AKŞAM
H e r g ü n
8 Sah öf a
AKŞAM
p- Yarın------------
Küçük ilânlar
,____________________
Sene 32 — No. 11461 — Fiatı: her yerde 10 kuruştur.
SALI 5 Eylül 1950
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yan işlerini fiilen idare eden C. Bildik — Akşam Matbaası.
Korede komünistlerin büyük bir taarruzu
Güney Kore limanı ve
hatları yarıldı, Pohang Taegu tehlikededir
Cumhur başkanı
Dün gece Bomonti bahçesindeki programı takip etti
Doğu Akdeniz sağlık konferansı
Nevyork 5 (R) — Koredekl karargâh merkezinden bu sabah neşredilen tebliğe göre Komünistlerin taarruzu bütün şiddetiyle devam etmektedir. Klgye’den hareket^ geçen komünistler güney Korelilerin hatlarını varmışlardır. şimdi Polıaııg limanı ve Taegu tehlikededir. Pohang'dakl Amerikan lataları sarılmış vaziyettedirler. Bunların ancak deniz yoluyla muvasalası vardır. Amerikalılar şiddetle mukavemet ediyorlar.
Taegu da kuşatıLmak tehlikesine maruzdur. Komünistler bu çehre 20 kilometre mesafeye kadar gelmişlerdir. Naktung nehrinden Taegu İstikametinde yapılan saldırış durdurulmuş gibidir.
Koreye gidecek birlik
Ankara (Akşam) — Koreye gidecek birliğimiz muhtelif garnizonlarda talimlerine devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde yabancı müşahitlerin hu-eurlyle bir tatbikat yapacaktır. Birliğin ay sonunda Koreye müteveccihen memleketimizden ay rılması beklenmektedir.
• Chİchor
Anhung
Pohanğ
[Chonıı»
fKyongııJ
PUS Ati
Mokpoı
ITAEJON
1SUSHIMA
Yowgwol •)(
K«>»
AhHdd
Inchon
k-*s“«°nv
• 'Oian1!
• • »i .’
• Pyongtackiî Mugurıt _
^”oUT
*“ il^*7 K, (^y- (;'• \v' * Masan
Kwangıuı
Pohang ve Taegu İle son harekâta sahne olan yerleri, gösterir harita
Ankara5 (Akşam) — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, beraberinde Başbakan Adnan Menderes Ve Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü olduğu halde dün gece Bo-monti Gazinosuna gltmlç ve programı gece geç vakte kadar taklb etmiştir. Cumhurbaşkanına gidiş gelişte büyük tezahürat yapılmıştır. Bir tesadüf o-larak Millet Part.131 Genel Başkanı Hikmet Bayur da bahçede bulunuyordu.
Almanyanın silâhlanması
Times gazetesi buna taraft? r
Londra 5 (R) — Eu sabahki Times gazetesi başmakalesinde Batı Almanyanın si adlandırılmasını tetkik etmektedir. Gazete, bunun lüzumlu bir İş olduğunu söyllyerek diyor kİ:
«Sovyetler Doğu Aimanyadald polis kuvvetini tepeden tırnağa kadar silâhlandırmalardır. Batı Almanya polisi bu kuvvete karşı koyamaz. Kore işinden sonra baş gösteren lehti it şaka götürmez. Almanyanın sl'.âhlan-dınlmasının tehlikesi ne olursa
Yulsarıda Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Prof Nihat Reşat Belger açış nutkunu söylüyor, ® aşağıda Suudi Arabistan delegeleri [Yazısı 2 nel sahlfemlzde] g* — o
ıy free version ol
Kendine güvenen bir millet
Amerikada bir kaynaşma var. Son günlerin gazetelerini okursanız, dünyayı düzenlemek ve hürriyeti korumak vazifesini yüklenen bu memlekette kimsenin kimseden haberi olmadığına hükmedersiniz. Partiler arasında sert çatışmalardan başka, asker sivil devlet ricali birbirlerini yalanlamak ve doğrultmakla meşguldürler.
Başlıca iki parti arasındaki tartışmanın sebebi, bütün demokrasilerde olduğu gibi, üç ay sonraki seçimlerdir. Muhalefetteki Cumhuriyetçiler iktidarda ou-lunan Demokratlara şiddetle çatıyorlar. Şikâyetlerin, şiddetli hücumların baş konusu da —ahval dolayısile— dış politikadır. Muhalefet harbdenberi ilk defa olarak, hükümet partisini dış siyasette vurmak istiyor. Harbdenberi ilk defa müteveffa Başkan Rooseveltin adı, işlediği büyük günahlarla birlikte ortaya atılmıştır. A-merikan milletinin şimdiye kadar derin saygı ile andığı bu büyük devlet adamının, aldanarak ve kanarak dünyayı bu çıkmaza soktuğu, Yaltada Stalinin her dediğini, bilerek bilmiyerek, kabul ettiği ileri sürülüyor. Bugünkü Başkan Truman ve hükümeti de Asya politikasından dolayı sorumlu tutuluyor. Cinin komünistler eline geçmesi Kore harbi, Formoza ihtilâfı hep onun sırtına yükleniyor. Dışişleri Bakanı ve Bakanlığı ağır ithamlar altında bırakılıyor.
İnsana öyle geliyor ki As-yada sonu belirsiz bir harekete girişmiş, hür milletleri müdafaa etmek ve tecavüzü önlemek, icabında Rusya ile harbe tutuşmak İçin, tarihte eşi görülmemiş hazırlıklara başlamış ve bütün Avrupayı peşine takmış o-lan Amerika mevkiinde bir millet, ufukların en karanlık devrinde iç kavgaları unutmayı ilk vazife bilir. Fakat demokrasi, seçim,
muhalefet, hürriyet dünyası bu mefhumlara canı kadar bağlı bulunuyor- Her tehlikeyi unutturan bu bağlılık, bu milletler ve bu rejimler için zaıf mıdır, kuvvet midir, bunu en İyi İspat edecek vasıta, nazarî muhakemeler değil, hâdiselerin kim bilir ne zaman durulup belirecek neticeleridir. Şimdiki halde, İnsanlığın bin yıllık geleneği, milletlerin büyüklüğünü bu mefhumlara verdikleri kudslyetle ölçüyor. Her ne olursa olsun, Amerikanın çetin kaygılan ve yükümleri arasında, muhalefetin bu merhametsiz saldırışlarını, tahrik, tehdltlerile, asıp kesme tedbirlerile karşılamak, millî selâmete aykırı bulmak, hükümetin aklına gelmiyor
İki parti arasında başlayan seçim mücadelesi dışında Amerikada bir de askeri ve siyasî bir nevi anlaşmazlık göze çarpıyor.
Başkan Truman ve Dışişleri Bakanı, bugünkü tehlikeli durumda harbi genişletmemek gayretlle, mümkün olduğu kadar barışsever sözler söylerken Banriye Nazırı, bir Meclis komisyonunda . barışı korumak için Sovyet Rusya ile harbetmek ve atom bombası kullanmak zaruretini ortaya atıverdi. «Önleyici harb» fikri Amerikada hayli almış yürümüşe benziyor. Zamanın Rusya lehine çalıştığını, bugün Amerikan üstünlüğünün sadece atom silâhından ibaret olduğunu, Rusya bu silâhta Amerika ile eşitlik temin ettiği gün tecavüze girişeceğini, bundan dolayı yeryüzünde sulhu ve emniyeti yerleştirmek için şimdiden Rusya ile a-cık konuşmak ve yola gelmediği takdirde kuvvet va-sıtasile meram anlatmak gerektiğini düşünen ve hattâ söylemekten çekinmeyen asker sivil Amerikalı salâhiyet sahibi kimseler çoğalmıştır. Halbuki Sovyet Rus-(Arkası sahife 2; sütun 1 de)
Necmeddin SADAK
Güzellik kıraliçesi
Dün akşam Romaya vasıl oldu
Roma 4 — Türkiye Güzellik kıraliçesi Güler Anman bu akşam 22,15 te uçakla Romaya geldi. Buradaki Türkler Ve sefaret namına bir menıur tarafından karşılandı.
Güzeller Adriyatik sahilinde Rlmlnl şehrinde toplanacaklar ve İlk seçim burada yapılacaktır. Güzellerin 11-12 eylül günlerinde jüri önünden geçmeleri takarrür etmiştir. Bu resmi geçidin daha sonra şimal ve cenup İtalya şehirlcrlndo, balolarda tekrarı ve güzellerin muhtelif şehirlere tanıtılması da program icabı tesblt edilmiştir.
Hollanda. İsveç, Norveç, Avusturya güzellik kırallçeleri de Romaya. gelmişlerdir.
olsun, silâhlanmamasından hâsıl olacak netice İle karşılaş!** rılmalıdır.»
Yardımcı öğretmenlik
Bu kadroların lağvı düşünülüyor
Ankara (Akşam) — Milli Eğitim Bakanlığında bir müddetten beri Bakan Tevfik îlerlntn başkanlığında toplantılar yapılmaktadır. Dünkü toplantıda. Bakan Istanbulda olduğu İçin yalnız Bakanlık erkânı bulunmuş ve yeni yıl bütçesi üzerinde çalışmalar yapılmıştır.
Bu arada evvelce öğretmenlik Istiyen 700 üniversite mezununun dilekleri görüşülmüştür.
Gençler İş bulabilmek için bü yük şehirlerdeki yardımcı öğren menlik kadrolarının, lağvedilmesi ve bu suretle yeni bir teşkilât kurulması düşünülmüştür. Henüz karar verilmemekle beraber 700 gence Imkûn nlsbetln de İş bulunmasına çalışılacaktır. _____________
Dün on iki gece kondu yıktırıldı
Kanuni memnulyete rağmen, şehrin muhtelif yerlerinde İnşa olunan 12 tane gecekondu dün ekiplerinin
I nezareti altında yıktırılmıştır.
Hindistan’da yeni zelzeleler
Kalküta 5 (A.A.) — Assam-dan gelen son haberlere göre, bir haftadşnberi artan bir şiddetle bölgeyi günde ortalama 12 defa sarsan depremler netb t cesl yeniden 400 kişi ölmüş ve Jandarma ve polis yaralanmıştır.
Sapanca orman yangını
Yağan yağmur sayesinde söndü
Sapanca 5 (Akşam) — Sapanca köyleri üzerinde başlayan orman yangını muhitinde bulunan köylerin ve Adap azarından gelen askeri kuvvetlerin yardımı ile birlikte sağanak halinde yağan yağmurlar sayesinde dün akşam söndürülmüştür. Yanan bölgenin 50 bin hektarı aştığı bölge İşletme memurluğundan öğrenilmiştir.
Diğer taraftan lkl gün evvel Doğançay bucağı üstünde bulunan ormanlarda çıkan yangın da tahminen 60 - 70 dönüm yandıktan sonra dün akşam söndürülmüştür.
Terbiye kongresi açıldı
Terbiye kongresi müzakerelerini takip edenler (önde Milli Eğitim Bakam Tevfik İleri, VaU ve Belediye başkanı Prof.
Fahreddln Kerim Gökay) [Yazın 2 nal sahifemlsdol
DSİ K K .
Sigorta şirketlerinin mahvına mı yürüyoruz?
Gerçi her inal sigortalı değildir; gerçi reassıirans da var. Fakat yangınlar lıöyle giderse, tekıpil dünya şirketlerini iflâs cttiuner.ıiz mümkündür. Sayısını unuttuk: Kaç biiyiik yangına uğradık? Kasabalar, ormanlar, korular, resmî binalar, fabrikalar, biribîriuiıı peşi sıra yanıyor.
Sultan Hanıitün son devrinde ve Meşrutiyet sırasında, tstanbulun üzerine sanki bir şeamet çökmüştü. Koca senitlerimiz, mahallelerimiz kül olup duruyordu. Bu sefer, aynı uğursuz pertavsız vurdun üzerinde dolaşıyor.
Fakat eski kâhinler gibi, bu giM hâdiseleri, yıldızların yaklaşması, uzaklaşma-slyle izah edemeyiz elbette. Yangınların bu derece sık olması arıcak «ihmal» kelimesiyle izah edilir: «Orman itfaiyesi» diye yeni bir mefhumla ilk defa karşılaşıp kaç ormanı kaybettikten sonra orman itfaiyesinin ihdasını düşünüyoruz. Nitekim vaktiyle de. İstanbul semtini dumana verdikten sonra şehir itfaiyesini, deniz itfaiyesini memlekete sokmuştuk. Halbuki, asrın icabetti rdlğl yangın söndürme seklileri pek daha önceleri, başka memleketlerde mevcuttu.
Belki bunun tayyarclisi vardır; kimyevî eczalısı vardır. Ve hiç bLrlnin flati, ou son zamanlardaki yangınla-Irımızın zararı derecesinde olmasa gerektir.
At çalınmadan ahırı kapamağı zaman öğrenece-Bar.
Belediye seçiıri-nin neticeleri
643 belediyeden 551 inde Demokrat Parti kazandı, 15 vilâyette tasnif dev^m .ediyor
Ankara 4 — Belediye seçimlerinin kati neticesi yarın anlaşılacaktır. Fakat şimdiye kadar elde edilen malûmat mevcut 643 belediyeden 551 İnde D. P. nın kazandığını, 15 vilâyette tas nlfln devam ettiğini, diğer yerlerde de C. H. P. nln kısmen ve ya tamamen seçimleri kazandığını göstermektedir.
C.H.P. ancak Slnobun merkezinde, Uşak, Bigadiç, Kızılcahamam, Çubuk, Seferihisar, Balya, Turhal ve Mecl tözünde, Millet Partisi İse şimdilik sadece Afyonda merkez ilçesinde kazanmıştır. Ulus gazetesi C.H.P. nln 68 seçim merkezinde ekseriyeti sağladığını bildirmektedir.
İçişleri Bakanı Rükneddln Nasuhloğlu bugün seçimler hak kında beyanatta bulunarak şöyle demiştir:
(— Telefonla alınan malûmata nazaran, seçimlerin memleketin her tarafında huzur ve sükûn içinde geçtiğini 6öyllye-blllrlm. Seçimler tamamen ka-
nun hükümlerine uygun Ve hl| bir tesire kapılmıyarak hemşehrilerin verdikleri reylerle neticelenmiştir.»
Bakan, umumi neticelerin yarın anlaşılmış olacağını sözlerine İlâve etmiştir.
Ticaret Bakanı Istanbula gelecek
Bir mliddettenberl Ege bölgesinde tetkiklerde bulunan Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zuhttt Vellbeşe beraberinde Teşkilâtlandırma ve Küçük Sanatlar U-mum Müdürü Menam Ylğiter ve Dış Ticaret Dairesi Reis muavL-nl Orhan üt kan olduğu halde 7 eylül perşembe günü şehrimize gelecektir.
Bakan, şehrimizde kaldığı müddet İçinde Bölge Sanayi Birliği İdare heyeti, Bölge Ticaret Müdürlüğünde tetkiklerde bulunacak ve bu arada Balık Koo-peratllferi mümessilleriyle görüşecektir.
Beş güzeller konuşuyorlar
Ayieo, iki giizel daha ayrılmasıoa itiraz ediyor
Güzellik Kıraliçesi seçiminde İkinciliği kazanan Aytaa Üluatlı ile muharririmizin evinde yaptığı lklnol röportajı bugün üçüncü sahlfemlıde bulacaksınız.
5 Eylül iyot»

Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Biraz da kendimize!
MRlettcrarası meseleleri halletmekte masallahunız »ar! Liberaller kongresine Alınanları iive olarak alıp almamak bahsinde çetin münakaşalar bas göstermiş. Sonunda Türklerin verdiği ustruplu bir taktir reye konmuş. Almanlar da hür milletler arasına kabul edilmişler.
Milletlerarası Parlâmentolar kongresinde münakaşalar çıkmaza girdiği raman Türk murahhasları imdada Yeüsiorlarmış. Öyle güzel konuşmuşlar, öyle yerinde müdahaleler yapmışlar, öyel dört başı mamur takrirler döşenmişler kî kongre bu sayede selâmetle hedefine doğru ilerlivormuş.
Ya milletlerarası Pcn kulübünün toplantısında Türk Pen klûbüniin değerli başkanı Halide Edib adı-var’ın gösterdiği aklı selim yolu? «Edebiyatçılar pohtıka ile uğraşmalı mıdırlar, uğraşmamalı mıdırlar?» bahsi açtknca kopan fırtınayı Halide Edib Adıvar’ın yerinde bir müdahale ile yatıştırdığını ajanslar haber verdi.
Simdi tskandin.avyalılaraı İçinden çıkamadıkları bir mesele var: Şimal devletleri birleşmek istiyorlarmış «ma başşehir Stökholm m'i olsun, Oslo mu otsun r.ıc-yc’csi bir türlü balledilcmiyormus. Bir Türk murahhası göndersek de bu meseleyi de hail ediverse...
Güzel .. Güzel... Gönderelim... Simallilerin de işleri yıılıına girsin! Ama ou arada bizim memleketin meselelerim kim halledecek? Ukalama biraz da kendi islerimizi düzeltmenin çâresini gösterseler... Bakın pirinç sön günlerde 110 kuruştan 140 kuruşa çıktı. Daha buna göre ne dertlerimiz var!
Avrırpa milletlerine şapır şupur da bize gelince yara bbi şükür mü?
Şevket RADO
Seçimlerin neticesi
CUBIHüRİYET’In başmakalesinde Belediye seçimlerinin IJ. P. nin zaferiyle neticelenmesinin sebepleri araştırılarak 50 maddeler ürerinde durulmakta -dır:
1 — Halk kütleleri .Demokratı Partiye ulan İtimatlarını muhafaza etmektedirler; hem de kesif bir muhalefet propagandasına rağmen.
9 — Muhtar seçimlerinin neticesi, Demokrat Partiyi İkaz e-derek demokrasi rejimlerinde, telkin ve propagandanın lüzumunu teyld etmiş olduğundan, parti teşkilâtı Belediye seçimlerini kazanmak için faaliyete geçmişlerdir,
3 — Muhalif partilerin, bilhassa Cumhuriyet Halk Partisinin Belediye seçimlerinde mağlûbiyete uğramasında, bu partinin, propagandasını yanlış bir esas üzerinden yapmış olması da büyük rol oynamıştır. Bu propaganda yapıcı değil, yıkıcı olmuştur.
4 — Halk Partisinin, dlğeT yerdeldieri bilmiyorum anıma. İstanbul adayları içinde, uzun yıUardanbert Şehir Meclisine seçilmiş ve halkın teveccühünü kaybetmiş bazı kimseler de vardı. Bunların da listelerde bu-
lunması, kurunun yanında yaşın da yanmasına eebeb olmuştur.
3 — Sonuncu bir sebeb olarak da halk kütlelerinin, belediyelerde İktidar partisine karşı muhaliflerin ekseriyeti teşkil etmeleri, anormal bir vaziyet doğuracağını döşünmüş olmalarıdır.

C. H. P. niçin kaybetti?
Seli Rngıp Emeç de SON POS-TA’da C. H. P. nin Belediye seçimlerini niçin kaybettiğini a-raşlırarak şunları yazmaktadır:
«D. P.; müşahhas olarak hiçbir va'dln müteahhidi değildir. ■ Buna mukabil: eski İktidarın gözden düşmesine sebeb olan keyfi kararlardan; beceriksiz a-damlan kayırmak, milli gelirleri geçim ve yiylm kaynağı haline getirmek ve işe adanı bulmak yerine, adama İş temin etmek gibi İsraflardan beri kalacağını mUll bir teminat olarak İlân etmiş ve kanunu her şeyLn üstünde hâkim kılmak prensl-pinden asla aynlmıyacağını bildirmiştir, Bu da muhakkaktır.
C. H. P. İller, fırkalarını, bir, lokma ve bir hırka partisi haline getirdiler ve hüsrana uğradılar.
D. P. iller için, bilhassa, bundan kaçınmak, milletin muhabbetini muhafazada devam etmenin başlıca sırrıdır...»

C. H. P. ne diyor?
Eten» İzzet Benice de SON TELGRAF ta aynı meseleye temas ederek şunları yazmaktadır:
«Demokrat Parti Belediye seçimlerini kazandı. Buna karşılık C. H. Partisinin kaybı da bir hezimet halinde değildir. Seçimleri kazanamamış olmakla beraber, hayatiyetini muhafaza ettiğini İspat etmiştir. Millet Partisi de seçime katıldığı mahallerde eskisinden daha canlıdır.
Ancak, memleket ölçüsünde seçime İştirakin azlığı dün de bu sütunlarda tebarüz ettirdiğimiz gibi ne hiçbir partiyi sevindirecek, ne de ağlatacak ve ıstırap verdirecek mahiyette değildir. Demokrat Partinin kazanması tabiidir, çünkü, bütün fizasını seçime soktuğu gibi, elindeki bütiin vasıta ve İmkânları da bu yolda kullanmıştır. C. H. Partisi kazanamamıştır, fakat, İştirak nispetine nazaran Azasının ve halkın alâkasına mazhar olmuştur. Zaman bu İlgiyi arttırabilir a
Tenis şampiyonası sona erdi
Çift erkeklerde Harper - H. Weiss, çift kadınlarda Head- M. VVeissve karışıklarda Dorfman - Tuckey şampiyon oldular
Kendine güvenen bir millet
Terbiye kongresi
«Ha» tarafı Birinci sahUjeflel
ya. bir yandan isini görürken öbür tararın her ver-de barışseverlik propagandasına geniş ölçüde girişmiştir. Ameri kavı saldırganlık, harb tahrikçiliği ile suçlandırıyor. Bu propagandaya inananlar harb istemeyiz diyenler çoğalıyor. Fran-sada «Barışseverler? silâh tasıvan bir trenin önüne yattılar, ve mahkemede be-raet kazandılar. Amerikada çıkmaya başlayan ve harb
Millî Eğitim Bakanın nutku ile açıldı
bütçesi 35 mUvar dolan tab k|;
İstanbul Muallimler BlrUğl tarafından tertiplenen 2 nel Terbiye Kongresi dün saat 15 te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Milli Eğitim Bakanı Tcvflk İlerinin bir nutku İle açılmıştır. Milli Eğitim Bakanı bu açış nutkunda, çocuk terbiyesi ve bu mevzuda öğretmene düşen vazifeleri geniş bir şekilde izah elmiş ve bu arada de-
Belediye seçiminden sonra
C. H. Partisi Belediye seçimini neden kaybetti?
Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlurun mütalâası
lnrNv*TF -Bu hâl? vermek» ihtiyacından doğan , harb sesleri komünist pro- ( pamandacılarının ekmeğine:' vağ sürüyor. Bundan dolayı,' M. Matthews’un «Moskova- ' ya bir atom bombası ata- ' İmi - tarzındaki carip beya- ' natı Amerikada olduğu ka- ' dar Avrupada hem hayret- • le. hem hiddetle karşılandı. Bu sözlerin hükümetin görüsüne uvğun olmadığı açık- ! landı. Muhalifler bittabi bunu da yakaladılar.
Amerika tam ve ferdî hürriyet memleketi olduğu için midir nedir, hükümet arasında anlaşmazlık bu kadarla da kalmadı. Kore harbini Birleşmiş Milletler adına idaTE eden general Mac Arthur, muharipler cemiyetine gönderdiği mesajda Formoza adasınm Amerika için çok ehemmiyeti! bir stratejik nokta olduğunu ve Amerikanın bu adayı kimseye veremlyeceğtni yazıp yollayıverdi. Yan yolda Trumanın haber aldığı bu mesajı geri çektiler. Fakat Amerika bu... Bir kaç kulağı delik gazete mesajı neşretmiş bulunuyorlar. Kıyamet koptu. Cin İle Amerika arasında bir lıarb vesilesi olabilecek ve Birleşmiş Milletlere intikal etmiş bir meselenin. Birleşmiş Milletle- komutanı taralından bu' şekilde ele alınması büyük dedikodulara yol açtı. Çin. ile harbe tutuşmaktan son derece kaçınan Truman zor duruma düştü. Amerika ıie Cini birbirine tutuşturmaya çalışan Sovyet Rusya tu hâdiseden de âzami istifade etti. Başkan Truman general Mac Arthure bir İhlar yolladı, Amerikanın Formoza adasında gözü olmadığım tekrarladı, hâdiseye «kapanmış> nazarile bakıldı. Muhalifler buna da parmak doladılar.
Muhaliflerin tenkidleri, hücumlar» bir tarafa, «önleyici ve koruyucu harb> merci esin de veya Fornıozanın akıbetinde resmî hükümet dili mi doğruyu söylüyor, yoksa gevezelik eden yetkili şahsiyetler mi Amerikanın gerçek niyetlerini açığa vuruyor? Ortalığa yayılan şüpheler bu nazik, tehlikeli durumda Amerikan siyasetini idare edenlerin vazifelerini tok güçleştirmektedir. As-
«Öğretmcn arkadaşlarımın 1-llm ve irfanından memleket çocuklarının tam bir şekilde faydalanabilmelerini temin etmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Ben Türk öğretmenin her yerde, her zaman en çok saygıya ve selâma lâyık bir insan olarak yaşamasını İstedim ve bunun için çalışacağım.
Bu mevzuda yapacağımız İlk şey, bu kutlu camlanm içine her nasılsa girmiş bulunan bazı soysuz ve vatansızları, el birliği Ue temizlemek olacaktır.
Şunu İftiharla söylly e bilirim ki: Bugün memleketimizde mevcut bulunan 40 bin öğretmenin ancak üç dört yüzünü bu İnsanlar teşkil etmektedir.»
Milli Eğitim Bakanından sonra söz alan Prof. Remzi Oğuz A-nk, Terbiye kongereslnln gayelerini İzah etmiş ve bunu mü-taakıp. Birlik: adına Prof. Şekip Tunç, vc Terbiye Encümeni adına da Dr. Miimtaz Turhan birer konuşma yapmışlardır.
Bundan sonra Prof. Ahmet Hulusi Ardel. Nevzat Aya», Nezaket Nurettin Ege, Safa ş. Erktin, Rüştü Ultan ve Hilmi Yo-laç muhtelif mevzularda birer hitabede bulunmuşlardır.
Kongre 6 eylül çarşamba gününe kadar devam edecektir.
Samed Ağaoğlu Türk ocağını ziyaret etti Şehrimizde bulunan Başbakan Yardımcısı Samct Ağaoğlu dön saat 17 de yanında İstanbul milletvekili Hüsnü Yaman olduğu halde Türk Ocağı merkezini ziyaret etmiş. Ocak İdare heyetiyle bir saat kadar görüşmüştür.
Başbakan Yardımcısı bu akşam Ankaraya hareket edecektir.
Doğan Sigorta A.Ş.nîn
İkramiyeni hayat sigortasının 2/Eylül/1950 tarihinde çekilen 18 İnci keşidesinde 2503 poliçe numaralı Sapanca ilkokul öğretmeni Bay Remzi Odabaşı 1000 Hra ikramiye kazanmıştır.
kertikte, harbde, dış siyasette bir derece gizlilik zaruretini Amerikalılar da öğreninceye kadar, galiba, bu böyle devam edecek,.. Kendine güvenen bir millçt.
Necmeddin SADAK
İzmir 4 (A. A.) — Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaosnıanoğlu, bugün kendlsi-le konuşan Anadolu Ajansı muhabirinin sorduğu çeşitli sualleri aşağıdaki şeklide cevaplandırmıştır:
—Seçim neticelerinin sizde u-yandırdığı İntiba ve kanaat nedir?
____Başka türlüsünü beklemiyorduk. Yıllardır beslediğim bir İrana a t-, vardır. Halk Partisi bir parti değil gayri tabii bir tahakküm ve istibdat şebekesidir. Milletimiz ergeç bu tahakküm şebekesini ortadan. kaldıracak ve bu vatanda yarından emin. oLarak hür ve korkusuz yaşamanın yollarını bulacaktır. Bu kanaatim daha 1946 da tahaşşüt edecekti. Fakat seçimlerin kanun, insaf ve ahlâk kaideleri dışında olarak herşeyi altüst et mesl bunun husulünü geciktirdi. 14 mayısta, milletimiz İlk vc kati kararını reyleri İle ilân etti. Adnan Menderesin dediği gibi, «O zaman mütehakkkn iktidarı yere serdi, son belediye seçimleri ile de o iktidarın muhalefet partisi olarak büsbütün silinip tarihe karışması gerektiği hükmünü verdi» zaten başka türlii olmasına imkân var mıydı?
Dünkü tek parti, tek şef sisteminin arkasına saklanıp bu milleti hor görenler, ona her türlü cefayı yapmaktan çekln-mlyenier, vatandaşları bir sürü halinde görmekten zevk alanlar, düşünceyi, yazıyı vatandaşın siyasi, içtimai hürriyetini ortadan kaldırmakla bahtiyar olanlar, bu memleketteki sessiz ilgi bir nevi huzur vc sükûn telâkki edenler, Türk milletinin her günkü hayatını 011a zehir etmekle perva duymayanlar, ve nihayet Türkiye Büyük Millet Meclisi binasına bile şayian mutasarrıf olmaya cür’et edenler üç ay İçinde ıslahı nefs ve hal etmişler mi idi kİ bu millet tekrar onlara rey versin?-. Bu milleti yıllardır, tek elde İdare edenler, kanun ve nizam necilr bllmiyerek bu memlekette ancak keyfi İdareyi kendilerine şiar edinmiştir. Fakat memleketin huzurunu düşünmek kaygısı ve memlekette kareleş kavgasına gitmemek İçin.sarfedilen gayret asıl neticeyi bugünlere kadar uzatmış bulunuyor.
şalisi kanaatim budur. Bu kanaatimi mesul bir adam olarak değil, bu milletin içini ve dışını bilir, şevkini ve ıstırabını duyan bir vatandaş sıfaLIyle söylüyorum kİ, bu memlekette artık C. H. P. denen teşekküle ve onun şefi olmakla İftihar e-den bahtsız İnsana Türk milletinin bir daha mukadderatını
teslim ve emanet etmesine imkân yoktur. Halk Partisinin başında ve İçinde çalışan, mazinin töhmetlerini taşıyan veya taşımayan ihtiyar ve genç bütün ' vhtandaşlar da bilmelidir ki, bu partiyi bu şekilde yaşatmaya çalışmak veya bu teşekkül İçinde Bir takım palyaliflerle o-nu İslaha çalışmak her geçen günün mesullytlerine iştirak et mc-k ve yaşlan başlan iktizası bugün töhmetti vaziyette olmayanların da mevcut mesuliyetlere iştirak etmesi demektir.
Ben öyle yaşlı ve günahsız va tandaşlar tanırım İd, şehirlerde I ve kasabalarda sırf memleket endişesiyle bu partiye girmişler, onun mesuliyetlerine İştirak etmiyoruz zannlyle ona mesnet olmuşlar, onun yukarıda çatır-dıyan ve çökmek üzere olan çatasım sırf civanmertlik histeriyle bir müddet daha tutmaya ça İışmışiardır. Bunların mesuliyetleri, gün geçtikçe bu memleketin hürriyetini gasbedenler ve bu memlekette tahakküm 1-daresinl en lüzumlu bir İdare İmiş gibi göstermek Istiyenler ve uzun zaman milleti öyle İdare edenler kadar ağır olmaya başlamıştır. Hele bugünkü muhalefet saflarında... İktidar sür megl en mütereddi bir sultanlık idaresi haline getiren C. H. P. ve onun şen, muhalefeti meni leket içine lftlrakçıhk sokmakta, vatan müdafaa ve muhafazasını lüzumsuz bir gayretkeşlik saymakta devam ettikçe Tiirk milleti İçine zilleti ve korkuyu «okmayı en basit bir hikmeti hükümet telâkki ettikçe bu partiyi ve bu şefi desteklemekte devam eden vatandaşların-İradelerine ve şuurlarına biran ewel sahip olup memleket endişesinden mülhem kararlara varmaları icap eder,
— O halde bu parti daha çok zayıflasın da D, P. tek parti halinde mİ kalsın isliyorsunuz?
— Bunu bir an bile düşünmüş değdim. Memleketimizde çok partili hürriyet nizamını eskiden biri müdafaa «imiş bir insanım. fakat O. H. P. sini ne iktidarda,, ne de muhalefette lk«ı modern manas! le bir parti saya ıntıdım ve hâlâ da sayamıyorum. Her şeyden evvel Türk mil Jetinin İrade ve koran yerine gelmedi, bu teşekkül içinde yer alan hakUd vatanperverler ken dişini bu hale koyan zararlı un surları mutlaka tasfiye etmek kudret ve cesaretini göstermelidirler.
— Bugünkü rejim İçin bir tehlike tasavvur eder misiniz?
— MilleUmhı bu asil kemalin! gösterdikten ve iradesine sahip olmanın mâna ve şümulünü 1-yice anhyarak bütün cllıana 1-
Yol kesenler yakalandılar
Adapazarı yolunda ve Anlcaradaki hâdisenin failleri ele geçirildiler
Ankara 4 — Çubuk yolu üzerinde bir taksinin yolunu keserek, yolculara tecavüz etmek İsteyen şahıslnr bugürt Ankara zabıtası tarafından yakalanmışlardır.
Mütecavizler, C.H.P. Bâlâ teşkilâtı tarafından kullanılan cip arabasının şoförü ite kafadarlarıdır. Bunlar, taksideki yolculara gece yarısı sarkıntılık etmek İstemişler ve sopalarla hücum etmişlerse de erkeklerin şiddetli müdahaleleri karşısında savuşmayı tercih etmişlerdir.
Mütecavizler 14 kişi kadardır. Ankara polisi bu sabah mütecavizlerin hepsini yakalamıştır.
îzmlt 4 — Adapazarı - İstanbul şosesi üzerinde müteaddit soygunculuk harekelinde bulunan 5 kişilik bjr haydut çetesi 15 günlük bir araştırma sonunda jandarma tarafından yakalanmıştır. İzmit jandarması tarafından yakalanan bu çete savcılığa teslim edilmiştir. Son Af kanunundan istifade etmiş eski mahkûmlardan mürekkep olan çetede şu kimseler bul tınmak taydı: Sabrl Kaya, Şükrü Kavak, Osman Hıyar. Haşan Ural, Memlş Kaya,
İzmit jandarması bu beş haydudu Gebzenin Yağcılar ormanlarında sıkıştırmış ve burada eşyalar He birlikte yakalamıştır. ____
Ordu atletizm takımı Fransaya gitti
Onlu atlet İzni takımı, Fran-sada yapılacak Ordulararası atletizm müsabakalarına İştirak etmek Ü2tre dün uçakla Fransaya hareket etmiştir.
Tenis, Eskrim, Dağcılık Kulübünün mükemmel bir organizasyonla tertiplediği 5 İnci Enternasyonal» Tenis Şampiyonası dün nlhayettenmlştlr. Kortlar meraklılarla çevrilmişti. İlk maçı çift kadınlar 'finalinde MuaJlâ O. He Bahtlye Head ve M. Weiss’e karşı oynadılar. Misafir Çift bizimkilere çok yüksek oyun çıkardılar. MualJA ve Bah-tiye bütün enerjileriyle çalıştılar ve İlk sette kuvvetli rakiplerinden 4 oyun bile aldılar, O-yun 2 sette Head ve Welss'ln 6/4 6/2 galebesiyle bitti
2 nel karşılaşmayı herkes heyecanla bekliyordu, çünkü Ko-valevskl ile Dorfman Harper. H. Welss'e karşı oynuyorlardı. Bu maçta herkes. Amerikan eklpin kazanacağını kuvvetle söylüyordu.
İlk seti Amerikalılar rakiplerine göz açttrmadan 6/2 aldılar. 2 ııcl sette Harp erle Welss mükemmel bir oyun çıkararak 6.'4 aldılar. Bu sette Harper ve Welss'e 4/5 te iki adet setbol geldL 3 üncü sette gayet sıkı başlıyan Harper ve arkadaşı mükemmel bir oyum çıkardılar, Uk başlarda bozuk bir oyun çıkaran Welss, 3 üncü sette oyunu düzeltti ve Harperl desteklemeğe başladı. Bu sette de 5/4 te bir setbol kazanan Harper ve
Weiss rakiplerinden seti 8/4 kopardılar. 4 üncü seli muhakkak olmağa karar veren Harper ve arkadaşı rakiplerine tenisin bütün inceliklerini tatbik etliler, 5/1 İleri vaziyete kadar çıkan Harper ve Weİ55, selin sununa kadar tam 7 adet niaç topu kazandılar ve en sonunda 8 İnciden istifade ederek bu
seti de 6/4 alarak şampiyon oldular ve dakikalarca alkışlan-1 1 dil ar. Q
Şampiyonanın son maçını p» Dorfman île Tuckey, Holanda-ç^ nin sempatik karışığı Hanseiî^^ ve Link'e karşı oynadılar. Tuc- Q key ve Dorfmanın sıkı oyununa karsı Holandalılann netice alma lanna zaten imkân yoktu. Tuckey’in bir erkek tenisçi gibi oyununa karşı Holandalilar 2 sette maçı 6/2 6/1 verdiler ve bu suretle de Dorfman İle Tuckey şampiyonayı aldılar.
Bu mükemmel organizasyon-^ dan dolayı Tenis, Eskrim, D?.?-cılıic Kulübünün tertip komite- Q lerlnl tebrik eder, gelecek yıl da bu organisyonun yine böyle S? muvaffak olmasını dileriz. Ge-ce de kulüp bahçesinde misaliz 0 tenisçiler şerefine mükellef bir £) balo verilmiş ve şampiyonaların f mükâfatlan törenle alkışlar hırasında kendilerine tevdi edilmiştir. — Celâl ULUĞ
C O
£
> 0
P
Doğu Akdeniz sağlık komitesi toplandı
Sağlık Bakanı Prof. Nihad Reşad Celger’in nutkundan sonra çalışmalarına başladı
İlân ettikten sora, bu memlekette kurulmuş olan hürriyet nizamının her hangi bir sebeple ortadan kaldırılabileceğini hatırdan bile geçirmiyorum. Hürriyet nizamı ya bugün iktidarı elinde tutan parti tarafından yok edilebilir kİ, aklı başın da hiç bir adanı bu ihtimali dü-şünemeı Kökü hürriyete dayanan ve hürriyetle beslenen bir partinin diktatörlüğe gitmesi mümkün müdür? Kaldı kİ, Türk milleti artık hürriyet nizâmının en uyanık bekçisidir.
İkinci ihtimal şudur:
Maziye hasret çekenler tekrar eski diktatörlük nizamını kurmak için fırsat bulurlar... Bunu da düşünmek sadece bir delilik olur. Bu noktada hürriyet nizamının teminatı Türk milletinin hürriyet aşkuıdan başka bir aşk tanımaması bir de o eski nizamı kurmak Lstt-yenleri varlığının düşmanı saymasıdır.
Burada yukarıda söylediklerimizi tekrar edebiliriz:
Türk milleti hiç bir zaman artık Halk Partisine ve onun şefine köle olmıyacakUr.
Dünya sağlık teşkilâtının Doğu Akdeniz bölgesi İstanbul toplantısı dün saat 10 da Yıldız Şale köşkünde Sağlık Bakanı Prof. Nihat Reşat Belger’ln bir nutku He açılmıştır.
sağlık Bakanı kısa bir konuşma yaparak delegeleri selâmlamış ve nıütaakıben dünya sağlık teşkil ât inin tarihçesinden ve bu toplantının gayelerinden bahsettikten sonra kongreye başarılar dileyerek sözlerine son vermiştir.
Sağlık Bakanından sonra kürsüye gelen Doğu Akdeniz bölge direktörü Şuşa Paşa da bölgenin faaliyetinden bahsederek şöyle demiştir:
«— Doğu Akdeniz bölge komitesi üçüncü toplantısını yaparken İskenderlyedekl büromuz bir senelik çalışmalarını tamamlamış bulunmaktadır. Bu müddet zarfında bîr çok İşler başarılmış, Pakistan ve İranda sıtma mücadele ekipleri kurulmuş, tstanbulda da açılan verem mücadele merkezi çalışmaya başlamıştır. Bu İlk senenin en mühim, vazifesi bölgenin sağlık durumu hakkında malûmat toplamak olmuştur. Bu malûmat temin dilmeden hiç bir faaliyet gösterilemez, Bir çok memleketlerin umumi sağlık teşkilâtlan tamamlyle kifayetsizdir. Her ne kadar bir çok devletler uzun vâdell sağlık plânları hazulamışlarsa da henüz halkın İhtiyaçları karşılanmamak tadır.
Hükümetlere hatırlatmak İsterim, hükümetler halk tabakalarının «ağlığım teminle mükelleftirler. Bu da bugün için kifayetsiz olan sağlık tşkllâtla-nnı geliştirmek ve sosyal refahı teminle mümkündür.»
Şuşa Paşanın nutkundan sonra başkan seçimine geçilmiş ve Pakistan delegesinin tekilli üzerine kongre başkanlığına Türk delegesi Dr. Nail Karabudak seçilmiştir.
Saat 11 de toplantıya son verilmiş ve kongre saat 15.30 da toplanarak gündemdeki meselelerin müzakeresine devam etin iş Lir.
Toplantıya Mısır, Habeşistan, Fransa, İran, Irak, Pakistan, Suudi Arabistan, Birleşik Krallık ve Türk delegeleri işlirak etmektedir. Bölge toplantısı İKrşembe akşamına kadar devam edecek ve bu
Doğu Akdeniz bölgesinin 22 memleketini alâkadar eden sağlık meseleleri görüşülecektir. Bölge toplantısından sonra sağlık istatistikleri konferansı baş-lıyacak ve bunu da 11 Eylülde açılacak olan umumi hıfzısıhha eğitimine daJr bir sergi takib edecektir. 12 Eylülde de dünya sağlık teşkilâtı ile ligin bir seminer yapılacaktır.
Toplantıdaki Türk heyeti Dr. Nail Karabudak, Dr. Sabit Akalın, Dr. Kadri Olcar, Dr. Cemal ettin Or. Dr. Nurettin Onur, Dr, Tevfik Alan, Dr. Arif Anıl, Dr. Niyazi Erzin. Dr. Mithat Siier, Dr. Zekâl Tw’Ç-man ve Dr. Zühtü Berkol'dan müteşekkildir.
Valinin kokteyli
Birleşmiş milletler Akdeniz bölgesi sağlık kongresine iştirak eden delegelere dün akşam saat 18 de rall ve belediye başkanı profsör Gökay tarafından bir kokteyl parti verilmiştir.
Kokteylde vaij ve delegelerden başka Sağlık Bakanı profesör Nihat Reşat Briger. Sağlık ve Sosyal Yardım İşleri Genel Müdürü, Sağlık Müdürü ve diğer davetliler hazır bulunmuşlardır.
Millî Piyangodan çıkan 1OO,OOC lira
Bu sene 30 Ağustos ayı şans dağıtıyor galiba.
İstanbul şehri sakinlerine bir taraftan güzellik tacı giydirirken bir taraftan da başlara talih kuşlan konduruyor
Henüz kimsenin varlıkla nadan haberdar olmadığı bu talihliler Milli Piyango İstanbul bürosundan 30 Ağustos çekilişine alt 341542 numaralı tam bilette 300,000 lira kazanan tlya Yafe ve Alber Buhardır.
Hususi bir müessesede kâtiplik yapan ve senelctdenberi talihlerini müştereken deneyen bıı İki arkadaş kendilerini bir anda zengin eden bu güzel tesadüften hakkile faydalanacağa benziyorlar.
İkisi de tam bir İş adamı edası ve neşesi taşıyan Alber ve 11ya bundan sonra ticaret ha s atma atılacaklarmı söylemektedirler,
îstanbuiun bu yeni talihlilerine bu sahada da muvaffakiyet
toplantıda ve
dileri
5 Eylül 1950
AKSAM
Sabite
M Ş AKjAMe]
Şunu bunu bırakın! Asayiş isteriz,,»
Sular idaresindeki
suiistimal
Beş güzeller konuşuyorlar
Dünkü gazetelerin zabıta vakaları vinç camiamızın yüzünü kızartacak raddeyi İnıldu.
1 — tki erkek, zevceleriyle beraber, otomobille Ankara barajıma gidiyormuş. Taksiye binmiş saldırganların hücumuna uğrayı», kanlarını kurtarmak için kaçarlarken, hu sefer de bir jip otomobiliyle karşılaşmışlar. îtinde pürsilâh altı iz-baııdut varmış. Bunlar da kocaların ellerinden kadınlarını almağa çabalamışlar, Arkadan öbür taksi yetişmiş... İlli...
2 — İki sürünün başında iki çoban, Konya d an An karaya hayvan götürürlerken, bir kamyonun içinde beş silâhlı belirmiş. Çobanları bağ layarak, sürülerini kamyona yüklemişler, mezbahaya satmak istemişler.
3 __ Sabıkalı hırsızlardan
biri, Kızıltoprakta birinin evine girmiş, haneçri sıyırıp... İlh...
4 — Bir hacı namzedi dolandırılmış. «700 lira verme. 650 liraya seni hacce götürürüm» demiş, hacmin parasını deve yapmış.
5 — Çerkeş köylüleriyle Demirciler köylüleri arasında düğünde toprak bastı parası yüzünden kavga çıkın düğün alayı muharebe rnevdanına dönmüş.
6 — Ankarada Haşan Kaya isimli genç bir komiser muavini, sevdiği kızı kaçırmak istemiş ve yolunu kes-m’«. Kızcağız mukavmet edince. Haşan, tabancasây-le başına vurup sevgisilini bayıltmağa kalkışmış, etraftan yetişenler, kızı komiser muavininin elinden zor kurtarmışlar.
Her halde:
— Polis! — diye bağırmışlardır.

Bütün tuı haberleri. Son Posta'nın 4 eylül tarihli nüshasından aldım.

Öyle hadisler oluyor İd, bunlar, seri halinde sıralanınca. muharririn mütalâa bevanına lüzum kalmıyor.
Her halde asayişin, bir parça daha mükemmel olması temenniye şayandır.
(Vâ - Nü)
Vali ve belediye reisinin beyanatı
Sular İdaresinde veznedar Mehmet Falk'ın İntiharından sonra meydana çıkarılan suiistimali tahkik için teşkil edilen heyet tetkiklerini bitirmiş ve raporunu vermiştir. Dün bu hususta malûmat rica ettiğimiz Vali ve Belediye Başkanı Prof. Gökay demiştir kl:
— Tahkik heyeti raporunu hazırladı. Tahkikatın verdiği^ neticeye göre intihar eden Sular, İdaresi veznedarı tahminen 230( bin lirayı zimmetine geçirmiş-, tir. Bu suiistimale IştirâJc eder? başka memur görülmemiştir) Ancak bu suiistimali başlangıç-), ! ta anlıyacak vaziyette olanların j vazifelerini İhmal ettikleri gö^ rülmektedlr. Bunlar tecziye e-, aileceklerdir. ;
Diğer taraftan İntihar eden1 . veznedarın mallarına haciz ko-i ® Bulmuştur. Ankaradan gelem tnîilfelvA miifet.tUl rie tpt.kiklprlnl
mülkiye müfettişi de tetkiklerini bugünlerde bitirecektir.
Ankara - Konya yolunda
5 silâhlı iki çobanın koyunlarını aldı
Konya 4 (Akşam) — Ankara-Konya yolunda dün silâhlı bir soygunculuk olmuştur. Cihanbeyli'den Ankara'ya koyun sürüsü götüren iki çoban bu yolda. ellerinde silâh bulunan beş kişinin tecavüzüne uğramıştır.
Mütecavizler çobanların el ve ayaklarını bağladıktan sonra koyunian kamyonlara yükleterek Ankara mezbahasına götürmüşler, orada satmışlardır.
Pirinç fiati
En iyi pirinçler 100-110 kuruşa satılabile&ek
Ayten, iki güzel daha ayrılmasına itiraz ediyor
Yelken yahut at yarışı mı bu?
Fransız boksörleri
tstanbula hasta akın}
İstanbul ve Ankarada çeşitli temaslar yapacaklar
Sağlık Bakanının İstanbul hastanelerinde yaptığı tetkikler etrafında bir arkadaşımıza izahat veren Sağlık ve Sosyal Yardım genel müdürü, taşradan Is tan bı:l a hasta akını meselesine de
ııusıu urtiiii ıııeifiKMiıt ue
>ro.k; temas ederek bunun öteden beri alışılmış bir hal olduğunu, yurdun muhtelif yerlerinde mükemmel hastaneler bulunduğu halde bir cok -----------.^.2... ilmen tedavisi mümkün olamıyan hastalan bile son bir kurtuluş ümidi ile İstanbula getirdiklerini, İstanbul hastanelerinde yatakların çoğunu taşralıların işgal ettiklerini söylemiş ve taşradaki belediye ve özel idare hastanelerine vardım yapıldığım ilâve etmiş.
Taşrada ıiı hasta akını meselesi îstanbulun ezelî dertlerimin biridir. Hakikaten bu bir alışkanlık haline gelmiştir. Oturduğu kasabada sancılanan vatandaş, orada kocakarı ilâçlarından deva bulamayınca heybeyi omuzladı? ı gibi tstanbula gelir. Bu alışkanlığın sebebi de vaktiyle Anadoluda halkın sıhhatine karsı gereği gibi alâka gösterilmemesi, ihtilacı karşılayacak sağlık mü-esseselerinin kurulmamast-dır. Köyler şöyle dursun, nahiyeler. hattâ kazalar yıllarca doktor bekler, hastalar vilâyet merkezine kadar gitmek mecburiyetinde kalırlar. bir sürü külfete katlanır ve buna rağmen orada da hastalığını teşhis ve tedavi edecek tam teşkilâtlı bir sağlık müessesesi bulamazlar.
Tıbbın her şubesinde ihtisas sahibi büvük doktorlar İstanbulda toplanmıştır. İşte bu sebeple İstanbul bir sağlık merkezi haline gelmiştir. Anadoluda hastalanan vatandaş. İstanbulda derdine mutlak surette deva bulacağına kanidir. Paralı olanlar için zorluk yok. Halüvaktl yerinde olmıvan da toprağının bir kısmını, öküzünün tekini satar veya ese dosta borçlanır. İstanbula gelir. Bunlardan bir kısmı burada simsarların eline düşerler, ellerindeki üç bos kuruşu onlara kaptırırlar ve sonunda Belediyenin. Sağlık müdürlüğünün kapışma dikilirler. Yatakların bir çoğunu taşradan gelen hastalar işgal ederler, İstanbul halkı kendi parasiyle yaptırdığı hastanede yer bulama».
Gelsinler, yatsınlar başı-mızuı üstünde yerleri var. İstanbul halkı her vatandaşın sağlığı uğrunda elinden gelen her fedakârlığı esirgemez. seve seve vanaı. Fakat bugün İstanbulda mevcut sağlık müesseseleri henüz hemşehrillerin ihtiyacını kar sulayacak durumda değildir. Belediye var kuvvetiyle çalışıyor. ancak bu kadar yapabiliyor.
Dâvanın hailinde hükümete düşen vazife de mühimdir. Evvelâ yurdun her tarafında koruyucu tababetin süratle İnkişafını temin etmek, sonra taşradaki sağlık müesseselerinin genişletilmesine çalışırken İstanbul hastanelerinden de âzami yardımı esirgememek lazımdır. Bunların teminini Sağlık Bakanı sayın profesör Belger’den bekliyoruz.
Cemal REFİK ■■■■»■■■■■•■■■■■»■■■■■■■■■■■«■■a» r:r hafta içinde gelen ecnebi şilepler
Haber aldığımıza göre y~ ) kında memleketimize gelecek olan Fransız amatör boks muhteliti İstanbul ve Ankarada çeşitli temaslar yapacaktır. Muhtelit 10 Eylül pazar r““" uçakla İstanbul» gelecek, 16, 17 ve 20 Eylül tarihlerinde İstan-bulda, 23 Eylülde de Ankarada müsabakalar yapılacaktır. Takım 6 boksör, bir antrenör ve , bir İdareciden mürekkeptir.
Fransız bok3 muhteliti şöyle tertiplenmiştir:
52 kilo: Perez Josph, 54 kilo: Cohen Robert, 58 kilo: Goudlh Laourl, 62 kilo: Grassl Ray-mond, 67 kilo: Candau Jaçques, ; 73 kilo: Lalaunl Jean.
Takımın antrenörlüğünü mil- ' letlerarası boks şöhretlerinden Savlgnac yapmaktadır. Takıma Fransız boks federasyonu genel , sekreteri Rat Patron başkanlık : etmektedir. Bu boksörlerin her ! biri, kendi sıkletinde bu yılın ; Fransa şampiyonu olup ayrıca bunlardan dördü beynelmilel ‘ şöhret, biri de dünya üniversl- 1 telPr şampiyonudur.
günü .. , ?’
kimselerin.
Vluath tuvaletilc
Ayteı
19. W
2O.W
Millî Eğitim Bakanı geldi
Millî Eğitim Bakanı Tevfik îlerl dün sabahki ekspresle Ankaradan şehrimize gelmiştir.
Bîr kız veya kadın kendini güzel gör» . mezse ya çatlar, ya patlarmış! —Ciddî ve gayrı ciddî izdivaç teklifleri — Yılbaşı gecesi doğum — Galatasaylılar — İstanbulini yalnız iki semtini seven Ay-, ten «Beyoğlunu hiç beğenmem!» diyor — 8 kilo zayıflamak — İkinci güzelin ■ bu müsabakada en büyük iki kazancı...

Güzellik Kıraliçesl seçiminde ikinciliği kazanan Ayten Üluat-!ı ile, ayna önünde uğradığı gazeteciler baskınından sonra İ*j salonda, yengesi ve diğer akrabaları hanımefendiler de olduğu halde konuşurken İstanbullu olup olmadığını sormuştum. Malûm ya Kırallçö Güler Anman. AnkaralIdır. AnkaralIlarla Ankarada çıkan gazeteler, «Kırallçeyl bizim toprak verdi.» diyerek böbürlenip duruyorlar. Hakları da yok değil.. Her ne ise... Kırallçe İkincisine o yolda bir sual sorarken, şayet Kırallçe seçüseydl ve İstanbullu olsaydı o vakit AnkaralIlar ve gazeteleri gibi bizim koltuklar kabaracak, biz böbürlene-cektlk diye düşünüyordum.
Sualimi cevaplandırırken:
(t— Doğma büyüme İstanbulluyum! diyor. Amma bu her tarafı tabii güzelliklerle dolu koskocaman şehrin İçinden yalnız iki semti severim. Biri Rumelihisarı, diğeri de Yeşilköy... Beyoğlunu İse o baş döndürücü kalabalığından dolayı hiç sevmem.., Arada bir çıktığımız zaman kendimi bu tarafa yani Üsküdara dar tarım.., Rumeli-hlsarını sevmemin başlıca sebebi çocukluğumu orada geçLrmiş olmamdır. Babamı ve annemi kaybettikten sonra uzun müddet Yeşllkoyde oturduğumuz İçin de orayı severim ve îstan-bulun hiç bir yerine değişmem doğrusu...» 1
İSTANBUL RADYOSU ıkıam BTogratr programlar
gördüğünü kaç defa söylediyse l,'M her seferinde ben de onu ken-dime rakip gördüğümden bah-l settim.» I*5
_ Tevazu gösterij'orsunuz? dedim. Bir çoklan sizin kırali- ( ' çeliğinizin yüzde 99 olduğunda ıs.» müttefik İdi. ]’°.w
«_ Eksik olmasınlar. Fakat'1915 seçtikleri de kırallçellğe cidden,19,20 lâyık...»
— Sizi kızdıran bir şey oldu mu?
«_ Çoook!.. Meselâ bir güzellik kıraliçesl seçilirken vücudun tenasübünü tesbit eden beynel-1 mülel ölçülerin nazan itlbaıe alınması ve ona riayet edilmesi ZJ ](> lâzım gelirdi, yapılmadı. Kıra-| ilçe seçildikten sonra ikinci ve 21,45 üçüncü güzeller diye ortaya lkl| güzel daha çıkarmanın âlemi varmıydı? Buna neden ihtiyaç hissedilmiş acaba?.. At yarış-'23.00 larında, yelken yarışlarında, atletizmde birincilik, ikincilik ] ve üçüncülük olabilir. Fakat] güzellik kıraliçesl seçilirken onu 1? 33 lî.30 124»
Er-
şarkılar. Okuyan: Semahat gökmen.
Snmmy Kave Orkestrasından rlatıs müziği (P!.ı
Programlar ve Kananı» Açılış ve Prosr.unlar Salon konser orkeştralarmdan hant aksam müziği (PL) Şarkılar. Oku varı Akile Artun Haberler
İstanbul hal erleri
Moıırıce Chevalter’den (Jç çarkı İPİ.)
Sadi Yaver Ataman Memleket havaları Ses ve Saz BlrlJJi konseri
Asrımızın müziğinden örnekler (Pl.)
Şarkılar: Okuyan: Hamiyet YÜ-şiir r'Unyamtz. K(ınu»an Behçet Kemal Çağlar.
Misrıiit' fasit heyeti saati: Be-Slk ı; Musiki Birliği.
El'-' tine Kız ’ lo-lıler (Pl.) Fotalar Dans milr.ijl Haberler Oans müziği
ANKARA RAhVOSO
Oğla vo aksam orogranu Açılış ve Program M S ayarı
Şarkılar. Okuyan: Muzaffer kar.
Haberler
Cioutler Orkestrasından melodiler (Pl.) Öğle Gazetesi Şen Parçalar (Pl.)
Hava raporu, Altsam programı ve kapanış.
17.50 Açılı» ve Program 18.00 M, S. ayarı
1C.00 Çorlular. Okuyan:
Toprak Mahsulleri Ofisi pirinç tanzim satışlarına devam etmektedir. Son alınan karara göre. Ticaret Borsasında tüccar olarak kayıtlı olanlara Ofis pirinç vermeğe başlamışın Tüccarlar, aldıkları pirinci peraken de olarak sattıracaklarından, bu İyi cins pirinçler perakende 100 - 110 kuruşa satılabilecektir.
Tuvaletini çıkarıp diğer elbisesini giydikten sonra
— Bir garip sual daha sormama müsaade eder misiniz?
a— Rica ederim, Buyurunuz
Güzellik: Kıraliçesl .seçiminin,1 etendlm« Bütün suallerinizi ce-iştlrak eden kızlara İzdivaç tek-' vap]andırmak da benim vazi-liflerlnde bulunulması bakı- fem...» mtndan da faydası oldu... Ay-] Beş güzellerden Kırallçe de. ten Üluatll'nın da bir kaç şükran da, biribirlerile pek sı-mektup aldığını, fakat bun- arkadaş olduklarını gör
ları ciddi telâkki etmediği için düğüm Güngör Fırtına ile Nut-cevaplandırmağı aklından bile (,en şenyuva da konuşkan de-geçirmediğlnl söylediğinden' gn|er Ayten uiuatlı'nın İse kodun bahsetmiştim. -nuşmayı sevmesi bana
— Ciddi teklif nasıl olur? yerdi: sualime şu cevabı veriyor: 1 _ size hangi partiden oldu-'
«— Benim başımda büyü.kle-'!g:unus.u sormıyacağım. Burada işi rlm var. Doğrudan doğruya on-]Sjyasete dökmek istemiyorum. Iara müracaat ederler. «Boyum ( Fakat hangi spor kulübüne’kal-bosum. şu, kilom bu kadar, şu ben bağlı olduğunuzu öğrenmek tipte bir delikanlıyım» diyerek| isterim, dedim, bol keseden de servet sahibi Derhal cevap verdi: olduklarını yazanların ciddi bir tf____ Galatasaray...»
izdivaç peşinde koştuklarına _ Mademki garip sualler ho-asla inanamarn... Hele «resmi-] şunuza gidiyor. Bir sual daha... nlzl gördüm de size deli gibi! Evleneceğiniz genç Beşiktaşlı âşık oldum» diyenlerin akılla-I rından zorlan olduklarını düşünürüm.»
Baktım ki gayet İyi fikirleri var. Yaşını öğrenmek istedim.
b— Yaşım, dedi, öyle güzel hesaba gelir kl... 1932 yılında, yılbaşı gecesi doğmuşum... 1951 ; yılbaşında gece yarısından sonra 19 yaşıma basacağım.» ı
— Hangi Up erkekleri beğe- , n irsin İz? ı
Kıpkırmızı oldu; cevap vere- ı medl ve bir sual sordu: ,
n— Bunu beş güzellerden diğerlerine de sordunuz mu?» ı — Tabii... Meselâ üçüncü gü- 1 zel Şükran sarışın erkekleri be-Konya (Akşam) — menünün Sendiğini söyledi. Ya siz? ı Cumhurbaşkanlığı zamanında! Ber! tamamen aksine... Konya istasyon binasının bek-] Esmer erkekleri bğenirlm. Belki ı leme salonu duvarına yapılmış K" -------
yağlı boya resmi, boya sürülmek suretiyle kapatılmıştır.
...................ııııınıııııııım..
SAYIN DOKTORLARIMIZA
Çekoslovakyaya ihracat arttı
İstanbul ticaret ve sanayi odasının hazırladığı bir İstatistikten anlaşıldığına göre son zamanlarda şehrimizden Çekoslovakyaya yapılan ihracat hayli artmışlır.
Bu arada bir ay zarfında İs-tanbuldan yapılan İhracatın beşte birinin Çekoslovakyaya gittiği anlaşılmaktadır. çekoslovakyaya giden malların yüzde 85 İni tütün, yüzde 6 sini İç İmdik teşkil etmektedir. Böylece Çekoslovakyaya her ay 3 milyon liraya yakın kıymette mal gitmektedir.
F.t fiatlpri düsüvor
Et flatlerl düşmeğe devam etmektedir. Balıkpazarında ve E-minönündekl bir kısım kasaplarda koyun etlnLn kilosu 180 kuruşa satılmaktadır.
Alâkalılar ucuzluğun devam edeceğini, kalabalık semtlerdeki kasaplarda da etin 200 kuruşa kadar düşeceğini söylemektedirler.
Değiştirilen kaymakamlar
Vilâyetimize bağlı 16 ilçeden 10 unun kaymakamı değiştirilmiştir, Vilâyete gelen yeni tâyin kararnameleri dün başka yerlere nakledilen kaymakamlara tebliğ olunmuştur.
Diğer taraftan gazetelerde Beykoz kaymakamının da değiştirildiğine dair haberler çıkmışsa da Vilâyete henüz bu hususta malûmat gelmemiştir. A-lâkalılar Beykoz kaymakamının değiştirileceğini tahmin etmediklerini söylemişlerdir.
Beykozdan başka Üsküdar, Kadıköy. Yalova, Bakırköy ve Eyüp kaymakamları da değiştirilmemişlerdir.
kardel$erde>
(Pl»
I (Pl.) ve Kapjni|,

GAZETESİ
EVLOL Sarısı çiktii
I..H I ■J.H HM IBIfg.l/TBI"
l>t«nbul TAN Malbaau
Kereste ithalâtı arttı
Son zamanlarda artan İnşaat dolayıslle şehrimize yapılan kereste İthalâtı adamakıllı artmıştır. Son bir hafta zarfında 2.098.600 metre küp kereste gelmiştir. Bu rakam, bugüne kadar yapılan bir haftalık kereste ithalâtı arasında bir teşkil etmekledir.
rekor

Konya istasyon binasındaki İnönü’nün resmi
Konya (Akşam) — İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı lu.muuj.ua
de bu, sarışın olmamdan İleri geliyor.»
Cihanşümul
ROUSSEL
Fabrikaları imalâtından olan
AQt'A - PENİ — QL’İNYL (Penicilline — Retard) Yeniden gelmiş ve eczahanelere dağıtılmış olduğunu saygı ile bildiririz.
Ay ten Üluath, «bir saniye I» diyerek kalktı, mutfağa girdi. Hizmetçinin pişirdiği kahveleri getirdi, dağıttı ve sonra yine karşımızdaki koltuğa oturarak:
a— Sizi dinliyorum! dedi. Gazeteci İle İlk defa konuşuyorum. Garip sualler sorarlarmış meğer...»
' veya Fenerbahçeli olursa?
a— A... İşte bakın o olmadı. Kalben çok bağlı bulunduğum GalatasaraylI olmasını tercih ederim doğrusu...»
— Meslek seçermlslnlz? Dün öğrendim. Üçüncü güzel Şükrana bir hariciye memurundan mektup gelmiş... Dolgunca da maaşı varmış. Fakat Şükran «olamaz!» diye dayatmış... Hariciyeci İstemiyormuş!,, giz de şu veya bu. meslek diye bir şey düşünüyor musunuz?
a— Hiç düşünmüyorum. Yeter kl beni mesut edebilecek, İçtimai mevki sahibi biri olsun...»
— Demek evlenmek istiyorsunuz?
«— Her genç kız gibi... İslemiyorum desem buna kimi inandırabilirim kl...»
— GalatasaraylIları niçin tercih ettiğinizi söyler misiniz?
n— Ağabeylerim de GalatasaraylIdırlar, dayım doktor Saf-der de... GalatasaraylIları bu İtibarla pek beğenir, adetâ aileden sayarım.»
[*] — Bu husustaki yazı dün-, kii AKŞAM'da çıkmıştır.
Kırallçe seçimi hakkında diyeceği olup olmadığını dum:
«— Ne diyeyim I dedi.
şey oldu bitti artık... Mamafih güzel kız... Beni kendisine rakip
cesaret bir at yanşma benzetmeğe kinı-
I senin hakkı yoktu.»
1 — Aman, Ayten hanım! Oy 13.00
pusulalarına yalnız bir isim ya- 13-15 Nann.ı> zılmakla seçim yapılamazdı dit onun için öyle oldu! diyerek1 müdafaaya girişecek oldum.
a— Üç İsim yazılabilir ama. dedi, içinden en fazla rey atanı kırallçe İlân edildikten sonra İkinci ve üçüncüjeri de orta-1 ya çıkarıp halka g ‘ bence sakat bir şey... mamalıydı...»
— Siz. dedim, kazanacağınızdan emin olarak mı müracaat ; etmiştiniz?
a— Asla... Her genç kız halta kadın kendini güzel görür. Zaten öyle görmese ya çatlar, ya patlar... Fakat ben Türkiye !d- ■ diasını taşıyan bir kırallçellk ,22.15 Dr müsabakasını kazanacağımı bir an İçin dahi aklımdan geçirmiş değildim. Zaten müsabakaya namunüstear İle uAsuman Ayçan» diye İştirak edişim de bunun en canlı ve hakiki bir delilidir. Bununla beraber kendimi müsabakaya hazırlamıştım.»
— Hazırladınız da ne yaptınız?
«— ölçü i ..ine ehemmiyet verileceğini düşünerek rejim yaptım. Seçim gününe kadar kilomu boyuma denk getirmek İçin tamr m g kilo zayıflamıştım.»
— Boyunuz kaçtır?
«— Topuksuz 1.65, topuklu 1.87...»
— Topuksuz 1.85 boya göre 55 kilo mu olmak lâzımmış?
4— Bir ecnebi mecmuada kadın l;!n normal ölçünün böyle oldu ;unu okumuştuk. ölçüye bakılmıyacağmı bilseydim kendimi rejime tâbi tutar, 8 kilo düjermlydim?»
gÖSt'mtek l8,M Salon Orkestrası (Pl.) R ı nl ',M0 M S' avon ve Habcr ■ 19,15 Tarihten Bir Yaprak
H.ıbcrl(
Her
h-

19.20 Yurtlan Sealer
19.45 Radyo ile IngLUace
20,00 Gaspar Cassado Çalıyor (PL)
20.15 Radyo Gazetesi
20.30 IneejAZ (Segâh faali). Okuyanlar: Melâhal Pars. Sabite Tur. Müzehhcr Gllyer, Sevim Tan.
21,00 Temsil
21.45 Scıbes snat
22,00 Kfliuıjma
( “ mı mllzIRİ (Pl.)
22.45 M. S. ayarı ve Haberler
, 23.00 Ptojtrarn ve Kapanış.
Yarın Sabahki Program
7,28 Acılı; vc Program
7.30 M. s. oyarı
' 7.31 Marslar (Pl )
7,45 Haberler
8.00 Hafif m d tik (Pl.)
8,25 GtlnOn programı ve Hava raporu.
8.30 Beethoven - Sol Majör Piyano Konçertosu.
0.00 Kapan ıj.

Saatime baktım, tamam İki saattir buradayız. Müsaadelerini rica ederek kalktık. Bizi, geniş bir bahçeden geçirerek sokak kapısına kadar getirdi. Hepimizi birer birer umurlarken do:
«— Mamafih zararlı değilim... Kırallçe balosuna gideceğim hevesiyle bir tuvalet daha yapmış oldum. En büyük İstifadem da, bizde bu gibi müsabakaların henüz zamanı gelmediğine kendimi inandırmış olmaklığım dır» diyordu.
Cemaicddln BİLOtK
Son bir hafta zarfında limanımıza 12 ecnebi şilep gelmiştir. Bunların getirdikleri mallar arasında 16 ton boya, 2? ton kimyevi madde, 482 ton oto akşamı, 57 ton dikiş makinası, 547 ton kâğıt. 5 ton gaz ocağı. 70 ton çelik çubuk, 83 ton teL 778 ton ziraat âleti, 88 ton mantar levha, 4 ton radyo. 10 ton elektrik akşamı, 222 ton maklna yağı. 21 ton deri, 2 ton ampul vardır.
★ Türkiye milli talebe federasyonu turizm komisyonu başkam Erol Bertmen ve İkinci başkanı Faruk Kanbay Ankara-dakl temaslarını bitirerek şehrimize dönmüşlerdir.
Â- İstanbul sergi komitesi tarafından yapılan hesap tasfiyesi sonunda hazırlanan bilançoya göre sergi bu yıl 23 bin lira kârla kapanmıştır.
5 ?-
Sahile 4
Almanya ve müttefikler
Batı Almanya Başbakanının muhtırası — Doğu Almanya - Sovyet Rusya anlaş naşı
A K 0 A M
projeye göre Doğu Almanyada-ki Sovyet askerler! yakın samanda çekilecek ve Almanya-nın doğu hudutları tanınacak İmiş.
Sovyet İşgal kuvvetinin muhtemel hareketi münasebetiyle Doğu Almanyada askeri mahiyette mühim polis teşkilâtı vücuda getirilmekledir. Alman yanın yeni doğu hudutlarının tanınması 7 Haziran tarihli Varşova anlaşması ciiml esindendir. Polonya vc Doğu Almanya bu anlaşma İle Öder — Nelsse hattı kafi hudut olarak tanınmakta, 23 Haziranda Çekoslovakya İle yapılan anlaşma ile
Martıların hücumu — Kopmayan düğmeler — Merdiven başındaki pusulalar — Alamadığımız gemiler
rfiBpıM Ü~Z~İ Kİ
Eski bir musiki yazısını okurken
- 2 —
Almanyanuı vaziyet! son zamanlarda her tarafta büyük alâka uyandırmaktadır. Paris'te çıkan «Le Monde» gazetesi bu münasebetle yazdığı bir makalede diyor kl:
Batı Almanya Barbakanı Adenauer bati devllelerlne bir muhtıra verdi, muhtıra Amerikan. İngiliz, Fransa Dışişleri Bakanlarının yakında Ncvyork’ ta yapacakları toplantıda görüşülecektir. Muhtırada, İşgal rejiminde yapılması lüzumlu görülen ıslahat hakkında Alınım gülüşü bildiriliyor.
Islâhat hem şekle, hem bugünkü rejime dair Harb sona erdiği
beş sene geçtiği haldi; Almanya ile müttefikler arasında harb halinin el'an devamı tabii bir şey değildir. Ve bunun muhtelit mahzurları vardır. Bugünkü vaziyete sebep bir barış muafı edesi mevcut olmamalıdır. Böyle bir muahede aktedUme-dikçe işgal rejimine nasıl son verilebilir? Ne müttefikler, ne Batı Almanya hükümeti Al-manyanın parçalanmasına sebep olacak bir anlaşma istemiyorlar. O halde yeni bir formül bulmak lâzımdır.
Müttefikler Batı Almanyada bir nezaret hakkı muhafaza edeceklerdir. Bunun tafsilâtı önümüzdeki aylar zarfında hal- I led İlecektir. Ncvyork toplantı- j onda yalnız Almanya ile müt-l teflkler arasında gelecekteki münasebetler görüşülecektir. 1
Müttefikler bu hususta ne d;- 'inliyorlar? işgal statüsünü değiştirmeği düşünmekte bera-1 bsr Alman Başbakanının İleri sürdüğü tarzda esaslı tadilâta1 taraftar olmadıkları anlaşılıyor. Alman Başbakanının teklifleri Do-’-li Almanyadakl siyasete mukabele için lîerl sürülmüş görünüyor. Başbakan Sovyet mın-takasmdakl polis teşkilâtına karşı muvazene temin edecek kuvvetli bir polis teşekkülü isliyor. Ayni zamanda Moskova-nın Doğu Almanyada müzahiri bir İstiklâl altında bir nevi devlet viicude getirmek, emeline karşı Batı Almanya da daha büyük bir istiklâl talep ediyor.
Hamburg'da çıkan Dle Weit adlı gazete bu münasebetle bazı malûmat veriyor. Ne dtrec doğru olduğu bilinmemekle beraber bu malûmat, bir müddet-teoberl Sertinde duyulan şeylere uymaktadır.
Sovyetlerle Doğu Almanya hükümeti arasında bir muahede projesinin hazırlanmış olması imkânsa bir şey değildir. Bu
olacaktır.
gündenberf de Südet Almaniarınm Çekos-lovakyadan çıkarılmasının adilâne ve kat'l bir hareket olduğu kabul edilmektedir.
Dle Welt gazetesinin verdiği haberde yeni olan noktalar şunlardır: Sovyet kontrolü altında yeniden silâhlanma. Sov-yetlere hava ve deniz üsleri verilmesi. Yalta ve Potsdam anlaşmalarının hükümsüz ilânı, anlaşmanın bütün Almanyada meri olması, İşgal mıntakalarmı ve Berllnl tahliye etmeleri İçin Batı devletlerine İhtarda bulunulması.
Batı Almanya Başbakanı Adenauer. Doğu Alman hükümetinin aksine olarak müttefik kıtalarla geçinmesini ve sulh muahedesi akdini istiyor. Ilu İki noktada batılı devletlerle tamamen mütabıktır. Mamafih bıı devletler doğuda görünmeğe başhyan teşebbüslere ve tehlikelere karşı koymak istiyorlarsa Batı Almanya ile işbirliğini sağlam esaslara göre tesis etmelidirler.
Gaz ocaklarına rağbet
Havagazı tesisatı olmayan evlerde yemekler umumiyetle gaz ocağında pişirilmeğe başlanmıştır. Halk, kömürcülerin ihtikârından kurtulmak hem de kolaylığından istifade etmek için gaz sobalarile gaz ocaklarına çok rağbet •eLmektcdlr. Bu rağbet dolayıstle bu soba ve ocoklarrn çeşitli cinsleri piyasada çoğalmıştır.
Alâkalılara göre şehrimizdeki mangal kömürü İhtiyacı yan yanya denecek derecede azalmıştır. Bu yüzden bir kısım kömürcüler dükkânlarını kapa-yarak başka işe başlamışlardır. Dün de on kadar kömürcü dük-1 kânını kapadığını belediyeye bildirmiştir.
Deniz Harb ©kulundaki yedek subay »amzcdleri
Münevver gençlernılzln son mektebi Yedek subay okuludur. Askerliğini bitiren her okumuş insanin hâtrasında derin izler bırakan bu mektebin bir kısmı da Heybelladadadır.
Bîr kaç gün evvel HeybeLtada-da yeni Deniz subaylarına diplomaları verildikten sonra davetlilere Deniz Harb okulunu. Deniz Koleji ve Deniz Yedek subay kısmı gezdirildi Iıan-buldan Ankaradakl Yedek subay okuluna giden her gencin kalbi, bahriyeye ayrılarak Kcy-belladadakl okula dönmenin Latlj ümitleriyle doludur. Fakat bu şans pek az bahtiyara nasıp olmaktadır. çünkü kadrosu dardır Bahdyeye ayrılmak için konulan esaslar da her sene değiştirmektedir. Geçen sene talipler arasında kur'a çeki’-mlştİ, Bu sene ise mesleği kaptanlık olanlarla elinde denizcilik ehliyeti bulunanlar seçilmiştir.
— Ya önümüzdeki devreye?
Etrafımı seran bembeyaz elbiseli talebeler:
— Yedek subay okulunun lâğ-vedlleceği söyleniyor. Bıı hajer: tahakkuk ederse tabi! bt'rast da kaldırılacaktır, dediler.
Martilerin hücumu
Ben her zaman bahriydik riu elbiselerini nasıl bu kadar temiz tutabildiklerini merak e-derdim. Kuşlardan bile kaçl'k lannı görünce bu temizliğin büyük bir titizlikten ileri geldiğini anladım.
Düğmeler artık kopmuyor
Askerlik edenler bLflr, bir düğmesi kopmuş olmak, askeri talebe ise izinsiz olmasına, erse hapis olmasına sebep olur. Subay İse hiç değilse âmlruıiu ihtarına manız kalır. Astçı İlk yapan herkesin hafızasında kopuk düğme iic alâkalı bir veya müteaddit hâtıra vardır.
Yanımda bulunan Rüchan ,Sinnen ile Münir Karan:
— Düğmelerin kopmasına artık imkân yoktur, dediler.
Neden?
Ceketlerinin iç taraflarını çevirdiler. Beyaz elbise kıtla ki çapalı parlak san düğmeler dikilmemiş, altlan zinrirrde anahtar takılan, halkalara benzet Fakat daha kiiçük halkalarla tutturulmuş. Bunlar ne kırılıyor, ne de çıkıyormuş.
— Dört aydır buradayız, düğmesi kopan bir arkadaş henüz rastlamadık, dediler.
f 1 1
î Yarm akşam
. — 1, “
| Harlkulâde bir
SİMEMABUIDJİ '** ™ ’*h“"1
KAN DAVASI
Türkçe sözlü
İU, rollerde: LARRY PAJIKS — ELLEN BRETC
—d
Etrafımı saran ve misafirleriyle konuşan yüz kadar bahriyeli, alarm işaret! verilmiş gibi birdenbire önünde bulunduğn-muz binaya kaçışmağa başladı. Diğer misafirlerle bir anda yapayalnız ortada kaldık
— Ne oluyoruz? der gibi etrafımıza şaşkın şaşkın bakınırsan bir sürü martı çığlıklarla tepemizden geçti ve tam bu sırada kuşlardan birisi gaye! şık genç bir bayanın başına, diğeri rae siyah manto giymiş yaşlı bir hanımın omuzuna hediyelerini ı bıraktılar. İki hanım Huş p.c-[ İlklerini nasıl temirilyecckknnl kesllremiyerek etraftan gözleriyle imdat beklerken binama çatısına sığınmış talebeler kahkahalarla gülmekte İdiler.
Mektebi geziyoruz
Bahriye mektebinin karada olmasına rağmen buradaki sözler hep gemilere alt şeyler. Meselâ nizamiye kapsının İsmi lubmarağzıdırö Nöbetçi odala-riyie kulübelerine de nöbet kn-I'marası deniliyor.
Asıl binaya giren lk! taraflı büyük merdivenin başına kocalman iki gemi pusulası konulmuş.
| — Bunlar burada ne iş görü-
yor?
I Birisi gülerek:
I — Binayı gezenler doğru yoldan aynlmasınlar diye konulmuş. diye şaka etti
| Okul binasının bir çok meraklı tarafları var. Fakat büyük
harb gemilerimizin maketlerinin bulunduğu geniş bir salon -rar kİ insanı bir kaç saat oyalayacak kadar meraklı şeylerle dom, Geınicj düğümü denilen düğıuiı-leri gösteren, duvarı baştan başa kaplamış bir düğüm panosu var kl yüzden fazla düğümün nasıl | bağlanacağını teferrü&tiyje gös-| terlyor. Bir de değeri 20 bin lira | olduğu söylenen İngU terede yapılmış bir gemi maketi var. Bu, 1912 de lngll tereye sipariş ettiğimiz gemiden Sultan Osman; evvel İsmi Verilene aitmiş, diğerine de Sultan Reşat, ismi konulacakmış. Sultan Osman ı evvel gemisi Yavuzdan büyükmüş. Gemiyi almak >çia giden heyetimiz toplarda gördüğü küçük bir a rızanın tashihini istemişler. Bu tashihatın bittiği sıradn patlayan Birinci diinya harbi üzerine gemiler İngiliz donama.çına katılmış.
öğrenciler
Bahriyeli Ycdclc subay naffi-zedlerl arasında 38 mühendis, 25 kaptan, 10 hukukçu varmış. İçlerinde lk! çocuk babası bulunduğu gibi liseyi henüz bilirmiş ve dalın sakalına ustura sürmemiş olanlar da varıruş. Bu kısımdaki bütün talebelerin sevdiği Mckkl Tumanbay yedek bahriyelilerin maskotu İmiş. Hemen hiç kimse ile şaka etmez, gayet ciddi ve kendi halinde bir gençmiş. Pek nâdir da olsa birisiyle şaka etti ml onun başına devlet kuşunun konması gecikmezmiş!
— Yemekleriniz nasıl? diye sordum.
— Tadına doyum otanıyor, dediler.
— Mektepte kaç tısım vur?
— Mayın, torplto, topçu, makine, elektrik ve radar, seyir, icrama ve tarama kısımları var
— Başka?
— Bir de torpllcüer var atra onlar ortada pek görünmezler.
Genç bahriyeli yedek subaylar 29 ekimde subay olacaklardır.
Sadeddin GÖKÇEPINAR
Musikinin bu ters gidişi dola-yıslle: (Musiki aslında gürültüden hasıl olmuştur, yine gürültüye karışıp gidecektir; ve günün birinde unutulup nam ve nişanı ortadan kalkacaktır.) gibi m ütalâalarda bulunanlar da görülüyor. Hattâ: (Akli İlimlerin gitgide yayılması ve tutunması musikiye olan meyil azaltacaktır.) zannına düşenler de bulunuyor. Fakat yazının muharrir! bu yolda düşünenlerden tamamlle ayrılıyor;
(Hakikati bu reylerde aramak abesle iştigal addedilse becâ-dır.) diyerek kanaatini belirtiyor.
1 Fenni musikinin istikbali) makalesinin muharriri, ciddi musiki amatörlerine tevcih e-derek musikinin ilerlemesini, inkişafını onlardan beklediğini söylüyor ve kendilerine yol gösterecek olan hakikî sanat mür-şidlerlne ancak MevIevJhaneler-de tesadüf edebileceklerini ilâve ediyor. Böylece Mevlevihanelerl, bundan yarım asır önce sanat musikisinin son sığmağı gibi görüyor:
(Vücutları elbette var olup musikinin şa’şaah istikbalini gayreti ciddiye ve sebatkârane-lerlnden beklediğimiz heveskâ-rane mevlevibanelerdeki ashabı hüneri... tavsiye eylemeyi ve-
cibeden addederiz.)
Sanat musikisinin devamını ve onun son mümessillerini Mevlevi hanelerde bulan muharrir, kendi görüşüne göre, tavsiyesinde haklıydı. Çünkü bu seçkin topluluğun dışında musikiye gönülden bağlı olanlar azdı. Musikiyle meşgul olanların, hattâ kendilerine musikişinas süsü verenlerin bile sanatı menfaatlerine âlet etmekten ve günlerini hoşça geçirmekten başka kaygularl yoktu. Yazının muharriri bu vadideki düşüncelerini şu satırlarla izah ediyor:
(Düşünelim: Sabâdan, Rasttan. Uşaktan bir İki âdi şarkı meşketmek ve hangi perdelerde gerindiğinden kafan haberdar olmadığı halde mücerret kulak dolgunluğu sayesinde .merdüml dideme bilmem ne füsun etti felek» I çekip uzatarak bir de «taksim* eylemeyi öğrenmekle iktifa eden bir kimseden terakki! fenni musiki beklenebilir mi? Lâkin denecek kİ: Bizim bu kadar İnce çalgılarımız, hanendelerimiz var. Bunların gayreti esas maksada hâdim olamıyor mu?
Maatteessüf cevaben deriz kl: Hayır olamıyor; olamaz-da. Zira anlar çalıp çağırmak mukabilinde alacakları ücret ve bahşişlerle maişetlerini temin edecek kimseler olduklarından muktezlyatı musikiyi icradan ziyade kafaları dumanlanmış mıistemllerlnin «Mutriba! Sen aşka dair bir hava bilmez1 misin?» vadilerindeki suallerine münasip cevaplar vermeğe mecburdur. Bunların çalıp çağırması esas maksada hâdim olamadığı gibi fenni musikinin esası1 olan âhengt nağamat mertebeyi
işitmek, öğrenmek arzusunda bulunanlar da bu yerlerde hiç de nâill emel olamazlar.)
Halbuki «Musiki elden gidiyor!» diye telâşa düşenler, zaman zaman alaturka, alafranga musiki münakaşalarlle ortalığı bulandıranlar; o günlerde olduğu gibi bugün de musikiye gönülden bağlı olanlar ve ona ilim ve sanat değeri verenler cteğil, ona ancak mldelerlle bağlı bulunanlardır.
(Garp uleması halkın, hakiki musikinin enmnricl bedâyilnl terkedlp «armonika Iere İnhimak eylediklerinden dolayı İzharı teessüften geri durmuyorlar.)
Diyen makale muharriri musikide yeniliğe taraftar olmadığını anlatmış oluyor ve:
(Yunan musikişlnâsaıu Rumların kadim usulü musikilerini bırakıp İtalyamn âdi havalarına tatbiki âhenk hevesine düştüklerinden dolayı İzharı telâş eylemektedirler.)
Diye İlâve ediyor.
Bir zamanlar Avrupayı işgal etmiş olan Italyan Operasının tesirinden sıyırtabilmek için o-lup bitenleri, muslld partizanları arasındaki çetin mücadeleleri biliyoruz. Fakat muharririn yazısını yazdığı günlerde musikilerine Batı musikisi veçhesi o verip operalarını henüz yen! kurmak mevkiinde olan Yunanlıların. Italyan musikisinin İstilâsından şikâyetçi olduklarına ve telâşa düştüklerine dair her hangi bir malûmata sahip bulunmuyoruz.
»Fenni musikinin istikballe başlıklı yazının muharriri sözlerini şöyle bitiriyor:
(Hatemel mal:al olmak üzere biz de şunu dermeyan edelim kl: Terakki! musikimiz ancak ciddi ihtlmamatımızın def* ve ref* edebileceği hailler karşısında bitaptır. Çalışalım; ashabı hüneri tahkik, anlardan cidden İstifadeye karşL ikdam edelim. Fenni musikimizin âtisini tehdit eden tedenniden kurtaralım.)
Hiç şüphesiz, her işin başı hüner sahiplerini arayıp bulmak Ve İş başına getirmektir. Fakat İyiyi kötüden, değerliyi değersizden ayırt etmek, bilhassa günümüzde o derece güçleşmiş ve âdeta muhal olmuştur kİ Acem şalrile birlikte: «Katır boncuğuna inci değeri biçildiğine» yanıp yakılmaktan başka çaremiz kalmıyor.
Fikri ÇİÇEKOĞLC
ireated by free version of 2PDF
TEŞEKKÜR
Hemşirem Nezihe Gûl’ün, ö-lümle karşı karşıya bulunduğu bir sırada yaptıktan tıbbî müdahalelerle ölümden kurtarmağa muvaffak olan Haliç Fenerinde Dr. Ali Sipahioğlu İle Dr. Leonldls'e ve hâsta ile yaki-nen alâkadar olanlara teşekkürü bir borç bilirim.
Remzi TOZAN OĞLÜ
BEYAZLI KADIN
A|k ve macera romanı
Tozan: W. W. CrüMo»
Tefrika
Daha fazlasını anlatmak MUVY«-Unl de kendimde bulamadım.
İS Kanun
Bu sabah bana ûç mektup geldi. Birincisi. Amold'lardan. Geleceğimizden dolayı pek m em aun olmuştur. İkincisi, resim ho camıza dair mektup yazdığım bir baydan kl, arzumu yerine getirdiğinden dolayı memnun olduğunu bana bildiriyordu, ü-çüncüsü de bizzat resim bocamızdan... EYinl, memleketini ve dostlarını terketmek İmkânını «ağladığımdan dolayı bana tefekkür ediyordu. Bir İlim heyeti, merkezi Amerlkaya harap şehirleri tetkik maksadiyle gidiyormuş. Ressamları son dakikada gidemediğinden, bizim Hart-rigbt onun yerini almış. Llver-pool'den hareket etmeden önce.
Tercüme eden: (Vâ-Nft) ,
No. 37 J
bana bir mektup daha yazacağını bildiriyor.
Allah İkimize de baht açıklığı vergini
16 Kasım
Araba kapının önünde bekliyor. Yorkshlrc’e gideceğiz:,
Polcstean Lodge Yorkshire 23 Kasım
Bu kadar İyi kalbll ve azla dostlar arasında geçirdiğimi» hafta, kardeşim üzerinde, maalesef umduğum müspet tesiri bırakmadı. işte onun İçindir kl buradaki misafirliğimizi uzatmak istedim. Llmmerldge’e dönmemizi şimdilik hiçbir şey i-cap ettirmiyor.
24 Kasım
Bu sabah hazin bir haber geldi j.îcrkeri Amerlkaya giden İlim heyeti, ayın yirmi İkisinde ha-
reket etmiş. Hakiki bir dostu, namuskâr bir İnsanı kaybettik.
25 Kasım
Dün hazin bir haber vardı, bu gün de meş'uın bir haber var:
Bîr Perclval, Falrlte amcaya mektup yazmış, O da bizim süratle dönmemizi İstiyor. Bıı da ne demek? Düğün tarihini bize sormadan mı tesblt ettiler?
n
Llmmeridre malikânesi
21 Kasım
Benim kötü hissim maalesef tahakkuk etti. Diiğün tarihi 22 aralık olarak tesblt olunmuş. Sir Perclval, blzler yokken Falr-lle amcaya telkinde bulunmuş. O dn, vasi sıfat lyle bir emri vâki yapmış.
Bu meseleden sabahleyin kardeşime bahsettim. Gayet lâka-yit görünmek istediyse de hayretle yerinden sıçradı. Sapsan kesilmişti:
— Demek bu iş bu kadar çabuk olacaktı, abtacığım? - diye İnledi. - Ah .olmasaydı!
Falrile amca İle konuşmak il-zere derhal yerimden fırladım-sa da kardeşim buna mâni oldu:
— Hayır, ritme!... Artık olan oldu. Boş yere çırpınmalarımız bize ancak yen! dertler getiriyor. Evvelâ amcamla münasebetimiz bozulur. Slr Perclcal'e de halinden şikâyet etmesine İmkân veririz.
— Canım, ne ehemmiyet! var? — diye haykırdım. — Onlar ü-zülmiyecekler, kızmayacaklar diye boyuna sen ml üzüleceksin. Laura? Hiçbir erkeğe, hiçbir kadının bu kadar fedakârlık yapması değmez. Erkekler! Onlar, bizim masumluğumuzun, bizim sükûnumuzun düşmanıdırlar. Onlar, blzlert, annelerimizin, babalarımızın ve kardeşlerimizin muhabbet muhitinden koparır, alırlar. Vücudumuz gibi ruhumuzu da uzaklara götürürler. Fakat buna mukabil bize verdikleri nedir? Bırak beni gideyim, şu işlere bir nihayet vereyim, Laura... Yoksa düşündükçe çıldıracak gibi oluyorum.
Gözlerimden hiddet yaşlan a-kıyordu,
— Abalcığım, -seni ml karşımda ağlar görüyorum? — dedi, — Fakai senin bütün dost-
luğun. bütün fedakârlığın bu hâdiseyi önllyemez. Bırakalım da amcam İstediği şekilde hareket etsin. Yalnız ben evlendikten sonra, dalma yanımda kalacağına dair bana söz ver... Veriyor musun?
Aynı İsteği lk! defa tekrarladı. Benim müspet cevap vermem ürerine mevzuu derhal değiştirdi:
— Biz, Polesdean’de iken sen bir mektup aldın, abla?
Sesinin ahengi yüzünün kızarışı resim hocamızdan bahsettiğin 1 bana aniaLLı.
Tatlı bir sesle dedim kl:
— Bu mevzuda hiç bahset-memeği karar altına almıştık galiba?
Israr elti:
— Yakında cevap yazmağı düşünüyor musun?
Memleket! terkettlğinl gizlemek istemiştim. Onun için cevap vermekte tereddüd ettim.
— Niçin sordun, Lauıa?
— Düğün tarihinden ona bahsetme, abla. Ona dair de bana ileride hiçbir telmihte bulunma. Bu tekinim' kabul ediyor musun?
Vadettlm.
— Ablacığım. eğer amcama gidersen, bütün kararlarına boyun eğdiğimi ona söylersin. Haydi, şimdi artık beni yalnız bırak. Kendimi iyi hissediyorum.
Eğer şu and* elimde bir kUT-vet olsaydı, Slr Perclval İle Bay Falrlle'yi şu dünyanın dışına yollıyabllseydlm, bu İşi memnuniyetle yapardım. Amcanın odasına fırtına gibi girdim. Mümkün olan kabalıkla dedim kl:
— Laura 22 tarihini kabul e-dlyor.
Kapıyı da bütün hızıyla ardı-dına vurdum.
Öyle sanırım hayatının mütebaki kısmında sinirleri artık İyice sarsılacaktır.
28 Kasım
Hartright'ın veda mektubunu bu sabah okuduğum sırada,onun seyahatinden Laura'ya bahsetmediğime memnun oldum. Çünkü bu seyahatin hem yorucu, hem tehlikeli olduğunu bana anlatıyordu, öyleyse Laura’yı niçin beyhude vere endişeye düşilmıell?
Mektupta şöyle bir cümle de vardı:
«... Eğer bir gün Anna Ca-therick’e Taslarsanız, bu fırsattan benim istifade edemediğim derecede faydalanmağa çalışınız. Çünkü ben, muammanın aydınlanmadığına kaniim.»
29 Kasını
Düğün hazırlıkları başladı. Terziler geldi, Laura her şeye İftkayıt kalıyor. Eğer, müstakbel damat Walter Harthright olsaydı. vaziyet ne kadar değişirdi.
30 Kasım
Sir PerclvaTln haberlerini her gün alıyoruz. Blackroater'dekl çalışmaların İlerlediğin! bana muntazaman bildiriyor. Fakat beni bilhassa ilgilendiren balayı seyahatidir. Laura’yı Komaya götürmek ve yaz başına kadar orada kalmak projesini ileri sürüyor. Şayet kardeşim tercih ederse. Londrada konforlu bir apartıman döşeyecekmiş, kışı lirada geçireceklermiş.
Ben Lnura’nın hesabına birinci şekil daha münasip buluyorum. Çiinkü nasıl olsa İlk altı ay birbirimizden mahrum kalmağa mecburuz.
(Arkası var)
|j^e= esi aııli hikâye jj
Ressam Harri, o sabah atö-yesine girdiği zaman yerde, boğulmuş bir adamın cesediyle karşılaştı. Bu manzara fena hal de Asabım bozdu. Otnayet şayanı hayret bir tesadüf eseri olarak kendisini fevkalâde İlgilendiriyordu. Çünkü İki yıldanbert boğulmuş bir adamın portresini çizmeği düşünüyordu.
Morg müesses esinin mermer masası üzerinde fakat bu eser İçin hareketsiz bir model lâzımdı. Bu arzusunun gerçekleşmesine yarayacak bir cinayet bulmak ümidiyle her sabah, zabıta haberler) gazetesini alıp okuyordu. Halbuki bunca zamandır aradığı model, şimdi atölyesinde bulunuyordu.
Meçhul ölü takriben 35 yaşlarında İdi, ince ve muntazam çehre hatları vardı. Camlaşmış götlerinde korku İfadesi okunuyordu.
Harri, kolayca soğukkanlılığını kaybeden erkeklerden değildi. Şimdi bu esrarengiz cinayetin neticeleri karşısında ürkü yor. ve kendisini mahvolmuş addediyordu.
ilk İşi, samimi dostu olan polis hafiyes] Robensona telefon edip hâdiseyi anlatmak oldu.
— Kaatil ve kaallller, boğulmuş bir adamın portresini çizmek İstediğimi bildikleri için İşlemediğim bir cinayetin mesuliyetini üzerine almak fırsatını kaçırmak İstemediler. Rica ederim, çabuk geliniz sözlerini kekeledi.
Hafiye Robenson on dakika sonra ressam arkadaşının atölyesinde bulunuyordu. Maktulün cesedi, yüzü koyun yere serilmişti. Hafiye, vaziyetini değiştirmeden üzerinde kısa bir araştırma yaptı. Ceplerini İtinâ IJe karıştırdı. Fakat işine yarayacak hiçbir şey bulamadı:
— Kaatl) veya kaallller, görünüşe göre kendilerini ele ver. memeli İçin ya fevkalâde ihtiyat tedbirleri almışlar, yahut da maktu! üzerinde hüviyetini gösterecek hiçbir iz bırakmamış. Şimdi maktulün atelyeye nasıl geldiğini veyahut nasıl getirildiğini anlamamız lâzım. Harry atleyeden saat kaçta ayrıldın? diye sordu.
— Saat 7 ye doğru atelyenln kapısını kilitledikten sonra bir ahbap ??İM gl*ılm ve gecenin geç vakitlerine kadar kaldım. Eğer bu cinayet gece yansından evvel yapılmış İse mftsuml-yetfm! İspat İçin şahitlerim var. Yoksa halim haraptır.
Hafiye Robenson cevap /ermedi, atölyenin içine göz gezdirdikten sonra büyük pencereyi açarak dikkatle muayene etti. Hiçbir iz bulamadı. Sonra duvarlara asılı bulunan portreleri birer birer tetkike koyuldu ve gözleri genç ve güzel bir kadının yan kalmış portresine takıldı, sonra başını çevirerek arkadaşına sordu:
— Bu kadın kim?
— Adı Anny Rişar’dır. Parislidir. Banker Kartaresin metresidir. Portresini yaptırmak İçin mlzzat banker getirip buna pre-zante etti. Fakat sonra beni kıskandığı İçin Anny*yl buraya gelmekten menetti. Bu yüzden portresi yanda kaldı. Senden sakJamıyacağım dostum! Ben bir aralık bu güzel kadına fena halde tutulmuştum.
— Bana kadının adresini verir misin?
— Nice caddesinde S numara- ______
lı köşkte bankerle beraber otu- tüng taşını araştırırken elbise-ruyor. Rica ederim onlun ra- leılJ,|n p,rlst( m [lr.
halsiz cime. Banker Kastara. ‘ mamn atölyeslnd™ çılmı? ol-kaatU diye levalr edilirsem çok, dudunu, İç ceplerinin ağızları, seylnccek, çünkü MI» metre- j M d!tl|ml, küçük yatından an-
atmem
CıNMEK
— Kelepçeleri blleğlfilze takmak İçin ellerinizi uzatınız. Sizi ressam Harri'nln atölyesinde cesedi bulunan adamın kaatlll olmak töhmetiyle tevkif edlyo-
Anny, bu İtham üzerine birdenbire sarsıldı, çehresini bir ölü sanlığı kapladı:
— Siz delirmişsiniz mösyö! Ben Jak Morblyeyl Paris te bulunduğum zaman dan beri görmedim. Onu nasıl boğabilirim?
Komiser muavini Kormlk de
söze karışarak sordu:
— Boğulan adamın Jak Mor-Hye olduğunu nereden anladınız? Biz maktulün İsmini size söylemedik kİ..
Anny bitkin bir halde bir koltuğa çöktü. Gözlerinden, önünde ı duran zabıta memurlarına karşı sönmez kin kıvılcımları fışkırıyordu. Sonra birdenbire ağla mağa başladı:
— Evet, onu ben boğdum. Hayatımı tahammiilfersâ kılıyordu.
Ertesi sabah, hafiye Roben-son ressam Harriye anla uy ordu:
| — Mesele gayet basitti. Mak-
, tulle kaatliin hüviyetini ıtnla-I m ak İçin bana beş saatlik bir zaman kâfi geldi. Maktulün üş-
seulndeet cûnkü »SJ» metre-1 na’dlMlmi kâçûk janadâa ân-«!y'e mSırfabette bulunduğum-, lad,m Bidayetle bun» ehemml-dan endişe ediyor. 1
— Sen üzülme dostum! Şlm-dl’lk Allahaısmarladık. Ben bir kaç saat tegayyüp edeceğim. Bu müddet zarfında atölyeden ayrılma. Düşündüğüm şeyde muvaffak olursam âlâ. Aksi takdirde polise haber vereceğiz.
Hafiye, atölyeden ayrılmadan, evvel İki yere telefon etti. Bir saat sonra İlk telefon ettiği yerden cevap aldı, sonra komiser muavini Kormlk'i yanına alarak banker Kartaresln evine gitti. Kendilerini bankerin metresi Anny karşıladı. Genç kadın Kafiyenin ve komiser muavininin hüviyetini öğrendikten sonra:
— Sizi bekliyorum. Ne var? diye sordu.
yet vermedim. Çünkü kostümlerini hariçte ısnıarhyanlar çok-
tür. Fakat Anny Rlşann Fransız olduğunu söylemiş olduğunu hatırlayınca kendisiyle maktul arasında bir münasebet olabileceğini düşündüm. Atölyeden ayrılmadan evvel muavinim! genç-kadının mâzlsi ve münasebetleri hakkında tahkikat yapmağa memur ettim. Anny*nln hem çok müsrif, hem de kumarbaz ve gırtlağına kadar borca boğulmuş olduğunu öğrendim.
—Banker Kastares metresine para vermiyor muydu?
— Evet veriyordu, hem de çok para veriyordu Takat Jak kelimenin tam mânasiyie Anny’yi soyup soğana çeviriyordu. Bu Jak. Parlsln en yaman yankesicilerinden biri İdi, Genç kadın, sonra karakolda itiraf ettiği veçhDe onunla teşriki mesai ediyordu. Banker kendisini Pa-rlste tanıyor, beraberinde Lon-draya getirince Jak da peşini bırakmadı ve mâzislnl bankere İfşa etmek ile mütemadiyen teh dit edip durdu.
Muavinim Anny'nln haftada bir ücra bir barda Jak İle buluştuğunu tahkik etti. Jakm eşkâli hakkında bana verdiği malûmatla atölyedeki maktulün aynı adam olduğunu anladım. Bunun üzerine komiser muavini Kormlk 1 yanıma alarak evine gittim. Bu cinayetin esraruıı çözeceğimden emindim. Bidayette kaatliin banker Kastares olduğunu, kıskançlık hissiyle Jakı öldürdüğünü sanıyordum. Fakat Anny kaatliin kendisi olduğunu açığa vurdu.
— İzahatınız mâkul ve mantıkidir. Fakat atölyeye nasıl girdiklerini anlıyamadım.
— Atölyenin anahtarını portresini yaptırırken serbestçe İçeriye girip çıkmak İçin sen An-ny'ye vermiştin O, Jakı öldürmeğe karar verince eski âşıkını atölyeye, senin bulunmadığın bir zamanda sürükledi. İçeri girerlerken kimse görmediği I-çln Annyden şüphe edilemezdi. Bilâkis bütün emareler senin aleyhinde idi. Çünkü boğulmuş bir adamın portresini çizmek İstediğini herkes biliyordu.
Anny sorgusu esnasında Jaka evvelâ uyutucu bir likör içirdiğini. unuttuktan sonra da boğazını sıkarak boğduğunu itiraf etti. Bu sebepten dolayı a-tölyenln içinde boğuşma izleri görülmedi. Kadın, cinayetini en ince teferruatına kadar hesaplamıştı.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Bir okuyucumuzun şikâyeti
Okuyucularımızdan Nebi özgüler yazıyor: «1943 ytlında t. E. T. T. İdaresine 254 numara İle biletçi olarak girdim. 1946 ya doğru, hasta anamı görmek için İzmıre gitmeme İzin vermediklerinden idareden ayrıldım Yeni terhis oldum ve İdareye tekrar başvurdum. Bu defa da beni evvelce istifa etliğim İçin yeniden almak İstemiyorlar. Böyle şey olur mu? Böyle sudan bir sebeple İnsan İşsiz bırakılır mı?»
On altıncı Milletler
arası göz kongresi
64 millete mensup 2500 delegenin iştirak ettiği kongre pek azametli oldu
Türkiye hakkındaki bilgisizlik ve kendimizi tanıtmak lüzumu — Hariçte bizi temsil edenlerin vatandaşlara karşı alâkasızlıkları
Bundan bir müddet evvel Londrada milletlerarası On altıncı göz hastalıkları kongresi toplanmıştı. Kongrede Sağlık Bakanlığını temsil eden Haydarpaşa Numune hastanesi göz hastalıkları mütehassısı Dr. Nuri Fehmi Ayberk ile görüştüm. Kendi sahasında derin malumatı ve uzun tecrübelerde tanınmış muhterem doktor bana şu İzahatı verdi:
_ Bildiğiniz gibi muhtelif tıp şubelerine mensup hekimler iki üç yılda bir milletlerarası toplantılar tertip ederek ihtlsaslarlle ilgili yeni buluşlar ve nadir vakalar üzerinde konuşurlar, fikir teatisinde bulunurlar. Bilgi ufuklarını genişleterek insana çok şey öğreten bu toplantıların önem ve faydalan üzerinde fazla bir şey söylemeğe lüzum görmüyorum. Yalnız şu noktayı hatırlatmak İsterim kİ bu çeşit toplantılara İştirak etmek isteyen ilim a-damlanna alâkadarların âzami yardım ve kolaylık göstermesi memleketin yüksek menfaati lcaplanndandır.
Biliyorsunuz kİ İkinci Dünya harbi, İnsanlığın yalnız maddi huzur ve refahını değil, aynı zamanda mânevi ve fikri âhen-gıni bozmuştur. Vaktlie muntazam fasılalarla toplanan bu İlim kongreleri harb yüzünden uzun seneler toplanmak İmkânını bulamamışlardı. Meselâ milletlerarası göz hastalıkları (oftalmoloji) kongresi en son defa 1937 yılında Kahirede toplandıktan sonra ancak bu yıl bir daha toplanabilmiştir.
Londradaki toplantı
Kongrede Sağlık Bakanı mümessili Dr. Nuri Fehmi Ayberk tngllizler bu azemetli kongrenin tertibinde büyük gayretler sarfetmişler. misafirlerin maddi ve mânevi istifadelerini sağlamak İçin çok muntazam bir .teşkilât kurmuşlardı.
Bizim kongreden edindiğimiz en büyük istifade yalnız bilgilerimizi tazelemek ve arttırmak değil, aynı zamanda ilim otoritelerim yakından temas etmek ve memleketimiz hakkında kendilerini aydınlatmak olmuştur.
Türkiye hakkında bilgisizlik
Filhakika kongreye İştirak eden 2500 âzadan biz kaçı müstesna. büyük bir ekseriyet. Türkiye hakkında esaslı bir fikre
Bu 13 yıllık fasıla, Dünya göz hekimlerinde büyük bir sabırsızlık ve özleyiş yaratmış olacak ki bu sene 17 temmuz 1950 de
Hafiye kendisine cinayet! anlattı .Anny sonuna kadar verilen İzahatı dinledikten sonra:
— Size ne hıımısta faydalı o-labülrlm? diye sordu.-
IdSö dünya ordiil.nrara.il atletizm müsabakolanna katılacak ordu atletizm ekıpl.
Londrada toplanan On altıncı milletlerarası göz kongresi şimdiye kadar görülmemiş bir İhtişam ve azemet içinde cereyan etmiştir. Bu kongreye 64 millete mensup İki bin beş yüze yakın âza iştirak etti.
Londra üniversitesine ait büyük binalarda toplanan bu kongreyi Kıral adına biraderi Glocester Dükü açtı. Dünyanın tanınmış bütün göz hekimleri kongrede hazır bulunuyorlardı. En yüksek nispet sıraslle İngiltere, Amerika, Fransa, İtalya, Belçika, Hollanda, Mısır ve İspanyada idi. Bu memleketlerin her yerinden gelen Azanın sayısı 20 İle 200 arasında idi.
Türklyeden benden başka ts-tanbuldan profesör Nbcl Bengisu, Ankaradan profesör Süreyya Gördüren, tstanbuldan doktor Teodlrldls ile elyevm Londrada bulunup İhtisaslarını ilerletmekle meşgul olan doktor Baha Kösebay ve doktor Selçuk N oy m an iştirak etmişti. Profesör Bengisu, profesör Gördüren ve ben birer tebliğ ile kongrenin İlmi mesaisine İştirak ettik.
Ayrıca bir cemile olmak Üzere kongrenin kapanış celsesinde kendilerine söz verilen beş resmi delege arasında Türkiye Sağlık Bakanlığının cemiyetinin resmi mümessili sıfatl-ie Türkiye ve Yakın Şark memleketleri namına bana sos söylemek fırsatı verildi Bundan başka yine Tûrkiyeye bir cemile olsun diye Kıraluı davetlisi olarak Buklngam sarayına çağırılan on beş memleketin resmi delegesi meyanında beni de davet etmek nezaketinde bulundular. Böylece kongrenin devamı müddetince İngiltere İlim adamlarile resmi makam-
malik değildi. Hususi toplantılarda ve musahabelerde bize sordukları şey. bermutat Tür-klyede kadınların yaşmağı, erkeklerin fesi, sağdan sola doğru eski yazı yazmak ve teaddü-dü zevcat gibi köhne ve tarihe karışmış mevzulardı!.. Buna mukabil Atatürk'ü herkes biliyor; fakat büyük İnkılâpçı Tür-
klyede ne yapmış, ve bugunku Türkiye ne haldedir? Bundan kimsenin malumatı, haberi yoktu.
Diyebilirim ki çoktuk bizi Mısır, hattâ Hindistan kadar 1 bilemiyor!
Şüphe yok kl bu hal. biraz da bizim ka baha t imizdir. Filhakika kendimizi tanıtmamak ve Dünya İle sıkı temas temin etmemek yüzünden uğradığımız zarar tahmin ve tasavvurumuzdan çok fazladır. Düşmanlarımıza aleyhimizde propaganda yapmak fırsat ve imkânını ver-’mesl de caba.
Bunun gibi milletlerarası toplantılara sık sık ve dolgun bir kadro İle İştirak etmemiz lüzumuna İşaret ederken resmi makamların bu İştirakleri her
veçhlle kolaylaştırmaları üzerinde ısrarla duruşumun sebebi budar.
Evet Dünya bizi tanımıyor. Bunun İçin her fırsattan istifade ederek kendimizi Garp âlemine tanıtmalıyız. Bunun da birinci şartı artık müşterek Dünya dili olan îngllzceyi bütün münevverlere öğretmenin yolunu bulmak sonra da ilmi toplantılara katılmak için — kendi parasile — yabancı memleketlere gidecek kimselere âzami kolaylık ve yardım göstermektir.
Hariçte bizi temsil edenler
Sırası gelmişken hariçte bizi temsil eden zevat hakkında bir İki söz söylemek isterim:
Yabancı memleketlere gidenlerin çoğundan taşradaki hariciye memurlarımızın vatandaşlara karşı kâfi alâka ve ihtimam göstermediklerini işitir, dururdum., bu şikâyetler bana biraz mübalâğalı görünürdü. Bu defa İtalya, İsviçre. Fransa ve İngllterede yaptığım seyahatte vatandaşlarımın şikâyet terinde pek de haksız olmadıklarını bizzat görd&m. He tekim sayın mümessillerimizin çoğundan ben de aynı alâkasızlığı gördüğümü esefle kaydetmek isterim. Kendilerinden hiç b(r isteğim olmadığı halde hükümetin resmi bir delegesi sıfalile ve sırf bir nezaket eseri olarak ya bizzat ziyaret ettiğim, yahut bula-mıyarak kart bıraktığım mümessillerimizden çoğunun "mukabele ve cevap tenezzülünde bulunmadıklarını iki üç dakil-kalık bir vize için bir sefaretimizde kâtip beylerin sebepsiz olarak beni bir saate yakın beklettiklerini söylersem mühim siyasî meselelerle meşgul muhterem hariciyecilerimizin ayaklarına giden vatandaşlara nasıl muamele ettiklerini anlamış olursunuz. Ben bu zevata biraz daha demokratik olmalarını tavsiye etmekten kendimi alamıyacağım .
Sayın gazeteniz vasıtasile bir hakikati daha açıklamak isterim: Ankara vapuru süvarisi Şefik kaptan İsminde bir zat vardır. Avrupa ya seyahat eden hiç bir Türk vatandaşı yoktur kl bu ismin karşısında hayranlık duymasın: Nezaketini, misafirperverliğini yüksek medeni kabiliyetlerini yarii ağyare teslim ettiren bu müiıvazı zatın. bizi herhangi siyasi bir mümessilimizden ziyade Avru-paya tanıttırdığını iftiharla gördüm. Bence unvan, rütbe ve refah aşıl bu gibi adamların hakkıdır..
M. R. E.
Ser’in başından geçenler
hm» mraKknknlı v, sıhı.v bu] felttByK1 larrau Hilmi, son derece n«- dl„ k
ziK ve misafirperver davrandıklarını şükranla zikretmek isterim.
Kongredeki
görüşmeier
Kongreden çok enteresan mevzular konuşuldu. Hastanelerde yeni ameliye usulleri ve çok İstifadeli ilmi filimler gösterildi; yeni tedavi usulleri hakkında münakaşalar yapıldı.
Yukarıda resmini gördüğün!? l*Ser». Zlnclrllkuyuda Yapı Usta okulunun bahçesindedlr. istaı.-«Bu Ser benı.n-çncarauş.
bir zat talip olmuş ve almış. Bundan sonra aklı başına gelen Milli Emlâk, «Belediye nasıl olur da satar Bu Ser benimdir. demiş, bir de o satmış. Belediye satışından haberi olmayan bir talip Ser'! Milli Emlâkten alınca söküp götürme': İstemiş. Bu dala Yapı Usta okulu tutturmuş: Ser ne Belediyenindir, ne de Milli Emakiu. ,Bu Ser, mektep müştemılâlın-
dandır. Katiyen veremeyiz.» demiş.
Netice ne oldu. Ser kime «faldı diye merak ediyorsunuz değil mİ? Belediye de. Milli Emlâk de haksız çıkmışlar. ' er. Yapı Usta okuluna kalmış! Satın alanlara da paraları iade edilecekmiş!
Fakat Işkı asıl enteresan tarafı nedir biliyor musunuz-' Seri istifade edilecek hale gerinmek için en aşağı 5-G u.n Uru saıfetmek lâzım Bu bakımda» şimdi Ser, okula da bir baş derdi olmuştur.

S^hlfe 6
AKSAM
5 Eylül 1950
Sağdaki, soldaki ve ortadaki resimlerde ses appcal bakımından hakikaten müstesna bir yaratılış olduğunu derhal belli eden Corinne Calvet’yi görüyorsunuz.
----------------- ——---------------------------
Bundan bir müddet ew.4 Corinne Calvet hakkında bir yazı neşret mistik. Bu konuda daha .’traflı bilgi ve veni resimler isteyen bazı okuyucularımızın arzu- I sunu yemic getirmek gayesiyle şu ikinci yazıyı neşrediyoruz.
_________________________________________ J
• ' İTA Hayworth*un tek-
- rar beyaz perdeye dönmesi ihtimalinin çok kuvvetli olduğunu söyleyenler nispetinde bunun aksini İddia edenler de var Columbia stüdyoları, Hitanın AH Handan uzaklaşması şartlyle ona bütün kapılarım tekrar açmağa hazırmış, Halbuki beri tarafta Ali Han da sevgili Ri tasını bir saniyecik olsun yanından ayırmak niyetinde detilmiş
Rita. Columoianın bu tekinini kabul etmediği takdirde uıı -dan boşalacak yeri doldurmak için pusuda bekliyen iki yıldız var. Bunlardan bir Ann Shefl-dın'dır «1915 doğumlu), diğeri de Corinne alvet'dlr. (1925 doğumlu ı
«Fakat bu Corinne Calvet kimdir?» diye 1947 de bütün Amerika sorup duruyordu. Hele sinema âleminin en yetkili ve en korkulan kadın gazetecisi Lou-ella parsons, bu artist hakkında hiç de hoşa gitmeyecek yazılar yazmağa başladığı zaman merak ve tecessüs büsbütün arttı. Gazeteciye göre o zamanlar Corln-ne. cok iddialı giyinen, fakat giydiğini yakıştıramıyan zevksiz ve lâalettâvin bir artist namzediydi Kadın gazeteci Co-rlnne'den katiyen hoşlanmadığını gizlemeğe bile lüzum görmüyordu. Bilhassa Lana Turner hâdisesini vesile yaparak onu a-danıakıllı flskelenmekten geri kalmadı Bilindiği gibi Tyrone Power. Llnda Chrlstlan’a tesadüf etmeden evvel Lana Tur-ner'ln aşağı yukarı nişanlısı sayılıyordu Bu arada Tyron'un Corinne Calvel İle gizli kapaklı buluşmaları gözden kaçmıyordu tabii Birbirlerine sık sık telefon ederek, Pasifik sahillerinde. Mallbu Beach'te buluşmaktan geri kalmıyorlardı. Herkes gibi Lana Turner de durumun pekâlâ farkındaydı. Nihayet içinde biriken kini, bir toplantıda. kaza süsü vererek kaynar çaydanlığı Corinne Calvet'nin üzerine dökmekle belli etti. Fakat Tyron Povver Llnda Chrlstl-an İle evlendikten sonra Lana İle Corinne de barıştüar.
Lâkin Louella Parsons. genç kadın aleyhine veriştirmekte ber devamdı Bunu önlemek için Corinne nihayet emprezaryoların tavsiyesini yerine getirerek gezip tozmaktan ve gece lokallerine girip çıkmaktan vazgeçti Pa»amount'ıın kendisine tahsis elliği bir apartımana çekilerek dedikoduları önlemeğe çalı— çanaktı. Yalnız, otomobille uzun gezintiler yapıyordu. Bu gezintilerden birinde uğradığı kaza her keşçe malûm. Kazanın ona şans gel irdiğini İddia edenler de var, John Bromfield'le tanışıp sevilmesi ve evlenmesi kazayı he-ni ’n takip eden günlere rastlıyor .
Bilindiği gibi John Bromfleld. romancı Louls Bromfield’ln yeğenidir. Kendisi artistlik yapmakla beraber rejisörlerle, prodüktörlerle çok sıkı fıkı. Genç kadını Llzabeth Scot’un kâşifi ıneşlıur Hal Walll3'e tanıtan o-dur:
Ortadaki resini de her yerds ve her zaman giyllcbilccek hem şık, hem de derli toplu bir tayyörü gösteriyor. En orijinal tarafı cep kısmını süsleyen düğmelerdir.
Bu modellerin en çok tercihe şayan tarafı gayet pratik ve çok kullanışlı olmalarıdır. Yağmur yağdığı zanıaıı üzerine hemen bir treııçkot giyebilirsiniz. Hava insanı terletecek kadar sıcak olduğu vakit de ceketi çıkarıp altındaki blûzla dolaşabilirsiniz.
ARDROP mevzuunda
**’ fazla zahmete katlanmadan sonbaharın mütereddit havalarını karşılamak için aynı etek üzerine giyilebilecek dört tip ceket: 1 — Büyük ve şeffaf düğmelerin süslediği deve tüyünden bir ceket. 2 — Trençkut kumaşından yapılmış, yandan tepil, bilekleri dar bir model. Tıp itibariyle spordur. Katta sonu gezintileri için çok müsaittir. 3 — Tüylü ve yumuşak yünlüden bir ceket. Belden kemerlidir. Cepler şandan şakulî açılmıştır ve düğmelidir. 4 — Bu
model çizgilerinin sadeliğine rağmen, şıklığa temayül eden bir cekettir. En orijinal tarafı tiçgen şeklinde tersine çevrilmiş cep kapaklandır.
Alg
Tr^sırn
f'
Comes Marchlng Home» (WUile eve yürüyerek geldiği zaman! dır. Her İki filmde de Corlnne'-ln muvaffakiyetine diyecek yok. Rejisörler de aynı fikirde, halk da.
Şimdi üçüncü filmine hazırlanan Corlnne'ln en büyük derdi gazetecilerdir Eskiden Parso-ıs’ un yaptığı gibi gerçi onu tartaklamıyorlar ama. Haristeki hayati İle mazisi hakkında bitmez tükenmez sualler Bu suallerin çoğunu şimdi Corlnne’ln kocası ve sadık çalışma arkadaşı bulunan John Bromfleld cevaplandırıyor Corlnne'ln Paris'in gayrı bir de İtalya hayatı vardır 1945 te Plemonte'de. Fransız - İtalyan artistlerinin kombine mesaisiyle çevrilen «Nous ne sommes pas mariees. IBiz evli 11 değiliz) İsimli filmde oynamıştı. Bu filmde Corinne tılr heykeltraşa modellik yapıyordu. Kusursuz vücudunu bütün çıplaklığı İle perdeye aksettirmesi Corlnne'ln aile muhitinde bomba tesiri yaptı. Fakat o, muvaffak olmak İçin her şeyi göze alı mıştı,

Aynı günlerde Corinne Calvet kendisi hakkında gazetelerde çeşitli yazılar neşrettirdikten sonra, Parlstekl Paramount şubesine müracaat etti. Tesadüfe bakın ki mümessiller de o sırada kendisine gönderilmek üzere bir mektup hazırlamış bulunuyordu zaten. «Hollywood'a davet e-dillyorsunuz, Size haftada ;(00 dolar verilecektir.»
Gary Cooper, Paulette God-dard gibi artistlerin haftada aldığı 7500 dolara mukabil 300 dolar çok azdı amma, Corinne teklifi kabul etti.
«When Willle Comes Mar-ching Home» filmi, Locarno festivalinde çok' beğenilmişti.r.
Şimdi Corinne Calvet tama-mlyle kendini bulmuş vaziyettedir. Gazeteler ve gazeteciler onu fiskelemekten vazgeçti artık. Hattâ bazı sinema muharrirleri ondan bahsederken: «Eskilerini söndüren yeni yıldız» tâbirini kullanıyor. Haksız da değiller...
*
Corinne Calvet'nin hususiyetleri: Zerre kadar kusuru olmayan bir vücut. Bazı vücutlar vardır kİ, kusursuzluğuna rağmen çekici ve sıcak değildirler. Bunlara soğuk ve alımsız diyoruz. Corinne Calvet'nin alımsızlıkla, soğuklukla kat’lyen İlgisi yok. Bilâkis lüzumundan Çok fazla sıcak ve alımlı. Teni fildişi kadar pürüzsüz. Yakından bakanların gözü dinlenlyor-muş amma, kalbi de allak bullak oluyormuş Vücut hatları o kadar muntazam kİ modellik yaptığı sıralarda hiçbir heykel-traş heykeline aynı fthengl vermeğe muvaffak olamamış.
Gözlerindeki ışık, gülerken başka türlü yanıyor, ağlarken başka türlü. Yürüyüşündeki şuhlukla, sesindeki müstesna toh Hollyvvood'clakl yıldızların hiçbirinde yokmuş A. r.
B Bylûl 1850
Mahkeme Koridorlarında
Ayıkla bakalım pirincin taşını I
_________A K B A M___
Deniz sigortasının merkezi: Londra
Bahlff f
Asliye ceza mahkemeleri koridorunda jandarmanın yanında sırtını duvara yaslamış, el kavuşturmuş vaziyette ceketini katlayıp bileklerinin üstüne örtmüş, göz ucuyla etrafı süzüyor. Kısa boylu, soluk benizli, ufak tefek bir adam. Yanına doğru giderken gözlerini bize dikti, davetkâr bakışlarla sırıttı. Belli ki bir dert ortağı arıyor. Yaklaştık. Lâkırdıyı kendisi açtı:
— Sizin de dâvanız galiba, bey âbiler.
— Neden anladın?
— Dert çeken, dertlinin halinden anlar, bey kardeşim. Sizin yüzünüzü de bir az gamli görüyorum. Siz de benim sıkıntı içinde olduğumu çakarsınız tabiî.
Bileklerinin üstündeki ceketine bîr göz atıp acı acı gülümsedi.
— Üzerini örttüm, kimse görmüyor amma bir de bana sor. Böyle şey gizlenir mi?
— Ceketinin altında bir şev mi gizli?
Kollarını salladı, ceket yere düştü, yine gülümseyerek kelepçeyi İşaret etti:
— Şunları görüyorsun ya, bey âbi. Baktıkça kendim utanıyorum. Babalarının hayrına takmadılar ya buun.
— Suç işlediğini kendin de itiraf ediyorsun demek?
Kısa bir tereddüt duraklamasından sonra başım salladı:
— Kabul etmem, bey âbi. Benim fena bir niyetim oyk-tu. Is arıyorum, bulamıyorum. Kodesten çıktığımı duyunca kimse yüzüme bakmıyor.
— Hapishaneden çıktın demek?
— Öyle oldu, efendi kar -şim. Af çıktı, ben de yakayı sıyırdım.
— Evvelce nc-den mahkûm olmuştun?
var
— Bilmiyorum kİ, bey e-fendl âbi. îş İstemek için bir •mağazaya girmiştim. Oradan sepetlediler. Kapıdan çıkarken üstü başı temiz bir adamla karşılaştım. Şöyle bir baktım, yüzü nurlu bir efendi. Şuna da bir baş vurayım, dedim, derdimi anlattım. «Senin haline acıdım. Benim bildiğim bir hanın kapıcılığı yalanda boşalacak. Yüz lira aylık var, ayrıca hanın kiracısı tüccarlar da bahşiş verirler. Bundan 1yı is bulunmaz. Haıun şimdiki kapıcısı hasta olduğu İçin bırakıp memleketine gidecek. Fakat yerini vermek için biraz para istiyor. Sen yirmi beş, otuz lira kadar para tedarik edebilirsen herifi ben kandınrun» dedi. Aiıbaplardan borç aldım, yirmi bes lira tedarik ettim. Ertesi günü herifi kahvede buldum. Parayı aldı; «Ben bugün işi yaparım. Gece sen bizim eve gel de cevabını al» dedi, evini tarif etti. «Geceleri saat on buçuktan evvel eve gitmem. Sen saat on birde filân gelirsen beni bulursun» diye tembih etti. Ben de gece saat on birden sonra kalkıp gittim. Tarif ettiği sokağın elektriği sönmüş, her taraf karanlıkta «Acaba hangi ev? diyerek sağa sola balcın ırk en bir kapıya elimle dokundum, a-çılcb. «Demek ki efendi kapıyı aralık bırakmış, içeride beni bekliyor» dedim. Besmele çekip içeriye girdim. «Destur, beyefendi, ben geldim* diye seslendim, cevap çıkmadı. Evin İçi de karanlıktı. Düğmeniıj yerini bilmiyorum ki çevirip lâmbayı yakayım. El yordamiyle bir odaya girdim. Kapıyı çok yavaş açtım amma gene gıcırdadı ölüsü kandilli. Ben odayı araştırırken .birdenbire lâmbalar yândı,? eşiğin üstünde İki erkek p^da oldu. Beni hırsız zannetmişler. Derdimi anlatmak istedim amma kime dinletirsin? Yakalayıp bir kaç tokat, yumruk çattıktan sonra bekçiye teslim ettiler. Şimdi gel de pirincin taşını ayıkla bakalım.
Meşhur Deniz Sigortacılık mües sesesi “Llyod’s,, un tarihçesi
_ Şey... Ufak bir kaza. Bir serserinin lâfına uydum da basıma belâ aldım. «Şu bakkal, insafsız bir herif. Malların kötüsünü satıyor, veresiye alışveriş edenleri kazıklıyor. Bunun kazandığı para helâl değildir. Kendisine bir ceza verelim de aklı basma gelsin» dedi. Ben de onun lâfına kandım. Bir gece dükkânın arka tarafındaki pencerenin demirlerini kesip içeriye girdik, biraz öteberi arakladık. Gene girdiğimiz pencereye tırmandık, aşağıya atlar atlamaz bekçi enseme yapışİL İşte bunun için kodese tıktılar bizi. Bu sefer af çıkınca beni salıverdiler.
— Şimdi neden yakalandın?
— İs arıyorum, dedim ya, efendi kardeşim.
— Anlamadım İs arayan adamı mahkemeye niçin getirdiler?
— Faka bastım, bev âbi. Ötede beride iş ararken karşıma bir adam çıktı. İşte onun lâflarına kandım
— O adam da bakkal dükkânına mı soktu seni?
— Çocuk musun, efendi kardeşim? Bir daha öyle işlere yanaşır mıyım? Ömrümde üç defa mahpusluk çekmişim, ağzım yanmış. Malûm ya, hak oyunu üçe kadardır. Dördiieüsünden korkarım.
— Demin hapishaneye bir defa girdiğini söylemiştin, şimdi üç oldu, diyorsun.
— Allahın bildiğini sîzden ne diye saklayayım, t . âbi? Üc defa girip çıktık oraya. Nasip böyl imiş. Ne yaparsın?
— Peki, bu defa geçirdiğin kaza nedir bakalım?
Ciddî bir tavır takındı:
— Bey âbi. benden sana
nasihat olsun, şu dünyada kimsenin lâfına inanma, Baban bile bir sey söylese kulak asma. İnsan oğlunun af zı ile yüreği birbirine uy-muver. Benîm gibi bir düşkü nü faka bastırıp kafese kovmak İnsanlığa yakışır mı? .........w>ııiM
Amma velâkin, dünyanın 1 yüzünde Mvtelfrl de var I
.. . , , . jc. a - l-.ek^rı .r 3 — Rjjıtık He.
Herifin vuzu.ne taksan hiç , _ T„„., _ BM. Km,UJ„.
UmmaZSJH, , (S — oyam, 8«mu, 7 — La inç, Şaj,
— Herif dediğin kim? ;• - ün. Kiremit.
Mahkeme açıldı, kelepçeleri çözüldükten sonra ceketini sırtına alıp yürüdü.
Ce. Re.
* Kumkapıda (Saraç tshak) mahallesine bağlı Mâbeylncl yokuşunda kâin tarihi kıymeti haiz olan çeşmeye terkos suyu verilmesi hususunda sokak hal-: kı tarafından tanzim edilen mazbata muhtarlık ve İhtiyar kurulu tarafından tasdik edl-lerek vilâyet ve belediye baş- , kanlığına sunulmuştur.
BULMACA]
Londradan yazılıyor: Dünyanın her tarafında sigortacılık ve bilhassa deniz sigortasından bahsedildiği zaman «Lloyd's>un adı geçer. Buna rağmen Lloyd’s'un bir ticaret şirketi olmadığı bir çok kimseler İçin meçhuldür. Hakikatte Lloyd's, her biri bir sigorta rizikosunun bir kısmını şahsen üzerlerine almayı kabul eden ayn
şahıslardan müteşekkil bir mü-essesenbı adıdır. Firmanın adı aslında 17 İnci asır sonlarında Londra'da bir kahvehane işletmiş olan bir adamın adından gelmedir.
Deniz sigortası usulü tabiatile menşe İtibariyle çok daha eskidir. İngiltere Yasa kitabında bir sigorta poliçesinin İlk tarifine 3601 tarihinde rastlan maktadır. Deniz sigortası prensiplerinin bu ilk tarifi hukuki bakımdan bugünkü, mukaveleler kadar sağlamdır.
Bununla beraber o günlerde Lloyd's gibi herhangi bir müessese veya diğer herhangi bir büyük deniz sigorta kumpanyası mevcut değildi. Sigortacılık işleri her biri kendi hesabına çalışan şahıslar taralından yapılırdı. 1666 da büyük Londra yangınından sonra tüccarlar, borsacılar ve diğer İş adamları. 1 piyasa hakkında konuşmak ve jiş çevrimek İçin sitede yen! açı-1 lan kahvehanelere devama baş-lamışiardır. Bu kahvehane sa-hipierinden biri Edward Lloyd, daha fazla müşteri celbetmck için Ucaret haberleri ve bilhassa gemi hareketlerine dair ha-I berier ihtiva eden gazete şek-I Ünde bir bülten yayınlamanın kârlı olacağını anlamıştır. Az zaman zarfında Lloyd's kahvehanesi deniz sigortacıları, armatörler ve acentaiar İçin bir merkez haline gelmiştir,
Lloy’dla kahvehanesi karıştıktan çok sonra, sigorta ajanları deniz . j işinin en mühim kısmını ele ge-| çirmlşler ve genci
kıraliyet esham bordasında kur-[ muşlardır. 1774 den 1928 e ka-I dar o merkezde kaldıktan sonra Lloyd’s acentaiarı, Londra sitesinin gemicilik merkezi olan Leadenhall sokağında i muhteşem yeni binaya naklctmlşler-dlr.
efendi **4 - 7 — Bapna (O» zellrM-
; „ 1 «nimet edememekti!. 8 — Trr*l •-«-
ferrual - Bacanın yan». 9 — Cci'.li-jlfk - Temi kuru yemU, 10 - Kimyevi bir madde - Kiralın bası
Yukarıdan »‘altıya: l — idare v1-|liml«. 2 — Valide ■ Bir viUlyctlrıl?, p — Hilrmet, 4 — Toplu olarak - t, ıkl çerui. 5 — Namaz kılan, 6 — Ta» 'lada boyuna atılan «ar - Omıilrı yı ruı. 7 — Minimini naili yavru, 6 Ter»! »u haline gcllrlr - Zaviye.
Londra limanından bir görünüş
ajanları tarafından edll-
Lloyd’s
2.59(:.nOÛ sterline sigorta mlştl Armatörlerin müracaatından 72 saat sonra sigorta bedeli latııamlyle ödenmiştir.
Bir gemi sahibi gemisini sigorta ettirmek İstediği zaman umumiyetle sigorta ajanlylo görüşür ve poliçenin şartları mü-izakere edilir. Acenta mütsakı-ben bu teferruatı diğer Lloyd’s üyelerine gösterir ve ekseriyetle riziko paylaşılır.
1948 de Lloyd's üyelerinin sigorta primlerinden edindikleri gelir 90 milyon sterlin civarında idi. Bu yekûnun takriben 47 milyon sterlini deniz ve transit sigortasından, 3 mliyonu İse havacılık sigorta primlerinden müteşekkildir. Lloyd's mü-
essesesf dünyanın her tarafına kol budak salmıştır, Yabancı deniz sigorta kumpanyaları İngiliz Sigortacılık piyasasında reasürans bakımından diğer herhangi bir piyasada mevcut olmayan kolaylıktan bulmaktadırlar. Harbdenberl yabancı kumpanyalar tarafından yapılan reasürans tutan muazzam derecede artmıştır.
Göze görünmez ihracat olarak mütalâa edilecek olursa deniz sigortasının önem! kolaylıkla takdir edilebilir. İngiltere bu milletlerarası ticaretin hâlâ merkezidir. Zira sigortacılık alanında kentli öz hudutları dışında bu derecede geniş ölçüde İş yapan diğer herhangi bir memleket mevcut değildir.
Afyon As. Sa. Al. Ko. Bşk. dan
1 — İnşaat kısmında çalıştırılmak ve şimdilik 950 matı yılı sonuna kadar istihdam edilmek üzere azami 5Ö0 liraya kadar aylık ücretli diplomalı, ruhsatnameli yüksek mühendis veya İnşaat mühendisi alınacaktır.
Bunun İçin:
a) 788 sayılı memurin kanununun 4. ncû maddesindeki şartları haiz olup devlete karşı mecburi htaneti bulunmıya-caktır.
b) yaşları 45 den fazla oinuyacaktır.
e) Ecnebi okullardan mezun olan Y Mühendis, Mühendis veya Fen Memuru ve Teknisyenlerin ruhsatnameleri Bayındırlık veya Mili! Eğitim Bakanlığınca tasdik olunacaktır.
2 — Müracaat şekli:
Yukarıdaki yazılı hallerden İdarenin tensip edeceği şubedeki memuriyete talip olduğuna dair dilekçesi ve dilekçeye ekli olarak:
a) İkamet tezkeresi
b) Hüsnühal kâğıdı
c) Sıhhat raporu
d) Noterden tasdikli nüfus tezkeresi örneği.
o) Mahalli savcılıktan mahkûmiyeti olmadığına dair belge. f> şimdiye kadar çalıştığı yerlerden aldığı bonservis örnekleri.
h) Kendisini tahkik için 2 dair» veya müessese ismi
İl Üzerinde müracaat sahibinin adresi yazılı zarf ve 15 kuruşluk pul.
g) Noterlikçe tasdikli diploma ve ruhsatname örneği.
3 — Diğer şartlar:
Müracaatlara eldeki belgelere göre ücret takdiri ve seçimi K. K. K. na aittir.
4 — Bu şartlan haiz olanlar 15/9/1950 tarihine kadar lstentlen belgelerle birlikte Afyon As. Posta 17105 K. İnşaat ve Muhaklm Şubesi Müdürlüğüne bizzat veya posta ile mürecaat-
_1 arı 11 ân olunur._______________________(3703 — 11423'
İLÂN
Süvari Okulu Komutanlığından:
1 — Süvari birliklerine Od. Erbaş kaynağı olan Sv. Erbaş okuluna 850 - 951 öğrenim yılı için öğrenci yazımına başlanmış olup 15 Eylül 950 gününe kadar devam edecektir. -
2 — Kabul şartları aşağıdadır:
A) Orta okulu bitirmiş olmak.
Bi Lise 9 ve 10 nu bitirmiş olanlar tercihan alınır.
C) Lise 9 da kalanlar orta okulunu bitirenler gibi İşlem görürler.
D) Sınıf Od, okulunu bitirdiği zaman 18 : 23 yaşında olmak şarttır.
E) Türk vatandaşı olmak.
F) Öğrencilik haklarının kaldırılmasını gerektirecek derecede bir hüküm veya okul İdaresi kurullarında bu yolda bir karar almış olmamak.
Ol Sağlığı yerinde olmak.
H> Kendisi ve ailesi kötü şöhret sahibi olmamak.
3 — Yeni Gd. Kanunu değişmiştir. _ Müsait şartlar var-
dır, Arzu edenlerin şarttan öğrenmek üzere okula müracaat etmeler L .
Gerekli Evrak: (
1 — Dilekçe.
2 — Aşı kâğıdı.
3 — Doğruluk kâğıdı.
4 — Fotoğraflı nüfus cüzdanı ve tasdiki! sureti.
5 — Fotoğraflı okul diploması ve tasdikli sureti.
6 — Noterlikçe onaylı yüklenme senedi.
7—6 adet vesikalık fotoğraf.
Müracaat: Askerlik şubelerine veya doğruca okul müdürlüğüne.
Oku! adresi: İstanbul Şişli Ayazağa. (3877 - 119(12)

Solonu Mffa. 1 — Tirebolu, i — Fj-nrnynn. 3 — Mr5lh.1t. 4 — B»H. MaH 5 - LWn. Çl. S — PflmUs. 1 — Bık, Meı«'. H — O»;, Turnam, 9 — JspoıUyl. 10 - Eneme*.
Lloyd’s müesseseslnln ettiği siyasetin ruhu, bir poliçeyi üzerine alan
1 veya aıanın, bu taahhüdü kar-
. şılamaktaki şahsi sorumluluk I ve iktidarıdır. Lloyd’s bir kii! srh ■ olarak muteselsilen sorumlu \ i ğildlr. Fakat bir poliçedeki her ,v.! •isim-, umumi rizikodan kabul ;a-' ettiği hisse nispetinde -(Ödemekten sorumludur. Herhangi bir şahsin üyesi olabilmesi için nıali ve şahsi garantiler göstermesi lâzımdır. Bir acen tanın şimdiye kadar herhangi bir taahhüdü karşılayamadığı görülmemiştir. Ingiliz deniz sigorta piyasanın sağlamlığına dair dikkate şayan bir numune şudur: 1949 iptidalarında .Magualena» yolcu gemisi İlk seferinde baı-( iniştir. Bu gemi ve navlunu
Manşı yüzerek geçen Mısırlı yüzücü
tarlhe
Lloyd's sigorta
Yııkanda Manş denirin! yüzerek geçen Haşan Abdurra-hlm görülüyor Abdıırraîılnı btı güç işi başarmakla hiç yorulmamış ve sandala çıktığı zaman gülerek kuvvetli adalelerini göstermiştir.
İLİN s.
1 — Yurt İçi bölge K. lığı ts. İnşaat şubesi İhtiyacı İçin şimdilik (950) mali yılı sonuna kadar istihdam edilmek üzere âzami (550) liraya kadar aylık ücretle diplomalı veya ruhsatnameli yüksek mühendis veya inşaat mühendisi alıneçaktır..
a) 788 sayılı memurin kanununun 4. m-
haiz olup devlete karşı mecbur! hizmeti buiunmıyacaktır.
b) Yaşları 45 den fazla olmayacaktır.
c) Ecnebi okullardan mezun olan yüksek mühendis, mühendis veya fen.memuru ve teknikerlerin ruhsatnameleri Bayıdırhk Bakanlığı veya Milli Eğilim Bakanlığınca tasdikli olacaktır.
2 — Müracaat şekil:
Yukarıda yazılı hallerden İdaresinin tensip edeceği şubedeki memuriyete talip olduğuna dair dilekçesi.
Dilekçeye ekli olarak;
— İkamet tezkeresi
— Hüsnühal kâğıdı.
— Sıhhat raporu.
— Noterden tasdikli nüfus tezkeresi.
— Mahalli savcılıktan mahkumiyeti olmdaığına dair belge
— şimdiye kadar çalıştığı yerlerden bonservisleri örneği
— Kendisini tahkik İçin İki daire veya müessese ismi.
— Üzerinde müracaat edenin adresi yazılı 15 kuruşluk pul yapıştırılmış açık boş bir zarf.
— Noterlikten tasdikli diploma veya ruhsatname örneği.
3 — Diğer şartlar:
— Müracaatlara eldeki belgelere göre ücret takdiri ve seçimi Kara kuvvetleri komutanlığına aittir.
4 — Müracaat yeri ve tarihi:
İkinci maddedeki dilekçe ve buna bağlı (10) parça belgeleri 1. Yurt İçi Bölge K. lığı Is. İnşaat Ş- ne bizzat veya pusta He göndermeleri ilân olunur. 3918 — 12048
Deri Arttırma ilânı
Tiirk Hava Kurumu İstanbul Şubesinden;
Kurban Bayramında teşkilâtımız taralından halktan toplanacak deriler pazarlıkla açık arttırmaya konmuştur. 11 Eylül 950 pazartesi günü saat 10,30 da flat değer görülürse ihalesi yapılacaktır, şartname her gün şubeden alınabilir.
İsteklilerin İhale glin ve saatinde 1500 lira geçici tcmlnat-lariyle birlikte Cağaloğlunda Temizlik İşleri Müdüriyeti binası İttisalinde 17 numaralı şube merkezine müracaatları. (11740ı
Dz. Gd. Erbaş Orta Ok. K. da.
1 — 1950 - 51 öğretim döneminde okulumuz birinci sınıfına alınacak öğrencilerin seçme sınavları aşağıda belirli tarihlerde saat 8 da başlamak üzere. Kasımpaşada Da Gd erbaş O. okulu K, lığında yapılacaktır.
2 — Kayıttı öğrenrUeria belirli gün ve saatlerde okulda
bulunmaları ilân olunur. (11690)
18 Eyl /950 Matematik - Türkçe
19 » /950 Tarih * Coğrafya
EahUe 8
A K 5 A M
5 Eylül 1950

DEVLET
Denizyolları
DUııyada en son denize indirilen
Lüks (S®m!sö
İstanbul Emniyet
Sandığının
İSKENDERUN
fi ncı Noter huzurunda çekilen l/E.yiûl/950 ikramiye keşidesinde kazananlar:
10.000 Lira değerinde Kızıltopraktaki arsayı 106707 No.iı vadeli hesap sahibi
ile senenin emsalsiz Kurvazyer seyahati
Hareket: 28 eylül 1950
Avdet : 17 ekim 1950
15925 No. lı vadesiz lıesap sahibi 2500.— lira
95098 vadeli » » 1000.— »
105840 vadeli » » ıooo— »
98788 vadeli ■ » 500.— »
16598 vadesiz » » 500.— »
21012 vadesiz » » 500.— »
91485 vadesiz » » 200.— »
14793 vadesiz » » 200.— »
14839 vadesiz » » 200.— »
10271 » » » 200 Kadıköy
467 » » 200— Fatih
19 giirı sürecek olan bu seyahatle
Gün
Gün
Gün
Gün
Giin
Gün
Pire'de (Atinaya gidilebilir)
Cenova’da
Marsilya’da (Parise gidilebilir) Napoli'de
İskenderiye'de (Kailireye gidilebilir) Beyrut'ta
1
1
3
1
3
1 tevakkuf edilmek suretile, bütün Akdeniz havzasındaki memleketleri görüp, gezmek fırsatını bulacaksınız.
Gemi, ayrıca, adını taşıdığı İSKENDERUN limanına da avdette uğrayacaktır.
DEVLET DENİZYOLLARI İstanbul ve İzmir A-centlerilc. bütün tâli acenteler, pasaport ve viza muamelâtım deruhte ederler, uğranılan limanlarda gezintiler ve sair hususat hakkında izahat verirler, didiş - Geliş seyyahat Ücretleri
325 Liradan başlar
(12158)
Halkalı Ziraat okulu müdürlüğünden
işletmemizin 28.2,951 tarihine kadar ihtiyacı olan tahminen 7400 kilo İnek ve 7400 kilo manda sütü açık eksiltmeye konul-mış ise de talibi çıkmadığından, açık eksiltme on gün daha u-zatılarak 12.9.950 salı günü saat 11 de tekrar okul binasında yapılacaktır. Manda sütünün tahmini fiatl 67, inek sütünün fiatl 42 kuruştur. Talimini bedel 8066 lira olup geçici teminat 605 liradır. Şartname her gün okulda görülür. (12127)
Güneş Kız Talebe Yurdu
İstanbul Lâlell'de Güneş Kız Talebe Yurdu yeni ders yılı için kayıtlara başlamıştır. Kıs çocuğunun İstanbulda tam bir emniyet ve İstirahat altında ve tasarrufla tahsiline devamını isteyen ebeveynin, kaloriferli, temiz gıda ve bakımı bulunan Yurda müracaat etmesi kendi menfaatleri icabıdır.
Acele ediniz ve bir kere görünüz. İstiyenlere İzahat ve broşür gönderilir.
İstanbul Telefon Başmüdürlüğünden
Açık eksiltme ile 14.6.1950 tarihinde münakaşaya konulan (10001 adet mafsallı yarık borunun ihalesi fesh edildiğinden yeniden 8.9.950 Cuma günü saat 15 de münakaşaya konulmuştur.
1 — Muhammen bedeli 4250 lira olup muvakkat teminatı 318 lira 75 kuruş.
3 — İsteklilerin şartnameyi görmek, teminatlarını yatırmak üzere komisyona müracaatları. (11563)
| Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
T
Ayrıca
100.— liralık, 40 adet 50.— mlyeler şube ve ajanslarımızdaki hesap isabet elmiş ve kendilerine bildirilmiştir.
10 adet
liralık lkra-sahiPlcrine (12157)
1 — Aşağıda yerler! yazılı Akaryakıt depolarına 200 lira aylık ücretle ve İmtihanla benzin tank makinisti alınacaktır.
2 — İmtihan Ankarada Ana Tamir fabrikasında yapılacaktır.
3 — İmtihana girmek istlyenler Aşağıdaki belgelerle Gnkur. Ordonat Dairesine baş vurmaları.
4 _ İmtihanda muvaffak olanların atanacakları yerlere gidişlerinde gerek kendisine ve gerekse ailesine yolluk verilnıl-
, yecektir.
A) Dilekçe.
B) Emniyet Müdürlüğünden belge (bu belgede yabancı bir kadınla evli olmadığı yazılacaktır.
C) Sıhhi rapor.
D) Nüfus kâğıdının onaylı örneği,
E) Cumhuriyet Savcılığından istihdama engel bir hali bulunmadığına dair belge.
F — Noter senedi.
Benzin tankı makinisti alınacak depolar:
1 — Bozöyük Akaryakıt depposu
2 — Afyon
3 — Erzincan.
4 — Malatya
5 — Sivas
I
>
»
(12133 - 3967))
İstanbul Telefon Baş müdürlüğünden
6.9.950 tarihinde münakaşaya konmak üzere Hânı yapılan 1000 adet nıafsallt yarık borunun açık eksiltmesi 8-.9.950 cuma günü saat 15 te yapılacağı beyan olunur, (12123
Malzeme Alım Şubesinden
Muhammen
Bedeli
Üsküdar İkinci asliye hukuk yargıçlığından:
Dosya No: 950/325
Beylerbeyi Burhaniye mahal-leşi Abdullahaga caddesi 46 no da oturur Medlha çiçek tarafından ayni mahalle ve ayni sokakta 48 No.da oturmakta, halen yer! belli olmayan İbrahim Çiçek aleyhine açılan şiddetli geçimsizlik ve terk davasında davalıya llânen dava arzuhali ve davetiye tebliğ edildiği halde cevap vermemiş, yargılamaya gelmediği gibi vekil de göndermemiş olduğundan yargılama 12/9/1950 salı günü saat 14,30 a talik edilmiş olmakla bugün ve saatte davalının bizzat gelmesi veya vekil göndermesi, aksi halde bir daha yargılamaya kabul edllmlyecefii gıyap kararı yerine kaim olmak ve beş gün İçinde itiraz edilmek üzere ilan olunur.
(12164)
|Baj'auların Nazarı Dikkatine |
HâsHcJ
Beyoğlu Yeşil çam sokak No. 26 (Ar sineması yanında) BlCız, Rob, Eteklik, Robdöşambr ve sairenin müııtahap ve zengin ko-lekslyonlarlle yukarıdaki adresle satış salonumu açtığımı bildirmekle kesbl şeref eylerim. Zati giyinişine itinalı bayanların nazarı dikkatlerine arzeder 1950 sonbahar modasının en son modeller! sizi beklemektedir.
® Brigilte Wc ide matın
Cinsi
İstanbul bira fabrikası İçin satın alınacak şişe İmlâ gurubu İstanbul ve Ankara bira fabrikaları için satın alınacak şişe İmlâ gurupları.
Miktarı
1 Adet
2 Adet
250.000 Lira
500.000 Lira
olan yukarıda
1 — Evvelce satın alınacağı ilân edilmiş müfredatı yazdı Ankara ve İstanbul bira fabrikalarına ait şişe imlâ gurupları, şartnamelerinde bazı tadilât yapıldığından, iş yeniden pazarlığa konmuştur,
2 — Pazarlık 27/9/950 çarşamba günü saat 10 da Kabataş Genel Müdürlük Malzeme Alım şubesindeki komisyonda yapılacak Ur.
3 — Evvelce şartname ve resim almış olan talipler bu husustaki makbuzlarını ibraz etmek suretiyle şartname ve resimleri bedelsiz olarak, yeniden şartname almak isteyenler 37.50 lira mukabilinde sözü geçen şubeden alabilirler ve Ankara, İzmir Baş Müdürlüklerinde de görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte şartnamede istenilen vesaikle birlikte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur.
5 — İdare guruplardan birini veya İkisini İhale edip et-
memekle veya İhaleden tamamen sariınazar etmekle- serbesttir. (11765)
İstanbul üçüncü icra memur-tuğundan:
Pangaltı Cumhuriyet caddesi 357 No.da iken halen yeri bilinmeyeli Anahit Muratyan:
Edgar tarafından bir kıta kira mukavelesine istinaden aleyhinize dairemizin 950/993 sayılı dosyasile yapılan 8 aylık kira bedeli olan 180 liranın 30 gün zarfında ödenmesi, aksi takdirde akdln teshile mecurun tahliyesi hakkındaki takip neticesinde müddetinde borcun ödenmemesi dolayısüe İstanbul icra yargıçlığımsa 6/7'950 tarih ve 950/3158 sayılı kararla tahliyesine karar verilmiş ve tânzim edilen icra emri bllâtebllğ iade edilerek icra yargıçlığuıca icra emrinin 45 gün süre ile llânen tebliğine karar verilmiştir. İ-şbu ilân tarihinden itibaren 45 gün içinde nıecur Pan-galtı Cumhuriyet caddesi 357 numaralı dükkânı tahliye etmeniz, akst takdirde cebren tahliye edileceği İüm emrinin tebliğ yerine geçmek üzere llânen tebliğ olunur. (12110)
Eylül devresi imtihanları 18 Eylül 1950 Pazartesi günü saat S da bağlıyacaktır. Bu devre imtihanlarına girecek olan öğrencilerin 15 Eylül 1950 Cuma giiniiakşamına kadar İMTİHANA YAZILMA BİLDİRİM HALTLARINI doldurarak Fakülte Öğretim Bürosuna teslim etmeleri ve imtihan harçlarını yatırmaları lâzımdır.
Keytiyet İlgili öğrencilerimize ehemlyelte İlân olunur.
(12112)
i
Cildinin besleyecek, genç ve kırışıksız gösterecek, tadile yumuşaklığı verecek ve sili daha la ila sevdirecek olan PURO TUVALET SABUNUNU kullanınız.
BOL KÖPÜKLÜ NEFİS KOKULU
j YÜZÜNÜZ f% l. ÇAMAŞIR DEĞİLDİR
PAPAZYAN
BİÇKİ VE DİKİŞ YURDU
Kurtuluş
Yeni kaıyllara başlanılmıştır. Feriköy Tepcüslü 116 No. Pnpazyan Apartmanı
ZAYİ — 7284 sicil numaralı arabacı ehliyetimi kaybettim Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Osman Çerçi
Kasımpaşa camiikebir Tabakhane cad. 24
â b
JOSEPH SCHtlLER A. G.
Dl'DAPEST
Güzellik malzemesi, karpit, kopyalı kurşun kalemler, PASTELLES ve MEMORANDUM renkli kurşun kalemler, her nevi delme makineleri, kalenıtraşiar. zımba makineleri v.s. v.s. Pergel ve pergel takımları.
FERUNİON BUDAPEST, 53
P. O. B. 74
Her nevi tafsilât için: Türkiye için mümessilleri
DUNORİENT
Max Rose ve Ortağı Kollektif Şirketi
ne müracaat. İstanbul. Galata Minerva han. P. K. 1529. Tel; 42092.
ZAYİ — Şişil nilfus memurluğundan aldığım ve içinde askerlik muamelelerim yazılı kimlik cüzdanı ile 13609 sicil numaralı ehliyet karnemi ve 1950 fenni muayene kâğıdımı kaybettim. Yenilerini alacağımdan eskilerinin hükmü yoktur
1340 Doğumlu
Kamber oğlu İzzeddin Şoi
ZAYİ — Üsküdar mal müdürlüğünden 668661 NO. lı cüzdan ile almakta olduğum maaşıma alt tatbik mührümü kaybettim Yenisini yaptıracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Diban İnscl Mısırlıoğlu Çeşme Sokak, No. 13 Kadıköy.
T. C. ZİRAAT BANKASI
Vadesiz Tasarruf hesaplan ikramiyeleri
28 Ekim 1950 çekilişinde: '
ANKARADA
EV
Ayrıca:
1 aded 10.000,23 ade[| 1,000,irallk
Para ikramiyesi
7 Eylül 1950 tarihine kadar acele 15U liralık bir hesap açtırınız.
Her 150 liraya ayrı bir iştirak hakkı verilir. !
devlet Orman işlet nesi Araç Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Göller bölgesinin Hatıpköprüsü ve Geley bölgesinin bostan İstif yerlerinde mevcut 2809 adet dengi 1065, 353 M3. Köknar tomruğu 9 parti halinde 22/8/950 tarihinde® itibaren 18 gün müddetle ve açık arttırma sureti ile satışa çıkarılmıştır,
2 — Arttırma 8/0/950 Cuma günü saat 15 de Araç İşletme Müdürlüğünde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün tahmini bedeli 36 lira olup her parti çln % 7.5 hesabı ile geçici teminat alınır.
3 — Bu işe alt şartnameler Ankarada Orman Genel Müdürlüğü ile Merkez Orman İşletmesinde, İstanbulda Bahçe-kapı Liman han kat 3. No. 4t Orman İşletme Müdürlüğünde ve Karabük. Kastamonl, Daday İşletmeleriyle işletmemizde görülebilir.
4 _ tsteklilerln belli gün ve saatte miisblt evrak ve ilk
teminatları ile komisyona miiracaalları. (iJ786>
SUMERBANK
Vadeli ve vadesiz tasarruf mevduatı
,2.11.1950 Çekilişi
ikramiyesi 18.500 liradır
30 EYLÜLE KADAR
En az ipo liralık hesap açanlar da keşideye katılırlar. Bu hesabın çekiliş tarihine kadar idamesi lâzımdır.
Her 100 lira için ayrı bir kur'a numarası verilir.
İkramiyelerin vergisi bankaya aittir. '(I
SÜİVTERBANK mevduata en /üksek faizi vermektedir.
Şube: Galata, Bankalar caddesi. '
Ajans: Balıçekapı Yeni postahane caddesi. (11529»
Satılık emlâk
İstanbul Defterdarlığından:
Kıymeti Teminat: Dosya No. Cinsi __________Lira Lira
516—6B71 Eminönü (Caftaloglu1 Alemdar malı. 28000.— 2100.—
Hoca Rüsletn ve Himayeyi Etfal So.
45 ada 8 parsel eski vr yem 13. 17 kapı savdı 383 M2 kâıgir garaj ve arsa,
Yukarda yazıtı garaj 22.9/950 cuma günü saat 15.36 da Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda kapalı zarf usulü e satılacaktır.
İsteklilerin 2490 saydı kanunun tarifatı dairesinde hazırlanmış teklif mektuplarını satış günü saat 14.30 a kadar komisyon Başkanlığına vermeleri fazla bilgi için sözü geçen Müdürlüğe başvurmaları. (12026)
I İSTANBUL BELEDİYESİ İLÂNLARI,
Yazlık Sebze alınacak
CİNSİ Muhammen Vahit Fıatı Kuruş Yıllık Muhammen Miktarı Kilo Tu tarı İlk teminatı
Lira Kuruş Lira Kuruş
Bamya (0 4250 17JU 00
Sakız kabağı 2ü 24375 49 Î5 00
Çalı fasıılya 30 6140 1842 00
Ayşe kadın fasulya 40 25750 103 Ut- 00
Barbunya fasulya * 3) 15700 47.0 00
Sırık domates 25 10100 2â(5 00
Kır domates 15 12250 18.17 50
Bakla 25 13840 3460 00
Semizotu 15 9000 1330 00 3901. 30
Sivri biber 30 705 211 50
Dolmalık biber 30 4740 1422 00
Taze yaprak 50 750 375 00
Enginar 30 13400 adet 4020 00
Marul 10 9700 » 970 00
Hıyar 10 6270 > 627 00
Taze sarımsak 5 3720 demet 186 00
Patlıcan 30 33900 kilo 10170 00
Taze Bezelye 50 4600 » 2345 00
53026 00
İstanbul Birleşik İdaresine faalli ‘ Hnstâhane, Pansiyonlu ilktil. daire ve mitesseselere 1950
Mali yılı içerisinde lüzumu olan yukarıda cins ve miktarları ile vahit flllan ve tutan yazı
lı 18 kalem yazlık sebze 2490 sayılı kanunun 40 inci maddesine tevfikan pazarlık suretile satın nhnaçaktıı-
'şartııamesi İstanbul Divar.yolunda Belediye merkez binasındaki Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünde görülecektir.
İsteyenler şartnameyi 133 kuruş bedel mukabilinde İstanbul Dlvanyolunda Belediye merkez binasındaki Levazım Müdürlüğünden satın alabilirler.
İhale 13 Eylül 1950 pazartesi günü saat 14.30 da İstanbul Belediyesi merkez binasında müteşekkil Daimî Komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektubu ve 1950 yılı Ticaret odası vesikası He birlikte ihale günü saat 14,30 da Dalını Komisyonda bulunmaları lâzımdır. (1192$;

Comments (0)