Yılda iki defa -zengin ve bal ikramiye dolgun faiz bütün bu menfaatleri temin eden nedir bilir misiniz? İkramiyeli % 4,5 ve % 6 faizli Devlet Tahvilleri. 15-20 Ağustos tarihlerini bekleyiniz. (11132)
CUMARTESİ 30 Temmuz 1949
gene 31 — No. 11062 — Fiat!: her yerde 10 kuruştur.
Sahibi- Necmcddin Sadak — Yazı işlerini fiilen idare eden: C. Bildik - Akşam Matbaası
Amerikan askerî yardımı
4 - 5 yıl devam edecek
İngiliz hava f ilosu
Ağustosta Türkiyeyi ziyaret edecek
İnönü bu gece izmire varıyor
Atinada esrarlı bir ölüm
Amerikanın kara, deniz ve hava genelkur may başkanları, tetkik ve temaslar
yapmak için Avrupaya geliyor
Londra 30 (R) — Amerikan kongresi. Türkiye ve Yunanistan da dahil Amerikanın Avrupa memleketlerine yapacağı askeri yardım programını müzakereye ûevam etmiştir. Dışişleri komisyonunda programı müdafâa eden Ordu Bakanı Johnson, programda yazık tahsisatın kısılmadan kabul edilmesini istemiş, askeri yardun programı üzerine yapılacak tahdidatın. Cumhurbaşkanının bir hâdise vukuunda derhal harekete geçmesine mâni olacakını ve bu suretle de felâketlere sebep olabileceğini belirtmiştir.
Amerika Savunma Bakanı. Batı devletleri askeri ittifakının. bir tecavüzü hiç değilse geciktirebileceğini belirtmiş ve Batı Avrupayı silâhlandırmanın Birleşik Amerikanın güvenliğini arttırmak bakımından en iyi yol olduğunu İlâve etmiştir.
Ordu Bakanı Johnson, askeri yardımın ne kadar süreceği hakkında sorulan suâle cevaben bu hususta resmi bir şey sö.vliyemiyeceğini fakat yardımın 4-5 sene süreceğini gayri resmî olarak söyliyebUeceğinl kaydetmiştir.
General Bradly’nın beyanatı
Ordu Bakanından sonra söz alsn kara orduları genel kurmay başkanı Omar Bradly. şunlan söylemiştir:
»Mağlûp edilen düşmanın yerini tutmak üzere, yeni bir mütecavizin belirdiğini ve yorgun bulunan galipler üzerinde hegemonyasını kurmak gayesini güttüğünü görüyoruz.»
General Omar Bradly mütecavizin adını anmamış ve demecine şu suretle devam tem iştir:
•jKollektif bir strateji plânı, muazzam bir kuvvet teşkil ettiği gibi, kaynak İnsan ve gayretler bakımından muhakkak bir ekonomi sağlamaktadır.»
General Omar Bradly müteakiben Şimali Atlantik bölgesinin müdafaası hakkmdakl plânım izah ve atom bombasının bu plânda mühim bir yer şigal ettiğini İlâve etmiştir.»
Amerikan kurmay başkanları Avrupaya geliyorlar
Londra 30 -Radyo) — Vaşlng-ton'dan bildirildiğine göre, A-merikan kara, deniz ve hava genelkurmay başkanları. Atlantik paktma dahil memleketlerin askeri şefleriyle temasta bulunmak İçin Başkan Truman'ın hususi uçağı He Avrupaya hareket etmişlerdir. Üç kurmay başkanı evvelâ Almanyada Frank-fourt şehrine gidecekler .orada on gün kaldıktan sonra sinisiyle
Sıcaklık kurbanları
Amenkada şiddetli sıcaklardan 72 kişi öldü
Waahlngton 29 (A_A.) —
(Afpı: Hüküm sürmekte olan şiddetli sıcaklar yüzünden Birleşik Amerika devletinde 72 kişi ölmüştür. Sıcaklar dolayısiy-te 90.000 memur İşlerini tatil ederek evlerine dönmüşlerdir.
Bunların arasında hava değişikliklerini tesblte memur servislere mensup 120 kişi de bulunmaktadır.
Amerika Ordu Bakanı Johnson
Amerika kara ordusu genel kurmay başkanı Omar Bradly
Londra, Paris ve Viyanaya da uğrayacaklardır. Üç Amerikan kurmay başkanmış. İtalyan genelkurmay başkanları ile buluşmaları muhtemeldir. İtalyan genelkurmay başkanı bu münasebetle batı Avrupa birliği genel karargâhının bulunduğu Fontainbleau'ya gidecektir.
Avrupa orduları birleştirilmeli
Washington 29 (AA.) — (A. F.P.i: Batı silâhlı kuvvetlerinin birleştirilerek tek komuta altına alınması meselesi bugün Temsilciler Meclisi Dışişleri koalisyonu üyelerinin belllbaşlı meşgalesi olmuş ve hepsi askeri yar dım programının prensnpterlnl tasvip ederlerken şu nokta ü-zerinde mutabık kalmışlardır:
Birleşik Amerika İlk İş olarak Avrupa ordularının Birleşik A-rnerlka orduları da dahil, birleştirilmesi prensibini askerî yardım programının kanunlaşmasında mutlak şart koşmalıdır. Bir askeri yardım prgramı olması bakımından komisyon Cumhuriyetçi üyelerinden hiç birinin bu programa muhalif kalmadığını belirtmek yerinrle olur, ancak bunlar arasında bazdan. ekonomik sahada uğranılan hayal kırıklığına bu sahada da uğranılmasından sakrnıl-masını İstemişlerdir. Çûn(cü onlara göre, Avrupa milletleri noksanlarını tamamlamak için lâzım gelen gayreti göstermemişlerdir.
Savunma Bakam Johnson, genelkurmay başkanı general Bradley İle diğer askeri şeflerin gizli Oturumda, komisyon üyelerine bu hususta teminat vermiş olduklarını ima etmiştir.
îürkiyeye yapılan yardım kâfi değildir
Amerikan cumhuriyetçi ayanından Harry Cain’in mühim demeci
Washlngton 29 (AA> — Cumhuriyetçi senatörlerden Harry P. Caln «United Prass» muhabiri ile yaptığı bir görüşmede, Türkiyenln Ati antik paktına alınmaması halkındaki düşüncelerini şöyle ifade etmiştir:
«Hürriyet ideallerinde olduğu kadar, dünya sulhu ve medeniyet uğrundaki hizmetleri ile Türkiyenln Atlantik paktı dışında bırakılması keyllyeti kabili telif değildir.»
Son Atlantik paktı müzakerelerinde Mr. Cain, Türkiyenln bu pakta İthal edilmemesi münasebetiyle tenkidlcrde bulunmuştu. Mr. Caln, Türkiyenln pakta alınmaması hakkında da demiştir ki t
«Amerikanın bu memleketle ve diğer bazı Orta Şark memle-leketlerlyle müstakil ve ayn bir bölge andlaşması yapması pratik bir yol değildir.
Türkiyenln pakta ithali her halele halen mevcut olan Türk -Amerikan münasebetlerinin daha yüksek bir seviyeye varmasını temin için atılması lâzım gelen adımlan sağlayacak, Tür-kiyenin ve halkının hoşnutsuzluğunu giderecekle»
Mr.Cain, Türklyeye yapılmakta olan askeri yardımın kâfi olmadığını .çünkii Atlantik paktının imzalanması ile başlıca Avrupa memleketlerinin kuvvetli bir yardımla destekleneceğinin temin edilmiş olduğunu
ve boylece Türklyeye yapılan askeri yardımın İse İkinci sınıf memleketlere yapılan yardım seviyesine düşürülmüş olduğunu bildirmiştir.
Mr. Cain .kendisinin Türkiye İle ilgilenmesi üzerine, oradaki sefaret memurlarının kendisine Türkiye hakkında daha teferruatlı bilgi verdiklerini kaydederek, senatoda Avrupa memleketlerine yapılacak silâh yardımları tasarısının müzakeresi sırasında bu meseleyi tekrar senatonun nazarı dikkatine sunacağını bildirmiştir,
(Arkası sahife 2; sütun 5 te)
Londra 29 (Nofcn) — Türk hükümeti Londra'daki elçiliği vasıt&slyle bir İngiliz R A. F. hava filosundan bir teşekkülü Türkiyeyi ziyarete davet etmiştir. Bu ziyaretin ağustos kinde
olması için hazırlıklar yapılmaktadır. İngiliz hava kuvvetlerini bir «Vampire» filosu tern-
sil edecektir.
Bu ziyaret hakkında diğer tafsilât bilâhare blldlrilecekdr.
D. Parti G. kurulu
8 ağustosta Çeşmede Bayarın evinde toplanacak
M. Kalkınma Partisi başkanlığına tekrar seçilen Nuri Demirağ
İzmir 29 — D. P genel kuru-lu»n 8 ağustosta Çeşmede yapması kararlaştırılan toplantısı ehemmiyetle beklenmektedir. Bayarın evinde yapılacak tır.
Toplantıda bulunmak üzere Halaydan İzmire gelmiş olan Feyzi Lûtfl Karaosmanoğlu bugün Çeşmeye gitmiştir. Adnan Menderesin pazartesi Aydından, Fuat Köprülü ve Sa-met Agaoğlu da pazartesi An-karadan gelmeleri beklenmekledir. Bu toplantıda parti işleri görüşüldükten sonra memleketin umumi durumu hakkında genel başkan Celâl Bayarm bir konuşma yapınası beklenmektedir.
Millî Kalkınma Partisi kongresi toplandı
Millî Kalkınma Partisinin genel kongresi dün saat 14 te partinin Beşlktaştakl merkezinde toplanmıştır.
Diğer vilâyetlerden gelen delegelerin de iştirak ettiği kongrede faaliyet raporu okunmuş ve tasvip edilmltşlr. Bunu müteakip genel İdare kurulu seçiminde, genel başkanlığı Nuri Demirag, başkan vekilliklerine Veysel Ünver ve îlısan Hün. sekreterliğe de Sâfl Güm er seçilmişlerdir.
Kongre çalışmalarına bugün de devam edecektir.
ödemiş kaptanı kazadan mes’nl değil
Denizyolları idaresi kazaya sebebiyet veren römorkörün acentasın-dan 500 bin lira tazminat istiyor
Denizyolları idaresinin «ödemiş» şilebinin bayramın birinci günü Polonyanın Gdynia Limanında «Anna» adında bir Polonya yolcu gemisiyle çarpıştığını ve neticede «Anna* nın battığını, yolcu ve tayfalarından 11 kişinin öldüğünü dün
yazmıştık. Geminin süvarisi Burhan Aksuuğurdan dün İdareye gelen bir telgrafta hâdise hakkında şu izahat verilmektedir:
«Sah günü Gdynia limanı önlerine getdlk. Yol kestik ve bey-
(Arkası sahlfe 2; sütun 5 te)
İzmirliler, Cumhurbaşkanını karşılamak için hazırlık yapıyorlar
İzmirde 9 Eylül meydanı
Balkan komisyonun* da İngiliz delegesi general Cox odasında ölü bulundu
İzmir 30 (Akşam» — Cumhur-îpşkanı İnönü yarın saat 22 de tamire gelecek ve Basmahane İstasyonunda karşılanacaktır, tzmirlller İnönü'yü karşılamak İrin hazırlanıyorlar.
Ankara 29 — Cumhurbaşkanı ismet İnönü bu akşam saat 22.10 da özel trenleriyle İzmir’e hareket etmiş, garda Büyük Millet Meclisi başkanveklllerin-den Trabzon milletvekili Ralf Karadeniz, Devlet bakanı Başbakan yardımcısı Nihat Erim, milletvekilleri, Genelkurmay ikinci başkanı orgeneral Muzaffer Tuğsavııl. kara kuvvetleri komutanı orgeneral Nuri Yamut, deniz kuvvetleri komutanı oramiral Mehmet Ali Ül-gen, Ankara garnizon komutanı tümgeneral Hakkı Tunaboylu. generaller. Dışişleri Bakanlığı umumî kâtibi Faik Zihni Akdur.
C. H. P. Genel sekreter yardımcısı Erzurum milletvekili Cevat Dursunoğlu, Dışişleri Bakanlığı protokol umum müdürü. Belediye başkanı. İçişleri Bakanlığı müsteşarı. Emniyet müdürü ve kalabalık bir halk topluluğu tarafından tığurlanmıştır.
İnönü, Kıbrıs öğretmenlerini kabul etti
Ankara 29 — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bugün Çankayada Kıbrıstan gelen 115 öğretmeni kabul etmiştir. Öğretmenler Kıbrısta kültür çalışmaları ve okullar üzerinde Cumhurbaşkanına İzahat vermişler, bu izahattan memnun kalan Cumhur başkanı İnönü İngiltere İle Türkiye arasındaki bu kültür münasebetlerinin temadisini dilemiştir.
Beylerbeyinde bir aile faciası
Atina 30 "l.P.l — Birleşmiş Milletler Balkan Tahkik komisyon un d akı müşAVİr İngiliz delegesi general L. H. Cox. İngiliz kaynaklarından verilen haberlere göre. cuma akşamı ani surette vefat etmiştir.
Ölümün sebebi hcı.üz anlaşılamamıştır. Bir sözcünün ifadesine göre. «Şimdilik verilecek bir beyanat yoktur.»
Balkan Tahkik komisyonu çevreleri generalin cnr.ıa akşamı bir ziyafete davetli olduğunu belirtmektedir
General cuma günü Grinriç saat ayariyie iî de evinde yarak odasında bir kananenia üzerinde olu olarak huıunr.ıuşlur. Kendisi pijamaları le bulunuyordu .
Arkadaşları kendisi'ıhı perşembe akşamı bir kalb krizinden. öldüğün ’ı söylemekledirler. Hizmetçiler cuma günü generalin kapısını vurmuşlar, fakat cevap alamayınca kendisinin uyuduğunu sanarak çekilmişlerdir.
Bir sene evvel Ci 'drn Yena-nistana gelmiş olau generalin karısı ve iki çocuğu vardır.
Polis tahkikata devam etınelr-tedir ve cumartesi sabam bir otopsi yapılacağını söylemektedir. __________
Amerikan Amiralinin ziyafeti
Misafir Amelrkan filosu komutanı tümamiral Shecman tarafından dün akşam «Fargo* kruvazöründe bir akşam yetneği verilmiştir.
Bahçıvan Bekir, karısını öldürdükten sonra kuyuya düşerek mi boğuldu?
Dün gece. Beylerbeyinde başlı yan. ve Üskiidarda Bağlarbaşı civarında biten korkunç bir cinayet işlenmiştir.
Bu dakikaya kadar, faclanm bir kısmı esrarengizliğini muhafaza etmekle beraber işin hakiki olan tarafı, genç bir kadının boğulup öldürülmüş olmasıdır.
Hâdisenin tafsilâtı şudur:
Beylerbeyinde Burhaniye ma-(Arkası sahlfe 2; sütun 4 tel
«En mükemmel» in ıslahı
Amerikalıların devairimiz-de ıslahata postalardajı başladıkları halkın dikkutini çekiyor.
Evet; bir çok memleketlerde en hücra köylere kadar her mevsimde zamanında mektup, gazete, mecmua, kitap ve paket yetiştiren; bir nevi küçük banka vazifesini de gören posta teşkilâtı vardır. Aynı tekâmülün bizde dahi olması arzuya şayandır.
tsviçrede, insan alış verişi yapınca, evine kadar kendi taşıyacak yerde kolaylıkla postaya verir, hamallığı posta yaparmış. Bunun benzeri bizde de oka ne mutlu...
Fakat şurası muhakkak ki, bütün devlet daireleri a-rasında en iyi işlediğini zannettiğimiz müessese posta idaresidir. En mükemmeline rekor kırdıracaklarına diğer devairi postamızın seviyesine ulaştırmalar çoktau razıyı*.
Nihat Erim
Ankara'ya döndü
Ankara 29 (AJl.l — Bir kaç gündenberi Aban t'da bulunan Devlet Baknı Başbakan yardımcısı Nihat Erim bugün şehrimize dönmüştür.
BerçTiirker dün ebedî isti-rahatgâhına tevili edildi
Kiüse avlusunda müteaddit nutuklar söylendi
Berç Türkerin eenane töreninden bir enstantane
Vefatını teessürle haber verdiğimiz eski Afyon Milletvekili Berç Turker'ln cenazesi dün öğleden sonra, saat üçte Bey oğlunda Balıkpazannda Üç Horan kilisesinde yapılan âyini müteakip kiliseden kaldırılmış ve Şişlideki Ermeni kabristanına defnedilmiş tir.
Ayinden sonra despot Oski Türkçe bir hitabe İle müteveffanın meziyetlerinden bahsetmiştir. ceaze kiliseden çıkarılıp arabaya bindirilmeden evvel, bir zamanlar HilâUahmer mu-
hasebeciliğinde bulunmuş olan Bedri Nedim Göknil bir nutuk söyliyerek müleverfanm şahit olduğu meziyetlerinden bahsetmiş, bunu eski Konya Milletvekili Osman Şevki Uludağ’ın, HilâUahmer umumi merkez âzasından B. Haydar’ın nutukları taklbetmiştir.
Cenazeye Kızılay genel merkezi. Beyoğlu İlçe şubesi. Türkiye Emlâk ve Kredi bankası, diğer birçok teşekküller ve dostlan tarafından çelenkler gönderilmiştir.
Sabite 3
AKŞAM
30 Temmuz 1949
Hafta Sonu Notlan
Sterlinin
MSİtf
Tatsız bir haber
YİNE tatsız bir haber bayramın tadını kaçıralı. Ödemiş şilebi Saltıkta kaza yapmış. Ne arıyor Saltıkla Ödemiş şilebi?
* Ayni suali daha önce de sormuştuk: Ne arıyor Nikaragua'da Türk şilebi? Deniz ticaret filomuz. o kadar büyüdü: kendi kıyılarımıza fazla geldi; iş güç kalmadı; Battık denizlerine. Atlas Okyanuslarına dağılıp iş aramaya mı çıktı? Hayır! Kendi kıyılarımızda insanlarla hayvanlan koyun koyuna taşımak, daracık ambarlara yüzlerce vatandaşı İstif etmek, kömür taşıyacak vapur bulamamak bahasına arttırdığımız üç beş vapuru uzak denizlere dolar avcılığına gönderiyoruz.
İşte Ödemiş şilebi hasar gürmüş, haczedilmiş, şimdiye kadar getirdiği dolarların bir kısmını kendi kendine yemiştir.
Çelebi böyle olur bizde ticaret dediğin!
Ne zamana kadar?,
rU itiraza verilecek hazır cevabı bilmiyor değilim:
•Türk vapurları dünya sularına sefer etmlyecek mi? Bizim denizciliğimiz o kadar geri midir? Nikaragua sularında, Baltılc denizlerinde sefer etmekten âciz iniyiz? Kavga ve kaza her yenle olur; tayfalar döğüşür, gemiler çarpışır ve batar. Küçücük Yunanistan deniz ticaretinden senelerce milyonlar ve milyonlar toplamıştır, bu pazarda bizim ismimiz daha ne zamana kadar okunmıya-cak?»
Bu sualin de cevabı yok değildir:
Kendi kıyılarımızda sefer-ler.r.ılzi yoluna koyuncuya kadar- • Umanlarınıu arasında insanlarımızı, bayvan-lamızı. mallarımızı rahat rahat, sızıltıya meydan vermeden taşıyıp da elimizde y1** fazla vapur kalacağı zamana kadar . Yoksa burada vapur sıkıntısı çekerken faz-
la kâr var diye dünyanın ö-bûr ucunda iş aramağa çıkmak devlet vapurculuğunun gayelerde bağdaşır bir zihniyet değildir. Buradaki iş fazla kar getirmiyor bahanesiyle kendini dış ticarete vermeğe kalkan hususi vapurca-nun zihniyetini, zaman oluyor ki. devlet bile hoş görmüyor.
Hangisi daha zor?
YA dolar? Muhtaç olduğumuz dolarları nereden bulacağız?
Acaba bu yalnız Denizyolları İdaresinin omuzlarına yüklenmiş bir vazife midir? Öyle sanıyorum kİ tasa yoldan döviz temini gayreti Denizyolları İdaresinin başına bu müşkülü sarmıştır. Halbuki meselâ Fransa, muhtaç olduğu dövizi deniz ticaret filosundan ziyade turizmden temin ediyor. İtalya da öyledir. Turizm şimdi en zengin döviz kaynağı haline gelmiştir, Amerika bu yoldan dolar vermeğe, hattâ propagandasını da yapmak şartlyle hazırdır. Bize her taraftan seyyah göndermek teklifleri yapılıyor. Ne çare ta Istanbul-da iki büyük otelimiz yoktur. Dünya denizlerinde sefer yaptırmak için aldığımız vapurlara döktüğümüz milyonları ÎStanbulda İki otel yapmağa harıasaydık bizim diyar diyar dolaşıp toplamamıza hacet kalmadan dövizler memleketimize akacaktı. Ama nedense vapur satın alıp iş ar amale otel yapıp seyyah misafir etmekten daha güç göründü,
Hevhatl Hâlâ da Öyle görünüyor. Denizyolları İdaresini giriştiği maceralı İşten kurtarmak İçin olsun turizmden döviz temini yoluna süratle gitmeliyiz.
Dünya denizlerinde sefer eden on binlerce ticaret vapurunun arasındaki döıt Tiırk vapurunun kaza haberlerini duyup üzülmekten de belki böylelikle kurtulmuş o-lunız.
Şevket RADO
kıymeti
Günün Meseleleri
II
«
Dünya Gençlik kongresi
ızmır fuarı
T7İI1Î talebe federasyonu temsilcileri Brüksel e gittiler
Yunan polisinin Amerikalılara ait 13 otomobilin camlarını kırması bazı Amerikalıları kızdırdı
Atina 29 (AAl — (United Press): Amerikalılara alt 13 otomobilin camlanılın kırılması hâdisesi Amerikan - Yıınan münasebetlerini muvakkaten karartmıştır. Hâdise Atina'da oturan birçok Amerikalının Yunanlılar aleyhine dönmesine sebep olmuşsa da mesele resmi makamlara intikal etmemiştir.
Kırılan camlar Amerikalılara alt 13 otomobilin sol tararlarındaki camlardır. Otomobiller Amerikan yardım heyeti ve iktisadi işbirliğine mensup Amerikalıların hususi arabalarıdır re camlar Atina polisi tarafından kırılmıştır.
Baş piskopos Spirlılonün taç giyme merasimi esnasında saraydan kiliseye kadar bütün yoHar polis kordonu altına alınmıştı. Fakat bu yolun tam ortasında şehrin göbeğinde bulunan «King George« oteli (le
Yunanistanda bulunan birçok Amerikalının oturduğu yerdir. Ekseriya böyle merasimler esnasında Amerikalılara daha önceden haber verilerek otomobillerin yoldan kaldırılması temin edilirdi, fakat bu sefer haber verilmemiş ve arabalar da otelin önünde yolda kalmıştı Amerikalılar dairelerinden otellerine döndükleri zaman otomobillerinin yerlerinde bulunmadığını görünce polise müracaat etmişler ve polis tarafından camları kırılmak suretiyle açılarak, otomobillerin yan sokaklardan birine götürülmüş olduğu öğrenilmiştir.
Hislerine mağlûp olarak, hâdiseye çok kızan bazı Amreıka-hlar memlekette bari otomobil camı bulunsaydı, demekte ve şimdiye kadar memleketin lehine olan tavırlarını değiştirerek hâdisenin basına aksetmesini istemektedirler.
Yunanistanda
memur grevi
Zam isteyen memurlar çarşambaya greve başlıyacaklar
2 köylü öldü, 7 köylü de yaralandı
Amerikalılar, sterlinin serbes bırakılması lehinde
Londra 29 (A. A.) — rAfp): İyi haber alan bir İngiliz kaynağına göre Amerikalılar İngiliz lirasının serbes bırakılması lehinde bulunmaktadırlar. Bahis konusu olan ameliye İngiliz lirası yeni kamplyo rayicinde İstikrar bulmadan evvel arz ve talep kanunu gereğince bu paranın hakikî rayicini bulmasını mümkün kılmaktan İbarettir.
Umumiyetle İngiliz lirasının devalüasyonuna taraftar olan Amerikalıların şimdiden resmî bir kıymet biçmesinin pek tesadüfi bir ameliye olacağı ve yeni kambiyo rayici ne olursa olsun birkaç aydan fazla İdame edilemiyeccği kanaatine vardıkları sanılmaktadır. Birkaç ay sonra yeni bir ameliyeye girişmek dünyadaki para istikrarsızlığını arttırmaktan başka bir işe yaramıyacaktır.
Bununla beraber Londra'daki kanaate göre milletlerarası para fonu makamları İngiliz lirası kurunun serbes bırakılması aieyhindedirler.
(Baş tarafı 1 i
Orta Doğu ve Ingiltere
Geçen perşembe gününden beri Londrada toplanmakta olan İngiltcrenin Or ta Doğudaki temsilcileri kon feransı sona ermiş ve bu münasebetle bir tebliğ neşredilmiştir. Tebliğe göre toplantıda Orta Doğu meselelerinin hepsi dikkatle gövden geçirilmiş, temsilcilerin verdikleıi izahat alâka ile dinlenmiştir. Tetkik edilen meseleler arasında başta Orta Doğunun emniyeti gelmektedir. Bu nokta genelkurmayla birlikte gözden geçirilmiştir. Bundan sonra sıra siyasi ve mali meselelere gelmiştir.
Konferans en ziyade Arap muhacirler meselesiyle meşgul olmuştur. Filistin meselesinin patlak verdiği sırada İsrail kuvvetleri ilerlerken miktarı 800 bini bulan yerli Arap halk yurtlarını bırakarak komşu Arap memleketlere sığınmıştı. Bunlar o zamandan beri büyük sefalet içindedir. Toplantı muhacirlere yardım ve bunların yurtlarına dönebilmeleri imkânlarını tetkik etmiştir.
Konferans nihayet Orta Doğuda refah temini tedbirlerini görüşmüştür. Bn havalide türlü türlü propagandalar yapılmaktadır. N'a fen ajansının siyasî muharririne göre Komünistler yeni kurulan İsrail hükümeti vasıtasiyle Orta Doğuya nü fut etmeğe çalışıyorlar. Sovyet Rusya kendi memleketinde Yahudilere karşı şiddetli tedbirler alırken İsrail hükümetine elinden gelen yardımı yapmakta, burada Komünist elemanların kuvvetlenmesine çalışmaktadır. Nafen siyasi muharriri bu malûmatı verdikten sonra Londradaki toplantıda vaziyetin görüşüldüğünü söylüyor. Komünist faaliyetine karşı koyabilmek için en tesirli yol halka refah teminidir. Bunun için mümessiller bu mesele ile bilhassa meşgul olmuşlardır.
Konferans hakkında gelen haberler mahdut olmakla beraber toplantı İngilterenin Orta Doğuya büyük alâka gösterdiğini ve bazılarının iddia ettikleri gibi hu havali ile münasebetini kesmek niyetinde bulunmadığını göstermektedir. Toplantı bu bakımdan bilhassa ehemmiyeti haizdir. — E. T.
ol-
Atina 29 (Nafen) — Dûn gece Yunan Memurlar Birliği bir yeni grev hazırlığını ilân etmiştir. Bu grevin önümüzdeki çarşamba günü başlıyarak maaşlarına zam yapılıncaya kadar devam edileceği Hân edilmektedir. Geçen senenin nisan ayında Yunan memurları böyle bir grev İlân etmişlerse de hükümetin temmuz ayında maaşları arttırmak vaadi üzerine vaz geçmişlerdi. Hükümet maaşları ancak yüzde 30 nispetinde arttırmak Iktidarındadır. Halbuki memurlar bu artışın yüzde 60 olmasını istemektedirler.
Büyükçetanece İlerisindeki Mimar Sinan köyü halkından bir kısmı, evvelki gece civarda bulunan Tepecik köyündeki yangının söndürülmesi İşine yardıma gitmek üzere çatalca 37 plâkalı kamyona binmişler ve süratle yola koyulmuşlardır.
Şoför ansızın önüne çıkan bir şahsı ezmemek için şiddetli bir direksiyon kırmış, fakat muvazenesini kaybeden kamyon devrilmiştir. Bu devrilme sinde Tevfik ve Naim İki köylü ölmüş. Rıfat Arşlan. Remzi, Mustafa,
ve Karanfil isimlerindeki diğer köylüler de muhtelif yerlerinden yaralanmışlardır.
Yaralıların ilk tedavileri Bu-yükçekmecedeki dispanserde yapılmış, bilâhare hastanelere dağıtılmışlardır. Tahkikata Çatalca savcılığı el koymuştur.
netice-adında Sadık, Halil,
Batı Almanya firmaları da iştirak edecekler
Memurlar Birliği bu grevin Yunan ordusunun kuzey Yuna-nlstandaki harekâtına tesir e-debileceğinl ilâve etmektedir.
Tarsus vapuru Londra limanında
Dünya Gençlik Birliğinin 1-7 ağustos arasında Brüksel'de yapılacak konsey ıçtimama Tür-kim? Millî Talebe federasyonunun iştirak edecek delegeleri, dün akşam saat 19 da Yeşil-köıden Fana meri kan tayyaresiyle Brüksel'e hareket etmiş-, lirdi- Bu delege!'r Teknik Ünl-v-rıite Talebi.- Birliği başkanı’ Mukerrem ~ _ Bildiler okuludan 1 w. . ____w__ ______________
türk, federasyon İdare heyeti â-jinan Milletlerarası Fuarlar İdaresi müdürü Dr. Hielzig geçenlerde şehrimize gelmiş ve uçakla İzmire gitmiştir. Kendisine bir de dekorasyon mütehassısı refakat etmektedir.
Şehrimize gelen haberlere göre bu yıl İzmir fuarının mükemmel olması için bazı tedbirler alınmaktadır. İtalya hükümetinin de fuara iştirake karar vermiş olması ilgili çevrelerde memnunluk uyandırmıştır. Bun dan başka Batı Almanya ekonomik İdaresi de fuara İştirak edeceğini resmen bildlrmlşt'r. Taşçıoğîu. Siyasal Bu iştiraki tertip ve tanzim et' l ahir Şen-| inek maksadlyle Münih teki Al-
Beylerbeyinde bir aile faciası (Baş tarafı 1 inci şahltede) hailesinde Rcsmiefendi sokağında 5 numaralı evde. Bağlar-başında Millet parkı bahçıvanlarından Bekir İle karısı Emine oturmaktadırlar. Dün akşam, karı koca arasınd bşhyan
rası Fikret Burandır Kendilerine hareketlerinden evvel ıh-ti s aslarını sonra bir arkadaşımıza şunları söylemişlerdir:
Teknik Üniversite Talebe Birliği Başkanı Mükerrem Taşçt-oğlu şu demeçle bulunmuştur:
*E ruksei'de toplanacak olan Dünya Gençlik Birliği kongre- , sinde sade buğunun gereğince i değil, tarihimizin kahraman gençliğine de yaraşır bir şekil- * de vazifemi yapmağa çaJışaca- . ğım > demiştir.
Siyasal Bilgiler okulundan _ . ..... . . *
Tahk s.nu.rs de; B“ »tomoMl Ihriratmda tn-
«.ere ba- BİItC'' “rİ1"1 plİ”da
> hınıırken rl(î ülkelerde memle-,
ketimi düşünüyor ve görevimi İngiltere geçen sene zarfında hailiyle yerine getireceğime 334,820 otomobil imâl etmiş ve inanıyorum.* demiştir, bunun 226.911 adedini ihraç et-
j'.tisat Fakültesi doktora ta- Amer‘ka İse 3 909J70 a-
ılcbe l ve federasyon Jdare he- v!
Jtrlı âzası Fikret Buran da "** .
>>znhatı vermiştir:
ı — «Djger delege ark adaşlarımla konferans mevzuu üzerinde oldukça hazırlanmış bulunduğumuz için müsterihim. Türkiyede iş ve işçi meseleleri hakkında mufassal bir raporu kongreye sunacağız. Bundan baş! a diinyz;,.
Otomobil ihracatı
Ne w - York 28 (Nafen) — Ncvyorkta Otomobil fabrikatörleri, bu sanayiin kurulduğu tarihten beri ilk defa olarak ecnebi piyasaları İhracatta Ame-rikayt geçmişler ve Amerika 1-kiııcl plâna düşmüştür.
I
şu
nız bu adetten 217.911 adedini ihraç etmeğe muvaffak olmuştur.
İngilterede kazanç nispetleri
Londra 29 (AA.) — (United Press): Maliye Bakanlığı ra-m-ml/kelimizi bütün poraJrind.au anlaşıldığına göre,
tanıtmak gayesiyle ha- İngiltere'de senede 24 000 dolar zıriam.uş bir sergiyi de bera-, veya daha fazla kazanan 70 kl-ber ^oturuyoruz. Tüık gençli- ş| bulunmaktadır. 3340 kişi fiinin dünya gençliği arasında 16.000 - 24.000 dolar. 58.500 kişi lâyık olduğu yeri alması İçin 8 000 - 16.000, 320 bin kişi de se-eUm(’4v» fc Idigi kadar çalışa- nede 4000 - 8000 dolar karan-{maktadır.
Londra 29 (Nafen) — Londra limanında demirlemiş olan Tıirk Tarsus vapurunu Ingiliz halta gezmek için tehalük göstermektedir. Tarsus vapuru Londra limanına gelen İlk Türk vapurudur. Tarsus gemisi Amerika-dan gelmekte ve halen Tübury’ de demirlemiş bulunmaktadır. Tarsus gemisinin süvarisi Tıvliis Jçlrmlş ve kadın matbuatına gemide bir davet .'erinceye kadar gırtlağını sıkmıştır.
Karısını tamamlyie öldürüp cansız bıraktığını gören Bekir, cesedi bîr tarafa çekip bırak-1 mış. ve evden çıkıp, doğruca çalıştığı «Millet! bahçesine kadar gelmiştir.
Cinayet, az sonra Beylerbeyinde duyulunca. Üsküdar sav-clllği ve emniyet müdürlüğü cinayet memurları derhal takibata girişmişler ve kaatlii aramağa koyulmuşlardır, Bu arada, Bekirın çalıştığı Millet bahçesine de gelinmiş, arkadaşlarından sorulmuş, arkadaşları. filhakika az evvel buralarda gördüklerini söylemişlerdir. Bunun üzerine etraf bir zabıta kordonu içine alınmış, adım adım yapılan araştırma sırasında 25 metre derinlikte ve İçinde yedi metre su bulunduğu bilâhare lesbit edilen büyük bir kuyunun başına gelinmiştir. Burada kuyu ağzında Bekirln nüfus kâğıdı ve şahsi başı evrakı bulunmuştur.
İş bu şekli alınca kuyuda a. r aş tır ma yapılmak uzeıe itfaiyeye baş vurulmuşsa da bu derinlikte ve bu kadar su dolu bir yerde çaiışıl&mamışlıır. Bu vaziyet karşısında Üsküdar sav- ' cılığı bugün bir dalgıç indirip kaalili araştırmağa karar ver-iniştir.
Mamafih, bunun mürettep olması ihtimalini üzerinde de . durularak araştırmalara devam , edilmektedir.
nelmitei teamül gereğince bekledik. Daha sonra dıidük çalarak kılavuz istedik. Bu sırada gemi tamamen hareketsiz bir halde idi. Bir müddet bekledikten sonra içi yolcu dolu bir römorkör tam yolla yanımıza geldi ve gemimizin baş tarafından dönmek isterken, sancak başo-muzluğu hizasından Ödemiş'e çarptı ve iki dakika İçinde battı. Kendi vasıtalarımızla hemen yardıma koştuksa da 7 yolcu ve 9 tayfanın ölümüne mâni olamadık.
Gemimiz bu esnada durmakta olduğu için men'i müsademe nizam atına göre mesul vaziyette değiliz.
Gemiye haciz konulduğu haberinin ash yoktur. Liman idaresi tarafından hazırlanan ilk tahkikat evrakı tarafımızdan İmza edilmiştir.!
ödemiş bu çarpışma esnasında bordasından hasara uğramıştır. Denizyolları idaresi haklarını müdafaa etmek için derhal harekete geçmiş ve bir aVu-kai tutmuştur. Denizyolları idaresi kazaya sebebiyet veren römorkörün acentesinden 500 bin lira tazminat îsliyecektir.
ödemiş vapuru 4300 tonluktur ve 5 şirkete 1 milyon 800 bin liraya sigortalıdır. Sigorta şirketleri de ayrıca ikinci bir avukat tutmuşlardır.
Hunhar
Ankarada
boks maçları
Uyuyan karısını balta ile öldürdü
Denizyolları ve sigorta şir-Be* i ketleri römorkörün acentesi a-çim münakaşası Bekir! fazla jeyhlne dâva ikame edtcekler-, sabiyete şevketmiş ve bir aralık karısı Eminenin üzerine atılarak parmaklarını boğazına ge-vn lr«,ll>} SOn HCfCSİni
tertip etmiştir. Böyle bir davet İngiliz Umanlarını ziyaret eden gemHerde pek görülmeye alışılmamış bir hâdise telâkki edilmektedir ve bu İngiliz denizci mahfillerinde olduğu gibi İgliiz matbuatında da Türk gemicileri hakkında derin bir sempıü uyandırmıştır.
Viski âşıkı hırsızlar
I
Londra 30 (Nafen) — Lon-drada içki satan bir dükkâna giren hırsızlar raflarda sıralanmış olan viskilere dayanamayarak İçmeye başlamışlar ve kasada bulunan 12,000 İngiliz lirasını görmeden gitmişlerdir.
Çıplaklar diyarında hayat her zaman kolay değil Denver, Kolorada 30 (AF.) — Çıplaklar diyarında hayat her zaman kolay değildir. Bu, dün yapılan mlDi çıplaklar cemiyeti kongresi salonuna bir bakmakla anlaşılıyordu. Filhakika delegeler, mensup olduktan cemiyetin İstediği kıyafette olarak, konferans salonunun sı-1 ralarmı ellerinde zımpara kâğıttan ile tem izlemekleydiler.
dir. Yalnız dâva neticesine kadar ödemişin Gdyniada beklememesi için Polonya liman makamlarına bir teminat yatırılacak ve gemi ufak bir tâmir gördükten sonra Finlândiyaya hareket edecek ve oradan maden direği yükleyip memleketimize gelecektir.
Türkiyeye yapı lan yardım kâfi değil
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Başlıca arzusunun Türkiye-yl pakla dahil memleketlerden biri olarak görmek olduğunu İfade eden Mr. Caln. «Avrupa memleketlerinin buna itirazı halinde onlara şu hakikati hatırlatacağız: Türkiyenln ithali bu paktı kuvvetlendirecek ve tamam 1 ayacaktır.!
Mr. Caln sözlerine şöyle devam etmiştir:
«Avrupa milletlerinin yeniden silâhlanması için seneler geçecek ve bu yüzden paktın tesirli olması keyfiyeti geri kalacaktır ve bu zamana kadar Avnıpanm en mühim bölgesinde Rusyaya karşı müessir bir muhalefette; bulunabilecek yegâne memleket Türklyedlr.
Batı Avrupa memlekelterlnln düşünceleri ne olursa olsun Türkiye, Atlantik birliğinin emniyetinde Amerikanın stratejik siyaset ve iktisat muhitinde olduğu kadar hayatî bir mevkie ■ahip bulunmaktadır.»
Tarsus — Şehrimizde hunhar ea İşlenen olr cinayet olmuş, evvelce katil suçundan 7 seneye mahkûm edilmiş olan Bahçenin Hasanbeyli köyünden Ali Tatlıca. karısı Ümmühanı balta Ue parçalıyarak feci şekilde öldürmüştür. Cinayet şöyle İşlenmiştir:
Ummuhanla evli olan Ali Tat-höz arasında öteden beri geçimsizlik vardır. Bu yüzden geçenlerde aralarında bir kavga çıkmış, hâdise savcılığa ve daha sonra da mahkemeye aksetmiş ve yapılan duruşmada Ali Tat-lıözün tevkifine karar verilmiştir. Müteakip duruşmaya kadar tutuklu kalan Ali, sonra serbes bırakılmıştır.
Ali Tatlıöz, bu hale pek hiddetlenmiş olmalı ki, cumartesi akşamı Ummuhanın kalmakta olduğu babasının Bağlar başındaki evine gitmiş, pencereden kansının yatmakta olduğu odaya girmek imkânını bulmuştur Zâlim koca, eline geçirdiği baltayı çılgıncasına Ummuhanıu suratına, kollarına İndirmeye başlamış, katı bir hlsle zavallı kadım odun doğrar gibi ağır su rette yaralamıştır, ümmuhan bu yaraların tesiriyle derhal ölmüştür.
Gürültü üzerine talihsiz kadının babası Mustafa Zeybek uyanmış, ve odaya girmiştir. Ka-atil AH, aynı pencereden fırlayıp kaçmış ve halâ yakalanamamıştır.
Hâdiseye C. Savcılığı el koymuş ve kastilin yakalanması !• çln bütün tedbirler alınmıştır.
Yeni üç ilkokul yapılıyor
Şehrimiz belediyesi. İstanbul-da yeniden uç ilk okul binası İn şaşına karar vermişti. Bu okullardan birisi Kadırgada, diğeri Küçükpazarda üçüncüsû de Çamlıcada yapılacaktır.
Her üç okulun arsaları ve inşa plânlan hazırlanmıştır. Kadırga okulunun temelleri açılmağa başlanmıştır. Bu okulun temeli önümüzdeki hafta merasimle atılacaktır. Diğerlerinin İnşasına da 15 gün İçinde başlanacaktır.
Kadırga okulu yarım milyon liraya bir müteahhide ihale e-dllmlştir. Bu yeni okullar önümüzdeki yıl tamamlanacaktır.
Elektrik takımı 5 galibiyet ve bir beraberlik kazandı
Ankara 29 (AA.) —Şehrimize iki maç yapmak üzere gelmiş olan İstanbul Elektrik boks takımı. bugün İkinci karşılaşmasını Ankara karma boks takımı He yapmıştır. Maçların neticelerini yazıyoruz:
1 — 51 kiloda Recep Özkutlü i Elektrik! Sevindik Erciş'e G B > sayı hesabiyle. 2 — 54 kiloda Hüsnü Özarı (Elektrik) Necdet Aydeniz’e (G, b.) sayı hesabiyle, 3 — 58 kiloda Abdi Öz-kutlu i Elekt rik) Nafi Altıparmağa (G. B.) sayı hesabiyle, 4 — 62 kiloda Necip Gürbaşak (Elektrik) Turgut Eeser'e (GB ) teknik nakavtla. 5 — 67 kiloda Oktay Kolçakoğlu (Elektrik) Hakta Gündoğdu’ya ÇD. s.) sayı hesabiyle galip gelmişle-lir. 6 — 72 kiloda Tayyar Kalça (Elektrik) Ali Melekle (D. S.) berabere kalmıştır. 7 — 80 kiloda Kâmil İçli'ntn (G. B » karşısına rakip çıkmamıştır.
Bu suretle, yapılan altı maçta Elektrik takımı 5 galibiyet ve bir beraberlik kazanmıştır.
Eski boksörlerimizden Abdi Ceylan’ın gönün en teknik boksörüne verilmek üzere ortaya koyduğu kupa, hakem heyeti tarafından müsabakaları müteakip 54 kiloda Elektrik takımını temsil eden Hüsnü Ozan'ya verilmiştir.
Cevad Açıkalın bir otomobil kazası geçirdi
Londra 28 (Nafen) — Turkl-yenin Londra elçisi bay Cevat Açıkalın Türk halkcvlnde tertip edilmiş olan Türk ellşleri sergisini ziyaretinden sonra elçiliğe avdet ederken bir otomobil kazası geçirmiştir.
Her ne kadar kendisi tedavi altına alınmak istenmiş ise de bayan Açıkalın hâdiseyi mühim sememiş vç elçilik binasına avdette ısrar etmiştir. Bayan A-çıkalının kırılan camlardan eli muhtelif yerlerinden kesilmiştir. Bu hâdiseden ancak sefaret erkânından bir kaç kişi haberdardır.
Müessif bir ölüm
Esrar kullananlar bu sene altı misli arttı
Şirketimizin kurucularından ve İdare Kurulu murahhas âzasından Sayın Bay Marko To-ledo'nuıı âni bir rahatsızlığı müteakip vefat ettiğini büyük bir teessürle bildiririz.
| Cenazesi, yarınki pazar günü
Londra 30 (Nafen) — Esrar sant n‘30 da Galatada Şchsü-kaçakçılığı ve esrar kullanan- *ar sokağındaki İtalyan Slna-lan takiple meşgul olan emnl- Sonunda yapılacak dini nu-:a-yet polis teşkilâtının bildirdiği- alml mütenklp defnedilecektir, ne göre bu sene 1947 senesine Kederdlde ailesine ba? sağlığı nazaran esrar kullananların d,,Prız
adedi 6 misli artmıştır. | Tibet İtbalâl ve İhracat TAŞ.
[ÂKSAMafeaAKŞAMcI
Adalet sarayı
Proje müsabakasına iştirak müddeti pazartesiye sona eriyor
Sultanahmette İnşa edilecek olan Adalet saraymın proje müsabakasına iştirak müddeti pazartesi günü sona erecektir. Şimdiye kadar müsabakaya 37 proje verilmiştir. Bugün de 2 veya 3 projenin daha verileceği öğrenilmiştir. Bu suretle bu büyük müsabakaya 40 proje iştirak etmiş olacaktır.
Projeler 1 ağustosta Bayındırlık müdürlüğüne verilecek, müdürlük de Dunlan bir salonda panolar halinde hazırlıyarak Jürinin tetkikine arzedecektlr. Müsabakanın neticesi 15 ağustosta ilân, edilecek ve birinciliği kazanan proje sahibine 6000 lira mükâfat verilecektir, tklncl ve üçüncülüğü kazanan projelerin sahipleri de nakdi mükâfatla mükâfatlandırıl ocaktır.
Sarayın inşasına 29 Ekimde merasimle başlanacaktır.
Kıbrıslı öğretmenler
Pazartesi gelecek ve şehrimizde 17 gün kalacaklar
Yağasın «Btbop» lar
Bobstillerin zuhurunu ilk defa bu sütunda ben haber vermiştin). Sonra arkadaşım Şevket Rado, rahmetli Cemal Nadir ve diğer kaleni ve fırça erbabı, arkadan sahne mensupları mevzuu iyice işlemişlerdi: yarım nesil evvel de, Bobstiller pek meşhur olmuşlardı. Daha doğrusu dile düşmüşlerdi. (Hayret: bazılarının ölçülerine göre, o zamandan bu zamana varım değil, hattâ bir nc-sillik zaman geçti!)
Ben. ilk yazımdan itibaren bobstilleri şirin, sevimli göstermeğe çalışdımsa da muvaffak olamadım. Efkârı u-muıniye, onları gayet antipatik. hayta, katiyen felah bulmaz tufeyli saydı. Meslek daşlaır da. bu kanaati takviye ettiler.
Şimdi soruyorum:
.— O haytalar, o felah bulmazlar, artık otuzuna yaklaşmışlardır. Neredeler, han»? Cemiyette ziyan mı oldular?
Etrafımıza bakıyoruz: Katiyen öyle bir manzara yoktur. Otuzuna yaklaşmış nesil, bugün artık baltaya sap olmuştur. Çoğunluk m ustalı sildir, hiç değilse faydalıdır. Sokaklarımızı alelacavıp vatandaşlar doldurmuyor; onlarınkisi bir şekil ve şemail hevesi imiş. (Hangimiz, delikanlılığımız — yahut genç kızlığımız da — bir takım orijinalliklere kalkışmadık?} Hepimiz gibi, sabık bobstiller ds cumhura karışmış bulunuyor. Maddeten, manen sağlam, normal insanlardır.
★
Bobstil neslinin arkasından Bibop’ların belirdiği elbette kimsenin gözündeu karımyordur. Bunların da giyinişleri (telâkkiye göre} acayip. Adetlerinin çokluğu ise münakaşa götürmez.
Eibop, sırtına, alaca bir gömlek giyiyor. Gömleğin belini pantolonun içine sok-mayor. Ceket gibi dışarıya sarkıtıyor. Tavır ve hareketlerinde de bir hususiyet var: Az kımıldanıyor, kısa işaretler yapıyor.
Çok rica ederim, bu sempatik evlâtlarımızı da bobstiller gibi alaalahey'e almayalım. Zira bunlar, tcahhiit ederim, bizi de, bobstil neslini de fersah fersah geçeceklerdir. Makullükleri, biz-terin saçma sapan giyinişimizi terketmelerinden ve mevsime göre ferah, iç açıcı, neşe uyandırıcı giyinmelerinden anlaşılıyor. Şarklının en çirkin taraflarından biri, çok bağırarak, çok jest yaparak konuşmasıdır. Bibop-lar bu kötü zevahiri de terke İmişler.
Bu münasebetle eski bir İddiamı tekrarlayayım: Yal-nı? zevahir kısmında değil, ahlâk, irade, malûmat kısmından da bizede artık her nesil, bir evvelkinden üstündür.
Onun için sevgili Bibop" ları nurlu ahularından muhabbetle öperim.
Gençlik icabı, diledikleri gibi giyinsinler, diledikleri gilû gezinsinler, eğlensinler. Tekâmül ettirecekleri müstakbel hayat onlanndır.
(Vâ - NÛ)
B?bk ve hayvan ihracından memlekete giren dövizler
Verilen malûmata, göre 1943 senesi zarfında canlı hayvan, hayvan mahsulleri ve balık ihracı sureliyle memlekete hayli döviz girmiştir. Bir sene zarfında balık İhracından sağlanan döviz miktarı 6.302.000 Ura, çan lı hayvanlarla hayvan mahsullerinden de elde edilen miktar on altı buçuk milyon liradır. İlgili çevreler bugünkü iptidai şarf.’ar altında elde edilen bu dövizlerin çok mânâlı olduğunu belirtmekte ve memlekette modem bir balık ve konserve sanayii kurulduğu takdirde mu-azz’m döviz İmkânları saklanacağına işaret etmektedirler.
Maliye Bakanı Pa-mukova’dan geldi
Birkaç giindenberi Pamuko-vada bulunan maliye bakanı j İsm ’H Rüştü Aksal dün sabah şehrimize gelmiştir.
Kabristan memleketimize gelen öğretmenler kafilesi Anka-radakl tetkiklerine devam etmektedir. Misafir öğretmenler pazar günü şehrimize hareket edecekler ve pazartesi günü saat 9 da Haydarpaşadia karşılanacaklardır. Kıbrıslı öğretmenler Çapa Eğitim Enstitüsünde misafir ediLecekler ve 17 ağustosa kadar şehrimizde kalacaklardır. Bu müddet zarfında misafirlerin gezip görecekleri yerler tesbit edilmiştir. Bu programa göre müzeler, fabrikalar. hastaneler ve tstanbulun güzel ve tarihi semtleri görülecek ayrıca muhtelif yerlere gezintiler tertip edilecektir.
Misafir öğretmenler 17 ağustos çarşamba günü denizyoUyle îzmlre hareket edecekler orada da beş gün kaldıktan sonra a-yın 22 sinde Kıbrısa döneceklerdir.
Türkiye Holanda
İmzalanan ticaret muahedesinin esasları
Ankara 30 (Akşam) — Türkiye İle Holânda arasında imzalanan ticaret ve ödeme anlaşmasına göre Türkiyeyle Ho-lânda arasında ticaret umumi İthal ve ihraç rejimlerine göre yapılacak ve tediyeler açılacak bir hesaptan görülecektir. Yine bu anlaşmalara göre pamuk, madenler, tütün, üzüm, fındık ve incir gibi mutad ihraç mallarımızın Holânda tarafından alınması kabil olduğu gibi şarap, sigara ve halı gibi inananınızın da 500 bin dolarlık bir plâfon dahilinde sürümü esbabı da temin olunmuştur. Tediye anlaşmasında ayrıca bir milyon dolarlık karşılıklı bir finansman akdi derpiş edilmiştir.
Yoksul çocuklar için Vakıf kampı
Vakıflar idaresi, okulların a-çtk olduğu zamanlarda Aksaray, Fatih, Edirnekapı. Topka-pı ve civarı semtlerdeki 6 okulda bulunan 2oo yoksul çocuğa öğle yemeği vermişti. İdare, bu çocuklardan 50 sini kampa çıkarmağa karar vermiştir. Bu hu »ustaki hazırlıklar tamamlanmıştır. Kamp 1 ağustos pazartesi günü Çekmecede başlıya-caktır.
Bu kampta zayıf bünyeli çocukların sıhhatini kontrol için daimi bir doktor da bulunacaktır.
Trabzon civarındaki kamyon kazası Trabzon 29 (AA.) — Dün bildirilen kamyon kazasında yaralananların sayısı on altıdır ve bunların on üçü ağır yaralıdır.
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Yerinde bir ikaz
CUMHUR t YETtc Abidin Döver (ı Yerinde bir ikaz» seriev-halı bşamakalcsinde Milli Savunma Bakanının ordunun siyasi münakaşalara karıştırd-mamısı hususundaki beyanatını pek yerinde bir İka? diye tavsif ediyor ve şöyle diyor:
Ordunun siyasetle meşgul olmamasını. İstiklâl harbi zaferinden sonra, temine muvaffak olan Atatürktür. Ordunun siyasete karışmasındaki büyük mahzurları ve zararları görmüş olan o Büyük Adam, hem meb'us, hem de kumandan olan arkadaşlarını ordu ile Meclis arasından birini seçmeğe davet ettikten sonradır ki. Türk ordusu siyasetle iştigal etmez olmuştur ve yıllardanbert Türk ordusu, yalnız, memleket varlığım korumaktan ibaret olan kutsal vazifesine tam bir iman re sadakatle bağlı kalmıştır.
Demokrasi rejiminde yalnız kanunlar hâkimdir. Demokratik mücadelelerde yalnız meşru yollardan yürünür. Bu. muvafakat ve muhalefet İçin de böyledir. İleri ve hakikî demokrasilerde. ordu veya milis sözlerini kimse ağzına almaz. Mazideki acı tecrübelerden sonra, bütün siyasi tartışmalarımızda ve mücadelelerimizde bizim şiarımız da «asla kanundan ayrılmamak» olmalıdır. Aksi yol, dosdoğru felâket uçurumuna gider. Milli Savunma Bakanının ikaz ettiği gibi politika
Batı Almanyanın ticarî ve İktisadî vaziyeti
Frankfurt’da ticaret ateşemizden şehrimize enteresan bir rapor geldi
Frankfurt ticaret ataşeliğimizden şehrimize gelen bir raporda Batı Almanyanın bugünkü ticari ve ekonomik durumu anlatılmaktadır. Şehrimiz tüccarını yakından ilgilendiren bu raporda şöyle denilmekedlr:
Bu yılın İlk üç ayında Batı Almanyaya 337.800.000 dolarlık eşya İthal olunmuştur.
Mart ayı başında Jolnt Esport Import Agency tarafından llâtı olunan 1949 yılı İthalât programına Batı Almanya İçin 1 milyar 800 milyon dolar konmuştur. Bunun 750 milyonu İşgal makamlarında 400 milyon dolan Avrupa kalkınma plânı (E R P1 faslından 650 milyonu Alman İhracat bedellerinden karşılanacaktır.
cithalât İstişare Komisyonu» (I. A. C.) kararlarına istinaden yapılacak gıda maddeleri mubayaaları. memleketler itibari-le aşağıkl şekilde tesbit olunmuştur:
Belçlkadan: Patates nişastası unu. mısır unu, kiisbe ve balmumu, Çekoslovakyadan: Malt ve patates nişastası unu, Hoiânda-dan: Patates nişastası unu, küsbe ve balık unu, tsviçreden Patates nişastası unu, ttalyadan: Hardal tohumu, küspe ve pirinç, Macaristatıdan: küspe, mısır u-nu, hububat, Mısırdan: pirinç, Norveç'ten: Balık ve balık unu, Polönyadan: Patates nişastası unu, küsbe ve hububat, şill'den: Bakliyat ve hububat. Slyatn'dan Pirinç, Turkiyeden: Küsbe, bak liyat ve kuru nıeyvalar, Yugos-lavyadan: Mısır ve mısır unu. Yunardstandan: Kuru meyvalur Yağlı taneler ve yağlar
Flütlerimizin dünya Halleri se viyeslnden % 15 Uâ % 25 ve daha yüksek olduğu ifade olunmaktadır. Merkezi Amerikadan. Doğu Avrupadan ve Afrika İle İrandan alınan yağlı tohum tekliflerinin, bugünkü miibaya-a şekil dolayıslyle memleketimiz He bu maddeler üzerine iş yapılmasına imkân vermediği iddia olunmaktadır, Turkiyeden tonu fob 310 dolara susam teklif edilmesine mukabil aynı malı başka membalar fob 200 İlâ 210 dolara teklif etmektedirler. Ayni şekilde tonuna fob 140 dolar talep ettiğimiz ay çiçeği tohumuna Cenubi Afrikalılaı fob 110 dolar teklif etmektedirler.
1948 yılı zarfında muhtelif membalardan Batı Almanyaya 140.139 ton yağlı tohum ithal o-lunmuştur.
münakaşalarında ordudan balı setmek suçunu işlemekten kanun ve memleketin yüksek menfaati adına âzami dikkatle kaçınalım.
★
Hâlâ muvazaa isnadında ısrar edliebilir mi?
TASVİKde Cihat Baban yu-kartki serlevha ile yazdığı başmakalede şöyle diyor:
Ankaranın bir kazası olan Kızılcahamamda cereyan eden Belediye seçimleri bizi dikkate şayan bir olayla karşı karşıya koymuş ve üzerinde ısrarla durduğumuz bir meselede ne kadar haklı olduğumuzu ispat etmiştir. Buradaki seçimleri eğer tasnif dürüst yapılmışsa, iktidar partisi kazanmıştır. Seçime Demokrat re Millet Partileri de katılmışlar, ve birblr-lerlle boğuştukları İçin, neticeyi kendi ellerile Halk Partisine teslim eylemişlerdir. Bu ufak misali 1950 seçimlerinde karşılaşacağımız pek kötü bir neticenin İlk alâmeti olmak üzere tebarüz ettirmeyi bilhassa lüzumlu görüyoruz.
Bugün en basit bir muhakeme ile, İdrak etmek mümkündür ki. muhalefet arasında mevcut bu boğuşmanın ne Demokrat Partiye ne de Millet Partisine faydası yoktur, bundan yalnız Halk Partisi müstefit olacaktır.
Şu halde yapılacak İş şimdi-
lik çok basit gibi görünüyor. Muhalefet kendi arasında, müstakbel bir barışı hazırlamak maksadlle kâğıtsız. mukavelesiz, karşılıklı konuşmalara ihtiyaç hissetmeden bir mütareke aktetsln... Bu yumuşayan hava bizi önümüzdeki seçimlerde tek bir muhalefet listesine | kadar götürebilirse, bundan j yalnız memleket istifade eder.
★
Anlaşmazlıkları doğuran şartlar
SON POSTA gaıetesinde Selim Ragıp Emeç “Analgmazlık-ları doğuran şartlar» serlevha-lı bşamnkalesinde Başbakanın üniversite gençliğine irat ettiği hitabeyi yorumluyarak diyor ki:
Bir zamanlar memleketin umumi hayatını mürakabe altında tutan ve bugün kapılan ardına kadar açık bulunan Yıldızda, üniversite gençlerde hasbıhalde bulunan sayın Başbakanla. umumi düşüncelerinde beraberiz. Fakat onun da, biraz, milletin hususi düşüncelerine kadar inmesini ve bayatın tamamile içine girmesini rica ederiz. Prensipler birer terkiptir. Onun gibi, hayatı mürekkepleştfren şartların da kendine göre ayrı ayrı mânaları vardır. O mâna anlaşılmak istenmezse, dâvayı prensi pleşttrmekten fayda hasıl olmaz. Söyleşine hareketten olsa olsa manasızlık ve ondan da anlaşmazlık çıkar.
Bu sene Batı Almanya için mühim miktarda küspe mubayaa olunacağı piyasa İle yapılan temaslardan anlaşılmaktadır
Fiatlerimlz müsait olduğu tak dlrde Almanyaya senede 10 bin ton küspeyi kolaylıkla satabileceğimizi ithalâtçılar söylemekte dirler.
Bakliyat ve kuru üzüm
Batı Almanyaya fasulye, mercimek gibi mallarımızı satabilmek için, evvelâ Hallerimizin in mesl lâzım geldiği ve bir dereceye kadar bunların standardize edilmesi gerektiği piyasa ile yapılan temaslarda dalma ileriye sürülmektedir. Nohut ve mercimeklerin mühim bir kısmının kurtlu çıktığını ve İçlerinden fazla yabancı madde ayıklandığı İddia edilmektedir.
Memleketimizden son olarak mübayaa olunan 1.500.000 dolar lık. kuru iizüın tamamlanmış ve akreditiflerin açılmasına tevessül olunmuştur. Bazı mühim partilere alt fiatler aşağıda gös terilmişllr:
9 numaralı üzümlerin 260.50 -263.50 dolar arasında mübayaa olunduğu anlaşılmıştır.
Para yüzünden işlenen cinayet
Kaatiller, işçi Aliyi kemend ile boğduktan sonra vücudunu parçalıyarak gömmüşler
Malatya — Akgedik İstasyonu amelelerinden Ali İsminde biri istasyon civarında İspir isminde bir arkadaşının evine iftara davet ediliyor.
Akşam yemeği yendikten sonra. tapirin oğlu, Aliyi bir İş İçin kilere çağırıyor. AH bu davete icabet edince evvelâ kilerde gizlenmiş olan İki kişi ellerinde hazır bulundurdukları yağlı kendiri Alinin boynuna geçirerek boğuyorlar.
Kaaliiler. yaptıkları yetmiyormuş gibi bu sefer bıçaklarını çekerek, kellesini gövdeden, kollarını vücuttan ve bacaklarını bedeninden keserek ayırıyor ve bunların hepsini bir çuvala doldurarak kazdıkları bir çukura gömüyorlar. Fakat hâdiseye şahit olan dilsiz bir kadının Ihban üzerine C. savcılığı
Karakulak menba suyu
Vakıflar İdaresi membada fennî tesisat yaptırıyor
Vakıflar İdaresi .Beykozun De resek! köyü civarında bulunan meşhur Karakulak memba suyunda fenni bir tesisat yaptırmaktadır. Bu tesisat Taşdelen suyunda olduğu gibi mükemmel olacaktır. Bu suretle bu membadan Taşdelen suyu gibi fenni surette İçme suyu alınacak ve şehirde damacanalar içinde satılacaktır. Karakulak suyunun dünyama en İyi evsaftaki sularından biri olduğu söylenmektedir. Vakıflar idaresinin Taşdelen suyu İle İhtiyaç ve talebi karşılıyamamakta İdi. Karakulaktaki tesisat İkmal edLIlnce bu İki membadan alman sularla iyi su ihtiyacı nlsbeten daha kolaylıkla karşılanabilecektir. Yeni işletmenin bir aya kadar faaliyete geçeceği tahmin ediliyor
İsveç ihracatı
İsveç mallarının pahalılığından dolayı düşüyor
Şehrimiz Ticaret ve Sanayi nidasına Stokholm ticaret ataşeliğimizden gelen bir yazı dikkati çekmiştir. Bu raporda İs-veçin İhraç maddelerinin durumu şöyle anlatılmaktadır:
«İsveç ihraç maddelerinin ma llyet unsurlarının yüksekliği do layısiyle diğer memleketlerin ayni maddeleriyle rekabette güç lük çekilmektedir. Bilhassa o-dun, kereste, kâğıt, çelikler ve makineler bundan müteessir olmaktadır. İhraeatL yeniden can landırmak maksadiyle İsveç kuronunun kıymetinin indirilmeli bahis mevzuu edilmekte ise de bir çok diğer Avrupa memleketleri ayni mesele ile karşı karşıya bulunduklarından pek yakın görülmemektedir İsveçin dolar memleketlerine olan ihracatı as garı bir hadde İnmiştir. Ancak, anlaşma ile bağlı bulunan memleketlerle ticaret yapabilmektedir. Bilhassa Marslıall yardım dolayıslyle parası zayıf olan memleketler halen İsveçten mal alacak duruma geçmişlerdir, ts-veçte dahilî piyasa flütleri cüzi bir düşüklük göstermekle beraber umumiyetle eski vaziyet devam etmektedir.»
10 numaralı üzümler de 285 -290 dolar arasında satın alınmış tır.
Bu flatlerde komisyon dahil olmadığı söylenmektedir
İncir, fındık, deri
Yapılan temaslardan bu snııe piyasamızdan incir mubayaasının muhtemel olmadığı anlaşılmıştır.
Fındık vaziyetinde bir gevşeme müşahede olunmaktadır. Fiatlerimlz müsait bulunduğu ’ak dlrde pek yakında m em t ekerimizden bir miktar fındık mubayaa olunacağı zannedilmektedir. Piyasa flatlerimizi hâlen yüksek bulmaktadırlar.
Turkiyeden alınan tekliflerin 1947 mahsulü fındıklar için Cif Hamburg tonu 560 ve 1948 mahsulü fındıklar için de Cif Hamburg tonu 680 civarında olduğu ve bu fiatierin yüksek bulunduğu söylenmektedir.
Hamburg piyasası yalnız İç fındıklara değil, kabuklulara da İlgi göstermektedir.
Memleketimizden yakında bir miktar daha koyun ve keçi derisi mübayaa edilmesi İçin istişare komitesince tahsisat ayrıta cağı piyasada söylenmektedir.
kaatlllerl kna bir zamanda yakalamağa muvaffak oluyor,
İspirin oğlu Ue İki kaatll şimdi cezaevinde bulunuyorlar. Maktul Ali, biriktirdiği parayı faize veriyormuş. Bunlar Alinin üzerinde yüklü bir para olduğunu bilerek bu cinayeti İşlemişlerdir.
Alinin üzerinden gasbettlkleri 5 bin banknot ile 40 altın İtaatlilerin üzerinde bulunmuştuar.
İzmirde Sahil Park gazinosu yandı
İzmir 29 (Akşam) — Belediyenin malı olup Haşan Kuçııka kiralanmış bulunan Sahil Park gazinosu sabaha karşı bina İçinde bırakılmış olan mangal ateşinden çıkan yangın sonunda kısmen yanmıştır. Bina sigortalıdır.
Millî piyango bugiin çekiliyor
Millî piyangonun 30 temmuz çekilişi bugün saat 13,30 da An-karada yapılacaktır. İkramiye kazanan numaralar Ankara rad yoslyle bu gece 23 de yayınlanacaktır. Bugün saat 13,30 dan sonra yurdumuzun hiç bir tarafında bu çekilişe ait bilet satışı yapıl mıy »çaktır.
7 temmuz piyangosunun talihlileri
Milli Piyangonun 7 Temmuz çekilişinde büyük İkramiye kazanan, bugüne kadar Milli Piyango bürolarına veya Ziraat Bankası şubelerine müracaatla paralarını alan talihliler şunlardır.
100.006 lira: İstanbul, Pangal-tı Sungur sokak 86 numarada amele Nuh Öcalan,
50.000 Hru: Adanada Beledi caddesi 71 numarada Çiftçi Mehmet AU Paslanmaz.
10.000 Hra kazananlar: Zonguldak. Ereğli Kömürleri İşletmesi Oelik bölgesinde maden teknisyeni Mustafa Çakır, Trao zonda polis memuru Ali Yalçın. İsminin yayınlanmasını lstemi-yen bir avukat.
5.000 Hra kazananlar: tzmlr, Karşıyaka Faddbey sokak 10 numarada tüccar Hügo Miller, İstanbul küçük moda Şair Neft sokak 52 numarada Ebe Neba-hat Yılmazsoy. Konya Ereğli sinde Hasırcı Mehmet Yüce. Beşiktaş, Ihlamur Yıldız caddesi 39 numarada boyacı Toros Sar-çan, Zonguldak Terakki Mahallesi Cumhuriyet caddesinde Cemal Kırmızı. İstanbul, Vefa hoca Giyaseddln mahallesi Tran-doz sokak 9 numarada Salim ö-zen. Lâleli Aksaray caddesi 15 numarada Osman Kenıalettio Güven.
İSTANBUL,HAfATF.
Mücadele girdaplarında bocalayıp duruyoruz. Gerçi hayat bir mücadeleden ıhabilmek için tabiatle daimi bilmek için tabiatile daimi bir mücadele halindedir. Yaratıkları hayata bağlıvaıı kuvvet de, vaşama mücadelesinde kazandan muvaffakiyetlerin verdiği hazlardır. Bu hazlan devam ettirmek, arttırmak için yapılan didişmeler arasında hayat akıp gider ve nihayet mücadele, gene tabiatin galebesilr neticelenir.
Fakat biz. tabiattan ziyade birbirimizle şiddetli bir mücadele halindeyiz. Bu didişmelerden göz açamadığımız için tabiatin en ufak bîr mukavemeti karşısında acze düşüyoruz, boyun eğiyoruz.
Değişmeyen manzara
Korkunç bir ahlâk sukutunun keskin dişleri, iğrenç tırnakları İçtimaî bünyemizi mütemadiyen kemiriyor didikliyor. Harb yıllarında ilik, lere işliyen menhus vurgunculuk marazının mikrobunu temiz I ivemedik. temizleme alâmeti de henüz belirmedi. Ahlâk düşkünü, vicdan vok-stılu bir zümre, kazanç hırsını tatmin için vatandaşın hayatına kasdetmekteu de çekinmiyor.
Hastamızı doktora götürüyoruz, reçete alıyoruz, zavallının ıstırabını biran evvel dindirmek gayretile eczaneye koşuyoruz. Reçeteye bir göz atıp iade ediyorlar:
a— Bu ilâç yok. Piyasada kalmadı, yenisi de gelmedi.»
Sağa sola koşuyoruz. eşe dosta dert yanıyoruz: hastanın talihi varsa hir vasıta zuhur ediyor, aynı ilâcı beş on misli fiat farkıyla kara borsadan tedarik edebiliyoruz. Adamını elde edip kör olası gozunii dovurabılK-e-niz kara horsa dehlizlerinde her şeyi bulursunuz.
Avrupa müstahzaratından bazı ilâçların gene kara bnr-saya düştüğünü gazeteler yazıyor. Sağlık müdürlüğü ilâç kara borsacılarını arıyormuş.
Bîr yandan da teyaz un kara borsacıları aranıyor. Ticaret Bakanlığı bîr tamim yayı nlıy arak elinde beyaz tın bulunanları, birer beyanname ile miktarını bildirmeğe davet edecekmiş.
Ne mükemmel («"dbîr! Tamimi görür görmez kara hor saçılar derhal beyannauıci®-rini dolduracaklar, zivaıetc koşar gibi bıı davete icabet edecekler! Zekî hayali muhal!
Manzara aynen 1940 vılı-nı andırıyor. Bıı gametler taaa o zaman başladı, hâlâ devam ediyor.
Vidalar yalama, çarhlar lâçka, makine aksak işliyor. Bin bir tiirlüı mücadele tedbirine baş vuruyoruz, fakat bir türlü muvaffak olamıyoruz. Başımız sıkıştıkça alelacele, sümmettedarik tedbirler alırken, takdiri karaborsacıya. muhtekire bırakıyoruz. Bunun içindir ki bizim tedbirlerimiz onların takdirlerine uy m u y or ,gay r e t ler heba oluyor, zararın ıstırabını vatandaş çekiyor.
Cemal REFİK
iç fındık
Son aylarda hissedilir derecede arttı
Son aylarda şehrimizden yabancı ülkelere yapılan iç fındık ihracatı hissedilir derecede artmıştır. Bu arada verilen malûmata göre bir ay zarfında Avusturya. Çekoslovakya. Fransa. Ho lânda, İngiltere, İrlanda, Norveç. Yunanistan. Suriye. Kanada, Meksika ve Avustralya olmak üzere 12 memlekete ceman bir milyon 752 bin 187 lira kıymetinde 993 bin 415 kilo İÇ fındık İhraç edilmiştir. İç fındık alıcılarının başında Avusturya. Holânda ve Çekoslovakya gelmektedir. Yine bu bir ay zarfında Avıısturyaya şehrimizden 429 bin kilo. Holândaya 140 bin. Çekoslovakyaya da 158 bin kilo iç fındık Hıraç edilmiştir.
Devlet operası temsillerinden
Madame Butterfly
Devlet Operasının İstanbulda temsil ettiği operaların sonuncusu madam Butterfly oldu 25/vnyi949 akşamı Açık Hava Tiyatrosunu şimdiye kadar görülmemiş bir kalabalık doldur-Biuştu.
Glncomo Pueeini'nin bestelediği bu opera, bestecinin en çok şöhret kazanan eserlerinden birisidir Dünya sahnelerinde her yıl temsil edilen diğer tanınmış eserleri de. Devlet Operasının muvfafakıyetle temsil etliği La Boheme ile Tosça operalarıdır.
Yarım asırlık bir mazisi olan V/’risme cereyanı İtalyada Verdi. Fransada Massenet ve Alman yadı Wagner'£n sahne eserlerinde kullandıkları taran tabii bîr neticesidir. Bu bestecilerin operalarına koydukları ve seyircide ân i bir heyecan yaratmayı hedef tutan kaideleri. Vcrirme derhal benimsemiş ve bunıın neticesi Cavallcrla RUS-tfcana. Pagliaccl vc Tosça gibi eserler (W£muşlur. Veriste’icrın ese-ı-rinde musiki değerinin a almasına mukabil tiyatro tesirlerine baş köşede yer verilir-ıtır. Bu sebeple V&rıste'terin e-er'erine halk tabakası üzerinde fizik bakımından, maddeten tesir erten eserler denin yeridir
Madam Butterfly’dl da bu cereyanın mümeyyiz nasırlarım buluyoruz İtalyan melodisi her an kendirini belli etmektedir; fakat daima mübalâğalı.. Han-çereye çok güvenen bir tara. Tiz seslerde sık sık raslanan polnt d’orgueler. Ve bunların ardından âdeta konuşur gibi kısa pasajlar. Bir çok yerlerde orkestranın nefesi kesilmiş gibidir: biraz önceki sonorite'si kalmamıştır. Fakat bu hal birza sonraya hazırlıktır: Parlak, göz alıcı renkler kemanların tiz seslerde, harpe'larm inci tanesi gıhi dökülen ahenk daml ala ille. opera orkestrasında harpe yerini piyano tutuyordu. Trombonların tok seslle ve timballerin gümbür tüslle önümüze serilecektir. Seyircinin heyecandan soluğunu kesmek için musikinin değerini bile azaltmanın mubah görüldüğü bir eser.. Bununla beraber Pucclnl bu eserine, bir yenilik olmak üzere Şark tahassüsünü yer yer sindirmiştir. Japonjada geçen vakanın atmosferini vakit vakit hafif bir krizantem kokusile doldurmasını bilmiştir
kısaca
Operanın mevzuunu verelim: Genç ve güzel Butterfly kılavuz Goro'nun del âl etil e Birleşik Amerika donanması subaylarından Pinkertona peşkeş çekilir. Japon kanunlarına göre muvakkat bir evlilik caizse de Butterfly bu briieşmeyi Amerika kanunlarına göre mütalâa eder ve ebedi olduğunu sanır. Bonzo amca tarafından telin edilen bu velenmeden sonra akrabadan ve eş, dostan mahrum olan Butterfly kocasına ve sadık hizmetçisi Susuki'ye bağlı kalır. Pinkerton Japonyadan ayrılmıştır. Aradan üç yıl geçmiş ve Butterfly'in bir çocuğu dünyaya gelmiştir. Her an görü yollarda olan kadın er geç kocasının geleceğini umar. Etrafındakiler ve bilhassa Amerikan konsolosu Sharpless onu bu sabit filerinden vazgeçirmeğe gayret eder; fakat Butterfly sevginin yarattığı inançla her şeyi iyiye yorar. Halbuki Pinkerton memleketinde evlenmiştir. Ve bunun münasip tarzda ButterHy'a anlatılmasını bir mektupla konsolostan rica ct-mitir Nihayet gözlenen gemi geliyor. Pinkerton gelecek diye ev çiçeklerle donanmış, bir bahçe halini almıştır. Fakat bütün gece intizar İçinde geçer. Sabaha karşı bitkin bir halde. elan Butterfly hizmetçisinin' Krarile biraz uyuması için İçe-riki odaya gönderilir. Bu sırada. Pinkerton, karısı ve konsolos gelirler. Bu hiç ummadığı vaziyetten subay müteessirdir; çocuğu almak İçin Susuki'den yardım isterler. Pinkerton fazla kalomadan ayrılır. Biraz sönra içeriye gelen Butterfly'a konsolos vaziyeti ap açık anlatır Zaten yabancı bir kadının bulunması her şeyi izah eden bir delildir. Yabancı kadın Betterfly'm çocuğuna öz ■ime gibi bakacağım vadeder. Sevgisini, çocuğunu, dost ve akrabasını kaybeden Butterfly ölümden başka kurtuluş yolu bulmaz ve babasının harakiri , _ yapmış olduğu bıçakla İntihar s*u, eder.
Yine Puccini’nin (La Boheme) operasında Mimi rolünü, yaratan Ayhan Alnar, (But-torfly) de emsalsiz bir komedi-yen olduğunu İspat etti ve sesinin zengin vasıflarlle dikkati çekti. Carmen operasındaki Micaela rolünde İlk defa takdirle dinlediğimiz sesini daha mühim rollerde dinlemek Esleğimizi o operaya ayırdığımız yazıda belirtmiştik. Mimi ve Butterflyde Ayhan Alnar'ı (>-peramızın en mühim bir unsuru olarak gördük ve alkışladık. Devlet Operasının repertuarına yeni girmiş eserlerin yanında gerçi madam Butterfly operası ■mazi» denecek kadar eski bir eserdir: yani sekiz yıllık bir geçmişi vardır. Fakat ancak Ainar değerindeki sanatkârların vazife aldığı bu opera re-pertuvarın dalma baş köşesinde kalmaya lâyıktır.
Pinkerton rolünde Süleyman Güleri dinledik tik defa karşılaştığımız bu tenor, itiraf edelim ki bütün gayretlerine rağmen Nihat Kızıltan’ın yerini tutamadı. Sesini bir hayli zorladığına şahit olduk. Bu sa-naktârda İtalyan Tenorlarının o pürüzsüz limbere'lni, gür bir kaynak halindeki ses bolluğunu ve bereketini bulamadık Kanaatimize göre bu opera Nihat Kızıl tan'la daha muvaffakiyetli bir temsil olurdu. Sü-| leymun Güler üzerine aldığı Pinkerton rolü ile bizde daha ziyade bir operet sanatkârı tesirini bırkatı. Sosu kİ rolünde Necdet Demir güzel mçzzo soprano sesiyle ve rolüne İn ti bakiyle dikkati çekti; Ayhan Alnar'ı tamamlayan değerli bir yardımcı oldu. Amerikan konsolosu Sharpiess rolünde Nevzat Karatekin'in sesini, vazife aldığı diğer operalara nispetle bu defa daha devamlı olarak dinleyebildik. Kuvvetli bir Baryton değil: sıcak bir ahengi de yok. Bununla beraber benzerleri arasından kolayca ayırd edilen nevi şahsına münhasır bir ses,. Goto, sesinden ziyade aşk ve kadın kılavuzluğu yapanların karakterini mükemmel surette belirtmeslle dikkati çekti.
Madam Butterfly operasında vazife alan diğer sanatkârlar da eserin mükemmelliğini sağlamak için canla başla çalıştılar. Şef Ferit Alnar bilgili ve dinamik bir İdare he eserin başarısını sağlayanların başında İdL Koro şefi Brancuecl İdare ettiği ses topluluğunu operanın muvfafakıyetine ortak etti; ikinci perdenin sonundaki «bekleyiş» musikisinde koro hakikaten mükemmeldi. İstajıbuiun sanat sever halkı tarafından lâyık olduğu alâka ile karşılanan Devlet Operasını gelecek mevsimlerde yhıe memleketimizde görüp alkışlamayı temenni ederiz.
I
Fikri ÇİÇEKOCLU
BULMACA
Solıl.'iıı sağa: 1 — Spor birincisi.
2 — Düzenleme. 3 — Memur«yc1lr,ı azledilmiş - Hububat tozu. 1 — S(m-I radon hasıl olan kordeıli* V«ya »n» babalık. 5 — İnaüet. s — Tersi bir emir - Saçsız bas. 1 -- Yükselme -Tersi r.uzcl sanat. fl — Tersi bir süit eki - Takmaktan emir, 9 — Evlenme töreni yapılan hane • Garaz.
CEÇEM BULMACAN İH HALLİ
; Soldan sağu: 1 — Farmason. 2 —
Ada, Etek 3 — Bisiklet. ( — lmaıie. 5 — İnmek, ik. 8 — Kİ. Galon. 1 — Az*. Polt 8 — TaStcnak. S — Öıner, ' Ani. JO — RlKj
Yukarıdan aşağıya: I — Fabrikatör, 3 — Adi. Niraml. 3 —■ Il-unm. Eşek.
— ime*. Kr», 5 — Araakopı. V — Lozan. 1 — OtelıoUn. 1 — ^Teknikli.
İle dc France adh büyük Fransız transatlantiği harb yıllarında asker taşımıştı. Vapur yeni baştan tamir ve tefriş edilmiş. 21 temmuzda Amcrikaya sefere başlamıştır. Yukarıda vapurun kütüpançsi görünüyor.
Harb yıllarında Almanyanın Fıaneı e'v''i*tnl yapan Abclz Paris'te muhakeme ve 20 st ııe hapse mahkûm edilmiştir. Yukarıda mahkeme başkanı rara-n okurken görünüyor.
IV CAMPEONATO MUNDIAI DE XFUTEBOL
TAÇA JULES RIMET
Fransada rok rağbet gören beni plaj, nem şehir kıyafeti
Bakan Strasburg'da açılacak Avrupa konseyine iştirak adecek
Parts 2S (A.A.) — Yunan Dış de uçan uçaklar tarafından ika işleri bakanı Çaldari* yanında bazı şahalyetler bulunduğu inilde 8 ağustosta Strasbourgda açılacak olan Avrupa konseyine iştirak etmek üzere Parlsc gelecektir. Bazı çevrelerdeki kanaate göre, Yunanistan ve diğer memleketlerin Avrupa konseyine kabulleri, bakanların gündemindeki ballıca meselelerden birini teşkil etmektedir. Sanıldığına göre, Yunanistanın bu teşkilâta kabulü muhakkaktır. Fransa. İngiltere, Hollanda.
Yunanistanın Avrupa konseyine kabulü lehinde bulunmaktadırlar.
Yunan temsilcileri ile konseyin diğer üyeleri arasında cereyan eden gayri resmi konuşmalarda anlaşıldığına göre, bu sonuncular Yunanistanın adaylığını destekliyeceklerdir. Mamafih, daha şimdiden konseyde çok sayıda üye bulunmaması lâzım geldiği ve dar bir kadro Lle muvaffakiyet ihtimallerinin daha fazla olacağı kanaatinde bulunan Belçikanııı ihtiyatlı davranması mümkündür. Bununla beraber Yunants-tanın kabulü için lâzım gelen ekseriyet elde edilmiş bulunmaktadır.
Polonyadaki Yunan çocukları
Lake Success 29 (AA.) —
Yunan hükümeti, Birleşmiş Milletler Kurulu vasıtasiyle Po-lonyada bulunan 2500 Yunan çocuğunun anavatana ladesini İstemiştir. Yunan hükümeti, bu çocukların Polonyanın güney batısındaki kamplarda bulunduklarını ileri sürmekte ve şimdi Polonyada hiçbir Yunan çocuğunun bulunmadığını İddia eden Polonya hükümetini tek-zib etmektedir.
Birleşmiş Milletler assamble-si geçen kasım ayında ebeveyn ve yakın akrabalarının arzusu hilâfına yabancı topraklarda bulunan bütün Yunan çocuklarının vatanlarına ladesini emreden bir karar sureti kabul etmişti. Bahis konusu olan mesele harbten sonra aileleri ile birlikte Yunanistaııdan kaçmış otan çocukların durumudur.
Arnavutluğun bir
notası
Lake Success 29 (A.A.i — Birleşmiş Milletler genel sekreterliğine gönderdiği bir mektupta Arnavutluk hükümeti Balkan hudutlarındaki hâdiselerin devam ettiğini ve 9 hazirandan t temmuza kadar Arnavutluğun Atina hükümeti tarafından 5 i silâhlı tahrik vakasına hedef olduğunu blidü-mektedir. Arnavutluk hükümetinin tasrih ettiğine göre bu hâdiselerden 21 i Arnavutluk topraklan üzerin-
'edilmişti. 16 halde Yunan uçarlan Arnavutluk topraklan üzerine bomba atmışlardır. M halde, Yunan müfrezeleri Arnavut luk hududunu aşmışlardır, Bir halde de bir Yunan denizaltı*» Arnavutluk sularına girmiştir.
Öte yandan Yanan hüküm* tâ bir Yunan uçağının 24 haziranda Bulgar toprakları üzerinden uçtuğuna dair Bulgaristanın Birleşmiş Milletler genel sekreterliği nezdinde yaptığı şikâyeti yal anlamak tadır.
Bir grev tehdidi
Londra 29 (A_A.) — Yunan hükümeti, yüzde 65 zam talepleri kabul edilmediği takdirde önümüzdeki safı günü grev yapacakları tehdidinde bulunan devlet memurlarının ültimatomunu reddetmiştir. Hükümet ancak yüzde 3o bir zam kabul etmektedir.
Dün gece yayınlanan hükümet beyanatında, memurların talebi yerine getirildiği takdirde bunun memlekette bir enflâsyona yol açacağı kaydedilmektedir.
Başbakan Diomides. hükûnıe tin grevi karşılamak için icap eden tedbirleri alacağını söylemiştir.
Diğer taraftan Yunan başbakan yardımcısı Çaldaris. koalisyon hükümetinin iki esas par tlsj olan liberal ve halkçı partiler arasında ciddi anlaşmazlıklar mevcut olduğuna dair çıkan haberleri yalanlamıştır.
Af ben evlenmeyi rivayetleri
Amerika cumhur başkanı muavini evleniyor
Nev - York 29 (A.A.) — 71
yaşında olan ve iki seneden beri dul bulunan Birleşik Amerika başkan yardımcısı Barkleyüı yeniden düşündüğüne dair dolaşmakladır.
Earkley Şlkago kuyumcuları kongresinde konuştuğu sıracında bu meseleye imâda bulunmuş, fakat bir nişan yüzüğü almak için orada bulunmadığını tasrih etmiştir. Müstakbel •mesut nişanlının» Saint - Lou i İS'IL Bark leyden bir hayli genç esmer bir dul olduğu sanılmakladır
* Elektrik Teknisyenleri Derneğinden: Derneğimiz esas nizamnamesinin tadili ile Türkiye Elektrik Teknisyenleri Fcder ıs-yonu fikrini ve gayesini tahakkuk ettirmek özere. Demeğimiz Umumî Hey? ti fevkalâde olarak 6.8,1949 tarihine rashyan Cumartesi günü saat 14,30 da Aksaray Tramvay deposu karşısındaki Fatih Halkevi salonunda toplanacağından Demeğe kayıtlı bütün üyelerimizin teşrifini rica ederiz.
■uıımııııiHiıııııııtunıınnıuiHintınnıılıı.unu.u.iiıııuınnıııııınıııııııuııııınuı
B u a ü n
Kadıköy SÜREYYA Sinemasında I
1 — KALİFORNİYA FATİHİ (Türkçe) (Caıiiomia) Ray MİUand — Barbara Stanrcyck ;
2 — GONİ’L YARALARI (Derotion)
Paul Henreld — ti» Luplno — Olivla de HavlUand I
% ■I l/
JUNHO OE 1950
brasil MU
1950 senesi haziranında Brezilyada dünya futbol şampiyonası yapılacaktır Bu münasebetle şimdiden her tarafa İlân'ar aşılmıştır. Bunda müsabakaya iştirak edecek memleketlerin bay ı&kjarı vardır,
I
K.______________
Bayram Şerefine bugün ■■
IAI^ sinemasında
1 — YAKUT GÖZLÜ KIZ ıRenkii»
(JASSYi • Mnrgaret Lockvood - Patricla Roc
2 — İSİMSİZ KAHRAMANLAR (.O-S-SJ
ALAN Ladd - G. Pltzgerald
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Fen müdürlüğü İçin alınacak bir adet kamyon lle bir adet kamyonet 15 gün süre ve kapalı zarf usulü lle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (220001 liradır.
3 — Teminatı (1650) liradır.
4 — Teminat belediye veznesine yatırılacaktı!
5 — Şartnamesi her gün tutanak ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 8.8.949 pazartesi günü saat 16 da belediyede toplanan encümende yapılacaktır.
7 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 ci maddesi sarahati veçhile hazırlıyacakian teklif mektuplarını belli günde saat 15 e kadar oeledlye başkanlığına makbuz karşılığında yermeleri İ ve ihalede hazır bulunmaları lâzımdır. »0503
Bayram Şerefine En Kuvvetli Program
bugün LÂLE Sinemasında z
1 — SAN AN'TONIO ASLANI (Türkçe»
Errol Flyn — Alexls Smith aâ
2 — HAYAL YOLU (ROAD t* Utopia)
Bob Hope - Dorothy Lamour-Bing Crosby
Created by free version of,2PDF
I
[ Tarihten Sahif ele r[
Yüz beş sene evvel Sarayburnundan Orta-köye kadar bir gezinti
Türk
tütünü
Türkiyenin en kısa adamı
Londra’daki sergide alâka uyandırdı
Çırağan sarayında 1878 seûe-cinde mühim bir vaka oldu. O yıim mayıs ayında Ali Suavl efendi ve arkadaşları V. Muradı tahta çıkarmak uz^re saraya hücum eltiler.
İstanbıılda büyük, bir memnu myetsizük ve ümitsizlik vardı. Haslar Ayaslalanosta bulunuyorlardı. Münevverler ve geniş bir halk kütlesi memleketin basma gelen felâketten n. Abdul-harrudi mesul görüyordu.
Ali Sua Finin Sultan Hamide olan itimadı çoktan sarsılmış, Galatasaray sultanisi müdürlüğünden ayrıldıktan sonra, gizli Ur cemiyet kurarak V. Muradın tekrar Padişahlığını temin etmek gayesiyle çahşamaya başlamışta.
93 harbinin kötü bir şekilde neticelenmesi Sorti efendiyi ve arkadaşlarını harekete geçirdi. Suavi efnedi Rtıme İlden gelen bir takım muhacirleri düşmana ve Bulgurlara karşı makavemı t göstermeden Müsltımanlara yar-ıtmı edeceğiz diye toplamış ve hadise günü onların bir insmıru Mecidiye camii önüne toplantın ış ve bir kısmını da Kuzgun-guncuktan mavnalara doldurup kendisi de beraber Çırağan rih-tarnına çıkmıştı.
Her iki taraftan saraya hü-eum eden kuvvetler kapılardaki nöbetçilerin silâhlarını alıp kolaylıkla içeriye girdiler.
Suavi efendi derhal yanına bir kaç kişi alarak sarayın deniz tarafındaki taş merdivenlerini süratle çıkıp Divanhaneye girmiş ve etrafındakilere Sultan Muradın nerede olduğunu sormuştu Bu sırada şehzade Salâ-haddin elendi yeyecanla babası nın dairesine gidip bir takım muhacir kıyafetli Umselerin kendisini aradıklarını bildirdi.
Sultan Murat yanında valde-st Şevkefza sultan olduğu halde, üniformalı re JulıçU olduğu halde dışan çıkmış, etrafını alıp ayaklarına kapananlara (Biraderi ne yaptınız?) demişti. Gelenler. ona henüz bir şey yapılmadığım. evvelâ kendisine biat edilip sonra Sultan Ham idin haTedıleceğinl söylemişlerdi.
Bu esnada Ali Suavi V. Muradın koluna girip (Aman efendimiz gel bizi Moskoflardan halâs ile) dtyor ve eski Padişah Suavi ile diğer bir şahsın arasında ve maiyetindekllerle beraber dışan doğra götürülüyordu. Suavl bir taraftan da (Yaşa Sultan Murat) diye bağırmakta ve yanındakileri de bu alkışa teşvik etmekteydi.
V. Murat tıpkı iki sene evvel yine bir mayıs ayında olduğu gibi Osmanlı tahtına oturamk heyecanı içindeydi. Dalmabahçe sarayından çıkarken Süleyman paşanın yanında korku İle yürüyen genç Veliahdın, yerinde şimdi büyük bir rahatsızlık geçirmiş solgun yüzlü eski bir hükümdar vardı. Eski hükümdar Çıraean sarayında, ihtilâlci Su-avinin kolunda hızlı adamlarla bilmediği gizli bir akıbete doğru gidiyordu.
Ali Suavi ve arkadaşlarının saraya girdikleri Diiâver ağa tarafından civarda talim eden askerlerin zabitlerine bildirildi. Ve bu suretle vakadan Beşiktaş muhafizı Hazan paşa haberdar edilmiş oldu.
Maiyetindeki zaptiyelerle ve elinde koca bir soba ile Çırağını basan Haşan paşa, sarayın harem dairesinde İki şahsın Sultan Muradı götürmekte olduk -lan m gördü.
Bunlardan, eski Padişahı alkışlamakta olan şahsın ele batısı bulunduğunu anlayan paşa sopasiyle kafasına vurup AH Suavi efendiyi yere serdi
Btı anda başlayan kanlı bir dflftüş neticesinde muhacirlerden yirmi bir kişi öldürülmüş, on yedi kişi yaralanmış ve diğerleri de yakalanıp. Boğazı cinde bulunan zırhlılardan birisine sevkolumuştu. (I)
Çırağanda kalan iki kişiyi kadınlar sarayın hamam külhanında odunların arsında bir kaç gun saklamışlar ve ortalık yatıştı kUn sonra su yollarından dışarı çıkartmışlardı.
Yanındaki adamların öldürüldüğünü ve kanlı bir mücadele başladığını gören Suilan Murat telâşlaoBuş, vaidesi ve di-;
ger kadınlar kendisinin etrafım almtşlr ve Vaide sultan (Gel aslanım) diye oğlunun yanma iki hazinedar da vererek (Taş harineye) kapamıştı.
Diğer taraftan şehzade Salâ-haddin edendi de Mesudiye gemisine gitmişti. O vakaya şahit olmuş saray kadınlarının söyle-1 edikleri ne göre efendiye gemide pek İkram edilmiş ve büyük kumandanlar, şehzadeye ıBabanın nielıı getannediııiz, siz geleceğinize kendileri geleselerdi.' demişlerdi. [2]
Haşan paşa, adamlariyle, Sultan Muradın kapalı olduğu yeri de bulmuş ve oradan çıkmasını istemişti Eski hükümdar bu arzuya muvafakat etmeyince askerler Taş hâzineyi tahrip etmeye koyaldular. Hattâ bir delikten İçeriye kılıç sallamaya başladılar. Bu esnada V. Muradın ayağındaki çizmenin kenarı da bir miktar kesilmişti.
Nihayet Sultan Murat ricalarla Taş hâzineden çıkarılmış, tekrar Divahnayeye getirilmiş, başta Haşan paşa olmak üzere askerler kendisini selâmlamış-lardı.
Hâdise günü Sultan Hami t, Yıldızda Rusya sefareti baş tercümanı ile görüşmekte İdi. Vaka evvelâ Mabeyin feriki Sait paşaya bildirildi. Paşa soğukkanlılığım muhafaza ediyordu. Fakat hazinedar Hafız Behram ağa dışan çıkan padişaha doğru koşarak «(Efendim, Sultan Muradı e ulus ettirecekler, ehall sarayı basmışlar, aman efendim, başımızın çaresine bakalım) diye bağırıyordu.
Çırağan sarayında resmî elbiselerini giyip silâhlarını kuşanan Suilan Murada mıi-mukabil. Yıldızda IL Abdül-bamit de derhal eumalık üniformasını giymiş, silâhlanmış ve atlarını da hazırlatmıştı. (Niyeti şahaneleri Sultan Murat muvaffak olmuş olsaydı, saray erkânı Ue beraber Sultan Murada karşı gitmek İdL) [3]
Fakat vaka önlenmiş. İki kardeşin İstanbul içinde birbirleri ile cenkleşmesine meydan kalmamıştı. V. Murat ve çocukları bir müddet için Yıldız sarayındaki Malta kasrına naklolun-muşlardı. [4]
H. Abdülbamıt bu suretle çok korkulu bir hâdiseyi atlatmış ve ondan sonra Çırağan sarayında daha sıkı inzibat tedbirleri dırmıştı
— BİTMEDİ —
al-
İs-
Londra. 27 (Nafen) — Londra da bugün açılmış olan uluslararası sergide Türk tütün tekelinin pavıyonu göze çarpmakla idL Bu sergide Türk paviyoııu-nun propagandası Türk tekeli nemlindeki müşavir bay Morun tarafından idare edilmektedir Sergiyi ziyaret edenler Türk tütününün ne kadar muhtelif çeşitleri olduğunu görmektedirler.
•Türkan» İsmindeki yeni çe-
57 santim boyunda 27 kilo ağırlığında olan Haşan Şeker evlenmek istiyor
Bursa — Türkiyenin belki de dünyanın en cüce adamı, hâlen Bursada yaşamakladır. Adı Haşan olan bu cücenin boyu 57 santim, ağırlığı 27 kilo, yaşı 42 dir. Aslen M. Kemalpaşalı olan Haşan Şeker, birkaç sene evvel bir kış günü donmak tehlikesi geçirdiğinden ayaklarında arıza kalmışta. Bu yüzden yere basamamakta ve dolayı-şlt tütün bilhassa İngiliz isteyı-1sjy]e yürüyememektedir Cüce eller İçin İhzar edilmiştir. Türkçü halinden muztariptlr. Fa-tûtûnû ariyan İngilizler İçin bu kal oiumdcn kurtulduğu için yeni çeşit tütünün tamaımyle' de mütesellidir. Haşan cüceli-muvaffak olduğu kanaati ihzar gmclen memnun gorünuyr. Di-edilmektedlr. yor ki:
Bay Morun Nafen ajans!-
beyanatta yakın bir âtide İııgi-lizlerin Türk tütününün İngiliz piyasalarında ehemmiyetli bir mevki almakta olduğunu gösteren bir çok yeni deliller mevcuttur. Türk tütününün bütün kendisine has olan evsafını muhafaza etmesiyle beraber İngiliz halkının arzusuna göre İhzar edilmektedir. Sözüne devamla bay Moran şunları söylemiştir:
■İsviçrede Türk tütünü zaten ehemmiyetli bir mevki almıştır. Ümidimiz ayni mevkii İngllte-rede kazanmaktadır.
Bu sergide ayni zamanda Ingiliz halkı taralından bilinmi-yen Türk şaraplarını da gös-l termek fırsatım elde ettik Türk şaraplarının müstesna vasıflan!
ve üstlerinin müsait olmasının boğa bugün Tanca sokaklarına İngiliz halkı nazarında iyi te- dehşet salmış ve İki Paslıyı Öl-sir yapacağına kaniiz.» I dürmüştür. Hayvan bundan
Bay Moran gelecek hafta İn- sonra Lect klübune de girerek gilız basınına bir toplantı ya- büyük bir heyecan uyandırmış-pacak ve şereflerine bir ziyafet tır Boğa polis tarafından öldü-verecektir. riilmüştür.
Bir azgın boğa Tan-ca’yı altüst etti
Bisikletle Fransa turu
H1-—r^rrr
Bisikletle Fransavı devir müsabakasının sona erdiğini ve birinciliği İtalyan Coppi nin kazandığını yazmıştık. Yukarıdaki resim müsabakanın son günlerinde çekilmiştir. Üç bisikletliden ortadaki Cuppi’dir,
Benzin yerine rüzgârdan istifade! Fransada yelken açarak yol alan bir araba!
Pahalılık bilmeyen bir memleket
Tunus kıyıları açığındaki Cerbe adasına “yer yüzünde cennet,, diyorlar
Yer yüzünde ,lki dünya harbine rağmen hayata hiç değişmemiş olan, pahalılık nedir bilin İyen, harb sahnelerinin ortasında bulunduğu halde harb tah ribatı görmiyen küçük bir kıta vardır. Bu kıta Akdenizde, Tunus kıyılan açıklarında Cerbe adasıdır. Cerbe sahası 46 kilometre kare olan küçük bir adadır. Nüfusu 52 bin kadardır. Arazi düz. toprağı son derece verimlidir. Burada muz. hurma, portakal gibi sıcak iklimlere mahsus ağaçlardan başka Avrupa kıtasında yetişen bütün meyva ve sebzeler yetişir. Ada halkı kendi yiyeceğim kendisi temin eder, bir miktar da İhracat yapar.
Ahali sanatkârdır. Yünlü, pamuklu kumaş .keten dokur, şal yapar. Bunlarla giyeceklerini te min ettiği gibi Tunus'a, Ceza-lr‘e İhracat da yapar.
Cerbe adası İçin tarih ve coğrafya kitapları »Yer yüzünde cennet» der ve Allahın cennetten nümune olmak üzere bu adayı yarattığını kaydeder. Hakikaten adanın havası, suyu çok güzeldir. Bir parça çalışmak geçimi temine yeter. Bu sebeple adaya «Yer yüzünde cennet» de inek fazla mübalâğa değildir
Ada. güzelliği yüzünden pe‘( eski zamandan beri meşhurdur Homçre Cerbe adasından takdirle bahseder. Adanın ikliminin, plajlarının çiçeklerinin güzelliğini uzun madıya anlatır. Ada o kadar caziptir ki üç bin sene evvel Fenikeli gemiciler burasını görünce pek beğenerek bir şehir kurmuşlar, şehre Mğ-hinx adını vermişlerdir. Mr-nlnx çabuk gelişerek az zaman İçinde mühim bir ticaret merkezi olmuştur. Fakat Kartaca-nın inkişafı fu şehrin gelişmesini durdurmuş, Meninx yavaş yavaş sönmüştür tsadan iiç asır evveL burası metruk bir şehre benziyordu. Bugün şehrin bazı ankazı vardır.
Cerbe uzvu müddet metruk bir halde kaklıktan sonra İsaftın doğuşunun 52 nel yılında Kudüs Musevi mabedinin Tifüs tararından ‘ahribi üzerine Mu-sevilerin hicreti neticesinde yine meskûn bir hale gelmiştir. O zaman Kudîisten ayrılan Muse-vilerden büyük bir grup bu adaya çıkarak iki köy bina etmiş ve Cerbede yerleşmiştir. Bugün adada mevcut 4500 musev» o za man hicret edenlerin ahfadıdır
Cerbe o zamandan, yatıl aşağı yukarı iki bin seneden beri dünyayı sar :?n vakalardan pek az müteessir olmuştur. Araplar adayı sulh yollyle işgal etmişlerdir. 1081 de Fransa himayesi sükunetle, hattâ bir nevi kayıtsızlıkla kabil edilmiş, 1943 te bütün Tunus harb sahnesi olduğu halde Cerbe harbden hiç müteessir olmamıştır. Cerbeııin harbde gördüğü bütün zarar. Al man gestapo şefinin adaya çıka rak Yahudi halktan 40 kilo altın istemesi vc bu altım almasıdır.
Bu söylediklerimize bakarak Cerbe halkının tembel, hiç bir şeye ehemmiyet vermez İnsanlar olduklarına hükmetmenıcll-dlr CerbeiUer bilâkis çok zeki, çok çalışkan insanlardır Ticaret için Tunus'a, Cezair'e, Fas'a, Trablus ve Mısıra kadar giderler. Fakat başlıca. İş gördükleri saha Tunustur. Cerbelilerln bak katlığa büyük istidadı vardır Bunun için Tunustakl bakkalların çoğu Cerbelidlr O kadar ki Tunus şehri halkı «bakkala gidiyorum» yerine «Cerbellyc gidiyorum» der.
Cerbelilerln Tunusta bakkallık etmeleri âdeta askeri hizmet gibidir. Bulun erkekler gidip beş sene bakkallık eder, bu müddet dolunca dükkânını bir nemşerl-sine devrederek kazandığı para ile memleketine döner Cerbe-deki köylerden her birinin lu-nus'da bakkallık ettiği şehir' muayyendir. Meselâ adanın mer kezi olan Hum Suk kasabası hal kı Tunus şehrine. Aclm kasabası halkı, Sfa*. Ellcanlarıı ha'kı Constantine şehrine gider.
Askeri hizmet gibi yanılan bu beş senelik ticaret adaya mühim para girmesine sebep olur. Bakkallık yaparken büyük İşlere girenler ve büyük servet yapanlar da vardır. Fakat buniır
da müddet dolunca memleketlerine dönerler ve herkes gibi mütevazı surette yaşarlar.
Cerbe balkı bugün.1 kadar sükûn içinde yaşadı, bundan sonra da bu sükûnet devam eü -çektir. Adadaki Musevilerle müs lümanlar arasındaki nıöirı*»:-bet pek iyidir Museviler Hara Kebirâ ve llâra Sagirâ admda iki köyde otururlar. Bunlar museviliğin ilk zamanlardaki ğ;fuC ve âdabına riayet ettiklerim r.öy lerler. Son zamanlarda Muse vf-ler arasında Filistin'e nrı? eşref içfn propaganda yapılmasına başlanmıştır. Henüz hlc kim se gitmemiştir Fakat bu propagandanın ileride tesir yapması ihtimali vardır.
Hulâsa etmek lâzım -jC’b'rC , denilebilir ki Cerbe mükemmel 4^4 bir memlekettir, ahalisi snh derece çalışkandır. Bu bakı.nd.tn Kuzey Afrika halkından tamamen ayrılır. Cerbede hay»'. Jrt Tunus'u ve Cerbe yahut Cerba derece ucuzdur Bu sebeple ge-»dasını gösterir harita çim sıkıntısı çeken yoktur.
Tunus şehrinde bir bulvar vc şehrin umumi görünüşü
Ceyhan cinayeti
Ceyhan — Aslen Aydınlı olup ilçemizin İmranlı köyünde oturan İbrahim Milli harmanda gece cibinlik içerisinde yatmakta iken ayni köyden Durdu ve Mehmet Tekin tarafından taş ve sopa Ue baskına uğramıştır. Bu ani baskın karşısında tabancasına sarılan İbrahim Milli bir el ateş ederek kendisine hücum edenlerden Melınıedi yaralamıştır. Mehmet aldığı yaranın tesiriyle on beş dakika sonra ölmüş, İbrahim Milli polise teslim olmuştur.
Berlin’in iaşesi
Berim 28 ı Nafen) — Bir akşam gazetesi olan Star gazetesine göre Berlinin havadan iaşesi, şimdi W)htehali mehattUn de doğu ile batı arasında bir harbten ziyade R. A. F. kuvvetlerinin bir manevrası telâkki edilmektedir. Gazetenin dediğine göre bu manevraların neticesinde kötü havalarda uçuş artık tehlikeli oimıyaçaktar.
Bu hava menavr alarm da hava meydanlarında kazaları önlemek üzere çareler bulunmasına gayret edilmektedir.
30 Temmuz 1940
HIkAye
Ah şu erkekler
Dina: 26 yaşında gayet sevimli. cin göz bir kadın terzi-Kadınların siyasi haklara malik olmalarına şiddetle taraftardır Terzilikteki reklâmını kuvvetlendirmek için her sene söz olsun diye Paris'e gidiyor.
Silva; Zengin bir bankerin yirmi yaşında nazlı ve hoppa kızı.
Arman: Hiç müşterisi olmayan züppe bir avukat Dina’mn dostu.
[Dina’mn moda atölyesinde!
Arman — Şekerim Parlste nasıl vakit geçirdin?
Dina — Hemen hemen can sıkıcı bir şekilde.
Arman — Bu hemen hemen tâbiri, hiç hoşuma gitmiyor. Toksa bu. maskelenmiş bir maksat mı İfade ediyor?
Dina (Sigarasının dumanını havaya savurarka) — Bu, tâbir maskelenmiş değil, açık bir samimiyet İfade eder. İtiraf ediyorum: Parlste biraz eğlendim ve flört yaptım. Fakat beni o-rada hiç bir şey cezbetmedl.
Arnmn — Bana karşı tavrı hareketin memnuniyet verici değil
Dlna — Sana ne söyliyeyim. Gündüzleri modaları İncelemekle meşgul olduğumu, geceleri de saat onda yalağa girdiğimi ml söyliyeyim? Böyle bir şey söylemiş olsaydım, sana yalan söylemiş olurdum Patisin modasını Moda mecmualarını okumak ve tetkik etmek suretlle buradan dia öğrenebilirdim.
Arman — Halbuki sen Parlse eğlenmek İçin gittin.
Dına — Hayır iş böyle değil. Müşteriler terzilerinin Parlsten. henüz gelmiş olmasını isterler. Kadınlar öyle aptal mahlûklar ki..
Arman — Hepsi de aptal değil. Meselâ sen bir istisna teşkil ediyorsun.
Dina — Bu iltifatına teşekkür.. kabul ediyorum. (Ayağa kalkarak» sokağa çıkacaksak! hazırlanayım.
Arman — Tabii çıkacağız.
Dina — Zannetmem kİ bu saatte müşteri gelsin. Şayet bir kadın gelirse terzihanenin memuru sıfatım takın ve hemen yanına geelceğiml kendisine söyle Çok lâf istemez. Benim müşterilerin, garip tabiatlı kadınlardır.
Arınan (gülerek» — Gelen müşteri güzelse ona korte edeyim mi?
Dina — Rica ederim sululuğu bırak! Terzihanem böyle maskaralıklara sahne olamaz. (Gitmek için atölyeden çıkar)
(Bir dakika sonra tanınmış bankerin nazlı ve hoppa kızı Silva terzihaneye girer)
Silva — Madam Dina yok mu?
Arman (genç kızın tazeliğine ve güzelliğine hayran) — şim-1 di gelecek. Bir emriniz varsa bendemiz, yerine getireyim matmazel!
Silva (delikanlıyı teveccüh-kâr nazarlarla süzerek) siz ml mösyö?
Arman — Evet matmazel! Zevki selimim var. Kadın modalarında da ihtisasım var.
Silva — Göreyim öyleyse sizi Sabahleyin geldim ve bir model beğenmeden gittim. Lütfen şu modeli bana verir misiniz’
Arman (tehalükle) — Buyurun uk matmazeli
Silva — (Modeli tetkik ederek) Sizin fikriniz ve tavsiyeni» nedir?
Arman (kırıtarak} — Samimi fikrimi mi soruyorsunuz?
Silva (cilveli bir eda ile) — Tabii değil ml?
Arman (sesine harareti İblr eda vererek) — Size basma gly-senai bile yakışıyor. SI» kadın değil, meleksiniz matmazel!
Silva (nazalnarak) — MersiI Bu modeli yaptırayım ml?
Arman — Evet. Pek mükemmeldir.
Silva (Model mecmuasının yapraklarını çevirerek) — Şu modeli de nasıl buluyorsunuz?
Arman — Harikûlâde...
Silva — Hangisi bana daha çok yakışır.
Arman — Size yakışan Mayodur, Fakat moda melekler için İcat edilmez.
Silva — Bu nasıl söz mösyö!
Arman — Hakikati söylüyorum matmazel!
Silva — Siz burada memur musunuz?
Arman — Hayır, avukatım.
Silva — Madam Dlnanın avukatı mısınız ?
Arman — Evet... Yani...
Silva — Hakikaten gustonuz çok mükemmeli
Arman — Kadın elbisesi hususunda mı?
Silva — Kadınlar hakkında.. Arman — Bu muhakkak! Hollywoodun yıldızlarından birini seçmek mevzuubahs olsaydı. sizi tercih ederdim matmazel!
Silva — Aman siz ne kadar güzel konuşuyorsunuz. Madam Dina. bugüne kadar bana güzelliğimi övecek tek söz söylemedi.
Arman — Tabiî... Muhakkak sizi kıskanıyordun
| Silva — Dediğiniz doğrudur. Beni kıskandığını nasıl anladınız?
Arman — Ben dünyayı bilirim. Sizi de gördüm Sizi kıskandığını anlamak güç bir şey değildi (baygın baygın bakarak) affedersiniz matmazel amma, sizi bir daha görememek bana çok güç gelecek.
Silva (iimlt verici nazarlarla) — Niçin beni görmlyeceksl-niz? Tekrar tekrar görüşeceğiz,
Arman — Sizi nerede ve ne zaman göreceğim matmazel?
Silva — Bu gece işiniz var mı?
Arman — Sizi düşünmekten başka bir işim yok.
Silva — Görüyorum kl çok zeki ve hazır cevapsınız. Beraber gider miyiz?
Arman — Bu kadar büyük bir saadeti düşünmeğe bile cesaret edemem
[O sırada terzi madam Dina içeri gireri
Dina — Pardon matmazel! Btı saatte buraya uğrayacağınızı düşünmemiştim. Sizi bizzat karşılamadığıma betıl mazur görünüz.
Silva — Zararı yok madam. Ben modelleri seçtim bile... Şu modellere göre bana dört rop dikeceksiniz.
Arman (söze karışarak) — Şu iki model de size çok yakışacak I
Silva — O halde bunlarla beraber bana altı rop dikeceksiniz. Bizim burada işimiz bit-
Verem aşısı
Aşının bulunduğu
tahmin ediliyor
Londra » (Naren) — Verem hakkında bir çok araştırmalar ve nozarlyeler ileri sürüldük ten sonra, nihayet aaıl aşının bulunmuş olduğu kuvvetle tahmin edilmektedir.
1907 senesinde Albert Caiet ve Charete Gucrin namında iki doklar Paristekl Pastcur Enstitüsünde uzun çalışmaları neticesinde verem basiline karşı bir basil keşfettiklerini ilân etmişlerdir. Bu keşfettikleri ba-sji hayvanlarda tatbik edildiği zaman bu hayvanlarda verem hastalığı olmadığı görülmüştün Bu basile Basllius Calmette Guerin veya B. C. G. basili denmiştir,
B. C. G. İle yapılan müşahedeye göre vücutta bir muafiyet yarattığı görülmüştür. Bununla beraber bu aşıda difteri veya çiçek hastalıklarında olduğu gibi tam bir muafiyet tesblt e-dllememlştir. Her ne kadar na-zarylatta bu aşı sayesinde vereme tutulunmıyorsa da pratik olarak elde edilmiş tam bir netice hâlen yoktur. Bununla beraber bu aşı yapılmış olanlarda veren olmadığı ve kendilerinin de veremliler İle bir arada bulunmalarına rağmen hastalığı almadıkları görülmüştür.
Bu B. C. O. aşısı ile Danl-markada 148.000 kişi aşılanmıştır.
tsveçte 84.000 kişi üzerinde yapılan aşının neticesi hakkında verilen raporlar müspet olmuştur.
B. C. G. aşısı deri altında yapıldığı gibi aynen çiçek aşısı gibi de yapılabilmekledir. Bu a-şının tek mahzuru ise aşı İhzar edildikten sonra 14 saat zarfında yapılması İcap etmesidir. Yeni usuller keşfedilince belki de bu aşının ihzarından sonra bir çok günler aşının kuvvetini muhafaza etmesi temin edilecektir.
İngiltere bu aşıyı İhzar etmek üzere milhim hazırlıklar yapmaktadır. Bu hazırlıklar neticesinde dünyanın en çok verem âfetine mâruz olan mıntakaia-rina uçak İle en seri bir surette aşı gönderilmesi mümkün olacaktır.
Dünya ağır siklet boks şampiyonluğu
Mahkeme Koridorlarında
Oğlana yedirdiğim şekere acıyorum!
Eylülde yapılacak Bruce Woodcock — Lee Savold maçı hakkında bazı yorumlar
tnglltcredekl boks meraklılarını gittikçe daha fazla heyecana aürükllyetı bir olay yaklaşmaktadır: Eylülde yapılacak
Bruce Woodcock-Lee Savold maçı, Denilebilir kl, yıllardan beri hiç bir büyük boks maçı İngiliz boks âleminde bu vüsatte bir Heyecan uyandırmamıştır. Bahis mevzuu olan Unvan umumi muhayyileyi kamçıiıyacak mahiyettedir. Ortaya, dünya a-ğır siklet boks şampiyonluğu ko nulmuş ve profesyonel boksun eski günlerinden beri tnglllerc-dc bu vüsatte yâni ağır sık’et (açının bahis mevzuu olduğu bir maç terllplenmemlştir. Maçın organizatörü, J ' ~
pasının tesiri altında kalmışlardı. Bokstaki teknik maharetini bilhassa İngiltere ordusunun es kl bir şampiyonu olan babasının verdiği cesaret ve derslere medyundur, Woodcock harb sırasında bir demiryolu İşçisi olarak hizmet görmüş ve bedeni kudretini bu ağır İşler sayesinde sağlamlaştırmıştır. Doncaster demiryolu atölyelerinde 8 kiloluk balyozlar sallamak suretile kudretli pazılraını geliştirmiştir. Boş zamanlarında, babasının nezareti altında boks antrenmanları yapmıştır.
Woodcock daha başlangıçta ______________________ —şöhrete ulaşmış, Avrupa ağır Jack Solomons. siklet boks unvanını kazanmış-her ne pahasına olursa olsun,' tır. O devirde dünya yarı ağır bu maçın İngilterede tertiple-'! boks şampiyonu meşhur Ame-neceğlni kesin olarak beyan ct- ( rlkalı öus Lesncvlch'e karşı gü-mlştlr. Yani bu nıaç ihracat zeı galibiyet de temin etmiş-rnalı olarak düşünülmemiş olup. Hr. Müteakiben Joe Baksi kar-karar İngllteredeki bütün bokâ meraklılarını son derecede sevindirmiştir. Woodcock, dünyanın en sivrilmiş profesyonelle:! arasında edindiği mevkie tırmanışı sırasında diğer biiylik denemelerden geçmiş ve bazı defalar iktidarını hakikaten ortaya koyacak maçlar çıkarmamıştır. Boks ringinde zaferler ve m u va f fa kiy etsiz 1 lklerle k arşı loş m ıştır; fakat bu İnişli çıkışlı boks hayatında şimdiye kadar hiç bir olay Savold'la yapacağı maç kadar ligi ve heyecan uyan dırmamıştır.
Londrada başgösteron şimdiki ilgi, bundan hemen hemen 30 yıl evvel yer alah diğer bir olayı. Joe Becket-Georges carpentier maçını hatırlatmakladır. Yine, Fransız şampiyonunun Bombar- i dler Bllly Wells’le karşılaşması da hatıra gelmektedir. Fakat şimdiye kadar ağır sıkletler a- ' tasındaki büyük maçların ekse- , risl Atlantiğln öte tarafında ce- ] reyan etmiştir. Bu sefer İse en az 100.000 kişi böyle bir maçı Londrada görmek fırsatını bula caklardır. bu bakımdan, boks’a İlgili herkesin şimdi ingilterede,' Bruce Woodcock'un muvaffak!-! yet İhtimallerinden bahsetmesi ve neticeyi tahmine girişmesi ta. blidlr.
Kuvvetli bir boksör
Bruce Woodcock Yorkshlre'ın Doncasler şehrinde doğmuştur. Eski bir demiryolu işçisi olan
şişinde uğradığı ezici mağlûbiyet gelip çatmıştır. Bu maçta Bruce'un çene kemiği kırılmış ve profesyonel bir boksör İçin daha da kötü bir sakatlıkla kar şflaşmış, gözünün bir siniri zedelenmiştir. Bununla beraber Bruce’un nakavt olmadan evvel bu savaşta gösterdiği cesaret gözden kaçmamıştır. Toparlanış
Woodcock aylarca tedavi edilmiş ve hastanelere girip çıkmıştır. En hararetli taraftarları bile artık boks hayatının sona erdiğini zannetmişlerdir. Fakat hiç kimse, bu Yorkslılre'h çocu-i ğun fıtri cesaret ve azmini lâ-yıklle anlıyamamıştır. Şimdi or ı tada olan şudur: Woodcock es-■ kişinden çok daha mükemmel I bir formdadır. Büyük hâsılat | sağlayan ve Woodcock'a şimdili ye kadar kazandığı en kolay za-| feri veren Lee Oma maçı hakl-‘ katte bir komedi idi. Profesyo-I nel boksörlükten ziyade eğlence ı muhitlerinde dolaşmasını seven 'Amerikalı Lee Oma, bu maçta İ ringe formunda çıkmamış ve do l layıslyle maç Woodcock'un iktidarını ölçmek bakımından ha-' kiki bir tecrübe teşkil etmemiştir. Fakat Lee Savold, Ingiliz şampiyonu İle karşı karşıya kalınca hikâyenin seyri değişmiştir.
Kısa süren bu maçı, kötü bir , tesadüf neticesinde Amerikalı .,Vm4 u>uu boksör favulla kaybetmiş, fakat Brııce. profesyonel boks haya- ( Woodcock'un kırık çene kemlğl-tına atılır atılmaz üstüste ve faz nln de sert bir maça dayanabi-laslyle kolay muvaffakiyetler kajleceğl anlaşılmıştır. Müteakiben
— Cenabıhak Limscyi dostsuz, ahbapsız bırakmasın. Yalnızlık fena şeydir. Meselâ havramda benim kulaklarım kapıdan ayrılmaz. Dört gözle misafir beklerim. Allah daha ziyade etsin, dost lar ziyaretimize gelirler. Kakvc, çeker ikram etmekten zevk i. ıırım.
— Hâncdan adamlar böy-ledir, amcabey. Fakat bu devirde misafir ağırlamak pek de kolay değil, Seker, kahve pahalı. Hele sofra misafiri de gelirse ağır bir yıkıın o-luyor.
— Zararı yok, senede iki bayram var O kadarcık külfete katlanamıyan insan dost, ahbap sahibi olamaz.
— Sormak ayıp olmasın amma adliyede ne işiniz var, efendi amca? Şahitlik filân mı?
Amcabey iki elini böğürlerine koyup göbeğinin üstünde parmaklarile dümbelekler çalarak göğüs geçirdi.
— Sorma başımıza gelen-!
leri. Mübarek bayram bur-, . ..
numuzdan geldi. Misafirlere, yım? «Siz yukarıya buyuru-İroro, mnhnnr. pUZ, bİraZ daha OtUrUflUZ,
ben polise haber dedim, terliklerle karakola koştum. Kapıdan girer girmez karsıma su köpoğlu köpek çıkmaz mı!
— Kim imiş o köpoğlu köpek?
— Kim olacak, evde elimi öpüp; «Ben Lûtfi efendinin oğluyum» diyen su serseri Komiserin odasına sokmuşlar. yanında da kocaman biı torba duruyor. Ben evdeki pabuç meselesini anlatmağa başlayınca komiser; «Yaaa. kunduralar sizden mi çalındı? İşte hepsi burada. Bu oğlan sırtında torba ile sokakta giderken bekçi görmüş, şüphelenmiş, yakalayıp buraya getirmiş. Kendisi, ben eskiciyim, bu kunduraları evlerden satın aldım, dedi. Amma inanmadık tabii. Çün kü içlerinde yeni ayakkabılar- da var. Simdi tahkikata başlıyorduk» dedi. Meğer oğlan hem bayram şekerimizi yemiş, hem basıma işler açmış. Torbayı da. oğlanı da
efendi olduğunu anlıyama-dım amma üzerinde fazla durmadım. Delikanlı savuşup ftittl. Biz bir müddet daha oturduk, ilk selen misafirler de kalktılar. Bayram ziyaretinde saatlerce oturulmaz ya. Kendilerini merdiven başına kadar teşyi ettim.
Ben tekrar odaya cirerken aşağıda telâşlı konuşmalar başladı. Galiba yeni misafirler geliyor, diyerek karşılamak için tekrar merdiven başına koştum, aşağıya eğilip baktım ki teşyi ettiğim misafirler merdivenin alt başında bekliyorlar. »Ne oldu. beyler? Bizim sokak kapısının kilidi bozulmuş. Açamadınız mı yoksa?» diyerek aşağıya indim. Ne Körsek be ğenirsiniz? Avluda bir tek ayakkabı yok. Misafirler pabuçsuz kalmışlar. Her halde kapı açık kalmış, içeriye hırsız girmiş. Misafirlere karşı hicabımdan kıpkırmızı kesildim. Adamcağızları corap-larLle sokağa salıverebilir mi
ti. Ben mösyö Arman He bear-ber gidiyorum
Arman (Dlna'yı alaylı alaylı (‘«'yiv ıwı») lamyevıer s«------a.--------------------
süzerek) — AUahaısmralaıİık; zanmıştır. O devirde İngiltere-[ dünya yan ağır siklet boks şom madam. deki boks standardı bir hayli piyonu Freddie Mllls'le çarpt-
| düşük olup, bu spora karşı 11-1 şan Woodcock, yıllardan beri kalınca giyl canjaOcıırmâk için her ba- , Londrada görülmeyen klâsta bir ~ Ne lamdan ümitli ve kudretli yer! maç çıkarmış ve taraftarlarını
Dina — (yalnız hiddetinden kudurur)
halt ettim de Armanı atölyede | ^jr şampiyona ihtiyaç vardı. I son derecede sevindirmiştir. Ga-yalnız bıraktım, Ah şu erkekler | jr| 1^ İngiliz boksörleri a- yel sert ve teknik dövüşen Wöod yok mu? Onlara hiç güven ol- jasjnda yalnız Freddie Mills ha- cock'un çok tekemmül ettiği gö-
maz. Sonra Armana Parlste tıkat en milletlerarası bir şöhre-eğlendlğiml söylemekilglm de sahipti. Woodcock henüz a-büyük bir gaf oldu. Eğlensye- ceml sayılabileceği bir devirde dlm canım yanmazdı. Erkekleri ‘ Mill'i sayı hesabiyle dövünce, la
rü İm üştür.
Mükemmel rakip
Lee Savold’a gelince, şimdiki
GİZLİ POLİS
CASUSLUK ROMANI
Yazan: Somerset Maugham Tercüme eden: Vâ - Nû
Ask ve macera romanı
L.___________Tefrika No. 2 ■
teşkilâtının katiyen kaygı, nizam ve usul tanıiiuyan klâsik ve cüretkâr bir çalışma şekliydi. Bavulu çaldırmak, gece yarısından sonra saat İkide olacakmış. Binaenaleyh kaybedecek bir tek dakikaları bile yoktu. Bern'deki Ingiliz ajanı ile telgraf yahut telefon muhaveresine girişmek büyük ihtiyatsızlık olurdu. Bu Hİııduya gelince, Ashenden'in yanına yaklaşmak suretiyle hayatını daha şimdiden tehlikeye sokmuş, Eğer tanınacak olursa, günün birinde, gölün dalgaları arasında cesedi behemehal yü-zecekmtş. Ve iki kürek kemiğinin ortasında bir bıçak saplı o-lar.ık... Artık Ashensen, sırf kendi nefsine itimat edebilirmiş.
Bir tren, tsvlçreye, Bern'e ha-
karşı o kadar mahcup oldum ki.
— Geçmiş olsun. Kaza mı atlattın.
— Belâ desene suna. —- Haydi öyle olsun. Nasıl
belâ imiş?
—Bayramın ilk ğünü çok misafir Reldi. Ben titiz adamım. Evimi pek temiz tutarım. Ayakkabı ile odaya girilmesine sinirlenirim. Dostlarım, ahbaplarım bu huyumu bildikleri için beni ziyarete gelince ayakkabılarını avluda çıkarırlar. Misafir o-damız ikinci kattadır. O gün biz odada otururken dört misafir daha geldi. İçlerinde bir de delikanlı var. Tanıyamadım, gelenlerden birinin oğlu zannettim. Elimi öptü, oturdu. Şekerini yedikten sonra kalktı; «Bey amcacığım, bana müsaade ediniz. Üsküdardaki akrabamızı da ziyarete gideceğim - diyerek tekrar elimi öptü. »Çok yasa evlâdını. Seni tanıyamadım. Kimlerdensin?» dedim. «Ben iuıuajl u», uu.»*» —
Lûtfi efendinin oğluyum. ] aldık. polislerle beraber eve Babam biraz rahatsız oldu- geldik. Nihayet suçunu iti-ğu için ziyaretinize seleme-1 raf etti. Yaptığı bir cahillik-dî. beni gönderdi, çok selâm, mj5. kusuruna ‘ ‘ söyledi» dedi. Hangi Lûtfi (imiş. Yakasım başka birini daha Size belki tuhaf gelecek amma doğrusunu söyliyeyim, pabuçların bulunmasına sevindim tabii, fakat su köpoğlu köpeğe yedirdiğim şekere hâlâ acıyorum.
Maznunu mahkemeye aldılar, efendi amca da arkasından koştu.
...... wi»vo«h|miiu sayı nesauıyıe oovunce, ıa nee osvoıa a gcınıcv. $uuuikj
elde tutmak İçin onları kıskan-, biatiyle tutunmuş ve kendisine, halde dünyanın herhangi bir ta dıracak sözler söylemek lâzım İngiliz boksunun yıllardan beri rafında kiminle olursa olsun dö geldiğini yazan şu kadın mec- j beklediği adam gözü ile bakıl- ] vüşebllecek bir boksördür. Se* ınu&sındald yazıya kurban git-, mağa başlanılmıştır. Hattâ o zn Ilın. (Mecmuayı yırtarak sepe- man. bir harika olduğu bile Id-te atar) Arman’ı elimden ka- dia edilmişti ____ ________-----------------
Çirdım. | spor münekkitleri ümit verici boksörlerin birçoklan hilâfına.
Çeviren: A. HİLÂLİ tekniği ve bilhassa kudretli ya- ———*■ —
vimll ve mütevazı tabiatlyle kendisine İngilterede birçok dost edinmiştir Profesyonel
Woodcoek’la yapacağı maçın
neticesi hakkında palavralar sa vurmağa girişmemiştir. Sadece, Woodcock'un. son karşılaşmalarından beri daha iyi bir boksör olduğunu ve bu maçın galibinin hakikaten bir dövüşten çıktığını anlıyacağını söylemiştir.
Savold. Woodcock-Mllls maçını seyretmiş ve her İki boksörün gösterdikleri cesaretten sitayişle bahsetmiştir. İngiliz boks çevreleri de, Savold'un kıymetini hiç bir surette küçümseme-mektedirler. Tekniği, spor münekkitlerinin hoşuna gitmiştir. Amerikalı boksör tam formunda olup. Birleşik - Amerlkaya, Joe Loufs'ln herkesçe müsellem halefi olarak dönmek azmindedir. Woodcock ise, sportmen rakibinin hayal sukutuna uğramış bir adam olarak Amerlkaya döneceğine İnanmaktadır.
vereyim»
bakmamak bırakalım, soysun.
Ce. Re.
RADYO
ANKARA RADYOSU
ı Bu akşamki prorram
le.ss Açılış ve program. 11 Çocuk saati. 16 M. S. ayarı ve Danfl müuğl CPU. IflJfl Hafif melodiler (Pli. 19 M. S. ayarı ve Haberler 19.15 Goç-mlgte Bugün. IBM Yurttan Sesler. 19.50 Şarkılar. M.15 Radyo CM«St
50.30 özel program. 38.« M S ayan ve Haberler. Si Dana mazIŞı (PLİ.
23.30 Program ve kapanış.
reket etmek üzereydi. Ashenden, paltosu ile şapkasını aldı, merdivenlerden dörder dörder İnip bir taksiye atladı. Dört saat sonra, Fransadakl gizil teşkilâtın karargâhı önünde idi; zili çalıyordu. Buradaki bir tek a-taşe İsmini biliyor. O ataşe ile görüşmek İstedi. Uzun boylu, gayet yorgun meçhul bir a-danı karşıcı geldi; tek kelime söylemekslzin onu bir yazı odasına aldı. Ashenden, buraya seyahatindeki sebebi anlattı.
Ataşe, saatine baktı;
Bizzat harekete geçmemiz için vakit geçtir. Zülih'e zamanında varamayız.
Düşüudü.
İsviçre hükümetine haber vermemiz icabeder. Varsın hükümet telefon etsin. Almanlar teşebbüse giriştikleri zanıan garın
İyice muhafaza altında bulunduğunu görürler. Haydi siz yine Cenevre’ye dönün.
Elini sıktı ve Ashende'ni selametledi, Ashenden arlık şuna kani: Hikâyenin sonunu ögre-nemiyecek, Gayet muğlak olan bir makinenin mütevazı çarkını teşkil ediyordu. Büyük hareketlerin heyeti umumiyesl-ne birden iştirak edemlyecekti. Kâh başlangıçta, kâh nihayette zaman zaman da orla taraflarda bulunuyor; umumiyetle çalışmalarının neticeleri onca meçhul kalıyor. Hani bazı modem romanlar var ya: Neticenin tahayyülünü okuyuculara bırakıyor; İşte bu maceralarda onun da vaziyeti böyle bir şey...
Kürk paltosuna vc muflonla-rına rağmen, Ashenden, kemiklerine kadar titrediğini hL'scttl, Lâkin, dikkati celbelınemek ü-zere, ışıklı, cazip ve kitap okuyabileceği salona gitmeyip güvertenin karanlığına sığınmağı tercih etti. Cenevre istikametinde hiç bir ziya görünmüyor. Kara çeviren yağmur, i/.uret fenerlerinin görünmesine mâni oluyordu. Güneşli günlerde o kadar, güzel olan ve Fransevarl tar-
hedllmiş bir bahçenin havuzuna benzeyen Leman gölü, şündl. fırtınanın tesiriyle kabarıyor; Lıpkı bir deniz gibi esrarlı ve tehdit edicJ bir manzara arzedi-yor.
Ashenden. biraz sonra, otelinin odasında alev alev yunacak olan ateşi düşünerek kendi ken dine kuvvet vermeğe çabalıyordu. Banyosu da ne ılık olacak. Sonra, pijamasını giyip şöminesinin önüne oturacak; dişleri arasında piposu, ellr.de de bir kitap...
İki tayfa ona sürtünerek geçti. Ayaklarını süre süre yürüyorlar; fırtınadan dolayı sağ-nak yüzlerine çarpmasın diye başlarını iğmişler.
İçlerinden biri bağırdı;
— Varıyoruz.
İniş yerindeki küpeşte demirini kaldırıp hazırladılar. Kesil sis arasında, Ashenden. rıhtım ışıklarına farkelti. iki üç daki-l ka sonra, rüzgârın İniltileri an, sında, vapur yanaşıyordu As benden, yüzlerini gözlerini yakalarıyla ve atkılarıyla kulluklarına kadar örten, rıhtıma 'inmek İçin sabırsızlanan yoleu-! ların teşkil ettiği küçük grupa
katıldı. Bir çok sefer üzerinden geçmişti ama — raporunu vermek ve talimat almak için bu gölde haftada bir kere seyahat ederdi. — kalabalığın arasına katılınca daima heyecan duyardı. Fransaya gidip geldiğine dair pasaportunda bir kayıt yok i ur. Bu vapur, gölde dolaşırken iki noktada Frensiz toprağına yanaşır. Fakat, gemi, tsvlçreden hareket edip yine tsvlçreye çıkacağı İçin yolcuları arasında Vevey’den yahut Lausanne'den sırf gezine İçin insan alabilirdi-Bununla beraber, gizli polis, kendisini forkeder de ararsa, pasaportunda vlzn olmaması yüzünden fena mevkie düşebilirdi. Vereceği izahat, hiç şüphesiz, klmesye makûl gelmlye-çektl. Aleyhinde bir del 11 bulunmaması sebebiyle İsviçre ile İsviçre makamları, eğer onu alel-'ıtde bir turist sayarlarsa, bu i takdirde dahi iki. üç gün hapi-se atılacak, gayet nâhoş bir şekilde huduttan kapı dışarı edilecekti. İsviçreliler, kendi topraklarında türlü türlü entrikalar döndüğünün farkındaydılar. Gizil ajanlar mı istersiniz, propagandacılar aıı istersiniz
şehirlerin başlıca otellerine yerleşiyorlar; İsviçre, bu badirede bitaraf kalmak kaygısı İle netameli insanları ciddi şekilde a-rnştırnıak zorunda bulunuyordu. Muharip tarafların husumetini celbetmek, tsvlçrenln belli başlı kaygıları arasındaydı. Her zaman olduğu gibi çıkış yerini iki polis göz hapsinde tutuyor. Ashenden, polislerin önünden geçerken en lâkayıt tavrını i takınıp karanlıklara daldı. Oteline giden rıhtımda hızlı hızlı yürüdü. Bu zarif gezinti yerinin, fırtına yüzünden hiç bir zevki kalmamıştı. Dükkânlar kapalıydı. Tek piyade yolcu, Aslıen-den’le karştlaştı. Kör bir meçhulün dehşetinden kaçmış gibi İki büklüm yürüyordu.
Şimdi, kaygan kaldırımlar û-zerlne dolu yağıyor Ashenden, ihtiyatla yürümeğe mecbur oldu Onu görünce, otelin şasörü kapıyı açlı; yazıhanenin üzerinde duran kâğıtları savurarak rüzgâr onunla beraber içeriye daldı. Bol ışık. Ashenden'in gözlerini kamaştırdı. Mektuplarını İstemek için durdu. Postadan bi rşey çıkmamış. Lâkin asansö-
re yaklaşacağı sırada, kapıcı, ona, iki bayın odasında belkedl-ğinl haber verdi.
Ashenden. Cenevre.de kimseyi tanımaz.
Hayretle :
— Yal... Kim imişler? — dedi.
Dağıttığı cömertçe bahşişler sayesinde, romancı, otel müstahdeminin muhabbetini kazanmıştı.
Kapıcı hafifçe gülümsedi:
— Galiba kim olduklarını size söyllyebllecegim. Yanılmıyorsam bu zatlar polistir.
— Peki, bunlar benden ne isterler?
— Bilmiyorum, efendim Bizi sordular. Gezmede olduğunuzu haber verdim. Dönüşünüze kadar bekllyecekleri.nl söylediler.
— Ne zamandanberl buradalar.
— Bir saattenberi.
Ashenden'in kalbi çarptı. Fakat, heyecanını glzliyeblldi.
— Pekâlâ, yanlarına gldiyo-
Asansürcü çocuk, muharririn İçeri girmesi İçin şöyle çekiidL Fakat, Ashenden, başını salladı:
(Arkası var»
30 Temmuz 1943
AKSAM
Bahlfe i
İkt'sacî konular
• t
Amerikada mahsul
Buğdaydan başka pamuk da pek bol
(Sa^thk Emlâk)
İstanbul Def ter darlığından:
Kıymeti Teminat
Lira LJra
Dosya No.
511-883
Cinsi
Kapalı Eksiltme İlânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden
1 — Ayasofya Müzesi büyük kubbesinin ve Bizans eserlerinin onarımr kapalı zarf usuilyle ekBİltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli «İOO.OOO» liradır.
Eksiltme 5 8 949 tarihinde cuma günü saat 15 te İstanbul Bayındırlık müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, Eksiltme, Bayındırlık İşleri genel, hususî ve fenni şartnameleri, proje, keşif hulâsaslyle buna müteferri diğer evrak dairesinde göriilecek-tta.
3 — Eksiltmeye İştirak etmek İçin taliplerin 6250 Mraiık
muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi vc 949 yılında Ticaret Odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hâmil olması, eksiltme gününden ctatll günleri hariç» 3 gün evvel Vilâyet Makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda 2 nci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması ve buna alt 2490 sayılı kanun mucibince tıazırlıyacağı teklif zarflarını 5.8.949 cuma günü saat 14 e kadar îstanzul Bayındırlık Müdürlüğüne verilmesi lâzımdır. (10110)
Heybeliada,Dag mah Hasyunus so. 47 ada. 11 parsel yeni 9 kapı sayılı 80 M2 bahçeli ahşap ev. Bûyukada, Karanfil mah. Karakuş yokuşu 114 ada. 4 parsel yeni
2 kapı sayılı 702 Mî arsa. Bûyukada, Nizam mah. Yahşibey so. 133 ada. 14 parsel eski ve yeni 12 miik. kapı sayılı 97.50 Mî arsa.
Kınalıada, Köşklü so. 46 ada, 16 parsel 80.50 M2 arsa.
Beyoğlu, İnönü mah. Çilingir çıkmazı so, 004 ada, 17 parsel eski yeni ve taj 9 kapı sayılı 44.75M2 arsa 250 Beyoğlu, (Tepcbaşı) Asmalımescit mah. eski Kabristan yeni Asmalı-mesclt Mezarlık so. 305 ada. 11 parsel eski 15. 17 yeni ve taj 28. 30 kapı sayılı 82.50 M2 dükkanlı evin 2/12 payı.
Beyoğlu. Bülbül mah. Irmak so. 557 ada, 6 parsel eski 9 yeni 27 kapı saydı 36 50 Mî arsa.
Eminönü .(Keresteciler) kapı mah. Buğdaycılar 356 ada, i 14 parsel en eski 7 eski 13 taj 11 kapı sayılı 34 M2 kârgir dükkânın 24/120 payı.
516—16326 Eminönü, (Nuruoemanlye) Molla-fenari mah. Tavukpazan Yağlıkçı han alt kat 2718 ada. 84 parsel 24 M2 arsa.
516—9537 Eminönü, (Aksaray) Kâtip Kasım mah. Kızıltaş so. 914 ada, 16 parsel eski 9 yeni 29/2 kapı sayılı 52.50 M2 arsa.
516—18085 Fatih, (Yedtkule( Hacı EvhadetUn mah. Tayyareci Rıdvan so. 1072 ada.
5 parsel en eski 18 eski yeni ve taj 22 kapı sayılı 69 M2 arsa.
518—12571 Fatih, (Feneri Küçük Mustafapa-şa mah. Müstantlk so. 2218 ada,
3 parsel eski 44 yeni 28 kapı sayılı 12 M2 arsa.
518—14010 Fatih, Kocamustafapaşa mah, Samatya tramvay cad. 1182 ada, 11 parsel en eski ve eski 238 yeni ▼e taj 260 kapı sayılı 44 M2 arsa.
51 fr—2641 Fatih, (Samaiya) Ali Fakıh mah. Canbaziye so. 1176 ada. 112 parsel eski + yeni ve ta) 6 kapı sayılı 126 M2 arsa.
518 3803 Fatih, Davutpaşa mah. Davutpaşa Medresesi so. 1157 ada. 35 parsel yeni've taj 4 kapı sayılı 23 M2 ahşap ev.
Yukarıda yazılı gayrimenkuller 17/8/949 çarşamba günü saat 15 de Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda ayrı ayrı açık arttırma ile satılacaktır. İsteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve nüfus cuzdanlarile satış günü komisyona, fazla bilgi için sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (Teminatlar önceden de yatırılabilir.)
3800
285
511—1081
görünmez gelirin yükselmesinin de artış üzerinde tesiri olmuştur.
Î949 için göz önünde tutulan ödevler
İstihsal ve İhracat hedefleri He' ilgili olarak göz önünde tutulan belli başlı noktalar şunlardır:
1. — 1949 da Kanada ve Birleşik Amerikaya satışları arttırmak için büsbütün gayret sar-fedilecektir. Ingihı ekonomik siyasetinin bu yıl zarfındaki en önemli gayesi, bu hayati ve u-zun vadeli piyasalara yapılmakta olan İhracat nispetini arttırmaktır.
2. — Tedricen yükselmekte cilan istihsali ve bilhassa kömür, çelik, dokuma ve tarım anahtar endüstrileri istihsalini arttırmak için sarfedilen gergin faaliyet ve gayretlere devam edilecektir.
3. — Flütlerin ve maliyetin düşürülmesine ve bilhassa ihracat malları Hallerinin indirilmesine mütemadiyen çalışılacak, ayni zamanda mamullerin kalitesi idame ve ıslah edilecektir.
4. — Enflasyona ve hayat pahalılığının yükselmesi tehlikesine karşı 1947 ve 1948 de muvaffakiyetle başlıyan savaşa devam edilecektir.
1948 de başarılan büyük artışların ayni tempo ile 1949 da devamını ümld etmek imkânsızdır. Daha yüksek verimin e-sas kaynağı, iş çıkarma kabiliyetinin gelişmesi, işçinin daha fazla nıeharet, enerji ve İntibak kabiliyetidir.
Bu konuda resmî raporda şun lar kaydedilmiştir:
Hükümet bu alanda ancak dolayısiyle yardımda bulunabilir. mesele bilhassa bir endüstri meselesidir. İdarecilikte keskin ve müteşebbis bir zihniyet gelişmeden, kalkınmamız asla tamamlanamaz.
»1949 da millet enflasyona karşı girişliği savaşın daha ileri bir safhasiyle karşılaşacaktır. İhraç gayretini idame edebilmek için, dahilî talebi tahdit e)an lâzımdır. Bu yıl. yabancı yardıma karşı bağımlılığımızı daha fazla azaltmak ve 1948 deld ödemeler muvazenesi, açı- doeIUya bir münasebet yoktur.
.... eını or,adan kaldırmak üml- jç bütçedeki fazlalık şuna de-
340 «bideyiz. Bu değişklllğin, önlen- - ----
indirilmiştir. raeBİ Iâz‘m ge,en enflasyoncu
1 tesirleri olacaktır.»
Milletlerarası işbirliği lüzumu
•Birleşik Amerlkadan Avrupa kalkınma programı mucibince1 gördüğümüz yardımla __________________ ________
taıafınclan açdan kre-İller, mü-] memlekete istihsal, istihlâk ve Jetlerarası »ardıma nian 1 _____. ..
İngiliz hükümeti tarafından ı yayınlanan resmi raporda şunlar kaydedilmiştir: »Geçen Büyük Britanyanın umumi diyeler muvazenesindeki milyon sierlingllk açığın milyona indirilmesi büyük başarı olmakla beraber, nihai gayemiz olan tam ekonomik bağımsızlığa doğru ilerlemede yalnız bir safha teşkil etmektedir. Ban yarım küresine ve bilhassa dolar bölgesine karşı esaslı surette borçlu mevkiinde olup, bu açık tedricen azalmakla beraber, bu durumda kalmamız muhtemeldir. Şimdiki halde yalnız Avrupa kalkınma programı yardımı ve Kanada kredisi bu açığı karşılamamızı, altın ve dolar mevcutlarımızdan yapılan dl-ğe r sarfiyatı kapamamızı, slerling bölgesindeki diğer memleketlerin ihtiyaçlarını sağlamamızı ve Avrupa ve diğer kıtalardaki bazı memleketlere ödemeler yapabilmemizi mümkün kılmaktadır Dolar açığı hayati bir mesele şeklinde kalmaktadır.»
İhracat hedefi: 1948 yılının ikinci yarısında. Büyük Britan-yanın ihracat tutan, 1938 ihracat yekûnunun 5J 43 üzerinde İdi.
İthalât. 1938 yılı ithalât tutarına. kıyâsen 1948 de % 31 ve 1949 un ilk 6 ayı zarfında % 83 nispette artacak şekilde plânlattın İm ıştır. Blihassa ham madde ithalâtı arttırılmış ve arttırılacak Ur.
Göze görünmez ihracatta bariz bir değişiklik vukua gelmiştir. 1947 de 189 milyon sterlindik açığa mukabil. 1948 de göze görünmez ihracat 98 milyon sierlingllk bir fazlalık sağlamıştır. Denizaşırı memleketlerdeki hükümet sarfiyatında büyük bir kesinti yapılmış, bu arada, gemicilik dahil muhtelif kaynaklardan sağlanan gelir esaslı surette yükselmiştir. JS49 un İlk 6 ayı zarfında göze görünmez ihracatın 35 milyon sterling bir fazlalık göstereceği tahmin edilmektedir.
Batı yarım küresinde açık
1947 de Birleşik Kır allığın batı yarımküresine karşı olan (355 milyon sterlinglik açığı. 1948 dr hemen hemen yarıya, 3™, milyon sterlince 1_________
(İlk 6 ayda 2(M milyon ve yılın ikinci yansında 140 milyon] Slerling açık verilmiştir.) 1949 un ilk yansında bu açığın, bu bölgeden yapılmakta olan ithalâtın eksiltilmesi ve İhracatın •arttırılması suretiyle 115 milyon slerhnge ineceği tahmin e-dllmektedir.
1938 de Birleşik Kırallık. ithalatının %32 sini batı yarımküresinden yapmakta idi. 1947 ye kadar bu nispet "t 46 ya yükselmiştir. Fakat 3948 de nispet lıarbten önceki seviyeye düşmüş ve yeni eksiltmeler yapılabilmesinin güç olacağı anlaşılmakla beraber, nispetin 1849 un ilk yansında %28 e indirileceği umulmaktadır. Bundan batı yarımküresinden yapılacak olan ithalâtın eksil ti I-mesl ancak tedrici olabilecek, bu İmkân, dahili kaynakların artmasına ve diğer bölgelerden daha bol ithalât yapılabilmesine bağlı olacaktır.
Altın ve dolar açığı
1947 de topyekûn sterling bölgesinin 1.024.000 000 sterllnge yükselen altın ve dolar açığı )943 de 600 milyon sterling ek-rilmiş ve 423 milyona düşmüştür. Bu eksilmeğe, strellng bölgcrine mensup diğer memleketlerin dolar kazanmaları ve dolar üzerinden tasarruf yapmalarının büyük yardımları olmuştur. 1948 sonunda sterling bölgesinin altın, Amerikan ve Kanada dolan ihtiyat stokları 457 milyon sterling tutarında MJ. O yıl zarfında aJtm ve dolar açığı bilhassa Amerikan ve Kanada kredilerinden yapılan tirajlarla, güney Afrlkanın ver-dlği altın borcu ile ve Avrupa kBlkınma programının sağladığı gelirlerle karşılanablhniştir.
1947 ve 1048 yıllan arasında milli gelir takriben 950 milyon sterling veya %10 fazlalaşmıştır. Bu artışın bir kısmı flütlerin yükselişinden İleri gelmiştir Sınai istihsalin artmasının bütçesinde hâsıl «>|an fazlalıkla ve h-.uır memleketlerdeki goza,«tatar arığı arasında doğrudan
7020
52»
yıl te-
G30
120 bir
511-2021
111—1283
515—3124
515—1001
075
346
74
26
19
Dİ-ayları He mensucat
5000
AVashington 27 (Kalen) — Amcrikadakl buğday buhranına ilâveten pamuk mahsulünün deyeni bir buhran tevlld etmesi 1949 senesi İçinde beklenmektedir.
Birleşik Amerikanın News ve World Report mûessesesinin hükümete verdiği rapora göre 1949 senesinde buğday mahsulü 1.000.000.000 dolarlık bir fazlalık gösterdiği gibi pamuk mahsulünün de ayni dereceyi bulacağı İşaret edilmektedir. Birleşik Amerikanın elde edeceği bu mahsûl fazlalığına mukabil sarfiyat azalmaktadır, ğer senelerin ayni mukayese edilirse
fabrikaları mart 19+8 de yüzde 20 nispetinde daha az pamuk istimal etmişler ve bu fark nisan ayında yüzde 30 a yükselmiştir. Eksperlerin tahminine göre ağustosta başlıyacak olan pamuk mahsulünü toplama mevsimi neticesinde ancak 7 milyon 750 bin balya pamuk kullanılacaktır. Senevi İhracatın yekûnu 4 milyon 300 bin balyadır.
Hariç memleketlere yapılan İhracatın üçte İkisini hükümet finanse etmektedir. Bütün bu yapılan pamuk ihracatı doğrudan doğruya MarsLall plânının tatbikatına îstinad etmektedir.
Acele Satılık
Apartıman
Pangaltı - Kurtuluş -Türkbey sokak 144 numaralı dört katlı ve her kattaki odalar geniş, ferah havadar, konforlu apartı-man. Bir katı boş teslim Manzarası fevkalâde. Arkasında bahçesi de var. Üst kattakliere müracaat.
Zayi — Ekim 948 tarihinde aldığım 1184 No. lı şebekemi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
t T. Ü. 1143 Nuri Akkurt
515 -6792
516—2403
Zindan-
Çıkın azı
300
500
1200
1050
414
240
792
1008
1400
M
M
22
11
76
105
Müdürlüğünden
lâlet etmektedir: 1848 - 49 da-kl hükümetin sterline üzerinden yaptığı yekûn masraf, vergiler ve hükümet tarafından milli para üzerinden yapılan ciğer tahsilatla fazlasiyle kar-! şılanmışiır. Vergi sistemi ve dl-muciblnce ğer bütçe imkânlarını bilerek ı Kanada kullanmak suretiyle hükümet.
ihracat alanlarında faydalı blrj önderlik edebilmiştir. Mesela yüksek vergi nispeti, sarf kabiliyetini tahdit etmiş ve dola-yıslyle ihracata daha fazla mal ve emtia ayrılmasını sağlamıştır. Gıda maddeleri alım ve satım flatleri üzerindeki hiikü- . met yardımı sayesinde ücretle-11 rde istikrar sağlamış ve İhracat' malları fiatlerinin yûkseimcslni
Kapalı Eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 — Beyazıt kütüphanesi imaret kısmı resturasyonu kapah zarf usuilyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli (50000) liradır.
Eksiltme 8 8 949 tarihinde pazartesi günü saat 15 de İstanbul Bayındırlık müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe alt evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme. Bayındırlık İşleri genel, hususi ve fenni şartnameleri, proje, keşif hu lâsasile buna müteferri diğer evrak dairesinde görülecektir
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin (3750) liralık
muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 949 yılında Ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda 2 nel maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması ve buna ait 2490 sayılı kanun mucibince hazırlıyacağı teklif zart larını 8.8.949 pazartesi günü saat 14 e kadar İstanbul Bayındır lık müdürlüğüne verilmesi lâzımdır. 10490
■ AÇIK ARTTIRMA İLE MEVSİMİN EN BÜYÜK SATIŞI ■■
Yeni ev kuranlara vc eşyalarım tebdil etmek Istlycnle-re büyük fırsat.
Memleketimizde tanınmış ustalar tarafından hususi surette imal edilmiş mobilyadan maada, gayet zengin kristal taye parçalar, zarif porselen heykeller, kıymetli porselen sofra takımları, Saks vazolar, pasta ve yemiş tabakları, ve bilhassa mutfak takımi an. 3 adet radyo, 2 adet pikap, 2 adet buz dolabı satılmaktadır. Bu satışa iştiak etmek herkesin menfaati icabıdır.
31 Temmuz 1940 pazar günü saat 10 da Nişantaş Em lâk caddesi 37/5 Demlrağ Apt. 4 numaralı dairesinde bur liman ve ticaret âleminde tanınmış bir şahsa alt kıymetli eşyalaf açık arttırma İle satılacaktır. EŞYA KISMİ: Masif ceviz ağacından mamul tekmili oymalı vitrin camları bombeli ve gravürlü büyük aynalı 9 parçadan ibaret zengin yemek odası takımı, yine ceviz ağacından her tarafı oymalı üstleri mor İpek kumaşla kaplı 8 parça şahane divan lı salon takımı ve bu takımın gayet zengin bombe camlı büyük vitrini, ayrıca Lion İpek kumaşla kaplı 5 parça 1 kanape, 2 koltuk, 1 orta masası ve 1 kütüphane vitrin. salon takımı: tekerlekli çay arabası, ağaç oycıa abaj urlu Laınp - Kolon bir çift yeni halde maroken koltuk; 6 adet maroken yemek sandalyesi. Minyon 5 parçadan İbaret kütüphane, odası, pelesenk ve gül ağacından 2 karyola, 1 tuvalet, 2 komodin, 1 orta masası ve 3 koltuktan İbaret yatak odası takımı, gayet zengin avizeler ve Plafonyer-ler, biri yeşil diğeri mavi Lake 2 adet komple çocuk yatak oda takımları, yeşil Lake bahçe veya veranda için masa ve koltuklar. Amerikan malı 5 parça demir masa ve sandalyeler, Singer dikiş makinesi, portatif oyun masaları. Porselen kristal biri 125 parça diğeri 85 parça 2 takım Bohemya ve Biblo kısmı mamulatı 12 kişilik porselen zengin sofra takımları, kesme kristal yemiş ve pasta tabakları, büyük ve ufak kristal vazolar, kapaklı kristal kâseler, bir çift hakiki Saks vazo ve yemişlikler, bir çok porselen ve Fayans heykel biblo, sinema makinesi ve Ekran, su takımları, kristal kadehler, Metal şamdanlar, kristal füme gümüşlü vazolar. E. Picault imzalı bir heykel, gümüş vazolar, yemişlik, tepsiler vc lüzumlu eşyalar. LÜZUMLU EŞYA: Karyolalar, çocuk yazıhanesi bir çok yorgan, yatak ve battaniyeler, sandalyeler, perde, stor, korniş ve güneşlikler, emaye alümünyon ve bakır zengin mutfak takımları ve saire. 3 adet radyo biri R. C. A. 9 lâmba, 5 lâmbalı Payard ve ufak bir Emesron, 2 adet Frijider marka buz dolabı 6 ve 4 ayaklı İmzalı yağlı boya tablolar, İsparta, Musul, Tebriz ve saire HALI ve secdadeleri, orijinali Leningrad e Hermltaje müzesinde olup Hazretl İbrahim İn İsmail'i kurban edişini gösteren Rambrandt'ın bir kopyası G. Nlklin İmzalı muazzanf bir tablo. Havagazı fırın ve ocak. Salonlar cumartesi günü saat 14 - 13 e kdar sayın halka açıktır. Tafsilât: Ella Behar Beyoğlu 8u Terazi sokak No. 12.
1 — İşletmemizin merkez bölgesinin fabrika İstif yerinde mevcut (15422ı adede denk 143-353 M3. çam kerestesi 2 parti halinde 26/7,949 tarihinden itibaren 15 gün müddetle ve açık arttırma suretlle satılığa konmuştur.
2 — Açık arttırma 10/8/1949 çarşamba günü sat 15 te Bolu belediye dairesinde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Beher metreküpün tahmini bedeli (120) liradır. Her parti için % 7.5 hesabllc geçici teminat alınır.
3 _ Bu işe ait şartname Orman Genel Müdürlüğü, Ankara merkez işletme müdürlüğü. İstanbul işletme müdürlüğü, Adapazarı, Düzce. Gerede, Mudurnu işletme müdürlüklerlie işletmemizde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte mîisbit evrak ve İlk ■-™ı——- —(11087)
letlerarası yardıma olan bağımlılığımızın en bariz delilidir. Bu rapordaki bütün tahminler, bize teşmili edilen yardımın kâfi ölçüde devam edeceği faraziye-sine dayanmaktadır. Amerika ve Kanada milletleri tarafından bize teşmil edilen bu cömert müzaheret olmasaydı, bugün içerisinde bulunduğumuz şartlar gayet değişik olurdu. Bıi'Uusıuırı ııaııennm yuvseuacunı. yardım geçici olduğu ve bunsuz önlemiştir. Hükümetin teknik* süratle iş görebilecek bir duru-,eğitini ve araştırmalar İçin yap ( ma girmek azminde olduğumuz(makta olduğu masraflar da ne-[ îrfarecc verilecek AGA marlmh 200 adet boş tüpe 15 dere-c e e. pi nlarımız bilhassa, tice İtibariyle sınaî İstihsali Cp| hararette 76 santimetre cıva tazyiki ile asetilen gazı dol-tlolar açığı meselesini halle arttıracak mahiyettedir. "
matuftur.»
Raporda, İngiliz milletinin . mlk durunu yeni dünyadan hibe ve borç şeklinde yardım gören yegâne1 millet olmadığı. Avrupa ekonomik İşbirliği teşkilâtına mensup, diğer memleketlerin de yardım j görmekle oldukları, bütün yardım programının, işbirliği- yolu. İle müşterek bir meseleyi halle matuf müşterek bir Avrupa gayreti mefhumuna dayandığı belirtilmiştir.
Raporda şunlar kaydedilmiştir: «Avrupanın refahı bizim için hayati bir ilgiyi haizdir. Avnıpa ekonomik işbirliği t eş- ....„.......... „t{.
itilâfının kurutuşu müşterek bir rlyle sarfiyatı bol bol hareket İmkânı sağlamış ve e- mistir, konomik işbirliği yCni bir ener-| f::*“ .C,U,SI uv.
Jîyle ele alınmıştır. 1949 da meçte yüksek savunma mas ra r-Birleşik Kırallık bu çalışmaya ! larına temas eden Slr Stafford devam edecektir. Böyle bir prog|Crlpps, daha bir kaç yu tll a. rama barış devrinde bağımsı? landa bflriz bir eksiltme vapjla-devletler arasında tik defa piri- * «llmiştir. Muvaffakiyetle neti-' «elenmesi elzemdir.
îngilterenin 1949 -1950 iç bütçesi
Büjük Brl fanyanın bu yıl İç
I
temlnatlarlle komisyona müracaatları.
Devlet Denizyolları ve Limanlan işletme Genel Müdürlüğü ilânları
maıııycıueuır. I (jmrull
I Bütçenin, memkketln ekono- lograr
I durulmak, doldurulacak cazların beher metre mikâbı 1.11 kl-L’.Ain itibarile bedeli kilo üzerinden ödenmek.tüplerln gaz doldurulacak mahalle gidiş geliş nakliye, sigorta ve sair bilumum masrafları istekliye alt olmak şarllnrile asetilen gazı vermeye talip olanların tekliflerini en geç 15 Ağustos 1949 tarihine kadar Tophanede Gereç şubesi Müdürlüğüne bildirmeleri ilân o-lıınur. (10468)
üzerinde tesiri muhakkaksa da aslıncm ou İç ekonomiyi ilgilendirmektedir. [ Bütçe aslında memleketin iç ı kaynaklarının tasarrufu tak sim , ve tahsisiyle İlgilidir Bu itibar-1 [ la bütçedeki bir fazlalık umu-|miyerle ekonomik sıhhate delâ l ilet etmektedir. Geniş ölçüde ar-l itan silâhlı kuvvetlerin İdame ve bakımı, müterakki sosyal ser | vlslerln masrafları da dahil, .hâlen Ingiliz hükûmelh.e te-, ’reitüp eden bütün sarfiyat so-; rıımluiuklannâ rağmen milli | ekonomi, normal vergi usu!!?-i karşıla- Üsküdar Kok kömürü deposundan i Çarşı ve civarı B3'abaıı Şeyh camii Bilice hakkında verdiği de- Uncular sakağı başı
.'jınrahor Âçıktürbe Doğancılar ve elvan Selintiye Kmacnahnift Toptaşı Nuhkııyurıı Enğlarb.'tşı tcndlye Yenim «hali-’ T^ygaıli-pe Topbıinelioğiu Altunuıde ve «icarı Kısıldı
Sulinntope Futıftoft-neı Bülbülden? ve elvan Nakkaş tepe Beylerbeyi Sütlüce tepesi Çengel köyü Vanıkoy Kandilli
I '!
Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
Istanbu* Beîediyesinden:
Türkiye kömür tevzi nıüessescsl Üsküdar satış deposundan halka tevzi edilen Kömürlerin araba ile nakline aid ücret tarifesi aşağıda gösterilmiştin
I Keyfiyet ilgililere ve sayın halka hân olunur. (11100)
Yarım ’.on hesablle tesbit edilen tarife ücreti 175 kuruş
Malzeme Alın Şubesinden
Cinsi Miktarı Saati
Süzdürücü sathı şakuli toz am-
yalla çalışır şarap filtresi. 5 adet >
SÛ2dür(ıcü sathı ufki olan toz )
amyantla çalışır şarap filtre»! 8 adet 1 10
Sterlize Edici filtre. 4 adet )
Süzdürücü sathı ufki olan plâ-
kail şarap filtresi. 1 adet )
Süzdürücü sathı şakulî olan ) 10,15
plâkalı şarap filtresi 1 adet )
I — Yukarda cins ve miktarı yazılı filtreler pazarlıkla satın alınacaktır
----------------------- yapjla-mıyacafimı ve bunun milletlerarası duruma baç-lı buluncluğ-ı-nır; hattâ bari As-rtıpanın savunmasını daha müessir kılmak için taahhüt edilen İşbirliğinin bir neticesi olmak, savunma m a» raflarında bazı arlıları çöze almak İcap edebileceğini anlatmıştır.
2 — Pazarlık 13/3/949 Salı güııü hizalarında gösterilen sn-atkı :1e Kabaiaşta Geııei Müdürlük Malzeme Alım Şubesindeki Komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnameler im giln sözü geçen şubede. Ankara ve İzmir Baş Müdürlüklerinde göıüileblllr.
4 — feceklılerin belirli gün ve saatlerde hizalarında gösterilen geçici teminat ve kanuni vesikalarla birlikte mezkûr ko-konıısyona nıüraeaı>t).ırı ilân olunur.
5 — idare cihazını m tamamını veya bir kaçını ihale edip
etmemek veya cihazları ayrı ayrı taliplere ihale etmekte ser-besuir. G1059»
Sahlfe 8
AKŞAM
30 Temmuz 1949
Türkiye Palamutçuları Anonim Şirketi idare Meclisinden:
Şirketimizin olağanüstü umumî heyeti evvelce tian edildiği veçhile 25 temmuz 1949 pazartesi günü saat T İ.30 da İzmirde Atatürk caddesinde Ticaret vc Sanayi Odası salonunda toplanmış ise de Ticaret kanununun emrettiği toplantı nisabı hasıl olmadığından müzakere açılamamıştır.
Buna binaen ve Ticaret kanununun 3R6 ncı maddesi hükümlerine tevfikan ortaklarımız umumi heyetin 25 ağustos 1949 perşembe giinü saat 15.30 da ayın mahalde Olağanüstü olarak :kinci defa toplanmasına karar verildiği ve sayın Ortakların toplantı tarihinden bir gün evveline kadar Şirket merkezine müracaatla toplantıya girme kartı almaları ilân olunur.
GÜNDEM :
1 — İdare Meclisi raporunu nokunması,
2 — şirket müddetinin kırk seneden altmış seneye uzatılması ve şirket sermayesinin İki yüz bin liradan sekiz yiiz bin liraya çıkarılması ve bu münasebetle şirket ana sözleşmesinin dördüncü ve beşinci maddelerinin ve gönün İcap ve ihtlyaç-
an oaKinunaaıı aynı sozıeşrtı birinci, kırk İkinci, kırk üçüne değiştirilmesi.
Maddelerin eski şekli
Madde 4 - Şirketin rnüdde ti bazı sebepten dolayı kati veya temdit edilmedikçe kırk aeneden ibaret olacaktır.
Madde 5 — Şirketin sermayesi iki yüz bi miradan İbaret olup beheri bir Türk lirası kıymetinde iki yüz bin hisseye mün kasemdir
Heyeti (Jmumiyenin işbu sermayeyi fakat tamamen tahsil edildikte bir misli tezyit etmeğe salahiyetli olacaktır
Berveçhi meşrut tezyidi sermayeye karar verildiği zaman hükümete malumat verilecektir. Sermayenin bir mislinden fazla tezyidi evvel emirde hükümetin muvafakatinin istihsaline mütevakkıftır. Şirketin ihraç eyltye-ceği hisse senedatının numuneleri kablel ihraç lleclittas-dik iktisat Vekâletine tevdi edilecektir.
Madde 30 — Heyeti Umumiye her sene Temmuz ayı içinde şirketin merkezinde sureti adlyede toplanır. Bundan başka Meclisi İdaTe icab eyledikçe sureti fevkalâdede olarak Heyeti Ummnlyeyl davet edebilir. Her sene heyeti umumiyenin içtimai nihayet yirmi gün akdem tahriren İktisat Vekâletine İhbar olunacak ve heyeti mezkûre-de Canibi Vekâletten bir komiser lıazır bulundurabilecektir. Meclisi idare ve Murakıp raporları İte senelik bl-lânçodan ve heyeti umumiye zabıtnamelerinden ve heyeti mezkûrede hazır bulunan hissedarların esami ve miktar hisselerini mübeyyin cetvelden dörder nüshası İktisat Vekâletine gönderilecektir.
Madde 37 — Her sene akdi İçtima edecek olan heyeti umumiye şirketin umur ve mesailine dair her sene meclisi idare tarafından takdim olunan lâyiha İle hesabata dair Murakıp tarafından verilen raporların kıraatini İsına ve hesabatı ledelmüzake-re ya kabul veya red eder ve hissel temettiiü tâyin eyler Tebdili iktiza eden meclisi idare âzasının yerlerine diğerlerini nasp eder ve şirketin bilcümle umuru husu-satı hakkında bllmüzakere karan kati ita ve meclisi İdarenin İcap eylerse İktidarını tevsi eyler. Fakat heyeti u-mumiyede asaleten veya vekâleten şirket sermayesinin lâakal sülüs an in a müsavi hisse eshabı mevcut olup bunların ekseriyeti ârası hasıl olmadıkça sermayenin tezyidine katar verilemez.
cnin otuzuncu, otuz yedinci, Kir üve kırk dördüncü maddelerinin
M addet erin yeni şekli
Madde 4 — Şirketin müddeti lıer hangi bir sebepten dolayı kesilmedikçe veya uzatılmadıkça aitmiş seneden ibaret olacaktır.
Madde 5 — Şirketin sermayesi sekiz yuz bin liradan ibaret olup beheri oir Türk lirası kıymetinde sekiz yüz bin hisseye ayrılmıştır.
Umumi heyetin bu sermayeyi bir veya bir kaç misli arttırmaya salâhiyeti vardır.
Madde 30 — Umumi Heyet her sene Ekim ayı içinde şirket merkezînde alelade oiarak lopları ır. Bundan başka icap eyledikçe İdare Meclisi Umumi Heyeti olağan üstü olarak toplantıya çağırabilir.
Her sen eki Umumi Heyet toplantısı en az yirmi gün evvel yazı He ilgili Bakanlığa bildirilir ve bu toplantıda Bakanlıkça bir komiser bulundurulması istenilir.
Toplantıdan sonra îdare Meclisi ve murakıp raporları üe senelik biiânçodan ve Umumi Heyet zabıtlarından ve bu heyette hazır bulunan ortakların isimleri ile hisse miktarlarını gösteren cedvelden dörder nüsha ilgili Bakanlığa gönderilecektir.
Madde 37 — Het sene toplanacak olan umumi heyet şirketin bir senelik işlerine dair İdare meclisi tarafından sunulacak rapor ile murakıp raporunun ve bllânço ve kâr ve zarar cetvellerinin okunmasını dinler ve bunları müzakere ve münakaşa ederek kabul veya red eyler ve safi kârnı 42 inci madde esasları dahilinde dağıtılmasına karar verir. Değişmesi gereken idare meclisi azalan yerine ya yine kendilerini veya başkalarını seçer, Ve gündemdeki diğer hususlar hakkında karar ittihaz eyler, ve icap ederse idare meclisi ikli-d.W ve salâhiyetini genişletir Şirket sermayesinin çoğaltılmasına veya şirket ana sözleşmesi maddelerinden bir veya daha fazlasının değiştirilmesine karar verilebilmek için umumi heyetin ilk toplantısında asaleten veya vekâleten Şirket sermayesinin en az üçte ikisine müsavi hisse sahiplerinin mevcut bulunması ve bunların oy çoğunluğunun birleşmesi lâzımdır. lk toplantıda bu nisap hası! olmazsa Ticaret kanunu hükümlerine uygun olarak müteakip toplantılar yapılır. İşbu toplantılar tıfsab bakımından Ticaret kanununun bu husustaki hükümlerine tâbidir.
Maddelerin eski şekli
Madde 41 — Şirketin ticaret yılı haziran iptidasından başlayıp mayıs sonunda biter. Meclisi idare her sene nihayetinde şirketin matlu-bat ve düyunatını havi bir defteri umumi tanzim edip işbu defterle muvazene defterini ve hesebatı heyeti umu-mlyenin içtlmnında ona takdim çyliyecektir. Heyeti umu-nılyeye dahil olmak salâhiyetini haiz her hissedar tnez-kûr defterleri ve hesabatı mütalâa ve muayene edebilir.
Madde 42 — Şirketin te-mettüatı sarfiyei seneviyeslıı-den evvelâ İhtiyat akçesini teşkil etmek üzere temettü ı-tı mezkürenin yüzde onu tefrik, saniyen bedeli tesviye olunmuş sermayeye yüzde beş faiz ifraz olunduktan sonra baki kalan kısmı sureti atl-yede taksim olunur.
Yüzde sekiz %8 Meclisi 1da re azalarına yüzde on %10 müessislere yüzde seksen iki %S2 hissel temettü olarak şürekâya tevzi olunacaktır.
Şirkete müdür tâyini ve kendisi ile memurine verilmesi lâzım gelen maktu ma-aşar, nıükâfatat ücrurat ve aidatın tâyini miktarı masarifi umumiye nıeyanında tesviye edilmek üzere meclisi idarenin takdirine bırakılmıştır.
Madde 43 — İhtiyat akçesi kırk ikinci madde mucibince temettüatı seneviyeden müfrez me bal iğin terakümünden teşekkül edecek ve masarifi fevkalâde ve gayri melhuza karşılık tutulacak ve işbu akçenin miktarı şirket sermayesinin yü2de yirmi beşine müsavi bir raddeye baliğ oldukla ihtiyat akçesi ifraz olunmıyacaktır. Şu kadar ki ihtiyat akçesi sermayenin yüzde yirmi beşine baliğ olduktan sonra ondan sarfiyat icrası ile miktarı nispeti mezkû reden aşağı düşerse tekrar teınetlüattan tevkifat icrasına mübaşeret olunacaktır.
Madde 44 — Hâsılatı seneviye hisse başına yüzde beş faiz veya hissel temettü itasına kifayet temediği takdirde noksanı ihtiyat akçesinden ikmal edilecektir.
Maddelerin yeni -şekli
Madde 41 — Şirketin ticari yılı eylül ayı başında başlayıp ağustos sonunda biter. îdare meclisi lıer ticari yılın sonunda blifınçoya esas olan şirket aktif ve pasifini, envanterin) ve mizanları lıazırlıyarak umumi heyete sunar Umumî heyete girmek salâhiyetinde bulunan her ortak bu hesapları mütalâa ve muayene edebilir. Muvakkat fıkra.
Şirketin 11)49 - 1950 seneleri licrai yılı 1 haziran 1949 dan 3i ağustos 1950 tarihine kadar olmak üzere 15 aylık olacaklır.
Madde 42 - Şirketin safi kârından evvelâ yüzde onu nizami ihtiyat akçesi ve yüzde beşi Ödenmiş sermaye faizi olarak ayrıldıktan sonra geri kalanın yüzde sekizi idare mec- , lişi â2alarınu ve yüzde onu müessiflere dağıtılır, Ve bundan sonra kalacak olan kârdan umumi heyetçe tensip edilecek miktar fevkalâde ihtiyata ayrıldıktan sonra bakiyesi ortaklara tevzi edilir.
Şirkete müdür ve muhasebeci tâyini ve bunlar ile memurlara verilecek maaş, ücret, ikramiye ve aidat miktarlarının tesbitl idare meclisinin takdirine bırakılmıştır. Bu gibi öde- | meler umumi masraflardan yapılır.
Madde 43 — Şirketin biri nizami ve diğeri fevkalâde atmak üzere iki nevi ihtiyat akçesi vardır.
Nizami İhtiyat akçesi kırk ikinci madde gereğince senelik safi kârdan ayrılacak yüzde onlarla teşekkül eder. Ve ödenmiş sermayenin yüzde yirmi beşine müsavi bir miktara u-laşmcaya kadar kârdan pay ayrılmakla devam olunur. Ondan sonra pay ayrılmaz. Şu kadar ki bundan herhangi bir surette sarfiyat yapılarak nls-pet yüzde yirmi beşin altına düşerse yine ayni nispeti bu-luııcaya kadar kârdan uay ayrılmağa devam edilecektir.
Fevkalâde ihtiyat akçesi ise şirketin gelecek senelerde fiat farklarından, akla gelemiyen masraflardan veya beklenilmeyen zararlardan sarsılmaması vc sermayeye müracaat zorunda kaliiınıarnası için yine kırk ikinci maddeye göre safi kârdan ayrılacak münasip miktar-lardaıı tşcekkiîl eder ve rnikta-
rı mahdut ve muayyen olmayıp Umumi heyetçe münasip görülecek miktar ve zaman için kârdan pay ayrılmakta devam olunur.
Madde 44 — Senelik safi kâr kırk ikinci madde mucibince ödenmiş sermaye İçin ortaklara yüzde beş faiz ve bundan başka bir temettü hissesi ö-dennıesine yetmezse bu ödeme-
ler evvelâ fevkalâde ihtiyat akçesinden ve bu da yetmezse nizami ihtiyat akçesinden yapılır.
3 — Geçen senelerden birikmiş ve bu sene ayrılmış fevkalâde İhtiyat akçesinden altı yuz bin liranın beher hisseye üç lira olmak üzere ortaklara dağı1 ılması.
4 — Sermayenin arttırılması vc yazılı maddelerin değiştirilmesi dolayısiyle ana sözleşmede yapılacak değişiklikler ve bu hususlarda gereken kanuni merasim takip ve İntacı ve yeni çıkarılacak hisse senetlerinin tertip ve İhzarı için idare Meclisine salâhiyet verilmesi.
Pik ihracı hakkındaki teklif müddeti uzatıldı Türkiye Demir ve Çe'ik Fabrikaları Müessesesinden: İ Pik ihracı haklımdaki teklif müddetinin 25 A- 1 ğ us tos 1(>4Û tarihine kadar uzatıldığı ilân olunur. 1 (11158) fl Hadde mamulleıi ihracı lakındaki teklif müddeti uzatıl Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları SVüsseresincierı Halide mamulü ihracı hak kında ki teklif müddetinin 25 Ağustos 1949 tarihine kadar uzatıldığı ilân olunur. (11160)
OERMOJEN
Yanık. Çatla* Fkzema ve Cild. yarattırma fevkalâde iyi gelir. Derinin tazelenmesine ve yenileşmesine hizmet eder
FRENCİ VE BELSOOriKL UCUNA tutulmamak için
PROIEIİN
k u I i a n ı n t z
KAMEL
A f TRAŞ-TUVALET
S fl B U N L.H R I
NÎŞANTAŞINİ3A
AMİRAL BRİâTOL HASTANESİNE bağlı
Hemşire Dershanesinde
Öğrenci kaydına başlanmıştır. —Tahsil müddeti 3 senedir Okul yatı ı ve paraSızciır; | '
Kabul şartlan :
1 — Türk tabiiyetinde olmak, 2-18 yaşından az ve 25 ten yukarı olmamak. 3 — Orta okulu bitirmiş olmak, 4 — İyi ahlâklı olmak, 5 — sihha'li olmak.
Müracaat zamanlan; Cumartesi öğleden sonra ve pazardan başka her gün saat t) 00 - 16.00 arsında.
Dershane müdürlüğü Güzelbahçe sokak - Nişan taş
SAVIN tfOKTOK ve ECZACILARA : “'™«
LABORATOHRES MEX¥L S. A.
firmasının aşağıda isimleri yazılı müstahzarlan yeniden piyasa va arzedilmistir
ENTEROKAMID
MEXALAX 12 draje MEXAI AX 10 draje MEXAMID kurup. MEXAMID pudr 15 gr. MEKAMTD pudr 100 gr. MEXEPATOL
MEXYDONAL
MEXYL diş macunu SCI - MTROL SEDITOL
SEDO-CORODIL STROPHO CORODIL TOT" AJLGO
VAGO-FRENAL VERALDENE
Türkiye Mümessilliği:
JÜL KREPEN ve KEMAL Müderrisoglu Koli. Şti.
• Galata, Voyvoda Han. No. 1 İstanbul.
III ■lir.. ■■■ »
Mehtaba teradüt öden 6 Ağustos cumartesi akşamı Gece dönüşü temin edilmiştir.
HAŞAN DEPOSU ve meşhur linyit mağazalarından arayınu.
Eyüp Sulh Hukuk Yargıçlığımdan; 949Z123
Fatma Sathiye Nurbay ve Sal ıha Makbule ıttzt Sabıhı Mengütay'ın şayian mutasarrıf bulundukları, Eyüp".» Düğmeciler mahallesinde Baba Haydar Cami sokağında 3 kapı No h gayri menkul mahkemenin lzalel şuyu ilâmına müsteniden açık arttırılnıaya çıkar’.ıim^rır.
Kıymet ve evsafı Ahşap, iki katlı, bahçeli, kuyuıu elektrik tesisatt mevcut 4 odalı, ve müş-| teınilâtından ibarec olup, tamamına ehli vukufça 3690 lira kıymet takdir edilmiştir,
1—İşbu gayrı menkulün açık arttırılma şartnamesi 1/8/949 tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için 949 - 123 dosya No. ile istanbulda Haliç Fenerinde Vodina caddesinde 42 No, da bulunan Eyüp Sulh Hukuk Yargıçlığında acık bulundurulacaktır.
2 — (19/9/949) tarihine ratanyan (Pazartesiı günü saat 14 ite 15 arasında yukarıda yırı belli Eyüp Sulh Hukuk Yargıçlığında yapılacak birinci arttırılmasında verilecek bedel muhammen kıymetin % 75 ıııi
1 geçmek şartı ile en çok artıra-| na ihale edilecektir.
I Verilen bedel bu mikdarı bulmazsa en son arttıranın taah-hUdıi baki kalmak şartı ile U29/9-949) tarihinde (Perşem-' heı günü saat 14 ile 15 arasında yapılacak 2 nci arttırılmasında en çok arttırana ihale edilecektir.
3 — Arttırmaya İştirak edeceklerin. arttırma saati başlamadan evvel muhammen kıymetin % 7.5 nispetinde pey parasını mahkeme veznesine yatırmaları lcabedr, arttırma başladıktan sonra pey parası kabul edilmez. Arttırmaya iştirak edeceklerin bu gayri menkulü görmüş, şartname ve dosyasını tetkik etmiş addedileceklerinden bu hususlara matuf itirazları dinlenmez
4 - İhale tarihine kadar birikmiş vergi ve masraflar hissedarlara ait olup. ıhaie pulu. 20 senelik evkaf taviz bedeli ve satıştan sonraki satışlar ve tellaliye resmi, tapu harç lan
I müşteri tarafından verilir
ipotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların bıı gayri menkul üzerindeki haklarını hususiie faiz «ve masrafa dahil olan iddialarını evrakı müsbite-teri ite birlikte 10 gün içinde mahkeme başkâtipliğine bildirmeleri lcabeder. Aksi takdirde haktan tapu slcilille sabit olmıyantar satış parasının paylaşnıasınıjfttt ıTı*rk)/kalırlar.
İşbu gayri menkulün, bu ilânda ve şartnamesinde yazılı oi-1 dıığu üzere satılacağı ilân oiu-[nur. (11083)
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Geııel Md. den:
30 Kabını 1330 tarihli «Ecnebi Anonim ve Sermayesi Eshama Münkasim Şirketler Kanunu» hükümlerine göre Türkiye’de çalışmasına izin verilmiş olan Ecnebi Şirketlerden Dı Oudylr Tayr End Raber Ek>>port Kampinl bu defa Bakanlığımıza müracaatla Şirketin Türkiye şubesinin tasfiyesine ve tasfiye işlerini tamamlamak üzere Şirketin İstanbul Şubesinin Müdürü Eugen Bomhauşe'e yetki verilmesine karar verildiğini bildirmiş ve gereken evrakı vermiştir.
Bu işe alt evrak incelenerek mevzuat hükümlerine uygun görüldüğünden ilân olunur.
Keıeste alınacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Afyon ve malzeme işletmesinden:
10x15x400 ebadında (90) M3 köknar veya çam kereste alınacağından ilgililerin 1-8-949 pazartesi günü saat İG da İşletmemizdeki komisyona pazarlıkta bulunmak üzere 1000 liralık muvakkat cemlnatlariyle beraber müracaat etmeleri ilân olunur. Ofis ihaleyi yapıp yapmamakta serbestli.
Sayın doktor ve Eczacılara:
EKZAMATOL
(Siilfamidti kompozel yara re cild merhemi
Yeni piyasaya arzedümiş ve bütün ecza depolarına tevzi edilmiştir ŞANO LAHOR AT LTV ARI - Telefon : 82903.
boş teslim
Satılık ev ve Arsa
Müracaat: Beşiktaş Emlâk iş Has fırın Akmaz Çeşme No. 1
Comments (0)