- Yarın---------
Küçük ilâılar
1AKŞ AM
KfJJLJ
Jj di »y.ı
BU6ÜN 5 İNCİ SAYFADA
1 Sene 32 — No. 11302 — Hati: her verde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 30 Mart 1950
Sahibi: Neçmeddln Sadak — Yazı İşlerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Demokrat Parti kongresi toplandı
Konuşmaların hararetli olacağı anlaşılıyor — Celâl Bayar bir nutuk söyliyecek
Esat Çağa kongreye davet edilmemesine teessüf ediyor, Eminönü idare kurulunun eski başkanı bir broşür bastırdı
Celâl Bayar son kongrede nutuk söylerken
Özel idarelerin 1950 bütçesi
Bakanlar arası komisyon tetkiklere devam ediyor
Ankara 30 (Akşam) — İçişleri Bakanlığında kurulan Bakan-lıkJararası komisyon özel idarelerin 1950 malî yılı bütçelerini tetkike devam etmekledir Şimdiye kadar tetkiki bilen 45 ilin bütçesi Bakanlar Kurulunca kabul edilmiştir Hatay. Kars, Kütahya, Trabzon Van, Yozgat, Elâzığ, Tokat. Ordu İsparta, Niğde ve Kocaeli İllerinin bütçeleri de tamamlanarak tasdike gönderilmiştir. Halen, komisyonun elinde 6 11 bütçesi bulunmakladır. İstanbul ili meclisi geç toplandığı için. 950 mali yılı bütçesi henüz İçişleri Bakanlığına gelmemiştir.
Devlet plânı
Amerikalı mütehassıslar yakında gelecekler
Ankara 30 (Akşam! — Devlet plânı İçin Amerikan yardım İdaresinden istenilen mütehassısların İsimleri hükümetimize bildirilmiştir, önümüzdeki günler içinde mütehassıslar memleketimize çelecek. Devlet plânı dairesinin kurulması İçin etüd-lere başlanacaktır.
Terakkiperver Fırkasının yeniden kurulacağı asılsız
Bu sabah bir gazetenin verdiği haber kati şekilde yalanlandı
Partiler seçim hazırlıklarına hız verdiler, adaylık için muhtelif isimlerden bahsediliyor
Adnan Adıvar Rauf Orbay Ahmet Emin Yalman
Terakkiperver fırkasının lhyas rivayeti münasebetile isimlerinden bahsedilenler
Demokrat Parti İstanbul İl kongresi 112 delegenin iştirâ-kiyie bu sabah saat 10 da Be-yoğlunda Ses Tiyatrosunda toplanmıştır.
Toplantıda dün saban uçakla şehrimize gelen Genel başkan Celâl Sayarla Genel kurul â-Zaları ve D. P. nin 13 milletvekili bulunma Irtorl
Kongrenin hararetli olacağı ve Bayann beklenen nutkunu bugünkü toplantıda söyliyeceği tahmin edilmektedir.
Esat Çağa ve arkadaşları
Demokrat Parti İstanbul teşkilâtı başkanlığından istifa fiden Avukat Esat Çağa ve arkadaşları kongreye davet edilmemişlerdir. Esat Çağa, dün bu hususta kendisiyle konuşan gazetecilere şunları söylemiştir:
«— Yann Ses Tiyatrosunda yapılacağı Hân edilmiş bulunan kongreye ne ben ve ne de arkadaşlarımdan hiç kimse davet edilmedi. Hattâ etraftan duyduklarıma göre, bizim kongreye girmemiz İhtimaline kutşi da tedbirler alınmıştır. Ben ve arkadaşlarım bu teşkilâtın bir yıla yakın bir zamandır mesuliyetini taşıdık. Kongre huzurunda çalışmalarımızın hesabını verebilmek bizler için mesai • mlzln en büyük mükâfatı olacaktı. Fakat ne yazık kİ bundan mahrum edilmiş bulunuyoruz
Kongreye davet edilmemiz nizamname Icabatından olduğu kadar, basit nezaket kaideleri İcabıdır. Bu hususlardan tega-lül edilmesi İnsanın kalbini hüzün ve yeisle dolduruyor. Yarınki kongre teşkilâtımız İçin bir İmtihan olacaktır. Genel İ-dare Kurulunun nizamnameye aykırı kararı refedildlgl takdirde teşkilâtımızın âmme efkârında çok şeyler kazanacağına eminim. Kongreye başarılar dilerim.»
Dağılacak broşür
Diğer taraftan eski Eminönü İdare Kurulu başkanı Nuri A-Wgan «Eminönü kongresinin müdafaanamesl» başlığı altında bir broşür bastırmıştır. Eski başkan bu broşürde, Eminönü kongresinin bütün safhalarını nakletmekte ve yapılan haksızlıklar. broşüre dercettlgı vesl-kamrln ortaya koyduğunu yazmakladır. Broşürler bug in kongrede delegelere ve hariçte de bütiin D. P. mensuplarına dağıtılacaktır.
Bayar ne diyor?
Genel başkan Celâl Bayar. dün kendisiyle konuşan gazete-(Arkası sahife 2 sütun 2 de)
Teknik Üniversitede
bir cinayet işlendi
Bir öğrenci kendisine not vermiyen profesörü öldürdü Dün Taksimde Gümüşsüyü caddesi üzerindeki Teknik Üniversite binasında bir cinayet işlenmiş ve genç bir profesör, E-lektrik Fakültesinde, kendisine İyi not vermediği bir talebe tarafından tabanca ile öldürülmüştür.
Dün şehrimizde bulunup akşam Ankaraya avdet etmiş olan Milli Eğitim Bakanlyle Vali ve Belediye Başkanı ve Emniyet Müdürünün hâdise yerine giderek yakinen alâkadar oırlukları bu cinayetin tafsilâtı şöyledlr:
Haydarpaşa lisesinden pek iyi derecede mezun, olduktan sonra Teknik Ünlversllcnln E-lektrlk Fakültesine kaydolunan 928 doğumlu Mehmet Taşkesen İsminde Maraşlı bir genç, Ma-raşta bulunan ve orada taşçılıkla iştigal eden babasının mali vaziyeti müsaid olmadığından, bir kısım arazisini İller Bankasına İpotek etmek suretiyle banka hesabına burslu o-larak tahsile başlamış, fakat İlk senesinde mekanik doçenti Feyyaz Ğürsan’dan iyi not alamadığı İçin sınıfta kalmış, müteakiben geçen İlci sene zarfında, Üniversite talimatnamesinin kendisine bahşettiği beş sömestr vize alabilmek hakkını, son de-fakl şubat ayında olmak üzere, kullandığı halde bir türlü muvaffak olamamıştır.
Aynı zamanda edebiyata ve gazeteciliğe merakı olan Mehmet Taşkesen, üniversite tahsili sırasında Maraşta çıkan «Ma-
raş Postası» gazetesiyle diğeri bazı dergilere de yazı yazarak hakaret bazı münakaşalara da Iştlrftk mahkemeye verilerek mahkûm etmiş, hattâ bir aralık ya2i ile [BİZİMKİ GİBİ BİR AŞK } Merakla ve zevkle okuyacağınız bir tefrikadır.
Yazan- Luciana Peverelli Çeviren: Nâzım Dersan
Pek yakında «AKŞAM» da
Ölen Profesör Feyyaz Gürsan
Kastiı Mehmet Taşkesen
suçundan Mnraşta
(Arkası sahife 2; sütun 6 da)
CUMHURBAŞKANI
Dün Malatya’ya hareket etti
Ankara 29 — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bugün saat 11.50 de hususi treniyle Malatayaya hareket etmiştir. Cumhurbaşkanının cuma günü Adanada bulunacağı anlaşılmaktadır.
Konyayı da ziyaret edecek o-lan İsmet Inönünün seyahati bir hafta kadaT sürecektir. Cumhurbaşkanının Ankaraya avdetinden sonra Balıkeslre de uğrayarak bir konuşma yapacağı haber verilmektedir.
Başbakan şemseddin Oünal-tay da muhtemel olarak önümüzdeki hafta nir memleket seyahatine çıkacaktır.
Vaşînefton büyük elçimiz geliyor
Ankara 30 (Aksam) — Va-şlngton Büyükelçimiz Feridun Cemal Erkin, mezunen Ankaraya gelecâtir. 3üyükelçl muhtemel olarak bir ay kadar şehrimizde kalacaktır.
Şarap miitehassıst ve gazozlarımız
Birçok Türk şehirlerinde yapılan gazozlar iyidir. Meselâ Bursa’nınki, meselâ İz-mir'inki, Ankara'nınki...
İstanbul gazozlarının çoğu sıhhate zararlıdır diye bu sütunda iddia ettik. Alâkadarlar sadra şifa bir cevap veremediler. Zaçyağı lezzetindeki imalât hâlâ devam ediyor. Hangi markalar fena?
Meşhur fıkra aklımıza geldi:
Bir şarap mütahassısının karşısına on, otı beş şişe şarap çıkartmışlar. Bunlardan hangisinin en fena olduğunu tesbit etmesini istemişler.
İlk şişeden tatmış:
— En fena budur. - demiş.
— Öbürlerinden içmeden nasıl anladın? demişler.
— Hacet yok. Çünkü da-1 ha fenası olamaz. - demiş.
İstanbul gazozları da bu bakımdan bir mütabassısa gösterilsin. Bakalım rekoru hangi marka kıracaktır?
Bu sabah bir gazete. Ankara'dan aldığı habere atfen, Ali Fuat Cebesoy’un Adnan Adı-var. Rauf örbya'la birlikte «Terakkiperver» fırkasını İhya etmek İstediğini. Vatan Başmuharriri Ahmet Emin Yal-man’ın bu teşebbüsü desteklediğini yazıyordu. Haberde bu hareketin muhalefeti parçalamak İçin CHP. nin bir taktiği olması ihtimalinden bahsedil-
diği de ilâve olunuyordu.
Ali Fuat Cebesoy, iki gün evvel yaptığı basın toplantısında Terakkiperver fırkasının İhyasını düşünmediğini, bugün şartların değişmiş olduğunu söylemişti, İsimleri geçenlerin herhangi bir politika oyununa âlet olmıyacakları da herkesçe kabul edilmektedir. Mamafih bu sabah sayın Adnan Adıvar'a müracaatla haberin ne derece
doğru olduğunu sorduk. Bize şu cevabı verdi:
— Haber baştan başa yanlıştır. Ortada ne böyle bir teşebbüs, ne de düşünce vardır.»
Ahmet Emin Yalman da şunları söyledi :
— Benim particilikle hiç bir alâkam yoktur. Müstakil bir gazeteci olarak kalmak istiyorum.»
Siyaset adamlarımızın hususî hayatları: 10
Prof. Fuat Köprülü ile evinde bir konuşma...
Seyahatlerden istifade
Köprülü: «Okuyup
yazma bilmeyen veya az bilen köylünün aklı selîmi olmasa yarı münevverler bu memleketi yaşata-mazlar» diyor- — Profesörün en çok sevdiği Yusuf ! — Hürriyet hareketleri — Gazetecilere tavsiye...
ösassöiTaıan:
Cemaleddin BİLDİK
(İktibas hakkı mahfuzdur)
(Yazın 3 üncü sahifede)
Profesör Fuat Köprülü. Pariste profesörler heyeti arasında çekilen bir resmini gösteriyor
) Yeni ■feefrîlkamııg
Bir Sevgili Uğruna
| Aşk ve macera romanı
■J Yazan: Carter Dikson Tercüme eden: Vâ - Nû
I Bu güzel romanı okuyanlar, yalnız hoşça vakit geçirmekle kalmazlar, aynı za-) manda mantıklarına jimnastik yaptırırlar.
BaMfe 1
JV MtUl J&M
MilletvekiBiğfni kimlere yakıştırıyoruz?
Hepimiz, fırsat düştükçe HÖylrrh: Milletvekilliği muhtaç İnsanların Keçim vanıUun (rfmâ«n! Bunun frdııkârlıklar pahasına görülen bir hizmet mevkii olduğu arlık anlaşıloın! Mrmlrkrl meseleleri ortaya çıktıkça verilen kururları reyleriyle destekliyenlcr hiçbir tesir altında kalmadan, »ahvi çıkarlarını unutarak. yalnu mrmlrket menfaati endişesiyle reylerini kullansınlar. Illr milletvekilinin hareketlerine geçim kaygısı hâkim otıırsa. mlllrtvckilliftlri! kaçırmamak düşüncesi her mesele karşısında aklının baş küfesinde oturursa böyle a-damtlsrı memlekete hayır gelmesi der dururuz.
I>rr dururuz ııms gcııe de iş gilç sahibi adamların mlllehı killisine norıru tliklcTİnl koyduklarını öğrendikçe hnvret etmekten kendimizi alamıyoruz: «üniversitenin bilmem hangi fakültesi ndrn falan profesör millct-vrkiihglm- namu'Uiğlııi koyacakmış. Şaşarım akima! Eslıldrn olsaydı ne ise Şimdi üniversite prufesörlü-ğüııdı-ıı İyi iş vıır mı? İleni ınaıış dolgun, lıcm de tıkır lıkır iıızmlııat ödeniyor. Üstelik ömrün sonuna kadar profesörlük garanti! Diyelim ki milletvekili seçildi. Dört sene sonra ne yapacak?» gibi sözlrrl sık sık, hem dr ıtklı başında adamlardan dinliyoruz.
Yıllını filân meşhur doktor, falan zengin tüccar namzetliğe iıcvea etti mİ: .Ne tuhaftır şu insanlar; diyo-rıı* Ne şöhret ne purıı kâfi geliyor! Sen doktorluğun ne fenalığını gördün? Sıma tüccarlıktan gelen para yelilmiyor mı» ’ M paraları cebine, git keyfine bak! Yok M*rm mücadelesi imiş! Yok dert dinlemekmiş. Senin ııı-nr gerek. Ihın insanlara gabim rahat da batıyor...»
Sonra Işsls. güçsilr bir vatandaş milletvekilliğine nnmşctllğinl koyunca: «iyi etmiş kazanırsa dört tene raimi rdrr. Zavallı c«k tnhmrl çekti...» diyoruz.
İlli linki perhiz ederken lâlıanu turşusu yemek gibi bir şeyi Şevket FtADO
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Teknik üniversite cinayeti
Sun*ı pahalılık
Felek CÜMHt'RİYETte diyor ki:
»Ticaret zerbeatllr. Amenna’ Lâkin fabrikalar, satacakları mallara perakende flal koyacaklardır. Bu, dünyanın her yerinde böyledlr. Kunduranın altında İmalâthanenin > fiatl softuk damga ile vurulmuştur. Evvelâ devlet fabrikaları buna başlamalı, sonra diğerlerini bu yola sevketm eliyiz. Kârı yüzde ondan fazla olan mûeaueseler-dejı alınarak vergi miktarını nrttırmalı, küçük kâra kanaat edenleri himaye etmeli., böy-leco ucuzluğu vergi jrûllariic yardımda bulunmalı,
ithalâtçılara, maliyet flütlerine göre perakende Hat teeblt ettirmeli vc bunu zahtesl ya-pıüımıyucak vesikalara başlamalıyız. Kabul ctmlyenlerc döviz jrokl
Ne yapalım! Bizim tüccar ve cunnfınıızda kontrolsuz ticaret ahlâkı teessüs edinceye kadar halkı soyulmaktan korumak
İçin bvy!e tedbirlere başvurmak bir zaruret oluyor. Aksi halde dünyadaki ucuzluğun bize intikaline ve halkın, biraz daha ferahlamasına imkân yok.. Allah cümlesin» insaf versin.»
★
Bir istifanın sebebi
TENİ SABAH bu başlıklı yazısında diyor ki:
•İşin en garip hattâ acı tarafı, dış tehlike ve akislere bu kadar az ehemmiyet verenlerin, anızlarından mili! birlik ve bugünkü şartlar altında milli tesanüt lâkırdısının düşmemesidir. Hem milli irade ve birliği, bu vahim anlarda kendileri bozarlar hem de muhalifleri Millet Partin olsun. Demokrat olsun harice karşı {Çatlak ses) çıkarmakla İtham ederler. Halbuki en. hirlak ve çatlak ses ve hareket onlar tarafından gelmekte İdi ve gelmektedir.
Cebeooy istifasını açıklamakla ve düşüncelerini vuzuhla ifade eylemekle, her halde, mütevazı da olsa bir hizmette
bulunmuş ve «ah nen İn kulislerinde uzun müddet rol almış bir aktör sıfallle bize Halk Partisinin iç cephesi üzerine geniş bir pencere hattâ veranda açmıştır.»
★
Müstakil mebus
HÜRRİYET bu başlıklı yazısında diyor ki:
•D mum! efkâr da artık anlamıştır kİ 950 kişilik bir Parlâmentoda üç beş müstakil mebus hiç bir şey ifade etmemektedir. Devrimiz sınıflanma devridir. Bir namzet filân veya falan partiye mensup olabilir. Mebus olabilirse müşterek bLr gayenin peşinde ve muayyen fikirleri destekllyecektir. Yalnız başına kaldığı takdirde ve hiç bir partiye intisap etmemişse asla bir rol sahibi ol-nuyacak demektir.
Esasen bugünkü İdari taksimatımız bakımından bütün bir vilâyet halkının bir tek kişiyi yegân yegân tanıyıp reyini ona vermesi de muhaldir.»
Milli Eğilim Bakanının
Nuhun
Istanbulun 3 ihtiyacı
Vali dün Amerikan yardım plânı tu maile izi ile görüştü
Dün şehrimi» gelen. Amerikan yardım plftnı fürklyc tem-ailclıl Mr, Hııwri Dorr, Vıdl ve Hrlrıllyr buşkıu'. Kahredilin Karini GÖkny'ı »lyıueç ederek ŞürÜDiuUştür Kon tısına a rasın-ila Vali. Islanbulütı acele ulan 3 I«1 uiılıığudı» M»y İrmiş ve bunları t Turlnn İçin bir otel, 1 th'juKhuvn il» polon, 3 — *üt ı* pıwittıiz«pyü» tttitatse-•eleri olarak savnnhr.
Mr Dorr, bunlardan otelin turizmi, «RflukbnMi depolarının boyut ıiı-ıialugucu. »Ut işinin ile umumun sıhhatim tekemmül tlllnvtiiiLİ söylemi? vr İstanbul» pek faydalı olacağını İlk plânda kabul et mı» ve:
* ben. yakın bLr İstikbalde bunların kuvveden fille çıkarılacağını dinli w temenni ediyorum • demişi ir
Mr Dorr. htunlnTda kaklığı mUddrlçv bu piârJann tahakkuk riliıkleeetl yerlerde: letkl-kut yapacağın, da sitelerine ite ve rluılşür
Mr Kuaacl Dorr Islat) bulda kulaç ağı bir hana carfuula İstanbul i» adanılan, çimento fabrikaları, balık işleri, auğuk hava drpolartyle alâkal» hususi lı*ı^*bbus sahipleriyle re diğer tlcıurl ve sanayi ®rosuplarly!e icıuaa rstrevk ve kendin? alt edineceği fikirleri hükümetine İMİdimekUr.
Valinin tetkikleri
Vali »e Bclcölyv boşkaau Dr »•ııhnMdiu Korun Ddkay. dün akkanı saat IH da Kumkapı bu ug uıa giderek pusar yerin üe-U cMiah. hrtalan kontrol •lıai* re boitkçılaruı ihtiyaçla-iuu teetet etınışUr. TvfUşleri r m tasında Kunıkapılılaria temas eden Vıfa) v? Belediye Başkam. paaar yvruün genielcUl-uıetü. V:ı ıtalhm iyon tanrı ıslahı Ürerindeki dUvkleri dinleyerek ta te Mert Uaı*-An i’isbetinde ye-»ow «K-unueğv (teb«Kağuu Mt-üinoışılr
lentîr Belediye Reisi istifa etti
buniT ÎŞ — C. H tartısı ÜBte-aud» tam® tnil'ecvekmgtDe a-dayiığuu koymağa «arar rereu ta^ui LebteöK-ıvglv Belediye wl»silxt inden ısula etmiştir. Eh W uazarteui tçûnü Belediye Meçi in dön tuplanuruk yeni reisi w«tnc«u beklenmektedir. Dr MhM Vs OU1K-(W«JLU aday ligini garı aiınıi* tıiyettude «*im.ı-dığı için Belediye başkanlığı teküJ'sı. rnWvunii.::r
tattır W — Bcn-dıye Meclisi «tenlin a;dvkj '►tısortvsı ytı-
İMCtdit bapumudu >onı Btîedlye buşktuıun seçecek.'.!' Tahmin-ter. duatvc t,a»ıt Yurtluğlu de avukat Butek V iruk Muatiter Cıveıı, mujisiu umudan ıbarruu-tarUr
D. Parti
(Bav taraf» i ine» sahifede)
cllrtc Cumhuriyet Halk Partisindeki istifaların beklenen şeyler olduğunu söylemiş ve Ali Fuat Obesoy’un «Muhalefet liderleri benimle görüşecektir.» demesine karşılık da nedlyece-ğlrıln sorulması üzerine de şu cevabı vermiştir:
«- leneral Cebesoy'un beyanatını bu sabah oklıdum. Kendisiyle gurilşüp göruşmlye-ct'ftlm hakkında bir jey söylijrc-ınenı.»
İzmirde adaylık için müracaatlar
İzmir 30 (Akşam) — Demokrat Partinin adaylık İçin müracaat müdeü sona ermiştir. Müracaat edenlerin sayısı 50 yi bulmuştur.
Demokrat Partiye adaylık I-çln müracaat edenler arasında Dr. Bkrem Hayrı Ürtttndnğ. Renk Şrvket îner. Mili! Eğitim müfettişi Halli Vedat Pırullı. Ziraat Bankası bolşe müfettişi Tarık O ürer de bulunmaktadır Halim AlanyalI adaylıktan vazgeçmiştir-
İstanbul adayları
Gerek Cumhuriyet Halk, gerek Demokrat Partisi teşkilatı tstanbuldan gösterecekleri adaylar için hazırlıkla meşguldürler Bu sabah bir gasetenin haber verdiğine göre. C H. P bası taıımmıs şahsiyetlere müracaat etmiştir Bunlardan Profesör Dr Sıddık Sanıl Onar Ord Prof Dr Ömer Otel Sare. Prof. Dr Reflı Şükrü Surla. IVçent Orhan Dikmen, Prof. Besim Durkot ve Genel sekreter rerit Eûhtû örücü bu teklifleri red-detıulsJerdlr. Bu .ırada. İstanbul Vniversiteal doçentlerinden Dr ovdet Perine. Gen-1 sekreter Uk tarafından teklifte bulu-mıtajiMHur Cevdet Perinin a-daylsğı memleketi olan Trklr-dağuıdan konutaçaktır,
Eskişehir felâketzedelerine yardım Ankara 39 — Eskişehir telA-keüsedelertae genel yardim heyeti düj. Kndııy genel merkezinde Diyanet işleri başkam A. Bamdı Akseki’nin başkanhjuı-d» tepiamzuı v? Xs*jşfeı;T? bugüne kadar yapılan nakdi ve ayni TwrHımlar b«»bn4«H ı temi ve bu buruşta ten komitesince »im»- kararten tetkik ve bundan şuura yapılacak işler hakkuıda bua kararlar aüms-Ur iane yekûnu bir milyon lirayı bulmuştur.
Şehrtnılzde bulunan Milli E-gitlnı Bakanı Talisin Banguoğlu dün saat 16 da M11U Eğitim müdürlüğünde bir basın toplantısı yapmıştır. Evvelâ Teknik Üniversitedeki hâdiseye temas eden Bakan demiştir ki:
— Maalesef, bu gibi vakalar oluyor. Bunların sebepleri ayn»
bine yardımı olacaktır. Bu dernekle temas halindeyiz. Fetih yılma ait sanat eserleri müsabakaları açmak, bir Abide yapmak propaganda ve neşriyat İşlerine bakmak gibi olanları dernek yapacaktır. Bütün vatandaşların, bilhassa İstanbulluların bu demeğe Aza olmaJa-
değildir. Teker teker üzerinde rını temenni »e rica ederim, duruyoruz. Neticelere göre tedbirler olmaktayız. Bu son vaka bizim için çok elem verici olmuştur Hâdise İle bizzat meşgul olacağım.
Yeni ders programlarına Birleşmiş Milletler İdealinin aşılanması İçin, bahisler ilâve edileceğini söyliyen Bakan, İstanbul» geliş sebeplerini ve tetkiklerini şöyle anlatmıştır:
— Bu defa tstanbulda türbelerle. tekke ve zaviyelerin kapatılması hakkında kanuna eklenen fıkra tatbikatı işiyle ilgilendim Yani açılacak türbelerin vaKlyetlnl tetkik ettim Bilirsiniz İd bu fıkra, Türk büyüklerine aid olan ve yüksek sanat kıymeti bulunan türbelerin a-çıinıasına müsaade etmektedir. Türk büyüklerinin hepsinin türbeleri yoktur. Çoğu »çık nıe-Earlardadır. Bakanlığımla Türk büyüklerine ait bütün mezar ve türbelerin bakımı re İman İşini Müzeler İdaresinin bir vazifesi r>ıAt*ı etmektedir. Bundan sonra bu işlerle de meşgul olacağız lstanbulda gezdiğini türbe ve mesarlann umumiyetle iyi bakılmış ve mamur olduklarını gördüm Bakanlık valnıs Istan baldaki türbelere 150 Nn Ura tâmir masrafı tahsis etmiştir.
Harab olmuş türbelerin im.ı-ruu programiaştıracağız. Açılacak türbeler, müzeler gibi haftanın muayyen gun »e saatlerinde umumi ziyarete açık tutulacakta-. Bunlar, eşya re memur kaairolnn ami^n-dıic-ça umuma açılacaktır. Büyük-lerlmtdn mezariannı hurafe kaynağı yaptıruuyacağıa İplik h»girimi»* wınm dikmek gibi i-tetleri âoliyeeeğis.
Sen dûn Fasih, Yavuz. Kacı-nl Mimar- Sinan. Gazi Osman F'sşu re ikine! Mahmut türbelerini gezdim. Bunlar açılacaktır. Diğerlerinin üsteler! Bakanlar Kurulunca ttsMS sdlle-eekta Başka şehirirrhnizrieta büyüklerin türbeleri de aynı şekilde am -im ■ liynrrce ıçuıumk-
Güzel Sanatlar Akademisinin yanan binasında et deposu vücuda getirileceği hakkındakl haberleri tekzlb eden Bakan, azlık okullarına yapılan mali yardımlardan bahsetmiş ve ders ücretlerine yapılan zamların marttan itibaren ödeneceğini söylemiştir.
Sakat çocuklardan ailesi olanlar İçin büyük şehirlerde hususi okullar açılacağını. Kimsesiz olanların da Barındırma yurtlarındaki hususi tasımlarda yetiştirileceğini anlatan Tahsin Banguoğlu, şehrimizdeki Dilsiz ve Sağırlar Okulunun, ba kabil okullara bir başlangıç olabileceğini beyan etmiştir.
Ortaokullarla liselere devam eden öğrencilerden de. üniversitelerde olduğu gibi, az bir ücret alınacağını, gittikçe artan maarif masraflannm bunu icab ettirdiğini, üniversitelerde olduğu gibi yoksul aile çocuklarının 1 bundan muaf tutulacağım wy-Uyen Bakan, bu kararın bu se- ! □e tatbik edUmıyeceğlnl de ilâ-1 ve etmiştir.
Tahsin Banguoğiu dûn akşarr. 1 Ankara ya hareket etmiştir.
gemisi
Profesör Smith araştırmalara gene başlıyacak
Greensboro 29 — Geçen yaz, Nuh un gemisini aramak üzere Ağn dağına çıkmış olan eski misyonerlerden Amerikalı Dr. Oran Smith, yeniden araştırmalara teşebbüs edeceğini dün akşam söylemiş, İncilin bahsettiği bu gemiyi tekrar a ram.ak üzere Türk hükümetine müracaat ettiğini bildirmiştir.
Altmış iki yaşında olan Smith geminin Ağrıda, beş bin metreyi aşan bir zirvede, toprak altında bulunduğuna kanidir.
Beş kişilik Smitn heyetinin geçen sonbaharda yapmış olduğu aramada, taş bastırdığından tamamlanamamıştı.
Smith, yeni seter heyetinin Birleşik Amerikadan haziranda hareket edeceğini ve 17 kişilik bu heyete geçen seferki heyetten yalnız kendilinin dahil bulunduğunu söylemiştir.
Nüfus sayımı
Ankara 30 (Akşam) — 1950 yılı nüfus saynm 22 ekim pagar günü yapılacaktır.
fBaş tarafı 1 İnci salıifede) olmuş, bllâhara hükmün Temyizce bozulmam, üzerine yeniden yapılan muhakeme sonunda be-raet etmiş, vc bütün bunlar olup biterken bLr hayli müşkül duruma düşmüş, pek tabii olarak dersleriyle de kâfi derecede meşgul olamamıştır.
Son bir teşebbüs
Bu şekilde artık üniversiteden kaydının slllnmesinlin İcab ettiğini anlıyan Mehmet Taşke-sen, aon bir defa daha Feyyaz Oürsan'a müracaat etmeğe karar vermiş ve dün öğleye doğru bu kararını yerine getirmek üzere Teknik Üniversitenin. Gümüşsüyü hastanesi yanına İnşa edilmiş olan yeni kısmının umumi kapısından girerek, .hemen İlk katla bulunan ve o sırada asistan Selma Soysal İle fakülte İşleri üzerinde meşgul bulunan Feyyaz Oürsan’ın odasına girmiştir.
Mehmet Taşkesen. soy Uy ece-ği şeyleri aynca bir kağıda da yazmış olduğundan, bir taraftan bu kâğıdı profesöre vermiş, diğer taraftan şifahen de müşkül durumunu anlatmış, son vaziyetini sormuştur.
Profesör, asistan Belmaya, 2254 numaralı Mehmet Taşke-sen'ln imtihan evrakına bakmasını söylemiş ve neticenin Mehmet aleyhine olduğu, profesör tarafından kendisine anlatılmakta İken, Mehmet Taşkesen koluna asılı olarak tut tuğu paltosunun arasına gizlediği bir brovning tabancasını çıkararak gelişigüzel ateşe koyulmuştur.
Beş kurşun
Bu sırada asistan Selma. can korkusiyle odadan fırlamuj, Mehmet Taş fa şenle profesör yalnız kalmışlar ve atılan beş kurşundan biri boynunu sıyırarak geçmiş, diğer İkisi kalbin üstünden ve karaciğerin üzerinden girerek vücuda saplanmış; biri, yelek cebinle bulunan bir anahtara isabet ederek tesirini göstermemiş, bir kurşun da boşa gitmiştir.
Mehmet Taşkesen, zısa bir zamanda bu kanlı İşi gördükten sonra, odadan fırlamış ve esasen buraya yakın olan umumi kapıdan sokağa fırlamıştır Bu esnada Prof. Feyyaz da vücudunun son kuvvetini toparhya-rak odasının kapın önüne kadar çıkabilmiş, oraya düşmüştür. Bu sırada az evvel umumi kapıdan çıkıp giden Mehmet Taşkesen, her nedense tekrar hâdise yerine dönmüş, bu sefer profesörü holde kanlar içinde yalar görünce tekrar uzaklaşmak istemiş, iki hademe kendisini yakalım9ğa uğraşmışlar, fakat anlan da tabanca ve ö-Iûm tehdidi altında bertaraf e-
BORSA
derek tekrar sokağa çıkmış ve
■ koşa koşa Dolınabalıçeye kadar ı inerek gözden kaybolmağa ruu-
■ vat fak olmuştur.
■ Yaralı profesör, derhal' bir I sedyeye konarak clvardad Qti-
■ müşjuyu hastanesine saldırıl> EHişsa da. hastanenin merdivenleri çıkılmakta İken vefat cUnlştlr.
• Kaatil teslim oluyor
> Hâdise bu şekilde tam bir ti-
• nayet halini alınca, bir tarafı tan savcılık, bir taraftan Em. niyet Müdürlüğü haberdar edll-ı nıiş, nöbetçi savcı Tevfik Kendi . tahkikata el koymuş, Eır ıılyot
Müdürlüğünün alâkalı ınıınur-ı lan kaatil genel aramağa ko-yulduklan bir sırada Mehmet
. Taşkesen'ln, Dolmabahçeyc kadar İndikten sonra,oradan Fm-|j_ ı dıklıya kadar gelerek. bııradakiQ | polis karakoluna kendiliğini)enfi . tcslnıı olduğu öğr'inlliıil./.ir.ç^ Kaatil, buradan, cinayetin
lendlid mini .1. Q
sLm polis karakoluna getirtirmiş
ve burada savcı tarafından sor- q , gûya çekilince, İşlediği clrnıyı tl — . olduğu gibi anlatmış ve clnft- J2 I ye t te kullandığı taban:aj> da Q) bir ay evvel satın aldığım m- > , raf etmiştir.
Profesörün bu şekilde bir el. nayete kurban gitmiş oldnCtı..*— ı kısa bir müddet sonra, Oünıiiş-. suyu hastanesinin birkaç adım . yukarısındaki «Mehmetbey a-partımanı» nda oturan profe-^ .sürün ali- sinin kul. .ja
ve zercesl koşa koşa üniversite- C0 ı ye gelerek kocasını odasında t- (D ramak İsterken kapısı ûaündekU « kan gölcüklerini gürünce f-rl'** hakikati tamamlyle kavramıştır.
1 Savcı ve adalet doktoru, pro-
■ fesörün vücudundaki kurşunla' nn çıkarılması İçin morga nak-I üne lüzum göstermiş ve dün geç
vakit morgda otopsi yapılarak
‘ kurşunlar çıkarılmış, cenaze Gümüşsüyü caddesindeki hususi bir kliniğe nakledilmişi ir Morg, bugün raporunu »avcılığa
: verecek, hazırlık tahkikat, bu şekilde tekemmül etımş olacağından. Mehmet Taşkesen, la-ammüden İşlenmiş bir cinaye-ı tin faili olarak ve Meşnut suçlar kanunun* göre yargılanmak i üzere ağır ceza mahkemesine sevfadilerek muhakeme edilecektir.
Cenaze merasimi
İstanbul Üniversitesiyle Teknik Üniversite Prof. Peyyaa Oür&an İçin büyük bir cenaze töreni tertib etmekte olduğundan. Teknik Ünİ7erriteJe bu-ı gün dersler tatil edilmiştir. Profesörün cenaze merasimi yann yapılacaktır
Prof. Feyyaz Gürzan 1325 doğumlu olup 935 senesinde Sorbon üniversitesinin matematik tamundan mezun olmuştur. Mütaakıben İstanbul Fen Fakutesinde, Vefa Lbezlnde, hocalık yapmış. 945 da Üniversiteler Kanununun neşri üzerine yalca Teknik ÜnlMnitede Mekanik doçentliğini Oınuş. 94» da da profesörlüğe tâyin) işi senatodan geçmiş, fakat henüz f(rt7r.ahteâl ikmal edilmemiş bu-Juamürta idi — A. T.
Mareşal’m beyannamesi
Millet Partici fahri hbşira m Mareşal Fevzi çnzaıak. dun millete hitabe»» bir beyanvıme neşretmlştlr. Çakmak, bu be-7 ırmaznesind* Afyr,n mille'i e-klii Sadık AldaŞarun teşrii rra-suniyerinlc kaldırtması ha(-(fardaki taran protesto etmekte ve bunun. Anayasam J7 nfa maddesinin birinci ffawa ay far. olduğunu ıcyf emektedir.
Adalet «arayı projeleri
Ankara 3ü cAkşsın) — Istan-bulda yupurüoc&A »Uta yeni adıdet sarayı projeleri üzerindeki de. um edllmut-
tedlr Onümüsdeö bir taç gûn LÇUlıİc projeler tamam lan .(^»vit- j Ur. DınJiivcm biliVrdütlerine göre bliııumı yopıtecağı yenn toprak tesviyesi y çel ecek ayuı1 «unumla eksuutreye çıkarûa-1 çaktır, hisaata. nu» «nmımta OAMiuuKııkMr.
ttiucekri!
(4 S raini TTUrVÜLLD
louida
aıuunimiec-C
Demiryolları ve limanlan memurları Astan 30 'Aksam ■ — Devlet Demiryonan ve Iûmanlan fştet-me çeoel atödüri ûta memur w iltaneUllertnIn ierstierine dair olan kanunlarda degt^dik ya-pumasıu ia*r kanua ddrdrâ H?5m_ Gazetede yartnianmış^r. Bu rarerie Devtet DemırytiGan ve âtre’-IiLalaln terfilerin» laflayacak olan bn Tir.— yann-iîae iubarea ydrûriiğe gfnn.ş olacaktır.
AKŞAMdiftAKŞAMg]
Okullar, çocuklarımıza ne telkin ediyor?
Bir müessese, bulunduğu sokağı güzelleştirmek isti yordu. Bazı fidanlar getirip diktirdi. Çocuklar koparmışlar.
Bizde çocuklar değil, büyükler de koparır a... Nitekim, Konya’da meşhurdur: ¥eni Vali, yeni şoseye dikmeler diktirirmiş. Ve bu di-ineler...
Hikâyesini anlatayım:
Konya'da askerliğimi yaptığım sırada, «oturak âlemi» denilen eğlence âleminin teferruatını tesbit etmek istemiştim. Bu arada öğrendim ki, ekseriya kavga çıktığı için, insanlar, oturak âlemine tedarikli giderlermiş. Tabanca ve bıçak da alırlarmış ama. kavgayı daha hafif atlatabilmek ümidiyle,, beraberlerinde sopalar da götürürlermiş. Bu sopaların adı. «dikme» imiş.
Hayretle sormuştum:
— Niçin ı.dikme»?
____ Hani şu veni valilerin, yeni caddeleri’ güzelleştirmek maksadiyle diktikleri yeni ağaçlar yok mu, işte o dikmeler. Hovarda, oturak âlemine giderken, bunlardan bir tanesini çeker, alır götürür.
Görülüyor ki, ağaca karşı lâubalilik yalnız çocuklarda değil. Fakat, ağaç muhabbetini, çocuklarımızın gönüllerine aşılamak suretiyle şehirlerimizi, köylerimizi cennete çevirebiliriz. A-caba, dikilen ağaçların kenarına, «Bunların korunması çocuklara havale edilmiştir» diye mi yazsak? Tesir eder mi? Meşhurdur ki. Batı memleketlerinin parklarında, bir çiçeğe, bir ota dokunacak olsanız, yerden bitme bir bastıbacak karşınıza dikilir; şapkasını nezaketle e-linde tutar ve size ihtarda bulunur.
Aile terbiyesi? Okul terbiyesi?
Acaba bu terbiyeler içinde bir telkin yapılamaz mı?
Otoriter ve totaliter memleketlerin, çocuklara 11e şekilde müessir olduğunu hep biliyoruz. Ben de bundan on, on beş sene evvel seyahat ettiğini sırada, böyle bir memlekette tanıdığım bir a-ileyi ziyarete gitmiştim. Çocuklar. koridorda, törene gitmek üzere rejimin bayraklarını boyamakla meşguldüler. Büyükler, içeride, uğradıkları istibdattan dolayı bana yanılıp yakıldılar Gözleri yaşardı. Fakat, evlâtları odaya girince, sustular: göz yaşlarını gizlediler ve gülümsediler.
— Eğer rejimden memnun olmadığımızı duyarlarsa, evlâtlarımız bizi rasush-yacaktır. Öyle müthiş bir rejim terbiyesi aldılar. • dediler.
Mektep, çocuğu demek ki bu hale sokabiliyor. Eğer., telkin sayesinde iyi şeyler, yaptıramayacaksak, insan-1 hk tıynetinden şüphe etmemiz icab eder. Halbuki, yalnız fenalığa meyyal olduğumuzu, iyiliğe meyyal olmadığımızı kabul edemiyece-ğim. Onun için, okuldan iyiye teşvik edici bir çok neticeler beklemek de hakkımızdır. Diyelim ki. çocuklar, yertere tükürenlere müdahale edemesin. Diyelim ki, çotuklar, evde herkesin ayrı batdağı olmasını İstiyemesin. Diyelim ki. çocuklar, büyüklerin küfürbazhğına karşı durr-"^n. Çünkü, bütün bu misallerde, başkalarının iradeleriyle çatışacaklardır; darbele.iecek, -^ileceklerdir. Fakat, ağaç sevgisi bunun gibi değil. Ağaç seysisî gösteren bir eocuğa-keza kuş sevgisi gösteren( bir çocuğa, büyükler arasında hiç kimse kötü nazarla bakmıyacak: bilâkis, çocuk aile muhitinde teşvik görecek.
Mekteplerin, çocuklar ü-zerinde en ufak müspet terbiye verebildiğinin ispatını, ağaç sevgisinde, kuş sevgisinde görmek istiyoruz.
Ve diğer bir misal: Bir mektepli, her hangi bir odaya girdiği zaman, içerideki-lere selâm vermelidir.
. İçtimai Iınvatta bu en basit telkinleri dahi, farkctmi-|
isviçreli mütehassıslar
Siyaset adamlarımızın hususî hayatları: 10
Çatala ğzîndan cereyan verilmesini doğru bulmuyorlar
Eti Bankın Çatalağzında tesis ettiği elektrik santralinden şehrimize cereyan verilmesi hakkında bir proje hazırlandığını yazmıştık.
Belediyenin tstanbula celbe-derek Elektrik, Tramvay, Otobüs işletmeleriyle Sular idaresinden, daha verimli çalışması için tetkikler yaptırdığı mütehassıslar Elektrik işletmesi hakkında İlk raporlarını on gün kadar evvel gönderrolşledrir.
On iki salılfeden ibaret olan rapor tercüme edilmiş, vali ve belediye aşkanlığma verilmiştir.
Gelen raporun muhteviyatı gizli tutulmaktadır. Bununla beraber, isviçreli mütehassısların Çalalağzmdak! santralden İstanbula doktrin verilmesini tasvip etmedikleri Ve bu takdirde nem maliyetin artması yüzünden elektriğin müstehlike daha pahalıya verilmesi icabedeceğinl, hem de milyonlarca lira verilmek suretiyle tevsi ve ıslah “dilmekte olan Sllâhtarağa fabrikasının muattal hale geleceğini yazdıkları anlaşılmıştır.
Prof. Fuat Köprülü ile evinde bir konuşma...
Seyahatlerden istifade
Köprülü: «Okuyup yazma bilmeyen veya az bilen köylünün aklı selimi olmasa yan münevverler bu memleketi yaşata-mazlar» diyor. — Profesörün en çok sevdiği Yusuf! — Hürriyet hareketleri — Gazetecilere tavsiye...
Radyo taksitleri
Malı yılbaşının marta alınması iizerlne radyo taksitlerinin de bu ay içinde ödenmesi kararlaştırılmıştı.
Mart ayı yarın akşam nihayete ereceğinden radyo taksitlerinin yarın saat 17 ye kadar ödenmesi lcabetmektedir.
Vaktinde ödenmeyen taksitler mütaakıp aylarda yüzde 20 fazlasiyle, yani 12 lira olarak tahsil olunacaktır.
Demokrat Parti kurucularından profesör Fuat Köprülünün, Çankaya köşküne giden asfaltın solunda güzel bir a-partımanı var... Profesör, bir dairesini kendi ailesi İçin ikametgâh olarak ayırdığı bu a-partınıanının diğer dairelerini kiraya vermiş...
Yana doğru sürülerek açılan kapıda beni genç bir bayan karşıladı:
— Buyurunuz efendimi Babamı mı aramıştınız?
— Rahatsız etmiş olmıya-yım...
— Estağfurullah efendim.
— Vakitleri müsait İse biraz konuşmak üzere gelmiştim...
Gazeteci olduğumu söyledim. Fakat kızı, hangi gazeteyi temeli ettiğimi sormağa lüzum görmeksizin yol göstererek beni babasının çalışma odasına götürdü. Köprülünün evinin her gazeteciye ve ziyaretçiye açık olduğunu anlatan bu hareketi takdirle karşıladım.
Muhtarlara seçim işleri hakkında izahat verilecek
Yeni seçim kanununa göre muhtarlara da bazı vazifeler düşmektedir.
Şehrimizdeki muhtarlar pazartesi günü saat 14,30 da E-mlnönü Halkevinde toplanarak bu hususta kendilerine izahat verilecektir.
Ayrıca vali ve belediye başkanı da muhtarlarla görüşerek muhtelif şehir İşlerinde üzerlerine düşen vazifelen anlatacaktır.
Bilet satışları ve kâr çok arttı
Millî Piyango idaresi 1949 yılı hesaplarının neticesini almış, hazırlanan bilanço, Murakabe kurulunun dünkü toplantısında onanmıştır. Bu yılın bilançosu da fazla satış ve fazla kârla kapanmıştır.
. Bilet şatışları, geçen yıllara nazaran çok artmış, 24.226.318 liraya yükselmiştir. Bunun 12. 340.592 lirası halkımıza İkramiye olarak dağıtılmıştır.
İdarenin genel giderleri için bir yılda 384.756 lira harcanmış tır. Masrafın gelire nısbetl %L,5 dur.
Harcamalarda tasarruf fikrine en geniş ölçüde bağlı kalınmıştır. İdare glerlerl için bütçeye konulan ödeneğin 61.222 lirası tasarruf edilmiştir. Sağlanan. tasarrufun nisbetl %13. 72 dlr.
1949 yılının Denet bütçesine gelir yazılacak sân kân 11,458. 859 liradır. Bu, şimdiye kadar sağlanan en yüksek kârdır. Geçen seneye nazaran fazlalık 2,225.414 liradır
Mülga Tayyare Piyangosunun son çalışma yılı kân. 1.601.860 liraydı. Bir yılın kârı Millî Piyango elinde yedi mislinden fazla artmış bulunuyor.
Milli piyangoda görülen bu inkişaf, halkımızın daima artan rağbeti ve tasar rol tedbirlerinin hayırlı neticeleri sayesinde elde edilmiştir.
yecek olursak, okullar, evlâtlarımıza yalnız bazı şey-er belletiyorlar, hiçbir şey telkin etmiyorlar demektir.
bej
Fuat Köprülü’nün çalışma odası Fuat Köprülü; kıınıızı,
ve açık yeşil çizgileri olan pijama ceketi arkasında olduğu halde masası başında oturuyor... Odanın dört duvarı tavana kadar raflı ve kitap dolu... Sağ tarafta da bir divan... Her halde Köprülü, yorulduğu saman bu divûna uzanıyor ve okuyordur diye düşünürken profesör, dudağındaki, sigarayı alarak okuduğu bir yazıdan başıtvı kızı ile kalkarak karşılıyor... Çalıştığı bir sırada ziyaret etmiş olduğum için af dileyerek rahatsız ettiğimi söyledim.
•—Rahatsızlık da ne demek?» diye mukabele ederek masasının yanındaki koltuğu gösterdi.
Oturmak üzere bu koltuğa doğru yürürken hüviyetimi söyledim. Köprülü hafifçe bessüm ederek:
■— Maşallah!.. Hangi gâr attı sizi bu tarata?..» Rüzgâra kapılacak kadar hafif olmadığımı söyllyerek ilâve eltim:
— Siyaset adamlarımızın hususi hayatları hakkında röportaj yapıyorum da.,,
«— Bu arada beni de hatırladınız öyle mİ? Teşekkür e-derim.a
— Teşekküre ben borçluyum üstadım... Bugünkü siyasi mücadelede rol almış bir ilim a-damımun ihmal edebilir miydim?
«— Demek, yalnız hususi hayat mevzuunda konuşacağız öyle mi?»
— Vaktinizi almış olmazsam...
«— Fakat benim hususî hayatımda bir fevkalâdelik yok kl...»
— Aman efendim! Çalışmalarınızdan tutalım da zevklerinize hattâ Paris üniversitesi tarafından hediye edilen profesörlük kürkünüze vc bu kürkü güvelerden nasıl muhafaza ettiğinize, şimdiye karlar kaç defa giydiğinize varıncaya kadar neler var... Bunları bizzat sizden dinleyerek yazmak, her halde okuyucuların merakını tatmin bakımından faydalıdır.
Sözümü bitirdikten sonra ateşi dudağına yaklaşan sigarasını bir nefes dalıa çekti ve bütün bir sigarayı onun ateşi ile yaktı, Yüzünü silerek geçen duman tabakaları arkasında Fuat Köprülünün tebessüm ettiğini görüyorum.
«— Kürkü de mİ merak ediyorsunuz? dedi. Duruyor.»
Ve sonra İlâve etti:
«— Hususi hayat... Görüyorsunuz işle... Sessiz ve mütevazı... Bütün ömrüm şu ma-. ............. sa başında ve şu odada kltap-(Vâ - NÛ) 1 lanm arasında geçiyor...»
kaldırıyor, karşısında beni görünce ayağa
tc-
rüz-
Halk tipi ucuz evler
Komisyon raporunu bugün belediyeye verecek
Seyahatlerden I - N"ed' floŞJunuz?
. • ■— 1890 da Istantulda, ,DI-
ıstırade vanyolunda Sultan
Hayatının pek de sessiz ol- türbesi karşısındaki iadıfrini- ara sıra jMrvnhntlnre rfogdum. Rüştiyedir
Mercan idadisine, buradan da nizamda İstanbul Hukukuna geçerek 0 hukuk tahsilimi bitimim.»
Bu sırada odaya, az evvel bana kapıyı açan kızı girmişti. Kucağında da iri bir beyaz kedi vardı. Fuat Köprülünün: .— Hoş geldllin, Yusuf! demesi üzerine kızının kucağından masa üstüne sıçrayan beyaz kedi İçin:
•— Bu bizim Yusuf beylmlz-dîr. dedi ve kızını da tanıştırdı:
(— İki çocuğum var. Biri bu, kızım Beyhan, diğeri de oğlum Orhan,.. Kızım Ankara-da İngiliz filolojisini bitirdi. Oğlum da İstanbuldR Edebiyat Fakültesinde asistandır.»
— Refikanız hanımefendi İle bir arada resminizi almağı ç arzu ederdik.
«— Şimdi hazır değildir, I şailah başka zaman...»
— Kaç senelik evlisiniz? (— 1920 de evlendiğimize e re 30 yıllık evliyiz demektir.» Yıısufun masa üstünden profesörün kucağına geçmesi ve Köprülünün kediyi okşayarak konuştuğunu görmekliğim üzerine:
— Kediyi çok mu seversiniz? diye sordum.
•— çoookl Yalnız kedi severim. Öyle kuş, köpek, tavuk vesaire gibi ev hayvanlarından hiç birini sevmem.»
Köprülü ile bundan sonraki konuşmamız ilim konusuna intikâl elti. Dol ay isli e de kürk mevzuu bahis oldu. Hu konuşmamızı da yarın yine bu sütunlarda bulacaksınız.
Cemalcddin BİLDİK
madiğim, ara sıra seyahatlere çıktığını, nutuklar verdiğini söyledim.
(— Ben, dedi, seyahate çık-[ m ak için çok düşünür ve zor Karar veririm.»
— Sevmez misiniz?
«— Severim... Severimi amma, dediğim gibi çok zor karar veririm. Karar verip çıktıktan sonra da memnun olurum. Hele şu son dört beş sene içinde öyle çok gezdim kl... Bu seyahatlerden çok İstifade ettiğimi de söyUyeblLirlm. Maalesef bizde gazeteciler şöyle yurt, içine dağılıp gezmiyorlar. Hattâ valilerden, köylerine bile gitmeyenler var...»
— Seyahatlerde ne gibi istifadeniz oldu?
«— Kendi mevzularını mesleğim itlbarile milleti memleketi tarihi ile mazisi ile tetkik etmek ve tanımak ga-yerndlr. Bunları seyahatimden evvel de bilmiyor değildim. İstifadem şu olmuştur kl müşahedelerim ve temaslarım diklerimi teyid etmiştir.»
Profesör Fuat Köprülü, evvel yaktığı yeni sigarayı bitirmiş, aynı sigaradan birini daha ateşlemişti. Sözlerine şöyle devam etti:
«— Bu memleketin halkı cahildir. Okuyup yazma bilmez, demokrasi rejimi bunun için İmkânsızdır, deniliyordu. Ben bu fikrin tamamen aleyhinde-yim. Eskiden beri devam eden tetkikatıma dayanarak İddia ederim ki bu memleketin tek lstinalgâhı okuyup yazma bilmeyen veya az bilen köylü unsurdur. Onun aklı selimi ve anlayışı olmasa yarı münevverler bu memleketi yaşatılmazlar...»
ve ve
bll-
Hürriyet hareketleri
Profesör Fuat Köprülü, getirilen kahvelerimizi İçerken de gazetecilere yurdu gezmelerini ve halkla yakından temas etmelerini bir kere daha tavsiye ediyor ve diyor kl:
«— Çdcın ve gezin, bakın neler göreceksiniz... Onların ve memleketin ihtiyaçlarını aksettirmek, Hollywood artistlerinin hayatlarLle parlayan ve sönen yıldızları yazmaktan her halde daha çok faydalıdır.» Köprülü, sözünü «Hürriyet» mevzuuna intikal ettirerek;
«—Bu memlekette, dedi, ÎOO sensdenberl hürriyet hareketleri ve hürriyet cereyanları görülmüştür: Birinci meşrutiyet. İkinci meşrutiyet. Cumhuriyet... şimdiye kadar bunlar birer şekilden ibaret ve oyuncak mahiyetinde kalmışlardır. Bugünkü hareket ise beş se-nedenberi doğrudan doğruya memleketin ekseriyetinden gelen ve onun iradesine dayanan bir harekettir. Şimdikinin mesnedi vardır ve bu da büyük halk kitlesidir, diğerleri I dejenere olmamıştır.»
gibi
sonra haya-anlat-
Tahsil hayatı ve Yusuf!
Sözünü bitirdikten
Fuat Köprülüye, hususi tından tahsil safhasını masını rica ettim:
«■..— Ben, dedi, mahalle mektebine gitmedim, El'.fbeyl (alfabe) evde okudum. O zaman rüştiye mektepleri vardı. Aya-sofyadakl rüştiyeye girdim.»
Şehrin aydınlığı
Şehrimizdeki rcc’ken buhranını önlemek üzere hükümetin belediye emrine verdiği dört milyon lira ile yapılacak halk tipi evler üzerindeki çalışmalar hararetle devam etmektedir.
Mesken komisyonunun bir kısım âzalarının iştirakiyle teşekkül eden küçük komisyon çalışmalarım bitirmiştir. Hazırladığı raporu bugün öğleden sonra belediye baskamna verecektir.
şehrimizde İnşa edilecek halk i- tipi ucuz evlerin ayrık veya Mahmut bitişik nizamda oınıası husu-blnada sunda fikir ayrılığı-ardır. İdare sonra ellerin, yapılacak evlerin ayrık ■ ■ 'nizamda olmasını İstedikleri
anlaşılmaktadır
Buna mukabil mevcut para ile daha fazla mesken İnşa e-dilmesl arzusunda bulunanlar, yani işi İktisadî cepheden mütalâa edenler bu fikre muarızdırlar. Onlara göte blok İnşaat yapılmalıdır. Belediye, blok inşaat yapıldığı takdirde, kat mülkiyeti kabul edilmediğinden dairelerin mülkiyetlerini halka devredemlyecektîr. Bu takdirde binalar sadece klraJanabilecek-tlr. Halbuki belediye, evleri kiralıyarak onalnn İdame masraflarına, çeşitli kiralama muamelelerine girmek arzusunda değildir. Bu da ayrı bir külfet teşkil edecektir Ayrık nizamdaki İnşaatın İse yüzde 25 daha pahalıya mal olacağı da gözden uzak tutulmuyor.
Küçük komisyonun vereceği rapor muhteviyatının yarın öğrenileceği tahmin ediliyor.
Açık lâğımlar
Kapatılmak için yıl 400 bin lira harcanacak
çok
ln-
gö-
bu
u-
Belediye, lâğım ve mecra lerlle yakından meşgul olmaktadır. Bu seıiekl bütçeye «ilçeler çevresindeki lâğımların kapatılması» masrafı olarak 400 bin lira tahsisat konulmuştur,
Ayrıca lâğımların kapatılması İçin yol işlerinde. çalışan daimi ameleden tcşkl! edilecek ekipler çalıştırılacağından bu sene yapılacak İşlerin bir milyon liraya yakın değerde olacağı söylenmektedir. Bununla beraber şehrin kanalizasyon işi medeni şehirlerde olduğu gibi halledilmedikçe bu hususta fazla bir şey yapılamayacağı anlaşılmaktadır. Şehrin yol işleri de lâğım tcslslerlle yakından alâkalı görüldüğünden büyük masraflarla inşa veya tamir edilen yollar kısa müddetlerle lâğımlar yüzünden açılıp kapatılmaktadır, Belediyenin şehir lâğımlarının.' İstenildiği şekilde tanzim edilmesi İçin bir İstikraz yapması lüzumu İleri sürülüyor. Fakat bunun İçin o kadar büyük paralar hesaplanmaktadır ki böyle bir istikrazın faizleri belediyenin takatini aşmaktadır.
NECMi RIZA
Mevsim sonu Konserini 3 Nisan pazartesi saat 21 de
MELEK Slnemasundla
Sinema Müdüriyetinden :
Sinemamız taralından tertiplenen sanatkârın vc kendi idaresindeki korosunun İştirak edeceği bu konserin biletleri yalnız MELEK SİNEMASI gişelerinde satılmaktadır.
Uçaksavar kursunu bitirenler
Tuzla — Uçaksavar okulunda ağır uçaksavar kursuna iştirak eden topçu subaylarımız bu kursu muvaffakiyetle bitirerek görevlerine katılmışlardır.
RADYO
12.5?
13.00
13,15
13.30
13.5Ö
14,00
19.00
19.15
10.45
İSTANBUL RADYOSU öğle vc akşam programları Açılış vb programlar.
Haberler, çarkı ve İürkOler «pi». Hafif Bici mtlzlÇı «T'l». Ev l.-adını - Cci'itli cfUIar. Konuşan: Lcman Eydur. Şarkı ve türküler. Semahat ErgOkmcn. . , _.
Hakkı Derman Şerit içil. Sald* haddın Pınar Dans müziği «Pİ.*. Programlar ye kapanış. Açılış ve programlar.
Car mîttlgi «Pİ.»
Frank Sinatra'd.ın şarkılar «Pİ.» Saz eserleri. Çalanlar: Mustafa Sunar (Keman). Dürrü Turan Tamburi.
Haberler
Hafif orkestra «erelrl «Pİ.». Neeml Rıza Ahukan topluluğu
Faust «Temsil»
Fasıl haydi konseri,
KUçfiiç orkestradan melodiler, Caz saati. Takaım eden: — dem Buri.
Haberler.
C«sltu hatif mittik «Pİ». Programlar ve kapanış. ANKARA RADYOSU öğle ve akşam p*uğrandan Açılış ve program, M. s, ayarı ve Şarkılar, H.ı herler.
Radyo uenfonl ot kes Irası:
Halil Onasmaıı. öğle Gazeten. Radyo salon orkestrasının de-
Ajcşam programı, bava raporu vc kapanış.
Açılış vc program.
M. S. ayarı ve İncesaz (Uşşak faıiıl.
Piyano ile caz parçaları tPİj. M. S. ayarı ve haberler. Geçmişte Buğun. Yurtlan sesler.
Müzik: «PL». Radyo Garctc«ı. Srrbcs ıfaal. Tamburla sat eserleri (M. mili.
Halk tİLr«Ulcrl Unc.ıko Gazetesi Dana prkestmları çalıyor «Pli». Kanjşma: (Sağlık PMtMI) motelcin Or, Mittlıtsevcrln saati
M. S. n.rarı ve haberler. Program ve tapanı*.
Yarın ınbahld program
M. S. ayan.
Harry HorlicK orkestran çalıyor 1 «Pli»,
Haberler ve Hava rapora Sancılar «Pİ».
Hafif sololar «Pir GOnüıı program;.
Okuyan:
Er-
Şet:
C«-
C(-
TUR AL
öksürüşü keser
Öteden heri işlerimiz bir takım program taksitlerine bağlanır. Falan iş on senelik programa konulmuştur, filân iş, önümüzdeki beş senelik programda yer almıştır. Falan ve filân isler için yeni bir program hasırlanmaktadır.
Programlar yapılır, işler taksim ve müddetler tesbit edilir, ondan sonra tatbikat devresi başlar ve hu ekseriya ümit içinde bekleme devresi olur. İla yapıldı, ha yapılıyor, derken müddet gelip geçer, o işler yüz üstü kalır. Şikâyetlerin basmakalıp bir cevabı vardır: -.Gecen devrede falanca ve filânca işlere teşebbüs edildi, fakat zaman ve tahsisat bakımından kâfi imkânlar bulunamadığı için tamamlanamadı. Bu işleri yeni hazırladığımız beş yıllık programın başına aldık.» |j_
Esas itibariyle işler unu- Q tulmaz. Her devrede prog- q ramların kâh sonunda ka- ^1 lir, kâh ortaya konulur, ba-zan en başa alınır ve bu dev- Q rfi daim halindeki yer değiş-tirmeler sürüp jrider. £
Istanbulun imarına mü-faallik işler de kısmen hü- W kûmetin, kısmen belediye- Q) nin program ve plân taksit- > lerine bağlanarak zaman ve q tahsisat imkânsızlıkları çen- q gelinde yıllarca asılı kaldı, ju Birkaç seneden beri yeni . bir taksit faslı açılmış bu- iç lunuyor: Beş yüzüncü fetih yılı. Bir tek imar çivisine "O vurulacak iki çekiç darbesi bile beş yüzüncü fetih yılı töreninin hazırlık programı- (jj na giriyor. Caddelerin ge-nişletilmesi. sokakların tâ- U miri, âbidelerin restorasyonu, su işlerinin ikmali, umumi imar projelerinin tatbiki vesaire vesaire hep beş yüzüncü fetih yılı programına dolduruluyor. İşin daha garibi, bu programın vâdesi mahdut. Geçen zaman daima aleyhimize işliyor ve vâde müddeti kısaldıkça işler artıyor, program tıka basa doluyor. B’r önümüzdeki üç senelik zamana, bir de istif halindeki işlere baktıkça kötümserliğe kapılmamak elden gelmiyor.
Şehri aydınlatma işlerinin ikmali de beş yüzüncü fetih yılı programına yerleştirilmiş. Şimdiye kadar belediyenin sarfettiği para ve gayretlere rağmen şehrin lâvıkıyle aydınlatılması mümkün olamamış, birçok semtlerde sokaklar karanlık kalmış. Fakat bu defa kati karar verilmiş, beş yüzüncü fetih yılına kadar bütün sokaklar aydınlatılacakmış.
Bu duaya hep bîr ağızdan âmin dememiz tabiidir. Ancak bu arada, hâlen elektrik lâmbası mevcut bulunan cadde ve sokakların aydınlatılmasındaki aksaklıklara da alâkadarların dikkat nazarlarını çekeriz. Düzensizlikler var. Sokak lâmbalarının ampulleri bozuluyor, vaktinde değiştirilmiyor, karanlık birkaç gece devam e-diyor. Buna mukabil bazı cadde ve sokaklarda lâmbalar yirmi dört saat mütemadiyen yanıyor, Şehrin muhtelif semtlerinde bu haller sık sık tekerrür ediyor. Bozulan lâmbalar vaktiyle de-ğiştirilse do, yanan lâmbalar sabahleyin söndürülüp güpegündüz israf edilen cereyan bunlara harcansa çok iyi olacak.
Cemal Refik
İş ve işçi bulma kurumlan
Ankara 30 (Ak'am) — t? V® işçi Bulma kurumu İş bulma kanununun tatbikatında bası değişiklikler yapılmıştır. Yeni değişikliklere göre bundan böyle İş ve tşçl Bulma Danışma Kurumlan yatımda bir de mahallî danışma kurumlan bulunacaktır. Danışma kuruntunda iş veren işçi temsilcileri de bulunacaktır.
Ayrıca kurumun faaliyeti İçLn mahalli idareler ve belediyelerden 200,600 den 2 milyon liraya kadar bütçesi olanlar yüzde yarım ve daha fazla büt-J çesl olanlar da yüzde 1 yardım-[ da bulunacaklardır. Böyleca kurumlann daha geniş çalışma iLmkânları sağlanmış olacaktır.
APARTIMAN SATIŞI
Zahmetsiz ve kârlı iş
tevkif edildi
S. A. S. E. M
“Hakkıtelif
Fransa’daki teşekküller — Şasem dir — İzin almak meselesi — Çalgı çalmak ve şarkı söyletmek
Her hakkı mahfuzdur
Semih Mümtaz: S.
la şüpheye mahal vermeyecek bir tarzda defterin hanelerini doldurmak zarureti vardı. Çünkü çalınan havalardan güftecinin ve bestecinin ve naşirin hakkını kaybetmemek için bu formalitelere İhtiyaç görülürdü Bu aboneler ise derecelere tâbi idiler. Müessesenln derecesine ve icracıların adedine göre bit nevi tasnife uğratılmışlardı.
İşte muhterem karilerim; aklımda kaldığına göre Fransada bu İşleri bu cemiyetler yapardı Malûmdur kİ «Hakkı Telif Cemiyeti* İttihadı evvelâ 9 Eylül 1885 da İsvlçrede toplanan alâkadar muharrir ve müellifler tarafından tesis edilmişti. Ve 1896 da nizamnamesi Pariste ikmal edilmişti ve 1908 tarihinde Berlinde bir tâdile daha uğramıştı ve yine 1908 senesi teşrini sunisinde Pariste bir daha tetkik edilerek kabul edilen nihai (statü) fi Eylül 1910 senesinde meriyete girmişti. (Hele bu İkinci umumi harbden sonra ne oldu ve Ün es kod a buna dair ahiren ne konuşuldu, pek bilmiyorum- Ümit ve temenni ederim kİ bunu bize samimiyetle hüımetkân olduğum Reşat Nuri beyefendi öğretecektir.) S. M. S.
SASEM nedir? Şu mukad-demeyi araetukten sonra •öyliyeceğlm... Bugünlerde telif haklan üzerinde icalel kalem edenler ve konuşanlar vb ihtiyar-! seyahat eyllyenler büsbütün feveran ettiler ve lâzım gelen makamları irşat ve ikaz eyliyorlar. Dünyaca tanınılmış bir haktan Türkiyeml* de müstefit; Türk müelliflerinin hakkı muteber ve mahfuz olmalıdır diyorlar Binaenaleyh senelerce Fransada İkametimin bendenize öğrettiği bu mesele hakkında aklımda kalanları münhasıran muhterem karilerime şöylece :
Arzedeyim ki
Kendisinden ayrıldığım tarihe kadar (1937) Pariste edebî ve bedii eserler müelliflerinin haklarını sıyanet etmek için (3) adet mükemmel tesis vardı. Birer birer sayıyorum: (1> Socle-te des auteurs dramaüque. yani tiyatro ve müellifleri cemiyeti idi Pariste ve bütün Fransada yalnız ve yalnız tiyatrodan müellifin ve mütercimin hissesine düşen hakkı telifi hesap ve u-sul’i veçhile tahsil; yine usulü veçhile sahiplerine tevzi ederdi. Şubeleriyle ve müfettişleriyle örülü sapsağlam bir cemiyetti. Yanılmıyorsam eğer merkezi de Paris şehrinin Balü - Ballu sokağında idi.
(2) Sociöte des gens des lett-res yanı edibler cemiyetiydi. Bu da öteki gibi Pariste ve Fransada intişar eden bütiin romanlardan ve hikâyelerden ve kıssalardan ve gazetelerle mecmualarda neşrolunan yazılardan müellifin hakkım alır sahipleri hesabına kaydeder ve kendilerine verirdi. İdarehanesi de Pariste rasathane civarında St - Jacques — Sen Jak — sokağında idi. Bu da öbürü kadar mükemmel bir eklpe sahipti.
Ya* Şasem?
En mühimi bu teşekküldü Societe des auteurs. çomposl-teurs et editeurs de musfoue, yani müellifler - bestekârlar -müzik naşirleri cemiyeti idi. Şarkılar, türküler, orkestralardan intihal ve İktibas olunan sa2 parçalan ve alelümum disklerde ve sinemalarda filimlere alınarak çalınan eserlerden hem güfte sahibinin hem nestek&nn ve hem de plâklarda okuyanın hakkı telifini bu cemiyet istifa ve sahiplerine arz ve ita ederdi, Ve bu cemiyetin İşi çok büyüktü ve çok güçtü. Zira Rus-yadan ve Tûrklyeden başka hemen dünyanın her yerinde a-centalan vardı. Bu dahi aklımda nasılsa kalabilmiş! Bu cemiyetin merkezi Parlsln Chap-tal - Şaptal sokağında idi. Ve Ihfisaren (S. A. C. E. M.) demek bu cemiyet demekti
Gayet sıkı bir nizamnamesi vardı. Âzasından olabilmek için en az altı yedi eserin müellifi veya mütercimi olmak ve bir de imtihan geçirmek gibi kayıdlar vardı, (ihtiyar ve bikea âzaya muavenet taahhütleri vardı). Meselâ bestekârlara bir fraz müzikal verilir, armonisi istenirdi ve güfte yazarlara bir mevzu verilir, tanzim edilmesi teklif olunurdu. Bir çok mümeyyizi, bir sürü murakıbı muttasıl çalışırlardı. Kocaman bir cemiyetti Taahhütlerini dürüst bir halde İfa etmek İçin uğraşır ve muvaffak olur dururdu İzin almak
Fransada umumî mahallerde çalgı çaldırmak, şarkı söyle t-met için valilere bir istidaname ile müracaat edilir ve usulüne muvafıksa izini de alınırdı ama (icra) keyfiyeti bu (Şasemi cemiyetinin tasdikine vâ-beste idi. Bu cemiyet müsaade etmezse alınan ruhsatın hükmü kalmazdı. Binaenaleyh İstida sahiplerinin İzin aldıktan sonra bu cemiyete müracaat etmeleri, namjanna veya müessese namına abone kaydedilmeleri gerekti. Bu da kâfi gelmerdi. Abone olduktan sonra kendilerine emanet edilen defteri mah- Yazan: Gcuııces eeyuuu
susu dikkatle imlâ etmek ve as-1 Turkçcsi: Mahmut Yesari
K^aksamS
Abone bedeli
Telelonlnrunız Başmuharrir 20565 Vnxı islen aorıia - İdare 20681 MOdılr »HOT
BULMACA
ı ı n ı ■
Soldan safin: 1 — Bit cilt rahâtSH-14b. 2 — Sakin olma, S — Pıpnt-
mUHlr 4 — Katı- - Üç, 5 — Sonuna «Ç> cellrs* gündttrtln aç durmadır -Katmerli çörek. 8 — MOcaut - GllJI tutulan 1 — Bir nevi fleret. s — Ana - Nld4. 9 — Vasıla • Hububattan biri. 10 — Adresime.
Yukarıdan aşağıya. 1 — trlyarı. 2 — Bir çalgı - Ter® Utl 5*X’n orla-sznadır. S — Hareketsiz ve cajırnt kimse. 4 — Facia oyunu - Haçına •L> relime bir cins boyadır. S — Massetmek - Tersi bir »y, 6 — Suda yüzer - Sonuna *F» gelirse üzülmedir - Erki Mısır mabutlarından. T — İşkence. 8 — Tersi hububat rlraaU yapandır.
CEÇÇJ4 BULMA CAMIM HALLİ
Soldan sağa; 1 — Profesör, 1 — Sağanağa. 3 — İmal. Kül. 4 — Kalamar, 5 — Osaka. £m. • — Lenuuı. Ne, 7 — Of», Tas. 8 — Jilet. Ol. B — bamyan. 10 — Kiralama.
Yukarıdan «sağıya 1 — Psikolojik. 2 — Hamasetin, S — Ogalamalar. 4 - Falaka, Ena, S - En, Man, TU. 6 — Saka. Ya. 7 — ötOrcnadam. B — Hal. Masına.
taanbul BtHdlytıl Ş«hlr Tlr«>«
Bu akşam Saat 20.30 da
DRAM KISMİ
DELİ SARAYLI
Yazan: Jean
Giraudouk _
Türkçesı: Fikret Adil ’ KOMEDİ KISMİ
HANIMLAR TERZİHANESİ
Georges Feydau
îî
A z* 1 • ••!••• •• 1 ••
Asrı bir ururukçu
Strri Yılmaz’tn evinde zabıtaca yapılan aramada, şimdiye kadar bu kabil yerlerde Taslanmayan şayanı dikkat eşya bulundu
Yazan: Remzi TOZANOCtO
Onu İki gün evvel, bir jandarma ile bir polisin ortasında Adltyede gördüm- Yaşlı olmamasına rağmen, halinde bir softalık seziliyor, gözlerinin bebekleri pınl pırıl parlıyordu. Simasının umumi vaziyeti zeki bir adam olduğunu anlatıyor, vakit vakit sağına soluna, önüne arkasına göz atışı da henüz bu yerlerin acemisi olduğunu İfade ediyordu.
Ceza hâkiminin soıgusıınu yapacağı, muhtelif suçlardan sanıklar vardı. O da arasının gelmesini bekliyordu.
Bu arada yanında bulunan polise de bazı sualler soruyordu Polis memuru:
— A birader, böyle üfürükçülük miifürükçülük yapılacak zaman mı şimdi? Maşallah aslan gibi adamsın... Başka yollarda para kazanmasını beceremedin mİ kİ?...
Karşısındaki adam ancak bir adım ileri, bir adım geri gidebiliyor: az sonra gene polisle jandarmanın arasında mevki alıyordu. Sırası gelen, hâkimin huzuruna giriyor, çıkıyor, kimisi tevkif ediliyor, kimisi serbes bırakılıyordu.
Nihayet, genç üfürükçünün sırası gelmişti. Mübaşir onu da içeri çağırdı. Polisin munafaza-sında hâkimin karşısına dikildi.
mazın başında durmuş, diğerleri dc ev içinde lcab eden aramaya girişmişlerdir. Bu arama sırasında şimdiye kadar bu kabil üfürükçü ve büyücülerin evinde raslanmıyan bazı şeyler ele geçirilmiştir.
Bunların başiıcalan, kurutulmuş veya mayi haline getirilmiş İnsan necasetleri, muhte'lf şişelerde hazırlanmış mahiyeti meşkûk bir takım İlâçlar, Arap harfleriyle yazılmış muskalar, birkaç tane kadın külotu ve bü-tun bunlardan başka muhtelif eb'adda birçok genç kız resmidir.
Yapılan bu cürmü meşhut sırasında bu genç üfürükçünün henüz müşterilerinden aldığı kırk beş Lira para da, diğer suç eşyası arasında müsadere edilmiş ve bunların hepsi oir torbaya konularak mühürlenmiştir.
Sırrı Yılmaz, mevcut deliller karşısında İşlediği suçu İnkâr edememiş ve bu işi üç aydan beri yaptığını, zahmetsiz ve çok kârlı bir İş olduğu için tatlı geldiğini İtiraf etmiştir.
Komiser, asri üfürükçünün İtiraflarını zaptetmiş, bunun faaliyetine dair malümalt olanların İfadelerini almış ve kendisini idare ten bağlı bulunduğu Fatih Emniyet amirliğine göndermiştir.
Sırrı Yılmaz, buradan da Emniyet müdürlüğü Birinci şubesine götürülmüş, burada da hüviyeti incelendikten üyeye verilmiştir.
★
İşte asri üfürükçü mazı sorguya çeken
nun İfadelerini, ortada mevcut delilleri, şahitlerin sözlerini tes-bit etlikten sonra kendisinin tevkifine lüzum görmüş ve hakkında tevkif müzekkeresi keserek cezaevine göndermiştir.
Sırrı Yılmazın dosyası tekrar savcılığa İade edilmiş olup tahkikatın derinleştirilmesi İçin sorgu hâkimliğine verilecektir
GAYRİMENKUL SATIŞ İLÂNI
Kadıköy İcra Memurluğundan-. 950/270
Kadıköy Rarimpaşa mahallesi Karakolhane sokak eski 3 mükerrer3, mükerrer yeni 19 taj 19 kapu vc 187 ada. 54 parsel sayılı 455 metre murabbaı mikdarındakl bahçeli kârgir apartman Hatice Nuriye, Fatma Sahavet ve Mahmut Nezihi ve Ahmet izzetin hasbelvcijpe mülkleri olup izaleyi şuyu .sureti! e satılması mahkeme İlâmı icabından bulunmuş ve bu sebeble bu gayrimenkul bugünden İtibaren açık arttırma Uc satışa çıkarılmış ve arttırma şartnamesi herkes tarafından görülmek üzere 31/3/1650 tarihine rastlayan Cuma günü saat 10 dan itibaren İcramızda açık bulundurulacaktır. Gayrini nekulun evsafı: Tapu kütüğünde yukarıda yazılı olduğu gibi kayıtlı olup ön tarafındaki 12.85 genişlik, 24.00 metre derinlikte bulunan 308 40 metrekare sahasındaki kısmı üzerinde iyi malzeme ve işçilikle yapılmış elektrik, su ve havagazı tesisatı mevcut tam kârgir bir bodrum, beş tam kat ve bir çatı katından müteşekkil bir bina olup mütebaki 146.060 metre karelik arka kısmının arkada bahçe olarak kaldığı bodrum katında bahçeden girilen Karaslman döşeli büyük taşlık üzerinde iki oda ve bir hol bu holden geçilen bir koridor üzerinde altı kömürlük, ikinci koridor üzerinde bir he-lâ, bir kapıcı odası ve dört kömürlük, koridordan geçilen vc sakaktan da girilen zemini kırmızı çini döeşll yerli kazanla ve ocaklı mozaik tekneli yerli do-laplı bir çamaşırlık bahçesinde on ağaç ve bir asma mevcuttur. Zemin katında sokaktan iki basamaklı merdivenle bir taşlığa çıkılıp altı basamaklı merdivenle çıkılan çift kanatlı demir kapı bir aralığa girilip oradan çift kanatlı ahşap kapı ile girilen bir taşlık üzerinde bir ve iki numaralı iki daire vardır. Bir numaralı dairede sokak tarafından bir oda koridor üzerinde iki oda. musluk yeri olan bir helâ. bîr mutbah ve bir oda, 2 numaralı dairede sokak tarafından bir oda, koridorda bir oda, musluk olan bir helâ, bir kiler, mutbah, bir hol ve liri
Birinci katta 3 ve 4 numaralı daireler olup 3 numaralı daire bir koridor sokak tarafında bir oda, koridorda bir oda, bir helâ, termosifonlu lıı bir hamam, şell iavlumbazlı dolaptı ve üstü şelt sedirli yeri
bah, arkada iki oda üzerinde dar aydınlıktan ziya alan iki oda ve bir kiler vardır. 4 numaralı daire birisinin önünde balkon kapılı taraşa bulunan İki oda, koridorda iki oda, bir helâ ayni vaziyette bir hamam ayni vasıfta bir mutbah, arkada küçük merdiven üzerinde bir kiler, iki oda. İkinci kat 5-6 numaralı daireyi muhtevi olup 5 numaralı daire müştemilât itibar ile 3 numaranın ayni, yalnız bu dairede bir oda fazladır. 6 numaralı daire 4 numaralı daireden farkı ön tarafta aydınlıktan ziya alan odanın bulunmaması hamam yerine musluk yeri halinde olması ve mutbahın ikiye bölünerek birisinin hamam yerine getirilmiş olmasıdır. 3 üncü kat 7-8 numaralı daire, 4 üncü kat 9-10 daireler bulunup bunlardan 7 ve 9 numaralı daireler 3 numaralı dairelerin vc 8-10 numaralı daireler, 4 numaralı dairenin aynıdır. Çatı katında İki kısım olup sağ taraftaki kısımda bir koridor üzerinde İki oda bir helâ, bir kiler, sol kısımda bir koridor içinde mozaik tekne bulunan bir çamaşırlık, bir oda soğukluk yeri olan tek kurnalı bir hamam, bir kiler önü camekânlı bir oda vardır. Binanın arka tarafında 1-9 ve 10 numaralı dairelerden maada bütün dairelerin tar asal arı ve çalı kısmında binanın bütün büyiiklüğünce zemini kırmızı çini döşeli ve üstü çatı »e ör-
Hazırlanan evrak ve yapılan cürmü meşhut tafsilâtına göre, bu asri üfürükçünün macerası şöyledir:
Topkapıda Pazar Tekkesi sokağında bir evde oturan Sırrı Yılmaz İsminde bir şahsın konuşmakta olduğu adamlardan biri, bundan birkaç gün evvel, gelerek komiser muavini Reşat Günel'i buluyor ve mühim bir İhbarda bulunacağını söylüyor.
Komiser muavini Reşat, bu zatı mahremane dinledikten sonra diğer iki polis memuriyle birlikte Sim Yılmazın evini i tarassut altına almış ve filhakika bir İki gün süren bu gözetlemelerde Sim Yılmaz’a, I genç, yaşlı birçok kadın ve kızların devam etmekte oldukları, bazan bunların ellerinde şişe veya küçük paketlerle dışarı çıktıkları görülmüştür.
Daimi şekilde yapılan tarassutlar nihayet zabıta memurlarına müspet bir kanaat getirmiş ve cürmü meşhut yapılma zamanın geldiğine karar verilmiştir. Bu karaTla cürmü meşhut tertibatı alan komiser. Sırrı Yılmazın evinde birkaç «hacet sahibi» bulunduğu bir sırada ansızın eve girmiştir.
Bu esnada Sırrı Yılmaz, bir muska hazırlamakla meşguldür ve zabıta memurlarını karşısında görünce olduğu yerde donup kalmıştır.
Memurlardan biri Sırrı Yıl-
sonra Ad-
Strn Yıl-hâkim. o-
yeri bir oda.
rast-
mermer lavabo Karasimin dö-ocak yeri, altı karasimon dö-raflı bir mut-koridor
Mevlûd
Sevgili Kızını S ELM A ERAYın
Vefatının 52 nci gününe
layan 31/Mart'1950 Cuma günü Cuma namazım müteakip Erenköy tramvay durağında Galip paşa camiinde aziz ruhuna. ithaf olunmak üzere okunacak mevlide akraba ve dostlarımızla din kardeşlerimizin teşrifleri rica olunur.
Annesi: Saitne Imcr
MUAMMER KARACA OPERET y Z Maksimde f Saat 20.30 da
/ V \0sman Bîkes
Matineler: Cumar test oa2ar 15 te
s
Kadıköy SÜREYYA Sinemasında
Bu akşam Heyecanı dillerde dolaşan 2 muazzam film
1 — YANLIŞ NUMARA BARBARA STANW1’CK — ₺ÜRT LANCASTER 2 — Vatan Kurtaran Arslan (Renkli)
İstanbul üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığından Fakültemizin şişli hastahanesindekl Çocuk hastalıkları ve bakımı kliniği Haseki hasta hanesine taşınmış olduğundan, hastaların burada muayene ve kabul edildikleri uân olunur.
.3965
| Tekel Genel Müdürlüğü ilânları
Malzeme Alım Şubesinden:
1 — Müteahhit nam ve hesabına 43 adet kauçuk banda pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık 11/4/950 salı günü saat 11 de Kabataş Genel Müdürlük Malzeme Alım Şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartname resim ve numunesi lıergün sözü geçen şubede görülebilir.
4 — İstekllleıLn belirli gün ve saatte 525 liralık güvenme parası ve kanun: vesaikle birlikte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur.
5 — idare kümen veta tamamen ihale edip etmemekte veya kısım kısım ayn ayrı taliplere ihalede serbesttir. (3983)
Satış Memurluğundan :
İstanbul 6.cı İcra Memuru Akif Tuzlaîı
Beyoğlu Yüksek Kaldırım Müeyyctzade mahallesi Lüleci Hendek caddesinin etki 116-118-120 ve yeni 12ti tapu sayılı bir tarafı Hacı Ali vereseleri menzili, bir tarafı Yani apartmanı. bazen Lûngıiz hanı ve Dlınllri, Mimar Bedri vesaire apartmanı, bir taralı Makri çıkmazı ve tarafı rabii tarikiam ve sol ön tarafı 122 No lı Yusuf Ziya bey apartmanı Ue Har-biyan ve Lütfiyan apartmanları ile mahdut 97500 yedlblnbeşyiui lira muhammen kıymetinde Şeydi
apartmanının şuyuun İzalesi auretlle tamamının satışına rar verilmiştir.
Apartmanın evsafı:
(Doksan-8abah ka-
1 — Zemin kati1 Bir sofa üzerinde zemini muşamba d( şeli iki oda ile alafranga belâ, aydınlığa bakan iki küçük od yine diğer bir odadan ve mntbahtan ibaret iki numaralı d: ire Ue büyük lıir bol ürerinde biri büyük ve dördü küçük b( odadan ve mutfak ile belâdan ibaret bir numaralı daireden,
2 — Birinci kat:
Dört oda. helâ Ve mutfaktan ibaret 4 No.lı daire ile zemin kattaki 1 No, İt dairenin aynı taksimatta yani biri büyük dördü küçük beş oda ve mutfak ile belâdan ibaret 3 No.lı daireden,
3 — İkinci kat:
3 NoJı dairenin aynı taksimatını baiı 5 No.lt daire ile bir hol etrafında dört oda Te mutfak ve belâdan müteşekkil 6 NoJı daireden,
4 — Üçüncü kat:
5 No.lı dairenin aynı olan ve aynea termosifonlu banyosu bulunan 7 No.lı daire ile bir sefa üzerine dört oda mutfak, koridor üzerinde camckânta ayrılmış banyo ve alafranga heladan İbaret 8 NoJı daireden,
5 — Çatı arası:
3 oda, helâ ve mutfaktan ibaret 9 NoJı daire ile bir antre üzerinde bir oda Be helâ ve mutfaktan ibaret 10 NoJı daireden, ve ayrıca caddeye karşı üstü kapalı büyük bir taraştan,
6 — Bodrum katı:
Bir belâ ile dokuz adet odunluk ve kömürlükten, iki mermer teknesi ve kazanı bulunan zemini şap çamaşırlıktan ve aynra ufak meyve ağaçlarile dolu bir bahçeden ibaret olup remin katta demir İki kanatlı dış kapıdan girildikte dört mermer basamakla çıkılan zemini mermer antre üzerinde solda kapıcı odası ve buradan ahşap camekânla ayrılan hol üzerinde bir ve iki numaralı dairelerden ibaret bulunduğu merdivenlerin kârgir merdiven sahanlıkları olup havagazı, elektrik ve su tesisatını ihtiva ettiği sorulmuştur.
Yukarıda evsaf ve mevkii yazılı apartımaııın kâffesî İstanbul G ncı İcra memurluğunun satış salonunda 20.4.1950 Perşembe günü açık arttırma ile saat 14 - 16 da ihalesi yapılacaktır.
Apartımanın muhammen kıymetinin %15 ini bulmadığı takdirde en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle aynı yer ve saatte 8.5.1950 Pazartesi günü ikinci ve kati satışı yapılacaktır.
Alâkalıalr apar t imanı her gün gezip görebilecekleri gibi istedikleri malûmatı da Dairemizden alabilirler.
(9024*
Q
0.
CN
O
■O (D ro 2? u
1049 «2
Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Genel Müdürlüğü tarafından Giy işettin Uluç. Osman v.s. alevh-ertne açılan yeddi emanetlerine tevdi olunan eşyaların ziyama sebebiyet vermek sureliyle duçar ettikleri 1 885,36 lira zararın tahsiline mütedair dâvaya ait dâva dilekçesi ile çağın kâğıdının Kandilli Kıbrislı yalısı No. 23 de mukim Osman Kaltakçı. Galata Çeşme Meydanı B-ıyrnk Çıkmazı No. 8 de mukim Dursun Ali Kocabaşın şimdiki adresleri belli olmadığından tebliğ edile-miyerek geri çevrilmiştir.
Mahkemece bu tebliğin 20 gün süre ile llinen yapılmasına karar verilmiş ve tebliği lâzım gelen dâva dilekçesi ile 28/4/950 cuma saat 10 da mahkemeye daveti mutazammın çağrı kâğıtlarını muhtevi tebliğ zarflan mahkeme divanhanesine asılmıştır
Dâvâlılar yayın gününden itibaren 20 gün sonra başlamak üzere 10 gün içinde dâva dilekçesine cevap vermeleri ve belli gün ve saaitt mahkemeye gelmeleri bu İlân ile tebliğ olunur. (3984)
Devlet Denizyolları ve Limanlan işletme Genel Müdürlüğü İlânları
Şehir Hatları işletmesinden:
Bir müddetlen beri tâmirat münasebetiyle Hayrettin iskelesinden yakılmakta dan Araba vapurları servislerinin 29/3/ 1950 Çarşamba saat 15 ten itibaren — eskisi gibi — Kacatuş iskelesinden yapılacağı sayın yolculara İlân olunur.. (3993)
tarafından üç defa bağırılarak en çok arttıranın üstünde İhale olunacaktır. Bu arttırmada böyle bir bedel elde edilmediği takdirde, son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle arttırma on gün uzatılarak 13.5.950 cumartesi günü aynı yer ve saatlerde yapılacak ikinci arttırmada ve muayyen saatte dellâl tarafından üç defa bağırılarak gayrimenkul en çok art liranın üstünde ihale olunacaktır İhale bedeli peşin müşteriye ihaleyi müteakip ihale oedelini yatırmak İçin takdiri olarak 40 günü geçmemek şartiyle mu na-
tülü bir taraşa. Bina inşa iti- SİP nwhU serileceği, mehil ve-barile teşkilâtlı ve esfc İse de rildig,nde lhaJc bedelinin taml-balen tamire muhtaç değildir. |111 teminat da istenebilir, ve tamamı 386.000 lira kıymetli - • ■ • ---- —*-
dlr. 1, 2, 4, 5. fi, 7; 8; 9; 10 da-|>uc:uı ı^u>uc uuııc ukuviuu ireler kira altında; üçüncü dellâliyeyi yatırmadığı lakdir-dalre 12 daire boş; n jnci daire de. satış 2004 sayılı icra iflâs hissedarın işgali altındadır. I
ishil eaVrimmlrBltîîn t nr.iV
MüşLerl derhal veya verilecek mehil İçinde ihale bedelini ve
---------- . j kanununun hükümleri daircsln-İşbıı gayrimenkulun î nci açık de yapıldığından, bu kanunun artırma »e satışı 3.5.950 çarsam ba günü saat 10dan 12ye kadar__________________________.__________
Kadıköy icra dairesinde yapıla- ya iştirak İçin müşterilerin gay-cak bu arttırmada ve muay- rimenku! kıymetinin yüzde yeyen saatte arttırma bedeli malu di buçuğu nispetinde pev akçe-konıılan kıymetin yüzde yetmiş'sini nakden veya bu değerde beşini bulduğu takdirde, dellâl. banka mektubunu icra vezne-
133 üncü maddesi mucibince muamele ifa olunur. Arttırma-
sine veya satış memurluğuna vermek suretiyle artürmaya Iş-tirak edebileceği, arttırmaya iştirak eden muş'.erUeruj şartnameyi ve satış dosyasını okumuş, bütün vecibeleri kabul etmiş sayılır. Delikliye resmiyle alâkalı ise 20 yıllık vakıf tâviz bedeli, ihale pulu müşteri namına. tapuya tescil ve teslim masrafının müşteriye, bunların haricinde kalan bilumum borç, resim ve masrafların satış tutarından ödenmek üzere hissedarlara aittir. Alacakları tapuda kayıtlı olnuyan alacalılarla sair alâkadarların İrtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını, huşu siyle faiz ve masrafa dair iddialarım ilân tarihinden İtibaren İS gün İçinde İcramıza mü-raeatia kaydettirmeleri, aksi takdirde alacakları tapuda kayıtlı olmadıkça satjş tutarının paylaşmasından mahrum kalacaklardır. Taliplerin daha ziyade bilgi almak Istlyenlerin 950/ 270 dosya numaramızla memuriyetimize müracatlan ve satış günleri muayyen saatlerde satış yerinde bizzat veya bilvek&le hazır bulunmaları lüzumu ilân olunur.
Ulaştırma konuları:
Rvrııpa bölge posta birliği kurulması meselesi
Milletlerarası münasebetlerin inkişafı bakımından, bölge anlaşmalarının ehemmiyeti
Varan ■ Hüsnü Sadık DURUKAL ğini ve bu suretle rejyonal birlikler vücuda getirilmesi mümkün olduğunu dikkat nazara almış bulunuyor Bu sebeple, mösyö Hoftnanin teklifinde posta ana mukavelesi hükümlerine ay kın hiç bir cihet görmüyoruz. Bilâkis Avrupa memleketleri arasında kurulması istenilen bölge posta birllğ'. bu memleketler arasındaki muhtelif münasebetlerin Ve posta, trafiğinin İnkişafını, posta transit ücretlerinin azaltılmasını ve belki de ramanla t&matuiylc kaldırılmasını ve posta ücretlerinden yapılacak tenzilât ile halkın postadan şimdikinden daha müsait şartlarla faydalan maşım temin edeceği cihetle mezkûr teklifin Avrupa posta idareleri tarafından müsait şeklide karşılanacağını kuvvetle tahmin ediyoruz. Mösyö Hof-m&nın yazısında da ayrıca, 1-şaret edildiği üzere hâlen güney Amerika memleketleriyle İspan ya arasında, İskandinav memleketleri arasında keza. Hollanda, Belçika, ve Lcksemburg a-rasında anlaşmalarına dayanan posta birlikleri mevcut o-lup bunlardım alâkadar memleketime hakklyle İstifade e-dlldlğl dikkat nazara çarpmaktadır.
Geçen yıl, Suriye den mubayaa edilen buğdayiann memleketimize nakli İçin Haleptc kom şu demlryollan arasında yapılmış olan bölge anlaşmasından istifade edilebileceğine dair, Akşam gazetesinin 1.9.1949 tarihli nüshasında yayınlanan. İr yazıda, muhtelif faaliyet sahalarında milletlerarası münasebetlerin kuvvetlenmesi ve İnkişafı bakımından bölge anlaşmalarının çok mühim rol oynadığından bahsedilmişti. Esasen, telekomlnlkasyon, demiryolları, ticaret odaları ve diğer mesleki teşekküller İçLn kurulmuş olan, milletler arası birliklere ait a-na mukavelelerde bölge anlaşmalarına ve birliklerine dair hükümler vardır.
Milletler arası birlikler mukavelelerine bu tarzda kayıtların konulmasına başlıca sebep de bölge anlaşmalar, bükümlerinin bu anlaşmaları yapan memleketlere daha faydalı ve daha müsait şartlar sağlamakta olmasından başka bir şey değildir. Bu İtibarla milletler arası birliklerin ana mukaveleleri çerçevesi İçinde bölge anlaşmaları yapmak ve bölge birlikleri kurulmak sure ili e milletler arasındaki çeşitli münasebetlerin inkişafını temin etmek medeni milletlerin müşterek menfaatlerine daha elverişli olduğuna şüphe yoktur. Kanaatimize göre Hollanda 1-dareslnln bahis konusu teklifi Avrupa posta idarelerince tetkik ve kabul edilmeye değer bir mahiyet taşım akta dr.
Hollanda P. T T. genel idaresi müdürlerinden F. A. Hof-man. Ünyon Postal mecmualarının son aylardaki nüshalar m dan birinde neşredilen bir yazısında, Avrupu memleket.erl arasında posta bHiğl kuramıa-sı lüzumunu hararetle tavsiye ediyor. Bu zat, kurulacak böyıe bir posta birliğinin Avrupa milletleri arasında ekonomik ve kültürel münasebetlerin kuvvetlenmesine hizmet edeceğinden, halkın posta servislerinden daim müsait şartlar dairesinde istifadeleri temin edile -ceğlnden bahsediyor.
Mösyö Iloi manın kurulmasını tekli! ettiği Avrupa posta Dır ligi hakkındakl düşüncelerimizi açıklamadan önce, Ho’landa P. T. T. 'deresinin son sentler zar'inci.iki sürekli çalışmanm-dan ve milletlerûıası P, T. T. münasebetlerinde tynad'gi fâal rolden kısaca bahsetmeği uygun bulmaktayız.
Gerçekten, ikinci cihan harbi sırasında aaştar, başa istilâ ve tahrip edilen bir memleketin, oldukça kısa bir müddet Lçh.de yara ve berelerini sarmak ve tahrip ediler bt-’ün muhabere tesislerini yeniden kurmak hususunda hiç bir fedakârlıktan çekinmeyerek büyük gayretler sarletmek sure ille kain r.mış olmasını hayranlıkla ka-5j‘a-mak icap eder, Bilhassa, mezkûr idarenin te’ nik ve İdari branşlarının başu.ca bmmıaıı çok. değerli ve uun mânasiyle mesleklerinin ehli elemanlar tarafındın, milletlerarası K-lekominikasyon .e ünyon postal mecmualarında HoUaııda-nın haberleşme servislerindeki gelişmelere ve ilerlemelere dair. sık. sık neşredilen yavUar gözden geçirilecek olursa, bu memleketle vücuda getirilen modern muhabere testslerıccıen halkın azami derecede faydalanması için geceli, gündüzlü çalışıldığı ve servislerde bir çok yenilikler yapıldığı anlapljr. Bir memleketin medeniyet seviyesi o memleketin P. T, f. servislerine verdiği ehemmiyetin derecesiyle ölçüldüğüne nazaran, Hollanda İdaresinin bu husustaki gıpta edilecek Heri hamlelerini takdir etmemek elden gelmez.
Avrupa memleketleri arasında bir posta birliği kurulmasına dair, mösyö Hofman tarafından yapılan teklif tetkik e-dllecek olursa, bu teklifin mahiyet İtibariyle Avrupa pesta birliği vücuda getirilmek üzere, bir bölge anlaşması yapılmasını hedef tuttuğu görülür. Malûm olduğu üzer», milletlerarası posta münasebetlerini tanzim eden 194? tarilJi Paris posta ana mukavelesi, üye merale ketlerin nepslni ilgilendirin İyen hususlarda İdareler arasında bölge anlaşmaları yapılabüece-
geçirmek ve iki ay kalmak üzere Fransanın güneyinde Nice şehrine gitmiştir. Vakanda kır al, Paris ten geçerken istasyonda vagonunda istirahat ettiği sırada görülüyor. Şimendifer işçilerinden biri camı silip temizlemektedir
Yeni ilkokullar
Yaptırılacak otuz okuldan onunun bu yıl temelleri atılacak
Şehrimizdeki ilkokul binalarının mü İtim kısmı esaslı şekilde tfimlre muhtaç görülmektedir. Ayrıca gittikçe artan öğrenci sayısı yüzünden ve artık içinde ders yapılamayacak hale gelen okulların mevcudiyetinden şehrimizde yeniden 30 ilkokul binasının inşasına lüzum görülmüştür. Bu yeni otuz ilkokulun 4 milyon liraya inşa edileceği hesaplanmıştır.
Milli Eğitim Müdürlüğünün bu hususta belediyeye verdiği raporda bu okullardan üçünün dört dershaneli, 16 sının beş dershaneli, 7 sinin altı dershaneli. üçünün dc on dershaneli olması İstenmektedir. Belediye bütçesinin bu işe kifayet etmediği anlaşıldığından ayni zamanda bu okulların da mutlaka inşası lâzım geldiğinden masrafların başka yollardan temini kararlaştırılmıştır.
Bu hususta çalışmalarda bulunan komisyonun raporu belediyece tasvip edilmiştir. Bu suretle verilen kararlara göre bu sene işe başlanarak asgarî on okulun temelleri atılacak ve bunlardan beş tanesinin İnşaatı yıl sonunda tamamlanacaktır. Diğerleri 1951 ve 1957 mail yıllarında inşa ve İkmal edilecektir. Bedelleri önümüzdeki yıl bütçesinden itibaren her sene asgari bir milyon yüz bin lira ödenmek üzere bir İş programı hazır) anmaktadır. Bu program gereğince eksiltmeler yapılacaktır. Ayrıca bu İnşaat işlerinin bono çıkarmak suretiyle yapılması da teklif edilmiştir, Bonoların İller Bankası tarafından tekeffül edilmesi rağbetini arttıracaktır, denilmekte İse de belediye sari taahhütlere girişmeği daha muvafık görmektedir."
Prof. Morandiere’in konferansı
İstanbul üniversitesinin misafiri olarak, İstanbul’da bulunmakta olan Parla I-lukuk Fakültesi Dekanı Profesör Jull-let de la Morandlere Hukuk Fakültesinde
«Haksız fiil mes'uliyeti» ikinci konferansını
Bursa 20 (A.A.) — Şehrimizin Demirtaş mahallesinde Gazhane karşısında yeni yapılmakta olun bir tamirhanenin temeli kazılırken altın yaldızlı iki lahit bulunmuştur. Üzerlerinde ince işlemeler re kitabeler bulunan bu lâhltler şehrimizde geniş alâka uyandırmıştır.
Müze idaresi iâhiUerl tetkik etmektedir. Hangi zamana ve kimlere ait oldukları henüz teşbih edilememiştir.
Ziraî ilaçlamalar için uçak ısmarlandı Ankara 30 (Akşam) — Anka-rada bir firma Amerikadan bir uçak sipariş etmiştir, önümüzdeki günlerde gelecek olan bu uçak Eskişehir ve Çukurova tarım bölgelerinde zirai İlaçlamalar İçin tecrübe uçuşları yapacaktır. Muvafık netice alınırsa İlgili Bakanlıklar kendi faaliyetleri İçin bu uçaklardan faydalanacak! ardır.
Sinop'ta hamsi bolluğu
Sinop 29 (A.A ) — Sinop'ta hamsi bolluğu devam ediyor. Her gün yüzlerce ton avlanan balıklar deniz ve kara yolu ile civar il ve İlçelere sevk edilmektedir. tstanbul'dan gelen süratli motörlcr bir kaç saat gibi kısa bir zamanda yüklerini alıp geri dönmektedir. Limanda bulunan Hopa adlı .şilebe yüzlerce ion taze hamsi yükletilmek-tedir.
Eskişehir felâketzedelerine yardım
Gazeteciler Cemiyetinin himayesinde Eskişehir Yüksek Tahsil Demeği, felâketzedelere yardım maksadlvlc 7 nisan cuma gecesi Atlas sinemasında bir Türk musikisi konseri tertiplemiştir. Bu konsere tam
kadroslyle Konservatuvar İcra heyeti iştirak ettiği gibi Safiye İstanbul Ayla, Necini Rıza Ahıskan da dün solist olarak katılacaklardır, adlı Biletler, Atlas gişesi ve Gazete-vermlştlr. cUer cemiyetinde satılmaktadır.
flmerikadaki öğrenciler
Tahsisatlarını zamanında alamadıklarından şikâyet ediyorlar
Aldığımız du tahsisat bir talebenin burada asgari geçim masrafı gvzönüne ajınarak tes-blt edilmiştir. Buna göre para arttırmak gibi bir hal normal yaşıyan bir talebe için İmkan sızdır. Zaten Vatandan ve ailelerimizden uzak olmak taşınması çok ağır bir yük. Bir d* böyle maddi sıkıntılara maruz kalmamız tahsilimizde bizden beklenilen başarıyı göstermemize tamamen mâni, oluyor. Aç lığımızı gidermek için para temini peşinde koşmaktan ders çalışmağa bile vakit bulanıyoruz. Bu koşmak neticesinde gururumuzu ayak altına alıp A-merlkalılardan veya diğer yabancı talebelerden para İsteyin ce bulabilseydik mesut olacaktık, Zira oturduğumuz evlere kira ödlyemememlz bazılarımızın evlerinden atılmalarına sebep oldu. Bu aç kalmaktan daha ağır bir hâdise.
Eminiz ki bu vaziyet ufak oir gayretle normnJı eeyrine sokulabilirdi, çünkü Sümer Bank talebeleri istisnasız her sene ocak ayı tahsisatlarını ocak tiyi başında alıyorlar öbür mü-esseselerln bu işi ayni şekilde yapmama veya yapmamaları anlaşılması güç bir hol.
Geçen yıllarda im vaziyeti efkârı tıtnumlyeye arzetmememi-ze sebep, Amerika Türk Talebe müfettişliğinin resmî makamlara müracaat etmesi üzerine bu hâdisenin bir daha vuku bulmayacağını ümit etmemlzdi. Halbuki bu yıl gecikme her zamankini geride bıraktı. Umarız ki bizim bu açıklamamız alû kalı makamların dikkatini çeker de bir daha böyle bir güçlükle karşılaşmayın.
Nevyork Türk öğrenciler birli ği başkanı Mehmet Ali Kaçı imzaslyle aşağıdaki mektubu aldık. Amcrlkadaki öğrencilerin tahsisatlarım geç almak yüzün den düştükleri güç vaziyetten bahsediliyor. Avrııpoda bulunan öğrencilerimizden de vakit vakit bu yolda şikâyetler geliyor. Yabancı memleketlere gön derdiğimiz öğrencileri güç durumda bırakmak katiyen caiz değildir. Bu sebeple hükümetin gerekli tedbirleri alacağına eminiz, Mektup şudur:
Sayın bay;
Bu mektubu size Ncw - York Türk öğrenciler Birliği Yönetim Kurulu adına bir kaç senedir tekerrür eden v® burada o-kuyan Devlet ‘Aleoelerird çok müşkül durumda bırakan bir hâdiseyi açıklamak maksadiyle yazıyorum. Bu mektubu sütunlarınızda aynen neşretmek lût-funda »ulunup alâkalıların nazarı dikkatini çekerseniz Amerikana okuyan bütün Devlet talebeleri size müteşekkir kalacaklardır.
Bizim burada bulunduğumuz üç sene zarfında her mail yıl başında Devlet talebesi tahsisatları geç alınmaktadır. Bilhassa bu yıl bu gecikme ner za malikinden uzun sürdü. Meselâ: Devlet Demiryolları hesabına okuyan arkadaşlar 1 ocak 1960 de ellerine geçmesi gereken tahsisatlarını, 37 ocakta. Milli Eğitim Bakanlığı talebeleri 5 şubatta, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü talebeleri de 7 şubatta aldılar. Posta Telgraf ve Telefon İdaresi talebelerinin tahsisatları lae ancak martin başında geldi.
Eski eserler
Bursada iki lâhid bulundu
Asyada Batı ile Doğunun hududu: Filipinler
Kızıl Çinin buraya tahrikâtçılar göndermek istemesinden endişe ediliyor
1946 senesinde siyasi istiklâle kavuşmuş olan Güney Doğudaki Filipin takım adaları bugün gerek Doğu, gerek Batı için birinci derecede ehemmiyetli bir ülkedir. 1521 senesi martının 16 ncı günü (Mac cilan) in keşfetmiş olduğu Filipinler! ts-panyoliâr ana vatana uzaklığı hasebiyle Meksika d a İkamet etmekte olan kıral naibi vasi ta-siyle idare etmişler ve İspanyol misyonerleri 17 nej asırda buralar halkının onda dokuzunu hıristlyan yapmağa muvaffak olmuşlardı. İspanyol müstemleke imparatorluğu çöktükten sonra bir çok istihaleler geçiren Filipinler İkinci dünya savaşından sonra müstakil bir cumhuriyet haline gelmişti
Bugün karışıklıklar İçinde bulunmakta olun Doğu Asyada Filipinler bir sulh vahası teşkil etmektedir. Asfalt caddelerinde Pakard ve Kadillak marka otomobillerin dolaştığı, sahillerinde lüks gemilerin seyrettiği FUlphdn bir buçuk milyon nüfuslu ültra modern merkezi (Maniiâi şehrindeki muhteşem binalar, konforlu oteller insana Holivutu hatırlatmaktadır. Harb İçinde bombaların tahribeltiğl İspany ollar zamanından kalma eski şehir ile (200) kadar kilise ve saray Amerikan parası ile tekrar tâmlr olunmuştu. Marshail plânına göre Fillpinlerc yapılmakta olan yardım 1954 senesine kadar devam edecektir.
Batının Doğudaki hududu
Hiç bir siyasi parti mevcut olmayan Filiplnierde politika ile yalnız aristokratlar ve Benginler meşgul olurlar. Yapılan mücadelelerin siyası program-
lar etrafında değil, muuyyen zümre ve sınıfların menfaatleri üzerinde cereyan ettiği görülür. Esas İtibariyle memlekette bir zengin sınıf, bir de iktisaden ve siyaseten ezilen fakir köylü tabakası mevcuttur. Bugün söylerde tesadüf etmekle olduğumuz zayıf, hasta »e aç İnsanların çoğu ikinci dünya savaşında Taponlara karşı dö-ğüşmüş Fil’pinlllerolr,
Bunların kendilerini istismar etmekte olan zümreye karşı besledikleri nefret hudutsuzdur. Bunlar kendi dileklerini kabul ettirmek için silâha sarılmış ve çeteler teşkil etmişlerdir. Bu çetelerin bugün müşterek bir teşkilât ve doktrinleri yoktur. Fakat kızıl Çinin buraya tahrikâtçılar göndermesi takdirinde Doğu Asya ve Güney Doğunun biricik hı-ristiyan cumhuriyeti olan bu memlekette vaziyetin değişmesi ihtimali mevcuttur. Luzon ada-
Manillâ'dan başka bir görünüş
Harb ihtimali
Amerikalılar beş seneden önce harbe ihtimal veriyorlar
Aya seyahat
Gidiş kolay, dönüş güç
Nevyork 29 (A.A) — Eğer Gallup enstitüsü tarafından geçende yapılan halkın fikrine müracaatın verdiği neticeye inanmak lâzım gelirse Amerikalıların yüzde ellisi Amerikanın beş sene önceki harb halinde bulunacağını tahmin etmektedirler.
Gallup sual sorulan şahıslar arasında barış hususunda İyimser olanların en aydın kimseler olduğunu tasrih etmektedir.
Dört kişide biri Birleşik Amerikanın milli savunma bütçesinin çok zayıf olduğu kanaatindedir.
Afyonda tilki derileri 60-70 kuruşa düştü
Afyon (Akşam) — Harbden evvel 9 liraya kadar satılan tilki derileri bugün 60-70 kuruşa alınıp satılıyor. Bu işle meşgul olan tüccarlar. Almanyaya ihraç edilmediği için Istan bulda tüccar elinde milyonlarca tilki derisi stok beklemesinin sebep olduğunu söylüyorlar. Avlanması için 20 kuruş tüfek malzemesi sürfeden köylü emek çekmeğe lüzum görmemekte ve bu yüzden tilki çoğalmaktadır.
Filipinterin başşehri Manillâdan bir görünüş
şındaki Dongolam şehrine bazı Çinlilerin sızmış olduğu hakkında haberler alınmış İse de bunların korsan mı. yoksa komünist liderler mİ olduğu hakkında henüz kati bir şey öğ-renllememiştlr.
Filiplnierde yerleşmiş olup memleket iktisadi hayatında mühim oir rol oynamakta olan Çinli ekalliyet unsur ötedenbe-ri Filipinlilerin gözüne batmakta idi. Fillpinlerdeki hâkim zümre bütün Çinin kızıllaşmış olmasını fırsatt ittihaz ederek kendilerine rakip bu tehlikeli unsuru baştan aln.ak İstemektedir. Bugün Filiplnierde bulunmakta olan Çinliler haklarında İttihaz olunacak karara intizar etmektedirler. Memleketteki Çin unsuru oldukça kuvvetli bir varlık olduğundan bunların Pekinden verilecek talimata inklyat ederek hükümete karşı silâha sarılmış olan çetecilere iltihakları takdirinde antl kapitalist sınıflar hükümeti hazırayı devirerek bir halk cephesi kurabilecek durumu geleceklerdir. Bu hususu g özününde bulunduran Amerikan. Dışişleri Bakanlığı Filipinlerde-ki ahvalin inkişafını alâka ile yakından takibeimekte olduğu gibi asıl Asya kıtasındaki üslerin elden çıkması üzerine A-merikan Milli Savunma Bakanlığı da Asya sahili boyunca müdafaa hattını teşkil edecek olan beş kuvvetli deniz üssünü Filiplnierde tesis etmek istemektedir.
Çeviren: B. AKSEL
Londra 29 (Nafen) — Bundan 10 sene evvel İlk defa olarak stratosfere girmeye muvaffak olan profesör Piccard «Gökle arz arasında» isimli kitabında yakında aya seyahatin mümkün olabileceğini kaydetmektedir. Profesör Piccard'a göre, teorik bokundan bu seyahat artık imkân dahiline girmiştir.
Profesör Piccard'a göre, bu seyahatin en mühim ve halledilememiş olan tarafı «dönüş yolculuğudur#. İlâve edildiğine göre dönüş yolculuğunu yapabilmek İçin 440 ton yakacağa ihtiyaç vardır. Bu da tahminlere göre oksijen İlk idden İbaret olacaktır.
Bevin hasta
Mamafih Avrupa konseyi toplantısında bulunacak
Londra 29 (AA.) — Dışişleri Bakanı Ernest Beviu’ln sağlık durumu dostlarına endişe vermekledir. Sevinin, esasen dün akşam gtç ve hasla olarak geldiği Avam Kamarasında bıraktığı intiba bitkin bir hu İde olduğu merkezindedir.
Onun bu hali Churchllle dc dokunmuş ve siyasi hasmı hakkında bir kaç sempati Sözii söylemeye vesile vermiştir.
Bilindiği gibi Bevin, uzun zamandar.beri kalbinden rahatsızdır ve bütün hafta tatillerini tedavisine hasretmiştir.
Bazı çevrelerde sanıldığına göre. Bevin sağlık durumu yüzünden çekilmek mecburiyetin de kaldığı takdirde yerine Başbakanlık Lordu Marksan veya Başsavcı Slr Hartlet Sh&vcross getirilecektir.
Bevin bu akşam Calais'ye hareket edecek, oradar. da Avrupa konseyi Bakanlar komitesinin toplantısına iştirak etmek üzere yola çıkacaktır.
Tarla yüzünden kardeşini öldürdü
Konya (Akşam» — İlgının Balıkçı köyünde bir kaç gün evvel feci bir cinayet işlenmiştir. Bir tarla yû-tünden aralarında çıkan kavgada Mustafa, kardeşi Osman Adımı bıçakla öldürmüştür. Kardeş kant İli yakalanarak adalete teslim edilmiştir.
Çin-Sovyet şirketleri
Moskova 29 (A_A.) — Tass ajansının bildirdiğine göre, Çin ve Sovyet akslyonlarilye İki şirket kurulması İçin anlaşmaya varılmıştır. Bu anlaşmalar, pazartesi günü Mosko-vada Vişinskl ve Uang Çia Şan tarafından İmzalanmıştır.
şirketlerden bin petrol, diğeri demirden başka madenler ve Sin Klangda petrol, ve demirden başka madenlerin İstihsalde meşgul olacaklardır.
Bu şirketler, Sovyet ve Çin tarafından muhtelit bir tarzda, tarafların müsavatı dahilinde idare edilecek ve 30 sene müddet İçin kurulacak tır.
KAP
zar oyunu!
Mahkeme Koridorlarında
ODA Zor oyunu değii,
Senede elli kravat
Kravat takmanın usul ve erkânı
Küçük aparlımanların döşeme tarzı
ta
Yemek odası, yani büfe yemek masası ortadan kaldırılmıştır. Salonun yanı her gün oturulan odanın ötesine berisine yerleştirilen ve çiçek vazosu, sigara tablası, kibrit, likör takımı gibi şeyler taşıyan
ilkbahar
modası
İlkbaharda, beyaz hasırdan yahut pikeden, küçük (kanot-usulü ye) şeklinde şapkalar tayörle, elbise f 5C](Utle lumamile
ketenden çiçekten yapılanlar da elbiselerle giyilecektir.
I
Parhin meşhur kadın terzilerinden Path bu sene koleksiyonunu teşhir ederken, elbl-bcIetini halka gösteren kadın mankenlerinin yanında blr de erkek manken bulundurmuştur. Değişen kadınların yanın-1 da çıkan hep aynı erkek mankenin vazifesi kadınların giydiği her çeşit tuvaletle erkek-| lerin ne gibi elbise giymeleri lâzım geldiğini göstermekti.
Terzi Falh’in tecrübelerine
göre:
«Kadınların elbiselerine taktıkları bir çiçek, bir eşarp, yahut bir kemer nasıl elbiseyi değiştirirse, erkeklerde de ay- > m elbise ile takılan değişik ı kravatlar elbiseyi başka gösterme '•e kâfidir.
Amerikada erkeklerin elbise- çük aparlımanlara yeni şekillerine pek ehemmiyet verine- de möblclerie blr döşeme tarzı dikleri herkesçe malûmdur, bulunmuştur.
Buna rağmen yapıldı. Lstatis-I tiklere göre, Amerikalı erkekler senede vasati olarak ellişer kravat satın almaktadırlar. Hemen hemen haftada bir kravat... Taktıkları değişik kravat sayesinde elbise değiştirdikleri hissini vermektedirler.
Kravat takmanın da ve erkânı vardır. Spor ile yünden, ince
kravat takılır, ağır ipekli kravatlar kullanılmaz. (
Güneşli günde takılan can- Piyedöpul denilen potikare lı renkli kravat, yağmurlu ve kunıliÇ 0 kadar ra6bet bulmuş-m ağımım bir günde göze çir- tuf kl bunjardan -kıtı görünür, nasıl kl yağmurlu günde takılan silik renkli kravatlar güneşli günde hoşa gitmez.
Düz bir kumaştan yapılmış kostüm ile çizgili, çiçekli kravat takmak muvafıktır. Fakat çizgili yahut kar olu elbise ile bu kravatlar çirkin düşer, on- (jm dalıa. kısa yapılmaktadır, lorla düz renk yahut şanjan Tayör içlne kruaze düğmeli pl-İpekllden kravatlar kullanıl- keden yelek giymek çok taam-«nabdır. 'müm ediyor. Tırnaklara renk-
Bir de elbise renglr.e kra- n clla sürmekten vazgeçileceği vatın rengini uydurmak meşe-‘söylenIyor. Tabi£ renkte pembe e. 1 var ır- 'tırnakların modası başhyacak-
Kırmızı, bordo rengi kravat; ^jr siyah, gri, kahve rengi ve lâ-ı ' civert elbise ile; I Kelen elbiselere, bahriye er-
Yeşil kravat; kahve rengi ve ierinin büyük yakaları gibi ya-grı elbise ile; . kalar konacaktır.
Lâcivert, mavi kravat; gri ve lâcivert elbise He:
Gri kravat; lâcivert, siyah ve gri elbise İle gayet uyar. ı
Acık san, yeşil, mavi, gibi büyük desenli veya karışık renkli kravatlar ancak yazdı kelen elbiseleri İle ve sayfiyelerde takılır.
Giyimine İtina eden erkek İki gün sıraya aynı kravatı taknıamalıdır. İstirahat eden kravatın bağlama yerleri gevşer kırışıklar zail olur ve kravatı bozan ütüye lüzum m az.
elbise ve tayörden maada manto yapılmağa başlanmıştır. Bunlar siyah - beyaz lâcivert - beyaz, kahve rengi - beyaz ve kırmızı siyah olarak en fazla giyiliyor.
'f Mantolar elbiseden on san-
| Tafta kombinezon üzerine bütün plise İnce muslin elbise! 1er bu yaz en fazla giyilecek tuvaletler olacaktır.
kol-
Cevi
Günü neşeli geçirmek
Dikkat edilecek kaç nokta
bir
hoş kaç
krema
2U0
süt,
6 yumurtanın sarısı, gram toz şeker, bir litre. 150 gram makinede çekilmiş ' ceviz, vanilya bir çorba kaşığı _ nişasta.
Süt içerisine vanilyayı atarak ateşte kaynatmak. Diğer taraftan gayet hafif ateş üzerinde şeker, nişasta ve yumurta sarılarını tahta kaşıkla karıştırarak çırpınalı. Kayr-ar sütü azar azar yumurtaların üzerine akıtmak ve tahta kaşıkla karıştırmakta devam etmeli.
Gününü neşeli, zinde ve geçirmek İsteyenler şu bir tavsiyeye dikkat etmelidirler:
Üykudan uyanınca yatakta enine boyuna geçirmeli, Bu sağlığı temin ettiği gibi ömrü de uzatır, Bu hareket bir kaç gün yapılırsa artık bırakılmaz bir İtiyat olur.
şiddetli bir topuk hareketi-te yorgam yalağın ayak ucuna itmeli ve ayaklan tavaya kaldırıp indirerek hareket ettirmeli. Kalkınca, yürürken ayaklarda hafiflik ve çeviklik hissedilir. Pencereyi açmalı taze ve teiniz havayı yavaş ya! vaş ciğerlere doldurmak. Başı l öne arkaya eğmeli, sağa sola çevirmeli, bütün vücudun U* n yandığı hissedilir.
Parmak uçlan ile gözlerin l" üstüne basmalı ve bir kaç sar- niye parmakları titretmeli. Bakışlar canlı, gözler berrak olur.
Yıkanır ve taranırken hafif hafif hoşlanılan bir çarkı mırılda mlırsa ruhen muhakkak nikblnleşUlr. ve bu nikbinlik sayesinde gıin neşe’tl ve hoş geçer.
İpekli kumaşları temizlemek
İpekli kumaşlar üzerine (salon yastığı, lâmba abajuru gibi» sinek pislemiş İse bunları temizlemek için sirkeli ılık suya batırılmış bir bezle İhtiyatlıca uğularak silinince leke çabuk çıkar ve İpeğin rengi bozulmaz. Bir bardak suya çay kaşığı sirke kâfidir.
bir
1 lll.'JkLK, UV/Ul". CVUICII
't | Krema kaynama malıdır, hafif- ’ ' ’ çe pişmelldir. Krema tahta ka-
şığın üzerini sardığı zaman, makineden çekilmiş yahut ince dövülmüş cevizi içine katmalı. Bir defa karıştırıp ateşten indirdikten sonra beş dakika kadar kaşıkla karıştırdıktan sonra (cevizle krema iyice hallolmalı) derince bir tabağa yahut küçük komposto tabaklarına taksim etmeli Bu krema serin bir yerde bir kaç saat kaldıktan sonra yenirse ( daha nefis olur. |
Yüz ve ellerdeki lekeler
Yüzde, bazan da eller üzerinde hasıl olan kahve rengi lekeleri geçirtmek İçin sabah akşam şu ilâçla yıkamak faydalıdır: 150 gram çiçek suyu içine 3 gram klora t dö potas karıştırarak kullanmalı.
| Müşküllere cevap i
Maznun kara kaşlı, kara rim amma bugün olmaz. Evde beklerler. Başka Dlr gün annemi kandırırım, sizinle buluşup sinemaya gideriz. Fakat akşam eve erken dönerim» dedi. Buna da razı olduk. Bugün için bize söz verdi kız. Öğleden sonra Taksimde buluşacaktık. Belki kızı kandırırız da sinemadan sonra gezmeğe de gideriz, diyorduk.
— Peki, sonra niçin bozuştunuz? Kız size yüz vermedi mi yoksa?
— Yoook, bey abi. Senin bildiğin kızlardan değil o. Zaten o günden sonra bîr daha yüzünü görmedik ki. Sözde bugün buluşacaktık amma olmadı. Adnanın sululuğu hem işi bozdu, hem ikimizin de başını belâya soktu. Dün akşam Kahvede otururken Adnan lâf açtı; (Necmi. varın kızı sinemaya götüreceğiz tabii. Haydi bir gün için hep beraber gidelim amma ondan sonra ne olacak? Doğrusunu istersen o kızda benim gözünı var. Arkasını bırakmıyacağim» dedi. «Ben de hoşlanıyorum kızdan. Onu sana bırakacağımı sanıyorsan, ümidini kes* dedim. (Evet amma kıza ikimiz birden lâf attık, üzerinde ikimizin de hakkı var Para değil ki paylaşalım. Bunun bir tek çaresi var. Şurada zar atarız, kız hangimizin talihine çıkarsa onun olur» dedi. Buna ben de razı oldum.
— Peki amma kızın hanginizi beğeneceğini ne biliyorsunuz? Belki seni istemez de onu ister.
— Öyle şey olur mu. bey kardeşim? Zar attıktan sonra kızın yanına ikimiz birden gidecek değiliz ya. Hangimizin talihine çıkarsa tazı sinemaya o götürecek.
— Peki, sonra ne oldu’
— Zarı evvelâ ben attım Çift gelirse kız benim, tek gelirse Adnanın olacaktı. Attığım zar dört geldi. Adnan: «Bunu saymam Zar masanın kenarına çarptı. Bir daha at» dedi. Tekrnr attım, bu sefer de altı geldi. Adnan gene sululuk etti; «Sen hile yapıyorsun. Bunu da saymam. Zan ben atacağım ■ dedi. Kendi attığı zar da dört geldi. «Eh. dedim. Tamamdır bu iş. Kız benim. Yann sinemaya ben götıierceğim». Adnan birdenbire köpürdü; «O kızı kimseye bırakmam. Simdi senin leşini yere sereceğim» diyerek üzerime atılmak istedi amma ben daha evvel davrandım.
Mahkeme açıldı, ağır ağır kalkıp kelepçeli kollarını jandarmaya uzattı.
Ce. Re.
.gözlü, yakışıklıca bir delikanlı. Kühanbeyliği ile efen-lik arasında bocabyan takımından Koridorda zabıta memurunun yanında bacak bacak üstüne atmış, gelip geçenleri küskün bakışlarla süzüyor. Yanına sokulan kasketli delikanlıya, göz ak larını belerterek sordu:
— Öldü mü acaba, bey kardeşim?
— Kimin ölümünü bekliyordun?
— Estağfurullah, bey abi. Ölüm beklenir mi hiç’ Yarası nasıl acaba, demek istedim.
— Kimden bahsettiğini bilmiyorum ki.
— Dün akşam hastaneye kaldırdılar ya. Haberin yok mu senin?
— Hastaneye kaldırılanların listesini tutmuyorum ki Yarasını sorduğun kim?
— Adnanı soruyorum, bey kardeşim. Ne de olsa arada arkadaşlık var. Ölmesine gönlüm razı olmaz tabiî.
— Kim yaraladı Adnanı? Sustu, gözlerini yere dikti.
— Niçin cevap vermiyorsun? Sen mi vurdun yoksa?
Yavaşça mırıldandı.
— İstemezdim amma oldu bir defa.
— Yaaa, demek hem arkadaşının ölmesini İstemiyordun, hem de vurdun? Bıçak mı soktun?
— Öyle oldu, bey abi. Gözlerim kararınca kendimden geçmişim. «Ah, anneciğim, I yandım ben» diye bağırmasını duyunca biraz aklım başıma gelir gibi oldu amma bıçağı sokmuş bulundum.
— Gözlerini bu kadar karartan mesele ne idi? Neden kavga ettiniz?
— Haaa. orasını sorarsan kaoahat bende değil. Bu bir talih meselesi. Doğru söyle, sen talihe inanır mısm?
— Elbette inanırım. Talih yüzünden çektiklerimi ben bilirim.
— Peki, talihine ne çıkarsa kaderine razı olur musun?
—• Bunlar insanın elinde değildir ki. Razı olsan da, ol-masan da, kader insana boyun eğdirir.
— Yaşa, bey abi. Herkes kaderine razı olmalıdır. Amma velâkin. Adnan bu işte sululuk etti.
— İş dediğin nedir, anlat-sana.
— Zar meselesi, bey abi
— Kumar mı oynadınız? — Yok be yahu, zar attık. — Eğlenmek için mi atıyordunuz zan?
— Hayıuır. Kızın üzerine attık. Dur, başından anlatayım. İki gün evvel Adnanla : | beraber sokakta dolaşırken
Biberiye suyu ve kırışıklar
Kartal Nefise Yarın:
I 1 — Biberiyenin kaynatılmış suyu ile yüz yıkanırsa cilt sıkışır. buruşuklara mâni olur.
, 2 — Hafif kırışıklardan bah-
setmemizin sebebi şudur; Hafif kırışıkların tedavisi mümkündür, derin kırışıklar ancak estetik ameliyatlarla geçirilebilir. En doğru hareket kırışıklara (mümkün mertebe! mâni olmaktır. Bunun için de cilde İtina etmek icap eder.
| 3 — Acı kuyu suyu her hal-za- de yüzün cildini sertleştirir, baş- Bu sudan istifade ehnek içta maya gidelim» sirke" koyarak bir iki gün geç- layınca tekrar nane damlatıl- yıkanırken İçine biraz bikar-' ettik. Kız gezintiye razı 01-tlkten sonra yemeli. mış şeker yemelidir, bonat atınız. 1 madı; «Sinemaya gidebili-
Mide ve barsak I bozulmasından kaşıntı
Bazan mide veya barsak düğ-, bozulmasından İleri gelen bir kalça kaşıntı viicudü kırmızı kabar. . _ i .--ürtiker
_ _ 1 fazla ve
hut kalın ipekliden yapılabilir.’ kabarcıklar hasıl olduğu za------------2------ | man bir kesme şeker üzerine
* Yenilen zeylinin daha lez-|nane ruhtI damlatlJarak yenlr-zetii olması İçin zeytinleri ev- ka4ıntl blr lkl dakXka vela sıcak su içine atarak haş- fmda 2stU olur, lamah sonra soğuduğu zaman i bunları yıkamalı bir kavanoza Nane şekerinin hiç bir kovup üzerine zeytinyağı sıcak ran olmadığı İçin kaşıntı
Bu yaz çok görülecek olan bir elbise modeli. Bluz kolsuz ve omuzdan İliklidir. Etek bir taraftan aşağıya kadar melidir. Diğer tarafta yaları temizlemek için bLr bar-■ üzerinde düğmeli cebi vardır.' cıklar içinde bırakır, m İçin, bir çorba #03181 Bu model kolon, loto yünlü yo- ' denilen bu toanö I.
.................................... 1 hnt İmim tnotdiden vnnılabllir. kabarcıklar hasıl r çay katmalı hafif ılık iken küçük bir süngeri bu suya batırarak hafifçe sllmeli.
Lake eşyayı nasıl temizlemeli?
Beyaz, krem ve gri lâke eş-
za r-
SDDORONO PERTEV
Ter'in mecrasını değiştirerek elbiselere yapacağı zarardan sizi muhafaza eder.
r------------------------------,
Sfenks Uykuda
Aşk ve Macera Romanı
Yazan: J. O Carr Tercüme eden: (Vâ - Nû)
l Tefrika No. 59 J
farkındayım. Beni blr gün affedecek misin?
— Neler söylüyorsun, güzelim?
Fell, gümbürdedi:
— Canım, sizi kusurlu gören yok. Buna rağmen, küçük bayan. siz beni pek çok endişelere düşürdünüz. Hay ala ta kapılmadığınıza dair ne şekilde kanaat sahibi olduğumu size anlattım. Fakat, düşünüyordum id. sakın siz—
Holden, sordu:
— E. devam edin!
Doktor Fell:
— Deliller uydurmasın diye merak ediyordum, blr şey değil. Tabii değil mi ya: Lahdi açtığımız zaman korkudaydım. Sizin tasavvur ettiğiniz gibi fevkattabü vaziyetlerle karşılaşacağımdan dolayı değil, Celia-nın, o mektubu yazmakla poli-
se bir oyun oynadığını, kendi oyunu yüzünden şüpheli duruma düşeceğini aklımdan, geçiriyordum. Halbuki, hepiniz gördünüz; l&hlt açılınca, ferahlayıverdim. Hattâ, müfettiş Cravford bu halimi farkettl. tahtta hiç bir anormal vaziyet olmadığını sezmiştim. Ancak, tabutlar yerlerinden oynamış. Bunda da hiç blr şaşılacak şey yok. Tam o anda, Crawford'un lâmbası, ancak Cellanın oraya bırakmış olabileceği meşum şişeyi aydınlattı. Soğuk duştan sonra, sıcak duş!
Holden sordu:
— Doktor Fell! Anlaşılır dava değil... O tabutlar rifuıl öyle yer değiştirebilirler? Dün, Locke izahat veriyordu da, aklımda kaldı: Modem tabutlardan ikisi, Margot'unkl İle John Devereux'nünkı, sekizer
yüz libre ağırlığında İmişler. Bu lenduhaları kim kıpırdatmış olabilir? .
Doktor Fell:
— Ya!— dedi— İlk anda ben de şaşkoloza döndüm. Meğer, pek basit tarzda havalanmışlar. Dokunan yok.
— Havalanmışlar mı? Bu da izaha sığmıyor.
■— Muammanın hallini suda buluruz.
— Su da mı?
— Modem tabutlar, gayet muhkem kapatılm-şlardır. Binaenaleyh yüzdüler.
Holden, şaşırmış bakıyor.
Fell. devam etti:
— Farketmlş olacağınız gibi. Casvall arazisi sıı'aktır. Fakat, sular, umumiyetle yer altındadır. Yer altında su cereyanları var. Almanlar buna dair blr tabir kullanırlar.
Holden, birdenbire vaziyeti kavnyarak:
— Grundvvasser!— diye ım-rtldandı.
— Evet. Sonbahar ve İlkbaharda bu sular, toprağın üzerine şuradan buradan çıkarlar. Halbuki, kışın, süratle yine toprağın alıma kaçarlar. Civa-
rın topografyasını incelemiş bulunanlar lahltierin içinin de muayyen blr seviyeye kadar su İle dolduğunu, çünkü, tepenin yamacında olduğunu anlamakta güçlük çekmezler. Muhkem kapanmış olan tabutlar, su çe-klUnceye kadar yüzmüşlerdir. Su çekildikten sonra da evvelkinden başka yere konmuşlardır. İşte o sebeple, dün kapıyı açtığımız sırada, bunları garip vaziyetlerde bulduk. Eski tabutlar ise, delinmiş olduklarından içlerine su girmiş» yerlerinden tamıldamamışlardı. Anlattıklarımı taklb edebiliyor musunuz?
Holden, az çok şaşırmış olmakla beraber:
— Evet.— cevabını verdi.
— Caswall şatosu halkınca bu mevzu dikkati çekmemişti Çünkü, eski lahit, tepenin üzerinde bulunuyordu. Buların hücumuna uğramamıştı. Yenisi !se, buna uğramış... Kapıyı açtığımız zaman, bir rutubetin yüzümüze çarptığmı farket-mediniz mİ? Cravford’un kum üzerinde hasıl ettiği izlerin ba-rlzUgi dfi, kumun tamamen ku-dm oknadıguu gösteriyordu. Ke-
bir kıza rasladık. Güzel kızdı. ikimizin de hoşuna gitti. Gene ikimiz beraber arkasına takıldık, döne dolaşa en nihayet konuştuk. (Haydi hep beraber ya şöyle bir gezinti yapalım veyahut sine-“ “ diye teklif
Düşürülen çanta
Pazar sabahı Taksini meydanında takside içinde ûç anahtar olan bir çanta düşürülmüştür.
Bulan m İstiklâl caddesinde Ankara apartımanında Bayan Işık'a adresint bildirmesi rica olunur. Telefon. 42476.
za, başka bir nokta: Kilit çabuk açıldı: fakat, yükselen su İle paslandığı İçin alt reze gıcırdadı.
Celin, dedi kl:
— Kabahat bende... Benim kabahatim affedilemez. Yer altı sularının oyunları ile, adetâ blr manevî spekülâsyon yaptım. Caswali şatosunun kütüphanesinde, yer altı sularına dair malûmata rasl atmıştım. Bundan faydalanarak blr İntikam almak aklıma geldi. tahtı mühürlemeden evvel, doktor Feil’e farkettlrmeksiziıı içeriye gelişi güzel blr şişe attım. Bunu itham edici blr vesika olarak kullanacaktım. Aksi tesadüfe bakın kl, Margot'u zehirleyen şişeye rastlamamış mıyım? Bu şişeyi. Ronnle, ihtiyatsızlıkla, Wldestalrs mahzenlerine fırlatmış. Benim de bulduğum tam o şişe imiş. Emniyetinizi bu derece suiistimal ettiğim İçin benden nefret ede-ccksinLzdir, doktor FelH
Doktor:
— Haydi yahut— dedi — Fakat, sırlarınızı bana vaktinde açsaydmız daha İyi eder-dtois. Evlâdım, delil uydurman
icabediyorduysa, ben sana ne deliller uydururdum. Çünkü senin uydurduğun delil, pek az ikna edicidir. Ve hayli safiya-nedlr.
Cella. yine konuştu: #
— Ben...
Fakat, devam edemedi. Çünkü, babası arkada Deriş Locke görünmüştü.
Zavallı baba, bu kadar tasa zaman İçinde adetâ on yaş İhtiyarlamış. Kızının da gözleri ağlamaktan kızarmış.
Cella, yerinden fırladı: yeni gelenlere iskemleler uzattı.
Dorls, el sıkarak teşekkür etti: -
— Thorley kurtulacak— diye vaziyeti haber verdi.— Fakat, bunlar hep benim, hatam.
Cella, hayretle sordu:
— Senin hatan mı?
— Evet. Thorley İle Ronnle-nln o apartmana giderek boğuşmaları... Fakat, ayni zamanda sLzIn hatanız, Donald!
Holden, kabul etti:
— Evet, benim de aklıma geliyor.
— Perşembe akşamı, yanımda Ronnle ve siz olarak eve diinüşümüzü hiç unutmıyaca-
ğım. Holden! Siz. bana, o kadının aşığı hakkında sualler soruyordunuz. Ve ben, size New Bond sokağındaki apartmandan bahsettim. Böylelikle, oraya gidip ■ Taştırma yapmağa sizi teşvik etmiş oldum. Ronnle yanımızdaydı. Bizi dinliyordu. O geceki garip hail de gözümden kaçmış değildir ama, kendini kızdırmış olduğum İçin böyle acaipleşti zannediyordum. O kadınla Ronnle'nln bir münasebeti olabileceğini dünyada aklımdan geçirmezdim. Peki, siz?
— Ben de tabii... Ben nasıl aklımdan geçirmiş olabilirdim? Siz, arkadaşınız Jane’ln Mar-got’u yaşlı ve kibar tavırlı bir zatla gördüğünü söylüyordunuz.
— Yok yok!... Jane, bana hiç yaşlı İnsandan bahsetmemişti. Sadece kibar, dedi. Ben, Ron-nle'ye vaziyeti anlattımdı da, o tekrarlarken, « yaşlı» dedi durdu. Zihnimde öyle bir tablo hasıl oldu. Ve esasen, genç birinin de, kibar İntibaı vermesi nadirdir.
(Arkası var)
■
30 Mart 1950
AKSAM
i
Sokak çocukları
Başlıca geçim yolu: Sinyalciiik -— Mandacının başındaki yara — Hafızın 70 lirası — Biletsiz, pasaportsuz seyahatler — artistlikle hudut geçilir mi
* Yeşilay cemiyeti 9,-1/950 pasar Cü-nll t'Arkol-iln «İsıl uı tonlarında çaylı ve uUrprliH bir loolntılı lerlılıctmıj. Ur, Davetiyeler cemiyetin) Cnftnloâ-lıı Nurııoamanlyc cnddcsl 17/1 »yılı rnerker. hürosumton teral edilmekle dlr.
Türkiye Malûl Gaziler Birliği Genel Merkez Başkan lıtmrfan — Ma-Iftl Gaziler İstanbul Yurdll'nun ACI-tıs töreni 31 mart 1950 «uma RünU saat İS da Tophanedeki Yurt bina-nnda yapılacaktır,
Bütün outlöl gazilerle schll dul ve yetimlerinim ve Birliğimiz mensuplarının davetli bulundukları bu törene katılmaları rica olunur,
+ i. T. O. Elektrik fa kültesi Talebe Cemiyeti BasknnlıŞın^uı — Cemiyetimiz fevkalade konıtr.-sl 31 mnrl 19MI cuma Künü ıuUt 18.30 âl Teknik Üniversitede yapılacaktır
Ruınamc:
t. T. 0. T, B İdare heyetine seçilmek ve IstUn etmek surelito İdare heyetimizden aynimi] olanların yerine yetil âmtfıırm «çlltne'l
YEŞİL RİZE VE İLİ
Muharrir 1
YEŞİL RİZE
diğer mah-yavrulanna benzemez. Büyüyüp yetişmesi, malum tâ-birile adam olması için uzun seneler bakıma, emeğe ve şefkate muhtaçtır. Bu vazife de herkesten önce ana ve babaya düşer. Anası babası olmayanlar yahut da sokağa alılunlar ne olur? Ömürleri vefa ederse evvelâ sokak çocuğu, sonra da serseri olurlar, Sefalete daya-nomıyanlar ise bir köşede, bir çöp sandığının içinde yahutta bir tonozun altında can vererek kendilerini bekleyen konç akıbetten bir ’ kurtulurlar.
Sokak çocukları doyurmak için hiç yasak, ayıp, günah tanımazlar. Midelerini kemiren arlık onları her yola sevkeder. Bu yüzden başlarına neler gelmez? Bir portakal aşırırken satıcının nalçalı ayakkabıslie bellerine vurduğu tekmeler yününden kalçası kırılarak ömürlerince sakat kalanlar, resmi binalardan yahut camilerden kurşun bora çalarken düşüp ölenler, haraç verdikleri adama para getirmedikleri zamanlar yedikleri sopadan helak olanlar az değildir.
Sokak çocuklarının da geçirdiğim bir kaç saat içinde onlardan akla gelmedik şeyler dinledim. Kendllerile nerede konuştuğumu merak edeceksiniz. Köprü altında yahut Tophane hamamlarında dcğU, Milli Eğilim Bakanlığının Mev-lânekapıda açtığı kimsesiz çocukları koruma istasyonunda tam aitmiş beş tane sabık sokak çocuğu, bir kaç gün İçinde burada bir yatılı okul talebesi haline gelmiş. İnsan iyi şeye çabuk alışır, derler. Çoğu eski refıl hayatlarını unutmuş bile, arkalarında yeni elbiseler, temiz çamaşırlar, ayaklarında ayakkabı ve çorap var. Her öğünde 2-3 türlü sıcak yemek yiyorlar. Radyo dinliyorlar, muşa me re tertip ediyorlar ve yatakta yatıyorlar. Herkes İçin tabii olan bu şeyler onlar için fevkalâde değildir. Bir kısmının, hayreti hâlâ sırtlarından aiınma.sından, buradan kovulmaktan korkanlar bile var. ömürlerinde yıkanmamış, bir kat yeni elbise giymemiş, çorap şöyle dursun' ayakkabı görmemiş, çaldıklarından veya dilenerek elde ettiklerinden başka bir şey yememiş olanlar İçin bu yurdda himaye görmek tatlı bir rüya gibidir, uyanmaktan korkuyorlar I
Neler anlatıyorlar?
İşte Üsküdarlı Metin Fondas. On yaşında, Annesini bilmiyor. Fakat babası sag, daha beş yaşında iken babası:
— Ben kendime şarap alacak para bile bulamıyorum. Sana bakamam. Git ne halin varsa gör. diye sokağa atıyor. Biletsiz bindiği vapurlarda biletçilerle kovalamaca oynarken yolculara şarkı söyleyip para kazanıyor. Polisler yakalayıp buraya getiriyorlar.
— Aflah razı otsun onlardan Halbuki ben biletçilerden çok polislerden korkardım, diyor.
On İki yaşındaki AksaraylI Turan Çokkoşar, kendisi söylemese kız olduğunu anlamak mümkün olnııyacak. Haçları da diğer çocuklar gibi sıfır numara 11e tıraş edilmiş.
— Annem hastalandığı İçin tahtaya, çamaşıra gidemez oldu. Babamız da yol.-. Bizi sokaklara sinyal etmeğe gönderir.
korci yak önce
karınlarını biı nizam, ve korku
arasın-
devam ediyor, elbiselerinin birer tekme ile
— Ne etmeğe? Sinyal etmeğe mİ? O da ne demek?
— BUmiyornıusun? diye güldü. Dilenmek. Ne yapalım açlıktan ölelim mı? Akşama kadar gezer, sinyal ederek 50-60 bazan da yüz kuruş kazanırız. Ekmek filân alır eve geliriz. O fakir bize bakacağına biz ona bakarız.
Yurdun en sevimli çocuğu 13 yaşındaki Alemdarlı Mustafa Mandacı'dır. Arap. Kadife gibi pürüzsüz simsiyah bir cildi var. Gülerken kalın dudaklarının arasından bembeyaz dişleri görünüyor. Son derece neşeli. Dokuz sene sokaklarda yaşamış. Macerasını şöyle anlattı:
— Dokuz sene önce babam bizi bırakınca, annem de başını alıp gitti. Bir tek başıma sokaklarda kaldım. Yazın Çen-berl i taştaki boş beygir arabalarının içinde yatardım. Kışıo soğuk havalarda büyük binaların gece nöbetçilerine yalvarırdım. Beni içeri alır ve merdiven altlarında yatırırlardı. Gündüz öteberi taşırdım. Bana para ve ekmek verirlerdi. Diğer sokak çocuklarile oynamazdım. Günde bir buçuk lira kazandığım olurdu. Pazar günleri sinemaya giderdim. Orada lilimler seyreder, gazoz içer keyif çatardım. Başka gün boş durmazdım.
— Hiç hamamda yattınız nıı?
Elini tahtaya vurarak:
— Allah göstermesin. Allah yatırmasın. Hiç yatmadım. Yanında çalıştığım salatacı bana taştan bir yer yapmıştı. Bir de çuval buldum. Bir müddet orada yatıp kalktım.
Başında büyük bir yara izi var. Neden olduğunu sordum.
— Küçüktüm. Babamın Bey-oğlunda olduğunu söylediler. Gidip akşama kadar aradım. Bulamadım. Kapalı bir tramvayın arkasına asıldım. Çen-berlitaşa gelecektim. Yorgunluktan uyuyup kalmışını. Elim kurtulmuş, yere serilivtrınişlm. bir taksi gelip çarpmış Yaralandım. Hastaneye götürdüler-dL Beni gazeteler de yazdı. Belki okumuşsundur.
— Yaralandığını mı?
— Yok canını. Bir gün bir kadın tramvaydan inerken çantasını düşürdü. Aldım. Açıp baktım. Aman Allah... İçi para dolu. Arkasından koştum, verdim. Kadın sevincinden deli olacaktı, Bana bir Hra verdi. Gitmiş gazeteye de vermiş.
— Büyüyünce ne olacaksınız?
— Orasını Allah bilir. Bizim gibiler ne olur? Okuma yok, yazma yok.
BursalI Kemal Geyik 12 yaşında. Babası ölünce fivty anası sokağa atmış. Sekiz yaşında çobanlık ediyormuş. Bir keçiyi kurt paralayınca ağası doğup
kovmuş. Hırsızlık etmiş, dilencilik etmiş. Bursadan biletsiz olarak trenle Mudanyaya, oradan da ayni şekilde vapurla îs-tanbula gelmiş.
— tslanbula gelince de sinyal etmeğe başladım. Kazanıyordum. Para kazanınca zarla kumar oynuyorduk. Paralarımı kaybedince kafamı taşlara vurup ağlıyordum. Tuphanede-kl hamamda yatmağa başladım. Orada Pinti diye bir adam vardır, bizim haracımızı alırdı. Para getirmezsek döverdi. Elinden illallah deyip kaçtım. Çok şükür burada ne haracımızı alan var ne de sopa çeken.
On üç yaşındaki İzmirli Erdoğan Sevimlisini a iki yaşın-danberj sokaklarda yaşamış.
— Beş gün hiç bir şey yemediğimi bilirim. Biraz büyüyünce çocukların elinden ekmeklerini kapıp kaçardım. Onlar hanım evlâdı. Beni nereden tutacaklar. Hem tutsalar da ekmeği geri alabilirler mi? Bir gün bir İcadının torbasını vapura çıkardım. Vapurun da iüanbula gideceğini öğrenince saklandım. îstanbula geldik O... İstanbulda benim gibi berduşlar çok. Bana hamamı gösterdiler. Gittim. Haraççıya hergün para gntüremedlğim için sopa yemekten bıktım. Bu yurdun açıldığını öğrendim. Polislere gidip beni de göndermelerini yalvardım. Allah razı olsun kınnadılar.
Bu çocukların hepsi, vapura olsun, trene olsun tıpkı tramvaya bLner gibi bilet almadan binmişler. Kanepe altlarına, eşya denklerinin arasına saklanmışlar. Aralarında Surlyeye gidip gelenler de var îşte onlardan birisi Çetin Gökkaya: 14 yaşında.
— Surlyeye giderken nasıl pasaport aldın?
— Ne pasaportu7 Onu biz nereden bulalım. Hududı kere artistlikle, bir kere de saklanarak geçtim.
— Saklanarak geçmek de kolay değil ama ne ise. Artistlikle nasıl geçtin?
— Anam babanı bir kazasında kaybolmuşlar, iki tiyatrocu kailin evlât edin- Teklrdağlı mlş. Onlarla bütün Türklyeyl’ AnkaralI
ZAYİ — 27,11-1940 tarihinde işlenmeğe başlayan Kâğıthane köyü İhtiyar kuruluna ait (307716) seri numaralı makbuzu 13.3.1950 tarihine ve 57 numaraya kadar işlettikten sonra kazaen zayi olmuştur. Bu makbuz hakkında mezkûr ihtiyar kurulu tarafından kanuni İşlem yapılmış keyfiyet ilân olunur.
Kâğıthane köyü ihtiyar heyeti
Kadıköy icra Memurluğundan Gayrimenkul satış İlâm 9507308
Kadıköy Cafernga mahallesinin Kuzu Kestanesi sakak eski 29 mükerrer yeni 10 taj io kapı kütük 139/1 ada 67 parsel 28 numaralı 1OT metre kare İmam Mustafa vakfından ahşap ev Makbule, 8uztın. Nahi-de, Suat'ın müştereken mülkleri olup İzaleyi şuyu suretile satılması mahkeme İlâmı İcabından bulunup ve bu sebeple bu gayrimenkul bu günden itibaren açık arttırma Ue satışa çıkarılmış ve arttırma şartnamesi herkes tarafından görülmek üzere 30/3/950 perşembe günü saat 10 dan itibaren icramızda açık bulundurulacaktır. Gayrimenkulun evsafı: Bina sokaktan alçak kagir kısmı bodrum duvarı üzemide bir zemin vc iki kattan ibaret ahşap olup sokaktan dört basamakla cümle kapısından zemini Kara simon döşrii bir koridora girilir. Solda orta büyüklükte sokağa nazır bir oda karşısında zemini ahşap ufak bir sofa bir mutfak ve ufak bir oda ve M. C. ve bodruma İnen merdiven yeri birinci kata ahşap merdivenle çıkılan bir sofa ve arkada iç İçe iki oda ve cephede çıkmalı büyük bir oda ve bir M. C. İkinci kat da birinci katın aynı olup sofa üstünde 'yeril bir yük dolabı Ve cepheye nazır odada üst vu etrafı açık taraşa ve arkasındaki bahçede üç meyva ağacım havi ufak bahçe sağ kısmında yangın duvarı olup harap ve tamire muhtaç ve 9000 lira kıymetin-dedir. İşbu gayriuıenkuliin birinci açık arttırma ile satışı 25/4/950 tarihine rastlayan salı günü saat 10 dan 12 ye kadar İcra Dairesinde yapılacaktır. Bu arttırmada arttırma bedelinin mala konulan kıymetin yüzde yetmiş beşini bulduğu takdirde deltâl tarafından üç defa bağı-nlarak en çok arttıranın üstüne ihale olunacaktır. Bu
Suriyede hurma L-..Y—□-yaptım. Laskl'de tuz çalıp sa-p tarak geçiniyorduk. Boşuma gitti. Orada hırsızlar: yakalayınca ellerini parmaklarını kesiyorlar. Bağdata gelip trene bindim. Tabii bilet de yok. pasaport da. Kanapelerin altına yattım.
Hududa gelince askerler beni kaputlarına satıp sakladılar. Zonguldağa gittim. Kömür top Inyıp sattım. Gû>ı(»û. L»’ bula geldim. Balık çalıp dizerek satıyordum. Sinyal çok yaptım. İş olmayınca yapacaksın?
Bir de hafız
Bu yurtta bir de hafız Yanık sesle arkadaşlarına zel, kaside ve aşır okuyordu. İzmirli imiş. Allı Mehmet Gür-ses. 15 yaşında.
Menenjitten ayni günde iki kardeşi birden ölmüş. Bir hat-bir(ta sonra anası yılancıktan. J~ babası da kederinden ölüver-mişler. O bilet atıp İstanbııla gelmiş. Camilerde kuran okuya rak para kazanı yormuş. 70 Hru biriktirmiş. Onu da yerde çalmışlar.
Trabzonlu Vahit Kuru'nun irfan Satıcı'nın, mlş. Onlarla bütün Türkiyeyf AnkaralI Ömer Ünlünün de dolaştım. Anam olmadıklarını hikâyelerini anlatsam uzun sü-anlayınca ayrıldım. Seyahate recek. Ömer de biletsiz, pasa-çıktım Kâh yayan, kâh trenle gide gide Anlak yaya vardım.
Oraya bir tiyatro geidl. Arkadaşlarla gittik. Onlara hizmet etlik. Önce Arşın mal olan'ı oynadılar. Biz o gece sahnede yattık. Oyunda giydikleri fesleri orada bırakmışlardı. Biz bunları aşırıp kaçtık. Surlyeye geçmek İçin hududa geldik. Fesler başımızda. Hudut nöbetçilerine arapça biz Suriyeliyiz, dedik. Ona rol yaptık. Geçtik.
vapur
Beni
olmakla arttırmada böyle tir bedel elde edilmediği takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartile arttırma on gün uzatılarak 5/57950 tarihine rastla-bekçillğl Ya» cuma günü aynı yer ve I saatlerde yapılacak ikinci art-1 tırmada ve muayyen saatte tellâl tarafında”, üç defa bağı-rılarak gayrimenkul en çok arttıranın üstüne ihale olunacaktır. thale bedeli peşindir. Müşteriye İhaleyi müteakip İhale bedelini yatırmak İçin takribi olarak 20 günü geçmemek şarllie münasip mehil verilebilir. Mehil verildiğinde ihale
________________________________________Sahlfe 7
Devlet Orman işletmesi Vize Müdürlüğünden:
1 _ işletmemizin Yumurlatepe serisi ornmr.iannda
f;ii dibinde mevcut vc istihsali yapılarak damıtılanmış (5500) metreküp maden direği, tel direği ve meşe kayın tomruklanılın yol kenarı rampalarına nakil ve İstif İşi beher metreküpün 8 sekiz liradan ve bir parti halinde.
2 — Rampalara taşınan ve evvelce rampalarda mevcut bulunan (6193) metreküp meşe vç kayın maden direği ile meşe tel direklerinin panayır sahil istif yerine nakil vç istif İşinin beher metreküpü (12) on iki lira muhammen bedel üzerinden ve ayrı bir parti halinde açık eksiltmeye konulmuştur.
3 — Açık eksiltme ormandan rampalara taşıma işi için 10 Nisan 1950 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 14 de ve İkinci parti rampalardan sahil istif yerlerine taşıma işi İçin aynı gün, saat 15 de Devlet orman İpletmesi Vize müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılar aktır,
4 — Muvakkat teminat birinci iş için 3300 ve 2 nci iş için 5265 liradır.
5 — Bu işe ait şartnameler Ankara orman Genel Müdürlüğünde, Ankara merkez İşletme müdürlüğünde, İstanbul, Kırklartli, Çatalca. Tekirdağ. Edime işletme müdürlükleriyle müdüriyetimizde ve Yumurlatepe Orman bölge şefliğimizde görülebilir.
6 — İsteklilerin belli gün ve saatlerde müsoJt evrak ve ilk teminatlariyıe birlikte komisyona müracaatları, (3878)
Su işleri inşaatı
Ankara Sular idaresinden
1 — Cebecide Su taksim evinden Yenlşehlrde Kocatepe-dekl su deposuna çekilecek 400 m/m kuturlu isale borusunun döşenmesi ve buna alt tâli İnşaat kapak zarf usulü ve birim lfati esası üzerinden eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu İşin İdarece verilecek boru bedelleriyle birlikte tahmin edilen keşif miktarı 245090,24 »İki yüz kırk beş bin doksan Hra, yirmi dört kuruş» lira olup boru bedeli hariç olarak müteahhitçe yapılacak iş miktarı 85539,32 »seksen beş bin beş yüz otuz dokuz lira, otuz iki kuru» Uradır.
3 — Geçici teminat miktarı 13504,55 «on üç bin beş yüz dört lira, elli beş kuruş* liradır.
4 — Eksiltme 10/47950 pazartesi günü saat 16 da Ankara-da Kızüay karşısındaki Sular İdaresi binasında yap;lacaktır.
5 — İsteklilerin şenir su ve kanalizasyon inşaatı, su terfi istasyonları kuyu ve depo tesisleri ile diğer önemli su inşa ve tesislerinden en az yüz bin lira tutarındaki bin içi taahhüt etmiş ve bunu muvaffakiyetle başararak muvakkat kabulünü yaptırmış veya böyle bir işin fenni mesuliyetini deruhte et mlş oldukları hakkında haiz bulundukları vesikaları 8/4/950 cumartesi gününe kadar Sular İdaresine göstererek eksiltmeye girmek için yeterlik belgesi atmaları şarttır.
6 — Teklif zarflan eksiltmeden 1 saat evveline kadar makbuz .nukabilinoe eksiltme komisyonuna verilmiş olmalıdır. Postada geçişen veya geç verilen teklifler kabul edilmez.
7 — Eksiltme evrakını görmek ve fazla izahat almak İstlyenlerin Ankara Sular idaresi Müdürlüğüne müracaatları.
8 — İdare ihaleyi yapıp yapmakla serbesttir. (3805)
Türkiye Kızılay Derneği
Genel Merkezinden :
Kapalı zarf usuliyle çeşitli cins ve ambalâjda 10350 kilo kinin emlâhı satın alınacaktır, Geçici teminatı kırk bin Hradır. Şartnamesi İle sözleşme tasarısı Genel Merkezdt Monopol servisinden ve İstanbulda Kızılay hanında Kızılay Deposundan parasız verilir.
Tekliflerin 20 Nisan akşamına kadar Genel Merkezde bulundurulması lâzımdır.
ıııı. n.uıııuı ui|> -- ------- -
Olmadı. Istan-1 bedeli İçin müşteriden ayrıca kpe teminat da istenebilir. Müşteri da derhal veya verilecek mehil içinde İhale bedelini yatırmadığı takdirde satış 2004 sayılı İcra iflâs kanunu bükümleri dairesinde yapılacağından bu kanununun 133 maddesi mucibince muamele ifa olunur. Arttırmaya iştirak İçin müşterilerin arttırma va İştirakten evvel gayrimenkul kıymetinin yüzde yedi buçuğu nispetinde pey akçesini nakden veya bu değerde Milli Banka teminat mektubunu icra veznesine veya satış memurluğuna vermek suretile arttırmaya iştirak edebilirler. Arttım-aya IştLrakle satış dosyasını ve şartnameyi okumuş bütün vecibeleri kabul etmiş sayılır. Dc)lâllye resml-le 20 yıllık vakıf taviz bedeli ihale pulu müşteri namına tapuya tescil ve teslim masraflarının alıcıya buuun haricinde kalan bltûmunı harç, resim, vergi vakıf Icaresl ve masrafların satış bedelinden ödenmek üzere hissedarlara aittir. /Uacaktarı tapuda kayıtlı olmayan alacaklılarla sair oJâka-daranın irtifak hakkı sahiplerinin bu haklaıını kııısuslle faiz ve masrafa dair lddlaları-m Hân tarihinden itibaren 15 gün içinde icramıza mûracaat-la kayıt ettirmeleri aksi takdirde alacakları tapu sicilli ile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından mahrum kalacaklardır Taliplerin daha ziyade bilgi almak İsteyenlerin 950/361 dosya numaramızla icramız» müracaatları ve satış günleri muayyen saatlerde satış yerinde bizzat veya bUye-k&le hazır bulunmaları lüzumu İlân olunur.
ne
yattığı
portsuz Surlyeye gidip gelmiş. Hırsızlıktan hapis de yatmış. Yurt müdürü öğretmen Arif Ülkü, bu kimsesiz ve talihsiz çocukların can babası olmuş. Bun j ları evlâdı gibi scvJyor. Yurt açüalı 23 gün olmuş. 23 gündür evine gitmemiş. Bu sokak çocuklarını cemiyete, insanca yaşamağa alıştırmakla meşgul. Sevinçle gördüm ki onun ve yardımcılarının emekleri boşa gitmiyor.
Sadeddlıı GÖKÇE PINAR
Çocuklar hayatlarını anlatıyorlar
ZAYİ — Yenlköy nüfus memurluğundan aldığım nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Samiye Cahit Morkaya
Zayi — İstanbul kız lisesinden aldığım pasomu kaybettim. Yenisini alacağım, eskisinin hükmü yoktur.
Semah şahin
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından
Evvelce sıtma savaş kurullarında savaş memuru veya sağlık koruyucusu unvanları ile bir müddet çalıştıktan aoıva askerlik veya her hangi bir mazeretle Bakanlıkça vazifelerine son verilenler hariç vazifelerinden ayrılmış bulunanlardan Bakanlıçka tayin edilecek yerlerde tekrar hizmete girmek ls-tiy enler İn:
A — Son ayrıldıkları bölge ve şube adı Ue ayrılış sebebi t B — Hangi yılda hangi böl gede kurs gördüğü
C — Sicil numarası Ve bu günkü açık adresi
D —* Bakanlıkça tayin edil eceği her hangi bir bölgede hizmete hazır olduğu zlkrolunmak ve askerlik terhis vesikasının tasdikli bir örneği de bağlamak suretile 15 Nisan 1950 tarihine kadar bir dilekçe ile Bakanlığa başvurmaları ilân olunur. (3720)
Kalorifer tesisatı yaptırılacak
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünden:
1 — Büyükdered® Orman Fakültesi binasında 46097 lira kuruş keşlfll kalorifer tesisatı işinin 3/Nlsan/1950 Pazartesi
günü saat 15 te Rektörlükte kapak zarfla eksiltmesi yapılacaktır.
2 — Eksiltmeye girebilmek için istekliler eksiltme tarihinden üç gün evveline kadar Rektörlüğe müracaatla bir kalemde 40 bin liralık benzer bir İş yaptıklarına dair Üniversite Mimarlığından belge almalıdırlar
3 — istekliler 3457 12 liralık geçici teminat makbuzlarım, alacağı belge He Ticaret Odası kâğıtlarını ve teklif zarflarım İhale günü saat 14 e kadar Rektörlüğe vermiş olmalıdırlar.
4 — Bu işe ait keşif, şartname ve gerekil evrak Rektörlükte görülür. (3048)
50
NEFTİJN ZİRAAT, SANAYİ VE
TİCARET TÜRK ANONİM ORTAKLIĞI YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINDAN
Ortaklığımız ana sözleşmesinin 7 nci maddesi sarahatiyle Ortaklık sermayesinin hissel iştirakleri nlsbetlnde tamamını taahhüt ve % 59 sini tediye etmiş bulunan hissedarların bakiye "> 50 taahhütlerini daha ödemek suretiyle taahhüt eyledikleri hisse İştiraklerinin % 100 ünü Ödemiş olmaları lüzumuna ana sözleşmemizin 10 uncu maddesine tevfikan Yönetim Kurul umusun 28/3/1950 tarihli toplantısında karar verilmiştir. Ortakların ilân tarihinden İtibaren 20 gün zarfında hissel iştirak!erinin % 50 sini daha Ortaklık veznesine makbuz mukabilinde ödemeleri lüzumunu ve aksi halde ana sözleşmemizin 11 ve 12 nci maddeleri hükümlerinin tatbLk o-lıınacağı İlân olunur.
•:ahîfe 8
AKSAM
30 Mart 1050
Hakllkî YOik ve Kamy©ırw
M
Alman
Kısaca Evsafı:
Dizel Kamyonları
1 : 6 silindirli 129 beygir kuvvetinde sade ve çok kullanışlı bir motor.
2 : Yük kabiliyeti fabrika tonajı 6 1/2 dlr.
3 : Yüklü olarak 18 litre mazotla 100 Kim. yapar.
4 : Bir dolu depj (200 Lt.) ile 1100 Kim. yol kateder.
5 : Motor 200 000 Kim. den evvel açılmaz ve ancak 300.000 Kim. den sonra piston değiştirilebilir.
6 : Lâstikler 10 00 x 20 eb'admdadır.
7 : Kamyonun vasati ömrü 15-20 senedir.
8 : Marş otomatik ve 5 ileri 1 geri viteslidir.
9 : En İyi benzlnli kamyonların 1 lira masrafına mukabil
M. A. N, DİZEL KAMYONU
Yalnız 20 Krş. masraf yapar, bu da raklbslz olduğunu ispata kâfidir
Türkiye ümumİ acentasi
BEKTflS ERCAN vb ŞERİKİ Kdit. Şti.
En mühim Evsafı;
Cumhuriyet caddesi 50, Taksim — TEL.: 81545
Yalnız 20 veya 30 lira peşin ödeyerek fevkalâde bir ORİON radyosu alabilirsiniz. Ufak bir masrafla siz de mükemmel bir radyoya sahip olmanın zevkine kovuşabilirsiniz! ORİON radyoları bilhasso ses berraklığı, hassasiyeti ve cazip görünüşü bakımından emsalsizdir. Yeni gelen ORİON modeli ise gayet gösterişli olup, ses kuvveti ve tabiiliği ile en lüks radyolara rekabet edebilecek bir radyodur Kısa dalgalarda mevcut 3 "genişletilmişdalga sahası" ve göz lâmbası, istasyon arama işini son derece kolaylaştırır...
ORİON
tablet « ŞURUP
REOSİL
HER ECZANEDE BULUNUŞ
İstanbul 3 üncîi İcra Memurluğundan; 950/993
Pangaltı Cumhuriyet caddesi 357 numarada İken hâlen yeri bilinmlyen Anahlt Muratya-na:
Edgar tarafından Beyoğlu besinci noterliğinden tanzim edilen kira mukavelesine istinaden ayda 22,5 liradan 8 aylık 180 liranın 30 gün zarımda ö-denmesl aksi takdirde aktln feshiyle mecurun tahliyesi hakkında takip yapılmış ve tanzim edilen ödeme emri, yerinizin bilinmemesi dolayısiyle tebliğ edilemlyerek geri çevirilmlş ve İcra yargıçlığının 25-3.950 tarihli kararlyle ödeme emrinin 45 gün süre İle İlânen tebliğine karar verilmiştir.
İşbu ilân tarihinden itibaren 30 gün zarfında borcu ödemeniz ve bir itirazınız varsa yine bu müddet İçinde bildirmeniz lâzımdır. Müddetinde borcu Ödemez veya İtiraz etmezseniz veyahut İtirazınız tetkik merciinden ret edilirse İcra yargıçlığından 209 uncu maddeye göre aleyhinize tabiiye kararı alınacağı malumunuz olmak üzere 950/993 sayılı dosyaya alt ödeme emri ilânen tebliğ olunur. (3947)
TÜCCAflLARIN DİKKAT NAZARıNA
İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasından:
43 55 sayılı kanunun 33 üncü maddesi Odalarda kayıtlı azanın senelik aidatını üç ay zarfında ödemelerini, aksi halde bu aidatın üç misil tahakkuk ve tahsil olunacağı hükmünü tazammum etmektedir.
1950 aidatını henüz ödememiş bulunan azalanınızın üç misli tediyeye mahal kalmamak için aldatın son mehllni teşkil eden 31.3.1950 akşamına kadar - Tahsildar göndermek imkânı bulunamadığından - Odamız muhasebe şubesine müracaatla işbu aidatlarını ödemeleri lüzumu arz ve Tİea olunur.(2628)
ZAYİ — İstanbul Emniyet dördüncü şubeden almış olduğum 31/51931 sayıl: ikamet tezkeresini kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Yunan Vebasından Tanas Vulgaris j
D@gllın®feö>r aımtmyop
Ankarada bir Amerikan Teknik bürosunda çalışmak üzere tercihan İngilizceyi aniıyan iki ressam aranıyor. Fazla malûmat İçin İstanbul Telefon 25800 veya P. K. 6Ö7 ye müracaat.
4 lâmbalı
20
LİRA PEŞİN LİRA AYDA
5 Lâmbalı
LİRA PEŞİN
LİRA AYDA
GRİP ve NEZLEY Ekarşı
EN HAŞARILI İLÂÇ
KİNİNLİ
GRİPİN
Grip, Baş, Diş, Nezle, Romatizma, Adale Sinir Ağrılarını Geçirir. Kışın Yağmurlu ve Rutubetli Günlerinde GRİP ve SOĞUK ALGINLIĞI Hastalıklarından korunmak İçin
GRiPiN
Almayı ihmal etmeyintı.
15 Mayıs 1950 Çekilişinde
Vadesiz Tasaruf Hesapları İkramiye Tutan
40.000 Lira
Büyük İkramiyeler: I 5.000, 10,000 lİTH, Ayrıca 500, 250, 100 liralık 80 ikr‘uniJ'e
Bu çekilişe katılabilmek için 10 Nisan 1950 de hesaplarda 150 lira bulunması ve bunun çekiliş tarihine kadar muhafazası lâzımdır. Her 150 lira için ayn bir kur a numarası verilir.
Bu çekilişte yalnız para ikramiyesi
30 Haziran, 31 Temuz. 29 Ağustos, 30 Eylül, 28 Ekim, 30 Aralık çekilişlerinde ise, bazılarında ikişer ev olmak üzere, hem ev hem para ikramiyeleri vardır, I, c. ZiRflflT BANKASI
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi
İstanbul Şubesinden
3oyın halkımız tarafından büyük rağbet görmüş olan ve her nevi »gartıh soba ve ocaklarda muvaffakiyetli randıman veren:
Ağaçlı Kömürü
Satışa arzedllmek üzere bol mLktarda bütün depolarımıza getirilmiştir.
Almak İsteyenlerin satış bürolarımıza müracaatları. (3872)
Comments (0)