AKŞAM
UlTti jiTTTJl BU6ÜN 6İNCİ SAYFADA.
No, 11393 — Flati: her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 29 Haziran 1950
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı İşlerini fiilen idare eden O. Bildik — Aksam Matbaası.
Mac Arthur Kore’ye gitti
Dönüm noktası
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin harbi durdurma emrini Şimal Kore komünist hükümeti dinlemediği için Amerika harekete geçmiş, hava ve deniz kuvvetlerine Cenubi Koreyi müdafaa etmek emrini vermiştir. Amerika Anayasası gereğince harb ilân etmek yetkisi yalnız Kongreye aittir. Fakat Devlet Başkanı, Başkomutanlık sıfatına dayanarak her türlü silâhlı yardım ve müdafaa kararları verebilir.
Koreye Amerikan askerleri gitmemekle beraber bu;
Askerî vaziyeti gözden geçirecek
Amerika’da halkın büyük çoğunluğu Başkan Truman’ı destekliyor
rı gitmememe oeraoer karar, harb sonrası talihin- Kore'>-e ha"ke‘ etmiştir,
de ehemmiyetli bir hâdise |(ie,,eral-harb durumunu ^erin-dir. Amerika, ilk defadır kî | ıstjy2r_ _ ,
bir tecavüzü önlemek ve ko- " münist istilâsını durdurmak İçin böyle ciddî tedbirler alıyor. Bunun sebebi bes yıldır güdülen yatıştırma ve tâviz siyasetinin kotu neticeler vermiş olmasıdır. Ağırlık merkezini şimdilik A.çyava götürmüş olan Komin (nrm, Çini ele geçirdikten, Hindicînî'de aynı harekete geçtikten sonra Kore istilâsını tamamlamaya teşebbüs etmiştir. Batı Avrupa va karşı tatbik etliği soğuk harbin. Avrupanın birleşmesine; Atlantik Paktının kuvvetlenmesine yaıdım ettiğini gören Sovyet Rusya, bir yandan Amerikan efkâ-. rina karşı sulh propagandasına ehemmiyet verirken, di-_ ger taraftan Asya ve Pasifik hâkimiyetini elde etmeye başlamıştır. Korede başltyan hareket, Amerikayı bu bakımdan telâşa düşürmüştür. Netekim, Vaşingtonda uzun konuşmalardan sonra alınan kararlar yalnız Kore meselesini değil, bütün Pasifik emniyetini göz önünde tutmaktadır. Kore ile birlikte Hindiçinîye yardım da arttırılıyor, Çin milliyetçi hükümetinin sığmağı Formoz adasiyle birlikte Filipinle-rin de müdafaa edileceği karar altına almıyor. Demek ki Amerikada, esaslı bir Pasifik taarruzundan endişe edilmektedir. Şimdiye kadar söylenen sözlerin, alınan tedbirlerin boş lâkırdıdan ibaret olduğuna kanaat getiren Sovyet Rusya, hiçbir kararını tatbik edemjyeceğinden emin bulunduğu Birleşmiş Milletlerin kudretsizliğine. Amerikan milettinin, harb-den çekinmek istemesine güvenerek büyük ölçüde plânlarım gerçekleştirmeye koyulmuştu. Bilhassa Asya-da koskoca Cinin komünist-' 1er eline terkedilmiş olması.
Korenin yarısına daha fazla alâka gösterilmiyeceği hususunda cesaret verici bir örnek teşkil ediyordu. Batı âleminde son zamanlarda bas gösteren süıtüşme ve ayrılıklar bu cesareti arttırmaya hizmet etmiştir. Evvelce de burada yazdığımız gibi, son bir deneme, Amerikanın nereye kadar gidebileceğini göstermeye yarayacak, bundan sonrası için ona göre hareket edilecekti.
Gerçekten, gerek Birleşmiş Milletler, gerek Amerika bu defa da hâdiseye ilgil-slz kalsalardı tecavüz fikri alıp yürüyecek, bu kadar bü-.yük jçayret ve fedakârlıklarla kurulmasına çalışılan emniyet ve sulh sistemi başlangıçta iflâs edecekti. Amerikanın azimli hareket tarzı bundan sonraki tecavüz unsurlarını ne kadar düşünmeye sevkedecekse, dünyada sulha ve istiklâl İdealine bağlı milletlerin o derece ii-midini çoğaltacak, maneviyatını yükseltecektir. Dene-
Sovyetlerin üçiincii dünya harbini önlemek için harekete geçmesinin muhtemel olduğu bildir iliyor New-York 29 (R) — Tokyo'dan bildirildiğine göre, Japonyadaki Amerikan kuvvetleri komutanı general Mac Arthur uçakla
Kore'de harlı devam etmekte-kuvvetlc d’r- Komünistler Seoul şehrini zaptetmişler ve Ham nehrine kadar gelmişlerdir. Güney Kore kuvvetleri burada mukavemet etmekledir. Havanın kötü olması Amerikan uçaklarının harekâtını tahdit ediyor. Mamafih bu sabah bazı Amerikan uçakları tekrar harekâta başlamışlardır.
Sovyetlerin durumu
Londra 29 (R) — Bu sabah Moskova'dan gelen haberlere göre Sovyetlerin üçüncü dünya harbini önlemek maksadlyle y® harekete geçmesi muhtemeldir. Amerlkiuun Koreye hava ve deniz kuvvetleri göndermek kararının Moskova'da nasıl akisler yapacağı bekleniyor. Sovyetler Güvenlik Konseyinin, kuzey Kore'ye karşı hareket kararının kanunsuz olduğunu iddia ediyorlar, «Bu hususta verilen yedi oydan.biri milliyetçi Çin dele-gesinlndir. Daimi âza olan Sovyetlerin delegesi bu toplantıda yoktu.» diyorlar.
Amerikadaki akisler
New-York 29 (R) — Amerika hükümetinin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kararma uyarak Kore'de harekete geçmesi Amerikada halkın büyük çoğunluğu tarafından iyi karşılanmıştır. Halk Truman’ın ‘ etrafında toplanmaktadır. İn-flradçı diye tanınmış olan Â-yandan Taft. Truman’ın kararını desteklediğini bildirmiştir. İki büyük Amerikan İşçi teşekkülü de Truman’ın kararını desteklemektedir i
Truman, dün yeniden demeçte bulunarak komünist tecavüzüne karşı istiklâlini korumak : isteyen bütün memleketlere l yardım yapılacağını söylemiştir. Amerikan donanması Pearl Harbour'da toplanacaktır. İngilterenin vaziyeti Londra 29 (R) — Başbakan Alilce dün km t.. .....
bulunmuş, Japon sularındald İiıgl Uz hârb gemilerinin. Amerikan donanmosile birlikte hareket etmek üzere. Amerikan deniz kuvvetleri komutanının emrine verildiğini, İcap ederse yenL gemiler gönderileceğini söylemiştir.
Pu beyanat bütün partiler tarafından iyi karşılanmıştır. Churchlll, muhafazakârların
Gl. Mat Arthur
dört ilâ altı ay süreceğini bildirmiştir.
Mark. Birleşik Amerikanın askerî kuvvetinin Sovyet Rus-yanınki iie mukayese edilince pek ehemmiyetsiz gibi kaldığını fakat komünistlerin bu kuvvet He karşılaşınca duraklayacaklarını beİirtmjştir.
General Clark. Kore meselesinde Birleşik Amerika hükümetinin çekinmeyerek ve cesu-rane hareket edişinden sitayişle bahsetmiş vc Birleşik Amerikanın askeri stratejisinin harbi ’ yakınlaştırmaktan ziyâde geciktirmek yolunda olduğunu belirtmiştir.
et-söylemlş ve demiştir .Hükümetin kararı doğru
hükümetin kararını tasvip tiklerini kİ:
ve akıltıca harekettir. Amerika
ve İnglllcrenin üçüncü bir Oiln ya harbini uzaklaştıracağını ümit ederim.ı-
İngiliz gazeteleri de hükümetin bahri yardım karartnj müttefikan tasvip ediyor. Bağımsız Times Başbakanın beyanatı pek doğru olduğunu söylüyor. Liberal Manchester Guardian: »Bu beyanat tngli-terenin niyetleri hakkında şüpheye mahal bırakmamıştır-, muhafazakâr Daily Telegraph da ’Bu bir başlangıçtır. Daha fazla yardım lâzım gelirse u-mumi efkârın bunu destekliye-cegi şüphesizdir» diyor.
Diğer taraftan Avustalyn hükümeti de Uzak Doğu sularındaki lıarb gemilerini Amerikan deniz kuvvetleri emrine âmade tutmağa karar verdiğini bildirmiştir.
Zecrî tedbirler
Nevyork 20 (R) Birleşmiş
Milletler mahfillerinde söylendiğine göre Güvenlik Konseyi ,icap ederse yeni kararlar ve-uaJJı zecri tedbirlerin tatbikinin bulunması muhtemeldir.
Amerikan ordusu
Washington 28 (AA.) — Birleşik Amerika ordusu kar» harekâtı komutanı general Mark Clark, Sovyet Rusyannı 175 tü-
I irap eaersp yeni Karan; bir demeçte recektlr. Bu arada bazı
Yeniköydeki sipah‘ ocağı
Bir yangın neticesinde tamamen yandı
Bu sabah saat 4 sularında Yentköyde Tarabya caddesinde Sipahi Ocağı kulüp binasında yangın çıkmış, iki katlı 25 odalı bu biiyiik bina bir buçuk saat içinde tamamen yanmıştır.
Bina, Evgenadls veresesine aittir. Ateş ikinci kaktaki veznedar odasından çıkmış, gece nöbetçileri ateşi kendileri söndürmek İstediklerinden İtfaiyeye haber vermemişlerdir. Bina ahşap olduğundan ateş sürat-. le İlerlemiş, çatıyı sarmış ve ancak o zaman polis yangının farkına vararak itfaiyeyi çağırmıştır,
İtfaiye yangın yerine geldiği zaman binanın her tarafını a-levler sarmış bulunuyordu. Ateşin sirayetine mftnl olunabilmiş, bina kurtarılamamıştır.
Polis, yangın başlar başlamaz kulüp binası dahilindeki telefonla itfaiyenin neden çağrılmadığını gece nöbetçilerinden sormuştur. Bunlar: «Ateşi biz söndüreceğimizi sanmıştık^ vabmı vermişlerdir.

ce-
Fransız buhranı
Paris 29 (R) — Radikal
parti liderlerinden Çueuille yeni kabineyi kurmağı kabul etmiştir. Queuille milletlerarası vaziyet, bilhassa Kore meselesi miinasebetile, komünLst-menine mukabil Birleşik Ame-herin dışında bülıin partilerin rikanın 10 turnem bulunduğu- işllrakile bir milli birlik bükü-nu ve Birleşik Amerikanın taarruz harbine hazırlanmasının
i ineli kurmağa teşebbüs edecektir.
C. H. P. kurultayı bu sabah
saat onda toplandı
Genel başkan İnönü rapor mahiyetinde bir nutuk söyliyecek
Kurultay çalışmasının üç gün kadar süreceği tahmin ediliyor
.Ankara 29 (Akşam) — Cumhuriyet Halk Partisinin sekizinci Büyük Kurultayı hu sabah saat 10 da Halkevlndc toplanarak çalışmalarına başlamıştır.
Kurultayın gündemi şöyle tesbit olunmuştur. Genel başkan vekili tarafından Kurultay açılıp yoklama yapıldıktan sonra iki başkan ve altı kâtlpc-m mürekkep başkanlık divanı seçimi.
Başkanlık divanı seçiminden sonra Parti Genel Başkam İsmet İnönü’nün geçen Kurultaydan bu yana cereyan etmiş hâdiselerin ve partinin çalışmalarına alt rapor mahiyetindeki nutkun söylenmesi.
İnönü'nün nutkundan sonra rırtl Genel Sekreteri partinin faaliyetlerine dair Genel İdare .
K urulunun raporunu okuya- iarin mevcut olduğundan bahse -çaktır, Müteakiben 20 kişilik dilmektedir. Dün matbaamıza rapor tetkik komisyonu ile 25 gelen sekizinci devre milletve-kişilik bir program, tüzük; 35 killerinden Abdi Ağabeyoğlu. kişilik dilekler ve 15 kişilik he- J Hıfzı Oğuz Bekata. Raşit Bö-sap komisyonları seçimleri ya- rtkçl. Cemil Çalgüner, Sedat pılacak ve komisyonlar çalışmalara bağlıyacaklardır.
Kurultayın mütaakıp toplantılarında, Kurultaya sunulacak olan tekliflerin komisyon mazbataları görüşülecektir. Son günde seçimler yapılacaktır. Kurultay çalışmasının üç gün kadar süreceği tahmin olunmaktadır.
Ulus’un makalesi
Ankara 29 (Akşam) — Bugünkü Ulus gazetesinde «Partimiz ve Kurultayımız» başlıklı başyazısında profesör Nihat E-rlm, 1923 tenberi memleketimizdeki parti hareketlerini hulâsa ettikten sonra 945 senesinde girilen yeni demokratik hayatın teşrihini yapmakta, Halk Partisine ve Genel Başkan İsmet İnönü'ye düşen büyük vazifelerin nasıl başarıldığını izah etmektedir.
14 mayıs seçimlerinden sonra iktidardan muhalefete geçen Halk Partisinin bugün açılacak büyük kurultayının şimdiye kadar olanlardan bambaşka bir mahiyet taşıdığım İfade ettlk-Len sonra şöyle demektedir:
(Dünkü tek parti, elindeki İktidarı devretmiş, çok partili bir İdarede muhalefet partisi olarak ilk kurultayını yapmaktadır. Manzara hakikaten muhteşemdir. Böyle bir neticeyi kendi eliyle hazırlamış olan Halk Partisinin bugünü ve yarını hakkında kötümser propagandalar yapılmaktadır, Halbıı-
kl Halk Partisi asıl şimdi yenli bir gelişme devrinin eşiğindedir. Bu kurultayın açacağı yolda yapılacak hazırlıklar ve gele-'
cek yıl toplanacak kurultay Halk Partisi gibi idealist bir partinin kudretini gösterecektir.»
C. H. Partisinde
ıslahat isteği
Sadi Irmak, Reşat Şemseddin Sirer, Şevket Raşit Hatiboğlunun da iştirak ettiği 17 imzalı bir risale neşredildi
Cumhuriyet Halk Partisi kurultayı bugün toplauıyor. Bu münasebetle muhtelif cereyun-
r
I------------ . „-------------
Çumralı, Şevket Raşit Hatipoğ-lu, Sadi Irmak, Salt, Koksal, Fahri Kurtuluş. Salt Odyak, thsan Olgun, Hilmi öztarban. Reşat Şemseddin Sirer, Ali . Kemal Yiğltoğlu, sekizinci kurultay İçel delegesi Süreyya Anamur, Parti divan üyesi Le-blt Yurdoğtu tarafından hazırlanmış: «Cumhuriyet Halk Part-lşlnde ıslahat yapılması teklif» başlıklı risalesi bu
bakımdan dikkate şayandır. Risalenin önsözünde deniliyor ki:
«Partimizin bugünkü ve gelecek zamanlardaki vazifelerini emniyetle, İsabetle w? selâmetle başarabilmesi, bazı şartların . yerine getirilmesine vc çok şümullü tedbirlerin alınmasına bağlıdır. Bu bakımlardan Cumhuriyet Halk Partisinin şu anda bir tarih dönüm noktası üzerinde bulunduğuna kaniiz*
Ortaya çıkan meseleler
Risalenin birinci kısmında Atatürk rahmetle ve minnetle, İnönü severek ve överek anıldıktan sonra deniliyor kİ:
(Arkası 1 nci sahîfedei
bilir kî Kore meselesi dünya hâdiselerinin gidişinde bir dönüm noktası olacaktır. Tecavüz ve istilâ emelleri, ilk defa, güven ve barış kuvvetleriyle karş.1 karşıya geliyorlar. Ya birinin geri çekilmesi, yahut ikisinin çarpışması mukadderdir. Daima müdafaa etliğimiz görüş ve düşünüşte ısrar e- j derek. mütecavizin, yatıştır-' ma ve tâviz verme siyasetiyle' değil, müdafaa azmiyle durdurulacağı ve sulhun da, I harbin göze alındığına, mü-tecavizlcrin yüzde yüz inan-. masiyle sağlanacağı kanan- j tini muhafaza ediyoruz.
Necmeddin SADAK j
AFPIKA
Kemal Aygını
| Esrarlı ormanlar, vahşî hayvan | lar, yerlilerin garip âdetleri
Bit heyecanlı eserin neşrine cumartesi gününden itibaren başlıyoruz.
Yeni Emniyet Miidiirii vazifesine başladı
İstanbul Emniyet Müdürlüğüne tâyin edildiğini, memnuniyetle. yazdığımız Kemal Aygün. dünden itibaren yeni vazifesine başlamıştır.
f i Mülkiye mektebinin yetiştiril dlgl bu genç ve kıymetli idareli cl, İstanbul Vilâyet maiyet — E ınuru olarak tâyin edildiği İJ dan İtibaren meziyetlerini |) pat etmeğe başlamıştır. |)| Kemal Aygttn, karakteri zihniyeti bakımından hür au-
| ğUnccll bulunduğu İçlu, halka.
ve dü-
İş sahiplerine dalma kolaylık göstermiş ve bu İtibarla herkesin sevgi ve takdirini kazanmıştır.
İstanbulda geçen uzun müddet memuriyet hayatı ve bilhassa İstanbul polis teşkilâtının hemen her sahasındaki başarıları dolayıslyle İstanbul Polis Müdürlüğüne bu sırada bundan lâyık bir İdare elemanını bulmak cidden güç olurdu. Yeni Emniyet Müdürüne başarılar dileriz.
gaMfe 1
Sah ah Gazeteleri Ne Diyor?
______________■___»_____
Bakanlar muhtelif sözlü somlara cevap verdiler
Ankara 28 — Büyük Millet Meclisi bugün saat 15 te başkan vekillerin den Bursa tnillet-vckili Hulusi Köy menin başka n-lığında toplandı.
Başkan, Himld Şevîet İncenin. noter kanununun 18 inci maddesinin değiştirilmesi bak-kmdnkl tekîttlnl geri almak istediğini bildirmiş ve buna dair tezkireyi okumuştur.
Seyhan müstakil milletvekili Sinan Tekelloğlu bu oturumda hazır bulunmamış ve Anıt-Ka-birle yeni Meclis binası arsalarının istimlâki hakkında gensoru açılmasına dair olan önergesinin müzakeresi başka güne bırakılmıştır.
Sözlü sorular
Bundan sonra sözlü soruların ’ eevaplandırılmâsına geçildi. Başbakan yardımcısı Samed A-ğaoğlu. içişleri. Adalet ve Milli Eğitim Bakanlan sözlü sorulara cevap verdiler.
İdarî.ve askerî yasak bölgeler
Başbakan yardımcısı Samed Agaoğlu, yasak bölgeler ve Bul* garlstanciaki ırkdaşlarımızın göç men olarak getlrtilmesine dair sözlü sorulara cevap vererek I-darl sebeplerle yasak bölge ilân edilen yerlerin serbest bırakılacağım, bundan başka askeri yasak bölgelerin de mümkün olduğu nispette azaltılacağım söyledi.
Bu 1 g ar ıstan d a ki ırktaşlarımız
Bulgaristandakf ırkdaşlarımızın durumu haktondaü somya da temas etten Samed Ağaoğlu hükümetten yardım görmeden memleketimizde yerleşmek isti-yen serbest göçmenler hakkında konsoloslanmt2ta tetkikler yapıldığım söyledi ve : «Elbette ki içtimai hüviyetleri üzerinde duracağız. Siyasî ahlâkları, içtimai akideleri tetkikten geçtikten sonra, gelmelerine müsaade edilecektir.» dedi. Aynı şarti=r 1-çinde, dünyanın her yerinden [ gelecek olan soydaşımı» olan' serbsl göçmenlerin kabul edileceğini bildlrdL. Avrupa, kamplarında bulunan ila şiarı mısırla n 2637 kişinin göçmen olarak getirildiğin!. 722 kişinin daha getirtileceğini anlattı.
Bundan .mora soru sahibi kürsüye gelerek 7-8 yüz bin ırk (taşımızın artık Bulgaristanda kalmalarına imkân olmadığın:. Yunar.istana hicret etmiş ırkdaşlarımızın İse tekrar Bulgaristan» iadelerinin bir facia Olacağını söyledi. Başbakan yardımcısı bu hususun da ledilecefin! bildirdi.
Erzurumdakî 18 rfükkin
hal-
1J.5
yuruz. Bu neticeye râul olmakla gecifcniyccegLmiri beyan e-debiliriınj
Adalet sarayı ve hâkimlerin teminatı Adalet Bakanı Halil Özyörâk, de Bakanlığım alâkadar eden sözlü sorulara cevap vererek evvelâ İstanbulda İnşa edilecek Adalet sarayı mevzuuna temas etti. Bakan proje ve evrakın 1950 eylülü sonuna kadar tamamlanacağını, bfnanm
milyona çıkacağım, iki ayrı bina olarak inşa edileceğini, tesviyesi isinin 12 mayısta bir müteahhide havale edildiğini. A-dalet sarayının 299 oda ve salondan müteşekkil olacağını anlattı.
Bakan, hâkimlerin adli teminatı mevzuunda hükümet görüşünü açıkladı. Halil Özyörûk, esasen Anayasa hükümleri 1-çinde hâkimin müstakil olduğunu ve verdiği kararın herkes tarafından hürmetle karşılanacağını. hâkimliğin müstakil olması hususunu yeni İktidarın bir an İrin gözden kaçırnnya-cağuu, hâkimlerin âzaoıl teminat altına alınacağını İfade etti.
Bayındırlık ve Ticaret Bakanlarının cevapları
Diyarbakır milletvekili Mustafa Ekincinin 9 uncu bölge yollar müdürlüğünün faaltyet! İle personel, akaryakıt ve nakil vasıtalarının durumları haklımdaki sorusuna da Bayındırlık Bakam Fahri Belen etrafta izahat vermiş, 1949 yılında burada yapılın İşlere 4JS3 855 Hra harcandığım. bu bölgedeki etrafında vâki şikâyetler
rine esaslı tahkikata başlandığım ■söylemiştir
Fethi Çelikbaşın Marshali plânı gereğince Danimarkadan getirilmesi sağlanan, çimento fabrikası malzemesi hakkındaki sual takririni cevaplandıran Zühtü Velibeşe meselenin neticelendiğini. iki milyon dolarlık çimento sanayiine ait malzemenin hususî teşebbüse hasredli-meslELin kararlaştığım söyledi.
Ayrıt zamanda bugünkü Mecliste bam milletvekillerinin seçim
Tasfiye
Nadir Nadl CUMHURİYET te diyor ki:
•Halk Partisinin yurdumuza lâyık bir muhalefet partisi seviyesine yûkselebilnuest için lüzumlu olan tasfiyenin kolay başarılır bir İş sayılamıyacağını kaydet mel ly iz. Aitı oktan her birin! kendi temayülüne göre değerlendiren tartışma kabul etmez bir otorite, bu sisteme da-jaomak suretiyle bir çok başarılar sağlıyablllr. (Nitekim bugüne kadar yurudumuzda müspet olarak ne yapılmışsa bu sayede olmuştur.) Fakat söz ve yan hürriyeti rejiminde bir siyasî parti daha açık konuşmak, çizgileri daha belirli bir şekil almak durumundadır.
Bu takdirde tasfiye hareketi kendihfinden meydana gelir. Milletimizi teşkil eden İçtimai1 sınıflar da ekonomik fonksiyonlarına göre partiyi tutarlar veya tutmazlar. Bu şartlar altında [ Halk Partisinin bir gün İktidara yeniden geçmesi, temsil edeceği İktisadi sisteme karşı İleride duytılacak İhtiyaca bağlı olur. Bilindiği gibi, bütün sistemlerin, faydalan yanında mahzurları da vardır. Az veya çok uzun bir müddet iktidarda kalıp da memlekete hizmet e-den her doktrin, zamanla ça-
resiz mahzurlarını da gösterir. İşte o vakit siyasi istikrarın muhafazası bir başka partinin İş başına getirilmesiyle mümkündür.
Modern mânasiyle demokrasi de zaten bu dem ek Lir j
A
C.H.P. Kurultayı başlarken
Ahmet Emin Yalman VA-TAN'dıı diyor kir
•Bize öyle geliyor kİ eski arkadaşlarının hatırına riayet etmek mecburiyetinde olan İsmet İnönü, partinin yalnn fahri reisi kalır. Mecliste bir partici değü. tecrübeli bir devlet adamı rolü oynarsa Halk Partisinin vazife göremlyecek hale düşen uzuvlarının ameUyat geçirmesi, parti mukadderatının genç ve zinde ellere geçmesi veya eskiler buna İmkân vermezlerse genç ruhluların enkaz ü-zerinde derhal yeni ve rinde bir kuvvet kurmaları kolaylaşıl.
Harbden sonra çörçil muhafazakâr partiyi genç dlere bırakarak, mliri bir şahsiyet halinde kalsaydı, bütün dünya ile beraber İngiltere büyük çapta bir şahsiyet kazanmış ofur, muhafazakâr parti yeni bir isim altında liberallerle birleşir, taze bir kuvvet haline gelirdi. Çör-çllin, ananenin bekçisi ve ken-
dİ şahsına alt hâtıraların tesiri altonda bir şef ruhunu devam ettirmesi, İngiliz muhafazakâr partisine çok pahalıya maloi-m uçtur j»
*
Sorulması lüzumlu ve lâzım olmıyan meseleler
YENİ SABAH bu başlıkta yansında diyor ki:
«Maziyi karıştırmamak demek, bizce, fenalıkları, suiistimal, irtikâp, İrtişa, devlet nü-, fuuınu kötüye kullanma veya katil ve cinayetlerin sorulmaması demek değildir. Ancak her hangi bir ferdin Halk Partisi mensubu olduğu için ve sırf bu sebep ve illetle tecziye edilmek fetenilememesidlr. Böyle hareket edilmeyip de teşmil yoluna gidilirse, mesuliyet çerçevesi çok genişler, bu halden de memleket hesabına hiçbir hayır beklenemez. Cinayetler, irtişa, ve İrtikâpların hesapsız kalması ne kadar müthiş bir felâket İse, herkesin sebepli sebepsiz yakasına yapışmak, şerefiyle oynamak da o derece ağır bir bedbahtlık olur. Şerefli fertler — madem ki afle tâbiri de kullanılmağa başladı — şerefli aileler kanununun himayesinde ve emniyette olmalıdırlarj
işler
tutanakları da kabul edil-
ıı
Bugüne kadar savcılığa hiç bir müracaatta bulunulmadı
Izmirde
fırtına
Bir çok yerleri su kapladı
İzmir 28 (A.A.) — Bugün saat 17,20 de başlayıp 17.30 da şiddetli fırtına He sağnak hafini alan ve yarım saat devam e-den yağmur, basarlara sebep olmuştur.
Şehrin münhal yerlerini, bu arada Beyler sokağını. Yemiş çarpsın ı Hisar ve Gümrük önlerini, Kclarağasi hanını Kara taş ve Salhane bölgelerini sular basmıştır.
Yollar tıkaruiığmrian tram-vaylar bir müddet îşiîyememiş-tîr. Şehrin ban bölgelerinde telefonlar bozulmuştur.
Şiddetli gök gûrültösiyle taşlayan yağmur 1930 da durmuştur. Hava kapalıdır. Yağmur esnasında gök gürültüsünden korkan bir vatandaş Hisar o-nünde kalb sektesinden ölmüştür.
Beyler sokağı mmtakasna düşen bir yıldırım Salepçloğtu camii siperisaikası tarafından çekilmiş. fakat câmi yanında bulunan bir evin elektriği kontak yaptığından yangın başlangıcı- I na sebep olmuşsa da İtfaiye yardunlyle derhal bastonlmış-tır.
Su giren yerler İtfaiye motopompu ile boşaltılmıştır.
Amerikaya gide cek öğrencimiz
Emel Aktan önümüzdeki pazartesi günü hareket ediyor
20 temmuzda Amerikada milletlerarası öğrenci kampı çılacaktır. Kampa memleketi m İzden de bir öğrenci davet d ilmiş tir. Amerika kültür heyeti tarafından lise ve kole> talebq leri arasında yapılan müsabakayı İstanbul ku lisesi son .sınıf öğrencilerinden Emel Akta kazanmıştır. Emel Aktan 3 tem muz pazartesi günü uçakla merikaya hareket edecek Yenlclünyada iki ay kadar ka Incaktır. Bu müddet zarfınd Amerikanın her tarafını göre cek, diğer memleketlerden gl den arkadaşlariyle birlikte Be-yazev’de fkl gün misafir kola-caktır.
Emel Aktan. Sahil Sıhhiye Genel Müdürlüğünde makine mühendisi Salt Aklan ın ve Bayan Seniha Aktan'ın kızıdır, 16 yaşındadır. Beş seneden beri İstanbul kız lisesinde öğrencidir. Mektepte çalışkanlığı He temayüz etmiştir. Her sene iftihar levhasına geçmekledir. Emel
Samed Ağaogiundan sonra kürsüye gelen İçişleri Bakam Rükneddin Nasutuoğhı. Erzurum milletvekili Mustafa Zeren re arkadaşlarının Erzurum özel 1-daresine ait İS dükkân için yapılan mukavele hakim daki sözlü sorusuna cevap verdi ve bunlardan 12 sinin icarının art-tınlmasiyle mûstecirteri uhdesinde bırakıldığım, diğerleri hakkında aynı şerait dahilinde mukavele yapılmasmınm uygun görülmediğini anlatarak m nara etelerin tashihi cihetine gidilmesi düşüncesinde olduğunu aoytedf:
(— Bu hususu temin için valiliğe icap eden tebligat yapılmıştır.» dedi, öğretmenlerin terfii
Milli Eğitim Bakanı Ami Başman da hır soruya cevap vererek 1677 kişinin ük öğretimde. 101 öğretmenin de orta öğretimde kadrosuzluk yüzünden terfi edemediklerini söylemiş ve demiştir ki:
«— MilH Eğitim Bakanlığı bu meselenin en uygun şekilde halli için çare aramış ve bazı tedbirler de düşünmüştür. Ancak tatbikattan doğabilecek neticelerin inceden inceyt tetkiki ve kananı ve mali formalitelerin İkmali gerekliği ve bu da biraz zrunana. muhtaç olduğu için hznâa kati bir karara vanlma-mı;Ux. Bununla beraber meşe- ı tenin bir an evvel öğretmenle- ' rımlzi üttmin edecek .şekilde bLr 1 hal şekline ermesi için çalışı- l
Elen kızıl haç
neşriyat müdürü şehrimizde
Dost ve komşu Yuna.nlstanın kızılhaç cemiyeti neşriyat müdürü Kınlayın 1 Temmuzda açacağı enternasyonal bebek sergisi açılış töreninde bulunmak üzere şehrimize gelmiştir.
Yunan kızılhaç mümessili
Dünya futbol kupası
İsviçre - Brezilya berabere kaldı, Yugoslavya Meksikayı yendi
Sâo Paıilo 28 fA.A.1 — Dünya futbol kupası maçlarında Bre-
—““'“i (jutDoı Kupası maçlarında ere-
ercide teşhir edilecek bebek- niya vt. İsviçre 2 - 2 berabere lerle birlikte cemiye Herinin kalmışlardır.
Varlık vergisi hakkında bir sözlü soru
Ankara 28 — Seyhan millet-vekili Sinan Tekriioğlu varlık 'vergisinin tarhında yapılan yolsuzluklar hakkında Meclise bir sual takriri vermişLlr. Bu takririn Mecliste gürültülü münakaşalara yol açacağı umulmaktadır.
harb İçinde ve dışındaki faaliyetlerini gösteren bir çok pano, fotoğraf ve gralik. gibi mater-yell de beraberinde bunlar için sergide bir yerin tahsisini rica etmiştir.
Serginin 3fl Haziran cuma günü hususi davetlilere gösterilmesi mukarrer olduğundan bütün hazırlıkları İkmal edilmiş bulunduğu cihete tertip heyeti pek müşkül bir «tartımda kalnnş ve nihayet çıkış kapısı solunda bir köşe tahriri «e alel-âcele hazırlatılmasına başlanmıştır.
Yunan Kızılhaç mümessili bugün saat 15 de Konak oteli salonunda şehrimiz basın mensup! arile bir görüşme yapacaktır.
getirmiş münasip
Port Alegre 28 (A.A.) — (Rcu-ter>: Dünya futbol şampiyonluğu A grupunda Yugoslavya Meksikayı 4-1 yenmiştir,
Ria de Janeiro 29 (Nafen) — Burada tahmin edildiğine göre, uluslararası futbol federasyonu merkezini İsviçrenln Zürih şehrinden Londra'ya nakletmek niyetindedir. Futbol cemiyeti genel sekreteri Sir Stanley bu mesele ile yakından alâkadardır. Bu uklif milletlerarası derasyona bildirilecektir.
fe-
Profesör Jackh şehrimizde
Columbia üniversitesi profesörlerinden Türk _ Amerdin dostluk cemiyeti ikinci başkanı Ernest Jackh uçakla Filistinden şehrimize geelmjştir.
takvim.
flmtm 13 _ Jfcjj,. s
Halk türküleri derleme*!
Ankara 18 (A.A.) — Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yaptırılmakta olan halk türküleri derlemesi bu yıl Hakkâri, Van. Kars, Ağrı ve Çoruh’da yapılacaktır. Halil Bedii Yont-iken, ıMuzaffer Sarısözen ve teknisyen Rıza Yetoşen'den mürekkep olan derleme heyeti 2 temmuz pazar günü Ankaradan trenle hareket edecek, Kurtalan - Tatvan yoluyla Vana gidecektir.
Teknik okul pansiyon âmiri Muzaffer Kayalı bay ’ın ölümü lıakkında Heri sürülen iddialardan sonra beş sene evvelllne ait bulunan hâdisenin bütün rapor, zabıt ve ifadeleri havi mahkeme dosyasının yeniden gözden geçirilmek üzere Ankara'ya gönderildiği bildiriliyor.
Alâkalıların söylediğine göre o günden bugüne kadar hâdise yeri olan İstanbul savcılığına Ömer İnönü hakkında biç bir iddia ve ihbar yapılma m ıştır-Bugünlerde bu hususta böyle bir iddia yapılırsa İstanbul savcılığı mürürü zaman, durumunu tetkik ettikten sonra, bu hususta. bir karara varacaktır.
Diğer taraftan, Robert hakkında yeni bir delil ikame edildiği takdirde, hulel muhakeme yollyle re varislerin müracaat-lariylc yeni tür tahkikat safhası başlayabilir.
Muzafferin refikası O!ga şimdi Ankarada Çin elçiliği ataşemi! terinin zevcesidir.
Haldun TandoğanTın bir mektubu
Büyük Millet Meclisinin 26/6/ 1950 içtimaindn Muzaffer Ka-yalıbay’m ölüm hâdisesi dola7i-8ile milletvekili Ahmet Gûrkan tarafından verilen sözlü sorunun görüşülmesi sırasında alâkalı Bakanın izahatından sonra, soru sahibi hâdise hakkında beyanatta, bulunurken şahsımdan bahisle: «Burada Nevzat Tandoğan'ın oğlu Haldun Tan-do*an ile karşılaşıyorlar. Hal-
dun Dolmabahçe sarayına telefon. ediyor ve diyor kİ: liste i-;Artığınla kadınlar burada, gelin beraber gideceğiz) demektedir a
Muhterem Büyük Millet Meclisi kürsüsünden hak^mıd’ X(-pılmış olan bu beyanat dolayı-sile, kanuni hakkım sadece beyanatın neşrini tekzip gibi en dar bir çerçeveye İnhisar etmektedir. Bu itibarla milletvekili Ahmet Giirkan'ıû bu beyanatı karşısında hâdisenin bahsedildiği gibi cereyan ermemi? olduğunu bildirir, hakkında yapılan kötü tamamile reddeder ve gecesi Ömer İnönü ile telefon muhaveresinde madiğim gibi kc-ndlsl 11e zfc herhangi bir arkadaşlık miiru^ebe-tim bulunmadığını, ve mpvzuu-bahıs hâdisede sarigce tessjdii-fen şahit olarak- bulupduğumu efkârı umumiye Jftwzm‘ğn,,a açıklar ve bu açıklanmam muhterem gazetenizin aynı sütununda lütfen î'.eşrlıu. derin say-gılanmla rica eder, milletvekili Ahmet Gürkan'm da,,, pfksn unumiye huzurunda; .şahsıma karşı reva gördüğü kötü İsnadı yine efkârı umumiye gururunda İspat etmesi, kendişjnin gerek te-şebbüs. evlcdi&i hak ve ada let hami liğini n; ve, ge i ekse şerefli ve n«ımıwlu ,,yandaşların şeref ve narmıd^rına gös-,termesi lâzım gelen, dikkât ve hürmetin zaruri byp, poliçesidir.
Baldım Tandoran.
şahsım. lsna>lt hâdise hiç bir bıılun-

Resmî ilânlar
Ankarada bulunan Vatan gazetesi başmuharriri Ahmet fimin Yalman bildiriyor — Memnuniyetle haber aldığıma göre hükümet, resmi İlânlar hakkında kJ yanlış karannı tashihe ha- j rar vermiştir, şunu da İlâve etmeyi vazife sayarım ki tashih kararına, geçen salı günkü sayımızda bu mevzua dair çıkan tenkki yazısının neşrinden ev-vel varılmıştır. Bunu yapmakla.; Adnan Menderes kabinesi. hatadan dönmek cesaretine sâ- . hip olduğunu İspat etmiştir. Bir hükümet ve bir fert, ne kadar' dttkbl etse hor »bmd. n rm cttte Kemyr kadrosund. o-bu h.t» ihttaUine m- tontoöaB w
nodur. BbU ermemek l?H>|mısKak bunlar, bmndtebi ,lk-mualUl durmaktu başka S»" | nxel.nl, mahlüll Baka.nl. reyoinr Halaaau dunrr.rk vaöRI„t yı.,,, IırU„,R.
«ra nnreul olrlulçı: hala 4-ttenUr. Memur kadrmu h r irlo-lvnıah- tmrtemdvlaa v» tP— .a
-t k..Mu.«ui yem vanhi .e şebbûs kabiliyetinden fedakar-! naklrdllmeterfne imkân olma-
Idığından bu gibilere her hiz-l'met senesine mukabil bir maaş . nispetinde ikramiye verilecık-Ur:.
J Öğrendiğime göre İstar.bal Tîcaret ofisinde 116 memur
i vardır. Bunlardan 12 şi, memul ı kadrosundan maaş aldıklan için başka vazifelere nakledi-' leeekJerdir. Geri kalan 104 m.e-1 taur vp müstahdem açıkta kai-ı maktadır. Bunlar Ticaret Ba-I kanlığına mûrucaut ederek bir ------- tazminatın biç bir şey ifade edemiyeceğı;ıl blldirmirter ve îfcj maa.ş nispetinde tazminat talebinde bulunmalardır. Fnkat Bakanlığın ' karan
Ticaret
Tasfiye işlerine bugünden itibaren başlanıyor
Aktan. İyi İngilizce bilir. Bü-yükdertde Maltız çarşısında 201 i numarada oturan genç öğrenci- .
miz seyahat hazırlıklariyle meş-
gul olmaktadır. Liseyi bitirdik-
ten sonra doktor olmak ve İhtı-J ______________
sasını Am«rtla(K ^pmajı nl-! Sorkıııiyls banket ve ts-, de fcUMtann yetındedır. Emel Aktan'a ha- - ---------------
Ilrtı yclcoiuü ve iyi bir seyahat 1111
temenni ederiz,
Güreş müsabakaları
BORSA
«■pano
7JI
FinlandiyalI
güreşçiler bu akşam geliyorlar
is-
Finlandiya giireş takımı tombul güreş kulübünün davete liri olarak bu akşam saat 22.3Û da Skandinav hava yollarının bir uçağı ile şehrimize gelecek ve Yeşiiköydekl Denizpalas oteline misafir edileceklerdir,
FinlandiyalI güreşçiler biri greko romen. diğer üçü serbest olmak üzere İstanbul güreş kulübü He dört müsabaka yapacaktır.
Karşılaşmaların HM 1 temmuz cumartesi gecesi greko -rom en olarak yapılacak. 2 temmuz pazar gecesi de serbest güreş karşılaşmaları olacaktır. 8 ve 9 temmuz pazar geceleri de yine Finlandiya ve İstanbul güreş takımları arasında serbest güreş karşılaşmaları yapılacaktır.
FinlandiyalIlarla güreş kulübü arasındaki müsabakaların
Ankara 29 CAkşam) — Ticaret Ofisinin tasfiye edilmesine dair Bakanlar Kurulu, kararnamesi dünkü Resmi Gazetede İlân edilmiştir. Kararnameye Jgöre Ofisin tasfiye idlerine büzgünden itibaren fiilen başlana-
«iz»
M‘JS
iz*»»
S®» ,-- IUU4U^.l
J4338 3 maaş nlspe ünde
M.TT
E-TÛ
31. Mİ.
2i.oe (azmin:, t hususundaki 2ido henüz belli olmamıştır. ss.« >
».re
3(1SO j
21JB
İsviçre ve Hollanda ile ticaret
Ankara 29 (Abram) — Tlca-
B750 ret ve Ekonomi Bakanlığı. îs-viçre ve Hollandnnın tiraj hsk-100.- ,ari dolmuş bulnduğundan bu s7sı memleketlere veya bu mcmle-” (ketler vasıtaslyle mal ithal et-
“'■“Imek isteyen firmalım «İt ühaJ 1 w?5'müsaadelerini kaldırmıştı:
| İsviçre menşeli olup da Hd-seiç landa kleringl ile ithal edilmek ».w istenen her nevi mal Te malze-m w meye de »hal müsaadesi vrril-
! memekteriir. İthal mössıadeleri atıcak, akreditifleri yarın akşama kadar açıinıosı şartıyîr (verilmektedir.
Sü.'iû
dördü de Şeref stadındaki havuzlu an fide olacaktır. Bütçede tasarruf Ankara 28 — Hükümetin bütçeden Lmarruf İçin çalışmalara devam ettiği görülmekledir. Bu müansebeUe belirt ilen cihet, son beş yıl içindeki bütçelerden. ranvuııiı ı-» lizjü Bljt «cncUcri -2 tlU 2Z3U Mü mersi» «ene» S(— ŞİRKTİ HJ5SCLEBJ Slerkrı Bankacı 151.— ‘mat» Cıa>«nt0 liri ta SnııKası 5n —
SAHRArUAHDA ALTIN Sauuar
200 er milyon Hra tasrrufun mümkün olduğudur. Bu sene bütçesinde 100 milyon lira ta-rarrul edileceği unut ulunuyor. Gulden SXîS riirk ıi/w 32J4) Simin «t El fleı» n î« Kuifi« 4 ÎS
Yunan büyük elçisinin ziyafet?
Ankara 23 fA_A > Bu ?k zm Yuran büyük e.'rlri ekselans Perlclrs Skeferis D:;-;lçri Bitkini Fnaî Köprülü şerefine bir ti-yâfet vermiş ve bu ziyafette A-m rai kan re Fransız büyük rtr! • leri, tsrail elçisi ve Dışişleri Bakanlığı ileri selenleri hazır onlunmuşlar dır.
29 Haziran 1950
* ».M M
Seyahat Mektupları:
Bir Ingiliz mahkemesinde neler gördüm?
Dünkü yazımda Scotland Yard'dan bahsetmiştim. Fakat İngiliz adaleti de zabıtası kadar enteresan olduğu İçin, bizi Büyük Brltanyaya davet etmek nezaketini gösteren Kıraliyet Dış Bakanlığı ve Bakanlık namına seyahat programımızı hasırlayan İstihbarat Merkez O-flsi (1) mahkemeleri ziyaretimizi sağladılar,
Cephesi neşeli olmıyan büyük bir resmi binaya sokulduğumuz sırada kapı önünde, yüzümüze ahbap ahbap bakıp gülümseyen bir bayana rastladık. İngilizli-ğiııe İngiliz ama. Türkçe konuştuğumuzu işitti, acaba dilimizi mi biliyor? Bir yerde tanışmışlığımız mı var? diye düşünür dururken, yargıcın odasına buyurtulduk.
Burası, bizim banka müdürlerinin yarı çalışma bürosu, yan heyeti idare toplantısı İçin salon dairelerini andırıyordu. Duvarlarında sıvırya kütüphaneler vardı Pek temiz tutulmuş bu odada — yargıç son dakikada vazifesine yetiştiği için — baş kâtip tarafından karşılandık. İzahatı ondan aldık.
İngiliz mahkemelerinde her şey bizim usullerden başka olduğu İçin, başkâtibin de rolü başka Meselâ, diğer İşleri arasında. hâkimin müsteşarı mev-l kiinde. Zira, yargıcın Ule hukuk mesleğinden olması İcap etmiyor. Başkâtibin de etmiyor ya Yedi sene müddetle mahkeme ananeleri içinde yetişmesi kâfi. Başkâtip, hâkimin muhtırası gibidir. Onun yanma sokulup: «Sizin salâhiyetiniz şu tarzdadır1» gibi malûrr^t veriyor Muhakemenin cereyanı sırasında da. hâkime yardımcı olarak o konuşuyor.
tntlbaımın hulâsası şudur kİ. İngiliz mahkemeleri, vakaların ağırlığı noktasından değil de .bilhassa muğlaklığı bakımından derecelere ayrılıyorlar. Daha yüksek dereceye havale olunmak İçin, muğlaklık lâzımdır. Yoksa, bir cinayet meselesini bile,bizim bu ziyaret etti ğimiz İlk kademedeki tek yargıç karara bağbyabiliyormtış. Şu şartla kİ, bizzat mücrim buna razı olsun.
Basitlik, muğlaklık, o günkiı dâvaların tasnifinde bile rol oynuyor. En basit dâvaları ilk önceye getirerek birer İkişer dakikada ve tek şahit — (o da meselâ bir tek polis memurunu) dlnliyerek yargıç hükmü derhal veriyor. Celseden celseye uzatmaca yok. Bunu da sağlıyan şu usuldür: Eğer sanık suçlu olduğunu kabul edip muhakemesinin o suretle yürümesine rıza gösterirse, kararın şiddetini azaltmış bulunuyor.
İşte, bu esaslar içinde, gözümüzün önünde, bir saat İçinde yirmiden fazla dava karara bağlandı İlk buruşanlardan biri, kendisini terkeden’ kocasından evlâtlarını Lstlyen bir kadındı. (Nafaka istemiyorum, çünkü çalışabilirim !l dedi. Hâkim de ona: (Vaziyetinizden parasız olduğunuzu anladım. Size ücretsiz bir dâva vekili tutayım mı?) diye sordu. Kadın, teşekkürlerle kabul etti. Koca bulunmadığı İçin biricik talik edilen buydu Ondan sonrakiler, yolda sarhoş yakalananlar. Suçlarını hepsi de itiraf edip bizim paramızla 3-5 lira para cezasına çarpıldılar. Hâkim, her birine, izzeti nefislerini yükseltecek şeklide, (Bay falanca, siz) diye, dalma ismini ahbap gibi tasrih ederek. kâh şaka, kâh ciddi nasihatlerde bulundu. İçlerinde biri mükerrer vakalar yaptığından 7 gün hapis yedi. Bir diğeri saldırgan sarhoşluğa kalkışmış. Mücrimliğini kabullenmedi Anlatması uzun sürecek yemin şekillerinden ve suali! cevaplı müdafaadan sonra biraz fazlaca cezaya çarpıldı. Yargıç, yal* nız bir «anığı, (Aile durumunu-
Manifatura piyasası
Stok mal çok, istihlâk ise azdır
Son zamanlarda manifatura piyasasında hüküm süren İstikrarsızlık bu piyasa üzerine dikkatleri çekmekte ve bir kriz söylentisi yaratmaktadır, Manifatura mallarının flatlerl gitgide düşmekte, ayrıca bir zamanlar vitrinlerde bile görüL miyen mallar şimdi işportalarda yığınla satılmaktadır. Bu hususta kendisiyle görüşen arkadaşımıza yetkili bir zat şunları söylemiştir:
(— Aylaıdanberl manifatura piyasasında krizden ve parasızlıktan bahsediliyor. Filhakika bugün manifatura piyasasında bono sistemi lam mân asiyle hüküm sürüyor Fakat bu bir krUe alâmet değildir. Bugünkü vaziyetin başlıca sebebi fabrikalardaki stokların bolluğu ve piyasada İstihlâkin azlığıdır. Bilindiği gibi bilhassa yünlü fabrikatörlerinin ellerinde, devlet fabrikaları da dahil olmak üzere milyonlarca liralık şayak, çulakl gibi kaba kumaş stoklan var. Bu kumaşların elden çıkarılmaması parasızlığı doğuruyor. Bazı fabrikatörler az zarar etmek veya başa baş flatle malını paraya tahvil etmek gayesiyle ellerindeki stokları satıyorlar. Yani yeril fabrikalar ellerindeki stokları bono mukabili piyasaya sürüyorlar. Parasızlık lâfı bundan geliyor. Fabrikalar bu satışlardan zarar etmiyorlar. Üstelik bu yıl mahsul bol olduğu için köylü de piyasadan epey mal alacak Bu İtibarla piyasada kriz olduğu doğru değildir. _____________
Üniversite kampları kaldırıldı
Yüksek okullarla üniversitelerin muhtelif fakültelerinde bulunan kız öğrencilerin birkaç senedir yapılmakta olan askerlik kurslariyle erkek öğrencilerin kamp denilen kıta hizmetlerinin bu sene yapılmıyacağı hakkında Vilâyete tebligat yapıldığını yazmıştık.
Vilâyet, bu tamimi dün üniversitelerle yüksek okullara tebliğ etmiştir.
Kızların kursları 15 gün, erkeklerin kampları 60 gün devam ettiği için, öğrenciler yaz tatilinden istifade edememekle idiler.
Ankara halkevinde Hindistan gecesi
Evvelki akşam Atı kara halkevinde saat 21 de Türkiye -Hindistan kültür cemiyeti bir «Hindistan gecesi» tertip etmiştir. Bu toplantıda Kasım Gülek, Hasene İlgaz ve bir çok milletvekilleri İle şehrin tanınmış simaları hazır bulunmuştur. Toplantıda evvelâ Ankara üniversitesi doçentlerinden Köymen kısa bir konuşma yapmış ve bu toplantıda ilk defa bulunan Hinriutanın yeni Ankara elçisi Mr Jha’ya »hoş geldiniz» demiştir. Bilâhare elçi Mr. Jha bir konuşma yapmıştır.
Ankara mektupları
Gazinin köşkü
Çankayadakı köşkün açılışı — İnönü, Mareşal, Özalp ve Con-kerin imzalı resimleri — Atatürk hangi kitapları okurdu? — Nutuk nerede yazılmış? — Arapça yazılı örtü
Çaııkayada Gazinin köşkü
Gazi
Ke-
(1) Bu Ofis, bütün Bakanlıkların jlânat ve propagandasını merkezî şekilde idare eder, bütçesinin karşılığını hükümetten alırmış. İngiltere, her memleketten gazeteci heyetleri davet ediyor. Bundan maksat, elbet kültürel münasebetlerin dahi kuvvetlendirilmesi olmakla beraber. asıl heder, davetli memleketleri, alâkalanmak mevkiinde oldukları İngiliz malumatından daha fazla malûmatlar kılmaktır. Nitekim, programın büyük kısmı ona göre tertiplenmiştir.
zu örendLm.kederlenlp İçmişsiniz misler falanca. Ceza vermiyorum. Fakat doktora tedavi ettirilmeniz icap ettiğinden bir vizite parası ödeyeceksiniz!) diyerek affetti
Derken «ıra Londra sokaklarında erkeklere sırnaşıklık eden on küsûr umumi kadına geldi (İngilterede genel ev olmadığı malıımdpr.ı Bu kadınlara, başkâtip: (Siz. umumi fahişelik etmekle ve şunu bunu tâciz etmekle suçlandırılıyorsunuz. Suçunuzu kabulleniyor musunuz?) sualini soruyordu. Kadınların hepsi de: (Evet, kabulleniyorum.) dediler. Bizim paramızla 12, mükerrer mahkûmiyetse 16 lira ceza yediler. Yalnız birinin sabıkası fazlaymış. O da bir hafta hapse!
çıka çıka kim bellrse beğenirsiniz? Kapının önünde bize davetkâr gözleriyle gülümseyen kadın, tngllterede, cezaların nahak yere verilmediği böylelikle anlaşıldı.
Bir garip hâdise daha: Sarhoşluk eden bir üniformalı asker, polisler tarafından yakalanmış. (Şehirde İnzibat yok.» Sivil mahkemede cezayı yedi, tngilizler bu usulü de basitleştirmişler.
Sürate de hayran oldum, basitliğe de. vatandaş İzzeti nefsini desteklemeğe de.
(Vâ - NÛ)
Millî mücadele senelerinden 933 e kadar Atatürk'ün Çankaya'da oturduğu köşk cumartesi günü müze olarak halka! açıldı. Cumartesi günü binlerce İnsan akın akın Çankayaya çıkarak Atatürk'ün en faa! senelerini içinde geçirdiği evKzi-yaret etti.
Geçen hafta Cumhurbaşkan-| lığı tarafından neşredilen bir, tebliğ Çankayadakl eski köşkün cumartesi ve pazar günleri muayyen saatlerde halka açılacağını ilân ediyordu. Biz de köşkün açılış saatinde Çanka- ’ yaya koşarak inkılâplarımızın; beşiği olan bu tarihi yeri i'k defa yakından görmek fırsatını elde ettik.
Çan kayada yalnız Ata türkü gördük Yalnız onun hâtıralarını yaşadık Köşkü gezerken Mustafa Kemal bütün canlılığı He karşımızdaydı. Köşkün her köşesi onun İzleriyle, bıltı-rainrlle dolu.
İşte şimdi köşke giriyoruz, Kapıda bizi karşılayan mili-1 mandarlar köşk hakkında ,
hat veriyorlar. Köşk vaktiyle pyansızça. zengin bir Ermeninlnmiş, Koş-' etaplar kün eski sahibinin eskiden havuzda altınlarını yıkadığı rlvıt-ypt edilirmiş. Bilâhare burası bütün kitapları satın alınarak Riyaseticumhur köşkü haline getirilmiş. Atatürk 1933 de şimdiki r—*■" ______
köşk İnşa edilinceye kadar bu-' Rou^'âu ’d"a göze batan lsim-rada ikamet etmiş.
Yeşil salon
Köşk iki katlı, basit ve tevazı bir ev. Kapıdan bir giriliyor. Holde bir bilardo sası var. Sağda yeşil bir odaya geçiliyor. Burası köşkün yeşil salonu, küçük bir salon. Buradan yemek salonuna geçiliyor. Yemek salonu oldukça geniş. Gazi vakitle burada hususi toplantılar tertip eder çay ve kokteyller verirmiş. Yerlerde kaplan postları var. Geniş bir şömine salona hoş bîr hava veriyor. Camekânlı büfelerde çay ve kahve takımları gözümüze İlişiyor. Üzerlerinde O. M. K. harfleri var. Bu salondun yeniden hole çıkıyoruz Solda yine mütevazı bir oda var. Burası sefir salonu, Buradaki eşya bir yazıhane ve kaç koltuktan ibaret.
imzalı resimler
Duvarlarda İnönünün, Mareşal Çakmak'm, General Kâzım Özalp’in ve Nıırî Conker’in imzalı resimleri var.
inönünün resmi 18 ağustos 926 tarihli. Resmin altında şu yazılar var;
Nuri
hole bir
’l Sefir salonundan tekrar çıkıyoruz. Buradan dar i merdivenle üst kata çıkılıyor. | Mihmandarımız Rıdvan Giiları 1 Atatürkûn senelerce yanında çalışmış bir zat Bize köşk hok-kında İzahat veriyor. Üst katla ı büyükçe bir odaya giriyoruz: Şark odası. Gazi umumiyetle burada kahve İçermiş. Salonda ı bir mangal ve rahat divanlar var. Odadan küçük bir balkona çıkılıyor. Gaz! çok defa buraya bir masa ve bir İskemle getirir ve saatlerce burada oturup Ankarayı seyredermiş.
Atatürk'ün okuduğu kitaplar
şark odasından kütüphaneye geçiyoruz. Duvarlar kütüphane raflarlle çevrili. Belli ki {bunlar Gazinin seçip aldığı ve ı okuduğu kitaplar. Raflara bir göz atıyoruz, Bir çok Almanca. İngilizce, Türkçe arasında bilhassa Spencer'ln kitapları göze çarpıyor. Spencer'ln hemen hemen mevcut: Es-sala de morale, Psyclıologle , vs;., G. Sorel, Darvin, Gustave pembe Le bon, Lamartine, Waldeck
r ~
□Kuyucu şikâyetleri
-—■------ 1
Evler arasında dokuma atölyeleri kurulmuş...
Galata maliye şubesi
Eminönü ve Galata şubeleri yeni binaya taşınacaklar
Oalatada Necati bey caddesinde İnşa edilmekte olan Maliye tahsil şubesi binası önümüzdeki ay tanılanarak tefriş edilecektir. Galata vc Emlnönünde bulunan Maliye tahakkuk şubeler! önümüzdeki aydan itibaren bu binada toplanacaklardır.
Bu arada Balıkhane binasının üstünde bulunan Maliye tahakkuk şubesi de Necatlbey caddesindeki yeni binaya nakledileceğinden, boşalacak yere Belediye İktisat İşleri Müdürlüğü teşkilâtından bazı kısımların nakli uygun görülmektedir. Bilhassa murakabe teşkilâtının şehrin en hareketli bir ticaret merkezi olan bu bölgeye yerleşmesinin faydalı olacağı söyleniyor.
Silâhtarağada asrı fırının temeli atıldı
Bir usıısi teşebbüs tarafından şehrimizde kurulmasına karar verilen asri fırının temeli dün saat 12.30 da törenle atılmıştır. Yeni fırın Silâhtarğada inşa e-dilmektedlr. /
Asri fırının temel atma merasiminde Vali ve Belediye Başkanı Prof. Fahreddin Kerim Gökay, Vilâyet ve Belediye mensuplarlyle gazeteciler hazır bulunmuşlardır.
Yeni fırında her şey otomatik makinelerle olacak ve ekmekler el değmeden pişirilip ambalajlanarak yine e| değmeden müstehlike kadar ulaştırılacaktır.
Tahmin edildiğine göre, yeni fırın şehrin ekmek ihtiyacının beşte birini karşılıyabllecek ve önümüzdeki yıl faaliyete geçecektir.
Sahile 3
Şeker yasağt
RADYO
terden.
Askerliğe alt kitaplar urasın-' da Ludendorf ve Molıke'nin ’ harb tarihlerini görüyoruz. I Encyclopedia Americana, 33
Lâlelide bir Taşhan vardır. Evler arasında bulunan bu handa ses çıkaracak fabrika ve atölyeler kurulmasına, o civarda oturanların rahatsız olmamaları için müsaade edilmiyordu. Son aylar İçinde ise mezkûr handa dokuma atölyeleri kurulmuştur. Geceleri geç vakitlere kadar çalışan bu atölyelerin makine gürültüsünden halk uyu-yamamnk'u ve gazetemiz vasilisiyle alâkadarların nazarı dikkatlerini celbet-memiz İstenmektedir. Belediyenin bu şikâyetle alâkadar olacağını umarız.
u
Yılla rdanberi ucuzluk mevzuu üzerinde hiikûmet ricali ağzından türlü türlü vaitler, nasihatler dinlemeğe ve tatbikatta daima devlet işletmeleri mamullerinde fiat zammına alışmıştık.
Bu defa Adnan Menderes kabinesi ilk icraatı meya-nında şeker fiatının indirilmesini ele aldı, alâkalı zatlar tenzilât miktarını rakamla bildirdiler ve bu işin kısa zamanda halledileceğini söylediler. Alışkanlığımıza uymayan bu müjde karşısında pek haklı olarak haddenden fazla sevindik, kısa vâdenin hülûlünit beklemeğe başladık.
Şekeri ucuzlatma teşebbüsü. alâkalı zatların tahmin ve ilân ettikleri kadar kısa zamanda tahakkuk ettirilemedi veyahut bunu dört gözle beklediğimiz için, onların kısa addettikleri raman, bize uzun göründü.
Biraz gecikmiş olsa da, elde edilen müspet neticenin ehemmiyeti küçümsenemez. Ancak, iyi niyetin bir delili ve ucuzluğa doğru atılan muvaffakiyetli bir adım telâkki ettiğimiz bu fiat tenzilâtım sevinçle karşıladığımızı tekrarlarken, kararın tatbik şeklindeki aksaklığa da dokunmadan geçemiye-ceğiz.
Toz şeker fiatının 30, kesme şekerin 20 kuruş indirildiğine dair Bakanlar Kurulu kararı 26 haziran sabahı Resmi Gazetede ilân edilerek tatbik mevkiine konuldu ve bu kararname gereğince o günden itibaren şeker satışı ve şekerli maddeler imâli dört gün müddetle yasak edildi.
Hükümet, şeker fiatine zam yapmış olsaydı, yeni fiat farkını satıcıya bırakmamak için, piyasadaki stok miktarını tesbit etmek üzere âni bir kararla satışı durdurmakta haklı idi. Fakat tenzilât kararının ilâniyle beraber satışın yasak edilmesi isabetli bir tedbir olmasa gerek. Bizim bilmediğimiz her hangi bir mülâhazaya istinaden böyle bir tedbire başvurulduğu kabul e-dilsc bile tatbik şekli hatalıdır. Yasak kararının ânî olarak tatbikine hiç de lüzum yoktu. Satışın durdurulması bir gün sonraya bırakılır, bu suretle halk ikaz edilir, ihtiyaç sahipleri dört günlük şekerlerini alıp hazırlıklı bulunurlardı ve bundan hazîneye hiçbir zarar gelmezdi.
Bu yasak karan devlet hâzinesine bir fayda temin etmedi, üstelik, halkı sıkıntıya düşürdü. Bakkallar açıktan açığa şeker satmadı? lar. fakat hakikatte satış ta-nıamiyle durmadı. İhtiyaç sahipleri el altından şeker almağa mecbur kaldılar. Bunu hesap ederek ellerindeki şekerlerden bir kısmını karaborsa satışına saklayıp o miktarı beyannameden düşmek, satıcılar için zor bir iş değildi ve nitekim böyle oldu.
Netice itibariyle, dört günlük yasak müddeti esnasında el altından ve karaborsa fiatine şeker satışı devam etti; bundan halk zarar gördü, satıcı havadan para kazandı. Bu işten hâzinenin istifadesine akıl erdiremedik! Cemal Refik

İSTANBUL RADYOSU
Öğle ve akşam programlan
18.57 Açılış ve programlar.
13 00 Haberler.
13.15 Dan, mOtlgf «Fİ.».
13 .45 Şarkı ve türküler. Okuyun: Semahat Ergökmen Çalanlar: Hakkı Perman. Şerit içil. Şükrü Tun ar
14.» Şerbet wt.
11.50 Tlno Ro«iden şarkılar «Fİ.». 15.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar.
18 00 Karı;ık dana müziği «Pl.».
18.30 Hana Holler in «rainden İletiler «Pl ».
18.İS Sar. eserleri Çalanlar: Dr. Asım Dirim. Vecdi Sylıun, Burhanel-tfn ökte.
13,00 Haberler.
19.13 İstanbul haberleri.
19.20 Keman soloları.
13.40 Haili ara milrlfcl »PL».
19.45 Şarkı ve (ftrkOier, Okuyan: MuallO Gökçay.
20.15 Çeşitli Iratır m acık «PL».
20.30 Gelir vergisi izahları.
20.45 Güney Amerika melodileri «Pl.» 21.00 Küçük orkestradan melodiler.
21.20 Fasıl heyeti konseri tHicar». 22.00 KoMCrlö »Pl.».
22.30 Dans mürljl «Pl». 22.4J Haberler.
23.00 Dans mılılgl »Pl».
23.30 Programlar ve kapanı*.
ANKARA RADYOSU öğle ve akşam programlın
13.28 Acilli ve program.
12.30 M S. ayarı ve Şarkılar. Okuyan; Sadi Hojsc* Çalımlar; Kuşen Kam. Cevdet Kozaııoglu. Ömer Allug.
13.00 Haberler.
13.15 Salon orkestrası.
13.30 Öğle Gazetesi
13.45 Orkestranın devamı.
14,00 Hava raporu, aksam programı ve kapantj.
17.58 Açılış vc program.
18,00 M, S. ayarı ve İncesaz «Mahur faslı» Okuyanlar, Ekrem Cü-yer. Muzaffer Bir t.m. Çalanlar: Vedia Tıınççeklç. Fahri Kopuz. Nael Tekiri. Hayrı Tüınet. Osman Güvenir, Salih Orak,
18.45 Polkalar «Pl.».
19,00 M. S. oyarı vc Haberler.
19.13 Geçmljtc BııgUn.
19.20 Yurttan Sesler, idare eden: Muzaffer Sarısözen.
13.45 Radyo ile İngilizce.
20,00 Piyano salatan »Pl,»,
20.15 Radyo Gazetesi.
20.30 Serbes saat.
20,35 Tamburla saz esrlerl. Çalan: Me«ut Cemil.
29.50 Bağlama takımından oyun havaları.
sı t» Unesco Gazel«ıl.
21.15 Dans müziği «Pl.».
21.45 Konuşma. Sağlık saati. 22,00 Müzikseverin saati,
22.30 Arya ve düetler «P|.».
22.45 M 3. oyarı ve Haberler.
23,00 Program ve kapantı.
Yena sabahki program
7.28 Açılış ve program.
7.» M. S. ayart.
7.31 Hafit müzik «Pl.»,
1.45 Haberler
8.00 Sar. eserleri «Pl.»,
8,15 Müzik: «Pl,».
0.25 GUnUn programı ve hava ra*
J8.S0 Müzik «Pl*.
0,00 Kapanı*.
nıii-hole
1 caıcyvıvpcuıu luııcrııauıu, jo dava politik, illustra-
Honlar ve Türk tarihleri de rafları dolduran l başhcnl arını teşkil ediyor.
Nutuk nerede yazılmış?
Kütüphanede Atanın çalıştığı yazıhaneyi görüyoruz. Basit, geniş bir yazıhane. Gazi büyük nutkunu burada hazırlamış. Gazi burada notlarının arasına gömülür ve merhum Beyoğlu C.H.P. başkanı Edirneli Tanlr bey de nutku kaleme alırmış.
Kütüphaneden çalışma odasına geçiliyor. Burası daha kii-, çuk bir oda. Gazi geceleri geç flk Tanoğlu'ııun başkanlığında vakitlere kadar burada oturur . Pr°f- İsmail Hikmet Ertaylan. ve mesai ûrkadaşlarile saatlerce Prof Şeklp Tunç, Prof. Ahmet Caferoğlu ve Prof. Hilmi Ziya Ülken'den teşekkül eden jüri huzurunda; «Şeyhi ve Husrev -ı ve-şirini» mevzulu tezini mü-ve dafaa eden ve Türk edebiyatı tarihi. Türk dili tarihi, umumi pslkoloji'den imtihan veren Faruk K. Demrltaş’a pekiyi derecede «Edebiyat Doktoru» piyesi tevcih edilmiştir. Genç ilim adamımızı tebrik eder, bundan sonraki çalışmalarında da şartlar dileriz.
...... J
kitapların Üniversitenin yeni
edebiyat doktoru
Edebiyat Fakültesi eski mezunlarından Faruk K. Demlr-taş, bir kaç gün önce geçirdiği imtihan sonunda edebiyat doktoru olmuş-
Fakülte deka-Prof. Ali Tev-
bLr
■ Büyük reisim Gazi Mustafa Kemal paşa hazretlerine tazimle»
îsmet
Mareşal, resmini 16 aylûl 926 tarihinde vermiş. Üzerinde şu yazılan okuyoruz:
«Muhterem reisicumhur Gazi Mustafa Kemal paşa haa-rellerines
Müşir Fevzi
Kâzım özalpın resminde de şu yazılar var:
( Büyük reisim ve efendim Gaai Mustafa Kemal hazretlerine ebedi merbuliyet ve hürmetlerimle takdim»
22 mayıs 928 Kâzım
Nurl Conker’in resminin altında da şu ithaf var;
müzakereler edermiş.
Yatak odası
Çalışma odasından yatak dnsıno geçiyoruz. Aydınlık ferah bir oda. Eşyalar basit zevkli. Odada geniş bir yatak, bir kasa, bir tuvalet, bir şezlong ve 3 İskemle vur. Duvarlarda Gazinin annesi Zübeyde hanımın resimlerinden başka bir şey yok.
Yatağın üzerinde bir kırmızı yorgan. İki yastık, bir battaniye ve bir örtü var. Rıdvan bey yatak hakkında İzahat veriyor: Gazi vaktiyle bu yorganı örter ve tek yastıkta yatarmış. Rıdvan bey: .
«— Onat sabahlan kalkmaz gazeteler! İster Lakta bağdaş kurarak »okurdu» diyor.
Yazılı örtü
Yatağın üzerine bir örtü serilmiş. Üzerinde bir takım dini yazılar var. Mihmandarlardan biri bu örtü hakkında izahat verecek oluyor. Fakat Rıdvan Gülan derhal müdahale ederek;
o-
ba-
MİÇAM NEDİR ?
Dünyanın en saf ve en meşhur Nane Esansı MÎÇAM'dır.
RADTOLtN
Diş Macunu
Bu esansla yapılmaktadır.
ka! kar ve ya-gazete
İstanbul tüccar derneğinin Temmuz toplantısı
İstanbul Tüccar Derneğinin seçimleri taklb eden İlk aylık toplantısının önümüzdeki temmuz ayıtım ilk haftasında yapılacağı haber verilmektedir. Bu toplantıda, yeni çıkan Ticaret ve Sanayi Odaları Kanununa gö re hazırlanacak nizamnamenin İhtiva etmesi lcab eden esaslara dair Bakanlıkça sorulan suale verilecek cevap görüşülecektir.
ÖLÜM
Rodos eşrafından sabık Bandırma kaymakamı Müderris-zade Şevket beyin tzmlrde vefalını teessürle haber aldık. Merhum hem İdareci ve hem de muallim sıfatlyle memlekete bir çok hizmetlerde bulunmuş, güzide talebe yetiştirmiş fazilet ve ahlâkı hamide sahibi vatanperver bir zat İdi. ölümünden hemşeriieri ve tanıyanları hiç şüphesiz çok elem duyacaklardır.
Merhuma rahmet diler, ailesi efradına sabırlar dileri».
snniı> «
A K 9 A M
29 Haziran 1950
Bir facianın son İHİı/ıikutı
TekniOnîmsite cina-yeti lailiBİA iddiaları
Elektrik fakültesi öğrencisinin gazetecilik merakı — Bir polis memurundan satın aldığı tabanca ile bir cinayet işlemiş,..
Teknik üniversitenin elektrik profesörü Feyyaz Giırsanı odasında üç kurşunla öldüren Mehmet Taşkeuen ismindeki e-iektrlk fakültesi öğrencM hakkında soncu hükmiliğince yapıt, mış oUuı tahkikat tekemmül ctenış re «m lalıkikal açılması, yâni duruşma yapılması için dâva dujraa birinci ağırcı* ra mahkemesine verilmiştir. Önü-muzdeta aym ikinci haftan 1-çinde muhakemesine biLŞİana-cak olan Mehmet Taşkesen. ■orga hâkimi tarafından. ölüm cezasına çarptırılma isteğiyle mahkemeye sevkolunmuştur.
*
Soreıı h akimliğince yapılan tahkikat sırasında, bu feci cinayetin şimdiye kadar bahsedilmeyen basa safhaları da meydana çıkmıştır. Aslen Maraşh re bir taşçının oğlu olan Mehmet Taşkescn ilk ve orta tahsilini Maraşta yaptıktan sonra, lise ve yüksek tahsilini de ts-tanbıılda giirmek üzere buraya Kelmiş ve Haydarpaşa lisesine girmiştir.
Mehmet Taş kesen bu lisede üç senedini fevkalâde notlarla bitirmiş ve mektebin iftihar trvhasında birbirini takip eden nenelerde yer almışlar.
Bu şekilde Haydarpaşa liselini ikmal eden Mehmet Takkesen ailesinin maddi vasiyeti dolay isiyle «İller Bankası» na seki: bif Ura borçlanarak Teknik Üniversiteye burslu talebe ya-«jlmışur. Mehmet Taşkesenin iddiasına göre hocası profesör Feyyaz Gursaııla ilk münakaşası. kendisine dersi yavaş takrir etmesini söylediği zaman olmuştur.

Mehmet Taşkesen, profesör Feyyazın kendisine not vermek hususunda garazkârone hareket ettiğini iddia etmiş ve de-mlşUr ki:
*— Edebiyata da merakım ol-ması ılolayısiyle memleketim o-lan Maraşta çıkan dergilere yarı yazıyordum. Bu meyanda «Etıeizek» isimli ve doktor Kemal Tolon'ım karısı bayan Nadire Tolon’un sahibi bulunduğu mecmuada da Maraşın mûle-nerrizanı aleyhinde yaa yazmıştım. Aleyhinde bulunduklarım arasında Maraşm Demok-• rat Parti başkanı Salâhaddin Eüdaloglu da vardı. Meğer. Sa-lahcddin Hüdaioğlu, doktor Kemal Tolon’nn iyi dostu imiş.. Bu yüzden doktor Kemal ve karısı Nadire Tolon'la aramız açıldı. Bc-n bu sefer yine Maraşta. çıkan cMaraş postası» İsimli gazeteye yan yatmağa başladım. eEnği-zekn sahibi Nadire Tolon He kocası Kemal Tolon haklarında Maraş postasında yazdığım bir yandan dolayı kan koca beni dâva ettiler. Mukabil bir dâva açtım, ve muhakeme safahatı bîr hayli tartışmalı cereyan etti. işte bu sıradadır kİ profesör Feyyazla bana not ve «vize»
Kaaül öğrenci Mehmet Taşkesen
verilmesi meselesini konuşuyorduk. Bana. «Maraş postası» nda yazdığım yazıyı bahis mevzuu ederek, bu neşriyatımda yanılmış olduğumu bildiren ve el yazımla yazılmış bir mek-: tup yasmaklığımı istedi, bu mektubu dikte ettireceğini bildirdi. Bütün bunlara ilâveten de;1 benim mektepteki Vaziyetimi imâ ederek:
— Senin muvaffakiyetin söylediklerimi yazmana bağlıdır! Diye ilâve etti.
İstediği bu mektubu, yâni kendimi haksız, doktor Kemalle Nadireyi haklı gösteren mektubu da profesörün dikte ettirdiği şekilde yazdım. Bittikten sonra profesör yine bana hitap etti:
— şimdi bu mektubun altına şu satın da ilâve ediniz: «Bu mektubun gazetede neşrinde bir mahzur yoktur.» dedi.
İşte bu cümleyi ilâve ederken kendime geldim. Ve bunu yapa-mıyacafrınu soyliyerek yazdığım mektubu yırttım. Aramızda münakaşa başladı ve böylece feci şekilde neticelendi.

Sorgu hâkimi Mehmet Taşke-sefte şayanı dikkat bir sual daha sormuştur:
— Bu tabancayı yanınızda niçin taşıyordunuz?
Mehmet Taşkesen. bu şayanı dikkat sualin cevabım şöyle vermiştir:
MI. Rommel ve Kluge’nin ölümündeki esrar perdesi
Bir Alman generali neşrettiği eserde
dikkate şayan malûmat veriyor
Alman kumanlanlanîıdan ge- I nzral Hanı Speıdel batı cephesi muharebelerine dair bir es® neşretmiştlr. Eserde bu cephe komandanlanndan mareşal
(von Kluge) ite (Rommel) in ölümleri hakkında dikkate şayan malumat veriyor. Haris SpeideJ diyor ki:
Alma nlarm bata cephesindeki ordu gruplan kumanla nlann-dan mareşal von Kluge 16 ağus tos 19H de karargâhında otururken içeriye mareşal (Model) İn girdiğini gördü. (Model) doğu cephesinde merkez ordu | gruplan kumandanlığı yapmıştı. Cephe sarsıldıktan sonra 20 haziranda doğu Prusyayu doğru ricat etmeğe başlamışlLİ Geri çekilme muvaffakiyetle tatbik edilmişti. Hlüer bu tuz-J nıetine mükâf atan kendisine demir salib nişanının murassaı-nı vermişti. I
demir saMb nişanınım vermişti. |
«Modeli in ziyareti evvelden haber verilmemişti. Mareşal 1-çeri girince von Kluge’ye Mitlerin bir mektubunu verdi. Bunda mareşal (Modeli in batı cephesindeki kuvvetlerin umum kumandanlığına tâyin edildiği bildiriliyordu. Mektupta Kluge' nin fazla yorgunluk yüzünden Etiraiıatc ihtiyacı olduğu da kaydediliyordu.
Mareşal von Kluge derhal kumandayı (Model) e teslim etti, icap eden izahatı verdi.
18 ağustosta von Kluge kurmay heyetine veda etti ve karargâhtan ayrıldı, Mareşal Verdim ile Metz arasında ortadan kayboldu ve zehirlenmiş bulundu. Mareşalin İntihar etliği anlaşılıyordu. von Kluge Hitlere 18 ağustos tarihli bir mektup bıraktı. Bunda batı cephesinin yıkılmasmm sebepleri izah edilerek (Avranches) de cephenin yarılmasının önüne geçmek imkânsız olduğu, kendi tavsiyelerinin esasen kabul edilmemiş olduğunu bildiriyordu.
Kluge Hitlerin tavsiyesi üzerine ve kendi Itiraıuıa rağıuen Mortahı'de yapılan karşı taarruzun ordunun vaziyetini pek ziyade güçleştirdiğini söyledikten sonra şunları yazıyordu" «Havada hâkimiyet teinini mümkün olmazsa harbe bir an evvel son vermek lâzımdır. Al-
■■■■»■■•»•»•»»•■»■■■■*»■(■■■»■■■■
— Bir haftaya kadar Mara-şa gitmek niyetin deydim. Dost var, düşman var. Yanımda bir silâh bulunması lâzımdı. Bu tabancayı polis müdüriyetinde bir memurdan 84 liraya ve bir buçuk ay evvel satın almıştım.

İşte, ne sebeple olursa olsun, hocasının ranma kıymak gibi kötü bir harekette bulunmuş o-lan Mehmet Taşkesen, muhakkak ki şimdi cezaevinde ağır bir vicdan azabı altında ezilmektedir. Yakında birinci ağırceza mahkemesinde bavlıyacak olan muhakeme safahatı da bir hayli şayanı dikkat olacaktır.
Remzi TOZANOĞLU
doğduğu şehirde, bu Um tahmin ini afin a olarak, çabuk iyileşti.
6 eylülde genel kurmay baş-kanı kendisini ziyaret etti, sıhhatini çok iy buldu. O «onana kadar kapalı duran sol ğâzıü yan açılmıştı, Mareşal dört haf taya kadar tamamen iyileşeceğini ümit ediyordu. Genel kurmay başkanı, askeri vaziyeti 1-zah etti. 'Rommel) in yerine başkasının tâyin edildiğini bildirdi. Bu bir ihtardı. (Rommel) hiç çekinmeden çok acı sözler söyledi: «Bu yalancı adam tamamen delirdi. 20 temmuz hâdisesinde (Hitlere suikastı az, çok alâkası olanları yok ediyor. Daha neler olacak neler...»
Rommel genel kurmay başkanın» şu tavsiyede bulundu:
Bati cephesinde harbe rnn vermek, bütün kuvvetleri doğuya nakletmek lâzımdır. Sovyet askerlerine müsait olan kış yaklaşıyor. Soğuklar başlamazdan evvel butada İcap eden tedbirleri almalıdır. Mitleri ortadan çekmek lâzımdır. İyileşir iyileşmez harekete geçmekte tereddüt etmlyeceğlın.»
Rommel, ölümünden bir hafta evvel, kendisini tedavi eden doktora şunları söylemşitl. -Bu sersem herifin son Almanı feda edinceye kadar İnat etmesin den korkuyorum.»
Rommel, bir seneden beri nezaret altında bulunduğunu biliyordu. Himmler kendisi için bozguncu damgasını vurmuştu.
13 ekimde eski dos'ıı ve alay arkadaşı ihtiyat yarbay Oscar Fârny’yi ziyaret etti. Dostuna şunları söyledi: Büyük tir tehlike karşısındayım. Hitler beni yok etmek istiyor. 15 temmuz ültimatomunda 20 temmuz hâdisesi haklındaki serbest sözlerimden hoşlanmıyor. Bana bir şey olursa oğluma mukayyet olmanı rica ederim.»
(Arsası i nci «tıhifede)
Mareşal Rommel
man milleti çok ıstırap çekmiştir. Eu ıstırapların bitmesi zamanı gelmiştir.»
(Rommel) in akıbeti
17 temmuz hava taarruzu esnasında mareşal (Rorûind) muhtelif yerlerinden ağır suret te yaralanmış, hastaneye kaldırılmıştı. Kurmay başkanı 22 temmuzda kendisini Bernay hastanesinde ziyaret ettiği zaman henüz kendisine gelmişti. Rommel cephe vaziyeti hakkın da malumat istedi.
Caen civarında cephe yanlılığı zaman Vesinet hastanesine nakledildi. Hitler cephenin bu kısmındaki vaziyetten «Rommel ı i mesul tutuyordu. Bu sebeple yaralandığı bile halka bildirilmemişti. Ancak üç hafta sonra mareşal (Rommel ı İn bir otomobil kazası neticesinde has talandığı ilân edildi.
8 ağustosta, kendi arzusu ü-zerine Tuna üzerinde, Ulm yakınındaki (Herrlingen )e nakledildi. Burada karısı TuOin-gen üniversite profesörleri kendisini tedaviye çalışıyordu. Bu mesai iyi netice verdi mareşal
Bugün matinelerden itibaren
SARAYMa
2 büyük film, birden
— 1 -
Gençlerin Sevgilisi
(Renkli)
Frank Sina Ira — Esthcr VVilliam — Gene Kelly 2 — MONTE KRİSTONUN
MİRASI
(Türkçe) Loııis Hayırart —
Barbara Brillon
RAŞIT RIZA tiyatrosu TEMSİLLERİ
Evvel zaman içinde..
Eski Ramazanlara dair
Eski Ramazanlarda alış veriş — iftar bollukları, diş kiraları — Mazrufen verilen ihsanlar
Her hakkı mahfuzdmr.
Semih .Mümtaz S-
SARI DİVAN
Aşk ve macera romanı
Yaran: Vatentin WîIKâms Tercüme eden: Vâ-Nû
■ Tefrika No 32 .
Boulot, heyecanlı fakat gayet tatlı bir sesle:
— Bret, sevgili tnaruml —dedi.— Bu adam kahraman bir askerdir, öyle kolaj* kolay teslim olanlardan değildir, Yaman muharebe etmiştir. Arkadaşlarının çoğu öldü. Bu Gazton. geri kalan nedir yaralılar arasındaydı.
— Yo): canım?
Bayan Poteau nun gözleri tak dtrle garsona çevrildi:
— Vay, sır küpü! Bunlardan bana hiç bahse Un pd i n
Şa.kın ve İtimadsst, Gasteu, mırıldandı:
— Canım, herkes gibi ben de vazifemi yaptım.
Boulot:
— Ver elini sıkayım? dostum. — dedi.
Ve sıktığı sırada alçak sesle
mırıldandı:
— Hay aptal, hay! Benden ns korkuyorsun? Artık İliç bir şeyi hatırlamamağa gayret ederim. Mazi unutuldu. Caures ormanındaki vakayı artık aklıma bile getirmiyorum.
Bu sözler üzerine, garsonda bir rahatlama oldu. Adamcağız minnettar bir tebessümle güldü. Gök ucuyla malsahibesinl göstererek dedi kİ:
— Kendisine hiç bir şeyden bahsetmiyeceksiniz. değil mi? Esasen, ben, harbden sonra a-dâm oldum. Borçlarımı verdim. Biraz da para biriktirdim. Çalışıyorum. Gidip bayı çağırayım.
Mutfağın merdiveninden aşağı hızla indi.
Bay Poteau ile birlikte, epey müddet kadc-lı tokuşturdular, çene çaldılar. Sonra, Taksiye
Mnerek, Bontot, Scotland Yare a gitti. Mandertonla orada ran devuları Tardı' Meslektaşının, Dolores’e ne şekilde duman attıracağını seyretmek cidden en teres an dL
önceden kararlaştırdıkları gibi, İngiliz polis hafiyesinin o-dasında buluştular.
Manderton, ellerini arkasında kavuşturmuş, kendinden e-nıin, heybetli, masasının başında ayakla duruyordu. Biraz ö-tede. Dolores tiril tiril titriyordu. Dudakları da titremekteydi. Bir şey söylemek, itiraz etmek niyetinde olduğu belliydi. Fakat, Ceorge, onu teskin etmek istercesine elini omuzuaa koymuş, genç kızı yatıştmuağa çabalıyordu.
Karşılarında, solgun yüzüyle yorgun haliyle, banker f im otur maktaydı.
— Bu kızcağızı böyle korkutarak ondan hiç bir şey öğrenemezsiniz, bay müfettiş! Siz, o-nu yalancılıkla itham ediyorsunuz.
Manderton. kaşlarını çatıp dedi ki:
— Rica erlerim, siz lâfa karışmayınız, bayım! Ben. şu esna-
da, yalnız bayan Dolores’e hi-tabediyorum. Şimdiye kadar siz lere karşı pek yumuşak davrandım. Fakat, İşlerime karışıcak olursanız, dışarı çıkmanızı rica edeceğim. Bayanı yalnız başına istintak edeceğim
Tekrar Dolores’e döndü-
—Demek ki, bu saçma isahı-mzda inad ediyorsunuz? Diin hava o kadar sıcak olduğu halde, dört buçuk millik yolu yn-ya yürûmüşsünÜB ha?
— Ben hakikati söylüyorum. Genç tazın dudakları diriyor du. Meydan okurcasına kı-ım-şuyordu. Fakat. Bouiot, kızın aynı zamanda, imdat istercesine kendine baktığını gürdü.
Manderton. arkasına kavuşturduğu sağ elini, sol elinin bileğinden çözerek ileri doğnı n-zattı:
— öyleyse, sayın bayan, lütfen bana izah ediniz: Dün saat üç buçukla dördü çeyrek a-rasında -satılan bu otobüs bileti nasıl oluyor da çantanızda bulunuyor?
Ve mavi bir bileti havada rai ladı.
siyah saten eib’.-esinin anında genç kızın göğsü, heyecanlı
E ski Ramazanlarda esnafın
tüccarın yüzü gülerdi. A-lış verişte fazla dönüş olurdu.' Bilmem ki nasıl suaredeyim? Meselâ lüzumlu lüzumsuz sigara,1 tütün, sigara ağızlıkları, tütün. ve sigara çabuklan, nargileler! ve nargile tablaları ta- j baklan — her cinsten tea-, blhier, teşbihlere altın veya gümüş veya ipekten püsküllü kamçılar — aarflı veya zarlsız kahve fincanları, bardaklar sürahiler ve antika tabaklar, kâseler — bililtizam He-reke mâmulâtından kumaşlar, Feshancden fesler ve âbânUer ve keçe külahlar — Bursanın bugün bir tane kalmıyan hamam takımları ve Bursa takkeleri ve ipekli kumaşlar - o canım çatmalar — Trabzonun hilâli gömleklikleri ve emsali gibi bir sürü eşya ve emval mebzıı-lea satan alınır, satanlara epeyce mühim bir hacimde İş sağlardı. Gıda maddeleri de çok satılır, çok İştira edilirdi ve bol bol istihlâk cdllirdL Buna bir sebep dc ucuzluktu. Hem de ta-biatiyle paranın iştira kuvveti çoktu. Az para İle çok şey yapılırdı.
İftar bollukları
İftar bollukları, davetsiz misafirler, fıkara sofraları, diş kiraları, bayram elbiseleri ve maiyetine bayramlıklar sergileri (Ve Çarşıyı kebiri) yâni Kapalı çarşıyL ve alelümum halkla â-deta iğnâ ederdi, boğazlarına kadar doldurur re doyururdu demek istiyorum. Hele İkinci Sultan Abdülhâmidicı İftar verme merakı (Velehû efzayi a kul) yâni akıllara hayret verici bir mahiyette idi.
Yıldız sarayı her akşam binlerce halkı iftar sofralarında toplar — mübalâğa etmiyorum — her misafire derecelerine göre diş kirası verirdi. Bakın, muhterem karilerim, bu dâva nasıl halledilirdi: Mabeyin erkânından paşalann ve beylerin
Çarşamba; Arnavut köy Çiçek Slneu,nsında
Perşembe: BUyükdere Beyaz Park'ta Cuma: Kadıköy Süreyya Sıncmasırula Pazartesi; YcşUfaty Riinc Fark'ta
DEVLET TİYATROSU
OPERA Bölümü Temsilleri
Bu ye yarm akçam SON İKİ TEMSİL MADAMI BU r İEJİTLY
Operasında
201 VLAHOPOVLOU
konik gibi kabarıp inmeğe baş-Iı-dı:
— Bilmiyorum. — diy» İnildedi
Manderton, insafsız ve kuru sedyie hücumlarına devam et-.1, sol elinde de bir tarvızı bilet hâsıl olmuştu:
— Sonra efendim, saat allı ile yedi arasında Earls Cnurt’an Bnrnes’e giden bu bileti nasıl oldu da edindiniz? İhtimal kİ. bu biletlerin çantanızı, bu sabah yere düşürdüğünüz zaman içinde olduğunu inkâr edeceksiniz? İhtimal lü. bu biletlerin size alt olduğunu kabul elmlyc-cekşlniz? Haydi itiraf edin: 33 numaralı otobüsle, dün, öğleden sonra, saat dörde doğru Boston raddesinden geçtiniz mi, geçmediniz mi? Orada indiniz mi, inmediniz mi?
Genç kız, başını iğdi mendi-lile gözlerini kuruladı; sonra yaşlan boşanarak:
— Beni şaşırtıyorsunuz. — dedi.
Detektif .cevap verdi:
— Yok, öyle sözler söylemeyiniz:. Bana bir araba yalan kıvırdınız, Bunu isbat etmem fi-zerine, hiç bir şeyi hatırlama-
sofralarında iftara gelenlerin isimleri bu paşa veya beyler taraflarından yatsı namazından evvel Padişaha araolunur; Padişah misafirlerine selâmı şahane yollar. Bir taraftan da diş kiralarını tâyin eder, Yıldızdaki cebi hümayunun memurlarına emirler verirdi Bunu da bir pusulaya Lslmlerl yazdırır ve vereceği paranın miktarını İşaret ettirir ve o puslaya kendi eliyle verilsin İşaretini yazardı. Yahut şifahen emir verirdi, fakat dikkatli adamdı, verdiği emri cebindeki ufacık deftere çiziyordu, sonra da kontrol ederdi... Bu paralan kendi parasından verdiği muhakkaktı.... Bu da mukaddem kırmızı atlas keseler içinde tertemiz çil paralar vermeyi severdi. Bu paralan kendi hesabına Darphanel Âmlreden temin ettirirdi- Dostum Refik Halid'Ln ağabeyisl Hakkı Ha-hd bey merhum Darphane müdürü idi. Çil kuruşluk, çil İki kuruşluk ve çeyrekük ve beş kuruşluk ve oh kuruşluk ve me-cldiyellk,. yâni yirmi kuruşluk gümüş akçelerle; çil altın Ura çeyrekleri, yarım liralıkları, bir liralıkları ve İki buçukla beş liralık altınları Hakkı bey nezareti altında hazırlatır, sarayın emrine âmade kılardı. Miktarı hayli yekûna baliğ olan bu paralar Ramazan diş kiralarında ve Muharremlerde âdeta strpi-lildi. İkinci Sultan Hâmldln bir de mazrufen verdiği ihsanlar vardı. Bunları banknot olarak verirdi ve zarfı kapar, arkasını CA, H.) markalı ve zamklı pullar yapıştırırdı. Cennetmekân hesabını bilirdi, Hak rahmet ty-llye. S. M. S,
DEVLET TİYATROSU TEMS İLLERİ
SES TİYATROSUNDA
39 Hatimn pt-rSı'tılbL- sası ?.l,® dan
İtibaren YALANCI Komedi 3 pesüe Yazan: Carlo COLOONİ Biletler SES Tijatrorrundn snlılmak* tadır. Telefon* 493CT
Taksim belediye gazinosu
Yazlık varyete programım takdim ediyor.
“ A K E F Beş Kardeşler,,
Beynelmilel şöhreti naiz Mısırlı Akrobatlar
KAFKAS BALESİ
“iVANO ve JANİKÜ,,
Meşhur zigan Fantazisf Dansörler
DANS KOMİK
Pavlyonda
ABEL LEOERER Orkestrası
PEK YAKINDA |
" i S S A P E R E R i A „
Cenubi Amerika şarkılarının en büyük muganniyesi
-■
dtğının ileri sürüyorsunuz. Sizi, Boston sokağında otobüsten İndiren biletçin in şahitliğine de müracaat edeyim mi? Kendisi koridordadır. Haydi, küçük bayan, elverir, elverir! Dün saat dört raddelerinde siz. atölyeye gittiniz. Saat al Uya kadar orada kaldınız. Altıdan sonra çıkarak Ranelagh’tald randevunuza gittiniz, doğru mu?
Kız. hıçkırarataan:
— Hayır, hayır! — diye inledi.
Manderton'un suratı gittikçe kızarıyordu:
— Gece yansına kadar burada kalmanız icabetse bile, sizden hakikati behemehal öğreneceğim. Zaten ben, hakikatin ne olduğuna biliyorum. Fakat, onu sizin bana itiraf etmeniz lâ zım. Elimde delil yok zannetme yinlz, bayan Dolores! Saat altıda atölyeden çıktığınız sırada görüldüğünüzü İddia elsem, şaşacak mısınız araba?
Bunun üzerine Jün. sesini yük seltti:
— Dolores! — diye haykırdı.
Sesinde, yeis, inkisar, nefret hâttâ dehşet vardL
Kız, muztarip bir halde cevap
verdi:
— Ah. Jim! Ah, Jim!... Size hiç bir şey söylemem mümkün değildir.
Banker, başını çevirdi.
Manderton. devam etti:
— Atölyenin arkasındaki bir imalâthanede çalışan bir adam, ressam Quayre ile bir genç kızın. bahçe kapısından çıktığını ye tam altıda caddeye doğru yürüdüğünü görmüş, Böyle bir İfade verdi. Saatin kaç olduğuna emindir. Bıı adam, Katolik olduğu İçin, Angelus çanlarına dikkat etmiş. Manastırın kulesin de çalıyormuş. Tam o sırada da siz geçiyormuşsunuz. İşte böylece fablo tamamlanmış oluyor, bayan Dolores! Bana hakikati itiraf etseniz, daha 1yi edersiniz. Atölyeye gittiniz mi?
Genç kız, artık, soğukkanlılığını büsbütün kaybederek kadınlara hâs bir hareketle omuzların! kaldırdı.
Polis âmiri İsrar etti:
— Söyleyiniz! Sevgilinizi görmek İçin atölyeye gittiniz mi?
Bu sefer de George haykırdı:
— Cidden, bay müfettiş...
(Arkası var)

Gazeteler, Gazeteciler
Saksılarda yetiştirilen ağaç fidanları
HikmetNâzım bey

Devlet tiyatrosu
Gazetenin en çok okunduğu memleket tngilterede halkın boş vakitlerini nasıl geçirdiği merak edilmiş. ve yapılan bir anketten sonra tngUlzlerih boş vakitlerini en çok gazete okuyarak geçirdiği anlaşılmıştır.
Yalnız Londra'da zabahlan satılan 8 gazetenin mecmu tirajı yevmiye 15 000 000 dur. Diğer taraftan bütün Amerika-da mevcut 374 sabah gazetesi, günde 20.000.000 nüsha satmaktadır. Bundan da Londralıların' ne kadar çok gazete okuduğu anlaşılmaktadır.
Kemik bankaları |
Bugün Birleşik Amerlkadaci. bir çok hastanelerde kullanılan «Kemik bankaları» operatörlere( kolaylık sağlayıp kemik aşısına tâbi tutulacak hastaları hem fazla ıstıraptan, hem de tehlikeden kurtarmaktadır. «Kemik bankalara esas itibarile soğuk depolardan başka bir şey değildir. Burada bir insandan çıkarılan kemikler, diğer bir İnsanın veya hastanın zedelenmiş kemiklerine aşı yapmak hususunda İstimal edilinceye kadar muhafaza edilmektedir.
Kemik bankası, hastayı mit-, teaddit ameliyatlara tâbi tutma neticesinde baş gösterecek ıstıraplardan kurtarmaktadır. Bu yüzden «kemik bankaları-' cerrahinin en önemli gelişmelerinden biri olarak gözönünde tutulmaktadır.
Bu şekilde muhafaza edilen kemikler umumiyetle sahiplerine kolaylıkla aşılanmakladır J Halbuki, bir hastaya yabancı ] bir kemik aşılandığı takdirde süratle bir netice alınamamak-; tadır.
Bankaya bütün insan kemikleri kabul edilmemektedir Bul kemiklerin tüberküloz, kanser, 1 1 malarya, sifilis hastalıklarından uıuzıarıp oıan-, ların kemikleri kullanılmamak- kadar olan devreye ait tadır. Kemikler 1 — ••
sonra sterilize edilerek ______
kavanozlara yerleştirilip sabit bir hararette muhafaza edilmektedir. Bu esaslar dahilinde kemikler namütenahi bir şekilde muhafaza edilebilmektedir. Amerika millî güzel sanatlar galerisi
Amerika milli güzel sanatlar
Fahrî gazetecilikten sonra faal gazeteciliğe gecen bu zatın hayatı lâtif maceralarla dol u d u r
Bazı «fahri gazeteciler» vardır. Matbaalar muhitinden ayrılmazlar, gazetecilerle düşüp kalkarlar, duydukları bir haberi hemen gazeteci dostlarına yetiştirirler... Hikmet Nâzım bey bunlardan biridir. Uzun müddet fahri güze tecili kten sonra fırsat bulunca derhal faal gazeteciliğe geçmiş, muhtelif gazetelerde çalışmıştır.
Hikmet Nâzım bey. valiliklerde bulunmuş, divan şairleri tarzında kuvvetli şiirler yazmış olan Nâzım paşanın oğlu, Nâzım Hikmet’in babasıdır. Üs-küdarda doğdu eski Mektebi Sultanide (Galatasaray lisesi) okuyarak buradan mezun oldu. Babı âlide bazı vazifelerde bulunduktan sonra Selanik Umuru ecnebiye müdürlüğüne tâyin edildi; uzun müddet burada kaldı. 1913 te Matbuat müdür muavini. 1914 te Matbuat müdürü oldu. 1918 de Hamburg başkonsolosluğuna tâyin edildi, 1919 da emekliye ayrıldı. Band3n sonra bir kaç gazetede, bilhassa (Yeni Şark) ta İdare müdürü olarak çalıştı. Bir kaç sene süren bu faaliyeti mütaakıp, bazı arkadaşları İle birlikte, Kadıköyünde Hâle sinemasını işletti. Verat ettiği zaman Süreyya sinemasının müdürü İdi.
Hikmet bey hafif kanlı. T.e-şeiı bir zattı. Hayati hoş maceralarla doludur.
Galatasaray'dan mezun olduktan bir müddet sonra Se-lânlğe tâyin edildiği zaman burasını çok beğenmiş, bir çuk dostlar peyda etmişti. Bunların çoğu ecnebi idi.
Bir gün Selanik valisi değişti. valiliğe Haşan paşa adında biri geldi. Haşan paşa iyi bir adamdı, fakat tahsili pek mahduttu, ancak okuyup yazabiliyordu. Hikmet beyin ecnebilerle temasını hoş görmeyen bazı eski fikirliler valiye Omuru ecnebiye müdürünün mevkiini sarsabilecek sözler söylemeğe başladılar. Hikmet bey bunu öğrenince yapılan telkinleri hükümsüz bırakmak basit bir usule müracaat Ayda üç kuruşu gözden kardı!...
Martei konyağı
Vali Hazan paşa çok hesabi bir adamdı, her şeyin ucuzunu arardı. Bir merakı vardı: Her akşam bir kadeh konyak içerdi. Konyağın iyisini sevdiğinden (Martei) markalısını aldı-nrdı. Hikmet bey bunu öğrenince bir gün sırasını getirerek valiye (Martei) konyağını kaça aldığını sorar. Haşan paşa şu cevabı verir:
—■ Beş buçuk kuruşa!
— Aman efendim, sizden otuz para fazla alıyorlar. Bunun şişesi çeyreğedir. (O zamanlar lira, mecidiye ve çeyreğin memleketin muhtelif yerlerinde fiatl başka başka İdL Kümelide mecidiye 19 kuruşa, çeyrek dört kuruş otu* paraya geçerdi) emrederseniz bundan böyle size konyağı ben satın alay mı.
— Hay hay. pek güzel olur.
Vali haftada bir şişe konyak sarf erli yordu. Hikmet bey her şişe İçin kesesinden otuz para, yani ayda üç kuruş feda etmeği göze almış, fakat bu suretle volinin en itimat ettiği adamlardan biri olmuştu. Vali muhtelif alış verişlerde muhakkak Hikmet beyin fikrini sorardı.
Haşan paşa. Umuru ecnebiye müdürünü o kadar sevmişti ki yanından ayırmamağa başlamıştı. Vilâyet dahilinde devir ve teftişe çıktığı zaman da kendisini birlikte götürüyordu.
Bamyalı piliç
Hikmet beyin çok sevdiği bir yemek vardı: Bamyalı piliç ■ Vali İle birlikte devrü teftişe çıktıkları zaman uğradıktan her yerde şunu fıslardı:
— Vali paşa hazretleri bam-yaiı piliç çok sever. Sofradan] eksik etmeyiniz!
Tabii dr-rhal bamyalı piliç hatırlanırdı önüne sık sık bamyalı pUiç çıkarılması valinin dikkatini çeker, bir gün Hikmet beye sorar:
— Hikmet bey bu ne İştir,
gittiğimiz her yerde bamyan . ....
piliçle karşılaşıyoruz. Bunlar harbinden sonra bir aralık sa- başladı. Bugün o ayarda bir 0-başka yemek bilmezler mi? |yın Celâl Esat Arseven ve diğer, peret teşekkülünün bulunma-
lçiu etti.
Ci-
H i lane t Nâzım bey
Hikmet bey derhal şu cevabı verir:
— Bilirler efendim. Fakat Kümelide en büyük hürmet ve itibar misafire bamyalı piliç ikramıdır. Zatı devletlerine hürmetlerinin derecesini göstermek İçin bamyalı piliç pişiriyorlar!
Vali:
— Çok tuhaf!»
Der, takati kendisine gösterilen hürmetin eksilmemesi için, bamyalı piliç pişirilme meşini isteyemez!-.
Hikmet beyin yaveri
1917 senesinde Viyanaya gitmiştim. Bir dükkânda Hikmet beyle karşılaştım. O zamanları Malbuat müdürü olan Hikmet bey Almanya ve Avusturya hükümetleri tarafından Berlin ve Vtyanayı ziyarete davet edilmişti. Bu münasebetle cephelere gitmiş, bir çok tesisatı da görmüştü. Hikmet beyi pek eskiden ailece tanırdık. Bu tesadüfe memnun olduk, görüşmeğe başladık. Bir aralık arkasında bir Avusturya yüzbaşısının dimdik durduğunu gördüm.
— Bu kim?
Diye sordum. Cevap verdi:
— Bizim yaver!
— Ne yaveri?
— Basbayağı yaver!... Avusturya baş kumandanlığı tarafından bu vazifeye tâyin edilmiş. Nereye gidersem arkam sıra geliyor. Görülecek bir işin varsa kendisine havale edelim.
— Hayır teşekkür ederim.
— Dur seni yaverle tanıştırayım.
Yüzbaşıya döndü, Fransızca olarak bizi birbirimize takdim etti. Sonra:
— Yarın İkindi çayına otelde beklerim. Brlstol otelinde misafirim. Bana koskoca bir daire taiısls etmişler. Yatak odası, banyodan başka kabul salonu, çalışma odası da varl
— Hay hay, ziyaretinizde bulunurum.
Son Ekselans
Ayrıldık, ertesi gün öğleden sonra Briatol oteline gittim. Hikmet beyin dairesine çıktım Salonda yaver yalnızca oturuyordu. Selâmlaştık, hal hatır sorduktan sonra;
— Ekselâns nerede?
Dedim.
— Çalışma odasında meşguldür. şimdi gelir... Yalnız, müsaade ederseniz size bir şey soracağım; Mösyö lö direktör jeneral eksel âns mıdır?
— Biz kendisine eksel âns deriz.
— Bunu bilmiyordum. Şimdiye kadar ekselans demediğim için büyiik kabalık ettim.
— Üzülmeyin, ekselâns böyle şeylere ehemmiyet vermez.
Bu sırada kapı açıldı. Hikmet bey içeriye girdi. Yaver hemen yerinden fırladı, Hikmet beyin önünde vaziyet aldı.
— .Şimdiye kadar size ekselâns demediğim için beni affetmenizi rica ederim, dedi.
Hikmet bey her zamanki güler yüzlle cevap verdi;
— Zararı yok, siz bana yine eskisi gibi hitap edin.
— Yok yok. artık o kabalığı yapamam.
Hikmet bey: «Bu azizliği «eu mi yaptın?» der gibi baktı!...
Operet heyeti
Hikmet bey birinci Dünya
15 kişilik bir grup îzmirden geldi
Ankara Devlet Tiyatrosu sanatkârlarından 15 kişilik bir grup, rejisör Mahir Canova’nın idaresinde dün îzmirden limanımıza gelen Giresun vapuriyle şehrimize gelmiştir. Sanatkârlar Galatasaray lls^inde misafir edilmişlerdir. Ankara Devlet Tiyatrosu sanatkârlarından diğer bir grup da Doğu ve Cenup vilâyetlerinde temsiller vermek üzere' turneye çıkmıştır.
Şehrimize gelen sanatkârlar bu akşamdan İtibaren Ses Ti, yalrosu salonunda temsillere • baş Uyacaklardır. tik olarak ’ Goldonl’nln Yalancı isimli ter-1 cümc komedisi oynanacaktır. 1 Mütaakıben de Oktay Rlfat ve ' Melih Cevdet Anday’m Kıskançlar komedisiyle Modem Antigone temsil edilecektir.
Üç ayn tipte olan bu temsillerin şehrimizde alâka göreceğinden şüphe edilmemektedir.
Devlet Tiyatrosu temmuz ayını şehrimizde geçirmek kararında olup Kadıköy ve İstanbul semtlerinde de temsiller verecektir.

sahasında da Verrocchlo. Do-natello, Clodlon ve Houdon'a alt eserler yer almaktadır.
Galeride 15.000 sulu boya eser, 5.000 çini resmi, oyma, eş-ve karaciğer' ya. cam eşya, âletler, mensucat, muztarip olan- kostümler ve 1700 den 1900 e diğer çıkarıldıktan' popüler güzel sanal eseri var-hususi dır.
; Smithsonlan enstitüsünün bir bürosunu teşkil eden milli galeri Birleşik Amerikanın en bû-yük mermer yapılarından biridir. Amerikanın en namlı mimarlarından John Russel Pope tarafından tasarlanan enstitünün uzunluğu 785 ayaktır ve muhtelif okulların sergilerine galerisinde Birleşik Amerikanın hasredilen 93 galerisi vardır, ve Batı Avrupauın müstesna | Yılbaşı ve Yortu günleri de sanatkârları tarafından vücu- dahil olmak üzere senenin her de getirilen eserler teşhir edil- günü halka açık olan ve üşmektedir. retsiz gezllebllen galeriyi her
Güzel sanatlar koUekslyon un- sene takriben 2,000.000 kişi zi-da Van Dyck, Holbein, Rem-'yarct etmektedir. Galerinin öğ-brandt, Vermeor. Raphael. Bot-' retim şubesi tarafından her tlcelli, Turner. Galnsborough,1 hafta konferanslar ve konserler Renoir, Degas, El Greco, Goya, tertip edilmektedir Senede bir, Stuart, Inncss, Hûmer, Whlsî- Amerikan kompozislyonıınu beler. Cassatt. Eaklns, ve Beilovs’ Urten bir müzik festivali tertip un eserleri vardır. Heykeltraş edilmektedir.
numHiuıılılHlIimmiıtııınıınııııııınıııııııııııııırııııııııııııııtııııııııııııııııııııııııııııııııınnııııutıııniıııııı
Fransada Orly hava meydanında büyük hava manevraları: Muhtelif müfrezelerin uçuşu ve bunu merakla taklb eden halk.
bir arkadaşllc birlikte belli başlı sanatkârları toplayarak bir operet heyeti teşkil etti. Sayın Celâl Esat Arseven'in himmetllc bu heyet Viyana ve Fransız operetlerini muvaffakiyetli surette temsil etmeğe
dığını teessürle itiraf etmek lâzımdır.
Hikmet bey 1878 da doğmuş, 1932 de bir araba çarpması neticesinde yaralanarak ömliiştür. Bütün Kadıköy muhiti kendisini tanıdığından ölümü umumi teessür uyandırmıştı.
Enis Tahsin TİL
Ağaç fidanında bile karaborsa yaratılmış!
Fidanlık müdürünün izahatı
f—^4_________________ .
( Altı liralık fidanlar 60 ar liradan satılmış! — Alman sıkı ı tedbirler — Fidanlık memurlarının araştırmaları — Kâğıtha-| neden Beykoza nakil — Bazı köylerimizde doğan çocuk adı-1 na dikilen kavaklar — Yabancı memleketlerde güzel âdet — Belediyemizden bir temenni. .
Elbiselik kumaştan kaput bezine; çividen otomobil lâstiğine; ekmekten ete kadar her şeyin karaborsaya düştüğünü gördük ve geçirdik... Fakat o buhranlı yıllar İçinde çiçek fidele-riyle ağaç fidanlarının dahi karaborsaya intikal ettiğini, bu yüzden avuç dolusu para kazananlar bulunduğunu duymamıştım. Bunu da, evvelki gün «Beykoz Ağaçlama Fidanlığı» nı gezerken fidanlık müdiirii Naci Acardan Öğrendim... Altı liralık Köknar ve Ladin fidanlarının altmışar liraya, beheri 150 kuruş olan çınar fidanlarının da karaborsada 3 liraya satıldığını söy-üyen Naci Acar:
«— Elhamdülillah 1 diyor. Artık fidan karaborsacılığı diye bir şey kalmamıştır. Dört sene evvel fidanlık müdürlüğünü deruhte ederek İşe giriştikten kadar giderek müdürlüğûmüz-sonra alınan sıkı tedbirler sayesinde o anormal vaziyetin, kökü kazınmıştır.»
Ağaç fidanı mevzuunda yaratılan karaborsanın ne gibi olr tedbirle ortadan kaldırılmasına muvaffak olunduğunu öğrenmek Islemekliğim üzerine fidanlık müdürünün verdiği I-aahatı dikkate şayan buldum: Serbes fidancılıkla İştigal edenler. fidanlık müdürlüğüne müracaatla dilediği ağaçların fidan lannı. Şehir Meclisi tarafından tesbit olunmuş tarife üzerinden satın alıyor ve sonra bunları, yüksek fiatlerle bahçe sahiplerine satıyorlarmışl
Fidanlık müdürlüğü binası
den aldığı fidanı bahçesine dikip dikmediğini de takip ediyorlar. Bu suretle fidanlıktan, hakiki İhtiyaç sahiplerinin * “ fadeleri sağlanıyor.
İsti-
Doğan çocuk adına ağaç dikmek
Bugünkü durum
Naci Acar. İzahatına devamla:
«— Halbuki, diyor, fidanlığın gayesi, İstanbul Vilâyetinin boş otan alanlarlyle parklarına, yollarına, askeri müessese ve tesisleriyle köylerde yeniden kurulacak koruluklara lüzumlu fidanları parasız temin etmek; meraklı bahçe sahiplerinin muhtaç oldukları fidanları da en İyi vasıfta ve en ucuz flatle vermektir. Gaye, bu iken fidancılıkla İştigal edenlerin araya koydukları adamlar vnsıtasiyle, fidan mıibayaa ettikleri ve bunları yüksek flütlerle piyasaya sürdükleri görülmüştür. Gaye hilâfına olan bu hareketten meraklı bahçe sahiplerinin 0 liralık bir fidanı 60 liraya satın almalariyle mutazarrır oldukları aşikârdır. Dört yıldan beri İse fidan satın almak üzere müracaat eden meraklı bahçe sahiplerinin, İhtiyaç sahibi olup olmadıkları teşkilâtımız memurları tarafından tahkik ettirilmekte ve ancak tahkikattan ihtiyaç sahibi lehine netice İstihsal edilmesi halinde kendilerine ucuz flatle fidan verilmektedir.»
— Tahkikatınız neticesinde hakiki ihtiyaç sahibi olduğunu tesbit ettiğiniz bir bahçe sahibinin o fidanı piyasada yüksek flatle satmadığını nereden biliyorsunuz?
*— Memurlarımız, fidan verilen bahçe sahibinin bahçesine
Fidanlık ve çalışmaları
Fidanlık müdürü Naci dan öğrendiğime göre, mûesse-senln çalışmaları şu üç esaslı bölümde toplanmaktadır:
1 — Büyük ölçüde ağaçlamalar İçin yaprağını dökmlyen ibreli ağaç fidanları;
2 — Yaprağını döken yol ağaçlan fidanları;
3 — Park ve bahçeleri süslemeğe yanyan orta ve küçük boylu fidanlar.
Bugünkü «İstanbul Vilâyeti Beykoz Ağaçlama Fidanlığı» nın tarihçesine bir göz attığımız zaman işe evvelâ Kâğıthanede 50 dönümlük arazi üzerinde başlandığını görüyoruz. Ne kadar masraf edilirse edilsin ve lüzumlu tesisler kurulsun; Llyacın karşılanamıyocağı neticesine varılmıştır. Bunun üzerine daha münasip bir yer aranmış ve eskiden Ziraat mektebi olan Bey kozdaki Arpacı Çifliğl maksada elverişli görülerek Kâğıthanedekl fidanlık 1934 yılında bu «itliğe nakledilmiştir. Şimdi 2000 dönüm arazide müesses bulunan fidanlık, ihtiyacı karşılamaktadır.
Naci Acar, çalışmaları 3 esaslı bölümde toplanan fidanlık faaliyeti hakkında bir noktaya daha temas ederek diyor kt:
«— Bu üç esaslı çalışmadan başka, görülen lüzum üzerine, değerli çiçek nevilerini yapmak ve çoğaltmak Icln de faaliyete geçilmiş, ayrıca harb yıllarında İstihsali arttırmak üzere doma-
Acar-
Beykoz vapur İskelesinden Abrahampaşa korusuna giden yol üstündeki Beykoz ortaokul binası karşısında bulunan Fidanlık mûdiiriüğfinün bahçesinde kahvelerimizi içtikten sonra fidanlığı gezmeğe çıkarken müdür Naci Acar, ağaç hususunda eski bir âdete temas e-d erek dedi ki:
Ih-
«— Yurdumuzun bazı bölgelerinde yeni dünyaya gelen çocuklar için muayyen miktar kavak lidanı dikmek, bu yavrular hayata atılırlarken adlarına dikilen ve yetiştirilen kavakları kesip satmak, parasını ilk sermaye olarak o çocuklara vermek âdettir. Bazı yabancı memleketlerde ise bu âdet, harbdo ölenler adına dikilen ağaçlarla koruluklar meydana getirmek şeklinde değişir. Bunlar ne kadar güzel şeylerdir. Vilâyetimizde de doğan her yavru için arazi ve bahçelerimize veya belediyece tâyin edilecek meydanlar* bir nğaç dikmeği taam-müm ettirmek zor bir İş değildir. Belediye bu hususta pekâlâ önayak olabilir Böylelikle şe-hlr. hâtıralı ağaçlarla süslenebileceği Rlbl, koruluklara da sahib olur.»
Dört saat geze geze bitiremediğimiz fidanlıkta gördüklerimi de başka bir yazıda anlatırım.
Cemaleddin BİLDİK
İzmit'in dönüm şehir SUS________________________________________........................ Saat tos. biber, patllcan gibi sebze'9 da şehir namına belediye fideler! yetiştirilmesine de e- reisi tebrikleri kabul etmiş, hemmiyet verilmiştir. Böylelik- 9.30 da bir askerî kıta, alkışlar le şimdiye kadar içinde bulun- arasında şehre girmiştir. Kıla, duğumuz şartlara uyarak ça-' doğruca Cumhuriyet ninnini iışma yönünde değişiklikler ya-.gidrnk janh bayrağımın .11-pılmıştır. Fidanlığın Ohüm tizde - J reğc çekmiştir. Meydanda ya-kl yıllarda normal şartlar al- pılan törende söylenen hititoe-tında bölgeye daha faydalı ol- leni^n sonra resmi geçit balaması bakımından da gerekli mtş. bilâhnr? anıta çelenkler tedbirler alınmıştır.» (konulmuştur.
İzmit’in kurtuluşunun
28 inci yıl dönümü
İzmit 28 (A A 1 — kurtuluşunun 28 Lnci
yılı bugün kullanmakla, baştan başa bayraklarla lenmlş bulunmaktadır namına kabul
29 Haziran 1950
aksam
S”hlfe 6
M ahkeme Kjyfi dorl arı n da
Sırat köprüsünden öyle geçilmez, böyle geçilir?
Yazın bir mahzuru
Plâjlık ve sokaklık
Terlemeye karşı ne yapmalı?
’ Yaz açık havada eğlence ve uzun gezintiler mevsimidir. Havalar ısınınca gezintiler, deniz banyoları başlar. Bu eğlencelere rağmen yazın çabuk geçmesini istlyenlcr de vardır. Bunlar sıcak havada fazla ter-liyenlerdlr. Terlemek sıhhat İçin faydalı bir şey ise de İnsanı rahatsız edecek dereceye varırsa sıhhate muzır olabilir.
Deniz banyoları duşlar kolonya He friksiyon terUyenîer için çok faydalıdır.
Terlemenin bir çok çeşitleri vardır: Vücut terinden maada ellerin, ayakların, yüzün, hattâ bazılarının saçlarının terlediği görülür.
El terlemesine karşı bir tutam toz halinde şap eritilen soğuk su içinde elleri banyo etmek, »onra kolonya İle friksiyon yapmak iyi netice verir.
Ayak terlemesi İçin sabah akşam ayaklan yıkamak ve şu pudra ile pudralamak lâzımdır Bir gram toz halinde şap. 2 gram acıde salicyique, 5 gram aselbent. 10 gram carbo-nate de blsmıılh. 85 gram t«lk pudrası.
Dört be? ceviz yaprağını yedi sekiz bardak su İle kaynatıp süzdükten sonra bu su İle ayakları yıkamak da faydalıdır.
Yüz terlemesi insanı en fazla rahatsız eden bir haldir. Yüze sürülen krem, pudra, ruj | terin tesiri ile yayılır vc yüz kurulanırken tamamlle silinir. Sabah yüz yıkandıktan sonra gül suyu ile silineli. Öğleye kadar bir kaç defa gûl suyu ile yuz silinirse mesamat sıkışır. Sokağa çıkarken krem katiyen sürmemeli, hafif bir pudra siymek en doğru harekettir. Buna rağmen yüz gene terliyorsa sokağa çıkmazdan evvel yüzü $u losyonla silmeiiclir:
50 gram toz halinde şap. 50 gram aselbent. 500 gram mal mukattar, ve sonra pudralaman.
Sac terlemesine karşı başı her gün yıkamak ve kolonya ile friksiyon yapmak lâzımdır.
elbiseler Pirilıçsa,atasl
25o gram pirinci bir kap İle ölçtüten sonra sıcak tüzlu su 1-çine haşlamalı. Bir saat sonra-pirtncl ölçülen kap ile iki buçuk su biçmeli bir tencereye koyarak kaynatmak. Su kaynayınca, bol su ile yıkanan pirinci içine atmalı ve suyunu tamamen çekinceye kadar plşlr-meli.
Pirinç soğuduğu zaman derin salata tabağına almalı üzerine limon, zeytinyağı, tuz, biber ve azıcık hardalla yapılan salçayı dökmell karıştırmak.
125 gram yeşil zeytin, 125 gram siyah zeytinin çekirdekleri ayıklanarak dörde taksim edildikten sonra pirince katılmalı. Tabağın etrafına kabukları ve çekirdekleri ayıklanmış domates parçaları dizmen, salatanın üzerini de dörde taksim edilmiş katı yumurta ile süslemek.
Bu salata buz dolabında durursa soğuduğu için yenmesi daha nefis olur.
2 =
: Faydali bilgiler |
Bu yaz sayfiyelerde ve plajlarda giyilen elbiseler ekseriyetle kolsuz ve sırt kısmı ta-mamLle çıplaktır. Bu elbiselerle r0 plâjdn yahut köşk bahçelerin-talk de SeziliJ'or fakal soka®a «lkl‘ I İsınıyor. Bu çıplaklığı örtmek için kışı bir kap yahut bolero kâfidir. Resimde görülen eibl-* seler plâjlık ve sokaktık ha'iıı-riedlr.
1 — Mavi ketenden yapılan

bu elbisenin iki büyük cebi vardır. Sutı çıplaktır. Önden görülen iki reveri birer düğme ile İliklenmektedir.
2 — Aynı elbise üzerine giyilen kısa bolero sokaktık elbise olmaktadır.
3 — Çiçekli basmadan elbise. Önden eteğin ucuna kadar düğme ile İlikleniyor. Ceplerinin, yakasının ve kollarının
etrafına feston İşlenmiştir.
4 — Feston işlenmiş bir çük kap yaka vazifesini görerek dekolteyi örtmektedir,
5 — Sarı vistradan elbise. Bluzu enine piklerle süslenmlş-tir. Omuzdan İki bretelle tutturulmuştur.
6 — Aynı kumaştan kısa bolerosu giyilince şık bir elbise viicude geliyor.
kü-
blr iki
Moda haberleri
Büyük yakalar, beyaz ceketler
Beyaz ketenden yapılan büyük yakalar ve kol reverierl bütün elbiselere takılıyor.
Üç dört kat plise volandan emprime elbiseler çok giyiliyor. Ketenden olsun, yiınlü kumaştan olsun beyaz renkte kısa ceketler modadır.
Omuz üzerinden iliklenen kısa kollu elbiseler pek beğeniliyor Açık renk elbiselere siyah kemer takılıyor ve siyah şap-1 ka, ayakkabı ve eldiven glyill-l yur.
Keten elbiseler el işl-ri ile süsleniyor. Renkli ipekle de düz ■beyaz iş olarak da işleniyor. İnce keten üresi ve tığ İğnesi İle örülen bluzlar keten eteklerle giyiliyor.
Mayoları nasıl örmeli?
Denize girilecek yün mayoyu istenilen biçimde şişle örenler pek çoktur. Eğer yün ile beraber ayni renkte merserize pamuk ipliği ile de örülürse, bu iplik mayonun yününün suda çekmesine yahut gevşemesine mâni olur.
Kâğıt yapıştırmak için bir zamk
Kâğıt yapıştırmak için İyi bir zaınk:
Bir miktar zamkı arabiyl sıcak suda eritmeli, Küflenmesine mâni olmak için İçine bir kaç damla terement ruhu ve çabuk sertleşip donması İçin de biraz ince toz şeker ilâve etmeli Bu suretle hazırlanan zamk gayet İyi yapıştırır ve uzun müddet dayanır.
At yarışlarına 50 sene evvelki gibi gidenler
Paris'le at yarışları başlıca tuvalet meşheridir. Büyük terziler yeni modellerini mankenleri vosııasile burada herkese gösterirler. Zenginler, kibarlar da son moda tuvaletlerle dikkati çekmeğe çalışırlar.
Dünyanın her tarafında olduğu gibi Fransada da 1900 senesi hasreti vardır. Bu yüzden her sene bir gün at yarışlarına. eskiden olduğu gibi, dört at koşulu hususî arabalarla gidilir. Bu sene de büyük terziler mankenlerini bu arabalarla Auteuil yarış meydanına göndermişlerdir. Atlı arabaların Paris bulvarlarından, son model otomobiller, otobüsler arasından geçişi pek meraklı olmuş, her tarafta halk durarak bu alayın geçişini seyretmiştir.
Yarış meydanında teşhir e-dllen tuvaletler atlı arabalar kadar, belki de ondan fazla alâka çekmiştir. Mankenlerin kıyafetleri herkes tarafından merakla tetkik edilmiştir.
Dercettiğimiz resimlerden birincisi hususi arabaların Paris bulvarlarından geçerek yarış sahasına gidişini gösteriyor. Arabayı İdare edenin yanında en son modaya göre giyinmiş mankenler görülmektedir.
İkinci resim yarış sahasında çok dikkati çeken iki elbiseyi gösteriyor.
Kanı tasfiye eden bir ilâç
Kanı gayet İyi tasfiye eden bir ilâç:
250 gram 90 derecelik İspirto içerisine 30 gram diş sarmısağı doğramalı. Şişenin ağzım sıkıca kapamalı, altı hafta hiç açmamalı.
Bu müddetin nihayetinde ispirtonun rengi altın sarısı olur. Bir ay öğle ve akşam yemeklerinde beşer damla yarım kahve fincanı su içerisinde içilmelidir.
Romatizmalılara da faydalıdır.
Kirazlı tart
250 gr. un 100 gr. tereyağ bir yumurta 25 gram şeker, çay kaşığı baklng povder. uç çorba kaşığı süt.
750 gram siyah tatlı kiraz, I bir yumurta, iki yüz elli gram I süt.
I Tereyağını küçük parçalara lakoim ederek unun ortasına koymalı. El ile ezerek yağla unu halletmeli, sonra telle çırpılmış yumrutayı, şekeri ba-king povderl ilâve etmeli, karıştırıp yoğurmalı hamur pek toplanmazsa azar azar iki üç çorba kaşığı süt ilâve etmeli.
Hamuru küçük bir tepsinin İçine ve kenarlarına döşemeli üzerine pudra şekeri serpmek, çeküdekleri çıkarılmış kirazları yanyana hamur üzerine dizme-li. Kızgın fırına satmalı, bir çeyrek saat sonra tepsiyi dışarı çekmeli, üzerine 250 gram şekerli sütle çalkanmış bir yumurtayı dökmell, tekrar fırına salmak. Bîr çeyrek saat, yirmi dakika sonra tepsiyi çekmeli üzerine pudra şekeri serpmek ve soğuduktan sonra sofraya çıkarmalı.
Çiçekleri ne zaman koparmalı?
Sayfiyede bulunan dostlara gidilince akşam eve gelirken çiçek getirmek âdet hükmüne gelmiştir. Fakat umumiyetle çi-
Saç fırçalarını nasıl temizlemeli?
Saç fırçalarını sık sık yıkamak kıllarının yumuşayıp gev-
* bUllllÇIII . luftu. UlilUllkl/VLie V I -semestae sebep olur. Bunu» „kler
üzeri avdet za-lçin iki fırçayı kepek içine so- ’ manı koparılıp demet yapılır, kup birbirine sürtmell. Kepek bu hatadır. Uzun gün güneş al-fırçalardaki kiri ve yağı alır, fırçalan tertemiz yapar.
Vücuttaki çürükler
Vücutta bir yere çarpmaktan ileri gelen çürüklerin geçmesi için amonyakh suya batırılmış pamukla pansunan yapmak faydalıdır.
tında sıcaktan baygın olan çiçekler eve gelince ne kadar bol suya bırakılsa bir türlü dirile-mez.
Halbuki sabah serinliğinde kesilip akşama kadar suda duran çiçekler akşam eve getirilirse bir kaç gün çiçeklikleri süs leyebiiirler.
Musluk yerindeki koku
Bulaşık yıkandan musluk yer ler! fayans olmayıp da taştan olursa ekseriya bu taşta garip bir koku olur. Bunu gidermek için taş üzerine kahve telvesi dökmell. Buruşturarak yumak haline gelen bir kâğıt parçası ile bu telveyi her tarafa sürerek ovalamalı. Sonra tıkır fıkır kaynar su dökerek temizlemeli. Hiç koku kalmaz.
| Müşküllere cevap |
Badem sütü
Moda Zeynep B: Badem sütü şöyle hazırlanır:
25 gram acıbadem, 40 gram tatlı badem, 200 gram gülsuyu, (25 gram süzme beyaz bot, 20 ıgram altmış derecelik İspirto, 25 gram çiçek suyu. 5 gram a-eelbent, (tenture de benjoln) 3 gram sulfate d'alumlne, alıcız. Bademlerin iç kabuğunu ■haşlayıp soyduktan sonra havanda dövünüz. Yağının çıkma ması lçtn döverken balı katmalı.
Bademler iyice ezilince damla damla gül suyunu İlâve edl-‘niz, tülbentten süzünüz, hasıl olan süte diğer maddeleri katınız. Şişede muhafaza ediniz. El sut yüae sürülünce cildi be» 4er mesamatı sıkıştırır ve kuvve ilendirir.
Ak saçlı, kırpık bıyıklı efendi amca kanapenin ortasına oturmuş, iri taneli otuz üçlük teşbihini çakırdatarak kendi kendine mırıldanıyordu. Öfkeli olduğunu anladığı için bizim kasketli delikanlı birdenbire yaklaşmağa cesaret edemedi. Karşısında bir müddet dolaştı, nihayet bir aralık göz göze geldiler, kandilli temenna ile selâmladı, efendi amcanın da sağ elini omuz hizasından çevirerek selâma mukabelesinden aldığı cesaretle sokuldu:
— Bir şeye üzülmüş gibi görünüyorsunuz, amca bey.
Kırışık alnının çizgileri biraz daha derinleşti, gür kaşları çatıldı:
— Üzüntüsüz insan olmaz. efendi oğlum. Senin en rahat, endişesiz zannettiğin insanların bile kendilerine göre üzüntüleri, dertleri vardır. Fakat benim bugünkü üzüntüm hiçbirine benzemez.
— Geçmiş olsun. Kaza mı yoksa hırsızlık falan mı?
— Hayır, öyle şeyler değil. Kırk yıl düşünsen bulamazsın. Benim de hatırımdan geçmezdi amma başıma geldi. Böyle biı şeyi nasıl umardım, a evlâdım?
— Ne oldu, amca bey?
— Daha ne olsun? Mübarek Ramazan günü kendi elimle kendimi günaha soktum. Başka biri söyleseydi katiyen inanmazdım, iftira derdim, fakat kendi gözlerimle gördüm, şaşırıp kaldım. Karşı köşede duran şu uğursuz, hayasız delikanlıyı görüyorsun ya.
— Evet, yüzünde yaralar var.
İçini çekerek homurdandı;
— Keşke kafası kırılsaydı habisin. Böylelerinin vücutları dünya için zarardır.
— Ne fenalık etti size?
— Aldattı beni. Sözde hafızmış kendisi. Ramazanı şerifin üçüncü gecesi teravih namazından sonra “bir ahbabın evinde toplanmıştık. Ev sahibinin tanıdıklarından biri bunu da getirdi. Salonda Kur’an okudu, ilâhı okudu. sesi pek hoşuma gitti. Hakikaten güzel okuyor. Dinlerken mestoldum. Orada kendisiyle konuştum, çok beğendiğimi söyledim; «Sık sık görüşelim» dedim. Ayrılırken hürmetle elimi öptü, ben de ertesi aksam iftara davet ettim. O zaman-danberi daima görüşüyoruz-he rakşam olmasa bile iki ak şamda bir alıp eve götürüyorum. kendirine evlât nazariyle baktığım için iftarda aile soframıza oturtuyorum. Akşam namazından sonra ilâhı okuyor, aşır okuyor. dinliyoruz. Bizim hanım da pek beğeniyor; «Ah, Yusuf bey. Bekâr bir kızımız olsaydı da şu hafızı güveyi alsaydık» diyor Her gelişinde cebine harçlığını da koyuyoruz.
— O kadar seviyordunuz da sonradan niçin kızdınız ya?
— Kızmak mı? Nefret ediyorum mel'undan. Elimden gelse kafasını koparırım alçağın. Meğerse oruç tutması da. namaz kılması da hep yalanmış. Beni aptal yerine koyup aldatmış. Baksana. oruçlu adam hali var mı şunda?
— Oruç yerken mi yakaladınız?
— Hangi oruç, efendi oğlum? Yalnız oruç yemekle kalsaydı gene affederdim. Yediği naneyi söylesem şaşarsın. Bitişiğimizdeki evde züppe bir kiracı oturuyor. Gûya Müslümanmış amma namazla, oruçla alâkası yok. Dün gece evine misafirler davet etmiş, balkona sofra kurmuş. Mübarek Ramazanda oturmuşlar, içki âlemi yapıyorlar. Ne Allahtan korkuyorlar, ne kuldan utanıyorlar. O hali görmemek için kendi balkonumdan çekilip odaya girdim, pencerenin önüne oturdum. Bir aralık içkili balkondan şarkı, gazel sesleri yükselmeğe başladı. Bizim hanım kulak kabarttı! «A a, Yusuf bey bu ses tıpkı bizim hâfiiuı sesine
benziyor» dedi. »Sus hanım. Günaha girme. Öyle yerlerde bizim hâ tizin ne işi var?» dedim. Hanım ısrar edince ben de kulak verdim, hakikaten bizim hafızın sesinden farkı yok. Merak ettim, balkon kapısının aralığından başımı uzatıp baktım. Bir de ne göreyim; bizim hafız rakı kadehini başına dikip, «Medet hey!» diye naralar atmıyor mu! Onu görünce beynime yıldınm İndi sandım. Canımın sıkıntısından gece teravihe de gidemedim. pencerenin önünde oturup bekledim. Geç vakit içki meclisi dağılmağa başladı, ben de aşağıya indim. Hafız sendeliyerek bizim kapının önünden geçerken hemen dışarıya fırlayıp yakasına yapıştım; «Ulan, nedir bu rezalet? Hem hâfızlık ediyorsun. hem mübarek Ramazanda rakı ziftleniyorsun. Allahtan korkmuyor musun sen, alçak herif? Tuu yüzüne!» dedim. Bana ne cevap verse beğenirsin? Elini omuzuma koyup da; «Heeey babalık, senin böyle şeylere akim ermez. Allah günahkâr kullarını affeder. Yarın ahrette ben bir elimde rakı kadehi, bir elimde meze çatalı ile Sırat köprüsünden vızır vızır geçerken sen cehennemin katran kazanında cayır cayır yanacaksın!- demez mi? Aman Yarabbi, o anda aklımı oynatmadığıma hayret ediyorum. «Rakt kadehi ile Strat köprüsünden geçeceksin ha?» dememle beraber yüzüne şamarı vurduğum gibi yere yuvarladım. Ondan sonra tekmelerle giriştim. Sırat köprüsünden öyle geçilmez . böyle geçilir.
Mahkeme acildi, içkili hâ-fız ile konuşamadık.
Ce. Re.

Karadeniz yüzme yarışları
B. T. İst. Bölgesi Müdürlüğünden: 2(7/1950 pazar «ünü yanılması mukarrer Karadeniz yüzme yarışları aşağıdaki program gereğince Liöo’da saat 10.30 da yapılacaktır.
İsimleri yazılı hakem arkadaşların ve müsabakalara katılacak sporcuların saat 9,30 da müsabaka mahallinde bulunmaları rica olunur.
A. Üçer. F. Ayad, F. Akdağ, M. Dengiz, L. A. Turgut. M_ ELmen. O. Saka. R Sueri, A. Rıza Sözeralp, R. Erle, S Erler, S, Eryar, Ş. Tezcan, T. Büke, K. Özbek.
Program:
lou m serbest
IOO M. Serbest (Bayanlar)
200 M. Kurbağlama
100 M. Kurbağama «Bayanlar).
100 M. Sırtüstü (Bayanlar*
100 M. Sırtüstü
4X200 M. Serbest bayrak
3X1 Of) M. Karışık bayrak (Bayanlar)
1500 M. Serbest,
Tarsus bugün geliyor 1
Bir müddettenberi Amerika seferinde olan Tarsus vapuru bugün saat 15 te llmammıza dönecektir.
Tarsus vapuru bir müddet sonra Akdenizde yeni bir turistik setere çıkacaktır.
UNUTMAYINIZ Kİ
Sevimli olmak biraz da cildinizin Inceliğlle kabildir.
KREM PERTEV
3«fl NO. 11 KREM NIVEA kutulan İktisadidir. Zira! lkûçüklerln hemen üç mitilini İhtiva ettikleri halde fiatları mutedildir.
FK S 7T»
Pahlfe *
29 HRZırfı Tı
C.H.P. de ıslahat isteği
(Baş tarafı 1 İnci sahifcde)
«Gerek 1945 yılından 1946 yılına ve 1946 yılından 1S5O yılına kadar geçen zamanlar içinde beliren hâdiseler, gerek 1950 seçimleri ve bu seçimlerin neticeleri Halk Partisi için üzerinde. dikkatle ve ibretle durulmaya değer bir çok güçlükleri ortaya çıkarmıştır. Bundan başka iktidarın. Cumhuriyet Halk Partisi elinden çıkmasından sonra siyasi ve İdarî şartlarda bir çok yetil inkişafların belirmekte olduğu da inkâr edileme». Bütün bunlar biz* Cumhuriyet Halk Partisinin şimdi çok nazik ve kritik bir durumda bulunduğunu, açık bir İfade ite «Tarihi dönüm a noktasına ulaştığını anlatmaktadır.
Aslında Cumhuriyet Halk Partisi IMS yılında muhalefet partilerinin kurulmasına imkân verme kararım aldığı anda tarihinin dönüm noktasın» varmış bulunuyordu.
Parti işte bu dönüm noktacında, önceden, kendi zihniyetinde. yapısında, metodlarınd-ı ve fonksiyonlarında yrnj şartlara uyacak şekilde ayarlamalar yapmak zorunda idi. Bunlar yapılmadan çok partili si-, jrasl hayata hazırlıksız geçildiği lçh) Cumhuriyet Halk Partisi bu hayalin ilk devresinde bili i.ıssa 1946 seçimlerinde ve ondan sonraki dürt senelik iktidar devresi İçinde türlü sarsıntılara maruz kalmış ve bu sarsıntılar arasında 1950 seçimlerine girmiştir, bunun neticesin ti a de seçimleri kaybetmiştir
Otorite zihniyeti
Risalenin İkinci kısmında Cumhııriyrt Halk Partisinin doğuşundan bııgfıne kadar kendine bir «otorite zihniyeti» nf mal ettiğinden bahşedilerek deniliyor kİ:
«Cumhuriyet Halk Partisi millet karşısında programı, prensipleri, dâvaları ve heyecanlan ile millete kendini beğendirmekten ziyade, çok zaman. temsil etliği İktidarı kullanarak,- âdeta devlete dayanarak varlığını devam ettirme yolunu tutmuştur. Bu da. Partiyi büyük ölçüde kendi başına Mr mücadele ve başarı cihazı olmaktan çıkarmıştır.
Biz bugün «otorite zihniyeti» yerine «program zihniyeti» ni yerleştirmek mevkiindeyiz.»
Prensipler
Üçüncü kısım prensiplere dairdir. Bunda, aslında çok kuvvetli olan prensiplerin, vatandaş kitleleri karşısında yavaş yavaş mânalarını kaybederek «ayıl bir duruma d üşütüğünden bahisle deniliyor ki:
«öte yandan prensiplerin tatbikindeki gevşeklikler, hattâ asıidan inhiraflar ve birbirine zıt tatbikat hareketleri onları gittikçe tutulamaz bir hale gel irmiş tir.
Butiin bunlar Cumhriyet Halk Partisinin programına aldığı prenripleri vuzuhsuz ve anlaşılmaz bir şekle sokmuştur. Bundan ayn olarak da Parti âdeta faaliyetleri prensiplerine uymayan ve prensiplerine aykırı tatbikata tahammül eden bir siyasi müessese vaziyetine düşmüştür, şüphesiz bu haller de yavaş yavaş milletin İnanın ve güvenini azaltmıştır. Korkmadan İtiraf etmek îenbeder İd, bütün bunlardan sonra hâsıl olan şimdiki durum Cumhuriyet Halk Partisine bir idealist ve prensipler partisi dedlrtmlyecck bir durumdur.
İşte bu sebeplerden Cumhuriyet Halk Partisi, tarihinin bu dönüm noktasında, bir kere programını revlziyihdan geçirmek onun ihtiva ettiği ana prensipleri yeni şartların ışığında ve tekrar İne diyerek her türlü tevilleri, tefsirleri, inhiraftan önliyecek bir şekilde açık ve kati olarak yeniden te-şrldetmek zorundayız.»
6 prensip
Risaleyi yazanlar milliyetçilik prcnsiplnden bahisle bunun seneden seneye gevşediğini, son zamanlarda âdeta lâkaydi denecek dereceye vardığını, Tiırk cemiyetini âdeta kozmopollt-leştirmek lstly enlerle hiç bir mücadele yapılmadığını söylüyor), C. H. P. nin yeniden milli heyecanlar yaralan ve yaşatan bir parti halinde derlenip toplanabilmesi İtin mll-liyetollik prenüninııı dana canlı bîr 'eklide ila«ie edilmesini Arsa ediyorlar.
Bundan sonra devletçiliğe geçerek bunun kurucu, koruyucu ve düzenleyici bir devletçilik olması lâzım geldiğinden hah isle şunu kaydediyorlar: «Biz sağlam ve denk bir milli ekonominin bu memlekette çifçLLik temeli inerine körula-cağına sıhhatli ve uzlaşık bir cemiyetin de geniş ve refahlı bir köylü tabakasına dayanabileceğine samimiyetle İnanıyoruz.»
Halkçılık prensipine gelince «Gelecekte devlet otoritesinin şahsi menfaatleri uğrunda kullanılmasına ve devlet kuvvetlerinin halk üzerinde baskı «açılası haline getirilmesine karşı mücadelede bulunmak prensipler arasında yer almalıdır.» diyorlar.
Risaleyi yazanların lâiklik prelisipi hakkında görüşü şudur: «Dinin cemiyetin yapısında bir harç ve istifasında mânevi bir kaynak olduğunu göz önünde tutarak. teşkilâtı kuvvetli bir şekilde kunıhmeıya kadar, İslâm cemaatinden yardım ve ihtimamın esirgerim emesi devletten istenmelidir.»
İnkılâpçılık prensipine gelince, C. H. P. nln buna bugün dünden daha ziyade sarılması zarureti olduğundan bahisle: «Asıl mühim olan cihet, henüz milletimize malolmamış şekilde kalmış görünen, fakat İleri In-kişafianmız İçin şart olan inkılâpla rımızın büyük halk kütlelerine maledümcsl hususunda başarılacak büyük İşler bulunduğudur.» deniliyor.
Cumhuriyetçilik prensip! hakkında: «Faril Cumhuriyetçilik prensipl ile milletimizin devlet İdaresindeki idealinin hem be-nimseyicisl, hem de bekçisi kalmalıdır.» deniyor.
Program, tüzük
Risaleyi yazanlar bugünkü parti programının ikiye bölünmesi, asıl programın İçine prensipler vr ana dâvalar konmasını, diğer kısmın, yani günlük politikaya alt konuların istenirse ayrıca bir tatbikat programı olarak hazırlanmasını istiyorlar. «Prensipler açık, kati, hiçbir yanlışa mahal bı rakını-yacak şekilde ifade ve izah e-dihnelldir. Bundan başka programda Cumhuriyet Halk Partisinin sosyal karakteri aynca ve İyice belirtilmelidir.» diyorlar.
Tüzük hakkında şu satırlar vardır: Kanaatimizce parti demek siyasî bir disiplin müesse-sesi demektir. Ancak parti disiplini bir otoritenin baskısına boyun eğmek demek değildir.»
Risalede bundan sonra parti teşkilâtı, kadro hakkındakl düşünceler İzah edilerek Halkevlerine geçilmekte, bunların tam bir muvaffakiyetle çalışamadıklarından, mamafih partinin elinden çıkarılmasına taraftar olmadıklarından bahsedilmektedir.
Risaleyi yazanlar partinin matbuat işlerinin iyi İdare edilmediğini, bu yüzden koyu bir matbuat muhalefetine meydan verildiğini, propaganda işlerinin metodsuz olduğunu söylüyorlar.
Esaslı ıslâhat isteği
Risalenin sonunda deniliyor kİ:
«Buraya kadar belirttiğimiz gerçekler ve İleri sürdüğümüz düşünceler hâdiselerin dikkatle müşahede ve mülâhazasından sonra aklımızın bulduğu ve vicdanımızın inandığı düşüncelerdir. Bunları iyi niyetlerle, samimi duygularla ve yapıcı bir zihniyetle ortaya koymuş bulunuyoruz. Tekliflerimizin hepsi birden adlandırılmak gerekirse, revizyon ve »organizasyon teklifi adı Ue anılabilir.
Cumhuriyet Halk Partisi şimdi üzerinde bulunduğu dönüm noktasında vakit geçirmeksizin köklü ve şümullü bir revizyona ve reorganizasyona muhtaçtır. Parti bunu geciktlrmemelidlr. Çünkü dönüm noktasının üzerinden atlıyarak her şeyi zamanın tamirine bırakmak imkânları yoktur.
Sonra partinin muhtaç olduğu revizyon, 1950 seçimleri açıkça göstermiştir ki: kısmî veya şekli de olamaz. Bu, partinin zihniyetine, prensiplerine, programına. tüzüğüne, kadrolarına, fonksiyonlarına varınrıya kadar bütün varlığına birden şamil olmak gerektir.
Nihayet bu revizyonun tellfç! ve ldarcl maslahatçı bir zihniyette yapılması da maksadı sag-lıyamnz Bilâkis bunun ısluhat-çı bir zihniyetle yapılması şarl-■ Ur>
^Esrarlı intiharla^
Belin intihan haberine kimse ehemmiyet vermedi. O tarihte arkadaşım Kenni Ue beraber aynı gazetede çalışıyordum. Bir kaç gün sonra Essexde bir sucunun da aynı şekilde ve aynı sİ lâhla kendi canına kıymış olduğunu öğrenmeseydlm Belin İntiharına aldı rmı yacaktım.
Sucunun da İntiharını öğrenince arkadaşım Kenniye giderek düşüncelerini ve şüphelerimi anlattım. O, sözlerime c-hemmlyet vermedi.
— Basit bir tesadüf eseri! Za ten Bel varlıklı bir adamdı. Es-sezdekj sucu ile ne alâkası vardır. Bu çifte İntiharda münasebet aramağa kalkışma. Çünkü aralarında böyle bir şey yok dedi.
Arkadaşımın yanından meyus ayrıldım. Üç gün sonra gene onu görmeğe gittim:
— Kenni! Bu çifte İntiharın esrarı çözülmedi diye diye mu-zafferâne haykırdım.
— Ne demek istiyorsun? diye bana sordu.
— Üçüncü bir intihar vakası daha oldu. Kolwinde iradile geçinen İhtiyar bir kadın da bıçakla aym tarzda intihar elti. Şimdi buna ne dersin?
Arkadaşım, beni merhametle süzdü. Piposunu yaktıktan sonra cevap verdi:
— Bu da bir tesadüf veya tak Utten ibaret!
Bu esran nasıl çözeceğime dair kafa patlatmağa başladım. Derken bir gün Kenni. beni yanına çağırdı.
— Yeni haberi öğrenmedin tnl? diye sorduktan sonra elindeki kâğıdı okumağa başladı:
«Saat üçte gazete tevzi memuru Küllverin cesedi küddânda bulunmuştur. Bugün dükkânı açılmadığı İçin komşuları te iâşa düşmüşler, polise haber vermişlerdir ve dükkânı açtırarak onu ölü bulmuşlardır.
Arkadaşınım sözünü kestim.
— Fazla okumana lüzum yok. Onu kalbine bıçak saplanmış olarak bulmuşlar değil mİ?
— İyi keşfettin doztıım! Senin bu birbirine benzer İntihar lar hakkındald şüphelerini gazete sahibine anlatım. Haydi bakalım gel de beraber Külive-rln dükkânına gidelim.
Dükkânın önünde nokta bekleyen polis memuru, cesedin morga kaktırılmış olduğunu ul-ze söyledi. O sırada da komiser dükkâna geldi. Bu intihar şeklindeki hâdisenin cinayet olma-şı hususundaki şüphelerimizi kendisine anlattık. Komiser:
— Buna imkân yok. Çünkü bıçak üzerinde Küllverin parmak izleri vardır.
Kenni Ue beraber dükkândan ayrıldık. Yolda giderken arkadaşım Kenni de benim şüp belerime İştirak etti. Fakat tereddüdünü mucip bir ciheti de anlattı:
— Parmak izlerini nasıl İzah edeceksin.
— Size şimdilik menfî bir cevap veremem. Ben de bilhassa bu mesele üzerinde duruyorum, dedim.
» A
— Dokuzuncu intihar mı?
— Evet dokuzuncu vaka Keıı-nlf
Arkadaşımın odasında o t utarak birbirini takip eden bu cinayetleri münakaşa ediyorduk. Zabıta da artık bu intiharların cinayet olduklarını kabule mecbur kalmıştı. Arkadaşım, blrıız düşündükten sonra bana dön-
dü:
— Biliyor musun? Maktûlle-rin mazisini tetkik ettim ve hep sinin de 4-5 yıl evvel Londrada bulunmuş olduklarını anladım. Bunların bir kulüp veya cemiyete mensup olduklarım ve aralarında bir münasebet bulun duğunu sanıyorum. Ben bütün bu cinayetlerin aynı adam tarafından İşlendiğine kaniim de di.
Bir kaç gün sonra aynı şekilde onuncu cinayet de işlendi. Halkın heyecanı, son dereceyi bulmuştu. O sırada genç bir muhbir koşarak odaya girdi:
— Bakalım bu esrarengiz ka-atll, daha kaç kişi öldürecek. Bu sabah da TCntl öldürdü. Bu, on birinci kurbandır. Klm-blllr daha kaç kişinin canına kıyacak!
Kenni, Tent adını duyar duymaz ürperdi:
— Bu ismi lşltmlşlmdlr. Fakat acaba nerede? diye düşündükten sonra bütün muhbirleri yanına çağırarak kendilerine şu emri verdi:
— Her birini» eski koleksiyon lardan birer tanesini alıp dikkatle tetkik edeceksiniz. HarrJ ismini bulursanız derhal o kolek siyonu bana getireceksiniz.
Biraz sonra muhbirlerden biri. koşarak geldi:
— Hanriye dair koleksiyonda bir haber buldum, bu adam 5 yıl evvel 1M4 senesi temmuzunda cinayetten mahkûm olmuş »e sonra masumiyeti anlaşılarak serbes bırakılmıştır.
— Anladım, anladım. Teşekkür ederim. Çabuk bir taka:! Hiç olmazsa 12 inci zavallının öldürülmesine mâni olabiliriz.
Kenni bu sözleri söyledikten sonra merdivenden aşağı koşmağa başladı. Ben de onu takip ettim.
Evvelâ adliyeye uğradı. Yukarı çıkıp tekrar geldi. Ben takside kalmıştım. Gelince sordum:
— Bir şey keşfettiniz mı bari?
— Biraz sabret, Şlmd! görürsün cevabını verdi.
Şoföre bir adres verdi. Oraya vardığımız zaman taksiden inerek, bir pansiyon'kapısını Çaldı. Kapıyı açan kapıcıya sordu:
— Mösyö Nort yukarda mı?
— Hayır, iki yıl evvel pansiyondan ayrıldı.
— Yeni adresini biUyor musun?
Kapıcı defterini karıştırarak bize bir adres verdi. Bir müddet sonra başka bir eve gittik. Kapıcı mösyö Kortun 17 numaralı odada oturduğunu bize haber verdi.
Merdivenden koşarak yukarı çıktık. Kapıyı hızlı hızlı çaldık. Cevap yok. Nihayet bir tekme ite kapıyı açtık. Feci bir manzara İle karşılaştık. Kalbine bıçak saplanmış bir adam yerde yatıyordu. Bu. meçhul kaatilln on İkinci kurbanı Nortdu. Evden çıkarak polis müdürünü gât meğe gittik. Müdür, biz! derhal kabul etti. Kenni söze başlad*:
— İşlenen 12 cinayetin faili kim olduğunu biliyorum. Et-
MI. Rommel
(Baş tarafı 4 üncü sahifede)
Farny, illilerin halk tarafından en çok sevilmiş bir kumandana karşı böyle harekette bu-lunamıyacağmı söyleyince Rom mel şu cevabı verdi: »Yanılıyorsun. Göreceksin beni yok c-decektir. Bu cani hiç bir şeyden çekinmez.»
17 okim günü mareşal Flitlerin karargâhında mühim bir toplantıya çağrıldı. Henüz seyahat edebilecek vaziyette olmadığından Hltler general Malsel Burgdorf'ıı Hcrrllngen'e gönder dİ. Burada kısa bir görüşmeden sonra Rommel karısına, boğuk bir sesle, şunları söyledi: »Bir çeyreğe kadar öleceğim. Bitlerin emri mucibince ya zehir İçerek İntihar edeceğim, yahut bir halk mahkemesi huzuruna çıka nlacağım.»
Generaller (Rommel) le görü şürken ev nazl hücum kıtalan tarafından sarılmıştı. Rommel iki generalle birlikte çıktı, bir otomobile bindiler. Bir müddet sonra mareşal ölü olarak hastaneye getirildi. Cesede kimsenin dokunmasına müsaade e-dilmcdl. Halka IRommel)in o-tomobll kazası neticesinde aldığı yaralardan öldüğü blldlrildL
HALKEVLERİ
.1 K U KUMLAR
Eminönü Halkevinden — «Denizcilik» bayramı dalayııiyle 1 Temmuz 1950 eumarletl fili nü naat 11 de Emlnfinü Halkevi taralından bir danslı çay verllecktlr. Giriş kartlan Halkevi bürosundan temin etillir.
Zayi — 6007 sayılı otomobil ehliyetnamesini kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Ekmel Asgari
inekçi Harrlyl hatırlıyor musunuz? Bu adam 28 temmuz 1914 tarihinde bir cinayet İşlemek ve dokuz bin sterlin çalmak töhmelile müebbet küreğe mah kûm oldu. Bütün deliller aleyhinde idi. Fakat İki yıl evvel masumiyeti anlaşılarak kendisi serbes bırakıldı. Kendini mah kûm etmiş olan 12 jurl âzaşına karşı kalbinde sönme» bir İntikam hissi besliyordu. Ucuz bıçaklar satan bir seyyar satıcı kıyafetine girerek kendisini mahkûm etmiş olan 12 jurl â-zasının evlerini birer birer ziyarete başladı. Kurbanları, hiç bir şeyden şiiphclenmekfilzln bıçakları muayene ederken bir fırsatını bularak bıçağı, kalble-rlne ansızın saplayıp öldürüyordu, Bu sesepten dolayı bıçakların üzerinde maktullerin parmak İzleri bulunuyordu. Zaten kaatl! bu cinayetleri yaparken elleri eldivenli İdi. Bu 12 cinayet bu suretle İzah edilebilir.
Polis müdürü arkadaşımın sözlerini kesti:
— 13 cinayet demek İstiyorsunuz. Çünkü biraz evvel Har, rinln intihar haberini bize gc-' Lirdiler dedi.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Yeni şeker fiatları
İstanbul Belediyesinden
Hükümetçe son defa şek.T Hatlarında yapılan tenzilât sebebiyle daimi komisyon karafile Kristal şekerlerin kilosuna perakende azamî 141 ve Ku-> şekerlerin kilosuna ise 175 kuruş satış halı tesbit edilmiştir.
Keyfiyet ilgililere ve sayın halim ilân olunur. (8698)
İstanbul Akşsm Erkek San' at Okulu Müdürlüğünden:
Cinsi Beherine Muvakkat
tasarlanan teminatı İbatenin yapılacağı Miktarı (tat parası gün ve saati
Elektrik kaynak Jeneratörü 10 Adet 2200 - 1650 30/6/1950 Cuma
saat 15 de Elektrik kaynak jeneratörü 15 Adet 2200 — 2475 30/6/İ950 Cuma
, saat 16 da
1 — Erkek Teknik öğretim okulları ihtiyacı için yukarıda cinsleri, miktarları, fiatları, muvakkat teminatı ve İhalenin yapılacıı/u gün v₺ saatleri yazılı ıo ve 15 tane elektrik kaynak Jeneratörleri, tamamlayıcı teferruatı ile birlikte 2 ayrı grup halinde kapalı zarf usullyte eksiltmeye konulmuştur.
2 _ Kaynak jeneratörleri 30 - 75 nnıperden bnşlıyarak 340 - 408 ampere ktıdar çalışır kabiliyette ve 220-380-500 V. luk olacaktır.
3 — Yukarıda belirlilen 10 tane kaynak cihazları İhaleyi müteakip derhal ve diğer 15 tane kaynnk cihazları da ihale tarihinden itlberen 1,5 ay ztv.lındn terlim edilecektir.
4 — tkl grup halinde ayrı ayn eksiltmeye konulan bu kaynak cihazlarına ait şaı'tnonı-ler Tophanede 341 No. daki okulııa bürosunda görülebilir.
5 — İhale, yukarıda İlgili grııpun hizasında belirtilen ı;ûn ve saatlerdi! 4 üncü ınuddede yazılı büroda toplanacak komisyon tarafından yapılattı Rt ir.
6 — İsteklilerin 1950 yılına alt Ticaret Odası ^cl-eirlyte ve maliye mesul muhasip ilkle rintten birine yatırılacak teminât makbuzu veya banka teminat mbUtıinu ite birlikte 2400 saydı kanuiıun tarifalı dairesinde t’lnak üzere hazırlıyacakları kapalı mühürlü teklif mektuplarını en geç 30/6/950 Cuma günü belirli ihale saatlerinden tan*, bir saat evvel 1 uncu maddede yazılı büroda toplanacak komisyona vermeleri.
7 — Postada vaki olacak gecikmelerden kumibyon sorumlu değildir. 17814)
ilan
M.S.B. Kara Kuvvetleri Komutanlığından
1 — 1950 - 1951 öğrenim yılı için aşağıda İlimler! ve Bulundukları yerler yazılı olan As. Okullara öğrenci alınmasın» 25 Mayıs 950 den itibaren başianacı—dır. Bu müracaatlc-a A« Liselerle Mtızika meslek ve Gd. Erb Hzl. Orta okullar İçin 15 Eyiûl’de, As. Orta okul için t Eylülde ve Musiki Gd, Erb. Hzl. Orta okulu İçin de 20 Ağustos 950 de son verilecektir.
2 — Okulların muhtelif sulıflannı (Musiki Od. Erb. H?2. Orta okulun yalnız 1. sınıfına) MIDI Eğitim Bakanlığı Lise ve orta okullarına denk sınıflardan diplomalı veya tastıknamel! öğrenci alınacaktır.
3 — Alınacakların Türk vatandaşı olmaan, yapılacak muayenede sağlam çıkmaları ve kayıt kabul şartlarını taşımaları lâzımdır.
4 — öğrenimi bırakanlar, bulundukları sınıfların İmtihanlarında başarı gösteremlyenler okullara alınmayacaktır. tGd. Hzl. Orta okullarına İki yü öğrenimi bırakanlar alınabilir) Yaşlarını tashih ettirenlerin tashfbden evvelki yaşlan esas tutulur. Bütünlemeye kalanlar kendi okullarında btı İmtihanları başan Ue verdikleri takdirde alınabilirler. As, Orta okula bütünlemeye kalmış olanlar alınmazlar.
5 — Bu .şartlan taşıyan İstekliler bulundukları yerlerin As. Ş. terine ve aynı zamanda girecekleri okulların müdürlüklerine birer dilekçe Ue baş vuracaklar ve okula gönderecekleri dilekçelerine nüfus kâğıdı ömeklerHe 3 adet vesika fotoğrafı ekllyeceklerdlr.
Okulların bulunduktan yerlerte IsteklUer doğruca okul müdürlüklerine müracaat ederler. (6646)
Okullar:
İstanbul'da: Kuleli ve Maltepe As, liseleri.
Bursa'da: Bursa As. lisesi.
Konya'da: As. orta okul .
Ankara'da: MuzUca Meslek v« Musiki Gd. Erb. Hzl. orta okulu.
Merzifon’da: I ve IL Od. Erb. Hzl. Orta okulları.
Devlet Orman işletmesi Beypazarı Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Eğri ova bölgesi öküzçayın orman İçi istif yerinde mevcut (1895) adede denk (588) M3 (36L) Dm3 çam tomruğu (4) parti halinde 26/6/1950 tarihinden itibaren 10 gün müddetle açık artbnna suretllc satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 7/7/1950 cuma günü saat (15) te İşletme müdürlüğünde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün tahmini bedeli (30) liradır. % 7,5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu İşe ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, An-karada merkez, İstanbul, Bolu, Kızılcahamam, Eskişehir ve Karaman işletme müdürlüklerile işletmemizde her gün görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve İlk
temlnatlarJyle komisyona müracaatları. 8495
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
B©p ysığo aiınacafe
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan
1 — 3000 kilo Bor yağı açık eksiltme İle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 2250 lira olup muvakkat teminata 168 ItrR 75 kuruştur,
3 —- Buna alt şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 21/Temmuı/lfl50 cuma günü saat 10.30 da
Haydarpaşa gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma Komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde Komisyonda hazır bulunmaları. (8668)
DC-6 ve Consteliation Uçoklan ile YAZ TARİFESİ
Isfanbuldan hareket Pazar 13.00 de
New-York'a varış Pazartesi 12.45 de.
HİÇ bir yerde gece kalmadan dünyanın en konforlu uçaklarıyla ideal bir seyahat. Durgun*ve ijlek mevsimlere göre yeni ve hususi, tenzilâtlı tarifeden istifade.ediniz.
Seyahat acentenize veya umumî acentemiz
TÜRHOL TİCARET LTD., ŞİRKETİ ne müeacaai ediniz.
Atlas Srntrtiü Pasaj i 209/-i Beyoğlu Telgraf: TRA NSA ERA Telefon: 4076 4

■o
0

u


• aife 8
A K 8 A M
20 Hazlfîm 1950
TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş.
Tasarruf Hesaplan
fAMERİKADAN^
Hususi surette getirtilen Dünyanın en saf en meşhur
SAYIN MİLLETVEKİLLERİNİ DAVET
İstanbul Vilâyeti Denizcilik Bayramı Tertip Komitesinden İstanbul vilâyeti denize ilk bayramı tertip komitesi denizcilik bayramı münasebetiyle 1 Temmuz 1950 cumartesi günü Moda koyunda yapılacak deniz yarışlarını eşlerllc birlikte şereflendirmelerini İstanbul'da bulunan Sayın Milletvekillerinden rica eder.
Bu ilân davetiye yerine kaimdir.
Davetlileri götürecek Ordu vapuru Galata yeni yolcu salonu önünden saat 14 de kalkarak Moda koyuna gidecek ve yarışların bitimini müteakip yine Galata rıhtımına dönecektir. (8697)
Gayri menkul satış ilânı
İstanbul Emniyet Sandığından
Kâmil Erman H. C. 268 numaralı mukavele He sandığımızda açtığı (20.000) yirmi Lun liralık hesabı cariye mukabil Beşiktaşta Tiırkali mahallesinde Uzuncaova sokağında eski ?A. yeni 2ı), 22 numaralı seneden iki ev mahallen iki ev bir apartmanın tamamını sandığımıza (24.000,1 liraya birinci derecede ipülei: etmiş îdi.
Mukavele hükümleri dairesinde boıç vadesinde ödenmediğinden dolayı bu gayrı menkullerin tamamı satışa çıkarılmıştır.
Dosyada mevcut tapu kaydı surelinde bu gayrı menkulün Türkali mahallesinin Üzpuncaova sokağında en eski 24, eski 20, 23. yeni 20 taj 20. 22 kapı numaralı vc 420 metre murabbaı miktarında iki ev kadastroca 23 9/940 tarihinde 29 pafta, 315 ada, 34 parsel tahtında tespit olunmuş ve maliki Kâmil Erman tarafından 29/5 946 gününde 124.000’ yirmi dört bin liraya birinci derecede İstanbul Emniyet Sandığına ve 12/8/946 tarihmae bir sene müddetle ikinci derecede (15.000) on beş bin liraya Şaklr oğlu Ali Haydar Acar namına ve 25/3 ’947 tarlhride iiç ay vade ile (10.900) on bin liraya Nazml Tcper'e üçüncü derecede ipotekli olduğa bundan başka İstanbul 5. inci İcra, memurluğunun 25/12/947 târih ve 5752 sayılı yazısiyle Şemsettin'in (600) altı yüz lira alacağına karşı hacizli olduğu. İstanbul ikinci icra memurluğunun 25/2/948 tarih ve 948/462 sayılı yazısiyle Haydar Acarın (1000) bin lira alacağına karşı hacizli olduğu. İstanbul 3. üncü icra memurluğunun 7/5/949 ve -949/137 sayılı yazısiyle Faik Ustar'ın (15.000) on beş bin lira alacağına karşı hacizli olduğu, bina memurluğunun 4/6/942 tarihli yazısiyle vergi borcundan hacizli olduğu İstanbul 2. inci İcra memurluğunun 8/10/948 tarih ve 4013/3320 sayılı yazısiyle Hayrıyenin (3152.00) üç bin yüz elli iki lira altı kuruş alacağından hacizli olduğu, Beşiktaş İcra memurluğunun 2Ö/1/95O tarih ve 947/475 sayılı yazısile İrfan alacağından hacizli olduğu beyan edilmiştir. (Bu ipotek ve hacizler sandığın ve müşterilerin hukukuna müessir değildir).
Dosyada mevcut 274 kütük, 29 pafta, 315 ada. 34 parsel sayılı ve 12/6/950 tarihti çapa göre bu gayrı menkulün hududu 35. 32. 33 parsellerle Türk' çeşmesi vc Uzuncaova sokağı İle mahduttur.
D-ısyada mevcut muhammin raporuna göre bu gayri menkullerin umum mesahası 430 metre murabbaı olup bunun 200 metre murabbaı kısım üzerinde bir çatı altında zemin katı kagir, iki bölüklü ve üç katlı ahşap iki ev ile birinci kat 70 ikinci kat 110 üçüncü kat 140 metre murabbaı miktarında üç katlı dört daireli çatı ve örtüsü ahşap kagir bir apartman vardır. Bir çatı altında bulunan ahşap iki bölüklü evin birinci bölüğünün birinci katında dört otla, bir sofa, bir mutbah, bir liclâ. İkinci katında beş oda, bir sofa, bir mutbalı. bir helâ, bir hamam. Üçüncü katındı beş orta, bir sofa, bir muttan, bir helâ, bir haınam vardır. Diğer bölüğünün birinci katında bir oda, bir sofa, bir mutbah. İkinci katında iki oda. bir helâ. Üçüncü katında üç oda, bir helâ vardır. Bu bölük binanın soî tarafına Taslamakta olup tamamen harab olmuş ve keza bu kısmın odalarının döşemeleri, kapıları ve pencereleri sökülmüştür.
Apartmanın birinci katında İki oda, bir sandık odası, bir mutbalı ve bir arada helâ ve hamam. İkinci katında dört oda, bir sofa, bir mutbah. bir arada hamam ve helâ, bir tai'a-çu, Üçüncü kat İki daireli Olup birinci dairede üç oda, bir sofa, bir mutbah, bir arada helâ ve hamam, diğer dairede dört oda, bîr mutbah. bir arada helâ ve hamam vardır. Binalarda elektrik, terkos ve havagazı tesisatı da mevcuttur.
Borçlu hakkında yapılan kanunî takip üzerine 3202 No.lu kanunun 46,inci maddesinin matufu âfl.ıncı maddesine göre satılmnsı icabeden yukarıda evkafı yazalı gayrı menkullerin Lamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek istiyen (4.500) lira pey akçesi verecektir. Milli bankalarımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergiltrle belediye ve tellaliye rüsumu borçluya, ihale pullan ve tapu harçları da alıcıya attlr. Arttırma şartnamesi 5/7/950 tarihinden itibaren tetkik etmek İs t iyenle re Sandık Hukuk İşleri Servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve sair lüzumlu izahat da şartnamede ve takip dosyasında vardır.
Gününde arttırmaya girmek istlyenler bunları vc herkese açık bulunan tapu sicil kayıtlarını da tetkik ederek satılığa çıkarılan İşbu gayrı menkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve telâkki olunur. Birinci arttırma 21/8/950 tarihine tesadüf etlen Pazartesi günü CağaioğVında kâin sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat İhale yapılması için teklif edilecek bedelin tercihan ödenmesi icabeden gayrı menkul mükellefiyetiyle sandık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartüe 5/9/950 tarihine müsadif salı günü ayni mahalde ve ayni saatle son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayrı menkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. Haltları tapu sicllierlie sabit olmayan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerlpin bu haklarını vc hususlle faiz ve masarife dair iddialarını lân tarihinden itibaren yirmi gün İçinde evrakı müsbitelerlyle beraber sandığımıza bildirmeleri lâzımdır. Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla haklan tapu sicllierlie sabit olmayanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla malûmat almak Istiyenlerin 50/364 dosya No. sile sandığımız hukuk işleri servisine müracaat etmeleri lüzumu İlân olunur. (86771
DİKKAT
Emniyet sandığı: Bu gayrı menkulü satın alanlara bugün tatbik, ettiği nizbet ve esaslar dahilinde para ikraz edecektir.
Büyükadada olan bu köşk son çekilişte GALATA şubesinde yeni bir hesap açtırmış bulunan öğretmen Bayan CihadiyeTan tarafından kazanılmıştır.
J&tuıi
TARLAN
Dİ$ MACUNU DİŞ ETLERİ KANAMASINI KESER, DİŞ ETLESİNİZ ÇEKİLMESİNİ ÖNLER. DİŞLERİNİZİ TEMİtLEft VI PtftlATIft,
Zayi — 1785 No. lı bisiklet plâkamı kaybettim. Kaydini kapatacağımdan hükmü yoktur.
Berç ŞigöOğlU
Üsküdar Sulh Hukuk Yargıçlığından: 950/130
İstanbul Cihangir Kumrulu sokak 21 No. da ikamet etmekte iken akıl hastalığına müptelâ olup hâlen Bakırköy akıl hastanesinde tedavi edilmekle olan Saniye Pclister'e Üsküdar Sultantepe Cami sokak 20 No. da ikamet eden oğlu Nafl Pe-llster’in vasi tayinine 15/6/950 tarihinde karar verilmiş olduğundan bir itirazı olanların 10 gün içinde mahkememize müracaatları ilân olunur. (10850)
Beyoğlu Altııncl Noterliğine
Keşideci: Galata tünel caddesi 45 No. da Rebeka Esklnazl.
Muhııtab: Galata tünel caddesi 45 No. da Bohor Madem.
Mülga Beyoğlu ikinci noterliğinden tasdikli 13/1/947 tarih ve 474 sayılı vekâletname ile umumî vekil tayin etmiş olduğum Bohor Madem'i bu kerre gördüğüm lüzuma binaen vekâletimden azil ettim. Keyfiyetin kendisine tebliğini ve üçüncü şahıslarca da malum olmak üzere işbu azil namenin birer nüshasının İstanbûlda çıkan Cumhuriyet ve Akşam gazetelerinde ilân edilmek üzere gönderilmesini rica ederim.
Bebek* Eskituzi
Makineleri gelmiştir.
S 11 irs öl İp
Satış Teri:
TOKA
Gayet pratik ve kullanışlıdır. Ayrıca makine İle birlikte zengin bir takım kutusu verilir.
Model 2 — A: 56 m/m den 107 m/m kadar 3 — A: 68 m/ııı den 168 m/m kadar

Ş Nane esansı ile hazırlanmış
l RADYOLİN i
Ağızda fevkalâde köpürür hoş rayihalı bir serinlik bırakır, en ekonomik ve / .
T. C. ZİRAAT BARKASI
Vadesiz Tasarruf Hesaplan
1950 YILI İKRAMİYELERİ:
İSTANBUL ve ANKARA’da
8 Ev,
Ayrıca:
200.000 Liralık
Para ikramiyeleri
Ev kazanan isterse bedelini alabilir.
ACELE 150 LİRALIK BİR HESAP AÇTIRINIZ.
Her 150 lira için ayn bir kura numarası verilecektir. ı 10 Mart, 15 Mayıs çekilişlerinde yalnız nara ikramiyeleri; 30 Haziran, 31 Temmuz, 29 Ağustos, 30 Eylül 23 Ekim, 30 Aralık çekilişlerinde İse bazılarında ikişer ev olmak, üzere hem ev, hem para ikramiyeleri vardır.
İkramiye triris şartlarını Bankalarınızdan öğreniniz
O
Taksim Şehid Muhtar Cad. 3/2
R
İnşaat sahiplerine müjde :
Ad anadan teşkilâtını genişleterek nakledilen
ADANA
Marangoz Fabrikası
Doğrama ve Mobilya siparişlerini kabul etmeğe başlamıştır. Siparişleriniz arzuya uygun, ucuz, seri ve sağlam yapılır.
ADRES: Adana marangoz fabrikası. MAHMUT ALBAYBAK Ünkapam, Atatürk Bulvarı. Tepedelen sokak No. 23. İstanbul. ___
Şeker nakliyatına tenzilât yapıldığı hakkında
D. Demiryolları Genel Müdürlüğünden:
Toz ve kesme şeker nakliyatına 1/7/1950 tarihinden İtibaren esas tarife üzerinden üçte bir tenzilât yapılacaktır.
Fazla bilgi için istasyonlara müracaat edilmelidir. (86591
Nakliye şirketlerinin dikkatine İstanbul Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğünden: .
Devlet hastaneleriyle sıhhi müesseseler ihtiyacı Lçin satın alınıp Anadolunun muhtelif şehir, ve kasabalarına sevkedll-nıekte olan İlâç, tıbbi malzeme ve idari eşyanın 1950 mali senesi sonuna kadar olan müddet için, nakllyesl teklif verme suretiyle ihale edilecektir.
İsteklilerin buna ait şartnameyi müdürlüğümüzde görüp hazırhyacaklan Hat listesini ve varsa mukabil şartlarını bildirir teklif mektuplarını 3.7.950 tarihine kadar müdürlüğümüze vermeleri İlân olunur. (8436)
Gaziantep il daimî komisyonundan
1 — Eksiltmeye konulan iş: Gaziantep - Akçakoyunlu yolunun 30+940-374-340 Km. releri arası 6400 metretul blokaj şose yapunı olup keşif tutarı 68816 Ura 84 kuruştur.
2 — Eksiltme 11.7.950 salı günü saat 10 da n makam indi.
■ kapalı zarf usulü İle yeniden yapılacaktır.
3 — Keşif, eksiltme şartnamesi ve buna bağlı diğer kâğıtlar hergün İl Daimi komisyonundu ve Bayındırlık Müd, lüğünde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre 4690 lira 84 kuruşluk geçici teminat vermeleri 1950 yılında Ticaret Odasında kayıtlı bulunduklarına dair belge göstermeleri şarttır.
5 — İsteklilerin bu Lşi teknik öneminde bir işi İyi surette başarmış veya İdare vc denetlemiş olduklarını İspata yarar belgelerini Bayındırlık Müdürlüğünde alacakları tanıtına beyannamelerine «müteahhit ehliyet beyannamesini müteah-htt plân ve teçhizat beyannamesi» bağlamaları ve bu beyannamenin içindeki sorular cevaplandırılarak yeterlik belgesi, isteme dilekçeleriyle birlikte eksiltme gününden en uz üç gün evvel «tatil günleri hariç* yazı ile valiliğe müracaat ederek bu iş için yeterlik belgesi almaları şarttır.
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesinde verilen İzahat dairesinde hazıthyacaklan teklif mektuplarını 2 nci maddede yazık saatten bir saat evveline kadar makbuz karşılığında komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır.
Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (8346)

Comments (0)