1945 Mart etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1945 Mart etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


Nisandan itibaren hakikî ihtiyaç sah:pler tıe yünlü kumaş tevziine başlanacak
Toprak ofisin Amerikaya ısmarladığı sökülür, takılır silolar geldi
Şene 27 — No. 9486 — Flatl her yelde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 17 Mart 1945
Sahibi: Necmeddin Sadak .■— Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbua
Müttefik taarruzu gelişiyor
San Franslsco konferansı
Londra 16 (A.A.) — Dün, Avam kamarasında Başbakan M. Churchlil, San Francisco konferansında büyük ve küçük milletler arasındaki fark hakkında sorulan bir suale cevap vermiştir.
İşçi saylavlardan Rhyş Davles, küçük bir devlet tecavüz ettiği zaman, meselenin halledileceği, halbuki büyük devletlerden birisi aynı şekilde tecavüz ettiği takdirde, yapılacak bir şey olmadığını t azamimin eden Dumberton Oaks ve Kırını konferansı tekliflerine alt ehemmiyetli bir noktayı aydınlatmasını M. Chrchill'den İstemiştir.
M. Churchlil, şöyle demiştir. « Da-vles'in beyanatında âşlkâr bir hakikat olduğundan dolayı müteessirim. Gitmekte olduğumuz yeni âlemde tek başımıza olmadığımızı daima hatırlamalıyız.»
Davles — «San Francisco’dakl murahhaslarımızın meseleyi münakaşa ____________________ ____________________
ederken, bu ehemmiyetli noktayı ha- bugünkü toplantısında, Yalta'da tatardan çıkarmamalarını Avam kamarasında istemeğe hakkımız yok mu?»
Churchlil - «Hayır efendim. Yal-tada toplandığımız diğer İki büyük devletle, tamamlle Kendi arzumuzla bir anlaşma yaptık ve bu anlaşma bu meselede küçük ve büyük memleketlere karşı hareket tarzında bir fark gözetilmesini derpiş etmektedir. Ne yapalım kl, dünyada büyüklerle kö-
çilkler, kuvvetlilerle zayıflar arasında bir fark vardır. Buna ancak esef ede- | biliriz. Fakat, böyle bir fark mevcuttur ve şimdilik ümltals bir İdeal olan şeyi derhal elde etmek İçin, geniş bir cephe üzerinde cereyan eden anlaşmaları bozmak mâkul değildir.» Liberallerden slr Perey Harrls şunları sormuştur:
«San Franclscoda serbes münakaşalar olacak mıdır ve murahhaslarımızın. orada ileri sürülecek mâkııl delilleri dikkate almalarına müsaade edilecek midir?»
Churchlil, şu cevabı vermiştir: «Şahsan San Francisco’dakl usule ait anlaşmalara lştlrâk etmiş değilim. Fakat. Yalta kararlarında İleri sürülen ve tesblt edilen kati mütalâalara bağlı kalmamamızı abes bulurum.»
Fransa tadil talebinde bulundu
Paris 16 (AA.) — Fransız kabinesi
Olağanüstü
sıtma savaşı
Kanun tasarısı Meclis gündemine alındı
Ankara 17 (Telefonla) — Olağanüstü sıtma savaşı hakkındakl kanun tasarısı Büyük Millet Meclisi gündemine alınmıştır. Bu büyük dertle savaşmak İçin hazırlanan kanun tasarısının gerekçesinde şöyle deniliyor: Basit bir hesapla bir sıtmalının yılda en az on beş İş gününü kaybettiği göz önünde tutulursa, yalnız 1044 yılı İçin, 100 milyon İş günü kaybedilmiş ve en az üç yüz milyon lira yeni bir zarara girilmiş olduğu açıkça görülür. Kanun tasarıslle, bu savaşı başarmak İçin Sıhhat ve İçtimai Muavenet. Bakanlığına geniş yetkiler verilmektedir.
Bu arada meselâ Bakanlık, genel ve katma bütçelerle Hususi İdare ve Belediyelerden veya İktisadi devlet teşekküllerinden maaş alan veya özel teşebbüslere alt kurumlarda ödevli bulunan bütün hekimlerle kendilerinden faydalanılabilecek bü-. tün memurlar seferber edilebilecektir.
Tasanda, bundan sonra, ödev ve yasaklar, ara hükümleri, ceza hükümleri ve başka hükümler de vardır. *
dile uğrıyan Dumberton O aks kararlarında yeniden ban tadiller yapılması İçin Blrleşmlj milletler hükümetlerine birer nota gönderilmesini karar altına almıştır.
Bu hususta hükümet tarafından neşredilen tebliğde, bu teklifin milletlerarası teşkilâtı kuvveltendlrmek ve onu daha tesirli bir hale getirmek maksadlle yapıldığı bildirilmektedir.
Yün’ü kumaş
Nisan ortalarında hakikî ihtiyaç sahiplerine dağıtılacak
Almanlar Rhin ile Moselle
arasında kuşatılıyor
Üçüncü Amerikan ordusu bir günde 29 kilometre ilerledi, 20 şehir ve koy alındı
Q Q_ CN
O
Alman sulh talebi teeyyüdediyor
Ankara 17 (Telefonla! — Yurdun her tarafında yünlü kumaş dağıtımı İçin bir plân hazırlanmaktadır. Elde serbes satışa kâfi miktarda kumaş stoku bulunmamaktadır. Bu sebeple tevzi işi bir sisteme tabı tutulacaktır. Yakında tamamlanacak olan plâna göre kumaş tevziatı nisan ortalarında başlı yarak bütün şehirlerde hakiki ihtiyaç sahiplerinin üçer metre mas alabilmeleri sağlanacaktır.
ku-
Stokholm 16 (A.A.) — Afi: Svenska Dagbladçt gazetesi, Stokholm'da Müttefik mahflllerlle temasta bulunmağa boş yere çalışan Alman diplomatı hakkında tafsilât vermektedir. 60 yaşında olan bu murahhas bir Alman diplomatının oğludur. Harbden evvel Loudradakl Alman elçiliğinde çalışmıştır.
Attım Bladet gazetesi, hiçbir kaynak zikretmeden, Alman murahhasları evvelâ, Ruslarla temasa girmeğe teşebbüs etmişlerse de bunda muvaffak olamayınca İngillzlere başvurmağa karar vermişlerdir: diyor.
Aynı gazete, bu söylentiyi teyldeder mahiyette hiçbir haber alamamıştır.
Ribbentrop’un sözcüsü yalanlıyor
Londra 16 (AA.) - - Reuter bildiriyor: Alman Haberler ajansının bildirdiğine göre, yabancı basın temsilcilerini kabul eden Ribbentorp’un sözcüsü, İsveç gazeteleri tarafından neşredilen Alman barış teşebbüsler! hakkındakl haberleri tekzibetmİştir.
Sözcü demiştir ki:
«Almanlar hiçbir sulh teşebbüsünde bulunmamışlardır ve bulunmıya.-caklardır. Bu haber, Alman milletinin azmini ve Alman şeflerinin savaşa devam kararını sarsmak gayeslle arasıra yapılan manevralardan biridir.»
Reuter teyidediyor
Londra 16 (AA.) — Reuter ajansı bildiriyor; Londranın yetkili mahfillerinde beyan olunduğuna göre. Alman temsilcileri mart ayı başında. Stokholm'dakl İngiliz hükümeti temsilcileri nezdlnde, İsveç gazetelerinin son günlerde yazdığı tarzda, zemini yoklamalardır.
Almanlar tarafından yapılan bu yoklama hareketleri hakkındakl her haber derhal Sovyetler Birliğine ve Amerika hükümetine bildirilmiştir.
Londranın salahiyetli mahfilleri, ou hareketi, Müttefikler arasında anlaşmazlık çıkarmak için Almanlar tarafından yapılan teşebbüslerin bir örneği telâkki etmektedirler. Bu sebepledir kl, bu teşebbüsler İtibara alınmamıştır.
Arazi vergisinden muaf yerler
Ankara 17 (Telefonla' — Maliye Bakanlığından alâkadarlara gönderilen bir tamimde haralara, Merinos çeliklerine ve sığır datntzlıkhanclerl-ne ayrılmış olan arazinin toprak vergisinden muaf tutulduğu bildirilmiştir
Evvelce tahakkuk ettirilmiş fakat tahsil edilmemiş olan bu kabil vergiler de ortadan kaldırılmıştır
Mihailoviç Almanlarla işbirliği yapıyor
Bvlgrad 11 (A.A.) — Yugoslav
haberler ajansının bir telgrafına göre. eski Yugoslav - • - - -
Çetnlkler'fn şefi bulunmakta ve karşı Almanlarla birliği yapmaktadır.
Harbiye Bakanı ve Saray - Bosna'da Yugoslav ordusuna ve UslaşTlerle iş
Londra 17 (Radyo) — Batı cephesinde birinci ordu kıtaatı, Frankfurt-tan Rhur'a giden yolu en az İki noktadan geçmiş, Remagen köprübaşl51-nı genişletmiş, birkaç şehirle önemli bazı tepeleri zaptetmlştlr. Remagen’-de Müttefik askeri hükümeti kurulmuştur.
Daha cenupta Rhln, Moselle, Sarr üçgeninde son Alman köprübaşısına karşı harekâtta bulunan üçüncü Amerikan ordusu, fevkalâde İlerlemeler yapmış ve Alman saflarında büyük bir şaşkınlık ve kargaşalık doğurmuştur. Asker! sebepler yüzünden bı: ordunun harekâtı gizil tutulmaktadır. Amerikan kuvvetleri, Cob-lenî'in hemen cenubunda Moselle'! geçmişler ve Coblenz mahallelerine varmışlardır. Bu şehrin bir İki gün İçinde düşmesi bekleniyor. Bir Amerikan zırhlı kolu. Rhln nehrine amu-dl bir şekilde uzanan ormanlık bölgesi için cenuba doğru uzanarak Zl-mer şehrini geçmiş, Raibeler şehrin! ve mühim bir köprüyü sapsağlam zaptetmlştlr.
75 kilometrelik bir cephede taarruzuna devam eden yedinci Amerikan ordusu, Hagenau şehrlle Sarr-brücken'ln 30 kilometre cenubunda Splç müstahkem şehrini Alınanlardan temizlemiştir. Sarrbrücken'e daha yakın birkaç yer daha alınmıştır.
Alman kuvvetleri kuşatılıyor
Brüksel 11 (A.A * — Reuter ajansının özel muhabiri, general Patton kuvvetlerinin Moselle Alman köprft-başını imha ettikten sonra Sarr müdafaa hattını geriden çevirmeğe başlamış olduklarını bildirmektedir.
Bu müdafaa hattına karşı yedinci Amerikan ordusu 80 kilometrelik bir cephe Üzerinden saldırmaktadır.
Moselle 11e Rhln arasında bulunan Alman kuvvetleri kuşatılmak üzeredirler. Birinci Alman ordusundan geri kalan kısmı Sarr müdafaa hattına İnatla yapışmaktadır.
29 kilometre ilerlendi
Berne 17 (A.A.) — Batı cephesinden gelen bir habere göre, üçüncü Amerikan ordusu Moselle He Rhln arasında 29 kilometre ilerlemiş ve 20 meskûn yeri işgal etmiştir,
Sarbrück’ün 30 kilometre cenup doğusunda bulunan Bltch kasabası ela geçirilmiştir. Raynwald da İşgal edilmiş bulunmaktadır.
Frankfurt boşaltılıyor
Londra 16 (AA.) — Müttefik kuvvetler umumi karargâhından bildirildiğine göre, Almanlar. Frankfurt sur Mein’ın tahliyesine başlamışlardır. Berlin gece bombalandı
Brüksel 17 (AA.) — Gece esnasında İngiliz hava kuvvetlerine mensup
Remagendeki Müttefik köpriibaşısı
O
12 Mosqulto uçakları yeniden Berlin! Q) bombalamışlardır. >
Remagen köprübaşısının G) mesahai sathi ye si
Londra 17 (AA.) — Harb muhabir-lerlnin bildirdiklerine göre, Rema- _q gan’dekl Amerikan kuvvetleri dünkü gün esnasında iki kilometre ilerle-mislerdir. Bu köprübaşının genişli# 21 ve derinliği de 11 kilometreyi bulmuştur. (0
Birinci Amerikan ordusu birlik- t-lerl Ruhr'u Frankfurt’a bağhyan oto- ÇJ mobll yolunu Ud kilometrelik bir cephe üzerinden geçmiştir.
Rhln doğusundaki köprübaşında şimdfye kadar Amerikalılar 50 şehir ve kasaba işgal etmiş bulunuyorlar. Sarda taarruz geliliyor
Londra 17 (AA.) —Harb muhabirleri 100 kilometrelik bir cephe üzerinden Sarr'da Müttefik taarruzunun devam ettiğini bildirmektedir.
Zhukof Alman hatlarını yardı
Koenigsberg'in cenup batısında 12, Danzig’ın batısında 6 yer alındı
Brüksel 17 (A.A.) — Alman haberler ajansının bir harb muhabiri. Mareşal Zukov birliklerinin Oder'de Alman müdafaalarını yarmış olduklarını bildirmiştir.
Bıı harb muhabirinin İlâve ettiğin* göre, Sovyet birliklerinin taarruzunu 150 tank desteklemiştir.
Berne 17 (A.A.) — Doğu cephesin-
de, Sovyet kuvvetleri Koenlgsbergla cenup batısında 12 meskûn yeri al» geçirmişlerdir.
Danzlg batısında da Q meskûn yar laptedllmlştir.
Stettln limanı İstikametinde hareketler gelişmektedir.
Balaton gölü kesiminde yeni Alman karşı taarruzları geri atılmıştır.
Günler Geçerken
Rakt şişesinde balık
DİKKATLER
Franco rejimi
Heba olan binlerce «iş dakikası»
B. Roosevelt’in şahsi mümessili
Ankara 17 — (Radyo) — Amerika-dan bildirildiğine göre B. Rooseveltdn fUlıJ mümessili Berkin harb sonrası iktisadi meselelerini görüşmek İçin yakında Moskova’ya gidecektir.
HAFTA KONUŞMASI
(Kapalıçarşı) ııın romanı
lazaıı: Refik Halid Karay
Yarınki AKSA M'da
Kulak kabartıyor, sonra da kıyorsunuz:
Limanın içinde bir kome sesi ki, canavar düdüğünü andırıyor. Bunu, «bacak kadar» bir motor çalıyor Önünde (le sandal filân olmadığı için, bunu sırf «muziplik-. diye yaptığı belli.
Köprüde o an herkes durup bu raunda da ka- haI,e i,KİIcnm,>t«r. Şüphesiz, Ila-trenler ıııüit' ,İCc bakan Pencerelerde de bu ses _____ w ____ «"yolduğu için, İle oluyoruz?" kartlarını kontrol etmek İmkâna z bireye ’Ş'nİ ffÜCÜTlİİ bırakan, pen-hale gelmektedir, CkARSI KOYAN FRANSA*!
I kazan: A. ADNAN . ADİ VAK I
^^ugün^^nc^j)ahKemizd(^^
Alman askerleri arasında firarlar
Stokholm 17 (AA,) Emin bir kaynukti-n gelen haberlere goıe. Alman ordusundan kaçanların ve halk hücum t aburla rina yazılmamak için saklanmak çaresini bulanların sayısı gitgide artmıştır Hatta askeri inzl-. bat mensuplarının arasında dı kaçanlar vardır. Esasin t_L. .....
ellerle o kadar doludur kİ hihlyet
ba-
Icerelere üşüşmiiştür.
Millî kıymetlerin, böyle biıılcr-I ce -iş dakikası., ndıin mürekkep olduğunu anlamalı değil miyiz? Bunları niçin heba etmeli? Heba ' edilmesine de niçin fırsat verme-iB?
Bir Rus gazetesine göre faşizm ile birlikte tasfiye edilmeli
• Moskova 17 (A.A.) — Kızılor-dunun resmi gazetesi Krasnaya
I Zvesda yazıyor: Alman faşlstll-. ğinln bir icadı olan Franco reji* mİ Alman faşlstllğlle aynı za-ı manda olmak üzere tasfiye edll-■ melidir. Böylece İspanya, hürriyet safında yeniden görünebilir.
ı Hürriyete o kadar âşık olan ve . demokrasi için kanını akıtmış i bulunan İspanyol milleti o za-, man sulhsever demokrat millet, leı- ailesinde şerefli bir yer alacaktır _________________
Arabistan petrolleri
! Vaşlnglon 17 (A.A > — Texas Oll Co.'nln başkanı M. Hodgers'ln bildirdiğine göre, Arabistan petrol borularının inşası İçin araş! ölçme İşlerine başlanılmıştır.
Bir konferansçı — zahir yayın âleminde akisler yapması, adının etrafında hoş da olmasa sesler çıkarması için _ şiiri ne olduğunu bUmediğimiı için sevdiğimizi, şiirde ne vezin, ne mâna, ne de ahenk arananuyacağını söyledikten sonra «şiiri estetikçiler değil, yalnız şairler anlar» demiş, kesmiş Tarif bir zakıma fena değildir. Zira Jçlnde vezin, mâna v« ahenk mevcudolsa da bir söz şiir olnuyabiUr; vezinsiz, mânası» ve ahenksiz bir sözün şiir tesiri yapması da mümkündür. Fakat bütün hu hükümler şiirin sandığımızdan da güç olduğunu meydana koymaktadır: Haydi vezin bilelim. mânayı da koyalım, ahenk de verelim, şair değilsek gene de şiir yapmış olamayış. Öbür taraftan vezni, mânayı, ahengi, hepsini atalım: atmakla da şiir söylemiş sayilamayız Demek ki vezinli. ıııânalı ve ahenkli şiir de var; bunlara aldın? etmeden söylenmişi de; İki şekle uy. gun olduğu halde şiir olnııyanı da... O halde şiirde aranacak ancak şairliktir. Gerçek şair ne söylese, nasıl söylese, hiç bir şey söylememiş gibi de söylese bir şiir vücuda getirmiş olabilir.
Netekim Orhan Veli'nln son yaydığı (Vazgeçemediğim) adlı ufacık kitapta — zoraki acayiplikleri bir yana bırakalım — vezin. ahenk, hattâ bir bakıma mâna da olmıyan şiirlere rasladım. Meselâ — bir nesir gibi de satırları aralamadan okuyabileceğimiz — şu: -(Bilmem ki nasıl anlatsam, nasıl, nasıl size derdimi? Bir dert ki yürekler acısı; bir dert ki düşman başına. Gönül yarası desem... Değil! Ekmek parası desem... Değil! Bir dert ki... Dayanılır şey değil.» parçası, mısraları ayrı ayrı tahlil etmeğe lüzum görmeden, bana vezinli, kafiyeli, ahenkli ve tam mânah bir manzumeymişçesine zevk verdi. Melânkoli, yahut Fransızların «csfard» dedikleri üzgün ruh haleti, o güç anlatılır dert, anlatamamış görünerek, hattâ anlatılmadan bundan daha iyi anlatılmazdı (Misafir), hele (Tren sesi) de aynı haleti, gönül çökkünlüğünü — ne* kelime hiinerbazhğına müracaat, ne kafiyeden sadaka, ne vezinden yardım, ne helâgate İhtiyaç — başı boş, dikişsiz ve kalıpsız sözlerle bize telkin edebiliyor: yahut bana öyle geliyor.
Fakat şair — bir zümreyi hoşlandırmak İstediğinden mİ, ne-ılir? — kitabın son satırını «Bir d? rakı şişesinde balık olsam » diye bitirmiş. Bu söz vezinsiz ve ahenksiz ise de yazık ki mftna-lıdır Sinir ve akıl hekimlerinin o mısraa «erken bunama, mânası vermelerini ihtimal dışına atamayız.
Refik Halid Karay
17 Mart 1«(5
Sahife 2
IH91M
[-HAFTA SONU NOTLARI
Rusyaya harb malzemesi
Nazi rüzgârı
Varşovayı görmüş bir îngllla muhabir şöyle diyor: «Varşova bu harbde hiç bir şehrin geçirmediği karanlık ve feci günler geçirmiştir. O kadar kİ. bugıin birkaç sokak İzinden başka Varşova-daıı hiç bir eşer kalmamıştır. Tarihi anıt ve binaların hepsi kayıplara karıştığı için, yeni Varşova şehri artık istenilen yerde İnşa edilebilir...»
Fakat insanlar gene de şehirlerini yeniden kurmak için gönüllü ytızılıyorlarmıj. Muhabir diyor kl:
»Dolandığı yerleri mahveden Nazi rüzgârı Varşovadan da geçmiştir buraları kolay kolay onarılamaz...»
Rüzgârların en korkuncu şüphesls Nazi rüzgârıdır, şimdi fırtına dinmek üzere. Her şeyi yıkan o rüzgâr yalnız vatan aşkını, hürriyet sevgisini yıkamamıştır. Naz! rüzgârının götürdüklerini sulh meltemi geri getlrtblllr.

Süleyman peygamberin serveti
Bir arkadaşım anlattı: Geçen gün Mukaddes kitabı karıştırırken Süleyman peygamberin serveti bahsinde birden duralamış. Tarih boyunca zenginliği göz kamaştıran, varlığı dillere destan olan Süleyman peygamberin meğer topu topu üç yüz koyunu varmış. •Bugün, bir muhtekir Süleyman peygamberden en az yüz kerfl daha zengindir. Buna hiç de şaşmıyoruz» dedi. Niçin?
Eğer Süleyman peygamber olmayıp muhtekir olsaydı servetine şaşılmaydı. Muhtekir, peygamber olı-madiği İçin şaşmıyoruz, dedik.
16 Mart şehitleri
ihtifali
Dün Eyüp Şehitliğinde yapıldı
10 mart şehitleri İçin dün Eyüpte bir ihtifal yapılmıştır. Törende, bazı generaller, şelılr meclisi azalan, parti mensupları, İlk ve orta okul öğretmenleri ve çok kalabalık bir halk topluluğu bulunmuştur.
Baat on beşle ihtifale başlanmış ve şehir meclisi üyelerinden B. Ekrem Tur lradfttiği heyecanlı hitabeyi «Nurlu mezarınızda rahat uyuyun aziz kardeşler» sözlerlle bitirmiştir.
Bundan sonra Eminönü Halkevi reisi B. Feridun Dlrlmtekln, ünlvet-rite adına B. Zeki Yüksel birer hitabede bul unmuşlar dır .ı Hitabeler bittikten sonra, çelenkler şehitliğe konmuş ve bir manga er tarafından havaya üç el at-eş edilmiştir. Törene geçit resminden sonra son verilmiştir.
İthal edilen malların dağıtılması işi
İthal edilen mallardan bir kısmının ticaret birlikleri tarafından dağıtmaya tabi tutulduğu malumdur. Birlikler genel sekreterliği, malın cin tine ve kalitesine göre lüzumlu tedbirleri alarak dağıtma işini düzenlemektedir. Bu dağılma esnasında uzun müddet elde bulundurulması lAzımgelen malların İthalâtçıya zarar vermemesi, İçin ithalâtın tamamı muteber bîr kuruma salın aldırılmak ta ve böyleçe ithalâtçıya parası Ödenmektedir.
Bir kısım ithalât eşyası İçin ithalâtçılar ötedenberi birer liste hazırlamakta ve mal isteğinde bulunanlardan kendilerine baş vuranlar olursa bu listeleri göstererek malları sattıklarını söylemekte İdiler. Bu suretle bir zaman sonra malların kara bor-.saya düşürülmesi pekâlâ kabil olmakta idi. Ticaret birlikleri genci sekreterliği, her İthalatçının yaptığı listeleri gözden geçirmeğe başlamıştır. Listeler birliklere getirilmekte ve bu işleri bilenler tarafından İncelenmektedir. Yalnız bu sefer de İkinci bir kara borsa konusu ortaya çıkmaktadır. Listede gösterilen ve mal verileceği bildirilen kimselerden çoğu Türklyentn çeşitli 11 ve İlçelerinde bulunan kimselerdir.
Bu isteg sahiplerine her halde mal verilip verilmediğini kontrol etmek biraz güçtür Birlikler, bu müşküle hal çaresi arıyor.
Emlâk ve Eytam bankasının kâr bilançosu
Ankara 16 — Emlâk ve Eytam bankasının 1944 yılı genel kurulu bugün Maliye Bakanhğıtemsilcilerl hazır olduğu halde bankanın U. müdürlük bl narında toplanmıştır. Banka, İdare meclisi raporunda İzah edildiği gibi gereken ihtiyat akçelerini ve karşılıklarım ayırdıktan sonra bllâçosunu 892 395 lira bir kârla kapatmağa muvaffak olmuştur.
Kabahat usturada mı?
n ir gazete «Cebinde ustura taşımanın sonu» başlığı altında bir vaka anlatıyor, Adamın bir! cebinde ustura gezdirmek âdetinde İmiş. Bir gün alacak meşelerinden bir arkadaşlyle kavgaya tutuşmuş, odblnden usturayı çıkardığı gibi adamın yüzünü kesmiş. Gazete «ustura cepte taşınırsa sonu budur» diyor.
Zannetmiyorum, O adam usturasını evinde de bıraksaydı grne böyle bir hallederdi. Kabahat usturada değildir, öyle olsaydı her elinde ustura, cebinde ustura, çantasında ustura dolaştıran berberin her saat bir adam kesmesi İcabe-derdl!
Kayıp, gaip
//zerinde «Acı bir kayıp., başlığı olan bir Ölüm ilânını okurken tekrar düşündüm, ölen bir adam için «kayıp» demek doğru mudur? Bir bakıma doğrudur, çünkü o zat elden gitmiştir. Fakat her kayıbın bir bulunma şansı vardır, Kayıp saat günün birinde bulunabilir. Kayıp mendil bulunabilir. kayıp para, pek bulunamaz una, gene bulunması İhtimal İçindedir. Gelgeldim insan öldü mü bulunması imkânı da kalmamış demektir. Galiba o yüzden ölen İçin »acı bir kayıp», kaybolan için ise «gaip aranıyor» diye İlân verirler. «Kayıp» İle «gaip» arasında bulunma şansı bakımından böyle bir fark olduğunu dilciler bize haber vermiyor. Bu yalnız İlân dilinde var gaUbal
ŞEVKET RADO
Beşi b r yerde
Bakarken ortadan kaybolan kadınlar
Geçenlerde Kapalıçarşıda bir beşibiryerde dolandırıcılığı olmuş. Neza-het. Safiye, Perihan İsminde üç genç kadın, taşralı bir adamın elindeki beşibiryerdeyi bir bahane İle alıp sa-vuşmuşlardi. Bir müddet sonra Neza-het İle safiye yakalanmış, Perihan ortadan kaybolmağa muvaffak olmuştur.
Ök yakalandıkları zaman sulh ceza yargıçı tarafından tevkiflerine karar verilen Safiye ile Nezahetln duruşmalarına asliye dördüncü ceza mahkemesinde mevkufan başlanmıştır.
Dâvaci Ali, elindeki beşibiryerdeyi bozdurmak üzere bir kuyumcuya yaklaşırken bu kızların etrafında peyda olduklarını, altını kendileri almak İstediklerini söyllyetek birbirlerine gösterdiklerini ve bu sırada da âni olarak ortadan kaybolduklarını, bilâhare polise başvurması üzerine ikisinin yakalandığını anlattı.
Yargıç, bundan sonra Nezahet İle Saflyeyi sorguya çekmiş, bunlar ise, Alinin bu beşibiryerdeyi kendilerine göstererek beraberce gezmek ve eğlenmek teklif ettiğini, kendilerinin de bu teklife razı olup beraberce glt-mekteler iken bu gencin birdenbire kaybolduğunu, beşibiryerdeye bu suretle sahip olduklarını anlattılar.
Yargıç, mevkuf kadınlara:
_ Bir beşibiryerdeyi size teslim eden adam hiç sizin peşinizden ayrılır mı? Doğru söylemiyorsunuz! diye İhtar etti, fakat Nezahet İle Safiye aynı İfadede ısrar ettiler
Yargıç, firari Perihanın emniyet müdürlüğünce aranıp bulunmasına, İki kızın mevkuflyet hallerinin devamına karar vererek duruşmayı başka güne bırakmıştır.
Defterdarlar arasında değişiklik ,
Ankara 16 — Samsun defterdarlığına Hatay defterdarı İhsan Ogıt, Hatay deftardarlığma Erzlncandan I Kemal Tuğrul, Erzincan difterdarll-ğına İstanbul varidat kentrol m»mu-! ru Sedat Duruman tâyin edilmişlerdir.
Yeni bütçe hazırlıkları
Ankara 17 — Bütçe encümeni toplanarak yeni bülçe kanunu tasarısını müzakereye başlamış ve Maliye Bakanı B. Nurullah Esat Sümer'i dinlemiştir.
62 yaşında bir kadın üçüz doğurdu
Koyulhisar 16 (A.A.) — İlçemizin Kadife köyünden Sakat İsmail karısı ve beş çocug anası 62 yaşında Gütbe-yaz üç kız çocuğu birden doğurmuştur. Çocukların üçü de sağdır. Kaymakam yanında hükümet doktoru olduğu halde köye giderek çocukları görmüş ve ana ve babayı tebrik etmiştir, Kızılay kurumu da bu Aileye bir yardımda bulunmuştur.
Belediye bütçesi müzakereleri
Umumi meclis, tllln Mezbaha, DarUlâceze, Şehir Tiyatrosu ve Konservatuvar bütçelerini kabul etti
Darülaceze bütçesi 352,709 lira olarak kabul edilmiştir.
Şehir tiyatrosu bütçesi münakaşa edilmeksizin 186,108 lira olarak kabul edilmiştir.
Konservatuvar bütçesinin müzakeresine başlanması Üzerine söz alan B. sabir. müessese etrafında İzahat almak üzere bazı sualler sormuş. B. Halis Kaynar da konserlere artan rağbete işaret etmiş, buna rağmen yer bulunamadığını, konserlerin arttırılmasına imkân olup olmadığım sormuştur.
Konservatuvar reisi B. Hüseyin 8n-deddin, sorulan suallere cevap verdikten sonra Konservatuvar bütçesi 232,130 lira Üzerinden kabul edilmiştir
Bütçelerin müzakeresinden sonra, Caddcbostanmda Ragıp paşa köşkü etrafında Bütçe. Kavanin ve Nafla encümenlerinin müşterek mazbatası okunmuştur.
Köşkle arazinin sahibi B İbrahim Ali, imar sahasına dahil olan köşk arazisinin ya İfrazına müsaade edilmesini. yahut dn Belediyece satın alınması için doğrudan doğruya meclise müracaat etmişti.
Bu mevzu üzerinde epeyce uzun münakaşalardan sonra meclis, köşkün satın alınmamasına karar verdi.
İmaret sokağı, Münif paşa sokağı mı?
Baye2it’te Umumi kütüphane önünden geçen İmaret sokağına, kütüphaneyi kurduğundan dolayı, namına İzafetle (Münif paşa sokağı) adır.m verilmesi hakkında S Kâzım Şlnasl Dersan'nı teklifi evvelce Mülkiye encümenine havale edilmişti. Mülkiye encümeninin okunan mazbatasında bu teklif kabul edilmiyordu.
B. Kâzım Şlnasl Dersan, söz alaraır dedi ki:
«Nedense bizim Mülkiye encümeni İle Münif paşa bir türlü barışamıyor. Evvelce meclisçe verilen bir karara göre, mâkul ve lüzumlu bir sebep olmadan bir sokağın ismi değiştlrilmi-yecekti. Mülkiye encümeni, başka yerde bir Münif paşa sokağı vardır, diyor: fakat mâkul bir sebep göstermiyor. Halbuki merhum Münif paşa, memleketin kültürüne hizmet etmiş. Umumi kütüphaneyi tesis etmiştir. Bu itibarla bu sokağa Münif paşadan daha mâkul bir isim bulunamaz, jmaret ismi mâkul bir şey midir? İstanbulini her yerinde bir İmaret vardır; bu imaret İsmi dl»er bir sokağa verilebilir.»
Encümen, «imaret» Lsmlnln muhafazasında İsrar etti.
B. Kâzım Şlnasl Dersan: «Meclisin hakem olmasını istiyorum. Acaba ts-tanbulda kaç cadde ve sokak taşıdığı İsimle müsemmadır, bilmek İsterim. Her sokağın adı bu kadar ahenkli midir?» demiş: B. Mehmet Sipahi de B. Kâzım Dersan’ın fikrini teyldetmlş, fakat meclis, encümenin mazbatasını kabul ederek, adın değiştirilmemesi-ne karar vermiştir.
Diğer dalıa iki mazbata kabul edildikten sonra toplantıya şon verilmiş-■ tir.
Umumi meclis dün B. Faruk Dere-ll'nln başkanlığı altında toplanarak. Karaağaç müesseseler!, DarûlAceze. şelılr Tiyatro,su ve Konservatuvar ın 1945 yedi aylık büçelerinl müzakere etmiştir. Karaağaç müesseseleri bütçesinin müzakeresinin başlangıcında B Zahit Oral. buz fabrikasının İyi İslemediğini söyledi ve İzahat İstedi
Müessese müdür vekili B, Raşlt dedi M:
Buz meselesi
« Geçen sene şehre verilen buz. evvelki yıllara nispetle yüzde yirmi beş. otuz nispetinde fazladır. Şehrin her tarafına buz verilmemesi müessese-nln müteahhide buz vermemesinden İleri gelmiyor. Bayi miktarının mah-dudolmasından ve mesafenin uzak bulunmasındandır. Bu sene hazırladığımız yeni şartnamede daha esaslı kayıtlar koyduk. Bu şartname tetkik edilmek üzere Daimi encümendedir Şartnamedeki başlıca yenilik buzun dağıtma işini şehrin her tarafına teşmil etmek ve herkesin ayağına kadar buzu götürebilmektir. İmtiyaz müddeti de bittiği İçin diğer müteşebbisler de buz yapacaklarından, rekabet vaziyetine gireceğiz.
Buz fabrikamız, günde 100 ton buz verecek vaziyete gelecektir. Esasen şimdiden havuzlarımız, depolarımız buz dolu bir haldedir. Hiçbir zaman bir buz sıkıntısı görülmlyecektir»
Et vaziyeti
Mezbaha müdür vekili, et ftatine yapılan son zamlar hakkında İzahat verdikten ve et sarfiyatının seneden seneye arttığını rakamlarla anlattıktan sonra dedi ki:
t İstanbul a verilen et her seneden fazladır. Buna rağmen etsizllkten şikâyet ediliyor. Halk, nispeten daha ucuz olduğundan, diğer yiyecek maddelerine eti tercih ediyor. Ete âzami fiat konulmuştur. Etiketler üzerinde de et flatlerl vardır. Eğer ihtikâr yapan kasap varsa, murakabede en müessir olacak halktır. Bize telefonla kasabın yeri, sarih adresi bildirilirse derhal müdahale eder, önleyici tedbirler alırız Bu hususta kimin en küçük şikâyeti varsa onu bekliyoruz.»
Müdür vekil! B. Raşit. soğuk hava deposundaki makinelerin çok eski olduklarını. bugünkü İhtiyacı tamamlle karşılamadığını söylemiş, ölmüş hayvan Iflşelerlnden İstifade edilecek btr takım sınaî yağlar çıkarılmak üzere evvelce getirtilen tcştlthane makinelerinin korulması lclıı münasip bir yer arandığını söylemiştir.
Bu İzahattan sonra Karaağaç mü-esseselerlnln bütçesi kabul edilmiştir. Bütçe tutarı 2,042,867 liradır
Darülaceze Şehir Tiyatrosu ve konservatuvar hü‘-^leri
Bundan sonra Darülaceze bütçesinin müzakeresine geçilmiş ve söz alan B. Halis Kaynar, müesscsenln hesabını tetkik etmek münasebetlle, mü-esseseyi yakından görüp tetkik ettiğini. müessesinin iftihar edilecek bir halde bulunduğunu söylemiştir. Daha birçok hatipler söz aldıktan sonra
Zeyl nyağı
Pazartesi günil tevziata devam olunacak
Toptancı tüccarlar tarafından şehre zeytinyağı getirilmesine devam olunuyor. Bu haftanın tevziatı dim sona ermiştir. Tavziata pazartesi günü devam olunacaktır.
şimdiye kadar zeytlnyağlanıu İstanbul piyasasından temin eden Bilecik. İzmit ve civar bölgelerin tüccarları şehrinize gelerek yağ almak İstemişlerdir. Gerek Tarlş gerek toptancı tüccarlar tarafından İstanbul’a getirilen yağlar şehir ihtiyacı İçin izinli bakkal'ara dağıtılmakta olduğundan bunların piyasadan z.ytln-' yağı almalarına müsaade edilmemiştir. Ankara, İstanbul ve İzmir'den gayri her il kendi lhtiyacmı tüccarları vasıtaslle temin edeceklerdir. Şehirlerinde bu İşi düzenli bir surette yürütemlyen İller Ticaret Bakanlığına baş vurarak bu meselenin çözümlenmesini İst ilebileceklerinden başka şehirlerden şimdilik zeytinyağı âlâmı yacaklar dır.
Diğer taraftan elinde bulunan zeytinyağını konulan usullere göre sat-mıyanların takibi devam ediyor. Dun de mevcut zeytinyağını satmaktan İmtina eden bir sabun İmalâthaneslle 12 numaralı sirkülere muhalif hareket eden bir bakkal milli korunma mahkemesine verilmişlerdir.
Karla kapanan yollar açıldı
Ankara 17 — Kar ve tipi yüzünden kapanan demiryolu tekrar açıldığından kısa bir müddet dııran Ankaraya kömür nakliyat ma tekrar başlanmış-
Pazar yerîeri
Daha 7 yerde pazar kurulacak
Şehir halkının yiyecek ve içeceklerini kendi muhitlerinde ucuza almalarını sağlamak içirt mevcut pazar yerlerine 7 pazarın daha katılması Belediyece uygun görülmüştür. Bu pazar yerlerinden biri Şehzadebaşm-da Turan tiyatrosunun arkasındaki sahada, İkincisi Kiiçükpazarda İğdiş sokağında, üçünciisü Çemberlitaş Ve-zlrhnn caddesinde, dördüncüsü Ge-dlkpaşadiî Hamam caddesinde, beşincisi de Sirkecide Nöbethane caddesinde her gün kurulacaktır.
Geri kalan İki pazardan birisi üniversite arkasındaki Yanık Saraylar caddesinde pazartesi, perşembe, diğeri Kumknpıda Kadırga meydanında salı ve cumartesi günler! kurulacaktır. Bu pazar yerlerinin kurulması ile Parti kanallyle tebliğ edilen halk dilenlerinden biri daha yerine getirilmiştir.
Yunanistanla ticaret
Türkiye'den mal almak ve Türkiye' ye mal satmak için temaslar yapmak üzere Ankara'ya geldiği bildirilen Yunan ticaret heyetleri hakkmdaki haber, piyasada İyi karşılanmıştır.
Yunanlılar, bir çok mallarımıza ötedenberi İstek göstermektedir. Yalnız, verilecek mallara karşılık Tiırkl-yeye Yunanlıların neler verebileceği bilinemiyor. Balkanlarda belli başlı bir alıcı yerinde bulunmağa namzet olan Yunanlıların Ankara'da yapacakları «maşlar İstanbul piyasası tarafından yakından taklbedllecektlr.
Bağazlann açılması Rusya’ya hayatî malzeme gönderilmesini hızlandırdı
Navyork İS (A_A.) — Harld iktisat daireri müdürü M . Lee Crowley1n işaret ettiğine göre, Boğazlara Müttefik nakliyatına açılması, Rusyaya hayati ehemmiyette harb malzemesi teslim etmek isinin hızlandırılmasına büyük ölçüde yardım etmiştir.
M. Lee Crowley demiştir ki:
«Bugün, Ödünç verme ve Kiralama kanununa uyarak, Rusyaya gönderilen İptida! maddelerden büyük bir kısmının hedefi, doğu cephesindeki kıtaları besliyen nakliyat şebekesini ıslah etmektir.»
Saraybosnanın güneyinde Alman mukavemeti kırıldı
Paris 16 (A.A.) — Mareşal Tito genel karargâhının tebliğinde bildirildiğine göre Saray - Bosna'nın güneyinde düşman mukavemeti kırılmıştır. Almanlar 800 den fazla ölü vermişlerdir. Düşmandan pek çok ganimet alınmıştır. Saray - Bosna' um batısında çetin bir savaş cereyan etmektedir. Buradaki Almanlar Ak-reseo’ya varmağa çalışmaktadırlar.
Yeni bir televizyon cihazı bulundu
Nevyork 17 fA. A.) — Amerikan radyo fabrikaları birliği, yeni bir televizyon cihazının katledildiğini ve bu cihazla meraklı tecrübeler yapılmış olduğunu bildirmektedir. Fotoğraflar eskiye nazaran beş defa daha büyük ve çok vâzıhtır. Yüz hatları en İnce noktalarına kadar tamamen tabii bir halde görülebilmektedir.
Amerikaya ısmarlanan silolar geldi
Ankara 17 (Telefonla! — Toprak mahsul eri ofisi umum müdürlüğü tarafından bundan bir müddet evvel Butles Amerikan firmasına ısmarlanmış olan 580 aJet mad-'nl ve sökülür takılır silo İ üenderun limanına gelmiştir. Bu «İtaların her biri 90 tonluktur. Buralar, mahsul filim vazıyeti ı bakımından gerdeli görülecek yerlerde kurulacaktır.
Rumen ticaret heyeti memleketine döndü
Türkiye ite Romanya arasında ticari anlaşmalar yapmak üzere Ankaraya gitmiş olan Rumen ticaret heyet! dün akşamki Avrupa trenlle Romanyaya dönmüştür.
Büyük Millet Meclisinde
Ankara 10 (A.A.İ — Büyük Millet Meclisi„bugim Dr. Mazhar Germen'm başkanlığında toplanmıştır.
Gündeminde bulunan maddelerden Millet Vekillerinden bazılarına İzin verilmesine dair Meclis başknni’ğı tezkeresi kabul olunmuş ve Mardin Millet Vekili Edip Ergln'ln ticaret ve sanayi odaları re ticaret borsaları kanunundaki 1 ve 19 uncu maddelerin değiştirilmesi hakkmdaki takririnin geri verilmesi hakkmdaki takriri tasvlb ey Uy erek toplantıya son verilmiştir.
Meclis pazartesi günü toplanacaklar.
Üzüme mukabil kâğıt
İzmir 17 — İsveç ve FlnlâncUya’öin kâğıt mukabilinde bir miktar üzüm isttği kabul edilmiştir. İngtlttlere yeniden 4000 ten daha üzüm verilmek üzeredir.
KÜÇÜK HABERLER
ir Üniversite ve yüksek okullar voleybol maçlarına bu hafta da devam edilecektir. Hafta içindeki maçlarda Hukuk - İktisat fakültesini 3-1, Asker! Tıbbiye - Güzel Sanatlar Akademisin! 2-1 mağlûp etmiştir. Bugün de saat 17 de Galatasaray stadında Hukuk - Tıp fakültesi futbol takımları. fakülteler arası şampiyonluğu İçin karşılaşacaktır.
ir Cihangirde Şimşir sokağında Gül apartmanında oturan elli yaşlarında Lltopulos isminde bllr, dün birdenbire hastalanmış ve bir otomobille Fransız hastanesine götürüldüğü bir sırada hastane önünde otomobil içinde ölmüştür. Ölüm bu şekilde olunca savcılık ve adliye doktorluğu haberdar edilmiş, adliye doktorlarından tzzet îşean otomobildeki cesedi muayene etmiş ve ölümün kalb sektesinden olduğunu tesblt ederek gömülmesine İzin vermiştir.
ir İstanbul bölge sanayi birliği, sanayi müesscselerine ambalûj kâğıdı dağıtacatır İlgili kurumtars birer tezkere gönderilerek İhtiyaç miktarı »örülmüştür.
Ivojima zaptedildi
Kobeye 2500 ton bomba atıldı
Vaşington 16 (AA.) — Resmen bildirildiğine göre, İvrojlma adasının işgali tamamlanmıştır.
Nevyork 17 (A.AJ — Amiral Nimlts umumî karargâhından bildirildi Çine göre, Ivojima muharebesi kazanılmıştır.
Adada cereyan etmiş olan çarpışmalarda Amerikan kuvvetleri 4200 Ölü v« 5000 yaralı kaybetmişlerdir
Londra 17 (Radyo) — Japon şehirlerine eti ağır hava akını dün Kobeye karşı yapılmıştır 300 den fazla üstün uçan kale mühim bir sanayi ve inşaatı bahriye şehri olan Kobeye 2500 ton yangın ve infilâk bombalan atmışlardır.
Ouam 17 (AA.) — Diin akşam
Amiral Nlmitz genel karargâhında aiwojlma muharebesinin kazanı’ olduğu» bildirilmiş ve Amerikan yıplarmın 4489 ölü. 15308 yaralı 441 kayıptan İbaret bulunduğu il olunmuştur. Yaralılardan büyük kısmı tekrar savaşa istirâk edçbiln tir.
Amiral Nlmitz, komutanındaki talara gönderdiği mesajda, elde tikleri bnşanntn harbin sona yak] masına hızla vardım edeceğini llrtmlş ve kendilerini tebrik eylen tir.
Fransa^a memnun uk
Sovyet tavzihi de Fransızların hayal kırıklığını giderdi
Created by free version of 2PDF
Paris 17 (A.A.ı — Aıındolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
De Gaulle İle kendisi aracında hiçbir anlaşmazlık mevcudolmadığı hakkında M- Roosevelt'ln Fransız gazetelerine yaptığı demeç. Fransız, siyasi mahfillerinde memnuniyetle karşılanmıştır.
Bu beyanat, Rooseveil lars.fi ian kullanılmış olan ve sözde de Oaulle'ü istihdaf ettiği İleri sürülen »baş artist» tâbiri yüzünden ttoğan huzursuzluğa son vermektedir.
Diğer taraftan Sov .etler Bit lifinin, Fransız - Sovyet paktının imzalanmasından bu kadar kıra bir zaman sonra Fransaya Kar;,, aldığı tavır, İyi haber alan mahfilinde büyük bir hayal sukutuna sebebolmustn Fakat Sovyet hükümeti tarafından yapılan tavzih, bu hayal kırıklığını biraz gidermiştir. Bununla beraber. Fransa halkoyunun. durumun daha iyi açıklanmasını beklemekte e(Wn*ıı söylenebilir
tsvicreye pececek talebeleri nvz
Cenevre 17 (A.A — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Almanya’daki talfbelerimizden 100 sı. İsviçre - Almanya hududu üzerinde bir kasabada fsvfcreve geçirilmek üzere son muameleler in !n d • tamam» lanmasını beklemektedir
Rumen Başbakanının beyanatı
Biikreş 17 (A.A • — Rumen hükümeti hakkında Amerika ve İngillere-de yapılan tenkldlere dair kendisine bir sual sorulan Başbakan M Grosa şunları söylemiştir
«Ben sabırlı bir adamsın Şimdiki Rumen hükümetinin hakikaten demokrat ve halkçı bir hükümet olduğunu istikbal gösterecektir.»
Belçika kabinesine yetki
Brüksel 17 (A.A.) — Âyan kurulu, hükümete olağanüstü yetkiler verilmesine dair kanun tasarısını 2 müstenkif ve Ud aykırı oya karşı 119 oyla kabul etmiştir.
Ürdün hükümetinin protestosu
Kahlrs 17 (AAJ — Arap birliği hakkmdaki görüşmelere iştirak etmek üzere Kahireye gelen Ürdün Başbakanı Samlr EltUfl paşa. Reuter muhabirine yapUğı bir demeçte birleşmiş milletlerin Ürdün’ü San Franste-co’ya davet etmemiş olmalarından dolayı büyük devletler nezdinde protestoda bulunduğunu söylemiştir. Bununla beraber. Başbakan, Ürdün' ün de davet edileceğini ümldcttiğinl ilâve etmiştir. _____
TEŞEKKÜR
ss.mii s5im Haydar Eıııre nin ebediyen aramızdan ayrılmak dolayıslle gerek bizzat mektup veya telgrafla mahzun gönlümü alan dostlarımıza minnetle teşekkür ederim.
Eşi: Neclâ Haydar Enırt
17 Mart 1945
/ KSAMDAN AKSAMA'
Son günlerde ölen bir «hezarfen» amatör
Memleketimizdeki amatörleri (şayet kendileri isterlerse hattâ remiz ve ınüstear isimlerle) tanıtmak, böylelikle amatörlüğü başkaları arasında da yaymak arzumu bu sütunda yazmıştım. Muhtelif mektuplar alıyorum; beııi bir çok yerlere çağırıyorlar. Miiınkün olanlarla ayrı ayn ilgileniyorum, Bugün, Yüksek İktisat ve Ticaret okulu talebesinden 1713 bay Melih Aksel’in verdiği malûmatı dercediyorunı:
Kumaş ihtikârı
10 liraya malolan kuma*
28 liraya verilmiş
Kırk gün evvel ölen büjukba-baııı merhum Emekli Yarbay Cemal Gül, o Türkiyede ilk uçmak şerifine nail olanların arasında bulunuyordu. Bugün onun bu uçak severliğini ve önderliğini bir sokağın adını Tayyareci Cemal diye adlandırmakla gösteriyorlar, l'ayyare mektebinin müdürlüğü* nü binbaşı rütbesi ile yapıyordu. Büyükbabamın son uçıışu tayyareden düşmesine ve sağ elinin ö-lünceye kadar titremesine sebep olmuştu. Sağ eli daima titrerdi, fakat buna rağmen yaptığı işler hudutsuzdu. 'Büyükbabamın Türkiyenin ilk tayyarecilerinden olduğunu resim ve vesikalarla ispata hazırım,»
Emekliye ayrıldıktan sonra en biiyiik zevki gül yetiştirmekti. Bahçede envai çeşit gül bulunurdu. Soyadını da Gül almıştır. Kendine her sene muntazaman Paristen, Lyondaıı, Nişten, Belçt-kadan giil kataloglan gelir, bun-îann arasından beğendiklerini sipariş ederdi. Muhtelif meyva a-ğaçları yatiştinnek, bunları birbirine aşı yapmak zevklerinden birini teşkil ederdi.
Evin içerisinde iş odası diye ayrılmış bir oda vardı. Burada her ııe ararsan bulunurdu. Torna tezgâhlan, matkaplar, çeşitli aletler, testereler, rendeler, ne bileyim ben. bu odada bulunan şeyleri saymağa kalksam ne sizde okumakta takat ne de bende yazmakta sabır kalır..
Sigara ve içki nedir bilmiyetı ■ağlam vücudunun en büyük zevklerinden biri de bisiklete binmekti. Hem de bütün bîr gün sabahtan akşama krdar, Selimiye-den kalkıp Alemdağ. Kayışdağ, Maltepe, Kartal. Pendik seterleri onun 60 yaşına kadar yaptığı işlerdendi. Otomoto marka bisikletinin bütün ağırlıklarını sökülüştü, Ve bisikleti ayak frenile idare ediyordu.
Merak sardığı işlerden biri de her halde mimarlığından ileri gelmiş olacak — «Kolorduda inşaat şubesi reisliğini yapmıştır» — havuz yapmaktı. Hevbeliada Deniz mektebindeki ve orgeneral Asım Gündüzün evlerindeki havuzlar onun eseridir. Yalnız bizim bahçemizde üç küçük ve iki büyük olmak üzere 5 havuz var-dır. Havuzların içinde kırmızı ve beyaz balıkları yetiştirmek, onları çiftleştirmek, yaz kış sularını değiştirmek onun baş’ıca meş- ( jalelerini teşkil ediyordu. Bu l»a- ' vıızların hepsinin suyunu temin ( eden tulumbalar ve kuyular yapmıştı.
Son 10 senesinde bütün mera- , kını islâm dîni üzerinde topladı, koyu bir sofuluk ic:nde yaşadı... ı Caminin anahtarı biiviikbaba- ı pim cebinde İdi. Her gece sabahlara kadar okurdu, elinden de ! mübarek tesb'hi hic düşmezdi. (
Radyo ve elektrik işleri, ona çocuk oyuncağı gibi gelirdi. Kitap ciltlemede eşsizdi. Hayvanlardan tavsan ve at beslemeği severdi. Vahşi hayvan filimler i ne ve bilhassa, Tarzan rolünde John İVeîsmuller'c hayrandı. Gayet tatlı konuşur ve karşısındakine ' dinletirdi. Büyükbabamın merakları bu kadarla bitmiyor. O her bun altından kalkmasını bilen emsalsiz bir adamdı. Onu lıer tanıyan bunu takdir etmiştir. Eğer ben de onun gibi olabilseydim dünyada benden mesut kimse o-lamazdı.
İmal edilen yeril kumaşları sahte fatura İle piyasaya sürenler haklındaki İncelemeler devam ediyor. Mili! korunma savcılığı, mili! korunma murakabe teşkilâtı ile beraberce çalışarak bu İşte suçu, olanları tesblt etmekte ve muhtekirleri adaletin pençesine vermek için incelemelerini derinleştirmektedir.
Suçluların ve bu İhtikâr konusunun meydana çıkarılmalında İktisat Bakanlığı müfettişleri ile sanayi tetkik heyeti âzalarının büyük rolü olmuştur.
İktisat Bakanlığınca meydana çıkarılmış bir hakikat de yeril kumaş yapıp piyasaya çıkaranların veya toptancıların bu satış işlerinde elde ettikleri kâr tutarının çok olduğudur. Satışlardaki kâr nispeti, bu konuyu ihtikâr çerçevesi İçine alacak mahiyettedir.
İktisat Bakanlığı, bu konunun önemle üstünde durmuş ve İncelemelere başlamıştır Bakanlık müfettişlerinin yakında İstanbul'da İncelemelere başlamaları bekleniyor.
İktisat Bakanlığının istanbuldakl İlgili makamlarının şimdiye kadar yaptıkları incelemeler bu konuyu aşağı yukarı aydınlatmıştır. Varılan neticeye göre, perakendecilerde satılan kumaşlar İçin mal sahiplerinin ellerinde bulunan faturalar, toptancıların verdikleri faturalardır. Perakende olarak metresi 35 liraya satılan bir kumaşın toptancıdan alınma flatı 30,5 liradır. Bir hesaba göre bu mal. toptancıya 28 liradan verilmiştir. O halde, fabrikatörün satış flatının 28 lira olması lcabedecektlr. Aynı malın Sümerbank'a maliyet fiatı on, on buçuk liradır. Arada 18 Hra fazlalık vardır.
Geçenlerde meydana çıkarılan kumaş ihtikârında toptancıdan evvelkine alt yani fabrikaların verdikleri faturalar bulunamamış ve ondan sonradır kl perakendecilere verilen faturaların sahteliği meydana çıkarılmıştır.
İstanbul bölge sanayi birliği de bu konu ile 'kendini İlgilendirmiş, senelik kumaş istihsal ve istihlâkini, İmalât kalitesini. Hafilerin gösterdiği durumu İncelemişti. Sümerbank fabrikalarının bir metre kumaşa koydukları maliyetle diğer fabrikaların maliyetleri arasında bir fark bulunmaması lâzım gelmektedir. Bu bakımdan senelerden beri devam, eden ku-' maş ihtikârının alanı geniştir: İncelemeler derinleştikçe yeni yeni ihtikâr konuları ile karşılaşılacaktır.
Kumaş darlığı arttıkça flatler de yükseltilmektedir. Diğer taraftan kumaş İşlerine millî korunma savcılığınca el atılmış olduğundan fabrikalar kara borsaya kumaş veremez olmuşlardır. Yakında bu mesele bütün aydınlığı İle meydana çıkarılacak ve yeri! kumaş satışlarında öteden beri çok tutarda ve gayri meşru kazanç elde etmiş bulunanlar tamamen anlaşılacaktır.
* Tarabyada Kefellköy caddesindeki fırını üzerindeki odaya anası Eftal.yayı kapatarak hürriyetini tah-didetmek suçundan sanık bulunan Evgenyanın duruşması dün sona ermiştir. Savcı Hlcabl Dinç, mahkeme naibi tarafından mahallen yapılan kesifte Eftalyanm bu İddiasının doğruluğu sabit olmadığından Evgenya-nın beraetlnl İstemiştir. Mahkeme; kararını çarşamba günü tefhim etmek üzere durulmayı talik etmiştir.


Harp sonu insant.
Üniversite profesörlerinden Neumark’m Eminönü Halkevinde verdiği konferans
Üniversite ordinaryüs profesörlerinden Neumark’m Eminönü Halkevinde: «Fiat yükselişi ve ihtikâr» mevzuuna dair bir konferans verdiğini yazmıştık. Profesör, büyük alâka İle taklbedllcn konferansında uınıunt mülâhazalardan sonra demiştir kl:
Umumi fiat yükselişi temayülü her harbda müşahede edilebilir. Bu keyfiyetin izahı şöyledlr: Bir taraftım arz azalıyor, zira çalışabilecek erkeklerin seferberliği neticesi dahili İstihsal imkânları ve ithalât imkânları daraltmaktadır. Diğer taraftan talep artıyor.
Acele karşılanması lcabeden devlet ihtiyaçları . birden bîre muazzam bir seviyeye varır, Meslenln ayni ciheti bundan ibarettir. Fakat bir dc mali cephesine dikkat etmek gerektir. Eğer devlet, artan bir ölçüde muhtaç olduğu metaiarı, hususi şahısların alım satım kuvvetini, vergileri uygun nispette arttırmakla tahdit ederek bunların yerine piyasada talepte bulunmak suretlle hareket edecek olursa bir fiat artışının meydana gelmlycceği Aşikârdır.
Normal zamanlarda piyasada talepte bir artış vuku bulursa dahili ve harici rekabet ve talep edilen metu-ların yeniden istihsal imkânları do-layısile arz er geç talep artışına İntibak edecektir. Bundan başka stoklar m mevcudiyeti de noksanlığın derhal tezahürüne engel olur. Fakat harb ne kadar uzarsa noksanlık o kadar kendini hissettirir.
Ekser devletler bu sefer daha harbin başlangıcında vergileri ehemmiyetli ölçüde arttırmak suretlle halkın satın alma kudretini kısarak enflâsyonu mümkün mertebe tahdidetme-ğe gayret etmişler, bir taraftan da hayati ihtiyaçların tatminine yarayan bütün maddeleri vesika rejimine bağlıyarak bunların ehven flatle tevziine çalışmışlar, diğer taraftan her nevi fiat arttırmalarını yasak etmişler veya resmi müsaadeye bağlamışlardır.
Buna mümasil tedbirlere başvurulmakla beraber memleketimizde bunlar ya geç veya noksan olmuştur.
Tedbirin vaktinde alınması bllhas-
Kasaplar pazar tatili istiyorlar
Kasaplar, diğer esnaf gibi pazar günü dükkânlarını kapatarak tatil yapmalarına izin verilmesi İçin geçen yıl Belediyeye müracaat etmişlerdi. O zaman bir neticeye varamıyan bu müracaat yeniden tekrarlanın şi tır.
Kasapların pazar günleri hep birlikte tatil yapmak üzere dükkânlarını kapatmaları halk İçin bir sıkıntı meydana getireceği göz önünde tutulmaktadır. Bu yüzden kasapların pazarları tatil yapmalarına mutlak surette zaruret olup olmadığı İncelenmektedir. Bunun zaruret olduğu kabul Milise bile aynı semtte bulunan kasapların sıra ile istirahat etmeleri mümkün görülmektedir. Bu hususta henüz bir karara varılamamışı ir.
D grupu seresi açıldı
nD» grupunun on ikinci resim sergisi dün Beyoğtunda Knrlman mağazası karsısındaki Oygar resim galerisinde açılmıştır. Sergi, on beş gün müddetle acık kalacaktır.
Açık muhabere: — Bay S. Anıl kitap okumak da elbette amatörlüktür. Fakat bu. bir hususiyet teşkil etmiyor: bütün dostlar başına» dlyece-flhnlz meraklardandır. Yeril müelllf-erl seri halinde okuduğunuza İsabet ediyorsunuz. Ecnebi müelliflerin ter-₺üme edilmiş eserlerinin ne dereceye kadar İsabetli olduğu hakkındakl fikrime gelince, bazı tçnkidlere elbet siz 'de rafitlıyorsunuzdur. Bu hususta cyuin olmak İçin evvelâ mütercimin (jjJebl, sonra da tabedenln ticari ciddiyetini dikkate almanız lâzımdır.
I — Roman okumak amatörlüklerinden bahşeden diğer mektup sahiplerine de bu suretle cevap vermiş oluyorum, Onlan bu sütunda zlkre-demiyeceğlm. (Vâ - Nû) |
Telif eserleri isteksiz, ItJnasız, âdeta baştan savmacasına sahneye koyduğu İddiamın ne kadar yerinde olduğunu «Casuslar» ın sahneye konuş şekliyle bir daha İspat ettiği ve «Yaprak dökümü» nden sonra bana yeni ve parlak bir msal verdiği İçin yazıma Şehir Tiyatrosuna teşekkürle başlamak İstiyorum.
Muhsin Ertuğrul'un rejisörlüğünü yapmak zahmetine katlanmadığına ve «Yaylâ kartalı* İçin olduğu gibi bu vazifeye memur edilen arkadaşın İsminin bile verilmediğine göre, «Casuslar» a, bu mevsimin İkinci telif piyesine, lâyık görülen bu muameleden mesuliyetin de doğrudan doğruya Şehir Tlyatrosunca kabul edildiği anlaşılıyor.
İlk geceki temsilin sayısız hatalarının bir kısmı, aşağıdaki İzahlardan anlaşılacağı gibi, belki hakikaten aksi bir tesadüf oldu. Meselâ piyeste büyük bir rolü olan radyo İşlemedi. I tabanca patlamadı... Fakat piyesin dinlediğimiz metni üzerinde sadakatle duran, okuduğunu anlıyan her kim olursa olsun, biraz itinayla, diğer birçok hatanın kolaylıkla önüne geçebilirdi.
Sırası gelmişken kaydedeyim. Rejisörlük meselesi geçen mevsimden beri şehir Tiyatrosunun yeni bir dâvası oldu, şimdiye kadar olduğu gibi
sa şu sebeple çok önemlidir: Tüccar ve müstehlik bir kere kara piyasalarının mevcudiyetine alıştıktan son-ıa böyle bir durumun bertaraf edilmesi pek güç olur.
Yalnız harbLn başında kira fiatle-linin arttırılmaması hususundaki kanun en tesirli bir tedbir olmuştur.
Kazanç vergisi bütün varidata şamil olmamaktadır, şimdiki kanun ekseri mükellefleri kazanç ve İratlarını noksan bir şekilde yani diş alâmetlere (karinelere) göre nevllendl-rir. Neticede bir takım harb zenginleri ancak cüz! miktarda vergi ödeyerek alun satım kudretini bir taraftan stok, spekülâsyon işlerine, diğer taraftan aşırı istihlâke tahsis sürgüle paralarını ellerinde bulundurmaktadırlar. Hükümet kazanç vergisinin esaslı bir reformunu gerçekleştirmek üzeredir.
Bu reform arzuya şayan ve zaruri İse de bugünkü durum üzerinde müessir olmak için geç kalmıştır.
Milli korunmanın ehemmiyeti pek büyiik olmakla beraber bu kanunun, başlangıcında vurguncuların derhal faydalandıkları bir takım noksanları vardır. Bunların bertaraf edilmelerinden sonra dahi tatbikat, ta tam tatmin edici olmamıştır. Diğer taraftan bir vurguncunun kanunu ihlâl etmek suretlle elde c’debildlğl kazançlarla çarptırıldığı cezalar arasında bîr nispet mevcut değildir. Zira aşırı bir fiat yükselişi husule getiren kimseyi on binlerce hattâ yüz bin-, lcrce lira kazanmasına karşılık bir koç yüz veya bin Hra para cezasına çarptırmakla veya bir hafta dükkâ* nını kapatmakla sözde ağır cezaların pratik önemini takdir edersiniz. Daha başlangıçta dükkânı daim! kapatmak veya ticaretten menetmek glb! cezalar hükmedllseydl bu, belki tesirli bir vasıta olurdu.
Hükümetçe alınan tedbirler ihtikârı kısmen önllyebllmlştlr. ihtikârın bu kadar genişlemesinde de muhakkak kl biz müstehlikler de az çok mesul liz. Rekabet serbestislnin piyasaya hâkim olacağı yakın günlerde ihtikârın da ortadan kalkacağını ümld-edelim.
Çoban Ali, cesedin ağzındaki altın dişleri söküp almış
Bakır koy e bağlı Mahmudiye bucağının mezarlığı civarında dün garip bir hâdise olmuştur.
Bucağın Kocasinan adı verilen semti yakınında bulunan mezarlık, civarında etleri kısmen dökülmüş bir erkek, cesedi göriildek Jandarma kumandanlığına haber verilmiş. Cese din bulunduğu yere gidilince, filhakika yarı İskelet haline gelmiş bir cesetle karşılaşılmıştır.
Ceset üzerinde lig yapılan tetkiklerde, bunun pek derin kazıimıyan bir mesajdan köpekler taralından çıkarılarak didiklenmiş bir ölü olduğu görülmüş yalnız yapılan soruşturmalar sırasında o civarda çobanlık eden Ali adında birinin bu cesedi gördükten sonra onun ağzında bulunan üç tane altın dişi söktüğü anlaşılmış ve bu çoban sorgu altına alınmıştır. Diğer taraftan nöbetçi savcı B. Necati Volkan İle adliye doktoru B İzzet îşcân da hâdise yerine giderek tahkikata el koymuşlardır. Ceset, adliye doktoru tarafından morga kaldırılmıştır. Soruşturmalar davam etmektedir.
pamuk ipliği devam ediyor.
Pamuk ipliği vurgunculuğu tahkikatı
Meydana çıkarılan yolsuzluğu tetklkatı
Anadoluda bulunan tezgâh sahiplerine Ticaret bakanlığı tarafından tahsis edilen ipliklerin kurulan b r teşkilâtla toplattırılarak İstanbul'a serk-edlldlğl ve yüksek fiatle satıl'ığı anlaşılmaktadır. Bıı işle İlgisi görülen İlci şahıs daha yeniden milli korunma mahkemesine verilmiştir. Bunlardan birisi iplikleri Anadoludan İstanbul'a getiren nakliyat ambarının sorumlusu. diğeri bir manifaturacıdır. Bunlardan başka sahte fatura İle kumaş satan bir manifaturacı da milli korunma mahkemesine verilmiştir.
Üniversite kütüphanesi genişletilecek
Üniversite merkez binası yanında Veznecilerden Süleymanlyeye çıkan yolun üzerindeki kütüphane ihtiyaca kâfi gelmediğinden burasının genişletilmesi düşünülmektedir.
İlk olarak kütüphane binasının etrafındaki üç arsa istimlâk edilmiştir. İstimlâk muamelesi bittikten sonra üniversite umumi kütüphanesinin yanına önümüzdeki yü büyük bir okuma salonu İnşa edilecektir. Fakat hâlen fakültelerde bulunan fakülte kütüphaneleri gene eskisi gibi fakültelerde kalacaktır.
Almanyadaki talebelerimiz 12 nisanda geliyorlar Altnanyada kalan talecömlzl getiren İsveç'in Drottnlngholm vapuru nisanın 12 sinde limanımızda ol-ı-caktır.
Pamuk ihracı
Ticart Bnkanlığı. takas ve Serbes döviz yolu İle pamuk İhracını serbes bırakmıştır.
Satışa çıkarılan ithalât malları
GaJ. Hornlş handa Slnger dikiş makinesi kumpanyasına dikiş makinesi ve akşamı, İstanbul Taş handa Zlngal T. A. ş. ne tel halat. Marpuç-•çularda Vitall Pollkara kösele makine kayışı ve gomalak. Gal. Mahmudiye No, 15 de Luka Ktçecloğluna amyant levha. Bahçekapl Rıdvan handa Şark diş deposuna Gutsıperka. Koe ticaret T A. Ş. no (Gal. Fermeneciler) vernikli boya, klodyum, maden parlatma müstahzaratı, Gal. Merkez handa Şark ticaret kollektif Şt,l. ne ziraat ilâcı ve naftalin. Hasırcılar 44 de Mordo Rodrlge kremlin Dllslzzade han No. 13 de Osman De-mlrere metilsiklon, Çemberlitas peyk hane sokak İbrahim Abdi Baruta emoglobin. Yedlkule Kazlıçeşmede İbrahim Tnşcıoğluna krom şap. Yedi kule Kaziıçeştncde Aleko Dulo ve mahd. müstahzarat. Gal. Karamus-tafapaşada Panzo Stavropulo mahdumuna vernik (muhtelif), Gal. Ka-raköy palasta K. Parusyadlse kundura verniği ve silgi bezi. Deftardar İst. Dokumacılık Ltd. Sti. ne kimyevi sınai müstahzarat ve dokuma makine akşamı. İst. Mahmutpaşa Kürkeü han Cemal Pulathanellve m- şambn mezüre.
En çok kullanılan lâf: »Harlı sonu dünyası.» dır. Âlini, cahil, sanatkâr, şair, mimar, politikacı şimdi hep bundan bahsediyor Harb sonu dünyası!.. Ve yarının dünyası bugünün en tatlı, en meraklı hin bîr gece masalıdr Her düşünen, hayalini her işleten bize yeni bir hoşa gidici masal anlatıyor. Ve bu masalları dinlerken iki milyar nüfusu ile — acaba şimdi o kadar kalmış mıdır?. — hiitün dünyanın ağzının suyu akıyor. Çünkü masal. Tatar ağasının yalanlarından da daha cazip ve daha inanmak ihtiyacını uyandırıcıdır.
• Harb sonu diîn yası o masalını dinllyen herkes şöyle düşünüyor:
Dişimi sıkar da yaşarsam çok şey göreceğim.
Lâkin asıl merak edilecek şeAt «harb sonu dünyası», o İki milO yar kişiye vadedilen hayaldekû-cennet değildir DüşüniilecekÇN son derecede merak edilecek olartte-• harb sonu insanı» dır Acaba'"' o nasıl hir mahluk olacaktır? C
Harb sonu insanı... Kim bilirO o ne acı. o ne ölümlere kanıksa-OT mış, o ne taş kalhli, o ne yıkıci^j bir mahluk olarak karşımıza dl-> kilecektir. q
Kaybolan şehirler, kaybol anQ) sevgililer, kocalar, kardeşler, balar, hudutsuz, kinler, dinmlveiK^ intikamlar, diş gıcırtıları.,, V‘S bütün bu hava içinde seneler çirmiş insanlar... İşte harbîn sı q nunda merak edilecek, korkulan-* cak şeyler bunlardır.
Düşman işgali görmüş bir Ba!-£_ kan memleketinde veremli i,o milyon genç kız olduğunu gazeteler yazıyordu. Avrupanın bütün işgal bölgelerinde halkın yüzde seksen ikisinin tansiyonlarının .şaşılacak derecede bozuk olduğu anlaşılmıştır.
Üstünde harb geçmiş bir çok topraklarda yedi, sekiz yaşındaki çocukların daha şimdiden «ihtiyarlık» hastalıklarına tutulduksan dişlerin ebediyen döküldüğü, saclarının tamamen beyazlaştı-ğı. hattâ belleri büküldüğü gazete havadisleri, muhabir mektupları arasında yer almıştır.
İşte harb sonu insanı olarak yanımızda yürüyen insanlar, arkamızdan gelen nesiller. Önümüze çıkan kitleler bunlar olacaktır. Kafile kafile veremlileri, sinirlileri, hırçınlan, ümitsizleri, körleri, topallan ile harb sonu insanları...
• Kolonya şehri gitti» diye kaybolan memleketlerin arkasından üzülüyoruz. Belki haklıyız. Fakat insan ruhunda ne Kolonyalar yıkıldı. Mânevi tahribatın yanında şehirlerin, duvarların hesabı mı olur?..
Şehirleri kurmadan önce bunu düzeltmenin çaresine bakılsa çok daha yerinde bir hareket olurdu.
Hikmet Feridun Es
Şehir tiyatrosu dram kısmı
CASUSLAR
VâlâNureddin Vâ-Nû ve Nihal Karamağaralı’nın telif eseri
blzde sahne sanatkârı hep kendiliğinden yetişir. Hem fıtri kabiliyetine göre oldukça çabuk. Halbuki rejisör, fıtri kabiliyeti ne olursa olsun, kendiliğinden ve çabuk yetişemez. Bu hakikat unutulmaktadır. Rejisör olabilmek İçin sanatkâr olmak da kifayet etmez. Üstelik ayrıca çalışmak, pek çok çalışmak lâzım gelir. Bizde bu mevzu ve son derece ehemmiyetli olan teferruatı hakkında yazılmış herhangi bir eser yoktur. Rejisörlük mesleği hakkında malûmat ancak yabancı dilde okunacak kitaplardan elde edilebilir. Bu mesleğin zorlukları da hadsiz hesapsızdır.
Rejisörün ilham kaynağı yalnız elindeki eserir» metnidir. Eseri okurken edindiği ilk ve sathi fikre saplanırsa. onu İyice anlamadan, inceliklerini aramadan işe girişirse, bu defa oldiığu gibi, eserin belkemiğini baltalamış olur.
Şelıir Tiyatrosu uzun senelerden beri bu yolda ileri bir adım atmak teşebbüsüne girişmekten kaçınmıştı.
Bu sebepten geçen tiyatro mevsimi bütçesine: ( Rejisör yetiştirmek İçin ikramiye» olarak 1200 Hra koyduğunu öğrenince sevinmiştik. Geçen mevsim bu teşebbüsün tahakkuku için çalışıldı mı? Nasıl çalışıldı? bilmiyorum. Fakat her halde büyük bir şey yapılmamış olsa gerek kİ bu sene tahsisat bütçeden: «Bu suretle ikramiye verilmesi muvafık görühnlyerek tay» edildi. Ştaıdl korkarım, Şehir Tiyatrosu da bu bahaneyle telif eserlerden rejisörü «tay» etmektedir.
Vakalar münferit kaldıkça sarih bir mâna İfade etmezler. Fakat sıralandıkça mânalaşırlar: Bu sene Şehir Tiyatrosu dram kısmında oynanan İlk üç yabancı eseri bizzat Muhsin Ertuğrul sahneye koydu. Ve bunu programlarda Hân etti. Sıra «Yoylâ kartalı» na gelince bu vazife Sami Ayanoğiu’na yüklendi. «Casuslar» ise bu kadar itinaya bile lâyık görülmedi. Yahut bu vazifeyi üstüne alan arkadaş. iyice çalışmadığını görerek ismini bildirmek istemedi, şehir Tlyat-
rosu da bu mazereti kabul etti ve İsmini programa yazmadı.
İşin acıklı bir cihet! emektar ve kabiliyeti! namzedinin de mevcut Bunlardan biri elyevm uzak çalışmakta, diğeri kadro dahilindedir. Geliniz de siz benim yerimde olup, yani bunu bilip, tiyatromuz hesabına birkaç defa yazık demekten kendinizi tutunuz.
Şimdi, piyese gelelim. Vâ - Nû ve Karamağaralı ana bir fikir seçmişler: «Terbiye ve telkinin, bahusus telkinin, insan karakterini yoğurmaktaki rolü» nü belirtmek istemişler. Bu ana fikre göre mevzuu şu şekilde canlandırmışlar: «Türkçe bll-mlyen fakat ailesinin anlamadığı İki dili bülbül gibi konuşan; kendi toprağında kendi lıavaslyle yetişmesi lâzım gelirken, sun! olarak İçinde ya-şatıldığı İklime uyarak dejenere olan; yani casusluk yapacak kadar kalb-slzleşen. seclyeslzleşen bir genç kadının kendisini yetiştiren mürebbiye-nfn prens lâkaplı oğlu, elebaşı rolünü oynıyan bir doktor ve hempala-rlyle birlikte, yalni2 bu maksatla evlendiği bir erkeğin sırlarını çalmaya teşebbüs etmesi; foyası meydana çıkınca kaçarken vurulması.»
(Arkası yedinci sahifede)
sahnemizin İki rejisör olduğudur, tiyatrodan
Merhum Ali Kami Akyiiz için yapılan toplantı
Dün saat 17 de Eminönü Halko.inde Dal’üşşafakanın uzun seneler müdürlüğünde bulunmuş oW İstanbul Millet Vekili merhum Ali Kânı! Ak-yüz için bir anma töreni yapılmıştır Törende Darvrşafakanın bütün eş* ve yeni mezunları. merhum Ali Kâm den feyiz alanlar, dostları, ailesi efn dı bulunuyordu ıik olarak Cemiye _ başkanı Veflk Pamir töreni açmıştır. '
Müteakiben Efdaleddln Teklner 1le tıb fakültesinden B. Kuds! Gaziog-lu ve Darüşşafakadan 8. Bektaş Erdem söz alarak merhumun meziyetlerini belirtmişlerdir.
Son olarak Merhum Ali Kâml Ak-yüz’ün yeğeni arkadaşımız PvyamJ Safa kürsüye gelerek toplantıyı ter-tlbedenlere. söz söyllyenlere ve talebelere Aile adına teşekür etmiştir.
HALx ELBİSELERİ
Muhtelit desenli ince yün kumaşlardan yapılmakta olan 3000 ucuz halk elbisesinin toptan ve perakende satışına Nisan iptidasında başlanıyor.
Salâhaddln Karakaşlı
AT MERAKLILARINA
Anası Arap, Babası Ingiliz
Üç yaşında yarış Ve binek içfn^gO yet elverişli bir at satılıktır. Görnıtf İçin Sipahi ocağında Ali Çavuş'a t pazarlık için İstanbul Çakmakçılı 24 No. İsparta pazarına müracaat, h
i

Sahi fe ♦
AKŞAM
17 Mart 1(M5

KARAR ZAMANI


Halk e vler. ve Kurumiar
|Yazan: SUMNER WELLS “flşğ
BİRtNCt KISIM
BEŞİNCİ BAHİS
İhtilâf sahaları
Ingilterenin san 25 sene içinde Irak siyaseti ve burada karşılaşılan güçlükler
Fransa, Fas, Merkezi ve Oarb! Afri-kaciııkl müstemleke halkına karşı iş birliği zihniyetile hareket etmiştir. Milletler Cemiyeti mandater devletlerin de halk arasında da aynı tarz münasebetler tesis edilmesini mura-detmlştir. Bunun neticesi, Suriye ve Lübnan halkının çoğunluğunu teşkil eden hayli medeni, kabiliyetli ve hür-rlyetsever İnsanların daha şiddetle İstiklâllerini istemesi oldu. Onların bu İstekleri liberal görüşlü Fransız devlet adamları tarafından da hoş görülmüştü. Meselâ Leon Blum'ün 1lk Başbakanlığı esnasında Fransız hükümeti ve Suriye ile Lübnan d a bulunan yerli mümessilleri, İngiltere İle Jrrk arasında akdedilen muahedeye bınzer, bir muahede imzalamışlardı. Bu muhade mucibince Suriye ve Lübnan’a 1939 da İstiklâl verileceği vade-dflmlstl.
Avrupa harbinin çıkması Fransa-nın bu taahhüdünü yerine getirmesine mâni olmuştur. Evvelce gördükleri muameleden dolayı Suriye ve Liibnan halkının Fransızlara karşı duydukları kin ve İngillzlere karşı bc . dikleri husumet. Mihver propa-
g. ndaslle dı beslendiği İçin. Vichy
h. i.limitinin 1941 İlkbaharında Su-rlyede AImnnJara hava üsleri vermek ve diğer askeri kolaylıklar göstermek h ı susundaki teşebbüsü hemen de hiç bir muhalefet görmedi Tehlike o kadar büyümüştü ki, o vakit İngilizler karşılaştıkları güçlüklere rağmen, İngiliz ve Fransız kuvvetleri Suriye ve Lübnan’ı İşgal ederek Vichy hükûme-tlr.'n elinden almağa mecbur oldular. Aynı zamanda İngiliz ve Fransız makamları. Suriye ve Lübnan halkına harbden sonra istiklâl vereceklerini temin ettiler Amerika hükümeti de. Eurivedeki ilk diplomatik alanına verdiği itimatnamede bu teminatı resmen tekidctmlştlr.
Bu sebeple 1943 yılı kasım ayında Cczaylrdekl Fransız Millî kurtuluş kemi fesinin, general de Gaulle'ün teshile, Surîyedeki komiserine yeni Suriye Cumhurrelsi ile yeni Suriye kıblnesl âzalarının tevkif edilmelerini emretmesi, teessüfe değer bir hâdise İdi. Bu karar, son zamanlarda yapılmış aptalca beceriksizliklerin en kötüsünü teşkil ediyordu. Londra ve Vaşlngton'un şiddetli muhalefeti üzerine bu karar geri alınmış ve Suriye hükümeti tekrar iş başına gelmişti. Fakat bu hâdisenin Suriye efkârı üzerideki tesirini tahmin mümkün -değildi- Bu halkın garp > medeniyetlerine karşı duydukları husumet ve hıncı, ancak İleride İstiklâllerinin milletler arası bîr teşkilât tarafından teminat altına alınacağı ve kendi toprklannda Fransız İdaresinin artık devam etmiyeeeğı emniyeti silebilir.
Haftanın notlan Maarif mükâfatı maçları
di çocuğunun Irak tarikiyle Filistin e gönderilmesine müsaade etmemiştir. Bu çocuklar Mihver memleketlerinden İstanbul» sığınmışlardı, ve o vakit bunları denizden göndermek tehlikeli görülmüştü. Evvelce Irakta Yahudi düşmanlığı yoktu. Orada yaşayan Yahudllere karşı hiç bir fark gözetilmeydi. Irk meseleleri hiç bir güçlük doğurmuyordu. Irak hükümetinin bu defa aldığı tavır, Flllstlnin istik-ballnl tayinde yeni güçlükler doğuracaktır.
Suudi Arabistan
Maarif mükâfatı müsabakaları dışında kalan takımlar
Yazan: ADİL OİRA¥İ
Fenerbahçe Galatasaray Izmire, üeşiktaş Beykoz Ankaraya gitti
A- Eminönü Halkevinden: Evimiz spor şubesinin münhal kanlıkları için yeniden seçim yapılacağından bu şubeye kayıtlı Azaların 19. 3- 1945 pazartesi günü saat 417) de Halkevlne teşrifleri rica olunur
A Beyoğlu Halkevinden: Evimizde İngilizce, Fransızca, biçki dikiş moda ve erkek terziliği derslerine başlanacaktır. Ders almak isleyenlerin her gün Taksimde eski sular idaresindeki binasında Halkevi müdürlüğüne saat 14-19 a kadar kaydolmaları
■A Beşiktaş Halkevinden: 17 mart cumartesi günü akşamı saat 20.30 da Evimiz salonunda muharrir Burhan Felek tarafından (Fıkra nedir» mevzulu bir konferans ve konferansı takiben de gösterlt kolumuz tarafından bir temsil verilecektir
A İstanbul Barosu Başkanlığından: Baromuz staj konfcranslarmui İkincisi 17. 3. M5 cumartesi günü saat 14.30 da İstanbul birinci ağır ceza mahkemesi salonunda avukat Ali Haydar Özkent tarafından verilecektir İsteyen avukat arkadaşların gelmelerini dileriz
I Beden Terbiyesi futbol federasyonu1 miyen, fakat kuvvet noktasından tarafından hazırlanan Maarif mükâ- yekdiğerine müsavi görülen Galata-fatı futbol maçlarına geçen halta I sarayla Ferterbahçcnln beraber seva-Aııkara, İzmir ve Istanbulda başlan- hati?ri İle İzmir seyircilerinin futbol mış bulunmaktadır. Maçların progra- zevklerini lâyıkı veçhile tatmin ede-mına göre bu halta şehrimiz takım- çekleri şüphesizdir lan Ankara .. Innlrd» oynıyaealr vej Mastaoaa İki Smı evvel Hluna El. istanbulda maj şapılmısacakür iw „ ,eIaK6r Ut
Evvele. tUdıraıg mla rtl Ankara IaI,Mı a6abeJ|trinI kaybeden Beslk-şampiyonu Harblyeiilerln İmtihanlar •--».(— _______ . .
dolayısıle bu maçlara İştirakine müsaade edilmediğinden Uçaksavardan sonra kazanan Dcmlrsporlular Harbiye yerine maçlara katılmışlardır Bu değişikliğe göre bu senek! karşılaşmalara Ankaradan Uçaksavar -Demlrspor, İzmlrden Altınordu - Karşıyaka, Istaiıbıildûn Beşiktaş - Fe-nertohçe - Galatasaray - Beykoz takımları iştirak e’inektedir.
İlk hafta maçlarında Ankarada Uçaksavar İle Demlrspor karşılaşma-ı sı çok çetin olmuş ve Denılrsporlular ı Ankara İkincisi Uçaksavarı 2-3 mağ- ; lûp etmişlerdir. İzmlrde İse Allınor-1 Fakat takımlarında en büyük du İle Karşıyaka takımları karşılaş mış ve maç 1 - 1 beraberlikle de>vam ederken hakemin verdiği bir penaltı kararına İtiraz eden Karşıyakahlar sahayı terkettlklertnden hükmen mağlûp sayılmışlardır.
Maçlara alt fikstür henüz gelmemekle beraber An karadan verilen bir emir üzerine bu hafta Galatasarayla Fcnerbahçeniıı Izrnire, Beşlktaşla Beykozun da Ankaraya gitmesi te-karrür etmiş ve ş_2_J—L --------------
perşembe akşamı kalabalık birer kafile halinde hareket etmişlerdir.
Her sene olduğu gibi bu sene de Fenerbahçe ile Galatasaray beraber seyahate çıkmaktadır. Bu her iki kulüp İçin de güzel bLr avantaj teşkil etmektedir. Çünkü her iki takımın, cumartesi günü hırpaladığı takımlar ertesi pazar günü karşılarına ne dt •olsa yorgun bir vaziyette gelmektedir. Bu senekl İzmir takımlarının ..............~-j - kail durımlarmı bilmemekle beraber idarecilerimizden böyle bir istekte, İ®miıe deplâsmana çıkan takımların bulunmağı bir İşgüzarlık saymamalı- ekseriya umulmadı^ neticelerle kar-3İZ. Hep; şüphe edilmez kİ. yurd için- şUaşmakta olduklarını göz önünde de futbol çalışmalarının ciddi, ma- tutanlar arasında İzmlrdc Galatasa-ku), selâmetll ve verimli bir yola gir- rayla Fenerin herhalde sıkı birer I meşini canü gönülden ister ve te-'maç yapmaları icabedeceğl yolunda mennl ederiz. Gene pekâlâ biliriz kİ,umumi bir kanaat hüküm sürmekte-iş yalnız istemek ve temenni He dir. Gerek ferd ve gerekse takım halledilmiş olmaz. Spor idareciliğini oyunu ltibarile birbirine hiç benze-kabul eden arkadaşlara bunları hatırlatmalı bile lüzumsuzdur. Onlar, vazifelerini bilen İnsanlardır. Yalnız arada, sırada göze çarpan noksanları elbirliği ile yoketmeğe çalışmak tam sporculara yaraşır bir meziyet değil midir?
Yazmıza gene bir temenni ile son veriyoruz: Maarif mükâfatı maçları haricinde kalan takımları düşünmek onlara mevsim sonuna kadar bir çalışma programı hazırlamak çok hayırlı ve zaruri bir iştir. Bunu yapalım.
Pazar günü; Maarif mükâfatı İçin Ankara, İzmir v» İstanbul’un seçkin sekiz takımı, aralarında bir kaç ay devam edecric çetin bir karşılaşma serisin» başlamışlardır. Birbirlerine denk kuvvetler halinde görünen bu takımların müsabakalarında, futbol meraklıları zevkli ve heyecanlı maçlar seyTetmek fırsatını bulacaklar: u.
1 Memleket fııtbolünün gelişmesi bakımından Maarif mükâfatı maçları-[nın önemini küçümsemek haksızlık olur.
1 Yalnız üç Heri bökemizin bu talî II i sekiz takımı şampiyonluk uğrunda blrbrllerlle çarpışırlarken, bu mıç’a-rın dışında kalan di*e- tılh-'.z takımları da düşünme: futbol iş’eri izin başında bulunan idarecileri! birinci vazifesi olmalKi’.
Maarif mükâfatı müsabaka arına . giren takımların sayısı sen(lerd?nbe-
Arabistanın cenup kısmı. Arap dünyasının en geni» devletini teşkil eder. İbnlssuud, kendi zamanında efsanevi bir şahsiyet olmuştur. Çünkü müstakil Suudi Arabistan kıratlığı 1 tamamen kendi eseridir. Büyüttüğü çocukları, onları terbiyede kullandığı sert disiplin, bünyesinin dev yapısı, modern mekanik lcadlara karşı duy- I duğn şiddetli alâka, ve büyük devlet- rl hep sekiz olarak de m etmekteler! birbirine karşı kullanmakta gös-; dlr. Btı müsabakaların d> ında kı-terdlğl kurnazlık ve kabiliyet, "—" '— ---- — -.... ........
memleketlerinde onun hakkında yazılan kitaplar için birer mevzu olmuştur. Bununla beraber, bu fevkalâde canlı şahsiyetin arkasında Arap milletinin kabiliyetli ve feragatli hükümdarı vardır, tbnlssuud. milletine böyle bir şahsiyetten beklenen kuvvetli bir İdare getirmiştir. İbnlssuud aynı zamanda Vehhabl mezhebinin sadık bir mürididir, Harb boyunca, açıktan açığa birleşmiş milletlere mütemayil olmakla beraber, memleketinin tarafsızlığını korumuştur.
Suudi Arabistanın inkişafı çabuk olmuştur. Amerikan kumpayn alanım verilen petrol İmtiyazlarından elde edilen gelir ve avanslar, harb dolayı-sile hacılardan temin edilen varidatın noksanını kapatıp aşmıştır. Memleketin İktisadi kaynaklarını İşletmek üzere Amerlkadan mütehassıs temini İçin gösterdikleri arzu, Vaşlngton’da İyi karşılanmış, ve harbin müsaade ettiği nispette, bu ihtiyaç karşılanmıştır
Suudi Arabistan süratle ilerlemektedir. ve bugün Arap Aleminin imkân bakımından en kuvvetli devletidir. Yakın Şarkın istikrar ve inkişafı İçin bu Amilden nasıl istifade edilebileceği harbden sonra birleşmiş milletlerin hazırlayacaktan plânın mahiyetine bağlıdır.
Arap devletlerinin yeni dünya teşkilâtında yapıcı bir unsur olabilmeleri İçin en emin yol. Arap milletlerine 1915 Mc Mahov ulaşmaslle elde etmeği umdukları anahak ve fırsat-lann teminidir. Müstakil Suriye, Lübnan, Maverat Erdün, Irak ve 8uudl Arablstandan ve küçük muhtar Arap devletlerinden mürekkep olarak kurulacak siyasi ve iktisai bağlarla kuvvetlendirecek olan bir Arap federasyonu, galip bir ihtimale göre dünyanın müreffeh ve sulh içinde yaşayan bir parçası olabilir. Yalnız bu tahminin esaslı bir şartı vardır. Bu Arap federasyonunun Flllstinde bir — • ■ ■ • karşı
garp lan öç bölgeyi mensup birinci ve ikinci sınıf takımların sayısı üç dü-züntyi ferah ferah geçmekledir Maarif miikâratı müsabakaların1 n başlamasPe hariçte kalan takımlar için maç yapmak İmkânı kalma ış gibidir. Resmi futbol mevsim n'-> hazirana kadar devam ettiğnl düşünürsek, Maarif mükâfatı mü^abnf alanna giremlyçn takınılır için bu mevsim mart n ilk haftasında tamamlanmış sayılabilir
| Bu durum yurd 1 ind; futbol n yayılma ve gelişmesi takım ndan cld-; diyetle İncelenmeğe değer bir konu. dur
Hariçte kalan takımlara: «Sizin için futbol mevsimi kapanmıştır. Futbolcularınıza kır koşuları yaptırabilirsiniz.» diyemeyiz.
Onların da diğer talihli sekiz takım gibi mevsim sonuna kadar maçlara devam imkânını verecek çareler aramalı ve bulmalıyız.
taşlılar Galatasaraya da yenilerek Maarif mükâfatı karşılaşmalarına şanssız bir şekilde başlamış oldular.
ı Biraz da gururlu olmanın meydana getirdiği bu mağlûbiyetin şampiyonlukta rol oynaması kuvvetle muhtemel bulunan bLr takım hesabına üzülecek bir durum olduğu muhakkaktır. Diğer taraftan haber aldığımıza göre takım laıının en mühim elemanı bulunan kaplanları Hakkının da bu seferki Ankara seyahatine vazifesi , dolayısllc lştlrâk edememesi şanssız-1 tıklarının devamını göstermektedir, rolü oynayan kaptanlarından mahrum bir halde Ankara maçların: galibiyetle atlatmaları kendileri İçin büyük bir muvaffakiyet olacağı gibi şanssız giden talihlerini de düzeltmiş oladakla-rını düşünerek çaJışmaları neticeyi her halde lehlerine çevirecektir.
Beşiktaşla birlikte Ankaraya giden Beykozlular İtiraf etmek lâzımdır ki ıu bu mevsim İstanbul liglerinde İyi bir ............varlık göstermişler ve alınlarınm te-şehrimlz takımları rl*le dördüncülüğü tutarak Maarif mükâfatı maçlarına girmişlerdir. Be-I şiktaşla seyahate çıkmaları kendileri hesabma bir nevî avantajdır. Çünkü bir gün evvel BeşlkUşm hırpalayarak yoracağı bir takımla ertesi gün rahat bir maç yapmak İmkânına kavuşacaklardır.
Ankara takımları hakHında esaslı bir kanaatimiz yoktur. Bu takımları ancak şehrimizde gördükten sonra bir fikir edinmek kabil olacaktır Fakat son muhtelit maçlarında aldıkları güze neticeler Ankara futbolunun îstanbuldan pek aşağı olmadığını ispat etmiş bulunmaktadır. Muhtelitlerde gösterdikleri beraberliği kulüp takımlarında da temin edebilirlerse İstanbul takımlarının bu senek! Maarif mükâfatını kurtarmaları biraz güç olaraktır.
ŞAZt TEZCAN
Vefatının ikinci yıldönümü münasebetiyle.
13 Mart 1945 pazar günü öğle namazını müteakip. Dlvanyolundak! Fi-r uzağa camisinde okunacak olun Hatim duasında akraba ve tanıdıklarımızın hazır bulunmalarını rica ede-EŞ! VE ÇOCUKLARI
ştHiK iiyapkosu
Saat 20.3u da
Komem Kmnında MİLYONER DAMAT Dram sisinin d :■ CASUSLAR
Yazanlar: Vâ-Nû ve N- Karamağa rat
Saat 14 de çocuk tiyatrosu
İnönü kır koşusu
Created by free version of 2PDF
Irak
Ingilterenin geçen yirmi beş sene ı İçinde Iraktaki siyaseti daha aydın- , lıklır, Filvaki burada da güçlükler ve ‘ anlaşmazlıklar olmuştur Fakat 1930 ; da İngiltere de kendi rizastle Iraktaki i mandasına nihayet vermeğe karar verdi. Yalnız İngiliz menfaatleri tehlikeye düştüğü takdirde Irak toprak- , —Itırında «demiryolu, nehir, liman, tayyare meydanı ve nakil vasıtalarından İstifade etmek hakkı da dahil olduğu halde, her türlü kolaylıklar göstrileceğl hakkında» teminat aldt. , Bu misal, manda sisteminin Milletler Cemiyetinin anladığı mânada manda altındaki halkın menfaatine çalıştığını gösteren nâdir vakalardan bîri-dlr.
İngiltere hükümetinin taklbettlğl makul siyasete rağmen Irak mllllyc-t-?çlliğl mütemadiyen artmıştır. 1941 ^mayısında Alman ajanlarının tahri-kâtı neticesi olarak Irak hükümeti Alman taraftarı Reşit Ali tarafından düşürüldüğü zaman, tngİHzier, muahede hükümleri dahilinde, tehlikesi önlemek için Traka tngillz askeri gönderdiler. O vakit halkın gösterdiği husumet yüzünden bu teşebbüsün muvaffak olamıyacağında şüpheye düşülmüştü. Ancak bir ay süren ciddi blrmücaddeden sonra hükümeti eline alan fuzuli kimseler iktidar mevkiinden atılabllmls, ve İngiliz memurlarından çoğunun sığındıkları Amerikan sefareti muhasaradan kurtarılarak içindekiler serbes bırakıla-bllmlştl.
Bundan maada Mihver doktrinlerinin en fenalarından bazları hâlâ Irakta hüküm sürmektedir. Irak hükümetinin son Ikl sene sarfında Yahudllere karşı gösterdiği husumet o derece kuvvetlenmiştir kİ, Başvekil Nuri paşa gibi münevver ve birleşmiş milletler dostu bir zat, beş yüz Yahu-
_ OPEK ve MELEK Sinemalarında
Btltun İstanbul halkının alkışladığı
Yahudi vatanı kurulmasına Idil bir vaziyet almazı.
Filistin
Filistin ve onun ihtiva ettiği nlzm meselesi, 1897 de Teoder Herzllıı teşebbüslle tsvlçrede toplanan ilk Siyonist kongresi ile başlar.
Doktor Halm Welstnann bu gayenin tahakkukunda en büyük âmil olmuştur. Bu büyük Rus Yahudlslnin yorulmaz gayreti, fevkalâde metaneti ve dikkate şayan kabiliyeti sayesinde tngillz hükümet erkânı, bilhassa Lord Balfour Siyonist dâvasının doğruluğuna in indirilmiştir. 1917 de İngiliz hükümetinin resmî beyanatı olarak Lord Balfour demiştir ki: «/nptllz hükümeti Filizlinde dahildiler için Mr vatan kurulmasını müsait bir götle görmektedir. Ve bu payenin tahakkukunu kolaylaştırmak için en büyük gayretlerini sarfedtcek-tir, Çünkü Flllstinde bulunan diğer milletlerin dini ve medni haklarını haleldar edecek veyahut diğer memleketleri bulunan dahudilerin siyasi hak ve vaziyetlerine tarar verecek hiç bir şey yaptlmıyacağı anlaşlmak-(Arkası var)
slyo-
Beden Terbiyesi umum müdürlüğü atletizm federasyonu tarafından ter-tlbedileıı Türkiye İnönü kır koşusu birinciliklerinin 9 uncusu yirmiden fazlş bölgenin lştkaklle gelecek batta İitfuibulda yapılacaktır.
Bu yıl faaliyeti görülen en seçkin böl gelirin atletleri arasında yapılacak olan bu müsabakalar İçin İstanbul atletleri de şimdiden hazırlıklara başlamışlardır.
Haber aldığımıza göre bu sene İnönü koşusuna 944 - 045 seneleri fe-
/ “ ■ " — I
Bu giin SARAY Sinemasında
I Kadın kalbinin bütün şefkatini, kahraman bir erkeğin kuvvetli aşkını, I ölümden sonra bile geleceği ümldlle avunan bir kadının harp kâbusunun dehşeti karşısında ruhunun yüksekliğini tasvir eden ö EKLE
Yerinde bir karar
Futbol müsabakalarında takımlar; teşkil eden gençlerimizin bir başarı ardından sahada kucaklaşıp Öpüştükleri dikkati çekmiş bulunmaktadır. Boşan karşısında vakur olmak bizim milli geleneklerimize uyduğundan kucaklaşıp öpüşmelerden kaçınılması dera&yon kır koşulan faaliyet prog-Için Beden Terbiyesi umum müdürlü- ramını tamamlamış bölgelerden İs-ğü tarafından bölgelere lâzım gelen1 tanbul, Ankara, Eskişehir, İzmir, Kü-tebliğatta bulunulmuş ve kulüplerin tahya, Balıkesir. Bursa, Kocaeli, Kay-bu hususlara dikkat etmeleri istenmiştir. _______ _____
Gelecek hafta İzmir takımları şehrimize geliyor
Ankaradnn haber aldığımıza göre gelecek hafta İzmir takımları şehrimize gelecek, cumartesi ve pazar günleri Fenerbahçe, Galatasarayla karşıalşacaktır.
Güreş müsabakaları
Güreş ajanlığnm tertiplediği senelik faaliyet programına gör» tnüpte-dller arasında serbes güreş müsabakaları yarın Fatih Güreş kulübünde yapılacaktır. Saat 14 te bağlıyacak olan bu müsabakaların tartılan 11 den 12 ye kadar devam edecektir.
Beyoğlu İSTANBUL Gazinosunda ™
Yarin gündüz saat 15,30 da halk sanatkârı İSMAİL DÜMBÜLLÜ tekmil kadruslle AHMET GÜLDÜRÜR, KÜÇÜK MU ALI. A birlikte BOYACI KIZLAR Komedi (3) perde Zengin Varyete. Tel: 40574 Pazartesi akşamı Amavutköy ÇİÇEK’ta
,7iıı program.
muazcanı bLr şaheserin son günlerinden İstifade edinir
İşeri. Malatya. Yozgat, Çankırı, Antalya, İçel, Seyhan, Diyarbakır, Gaziantep, Maraş. Edime, Tekirdağ. Hatay, Zonguldak, Samsun bölgelerinin en güzide atletler! Iştlrâk edeceklerdir.
Her sene olduğu gibi bu sene de _ göze çarpan bölgeler Ankara, îstan-1 bul. Eskişehir, İzmir, KoceaHdlr.
Bilhassa:
Ankara, İstanbul, Eskişehir atletlerinin bu müsabakada bir hayli mücadele edecekleri muhakkaktır. Geçen sene Ankarada yapılan İnönü koşusunda bu takımlar blrblrlerile çok çeklşmlşlerdir
Bu sene Eskişehir takımında Beh-sat. Ziyaoddln. Ziirref, Ankara takımında Mustafa Kaplan. Edfp'le 944 yılı Maraton şampiyonu Ahmet, ve Şevki bulunmaktadır. İstanbul’un Eşref, Rıza. Raif, Osman'dan müteşekkil bir takımla çıkacağı hemen hemen te 5b İt edilmiş gibidir.
Son sonelerde iyi çalışan Eşref Aydın bu koşunun ferden yine favorisi olarak görünmektedir. Ona en yakın, yani İkincUlk için Rıza İşman, Ahmet, Behzat, Mustafa Kaplan ilk hatıra gelen tecrübeli atletlerdir.
' ------------------------------
İkinci küme maçları programı
r
V
Hissi, müessir ve heyecanlı film başlıyor
Baş rollerde: B- SEROVA VE N. BLİNOFF İlâveten: Harp Jurnalında Rusların Bulgaristana girişleri.

' 1 ■ .
Kadiköy SÜREYYA Sinemasında
BUGÜN
İki haftadır İstanbulu yerinden oynatan
BÜYÜK YALAN
BETTE DAVÎS — GEüRGE BRES'T
2 — En son Dünya Havadisi
V
1
,z
ı . . "I—«
Bugün SÜMER Sinemasında
RALPH BELLAMY ve D'EVELYN MANNEBS tarafından yaratılan
CASUSLAR KARŞI KARŞIYA
İhtiraslı kuvvetli ve hareketli maceralar filmini görünüz. ı RUDOLF HESS’ln firarındaki heyecanlı esrarı canlandırmaktadır. Üç senedenberi Almanyada neler oluyor?. Nazi casus-
KARA KORSAN
GALATASARAY STADINDA:
Başrollerde: TYRONE
POWER ve MAUREEN O'HARA
Baat 11 Kami - Taşkızak: Ttz-can, Elman, Erte; 13 Anadolu -Elektrik: Kayır, Oflventück, Cey-i&n; İS Sarıyer - Demlrspor: Kilit. Elde m, Organ,
■■
ölüm ve ateş dünyasından kanlı bir köşe... Aşk tarihinden güzel bir yaprak.,. Sanat dünyasından eşsiz bir kudret olan
C H i N A
ÇİN HARBİ
ALAN LADD ---------------“
___________- LORETTA YOUNG
Bütün dünyayı heyecanla yerinden oynatan en güzel filmi, sonsuz fedakArlık’ar, büyük kahramanlıkların yarattığı eser;
nin en yeni zaferidir
Karşı koyan Fransa
Pariste çizmeler — «Sönmez alev» — Demirciler komitesi — Demokrasi bitmiştir — Fransa neden yıkıldı — Akademi âzası —- Gizli karşı koyanlar — Paris gazeteleri — Korkudan değil soğuktan titreyen Fransa — Dördüncü Cumhuriyet
Bundan beş sene evvel bir güzel haziran gününde Paris sokaklarını b!r çok çizmeler kaz adımlarile bir baştan bir başa dolaştılar. Dünyanın en güzel caddesinden, Şanzelizeden yukarı çıktılar; on İki ışık caddesinin birleştiği Yıldız meydanında silâh çattılar. Orada Meçhul Askerin mezarında yanan «Sönmez alevi» vakıa söndürmediler; fakat Fransız milletinin kafasında yanan hürriyet ışığını üflemek İstediler. Diktatörün demokrasiyi yendiğini bağırarak söylediler; Fransada Cumhur!-yeti ancak kasalarını doldurmağa âlet olduğlı müddetçe bağrına basan demirciler komitesi (Comitl des Forges) bu naralara. A'manlara sattığı Lorralne demirhanelerinde çekiç darbelerle tempo tuttu. Artık her yerde b!r sarsılma oldu: Demokrasi, parlâmantarizm yanlıştır: Fransa bile bunu beceremedi, işte yıkıldı. Londra Avam kamarasının diktatör bombalarile yıkılması demokrasinin bu hezimetine bir İlâhi İşaret dîğll mlvd>?
Fransa geçirmeğe başladığı kara günlerde dışarıdan haber alsaydı, onun Paris’inin. Cûte d' Azur’ünün düşkünlerinin ve. hat. tâ yazıklar olsun ki, bir zamanlar bütün dünyaya fikir analığı (Alma Mater) eden Üniversitesinden yetişenlerin de onun ismini her anışta tezyif ile güldüklerini duyacak ve o vakit bir kat daha azap çekecekti. Nihayet İstilâcılar soluğu biı- taraftan Atlantik, diğer taraftan Akdeniz kıyılarında alınca artık o memleketin mânen olduğu kadar maddeten de bittiğine inananlar çoğaldı. Fransızcadan başka dil Öğrenmiyenler o memleket mecmualarından başka bir mecmua okuyamadıkları için hayıf-lanırlarken imdatlarına Almanların Fransız dilile basıp basıp bitaraf memleketlere dağıttığı Signal mecmuası yetişti. Fran-sızcadan okudular, fakat Alman ruhunu duydular. Artık inandılar kİ Fransayı mahveden, demirciler komitesinin demirini Fransanın düşmanına satması değil, halk cephesi hükümetinin, çalışan sınıfa haftada bir buçuk gün temiz hava koklamak hakkını vermeğe kalkışmasıdır.
Güzel topraklarını cizmeli kaz adımlarının çiğnediği. nefis havasını göğüsten daima İki karış yukarıda gezen burunların kokladığı bu memlekette o zamanlar neler oldu şimdi yavaş yavaş öğreniyoruz. Bir çok Fransız münevverleri d? bazı yabancı memleketler münevverleri gibi artık demokrasinin düşmanı kesilmişti. En büyük fikir müessesesi, müessesesi değil fikir mâbedi olan Akademinin bile demokrasiyi yani söz ve yazı hürriyetini ve nihayet Cumhuriyeti yıkan yabancı İstibdadını alkışlayan âzası vardı. Hattâ içlerinden bazıları alkışlamakla kalmadılar, istilâya karşı koyanları Gestapoya haber verdiler.
Fransanın büyük müttefikleri dünya yüzünde faşist ordularlle uğraşırken «karşı koyan» Fıan-nzlar da yeraltında, ormanlarda. dağ başlarında bir taraftan istilâcılardan bir taraftan Vlchy hükümetinin mareşal ve La valinden gizlenerek b!r mukavemet hazırlıyorlardı. Şimdi anlaşıldı ki, bu karşı koymada din İle ser-bes düşünce bile elele vermişti. Müttefikler Atlantik duvarını delip Fransaya ayak basınca karşı koyma hareketi yerden fışkırdı ve hep bildiğiniz gibi Fransa bir ikj noktasının istlsnasile düşman istilâsından kurtuldu.
İstilâ esnasında neler olup bittiğini araştırmak çok elimdir.
Değil yalnız Fransada, Fransız kültürüne az çok bağlı yabancı memleketlerde bile acılar uyandıracak fena hareketler ve o fena hareketleri hoş gören, teşvik eden münevverler çıktı. Bunların hesabını görmek zamanı gelmiş olacak ki. şimdi Fransada mahkemeler, bu siyasi daha doğrusu millî dâvalarla uğraşıyor. Bir akademi Azasım. bir meşhur müellifi, tanınmış bir muharriri mahkûm ediyor. Bir mareşalcı akademi âzasım meselâ Maur-ras’ı müdafaa eden diğer akademi Azalan mahkemeye şahadete Çağırılıyor. Velhasıl Fransız akademisinin mânevi, ahlâkî haysi-Îetl mahkemeye verilmiş oluyor, şte bu hali gören Francois Mauriac, Flgaro gazetesine yazdığı bir makalede «P^tain’leri. Maurras'lan, Bonnard’ları ve onların hempalarını göğsünde sak1 ayan bir akademiyi temizlemekten ziyade vakit geçmemişken haydi onu canlandıralım.' demek istiyor. Mauriac FranşR-da bir vakitler . Dört M» 1er diye şöhret alan büyük ıinancılardan biridir. Yalnız diğer üçünün ne olduğunu düşününce bile Mauriac'm Fransada münevverler arasında fikrî ve ahlâkî düşüklükten korkmasına hak verilir. Bıı dörtten Paul Morand galiba Vichy hükümetinin sefiri olmuştu. Andre Maurols ise son Cumhurıvet hükümetinin aleyhinde bulunduktan sonra Ame-rikaya sıvışmıştı: hâlâ memleketine dönemedi Dördüncünün kim ve ne olduğunu hatırlıya-madım (1).
Paris gazetelerinin ne derin değişmeler geçirdiğini şimdi yavaş yavaş anlıyoruz. Uzun pek uzun zamandan ber) dünyanın dilinde ve elinde dolaşan meşhur Le Temps gazetesi yukarıda İsmi geçen demirciler komitesinin elinde erimiştir. Fakat onun idarehanesinde, matbaasında Le Monde diye bir gazete çıkıyor-, seklü şemaili ve hattâ başlığının puntusu ve ka-hblle hâlâ eski «Zamanı» hatırlatmak istiyor.
Bu gazetelerin hep şu şiddetli kış günlerinde, düşmana karşı koyan Fransanın bir de soğuğa karşı koymak mecburiyetinde kaldığını pek acıklı surette yazmış durmuşlardır. Yine Figaro gazetesinde bu senenin ilk ayında Mauriac diyor ki: «Bütün bir milletin uğradığı soğuk derdi, ateşsiz odalarda titreyen çocuklar, kitapları önünde soğuktan donmuş gibi olan kafalarile durup düşünen mektepliler, yiyecek tedarik etmeğe uğraşan ev kadınlarının omuzlarına basan ağır yük İçin mesul aramağa elbette kalkışacaktık. Fakat Pas-cal'm dediği gibi Allahın kendi ellle bize hâkim kıldığı vakıalara karşı ne yapabiliriz? Zafer yolundan başka bir yol bizi bu darlıktan kurtaramaz Bunun için de tek çare Fransız milletini hâdiselerin sevkettlği birliğe yapışmaktır.» Bana kalırsa bu birlikle son zafere kavuşacak olan Fransa IHm, ahlâk, kültür sahasında eski- durumundan daha yüksek bir dimim almak istiyorsa kuracağı dördüncü Cumhu-riyetl, kendi büvük inkılabının baslarından birinin söylediği gibi. öv’e bir surette kurmalıdır ki o Cumhuriyette halk tehlike ve ihtiyacın doğurduğu sıkıntı ve ıstıraptan Azade bir vakar ve haysiyet içinde faziletli olmak cesarctine şahin olsun.
A. ADNAN - ADTVAR
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURL4
Sabahçı kahvehanesinin
peykeleri üstünde yatan sefir
Osmanlı sefiri keçi gibi bir eşeğin sırtına binmiş çarşının içinden geçiyordu., f
(11 Bu dördüncünün H. de Mon-therland olduğunu ve onun da Vlchy hükümetine sadık kaldığını bana hatırlattılar.
•HiHHiıııııııııııiHiıınnıııııiHiııınııııııuııııırurıııııııiMiırıııiMiııı
ı ııı ıiHiııınııılı ııı ııı ıııııı mamı

Übeydullahın şerefine kurulan takızafer — Eşekti alay — Hükümdar | gibi karşılanma — Terbiyeli bir hayvan — 30000 kişi karşılayıcı — Übey- | dullah ve deniz canavarı — Baskı makinesile seyahat eden adam — Sa- |
Amerika İl bu acayip yüzlü ve garip kıyafetli Hızır Âleyisselâ-ma benziyen adama hemen cevap veriyor:
— Ben balık işi yaparım! Büyük bir balık tuttum. Masraf ettim, Fakat para kazanamıyorum. Gel balığı gör...
Diyerek kendisini garaja sokuyor kİ muazzam bir deniz canavarı!,. Übeydullah gülüyor:
— Allah sana dünyanın en büyük nimetini göndermiş!,. Daha ne duruyorsun be adam?..
Diyor, hemen sangım cübbesini düzeltiyor. Keten helvacılığın da Dikran efendinin kendisine öğrettiği tarzda bağıra bağıra bir reklâm!. Beş gün içinde mühim bir para kazanıyorlar. Ve Übey-dullah canavar teşhirinden aldığı paralarla vapur biletini ediniyor. Londra ve oradan Parlse geliyor.
«Seda» gazetesi
Pariste bir müddet İttihatçılarla dalaşıyor. Sene tamam 18971.. Burada da el yazısı ile S.'da isminde bir gazete çıkarıyor. Bunu. taş basmalı basarak Odeon da tngillz gazetelerinin satıldığı yerde elli santime sattırıyor. «Sedan da İttihatçılara şiddetle hücum ediyor. Pariste çıkan «Sedan mn başlığı altında şu cümleler vardır:
«Baki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş.»
Aynı sene İçinde yani 1314 yılında Fllibeye geliyor. Bu sefer «Seda» gazetesini burada çıkarıyor. Füibed? gazetenin başlığı altında şu cümle vardır: «Seda — vakit buldukça çıkar».
O günlerde, yani bundan 46 sene evvel B. Übeydullahla beraber neşriyat yapan Fillbenin çok eski ailelerinden birine mensup eski bir dostu şöyle anlatıyor: «Übeydullah efendi Filibeye 46 sene önce Amerika ve Paris dönüşü geldi. Yanında Portatif bir taş basması İle sehayat ediyor du. Bu portatif taş basması makinede her gitt‘ğl verde Seda ismindeki gazetesini çıkarıyordu. Gazeteyi bastan başa kendisi yazıyor, kendi ellle makinede basıyor ve kmdisl Icabeden yerlere bırakıyordu »
O sırada bir gazete daha vardı. Rıza paşanın çıkardığı «Gayret» gazetesi. Bu gazete gizilce İstanbul» gönderiliyor ve son derecede iyi satılıyordu.
Bir miiddet sonra Rıza paşa B. Übeydullah! Gayret gazetesine baş muharrir olarak al’mıştı. Ü-beydullah gayet ateşli makaleler yazıyordu.» übeyduURhın Fili-bedekl hayatından gene bahsedeceğiz...
da gazetesi nasıl çıkardı? — Übeydullahın tek başına doldurduğu gazete
i.
Her seyahatini mutlaka enteresan bir hale sokan Übeydullah efendi bu yolculuğu da nihayet istediği şekle benzetiyor. Sefir hazretleri 1916 senesi kânunusanisinin birinci günü Isfahan şehrine bir karşılayıcı alayı ile birlikte giriyor, fakat buradan itibaren İş değişiyor.
Isfahandan sonra seyahat büsbütün bir macera haline giriyor. Yollarda arabalar kırılıyor ve sefir eşeğe biniyor. Başka vasıtası almadığından eşekle seyahatine devama mecbur oluyor.
B. Übeydullah bu sahneyi neşredilmemiş -sefaretname» sinde pek eğlenceli bir tarzda anlatmıştır. Oradan kopye ediyorum:
■-Kasabaya girerken etrafımı biı- takım süvariler aldı. Bana hürmetle bakıyorlardı. Biz acayip bir alay teşkil ediyorduk. Devleti Osmaniye sefiri keçi gibi bir eşeğe binmiş okluğu halde etrafını hükümetin 10-15 süvarisi almış, pazarlardan geçiyordu. Herkes dükkânının önünde, avağa kalkmış sefir hazretlerine tazim ediyor, hem de şu «eşekll alay» 1 temaşa ediyordu. -Hükû met dairesine geldik Bu mınta-kanın hâkimi sokağın basında bizi bekliyordu. Onun önünde eşekten indim. Hayli da terbiyeli bir hayvanmış!.. Tamam çarşının ortasında sıkışmış olacak. Küçük tarafından bir kabahat yapmağa kalkıştı. Hemen bunun katiyen uygun düşrnlyeceğini ayağımla dürterek anlatmak istedim. Anladı. Bu isten vazgeçti. Fakat merasim biter bitmez kendini bıraktı.»
übeydullahın seyahatnamesi Marko Polonunkinden çok daha meraklıdır ve yer yer pek eğlenceli sahneler vardır.
Son İndiği kasabada kendisine yine büyük ikram’ar ediliyor, emrine arabalar veriliyor, yola çıkılıyor. Fakat artık eşkıyanın taraf, taraf son derecede çoğaldığı mıntakaya geliyorlar. Nihayet ellerinde ne araba kalıyor, ne de alay ettikleri eşek.. Bir takım ayrı ayrı kuvvetler boğazları, köyleri, kasabaları tutmuşlar. Osman'ı sefiri bunlara esir düşmek tehl'kesl içindedir, ve takiptedir. Kendisine:
«Eğer bu gece yansına kadar şehri terketmezseniz esir düşeceksiniz» diye gayet emin bir yerden haber de gelince artık Übeydullah efendi işi büsbütün macera şekline döküyor.
Yollarda kahvelere İniyorlar. Ve sefir hazretleri sabahçı kahvesinde bir çok kişilerle birlikte yatıp mışıl mışıl uvuvor. Ertesi günü yo'a çıkıyor Tahta peykenin üstünde de kuş tüyü yatakta olduğu kadar rahat etmiştir. Muharremin dokuzuncu gecesi..
O akşam muharremin dokuzuncu gecesi olduğu için İranlIlar büyük merasimlerine başlamışlardı Sokaklar deste denilen takımlarla, büyük gruplarla dolmuştu. Desteler büyük gürültülerle düğüne döğüne mütevelli başının evine gelmektedir.
Takipte bulunan Übeydullah efendi ile maiyetindeki doktor bunu mükemmel bir fırsat addediyorlar, Zaten ikisi de tranJı kıyafetlndedlr. B. Übeydullah, doktora: •
— Hemen desteye girelim,..
Diyor ve İki arkadaş önlerinden geçen ve bağırarak döğünen kalabalığın arasına dalıyorlar. Übeydullah destcdekllerle birlikte hep bir ağızdan söylenen öyle candan beyitler okuyor ve öyle bir döğünüvor kİ kendisini görenler hakiki bir îranlı sanıyorlar. Deste duruyor. Bunlar da beraber. Deste âzası mütevelli başının evine giriyorlar. Onlar
B. Übeydullah Pariste
birlikte, kendilerini tanıtınca hemen izzet ve ikram görüyorlar. Ve eşkıya eline düşmemesi için maiyetine bir hayli adam veriliyor.
Bir hükümdar gibi karşılanma..
Kahvelerde yatan, icabında eşekle seyahat eden Übeydullah Sultan Abatta bir hükümdar gibi karşılanıyor. Yine neşredilmemiş seyahatnamesinde Übeydullah efendi bu karşılanma hakkında şöyle diyor;
«Bu tarifi kabil olmıvan bir temaşa idi: Bir hükümdardan başka hiç kimse için bu yolda bir istikbal olamazdı. Şehrin bir saat mesafesinde demokratlar (tran fırkalarından biri) tarafından şerefime bir takı zafer kurulmuştu. Takı zafer geçildikten biraz sonra dinlenmem için büyük bir çadır kurmuş'ar. burada çaylar, bisküviler hazırlamışlardı. Takı zaferin önünde cemaat, reisleri ve konsoloslar istikbalimize gelmişlerdi O günü çarşılarla beraber bütün mektepler de kapanmıştı. Mektep cocuklan heyetleri ile resmen, kadın kız çoluk çocuk her kes yollara dökü'müştil. istikbalimizde 30,000 kişi vardı. Biz sağa sola mütebessimane selâmlar vererek yolumuza devam ediyorduk. Takı zaferin yanındaki çadırda bir müddet İstirahat ettik. Kasideler okundu. Nutuklar söylendi. Yola devam edildi," Yolda Übeydullahın önünde kesilen kurbanların arasında kocaman kocaman sığırlar da vardı,
Übeydullah deniz canavarı teşhir ediyor..
Hayatı baştan başa macera'ı seyahatlerle geçmiş olan B. V-beydullahın Filibe seyahati de pek meraklıdır. Übeydullah buraya Amerika. Londra ve Paris'ten sonra 1314 yılında gelmiştir. Amerikada sem olarak, vapura binmeden önce Nevyorkta yaptığı iş de pek enteresandır:
Übeydullah Nevyorkta beş parasız kalıyor. Bir miktar yiyeceği yoktur. Garaja benziyen bir yerin önünden geçerken fena fena düşünen bir adam görüyor Sanki kendisi pek bahtiyarmış düşünecek hiç bir şeyi yokmuş gibi soruyor:
— Ne düşünüyorsun?..
da
Hikmet Feridun Es
Hava yollarile yapılan nakliyat dev adımlarile gelişiyor
Birleşik Amerika hava yollan reisi W. A. Pat ter son, memleket dahilinde hava yollaril? yapılan nakliyatın, harbden evvelki en iyi aya nazaran. 5 kere daha fazla olduğunu söylemiştir. 1941 senesinde, bu işte 3,700 kişi çalışıyordu. Halbuki bugün, personel miktarı 18,500 kişiyi bulmaktadır.
Harb biter bitmez, yeni uçuş ve kara teçhizatı temin etmek üzere Birleşik Amerika, 18 milyon ile 20.000,000 dolarlık tahsisat ayıracaktır. Bundan sonra, 15 milyon İle 02,000.000 dolarlık İkinci bir tahsisat verilecektir. Bu para ile, 52 yolcu taşıyabilen 4 motödü uçaklar inşa edi'ecektir,
Mühendisler, harbden sonra 4 tipte uçak kullanmak ihtimalinden bahsetmektedirler Bu arada. 100 yolcu nakledecek 4 motörlü 62 1 '2 tonluk bir ırak da vardır. Bu uçağın, bilhassa Okyanus sahillerimde kullanılması muhteme'd'r 35 tonluk ikinci bir uçak, memleket ara. sında lüks bir vataklı servisi vü-c'f’a petirecektir. Ytae vo’m ve-va vük tasıma isine hacred^’mek üzere. b!r uçak İmal edilecektir, lfi tonluk ocak da. yalnız yük taşıyacaktır.
Yiyecek mad^“leri"i kurutmak için muazzAin tesisat yapıldı
Birleşik Amerika'da yiyecek maddelerini kurutmak için muazzam tesisat yapılmıştır. Bu tesisatın içinde silkonu andıracak kadar şiddetle esen bir rüzgâr, herhangi bir gıdayı paket yapmağa elverişli olabi'ecek şekilde, bir dakikada kurutmaktadır
Kurutulması lâzım gelen gıdalar evvelâ, vapur ocağım andıran büyük bir tankın içine yerleştirilmektedir. Dakikada 1.6 kilometre süratle ve tıpkı bir fırıldak şeklinde dönen bu ocak, mütemadi surette havaya maruz kalmaktadır. Yiyecek maddesi, bu şekilde bir müddet için tankta döndükten sonra, bir boruya düşüyor. Burada, bir gaz ocağın dan çıkan sıcak buharla karşı 1 aştıktan sonra, baca şeklindeki tankta tekrar döndürülen gıda, tamamen kurumaktadır. Böyle-ce, sudan tecri d edilen y ivecek maddesi .seri halinde paket va-pan bir tertibata düşmektedir
Bu yeni prensiple, gıda maddelerini sudan tecrideden tertibat. 2 katlı bir bina büvüklüğün-dedir.
Savaktan dönen Amerikan erleri iki bucuk senede mühendis oluyorlar
Savaştan dönen Amerikan erleri arasında vakitlerini boşa geçirmek istemeyenler, New York üniversitesinde hususî bir mühendislik kursuna tâbi tutuluyorlar.
Pearl Harbour baskınından sonra tatbik sahasına konulan bu hususi talim ve terbiye programi-!e talebeler, İki buçuk sene zarfında mühendis yetiştirilmektedir. Evvelce veya orduya intisa-bettikten sonra mühendislik tahsili yapmış olanlar için ikmal kursları vardır.

Created by free version of 2PDF

Dörtler turnuvası
Birinci kümeden Istanbulspor, Beyoğlu. Anadoluhlsar, İkinci kümeden Taksim kulüpleri aralarında bir anlaşma yaparak A ve B takımları arasında iki devreli lig maçı usulünde hususi mahiyette maçlar yapmağa karar vermişlerdir. Pazar gflntl Şeref stadında bavlıyacak olan bu maçların galibine büyük bir kupa verilecektir. Tesblt edilen programa göre pazar sabahı saat 10,30 dan İtibaren başhyaeak olan bu maçlarda Beyoğlu - Anadoluhlsarla, Istanbulspor -Taksimle karşılaşacaktır.
Harb sonu evleri için yenilikler
. Harb sonu dünyasının evleri! nl, bir çok yenilikler beklemek-• tedlr. Bir kaç türlü ışık temin ■ eden yeni bir lâmba sayesinde ’ karanlık mutfakları, gündüz îşı-‘ ğından farksız bir şekilde aydm-’ tatmak mümkün olacaktır. Böy-ta muvaffakiyetli bir netice almak İçin, 50 mumluk bir ampul i yetiyor.
înfra - Rouge şuaları neşreden 25Û vatlık bir lâmba, biran İçinde mutfağı mükemmel surette ısıtabllecektlr.
Mikrop öldüren lâmbalar da gelişiyor. Çocuk bakım evlerine ve evlerde kapıların üzerine takılan bu yeni lâmbalar sayesinde hava haşeratim kısa btr manda öldürmek mümkündür.



Terfi maçları
■ İkinci küme kulüpleri arasında yapılmakta olan terfi maçlarına yarın Galatasaray stadında devam edilecek ve saat 11 de Rami - TaşkiZak, 13 te Elektrik - Anadolu, 15 te Demlrspor -Sarıyer takımları kar sil aş araktır.
•iHiıııııııııınıııııııınııııuıiKi m ıııııııııııııııııııtnıi|itiıiHiHiı»Hiıııııııııımtıııııuıııııııııııııı»ınuııiMatiıııııııııınııııı anili
Tiirkbjenin yüce ve tek şairi olan Terfik Fikret'in
Irüba b-i şikeste
adlı meşhur eseri, basılmıştır. Flatı 5 j

Z^jEski hikâye.. J
Va’.aiı pencerelinden elini uzatarak, bira?. yüksekte, çamlar arasındaki koşkiı gösterdi:
işte, hayatımın ₺tı heyecanlı aşk m;-.e-'fasının geçtiği yer... dedi.
Baktım. Esrarengiz yüzlü yeşil köşk sanki asırları!anileri süren bir rüyanın İçinde gibi idi
ihtiyar yol arkadaşım sözlerine şöyle devam etti:
— Ben buııun tam karşısındaki binada otururdum. Maalesef bizim oturduğumuz yer yanmış. İstanbul'un yangınları malûm .. Şimdi gördüğünüz köşk o zaman da böyle esrarengiz çehrell bir bina idi. Bütün perdeleri inikti.
Düşünün kİ ben o zaman 20 yaşındayım, Kendime hayal, şiir, eğlence arıyorum. Biz o vaktin genç erkekleri şimdikilerden çok daha başka yaradılışta İdik. Aşk ve gönül meselelerinde dolu dizgin gitmesini pek severdik. En küçük hareketlerden en büyük mânalar çıkarırdık. Ve âşık olmak için Adeta çanak tutardık, çanak!.. Bunun için vesileler arardık.
Daha taşındığımızın İkinci günü kaışıkl köşkle genç bir kadın oldu-' tunun farkına varmıştım. Fakat bu genç kadın, sıkı sıkı kapalı perdeleyin altında gizil ve merak edilecek bir hayat sürüyordu. Evin babası, sakallı. İhtiyar, eski bir paşa idi. Gayetle aksi ve müteassıp bir İnsan f. 27 odalı kos kocaman, köşkün bütün pencerelerindeki perdeler sıkı sıkı aşağıya kadar kapalı dururdu. Bunlardan hiç birinin hattâ hafif tertip arat ıslandığını bile gören olmuyordu.
işte bu perdelerin öte tarafındaki sevgiliyi, genç ve güzel kadını düşünmek daha yüzünü görmeden kendisine âşık olmak bizim o zamanki romantik gençliğimize mahsus garipliklerdendi. Lâkin bunda pek haksız değildik Hant bazı teraziler olur. Son derecede ha'^astırlar. Bir gramın onda birini bile gösterirler. Biz o zamanki genç erkekler de aşka, gönül meselelerine karşı bu derece hassas bulunuyorduk. En küçük bir şey bizi hayalin Okyanuslarına atmak İçin kâfi gelebiliyordu. Netekim bir gün penceremde otururken karşıki cama gözüm İlişti. Orrd-'ki _ her zaman son derecede skttslz duran — perdelerin birdenbire ürperdiğini ve titrediğini gördüm. Bugün için ne kadar basit ibr hâdise değil mİ?.. Fakat siz gelin de bana sorun. Perdelerin titremesi müthiş bjr şeydi. Onun arkasında birisinin olduğuna delâlet ederdi. Tülün arkasından beni görüyordu. Ve oradaki varlığını bana anlatmak İstiyordu. Netekim güneş, bir bi'lıvt yığını içinden kurtulunca orada narin bir İnsan gölgesi olduğunu hayal meyal farkettlm.
Bu perde titremesini bir konuşma haline sokmak İstiyordum. Zira biz o devirlerin âşıklaj-L nelerle konuşmaz. nelnrle anlaşmazdık kİ?.. Bu sefer de perde İle konuşacaktım. Bulunduğum yerden yavaşça bizim perdeyi titrettim Salladım Bakalım bunun cevabı verilecek mi İdi?.. Sonsuz bir merak ve heyecan İçinde bir an bîkledlm... İşte cevap!. Karşıki perde de heyecanla titriyor... Aradan 10 dakika geçti. Emin olmak İçin aynı şeyi tekrarlamağa karar verdim. Bir daha perdeyi oynattım. Dakikasında karşı-kİ perde de tiril tiril titredi. Mesele kalnımaıştı. Aramızda dünyanın en heyecenalı telsiz telgrafı başlamıştı.
Artık kalplerimiz gibi, karşılıklı perdelerimiz de titriyor ve bu suretle konuşuyor, ilk anlaşmalarımızı yapıyorduk. Günler bövlece geçti. Bu perdenin titreme şeklinden ben ne mânalar çıkarıyordum. Âdeta bu titreyişler yeni şiirlerden fazla bana bir şeyler söylüyordu.
Her âşık gibi ben de biraz daha ileri gitmek İstiyordum. Fakat zalim, sakallı İhtiyarın pençesinde, perdeler arkasındaki sevgilimden daha cesaretli bir hareket bfklcmek tuhaf olacaktı. Bu adımı evvelâ hen atmak mecburiyetinde idim. Fakat ne yapabilirdim ki?.
Birdenbire aklıma geldi. Bir mektup yazacaktım. Daha doğrusu omu mektuplaşmağa teşvik edecektim. Fakat bunun da son derecede gizli olması ve komşuların katiyen bir w sezmemeleri lâzımdı.
Bu işi de şöyle yaptım. Oturup sevgilim İçin güzel bir mektup yazdım. Perdemi arahkladım. Elimi çıkardım ve zarfı karşıya hafifçe gösterdim.
Hayatımda, sonradan geçirdiğim hiç bir aşk macerası bana bu derecede heyecan vermedi. Beklerken kalbim duracak ve boğulacağım zannetmiştim. Karşımdaki perde bu sefer iyiden iyiye titredi.
Sm'giliıu mektubumu görmüştü. Her halde onu nasıl alabileceğini düşünmeğe ve bu hususta İftzımgcleö programı yapmağa başlamıştı. Mu-hakak bana buna dair bazı İşaretler veroecktl. Ertesi günli bekledim. Btr şey çıkmadı. Perdelerin arasından mektubun zarfını bir kere daha gö -terdim. Perde yine titredi. Fakat İkinci günü de mektubun nasıl verileceğine dair bir İşaret görmedim. Mamafih eski âşıklar yılmaz, cesaretleri kolay kolay kinim?? insanlardı Ben de öyle İdim. Bunun için üçüncü günü de perde aralığından yine zarfı gösterdim.
İşte bu sefer hayatımın en müthiş hftdl-esl oldu. Karşıki köşkün perdesi hafifçe kımıldadı Ve yukarıdan aşağı asılı olan iki perdenin arası açıldı, dşarıva bir zarf, bir mektup zarfı uzandı. Heyecandan az daha baylll-yordum, tkl perdenin aralığından, yalnız uç tarafı görünen bu zarf beni bayıltmağa değil, hattâ öldürmeğe bile kâfi iril. Bu ne cevaptı'. Demek benim de mektubum orada yazılmış ve hazırlanmış duruyordu. O da bana kâğıda döktüğü hislerini ulaştırmak İçin yanıp tutuşmakta İdi Perde aralığından niçin zarf gösterecek1’» kİ?. Fakat bu karşılıklı gösterilen zarflar birbirlerine nasıl ulaştırılacaktı?., işte orası meçhuldü.
Böylece yaz gelmişti Havalar son derecede sıcak gidiyordu Karşıki köşkün pencereleri açılmıştı Fakat perdeleri kapalı İdi. Bir gün yine perde aralığından bana bir zarf gösteriliyordu. Bu sırada müthiş blrsey oldu. Aralığından bana aarf gösterilen perde olduğu gibi yere düştü O zaman ne görsem beğenirsiniz?.. Karşıki evin sahibi tarafından Arabbrtandan getirilip beslenen maymun yavrusu elinde bir zarfla karşımda duruyordu Bu köşkün kıymetli hayvanı pencereden bana bakarmış Maymunlar her gördüklerini aynen yaparlar ya... Ben ne yapsam aynı tarzda mukabele eder dururmuş. Ben perdeyi titrettikçe o da aynını yapıyormuş, ben zarfı gösterdim va.. O da evde bulduğu btr zarfı benim gfcl, etrafa hissettirmeden. perde aralığından uzatırmış...
Aylarca bilmeden bir maymuna İşaret verip durmuşum.. Eski hayatımızın acayip bir cilvesi, değü mİ?..
(Bir yıldız)
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18.00 Radyo Çocuk kulübü, 18.45 Dans orkestrası, 1M0 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün. 19.25 Dans oorkes-trasmın devamı, 19.45 Konuşma, 20.00 Şarkılar, 20.15 Radyo Gazetesi,
20.45 Fasıl, 21.10 Müzik (pl.). 21.30 Salon Orkestrası, 22.15 Dans müziği (pl.), 22.46 Haberler.
Yarın sabahki program
7.30 Müzik (pl), 7 45 Haberler, 8.00 Müzik (pl.), 830 Müzik (pl.), 9.00 Dinleyici istekleri, 9.30 Müzik (pl.).
9.45 Halk türküleri (Ruh! su), 10.00 İzahlı müzik. 11.00 Temsil- (Pazar skeçl) 11.20 Müzik, 11.40 Salon orkestrası, 12,15 Yurttan sesler, 124Ö Haberler, 13.00 Orkestranın devamı.
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çtrvmmt (Vâ • Nu)
- -Tefrika No. 27
— Mesel şu ki, esası bilmiyorsunuz. I Sizden İstediğim onunla konuşmanındır. Ve onu iyi niyetle dlnlemeniz-dlr. Babanı son derecede zeki bir İnsandır. Şayet sizinle ilgilenirse, kendisinden pek mühim şeyler Öğreneceksiniz. Tekrarlıyorum: Onu dinlemelisiniz! Lâkin onun zıddına basacak şeyler de yapmamalı, teveccühünü kazanmalısınız.
Zahiren pek basit olan bu sözlor, polis hafiyesiflln dimağında derin şüpheler uyandırdı. Acaba kalpazanların başı bu Stephen Mallable mif Kerry, acaba babasının ağrıyabileceği tehlikeyi önllyebllmek için tedbir mİ alıyor?
-—birdenbire, Sprlngvale'ln ölüm yatağında ağzından çıkan sözler aklına geldi. O adam sayıklarken bir takım deniz kızlarının, bir lakım insanları felâkete sürüklediğinden bahset--nr{«tı. Acaba yaptığı telmih Mlss Ker-ry'ye miydi?
pelikanıl düşünmeğe başladı:
( — Galiba o meşum deniz kızı işte iki yüzlü rolünü oynamağa başladı.
Tenis ve kapalı kort müsabakaları
Türkiye kapalı kurt şampıyo naşının yapılacağı Kad koy Halkevinin kapalı sahası
Her bakımdan en komple sporlardan biri olan tenis! yakından tanı-mıyanlar ve bilmeyenler bu en güzel sporun bir açık hava eğlenc(sl olduğuna hükmederler. Fakat oyuncu, hakem ve seyirci vaziyetlerinde bu nezih sporun İçine girenler tenisin ne kadar zor ve buna mukabil de ne kadar zevkli bir oyun olduğunu anlarlar.
Tenis hiç bir sporla mukayese edilemez, bu oyunun güz?İlikleri anlatılmakla bitmez. Bu spora bir defa a'ı-şanlar yaşlanıp da oynryamıyacak b|r duruma geldikleri vakit dahi, tenis kortlarından hiç ayrılamazlar Çünkü tenis muhitinin kendine mahsus bir cazibesi vardır. _ |
Eıı küçüğünden en bilyüğuı dar. kadın erkek herkes bu sporu yı pabllir. İşte tenisin en Tenisin incelikleri vt sonsuzdur Dünyanın otoriteleri ve şampiyonları bu spor için yüzlerce eser yazarak İzaha çalışmışlardır.
Senelik ücret
Am°rikada tatbikına başlanılan bu usul çok iyi neticeler verdi
Fabrika ve tezgâh gibi müesseseler-de çalışan işçilere gündelik hesabile ücret verilmesi ötedenberl bütün dünya sanayi memleketlerinde âdet olmuştur. Bunun değlştlrllmeii İçin amele teşekkülleri tarafından da umumi bir teşebbüs yapılmamıştı.
şimdiye kadar büliin amele hareketleri günlük mesainin sekiz ve haftalık çalışmanın 40 saati geçmemesi ve ayni zamanda eski ücretlerin İndirilmemesi içindi.
Ameleye senelik hesabile ücret-verilmesinin daha faydalı olacağı bazıları tarafından düşünülmüş İse de bunun tahakkuk eylemesi İçin ancak son günlerde, o da münferit bazı teşekküller tarafından bazı hareketler olmuştur
Bu cümleden Şimali Am'-rlkada sanayi teşekkülleri kongresinin çelik amelesi birliği son günlerde ameleye
da birinci sınıf sabun çıkardıkta» sonra kalan zamanlarda ameleyi boş bırakmama^ İçin ucuz halk sabunu yaptırmağa başlamıştır. Bu halk sabunu lüks sabundan ziyade rağbet ve müşteri bulduğundan fabrika sırf ameleyi çalıştırmak için giriştiği teşebbüsler, fevkalâde büyük kârlar temin etmiştir.
Bu müessese İşçilerinin birer senelik ücretin! tâyin ve taahhüt etmekle her işçi başına senede 72 dolar fazla bir masrafa katlanmıştır Fakat buna mukabil her sene amele değişmesinden ve devamsızlığından gördüğü zararı kat kat fazlaslyie telâfi etmiştir. Bundan başka bu müessese hiç bir zaman amele hoşnutsuzluğu ve grevi ile karşılaşmamıştır
Şimali Ametikanın Mlnne>ota hükümeti dahilinde Austin kasabasının _ et ve sebze konserve müeşşesesi hay-senclJk asgari ücretin toptan tâyin yanların tavlandığı mevsimde kon-edllmesi lehinde bir hareket meyda- sene yapmak üzere çalıştırdığı olgun na getirmeğe çalışmıştır. ameleye mevsim geçtikten sonra yol
Bu teşekkül kendi kasasından yermekle çok zarar ettiğini, yeni 100.000 dolar tahsisat ayırmış ve bu mevsim geldiği zaman bu unsurları para İle Şimali Amerikanın bellibaşiı bir daha bulmak güç ve hattâ lmkân-şehlrlerlnden sekseninde çıkan gaze- yz olduğunu düşünerek ameleyi bû-h-lrt-ln wnnıtv .«»ri »(•«-.'tftn çalıştırmak İmkânlarını
araştırmış, bir tecrübe olmak üzere 1921 senesinde en iyi amelesinden 24 kişiye bütün senelik ücret vermeği taahhüt etmiştir.
Bu usulden o kadar fayda görmüştür kİ amelesinin yüzde kırk dokuzuna bu usulü tatbik etmiştir. Bunun büyük faydaları meydana çıkınca amelenin yüzde 98 kısmını senelik ücrete bağlamıştır, şimdi bu müess^se-de 3000 amele çalışıyor.
Bu müessesenln tatbik ettiği plân amelesine bir yıllık ücreti tâyin ve taahhüt etmesinden ibaret değildir, istihsal arttığı takdirde bu senelik ücrete artan istihsalin kârı nispetinde bir zam yapılıyor. Bu zam haftada 19 İle 30 dolar arasındadır.
Müessesenln bu faydalı usulü 20,000 nüfuslu Austin kasabasının ümranı-
birçok parlak galebeler elde etmişlerdir
Bu yıldızlarımızdan başka M. Ka-rakaş, Zeki Sporel, E. Ohauesyan, İbrahim Clmcoz, E. Armitage. Vedat Abut, D. Jaffe, Ahmet Ferit gibi birçok yüksek klasda tenisçilerimiz yetişmiştir. .
Yeni tenis aslarımızı zikretmeden evv'i teessürle bildireyim kİ. bundan 12 yıl evvel tenisimiz için büyük bir İstikbal vadeden Danyal'ı (Büyük Suad ın kardeş!• çok küçük yaşta kaybetmiştik. Aziz hâtırasını burada anarız.
Yeni parlayan yıldızlarımız arasında sıra İle, Fehmi Kızıl. Şefik Fen-• |jnEn. Telyan. Çris. Hasaıı Akev. Me-Jta- iih Kutay. Beliğ Beler. Andon, Suat Nemli. Suat Baykurt. Bohbut. Enes güzel tara ı. ve Celâsln gibi birçok gençlerimizi nazarlyeltrl gösterebiliriz birçok t nis Memleketimizin tenisi son zamanlarca inkişaf yolundadır. Az bir zamanla her eksiği ikmal edilecektir. Sahaları, seyircileri ve sporcuları ve Memleketimizde de tenis hakkında hattâ öğretmenleri gün geçtikçe ço-d D 6alıyor Bllhnçsa klz ve çrkek gençle-
rimizin tenise daha içten ve daha büyük bir azim ve m*tot»ia çalıştıklarını görüyor ve sonsuz bir zevk duyuyoruz.
Ortalık normalleşince kabiliyetli J dlJ'e kadar neler yapıldığını araştır- ( buhranlı bir zamanında bu kasaba gençlerimize ecnebi temasları lçltı mağa vesile olmuştur Şimdi anlağı- diğer şehirlere nazaran müstesna ola-fırsat vererek onları olgunlast-rmnk w ............. -----------------------------
imkânlarını hazırlamak, spor meka-ni-mamızın başında bulman sayın sporcu büyüklerimizin her halde göz cnünde tutacakları önemli bir meseledir
sayın B. B. Tevflk Taşçı ve Kerim Bükey taraflarından faydalı kitaplar yazılmıştır.
Kapalı kort tenis müsabakaları
Yurdumuzda İlk defa olarak tenid-çilerimiz bu kış kapalı kortlarda t*-nis oynamak fırsatını buldular. Bu münasebetle de Beden Terbiyesi V müdürlüğü sportif oyunlar federasyonu tarafından ocak aynıda Ankara'da ve şubatta da İstanbul’da iki turnuva tertibedildi. Önümüzdeki ni- ' san ayının başında da Kadıköy Halkevinin kapalı salonunda Türkiye kapaı kort tenis birincilikleri yapılacak ve tenisimizin kış devresi bu önemli turnuva İle kapanacaktır. Ankara'nın. İstanbul'un ve İzmir'in en seçkin tenisçilerinin İştirak etmesly-ie bu maçların çok enteresan olacağı . şüphesizdir
Kapalı sahamızın birçok Avrupa sahalarından daha iyi oluşu tenisçi- 1 lerimizin antreneman ve maçlarına ! fevkalâde yardımı dokunacaktır. Tahta saha üzerindeki oyunun esas itibariyle % 30 daha seri olması. İlk önce tenisçilerimize epeyce güç geldiyse de kısa bir zaman sonra kendi (Reflex) lerint bu seri tempoya göre ayarlamışlardır. Kapalı sahadaki en büyük avantajlarımızdan biri hiç şüphesiz kİ (Roflex) lerimizin daha çabuk işlemesidir. Bunun faydasını toprak sahaya çıktığımız zaman muhakkak anhyacağız
Memleketimizde tenisin oldukça eski bir tarihi vardır Galip (merhum), Tevflk Taşçı. Sait Clhanoğlu gibi eski ve kıymetli tenis aslarımızın yetişmesinden sonra «Sedat - Suat -Şirinyan» gelir kİ. bu oyuncular tenisimizin İlk beynelmilel yıldızlarıdır Kendileri Balkanlar arası turnuvalarda ve diğer ecnebi temaslarda
Ben de onun peşinde sürükleniyorum.»
Mlss Maüable'ye sordu ı
— Babanıza kendimden ne suretle bahsedeyim?
Farkedemedlı Acaba kızın dudaklarında İnce bir İstihza çizgisi mİ be-lirlvermlştl? Yoksa, delikanlı mehtabın hasıl ettiği bir hayale mİ kapılıyor?
Kik, gayet ciddi cevap verdi:
— Bize kulübede ne söyledlnlzse, babama da aynı sözleri tekrarlar sime. Sprlngvale’ln ne suretle yaralandığı, onun fevkalâde merakını ve alâkasını uyandıracaktır. Buna dair tafsilât elde etmek lstiyecektlr. Zira, dostumuzun son saatlerini nasıl geçirdiğini mutlaka bilmek ister.
Kızın eh, gene delikanlının aline değdi.
Devamla:
— Bilemezsin!! şu anda, size karşı ne büyük bir itimat gösteriyorum. Bütün bunları söylemem havsalanın almıyacağı bir cürettir. Dilerim kİ ümitlerimi bosa çıkarmıvtunnız.
CELÂL t Lt'Ğ
(elerin hepsinde sfnellk asgari ücretin faydalarını anlatan İlânlar neşret-miştir.
Bu ilânlarda deniliyor kİ: «İşçilere şenelip asgari ücret tâyin ve taahhüt edilmesinin birçok faydaları olacaktır. İşçiler için faydası bültin sene ne alacağını bileceğinden emin olarak kalh rahatile çalınmasıdır, işçilerin aileleri bir sene içinde yiyecek ve giyecek ve ev masrafının temin edilmiş olduğunu görerek endişeden kurtulacaklardır
Bakkal, elbisecl ve ayakkabıcı gibi esnaf da müşterilerinin bir senelik gelir durumundan emin olacaklarından ticaretlerinin devamlı surette yolunda gideceğine kanaat getireceklerdir. Bu suretle bütün bir sınıf halk ve bütün bir cemiyet hayat ve İstikbal in d«n emin yaşayacaktır...
Bu ilânların uyandırdığı alâka üc- na hizmet etmiştir. Ameleden blrço retlerln gündelik ve haftalık olacak g-u arttırdıkları para İle ev yaptır-yerde senelik olması hakkında şlm- mışlaf-dır. Bu suretle Amerikanın en

Eski tenis şampiyonlarından Şirln-vanın Kadıköy Halkevinin kapalı kordunda tenise yeni bı livan g öçlerimizi çalıştırmakta olduğunu büyük bir memnunlukla haber aldık, föAKŞAM S Abone bedeli
Delikanlı endişe İle:
— Bana söyllyecekterlniz bundan ibaret mİ? - diye sordu.
— Evet Şimdilik bu kadar... Lâkin, babamla tanışmanızdan sonra size başkaca şeyler de söylemem muhtemeldir. Bizzat, elbette o da size başka şeyler anlatacak. Bırakınız, hâdiseler tabii şekilde cereyan etsin. Onlar sayesinde vuzuha kavuşsun.
O sırada, iki genç köpeklerini dinlendirmek İçin bir an duran Plerre Qulnt'Ln yanına varmıştı. Bir an duraklamaktan sonra, Mlss Mallable, kamçısını şaklatarak kızağını harekete getirdi. Arlarında, bir fâsüa hasıl olurken Jensen'e va'dlnl hatırlattı.
r/f
Kuzeyden Haberler
Gizli polis müdürü Hllkle plânlarını tatbik etmek İstediği zaman, şayet bir güçlükle karşılaşırsa, azmi, iradesi İki misline çıkardı.
Polis müdürü, milyarder J. J. Ker-rlson’un kendisini aldattığını far-kctmesl üzerine, onun behemehal bir hakikati gizlediği kanaatine vardı. Fakat sonradan da bu fikri mâkul bulmadı. Zira. J. J. Kerrison gibi kurnaz bir ihtiyar tilki, şayet saklıyacak bir şeyi olsa, ondan böyle fellik fellik kaçmaz.
Muavini olan Beck’e dedi kk
— Plânlarımızda esaslı bir değişiklik olnuyacaktır. Milyarderle, sadece
Türkiye
Ecnebi
280ü surus 1500 .
800 »
senelik e aylık 3 Avlüf
Adres tebdili için elli t
Hık niıl gönderilmelidir takdirde adres değiştirilmez
Telefonlarımız Başmuharrir: 20565
Yazı isleri- 20765 - İdare- 2068)
Müdür: 20497
Retoiüiâhır 3 — Kasım 13ü
İmsaK Güneş Öğle Ikındı Ak Yatsı
E. 10.12 11.51 6 05 9.28 12.00 1-31
V. 5.30 7.09 13.22 16.45 19 18 20.48
İdarehane BabıâU civan
AcımusluK sokan No 13
■ lıyor kİ Şimali Amerikada birçok sa- rak eski vüsatinin yüzde 49 nlspetln-nayl ve ticaret müesscseleri günde- de büyümüştür, lik yerine senelik ücretin tâyin ve
. taahhüt, «dilmesi faydalı olacağını1 tecrübe ile anladıklarından bu usulü senelerden beri tatbik etmektedirler.! Meselâ Baltimore’dakl Mc Cormick bakkaliye mıiessesesl her hafta 48
. saat çalışılması esası üzerine bir Se-’T
, nellk mKatnb, ücretim tiyta tl«*! L
le müstahdemlerinin işleri başına **“ ° °ar ° ■>(>->
muntazaman gelmelerini temin eylemiştir. Evvele? vasati olarak müstahdemlerinin yüzde on İkisi İşine gel-r medlğf halde bu usulün tatbiki üze-rlnc gelnılytnler yüzde ikiye inmlşt/r
Her işçi bir sene içinde her hatta-nın sonunda ücretini zarf İçinde muntazaman almakta ve bundan çok
I memnun olmaktadır. Bu suretle bir işçi çalıştığı mü^sseseyi kolay kolay bırakmıyor.
Bir müessese bu usul sayesinde amele değişmesi vakalarının on Sekizde bire indiğini görmüştür. Hattâ bir müessfsede evvelce her sene İçinde amelesinin yü2de altmış beşi değiştiği halde yeni usul sayesinde değişme yüzde yediye İnmiştir
Diğer taraftan bu usul ile sanayi ve ticaret müesseslerinin işlen ve binaenaleyh kârları artmıştır Bütün sene mevcut amelesine çalışsın çalışmasın ücret vermek zorunda olduğunu gören müessese sahibi ameleyi işsiz bırakmamak için yeni yeni î(-tlhsal yapmakta ve bu sayede mü' essescnin kârı artmaktadır
Meselâ Şimali Amerikanın en bü-yiik sabun fabrikası olan Procter mü-essesesl her sene muayyen zamanlar
I Mılvaukee'deki büyük ayakkabı fabrikası kullandığı 10,000 ameleye se-. ncllk ücret taahhüt ettikten başka k bunlara mesai saati kredisi açmıştır.
Bir işçi, bir hafta zarfında 40 saatten az çalıştığı takdirde çalışmadığı
cek haftalarda borcunu haftada 40 saatten fazla çalışmak suretlle öde-ı inektedir.
| Amerikanın Yale üniversitesi ame-I lelnln senelik muntazam mutedil Ücrete İntizamsız yüksek ücreti tercih edip etmediğini öğrenmek Üzere bir anket açmıştı,
Reyiue müracaat edilen ameleden yüzde doksanı muntazam mutedil ücreti yüksek ve lâkin intizamsız ücrete tercih eylemiştir
Çocuğunuz» Dadı
Bulmak için (Ak5»r.» w KÜÇÜK İLAN LAR en süratli ve en ucuz vasıtadır.
başka yerde ve başka saatte buluşacağız. Onunla salı sabahı otelde randevumuz vardı, halbuki aynı günün akşamı kendisini Craggmorfe'deki büyük malikânesinde bulacağım.
Hllkle, trene binmeden evvel, yazıhanesine uğramış, bir havadis olup olmadığını sormuştu. Başkâtibi, ona, şifreli bir telgrafın halledilmiş bir suretini uzattı. Bu telgrafta, Jen-sen’ln peşlsıra gönderilen İki polis haflyeslnln, yani Varick ve Crewly imzaları vardı.
Telgraf bir çok İstasyonlardan birbirine havele edilmek suretiyle ona verilmişti: Bir avucunun çantasında uzun müddet seyahat etmiş, kısa mesafe İle telslı telgraf çekilmiş sonra da İki merkeze gönderilmiş. Fakat İşte, havadisi getiriyordu.
Ne mühim haberdi bul
• Hllkle, kâtibinin uzattığı daktilo edilmiş kâğıtta şu satırları okudu:
«Bu sabah Küçült Babos kulübesine fırtınalı bir havada vardık. Kulübe yangına uğrayıp tamamlle yanmış. Burada, iri vücutlu bir adamın cesedini bulduk. Bin kadar da kalp paralar. Anladığımıza göre, İki yolcu bir köpek, yangından sonra yola çıkmışlar. Ayrıca bir de kadının ayak izler! var. Erkeklerden biri, tahminimize göre Jensen'dlr. Kendilerini ta-klbediyoruz Lâkin önümüzdeki seyahat, pek müşkilâtlı olacağa benziyor.» (Vaxlch ve Crewly»
Hilkle:
— Olur şey değil —diye haykırdı .— İşte İlk ciddi iz! Meğer Jensen'in hakkı varmış. «Bu arkadaşımız hakiki bir İz bulıhuş. Lâkin ne aksi İlki Demek kİ. bu kalpazanların yurdu, Kanda'da! Bu hal, araştırmaları güçleştirecek. Bankalara haber vermeliI
Emniyet müdürü, bir müddet daha bıyıklarını ısıra ısıra telgfarı inçe-ledi-
— GaripI Pek garip! Demek kİ bu işe şimdi bir de kadın karışıyor! Ne münasebet, bir türlü anlıyamlyorum! Sakın, sakın.. Yok, hayır! Ben o kızan nerede olduğunu biliyorum.
Hilkle. eksprese binmeden evvel, acele İle Vaşlngton’a telefon etti.
Sonra Beck'e dedi ki:
— Biz bir taşla İki kuş vuracağız! dedi. Hem Kerrison'u göreceğiz, hem de Jensen’in bu derece ehemmiyetli şeyler keşfettiği memlekete yaklaşacağız.
İkindiye doğru Şefle üç arkadaşı, altın kiralının malikânesi olan Crag-gmorle ormanlarına en yakın istasyonda trenden indiler. Bir sürü telgraflarla bir otomobil, İstasyonda Hilkle'yl bekliyordu.
Polis âmiri, telgraflara bir göz attıktan sonra, Kerrlson’un salon va-, gonunun da istasyona doğru yolda olduğunu öğrendi.
Şef. otomobile b'necek yerde, küçük İstasyonun memurlar odasına girdi,
oradaki müdürle konuşmağa başladı.
Demiryolu müdürü, polis âmirine:
— Milyarderin vagonu kırk dakika sonra gelecek Yoldadır, önünde de başka katar yoktur.
Kırk dakika müddetle, emniyet âmiri, istasyonun dar peronunda bıyıklarını ımrarakt3n sinirli sinirli dolaştı. Sigara yakıyor, bir kaç soluk çektikten sonra asabiyetle atıyor, yenisini yakıyordu.
Nihayet, bir tek vagon takılı büyük bir lokomotif gelerek garda durdu. Frenlerin ve işçilerin gürültüsü duyuldu. Tek vogandan bir yolcu İndL Lokomotif derhal ihtiyat yol üzerine çekildi. Kerrlson’un orada bekleyen lüks otomobilinin yanında durdu. Vagonu orada bıraktı.
Vagondan inen tek yolcu, gayet şık giyinmişti. Yüzü, neşe İfade ediyordu. Bu, elli yaşlarında kadar vardı.
Her halde. Hllkle’nin beklediği de oydu. Zira, blriblrlerlne doğru, âdeta koşarcasına ilerlediler. Canlı canlı el sıkıştılar. Sonra, coşkun coşkun konuşmağa başladılar. Derken, yeni gelen. uzun uzun kahkahalar attı. Şeften ayrılarak, demin çıktığı vagonun içine kuruldu. Orada yan gelerek, bir macera romanı okumağa koyuldu
Miîhlm bir zat olması icabcden bu adamdan ayrıldıktan sonra. Hllkle. yine sar müdürünün odasına girdt
(Arkası varı

ıs
AKSAM
Safiffp 7
CASUSLAR
(Baş tarafı üçiincii onhifode) heyecanı geçince biraz dtıhn dikkât
lüzumu hissedilerek btr takım hataların şimdi önüne geçildiğini ümide-
Bu esas mevzuun etrafında güzel tAli sahneler var. Piyes tam mâna-■lyle bir «buluş* sahnesiyle bitmektedir; «Karısını öldürmek suçuyla asılmaya götürülen koca, sehpa bağında prenst öldürecek; İptida asılmadan, sonra da altında ezildiği bütün töhmetlerden kurtulacaktır.»
Görülüyor kİ Vâ - Nü ve Karama-ğaralı hareketi sözde ariyan sözde piyes nevinden değil klâsik neviden hakiki bir piyes yazmak istemişler. Derhal İlâve etleyim ki, kanaatime göre, bazı tâdile muhtaç sahnelerine rağmen, muvaffak olmuşlardır. Piyesin tahlilini bir başka yazıya bırakarak bu defa bilhassa, kısaca İzahı kabil misallerle, temsili üzerinde durmak istiyorum. Çünkü, tekrar edeyim. piyesin temsili müelliflerinin düşüncelerine sadık olacak yerde, not edebildiğim kadar metne dayanarak göstereceğim, tam amile aykırı oldu.
İptida piyesin umumi mânası anlaşılmamıştı. Anlaşılmış olsaydı İlk iiç perde boyunca Neclâ-nın son perdede de Galip Ar-can'ın yaptığı şekilde komikliklere yer verilmezdi. Piyes ciddiyetle oy-imHırdı. En umulmadık kelimeleri, mülâhazalara alkışlamak seyircilerin elinden gelmezdi. Reyi esas olan halkın, ilk gecenin münevver halkının, sık sık lüzumundan fazla gülenleri susmaya davet eden sesleri duyulmazdı, Yalnız bu nokta bile piyesin umumi mânasına uygun olarak şahtır ye konulmadığını göstermez mi?
Piyesin mânasının iyice anlaşılması için seyircilere doktor ve prensin yabancılıklarını sezdirmek lâzımdı. İsimlerdeki kasdi sarahafslzllgin kifayet etmlyeceğl aşikâr olduğuna göre onların telâffuzları üstünde durmak. onları hafif bir şiveyle konuşturmak lcabederdL Bu yapılmadığından prensin yabancılığı tamamiyle anlaşılmadı. Doktorun mahiyeti tahmin ediliyorsa da o da kâfi derecede değildi. Bunlar da piyesin umumi mânasının iyice anlaşılmadığını İspat etmez mi?
«Casuslar» m bu sahneleri eski ve yeni taklit telâkkisini aydınlatan güzel bir misaldir. Eski taklit güldürmek için yapılmaz, ancak bir şahsın hüviyetini, ırkını belirtmek için yapılır. Burada doktor ve pîens telâf-fuzlariyle yabancılıkları hakkında bize derhal kulağımıza çarpan bir fikir verseydiler piyesin umumi mânası I daha kolayca kavranmış olurdu- ■ çünkü burada telâffuz farkı bir tezyif mânası ifade etmezdi.
Yeni taklit yalnız gülmeyi tahrik eder. Yeni taklidi dinlerken İnsan, aklına bir fikir getirmek şöyle dursun. düşünmez bile, sadece güler. Necla ve Galip'in yaptıkları taklide güldüğü gibi. Hattâ onda hafif bir tezyif bulur.
Temsilin aksaklıklarına misaller: Birinci perdede bir resme hitaben söylenen sözler var. Resimde görülen, şahısla alâkası olmıyan bu sözler ip-1 Uda seyircileri şüpheye düşürmekte, sonra maksadın ievhanm arkasında gizli bir âlete hitap olduğu anlaşılmaktadır. Gizli olması lâzım gelen bu Aletin önüne, görenlere bir şüphe verecek. dikkat edenlere levhanın gizil mahiyetini belirtecek bir merdiven konmuş. Buna imkân tasavvur olunabilir mİ»
İlk perdede üzerinde sözde poker oynanmış olan bir masadan bahis geçiyor. Küçücük olan bu masanın üstünde bir telefon, bir elma sepeti, bir resim çerçevesi vardır. Bütün bunlarla o masada poker oynandığı hissi verilebilir mi? Buna İmkân var mı?
. Piyesin metnine göre duvardaki iki resmin — baba ve anne — örtülmesi lâzım. Halbuki ancak bir tanesi Örtülüyor. Aynı zamanda bu örtü bir seccade olmalıdır. Filhakika her şey bir seccade yerini tutabilirse de kullanılan örtünün, kullanıldığı devre göre, seccadelikle alâkası yoktur.
Daha sayayım mı? Henüz ilk perdenin ilk sahnelerindeyiz- Okuyucularımı yormak İstemem İlk gecenin
derim.
Sanatkârlara gelince: En başta cidden güzel rollerinden birini oynı-yan Cahlde'yi zikretmeliyim. Bilhassa «oyun içinde oyun* sahnesi çok muvaffakiyetli oldu, tik sahnelerdeki reji hatalarını kaydettiğime göre CahldcToln sahneye gerisinde attan yere atlamış, ötesi berisi berelenmiş hissini vermesi lâzım gelirdi. Üstü başı lüzumundan fazla düzgündü. Biraz perişanlık daha uygun olacak.
Hfidl Hün her zamanki gibi rolünü büyük bir İtinayla. Sami Ayanoğlu da küçücük rolünü büyük bir ciddiyetle oynadı. Neclâ ve Galip’i muvaffak olmuş saymıya cağımın sebeplerini biraz evvel söyledim. 8ahneye çıkan diğer yirmi İki sanatkârın da eserin muvaffakiyetine yarıyabllecek rolü olmadı.
İşte böylece sahnemizde bir telli piyes daha lâyık olduğu itinayı gör-mlyerek harcanmış oldu. Eserin müellifleri bundan meyus olmamalıdırlar. Çünkü onlar her şeye rağmen, bu piyesleriyle bize tiyatro muharriri olmak için aranılacak meziyetlere malik olduklarını göstermiş oldular.
Mimar Sinan'ın ne güzel bir sözü vardır: Eserlerinin birbirine faikıyetini şahsındaki tekâmülle izah İçLn birini çıraklık, ötekini kalfalık, üçün-cüsünü de ustalık zamanında yaptığım söyler. Ben son söz olarak bugün bu İtminanla müellifleri tebrik etmeyi bir vazife bilirim.
Vft - Nü çıraklık devresini radyoya yazdığı skeçlerle geçirmiştir. «Casuslar* la kalfalık eserini de bize vermiş oldu. Yann ondan ustalık eserini de bekllyebillrlz.
______________Selim Nüztıet Gerçek Bulmaca
123458789 10
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Minimini yumurta.
2 — Uzayarak.
3 — Bir cins hamur yemekleri.
4 — Uyanıklığın başı - Meşrubat bulunan lokanta.
5 — Tersi kaçmaktır - Tersi eski bir Türk şairi.
6 — Bir maden - Başına «S» geline bir mahlde sakin olanlardır.
7 — Tersi bir çift hâdisedir.
8 — Bir kadın İsmi - Köyün büyüğü.
9 — Tersi gelin getiren kalabalıktır.
10 — Emare İle anlama - Bayağı. GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Yücedlvan, 2 — Üveyana, İp, 3 — Cebel, Sİ. 4 — Eye, Aşılar. 5 — Dalâlet, Ma. 6 — İn. Şetaret, 7 — Vasata, AJo, 8 — İl. Ragin, 9 — Nl, Ameliye, 10 — Paratoner.
Tashih
16. J 946 tarihli nüshamızda çıkan Devlet demiryolları Mrincl İşletme müdürlüğüne alt ilânda Doğançay civarındaki taş ocaklarında hasırlanacak 5000 metre balast 500 metre oiaTak yanlış çıkmışta, 8000 olarak taahlh olunur.
Türkiye Kızılay
Cemiyeti Genel Merkezinden
Kızılay cemiyetine ait olan Afyonkarahİşar maden «uyu ve tabii sodalarının Ankara, Adana. îstanbuldan başka yurdumuzdaki şehir ve kasabalarda satış ajanları ve bayilikleri ihdas edileceğinden isteklilerin şartlan öğrenmek üzere Anka-radakl umumî merkezimize müracaatlan.
Gayri menkul satış ilânı
İstanbul defterdarlığından:
Tophane ve Kasımpaşa maliye tahsil şubelerine kazanç vergisinden borçlu (Valter Slğer'ln) Boğazlçlnde Bebek mahallesinin Yanko bağı (şimdi bebek bağı) sokağında eski (13) yeni (1) kapı No. lu (0) dönüm (3) evlek miktarında arazi ve bahçeslle birlikte köşk ve aynı mahalle ve sokakta •ski (13) yeni (1) kapı No. lu 185 arşın miktarında İki ev tahsili emval kanununun hükümleri dairesinde satılığa çıkarılmıştır.
Nlsbetlye kasrı civarında ve boğaza nazır olan mezkûr gayri menkuller meyvalı ve meyvasiz müteaddit ağaç sed. havuz, va mlreyf müştekili olmak üzere etrafı tel İle çevrilmiş ziraata elverişli geniş bir arazi içinde (28) 'tJ No. lu ahşap İki katta beş oda ve İki sofa, belâ banyo ve BDUtbAh mahallerini havi elektrik tesisatı mevcDt zemini parke döşeli dahilen yağlı boyalı köşk İle yanında sonradan birleşik olarak yapılan İki kath bir salon ve iki oda ve taranalı ahşap ilâveyi ve ayrıca 22-20 taj No. lu yine ahşap basık odayı havidir.
Aynca ahır ve samanlığı 24 taj No. lu zemin katı kârgir üstü ahşap •ç odayı diğer bir binayı ve 30 taj No. lu ahşap garaj ve sarnıcı vardır.
Görmek isteyenler bina içinde bekçi sı fa ille oturan Vangel Sopakl-ye müracaat edebilirler
BU gayri menkullerin tapu kaydma göre kati İhalesi 26 mart S45 tarihine tesadüf eden pazartesi günü itaat 15 de Beşiktaş kaymakamlığı İdare heyetinde yapılacaktır. 0333)
Tiirk Ticaret Bankası fl.S.ııden
9 Mart 1945 tarihli bankamız genel kurulu kararı gereğince 20 numaralı kupon mukabilinde her bir aksiyona 2 Nisan 1945 tarihinden başlamak üzere % 6 hesablle net olarak (30) kuruş temettü dağıtılacağı sayın ortaklara ilân olunur.
Ticaret Bakanlığı iç Ticaret Genel Direktörlüğünden:
30 İklnciteşrin 1330 tarihli Ecnebi Anonim ve sermayesi eshama mûn-kasim şirketler kanunu hükümlerine göre Türklyede İş yapmasına İzin verilmiş olan ecnebi şirketlerinden «Soclûte des produits Nestle S. A, — Nestle mamul&tı anonim* şirketi bu kerre Bakanlığımıza müracaatla, Beyoğlu 4. üncü noterliğlnce tasdikli 31. 7. 944 tarih ve 9246/2505 sayılı vekâletnamede tasrih edilen şartlara göre:
1 — a — Bilcümle dairelerden, posta ve telgraf ve şimendifer İdarelerinden, mesajerl ve nakliyat vesaire bürolardan, şirket adresine gelen her nevi paketlerle kıymetli ve kıymetsiz mektupları almak,
b — Şirket tarafından satılan mallara müteallik bilcümle faturalarla makbuzları ve şirket İçin mali taahhüdü müstelzim olmıyan cari mektupları şirket namına imza ve tesviye etmek.
c — Societa des Produits Nestle 8. A. nın sanayi markalarını kanunen müteşekkil bilcümle mahkemelerde mezkûr şirket namına tescil ve kayıt ve tecdit ve bu bapta lcabedcn bilcümle zabıtnameleri İmza, bahis mevzuu markaların tescil ve tecdidine mütedair bilcümle «itaht veya tahrir! beyanları icra, taklitlerini ve bilhassa bunların mümasili müstahzarata Usakı suretlle sahte İstimalleri mahkemelere ihbar ve mahkemeler huzurunda bunlar aleyhinde davalar İkame ile bilcümle sahte ve taklit miistahsalât veya markalan piyasa-ya çıkaranlara karşı takibat İcrası,
d — Her hangi bir kimse tarafından müşkülât gösterildiği veya borçlular tarafından tedlyat yapılmadığı takdirde bunlara karşı bilcümle takibat ve zecriyata tevessül ve tenblhat ve İhtarlar ile ricalarda bulunmak gibi muamelelerde diğer bir şahsın imzası olmaksızın,
n — a — Çekler ve poliçeler keşide ve cirolar İmza etmek,
b — İptidai maddeler mubayaasına veya İlânlara müteallik bilcümle mukaveleler ve alelumtım şirketin ticaret işleri çerçevesine dahil her nevi ticari mukaveleler aktl.
d — Bilcümle emlâki veya emlâk akşamını lear ve isticar etmek,
e — Türklyede şirketin bilcümle ticari muamelelerini İcra yazıhaneler kuşat, bilcümle malları bey ve şûra, bilcümle vazifeleri- deruhte, bilcümle alım satım muamelelerini ve mukavelelerini akit ve İcra, cari hesaplan riiyet ve tesviye, protestolara tevessül. İhbarları İcra ve İade hesaplarına teşebbüs etmek.
f — Gerek devlet ve gerek resmi daireler ile mukaveleler aktetmek. bilcümle münakaşalara İştirak etmek ve teklifler yapmak, gerek alacaklılar ve gerek borç hesaplarını rüyet ve tesviye ve bu bapta lâzım gelen bilcümle müzakereleri icra, bakiyeleri tesblt ve bunları tediye ve kabz, mukabilinde makbuz ve İbranameler ahiz ve «yukardaki (I) İşaretli faslın (b) fıkrasındaki münferit İmza İle İta» velhasıl bu hususi mukavelenin hudutlar dahilinde şirketin menfaatlerine hâdim bütün İşleri ve muameleleri usulü dairesinde salâhiyeti haiz diğer bir şahsın müşterek Lmzaslle yapmak üzere İstanbulda oturan SAMİ ÇEVÎK'l vekil tayin ettiğini bildirmiş ve lâzım gelen vesikaları vermiştir.
Keyfiyet tetldk edilerek kanun hükümlerine uygun bulunduğu görülmüş olduğundan ÜAn olunur.
Teknik okulu satın alma komisyonundan:
110 ve 220 voltluk her İki tevettürde de çalışabilecek en az 8.1 KW takatinde 1420 ilâ 1500 adet devirli yeni veya az kullanılmış bir daimi cereyan dinamosu 4470 sayılı kanun hükümlerine göre pazarlıkla eksiltmeye konulmuştur.
Tahmin bedeli 3300 lira ve ilk teminatı 248 Uradır İsteklilerin 22. 3945 perşembe günü saat on beşte Teknik üniversite- muhasebesinde toplanacak okul satın alma komisyonuna gelmeleri şartnameyi görmek isteyenlerin Yıldızda bulunan okula müracaatları. (3344)
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Bakanlığından:
Tıbbî ve İspençiyari müstahzarlar hakkındakl 4348 sayılı kanunun 7-lnci maddesinin B, fıkrasında: İmal edilecek müstahzarlara alt tevdi edilen formülün müstahzar şeklinde ticarete arzedllmeslnde fayda bulunması takdirinde İzin muamelesi yapılabileceği tasrih edilmiş olduğundan bundan sonra tıbbi müstahzar imali talebinde bulunacak olanların evvelemirde yapacakları müstahzara alt formülü bildiren bir dilekçe İle bakanlığımıza müracaat etmeleri ve verilecek cevaptan sonra kanunun tarlfatı dairesinde hazırlanacak numunelerle tahlil harcı makbuzunu ve diğer belgeleri bakanlığa göndermeleri lüzumu Hân olunur. (3303)
Acık arttırma ile fevkalâde satış
1»45 Martın 18 İnci pa2ar günü saat 10, Taksimde Ayaz-Paşa caddesinde Alman sefareti tam karşısında 43 numaralı Gayret Apartmanın 2 No. iı dairesinde mevcut ve muteber bir aileye ait nadide eşya, tablo, halı, vazo, gümüş ve saire açık arttırma İle «atılacaktır. Ondüle 1 btife, 1 vitrin, I otomatik masa ve 6 maroken sandaiyadan mürekkep filtra - modem ve gayet zarif yemek oda takımı, hakikî Transllvanya mamul&tı ve akaju trape kaplamalı fevkalâde bir tarzda yapılmış tekmili konstrüksyon 2 karyola. 3 kapılı bir dolap, i tuvalet, 2 komodinden mürekkep sağlam, güzel ve gayet pratik bir yatak oda takımı, hakikî Paris mamulatı ve masif martından mamul Berjer tarzında 3 adet emsalsiz koltuk; hakiki Mısır İşi tekmili sedef İşlenmiş 6 parçalı bir salon - buduvar. 1 kanape 2 koltuktan mürekkep hakiki Avrupa marokeni bir takım, kübik bir salon takımı, Italyan marketlrlsi işlenmiş gayet zarif orta masası, gayet zarif ye hakiki Vleıuıe mamulatı oymalı martından mamul yuvarlak orta masası, Kolumbla salon gramofonu ve plâkları. 71 parçalı Kristal bakara nadide su takınır, Tuğralı ve Avrupa masif gümüşten mamul hayli gayet güzel ve nadide çatal bıçak takımları, tabak, tepsi, şamdan, sahan, çay takımı ve saire. Portekiz, Crazjufles ChinoLs, Sevr es, Klu-vazone, Vlçnna ve sair bayii emsalsiz vazolar ve biblolar; Saks tabaklar. Bronz ve Boule saatler ve şamdanlar, hayli CMRİSTOFFLE sahan ve tabaklar, mermer heykeller, meşhur Fransız ressamı Du-boLs’nın ve diğer büyük Türk Ve Macar ve sair artistlerin yağlı boya "bayii tabloları... Ülbrldh be Bücher markalı 2 güzel piyano, İsfahan, Şlraz ve sair hayli haklar, Markoni markalı 8 lâmbalı güzel bir rac^yo.
İnşaat ilânı
Ereğli kömürleri işletmesi umum müdürlüğünden:
1 — İşletmenin Zonguldakta O elik bölgesinde yaptıracağı ekonoma fırın anbar ve iltisak yolu İnşaatı kapalı zarf usulü ve vahidi fiyat esasiyle eksiltmeye konmuştur.
3 — Bu İnşaat İçin İşletme tarafından verilecek malzeme eksiltme dosyasının hususi şartnamesinde yazılıdır.
8 — Bu İşin tahmin edilen bedeli (185.213.35) liradır.
4 — İnşaatın mukavele projesinde piyasa ve fiyat değişiklikleri nazarı itibâra alınmıştır.
5 — Muvakkat teminat miktarı (10.520.) liradır.
8 — Eksiltme evrakı (25) lira mukabilinde Zonguldakta işletme İmar ve inşa gurup müdürlüğünden Ankarada Etlbank İnşaat müdürlüğünden ve İstanbulda Etibank şubesinden temin edilebilir.
7 — Eksiltme 2 Nisan 1945 pazartesi günü saat 15 de Zonguldakta Ereğli kömürleri işletmesi İmar ve inşa gurup müdürlüğü binasında yapılacaktır.
8 — Teklif zarflan eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş olarak İhale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde işletme umum müdürlük başsekrctcrllğlne teslim edilmiş olacaktır.
9 — İşletme ihaleyi İcrada serbesttir. (3340)
Ticaret Ofisi Umum
Müdürlüğünden: Muhasebe memuru aranıyor 3659 sayılı kanuna tabi 170 Ura ücretli bir memurluk yerine Ticarî muhasebeden iyi anlıyan birisi alınacaktır. İsteyenlerin etraflı bilgi almak için Umum Müdürlüğe müracaat etmeleri ilân olunur. (3193)
Yeni Valde Han 5 inci kat.
Bahçekapı - İstanbul.
Devlet Orman işletmesi Çine
Revir Amirliğinden :
Satılık çam kerestesi H:
Parti Adet M 3 D3. Muhammen B Tutan B. % 7,5 teminatı cinsi
_________________Lira Kr. Lira Kr._LiraKr._' ■ _
262.07 Yarı mamûl
436.77 ■ >
694.87 » »
1
2
3
3494.27
5823.80
9264.96
476
734 1207
18582.85 1393.71 Yekûn . . .
Akçova deposunda mevcut 3 partide 11
Emlâk Bank Yapı Limitet Şirketinden: «t
250000 kiremit 15000 Mahya alınacaktır >■*
Ankarada Bakanlıklar civarında Şükrü Saraçoğlu mahal-_Q leşinde yaptırılmakta olan memur evleri inşaatında kullanılmak-q ve 15 Mayıs 1945 tarihinden 1 Ağustos 1945 tarihine kadar tes-iim olunmak üzere 250000 kiremit ile 15000 Mahya alınacaktır. +2 Taliplerin 31/3/945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Eytam S Bankasındaki Şirket Merkezine veya Emlâk ve Eytam Bankası C_ İstanbul Şubesine müracaat ederek bu husustaki şartnameyi görmeleri ve yazı Üe fiat teklif etmeleri ilân olunur. (3034 ı
[
İstanbul Belediyesi ilânları
]
Fatih nuntakası mütemadi tamirat işlerinde kullanılmak üzere alınacak 100 metre mikâbı boğaz taşı açık eksiltmeye konulmuştur.
Mecmu unun tahmin bedeli 1400 lira ve İlk teminatı 105 Uradır. Şartnamesi zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhalesi 28. 3. 945 çarşamba günü saat 14 de daimi encümende yapılacaktır.
Taliplerin ilk teminat makbuz veya mektupları ve kanunen İbrazı lâzım gelen diğer vesikaları İle birlikte İhale günü muayyen saatta daimi encümende bulunmaları. (3129)

Hurda demir sabşı
Bandırma Merinos Yetiştirme Çifliği
Müdürlüğünden:
1 — Tahminen iiç ton ağırlığında dökme demiri olarak 10 adet çayır, 3 adet kırkım makinesi, bir çayır toplama tırmığı İle bir baskül ve 26 parça ........- -
4 —
diğer ziraat âletleri İle arabalara alt demir akşamı.
2 — 240 âdet bütün, 34 adet yarım tabaka kullanılmış oluklu çinko saç.
3 — Amerikan bezinden 1500 adet boş çimento torbası.
Yukardaki maddelerde yazılı üç cins malzeme toptan ve yahut ayrı ayrı 26/3/945 pazartesi günü saat 15 de çiftlik merkezindeki komisyon huzurunda pazarlıkla satılacaktır.
" Demir akşamının muhammen bedeli 800, saç çinkoların 1900 ve çimento torbalarının 900 lira olup muvakkat teminatı bunların yüzde on beşidir.
5 — Bu malzeme kurumumuzda İsteklilere her gün gösterilmektedir.
6 — İlân bedeliyle diğer masraflar İsteklilere aittir. Bu malzemenin
Sardırmaya kadar nakil müesseseye aittir. «.2906»

Bitlis Vilâyetind en
Bitlis vilâyetine bağlı Tatvan kazasında yeniden İnşa edilecek beş lojmanlı üç memur evi inşası 9/3/945 tarihinden Ittharen 21 gün müddetle kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
1 — İnşaatnı keşlfnamesl yetmiş sekiz bin İM yüz yetmiş altı lira kırk bir kuruştur.
3 — Eksiltme 29/3/945 perşembe günü saat on beşte hükümet binaa dahilinde vilâyet daim! encümeni huzuriyle yapılacaktır.
3 — Bu İşe ait eksiltme şartname keşlfname ve sair belgeler vilâyet daim! encümeni kaleminde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek İçin İsteklilerin 945 yılına alt Ticaret Odası belgesi İle İşi yapabileceklerine dair ehliyet veri kası göstermesi lâzımdır.
5 — Muvakkat teminat beş bin sklz yüz ytmlş lira ytmlş üç Kuruştur.
6 — İstekller şartname ahkâmına göre hazırlayacakları teminat ve eksiltme mektuplarını İkinci maddede yazılı gün ve saatten bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Daimi Encümen Başkanlığına vermeleri şarttır.
7 Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
«3132*
Emlâk Bankası Yapı İimited şirketinden:
15 M3 kontraplâk alınacaktır:
Ankarada Bakanlıklar civarında Şükrü Saraçoğlu mahallesinde yaptırılmakta olan Memur evleri inşaatında kullanılmak Ve 31/3/1945 tarihine kadar Ankara istasyonunda teslim olunmak üzere on beş metre mik’abı kontrplâk alınacaktır. Taliplerin 23/3/1945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Eytam bankası merkezindeki şirkete veya Emlâk ve Eytam bankası İstanbul şubesine müracaat ederek bu husustaki şartnameyi görmeleri ve yazı ile fiat teklif etmeleri ilân olunur._(3119)________*
Lâstik hortum alınacak
Beden terbiyesi İstanbul bölgesi başkanlığından:
İnönü stadyomu futbol sahasının sulanması işinde kullanılmak üzere en az 6 atmosfer tazyike dayanıklı içi bezli 150 metre lâstik hortum alınacaktır. Hortumların iç kutru 25 m m ve boyları 30 metre olacaktır. Muhammen bedel 3800. lriadır. Vermeğe talip olanların 285 lira muvakkat teminatlarile beraber 20 mart 1945 sah günü saat 15 de Taksim Sıraselvilerde No. 57 Beden terbiyesi İstanbul bölgesi binasında toplanacak komisyon tarafından yapılacak açık eksiltmeye iştirakleri ilân plunur. (3130)
Doğu Beyazıt Kaymakamlığından :
Kazamız merkez ilk okulunun 30355 Ura 66 kuruş üzerinden ıkmafl inşaatı kapalı zarf usullyla eksiltmeye konulmuştur. Taliplerin şartname ve keşlfnameyi kaymakamlıktan bedelsiz olarak telle istemeleri ve tekli! mektuplarıyla muvakkat teminata alt 2276 Hra 76 kuruşluk banka mektuplarını 25/4 '945 sabahı saat ona kadar Doğu Bayazıt belediyesinde hazır bulundurmaları İlân olunur. «3306.
1
Sahife 8 AKŞAM __ _ _ _ . J7 MaıL 1945
HAŞAN LİMON KOLONYASI
RnhtA. A
Ancak Avrupa ve Anıerikada benzerine tesadüf edilecek derecede yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Haşan deposu, Eminönü, Galatasaray, Karaköy, Ankara
KİMYANIN İNSANLIĞA HİZMETİ
NEVROZiN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe uluıabllir. Heıyerde ısrarla NEVROZİN İsteyiniz.
REOSİL
11 İnci sayı çıktı.
Buğunun olaylarını anlayabilmek İçin bu sayıyı mutlaka okumak lazımdır; çünkü bu cihetten çok zengin ve emsalsizdir. Profesör, doktor ve mütehassıslarımızın kalemlerinden çıkan bu Anslklopedl'nln her nüshasında her mesleği ve vatandaşı İlgilendiren bendler vardır.
İBKSURUKr.HBOHSİTİ CERHAl
RİT
Bağ, bahçe İlâç püskürme için bronz
PÜLVERIZATÖR
Toptan, perakende. Katalog gönderilir.
Galata Büyük Tünel han No. 1
Moda Deniz Kliibiinden:
Created by free version of 2PDF
HUKUK FAKÜLTESİ YÜKSEK TİCARET
İktisat fakültesi talebelerine her halde lâzım olan bir rehberdir
HUKUK İSTILAHLARI
Zayi — Tıp fakültesinden aldığım hüviyet ve 944 - 45 yılı şebekemi kaybettim. Yenisini çıkaracağımdan eskileri hükümsüzdür Adres: 4062 Ram İz Kınalı 5-6 ncı sömestr
Balta Limanı kemik ve mafsal veremi hastanesi Operatörü DOKTOR •
Sadrettin Onaran
Harici hastalıklar, kemik hastalıkları ve ortopedi mütehassısı Beyoğlu Mis sokak Gökçek Ap. No. 1'5, Tel: 41457
Çitleri, Sivilçeleri giderir. Çûz buruşukluklar™ yokedet
Zayi — Karabük demir çelik orta okulundan aldığım tasdiknameyi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Şükran Pazarbaşı Fatih Slnanaga Parmaklık sokak 0 numara
YANGIN
Yangın, harp ve sulh zamanlarında hudut lanımıyan bir afetlır. Dünyanın her tarafında yangınlar ber sene milyonlarca lira zararı mucıb olmakladır. Yangınları tamamen önlemek mümkün olamamakla beraber, kimyagerler ve Britanya kimya sanayii yangınların can ve mal zarerlarıııi azaltmağa muvaffak olmuşlardır. Binalarda, sentetik yollarla istihsal edilen ateşe mukavim malzeme kullanmak, elektrik telleri ve kabloların tecridinde büyiik bir tekkemmül vücude getirmek, yanmayan sinema (ilimleri imal etmek, yeni keşfedilen kimyevi maddelerin tatbiki ile ahşabın ve hatta mensucatın aleşe mukavemetini arttırmak ve kömür ocaklarında, değirmenlerde, taklirhane terde vesaır mümasil mahallerde iştiallerin sebebleıı araştırılmak suretile yangın tehlikeleri asgari hadde indirilmiştir.
tlfaiye teşkilatında, ateşim korunmak ve ateşi önlemek için kimyagerler birçok vasıtalar bulmuşlardır. Aabestos'dan imal edilen üniformalar ve gözlükler iifaive neferltrinin korkusuzca ileri atılarak ateşi söndürmelerini temin etmiştir. Petrol lambaları ve rairedrn çıkacak olan yangınları önlemek için hususi surette ihzar edilmiş olan maddeleri ihtiva eden yangın söndürme aletleri vardır. Bu hususi suretle hazırlanmış olan maddelerin başlıcası ateşııı üzerinde alil bir gaz tabakası vücude getiren carbon tetrachlorür ve car-bon diozide dumanıdır. Diğer yangın söndürme aletleri bicarbonale de soude ve ihtiyaç duyulduğu zaman bununla karışarak söndürme vazifesini ifa edecek olan bir asidi ihtiva eder. Sigara ve sair dumanları defeden respîratörler kiınya ilminin bir zaferidir. Yanıklar, laboratuvaTİarda hususi surette hazırlanan kimyevi maddeler sayesinde muvaffakiyetle tedavi edilebilmektedir.
Umumi heyet toplantısının 18 mart 1945 pazar günü saat 15 de kulüp binasında yapılacağı ve ekseriyet hasıl olmadığı takdirde 26 mart 1MB pazar günü aynı saat ve mahalde kaç âza bulunursa bulunsun aşağıda yazılı hususların karar altına alınacağı sayın âzaya arzolunur.
idare heyeti
R U Z N A M E:
1 — İdare heyetinin ve miiraklpler raporunun okunması,
2 — BHânçosunun ve hesapların tetkik ve tasdiki. İdare heyetinin İbrası,
3 — 1945 yılı bütçesinin tetkiki ve tasdiki,
4 — Yeni yıl için ldara heyeti ve yedek âzaların seçim yapılması.
5 — 1945 yılı İçin 2 müraklp seçilmesi,
6 — Müddetleri biten 2 komodor seçilmesi,
7 — Vefat eden aza eşlerinden isteyenlerin kabul formalitesine bağlı olmadan kulübe girip girmtyeceğl hakkında bir prensip karan verilmesi,
8 — Bay şevket Kıbrıslımn müracaat mektubu.
Ankara elektrik ve havagazı işletme Müessese 8 inden:
1 — Ham kauçuğu müessesece verilmek üzere 120 adet
Konik Kayışı Yaptırılacaktır
2 — Şartnamesi parasız olarak müessese satın alma şubesinden verilir.
3 — Teklifler 1. 4. 945 tarihine kadar umum müdürlüğe verilmiş olacaktır
BAYILAHİAR.ÇARPINTIve SİNİR BUHRANI ÇEKENLER
NEVROL CEMAL
DEN 20 DAMLA ALINCA SİNİRLERİ YATIŞIR.DERHAL FERAHLARLAR .
SA YIN TÜCCARLARIMIZA
Jmperial Chemical Industries Limited, London.
..... Akbanın neşriyatı
Uzun kış gecelerinde seyahatlerde ve dinlenme zamanlarında sîzlere İyi
saatler geçirtebilecek tercüme kltablarmdan bazıları:
Kitabın ismi Yazan Tercüme eden Fiatı
Granat* seyahati .MorIs Magri! Nurııllah Ataç 125 K.
şimal Göçebeleri J OU ver G ur woûda Mustafa Nlhad özön 125 *
Hin. d Diyarında Françls deCroisset Refl Cevad Ulunay 125 •
Sonsuz Yolculuk John Knittel Asude zeybekoğlu 100 »
Hayvanlar, insanlar,
Tanrılar Osserıdovvskl Nasuhl Baydar 150 >
David Golde İren» Nemfroaski Rezan A.E. Yalman 126 ■
Cehennem Kaya Elga Dlmt M. Dr ana s 150 >
Bir Kadının Gölgesinde Hanrl DuvernoLs Hamdl Varoğlu 125 >
Deniz Kurdu Jack London Vehbi BaJdaş 200 *
Asrın Kadını 1-2 clld Mi hail Foldl F. Zahir Torumküney 400 ■
iki Eslr'i okuyan okuyuculara Asrın Kadmı'nı bilhassa tavsiye ederiz.
TUrkiye Umumi Vekilli
Imperial Hemikal Industris (Turkey) LU.
Sigorta Han, Galata İSTANBUL
ithalât eşyalarının gümrûklemektekl ehemmiyetini nazarı itibara alun B
Halk Umumi Nakliyat Türk Anonim Şirketi
bu kere Izmlrde mütehassıs gümrükçüler angaje ederek bir şube aç- B mış, şimdiden İş kabulüne başlamıştır. ®
HALK UMUMÎ NAKLİYAT TÜRK ANONİM ŞİRKETİ B Galata Gümrük karşısı Hovaglmyan han 4 üncü kat. B Telefon No. 42252. Telgraf: Halktaş - İstanbul ti
CMT.9,
IBELSAMiTOL
B Had ve müzmin Belsoğukluğu, İdrar B zorluğu, Mesane. Prostat ve bilû-B mum İdrar yoJİRrı İltihabı ve has-B İslıklarında Belsamltol tesiri kat't P b! müstahzardır.
COMENTALI
En iyi NEZLE İlâcıdır.
Nezleyi geçirir ve sirayetine I mâni olur.
Fi: 50 Kr. I
DERMAN
KAŞELERİ
Çripi NezleytSoğukalgifilıldariHi. Ağrı. Srzf ve Sancıları derhal geçirir. 1 Kase İD Kuruştur
E NECATİ DİŞ SUYU —.
I temizler, çürük dişlerin tevlld ettiği fena ağız kokularını defe- B fcuj hıfzısıhhasını temin «der.. Bahçekapı, SALİH NECATİ B
Yüksek Deniz Ticaret Mektebi Müdürlüğünden
cinsi Miktarı Çoğu Azı Muhammen flatı LlraKr Çoğu tutarı Lira Kr Muvakkat teminatı Lira Kr. Eksiltme gün ve sftatl
Beyaz firenk gömleği 520 500 10 5200 390 19. 3.’llriâ pazartesi saat: 11
[Yeni Dizel motörleri
7-S beygirlik yeni Dizel motörleri gelmiştir. Müracaat: Galata, perşembe pazar Yoğurtçu han No.II Tel: 41143. ,
Sipahi ocağından
Ocağın 10 Şubat 1945 tarihli olağan umumi heyet toplantısında, ocak tüzüğünün değiştirilmesi tekilli kabul edilmiş olduğundan, aşağıdaki hususu müzakere etmek ve karara bağlamak üzere. 31 Mart 1945 cumartesi günü saat 10 da Beyoğlunda Misk sokak 21 numaralı ocak merkezinde yapılacak olağanüstü umumi heyet toplantısına sayın azalan davet ederiz. İdare Heyeti
GÜNDEM Ocak tüzüğünün değiştirilmesi, yeni tüzüğ projesi azalar* gönderildiği gibi ocak merkezinde de görülebilir.
SATIŞ İLÂNI
Bo( teneke, soda, sülfat, sabun çuvalları ve çuval parçaları, ağaç fıçı, hurda yağ ve boya varilleri, zaçya ı şişesi, eski masa ve dolap, kullanılmış tahta kadron, delikli tuğla
Balatta İskele civarındaki ambarlaru zda bulunan yukarıda müf redatl yazılı eşya satılıktır. Talip olan’ tın bu ayın yirmi dördüne kadar eşyayı görmek üzere ambarlara, t raltf anlamak üzere şirket merkezine müracaat leri ilân olunur.
________________________1PEKİŞ ŞİRKETİ
Sgltaniıamâm No. 124
1 — Talebelerimiz İçin satın alınacak beyaz fren* gömleği k»pah zart usulü İle eksiltmeye konmuştur. Eksiltme yukarıda yazılı gün ve saatte mektep müdürlüğünde toplanacak satın alma komisyonunda yapılacaktır.
2 — Şartnamesini görmek arzu ejenler mektep muhasebesine müracaat etmelidirler. Eksiltmeye İştirak edeceklerin 2490 sayılı kanunun 1 ve 8 üncü maddelerindeki vasıfları haiz olmaları lâzımdır.
3 — Yukarıda yazılı muvakkat teminatın teslim yeri İstanbul yüksek mektepler muhasebeciliğidir. Eksiltmeye glrec"klerln ticaret orfası 1945 belgesi ve gurup vesikasını da zarflarına koyarak sözü gtçen kanunun 32 inci maddesi tarlfatı dairesinde Kapalı zarflarını İhzar etmeleri ve bunları eksiltme günü saat ona kadar komisyon reisliğine makbıı.' mukabilinde vermeleri lâzımdır
Postada vaki olacak gecikmeler nazari itibara alınmıyacaktır *27371
Diyarıbakır belediye reisliğinden
1 — Açık bulunan her biri üç yüz lira ücretli belediye mühendisliğine ve Belediye Elektrik mühendisliğine talip olanların Belediye Reisliğine müracaatları.
2 — 945 haziranından itibaren bu ücretlerin her biri dört yü? liraya çıkarılacağı İlân olunur. 2733
i i
k
Nisandan itibaren hakikî ihtiyaç sah:pler tıe yünlü kumaş tevziine başlanacak
Toprak ofisin Amerikaya ısmarladığı sökülür, takılır silolar geldi
Şene 27 — No. 9486 — Flatl her yelde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 17 Mart 1945
Sahibi: Necmeddin Sadak .■— Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbua
Müttefik taarruzu gelişiyor
San Franslsco konferansı
Londra 16 (A.A.) — Dün, Avam kamarasında Başbakan M. Churchlil, San Francisco konferansında büyük ve küçük milletler arasındaki fark hakkında sorulan bir suale cevap vermiştir.
İşçi saylavlardan Rhyş Davles, küçük bir devlet tecavüz ettiği zaman, meselenin halledileceği, halbuki büyük devletlerden birisi aynı şekilde tecavüz ettiği takdirde, yapılacak bir şey olmadığını t azamimin eden Dumberton Oaks ve Kırını konferansı tekliflerine alt ehemmiyetli bir noktayı aydınlatmasını M. Chrchill'den İstemiştir.
M. Churchlil, şöyle demiştir. « Da-vles'in beyanatında âşlkâr bir hakikat olduğundan dolayı müteessirim. Gitmekte olduğumuz yeni âlemde tek başımıza olmadığımızı daima hatırlamalıyız.»
Davles — «San Francisco’dakl murahhaslarımızın meseleyi münakaşa ____________________ ____________________
ederken, bu ehemmiyetli noktayı ha- bugünkü toplantısında, Yalta'da tatardan çıkarmamalarını Avam kamarasında istemeğe hakkımız yok mu?»
Churchlil - «Hayır efendim. Yal-tada toplandığımız diğer İki büyük devletle, tamamlle Kendi arzumuzla bir anlaşma yaptık ve bu anlaşma bu meselede küçük ve büyük memleketlere karşı hareket tarzında bir fark gözetilmesini derpiş etmektedir. Ne yapalım kl, dünyada büyüklerle kö-
çilkler, kuvvetlilerle zayıflar arasında bir fark vardır. Buna ancak esef ede- | biliriz. Fakat, böyle bir fark mevcuttur ve şimdilik ümltals bir İdeal olan şeyi derhal elde etmek İçin, geniş bir cephe üzerinde cereyan eden anlaşmaları bozmak mâkul değildir.» Liberallerden slr Perey Harrls şunları sormuştur:
«San Franclscoda serbes münakaşalar olacak mıdır ve murahhaslarımızın. orada ileri sürülecek mâkııl delilleri dikkate almalarına müsaade edilecek midir?»
Churchlil, şu cevabı vermiştir: «Şahsan San Francisco’dakl usule ait anlaşmalara lştlrâk etmiş değilim. Fakat. Yalta kararlarında İleri sürülen ve tesblt edilen kati mütalâalara bağlı kalmamamızı abes bulurum.»
Fransa tadil talebinde bulundu
Paris 16 (AA.) — Fransız kabinesi
Olağanüstü
sıtma savaşı
Kanun tasarısı Meclis gündemine alındı
Ankara 17 (Telefonla) — Olağanüstü sıtma savaşı hakkındakl kanun tasarısı Büyük Millet Meclisi gündemine alınmıştır. Bu büyük dertle savaşmak İçin hazırlanan kanun tasarısının gerekçesinde şöyle deniliyor: Basit bir hesapla bir sıtmalının yılda en az on beş İş gününü kaybettiği göz önünde tutulursa, yalnız 1044 yılı İçin, 100 milyon İş günü kaybedilmiş ve en az üç yüz milyon lira yeni bir zarara girilmiş olduğu açıkça görülür. Kanun tasarıslle, bu savaşı başarmak İçin Sıhhat ve İçtimai Muavenet. Bakanlığına geniş yetkiler verilmektedir.
Bu arada meselâ Bakanlık, genel ve katma bütçelerle Hususi İdare ve Belediyelerden veya İktisadi devlet teşekküllerinden maaş alan veya özel teşebbüslere alt kurumlarda ödevli bulunan bütün hekimlerle kendilerinden faydalanılabilecek bü-. tün memurlar seferber edilebilecektir.
Tasanda, bundan sonra, ödev ve yasaklar, ara hükümleri, ceza hükümleri ve başka hükümler de vardır. *
dile uğrıyan Dumberton O aks kararlarında yeniden ban tadiller yapılması İçin Blrleşmlj milletler hükümetlerine birer nota gönderilmesini karar altına almıştır.
Bu hususta hükümet tarafından neşredilen tebliğde, bu teklifin milletlerarası teşkilâtı kuvveltendlrmek ve onu daha tesirli bir hale getirmek maksadlle yapıldığı bildirilmektedir.
Yün’ü kumaş
Nisan ortalarında hakikî ihtiyaç sahiplerine dağıtılacak
Almanlar Rhin ile Moselle
arasında kuşatılıyor
Üçüncü Amerikan ordusu bir günde 29 kilometre ilerledi, 20 şehir ve koy alındı
Q Q_ CN
O
Alman sulh talebi teeyyüdediyor
Ankara 17 (Telefonla! — Yurdun her tarafında yünlü kumaş dağıtımı İçin bir plân hazırlanmaktadır. Elde serbes satışa kâfi miktarda kumaş stoku bulunmamaktadır. Bu sebeple tevzi işi bir sisteme tabı tutulacaktır. Yakında tamamlanacak olan plâna göre kumaş tevziatı nisan ortalarında başlı yarak bütün şehirlerde hakiki ihtiyaç sahiplerinin üçer metre mas alabilmeleri sağlanacaktır.
ku-
Stokholm 16 (A.A.) — Afi: Svenska Dagbladçt gazetesi, Stokholm'da Müttefik mahflllerlle temasta bulunmağa boş yere çalışan Alman diplomatı hakkında tafsilât vermektedir. 60 yaşında olan bu murahhas bir Alman diplomatının oğludur. Harbden evvel Loudradakl Alman elçiliğinde çalışmıştır.
Attım Bladet gazetesi, hiçbir kaynak zikretmeden, Alman murahhasları evvelâ, Ruslarla temasa girmeğe teşebbüs etmişlerse de bunda muvaffak olamayınca İngillzlere başvurmağa karar vermişlerdir: diyor.
Aynı gazete, bu söylentiyi teyldeder mahiyette hiçbir haber alamamıştır.
Ribbentrop’un sözcüsü yalanlıyor
Londra 16 (AA.) - - Reuter bildiriyor: Alman Haberler ajansının bildirdiğine göre, yabancı basın temsilcilerini kabul eden Ribbentorp’un sözcüsü, İsveç gazeteleri tarafından neşredilen Alman barış teşebbüsler! hakkındakl haberleri tekzibetmİştir.
Sözcü demiştir ki:
«Almanlar hiçbir sulh teşebbüsünde bulunmamışlardır ve bulunmıya.-caklardır. Bu haber, Alman milletinin azmini ve Alman şeflerinin savaşa devam kararını sarsmak gayeslle arasıra yapılan manevralardan biridir.»
Reuter teyidediyor
Londra 16 (AA.) — Reuter ajansı bildiriyor; Londranın yetkili mahfillerinde beyan olunduğuna göre. Alman temsilcileri mart ayı başında. Stokholm'dakl İngiliz hükümeti temsilcileri nezdlnde, İsveç gazetelerinin son günlerde yazdığı tarzda, zemini yoklamalardır.
Almanlar tarafından yapılan bu yoklama hareketleri hakkındakl her haber derhal Sovyetler Birliğine ve Amerika hükümetine bildirilmiştir.
Londranın salahiyetli mahfilleri, ou hareketi, Müttefikler arasında anlaşmazlık çıkarmak için Almanlar tarafından yapılan teşebbüslerin bir örneği telâkki etmektedirler. Bu sebepledir kl, bu teşebbüsler İtibara alınmamıştır.
Arazi vergisinden muaf yerler
Ankara 17 (Telefonla' — Maliye Bakanlığından alâkadarlara gönderilen bir tamimde haralara, Merinos çeliklerine ve sığır datntzlıkhanclerl-ne ayrılmış olan arazinin toprak vergisinden muaf tutulduğu bildirilmiştir
Evvelce tahakkuk ettirilmiş fakat tahsil edilmemiş olan bu kabil vergiler de ortadan kaldırılmıştır
Mihailoviç Almanlarla işbirliği yapıyor
Bvlgrad 11 (A.A.) — Yugoslav
haberler ajansının bir telgrafına göre. eski Yugoslav - • - - -
Çetnlkler'fn şefi bulunmakta ve karşı Almanlarla birliği yapmaktadır.
Harbiye Bakanı ve Saray - Bosna'da Yugoslav ordusuna ve UslaşTlerle iş
Londra 17 (Radyo) — Batı cephesinde birinci ordu kıtaatı, Frankfurt-tan Rhur'a giden yolu en az İki noktadan geçmiş, Remagen köprübaşl51-nı genişletmiş, birkaç şehirle önemli bazı tepeleri zaptetmlştlr. Remagen’-de Müttefik askeri hükümeti kurulmuştur.
Daha cenupta Rhln, Moselle, Sarr üçgeninde son Alman köprübaşısına karşı harekâtta bulunan üçüncü Amerikan ordusu, fevkalâde İlerlemeler yapmış ve Alman saflarında büyük bir şaşkınlık ve kargaşalık doğurmuştur. Asker! sebepler yüzünden bı: ordunun harekâtı gizil tutulmaktadır. Amerikan kuvvetleri, Cob-lenî'in hemen cenubunda Moselle'! geçmişler ve Coblenz mahallelerine varmışlardır. Bu şehrin bir İki gün İçinde düşmesi bekleniyor. Bir Amerikan zırhlı kolu. Rhln nehrine amu-dl bir şekilde uzanan ormanlık bölgesi için cenuba doğru uzanarak Zl-mer şehrini geçmiş, Raibeler şehrin! ve mühim bir köprüyü sapsağlam zaptetmlştlr.
75 kilometrelik bir cephede taarruzuna devam eden yedinci Amerikan ordusu, Hagenau şehrlle Sarr-brücken'ln 30 kilometre cenubunda Splç müstahkem şehrini Alınanlardan temizlemiştir. Sarrbrücken'e daha yakın birkaç yer daha alınmıştır.
Alman kuvvetleri kuşatılıyor
Brüksel 11 (A.A * — Reuter ajansının özel muhabiri, general Patton kuvvetlerinin Moselle Alman köprft-başını imha ettikten sonra Sarr müdafaa hattını geriden çevirmeğe başlamış olduklarını bildirmektedir.
Bu müdafaa hattına karşı yedinci Amerikan ordusu 80 kilometrelik bir cephe Üzerinden saldırmaktadır.
Moselle 11e Rhln arasında bulunan Alman kuvvetleri kuşatılmak üzeredirler. Birinci Alman ordusundan geri kalan kısmı Sarr müdafaa hattına İnatla yapışmaktadır.
29 kilometre ilerlendi
Berne 17 (A.A.) — Batı cephesinden gelen bir habere göre, üçüncü Amerikan ordusu Moselle He Rhln arasında 29 kilometre ilerlemiş ve 20 meskûn yeri işgal etmiştir,
Sarbrück’ün 30 kilometre cenup doğusunda bulunan Bltch kasabası ela geçirilmiştir. Raynwald da İşgal edilmiş bulunmaktadır.
Frankfurt boşaltılıyor
Londra 16 (AA.) — Müttefik kuvvetler umumi karargâhından bildirildiğine göre, Almanlar. Frankfurt sur Mein’ın tahliyesine başlamışlardır. Berlin gece bombalandı
Brüksel 17 (AA.) — Gece esnasında İngiliz hava kuvvetlerine mensup
Remagendeki Müttefik köpriibaşısı
O
12 Mosqulto uçakları yeniden Berlin! Q) bombalamışlardır. >
Remagen köprübaşısının G) mesahai sathi ye si
Londra 17 (AA.) — Harb muhabir-lerlnin bildirdiklerine göre, Rema- _q gan’dekl Amerikan kuvvetleri dünkü gün esnasında iki kilometre ilerle-mislerdir. Bu köprübaşının genişli# 21 ve derinliği de 11 kilometreyi bulmuştur. (0
Birinci Amerikan ordusu birlik- t-lerl Ruhr'u Frankfurt’a bağhyan oto- ÇJ mobll yolunu Ud kilometrelik bir cephe üzerinden geçmiştir.
Rhln doğusundaki köprübaşında şimdfye kadar Amerikalılar 50 şehir ve kasaba işgal etmiş bulunuyorlar. Sarda taarruz geliliyor
Londra 17 (AA.) —Harb muhabirleri 100 kilometrelik bir cephe üzerinden Sarr'da Müttefik taarruzunun devam ettiğini bildirmektedir.
Zhukof Alman hatlarını yardı
Koenigsberg'in cenup batısında 12, Danzig’ın batısında 6 yer alındı
Brüksel 17 (A.A.) — Alman haberler ajansının bir harb muhabiri. Mareşal Zukov birliklerinin Oder'de Alman müdafaalarını yarmış olduklarını bildirmiştir.
Bıı harb muhabirinin İlâve ettiğin* göre, Sovyet birliklerinin taarruzunu 150 tank desteklemiştir.
Berne 17 (A.A.) — Doğu cephesin-
de, Sovyet kuvvetleri Koenlgsbergla cenup batısında 12 meskûn yeri al» geçirmişlerdir.
Danzlg batısında da Q meskûn yar laptedllmlştir.
Stettln limanı İstikametinde hareketler gelişmektedir.
Balaton gölü kesiminde yeni Alman karşı taarruzları geri atılmıştır.
Günler Geçerken
Rakt şişesinde balık
DİKKATLER
Franco rejimi
Heba olan binlerce «iş dakikası»
B. Roosevelt’in şahsi mümessili
Ankara 17 — (Radyo) — Amerika-dan bildirildiğine göre B. Rooseveltdn fUlıJ mümessili Berkin harb sonrası iktisadi meselelerini görüşmek İçin yakında Moskova’ya gidecektir.
HAFTA KONUŞMASI
(Kapalıçarşı) ııın romanı
lazaıı: Refik Halid Karay
Yarınki AKSA M'da
Kulak kabartıyor, sonra da kıyorsunuz:
Limanın içinde bir kome sesi ki, canavar düdüğünü andırıyor. Bunu, «bacak kadar» bir motor çalıyor Önünde (le sandal filân olmadığı için, bunu sırf «muziplik-. diye yaptığı belli.
Köprüde o an herkes durup bu raunda da ka- haI,e i,KİIcnm,>t«r. Şüphesiz, Ila-trenler ıııüit' ,İCc bakan Pencerelerde de bu ses _____ w ____ «"yolduğu için, İle oluyoruz?" kartlarını kontrol etmek İmkâna z bireye ’Ş'nİ ffÜCÜTlİİ bırakan, pen-hale gelmektedir, CkARSI KOYAN FRANSA*!
I kazan: A. ADNAN . ADİ VAK I
^^ugün^^nc^j)ahKemizd(^^
Alman askerleri arasında firarlar
Stokholm 17 (AA,) Emin bir kaynukti-n gelen haberlere goıe. Alman ordusundan kaçanların ve halk hücum t aburla rina yazılmamak için saklanmak çaresini bulanların sayısı gitgide artmıştır Hatta askeri inzl-. bat mensuplarının arasında dı kaçanlar vardır. Esasin t_L. .....
ellerle o kadar doludur kİ hihlyet
ba-
Icerelere üşüşmiiştür.
Millî kıymetlerin, böyle biıılcr-I ce -iş dakikası., ndıin mürekkep olduğunu anlamalı değil miyiz? Bunları niçin heba etmeli? Heba ' edilmesine de niçin fırsat verme-iB?
Bir Rus gazetesine göre faşizm ile birlikte tasfiye edilmeli
• Moskova 17 (A.A.) — Kızılor-dunun resmi gazetesi Krasnaya
I Zvesda yazıyor: Alman faşlstll-. ğinln bir icadı olan Franco reji* mİ Alman faşlstllğlle aynı za-ı manda olmak üzere tasfiye edll-■ melidir. Böylece İspanya, hürriyet safında yeniden görünebilir.
ı Hürriyete o kadar âşık olan ve . demokrasi için kanını akıtmış i bulunan İspanyol milleti o za-, man sulhsever demokrat millet, leı- ailesinde şerefli bir yer alacaktır _________________
Arabistan petrolleri
! Vaşlnglon 17 (A.A > — Texas Oll Co.'nln başkanı M. Hodgers'ln bildirdiğine göre, Arabistan petrol borularının inşası İçin araş! ölçme İşlerine başlanılmıştır.
Bir konferansçı — zahir yayın âleminde akisler yapması, adının etrafında hoş da olmasa sesler çıkarması için _ şiiri ne olduğunu bUmediğimiı için sevdiğimizi, şiirde ne vezin, ne mâna, ne de ahenk arananuyacağını söyledikten sonra «şiiri estetikçiler değil, yalnız şairler anlar» demiş, kesmiş Tarif bir zakıma fena değildir. Zira Jçlnde vezin, mâna v« ahenk mevcudolsa da bir söz şiir olnuyabiUr; vezinsiz, mânası» ve ahenksiz bir sözün şiir tesiri yapması da mümkündür. Fakat bütün hu hükümler şiirin sandığımızdan da güç olduğunu meydana koymaktadır: Haydi vezin bilelim. mânayı da koyalım, ahenk de verelim, şair değilsek gene de şiir yapmış olamayış. Öbür taraftan vezni, mânayı, ahengi, hepsini atalım: atmakla da şiir söylemiş sayilamayız Demek ki vezinli. ıııânalı ve ahenkli şiir de var; bunlara aldın? etmeden söylenmişi de; İki şekle uy. gun olduğu halde şiir olnııyanı da... O halde şiirde aranacak ancak şairliktir. Gerçek şair ne söylese, nasıl söylese, hiç bir şey söylememiş gibi de söylese bir şiir vücuda getirmiş olabilir.
Netekim Orhan Veli'nln son yaydığı (Vazgeçemediğim) adlı ufacık kitapta — zoraki acayiplikleri bir yana bırakalım — vezin. ahenk, hattâ bir bakıma mâna da olmıyan şiirlere rasladım. Meselâ — bir nesir gibi de satırları aralamadan okuyabileceğimiz — şu: -(Bilmem ki nasıl anlatsam, nasıl, nasıl size derdimi? Bir dert ki yürekler acısı; bir dert ki düşman başına. Gönül yarası desem... Değil! Ekmek parası desem... Değil! Bir dert ki... Dayanılır şey değil.» parçası, mısraları ayrı ayrı tahlil etmeğe lüzum görmeden, bana vezinli, kafiyeli, ahenkli ve tam mânah bir manzumeymişçesine zevk verdi. Melânkoli, yahut Fransızların «csfard» dedikleri üzgün ruh haleti, o güç anlatılır dert, anlatamamış görünerek, hattâ anlatılmadan bundan daha iyi anlatılmazdı (Misafir), hele (Tren sesi) de aynı haleti, gönül çökkünlüğünü — ne* kelime hiinerbazhğına müracaat, ne kafiyeden sadaka, ne vezinden yardım, ne helâgate İhtiyaç — başı boş, dikişsiz ve kalıpsız sözlerle bize telkin edebiliyor: yahut bana öyle geliyor.
Fakat şair — bir zümreyi hoşlandırmak İstediğinden mİ, ne-ılir? — kitabın son satırını «Bir d? rakı şişesinde balık olsam » diye bitirmiş. Bu söz vezinsiz ve ahenksiz ise de yazık ki mftna-lıdır Sinir ve akıl hekimlerinin o mısraa «erken bunama, mânası vermelerini ihtimal dışına atamayız.
Refik Halid Karay
17 Mart 1«(5
Sahife 2
IH91M
[-HAFTA SONU NOTLARI
Rusyaya harb malzemesi
Nazi rüzgârı
Varşovayı görmüş bir îngllla muhabir şöyle diyor: «Varşova bu harbde hiç bir şehrin geçirmediği karanlık ve feci günler geçirmiştir. O kadar kİ. bugıin birkaç sokak İzinden başka Varşova-daıı hiç bir eşer kalmamıştır. Tarihi anıt ve binaların hepsi kayıplara karıştığı için, yeni Varşova şehri artık istenilen yerde İnşa edilebilir...»
Fakat insanlar gene de şehirlerini yeniden kurmak için gönüllü ytızılıyorlarmıj. Muhabir diyor kl:
»Dolandığı yerleri mahveden Nazi rüzgârı Varşovadan da geçmiştir buraları kolay kolay onarılamaz...»
Rüzgârların en korkuncu şüphesls Nazi rüzgârıdır, şimdi fırtına dinmek üzere. Her şeyi yıkan o rüzgâr yalnız vatan aşkını, hürriyet sevgisini yıkamamıştır. Naz! rüzgârının götürdüklerini sulh meltemi geri getlrtblllr.

Süleyman peygamberin serveti
Bir arkadaşım anlattı: Geçen gün Mukaddes kitabı karıştırırken Süleyman peygamberin serveti bahsinde birden duralamış. Tarih boyunca zenginliği göz kamaştıran, varlığı dillere destan olan Süleyman peygamberin meğer topu topu üç yüz koyunu varmış. •Bugün, bir muhtekir Süleyman peygamberden en az yüz kerfl daha zengindir. Buna hiç de şaşmıyoruz» dedi. Niçin?
Eğer Süleyman peygamber olmayıp muhtekir olsaydı servetine şaşılmaydı. Muhtekir, peygamber olı-madiği İçin şaşmıyoruz, dedik.
16 Mart şehitleri
ihtifali
Dün Eyüp Şehitliğinde yapıldı
10 mart şehitleri İçin dün Eyüpte bir ihtifal yapılmıştır. Törende, bazı generaller, şelılr meclisi azalan, parti mensupları, İlk ve orta okul öğretmenleri ve çok kalabalık bir halk topluluğu bulunmuştur.
Baat on beşle ihtifale başlanmış ve şehir meclisi üyelerinden B. Ekrem Tur lradfttiği heyecanlı hitabeyi «Nurlu mezarınızda rahat uyuyun aziz kardeşler» sözlerlle bitirmiştir.
Bundan sonra Eminönü Halkevi reisi B. Feridun Dlrlmtekln, ünlvet-rite adına B. Zeki Yüksel birer hitabede bul unmuşlar dır .ı Hitabeler bittikten sonra, çelenkler şehitliğe konmuş ve bir manga er tarafından havaya üç el at-eş edilmiştir. Törene geçit resminden sonra son verilmiştir.
İthal edilen malların dağıtılması işi
İthal edilen mallardan bir kısmının ticaret birlikleri tarafından dağıtmaya tabi tutulduğu malumdur. Birlikler genel sekreterliği, malın cin tine ve kalitesine göre lüzumlu tedbirleri alarak dağıtma işini düzenlemektedir. Bu dağılma esnasında uzun müddet elde bulundurulması lAzımgelen malların İthalâtçıya zarar vermemesi, İçin ithalâtın tamamı muteber bîr kuruma salın aldırılmak ta ve böyleçe ithalâtçıya parası Ödenmektedir.
Bir kısım ithalât eşyası İçin ithalâtçılar ötedenberi birer liste hazırlamakta ve mal isteğinde bulunanlardan kendilerine baş vuranlar olursa bu listeleri göstererek malları sattıklarını söylemekte İdiler. Bu suretle bir zaman sonra malların kara bor-.saya düşürülmesi pekâlâ kabil olmakta idi. Ticaret birlikleri genci sekreterliği, her İthalatçının yaptığı listeleri gözden geçirmeğe başlamıştır. Listeler birliklere getirilmekte ve bu işleri bilenler tarafından İncelenmektedir. Yalnız bu sefer de İkinci bir kara borsa konusu ortaya çıkmaktadır. Listede gösterilen ve mal verileceği bildirilen kimselerden çoğu Türklyentn çeşitli 11 ve İlçelerinde bulunan kimselerdir.
Bu isteg sahiplerine her halde mal verilip verilmediğini kontrol etmek biraz güçtür Birlikler, bu müşküle hal çaresi arıyor.
Emlâk ve Eytam bankasının kâr bilançosu
Ankara 16 — Emlâk ve Eytam bankasının 1944 yılı genel kurulu bugün Maliye Bakanhğıtemsilcilerl hazır olduğu halde bankanın U. müdürlük bl narında toplanmıştır. Banka, İdare meclisi raporunda İzah edildiği gibi gereken ihtiyat akçelerini ve karşılıklarım ayırdıktan sonra bllâçosunu 892 395 lira bir kârla kapatmağa muvaffak olmuştur.
Kabahat usturada mı?
n ir gazete «Cebinde ustura taşımanın sonu» başlığı altında bir vaka anlatıyor, Adamın bir! cebinde ustura gezdirmek âdetinde İmiş. Bir gün alacak meşelerinden bir arkadaşlyle kavgaya tutuşmuş, odblnden usturayı çıkardığı gibi adamın yüzünü kesmiş. Gazete «ustura cepte taşınırsa sonu budur» diyor.
Zannetmiyorum, O adam usturasını evinde de bıraksaydı grne böyle bir hallederdi. Kabahat usturada değildir, öyle olsaydı her elinde ustura, cebinde ustura, çantasında ustura dolaştıran berberin her saat bir adam kesmesi İcabe-derdl!
Kayıp, gaip
//zerinde «Acı bir kayıp., başlığı olan bir Ölüm ilânını okurken tekrar düşündüm, ölen bir adam için «kayıp» demek doğru mudur? Bir bakıma doğrudur, çünkü o zat elden gitmiştir. Fakat her kayıbın bir bulunma şansı vardır, Kayıp saat günün birinde bulunabilir. Kayıp mendil bulunabilir. kayıp para, pek bulunamaz una, gene bulunması İhtimal İçindedir. Gelgeldim insan öldü mü bulunması imkânı da kalmamış demektir. Galiba o yüzden ölen İçin »acı bir kayıp», kaybolan için ise «gaip aranıyor» diye İlân verirler. «Kayıp» İle «gaip» arasında bulunma şansı bakımından böyle bir fark olduğunu dilciler bize haber vermiyor. Bu yalnız İlân dilinde var gaUbal
ŞEVKET RADO
Beşi b r yerde
Bakarken ortadan kaybolan kadınlar
Geçenlerde Kapalıçarşıda bir beşibiryerde dolandırıcılığı olmuş. Neza-het. Safiye, Perihan İsminde üç genç kadın, taşralı bir adamın elindeki beşibiryerdeyi bir bahane İle alıp sa-vuşmuşlardi. Bir müddet sonra Neza-het İle safiye yakalanmış, Perihan ortadan kaybolmağa muvaffak olmuştur.
Ök yakalandıkları zaman sulh ceza yargıçı tarafından tevkiflerine karar verilen Safiye ile Nezahetln duruşmalarına asliye dördüncü ceza mahkemesinde mevkufan başlanmıştır.
Dâvaci Ali, elindeki beşibiryerdeyi bozdurmak üzere bir kuyumcuya yaklaşırken bu kızların etrafında peyda olduklarını, altını kendileri almak İstediklerini söyllyetek birbirlerine gösterdiklerini ve bu sırada da âni olarak ortadan kaybolduklarını, bilâhare polise başvurması üzerine ikisinin yakalandığını anlattı.
Yargıç, bundan sonra Nezahet İle Saflyeyi sorguya çekmiş, bunlar ise, Alinin bu beşibiryerdeyi kendilerine göstererek beraberce gezmek ve eğlenmek teklif ettiğini, kendilerinin de bu teklife razı olup beraberce glt-mekteler iken bu gencin birdenbire kaybolduğunu, beşibiryerdeye bu suretle sahip olduklarını anlattılar.
Yargıç, mevkuf kadınlara:
_ Bir beşibiryerdeyi size teslim eden adam hiç sizin peşinizden ayrılır mı? Doğru söylemiyorsunuz! diye İhtar etti, fakat Nezahet İle Safiye aynı İfadede ısrar ettiler
Yargıç, firari Perihanın emniyet müdürlüğünce aranıp bulunmasına, İki kızın mevkuflyet hallerinin devamına karar vererek duruşmayı başka güne bırakmıştır.
Defterdarlar arasında değişiklik ,
Ankara 16 — Samsun defterdarlığına Hatay defterdarı İhsan Ogıt, Hatay deftardarlığma Erzlncandan I Kemal Tuğrul, Erzincan difterdarll-ğına İstanbul varidat kentrol m»mu-! ru Sedat Duruman tâyin edilmişlerdir.
Yeni bütçe hazırlıkları
Ankara 17 — Bütçe encümeni toplanarak yeni bülçe kanunu tasarısını müzakereye başlamış ve Maliye Bakanı B. Nurullah Esat Sümer'i dinlemiştir.
62 yaşında bir kadın üçüz doğurdu
Koyulhisar 16 (A.A.) — İlçemizin Kadife köyünden Sakat İsmail karısı ve beş çocug anası 62 yaşında Gütbe-yaz üç kız çocuğu birden doğurmuştur. Çocukların üçü de sağdır. Kaymakam yanında hükümet doktoru olduğu halde köye giderek çocukları görmüş ve ana ve babayı tebrik etmiştir, Kızılay kurumu da bu Aileye bir yardımda bulunmuştur.
Belediye bütçesi müzakereleri
Umumi meclis, tllln Mezbaha, DarUlâceze, Şehir Tiyatrosu ve Konservatuvar bütçelerini kabul etti
Darülaceze bütçesi 352,709 lira olarak kabul edilmiştir.
Şehir tiyatrosu bütçesi münakaşa edilmeksizin 186,108 lira olarak kabul edilmiştir.
Konservatuvar bütçesinin müzakeresine başlanması Üzerine söz alan B. sabir. müessese etrafında İzahat almak üzere bazı sualler sormuş. B. Halis Kaynar da konserlere artan rağbete işaret etmiş, buna rağmen yer bulunamadığını, konserlerin arttırılmasına imkân olup olmadığım sormuştur.
Konservatuvar reisi B. Hüseyin 8n-deddin, sorulan suallere cevap verdikten sonra Konservatuvar bütçesi 232,130 lira Üzerinden kabul edilmiştir
Bütçelerin müzakeresinden sonra, Caddcbostanmda Ragıp paşa köşkü etrafında Bütçe. Kavanin ve Nafla encümenlerinin müşterek mazbatası okunmuştur.
Köşkle arazinin sahibi B İbrahim Ali, imar sahasına dahil olan köşk arazisinin ya İfrazına müsaade edilmesini. yahut dn Belediyece satın alınması için doğrudan doğruya meclise müracaat etmişti.
Bu mevzu üzerinde epeyce uzun münakaşalardan sonra meclis, köşkün satın alınmamasına karar verdi.
İmaret sokağı, Münif paşa sokağı mı?
Baye2it’te Umumi kütüphane önünden geçen İmaret sokağına, kütüphaneyi kurduğundan dolayı, namına İzafetle (Münif paşa sokağı) adır.m verilmesi hakkında S Kâzım Şlnasl Dersan'nı teklifi evvelce Mülkiye encümenine havale edilmişti. Mülkiye encümeninin okunan mazbatasında bu teklif kabul edilmiyordu.
B. Kâzım Şlnasl Dersan, söz alaraır dedi ki:
«Nedense bizim Mülkiye encümeni İle Münif paşa bir türlü barışamıyor. Evvelce meclisçe verilen bir karara göre, mâkul ve lüzumlu bir sebep olmadan bir sokağın ismi değiştlrilmi-yecekti. Mülkiye encümeni, başka yerde bir Münif paşa sokağı vardır, diyor: fakat mâkul bir sebep göstermiyor. Halbuki merhum Münif paşa, memleketin kültürüne hizmet etmiş. Umumi kütüphaneyi tesis etmiştir. Bu itibarla bu sokağa Münif paşadan daha mâkul bir isim bulunamaz, jmaret ismi mâkul bir şey midir? İstanbulini her yerinde bir İmaret vardır; bu imaret İsmi dl»er bir sokağa verilebilir.»
Encümen, «imaret» Lsmlnln muhafazasında İsrar etti.
B. Kâzım Şlnasl Dersan: «Meclisin hakem olmasını istiyorum. Acaba ts-tanbulda kaç cadde ve sokak taşıdığı İsimle müsemmadır, bilmek İsterim. Her sokağın adı bu kadar ahenkli midir?» demiş: B. Mehmet Sipahi de B. Kâzım Dersan’ın fikrini teyldetmlş, fakat meclis, encümenin mazbatasını kabul ederek, adın değiştirilmemesi-ne karar vermiştir.
Diğer dalıa iki mazbata kabul edildikten sonra toplantıya şon verilmiş-■ tir.
Umumi meclis dün B. Faruk Dere-ll'nln başkanlığı altında toplanarak. Karaağaç müesseseler!, DarûlAceze. şelılr Tiyatro,su ve Konservatuvar ın 1945 yedi aylık büçelerinl müzakere etmiştir. Karaağaç müesseseleri bütçesinin müzakeresinin başlangıcında B Zahit Oral. buz fabrikasının İyi İslemediğini söyledi ve İzahat İstedi
Müessese müdür vekili B, Raşlt dedi M:
Buz meselesi
« Geçen sene şehre verilen buz. evvelki yıllara nispetle yüzde yirmi beş. otuz nispetinde fazladır. Şehrin her tarafına buz verilmemesi müessese-nln müteahhide buz vermemesinden İleri gelmiyor. Bayi miktarının mah-dudolmasından ve mesafenin uzak bulunmasındandır. Bu sene hazırladığımız yeni şartnamede daha esaslı kayıtlar koyduk. Bu şartname tetkik edilmek üzere Daimi encümendedir Şartnamedeki başlıca yenilik buzun dağıtma işini şehrin her tarafına teşmil etmek ve herkesin ayağına kadar buzu götürebilmektir. İmtiyaz müddeti de bittiği İçin diğer müteşebbisler de buz yapacaklarından, rekabet vaziyetine gireceğiz.
Buz fabrikamız, günde 100 ton buz verecek vaziyete gelecektir. Esasen şimdiden havuzlarımız, depolarımız buz dolu bir haldedir. Hiçbir zaman bir buz sıkıntısı görülmlyecektir»
Et vaziyeti
Mezbaha müdür vekili, et ftatine yapılan son zamlar hakkında İzahat verdikten ve et sarfiyatının seneden seneye arttığını rakamlarla anlattıktan sonra dedi ki:
t İstanbul a verilen et her seneden fazladır. Buna rağmen etsizllkten şikâyet ediliyor. Halk, nispeten daha ucuz olduğundan, diğer yiyecek maddelerine eti tercih ediyor. Ete âzami fiat konulmuştur. Etiketler üzerinde de et flatlerl vardır. Eğer ihtikâr yapan kasap varsa, murakabede en müessir olacak halktır. Bize telefonla kasabın yeri, sarih adresi bildirilirse derhal müdahale eder, önleyici tedbirler alırız Bu hususta kimin en küçük şikâyeti varsa onu bekliyoruz.»
Müdür vekil! B. Raşit. soğuk hava deposundaki makinelerin çok eski olduklarını. bugünkü İhtiyacı tamamlle karşılamadığını söylemiş, ölmüş hayvan Iflşelerlnden İstifade edilecek btr takım sınaî yağlar çıkarılmak üzere evvelce getirtilen tcştlthane makinelerinin korulması lclıı münasip bir yer arandığını söylemiştir.
Bu İzahattan sonra Karaağaç mü-esseselerlnln bütçesi kabul edilmiştir. Bütçe tutarı 2,042,867 liradır
Darülaceze Şehir Tiyatrosu ve konservatuvar hü‘-^leri
Bundan sonra Darülaceze bütçesinin müzakeresine geçilmiş ve söz alan B. Halis Kaynar, müesscsenln hesabını tetkik etmek münasebetlle, mü-esseseyi yakından görüp tetkik ettiğini. müessesinin iftihar edilecek bir halde bulunduğunu söylemiştir. Daha birçok hatipler söz aldıktan sonra
Zeyl nyağı
Pazartesi günil tevziata devam olunacak
Toptancı tüccarlar tarafından şehre zeytinyağı getirilmesine devam olunuyor. Bu haftanın tevziatı dim sona ermiştir. Tavziata pazartesi günü devam olunacaktır.
şimdiye kadar zeytlnyağlanıu İstanbul piyasasından temin eden Bilecik. İzmit ve civar bölgelerin tüccarları şehrinize gelerek yağ almak İstemişlerdir. Gerek Tarlş gerek toptancı tüccarlar tarafından İstanbul’a getirilen yağlar şehir ihtiyacı İçin izinli bakkal'ara dağıtılmakta olduğundan bunların piyasadan z.ytln-' yağı almalarına müsaade edilmemiştir. Ankara, İstanbul ve İzmir'den gayri her il kendi lhtiyacmı tüccarları vasıtaslle temin edeceklerdir. Şehirlerinde bu İşi düzenli bir surette yürütemlyen İller Ticaret Bakanlığına baş vurarak bu meselenin çözümlenmesini İst ilebileceklerinden başka şehirlerden şimdilik zeytinyağı âlâmı yacaklar dır.
Diğer taraftan elinde bulunan zeytinyağını konulan usullere göre sat-mıyanların takibi devam ediyor. Dun de mevcut zeytinyağını satmaktan İmtina eden bir sabun İmalâthaneslle 12 numaralı sirkülere muhalif hareket eden bir bakkal milli korunma mahkemesine verilmişlerdir.
Karla kapanan yollar açıldı
Ankara 17 — Kar ve tipi yüzünden kapanan demiryolu tekrar açıldığından kısa bir müddet dııran Ankaraya kömür nakliyat ma tekrar başlanmış-
Pazar yerîeri
Daha 7 yerde pazar kurulacak
Şehir halkının yiyecek ve içeceklerini kendi muhitlerinde ucuza almalarını sağlamak içirt mevcut pazar yerlerine 7 pazarın daha katılması Belediyece uygun görülmüştür. Bu pazar yerlerinden biri Şehzadebaşm-da Turan tiyatrosunun arkasındaki sahada, İkincisi Kiiçükpazarda İğdiş sokağında, üçünciisü Çemberlitaş Ve-zlrhnn caddesinde, dördüncüsü Ge-dlkpaşadiî Hamam caddesinde, beşincisi de Sirkecide Nöbethane caddesinde her gün kurulacaktır.
Geri kalan İki pazardan birisi üniversite arkasındaki Yanık Saraylar caddesinde pazartesi, perşembe, diğeri Kumknpıda Kadırga meydanında salı ve cumartesi günler! kurulacaktır. Bu pazar yerlerinin kurulması ile Parti kanallyle tebliğ edilen halk dilenlerinden biri daha yerine getirilmiştir.
Yunanistanla ticaret
Türkiye'den mal almak ve Türkiye' ye mal satmak için temaslar yapmak üzere Ankara'ya geldiği bildirilen Yunan ticaret heyetleri hakkmdaki haber, piyasada İyi karşılanmıştır.
Yunanlılar, bir çok mallarımıza ötedenberi İstek göstermektedir. Yalnız, verilecek mallara karşılık Tiırkl-yeye Yunanlıların neler verebileceği bilinemiyor. Balkanlarda belli başlı bir alıcı yerinde bulunmağa namzet olan Yunanlıların Ankara'da yapacakları «maşlar İstanbul piyasası tarafından yakından taklbedllecektlr.
Bağazlann açılması Rusya’ya hayatî malzeme gönderilmesini hızlandırdı
Navyork İS (A_A.) — Harld iktisat daireri müdürü M . Lee Crowley1n işaret ettiğine göre, Boğazlara Müttefik nakliyatına açılması, Rusyaya hayati ehemmiyette harb malzemesi teslim etmek isinin hızlandırılmasına büyük ölçüde yardım etmiştir.
M. Lee Crowley demiştir ki:
«Bugün, Ödünç verme ve Kiralama kanununa uyarak, Rusyaya gönderilen İptida! maddelerden büyük bir kısmının hedefi, doğu cephesindeki kıtaları besliyen nakliyat şebekesini ıslah etmektir.»
Saraybosnanın güneyinde Alman mukavemeti kırıldı
Paris 16 (A.A.) — Mareşal Tito genel karargâhının tebliğinde bildirildiğine göre Saray - Bosna'nın güneyinde düşman mukavemeti kırılmıştır. Almanlar 800 den fazla ölü vermişlerdir. Düşmandan pek çok ganimet alınmıştır. Saray - Bosna' um batısında çetin bir savaş cereyan etmektedir. Buradaki Almanlar Ak-reseo’ya varmağa çalışmaktadırlar.
Yeni bir televizyon cihazı bulundu
Nevyork 17 fA. A.) — Amerikan radyo fabrikaları birliği, yeni bir televizyon cihazının katledildiğini ve bu cihazla meraklı tecrübeler yapılmış olduğunu bildirmektedir. Fotoğraflar eskiye nazaran beş defa daha büyük ve çok vâzıhtır. Yüz hatları en İnce noktalarına kadar tamamen tabii bir halde görülebilmektedir.
Amerikaya ısmarlanan silolar geldi
Ankara 17 (Telefonla! — Toprak mahsul eri ofisi umum müdürlüğü tarafından bundan bir müddet evvel Butles Amerikan firmasına ısmarlanmış olan 580 aJet mad-'nl ve sökülür takılır silo İ üenderun limanına gelmiştir. Bu «İtaların her biri 90 tonluktur. Buralar, mahsul filim vazıyeti ı bakımından gerdeli görülecek yerlerde kurulacaktır.
Rumen ticaret heyeti memleketine döndü
Türkiye ite Romanya arasında ticari anlaşmalar yapmak üzere Ankaraya gitmiş olan Rumen ticaret heyet! dün akşamki Avrupa trenlle Romanyaya dönmüştür.
Büyük Millet Meclisinde
Ankara 10 (A.A.İ — Büyük Millet Meclisi„bugim Dr. Mazhar Germen'm başkanlığında toplanmıştır.
Gündeminde bulunan maddelerden Millet Vekillerinden bazılarına İzin verilmesine dair Meclis başknni’ğı tezkeresi kabul olunmuş ve Mardin Millet Vekili Edip Ergln'ln ticaret ve sanayi odaları re ticaret borsaları kanunundaki 1 ve 19 uncu maddelerin değiştirilmesi hakkmdaki takririnin geri verilmesi hakkmdaki takriri tasvlb ey Uy erek toplantıya son verilmiştir.
Meclis pazartesi günü toplanacaklar.
Üzüme mukabil kâğıt
İzmir 17 — İsveç ve FlnlâncUya’öin kâğıt mukabilinde bir miktar üzüm isttği kabul edilmiştir. İngtlttlere yeniden 4000 ten daha üzüm verilmek üzeredir.
KÜÇÜK HABERLER
ir Üniversite ve yüksek okullar voleybol maçlarına bu hafta da devam edilecektir. Hafta içindeki maçlarda Hukuk - İktisat fakültesini 3-1, Asker! Tıbbiye - Güzel Sanatlar Akademisin! 2-1 mağlûp etmiştir. Bugün de saat 17 de Galatasaray stadında Hukuk - Tıp fakültesi futbol takımları. fakülteler arası şampiyonluğu İçin karşılaşacaktır.
ir Cihangirde Şimşir sokağında Gül apartmanında oturan elli yaşlarında Lltopulos isminde bllr, dün birdenbire hastalanmış ve bir otomobille Fransız hastanesine götürüldüğü bir sırada hastane önünde otomobil içinde ölmüştür. Ölüm bu şekilde olunca savcılık ve adliye doktorluğu haberdar edilmiş, adliye doktorlarından tzzet îşean otomobildeki cesedi muayene etmiş ve ölümün kalb sektesinden olduğunu tesblt ederek gömülmesine İzin vermiştir.
ir İstanbul bölge sanayi birliği, sanayi müesscselerine ambalûj kâğıdı dağıtacatır İlgili kurumtars birer tezkere gönderilerek İhtiyaç miktarı »örülmüştür.
Ivojima zaptedildi
Kobeye 2500 ton bomba atıldı
Vaşington 16 (AA.) — Resmen bildirildiğine göre, İvrojlma adasının işgali tamamlanmıştır.
Nevyork 17 (A.AJ — Amiral Nimlts umumî karargâhından bildirildi Çine göre, Ivojima muharebesi kazanılmıştır.
Adada cereyan etmiş olan çarpışmalarda Amerikan kuvvetleri 4200 Ölü v« 5000 yaralı kaybetmişlerdir
Londra 17 (Radyo) — Japon şehirlerine eti ağır hava akını dün Kobeye karşı yapılmıştır 300 den fazla üstün uçan kale mühim bir sanayi ve inşaatı bahriye şehri olan Kobeye 2500 ton yangın ve infilâk bombalan atmışlardır.
Ouam 17 (AA.) — Diin akşam
Amiral Nlmitz genel karargâhında aiwojlma muharebesinin kazanı’ olduğu» bildirilmiş ve Amerikan yıplarmın 4489 ölü. 15308 yaralı 441 kayıptan İbaret bulunduğu il olunmuştur. Yaralılardan büyük kısmı tekrar savaşa istirâk edçbiln tir.
Amiral Nlmitz, komutanındaki talara gönderdiği mesajda, elde tikleri bnşanntn harbin sona yak] masına hızla vardım edeceğini llrtmlş ve kendilerini tebrik eylen tir.
Fransa^a memnun uk
Sovyet tavzihi de Fransızların hayal kırıklığını giderdi
Created by free version of 2PDF
Paris 17 (A.A.ı — Aıındolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
De Gaulle İle kendisi aracında hiçbir anlaşmazlık mevcudolmadığı hakkında M- Roosevelt'ln Fransız gazetelerine yaptığı demeç. Fransız, siyasi mahfillerinde memnuniyetle karşılanmıştır.
Bu beyanat, Rooseveil lars.fi ian kullanılmış olan ve sözde de Oaulle'ü istihdaf ettiği İleri sürülen »baş artist» tâbiri yüzünden ttoğan huzursuzluğa son vermektedir.
Diğer taraftan Sov .etler Bit lifinin, Fransız - Sovyet paktının imzalanmasından bu kadar kıra bir zaman sonra Fransaya Kar;,, aldığı tavır, İyi haber alan mahfilinde büyük bir hayal sukutuna sebebolmustn Fakat Sovyet hükümeti tarafından yapılan tavzih, bu hayal kırıklığını biraz gidermiştir. Bununla beraber. Fransa halkoyunun. durumun daha iyi açıklanmasını beklemekte e(Wn*ıı söylenebilir
tsvicreye pececek talebeleri nvz
Cenevre 17 (A.A — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Almanya’daki talfbelerimizden 100 sı. İsviçre - Almanya hududu üzerinde bir kasabada fsvfcreve geçirilmek üzere son muameleler in !n d • tamam» lanmasını beklemektedir
Rumen Başbakanının beyanatı
Biikreş 17 (A.A • — Rumen hükümeti hakkında Amerika ve İngillere-de yapılan tenkldlere dair kendisine bir sual sorulan Başbakan M Grosa şunları söylemiştir
«Ben sabırlı bir adamsın Şimdiki Rumen hükümetinin hakikaten demokrat ve halkçı bir hükümet olduğunu istikbal gösterecektir.»
Belçika kabinesine yetki
Brüksel 17 (A.A.) — Âyan kurulu, hükümete olağanüstü yetkiler verilmesine dair kanun tasarısını 2 müstenkif ve Ud aykırı oya karşı 119 oyla kabul etmiştir.
Ürdün hükümetinin protestosu
Kahlrs 17 (AAJ — Arap birliği hakkmdaki görüşmelere iştirak etmek üzere Kahireye gelen Ürdün Başbakanı Samlr EltUfl paşa. Reuter muhabirine yapUğı bir demeçte birleşmiş milletlerin Ürdün’ü San Franste-co’ya davet etmemiş olmalarından dolayı büyük devletler nezdinde protestoda bulunduğunu söylemiştir. Bununla beraber. Başbakan, Ürdün' ün de davet edileceğini ümldcttiğinl ilâve etmiştir. _____
TEŞEKKÜR
ss.mii s5im Haydar Eıııre nin ebediyen aramızdan ayrılmak dolayıslle gerek bizzat mektup veya telgrafla mahzun gönlümü alan dostlarımıza minnetle teşekkür ederim.
Eşi: Neclâ Haydar Enırt
17 Mart 1945
/ KSAMDAN AKSAMA'
Son günlerde ölen bir «hezarfen» amatör
Memleketimizdeki amatörleri (şayet kendileri isterlerse hattâ remiz ve ınüstear isimlerle) tanıtmak, böylelikle amatörlüğü başkaları arasında da yaymak arzumu bu sütunda yazmıştım. Muhtelif mektuplar alıyorum; beııi bir çok yerlere çağırıyorlar. Miiınkün olanlarla ayrı ayn ilgileniyorum, Bugün, Yüksek İktisat ve Ticaret okulu talebesinden 1713 bay Melih Aksel’in verdiği malûmatı dercediyorunı:
Kumaş ihtikârı
10 liraya malolan kuma*
28 liraya verilmiş
Kırk gün evvel ölen büjukba-baııı merhum Emekli Yarbay Cemal Gül, o Türkiyede ilk uçmak şerifine nail olanların arasında bulunuyordu. Bugün onun bu uçak severliğini ve önderliğini bir sokağın adını Tayyareci Cemal diye adlandırmakla gösteriyorlar, l'ayyare mektebinin müdürlüğü* nü binbaşı rütbesi ile yapıyordu. Büyükbabamın son uçıışu tayyareden düşmesine ve sağ elinin ö-lünceye kadar titremesine sebep olmuştu. Sağ eli daima titrerdi, fakat buna rağmen yaptığı işler hudutsuzdu. 'Büyükbabamın Türkiyenin ilk tayyarecilerinden olduğunu resim ve vesikalarla ispata hazırım,»
Emekliye ayrıldıktan sonra en biiyiik zevki gül yetiştirmekti. Bahçede envai çeşit gül bulunurdu. Soyadını da Gül almıştır. Kendine her sene muntazaman Paristen, Lyondaıı, Nişten, Belçt-kadan giil kataloglan gelir, bun-îann arasından beğendiklerini sipariş ederdi. Muhtelif meyva a-ğaçları yatiştinnek, bunları birbirine aşı yapmak zevklerinden birini teşkil ederdi.
Evin içerisinde iş odası diye ayrılmış bir oda vardı. Burada her ııe ararsan bulunurdu. Torna tezgâhlan, matkaplar, çeşitli aletler, testereler, rendeler, ne bileyim ben. bu odada bulunan şeyleri saymağa kalksam ne sizde okumakta takat ne de bende yazmakta sabır kalır..
Sigara ve içki nedir bilmiyetı ■ağlam vücudunun en büyük zevklerinden biri de bisiklete binmekti. Hem de bütün bîr gün sabahtan akşama krdar, Selimiye-den kalkıp Alemdağ. Kayışdağ, Maltepe, Kartal. Pendik seterleri onun 60 yaşına kadar yaptığı işlerdendi. Otomoto marka bisikletinin bütün ağırlıklarını sökülüştü, Ve bisikleti ayak frenile idare ediyordu.
Merak sardığı işlerden biri de her halde mimarlığından ileri gelmiş olacak — «Kolorduda inşaat şubesi reisliğini yapmıştır» — havuz yapmaktı. Hevbeliada Deniz mektebindeki ve orgeneral Asım Gündüzün evlerindeki havuzlar onun eseridir. Yalnız bizim bahçemizde üç küçük ve iki büyük olmak üzere 5 havuz var-dır. Havuzların içinde kırmızı ve beyaz balıkları yetiştirmek, onları çiftleştirmek, yaz kış sularını değiştirmek onun baş’ıca meş- ( jalelerini teşkil ediyordu. Bu l»a- ' vıızların hepsinin suyunu temin ( eden tulumbalar ve kuyular yapmıştı.
Son 10 senesinde bütün mera- , kını islâm dîni üzerinde topladı, koyu bir sofuluk ic:nde yaşadı... ı Caminin anahtarı biiviikbaba- ı pim cebinde İdi. Her gece sabahlara kadar okurdu, elinden de ! mübarek tesb'hi hic düşmezdi. (
Radyo ve elektrik işleri, ona çocuk oyuncağı gibi gelirdi. Kitap ciltlemede eşsizdi. Hayvanlardan tavsan ve at beslemeği severdi. Vahşi hayvan filimler i ne ve bilhassa, Tarzan rolünde John İVeîsmuller'c hayrandı. Gayet tatlı konuşur ve karşısındakine ' dinletirdi. Büyükbabamın merakları bu kadarla bitmiyor. O her bun altından kalkmasını bilen emsalsiz bir adamdı. Onu lıer tanıyan bunu takdir etmiştir. Eğer ben de onun gibi olabilseydim dünyada benden mesut kimse o-lamazdı.
İmal edilen yeril kumaşları sahte fatura İle piyasaya sürenler haklındaki İncelemeler devam ediyor. Mili! korunma savcılığı, mili! korunma murakabe teşkilâtı ile beraberce çalışarak bu İşte suçu, olanları tesblt etmekte ve muhtekirleri adaletin pençesine vermek için incelemelerini derinleştirmektedir.
Suçluların ve bu İhtikâr konusunun meydana çıkarılmalında İktisat Bakanlığı müfettişleri ile sanayi tetkik heyeti âzalarının büyük rolü olmuştur.
İktisat Bakanlığınca meydana çıkarılmış bir hakikat de yeril kumaş yapıp piyasaya çıkaranların veya toptancıların bu satış işlerinde elde ettikleri kâr tutarının çok olduğudur. Satışlardaki kâr nispeti, bu konuyu ihtikâr çerçevesi İçine alacak mahiyettedir.
İktisat Bakanlığı, bu konunun önemle üstünde durmuş ve İncelemelere başlamıştır Bakanlık müfettişlerinin yakında İstanbul'da İncelemelere başlamaları bekleniyor.
İktisat Bakanlığının istanbuldakl İlgili makamlarının şimdiye kadar yaptıkları incelemeler bu konuyu aşağı yukarı aydınlatmıştır. Varılan neticeye göre, perakendecilerde satılan kumaşlar İçin mal sahiplerinin ellerinde bulunan faturalar, toptancıların verdikleri faturalardır. Perakende olarak metresi 35 liraya satılan bir kumaşın toptancıdan alınma flatı 30,5 liradır. Bir hesaba göre bu mal. toptancıya 28 liradan verilmiştir. O halde, fabrikatörün satış flatının 28 lira olması lcabedecektlr. Aynı malın Sümerbank'a maliyet fiatı on, on buçuk liradır. Arada 18 Hra fazlalık vardır.
Geçenlerde meydana çıkarılan kumaş ihtikârında toptancıdan evvelkine alt yani fabrikaların verdikleri faturalar bulunamamış ve ondan sonradır kl perakendecilere verilen faturaların sahteliği meydana çıkarılmıştır.
İstanbul bölge sanayi birliği de bu konu ile 'kendini İlgilendirmiş, senelik kumaş istihsal ve istihlâkini, İmalât kalitesini. Hafilerin gösterdiği durumu İncelemişti. Sümerbank fabrikalarının bir metre kumaşa koydukları maliyetle diğer fabrikaların maliyetleri arasında bir fark bulunmaması lâzım gelmektedir. Bu bakımdan senelerden beri devam, eden ku-' maş ihtikârının alanı geniştir: İncelemeler derinleştikçe yeni yeni ihtikâr konuları ile karşılaşılacaktır.
Kumaş darlığı arttıkça flatler de yükseltilmektedir. Diğer taraftan kumaş İşlerine millî korunma savcılığınca el atılmış olduğundan fabrikalar kara borsaya kumaş veremez olmuşlardır. Yakında bu mesele bütün aydınlığı İle meydana çıkarılacak ve yeri! kumaş satışlarında öteden beri çok tutarda ve gayri meşru kazanç elde etmiş bulunanlar tamamen anlaşılacaktır.
* Tarabyada Kefellköy caddesindeki fırını üzerindeki odaya anası Eftal.yayı kapatarak hürriyetini tah-didetmek suçundan sanık bulunan Evgenyanın duruşması dün sona ermiştir. Savcı Hlcabl Dinç, mahkeme naibi tarafından mahallen yapılan kesifte Eftalyanm bu İddiasının doğruluğu sabit olmadığından Evgenya-nın beraetlnl İstemiştir. Mahkeme; kararını çarşamba günü tefhim etmek üzere durulmayı talik etmiştir.


Harp sonu insant.
Üniversite profesörlerinden Neumark’m Eminönü Halkevinde verdiği konferans
Üniversite ordinaryüs profesörlerinden Neumark’m Eminönü Halkevinde: «Fiat yükselişi ve ihtikâr» mevzuuna dair bir konferans verdiğini yazmıştık. Profesör, büyük alâka İle taklbedllcn konferansında uınıunt mülâhazalardan sonra demiştir kl:
Umumi fiat yükselişi temayülü her harbda müşahede edilebilir. Bu keyfiyetin izahı şöyledlr: Bir taraftım arz azalıyor, zira çalışabilecek erkeklerin seferberliği neticesi dahili İstihsal imkânları ve ithalât imkânları daraltmaktadır. Diğer taraftan talep artıyor.
Acele karşılanması lcabeden devlet ihtiyaçları . birden bîre muazzam bir seviyeye varır, Meslenln ayni ciheti bundan ibarettir. Fakat bir dc mali cephesine dikkat etmek gerektir. Eğer devlet, artan bir ölçüde muhtaç olduğu metaiarı, hususi şahısların alım satım kuvvetini, vergileri uygun nispette arttırmakla tahdit ederek bunların yerine piyasada talepte bulunmak suretlle hareket edecek olursa bir fiat artışının meydana gelmlycceği Aşikârdır.
Normal zamanlarda piyasada talepte bir artış vuku bulursa dahili ve harici rekabet ve talep edilen metu-ların yeniden istihsal imkânları do-layısile arz er geç talep artışına İntibak edecektir. Bundan başka stoklar m mevcudiyeti de noksanlığın derhal tezahürüne engel olur. Fakat harb ne kadar uzarsa noksanlık o kadar kendini hissettirir.
Ekser devletler bu sefer daha harbin başlangıcında vergileri ehemmiyetli ölçüde arttırmak suretlle halkın satın alma kudretini kısarak enflâsyonu mümkün mertebe tahdidetme-ğe gayret etmişler, bir taraftan da hayati ihtiyaçların tatminine yarayan bütün maddeleri vesika rejimine bağlıyarak bunların ehven flatle tevziine çalışmışlar, diğer taraftan her nevi fiat arttırmalarını yasak etmişler veya resmi müsaadeye bağlamışlardır.
Buna mümasil tedbirlere başvurulmakla beraber memleketimizde bunlar ya geç veya noksan olmuştur.
Tedbirin vaktinde alınması bllhas-
Kasaplar pazar tatili istiyorlar
Kasaplar, diğer esnaf gibi pazar günü dükkânlarını kapatarak tatil yapmalarına izin verilmesi İçin geçen yıl Belediyeye müracaat etmişlerdi. O zaman bir neticeye varamıyan bu müracaat yeniden tekrarlanın şi tır.
Kasapların pazar günleri hep birlikte tatil yapmak üzere dükkânlarını kapatmaları halk İçin bir sıkıntı meydana getireceği göz önünde tutulmaktadır. Bu yüzden kasapların pazarları tatil yapmalarına mutlak surette zaruret olup olmadığı İncelenmektedir. Bunun zaruret olduğu kabul Milise bile aynı semtte bulunan kasapların sıra ile istirahat etmeleri mümkün görülmektedir. Bu hususta henüz bir karara varılamamışı ir.
D grupu seresi açıldı
nD» grupunun on ikinci resim sergisi dün Beyoğtunda Knrlman mağazası karsısındaki Oygar resim galerisinde açılmıştır. Sergi, on beş gün müddetle acık kalacaktır.
Açık muhabere: — Bay S. Anıl kitap okumak da elbette amatörlüktür. Fakat bu. bir hususiyet teşkil etmiyor: bütün dostlar başına» dlyece-flhnlz meraklardandır. Yeril müelllf-erl seri halinde okuduğunuza İsabet ediyorsunuz. Ecnebi müelliflerin ter-₺üme edilmiş eserlerinin ne dereceye kadar İsabetli olduğu hakkındakl fikrime gelince, bazı tçnkidlere elbet siz 'de rafitlıyorsunuzdur. Bu hususta cyuin olmak İçin evvelâ mütercimin (jjJebl, sonra da tabedenln ticari ciddiyetini dikkate almanız lâzımdır.
I — Roman okumak amatörlüklerinden bahşeden diğer mektup sahiplerine de bu suretle cevap vermiş oluyorum, Onlan bu sütunda zlkre-demiyeceğlm. (Vâ - Nû) |
Telif eserleri isteksiz, ItJnasız, âdeta baştan savmacasına sahneye koyduğu İddiamın ne kadar yerinde olduğunu «Casuslar» ın sahneye konuş şekliyle bir daha İspat ettiği ve «Yaprak dökümü» nden sonra bana yeni ve parlak bir msal verdiği İçin yazıma Şehir Tiyatrosuna teşekkürle başlamak İstiyorum.
Muhsin Ertuğrul'un rejisörlüğünü yapmak zahmetine katlanmadığına ve «Yaylâ kartalı* İçin olduğu gibi bu vazifeye memur edilen arkadaşın İsminin bile verilmediğine göre, «Casuslar» a, bu mevsimin İkinci telif piyesine, lâyık görülen bu muameleden mesuliyetin de doğrudan doğruya Şehir Tlyatrosunca kabul edildiği anlaşılıyor.
İlk geceki temsilin sayısız hatalarının bir kısmı, aşağıdaki İzahlardan anlaşılacağı gibi, belki hakikaten aksi bir tesadüf oldu. Meselâ piyeste büyük bir rolü olan radyo İşlemedi. I tabanca patlamadı... Fakat piyesin dinlediğimiz metni üzerinde sadakatle duran, okuduğunu anlıyan her kim olursa olsun, biraz itinayla, diğer birçok hatanın kolaylıkla önüne geçebilirdi.
Sırası gelmişken kaydedeyim. Rejisörlük meselesi geçen mevsimden beri şehir Tiyatrosunun yeni bir dâvası oldu, şimdiye kadar olduğu gibi
sa şu sebeple çok önemlidir: Tüccar ve müstehlik bir kere kara piyasalarının mevcudiyetine alıştıktan son-ıa böyle bir durumun bertaraf edilmesi pek güç olur.
Yalnız harbLn başında kira fiatle-linin arttırılmaması hususundaki kanun en tesirli bir tedbir olmuştur.
Kazanç vergisi bütün varidata şamil olmamaktadır, şimdiki kanun ekseri mükellefleri kazanç ve İratlarını noksan bir şekilde yani diş alâmetlere (karinelere) göre nevllendl-rir. Neticede bir takım harb zenginleri ancak cüz! miktarda vergi ödeyerek alun satım kudretini bir taraftan stok, spekülâsyon işlerine, diğer taraftan aşırı istihlâke tahsis sürgüle paralarını ellerinde bulundurmaktadırlar. Hükümet kazanç vergisinin esaslı bir reformunu gerçekleştirmek üzeredir.
Bu reform arzuya şayan ve zaruri İse de bugünkü durum üzerinde müessir olmak için geç kalmıştır.
Milli korunmanın ehemmiyeti pek büyiik olmakla beraber bu kanunun, başlangıcında vurguncuların derhal faydalandıkları bir takım noksanları vardır. Bunların bertaraf edilmelerinden sonra dahi tatbikat, ta tam tatmin edici olmamıştır. Diğer taraftan bir vurguncunun kanunu ihlâl etmek suretlle elde c’debildlğl kazançlarla çarptırıldığı cezalar arasında bîr nispet mevcut değildir. Zira aşırı bir fiat yükselişi husule getiren kimseyi on binlerce hattâ yüz bin-, lcrce lira kazanmasına karşılık bir koç yüz veya bin Hra para cezasına çarptırmakla veya bir hafta dükkâ* nını kapatmakla sözde ağır cezaların pratik önemini takdir edersiniz. Daha başlangıçta dükkânı daim! kapatmak veya ticaretten menetmek glb! cezalar hükmedllseydl bu, belki tesirli bir vasıta olurdu.
Hükümetçe alınan tedbirler ihtikârı kısmen önllyebllmlştlr. ihtikârın bu kadar genişlemesinde de muhakkak kl biz müstehlikler de az çok mesul liz. Rekabet serbestislnin piyasaya hâkim olacağı yakın günlerde ihtikârın da ortadan kalkacağını ümld-edelim.
Çoban Ali, cesedin ağzındaki altın dişleri söküp almış
Bakır koy e bağlı Mahmudiye bucağının mezarlığı civarında dün garip bir hâdise olmuştur.
Bucağın Kocasinan adı verilen semti yakınında bulunan mezarlık, civarında etleri kısmen dökülmüş bir erkek, cesedi göriildek Jandarma kumandanlığına haber verilmiş. Cese din bulunduğu yere gidilince, filhakika yarı İskelet haline gelmiş bir cesetle karşılaşılmıştır.
Ceset üzerinde lig yapılan tetkiklerde, bunun pek derin kazıimıyan bir mesajdan köpekler taralından çıkarılarak didiklenmiş bir ölü olduğu görülmüş yalnız yapılan soruşturmalar sırasında o civarda çobanlık eden Ali adında birinin bu cesedi gördükten sonra onun ağzında bulunan üç tane altın dişi söktüğü anlaşılmış ve bu çoban sorgu altına alınmıştır. Diğer taraftan nöbetçi savcı B. Necati Volkan İle adliye doktoru B İzzet îşcân da hâdise yerine giderek tahkikata el koymuşlardır. Ceset, adliye doktoru tarafından morga kaldırılmıştır. Soruşturmalar davam etmektedir.
pamuk ipliği devam ediyor.
Pamuk ipliği vurgunculuğu tahkikatı
Meydana çıkarılan yolsuzluğu tetklkatı
Anadoluda bulunan tezgâh sahiplerine Ticaret bakanlığı tarafından tahsis edilen ipliklerin kurulan b r teşkilâtla toplattırılarak İstanbul'a serk-edlldlğl ve yüksek fiatle satıl'ığı anlaşılmaktadır. Bıı işle İlgisi görülen İlci şahıs daha yeniden milli korunma mahkemesine verilmiştir. Bunlardan birisi iplikleri Anadoludan İstanbul'a getiren nakliyat ambarının sorumlusu. diğeri bir manifaturacıdır. Bunlardan başka sahte fatura İle kumaş satan bir manifaturacı da milli korunma mahkemesine verilmiştir.
Üniversite kütüphanesi genişletilecek
Üniversite merkez binası yanında Veznecilerden Süleymanlyeye çıkan yolun üzerindeki kütüphane ihtiyaca kâfi gelmediğinden burasının genişletilmesi düşünülmektedir.
İlk olarak kütüphane binasının etrafındaki üç arsa istimlâk edilmiştir. İstimlâk muamelesi bittikten sonra üniversite umumi kütüphanesinin yanına önümüzdeki yü büyük bir okuma salonu İnşa edilecektir. Fakat hâlen fakültelerde bulunan fakülte kütüphaneleri gene eskisi gibi fakültelerde kalacaktır.
Almanyadaki talebelerimiz 12 nisanda geliyorlar Altnanyada kalan talecömlzl getiren İsveç'in Drottnlngholm vapuru nisanın 12 sinde limanımızda ol-ı-caktır.
Pamuk ihracı
Ticart Bnkanlığı. takas ve Serbes döviz yolu İle pamuk İhracını serbes bırakmıştır.
Satışa çıkarılan ithalât malları
GaJ. Hornlş handa Slnger dikiş makinesi kumpanyasına dikiş makinesi ve akşamı, İstanbul Taş handa Zlngal T. A. ş. ne tel halat. Marpuç-•çularda Vitall Pollkara kösele makine kayışı ve gomalak. Gal. Mahmudiye No, 15 de Luka Ktçecloğluna amyant levha. Bahçekapl Rıdvan handa Şark diş deposuna Gutsıperka. Koe ticaret T A. Ş. no (Gal. Fermeneciler) vernikli boya, klodyum, maden parlatma müstahzaratı, Gal. Merkez handa Şark ticaret kollektif Şt,l. ne ziraat ilâcı ve naftalin. Hasırcılar 44 de Mordo Rodrlge kremlin Dllslzzade han No. 13 de Osman De-mlrere metilsiklon, Çemberlitas peyk hane sokak İbrahim Abdi Baruta emoglobin. Yedlkule Kazlıçeşmede İbrahim Tnşcıoğluna krom şap. Yedi kule Kaziıçeştncde Aleko Dulo ve mahd. müstahzarat. Gal. Karamus-tafapaşada Panzo Stavropulo mahdumuna vernik (muhtelif), Gal. Ka-raköy palasta K. Parusyadlse kundura verniği ve silgi bezi. Deftardar İst. Dokumacılık Ltd. Sti. ne kimyevi sınai müstahzarat ve dokuma makine akşamı. İst. Mahmutpaşa Kürkeü han Cemal Pulathanellve m- şambn mezüre.
En çok kullanılan lâf: »Harlı sonu dünyası.» dır. Âlini, cahil, sanatkâr, şair, mimar, politikacı şimdi hep bundan bahsediyor Harb sonu dünyası!.. Ve yarının dünyası bugünün en tatlı, en meraklı hin bîr gece masalıdr Her düşünen, hayalini her işleten bize yeni bir hoşa gidici masal anlatıyor. Ve bu masalları dinlerken iki milyar nüfusu ile — acaba şimdi o kadar kalmış mıdır?. — hiitün dünyanın ağzının suyu akıyor. Çünkü masal. Tatar ağasının yalanlarından da daha cazip ve daha inanmak ihtiyacını uyandırıcıdır.
• Harb sonu diîn yası o masalını dinllyen herkes şöyle düşünüyor:
Dişimi sıkar da yaşarsam çok şey göreceğim.
Lâkin asıl merak edilecek şeAt «harb sonu dünyası», o İki milO yar kişiye vadedilen hayaldekû-cennet değildir DüşüniilecekÇN son derecede merak edilecek olartte-• harb sonu insanı» dır Acaba'"' o nasıl hir mahluk olacaktır? C
Harb sonu insanı... Kim bilirO o ne acı. o ne ölümlere kanıksa-OT mış, o ne taş kalhli, o ne yıkıci^j bir mahluk olarak karşımıza dl-> kilecektir. q
Kaybolan şehirler, kaybol anQ) sevgililer, kocalar, kardeşler, balar, hudutsuz, kinler, dinmlveiK^ intikamlar, diş gıcırtıları.,, V‘S bütün bu hava içinde seneler çirmiş insanlar... İşte harbîn sı q nunda merak edilecek, korkulan-* cak şeyler bunlardır.
Düşman işgali görmüş bir Ba!-£_ kan memleketinde veremli i,o milyon genç kız olduğunu gazeteler yazıyordu. Avrupanın bütün işgal bölgelerinde halkın yüzde seksen ikisinin tansiyonlarının .şaşılacak derecede bozuk olduğu anlaşılmıştır.
Üstünde harb geçmiş bir çok topraklarda yedi, sekiz yaşındaki çocukların daha şimdiden «ihtiyarlık» hastalıklarına tutulduksan dişlerin ebediyen döküldüğü, saclarının tamamen beyazlaştı-ğı. hattâ belleri büküldüğü gazete havadisleri, muhabir mektupları arasında yer almıştır.
İşte harb sonu insanı olarak yanımızda yürüyen insanlar, arkamızdan gelen nesiller. Önümüze çıkan kitleler bunlar olacaktır. Kafile kafile veremlileri, sinirlileri, hırçınlan, ümitsizleri, körleri, topallan ile harb sonu insanları...
• Kolonya şehri gitti» diye kaybolan memleketlerin arkasından üzülüyoruz. Belki haklıyız. Fakat insan ruhunda ne Kolonyalar yıkıldı. Mânevi tahribatın yanında şehirlerin, duvarların hesabı mı olur?..
Şehirleri kurmadan önce bunu düzeltmenin çaresine bakılsa çok daha yerinde bir hareket olurdu.
Hikmet Feridun Es
Şehir tiyatrosu dram kısmı
CASUSLAR
VâlâNureddin Vâ-Nû ve Nihal Karamağaralı’nın telif eseri
blzde sahne sanatkârı hep kendiliğinden yetişir. Hem fıtri kabiliyetine göre oldukça çabuk. Halbuki rejisör, fıtri kabiliyeti ne olursa olsun, kendiliğinden ve çabuk yetişemez. Bu hakikat unutulmaktadır. Rejisör olabilmek İçin sanatkâr olmak da kifayet etmez. Üstelik ayrıca çalışmak, pek çok çalışmak lâzım gelir. Bizde bu mevzu ve son derece ehemmiyetli olan teferruatı hakkında yazılmış herhangi bir eser yoktur. Rejisörlük mesleği hakkında malûmat ancak yabancı dilde okunacak kitaplardan elde edilebilir. Bu mesleğin zorlukları da hadsiz hesapsızdır.
Rejisörün ilham kaynağı yalnız elindeki eserir» metnidir. Eseri okurken edindiği ilk ve sathi fikre saplanırsa. onu İyice anlamadan, inceliklerini aramadan işe girişirse, bu defa oldiığu gibi, eserin belkemiğini baltalamış olur.
Şelıir Tiyatrosu uzun senelerden beri bu yolda ileri bir adım atmak teşebbüsüne girişmekten kaçınmıştı.
Bu sebepten geçen tiyatro mevsimi bütçesine: ( Rejisör yetiştirmek İçin ikramiye» olarak 1200 Hra koyduğunu öğrenince sevinmiştik. Geçen mevsim bu teşebbüsün tahakkuku için çalışıldı mı? Nasıl çalışıldı? bilmiyorum. Fakat her halde büyük bir şey yapılmamış olsa gerek kİ bu sene tahsisat bütçeden: «Bu suretle ikramiye verilmesi muvafık görühnlyerek tay» edildi. Ştaıdl korkarım, Şehir Tiyatrosu da bu bahaneyle telif eserlerden rejisörü «tay» etmektedir.
Vakalar münferit kaldıkça sarih bir mâna İfade etmezler. Fakat sıralandıkça mânalaşırlar: Bu sene Şehir Tiyatrosu dram kısmında oynanan İlk üç yabancı eseri bizzat Muhsin Ertuğrul sahneye koydu. Ve bunu programlarda Hân etti. Sıra «Yoylâ kartalı» na gelince bu vazife Sami Ayanoğiu’na yüklendi. «Casuslar» ise bu kadar itinaya bile lâyık görülmedi. Yahut bu vazifeyi üstüne alan arkadaş. iyice çalışmadığını görerek ismini bildirmek istemedi, şehir Tlyat-
rosu da bu mazereti kabul etti ve İsmini programa yazmadı.
İşin acıklı bir cihet! emektar ve kabiliyeti! namzedinin de mevcut Bunlardan biri elyevm uzak çalışmakta, diğeri kadro dahilindedir. Geliniz de siz benim yerimde olup, yani bunu bilip, tiyatromuz hesabına birkaç defa yazık demekten kendinizi tutunuz.
Şimdi, piyese gelelim. Vâ - Nû ve Karamağaralı ana bir fikir seçmişler: «Terbiye ve telkinin, bahusus telkinin, insan karakterini yoğurmaktaki rolü» nü belirtmek istemişler. Bu ana fikre göre mevzuu şu şekilde canlandırmışlar: «Türkçe bll-mlyen fakat ailesinin anlamadığı İki dili bülbül gibi konuşan; kendi toprağında kendi lıavaslyle yetişmesi lâzım gelirken, sun! olarak İçinde ya-şatıldığı İklime uyarak dejenere olan; yani casusluk yapacak kadar kalb-slzleşen. seclyeslzleşen bir genç kadının kendisini yetiştiren mürebbiye-nfn prens lâkaplı oğlu, elebaşı rolünü oynıyan bir doktor ve hempala-rlyle birlikte, yalni2 bu maksatla evlendiği bir erkeğin sırlarını çalmaya teşebbüs etmesi; foyası meydana çıkınca kaçarken vurulması.»
(Arkası yedinci sahifede)
sahnemizin İki rejisör olduğudur, tiyatrodan
Merhum Ali Kami Akyiiz için yapılan toplantı
Dün saat 17 de Eminönü Halko.inde Dal’üşşafakanın uzun seneler müdürlüğünde bulunmuş oW İstanbul Millet Vekili merhum Ali Kânı! Ak-yüz için bir anma töreni yapılmıştır Törende Darvrşafakanın bütün eş* ve yeni mezunları. merhum Ali Kâm den feyiz alanlar, dostları, ailesi efn dı bulunuyordu ıik olarak Cemiye _ başkanı Veflk Pamir töreni açmıştır. '
Müteakiben Efdaleddln Teklner 1le tıb fakültesinden B. Kuds! Gaziog-lu ve Darüşşafakadan 8. Bektaş Erdem söz alarak merhumun meziyetlerini belirtmişlerdir.
Son olarak Merhum Ali Kâml Ak-yüz’ün yeğeni arkadaşımız PvyamJ Safa kürsüye gelerek toplantıyı ter-tlbedenlere. söz söyllyenlere ve talebelere Aile adına teşekür etmiştir.
HALx ELBİSELERİ
Muhtelit desenli ince yün kumaşlardan yapılmakta olan 3000 ucuz halk elbisesinin toptan ve perakende satışına Nisan iptidasında başlanıyor.
Salâhaddln Karakaşlı
AT MERAKLILARINA
Anası Arap, Babası Ingiliz
Üç yaşında yarış Ve binek içfn^gO yet elverişli bir at satılıktır. Görnıtf İçin Sipahi ocağında Ali Çavuş'a t pazarlık için İstanbul Çakmakçılı 24 No. İsparta pazarına müracaat, h
i


Sahi fe ♦
AKŞAM
17 Mart 1(M5
KARAR ZAMANI


Halk e vler. ve Kurumiar
|Yazan: SUMNER WELLS “flşğ
BİRtNCt KISIM
BEŞİNCİ BAHİS
İhtilâf sahaları
Ingilterenin san 25 sene içinde Irak siyaseti ve burada karşılaşılan güçlükler
Fransa, Fas, Merkezi ve Oarb! Afri-kaciııkl müstemleke halkına karşı iş birliği zihniyetile hareket etmiştir. Milletler Cemiyeti mandater devletlerin de halk arasında da aynı tarz münasebetler tesis edilmesini mura-detmlştir. Bunun neticesi, Suriye ve Lübnan halkının çoğunluğunu teşkil eden hayli medeni, kabiliyetli ve hür-rlyetsever İnsanların daha şiddetle İstiklâllerini istemesi oldu. Onların bu İstekleri liberal görüşlü Fransız devlet adamları tarafından da hoş görülmüştü. Meselâ Leon Blum'ün 1lk Başbakanlığı esnasında Fransız hükümeti ve Suriye ile Lübnan d a bulunan yerli mümessilleri, İngiltere İle Jrrk arasında akdedilen muahedeye bınzer, bir muahede imzalamışlardı. Bu muhade mucibince Suriye ve Lübnan’a 1939 da İstiklâl verileceği vade-dflmlstl.
Avrupa harbinin çıkması Fransa-nın bu taahhüdünü yerine getirmesine mâni olmuştur. Evvelce gördükleri muameleden dolayı Suriye ve Liibnan halkının Fransızlara karşı duydukları kin ve İngillzlere karşı bc . dikleri husumet. Mihver propa-
g. ndaslle dı beslendiği İçin. Vichy
h. i.limitinin 1941 İlkbaharında Su-rlyede AImnnJara hava üsleri vermek ve diğer askeri kolaylıklar göstermek h ı susundaki teşebbüsü hemen de hiç bir muhalefet görmedi Tehlike o kadar büyümüştü ki, o vakit İngilizler karşılaştıkları güçlüklere rağmen, İngiliz ve Fransız kuvvetleri Suriye ve Lübnan’ı İşgal ederek Vichy hükûme-tlr.'n elinden almağa mecbur oldular. Aynı zamanda İngiliz ve Fransız makamları. Suriye ve Lübnan halkına harbden sonra istiklâl vereceklerini temin ettiler Amerika hükümeti de. Eurivedeki ilk diplomatik alanına verdiği itimatnamede bu teminatı resmen tekidctmlştlr.
Bu sebeple 1943 yılı kasım ayında Cczaylrdekl Fransız Millî kurtuluş kemi fesinin, general de Gaulle'ün teshile, Surîyedeki komiserine yeni Suriye Cumhurrelsi ile yeni Suriye kıblnesl âzalarının tevkif edilmelerini emretmesi, teessüfe değer bir hâdise İdi. Bu karar, son zamanlarda yapılmış aptalca beceriksizliklerin en kötüsünü teşkil ediyordu. Londra ve Vaşlngton'un şiddetli muhalefeti üzerine bu karar geri alınmış ve Suriye hükümeti tekrar iş başına gelmişti. Fakat bu hâdisenin Suriye efkârı üzerideki tesirini tahmin mümkün -değildi- Bu halkın garp > medeniyetlerine karşı duydukları husumet ve hıncı, ancak İleride İstiklâllerinin milletler arası bîr teşkilât tarafından teminat altına alınacağı ve kendi toprklannda Fransız İdaresinin artık devam etmiyeeeğı emniyeti silebilir.
Haftanın notlan Maarif mükâfatı maçları
di çocuğunun Irak tarikiyle Filistin e gönderilmesine müsaade etmemiştir. Bu çocuklar Mihver memleketlerinden İstanbul» sığınmışlardı, ve o vakit bunları denizden göndermek tehlikeli görülmüştü. Evvelce Irakta Yahudi düşmanlığı yoktu. Orada yaşayan Yahudllere karşı hiç bir fark gözetilmeydi. Irk meseleleri hiç bir güçlük doğurmuyordu. Irak hükümetinin bu defa aldığı tavır, Flllstlnin istik-ballnl tayinde yeni güçlükler doğuracaktır.
Suudi Arabistan
Maarif mükâfatı müsabakaları dışında kalan takımlar
Yazan: ADİL OİRA¥İ
Fenerbahçe Galatasaray Izmire, üeşiktaş Beykoz Ankaraya gitti
A- Eminönü Halkevinden: Evimiz spor şubesinin münhal kanlıkları için yeniden seçim yapılacağından bu şubeye kayıtlı Azaların 19. 3- 1945 pazartesi günü saat 417) de Halkevlne teşrifleri rica olunur
A Beyoğlu Halkevinden: Evimizde İngilizce, Fransızca, biçki dikiş moda ve erkek terziliği derslerine başlanacaktır. Ders almak isleyenlerin her gün Taksimde eski sular idaresindeki binasında Halkevi müdürlüğüne saat 14-19 a kadar kaydolmaları
■A Beşiktaş Halkevinden: 17 mart cumartesi günü akşamı saat 20.30 da Evimiz salonunda muharrir Burhan Felek tarafından (Fıkra nedir» mevzulu bir konferans ve konferansı takiben de gösterlt kolumuz tarafından bir temsil verilecektir
A İstanbul Barosu Başkanlığından: Baromuz staj konfcranslarmui İkincisi 17. 3. M5 cumartesi günü saat 14.30 da İstanbul birinci ağır ceza mahkemesi salonunda avukat Ali Haydar Özkent tarafından verilecektir İsteyen avukat arkadaşların gelmelerini dileriz
I Beden Terbiyesi futbol federasyonu1 miyen, fakat kuvvet noktasından tarafından hazırlanan Maarif mükâ- yekdiğerine müsavi görülen Galata-fatı futbol maçlarına geçen halta I sarayla Ferterbahçcnln beraber seva-Aııkara, İzmir ve Istanbulda başlan- hati?ri İle İzmir seyircilerinin futbol mış bulunmaktadır. Maçların progra- zevklerini lâyıkı veçhile tatmin ede-mına göre bu halta şehrimiz takım- çekleri şüphesizdir lan Ankara .. Innlrd» oynıyaealr vej Mastaoaa İki Smı evvel Hluna El. istanbulda maj şapılmısacakür iw „ ,eIaK6r Ut
Evvele. tUdıraıg mla rtl Ankara IaI,Mı a6abeJ|trinI kaybeden Beslk-şampiyonu Harblyeiilerln İmtihanlar •--».(— _______ . .
dolayısıle bu maçlara İştirakine müsaade edilmediğinden Uçaksavardan sonra kazanan Dcmlrsporlular Harbiye yerine maçlara katılmışlardır Bu değişikliğe göre bu senek! karşılaşmalara Ankaradan Uçaksavar -Demlrspor, İzmlrden Altınordu - Karşıyaka, Istaiıbıildûn Beşiktaş - Fe-nertohçe - Galatasaray - Beykoz takımları iştirak e’inektedir.
İlk hafta maçlarında Ankarada Uçaksavar İle Demlrspor karşılaşma-ı sı çok çetin olmuş ve Denılrsporlular ı Ankara İkincisi Uçaksavarı 2-3 mağ- ; lûp etmişlerdir. İzmlrde İse Allınor-1 Fakat takımlarında en büyük du İle Karşıyaka takımları karşılaş mış ve maç 1 - 1 beraberlikle de>vam ederken hakemin verdiği bir penaltı kararına İtiraz eden Karşıyakahlar sahayı terkettlklertnden hükmen mağlûp sayılmışlardır.
Maçlara alt fikstür henüz gelmemekle beraber An karadan verilen bir emir üzerine bu hafta Galatasarayla Fcnerbahçeniıı Izrnire, Beşlktaşla Beykozun da Ankaraya gitmesi te-karrür etmiş ve ş_2_J—L --------------
perşembe akşamı kalabalık birer kafile halinde hareket etmişlerdir.
Her sene olduğu gibi bu sene de Fenerbahçe ile Galatasaray beraber seyahate çıkmaktadır. Bu her iki kulüp İçin de güzel bLr avantaj teşkil etmektedir. Çünkü her iki takımın, cumartesi günü hırpaladığı takımlar ertesi pazar günü karşılarına ne dt •olsa yorgun bir vaziyette gelmektedir. Bu senekl İzmir takımlarının ..............~-j - kail durımlarmı bilmemekle beraber idarecilerimizden böyle bir istekte, İ®miıe deplâsmana çıkan takımların bulunmağı bir İşgüzarlık saymamalı- ekseriya umulmadı^ neticelerle kar-3İZ. Hep; şüphe edilmez kİ. yurd için- şUaşmakta olduklarını göz önünde de futbol çalışmalarının ciddi, ma- tutanlar arasında İzmlrdc Galatasa-ku), selâmetll ve verimli bir yola gir- rayla Fenerin herhalde sıkı birer I meşini canü gönülden ister ve te-'maç yapmaları icabedeceğl yolunda mennl ederiz. Gene pekâlâ biliriz kİ,umumi bir kanaat hüküm sürmekte-iş yalnız istemek ve temenni He dir. Gerek ferd ve gerekse takım halledilmiş olmaz. Spor idareciliğini oyunu ltibarile birbirine hiç benze-kabul eden arkadaşlara bunları hatırlatmalı bile lüzumsuzdur. Onlar, vazifelerini bilen İnsanlardır. Yalnız arada, sırada göze çarpan noksanları elbirliği ile yoketmeğe çalışmak tam sporculara yaraşır bir meziyet değil midir?
Yazmıza gene bir temenni ile son veriyoruz: Maarif mükâfatı maçları haricinde kalan takımları düşünmek onlara mevsim sonuna kadar bir çalışma programı hazırlamak çok hayırlı ve zaruri bir iştir. Bunu yapalım.
Pazar günü; Maarif mükâfatı İçin Ankara, İzmir v» İstanbul’un seçkin sekiz takımı, aralarında bir kaç ay devam edecric çetin bir karşılaşma serisin» başlamışlardır. Birbirlerine denk kuvvetler halinde görünen bu takımların müsabakalarında, futbol meraklıları zevkli ve heyecanlı maçlar seyTetmek fırsatını bulacaklar: u.
1 Memleket fııtbolünün gelişmesi bakımından Maarif mükâfatı maçları-[nın önemini küçümsemek haksızlık olur.
1 Yalnız üç Heri bökemizin bu talî II i sekiz takımı şampiyonluk uğrunda blrbrllerlle çarpışırlarken, bu mıç’a-rın dışında kalan di*e- tılh-'.z takımları da düşünme: futbol iş’eri izin başında bulunan idarecileri! birinci vazifesi olmalKi’.
Maarif mükâfatı müsabaka arına . giren takımların sayısı sen(lerd?nbe-
Arabistanın cenup kısmı. Arap dünyasının en geni» devletini teşkil eder. İbnlssuud, kendi zamanında efsanevi bir şahsiyet olmuştur. Çünkü müstakil Suudi Arabistan kıratlığı 1 tamamen kendi eseridir. Büyüttüğü çocukları, onları terbiyede kullandığı sert disiplin, bünyesinin dev yapısı, modern mekanik lcadlara karşı duy- I duğn şiddetli alâka, ve büyük devlet- rl hep sekiz olarak de m etmekteler! birbirine karşı kullanmakta gös-; dlr. Btı müsabakaların d> ında kı-terdlğl kurnazlık ve kabiliyet, "—" '— ---- — -.... ........
memleketlerinde onun hakkında yazılan kitaplar için birer mevzu olmuştur. Bununla beraber, bu fevkalâde canlı şahsiyetin arkasında Arap milletinin kabiliyetli ve feragatli hükümdarı vardır, tbnlssuud. milletine böyle bir şahsiyetten beklenen kuvvetli bir İdare getirmiştir. İbnlssuud aynı zamanda Vehhabl mezhebinin sadık bir mürididir, Harb boyunca, açıktan açığa birleşmiş milletlere mütemayil olmakla beraber, memleketinin tarafsızlığını korumuştur.
Suudi Arabistanın inkişafı çabuk olmuştur. Amerikan kumpayn alanım verilen petrol İmtiyazlarından elde edilen gelir ve avanslar, harb dolayı-sile hacılardan temin edilen varidatın noksanını kapatıp aşmıştır. Memleketin İktisadi kaynaklarını İşletmek üzere Amerlkadan mütehassıs temini İçin gösterdikleri arzu, Vaşlngton’da İyi karşılanmış, ve harbin müsaade ettiği nispette, bu ihtiyaç karşılanmıştır
Suudi Arabistan süratle ilerlemektedir. ve bugün Arap Aleminin imkân bakımından en kuvvetli devletidir. Yakın Şarkın istikrar ve inkişafı İçin bu Amilden nasıl istifade edilebileceği harbden sonra birleşmiş milletlerin hazırlayacaktan plânın mahiyetine bağlıdır.
Arap devletlerinin yeni dünya teşkilâtında yapıcı bir unsur olabilmeleri İçin en emin yol. Arap milletlerine 1915 Mc Mahov ulaşmaslle elde etmeği umdukları anahak ve fırsat-lann teminidir. Müstakil Suriye, Lübnan, Maverat Erdün, Irak ve 8uudl Arablstandan ve küçük muhtar Arap devletlerinden mürekkep olarak kurulacak siyasi ve iktisai bağlarla kuvvetlendirecek olan bir Arap federasyonu, galip bir ihtimale göre dünyanın müreffeh ve sulh içinde yaşayan bir parçası olabilir. Yalnız bu tahminin esaslı bir şartı vardır. Bu Arap federasyonunun Flllstinde bir — • ■ ■ • karşı
garp lan öç bölgeyi mensup birinci ve ikinci sınıf takımların sayısı üç dü-züntyi ferah ferah geçmekledir Maarif miikâratı müsabakaların1 n başlamasPe hariçte kalan takımlar için maç yapmak İmkânı kalma ış gibidir. Resmi futbol mevsim n'-> hazirana kadar devam ettiğnl düşünürsek, Maarif mükâfatı mü^abnf alanna giremlyçn takınılır için bu mevsim mart n ilk haftasında tamamlanmış sayılabilir
| Bu durum yurd 1 ind; futbol n yayılma ve gelişmesi takım ndan cld-; diyetle İncelenmeğe değer bir konu. dur
Hariçte kalan takımlara: «Sizin için futbol mevsimi kapanmıştır. Futbolcularınıza kır koşuları yaptırabilirsiniz.» diyemeyiz.
Onların da diğer talihli sekiz takım gibi mevsim sonuna kadar maçlara devam imkânını verecek çareler aramalı ve bulmalıyız.
taşlılar Galatasaraya da yenilerek Maarif mükâfatı karşılaşmalarına şanssız bir şekilde başlamış oldular.
ı Biraz da gururlu olmanın meydana getirdiği bu mağlûbiyetin şampiyonlukta rol oynaması kuvvetle muhtemel bulunan bLr takım hesabına üzülecek bir durum olduğu muhakkaktır. Diğer taraftan haber aldığımıza göre takım laıının en mühim elemanı bulunan kaplanları Hakkının da bu seferki Ankara seyahatine vazifesi , dolayısllc lştlrâk edememesi şanssız-1 tıklarının devamını göstermektedir, rolü oynayan kaptanlarından mahrum bir halde Ankara maçların: galibiyetle atlatmaları kendileri İçin büyük bir muvaffakiyet olacağı gibi şanssız giden talihlerini de düzeltmiş oladakla-rını düşünerek çaJışmaları neticeyi her halde lehlerine çevirecektir.
Beşiktaşla birlikte Ankaraya giden Beykozlular İtiraf etmek lâzımdır ki ıu bu mevsim İstanbul liglerinde İyi bir ............varlık göstermişler ve alınlarınm te-şehrimlz takımları rl*le dördüncülüğü tutarak Maarif mükâfatı maçlarına girmişlerdir. Be-I şiktaşla seyahate çıkmaları kendileri hesabma bir nevî avantajdır. Çünkü bir gün evvel BeşlkUşm hırpalayarak yoracağı bir takımla ertesi gün rahat bir maç yapmak İmkânına kavuşacaklardır.
Ankara takımları hakHında esaslı bir kanaatimiz yoktur. Bu takımları ancak şehrimizde gördükten sonra bir fikir edinmek kabil olacaktır Fakat son muhtelit maçlarında aldıkları güze neticeler Ankara futbolunun îstanbuldan pek aşağı olmadığını ispat etmiş bulunmaktadır. Muhtelitlerde gösterdikleri beraberliği kulüp takımlarında da temin edebilirlerse İstanbul takımlarının bu senek! Maarif mükâfatını kurtarmaları biraz güç olaraktır.
ŞAZt TEZCAN
Created by free version of 2PDF
İnönü kır koşusu
Vefatının ikinci yıldönümü münasebetiyle.
13 Mart 1945 pazar günü öğle namazını müteakip. Dlvanyolundak! Fi-r uzağa camisinde okunacak olun Hatim duasında akraba ve tanıdıklarımızın hazır bulunmalarını rica ede-EŞ! VE ÇOCUKLARI
ştHiK iiyapkosu
Saat 20.3u da
Komem Kmnında MİLYONER DAMAT Dram sisinin d :■ CASUSLAR
Yazanlar: Vâ-Nû ve N- Karamağa rat
Saat 14 de çocuk tiyatrosu
Irak
Ingilterenin geçen yirmi beş sene ı İçinde Iraktaki siyaseti daha aydın- , lıklır, Filvaki burada da güçlükler ve ‘ anlaşmazlıklar olmuştur Fakat 1930 ; da İngiltere de kendi rizastle Iraktaki i mandasına nihayet vermeğe karar verdi. Yalnız İngiliz menfaatleri tehlikeye düştüğü takdirde Irak toprak- , —Itırında «demiryolu, nehir, liman, tayyare meydanı ve nakil vasıtalarından İstifade etmek hakkı da dahil olduğu halde, her türlü kolaylıklar göstrileceğl hakkında» teminat aldt. , Bu misal, manda sisteminin Milletler Cemiyetinin anladığı mânada manda altındaki halkın menfaatine çalıştığını gösteren nâdir vakalardan bîri-dlr.
İngiltere hükümetinin taklbettlğl makul siyasete rağmen Irak mllllyc-t-?çlliğl mütemadiyen artmıştır. 1941 ^mayısında Alman ajanlarının tahri-kâtı neticesi olarak Irak hükümeti Alman taraftarı Reşit Ali tarafından düşürüldüğü zaman, tngİHzier, muahede hükümleri dahilinde, tehlikesi önlemek için Traka tngillz askeri gönderdiler. O vakit halkın gösterdiği husumet yüzünden bu teşebbüsün muvaffak olamıyacağında şüpheye düşülmüştü. Ancak bir ay süren ciddi blrmücaddeden sonra hükümeti eline alan fuzuli kimseler iktidar mevkiinden atılabllmls, ve İngiliz memurlarından çoğunun sığındıkları Amerikan sefareti muhasaradan kurtarılarak içindekiler serbes bırakıla-bllmlştl.
Bundan maada Mihver doktrinlerinin en fenalarından bazları hâlâ Irakta hüküm sürmektedir. Irak hükümetinin son Ikl sene sarfında Yahudllere karşı gösterdiği husumet o derece kuvvetlenmiştir kİ, Başvekil Nuri paşa gibi münevver ve birleşmiş milletler dostu bir zat, beş yüz Yahu-
_ OPEK ve MELEK Sinemalarında
Btltun İstanbul halkının alkışladığı
Yahudi vatanı kurulmasına Idil bir vaziyet almazı.
Filistin
Filistin ve onun ihtiva ettiği nlzm meselesi, 1897 de Teoder Herzllıı teşebbüslle tsvlçrede toplanan ilk Siyonist kongresi ile başlar.
Doktor Halm Welstnann bu gayenin tahakkukunda en büyük âmil olmuştur. Bu büyük Rus Yahudlslnin yorulmaz gayreti, fevkalâde metaneti ve dikkate şayan kabiliyeti sayesinde tngillz hükümet erkânı, bilhassa Lord Balfour Siyonist dâvasının doğruluğuna in indirilmiştir. 1917 de İngiliz hükümetinin resmî beyanatı olarak Lord Balfour demiştir ki: «/nptllz hükümeti Filizlinde dahildiler için Mr vatan kurulmasını müsait bir götle görmektedir. Ve bu payenin tahakkukunu kolaylaştırmak için en büyük gayretlerini sarfedtcek-tir, Çünkü Flllstinde bulunan diğer milletlerin dini ve medni haklarını haleldar edecek veyahut diğer memleketleri bulunan dahudilerin siyasi hak ve vaziyetlerine tarar verecek hiç bir şey yaptlmıyacağı anlaşlmak-(Arkası var)
slyo-
Beden Terbiyesi umum müdürlüğü atletizm federasyonu tarafından ter-tlbedileıı Türkiye İnönü kır koşusu birinciliklerinin 9 uncusu yirmiden fazlş bölgenin lştkaklle gelecek batta İitfuibulda yapılacaktır.
Bu yıl faaliyeti görülen en seçkin böl gelirin atletleri arasında yapılacak olan bu müsabakalar İçin İstanbul atletleri de şimdiden hazırlıklara başlamışlardır.
Haber aldığımıza göre bu sene İnönü koşusuna 944 - 045 seneleri fe-
/ “ ■ " — I
Bu giin SARAY Sinemasında
I Kadın kalbinin bütün şefkatini, kahraman bir erkeğin kuvvetli aşkını, I ölümden sonra bile geleceği ümldlle avunan bir kadının harp kâbusunun dehşeti karşısında ruhunun yüksekliğini tasvir eden ö EKLE
Yerinde bir karar
Futbol müsabakalarında takımlar; teşkil eden gençlerimizin bir başarı ardından sahada kucaklaşıp Öpüştükleri dikkati çekmiş bulunmaktadır. Boşan karşısında vakur olmak bizim milli geleneklerimize uyduğundan kucaklaşıp öpüşmelerden kaçınılması dera&yon kır koşulan faaliyet prog-Için Beden Terbiyesi umum müdürlü- ramını tamamlamış bölgelerden İs-ğü tarafından bölgelere lâzım gelen1 tanbul, Ankara, Eskişehir, İzmir, Kü-tebliğatta bulunulmuş ve kulüplerin tahya, Balıkesir. Bursa, Kocaeli, Kay-bu hususlara dikkat etmeleri istenmiştir. _______ _____
Gelecek hafta İzmir takımları şehrimize geliyor
Ankaradnn haber aldığımıza göre gelecek hafta İzmir takımları şehrimize gelecek, cumartesi ve pazar günleri Fenerbahçe, Galatasarayla karşıalşacaktır.
Güreş müsabakaları
Güreş ajanlığnm tertiplediği senelik faaliyet programına gör» tnüpte-dller arasında serbes güreş müsabakaları yarın Fatih Güreş kulübünde yapılacaktır. Saat 14 te bağlıyacak olan bu müsabakaların tartılan 11 den 12 ye kadar devam edecektir.
Beyoğlu İSTANBUL Gazinosunda ™
Yarin gündüz saat 15,30 da halk sanatkârı İSMAİL DÜMBÜLLÜ tekmil kadruslle AHMET GÜLDÜRÜR, KÜÇÜK MU ALI. A birlikte BOYACI KIZLAR Komedi (3) perde Zengin Varyete. Tel: 40574 Pazartesi akşamı Amavutköy ÇİÇEK’ta
,7iıı program.
muazcanı bLr şaheserin son günlerinden İstifade edinir
İşeri. Malatya. Yozgat, Çankırı, Antalya, İçel, Seyhan, Diyarbakır, Gaziantep, Maraş. Edime, Tekirdağ. Hatay, Zonguldak, Samsun bölgelerinin en güzide atletler! Iştlrâk edeceklerdir.
Her sene olduğu gibi bu sene de _ göze çarpan bölgeler Ankara, îstan-1 bul. Eskişehir, İzmir, KoceaHdlr.
Bilhassa:
Ankara, İstanbul, Eskişehir atletlerinin bu müsabakada bir hayli mücadele edecekleri muhakkaktır. Geçen sene Ankarada yapılan İnönü koşusunda bu takımlar blrblrlerile çok çeklşmlşlerdir
Bu sene Eskişehir takımında Beh-sat. Ziyaoddln. Ziirref, Ankara takımında Mustafa Kaplan. Edfp'le 944 yılı Maraton şampiyonu Ahmet, ve Şevki bulunmaktadır. İstanbul’un Eşref, Rıza. Raif, Osman'dan müteşekkil bir takımla çıkacağı hemen hemen te 5b İt edilmiş gibidir.
Son sonelerde iyi çalışan Eşref Aydın bu koşunun ferden yine favorisi olarak görünmektedir. Ona en yakın, yani İkincUlk için Rıza İşman, Ahmet, Behzat, Mustafa Kaplan ilk hatıra gelen tecrübeli atletlerdir.
' ------------------------------
İkinci küme maçları programı
r
V
Hissi, müessir ve heyecanlı film başlıyor
Baş rollerde: B- SEROVA VE N. BLİNOFF İlâveten: Harp Jurnalında Rusların Bulgaristana girişleri.

' 1 ■ .
Kadiköy SÜREYYA Sinemasında
BUGÜN
İki haftadır İstanbulu yerinden oynatan
BÜYÜK YALAN
BETTE DAVÎS — GEüRGE BRES'T
2 — En son Dünya Havadisi
V
1
,z
ı . . "I—«
Bugün SÜMER Sinemasında
RALPH BELLAMY ve D'EVELYN MANNEBS tarafından yaratılan
CASUSLAR KARŞI KARŞIYA
İhtiraslı kuvvetli ve hareketli maceralar filmini görünüz. ı RUDOLF HESS’ln firarındaki heyecanlı esrarı canlandırmaktadır. Üç senedenberi Almanyada neler oluyor?. Nazi casus-
KARA KORSAN
GALATASARAY STADINDA:
Başrollerde: TYRONE
POWER ve MAUREEN O'HARA
Baat 11 Kami - Taşkızak: Ttz-can, Elman, Erte; 13 Anadolu -Elektrik: Kayır, Oflventück, Cey-i&n; İS Sarıyer - Demlrspor: Kilit. Elde m, Organ,
■■
ölüm ve ateş dünyasından kanlı bir köşe... Aşk tarihinden güzel bir yaprak.,. Sanat dünyasından eşsiz bir kudret olan
C H i N A
ÇİN HARBİ
ALAN LADD ---------------“
___________- LORETTA YOUNG
Bütün dünyayı heyecanla yerinden oynatan en güzel filmi, sonsuz fedakArlık’ar, büyük kahramanlıkların yarattığı eser;
nin en yeni zaferidir
Karşı koyan Fransa
Pariste çizmeler — «Sönmez alev» — Demirciler komitesi — Demokrasi bitmiştir — Fransa neden yıkıldı — Akademi âzası —- Gizli karşı koyanlar — Paris gazeteleri — Korkudan değil soğuktan titreyen Fransa — Dördüncü Cumhuriyet
Bundan beş sene evvel bir güzel haziran gününde Paris sokaklarını b!r çok çizmeler kaz adımlarile bir baştan bir başa dolaştılar. Dünyanın en güzel caddesinden, Şanzelizeden yukarı çıktılar; on İki ışık caddesinin birleştiği Yıldız meydanında silâh çattılar. Orada Meçhul Askerin mezarında yanan «Sönmez alevi» vakıa söndürmediler; fakat Fransız milletinin kafasında yanan hürriyet ışığını üflemek İstediler. Diktatörün demokrasiyi yendiğini bağırarak söylediler; Fransada Cumhur!-yeti ancak kasalarını doldurmağa âlet olduğlı müddetçe bağrına basan demirciler komitesi (Comitl des Forges) bu naralara. A'manlara sattığı Lorralne demirhanelerinde çekiç darbelerle tempo tuttu. Artık her yerde b!r sarsılma oldu: Demokrasi, parlâmantarizm yanlıştır: Fransa bile bunu beceremedi, işte yıkıldı. Londra Avam kamarasının diktatör bombalarile yıkılması demokrasinin bu hezimetine bir İlâhi İşaret dîğll mlvd>?
Fransa geçirmeğe başladığı kara günlerde dışarıdan haber alsaydı, onun Paris’inin. Cûte d' Azur’ünün düşkünlerinin ve. hat. tâ yazıklar olsun ki, bir zamanlar bütün dünyaya fikir analığı (Alma Mater) eden Üniversitesinden yetişenlerin de onun ismini her anışta tezyif ile güldüklerini duyacak ve o vakit bir kat daha azap çekecekti. Nihayet İstilâcılar soluğu biı- taraftan Atlantik, diğer taraftan Akdeniz kıyılarında alınca artık o memleketin mânen olduğu kadar maddeten de bittiğine inananlar çoğaldı. Fransızcadan başka dil Öğrenmiyenler o memleket mecmualarından başka bir mecmua okuyamadıkları için hayıf-lanırlarken imdatlarına Almanların Fransız dilile basıp basıp bitaraf memleketlere dağıttığı Signal mecmuası yetişti. Fran-sızcadan okudular, fakat Alman ruhunu duydular. Artık inandılar kİ Fransayı mahveden, demirciler komitesinin demirini Fransanın düşmanına satması değil, halk cephesi hükümetinin, çalışan sınıfa haftada bir buçuk gün temiz hava koklamak hakkını vermeğe kalkışmasıdır.
Güzel topraklarını cizmeli kaz adımlarının çiğnediği. nefis havasını göğüsten daima İki karış yukarıda gezen burunların kokladığı bu memlekette o zamanlar neler oldu şimdi yavaş yavaş öğreniyoruz. Bir çok Fransız münevverleri d? bazı yabancı memleketler münevverleri gibi artık demokrasinin düşmanı kesilmişti. En büyük fikir müessesesi, müessesesi değil fikir mâbedi olan Akademinin bile demokrasiyi yani söz ve yazı hürriyetini ve nihayet Cumhuriyeti yıkan yabancı İstibdadını alkışlayan âzası vardı. Hattâ içlerinden bazıları alkışlamakla kalmadılar, istilâya karşı koyanları Gestapoya haber verdiler.
Fransanın büyük müttefikleri dünya yüzünde faşist ordularlle uğraşırken «karşı koyan» Fıan-nzlar da yeraltında, ormanlarda. dağ başlarında bir taraftan istilâcılardan bir taraftan Vlchy hükümetinin mareşal ve La valinden gizlenerek b!r mukavemet hazırlıyorlardı. Şimdi anlaşıldı ki, bu karşı koymada din İle ser-bes düşünce bile elele vermişti. Müttefikler Atlantik duvarını delip Fransaya ayak basınca karşı koyma hareketi yerden fışkırdı ve hep bildiğiniz gibi Fransa bir ikj noktasının istlsnasile düşman istilâsından kurtuldu.
İstilâ esnasında neler olup bittiğini araştırmak çok elimdir.
Değil yalnız Fransada, Fransız kültürüne az çok bağlı yabancı memleketlerde bile acılar uyandıracak fena hareketler ve o fena hareketleri hoş gören, teşvik eden münevverler çıktı. Bunların hesabını görmek zamanı gelmiş olacak ki. şimdi Fransada mahkemeler, bu siyasi daha doğrusu millî dâvalarla uğraşıyor. Bir akademi Azasım. bir meşhur müellifi, tanınmış bir muharriri mahkûm ediyor. Bir mareşalcı akademi âzasım meselâ Maur-ras’ı müdafaa eden diğer akademi Azalan mahkemeye şahadete Çağırılıyor. Velhasıl Fransız akademisinin mânevi, ahlâkî haysi-Îetl mahkemeye verilmiş oluyor, şte bu hali gören Francois Mauriac, Flgaro gazetesine yazdığı bir makalede «P^tain’leri. Maurras'lan, Bonnard’ları ve onların hempalarını göğsünde sak1 ayan bir akademiyi temizlemekten ziyade vakit geçmemişken haydi onu canlandıralım.' demek istiyor. Mauriac FranşR-da bir vakitler . Dört M» 1er diye şöhret alan büyük ıinancılardan biridir. Yalnız diğer üçünün ne olduğunu düşününce bile Mauriac'm Fransada münevverler arasında fikrî ve ahlâkî düşüklükten korkmasına hak verilir. Bıı dörtten Paul Morand galiba Vichy hükümetinin sefiri olmuştu. Andre Maurols ise son Cumhurıvet hükümetinin aleyhinde bulunduktan sonra Ame-rikaya sıvışmıştı: hâlâ memleketine dönemedi Dördüncünün kim ve ne olduğunu hatırlıya-madım (1).
Paris gazetelerinin ne derin değişmeler geçirdiğini şimdi yavaş yavaş anlıyoruz. Uzun pek uzun zamandan ber) dünyanın dilinde ve elinde dolaşan meşhur Le Temps gazetesi yukarıda İsmi geçen demirciler komitesinin elinde erimiştir. Fakat onun idarehanesinde, matbaasında Le Monde diye bir gazete çıkıyor-, seklü şemaili ve hattâ başlığının puntusu ve ka-hblle hâlâ eski «Zamanı» hatırlatmak istiyor.
Bu gazetelerin hep şu şiddetli kış günlerinde, düşmana karşı koyan Fransanın bir de soğuğa karşı koymak mecburiyetinde kaldığını pek acıklı surette yazmış durmuşlardır. Yine Figaro gazetesinde bu senenin ilk ayında Mauriac diyor ki: «Bütün bir milletin uğradığı soğuk derdi, ateşsiz odalarda titreyen çocuklar, kitapları önünde soğuktan donmuş gibi olan kafalarile durup düşünen mektepliler, yiyecek tedarik etmeğe uğraşan ev kadınlarının omuzlarına basan ağır yük İçin mesul aramağa elbette kalkışacaktık. Fakat Pas-cal'm dediği gibi Allahın kendi ellle bize hâkim kıldığı vakıalara karşı ne yapabiliriz? Zafer yolundan başka bir yol bizi bu darlıktan kurtaramaz Bunun için de tek çare Fransız milletini hâdiselerin sevkettlği birliğe yapışmaktır.» Bana kalırsa bu birlikle son zafere kavuşacak olan Fransa IHm, ahlâk, kültür sahasında eski- durumundan daha yüksek bir dimim almak istiyorsa kuracağı dördüncü Cumhu-riyetl, kendi büvük inkılabının baslarından birinin söylediği gibi. öv’e bir surette kurmalıdır ki o Cumhuriyette halk tehlike ve ihtiyacın doğurduğu sıkıntı ve ıstıraptan Azade bir vakar ve haysiyet içinde faziletli olmak cesarctine şahin olsun.
A. ADNAN - ADTVAR
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURL4
Sabahçı kahvehanesinin
peykeleri üstünde yatan sefir
Osmanlı sefiri keçi gibi bir eşeğin sırtına binmiş çarşının içinden geçiyordu., f
(11 Bu dördüncünün H. de Mon-therland olduğunu ve onun da Vlchy hükümetine sadık kaldığını bana hatırlattılar.
•HiHHiıııııııııııiHiıınnıııııiHiııınııııııuııııırurıııııııiMiırıııiMiııı
ı ııı ıiHiııınııılı ııı ııı ıııııı mamı

Übeydullahın şerefine kurulan takızafer — Eşekti alay — Hükümdar | gibi karşılanma — Terbiyeli bir hayvan — 30000 kişi karşılayıcı — Übey- | dullah ve deniz canavarı — Baskı makinesile seyahat eden adam — Sa- |
Amerika İl bu acayip yüzlü ve garip kıyafetli Hızır Âleyisselâ-ma benziyen adama hemen cevap veriyor:
— Ben balık işi yaparım! Büyük bir balık tuttum. Masraf ettim, Fakat para kazanamıyorum. Gel balığı gör...
Diyerek kendisini garaja sokuyor kİ muazzam bir deniz canavarı!,. Übeydullah gülüyor:
— Allah sana dünyanın en büyük nimetini göndermiş!,. Daha ne duruyorsun be adam?..
Diyor, hemen sangım cübbesini düzeltiyor. Keten helvacılığın da Dikran efendinin kendisine öğrettiği tarzda bağıra bağıra bir reklâm!. Beş gün içinde mühim bir para kazanıyorlar. Ve Übey-dullah canavar teşhirinden aldığı paralarla vapur biletini ediniyor. Londra ve oradan Parlse geliyor.
«Seda» gazetesi
Pariste bir müddet İttihatçılarla dalaşıyor. Sene tamam 18971.. Burada da el yazısı ile S.'da isminde bir gazete çıkarıyor. Bunu. taş basmalı basarak Odeon da tngillz gazetelerinin satıldığı yerde elli santime sattırıyor. «Sedan da İttihatçılara şiddetle hücum ediyor. Pariste çıkan «Sedan mn başlığı altında şu cümleler vardır:
«Baki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş.»
Aynı sene İçinde yani 1314 yılında Fllibeye geliyor. Bu sefer «Seda» gazetesini burada çıkarıyor. Füibed? gazetenin başlığı altında şu cümle vardır: «Seda — vakit buldukça çıkar».
O günlerde, yani bundan 46 sene evvel B. Übeydullahla beraber neşriyat yapan Fillbenin çok eski ailelerinden birine mensup eski bir dostu şöyle anlatıyor: «Übeydullah efendi Filibeye 46 sene önce Amerika ve Paris dönüşü geldi. Yanında Portatif bir taş basması İle sehayat ediyor du. Bu portatif taş basması makinede her gitt‘ğl verde Seda ismindeki gazetesini çıkarıyordu. Gazeteyi bastan başa kendisi yazıyor, kendi ellle makinede basıyor ve kmdisl Icabeden yerlere bırakıyordu »
O sırada bir gazete daha vardı. Rıza paşanın çıkardığı «Gayret» gazetesi. Bu gazete gizilce İstanbul» gönderiliyor ve son derecede iyi satılıyordu.
Bir miiddet sonra Rıza paşa B. Übeydullah! Gayret gazetesine baş muharrir olarak al’mıştı. Ü-beydullah gayet ateşli makaleler yazıyordu.» übeyduURhın Fili-bedekl hayatından gene bahsedeceğiz...
da gazetesi nasıl çıkardı? — Übeydullahın tek başına doldurduğu gazete
i.
Her seyahatini mutlaka enteresan bir hale sokan Übeydullah efendi bu yolculuğu da nihayet istediği şekle benzetiyor. Sefir hazretleri 1916 senesi kânunusanisinin birinci günü Isfahan şehrine bir karşılayıcı alayı ile birlikte giriyor, fakat buradan itibaren İş değişiyor.
Isfahandan sonra seyahat büsbütün bir macera haline giriyor. Yollarda arabalar kırılıyor ve sefir eşeğe biniyor. Başka vasıtası almadığından eşekle seyahatine devama mecbur oluyor.
B. Übeydullah bu sahneyi neşredilmemiş -sefaretname» sinde pek eğlenceli bir tarzda anlatmıştır. Oradan kopye ediyorum:
■-Kasabaya girerken etrafımı biı- takım süvariler aldı. Bana hürmetle bakıyorlardı. Biz acayip bir alay teşkil ediyorduk. Devleti Osmaniye sefiri keçi gibi bir eşeğe binmiş okluğu halde etrafını hükümetin 10-15 süvarisi almış, pazarlardan geçiyordu. Herkes dükkânının önünde, avağa kalkmış sefir hazretlerine tazim ediyor, hem de şu «eşekll alay» 1 temaşa ediyordu. -Hükû met dairesine geldik Bu mınta-kanın hâkimi sokağın basında bizi bekliyordu. Onun önünde eşekten indim. Hayli da terbiyeli bir hayvanmış!.. Tamam çarşının ortasında sıkışmış olacak. Küçük tarafından bir kabahat yapmağa kalkıştı. Hemen bunun katiyen uygun düşrnlyeceğini ayağımla dürterek anlatmak istedim. Anladı. Bu isten vazgeçti. Fakat merasim biter bitmez kendini bıraktı.»
übeydullahın seyahatnamesi Marko Polonunkinden çok daha meraklıdır ve yer yer pek eğlenceli sahneler vardır.
Son İndiği kasabada kendisine yine büyük ikram’ar ediliyor, emrine arabalar veriliyor, yola çıkılıyor. Fakat artık eşkıyanın taraf, taraf son derecede çoğaldığı mıntakaya geliyorlar. Nihayet ellerinde ne araba kalıyor, ne de alay ettikleri eşek.. Bir takım ayrı ayrı kuvvetler boğazları, köyleri, kasabaları tutmuşlar. Osman'ı sefiri bunlara esir düşmek tehl'kesl içindedir, ve takiptedir. Kendisine:
«Eğer bu gece yansına kadar şehri terketmezseniz esir düşeceksiniz» diye gayet emin bir yerden haber de gelince artık Übeydullah efendi işi büsbütün macera şekline döküyor.
Yollarda kahvelere İniyorlar. Ve sefir hazretleri sabahçı kahvesinde bir çok kişilerle birlikte yatıp mışıl mışıl uvuvor. Ertesi günü yo'a çıkıyor Tahta peykenin üstünde de kuş tüyü yatakta olduğu kadar rahat etmiştir. Muharremin dokuzuncu gecesi..
O akşam muharremin dokuzuncu gecesi olduğu için İranlIlar büyük merasimlerine başlamışlardı Sokaklar deste denilen takımlarla, büyük gruplarla dolmuştu. Desteler büyük gürültülerle düğüne döğüne mütevelli başının evine gelmektedir.
Takipte bulunan Übeydullah efendi ile maiyetindeki doktor bunu mükemmel bir fırsat addediyorlar, Zaten ikisi de tranJı kıyafetlndedlr. B. Übeydullah, doktora: •
— Hemen desteye girelim,..
Diyor ve İki arkadaş önlerinden geçen ve bağırarak döğünen kalabalığın arasına dalıyorlar. Übeydullah destcdekllerle birlikte hep bir ağızdan söylenen öyle candan beyitler okuyor ve öyle bir döğünüvor kİ kendisini görenler hakiki bir îranlı sanıyorlar. Deste duruyor. Bunlar da beraber. Deste âzası mütevelli başının evine giriyorlar. Onlar
B. Übeydullah Pariste
birlikte, kendilerini tanıtınca hemen izzet ve ikram görüyorlar. Ve eşkıya eline düşmemesi için maiyetine bir hayli adam veriliyor.
Bir hükümdar gibi karşılanma..
Kahvelerde yatan, icabında eşekle seyahat eden Übeydullah Sultan Abatta bir hükümdar gibi karşılanıyor. Yine neşredilmemiş seyahatnamesinde Übeydullah efendi bu karşılanma hakkında şöyle diyor;
«Bu tarifi kabil olmıvan bir temaşa idi: Bir hükümdardan başka hiç kimse için bu yolda bir istikbal olamazdı. Şehrin bir saat mesafesinde demokratlar (tran fırkalarından biri) tarafından şerefime bir takı zafer kurulmuştu. Takı zafer geçildikten biraz sonra dinlenmem için büyük bir çadır kurmuş'ar. burada çaylar, bisküviler hazırlamışlardı. Takı zaferin önünde cemaat, reisleri ve konsoloslar istikbalimize gelmişlerdi O günü çarşılarla beraber bütün mektepler de kapanmıştı. Mektep cocuklan heyetleri ile resmen, kadın kız çoluk çocuk her kes yollara dökü'müştil. istikbalimizde 30,000 kişi vardı. Biz sağa sola mütebessimane selâmlar vererek yolumuza devam ediyorduk. Takı zaferin yanındaki çadırda bir müddet İstirahat ettik. Kasideler okundu. Nutuklar söylendi. Yola devam edildi," Yolda Übeydullahın önünde kesilen kurbanların arasında kocaman kocaman sığırlar da vardı,
Übeydullah deniz canavarı teşhir ediyor..
Hayatı baştan başa macera'ı seyahatlerle geçmiş olan B. V-beydullahın Filibe seyahati de pek meraklıdır. Übeydullah buraya Amerika. Londra ve Paris'ten sonra 1314 yılında gelmiştir. Amerikada sem olarak, vapura binmeden önce Nevyorkta yaptığı iş de pek enteresandır:
Übeydullah Nevyorkta beş parasız kalıyor. Bir miktar yiyeceği yoktur. Garaja benziyen bir yerin önünden geçerken fena fena düşünen bir adam görüyor Sanki kendisi pek bahtiyarmış düşünecek hiç bir şeyi yokmuş gibi soruyor:
— Ne düşünüyorsun?..
da
Hikmet Feridun Es
Hava yollarile yapılan nakliyat dev adımlarile gelişiyor
Birleşik Amerika hava yollan reisi W. A. Pat ter son, memleket dahilinde hava yollaril? yapılan nakliyatın, harbden evvelki en iyi aya nazaran. 5 kere daha fazla olduğunu söylemiştir. 1941 senesinde, bu işte 3,700 kişi çalışıyordu. Halbuki bugün, personel miktarı 18,500 kişiyi bulmaktadır.
Harb biter bitmez, yeni uçuş ve kara teçhizatı temin etmek üzere Birleşik Amerika, 18 milyon ile 20.000,000 dolarlık tahsisat ayıracaktır. Bundan sonra, 15 milyon İle 02,000.000 dolarlık İkinci bir tahsisat verilecektir. Bu para ile, 52 yolcu taşıyabilen 4 motödü uçaklar inşa edi'ecektir,
Mühendisler, harbden sonra 4 tipte uçak kullanmak ihtimalinden bahsetmektedirler Bu arada. 100 yolcu nakledecek 4 motörlü 62 1 '2 tonluk bir ırak da vardır. Bu uçağın, bilhassa Okyanus sahillerimde kullanılması muhteme'd'r 35 tonluk ikinci bir uçak, memleket ara. sında lüks bir vataklı servisi vü-c'f’a petirecektir. Ytae vo’m ve-va vük tasıma isine hacred^’mek üzere. b!r uçak İmal edilecektir, lfi tonluk ocak da. yalnız yük taşıyacaktır.
Yiyecek mad^“leri"i kurutmak için muazzAin tesisat yapıldı
Birleşik Amerika'da yiyecek maddelerini kurutmak için muazzam tesisat yapılmıştır. Bu tesisatın içinde silkonu andıracak kadar şiddetle esen bir rüzgâr, herhangi bir gıdayı paket yapmağa elverişli olabi'ecek şekilde, bir dakikada kurutmaktadır
Kurutulması lâzım gelen gıdalar evvelâ, vapur ocağım andıran büyük bir tankın içine yerleştirilmektedir. Dakikada 1.6 kilometre süratle ve tıpkı bir fırıldak şeklinde dönen bu ocak, mütemadi surette havaya maruz kalmaktadır. Yiyecek maddesi, bu şekilde bir müddet için tankta döndükten sonra, bir boruya düşüyor. Burada, bir gaz ocağın dan çıkan sıcak buharla karşı 1 aştıktan sonra, baca şeklindeki tankta tekrar döndürülen gıda, tamamen kurumaktadır. Böyle-ce, sudan tecri d edilen y ivecek maddesi .seri halinde paket va-pan bir tertibata düşmektedir
Bu yeni prensiple, gıda maddelerini sudan tecrideden tertibat. 2 katlı bir bina büvüklüğün-dedir.
Savaktan dönen Amerikan erleri iki bucuk senede mühendis oluyorlar
Savaştan dönen Amerikan erleri arasında vakitlerini boşa geçirmek istemeyenler, New York üniversitesinde hususî bir mühendislik kursuna tâbi tutuluyorlar.
Pearl Harbour baskınından sonra tatbik sahasına konulan bu hususi talim ve terbiye programi-!e talebeler, İki buçuk sene zarfında mühendis yetiştirilmektedir. Evvelce veya orduya intisa-bettikten sonra mühendislik tahsili yapmış olanlar için ikmal kursları vardır.

Created by free version of 2PDF

Dörtler turnuvası
Birinci kümeden Istanbulspor, Beyoğlu. Anadoluhlsar, İkinci kümeden Taksim kulüpleri aralarında bir anlaşma yaparak A ve B takımları arasında iki devreli lig maçı usulünde hususi mahiyette maçlar yapmağa karar vermişlerdir. Pazar gflntl Şeref stadında bavlıyacak olan bu maçların galibine büyük bir kupa verilecektir. Tesblt edilen programa göre pazar sabahı saat 10,30 dan İtibaren başhyaeak olan bu maçlarda Beyoğlu - Anadoluhlsarla, Istanbulspor -Taksimle karşılaşacaktır.
Harb sonu evleri için yenilikler
. Harb sonu dünyasının evleri! nl, bir çok yenilikler beklemek-• tedlr. Bir kaç türlü ışık temin ■ eden yeni bir lâmba sayesinde ’ karanlık mutfakları, gündüz îşı-‘ ğından farksız bir şekilde aydm-’ tatmak mümkün olacaktır. Böy-ta muvaffakiyetli bir netice almak İçin, 50 mumluk bir ampul i yetiyor.
înfra - Rouge şuaları neşreden 25Û vatlık bir lâmba, biran İçinde mutfağı mükemmel surette ısıtabllecektlr.
Mikrop öldüren lâmbalar da gelişiyor. Çocuk bakım evlerine ve evlerde kapıların üzerine takılan bu yeni lâmbalar sayesinde hava haşeratim kısa btr manda öldürmek mümkündür.



Terfi maçları
■ İkinci küme kulüpleri arasında yapılmakta olan terfi maçlarına yarın Galatasaray stadında devam edilecek ve saat 11 de Rami - TaşkiZak, 13 te Elektrik - Anadolu, 15 te Demlrspor -Sarıyer takımları kar sil aş araktır.
•iHiıııııııııınıııııııınııııuıiKi m ıııııııııııııııııııtnıi|itiıiHiHiı»Hiıııııııııımtıııııuıııııııııııııı»ınuııiMatiıııııııııınııııı anili
Tiirkbjenin yüce ve tek şairi olan Terfik Fikret'in
Irüba b-i şikeste
adlı meşhur eseri, basılmıştır. Flatı 5 j

Z^jEski hikâye.. J
Va’.aiı pencerelinden elini uzatarak, bira?. yüksekte, çamlar arasındaki koşkiı gösterdi:
işte, hayatımın ₺tı heyecanlı aşk m;-.e-'fasının geçtiği yer... dedi.
Baktım. Esrarengiz yüzlü yeşil köşk sanki asırları!anileri süren bir rüyanın İçinde gibi idi
ihtiyar yol arkadaşım sözlerine şöyle devam etti:
— Ben buııun tam karşısındaki binada otururdum. Maalesef bizim oturduğumuz yer yanmış. İstanbul'un yangınları malûm .. Şimdi gördüğünüz köşk o zaman da böyle esrarengiz çehrell bir bina idi. Bütün perdeleri inikti.
Düşünün kİ ben o zaman 20 yaşındayım, Kendime hayal, şiir, eğlence arıyorum. Biz o vaktin genç erkekleri şimdikilerden çok daha başka yaradılışta İdik. Aşk ve gönül meselelerinde dolu dizgin gitmesini pek severdik. En küçük hareketlerden en büyük mânalar çıkarırdık. Ve âşık olmak için Adeta çanak tutardık, çanak!.. Bunun için vesileler arardık.
Daha taşındığımızın İkinci günü kaışıkl köşkle genç bir kadın oldu-' tunun farkına varmıştım. Fakat bu genç kadın, sıkı sıkı kapalı perdeleyin altında gizil ve merak edilecek bir hayat sürüyordu. Evin babası, sakallı. İhtiyar, eski bir paşa idi. Gayetle aksi ve müteassıp bir İnsan f. 27 odalı kos kocaman, köşkün bütün pencerelerindeki perdeler sıkı sıkı aşağıya kadar kapalı dururdu. Bunlardan hiç birinin hattâ hafif tertip arat ıslandığını bile gören olmuyordu.
işte bu perdelerin öte tarafındaki sevgiliyi, genç ve güzel kadını düşünmek daha yüzünü görmeden kendisine âşık olmak bizim o zamanki romantik gençliğimize mahsus garipliklerdendi. Lâkin bunda pek haksız değildik Hant bazı teraziler olur. Son derecede ha'^astırlar. Bir gramın onda birini bile gösterirler. Biz o zamanki genç erkekler de aşka, gönül meselelerine karşı bu derece hassas bulunuyorduk. En küçük bir şey bizi hayalin Okyanuslarına atmak İçin kâfi gelebiliyordu. Netekim bir gün penceremde otururken karşıki cama gözüm İlişti. Orrd-'ki _ her zaman son derecede skttslz duran — perdelerin birdenbire ürperdiğini ve titrediğini gördüm. Bugün için ne kadar basit ibr hâdise değil mİ?.. Fakat siz gelin de bana sorun. Perdelerin titremesi müthiş bjr şeydi. Onun arkasında birisinin olduğuna delâlet ederdi. Tülün arkasından beni görüyordu. Ve oradaki varlığını bana anlatmak İstiyordu. Netekim güneş, bir bi'lıvt yığını içinden kurtulunca orada narin bir İnsan gölgesi olduğunu hayal meyal farkettlm.
Bu perde titremesini bir konuşma haline sokmak İstiyordum. Zira biz o devirlerin âşıklaj-L nelerle konuşmaz. nelnrle anlaşmazdık kİ?.. Bu sefer de perde İle konuşacaktım. Bulunduğum yerden yavaşça bizim perdeyi titrettim Salladım Bakalım bunun cevabı verilecek mi İdi?.. Sonsuz bir merak ve heyecan İçinde bir an bîkledlm... İşte cevap!. Karşıki perde de heyecanla titriyor... Aradan 10 dakika geçti. Emin olmak İçin aynı şeyi tekrarlamağa karar verdim. Bir daha perdeyi oynattım. Dakikasında karşı-kİ perde de tiril tiril titredi. Mesele kalnımaıştı. Aramızda dünyanın en heyecenalı telsiz telgrafı başlamıştı.
Artık kalplerimiz gibi, karşılıklı perdelerimiz de titriyor ve bu suretle konuşuyor, ilk anlaşmalarımızı yapıyorduk. Günler bövlece geçti. Bu perdenin titreme şeklinden ben ne mânalar çıkarıyordum. Âdeta bu titreyişler yeni şiirlerden fazla bana bir şeyler söylüyordu.
Her âşık gibi ben de biraz daha ileri gitmek İstiyordum. Fakat zalim, sakallı İhtiyarın pençesinde, perdeler arkasındaki sevgilimden daha cesaretli bir hareket bfklcmek tuhaf olacaktı. Bu adımı evvelâ hen atmak mecburiyetinde idim. Fakat ne yapabilirdim ki?.
Birdenbire aklıma geldi. Bir mektup yazacaktım. Daha doğrusu omu mektuplaşmağa teşvik edecektim. Fakat bunun da son derecede gizli olması ve komşuların katiyen bir w sezmemeleri lâzımdı.
Bu işi de şöyle yaptım. Oturup sevgilim İçin güzel bir mektup yazdım. Perdemi arahkladım. Elimi çıkardım ve zarfı karşıya hafifçe gösterdim.
Hayatımda, sonradan geçirdiğim hiç bir aşk macerası bana bu derecede heyecan vermedi. Beklerken kalbim duracak ve boğulacağım zannetmiştim. Karşımdaki perde bu sefer iyiden iyiye titredi.
Sm'giliıu mektubumu görmüştü. Her halde onu nasıl alabileceğini düşünmeğe ve bu hususta İftzımgcleö programı yapmağa başlamıştı. Mu-hakak bana buna dair bazı İşaretler veroecktl. Ertesi günli bekledim. Btr şey çıkmadı. Perdelerin arasından mektubun zarfını bir kere daha gö -terdim. Perde yine titredi. Fakat İkinci günü de mektubun nasıl verileceğine dair bir İşaret görmedim. Mamafih eski âşıklar yılmaz, cesaretleri kolay kolay kinim?? insanlardı Ben de öyle İdim. Bunun için üçüncü günü de perde aralığından yine zarfı gösterdim.
İşte bu sefer hayatımın en müthiş hftdl-esl oldu. Karşıki köşkün perdesi hafifçe kımıldadı Ve yukarıdan aşağı asılı olan iki perdenin arası açıldı, dşarıva bir zarf, bir mektup zarfı uzandı. Heyecandan az daha baylll-yordum, tkl perdenin aralığından, yalnız uç tarafı görünen bu zarf beni bayıltmağa değil, hattâ öldürmeğe bile kâfi iril. Bu ne cevaptı'. Demek benim de mektubum orada yazılmış ve hazırlanmış duruyordu. O da bana kâğıda döktüğü hislerini ulaştırmak İçin yanıp tutuşmakta İdi Perde aralığından niçin zarf gösterecek1’» kİ?. Fakat bu karşılıklı gösterilen zarflar birbirlerine nasıl ulaştırılacaktı?., işte orası meçhuldü.
Böylece yaz gelmişti Havalar son derecede sıcak gidiyordu Karşıki köşkün pencereleri açılmıştı Fakat perdeleri kapalı İdi. Bir gün yine perde aralığından bana bir zarf gösteriliyordu. Bu sırada müthiş blrsey oldu. Aralığından bana aarf gösterilen perde olduğu gibi yere düştü O zaman ne görsem beğenirsiniz?.. Karşıki evin sahibi tarafından Arabbrtandan getirilip beslenen maymun yavrusu elinde bir zarfla karşımda duruyordu Bu köşkün kıymetli hayvanı pencereden bana bakarmış Maymunlar her gördüklerini aynen yaparlar ya... Ben ne yapsam aynı tarzda mukabele eder dururmuş. Ben perdeyi titrettikçe o da aynını yapıyormuş, ben zarfı gösterdim va.. O da evde bulduğu btr zarfı benim gfcl, etrafa hissettirmeden. perde aralığından uzatırmış...
Aylarca bilmeden bir maymuna İşaret verip durmuşum.. Eski hayatımızın acayip bir cilvesi, değü mİ?..
(Bir yıldız)
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18.00 Radyo Çocuk kulübü, 18.45 Dans orkestrası, 1M0 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün. 19.25 Dans oorkes-trasmın devamı, 19.45 Konuşma, 20.00 Şarkılar, 20.15 Radyo Gazetesi,
20.45 Fasıl, 21.10 Müzik (pl.). 21.30 Salon Orkestrası, 22.15 Dans müziği (pl.), 22.46 Haberler.
Yarın sabahki program
7.30 Müzik (pl), 7 45 Haberler, 8.00 Müzik (pl.), 830 Müzik (pl.), 9.00 Dinleyici istekleri, 9.30 Müzik (pl.).
9.45 Halk türküleri (Ruh! su), 10.00 İzahlı müzik. 11.00 Temsil- (Pazar skeçl) 11.20 Müzik, 11.40 Salon orkestrası, 12,15 Yurttan sesler, 124Ö Haberler, 13.00 Orkestranın devamı.
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çtrvmmt (Vâ • Nu)
- -Tefrika No. 27
— Mesel şu ki, esası bilmiyorsunuz. I Sizden İstediğim onunla konuşmanındır. Ve onu iyi niyetle dlnlemeniz-dlr. Babanı son derecede zeki bir İnsandır. Şayet sizinle ilgilenirse, kendisinden pek mühim şeyler Öğreneceksiniz. Tekrarlıyorum: Onu dinlemelisiniz! Lâkin onun zıddına basacak şeyler de yapmamalı, teveccühünü kazanmalısınız.
Zahiren pek basit olan bu sözlor, polis hafiyesiflln dimağında derin şüpheler uyandırdı. Acaba kalpazanların başı bu Stephen Mallable mif Kerry, acaba babasının ağrıyabileceği tehlikeyi önllyebllmek için tedbir mİ alıyor?
-—birdenbire, Sprlngvale'ln ölüm yatağında ağzından çıkan sözler aklına geldi. O adam sayıklarken bir takım deniz kızlarının, bir lakım insanları felâkete sürüklediğinden bahset--nr{«tı. Acaba yaptığı telmih Mlss Ker-ry'ye miydi?
pelikanıl düşünmeğe başladı:
( — Galiba o meşum deniz kızı işte iki yüzlü rolünü oynamağa başladı.
Tenis ve kapalı kort müsabakaları
Türkiye kapalı kurt şampıyo naşının yapılacağı Kad koy Halkevinin kapalı sahası
Her bakımdan en komple sporlardan biri olan tenis! yakından tanı-mıyanlar ve bilmeyenler bu en güzel sporun bir açık hava eğlenc(sl olduğuna hükmederler. Fakat oyuncu, hakem ve seyirci vaziyetlerinde bu nezih sporun İçine girenler tenisin ne kadar zor ve buna mukabil de ne kadar zevkli bir oyun olduğunu anlarlar.
Tenis hiç bir sporla mukayese edilemez, bu oyunun güz?İlikleri anlatılmakla bitmez. Bu spora bir defa a'ı-şanlar yaşlanıp da oynryamıyacak b|r duruma geldikleri vakit dahi, tenis kortlarından hiç ayrılamazlar Çünkü tenis muhitinin kendine mahsus bir cazibesi vardır. _ |
Eıı küçüğünden en bilyüğuı dar. kadın erkek herkes bu sporu yı pabllir. İşte tenisin en Tenisin incelikleri vt sonsuzdur Dünyanın otoriteleri ve şampiyonları bu spor için yüzlerce eser yazarak İzaha çalışmışlardır.
Senelik ücret
Am°rikada tatbikına başlanılan bu usul çok iyi neticeler verdi
Fabrika ve tezgâh gibi müesseseler-de çalışan işçilere gündelik hesabile ücret verilmesi ötedenberl bütün dünya sanayi memleketlerinde âdet olmuştur. Bunun değlştlrllmeii İçin amele teşekkülleri tarafından da umumi bir teşebbüs yapılmamıştı.
şimdiye kadar büliin amele hareketleri günlük mesainin sekiz ve haftalık çalışmanın 40 saati geçmemesi ve ayni zamanda eski ücretlerin İndirilmemesi içindi.
Ameleye senelik hesabile ücret-verilmesinin daha faydalı olacağı bazıları tarafından düşünülmüş İse de bunun tahakkuk eylemesi İçin ancak son günlerde, o da münferit bazı teşekküller tarafından bazı hareketler olmuştur
Bu cümleden Şimali Am'-rlkada sanayi teşekkülleri kongresinin çelik amelesi birliği son günlerde ameleye
da birinci sınıf sabun çıkardıkta» sonra kalan zamanlarda ameleyi boş bırakmama^ İçin ucuz halk sabunu yaptırmağa başlamıştır. Bu halk sabunu lüks sabundan ziyade rağbet ve müşteri bulduğundan fabrika sırf ameleyi çalıştırmak için giriştiği teşebbüsler, fevkalâde büyük kârlar temin etmiştir.
Bu müessese İşçilerinin birer senelik ücretin! tâyin ve taahhüt etmekle her işçi başına senede 72 dolar fazla bir masrafa katlanmıştır Fakat buna mukabil her sene amele değişmesinden ve devamsızlığından gördüğü zararı kat kat fazlaslyie telâfi etmiştir. Bundan başka bu müessese hiç bir zaman amele hoşnutsuzluğu ve grevi ile karşılaşmamıştır
Şimali Ametikanın Mlnne>ota hükümeti dahilinde Austin kasabasının _ et ve sebze konserve müeşşesesi hay-senclJk asgari ücretin toptan tâyin yanların tavlandığı mevsimde kon-edllmesi lehinde bir hareket meyda- sene yapmak üzere çalıştırdığı olgun na getirmeğe çalışmıştır. ameleye mevsim geçtikten sonra yol
Bu teşekkül kendi kasasından yermekle çok zarar ettiğini, yeni 100.000 dolar tahsisat ayırmış ve bu mevsim geldiği zaman bu unsurları para İle Şimali Amerikanın bellibaşiı bir daha bulmak güç ve hattâ lmkân-şehlrlerlnden sekseninde çıkan gaze- yz olduğunu düşünerek ameleyi bû-h-lrt-ln wnnıtv .«»ri »(•«-.'tftn çalıştırmak İmkânlarını
araştırmış, bir tecrübe olmak üzere 1921 senesinde en iyi amelesinden 24 kişiye bütün senelik ücret vermeği taahhüt etmiştir.
Bu usulden o kadar fayda görmüştür kİ amelesinin yüzde kırk dokuzuna bu usulü tatbik etmiştir. Bunun büyük faydaları meydana çıkınca amelenin yüzde 98 kısmını senelik ücrete bağlamıştır, şimdi bu müess^se-de 3000 amele çalışıyor.
Bu müessesenln tatbik ettiği plân amelesine bir yıllık ücreti tâyin ve taahhüt etmesinden ibaret değildir, istihsal arttığı takdirde bu senelik ücrete artan istihsalin kârı nispetinde bir zam yapılıyor. Bu zam haftada 19 İle 30 dolar arasındadır.
Müessesenln bu faydalı usulü 20,000 nüfuslu Austin kasabasının ümranı-
birçok parlak galebeler elde etmişlerdir
Bu yıldızlarımızdan başka M. Ka-rakaş, Zeki Sporel, E. Ohauesyan, İbrahim Clmcoz, E. Armitage. Vedat Abut, D. Jaffe, Ahmet Ferit gibi birçok yüksek klasda tenisçilerimiz yetişmiştir. .
Yeni tenis aslarımızı zikretmeden evv'i teessürle bildireyim kİ. bundan 12 yıl evvel tenisimiz için büyük bir İstikbal vadeden Danyal'ı (Büyük Suad ın kardeş!• çok küçük yaşta kaybetmiştik. Aziz hâtırasını burada anarız.
Yeni parlayan yıldızlarımız arasında sıra İle, Fehmi Kızıl. Şefik Fen-• |jnEn. Telyan. Çris. Hasaıı Akev. Me-Jta- iih Kutay. Beliğ Beler. Andon, Suat Nemli. Suat Baykurt. Bohbut. Enes güzel tara ı. ve Celâsln gibi birçok gençlerimizi nazarlyeltrl gösterebiliriz birçok t nis Memleketimizin tenisi son zamanlarca inkişaf yolundadır. Az bir zamanla her eksiği ikmal edilecektir. Sahaları, seyircileri ve sporcuları ve Memleketimizde de tenis hakkında hattâ öğretmenleri gün geçtikçe ço-d D 6alıyor Bllhnçsa klz ve çrkek gençle-
rimizin tenise daha içten ve daha büyük bir azim ve m*tot»ia çalıştıklarını görüyor ve sonsuz bir zevk duyuyoruz.
Ortalık normalleşince kabiliyetli J dlJ'e kadar neler yapıldığını araştır- ( buhranlı bir zamanında bu kasaba gençlerimize ecnebi temasları lçltı mağa vesile olmuştur Şimdi anlağı- diğer şehirlere nazaran müstesna ola-fırsat vererek onları olgunlast-rmnk w ............. -----------------------------
imkânlarını hazırlamak, spor meka-ni-mamızın başında bulman sayın sporcu büyüklerimizin her halde göz cnünde tutacakları önemli bir meseledir
sayın B. B. Tevflk Taşçı ve Kerim Bükey taraflarından faydalı kitaplar yazılmıştır.
Kapalı kort tenis müsabakaları
Yurdumuzda İlk defa olarak tenid-çilerimiz bu kış kapalı kortlarda t*-nis oynamak fırsatını buldular. Bu münasebetle de Beden Terbiyesi V müdürlüğü sportif oyunlar federasyonu tarafından ocak aynıda Ankara'da ve şubatta da İstanbul’da iki turnuva tertibedildi. Önümüzdeki ni- ' san ayının başında da Kadıköy Halkevinin kapalı salonunda Türkiye kapaı kort tenis birincilikleri yapılacak ve tenisimizin kış devresi bu önemli turnuva İle kapanacaktır. Ankara'nın. İstanbul'un ve İzmir'in en seçkin tenisçilerinin İştirak etmesly-ie bu maçların çok enteresan olacağı . şüphesizdir
Kapalı sahamızın birçok Avrupa sahalarından daha iyi oluşu tenisçi- 1 lerimizin antreneman ve maçlarına ! fevkalâde yardımı dokunacaktır. Tahta saha üzerindeki oyunun esas itibariyle % 30 daha seri olması. İlk önce tenisçilerimize epeyce güç geldiyse de kısa bir zaman sonra kendi (Reflex) lerint bu seri tempoya göre ayarlamışlardır. Kapalı sahadaki en büyük avantajlarımızdan biri hiç şüphesiz kİ (Roflex) lerimizin daha çabuk işlemesidir. Bunun faydasını toprak sahaya çıktığımız zaman muhakkak anhyacağız
Memleketimizde tenisin oldukça eski bir tarihi vardır Galip (merhum), Tevflk Taşçı. Sait Clhanoğlu gibi eski ve kıymetli tenis aslarımızın yetişmesinden sonra «Sedat - Suat -Şirinyan» gelir kİ. bu oyuncular tenisimizin İlk beynelmilel yıldızlarıdır Kendileri Balkanlar arası turnuvalarda ve diğer ecnebi temaslarda
Ben de onun peşinde sürükleniyorum.»
Mlss Maüable'ye sordu ı
— Babanıza kendimden ne suretle bahsedeyim?
Farkedemedlı Acaba kızın dudaklarında İnce bir İstihza çizgisi mİ be-lirlvermlştl? Yoksa, delikanlı mehtabın hasıl ettiği bir hayale mİ kapılıyor?
Kik, gayet ciddi cevap verdi:
— Bize kulübede ne söyledlnlzse, babama da aynı sözleri tekrarlar sime. Sprlngvale’ln ne suretle yaralandığı, onun fevkalâde merakını ve alâkasını uyandıracaktır. Buna dair tafsilât elde etmek lstiyecektlr. Zira, dostumuzun son saatlerini nasıl geçirdiğini mutlaka bilmek ister.
Kızın eh, gene delikanlının aline değdi.
Devamla:
— Bilemezsin!! şu anda, size karşı ne büyük bir itimat gösteriyorum. Bütün bunları söylemem havsalanın almıyacağı bir cürettir. Dilerim kİ ümitlerimi bosa çıkarmıvtunnız.
CELÂL t Lt'Ğ
(elerin hepsinde sfnellk asgari ücretin faydalarını anlatan İlânlar neşret-miştir.
Bu ilânlarda deniliyor kİ: «İşçilere şenelip asgari ücret tâyin ve taahhüt edilmesinin birçok faydaları olacaktır. İşçiler için faydası bültin sene ne alacağını bileceğinden emin olarak kalh rahatile çalınmasıdır, işçilerin aileleri bir sene içinde yiyecek ve giyecek ve ev masrafının temin edilmiş olduğunu görerek endişeden kurtulacaklardır
Bakkal, elbisecl ve ayakkabıcı gibi esnaf da müşterilerinin bir senelik gelir durumundan emin olacaklarından ticaretlerinin devamlı surette yolunda gideceğine kanaat getireceklerdir. Bu suretle bütün bir sınıf halk ve bütün bir cemiyet hayat ve İstikbal in d«n emin yaşayacaktır...
Bu ilânların uyandırdığı alâka üc- na hizmet etmiştir. Ameleden blrço retlerln gündelik ve haftalık olacak g-u arttırdıkları para İle ev yaptır-yerde senelik olması hakkında şlm- mışlaf-dır. Bu suretle Amerikanın en

Eski tenis şampiyonlarından Şirln-vanın Kadıköy Halkevinin kapalı kordunda tenise yeni bı livan g öçlerimizi çalıştırmakta olduğunu büyük bir memnunlukla haber aldık, föAKŞAM S Abone bedeli
Delikanlı endişe İle:
— Bana söyllyecekterlniz bundan ibaret mİ? - diye sordu.
— Evet Şimdilik bu kadar... Lâkin, babamla tanışmanızdan sonra size başkaca şeyler de söylemem muhtemeldir. Bizzat, elbette o da size başka şeyler anlatacak. Bırakınız, hâdiseler tabii şekilde cereyan etsin. Onlar sayesinde vuzuha kavuşsun.
O sırada, iki genç köpeklerini dinlendirmek İçin bir an duran Plerre Qulnt'Ln yanına varmıştı. Bir an duraklamaktan sonra, Mlss Mallable, kamçısını şaklatarak kızağını harekete getirdi. Arlarında, bir fâsüa hasıl olurken Jensen'e va'dlnl hatırlattı.
r/f
Kuzeyden Haberler
Gizli polis müdürü Hllkle plânlarını tatbik etmek İstediği zaman, şayet bir güçlükle karşılaşırsa, azmi, iradesi İki misline çıkardı.
Polis müdürü, milyarder J. J. Ker-rlson’un kendisini aldattığını far-kctmesl üzerine, onun behemehal bir hakikati gizlediği kanaatine vardı. Fakat sonradan da bu fikri mâkul bulmadı. Zira. J. J. Kerrison gibi kurnaz bir ihtiyar tilki, şayet saklıyacak bir şeyi olsa, ondan böyle fellik fellik kaçmaz.
Muavini olan Beck’e dedi kk
— Plânlarımızda esaslı bir değişiklik olnuyacaktır. Milyarderle, sadece
Türkiye
Ecnebi
280ü surus 1500 .
800 »
senelik e aylık 3 Avlüf
Adres tebdili için elli t
Hık niıl gönderilmelidir takdirde adres değiştirilmez
Telefonlarımız Başmuharrir: 20565
Yazı isleri- 20765 - İdare- 2068)
Müdür: 20497
Retoiüiâhır 3 — Kasım 13ü
İmsaK Güneş Öğle Ikındı Ak Yatsı
E. 10.12 11.51 6 05 9.28 12.00 1-31
V. 5.30 7.09 13.22 16.45 19 18 20.48
İdarehane BabıâU civan
AcımusluK sokan No 13
■ lıyor kİ Şimali Amerikada birçok sa- rak eski vüsatinin yüzde 49 nlspetln-nayl ve ticaret müesscseleri günde- de büyümüştür, lik yerine senelik ücretin tâyin ve
. taahhüt, «dilmesi faydalı olacağını1 tecrübe ile anladıklarından bu usulü senelerden beri tatbik etmektedirler.! Meselâ Baltimore’dakl Mc Cormick bakkaliye mıiessesesl her hafta 48
. saat çalışılması esası üzerine bir Se-’T
, nellk mKatnb, ücretim tiyta tl«*! L
le müstahdemlerinin işleri başına **“ ° °ar ° ■>(>->
muntazaman gelmelerini temin eylemiştir. Evvele? vasati olarak müstahdemlerinin yüzde on İkisi İşine gel-r medlğf halde bu usulün tatbiki üze-rlnc gelnılytnler yüzde ikiye inmlşt/r
Her işçi bir sene içinde her hatta-nın sonunda ücretini zarf İçinde muntazaman almakta ve bundan çok
I memnun olmaktadır. Bu suretle bir işçi çalıştığı mü^sseseyi kolay kolay bırakmıyor.
Bir müessese bu usul sayesinde amele değişmesi vakalarının on Sekizde bire indiğini görmüştür. Hattâ bir müessfsede evvelce her sene İçinde amelesinin yü2de altmış beşi değiştiği halde yeni usul sayesinde değişme yüzde yediye İnmiştir
Diğer taraftan bu usul ile sanayi ve ticaret müesseslerinin işlen ve binaenaleyh kârları artmıştır Bütün sene mevcut amelesine çalışsın çalışmasın ücret vermek zorunda olduğunu gören müessese sahibi ameleyi işsiz bırakmamak için yeni yeni î(-tlhsal yapmakta ve bu sayede mü' essescnin kârı artmaktadır
Meselâ Şimali Amerikanın en bü-yiik sabun fabrikası olan Procter mü-essesesl her sene muayyen zamanlar
I Mılvaukee'deki büyük ayakkabı fabrikası kullandığı 10,000 ameleye se-. ncllk ücret taahhüt ettikten başka k bunlara mesai saati kredisi açmıştır.
Bir işçi, bir hafta zarfında 40 saatten az çalıştığı takdirde çalışmadığı
cek haftalarda borcunu haftada 40 saatten fazla çalışmak suretlle öde-ı inektedir.
| Amerikanın Yale üniversitesi ame-I lelnln senelik muntazam mutedil Ücrete İntizamsız yüksek ücreti tercih edip etmediğini öğrenmek Üzere bir anket açmıştı,
Reyiue müracaat edilen ameleden yüzde doksanı muntazam mutedil ücreti yüksek ve lâkin intizamsız ücrete tercih eylemiştir
Çocuğunuz» Dadı
Bulmak için (Ak5»r.» w KÜÇÜK İLAN LAR en süratli ve en ucuz vasıtadır.
başka yerde ve başka saatte buluşacağız. Onunla salı sabahı otelde randevumuz vardı, halbuki aynı günün akşamı kendisini Craggmorfe'deki büyük malikânesinde bulacağım.
Hllkle, trene binmeden evvel, yazıhanesine uğramış, bir havadis olup olmadığını sormuştu. Başkâtibi, ona, şifreli bir telgrafın halledilmiş bir suretini uzattı. Bu telgrafta, Jen-sen’ln peşlsıra gönderilen İki polis haflyeslnln, yani Varick ve Crewly imzaları vardı.
Telgraf bir çok İstasyonlardan birbirine havele edilmek suretiyle ona verilmişti: Bir avucunun çantasında uzun müddet seyahat etmiş, kısa mesafe İle telslı telgraf çekilmiş sonra da İki merkeze gönderilmiş. Fakat İşte, havadisi getiriyordu.
Ne mühim haberdi bul
• Hllkle, kâtibinin uzattığı daktilo edilmiş kâğıtta şu satırları okudu:
«Bu sabah Küçült Babos kulübesine fırtınalı bir havada vardık. Kulübe yangına uğrayıp tamamlle yanmış. Burada, iri vücutlu bir adamın cesedini bulduk. Bin kadar da kalp paralar. Anladığımıza göre, İki yolcu bir köpek, yangından sonra yola çıkmışlar. Ayrıca bir de kadının ayak izler! var. Erkeklerden biri, tahminimize göre Jensen'dlr. Kendilerini ta-klbediyoruz Lâkin önümüzdeki seyahat, pek müşkilâtlı olacağa benziyor.» (Vaxlch ve Crewly»
Hilkle:
— Olur şey değil —diye haykırdı .— İşte İlk ciddi iz! Meğer Jensen'in hakkı varmış. «Bu arkadaşımız hakiki bir İz bulıhuş. Lâkin ne aksi İlki Demek kİ. bu kalpazanların yurdu, Kanda'da! Bu hal, araştırmaları güçleştirecek. Bankalara haber vermeliI
Emniyet müdürü, bir müddet daha bıyıklarını ısıra ısıra telgfarı inçe-ledi-
— GaripI Pek garip! Demek kİ bu işe şimdi bir de kadın karışıyor! Ne münasebet, bir türlü anlıyamlyorum! Sakın, sakın.. Yok, hayır! Ben o kızan nerede olduğunu biliyorum.
Hilkle. eksprese binmeden evvel, acele İle Vaşlngton’a telefon etti.
Sonra Beck'e dedi ki:
— Biz bir taşla İki kuş vuracağız! dedi. Hem Kerrison'u göreceğiz, hem de Jensen’in bu derece ehemmiyetli şeyler keşfettiği memlekete yaklaşacağız.
İkindiye doğru Şefle üç arkadaşı, altın kiralının malikânesi olan Crag-gmorle ormanlarına en yakın istasyonda trenden indiler. Bir sürü telgraflarla bir otomobil, İstasyonda Hilkle'yl bekliyordu.
Polis âmiri, telgraflara bir göz attıktan sonra, Kerrlson’un salon va-, gonunun da istasyona doğru yolda olduğunu öğrendi.
Şef. otomobile b'necek yerde, küçük İstasyonun memurlar odasına girdi,
oradaki müdürle konuşmağa başladı.
Demiryolu müdürü, polis âmirine:
— Milyarderin vagonu kırk dakika sonra gelecek Yoldadır, önünde de başka katar yoktur.
Kırk dakika müddetle, emniyet âmiri, istasyonun dar peronunda bıyıklarını ımrarakt3n sinirli sinirli dolaştı. Sigara yakıyor, bir kaç soluk çektikten sonra asabiyetle atıyor, yenisini yakıyordu.
Nihayet, bir tek vagon takılı büyük bir lokomotif gelerek garda durdu. Frenlerin ve işçilerin gürültüsü duyuldu. Tek vogandan bir yolcu İndL Lokomotif derhal ihtiyat yol üzerine çekildi. Kerrlson’un orada bekleyen lüks otomobilinin yanında durdu. Vagonu orada bıraktı.
Vagondan inen tek yolcu, gayet şık giyinmişti. Yüzü, neşe İfade ediyordu. Bu, elli yaşlarında kadar vardı.
Her halde. Hllkle’nin beklediği de oydu. Zira, blriblrlerlne doğru, âdeta koşarcasına ilerlediler. Canlı canlı el sıkıştılar. Sonra, coşkun coşkun konuşmağa başladılar. Derken, yeni gelen. uzun uzun kahkahalar attı. Şeften ayrılarak, demin çıktığı vagonun içine kuruldu. Orada yan gelerek, bir macera romanı okumağa koyuldu
Miîhlm bir zat olması icabcden bu adamdan ayrıldıktan sonra. Hllkle. yine sar müdürünün odasına girdt
(Arkası varı

ıs
AKSAM
Safiffp 7
CASUSLAR
(Baş tarafı üçiincii onhifode) heyecanı geçince biraz dtıhn dikkât
lüzumu hissedilerek btr takım hataların şimdi önüne geçildiğini ümide-
Bu esas mevzuun etrafında güzel tAli sahneler var. Piyes tam mâna-■lyle bir «buluş* sahnesiyle bitmektedir; «Karısını öldürmek suçuyla asılmaya götürülen koca, sehpa bağında prenst öldürecek; İptida asılmadan, sonra da altında ezildiği bütün töhmetlerden kurtulacaktır.»
Görülüyor kİ Vâ - Nü ve Karama-ğaralı hareketi sözde ariyan sözde piyes nevinden değil klâsik neviden hakiki bir piyes yazmak istemişler. Derhal İlâve etleyim ki, kanaatime göre, bazı tâdile muhtaç sahnelerine rağmen, muvaffak olmuşlardır. Piyesin tahlilini bir başka yazıya bırakarak bu defa bilhassa, kısaca İzahı kabil misallerle, temsili üzerinde durmak istiyorum. Çünkü, tekrar edeyim. piyesin temsili müelliflerinin düşüncelerine sadık olacak yerde, not edebildiğim kadar metne dayanarak göstereceğim, tam amile aykırı oldu.
İptida piyesin umumi mânası anlaşılmamıştı. Anlaşılmış olsaydı İlk iiç perde boyunca Neclâ-nın son perdede de Galip Ar-can'ın yaptığı şekilde komikliklere yer verilmezdi. Piyes ciddiyetle oy-imHırdı. En umulmadık kelimeleri, mülâhazalara alkışlamak seyircilerin elinden gelmezdi. Reyi esas olan halkın, ilk gecenin münevver halkının, sık sık lüzumundan fazla gülenleri susmaya davet eden sesleri duyulmazdı, Yalnız bu nokta bile piyesin umumi mânasına uygun olarak şahtır ye konulmadığını göstermez mi?
Piyesin mânasının iyice anlaşılması için seyircilere doktor ve prensin yabancılıklarını sezdirmek lâzımdı. İsimlerdeki kasdi sarahafslzllgin kifayet etmlyeceğl aşikâr olduğuna göre onların telâffuzları üstünde durmak. onları hafif bir şiveyle konuşturmak lcabederdL Bu yapılmadığından prensin yabancılığı tamamiyle anlaşılmadı. Doktorun mahiyeti tahmin ediliyorsa da o da kâfi derecede değildi. Bunlar da piyesin umumi mânasının iyice anlaşılmadığını İspat etmez mi?
«Casuslar» m bu sahneleri eski ve yeni taklit telâkkisini aydınlatan güzel bir misaldir. Eski taklit güldürmek için yapılmaz, ancak bir şahsın hüviyetini, ırkını belirtmek için yapılır. Burada doktor ve pîens telâf-fuzlariyle yabancılıkları hakkında bize derhal kulağımıza çarpan bir fikir verseydiler piyesin umumi mânası I daha kolayca kavranmış olurdu- ■ çünkü burada telâffuz farkı bir tezyif mânası ifade etmezdi.
Yeni taklit yalnız gülmeyi tahrik eder. Yeni taklidi dinlerken İnsan, aklına bir fikir getirmek şöyle dursun. düşünmez bile, sadece güler. Necla ve Galip'in yaptıkları taklide güldüğü gibi. Hattâ onda hafif bir tezyif bulur.
Temsilin aksaklıklarına misaller: Birinci perdede bir resme hitaben söylenen sözler var. Resimde görülen, şahısla alâkası olmıyan bu sözler ip-1 Uda seyircileri şüpheye düşürmekte, sonra maksadın ievhanm arkasında gizli bir âlete hitap olduğu anlaşılmaktadır. Gizli olması lâzım gelen bu Aletin önüne, görenlere bir şüphe verecek. dikkat edenlere levhanın gizil mahiyetini belirtecek bir merdiven konmuş. Buna imkân tasavvur olunabilir mİ»
İlk perdede üzerinde sözde poker oynanmış olan bir masadan bahis geçiyor. Küçücük olan bu masanın üstünde bir telefon, bir elma sepeti, bir resim çerçevesi vardır. Bütün bunlarla o masada poker oynandığı hissi verilebilir mi? Buna İmkân var mı?
. Piyesin metnine göre duvardaki iki resmin — baba ve anne — örtülmesi lâzım. Halbuki ancak bir tanesi Örtülüyor. Aynı zamanda bu örtü bir seccade olmalıdır. Filhakika her şey bir seccade yerini tutabilirse de kullanılan örtünün, kullanıldığı devre göre, seccadelikle alâkası yoktur.
Daha sayayım mı? Henüz ilk perdenin ilk sahnelerindeyiz- Okuyucularımı yormak İstemem İlk gecenin
derim.
Sanatkârlara gelince: En başta cidden güzel rollerinden birini oynı-yan Cahlde'yi zikretmeliyim. Bilhassa «oyun içinde oyun* sahnesi çok muvaffakiyetli oldu, tik sahnelerdeki reji hatalarını kaydettiğime göre CahldcToln sahneye gerisinde attan yere atlamış, ötesi berisi berelenmiş hissini vermesi lâzım gelirdi. Üstü başı lüzumundan fazla düzgündü. Biraz perişanlık daha uygun olacak.
Hfidl Hün her zamanki gibi rolünü büyük bir İtinayla. Sami Ayanoğlu da küçücük rolünü büyük bir ciddiyetle oynadı. Neclâ ve Galip’i muvaffak olmuş saymıya cağımın sebeplerini biraz evvel söyledim. 8ahneye çıkan diğer yirmi İki sanatkârın da eserin muvaffakiyetine yarıyabllecek rolü olmadı.
İşte böylece sahnemizde bir telli piyes daha lâyık olduğu itinayı gör-mlyerek harcanmış oldu. Eserin müellifleri bundan meyus olmamalıdırlar. Çünkü onlar her şeye rağmen, bu piyesleriyle bize tiyatro muharriri olmak için aranılacak meziyetlere malik olduklarını göstermiş oldular.
Mimar Sinan'ın ne güzel bir sözü vardır: Eserlerinin birbirine faikıyetini şahsındaki tekâmülle izah İçLn birini çıraklık, ötekini kalfalık, üçün-cüsünü de ustalık zamanında yaptığım söyler. Ben son söz olarak bugün bu İtminanla müellifleri tebrik etmeyi bir vazife bilirim.
Vft - Nü çıraklık devresini radyoya yazdığı skeçlerle geçirmiştir. «Casuslar* la kalfalık eserini de bize vermiş oldu. Yann ondan ustalık eserini de bekllyebillrlz.
______________Selim Nüztıet Gerçek Bulmaca
123458789 10
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Minimini yumurta.
2 — Uzayarak.
3 — Bir cins hamur yemekleri.
4 — Uyanıklığın başı - Meşrubat bulunan lokanta.
5 — Tersi kaçmaktır - Tersi eski bir Türk şairi.
6 — Bir maden - Başına «S» geline bir mahlde sakin olanlardır.
7 — Tersi bir çift hâdisedir.
8 — Bir kadın İsmi - Köyün büyüğü.
9 — Tersi gelin getiren kalabalıktır.
10 — Emare İle anlama - Bayağı. GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Yücedlvan, 2 — Üveyana, İp, 3 — Cebel, Sİ. 4 — Eye, Aşılar. 5 — Dalâlet, Ma. 6 — İn. Şetaret, 7 — Vasata, AJo, 8 — İl. Ragin, 9 — Nl, Ameliye, 10 — Paratoner.
Tashih
16. J 946 tarihli nüshamızda çıkan Devlet demiryolları Mrincl İşletme müdürlüğüne alt ilânda Doğançay civarındaki taş ocaklarında hasırlanacak 5000 metre balast 500 metre oiaTak yanlış çıkmışta, 8000 olarak taahlh olunur.
Türkiye Kızılay
Cemiyeti Genel Merkezinden
Kızılay cemiyetine ait olan Afyonkarahİşar maden «uyu ve tabii sodalarının Ankara, Adana. îstanbuldan başka yurdumuzdaki şehir ve kasabalarda satış ajanları ve bayilikleri ihdas edileceğinden isteklilerin şartlan öğrenmek üzere Anka-radakl umumî merkezimize müracaatlan.
Gayri menkul satış ilânı
İstanbul defterdarlığından:
Tophane ve Kasımpaşa maliye tahsil şubelerine kazanç vergisinden borçlu (Valter Slğer'ln) Boğazlçlnde Bebek mahallesinin Yanko bağı (şimdi bebek bağı) sokağında eski (13) yeni (1) kapı No. lu (0) dönüm (3) evlek miktarında arazi ve bahçeslle birlikte köşk ve aynı mahalle ve sokakta •ski (13) yeni (1) kapı No. lu 185 arşın miktarında İki ev tahsili emval kanununun hükümleri dairesinde satılığa çıkarılmıştır.
Nlsbetlye kasrı civarında ve boğaza nazır olan mezkûr gayri menkuller meyvalı ve meyvasiz müteaddit ağaç sed. havuz, va mlreyf müştekili olmak üzere etrafı tel İle çevrilmiş ziraata elverişli geniş bir arazi içinde (28) 'tJ No. lu ahşap İki katta beş oda ve İki sofa, belâ banyo ve BDUtbAh mahallerini havi elektrik tesisatı mevcDt zemini parke döşeli dahilen yağlı boyalı köşk İle yanında sonradan birleşik olarak yapılan İki kath bir salon ve iki oda ve taranalı ahşap ilâveyi ve ayrıca 22-20 taj No. lu yine ahşap basık odayı havidir.
Aynca ahır ve samanlığı 24 taj No. lu zemin katı kârgir üstü ahşap •ç odayı diğer bir binayı ve 30 taj No. lu ahşap garaj ve sarnıcı vardır.
Görmek isteyenler bina içinde bekçi sı fa ille oturan Vangel Sopakl-ye müracaat edebilirler
BU gayri menkullerin tapu kaydma göre kati İhalesi 26 mart S45 tarihine tesadüf eden pazartesi günü itaat 15 de Beşiktaş kaymakamlığı İdare heyetinde yapılacaktır. 0333)
Tiirk Ticaret Bankası fl.S.ııden
9 Mart 1945 tarihli bankamız genel kurulu kararı gereğince 20 numaralı kupon mukabilinde her bir aksiyona 2 Nisan 1945 tarihinden başlamak üzere % 6 hesablle net olarak (30) kuruş temettü dağıtılacağı sayın ortaklara ilân olunur.
Ticaret Bakanlığı iç Ticaret Genel Direktörlüğünden:
30 İklnciteşrin 1330 tarihli Ecnebi Anonim ve sermayesi eshama mûn-kasim şirketler kanunu hükümlerine göre Türklyede İş yapmasına İzin verilmiş olan ecnebi şirketlerinden «Soclûte des produits Nestle S. A, — Nestle mamul&tı anonim* şirketi bu kerre Bakanlığımıza müracaatla, Beyoğlu 4. üncü noterliğlnce tasdikli 31. 7. 944 tarih ve 9246/2505 sayılı vekâletnamede tasrih edilen şartlara göre:
1 — a — Bilcümle dairelerden, posta ve telgraf ve şimendifer İdarelerinden, mesajerl ve nakliyat vesaire bürolardan, şirket adresine gelen her nevi paketlerle kıymetli ve kıymetsiz mektupları almak,
b — Şirket tarafından satılan mallara müteallik bilcümle faturalarla makbuzları ve şirket İçin mali taahhüdü müstelzim olmıyan cari mektupları şirket namına imza ve tesviye etmek.
c — Societa des Produits Nestle 8. A. nın sanayi markalarını kanunen müteşekkil bilcümle mahkemelerde mezkûr şirket namına tescil ve kayıt ve tecdit ve bu bapta lcabedcn bilcümle zabıtnameleri İmza, bahis mevzuu markaların tescil ve tecdidine mütedair bilcümle «itaht veya tahrir! beyanları icra, taklitlerini ve bilhassa bunların mümasili müstahzarata Usakı suretlle sahte İstimalleri mahkemelere ihbar ve mahkemeler huzurunda bunlar aleyhinde davalar İkame ile bilcümle sahte ve taklit miistahsalât veya markalan piyasa-ya çıkaranlara karşı takibat İcrası,
d — Her hangi bir kimse tarafından müşkülât gösterildiği veya borçlular tarafından tedlyat yapılmadığı takdirde bunlara karşı bilcümle takibat ve zecriyata tevessül ve tenblhat ve İhtarlar ile ricalarda bulunmak gibi muamelelerde diğer bir şahsın imzası olmaksızın,
n — a — Çekler ve poliçeler keşide ve cirolar İmza etmek,
b — İptidai maddeler mubayaasına veya İlânlara müteallik bilcümle mukaveleler ve alelumtım şirketin ticaret işleri çerçevesine dahil her nevi ticari mukaveleler aktl.
d — Bilcümle emlâki veya emlâk akşamını lear ve isticar etmek,
e — Türklyede şirketin bilcümle ticari muamelelerini İcra yazıhaneler kuşat, bilcümle malları bey ve şûra, bilcümle vazifeleri- deruhte, bilcümle alım satım muamelelerini ve mukavelelerini akit ve İcra, cari hesaplan riiyet ve tesviye, protestolara tevessül. İhbarları İcra ve İade hesaplarına teşebbüs etmek.
f — Gerek devlet ve gerek resmi daireler ile mukaveleler aktetmek. bilcümle münakaşalara İştirak etmek ve teklifler yapmak, gerek alacaklılar ve gerek borç hesaplarını rüyet ve tesviye ve bu bapta lâzım gelen bilcümle müzakereleri icra, bakiyeleri tesblt ve bunları tediye ve kabz, mukabilinde makbuz ve İbranameler ahiz ve «yukardaki (I) İşaretli faslın (b) fıkrasındaki münferit İmza İle İta» velhasıl bu hususi mukavelenin hudutlar dahilinde şirketin menfaatlerine hâdim bütün İşleri ve muameleleri usulü dairesinde salâhiyeti haiz diğer bir şahsın müşterek Lmzaslle yapmak üzere İstanbulda oturan SAMİ ÇEVÎK'l vekil tayin ettiğini bildirmiş ve lâzım gelen vesikaları vermiştir.
Keyfiyet tetldk edilerek kanun hükümlerine uygun bulunduğu görülmüş olduğundan ÜAn olunur.
Teknik okulu satın alma komisyonundan:
110 ve 220 voltluk her İki tevettürde de çalışabilecek en az 8.1 KW takatinde 1420 ilâ 1500 adet devirli yeni veya az kullanılmış bir daimi cereyan dinamosu 4470 sayılı kanun hükümlerine göre pazarlıkla eksiltmeye konulmuştur.
Tahmin bedeli 3300 lira ve ilk teminatı 248 Uradır İsteklilerin 22. 3945 perşembe günü saat on beşte Teknik üniversite- muhasebesinde toplanacak okul satın alma komisyonuna gelmeleri şartnameyi görmek isteyenlerin Yıldızda bulunan okula müracaatları. (3344)
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Bakanlığından:
Tıbbî ve İspençiyari müstahzarlar hakkındakl 4348 sayılı kanunun 7-lnci maddesinin B, fıkrasında: İmal edilecek müstahzarlara alt tevdi edilen formülün müstahzar şeklinde ticarete arzedllmeslnde fayda bulunması takdirinde İzin muamelesi yapılabileceği tasrih edilmiş olduğundan bundan sonra tıbbi müstahzar imali talebinde bulunacak olanların evvelemirde yapacakları müstahzara alt formülü bildiren bir dilekçe İle bakanlığımıza müracaat etmeleri ve verilecek cevaptan sonra kanunun tarlfatı dairesinde hazırlanacak numunelerle tahlil harcı makbuzunu ve diğer belgeleri bakanlığa göndermeleri lüzumu Hân olunur. (3303)
Acık arttırma ile fevkalâde satış
1»45 Martın 18 İnci pa2ar günü saat 10, Taksimde Ayaz-Paşa caddesinde Alman sefareti tam karşısında 43 numaralı Gayret Apartmanın 2 No. iı dairesinde mevcut ve muteber bir aileye ait nadide eşya, tablo, halı, vazo, gümüş ve saire açık arttırma İle «atılacaktır. Ondüle 1 btife, 1 vitrin, I otomatik masa ve 6 maroken sandaiyadan mürekkep filtra - modem ve gayet zarif yemek oda takımı, hakikî Transllvanya mamul&tı ve akaju trape kaplamalı fevkalâde bir tarzda yapılmış tekmili konstrüksyon 2 karyola. 3 kapılı bir dolap, i tuvalet, 2 komodinden mürekkep sağlam, güzel ve gayet pratik bir yatak oda takımı, hakikî Paris mamulatı ve masif martından mamul Berjer tarzında 3 adet emsalsiz koltuk; hakiki Mısır İşi tekmili sedef İşlenmiş 6 parçalı bir salon - buduvar. 1 kanape 2 koltuktan mürekkep hakiki Avrupa marokeni bir takım, kübik bir salon takımı, Italyan marketlrlsi işlenmiş gayet zarif orta masası, gayet zarif ye hakiki Vleıuıe mamulatı oymalı martından mamul yuvarlak orta masası, Kolumbla salon gramofonu ve plâkları. 71 parçalı Kristal bakara nadide su takınır, Tuğralı ve Avrupa masif gümüşten mamul hayli gayet güzel ve nadide çatal bıçak takımları, tabak, tepsi, şamdan, sahan, çay takımı ve saire. Portekiz, Crazjufles ChinoLs, Sevr es, Klu-vazone, Vlçnna ve sair bayii emsalsiz vazolar ve biblolar; Saks tabaklar. Bronz ve Boule saatler ve şamdanlar, hayli CMRİSTOFFLE sahan ve tabaklar, mermer heykeller, meşhur Fransız ressamı Du-boLs’nın ve diğer büyük Türk Ve Macar ve sair artistlerin yağlı boya "bayii tabloları... Ülbrldh be Bücher markalı 2 güzel piyano, İsfahan, Şlraz ve sair hayli haklar, Markoni markalı 8 lâmbalı güzel bir rac^yo.
İnşaat ilânı
Ereğli kömürleri işletmesi umum müdürlüğünden:
1 — İşletmenin Zonguldakta O elik bölgesinde yaptıracağı ekonoma fırın anbar ve iltisak yolu İnşaatı kapalı zarf usulü ve vahidi fiyat esasiyle eksiltmeye konmuştur.
3 — Bu İnşaat İçin İşletme tarafından verilecek malzeme eksiltme dosyasının hususi şartnamesinde yazılıdır.
8 — Bu İşin tahmin edilen bedeli (185.213.35) liradır.
4 — İnşaatın mukavele projesinde piyasa ve fiyat değişiklikleri nazarı itibâra alınmıştır.
5 — Muvakkat teminat miktarı (10.520.) liradır.
8 — Eksiltme evrakı (25) lira mukabilinde Zonguldakta işletme İmar ve inşa gurup müdürlüğünden Ankarada Etlbank İnşaat müdürlüğünden ve İstanbulda Etibank şubesinden temin edilebilir.
7 — Eksiltme 2 Nisan 1945 pazartesi günü saat 15 de Zonguldakta Ereğli kömürleri işletmesi İmar ve inşa gurup müdürlüğü binasında yapılacaktır.
8 — Teklif zarflan eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş olarak İhale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde işletme umum müdürlük başsekrctcrllğlne teslim edilmiş olacaktır.
9 — İşletme ihaleyi İcrada serbesttir. (3340)
Ticaret Ofisi Umum
Müdürlüğünden: Muhasebe memuru aranıyor 3659 sayılı kanuna tabi 170 Ura ücretli bir memurluk yerine Ticarî muhasebeden iyi anlıyan birisi alınacaktır. İsteyenlerin etraflı bilgi almak için Umum Müdürlüğe müracaat etmeleri ilân olunur. (3193)
Yeni Valde Han 5 inci kat.
Bahçekapı - İstanbul.
Devlet Orman işletmesi Çine
Revir Amirliğinden :
Satılık çam kerestesi H:
Parti Adet M 3 D3. Muhammen B Tutan B. % 7,5 teminatı cinsi
_________________Lira Kr. Lira Kr._LiraKr._' ■ _
262.07 Yarı mamûl
436.77 ■ >
694.87 » »
1
2
3
3494.27
5823.80
9264.96
476
734 1207
18582.85 1393.71 Yekûn . . .
Akçova deposunda mevcut 3 partide 11
Emlâk Bank Yapı Limitet Şirketinden: «t
250000 kiremit 15000 Mahya alınacaktır >■*
Ankarada Bakanlıklar civarında Şükrü Saraçoğlu mahal-_Q leşinde yaptırılmakta olan memur evleri inşaatında kullanılmak-q ve 15 Mayıs 1945 tarihinden 1 Ağustos 1945 tarihine kadar tes-iim olunmak üzere 250000 kiremit ile 15000 Mahya alınacaktır. +2 Taliplerin 31/3/945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Eytam S Bankasındaki Şirket Merkezine veya Emlâk ve Eytam Bankası C_ İstanbul Şubesine müracaat ederek bu husustaki şartnameyi görmeleri ve yazı Üe fiat teklif etmeleri ilân olunur. (3034 ı
[
İstanbul Belediyesi ilânları
]
Fatih nuntakası mütemadi tamirat işlerinde kullanılmak üzere alınacak 100 metre mikâbı boğaz taşı açık eksiltmeye konulmuştur.
Mecmu unun tahmin bedeli 1400 lira ve İlk teminatı 105 Uradır. Şartnamesi zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhalesi 28. 3. 945 çarşamba günü saat 14 de daimi encümende yapılacaktır.
Taliplerin ilk teminat makbuz veya mektupları ve kanunen İbrazı lâzım gelen diğer vesikaları İle birlikte İhale günü muayyen saatta daimi encümende bulunmaları. (3129)

Hurda demir sabşı
Bandırma Merinos Yetiştirme Çifliği
Müdürlüğünden:
1 — Tahminen iiç ton ağırlığında dökme demiri olarak 10 adet çayır, 3 adet kırkım makinesi, bir çayır toplama tırmığı İle bir baskül ve 26 parça ........- -
4 —
diğer ziraat âletleri İle arabalara alt demir akşamı.
2 — 240 âdet bütün, 34 adet yarım tabaka kullanılmış oluklu çinko saç.
3 — Amerikan bezinden 1500 adet boş çimento torbası.
Yukardaki maddelerde yazılı üç cins malzeme toptan ve yahut ayrı ayrı 26/3/945 pazartesi günü saat 15 de çiftlik merkezindeki komisyon huzurunda pazarlıkla satılacaktır.
" Demir akşamının muhammen bedeli 800, saç çinkoların 1900 ve çimento torbalarının 900 lira olup muvakkat teminatı bunların yüzde on beşidir.
5 — Bu malzeme kurumumuzda İsteklilere her gün gösterilmektedir.
6 — İlân bedeliyle diğer masraflar İsteklilere aittir. Bu malzemenin
Sardırmaya kadar nakil müesseseye aittir. «.2906»

Bitlis Vilâyetind en
Bitlis vilâyetine bağlı Tatvan kazasında yeniden İnşa edilecek beş lojmanlı üç memur evi inşası 9/3/945 tarihinden Ittharen 21 gün müddetle kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
1 — İnşaatnı keşlfnamesl yetmiş sekiz bin İM yüz yetmiş altı lira kırk bir kuruştur.
3 — Eksiltme 29/3/945 perşembe günü saat on beşte hükümet binaa dahilinde vilâyet daim! encümeni huzuriyle yapılacaktır.
3 — Bu İşe ait eksiltme şartname keşlfname ve sair belgeler vilâyet daim! encümeni kaleminde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek İçin İsteklilerin 945 yılına alt Ticaret Odası belgesi İle İşi yapabileceklerine dair ehliyet veri kası göstermesi lâzımdır.
5 — Muvakkat teminat beş bin sklz yüz ytmlş lira ytmlş üç Kuruştur.
6 — İstekller şartname ahkâmına göre hazırlayacakları teminat ve eksiltme mektuplarını İkinci maddede yazılı gün ve saatten bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Daimi Encümen Başkanlığına vermeleri şarttır.
7 Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
«3132*
Emlâk Bankası Yapı İimited şirketinden:
15 M3 kontraplâk alınacaktır:
Ankarada Bakanlıklar civarında Şükrü Saraçoğlu mahallesinde yaptırılmakta olan Memur evleri inşaatında kullanılmak Ve 31/3/1945 tarihine kadar Ankara istasyonunda teslim olunmak üzere on beş metre mik’abı kontrplâk alınacaktır. Taliplerin 23/3/1945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Eytam bankası merkezindeki şirkete veya Emlâk ve Eytam bankası İstanbul şubesine müracaat ederek bu husustaki şartnameyi görmeleri ve yazı ile fiat teklif etmeleri ilân olunur._(3119)________*
Lâstik hortum alınacak
Beden terbiyesi İstanbul bölgesi başkanlığından:
İnönü stadyomu futbol sahasının sulanması işinde kullanılmak üzere en az 6 atmosfer tazyike dayanıklı içi bezli 150 metre lâstik hortum alınacaktır. Hortumların iç kutru 25 m m ve boyları 30 metre olacaktır. Muhammen bedel 3800. lriadır. Vermeğe talip olanların 285 lira muvakkat teminatlarile beraber 20 mart 1945 sah günü saat 15 de Taksim Sıraselvilerde No. 57 Beden terbiyesi İstanbul bölgesi binasında toplanacak komisyon tarafından yapılacak açık eksiltmeye iştirakleri ilân plunur. (3130)
Doğu Beyazıt Kaymakamlığından :
Kazamız merkez ilk okulunun 30355 Ura 66 kuruş üzerinden ıkmafl inşaatı kapalı zarf usullyla eksiltmeye konulmuştur. Taliplerin şartname ve keşlfnameyi kaymakamlıktan bedelsiz olarak telle istemeleri ve tekli! mektuplarıyla muvakkat teminata alt 2276 Hra 76 kuruşluk banka mektuplarını 25/4 '945 sabahı saat ona kadar Doğu Bayazıt belediyesinde hazır bulundurmaları İlân olunur. «3306.
1
RnhtA. A
Sahife 8 AKŞAM __ _ _ _ . J7 MaıL 1945
HAŞAN LİMON KOLONYASI
Ancak Avrupa ve Anıerikada benzerine tesadüf edilecek derecede yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Haşan deposu, Eminönü, Galatasaray, Karaköy, Ankara
KİMYANIN İNSANLIĞA HİZMETİ
NEVROZiN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe uluıabllir. Heıyerde ısrarla NEVROZİN İsteyiniz.
REOSİL
11 İnci sayı çıktı.
Buğunun olaylarını anlayabilmek İçin bu sayıyı mutlaka okumak lazımdır; çünkü bu cihetten çok zengin ve emsalsizdir. Profesör, doktor ve mütehassıslarımızın kalemlerinden çıkan bu Anslklopedl'nln her nüshasında her mesleği ve vatandaşı İlgilendiren bendler vardır.
İBKSURUKr.HBOHSİTİ CERHAl
RİT
Bağ, bahçe İlâç püskürme için bronz
PÜLVERIZATÖR
Toptan, perakende. Katalog gönderilir.
Galata Büyük Tünel han No. 1
Moda Deniz Kliibiinden:
Created by free version of 2PDF
HUKUK FAKÜLTESİ YÜKSEK TİCARET
İktisat fakültesi talebelerine her halde lâzım olan bir rehberdir
HUKUK İSTILAHLARI
Zayi — Tıp fakültesinden aldığım hüviyet ve 944 - 45 yılı şebekemi kaybettim. Yenisini çıkaracağımdan eskileri hükümsüzdür Adres: 4062 Ram İz Kınalı 5-6 ncı sömestr
Balta Limanı kemik ve mafsal veremi hastanesi Operatörü DOKTOR •
Sadrettin Onaran
Harici hastalıklar, kemik hastalıkları ve ortopedi mütehassısı Beyoğlu Mis sokak Gökçek Ap. No. 1'5, Tel: 41457
Çitleri, Sivilçeleri giderir. Çûz buruşukluklar™ yokedet
Zayi — Karabük demir çelik orta okulundan aldığım tasdiknameyi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Şükran Pazarbaşı Fatih Slnanaga Parmaklık sokak 0 numara
YANGIN
Yangın, harp ve sulh zamanlarında hudut lanımıyan bir afetlır. Dünyanın her tarafında yangınlar ber sene milyonlarca lira zararı mucıb olmakladır. Yangınları tamamen önlemek mümkün olamamakla beraber, kimyagerler ve Britanya kimya sanayii yangınların can ve mal zarerlarıııi azaltmağa muvaffak olmuşlardır. Binalarda, sentetik yollarla istihsal edilen ateşe mukavim malzeme kullanmak, elektrik telleri ve kabloların tecridinde büyiik bir tekkemmül vücude getirmek, yanmayan sinema (ilimleri imal etmek, yeni keşfedilen kimyevi maddelerin tatbiki ile ahşabın ve hatta mensucatın aleşe mukavemetini arttırmak ve kömür ocaklarında, değirmenlerde, taklirhane terde vesaır mümasil mahallerde iştiallerin sebebleıı araştırılmak suretile yangın tehlikeleri asgari hadde indirilmiştir.
tlfaiye teşkilatında, ateşim korunmak ve ateşi önlemek için kimyagerler birçok vasıtalar bulmuşlardır. Aabestos'dan imal edilen üniformalar ve gözlükler iifaive neferltrinin korkusuzca ileri atılarak ateşi söndürmelerini temin etmiştir. Petrol lambaları ve rairedrn çıkacak olan yangınları önlemek için hususi surette ihzar edilmiş olan maddeleri ihtiva eden yangın söndürme aletleri vardır. Bu hususi suretle hazırlanmış olan maddelerin başlıcası ateşııı üzerinde alil bir gaz tabakası vücude getiren carbon tetrachlorür ve car-bon diozide dumanıdır. Diğer yangın söndürme aletleri bicarbonale de soude ve ihtiyaç duyulduğu zaman bununla karışarak söndürme vazifesini ifa edecek olan bir asidi ihtiva eder. Sigara ve sair dumanları defeden respîratörler kiınya ilminin bir zaferidir. Yanıklar, laboratuvaTİarda hususi surette hazırlanan kimyevi maddeler sayesinde muvaffakiyetle tedavi edilebilmektedir.
Umumi heyet toplantısının 18 mart 1945 pazar günü saat 15 de kulüp binasında yapılacağı ve ekseriyet hasıl olmadığı takdirde 26 mart 1MB pazar günü aynı saat ve mahalde kaç âza bulunursa bulunsun aşağıda yazılı hususların karar altına alınacağı sayın âzaya arzolunur.
idare heyeti
R U Z N A M E:
1 — İdare heyetinin ve miiraklpler raporunun okunması,
2 — BHânçosunun ve hesapların tetkik ve tasdiki. İdare heyetinin İbrası,
3 — 1945 yılı bütçesinin tetkiki ve tasdiki,
4 — Yeni yıl için ldara heyeti ve yedek âzaların seçim yapılması.
5 — 1945 yılı İçin 2 müraklp seçilmesi,
6 — Müddetleri biten 2 komodor seçilmesi,
7 — Vefat eden aza eşlerinden isteyenlerin kabul formalitesine bağlı olmadan kulübe girip girmtyeceğl hakkında bir prensip karan verilmesi,
8 — Bay şevket Kıbrıslımn müracaat mektubu.
Ankara elektrik ve havagazı işletme Müessese 8 inden:
1 — Ham kauçuğu müessesece verilmek üzere 120 adet
Konik Kayışı Yaptırılacaktır
2 — Şartnamesi parasız olarak müessese satın alma şubesinden verilir.
3 — Teklifler 1. 4. 945 tarihine kadar umum müdürlüğe verilmiş olacaktır
BAYILAHİAR.ÇARPINTIve SİNİR BUHRANI ÇEKENLER
NEVROL CEMAL
DEN 20 DAMLA ALINCA SİNİRLERİ YATIŞIR.DERHAL FERAHLARLAR .
SA YIN TÜCCARLARIMIZA
Jmperial Chemical Industries Limited, London.
..... Akbanın neşriyatı
Uzun kış gecelerinde seyahatlerde ve dinlenme zamanlarında sîzlere İyi
saatler geçirtebilecek tercüme kltablarmdan bazıları:
Kitabın ismi Yazan Tercüme eden Fiatı
Granat* seyahati .MorIs Magri! Nurııllah Ataç 125 K.
şimal Göçebeleri J OU ver G ur woûda Mustafa Nlhad özön 125 *
Hin. d Diyarında Françls deCroisset Refl Cevad Ulunay 125 •
Sonsuz Yolculuk John Knittel Asude zeybekoğlu 100 »
Hayvanlar, insanlar,
Tanrılar Osserıdovvskl Nasuhl Baydar 150 >
David Golde İren» Nemfroaski Rezan A.E. Yalman 126 ■
Cehennem Kaya Elga Dlmt M. Dr ana s 150 >
Bir Kadının Gölgesinde Hanrl DuvernoLs Hamdl Varoğlu 125 >
Deniz Kurdu Jack London Vehbi BaJdaş 200 *
Asrın Kadını 1-2 clld Mi hail Foldl F. Zahir Torumküney 400 ■
iki Eslr'i okuyan okuyuculara Asrın Kadmı'nı bilhassa tavsiye ederiz.
TUrkiye Umumi Vekilli
Imperial Hemikal Industris (Turkey) LU.
Sigorta Han, Galata İSTANBUL
ithalât eşyalarının gümrûklemektekl ehemmiyetini nazarı itibara alun B
Halk Umumi Nakliyat Türk Anonim Şirketi
bu kere Izmlrde mütehassıs gümrükçüler angaje ederek bir şube aç- B mış, şimdiden İş kabulüne başlamıştır. ®
HALK UMUMÎ NAKLİYAT TÜRK ANONİM ŞİRKETİ B Galata Gümrük karşısı Hovaglmyan han 4 üncü kat. B Telefon No. 42252. Telgraf: Halktaş - İstanbul ti
CMT.9,
IBELSAMiTOL
B Had ve müzmin Belsoğukluğu, İdrar B zorluğu, Mesane. Prostat ve bilû-B mum İdrar yoJİRrı İltihabı ve has-B İslıklarında Belsamltol tesiri kat't P b! müstahzardır.
COMENTALI
En iyi NEZLE İlâcıdır.
Nezleyi geçirir ve sirayetine I mâni olur.
Fi: 50 Kr. I
DERMAN
KAŞELERİ
Çripi NezleytSoğukalgifilıldariHi. Ağrı. Srzf ve Sancıları derhal geçirir. 1 Kase İD Kuruştur
E NECATİ DİŞ SUYU —.
I temizler, çürük dişlerin tevlld ettiği fena ağız kokularını defe- B fcuj hıfzısıhhasını temin «der.. Bahçekapı, SALİH NECATİ B
Yüksek Deniz Ticaret Mektebi Müdürlüğünden
cinsi Miktarı Çoğu Azı Muhammen flatı LlraKr Çoğu tutarı Lira Kr Muvakkat teminatı Lira Kr. Eksiltme gün ve sftatl
Beyaz firenk gömleği 520 500 10 5200 390 19. 3.’llriâ pazartesi saat: 11
[Yeni Dizel motörleri
7-S beygirlik yeni Dizel motörleri gelmiştir. Müracaat: Galata, perşembe pazar Yoğurtçu han No.II Tel: 41143. ,
Sipahi ocağından
Ocağın 10 Şubat 1945 tarihli olağan umumi heyet toplantısında, ocak tüzüğünün değiştirilmesi tekilli kabul edilmiş olduğundan, aşağıdaki hususu müzakere etmek ve karara bağlamak üzere. 31 Mart 1945 cumartesi günü saat 10 da Beyoğlunda Misk sokak 21 numaralı ocak merkezinde yapılacak olağanüstü umumi heyet toplantısına sayın azalan davet ederiz. İdare Heyeti
GÜNDEM Ocak tüzüğünün değiştirilmesi, yeni tüzüğ projesi azalar* gönderildiği gibi ocak merkezinde de görülebilir.
SATIŞ İLÂNI
Bo( teneke, soda, sülfat, sabun çuvalları ve çuval parçaları, ağaç fıçı, hurda yağ ve boya varilleri, zaçya ı şişesi, eski masa ve dolap, kullanılmış tahta kadron, delikli tuğla
Balatta İskele civarındaki ambarlaru zda bulunan yukarıda müf redatl yazılı eşya satılıktır. Talip olan’ tın bu ayın yirmi dördüne kadar eşyayı görmek üzere ambarlara, t raltf anlamak üzere şirket merkezine müracaat leri ilân olunur.
________________________1PEKİŞ ŞİRKETİ
Sgltaniıamâm No. 124
1 — Talebelerimiz İçin satın alınacak beyaz fren* gömleği k»pah zart usulü İle eksiltmeye konmuştur. Eksiltme yukarıda yazılı gün ve saatte mektep müdürlüğünde toplanacak satın alma komisyonunda yapılacaktır.
2 — Şartnamesini görmek arzu ejenler mektep muhasebesine müracaat etmelidirler. Eksiltmeye İştirak edeceklerin 2490 sayılı kanunun 1 ve 8 üncü maddelerindeki vasıfları haiz olmaları lâzımdır.
3 — Yukarıda yazılı muvakkat teminatın teslim yeri İstanbul yüksek mektepler muhasebeciliğidir. Eksiltmeye glrec"klerln ticaret orfası 1945 belgesi ve gurup vesikasını da zarflarına koyarak sözü gtçen kanunun 32 inci maddesi tarlfatı dairesinde Kapalı zarflarını İhzar etmeleri ve bunları eksiltme günü saat ona kadar komisyon reisliğine makbıı.' mukabilinde vermeleri lâzımdır
Postada vaki olacak gecikmeler nazari itibara alınmıyacaktır *27371
Diyarıbakır belediye reisliğinden
1 — Açık bulunan her biri üç yüz lira ücretli belediye mühendisliğine ve Belediye Elektrik mühendisliğine talip olanların Belediye Reisliğine müracaatları.
2 — 945 haziranından itibaren bu ücretlerin her biri dört yü? liraya çıkarılacağı İlân olunur. 2733
i i
k