 2.5-3 milyon liraya malolacağı anlaşılmıştır. Belediye hâlen bu kadar parayı verebilecek durumda olmadığı için daha münasip bir binanın aranmasına başlanmıştır.
I
bulun-
bence, büyük
1 O haldenln cevabını Tevzi Müessesesi daha salâhiyetle verir. Eğer çağırdığı numaralan biraz daha geniş tutar da gelmiyenlerin yerlerine gelenleri almak suretiyle muamele temposunun süratini arttırırsa kış başına kadar beklemekte olan memurların daha evvel kömürlerini almaları İmkânı hasıl olmuş olur.
Bütün bunlardan sonra asıl mesele Tevzi Müessesesinln depolara şahısları malûm olmıyan bir takım müfettişler göndererek halka nasıl muamele edildiğini, yükleme susma dikkat edilip edilmediğini, verilen kömürlerin kalitesinde, küfe dolduruşunda eşit muamele yapılıp yapılmadığına bakmak çok yerinde bir iş olacaktır. Bunu

Hububat ihracatçıları dûn İhracatçı Birliklerinde bir toplantı yaparak yeni ihraç rejimi hakkında görüşmüşlerdir. Neticede üç kişilik bir heyetin Tl-caret Bakanlıfeıyle temas etme-£ sine karar verilmiştir. Bu heyet | yağlı tohumların, anlaşmamız olmıyan memleketlere sterlin mukabili İhracını lstlyecektir. Tahminlere göre heyet şehrimize gelen dış ticaret dairesi reisiyle görüşüp isteklerini bakanlığa bu yolla ulaştıracaktır.
Mersin limanının 6 aylık ihracatı
Mersin ticaret odasından şehrimize gelen, malumata göre Mersin limanından dış memleketlere altı ay İçinde 15 milyon 300 bin 490 liralık mal ihraç e-dilmlştlr. Geçen sene aynı devre İçinde 4 milyon 2G bin 663 liralık mal ihraç edildiğine göre bu yılın altı ayı zarfında 11 mil yon 273 bin 827 liralık artış olmuştur.
Muamele Verdisi komisyonu
Muamele vergisinde ıslah etmek maksadile teşkil edilen komisyon evvelki gim toplanıp çalışmalarına devam etmiştir. Komisyon bugün de yeni bir top lantı daha yapacaktır.
yangın
Dün akşam iistû Taksim - Sirkeci seferi yapmakta olan vatman Hakkının idaresindeki 187 numaralı otomatik ve kapalı tramvay arabasında itfaiyenin müdahalesini icabettlren bir yangın olmuştur.
Tramvay Bankalar caddesine geldiği sırada arabanın hava tesisatı kontakt yaparak bir parlama ve patlama olmuş ve ateş bazı ahşap akşamı yakmıştır, Vatman kapıları açarak yolcuların kaçmalarını temin etmiş, zabıta marifetiyle getirilen itfaiye motopompu ateşi söndürmüş ve tramvay depoya çekilmiştir.
Alâkalılar, bu yangın hakkında icabetten soruşturmayı yapmaktadırlar.
Sovyet - İran hududunda çarpışma yok
Iran Başkonsolosluğundan : j 13.7.019 tarihinde şehrimizde, çıkan bazı yevmi gazetelerde j Sovyet - İran hududunda Molla Mustafa taraftarları İle İranlılar arasında vukua gelen çarpışmalarda ölü ve yaralılar olduğuna dair bir haber İntişar etti.
İran resmi kaynaklarından resmen bildirildiğine göre yapılan tahkikat neticesinde Sovyet - İran hududunda böyle bir çarpışma kaydedilmediği gibi haber de katiyetle asılsız olmakla keyfiyetin gazetenizin ilk çıkacak nüshasında tckzlb edilmesini saygılarımla dilerim. İran Başkonsolosu Abdüi Hüseyin Meftah kontrolsuz, fen siz, usulsüz, nizamsız bırakılmıştır. Bir takım dolandırıcılar, ortalıkta har vuruyor, harman savuruyorlar.
Teşvik edicisinden kontrol edicisine ve istikamet vericisine kadar tiirlii kanun, kurul ve müeyyidelere ihtiyaç duyuyoruz. Millî iktisadımızın bir temel direğinin de
Sebzeler bir miktar ucuzladı
Son yağmurlardan sonra sebze ve meyva fiatları yükselmişti. Fakat devam eden sıcaklar yüzünden sebze ve bilhassa domates, patlıcan, biber ve diğer mevsim sebzeleri fiatlerl bir parça düşmüştür. Bu ucuzluk henüz perakende fiatlerde kendisini tamamlyle göstermemiştir. Dün umumi pazar yerlerinde domates perakende olarak 30-35, patlıcan 35-40 kuruşa kadar satılmıştır. 15 gün içinde domatesin 10-15, patlıcanın 1520 kuruşa düşeceği söylenmek-] tedlr.
İçişleri Bakanı şikâ-l yet ve takip bürosunda meşgul oldu
Şehrimizde bulunan içişleri bakam Mehmet Emin ErlşirgLl dün de vilâyete gelerek bir müd det çalışmıştır. Bu arada dört ay kadar vevel vilâyette kurulan şikâyet ve takip bürosuyla da meşgul olarak yaptığı işler
Devlet Operası
Sadun G. Savcı VATAN'daki fıkrasında Devlet operasının fevkalâde muvaffak olduğunu belirterek şunları yazıyor:
«Carnıenn 1 ve «Sevil Berberi» ni seyrettikten sonra hiç bir taraftan yalan la ıımıyacağı-ma emin olarak İddia edebilirim kİ Devlet operamız, opera sanatında çok ileri olan birkaç memleket dışında bütün Avrupa operalariyle boy ölçüşecek duruma gelmiştir. Kuruluşu Çizerinden pek uzun bir zaman geçmediği halde Devlet operamızın bu olgunluğa gelişi, gerçekten şaşılacak, fakat aynı zamanda iftihar edilecek büyük, hem de pek büyük bir başarıdır.
Fakat eğer muhalifseniz; bu başarı, Halk Partisinden ziyade fıtri istidat ve kabiliyet sahİDİ olan genç artist ve müzisyenlere aittir diyeceksiniz.
Siz ne derseniz deyiniz, iktidar partisinin eserleri arasında iyisini bulmak İnsanı o kadar sevindiriyor kİ ben bu sevinci belirtmekten kendimi alamadım.
Almanyaya (lzüm teklifleri veren tüccarların ekserisine miis-bet cevaplar gelmiştir. Teklif e-dllen miktarların bir kısmı kabul edilmiştir. Kabul edilen üzüm miktarı tahminen 3500 -4000 ton etrafındadır.
Almanyanın üzüm ve fındık ithali için ayırmış olduğu 1 milyon 700 bin dolarlık tahsisatın 1 milyon 200 bin dolarının üzüme ayrılacağı anlaşılmış vaziyet tedlr. Müsbet cevap alan tüccar lar sevkiyat için hazırlıklara başlamıştır. Vaziyetin piyasada az çok tesir edeceği anlaşılmaktadır. _________________
Koza fiatlerini yükseltmek için müdahale alımla» Bu sene Bursada açılan koza piyasasında fiatlerin çok düşük gittiğini müşahede eden Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı müdahale alışları yapmaya karar vermiştir. Bu münasebetle verilen malûmata göre Koza Kooperatifleri vasıtasile yapılmaya başlanan müdahale alışları üzerine koza fiatlerl 240 kuruşa kadar yükselmiştir.
üsküdards
Üç dükkânla bir muayenehane yandıktan sonra söndürüldü
Dün saat on dörtte Üskûdar-da Hamiyeti Milliye caddesinde bir bakkal dükkânındaki gaz tenekesinin musluğu altında birikinti gazların toplandığı kap yanında bulunan talaşlar üae rlne bir müşterinin atmı? olduğu bir sigara büyük bir yangına sebep olmuştur.
Yangın, İsmalle alt 118 numaralı bakkal dükkânında bu şekilde çıktıktan soııra alevler kısa zamanda her tarafı sarmış. bitişiğindeki Ömer İn 116 numaralı çorbacı diikkâniyle, Basrinin 114 numaralı tuhafiye mağazalarına geçmiş ve bu dükkanlarla üzerlerindeki iklşct oda tamamen yanmıştır. Üsku -dar itfaiyesine Kadıköy itfaiyesi de yardım etmek mecburiyetinde kalmış, yangın da bu sırada, arka tarafta Mahkeuıc-altı sokağında belediye temizlik işleri müdürü Tevflğe ait ve diş doktoru Behzadın İsticarındaki muayenehaneye geçmiş, buranın da üçüncü katiyle çatısı tamamen yandıktan sonra söndürülebilm iştir.
Tahkikata Üsküdar savcılığı ve zabıta el koymuştur. Bugün yangın yerinde bir keşif yapılacaktır.
I
Karadeniz Ereğlisl 2Ö (A,A.)— Bayındırlık Bakanı Şevket A-dalan bugün saat 11 de deniz
Nuhun gemisini aramak için henüz izin verilmedi
bazı sabah gazeteleri, gemisini aramak İçin (
Üç ay kadar evvel muhtelif Avrupa memleketlerinde seyrü-yolu ile Zonguldak'tan şehri- seJer 15ıerinı tetkik için beledi-mize gelmiştir. 1 ...... _ ı
Bakan, yapılmakta olan 11- ___ man İnşaatını mahallinde te t- Aygünün şehrimize döndüğünü kik etlikten sonra kaymakam- ya-^mştık, lık. Belediye ve Cumhuriyet ’ Kemal Aygün. dün Avrupa-Halk Partisini ziyaret ve saat dakl tetkikleri etrafında vali ve 15 de kara yolu İle Armutçuk'a belediye başkanı Lûtfi Kırdara hareket etmiştir.
Bayındırlık Bakanı, hareketinden evvel muhabirine şu lunm tı ştıır:
«Uman inşaatını görmek ü- Fransaya giden Kemal Aygün zere Ereğli'ye geldim. Şantiye oradaki büyük şehirlerde bu i§-teslsierinl ve yapılmakta olan lerln nasıl tanzim edildiğini e-dalgaku'anı yakından gördüm, tiid etmiştir. Altıncı şube mü-İşier program gereğince mem- ' dürü şehrimizin büyük caddele-nuniyet verici şartlar içinde rindekl nakil vasıtası Izdlhamı-devanı etmektedir. 1 m kısmen önJlvecek bazı tedbir-
Kozlu - Ereğli demiryolunun 1er alınabileceğine kani olduğu-yakında ihale edilecek olan'Ça-] nu söylemiştir. Bil işler beledl-taldere - Armutçuk kısmının yedek! alâkalılarla kararlaştırıl güzergâhını görmek üzere kara1 ' yolu Ue Armutçuk’a gideceğim ! Orayı da gördükten sonra de- ' niz yolu ile Zonguldak'a döneceğim.»
Ceyhanda sıcaklar ve mahsul durumu
Ceyhan 20 (AA) —Oldukça serin gitmekte bulunan ha- ] va, üç günden beri yakıcı ve bunaltıcı bir hal almıştır. Bu yüzden havanın serinliğine güvenip yaylaya çıkmıyanlar şlm di göçe başlamıştır. Hububat fiatlerl düşmekle beraber diğer İllerden gelen alıcıların çekilmesiyle satışlar pek durgulaş-ı m ıştır. Tüccar elindeki külliyat

ye tarafından gönderilen Em- ] niyet 6 ncı $ube müdürü Kemal1
I
İzahat vermiştir.
Altıncı şube müdürü, evvelâ
Anadlou ajansı' ftalyaya gitmiş ve oradaki sey-i demeçte '
bu- rüsefer teşkilâtında bizzat ça-I lışmıştır Müteakiben İsviçre ve
diktan sonra terübe edilecektir. ] 6 ncı şube müdürü bu tedbirlerin mevcut izdihamı yüzde 3o nls-1 petinde azaltacağına kani bulunduğunu ilâve etmiştir.
I
Fındık bu sene hayli ucuz olacak
Bu yıl fındık flatleriııin geçen yıllara n is betle hayli ucuz olacağı söylenmektedir. Verilen ma lûrnat» göre istihsal bölgelerinde 1949 mahsulü tombul kabuklu fındık 50-60 kuruş arasında muamele görmektedir.
P.T.T. Umum Müdürü
1 P. T. T. Umum müdürü HalI dun Sarkarı evvelki gün şehrl-nıize gelmiş ve dün sabah uçak-
Dün
INuhun _ _ _
| memleketimize gelmiş olan A- H miktardaki hububattan zarar merllcalı arkeologlara resmi görmüştür.
makamlar tarafından gerekli! Fiyat, umumiyetle toprak o-. —— —«------------------------7—
müsaadenin verildiğini yazmak fis baremi derecesine inmemiş ,a geûe Ankaraya dönmüştür ta idiler. Dün, bu mevzuda he- ise de bu idareye zahire götü-j Umum mudur burada idareyi il yetin başkanı Mr. Smlth ile ko- renler olmaktadır. Bilhassa Ka- ellcndlren bazı *5İerte meşgul nuştuk. Mr. Smlth bu haberle-j dirilde toprak ofisin çok mal, °'nıu5’ur-
— ...wVO-. ujkv. rln tamamen asılsız olduğunu aldığı öğrenilmiştir. Diğer mah-
hakkında alâkalılardan İzahat ve henüz böyle bir müsaadenin' suller üzerinde de hararetli bir | verilmemiş olduğunu beyan et- alış veriş olmadığından fiyatlar
tl. ve piyasa gevşektir.
Söylesek güceniyorlar amma sussak da gene işler, olacağına varıyor.
Dış hatlarda işletilecek vapurlarımızın bilmem ne kadar zaman zarfında maliyet bedellerini ödeyip kâr» geçeceklerini ballandıra ballandıra anlatmışlar, biz de ağızlarımız sulanarak, daha doğrusu, dudaklarımız bükülerek dinlemiştik.
Yabancı limanlarda Türk bayrağının dalgalanması, yabancı yolcu ve eşyasının gemilerimizle taşınması öteden beri gönüllerimizde kökleşen en büyük arzudur. Fakat lıeylıat! Fedakârlıklara göğüs gererek gemiyi tedarik ettik amma gayeye ulaşamadık.
Denizyolları İdaresinin «Konya» vapuru Hay fa seferine niyetlenmiş, fakat seyahat ücretlerinin pahalılığı yüzünden gemiye ancak bir ■. tek volen bulunabilmiş bu vaziyet karşısında scTcr- JgJ den vazgeçilmiş. O-
“Bir nal bulduk, is kaldı CM üç nal ile bir ata» diye bir'fc söz vardır. Bizimki bunun Q aksine. Üç nal ile bir at bul- C duk, iş kaldı bir nala. Fakat O onu bulamıyoruz işte. * Gemi de var deniz de var. Ge| gelelim, o gemiyi denizde vüzd örebilecek eller nerede?
Yabancı limanların yolcuları bizim halkımızdan değil . ki ücret zamları arttıkça dişini sıkıp omuz vermeğe ca- _q| taşsın. Fİ oğlu nazlı. Fiat -ne çelmeyince sırtını dönü- Jg
8i ®
0 Başımızı örterken!.. O Gene içime bir koTku düştü. Sümer Bank iplik ve dokuma fabrikalarının mamulatında satışlar azalmış, mallar elde kalmış. Bu sebeple yiinlü ve pamuklu ma-mulâtının satış fiatlerinde yüzde 15 nispetinde tenzilât yapmağa karar vermişler.
Demek kİ bu tenzilât, maliyet fiatini düşürmek sure- 1 tiyle elde edilen bir ucuzluk değil, eldeki malı satamamaktan mütevellit bir mecburiyet.
Zaten geçenlerde Sümer Bank umum müdürü de, fabrika mamullerinin mali-eytini bugünkü Stvşivesin- ] den aşağı düşürüp daha ucuz satmağa imkân olmadığını söylemişti ya!
Şu halde, mecburiyet tahtında malı ucuza satıp zarar edecekler ve neticede açık verecekler.
Eyvahlar olsun, gene kabak bizim başımızda patlı-yacak.
Bundan sonra fabrikaların açıklarını kapatmak için onların mamulatından dalıa mühim, daha zarıırî ihtiyaç maddelerimizin hangisine yüzde yirmi, otuz nispetinde zam yapılacak acaba?
Tarlada çalışırken karşıdan bir erkek görünce arkasını dönerek entarisinin eteğini kaldırıp başına örten eski köylü kadınına benzedik, Bir tarafımızı örtelim derken öbür tarafımız açlı-yor!
Cemal Refik
82 0 > o P
almıştır.
Takip ve şikâyet bürosuna bir mülkiye müfettişi İle bir belediye müfettişi tâyin edilmiştir. Buraya bir de belediye murakıbı verilmiştir. Büroya, kurulduğu tarihten beri 236 şikâyet ve müracaat vâki olmuştur. Şimdiye kadar bunun 231 i intaç e-dllmiştlr. Henüz netlcelendlrii-mlyen beş müracaatın da muamele safhasında olduğu bildirilmektedir.
Istanbulda Sadakai Fıtnn miktarı
Kastamonu şilebi İngil tereye gidiyor Geçenlerde Nlkoraguanın Pu-erto Kabzas Umanlarlayken üç tayfası öldürülen «Kastamonu» şilebi hâlen Ingiltere yolundu olup bugünlerde LlverpooJe varacak, oradan Glascova uğrayarak Norveçe gidecek ve Zonguldak için maden direği yuk-Uyecektlr.
Orta
58
«5
292
700
ehemmiyeti!
Aşağı
47
13
263
470 olan varlığı, yurdu-
Türk kanadı arının kulaklarımıza çarpan sesleri ileri bir dünyanın müjdecisidir. Bu yepyeni âleme çabuk kavuşabilmek için Türk Hava Kurumımun daha geniş, dalıa doyurucu bir plânla çalışabilmesine imkân vermeliyiz.
Buğdaydan sfl
Arpadan 88
Üzümden 350
Hurmadan 730
Hava Kurumumuzun pek
muzun hayrına masruf bulunan pek şerefli, pek lüzumlu hizmetleri herkesçe malûmdur. Kızılay Kurumunun bir kısım yardıma muhtaç vatandaşlarımızın İmdatlarına nasıl koşup durduğu da şükran ile görülmektedir. Çocuk Esirgeme Kurumunun korunmaya muhtaç bir nice vatan yavrulan hakkın-
1 dakl pek şefkatli himayesi de takdirlere şayan, bulunmaktadır. Binaenaleyh aldığı teferruatı, elde ettiği nakdi muaveneti bu iki kurum İle aralarında paylaşan Hava Kuumumu-za her vesile ile yardımda bulunmak bizim İçin vatani, meşkûr bir vazifedir. Bu hususu sayın ahalimize ve bilhassa mali durumları müsait olan dindaşlarımıza ehemmiyetle arz İle sa-dakal fıtrin şehrimize alt mLkdarı ilân olunur. (10629)
1 İstanbul Müftüsü
Çoruh şilebi
Hindistanın Bombay limanında bulunan «Çoruh, şile-I binden Denizyolları idaresine dün gelen bir telsizden anlaşıldığına göre hâlen bu nuntaka-da şiddetli mevsim yağmurlan yağmakta, bu yüzden geminin tahliyesi gecikmektedir. «Çoruh» şilebi 3-4 güne kadar Mad rasa hareket edecek, oradan Kalkütaya geçecek, buradan I ticaret ofisine ait kanavlçelert aldıktan sonra diğer bir Hint limanından da İtalya için 1000 ton maden yükliyecek ve Ceno-vaya uğrayıp limanımıza gelecektir.
I

Üsküdar tenviratında intizamsızlık
Üsküdar semtindeki umumi lambalar bazı geceler vakit hayli ilerlediği halde yakılmadı gı gibi bazı günler de gündüz öğleye kadar yandığı vâki olmaktadır. Bu intizamsızlığın sebebi bir türlü izah edilememektedir, Bunun ihmal ve u-nutkanlıklan ileri geldiği söy-lenfyor.
Dün gündüz de elektriklerin saat 10,30 a kadar yandığı tes-bit edilmiştir. Alâkalıların dikkatini çekeriz.
Tarabya iskelesinin tamirine başlandı Şehir Hatları İşletmesi tarafından Tarabya vapur iskelesinin tamirine başlanmıştır. Bu iskelenin tamiri İki ay devam edeceğinden pazartesi sabahından İtibaren buraya uğ rayacak vapurlar Tarabya koyunun İçine yerleştirilen bir dubaya yanaşmaya başlamışlar-|dır.
■uuailuı üuwn viLpıırmc
y.ccao ve telâş içinde idi. Fa-1
Sah i re 4
Darüşşafaka
Atom
enerjisi
Darüşşafakanın geliri ve idare tarzı — Malî güçlükler
Sir Cadogan'ın Ame-rikada bir nutku
Ankara vapuru nun ilk seferi
Evvel zaman içinde
■ ■ıımaltlllu mil HIIIIII t laBiaa ■■■■■■■■■■■■ »■«■■■ ■■■■■■■
RÜSTEM PASA DÂVASI
m iş en güzel köşesini teşkil
İlk ders programı — Programda değişik-[ikler — Maarifin idaresi — Cemiyeti Tedrisiyei İslâmiyeye devir
2
Darüşşafaka İlk açıldığı ra-' »un tedrisatı askeri ümera ve sabitler deruhte etmişlerdi. D Libassa riyaziyeye çok ehemıni-y«C verildiğinden Darûşşafaka-run ilk mezunları arasında kuvvetli riyaziye âlimleri yetişmiş-flr.
Darüşşafakanın ders programı iptidaları idadilerin çok fevkinde idi. Sonra programın bu kadar yüklü olmasından dolayı hakkıyle rmıaffaklyetln ancak nâdir yensen zekâlara münhasır kaldığı görülmüş, 13*17 I1S911 senesinde program, rüsumat vc telgraf idarelerine mc. ıtr yetiştirecek surette de-ğlşt’rlhnlştir-
MeşrutiyetlS! nmdan son-a Darüşşafakanv-. ı üsunıat ve telgraf idarelerine mahreç olabilecek bir şekîld idamesine ise talebenin zevk ve kudretine göre yetişebilecekleri şekte konması muvafık görülmüş v« program ona göre tâdil edilmiştir. Tâdil esnasında şu ita nokta göz önün de tutubnııştur:
1 — Darüşşatakadan ekinizi isterlerse Darülfünuna ve Sil mekteplere girebileceklerdir.
2 — Darüşşafaka bir yetim mektebi olması İtibariyle buradan çıkanların çoğu deıhal hayatlarını kazanmağa mecbur olduklarından kendilerine bu bn-susta muvaffakiyet temin edecek ameli malûmat verilecektir.
Bu maksatla hazırlanan prog ram tatbik edilirken mektebi bitirenlerin, münhasıran muul-lim almaları esası kabul edilerek tahsil müddetinde ve programlarda değişiklikler yapılmıştır. Bu cümleden olarak tahsil miid deti sekiz seneden on seneye çıkarılmıştır.
Fakat bu tâdil bir müddet son ra itirazları davet elti. Darüşşa-fakadan bundan evvel yetişen güzidelerin memlekete ettikleri hizmetler göz önüne getirilerek programın yeniden tâdili karar laş tırıldı.
Birinci dünya harbinden sonra tatbik edilen program yüksek mekteplere mahreç olmak özere Tesnıî liselerdeki tedrisatı takip etmekle beraber doğrudan doğruya hayat sahasına atılmak tetiyerı mezunlan teçhize medar olmak üzere Usan derslerine fazla saat tahsisi, muhasebe u-sülii, usul defteri, daktiloğrafl gibi amelî hayatta yer tutan derslere ayrıca ehemmiyet vermektedir.
Darüşşafakanın geliri
Dariişşafaka gibi büyük bir hayır ve irfan müessesesini yaşatmak mühim meseledir. Mektep açıldıja zaman masrafını karşılamak üzere eski Maliye ve Adliye Nezaretleriyle Bâbı Seras keri ve Misafirhane! askeri altlarındaki 108 parça dükkân Da-rüşşafakaya terkedilmişti- tik zamanlar mevcut sınıfa 54 çocuk alındığı ve ders vermeği askeri mektepler muanimleri fah-
Bunaltıcı ve kavurucu sıcka-ların küküm sürdüğü yaz mev- eden Amerikan barda, servisin siminde, bir deniz seyahati ka-! yapıldığı yarım daire, etrafında dar ferahlık veren Ve yorgunluk gideren bir şey var mıdır? nihayet bir müzik Hele bu seyahat. Akdenizin lâ- nündeki pist İle iki tarafındaki civet't sularında ve yeşilliklerle oturma divan Ve koltuklan çevrili kıyılarında olursa... |Var. Işık tertibatı, renkler, Böyle bir gezintiyi insanın koltuk ve divanlar ve her şey her türlü seyahat ve istirahatahenkli bir şekilde hazırlan-ihtiyaçlarına cevap veren mo-'mıştır... Karplç lokantasında dern Ankara vapurile yapmak. Ankara halkına yedi sene koninsen için, muhakkak ta büyük dini tanıtmağa muvaffak olan bir şans teşkil eder.
Malûmdur kİ, Ankara vapuru. | bir sürü tartışma ve dedikodu-, lardan sonra - o-» — t-a da — müspet bir icraat ola-, rak haziranın son guuımuuE-----------. - - -
An,,.-İkadan Türtlyeyc İlk de- rraerk» gereStaee, PVe ve fa olarak getaıls ve lieavel Tl- N«P°ilye uSrayarak Marsılyaya lomueda. 0l> modem yolcu «e- “»t1™1» « 25 “■
mini olarak müstesna mevkiini, »“•« btt Sımadan sonra Ce-«>n„ .t!r Bo suretle şimdiye' »e™. Napoli ve Pireyi tutarak mrnn ..... kadar valrn» 'yolcu - yük> va-‘İstanlmla donduk... Bu setnrte-
Sovyetler Blrhm bu teklin red-Jpurlarıle İdare edilmekte bulu- re i,!l öera o ora n ayan ve j-d.—1-»_ J—ı- •■»«•«ı-iv.'nan posta sersivlerimize lüks puromuz, halkın ve denizcıie-
bir yolcu gemisi de katılmış rin‘ takd!r hayranhğmı cel-bulunuyor. jbedyior, gıpta ile seyrediltyor-
Bu vapurla seyahat kararuu; du—
bir temmuz denizcilik bayramı' İtalya kıyılarında gerek gl-vesUc..^ Devlet Denizyolları ve dönQ^
genel müdürünün nazik dave-, seyrettiğimiz manzaralar ara-tlle Moda koyunda geçirdiğim smda Stnmboli yunar ctağnım tasa zaman zartmda verdim. »'»rünûşûnu bilhassa be-
, e , - lirtmek yerinde olur...
18 temmuz pazartesi gunu. J
„ , , . , i Bu sularda bir sabah dudak
Galata nhturana ayn, rapurl» ,
dönerken. İçtode keclrdlglm on dûdük ,e.
günlük seyahat sırasında mad-, . , . _ ____t,„
,, . . . . . „ 1 isinin mânasını anlamakla be-
dİ vc manen yormmluton »er ,opo„muzda bulunan
kalmadıS», .. urararale dto- Mdar CIhaMmn
tenmM d duçara duyarak tu w)(
karardaki isabetimi anladım. I _ . , ., .. . . „ ...
„ , .... Gemınıu nazik süvarisi Seyfi
8 temmuz cuma gunu vapur , ., . .
, , , t, , u - -i i kaptan, radar cihazında volu-
ılk seferine kalkarken, buyuk' u,
, ’ ı mıız üstünde iki evml eorun-
kamaralar ve mevkiler yolcularla doldurulmuş ve hattü bazı yolcuların otomobilleri ambara alınmış bulunuyordu, tanbul şehri, sıcak bir içinde bunalırın, biz, rıhtım-j dan kalktıktan bir kaç dakika1 sonra Marmaraya doğru yol almış ve serinliğe kavuşmuş bulunuyorduk-.
Bir taraftan nazik ve dikkatli bir srevisin İhtimamı altında diğer taraftan ahenkli ve falsosuz bir müziğin arasmda yediğimiz öğle yemeğinden sonra, yolcular kısmen, güvertedeki rahat ,> w seaonltlara ueanarak parlak bir starta altında binandan noks8n|,k ote.
Marmara sularına bakıyor, tas-, men de müteaddit salonlarda istlrahate koyularak veya aralarında oyunlar tertip ederek seyahatin İTk tadını duyuyorlardı... Yolcular arasında bulunan çocuklar da kendi aralarında çocuklara mahsus salonda toplanarak cıvıldaşıyorlardı. Çocukların ihtiyaçlarına göre tertiplenmiş bulunan bu salonun koltuk, kanape ve masaları ve her türlü oyun âlet ve cihazları vardır. Burada çocuklar. büyükleri rahatsız etmeden ve büyüklerin huzuriyle rahatları kaçmadan kendilerine bir âlem içinde eğlenmek ve vakit geçirmek imkânına maliktirler.
Saat 17 de davet edildiğimiz yemek \alommda bizi bekleyen süslü masalarda nefis bir kahvaltıda yer alabilecek her türlü gıda malzemesinin zevkle tertiplenmiş gördük ve müteakip de aynı dikkat ve esirgenmediğini ve Türk mutfağında bir İnkılâp sayılabilecek bir başarı karşısında kaldığımızı büyük bir memnunlukla müşahede etmek fırsatını bulduk.
Tarihimizin iftihar _________
Çanakkaleden grup vakti ge- ettiririm, çerken, tabiatın ufukta tersimi ettiği güzel çizgi ve şeknierL* doyulmaz bir zevkle seyir ve şehrin kıyılarında ve iskele başlarında vapurumuzun ilk seferini selâmlamağa gelen Ça-nakkalelilerin selâmlarına ınu-, kabeie ediyorduk... Bu sclâm-laşmaya vapurumuz da dildük seslle katıldı...
Bir müddet sonra, arlık Türk kara sularını terketnûş vc engin denize açıhnış bıüunuyor-' duk. Burada mavi gök, İdeniz ve karanlığı yırtan yer ışıklardan başka bir jrok... Bu arada, mütehassıs I ahçı Necdet ustanın elinden i çıkan ve her biri bir sanat ese-I ri »Un nefis yemektir yenmiş, yolcuların bir kısmı uzanmağa ive bir kısmı da gecenin üls saatlerini barda geçirmeğe glt-ı mlş
mübalâğaaız Istan bulda irasiamnayan bir zevkle
South Madlcy 20 (AA.) — (Ma^sachusetts): B;-leşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde İn giliz heyeti başkanı Sir Alesan-der Cadogan. Mount Holyokc kolejinde güvenlik ve silâhsızlanma konusu üzerinde verdiği beyanatta demiştir ki:
Zaman geçip yeni keşifler yapıldıkça atom enerjisi İstihsalinin kontrolü sistemi gittikçe güçleşmekledir. Hakiki durum şudur:
Birleşik Amerika, başlangıçta Ingilterenln bazı yardımile, İleri teknik kabiliyeti ve geni? sınai gücü sayesinde şimdi atom silâhını inhisarı altında bulundurmaktadır.
Amerika, bir atom enerjisi kontrolü teşkilâtı ihdas ederek bu inhisarı Sovyet Rusyadn dahil diğer memleketlerle yapı aşmağı teklif etmekledir. Fakat
güzel tertiplenmiş köçeler ve yerinin ö-
Rüstem paşanın Liibnanda eserleri — AbdüUıamidin Rüstem paşadan memnuniyeti — Ahmet Rüstem bey kimdir? — Rüstem beyin Karadağda bir menkıbesi — Karadağ sefirliğinden azlini mucip olan bir cümlesi
riyen deruhde ettikleri İçin bil lrad mektebin İdaresine yetiyordu. Fakat seneden neneye yeni talebe kaydedilerek diğer sınıflar açıldıkça masraf da arttığın dan varidat masrafını koruyamamağa başladı.
Artan masraflara karşılık olmak iizerc yeni varidat menıba-ları arandı. Mülga Yeniçeri ocağının bölük ve ortalarının mühimmatına ve fukarası taami-yeslnç meşruta vakıflar ile. hayrat ve müberratı yabancı illerde kalmış, mütevellileri mefkût vakıflar müsakkafatı ve «harik mahalleri tesviye edilerek herkesin arsası ve her vakfın hissesi verildikten sonra fazla kalıp da hiç bir vakfın müstakillen malı ve hiçbir arsanın sahibinin hakta ve hissesi olduğuna hütanolunamıyan arsalar» satılarak bedelinin Darüşşafa-kaya verilmesi ve bu gibi arsalar için Darüşşafaka namına senet itasiyle bir vakıf tesisi, tzm'.r vilâyetinde çeşme kasabası civarındaki ilçelerin sahil cihetin de hükümete alt arazi ile denizden doldurularak bunlara ilâve edilecek yerlerin müzayede üe ve parça parça satılarak Darüşşafaka namına lcaTettne raptı kararlaştırıldı. Fakat bu vakıflar, ancak yangın, mahlül vukuunda İstifade temin edebileceğinden mukannen ve muayyen bir lrad olamamıştır.
Erzak tahsisi
1292 tarihinde, miiessislcrdcn Cemal Beyin himmet ve delâletiyle, Umum Nizamiye erzuk ambarı fazlasından ve tasarru-fatmdan hükümetçe ayda 300 > okka pirinç, 70 okka sade yağ ve günde 70 okka ekmek, 70 okka et tahsis edildi.
Yukarı sınıflar açıldıkça bu erzak, da İhtiyaca yetmemeğe başladı. 1300 tarihinde Sanrı esbak Said Paşanın verdiği rapor üzerine erzak ambarından verilmekte olan et, ekmek, yağ ve saire miktarı arttırıldı, yakacak gibi bir kısım ihtiyacı da Hazinei Hassaca deruhde edildi, bu suretle mektebin idaresi bir dereceye kadar temin olundu
Mamafih seneler geçtikçe ihtiyaç artıyordu. Bir aralık Hin-distandan bir miktar iane geldi. Zamanın zenginleri ve muhtelif şirketler de yardımda bulunuyordu. Fakat 1313. (1897J
senesinden sonra talebe kadrosu muayyen had olan (400) den (700) e çıkarılınca mali güçlük çok arttı ve 1319 da mektebin İdaresi Maarif Nezaretine geçti. Mektebin varidatı 4691, masrafı ise 10,534 Ura idi. 5932 Ura açık Maarif veznesinden veriliyordu. Mamafih evvelce bir müdür, bir muavin bir kaç mubassır ve çoğu fahri muallim İle idare edilen Darüşşafakanın kadrosu,1_______________________ ______
Maarif idaresinde bulunduğu çamasını temin etti, arada, bir wk uranla re re-, l6Mlu yann ,
neden seneye maaşları artan muallimlerin İlâvesiyle çok ge-'
▼e bir ay önce Türk tabiiyetini kabul surttUe Türk gemilerinde çalışma imkânına kavuşan çma ve ucumvuu- 1 * •_
- geç kaim» ol- Jorj Darvaş orkestrayı buyuk bir maharette İdare ediyor ve günlerinde' dönen coşturuyordu...
Her hakkı mahfuzdur.
— 2
Semih Mümtaz S
detmekle derpiş edilen teftişle kontrol edilmek sisteminin millî hâkimiyet prensipini İhlâl e-deceğinl İleri sürmek, te d.lrj>
Cadogan. daha sonra Cten evreci eki evvelâ giiwenlik sonra nis bi silâhsızlanma konusuna temasla Sovyetlerln dünya silâhlarının miktarını öğrenmeden ve milletlerarası bir kontrol sistemi kurmadan evvel nisbî silâhsızlanmağa dair yaptıkları teklifi tcnkldle bu tek!ineri cAtom propaganda ve mütecavize mükâfat» olarak vâsıflan-dırmıştır.
Bir Pakistan muhribi İstanbul a geliyor
Önümüzdeki cumartesi günü limanımıza Jhelum adlı bir Pü-Idstan muhribi gelecektir.
Muhrip. Limanımızda 9 gün. kalacak ve denizciler şerefine muhtelif toplantılar tertip edilecektir.
nlşledl Bütçe açığı gittikçe arttı. 1325 de mektep Cemyieti Ted risiyei İslâmiyeye devredildiği zaman açık 8,590 lirayı bulmuştu'
Cemiyeti Tedrisiyei İslâmiyeye devir
Cemiyet Dariişşafakayı İdareye başlayınca ciddi bir idare sıkı bir tasarrufla, varidatını da muhtelif suretlerle arttırarak Birinci Dünya harbine kadar mektebi muvazin bir bütçe ile İdare etmeğe muvaffak oldu. Hattâ harbin zuhurunda on bin küsur altın raddesinde bir ihtiyat akçesi bulunuyordu.
Harb başladıktan sonra yine mali güçlük baş gösterdi Hele harb mağlûbiyetle neticelenip İstanbul İşgal edilince mektep büsbütün hâmislz kaldı Darüş-şafakayı yaşatabilmek için büyük gayret sarfı lâzım geliyordu. Bu ihtiyaç ve zaruret senelerinde Cemiyetin ihtiyat akçesi, bazı tahviller, verilen innr, IŞehremanetlyle ihtilâflı alacak meselesinin halli ve yekunu 40 bin lirayı bulan bu paranın taksitle tahsili Darüşşafakanın ya-
----------- ----yolu- , muz üstünde iki gemi görün- ' müş olduğunu ve onlann radarla mücehhez olmam? lan js İhtimaline binaen bir ihtiyat
" tedbiri olarak onları mtvcııdi-ava > yetimizden haberdar etmek • mecburiyetini duyduğunu bğ-[ rendlk. Vapurda mevcut açık sinema salonunda, kik sefere fl-
■ Ihn yetİştlrDenıedrğtnden. sine-
1 ma seyri suretiyle faydalanamamakla beraber bu kaybımızı
1 buradan emsalsiz mehtabı seyretmek suretiyle bol bol telâfi nağmeleri ed*bHdilc nefis bir | Vapurun, kurtarma, yardım: emniyet ve yangından korunma tesisi vç teşkilâtındaki
Enis Tahsin TtL
I3k
Almanyada bîr düğün
Eski Afrnan veliahdının tornnu Prenses Cerilla ile Amerikalı dekoratör Cbde Hatris'in düşünleri Sigmaringcn civarındaki Hohenzollern şatosunda yapılmıştır. Ciyde IJarris 34, gelin 31 Taşradadır. Harrîs Amerikan işşalı kuvvetlerine mensup olarak Almanyada bulunduğu nrada kula tanışmış ve sevişmiştir.
Düğünde şîmcli 72 yaşında olan eslâ velialıd. zevcesi re • eyin bir kaç duşlu buluiımus-tur. Resimde eski velinhd, gelin, güvey ve veliahdın zevcesi .görünüyor.

*-jıu cuLimışıeraır.
«— »erunjar.
Dört güverte üzerine tertip- , tenmiş olan vapurun üçüncü, S ; kinci ve birinci mevki kamaralarından başka, ince bir zevkle döşenmiş salonlu duşlu lüks kamaraları da vardır. Bilhassa kama miradaki termos sıcak ve soğuk havalarda kamara yoü-eulannm ihtiyacını karşılıyan en değerli vasıtalardan biridir. Bütün kamara ve salonlara ve servis yerlerine dağılan otomatik telefon tesisatı ise bilhassa zikre değer.
rersoneiin dikkatli ve ihtiramlı çalışmaları ve başta kap lan olduğu halde zabıtanın ve kamara memur unun nezaketi her yerde ün salmış ve yolcuları memnun bırakmıştır. Vapurda her Türk kendi memleketinde ve evinde olmak havası içinde müsterih ve memnun o-Larak gidip gelmektedir.
Bütiin Akttenizde benzeri ol- , mıyan bn güzel gemiyi bu derece teiniz ve dikkatle bir servis memlekete kazandıran U-işatırma Bakanımıza ve genel I müdür Cemil Parman ve arka-j daşlnruu tebrik eder, menıteke-‘ te fazla turist imkânlarının a- i ı raşf irildiği şu sırada bu servisin! kaynağı Taytla ve ehemmiyetini teoariiz |
İnce bir olduğunu servislerde ihtimamın hakikaten
Ekrem Amaç
Şehir .Meclisi üyesi
SES Operet Balıccsindı
Cuma 22 temmuz saat
5 31.1» te
Sofia Vembo
BileUer Ses tiyatrom giderinde satılmaktadır.
Tel. 43309
mavi | yer | «ey.
Devlet Operası
Açikh.iv-j Temsilleri
ırtl
bulunuyordu... Vapurun, liıbaiâğaaız Iskatı talkta eşine dÖşeti-
ebeli Lübnan mutasarrih-pnıta İken Rüstem paşanın bir hayli icraatı da vardır. Nehri Beyrut üzerindeki kemerli köprü. Rüstem paşa bahçesi; kilometrelerle şoseler re gayet elverişli karakollar ve mektepler gibi Surtyeden ayrılırken bilhassa bu bahçeyi Lübnan ümerasına vasiyet edercesine emanet etmişti, derler. Bazı hâtıraları varmış!! Lübnan'dan Londra büyük elçiliğimize giden Rüstem paşa, orada da on sene kadar oturacak büsnü-hizmei (1804 - 1904) ve orada vefat ettL
Paşanın oğlu yoktur
Evet... Bu Rüstem paşanın evlâdı yoktur. Yalnız cMoreb isminde bir evlâtlığı vardır. Paşa bu çocuğu pek severdi. Tıpta Suphi pasa merhumun Selim Melhame’yl (paşa) takdir edişi; maiyetine alışı; ve yetiştirici gibi. O kadar kİ bu Morel beyi sefaret müsteşarlığına kadar yükseltmişti- Evlendirmiştl de.
Abdülhak Hâmit bey (meru-humun) bu müsteşar Morel beyin oğlu ile beraber Londra sefaretinde hizmet ettiklerini de biliyoruz, Gayet yakışıklı ve terbiyeli bir gençmiş. Bunlar demektir İd Rüstem paşa hem Morel beyi, hem de oğlunu ye-tiştirmk} ve Devleti Osmaniye hizmetinde hüsnü İstihdam lemiştlr. Abdülhak Hâmil beyden duyardım. Rüstem paşadan tâzfan ve hürmetle bahseder; ben onu koca Londrada bir gün olsun şapScılı görmedim, derdi. Sefaret heyetinin hususi çıkışlarına pek karışmazmış amma, onian sefarethanede ve resmi makamata gönderdiği vakitlerde sımsıkı tutar, feslerini başlarından çık artmazmış. İkinci Sultan Hamil. «Ben Rüstem paşa İle iftihar ederim» iltifatında bulunurdu. Ömrü vefa edemedi: belki onu Hariciye Nazırlığına geirecekti.
Alfred Rüstem bey
Bö zata gelince; kendisinin bazı rivayetler ve bazı yazılarda haber verildiği gibi, asla Rüstem paşa He bir münasebeti bile yoktur kİ onun oğlu olabilsin. Bu haber. kuHiyen yanlıştır. Rüst-em paşa, bundan bir evvelki yazıda arzettiğim gibi, Lâtin ırkmdandır. Halbuki Alfred Rüstem bey Slav ve Polon- nun uf ulunun yalıdır. Aile ismi de (Bilinski) (yıldönümü maldır. Fakal katoliktir. Ailece Tür (nasebeule ru-kiyeye iltica eden ««»hacirler-1 huna ithafen 22 temmuz 1949 dendirler. Validesile bir kardeşi cuma günü Cuma namazını de Londrada tavattun etmişlerdi müteakip. Şişil camiinde tilâvet (Alfred Rüstem. validesinin ve- j edilecek Mevlidi Şeriri, ahbap, falına kadar onunla meşgul o-,dost ve akrabalarımızla sayın lurdu) Bu Rüstem beydir kl dindaşlarımızın teşriflerini rica Türkiye ordularında hizmet et- ederiz.
ti. Sefaretlerimizde kâtiplikler- 1 Reşid Kâiibof.lu ve ailesi
iMMaaBuamaıaauuaeaııiMMaıtıanMVHinnnmMani
İR Sineması 1 Bugün mattoelerden itibaren iki füm birden
1 — BÜYÜK ÜMİTLER
JOHN MILLS - VALERİE HOBSON
2 —BEN ESMERİ SEVERİM
DOROTHY LAMOUR — BOB HÖPE
de bulundu Şetaret müsteşarı ve nihayet sefir ve müslü-man oldu. İsmi de (Ahmet Rüstem beyi oldu. (Excentrique => Eksantrik) fakat dosdoğru bir adamdı (bir arahk eski yazılanının birinde kendisinden bahsetmiştim). Bir iki misal daha arşedeyim: «Birinci Umumi
Harbde tarihe karışan Karadağda Osmanh elçisi iken bkr gün bir törecide bulunur. Orada ihtiyar kıraJ da vardır. BlLmem hangi bir tesadüfle Vlyanada oturan Baron dö Boçlld de orada idi. Karadağ oyuûlan ve güzelleri önünde ve ede gelen şerir (taammüden olacak) cebinden birçok lira çeyrekleri çıkardı; balkondan aşağıya serpti. Ro-çiidle beraber gülüştüler. Bir de ne baksınlar. Kıral Nikola hemen aşağıya hımiş halkla beraber yerdeki paralardan toplamağa çalışıyor (bu hikâye merhum Turhan paşadan geliyor).
Merkezi saltanat bu Çetine sefirine bir !ş için mahrem bir emir verir vc tarafla görüşmecini de emrederek müdellel bir rapor İster. Rapor gelir, rnun-derecatı da hoş gelir. Fakat şu cümle bir safire yakıştırılmaz. Hariciye nâzın Gabriel Noradönkyan efendi raporu mectfci vükelâda okur, kendisini azlederler. Evvel zaman içinde hariciye nezaretimiz bizim sefirlerimizle Fransızca muhabere ederdi. Zira gene evvel zaman içinde umumi lisanı resmi Fransızca İdi. Ahmet beyin rapordaki mahut ve meşhur cümlesi şöyle idi:
(J’al eu 1’hOTrnetır d’etre reçu par Le Rot Man dian t) «Dilenci Krral tarafından kabul şerefine mazhar oldum, demektir-..» Zavallı Karadağ Kıralı mülrene-ren İkinci Sultan Hamil t en ve gûya onun haberi yokmuş sanarak bazan Rusya Çarından ve hattâ Baron dö Roçlld’den para isteyip almakta kusur etmezdi ve tercihan İkinci Sultan Hamleli çok severdi. S.

Mevlidi şerif On yedi yaşında hayata gözlerini payan s yavrumuz kardeşimiz
MEHMED
KÂTİP OĞLU

V
Kadıköy SÜR EY Y A Sineması
I Bugün matinelerden itibaren iki film birden |
1 — ÇÖL ŞARKIS (Türkre )
DENNİS MORGAN — TRENE MANNÎNG |
2 — M ART ANIN AŞKI
Temsiller saat 2L.30 da başlar
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 __Fen müdürlüğü için alınacak bir adet kamyon üç- bir
adet kamyonet 15 gün vc kapalı zart usulü île dksfltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (22oD0ı liradır.
3 — Teminatı ılS5(h liradır.
4 — TerrJr.at belediye veznesine yatırılacaktır.
5 _ Şartnamesi her gün tutanak ve muamelât müdürlüğü, kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 8:8 949 pazartesi günü saat 16 da belediyede toplanan encümende yapılacaktır.
7 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 d maddesi sara-
hati veçhile haz:rhyacaktan tek lif mektnpiarını belli günde «tat 15 f kadar oeleMlye ba!?K»nİıfcma nr. ' -uz karşılığında vermeleri ve İhalede hazır bulunmaları lâzımdır. lOâUS
uk.cJCji sonra mşışıen Bakan-1 N— «ujauu wuuxu ana-v. B.« njv 17.18 w,w 33.311 v’ :U obivaunu ua
tbğm(ia başlanmıştır. şdmışür. [edecektir.
;---*
(iüniin Mevzuları ,
Reform bir küldür
Muamele vergisi reformu
hakiki ve yüksek bir münevverler muhiti olduğu muhakkaktır. Aynı seviyeye yükselmek isteyen devlet daireleri de aynı yoldan gitmeli ve kadrolarım sahte kıymetler yerine hakiki kıymetler ikame ederek, takvi-
Türkiye, anarşik, modern ve medeni vergiciliğe uymıyan kaşane yergisi yerine gelir vergini sistemini ikame etmekle, ciddi, esaslı bir vergi Teformu yapmıştır. Fakat mâliyemizdeki inkılâbı tamamlamak için diğer vergilerimizi de yenileştir-; yc etmelidirler zihniyet, rand»-mek. gelir vergisi sistemine go- man ancak muhitin terkibinin rc ayarlamak, bütün vergi sis-' değlşmesile yükselir, temimize âhenk temin etmek lâzımdır.
Böyle, sistemli hareket edil- ı dlğl zaman hamlelerimiz her- ı hangi geçici düşünce ve zaru- ; rollerin değil, fakat devletimizi her bakımdan en yüksek, en , verimli, en âdil seviyeye yiik- ( •eltmek emelimizin, şuurlu bir , ıslahtır. plânının mahsulü olur, i
Tarih iminden alınan derslere ' dayanarak bu hususta çok ti- i ite olmak mecburiyetindeyiz. I
Mazide bazı sahalarda esaslı 1 reform teşebbüsleri olmuş, fa- 1 kat bir cemiyetin hayatının bir 1 kül. bir manzume teşkil ettiği 1 unutulduğundan., münferit * mevzıılardaki hamleler, umumi 1 bir hareket, bir seyir İle ta- 1 nuunlanmadığından, desteklen- ’ ■Dediğinden neticesiz kalmıştır. ■*
Atatûrkün belki en dâhiyane muvaffakiyeti cemiyet tezahürleri arasındaki tesanüdü anlamış ve reformun İnkılâbın ancak bütün içtimai sahayı içine almak şartile neticelenebil eteğini kavramış olmaktır. Hattâ maddî terakkiler ile mânevi İnkişaf arasında da bir muvazilik lüzumludur. Bazı memleketlerde görüldüğü gibi maddi imkânlar ile mânevi hazırlıklar arasında muvazenesizlik olur İse, cemiyetin Ahengi muhakkak bozulur, hattâ bu fertlerin hayatında bile müşahede edilen bir realitedir.
Nezleye sebep olan mikrop bulundu
Amerikada Vaşington milU sıhhat enstitüsü profesörleri u-zun müddet nezle üzerinde yap tıkları tetkiklerden sonra, bu
hasta lığın mikrobunu bulmağa muvaffak olmuşlardır. Doktorlar nezlenin mikrobunu, nezleli bir hastanın burnunu, sütle yı-mak suretiyle elde etmişler ve elde ettikleri mikrobu yumurta içinde üretmişlerdir. Şimdi tavuk yumurtası içinde üretilen mikroplar sıhhatli bir kimsenin burnuna verildiği zaman sıhhatli kimsenin derhal nezleye yakalandığı görülmüştür ve bu şekilde kendi arzuları ile mikrobun tesirini görmek istiyen 60 gönüllüden 57 sİ nezleye tutulmuştur.
Yeni keşfedilen mikrobun temi. tababette V 14 A olarak tanınmakladır. Fakat doktorların söylediğine ğöre V 14 A nezlenin yegâne müsebbibi değildir. Çünkü nezlenin bir çok çeşitleri vardır. Ve V 14 A da yalnız bir cüıs nesle mikrobudur.
artistleri
Ati sntik paktı
Eski harbiye bakanı Stimson paktın tasdikini istiyor
Vaşington 20 (A-A.ı — Eski Harbîye Bakanı Henry Stimson, dün yaptığı bir demeçte, sıyan meclisi kuzey Atlantik paklım reddeder veya ihtiyatî kayıtlar ileri sürerek onu değiştirmeğe kalkarsa Amerikanın sulh ve hürriyet Eleklerinin tehlikeye düşeceğini söylemiştir.
Stimson, Ayandan Dul 1 es ve İves'e aynı mealde birer mektup göndererek bu düşüncelerini bildirmiş ve mûtedil bir silâhlanma programı yapılması gerektiğini izah etmiştir.
Diğer taraftan Cumhuriyetçi parti liderlerinden Kennc-th Werry perşembe günü oy verilmeden ewei söylenecek nutukları dinlemek için icap ederse bir gece celsesi yapılması hususunda yarın âyan meclisine bir teklif yapacağını beyan etmiş ve Werry Başkan Truman tarafından paktın Avrupanm si-lâhl andınlması için Amtrlkaya hiçbir mecburiyet tahmil etmediği hakkında yapılan beyanatın muhalefetin büyük bir kısmını ortadan kaldıracağını söylemiştin
Devlet Operası
Saadet Alp
Unıi” nurs
Muammer Esi
Nihat Kızıllan
Bu mevzuda sırf politik, partizanlık ölçülerinin üstüne çıkmak, adam intihabında hakikî kıymet ölçülerine bağlanmak zamanı gelmiştir.
Muamele vergisi reformu istişare heyetinin varacağı neticeler şimdiden tahmin edilemez, Ancak üzerinde dikkatle durduğu, durmağa mecbur olduğu esaslar bilinmektedir. Muamele vergisi, şimdilik tatbikatta, iktisadi hayatımızda bazı muvazenesizlikler doğurmakta. kanunî veya kanun dışı yollardan vergiden kurtulmak imkânım bulanlara dürüst mükelleflere karşı gayri meşru bir rekabet imkânı vermektedir. Bu tatbikat bir cemiyet için e" tehlikeli bir zihniyetin doğma-' sm» « kuvreUenmaiM «bep'
TÜLÜ*. Bajaa 9 «yakl
boyunda deve kuşlarına da te-Herhangi bir.sadaf edilmiştir.
Fakat hâlen nesli tükenmiş ', kuşlar arasında deve kuşların-11 da daha büyüklerine tesadüf j edilmiştir. Meselâ. Yeni Zelân-^îî^,Sn^Ç|tİada bulunan ve cins itibarly-n.imn«A «..-»i .«»»«.»«/i» sü-1 jg deve kuşlan na benzlyen Ma-- —. .J ayak yüksekllğindcdlr. Son zamanlarda Yeni Zelândada bulunan bir Mao iskeletinin yükseldiği lam 12 ayak gelmiştir. Bazı biyoloji kitapları Maoların 18 a-yak boyunda olduklarını yazıyorsa da, henüz bu boyda bir Mao'ya rastlanmamıştır. Mao-lardan daha iri ve daha kuvvetli diğer bir kuş da Madagas-karda yn^ıyan fil kuşlarıdır. Fakat bunların da nesil bugün tamamen tükenmiştir.
Dünyanın en büyük kuşu
Yeryüzünde temi bilinen kuşlar arasında en büyük kuş. Af-rikada ynşıyan deve kuşlarıdır. Hattâ bunlar o kadar kocaman mahlûklardır ki, deve kuşları ^ile kıyas edilecek ikinci bir kuş en j bulmak imkânsızdır. Afrikada . yaşıyanlan arasında bir erkek
Neriman lliin
arasındaki uçurumu derinleştirmektedir. r—*-—■- *-■-vergi tatbikatında dürüst olmıyan kazanır ise, ha-
, aıaûlııuil ueve
zUıeye karşı dürüst olmamanın da daha büyükierlne
insana bir falkiyet verdiği ze-
Ataturkün inkılâhçıllğı tetkik edilirken, yukarıda hatırlattığımız tesanüt, muvazilik, beraberlik kaideleri unutulur ise büyük inkılâpçının, devletin tasarrufu dışında kalması lâzım addedilen bazı sahalara müdahale etmiş olması izah edilemez ve gözleri ağaçlara saplanmış olanlar (orman) ı göremezler.
Bu beraberlik düsturundan mülhem olarak Maliye Bakanlığı gelir vergisinden sonra en bûyıik şikâyetleri mucip olan muamele vergisi mevzuunu ele almış ve bunu eski hazineci zihniyetinden tamamen ayrılarak, mâliyenin ekonomi hayatına bağlılığı esasını kabul ederek, ciddi bir reforma tâbi tutmağa teşebbüs etmiştir.
Nuru İlah Sümer'in Maliye Bakanlığından beri, bu Bakanlığın çalışma üslûbu, zihniyeti tamamen değişmiş, hazine ile mükellefi birbirine yaklaştırıcı, eskiden birbirine düşman sayılan bu İki ad arasında hattâ bir nevi işbirliği isteği yaratılmıştır.
olmazsa vergi mevzuunda mü-lı- ...T
, A-uıjıutII1J1 ucLLtıyı
k«f,U«ııdmM>Sı kanaati yayı- „ ^,ndat) j_10
lir ve yavaş yavaş en dürüst mükellefler, vatandaşlar bile bir nevi aşağılık duygusuna kapılıp prensip değiştirmeğe meylederler. Hattâ bu sahadaki inhiraflar, yavaş yavaş insanın cemiyetin bütün bünyesine sİ-' rayet eder ve umumi bir tereddi başlar.
Vergi tatbikatında titizlik, vergi sisteminde adalet. lobunun içindir. Bu bir devletin ■en ehemmiyetli prensip! olmalıdır. Muamele vreglsLnde, mükellefler arasında gerek pren-: tip, gerek tatbikat bakımından muvazilik esası herhalde re-, formun temelini teşkil etmek lâzım gelir.
Diğer taraftan tatbikatta mükellefin karşılaştığı sorlıık-lan asgari hadlere indirmek, vergi usul kanunu ile, mümkün olacak ve maliye ile mükellefin her günlük temas ye münasebetleri de yumuşak ve sıcak bir üsluba uyacaktır.
Maliye muhitinde sevnlç ve. şükran ile müşahede ettiğimiz zihniyet İnkılâbına karşı mükellefler muhitinde de devlet* zaruretlerine karşı dalız geniş bir anlayış beklemek lâzımdır. Muamele vergisinin alacağı şe-1 kil ve tatbikat mükellefin İstikameti üzerinde en esaslı bir, tesir yapacaktır.
Ingiltere -Rusya
Stalin-Kelly görüşmesi etrafında tefsirler
Kaza neticesinde feci bir ölüm
| Tirenin Saraylar mahallesinde ölümle neticelenen bir kaza olmuştur. Hâdise şudur: Saraylar mahallesinde oturan ’ Mestan Uzunun 13 yaşlarındaki kızı Mukaddes Uzun, evin yüklü günde bulunan yorganı alıp kar . deşi Yaşarın üzerine örtmek is-ı tediğl zaman, evvelce annesi tarafından yorgan İçerisine saklanmış olan çifte tüfeği birden 1 bire ateş alarak patlamıştır.
Çıkan kurşun yatmakta olan Yaşarın sağ kulağı arkasına İsabet ederek sırtına girmiştir.
Zavallı çocuk almış olduğu yaranın tesiriyle derhal ölmüştür.
Yapılan tahkikat neticesinde Yaşar Uzunun bir kaza neticesi Cevat NİZAMİ öldüğü anlaşılmıştır.
Moskova 20 (AP> — İyi haber alan kaynaklardan bildirildiğine göre, pazartesi akşamı. Krem lln sarayında Stalln ve İngll-terenln Moskova büyük elçisi Slr Davld Kelly arasında yapılan görüşme esnasında İnglilz-Rus münasebetleri ve her iki memleketi müştereken alâkadar eden meseleler mevzuubahls edilmiştir.
Bununla beraber, Slr Davld Keljy Associated Press muhabirine verdiği demeçte, bu ziyaretin Moskovaya tayininden sonra normal olan bir nezaket ziyaretinin çerçevesini aşamıya-cağını söylemiştir.
Yine, tahminlere nazaran, bu görüşme esnasında Kelly. İngiliz - Rus ticaretine de temas etmiştir, (Bıı mesele hatırlanacağı gibi, Slr Davld Kelly'nin. Sovyet başkanı Shvemik’e itimatnamesini takdimi sırasında d» bahis konusu olmuş ve başkan İki memleket arasındaki ticarî mübadelede bir artma imkânım Rusyanın İyi karşılıyaca-ğmı belirtmiştir. )
Moskovanın sabah gazeteleri bu görüşmeye birinci sahlfelerln de yer vermektedirler ve aynı zamanda da Moskova radyosunun sabah yayınında verilen ilk haber bu görüşme olmuştur. Gö rüşmenin vukuunu, pazartesi gecesi de, Moskova radyosu yayınlamıştır.
Nevzad Karatekin
Rejisör Rrneto Mordo
6. Saraylı iiçiiz kardeşler
Dün matbaamızı ziyaret ettiler. Sonra Vilâyete giderek Vali Kırdar tarafından kabul edildiler
Orhan Giinek
Selim Üııokur
Hayvan ihracı
Mersinden ihraca
başlandı
üçüz kardeşlerin Valiyi Ziyaretlerinden bir görünüş
Bilhassa mükellefin şikâyetlerine. düşünce ve dileklerine açık ifade İmkânı vermek için, rerormun hem mâliyenin, hem mükelleflerini ve ayni zamanda ilim müessese! erinin mü-messUk-rinden mürekkep heyetlerce hazırlatılması yoluna Ekilim iştir. Bu çalışma düsturunun «muamele vergisi reform. una da tatbik edildiğini şükran »e görmekteyiz.
Bu reformun esaslarını, tabii hrtiaari mahiyette, hazırlayan heyet de esaslı zümrelerin mümessilleri Maliye Bakanlığının kıymetli elemanları De karşılaşmış bulunmaktadır ve bu karşılaşma çetin bir çarpışma mahiyetinde olmamış, mâliyemize hâkim olan yeni ve geniş sflıniyet sayesinde derhal samimi bir işbirliği yaratmıştır. Mallvr muhitimize kısa bir za-mantİB bıı yeni zihniyeti aşılayan büyük devlet adamlarımızı şükran ile anmak bir borçtur
Eski, dar hazine mnefeati, zihniyeti yerine bugünkü maliyeci) erimizin bilhassa »iktisatçı» görüşlerini İkame etmiş olmak çok büyük bir boşandır. Fakat unutmamak lâzımdır ki böyle bir boşan gökten İnmez, ancak ıslahı lâzım gelen muhite memleketin en kıymetli elemanlarım sokmak ile elde edf-l lir. Bugün Maliye Bakanlığının
Komünist köuvveUeriA Şanghay şehrine girişi
Galatasarayın ilk kısmındaki meşhur Üçüz kardeşler. Önder, Ender ve Tunçer dün matbaamızı ziyaret etmişlerdir.
Her üç kardeş bu sene pek iyi deerce He üçüncü sınıftan dördüncü sınıfa geçmişlerdir. Üçüzler yakında Yeşllköydeki pansiyonlu okuldaki kampa gidecekler ve tatillerini orada geçireceklerdir.
On birer yaşına basan bu sevimli çocuklar, dûn Vali ve Belediye Başkam Dr Lûtfl Kır-dar'ı da ziyaret etmişlerdir. Vali Lûtfl Kırdar. bir batında doğarak pek büyük itinalarla büyütülen bu üçüz kardeşlerin ziyaretinden mütehassis olduğunu söylemiş ve çocuklara büyük bir alâka göstermiştir. Çocuklar bu araçla sağlık müdürü Dr. Faik Yargıcıya da tanıtılmıştır. Sağlık müdürü da üçüzlere büyük bir yakınlık göstermiştir.
Üçüz kardeşlerin, beş yaşında Tamer teminde bir de küçük kardeşleri vardır. Ciddi bir rahatsızlık geçiren Tamer'in sıhhatini sorduk
Tunçer dedi İd:
— Bu sabah yine buraya gelmek için hazırlanırken Tamer de gelmek istedi. Babam onu Eölürmiyeceftlnl söyleyince ağlamağa başladı. Nlhnyet annem, sen! Salıpazanna götüreyim de oradan karpuz alalım deyince ağlaması durdu.
— Yolda sizin üçüz olduğunuzu anfayan olmuyor mu?
önder;
— Bizim üçüz olduğumuzu, herkesin anlamasını istemiyoruz. Bunun farkına varan gözlerini bizden ayırmıyor, biz de bundan hoşlanmıyoruz. Bunun için vapurda olsun tramvayda. olsun hattâ sinemaya gittiğimiz, zaman biz Tunçer İle beraber otururuz. Ender de yanımızda- ( ki büyükle beraber olur. Bu su-' retle ayrılınca üçüz olduğumuzu farkeden olmuyor, dedi.
— Bugün yolda gelirken size dikkat eden olmadı mı?
Ender dedi ki:
— Kadıköy iskelesinde vapur bekliyorduk. Üçümüz bir arada idik Bir yaşlı hanım teyze bize baktı güldü. Biz de ona güldük. Teyze bir çocuk çağırarak bizi gösterdi, o da bize güldü Der-’ Jcen yanlarına bir hanım ile bir çocuk daha geldi. Onlara da bizi gösterdiler. Hepsi birden bize bakmağa başladılar. Ben kardeşlerime, aman dağılalım. yoksa bütün yolculara bizi gösterecekler, dedim. Biz oradan diğer salona geçtik. Vapurda da bizi aradıklarını gördük saklandık. Bizi bulamadılar.
— Tatilinizi nasıl geçiriyorsunuz?
— Top oynuyoruz, bisiklete biniyoruz. Deniz kenarına gidip yüzenleri ve sandalla gezenleri seyrediyoruz. Ders de çalışıyoruz.
■— Denize giriyor musunuz?
— Doktor izin vermiyor.
Büyüyünce Tunçer ile önder mühendis, Ender avukat olacaklarını söylediler. S. G ,
Mersin 19 —Ticaret Ofisi, Filistin resmi makamlariyle yaptığı müzakerelerden sonra bu memlekete her ay 150 ton sığır eti konservesi ihracı hususunda bir anlaşmaya varmıştır. Fiat üzerinde de mutabakat hasıl olduktan sonra Fiilstine sığır eti konservesi ihracına başlanacaktır. Ticaret Ofisi, ihracat hususunda dahildeki bir firma He anlaşmıştır. Konserve. Yahudi hahamlarının kontrolü altında yapılacaktır. Bilindiği gibi, Mıı-seviler domuz eti yememekledirler.
Diğer taraftan dünden itibaren şehrimizden hayvan ihracı başlamıştır. İlk olarak Ürdüne 800 baş canlı hayvan ihraç edilmiştir. Bu ihraç mevsimi İçerisinde limanımızdan 100 bin baş hayvan ihraç edileceği haber a-hnmıştır. Bu ayın 15 inde baş-iıyacak olan canlı hayvan ihracına Ticaret Ofisi dc ihracatçı tacirlerle aynı hak dahilinde katılacaktır Bu arada Yunanls-tana 500 bin dolarlık sığır sev-ked ilecektir.
Mareşal Manstein'irı mufla kemesi
Londra 20 f A A.) - Eski Dışişleri Bakanı Lord Simon, harb suçlarından yargılanacak olan Mareşal von Manstelnln müdafaası için para toplanmasını tasvip etmiştir.
Times gazetesinde yazdığı bir yazıda Lord Simon, şöyle demektedir:
Mareşal Manstein'in parası yoktur. Eğer dâvası buradaki mahkemelerden bilinde cereyan edecekse fakrühali sabit bir şahıs sıfatiyle müdafaasını yapmak için umumi gelirden -faydalanmasına müsaade edilecektir. Lord Leşli ve Lord Bridge-man’ın Mareşal Manstein'in mü dafaasının İngiliz avukatları taraffndan yapılmasını sağlamak üzere lâzımgclen parayı ö-zel kaynaklardan temin için çalıştıklarını görmek bize teselli veriyor. İngiliz haysiyeti namına bu işte yardım etmek isti— yenlerin adedi çoktur.
Emniyet Sandığı Bursa da bir şube açtı Bursa 20 (AA.) — İstanbul Emniyet Sandığı burada bir şu be açmış ve teşkilatını tamamlamıştır.
heyecan, ve telâş içinde idi. Fa>-|nwıra,
umu. Hal duran vapurlar
|ı satışına buç! anm ı jlır.
U.U0Z1)
[EV - KADIN - MODA
Esmerlik mo
dası geçmiş
Çabuk esmerlemek ve tekrar beyazlığa dönmek usulleri
Senelerden beri yazm bu sıcak aylarında, kadınlar plajlara koşarlar, deniz ve güneş banyosu yaparak ciltlerini ne kadar esmerleştirmek mümkünse esmerleştirirler, yakarlardı. Zenci rengine yaklaştık-' ça sevinç ve İftihar duyarlar, j şunu, bunu kıskandırırlardı.
Fakat bu sene İş değişmiştir. Eski zaman modalarını kabul ettirmeğe uğraşan bazı terziler, güneşe karşı şemsiye kullanmağı tavsiye ederek birçok müşterilerine ciltlerini süt beyazı muhafaza etmek arzusunu aşılamışlardır.
Şemsiyeden maada plajlarda giyilecek muazzam şapkalar ibda etmişlerdir. Bunlar o kadar büyüktür ki arkadan bele kanar sarkmakla, vücudiın güneşten yanmasına mâni olmaktadır.
Her yeniliği kabul etmeğe ha- | zır olan, kadınların mühim bir kısmı, ciltlerini esınerletnaekten' vazgeçmişlerdir. Plajlara git-' tikçe yüzlerini, kollarını güneş-ten korumak için bazı tertip İlâç’ar kullanmaktadırlar.
Bu İlâçlar arasında en kullanılan losyonun tertibi dur:
Altı gram sülfat dö kinin,] yirmi gram gliserin, yüz elli; santimetre mikâbı su üe karış-1 tınlarak yüze ve dekolteye sü-rülmektedir.
Bu İpsyon cilt ile güneş ara-
çok şu-
Lâcivert, beyaz renkli elbiseler daima giyilir. Her mevsim-smda bir"perde vazifesi görmek- de, terzi koleksiyonlarında bu te. kinin, güneşin cildi yakma- tarz elbiseler mutlaka bulunur-sına mâni olmaktadır. ltlUı fakat bu yaz bu İki renk o
Mkat ta turaleltere, eü- Eator kelcni)ea 01.
nesten yanmış esmer bir vucut
S«aSUSmı İleri süren Bir kı- »"■>- basmadan olsun ipekliden sim terziler bu defa da bu gibilere sunî surette ciltlerini yakmanın yolunu göstermişlerdir. Her şeyin kolayını bulan terziler bu iş İçin permanganat dö potası kullanmışlardır.
Elli gram vazeline on gram lânolin. İki gram permanganat karıştırılarak pomat hâline ge-' tir ildikten sonra yüze ve vü-!
olsun bu renkler tercilı ediliyor.
1 — Beyaz ve lâcivert ketenden karışık olan bıı elbise pek sadedir. Elbise lâcivert, kollar ve eteğin aşağısı beyaz ketendir. Lâcivert sutaşla beyaz ketenin. üzeri işlenmiştir.
2 — Lâcivert büyük çiçekli basmadan kloş etek, lâcivert yün yahut koton pcrle örme sveterle giyiliyor.
3 — Lâcivert keten elbise. Yakanın ve eteklerin etrafı beyaz pamukaki ile lestoıı işlenmiştir.
Fay dal t bilgiler
Beyaz ipekîileı-in sararmaması için ne yapmalı?
Beyaz ipekliler yıkana yıkana cüda sürülerek IçiriJmektedir. sararır ve garip bir retık alır-Bu pomadın mahzuru yağlı ol- ]ar.
masıdır, parlıyan ciltten hoş-] ipekli bluzların, kombinezon-lanmıyanlar sadece suda eritil- îarın ve erkek gömleklerinin miş permanganatı kullanıyor- sararmaması için glymezden lar | evvel süt içerisine batırıp ıslat-
Yumuşak bir fırça İle vücuda ma.li. Bir saat sonra çıkarıp yı-sûrulen bu ilâcı çıkartmak için karnaIı. Eğer ipekliler sararırsa bir iki defa limon suyu ile cildi bardak su içerisine bir
silmek kâfi imiş. Cilt eski ren- buçuk çorba kaşığı amonyak ve glııe avdet edermiş. 'dört çorba kaşığı ispirto karış-
t,rmah' bu su lle ‘Pekhyi yıka-İVUIW OUMa durulamalL
Bir havluya sarıp suyunu çektirmen. hafif nenıli iken ter-I sinden ütülemell.
riinden çıknuyarak. her söyle- mall TCmi2 suda nene boyun eğen bu kadınlara şaşmamak elden gelmiyorl
kol reverîeri çok kullanılıyor.
* Basma elbiselere siyah ru-
Mahkeme Koridorlarında
Çocukları görünce kurt masalını hatırlıyorum!
Bu
Hünkârbeğendin makarna
500 gram makarnayı tuzlu suda haşlamak. Dön beş patlıcandan da hünkârbeğendi pişirmen. Bir iki iri domatesten salça hazırlamalı. Küçük bir tepsinin dibini yağlaınalı, dövülmüş toz halinde galeta serp-mell. İnce bir kat makarna döşemeli, üzerine rendelenmiş kaşar peyniri, fındık büyüklüğünde iki üç parça tereyağı, bLraz domates salçası koymalı.
Üzerine bir kat hünkâr beğendi. bir kat makarna, peynir, salça, tekrar hünkâr beğendi, domates salçası, en üzerine makarna ve bol peynir koyduktan sonra fırında pişirme lj.
Bu yemeğin her katı araşma arzu edilirse, karabiber serplle-billr.
MODA HABERLERİ
* Plajlarda siyah ketenden yapılmış sandal biçimi ayakka- gan kemer takılıyor.
bı giyiliyor. | Japone kollu elbiseleri omuz
* ipekli elbiselere kemer ye- üzerinden üç dört düğme üe rine bele büyük eşarp bağla- iliklemek modadır.
nıak taammüm ediyor. * Saçlar gittikçe kısa kcsili-
* Pikeden büyük yakaları ve yör.
f-----•------------------------------I
Kızlara Suikast
ZABTTA ROMANI
Yazan: Agatha Christia Tercüme eden: Vâ • NÛ
. _______Tefrika No. 54 ■
Aheste bir ifade 11c dedi ki: 1 — Doğrudur... Philip Buçkley
Avuatralyada buludugu sırada,| şayet ben kendisine yardım etmeseydim... Yok, hayır, bundan bahsetmemeğl tercih ederdim... B>ı .öyle bir sır ki, daimi şekilde saklamağı isterim. Magdala. bu esrarı babasından öğrenmiş o-lncak. Buraya gelip oturuşumun sebebi de, Phlllp'ln bize o kadar bahsettiği Netameli Ev t görmek içindi. Zavallı yavrucak Nick; b.Hia karşı duyduğu minnettarlığı bu şekilde ifade etmek İslemiş. Yanında olmamız İçin, yani aynı evde birlikte oturalım diye o kadar ısrar etmişti, lâkin biz l.ıi teklifi reddetmiştik. Nihayet bize küçük pavlyonu verdi. Hiç kıra kabul etmeksizin bizi orada oturttu. Âlemin dedikodusundan kurtulmak maksadlyle. kira veriyormuş gibi bir tavır takını-
Müşküllere cevap
Ahu dudu likörü
Fatih Kıztaşı caddesi No. l\ Ayşe Melih. Ahududu likörü tertibi:
Yarım kilo ahududuyu ayıklayıp tülbentten sıkarak süzmeli. Porselen bir kap içerisine koyarak serin bir yerde bir iki saat
Muallimler Birliği T erbiye K ongreti
Evvelce yapılacağı haber verilen Muallimler Birliği Terbiye toplantısı Maarif şûrasının konulan hakkında bir hazırlık olmak üaere M temmuz cuma ve 13 temmuz cumartesi günleri saat 14.30 da üniversite fen fakültesi salonunda yapılacaktır. Memleketimizdeki ve dünyadaki pedagoji hareketleri üzerinde görüş teatisi maksndıylc her yıl yapılmasına birlik terbiye encümeni tarafından karar verilen bu toplantılar münakaşalı ola-caktır.Yapüan tebliğler ve rapor iar üzerinde yalnız Muallimler Birliğinin asli âzası münakaşaya iştirak edecektir. Aslı ve dinle-
Elli beşlik bir sat koridorda dolaşan beş alfa yaşlarındaki çocuğu azarladı:
— Çekil buradan, yumurcak. Öbür tarafta dolaş.
Biz yaklaştık, sinirli bir eda ile homurdandı:
— Yanıma sokuldukça tüylerim ürperiyor.
— Çocuktan hoşlanmıyorsunuz öyle mi?
Yüzünü ekşiterek mırıldandı:
— Huyumun bu kadar ça-' buk değişmesine ben de şaşıyorum.
— Olabilir. Oruçtan sinirleriniz bozulmuştur belki.
— Yok, evlâdım. Oruç meselesi değil, çocuk meselesi. Ben çocukları çok severim Allah bağışlasın, iki tane torunum var, evin kapısından girdiğim zaman ikisini birden karşımda görmezsem ü-zülürüm. Fakat dünden beri tabiatım değişti. Çocuklara karşı âdeta nefret duyuyorum. Bu değişiklikten ben de müteessirim amma, elim- Kırarak koşmağa başladım, de değil, ne yapayım? Soğu- Baktım ki cocuk kucağında, dum bir defa.
— Torunlarınız fazla ya- Geriden benim
ramazlık yaptılar galiba. 17 —— - —-
— Ne münasebet? Çocu- kızlı koşmağa başladı. Kala-
ğun yaramazlığından kati- balık arasında çocuk da bilyen sıkılmam ben. Çocuklar tarafa sıvışıp kayboldu. Ba-kendilerini yaramazlıkla-. lıkpazarı tarafına doğru kariyle sevdirirler. I çarken yakaladılar herifi
— Peki, ne oldu da çocuk- , «Siz kimsiniz, benden ne Islardan soğudunuz?
— Polisin yanında duran
su alçak herifi görüyorsunuz ya, çocukları gözümden düşüren odur iste. Parmak kadar sıbyanın ahlâkını bozup cürüm işlemeğe alıştıran bu alçağı ipe çekmek lâzım, bey. Sonunda bu işin ıçin-Hatırladıkça sinirlerim bo- den zararsız çıkmışsınız, zu’uyor, şuracıkta herifin — Zarardan ziyade çocuk gırtlağını sıkacağım geliyor, meselesine sinirlendim. Ba-Onun yüzünden isi gücü de cak kadar yumurcağın vap-bıraktım, iki gündür kara- tığı oyunu görüyorsun va kollarda, mahkemelerde do- Kucağımda kurt masalı anlaşıyorum. | latarak oyaladı, sonra baba-
— Sizi bu kadar üzen hâ^sına soydurdu beni. Büvii-dise nedir?
— Üzülmemek kabil mi, efendi oğlum? Vapurla Bo-ğaâçinden geliyordum. Beş altı yaşlarında bir cocuk peyda oldu. Güzel, sevimli bir oğlan cocuğu. Kanapele- çocuğu kovuvorum. rin arasında bir müddet dolaştıktan sonra benim vanı- Şirretlik yüzünden ma yaklaştı. Pek dilli bir Sorduk: şey. Cıvıl cıvıl konuşuVor. E- j linden tutup yanıma çektim, sevdim, konuştum. Bir aralık; «Bey amca., ben yoruldum. Kucağına al da biraz oturayım» dedi. Hemen
onu da anlatayım» dedi, esnada şu adam geldi. Çocuğun babası imiş. «Gel bakayım, kerata. Beyefendi amcayı rahatsız ediyorsun,' diye yavrucağı azarlamağa başladı. «Bırakınız, otursun. Çocuğu cok sevdim, konuşuyoruz» dedim. «Teşekkür ede rim. Sizin arzunuza itiraz etmek itemem amma vapur Köprüye yanaşıyor. Acele i-şim var. Müsaade edreseniz çocuğu alayım da bir an ev- î vel çıkayım» diyerek yanıma sokuldu, çocuğu kucaklayıp Rötürdü. Biraz sonra ben de kalktım. Vapurdan çıkarken ceplerimde biletimi araştırmağa başladım. Bir de baktım ki yeleğimin cebinde saatim vok. Evden çıkarken cebime kovduğumu iyi biliyorum. Telâş içinde elimi ceketimin ic cebine soktum, eyvah, Dara cüzdanım da yok. O zaman aklım başıma geldi; «Çocuklu adamı yakalayınız. Beni soydu» diye ba-
Eminönüne do&ru kaçıyor, sesimi duyunca çocuğu bıraktı, daha
(«sız Kimsiniz, oenaen ne ıs-I tiyorsunuz» diye gürültü e-derek savuşmağa kalkıştı amma bırakır mıyım vakası nı. Karakolda cüzdanımı da saatimi de cebinden çıkardılar.
— Geçmiş olsun, amca
düğü zaman kendisinin nasıl bir şerir olacağını düşündükçe fena halde sinirleniyorum. Dünden beri yanıma bir cocuk yaklaşsa derhal kurt masalını hatırlıyorum.
Maznunla da konuştuk akıyor.
yici âzaya davetiyeler gönderilmiştir.
Bu toplantıya iştirak edecek rapor sahipleri arasında Halide Edip Adıvar'ın (Demokrasi ve terbiyeJ, Prof. Ali Fuat Başgil’ln (Hürriyet ve mektep). AH Rıza Koral'ın (Mektep terbiyesinde muvaffakiyetin şartları), Prof Ali Nihat Tarlan'ın (Millî terbi-
ye meselesi), Prof. Ziyaaddin Fahri Fındıkoglunun (Liselerifj mizde felsefe öğretmeni), Prote-x Tevflk Remzinin (Cinsi terbi t-1 ye meseleleri), Pedagoji fakulj— tesl doçentlerinden Mümtaz Tar han’ın (Maarifimizin ana daraçta lan). Doçent Rcfia Şemin'lnw (Demokratik terbiyeı Prof. HK-rC mi Ziya Ülgenin 'iş tenevvuu 1^2 tıyacı ve lisenin kıf:ıyeLsi2İı^Li.(/) Nezahat Nurettin Ege'nin (De-gj mokrasllerde üniversite anlayı-*^ 51). Semahat Saven'in ıMuhte--. lit terbiye), Doç Nurettin Top-S? çu'nun (Milli terbiye ı. RosihE
Erhanın (Edebiyat öğretimi) ve1-Nurettin Ergin'ın 'Bu gühfcü**’ muallim yetiştirme sistemleri^ mizaç reform ihtiyaçtı gıbl..jQ mevzular ve şahıslar bulunnıak-fl) tadır. "çg
Yakında toplanacak olan Ma-Qj arif şurasına bir hazırlık mai-U-yetinde olan bu İlmi toplanlılaO muallimler arasında çok alâka uyandıracağı tabiidir.
. , . „ ; , ... , raz oturayım» ueaı. nemeıı
bırakmalı. Sıkılan suyun üze- kucaklavlp dizime Oturttum, rirde hami olan kopuğu kepçe Bana ma5aJ arüatmağa baş. ile almalı. 750 gram şekeri ko- ]adl Bir kurt varmış, dere-yu kestirmeli, ahududu suyuna' nin kenarında kuzuyu gör-karıştirmalı ve yarım litre 50'müs; ^Gel seninle beraber derecelik ispirto İlâve etmeli. I arkadaşlık edelim» demiş.
Filtre ettikten sonra şişelere taksim etmeli.
Güneşten hasıl olan çiller
Sıcak havalarda güneşte uzun müddet kalanların yüzlerinde çiller hasıl olmaktadır. Tarif edeceğimiz basit losyon bu çlr-
Kuzu da; «Annem şu ağacın altında yatıyor. Beraber gidelim de ondan izin alalım» demiş. Kurt sevinmiş, evvelâ annesini yakalayıp yemek i-çin kuzunun peşine düşüp gitmiş. Ağacın arkasından çoban çıkmış, tüfekle kurdu öldürmüş.
Çocuk o kadar tatlı anla-
kinliği geçirir.
İki üç demet maydanoz alıp bir tencere su içinde yarım saat kaynatmalı. İki gün hail -özete lerkettikten sonra ince bir tülbentten süzerek bir şişeye I w ______
doldu'rhıalı. Güneşe çıkmadan' tıvor ki öbiir yolcular da can. evvel bu mahluta bir pamuk ba-] kulağıvle onu dinliyorlar, tırarak yüze sürmeli. Bu los-‘ Masalı bitirdi, etrafına bak-yon çillerden, lekelerden yıizü ta; «Bey amca, bir tane kurt korur. ' masalım daha var. İstersen
— Çocuğun nerede?
Dişlerini gıcırdattı:
— Ne bileyim ben? Dünden beri eve gidemedim ki çocuğun vüziinü göreyim.
— Senin çocuğunun marifetleri de varmış. Kurt masalı söyliyerek sana vardım ediyormuş.
— Bırak, bu lâkırdıları, bev kardeşim.
— Lâkırdıyı bıraaklım amma cüzdan, saat meselesini ne yapalım? Su adamcağızın eşyası senin cebinden çıkmış.
— Ben bunu inkâr etmiyorum ki. bev birader. Saati dc, cüzdanı da iskelede çocuk bulmuş, bana verdi. Be.ı ( de karakola götürüp teslim; edecektim.
— Sahibi arkandan bağı-i rmca niçin kaçtın ya?
— Kabul etmem. Kaçmadım. Sesleri duyunca biri kaçıyor zannettim, yakala-1
Fransız plajlarında ortaya çıkarılan yeni elbise mudillerinden
mak için beıi de koşmağa başladım.
Dişlerini gıcırdatarak kalktı, memurla beraber mahkeme salonuna girdi,
Ce. Re.
yorduk. Kontratlar İmzalandıktan sonra, o, bize, paramızı iade ediyordu. Eh, haydi bakalım, şimdi karşıma biri çıksın da, şu dünyadan vefa ve minnettarlık hissi kalktı diye iddia etsin, göreyim! Artık, elimde, bu vasiyetname gibi bir vesika olduğu için, o İddiacıyı mahcup vaziyete düşürürüm.
Odadakller arasında, derin bir hayret hükilm sürüyordu. Polrot Vyse’e baktı.
— Bu hususta bir şüpheniz var mı? — diye sordu.
Vyse, hayır mânasında başını salladı.
Philip Buckley’İn Avustarlya-da oturduğunu biliyordum. Fakat (bayan Croft’a istifhamla baktı) orada, bir skandnJa maruz kaldığını bilmiyordum.
— Beyhude... Ağzımdan tek söz alamazsınız. Bu meseleden
hiç kimseye bahsetmedim. Şimdiden sonra da, elbet, ağız açacak değilim. Bu sır. mezara benimle beraber girecektir.
Vyse, ısrar etmedi. Oturmuştu. Masanın üzerine, kurşun kalemiyle vurdu.
Polrot, avukata Iğıkli:
— Şunu anlıyorum ki. bay Vyse, en yakın, akraba olmanız dolayıslyle, bu vasiyetnamenin doğruluğunu kabul ediyorsunuz. Bahis mevzuu olan büyük bir servettir, öyle bl rservet ki vasiyetname yapıldığı zaman mevcut değlidi, sonradan mevcut oldu.
Vyse, arkadaşıma lentavi bir ifadeyle baktı.
— Vasiyetname, kusursuzdur. Kabul edilmesi lâzımdır. Rahmetli kuzenimin son arzularına karşı koymak aklımdan geçmi-yecektlr.
Bayan. Croft, takdirkûr, ona baktı:
— Siz, namuslu bir zatsınız, efendini. Bir ziyanınız olmaması için gayret edeceğim.
Charles, civanmertçe olmaktan ziyade hayslyetşiken olan bu son sözler karşısında biraz sarsıldı.
Bay Croft. glzleyEsupdiûi bir sevinçle, karısına döndü:
— İşte böyle anne:-ik... — dedi. — Demek, hesapta böyle bir sürpriz de varmış. Nick, niyetlerinden bana hiç bahsetmemişti. .
Bayan Croft, mendiliyle gözlerini örttü:
— Zavallı çocuk! Şu anda büzleri görmesini ne kadar arzu ederdim. Klmbllir, ihtimal görüyordur da...
Poirot:
— İhtimal... — dedi.
Ansızın, beyninde, dahiyane bir fikir bellrdL Gözlerini etrata gezdirdi.
— Bir düşüncem var. — dedi. — Mademki hepimiz bir masa etrafında toplandık, bir tepir tizma sahnesi tertipliydim.
Bayan Croft, gucunarak:
— İspirtizma mı? — dedi. — Canım, böyle şey olur mu?
— Evet, evet, olur Gayet d .■ enteresandır. Aramızda bulıı-l narı arkadaşım Haslhıgs'in peîc kuvveti! bir medyum kabiliyeti vardır. Ahretle irtibat temtn etmek için bundan âlâ fırsat yoktur. Vaziyet pek münasip. Eğer siz de bu fikirdeyseniz, tercd- da, Poirot, yerinden kalktı. A-
[lığında başlanmıştır.
birden hortlağı gördük. Beyazlara bürünmüş bir müphem şekildi bu. Kapının çerçevesi içinde, eşikte duruyordu. Nick Buckley,
Yavaş, sessiz adımlarla İlerliyordu. Karanlıklar İçLnde yüzer gibi bir hali vardı. Tabiilin fevkinde bir mevcudiyete benziyordu. Dünyada nadir tesadüf edilir, yaman bir aktrla olduğunda şüphe yoktu.
Nick, zaten, evcice de Netameli Evde bir rol oynamak arzusunu bize söylememiş miydi? İşte şimdi bu emeline kavuşmuş bulunuyordu. Ve vazlfeslnL gayet kusursuz, harikulade bir muvaffakiyetle yapıyordu.
Yürüyüp duruyordu kİ, birden bire, sükût, nihayete erdi.
Tekerlekli koltuğun bulua-ğu noktada boğuk bLr ses çıktı. AvusturyalI bay Croft' un gırtlağı öttü Kaptan (Challeııger bir küfür savurdu Charles Vyse, iskemlesini geriye sjirdü. Lazarııs, ileri doğru izandı. Yalnız Freddie, hiç bir ! harekette bulunmadı.
Bu sırada, keskin bit feryat, I kulaklarımızda çınladı; Etlen, ou siraji, üepımi2 iskemlesinden fırladı
(Arkası vaJI
yaklartnın ucuna oasarak iskemleme yaklaştı. Sonra yerine dönüp alçak sesle dedi kİ:
____ Evet... Vecd hali denecek derin bir dalgınlık haline girdi... Umduğumuz mucizeler meydana gelmekte geclkmlye-cektlr.
Karanlık içinde kıpır dam atsızın oturmak, üstelik de herkesin dikkatinin çevrilmiş olması rahatsız ediyor, doğrusu. Şahsan, büyük bir asabiyet duydum. Buna rağmen, üzerime aldığım rolü sadıkane oynamakta devam ettim.
Bir oyun oynanıyordu. Oy-. nandığını da. sırf ben ve Poirot biliyorduk. Buna rağmen, yemek odasının kapısı ağır ağır ı açılmağa boşlayınca, yüreğim ağzıma geliyor sandım. Hiç gü-
düt etmiyelim. değil mi. Has-
tın gs?
Dostumun bana bol keseden izafe ettiği medyum kabiliyetinden hiç de iftihar duymamakla beraber teklifi kabullendim.
— Hele çok şükür. . Zaten kabul edeceğini biliyordum, çabuk, ışıkları söndürünüz.
Gözle kaş arasında, Poirot a-yağa kalktı, düğmeleri çevirdi. Hazırun itiraza imkân bulamadan. seans, emri vaki halinde kendilerine kabul ettirilmiş oldu. Ben. kendi hesabıma, herkesin bu aksül&meisizliğinl, vasiyetnamenin yarattığı havaya atfettim.
Odanın içinde tam bîr karanlık hüküm sürmüyordu. Hava o kadar sıcaktı kİ, pencere açık bırakılmıştı. Birkaç dakika zûr-1 rültü olmuyordu. 'Bu kapının fında karanlığa aiışıp. gözle- j pek az evvel iyice bağlandığı rim eşyayı tefrik edebilmeğe i aşikârdı.) Mecliste herkesi bir başldı. Yüreğimden Polroi'yai ürperme aldı. HortlaK hikâye-' küfürler yağdırıyordum. Çünkü Icrlnde dinlediğimiz o donduru-nıedyumlulıian, Işpirtfejmadıân' cu rüzgâr salonda esti, falan hiç hoşlanmam. j Hakikatte, bu, elbette, bah-
Bununla beraber, gözlerimi çe târafında kaiden açık bıra-kapadım. Gürültülü gürültülü i kılmış pencere Ue Kapı arasın-nefes almağa koyıı'.dum O an- da e.-en bir rı':-2îr i ibaretti.
İşte tam


V. S,W Oje 13J0 11.18 10.JG 22J11 •
J teftiş edecek Ur.
uurusı
BaMfe 7
21 Temmuz
^ Yankesici kadın^
EUROPE* Dergisin-1 1 mayısta MO6kQvada Sovyet
in ablukasını kaldır- radyo bayramı kutlandı. Yapı-
l
f
maliktir. cı memleketlerde hizmet görmüş dlniiyebi-, ve oradaJti hayat tarar ve İdare hükümet sisçe mi hakkında geniş b«r hil-partlsl İr | gj edinmiştir.
(gizil po-[
Bir ya 2 akşamı îdi: Arkadaşım Fiyerie beraber bulvarlarda do-mpjorduk. Bir aralık bir sinemanın ışıklar içinde yüzen kapça önünde durduk. Arkadaşıma dönere!;.
_ Haydi İçeri girelim diye teklif ettim.
Ptycr cevap vermedi. Gözlerini. filmin resimlerine bakan, ince, uzun, çok şık. çehre hatları nazik. sçalan sapsan bir kız üzerine dikmişti. Bir kaç dakika sonra arkadaşım:
— Sinemaya girelim dedi.
İşi çaktım. Sarışın k» sinemaya girdiği İçin Piyer de girmeğe karar vermişti Gişenin önüne varınca Piyer, iki bilet aidi Ben Mrtnin benim İçin oldığmu san. mıştını. Fakat zatınımda aldan-dun Piyer yalnız kendisi ve sarışın kız İçin, bilet almıştı. Biraz sonra salonun içinde onları kaybettim. Ben de arka tarafta bir yere oturdum.
Piyer, günlerce yazıhaneye uğramadı Nihayet bir gün akşam üstü, neşe İçinde ve gülerek içeri girdi Kendisine sordum:
— O sarışdk kızı bir daha gördün mü?
— Görmek de sök mü? Her giin buluşuyoruz. Tahmin ediyorum ki. kim olduğunu öğrenmek istiyorsun. Sana doğrusunu töyDyeyim mİ? Ben de dul m«. rvii mi. faz mı. zengin mi, fakir mi çakşır mı. çalışmaz mı, evi nerededir bilmiyorum. Fakat diğer hususlarda ondan çok memnunum. Grizelda ideal bir kadındır doğrusu!
— Adı Grizelda mı? ,
— Onu da bilmiyorum. Fakat kendisini o isimle çağırmamı söyledi. Altın gibi temiz bir kalbi vardır Zaten onu görünce kendin de sSelerlme kani olacaksın. Bu akşam üçümüz beraber yiyeceğiz.
O akşam Mazimde yemek yedik. Şunu peşinen söyliyeyim ki. gen*: kadını yafandan görünce, onu sinema dışında gördüğüm zamankinden daha güzel buldum. Grizelda hakikaten enfes bîr kadındı. Çıldırtıcı Nr sadeliği vardı. Yapma hiç bir hareketi yoklu Etvaır ve harekatı çok nazikâne idi. Memur veya müstahdem mi idi? Onda bürolarda veya mağazalarda çalışan kadınlarda mevcut olmıyan bir eda vardı Maceraperest miydi? Bin defa bayır. Sergüzeştlere bayılan ve kolayca elde edilen bir kadın mı? Hayır bu da değil. Çok detil toplu bir kadın görünüyordu Öyle kışkırtıcı ve ayartıcı bir hali yoktu. Fakat bir aile kadını da geceleri geç vakitlere kadar sinemalarda ve eğîen-ee yerlerinde dolaşmaz ya... Şuna da îlâve edeyim kİ Grizelda, oldukça kültürlü ve zeki bir kadındı da.
Ertesi gün Piyer. yazıhaneme geldiği zaman:
— Senin Grizelda» bulunmaz bir hazinedir diyerek kendisini tebrik ettim. Arkadaşımın gözleri sevinçle parladı.
— Hayatımda onun ne büyük bir mevki İşgal ettiğini bilmezsin. Öyle sanıyorum kİ onsuz bir
dakika bile yaşayanuyacoğım. ' dedi ve biraz sonra ilâve etti:

— Bugün randevuya gelmezse onu nerede arayacağımı bilmiyorum. Feci bir vaziyet değil mi?
— Onu takip etsene...
En basit mantık bunu Içap ettiriyordu. Fakat âşıfan mantıkla hiç bir alâkası yok. Piyer, tavsiye ettiğim gibi sevgilisini htoBcutirmcksizin takip edeceğine. kendisini takip ederek istediğini öğreneceği tchdlrfrte Gr ize id avı sırrını söylemeğe kandırmağa çalışmıştı. Bu, bir UbJye hatası idi. Çünkü Ori-ıt-Jda. arkadaşımın bu sözlerinden fena halde sinirlenmiş ve Peline düştüğü takdirde münasebetini derhal kesmekle onu tehdit etmişti, Arkadaşım, bundan korkmuş ve sevgilisine bir daha bundan bahsetmemişti
Aradan bir kaç haftu geçti, Piyer bir akşam yazıhaneme mahzun va meync geldi:
— Grizelda gitti. Bugün bn-hışacağımiz yerde onu beklerken, bir çocuk gelerek bana şu tezkereyi verdi: »Gitmeğe mc-c-burtırn. Gaybubetim, üç ay sürecek 15 ekim günü akşamı «âe-t altıda Selekt otelinin ho-Jiinde beni bekle.»
Bu ÜC ayı Piyorin ne büyük tetırapltır içinde geçirdiğini yalnız bir Allah bilir. Dalma heyecan, ve telâş içinde İdi. Fa-
kat ekimin 15 nel günü ona neşe, şetaret, saadet ve tebessümü yeniden bahşetti.
O akşam Seleki otelinin holünde Piyerlc beraberdim. Gri-zelda tam altıda geldi. Yine eskisi gibi güzel ve zarifti. Fakat bOna biraz zayıflamış ve sol- ı gun göründü. Piyer sevincinden deli olmuştu. Bu deliliği de günlerce, hattâ haftalarca sürdü. Her akşam Grizelda İle en lüks yerlerde eğleniyordu. ,
O zamanlar da Patisten üç ay uzaklaştım. Döndüğüm zaman Ptyerl ümitsiz bir halde buldum. Bana dert döktü:
, — Gruelda. yine kayboldu. Onunla evlenmeğe karar vermiştim. Bu kararımı kendisine söyliyeceğim gıin. randevumuza, gelmedi. O zamandan beri üç hafta geçtiği halde ne olduğundan, nerede bulunduğundan hiç haberim yok. dedi. Kendisini teselli ettim.
— Zavallı dostum! Onu unutmağa çalışmaktan başka yapacağın bir şye yok. Hakiki lsml-nL oturduğu yeri bilmeden koca Patisin İçinde bir kadın bulmak kolay bil şey değil. Sonra hâlâ Pariste bulunduğuna dair etinde bir emare de yok ki...
Piyer nasihatimi dinleyerek İşe a.tıtrlı Meşhur avukat Le-valuamn yanında çalışıyordu Bir gün bu meşhur avukat kendisine bir zarf uzattı:
— Azizim Piyer Saint Lazar. hapishanesine giderek meşhur! bir yankesici kadın göreceksin. Adı Janet Masuadır. Muhakemesi bir kaç gün sonra yapılacak. Mahkeme huzurunda sen onu müdafaa edeceksin dedi.
Piyer. ertesi giınü hapishaneye gitti ve görüşme odasına, gtdip içeri girdiği zaman karşısında Grizelda yı görünce hayretler İçinde kaldı. Soğukkanlılığı avdet edJnce evvelâ Grizelda söze başladı:
— Benim burada knılundn-ğumu sana Inm haber verdi Piyer? Ben kendimi müdafaa etmek İçin avukat tutnuyaca-ğımı söylemiştim.
Konuşma odasında bulunan gardiyan, söze karışta:
Sanıklardan biri müdafi tutmaktan islinkâf ettiği takdirde resen hapishane İdaresinin büyük avukatlardan birinden sanığın müdafaasını üzerine almaşım rica ettiğini ve bu defa da avukat Levalua’ya müracaat ettiğini anlattı.
Grizelda sözüne devam etti.
— Piyer dedi, beni bu vaziyette görmeni hiç- istemezdim. Fakat kötü kaderim beni burada da teltip etti. Geçen defa ortadan üç ay kaybolmamın sebebini şimdi anladın mı? O zaman hapiste İdim Evet Piyer, ben yankesiciyim Beni İtham etmekte acele etme! Bu sanatı bana öğreten babamdır
Piyer. sevgilisini, mahkemede o kadar büyük bir hararetle üdafaa etti ki beraet ettirmeğe muvaffak oldu.
Dostum, neşe ile yüzü rek yazıhaneme geldi:
— Artık Grizeldanın kaybedecek değilim dedi.
— A,.. A...
— Hayret etme. Yarın
Grizelda lie evleniyorum. Seni de nikâhta bana
şahitlik temek için davet etmeğe geldim.
Arkadaşımın arzusunu yerine getirdim. Bugün Piyer ile Grizelda mesut ve bahtiyar yaşıyorlar Hayatımda bunlar kadar blrıblrlerini seven ve yekdiğerine uyan kan koca gör-medlni-
Çevirea: A. HİLÂLİ
Sovyet ve Batı radyoları savaşı
Rusya, bu savaştan endişe duymağa başladı, yabancı radyolarını Rusyada kimler dinliyor
İrana askeri malzeme
25 milyon dolarlık malzemenin yarısı verildi
Türk ■ Yunan dostluğu
Atina gazeteciler Birliği Başkanı bu dostluğu geliştirmek lâzım geldiğini »öylüyor
Atina 20 (A.A? — (Atina Ajansı bildiriyor): Bir çok seneler Atina gazeteciler birliğinin başkanlığını yapmış olan Nlko-Ia Zarifs Vlma gazetesinde yazdığı bir makalede Hüseyin Cahil Yalçının iki memleket arasındaki dostluk hn.ltItmda Ulus gazetesinde çıkan yazısını bahis konusu ederek escümle diyor kİ:
«Anlaşmazlıkların en had dev resinde bile bunlara bir son vermeğe gayret eden Elenîerln çoğunluğu dost Yalçının görüş tarzına iştirak etmektedir.
Tür halk efkânnm en makul mümessillerinin bu mtidaha leşi mesut bir hâdisedir. Ve karşılıklı yapılan Ittfhamlarm sona ereceği ümidini doğurmaktadır. İki millet arasınsak! bu çatışma belki de hayırlı olmuştur, çünkü bu suretle bir tekme eldir. İki millet arasındaki bu çatışmanın meydana getirdiği boşluğa bakarak auşuncestace, nasıl bir tehlikeye karşı yürüdüklerini görmüşlerdir.
El eni er anlaşmazlıklara bir son vermek. Türk - Yunan dostluğunu ve iki milletin beraberliğini korumak için daha büyük gayretler sar t etmek hususunda Yalçınla beraberdirler. Şu şaftla kİ sözler fiiliyat sahasına geç meUdlr. Türk - Yunan dostluğunun kıymetini kalkındırmak, Fakat ayni zamanda onu kendi mukadderatına bırakmak kâfi değildir.
Türk - Yunan dostluk paktı. 20 sene evvel imza edilmiş, fakat o gündenberi her iki tarafta da bu dostluğu geliştirmek
»e kovretlendlrmek İçin bİT şey yapılmamıştır. Türk - Yunan dostluk ağacı uzun müddet sil-lanmamıştır. Kurumam ısı ise bir talih eseridir. Fakat onu geliştirmeğe ve büyütmeğe gayret etmezsek kurumağa mahkum olduğu muhakkaktır.»
Büyük Millet Meclisinde iki memleket münasebetleri hakkın da Türkiye Dışişleri Bakanı îtec-meddin Sadak'm beyanatından parçalar alan yazar şunları Hâre ediyor:
Eski Başbakan müteveffa Sofulu iki sene evvel bir Türk ga-»tesl muhabirine yaptığı beyanatta. iki milletin birbirlerini daha iyi anlamaları ve işbirliği yapmaları zaruretine. İşaret etmişti. Ayni muhabire bir demeç veren Dışişleri Bakanı ve Halk Partisi lideri Konstantin Çalda-ris iki milletin daha çok tanışmaları lâzım geldiğini söylemiş ve üniversite profesörleri ve talebe mübadelesi yapılmasını tek lif etmişti.
Solokles Venizeios da mânevi işbirliğinin iki milletin yakm-laşmaaı üzerinde ehemmiyetti bir âmil olduğunu beyan eylemişti.
Bugün görülüyor ki o zamanki gibi her iki taraf da Türk -Yunan dostluğunun kuvvetlendirilmesi lüzumunu açıkça anlamış bulanmaktadırlar. Tûrk-leri tanımalıyız. Onlar da bizi lammalırlırlar Birbirimize karşılıklı tekdir hisleri beriiyerek dostluğumuzun ebedi temelini teşkil edecek olan tesanütte n-Laş malıyız.
Vaşington 20 (AA.) - Resmi kaynaklardan bildirildiğine göre geçen yıl Amerikan kongresi tarafından kabul edilen 26 milyon dolarlık kredi mucibince İrana verilmekte olan askeri malzemenin yarısı teslim edilmiş bulunmaktadır. İran ordusunu Rus tehdidine karşı kuvvetlendirmek gayesiyle verilmekte olan bu malzeme arasında. uçaklar, hatıl tanklar ve silâhlarla çeşitli cephane, levazım malzemesi, telsiz teçhizatı ve tıbbi malzeme bulunmaktadır. Teslim muamelesi ayında sona, erecektir, verilecek olan W uçaktan 40 ı teslim edilmiştir. Bunlar arasında C-47 nakliye tayyacelerl-le P-4.7 av tayyareleri vardır. Teslim edilen malzemenin büyük bir kısmı nakliyat teşnelerinin kâfi gelmemesinden dolayı istasyonda sıra beklemektedir.
Diğer taraftan İrana gönderilen demiryolu malzemesi lokomotif yedek parçalan ye sinde demiryolu nakliyatında oldukça mühim bir ilerleme kaydedilmiştir.
«KAST 1
1 den: Berlin ablukasını mağa hazır olduklarını İmezden bir gün evvel.
lidcrteri B.B.C. (İngiliz su) ile Amerikanın sesi su tarafından yapılan yayımlarının teknik ile bozulmasını emrettiler, emir. 25 nisan 1949 da verildi. 7 mayısta: ise BJ3.C. ve Amerikanın sesi radyoları, kendi Rusça programl arının bOZU İması 111 istihdaf eden Rus müdahalesini bertaraf etnıek üzere her gün İki ayrı teşebbüste bulunacaklarını müştereken ilân ettiler.
Soğuk harbte mağlûbiyeti itiraf etmek zorunda kaldıkları bir sırada Rusların radyo harbine neden giriştikleri sualine cevap verebilmek için üç esaslı_____________________ ________
noktanın tesbit edilmesi lâzım-' tıatibe göre de Londra polisindir. Yani, Sovyet Rusyada İn- den -çasbls. jandarmamın diye giliz ve Amerikan radyolarını bahsetti, kimler dinler? , Bu radyoların’ „ . . , w
, , „ . l Sovyet makamları kendi hıı-
yayımlannda Sovyet halfana . , .... , f ... .
»eter AnMlTnMMr, m» d“““I •• »•
bubini kimin merlünn
»U ,laM budumu Bu 0, r*dj’s™ to';-
nobujL k»u. cüdn Kimi».
yalanların farkına varmalartn-
j. _ Sovyet Rusyada pek az (ian endişe etmektedir. Bahusus kimse yabancL radyo istasyon- g, peg büyük sayıda Sovyet varlarını dinliyebilecek kadar kuv- tandaçı harb dolayıslyle yaban-vetli radyo elhaan* -•••—Yabancı yay unları lenler umumiyetie memurlun komünist lect gelenleri. M.VJJ. .
lis) personeli, sanatkârlar ve ilim adamları ve bazı sair mü-î nevverlerden ibarettir. Rus halk yığınları sokaklara, çalışma
! yerlerine ve mensup oldukları teşkilâtın toplanma ddalarına ! yerleştirilen oparlörfer veya • halk tipi» ucuz radyolar vası-t-asiyle ancak Moskova radyosunu dinliycbilmektedir.
Binaenaleyh, Suvyet metinin, yukarda bahsi _ mahdut sayıdaki klmaelerin İngiliz ve Amerikan., radyolarını' dinlemesinden endişe dtıymnsı. cidden calibi dikkattir, insanı gayri ihtiyari şu hâdiseyi hatır- ( lıyor: BLr müddet evvel Klttl’- . ten havalanan bir Rus pilotu ' Avusturyadakü Amerikan böl-gerine İnmiş ve Kief’tekl ka- . rargâhın radyosundan Ameri-kayı dinlerken bahsedildiğini duyduğu »Hür Amerikan demok , rasisindC" kendisine bir melce ' verilmesini istemiştir. Sovyet makamlarının endişesi, bunun' acaba münferit bir hâdise oK mamasından mı Heri gelmek te-, dir?
2. — Sovyeller İngiliz ve Ame' rikan radyo yayımlarını 25 ni-] sanda bozmağa başladıktan v*-_____ WWJW. ..w..
klt. umumi kanaate göre bun-Jeri etraflıca tenitid edUmelidlr. d an maksat Berlin ablukasının kaldırıldığının ve dışişleri bakanları konseyinin Parlste top- ]p _ landığının Sovyet halkından l dfva gizil tııtulmasıydı. Lâkin bu kanaat, Sovyet radyo müdahale-10|mak|a ka|maz j» Sovyet mll-ılnln hâlâ devam etmesini izah Jetinin» son otuz seneden beri edemez. Muhakkak ki Ingiliz' beslendikleri Marksist madde. 1-ve Amerikan radyoları Sovyet İlk nazarlyest yerine mânevi bir halkının eri» mümtaz tabakaaı âkide ikame edebilirlerse, bu İçin daha tebdikeLL addolunan harU kazanmalâoı ihtimali bû-1, malûmat neşretmektedir.. * yüktür,
bildir- :
Sovyet radyo-radyo-Rusça vasıtalar , Bu
lan merasim esnasında, Sovyet radyo yaymıl&n «ışık ve hakikat kaynağı» olarak vasıflandı-rtidı. Mayısın İlk haftasında Moskova radyosu. înglltcreyl ziyaret etmiş olun bir Rus kadınıma bir konuşmasını neşretti. Kadının anlattıklarına, göre Ingiliz işçileri pislik ve sefalet içinde yaşamaktaymışlar. Konuşmak istediği kimseler «Acaba gözetleniyor muyuz?» endişesiyle etraflarına bakınmışlar. maden ve gemi İnşaat tezgâhları işçileri bodrumlardaki kömûılükterde yaşıyormuş ve-sair işçiler de nyavaş yavaş veremden ölmek hakkını kazanmak içim- feci surette düşük ücretlerinin yüzde 30 unu kira olarak ödemekteymiş. Diğer bir
I
güle-
Izlnl
1 3. — Belki de Kuşlar radyo harbine girişmekte biraz istl-|cal etmışlecıHr. Mudahalelerl-, nin yüzde 100. müessir olacağını ' mı zannetmişlerdi? Rus bükü-metinin aldığı mümasil tedbirler gibi bu da AngJo - Sakson radyolarının dinlemeğe değer malûmat yayınladıkları hususunda yabancı radyoları dinll-lyebilen, Sovyet vatandaşlarını bükü- bir kere daha ikaz etmeğe ya-geçen
râmıştır.
İngiliz ve Amerikan radyolarının bu Sovyet vatandaşlarım hayal kırıldığına uğratmamaları şarttır. Anglo - Sakson âleminin günlük hayatı radyo yayımlar indir tafsilâtla anlatıl» malı, Ingiltere, Amerika ve Rusyadufa hayat şartlan arasında doğru biı mukayese yapılmalıdır. Siyasi tefsirler günün bütün mevzularını içine almalı ve bilhassa Sovyet propagandasının. nüvesini teşkil eden sömürge ve yan sömürge memleketlerin durumuna büyük bir ehemmiyet atfedilin elidir. Gubbels’ln. haîb esnasındaki beyanatları gibi. Sovyet propagandası da saati, saatine cevap! landlrılmahdlr. Bundan başka, va-! Sovyet sistemi ve Sovyet lider-
Kuzey Assam’da komünistlerle çarpışmalar
Kalküta 20 (A A.) — Bildirildiğine göre 400 komünist ktızey Assam bölgesinde poliste şiddetli çarpışmadan sonra tevkif e-dllntiştlr. Komünistler tarafından esir edilen bir memurun yardımına giden kuvvetler muvaffak olamamıştır.
Poils memuru Gondasın cesedi bulunmuştur ve üzerine asit dökülerek öldürüldüğü zannedilmektedir. Bir komünist kasın da. ölmüştür. Komünistler el bombaları, top ve asit bomba-tan He çarpışmışlardır. Polis cumartesi günü komünist partisi hakkında tahkikat yaparken yedi yüz kadar silâhlı komünistle karşılaşmış tir. Partinin diğer azalan arasında yaralılar varsa da hanlar kaçmağa muvaffak olmuşlardır.
Kalkiitada bulunan cesetler
Kalküta 20 (A.A.) — Polis dün şehir- İçinde bir havuzda kesilmiş on dört İnsan başı ve diğeT vücut parçalan bulmuştur. Bun larırı kadın ve çocuklara ait olduğu tahmin edilmektedir. Tıbbi raporîâra göre bunlar en az bir hafta kadar önce öldürülmüşlerdir. Polis ceset akşamının kimlere ait olduğunu tesbit İçin elde hiç bir ip ucu olmadığını bildirmiştir.
i
Haberleşme hürriyeti prenıi-ı binin tam zaferine kadar Ang-- Saksonlar radyo harbine devam etmelidirler Yayımları sadece teknik bakımdan faik
Ziraat Bankası harman ikramiyesi
ANKARA RADTOSÜ Bu akşamki program
İT.» Açılı» Ve program. 18 M, S, ayarı ve Dan» mttaJfil (Fİ). 38.15
Mltak (Fi l. 19 M' S »yaşı ve Iftr b«»l(rr, 19,IS Geçmişte Bugün. 19.30 VurUan Sesler, !(,.», Ince^n-, (Yeg8h faalli. M19 Radya GMsrlMJ. 20.10 SerbCT luınt 20,35 Şarla va lOrlıUlar. 21 İHVESCO Gazice). a.ıS Mnrik: (PJI. Zi*n Konum» (Saftık matl a Duna miltieı fPln. 2B4S s H va fiabarlor. m Program ve panıa.
Vann »abab •• erognur»
TM M. S ayar». «Mi MUolk. KaHf uvertürler (FJ.l. ?.« Hgborlncı. « Tur-kater (Pl ). s.15 Hafit n»üıik rpı.ı, 845 Tango. Rumba. Kongnlar (Pl (. □ Kapan»». 1₺28 Açılı» vo program, lala M. S. ayarı ve K.ın(pfc .smtalflr. 1.1 Haberler. 13.10 Potpuriler tPI ). 13,30 Öğle C»m«esi. I3.w Salon or-iier İPİ ). l« Ku-li
Ankara 20 «A A.) — T. C. Ziraat Bankasının vadesiz tasarruf tevdiatı sahipleri arasında harman, ikrmlyesl »dıyie tertip ettiğt 55 OM liralık ikramiye bugün saat 9i3o da bankanın merkez binasında 3 üncü noter Zihni Nayman. halk ve bankanın mümessilleri. huzurunda çekilmiştir.
çıkan ikramiyeler aşağıda gösterilmiştir:
Çıkan, ikramiye inik taun mahallî
hesap Adı No.
25643 Anna 4703 İhsan 1628 Rıfat 000 İstanbul 42 258 Basene İstanbul 38609 Fatma İstanbul 37908
Mehmet AkhiMir 208 Hilmi 1.000- Diyarbakır 3602
Sabahab 4587
Hamld e 3817 Zeki 195 Hatice 2428 Nhsret-
İstanbul
Burs»
Amasya
1.000 Samsun
1.000 Elâzıf-
1,000 Tokat ı ooo Urfa
70 seneden beri süren içki yasağı kaldırıldı
Topeka (Kanasa)- 20 (A A.) — 70 M-tvden brri Kartaasta İçki yasağı varrht Bu yatınk düı kaldı ı ıl m ış ve sert* e s (ı satışına bağlanmıştır.
1 — Urla üçe merkezinde yeniden yaptırılacak elektrik santral binası inşaatı İşi açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Keşif beden 23.398 lira 56 kuruştur. Geçici teminatı 1754 Hra. 90 kuruştur.
3 — ihale S-ağustos/lM» cuma günü saat 10 da Urla belediye binasında komisyon huzurunda yapılacaktır. Bu işe ait özel ve genel şartname, keşifnamc, plân ve diğer evrak her gün çalışma saatlerinde Urla belediyesinde görülebilir.
4 — isteklilerden aranılan şartlar ve belgeler eksiltme şartnamesinin 3 net maddesinde yanlıdır.
İsteklilerin muayyen gün ve saatte yatırılmış geçici teminatları ve lüzumlu vesaiki He beraber komisyonda hazır bulunmaları İlân olunur. 10627
Un ve Unlu Maddeler Hakkında
İstanbul Belediyesinden
1*6.949 tarihli,rio yürürlüğe konulan K/780 S. lı kararın E-koııomi ve Ticaret Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak, ekmek İle ekmekten gayrı unlu maddeler nevileriyle bunların imalinde kullanılacak unun randımanı ve paçalı konusunda ııy^»ir>nara.t esaslar aşağıdaki şekilde tesblt olunmuştur.
1 __ > - Muamele vergisine tâbi fabrika ve değirmenlerde
bilumum bubııbabattan »pirinç hariç» veya bunların her nlsbetteki mahlûHoruldan 89,91 (ten daha düşük randımanlı un çekilmesi ve buntann satışı ve ticaret kausdiyte alımı yasaktır.
V - Ancak makarna imalinde 84 S6 randımanlı ve çavdarsız un çekilebilir. Bu unların çekilme ve makarna İmalinde kullanılma şekilleri bakanlıkça düzenlenecektir.
e - 39 91 randımanlı un çekintinde kullanılacak paçal da buğdaya içindeki Lie birlikte en çok %10 na kadar çavdar katılabilir. Ancak çavdar yetişti rndyen veyahut tedarik edllemiyen yerlerde, mahallin. İcap ve göreneklerine göre, çavdar yetine diğer hububat da kullanılabilir.
2 — Ekmek, biskiil, börek, çörek, simit, peksimet: pasta: bakrava, ve sandviç gibi unlu maddelerin Imarinde birinci maddenin «c» fıkrasmda vasıflan yazılı 89 91 den düşük randımanlı hububat tınlarının «pirinç unu hariç» katlanılması yasaktır.
3 — Elde mevcut 89/91 den düşük randımanlı unlardan 3İ.7.949 tarihine kadar pide imaline müsaade ediiebilir,
4 — K. 78O sayılı kararın 12 cl maddesi bükümlerinin yetine getirilip getirilmediğini. Milli Korunma Kanununun B re 85 inci maddelerine göre Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı ve Toprak Mahsulleri Ofisi müfettişleriyle bakanlıkça görevlendirilecek memurlar ve belediyelerce görevlendirilecek belediye memurları kontrol a yetkili kılınmışlar dır.
5 — Keyfiyet sayın halka ve ilgililere ilân olunur. 10818
a -
Gaziantep Valiliğinden:
1 — G. Antep • Kilis yolunun. (54 + 000-58-1-500) kilometreleri arasında yapılacak (34800 lira 90 kuru? keşif bedel» şose esas onarım İşi kapalı zarf usulü He eksiltmeye konulmuştur. Muvakkat teminatı 3«I0 Ura 7 kuruştur.
2 — İhale 2 Ağustos 949 Salı günü saat 10 da Gaziantep il daimi komisyonunda yapılacaktır. Keşif evcakile ve hususi ve fenni şartlar her gün adı geçen komisyon bürosunda gör ütebilir.
3 — İsteklilerin bu I şe girebilmesi İçin eksiltmenin yapılacağı günden en az (Tatil günleri hariç) 3 gua evvel. VfchUkten. alacakları ehliyet vesikası ile siciline kayıtlı bulunduğu Ticaret odasından alınmış belgeyi ibraz etmeleri lâzımdır.
4 — Zarflar eksiltmeye açma saatinden, bir saat evveline kadar alindi mukabilinde komisyon başkanlığına verilecek ve postada vâki olacak gecikmeler kabul edilmeyecektir,
5. — Tasdikte vuhid ftat esası üzerinde her hangi bir değişiklik olduğu takdirde mıiteahhid kabul edecektir
110624)
Mndra Umanınnü amele grev rıhtımlarda
mua-ttel ducjm vapıırJıu>
ffahlfe ft
21 Temmuzl940
En makbul ve en fazla hoşa aidecek
BAYRAM HEDİYELİKLERİ
için hiç lereddud etmeden Eminönü
A K Ş A !h
SİNGER SAAT MAĞAZASINI
KAMEL
TRAŞ-TUVALET
SBBUNLORI
ziyaret ediniz. Yeni gelen BİLEZİKLİ SAATLER ile BROŞ ve ÇİÇEKLER’in zarif ve zengin çeşitleri, en son model ŞÖVALYE YÜZÜKLERİ, CEB. KOL, MASA ve DUVAR SAATLERİ görünüz. Bir ziyaret iddiamızı isbata kâfidir.
İSTANBUL Eminönü No. 8 — ANKARA Yıırd sokak Vagonli karşısı No. 1
Kalite UilûnlıjJ-ünü daime ayn> tekilde nıulıalaıe cdcı.HAMEL ha» re Tu.alel . ŞabuııUrutı K«.enle knllanebilirnoiı.
Çünkü HJlMIl.Sabwol«n enuallcrindcn dalın faıia dayaAi* .« daha sok köpürür.
r~ ~ ~
1 paket Çdptl baharatı, baharat ihtiyacınızı' faz lasile temin eder.
BULMACA
o
Soldan Mga; 1 — Bir tıarb silâhı.
2 — Bir hayvan - Rutubetli. 3 — Tcral limon rengi ne girer, 4 — Amfc-rika Başkanı. S — Massetmek - Tavlada ile. 8 — Neti edatı - Ekzerglş, 7 — Yapı, 8 — Basına «G» gelirse geceyi geçirmek olur. 3 — Söx - Bir Rum lıml. 10 — E kal ■ Ekmek.
Yukarıdan «altıya: 1 — Merdiven-sis duvara çıkan mahlûk. 2 — Çalma-Ruh, J — Enjeksiyonla kullanılan bir ilâç - Eziyet, 4 — Kısırlık. 5 — Rakiplik. 6 — Gölünü aç - Ekşi bir meyva. 7 — Habeş Emir! - Filim seyredilen yer. S — Yemek - Olduğu gibi.
ÇEÇEN BULMACANIN HALLİ
Saldan sağa: 1 — Gramofon, 3 — Rosatevi. 3 — Efal, Nafc. 4 — Tay. Taka. 5 — Âdili .Ar, 6 — Gaşyolma. 7 — An. A£, 8 — Ait. Oku, I —
Berat t, 10 — Onarmak,
Yukarıdan aşağıya: 1 — Grelagarbo,
3 — Rafadan. En. 3 — Asayiş. Ara.
4 — Mal. ly. Var. 5 — Ot. Tsoh. En. 6 — Fena. Ota, 7 — Ovalamak. B — Nikaragua.
İstanbul Gazeteciler Cemiyetinden:
24/temmuz/949 pazar günü (Gazeteciler bayramı) günü dolayı sile Taksim Belediye gazinosunda saat 16 - 20 arasında yalnız âzamıza verilecek kokteyl parti için hazırlanan davetiyeler şahsa mahsus olarak tevzi edilmektedir. Bu bayram gününe iştirak edecek âzamızm lütfen cemiyet bürosuna müracaatla davetiyelerini almalarının kendilerine tebliğe tavassut buyrulmasını saygı ile rica ederim.
Başkan
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek
¥
C, H. P. Beşiktaş ilçe baslsanlıgın-dan1 2i temmuzun yıl dOuümtlnU çevremizdeki biltUn partili kardejlerlmtz-Le beraberce kutlamak için 21/7/M» perşembe günü saat 18 3ö da ilçe merkezinde bir toplantı tertip edilmiş-tir
Bu toplantıya Beyileta] ilçesinde a-turan bütün partili dostlarımızın lç-Uraktcrlni önemle rica ederim.
Bayanlar ve Baylar
HEDİYELİK
Zevkinize uygun teminatlı her nevi hakiki mücevherat, tuvalet takımları, inçi kolye, küpe ve yüzükler. Zengin liika eşya ve Itriyat. Her yerden daha ucuz tedarik edebileceğiniz yer: ZAMAN MAĞAZASI
Bahçekapı No. 37 - İstanbul
ZAYt — Ortaköy « Kılıç Ali paşa İlkokulundan aldığım pasomu kaybettim. Yenisini alacalımdan eskisi hükümsüzdür.
33 Erdoğan Er gün al
Çocuk lıektmi doktor
Ahmet Akkoyunlu
Taksim - Talimhane
Palas. Telefon: »2627
Makinist aranıyor,
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
Zirai traktörlerle her türlü ziraat makinelerinde çalışmış tamir yapmağa muktedir, tecrübeli makinistlere ihtiyaç vardır. İcabında Anadolu şehirlerinde de çalıştırılacaktır. Yaşlan 50 den yukarı olmamak ve askerlikle alâkaları bulunmamak şartlle talip olanların tahsil derecelerini, şimdiye kadar çalıştıkları yerleri, isteyecekleri aylık ücretle beraber mufassal adreslerini 30/7/949 kadar 2324 No, Posta kutusuna göndermeleri cira olunur.
HMMMn TAsan bilenler tercih olunur.

_— Kıymetli eşya müzayedesi ——»
Eski Amerikan Deniz Ataşesi
Lt. Comdr. JAY A. EASTON 0. S. N’e ait kıymetli İngiliz ve Amerikan ev eşyaları müzayedesi ■ 24/temmuz/1949 pazar günü saat ıo da yapılacağı sayın hal- I ka bildirilir. Fazla tafsilât cumartesi günkü gazetelerde I
Portakal mobilya evi
Maliye Bakanlığından
1 — Balıkesir ilinin Bandırma İlçesindeki manyas gölünün on senelik balık avlama hakkile % 12saydlyc resmi, bu gölde (296187) Ura 20 kuruş keşif bedelli inşaat ve tesisat mültezim tarafından yaptırılmak ve sürenin hitamında bedelsiz olarak Hâzineye terk ve teslim edilmek şartile müşteri nam ve hesabına kapalı zarf usullle arttırmaya konulmuştur.
2 — On senelik muhammen bedeli, yapılacak inşaat ve tesisat bedeli de dahil olmak üezere (350000) Ura olup geçici teminatı (17750) Uradır,
3 — thale 10.3.949 tarihine müsadif çarşamba günü saat 16 da Maliye Bakanlığı Milli Emlâk Genel Müdürlüğü dairesinde müteşekkil komisyonda yapılacaktır. İsteklilerin teklif mektuplarını ihale zamanından bir saat öncesine kadar (alındı) mukabilinde komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmelerden Ldare mesuliyet kabul etmez.
4 — İstekliler bu işe alt şartname, proje ve keşif evrakını Maliye Bakanlığı Milli Emlâk Genel müdürlüğünde ve yalnız şartname ve projelerini İstanbul, Balıkesir defterdarlıklarında bedelsiz olarak görebilirler. 10034
Gölcük Deniz Fabrikaları Genel Müdürlüğünden
1 — Fabrikalarımıza 40 birinci sınıf tesviyeci alınacaktır.
2 — Askerliğini yapmış sanat okulu mezunu birinci sınıf işçilerden sınavda muvaffakiyet derecelerine göre saatte 70-140 kuruşa kadar ücret verilecektir.
5 — İsteklilerin 15 temmuz 949 tarihine kadar bütün masraflar kendilerine ait olmak üzere müdürlüğümüze müracaat-lan.(102001
Hakikî fırsatı kaçırmayınız!
Gayet lyl btr vaziyette Fransız markalı PANHARD otomobili satılıktır. Arzu edenlerin FİAT garajına veya 31441 numaraya müracaattan,

Sayın Diş tabiplerine :
Ünit - Kraşuar - Tur Elektrik - Fotöy - Röntgen I vesair makinelerimiz gelmiştir. ■'(
Di^JenoşuJlEHMET^İBRAinM^ERKMEN^
KardenizYük Postaları Devlet Denizyolları ve Limanları işletme Genel Müdürlüğünden
1 — Yeni yolcu gemilerinin filomuza İltihakı münasebetlle tertiplenmiş bulunan program dahilindeki Karadeniz yük postaları çalıştırılmaya başlanmıştır. Bu postalar 27/temmuzdan itibaren her hafta çarşamba günleri alessabah saat 3.00 de İstanbuldan kaldırılacaktır.
2 — (Bakır), (Dumlupınar) ve (Necat) gemileriyle yapılmakta olan, bu postaların, sefer programlan şöyledlr : Gidişte Zonguldak. Samsun. Giresun, Trabzon., Rize ve Hopa iskelelerine; dönüşte Rize, Trabzon, Görele, Giresun, Ordu, Fatsa, Ünye, Samsun, Gerze. Sinop. İnebolu, Cide, Amasra ve Zonguldak iskelelerine uğranacaktır.
3 — Yük postalarına gidiş ve gelişte sureti katiyede güverte yolcusu alınmayıp yalnız kamara yolcusu alınacaktır.
4 — Karadenizde hayvan nakliyatı yalnız bu yük postalariy-le yapılacak, diğer postalara suıetl kafiyede hayvan alınmayacaktır,
5 — Hayvan nakliyatı İle ilgili vatandaşların, hayvan sevkı-
yatında yük postalarmın dönüş seterlerindeki uğrak iskelelerine dikkat etmeleri ve hayvanlarını bu yerlere uygun zamanlarda indirmeleri bilhassa rica olunur. (10829)

ZAYİ — tsanbul Giriş Gümrüğünün 3-10-1947 İntaç günlü ve 30359 sayılı giriş beyanna-mesile muamelesi yapılarak İthal ettiğim yün ipliğine alt 67140 sayı ve 3-10-947 günlü TL. 12685.99 lık gümrük makbuzunu zayi ettim Akreditif taahhüt namesi İptali zımnmdal Istan-1 bul Kambiyo müdürlüğüne in-1 raz etmek Üz re -yenisini alaca- 1 ğımdtin eskisinin hükmü yoktur Mihran VNCİYÂN «Lraıek» Dokuma Evi - İstanbû! _
Havacılığa hevesli olan gençlere
Mili] Savunma Bakanlığından :
Eskişehir Hava Okuluna ortaokul mezunu gedikli erbaş adayı alınacaktır
İstekliler 15/Hazlrau/949 gününden itibaren 30 Temmuz 949 gününe kadar askerlik şubelerine müracaat etmelidirler.
Kabul şartlan:
1 — Irk ve mezhep gözetmeksizin Türk vatandaşı olmak
2 — Evli olmamak.
3 — Sıhhi durumu askerlik hizmetine müsait olmak.
4 — Resmi veya hususi orta okulların üçüncü sınıfını kanaat notu Ut* bitirmiş veya Devlet orıa oku] imtihanını vermiş olmak.
5 — Yaşı 15 ile 20 arasında bulunmak.
13309)
Kömür taşıttırılacak
Devlet Demiryolları Merkez 9 uncu Komisyon Başkanlığından :
1 — Havzadan, İstanbul. Derince, Bandırma, İzmir. İskenderun, Samsun limanlarına taşınacak takriben 153,000 ton maden kömürünün nakliyesl kapalı zarf usulü ile eksiltmeye kon ulmuştur.
2 — Nakliye muhammen bedeli 1.043 040 lira Ve muvakkat teminatı 45.041 lira 20 kuruştur.
3 — Şartnameler bedelsiz olarak Ankarada malzeme dairesinde ve Haydarpaşada teslim alma ve Yollama müdürlüğün-* den verilir.
4 — Eksiltme Ankaraaa idare binasında toplanan Merkez 9
uncu satmalına komisyonunca 5.8.949 cuma günü saat 11 de ya pılacaktır. İsteklilerin tekliflerile kanunun tayin ettiği vesikaların ayni günde nihayet saat 10 a kadar makbuz mukabilinde adı geçen komisyon başkanlığına vermeleri (veya muayyen va kltten önce ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olarak posta ile göndermeleri. 10726
İngilizce ve Alınanca muhaiitra'ına vakıf j
BAYAN DAKTİLO ARANIYOR
Franstzcajı da bilen tercih edilecektir. i 1
Müracaat: Galata Voyvoda caddesi Bozkurt han No. 25-26 ] ■■■■■■■«■■■i Telefon 41845
VAPURLAR
İtalo Mediterranean Line Ltd. - Trieste
Trleste - Türkiye arasında 15 günde bir muntazam seferler
«MİSENO» Vapuru
26 caride Trlesteden gelmesi beklenmektedir. Doğru TRİESTE İçin mal yükliyecek.
İstanbuldan hareket edecek müteakip vapurlar: «S. ANTONİO» - 10 Ağustosa doğru
«STADİUM»
20 Ağustosa doğru
. Türkiye Genel Acenteleri :
LEVANT EKSPRES T. L. Ş. - Tel. 44791/44792
Fratelli D’amico - Armatori - Roma
«ANNA MARİA » Motor Gemisi
*
(2500 tonluk - 1949da inşa edilmişi
İlk seferini yapmakta olan bu vapur 23 caride beklenmektedir. Doğru CENOVA için mal yükllyecektir.
Vapurda yolcular için her türlümodern tesisatı havi rahat kabineler vardır.
Türkiye Genel Acenteleri :
LEVANT EKSPRES T. L. Ş. - Tel. 44791/92
T. C. ZİRAAT BANKASI
20 TEMMUZ 1949 HAZİRAN
İKRAMİYESİ TALİHLİLERİ
BELLİ OLMUŞTUR
Çıkan ikramiye miktarı
Mahalli
Hesap
No.
Adı
30.000 İstanbul 25643 Aalnâ
15.000 Bursa 4702 İhsan
1.000 Amasya 1628 Rifat
1.000 İstanbul 42258 Hasene
1.000 İstanbul 38609 Fatma
1.000 İstanbul 37908 Mehnıed
1.000 Akhisar 208 Hilmi
1.000 D. Bakır 3662 Sabahat
1.000 Samsun 4587 Hamide
1.000 Elâzığ 3817 Zeki
1.000 Tokat 1925 Hatice
1.000 Urfa 2128 Nusret
31 Ağustos 1949 çekilişine katılabilmek için 3 Ağustos 1949 akşamına kadar 100 liralık bir hesap açtırmada acele ediniz.
111828



LJ
W

O i
■L O 1 N
O c o
E
(D >
(D P
e
£

2 O
Devlet Denizyolları Ve Limanları işletme Genel Müdürlüğünden
Çorum vapuru kazazedelerine ve ailelerine İdaremize® yardımda bulunulacağından ilgililerin gerek zararla alâkalarım ve gerekse hüviyetlerini müsbit vesikalarla birlikte her gün saat 14 ile 16 arasında Galatadır Merkez bizmst-nde 4 üncü katta Sağlık Şubesi Müdürlüğüne mürcaat etmeleri hân olunur. (10294)
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesinden
Stoklarımızda bol miktarda 10 tn/rn betonarme demiri bulunduğu ve tonunun fabrikamız sahasında vagonda teslim 590 liradan satıldığı görülen lü-
TeKel Genel Müdürlüğü İstanbul
Cinsi
Miktarı
Daimî cereyanlı muhtelif devirli llo voltluk elektrik motoru
n
Takati
0.75 Hp
2.50
4.—
450
e.—
7 —
8.—
15.—
W.—
16.32
17,5
27.5
40.—
102.—
«det motorun h ammen bedeli Lira Krş.
2600 00
16
1 — Yukarda yazılı muhtelif lacaktır.
2 — Bu hususa alt şartname tstnabul Bira Fabrikası müdürlüğünde mübayaa komisyonundan alınabilir. Motörler her gün sözü geçen Fabrikada görülebilir.
3 — Pazarlık 2/8/949 günü saat 10 da İstanbul Bira Fabrikasında yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat % 7,5 dur. İhaleyi müteakip kafi
teminat % 15 dir. (10582)
cins motörler pazarlıkla satı-
Posta Nakliyatı eksiltmesi
Trabzon P.T.T. Bölge başmüdürlüğünden
1 — Trabzon - Erzurum arası haftalık üç seferi! oto postau nakliyatı 10.7.049 taahhüt siirelj olmak üzere iki şekilde eksiltmeye konulmuştur.
2 — Aylık talimin bedeli 186 0 lira olup bir yıllığının geçici teminatı 1020 üç yıllığının 3420 liradır. İhaleyi müteakip ayrıca 2500 Hra da idari kefalet alınacak tır.
3 — Eksiltme bir ağustos 1940 pazartesi günü saat on beşte Trabzon başmüdürlüğü binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 — Şartnameler her gün parasız olarak adı geçen Baş müdürlükte görülebilir.
5 — İsteklilerin şartnamenin dördüncü maddesinde,
belgeler ve teminat makbuz!art yte birlikte teklif mektuplarını' havi zarflarının eksiltme saatinden bir saat evveline kadar komisyona makbuz karşılısında v >rm»leri lâzımdır. Postada vuku bulacak gecikmeler kabul cdllmea. 10022

Comments (0)