AKŞAM
CMtbubnkn Ua * 80 ve ir 70 UıulMUı (JBrencI atınacaktır.
Boğaziçi Lisesi Müdürlüsünden:
Orta ve Lisenin bütün sınıflarına müsabaka He yatılı ve yatısız KIZ ve ERKEK öğrenci aiı-nacalrtır. Müsabaka imtihanı 18 eylülde başlar, 18 eylüle kadar müracaat kabul edilir.
Okul Müdürlüğünden tafsilât alınabilir, taşra İçin arzu edenlere broşür gönderilir.
J
Sene 32 — No. 11454 — Fiatı; her erde 10 kuruştur.
SALI 20 Agusto» 1950
Sahibi: Necmeddln Badak — Yazı işlerini fiilen idare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Demokrat Parti ve C. H. P.
nin karşılıklı ithamları
Liberaller kongresi
İnönü “D. Parti idaresinde memleket
Almanyanın hür milletler camiasına alınması hakkındaki Türk takriri kabul edildi
1950 Türkiye güzellik kıraliçesi dün seçildi
b ştan başa huzursuzluk içindedir,, diyor
Menderes buna cevaben iktidar hırsının bazı politikacıları nelere düşürebileceğini görmekten mütevellit bir acı na hissi duyduğunu söylüyor
Demokrat Parti Başkanı Menderes parti teşkilâtına tamim gön-dererek kötümserliklere karşı uyanık
bulunmayı istedi
Ankara 28 — Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı İsmet İnönü, belediye seçimleri münasebetiyle dün akşam saat yirmi biri on beş geçe Ankara radyosunda bir propaganda konuşması yapmıştır.
İnönü, sözlerinin başında vazifesinin ağırlığını bilen bir muhalefet lideri olduğunu, her fırsatta hakikati söylemeğe çalışacağını belirterek belediye seçiminin ehemmiyeti üzerinde durmuş ve D- P yİ ağır İthamlar altında bulundurarak ez-eümle demiştir kİ:
(— Demokrat Parti idaresinde memleket baştan başa huzursuzluk içindedir. Siyasi emniyetimiz pervasız ve apaçık tehditler altındadır. Her hangi bir meseleyi Büyük Millet Meclisinde konuşmok lâzımdır, demek bile vatan hiyaneti derecesinde suç sayılmakladır. Ordudan tapu memuruna kadar bütün devlet teşkilâtında memurlar yataklarını bağlamışlar, kimin bir İftirası İle ne muamele göreceklerini beklemektedirler.»
İnönü, Kore İşinin Mecliste kararlaşması lâzım gelen mevzu olduğunu, komünistlere karşı girişilen iç mücadelede her hangi bir vatandaşın böyle bir İtham He yurt dışına sürülmesi tehdidinin hukuk prensiplerine doğrudan doğruya bir taarruz mahiyeti taşıdığını ve bu kabil hareketlerin her türlü siyasi emniyeti yok etmeye kâfi geleceğini. yeni ve biiyük seçimler yapılıncaya kadar memleketin bugünkü İdaresinin bütün mahzurlarını çekeceğini de anlatmış ve:
«— Bunu bir dereceye kadar muhtar, belediye ve umıımi meclis seçimleri İle durdurmak İhtimali vardır. Vatandaşların belediye seçimlerinde partimizi desteklemelerini beklemekteyiz» demiştir.
İsmet İnönü
Adnan. Menderes
Londra 20 (R.) — Almanya-nin Stütgart şehrinde toplanan liberaller kongresinde Almanya nuı hür milletler camlaşma a-lınması hakkındakl Tilrk takriri 12 ye karşı 15 reyle kabul edilmiştir. İngiltere ve Danlmar ka muhalif vaziyet almıştır. Bu karar oldukça sürpriz uyandırmıştır. Çünkü delegelerin mühim bir kısmı memleketlerine dönmüştü.
İngiliz delegesi demiştir kİ:
(ttngllla liberal partisi Alm ariyanın mümkün ol lugu kadar erken tarihte hürriyete kavuşmasını isliyor. Fakat bu kadar nazik meselenin, nazırlık müzakeresi olmadan ele alınması doğru değildir.»
Avrupa konseyi
İstişare meclisi toplantılarını bi.irdi
Türkiye - Sovyet münasebetleri
Londra 29 (R.) — Avrupa
konseyi lstişari meclisi toplantılarını dün gece bitirdi Federasyon kurulması hakku-da reye müracaatta 100 delegenin 10 u lehinde bulunmuştu. İkinci defa müracaalt-e 14 deleg ■ buna taraftar olmuştur.
Meclisin sene sönuha d’ığrü bir hafta İçin, yeniden toplan-ması muhtemeldir.
Kabine azasından ikisi diyor ki...
Yukarıda dünkü müsabakaya İştirak ederek güzeller hakem heyetine takdim edı'lyorior, aşağıda ilk elemede seçilen beş güzel (4 numaralı Icırallçe, 1 İnci, 9 numaralı t nel, 5 numaralı
Başbakan ne diyor?
Ankara 28 — tnönünün seçim propagandası sırasında söylediği sözlere ne diyeceği sorulan Başbakan Adnan Menderes; iktidar hırsının bazı politikacıları nelere kadar düşürebildiğl-nl görmekten mütevellit bir acıma hissi duyduğunu söyledikten sonra:
(— Ne hazindir kl. kayıtsız şartsız memleketin İç ve dış politikasını uzun zaman münhasıran kendi elinde bulundurmuş olan bir adam, bugün kalkıyor, sıkılmadan mesul olmıyanlarm dış politikaya karışmasının fe- ı îâketll bir yol olduğunu söylüyor.
Sadece Milli Şef tâbiri dahi onun mesul olmadıgj halde içte ve dışta bütün devlet ve millet İşlerini tek başına elinde bulundurmuş olduğunu ifadeye kâfi gelmez mi?» demiştir.
Sovyet elçisinin Ankaraya dönüşünün salâha doğru bir işaret sayıldığı söyleniyor Ankara 28 — Sovyetler Birliğinin Ankara Büyükelçisi Lav-rişef, İstanbul yediyle Ankaraya gelmiştir.
18 mayıstanberl müddetsiz me zunlyeUe memleketimizden ayrılmış bulunan Sovyet Rusya Büyükelçisi Lavrlşel bugün şehrimize gelmiştir. Ankaradaki umumî hava Lavrlşefln Türkl-yeye dönüşünü iki memleket arasındaki münasebetleri salâha, götürecek bir İşaret olarak telâkki etmekte, buna sebep olarak da Türk Hâriciyesinin, Lav-rişef'ln yurdumuzu terkelmest-ne mukabil hükümetimizin Muzaffer Gökerı memleketimize çağırmasını göstermekte ve Sovyet Rusyanın yaptığı son sinir harbinde hezimete uğradığı belirtilmektedir.
Bize karşı takip ettikleri siyasette bir değişiklik yaparak daha mülâyim bir tavır takınmaya karar veren Sovyetlerin, La? rlşef’l yeni talimatla memleketimize gönderdikleri ve Sovyet
Büyükelçisinin İstanbulda
Sovyet Büyükelçisi Lavrişef bulunan Bulgar Elçisiyle bir görüşme yaparak bu yeni vaziyetten kendisini haberdar Atı^ı şehrimiz diplomatik çevrelerinde İttifakla belirtilmekte ve bu vaziyet Türk Hâriciyesinin bir zaferi olarak telâkki edilmektedir .
Kabine âzasından biri yor ki:
—- Hükümetin son üç zarfındaJd kararlarına
di-
ay ... ve bahusus Koreye asker sevkı kararına muhalefet edenler sureti kati yede ve «ok yakın bir zamanda «tasfiye' edileceklerdir. Bu sebildeki hareketleri yüzünden, bilsinler ki, hem kendileri, hem de fikirlerinin tesiri altında kalanlar hazin âkı-betlere duçar olacaklardır.
Ey Halk Partisinin müfritleri!
'ölenlerinize Allah rahmet eylesin. Kalanlarınıza karşı e sert neşriyatımızdan dolayı özür dileriz. Mahçubl-yetle...
★
Kabine âzasından başka biri diyor ki:
— C, H. P. ye parti demek bile doğru değildir.
Arapların meşhur kasidelerinde esLS şuymuş: 39 beyitte düşmanı öğerlermiş. Kırkıncı beyitte de: «tşte böyle müthiş bir düşmanı ben yendim!» derlermiş.
Muhtar seçimlerinden sonra, belediye seçimlerinden evvel siyasî hasmı bu derece küçümsemek tekniğe uygun değil.
— Ordu terfi listesi
Avrupa güzellik kıraliçesi mü-Sfi inikasına iştirak edecek. Türkiye gtıwllH; kırallçesinl seçmek üzîre Cumhuriyet refikimiz tarafından tertip edilen müsabaka dün neticelenmiştir. Jüri heyeti cuma günü Saray slnemas ula toplanmış, müsabakaya lyirak eden yüze yakın genç kız arasından on altısını ayırmıştı. Heyet dün Tarabya-dakl Konak »telinde toplanarak bu 18 güzelden İptida beşini a-yırmış, sonra hu beş güzelden kırallçeyl, ikinci ve ûçüncüyü seçmiştir.
Müsabaka harer'tli olmuş, Jüri heyetinden bır-ka davetliler ve otelin önünde toplanın halk tarafından alâka He takip edilmiştir. Güzeller dün mayo giymişlerdi. Neticede Güler Anman 99 hakemden yetmişinin oyu ile güzellik kıraliçesi seçilmiş, Ayten Uluatlı 34 oyla İkinci. Şükran Angün 24 oyla üçüncü seçilmiştir.
Yeni ktraliçe 19 yaşındadır. Siyasal bilgiler fakültesi alman ca hocası B. Zekinin kızıdır. Devlet konservatuvannda piyano tahsil etmiştir. İyi bir sporcu | ve ev kızıdır.
İkinci Ayten Oluatlı 18 yaşında uzun boylu, mevzun vü-
cutludur. O dia iyi bir aile kızı- meraklıdır. Çok sade ve müta-1 yaşındadır. Babası vefat etmlş-dır. Bakasım kaybetmiş, ağa-j vazldlr. tir. Annesi ve kardeşlerlle otu-
begi İle oturmaktadır. Spora Üçüncü şükran Angün de 18 ruyor.
Ankara 29 (Akşam) — Yüksek dereceli subaylarımızın terhinden sonra Mlllt Savunma ve Genelkurmay Başkanlığı şube ve dairelerindeki makamlarda
Demokrat Partinin bir tamimi
Ankara 28 — Önümüzdeki pazar günü yapılacak belediye bulunan yüksek rütbeli subay-seçhnierl İçin partiler arasın-1 la r arasında da bazı değişlkltk-daki propaganda mücadelesi bir hayli hızlanmıştır. Bilhassa C. H P. ntn sistemli çalışmaları üzerine D. p. Genel Başkanı Adnan Menderes biitün parti teşkilâtına yeni bLr tamim göndermiştir.
(Arkası sahife 2; sütun 1 de)
lerln yapılacağı söylenmektedir. Bu arada mühim daire başkanlıklarına terfi eden generallerin getirilmesi muhtemeldir. Çıkan terfi listesinde tuğamiralliğe yükselen Aibay Zeki Oytun, İstanbul Levazım amirliğinden Ankara Genelkurmay Levazım
dairesi başkan muavinliğine, başkanı tuğgeneralliğe terfi e-den Ankara satınalnıa komisyonu başkanı Hamdi Bana İstanbul levazım âmlrllğine. Genelkurmay Maliye ve Bütçe dairesi başkanı Tuğgeneral Mehmet Ali Enuysal Ankara Levazım âmlrllğine, Genelkurmay Levazım dairesi başkan muavini Tuğgeneral Kâmil Çoğan Kara Başkanı Kâzım Orbay da bunlar kuvvetleri Teftiş kurulu başkan- ' arasındadır. Albaylar arasında Ilgına, Ankara Levazım âmiri 311 doğumlu albaylardan 100 Tuğgeneral Emin öge Kara kadarının da tekaüde sevkedl-kuvvetieri Teftiş kurulu başkan-1 lecegl anlaşılmaktadır.
Terfi eden ordu mensuplarının isimleri 2 nej sahl-fcnılzdeıJir,
ligi emrine tâyin edileceklerdir.
Ayrıca, hazırlanmakta olan ordu tekailt listesi de birkaç gün sonra İlân edilecektir. Bu listede birçok generaller bulunmaktadır. Eski Genelkurmay
Şehrimizdeki kaymakamlar
Bunlardan altısı değiştiriliyor
Şehrimizdeki kaymakamlardan altısının değiştirilmesi kararlaştırılmıştır, Bunlara alt kararnamenin bugünlerde İçişleri Bakanlığından gelmesi beklenilmektedir.
Kore harbi
Komünistler Pohanı?* ın batısına girdiler
Londra 29 (R) — Hong Konttan hareket eden iki İngiliz taburu dün bir uçak gemisi ile Koreye varmış ve bir Umana çıkmıştır.
Komünistler dün Yuhang limanı etrafındaki mevzilere hücum etmişler, bu sabah şehrin batısına hafifçe girmişlerdir. Mamafih yarma hareketi yoktur., top ateşi devam ediyor.
Edimburg dükü
Yalova ve Istanbulu ziyaret edecek
Ankara 29 (Akşam) — îûgiUl Akdeniz donanmasında bir firkateyne komutan tâyLn edilen prenses EUzabet'ln eşi Edimburg dükü 14 eylülde İzmlrde beklenmektedir. Edlınrug dükü İzmlrden sonra Yalovayı va ü-tombulu ziyaret edecektin
B&nue
İkisinin ortası
Sabah[lazetelpri Ne Diyor ?
Ordu terfi listesi
Fransız eareteleri şikâyetçidir: Koıedcn harb haberleri gelmege ballar başlamaz balkla bir telâş. Herkes stokçuluğa başlamış. Patatese, yağa, şekeıe hücum. Bir takım insanlar ihtiyaçlarından fazla alış verişe koyuldukları, üc kilo yerine beş i^lo. on kilo yerine yirmi kilo almaya başladıkları için piyasada derlini bir darlık baş gösteriyor. Darlıktan faydalanmak İst ly emler de mallarını saklamaya kalkıyorlar. Bütün harblcr-deki sıkıntıların başlıca sebebi budur. Şimdi telâş a-EalmısUr. azalmıştır ama halk niçin biraz daha düşünceli davranmaz da hiç yoktan düşmanların ekmeğine vağ sürecek sıkıntılara sebep olur.
Diğer taraftan İsviçre gazeteleri de şikâyetçidir. Fakat tersine şikâyet Halkın sükûnetinden şikâyet ediyorlar! aNeılîr bu her şeyi hükümetten beklemek mantığı? Biraz da halk lüzundu /sunanlarda kendiliğinden harekete geçerek istikbalini emniyet altına ahu tedbirlere baş vıırmalıdu. Böyle hareket hükümetin de İşini kolaylıkla görmesini temin eder.»
Bu iki türlü, biribirinin tam aksi şikâyette nc kadar doğru taraflar var! Hükümetin sarfetmesı zaruri oian gayreti hiç hesaba katmadan, sanki tek başına kalmış gibi telâş vc bütün nizamı alt üst etmek. Bir de her şeyi hükümetten beki iv erek yan gelmek.
İkisinin ortasından yürümenin yolunu inşallah biz
Şevket RADO
Tenis
(Ba; taralı i İnci salıilede)
Bu tamimde son günlerin 0-laylarından bahseden Adnan Menderes: «Halk Partisinin tut tuğu yol partilerarası normal bir mücadele İle 4 sene sonra yapılacak seçimleri kazanmak için çalışmaktan ziyade kısa vadeli bir propaganda İle kaybettikleri iktidarı yeniden ele geçirmek gibi akıl ve Iz'an He ve vatanseverlikle telifi inüm-Irün olmıyan bir faaliyettir. Bu faziyet karşısında teşkilâtımızı ve oütün partili arkadaşlarımızı uyanıklığa davet etmek vazifemizdir.* iedlkten sonra tamimi söyle blrtimektedir:
«Kanunlara tecavüz vaki olduğu noktalarda hükümet tedbirlerini almakta elbette gecik-mlyecekttr Ancak takdir olunur ki hâdiseler bugün olduğu gibi diddiyet ve ehemmiyet azlederken ve demokratik usullerle hareket etmek mecburiyeti karşısında bulunurken sadece hâkimimin alacağı kanuni tedbirlerle iktifa etmenin doğru oimıyacağı hakikatine de İşaret etmek isteriz. En uzak köylere kadar sızmağa çalışan kötü tah ilklerle mücadeleyi parti teşkilâtımızın vazife olarak üzerine alması ve karşısında bulunduğumuz yıkıcı hareketlerin nc gibi maksadiarla yapılmakta olduğunu ve bunların memleketi ne meşum akıbetlere götürebileceğin) halka anlatması milli bir borç mahiyetini almıştır. Parti teşkilatımız muhalefette ne kadar ciddi ve heyecanlı bir mücadele yaptıysa İktidarda da aynı azmi ve iradeyi göstereceğinden bugün muhalif geçinen ve halk İçinde hiç bir mesnede sahip bulutimıyan ve bile bile haksız ve çürük bir dâvayı müdafaa eden bir avuç İnsana bu hakikatin anlatılacağından emin bulunuyoruz..
şampiyonası
Istanbulun ucuz mesken dâvası CUMHURİYET'ln bugünkü başmakalesinde, İalanbulüaki mesken dâvasının bir türlü hal-ledltcmcdiği. gerek Mecldlyekd-yü »e gerek Levent Çlfllğinde yapılan evlerin pahalıya ma! e-di İtlikleri bildirildikten sonra şöyle denmektedir:
«tslnnbuida. büyük bir İnşa faaliyeti olmakla beraber, bu İnşaat ucuza mal edilememekte, fakir ve mütevazı aileler ev sahibi olamadığı gibi, orta halli a-lleler de bir miktar birikmiş paraya malik değillerse, gene tapusu kendilerine alt bir evden mahrum bulunmaktadırlar.
Sabık İktidar, giderayak İstanbul halkına ucuz mesken temini İçin Belediyenin emrine nihayet 4 milyon liralık bir mü-tedavll sermaye verdi. Bu para İle yapılacak evlerin projeleri hazırdır. Belediye tarafından İnşaat münakaşaya konulmuş. Avrupa firmalarının müracaat ve ricası üzerine münakaşa müddeti 15 eylüle kadar uzatılmıştır. Şimdiye kadar 14 yeril, 2 ecnebi firması tetkiklerde bulunmuştur. 15 eylüle kadar 8-ıû ecnebi firmanın daha tekliflerini bildirecekleri anlaşılmaktadır. Bu evlerin ne kadar ucuza
mal olacağı, münakaşa sonunda, ,man beliren meydana çıkacaktır. Bunların da fakir ve mütevazı ailelerin keselerine uygun bir ucuzlukta olacağı pek ümld edilemez. Çünkü İnşaat malzemesi ve işçilik pahalıdır. Bu dâvada ilk yapılacak İş malzeme fiatlerinl ucuzlatmaktır. Bu yapılmazsa glrl-
Komünizme karşı yeni hükümler
Ankara 28 — Ceza Kanununa komünizm İçin yeni hükümler koyacak olan tasarıyı hazırlamak üzere çalışan komisyon, A-dalel Bakanının başkanlığında bugün de toplantısına devam etmiş ve bu toplantı geç vakte kadar devam eylemiştir. Komisyon yakında mesrfislnl bitirecektir.
Komisyon âzasından biri, mesaileri hakkında şunları söylemiştir:
*— Bu memlekette komünizmin K harfini kullandırmayacağız. Tasanda ölüm cezası, memleketten çıkarılma gibi en ağır cezalardan başhyarak tedrici cezalar yer alacaktır. Tasan Meclisin 1 kasımdan sonra bavlıyacak yeni faaliyet devresinde görüşülecek bir numaralı kanun tasarısı olacaktır.»
Seme t Ağaoğlu tekzip ediyor
İstanbul 20 »AA.) — Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Sıtmet Ağaoğiu, Anadolu ajansına aşağıdaki tekzibi göndermiştir:
•BLr İstanbul gazetesinde dünkü kokteylde gazetecilerle yaptığım bir hasbıhalde «Eğer idareciler akıllarını başlarına almazlarsa mesele bir saatlik müzakereden iba-ettir, dediğim Fâalidir. Ben bu şekilde bir cümleyi katiyen .»arfetnııj değilim »
Dün ecnebi tenisçiler arasında yapılan karşılaşmalar çok enteresan geçti. Turlar geçilmeğe başladığından, artık günden güne sıkı maçlar seyrediyoruz. Önemli karşılaşmalardan biri olan Garrett ile F. Welss'ın maçı oldu, tik seti makine gibi Işliyen sağ ve sol vuruşlarlyle Welss 8/4 aldı. 2 nel ve 3 üncü setlerde Amerikalı tenisçi oyun sistemini değiştirdi ve kusursuz denecek bir maç çıkardı. Sıkı ve uzun köşe toplariyle oynıyan ve fileye çıkan Garrett setleri 8/2 8/4 alarak kuvvetli rakibini elimine etti. İtalyan Girdini İlk sette Van Meegeren’le çekişti, fakat aldı 10/8.
ikinci setin başlarından itibaren sıkı vuruşlarla daima atak yapan Gardlnl, bu seti de 6/3 alarak maçı kazandı. Hintli Kumar, bizim emektar Telyan'ı 2 sette 6/4 6/3 kazandı. Dorfman İle Llnk'Ln maçı çok zevkle seyredildi. Dorfman'm saat gibi fevkalâde oyunu Holandalıya göz açtırmadı, tik sette Dorf-man LlnkT âdeta ezdi 8/0...
2 nel sette Holandalı biraz daha İyi oynadı, fakat Dorfman'm nefis vuruşlarlyle Link de bir şey yapamıyacağını anlamıştı. Maç Dorfman'm köşeleri bulan sıkı toplariyle bitti, 2 nel sette 6/3.
Amerikalı Kovalevskl’ye karşı bizim A. Cip bütün enerjisiyle oynadı ve İlk sette 3 oyun bile almağa muvaffak oldu. Netice Amerikalı tenisçinin 6/3 6/1.
çift erkeklerde Oeelhand ve Kris Yunanlı Stalyos ve Melâs'ı İyi bir oyunla 6/4 11/9, S. Ulu-türk, Apostolldls - Dalrt ve H. Neclpoğlunu 8/6 2/6 6/4, Suzan ve Enes Melih ve Senlh Blrsel'l 6/1 6/3. Van Meegeren - Link, Kemal Daş ve Uğur'u kolay bir oyunla 6/0 6/1, Y. Harper ve H. Welss de Feyyaz Berkir İle Erol'a 6/4 10/8 yendiler. Bu maçta Ankaranm genç ekipl çok güzel oynadı. Dünyada tanınmış rakipleriyle her iki sette de çekiştiler, kendilerini tebrik e-derlz.
Son çift erkek maçında S. Nemli. Fehmi AnkaralI Raslm ve Engini 3/6 9/7 6/3 yendiler. Bu maçte Raslm ve Engin çift!
3 maç topu kaçırdılar.
Tek kadınlarda G.Butler (Amerika) Duios'u 6/2 6/1, Tuc-key (İngiliz) Georgandas'ı 6/0 6/1 elimine ettiler.
Diğer maçların sonuçlan şeyledir:
Y. Harper, Semih S, Blrsel'l 6/0 B/0 , Deyro (Filipin), Kris'I 0/1 0/1 kazandılar.
Bugün yine maçların programı zengindi. Saat 14 te başlayacak olan karşılaşmalarda tek kadın, tek erkek, çift erkek, çift kadın ve karışık maçların ö-nemlllerlnl seyredeceğiz.
Celâl ULUĞ
şllccek büttln teşebbüsler kısır kalmaya mahkûmdur.»
dr
Sağcılıkla mücadele
M. Nenni YENİ İSTANBUL'-dakl başmakalesinde Cumhuriyet ideallerinin korunması için lâik devlet nizamını yıkmayı hedef bilen kara kuvvetlerle de mücadele edilmesi lâzım geldiğini İleri sürerek şunları yazmaktadır:
«Biz, anlamıyoruz neden, birliğimizi sinsi sinsi kemiren menfi kuvvetlerle mücadeleye girişmek kararını verirken, yurt düşmanlarımızı yalnız solcularda arıyor ve ona göre tedbirler düşünüyoruz. Halbuki, biz. ölçümüzü biraz daha geniş tutmak zorundayız. Cumhuriyet Devleti, yüzyıllarca hüküm sürmüş ve kökleşmiş bir sosyal dil-zcnl, devlet şeklini tasfiye ettiğine göre, aynı zamanda blrçua menfaat zümrelerine, ekonomik teşkilâta da dokunmuş ve onla-nn düşmanlığını, hiç şüphesiz, kazanmıştır. Aradaıf birkaç nesil geçtikten sonra bunların da izleri, ister İstemez, silinecektir. Yeni Türk Devlet), kendi ekonomik düzenini kuruncaya ve yer-leşllrinclye değin, hesabım bu duruma göre yapmalıdır. Türlü lürlii yaftalar altında zaman za-menti tepkiler; kinleri henüz yatışmamış bu ekonomik zümrelerle az çok veya doğrudan doğruya ilgilidir. Toprak meselelerinin bir kısmını, vakıflar İşini, tekkeleri ve bunlardan gelen çe^lt çeşit gizil ve menfi nkmtılar, bütün sebepleriyle incelemek, alınması
düşünülen tedbirlerimiz için, çök ehemmiyetlidir. Bize göre,] yalnız komünist değil, aynı zamanda lâik devlet nizamını yıkmayı hedef bilen her fert, istisnasız, mücadele konusu olmalıdır. Çiinkü, bir devlet yalnız komünistlikle değil, başka vasıtalarla da. elbette, yıkılabilir ve bu bakımdan, tek bir yıkım vasıtası üzerinde durmak; hastalık mücadelesinde yalnız frengiyi ele alarak, kolera, veba, verem gibi hastalıkları başıboş bırakmak gibi bir şeydir.*
★
Terfi eden Kara, Hava,Deniz ordu mensuplarının listesi
Partilerarası çarpışmalar
YENİ SABAHın başmakalesinde, Fevzi Lûtfi Karaosnıan-oğlu'nun evvelki gön C. H. P. hakkımla söylediği sözlere temas edildikten sonra şöyle denmektedir:
«Bir iktidar ve siyaset partisinin lideri, hasımlan ve rakipleri hakkında, böyle istihfaf edici ve hor görücü bir (111 kullanırlarsa, bu bizce gafletlerlnj1
(an ..nMml nl,.„ r-.inkia nolıl in _ ’
Çocuk Hastalıkları
Başbakan, meclis reisi
Bugün Konya’ya gidecekler
Konya 38 (Akşam) — Başbakan Adnan Menderes, Meclis Başkanı Refik Korallan ve Konya Milletvekilleri kara yo-liyle yann şehrimize geleceklerdir.
İki yangın
Şişlide Bomontide mensucat
Klr-
Dûn yakoya alt kadife fabrikasında kurutma dairesinde yangın olmuş. 30 top kadife yandığı halde, İtfaiye tarafından söndürülmüştür. Fabrika 530 bin liraya sigortalı bulunmaktadır.
Ey tipte Bahariyede Clzlâvet lâstik fabrikasında mctrûk kauçukların tutuşmaslyle de bir yangın olmuş, Bu da İtfaiyenin müdahalesiyle söndürülmüştür.
Karısını öldüren adam
İzmir — Sözünü dinlemediği için karısı Giilsilm Taşpınan on yerinden bıçaklayarak öldüren ve kaynanasını da muhtelif yerlerinden yaralayan Süleyman Ta şp in arın İzmir ağırceza mahkemesinde yargılaması sona ermiştir.
Mahkeme. Süleymanın karı-, sini kasten öldürdüğü kanaatine vardığından 24 sene ağır hap-tine hükmetmişe' de Af kanunundan ve tahrik sebeplerinden dolayı cezası İndirilerek netice-, de kendisini beş sene dört ay. hapis cezasına mahkûm etmiştir.
Kaynanasını yaralamaktan ise. vaka Af kanunu şümulüne girdiğinden, ademi takip kararı verilmiştir.
■■■I Çocuk Hastalıkları ag»
11 Mütehassısı
I Dr. N. CİHAT TAHSİN I
! GÜRSON ,
I yeni muayenehanesinde I I hasta kabulüne başlanıışltrJ I Taksim Talimhane Recep I B Faşa cad. Tan Ap.
■I' 11-13) D. 4 - Tel: 889.MI ■■
(11-131 D. S - Tel: USSSO
yangını
Doğuda zelzele
Ateş altı koldan ilerliyor
Vartoda 2 ölü ve 3 yaralı var
Varto 28 (A,A.) — Pazar cesl saat birde kırk saniye ren bir deprem olmuştur, ilçeye bağlı Karkarut köyünde iki Narlı ölü, üç yaralı vardır. Diğer köy-
ee-sü-
■ Balıkesir 28 — Kazdağı or-ı man yangını devam ediyor. Riiz-ı garın tesiriyle ateş altı koldan
• İlerlemektedir. Kocagöz, Kırlan-
• gjç, Sankız, Fındıklı ve T * , mevkileri ateşin tesiri altında- lerden devriye çıkarılmış Ve bir dır.
1800 metre Irtlfaındakl Kaz- ( dağlarını kesif dumanlar kap- gölde de hissedilmiş, fakat bir , lamış, Edremit seması kıpkızıl - «—
’ alevlerle dolmuştur; Bu gün Ba-’ hkeslr Valisi Sıddık Tümerkan ’ da yangın mahalline gitmek ü-ı zere Edremlte hareket etmiştir.
Ed re m itten vaziyetin çok ciddi ve zararın bir hayli kabarık olduğuna dair kötü haberler gel' inektedir,
Üçakla söndürme bombası atılacak
Burhaniye 28 (A.A.) — Bayramiç dolaylarında başlıyan ve Kazdağı ormanlık bölgesini ihata eden orman yangını şiddetle esen rüzgârın tesiriyle sahasını genişletmektedir. 3 günden be-’l rl önlenemlyen ateş, Koca göl, 1 Kırlangıç ve Fındıklı bölgelerlDl tehdld etmektedir.
Edremit kaymakamı. Orman bölge tşletme müdürü, ve jandarma komutanı, söndürme e-kiplerlyle birlikte mahallinde çalışmaktadırlar.
1 Şu anda körfez bölgesi dumanla örtülüdür. Yangının zeytinliklere sirayetinden korkulmaktadır.
Uçakla söndürme bombalan atılması İçin Ankaraya müracaat edileceği öğrenilmiştir.
Sıhhi ekip gönderilmiştir.
Deprem Erzurum, Muş ve Bln-
bölgelerde hasar kaydedilmemiştir.
Tepebaşı bahçesinde kaçak yapılan bina Tepebaşı bahçesinde kaçak olarak İnşa edildiği haber verilen binanın durumu tetkik ettirilmektedir. Vali ve Belediye Başkanı dün buraya Vilâyet Bayındırlık müdlrlyle Belediye İmar müdürünü göndermiş ve ruhsatiye İşiyle İnşaat hakkında tahkikat yapmalarını İstemiştir.
Netice belli oluncıya kadar İnşaat durdurulmuştur.
Valiyi ziyaret
Bir haftadır şehrimizde bulunan Lübnan Ermeni Katolik Kardinali Gregolre Pierre XV. dlin Vali ve Belediye Balkanını makamında ziyaret etmiştir.
Misafir kardinal şerefine dün akşam saat 17 de Tarabyadakl Nötre Dame de Slon'da bir kabul resmi tertlb edilmiştir.
Ayrıca Vali ve Belediye Başkanın! Şlll Elçisi İle Arjantin ve YugosMv Konsolosları da ziyaret etmişlerdir.
Sümerbank müesse-seleri müdürlüğünde değişiklikler
Sümerbank deri ve kundura sanayii müesscsesl müdürlüğüne Alım satım müeşçesesl baş-kontrolörü Faruk Gönen, Teknik müdür muavinliğine aynı müessesenln makine mühendisi Cevat TaTay tâyin edilmişlerdir.
Sümerbank deri ve kundura sanayii eski müdürü Cavlt Yücel SümerBank Alım ve satım mü-essesesl müdürlüğüne, Sümerbank Alım v« satım müessesesl müdürü Abdulkadlr Gözen aynı müessesenln başmüfettişliğine, Sümerbenk deri ve kundura sanayi! müessesesl eski Tek tik müdür muavini Enver Atafıat, Gemlik suni ipek fabrikası mil-
Anadolu hisarı sırtlarında orman yangını
Dün akşam. Anadoluhlsan sırtlarında Kavacık. çlfllğl ctva-rlnda bir orman yangını olmuş, Beykoz kaymakamlığı ve jandarma komutanlığı ile h^Jk tarafından alınan tedbirlerle İki saat İçinde söndürülmüştür.
Cumhurbaşkanı Demirciye gidecek Ankara 28 — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar yarın saat 17 de askeri bir uçakla Akhlsıra ve Oradan Demirciye gidecektir. Celâl Bayar, Demirci yangını felâketzedelerine yapılacak yardım İle alâkadar olacaktır.
Aftan istifade eden mahkûm tekrar yakalandı
Sabanca (Akşam) — 1700 lira çalmak suçu İle 11 aya mahkum İken Af kanunundan İstifade derek serbes bırakılan Tahsin Ak, iki arkadaşı İle birlikte Adapnzarın Semerciler ma hailesinde doktor Cavlt Gıırar-da'nın evinden eşya çalmış yakalanmıştır.
ve
Yeni yıl incir piyasası açıldı îzmlr 28 (A.A) — Yeni yd İncir piyasası bugün saat 11 de İznılr borsasmda yapılan bir törenle açılmıştır Mutat merasimi müt.aakıb salondu hasır bulunan İncir alıcıları müba-. - yaata başlamışlardır. Mevcut
lan Konya Valiliğine Emniyet on bia çuval incirin dört bin Genel Müdürü Ferruh Şahin- çuvalı satılmıştır 42 - 45 kuruş
Konya Valiliği
Konya 28 (Akşam) — Açık o-
......................... " rnıuıı qmınu- çuvalı salllmi'jtir 43 - 45 kuruş dür muavinliğine n»kl) >e tâsın 6a,',n ıfıyin çdllcccgl KmeUe'araamda açılan piyasa (0-15 edilmişlerdir..^söyleniyor. [kanı, arasmda lapanmıjlır.
Ankara 28 (A.A.) — 30 ağustosla terfi edecek olan kara, hava ve deniz orduları mensupları listesi aşağıdadır: Korgeneralliğe yükselen tüm çene railer
Nazml Ataç. Fehmi Türesek J, Hakkı Tunaboyiu, Yusuf Adil Egeli.
Tümgeneralliğe yükselen tıığceneraller
Mahmut Kaya alp, Hulûs! Atak, Avnl Aynagöz, Kemal So-yak. Remzi Bilsev, Necini Tul-gar. Abdulkadlr Tolun. Tümamiralliğe yükselen tuğamiral
Kemal Bozkurt.
Tuğgeneralliğe yükselen albaylar
Ekrem Akalın, Hüseyin Ataman, Abdûlaziz Av man, Cevdet Orkan. Kenıaleddln Tümak, Zihni tiner, Zeki Oytun, Ham-dl Banas, Hanua Vahit Göken, Etc-m Akat, Sabrî Ersoy, Hutûsl Arnas. Tevflk Aran, Tekin An-burnu. Seyfl Turgay.
Tuğamiralliğe yükselen albaylar
Fahri Korutürk, Zeki Özak, Aziz Ulusan.
Yarbaylığa yükselen kurmay bin basılan
Burhaneddin Alpkan, Sıtkı Ulay, İ. Hakkı Alpay, Emrullah Sümer. Seyfeddln Çotur, Yusuf Demlrdağ, Necmeddin Ergüven, Ahmet Başta. Necati Artun. Refik ilgin, Sabrı Akalın, Naci Aşğım, Kenan Kocatürk, M. Kemal Tunçayna, Kenan Esengil, Kâmil Ateşmen. Yahya Okçu. Nüzhet Akıncılar. Osman Kö-sebay, Nâzım Doğancı, M. İhsan Duray, Şevki Alsaçıntı, Fik- 1 n Önüğoren, A. Sim Ülkü, Fe- ! dit Gökçenkin. Etem Tolay, : Mustafa Yoruç. M. Haydar Sû- 1 kan. Kemal Alalay. Ertuğrul -Er km an. ı
Binbaşılığa yükselen kurmay ‘ yüzbaşılan
Bekir Ecevld, Cevat Kırca, 1 Ahnıet Serte), Muzaffer Yurda- 1 kül. Muzaffer Araf, Nihat Gû- 1 naşan. Mustafa Erdoğan. Rıza 1 Ersever. Fehmi Albayrak, Re- 1 şat Halil, Vehbi Elgin, Hayred- ' din Ersoy. Reca Batural, M. Na- c cl Bozkurt, Adnan Orel, Vasfl 1 Arkiin, Haşan Akıncılar, Şükrü 1 Olcay Mahmut Alptunaer, İh- 1 san Kayra, Hayreddin İlkorur. f M. Ali Öztopçu. Bahri Yazır. c Eahaeddln Alpkan, Sırrı Suber- £ ker. M. Refet Tuncer. H. İrfan 1 Tekşut, Maztıar Vural. Muzaf- C fer Aral. M. Kemal Aybersü, M. ‘ thsan Guzendur, Necdet Muray, 1 O. Halûk Alpander, Halim Ko- C rai, Muhiddln Atalay. Cihaded- 5 din Turgut Sunalp. Şinasl Orel. 5
A. Fethi Esen er, Hanefi kon.
Albaylığa yükselen | yarbayı
Esat Akçetin.
Yarbaylığa yükselen ] binbaşıları
Hayreddin Davran, Talât Her-iş, A. Refik Tokpınar, M. Müfit Aııpınar, Mehmet Kataloğlu, Cevdet Baykal, M. Necati Eayer. Ali Oktay, Salm Özkul, Salâhad din Tosun, Bahri Tunçer, A Na zirna AJpan. Necati Cantürk. Atıf Savaşkurd, Hakkı Çanga, Rasim Gökbek, Gaffür Enön. Kemal Kızıllan, Nuri Çağıan-knya, A, Hikmet Bcra, Tevfik Akkor, Ali Harmankaya. Niyazi Ersoy. thsan Ağrı, Hulusi Yıldırım. Zeki Berkkurt, Rahmi Berter, Cevdet Ergüden F. Kemal Gönenç, H. Hüsnü Erdemtr, Şevket Sarıgöl, Mesut Türk kan, Nadir Erten, Abdullah Tamer, Maclt Özcan. Mustafa Bayka-
Ergene-
piyade
piyade
BORSA
Binbaşılığa yükselen piyade yüzbaşıları
Muharrem Alp, Mehmet Çetin, Nadir Alağaç. Hamdi Cok-sal, Galip Doruk, M. Fahri Tunç er, A. Selim Soley, Fuat AktuliiA, Nezih Üluer M. Neşet Berk. Nedim Dikmen, M. Mithat Toton, M. Raşit Tümer. Ziya Aydemir, Humlt Erkan, Burhaneddin Aral, Cemil Ergür, M. Sabahad-dln Orkan, Ö Lûtfi Kurdcebe, Hürrem Berk, M. Hilmi Özdc-ııer. Y. Fethi Yürek, M. Salm Etker, Osman Arslantûrk. Ahmet Akız, A. Rıza Bay kal. Zeki Yakan, Ahmet Coşkun, İhsan Akbay, Ali Belgin, Ali Özorrd. O. İhsan Akkya, M. Adil Uran, M. Reşat Özer, M. Salih Eron-gun, Şefik Eriş, Behçet Karh-dağ, II. Sadeddln Uzan. Şefik Acar Ebubeklr Karadoğan; Ce-maleddln Çankaya Muzaffer Gü ney. şükrü Uzman. A. Necati İnanç. M. Rıza Toydemlr, A. Nu rl Alev, Tahlr Alaybeyl. Rıza öner, Avn! Sumen, Kâmuran Akdi!. Salm Çölek, İmadeddln Ku-ranel, İbrahim Yurtbekler. Süleyman tüukar. Tevflk Eröneel, Hakkı Türkataç, Nuri Ersu, Sadi Barln. Cemal Vaner, M Hay-ri ökten, A. Bahir Gcnçay Fah rl Alpugan. Rahmi Önmek, Ab-diilmennan Bayraktar. Abdıil-halim Tokmakçı. M. Cemaled-dln Barut, A. Ata Akçakoca, A-saf Yücer, Mazhar Er ol tuğ. M. Kemal Berkün, Mehmet Unsur, Cevat Güngör. H. Avni Kanlan, M. Nureddln Bingöl, M. Faik Bozok, Refik Atagün. A. Selim Çığ. İskender Gür tun a. A. İhsan Öztunçer. Zeki Akdikmen. Seyfeddin Tayanç. Ahmet Sağman. İ. Şeklp Hizalan, M. Avni Alpdemlr, Hidayet Siimer-kan. A. Rıza Vural Salih Öcal, M. Ferahaddln Eraîp, Muzaffer Ergüder, Nasuhi Yücel, Enver Onuk.
Sterlin Dolar Fransıl F İsveç K. İsviçre T Florin Belçika F
Kcw Moru
Paris Stolcholm
Amsıcrdam Brüksel
Llrbon_______________________
ESHAM VE TAHVtLÂT % 1 FAİZLİ TAHVİLLER
Sivas - Erzurum 1 Sivas - Erzurum 2-1 1941 Demiryolu ı 1941 Demiryolu II 1941 Demiryolu IH Milli Müdafaa I Milli Müdafnn II
MUll Müdafaa III Mil» MUdafg* rv
»ııw
(Arkası
Kasım Gülek
Hakkında yeni tahkikata başlandı
% • FAİZLİ TAHVİL
1941 Demiryolu Kalkınma 1 Kalkınma U
Kalkınma m
1948 fsUkrnzı I 1848 istikrazı U
1949 isiikrıuu ı
% 4.5 FAİZLİ TAHVİL 1949 tahvili
% S FAİZLİ TAHVİLLER 1933 Er cani 1938 İkramiye» Milli Müdafaa
Demiryolu IV Demiryolu V
01,30
22 5Ü »29 11.—
»7.-
ANADOLU DEMİRYOLU OHUPU
Tahviller A. B C HU» «eaeUerl % *» Mümessil senet
ŞİRKET HİSSELERİ Merkez Bankası Aralan Çimento T. Ticaret Bankası ij Bankası Sark Değirme netlik Milli HeasflrnrıS
Gulden Tllrlc Ilı Starlln Külç*
Resnt
111.—
Ü.50
B3-
124. — ısın
80-
23,25
18,—
Kartal D. P. İlçe başkanı Selâmı Oğuz'un yaptığı bir İhbar üzerine, C. H. P. Genel Sekreteri Kasım Gülek hakkında yer.l bir tahkikata başlanmıştır.
D. P. İlçe başkanının iddiasına göre, C. H. P. Genel Sekreteri Kartala gelişinde «İçtimaatı U-| mumlye» Kanununa mugayir toplantı tertlb etmiş ve «3 aya kadar hazır olun, İhtilâl yapacağız» demiştir.
Dün bu İhbar üzerine Kartal merkez jandarma komutanı bazı C.H.P. İlleri davet ederek, malûmatlarına müracaat mfşlir.
Başla 11 idare kurulu üyesi Taceddln özgüder, C.H.P. Kartal İlçe başkanı Ali Örs ve Kartal Belediye başkanı Sadeddln Ural olduğu halde 10 kadar partili İfade vermişlerdir.
fct-
Bir genç boğulurken kurtarıldı, hastanede öldü
Teknik üniversite talebesinden Abdülkerlm isminde blı genç. Floryanın Gazino plûjın da denize girerek açılmış, boğul mak üzere olduğu can kuriorm: teşkilâtı tarafından göıiilıı»» sahile alınmış ve en yakır, n!:« Akıl hastanesine kaklıı ılım. » da orada ölmüştür.
A I I i M
Sahlfe 1
29 Ağustos 1950
«Beni ninem yedi!»
Ekser memleketlerin eğlence yerlerinde, basit şano ve sahneleri yalnız çalgıcı erkek ve kadınlar doldurmaz. Başka numaralar da vardır. Bizde de zuhur etmeleri ne kadar temenniye şayandır. Meselâ:
1 — Vapurda, yalınayak, ( başı kabak bazı cambazlar, , vücutlarına yılan gibi ha- , roketler veriyor; perende a- ( tıyorlar. Sonra, yırtık pırtık şapkalarını çıkarıp parsa topluyorlar |T I- Niçin bazı . müteşebbis terbiyecilerimiz ' zuhur ederek bunları toplamasın, yetiştirip sahne adamı, şano adamı, sirk adamı yapınasın? Aralarında ço-cukalr da var.
2 — Bizim eğlence yerlerimizde. şimdilik bilhassa alaturka saz vardır. Bunun yanında dans kısmını fazlalaştırmak gayreti görülmüyor. Entellektüel bir him metle, yahut, yine sahne ve şano müteşebbislerinin teş-vikivll, dansör ve dansözlerimiz türeyip üreyemez mi? Pek çok tanınmış sazende ve hanende halkımız tarafından zengin ediliyor. Bîr çok genç de dans voliyle yaşayabilirdi. Eğlence hayatımıza da tenevvü gelirdi.
3 _ Aynı şevi bir perdelik piyescikler için söyliye-ceğim. Bunların etrafuıda müellifler, aktörler, yaşayabilir. Yirminci asrın başında bu nevi piyesler, Beyoğlu sahnelerinde pek moda idi. Fransızcalanm. Alman-calarını bile, kozmopolit halk dinlerdi. Niçin şimdi Türkçeleri moda olamasın?
4 — Hususi meclislerde ne mükemmel amatör hokkabazlara raslanz. Bunların bazıları, zengin kimseler değildir. Eğlence yerlerinde hüner göstermeleri için yetiştiricilerin (21 hüsnüniyetleri ile müesseselerin yenilik arayan zevki niçin birleşmez?
5 — Dünyanın her memleketinde dizör ve dizözler var. Zamanın kama göre, nükteli, hikâyeli, manzum, mensur esercikler yazarak bir iki hafta söyler, sonra yenilerini icat ederler. Zekâlara cilâ verirler. Bizim de meddahlarımız vardı. (Gerçi bunlar başka janrdı) Sonradan mahdut bir kaç gene dizörlük yoluna saptı. Hayatta pek de perşîan olmadıklarını biliyoruz. Bu şekil de artabilirse, tenevvüe kavuşuruz.
Yoksa:
Sular idaresi tahkikati
Heyet dün raporunu Belediye başkanlığına verdi
Sular İdaresi veznedarının intihan üzerine, burada 400 bin liraya vardığı söylenen yolsuzluğun tahkikatına devam edilmektedir.
Tahkikatı İdare eden heyet dün İlk görüşlerine alt raporu Va 11 ve Belediye Başkanlığına vermiştir.
içişleri Bakanlığına da akseden meselenin tahkiki için Bakanlık dün Ankaradan müfettiş Fuat Yurdaş’ı meseleyi tetkik için şehrimize göndermiştir. Müfettiş işe başlamıştır.
Vali ve Belediye Başkanı Prof. Gökay da dün öğleden sonra Sular İdaresine giderek mesele İle meşgul olmuştur.
Dimağının mahsulü ile yaşayan bir münevverimiz geçen gün hazin hazin başını salladı:
— Yedi beni ninem!
— Anlayamadım! — cevabını verdim.
İzah etti:
— Kafamdan bir şey yaratmak istiyorum. Artık muvaffak olamıyorum. Her tarafta aynı şarkı; (Yesin onu ninesu!) Benim de beynimde uğulduyor. Hani Romavı barbarlar istilâ etmiş; biz-lerin de, daha ileri bir medeniyete benzetilecek kafalarımızı, köy. bölge ve eski asır şarkıları o şekilde istilâ etti. Simdi, o vekna-sak melodiler, kâşanelere kurulmuşçasına kafalarımızda oturuyorlar. Şimalden gelen ırklar Komaya girdikten sonra Komada yeni bir medeniyet olmuş. Tek tesellimiz şudur: Belki (Vâ - NÛ) (Arkası 7 nel sahifede)
[11 Sahne sanatkârlarının, liderlerinden olan eski gazeteci arkadaşımız Sadi Tek: bu kabil numaraları bir kır gazinosunda yaptıktan sonra kendi resimlerini — Istlyenlere — satarak terbiyeli şekilde hayatını kazanan bir genç hünerabzın, Beylerbeyi polisi tarafından şlddetlL takibata uğradığını bana anlattı. Hayatını mütenevvi namuskâr teşebbüs ve çalışma yollarlyle kazananların elbette eksilmesini, cemiyetimizin somurtkan bir hal al masını, prensip itibariyle, büsbütün istemez. Hele 2abıLa büsbütün İstemez. Kıymetli unatkâr Sadi Tek tarafından Rnialılan vakada belki de başka bir müessir sebep vardır.
12J Yetiştirici yok. İşte metale. Hoca olmadan, talebe de olamıyor. Eğlence havalımız ou sebeple sönüktür.
Üsküdar
Beykoz yolu
^4
İstanbul’un dertleri ve dâvaları
Belediyeyi ıslah için bir “ruhî inkılâp hamlesine ihtiyaç vardır,,
C.H.P. adayı Tekinalp “Cugüne kadar belediye demek makam demekti,, diyor
Demokrat Partinin-üç namzetinin şehir hahhında düşünceleri
İZ
müzesi
Millî saraylar garajına nakledilecek
Vilayetten öğrendiğimize göre, İki seneden beri Deniz müzesi olarak kullanılan Do İma-bahçe Camisinden müzenin nakline ve caminin ibadete a-çılmasma karar verilmiştir.
Deniz Müzesi Milli Saraylara alt garaja nakledilecektir.
Belediye Mezarlıklar müdürlüğü
Belediye Mezarlıklar Müdürü vazifesinden affedllmiştlr. Yerine Belediye müfettişlerinden Ziya Başar tâyin edilmiş ve İşe başlamıştır.
Hüdaya emanet!,
Üsküdar - Beykoz şosesi, Beylerbeyi Sarayının arkasındaki tünel yoldan geçmektedir. Bu tünelin tavanı ve yanlarda çıkıntı teşkil eden demirler büyük kamyonların buradan geçmelerine mâni olmaktadır.
Belediye, bu yolun büyük kamyonların da geçebileceği şekilde genişletilmesine karar vererek, İşe başlamıştır.
Ayrıca bu güzergâhtaki boş arsaların fena manzaralarının giderilmesi ve yıkık duvarların tâmlr edilmesi hususu da dün Üsküdar kaymakamlığına bildirilmiştir.
Edirnekapı - Yeşilköy yolu
Yeşilköy hava meydanının faaliyeti gittikçe arttığından, bu ı İstasyonu şehre baglıyan yol ve civarının gidip gelenlere fena şekilde görünmesine mâni olunacak tedbirler alınmaktadır. Vali ve Belediye Başkanlığı. Edlmekapıdan İtibaren bütün evlerin boyanması ve duvarların badana edilerek boş arsaların dışarıdan görünmlyecek şekilde duvarla örtülmesine karar verilmiş ve İşe başlanmıştır.
Dün Fatih kaymakamı bu sahayı dolaşarak henüz badanasına başlanmamış evlerin sahipleriyle görüşmüştür.
işleri
Belediye Meclisi seçiminde C. H, P, tarafından namzet gösterilen Tekinalp belediye İşlerine vukufu ve bu sahadaki faaliyeti ile temayüz etmiştir. Kendisiyle görüşerek sorduk:
— Yeni intihaptan ne gibi neticeler bekliyorsunuz? Su meselesine. mesken buhranına, hayat pahalılığına, süt İşine ve şehrin diğer bin bir derdine çare bulunabilecek mi? Belediye idaresinde belli başlı bir değişiklik görebilecek miyiz?
— Tabiidir ki yeni Meclisin siması belli olmadıkça buna dair bir fikir peyda etmek mümkün değildir. Fakat şurası muhakkaktır kİ yeni Meclisin âzası her hangi partiye mensup olursa olsun yeni bir ruh. yeni bir hız. , yeni bir gayretle iş görmek İçin a bol bol meydan bulabilecekler- ı dir. Memleketimize asri şehir- | elliğin İlk alemdarı olan kıy- | met.ll üstadımız eski Şehremini Cemil Topuzlu tarafından Akşam sütununda belirtildiği vec- ' hile şimdiye kadar belediyemiz merkeziyet sistemine tâbi ve Belediye başkanı şehir halkının | mümessili değil, merkezin emir ' kulu İdi. Emir kulu olan başka- ' nın maiyetinde çalışan memurlar dah| merkez tarafından tâ- ' yin olunurdu. Belediye İdare- ' sinde bürokrasi hâkimiyeti bü- ! tün şümullyle hüküm sürerdi, l' Filvaki Meclis âzası demokratik
nında kökleşmiş olan bir takım zihniyetler ve gelenekler vardır ki Meclis âzasının teşebbüs ve hareketlerini destekleyecek mahiyettedir.
Eski rejim zamanında belediye demek «makamı yani Belediye başkanlığı demek idi. 1930 tarihli kanunun ahkâmına göre bir İcra vasıtasından başka bir şey olmıyan «makam» dan sadır olmıyan hiç bir teşebbüs ve hareket tasavvur olunamazdı. Belediye Meclisi ancak makamdan gelen evrak üzerine iş görür Ve muzakefe neticesinde bir karara bağlardı. İhtisas komisyonları bile ekseriya topla-1 nıp uzun boylu incelemeler yap-
. , .. , ... nıp uzun ooyıu uıveıemvıer yap-
memlcketlerdc olduğu vechlyte . J ... i,,
bizde de M lu.t'nd.» si,i- “»*« “■ * ''
lirdi, ntot bütün yetkiler T. , s“ kotM.Jdnlan - bir İte b.Ud k„m,n »«*.U»n. - Anka ku,u K>bl
tavassutunuzla Fransadan îşvlçreden ecnebi mütehassıslar geldi tetkikler yaptı, raporlar verildi. Bu meselelerin yeni meclis ve yeni rejim ile ne dereceye kadar alâkası vardır?
— Bütün bu meselelerin halli Meclisin mesaî tarzında zaruri gördüğüm bu ruhi İnkılâp hamlesine vabestedir. «Makam» m gündelik ve kırtasiye usulüııe bağlı pek çok işleri vardır. Heri hamlelere mütaalllk İşleri nmaltam» a bırakmak şimdiye kadar olduğu gibi onları akamete mahkûm etmek demektir. Yeni Meclis âzası meyanında elbette ihtisas, bilgi ve tecrübe sahibi zevat bulunacaktır. Bunlar bu işleri ele alırlar ve İhtisas encümenlerinde bulunacak olan arkadaşlarla beraber projeleri hazırlarlar, projeleri kendilerine mal ederek neticeye bağlamağa çalışırlarsa muvaffakiyet muhakkaktır. Teklif ve tavassutumla Fransadan ve ts-viçreden gelen mütehassıs heyetler tarafından gelen raporlar dosyalarda mevcuttur. Tetkik mevzuu olan bu meseleler hakkında Belediye Meclisince . verilmiş mühim kararlar da I vardır. Bu kararlar ve raporlara göre pek çabuk kati kararlara varmak mümkündür. Fakat arzettlğlm gibi her şeyden evvel muharrik kuvvet olarak bir «ruhi İnkılâp» hamlesine ihtiyaç vardır.
ve
RADYO
İSTANBUL RADYOSU
20.30
I-
Açılı» ve programlar
Haberler
Öftle kon^ri IP1.)
Şarkılar
Serbest naat
Türküler (PL)
Fran VVarren'den t
(PLİ Programlar ve kapanı».
Açıl 15 ve programlar Konuşma
Konuşma Haberler
İstanbul haberleri
Konuşma
Sadi Yaver Ataman memlrke havaları sc* Ve sas blrlll konseri
Koııu$ına
Asrımııın müziğinden Brneklt (PLİ
Asırlar boyunca Türk mııalklı Takdim eden: Lâlka Karabey Serbest saat
Konuşma
Operalardan kil meler (PL) Şarkılar
Hafif ara müîlBI (Pl.)
Haberler
Dana mürlgl (Pl) Programlar ve kapanı».
ANKARA RAİIYOSO
Otomobillerin taksimetre» İcri yeniden ayarlanıyor. Bu iş tamamlandıktan sonra taksi ile seyahat eden yolcuların şoföre öd ivecekleri ücret miktarıru taksimetre tam olarak gösterecek, bundan fazla para verilmiyecek. AalâkadarJar, ücret yüzünden şoförlerle yolcular arasında ötedenberi vuku bulan ihtilâfların bu sayede önleneceğini söylüyorlar.
Taksi saatlerinin ayarlanması yerinde bir harekettir. Şimdiye kadar gecikmesi hata idi Fakat bıı a-yarlamanm ihtilâfları önli-yebileccğini pek ummuyorum. Zira ihtilâfların hakiki sebebi saat ayarsızlığı değil, disiplin ayarsızlığıdır. Şimdiye kadar yolcular, taksimetrenin gösterdiği ücret miktarının bir misli fazla- |j_ sini vermekle mükellef idi- Q ler. Saat 50 kuruş yazarsa e» yolcu bir lira veriyordu. Fa- hh kat bazı şoförler bu miktarı /_ da az buluyorlar, daha faz- Q la para koparmak istiyorlar ve çoğu defa kavga Ue ne-ücelenen ihtilâflar bu yüs-den çıkıyordu. Taksimetre- W ııin a varı, fazla para İst i yen 0 L of ör ün ağzını kapatabilecek > bîr müeyyide değildir. Bu -j iş. seyrüsefer idaresiyle $o- q förler Cemiyetinin m ııştere- £_ ken halletmeleri gereken bir disiplin meselesidir. Ka-naatimfzce, evvelâ şoför ehliyetnamelerini ele almak "O icabeder. Direksiyon kullan- (D masını öğrenen herkese şoförlük ehliyetnamesi verildiği müddetçe ihtilâfların, nizama aykırı hareketlerin önüne geçilemez.
Bahis açılmışken yine şehirde seyrüsefer kargaşalığına temas etmeden geçe-miveceğim. Bu is yoluna konulamıyor. Alman tedbirlerin faydasını göremivoruı. Başı bosluk devam diyor. Dolmuş yapan otomobiller hâlâ duraklara dizilip yolcu avlamağa çalışıyorlar, tram-vav volculannın inip binmelerine mâni oluyorlar.
Seyrüsefer islerinin gevşek tutulduğuna bir misal:
Temmuzun 15 inci, yani Şeker havra minin arifesi cumartesi günü Sultanha-mamı civarında otomobillerin girmemesi Icabeden bir sokaktan geçiyorduk. Aşağı taraftan bir taksi otomobili bu sokağa girdi ve omu» omuza kenetlenmiş kalabalık arasında klakson öttürerek ilerlemeğe başladı, üzerimize doğru geliyordu, yaya kaldırımını İşportacılar işgal ettiği için yanımdaki arkadaş sığınacak yer bulamadı. Otomobili yolun sol tarafından hızla süren şoför, işaretlerimize rağmen durmadı ve kaldırımın konarında arabanın ön tekerleği arkadaşımın ayağının üzerinden geçti. Ancak bağırmamız üzerine duran şoför:
— Siz kim oluyoısuııus da benim arabamın numarasını alıyorsunuz? İstediğiniz vere şikâyet ediniz. Vıı gelir bana.
Diye hakaretâmu bir de azar bastıktan sonra, ceza şöyle dursun, ihtara dahi maruz kalmıyacağmdan o-min bir tavırla otomobili sürîip savuştu.
Biz derhal altıncı şubeye gittik, nöbetçi memura vaziyeti anlattık, otomobilin numarasını verdik, zabıt tutuldu. O esnada odaya gelen bir komiser muavini ile bir polis memuru da bili dinlediler ve tahkikat yapılıp neticenin bize bildirileceğini söylediler. Bir hafta sonra telefonla sorduk, yine aynı cevabı aldık.
Bugiin 29 ağustos 1950. Aradan kırk altı gün geçti ve biz hâlâ tankikat neticesinin bildirilmesini bekliyoruz.
Baki, cümlemiz Hüdaya emanet olalım.
Cemal REFİK
Adana vapuru doğu Akdeniz seferinden döndü
Denizyolları İdaresinin Adana vapuru din sabah saat û da Güneydoğu Akdeniz seferinden 280 yotcııla dönmüştür.
Ankara vapuru da bugün saat 14 te Batı Akdenlzden dönecektir.
Ö}1« va akı’m otogıamı
12.30 Şarkılar
13.00 Haberler
13 15 Çegltll melodiler (Pl-I
13 30 Öflle (aıereal
13 45 Rumba, konsa ve sambalar (Pl > 1100 Hava raporu, aksım programı ve l'ap,’ 115.
17 58 Açılış ve program
1900 M. S. Ayarı ve konulma
18.10 Küme sırlardan zeybek.
telli v
Fahri
oğlu, daman
1830 Ko luıl
18.40 ®n
18.15 Tat
19» Yu
çUW vc oyun »valan. Çalanlar ı Kopuz. ZÜMU Bardak-Naci Tekte). SaLih Orak ın Güvenir.
»ı Orkeclrası (Pl.) M S. Ayarı ve haberle rİtilen bir yaprak rltan eceler. idare
MUMtfer Saaruttarn
19 3i> Konulma
19.44 Serbcıt «nal
19.45 Radyo İle İngilizce 2000 San Baloları (Pl.) ?n ıs Radyo gazel «I
130 Koıı uşrna
■11.40 tnceaoı (Rast taslı» Okuyanlar Tur.
Şunu da İlâve edeyim kİ bu «ruhi inkılâp» hamlesi yalnız Meclis âzosında değil bir dereceye kadar İslanubl mUletv»-memlekette olduğu gibi bizim killerinde dahi tecelli etmell-kanunun ahkâmına göre dahi' dir. Çünkü mütehassıslar tara-belediyenln en salâhiyetti orga- fin dan verilen raporlarda yanı, halkın mümessili olan Be- ! pılan tavsiyeler meyanında kale diye Meclisidir Her türlü te- | nun mevzuu olanlar da vardır, şebbüs ve hareket ekseriya Şimdiye kadar hâkim olan zlh-Mecllsten gelmelidir. Meclis â- j niyete göre kanun mevzuu de-zası belediyeyi alâkadar ec|en ' mek Şeddi Çin, daha doğrüsu meseleleri İhtisasları dairesinde kendilerine mal edip uzun incelemeler neticesinde varacakları kanaatları Meclise arzet-indidirler.
Yeni seçilecek olan Belediye
l.a«j RUr kaynaklan k»m» cb„l yol
markeata ellnd, 10 Hani halb- t ttü|1„de„ lbaretu Hfr dat devrinde nasılsa sansürün | . , .. . .
Se-
dokunulmaz bir taban demektir. Kanun mevzuu olan İşleri alâkadar bürokratik makamlar tarafından ............ *
masını beklemek fazla iyimserlik olur. Halbuki bu gibi İşlevi takip etmek İstanbul milleti. •- ■ killerinin vazifesidir.
Meselâ son zamanlarda elek- :
MUıchhcr Güycr. Snblle lâyıklle takip olun- 21.15 Konuşma
2125 Kafir melodiler (Pl.)
! 2140 Konuşma 21.50 Varyete müzikleri (Pl.) 32 00 Konuşma 22 15 Dans Orkestraları çalıyor 22 İS M. S. Ayarı ve haberler 2300 Program ve kapanı».
YARIN SABAHKİ PROCRAM M. S. Ayarı, haberler ve havı raporu Marjlar (Oylkycllm (PL) Günün programı Tarihi morslar (Pl.) Davul, zurna ve çitte kareyle pehlivan havalan Konuşma: Kahramanlık türleri Halk türküleri (Yurttu sesler karosu 1 Büyük fasıl Temsil: Yüzbaşı Hnmra (Yazan: Mtlıılr MUcyyet Bckman) Salon orkestrası Yurtlan sesler Haberler Şarkılar öğle gareteal Şarkılar Aksam prngr.ı ve kapanıl,.
gözünden kaçmış olan- meşh ır karikatür vardır. Kalın demir zincirlerle elleri ayaklan bağlanmış bir adamın karikatürü Altında «Matbuat kanun dairesinde serbesttir» İbaresi yazılı Her hususta merkeze tâbi olun bir belediye İdaresi «kanun dairesinde demokratik» sayılsa bı«e fiilen halk idaresi addolunamaz. Filvaki bu vaziyeti yaratan mevzuat henüz değişmemiştir. Fakat bu mevzuatı llçn ve belediyeye istiklâl temle. eden
bir kanun tasarısı eski İktidar âzasının bu şekilde çahşınaları-zamanında Büyük Millet Mfflrtl- m köstekleyebilecek olan eski sine tevdi olunmuştur. Bj tasa- zihniyet, ve gelenekleri kökünden söküp koparmak, silip sü- j trlk tramvay gibi sınai hlü nct-pürmek için behemehal ruhi bir | lerin ıslahı meselesini tetkik inkılâp hamlesine İhtiyaç var- için tslanbula gelen tsvçre dır. Bu İnkılâp hamlesi tahûk- mütehassıs heyeti tarafından kuk etmedikçe belediyemizin verilen ve kanaatimce şaheser bin bir derdirip kolaylıkla çare sayılan yüzlerce sahifell.; rapor.-bulunncûğı ve yalnız «makam»....................................................................... *"
ın hareket ve teşebbüsü ile lş-
I lerin düzeleceği pek tiınlt edile- ' âmme hukukuna tâbi bir muh-, mez.
Son devrede Belediyeye bağlı elektrik, tramvay, su. havagazı, • mezbaha, hal gibi sınai ve iktisadi hizmetler ile süt hayat pahalılığı gibi meselelerle çok meşgul oldunuz, bu meseleler hakkında takrirler ve kanun tasarıları verdiniz. Teklif ve
rıııın pek yakında kanuniyi11 kesbedeceği ve beiediyen'n nihayet istiklâle kavuşacağı şiıp heslzdlr.
Fakat her husustu oldu&.ı gibi belediye işlerinde dahi yalnız meydan kâfi değil, ut da lâzım. Burada attan maksat hareket ve dinamizmden ibaret olduğunu İlâveye lüzum gülmüyorum, Hiç şüphe yokkl hntl-l km ltimadlyie Meclise gelecek olan vatandaşlar her hangi par tinin adayları olursa olsun hükmen bu vazifeye en lâyık
8, W
(Pil
Küplüceye umumî telefon verildi
Bundan bir müddet önce Beylerbeyi bucağının Küplüce mahallesine bir umumi telefon a-hnması İçin bu mahalle muhtarlığının yaptığı teşebbüs müspet netice vermiş ve Telefon İdaresince tesisat masrafı olarak istenilen 710 liraya karşı halk bir hamlede aralarında 500 lira toplıyarak muhtar Yunus vlnc'e teslim etmişti.
Muhtar Yunus Sevincin devamlı ve ısrarlı takipleri neticesinde biitiin müşküllere rağmen 2425 metre mesafeden hat çekilerek telefonun Muhtarlık odasına tesisine muvaffak olunmuştur. Bu mutlu hâdise dola-yıslyie mahalle muhtarı Yunus Sevinç halka hitaben bir beyan name yayınlayarak bu telefon- zatlardan İbaret olacaktır. Andan bilaistisna herkesin istifa- cak belediye İdaresinde eski de edebileceğini blldlrmlştr. rejim ve eski mevzuat zama-
da bu hizmetlerin tevhidile ihtisas erbabından mürekkep ve
tar İdare haline İfra p tavsiye ulunuyor. Buna dalı kanun tasarısı rapora der .olunmuştur. Bu mesele her peyden evvel kanun mevzuu ol.nak Itlbarile, tetkiki muvafık görüldüğü takdirde Meclise arz veaifesl Belediye Meclisinin değil daha zl-
(Arkası 7 nri sahifede)
8 45
9,10
0.15
9.43
10 30
11.00
13 45
14 00
(PLİ
tstanbu! 5 inci Enternasyonal Tenis turnuvasına iştirak eden tenisçilerden birkaçı
Soldan sağa: I. llarper (Avustralya), Heroldo VVcLm (Arjantin), V. Meegeren (Hollanda), Muallâ Gorodetskl (Türkiye),ecnebi tenisçilerden bir bayan
AKSAM
29 A»iı:tus I'mO
Salı ire 4
Istanbnl şehri ve
■■■ * ■ ■ •■ _
LsâhM ü Z İ K
Tarihin ilk çağlarında İstanbul Bizans surlarının bir araya, getirdiği küçük kasabalardan ibaretti. Her bir küçük kasaba forum’lann etrafında toplanan! mftbetler ve saraylarla küçük ■İtelerden ibaretti. Bu meskftn yerlerin arasında geniş ve boş tasımlarla bostanlar vardı. Ortaçağda Bizans İmparatorlarının kurdukları hassa orduları, İç kaleler Roma servetiyle yapılan Baziilka’lar ve hattâ Mısırdım getirilen âbidelerle bu boşluklar oldukça kapandıyss da şehir hâlâ bostan ve bahçeleri-ie kısmen bir köy hayatı yaşıyordu. İşte bu boşlukları Türk-lerin Arıadoludan getirdikleri evlâdı Fatihan doldurdular. Filhakika bir yandan Aksaray, Kirmaslı vesaire gibi Türk mahalleleri tstanbulu şenlendir İrken Surların İÇİ, camiler, med-resel er. imaretle r v e s—.I_.‘’ sengiııleşlyordu.
Fetih
Avrupaya
Yazan; Dr. Bediî Şchsuvarogl.ı bütün esnafa da merci olmuşlardır.
Bir sene müddetle tâyin, olunan bu kadılar bugünkü lıa-klmlerin salâhiyetlerim taşıdıkları kadar vali ve belediye reisi gibi de vazife görüyorlardi-
Hlcrl 1000 (1593) tarihlerin-
den sonra İstanbul kadısına bir ara (İstanbul efendisi) de denmişse de bu tâbir kısa bir müddet sonra gene İstanbul kadısına çevrilmiştir.
Hicrî 1252 11836) tarihine kadar ayrı bir kadılık dairesi olmayıp her kadı kendi evinde icrayı adalet ederdi. Ancak bu tarihten sonradır ki Rumeli ve Anadolu kazaskerlikleriyle İstanbul kadılığı babı meşlhale taşınmıştır.
fstaınbulun ilk kadısı 80- de. vefat eden (Hızır beyidir. I-lrzıri bey Fatihin emriyle Bursa ka-
saraylarLa dılığından İstanbul kadılığına1
tâyin olunmuş ve ölünceye ka-
esnamda öten veya dar bu vazifede kabnrçhr. Ken-kaçanlardan sonra disl Nasreddln Hoca aht.dmd»,. Bizans o kadar leuhalaynııştı olun Esklsehrln Sivrihisar l:A 11 Turlder s«hrl aldıkları ra- rasınd* JoBmvjLur. Mevlanaya man İstanbulda :o Wn kal- °ln>'«o“-
rivayet edilir. Fakat buna Devrinin âlimlerinden re n«kl-mukubU şehrin nüfusu kısa ra- kalen 11/metil bir insandır, manda 100 binleri aslı. İsi" zeyrceln biraz aşağısında suu-«elırııı böyle birdenbire kalaba- öl ıHacıkadu» İsmiyle anılan tıklatması ve o daracık yollar muhalle resmi kayıtlarda (Hızır özerindeki ahşap evlerin 50- bc’ mahallesi! olarak seçer. BUmasUo İstanbul büyük bir de nene Zeyrekten Vefaya
Uhllkeye maııu: kahjotdu. O da fi*" saride üzerinde şücaeddln t asırda şehri S50 - »o kere camii önündedir. KaruSu rla tehdit eden ve 50 biliden fazla hâlcıı Darilşşafaka lisesinin meskene mal olan yangın teli- müzeslndeıllr.
İlkesidir. Fakat bu yanan bina- Bu kadıların her birinin em-, lar İçinde her biri bir mahalle- rinde W mahkeme vardr. td.ri yİ alacak büyüklükte kışlalar,1 ................m.
saraylar ve ekâbir konakları da bulunduğuna göre yangınların 1 Llanbulda ne mertebe tahribat yaptığı kısmen anlaşılır. 1 Tuhaf bir tesadüf eseri olarak ! İstanbul un ilk büyük yangını Cibali (10431 son büyük yangı- ■ m da gene Cibali (31/Mart/1334) ' yangınıdır. Yalnız bu son yangında İstanbulda Fatih, Cibali. Aksaray ilâ semtlerinde olmak ' üzere 7.500 ev yanmıştır.
Cumhuriyetten çok sonra vali Haydar beyin hayırlı eliyle modem hale konulan itfaiye teşkilâtı da İstanbulda ilk olarak 1717 de kurulmuştur. Filhakika Şehzadeb&şmda o zaman tulumbacı başı konağı olarak yapılan bina bilâhare Mahmut II. zamanında Tıbbiye ve Cerrahhane olarak kullanılmıştır. İşte teessüsüne bu şekilde ve kısaca temas ettiğimiz İstanbul ismi fethi mütaakıb ancak şehrin sur içindeki müsellesi kısmına âlem olmuş ve sur haricinde kalan kısımlara 5a iBılâdı Selâse; İsmi verilmiştir kİ bunlar da Mahrusei Galata ismiyle anılan (Galata), Medine! Üsküdar denen (Üsküdar) v* Haslar veya Havası Refia kimlerini alan (Eyüb)dür.
Bu dört kısmın da müstakil birer kadıları olup ber biri de doğrudan doğruya sadrazama bağlı Jdiler. Ancak derece ve memuriyet itibarile İstanbul1 kadısı Biiâdı Selâse kadılarına1'_____vuum,
faik idi. Aynı zamanda İstanbul'bu kahvehane tıunamen, yanin-kadısının, merkezi saltanatta1 dakl sokak İçinde olup kahve-bulunması ve en mühim esna-'hane arkasına gelen Süleyma-fın da İstanbulda icrayı sanat na ait marangoz dükkânı da ve ticaret etmeleri dolayısile kısmen ynmışlır. Her İki bina. Vakit vakit İstanbul kadıları da sigortasızdır.
SllCUtlLlu(fe > - j
kaçanlardan sonra Nasreddln Hoca ahfadından
„l.._ CfUfviHlcnr* (ra -
/bakımdan İse kadılıklar bir çok
( Naibi İkile re ayrılırdı ki bunlar , da bugünkü nahiye müdürlük-. lerinc tekabül eder. Meselâ yalnız İstanbul kadısı emrinde 13 : naib vardı, ı Esnafın, gıda . şehrin temizliğinin , gibi beledi İşlerde , yardımcıları Yeniçeri ocagınuı
lağvına (Hicri 1241 M. 1826) ka-■ dar Yeniçeriler İdi.
Belediyenin tarihçesini İkinci , bir yazıda tamamlıyacnğız,
maddelerinin, kontrolü kadıların
Adapazarında
Atatürk parkı
Adapazarı (Akşam) — İlçemiz belediyesi tarafından 13 bin lira sarfı İle orta okul ve Cumhuriyet meydanı önünde çok güzel bir park yaptırılmıştır. Renkli suları fışkıma 8/20 eb'aduida bir havuzu bulunan parkta 200 katalpa, 80 çam ağacı ve 100 kilo da İngiliz çimi dikilmiştir.
Park binlerce Adapazarl ılar tarafından ziyaret edilmektedir. Parkın gece manzarasının gü-' zelligi köylüleri dahi kendine çekmektedir. Sırf parkı görmek İçin gelen köylüler vardır.
Anadolu Batı müziğini dinliyor ve seviyor
Sovyetler çok miktarda uçak ve denizaltı vermedikçe başarılı bir çıkartma mümkün değildir
Rusyantn da üçüncü Dünya savaşına sebep olacak böyle yardımda
Yazan: Amerikan Stratejik Hava kuvvetleri Sabık Komutanı General Spa.'itz
Abnanya, (Dunkerque) 1 ele geçirdikten sonra İııglltereyl istilâya teşebbüs etmemişti. Manş kanalının en dar yeri 20 mil» Formoza boğazının genişliği İse 90 mildir. Almanya o sıralarda uçak sayısı bakımından müte-fevvlk vaziyette bulunduğu gibi, Manş denizi üzerinde hava hâkimiyetini sağlıyabilecck imkâna da malikti, tngilterenln elinde o tarihte kâfi miktarda hart» gemisi mevcuttu, fakat bu gemilerin Manş denizinin dar sahasında Alman hava kuvvetleri önünde harekât yapabilecekleri şüpheli İdi Dunkerque hezimetinden sonra İngllterede a-daya çıkacak b!r İstilâ kuvvetine karşı çıkarılabilecek teşkilâtlı bir kara kuvveti de mevcut bulunmamakta İdi.
Bu duruma rağmen Bitler, İngiliz hava kuvvetlerinin İşini ı bitirmeden İngiltereyc hücum etme tehlikesini göze almak İstemedi. İngiltere İçin yapılmış olan hava muharebesi bugün tarihe malolmuş bir vakıadır. O zaman komünistlerin müttefiki bulunmakta olan Nazllere tek başına karşı koymuş olan İngiltere (Hurricane) ve (Spitfirel uçaklariyle' hava muharebesini kazanmağa ve İkinci Dünya Savaşının seyrini değiştirmeğe muvaffak olmuştuk.
Çin komünistleri ellerinde bulunmakta olan deniz ve hava kuvvetleriyle Formoza boğazında ne hava, ne de deniz hâkimiyeti sağlamağa muktedir değillerdir. Emrinde deniz uçakları da bulunan Yedinci Amerikan filosu Asyanın bu sularında hâkimiyeti elde tutabilmek İçin kâ fidir. Komünist Çin hava kuvvet lerlnln bu sularda bulunan, deniz kuvvetlerinin harekâtını ciddi şekilde ihlâl edebilmesi lh-
Fatihte bir kahvehane, bir dükkân yandı Evvelki gece sabaha karşı Fatihte eski Musaflar caddesinde Mehmet Aliye ait 16 sayılı kahvehanede yangın çıkmış.
BEYAZLI KADIN
A«k ve macera romanı
Yazan: W. W. CoiUns
“----- Tefrika
Şimdi artık Matmazel Falrlle’ yİ meseleden haberdar etmek meselesi kalmıştı. Tam ablası, kız kardeşine malûmat vermek üzere davranmıştı İd, dural adı.
— Zannederim, biz, kendimize lerettüb eden her İşi namuskâ-rane yaptık, öyle düşünmüyor musunuz, üstat? - diye sordu.
HRllnde blr endişe vardı.
— Slr Percivai’ln dostu olduğumuzu da ıınutmıyarak, elimiz den gelen her şeyi namuskâra-ne yaptık) - cevabını verdim.
Genç kızın geçirdiği tereddütler. beni üzüyordu. Onun İçin dedim ki:
— Lâkin, ona karşı eğer dostça değil de düşmanca hareket etseydik, o zaman vaziyet dcğl-firdl,
Halcornbe kestirip attı:
— Hayır, bu İkinci şıkkı yok-
Terciime eden: (Vâ-Nö)
NO. 3»
lamamıza hiç lüzum yok. Blzler lordun dostlarıyız. Ona karşı ancak dostça hareket edebiliriz. Ona İnanmamanız İktiza eder. Dün amca He görüştü, sonra da benimle at gezintisine çıktı, Haberiniz var mı?
— Evet, gittiğinizi görmüştüm.
— Atina'dan ve resim hocamızın onun garip şekilde tanışmasından bahsettik. Lord, bu mevzuu süratle kesil; Laura İle nişanlanmasından açtı. Kendisine karşı muamelemde blr değişiklik sezdiğini söyledi. Bunu da sıhhat ve ûsaba. hamletti. Lâkin, başka sebep varsa, derhal açıklanmasını İstedi, Amca de de, benimle de aramızdan su sızmamasını arzu edermiş. Benden bir şey istiyordu: O da La-ura'nın nişan merasimi hakkın-
Forrnoıayı ve Çin sahillerini gösterir harita
Llmall çok zayıftır. Komünist Çin. havacılarının, Milliyetçi çin hava kuvveti karşısında denizden bir harekât yapabilmek 1-çln sağlanması gerekil hava hâkimiyetini temin edebilmesi bite şüphelidir. Sonra Uzak Doğuda üslenmiş bulunan Amerikan stratejik bombardıman uçakları da unutulmamalıdır. Bu uçaklar bugün. Alman hava kuvvetlerinin İnglltereye hücumlar yaptığı zamanlar attığı bombalardan daha fazla tonajda bomba atacak kabiliyettedirler.
Formoza adasının kendisi de çıkartma yapacak kuvvetin tetkik edeceği bir meseledir. Yüksek bir dağ silsilesi adanın Şimalinden cenubuna kadar u-zanmaktadır. Adanın doğu sahili kayalık olduğundan, bu kısma lıarbederek çıkmak çok zor bir İştir. Adadaki yolların azlığı ada müdafaası İçin zorluk ar-ze emekte olduğu gibi, bu hal. a-dayı İstilâya teşebbüs edecekler için de mahzur teşkil etmektedir. Adanın şimal ve garp sahillerindeki arazinin vaziyeti, kara ve deniz kuvvetlerinin lş-
birliğiyle yapılacak bir çıkartma İçin müsaittir. Fakat buralarda mevcut İyi yollar adayı müdafaa edeceklere ellerinde mevcut kuvveti İstedikleri noktaya kaydırma imkânını da bahşedecektir.
Askeri bakımdan mütalâa Gidilince; bugünkü durum ve şartlara göre Çin komünistlerinin ellerinde bulunan silâh ve vasıtalarla Formoza adasına muvaffakiyetli bir çıkartma yapabilmelerinin ihtimal dahilinde olmadığı söylenebilir.
Formoza dâvasında şimdiden bir şey söylen em lyecek iki mühim mesele vardır: Bunlardan birincisi; Milliyetçi Çin ordusunda savaş ruh ve maneviyatının bulunup bulunmadığı ve harici bir baskın karşısında ordunun bütünlüğünü muhafaza edebilecek bir teşkilât mevcud olup olmadığıdır. Adanın her hangi bir noktasına bir miktar komünist kuvvetin çıkması üzerine Milliyetçi ordu saflarından
(Arkası 7 nci sabi/ede)
Çeviren: B. AKSEL
Forıııoza'nın başşehri Taîpeh’den bir görünü)
da fikir edinmesi; bu nişanın hangi şartlar altında olduğunu öğrenmesi. Eğer, uzun uzun düşündükten sonra, Laura’nın evlenmekten vaz geçeceği tutarsa, kendini feda eder, sözü bozarmış.
— Cidden centilmence bir hareket! Asi! blr İnsandan da bu beklenir.
Kız, bana şaşkın, perişan baktı.
Şiddetle dedi kİ;
— Kimseyi itham etmiyor, kimseden şüphelenmiyorum. L(ı kin. Laura’yı ikna etmek mesuliyetini üzerime alnıak da İstemiyorum.
Hayretle cevap verdim:
— Peki anın, bütün bunları size Slr Perdval söylemiç ya... Onun dediklerini tekrarlayın. Hemşirenizin hislerini tesir ve tazyik altında bırakmayın, Fakat o, dolambaçlı yoldan bunu bana yaptırıyor. Eğer dediklerini kuvveden fille çıkarırsam, kardeşimin hisleri üzerinde tazyikte bulunmuş sayılırım.
— Nasıl yani?
— Siz, Laura’yı iyi tanırsınız, ilstat! Şayet omın nişanının ne şartlar altında yapıldığını
söyllyecek olursam, kendisinde hâkim olan iki yüksek haslete hitap etmiş sayılırım: Babasına karşı beslediği hürmet ve muhabbete; ruhundaki asalete.
Doğrusu, bu noktayı o ana kadar düşünmemiş bulunduğumu İtiraf ederim.
— Demek, bunları tavsiye e-derek Slr Perclval, netice üzerinde müessir olmak İstemişti. Bunu nıu söylemek istiyorsunuz?
— Bundan şüphelensem, böyle bir İnsanı aileye almağa blr an tahammül eder miyim, dersi nlz? — diye hiddetle sordu.
Mesleğimi İcra ettiğim sırada öyle hilekârlıklara, düzenbazlıklara malarım kİ, blr genç kızda böyle bir yürek, böyle blr ııeca-bet olduğunu görmek, ruhuma ferah verdi.
Sükûtla dedim kİ:
— O takdirde, şunu söyleyeyim: Slr Percivai’ln bir cihetten, hakkı var! Zevcesi olacak kadının bıı izdivacı her cephesinden mütalâa etmesini elbet talep edebilir. Eğre bu İmzasız mektup, izdivaç projesine zarar verdiyse, gidiniz, hemşirenize söyleyiniz: Lord sizin de, benim
İni göstermeğe çalışacağını: «Vâkta mühimdir ve iki cephesi vardır: Aktüel... Ve Kritik... Türklyenln İstanbul, Ankara, İzmir gibi bizatihi sanat İmtiyazına sahip şehirlerinin dışında, bu janrda bir konser — tesadüfi de olsa — ilk def* Ordu'da veriliyor... Hâdise, Ordu'nun sanat arşivinde: bizi dalma haklı bir iftihar veslie-sfie başbaşa bırakacak olan, tarihi ve şerefli mahlyctile. yor alacaktır. Bu Aktüel cephe.. Kri tik cepheye gelince; değil şehrimizde, hattâ Tûrkiyede hakiki • mânasında mütalâa edilmeyen, üzerinde lâyık olduğu ehemmiyetle durulmıyan Garp mü?!?/—
Şlmdl eski yılların hâtıralarından sonra günümüze dönüyorum: 28 temmuz 1950 sabahı. Ödemişli eski bir talebem, günün bu erken saatinde beni ziyarete gelmiş.. Kasabanın tanınmış ve sevilmiş bir ailesine mensup olan bu genç orada a-vukat.. Yine talebem olan bir genç kızla evlenmiş.. Musikiden bahsettik. İstanbul ve Ankara radyolarının Batı müziği neşriyatını. kan koca alâka ile takip ettiklerini sözlerinden anladım. Bu neşriyatla yakından İlgili, Ödemişte kendileri gibi bir çok münevverlerin bulunduğunu biliyordum. Fakat bulların gün geçtikçe arttığını öğrenmekle büyük zevk duydum. , nin, bu uzak memleket köşe-
Genç avukat, günün bu erken splde- bu kadar snml™i blr «' saatindeki ziyaretinin sebebin! rfi>" *.«.
şöyle anlattı: «Bugün Baeh'ını İSI yüzüncü ölüm yıldönümü olduğunu biliyorum. İstanbul radyosunda bu münasebetle ay-lardanberi yapılan musiki neşriyatını İstifade İle takip ediyorum. Bugün de radyoda Bach hakkında blr konuşma yapılacağından ve büyük bestecinin eserlerinden müteşekkil bir konser verileceğinden haberim var. Blr yıla yakın zamandır uzaktan dinlediğim radyo sen-, fonl orkestrasını, böyle blr gün ve böyle güzel bir konser vesilemle yakından dinlemek istiyorum. Bu isteğe karım ve yine talebelerinizden olan üç arkadaşım da katılıyorlar. Acaba radyonun kanser salonuna kabulümüzü kolaylaştırabilir misiniz?»
Bu genç ve heyecanlı müzik severle dört arkadaşın İsteklerini yerine getirmek ve îstan-bula dinlenmeğe gelmiş olan bu Ödemişli münevverlerin konser salonunda Bach'ın eserlerini kendilerinden geçercesine dinlediklerine şahit olmak, benim için büyük blr zevk oldu.
î 950 temmuz tarihli Akobu2 adlı blr gazete elime geçti: Ordu’da çıkıyor. Sekiz sahifellk blr gazete.. Baş sahlfesinde üst so! köşede §u satırları okuyorum: «tç sahifcmlz Ordu konseri münasebetllc Devlet Koıı-servatuvarj profesörlerinden viyolonist Necdet Remzi Atak’a ayrılmıştır.» Sağ köşede de şu cümle: «Hayaller uğruna Batı müziğinin aleyhinde propaganda yapmak. Batı müzik medeniyetini sabote etmek, memlekete fenalık etmektir.» İmza:: Halil Bedl Yönetken.
Üç sütunluk baş yazı «Necdet Remzi Atak konseri» ne ayrıldığı gibi beşer sütunlu sahi-felerden iç İki sahife de silme olarak sanatkâra tahsis edilmiş Gazetedeki yazılardan öğreniyoruz kİ; değerli viyolonist Necdet Remzi Atak, istirahat için alleslle birlikte Perşembe yaa dinlenme kampına gitmiş.. Kınlayın müracaatı üzerine İstirahatını yan yolda bırakarak bir konser vermeği kabul etmiş., viyolonistin 27/7/1950 gecesi Halkevi salonunda Kızılay menfaatine verdiği konser hakkında Akobuz gazetesinde çıkan =-• —«- «------------o- — w..
yazılardan bazı kısımlar almak mantarda günlük bir mevzua suretlle Anadolumuzun uzak blr' da temas etmek fırsatını oul-kasabasında böyle bir musiki oldum.
hâdisesinin uyandırdığı heyeca-' Fikri ÇİÇEKÇİOĞLÜ
lâka toplamasının büyük bir mânası olmak gerektir.»
"Musiki güç bir İlim, güç ’-ir sanat şubesi olmakla beraber muvaffakiyet halinde. IfadesiAl bütün insanlıkta bulan bir dildir; her yabancıyı birbirine yaklaştıran, ısındıran, sevindiren umumî bir dil.. Öyle olmasaydı, programının daha birinci kısmında ve İlk anlarda asırların ötesinde kalan bir VIvaidinin konçertosunu dinlerken ona bir yakınlık duyabilecek: bazan 1 derin ve hazin,, bazan coşkun ve dalgalı, ekseriya mistik tahassüsler alabilecek m İyelik? t
Akoblız gazetesi viyolonist Necdet Remzi Atak’a ayırdığı sah i fey e Mahmut Ragıp G.nzi-mihal’in «Bizde keman» yazı-sile. Behçet Kemal Çağların «Necdet Remzi Atak'ın 25 yıl»» yazısından kısımlar almış Bunlardan başka «AKŞAM» gazetesinde çıkan »Viyolonist Necdet Remzi Atak'ın başlıklı yazımdan ve «Doğuş» dergisinde «Jübile dolay isi le> yazılmış olan diğer bir yazıdan da parçalar var.
Bu vasıfta bir konserin Ordu’da uyandırdığı akisler arasında heyecanlı bir manzume de dikkatimi çekti. «Konserden ilhamlar» başlığını taşıyan bu yazıdan da bir kaç mısra ahya-ruz; «Gezindi sihirli bir yay kemanda, — Ruhlar göç eyledi maveralara!. Terle jncilenen dik başın, üstat? — Benziyor aşılmaz, yüce dağlara... Usta parmaklarda urperdi keman. — Konuştu Beethoven, Seslendi Sohumann — Ahengin sıhhine ram oldu zaman, — Üfuklar a-Çildı başka çağlara!»
Yılların ötesinden, ve günümüzün taptaze, dumanı üstünde tüten vâkıalarından devşirdiğim misaller o kadar çoktur ki teker teker yazıp anmakla tükenmez. «Bizde Batı müziği sevilmiyor; dinlenmiyor.» yollu mütalâalara cevap olmak ürere değil de: yurdumuzun belli başlı şehirlerinde, kasabalar.n-da ve hattâ uzak köşelerinde «Batı musikisi', nin yahut dana doğru bir tâbirle «Dünya musikisi» nin nasıl el üstünde tutulduğunu göstermek bu yazımı yazdım. Bu «alaturka - alafranga» münakaşalaruun hararetlendiği. alıp yürüdüğü bu son za-
konserlerh
gayesi le surede musiki
de nazarlarımızda temize çık-pııştır. Bu hal böyle olunca, Laura. aleyhte ne bulabilir? Vaktiyle evlenmeği kabul etmişti. şimdi red için ne gibi blr mazeret bularak ileri sürebilir? Ikı seneden buyana blr değişiklik olmadı kİ...
— Kanun ve mantık bakınun-dnn değişiklik olmadı, flstaL Bunu kabul ederim. Eğer hemşirem bu İzdivacın olmasında tereddüt gösteriyorsa, aynı tereddüdü ben de gösteriyorsam, sırf kapristen ibareti
Bu sözleri söyledikten sonra kalktı, dışarı çıktı. Kadınlan bilirim. Böyle tavırlar, onların blr şey sakladıklarına delâlet eder.
Esasen, yukankl fikrim, Hal-combe'ıa hemşiresiyle konuşu-şunun neticelerini bana söylemesi üzerine büsbütün kuvvet buldu. Laura. mektup hikâyesini sükûnla dinlemiş. Lâkin, izdivaç tarihinin tesblt edildiğini ablası ona haber verince, kendisine sene sonuna kadar mühlet verilmesini nrzu etmiş. Yani bizim tâyin ettiğimiz tarihi kabullenmemiş.
İhtimal bu teklif genç kızla-
rın hesabına gelir. Fakat benim hesabıma hiç gelmez. Londra-dan mektuplar aldım. Benim şehre çabuk dönmemi istiyorlar, önümüzdeki yılbaşından sonra işim başlımdan aşacak; belki buraya blr daha gelemlyeceğlm. Üstelik Halcornbe, müstakbel eniştesinin pek nâzik olduğunu, nişanlı tarafından gelen teklifi reddetmediğini de söyledi. Bunun üzerine bütün programım altüst oldu.
Ertesi sabah kahvaltıyı mütaa-kıb yukarı çıktım. Genç kızı öyle soluk benizli, öyle biçare buldum ki, kendisini azarlamak arzum, birdenbire mağlûbiyete uğradı. Karşısına oturdum, ö-nünde blr kroki defteri buldum. Sahnelerini karıştırıp duruyordu. Bunları kendisinin mi yaptığını sordum.
Başını çevirerek:
— Hayır, benim deflerim değil! — dedi
Asabi halinden ahladım kİ, ziyaretimdeki sebebi kestirmişti. Bunun İçin, dokunacağım ne tamell mevzua hemen dokunmadım.
Söze başladım:
— SizJn yanınıza beni şu an-
da sevkeden sebeplerden biri, vedâ etmek arzusudur. — dedim. — Bugün Londraya dönmek zorundayım, Gitmeden önce de işlerden biraz bahsedeyim.
— Gideceğinize müteessirim, efendim. Sizin burada bulunuşunuz, bana hep eski giizel günleri hatırlatır.
— Tekrar gelmeği, eski hâtıraları canlandırmağı umarım. Lâkin, vaziyetimden emln olmadığım için tedbirler almak zoundayım. Ben sizin hayatta en iyi şahidiniz ve dostunuzum. İşte, bu sıfatla, izdivacınızdan bahşedersem, her hakle sizi müteessir etmem?
Parmaklan sanki bir şeyden yanmış gibi, elini albümden şiddetle çekti
Istıraplı bir sesle:
— Bu mevzudan bahsetmemiz zarurî mİ? — diye sordu.
— Konuşmamız daha iyi olur, evlâdım. Zira, evlendiğiniz takdirde, daha evvelden kontratınızı hazırlamam icap edecektir. Size sormadan bu işi yapami-yaeagıra.
(Arkası vat).
r t 'i
Roma şahrlnln hipodromunu
doldurun halk haykırıyor, bağırıyor, çılgınca eglonly oı.iu. Kadın erkek reylrcUer, vahşi hayvanlarla gladiyatorlann boğuşmalarım daha İyi rayretmek İçin yer kapışmak gayeolle iti-ştyorlartı. Güreş «klan taşları kavuruyor, sahayı örten kumlardan dura anlar ytyırallyordu.
Birdenbire on binlerce halkın ağzından şu kelimator yükseldi:
— Yaş* împamtortçe Una. yaya BUiosl
Mesatina İle reaml kşüü 8,‘ Has hipodroma gelmişlerdi. İmparator Kod her raman gibi hasta olduğu için sarayda kal-—«1*3 Imparatoriçe Meralin* ile hşıkı, İmparatorun altın işlemen locasında oturdular. Me-sallna. Kartala namında küçük bir dansözü yanında oturttu, tklde bir ransın başını okşuyor. dansoa de İmparator içe ye minnet ve şükranla
Bu saf küçük dansöz, fettan vs ahlâksız Imparatoriçenln oyna-
inak istediği çirkin oyunu nasıl ıtıı laya bilirdi?
Karista saraydaki Afrikalı kölelerden Amenofl Üe tanışmış ve iki genç arasında ateşli bir ■evci başlamıştı. Fakat bir gıln Mesalina. kölesine ve onun dinç, gürbüz ve güzel vücuduna göz dikerek ona aşkını teklif etmişti.
Fakat Karislaya verdiği sadakat vâdinl bozmak İstemeyen Afrikalı köle, hanımının teklifine iltifat etmemişti,
Üğradığı bu hakaretten çözleri dönen tmparatoriçe. Ame-noftden fbllsçesiûe intikam almağa karar verdi.
Âşıta Slliosa, gûya küçük dansöz Karista tarafından yazılmış bir mektup göndererek gece odasına davet etti.
Meralina. Slllosun böyle bir fırsatı kaçırmak lstemlyecefctnl biliyordu. Bahusus ki. Silice bugüne kadar dansözün güzel -ligine karşı duyduğu hayranlığı, bir çok defalar İzhar ermişti Merallna, mektubu gönderdikten sonra bir bahane He Raristayı odasından alarak kendisi onun yerini Lşgal etti ve dansözün sevgilisi Amenofl-yi de sarayın c daire muhafızlığına tâyin etti.
Amenofl, gece yansına doğru Sillusun sevgilisi Kartstarun odasına gizlice girdiğini görünce kan beynine sıçradı, üzerine saldırmağa niyetlendi. Fakat böyle bir hareketin idama mahkûmiyetini tozanını un edeceğini düşünerek bundan vazgeçti çûr.kü Siliosun, Romanın hakikî imparatoru olduğunu biliyordu.
Esasen Amenofl, Karis fanın yardım istemesini bekliyordu. Halbuki sevgilisinin odasından hiç bir ses işit ilmeksizln uzun saatler geçti Amenofl, kapıya yaklaşarak kulağım anahtar deliğine dayayıp, Slllcsun:
— Karista, seni çıldırasıya
Avrupa atletizm birincilikleri müsabakaları
Brüksel’de başlayan müsabakalar büyük alâka uyandırdı, birçok rekorlar kırıldı
Yakanda: Brüksel müsabakalarında İflO metrede Avrupa şampiyonu Bally (’fl) nuorvta» birinci geliyor, aşağıda: Ma .dalı ISO metrede Avrupa MrinrM Fransız Andır Man? ’-nhla»
şimdl haber aldım. Biraz sonra gelip bana maruzatta bultına-
çak. Sevgilini neredeyse göreceksin. Biraz sabırlı ol dedi.
O sırada borular çalındı. Bu, gladiyatorlafla vahşi hayavanlar arasındaki düelloların başlayacağına İşaretti.
Evvelâ Amenofl, çıplak, belinde deriden bir kemer ve e-Itnde kısa bir kıhnç İle sahada göründü. Metin adımlarla İmparator içenin locası önüne gelerek Mesalinayı selâmladı. Karista derin bir yeis ve ıstırap İçinde:
— Amenofl, sen m! aslanlarla •boğuşacaksın diye sorduktan sonra Mesallnaya baktı. Fakat tmparatoriçe başını Öbür tarafa çevirdi. Genç kız. aynı heyecan ve endişe ile yine Amenoflye sordu:
— Sana ne yaptılar?
Köle, bu sorudan hiddetlenerek iki adan geriledi ve heyecandan titreyen bir sesle:
— Aşkımıza yanında oturan
zan-Lu erkekle ihanet ettikten sonra İsmimi ağzına almağa nasıl
seviyorum sözüne:
Kendi sevgilisinin sesi »ettiği Ur kadının;
— Bm de sen! seviyorum S1- 'c®saret 'diyorsun? cevabını ver-
hos' cevabını İşitince, yıldırım-10*416'0 so,lra İmparatorlçenin la vurulmuşa döndü. Halbuki yanmda oturup bu sahneyi ra-karanhkta odanın içinde işitti- N* takip eden
ti kadın sesi Karistanın dcftll parmağile posterdi,
taralire Mesalinanın resi Rö. ve | Karista bu cevaptan şaşa-tmparatertçe bu oyunlJe aşta- kaldı ve gürel gözleri yaşla doru reddetmiş olan kölesinin jİT-S:fc sevgilisine sordu: kaiblne kıskançiJk rehirın! a-1 m
tatmağa muvaffak o'muştn | - »« m! sana ihanet etlim
AlnfcaJ! köle, sevgüisinin oda ArotöoflT kap;«n önünde feci ıstırap şart-1 dcfa kiae, rcnÇ kiza (3e' Jrr) geçirdi. Silîos. odadan dı- Slliosa hitabetti: şan cıktağı vakit ona boğmak — Raristayı niçin kucaklayıp Jcta ıızrrine hücum etti İl2.1- uselll ermiyorsun? Can vertee-b.ıt-1 Silk», diğer muhafızları ğim şn anda gözlerimin önün-çağırarak Amenofiyl yakalat- de onu öpsene diye haykırdı, mis ve zindana artırmıştı. | Karista, ümitsiz bir sesle sev-
Karistanin olup taftenlerden güısinç sordu: hsc haberi yoktu imparator:ce. I — ölecek misin? Hiçin? Seni da lira sahte bir rmıhabbrt gös-' sevdiğim halde niçin öleceksin? terdığı saray dansözüne, Atri-| Amenofl, parmağile rahnen' kah köleyi, mahronane bir ra- göstererek: Bfc 0e ter,,, cSnarrarn, _
Şu rezil heriften sor cevabını
- Şayet bu vazifesinde mu- verdi,
vaffak olursa ona azal edece-' süios, hiddetten kıpkırmızı ği.-n ve roma civarında beraber ayağa fırlayarak etrafındaki mesut yasamanız için size bir muhafızlara: çdflık vereceğim | _ eünefce efrrat
O müsabaka pünunde kuçuk eden şu murdar köleyi, vahşi dansöz, taçlı fahışenln iltifat-‘ canavarların arasına atınız! iannı minnet vç şükran ile emrini verdi karşılıyordu. Süios da bir etçe* Kamla. Mesalinamn aynkla-evvel koyanım girdiği kadının tfn* kapandı: kendisi olduğu zannlyle Kar.*-! — Haşmetin Kıraliçem. yaî-tiıya meftun gözlerle bakıyor, rannm size hayatmı bağtşlayı-tecnğaz da — her şeyden bi- nw- Suçunun ne olduğunu sıl-
— masumane tebessüm- ( mi yorum amma brr halde yap-fc’rie mukabele edlyonİB. Bir a- tiğm» şimdi nadim otauştur.
Mezalituı 81a merhamet ediniz diye yalvardı.
Amenofl, sevgilisinin bu is-
ttrhamkfir sözlerini duyar duymaz acı acı güldü:
— Hayasızlığına ve riyakârlığına şaşıyorum Karista diye bağırdı.
— Ben mi iki yüzlüyüm A-menofl, yemin ederim kİ sana karşı bir suç işlemedim.
— Dün gece Stilosu odanda kabul ettiğini in kir mı ediyorsun? Onu odana girerken gözlerimle gördüm, ona söylediğin âşıkane sözleri kulaklarımla İşittim.
Kölenin bu sözleri, genç kızın kalbine hançer gibi saplandı. Genç kız, Slliosa. hiç bir günahı olmadığına sevgilisini İnandırmak İçin yalvancı nazarlarla baktı. Fakat Slllos günahkâr sandığı Karistanm iki yüzlülüğüne şaşarak başım başka tarafa çevirdi.
o sırada tmparatoriçe Meraline. küçük dansöz Karlstayı, sahaya inerek dansetmesini emretti. Genç kız:
— Baş üstüne İmparatoriçem, bütün kalbimle danscdeceğim. cevabuu verdi.
iki köle, derhal İmparator locasının altına bir h&ü serdiler Halk programca vukutoulan bu değişikliği çılgınca alkışladı Sazlar başladı. Karista. vücudunu örten ince elbiseyi ürerinden alarak, aevgilld Amenofl -den bir kaç metre uzakta bir Mısır dansı oynamağa başladı Vücudunun güzelliği ve raksındaki âhenk. seyircilerin hayvani hislerini uyuşturmuştu.
Bidayette Amenofl de bu dansın cazibesi altında kaldı. Fakat az sonra bu gürel vücudun bir gece evvel Slllosun kolları arasında aşk ra’şelerl içinde çırpınmış olduğunu hatırlayınca, korkunç bir feryat kopardı ve împaratoriçenln evvelden tahmin ettiği gibi, kılıcını, sevgilisi Karistanm göğsüne saplayıverdi. Dansöz, bir kaç defa daha döndükten sonra yerlere yuvarlandı. Binlerce seyircinin ağzından çıkan dehşet feryatları stadyumu çınlattı.
O sırada İmparatortçe Mesa-üna. sahaya İnerek Amenoflye yaklaştı ve şeytani bir gülüşle yerde kanlar içinde cansız yatan dansözü göstererek:
— Haksız yere onu öldürdün. O gece Karistanm odasında ben bulunuyordum. Bunu da aşkımı reddettiğin İçin senden intikam almak m aksedil e yaptun.
Bu sözler üzerine aavallı köle, sevgilisinin üzerine kapandı, şiddetli hıçkırıklar arasında onu öpmeğe:
— Beni affet sevgilim diye yalvarmağa başladı. Soııra aç aslanların kapalı bulunduğu tarafa yürüyerek küıcmı elinden attıktan sonra demli parmaklığı açarak kendisini aslanların ortasına atarltc-n:
— Karista. sevgili Karista sana geliyorum diye bağırdı Bu, zavallının son sayhası oldu.
Aç aslanlar, ürerine atılarak bir lâhzada onu parçaladılar.
Çrrirau: A AH ÂLİ
ralık lmparatorfçe genç kıra döndü
— Amcnofirmı avdet etliğini
Kore harbi: Korede eepheye gitmekte olan âmerikajı askerleri
Avrupa atletizm birincilikleri müsabakalarına Brüksel'de başlanmış ve bir çok d faya rek' .r-lan kırünuştır. Müsar.îkalar spor mahfillerinde büyük alâka uyandırmıştır. Yarışlar başlamazdan evvel birincihy kazanacağını ümit edenler çoktu. Bu ümitlerin büyük bir temi tahakkuk etmemiştir.
Yarışlar başlarken Londradan gönderilen bir mektupta deniliyor kİ:
Dünya harbini takip eden yıllar sırasında milletlerarası atletizm müsabakalarına iştirak eden sporcularda hayatiyet ve enerjinin gittikçe fazlalaştığı açıkça görülmüştür. Bu durum karşısında ağustos sonunda Brüksel'de yapılacak Avrupa oyunlarında eski rekorlardan bir çoklarının kırılması kuvvetle muhtemeldir. Oslo'da yapılan son Avrupa atletizm müsa-bakalerındanberi 4 yıl »artında bir çok yeni şampiyonlar yükselmiş, eski atletlere sürat ve İktidar bakımından meydan okuyan atletizm, yıldızları doğmuştur. Her halde müsabakaların süreceği 5 gün zarfında Belçika başkentini ziyaret edecek olan binlerce meraklının heyecan verici spor temasları seyredecekleri muhakkaktır.
Son aylarda elde edilen neticelere göre. Büyük Britanyamn surat yarışlarında bilhassa üstünlük göstermesi melhuzdur. 21 yaşındaki Osfordlu öğrenci John Wllkinson bu mevsim zarfında gösterdiği formu muhafaza edecek olursa, Büyük Britanya şimdiden 100 ve 200 metre koşulan garantilemiş gibidir.
1950 de W İlkin son 100 yarda 91,5 metrelik İki müsabakayı 9.9 saniyede kazanmıştır. Bu neticeler karşısında, 4 yıl evvel Oslo’daki son Avrupa oyunlarında tıpkı Archer gibi Ingiltere takımına her iki koşuyu kazandırması beklenilmekledir.
Surat koşularında Büyük Britanya takımında Brian Sherton, John Finiey ve Lew Levrts gibi kazanma şansları kuvvetli alık Der de girecektir. Bununla beraber Leftis'ta (00 metrelik yarışta koşması ve 200 e iştirak etmemesi muhtemeldir. Zira olimpiyat şampiyonu Arthut Wmt Jamaika'da doğduğu için Avrupa şampiyonluk ünvanı için, müsabakaya girrmlyecek-tir. Leu is 440 yarda (4Û3.SS metre iyi 48,2 saniyede koşmel-tadır
Oslo müsabakalarında 5000 metre koşuyu en parlak bir şekilde kazanmış elan Sydney
birinci -dirilen
Wooderson şimdi atletizmden çekilmiştir. Bu itibarla Büyük Britanya 5 000 metre şampiyonluğunu muhafaza ümidinde değildir. 10.000 metrede de Finlandiyah Heino ve Çekoslovakyalı Zatopekln ayarında İngiliz koşucusu yoktur Buna mukabil kanaatimce, Jack Holden bugün dünyanın en iyi maratoncusu olup bu yıl iptidalarında Yeni Zelanda'da kava ıı-dıgı Camla şampiyonluğuna Avrupa şampiyonu unvanını eklemesi muhakkaktır.
Ingilterenln, dünyadaki en İleri gelen atletlerle boy ölçüşebilecek yüriiyücüleri de vardır. L. Ailen ve Harry Churcher'in 10.000 metrelik yürüyüş şampiyonluğunda birincilik ve ikincilik almaları mümkündür. Ayrıca Brüksel'de 50 kilometrelik bir yürüyüş müsabakası yapılacak olup, bunu muhtemel olarak yeni bir atlet. 32 kilometrelik yürüyüş rekorlarını mütemadiyen kırmakta olan J W Procter kazanacaktır.
3.000 metrelik krokontri koşusu İçin İngiliz takımına yeni bir atlet. John Dİsley girecek-tir Rn genç î]k kroskantri mevsiminde şimdiye kadar diğer butun İngiliz atletlerinden daha iistiin neticeler elde etmiştir.
Mania koşucularının kıralla-
lından meşhur lagün atleti Doııald Finiey şimdi «tieUraı-den çekilmiş olup. İngiliz lakı-rrnnda. 110 metre koşu İçli' daha ax tecrübeli ınaniacıtıır yer alacaktır. Şahsen P B Hıldrpth ve Ray Barkway takıma seçileceklerini ümit etmekleyim Bununla beraber birinci *zel meleri ihtimali zayıftır 400 metre mania koşusunda İse durum büsbütün değişiktir Harry tvhittle 1948 olimpiyat).ınndakl formundan çok üstündür
Yüksek atlamalarda İngiliz lakımı son Avrupa şampiyonluklarında okluğu emi vıne Alan Pateraon'a güvenecektir. PMcrson o raman i.96 metre atlamış ve tsveçli Botin'lre'dcn sonra İkinci gelmişti.
Ingiliz atletleri son mevsim zarfında uzun atlama ve sırıkla atlamada terakki etmişlerse oe. bu müsabakalarda İsveçli atletler üstündür Pakal İnm lirler gülle atışlarına buyuk bir ıti-ınadla gireceklerdir Son nalçalar zarfında gerek Joh •• SavM-ge ve gerek John Gils ıxbs metrelik atışlar yapmışlardır Çekiç alma müsabakasında tn-gıliz mlHeüer camiası şampiyonu Duncan Mc D. Clark'in çok iyi bir derece alması muhtemeldir. Bu atlet 4 yıl evvelki Avrupa müsabakamnnda Sl.SZ metre İle üçüncü olmuştu.
M (lxk«ka 12 sunlj-cdc Ifl bin metreyi katederek binu'« eelcn
Çek Za'opek. iki tarafında ikiuc* Fransu («•.•! dakika) Mimun ve F»l*’>*hyab Koskelo
fentte o
AKSAM
29 Agu.itos 1950
Mariene Dietrich hayli zaman evvel büyük anne oldu. Fakat onu perdede ğörenJerin "ene ve körpe bir kızdan farkltmesi hiç de kolay de "il.
MEŞHUR rejisör Alfred
Hilchcock tâ gençliğln-denberl yüz kiloyu geçen bir şişkodur. Fakat karakter bakımından zayıf biı adam kadar hırçın ve asabi. Çevirdiği filmlerden bile bunu hissetmek gayet kolay. Sinemanın muayyen müşterileri vardır. Oraya sırf uyumak için giderler. Fakat Hitchcockün filmlerinde uyumak değil, şöyle hafifçe keptirmek bile mümkün değildir. Tam bir sükunetle başlıyan macera, daha yarısına gelmeden seyirciyi tepeden tırnağa saracak ve onu neticeye kadar nefes nefese beraberinde sürükliyecektlr.
OTONCA6! kû-
yüklere mahsus eglen-lence vasıtası zannedenler yanılıyor. Büyüklerin de kendine göre bir sürü oyuncağı var. Taş bebek kız çocuğunun birinci sınıf oyuncağıdır. Manlar tabancası da erkek çocuğun. Taş bebek kızı anneliğe; manlar tabancası da oğlanı hayat mücadelesine hazırlamak bakımından hakikaten faydalı.
Muayyen bir yaştan sonra, sigara, tabaka, çakmak erkeğin; ruj, rimel, oje moje de kadının oyuncakları olacaktır.
Zaman zemin şartlarına göre, parayı oyuncak gibi kullananla* nispetinde, paraya oyuncak olanlar da kaydediliyor, Kasaslyle kesesinin kuvvetine dayanarak kadınları oyuncağa çeviren erkeklerle, kusursuz güzelliğine güvenerek erkekleri oyuncak gibi kırıp atan kadınlar da çok.
Üstün kabiliyetine .müstesna zekâsına rağmen hayatta hiçbir şey yapamıyanlar için, mukadderatın elinde oyuncak oldu diyoruz. Onlarsa
Plâjda, dört parmak kumaşın örteceğine büsbütün çıplaklaştırdığı vücudu İle yatan genç kadının, etrafına üşüşen bütün erkekleri oyuncak farzettiğlne şüphe yok. Diğer taraftan erkeklerin de onun İçin aynı şeyi düşündüğü muhakkak. Acaba hangi taraf haklı?, Meçhul!. Fakat
büyük harb arifesinin tered- cağı kırılan çocuklar gibi ı düdü arasında bütün dünya kimseyi ağlatmaz inşallah... \ oyuncağa döndü. Tarı oyun- Adnan Tabir (
Marlene'ln sinema muhitine verdiği kadınlık ve İncelik dersleri sayısızdır: Tebessüm etmek, konuşmak ve sigara içmek sanatı. Ondaki kadar hiçbir yıldızda herhangi bir erkeğe muhatap olabilme kabiliyeti yoktur. Bir aralık dedikodu mevzuu olarak yaşını dile doladılar, (1904 doğumludur) bir aralık da aşklarını. Romancı Eılch Matla Remarque’la, Jean Gabin'le az söylenmedi. Fakat genç kadın söylentilere ehemmiyet bile vermiyordu. O yalnız kendine güvenen İnsandı. Ve o kadar kendine güveniyordu kİ, harb patlar patlamaz omuzlarına bir sırt çantası vurarak askerlerin mânevlyatını takviye edecek temsiller vermek üzere cepheye gitti.
adır (Stage tarafı da bu
|kj|A.-TLES£F hayır... Hakli l^rkaten neşeli bir filmin ne olduğunu bilmene İmkân yok senin. Çok gençsin... Otuz sene evvel genç olanlar, sana nispetle çok daha talihliydi. O zamanlar halk'n «iki kısımlık» tâbir ettiği komik filmler vardı. Programdan evvel oynatılır dı. İnsana on beş dakika mütemadiyen kahkaha attıran filmlerdi onlar...»
Hasret dolu ifadeyle bunu söyllyen kır saçlı ihtiyar haklı mı. haksız mı acaba? Hem haklı. hem de haksız. İki kısımlık sessiz ve komik filmlerle muayyen bir İhtiyaca cevap veren şahsiyet sahibi artistleri bir tarafa bırakabiliriz. Onlar arasında lâyıklyle muvaffak olamı-yanlar vardı. Fakat Şarlonun başarıları asla İnkâr edilemez. Onun filmlerini seyrederken gülmeğe, kahkaha atmağa fasıla du. bu. şuz duk
O zamanlar komik aktör ancak hareketleri ve mimikleriyle neş eyi tahrike çalışıyordu. Ses-
vermek mümkün olmuyor-Adeta mekanik bir gülüştü Kurulmuş da boşanıyormu-glb! kendimizi tutamıyor-
siz tüm karşısında hepimiz İster istemez çocuk oluyorduk. Halbuki şimdi mimiklerle hareketlerden deyiz. Bu rai tarza yor.
Şimdi kendine göre bir güldürme tarzı I var. Bunlar çoğu tiyatrodan yetişmedir. İncelik bakımından Bob Hope'la Red Skelton hiç de yabana atılmaz, İkisinde de mimik bakımından birbirine benzeyen taraflar var. Fakat Skelton daha deril toplu, daha ar-1 tlsttlr. Berikinin sahneye girmesi ipin! koparan bir boğa gib! daima gürültülü patırtılıdır. |
Bunların arasında Danny Ka-ye bilgisi ve olgunluğu İle daha fazla temayüz eden bir tiptir. Oynadığı role kendisinden bir şeyler kattığı muhakkak. Dalma olmıyacak şeylerle karşılaşır. Dalma fedakârdır. Dalma temiz kalblidlr.
Marx kardeşler müzikal komedi bakımından biçilmiş kaftan. Onlar teatral olmaktan ziyade, sinemaya çok daha yaklaşmış bulunuyorlar. Filmlerindeki baş döndürücü sürat de-(Arkası 7 nel sahifede)
ziyade sesin teslrin-yüzden artistler teat-kaçmak zorunda kak-
her komik artistin
I iııııı:'^ vmoii
Şimdi sene 1950... Rlta Hay-«orlh'la Jean Arthur gibi daha niceleri sönmek üzere bulunuyorlar. Halbuki o hâlâ çalışıyor. Eski şuhluğundan, eski dişi edâsından, eski kıvraklığından hiçbir şey kaybetmiş değil.
Son çevirdiği film İlk defa gösterileceği günlerde, Mariene'
İn daha bir hafta evvel büyük anne olduğu söylentileri ileri sürülerek, bu yaşlı kadının arlık perdede fiyaskodan başka bir şey yapanuyacağı rivayetleri dolaşmağa başlamıştı. Fakat filmi seyretmeğe gidenler Mar-iene’l yine olduğu şaşırıp kaldılar.
Bu son filmin Fright» İşin garip
filmin çevrilmesi boyunca Mariene şimdiye kadar görülmemiş derecede uysal ve muti davranmış. şimdi bu filmle. Mariene Dietrlch'in lâkırdısı edilirken: «Nine Mar’.ene'ln son muvaffakiyeti» deniliyormuş. Filmdeki diğer artistler Rlchard Todd, Jane Wyman'dır. Fakat seyredenlerin dikkat nispeti yüzde doksan Mariene Dletrich'te top-lanıyormuş Asıl adı Marta Mag-dalena Von Llsch’dlr. 1904 Nu-ellnde Berimde doğmuştur.
Yirmi üç senedir çeşitli rol-
lerde sayısız filimler çevirdiği halde bir türlü eskimeyen, bir turlu ihllyarlamıyan ve katiyen modası geçmeyen Mariene Diet-rich'ln hususiyetleri: Vücudu kusursuz denecek kadar güzeldir. Bilhassa bacaklariyle göğsündeki âhenge diyecek yok. Gözlerindeki derin mâna İli yüzde yüz dişi ifadeyi diğer hiç bir yıldızda bulmak kabil değil. İnsanı teshir etmek, kendinden geçirmek, allak bullak etmek kabiliyeti ona vergi gibi bir şey. Hafif kalın sesi de yabana atılmayacak kadar müessir ve tatlı Başka iklimlerin havasını getiren bir ton var bu seste. Kendisine verilen her rolü kolaylıkta benimseyen hakikaten san'atkâr bir ruha sahip. Güldüğü zaman güzelce, ağladığı zaman iki kere güzeldir. Velhâsıl onu seyrettikten sonra beğenmemek, takdir etmemek kat'lyen mümkün değil.
AIu ilene Dlctrkh'in lılr ziyafet esnasında çekilmiş »un resim lerinden biri
aStage Friglıt» ti İn illiden
bir sahne
29 Ağustos 1950
ÂKSAM
8ahlfr f
Mahkeme Koridorların dnj
Gemiyi hoplatan ben miyim?
Göğe uç^n bir çifil
İl
İstanbul'un dertleri ve dâvaları
- Vay ahlâksız, imansız kJhbc vay' Sana kim dedi ki, dön, dolaş da pel, benim başıma belâ ol? Kooo-skoca geminin içinde oturacak baş ka yor yok muydu? Olmaz mı? Yer çok amma gider de oralarda oturur mu şıllık? Bana kasdı var çünkü. Dünya yüzünde ahlâk, terbiye denilen şey kalmadı. Bacak kadar sürtükler kendilerini adam yerine koyuyorlar da büyüklerle boy ölçüşmeğe kalkıyorlar. Amma velâkin, ben adamın boyunun ölçüsünü vermesini de bilirim. Güîide hanıma yumruk ha? İnsanın kollarını çatılır çatır kırar da köşeye fırlat ıve-ririm. Ömrümün içinde rahmetli efendiden gayri el kaldıran olmamıştır bana. Kocamdı, kabahatimi görünce terbiye ederdi tabiî. Velâkin şöyle bir şirfinti kim oluyor da bana el uzatıyor? Vapura binmişsem paramla binmişim. kalıve içmişsem gene kendi paracağımla içmişim. Oooolı. afiyet şeker olsun, cancağızım sağ olsun. Para da benim, keyif de benim, kim karışabilirmiş? Benim işime karışanın alnını karışlarım alimallah. Torun torba sahibi olmuş bir kadınım. Bundan sonra yabanın sürtükleri tepeme dikilip de bana kumanda mı verecekler?
Bizim kasketli delikanlıya eli ile sert bir ihtar işaret yaptı :
Bana bak, bana! Onun gibi sokak yosmalarının doksan dokuz tanesini suya götürür de susuz getiririm, ardadan mı?
— Evet, hanım teyze. Onu anladun amma...
Çatık kaşla yine bir el işareti yaparak sözü kesti:
— Anlarsın tabiî. Anlamayana anlatmasını da bilirim. Benim kim olduğumu iyi bil. İnanmazsan git de şu cadıya sor. birer birer nakletsin sana
Bebekleri kıvılcımlı gözlerini karşıya dikti, iki defa geğirdi.
— Gideceksin de sana beni çekiştirecek öyle mi? Hele bîr ağzını açsın, vallahi de, billahi de şu parmaklarımı soktuğum gibi çenesini koparır, köpeklerin önüne atarım.
Öfkesi kabardıkça sesi titrekleşiyor:
— Yanına git de. haddine düşmüşse iki çift lâf söylesin sana. Ondan sonra ben gelip ejderhalar gibi tepeme çullanayım, anasından emdiğini bir defa daha burnundan getireyim. Kafam kızıp da cinler başıma toplanmaya görsün. Ondan sonra Azrail bile geçemez önüme.
Dudaklarım koparacakmış gibi uyuşturduktan sonra çenesini avuçladı, bizim delikanlıya dik dik baktı:
— Tövbeler olsun, estağ-
furullah. Azrail aleyhisse-lâm nereden geldi de ağzımın Bçine girdi? Gazabına mı uğrayacağım yoksa? Allah aşkına sen şahidim ol da doğru söyle, bu işte benim bir kusurum, günahım var mı? Gemiyi hopur ho-pur hoplatan ben miyim?
Bakışları biraz dalıa sertleşti:
— Sana lâkırdı söylüyorum. Cevap versene! Nedir benim taksiratım? Söyle bakalım, vupuru ben mi çalkaladım?
— Sinirlenme, teyze hanım. Şenin sorduğun şeylerin hiç birini bilmiyorum, söylediklerini de anlayamıyorum.
— Anlamazsın tabii. Kahveyi İçen sen misin? Yumruğu yiyen sen misin? Alevler içinde cayır cayır yanan sen misin?
Şehadet parmağiyle sert bir tehdit işareti yaptı:
— Söyle! Bunları yapan sen misin?
— Değilim, teyze hanım. Bunların hiç birinden haberim yok. Ne oldu? Karşıdaki kız sana bir şey mi yaptı?
— Yapmadığı kaldı mı ki? Vapurda içime sıkıntı bastı, bir kahve getirttim. Bir aralık vapur iskeleye yanaşıyordu. «Kimler giriyor, kimler çıkıyor? Hele bir bakayım» diyerek doğruldum da başımı uzattım. Kaptan mı acemi, vapur mu bozuk, bilmem ki. İskelenin kenarına güüüüm diye çarptı, hepimiz çalkalandık. Az Kaldı yuvarlanıyordum. «A-yol, ne oluyoruz?» demeğe kalmadı, omuzuma çaat diye bir yumruk indi, sağ bacağım alevler İçinde yanmağa başladı. Canımın aciliyle fincanı elimden fırlatıverdim. Kah be bu sefer de; «Ayyy. yanıyorum» diyerek bir çığlık kopardı, göğsüme bir yumruk daha İndirdi. Aman Allahım, aklımı kaybedeceğim.
— Ne diye vuruyor sana?
— Anlıya m adım ki. Ben acılar, sızılar içinde kıvranıyorum, şıllık karşıma geç-mşi; ..-Terbiyesiz karı. Robumun parasını İsterim» diye dırlanıp duruyor. «Ne oluyorsun, yosma? Ne diye kütür kütür yumruklan vuruyorsun? Ben senin robunun parasını niçin vere-ckemişim?» dedim. Meğerse vapur iskeleye çarpıp da çalkalanınca elimdeki fincandan karının üzerine bir damlacık kahve sıçramış. Omuzuma yumruğu vurduğu gibi kaynar kahve bu sefer benim bacağıma döküldü. Can havliyle fincanı onun üzrine fırlatmışım. O zaman kızılca kıyamet koptu. Kanapede tepesine çullandım, vur, vurmaz mısın?..
Mübaşir seslendi, dâvacı ile konuşamadık.
Ce. Re.
Kör dervişle sevgilisi aranıyorlar
Bu balonlar Amerikayı büyük felâkete sürükliyecek kudrette idi
Kepsüde bağlı Nusret köyünde pek garip bir kâdise olmuştur. Aşlen Hotaşlar köyünden gözleri görmeyen 40 yaşlarındaki Bekir adında biri muhtelif köylerde dolaştıktan sonra Nus-rete yerleşmiştir.
Dini meselelere merak sarmış olan Bekir, gerek Nusrette ve gerekse diğer köylerde derin din okumuşluğu He şöhret kazanmıştır. Böylece bazı kimseler kendisine fazlaca ehemmiyet vermeğe, ermiş gözü İle bakmağa başlamışlardır. Hatta Be-klrin bastığı yerleri öpecek kadar ileri gidenler olmuştur. | Söylendiğine göre, bazı kadın vc erkekler günün i—-------------
Mmaulanrata a^ret JUliİMİ asaaJt omn. Beklre ideia ermullk e«-1 lm.M mn süraUe katetehBc. VPSİ vprmislcrrllr Hafi.le'ir hıı rrnea— ■
| cek takatte idiler. Sonra balon-• la.T tam mânasiyle otomatik bir ' I şekilde hareket etmekte idi. ı Hattâ bu balonlar radyo dalgaları ile hareket ettirilen sllâh-I iardan farklı idi.
1944 senesi içinde Japonların ! bıı gizil silâhlarından 900-1000 (tanesi Amcrikaya kadar vara-| bildi Balonlar Alaska’dan Mek-1 balonun üç dört kaim parşömen slka’ya kadar bütün sahayı I doldurdu. Bundan başka 206 ta-I nesi kuzey-batı Pasif Ikte ve
batı Kanada’da tespit edildi.
Diğer 75 tanesi Pasif iğin muhtelif yerlerinde, ve 100 tanesi orada, burada patlamış yahut parçalanmış bir halde bulundu.
O tarihte Amerikalılar Japon-| larm bu müthiş silâhının korkulacak bir şey olmadığını Hân ediyorlardı. Hakikatte bu ba-ılonlar harbin belki en korkunç |silâhlarından birini teşkil etll-Çünkıi htub tarihinde ilk defa otaıak üzere, bu kadar büyük çaptaki silâhlar, İnsan yardımı olmadan okyanusun bir tarafından diğer tarafına
kud-
bü-
18 Nisan 1942 de general Do-I oiittle Japonyayı bombardıman ] ederken, tarihte İlk defa tesadüf edilen, otomatik balonlar-ı darı birini düşürmüştü. Okyanusları kendi kendine hâleden bu balonlar Japoülar tarafından icat edilmiş müthiş bir silâhtı. İçleri gazla doldurulan bu balonların 9000 tanesi bir Kasım 1944 de havalanmış ve Amerlkadakl şehirleri, çiftlikleri ve ormanları yakmak ve yüksek İnfilâk bombaları yaft-jdırmak için yola çıkmıştı.
i 33 ayak kutrundaki bu ba-muayyeıı. jon|ar pasifim Okyanusunu 30 -'------35.000 ayak-irtifadan ve saaLve
ycsl vermişlerdir. Bekir bu ziya- , rollerde kadın ve erkeklere (iu-' alar okumaktan ve onlara tel-[ kinlerde bırlıııımsktan geri kalmamıştır.
İşte bu ziyaretler sırasında ‘ Bekir evli bir kadınla tanışmış ve kendisiyle ahbaplığı arttırmış. Kadın dua için Bekimi, evine gidip gelmeleri aklaştır- . mış ve iki taraf arasında kuvvetli bir gönül macerası başla- | mıştır. Muhtelif kimselerin gö-, ziinde evliyalık mertebesine u-laşan Beklrln artık vaktinin bir çoğu bu kadınla beraber geçmeğe başlamıştır.
Fakat 1? bu kadarla da kalmamış. bu kadın hlr gün kocasının 925 Ihasım almış ve sevgilisi Beklre getirmiştir. Bundan sonra da iki sevgili ortadan kaybolup gitmiştir. Kadın kaçarken çamaşırlarından bir kıs-
bir karakol gemisi deniz üzerinde paraşüte benzeyen büyük cisim müşahede etmiş, vc yanına yaklaşıldığı zaman balonun altında İçi ağır maddelerle dolu bir torbanın sarktığı görülmüştür. Denizcber evvelâ torbayı gemiye nakletmek istemişler, fakat fazla ağır olduğu için torbanın İpini keserek denize bırakıvermişlerdir. Bu ilk tesadüften sonra vak'a derhal bahriyeye bildirilmiş ve Japonların gizil bir Silâhın peşinde olduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine hükümetin bütün ajanları. millî korunma ekipleri, orman muhafaza togpklrii İleri yaklaşan tehlike için derhal seferber edilmiştir.
Diğer taraftan Okyanusta devriye gezen gemiler nispeten az tahrip edilmiş ikinci bir balon ele geçirmeğe muvaffak olmuşlardır. Balon derhal Va-şingtonâa bahriye lâboratuvar-lanna gönderilmiş ve burada yapılan incelemelerden sonra
(Baş tarafı 3 üncü sabifede) bakımdan 1 yade İstanbul milletvekillerine C^^acağun. aittir. Belediye Meclisi kanun mevzuu olan bu gibi idleri cet-* kik. eder ve karara bağlar fakat Meclîse kanunu teklif etmek yalnız alâkadar hükümet makam larile milletvekillerinin hakkıdır.
Orhan Mete ne
bu hıısıiâta ısrarla Çünkü İstanblıiD en büyük dâvasını teşkil eden turizm ancak Istanblun ima-rlyle, medeni bir şekle glrmc-, siyle tahakkuk eder. Fakat bu '' imar M. Prost'un tek tip imar 6 plâniyle mümlıün olamaz. İs-t tanblun normal bir belediyecilikle İdaresi başka, İstanbulun. tarihi hüviyetiyle tanzimi başka başka şeylerdir.
— O halde şehrin İmar işini belediyenin normal vazifesi dışında mı görüyorsunuz?
—r Evet!
Receb Bilginer’in demeci tarafından Eminönü İlçesinden aday gösterilen Vatan gazetesi muharrirlerinden Recep Bilglner diyor ki;
— -ZSR «_ istanbulda şehir işlerini
, ■ 7. „ , OllillllU.
mini kapısı önünde unutmuş- yorc)ll tur. Bcklrle kadının böyle- {)ej
ce ortadan kayboluşu şimdi Nusretet türlü tefsirlere yol açmıştır.
Bazı saf kimseler derviş Be-kirle kadın göklere uçtu, demektedirler. Bazı kadınlar, sokakta bulunan çamaşırları ö-
I geçiyordu; ve tahripkâr ret! meydanda idi. Fakat yük bir şans eseri olarak kışın yaftan şiddetli kar orman
AKŞAMDAN A (ŞAMA
«Beni ninem yedi!»
«Baş tarafı 3 üocu fiahifedel de Türk münevverinin kafasına. bu köy. bölge ve mazi şarkıları girip bizi manen yağma ettikten sonra yeni bir kan, yeni bir can aşılı-yatak. Fakat şimdilik ben kendi nefsime stop ettim: İler pencereden aynı istilâya uğradım... Yedi beni ninem. .
Bir köylü kazaen karısını vurdu
Karasu (Akşamlı — İlçemiz® bağlı İhsaniye köyünden 4ö yaşlarında. bulunan Mehmet Ak-ban evinde tabancasını karıştırırken bir kaza eseri İle odada oturan 40 yaşlarında ve 5 çocuk annesi bulunan karısı Hüşniyeyi ağır surette yaralamıştır. Adapazarı memleket hastanesine ümitsiz halde kaldırılan yaralı kadrn ölmü-ş, sanık da İlk sorgusunu m ü ta a ki b tevkif e-dllmiştlr.
Bunun içindir ki, işte ben de, eğlence yerlerimize başka unsurların karış masını diliyorum. Dans salgını vaktiyle gelmiş ve geçmişti, bu şimdiki salgın da ihtimal geçer ümidiyle...
İnşallah...
Bekliyelim... Ya sabûr’
(Vâ - Nû)
EH33S503aW^l
■ir B^lklas Halk-.'vindMıt 30' AfiUi-lu» Zafer Bayramı dolayııiyle, Eect K'-lmİMİı: yapılacak oloıı ICren:
1 — toikUl Marjı. Tablo vivan: » — 30 Ajjuato» he kitin da tüt; 3 — Deri Türk mualkbl konstrvalııvarı tarafından Hlca» la-.h vc halk türküleri; 4 — Haınul (l|f|M. Dil - Edebiyat kolu gençleri Israrından: B — İşlik lâl pjyttl. Cflaterll kolu gençleri
Vali, Sandıkburnu ve civarını dolaştı
Vali ve Belediye Başkanı Prof. Fahreddin Kerim Oökny birkaç gecedir şehri gezmeğe başlamıştır. Bu arada Sirkeci ve tarihi Sandıkburnu meyhanelerini ve civarını dolaşan Prof. Gökay, Sandıkburnunda açıkta akan lâğımların kanalizasyon haline getirilmesi için alakalılara emir vermiştir. Dün bu kanalizasyonların keşfi yaptırıl-mıştır.
Diğer taraftan Kadıköy semtine de geçen vali, bu civarda yolsuz diye vasıflandınlan İnşaatı da dolaşmıştır.
Istan bulda şehir işlerini Orhan Mete | düzeltmek, hemşehrinin dertlerine çare bulmak İçin, her şeyden önce belediye mekanizmasını yeni başlan düzeltmek 14-1 zımdır. Bu sebeple, neler yapılmasını İstemeden evvel, şimdiye kadar neler yapılmadığını göz önüne getirmeliyiz. Bu şehirde, her mesele baştan aşağı ! katmerleşmiş bir dert halindedir. C. H, p. nin idare ettiği belediyenin hiç bir çalışma şis-I temi yoktur.
I Kanaatimce, bütün bu bozuk-i lukiarın başlıca sebebi, hemşehrinin kendi şehrinin idare-
Rcceb Bilglner
Demokrat Partinin İstanbul İdare kurulu basın kısmı şefi Orhan Mete, Demokrat Parti Şehir Meclisi, Beşiktaş a-daylarjmiandır. İstanbul gibi matbuat merkezi bulunan bir şehirde Demokrat Partinin basın içlerini muvaffakiyet ve maharetle idare eden Orhan Mete çok kıymetli ve istidatlı gazeteci arkadaşlarımızdandır.
Şehir mevzuları hakkında düşüncelerini bana şöyle anlattı:
— Belediye hizmetlerini, vazl-
kâğıdından yapıldığı görülmüştür.
Yine lâboratuvarda yapılan tetkiklere göre parşömenden yapılan balonların hidrojeni Amerikan yapısı en iyi cins kauçuk balonlardan daha iyi muhafaza ettiği anlaşılmıştır.
Balonun kendisinden başka bir de safra torbasındaki kumun cinsi incelenmiş, ve elde edilen kumlardan balonların Japonyanm hangi taraflanntla imâl edildiği araştırılmıştır. Bunun .üzerine tahmin edilen yerlere hava kuvvetlerinin keşifler yapması için derhal emir verilmiş, ve tayyarelerin elde ettikleri fotoğraflardan Japonların kumundan İstifade ettikleri yerlerde, büyük çapta balon İnşa ettikleri neticesine varılmıştır.
Bu tetkiklere devam ederken tayyarelerden biri yepyeni bir balon elde etmeğe muvaffak olmuştur. Bu balon üzerinde yapılan tetkike -göre beher balonun fiı>0 dolara mal olduğu, 6 tane safra torbası taşıdığı, ve her torbanın içinde balonun irtlfaını tayin eden barometreler bulunduğu ve ayrıca yüksek lnfilâkli 6 bomba taşıdığı öğrenilmiştir.
Fakat ayol senenin Nisan ayında balonların taarruzu birdenbire durmuştur. Bir çok kimseler bunun sebebini Ja-ponyaya yapılan mükcrrer.hava akınlannda bulmuşlarsa da, hakiki sebebi bir türlü anlaşılamamıştır. Aksi hâlde Japon ba-. tonları Amerikayı büyük fe-
.............. .... «‘.nuı şmuıuu luaıe-telertnl şehirli re şehir balı-1 slos ramdan terlik etmek fcnmdra bl, şehir bakımından Istanbülun kalkınmasını ve İmarını bir takım hususi sebepler dolayıs!leı bir devlet plânına bağlamak ve bu plânın İçinde belediyeye vazife vermek icap eder. Çünkü İstanbul ticari, siyasi, Lktlsadî bakımından kendini hududunu aşmış bir haldedir. Çünkü İstanbul, memleket muvacehesinde merkezi bir şehir durumundadır. Bu vaziyet her bakımdan malbuatlyle. üniversitesiyle, kültür müessesesiyle Türkiyenia en büyük şehri ol- j duğundan bütün bu işleri belediyenin sinesinde toplamak 1da-j rî bir isabetsizlik olur. Binaen ; aieyh fikrime göre klâsik belc-j: diye işlerini belediye elinde bırakmak, İstanbuluıı imar iş- si de yine ayn» vaziyettedir, lerlni ve muamelâtını da dtvie-jBen, Şehir Meclisi âzası olmağı, n« -ıı u ı .e şehrin yalnız bu dertleri ile
meşgul olmak için değil, baştan aşağı ihmale uğrayan işlet ve birinci dünya harbi şehitlerinin EdirnegapıdakI şehitliğinin İmar ettirilmesi üzerinde de çalışacağım..
yeni bir devir açılmış, hemşehri serbest bir seçim slstemnic kavuşmuştur.
3 eylülde yapılacak seçimde, İstanbulluların kendi şehirlerinin idaresini ele alacaklarını umuyorum.»
İsmail Atalay’m mütalâası
Demokrat Partinin Fatih ilçesi namzetlerinden kehribarcı İsmail Atalay diyor kİ:
■— Belediye kanununun 115 inci ve 160 mcı maddeleri tarihi âbidelerin korunmasını emreder. Halbuki Siileymaniyede Kanuni Sultan Süleyman İle Hiırrem Sultan türbelerinin etrafı patlıcan ve domates tarlaları halindedir. Sultan Bayezit tiiröe-
yan-nls-Ja-
_ 4IUUCVII Ulllldll
P>>« «mtar.h.u UhrtpHrbgu.. ile yadetmektedlrler. . ..
_ , ., , Beıcn pıuem. nıtsı name ju-
Bazı saf Mmaelerm bu İnan,. | po„,„ln ha!on ,aarrazu
-nı btr tarafa b.rakalu». Kör „ kaMr\e.|
açan vam etsevril. Amerikanın hntı
ile yadetmektedlrler.
beten önledJ. Aksi halde
çını btr tarafa bırakalım. 1
Bekin, taun, rarnt.p kaçan I kadm .ranmanadT. LhlU.rtnd.M aü. umanlann
, ı sitıııuertııuegı sik orman ıp.rın
Oo«e uran bu çl[t, kumrular |l!u, 01masJ | M bl|e d akalım wr lUlSlintU
bakalım yer yüzünde nerede bulunacaklar.
Bundan başka eğer Japon’ar bu silâhlarında muvaffak olsaydı, balonlarla taşınacak mikroplar butun Amerikayı mahve-debllirdL
Jüponlar kütle halindeki İlk balon tecrübelerini 1044 ilkbaharında yapmışlar ve 20ü tşııe balon havaiandırmışlnrdir. Fakat bunların hiç bir tanesi Amerikaya kadar varmamıştır, i Japnnlar tecrübelerinde devam ettikçe ayni senenin Kasım i ayında Amerikan bahriyeli. Profesyonellik İçin hazırlan- Japon gizil silâhı hakkında ilk
Profesyonellik
Bu hususta talimatname hazırlandı
Futbol federasyonu umumi kâtibi Ülvl Yenal. Ankara ajansına şu demeçte bujunmuştur:
............................................... a,1U4U nuKKinua ıiK.ıonıan ameriKayı ouyuK fe-mış olan talimatname Merkez defa olmak üzere haberdar edil- l&ketlere sürükleyecek kudrette Danışma kuruluna sunulmuştur? mistir. 4 Kasımda bahriyeye alt İdi. Ancak, profesyonellik talimat- ...................
namesine muvazi olarak amatörler hakkındakl mevzuatı da değiştirmek, meselâ transfer a-yını amatör sporcular İçin kaldırmak lçabeder. Şimdi bu konu üzerinde çalışmaktayız. Her Lkl mevzu aynı zamanda Danışma kurulunda konuşulacak ve her halde amatörlük, profesyonellik mevzuu bu mevsim halledilecektir.
Önümüzdeki mevsim milli maç programımız oldukça yüklüdür. Genç takımlarımız memleket içinde veya dışında oynarken ayılı günde (A) takımlarımızın da karşılaşması vardır. 28 ekimde Türkiye - Mısır genç takımları memleketimizde karşılaşırken (A) taklmimiz Tela-vlvde İsrail takımı ile oynayacaktır. 3 aralıkta İsrail takımı, 10 aralıkta Türkiye - Fransa (B) takımları memleketimizde, yine 10 aralıkta genç takımlarıma Mısırla milli maçlar yapacaklardır.
Italyanlara teklif ettiğimiz tarihler üzerinde mutabakata varamadık.
nıııııııııııııııııııııııııııınıııııııı
A. D.
llllllllll|llllll|llllllllllllll|tl
’öOO kilo ağırlığında boğa
Sabancada balta ile yaralama Sabanca (Akşam) — ğımua bağlı Şükriye köyünden 314 doğumlu Yakup Polat Ue yine bucağımıza bagiı Menin u-nlye köyünden İsmail Yıldız arasında bir alacak yüzünden kavga çıkmış, çok hiddetlenen İsmail. Yakubu başından ve 3 yerinden ağır surette yaralamıştır. Yaralı hastaneye, sanık da yakalanıp adliyeye teslim e-dllnı İştir
Yukarıda gördüğünüz boğa 1500 kilo agırlığındadır. tngll-terede bir çiflikte yetiştirilmiştir. Londrada bir cambaz kumpanyası boğayı satın almak için mühim bir para teklif etmiş, fakat sahibi boğasını »atmamıştır. Yutanda boğa, çlIJlk sahibinin kızı İle yanyana görünüyor.
tin eline bırakmak lâzımdır. Çünkü şehrin imarı belediyenin yalnızca meşgul oalcağı bir mezu değildir. Şehrin İmarını, ancak bütün teşkilâtının İştirakiyle, devlet yapar.
Eğer belediye Azası olarak seçimlerde Meclise girersem bu
M. K. E,
Komünist Çinliler
(Baştarafı 4 üncü sahifedcı firarlar bavlıyacak olursa o zaman çok tehlikeli bir durum ta-haddiıs edecektir.
İkinci mesele; Sovyetlerin Çin komünistlerini çok sayıda uçak ve denizaltı gemisiyle takviye etmeleridir. O zaman komünist Çinlilerin adaya başarılı bir çıkartma yapmaları mümkün o-lacaktır. Bu takdirde Amerika, Milliyetçi Çlnle birlikte Komünist Çine karşı harbedecektlr. Bugünkü durumda işin en tehlikeli tarafı bu İhtimalin tahakkuk etmesidir. Beyaz Saray ve Amerikan Genelkurmayı bu tehlikenin farkındadırlar.
Milliyetçi Çinlilerin aşırı derecedeki hava faaliyetlerine komünist Çinlilerin aynı şekilde mukabele etmeleri İşe Amerikan kuvvetlerini karıştırabileceği gibi Komünist Çinlilerin yanlış bir hareketi de Amerikan kuvvetlerini yine bu işin lçlııe sokabilir. Bu- ihtimallerden her hangi birinin tahakkuku karşılıklı yardım paktı İmza etmiş olan Sovyet Rusyayı Komünist Çine yardıma sevkedeblllr.
Rusyanın doğrudan doğruya askeri kuvvetlerle yardım, yapması hususunu temin etmedikçe Komünist Çinin Formozaya çıkartma yapmağa teşebbüs e-deceğLnl tahmin etmemekteyim. Kremlinin Üçüncü Dünya Savaşının patlamasına sebeb o-lacak böyle bir askeri yardımda bulunması hususunu şüpheli görüyorum, çünkü Huşlar böyle bir tehlikeyi göze alabilmek, için hazır olsalardı Rus liderleri Sovyet hava kuvvetlerini çoktan Kore harbine karıştırırlardı.
1001 çeşit kahkaha
Baş tarafı t> ncı sahilede i
vamlı bir neşeyi tahrik edebiliyor.
Eski gruptan Etldle Cantur bambaşka bir karekterdi Hır nevi rçvü artistiydi. Buna mukabil en muvaffak olmuşlardan biri sayılıyor.
Abbott ile Costello da daha ziyade palyaçomsa bir hava var. Fakat bir vakitler altın ". ini yaşıyan Lorel - Hardiye ıshpet-le sönük kalıyordu.
Macaristanlı Szoke Szukall her haliyle İyi ve yumuşak bir babadır, Kimseye kahkaha attırmak İddiasında cleğil Tebessüm ettirmeyi kâfi buluyur. Cllfton Webb hûı şeye r.tinıeö İngiliz olduğunu derhal belli e-der. Omın komikliğinde bile a-şU ve ağırbaşlı btr ifade vardır.
Amerlkada yapılan komik filmler, tiyatroya kaçtığı müddetçe İlerlemekten ziyade gerileyecektir. Maamaflh hareketli ve eğlenceli olduğuna da şüphe yok. Seyrederken gülmüyor, kahkaha atmıyor değiliz Fakat arada boşluklar olduğu İçin ağzımız kulaklarımıza varmıyor.
Bir hafta zarfında limanımıza gelen vapurlar
Çocuk hekimi doktor
Ahmet Akkoyunlu
Taksim - Talimhane
Palas. Telefon t 82627
Son bür hafta İçinde limanımıza ecnebi limanlardan 13 şilep gelmiştir. Bunların getirdikleri çeşitli İthal mallan arasında 51 ton kazma. 00 ton batarya, 15 ton radyo, 729 ton boru, 84 ton muşamba. 124 tan boya, 263 ton tel, 100 lon saç levha, İM ton kimyevi madde, 107 ton oto lâstiği, 513 ton kâğıt. 91 ton makine yağı vardır.
Bahlfe *
AKSAM
29 Ağustos 19(j0
II
I
VEREM SAVASI HEMŞİRE OKUL
ORTA OKUL MEZUNU GENÇ KIZLARIMIZA EMıN VE ŞEREFLİ BİR 1ST1KBAL HAZIRLAR.
«Verem Savaşı Hemşire Okulu Müdürlüğü — Erenköy Sanatoryumu — İstanbul»
Ei
J
BILVİACİİ
mahalle, 2 — Bir ecnebi bayan - Kırının, 3 — Takıp. 4 - Bir Yunan ıırh-lın, 5 — Tarih! güreşlerin yapıldığı mahal, ti - Ter*l Iflhlkidır - Bir e-i _ Qgiak dubası. II — Arab.iaı yok. 9 - Sıfat eki - Basına ’D- «C-lırse eski tamun kervanlarının silrU* cüsU. W — Tersi , kına İle boyama.
dan aşağıya: 1 — 400 dirhe- , nıl k.-.■ para?. 2 — Çeklerin komşusü - | Bir ekalliyet mensubu. J — Arka ta- 1 rafla, 4 — Şnrk bttlgemUdc bir da§ ■ ; Blı »samı»,. S — Teini söküp fco.m-tandır - Mutfak levazımından. 0 - I Fiyaka yapan T - Keder - Çakırca lı efe. 8 — Bileziğin Âlâsı.
Ceçan bulmacanın halli
Soldan safa: 1 — Banapart, 2 ■ — Ağaran. 3 — Kristal, I - Lüle. yak, 4 — Amentü, « — Ca. Larus. 7 — i-klUyell. S — Ap, GaJ. » — Desise, Ki - Eteni. An.
Yukardan aşağıya- 1 — Baklaştlİle, 2 - Oıîranıak. 3 — Naile. İade. 4 — Arsenlüpen, 4 — Pal; Tay. a — Ana-yilrc#l. 7 — La. Ulaşa. & — Ta. Ke-«ileti.
EDEHKS
FİLARMONİ: Bkch »f ■«.
İKİ yıla yakın bir mtld . M çıkmakta otan FİLÂRMO .. m müzik dergisinin 18 uncu &> ı nü. yük Bestekar Baclı ın 200 üncü o.um yıldönümü dolayuıyle tanuunı» Im-r.Vann telif ve tercüme yazıları İla ve bol resimli olarak çıkmıştır* Tavsiye ederiz.
İKTİSAT ve TİCARET ANSİKLOPEDİSİ I Fail kul 50) Alfabetik bir seklide ve itina ile lıazırlanmakta olan (iktisat ve Ticaret Ansiklopedisi) nin 5 İnci cildinin 50 nel UslkÜlü dc ıGI ve IHI harflerine alt birçok kelime ve tabirleri ihtiva ederek yayınlanmıştır, İlgili o-kuyurulorımıza tavsiye ederiz
İTAI O MEDİTERRANEAN
LÎNE Ltd. Trieste
Limanımızda bulunan
AVtONİA vapuru
doğru
İçin eşyayl ticariye yüklemektedir.
Lirnanımızdu bulunan
Vapuru doğru
VENEDİK ve TRİESTE
İçin yüklemektedir.
Umumi Acenteleri:
LEVANT EKSPRES T.L Ş
İstanbul İzmir
Telef. 44791/2 Telef. 2227
Göz Mütehassısı 0r.Cemil Görür
Uagaloğlu Nuruosmantye caddesi Atay Aparltmam Pazardan oaşKa ner guo saat 14 ten 18 e Kadar Telefon ■ V9058
Senelik WHJ su ruj MW Kum*
o aviık lam. > öt» •
I aylık sun > itme ■
I aylık SH.ı »
Adres tebdili için elli mıruşiuk pui gönderilmelimi Aksı uıkdtr. ae adres değiştirilmez
Telefonlar unu B-namutıarru »ıstkı Tacı uierı armış - İn ar» «utiBk müciui
Lâstik Çizme işçisi aranıyor
Tecrübeli ve usta lâstik çizmeci kadın işçiler aranıyor. Hakikaten ehliyet sahibi olanların müracaat lan.
BALİNA Lâstik Fabrikası Bahariye - Eyüp.
HAKİKÎ UCUZLUK—i
KALİTENİN MÜKEMMELİYETİNİ MUHAFAZA ETMEK ŞARTİLE AYNI
ZAMANDA FİATLAR1N UCUZLAMASI DEMEKTİR. İŞTE :
10 TANESİ 50 Kuruş Olmasına Rağmen
HAŞAN
TRAS BIÇAKLARI
HALİS İSVEÇ ÇELİĞİNDEN MAMUL OLUP ZEVKLE TRAŞ OLMAYI TEMİN EDEN ÇOK İYİ EVSAFTA BIÇAKLARDIR.
HAŞAN DEPOS^minönu - KARAKÖY - BEYOĞLU - KADIKÖY
Mağazaları ile Acentalarında ve tanınmış iyi dükkânlarda bulunur.
Lâstik ÇİZME ve İSKARPİNLERİ Çıktı.
Çelik gjtbö sağılaımj parlak v@ san îftlr.
İLÂN:
1 _ Büro, depo vc Uınlrtı.ıneler IhUyıtcı için İmtihanla en aşağı orta okul mezunlarından stajyer sekreter alınacaktır
imtihanları kazananlar 950 malî yık sonuna kadar denemeye tâbi tutulacaklardır. Bu müddet İçinde tahsil ve -liyakât derecelerine göre ve geçici olarak 150, 200, 300, 40U lira aylık ücret verilecektir.
2 — İmtihana girebilmek İçin:
Askerliğini yapmış. 28 yaşını geçmemiş olanların aşağıdaki belgeleri ve dilekçeleriyle tstahbulda 1 Orduya. Ankarada Gn, Kur. Ordonat Dairesi Bşk lığına müracaat edeceklerdir.
Dilekçelerine bağlanacak belgeler:
aı Nüfus hüviyet cüzdanı tasdikli sureli.
bı Emniyet müoür(nğiınd**ı> doğruluk kâğıdı (Bu Kâğıtta ecnebi kadınla evli olup olmadığı belirtilecektir.»
c> Okul şahadetnamesi.
d> Sağlık kâğıdı.
e> Denemede muvaffak olamazsa geçici vazifesinden çı-k.aııldıgı zaman için inç bir hak iddia elmiyeceftlne dair ve keza muvaffak olduğu takdirdi 4. maddede yazıldığı gitrt tahıl! ve liyakatlerine göre Barem derecesine geçirildiğinde daha uz para alacağından dolayı bir Rûnâ hak iddia elmlyect gine dair Noterden tasdikli senet,
f> Evvelce çalıştığı yerlerden İş ve durumuna dair Bonservis.
3 — tmtlhan Ankarada Yedek Subay Okulu Binasında, tsianbuida 1 Ordu karargâhında Vâpılacakı ir İmUiıan zamanı' ıs,'Eylül/1950 Cuma glinü saal 9.3ü dadır.
4 - İmtihan ve denemede muvaffak ulanlar 951 yılı kadrosuna sekreter unvanı İle alınacaktır Tahsil derecelerine süre 20 - 25 asli maaş verilecektir Bu suretle kendilerlHr verilecek maaş miktarı evvelce bir tekaüt hakkı tanınanı lyarak gcclci olarak kendilerine verilmiş olun ücretten az j| araktı' Bundan dolayı 2: maddede yazıldığı gibi bir hak İddia elmlyeceklerhıc dair bir nuter senedi vereceklerdir.
5 — Askeri sekreter sınıfına geçirilenlerin 5 sene müddetle mecburî hizmetleri olacaktır. Bu müddetten evvel ayrılanlann almış oldukları maaşları tazmin edeceklerine dair kefiili Dİr noter senedi vereceklerdir.
6 — Askeri sekreteı sınıfına ayrılanlann maaşları (701 lira asli maaşa kadar yükseltilir. Ve askerlik kıyafet kararnamesi İle tensip olunacak askeri kisveyi giyerler
NOT: İmtihan merkezlerine ve atandıkları yerlere katlar yollukları kendilerine alt olacaktır.
Noter senedi sureli imtihan yerlerinden alınabilir
(11673 - 37911
BALİNA
Mal salın a'madan evvel sayın toptancı tüccarlarımızın bir defa görmelerini tavsiye ederiz.
• • •
BALİNA lâstik fabrikası Kauçuk İşleri Ltd. Şirketi
Eyüp Bahariye Cad. No. 5. Telefon: 20902 YAZIHANE; Karaköy Palas kat 4, No. 4 - Telefon: 40342
Jı/'erVital
ÇARPINTI, BAYGINLIK. SIKINTI HALLERİNE ___ KARŞI_______
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
Sulfathiazol alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Salmalnıa Komisyonundan
1 — Beher kutusu 1000 adetlik 1500 kulu Sulfathiazol kapalı zarf usulile satın alınacaktır.
2 _ Muhammen bedeli 49245 lira olup muvakkat teminatı 3693 lira 38 kuruştur.
3 — Şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmakladır.
4 — Eksiltme 6/Eylül/1950 çarşamba günü saat 11 da Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satmalına Komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat 10 a kadar tmakbuz mukabilinde komisyona verilmesi. Veyahut muayyen olan saatten evvel ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olarak posta He gönderilmesi, (11393)
SÜMERBANK
Vadeli ve vadesiz tasarruf mevduatı
2.11.1950 Çekilişi
ikramiyesi 18,500 liradır
30 EYLÜLE KADAR
En az 100 liralık hesap açanlar da keşideye katılırlar. Bu hesabın çekLllş tarihine kadar idamesi lâzımdır.
Her 100 lira İçin ayrı bir kur'a numarası verilir. İkramiyelerin vergisi bankaya aittir.
SÜMERBANK mevduata en yüksek faizi vermektedir. Şube: Galata, Bankalar caddesi.
Ajans: Bahçekapı Yeni postahane caddesi. (11529»
Zılkado 1* — Kızız 115
tınsak Gtl ÖÇla İkindi Ak Yal» ,
e. 0.44 10.30 5.24 0.00 1 2.00 1.37
_K. 4,W 8,20 13,15 10,50 IV,SO 21,27 1
IdArelıgna;: Lalanhül BAhıAlI civar»
Cemal Nedir an kufi ı No 13
ZAYİ — Küçükpnzar nüfus memurluğundan aldığım ve İçinde askerlik muamelelerim yazılı kimlik cüzdanımı kaybettim Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1333 doğumlu Zivcr oğlu Mehmet Şaban Araz
Osmanlı bankasından
İLÂN
Zafer bayramı münasebetly'e Osmanlı bankasının Galata merkeziyle YenJcaınl, Beyoğlu, Şişil ve Kadıköy şubeleri 30 ağustos 1950 çarşamba günü kapalı bulunacaktır.
İstanbul Vali ve Belediye Başkanlığından:
Otuz Ağustos Zafer Bayramı münasebetiyle orduyu tebrik için sayın Genel Meclis üyeleri. Vilâyet ve Belediye erkânı o gün saat 9 da Vilâyet ve Belediye binaları önünden, kalkacak olan otobüslerle Örduevlne gidilecek ve tebrlkâtı'n kabulünden sonra aynı otobüsle Taksim meydanındaki merasim yerine gelinecektir.
Bıı Hân davetiye makamında olduğundan sayın davetlilerin teşrifleri rica ölünür, (11870»
1 — Erzincan As. Pos. 19361 K. lığı (95(1) mali yılı sonuna kadar istihdam edilmek üzere (500 — 750ı llrava kadar ayltk ücretle diplomalı veya ruhsatnameli yüksek mühendis, yüksek mimar. İnşaat mühendisi, mimar teknisyen alınacaktır
a» 788 sayılı memurin kanununun 4. maddesindeki şartlan haiz olup devlete karşı mecburi hizmet! bulunmıyacaklır .
b) Yaşları 45 den fazla olınıyacaktır.
c) Ecnebi okullardan mezun olan yüksek mühendis mühendis veya fen memuru ve teknikerlerin ruhsatnameleri Bayındırlık Bakanlığı veya Milli Eğilim Bakanlığınca tasdiki! olacaktır.
2, — Müracaat gekIL:
Yukarıda yazılı hallerden İdarenin tensip edeceği şubedeki memuriyete talip olduğuna dair dilekçesi.
Dilkçeye ekil olacak:
İkâmet teskeresi.
Hüsnühal kâğıdı.
Sıhhat raporu.
Noterden tasdikli askerlik terhis vesikası örneği.
Noterden tasdikli nüfus tezkeresi.
Mahalli savcılıktan mahkûmiyeti olmadığına dair belge. Şimdiye kadar çalıştığı yerlerden bonservisleri örneği. Kendisini tahkik İçin iki daire veya müessese ismi üzerinde müracaat edenin adresi yazılı 15 kuruşluk pul yapıştırılmış açık boş bir zarf.
Noterlikten'tasdikli diploma veya ruhsatname örneği.
Diğer şartlar:
Müracaatlara eldeki belgelere göre ücret takdir! veya seçimi Kara Kuvvetleri K. lığına aittir.
İkinci maddedeki dilekçe ve buna bağlı (10» parça belgeleri Erzincan As. Pos 19361 K.lığına bizzat veya posta İle göndermeleri ilân olunur. (11721 — 38051
Deniz Gedikli Erbaş orta okulu Komutanlığından
1 - Türk Donanmasının gedikli erbaş kaynağı olan «De nla Gedikli Erbaş Ortaokulu* ve (Denlz Gd. Erbaş Sınıf Okuluna» öğrenci yazımına 1 Haziran 950; den 1 Eylül 950 gününe kadar devam edecektir.
2 — Birinci sınıfa bu yıl ilkokulu bitirenler H sınıfa ortaokullarda ikinci sınıfa geçenler, üçüncü sınıfa da ortaokulda HL cü sınıfa geçmiş oulunanlar ve gedikli erliğe ds ortaokulu bitirerek diploma alanlar kabul edilirler
3 - Birinci sınıfa 13 - 18. lkknci sınıfa 14 - 11 ve üçüncü sınıfa 15 - 18 yaşlan İçinde olanlar kabul edilirler
4 — Gedikli et olacakların 16 yaşından küçük olmamalar şarttır.
6 — İsteklilerden tstanbulda bulunanlar Kasımpaşadan okul müdürlüğüne başka yerlerde bulunanların Bulunduklar yerin askerlik şubesi başkanlığına aşağıdaki yazılı vesikalarla müracaatları. (6316»
A - Dilekçe.
B — Nüfus cüzdanı - Fotoğraflı -
O - Bir seneyi geçmemiş aşı kâğıdı.
D — Ailesinin ve kendLslnln İyi ahlâk sahibi olduğum dair iyi hal kâğıdı.
E — Okul tastlknamesl veya diploma,
F — 12 adet vesikalık fotoğraf.
Devlet Denizyolları ve Limanları işletme Genel Müdürlüğünden:
İstanbul şehir hatlaıiyle İzmir ve İzmit körfez hatlarında 1 Eylül 1950 tarihinden itibaren sarı kart hamili basın mensupları için İki aylık abonman kartlarının ihdas ve gtşeierlmtoda satışa arzedlidlğl ilân olunur. 11853
Comments (0)