1945 Kasım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1945 Kasım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


Sene 28 — No, 9G30 — Fiat! her yerde 10 kuruttur.
ÇARŞAMBA J1 Kasım 1848
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Büyük Devletlerin yüz karası
Karşılıklı nutuklar söyleniyor, İngiltere ile Amerika arasında yolculuklar oluyor, gizli gizil konuşuluyor, atom bombası gibi bir anda dünyanın altını üstüne getirecek müthiş kudret kaynağı üzerinde kararlar veriliyor, güzel tebliğler yazılıp yayınlanıyor. Bunlan uzaktan seyredip o ateşli sözleri dinleyenler, okuyanlar sanıyorlar ki herşey yoluna girmek üzeredir, harbi kazananlar sulhu de yapmaya azmetmişlerdir.
Halbuki her nutuktan, her konferanstan, her karardan sonra ortalığı yeniden derin bir sessizlik kaplıyor, herkes yeril yerine gidiyor, bütün dünya, derLn bir karanlık içinde gene sulhu beklemeye koyuluyor.
İyiliğe doğru bir türlü yol ala-mıyan dünya, kötüye gitmeyip olduğu yerde avunup kalsa haline şükredecek, bugünkü durumunu tabii bulup alışmaya çalışacak. Fakat hâdiseler durmadan yürüyor.
Üçlerin. Beşlerin toplanması, pürüzleri kaldırıp anlaşması beklenirken ortaya bir İran meselesi çıktı.
Bir kac gündür gelen haberlere göre tran Azcrbaycanmında büyük bir ayaklanma başgöster-mis. Tebrize hâkim olan silâhlı çeteler Tahrana doğru yürümeye başlamışlar. İşin İki garip noktası, İran hükümetinin bu ayaklanmayı bastırmak için kuvvet göndermesine Sovyetlerin en^el olması, bu yetmiyormuş gibi âsilere kamyonlarla silâh dr "-jtı imasıdır,
A vaki anmanın sebebi. Sovyet işgali altındaki tran Azerbavca-nında veni kurulan «Demokrat partisinin bu bölge için mulıtart-ypt ;?tempsid1r. Bıı parti daha önceleri Azerbayeanm doğrudan dcğrdya Sovyet Ttısyaya ilhakını İslerken, bu dileğin göze bataca-pnı hesanlavarak. muhtariyete tp~' olmuştur,
Bu ilhak ve muhtariyet sevdasının. Sovyet işgali altında kurulmuş bir bölgede patlak vermesi ne derece şüpheyi davet ediyorsa, Sovyet işgal makamlarının tran hükümet merkezi tarafından herhangi inzibat tedbirlerinin alınmasına engel ölmesi o kadar garip görünüyor.
Harb içinde ve harb sonu siyaset ahlâkının gevşekliğine, emperyalist emellere âlet edilen politika oyunlarına, ve nihayet verilmiş sözlerin, atılmış imzaların değersizliğine İrandan daha fe-çaatjf örnek olamaz,
İran, hiç bir sucu yok İken, Rusya ya yardım dolayı sile üç müttefik tarafından İşgal edildi. Rusyaya yardım yolu olarak büyük hizmetlerde bulundu. Bu işgalin geçici olduğu ve kimsenin İran topraklarında kalmıyacağı hakkında müşterek teminat verildi.
tran. Rusyaya harb malzemesi taşıt yolıt olmak vasfını çoktan kaybettiği, harb bittiği halde yabancı İşgalden kurtulamadı. Her nedense, ilk mukavele gereğince '■Harbin bitmesinden altı ay sonra tahliye.» kararı üzerinde ısrar edildi ve sanki İranda Sovyet, İngiliz, Amerikan askerlerinin kalması sulhu kolaylaştıracak müttefikler» barıştıracak bir zaruret, yahut Iranın cok hoşuna gidecek bir durum gibi. Marta kadar uzatıldı.
Rusyaya vardım için işgal altına alman tran, avlardan beri bu İşgal sıkıntı rjnı bosuna çekmekte-d r. Daha kötüsü. Müttefiklerin «özüne İnanarak memleketini yol yanan İran, hizmet ettiği Rusya-mn türlü tahrlkâtma uğramaktadır.
İranın, hlc bfr suretle İzah edilemeyen bugünkü acıklı durumü Büyük Devletler İçin vüz karasu dır.
Necmeddln Sadak
Cumhurbaşkanı
İsmet İnönü, Vali İle görüşüyor
Cumhurbaşkanı İsmet İnöntl dün öğleden sonra İstanbul vü4y»t konağına gelmiştir. Bıırtdg Vali, Voli muavinleri. Halk Partisi ldur» boy» ti başkanı, mektupçu v» Jandarma komutanı tarafından karşüMum ismet İnönü, bir müddet valilik odasında İstirahat etmiştir. Cumhurbaçkanı-nın vll&yett» bulunduğu mttddetça
sancak dlreğtod* Cumhurbaşkanlığı bayrağı dalgaJımnuştrr.
İsmet İnönü vtlIyH çalışma odalarını, adliye, sarayının Lmja edileceği arsayı gezdikten sonra Topkapı sarayına giderek müze haline konulan dalreltri ve onarılan, yerleri gözden geçirmişti».
Başkan B. Truman’ın mühim beyanatı
Dünyada daimî bir sulh olacaktır. Birleşmiş Mib letler, insan tarihinin en mühim devresinin eşiğinde bulunuyorlar
Londra 21 (R.) — Cumhurbaşkanı B. Truman, dün basın konferansında Çin, Cava ve İran'daki hâdiseler hakkında mütalâası sorulduğu zaman dünyada daimi bir sulh, olacağına dair İnanını izhar etmiş ve demiştir kİ:
— Birleşmiş milletler, İnsan tarihinde başlıyâcak ©lan en mühim devrenin eşiğinde bulunuyorlar. Dünya, daimi bir sulha kavuşmalı, önüne çıkan fırsatı sıkıca kavr&malıdır, Aksi takdirde mahv ve harabolacaktr. Attlee ve Mackenzl» Ktng İle yaptığım görüşmeler, dünya sulhunun temelini teşldl eden birleşmiş milletler teşkilâtının tatbikine İlk adımı teşkil eder. Teşkilâtın tam bir şekilde İşlemesi için blıas zamana İhtiyaç vardır. Bu hususta ban görüş teatileri de lâzım olduğu kabul edilmelidir.
Atom bombasının tecrübe mahiyetinde İmalâtına devam ediyoruz. Atom enerjisi konseyini kurmak hususunda bütün dünya milletlerinin yardımım Istlyeceğls. Fakat kendilerin» yaptığımla tebligata karşı ne Rusya'dan, ne Çin ve Fransa'dan resmi bir tepki gelmemiştir.
B. Bevin büyük elçimizle uzun bir görüşme yaptı
Londra 20 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
İngiltere Dışişleri Bakanı M- Bevin dün yeni büyük elçi Cevat Açıkalın’ı Dışişleri Bakanlığında kabul ederek kendisiyle uzun süren bir görüşme yapmıştır.
B. Sofulis yeni Yunan kabinesini kurdu
Rejim için yapılacak plebisit 1948 senesine tehir edildi
B. Attlee Amerikadan Londra’ya döndü
Londra 20 /AA? — M. Attlee biletin öğleden sonra Tundraya dönmüştür Başbakanı getiren uçak saat 14 (1.1 Tansmere hava meydanına
V'-Istır
Londra 21 (R.) — AUnadan bildirildiğine göre Kanelopulo» kabinesi istifa etmiştir. Liberal partisi reisi B. Sofulis bir milli birik, kabinesi Kurmağa muvaffak olmuştur. B. Sofulis, yeni kabineyi kurmakla beraber, Yunanistan'a Kiralın avdet edip etmemesi halikındaki pleplsltln 1040 senesine kadar tehirini. kabul »tmiş demektir. Kırallyetçl partiler, yeni kabineye İştirak etmemektedirler. Çünkü bunlar, plebisitin 1849 sonesine katlar tehirine razı değillerdir.
Komünistler de yeni kabineye Bİüı-mıyacaklOJdir. Fakat yeni kabin'-d* Demokrat ve Cumhuriyetçi partiler geniş bir ölçüde temsil edilecektir. Eski Başbakanlardan B. Cuderos genel İktisat Bıkanı olacaktır. Diğer Bakanların İsimleri, bugün and İçtikten sonra belli olacaktır.
İngiliz Dışişleri müsteşarı M. Neli Yunanistan'ın iktisadi kalkınması müzakerelerine Atina'da devam etmektedir.
[AKŞAM: Yeni Yunan Başbakanı B. Sofulis 85 yaşındadır. Kendisi koyu bir Cumhuriyetçidir, venlzelos'un i vefatından sonra, Liberal partisinin riyasetinde kendisini lstlhlâf etmiştir. B. Sofulls'in İş başına gelmesi ve plebisitin 1948 senesin» tehiri, Yuna-
B. Sofuli*
nistanda Cumhuriyetçilerin bir aafari Ulttkki •dilebilir.)
flzerhaycaıtılalıi isyan hareketi Iran hükümeti Sovyet Rusya’ya bir nota verdi
Notada İranın bütünlüğüne hürmet edilmesi, Iran kuvvetlerinin serbesçe hareketine mâni olunmaması talebedildi
RUSLAR, HÜKÜMET KUVVETLERİHi UZVİNDE DURDURDULAR
Londra 21 (R.) — İran hükümeti, Sovyet Rusyaya bir not» vererek İranın bütünlüğün» hürmet etmesini ve İran polle ve asker kuvvetlerinin İsyanı bastırmak İçin »erbe«ç* hareket etmesin» mâni ölmemesini talebet-mlştlr. Nota, cuma gün ti Tahrandaki Sovyet sefareti vasıtaalle Moskovaya gönderilmiştir. İran hükümeti, notasında Azerbaycandakl isyanı bastırmak için iki tabur piyade, bir tank taburu gönderdiğini kaydederek, bunların gitmesine mâni olmamaları İçin Sovyet makamlarına emir verilmesini talebetmekte V» bu kuvvetlerin gitmesine mâni olunduğu takdlrd», bu akametin mesuliyetini Sovyet makamlarına yüklemek Icabedeceglnl ilâve etmektedir.
İran kuvvetleri Ruslar tarafından durduruldu
Londra 21 (R.) — Azerbaymandakl isyanı bastırmak için İran hükümeti tarafından gönderilen kuvvetler. Tahranın 150 kilometre şimal batısında kâin Kazvlnde Sovyet kuvvetleri tarafından durdurul muştur. Kaa-vlu Rus işgal mıntakttsııun başlangıç noktasıdır. Londradakl tran elçisi, dün B. Berinle görüşmüştür.
Hükümet kuvvetleri âsilerle çarpışıyor
Tahran 20 (AA.) — Mlnancb’te
Prenses Of Berar
Diin uçakla Hindistandan şehrimize geldi
Hindistan'da Haydar&bat nlzamlığı veliahdının refikası prense» Ot Berar (Dürrüşehvar), dün ögley» doğru bir İngiliz yolcu uçağı il« Mısırdan Ankara'ya gelmiş, Etlmesut hava istasyonunda yarım saat kadar istirahat ettikten vs bir çay İçtikten sonra aynı uçakla şehrimize gelmiştir.
Tayyare, dün akşam üzeri Yeşl-köy hava meydanına inmiş, prens»» burada İngiliz konsolosluğu erkânı ta rafından karşılanmıştır. Prenses, Yeşilköy'den otomobili» doğruca İngiliz sefarethanesin» gitmiş orada bir müddet İstirahat ettikten snera Park otridekl dairesin» gitmiştir.
Prenses» Haydurftbat sarayına mensup bna kimseler refakat etmektedir.
Prense» Türkçe’yi unutmamıştır. Ankara hav* istasyonunda kandlst’r görüşen bir gazeteciye okullarının da gayet güzel Tllrkç» konuştuklarını söylemiş vt:
— Evde hep Türkçe konuşuru».
İstanbul'da bir hafta kadar kalacağım demiştir.
hükümet kuvvetlerLle âsiler arasında savaş devam etmektedir. Hükümet kuvvetleri şiddetli bir mukavemet gösteriyorlar, iki tarafın da kayıpları vardır.
Tebrlzl» telgraf muhabereleri kesilmiştir ve Azerbaycandan da hiçbir haber alınmamaktadır. Hükümet kuvvetleri mukavemet emri almışlardır.
İran Amerikanın müdahalesini istedi
Beyrut 21 (R.) — İran'ın Birleşik Amfrlka’daki Elçisi dün Dışişleri Bakanı M. Byrnes’l resmen ziyaret etmiş ve Sovyet kuvvetlerinin îran tedip kuvvetlerinin İsyan m intak asına gitmelerine mani oldukları takdirde Birleşik Amerika'nın derhal müdahalesini istemiştir. Elçinin yap-
Apartımanlarda kat mülkiyeti
Her kat başka bir kimsenin malı olabilecek
Haber aldığımıza göre hükümet apartmanların kat kat mülkiyeti hakkında bir kanun tasaruı hazırlamaktadır. Tasarı mucibince apartı-manların her katı başka bir kimsenin malı olabilecektir. Bu usul garp memleketlerinden bir kısmında, ezcümle Fransada vardır. Oıada apar-tımanm bir katı alınıp satılabilmektedir. Herkes kendi katından mesuldür, Blnanm umumi tamiratı hakkında kanuni ahkâm vardır.
Bu usulün bizde de kabulü birçok kimselerin mesken sahibi olmasını temin edebilecektir.
tığı beyanata göre. İran'daki karışıldıklar bugün yalnız îran'j tehdit etmekle kalmıyarak, ayru zaeıaud» yakın bulunan diğer memleketleri komünist tehlikesi altında bırakmaktadır.
İngiltere, İran hükümeti ile daimî temasta
Londra 20 (AA.) — Evenlng Standard gazetesinin yorumcusuna gör», İngiliz Dışişleri Bakanlığı Azerbaycan isyanı hakkında İran hükümetli-; daimi temas halinde bulunmaktadır. Bu yorumcunun ilâve ettiğine göre. İran hükümeti 2 martta Tahranı tnlılly» etmeleri kararlaşmış olan İngiliz v» Rus kıtalarının bir an çyvel şehri ter-ketm elerini istemiştir.
(Arkası sahile 2: sütun 5 te)
Istanbulun su derdi
Hükümetçe bir k^nun tasarısı hazırlanıyor
Ankara 21 (Telefonla) — içişleri Bakanlığı tstanbulun su işini kati olarak halletmek üzere bir kanun tasarısı hazırlamıştır. Bu tasarı ile İstanbul-Belediyesine su işlerinin halli için gerekil istikrazda bulunmasına salâhiyet verilmekte, köprüler resminin tamamına yakın kısmı su İşine ayrılmaktadır. Bu suretle elde edilecek para bir milyon 150 bin liradır.
■ „o.. . gmİ
Giinler Geçerken
Numaralı bilet usulü
DİKKATLERİ
Koskoca vagonda tek ampul
Bir çok taşıtlarda om pullar w kimi var, kimi yok,
— NedenmlşT
— Ampul darlığı, malûm.
Bu, ampul darlığından clyade İdarelerin ihmali!» İzah edilir. «Nakil vasıtalarının çoğu, gazete ve kitap okuma yeridir,# diye düşünmelidir. Meselâ banliyö trenlerinde tek ampul yanan koskoca ve upuzun birinciler bile var... Haydarpaşa 1!» Pendik arasında eme, dur.
Toksa, halka ampul dağıtılırken «iı başta taşıtlar İçin ampul İsten şeydi reddeden bulunmazdı.

Arkadaşımız Cemal Refik’in hakkı var; o kadar hakkı var ki geçen gün gazetemizde ileri sürdüğü fikir ve dilek ne Belediye reisimizin, ne Şehir Meclisinin, hattâ ne de kalabalık başka şehirlerdeki idare Amirlerinin gözünden kaçınalı, hele Sağlık ve Emniyet müdürlerince de hiç de kenara atılmamalıdır. Hepimiz biliyoruz kİ zamanın baş eğlencesi sinemadır; böyle olunca da sinemalar halkın sıhhati, ahlâkı, huzuru ve rahatı bakımlarından daima hükümeti meşgul edecek, daima iyiye ve güzele doğru gitmeleri İçin ne mümkünse eslrgcnmiyecek mürsseselerdendir. Bir zamandan beri Beyoğlunda iki sinema giindiiz seanslarımla da ahaliye numaralı bilet veriyor. Onların kendiliğinden tatbik ettikleri bu usulün şu faydalarını gördük: 1 — önceden yerimizi ayırdığımız İçin giriş esnasında koltuk kapma telâşına düşmüyoruz, birbirimizi çiğnemek lüzumunu duymuyoruz. 2 — Bir seans sonraki filim biletini cebimize koyduk mu vakti emniyetle bekliyoruz ve ne zaman gitsek yerimizi hazır bulacağımızı düşünerek fikirce rahat ediyoruz. 3 — Biletlerin numaralı olması yüzünden sinemaya fazla seyirci giremiyor; ayakta kimse kalmadığı gibi bir sonraki oyun İçin bilet almış bulunanlar da anterelerde ve kapı önlerinde birbirine kenetlenip saatlerce beklemiyor.
İşte, arkadaşımızın bütün sinemalara tatbik edildiğini görmek istediği numaralı bilet usulünün faydalan bunlardır; dikkat ederseniz bu faydaların hem sıhhat, hem ahlâk, hem asayiş, hem İstirahat, hem dc medenî şekil bakımlarından değerlerini kolayca anlarsınız. Sıhhate uygundur; zira ne İçeride, ne kapı önlerinde havayı ifsadedecek bir kalabalığa meydan vermiyor. Ahlâka uygundur; zira «oluğu çocuğu giriş ve bekleme sırası itiş kakışa, münasebetsiz temaslara eskisi kadar maruz bırakmıyor, /Asayiş* uygundur; zira kargaşalığı önlediğinden ötürü kavgalar azalıyor. istirahat ve medeniyet şartlarına uygundur; zira müşteri aldığı bilet karşılığı bir yer temin ettiğine, zedelenmeden ve kaçırma telâşına düşmeden o yeri bulacağına, hele biletini seanslar arası tenha zamanda alınca vaktinde İçeriye koaiyca gireceğine emindir.
Bu kadar mühim faydaları olan bir usulün nizam şekline sokulmasını Belediye reisimizden ve şehir meclisinden İstemek elbette hakkımızdır,
Refik Halid Karay
Sahlfe 2
AKŞAM
21 Kasjm 1C!1
15 yaşında
Elime Keçen von sayısı bu mecmuanın on beşinci yılına UİSştı^Lnı haber veriyor Bir ilim mecmuasının şahsî teşeb br on beş yıl devam edebilmesi bizde şaşılacak şeylerdendir. Ciddî yazı okuyucusunun ve yazıcısının azlığı göz önünde tu tul a-cak olursa, siyasî ilimler mecmuasını hayatta ve görmeye azmettiği hizmeti ısrarla görür vaziyette tutmak için genç sahibi değerlj fil: r ve idare adamlarımızdan Haşan Şükrü Adal ile yine genç Neşriyat müdürü Ha^an Refik Ertuğ’un ne cins fedakârlıklara katlanmak zorunda kaklıklarını tahmin etmek güç bir iş değildir. Bu İki azimkar Mülkiyeli, zannedersem daha mektep sıralarında iken Siyasî İlimler mecmuasını ne pahasına olursa olsun devam ettirmek hususunda verdikleri karan, İdare hayatında işgal ettikleri müh’m mevkilerin icahettirdiği çalışmalar arasında da unutmamış, Türk kültür hayatı için lihumuna inandıkları bu yayın vasıtasını yüzüstü bırakmaya bir tiirlü razı olamamışlardır. On beş yıldan beri aralıksız yayımlanan Siyasî İlimler mecmuası, idari sahada her türlü tetkik ve mütalâaya açık bir mecmua olarak kalmamış, zaman zaman kendi çalışma sahasına giren hukuk, ik-t'sat, maliye ve sosyoloji mevzularını ilgilendiren eserler de çıkar-mistir. Milletlerarası para meselelerini incelemek üzere Ameri-koda toplanmış olan Bretton TCoods konferansına ait kararlat bundun bir müddet önce Siyasi İlimler yayınları arasında bir broşür hai nde çıkmıştı. Bu defa, yine Siyasî İlimler yayınlan dokümanlar cerisinden bir broşür olmak üzere «Dumbarton Oaks» adh eser. Ankara Hukuk Fakültesi asistanlarından İlhan Lütem’-iıı tercümesi olarsk yayımlanmıştır. (•) Bu eserde milletlerarası bir teşkilât vücutla get'rmek için girişilen teşebbüsler, Milletler C.m'veti, AVilson’un rolü, İkinci Dünya narh; ve yeni teşebbüs-k’-. Dumbarton Oaks nrcies5. bu projenm Milletler Cemiyeti mî-sr.kı ’Je mukayesesi. San Francisco konferansı hakkında eıı yeni mal* --t vardır.
Devrimci şiddetle meşgul rden bu meseleleri Türk münevveri - n tetJ>k ve müta:âasına arcetmekle Siyasi İlimler mecmuası v- - '- --'.-■e uvanık bir halde deva n ettiğini isnat etmiştir. On beşinci yı’mı kutlarken mecmuaya daha uzun ömürler dileriz. Şevket Rado
(*) Fiat! 50 kuruş. Posta kutusu 310. Ankara. mmıifiıuuıııııuıımııuııııııııııııııiiiııt.iiıııtıııııiııiııııııııııııiHiııııııiuitıııııınnaitnnıi'ii'iııiııııınHtııtıııııııııımıııifKiffî
Parti crupunda
Ulaştırma güçlükleri müzakere edildi
Ankara 20 (AA) — C. H. P. Meclis Grupu Başkınvekllllğltıder»;
C. ti. p. Meclis Grupu "Senet kurulu 23X1.945 salı günü Başkan vekili Ankara miletlreklll Mümtaz Ok-men'in başkanlığında toplandı.
Oturum açıldıktan ve geçen toplantı tutanak özeti okunduktan sonra Parti tüzüğünün 124 üncü maddesi gereğince Müstakil grupun da Işti-râl:lle ve gizil oyla Haysiyet divanı seçimi yapıldı ve neticede Gl. Naci Eldeniz (Seyhan), Dr. Mustafa Cantekin (Çorum), Ali Râna Tarhan (İstanbul), Münir Çağlı (Çorum). Ziya Karamürsel (İstanbul >, Dr, Salm Ali Dilenire (Rize» ve Dr. İbrahim Tali Öngören (Diyarbakır) ın kazandıkları bildirildi.
Bundan sonra Knstamonu milletvekili Âbldin Binkaya'nın ekspres tren biletlerinin ve yer numaralarının satışına ve yaz mevsiminde çoğalan yolcuların daha İyi taşınması İçin tedbirler alınmasına dair önergesi ile Sivas Ailletvekill Hikmet îşık’ın Erzincan demiryolundakl tren çarpışması, deniz ve kara ulaştırma İşlerinin düzenlenmesi halikındaki Önergesinin konuşulmasına geçildi.
Önerge sahiplerinin açıklamaları dinlendikten sonra söz alan Ulaştırma Bakanı, üzerinde durulan konular ve bilhassa mevcut ulaştırma araçlarının yetersizliği karşısında yıldan yıla açılıp genlşllyen yolcu ve eşya taşıma fsl üzerinde uzun uzadıya izahlarda bulundu. Son yıllarda birçok güçlüklerle dışarıdan satın alınabilen malzemenin ihtlvacı karşılamaktan uzak olduğunu da açıkladı.
Bundan sonra söz alan hatipler Bakanın araç yetersizliği esasına dayanan fikirlerini doğru bulmakla beıa-be-, mevcut zorluklar ve güçlüklerde tedjılr ve İdare bakımından tzmomlî-naeak noktalar olduğunu belirttiler v? tavsiyelerde bulundular Grup üyeleri taraf’idan yapılan sorulan da ccvaphyan Ulaştırma Bakanı son söz olarak üyelerin tedbirle- halikındaki miı lal Salar mı not ettiğin! ve ulaştırma İslerinin her gün biraz daha iyileştirilmesin o çalışacağını söyledi.
Bu konuşmaların mümkün olduğu kadar geniş bir halde yayınlanması İçin verilen önerge kabul edilerek saat 18.30 da oturuma son verildi.
Ankara’ya gidenler
Birkaç gündenberi şehrimizde bulunan Ekonomi Bakanı B Fuat Slrmen, dün akşam ekspresle Ankaraya gitmiştir.
Üniversite rektörü Prof. Tevfik Bağlam, Sağlık şûrfisı toplantılarına iştirak etmek üzere dün akşam An-karaya hareket etmiştir.
Açık Milletvekilliklerine adaylıklarını koyacak olanlar
İzmit 20 — Açık Milletvekillikleri için adaylıklarını koyacaklar arasında eski donanma komutanı emekli amiral Şükrü Okan İle Ticaret Bakanlığı tefti" heyeti Barkanı B İ -mail Riljtü Aksal d» bulunmaktadır.
Sofya da bomba patladı
Muhalif gazeteler son seçim hakk*nda ne diyorlar?
Sofya 20 (AA) — Anadolu ajansıma özel muhabiri telefonla bildiriyor: Bugün saat 11 de bir infilâk olmuştur. Öğrenildiğine göre. Sobranya İle Dışişleri Bakanlığı arasındaki sokağın ortasında bir bomba patlamıştır. Bombayı taşıyan erkek ölmüş ve yanındaki kadın yaralanmıştır.
Resmi bir şahsiyet, bu hâdiseyi bir aile lâclasi suretinde izah etmiştir.
Sofya 20 (A.A) — Anadolu ajansının özel muhabiri telefonla bildiriyor: Hükümet gazeteleri seçimler üzerinde geniş yorumlarda bulunarak resmi rakamları büyük harflerle neşretmektedirler.
Buna mukabil muhalif gazeteler, seçimlerin yapılışı şekline hücum İle hattâ ölülere ait hüviyet varakalarından istifade edilerek seçimlerin karıştırıldığını yazıyorlar.
Yüksek sıhhat şûrası toplanıyor
Ankara 20 (A.A.) — Yüksek Sıhhat Şurası 22 kasım 1P45 perşembe günü saat 15 de Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığında toplanarak gündemindeki adli İstihbar işErlm görüşüp karara bağlıyacak ve yurt içerisinde kİ bulaşıcı ve salcın hastalıklarla bunlara karşı yapılan savasın geçen altı aylık durumunu ve olağanüstü sıtma savaşı sonuçlanın lnce'Iyecek-tir.
Sümerbanka devredilen p?.mvk!vlar
Ankara 20 — Ticaret ofisinin elinde bulunan 5 buçuk milyon metre pamuklu mensucatla İthalâtçılar tarafından kısmen getirilmiş olan 8 buçuk milyon metre kaput bezi Sümerbanka devred'lmlşt r. Bun'ar. Yeril Mallar Pazarları va-ıt~U>e ve karne kargılığı Üe halka dağıtılacaktır. ________________
Düzce - Karadeniz dekovil battı işletmeye* açıldı
Düzce 20 — Tarım Bakan) Şevket Raşlt Hatiboğlu, dün yanında Bolu valisi He MiHetvtklDnrl olduğu halde ilçemize gelmiş ve Düzee’y! Karadeniz sahiline bavlıyan 80 kllometre’lk dekovil hattının Pryk'y - Düzce kısmını İsletmeye açmıştır.
Bütçe müzakereleri
Ankara 21 (Telefonla^ — Bütçe komisyonu bıı sabah sast 10 da toplanmıştır. Adalet Bakanlığı, tapu kadastro umum müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı, jandarma genel komutanlığı, emniyet genel müdürlüğü bütçeleri hupünirü Içtimada müzakere edilecektir.
Van’da yer depremi oldu,
1 ölü, 9 yaralı var
ilgili bakanlıklarla Kızılay yardım tedbirleri alıyorlar
Van'da yeni aç.lmakta olan bulvar, aşağıda Van gö’iin-îen bir görünüş
Ankara 20 (A.A.) — Bu sabah Van-da vukua gelen deprem hakkında alınan haberlere göre, ilk deprem saat beşte duyulmuş ve onu taklbedcn diğerlerinden sonra saat 8,25 te çok şiddetli olarak duyulan deprem neticesi bir vatandaşımız ölmüş, üç vatandaş da yaralanmıştır. Pertek kazalında altı yaralı yardır.
Van muhabirimiz, depremden bir kısım binalar yıkıldığını ve diğer binaların mühim bir kısmının da oturulmaz bir derecede hasar gördüğünü, havanın knrh, yağmurlu ve oldukça soğuk olduğunu bildirmektedir.
Felâketzedelere yardım İçin Anka-rada İlgili makamlar tarafından alınan tedbirlerden başka Vandakl ve civar illerdeki miiik! ve askeri makamlarla teşekküller mevcut imkânlardan faydalanarak gerekil tedbirleri almış bulunmaktadır.
Dünkü yer depremi
İstanbul 20 (AA) — Kandilli ra-1 salhanesinden:
Bu sabah saat 8 1 30 dakika 40 saniye geçe kuvvetlice bir deprem kaydedilmiştir. Merkez üstünün İstau-buldan uzaklığı 1320 kilometre olduğu hesaplanmıştır.
Nu emberg dâvası
Belli başlı Nazi baro suçlularının muhakemesine başlandı
Nurembsr 20 (A.A.) — Başlıca harb suçlularının muhakemesi bugün başlamıştır. Uzun geçen bir mahpusluk devresinin tesiriyle gözlerini mütemadiyen kırpıştıran suçlular kendilerine tahsis edilen yerlere 45 dalci-kadu ycrle-setünıişlerdir. İçeriye üçer kişilik gruplar halinde giren suçlulardan her grupun yanında dört muhafız bulunmakta idi.
Buruşmuş bir gri elbise giyen soluk benizli asabi tavırlı biri de bun aı arasında görünmekte idi. Bu Görlr.e idi. Kendi kendine mütemadiyi n söyleniyor ve lalonun sükunetini İhlâl ediyordu. Kcitel Rlbbentropün sol taralında oturmuştu. Salona getirilen suçlular aracında bulunan H-:rs' İn şaşkın bir hail vardı ve Göring’le Rlbbentrop'u tanımamış gibi görünüyordu. Bütün suçlular getirildikten sonra Amerikan muhafızlar arkada dirilerek yer aldılar. Yargıçlar salona girince bütün mahpuslar derhal ayağa kalktılar ve tsas variyeti aldılar.
Millet.'ercrası mahkemenin başkanlığını İngiliz yargıç Gcoffrc: Lavrcnce yapmaktadır. Başkan, mahkemenin beyannamesini okumak surfti'e oturumu açmış, kendilerini müdafaa mevkiinde bulunanların mü tfafaalannı hazırlama!: fırsatını bulmuş o.malarından dolayı memnun bulunduğunu söylemiş ve şöyle devam etmiştir: .
Bu dâva, diır.ya mahkeme usullerinde mf'll tulunmıyan bir 3'ıvnci r Burada hr.zır bulunan herkesin vasilerini korlrusuzca ve hlc bir taran iltizam etmeden yapması lâzımdır Dâva aleni görülecektir. mahkeme, intizam ve vekarın sen d rece muhafazasını istemektedir Suçlular
İthamlara evet veya hayır cevabım vereceklerdir.
Bundan sonra Başkan, ithamnamenin okunmasını emretmiştir. İthamnamenin birinci kısmı Amerikan savcı muavin) Sidney A'derman tarafından okunmuştur. Mahpuslar ithamnamenin bu kısmında «Canice bir politika taklbetmek İçin müşterek plân Veya su!‘ kas t» tertibetmfş olmakla İtham edilmekte İdiler.
İthamname okunurken Görlng’inl alçak sesle Hess'e bazı İzahat verir gibi olduğu görünmeket lcll.
İthamnamenin bir maddesi de söyle demektedir:
Nazi tahakkümü altında bulunmuş olzn Avrupa’da dokuz milyon altı yüz bin Ynhudiden öç milyon yedi yüz hini ortadan yok olmuştur. Bunlardan çoğu. Nazi sulkardtle ve bile-blle ölüme sekvedllmljtlr.
Bundan sonra Müttefik harb esirlerinin öldüııilmfsı ve fena muanie-lelere maruz bırakılması, sütle halinde Insanlr.rm öldürülmesi, yeğıtta-' lar, şehirlerin sstepsiz yere tahribi sivil ta'kın kök gibi kullanılması ilhamları gelmektedir, Bundan maada 20 suçludan her birini ayrı avrı İtham •"•en noktalar da zl*:r(z:ı«niştir
Hess’m çıldırdığı tahakkuk etti
Nuremberg 21 (A.A.) — İtimada
drğtr membadan haber alındığına göre, halen harb suçlular) mahkemesinde sanık mevkiinde bulunan Ru-dolt Hess, U2man doktorların kanaat ince «Gavrl masuldürn. Uzmanlar Hers'in kendi kendisine telkinler yapmak neticesinde aldırmış olduğunu beyan etmektedirler.
Ankarada yapılacak cami müsabakası
Ankara 21 (Telefonla) — An-karada bir «Cami yaptırma kurumu» tarafından YeniseTfrde inşa edilecek cami için Türk yüksek mühend’s ve ‘mimarlar arasında bir proje müsabakası açılmıştır.
Ankara civarına kar yağdı
Ankara 20 — Burada afırın ahunda o ya kadar düşen soğuktan sonra bugün civara kar yağmıştır. Trakya da dahil olduğu halde yurdun muhtelif yerlerine kar yağmağa başladığına dair haberler gelmektedir.
Aksarayda iki yaralama
Dün gtce Aksaray'da Atatürk bulvarı üzerinde iki kişinin ağır suretie yaralanm&slle neticelenen kanlı bir hâdise olmuştur. Vakanın tafsilâtı şöyledir:
Veznecilerde oturan Nihat Bulgurlu arkadaşı Hüseyin İle dün gece Aksarayda bir meyhanede İçerken Burhan ve Kemal isminde iki kişi ile sandalye meseleşlndeu münakaşaya tutuşmuşlardır. Meyhane kapandıktan sonra Nihat'la Hüseyin Atatürk bulvarından Saraçhsnebaşına doğru giderken meyhanede kavga ettikleri Burhan ve Kemal karşılarına çıkmışlar, bıçaklan ç;keres üzerlerine saldırmışlar, Nihat'la Hüseyin'i bıçak-lamışlnrdır. Yaralılar tedavi altına alınmışlar, Burhan 11e Koma; de ya, kalanı afe adltyuyo y**1!""1
De Gaulle kabinesi
Yeni kabine işinde bir anlaşmaya varıldı
Londra 31 (R.) — Fransa da siyasî buhranın halli ve anlaşma husulü yolunda dün iyi terakkiler kaydedilmiştir. General de Gaull&ün yeni hükümetin başında bulunacağı hemen hemen katidir. İsler, yolundu gider.’e yen! kabine bugün kurulacaktır. th-solcu parti arasında şu esaslar dairesinde bir anlaşma olacaktır
1 — Yen! kabinede sosyalist, komünist ve solcu katolllc parti’erlle milliyetçi partisine mensup dört Devlet Bakanı bulunacaktır Komünistlerden Koşon, sosyaliste lrden Orlol, solca katollklerden Gey. milliyetçilerden Marln Devlet Bakanı olacaklardır
2 — Fransız Harbiye Bakanlığı iki kısma ayrılacaktır. Askeri vazifeler He meşgul olacak kısmın başını general Jtiln. esliha ve mühhlmat kısmına da bir komünist gelirlice:ktir. Bu suretle komünistleri tatmin ed'cl bir çare bulunmuştur
3 — Fransız Dts Bakanlığı solcu katolik partisi lideri Bidault’.va. İçlileri Bakanlığı da bir sosyaliste verilecektir.
A?erbavcan isvanı
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Beyrut 21 (R.) — İran ın Londra Elçisi dün gece geç vakit M Beviıı’i ziyaret etmiş ve Ruslar’in İran’da nizamı korumak İçin hükümet tarafından alınan tedbirlere muhalefet ettiklerini bildirmiştir. Elçi Ros'aruı bu hareketinin Sovyetlerle İran arasında yapılmış olan mııahriicye aykırı olduğunu söylemiş ve bu husurin misaller zikretmiştir. Elci ezcümle âsi şeflerinden Kadlri'nln Sovyet makamlarının müzaheretine nail olduğunu, bu adamın hüküm't kuvvetleri tarafından yakalandığını fakat bllâbara Sovyetler taraflıdan şerbet bıraktırıldığmı ve rimdl yenld’n U başına geçerek ârikre klimanda ettiğini, bu halin d:.am ed-’tnlycoğl-ııl, İran hükümetine harekâtırda serbesti verilmesinin icabc’t'ğlni bl!-dirmlrtr.
Moskova’ya bir heyet gönderilmesi muhtemel
Tahran 20 (A.A.) — trûn parlâmentosu bugün kapalı bir toplantı yopmıştır. Maskovaya bir heyet gönderilmesi muhtemel görülmektedir.
Âsiler, Tahran’a yaklaşıyor
Nevyork 20 (A.AJ — Burada öğrenildiğine göre, ayrılma taraftan İran kuvvetleri Tahrandan 121) kilometre mesafede bulunuyorlar. Sovyet makamlarından müsaade alınır alınmaz bunlara karsı hükümet kuvvetleri sevkedllecektlr.
Moskova 21 (A.A.» — Tass ajansının İrandan alınan haberlere atfen bildirdiğine göre, tahkikat ve muhake-' meye tabi tutulmadan hapsedilen İran sendika üyeler! bu haksız hareketi protesto makamında açlık grevine başlamışlardır.
Izveatiya’nm Reuter ve Londra radyosuna hücumları
Moskova 20 (A.A.) — Tass ajansı bildiriyor: İzvestla gazetesi «Güney İranda hâdiseler» başlıklı bir makalesinde şunları yazmaktadır:
Şu son günlerde. Tcbrizdc. Ardebll-de, Rezalch'tc, Manu’da ve Kuzey İranın diğer şehir ve köylerinde mahalE idareler İçin seçimler yapılmıştır. Şehir ve köy halklarından büyük kütleler bu seçimlere Jştlrâk etmişlerdir. Son zamanlarda İran halkının muhtelif tabakalarımdan birçok kimseleri toplıyan mitingler ve toplantılar yapılmıştır.
Bilindiği gibi. Kuzey İranda, AzerbaycanlIlar çoğunluğu teşkil ederler. Bu zamana kadar bu halk kendi ana dilinin okunulduğu mektepler açmak ve kendi kitaplarını basmak ve saire haklarından mahrumdu. Bu itibarla mahalli İdareler için yapılan son seçimlerde halkın milli dileklerine tekabül eden İddiaların revaç bulmasına imkân yoktur.
Bu İddialar şunlardır:
İran diline muvazi olmak üzere Azerbaycan ana diliyle eğitim yapmak üzere mektepler açılması.
Mahalli mahkemelerin kurulması ve bu mahkemelerde Azerbaycan diliyle bir muhakeme usulü taklbedll-mesi.
Mahal!! idare uzuvlarının seçilmesi ve dalıa buna benzer bazı mllh mûta-lebeler.
Köylüler. İşçiler, tüccarlar, münevverler, mülk sahipler!, memur ve kilise mensubinl dahil olmak üzere mahalli halkın bütün sınıfları. Azerbaycan demokrat partisinin büyük İtibar kazandığı bu demokrat harekete Iştl-râk etmişlerdir.
Bu parti, milli İnkişaf ve Azerbaycan milletinin İran devlet kadrosu İçinde kalkınması İçin ilk şart olarak demokrasi haklarını sağlamağa çalışan halk tarafından desteklenmektedir.
Bu har
yoktuc. Bununla berabtf
Amerikan fcomııtö heyetinde değişiklik
General Eisenhovver genel kurmay şefi oldu
kcr.ı etimi
Niraitz'in bar •’imtte
Vaşmgten 20 (Aji.l - Başkan Tru-man, Amiral Kine’ln yerine, donan-nı,-ı Genelkurmay t. kanlığını* Amiral Nimitz'i tâyin etmiştir.
Bcçiııri Amerikan filosu Amiral Spruance, Amiral yerine Pasifik don—-.ıası tanlığına getirilmiştir
Ordu Genelkumv.v basku... ı^ına tâyin olunan General etsenhaver'in Avrupadaki vazifeleri Lse. A!; lenüı b'j!:;”51ndek! Amerikan kuvveturJ eski komutanı General Har Narney'b
Ingiltere’ye bir bu- k milyon lirahL hubub.-t sattık
Londra 21 t A A.) — Anasu’u jtan-Sintn özel muhabiri blidirlçor Türkiye’den Ingiltere'ye o.r butı:'- milyon Ingiliz 'Irası deferindt bu. ubat sutUdjğı cgrenllmfrilr Bu tnn »arın Sterilngle ödenmesin? İngiltere hükümeti müsaade ttmtet’r Rlts öra-ela adlı İspanyol gemisi bu m-Uarî taşımak üzere Türkive've barekri etmişi )«
Manin tevki* edild*
Lcildin 21 fR.) — Bükreş rau tosuna giîıT. geçen haft-j ELtr ş'te ?»kan kargaşalık ardan Munlu'ncn mllU köylü ve Bratlano'nun Ubcr-• arifleri mesul olduğuna drlr v " aiar neşredilmeğe bsş!anmi',«ır Mil i Köylü ve liberal partilerinin bir r. Ezaları tevkif çdümletJr Brıtr* r.un mevkuflar ararında ou linotipti «anılmaktadır. Zira Braflano ile ltaniu* nun ortadan Iravbn’-’-’-ları F 'kreş* ten bildirilml-'tl ,
Amerikan ve F.ııs i- - '.I bölgelerinde
Nevyork 21 (AA ) — Reuter muhabirinin öğrendlgnie Köre. Ame-ıkan gazetecilerinin Rus Irıral böl” sini, Rus gazete çilerinin de American işgal bölgesini ziyaret edebi mepî' hususunda General EİBenhow£r 1ı» Mareşal Zhukov firanr'1- bir arı -wma imzalanmıştır.
Talaştan yatımı;
Kasımpaşa'da Dimüro aduıöA birine ait küçük hamamın tulh-n- yanındaki talaşların birdenbire • •.flaması yüzünden külhancı Has -n vücudunun muhtelif veririnden ranmış ve ölüm halinde r-’oC’lu hıria-nrsiTie kalriırfmırtır
Gümrük ve "•'eke1 memurlarina ;,-’ara: rf*.
Ankara 21 (Telefonla) — r' "ıTn-rük ve Tekel Bakanlığı, "'kel teşkilâtı da:mî me™ur ve müstahdemlerinin vaz'ü^lerne ’-’irşt otan payret ve ba*,'hklar!r,ı teşvik maksadile ön’“”r’îi’deki vtl içinde ikramiye v’riim?5; ekicinde incp’’'m,'tcr •--ı
BORSÂ|

20/11/1945 D") «i
Luourd üzerine i sterini 5 22
Nevyoriı üzerine 1OU n»l.u 13İİ.5O
uenc.rc lüiı İsviçre H öW5
M ••dr t o üzerine luu ı>e/*-t(ı 12.89
slı>Khouu ıır*rin* ııi|ı Kur m .'ı 1325 BOKSA DIŞINDA
ALTIN F1AI'1.«H1
Reşudhe 34.70
Gulden 33.05
IngUlz *2.—
Külce «Blı eramıi 3.20
Jandarma kuvvetleri, tıaıka Karşı, İran Azcrbaycanınm İnfiratçı temayüllerini bahrine ittihaz ederek reza-letâmlz hareketlere b??vurmuş:ardır. Eıı kuvvetler en büyijl: toprakları ellerinde tutan mürteci par:iler tarafından müzaheret görmektedirler.
İranın kuzeyindeki Azerbaycan demokrat hareketi demokrasi aleyhtarı mürteci kuvvetlerin mukavemetine uğramaktadır Bu mürteci fcnvVetLee bu hareketi kendi tahakküm ve imtiyazları için bir tehdit telâkki etmişlerdir.
Bütün bunlar bazı yabancı yayın organlarına ve bilhassa Reuter ajansına Kuzey İrandaki- hâdiseleri büs-mtzı İstediğimiz yere gönderememek-imkânını vermiştir. Son günlr-rde Londra radyosu Kuzey İranda bir İsyanın patladığını ve şurada burada polis kuvvetlerlle savaşlar yapıldığını bildirmiştir. Rus kanıyonlanndan halka tüfek ve makineli tüfek dağıtıldığı hakkında anlatılan hikâyeler V4 İleri sürülen ithamlar ve diğer buna benzer bir takını saçma iddialar Kuzey İranda yapılan demokrasiye uygun seçimlerin mahiyetini tahrir etmeğe ve hâdiselerden Rusları Sorumlu kılmağa matuftur.
Londra radyosunun maksadı, bu haberleri yayarak. bPhı i'd gibi. Ingiliz makamlarının hatası yû nden Mısırda re Fills’lr-- patlak r
lan ç«-
olan pî
aketln infiratçı bir mahiyet: ülkü: • m
ve mahalli, virmek olşa gerekur.
Bir çırpıda
Af om bombası
Ve
Dumdum kurşunu
Ben, siz, o, hepimiz «atom bombası ite dünyanın helak olacağından korkuyoruz. Japon yaya iki tanesi atıldı. Ahtapot gibi Asyaya yapışmış müstemlekeleriyle Çiniimâçûnun bağrına dalmış dişleriyle ve tırnaklarıyla; milyonluk orduları ve işlemeye yeni açılmış ultramodem uçak fabrikalariyle Japonya sarı ellerini türeye fitreye havaya kaldırdı: teslim oldu. Yalnız teslim değil, o harakirin inatçı gururuha rağmen, her türlü hacalete razı oldu: «Allah İmparator-» unun beyaz atma bindiler, «Allalı İmparator. tarihte ilk defa olarak bir yabancıyı ziyarete gitti. O yabancı, kendine âmir bir Amerikaîı generaldi; «Allah İmparator» u sokak kapısından bile karşılamadı. İşte, bu atom bombası öyle korkunç birşey,,. Kimin elinde ise. öbürünü sırtüstü getirebilir...
Fakat yine bütün ilim ve fen adamları sunda müttefik ki. şayet aradan beş ilâ yedi sene geçerse, atom esrarı büyük sanayi pıemleketlerink» hiç bitince sır halinde kalmıyacak. Bunu ergeç bulacaklar, imalâta girişecekler. Muhtelif ellerde şimdi nasıl zehirli gaz. mikrop varsa, muhtelif illerde atom bulunacak.
Hayalâhmjzı bildiklerimizle kı-ynslasak. neticenin ne olacağını •caba kesfedebüir miriz? Galiba ederiz. Zira. ( memnu silâhlar» Ln öteden bari mevcut bulunduğunu biliyoruz Meselâ dumdum kurşunu turfa edilmişti; bazı hain çeteler müstesna, devletlerce geniş ölçüde kullanılmış değildir. Derken «mikrop harbi", «gaz harbi.» diye bir ihtimal zuhur etti. Bunlar, «dumdum kurşunu» tarzında kolaylıkla ele geçirilir silâhlar olmadığından muğlâk laboratuvarlara liizum ettiriyordu. Onun için, münferit çeteler, mikrop ve gaz harbinin İcabettlrdiği malzemeyi ele geçiremedi, Devletler, bunlara karşı tedafüi çareler aradı: Maskeler vesaire buldıı.
Birinci dünya harbinde d!e, İkinci dünya harbinde de, modem laboratuvarları ellerinde tutanlar, gaz ve mikrop harbine girişmedi. Ancak galiba İtalyan-!ar Habeşlere karşı gaz silâhını kullandı.
Bununla beraber, iki harbînin tecrübesinden mikrop ve gaz harbierlnin cihan-şiimfl] bir şekilde tatbik edilml-yeceğlne artık kanaat getirebiliriz. Bunun müeyyidesi, misilleme ve uğramak korkusudur.
Bütün büyük devletler birer yahut beşer, onar bomba ile k.ıhredilemlyecek derecede kocaman imparatorluklardır. Şayet bunları bir kac bomba ile harap •tınek kabil olsa, elbette harabi sahası o devletin siyasî çemberleri İçinde kalmaz. Atom bombasında nasıl radyo aktif tesirler olduğu Japon denemesinden meydana çıkıyor. O takdirde felâket maazallah umııınî olacaktır öyleyse, en biivük tipte bombalar kullanılmayıp mahallî tahripler yapılacak demektir. Bu müddet zarfında da, karşı taraf. Habeşistan olmadığı için, elbette mukabele edecek Beş İlâ yedi sene İçinde de mııkabelevc muktedir bir duruma gireceğini, yukarıda bildirdiğimiz gibi, mütehassıslar haber veriyor.
Peki hu bes ilâ yedi sene fırsatından istifade? Atom bombası •»rarım muhafaza edenlerin böyle btr siyasete yanaşmadıklar: bilâkis (bu İkinci harbin İcad-gerdesi olan bir tâbirle:) «İnisva-th î bömhasızlann ellerinde tuttuğu». Balkan tran. Lehistan ilh misallerilp aşik&rdrr. övleyse, bil 4-7 senelik devirde bile, atom bombası siyasette âmil olamıyor. Onun, istikbalde kanun dışı sayılması ise. resmî ağızlardan IşI-tl'mls bir mütalâadır
övlevse. tıpk> rvkrop harbi gaz harbi gib; -’om bom-harb'nin nazar * de kalıp b-'i fathiR olunmavacaına htik-m- demez miyiz?
dünya sonra,
İz: -.îr - Karşıyaka hattında Meleyen vapurlar tamir 20 t Akşamı — Devlet. Deniz-y-lTr-ri jrmlrle Karnı yaka arasında Sur ve Efes vnpıırinnni, Inzı zet3r..,in-ı? fjjhmbula alarak Adalar hattında işletmek. İsmlre kömürle Iş-lly-’n eski sistem 3 gemi göndermek İstemektedir. Karştvakalılar lüks yolcu •.apurlarlnın îzmlrdc bırakılması için teşebbüste bulunmuşlardı/.
Toprak kanu- Yeni sağlık kalkınma teşkilâtı nunun tatbiki , . . .
Bu işe gelecek yazdan evvel başlanması mümkiln gürülmiiyor
tasarısı hazırlandı
1OO ton sabun
Edebiyatımızın yetiştirdiği tek kahraman..
10 senede 750 sağlık kalkınma merkezi kurulacak, bunlara 209 üe il hastanelerine de 96 milyon lira harcanacak
Toprak kanununun tatbiki için kurulan toprak müdürlüğü teşkilâtını. yapmak meşgul olduğundan kanunun tatbiki safhasına henüz fiilen başlanmamışta. Toprak müdürlüğüne tapu ve kadastro umum müdür mu-| arinl B. Salih, müdür muavinliğine j de kıymetli ziraatçılarımızdan B. İbrahim tâyin edilmişlerdir.
Toprak kanununun 1945 bütçesi 400 bin Ura olmak üzere tesbit edilmişti. Bu para ancak müdürlüğe alt ilk teşkilâtı yapmak ve bunun için bası acele ve zaruri muamelelere başlamak üzere bütçeye konmuştu. Kanunu tatbik etmek ve araziyi çiftçiye dağıtmak işlerine başlıyabİlmek için en faal devre 1948 senesinden itibaren bavlıyacağından buna alt teşkilâtı tamamlamak vo işe bavlıyabilmek için yeni sene bütçesi bir milyon lira üzerinden hazırlanarak teklif edilmiştir.
Kanunun tatbikırıa geçebilecek teşkilâtın önümüzdeki yaz mevsiminden evvel tamamlanması mümkün görülememektedir. Memlekette bir toprak ve arazi inkılâbını fiilen tahakkuk | ettirecek bu büyük iş, bizde yepyeni bir mevzu olduğundan hükümet her | şeyden evvel kanunu iyi anlıyarak I aksaksız ve yanlışsız olarak tatbik ’ edebilecek elemanlara ihtiyaç olduğunu düşünmüş ve teşkilâta alınacak memurlar için kurslar açmağa karar vermiştir. Bu kurslara İlse mezunla-riyle kadastro okulundan* diploma alanlar kabul edileceklerdir. Dokuz ay . . „___ ______
müddetle devam edecek kursları mu-, recek v? karşılık olarak hiç bir şey vaffakıyelle bitirenler iki bin kuruş istemlyeccktlr.
aslî maaşla tâyin edileceklerdir. Ay-, Bunlar dört muhtelif yoldan yürii-Hca her memura zaruri masrafları-( ycceklcrdir: 1 — Bataklık, gübrelik nı karşılamak üzere günde 337 buçuk ve saire gibi muhiti şartlan diizelt-kuruş gündelik de verilecektir. m«k, 2 — içtima! bulaşıcı ve salgın
Arazinin ölçülerek dağıtılması işi yapan hastalıklarla mücadele ve ko-komlsyonlar tarafından yapılacağından kurslardan mezun olanlar bu ko-; misyonların ölçme ve tahdit işlerinde çalıştırılacaklardır. Komisyonlar, tahdit ve taksim edilecek arazînin genişliğine, ehemmiyetine göre bazen vilâyet, bazen de kaza merkezlerinde bulunacağı gibi bir vilâyet veya kazada da — lüzumu halinde — bir veya daha fazla komisyon bulunacakta. Bundan başka her komisyonda seyyar birer mahkeme de bulunacak, komisyonla arazi sahipleri arasında çıkacak anlaşamamazlıklar
Yurdumuza ait sosyal davaların en esaslılarından biri olan sağlık kalkınmamız ve bunu temin edecek teşkilât hakkında Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı bir tasarı hazırlamaktadır. Yakında meclise verilecek olan bu tasarının esaslarını yazıyoruz:
Milletlerarası mânaslyle köy, geçiminin ana kaynakları toprağa bağlı olan yerler diye tarif edildiğinden, bu tarife yurdumuzda köylerle birlikte llcckremiz ve hattâ birçok İllerimiz de dahil olmaktadır Bugünkü ihtiyaçlara göre eskiyen sağlık teşkilât!, yurtta tedaviyi de içine alacak olan koruyucu tababet temellerinin kurulmasını ve işlemesini temin İçin Bakanlık, devlet sağlık ve sosyal yardım İşini şimdiye kadar yürüdüğü yolun aksine oalrak halk sağlığına hizmetin köyden bavlıyarak yukarıya doğru giden vç kademe kademe g.nişliyerei: yüksek tababet tatbikatının en mükemmelinde so-j nuçlanacak olan yeni teşkilâtın ku-1 rulması lüzumuna kani bulunmaktadır.
Bu yeni teşkilât köy sağlığını da içine alan sağlık merkezlerinden başlamaktadır Bu merkezler, devletin yapabileceği bütün sağlık ve sosyal hizmetleri halkın ayağına görü-
ruma. 3 — Ana ve çocuk hıfzıssıhha-sı, 3 — Hasta olanların tedavisi ve bunların işten kalmamalarlyle birlikte hastalıklardan sakat ve malûl olmamalarını temin.
Köylü ailelerinin sağlık dosyalan
Hastalıklarla mücadelede başarı, haber alma ve müdahale etmenin vaktinde olmasını İcabettlrdlğ İnden sağlık merkezleri motörlü ekiplere sahip olacak, bilhassa köylerde doğum yüzünden meydana gelen kaza-
Halka 145 - 150 kuruştan dağıtılacak
Bizde edebiyatçı ve sanatkâr lara mahsus kahvehaneler, gazinolar açılmağa başlandı Ancak başka memleketlerde bu gibi yerlerin türlü türlü ve sanalkâ-rane eğlenceleri arasında bîr de «asrî meddah» ları vardır Onlar edebiyata, sanata, romana, şiire bulundukları devre ait nükteli hikâyecikler uydurup buralarda anlatırlar. Bıı hikâyelerin çoğu meselâ bir edebiyat tenkidinden daha kuvvetli, bir sanat konuşmasından daha enteresandır. Temenni edelim ki böyle kahvehaneler, gazinolarla birlikte, bu neviden asri meddahlar da ortaya çıksın.
Böyle bir kahvede meselâ şu tarzda bir edebiyat hikâyesi an-latılabilir:
Bütün hikâye, tiyatro, roman kahramanlan bir yere toplanmışlar. kendi aralarında konuşuyorlar. Bir köcşede ecnebi roman ve tıyotro kahramanlan: Margartt Gotye [La Dame o Camellas] Çaplan Gtlstav 11e başbaşa vermişler!., Manon Lesco hazînelerle adasından yeni dönen Monte Krlstonun kulağına bİTşeyler fısıldıyor. Meşhur kaptan Gran ile çocukları ve Bobenson yeni bir gemi yapmağa çalışıyorlar. Ta-raskonlu Tartaren İle Don Kişot birbirlerini tıraş etmekle meşguller. Verter Karmene ilânı aşk ediyor. Jan Valjan [Sefillerdeki kahraman] fınndan vesikasız ekmek aşırmakta!,.
Bir tarafta bizimkiler şöyle konuşuyorlar:
Ahmet Cemil [Mavi ve Siyah kahramanı] benden sonra bizim memlekette roman kahramanı yetişmemiştir. Hiç bir lüzumsuz tevazua kapılmadan bunu İddia edebilirim..
Feride [Çalı kuşu] — Teessüfler ederim Cemi! bey!.. Ya ben?..
Ahmet CemÜ — Evet, evet.. Fakat bendeniz erkeklerden bahsediyorum hanımefendi,.
Kara Davut — [Bıyıklarını bükerek] — Bey kardeşim... Beni inkâr mı ediyorsun?..
Ahmet Cemil — Her halde bizden sonra kimseler yok.. En gencimiz bile kaç yaşına bastık?.. Bir çoklan «roman kahraman!» der geçerler. Biz canlı İnsanlardan bile daha mühim kimseleriz. Hani?.. Nerede?.. Yerimizi dolduranlar kimlerdir?.. Ne oldu romancılara, ne oldu hikâyecilere?. Neden blzlcrden sonra kahraman ya ra tamıy orlar?,.
Birdenbire:
— Geliyor, geliyor.. Son 15 w ne İçinde edebiyatımızın yetiştirdiği tek kahraman geliyor.. Yol veriniz, açılınız, sesleri yükselir.
Borular çalar. Kapılar ardına tadar açılır. Bir adam topallava topallava içeri girer ve kendisini takdim eder:
— Ben Siilevman efendi!. Nasırdan ölüp şiirde Ism! geçen zat!.
fşte 15 yıl içinde edebiyatımızın yetiştirdiği tek kahraman.. Alkışlayalım!
Hikmet Feridun E«


Ticaıet Bakanlığı halka parası mukabilinde dağıtılmak üzere ve «şimdilik» kaydlyie vilâyet emrine 100 ton sabun tahsis etmiştir. Sabunların 50 tonu soptok, 50 tonu prinadır. Bıınlar fiş mukabilinde nebati yağ satan mutemet bakkallar tarafından halka satılacaktır. Sabunlardan soptok olanlar ticaret ofisi tarafından bakkallara kilosu 135, prinalar 130 kuruştan verilecek. bakkallar da her İki cins sabuna 15 kuruş perakendeci kân llâ-vesile satışlara başlıyacaklardır.
Sabunların satışı serbest olmakla beraber bundan herkesin istifade etmesini düşünen vilâyet, satış şeklini bugün kararlaştıracaktır. Satışların ekmek kartlarındaki harflerden biriyle yapılması uygun görülmektedir.
Bir müddet evvel değişmez ve dar gelirlilere yapılan 10 ar kilo ucuz sabun tevziatından da 90 torba sabun artmıştır. Bunların da halk hizmeti gören müesseselere verilmesi kararlaştırılmıştır.
Bundan başka Ticaret Bakanlığı vilâyet emrine 70 ton da teneke tahsis etmiştir. Bakanlıktan bu hususta vilâyete gelen emirde tenekelerin konservecllere dağıtılması yazındır. Esasen vilâyet, Bakanlığa İstanbul konservecllerlnln tenekeye İhtiyaçları olduğunu bildirmesi üzerine bu tahsis yapıldığından bunlar bu çeşit İşle meşgul olanlara tevzi edilecektir.
merkezler bütün sağlık İşlerine el koyduktan sonra bunlara alt İşler sağlık merkezlerine devrolunacaktır.
Seyyar lâboratuvarlar
Sağlık merkezlerine yardımcı olarak seyyar lâboratuvarlar da tesis olunacaktır. Muayyen merkezlerde bulunacak olan bu lâboratuvarlar, lcabedlnce diğer merkezlerin emrinde araştırma ve taramalar yapacakta. Bu lâboratuvarlarda bakteriyolojik ve basit tahlilleri yapacak tesislerle birlikte ayrıca röntken l&boratuvan da bulunacaktır. Bu suretle her il merkezinde, mahal» İhtiyaç nispetinde g-’zlcl hljiyen. bakteriyoloji ve röntken lâboratuvarlar! tesis edilecektir.
Sağlık merkezleri plânının tamam bir şekilde kurulması İçin her yıl sayılarını arttırmak ve ona göre kıraati, personeli ve malzemesi temin edilmek üzere 10 senelik bir çalışma programı bütçe İmkânlarına göre [Bakanlık tarafından düzenlenmiştir. | Sağlık merkezlerinin ve bunlara ı göre ayarlanacak olan vilâyet hastaneleriyle bütün yurtta hareket ve tatbikat merkezleri olarak kurulacak olan enstitü ve müesscselerln senelere taksim edilecek olan tesis masrafları buünkü rayice göre bu programda tesbit olunmuştur
1946 yılında 48 sağlık merkezi kurulacak
Bu programa göre 1946 yılında ku-1 rtılacak olan 48 sağlık merkezi için 13 milyon beş yüz bin Ura. vilâyet sağlık müessesleriyle hastaneleri İçin de beş milyon lira sarfedEccektır. İ947 yılında yeniden kurulacak 50 merk'-z için 14 milyon Ura, vilâyet hastaneleriyle müesseseler için 8 milyon Ura sarfedllecektir. 1948 de ye-nldin 50 merkez için 14 milyon, has-! ta neler için 10 milyon lira sarf edilecek tir.
Bundan sonra müteakip dört yılda yeniden 75 merkez için her yıl 21 milyon Ura, hastaneler İrin hfr yıl 10, 12, 15 ve gene 12 milyon lira harcanacaktır.
10 yılı tamamlamak İçin geri kalan 1953. 1954 ve 1955 senelerinde ise yüzer ytnl merkez İçin her’ yıl 28 milyon Ura, hastanelerin ve diğer sağ'ık müesseselerlnln kuruluşu İçin de .1953 te on, 1934 te seki?, 1955 te de gcile sekiz milyon lira sarfedile-cektir.
Bu suretle on yıl içinde bütün yurtla vücuda getirilecek 750 sağlık merkezinin kuruluşuna 209 mUyon beş yüz bin. 1) hastaneleriyle müesseseler İçin de 96 milyon lira ki ceman 305 milyon beş yüz bin lira harcanacaktır
Bu-: dan başka Sağlık Bakanlığı çok gerekli İlâçları halkın en kolay bir şekilde tedarik etmesi İçin bir de müstahzar İlâç fabrikası kuracaktır. Bu fabrikada hazırlanacak ilâçlardan genel sağlığı koruma bakımından lüzumlu olanlar parasız, miikavvl ve yardımcı İlâçlar İse maliyet fiatlne satılacaktır

. , .... . , buııı _vuxuııucı( ıııeyuuııa geıcu Kaza-
, ta",'"’dan h*“ed“e"k“r malar,r,m sarada bulunacaktır
Komisyonlar aynı zamanda kadastro 1 teşkilâtı İle çalışma birliği yapacak, I bn suretle dağıtılan arazinin kadas- ’ trosu da başarılmış olacaktır.
Ankaradan gelen bazı haberler, toprak kanununun evvelâ Denizli, Kayseri ve Konyada tatbik edileceğini bildiriyordu. Bizim yaptığımız tahkikata göre toprak kanununun memleketin hangi sahasında tatbLla-na başlanacağı henüz belli değildir.
Bu nokta Bakanlar kurulu kararlle tesbit edilecektir. Bununla beraber kurslardan yeni elemanların yetişebilmesi zamana muhtaç bulunduğundan ve arazi bakımından köylünün en güç ve dar vaziyette bulunduğu bölgelerin diğer bölgelere tercihi işi hususi bir tetkikten geçeceğinden kanunun gelecek yaz başlangıcından evvel tatbiki mümkün görülmemektedir.
j Merkezlerde her köylü ailenin bir 'ı dosyası mevcut olacaktır. Bu dosyalar en geç üç yıl içinde tamamlanmış olacaktır.
Dosyalara göre hastalar ve gebeler devamlı sıhhi kontrol ve kolaylıklara mazhar olacaklardır.
Her merkezin çalışma sahası 20 -ı 30 bin nüfusu İhtiva edecek ve bu I suretle her İlce merkezinde mutlaka > 10 yataklı btr sağlık merkez! kurulacağı gibi lüzumu halinde nahiyelerde de buna benzer miiessseeler teşkil olunacaktır. 10 yataktan beşi doğum işlerine tahsis edilecektir. Her merkezd*- cn az İki hekim, İki ziyaretçi hemşire. İki ebe ve dört saglkı memıırlyle lüzumu kadar yardımcılar bulunacaktır.
Yurtta sağlık merkezlerinin tesisleri esnasında diğer sağlık teşkilleri çalınmalarına devam edecek, bu
Parti başkanları şerefine ziyafet
Yeni Parti başkanı B. Alâeddin rldoğlunun vazifeye başlaması ve kİ başkan B. Fikret Sı!ay"ın şehrimizden ayrılması dolayıslyle dün akşam Taksim gazinosunda belediye tarafından bir ziyafet verilmiştir. Ziyafette vali ve belediye reisi doktor Lûtfl Kırdar, eski ve yCnl Parti başkanları. ________ .. _________
komutanlarla daire âmîrleri ve ol-; tahvilleri dünden İtibaren satışa çı-dükça kalabalık bLr davetli hazır bu* i kanlmrştır. Yen! tahvillerin bir kıs-Lunmuştur.
Erenköy kız lisesinin inşasına başlanıyor
Erenköy kız lisesinin geçen kış yanan kısmının yerine yaptırılacak olan yeni binaya başlanmak üzeredir. Yeni bina 250 al yatılı 500 ü gündüzlü olmak üzere 750 öğrenci alabilecek şekilde dershaneleri, yatakhane ve yemekhaneleri hav! olacaktır. 450 bin liraya mal olacak olan okıılun inşası için yılbaşına kadar B&rfedllmek üzere elde 250 bin lira mevcuttur. Geri kalan 200 bin lira 194fl yılı bütçesinden ödenecek ve inşaat mümkün olduğu kadar çabuk bitirilecektir.
Edirne’de lig maçları
Edirne 10 (Akşam! — Bölge lig maçlarına dün Uzunköprü - Edirne merkez gençlik takımları arasında yapılan maçla başlanmıştır. Bu İlk karşılaşmada üzunköprülüler rakiplerine nazaran daha İyi bir oyun çıkararak maçı 4-1 kazanmışta.
B jgün Garnizon gücü He Ayşekadın takınılan İkinci karşılaşmayı yapmışlar v» oyun 2-1 Garnizon takımının galibi ye ıt 11u netlaetennUşU». |
Ti-es-
Yeni tahviller
Halk büyük rağbet gösteriyor
Yen! milli müdafaa ve şimendifer
mı yüzde 7, bir kısmı İse yüzde 5 faizlidir. Yüzde 7 faizi! olanlar lkraml-yeslzdir kİ satışa çıkarılan miktar 35 milyon lira tutarındadır.
10 milyon liralık olan kısmı İse yüzde 5 faizli ve İkramlyelldlr. İkramiyesi her a ayda bir verilecektir.
100 Liralık ibLr tahvil 95 liraya verilmektedir. Dün satışa çıkarılan tahvillere şehrimizden pek fazla talep vâki olmuştur. Bütün bankalar tahvil satma İşini Üzerlerine atmışlardır. Satışlara 30 kasımda son verilecektir.
Açık Millet Vekillikleri için seçim hazırlığı emri geldi
Vefat eden İstanbul Milletvekili B. î Galip Bahtiyardan açılan Mllletve-ı kllitğl He diğer İllerde açılan Mlllet-, vekillikleri için yakında seçim yapı-: lacaktır. İçişleri Bakanlığından seçim nazırlıklarına başlanması hususunda rilâyete emir gelmiştir. Bu emir üzerine İlçelerde ikinci seçmenlerin yoklamalarına başlanmıştır. Gelen emirde seçim gününün ayrıca bildirileceği yazılı olmakla beraber seçimin bu pa-| «ar yapılması İhtimali kuvvetli dİ*
Bu yıl 3000 ton istihsal edilecek
Tekel İdaresi tütün müstahsillerine bir tamim yaparak bu sene tütünlerle beraber tütün tohumlarını da toplayıp en yakın tekel eksperlerine tarttırarak teslim etmelerini bildirmiştir. Tekel bu tohumlan 30-35 kuruştan satın alacaktır. İdare ile ticaret ofisi arasında yapılan anlaşmaya göre tohumlar ticaret ofisine verilecek ve zeytinyağı kadar kuvvetli olan tütün yağı İstihsal edilecektir. Bu yıl İstihsal edilecek tütüp yağının miktarı 3000 tondur. Bu miktar iki sene sonra 10 bin tona kadar çıkarılacakta.
Orta şark ve AkdenLı memleketleri memleketimizden çok miktarda rafine edilmiş ve edilmemiş tütün yağı İstedikleri İçin, bu maddenin çok miktarda ihracı kabil olabilecektir.
Memlekete gelen ve yolda bulunan eşya ithalâtçı ve ihracatçı birlikleri tarafından şimdiye kadar sipariş edilmiş- olup memlekete gelmiş veya henüz gelmemiş maddelerin istatistikleri yapılmaktadır. 15 gündenberl devam eden çaltşmalnr sonunda ehemmiyetli maddelerin İstatistiği bitmiştir. Ba İşin intacına bada' durmuş olan sipariş muamelelerine yalma İstatistiği biten maddeler lcln tekrar başlanmışta.
Amerikaya tütün ihracı
Bilhassa islenmiş tütünlerimize rağbet fazladır
Son zamanlarda Amerikalılara ham dt?; i ve tütün İhracat) artmışta. Amerikalılar bilhassa mamul tütünlerimize rağbet etmektedirler,
şimdiye kadar ellerinde tütün bulunan lıusııs’ı firmaların hemen hemen hepsi bu tütünleri satmışlardır.
Amerikan tütün şlrketlert bundan bir müddet evvel Tekel İdaresine müracaat ederek İdarenin de kendilerine işlenmiş tütün satmasını İstemişlerdir.
Tekel ladarcsi İse evvelâ hususi firmaların elindeki tütünlerin satılacağını ve ancak ondan sonra İdarenin satış yapabileceğini blldlrmU-; tir.
Hususi firmalar ellerindeki tütünleri sattıkları için Tekel İdaresi de işlenmiş tütün satışına başlayacaktır.
Diğer taraftan Amerikaya ham dert ve bu arada bilhassa kuzu, oğlak derileri ihracatı hızlanmıştır. Amerikalılar büyük partiler halinde mal yüklemektedirler.
Satışa çıkarılan ithal malları
Gal. Hezaran caddesinde Burla biraderlere lâstik hortum, Ankara Ulus meydanında Burla biraderlere yazı makinesi, İst. Mahmutpaşa handa çelebon İUele lâstik ökçe, Gal. Hezaran caddesi 90 da Slmon G&rlhe elektrik anahtarı, İst. Çlçekpazarında İsmail Hakkı Özbakıra demir kaşık, çatal, İst. Cermnnya handa D. Akgö-nüle freze makinesi aksam). Merkez postahanesl karşısında Şafak tlcare-hanesine diş fırçası, Tahtakale 51 de jak Dekaloya diş fırçası, İst. Atabek handa Mehmet Say dan a karbonat dö sud. İst. Alaca handa Nesim Ergaa ve Danona hldrosülflt dö sud, anilin boya, Sultanhamamda Bozkurt ecza deposuna tıbbi ecza. Sirkeci Ada handa şark merkez ecza deposuna tıbbi ecza. Karaağaçta Şaklr Zümreye an-tlmuan sülflt, Y. Kule K. Aleko Samarasa anilin boya.
teo handa E. Hanniye esans (Myrcla), Kurtuluşta Korozo düğme fabrikasına Korozo deviz!, İst. Mercan yokuşunda Hulkl İsmail Gölcnar'a tıbbî ecza Nalburlar 3SS de Hüseyin Hüsnü Süzere ULtra Marln, Gal. Ablt handa Kemal Dönertaşa hldrosülflt sodyum, Gal. Kar a köy palasta K. Parusladlse gümüş tozu, kremi. îst. Dllslzzade handa Armand Botton’a mağnezya karbonat, Oksld, Kuruçeşmede Tekstil ticarete anilin boya, îst. Haçopulo handa Polat Ltd. e Sod OU, Gal. Ömer Ablt handa İttihat Değirmencilik'^ makine İçin tutkal, Asmaaltı Volto handa Bodös Nikolaldlse sud kostik. Hasırcılar 12 de Genel Tecime yasa kâğıdı, Gal, Tnhtr handa Mataş ticarete yazı kâğıdı, Sultanhamam 110 da Bovetes ve Barııha OÖğüs telâsı, Marptı -çular küçük handa Osman Kermene sun'l ipek ipliği, Tahtakale Tomruk sokakta tssahar Leona Arışı yiln mensucat, İst. Aştrefendl caddesi 7fl da Tevflk Yücata yün mensucat.
Şair Nedimin mezarına giden yollar tamir ediliyor
Karacaahmet mezar Lığının Nuh kuyusuna İnen yoliyle Üsküdar - Kadıköy tramvay caddesi arasındaki sahada medfun bulunan şair Nedimin mezarına «İden yolların yapılmasına başlanmıştır.
Mezarlık duvarına yakın olan ve elvan birçok mezarlarla çevrilmiş bulunan Nedimin kabri 20 metre kadar lçertde bulunan ve tesviye edilecek olan bir tümseğin yerine nakioiuna-caktır. Ziyaretçilerin kolayca mezara gelmeleri İçin tramvay caddesindeki kapıdan, bir de Nuh kuyusu yoluna açılan diğer kapıdan İtibaren yaptırılacak İki yoldan başka mezarın civarında teşkil edilmesine karar verilen mezar taşları müzesine giden bir başka yol daha yaptırılacaktır. Bu suretle hem Nedimin mezarı, hem yollar, hem de mezarlığın bu kısmı tanzim edilmiş olacakta.
BEYOĞLU BERNAR'A-KAVUŞUYOR...
Uzun bir ayruktan sonra Beinar nihayet Beyoğluna dönüyor. Saç boyama sanatında, İhtisas kesbetmLş, Ve bayHn kuafüründc 22 senelik tercübe sahibi olan Bernar. 30 Kasım cuma gününden itibaren, Galalasarayda Köşe apartımanındakl yeni kuaföı salonu ve güzellik enstitüsünde emrinize âmade olduğunu bildirınckU şerci duyar, t.


Sehitp *
AHŞAM
21 Kasım 1945
Simit ve simitçiler
MAHKEME KORİDORLARINDA:
[
Son zamanlarda simite rağbet arttı, günde 600 simit satanlar var
Ey benim sevgili Siranuş’um! O kara bıyıklarına kurban oluru ı.
Simite gösterilen rağbetin sebepleri — Simit tiryakileri ve eski simitler — Simit yerine kızarmış patates — Kârlı bir iş
Son zamanlarda alnılt «atıcıların,ıı pek ziyade arttığına dikkat etliniz mi? Mahalle aralarından başka çarşılarda, pazarlarda, meydanlarda, büyük caddelede, hattâ iki sıra pastacı, çikolatacı, dükkânlarile dolu olan Beyoğlu caddesinde bile adım başında bir. limit satıcısına raslanıyor. Geniş, ta mekânları boyunlarına asılmış:
— Simit, taze simit, «ıcak »1-mıt!..
Diye bağırarak İlerlerken mütemadiyen sağa sola simit dağıtıyorlar, Bir simitle kanmıyarak iki. hâttâ üç simit alanlar ' foktur.
Simite gösterilen rağbetin, ballıca iki sebebi vardır: 1 — Ucu; luğu, 2 — Taşınmasının ve yer meşinin kolay olması. Herşeylt ateş pahasına çıktığı şu zamandı «hnit kadar ucuz karın doyur af hic blrşey yoktur. Beş. nihaye on kuruş veren aldığı simitle, petf âlâ karnını doyurabiliyor. En kü çtik bir pastanın 30 - 38, kuru boğaçamn 15 - 20 kuruşa satıldığı şu zamanda simit hakikaten yiyeceklerin en ucuzudur.
Taşınmasının ve yenmesinin kolaylığına gelince, simit eüerl, üstü başı kirletmiyor. Ne kadar çok olsa, icabında kola geçirilerek. kolayca taşınabilir. Görünüzü hoştur, insana İştah verir. Simttl yemek İçin tabağa, çatal bıçağa lüzum yoktur. îşe giderken tramvayda, yolda bile simit yemek kabildir.
Simltln lezzeti güzeldir. Hele yanında kasar peynir! ve çay da Olursa... Doktorlara sorarsanız simit ağır bir yiyecektir. «'Hamurunun hazml kolay olmadığı gibi özerindeki susamlar da hazmı güçleştirir» derler. Fakat, galiba Çocukluktan beri alıştığımız İçin olacak, simitle midesini bozanlar pek azdır.
Sigara, çay, kahve gibi simltln de tiryakileri vardır. Bunlar sabahlan evden çakarken katiyen kahvaltı etmezler, lştihalanm si-mlte saklarlar. Çaya, yahut salebe batırarak yedikleri simltln lezzetini hiç bir şeye değişmezler. Bu gibi tiryakiler İçin, incecik simit pek hafif geldlğnden, saç örgüsü gibi örülecek pişirilen kaim’ dılbie simitler vardır. Son zamanlarda simit tiryakileri çoğalmış olacak ki kaim simit satanlar artmıştır.
Eski simitler
Otuz, kırk sene ewe| İçine kadar kızarmış pek ince bir nevi simit satılırdı. Bu simit yuvarlak de^il. mustatil idi. Daha ziyade geceleri mahalle aralarında gezen simitçilerin tanesi beş paraya «cak sıcak sattıkları bu simit soba üzerinde durursa gevrekliğini katiyen kaybetmezdi. Kasar peyniri ile lezzetine doyum olmadığı , gib« bazı meraklıları şekerle de yerlerd’. Şekerle yenildiği zaman1 lezv-ti susam halvasına çok benzerdi.
Y’ne bir zamanlar yassı ve içi bo^ bir nevi simit de satılırdı. '
Sirrdİ bu simitler ortadan kaybolmuş. fakat şekerli simitler meydana sıkmıştır. Bazı fırınların çıkardıkları şekerli simitlerin ' Lezzet: fena olmamakla beraber erbabı, tiryakileri öeteden beri bîld’rlmtz simitleri hiç birşeye tero'h etmiyorlar.
Simit yerine kızarmış patates!
Âvrupada slmfte benzer ylye-ce> yoktur. AvrupalIların brl-yüş’.eri. ay şeklinde kruasanlan varsa da bunlar simit gibi harcı âlem yiyecekler değildir. Harb-don evvel Fransada kış mevsi-m’Hde simit ayarında ucuz ve . ço’- r^vbet gören bir yiyecek var- ' dı- Kızarmış Patates... Sokak başlennda tavada kızarmış patates (?? tanlara sık sık Taşlanırdı. B’7:-n naramızla bir kaç kuruş verr-n butıdnn bir kâğıt dolusu alır sokakta giderken yiyerek ksrnınt doyururdu.
Tuna n°hr!n! geçerek BaTkan-iar.'ı girince simit ortaya çıkar. Sırh’standa. Bulgar!standa, Yu-nanistanda simite sık sık rasla-ntr. Yalnız onların simitleri daha ufak, daha kaim, daha yumuşak-1
pek.

Bir seyyar simitçi
tu-. Şekerlileri de çoktur.
Simit bir zamanlar gündüzleri tabla ile, geceleri üzerine bir çuval örtülmüş sepet içinde satılırdı, Şimdi belediyenin emri üzerine bunların yerini camekânîar almıştır. Bu suretle simitler tozdan, topraktan muhafaza edilmektedir. Mamafih el'an simit alırken bir çoğunu ellle yoklayanlar vardır. Bunun da önüne geçmek lâzımdır.
Kârlı bir iş
Simit satıcılarının çoğalması
yalnız simite olan rağbetten Heri gelmiyor. Simit satışının kârlı bir iş olmasının da bu hususta tasiri vardır. Dolu bir camekân 350 -400 simit alıyor, Fırıncılar seyyar satıcılara simit başına bir kuruş bıraktıklarından sabahleyin aldığı 400 simit! öğleye kadar satan dört Hra kazanmış oluyor. Bu simitçi akşam vakti de 200 simit satsa günde vasati kazancı altı lirayı bulur kİ bir çok memur, kâtip, tezgâhtar masasından fazladır, — El
SİNEMA DEHASININ GÜNEŞLERİ
Dilnya şehlrlfrlnl Atom bombası gibi yelinden oynatan sanat mutla r!:
YILDIZLAR PEŞİNDE
Harikasında asrın büyülü kadını HEDDY LAMARR’m - WİLLİAM POTVEL ile yarattıkla» «liri görünüz. Ayrıca: Adı milletler titreten casus kadın Marfclıe Richard Casııs • Baş rolde: ERICK VON STROHEÎM
MİLLÎ — ALEMDAR ’da
Çoluk çocuk bütün dünya milletlerinin İbret ve dehşetle görüp sftyr edece klerl
Düşman Ajanları
Ayrıca: Kadın ve erkek kalplerini yakan İnsanlık faciası
SİSLER ARASINDA
JOHN GARFÎEDD — İDA LUPİNO
Kadıköyünde

H AL E’ de
Bugün matinelerden itibaren
Cihanı coşturan filim
Hürriyet Bayrağı
JEAN PİERRK AÜMÖNT
« hakiki bayatın ölmc-z sanat Ab İdeal
Korkunç Gece
WtLLİAM O AH DEN
MSesanBHE^BB BAŞLI
OPERA’da
Cuma akşamından İtibaren »enenin filmler tacı
Altın Kelebek
Ayrıca: DEANNA DUR BİN ve milyonlarca İnsanın alkışladığı]
ZAFER YOLU
Ba» rolde: PAT O BRİBN
YOR ■ErKEESKK&I
J
TURAN Sinemasında
Bugün matinelerden İtibaren mevtimin iki büyük film! birden: Milyonlar sarflvle meydana gelen bütün azamet ve Ihtfşamile canlanan
bir tarih
1- D O M J U A N
Türkçe Sözlü Reji: ALEKSANDR KORDA Cüıan artisti: DÜGLA3 FAİRBANKS v» MERLB OBEROY Tarihin entrikalarla dolu bir sohlfesi, Şövalyelik devrinin parlak een-gAver İlk destanı, kahramanlıklarla dolu bir şaheser t — JAPONLAR ELİMDE JERTRUDE MİCHAEL — ALAN BAKTER
3a harbin hop gürültüleri vs denli altı gölgeleri arsanda geçen bir kahramanlık vs macera filmi.


Bileklerindeki kelepçeye dalgın dalgın baktıktan sonra başını kaldırdı, yanında dikilen jandarmaya göz kırptı:
— Sen beni bekloorsun he?., Gülümseyerek başını salladı: — trahmetlik babam ne zaman bana kızar idise; «Ulan Ântranik! Ben sent büyük bir adam etmek için ne tadar çabaloor isem, sen eşşekler gibi inad edoorsun da adam ğ lığa yaklaşmoorsun» der idi. Aklı var ise mezarından çıksın da buraa gelsin. Görsün ki oğlu Antraniğin peşi sıra can-darmalar gezoor.
Sokakta karjsını yaralamaktan suçlu imiş. Üstü başı düzgün, kıvrık saçlı, kaba kaşlı, kara gözlü, yakışıklıca bir delikanlı. Jandarmadan yüz bulamaynca. kuvvet tecrübesi yapar gibi bileklerini gererek kelepçeyi şakırdatıyor, mahalle kahvesinde sohbet edecek arkadaş arar gibi kayıtsız bakışlarla etrataki kalabalığa göz tiyor..
Elinde bir kâğıdla önünden geçen adama seslendi:
— Uğur ola bay Dikran!.. Selâmsız sapaksız geçlorsun, Yoksam sen de bana küs oldun..
Eli k&ğıdlı adam durdu, şaşkın bakışlarla bir müddet Antraniği süzdükten sonra hayretle gözlerini açtı:
— Ântranik!.. Tak şu karşımda oturan sensin, yoksam kİ ben lyağnış mı göruorum. Bu nedir senin halin? Kapana düşmüş ispinoz kuşu gibi şuraya büzülmüş İsen .gözlerime inanamıorum.
— Eeeeh, bu dünyanın eh vali böyledir işte. İnsan oğlu su bazı kerek kartallar gibi kanat açar da yüksek dağların tepesinden bakar, bazı kerek de kancığından aryı düşmüş ispinoz kuşu gibi kapana girer. Benimkisi de öy'.e-sine bir iş oldtı işte..
Karşısındaki paketini çıkarıp bir sigara Antraniğin dudaklan-’ nın arasına kıstırdı, bir de kendisi yaktı:
— Onun orası öyledir. Büyük Asvas her neki arzular ise kullarının kafasına o iş gelir. Sakın kim cfkârlanaymı demeesin, Er' kek dediğin doğmasından ölmesine kadar kırk bin türlü belanın kevgirinden geçer. Hele de bakalım, senin derdin nedir?,. Kollarına kelepçek koymuşlar ise, yoksam büyük bir kaza geçirmişsin? | Ântranik sigarasını çekti, avurtlarını şişilip burun delik-'lerinden dumanlan savurduktan sonra derin bir nefes aldı:
— Benim şu netameli kafama gelen işler, bizim Agob'un topal kazının tepesine bilem gelmemiştir. Biloorsun ki b!zm Siranuş ilen çoktandır kavgalı İdik, Benden mantarlı iskarpin istemiş ise; ahçlk, baksana kış geloor. Bundan sonra mantarlı iskarpin geyinilmez. Biraz sabırlı ol, yaz gelsin de o zaman alalım demişim. Ölüsü kandillinin kızı benim bu dosdoğru kelâmıma efkftrlan-mış, «Vay! Demek kt sen kara bıyıklı Siranuş'una mantarlı İskarpini çok görüoorsun. öyle İsem ben de senin ilen oturmaacağım., deyi sıfatıma karşı geldi. Ben de onun sıfatına iki tane tokat çaktım, evden çıktım. Akşam üzeri geldiğim zaman bir de bokoorum ki Siranuş pokçasmı almış da mayriğinln evine tüymüş, îlk iptidasında tınmadım. Belkim aklı kafasına gelir de evine döner deyi sus pus oldum da bekledim. Velakin kan bana metelik bflem vermedi. On beş gündenberi evin kapısına basmadı. Evimize gelsin deyi bir kaç kerek ahpaplannan haber salmış isem; «Altık bundan sonra benim Ântranik adında bir kocam yoktur. Kendisinden boşanacağım da başka kocalara varacaım» deyi pla pis cevaplar etmiş.
Dünkü gün akşamlayın yolda gider iken sankinı kör şeytan kulağımdan çekti de beni Siranuş İle buruna buruna getirdi. Birdenbire alnımm tak karşısında
karıyı görünees fikrim karıştı. He men dizinin dibine var dm; ey benim sevgili Siranuş'uml Senin kara bıyıklarına kul kurban olurum, Sen buna küs olmuş isen, iyi bilesin ki ben sana gücenmemişim, Eğer bana acımaz isen kar nındaki çocuğumuza acı. Haydi, evimize gidelim, istediğin İskarpinin mantarlısını değil, platinlesin 1 alayım sanan deyi yalvarır oldum. Eu sefer de karının aryanı kabardı. «Sen kim oloorsun da benim ile kelâm edoorsun? Bundan o yana kaytan bıyıklı Siranuş senin kann değildir. Bir gün olup da şu kamımın içerisn-dekt çocuk dışarıya çıkınca s hısımlarıma ahbaplarıma göstereceğim, Eerkım sıfatı sana benzoor ise kundağı ilen beraber getirip senin kapının eşiğine atacağım. Sen benden umudunu kes de kendine uygun bir kan «ra. Ben senin dengin olacak kanlardan değilim.» deyi göksümün üzerine dayanıp da beni geriye itmez mi? Bu çeşit pis kelâmları işitinces öylesine bir efkârlanmışım İd, kafamın ortalık yerinde atom bombası patlamış sandım. Ulan, köpoğlunun karısı! Sen benim evlâdımı kamından çıkartıp da kapının eşiğine nasıl atoor imişsin. Benim evimin İçerisinde çocuğumu koyacak bir yerim yoktur sanoorsun?., Sende insaf m eh rem e t kalmamış İse bende vardır. Çocuğumu kanundan çıkarttıktan sonra kapının eşiğine attığını göıürisem bak kİ ben sana neler ederim deyi azar ettim kendisne. Velâkln köpoğlunun kansı bu kerek de bpnim sıfatıma ikj şamar çakmaz mı?,. Ondan ötesini bilemoorum ki neler etmişim,.
— Yoksam vurmuşsun karıyı?, — Elimi koynuma soktuğumu biloorum. Bir de karının «Yetişiniz, adam öldüroorlari» deyi feryadını İşitmişim. Kanların İçerisinde yere yuvarlandı. Velakin kendisini ben vurmuşum, yoksam kİ başka biri vurmuştur, orasını farkedemedim.
— Karı ölmüş müdür?.,
— Siranuş gibi yedi canlı karı bîr bıçakla ölür mü hiç? Hastaneye kaldırmışlar.
Mübaşir seslendi, Antraniğin kelepçesi söküldü. Jandarmanın ı önü sıra mahkemeye girdi.
Ce. Re. ........VE "fAt""...............
Şehrimiz tacirlerinden Mustafa İsmet Çamoglunun pederleri, memleketin tanınmış simalarından ve eski Milletvekillerinden
MEHMET NİYAZİ ÇAMOĞLU dün vefat etmiştir. Cenazesi bugünkü çarşamba günü saat on birde (11) Çemberlltaşta Evkaf eokaktakf İkametgâhından kaldırılarak öğle namın Beyazıt camii şerifinde badeleda Edlrnekapı şehitliğindeki makberl mahsusuna defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyllye.


Teşekkür
Bulan alkmlz İcrdl rml kendi İne unutulmaz ba’laria taslamış olun Röntgen mütehassısı azlı BUPHİ NEŞET EEKENTd aramızdan ebedi ayrdmara münasebetiyle yüksek benimseme- hisleri göst-ren, başla kıymetli Valimiz Dr. Lûtfl Kırdar olmak Övere. Belediye erkânına, harialıjh esnasında yardımına koşan doktor arkadaşlarına, saıı ayrılışta ona en samimi duygu-*-n beklemiş olduğunu belirten Haseki hastanesi Başhekimine. erkânına ve mensuplarına, cenazesini taklbeimek, çelenk göndermek ve taziye etmek lûtfunda bulunan kıymetli meslek-daş ve dostlarına teşekkür ve minnettarlığımızın ifadesi için muteber gazetenizin tavassutunu dileriz.
Ailesi
ALKAZAR
Bugün matinelerden İtibaren Republlc film şirketinin »eıiai şaheseri. 30 kısım tekmili birden

DiCKTRACY GELİYOR
(D.CK TRACY RETURNS) Oynıyanlar:
RALPH BYRD —
LYNN ROBERTS
Her lisana tercüme edilen ve bütün Amerikan gazetelerinde tefrika halinde İntişar eden yegâne sergüzeşt filini dehşet ve heyecandan kalpleri durduran fevkalâde sinema romanı
B
Bu akşam saat 20.30 da
DRAM KISMİ SANÛTKÂK AŞKI
KOMEDİ KISMI SÖYLEMELİ Mİ?
’ 40 ANBAR
••
Çtkfı
Elinize alcujımz atman memleketimizde bu tarzda bir mecmuanın hiç çıkmamış olduğunu göreceksiniz. Her sahaya alt en enteresan yazılar ve resimlerle, bütiin sahile boyu üç renkli bir kapak İçinde nefis bir baskı İle çıkmıştır. Fiyatı 15 kuruş.
d -—w
ÇEMBERLiTAŞ Sinemasında
Buffün ma fin elerden itibaren ffri süper film birden
1 - D O N J U A N (Ti*r';çe si>z,u)
Bu beynelmilel şöhret kazanmış eseri milyonlar sarflyle Hlme alınmış İspanyol dansları ve mllzlklyle süslenmiş fevkalâde bir şaheserdir. Baş rolde: DÜGLAS FAİF.BANKS — MSRLE ORERON 2- Ah Sevgilim Klemantinn FRANK ALBERT8ON — LORNA GRAY — İRENE RYAN tarafından yaratılmış earip bale gruplarlle süşlenmLş kahkahalar tüteniyle dolu güzel bir film.
*- ——
"" 1........
7 Günde 71573 Kişi SÜMER te TAKSİM »AURINOA gösterilmekte elan
ALİ BABA ve 40 HARAMİLER
Filmini gördüğü balda pek çok taraf Un gösterilen arzu üzerine bu filmin daha btr hafta gösterileceğini alnenıalar müdürlüğü bildirir, SUMER’de
Baştanbaşa renkli Orijinal kopya
TAKSi^’de
Türkçe «özlü ve »artalı

Kadıköy OPERA’da
, Yann a*»anı İlde
ıNovutat Manamdan erv«l>
ZJfHRA Rİ1.1 ti
| ve Arkadaşları — Halk Benatkfijl İSMAİL DÜMBÜLLt! Ahmet Ottldürtlr. Küçük MUALL-A
________ birlikte AYDIN EFELERİ komedi 3 pards. Zengla wjr«w. ONA* •taAUMBefİkıaş Oür«l'dâ MÜZEYYEN SEN AK koutML



İSTANBUL HAYATI :
Sobalar ve borular
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR
Genç bayanın mantosuna takılan soba borusu. Zenci halayık gibi ter döküp kara gövdesi sırıtan cici sobalar
titan bul un havas şımarık, mızıkçı benaar. Kış ortasında baran günler olur; İlkbahar' b ur n umuldun gelir, yağmur, fırtına,
dondurucu Upll&r derken bir gecenin İçinde rüzgâr döner, hava açılır, artesi ■abalı güneş kugın kazan gibi tepemse geç!verir. Son baharla taşın aralı da bıçak sırta, kadardır. Kurban bayramının İlk günü He ikinci günü arasındaki farkı gördünüz ya. Birinci gün sokakta ceketle dolaşanlar ertesi gün kalın paltolarının yakalarını da kaldırdılar, boyunlarını İçeriye çekip büzülmeye baştadılar. Bundan sonra fırtına ayarlarının ismini değiştirip pastırma yazı masallyle kendimizi avutaduralım, hava, bildiğini yapıyor, kış, kışlığını belli ediyor.
Sokaklarda, ellerinde miniminicik ■obalar, koltuklarının altında Terkos borusundan blraı daha genişçe borularla dolaşanlara sık sık taslıyoruz. Haspalar pek de süslü şeyler. Cici bici çocuk oyuncakları gibi İnsanın gözünü alıyor. Harb İcatları bunlar. Sobası da, borusu da galvanizli gaz tenekecinden yapılmış. Sobaların böğürlerinde, boruların sırtlarında petrol kumpanyalarının kabartma markaları sırıtıyor. Şıklıkları, elcilikleri nispetinde de narin şeyler. Boruyu dinise alırken çatlak kabuklu çly yumurta tutar gibi İtina göstermezseniz avucunuzun içinde çarpılıverlr. parmaklarınız içine gömülür.
Durakta tramvay bekliyorduk. Geride bir gürültü başladı:
— Heeey, hanım! Gözünü aç da etrafına dikkat et.
— Asal.. Bir de utanmadan bana çıkışıyor. Ben önüne baksana be adam!»
Döndük. Yaşlıca bir adamın koltuğunun altındaki soba borusunun ucu genç bir bayanın şık mantosnun eteğine takılmış. Biri mantoyu kurtarmağa çalışıyor, öteki ita eliyle sarılıp boruyu çekiyor ve ağız şamatası hararetleniyor:
— Dur. çekme ayol. Mantomu yırtacaksın.
— Yırtılırsa bana ne hanım? Senin manton yalnız seni ısıtır. Bu soba evde sekfs kişiyi ısıtacak, anladın mı?.. Şu gördüğün boruların her bir tanesine 210 kuruş para verdim, haberin vnr mı senin? Bak, şenin manton benim borumun ucunu eziyor.
EtraftaJdlerln yardımlarlle manto-' borudan, daha doğrusu boru mantodan kurtarıldı I Kadıncağızın mantosu biraz leke olmuş, adamcağızın borusu da çarpılıp ağzı, yüzü kıvrılıvermiş. Nemli gözlerle boruya bakarak homuradona hmurdana gitti.
Dedim ya, çok narin yosmalar. Fazla sıkıntıya tahammülleri olmadığı gibi, sıcağa da yüzleri yoktur. Nazik bedenlerini incitmemek İçin parmaklarınızın uçlarlle okşıyarak, nvaslıya-rak boruları blrlblrlne geçirip sobanın boynuna takarsınıî. Oooh! Pek de şık a-efendim! Odanın köşesinde pırıl pırıl duruşu ne güzel! Soba değil, biblo mübarek... Gel gelelim, İçine odunu koyup kibriti tutuşturdunuz mu gül yüzü şoluverlr haspanın. Gövdesine kat tat krem sürüp pudra döktükten sonra hamamda göbek taşına oturtulmuş Arap halayığa döner maskara. İçinde odıınİRr alevlendikçe geniş tırmalayıcı kokular neşrederek buram buram ter dökmeğe başlar. Üzerindeki nikel kaplamalar pudraya bulanmış ter tanecikleri gibi kavlayıp dökülür, altından kuzgunl elidi sırıtır.
Benim gibi, yaz aylarını, sonbaharı, ■gusto» böceği havailiğiyle geçiren birçok gafiller şimdi telâş içinde sobacı dükkânlarına koşuşuyorlar. Dükkân sahiplerinin İsli burunları Kal dağının tepesinden aşıyor.
— Boruların tanesini kaç kuruşa veriyorsunuz?
— Alacak mısın?
— Tadına bakmağa gelmedim ya, elbette alacağım.
— Haa... Öyleyse beni dinle. Eğer ■ahiden alıcı İsen bir çift söa söyllye-eeğtm. ne senin çenen yorulsun, ne de benim.
— Söyle bakalım...
— Dutıurl. Acele etme! Biraz sus da beni dinle! Her halde aptal, sersem değilsin ya. Dünyanın halin! bllylor-sun. Muharebe her şeyi altüst etti. Dünyada ne kadar demir varsa hepsini erittiler, top tüfek yaptılar. Ben şu saçları buluncıya kadar sinimin derisi çatır çatır çatladı. İnanmazsan seninki de çatlasın, şimdi inandın mı lâfıma?...
— Ben sana bunları sormuyorum kİ Borunun tanesi kaç kuruş?..
— Sen de beni dinlemlyoreun, kendi bildiğini okuyorsun Benim söylediklerimi iyice anlamazsan borunun kı-metini de bilemezdin.
Beline kırmızı şeker kutusu korde-Iâ.«ı bağlanmış İncecik bir boruyu ucundan tııtup karşıdan gösterdi:
— Görüyorsun ya şu boruyu).. Boru ri'-rim sana. Ömrünün sonuna kari-- kullan, çocuklarına da miras bı-
Keseye uygun bir soba tedarik ade-bilmek İçin şok dolaştım, h&Jâ dolaşıyorum, kim bilir daha ne kadar dolaşacağım? I_
Geçen gün yine bir dükkânda. boru yârenliği ediyorduk. Allaha bin şükür, kesemizin açılamadığı yerde hiç değilse çenemls açılabiliyor. Birbirimizi kafesllyebttmek İçin sobacı ile çene yarışma giriştik. O sırada, kerll ferli, iri göbekli, katmer ensell bir adam dükkâna girdi. Ciddi, sert bir eda ile sordu:
— Borular kaçar kuruş?»
Gevezelik sökmlyeceğlnl anlıyan sobacı kısaca cevap verdi:
— İki yüa altmış kuruş efendim.
— Tanesi mi?
— Düzüneti değil ya, elbette tanesi.
— Peki, sekli tane boru istiyorum. Sekiz boru ayrıldı, kırk düğümlü bir sicimle sarıldı. Kerll ferli müşteri para çıkarır gibi elini koynuna soktu ve daha ciddi bir tavırla kaşlarını çattı:
— Sekiz boru İki yüz altmışar kuruştan yirmi lira seksen kuruş eder değil mi?..
— Evet efendim. Tamamı tamamına iki bin seksen kuruş. HnnJ, bu da sizin güzel hatırınız için.
— Sen benim güzel hatırımı bırak da, sekiz boru bedeli olarak İta bin seksen kuruşluk bir fatura yap bakayım.
Biraz evvel benimle çatrr çatır çene yarıştıran sobacının birdenbire dili boğazına kaçtı. Beti benzi uçtu. Tutkuna yutkuna etrafına bakınarak kekeledi:
— Baş üstüne efendim! Faturayı yapalım amma, şey»
Arka taraftaki mağara deliği gibi yere uzanıp seslendi:
— ülan! Fatura Hfttları nerede?.
Üstü başı pejmürde, eli yüzü kapkara bir çocuk çıktı:
— Kâğıt yok usta. Çöplükten topladığım kâğıtlara dün boru sardık ya! Başka kâğıt kalmadı.
Sobacı ca*l! bir teessürle boynunu büktü:
— Efendim, fatura kâğıdımız kalmamış.
Müşterinin kaşları büsbütün çatıldı:
— Bana bak usta! Numarayı bırak da beni dinle! Sen dün tevzi yelinden bu saçların tanesini elli beş kuruşa altlın. Her boruya on beş kuruş İşçilik ücreti, on kuruş kâr koysan borunun tanesi selesen kuruşa gelir tkl yüz altmış kuruşa nasıl satarsın?
Sobacıdaki telâsı görmeli!» Ellerini oluşturarak yılıştı:
— Bas üstüne efendim, baş üstüne., Mademki siz seksen kuruş emrettiniz, öyle olsun. Zaten başka borumuz da kalmadı. Sonunu size veriyorum.
Tekrar çırağa sosteiıdl:
— Oğlum, bağla şu boruları da beyefendinin evine kadar götür.
Ensesi katmeri! müşteri cüzdanını çıkardı, yirmi lira seksen kuruş İstenen borulara altı lira seksen kuruş verdi, çırağı peşine ahp dükkandan çıktı.
Koca göbekli adamı taklldetmek üzere erteri sabah erkenden sobacı dükkânına gittim:
— Soba boruları kaçar kuruş?
Sobacı sağ gözünün alt kapağını parma ğlyle bastırarak ağzını çarpıttı:
— Hadi bayım! Biz numara yutmayız. Senin güvendiğin dağlara kar yağdı. Ben bir defa faka basarım. Her müşterinin borusu ötmez. Hadi, sana yarar borumuz yok..
Kedinin bacağını İkinci gece ayıran tç güveysi gibi bu İşte geciktiğimi anladım, başımı eğip «avuştum.
Demek ki. çarşıda alışveriş yaparken ya dükkâncının o malı nereden ve koç kuruşa aldığını öğrenmeğe mecburuz, yahut katık yemeğe mahkûmuz!»
Cemal Refik
Kartalda sebze hırsızları yakalandı
Kartalda «on samanlarda boetan-lardan sebze çalınmakta İdi. Bunu haber alan jandarma tedbir alınış re gece beş kişiden ibaret bir şebekenin kum bostpnlannda fasulye çalarlar -kon yakalamıştır.
Bunlar amele olup çaldıkları fasulye, patlıcan ve esir sebzeleri Göztepe-do oturan diğer İki arkadaşlar!yle sattırmaktadırlar. Ahmet, Nuri, Murat, Hüseyin ve Salih adlarındaki bu hırsızlar müddeiumumiliğe teslim edilmiş olup yataklık yapan iki sabıkalı da aranmaktadır.
E uyu yoklamak İçin elim! uzat-tim. Sobacının gö?J?-J döndü. çaylak gölgesi görüp civcivlerinin önüne karıt. geren kuluçka tavuk taskarşU-ğıjle homurdandı:
— Yooot- Burulan mÖRtertnin eline verip örzrletemem. Sahiden alıcı i n kırsıdan bakarmn, tıkır tıkır paraları sayarsın. Ondan sonra boru m-
Kartal suya kavuşuyor
Kartalın bastıca derdi olan «musluk da nihayet hallediliyor. Yakacıktaki su membalannda mı mötehas-Mİ«n tetkfkat yapmışlardır. Raporların yatanda vereceklerdir. Diğer taraftan yaptırılmakta olan mfalt yolicrla istasyonun yaya betonları ve 28 nlscrı eaddeetnln parke döşeme yollan İkmal adilmiş ve belediye dairesinin de modern Ur tekilde tevsii İnşıatına heslannuM» Bu ayın eo-□nnda İnşaat itanrü edilecektir.
Kartal bdedJyeat imara hu nr-mlştlr Şehir İşindeki ahırların şehir haricine «karıtmama karar wrU-miştlr.
Kdmşunun udu insanı nasıl çileden çıkarır?
Fırsat ve saygı

Misafir hanım kapıyı kapadı ve: “3u şarkıyı hemen besteleyeceksiniz!,, dedi
J Tavla pulu şakırtıları — Leylâ hanım kiminle tavla oynuyor? —- Bahçıva- | I ntn duyduğu derin hayret! — İki kahve — İnsan tek başına tavla oynar J [mı?.. — Komşunun udu — Saçları çekilen yetim —«.Yaslı gittim, şen gel- 1 dim...y> — Kapı kilitlenerek yapılan beste ■—■ Süleyman Nazif’in şarkılart | — «Ben ölünce mersiyemi sen yaz!..» — Büyük kadın üstat — Helvayı | kim yiyecek?.. \[
I
Bir gün bahçedeki bahçıvan ' içeriden, Leylâ hanımın oturma : odasından tavla pulu şakıtılan . ve karşılıklı atılan zarların tıku-ı titanın İşitti, Her halde Lr-’â hanımın bir misafiri gelmiş n'a-; çaktı. Onunla tavla oynuyordu.
Misafirlere bazan bahçıvan . kahve pişirirdi. Bu seferde hemen ı içeriye girdi. Ve iki kahve yaptı. Odanın kapısını vurdu. Sonra da : girdi.
ı O zaman bahçıvan pek ziyade
■ şaşırdı. Zira Leylâ hanım yalnız başına tavlanın önünde oturmuş
i oynuyordu, tkl renk pullan diz. miş, zan atıyor, evvelâ kendi he. sabına oynuyordu. Sonra mevcut olrruyan bir rakip namına da zar ı atıyor ve yine oynuyordu. Bazan tavlada kendi kendisinin
' nnı kırdığı da oluyordu, van sordu:
— Misafiriniz yok mu efendim?
■ — Hay”*.,.
! — Kiminle tavla oynuyorsu-
nuz?,.
1 — Tavla oynamak için mutla-
ka birisi olmak lâzım değil kl„
' İşte ben yalnız da tavla oynava-, blllyofum.
Şair ve bestekâr kadının yal; nızîığı, inzivayı bu hale getirdiği
■ zaman da olmuştu,.
; Komşunun udu
J Cansız, fakat çok sadık bir arkadaşı vardı: Piyanosu... Adeta
1 bu musiki âleti İle aralarında bir
■ nevi akrabalık kurulmuştu. En yaşlı zamanında bile piyanosu-
■ nun basına oturup saatlerce ca-; lardı. Meselâ son senelerde Kızıl: toprakta torunlarının sünnet düğününde akşamdan piyanosunun
. başına oturan Leylâ hanım sabaha kadar kalkmamıştı. Müte-ı nıadiyen çalmıştı. O zamanlar
■ Leylâ hanım seksenini geçmişti. I Seksen yaşım geçmiş bir kadının ' akşamdan, sabaha kadar piyano , çalmasından, ne büyük bir sanat [ enerjisi İçinde olduğunu anlamak
kabildir.
Leylâ hanımın musiki aletler 1-ı ne karşı, tıpkı kitaba olduğlı gibi âdeta bir hürmeti vardı. Fena, ; hoyrat, bilgisizce, zevksizce çalınan musiki aletleri karşısında üzülürdü,
’ Meselâ muvakkaten oturduğu ! bir yerde bir komşusu öylesine i ut çalardı ki Leylâ hanım âdeta ıstırap duyardı. »Komşunun udu» adıyla yazdığı "bir yanda feci bir ' şekilde akort edilen bir udun ha-‘ Un! ne güzel anlatıyor, fena çalınan bir uda acıyışuu nasıl canlandırıyor:
cHergün sabahtan akşama, ak! şamdan gece yarısına kadar dar-belenen o bedbaht yetime İği. övey anası bermutat saat doküz-da kavrayıp, bir ellle saçlarını
1 çekerek, bir ellle de çimdiklerken J (komşu hanim akort ediyor) ya-nm saat kadar uğraştıktan sonra gûva çekidüzen verirdi,,»
Bundan sonra Leylâ hanım ahengin nasıl başladığını, ıia-; sil devam ettiğini anlatıyor. Ve söyle bitiriyor:
«Komşunun, elhamdülillah ta' am vakti geldi. Sustular, Elleri lokma taşımaktan, ağızlan yemekten hal! kalmasın!..»
Yaalı gittim, $en geldim!
Çok çabuk beste yapması De dikkati üzerine çekmişti. Meselâ Bamlh Rifat’n: «YaSlı gittim, şen geldim,,» mısraı 0e başlayan manınım Mini o günü gazetelerde görmüş ve Mr gece içinde beste-Irmlştl. Süleyman Nazif bunu hemen gazetelere götürüp ba»-tırtmiştı. Bir kaç gün ■onra U-tanbuldnld hemen bütün mektep çocukları bu «Yash girim şen gel dimi..» şarkısını hçp btt ağw-,dan söylüyorUrdı.
Süleyman Nazif
Onun bu beste yapmak hususundaki büyük süratini ve kabiliyetini bilenler bazı emri vakl-lerde bulunuyorlardı da... Meselâ Hürriyetin ilâm günlerinde bir akşam üstü Leylâ hanımın dostlarından edib ve şair Fehime hanım (Şair Celâl Sahirin valdesi) gelmişti. Derhal bestelenmesi istenen bir manzumeyi de beraberinde getirmişti. Leylâ hanım:
— Peki besteieylm.. Fakat zaman İsteri,, diye itizar dileyince gayet enerjili bir hanım olan Fe-hlme hanim kapıyı kapatır :
— Hemen besteleyeceksin Leylâ hanım!., diye ültimatomu verir...
Ve Leylâ hanım kapalı kapının arkasında Fehime hanımla karşılıklı oturup manzumeyi hemen oracıkta besteieyiverlr...
Onda beste vapmak kabiliyeti bu hale gelmişti.
Süleyman Nazif’in şarkıları
Ekseriya küfte İle besteyi bir çırpıda, çabuk çıkardığı da olur-
du Meselâ Süleyman Nazilin güzel bir şarkısına nazire yazar, bunu besteleylvertrdl.
Süleyman Nazif Leylâ hanım in:
— Büyük kadın üstat!., der ve kendisine son derecede hürmet ederdi.
Esasen çok eskiden, Diyar bakırdan hukukları vardı. Nazif Di-yarbakırda, Leylâ hanımın zevci Sırrı paşanın maiyetinde bulunuyordu.
Daha sonraları ailenin en samimi dostlan sırasına geçmişti. Leylâ hanımla kafadardılar,
Leylâ hanım:
— Ben öldükten sonra mersiyemi sen yazacaksın.,. Vasiyetim Olsun.,_ derdi.
Vaziyet aksi oldu.
Leylâ hanim Süleyman Nazt-fin gazellerine, şarkılarına olduğu gibi, Recai zadenin de bazı eserlerine yazdığı güzel nazireler! Rasttan bestelemiştir.
Helvayı kim yiyecek?
Leylâ hanımın manzum mektup. manzum telgraf yazdığını görmüştük.
Oturup hazan çocuklara bile, meselâ torunu îsmaile şiir yazardı!.,
«Yaramazlık edeni yok sevecek»
Diye başlayan manzumesinde helvayı pek seven tsmalll can damarından yakalamağı da ihmal etmezdi:
«Uslu durdukça seni hepsi sever Sevilen uslu çocuk halvayı yer. Sana düşmez yaramazlık artık Görmiyeyim üstünü yırtık pırtık» Çocukları, torunları mahzun etmek İstemez, birine şiir yazınca, ötekine de hemen bir kıta kaleme almağı ihmal etmezdi.
Hikmet Feridun Es
Kanun bîlsfilerî
Memleketimlzde de her gün biraz daha fazla kullanılmağa başlanılan çekler hakkında hukukî bilgi edinmek faydalıdır. Bir çok malî müesseseler ve hattâ şahıslar para yerine ekseriya size bir çek verirler. Çok defa bankalara hitaben yazılmış olan bu çekleri götürür ve oradan çekin üzerinde yazılı mlkdar kadar para alırsınız. Demek ki çekin keşideclsl, yani size çekj yazıp verenin kendi emrinde o banka nezdinde parası vardır veya çeki ödenmesi İçin sizi gönderdiği şahısla bu gibi çeklerinin karşılığını ödemek üzeFe bir mukavelesi vardır. Kanunumuza göre keşîdecl tediyeyi zamlndlr, yani çeke yazdığı paranın yazdığı kimseye ödenmesini garanti etmiş demektir, ödenmezse mesuldür.
Kanuna göre bir yazılı kâğıt çek olabilmek için metninde çek kelimesini, şartsız bir miktar para tediye edecek olanın ismini, para kime verilecekse onun adını, paranın nerede ödeneceğini, çekin yapıldn yer İle tarihi ve çeki yazanın (keşlda-clnin) İmzasını taşımalıda. Çekin üzerinde filân yerde ödenecektir ddve yasatmamış olduğu takdirde çeki ödeyecek olanın (muhatabın) temi yaranda Gösterilen mahal ödeme yeri ve aynı Kamanda rfcame^gfilhı savılır, muhatabın temi yanında
bir yer İsmi yoksa o zaman çek nerede tanzim edilmiş İse orası ödeme yeridir. Tanzim edildiği yer de yazalı değilse, o zaman çeki yazıp verenin, keşldeclnln, İsmi yanında yazalı yer ödeme yeri olarak kabul edilir.
Çek belli bir kimseye veya onun emrine ödenmek üzere yazılabilir. Hamiline, yani kim getirirse ona ödemek üzere çek tanzim etmek de kabildir. Esasen isminize veya emrinize yazılmış olan bir çekin arkasını İmzalayıp bu İmzanın üzerine filana ödeyiniz diye bir şeıh yazmadığınız takdirde — kİ böyle başkasının İsmini yazıp çeki vermeğe ciro derler — bu çek hamile muharrer bİT çek olur, çünkü çekin arka tarafına yalnız imzanızı atmakla yaptığınız ciro beyaz cirodur. Hamile muharrer çek tabii ciro edilemez, bir el ötekine verir olur biter. Alan da gider parasını alır veya düetse istediği kimsenin ismini yazıp çeki ciro edebilir. Böyle ciro yarana (ciranta) derler.
Çekin, görüldüğünde ödenmesi gerektir,. Üstünde vâde olan senet çek addedlle- | men Çek İhdas olunduğu yerde tediye olunacak İse 10 gün ve İhdas olunduğu yerden bnşka bir yerde ödenecekse bir ay İçinde muhataba, yani çekin üzerinde parayı ödeyeceği vazalı olana ibraz edilmelidir,
Avukftt Emret Ağış j
Olgun İnsan, fırsattan faydalanırken iaygj çerçevesini aşmamağa, nezaketsizlik yapmamağa çalışır. Fırsat karşısında saygıyı unutan, her toplulukta rastlanabilen brnci (egoistleri ve O-irn »çık gözlerdir. Meselâ, Mr tanıdığınız gıyabınızda Blzln İçin fAh, bir sorsam) diye tasarlamıştır. Sîz da bir sorsam) diye tasarlanıştır. Biz de bir gün bir arkadaşınızla yokla konuşarak giderken bu zatin karşılanırsınız. Bu, onun için kaybedilmemes! lâzım bîr fırsattır. Yoldasınız, belki acefe bir işiniz vardr. yanınızda arkadaşınız var. Onun umurunda değildir. Sizi yolunuzdan alakoyacektır; İşini anlatacaktır; Fikrinizi sorack-tır. Yanınızdaki arkadaşınız bu İşe bakakalır, kendi kendine beklemekten sıkılır belki çekilip gider. 11
Eğer bu fırsat kaçırmıyon iat,Q geriden sizi görmüş (e aynı Istlka-fl mette gidiyorsa, yanınıza sok mır merhabadan sonra sizin konuştuğu-^, nuz mevzula hiç ilgilenmeden hemen O fctndl işini aç3r ve hattâ sizi, belki ömründe bir defa daha konuşmak Ç İmkânını bulanuyacaŞı yanınızdald.2 arkadaşa kendisini takdime mecbur U) bırakır. jg
Bir gün âiıf dinlenmek ve bir deniz > havası almak üzere tenezzüh srfer- «■% İtri yapan bir vapurun güvertesinde «K oturuyorum. Vapur kalabalıktı, bir E kaç ara ötede bir arkadaşla göz göze**-geldik, selâmlaştık. Himen bana yük- >* sek sesle «Yahu; seni arayaeaktım.JO İyi kİ rastladım, sana soracağım^ var...» diyerek sıralar aşırı kcımşma-jn başlarken herkes başım çevhlp+j* bir bana, bir de arkadaşıma bakmağa ® koyuldu. Bfn elimle ve mimiklerimle güverteyi, aramızdaki mesafeyi ve/ \ bİ2e bakan halkı gösterir gibi işaret-'**' ler yaptıktan sonra:
•Sonra, sonra, burası müsait aeğll» diyebildim. Sustu, belki de güc ndl. Başka bir gün blriblrinılzle rahatça karşılaştığımız zaman şundan bundan konuşurken bana soracağım sormadı, ya unutmuştu, ya gücenn.ıştl, ya soracağı puften önemsiz bir şeydi.
Fırsat ve saygı bahsine âlt W hikâye dlnemlştimi. Birisi, Rtnd oturduğu semtteki bir doktora vizite rint vererek muayene oluyor ve tir r«rete alıyor, ilâçlarını da yaptırıyor Fakat, doktorla aynı semtte uturduklaı ı ve sabah vapurları da cır olduğu için onunla sik sık karşılaşıyorlar ve her karşılanmada o doktorun yanına sokuluyor ve meselâ bir gün. Kendisine verilecek hapın yemek^ca mire :îl1 yoksa sonra mı alınacağını, '••■test günü turşu yiyip yiyemivec^ğlr’i. daha öbür günü müshil a'.ıp tiamr.a-cağınr soruyor ve böyleee her rastlayışı bir fırsat »ayarak ıdostor filân şeyi aeaba yapsam mı?ı den’tden duramıyor. Doktor SabTlı sabıılı ve kısaca ona cevaplarım veriyor v= ayrılıyorlar.
Bîr akşam, doktorla iıasU t veri yatanında bhblrlerile uzaktan sc.ûm-laşıyorlar. Hasta, evine donen doktorun yanına sokulmak ı-nUşnun bulamıyor. Doktor evine giılyor, soîruja Atleslle birlikte oturup yenek yerken bir aralım kapı çalmıyor Hizmetçi geliyor >Doktor Dey sizi istiyorlar) diyor. Sofradan kaltap kapıya gitmek lcabtdlyor. Doktor bir de bakıyor kİ mahut hastasının küçük oğlu. Kendisine (Babam selâm söyledi, çoktanberl tavuk yiyor, öyle söylemişsiniz, et yiyebilir miyim, ne tavsiye edersiniz diye aoruvor) diyor. Artık doktorun sabrı tükendiği için (Devenin başını yesinı diyerek çekilirken küçük çocuk (fakat doktor deve başını babam nereden bulsun) diyince çileli doktor, sabretmek İçin sıkıştırdığı çenelerinin arasından (Cehennemin dibinde > diye mırıldandıktan sonra, meslek gayr stil» (çocuğum bir müsait zamanda ben kendisine söylerim) demeğe mecbur olur.
Fırsattan faydalanmanın yerini ve zamanını bllnıiyenler insanı çileden çıkarabilir,
Dr. Z. Z.
AKŞAM
Abone bedeli
Türkiye Een'bı
2E0U I5Ö0
BOO tebdil! için
Senelik
8 Aylık
3 Aylık
Adres pul gönderilmelidir adres değiştirilmez.
kuruş 64ii0 Kuruş 20(10 • 1600 » elli kuruşluk Atal takdirde
Telefonlarımız Başnıuhurrlrt
Yan İşler!: 20165 - İdare: ZIlfiRI Müdür: 20-1 m
Zilhicce 16 — Kasım 14 imsak Güneş öğle ikindi Ak Yııtoi E. 12.24 2.03 7.13 0.45 12.00 1 36 V. 5.11 8.55 12.00 14 31 16.43 13.23
İdarehane 8atı(llı civarı
Adimi .lıı;c înV.ai. No 13
21 Kasım W45
Ç. htfe «
HER AKŞAM BİI» HİKÂYE
I^İSAFiRLi^fE...
Gece yerimi yadırgachgım İçin pak İyi uyuyamamıştım. Zaten dalma misafirlikte böyle olurum. Sabahleyin de erken uyandım. Hemen giyindim. Aşağıya İndim, Burası eski, büyük bir keşklii. Arka tarafında sfd seti bahçeler vardı. Yaz sabalıl ntlis bir çanı kokusu bahçenin her tarafına yayılmıştı. Temiz hava, sahalı güneşinin ağaç yapraklarından süsülerek üstlerini tenteneli gölgelerle süslediği yollar pek hoşuma gitti Adeta uykusuzluktan gelen sersemliğim dağıldı.
Bahçeden ziyade bir ormana benziyim bu geniş ağaçlıklı yerlerde dola-pyordum. Birdenbire yanımdan «vıji» diye hafif bir ıslık çalarak bir şey geçti, Ve ne görsem beğenirsiniz* 1'., Biraz Perideki bir ağacın gövdesine bir ok saplandı!. Olduğum yerde dehşet içinde kaldım. Ne olu-jAordu?.. Bu oku atan da gimdl?..
Evvelâ hiç bir şey işitmedim. Lâkin birdenbire arkamda bir çıtırtı oldu. Dönüp baktım. Uzaktaki ağaçların arasında bir kırmızı derili vahşil..
Evet gözlerim beni aldatmıyordu. Tartı mûnasHe bir kızıl derili!.. Safında uzun uzun tüyler, belinde acayip ve saçak saçak bir eteklik... Elinde ok!..
Evvela — ne yalan söyllyeylml.. — korktum. Ve kaçmak teşebbüsünde bulundum. Fakat bir de baktım, ki o kaçıyor!.. Hem ne kaçış!.. Ağaçların arasından bir mermi gibi geçiyor, hazan dallara asılıyor, zıplıyor, sıçmıyor, insan değil, sanki maymun!.. Hihayet gözden kaybolunca ben de derin bir nefes aldım.
Fakat hayretti doğrusu, Kırınızı dcrUl bir vahşi buraya nasıl gelebilirdi?.. Gece olsa «Adam bu kıyafette maskeli baloya gidiyor» derdim. Bulunduğumuz köşk hususi bir yer olmasaydı ve İstanbul’dan epeyce uzak bulunmadaydı .Belki filim çeviriyorlar. adam kızıl derili rolüne çıkmış!.» mütalâasını yürütürdüm. Bunların hiç biri değildi.
Gördüğüme bir mâna veremiyerek *ed bahçeden aşağı doğru İnerken «vıj!..» yanımdan bir ok daha!- Herif vuracak benî!.. Acaba civarımda pusu filân mı kurdu kl?..
Kendisine misafir olduğum yaşlı sat bana daha geceden:
— Kahvaltıyı yarın sabah bahçede yeriz!., demişti.
Hakikaten biraz sonra aşağıda karanfil tarhının biraz ilerisinde gö-eel bir sofranın hazırlanmış olduğunu gördüm. Güneş ışığının tabağına düştüğü kayısı reçeli, eritilmiş keh-Hbar gibi göz almakta idi. Dar bir bahçe yolundan karşıma çıkan yaşlı •v sahibi:
— Vay efendim!.. Erken uyanmış-aımz.,. Buyrunuz. Birazda kahvaltı sofrasında konuşuruz... dedi.
Gördüğüm şeyi adama sormağa karar verdim. Tam ağzımı açacağım mrada kail» çarpıntısından bayılacaktım.
Zira bîr ağasın arkasından yüzünü mendille maskelemiş, geniş şapkasının önünü iyice aşağıya iymlş bir haydutla karşılaştık. Herifin elinde top yavrusu gibi bir tabanca vardı. Namluyu bizim burnumuza doğru uyutarak gayet hâkim ve alaycı bir ■esle:
— Lütfen cüzdanlar... A21z centilmenler!.. dedi. Ben tilrlyen kollarla eüzdana davranırken yanımdaki ya?lı ev sahibi maskeli hayduda;
— Haydi zevzek sen de!., dedi.
Fakat haydut dinlemiyordu:
— Aziz centlmenlcr.. Lütfen cüzdanları çıkaralım!..
Fakat bu ısrar karşısında yanımdaki ihtiyar sinirlendi:
— Vallahi şimdi sana öyle bir cüzdan veririm 1:1 alamadan gidersin.. Sabah sabah bunun sırası mı?..
Bu söz üzerine haydut:
— Âmân baba!.. Sen de hiç şakadan anlamazsın!., diyerek maskesini yüzünden çıkardı.
Yaşlı zat koluma girdi:
— Şimdi dünyâ böyie arizlm... 81 nema asrındayız. Ne yapalım?.. Bîr az sonra bir kızıl derili Ue bir haydudun arasında kahvaltıma edeceksiniz. Bunlar bizim oğlanlar-. Gördükleri rolleri evde tatbik e(Hp dururlar... Üçüncü oğlan ise...
Yaşlı dostum sözünü bitiremedi. Birdenbire nereden geldiği belli ol-mıyûıı bir Jp kemendi bacaklarına dolaştı. Adamcağız havada, bir taklak attıktan sonra yere yuvarlandı. Ve düştüğü çimenlikten:
— Hay seni kovboylar götürsün hınzır evlât!.. Be kör olanca çocuk ben sona «bir daha bu evde ketnend atmıyacaksm!.» demedim. mİ?..
Diye bağırıyordu. Gözlerimiz yüksekçe bir ağacın dalındaki kovboy kıyafetli delikanlıya rastladı.
Bu sarışın çocuk, babasına:
____ Ne oldu be moruk?.. Bir kft-mendde ölmedin ya...
Diye oturduğu dal üssünden bacaklarını sallıyordu.
Dostum hiddetle:
____ İşte... dedi, üçûncüaü de bu ve led!.. Kovboy rolünde!.,
Sonra İlâve etti:
____ Kt değil... Sinema stüdyosu!-. Zamanımızda bir çok evler gibi...
(BİR YILDIZI
BULMACA
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı.
1 — Bedii dans topluluğu.
2 — Dans.
3 — Nlhayetdz.
4 — Başına «T» gelirse keçinin babası olur - Mezkûr mahalden..
5 — Büyük annelerimizin şapkası -Sonuna «K» gelirse münafıklık olur.
6 — Koşum takama lıından - Canlı
7 — Elen milletinden - Tttre.
8 — Tersi derrlççeslne demektir.
9 — Acaip mesele - Tersi btr sayıdır.
10 — Tersi Mrdeublre demektir -Bir meyva,
GEÇEN BULMACANIN HALLt Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 _ zzzzzzzzzz, 2 — Zoraki, Ars, 3 — 2lrı, Ayaz, 4 — Zz, Zraf, 5 — Zker, Tariz, 5 — Zl, At, Reniz. 7 — Afaroz, 8 — Zay, Rez, Kız. 9 — Zra, İm, Kaz, Iö _ zzzzzzzzzz.
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bu akşamki program
18.00 M, S. ayan. Radyo salon orkestrası, 18.30 Konuşma, 18.45 Şarkılar, 19.00 M- S. ayan. Haberler, 19.23 Geçmişte bugün, 19.25 Armc-nlka kü-. lntetl, 19.45 Yurttan sesler, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Fosil, 21.30 Konuşma, 21.45 Cumhurbaşkanlığı Armoni mürikasl. 22.30 Müzik (pL), 22.45 M. S. ayan. Haberler,
Yarın sabahki program
7.M M. S. ayan. Müzik (pl.i, 7.45 Haberler, 8.00 MÛ2lk (pU. 12JO M. S. ayan, Müzik (pl.I, 12.45 Haberler, 13.00 Radyo solon orkestrası,
a k b a m
Biri azil, biri katil!
Sultan İbrahim saltanatında açılan Girit seferinde (Hanya! kalesi teslim olmak şartlyle İlk olarak ele geçirilmiş idi. Sefere serdar olan Derya Kaptanı ve sultan İbrahimin gözde musahibi Boşnak Yusuf paşa teslim şartları mucibince Hanyadan çıkıp gitmek lstlyenlcre müsaade etmiş, şehrin yağma edilmesine meydan vermemiş İdi. (29 cemazlyelâhır 1055).
Fetih müjdesi Istan bula varınca memleketin her tarafında üç gün, üç gece donanma, Çıragan şenlikleri yapıldı.
Hanyanın fethine pek meşhur olan: Şerha çektim, dâğ yazdım, göz, göz ettim sinemi/ iDâğınıı) seyreylcyen görsün benim tarihim!
Beyti 1055 adedine eski rakam şekillerine uygun sözle İşaret edilerek ve mukabili yalnız (Dağımı) kelimesinde bulunarak ebced hesabiyle sanatlı bir tarih düşürüldü.
Fakat iptida bu kadar hoşa "ldip alkışlanan bu fetih Yusuf paşanın ldbarıni, felâketin! hazırladı.
Yusırf paşa telâkki ettiği İrade üzerine İstanbul» gitmeğe hazırlanıyordu. Vezlrlâzam Sultanzade Civan Ka-pıcıbaşı Mehmet paşa sadaretin elinden gideceğinden korkarak Yusuf paşanın padişah kutbunda bulunmamasını temin eylemek üzere «eteği belinde» uğraşmış, Yusuf paşaya Mısır eyaleti tevcihine bir hattı hümayun almaş idi Hanyadan doğruca Mısıra gitmesi için ferman gönderilmek üzere olduğunu haber alan Yusuf paşa donanmayı Yeniçeri ağası Musa paşaya tevdi ederek acele iki kadırga ile îstanbula hareket- etti. Rlkâbı hümayuna yüz sürerek Mısıra gitmemeği temin etti ve tam . bir şevket ve debdebe ile İstanbulda kaldı. Veziriazam mevkiini muhafaza için bu defa başka bir fesat düşündü: Yusuf paşayı gözden düşürmek için padişahın mal ve para hırsım uyandırmak.
— Şevketlû padişahım! Yusuf paşa bu kadar hazine vc mal sarfedip her ne arzeyledlyse deriğ olunmamışken bir kuru kaleyi sullıen alıp içinde bulunan küf farı bu kadar kere yüz bin altın ve cevahir ve nevadir İle sağ ve salim gemilere koyup darül-küfre yollamak ukalâ kâri mıydı? Meğer kİ kendisi küf farı malili hak-■ layip büyük para almış ola! Ve İllâ bu kadar büyük ganimeti muit yere elden çıkarmak reva mıdır? Bin kese sarfolunıip ve bu kadar bin şeci asker dövüşüp mukabelesinde bir boş kale ki her sene müstahfızlanna bu kadar bin kuruş da Asltaneden gitmeğe muhtaç ola. (Fethettim) deyu padişahıma iki mermer direk getirmek bir iş midir? Masarife muvazi ve mukabil hazine iğtinam olunmıyan İş iftihara şayeste hizmet mlclir? Zannun budur kl kâfirlstana yolladığı kütlardan mal ve tuhaf ve cevahir almıştır. Sual ve tefehhusta ibram buyurıilsa zuhura çıkardı!
Vâklde Yusuf paşa Hanya ganimetlerinden sultan İbrahlme birkaç esir İle iki kırmızı somaki direkten maada zikre değer bir hediye getirmemişti. Sadrâzamın bu sö2leri derhal tesirini gösterdi. Sultan İbrahimin Yusuf pasaja teveccühü tagavyüre uğradı, paşayı eelbetti. (Fütuhat malı) aradı. Beklediği cevabı alamayınca gazapla Yusuf paşayı işaret ederek. Böstanci-başıya:
— Al şunu!
Diye hapis emrini verdi. Yusur paşa ricalarına rağmen hapsolundu. Fakat CLnci hoca ile valide sultan müttefikin paşanın serbest bırakılmasına padişahı kandırdılar.
Sultan İbrahim Yusuf paşayı eliyle okşıyarak yeniden iltifatlarına nail etti, Konuşurlarken Yusuf paşa Hanya fethinin güçlüğü ve gecikmesi, askerin yorgunluğu ve hastalığı hakkında izahat verdi. Araya sadrâzam Mehmet paşanın mühimmat ve asker göndermekte amden taksir eylediğini
de sokuşturdu. Söze nıhıcıt gördüğü İçin hasmından intikam almak fırsatım kaçırmadı.
— Padişahım! Bu sefere iptida veziriazamın. rlzası yoktu. G-alatadald Venedik balyosu kendisine altmış bLn flor! vaad He bu judrnett fesh içLn müracaat etmişti. Bun* binaen seferi men'e çalıştı. Defi mümkün olmayınca mühimmat, asker ve sair levazım İle İmdatta taammüden taksir ederek tavik ve tehire bâdl oldu. Şimdi de kulunuza adavet izhar İle idamıma çalışıyor!
Sultan İbrahim Mehmet paşayı çağırdı. İki paşa Önünde Hanya sözünü açtı. Yusuf paşa evvelce padişaha, gü,yİ 2T.kleri.nl tekrar etti. Mehmet paşa da iiiıf İle kendisini müdafaa etti.
Bu müdafaa İptida neticesiz kalmış göründü. Fakat 17 aralık ÎG45 - 28 şevval 1055 günü Mehmet paşa divana geldikten biraz aonra oelolundu; konağına gitti. Padişah sadareti Yusuf paşaya teklif etti. Fakat Yusuf paşa gençliğini, kıdemsizliğini ileri sürerek İtizar ve teklifin tekerrürüne karşı İçtinap göstermesi üzerine sadaret, defterdar vezir Boşnak Salih paşaya tevcih olundu)
Hanya fatihi Yusuf paşa sultanlardan birisine namzet, seraskerlik ve Derya Kaptanlığı ile bekâm bulunuyordu. Bununla beraber aleyhinde Civan Kapıcıbaşının söylemiş olduğu sözler mala, paraya müteallik olduğu için padişahın kalbinde yer etmişti)
Yusuf paşa paraya, mala haris bir adam değildi. Ne kimseden nahak yere bir şey alır, ne de kerhen ve korkudan kimseye bir şey verirdi. O günlerin hem nehhab hem vehhab olan büyüklerinin in'am ve ihsanlarını almağa alışmış padişah mukarrlpleri ise (bir büyük kale fethetti; eliyle bu kadar bin kese sarfolundu; mali fl-ravaııe malik olduğunda şüphe yoktur. Hiç olmazsa birkaç esİT hediyesini alırız!)
Ümidiyle Yusuf paşadan da çok şeyler bekliyorlardı! Yusuf paşa İse salâh ve istikametin verdiği salâbetle padişahın teveccühüne mağrur olarak İstanbula dönüşünde ikram kapısını kimseye açmadığı için herkeste kendisine karşı soğukluk görülüyordu. Ümit kesilince bu musahip ve mukar-rlpler paşa hakkında hayırhahlığı bırakıp aleyhinde bulunmağa, padişah nezdinde hal ve tavrını takbihe, hünerlerini ayıp ve nakısa gibi göstermeğe, zem ve kadih etmeğe koyuldular.
Kâh ciddiyetle, kâh hezll yüzünden sözlerle padişahın muhabbetini ikraha tebdil ettiler. Sultan İbrahim bir İki defa Yusuf paşaya itap ve serzenişte bulundu: fakat yine affetti, Bedhahlar nifak sokmakta ve tahriklerde devam ettiler. Nihayet bir gün Yusuf paşa saraya çağrıldı. Sultan İbrahim;
— Elbette, hemen var git. Giridi bütün al!
Emrini verdi. Yusuf paşa yer öptü:
— Padişahım! Reayaya kereste salındı. Gemiler yapılmak üzeredir. Vaktimiz erbain! Sefer mevsimi değildir. Şimdi gidemem!
Cevabını vermesi üzerine padişah gazaba geldi; kalbindeki ukdeyi meydana vurdu;
— Sen kendini bir hizmet ml etti. n . . Hirsınl Bu kadar hâzinemi sar-fettln! Akıbet, bir alay mel'unu katliâm etmeyip ma! ve menallnriyle diyarlarına gönderdin!
Yusuf paşa bu haksız İtaba dayanamadı.:
— Eğerçl ha2ine sarfeyledlk amma kelimetullahı ilâ ettik. Düşmanları padişahımın kahir kılıcı İle tezlil ve bir büyük kaleyi menıallkl mahrusaya zammeyledim. Aman Istlyen kâfirleri katliâm ve mallarını Iğtlnam bir iş değildi: lâkin âkıbetl vahim olan nakzı âmandan sakındım. Kasdlr olduğum mertebe uğuru hümayıınu-(Arkası 7 inci sayfada)
Yiiksek tahsil talebesi nerelerde barınıyor? Talebe Yurdu açmanın kazancı
Hususî talebe yurdları işini bir esasa bağlcupah için nizamname haz 'iniyor
Hususi talebe yurdlannın bugünkü durumlarını ıslah etmek, İçerde disiplini sağlamak, talebenin yatacağı yerlerin ve yiyecekleri yemeklerin sıhhi şartlara uygun olmasını temin eylemek gibi bir taraftan talebeyi, diğer taraftan da yurtlan ilgilendirecek şeklide esaslı faaliyete geçilmiştir. Bu faaliyet, şimdiye kadar her hususi talebe yurdunun kendine göre tesblt ettiği bir idare tarzını ortadan kaldırıp bunlar İçin bir nizamname hazırlanması İle başlamıştır.
İstanbul’da kaç yüksek tahsil talebesi vardır ve bunların bugünkü durumları nedir?
Bu soruyu, üniversitenin açılışı münasebetlle Rektör Tevîlk Sağlam' ın. söylediği nutukla cevaplandırmak mümkündür: «İstanbul'da 12 bin küsur yüksek tahsil talebesi vardır.»
Onda dokuzunu Anadoluııun muhtelif yerlerinden gelen gençler teşkil ettiğine göre bu gençler nerelerde barınırlar? aCumhurlyet Halk Partisi tarafından açılanlarla hususi eşhas tarafından açılan talebe yurdla-rında vc muhtelif semterdckl evlerde...» şeklînde cevap verlvermek kolaysa da İşin İç yiiziî bambaşkadır.
Yaptığım tetkikler sonunda vardığı* neticeye göre ikisi Cumhuriyet Halk Partisi, üçü de hususî eşhas tarafından idare edilen beş talebe yurdunun barındırdığı talebe sayısı 2500 ü bile bulmamaktadır. Şu halde on bine yakın yüksek tahsil genci, varsa yakın akrabalarının yanında, yoksa Beyoğlu ve İstanbul semtindeki evlerde pansiyoner olarak kalmakladır kl bu hal memleketimizde resmi ve hususi bir çok talebe yıırdlarma İhtiyaç olduğunu göstermektedir.
Hususi talebe yurdları İçin şimdiki halde esaslı bir nizamname hazırlanması 11c geçilen faaliyet içinde, şehrimizde hususi talebe yurdu sayılarının arttırılması d& yer almaktadır Fakat hazrlanmakta otan bu nizamname herkesin talebe yurdu açmasına izin vemıiyecektir. Talebe yurdunun gelişi güzel açılmış yemekli ve yataklı bir pansiyona benzememesine son derece dikkat edilecek, yurd açmak lstlyen bir kimsenin herşey-den evvel namuslu, dürüst -ir Kısan olduğunun zabıtaca yapılacak tahkikatla tesbit edilmiş olmasına bilhassa ehemmiyet verilecek, yurdu idare, edecek olan «Yurd müdürü» nür, de otoriter vc talebeden daha aşağı bîr tahsil seviyesinde olmamasına çalışılacaktır.
Nizamnameyi haarlıyan komisyon yeniden toplanmış, hususî yurd sahiplerinin İştir3g ettikleri bu toplantıda bir takım esaslar tesbit edilmiştir.
Bu arada bir hususî yurd sahibi He konuşup, bu işin kazançlı bir iş olup olmadığını öğrenmek istedim. Yurd! müdürü diyor ki:
____ Talebe yurdu yaptığım apartı-manım altı dairelidir. 100 talebem vardır. On tanesinden para almıyor, onları bedava yedirip bedava yatırıyor um.
— Her talebeden aylık ücret olarak kaç lira alıyorsunuz?
— Aylık ücret 55 ve 60 liradır. Elli beş lira ücret .yatağını kendi getiren talebe İçin, 50 Hra ücret de yatağı yurd tarafından temin ediic-n talebe içindir.
— Yalaklı ve yataksız sayısını ayırmoktansa ü.’.tiıste her talebe için ne ücret koyalım?
— 57 liradan he; «plıyahm. Yani 90 tac'.beder. ayda âl3Q lira alıyorum demektir. Fskat buı nn bir de masraf kısmı vardır. Günde 100 lira yemek
için hesaplarsak ayda 3000 1±r6 eder kİ buna ayda elektrik, su, ateş ve müstahdemin için de 800 lira ayıralım. Aylık masraf yekûnu 3800 liraya yükselir.
— Yani ayda size 1330 lira bırakıyor demektir.
Muhatabım kazancı fazla göstermemek İÇlıı her ne kadar masrafı kabarık tutmağa çalışma işe de not ettiğim rakamlardan sonra kendisine gösterdiğim aylık 1330 Ura kazanç karşısında;
— Peki amma, dedi, hani kınlan tabak, kırılan bardak, yırtılan çarşaf paraları, hani bina vergisi?.
— O halde bunlar İçin de 330 lirayı atalım Yine 1000 lira kalıyor demektir.
Ayda 1000 lirayı kabul ettikten sonra ona UkraT sordum:
— Şu altı daireli aparkmauuuzuı beher dairesini kiraya verdiğinizi farzetsek kaç liradan verebilirsiniz?
— Altmış liradan...
Diye hlr rakam attı.
— Altı daire 80 liradan ayda 200 lira eder değil ml?
Muhatabım bu sefer de, bir binayı ayrı ayrı ailelere kiraya vermektense onu talebe yurdu haline getirmenin daha kazançlı olduğu neticesinin çıktığını anlamıştı. Hemen İlâve etti,
— Şimdi, dedi, altmış liraya apar-lınıan nerede?
Hatırlatmak lüzumunu duydum
— Fazla kirada da milli korunma mahkemesini unulmiy&hm...
.Güldü ve hesabın neresinden tutsa rakamı hangi taraftan şişirse takbe yurdu açmaktaki kazancın İnkâr edîlemlyeceğinl kabul ederek:
— Evet, dedi, ayda 1000 lira kaz?, iliyorum. Allah bereketini arttırsın’
Bu konuşmayı burada keserek yine yurdlar hakkuıda'kl nizamnameye dönüyorum: Yeni nizamnamede yurd-ların kazanç tarafına temas edUml-yecelrtir. Fakat kazanç tarafına dokunulmuyor diye onların talebeye verdikleri yemekler kontrolsuz, yatak odaları muayeneslz bırakılmiyûcak-tır.
Ccmaleddkı BiLdIk
Demokrasi ve Sosyalizm
YAZAN: PROF. LASKİ Çeviren: Niyazi Berkes Fikir ve siyaset âleminde iki demokrasi telakkisi çarpışıyor Fertçl demokrasi. Sosyalist demokrasi görüşleri, İngiliz iççi partisi icra komitesi Başkanı Laski günün pu en mühim dâvasını aydınlatıyor. Her aydının okuması gereken bir eser. Fişti 100 Kış.
Kitapçılarda arayınız
Zayi — Altıncı daireden aldığım oğlumun asker maaşında kullandığım maaş cüzdanı mührümü altı ay kadar evvel kaybettim. Yenilerini atacağımdan eskisinin hükmü yoktur Asiye Boyacıoğlu
MUKADDES YALAN
Yazan: Leoıı Malicet
■ Tefrika
Çocuğun haykırmasına bile imkân kalmadı. Ormanın kuytu bir yerine geldikleri şu sırada, Verguals, onun boynunu İki eliyle yakalayıverdi. Çıl-dırmışçasın- sıktı, sıktı, boğuneaya kadar sıktı.
— Bu sır böylece ölmeli, ölmeli!
Gözler yerinden uğramış, yüz kıpkırmızı, Berllngot çırpınıp duruyordu. Kurtulmak istiyor, lâkin kabil değil. Verguals'nin parmaktan mengene gibi boğazına yapışmış. Çocuk, kurtulmak için birkaç tekme attı. Fakat o da kâr etmedi. Kara sakallı adam, onu altına aldı. Boğuncaya kadar öy-
1- :s tuttu. Çocuğun kalbinin artık durduğuna kati kanaat getirince, cesedi yanında bulunduğu göle attı. Üstünü başını silkti. Yüzü son derece solgundu. Alnından iri ter damlaları dökülüyordu. Biitün âzası titriyordu.
Tekrar etrafına bakındı. Hayır hiç kJmse onun bu ikinci cinayetin! görmemişti. Bu çocuktan artık kurtuldu-gu«>â ve sırrın da böylece sulara gö-nıt - ■ ”ü“? hiç şüphe yok. Fakat, a-cr-k; -yuh üzerine tekrar çık-
jnıyaçak nu'z
Çeviren: (Vft . Nû)
Noö 36 —-----------——
«— Çıkarsa çıksın. — diye düşündü. — Bu çocuğun, kim bilir no şartlar altında boğulduğuna hükmedecekler. Bu İşi benîm yaptığım kimin aklına gelir? Biriyle kavga etmiştir, derler vcsselâm.»
Sonra kendi kendine acı acı güldü. Bir cürüm ötekin! davet ediyor. İşte kendini masun bir vaziyette sanıyordu. Halbuki bacak kadar oğlan karşısına çıkıp «kaatlistn!» diye ona haykırdı. Onun da kendi kendini müdafaa etmesi icabetti, şayet İcabederse, nefsini kurtarmak İçin daha da savaşacak.
İhtiyata rtayeten yerdeki izleri bU-di. Sonra, çocuğu attığı tarafta, topraklan göle doğru kaydırdı. Böyle» oğlanın bir kazaya kurban gittiği vehmini bile uyandırmak mümkün olurdu. Boğulmanın ne suretle olduğunu uzun uzadıya kim tahkik edecek? Bir dilenci çocuğu göle düşmüş!
XV
Verguals, göl kenarından bir hayli uzaklaşıriış, şehre doğru İlerlemişti kl, ormanın bu taraflarında üç kişi gö-1 tündü. Bunlar, Madam Dandevllle,
luzı, plerre de Precey'di.
Bu birdenbire yaşlanıvermiş, saçları ağarmış, beli bükülmüş kadına bakıp da onun pek kısa zaman evvel, o güzel Madam Dandevlll olduğunu sulamak cidden müşküldü. Bir sene ile İki şene arasındaki bir zaman zarımda sanki yirmi yaş birden İhtiyarlamış, altmışını bulmuştu.
Anle, onun koluna girmişti. Âdeta okşarcasına, muhabbetle yürütüyordu. Annesine bir çocuk muamelesi yapıyordu. Bu geçen bir buçuk İki sene, genç kızın gözlerinde de her halde tel kolay kolay slllnmlyecek otan bir elem ifadesi bırakmıştı. O kadar şakacı, delişmen, eğlence taraflısı olan genç kız, artık gülmek nedir unutmuştu. Yüzünün hatları da hayli sertleşmişti. Ruhî hfıletlnin İcabı koyu elbiseler giyiyordu.
Üç kişilik gurup, Verguaîs’nln demin cinayeti İşledikten sonra heye-canadn yarı baygın bir halde kendini koyuverdiği bahçe kanapeslnln yanına kadar geldi. Günün hayli sıcak olmasına rağmen, gölgelikler yüzünden burası hayli serindi. Genç kız, annesinin dizleri Üzerine bir şal örttü. Plerre, ona:
— Ne kadar şefkatli, tatlı ve sadık ruhlu bir İnsansın 1 — dedi. — Sen yaşta İnsanlarda bu kadar sebat olamaz. Fakat bakıyorum da hastamızın yanından bir an b!l® njrrilrmyoarsun. Zıluıiu de hep onunla meşguL
— Hep onunla deme, zira hep ağabeyimi düşünüyorum.
— Zavallı Anie'ciğim! Seni böyle kederli görünce kalbim parçalanıyor. Bıı felâket, bir gün galip önlenecek sandım. Fakat ne kadar da uzun sürdü! Seni pek üzdü. Çehrende yeni bir ümidin canlanmasını dört gözle bek-llyorum-
Kız, yeisle başını salladı.
Delikanlı: ’
— Kendini biraz harici; âlemle oyala. — dedi. — Bugün ne güzel bir gün oldu. Etrafımıza bakalım; bütün tabiat bayram ediyor.
Bu, hakikaten, senenin en güzel günlerinden biriydi. Kuşlar, böcekler, nebatlar hep birlikte bayram ediyordu. Bütün kalblere, sevişmek arzusu doluyordu. İhtimal M, bu koskoca ormanın içinde, sönük bir halde bulunan yalnız şu üç kişilik guruptu.
Pierre İnildedi:
— Sende hiçbir yen! ruh uyandıra* mıyor muyum? Benim sesimi duymuyor musun? Bütün ruhumla sana doğru geldiğimi işitmiyor musun? Ben seni bilirim, sen bu kadar hissiz olamazsın.
Anle, ona elini uzattı:
— Hissiz olabilir miyim, dostum, bon seni seviyorum. — dedi. — Kendin de bunu biliyorsun. Ben de esasen, hlşlerlml senden gizlemiyorum.' Felâket? uğradığım zamanetanberi seni daha fazla seviyorum. Zira, senin
kalbinin büyüklüğünü ve kara gün dostu olduğunu öğrendim. Bütün hayat boyunca sen güvenilebilir btr dostsun. Ye’se büsbütün gönıiilme-dlmse bu senin sayende oldu. Sen benim sadık, sevgili ve dalma nişanlım olarak kalmak istedin Bu iyiliğini unutabilir miyim? Ağabeyimin ve annemin başına bu İşler açıldıktan sonra, seni de kaybetseydlm. halim ne olurdu? Buna rağmen, senin bana bağlanıp kalman azaboluyor.
Plerre, eliyle susturmak için bir jest yaptı.
Anle. devamla:
— Hayır, itiraza kalkma! Zira, bu müddet zarfında, ben insanların ne olduğunu gayet İyi öğrendim. Hepsi egoist. Bari ben egoistlikten ayrılayım. Sen! beyhude yere kendime bağ-laınıyayım.
— Ben sana ne yapıyorsam fedakârlık diye yapmıyorum. Sana âşığım onun İçin senin yanınadn ayrılmıyorum. İşte mesele bundan ibarettir. Yâlnız şunu öğrenmek İsterim: Acaba biz ne zaman evlenebiliriz
— Biz! ancak Jao.ues birleştirir. O dünyanın en kötü zindanlarında cz?o çekip dururken, ben nasıl evlenir de mesudolurum?
— Eğer ağabeyinin dönmesini beklemek lâzım gelirse onu d» beklerim.
— Teşekkür ederim. Plerre! Fakat
on sene bu. on sen? ' *1 bckllyebi-iirslnf ömrün heba olur. i
— On seneden daha çok kışa bir müddet zarfında hakikî mücrimi keşfedebileceğimi umuyorum.
— Sen de benim gibi ağabeyimin masum olduğuna kanisin, değil ml, Plerre?
— Evet. Hem onun masum olup orada beyhude yere işkence çekmesine yanıyorum, hem de hakiki mücrimin ceza görmeden dclnşmâsina.
Bütün bu sözleri Madam Dande-vllle'in yanında konuşuyorlardı. Kadın. muhaverelere lâkayıt otuury&r-dıı. Fakat bir en. asabileşmiş glM bir hareket yaptı. Genç kız, nişanlısına:
— Artık dönelim, fa^la oturmak istemiyor. galiba? - dedi.
Annesinin şalını dizlerinden alarak katlamak üzere ayağa kalktı. O sırada gözü, gölün üzerinde nazlı nazil yüzen çiçeklere İlişti.
— Ah, ne gtizel çiçekler! - dedi.
Plerre uzandı. Bu çiçekler, Anle'ye neşe verebilecek. Onun dudaklarına bir anlık bir tebessüm getirebilecek. Suyun sathına doğru İyice sarktı.çi-ç eki erden birinin sapım yakaladı. Çekti, birçok sefer çekti. lâkin koparamadı. Eu sefer Anle, asabileşti.
— Kopmuyorsa bırak, rica ederim, kayacaksın. Merak ediyorum.
Fflknt, Plerre. başladığı bir İşte geri '’Cta'-'Ck İstemiyordu. Biitün kuvvetlle sildi.
(Arkası varı
Deniz ticaret filosu
Dünya ticaret filosundan yansından fazlasına sahip olan Amerikanın şimdi bu gemileri nasıl kullanacağı uzun tetkiklere konu teşkil ediyor
1 - İŞ ARIYANLAR
Birleşik Amerika deniz tezgâhlarından birinde dizilen ticaret gemileri
Harb sonu nakliyat meselesi. Birledik Amerika İçin otomobil ve uçak sanayii durumundan çok farklıdır. Otomobil ve uçak sanayinin Heri sürdüğü mesrie. otomobil ve uçak fabrikalarının tahvili ve barış devresi İçin otomobil Istihşnlâtır.ın arttırılmasından İbarettir.
Savaş, Amerikan ticareti bahriye filosunun tutarını 4 kere arttırdığı İçin, Amerika, ticari nakliyat sahasında birinci mevkii İşgal etmektedir. Birleşik Amerika bayrağı altında kaç geminin faaliyette bulunacağı; gemi ve gemi tezgâhlarının ne şekilde İdare edileceği keyfiyeti, başlıca meseleleri teşkil etmektedir.
Kongrmin yeni toplantısı açılır açılmaz. ticareti bahriye ve balıkçılık komitesi hükümet malı Bemi ve gem! tezgâhlarının siyasetile İlgili olan bir lâyiha sunacaktır. Esasen bu lâyiha gcc.ıı yaz hazırlanmıştır. Ancak, muhteviyatı hentiz halka bildirilmiş değildir. Eğer bu lâyiha ahkâmı tatbik edilecek olursa, Birleşik Amerika hükümetinin bugünkü marltim mevkiini ne dereceye kadar idame ettirmek lstiyeceğinl tâyin edecektir. Boy-lec:. goml fazlasının satışı hakkında da bir siyaset baş göstermiş olacaktır
Ticareti bahrljvnin bugünkü lnkl-gafın a, doğrudan doğruya savaş önayak olmuştur. Bu savaşta nazl de-nteal’Jlar ve harble İlgili olan diğer sebepler. Müttefik ticaret gemilerine kar..: korkunç bir tehdit teşkil etmiştir 1938 yılında Birleşik Amerika. Dünya gemi tonajının yüzde 16 sına sahip bulunuyordu ve Birleşik Ame-rlkr.r.m beynelmilel ticaretinin büyük tir kısmı, yabana gemilerle «ıığ’anı-yordu. Savaş bu muvazeneyi ortadan kaldırdı,
raaliyette. Müttefik IstUualâtına esaslı bir mıntaka teşkil eden Birleşik Amerika yeni gemi tezgâhlan kurup. eskilerini de inkişaf ettirdi. İnşa edilen 50,000,000 tonilâto tutanndaki gemi. Müttefiklere savasa devam etmek İmkân uıı sağladı. Japonların tesliminden bir ay evvel yapılan tahminlere göre, bit yılın sonunda Birleşik Amerikanın dünya gemi tonajının yüzde 62 sini bayrağı altında bulunda-ması lâzım geliyordu. Savaşın sona ermesile gemi İnşaatı programında yapılan önemli tensikata rağmen, bu yüzdelikte sadece cüzi bir değişiklik olacaktır.
Harb sonu. Amerikan ticareti bah-riyesl için, hükümetle nakliyat İşlerinde bulunanlar arasında değişik bir durum bahis mevzuu olduğu İçin, nakliyat sanayiinde cüz! bir anlaşma mevcuttur.
G-"çen sene 1 martta Mebusan meclisine verilen bir mesajda, o zamanlar Birleşik Amerikanın Hariciye Nazırı olan Joseph C. Grev, bu mesele hakkında nokta! nazarını şu şekilde açığa vurmuştur:
«Eğer Birleşik Amerika hükümeti, diğer memleketlerin harbden dolayı başzösteren kayıplarından ve harb devresinde kendi ticaret! bahriye t Hoşunun artmasından istifade ederek kendisine hâkim bir nakliyat mevkii vermek arzusunda İse, beynelmilel İktisadi münasebetler ve günden güne artan bir ticaret kurmak yolundaki esarlı siyasetin aksine hareket etmiş olur.»
Diğer taraftan, Harvard üniversitesinin İş İdaresi tarafından Birleşik Amerika Denizcilik komisyonu ve Bahriye Nezareti İçin hazırlanan hususi bir raporda da böyle bir hattı ha-seketin himaye cdllece*1! görülmüştür. 23 temmuz 1945 te neşredilen bu raporda, resmi noktal nazar belirtilmiş olmamakla beraber. Amerikanın hususi ve milli menfaatlerinin korunması bakımından samimi bir alâkanın gösterildiği müşahede edilmiştir, lâkin bu raporda nakliyatın, aynı zamanda diğer devletlerin İyiliği bakamından da önüne geçilmez bir ihtiyaç olduğu belirtilmektedir. Meselâ raporda. Birleşik Amerika bayrağı altında 3,500 ticaret gemisinin faul!y(t gösterdiği veya kontrolü altında bulunduğu belirtilmektedir.
Rapor* göre, bu gemilerden 3.3151-nin savaştan sonra sefere elverişli olabilecek durumda tutulması lâzımdır. Dunlardan 1,325 1, Amerikalılar tarafından İdare edilmelidir. 1,000 1, |
müstacel dtırumlaı İçin İhtiyat olmalıdır. 1,050 gem! de harici faaliyetlere hasredllmelldlr. Bunların haricinde kalan miktarın da artık ihtiyar olarak göz önünde tutulması Deri sürülmektedir. Ağır hasarlara nıaruz kalan gemilerin hurda haline sokulması, değeri olanların da tâmlr edilmesi tavsiye edilmektedir.
Deniz nakliyat Işlerlle uğraşan Amerikalılardan birçokları, gemilerinin büyük bir kısmını kaybeden milletlerle savaştan evvelki duruma nazaran daha faal bir rekabette bulunmak arzusunu göstermişlerdir. Fakat Mr. Grew tarafından açığa vurulan tavru harekete sempati gösteren deniz nakliyatçıları ve gemi İnşaatçıları da vardır.
Luckenteach Steamshlp kumpanyasının reisi, geçen mayıs ayında Mebusan meclisinin Ticareti bahriye komitesine şöyle demiştir:
«Birleşik Amerikanın harb sonu deniz nakliyatı, diğer denizel devletlerin nakliyat Işlerlle rekabete girişmemesi lâzımdır. Karşılıklı İktisatlarının ve milletlerinin İyiliği bakımından bunların Birleşik Amerikadan ziyade kendilerine bel bağlamaları icabetler.»
Amerikan deniz nakliyatının yabancılara geçmesine karşı cüzi bir muhalefet mevcuttur.
Birleşik Amerika devletlerinin deniz nakliyatı için, bir konferans yapacakları bahis mevzuu olmuştu. Lâkin, bu hususta kati bir netice elde edilememiştir. Birleşik Amerika Kongresi bir karar verlnclye kadar. Amerikan siyaseti münkaşa safhasında olacaktır. Diğer taraftan, teknik inkişaftan harb sonu gemiciliğinin ne dereceye kadar faydalanacağı da henüz malûm değildir. Otomobil ve uçak sanayiinin aksine olarak gemi plânları, umumiyet itlbarlle elde mevcut olan gemileri sulh devresine elverişli olabilecek bir şekilde İhya etmek gayesine hedef teşkil etmektedir Bu da. sürat bakımından esaslı bir değişiklik ve yolculara konforlu bir seyahat sağlamaktan İbarettir. Amerikan denizyolları için yüksek sürati! gemiler İnşa etmek bakımından plânlar hasırlanmakla beraber, henüz böyle bir geminin inşa edilip edllmiyeceğl hakkında kati bir sejr yoktur.
Radar’ın deniz seyrüseferin! hem daha kolay ve hem de daha kati bir devreye sokacağına şüphe edilemez. Harb sonu dünyasının evi İçin tasarlanan ve vadedlien bütün yeniliklerin gemilerde de tatbik edilebileceği İmkân dahilindedir.
Tarihten sahifeler
(Raştarafı 6 inci sayfada!
nuzda hizmet ettim Bir kulunuz dahi varıp ben kadar hizmet etsin!
Büzlerini hiç çekinmlyerek, kork-mıyarak sarfettl. Sultan İbrahimdç gazap arttı:
— Ne yabana söyleri Sana (var, gltl) dedim. Yoksa seni katlederim!
Evveldenberi İltifat ve nüvazlşe alışmış olan mukbll devletlû hasutların nifakından kalb! kırık, padişahın azarından müteessir olarak;
— Çimdi vakti değildirI Kürekçilerimiz yok; kürekçlsiz gem! yürümesi Diye sert bir cevap verince sultan İbrahim:
— Mel’unl Bana deniz işlerini mİ öğreteceksin?
Diyerek Bostancıbaşı Haşan ağaya:
— Kaldırın şıınul Emrin! verdi.
Yusuf paşa yine dillrane:
— Hemen öldür! Ne durursun?
Diyerek Bostancıbaşı 11e çıktı. Sultan İbrahim derhnl paşanın idamını ferman etti. Bundan müteessir olan sadrâzam Salih paşa padişahın ayaklarına kapanarak Yusuf paşanın affını rica etti. Bostancıbaşı da kuşhaneye götürdüğü Yusuf paşayı hemen ö’dilrmedl. Birkaç defa adamlar gitti, geldi. Bizzat Yusuf paşa sultanının hatırına hayatî bağışlanarak eyaletlerden birisine gönderilmem! hakkında yazdığı iştlrhamnamey! başını koltuğuna alan Bostancıbaşı ile padişaha takdim etti.
| Hiç bir teşebbüsün tesiri olmadı
İNOtLİZCE, FRANSIZCA — İki lisandan Türkçcye, Tûrkçeden iki lisana tercümeye muktedir tecrübeli muhabere memuru, muharip, daktilo vazife aramaktadır. Akşam gazetesi Mütercim. 28 — ı
TECRÜBELİ VE MÜTEHASSIS BİR MUHASİP — Muayyen saatlerde veya daimi her hangi bir ticarethane ve müsssesenin, bilhassa İnşaat müteahhitlerinin defterlerin! en cüzi bir fl-atle usulü muzaaf üzerine tutar. Kefalet verebilir. Arnavutköy Mumhane sokak No. 22. Telefon: 39-249. 44 — 2
MÜREBBİYE ARIYANLARA -Fransızca şivesi mükemmel olan bir bayan, ciddî btr aile nezdinde 4-8 yaşlarında bir çocuğa bakmak üzere mürebbiyelik arıyor. Taliplerin (Mü-rebblye) rumuzu İle tst. 17G Posta kutusuna yazlıması. 36 — 2
LİSE MEZUNUYUM - Hususî yahut resmi dairelerde iş arıyorum İsteklilerin Akşam da S. S. rümuzunn mektupla müracaatları. 50—1
ARIYANLAR
ARTİST ARANIYOR — Bıırhaıut-tin Tepsi İstiyor. Genç bayanlara İhtiyaç vardır. Acele Tel: S144Ö « -
ECZACI KALFASI ARANIYOR -Pratiği kuvvetli sanata vakıf bir kalfanın Bahçekapıdu Salih Neclti eczanesine müracaatı. 19 - 1
TEMİZLİK YAPACAK KADIN ARANIYOR — BabIâli civarında bir matbaam temizliğini yapacak bir kadın aranıyor. «Akşam» Hân memuruna müracaat. 20 — 8
FRANSIZCA İYİ BİLEN — Bir Türk bayanına İhtiyaç vardır. Muvakkat bir iş İçin ve öğleden sonraları ça ı-şacnktır. Her gün 12-18 ara-ı Arif Bolat Kitabevlne müracaatları. 1 33 —
SATILIK EŞYA SATILIK SOBA — Belçika lüks demir emaye sobası, tekmil daire, ev. ısınmağa kuvvetli, satılıktır. Büyük-adada, Nizam caddesinde Şair Celâl arka sokak No. 4 müracaat. 5 — 1
TEMİZ KULLANILMIŞ — Kruvaze iyi bir piyano arıyorum. Markasını, flatlnl ve adresi; Göztepe Rıfatpaşa çayırı Nq. 23 de bay İzzet Süzere yazmalar: reca olunur. 38 — 2
SATILIK NİVFLMAN ÂLETİ — Egolt tip! sehpalı hâlen iyi vaziyette, bu cumg günü 13,30 da Sandal Bedesteninde satılıktır, 35
MARANGOZLAR İÇİN — Ufak çapta şerit tezgâhı satılıktın E'ma-dağ bakkal Dimoya müracaat. 21 — 1
18 İLA 22 BEYGİRLİK — Yen! veya az kullanılmış deniz motörfinü satmak İstiyenler İst. Fincancılar Yusufyan han ŞerefetlJn Alpay'a 22528 No. ya telefon rtsln- 17 - 2
— Kiralık — Satılık
SATILIK EV — Halicioğlu Kapi-kâhya sokağında fevkalâde manzaralı, 5 oda. 2 mutfak. 2 helâ, büyük bahçe, kuyu, sarnıcı oİRn 2 numaralı ev 3500 liraya satılıktır. Taliplerin görüşmek için Şehrcminlnde Millet caddesi 299 numarada tütüncü Hilmi Oker'e müracaatları. 23-2
ERENKÖYÜNDE — Elhemetendl caddesinde miıfrez beş parça arsa ve köşk. Ferdi Selek Türk Emlâk. Galata Ömerabit han 23/2 tflefon: 42398 9 -
400 BİN LİRAYA — İzmlrde denize ve trene çok yakın 2178 metre kare tamamlle kârgir muazzam satılık depo. Ferdi Se’efc Türk Emlâk Galata Ömerabit han 23/2 Telefon: 4(168 16 -
SATILIK KÖŞK VE ARSALAR -Göztepede Bağdat caddesi tramvay yolu Üzerinde iki kat İki daire altışar oda tamamen beton vc aynı yerde 1400 er metre parselli arsalar, loptan ve ayrı ayrı satılıktır. Tel: 41571 ıs i -

YENİKÖYDE — 15 bin liraya iki cv, Yeniköyde 200 bin liraya 120 dönüm mükemmel çlfllk arsası. Ferdi Selek Tiirk Emlâk. Galata Ömerabit han 23/2 telefon: 42363 10 -
BEYOĞLUNDA TOZKOPARANDA — 80 ve 50 bin liraya iki apartl-man. Nişantaşında 250 bin «1raya emsali görülmemiş mükemmel villâ. Ferdi Selek Türk Emlâk. Galata Ömer Ablt han 23/2 Tflefon 42368 11
BALTALİMANI ÜZERİNDE - 4 ve 10 dönüm arsa 3000 liraya. Kadıköy'ünde Bahariye tarafında 35 bin liraya 8 odah 32 bin liraya büyük ve sekiz odah kagir mükemmel ve manzaralı evler. F^rd! Selek Türk Emlâk ömerabit han 23'2 Telefon 42368 __________________________13
BUYÜKDEREDE — 55 bin liraya mükemmel yalı 15 odalı. Heybellada-da 20 dönüm 15 odalı mükemmel köşk ve müteaddit miıfrez arsalar. Ferdi Selek Türk Emlâk Galata Ömer Abit han 23'2 Ttic-fon 42368 8
KİRALIK VİLLÂ — Zengin mobll-yeslyle Bcşlktojta Serencebeyde bütün konforu haiz kaloriferli parke beş odalı salonlu villâ acele kiralıktır. Galata. Yolcu salonu karşısında Altıncı Vakıf handa 33 - 34 No. da Bfngü İnşaat şirketine müracaat.
_______________________39 — 2
KÜÇÜK EVLER — Üç oda, banyo ve mutfaktan ibaret Amerikan tip evlerin yirmi günde İnşaatı 5000 liraya teslim Galata, Yolcu salonu civarında Altıncı Vakıf han 33 - 34 Bc-ngii Küçük Evler Yapı şirketi. _________________________40 —2
ACIBADEMDE — 5000 liraya küçük evler İnşaatına başlanıyor. Deniz? tamamen hâkim metrekaresi iki liraya arsalar. Galata, Altıncı Vakıf han No. 33 - 34. Bengü Küçük Evler İnşaat şirketi. 41 — 2
BEYOĞLU — Kalycncukulluğu caddesinde Bozcaada içkili lokantası üstünde üç odaslle İşler vaziyette devren satılıktır. Sirkeci emekli subay emanet evine, 43 —
SATILIK GAZİNO — Ankar3da İşler yerde 400 kişilik bir açık gazino devredilecektir. Şerait hususunda Suriye Pasajı 2 ne! kât 7. AH Rıza Karay. 37 — 2
İSTANBUL — Balıkpazarmda gayet İşlek her işe elverişli bir dükkân devren satılıktır. AJmak istiyenler İstanbul posta kutusu 145 adresine mektupla yazsmtar. 48 — 1
BİR SENELİĞİ PEŞİN — Verilmek üzere çocuksuz bir aile İçin 3-4 odah bir daire aranıyor. Galata posta kutusu 1137 yazıl mas.
48 — 2
Sultan İbrahim İdam emrini tekit ve tekrar etti Kapıcılar kâhyası İle bostancılar Yusuf paşayı bnğdularl (21 ocak 1648 - 4 zilhicce 10551.
Sultan îbrahlmln meşrebinde te-levvün galipti. Çok defa iltifatını gazap, gazabını iltifat taklbedcrdl. Yusuf paşayı boğdurduktan sonra pişman olarak nişin: huzuruna getirtil.
— Ne güzel kırmızı elma gibi yanakları var imiş! Yazık oldu kİ, kıydım!
Diye teessüflerle birçok ağladı! Se-bebolanlara da beddualar ettil
Yıısuf paşanın Hanyadan getirip sakladığı söylenilen altın direkler İdamından sonra arandı; bulunamadı! Amma sultan İbrahim müfterilere bir şey yapmadı!
Siilöyman Kûni iri em
27000 LİRAYA SATILIK ApAR-TIMAN — Şişlide Âbide! Hürriyet caddesi dört kat dört daireli 3 ve dörder oda birer holiu bahçeli dört odalı daireden biri boş teslim Tel 41571 Beyoğlu İstiklâl caddesi 98 kat 1 Atlantik blrahaneri karşısında.
lö — 1
35900 LİRAYA SATILIK APAKTI MAN — Bomontl Bulgar çarşısısında beş kat beş daireli betonarme tnşaatlı fevkalâde nezareti! Tel: 41571 Beyoğlu İstiklâl caddesi 98 kat 1 Atlantik rahançsl karşısında. 18 — 1
27000 LİRAYA SATILIK APART1-MAN - Tarlabaşında vedl ketli altı daire ve iki dükkanlı beşer odalı betonarme İnsaatii. Tel: 41571 Beyoğlu İstiklâl caddesi 98 kat 1 Atlantik bl-rahes! karşısında. 18 — 1
25000 LİRAYA SATILIK FV — Lâlelide üç kat 9 odalı tamamen beton boş teslim Tel. 41571 Beyoğlu İstiklâl caddesi 98 kat 1 Atlantik birahanesi karşısında 14 — 1
4000 LİRA — Göztepe tren hattına 100 m nvs'-fedc istasyona 2 dakika 28 M yüz. 920 M. mesaha ilk o :ul karşısında. Kadıköy Yeld eğirmen i Akif Bey sokağı Valprcdo apartmr. n No. 2 - 11 Telefon 67057. 9?,8 - 1
AZİMET D0LAYISİLE HAVA PARASIZ DEVREN SATILIK ATELYE— Mahmulpaşa Yeşlldtrck Bakkal sokak Kalmazlı han 21/22 numaralarda bobin sarma maha'll satılıktır Taliplerin saat İkiden dörde kadar müracaatları./ 959 — 9
SATILIK APARTMAN - Nişanlarla yirmi bir metre cepheli daireleri alü ve yedlştr odalı on İki daireli nezaretli mükemmel betonarme aparmanın yarısı satılıktır Bir dairesi boş verilecek tavassut kabul edilmez müracaat telefon 40455
960 - 4
ŞİŞLİDE — Bir dönüm bahçeli kalo rlferli fevklâde müzeyyen bir villâ, Mecidiye köyünde 70 bin, 60 bin. 45 bin liraya villâlar. Galata Ömerabit han 23/2 Ferdi Belek Türk Emlâk T-tefon 42368___________________— 12-1
LÂLELİDE SATILIK BOŞ TESLİM EV — Tramvay durağına (11 dakika 6 oda. 2 mutfak, 3 helâ. kuyu, sarnıç, elktr|k, 2 bölük. Taşraya gideceğinden satılıktır Lâleli Nhancn mahallesi Havuzlu Hamam sokak 6 Akşamlan (6> ten sonra müracaat.
1U —
Ranıbert balesi Les sylphides eserini temsil ediyorla
Mevhur Diaghllev bundan 40 sene evvel, Rus dansörlerinden mürekkep olan bale heyetini Paris ve Londrnya getirdiği zaman. Batı Avrupa sanatından da İlhamlar alarak yenilikler yapmıştı. Her ne kadar balenin üç asırlık bir mazisi varsa da, 10 uncu yüzyılın ortalarına doğru bir müddet rağbetten düşmeğe başlamıştı. Bu yüzyılın başlarında yalnız Rusyada bulunan bazı kuvvetli şahsiyetlerin enerjik çalışmaları sayesinde, bu sanat yeniden hayat bulmuştur.
Bale biitün Avrupada ayni zeval devrini geçirdiği İçin, İngilceredekl balenin daha iyi veya daha fena şartlar içinde olduğu söylenemez. Bununla beraber hiç bLr yerde Diaghl-lev’ln başarısı derecesinde bir muvaffakiyete rastlanmadığı muhakkaktır. Bu İşe emek verdiği 20 sene zarfında, baleyi Batı güzel sanatlarının en üstün mertebesine kadar yükseltmiş'İr. Kendisi öldükten sonra bu İşin devam edebilmesi İçin onun kadar bu İşe bağlı ve fazla menfaat düşünmeden çalışacak İnsanlar lâzımdı. İngUtere-de bu güç vazifeyi, vakitle Diaghllev balesinde çalışmış olan İki kadın deruhte etmişlerdir. Bunlar bir PolonyalI olan Marle Rambert İle bir İrlandalI olan Nlnette de Valols'dlr. Her İkisi de Rus balelerinde yetişmişlerdir. İngilterenln İlk dansörlerinden bazıları da Londrada yerleşmiş bir Rus olan Madam Astafieva tarafından İdare edilen okuldan mezun olmuşlardır.
Ranıbert ve de Valols, İngiliz balesinin bugünkü değerini bulması hususunda ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır.
Bu İki kadın 15 sene İçinde İngiliz balesinde bir sistem kurmuşlardır. Teknik stili muhafaza etmekle beraber ■•aa İngiliz ruhunun bazı İfadelerini katmağı da ihmal etmemişlerdir.
Rambert balesi, herhangi bir eserin meydana getirilmesi hususunda, modern bale ideolojisi bakımından husus! bir ehemmiyeti haizdir. Bu bale, Rus tipi baleden, oda müziğinden. büyük orkestra kompozisyonlarından tamamen ayrı bir ahenkle tertlbedllmektedlr. Umumiyetle daha az şiddetli bir müzikle tatbik edilmekte ve hareketin bu suretle daha fazla mânalı bir İfade taşıması mümkün olmaktadır. Bu sistemin ne derece muvaffak olduğunu anlatmak İçin, Sadler’s Wells b31esl glb! daha, büyük kumpanyalara angaje edilen bütün bale üstatlarının hepsinin Rambert bale okulundan mezun Olduklarım söylemek kâfidir. Meselâ Fredrlch Ashton gibi yaratıcı bir stile malik olan h|r bale üstadı buradan yetişmiştir. Kendisi, bale grupları Amerlkada büyük rağbet gören iki İngiliz bale sanatkârından biridir.
titiz kritfkçiierin ve arkadaşlarının takdirlerini toplamaktadır. Tudor'u alkışlıyajılar. Marle Rambertin, Di-aghijev'ln bile İftihar edeceği bir hale üstadı yetiştirmiş olduğunda müşterektirler.
tngllteredekl bale şekli, çok fazla olmamakla beraber halen Jooss Balesinin tesiri altındadır. Bu şekil, ananevi ve klâsik bale okulunun dışında, müstakil olarak vücuda gelmiştir. Bunun diğer balelerden üstün, olpn tarafı, harekâta Çerdlğl stildir. Bu suretle dansta dramatik unsurların ehemmiyeti çok bariz bir şekilde göze çarpm-’J.tadır. Jooss balesi 11 s en ed enberi İngilterede faaliyetlerine devam etmekte olup, kendine has bir hava yaratmıştır.
tnglllzler ananevi olarak edebiyat seven İnsanlardır. Bu sebepten İngll-ter.de fsözlü bale) ye karşı büyük bir temayül vardır. Harb seneleri zarfında bale Brltaııyada en çok sevilen bir temaşa vasıtası olmuştur. Gerek Nlnette de Valols, gerekse Sadler’s W? Us kumpanyası, halkın bu temaşa zevkini hakklyle temin için çok çabş-miş’rr ve memlekette (İngiliz Millî Bale Heyeti) nln kuruluşunda âmil olmuşlardır.
Harb seneleri zarfr’.da Sadtir’s Wel!s kumpanyasının baş dansörü olan Robert HeP'm-m'ın yarattığı «Hamlet» ve «Cornuşa İngiliz balesindeki ir.!’ r'....• •alî mii ’e-
rldlr. Artist, «l-lamlet» de müzik l’e dramatik tesirleri birbiri İle çok iyi mezcederek bir şaheser yaratm r. «Comus» İse b-------— hlr şiir olup,
bugüne kadar görülen bütün İngiliz balelerinin en zarifidir.
Balede dans ve müzik kadar kostüm ve dekorların da rolü vardır. Sophle Fedoz'-ritch ve Nodla Benois gibi bu İşte İhtisas sahibi olan Rus aare ’-ârlan. tiıglllz sahneler! !cln gör. kamaş rr • mükemmel kr-tijm ve dekorlar hazırlamışlardır.
İn*’’”’- calesi ancak son zamanı.- da hariç! temaslar yapma’a başlamıştır. Rambert balesi 1937 de Fransada bir turneye çıkmış, Sadler’s Wells balesi İse 1"40 da Holandaya gitmivtir. Bu bale grupu 1945 dc şimal] Fr?-. a ve Belçlkada sivil halk? ve askerlere bir’ ■ tem"’" ~ ‘--ir, Tudcr’un
bulunduğu R?1' T”->"=w ve Amerikan Balesi 1941 de I’-kslka, Vene-zü./a. Kolomb5"- r-—Arfn "tin ve Şill’de bir turneye çıkmış, JooS balesi İse hemen hemen bütün Av-rupayı dolaşmış gibidir.
Bunların haricinde Bakanlı-
ğına merbut olup, 1949 da teşekkül eden btr heyet vardır İd, bunun vazifesi amatörler arasında müzik ve güzel sanatlarda İstidat sahibi olanları teşci ve himaye etmektir. Binle: .. amatör, üye oldukları (C. E M. A.) kulüplerinde bu İst Hatla rina göre yetiştirilmektedirler. Bu amalar gruplar, harb zamanında memleketin

Amerlkada büyük rağbet gören diğer bale üstadı da Antony Tudor'dur. Kendisi Londralıdır ve Madam Ram-bertln talebeliğini yapmış, 1932 - 38 temaşa zevkini tatmin, harb hlzmet-seneleri zarfında kendi kumpanyası lerinde çalışanları dinlendirmek hu-olan London Ballet İle Rambert ba- susunda çok faydalı İşler görmüşler-Jesl için birçok eserler hazırlamış ve dlr. İçlerinden bir çokları as.-:cr! meydana koymuştur. 1940 senesinden kamptan bile dolaşarak yararlı ol-berl Amerlkada bale tiyatrosunda en mağa Rnwr"b '.‘“•'-'erdir. -
SATILIK ARSA — Nişantaşı Güzel Bahçe Sait Paşa sokak ömür apartmanı yanında 312.50 metre murabbaı arsa çift apartman yaptırmağa müsait ehven flatie satılıktır Telefon 43945__________________29 - S
AKSARAY — Ordu caddesinde önünden tramvay geçer mügtertsl bol İşlek 328 No. 11 bakkal dükkânı sahibinin taşraya gideceğinden boş ve yahut içindeki mallsvlyle acele devre-diKrektlr. Arzu edenlerin İçindeki eahlblne müracaat edilmesi.
22 —
KÂRLI İMALÂTHANE İŞİ İÇİN — 7 bin liralık bir ortak aranıyor. Tafsilât için müracaat: Armaultı. Lâza-rl Papazoğlu haıı No. 29 42
YÜKSEK MÜHENDİS MEKTEBİ — Son sınıf talebesi, ilse ve ortaokul talebesin! matematik ve firiktin İmtihanlara hazırlar. İlk ders parasızdır. R S. rlimuzuna. 3? — 2
-MÜTEFERRİK
BÎR GÜMRÜK KOMİSYONCUSU— Şerik arıyor. Gazetemizde «R M. K» İmzasına mektupla müracaat.
27 — 1
YÜKSEK MEKTEP TALEBESİ — Eh\en flatie orta ve İha ta'ebebrlne matematik, firik. Itimya, Ftans:zca dersler! verir; olgun'uga hozıriar Akşamda F- U. ya müracaat.
_ '_______________34 - 3
BİR BAYAN — İngilizce Ve Fran-sızcayı ona dili gibi az zamanda ko-nu-mak ve yazmak htiyen erin evlerine gtder. Akgam’da A F l.
47 — 5’,
EK T UfLAK İN İZ» A İOI KtMZ
Gazttemiz idarehaneni aore.-oiarak göstermiş olon sarilerimizden
t.H — tş BU — Çocuk sever —
F.İ.N — V/.W — İngilizce —
Kartal
namlarına geıen ıııcKi.ı.'-:-rı ma-rehanemlrden aidırsna;arı nc» olunur.

BaA1BrrB DÖKTÜR
Feth’ Erden I
LABORATUVARI I
Kan, idrat. balgam, tnevııd > B gaita tahlilleri vd ıidrar aantu- ■ sile aebetivi» ü* oıinıcrirdr-1-» I kati teşhisi) yapılır
Beyoğlu laksıme (!derk.- B Meşelik snk’-öı Ferah apartı B mmu l'd 4053-1 S
---------------- ' '
Eulüfe 8
A 89 A M
31 Kasım 1945
BOŞ APARTIMAN DAİRESİ
Ankara, Yenişehir de And aportımarunda her türlü konforu havi I 8 odalık bir daire, tstanbulda ayni evsafta bir apartıman dairesi l'e I mübadele -dilmek isteniyor isteklilerin Sirkeci Mühürdar Zade han | No. 28 « müracaatları. Tel: 2240i.
» .AYLIK ■ >
ANSİKLOPEDİ
İ________I
fi İr gün s«16c«jk ki bir hap m-mfckla bir övün yemek, yemiş gibi gıdamızı alacağız- Fakat bu keşfin tamamlanman İçin daha, zaman lâ-fimrtır
Halbuki, bilgi gıdamız bakımından bu kolaylık bulunmuştur. Yurdumuzun prof«aör, doktor, mtth«ndia T« diğer bilginlerinin sizin İçin hazırladığı bir mükemmel komprime; herkesin eski va yeni olaylarla İlimler hakkındaU öğrenmek ihtiyacını zahmetsiz bir şekilde gidermektedir.
Aynı zamanda, çocuklarınız İçin mükemmel bir yardımcı ders kitabı da olan «Aylık Ansiklopedi» nln 18 İnci sayısı itinalı bir şekilde ve yüzo yakın resimle süslü olarak çıkmıştır.
Birinci didinin en İyi bayram hs-dlyeri olduğunu unutmayınız.
Sene Gençleştim
Bayan J. J. yanyor t "* Yegl- a no cild gıdası olan Tokalın 9 m İtrini yalnıı lkl hafta Kullan- ■ diktan aonra bir çök yaş genç-H leştiğl «ondertoe hay-1
etto ■’enbe renkteki I
I Tokalon kreminde meşhur bir elidi mûtehaaaıaı Urafmdao keşfedileni hayret verici gençlik untu'ü "8i-1 otel" vardır. Buno yatmazdan I evvel kullanınız. Sabahtır» d* I ■ (Yapııa) bey*a renkteki Toka- W Blon kremini a0rQn0x. Bu aaycdeH f yeni vo şayanı hayret gûıeilikleH I bir ton temin edeceğinizi garanti] ' edilir, akai takdirde oaraAıl olunur.
Türkiye Demir ve Çelik fabrikaları müessesesi müdürlüğünden
Müşterilerimizin siparişlerini tahmil için Müessesemlze gönderdikleri kapların teklif mektuplarımızda da kayıtlı olduğu gibi sağlam, markalı, temiz, damacana İse muntazam ambalajlı olması, hangi vasıta ile gönderildiği ve Müessesemte namına Ülkü istasyonuna sevkedlldlğl zaman İrsaliyle tarih ve numarasının Iş'an şarttır.
Aksi halde, istasyona gelen kaplann kime alt olduğu anlaşılamazsa, D, D. Yollarınca mevzuatına göre icabının ifasına terkolunacağı İlân olunur, 15250
(Tamirat Eksiltme ilânı)
İstanbul Defterdarlığından:
Kesif bedel Teminatı Dosya No. Lira Lira
M2Û2-245 35000 2625 İl Hükümet binası bahçesindeki Ca-
vat pasa kütüphanesinde yaptırılacak onarma İşi.
Yukarıda yazılı binanın onarma İşi kapalı zarf usullle eksiltmeye konulu' İtştırr. Eksiltme 10/12/045 pazartesi saat 15,30 da Milli Emlak Müdürlüğündeki komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarlfatı dairesinde hazırlanmış teklif mektuplarlle bu İşe benzer en az bir teahhütte (20000) liralık İş yapaklarına dair İdarelerinden almış oldukları belgelere dayanarak İstanbul İlin’ başvurup eksiltme gününden (Araverme günleri hariç) üç gün evvel alınmış yeterlik ve 945 yılı Ticaret Odası vesikalarını havi kapalı zarflarını eksiltme günü saat 14,30 a kadar Milli Emlak Müdürlüğündeki komisyona vermeleri.
Keşif, şartname ve sair evrakını görmek İçin de her gün sözü geçen Müdürlüğe baçvurmaları. • 15335»
DÜŞÜNMEYİNİZ!
istediğinizi
AKSAM
Küçük İlanları ile size kolayca temin eder.
ÖKSÜRÜK
V6
BRONŞİTE KARŞI
B ü T ü N
ECZANELERDE
HAVANA
APERİTİF, KOKTEYL SALONU Pek yakında açılıyor
Kışı, size neşe İle geçirtecek yegâne eğlence yeri. Ucuz flat, temiz servis, nede İçkiler.
Beyoğlu Bursa sokak.
Satılık Frak
İtina ile dikilmiş ve bir defa giyilmiştir.
Şişli, Samanyolu sokak 25 No. da evvel gösterilir.
BOZKURT EMLAK
Büroda çalışacak orta tahsilli bir bayan arıyor. Taksim Ab-düîhak Ham İt caddesi No. 23.
Yüksek ticaret mektebi ve iktisat fakültesi mezunu memur alınacaktır Emlâk ve Eytam Bankasından:
Askerliğini yapmış ve henüz hiç bir yerde vazife kabul etmemiş bulunan yüksek ticaret mektebi veya İktisat fakültesi mezunlarından bankamıza memur alınacaktır.
İsteklilerin İstanbul şubemiz kontrol servisine müracaat etmelerini bildiririz. (15103)
Emniyet Genel Müdürlüğünden:
Genel müdürlük teşkilatında mevcut manyetolu telefonlar İçin satın alınacak (50.000) metre çelik kablo tel 11e Eriksem marka (20) fişli (B) adet manyatolu telefon santralı 29. 11. 945 perşembe günü saat İS de kapadı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
Muhammen bedeli (13200) lira olan santral ve tellerin şartnamesini görmek lstiyenlerln genel müdürlük a atın alma komisyonuna müracaatları, İsteklilerin İlk teminat olarak 1215 liralık makbuz veya banka, mektubu ve 2400 sayılı kanunda yazılı belgeleri muhtevi teklif mektuplarını tayin edilen günde saat 14 de kadar komisyona vermeleri. (14.706)
Halk Umumi Nakliyat Türk Anonim Şirketinden
şirketimizin HALK SİGORTA TÜRK ANONİM ŞİRKETİ 11* hiç bir maddi ve manevi alâkası bulunmadığını, görülen lüzum üzerine sayın müşterilerimize bildiririz. 8«™»BWBRBnBE2B
Ofisimizden yağ alan bakkallara
Ticaret Ofisi Umum Müdürlü gündem
1 — Varil vş tenekelerin boşalır boşalmaz geri verilmesi,
3 — Eylül ve ekim aylan İçin verilmiş olan yağların hesaplarının tezeldeu kesilmesi ehemmiyetle rica olunur. (15338)
İstanbul üniversitesi Konferansları
REKTÖRLÜKTEN]
üniversite serbest konferanslarından birincisi 27. XI. 1945 »alı günlü saat 18 de konferans salonunda profesör F. Arndt tarafından verilecektir, Konferansın konusu «Çekirdek energisl ve atomik bomba» dır. Konferans salonu herkese açıktır. (15327)
L" Marangozlara Müjde... “"i
Avrupa malı ve orijinal ambalajlı |
80 I ıK ŞERİT TESTERE MAKİNESİ
■■öfl Satılıktır, Eminönü meydanı No, 22, Tel: 22400
Çocuk hekimi doktoı
Ahmed Akkoyunlu
Taksim * Talimhane palas. Telefon: 82627
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Göriir
Hastalarını pazardan başka her gün saat 15 ten 18 • kadar kabul eder.
Cağaloğlu Nuruosmanlye caddesi Osman ş-rtafeddln Aprt. No. 5
l


Dr. A. Asım Onur ■
Ortaköy Şifa Yurdu Şehir gürültüsünden uzak bir
yerde büyük bir parkın içinde ve çamların ortasında fevkalâde güzel manzaralı, çok temiz .u iyi bakımlı, kadın, erkek her türlü hastalara açık hususi hastane. Sinirlerini ve yorgunluğunu dinlendirmek ve neka-hat devrini geçirmek istiyen, leîe mahsus yegâne müessese-Telefon: 84421
Linyit kömürleri
Serbest satış
Yüksek kalori, tozsuz büyük parçalar halinde teslim edilir.
HER YERE GÖNDERİLİR MÜRACAAT: Her gün: 10 — 12 — 14 — 17 ye kadar GALATA: 8. ncı Vakıf Han NO. 15. Telf: 40874
Tekel U. Müdürlüğü ilânları
]
Muhammen bedel _______________________________________Lir» Kr. ________________________
Torna tezgâhı 2 19700 00 ~1477 50 ÎT~
Takım bileme tezgâhı 1 5424 00 408 80 11.30
1 — Yukarıda yazılı malzeme kapalı zarf usullyle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedel ve geçici Uminatları hizalarında gösterilmiştir,
3 — Eksiltme 11/12/945 sah günü hizalarında gösterilen saatlerde Ka-bataşta Genel müdürlük Levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartlaşma her gün adı geçen şubeden alınabilir. Ankara, İzmir Baş müdürlüklerinde görülebilir.
B — Eksiltmeye gireceklerin mühürlü fiyat teklif mektuplarını, kanuni vesaikle güvenme parası makbuzu veya banka teminat mektubunu İhtiva edecek olan kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar mezkûr komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri l’ûn olunur.
8 — Postada vukua gelecek gecikmeler kabul olunmaz.

1 — Bir adet römorkör kapalı zarf usullyle «atın alınacaktır.
2 — Muhammen bedel 28,000 Ura olup geçici teminatı 1875 Uradır.
3 — Eksiltme 14. 12. 948 cuma günü saat 11 de Knbataşta genel müdürlük levazım şubesindeki alıra komisyonunda yapılacaktır.
4 — Eksiltmeye girebilmek İçin taliplerin satmak İstedikleri römorkörlerini 7. 12. 945 cuma günü CibaUde nakliyat şubesinde toplanacak olan fen heyetine muayene ettirerek eksiltmeye girebileceklerin# dair ve sika almaları için mezkûr tarihten evvel genel müdürlük levazım şubesine müracaat İle römorkörlerini kaydettirmeleri lâzımdır,
3 — Şartlaşma her gün adı geçen şubeden alınabilir. İzmir ve Ankara başmüdürlüklerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin mühürlü flat teklif mektuplarını kanunî vesaikle güvenme parası makbuzu veya banka teminat mektubunu İhtiva edecek olan kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar mezkûr komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri ilân olunur.
1 — Postada vukua gelecek gecikmeler kabul olunma*. (15359)
Satın alınacak malzeme
Mlklan Adet
Geçici teminat Eksiltme
Hra Kr. saati
(15861)
TALEBE ALINACAK Maden tetkik ve arama enstitüsü genel müdürlüğünden:
Zonguldak Maden Başçavuş okulunun aralık 1945 yılında bavlıyacak devresi için seçme sınavı ile yatılı ve parasız talebe alınacaktır.
MIHI Eğitim Bakanlığınca İkinci derecede Orta İhtisas okulu olarak kabul edilen bu Teknik okulun, birinci senesi pratik, diğer Lkl senesinin biri pratik, diğeri teorik olmak üzere İkişer sömestlre ayrilmış Oç senelik öğrenim süresi vardır.
Aşağıda yazılı maddelere uygun belge verebilen İsteklilerin en geç 27. 11.1915 akşamına kadar dil ekçelerile Zonguldak Maden Teknisyen mektebi müdürlüğüne başvurmaları gereklidir.
1 — Türk olmak.
2 — Doğruluk kâğıdı göstermek (1944 - 1945 ders yılı mezunlarından bu belge aranmaz.)
3 — Bulaşıcı hastalığı olmamak, sağlık durumu maden ocaklarında pratik çalışmağa uygun bulunmak (sağlık muayenesi Zonguldakta yapılacaktır) .
4 — İlkokulu bitirme diploma veya belgesi göstermek,
5 — 18 yasma girmiş ve 25 yaşım geçmemiş bulunmak,
6 — Nüfus cüzdanı ve 12 adet vesika fotorratı vermek,
istekliler 28.11.945 te Zonguldak Maden Teknisyen Mektebinde İlkokul derslerinden yazılı sınava girecekler ve kazananlar sağlık muayenesinden sonra pratik stajlarına başlamak üzere ocaklara dağıtılacaklardır. 15281)
Amerikan nakliyat Komutanlığına. Türkçe, İngilizce ve Fransızca ayni zamanda daktilografi bLlen İki genç malûmatlı bayan alınacaktır.
Görüşmek üzere salı ve çarşamba günleri saat 9-10 arasında İstiklal caddesinde 134 No. lu Amerikan haberler bürosunda A. T. O. ye bizzat müracaatları rica olunur.
Devlet Orman işletmesi
İzmit Müdürlüğünden
: Kesim, nakil,İstif işi


Yapılacak İş
Mahal ve mevkii : Çayırköy bölgesi Mustafa Gabeş ormanı Miktar ve cinsi “““ *
Muhammen bedeli,
İlk teminatı
Müddeti
İhale şekil
İhal tarihi :
İhale yeri
1 — Yukarıda yazılı odunların kesim, nakil ve İstif işi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Buna alt şartname Ankarada Orman Genel müdürlüğünde, Geyve, Karasu, Adapazar ve İzmit İşletme müdürlükleriyle Çayırköy Orman Bölge şefliklerinde görülebilir.
3 — Taliplerin ihale gününde evrakı müshile ve İlk temlnatlorlle ko-
mJsyona müracaatları. (15242)
: 3000 kental Odun
: Beher kentali 200 kuruş
: % 7,5 hesabiyle 450 hra
I 31.8.945
: Açık eksiltme
: 26.11.945 pazartesi gilnü saat 15 te
: İzmit İşletme müdürlüğü binasında.
OSMANLI BANKASI
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
TESİS TARiHi 1863
Statüleri ve Türkiye Cumhuriyeti İle rutin akit mukavelenamesi 2292 Numaralı 10/Ö/1933 tarihli kanunla tasdik edilmiştir, (24/6/1933 tarihli 2435 Numaralı Resmi Gazete)
Şermayesl İhtiyat akçesi
10.000.000 İngiliz Lirası
1.250.000 İngiliz tlrasl
Tîirklyenln başlıca şehirlerinde
PARİS, MARSİLYA ve NtS'de Londra ve MANÇESTERDE
MISIR, KIBRIS, YUNANİSTAN, İRAN, İRAK, FİLİSTİN* ve MAVERAYI ERDÜN’da
M er kes ve Şubeleri
Yugoslavya, Romanya, Yunanistan, Suriye, Lübnan, Fllvalleri ve bütün Dünyada Acenta ve Muhabirleri vardır.____
Her nevi Banka Muameleleri yapar
Hesabı cari ve mevduat hesaplan küşâdt Ticari krediler va vesalkll krediler küşadı.
Türkiye ve Ecnebi memleketler üzerine keşide senedat Iskonton Borsa emirleri.
Esham va tahvilât, altın ve amtl* üzerine avan*. Senedat tahsilatı ve saire.
En yüksek emniyet şartlarını haiz kiralık Kasalar Servisi vardu.
Piyasanın en müsait şartlarila (kumbaralı veya kumbaramız tasarruf hesaplan açılır.
Teknik Üniversite Satmalma Komkyonundan t
Teknik üniversitemiz elektrik 16 bora tu varında yaptırılacak olan 11801 lira bedelli tecrübe tabloları tesisatı, kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur. İlk teminat 865 Hradır. Eksiltme 23. 11. 945 saat 11,30 da yapılacaktır. Fazla malûmat İçin rektörlüğe müracaat. (İDİLİ)
Sümerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müe»* «esesi Defterdar fabrikası Müdürlüğünden:
İhtiyaçları tesblt edilmek auretUe ve münhasıran kendi ruıda kullanılmak şartlyle fabrikamızdan kullanılmış kart tılacakUr.
İsteklilerin fabrikamız Ticaret servisine başvurmaları.
fabrlkala-telierl m-
[15077 i