1945 Nisan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1945 Nisan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


Halka zeytinyağı dağıtımına mayısta başlanacak
En eon şiirlerinin lift vesile hazırlanan İkinci baskın çıktı. 1 lira.
ÖLMEZ ESERLER YAYINEVİ
Sene 27 — No, 9521 — Fiat! her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 21 Nlaan 1945
Sahibi: Neomeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Ea — AKŞAM Matbaası
Yeni dünya lügati
Altı yılın biriktirdiği yıkı yı- yıkıcı, İsteyen veya latemiyan ğinları üstüne daha İyi bir dünya yapısı kurmaya çalışanların yüklenecekler! ödev, yalnız bazı pürüzlü politika düğümlerini çözmekten İbaret kalmıyacaktır. Bu sabırlı devlet adamları, yapının dayanıklı olmasını, orada barınacakların birbirlerile iyi anlaşmasını da sağhyacaklardjr.
Anlaşmanın ilk çaresi, herkesçe anlaşılır tek dil konuşmaktır. Dünya milletlerinin müşterek, tek dili olması gibi bir ham hayal peşinden koşmuyoruz. «Esperanto» denemesi, sadece bir şarlatanlık, yahut ahmaklık örneği idi. Biz, sadece politika dilinde ve bazı temel anlamlarda birlik olması lüzumuna işaret ediyoruz. Yarınki dünyada ortadan kalkması özlenen Babll, ancak milletler arası münasebetlerde sıksık geçen, çok ehemmiyetli bazı kelimelerin mânasındaki kargaşalıktır.
Düşünmeli ki meselâ «Tecavüz». milletler arası ahlâkın çok-tanberi çirkin görüp yasak ettiği bir harekettir. Fakat tecavüz ke-limesin’n politikadaki anlamı üzerinde herkes birleşmediğl için, bazı tecavüzlerin tecavüz hareketi olmadığında ısrar eden devletler vardı. Milletler Cemiyetinin bile zorluğa düştüğü olur, bir hareketin tecavüz suçu teşkil edip etmediğine karar vermek için komisyonlar kurulur, kurnaz hukukçular, karmakarışık ve marifetli formüllerle işi örtbas etmeye çalışırlardı.
Bereket versin ki Sovyet Rusya Hariciye Komiseri Lltvinof 1933 de «Tecavüzün tarifi» diye gayet açık, hiç şüphe götürmez bir antlaşma hazırlamıştı, (Tiir-ktyenin de Londrada İmzaladığı bu güzel tarif ortadan kayboldu.)
Milletler arası münasebetlerde, «Tecavüz» den başka, tam ve açık bir tarife ihtiyacı olan kelimeler çoktur. Bunların tek lügati o'madığı içindir kİ Polonya işinde olduğu gibi, boyuna anlaş, mezhklar çıkıyor.
Hattâ herkesin, her milletin »ynı şekilde anladığını sandığımız en çok kullanılır, en sade ke-İlmelerde bile mefhum birliği henüz c'.de edilmemiştir,
«Hürriyet» ten daha eski, daha çok yer edip kökleşmiş bir kelime var mıdır? Halbuki Roose-ve’tın ortaya attığı «Dört Hürriyet» yani söz ve yazı hürriyeti, vicdan hürriyeti, korkudan kur-tıılmak, ihtiyaçtan sıyrılmak hürriyetleri etrafında öyle topluluk, birlik oldu kl «hürriyet» kelimesine herkesin, her devlet ve mezhebin aynı mânayı verdiğinde şüphe etmemek mümkün delildir, Hitlerle Mussolini'ye sorulsa onlar bile bu hürriyetlerin anlaşılmamış kahramanları olduklarını iddia edecekler.
Eğer Rooseveltin bu dört hürriyeti etrafında dünyada birlik olsa, herkes bu hürriyetleri, eski düpedüz demokratik mânasmda (anlasa. bu hürriyetlere türlü meslek ve mezheplerin çetrefil şartlan, kayıtlan ve zincirleri Vurulmasa. San Francisco konferansında elliye yakın devlet delegelerinin nefes tüketip sulh ve fcmniyet kurulu yapmalarına İhtiyaç kalmazdı Çünkü bu hürriyetlere inanan milletler, sırf bu büzden, barış ve güven İçinde rahat yaşarlardı.
Halbuki biz, bu 1946 yılında, her devletin, hürriyet denilen kutlu kelimeye aynı mânayı verdiklerini sanmıyoruz.
Son moda kelimelerden biri de gHalk» dır, Bu güzel kelime de felç bir zaman bu kadar çok kul-Hpmlmamıştı, «Herşey halk ile. herşey halk için» düsturu ağızlardan düşmüyor. Herşeyl halk yapıyor, halk kuruyor, halk yılıyor, halk istiyor veya Isteml-!)or... O derecede ki halk, milli Jolitika çerçevesinden çıktı, mil-etler arası siyasette dahi en ağır basan unsur oldu.
Bunun üzerinde de anlaşma faydasız olmıyacaktır: Bir memlekette, halk denilen yapıcı veya
kuvvet, millet mefhumundan çok ayrı bir varlık mıdır? Halk, bir memleketin çoğunluğu mudur, yoksa gelişigüzel toplanan ve dağılan — hükümetlerin İşine ve politikasına uyup uymadığına göre — hemen toplatılması kadar dağıtılması da kolay, geçici miting kalabalıkları mıdır?
Bunlar üzerinde tek mefhumlar elde etmek mümkün olursa halkın, İsteklerini hangi şartlar altında belirtmesi uygun görüleceği ve — hürriyet kelimesinin mânası da belireceğine göre — halk hürriyetinin ne demek olacağı kolaylıkla meydana çıkar. Bunlar İyice ve açıkça anlaşılmadıkça, herkes hürriyete candan taraftar, herkes koyu halkçı olur da dünyada gene halk ve hürriyet adına cinayetler işlenir.
Yarınki dünyaya düzen vermek için düzgün bir lügat lâzımdır
Kıral İbnissuud
İsmet InönUne bir kılıç armağan etti
Ankar® 20 (A. A.) —- Ou m hur Başkaru ismet İnönü bugün saat 16 da Çankayadakl köşklerinde, majeste Suudî Arabistan Kıralı taraf md an ihda buyurulan bir kılıcı takdim etmek üzere kabulünü rica etmiş olan Suudi Arabistan elçisi eksel âna Fuad Ham-za ile, sureti hususiyetle, görüşmüşlerdir.
Bu kabul esnasında. Dış İşleri Bakanlığı umumî kâtip vekili birinci sinif elçi Âli Türkgeldi de hazır bulunmuştur.
Kizilordu, Berlin kapılarına dayandı
Sovyetler, Berlinden 12 kilometre uzakta bulunuyor, muharebe son safhasına girdi
Amerikalılar Münih’ den 100 Km. uzakta
Hamburg, Bremen sarıldı, Nürn berg’de mukavemet sona erdi
Londra 81 (B.B.O.) — Sovyet orduları, dün akşam hem Berlin, hem de Dresden şehrinin varoşlarına birkaç kilometre mesaftyo kadar gelmişlerdi. Sovyet tebliğinde saptedlldlğl bU-dlrllen yerler, Ruslon Alman başkentinden 40 kilometre mesafede göstermekte İse de, Almanlar, Kızüordunun Berlinden ancak 18 kilometre uzaklıkta bulunan Hangelsberg's girdiğini, Alman esas müdafaa hatlarını yardığını Ve Berlin muharebesinin son safhasına girdiğini itiraf ediyorlar. Ruslar, Kamenç şehrine yaklaşmakta olup Petbenger şehrini zaptetmişler, Çekoslovakyada Moravaka Ostrova'dan batıya uzanan demiryolunu birçok noktalardan kesmişlerdir.
Londra 20 (AA.) — Reuter: Berlin radyosunun bugün bildirdiğine göre. Doğu cephesindeki Alman askerleri hiç uyumadan 125 saat savaşmışlardır.
Saksonyada Kizilordu Dreeden'* doğru kendisine yol açtıkça şiddetli savaşlar devam etmektedir.
Londra 21 (AA.) — Reuter: Alman
Okinawa muharebesi
tngilizlerüı eline düşmek Üzere bulunan Hamburg şehri
Londra 21 (B. B. O.) — Hamburg ve Bremen limanlan çevresinde Alman müdafaaları geniş bir cephede yarılmış ve İngiliz arhlı kuvvetleri, cenupta Hamburg’ları I kilometre mesafeye kadar gelmiştir.
Şehir, yarı yarıya kuşatılmış, Bremen - Hamburg yolu kesilmiştir.
İngillzl«r, Bremen'e doğu ve cenuptan top menziline kadar yaklaşmışlar, 10 kilometre batısında Derems-hold kasabasını ₺aptetmlş!»rdlr,
Brunsvlg'de Almanların dokuzuncu Amerikan ordusuna karşı yaptıkları karşı taarruz durdurulmuştur. Birinci ve dokuzuncu Amerikan ordulan Berlin’e karsı nihai taarruzda bulunmak İçin Elbe boyunca toplanıyorlar. Buradan hücum edeceklerdir. Bu taarruz gccitanlyecektlr.
Amerlkalı'lar Lelpdg’in doğusunda Molde nehri bölgesinde Ruslarla birleşmek İçin doğuya doğru İlerliyorlar.
Numberg şehrinde Alman mııkave-*
metl sona emiş, şehrin meydanında Hltler âbidesinin yıkıları üzerine Amerikan bayrağı dlkllmljtLr. şimdi Amerikalılar, Numberg'ln 39 kilometre doğusunda ve Münih'ten ancak 100 kilometre mesafede bulunuyorlar.
Parla 21 (AA.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göra^Jnglllz kuvvetleri Bremen şehrini kuşatmışlardır.
Londra ai (AA.) — General Palton kuvvetleri dlln akşam ikinci bir noktada Çekoslovak topraklarına girmişlerdir.
Amerikalılar Dresden kapılarında
Paris 21 (AA.) — Birinci Amerikan ordusu bu akşam Dessau'ya İki buçuk kilometre yaklaşmıştır va buraya girmeğe hasırlanmaktadır.
Parla 21 (A.A.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, birinci (Arkası sahife 2, sütun 6 de)
Polonya meselesi
Londraya göre Ruslarla Polonyalılar arasındaki müzakereler gizli tutuluyor
Londra 20 (AA.) — Londralı tefslr-c İler İn bildirdiklerine göre, Lublln İdaresinin San Francisco konferansında Polonyayı temsil etmesi hususunda Rusların yeniden yaptıkları talebin, Amerikan hükümeti tarafından reddi İngiliz hükümeti tarafından ta-mamile anlaşılmış va tasdik edilmiştir.
Kırım kararını tatbik mevkiine koyarak Polonyanın bütün demokrat partilerini temsil edetı bir muvakkat milli birlik hükümetinin kurulması, ve bu hükümetin İngiltere, Birleşik Amerikan ve Rusya tarafından tanınması henüz şüphelidir. Konferans
be» güne kadar toplanacaktır.
i?lğer taraftan, Ruslarla PolonyalIlar arasında cereyan ettiği söylenen müzakereler hakkında tam bir esrar hüküm sürmektedir. Bu müzakereler hakkında îngllizler tarafından yapılan tahkikat, memnuniyet verici na-tlcelere varmamıştır.
Vaşlngton 20 (A. A.) — Bıı hafta sonunda, Sovyet Dış İşleri Halk Komiseri M. Molotof'ıın Vaşingtona muvasalatından sonra, İngiliz, Amerika vs Sovyet Rusya temsilcilerinin Polon-yanın San Franclsco'da temsili vs yeni bir Polonya hükümeti kurulması meselesi üzerinde görüşecekleri zan-nolunmaktadır.
Japonlar bir ayda 100 harb gemisi va 2569 uçak kaybetmişler
Nevyork 21 (A A.) — Amiral Nlmltı umumi karargâhından bildirildiğine göre, bir ey İçinde Jüponlar oklnawa adasında cereyan etmiş olan çarpışmalar esnasında 100 harb gemisi kaybetmişlerdir. Bunların arasında 45.000 tonilâtoluk Yamato zırhlısı, İki kruvazör, beş muhrip vardır. Japon hava kuvvetleri de 2569 uçak kaybetmiştir.
Amerikalılar 15 harb gemisi kaybetmişlerdir.
General Dentz idama mahkûm oldu
Londra 20 (AA.) — Paris radyosuna gör» General Henrl Denzt ölüme mahkûm edilmiştir. Dentz'ln askeri rütbesi de kaldırılmıştır.
özel idare ve Blediye memurlarına yardım
Ankara 20 — tç İşleri Bakanlığı devlet memurlarına olduğu gibi özel İdarelerle beledly* memurlarına da birer maaş tutarında yardım yapılması için hazırlıklara başlamıştır. Listelerin havlanmasından sonra Maliye Bakanlığı bu işe ayrılan 8 milyon lirayı belediye ve öwl İdarelere gönderecek, tç lşM bakanlığı da yardımın yapılma*: hakkında ilgililere emir verecektir.
Toprak kanunu tasarısı
Ankara 20 — Toprak kanunu tasarısının Mecliste müzakeresine önümüzdeki hafta İçinde başlanacaktır.
HAFTA KONUŞMASI
İstanbulun çayırları
Yazan; Refik Halid Karay Yarınki Akşam’da
DİKKATLERİ
insaf
Gazetede bir İlân gördük: «Kuzine imali ,. Bunun ne olduğunu birdenbire anljyamadık. İlânı okuduk: «Fabrikamızda bir adet yemek pişirme kuzinesi yaptırılacaktır...» Sümer Bank iplik fabrikaları İlân ediyor,
Tiirkçedo kullanılan ve herkesin bildiği «mutfak» varken, Fransızca bir kelimenin Rumca bozması «kuzinen yi kullanmıya ne lüzum var?
İnsaf, btras İyi Türkçe öğrenelim.
; f "" ^X-E
Berlin'de B ran den Haberler ajansının yorumcusu Mu Krull'ıln dün akşam bildirdiğin* göre, Rıular, Berlin’in doğu dolaylarında dün gedikler açtıktan aonra, çimdi Berlin banliyösün* yaklaşmaktadırlar. lııırger âbidesi Bern* 21 (AA.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerin* göre, Fursten-walde’y* gelmiş olan Sovyet birlikleri Amerikan kuvvetlerin* 70 kilometre yaklaşmış bulunmaktadırlar.
Norveç’te Almanlara karşı askerî harekât
İsveç ordusunun Norveç’te müdahalede bulunması ihtimali var
Londra, 21 (AA.) — İsveç radyosu dtin akşam Norveç hükümetinin Norveç'te Almanlara karşı girişilecek bir askeri hareket İçin yaptığı teklifin İsveç hükümeti tarafından reddedildiği hususundaki gazete haberlerin! yalanlayan İsveç Dış İşleri Bakanının demecinden bahsetmiştir. îsveç Diş İşleri Bakanı bu demecinde, bu bahse dair cereyan eden şeylerin açığa vurulanuyacağım bildirmiş ve fakat îsveç hükümetinin Norveç' teki gelişmeleri en büyük dikkatle* taklbetmekte olduğunu UAve etmiştir. Stokholm 20 (AA.) — Yakında Norveç’e bir Müttefik çıkarması yapılacağı hususunda Londra'dan yayılan haberler üzerine îsveç ordusunun Norveç'e müdahalede bulunmak İhtimalleri pek çok artmıştır. Gazetelerin büyük başlıklarla yayınladıkları bu haberler, buradaki mevcut siyasi gerginliği fazlasLle arttırmaktadır.
Günler Geçerken
kitap
■o
0 ro
2 o

Dilimize çevirdiğimiz bir eserin adım değiştirmek, satışına yarasın diye dikkati çekecek şekle sokmak ve sokmak için da berbadetmek doğru mudur? (Yeni Adam) dergisinde okuduğuma göre Stefan Zvveig'In bir hikâyesi dört ayn adla tercüme edil, mlş: (Şatranç hikâyesi), (Şatranç oyuncusu), (Yalnızlık kâbusu); ve ■— inanamjyacaksınız — (Gestapo nıahpesinde)! Hele bil sonuncusunun o değerli olduğunu sandığım esere bayağı bir polis romanı veya âdi bir melodram çeşnisi vererek onurunu kırdığı şüphesizdir Terlime den nıl bu şekil seçmiştir» yoksa basan kitapçı mı böyle olmasını istemiştir, bilmiyoruz. Fakat (Gestapo mahpeslnde) adından — eğer bu isim uydurma İse ve kitap daha sonra çıktıysa — satışı öbürlerinin aleyhine yürütmek açıkgözlülüğünü sezmemek mümkün olamaz. Ayrıca kitapların, alıcıya başka bir esermiş gibi gösterilmek maksadlle ad değiştirdikleri göl önünde tutulursa öyle bir hareketi İrfanla alâkalı bir ticarete hlş de yakıştıramayız.
Çeşitli adlarına aldanıp da bir kitabı bir daha almamağa dikkat etmelerini halkımıza tavsiyeden sonra bir dilden bir dili çevrildikler) zaman pek hoş düşmeyen bazj adlar bulunabileceğini de kabul etmemiz lâzım gelir, Netekim başka milletler öyla bir zorlukla karşılaşınca aslındaki adı değiştirirler; değiştirirle» ama kitabın görünür bir yerine doğrusunu da yazarlar. Böyle pek az raslanan vakalarda sebebini anlatarak uzun uzadıya mazeret beyan edenler bile vardır... tevekkeli bir tercüm* ve basım new ketine, bir mütercim ve kitapçı terbiyesine lüzumumuz olduğuna İkide bir ileri sürmüyorum! Kitapçılığımızın daha acıklı va affö* dilmez bir tarafı da rağbet gören bir tercümeyi acele aoel* v» üstünkörü birine çevirtip ötekinin ikinci baskısı çıkmadan piyasaya almaktır. Bütün bunlardan anladığımız şuı F“ ,, * ” *
başıboş bırakıldığı ve kitapçılık Aleminde okuyanların bir takım İşler döndüğü..
Sinemacıların da sırf müşteri toplasın diye flltm kıyasıya değiştirerek hep aşkh sevdalı, hattâ duygulan yıcı şekle sokmaları da uygun bir hareket sayılamaz; .
asıl adların, aslındaki lisanla yazılması icabeder. Zaten dünyanın lıer yerinde clddt müesseselcrln yaptığı da budur. Bakalım bizim bazı mütercimler, kitapçılar ve sinemacılar öyle dih'M usullere uymaktaki İnce zevke ne zaman ulaşacaklar!
Refik Halid Karay
çıkmadan pîyR-Kitapçılığın peİ " rarannl
ndlaruıı kamçıİA-Uânlarda
San ît e 2
A 8 Ş A M
21 Nisan 1945
I—HAFTA SONU NOTLARI-
Trieste meselesi
DÜHYfl EMNİYET TEŞKİLÂTI
Resim sergileri
ey kel tıraş Zühtii Müride ğlu bu sene açılan sergilerden bahsederken diyor kİ:
m Elif Naci 1933 «eneslnd® bir makalede «Bu sene Türkiye’de altı •ergi açıldığını iftiharla Böyllyebl-llrlzn diye yazıyordu. Aradan on iki sene gibi kısa bir raman geçti. Şu •on altı ay İçinde sadece İstanbul’ da on dört, on beş sergi açılı verdi. Yaz gelmeden açılması takarrür etmiş dört beş sergi dalı a olduğunu hatırlarsak İstanbul gibi sergi açmaya müsait tek yeri olmıyan bir tehirde, apartıman dairelerinde, mağazalarda, Halkevlerinin spor salonlarında ve nihayet büyük bir fedakârlıkla ortaya gelen Oygar'ın küçük galerisinde açılan bu kadar çok serginin, cidden üzerinde durulması gereken bir hâdise olduğunu kabul etmek Icabeder.»
Evet, İstanbul gibi sergi açmaya müsait tek yeri olmıyan bir şehirde ressamlarımız nasıl 15 sergi açmışlardır? Hayreti Nasıl açacaklardır? Yine hayreti

Çıkmaz sokakta sergi
öyle sanıyorum ki çimdi İstanbul'da kapı kapı dolaşıp ev arayanları ikiye ayırmak lâzımdır: Bir kısmı oturmak İçin ev arıyor; bir kısmı da ressamdır, sergi açmak İçin kapı kanı dolaşıyor, han’arı, apartmanları, tavan arşlarını, dükkânları gözden geçiriyor, nerede bir yer bulurlarsa orayı hemen kapatıp sergilerini açıyorlar.
Geçen hafta bayan Fahrûnnlsa Zeldin sergisini Maçka’da Ralli apartmanındaki dairesinde görmüştük. Bu cumartesi ressam Safir! Berkel’ln açacağı gravür, yağlı boya, desen, sulu boya resini sergisini gezeceğiz. şimdi önümde duran davetiyede şu adres var: «Kısmet han. Saktı Selim çıkmazı, İstiklâl caddesi."
Bir çıkmaz sokakta bile olsa sergisini açacak bir yer bulan kıymetli ressamımızı tebrik ederiz. Ama bu ahrete serginin nerede olduğunu bulup çıkaracak sanat severler de en az kendisi kadar tebrike lâyıktırlar.
Tekrar edelim: İstanbul’un daimi bir sergi binasına İhtiyacı rar-
Yirminci yüz yıl şaşırabilir
aç şairimiz var? Biliyorum cevap veremezsiniz? Buall biraa kolaylaştırayım: Zamanmus-da kaç kişi şair değil?
Şair İclrts Ahmet Pura arkadaşımız «Vatan* da yazdığı edebiyat yazısında bLr nefeste tam 20 geng şair «ayıyor. Tabii bir nefes daha alsa bu kafileye otuz dört şair daha katabilir. Etti mİ W?
Şimdi nefesi kvisp düşünelim: Edebiyat tarihlerimiz on üçüncü asrın başından 19 uncu asrın sonuna kadar yirmiden fasla büyük şair gösteremljror. Böyleee her yüz yıla iki. bozan da üç şair düşmektedir. Halbuki yirminci yüz yılda şimdiden kitaba geçmişlerle beraber en az iki yüz şair vardır. Yirminci yilz yılın henüz yarısınS cel-mcdiğimlr.i de unutmayalım.
Şimdiye kadar ebediyete ikişer, üçer büyük şair götQrm-k itiyadında olan yü? yılların bu »efor 500 kişilik bir kafile İle hareket edeceği şüphelidir. Hatta bu izdiham içinden hakikî büyük şairleri seçemeyip boş gitmesinden korkulur. Heteklm şimdiden «Şair yokl», «Şair yetişmiyor, deniyor. Biraz tenhalaşmak şairlerin menfaatinedir.
p
Gençlik yaşta değildir
"Y a-s*1 edebiyat nesli şiirden çok vezin ve kafiye taraflısıdır; genç edebiyat nesil ise vezin ve kafiyeden ziyade şiir taraflısı.
Bunu öğrendiktin sonra kim gençlerle beraber, kim yaşlılarla, kolayca ayırabilirsiniz. Nitekim sayın üstat İbnülcmln Mahmut Kemal yaşlı edebiyat netlinden olmakla beraber gençlerle aynı fikirdedir- «Tasvir» gazetesinin aruz vezni üzerine sorduğu bir suale cevap verirken şöyle dlyûr:
«— Bence her glizel şey bir şiirdir. Sözün mensür, kafiyeli, kafiyesiz olup olmaması İkinci derecede kalır.*
Gençlik de yaşta değil, başta, İmle meğer!
ŞEVKET RADO
Economist dergisi Trieste şehrinin Yu- Economist dergisi, büyük ve küçük devletler goslavyaya ilhakını muvafık görmüyor arasında müsavat gözetilmediğini yazıyor
Londra 20 (A.A) — Haftalık müstakil ( Economist» dergisi, mareşal Tlto’nun Trieste hakkındnkl aleni isteklerini şöyle yorumlamaktadır:
«Mussolini, İtalyanın Güney doğu Avrupada genişlemesi siyasetini t fi İt 1-hederken Trieste, Yugoslavyaya nüfuz İçin bir merkez olmuştu. Şu halde Trieste'nln İstikbalde İtalyanların elinde kalmasına Yugoslavlarla şimdi endişe 11e bakmaları tabiidir. Bununla beraber Trfastcnln Yugoslavya ya ilhaka, meseleyi katiyen hallet-mlyecektlr. Zira bu takdirde burası İki memleket arasında bir İhtilâf sebebi olur. Trlesteyt serbes ve muhtar
bir şehir olarak İlân etmek, İhtimal ki en İyi btr hal çaresidir. Bu şekli, İtalyan balkına kendi milli hayat ve medeniyetini muhafaza imkânını vereceği gibi, Trieste Umanının Orta ve Güney Avrupa ticareti İçin kullanılmasını mümkün kılar.»
Economlrt dergisi, hudut isteklerinin sulh konferansına bırakılacak yerde şimdiden İleri sllrlllmesinl takbih etmekte ve bu İsteğin Triesteyi büyük*Slav blokunun dış kalesi telâkki edebilecek olan Rus hükümeti tarafından desteklendiğini muhtemel bulmaktadır.
Türkiye, Rusya ve Yunanistan
Atinada çıkan Akropolis’in bir makalesi
Londra 21 thJı.l — «Economlste» > dergisi San Francisco konferansına' ayırdığı bir yazıda diyor kİ:
Egemenlik, büyük veya küçük devletlere tatbik edildiğine göre, tefsirde değişiyor. Bir taraftan bütün mil-' Jetler İçin «Egemenlik ve müsavat» İlân ediliyor, diğer taraftan, sulhun askeri vasıtalarla gerçekleştirilmesi batıla mevzuu olunca, müsavat dairesinde hareket etmek sadece imkânsız oluveriyor.
Veto meselesine gelince şurası mu. hakkak ki, büyük devletlerden her hangi biri olursa olsun zecri tedbirlere karşı masundur. Halbuki küçük devletler Emntyet teşkilâtının ekseriyetle vereceği bütün kararlara ve koyacağı bütün zecri tedbirlere boyun
Ulaştırma Bakanı
eğmeğe mecburdur. Bu, küçiik devletlere karşı büyük bir haksızlıktır. Vakıa bu hükmün şiddeti, küçük milletlere zecri tedbirleri koyacak ekseriyetin emniyet konseyindeki daimi üylerin oylarını da ihtiva etmesi yani küçük devletlere zecri tedbirlerin ancak bütün büyük devletlerin tasvibi ve fazla olarak İki küçük veya orta devletin de buna oy vermesi lâzım geldiği kaydı ile hafifler gibi gözükmekte ise de, bu ancak zahiridir. Çünkü hiç bir küçük devlet, büyük 'bîr devletin himayesi olmaksızın tecavüze kalkamaz. Eğer küçük bir devlet başka türlü hareket ederse bu bir çılgınlık olur kİ cidden en ağır cezaya hak kazanır.
Alman filosu
U_ Q û_ (N
B. Hasarı Âli Yücel Mersinden Ankaraya dönüyor
Mersin 20 — MllU Eğitim Bakanı B. Haşan ÂB Yücel, bugün buraya gelmiştir. Haşan Ali Yücel, yeni yapılmakta olan Halkevlni ve onu takiben de ilse ve tüccar kulübü binalarını gezmiş ve orta okula giderek dersleri taklbeykmiş ve öğrencilere sualler sormuş, Mersin öğretmenleri ile ilimizin öğretim İşleri üzerinde uzun bir görüşmede bulunmuştur.
Milli Eğitim Bakanı Mersin’in portakal bahçeleriyle diğer görülecek yerlerini gezdikten sonra, Ankara’ya dönmek üzere buradan ayrılmıştır.
Yedek doktorlar devre bitimi töreni
Ankara 20 — Yedek doktorlar, devre bitimi münasebetlle bugün Ulus meydanında Zafer anıtına çelenk koymuşlar, okul müdürü profesör doktor Zeki Hakkı Pamlrln başkar. lığında bir hey*t Atatürk'ün muvakkat kabini ziyaret ederek Ebedi Şef’lr. mânevi huzurunda hürmetle eğilerek bir buket koymuştur, öleden sonra da Giılhane askeri doktorları tatbikat okulunda and içme töreni yapılmış ve nutuklar söylenmiştir.
Adana çifçilerinin ilk öğretim seferberliğine yardımları
Ankara 21 (Telefonla) — Bon Adana depreminde yıkılan ve hasar gören köy okulları ile yeniden yapılacak ilkokullara bir yardun olmak üzere Adana çlfçlleri hububat mahsullerinin yüzde birin! ilk öğretim seferberliğine ayırmağı kararlaştırmışlardır.
Üniversite talebesinin Edirne’ye gezi*i
Üniversite Talebe birliği, 23 nisan Milli Hâkimiyet bayram» mü-nasebetiie Edlmey® bir gezi ter-ttbetmlştlr. Kafile bugün hareket edecektir,_____ ______
İsveç vapuru bu akşam gidiyor
Yurdumuzda enterne edilen Al-atanlardan 342 sini mcmleketlerl-0» götürecek olan İsveç bandıralı Drottningtıolm vapuru bugün Akşam tteeri limanımızdan hareket edecektir. Gemi, limanımızdan yüklediği taüm. zımpara, fındık, şeftali çekirdeği İçi, meyan kökü barsak, ve sigara gibi ticaret eşyasını da götürmektedir.
Karne ile zeytinyağı tevzii mayısta başlayacak
Ankara 20 — Verilmekte olan beyannamelerle zeytinyağı stoku kesin olarak anlaşıldıktan sonra ayda nüfus başına ne miktarda zeytinyağı verileceği teshil olunacaktır. Karne ile dağıtıma ancak gelecek ayın başında başlanabileceği söylenmektedir.
Atina 20 (AA.) — Anadolu ajansımın Özel muhabiri bildiriyor:
AkropoUs gazetesi, «Rusya, Türkiye ve Yunanistan* başlığı altında neşrettiği bir yazıda şöyle diyor:
«8ovyetler BlrUğintn Türkiye Büyük Elçisi M. Ylnogrndorun Ankaraya dönüşü, Türk - Rus antlaşmasının feshedildiği günün hemen akabinde Balkanlarda ve Balkanlar dışında bazı mahfillerde hasıl olan ve Sovyet hükümetinin bu hareket 11e Moskova ve Ankara arasındaki münasebetlerin gergin bir şekil alacağı yolunda bulunan İntibaı ortadan kaldırmıştır.
Yunan-Rus münasebetlerinin harb-den doğan şartların çerçevesi dahilinde yeniden tesisi için müzakerelere girişilmiş olması, biz Yunanlılar için memnuniyet verici bir hâdise teşkil eder. Zira, Yunan milletinin çoğunluğu tarafından 8ovyelLer Birliği hakkında beslenilen histerin yanlış bir şeklide aksettlrllmesi İçin müfrit solcuların sarfettiklerl gayretlere rağmen. Yunan millet! büyük Kuzey devletine karşı yalnız büyük bir hayranlık duymakla kalmamakta, aynı znmanda Rusyanın yeni dünyanın teşkilinde oynıyaeağı rolü de takdir etmektedir.
Türklyeye gelince, bu memleketle bundan on beş sene evvel Atatürk ve Venlzeloa'un Ankara’da temelini attıkları sağlam ve devamlı dostluk bağlan ile birleşmiş bulunuyoruz. o ramandan beri bu dostluk siyasi ranıretlerin çer-
çevesi dahilinde kuvvetlenmiş ve İki milletin ruhunda kökleşmiştir. Yunan milletinin kahramanca mücadelesi Türk milletinin Yıınanistana karşı dostluk hislerinin tezahürüne vesile olmuştur. Türk basınının hararetli makaleleri ve Türkiye radyosunun yayınları Yunanlıların savaşçılık kudretl.nl Övmüşlerdir. Türkler, elim kıtlık günlerinde bize yiyecek maddeleri gönderdiler. Bundan başka Arnavutluk destanını. Elâlaneyn’de ve Rl-mlnl’de devam ettiren Yunan silâhlı kuvvetlerinden en büyük kısmının Türkiye yollyle gönderildiklerini de İnkâr etmemek lâzımdır.
Bun d 3n dolayıdır kİ. üç büyük devletin genel politikası çerçevesi İçinde ve Kuzey doğu Avrupa İle Yakın Şark devletleri için çizilecek umumi siyaset hattı dahilinde yeniden tesis edilecek olan Türk - Rus münasebetleri hususunda hasıl olan yanlış İntibaın ortadan kalkmış olması, biz Yunanlılar İçin memnuniyetle karşılanacak bir keyfiyettir.
Bulgaristan ve Romanya gibi bazı Balkan memleketlerinin geç bir nedamet göstermek ve harbin son safhasında ehemmiyetsiz bir askeri iş birliği yapmak şuretüe mânevi ve esaslı kazançlar elde etmeğe çalışmaları keyfiyeti, bu harbin sonunda ortaya çıkacak her türlü meseleleri çözmeği mümkün kılacak olan ve büyük müttefiklerce müteaddit defalar İlân edilen adalet prensiplerinin değiştirileceği mânasına gelemez.»
Bu
muharririmize demeci
sabah gelen Bakanın
Yalnız iki kruvazörden ibaret kaldı
O
Amerikanın Italyaya karşı durumu
İsviçre, Alman hududunu kapadı
Memurlar kanunu
Ankara 20 — Memurlar kanun tasarısı önümüzdeki günlerde Genel Kurula sunulacaktır. Komisyon, tasan üzerinde bazı değişiklikler yapmıştır Bunlar aracında ücretlerin peşin verilmesi, hususî idare ve belediyelerde çalışanların memur târifl içine alınması. sınıf İndirme yerine terfiin geciktirilmesi gibi konular vardır.
Malatyada bir cinayet
Malatya (Akşamı — .Hailce adında bir kadın, kendisiyle bir mitadet-tenberl münasebette bulunan Kadri »dmda birine, kocasından ayrılarak evlenmelerini takllf etmiştir. Kadri bu teklifi reddettiğinden kadın bir tabanca ile üzerine ateş ederek öldürmüştür. Kadın yakalanmış, tahkikata başlanmıştır.
KÜÇÜK HABERLER
★ 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk bayramında Üsküdarda yapılacak tören programı teşbih edilmiştir. Bu programa göre, o gün saat 10 da törene İskele meydanında başlanacak, onu müteakip Halkevi binası önüne gtdllecek, orada da nutuklar ve şiirler söylenecektir. Aynı gün öğleden sonra Halkevlnde bir temsil verilecek, ayrıca Üsküdar sinemalarında çocuklara parasız filimler gösterilecektir.
*■ tkhal edilecek kauçukların ne şekilde sarf olun acağı Ticaret B akan-üğmca henüz testolt edilememiştir. İlgililerin malûmatlarına müracaat, edilmiştir. Ticaret oflsj istihlâk İşlerin! İncelemektedir.
★ İstanbul’da sermayesi beş bin liradan aşağı 80 - 90 bin esnafın bulunduğu tahmin edildiği halde kayıtlı esnafın miktarı bir türlü 00 bini aşamıyor. Bunun üzerine esnafın kadastro esasına göre teshili ve her semtte bulunan Muafın tasnifi uygun görülerek çalışılmağa başlanmıştır. Kadastro esasına göre yapılacak ta-tıitten s-Ta kayıt harici kalan esnaf meydnna çıkarılacaktır,
Vaşingtonda neşredilecek bir tebliğle aydınlatılacak
Almanyadan büyük bir akın olmasından korkuyor
Ulaştırma Bakanı general Ali Fuat Cebesoy bu sabahki ekspresle Anka-radan şehrimize gelmiştir. Bakan. kendJsfle konufân bir muharririmize şunları söylemiştir:
( — İslanbulda Bakanlığa bağlı dairelerle İşlerimiz vardır. Onlar için geldim. Deniz Ticareti okulunun diploma tevzii töreni ayın 27 sine Tasladığından, törende maalesef buluna-ımyacağım. çünkü daha evvel Ankaraya döneceğim.»
Bakan general AH Fuat Cebeooy. İstanbulda telefon şebekesinin çok mahmul olduğunu, btr kişiye bile yeni numara vermeğe İmkân olmadığını söyledikten sonra Liman reislikleri arasında değişiklik yapılacağı hak-kındakl rivayetlerin doğru olup olmadığı sualine, bunun idari İşlerden olduğunu söylemiştir

... o
Londra 21 (AA.) — Londra yetkili mahfillerinden bildirildiğine göre, Alman harb donanmasında ancak i Id > kruvazör, Prince Eugân ile Nürnberg kruvazörleri kalmıştır. ■r
Hipper ve Emden kruvazörleri hâlâ su üzerinde yüzmekle beraber, İngiilzH— hava kuvvetlerinin Klel’e yaptığı akın >■» sırasında vahim surette hasara uğra-x) talmışlardır. Köln kruvazörü Wil-_—
he’ .haven'de. Amiral Scheer zırhlı-sı ise Kiel’de batırılmıştır. GnelşenaiLtS ile Scidbtz Rusların elinde olup, bl- CO rincisl Gdynia’da, İkincisi de Koe- Ğ) nigsberg'de bulunmaktadır. Son man cep kruvazörü Lutzov, İngiIIA-* hava kuvvetlerinin S'Vİnemunde’ye 16 nisanda yaptığı »»«-•• "«ta ^vsjş dışı bırakılmıştır
Vaşington 21 —Parlâmento
kaynaklarından öğrenildiğine göre. Birleşik Amerika’nın İtalya’ya karşı durumunu aydınlatacak bir tebliğ, Ban Francisco konferansının başlangıcından önce Dış Bakanlığı tarafından muhtemel olarak neşredilecektir. Mamafih bu tebliğde Amerika, İtalya’ yı tam mânaslyle bir Müttefik olarak laıunuyacaktır.
İşçi partisinin temsilcisi M. Vltto Marc Antonlo’nun, M- Stritlnlus İle' yaptığı bir görüşmeden sonra, muha-' birlere söylendiğine göre. İtaiyarun siyasi, maddî ve mânevi sahada kalkınması için Birleşik Amerika hükümetinin elinden geleni yapacağı hususunda M. Stettlnlus, kendisine teminat vermiştir.
Fakat, İtalya tamamen iadcl İtibar etmeden evvel, Büyük Britanya’nın, Birleşik Amerika’nın ve Rusya'nın buna birlikte muvafakat etmesi gerekecektir.
Bergama temsilleri ve turizm işleri
Ankara 21 (Telefonla) — Bergama-da verilecek temsiller etrafındaid tedbirlerle turizm .işlerini İncelemekte olan BakanİJklararası Turlara komisyonu bir rapor hazıriıyaıak başkanlığa vermiştir.
Belgrad elçiliği müsteşarı bugün gidiyor
Belgrat elçiliği müsteşarı B. Celâl Tevfik Karâsapan bugün Belgrada hareket edecektir. Elçimiz B. Tevfik Kftmll'ln on beş gün sonra hareket edeceği öğrenilmiştir,
Bolu’da deprem
Bolu 20 (A.A.) — Bugiln 1.45 de burada oldukça şiddetli bir yer depremi olmuştur. Hasar yoktur.
Zürich 20 (A.A) — İsviçre federal meclisi bir kararname ile, Almanya hududunu kapamıştır. Kararname derhal yürürlüğe girmiş ve hudut koruma kıtalar He. hududa yakın bulunan diğer askeri kuvvetler harekete geçmiştir. Bu ânl karara sebep olarak çok sayıda seçkin Alman kıtalarının güney Almanya'ya gelmiş olması ve fabrikaların taıpanmasile İşsiz kalan ameleyi, iaşe ve iskânlarını sağlamaktan âciz bulıınnan Alman hükümetinin İsviçre üzerine sürmesi Ihtlmail Heri sürülmektedir.
Tramvay taksiye çarptı
Vatman Hayrlnln İdaresindeki Tünel - Şişil tramvayı bu sabah saat yedide Tünelden Galatasaray» gitmekte İken Yeril Mallar Pazarı önünde, Mehmet Alinin idaresindeki bir taksiye çarparak hasara uğratmış, tramvayın da camları kırılmıştır. İnsanca bir zayiat olmamıştır.
Bayındırlık Bakanlığı müsteşarı Edirne’de
Edirne fAkşam) — Bayındırlık Bakanlığı müsteşarı Salâhaddin bugün şehrimize gelmiştir. Müsteşar umumi müfettişliği ve vilâyeti ziyaret etmiş Meriç su İşleri Ve vilâyetin bayındırlık İşleri üzerinde incelemelerde bulunmuştur,
Bıırsada bir genç kız sokakta öldUrüldil
Bursa 20 — Posta memurlarından Müh51ne adında genç bir kız, Rauf adında biri tarafından sokak ortasında tabanca İle vurularak öldürülmüştü" Rauf hâdiseden sonra kaçmış ise de yakalanarak adllyeye verilmiştir. Kaatll, Muhslne İle bir kaç seneden beri tanıştığım ve daveti üzerine Bur-m geldiği halde kendlsnc yüz ver-rn- linl iddia etmektedir.
Amerikalılar Münih’den 100 Km. uzakta
(Baş tarafı 1 inci sahifede) Amerikan ordusuna mensup birlikler dûn akşam Ratisbon şehrine 40 kilometre yaklaşmış bulunuyorlardL
Nevyork 21 (AA.) — Müttefik
umumi karargâhından gelen bir habere göre, Kolanda da İlerlemekte olan KanadalI kuvvetler bu memleketin dörtte üçünü Alnıanlardan kurtarmışlardır.
Ruhr cebinde 317.000 esir alındı
Paris 21 (AA.) — Batı cephesindeki Mütetflk orduları Başkumandanı Elscnhmver bir günlük emir neşret-mlştir. Bu günlük emirde General şunları bildirmektedir:
«Ruhr muharebesi tam bir zaferle nihay etlenmiş tir. Burada 21 inci ordu grupu 2t Alman tümenin! bozguna uğratmıştır. Bunların arasında 3 tırhb ve 3 bava tümeni bulunmaktadır. 317.000 esir alınmıştır. Bunların arasında 24 general ve bir amiral vadır. Düşmandan mühim miktarda ganaim alınmıştır. Bunun arasında 750 top vardır.
Mareşal Model intihar etmemiş, kaçmış
Londra 21 (AA) — Müttefik başkomutanlığı karargâhında bulunan bir muhabirin telgrafla bildirdiğine göre, Ruhr cebinde Alman başkomutanı Mareşal Model (sslr edilmemiştir. Sivil kıyafetine girerek kaçtığı zannedilmektedir. Rommel’ln eski genelkurmay başkanı olup «Lehr» zırhlı tümenine komuta eden General Ba-yerleln de esirler arasında bulunmaktadır. Komuta ettiği tümen îsfr-Iolın’da teslim olmuştu.
Nevyork 21 (A.A) — Beşinci Alman zırhlı ordusunun kumandanı General Joseph dün akşam 'esir alınmıştır.
Amerikan ve Rus orduları biri eşiyorlar
Nevyork 21 (A.A.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine gflro Amerikan erlerine Sovyetlerln kullanmakta Oldukları tankların resimleri dağıtılmıştır.
Amerikan ve Sovyet birliklerinin bugün yarin birleşecekleri tahmin edilmektedir.
Paris 21 (A.A.) — General Pattan kuvvetleri geni^ bir cephe üzerinden Ç-Jkoslovakya hududunu aşmışlardır. Ilöd dolaylarında bir çok meskûn yerler ele geçirilmiştir.
Almanyanın üçte ikisi zapledildi
Nevyork 21 (A.A.) — Batıda vo Doğuda ilerlemekte olan Müttefik orduları Almanya'nın üçte ikisini İşgal etmiş bulunmaktadırlar.
Almanyanın MÜUefllc erlerin! görmemiş olan yalnız İki eyalet! kalmış-tır. Bu İki eyalet şunlardır; Meck- . lemberg ve Schelesrelg - Holsteln. |l
Doğu Al man yad a Polonyahların iskânı
Moskova 21 (A.A.) — Doğu Prusya’nın, Batı Pomeranya’nın ve Silez-ya'nm İskânı işine başlanmıştır. Buralara yerleştirilen PolonyalI yüz aile ya gitmek üzere memieektlerınden ayrılmışlardır
7.000 Varşova'n muhacerete talip olmuştur. Krakovl bölgesinden beş bin. köylü ve Klelce'den 50 aile, batıya girmek üzere memleketleinden ayni misi ardır.
Amerikan Millet
Vekilleri Almanyadaki kampları gezecekler
Vaşington. 21 (A.AT — İngiliz Parlâmentosu üyeleri gibi Amerikan Kongresi üyeleri de toplama kamplarında Nazllerln yaptığı zulüm ve İşkenceyi görmek üzere Almanyaya gelmeğe davet edilmişlerdir.
Savaş meydanlarında ölen muhabirler
vaşington 20 (AA.) - Harbiye Bakanlığından bildirildiğine göre, harbin başından beri 23 Amerikan harb muhabiri cephede ölmüştür.
BORB
20/V1S45 flatlerl
Londra üzerine 1 sterlin 522
Nevyork üzerine 109 dolar 132.—
Cencrvre 109 İsviçre Fr. 30.3255
Marld üzerine 100 pezeta 12.«9
Stokholm üzerine 100 kuron 31.1325
ESHAM VE TAHVİLÂT
% 5 faizli ikramiveier:
1933 Ergani 24.60
1938 İkramiyen 23.25
Milli Müdafaa 2250
D. Yolu İkramiyell 98 İ0
% 7 faizli Tahviller:
Sivas - Erzurum I 20.10
Sivas - Erzurum 2-7 20.—
1941 Demiryolu I 19.93
1941 Demiryolu n 19.60
1941 Demiryolu IH 20.40
Milli Müdafaa I 20.10
Milli Müdafaa n 19.55
Milli Müdafaa III 19.50
Anadolu Demiryolu Gruput
Tahviller 1-2 83—
Hisse senetleri % 60 35—
Mümessil senet 49.23
Hisse senetleri:
Merkez Bankası 155.—
îş Bankası 14.60
T. Ticaret Bankası 4.20
Aslan Çimento 9.40
ALTIN
Borsa dışında
Gulden 33.25
Reşadiye 36.20
İngiliz 41.30
Külce 530
* lr-orina •
| Cemçızlyclcvvcl 8 — Kasını 1C5 |
1 İmsak Güneş öğle tklndl Ak Vattı 1
| E. 8.28 10.18 5.19 9.09 12.00 1.3*>|
|v. 4.22 fl.12 13 13 17.00 19.55 21 331
21 Nisan 1945
AKŞAM
Sahile 3
AKŞAMDAN AKŞAMA “Elbette bir hikmeti vardır!» diye düştüğümü* dalâlet...
EH İR HABERLERİ
Bir çırpıda
Müttefikler, Alman sahillerine yaklaşıyorlar. Limanlan ele geçirecekleri sırada, rıhtım, dok, tersane ve gemilerde çalışanlara bir tebliğde bulundular:
— Olmaya ki tahribat yapasınız! Bütün o vasıtalar, ilerde Al* manyayı geçindirmeğe yarıya-oaktır.
Fakat Nariler emir veriyor:
— Sakın hiç bir tesis düşmanların eline sağlam geçmesin! Her feyi yıkın, mahvedin!
Düşündük, taşındık; mâna veremedik. Vakıa, Rusyacın istilâsı sırasında da Mareşal Stafin UkraynalIlara buna yakın emirler vermişti: Mahsulün, binaların ve her şeyin harabedildikten sonra düşmana kupkuru bir toprağın bırakılmasını bildirmişti. Fakat o zaman, müdafaa bakımından bu lâzımdı Rus mîlleti, geniş bir zemine, geniş bir zamana sırtını dayamıştı. Şimdi ise, Almanların, günleri saat saat, arazisi dönüm dönüm sayılıdır, Azrail, Nazi fırkasının ve Alman or-duşunun kapılarını çalıyor. Onlar sa, komutalarını veriyorlar:
«— Bizden sonra tufan!... Neniz varsa yıkınız...
Kendilerinden sonra Alman milletinin bir hayatı olabileceğini, o milletin ıstırapları, Alman toprağı üzerinde her ne muhafaza edilirse onun sayesinde bir nebze daha hafifliyeceğini akıllarından bile geçirmiyorlar.
Peki ama, acaba akıllarından ne geçiriyorlar?
— Elbette bîr bildikleri vardır,., Bizim havsalamız kavramıyor ama, şu son hareketlerinin elbettp bir hikmeti olacak...
»Nazi dehâsı», iktidara geçtiği zamandan beri boyuna verdiği bu kıratta emirlerle dünyayı def-a!arca ve defalarca şaşırttı.
Her ne saçmaladı ise, karşısında şaşkın, hayran duruldu:
— Bizim naçiz mantığımız bunu almıyor ama, bizdeki mantık zaten nedir ki? Alman erkânı harbiyesinin plânlarından elbette muazzam işler sâdır oluyordur. Büyük bir takım başarılar kıvıracaklar... Biz fanilerin gözlerimize bunlar görünmez...
Her münasebetsizlik böyle tef Bir edildi. Hattâ Siegfried dışına doğru yapılan taarruz üzerine de böyle düşünülmüştü. Almanların son karşı taarruzu hakkında da böyle bir zanna kapılındı:
— Elbette bir hikmeti vardır!!
Meğer, tâ başındanberi, tâ o ııazariyelerin ortaya atıldığı gün-denberi hiç bir şeyin derin ^hikmeti» yokmuş. Bizlerin o biçare, o mütevazı, o yerle bir mantıkçı-ğmut üstünmüş, haklı imiş.
(Vâ . NÛ}
Lâstik tevzii
Dlin öğleden sonra Vali muavinlerinden B. Sabrl'nln başkanlığında Vilâyet Dağıtma komisyonu toplanmıştır. Bu toplantıda hususi şahıslara alt kamyonlar için 42, resmi daire ve miiessesat emrinde bulunan kamyonlar İçin de 28 otomobil lâstiği tevzi edilmiştir.
F
Kari mektubu
Şeb Safa kadın camii-nin bugünkü hali
-— ■-------
Zeyrek yokuşunun aşağı başında ve Atatürk bulvarının üzerinde olan bu cami bugün harap bir haldedir. Bu camii Birinci Sultan Abdtilhaınidln altıncı kadını Şeb Sefa kadın Şehzade Sultan Meh-medln ruhu için yaptırmıştır. Mimarı Arnavut Mehmet efendidir. Mehmet efendi İdrls ağanın maaharı teveccühü olarak Zeyrekte şeb Sefa kadın camisinin bina emanetini ve Anadolu Muhasebeci vekâletini üzerine aldıysa-d* 1304 de azil edilmiştir. Efendili İdrls ağada azledilmiştir.
Şeb Sefa kadın 1220 de vefat ■dip camisinin önünde yatıyor.
Bugün bu caminin İçi v0 dışı çok haraptır. Tarihi ve mimari eserimizi bu fena durumdan kurtaralım. Bu tarihi eserimizi Ga-zanferaga medresesi gibi İhya ödeten.
MUHLİS GÖK _________ J
Teşekkür
Mehmet Sarim Kibar merhumun çşi Mihrlban, oğulları Ali ve Osman Kibar, kızları Nermln Baykurt ve İfc l Sezgin, uğradıkları acı kayıp do-(ayıslle kendilerini ariyan ve tazlyet-te bulunan bütün dostlarına İçten ve »onsuz teşekkürlerini arzcderler.
Beyaz ekmek
Daha 15 fırın bu ekmekten çıkaracak
İkinci nevi ekmeğin maliyetinin satış fiatlne nazaran çok yüksek olduğunu ve halkın bu ekmeğe rağbet etmediğini, bu yüzden de siyan etmekte olduklarım İddia eden İkine! nevi ekmek çıkaranların talepleri haklı görülmüş, ekmek flütlerine 20 para zammedümlştl. İşledikleri un miktarı, rağbetsizlikten dolayı, az olan bu fırıncıların hepal yeniden belediyeye müracaat ederek zammedilen bu 20 para durumlarını düzeltmediğini bu İtibarla kendilerine has un verilmesini İstemişlerdi. Belediye yaptığı İncelemeler sonunda bir semtte bulunan esmer ekmek çıkaran fırınların hakikaten çok az un işlediğini tesblt etmiştir. Toprak mahsulleri ofisiyle temasa geçen belediye esmer ekmek çıkaran fırınlardan bir kısmına daha has un tahsis edilmesini sağlamıştır. Esmer ekmek alacak kimselerin güçlük çekmeden bu çeşit ekmeği bulabilmesi İçin belediye kaymakamlarla konuşmuştur. Beşlktaşla Fatih ilçesinden gayri diğer Uçelerin kaymakamlarlle bir anlaşmaya varılmış ve bu suretle her kazada bulunan fırınlardan kaçına daha beyaz un verilmesi icabettlğini kararlaştırmıştır. Beşiktaş ve Fatih İlçeleriyle de yakında bu hususta bir anlaşmaya varılacaktır.
Bu iki ilçeden gayri diğer ilçelerde yeniden 15 fırına daha beyaz un verilmektedir Bu 15 fırının 9 u Beyoğlu 3 ü Eminönü, biri Bakırköy t biri Sarıyer, biri de Üsküdar ilçeslndedlr.
Şehirde 118 ton zeytinyağı ve 66 ton pamuk yağı var
Ellerinde zeytin ve pamuk yağı bulunanlardan İstenen beyannameler İl makamına verilmiştir. Bu beyannamelere göre, şehirde tahminden fazla zeytinyağı olduğu tesblt edilmiştlr.Ti-caret Bakanlığına. İstanbulda muhtelif asit dereceli 118 ton zeytinyağı ile satıcıların elinde 66 ton pamuk yağı bulunduğu bildirilmiştir. Yeni tevziat şekil hakkında Bakanlıktan emir beklenmektedir.
Memurlar ve dar gelirlilere pirinç hangi kuponla dağıtılacak
Memur, emekli, dul ve yetimlerle dar gelirlilere verilmesi kararlaştırılan üçer kilo pirincin hangi kuponlarla dağıtılacağı hakkında belediye ye emir gelmiştir. Dar gelirlilere ellerinde bulunan şeker kartlarının A kuponlarlle pirinç verilecektir. Memur, emekli, dul ve yetimlere dağıtılmasına başlanan mayıs ve haziran aylarına mahsus ekmek kartlarının başlıklarlle pirinç verilecektir. Anca» halk ağır İşçllerile, memur ağır İşçilerine verilecek ekmek kartlarının renklerinde benzerlik olduğu görüldüğünden, mutemet bakkalların yanlış kuponlarla pirinç vermelerini önlemek İçin satıcıların dikkati çekilecektir. ______
Büyükada hamallarile arabacıları bir örnek elbise giyecek
Büyiikadada hamallarla yük ve binek arabacılarının bir kılıkta olmalarına karar verllıhlştir. Hamallarla arabacılar elbiselerini kendileri yaptıracaklardı!
Diğer taraftan iskele ile iskele civarındaki binaların sayfiye yerlerine yakışan bir şeklide boyanmalarına yakında başlanacaktır.
Bu yıl Ada çamlarının temizlenmesi İşinde İlmi usuller kullanıldığı için İyi neticeler alınmıştır.
Beyaz peynir
Bu •ene geçen seneden yüzde yirmi fazla
Memurlara ikramiye
Dün dağıtıldı, belediye para bekliyor
Bedava rapor
şehir Tiyatrosu Dram kısmı sahnesinde bu senenin son temsili olarak seyrettiğimiz «Dördüncü Hanrl» adlı piyesin müellifi Plrandello yirminci asrın başlangıcında tiyatroya büyük yenilikler getirmeğe muvaffak olmuş ve bu sayede büyük şöhret kazanmış bir İtalyan edibidir, Pirandello’nun eserlerinde hayal ve hakikat bir nevi romantizme bürünür. Onun piyeslerinde bütün seyirciler iik hamlede büyük bir tereddüde uğrarlar, sonra da şaşırıp kalırlar. Bir kısun seyirciler bu şaşırmacanın tadını alarak ona yaklaşırlar, onun hararetli bir müdafii olurlar. Bir kısmı da İsyan eder gibi tavırlar takınırlar, ondan uzaklaşırlar, pirandello’nun piyeslerini okumanın daha zevkli olduğunu iddia edenler de vardır. Fikrimi kısaca İfade İçin, Pirandello’nun piyeslerinde, onu beğenenlerin İddiası hilâfına, n» sihir, ne keramet vardır diyeceğim. Marifet onun usta elinin piyes boyunca sezilen çevlkllğlndedlr. Evet, onun piyeslerinde bir el çabukluğu marifeti vardır.
Biz Pirandello.yu sahnemizde İlk defa olarak. 1927 de, «Altı kişi muharririni arıyor» adlı piyeslle görmüştük. Müellif onları piyesine ai-
Edirne 20 (Akşamı — Edirnede ve merkez kazasına bağlı nahiye ve köylerde yeni mahsul peynir imali İçin hazırlıklara başlanmıştır. Edirne piyasası İçin imal edilen yeni mahsul peynirler 150 kuruş üzerinden ve perakende olarak satılmaktadır, Bu sene mevsimin koyun ve hayvanlar için çok müsait gitmesi süt ve oeynlr mahsulünün de bol olmasına yardım etmiştir. Bu sene yalnız Edirne ve merkez kazasında 40.000 teneke peynir İstihsal edileceği ümldedllmekte-dir. Bu miktar geçen seneden 10.000 teneke fazla demektir, şimdiye kadar mandıracılara 22.000 adet boş teneke tevzi edilmiştir, ikinci tertip teneke tahsis! için ilgili makamlar tarafından gereken tedbirler alınmış bulunmaktadır.
Belediye meclisinin yeni mahsul beyaz peynire 140 kuruş flat tesblt ettiği ve tasdik İçin vilâyete bildirildiği Ijaber alınmıştır. Bu hususta vilâyetçe yapılan İnceleme sonunda yeni sene beyaz peynirin hakiki fiatı tesblt edilmiş olacaktır.
Kaymakamlar arasında değişiklik
Yalova kaymakamı B. Edibin terfian İç Bakanlığı Mahalli İdareler umum müdür muavinliğine tâyin edildiğini haber aldık. Yalova kaymakamlığına yeni kaymakamlardan B. Orhan Öztrak tâyin edilmiştir. ,
Bundan başka bir müddettenberl Vali muavinliğini de vekâlet suretlle yapan Beşiktaş kaymakamı B. Sabrl Sozer’ln Beyoğlu kaymakamlığına ve Beyoğlu kaymakamı B. Bekirln de Adapazarı kaymakamlığına tâyin edilmeleri kararlaştırılmıştır. Beşiktaş kaymakamlığına kimin tâyin edileceği henüz belli değildir. B. Safarinin Vali muavinliği vekâletini muhafaza edip etmiyeceğl henüz belli değildir. Bu tâyin emirleri henüz İl makamına bildirilmemiştir.
Şirketi Hayriye tekaüt sandığının tasfiyesi
Şirketi Hayriyenln Ulaştırma Bakanlığına ve dolayıslle Denizyollarına devri dolayıslle şirketin Tekaüt sandığının tasfiyesi birinci ticaret mahkemesince kararlaşmış ve Şirket muhasebecisi B. Kemalin riyasetinde bir tasfiye heyet! teşkil olunmuştu. Heyet reisi B. Kemal, bu vazifeden istifa etliğini, mahkemeye bildirdiğinden, şimdi mahkemece yeni bir reis tâyin olunacak ve tasfiye muamelesi ancak ondan sonra başlıyabllecektlr
Çocuk bayramı hazırlıkları
Çocuk Esirgeme kurumu Boğaziçi Arnavutkoy - Bebek şubesi başkanı Ahmet Gönenç He çalışma arkadaşları doktor şükrü Fazıl, armatör Şükrü ve Emin civar halkın da yar-dımlarlle Çocuk bayramı şerefine İlk mekteplerde okuyan on dört fakir yavruyu giydlrrulşlerdlr.
Bayram günü de Arnavutkoy Safa gazinosunda yüz elli yavruya bir ziyafet verilecektir. Kurum heyeti bu hususta yardımlarını esirgemlyen cl- I vat hayırseverlerine teşekkür ediyor.
Adliyede sular neden kesiliyor?
Adliyede akşamlan saat on altıdan sonra suların kesildiği yazılmıştı. Bunun Posta İdaresi tarafından yapılmadığı, o saatte tazyik noksanlığından ileri geldiği anlaşılmıştır.
Memurlara İkramiye maaşları dün dağıtılmıştır. Belediyeden maaş alanlara, Maliye Bakanlığından henüz para gönderilmediği İçin, tevziat yapılamamıştır. Belediye memur ve müstahdemlerine İkramiye maaş olarak 792,854 lira dağıtacaktır. Bundan başka belediye memur ve müstahdemlerinin ayni yardım bedelleri İçin Bakanlıktan 950.000 lira gönderilmiştir. Yardımları tamamen ödemek için daha 400 küsur bin liraya ihtiyaç vardır.
Kinin ampulleri toplayan açıkgözler
Atebrln alamıyan hastalara^reçete İle verilmesine başlanan kinin •ampullerinin bazı açıkgözler tarafından eczanelerden toplanmakta olduğu Sıhhat Bakanlığı tarafından haber alınmıştır, Bu İşte çok hassas davra-nılması için Bakanük Sıhhat müdürlüğüne bir tâmlm göndermiştir. Bu tamime göre, eczanelerin kinin ampulleri sarfiyatı sık sık kontrol edilecek ve diğer lüzumlu tedbirler alınacaktır. Bakanlık tarafından şehrimize yeniden gönderilen ampuller yakında tevzi edilecektir.
Türk edebiyatında »Muhterem üstad» diye andığıma «En büyük his şairi»
Recai zade Ekrem
Ve onun hususî hayatına dair, en ince teferruatına kadar tfsblt edilmiş, bu tarzda biyografi tetkikleri İçinde yazılmış en güzel, en esaslı bir seriye bir kaç güne kadar bavlıyacağız.
Ustad Ekrem
hakkında hazırladığımız bu yazıda bütün bir devri, bütün bir devrin gençliğini, edebiyatını, eğlencelerini, neşriyat hayatını, heyecanlarını, düşüncelerini, telâkkilerini göreceksiniz.
En salâhiyeti! azizdan dinlenen uRecal 2»dc Ekrem» meselâ, «Re-cal zade - Muallim Naci münakaşası» gibi edebiyat tarihimizde en meşhur kavgaların şimdiye kadar tamaınlle meçhul kalmış noktalarını da aydınlatacaktır.
Hikmet Feridun’un hazırladığı bu mühim seriye bir kaç güne kadar bavlıyacağız,
Dram ve komedi tiyatrolarında
SONİKfPiYES
DördiLnctl Hanrl - Haeı Kaptan
maktan vazgeçtiği İçin kendin» yeni bir müellif ariyan bu altı kişinin macerası o zaman «peyce dedikodu uyandırmıştı.
Hikmet Feridun, «Böyle bir piyese hiç ds lüzum yoktu» başlıklı bir yazısında o zamanın ruhi hâletinl bakınız ne güzel tasvir ediyor: «Halk bu piyes! dehşetli yadırgadı. Temsil başladığı zaman vakaları hakikat zannedenler olduğu gibi; temsil bittikten sonra oyun bitmedi diye oturanlar da ekseriyeti teşkil ediyordu, zannederiz kİ halkın bu eseri ne dereceye kadar anladığını bu vakalar en kuvvetli gösteren birer delildir. Tiyatromuz, memlekette henüz tohumları atılmış fikirlerin mürevvicl efkârı olan eserleri oynarsa tiyatroya olan rağbet bilmeyiz artar mı, eksilir ml?»
Bu suali umumiyetle bugiuı d« so-
rabiliriz, fakat belki Pirandello’nun bu defa oynanan «Dördüncü Hanrl* adlı eseri için değil, çünkü ogün bugün tiyatronun yeniHklerlnl aksettiren bir çok piyes gördük, üstelik Pl-randello’nun piyesindeki yenilik öyle hazmolunmıyacak şekilde değil.
«Dördüncü Hanrl» nln ilk perdesi belki biran şaşırtıcıdır. Fakat piyes gittikçe mânalaşır ve güzel bir şekilde biter.
Mevzuu: Kendini akü hastası saydırarak İstediği gibi yaşıyan bir asilzadenin; aklının başında olduğu meydana çıkınca, deU gibi yaşamanın faydasını daha iyi anlıyan ve neticede yine eskisi gibi yaşamıya koyulan bir akıllı delinin macerası.
Pirandello’nun piyesinde hep ebedi muammaların sorulan vardır: Ben kimini? Neyim? Beni kim biliyor? Ben kimi büronun? işt» «Dördümü
Yünlü kumaş
200-bin metre geldi, yolda mal var
Vilâyet dağıtma heyeti tarafından dağıtmaya tabi tutulan İngiliz malı yünlü kumaşların ithaline devam Olunuyor. Kumaşlar, İthalâtçıları tarafından gümrükten çekilerek depolara yerleştiriliyor. Ticaret birlikleri umumi kâtipliği İle vilâyet arasında yapılmakta olan temaslardan sonra hazırlanan listelere göre dağıtma başlıyacaktır. Şimdiye kadar getirilen kumaşların tutarı iki yüz bin metreyi bulmuştur. Bunlardan başka yoida yen! partilerin bulunduğu haber alınmıştır.
Geçenlerde İthal edilen kumaşlardan yalnız 130 katı dağıtılmıştı. Başkaca piyasaya yünlü kumaş çıkarılmadığı İleri sürülüyorsa da terzilere beş on günden beri kara borsacılar tarafından mütemadiyen İngiliz malı yünlü kumaş getiriliyor. Bunların nereden çıktığı anlaşılamıyor
Yag fiatleri
Mal yokluğu İleri sürülerek muhtelif cins sadeyağlar piyasadan kaldırılmıştır. Satışı yapılan bellibaşlı yağ Trabzon yağıdır. Urla yağı satışı kara borsaya düşmüştür. Mal bulunduğu günlerde toptan 500 kuruşa satılan Urfa yağının kara borsada kilosu 650 kuruştur.
Gelecek aydan İtibaren yeni mahsul yağların gelmesi beklenmekle beraber Hallerin yüksekten açılacağı söyleniyor.
, Henüz zeytinyağı tevziine başlanamadığı malûmdur. Bunu fırsat bilen-ı 1er ve ellerindeki yağlara beyanname vermlyenler zeytinyağlarını kara □orsada satmağa başlamışlardır. Mutavassıtlar vasıtaslle tedarik edilebilen yemeklik zeytinvağlarnın ki-j loşu 350 kuruştur. ■
Tevziata başlandıktan sonra her ay I muntazaman ve vaktinde nüfus ba-| şına muayyen miktarda zeytinyağı 1 dağıtılıp daŞıtılamıyacağı merakla bekiniyor.
Fırsatçılar ve bu arada nebati yağ satıcıları dağıtmanın başlamasını ı büyük alâka ile takibcdlyorlnr Çiin-kü nebatî yag fiatleri şimdiden 380 kurusa fırlnmıriır
Sivrisinek üreten yerler tesbit ediliyor
Sıtma mücadelesi İçin şehir civarında sivrisinek üreten yerlerin teshirine başlanmıştır. Şimdilik hükümet doktorları tarafından yerleri belli edilen bu su birikintileri, mücadeleye başlandıktan sonra kurutulmağa başlanacaktır, çekmecede bulunan su blrlklntllerllc Bakırköy'ündeki Ayı-mama deresi üzerinde hassasiyetle durulmaktadır.
Ayamama deresinden başka Bakırköy içinde sivrisinek üreten yerleri de esaslı bir surtte tesbit etmek ve bunları da kurutmak lâzımdır.
Çocuğunu diri diri gömen kadınla dostunun sorgusu yapıldı
Geçenlerde, doğurduğu çocuğu Ka-dıköyünde Kazasker sokağında bir arsaya diri diri gömen Flruzan ismindeki kadınla, kendisini bu suça tahrik ettiği iddia olunan motorcu Recep hakkında Kadıköy savcılığınca yapılmakta olan hazırlık tahkikatı ikmal edilmiş ve evrak sorgu yargıçlığına verildiğinden, dün her iki sanığın sorguları yapılmıştır. Sorgu yargıcı ilk tahkikatını İkmal ettikten sonra sanıklan yargılanmak üzere ağır ceza mahkemesine sevkedecek-tlr.
Hanrl» de de mevzu sanki budur. Bu soruların araştırılan cevaplandır.
Görüldüğü gibi bu defa Plrandello İnsanı uzun uzun düşündürücü bir mevzu İle tiyatroya bir yenilik getirmiş. Hem aksamıyan, sahneye uyan bir yenilik.
Antolne bu piyesi temsil ederken gördüğü meşhur bir İtalyan aktörü İçin bakınız ne der: «Bunu oynıyan aktör çok yüksek kabiliyetliydi- Rolünü, romantik mahiyetini hiç de ihmal etmeden büyük bir haklkatla oynadı. Aynı zamanda, biiyük bir sa-deftt içinde, rolünün en ince teferruatını bile belirtmesini bildi. «Hüseyin Kemal Gürmen’l seyrederken herhangi bir tedaiyle Antolne’m bu cümlesi hatırıma geldi. Eve geür gelmez okudum. Cidden büyük bir memnuniyetle İtiraf edeceğini, aynı sözleri Kemal Görmen İçin de pek âlâ tekrarlamak kabildir. Kemal bu rolünü cidden mükemmelen oynadı. Piyesin uzun tlradları var. Piyesin mütercimi Şt-mseddln Talibin lisanının da yar-d imiyle Kemal Gür m en bunları da bizi hiç sıkmadan söyledi. Ne kadat tebılk edilse yeridir. Sırası gelmişken ilâve edeyim kİ ben yaînıs hakikatin ‘
(Arkası altuıcı sahile de J |
Bir gazeteci dostumla hemeıı her gün aynı kaldırım üstünde tramvay bekleriz. Burası kenarlarına ağaç dikilmiş, cadde oria. sında bir kaldırımdır. Bunun için gelen tramvayın ters tarafından kapısının açılması ve bizim oradan binmemiz lâzımdır. Lâkin ne zaman tramvay gelse hu kapı kapalıdır. Biz de ters yüz te'âşla koşarak, usulsüz taraftan binenlerin arasına karışırız, yani öteki kapıdan içeri girmeğe mecbur oluruz.
Her defasında da gazeteci dostum tramvaya girer girmez sinirlenir ve bana:
— Şu istasyonu alay ederek, muhtelif zamanlarda belki 10 ke-
re yazdım,,. Fakat buna rağmen gene aldırış eden olmadı!., der..
Dün yanımızda bîr meslekdaş “t daha vardı. Onun bu her zaman- ~~ ki sözü üzerine gülümsedi. .Ar- JA. kadaşım gülmesinin sebebini sordu:
— Ben de iki kere yazmıslım 1»... a«B. §
Bu istasyon meselesi belki kü-çiik ve gayet ehemmiyetsiz bir 2 misaldi. Fakat bizde bazı mües-seselerin gazete tenkidlerine kar. > şr aldığı vaziyeti çok iyi göster-inektedir. Halkla daimî alâkası (D olan bîr şirket, bir müessese t eş- vt kîiâtının, işlerinin aksıyan taraflarını öğrenmek için ne yapar?.. _Q Müfettiş, mütehassıs, murakıp^ tutar. Bunlara üstelik dolgun -* dolgun maaşlar da verir Onları teftişe çıkarır, raporlar tanzim ettirir. Ve kendisine bu derece pahalıya m al ol an işi yaptırır de-’ ğil mi?..
«Gazeteci» tanı mânasile ve büyük bir hüsnüniyet e bu işi B-sehilûllah yapan insandır İşini bilen bir müessese için, işini bilen bir şirket için gazetelerden daha iyi myfettiş, gazeteciden daha iyi murakıp tasavvur edilemez. İyi ve bedava... Bu gibi teşkilâtın. kendisine ait işleri, üzerine gönüllü olarak derdedinen «gazeteci» ye kızması değil, hattâ bunları bulup çıkardığı, bir kitle ve memleket dâvasına hiz-


met etmek istediği için ona hürmet etmesi lâzımdır. Şirketin veya müessesenin bu hizmetine
mukabil gazeteciye ödeyeceği tek şey, onun dediklerini — tabii doğru ise — yerine g.tirmektir. Bunun aksine hareket, gönüllü bir müfettiş heyetinden istifade etmemektir ki ticarî zihniyet bakımından bıı pek safça bir şey o-lıır Zira yukarıda da söylediğimiz gibi bu iş, müesseseîerce para sarfedilerek yapılacak bir meseledir.
Tenkid yazısı, akıllı müessese için, bedava ıslahat raporudur. Bu son cümleyi bir vecize halinde yazdırıp bütün müesseselerinıizin müdür odası duvarlarına astırmayı pek isterdim. Hiç değilse o zaman tekzip yerine, gözler buna ilişince tenkid edilen şeyi düzeltmeğe kalkarlar... Ve çok daha akı'boa hareket etmiş olurlar.
Hikmet Feridun Es
Boğaz - Ada vapuru
Denizyolları idaresi, Boğaziçi iskele-lerile Ada İskeleleri arasında vapur İşletilmesin! esas ItlbarLle kabul ettiğinden. hazırlıklara başlanmıştır.
' ******★’**★>****''
TÜRK
MEİSHLRLAIH
ANSİKLOPEDİSİ
Yazan:
1. ALAETTİN GÖVSA

Edebiyatta, Sanatta. Harpte, Politikada ve her sahada şöhret kazanmış olan Türklerln bayatlan ve eserleri
YEDİGÜN Neşriyatından olan İmi eser, hor ayın birinde 32 Myfahlt taslklil hnllnd» çıkacak vn 12 faal-kültle tamamlanacaktır. BİRİNCİ *FASLKt)L 1 Mayısta çıkıyor Fiyatı 50 Kuruştur.
Bu eser kâğıt vaziyeti dolayıslls mahdut basıldığından fasJkUlünüzü şimdiden haylinize sipariş ediniz, yahut 6 Hra göndererek 12 faslküle abone olunuz.
Adreı*! İstanbul. Âııkuru Caddesi VEDİG t' N İdarehanesi inle Atısl’ilope U P pvIhI.
Sahile 4
AKŞAM
21 Nisan 1945
|SON BASKI
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
Yazan: Pierre Lazareff Çeviren: Şevket Rado
Tefrika: No. 18 —
Fransız gazetelerinin içyüzü
— Efendim, diye kekeledim, ben gazeteciyim, matmazel....
Daha fazla söylememe meydan bırakmadı. Elini şefkatle omuzuma koyarak büyük bir ciddiyetle:
— Senin rengin ne kadar soluk yavrum, yoksa hasta misin? dedi.
— Hayır, iyiyim, ben_
Elini kıldırarak sözümü kesti: — Dur. bekle bir saniye...
Dedi ve tekrar kayboldu. Biraz sonra uşağı elime küçük bir paket tutuşturarak:
— M. Bunau - VarIIla bu küçük fîynthol şişesini kabul etmenizi ve bol bol kullanmanızı rica ediyor, dedi.
- Teşekkür ederim, fakat kendisini tekrar göremlyecck miyim?» diye sordum, uşak:
— Her halde göremezsiniz, M. Bunau - Varüla’nın bu sabah çok mü-iılnı randevuları var.» dedi.
Bu hikâye. Bunau - Varllla’nın he-eaplı garabetini anlatmaya kâfidir.
Bu garip adamla gazetesi iki harb arasında en meşum railerden birini oymyacaktı. Parlsln İşgalinden sonra LE MATİN'Hı nasıl ilk nazi gazetesi olduğu görüldü. Bu İhanete hangi yoldan gittiğini de sonra göreceğiz.
Gazeteler arasındaki mücadele
Parlste çıkan beş büyük gündelik gazete LE MATİNTnkl kadar parlak bir maziye sahiböldufclarını pek de İddia edemezler. Hepsi ayrı bir takım menfaatler gütmekle beraber, üzerlerinde Havas ajansının fiili kontrolü olması, kendilerine başka bir gazetenin rekabet etmesine meydan vermemeleri bakımından hepsi btribirine bağlıydı Geçen harbin tam sonunda, önce patırtım ser beşliği, sonra da gazetesinin üzerine yazdığı «Ahmaklar L'OEUVRE gazetesini okumaz» vecl-zesl sayesinde halkın sevgisini kazanan Gustave Tfry'nin haftalıktan gündeliğe çevirdiği L’OEUVRE gazetesini yaşatmamak İçin ellerinden geleni yapmışlar, nihayet L'OEUVRE boyun eğip Havas ajansının emri altına girmek zorunda kalmıştı.
Fakat 1932 yılında PETİT PARİ-8İEN gazetesinin kodamanlarından Henrl Dumay gazetelerin nasıl satın alındığını. Havas ajansının nasıl bir tekel olduğunu açığa vurarak Fran-saya şimdiye kadar görmediği tam müstakil ve ne hükümetlerin, ne partilerin, ne gurupların, ne iktisadi ve mali teşekküllerin emri altına asla gir mlyecek hür ve temiz bir gazete kazandıracağını ilin etti. Bu «ne taraf-çı, ne de tarafsız» gazetenin adı LE Cjuotİdİen olacaktı.
Fikir yarinde, zaman da İyi seçilmişti Kimse yazmaya cesaret edemediği İçin nasıl aldatıldığının farkında olmıyan halk temiz bir gazete İhtiyacını duyuyordu. Henrl Du-mayln programı fazalaslle beğenildi Filhakika ne Idûğü belirsiz sermayelere dayanmaktansa kuracağı gazetenin okuyucularının malı olacağını İlân ediyordu. Paralarını LE QUOTt-DİEN gazetesinin hisse senetlerine yatıran 60,000 kişiden çoğunu orta halli halk, profesörler, öğretmenler, posta memurları, hekimler, mühendisler. tüccarlar teşkil ediyordu. Aralarında köylülerle işçiler de vardı. Henrl Dumay böylece 22 milyon frank topladı.
Fransamn her tarafına yeni gazeteyi haber ver er İlânlar asıldı. Her Fransızm evine, şimdiye kadar yapılmamış bir şekilde, bu gazetenin ne olduğunu, niçin çıktığını izah eden broşürler gönderildi. Yeni gazetenin lehlide büyük bir sevgi ve merak havası belirmekte idi,
Ciddi bir tehlike karşısında olduklarım anlıyan beş büyük gazete derhal hücuma başLadı. QUOTİDİEN gazetesini basmayı taahhüdcden PETİT JOURNAL matbaası son dakikada bir tazminat ödeyerek gazeteyi basmaktan vazgeçti. Hiçbir büyük matbaa, arkadaşlarının bıraktığı bu işi almak islemiyordu Henrl Dumay bir matbaa İle anlaşmak için zaman kazanmak iizere. gazetesinin çıkış tarihini değiştirmek zorunda kaldı. Fakat gazete çıktığı gün de Henrl Dumay FranBi-n-n her tarafında gazete satıcılarının crıOTİDİEN'I satmayı reddetmeye ze :. ndıklannı öğrendi Beş büyük gazete. QUOTİDİEN'l sattıkları takdirde kendi gazetelerini vermlyecek-lerinl «öyilyerek onları korkutuyordu.
Maurice Bunanu - Varllla QUOTİ-DİEN'e karşı açılan hücumu İdare etmekle miiftehlrdl. «ÇUöTİDİEN gazetesi tutunmak İçin bütün diğer gazeteleri çürümüş olmakla itham etmiştir: diğer gazeteler de kendilerine namussuzluk Isnadeden gazete ile aynı ellerde satılmayı İstemezlerse haklıdırlar» diyerek üste çıkmaya çalışıyordu.
QUOTİDİEN'e karşı açılan boykot hareketi şiddetle devam ediyor, Henrl Dumay da «hakikatin yayılmasına» mâni olmak için karşı tarafın çevirdiği dolapları her hafta afişlerle halka haber veriyordu. Bunun neticesi olarak, halkın LE ÇUOTİDİEN gazetesine karşı belscdlğl muhabbet bir misil arttı. Tiraj boyuna yükseliyor, fakat sermaye günden güne eksiliyordu. Gazete, rakiplerinin girişliği hareket yüzünden bir matbaa, bir hu-
sus! bina satın almak, ilân yaptırmak, boykotaj manevralarına afişlerle cevap vermek gibi hesapta olmıyan yıkıcı masraflara girmişti. Tirajının art masına rağmen, gazeteye Hân da gelmiyordu. İlân verenlerin çoğu Havas ajansının müşterisi olduğu İçin ulak büyük dalaverelerine ket vurmaya kalkan bu gazeteye bütçesinde yer ayırmayı Havas tablatlyle reddetmişti.
QUOTİDİEN gazetesinin İdare meclisi gazetenin mali durumunu incelemek maksadlle 31 ekim 1942 de tam mevcutla toplandı. Manzara pek hoştu. Radikal sosyalist partisinin yaşlı taraf tarlan çoğunluğu teşkil ediyordu. Bunlar sakallı. LZglon d’Honneur nişanlı klâsik Fransız tipinin son örnekleri oldukları İçin ötekilerden kolayca ayırdedlliyorlardı.
Tik sırada gazetenin siyasi müdürleri olan tarihçi profesör Aulnrd İle İnsan Hukuku Cemiyeti Reisi Feîdl-nnnd Btıisson oturuyordu. Henrl Du-may'la birkaç genç arkadaşı gurupun diğer kısmını teşkil ediyorlardı. Aralarında ÇUOTİDİEN'ln yazı İşleri müdürü Georges Borls canlılığıyle dikkati çekiyordu
Henrl Dumay fazla ehemmiyet ver-miyormuş gibi görünen bir tavırla: «Son günlerde bazı mühim kömür, sigorta. dokuma, petrol, şimendifer guruplarından yardım teklifleri aldım; bunlar bire senede en az bir milyonluk gelir temin edecek: yapacakları yardımlara mukabil sanayi kurumlan ÇUOTİDİEN’den, kendilerine karşı açacağı muhtemel hücumlarda biraz hafif davranmasından başka hiçbir şey istememektedirler.» dedi.
Salon birdenbire altüst oldu. Radikal sosyalist sakallar afif bir İstikrahla titriyordu. Georges Borls Fransız gazetelerinin nüfuzlu İktisat kurumla randan görünür ilânla- mukabilinde değil de görünmez lûtuflar ve kabahatli bir sükût mukabili para almaları âdetine, bu menhus âdete şiddetle hücum etti. Henrl Dumay mağlû-boldu. sanayicilerin teklifleri oy birliğiyle reddedildi
Fakat birkaç gün sonra patran yokken Georges Borls büyük şimendifer şebekelerinin mühim bir şahsiyeti tarafından telefona çağırıldı. Bu zat:
— Azizim, gazetelerde Orlğans kum-panyaslle ?nup kumpanyasının birleşeceklerine dair bazı haberler çıktı. Gazetenizle yaptığımız anlaşma dola* yıslle tabii yen! bir Is'ara kadar bu bahse sütunlarınızda yer vermezsiniz, dedi.
Georges Bor is izahat istemeğe vakit bulamadan muhatabı telefonu kapatmıştı. Acaba hangi anlaşmadan bahsediyordu. Siyasi müdürlere, muharrirlere sordu İse de kimse bir şey bilmiyordu.
Fakat tu hâdise. Cumhuriyetin büyiik prensiplerini müdafaa etmek İçin orada bulunan mert insanların gözünü açmaya kâfi geldi:
Acaba niçin Henrl Dumay Fransa Merkez bankasına, taklbettiği para siyaseti dolayıslle açtığı hücumu birdenbire kesmişti?
Acaba niçin Henrl Dumay mebuslar meclisinde petrol tekeline d«lr müzakereler dolayıslle yazılan yazıyı görmek İstemiş, ve neden makalenin uzun olduğunu Heri sürerek Tekel’ın kaldırılmasına dair olan kısmı kendi kalemlle bastan aşağı çizmişti.
Acaba niçin geçen gün siyasi bir toplantıda büyük bir sigorta şirketinin İdare meclisi reisi gülünıslyerek, (QÜOTİDİEN’ln artık şirketin imtiyazlarına hücum etmlyeceğinl» söylemişti?
Nihayet niçin Henrl Dumay Poln-carğ hükümetinin siyaseti aleyhinde yazı yazmamalarını arkadaşlarından ısrarla rica etmişti?
Herkes merak ediyor, öğrenmeğe çalışıyordu. Henrl Dumay’dan izahat İstediler. Bir gün QUOTİDİEN‘ln «namuslular için çıkan namuslu bir gazete» okumak zevkini tat mı ya hazırlanan 80 bin hlssedarile yüz binlerce okuyucusu, sevgili gazetelerindeki başlıca elemanların toplan istifa ettiklerini hayretle öğrendiler. Bu hâdiseyi izah etmek İçin LUMİER adı altında çıkan bir gazete onlara QUO-TİDİEN'Ln yuvarlandığı uçurumu, kaşanın boşaldığını gören Henrl Du-may’ın büyük iktisadi teşekküllerden nasıl gizlice yardım istediğini öğrettiği zaman hayretleri büsbütün arttı. Beş büyük gazete, hücumlarından korktukları bu yaramaz gazeteyi avuçları içine almaktan büyük memnuniyet duyarak yardımına koşmuşlardı.
M. Aulard, Henrl Dumay'l «son keçimden beri bütün nezaretlerin gizil tahsisatlarından para sızdırmakla» İtham etti.
Henrl Dumay kendisine yapılan bu hücumlara ancak 60 bin hissedarın sermayesini kurtarmak İçin büyük İktisadi teşekküllerden yardım kabul ettiğini söylemekle mukabele etti. Fakat hissedarlardan çoğu telgraflar veya mektuplar göndererek gizli kaynaklardan gelen paraları kabul etmektense koydukları sermayenin batmasını tercih ettiklerini bildirdiler.
(Arkası var)
Şehzadeler için bize kefil ver!
Dördüncü Sultan Muradın el altından çevirdiği dolaplarla meşhur veziri ve kız kardeşi Güherhan sultanın kocası Recep paşa, sadrâzam Hafız Ahmet paşayı kapı kullarına öldürttükten sonra yerine kaim olunca sadarette istiklâl ile hareket sevdasına düşmüştü. O bir taraftan kendisinden nefret ettiğini bildiği Sultan Murat'tan çekiniyor, korkuyor ve diğer taraftan padişahın mukar-replerlnden, müsahlplerinden kendisine zararları dokunabilecek olanları, söze kadir olanları ve kendisine muarız görünenleri Hafız paşa gibi izale etmeği düşünüyordu. Bunun 1-çin zorbalarla İttihadına bir kat daha kuvvet vermekten ve bunları gizlice tahrik etmekten geri durmuyordu
Sultan Muradın Dlyarıbeklr bey-lerbcylsl Mıııtaza paşaya katlettirdiği eski sadrâzam Hüsrcv paşanın başı H 10-11 senesi şabanının on dokuzuncu günü Istonbula geldiği şayi olmuştu.
Recep paşa zahiren he vadin göründüğü hemırlu Boşnak Hiisrev paşanın katlinden bir rakipten kurtulmuş olmak dolayıslle kalben sevinmişti.
Lâkin bir gün kendisi de Sultan Murat tarafından ayın adem yolunun yolcusu edilmemek için iktidarını tahkim etmek lüzumunu hissediyor ve bu hususta bu ketli olayından da istifade etmek İsliyordu. Bu mülâhaza Ve «mel İle (Hüsrcv paşa gibi vücudu lâzım bir vezirin katline bals olanlardan İntikam almak gerektir.)
Diye zorbalara «dil sokup» yeni bir fitne uyandırdı.
Bu intikam kimden alınacaktı? Husrev paşayı öldürten 8ultan Muradın kendisinden başkası olmadığına göre kapı kulları doğrudan doğruya padişahın şahsına karşı kıyama scvkcdillyordu dernek oluyor. H. 1041 şabanının yirminci gecesi daha akşamdan halk arasında dedikodular çoğaldı. Etrafa haberler uçuyordu, îstanbulda sokaklar giden gelen İle an kovanı halini almıştı. Yeniçeri o-dalarmda. sokak başlarında, meydanlarda herkesin ağzından yüksek seslerle:
— Hay Rİdlcikler' Hüsrev paşanın dirisinden korkardınız1 Göreslz size ölüsü neler İşliye!
Gibi sözler duyuluyordu.
Şabanın yirminci günü — 12 mart 1632 — kapı kullan At meydanında toplandılar. Halkı büyük bir telâş ve korku aldı. Çarşılar, dükkânlar kapandı. Şehir İçinde evvelki fitnelerde olduğundan daha beter bir gulgule peyda oldu. Kapı kullan At meydanından saraya yürüdüler; padişahı dışerıya davet ettiler Ayak divanı1 yaptırdılar Divan kurulunca; 1
- Padişahım! Sen nlçtn HiiM-ev paşa gibi yarar veziri katil ve kendi1 devletini ratınedar ettin! imdi sen dahi elbette bize Haşan Halifeyi, mü-' sahip Musa Çelebiyi, defterdar Mustafa paşayı ver! paralıvalım!
Diye ortaya bir kan pazarlığı attı lar.
Haşan Halife ender undan yetişerek sultan Muradın teveccühüne pek ziyade nal! bir musahibi olmuş İdi. Nazik, vücutça nahif fakat akıllı, malûmatlı, hünerli bir civan İdi. »Harekât ve sekenatı» Sultan Muradın tab’ına göre olduğu İçin hakkında âtıfeten ve emnlyeten yeniçeri ağalığına nasboluıımuştu. Bir kaç ay süren bu nasıbda Haşan ağa diye ya-decillIyoTdu. Padişah tarafından Bo-ğazlçlnde Akıntıburnunda deniz kenarındaki Bebek bahçesi Haşan Halifeye temlik edilmiş, o da burada denize nazır güzel bir köşk yaptırmıştı; Sultan Murat Istanbulda da kendisine bütün levazımı ile bir konak bahsetmişti. Padişahın böyle kuvvetli teveccühü sayesinde ikbalinin Haşan Halifeyi en yüksek makama kadar sevkedeceğlne şüphe edilmiyordu. Fakat onun bu suretle meydan alması kasetçilerin kalblerlnl burgulayordu. Bu hırs ve garez İle zevalini temin eylemeğe çalışıyorlardı.
Hafız paşa vakasında kıyam edenler onun da başını İstemişlerdi Fakat Haşan Halife o gün evvelâ ağaları olduğu yeniçerilere «dahil™ düşmüş, sonra genç Sultan Cananın aynı suretle hareketi başına ne belâ getirdiğini düşünerek bu durumu tehlikeli bulmuş, savuşarak saklanmak suretlle hayatını kurtarabilmiş idi.
Defterdar Prevezell Mustafa paşa matbahı âmire eminliğinden bu mansıba H. 2039 senesi ramazanında geçirilmişti Inıf ve şlddetlle maruf bir adamdı. Mal tahsilinde, adam kahrında yedi tülü gösterdiği İçin (tahsilât eli kuvvet bulsun) diye uhdesine vezaret verilmişti! Haraç kağıtlarını talcblcrl arasında mezadet-tlrerek bedelinin bir miktarını peşin almak usulünü İhdas ettirmiş İdi kİ bu peşin verilen para sebeblle mültezimler ve muhassallar. reâyayı bir kat daha tazyıka vesile bulmuşlardı. Bu Mustafa paşa Hafız paşa meselesinde başı istenenlerdendi. O da saklanarak belâyı başından defetmlştl.
MUsahlp Musa Çelebi ise bu sırada yirmi Üç yaşına varmış bulunan Sultan Muradın makbul ve mergııp genç
bir hâs nedimi İdi; «şemaili lâtif» bir «bflâ ve bülent mahbup ve müeddeb bir civandı.» Devlet ve hükümet lş-lerİle hiç bir ilgisi yoktu. Âsiler tarafından Hafız paşa gününde bu da İstenilmiş İdl5e de ısrar olunmamış, geçiştirilmiş idi. Bu defa İsminin ortaya konulması sırf şahsen Sultan Muradı tazibetmek İçindi.
Zorbaların gürültüler arasında (Padişah bunları has bahçede ■•aklamış tır. Başlarını isteriz. Yahut İste-nllmiycn işi işleriz!) yolunda sözler söyledikleri duyuluyordu. Âsiler ne bu taleplerle, ne bu tehditlerle kalmadılar. Edepsizliği arttırarak:
— Şehzadeler bizim efendimiz oğullarıdır. Artık sana itimadımız kalmadı. Modem ki nahafc yere Hüsrev'paşayı öldürdün! Şehzadelere dahi kıyarsın! Elbette şehzadeleri çıkarıp bize göster!
Diye Padişahı sıkıştırdılar. Sultan Murat bu küstahlıklardan son derecede İncindi
— Haşan Halife ve defterdar kan-dedirler ben bilmem, Musanın ne günahı vardır kİ size vereyim! Bu mertebe utanmayı, hürmet! aradan kaldırmak size düşer mİ?
Diye nasihat yollu söylediğt sözler berikilerin küstahlığını arttırmaktan başka netice vermedi. Yüzsüzlük şoıı dereceyi buldu. Nihayet:
— Bu dediklerimizi bize vermezsen sen bize padişahlığa lâzım değilsin* diyerek baklayı ağızdan çıkardılar!
Kapı kulu rezilleri arasında (Hünkâr şehzadeleri boğmuş!) diye ürcü-feler meydan aldı Padişaha:
— Elbette şehzadeleri çıkar, göre Um!
Diye ihramlarda bulunuldu. Şehzadelerin meydana çıkarılması içlerinden birine biat edilmesini, bu arada Sultan Muradın hayatının bile tehlikeye girmesini İntaç edebilirdi. Buttan Murat metanet gösterdi, Dört şehzadenin dışarıya, divana çıkarılmasını harem ağalarına emretti.
Şehzade Bayezit, Süleyman, Kasım, İbrahim Babı saadete çıkarak divanda hazır bulunanlara göründüler.
Büyükleri, vücutça gösterişlisi Sultan Bayezit, kardeşi Sultan Süleyman 11e birlikte kapı eşiğinden biraz llerüyerek âsilere şu hitapta bulundu:
- Bizden ne istersiz? Biz tahammül köşelerimizde kendi halimizle meşgul İken halimize komayıp namımızı anmak, bizi lisana getirmek nlçündür’ Yoksa bizi müttebem edip helâkimlze sebep olmak mı is-terslz? Allahtan korkmayıp, padişah hazretlerinden utanmayın böyle tuğyan edersi?,I Allah İçin bizi halimize bırakın! Bize sizin hlmayçt ve hara-şçtlnlz gerekmez!
Âsiler şehzadenin bu İtaplarına aldırmadılar. Sultan Murada hitap İle ve işi gavgaya düşürmek Istlyormuşça-sma;
— Bugünden sonra biz sana bu efendileri (1) inanmazız! Elbette bunlara zarar etmiytceğine bize kefil ver!
Diye pek ağır bir talepte bulundular. Şeyhülislâm Ahizade Hüseyin efendi hemen ortaya atıldı:
— Ben kefil oldum I
Dedi. Recep paşa da kefalete İştirak etti. Bunun üzerine padişahın bu küstah kulları:
— Sîzlerin kefaletinizle itimat ederiz?
Diye yatışmış göründüler. Amma bu sözleri padişahlarına karşı besledikleri duygularının rengini ve hürmetlerinin derecesini gösteriyordu.
Padişah işaret etti. Şeyzadeler mekânlarına götürüldü. Ayak divanı bitti. Sultan Murat da hareme çekildi.
Bu defaki kıyamda Dördüncü Sultan Murat âsilerin İstedikleri başları kurtarmağa muvaffak olamadı.
Bu 2ü şaban 1041 — 12 mart 1632 gününün kalbinde en derin bir kin yerleştiren olayı şeyhülislâm ile sadrâzamın kendi karşısında şehzadelerin hayatlarına tekeffül etmeleri oldu.
Kapı kullarının Hüsrev paşaya gösterdikleri merbutiyet paşanın izalesine sebep olmuştu. Bu defa da kapı kullan tarafından padişahtan böyle kefalet aranınca Ahizade ile Recep paşanın hemen kefil diye ortaya atı-lıvermeleri Sultan Murat nararında her ikisini kapı kullarile kabahat ve şenaate şerik menzilesinde gösterdi.
Dördüncü Sultan Murat bunu hiç unutmadı. Recep paşa da, Ahizade de onun kalbinde bugünden ölüme mahkûm oldular!
SÜLEYMAN KANİ İRTEM
Halk evlen ve Kurumlar
* Kadköy Halkevi başkanlığından; 26/4/945 perşembe günü aaat 18,30 da sayın Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Oökay tarafından (Anlaşma ve Ge-çLnudzlLk Psikolojisi) mevzulu bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir.
* Türkiye Turlng ve Otomobil kurumu: Menafll umumiyeye hâdlm cemiyetlerden olan TürkJye Turlng ve Otomobil kurumu senelik heyeti nizamnamesinin 7 nel maddesi mucibince nisanın 21 ine müsadif cumartesi günü saat 3 te Taksimde Sıra-selvilcr’de (Eski Bular İdaresi) Beyoğlu Halkevlnde toplanacağından vasıfları mezkûr maddede münderiç ve 1944 aidatını ödemiş âzanin teşrifleri saygı He rica olunur. (2 cl İlân) ton bul Hava kurumu vasıtasiyle İki
* Darülâcezc müdürlüğünden: İs-kurban bedeli olarak Kuruntumuza (80) lira teberrüde bulunmuş olan Çakmakçılarda 21 - 23 No. da elbise tüccarı bay Badik İsmete teşekkür olunur.
Memleketimizde en çok okunan ve sevilen bir romandan alınan Amerikanın en büyük rejisörü MİCHAEL CURTİZ. tarafından yaratılan senenin en güzel Türkçe filmi
DENİZ KURDU
İDA LUPtNO - E G HOBİNSON — JOHN GARMEID
in harikasıdır.
BUGÜN LALL’de
V
Created by free version of 2PDF

(Lı OsmanlI tarihinde şehzadelerin (efendi' diye yadı İlk defa bu kıyam esnasında ve bu sözlerde görülüyor. Anlaşılıyor kİ Çelebi ve Sultan tâbirlerinden sonra bugünlerde şehzadeler (efendi) diye de telkin olunmağa başlamış.
ŞEHİR TİYATROSU Dram kısmında Sant 20.30 da DÖRDÜNCÜ IIANRİ
Komedi kısmında HACI KAPTAN
KADIKÖY SÜREYYA’da
BUGÜN: İki şaheser birden
1-AY BAHÇELERİ
JOHN PAYNE — PAT OHRIEN - MARGARET LİNDSAY
2 —GİZLİ ORDU
(TÜRKÇE)
İlâve olarak; En son dünya harb jurnali
BUGÜN
ELHAMRA SİNEMASINDA
Rus edibi PUSHKIN.in nefis eserinden
ÖLDÜREN AŞK
(DUBROVSKV)
Kin ve intikamı söndüren bir aşk..Hissi fllimlerln İçinde bir şaheser-
ilâveten: KOBRALAR ARASINDA
Aaya çöllerinde vahşi hayvanlar arasında çevrilen meraklı film
■/
İstanbul Belediyesinden:
Karaağaç Müesseselerinden Buz almak istiyenlere
21/4/945 tarihinden bllltlbar iabrikalarımızdan buz almak istiyen perakende buz satıcıları, İşlerini buzla yapan imalâtçılar ve buz istihlâk eden müesseseler (buz paralarını müessese veznesine yatırmak suretile) aşağıda yazdı hatlar üzerinden İstedikleri miktarda buz alabilirler.
Buzun:
A — Müessesemizln karaağaç lütllcedekl buz fabrikasında müşterilerin kara ve deniz vasıtalarına yükletmek suretlle teslim flatı, beher kalıp 25 kilo hesablle 87.5 kuruştur.
B —.Şehir hudutları İçinde (adalar) hariç kamyonların gidebileceği yerlerde bulunan perakendecilerin, işlerini buzla yapan İmalâtçıların ve buz İstihlâk eden müesseselerln kapılarında teslim edilmek suretiyle ve kilosu 6 kuruş hesablle kalıbı 150 kuruştur.
C — Ada müşterilerine iskelede teslim edilmek suretlle beher kilosu 5,5 kuruş hesablle kalıbı, 137,5 kuruştur.
D — Haydarpaşa ve Üsküdar iskelelerinde teslim edilmek suretile ve beher kLlosu 5 kuruş hesablle kahbi 125 kuruştur.
E — Buz alacak olanlar sütlücede karaağaç müessesesine ve İstanbul balık pazarında kavaklı handa mezbaha piyasa memurluğuna ve Gala* tada tophane caddesinde mezbahanın kesik et yeri memurluğunda mevcut tahsildarlarımıza müracaat edilerek arzu ettikleri buzların bedelini bur makbuz mukabilinde tediye ederek istedikleri buzları alabilirler.
Karaağaç müesseselerl telefon No. 40607 ve 41904, Bahkpazannda piyasa memurluğu telefon No. 20657 galata kesik et yeri memurluğu telefon No. 41489 dur.
Müstacel hususatta ve daha fazla İzahat almak İsteyenler müessese müdürlüğü santralı olan 40607 No. ya müracaat edilmesi rica olunur.
(5160)
inşaat ilânı
Ereğli kömürleri işletmesi umum müdürlüğünden
1 — Evvelce İlin edilmiş ve görülen lüzum üzerine eksiltmeden kaldı-ıılmış olan işletmenin Zonguldakta Gellk Bölgesinde yaptıracağı ekono-nıa, fırın, ambar ve iltisak yolu inşaatı kapalı zarf usulü ve vahidi fiyat esası ile tekrar eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu İnşaat İçin İşletme tarafından verilecek malzeme eksiltmo dosyasının hususi şartnamesinde yazılıdır.
3 — Bu İşin tahmin edilen bedeli (185^13.35) liradır.
4 — tnşaatın mukavele projesinde piyasa ve fiyat değişiklikleri nazarı İtibara alınmıştır.
5 __ Muvakkat teminat mlkdan (10.520) liradır.
« — Eksiltme evrakı (25) Hra mukabilinde Zonguldakta tşletme İmar ve inşa gurup Müdürlüğünden, Ankaruda Eti Bank inşaat Müdürlüğünden ve İstanbulda Eli Bank şube sinden temin edilebilir.
7 _ Eksiltme 8.'Mayıs/1945 salı günü saat 15 de Zonguldakta Ereğli Kömürleri işletmesi İmar ve İnşa gurup Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
a — Teklif zarfları eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş olarak İhale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde İşletme Umum Müdürlü]{ Başsekreteriiğine teslim edilmiş olacaktır.
9 — İşletme ihaleyi icrada serbe sttlr. «B198»
7 ANlMADlClMİZ MEŞHURLAR t
Haremde Ingiliz sefirinin karısına verilen ziyafet..
Haftanın notları
Futbolculara öğütler
Yaiftn: AoİL GİRAY
J.
Vali dikkat etti. Evli memurlar sabahları daireye son derece geç kalıyorlardı
Suriye vilâyet konağının harem taraf-nda çıt iş.tünüyordu. «Suriye vahşi Mithat paşa» bir kâğıdıh üstüne eğilmiş dikkatle birşeyler yazmakta idi. Bu bir nutuktu. Lâkin bu nutku Mithat paşa kendi söyliyecek değildi. Zevcesi Naime hanımın harem kıonunda o gece İngiliz sefiresi Lady Layhard şerefine ve yalnız kadınlar arasında verilecek bir 2İvaf;ti vardı. Naime hanım ziya-
zevcesinin İngiliz sefiresine söyleyeceği bu nutku kaleme almakta İdi.
Naime hanım, son derecede zeki bir kadın olmakla beraber, tahsili yoktu. Fakat bunu hiç be.li etmezdi. Hattâ işte İngiliz sefiresine verdiği muazzam ziyafette — velev ki kocası tarafından yazılmış olsun — kalkıp nutuk söyledi. O devirde mühim birşey
O gece biri selâmlıkta, öteki haremde tamamile kadınlar arasında olmak üzere iki ziyafet verildi. Ve haremdeki ziyafette Naime hanım, arkasından Ladv Layhard nutuklar söylediler.
Vakıa çok parlak bir gece geçti, Naime hanımın nutku çok hoşa gitti. Selâmlıkta, sefir hazretleri de pek ağırlandı1 ar. Lâkin Abül-hamit büsbütün Mithat paşayı çekemez oldu. Zira bir sefir kalkıp, hattâ sahsî dostu dahi olsa. Suriyede Mithat paşayı ziyaret ediyor, evinde misafir kalıyordu!.
Bu hâdise dolayısile biraz da Mithat paşanın valilik hayatından bahsedilim: Bir çoklan onun valiliğini, hattâ sadrazamlığından dahi İyi bulurlar. Hakikatte Mithat paşanın sadrâzamllğı valiliğinden. valiliği sadrâzamlığından mükemmeldi. Paşa, ..bulunmaz bir vali» olmuştu. Bu İtibarla hayatının bu faslına temas etmeden geçemiyeceğlz.
Evli memurlar neden geç kalıyorlar?,.
Bağdadda vali bulunduğu sırada bjrşey pek dikkatine çarpmıştı. Memurlar, bilhassa evli memurlar sabahlan daireye geç kalıyorlar. Hattâ bazan kendisi herkesten önce makamında bulunuyordu. Birşey daha vardı. Sabahleyin çarşı da pek geç açılıyordu. tşin tuhafı dükkânını
geç açanlar da yine evli esnaf, evli tüccardı. Garip şey!,.
Mithat paşa bir işin membaını, ilk çıkış noktasını araştırmağı son derece severdi. Bunu da inceledi. Ve hemen öğtendi, Memurlardan, çarşıdaki tüccar ve esnaftan evli olanlar civardaki, bir buçuk saatlik bir mesafedeki sayfiyede Kâzımiyede oturuyorlardı. Bekârlar şehirde, Bağdad-Ida kalıyorlardı. Kâzımiye ile Bağdat arasında tek nakil vasıa-tası: Eşekti!.. Sabahın geç bir saatinde evli "memurlar, tüccar-■ 1ar ve esnaf tıkır tıkır eşeklerle Bağdada geliyorlardı.
Bunun üzerine Mithat paşa modern kafasile o gün Kâzımiye He Bağdat arasında eşekle gidip gelenleri saydı ve şaşırdı. Büyük bir yekûn!.. Mühim bir kalabalık!.. Hesap etti. Bu kalabalığa zihninde bilet kesti. Ve oradan alınacak para ile mükemmel bir tramvay şebekesi kurulacağını anladı. Derhal Ingiltereye raylar ve vagonlar ısmarlandı. Atlar satın alındı, istasyonlar yapıldı. Bir müddet sonra Bağdat - Kâzımiye tramvayı işliyordu
Artık evli memurlar, evli esnaf sabahlan katiyen ge(* kalmıyorlardı. Bundan yalnız nalbantlar pek memnun kalmadı. Eşek flatlerl de düştü!..
Bağdat - Kâzımiye tramvayı 18,000 liraya malolmuştu.
Ray sız tren!..
Daha buna gelinceye kadar Bağdadda Emniyet Sandığı kurmak, büyük Dicle köprüsünü yaptırmak, köyleri gazla aydınlatmak gibi bir vali İçin unutulmaz hizmetleri vardır.
İran şahinin Türklyeye ziyareti de bu esnadadır. Mithat paşa Şahın refakatinde Kerbelâya gitmiş, Kerbelâ . Bağdat şimendifer hattını yaptırmağa karar vermişti.
Fakat kendisini çekemlyenleı fırsat bırakmadılar. O ne kadar canla başla çalışıyorsa emeğini yoketmek için düşmanlan da öylece gayret aerfediyorlardı. Mithat paşanın yerine gönderilen zat onun Kerbelâ . Bağdat şimendifer hattı düşüncesini çocukça birşey gibi göstermek îçln akla gelmedik bir İş yaptı. Mithat paşanın getirttiği malzemeden
çabucak ve gelişi güzel kimselere vagonlar yaptırdı Bağdat - Ker-belâ yolunun toprak düzeltilmesini, ray döşenmesini beklemeden bu treni işletmeğe karar verdi. Hattâ yolcu aldı. Bilet kesti. Rayları iyice döşenmemiş tren hareket eder etmez toprağa saplandı. Ve bir çok yolcu yaralandı. İst an bula yazılan raporda bütün kabahatler Mithat paşaya ve onun ıslahat fikirlerine bulunuyordu. «Ray sız tren nln hiç bir kabahati yoktu!,.
Şam tiyatrosu
Mithat paşa her halde son derecede talihsiz bir insandı. Şamda güzel bir tiyatro yaptırmıştı. Temsilden sonra halk »Yaşasın Mithat paşa» diye bağırınca bu söz Istanbuta, saraya kadar uzandı. Hâdiseler çıktı Zira yaşasın kelimesi o zaman yalnız Padişah için kullanılırdı. Mithat paşa ıslahhane yaptırdı. Bu sefer kapısındaki tarihe Hidiv kelimesi karıştı, Sultanin büsbütün uykuları kaçtı. İngiliz sefirinin misafirliğinden sonra Abdülhamİdin şüpheleri adamakıllı kabardı: Acaba Mithat paşa Suriyede kendisine bir Hidivlik mi hazırlıyor?.. işte bu Kızıl Sultanı deli ediyordu!.. Bilhassa Naime hanımın ziyafet sofrasında nutuk söylediği o parlak gecenin tafsilâtı kulağına kadar gelmişti. Halbuki Mithat paşa Beyrutta caddeler açıyor, memleketin âdeta umumî hapishanesi olan ve «giren çıkmaz» diye anılan korkunç Akkâ hapishanesini, Bastili yıkan bir inkılâpçı ruhile Tcaldı-nvor, çalışıyordu.
Ecnebilerin gözünde nüfuzu da pek fazla idi Kırallce Viktorya ona murassa bir altın kılıç hediye etmişti. Bu kılıcın sapı fildişi ve kınının üstü altındır. Gerek kılıcın İçinde ve kemer tokasında taç ve Kırallçe Viktoryamn «V. R • alâmetleri vardır. (1)
Mithat paşanın garp dünyasındaki bu sepmatlsl Abdülhamİdin vehimlerini kamçılıyordu. Suriye Hldlvllğt sözleri de çıkınca kendisini hususî vapurla gönderdiği bu yerden Izmire aşırdı.
Hikmet Feridun Es
ilıtbol hepimizin bildiği gibi (on bir) oyuncu ile oynanır. Arasıra futbol oyun kaidelerinde değişiklikler olmuştur. Fakat oyuncu sayısı hep (11) olarak kalmıştır. Dünya ölçüsi-le; futbolda birçok yeni tabiye, taktik ve sistemlerin doğduğu görülmüştür. Fakat oyuncu sayısını çoğaltmak veya azaltmak hiç kimsenin aklına gelmemiştir.
Yenilikler, sistemler, taktikler kurmayı düşünen usta futbol bilgiçleri (on bir) adedini bir hareket noktası olarak esas tutmuşlardır.
Umumiyetle futbol oyununda olduğu gibi bütün yeniliklerde de daima bir tek düstur hâkim olmuştur: «Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için» Maça giren bir futbolcu oyunun başından sonuna kadar bir tek saniye blie bu noktayı aklından çıkarmamalıdır.
Futbolda kazanmanın bırrciğ sırrı olan bu beraberlik kuvvetini takdir eden ve benlmslyen bir takımın yenilmesi zordur.
Ort» kabiliyette oyuncularla kurulmuş olduğu halde aralarında sıkı bir anlaşma kuvveti bulunan takımların. (As) lan bol. fakat birlik ve beraberlik kuvvetinden nıahrum takımlara üstün çıktıkları sıg sık görülmüştür.
Bu da bize açıkça ispat eder ki futbolda esas birlik ve beraberlik ahen-gldlr. En iyi fon bir) denildiği zaman yalnız (As) iardan mürekkep bir takımdan değil, en iyi anlaşan bir kuvvetten bahsedildiğini kabul etmeliyiz. Futbolcularına bu güzel düşünceleri aşılamasını beceren idarecilerin yüzü dalma güler.
Tedrici olarak oyuncular arasında bu anlayış kuvvet! llerllcdlkçe takımın randımanı da gözle görülür derecede artar.
İdareciler takımdaki gelişmelerin birlik ve beraberlik kuvvetinden doğduğunu fırsat dürtüçe sık sık oyunculara hatırlatmalıdır.
Fubbol yalnız enerji ile oynanan bir oyun değildir. Bir futbolcunun İyi bir atlet olmasını Istiyeblllrlz. Yalnız süartl ve mukavemeti olan mütevazı bir atlet. Bir futbolcunun muhakkak yüz metreyi on bir saniyede kokmasına, yedi metre uzun atlamasına, bir mette seksen yüksek atlamasına İhtiyacı yoktur.
Fakat, bir futbolcu hiç olmazsa ICO metreyi on iki saniyede ve 1000 metreyi de üç dakikada koşabllmelldlr. Bira? idman yapmasını bilen, ciddi çalışan her futbolcu bunu oecerebillr.
Futbol zor bir oyun değildir. İdmansız ve yahut acemi oyuncuların maçlarını seyrederken futbol bize çok zor oynanan hlr oyun gibi görünür. Usta oyuncular karşılaşırken aksini düşünürüz. O zaman futbol daha kolay ve tatlı bir oyun manzarası arze-der.
Eğer biraz da oyundan anlamağa başlamış İseniz, Adeta oyuncuların çizin düşündüğünüz gibi oynadıklarını görmekle duyduğunuz zevk İki misil olur.
(11 Bu kıymetli kılıç Paşanın oğlu taralından muhafaza edilmektedir.
Mit hat paşanın valilik ettiği Bağdat şehri
Futbolcular;
— Kulübünüz vc takımınızla İftihar duymalısınız. Sizin her hareketinizi? kulübünüz yalnız öğünmell-dlr.
— Vasat bir nyııncu, fakat İyi bir sporcu olmak: bir yıldız oIud da fena sporcu olmaktan daha çok şereflidir.
— Başka kulüp veya takımları küçük düşürecek hareketlerden katiyen kaçınınız. Kulübünüzün şerefini büyük bir kıskançlıkla korumak İstediğinize şüphe edilemez. Unutmayınız kİ karşınızdaki oyuncular da tıpkı sizin gibi aynı gaye ve aynı düşünce İle hareket ederler. Diğer kulüp ve takımlara kendi m kulübünüz ve takımınız gibi saygı göstermesini öğreniniz.
— Malğûp olduğunuz zaman katiyen bahane aramayınız.
Kartınızdakilerin sizden daha İyi oynayarak kazandıklarım kabul «diniz. Yenilmeden ders almasını blll-nlz-
— Bir yenilme sizi ümitsizliğe düşürmemelidir. Bir kazanç İçin de uzu uzadıya bayram yapmağa kalkmayınız.
Mütevazı olmasını öğreniniz.
— Ne kadar 1yl oyuncu olursanız olun. Galibiyetin tek başına sizin oyununuza bağlı olduğunu düşünmeyiniz. Buna (şımarma) bile denilebilir.
Şunu da hatırlayın kİ çok sevdiğiniz takıma sizden evvel yüzlerce oyuncu girmiştir.
Onlar da vaktiyle oynamışlar, ihtiyarlamalar, tekaüt olmuşlardır. Birin Akıbetiniz aynı yola çıkacaktır. Unutmayın W oyuncular doğarlar, oynarlr, yaşlanma devresi gelir ve nl-hayet bir kenar» çekilirler.
Fakat kulüp yerlndedlr. Her peyden üstün olan kulüp vt takımınım! manevi büyüklüğüdür. (
Galatasaray-Demırsporla, Fenerbahçe - Uçaksavarla karşılaşıyor
Ankara takımlarının şehrimizde alacağı neticeler merakla beklenmektedir
W
Millî Eğitim kupası maçlarına bu hafta şehrimizde ve Izmirde devam edilecek, Ankara takımları şehrimizde Fenerbahçe ve Galatasarayla oynarken Beşiktaşla Beykoz Izmirde İzmir ta-kımtarile karşılaşacaktır. Programa göre bugün Mecidiye köyü stadında Fenerbahçe - Uçaksavar, Galatasaray - Demirspor, Izmir-de Altınordu - Beykoz. Karşıyaka . Beşiktaş maçları yapılacaktır. Yarınki maçlara Fenerbahçe stadında devam edilecek ve Galatasaray - Uçaksavarla, Fenerbahçe - Demirsporla, Izmirde Karşı- __________ ______ ___________
vaka . Beykozla. Altınordu - Be- karmış ve takımların tam formu-
oyunlarda şanslarının pek iyi gitmediğinde bulmaktayız. Çünkü askerî bir güç olan bu takımın İçinde şehrimizin yakından tanıdığı kıymetli futbolcular yer almaktadır. Her askeri takımda olduğu gibi disiplin ve enerji oyunlarına hâkim olmakta ve nefesleri iyi olduğundan maçları başladıktan gibi bitirmektedirler.
Ankara takımlarına karşı oynayacak olan Galatasaray ve Fenerbahçe son zamanlarda kendi aralarında yaptıktan maçlar dolayısile azamî bir hadde çı-
' şiktaşla karşılaşacaktır. Beşiktaş ve Beykoz takımları perşembe günü kalabalık birer kafile halinde Kadeş vapurile Izmire hareket etmişlerdir. Ankara takımları ise dün sabah Dcmirsporlulara tahsis edilenhususî vagonla An-karadan şehrimize gelmişlerdir.
Sonu yaklaşmakta olan Milli ı Eğitim kupası maçlarının bilhas-; sa bu haftaki karşılaşmaları çok enteresandır. Bir taraftan şlmdi-ye kadar hiç mağlûbiyete uğra-mıyan Ankara Demirspor kulübünün şehrimizde yapacağı maçlarda alacağı netice gerek Ankarada ve gerekse Istanbulda futbol meraklılarınca heyecanla beklenirken, diğer taraftan Beşiktaşlıların İzmirdeki oyunlardan kaç puanla avdet edeceği de çok tabiî olarak merak uyandırmaktadır.
Malûm olduğu üzere Ankarada bu sene Harbiye takımı şampiyon çıktığı halde takımı teşkil eden sporcuların imtihanları dolayısl-le Ankaradan ayrılmaları uygun görülmediğinden Millî Eğitim kupası maçlarına iştirak mezuniyeti verilmedi. Bunun üzerine maçlara ikinci olan Uçaksavar İle üçüncü olan Demirsporun İştiraki takarrür etti. Demirsporlu-lar üçüncü oldukları halde Uçaksavarla yaptığı her iki maçı da kazandı. Bilhassa Beşiktaşla İzmir takımlarına karşı yaptığı karşılaşmalarda muvafakıyetler elde etmesi ve en nihayet bugünkü puan cedvelinde bütün kulüplerin üstünde bulunması bu takımın da eski Demirspor kadar olmasa bile yine kuvvetli bir teşekkül olduğunu İspat etmektedir.
Şehrimizde yapılan son muhtelitler maçında Ankara fübolu-nun İstanbul âyanna yükseldiğini hissetmiş, fakat katî kanaatimizi birer kulüp halinde yapacakları maçlardan sonraya bırak, mıştık. işte bu fırsata bu hafta kavuşuyoruz. Bugün ve yann şehrimizde yapacakları karşılaşmalarda Ankara fudbolünün katî seviyesini öğrenmiş olacağız.
Ankara İkincisi bulunan Uçaksavarın Milli Eğitim kupası maçlarında şansı Demirspor gibi iyi gitmedi. Mahallî karşılaşmalarda Demirspoıa İki defa üstüste yenilmesini ve Beşiktaşa fazla gol yiyerek mağlûbiyetini takımın zayıflığından ziyade o günkü ■ııiıtilıl
nu bulmuş b.r vaziyettedir. Bu bakımdan bugün ve yarın Anka-ranın Demirspor ve Uçaksavar takımları karşılarında hazırlanmış birer ekip bulacaklardır Tarafların kuvvetli bir durumda bulunması yüzünden müsabakaların çok çetin ve çekişmeli geçeceği muhakkaktır. Diğer taraftan federasyonun hazırladığı programa göre gelecek hafta da Fenerbahçe ile Galatasaray An-karaya gideceğinden bugün ve yarın şehrimizde oynanacak olan bu maçların revanşi de gelecek hafta Ankarada yapılacak demektir. Buna nazaran takımların çok düşünceli hareket etmesi ve burada kazandığını Ankarada kaybetmemesi lâzım olduğu kadar, burada mağlûp olanın Ankara maçlarında bunu telâfiye kalkacağını hesaba katarak oymaması icabetmektedlr.
Bugünkü ve yarınki maçların Demirsporun puan üstünlüğü ve Uçaksavarın enerjik bir oyun çıkarması bakımından geniş ölçüde alâka toplayacağı muhakkaktır. Son zamanlarda görülen büyük alâkaya cevap verecek derecede güzel ve heyecanlı birer maç seyredecelr'miz tabiîdir.
SAZİ Tezcan
YENİ YAYIN
OSMANLI TAK1II1
Mektepliler ve münevver gençlik için, Kabataş ve Şişli Terakki liseleri tarih Öğretmen! Samlh Nafiz Tansu tarafından yazılmış bir (öz) olup Çığır Kıtabevl tarafından (75) kuruş fiyatla satışa çıkarılmıştır.
F.DOSTOYEVSKI
IBlttlttİlİlılfll
...........................................ıınıııııınııınnnııııı........m....ima
■ Lise, ve Fen Edebiyat Kolları Taleheleride:
Vefa lisesi kimya öğretmeni Dr. Tahsin Rüştü Beyer'ln Organik B kimya. Analitik kimya, harb gazları bahislerini ve bu bahislere ait çö ■ zülmüş problemlerlle teknik ve diğer üniversite şubeleri giriş imtihan- ■ larında sorulmuş problemlerin çözümlerini havi kimya kitabı çıktı B
AKŞAM
21 Nisan 1945
Sahile O
ALİM ÇiFT
Dram ve komedi tiyatrolarında
Bütün bir pazar küçücük bir parkın lam karşısındaki eski ve ahşap, konağın bir katında oturdum. Sıcak günlerde, bir park, hele uzaktan seyredilmek şartlle, hakikaten gayet dikkate değer bir yerdir. Oraya ne tipler, ne çiftler «e ne tekler gelmez ki? . Sazan her tahta sıranın üstünde bir roman, bir hikâye, bir piyes, bir komedi, bir dram* geçtiği de oiur.
Odalarımın pencereleri lam İçine bakan bu parkı ben çok severim. Ztra oarsı âdeta kendi bahçem gibi idi. Pencereden başımı çevirdiğim zanıaıı ekseriya parkur kapısını, demir parmaklıklarım görmezdim de, doğrudan doğruya konağın bahçesi ayklarunın altında uzanıp gidiyormuş gibi görünürdü. Günün ayrı ayrı saatlerinde buraya gelenler Çeşit çeşitti. Meselâ dadıların pek muayyen bir zamanı vardı. Arabalarını çeke çeke, beyaa elbiseleri İçinde, başlarında kolalı boneleri lle gelirlerdi.
Içlernide pek genç olanlara Taşlanırdı. Bunlardan birinin, tombul sarışın bir kadının bir de genç âşığı vardı. Dadı arabasını çekerek bir kapıdan girerken, mahçup âşık da parkın karşıkl kapısından süzülürdü. Birisi bir sıraya oturur, öteki obur sıraya... Dadı gûya bir şey Örer... Fakat gözleri öteki sıradadır. Aşık gûya kitap okur. lâkin gözler bu tarafta-
Sonra bir karı koca vardı ki akşam üstü ellerinde paketleri lie parka gelirlerdi. Denize bakan sıralardan birine otururlar, gazete kâğıdına sarılmış paketi açarlar vc kahvaltılarını ederlerdi. Anıma ne büyük bir intizamla!.. Her akşam aynı tahta sıranın üstünde, aynı saatte akşam kahvaltısı’.. Sonra erkek göelüğünü çıkarır, gazetesini açar, kadın kitabının sahlfelerlni karıştırır. Güııeş çekilip, serinlik çıkınca kalkarlar...
Gene, «ressam, dediğimiz bir zat vardı. Bu adamın ressam olup olmadığını bilmiyorduk. Fakat bastonu ile oturduğu yerden dalgın dalgın kumlara bir takım şekiller çizerdi.
Burası bir nevi semt parkı olduğu için gelenler de âdeta muayyen simalardı- Kendilerine o kadar alışmıştım ki içlerinden biri birkaç gün gelmese mtrak ediyordum. Onlara koyduğum isimlerle meselâ: «Kahvaltı eden karı kocaya ne oldu?.. Üç gündenbırl gelmiyorlar!..» diye âdeta düşünürdüm.
işte bu sıralarda çarka genç bir çift devam etmeğe başladı.
Dünyada bunlardan daha garip insanlar olamazdı. Parkın bir köşesine çekiliyorlar. Ortaya bir defter çıkarıyorlar. Buna erkek bir şeyler yazıyor. yanındaklne veriyor. Kız bir şeyler yazıyor, defteri erkeğe uzatıyor. Ve böylece saatler geçiyor!..
Evvelâ aklıma gelen şey şu oidu: Belki bu sevgililer dilsizdir. Yazı ile anlaşmağa kalkıyorlar!.. Sonra duşundum kİ dilsizlerin de bir takım işaretleri yok mu?.. Bunlar varken ne diye böyle yazı ile, çizgi Lle blrblrlerl-le anlaşmağa kalkışsınlar?.. Bir akşam üstü onların konpşa konuşa parktan çıkıp gittiklerini gördükten sonra onların di İsi’ olmaları düşüncesinden de vazgeçtim.
Bunlar olsa olsa âlim bir çift olabilirdi. Zaten simaları da bunu belli etmekteydi. İkisi de gözlüklü, gülmez suratlı, âlim namzetleri tiplerdendi. Bazan erkek kalem elinde düşünüyor, düşünüyor. Bir türlü karar vereml-yen insanların hail ile hareket ediyordu, Nihayet elindeki deftere bir şeyler yazıyordu. Ondan sonra genç kızı bir ■düşüncedir alıyordu. Kendi-l.rine «Âlim çift» adını taktığım bu iki genç artık her gün parka gelip gitmeğe başlamışlardı. Bir gün onları uzaktan bir arkadaşıma gösterdim
- Görü yor musun?.. Ne âlim çifti, dedim. Arkadaşım da onların bu halini uzaktan seyretti:
— Hakikaten garip... Acaba aynı İlim sahasında çalışan mektep arkadaşı (diler de omda mı seviştiler?.. Olur a„-
— Belki...
— Fakat başka rey de olabilir... Belki evlenecekler... Kuracakları yuvanın plânını yapıyorlar, Belki evlenmelerine dair bir takım hesaplarla meşguller... Değil mi?..
— Evet amma canım ılç aydan beri mütemadiyen plân, mütemadiyen hesap yapılır mi?.. Bunlar her halde bir şeye çalışıyorlar. Hem de görmüyor musun?. Ne kadar ciddi halleri var. însan bir saadet yuvasının plânlarını yaparken biraz gülümser değil mi?.. Bunların yüzüne baksan a... Suratlarından düşen bin parça olacak!.. Böyle ciddi ciddi plân, saadet projesi yapılabilir mİ?..
Artık yaz sonu gelmişti. Onların neye çalıştıklarını veya ne yaptıklarını pek merak ediyordum.
Bir akşam üzerinde uzun uzıın kalem yürüttükleri kâğıdı buruşturup attıklarını görünce bayağı hevecan duydum.
Bu İşi yaptıktan sonr» kalkıp gittiler Pnrfc da boşandı. Mahzun bir yaz ateşa”11 etrafa çöktü.
Üşenmedim Gittim. Buruşuk kâğıdı buldum. Âlim çiftin bütün esrarı parmaklarımın arasında İdi Kâğıdı açıp baktın: Kutu kutu oynamıyorlar mı imiş?.. Ne ehemmiyetsiz şeyleri bazan ne büyük meraklarla takibederiz.
(Bir yıldız)
Rulmaca
1 a • 3 « 5 6189 10
(Baş tarafı üçüncü sahlfede) önünde eğilirim. «Dördüncü Hanrl» temsilini beğenmemi her hangi bir taviz sayanlar, her zaman olduğu gibi, aldanırlar.
Diğer sanatkârlar hakkında bir şey SÖylemiyeceğim. Rollerini başaranları sayarken başarmıyanları da zikretmek lâzım. Faydasız olacağından vazgeçiyorum.
#•*
«Hacı kaptın» ı. Cevat Fehmi Baş-kut'un bu üçüncü telifini seyrederken bir vesileyle yazdığım bazı beylik tavsiyelerin eserde çok İhmal edildiğini gördüm. Faydalı olıır mülâhazaslyle burada hiilâsaten tekrarlamayı muvafık buldum: «Piyes muharriri olmanın öğrenllemlycceğlnl herkes bilir. Bunun bir mektebi de yoktur. Sahne sanatkârları konservatuar mezunu olurlar. Piyes muharriri namzetleri İse böyle bir imkâna malik değildirler.
Fikrin her çeşit tezahürü: Felsefe, tarih, şiir, roman, hattâ tenkld bir nevi kabiliyet: tiyatro ise kabiliyetten ziyade belki «zanaat» arar.
Evet, hususî mecburiyetlere tâbi olmadan pek âlâ bir şiir, bir tercüme! hal. bir tarih yazılabilir Bir romana sonunu anlatarak başlamak, hikâyede bir şahsı ortada bırakıp olr başkasına geçmek kabildir Fikrin l-fadesl tasvirle de, muhavereyle de ö-lur Bir roman yüz elli sahlfe veya sekiz yüz sahlfe yazılabilir Yeter kl alâka uyandırsın.
Tiyatroda böyle mi? Bir piyesi, tasrih edllmlyen fakat sezilen bir çok noktalara riayet ederek, başından a-hp'sonuna doğru yürütmek lâzımdır.
Bu kaidelerin modası geçtiğini söy-liyenler, hattâ mevcudiyetin! inkâr edenler varsa da muvaffak olan eserlerin hep bu mevhum kaidelere riayet edenler olması ispat eder kl inkâr para etmez. Ve bu mevzuda münakaşa bir semere vermez. Çünkü iki kere İkinin beş ettiğini iddia edenleri
Mukadder bir sual: Niçin roman herhangi bir kaideye tâbi olmadığı halde piyes tâbi olsun?
Cevap basit. Bir kitap okuyucusuna hitabeder. Halbuki bir piyes seyircilere. Okuyan bir kişinin ruh! haletiyle dinllyerek seyredenlerin ruhi h&letl bambaşkadır
Siz okuduğunuz bir kitabı yirmi dakika sonra elinizden bırakabilirsiniz. Başından sonuna kadar okumanız kabil öldüğü gibi İki gün sonra devam etmeniz de kabildir. Hoşunuza giden yerini tekrar tekrar okuyabilirsiniz. Tiyatroda öyle mİ? Müellif, işgal ettiğiniz koltukta piyes uzunlu-ğunca sizin alâkanızı daima uyanık tutmaklıdır. Size mevzuunu bu müddet zarfında güzelce yaratmalıdır.
Topluluk ruhi hâletl üzerinde ne kadar durulsa azdır. Fert olarak adü-şünülen bir hususiyet sahnede cansız kalır. Ona topluluğun alâkasını uyandıracak bir şekil vermeli ki canlansın.»
Yazı daha uzun, Bu kadarı bize yeter. Çünkü maksat «Hacı kaptan» müellifine muvaffak olmak şartlarını bir defa daha hatırlatmaktır.
(Hacı kaptan» hazır bulunduğum ilk temsil gecesi kftfl derecede hazır gibi değildi. Şimdi piyesteki tulûatçılardan geri kalmamak için Şehir Tiyatrosu sanatkârları Ja biraz tu-lûat yaparak onu kızıştırmışlar. Bu suretle her gece komedi kısmını dolduran seyirciler de bolca alkışlıyor-mış.
Şehir Tiyatrosuna telif eser vermek cesaretinden dolayı Cevat Fehmi Başkut’u tebrik ederken Şehir Tiyatrosunun oynamak üzere seçtiği bu piyesiyle kanaat etmemesini de kendisinden dilemeliyim. Bu kadar tehalükle oynanması İhtimalini göze alarak, o daha lyllerlnt yazabilir ve yazmalıdır. Hevesi var. azmi var. elbette muvaffak olur Yeter kl muvaffakiyeti bulamıyacağı yerlerde aramasın. Çıkmaz sokaklarda vaktini kaybetmesin. Cevat Fehmi- «Halkın anlayışlı ve ona güvenmekte müsa-
Sökülür - takılır çelik silolar kurdurulacak
Toprak mahsulleri ofisi umum müdürlüğünden:
D Aşağıda yazılı yerlerde ve sayıda sökülür - takılır çelik siloların t** mel inşası ve demir akşamın kurulması İşi açık eksiltme suretiyle lhaJ* edilecektir.
Kurulacağı yer Adet Eksiltmenin Tahmin Geçici İnanca Eksiltme günü Eksiltin* saati
yapılacağı yar edilen bedel
Yerköy 44 Ankarada umum Md. binasında malzeme Md. de 15800,03 1200 26/V1945 15
Niğde 12 > » » 3001,04 240 28/4/1945 15
Burdur 12 Aydın Şantiye ş. 3970,52 300 30/4/1945 15
Daskırı 12 » » » 3105,92 240 30/4/1945 15
Zile 16 Samsun Şantiye ş. 4864,48 365 30/4/1945 15
Yıldızell 12 » » > 3080,80 230 30/4. 1945 15
Sivas 10 > » » 2606,70 200 30'4 1945 15
Şarkışla 12 > > > 2979,38 220 30/4/1945 15
Arıkören 12 Konya şantiye ş. 3616,46 270 30/4/1945 16
Karaman 16 » > » 4538,18 340 30/4/1945 15
Çumra 32 » » > 10722,94 800 30/4/1945 15
Pınarbaşı 12 » » » 4102,34 310 30/4/1945 15
2) Çelik siloların kurulmasına alt keşif evrakı e projeler Ankarada
Iknaa çalışmak kimsenin aklına gelmez bile.
Tiyatronun mevhum kaidelerine mahakâr» olduğunu söylemekte hak-riayet etmeden piyes yazılabileceğini lı olabilir. Yeter kl halk müsamaha iddia edenlere verilecek cevap ancak yapa yapa yapamaz bir hale gelme-mevzuu tetkik etmeleri ve malûmat- ' sin. Yani anlayışını değiştirmesin, larını arttırmaları tavsiyesi olabilir. Selim Niizhct Gerçek
1 — İsmarlama - Ayak.
2 — Duhul
3 — Veresiye değil - Körfez.
4 — ödiinç alan.
5 — Tersi itimat eder - Tersi isimdir.
6 — Dokuma tezgâhı İğnesi - Sonuna *L» gelirse gayet ince bir bezdir -Misafirhane.
7 — Amerikada bir şehir - Avuç İçi.
8 — Aktörün vazife*! - işe yaramaz.
9 — Yayaların yürüdüğü yer.
10 — Yemek - Tersi nefes alamı-yandır.
GEÇNE BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Tecavüz, On, 2 — Edebiyat, 3 — Cezaveren. 4 — Aba, Allnaf. 5 — Vivalet. Za. 6 — Üyelerimiz, 7 — Zariti. Akl, 8 — Ten, Masal. 9 — Nazikâne. 10 — Ne. Fazilet.
RADYO
Bugünkü program
18.00 Radyo Çocuk kulübü, 18.45 Dans orkestrası, 10.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Dans Orkestrası, 19.45 Ansiklopedi saati, 20.00 Saz eserleri, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Fasit. 21.10 Çeşitli sololar (pl.), 21.30 Salon orkestrası. 22.15 Dans müziği fpl.l, 22.45 Haberler.
' KAHIR YÜZÜNDEN LÜTUF ’
AŞK ve MACERA ROM AN f
Yazan: P. Wentworth Tercüme eden: Vâ - Nü ı
L — ■ —m Tefrika: J
Daphne, hem teessür hem de hiddetle:
— Açık söyle, İstemiyorsun demek? —dedi.— Arzumu reddediyorsun? Hayatta muvaffak olmam için bu çare tek çaredir, onu tecrübe etmeme İmkân vermiyorsun. Jlmmy'yi sevdiğimi anlamıyor musun? Yoksa, bu sevmek sözü tana hiç bir şey İfade etmiyor mu? Öyle ya: Sen bunu neden anUyasın? Sen aşkı bilmezsin kl„. Sen de sever gibi olmuşsun, lâkin aşkından çabucak vazgeçmişsin. Başkaları da, öyle yapabilir sanıyorsun. Halbuki ben yapamam, yapamam.
Amabel. bambaşka bir ifade ile:
- Elverir. Daphne! —diye bağırdı.
Genç kız. anlamamış gibi devam etti:
— Sen babamla evlenmek İçin sevdiğin adamı lerketmlşsLn! Büyük annemle büyük babam, sana ne tavsiyelerde bulunmuşlardır, tasavvur ediyorum Babam büyük babamın arkadaşıymış. Aşağı yukarı, aynı yaftay-
mışlar. Büyüklerinin tavsiyelerini dinlediğine bakılırsa, babamı ne dereceye kadar sevdiğin de anlaşılır.
Amabel, kahroluyordu. Kızının vurduğu darbeler, kalbine asta şimdiye kadar bu derece derin İnmemişti.
Solgunlaşan dudaktan güçlükle !■-mıldıyarak:
— Daphne! — diye inildedi. — Daphne! Bunlardan sana kim bahsetti-?
— Agatha bahsetti. Her halde dedikleri de yanlış değildir, sanırım.
Şu anda, Daphne biraz korkmuş gibiydi; fakat hâlA meydan okuyor-muKMUUt duruyordu. Canım bu kadar da kızacak ne var? Fena bir şey Söylememişti kl... Annesi niçin böyle vahim telâkki ediyor? Fakat, kadının karşısında, Daphne’nln heyecanı ve hiddeti yavaş yavaş azaldı; bunların yerini bir şaşkınlıktır tuttu.
Uzun süren bir sükûttan sonra, Amabel. odanın öteki tarafına doğru yürüdü; turuncu perdeleri katladı.
Kuzine imali ilânı
Sümer Bank İplik ve Dokuma fabrikaları Kurumu Defterdar Fabrikası Müdürlüğünden
Fabrikamızda bir adet yemek pişirme kuzinesi yaptırılacaktır, Buna ait donne deneme vc şartname fabrikamız ticaret servisinden alınabilir Mütehassıs firmaların proje ve flat tekliflerini 24 Nisan 945 günü saat 13 e kadar fabrikamız ticaret şefliğine teslim etmeleri ilân olunur.
Not: Fabrika ihalede serbesttir. (4999>
lzvtivv vı man ifivkiııv«4 m»umm
Revir Amirliğinden: Q)
1 — Revirimizin Kocanoz bölgesi dahilindeki Kantarkütüğü ormanın
dan 1000 metreküp tomruğun Purçak Düzü ve Hanyanı depolarına nakil, i.» tomruklama, istif işi açık eksiltmeye konulmuştur. t_
2 — Açık eksiltme 27/4/945 tarLhlne rastlayan cuma günü saat 15 “O revirimiz merkezinde komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Beher metreküp tomruğun nakil ve istif İşinin muhammen bedeli on liradır.
4 — Muvakkat teminat % 7,5 hesabiyle 750 liradır.
5 — Açık eksiltme şartnamesi Ankarada Orman Umum Mûdürlflğtt>-de, revirimizde, Karabük ve Araç revir amirliğinde görülebilir.
6 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte komisyona müracaattan.
«4898»
İktisat Balosu
Bilecik nafia müdürlüğünden:
İktisat fakültesi mezunlan cemiyetinden:
Her sene 22 Nisanda yapılması mutad olan İKTSAT BALOSU bu nene 27 Nisanda Taksim B ledlye Gazinosu büyük salonunda verileceğinden sayın iktisatçılarımızın ve dostlarımızın davetiyelerini Galata Tünel Lâcivert Hanındaki Cemiyet Merkezinden veya Fakülte Talebe Cemiyetinden aldırmalarını rica ederiz, «4166»
1 — Eksiltmeye konulan İş: Bilecik - Vezlrhan yolunun 2 + 607 — 3 + 382 d. kim. lerl arasındaki Adi kaldırım İnşaatı olup keşli bedeli 10579 Uradır. .
2 — Bu İşin muvakkat teminat miktarı 703 lira 42 kuruştur.
3 — Eksiltme 2 mayıs 945 ci çarşamba günü saat 15 de Bilecik vllA* yeti encümeni daimisinde kapalı zarf usııllle yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve buna müteferrl evrak 53 kuruş bedel mukabilinde Bilecik Nafia Müdürlüğünden alınabilir.
5 — İsteklilerin eksiltme tarihinden en az üç gün evvel bir istida He Bilecik vilâyetine müracaatla bu gibi kaldırım İnşaatını yapabileceklerine dair ehliyet vesikasını almaları lâzımdır.
6 — Eksiltmeye iştlrâk edeceklerin 5. cl maddede yazılı vesika ile 944 mali yılına ait Ticaret odası vesikası ve muvakkat teminatlarını havi olarak 2490 sayılı kanunun tarif a ti dairesinde hazırlayacakları kapalı zarflarını 3. cü maddede yazılı vakitten bir saat evveline kadar daimi encümen riyasetine makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır.
Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez, «4827»
Galatasaray Lisesi Satınalma Komisyonu Başkanlığından:
897.60 Hra tahmin bedelli 10 adetTalcbe Elbise dolabı ve 50 adet Taburenin 3/5/945 perşembe günü saat 11 de Beyoğlunda Liseler Alın» satım komisyonu binasında toplanan komisyonda açık eksiltmesi yapılacaktır. İlk teminatı 61.32 liradır.
İstekliler resmi müesseselere en az bir İşte 500 liralık bu gibi doğrama İşleri yaptıklarına dair alacakları bölge teminat makbuzu, yeni yıl Ticaret odası ve gurup vesikalarlyle birlikte sözü geçeıı gün ve saatte Komisyonda bulunmaları. Şartname ve numuneleri lisededir. (4797)
Ankara Elektrik ve Havagazı
işletme müessese s inden:
1 — DÖRT KALEM KAUÇUKTAN MAMÛL Transportör ve kasnak kayışı SATIN ALINACAKTIR
2 — Bu malzemeye alt liste Satın Alma Servlsin.ce parasız verilecektir.
^^^^^İlgiiilerin 30/6/945 tarihine kadar tekliflerini Miiessesemlz
Umum Müdürlüğüne vermeleri İlân olunur
Emniyet umum müdürlüğünden:
Teşkilâtımız İhtiyacı için satın alınmasına lüzum hasıl olan in (15) çoğu (20) adet bisiklet 30. 4. 945 pazartesi günü saat 11 de açık eksiltme suretile eksiltmeye konulmuştur. Bir adedine tahmin edilen flat (220) Uradır. Şartlaşmasını görmek lstiyenlerin umum müdürlük satın alma komisyonuna baş vurmaları,
Eksiltmeye İştirak edecekler (330) liralık ilk teminat makbuzu veya banka mektubu ile 2490 sayılı kanunda yazılı belgelerle bittikte eksiltme gün ve saatte komisyona müracaatları. (4449)
Bitlis Belediye Başkanlığından
Bitlis ile Kurtalan istasyonu arası çalıştırılan otobüste üçer aylık reklamatik levhalar asılması mümkün olacağı tüccarların dikkat nazarına arzedillr. (5026)
30 X 20 = ayda 10 Ura
50 X 20 = ayda 15 Ura ücret alınır.
Belediye ilân resmi ayrıdır.
Bu işi İtina lle yaptı. Sonra, perdeleri bir köşeye koyup pencerenin yanına gitti, orada oturdu.
Kızına bakmaksızın alçak bir sesle;
— Otur, Daphne! —dedi.
Genç kız, garip bir hissin tesirinde oturdu.
Bunun üzerine, Amabel, ona baktı. Daphne sararmıştı, dudakları titriyordu: buna rağmen mavi gözlerindeki İfade hâlâ haşindi.
— Düşüncesizlik ediyorsun, kızım. Şayet düşünceydin bu tarzda konuşmazdın. Demin çılgınca sözler söyledin. Ben! çok nıütMuir ettin. Agat-ha'ntn sana neler anlattığını bilmiyorum. Lâkin şu and* hakikati öğrenmeni istiyorum. Zira, aklından geçen şeylere İnanman doğru değildir.
Bir an sustu; ellerini, birbirine asabiyetle kavuşturmuştu.
— Agafcha'nın sana böyle şeyler anlatmasından dolayı çok müteessirim. —dedi.— Sen de çok basit bir insansın kl, bunları böylece kabullendin. Sen şahsen babanı hatırlamaksın, Daphne! Fakat, muhitinde onu bilenler çoktur. Baban san* servet bırakmadı amma, iftihar edeceğin bir İsim bıraktı. Ben onu dünyadaki insanların en ehemmiyetlilerinden biri sayarım.
«Akşamlan evimize gelir babamla konuşurdu. Kendisini büyük bir tak-dlrkârlıkla dinlerdim. On y«il yaşıma [
vardığım vakit artık görünmez oldu. SebebLnl anhyamadım. Halbuki evimize daima gelmesinden ne kadar hoşlanırdım. Ayağını kesti diye pek üzüldüm. Nihayet, bir gün annem, benim yüzümden gelmediğini söyledi. Hayret ettim. Sebebi: Bana bağlandığını hissetmesiymiş. Bana makul hareket etmemi tavsiye etti. Yalnız kendimi değil, başkalarını da düşünmeliymişim. Ne dediğimi, ne yaptığımı bilemedim. Son derece bahtiyar olmuştum. Bthon Grey glb! bir adamın beni sevmesi, dünyadaki saadetlerin en büyüğü gibi göründü. Beni altı ay beklettiler; sonra nişanlandık. On sekizine bastığım zaman evlenecektik.
Amabd, süetti. Daphne, ileriye doğru iğilmlştl ve alâka He dinliyordu. Mazi bütün elemleriyle önünde beliriyordu. Heyecanları, ümitleri yeniden doğuyordu. Meşhur bir adama gönül vermiş bir genç kızı, yani kendini karşısında görüyor gibiydi. Evlâtları böyle bir şahsiyetle evleniyor diye anası, babası da mağrurdu. O sıralarda, Ethon Grey, şöhretinin en yüksek mertebesindeydl Bütün Avrupa, ona, giınilu en büyük âlimi diye alkışlıyordu.
Amabel, canlı canh, fakat sükûnla devam etil:
— Nişanlım Vtyannda bir kongreye gitti. Ben de biraderleriyle ve akra-baslyJş yaşıyım bir ahbabıma misa-
firliğe gittim. Hepsi bana karşı son derece nazik davrandılar. Evlerinde pek hoş vakit geçirdim. Bu kadar genel bir arada hiç görmemlştim. Hepsl de neşeli insanlardı.
Bir an sustu, derin derin nefes aldı.
— Anlıyorsun ya, Daphne? Hepimiz tecrübesiz çocuklardık. Bu grupta bir delikanlı bana âşık oldu. Neticeyi düşünmeksizin ben de ona kendimi kaptırdım. Böyle bir düşünceye nasıl vardığımı bilemiyorum, fakat, nişanımı bozmaya karar verdim ve eve bu gaye ile döndüm. Eve döndüğüm vakit, babamın bu hususta benden daha evvel davrandığını öğerndlm. Nişanı o bozmak istemiş. Zira, kendisinin vahim bir göz hastalığına yakalandığını Vlyanadaki doktorlar kendisine haber vermişler. O da, annemle babama, beni artık serbes bıraktığını bildirmiş.
— Fakat... Anlıyamıyorum.
Daphne son derece hayrette kalmıştı, meraki gittikçe artıyordu.
Amabel'ln yüzüne bir kan tabakası çıkmıştı; gözleri pırıldıyordu. Kendini feda eden bir genç kızın heyecanını hâlâ duyuyordu.
— Daphne! Nasıl oluyor da anlıya-nuyorsun?
— Seni tesir altında bırakıp gene de mİ evlendirdiler?
— Hayır, hayır, nasıl olur? Hislerimi düşün Nişanı bozmak istemediğimi evvelce söylemediğim için Adeta
bahtiyar olmuştum. Söyleseydim n* fena vaziyete düşecektim.
Daphne cevap verdi:
— Büsbütün anlıyamıyorum 'Ne demek istiyorsun? t
Amabel ayağa kalktı. Daphne, karşısında Adeta istihfafla konuşmuşta Bu ne hissizlikti!
Annesi gayet basit bir ifade lle:
— Anlamağa gayret et, Daphnel — dedi. — Şayet babanı tanısaydın, bu senin İçin kolay olurdu. Bir İnsan elemi olan birini severse, onu bu halde nasıl terkedeblllr? Elbette İmdadına koşmak istlyecektir. Yardım edebilirse büyük bir sevinç duyacak...
Daphne ayağa kalktı; gerinerek dedi kl:
— Anlaşılıyor, anlaşılıyor! Sen d o feda olmak hissi var, anne. Bende yoktur. Senlnktsl bir meziyet sayılmaz. Hattâ insanın za'fıdır. Yeni devrin filozofları hep benim fikrimde.
Hafifçe güldü: kolunu annesinin boynuna doladı.
— Anne! Bırak beni, Mısıra gideyim!
n
Amabel o gece hayli geç yattı. Turuncu perdeleri bitirdikten sonra hareketsiz kaldı. Elleri, kumaşlar üzerinde kenetlendi, düşündü, döşündü.
(Ar|yuı v*x)
21 Nisan 1945
AKŞAM
Sahlfe 7
HALK
Umumi Nakliyat
Türk Anonim Şirketi
Bayın müşterilerinden gördüğü rağbet ve vaki O1M1 bir çok müracaat üzerine
« DAHİL! NAKLİYE >
İşlerini de yapmağa başladığını bildirir.
Şirketimizin İşbirliği yaptığı deniz vesaltile yapılan, aevklyatın en emin ve müsait şeraitle icra olunduğu ve garantimiz altında bulunduğu muhterem müşterilerimize bildirilir.
Galata Hovaglmyan han 4 üncü kat (Yolcu salonu karşısı) Telefon: 42252. Telg. adres : HALKTAŞ
SATILIK KÖPRÜKÖY
UN FABRİKASI
Kızılırmak üzerinde Köprüköy mevkiinde günde 400 çuvallık sekiz valsh su tübünüle çalışır, makineleri çok İyi bir durumda olan un fabrikası satılıktır. Müracaat: Ankara Sanayi Cad. ekmek fabrikası, Sadettin Tavşan-D. Tel: 3284
İstanbul Milli Korunma C. Savcılığından: İlâm 045/394
Usulsüz fatura tanzim etmek sure-tlle Milli Korunma kanununa muhalefetten suçlu Galata Şair Ziya çıkmaz sokat «48» No. da oturur aynı yer, kardeşi Avram Kotunla ticarethanesinde çalışmış olan Bohor oğlu 1308 doğumlu Leön Kohen hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (4 No). D Milli Korunma mahkemelinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan Milli Korunma K. nun muaddel 31/4, 57/8, 63 üncü maddelerine tevfikan elli lira ağır para cezaslle tecziyesine, bir hafta müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün fulleştiğinde Akşam gazetesinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 2/3/945 tarih ve 45/86 sayılı karar kat Deşmekle Dftn olunur. «52O5>
İstanbul Defterdarlığından:
ı NO, Adı yç soyadı_______İŞİ_______İşyeri
1 Katina Sasapolos
Şapkacı
Mahmutpaşa C. 152
Vergisi İhbarname No. Sonesi
942
K. 29.08 ■ r. z
8/21
1
a
4
I
4
7
8
0
10
11
12
13
14
16
18
17
Şerli
Lsonlda
>
Salih Dörtiştf
Tarık KaatntoJİ
Bamoel ve tsak
Muhlddln
Kömürcü
Manifatura Hocahan Sonan 8/2
Hırdavat
Marangoz
Tuhafly»
Hırdavatçı
Kunduracı
Onnlk ve Araker Yarıclyan Marangoz
Cemal Tosun
Kahveci
22/38
042
»
>
İlyao Asla ve Gaddlşi
Burhan Mehmet

Salam on Ergin
Yorgl Tortop oğlu
Gayri menkul satışı
Beyoğlu dördüncü sulh hukuk hâkimliğinden: 44/1054
18 şubat 845 tarihli Tanin gazetelinde evsafı bil dirilen Taksim Gü-müşsuyunda Bağ Odaları sokağında eski 3. yeni 3/1 - 3/2, 3/3 No. 11 üç bölüklü denize nazır bahçeli ahşap evin tamamının satışı 11 5/945 cuma günü saat 10-12 de haddi lâyıkı-nı bulmadığı takdirde İkinci arttırma 21/5/945 pazartesi günü saat 10-12 de Beyc^lu 4 üncü Hukuk mahkemesinde açık arttırma He satılacağından isteklilerin 44/1064 sayılı dosyayı görmeleri ve bildirilen. mn-tun. >u---------------
gün ve saatte mahkeme kaleminde' nb> hükmü yoktur.
hazır bulunmaları ilân olunur. (6148» 68 No. da mukayyet GÜDÜ Blbo
18
Davlt ve B. An’Jel
Sabuncu han O- 20
8/0
ma
>
>
Sultan odalar han 34
B'fldaverdl han 8
Caferlye han 2
Sultan odalar han
14
Fz.
»
No.
I
62/11
62/12
67/22
8/13
9/39
«43
843
943
941
041
Balık p. kapısı 33
Mobilyacı Ketenciler 23
Manifatura Haçopiu han 1
Fanllâ İmal! Büyük Abud han M
v
>
46
5.93
831
1.61
2.18
K. 1L87
B.
Fz. 5.93
C. 3.03
K.11J5
B. 2.25
Fz. 5.63
Mk. 17.52 « C. 3.15
K. 11.48
B. 2.30
F2-. 2.87
K. 19.08
B. 3.82
Fz. 4.70
K.224.00
B. 44.92
Fz. 112.30
C. 112130
Zam. 289.52
K 4.
B. .80
Fz. 1.00
K. 4.00
B, .80
FZ. l.OT
2.37
041
67/13
15/24
f/43
9/48
043
941
041
940 B.
941
041
Manifaturacı Vasıf Çınar C. 123
Pamuk alım M ısr çarşısı Alt ar İye S, satım
Kumaşçı Rızapaşa yokuşu 111
O/4fl
- 942 ticari de t terle-
15 gün. zarfında Def-
041 rlnln terdarhjc Hesap Mütehassıslığı Beyanname tetkik bürosuna ibraz edilmesi.
941 - 942 Ticari defterlerinin 15 gün zarfında Defter dar lift Hesap Mütehassıslığı Beyanname tetkik bürosuna ibraz edilmesi.
941 - 042 Ticari defterlerinin 15 gün sarfında Defter darlı k Hesap Mütehassıslığı Beyanname tetkik bürosuna İbraz edilmesi.
İstanbul Defterdarlığından f'
Mükelleflerinden yukarıda isim, ve ticaret adresleri yazılı mükelleflerin terki
Yenlcunl Maliye Şubesi __ . - . -
ticaret ettiklerinden ve adreslerini bildirmedikleri gibi tebellüğü «althiyetli bir kimse de göstermemiş oldukları ve yapılan araştırmada bulunamadıklarından hlzalarmda yazılı kazanç, buhran, fevkalâde zam vs cezalarını havi ihbarnameler tebbğ edilememiştir.
Keyfiyet 3692 sayılı kanunun 10uncu maddesine tevfikan tebliğ yerine geçmek üzere ilân olunur.
ESKİ V« YENİ ROMATİZMA, SİYATİK, NEVRALJİ, LOMBAGO. RÖTUBET v» SOâUK ALMADAN İLERİ GELEN BÜTÜN »ĞRILAfilN MÜESSİR ^OEVASID.R.
Murakıp muavini alınacak
Sayıştay Başkanlığından:
Bayıştay'a müsabakayla >0, 36, 40 Ura a«D maaşla murakıp muavini alınacaktır.
1 — Müsabakaya girmek İçin yüksek mektep nıesunu olmak ve yahut - en az 25 Ura maaşlı memuriyetlerde bir terfi müddetini İkmal etmiş olmak lâzımdır.
2 — Yüksek mektep mezunu olup da askerliği müeccel bulunanlara altı ay İçin 25 Ura maaş verilir.
3 — Müsabaka İmtihanı 14 mayı 9 843 pazartesi gün ti saat 9.80 da An-karada Sayıştay binasında yapılacaktır, imtihanın İllerde yapılması mümkün olmadığından Ankaraya gelemi yedeklerin imtihanın mahallerinde İcrası için müracaat etmemeleri lâzımdır.
4 — İmtihan: Hesap, sayıştay, muhaaebel umumiye kanunlarlle bazı masraf ve vergi kanunlarından ve İlmi tnall ve İktisattan ve tahrirden yapılacaktır.
5 — Bu şeraiti haiz olup da dene meye girmek isteyenlerin 12 mayıs
945 cumartesi gününe kadar nüfus hüviyet cüzdanı, askerili vesikası, resmi tabip raporu, tahsil vesikası ve 2 kıt'a vesika fotoğrafı İle birlikte bir arzuhal De sayıştay başkanlığına bizzat müracaattan vo zat işleri müdürlüğünde bu hususa dair formülü doldurup İmza eylemeleri lüzumu ilân olunur. (5181)
Zayi — EmlniJnü kaymakamlığından almakta olduğum asker maaşında kullandığım tatbik mührünü kaybettim. yenisini alacağımdan eskiri -
SlLlT'a VARIM BJI.ET • ÇEYREKa!îîT"| İl. , LvK.—J
MtVDARi
100,000
f 50.000
2 25,000
Ti 10.000
/O &OOO
50 2000
10a 1.000
toa 500
(200. 100
■,00O, 50
looaı 10
tooooo '•50,000 'Vo.ooo '5aooo '5üooq 1oqooq ■ İOOÛOO 100.000 120.000 100,000 B0.000 5 . 200,000
Darbhane ve Damga matbaası müdürlüğünden!
1 — Hurda bir kamyonet müstamel lâstikleri He birUkte 7 mayıs 946 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 16 da İdaremizde toplanacak
komisyonda kapalı zarf usullyle satılacaktır.
2 — Muhammen bedel 7600 ve muvakkat teminat 662,60 Uradır.
3 — isteklilerin tekUf mektuplarını temlnatlarile birlikte yukatüe. gösterilen saatten bir saat evveline kadar komisyon başkanlığını vermeleri lâzımdır.
4 — Şartnamesini almak ve kamyonet ile lastiklerini görmek için her
gün İdaremize müracaat olunabilir. (Ö155)
Emniyet umum müdürlüğünden:
7 adet masa yazı makinesi satın alınacaktır. Beherinin bedeli (400) kat’l teminat f420) liradır.
Pazarlığı 24. 4. 945 salı günü saat 11 de umum müdürlükte yapılacaktır. Şartlaşması her gün dairede görülebilir.
İsteklilerin 2400 sayılı kanunda yazılı belgelerle beraber satın alma komisyonuna başvurmaları. 45193)
İstanbul vilâyeti dağıtma heyetinden:
Motaur, emekli, dııl ve yetimlerle dar gellrUlere büyük küçük ve ağır işçi farkı gözetilmeksizin, nüfus başına üçer kDo pirinç dağıtılacaktır.
Tevziat memur, emekli, dul ve yetimlere ekmek kartlarının ana numarası bulunan Başlıklarik dar gelirlilere de şeker tevziat kartlarının sağ köşesindeki -A- kuponu fle yapılacaktır.
Mayıs sonuna kadar devanı edecek olan, tavzj günü ayrıca İlân edileceğinden Martı, Nisan ekmek kartı başlıklarının İyi muhafaza «dilmesi ilân olunur. «81B2d
İstanbul ticaret ve sanayi odasından
Odamıza mensup olup da karpit kullanan müessese v(* firmaların senelik İhtiyaçlarını yazı İde 30 numaralı Tetklkat şube^Lna bildirmeleri ve ihtiyaç miktarlarını evvelki mübayaıUarına ald fatura vs diğer vesaik İbrazı suretlla tevsik eylemeleri rica olunur. »6161»
Paçavra, Kendir ve Keten elyafının fiatları hakkında İthalâtçı ve ihracatçı birlikleri umum kâtipliğinden:
Her nev'i yünlü ve pamuklu paçavraların; kendir ve keten elyafının flatlan serbest bırakılarak ve fona t-âbi tutulmayarak İhracının kaıarlaştmldığı Ticaret Bakanlığının tebliğine atfen ilân olunur, (5200)
İstanbul Defterdarlığından:
Yanık kalender kasrı ve arazisi satılıyor
Bu gayrimenkul Boğaziçinde YenikÖy ile Tarabya arasında, Kalender köşkü adile teninmiş tahminen (153000) metre kare arazisi bulunan, sahile ve asfalt caddeye 340 metro cepheli geniş arazili villâlar inşaatına ve parsellere ayrılmak sure til e bir mahalle yapılmasına müsait ve koruluğu havidir.
Muhammen’satış bedeli (150) bin Hradır.
Muvakkat teminat miktarı (8750) liradır. Satış 2490 No. lu kanun hükümlerine göre kapalı zarf usulile yapılacaktır,
îhale 16/5/1945 çarşamba günü saat 15,30 dadır. Zarflar nihayet ayni gün saat 14,30 a kadar verilmelidir,
Fazla tafsilât almak istiyenlerin Millî Emlâk müdürlüğüne müracaat etmeleri. (4962) ”
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme _______________Umum Müdürlüğü ilânları ___ YAPI İŞİ İLANI
1 — İstlnye Dok ve fabrikası marangozhane binasının genişletilmesi ve tamamlanmasına alt yapı işleri kapalı zarf İle eksOtmcye konmuştur.
2 — Bu yapı İşlerinin keşif bedell(186.33B) yüz seksen altı bin üç yüz otuz sekiz lira (77) yetmiş yedi kuruştur. Betonarme demiri ve kaplama asfaltı bedelsiz olarak müteahhide verilecektir.
3 — Eksiltme kâğıtları 932 kuruş karşılığında inşaat şubesinden tedarik edilebilir.
4 — Geçici güvenme parası (16566) on bin beş yüz altmış altı lira (94) doksan dört kuruştur.
5 — Eksiltme 25 nisan 1945 tarihine rastlayan çarşamba günü saat (16) da umum müdürlük binası karşısında bulunan binadaki alım satım komisyonu tarafından yapılacaktır.
8 — İstekliler, eksiltme şartnamesinin 4 üncü maddesinde yazılı vesikaları, 50 kuruşluk pul ve btr fotoğraf İle birlikte ihale gününden yedi güû evveline kadar (resmi tatil günleri hariç) idareye verecekleri bir dilekçe He başvurarak alacakları ehliyet vesikalarım — fiyat vahit cetveli, mukavele projesi, eksiltme şartnamesi ve projeleri gibi evrakı İmzalayarak — teklif mektuplarına ekleyeceklerdir.
7 — Teklif mektuplarını ihtiva^eden zarflar, ihale günü saat 15 e kadar makbuz karşüığında alım satım komisyonu reisliğine verilecektir.
8 — İdare ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir- (4405)
I İstanbul Belediyesi İlânları
Tahmin İlk
bedeli teminatı
2077.00 155.78 Topkapıda Arpaemlnl mahallesinin Topkapı caddesinde
167 - 198 - 171 kapı ve 10 numarataj numaralı altında dükkânı bulunan İki ev enkazının satışı.
2300.00 172.50 Balar atölyesinde mevcut hurda demir, makine akşamı
ve salrenln satışı.
Talimin bedellerlîe İlk teminat miktarları yukarıda yazdı enkaz ve hurda levazım satılmak üzere ayrı ayrı açık arttırmaya konulmuştur.
şartnameleri Zabıt ve Muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhaleleri 30/4/945 pazartesi günü saat 14 te Daim! Encümende yapılacaktır.
isteklilcln ilk teminat makbuz veya mektupları ve kanunen İbrazı lâzım gelen diğer veslkalarile birlikte ihale günü muayyen saatte Daimi Encümende bulunmaları. »4717» ______
Devlet orman işletmesi Antalya revir amirliğinden!
Muhammen Muvakkat Mlkdarı bedeli teminatı
Cinsi_____M3D3 Kental Lira Krş. Lira Krş. Bulunduğu ytr_____
Dügen 40 00 135 60 405 00 Antalya deposunda
çam odunu 3000 76 171 00 Haeıbekâr Or. rampasında
1 _ Revirimizin yukarda yazılı depo ve rampasında mevcut l,6o boyundan 2.50 boyuna kadar 40 metremlkâp diiğen İle 3000 kental çam odunu açık arttırma «urellyle satılığa çıkarılmıştır.
2 — Arttırma 27/4/946 tarihine müsadif cuma günü saat 15 de Antalya revir binasında yapüacaktır.
3 — Şartnamenin Orman Umum Müdürlüğünde, Burdur, Eğirdir, Manavgat revir fimirllklerlle Hacıbekâr bölge şefliğinde görülebileceği. »5101ı
Satılık Dokuma Atelyesi
Tahtakale caddesinde, 2 katta 300 metre kare sahada müstakil kârglr binada kurulmuş, 2 bobin, 2 masura makin esile 15 el tezgâhını havi teferruatı mükemmel dokuma atelyesi, bütün demlrbaşlfe birlikte devren 10.600 liraya satılıktır. Karaköy, Bebek tramvay durağı karşısında Demlrbağ han No. 18. Tel:, 40304. _______
— Satılık makineler —»
Hallaç, Ditme, Torna, Otoklav kazanı ve sair makine akşamı
Idrofil Pamuk Fabrikaları T. A. Şirketinden:
Yedlkıılşda Kazlıçeşme, KlrLjhane sokağındaki fabrikamızda mevcut ve hâlen çalışmakta olan aşağıdaki makineler kapalı zarf usu-llylo satılığa çıkar Diniştir.
1 — Hallaç makinesi: Her şeyi tamam, İşler bir halde (Yün ve Pamuk İfite)
2 — Ditme makinesi: Her şeyi tamam,’ İşler bir halde (Yün ve pamuk İçin)
8 — Torna tezgâhı: Her şeyi tamam, İşler bir halde (Uç. metre boyunda İngiliz mamulâtı)
4 — Otoklav kazanı: 8. metre uzunluk ve 1,26 genişllğhıdedlr.
6 —Hurda demir ve makine akşamı,
Butıhir olan makinelerin kasnakları ve motörlerl ve kayışlan da verilebilir.
■Görmek isteyenler her gün fabrikaya müracaat edebilir.
Almak İsteyenler verecekleri son flatlarmı 27/Nlsan/845 cuma günü saat 16 şe kadar Gala tada Rıhtımda Kefeli Hüseyin hanında 3. cü katta 19 No. Iı yazıhancdo Meclisi İdare Riyasetine kapalı vs mühürlü mektupla teklif etmeler! İlân olunur.
[üÖZTEPE&r^
EewBSi’J!-------
[ fatartbırt
/erv'M.
BAŞ DÖNMESİ, UYKUSUZLUK. SİNİR, BAYGINLIK, ÇARPINTI HALLERİNDE DENİZ, HAVA, TREN SEYAHATLERİNDE MÜESSİR BİR DEVADIR.
Bahlfe 8
ÂBÇAM
21 Nisan 194B
HAŞAN LİMON KOLONYASI
Ancak Avrupa ve Amerikada benzerine teaadtlf edilecek derecede yüksek bir kalitede olup pak lâtif kokuludur. Haşan depolarila bütün ıtriyat mağazalarında satılır
KİMYANIN İNSANLIĞA HİZMETİ
f*------------——
llân^ve beyan.edjrim kij CİLD GIDASI OLAN
BU BİOCEL CİDDEN
ŞAYANI HAYRETTİR ffı/d/n yomBk^ktjdanndt-olduğunu ispat edi/or.
YİYECEK MADDELERİ
Gıda maddelerimizin ihzarı her giin artan bir dıijünma ve çalışımı mevzuu olmuştur. Mutfaklarımızın Britanya JiiıııyBgerleıine ve kimya sanayiine ne kadar borçlu oldu* ğıınu takdir cdıyorrnuyuz ? Nereye istersek bakalım, lıer tarafla, çamaşır sodasından, bikarbonat dö Süd, “Baking powder”, sabun, tuz ve vitaminli margnıine varıncaya kadar her tiirlıı maddelerin hazırlanmasında kimyagerin elini görürüz. Müstacel ihtiyaçlarımızı karşılamak için sakladığı* mız konserve ve kurutulmuş yiyecek maddelerinin safiyet» temizlik ve gıılni kıymetini kimyagere borçluyuz. Yiyeceklerimizin İçine koyduğumuz kaplar dahi kimyagerin araş* lırıtıulaıı neticesi ortaya çıkmıştır. Mutfak işlerimizi kolay* taştıracak, yiyeceklerimizin iIhIih müsait şartlar altında lıuzırlnıımataımı snğlıiyacek olniı her türlü yenilikler kim* yagerin çalışmasına Ve kimya sanayiinin inkişaftın vabestedir.
Imperial Chemical Industries Limited, London.
Türkiye Umumî Vekili: Imperial Kemital İndustris (Turkeyl Lld, Sigorta Han, Galata İSTANBUL
CMT.U.
İHALE SURESİ* İN UZATILMASI
Ankara elektrik ve havagazı işletme müe&se&e&inden
Müessesemlz için gerekli dokuz kalem malzemenin satın alınacağı Ankara'da Ulus, İstanbul'da Cumhuriyet ve Akşam gazetelerinin lf), 21, 22, 23/Kasım/1945 tarLhll nüshalarında ilân edilmişti.
Bundan üç ay İçinde teklif verme süresi olanlardan:
1 — Dördüncü kalemini teşkil eden havagazı boruları şartnamesine aşağıda yazılı İlâve yapılmış ve teklif vcıme süresi 17/5/1'045 tarihine kadar uzatılmıştır.
BORU ŞARTNAMESİNE YAPILAN EK:
a) 13 İlâ 22 pozisyonlarda yazdı borulardan 50, 80 ve 380 mm. kutrunda olanların haddeden geçirilerek eksiz olarak imal edilmiş cinsten verilmesine İmkân olamam, 50 ve 80 mm. kuturda olanlar kaynaklı ve 380 mm- kpturda olan da üst üste -kaynaklı (Lapuedei) cinste olabilir.
b) 13 İlâ 22 pozisyonlarda yazdı bulunan boruların mukavemet, inblsat haddi, tazyik tecrübesi ve uzunlukları bakımuıdan yukarıda yazılı esaslara göre verLlmeslne İmkân olmazsa 534 - 1934) ve 780 A - 1940) numaralı İngiliz standart şartnamesine uygun evsafta olanlar da kabul edilebilir.
c) 30 - 31 - 32 - 33 - 41 - 42 numaralı pozisyonlar muhteviyatı Müessesede mevcut resme göre yapılmış olmalıdır.
3 — Yine eski ilânın 1 ve 2 nel kalemlerini teşkil eden muhtelif malzemenin de teklif verme süreleri 0/8/1945 tarihine kadar uzatılmıştır.
3 — Eski ilânlardan İki aylık süreye bağlı olanların teklif verme süresi 30'■4/1945 tarihine kadar uzatıldığı İlân olunur.
„Açık arttırma ile satış
Yarınki pazar giinü saat 10 da. Beyoğlunda Taksim Ayaz-Paşa caddesinde (Gümüşsüyü Hastanesi karşısında) 30 numaralı Nimet Apar-lımanının 5 numaralı dairesinde bulunan maruf bir aileye alt kıymetli biblolar, yağlı boya İmzalı tablolar, gümüş takımlar ve atll eşyalar açık arttırma sur^tlle satılacaktır. İngiliz sistemi mavun kaplamalı büfe, dresuar, otomatik kare yemek masası ve 8 eandalyadan ibaret gayet güzel bir yemek oda takımı, hakiki pelesenk ağacından ve kırmızı ipekli kumaş kaplı (İngiliz Vlktorlen) 1 kanape ve 2 koltuktan İbaret zarif salon takımı, Fransız mamulâtı mavun ağacınsan yeşil İpek kaplı 1 kanape, 2 koltuk v« 2 sandalyadan İbaret bir salon takımı, Louls XVI yeşil İpekli kumaş kaplı 2 koltuk, 2 sandalye, 3 sigara masaları, 2 etajer v« 1 pencere perdesinden İbaret salon takımı, Ş1 tanyerli ve etajeri! ortada ayna ve yanları kristal camdan ve bronz İşlenmiş oymalı dolap, tuvalet, 2 komodin, 2 karyola aomlyelerlle. bir lavabo ve bir şezlongtan İbaret zarif Louls XVI yatak oda takımı, mavun ağacından gayet, güzel kütüphane muşambalar, vampir A. E. O-, 4Ü parçadan İbaret yemek ta- bak. takımı, kristal vazolar, Minya-türlü duvar tabakları. Kristali takımlar, 5 adet İngiliz maden çay takımı, biblolar ve sair lüzumlu eşyalar. Hakiki Emplr bronz İşlenmiş /tarllJmemls bk elektrikli avize.
" MÜJDE! gayet sağlam ve ucuz
HALK KUNDURALARI
Piyasaya çıkmıştır
Fiatler: 30—35 No. 960 T. L.
Fiatler: 36—39 No. 12— T. L,
Fiatler: 40—46 No. 14.80 T. L,
Toplan ve perakende satış yeri: Sirkeci - Yalı köşkii cad, No, 52
TKoktorum. bu| ”hususi clld gıdasında mevcut] olan Bioçel'ln bü-( yük bir İtina Lle’ seçilmiş genç hay. yanlardan İstih-
sal edildiğini söyledi. Blocel cildin derinliklerine nüfuz ve genç, taze ve açık olmak için kendisine 'lâzım olan gıdayı temin eder. Meşhur bir Viyana üniversitesi profesörü tarafından keşfedilen bu BİOCEL (penbe renkteki) To-kalon Kremi terkibinde tam clld ensacını beslemek İçin icap eden miktarda mevcuttur. Akşamlan yatmazdan evvel bu kremi ve sabahları da (beyaz renkteki) To-kalon Kremini kullanınız. Üc gün zartanda tenlnizLn gayri saf maddelerinden, yüzünüzün zayıflamış ve gevşemiş adalelerinden kurtulmağa başladığını Viyana Üniversitesi İnin birinde Prof- Dr ■Patandan 55 İle 72
göreceksiniz, hastanelerl-Stejskal ta-j______ __________ ._ yaşlarındaki
kadınlar üzerinde yapılan tecrübeler neticesinde yüz buruşukluklarının altı hafta zarfında kaybolduğu sabit olmuştur
■Dr.NihadTozge' Deri -Saç Frengivediğer
Zührevî hastalıklar mütehassısı P«zır >« P*erşembeden başka berBün K.K - YohsuUorın rııtıayenesı tu/ıdan sonro Sau s ünlvri Bğ/edfa a vvrlyapı lacakhr
8 A BtAU .V/LAVCT KONASI fl£ffrSI N: II

KIT HERKESİN TUALET SABUNUDUR
Dr. NEVZAT YEGİNSÜ
BhTnci sınıf dahliLye mütehassısı (Amerikan hastanesi) şişil Tokaloğlu sokak No. 34/2 (Şişil Şifa Yurdu karşısı) Saat 5-7 arasında. Telefon 84517
GÜNEŞ
Yüz cildinin en büyilk DÜŞMANIDIR «MOKAN»
AN T İS O LA İRE KREMİ
Cildin bütün tahrlşatı ve kırmızı lekelerinden muhafaza eder.
' UYUZ ve DERİ
HASTALIKLARINI
DERÎVlOLiV
Geçirir,
I
TÜRKİYE UMUM ACENTAŞrj
KOÇ TİCARET TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
ANKARA . İSTANBUL
IIDKL
Öksiiriik ve. bronşiti dar kal tjaçirir
BÜTÜN ECZANELERDE RRRVINIZ
— SATILIK EV_,
Kadıköy, Altıyol ağzı Çilek sokağında, 3 oda, 2 hol, mutfak, balkon ve 2 halâsı, miktar: kâfi bahçe, Terkos ve elektrik tesisatını havi bir ev 9.000 liraya satılıktır,
Müracaat: Karaköy, Bebek tramvay durağı karşısında De-mlrağ Han No. 18, Tel: 403M
,Dr. Şükrü Ertan_
Göz mütehassısı I
Cagaloğlu Halkevi karşısında M
No. 64. Tel: 22568 L/
Zayi — Seyrüseferden aldığım 1780 numaralı bisikletimin plâkasını kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Morayır Berç Kambur
^.^^BİRLEŞİK AMERİKA^—~
İDEAL İNSANLIĞIN ÜMİT YILDIZIDIR
İnsanlık meziyetlerinin en yüksekliğine malik olan Türk milleti de onu yakından tanımalıdır.
1939 NE W-YORK SERGÎSt SEYAHAT HÂTIRALARI
Kitabını mutlaka okuyunuz. İş ve hayat aşkının Amerikan optimizminin sizi sardığını hissedeceksiniz,
Bu sade bir soyahat hâtırası kitabı değil, hem de Birleşik Amerika memleketleri Lş ve teknik âleminin objektif etüdüdür.
HER KİTAPÇIDA BULUNUR
28 fotoğraf, ııefls renkli bir kapak, 150 sahlfe. 150 kuruş
BAYILANLAR,ÇAR PİNTİ ve SİNİR BUHRANI ÇEKENLER NEVROL CEMAL DEN 20 DAMLA ALINCA SİNİRLERİ YATIŞIR.DERHAL FERAHLARLAR .
Created by free version of 2PDF
L
Halka zeytinyağı dağıtımına mayısta başlanacak
En eon şiirlerinin lift vesile hazırlanan İkinci baskın çıktı. 1 lira.
ÖLMEZ ESERLER YAYINEVİ
Sene 27 — No, 9521 — Fiat! her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 21 Nlaan 1945
Sahibi: Neomeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Ea — AKŞAM Matbaası
Yeni dünya lügati
Altı yılın biriktirdiği yıkı yı- yıkıcı, İsteyen veya latemiyan ğinları üstüne daha İyi bir dünya yapısı kurmaya çalışanların yüklenecekler! ödev, yalnız bazı pürüzlü politika düğümlerini çözmekten İbaret kalmıyacaktır. Bu sabırlı devlet adamları, yapının dayanıklı olmasını, orada barınacakların birbirlerile iyi anlaşmasını da sağhyacaklardjr.
Anlaşmanın ilk çaresi, herkesçe anlaşılır tek dil konuşmaktır. Dünya milletlerinin müşterek, tek dili olması gibi bir ham hayal peşinden koşmuyoruz. «Esperanto» denemesi, sadece bir şarlatanlık, yahut ahmaklık örneği idi. Biz, sadece politika dilinde ve bazı temel anlamlarda birlik olması lüzumuna işaret ediyoruz. Yarınki dünyada ortadan kalkması özlenen Babll, ancak milletler arası münasebetlerde sıksık geçen, çok ehemmiyetli bazı kelimelerin mânasındaki kargaşalıktır.
Düşünmeli ki meselâ «Tecavüz». milletler arası ahlâkın çok-tanberi çirkin görüp yasak ettiği bir harekettir. Fakat tecavüz ke-limesin’n politikadaki anlamı üzerinde herkes birleşmediğl için, bazı tecavüzlerin tecavüz hareketi olmadığında ısrar eden devletler vardı. Milletler Cemiyetinin bile zorluğa düştüğü olur, bir hareketin tecavüz suçu teşkil edip etmediğine karar vermek için komisyonlar kurulur, kurnaz hukukçular, karmakarışık ve marifetli formüllerle işi örtbas etmeye çalışırlardı.
Bereket versin ki Sovyet Rusya Hariciye Komiseri Lltvinof 1933 de «Tecavüzün tarifi» diye gayet açık, hiç şüphe götürmez bir antlaşma hazırlamıştı, (Tiir-ktyenin de Londrada İmzaladığı bu güzel tarif ortadan kayboldu.)
Milletler arası münasebetlerde, «Tecavüz» den başka, tam ve açık bir tarife ihtiyacı olan kelimeler çoktur. Bunların tek lügati o'madığı içindir kİ Polonya işinde olduğu gibi, boyuna anlaş, mezhklar çıkıyor.
Hattâ herkesin, her milletin »ynı şekilde anladığını sandığımız en çok kullanılır, en sade ke-İlmelerde bile mefhum birliği henüz c'.de edilmemiştir,
«Hürriyet» ten daha eski, daha çok yer edip kökleşmiş bir kelime var mıdır? Halbuki Roose-ve’tın ortaya attığı «Dört Hürriyet» yani söz ve yazı hürriyeti, vicdan hürriyeti, korkudan kur-tıılmak, ihtiyaçtan sıyrılmak hürriyetleri etrafında öyle topluluk, birlik oldu kl «hürriyet» kelimesine herkesin, her devlet ve mezhebin aynı mânayı verdiğinde şüphe etmemek mümkün delildir, Hitlerle Mussolini'ye sorulsa onlar bile bu hürriyetlerin anlaşılmamış kahramanları olduklarını iddia edecekler.
Eğer Rooseveltin bu dört hürriyeti etrafında dünyada birlik olsa, herkes bu hürriyetleri, eski düpedüz demokratik mânasmda (anlasa. bu hürriyetlere türlü meslek ve mezheplerin çetrefil şartlan, kayıtlan ve zincirleri Vurulmasa. San Francisco konferansında elliye yakın devlet delegelerinin nefes tüketip sulh ve fcmniyet kurulu yapmalarına İhtiyaç kalmazdı Çünkü bu hürriyetlere inanan milletler, sırf bu büzden, barış ve güven İçinde rahat yaşarlardı.
Halbuki biz, bu 1946 yılında, her devletin, hürriyet denilen kutlu kelimeye aynı mânayı verdiklerini sanmıyoruz.
Son moda kelimelerden biri de gHalk» dır, Bu güzel kelime de felç bir zaman bu kadar çok kul-Hpmlmamıştı, «Herşey halk ile. herşey halk için» düsturu ağızlardan düşmüyor. Herşeyl halk yapıyor, halk kuruyor, halk yılıyor, halk istiyor veya Isteml-!)or... O derecede ki halk, milli Jolitika çerçevesinden çıktı, mil-etler arası siyasette dahi en ağır basan unsur oldu.
Bunun üzerinde de anlaşma faydasız olmıyacaktır: Bir memlekette, halk denilen yapıcı veya
kuvvet, millet mefhumundan çok ayrı bir varlık mıdır? Halk, bir memleketin çoğunluğu mudur, yoksa gelişigüzel toplanan ve dağılan — hükümetlerin İşine ve politikasına uyup uymadığına göre — hemen toplatılması kadar dağıtılması da kolay, geçici miting kalabalıkları mıdır?
Bunlar üzerinde tek mefhumlar elde etmek mümkün olursa halkın, İsteklerini hangi şartlar altında belirtmesi uygun görüleceği ve — hürriyet kelimesinin mânası da belireceğine göre — halk hürriyetinin ne demek olacağı kolaylıkla meydana çıkar. Bunlar İyice ve açıkça anlaşılmadıkça, herkes hürriyete candan taraftar, herkes koyu halkçı olur da dünyada gene halk ve hürriyet adına cinayetler işlenir.
Yarınki dünyaya düzen vermek için düzgün bir lügat lâzımdır
Kıral İbnissuud
İsmet InönUne bir kılıç armağan etti
Ankar® 20 (A. A.) —- Ou m hur Başkaru ismet İnönü bugün saat 16 da Çankayadakl köşklerinde, majeste Suudî Arabistan Kıralı taraf md an ihda buyurulan bir kılıcı takdim etmek üzere kabulünü rica etmiş olan Suudi Arabistan elçisi eksel âna Fuad Ham-za ile, sureti hususiyetle, görüşmüşlerdir.
Bu kabul esnasında. Dış İşleri Bakanlığı umumî kâtip vekili birinci sinif elçi Âli Türkgeldi de hazır bulunmuştur.
Kizilordu, Berlin kapılarına dayandı
Sovyetler, Berlinden 12 kilometre uzakta bulunuyor, muharebe son safhasına girdi
Amerikalılar Münih’ den 100 Km. uzakta
Hamburg, Bremen sarıldı, Nürn berg’de mukavemet sona erdi
Londra 81 (B.B.O.) — Sovyet orduları, dün akşam hem Berlin, hem de Dresden şehrinin varoşlarına birkaç kilometre mesaftyo kadar gelmişlerdi. Sovyet tebliğinde saptedlldlğl bU-dlrllen yerler, Ruslon Alman başkentinden 40 kilometre mesafede göstermekte İse de, Almanlar, Kızüordunun Berlinden ancak 18 kilometre uzaklıkta bulunan Hangelsberg's girdiğini, Alman esas müdafaa hatlarını yardığını Ve Berlin muharebesinin son safhasına girdiğini itiraf ediyorlar. Ruslar, Kamenç şehrine yaklaşmakta olup Petbenger şehrini zaptetmişler, Çekoslovakyada Moravaka Ostrova'dan batıya uzanan demiryolunu birçok noktalardan kesmişlerdir.
Londra 20 (AA.) — Reuter: Berlin radyosunun bugün bildirdiğine göre. Doğu cephesindeki Alman askerleri hiç uyumadan 125 saat savaşmışlardır.
Saksonyada Kizilordu Dreeden'* doğru kendisine yol açtıkça şiddetli savaşlar devam etmektedir.
Londra 21 (AA.) — Reuter: Alman
Okinawa muharebesi
tngilizlerüı eline düşmek Üzere bulunan Hamburg şehri
Londra 21 (B. B. O.) — Hamburg ve Bremen limanlan çevresinde Alman müdafaaları geniş bir cephede yarılmış ve İngiliz arhlı kuvvetleri, cenupta Hamburg’ları I kilometre mesafeye kadar gelmiştir.
Şehir, yarı yarıya kuşatılmış, Bremen - Hamburg yolu kesilmiştir.
İngillzl«r, Bremen'e doğu ve cenuptan top menziline kadar yaklaşmışlar, 10 kilometre batısında Derems-hold kasabasını ₺aptetmlş!»rdlr,
Brunsvlg'de Almanların dokuzuncu Amerikan ordusuna karşı yaptıkları karşı taarruz durdurulmuştur. Birinci ve dokuzuncu Amerikan ordulan Berlin’e karsı nihai taarruzda bulunmak İçin Elbe boyunca toplanıyorlar. Buradan hücum edeceklerdir. Bu taarruz gccitanlyecektlr.
Amerlkalı'lar Lelpdg’in doğusunda Molde nehri bölgesinde Ruslarla birleşmek İçin doğuya doğru İlerliyorlar.
Numberg şehrinde Alman mııkave-*
metl sona emiş, şehrin meydanında Hltler âbidesinin yıkıları üzerine Amerikan bayrağı dlkllmljtLr. şimdi Amerikalılar, Numberg'ln 39 kilometre doğusunda ve Münih'ten ancak 100 kilometre mesafede bulunuyorlar.
Parla 21 (AA.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göra^Jnglllz kuvvetleri Bremen şehrini kuşatmışlardır.
Londra ai (AA.) — General Palton kuvvetleri dlln akşam ikinci bir noktada Çekoslovak topraklarına girmişlerdir.
Amerikalılar Dresden kapılarında
Paris 21 (AA.) — Birinci Amerikan ordusu bu akşam Dessau'ya İki buçuk kilometre yaklaşmıştır va buraya girmeğe hasırlanmaktadır.
Parla 21 (A.A.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, birinci (Arkası sahife 2, sütun 6 de)
Polonya meselesi
Londraya göre Ruslarla Polonyalılar arasındaki müzakereler gizli tutuluyor
Londra 20 (AA.) — Londralı tefslr-c İler İn bildirdiklerine göre, Lublln İdaresinin San Francisco konferansında Polonyayı temsil etmesi hususunda Rusların yeniden yaptıkları talebin, Amerikan hükümeti tarafından reddi İngiliz hükümeti tarafından ta-mamile anlaşılmış va tasdik edilmiştir.
Kırım kararını tatbik mevkiine koyarak Polonyanın bütün demokrat partilerini temsil edetı bir muvakkat milli birlik hükümetinin kurulması, ve bu hükümetin İngiltere, Birleşik Amerikan ve Rusya tarafından tanınması henüz şüphelidir. Konferans
be» güne kadar toplanacaktır.
i?lğer taraftan, Ruslarla PolonyalIlar arasında cereyan ettiği söylenen müzakereler hakkında tam bir esrar hüküm sürmektedir. Bu müzakereler hakkında îngllizler tarafından yapılan tahkikat, memnuniyet verici na-tlcelere varmamıştır.
Vaşlngton 20 (A. A.) — Bıı hafta sonunda, Sovyet Dış İşleri Halk Komiseri M. Molotof'ıın Vaşingtona muvasalatından sonra, İngiliz, Amerika vs Sovyet Rusya temsilcilerinin Polon-yanın San Franclsco'da temsili vs yeni bir Polonya hükümeti kurulması meselesi üzerinde görüşecekleri zan-nolunmaktadır.
Japonlar bir ayda 100 harb gemisi va 2569 uçak kaybetmişler
Nevyork 21 (A A.) — Amiral Nlmltı umumi karargâhından bildirildiğine göre, bir ey İçinde Jüponlar oklnawa adasında cereyan etmiş olan çarpışmalar esnasında 100 harb gemisi kaybetmişlerdir. Bunların arasında 45.000 tonilâtoluk Yamato zırhlısı, İki kruvazör, beş muhrip vardır. Japon hava kuvvetleri de 2569 uçak kaybetmiştir.
Amerikalılar 15 harb gemisi kaybetmişlerdir.
General Dentz idama mahkûm oldu
Londra 20 (AA.) — Paris radyosuna gör» General Henrl Denzt ölüme mahkûm edilmiştir. Dentz'ln askeri rütbesi de kaldırılmıştır.
özel idare ve Blediye memurlarına yardım
Ankara 20 — tç İşleri Bakanlığı devlet memurlarına olduğu gibi özel İdarelerle beledly* memurlarına da birer maaş tutarında yardım yapılması için hazırlıklara başlamıştır. Listelerin havlanmasından sonra Maliye Bakanlığı bu işe ayrılan 8 milyon lirayı belediye ve öwl İdarelere gönderecek, tç lşM bakanlığı da yardımın yapılma*: hakkında ilgililere emir verecektir.
Toprak kanunu tasarısı
Ankara 20 — Toprak kanunu tasarısının Mecliste müzakeresine önümüzdeki hafta İçinde başlanacaktır.
HAFTA KONUŞMASI
İstanbulun çayırları
Yazan; Refik Halid Karay Yarınki Akşam’da
DİKKATLERİ
insaf
Gazetede bir İlân gördük: «Kuzine imali ,. Bunun ne olduğunu birdenbire anljyamadık. İlânı okuduk: «Fabrikamızda bir adet yemek pişirme kuzinesi yaptırılacaktır...» Sümer Bank iplik fabrikaları İlân ediyor,
Tiirkçedo kullanılan ve herkesin bildiği «mutfak» varken, Fransızca bir kelimenin Rumca bozması «kuzinen yi kullanmıya ne lüzum var?
İnsaf, btras İyi Türkçe öğrenelim.
; f "" ^X-E
Berlin'de B ran den Haberler ajansının yorumcusu Mu Krull'ıln dün akşam bildirdiğin* göre, Rıular, Berlin’in doğu dolaylarında dün gedikler açtıktan aonra, çimdi Berlin banliyösün* yaklaşmaktadırlar. lııırger âbidesi Bern* 21 (AA.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerin* göre, Fursten-walde’y* gelmiş olan Sovyet birlikleri Amerikan kuvvetlerin* 70 kilometre yaklaşmış bulunmaktadırlar.
Norveç’te Almanlara karşı askerî harekât
İsveç ordusunun Norveç’te müdahalede bulunması ihtimali var
Londra, 21 (AA.) — İsveç radyosu dtin akşam Norveç hükümetinin Norveç'te Almanlara karşı girişilecek bir askeri hareket İçin yaptığı teklifin İsveç hükümeti tarafından reddedildiği hususundaki gazete haberlerin! yalanlayan İsveç Dış İşleri Bakanının demecinden bahsetmiştir. îsveç Diş İşleri Bakanı bu demecinde, bu bahse dair cereyan eden şeylerin açığa vurulanuyacağım bildirmiş ve fakat îsveç hükümetinin Norveç' teki gelişmeleri en büyük dikkatle* taklbetmekte olduğunu UAve etmiştir. Stokholm 20 (AA.) — Yakında Norveç’e bir Müttefik çıkarması yapılacağı hususunda Londra'dan yayılan haberler üzerine îsveç ordusunun Norveç'e müdahalede bulunmak İhtimalleri pek çok artmıştır. Gazetelerin büyük başlıklarla yayınladıkları bu haberler, buradaki mevcut siyasi gerginliği fazlasLle arttırmaktadır.
Günler Geçerken
kitap
■o
0 ro
2 o

Dilimize çevirdiğimiz bir eserin adım değiştirmek, satışına yarasın diye dikkati çekecek şekle sokmak ve sokmak için da berbadetmek doğru mudur? (Yeni Adam) dergisinde okuduğuma göre Stefan Zvveig'In bir hikâyesi dört ayn adla tercüme edil, mlş: (Şatranç hikâyesi), (Şatranç oyuncusu), (Yalnızlık kâbusu); ve ■— inanamjyacaksınız — (Gestapo nıahpesinde)! Hele bil sonuncusunun o değerli olduğunu sandığım esere bayağı bir polis romanı veya âdi bir melodram çeşnisi vererek onurunu kırdığı şüphesizdir Terlime den nıl bu şekil seçmiştir» yoksa basan kitapçı mı böyle olmasını istemiştir, bilmiyoruz. Fakat (Gestapo mahpeslnde) adından — eğer bu isim uydurma İse ve kitap daha sonra çıktıysa — satışı öbürlerinin aleyhine yürütmek açıkgözlülüğünü sezmemek mümkün olamaz. Ayrıca kitapların, alıcıya başka bir esermiş gibi gösterilmek maksadlle ad değiştirdikleri göl önünde tutulursa öyle bir hareketi İrfanla alâkalı bir ticarete hlş de yakıştıramayız.
Çeşitli adlarına aldanıp da bir kitabı bir daha almamağa dikkat etmelerini halkımıza tavsiyeden sonra bir dilden bir dili çevrildikler) zaman pek hoş düşmeyen bazj adlar bulunabileceğini de kabul etmemiz lâzım gelir, Netekim başka milletler öyla bir zorlukla karşılaşınca aslındaki adı değiştirirler; değiştirirle» ama kitabın görünür bir yerine doğrusunu da yazarlar. Böyle pek az raslanan vakalarda sebebini anlatarak uzun uzadıya mazeret beyan edenler bile vardır... tevekkeli bir tercüm* ve basım new ketine, bir mütercim ve kitapçı terbiyesine lüzumumuz olduğuna İkide bir ileri sürmüyorum! Kitapçılığımızın daha acıklı va affö* dilmez bir tarafı da rağbet gören bir tercümeyi acele aoel* v» üstünkörü birine çevirtip ötekinin ikinci baskısı çıkmadan piyasaya almaktır. Bütün bunlardan anladığımız şuı F“ ,, * ” *
başıboş bırakıldığı ve kitapçılık Aleminde okuyanların bir takım İşler döndüğü..
Sinemacıların da sırf müşteri toplasın diye flltm kıyasıya değiştirerek hep aşkh sevdalı, hattâ duygulan yıcı şekle sokmaları da uygun bir hareket sayılamaz; .
asıl adların, aslındaki lisanla yazılması icabeder. Zaten dünyanın lıer yerinde clddt müesseselcrln yaptığı da budur. Bakalım bizim bazı mütercimler, kitapçılar ve sinemacılar öyle dih'M usullere uymaktaki İnce zevke ne zaman ulaşacaklar!
Refik Halid Karay
çıkmadan pîyR-Kitapçılığın peİ " rarannl
ndlaruıı kamçıİA-Uânlarda
San ît e 2
A 8 Ş A M
21 Nisan 1945
I—HAFTA SONU NOTLARI-
Trieste meselesi
DÜHYfl EMNİYET TEŞKİLÂTI
Resim sergileri
ey kel tıraş Zühtii Müride ğlu bu sene açılan sergilerden bahsederken diyor kİ:
m Elif Naci 1933 «eneslnd® bir makalede «Bu sene Türkiye’de altı •ergi açıldığını iftiharla Böyllyebl-llrlzn diye yazıyordu. Aradan on iki sene gibi kısa bir raman geçti. Şu •on altı ay İçinde sadece İstanbul’ da on dört, on beş sergi açılı verdi. Yaz gelmeden açılması takarrür etmiş dört beş sergi dalı a olduğunu hatırlarsak İstanbul gibi sergi açmaya müsait tek yeri olmıyan bir tehirde, apartıman dairelerinde, mağazalarda, Halkevlerinin spor salonlarında ve nihayet büyük bir fedakârlıkla ortaya gelen Oygar'ın küçük galerisinde açılan bu kadar çok serginin, cidden üzerinde durulması gereken bir hâdise olduğunu kabul etmek Icabeder.»
Evet, İstanbul gibi sergi açmaya müsait tek yeri olmıyan bir şehirde ressamlarımız nasıl 15 sergi açmışlardır? Hayreti Nasıl açacaklardır? Yine hayreti

Çıkmaz sokakta sergi
öyle sanıyorum ki çimdi İstanbul'da kapı kapı dolaşıp ev arayanları ikiye ayırmak lâzımdır: Bir kısmı oturmak İçin ev arıyor; bir kısmı da ressamdır, sergi açmak İçin kapı kanı dolaşıyor, han’arı, apartmanları, tavan arşlarını, dükkânları gözden geçiriyor, nerede bir yer bulurlarsa orayı hemen kapatıp sergilerini açıyorlar.
Geçen hafta bayan Fahrûnnlsa Zeldin sergisini Maçka’da Ralli apartmanındaki dairesinde görmüştük. Bu cumartesi ressam Safir! Berkel’ln açacağı gravür, yağlı boya, desen, sulu boya resini sergisini gezeceğiz. şimdi önümde duran davetiyede şu adres var: «Kısmet han. Saktı Selim çıkmazı, İstiklâl caddesi."
Bir çıkmaz sokakta bile olsa sergisini açacak bir yer bulan kıymetli ressamımızı tebrik ederiz. Ama bu ahrete serginin nerede olduğunu bulup çıkaracak sanat severler de en az kendisi kadar tebrike lâyıktırlar.
Tekrar edelim: İstanbul’un daimi bir sergi binasına İhtiyacı rar-
Yirminci yüz yıl şaşırabilir
aç şairimiz var? Biliyorum cevap veremezsiniz? Buall biraa kolaylaştırayım: Zamanmus-da kaç kişi şair değil?
Şair İclrts Ahmet Pura arkadaşımız «Vatan* da yazdığı edebiyat yazısında bLr nefeste tam 20 geng şair «ayıyor. Tabii bir nefes daha alsa bu kafileye otuz dört şair daha katabilir. Etti mİ W?
Şimdi nefesi kvisp düşünelim: Edebiyat tarihlerimiz on üçüncü asrın başından 19 uncu asrın sonuna kadar yirmiden fasla büyük şair gösteremljror. Böyleee her yüz yıla iki. bozan da üç şair düşmektedir. Halbuki yirminci yüz yılda şimdiden kitaba geçmişlerle beraber en az iki yüz şair vardır. Yirminci yilz yılın henüz yarısınS cel-mcdiğimlr.i de unutmayalım.
Şimdiye kadar ebediyete ikişer, üçer büyük şair götQrm-k itiyadında olan yü? yılların bu »efor 500 kişilik bir kafile İle hareket edeceği şüphelidir. Hatta bu izdiham içinden hakikî büyük şairleri seçemeyip boş gitmesinden korkulur. Heteklm şimdiden «Şair yokl», «Şair yetişmiyor, deniyor. Biraz tenhalaşmak şairlerin menfaatinedir.
p
Gençlik yaşta değildir
"Y a-s*1 edebiyat nesli şiirden çok vezin ve kafiye taraflısıdır; genç edebiyat nesil ise vezin ve kafiyeden ziyade şiir taraflısı.
Bunu öğrendiktin sonra kim gençlerle beraber, kim yaşlılarla, kolayca ayırabilirsiniz. Nitekim sayın üstat İbnülcmln Mahmut Kemal yaşlı edebiyat netlinden olmakla beraber gençlerle aynı fikirdedir- «Tasvir» gazetesinin aruz vezni üzerine sorduğu bir suale cevap verirken şöyle dlyûr:
«— Bence her glizel şey bir şiirdir. Sözün mensür, kafiyeli, kafiyesiz olup olmaması İkinci derecede kalır.*
Gençlik de yaşta değil, başta, İmle meğer!
ŞEVKET RADO
Economist dergisi Trieste şehrinin Yu- Economist dergisi, büyük ve küçük devletler goslavyaya ilhakını muvafık görmüyor arasında müsavat gözetilmediğini yazıyor
Londra 20 (A.A) — Haftalık müstakil ( Economist» dergisi, mareşal Tlto’nun Trieste hakkındnkl aleni isteklerini şöyle yorumlamaktadır:
«Mussolini, İtalyanın Güney doğu Avrupada genişlemesi siyasetini t fi İt 1-hederken Trieste, Yugoslavyaya nüfuz İçin bir merkez olmuştu. Şu halde Trieste'nln İstikbalde İtalyanların elinde kalmasına Yugoslavlarla şimdi endişe 11e bakmaları tabiidir. Bununla beraber Trfastcnln Yugoslavya ya ilhaka, meseleyi katiyen hallet-mlyecektlr. Zira bu takdirde burası İki memleket arasında bir İhtilâf sebebi olur. Trlesteyt serbes ve muhtar
bir şehir olarak İlân etmek, İhtimal ki en İyi btr hal çaresidir. Bu şekli, İtalyan balkına kendi milli hayat ve medeniyetini muhafaza imkânını vereceği gibi, Trieste Umanının Orta ve Güney Avrupa ticareti İçin kullanılmasını mümkün kılar.»
Economlrt dergisi, hudut isteklerinin sulh konferansına bırakılacak yerde şimdiden İleri sllrlllmesinl takbih etmekte ve bu İsteğin Triesteyi büyük*Slav blokunun dış kalesi telâkki edebilecek olan Rus hükümeti tarafından desteklendiğini muhtemel bulmaktadır.
Türkiye, Rusya ve Yunanistan
Atinada çıkan Akropolis’in bir makalesi
Londra 21 thJı.l — «Economlste» > dergisi San Francisco konferansına' ayırdığı bir yazıda diyor kİ:
Egemenlik, büyük veya küçük devletlere tatbik edildiğine göre, tefsirde değişiyor. Bir taraftan bütün mil-' Jetler İçin «Egemenlik ve müsavat» İlân ediliyor, diğer taraftan, sulhun askeri vasıtalarla gerçekleştirilmesi batıla mevzuu olunca, müsavat dairesinde hareket etmek sadece imkânsız oluveriyor.
Veto meselesine gelince şurası mu. hakkak ki, büyük devletlerden her hangi biri olursa olsun zecri tedbirlere karşı masundur. Halbuki küçük devletler Emntyet teşkilâtının ekseriyetle vereceği bütün kararlara ve koyacağı bütün zecri tedbirlere boyun
Ulaştırma Bakanı
eğmeğe mecburdur. Bu, küçiik devletlere karşı büyük bir haksızlıktır. Vakıa bu hükmün şiddeti, küçük milletlere zecri tedbirleri koyacak ekseriyetin emniyet konseyindeki daimi üylerin oylarını da ihtiva etmesi yani küçük devletlere zecri tedbirlerin ancak bütün büyük devletlerin tasvibi ve fazla olarak İki küçük veya orta devletin de buna oy vermesi lâzım geldiği kaydı ile hafifler gibi gözükmekte ise de, bu ancak zahiridir. Çünkü hiç bir küçük devlet, büyük 'bîr devletin himayesi olmaksızın tecavüze kalkamaz. Eğer küçük bir devlet başka türlü hareket ederse bu bir çılgınlık olur kİ cidden en ağır cezaya hak kazanır.
Alman filosu
U_ Q û_ (N
B. Hasarı Âli Yücel Mersinden Ankaraya dönüyor
Mersin 20 — MllU Eğitim Bakanı B. Haşan ÂB Yücel, bugün buraya gelmiştir. Haşan Ali Yücel, yeni yapılmakta olan Halkevlni ve onu takiben de ilse ve tüccar kulübü binalarını gezmiş ve orta okula giderek dersleri taklbeykmiş ve öğrencilere sualler sormuş, Mersin öğretmenleri ile ilimizin öğretim İşleri üzerinde uzun bir görüşmede bulunmuştur.
Milli Eğitim Bakanı Mersin’in portakal bahçeleriyle diğer görülecek yerlerini gezdikten sonra, Ankara’ya dönmek üzere buradan ayrılmıştır.
Yedek doktorlar devre bitimi töreni
Ankara 20 — Yedek doktorlar, devre bitimi münasebetlle bugün Ulus meydanında Zafer anıtına çelenk koymuşlar, okul müdürü profesör doktor Zeki Hakkı Pamlrln başkar. lığında bir hey*t Atatürk'ün muvakkat kabini ziyaret ederek Ebedi Şef’lr. mânevi huzurunda hürmetle eğilerek bir buket koymuştur, öleden sonra da Giılhane askeri doktorları tatbikat okulunda and içme töreni yapılmış ve nutuklar söylenmiştir.
Adana çifçilerinin ilk öğretim seferberliğine yardımları
Ankara 21 (Telefonla) — Bon Adana depreminde yıkılan ve hasar gören köy okulları ile yeniden yapılacak ilkokullara bir yardun olmak üzere Adana çlfçlleri hububat mahsullerinin yüzde birin! ilk öğretim seferberliğine ayırmağı kararlaştırmışlardır.
Üniversite talebesinin Edirne’ye gezi*i
Üniversite Talebe birliği, 23 nisan Milli Hâkimiyet bayram» mü-nasebetiie Edlmey® bir gezi ter-ttbetmlştlr. Kafile bugün hareket edecektir,_____ ______
İsveç vapuru bu akşam gidiyor
Yurdumuzda enterne edilen Al-atanlardan 342 sini mcmleketlerl-0» götürecek olan İsveç bandıralı Drottningtıolm vapuru bugün Akşam tteeri limanımızdan hareket edecektir. Gemi, limanımızdan yüklediği taüm. zımpara, fındık, şeftali çekirdeği İçi, meyan kökü barsak, ve sigara gibi ticaret eşyasını da götürmektedir.
Karne ile zeytinyağı tevzii mayısta başlayacak
Ankara 20 — Verilmekte olan beyannamelerle zeytinyağı stoku kesin olarak anlaşıldıktan sonra ayda nüfus başına ne miktarda zeytinyağı verileceği teshil olunacaktır. Karne ile dağıtıma ancak gelecek ayın başında başlanabileceği söylenmektedir.
Atina 20 (AA.) — Anadolu ajansımın Özel muhabiri bildiriyor:
AkropoUs gazetesi, «Rusya, Türkiye ve Yunanistan* başlığı altında neşrettiği bir yazıda şöyle diyor:
«8ovyetler BlrUğintn Türkiye Büyük Elçisi M. Ylnogrndorun Ankaraya dönüşü, Türk - Rus antlaşmasının feshedildiği günün hemen akabinde Balkanlarda ve Balkanlar dışında bazı mahfillerde hasıl olan ve Sovyet hükümetinin bu hareket 11e Moskova ve Ankara arasındaki münasebetlerin gergin bir şekil alacağı yolunda bulunan İntibaı ortadan kaldırmıştır.
Yunan-Rus münasebetlerinin harb-den doğan şartların çerçevesi dahilinde yeniden tesisi için müzakerelere girişilmiş olması, biz Yunanlılar için memnuniyet verici bir hâdise teşkil eder. Zira, Yunan milletinin çoğunluğu tarafından 8ovyelLer Birliği hakkında beslenilen histerin yanlış bir şeklide aksettlrllmesi İçin müfrit solcuların sarfettiklerl gayretlere rağmen. Yunan millet! büyük Kuzey devletine karşı yalnız büyük bir hayranlık duymakla kalmamakta, aynı znmanda Rusyanın yeni dünyanın teşkilinde oynıyaeağı rolü de takdir etmektedir.
Türklyeye gelince, bu memleketle bundan on beş sene evvel Atatürk ve Venlzeloa'un Ankara’da temelini attıkları sağlam ve devamlı dostluk bağlan ile birleşmiş bulunuyoruz. o ramandan beri bu dostluk siyasi ranıretlerin çer-
çevesi dahilinde kuvvetlenmiş ve İki milletin ruhunda kökleşmiştir. Yunan milletinin kahramanca mücadelesi Türk milletinin Yıınanistana karşı dostluk hislerinin tezahürüne vesile olmuştur. Türk basınının hararetli makaleleri ve Türkiye radyosunun yayınları Yunanlıların savaşçılık kudretl.nl Övmüşlerdir. Türkler, elim kıtlık günlerinde bize yiyecek maddeleri gönderdiler. Bundan başka Arnavutluk destanını. Elâlaneyn’de ve Rl-mlnl’de devam ettiren Yunan silâhlı kuvvetlerinden en büyük kısmının Türkiye yollyle gönderildiklerini de İnkâr etmemek lâzımdır.
Bun d 3n dolayıdır kİ. üç büyük devletin genel politikası çerçevesi İçinde ve Kuzey doğu Avrupa İle Yakın Şark devletleri için çizilecek umumi siyaset hattı dahilinde yeniden tesis edilecek olan Türk - Rus münasebetleri hususunda hasıl olan yanlış İntibaın ortadan kalkmış olması, biz Yunanlılar İçin memnuniyetle karşılanacak bir keyfiyettir.
Bulgaristan ve Romanya gibi bazı Balkan memleketlerinin geç bir nedamet göstermek ve harbin son safhasında ehemmiyetsiz bir askeri iş birliği yapmak şuretüe mânevi ve esaslı kazançlar elde etmeğe çalışmaları keyfiyeti, bu harbin sonunda ortaya çıkacak her türlü meseleleri çözmeği mümkün kılacak olan ve büyük müttefiklerce müteaddit defalar İlân edilen adalet prensiplerinin değiştirileceği mânasına gelemez.»
Bu
muharririmize demeci
sabah gelen Bakanın
Yalnız iki kruvazörden ibaret kaldı
O
Amerikanın Italyaya karşı durumu
İsviçre, Alman hududunu kapadı
Memurlar kanunu
Ankara 20 — Memurlar kanun tasarısı önümüzdeki günlerde Genel Kurula sunulacaktır. Komisyon, tasan üzerinde bazı değişiklikler yapmıştır Bunlar aracında ücretlerin peşin verilmesi, hususî idare ve belediyelerde çalışanların memur târifl içine alınması. sınıf İndirme yerine terfiin geciktirilmesi gibi konular vardır.
Malatyada bir cinayet
Malatya (Akşamı — .Hailce adında bir kadın, kendisiyle bir mitadet-tenberl münasebette bulunan Kadri »dmda birine, kocasından ayrılarak evlenmelerini takllf etmiştir. Kadri bu teklifi reddettiğinden kadın bir tabanca ile üzerine ateş ederek öldürmüştür. Kadın yakalanmış, tahkikata başlanmıştır.
KÜÇÜK HABERLER
★ 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk bayramında Üsküdarda yapılacak tören programı teşbih edilmiştir. Bu programa göre, o gün saat 10 da törene İskele meydanında başlanacak, onu müteakip Halkevi binası önüne gtdllecek, orada da nutuklar ve şiirler söylenecektir. Aynı gün öğleden sonra Halkevlnde bir temsil verilecek, ayrıca Üsküdar sinemalarında çocuklara parasız filimler gösterilecektir.
*■ tkhal edilecek kauçukların ne şekilde sarf olun acağı Ticaret B akan-üğmca henüz testolt edilememiştir. İlgililerin malûmatlarına müracaat, edilmiştir. Ticaret oflsj istihlâk İşlerin! İncelemektedir.
★ İstanbul’da sermayesi beş bin liradan aşağı 80 - 90 bin esnafın bulunduğu tahmin edildiği halde kayıtlı esnafın miktarı bir türlü 00 bini aşamıyor. Bunun üzerine esnafın kadastro esasına göre teshili ve her semtte bulunan Muafın tasnifi uygun görülerek çalışılmağa başlanmıştır. Kadastro esasına göre yapılacak ta-tıitten s-Ta kayıt harici kalan esnaf meydnna çıkarılacaktır,
Vaşingtonda neşredilecek bir tebliğle aydınlatılacak
Almanyadan büyük bir akın olmasından korkuyor
Ulaştırma Bakanı general Ali Fuat Cebesoy bu sabahki ekspresle Anka-radan şehrimize gelmiştir. Bakan. kendJsfle konufân bir muharririmize şunları söylemiştir:
( — İslanbulda Bakanlığa bağlı dairelerle İşlerimiz vardır. Onlar için geldim. Deniz Ticareti okulunun diploma tevzii töreni ayın 27 sine Tasladığından, törende maalesef buluna-ımyacağım. çünkü daha evvel Ankaraya döneceğim.»
Bakan general AH Fuat Cebeooy. İstanbulda telefon şebekesinin çok mahmul olduğunu, btr kişiye bile yeni numara vermeğe İmkân olmadığını söyledikten sonra Liman reislikleri arasında değişiklik yapılacağı hak-kındakl rivayetlerin doğru olup olmadığı sualine, bunun idari İşlerden olduğunu söylemiştir

... o
Londra 21 (AA.) — Londra yetkili mahfillerinden bildirildiğine göre, Alman harb donanmasında ancak i Id > kruvazör, Prince Eugân ile Nürnberg kruvazörleri kalmıştır. ■r
Hipper ve Emden kruvazörleri hâlâ su üzerinde yüzmekle beraber, İngiilzH— hava kuvvetlerinin Klel’e yaptığı akın >■» sırasında vahim surette hasara uğra-x) talmışlardır. Köln kruvazörü Wil-_—
he’ .haven'de. Amiral Scheer zırhlı-sı ise Kiel’de batırılmıştır. GnelşenaiLtS ile Scidbtz Rusların elinde olup, bl- CO rincisl Gdynia’da, İkincisi de Koe- Ğ) nigsberg'de bulunmaktadır. Son man cep kruvazörü Lutzov, İngiIIA-* hava kuvvetlerinin S'Vİnemunde’ye 16 nisanda yaptığı »»«-•• "«ta ^vsjş dışı bırakılmıştır
Vaşington 21 —Parlâmento
kaynaklarından öğrenildiğine göre. Birleşik Amerika’nın İtalya’ya karşı durumunu aydınlatacak bir tebliğ, Ban Francisco konferansının başlangıcından önce Dış Bakanlığı tarafından muhtemel olarak neşredilecektir. Mamafih bu tebliğde Amerika, İtalya’ yı tam mânaslyle bir Müttefik olarak laıunuyacaktır.
İşçi partisinin temsilcisi M. Vltto Marc Antonlo’nun, M- Stritlnlus İle' yaptığı bir görüşmeden sonra, muha-' birlere söylendiğine göre. İtaiyarun siyasi, maddî ve mânevi sahada kalkınması için Birleşik Amerika hükümetinin elinden geleni yapacağı hususunda M. Stettlnlus, kendisine teminat vermiştir.
Fakat, İtalya tamamen iadcl İtibar etmeden evvel, Büyük Britanya’nın, Birleşik Amerika’nın ve Rusya'nın buna birlikte muvafakat etmesi gerekecektir.
Bergama temsilleri ve turizm işleri
Ankara 21 (Telefonla) — Bergama-da verilecek temsiller etrafındaid tedbirlerle turizm .işlerini İncelemekte olan BakanİJklararası Turlara komisyonu bir rapor hazıriıyaıak başkanlığa vermiştir.
Belgrad elçiliği müsteşarı bugün gidiyor
Belgrat elçiliği müsteşarı B. Celâl Tevfik Karâsapan bugün Belgrada hareket edecektir. Elçimiz B. Tevfik Kftmll'ln on beş gün sonra hareket edeceği öğrenilmiştir,
Bolu’da deprem
Bolu 20 (A.A.) — Bugiln 1.45 de burada oldukça şiddetli bir yer depremi olmuştur. Hasar yoktur.
Zürich 20 (A.A) — İsviçre federal meclisi bir kararname ile, Almanya hududunu kapamıştır. Kararname derhal yürürlüğe girmiş ve hudut koruma kıtalar He. hududa yakın bulunan diğer askeri kuvvetler harekete geçmiştir. Bu ânl karara sebep olarak çok sayıda seçkin Alman kıtalarının güney Almanya'ya gelmiş olması ve fabrikaların taıpanmasile İşsiz kalan ameleyi, iaşe ve iskânlarını sağlamaktan âciz bulıınnan Alman hükümetinin İsviçre üzerine sürmesi Ihtlmail Heri sürülmektedir.
Tramvay taksiye çarptı
Vatman Hayrlnln İdaresindeki Tünel - Şişil tramvayı bu sabah saat yedide Tünelden Galatasaray» gitmekte İken Yeril Mallar Pazarı önünde, Mehmet Alinin idaresindeki bir taksiye çarparak hasara uğratmış, tramvayın da camları kırılmıştır. İnsanca bir zayiat olmamıştır.
Bayındırlık Bakanlığı müsteşarı Edirne’de
Edirne fAkşam) — Bayındırlık Bakanlığı müsteşarı Salâhaddin bugün şehrimize gelmiştir. Müsteşar umumi müfettişliği ve vilâyeti ziyaret etmiş Meriç su İşleri Ve vilâyetin bayındırlık İşleri üzerinde incelemelerde bulunmuştur,
Bıırsada bir genç kız sokakta öldUrüldil
Bursa 20 — Posta memurlarından Müh51ne adında genç bir kız, Rauf adında biri tarafından sokak ortasında tabanca İle vurularak öldürülmüştü" Rauf hâdiseden sonra kaçmış ise de yakalanarak adllyeye verilmiştir. Kaatll, Muhslne İle bir kaç seneden beri tanıştığım ve daveti üzerine Bur-m geldiği halde kendlsnc yüz ver-rn- linl iddia etmektedir.
Amerikalılar Münih’den 100 Km. uzakta
(Baş tarafı 1 inci sahifede) Amerikan ordusuna mensup birlikler dûn akşam Ratisbon şehrine 40 kilometre yaklaşmış bulunuyorlardL
Nevyork 21 (AA.) — Müttefik
umumi karargâhından gelen bir habere göre, Kolanda da İlerlemekte olan KanadalI kuvvetler bu memleketin dörtte üçünü Alnıanlardan kurtarmışlardır.
Ruhr cebinde 317.000 esir alındı
Paris 21 (AA.) — Batı cephesindeki Mütetflk orduları Başkumandanı Elscnhmver bir günlük emir neşret-mlştir. Bu günlük emirde General şunları bildirmektedir:
«Ruhr muharebesi tam bir zaferle nihay etlenmiş tir. Burada 21 inci ordu grupu 2t Alman tümenin! bozguna uğratmıştır. Bunların arasında 3 tırhb ve 3 bava tümeni bulunmaktadır. 317.000 esir alınmıştır. Bunların arasında 24 general ve bir amiral vadır. Düşmandan mühim miktarda ganaim alınmıştır. Bunun arasında 750 top vardır.
Mareşal Model intihar etmemiş, kaçmış
Londra 21 (AA) — Müttefik başkomutanlığı karargâhında bulunan bir muhabirin telgrafla bildirdiğine göre, Ruhr cebinde Alman başkomutanı Mareşal Model (sslr edilmemiştir. Sivil kıyafetine girerek kaçtığı zannedilmektedir. Rommel’ln eski genelkurmay başkanı olup «Lehr» zırhlı tümenine komuta eden General Ba-yerleln de esirler arasında bulunmaktadır. Komuta ettiği tümen îsfr-Iolın’da teslim olmuştu.
Nevyork 21 (A.A) — Beşinci Alman zırhlı ordusunun kumandanı General Joseph dün akşam 'esir alınmıştır.
Amerikan ve Rus orduları biri eşiyorlar
Nevyork 21 (A.A.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine gflro Amerikan erlerine Sovyetlerln kullanmakta Oldukları tankların resimleri dağıtılmıştır.
Amerikan ve Sovyet birliklerinin bugün yarin birleşecekleri tahmin edilmektedir.
Paris 21 (A.A.) — General Pattan kuvvetleri geni^ bir cephe üzerinden Ç-Jkoslovakya hududunu aşmışlardır. Ilöd dolaylarında bir çok meskûn yerler ele geçirilmiştir.
Almanyanın üçte ikisi zapledildi
Nevyork 21 (A.A.) — Batıda vo Doğuda ilerlemekte olan Müttefik orduları Almanya'nın üçte ikisini İşgal etmiş bulunmaktadırlar.
Almanyanın MÜUefllc erlerin! görmemiş olan yalnız İki eyalet! kalmış-tır. Bu İki eyalet şunlardır; Meck- . lemberg ve Schelesrelg - Holsteln. |l
Doğu Al man yad a Polonyahların iskânı
Moskova 21 (A.A.) — Doğu Prusya’nın, Batı Pomeranya’nın ve Silez-ya'nm İskânı işine başlanmıştır. Buralara yerleştirilen PolonyalI yüz aile ya gitmek üzere memieektlerınden ayrılmışlardır
7.000 Varşova'n muhacerete talip olmuştur. Krakovl bölgesinden beş bin. köylü ve Klelce'den 50 aile, batıya girmek üzere memleketleinden ayni misi ardır.
Amerikan Millet
Vekilleri Almanyadaki kampları gezecekler
Vaşington. 21 (A.AT — İngiliz Parlâmentosu üyeleri gibi Amerikan Kongresi üyeleri de toplama kamplarında Nazllerln yaptığı zulüm ve İşkenceyi görmek üzere Almanyaya gelmeğe davet edilmişlerdir.
Savaş meydanlarında ölen muhabirler
vaşington 20 (AA.) - Harbiye Bakanlığından bildirildiğine göre, harbin başından beri 23 Amerikan harb muhabiri cephede ölmüştür.
BORB
20/V1S45 flatlerl
Londra üzerine 1 sterlin 522
Nevyork üzerine 109 dolar 132.—
Cencrvre 109 İsviçre Fr. 30.3255
Marld üzerine 100 pezeta 12.«9
Stokholm üzerine 100 kuron 31.1325
ESHAM VE TAHVİLÂT
% 5 faizli ikramiveier:
1933 Ergani 24.60
1938 İkramiyen 23.25
Milli Müdafaa 2250
D. Yolu İkramiyell 98 İ0
% 7 faizli Tahviller:
Sivas - Erzurum I 20.10
Sivas - Erzurum 2-7 20.—
1941 Demiryolu I 19.93
1941 Demiryolu n 19.60
1941 Demiryolu IH 20.40
Milli Müdafaa I 20.10
Milli Müdafaa n 19.55
Milli Müdafaa III 19.50
Anadolu Demiryolu Gruput
Tahviller 1-2 83—
Hisse senetleri % 60 35—
Mümessil senet 49.23
Hisse senetleri:
Merkez Bankası 155.—
îş Bankası 14.60
T. Ticaret Bankası 4.20
Aslan Çimento 9.40
ALTIN
Borsa dışında
Gulden 33.25
Reşadiye 36.20
İngiliz 41.30
Külce 530
* lr-orina •
| Cemçızlyclcvvcl 8 — Kasını 1C5 |
1 İmsak Güneş öğle tklndl Ak Vattı 1
| E. 8.28 10.18 5.19 9.09 12.00 1.3*>|
|v. 4.22 fl.12 13 13 17.00 19.55 21 331
21 Nisan 1945
AKŞAM
Sahile 3
AKŞAMDAN AKŞAMA “Elbette bir hikmeti vardır!» diye düştüğümü* dalâlet...
EH İR HABERLERİ
Bir çırpıda
Müttefikler, Alman sahillerine yaklaşıyorlar. Limanlan ele geçirecekleri sırada, rıhtım, dok, tersane ve gemilerde çalışanlara bir tebliğde bulundular:
— Olmaya ki tahribat yapasınız! Bütün o vasıtalar, ilerde Al* manyayı geçindirmeğe yarıya-oaktır.
Fakat Nariler emir veriyor:
— Sakın hiç bir tesis düşmanların eline sağlam geçmesin! Her feyi yıkın, mahvedin!
Düşündük, taşındık; mâna veremedik. Vakıa, Rusyacın istilâsı sırasında da Mareşal Stafin UkraynalIlara buna yakın emirler vermişti: Mahsulün, binaların ve her şeyin harabedildikten sonra düşmana kupkuru bir toprağın bırakılmasını bildirmişti. Fakat o zaman, müdafaa bakımından bu lâzımdı Rus mîlleti, geniş bir zemine, geniş bir zamana sırtını dayamıştı. Şimdi ise, Almanların, günleri saat saat, arazisi dönüm dönüm sayılıdır, Azrail, Nazi fırkasının ve Alman or-duşunun kapılarını çalıyor. Onlar sa, komutalarını veriyorlar:
«— Bizden sonra tufan!... Neniz varsa yıkınız...
Kendilerinden sonra Alman milletinin bir hayatı olabileceğini, o milletin ıstırapları, Alman toprağı üzerinde her ne muhafaza edilirse onun sayesinde bir nebze daha hafifliyeceğini akıllarından bile geçirmiyorlar.
Peki ama, acaba akıllarından ne geçiriyorlar?
— Elbette bîr bildikleri vardır,., Bizim havsalamız kavramıyor ama, şu son hareketlerinin elbettp bir hikmeti olacak...
»Nazi dehâsı», iktidara geçtiği zamandan beri boyuna verdiği bu kıratta emirlerle dünyayı def-a!arca ve defalarca şaşırttı.
Her ne saçmaladı ise, karşısında şaşkın, hayran duruldu:
— Bizim naçiz mantığımız bunu almıyor ama, bizdeki mantık zaten nedir ki? Alman erkânı harbiyesinin plânlarından elbette muazzam işler sâdır oluyordur. Büyük bir takım başarılar kıvıracaklar... Biz fanilerin gözlerimize bunlar görünmez...
Her münasebetsizlik böyle tef Bir edildi. Hattâ Siegfried dışına doğru yapılan taarruz üzerine de böyle düşünülmüştü. Almanların son karşı taarruzu hakkında da böyle bir zanna kapılındı:
— Elbette bir hikmeti vardır!!
Meğer, tâ başındanberi, tâ o ııazariyelerin ortaya atıldığı gün-denberi hiç bir şeyin derin ^hikmeti» yokmuş. Bizlerin o biçare, o mütevazı, o yerle bir mantıkçı-ğmut üstünmüş, haklı imiş.
(Vâ . NÛ}
Lâstik tevzii
Dlin öğleden sonra Vali muavinlerinden B. Sabrl'nln başkanlığında Vilâyet Dağıtma komisyonu toplanmıştır. Bu toplantıda hususi şahıslara alt kamyonlar için 42, resmi daire ve miiessesat emrinde bulunan kamyonlar İçin de 28 otomobil lâstiği tevzi edilmiştir.
F
Kari mektubu
Şeb Safa kadın camii-nin bugünkü hali
-— ■-------
Zeyrek yokuşunun aşağı başında ve Atatürk bulvarının üzerinde olan bu cami bugün harap bir haldedir. Bu camii Birinci Sultan Abdtilhaınidln altıncı kadını Şeb Sefa kadın Şehzade Sultan Meh-medln ruhu için yaptırmıştır. Mimarı Arnavut Mehmet efendidir. Mehmet efendi İdrls ağanın maaharı teveccühü olarak Zeyrekte şeb Sefa kadın camisinin bina emanetini ve Anadolu Muhasebeci vekâletini üzerine aldıysa-d* 1304 de azil edilmiştir. Efendili İdrls ağada azledilmiştir.
Şeb Sefa kadın 1220 de vefat ■dip camisinin önünde yatıyor.
Bugün bu caminin İçi v0 dışı çok haraptır. Tarihi ve mimari eserimizi bu fena durumdan kurtaralım. Bu tarihi eserimizi Ga-zanferaga medresesi gibi İhya ödeten.
MUHLİS GÖK _________ J
Teşekkür
Mehmet Sarim Kibar merhumun çşi Mihrlban, oğulları Ali ve Osman Kibar, kızları Nermln Baykurt ve İfc l Sezgin, uğradıkları acı kayıp do-(ayıslle kendilerini ariyan ve tazlyet-te bulunan bütün dostlarına İçten ve »onsuz teşekkürlerini arzcderler.
Beyaz ekmek
Daha 15 fırın bu ekmekten çıkaracak
İkinci nevi ekmeğin maliyetinin satış fiatlne nazaran çok yüksek olduğunu ve halkın bu ekmeğe rağbet etmediğini, bu yüzden de siyan etmekte olduklarım İddia eden İkine! nevi ekmek çıkaranların talepleri haklı görülmüş, ekmek flütlerine 20 para zammedümlştl. İşledikleri un miktarı, rağbetsizlikten dolayı, az olan bu fırıncıların hepal yeniden belediyeye müracaat ederek zammedilen bu 20 para durumlarını düzeltmediğini bu İtibarla kendilerine has un verilmesini İstemişlerdi. Belediye yaptığı İncelemeler sonunda bir semtte bulunan esmer ekmek çıkaran fırınların hakikaten çok az un işlediğini tesblt etmiştir. Toprak mahsulleri ofisiyle temasa geçen belediye esmer ekmek çıkaran fırınlardan bir kısmına daha has un tahsis edilmesini sağlamıştır. Esmer ekmek alacak kimselerin güçlük çekmeden bu çeşit ekmeği bulabilmesi İçin belediye kaymakamlarla konuşmuştur. Beşlktaşla Fatih ilçesinden gayri diğer Uçelerin kaymakamlarlle bir anlaşmaya varılmış ve bu suretle her kazada bulunan fırınlardan kaçına daha beyaz un verilmesi icabettlğini kararlaştırmıştır. Beşiktaş ve Fatih İlçeleriyle de yakında bu hususta bir anlaşmaya varılacaktır.
Bu iki ilçeden gayri diğer ilçelerde yeniden 15 fırına daha beyaz un verilmektedir Bu 15 fırının 9 u Beyoğlu 3 ü Eminönü, biri Bakırköy t biri Sarıyer, biri de Üsküdar ilçeslndedlr.
Şehirde 118 ton zeytinyağı ve 66 ton pamuk yağı var
Ellerinde zeytin ve pamuk yağı bulunanlardan İstenen beyannameler İl makamına verilmiştir. Bu beyannamelere göre, şehirde tahminden fazla zeytinyağı olduğu tesblt edilmiştlr.Ti-caret Bakanlığına. İstanbulda muhtelif asit dereceli 118 ton zeytinyağı ile satıcıların elinde 66 ton pamuk yağı bulunduğu bildirilmiştir. Yeni tevziat şekil hakkında Bakanlıktan emir beklenmektedir.
Memurlar ve dar gelirlilere pirinç hangi kuponla dağıtılacak
Memur, emekli, dul ve yetimlerle dar gelirlilere verilmesi kararlaştırılan üçer kilo pirincin hangi kuponlarla dağıtılacağı hakkında belediye ye emir gelmiştir. Dar gelirlilere ellerinde bulunan şeker kartlarının A kuponlarlle pirinç verilecektir. Memur, emekli, dul ve yetimlere dağıtılmasına başlanan mayıs ve haziran aylarına mahsus ekmek kartlarının başlıklarlle pirinç verilecektir. Anca» halk ağır İşçllerile, memur ağır İşçilerine verilecek ekmek kartlarının renklerinde benzerlik olduğu görüldüğünden, mutemet bakkalların yanlış kuponlarla pirinç vermelerini önlemek İçin satıcıların dikkati çekilecektir. ______
Büyükada hamallarile arabacıları bir örnek elbise giyecek
Büyiikadada hamallarla yük ve binek arabacılarının bir kılıkta olmalarına karar verllıhlştir. Hamallarla arabacılar elbiselerini kendileri yaptıracaklardı!
Diğer taraftan iskele ile iskele civarındaki binaların sayfiye yerlerine yakışan bir şeklide boyanmalarına yakında başlanacaktır.
Bu yıl Ada çamlarının temizlenmesi İşinde İlmi usuller kullanıldığı için İyi neticeler alınmıştır.
Beyaz peynir
Bu •ene geçen seneden yüzde yirmi fazla
Memurlara ikramiye
Dün dağıtıldı, belediye para bekliyor
Bedava rapor
şehir Tiyatrosu Dram kısmı sahnesinde bu senenin son temsili olarak seyrettiğimiz «Dördüncü Hanrl» adlı piyesin müellifi Plrandello yirminci asrın başlangıcında tiyatroya büyük yenilikler getirmeğe muvaffak olmuş ve bu sayede büyük şöhret kazanmış bir İtalyan edibidir, Pirandello’nun eserlerinde hayal ve hakikat bir nevi romantizme bürünür. Onun piyeslerinde bütün seyirciler iik hamlede büyük bir tereddüde uğrarlar, sonra da şaşırıp kalırlar. Bir kısun seyirciler bu şaşırmacanın tadını alarak ona yaklaşırlar, onun hararetli bir müdafii olurlar. Bir kısmı da İsyan eder gibi tavırlar takınırlar, ondan uzaklaşırlar, pirandello’nun piyeslerini okumanın daha zevkli olduğunu iddia edenler de vardır. Fikrimi kısaca İfade İçin, Pirandello’nun piyeslerinde, onu beğenenlerin İddiası hilâfına, n» sihir, ne keramet vardır diyeceğim. Marifet onun usta elinin piyes boyunca sezilen çevlkllğlndedlr. Evet, onun piyeslerinde bir el çabukluğu marifeti vardır.
Biz Pirandello.yu sahnemizde İlk defa olarak. 1927 de, «Altı kişi muharririni arıyor» adlı piyeslle görmüştük. Müellif onları piyesine ai-
Edirne 20 (Akşamı — Edirnede ve merkez kazasına bağlı nahiye ve köylerde yeni mahsul peynir imali İçin hazırlıklara başlanmıştır. Edirne piyasası İçin imal edilen yeni mahsul peynirler 150 kuruş üzerinden ve perakende olarak satılmaktadır, Bu sene mevsimin koyun ve hayvanlar için çok müsait gitmesi süt ve oeynlr mahsulünün de bol olmasına yardım etmiştir. Bu sene yalnız Edirne ve merkez kazasında 40.000 teneke peynir İstihsal edileceği ümldedllmekte-dir. Bu miktar geçen seneden 10.000 teneke fazla demektir, şimdiye kadar mandıracılara 22.000 adet boş teneke tevzi edilmiştir, ikinci tertip teneke tahsis! için ilgili makamlar tarafından gereken tedbirler alınmış bulunmaktadır.
Belediye meclisinin yeni mahsul beyaz peynire 140 kuruş flat tesblt ettiği ve tasdik İçin vilâyete bildirildiği Ijaber alınmıştır. Bu hususta vilâyetçe yapılan İnceleme sonunda yeni sene beyaz peynirin hakiki fiatı tesblt edilmiş olacaktır.
Kaymakamlar arasında değişiklik
Yalova kaymakamı B. Edibin terfian İç Bakanlığı Mahalli İdareler umum müdür muavinliğine tâyin edildiğini haber aldık. Yalova kaymakamlığına yeni kaymakamlardan B. Orhan Öztrak tâyin edilmiştir. ,
Bundan başka bir müddettenberl Vali muavinliğini de vekâlet suretlle yapan Beşiktaş kaymakamı B. Sabrl Sozer’ln Beyoğlu kaymakamlığına ve Beyoğlu kaymakamı B. Bekirln de Adapazarı kaymakamlığına tâyin edilmeleri kararlaştırılmıştır. Beşiktaş kaymakamlığına kimin tâyin edileceği henüz belli değildir. B. Safarinin Vali muavinliği vekâletini muhafaza edip etmiyeceğl henüz belli değildir. Bu tâyin emirleri henüz İl makamına bildirilmemiştir.
Şirketi Hayriye tekaüt sandığının tasfiyesi
Şirketi Hayriyenln Ulaştırma Bakanlığına ve dolayıslle Denizyollarına devri dolayıslle şirketin Tekaüt sandığının tasfiyesi birinci ticaret mahkemesince kararlaşmış ve Şirket muhasebecisi B. Kemalin riyasetinde bir tasfiye heyet! teşkil olunmuştu. Heyet reisi B. Kemal, bu vazifeden istifa etliğini, mahkemeye bildirdiğinden, şimdi mahkemece yeni bir reis tâyin olunacak ve tasfiye muamelesi ancak ondan sonra başlıyabllecektlr
Çocuk bayramı hazırlıkları
Çocuk Esirgeme kurumu Boğaziçi Arnavutkoy - Bebek şubesi başkanı Ahmet Gönenç He çalışma arkadaşları doktor şükrü Fazıl, armatör Şükrü ve Emin civar halkın da yar-dımlarlle Çocuk bayramı şerefine İlk mekteplerde okuyan on dört fakir yavruyu giydlrrulşlerdlr.
Bayram günü de Arnavutkoy Safa gazinosunda yüz elli yavruya bir ziyafet verilecektir. Kurum heyeti bu hususta yardımlarını esirgemlyen cl- I vat hayırseverlerine teşekkür ediyor.
Adliyede sular neden kesiliyor?
Adliyede akşamlan saat on altıdan sonra suların kesildiği yazılmıştı. Bunun Posta İdaresi tarafından yapılmadığı, o saatte tazyik noksanlığından ileri geldiği anlaşılmıştır.
Memurlara İkramiye maaşları dün dağıtılmıştır. Belediyeden maaş alanlara, Maliye Bakanlığından henüz para gönderilmediği İçin, tevziat yapılamamıştır. Belediye memur ve müstahdemlerine İkramiye maaş olarak 792,854 lira dağıtacaktır. Bundan başka belediye memur ve müstahdemlerinin ayni yardım bedelleri İçin Bakanlıktan 950.000 lira gönderilmiştir. Yardımları tamamen ödemek için daha 400 küsur bin liraya ihtiyaç vardır.
Kinin ampulleri toplayan açıkgözler
Atebrln alamıyan hastalara^reçete İle verilmesine başlanan kinin •ampullerinin bazı açıkgözler tarafından eczanelerden toplanmakta olduğu Sıhhat Bakanlığı tarafından haber alınmıştır, Bu İşte çok hassas davra-nılması için Bakanük Sıhhat müdürlüğüne bir tâmlm göndermiştir. Bu tamime göre, eczanelerin kinin ampulleri sarfiyatı sık sık kontrol edilecek ve diğer lüzumlu tedbirler alınacaktır. Bakanlık tarafından şehrimize yeniden gönderilen ampuller yakında tevzi edilecektir.
Türk edebiyatında »Muhterem üstad» diye andığıma «En büyük his şairi»
Recai zade Ekrem
Ve onun hususî hayatına dair, en ince teferruatına kadar tfsblt edilmiş, bu tarzda biyografi tetkikleri İçinde yazılmış en güzel, en esaslı bir seriye bir kaç güne kadar bavlıyacağız.
Ustad Ekrem
hakkında hazırladığımız bu yazıda bütün bir devri, bütün bir devrin gençliğini, edebiyatını, eğlencelerini, neşriyat hayatını, heyecanlarını, düşüncelerini, telâkkilerini göreceksiniz.
En salâhiyeti! azizdan dinlenen uRecal 2»dc Ekrem» meselâ, «Re-cal zade - Muallim Naci münakaşası» gibi edebiyat tarihimizde en meşhur kavgaların şimdiye kadar tamaınlle meçhul kalmış noktalarını da aydınlatacaktır.
Hikmet Feridun’un hazırladığı bu mühim seriye bir kaç güne kadar bavlıyacağız,
Dram ve komedi tiyatrolarında
SONİKfPiYES
DördiLnctl Hanrl - Haeı Kaptan
maktan vazgeçtiği İçin kendin» yeni bir müellif ariyan bu altı kişinin macerası o zaman «peyce dedikodu uyandırmıştı.
Hikmet Feridun, «Böyle bir piyese hiç ds lüzum yoktu» başlıklı bir yazısında o zamanın ruhi hâletinl bakınız ne güzel tasvir ediyor: «Halk bu piyes! dehşetli yadırgadı. Temsil başladığı zaman vakaları hakikat zannedenler olduğu gibi; temsil bittikten sonra oyun bitmedi diye oturanlar da ekseriyeti teşkil ediyordu, zannederiz kİ halkın bu eseri ne dereceye kadar anladığını bu vakalar en kuvvetli gösteren birer delildir. Tiyatromuz, memlekette henüz tohumları atılmış fikirlerin mürevvicl efkârı olan eserleri oynarsa tiyatroya olan rağbet bilmeyiz artar mı, eksilir ml?»
Bu suali umumiyetle bugiuı d« so-
rabiliriz, fakat belki Pirandello’nun bu defa oynanan «Dördüncü Hanrl* adlı eseri için değil, çünkü ogün bugün tiyatronun yeniHklerlnl aksettiren bir çok piyes gördük, üstelik Pl-randello’nun piyesindeki yenilik öyle hazmolunmıyacak şekilde değil.
«Dördüncü Hanrl» nln ilk perdesi belki biran şaşırtıcıdır. Fakat piyes gittikçe mânalaşır ve güzel bir şekilde biter.
Mevzuu: Kendini akü hastası saydırarak İstediği gibi yaşıyan bir asilzadenin; aklının başında olduğu meydana çıkınca, deU gibi yaşamanın faydasını daha iyi anlıyan ve neticede yine eskisi gibi yaşamıya koyulan bir akıllı delinin macerası.
Pirandello’nun piyesinde hep ebedi muammaların sorulan vardır: Ben kimini? Neyim? Beni kim biliyor? Ben kimi büronun? işt» «Dördümü
Yünlü kumaş
200-bin metre geldi, yolda mal var
Vilâyet dağıtma heyeti tarafından dağıtmaya tabi tutulan İngiliz malı yünlü kumaşların ithaline devam Olunuyor. Kumaşlar, İthalâtçıları tarafından gümrükten çekilerek depolara yerleştiriliyor. Ticaret birlikleri umumi kâtipliği İle vilâyet arasında yapılmakta olan temaslardan sonra hazırlanan listelere göre dağıtma başlıyacaktır. Şimdiye kadar getirilen kumaşların tutarı iki yüz bin metreyi bulmuştur. Bunlardan başka yoida yen! partilerin bulunduğu haber alınmıştır.
Geçenlerde İthal edilen kumaşlardan yalnız 130 katı dağıtılmıştı. Başkaca piyasaya yünlü kumaş çıkarılmadığı İleri sürülüyorsa da terzilere beş on günden beri kara borsacılar tarafından mütemadiyen İngiliz malı yünlü kumaş getiriliyor. Bunların nereden çıktığı anlaşılamıyor
Yag fiatleri
Mal yokluğu İleri sürülerek muhtelif cins sadeyağlar piyasadan kaldırılmıştır. Satışı yapılan bellibaşlı yağ Trabzon yağıdır. Urla yağı satışı kara borsaya düşmüştür. Mal bulunduğu günlerde toptan 500 kuruşa satılan Urfa yağının kara borsada kilosu 650 kuruştur.
Gelecek aydan İtibaren yeni mahsul yağların gelmesi beklenmekle beraber Hallerin yüksekten açılacağı söyleniyor.
, Henüz zeytinyağı tevziine başlanamadığı malûmdur. Bunu fırsat bilen-ı 1er ve ellerindeki yağlara beyanname vermlyenler zeytinyağlarını kara □orsada satmağa başlamışlardır. Mutavassıtlar vasıtaslle tedarik edilebilen yemeklik zeytinvağlarnın ki-j loşu 350 kuruştur. ■
Tevziata başlandıktan sonra her ay I muntazaman ve vaktinde nüfus ba-| şına muayyen miktarda zeytinyağı 1 dağıtılıp daŞıtılamıyacağı merakla bekiniyor.
Fırsatçılar ve bu arada nebati yağ satıcıları dağıtmanın başlamasını ı büyük alâka ile takibcdlyorlnr Çiin-kü nebatî yag fiatleri şimdiden 380 kurusa fırlnmıriır
Sivrisinek üreten yerler tesbit ediliyor
Sıtma mücadelesi İçin şehir civarında sivrisinek üreten yerlerin teshirine başlanmıştır. Şimdilik hükümet doktorları tarafından yerleri belli edilen bu su birikintileri, mücadeleye başlandıktan sonra kurutulmağa başlanacaktır, çekmecede bulunan su blrlklntllerllc Bakırköy'ündeki Ayı-mama deresi üzerinde hassasiyetle durulmaktadır.
Ayamama deresinden başka Bakırköy içinde sivrisinek üreten yerleri de esaslı bir surtte tesbit etmek ve bunları da kurutmak lâzımdır.
Çocuğunu diri diri gömen kadınla dostunun sorgusu yapıldı
Geçenlerde, doğurduğu çocuğu Ka-dıköyünde Kazasker sokağında bir arsaya diri diri gömen Flruzan ismindeki kadınla, kendisini bu suça tahrik ettiği iddia olunan motorcu Recep hakkında Kadıköy savcılığınca yapılmakta olan hazırlık tahkikatı ikmal edilmiş ve evrak sorgu yargıçlığına verildiğinden, dün her iki sanığın sorguları yapılmıştır. Sorgu yargıcı ilk tahkikatını İkmal ettikten sonra sanıklan yargılanmak üzere ağır ceza mahkemesine sevkedecek-tlr.
Hanrl» de de mevzu sanki budur. Bu soruların araştırılan cevaplandır.
Görüldüğü gibi bu defa Plrandello İnsanı uzun uzun düşündürücü bir mevzu İle tiyatroya bir yenilik getirmiş. Hem aksamıyan, sahneye uyan bir yenilik.
Antolne bu piyesi temsil ederken gördüğü meşhur bir İtalyan aktörü İçin bakınız ne der: «Bunu oynıyan aktör çok yüksek kabiliyetliydi- Rolünü, romantik mahiyetini hiç de ihmal etmeden büyük bir haklkatla oynadı. Aynı zamanda, biiyük bir sa-deftt içinde, rolünün en ince teferruatını bile belirtmesini bildi. «Hüseyin Kemal Gürmen’l seyrederken herhangi bir tedaiyle Antolne’m bu cümlesi hatırıma geldi. Eve geür gelmez okudum. Cidden büyük bir memnuniyetle İtiraf edeceğini, aynı sözleri Kemal Görmen İçin de pek âlâ tekrarlamak kabildir. Kemal bu rolünü cidden mükemmelen oynadı. Piyesin uzun tlradları var. Piyesin mütercimi Şt-mseddln Talibin lisanının da yar-d imiyle Kemal Gür m en bunları da bizi hiç sıkmadan söyledi. Ne kadat tebılk edilse yeridir. Sırası gelmişken ilâve edeyim kİ ben yaînıs hakikatin ‘
(Arkası altuıcı sahile de J |
Bir gazeteci dostumla hemeıı her gün aynı kaldırım üstünde tramvay bekleriz. Burası kenarlarına ağaç dikilmiş, cadde oria. sında bir kaldırımdır. Bunun için gelen tramvayın ters tarafından kapısının açılması ve bizim oradan binmemiz lâzımdır. Lâkin ne zaman tramvay gelse hu kapı kapalıdır. Biz de ters yüz te'âşla koşarak, usulsüz taraftan binenlerin arasına karışırız, yani öteki kapıdan içeri girmeğe mecbur oluruz.
Her defasında da gazeteci dostum tramvaya girer girmez sinirlenir ve bana:
— Şu istasyonu alay ederek, muhtelif zamanlarda belki 10 ke-
re yazdım,,. Fakat buna rağmen gene aldırış eden olmadı!., der..
Dün yanımızda bîr meslekdaş “t daha vardı. Onun bu her zaman- ~~ ki sözü üzerine gülümsedi. .Ar- JA. kadaşım gülmesinin sebebini sordu:
— Ben de iki kere yazmıslım 1»... a«B. §
Bu istasyon meselesi belki kü-çiik ve gayet ehemmiyetsiz bir 2 misaldi. Fakat bizde bazı mües-seselerin gazete tenkidlerine kar. > şr aldığı vaziyeti çok iyi göster-inektedir. Halkla daimî alâkası (D olan bîr şirket, bir müessese t eş- vt kîiâtının, işlerinin aksıyan taraflarını öğrenmek için ne yapar?.. _Q Müfettiş, mütehassıs, murakıp^ tutar. Bunlara üstelik dolgun -* dolgun maaşlar da verir Onları teftişe çıkarır, raporlar tanzim ettirir. Ve kendisine bu derece pahalıya m al ol an işi yaptırır de-’ ğil mi?..
«Gazeteci» tanı mânasile ve büyük bir hüsnüniyet e bu işi B-sehilûllah yapan insandır İşini bilen bir müessese için, işini bilen bir şirket için gazetelerden daha iyi myfettiş, gazeteciden daha iyi murakıp tasavvur edilemez. İyi ve bedava... Bu gibi teşkilâtın. kendisine ait işleri, üzerine gönüllü olarak derdedinen «gazeteci» ye kızması değil, hattâ bunları bulup çıkardığı, bir kitle ve memleket dâvasına hiz-


met etmek istediği için ona hürmet etmesi lâzımdır. Şirketin veya müessesenin bu hizmetine
mukabil gazeteciye ödeyeceği tek şey, onun dediklerini — tabii doğru ise — yerine g.tirmektir. Bunun aksine hareket, gönüllü bir müfettiş heyetinden istifade etmemektir ki ticarî zihniyet bakımından bıı pek safça bir şey o-lıır Zira yukarıda da söylediğimiz gibi bu iş, müesseseîerce para sarfedilerek yapılacak bir meseledir.
Tenkid yazısı, akıllı müessese için, bedava ıslahat raporudur. Bu son cümleyi bir vecize halinde yazdırıp bütün müesseselerinıizin müdür odası duvarlarına astırmayı pek isterdim. Hiç değilse o zaman tekzip yerine, gözler buna ilişince tenkid edilen şeyi düzeltmeğe kalkarlar... Ve çok daha akı'boa hareket etmiş olurlar.
Hikmet Feridun Es
Boğaz - Ada vapuru
Denizyolları idaresi, Boğaziçi iskele-lerile Ada İskeleleri arasında vapur İşletilmesin! esas ItlbarLle kabul ettiğinden. hazırlıklara başlanmıştır.
' ******★’**★>****''
TÜRK
MEİSHLRLAIH
ANSİKLOPEDİSİ
Yazan:
1. ALAETTİN GÖVSA

Edebiyatta, Sanatta. Harpte, Politikada ve her sahada şöhret kazanmış olan Türklerln bayatlan ve eserleri
YEDİGÜN Neşriyatından olan İmi eser, hor ayın birinde 32 Myfahlt taslklil hnllnd» çıkacak vn 12 faal-kültle tamamlanacaktır. BİRİNCİ *FASLKt)L 1 Mayısta çıkıyor Fiyatı 50 Kuruştur.
Bu eser kâğıt vaziyeti dolayıslls mahdut basıldığından fasJkUlünüzü şimdiden haylinize sipariş ediniz, yahut 6 Hra göndererek 12 faslküle abone olunuz.
Adreı*! İstanbul. Âııkuru Caddesi VEDİG t' N İdarehanesi inle Atısl’ilope U P pvIhI.
Sahile 4
AKŞAM
21 Nisan 1945
|SON BASKI
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
Yazan: Pierre Lazareff Çeviren: Şevket Rado
Tefrika: No. 18 —
Fransız gazetelerinin içyüzü
— Efendim, diye kekeledim, ben gazeteciyim, matmazel....
Daha fazla söylememe meydan bırakmadı. Elini şefkatle omuzuma koyarak büyük bir ciddiyetle:
— Senin rengin ne kadar soluk yavrum, yoksa hasta misin? dedi.
— Hayır, iyiyim, ben_
Elini kıldırarak sözümü kesti: — Dur. bekle bir saniye...
Dedi ve tekrar kayboldu. Biraz sonra uşağı elime küçük bir paket tutuşturarak:
— M. Bunau - VarIIla bu küçük fîynthol şişesini kabul etmenizi ve bol bol kullanmanızı rica ediyor, dedi.
- Teşekkür ederim, fakat kendisini tekrar göremlyecck miyim?» diye sordum, uşak:
— Her halde göremezsiniz, M. Bunau - Varüla’nın bu sabah çok mü-iılnı randevuları var.» dedi.
Bu hikâye. Bunau - Varllla’nın he-eaplı garabetini anlatmaya kâfidir.
Bu garip adamla gazetesi iki harb arasında en meşum railerden birini oymyacaktı. Parlsln İşgalinden sonra LE MATİN'Hı nasıl ilk nazi gazetesi olduğu görüldü. Bu İhanete hangi yoldan gittiğini de sonra göreceğiz.
Gazeteler arasındaki mücadele
Parlste çıkan beş büyük gündelik gazete LE MATİNTnkl kadar parlak bir maziye sahiböldufclarını pek de İddia edemezler. Hepsi ayrı bir takım menfaatler gütmekle beraber, üzerlerinde Havas ajansının fiili kontrolü olması, kendilerine başka bir gazetenin rekabet etmesine meydan vermemeleri bakımından hepsi btribirine bağlıydı Geçen harbin tam sonunda, önce patırtım ser beşliği, sonra da gazetesinin üzerine yazdığı «Ahmaklar L'OEUVRE gazetesini okumaz» vecl-zesl sayesinde halkın sevgisini kazanan Gustave Tfry'nin haftalıktan gündeliğe çevirdiği L’OEUVRE gazetesini yaşatmamak İçin ellerinden geleni yapmışlar, nihayet L'OEUVRE boyun eğip Havas ajansının emri altına girmek zorunda kalmıştı.
Fakat 1932 yılında PETİT PARİ-8İEN gazetesinin kodamanlarından Henrl Dumay gazetelerin nasıl satın alındığını. Havas ajansının nasıl bir tekel olduğunu açığa vurarak Fran-saya şimdiye kadar görmediği tam müstakil ve ne hükümetlerin, ne partilerin, ne gurupların, ne iktisadi ve mali teşekküllerin emri altına asla gir mlyecek hür ve temiz bir gazete kazandıracağını ilin etti. Bu «ne taraf-çı, ne de tarafsız» gazetenin adı LE Cjuotİdİen olacaktı.
Fikir yarinde, zaman da İyi seçilmişti Kimse yazmaya cesaret edemediği İçin nasıl aldatıldığının farkında olmıyan halk temiz bir gazete İhtiyacını duyuyordu. Henrl Du-mayln programı fazalaslle beğenildi Filhakika ne Idûğü belirsiz sermayelere dayanmaktansa kuracağı gazetenin okuyucularının malı olacağını İlân ediyordu. Paralarını LE QUOTt-DİEN gazetesinin hisse senetlerine yatıran 60,000 kişiden çoğunu orta halli halk, profesörler, öğretmenler, posta memurları, hekimler, mühendisler. tüccarlar teşkil ediyordu. Aralarında köylülerle işçiler de vardı. Henrl Dumay böylece 22 milyon frank topladı.
Fransamn her tarafına yeni gazeteyi haber ver er İlânlar asıldı. Her Fransızm evine, şimdiye kadar yapılmamış bir şekilde, bu gazetenin ne olduğunu, niçin çıktığını izah eden broşürler gönderildi. Yeni gazetenin lehlide büyük bir sevgi ve merak havası belirmekte idi,
Ciddi bir tehlike karşısında olduklarım anlıyan beş büyük gazete derhal hücuma başLadı. QUOTİDİEN gazetesini basmayı taahhüdcden PETİT JOURNAL matbaası son dakikada bir tazminat ödeyerek gazeteyi basmaktan vazgeçti. Hiçbir büyük matbaa, arkadaşlarının bıraktığı bu işi almak islemiyordu Henrl Dumay bir matbaa İle anlaşmak için zaman kazanmak iizere. gazetesinin çıkış tarihini değiştirmek zorunda kaldı. Fakat gazete çıktığı gün de Henrl Dumay FranBi-n-n her tarafında gazete satıcılarının crıOTİDİEN'I satmayı reddetmeye ze :. ndıklannı öğrendi Beş büyük gazete. QUOTİDİEN'l sattıkları takdirde kendi gazetelerini vermlyecek-lerinl «öyilyerek onları korkutuyordu.
Maurice Bunanu - Varllla QUOTİ-DİEN'e karşı açılan hücumu İdare etmekle miiftehlrdl. «ÇUöTİDİEN gazetesi tutunmak İçin bütün diğer gazeteleri çürümüş olmakla itham etmiştir: diğer gazeteler de kendilerine namussuzluk Isnadeden gazete ile aynı ellerde satılmayı İstemezlerse haklıdırlar» diyerek üste çıkmaya çalışıyordu.
QUOTİDİEN'e karşı açılan boykot hareketi şiddetle devam ediyor, Henrl Dumay da «hakikatin yayılmasına» mâni olmak için karşı tarafın çevirdiği dolapları her hafta afişlerle halka haber veriyordu. Bunun neticesi olarak, halkın LE ÇUOTİDİEN gazetesine karşı belscdlğl muhabbet bir misil arttı. Tiraj boyuna yükseliyor, fakat sermaye günden güne eksiliyordu. Gazete, rakiplerinin girişliği hareket yüzünden bir matbaa, bir hu-
sus! bina satın almak, ilân yaptırmak, boykotaj manevralarına afişlerle cevap vermek gibi hesapta olmıyan yıkıcı masraflara girmişti. Tirajının art masına rağmen, gazeteye Hân da gelmiyordu. İlân verenlerin çoğu Havas ajansının müşterisi olduğu İçin ulak büyük dalaverelerine ket vurmaya kalkan bu gazeteye bütçesinde yer ayırmayı Havas tablatlyle reddetmişti.
QUOTİDİEN gazetesinin İdare meclisi gazetenin mali durumunu incelemek maksadlle 31 ekim 1942 de tam mevcutla toplandı. Manzara pek hoştu. Radikal sosyalist partisinin yaşlı taraf tarlan çoğunluğu teşkil ediyordu. Bunlar sakallı. LZglon d’Honneur nişanlı klâsik Fransız tipinin son örnekleri oldukları İçin ötekilerden kolayca ayırdedlliyorlardı.
Tik sırada gazetenin siyasi müdürleri olan tarihçi profesör Aulnrd İle İnsan Hukuku Cemiyeti Reisi Feîdl-nnnd Btıisson oturuyordu. Henrl Du-may'la birkaç genç arkadaşı gurupun diğer kısmını teşkil ediyorlardı. Aralarında ÇUOTİDİEN'ln yazı İşleri müdürü Georges Borls canlılığıyle dikkati çekiyordu
Henrl Dumay fazla ehemmiyet ver-miyormuş gibi görünen bir tavırla: «Son günlerde bazı mühim kömür, sigorta. dokuma, petrol, şimendifer guruplarından yardım teklifleri aldım; bunlar bire senede en az bir milyonluk gelir temin edecek: yapacakları yardımlara mukabil sanayi kurumlan ÇUOTİDİEN’den, kendilerine karşı açacağı muhtemel hücumlarda biraz hafif davranmasından başka hiçbir şey istememektedirler.» dedi.
Salon birdenbire altüst oldu. Radikal sosyalist sakallar afif bir İstikrahla titriyordu. Georges Borls Fransız gazetelerinin nüfuzlu İktisat kurumla randan görünür ilânla- mukabilinde değil de görünmez lûtuflar ve kabahatli bir sükût mukabili para almaları âdetine, bu menhus âdete şiddetle hücum etti. Henrl Dumay mağlû-boldu. sanayicilerin teklifleri oy birliğiyle reddedildi
Fakat birkaç gün sonra patran yokken Georges Borls büyük şimendifer şebekelerinin mühim bir şahsiyeti tarafından telefona çağırıldı. Bu zat:
— Azizim, gazetelerde Orlğans kum-panyaslle ?nup kumpanyasının birleşeceklerine dair bazı haberler çıktı. Gazetenizle yaptığımız anlaşma dola* yıslle tabii yen! bir Is'ara kadar bu bahse sütunlarınızda yer vermezsiniz, dedi.
Georges Bor is izahat istemeğe vakit bulamadan muhatabı telefonu kapatmıştı. Acaba hangi anlaşmadan bahsediyordu. Siyasi müdürlere, muharrirlere sordu İse de kimse bir şey bilmiyordu.
Fakat tu hâdise. Cumhuriyetin büyiik prensiplerini müdafaa etmek İçin orada bulunan mert insanların gözünü açmaya kâfi geldi:
Acaba niçin Henrl Dumay Fransa Merkez bankasına, taklbettiği para siyaseti dolayıslle açtığı hücumu birdenbire kesmişti?
Acaba niçin Henrl Dumay mebuslar meclisinde petrol tekeline d«lr müzakereler dolayıslle yazılan yazıyı görmek İstemiş, ve neden makalenin uzun olduğunu Heri sürerek Tekel’ın kaldırılmasına dair olan kısmı kendi kalemlle bastan aşağı çizmişti.
Acaba niçin geçen gün siyasi bir toplantıda büyük bir sigorta şirketinin İdare meclisi reisi gülünıslyerek, (QÜOTİDİEN’ln artık şirketin imtiyazlarına hücum etmlyeceğinl» söylemişti?
Nihayet niçin Henrl Dumay Poln-carğ hükümetinin siyaseti aleyhinde yazı yazmamalarını arkadaşlarından ısrarla rica etmişti?
Herkes merak ediyor, öğrenmeğe çalışıyordu. Henrl Dumay’dan izahat İstediler. Bir gün QUOTİDİEN‘ln «namuslular için çıkan namuslu bir gazete» okumak zevkini tat mı ya hazırlanan 80 bin hlssedarile yüz binlerce okuyucusu, sevgili gazetelerindeki başlıca elemanların toplan istifa ettiklerini hayretle öğrendiler. Bu hâdiseyi izah etmek İçin LUMİER adı altında çıkan bir gazete onlara QUO-TİDİEN'Ln yuvarlandığı uçurumu, kaşanın boşaldığını gören Henrl Du-may’ın büyük iktisadi teşekküllerden nasıl gizlice yardım istediğini öğrettiği zaman hayretleri büsbütün arttı. Beş büyük gazete, hücumlarından korktukları bu yaramaz gazeteyi avuçları içine almaktan büyük memnuniyet duyarak yardımına koşmuşlardı.
M. Aulard, Henrl Dumay'l «son keçimden beri bütün nezaretlerin gizil tahsisatlarından para sızdırmakla» İtham etti.
Henrl Dumay kendisine yapılan bu hücumlara ancak 60 bin hissedarın sermayesini kurtarmak İçin büyük İktisadi teşekküllerden yardım kabul ettiğini söylemekle mukabele etti. Fakat hissedarlardan çoğu telgraflar veya mektuplar göndererek gizli kaynaklardan gelen paraları kabul etmektense koydukları sermayenin batmasını tercih ettiklerini bildirdiler.
(Arkası var)
Şehzadeler için bize kefil ver!
Dördüncü Sultan Muradın el altından çevirdiği dolaplarla meşhur veziri ve kız kardeşi Güherhan sultanın kocası Recep paşa, sadrâzam Hafız Ahmet paşayı kapı kullarına öldürttükten sonra yerine kaim olunca sadarette istiklâl ile hareket sevdasına düşmüştü. O bir taraftan kendisinden nefret ettiğini bildiği Sultan Murat'tan çekiniyor, korkuyor ve diğer taraftan padişahın mukar-replerlnden, müsahlplerinden kendisine zararları dokunabilecek olanları, söze kadir olanları ve kendisine muarız görünenleri Hafız paşa gibi izale etmeği düşünüyordu. Bunun 1-çin zorbalarla İttihadına bir kat daha kuvvet vermekten ve bunları gizlice tahrik etmekten geri durmuyordu
Sultan Muradın Dlyarıbeklr bey-lerbcylsl Mıııtaza paşaya katlettirdiği eski sadrâzam Hüsrcv paşanın başı H 10-11 senesi şabanının on dokuzuncu günü Istonbula geldiği şayi olmuştu.
Recep paşa zahiren he vadin göründüğü hemırlu Boşnak Hiisrev paşanın katlinden bir rakipten kurtulmuş olmak dolayıslle kalben sevinmişti.
Lâkin bir gün kendisi de Sultan Murat tarafından ayın adem yolunun yolcusu edilmemek için iktidarını tahkim etmek lüzumunu hissediyor ve bu hususta bu ketli olayından da istifade etmek İsliyordu. Bu mülâhaza Ve «mel İle (Hüsrcv paşa gibi vücudu lâzım bir vezirin katline bals olanlardan İntikam almak gerektir.)
Diye zorbalara «dil sokup» yeni bir fitne uyandırdı.
Bu intikam kimden alınacaktı? Husrev paşayı öldürten 8ultan Muradın kendisinden başkası olmadığına göre kapı kulları doğrudan doğruya padişahın şahsına karşı kıyama scvkcdillyordu dernek oluyor. H. 1041 şabanının yirminci gecesi daha akşamdan halk arasında dedikodular çoğaldı. Etrafa haberler uçuyordu, îstanbulda sokaklar giden gelen İle an kovanı halini almıştı. Yeniçeri o-dalarmda. sokak başlarında, meydanlarda herkesin ağzından yüksek seslerle:
— Hay Rİdlcikler' Hüsrev paşanın dirisinden korkardınız1 Göreslz size ölüsü neler İşliye!
Gibi sözler duyuluyordu.
Şabanın yirminci günü — 12 mart 1632 — kapı kullan At meydanında toplandılar. Halkı büyük bir telâş ve korku aldı. Çarşılar, dükkânlar kapandı. Şehir İçinde evvelki fitnelerde olduğundan daha beter bir gulgule peyda oldu. Kapı kullan At meydanından saraya yürüdüler; padişahı dışerıya davet ettiler Ayak divanı1 yaptırdılar Divan kurulunca; 1
- Padişahım! Sen nlçtn HiiM-ev paşa gibi yarar veziri katil ve kendi1 devletini ratınedar ettin! imdi sen dahi elbette bize Haşan Halifeyi, mü-' sahip Musa Çelebiyi, defterdar Mustafa paşayı ver! paralıvalım!
Diye ortaya bir kan pazarlığı attı lar.
Haşan Halife ender undan yetişerek sultan Muradın teveccühüne pek ziyade nal! bir musahibi olmuş İdi. Nazik, vücutça nahif fakat akıllı, malûmatlı, hünerli bir civan İdi. »Harekât ve sekenatı» Sultan Muradın tab’ına göre olduğu İçin hakkında âtıfeten ve emnlyeten yeniçeri ağalığına nasboluıımuştu. Bir kaç ay süren bu nasıbda Haşan ağa diye ya-decillIyoTdu. Padişah tarafından Bo-ğazlçlnde Akıntıburnunda deniz kenarındaki Bebek bahçesi Haşan Halifeye temlik edilmiş, o da burada denize nazır güzel bir köşk yaptırmıştı; Sultan Murat Istanbulda da kendisine bütün levazımı ile bir konak bahsetmişti. Padişahın böyle kuvvetli teveccühü sayesinde ikbalinin Haşan Halifeyi en yüksek makama kadar sevkedeceğlne şüphe edilmiyordu. Fakat onun bu suretle meydan alması kasetçilerin kalblerlnl burgulayordu. Bu hırs ve garez İle zevalini temin eylemeğe çalışıyorlardı.
Hafız paşa vakasında kıyam edenler onun da başını İstemişlerdi Fakat Haşan Halife o gün evvelâ ağaları olduğu yeniçerilere «dahil™ düşmüş, sonra genç Sultan Cananın aynı suretle hareketi başına ne belâ getirdiğini düşünerek bu durumu tehlikeli bulmuş, savuşarak saklanmak suretlle hayatını kurtarabilmiş idi.
Defterdar Prevezell Mustafa paşa matbahı âmire eminliğinden bu mansıba H. 2039 senesi ramazanında geçirilmişti Inıf ve şlddetlle maruf bir adamdı. Mal tahsilinde, adam kahrında yedi tülü gösterdiği İçin (tahsilât eli kuvvet bulsun) diye uhdesine vezaret verilmişti! Haraç kağıtlarını talcblcrl arasında mezadet-tlrerek bedelinin bir miktarını peşin almak usulünü İhdas ettirmiş İdi kİ bu peşin verilen para sebeblle mültezimler ve muhassallar. reâyayı bir kat daha tazyıka vesile bulmuşlardı. Bu Mustafa paşa Hafız paşa meselesinde başı istenenlerdendi. O da saklanarak belâyı başından defetmlştl.
MUsahlp Musa Çelebi ise bu sırada yirmi Üç yaşına varmış bulunan Sultan Muradın makbul ve mergııp genç
bir hâs nedimi İdi; «şemaili lâtif» bir «bflâ ve bülent mahbup ve müeddeb bir civandı.» Devlet ve hükümet lş-lerİle hiç bir ilgisi yoktu. Âsiler tarafından Hafız paşa gününde bu da İstenilmiş İdl5e de ısrar olunmamış, geçiştirilmiş idi. Bu defa İsminin ortaya konulması sırf şahsen Sultan Muradı tazibetmek İçindi.
Zorbaların gürültüler arasında (Padişah bunları has bahçede ■•aklamış tır. Başlarını isteriz. Yahut İste-nllmiycn işi işleriz!) yolunda sözler söyledikleri duyuluyordu. Âsiler ne bu taleplerle, ne bu tehditlerle kalmadılar. Edepsizliği arttırarak:
— Şehzadeler bizim efendimiz oğullarıdır. Artık sana itimadımız kalmadı. Modem ki nahafc yere Hüsrev'paşayı öldürdün! Şehzadelere dahi kıyarsın! Elbette şehzadeleri çıkarıp bize göster!
Diye Padişahı sıkıştırdılar. Sultan Murat bu küstahlıklardan son derecede İncindi
— Haşan Halife ve defterdar kan-dedirler ben bilmem, Musanın ne günahı vardır kİ size vereyim! Bu mertebe utanmayı, hürmet! aradan kaldırmak size düşer mİ?
Diye nasihat yollu söylediğt sözler berikilerin küstahlığını arttırmaktan başka netice vermedi. Yüzsüzlük şoıı dereceyi buldu. Nihayet:
— Bu dediklerimizi bize vermezsen sen bize padişahlığa lâzım değilsin* diyerek baklayı ağızdan çıkardılar!
Kapı kulu rezilleri arasında (Hünkâr şehzadeleri boğmuş!) diye ürcü-feler meydan aldı Padişaha:
— Elbette şehzadeleri çıkar, göre Um!
Diye ihramlarda bulunuldu. Şehzadelerin meydana çıkarılması içlerinden birine biat edilmesini, bu arada Sultan Muradın hayatının bile tehlikeye girmesini İntaç edebilirdi. Buttan Murat metanet gösterdi, Dört şehzadenin dışarıya, divana çıkarılmasını harem ağalarına emretti.
Şehzade Bayezit, Süleyman, Kasım, İbrahim Babı saadete çıkarak divanda hazır bulunanlara göründüler.
Büyükleri, vücutça gösterişlisi Sultan Bayezit, kardeşi Sultan Süleyman 11e birlikte kapı eşiğinden biraz llerüyerek âsilere şu hitapta bulundu:
- Bizden ne istersiz? Biz tahammül köşelerimizde kendi halimizle meşgul İken halimize komayıp namımızı anmak, bizi lisana getirmek nlçündür’ Yoksa bizi müttebem edip helâkimlze sebep olmak mı is-terslz? Allahtan korkmayıp, padişah hazretlerinden utanmayın böyle tuğyan edersi?,I Allah İçin bizi halimize bırakın! Bize sizin hlmayçt ve hara-şçtlnlz gerekmez!
Âsiler şehzadenin bu İtaplarına aldırmadılar. Sultan Murada hitap İle ve işi gavgaya düşürmek Istlyormuşça-sma;
— Bugünden sonra biz sana bu efendileri (1) inanmazız! Elbette bunlara zarar etmiytceğine bize kefil ver!
Diye pek ağır bir talepte bulundular. Şeyhülislâm Ahizade Hüseyin efendi hemen ortaya atıldı:
— Ben kefil oldum I
Dedi. Recep paşa da kefalete İştirak etti. Bunun üzerine padişahın bu küstah kulları:
— Sîzlerin kefaletinizle itimat ederiz?
Diye yatışmış göründüler. Amma bu sözleri padişahlarına karşı besledikleri duygularının rengini ve hürmetlerinin derecesini gösteriyordu.
Padişah işaret etti. Şeyzadeler mekânlarına götürüldü. Ayak divanı bitti. Sultan Murat da hareme çekildi.
Bu defaki kıyamda Dördüncü Sultan Murat âsilerin İstedikleri başları kurtarmağa muvaffak olamadı.
Bu 2ü şaban 1041 — 12 mart 1632 gününün kalbinde en derin bir kin yerleştiren olayı şeyhülislâm ile sadrâzamın kendi karşısında şehzadelerin hayatlarına tekeffül etmeleri oldu.
Kapı kullarının Hüsrev paşaya gösterdikleri merbutiyet paşanın izalesine sebep olmuştu. Bu defa da kapı kullan tarafından padişahtan böyle kefalet aranınca Ahizade ile Recep paşanın hemen kefil diye ortaya atı-lıvermeleri Sultan Murat nararında her ikisini kapı kullarile kabahat ve şenaate şerik menzilesinde gösterdi.
Dördüncü Sultan Murat bunu hiç unutmadı. Recep paşa da, Ahizade de onun kalbinde bugünden ölüme mahkûm oldular!
SÜLEYMAN KANİ İRTEM
Halk evlen ve Kurumlar
* Kadköy Halkevi başkanlığından; 26/4/945 perşembe günü aaat 18,30 da sayın Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Oökay tarafından (Anlaşma ve Ge-çLnudzlLk Psikolojisi) mevzulu bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir.
* Türkiye Turlng ve Otomobil kurumu: Menafll umumiyeye hâdlm cemiyetlerden olan TürkJye Turlng ve Otomobil kurumu senelik heyeti nizamnamesinin 7 nel maddesi mucibince nisanın 21 ine müsadif cumartesi günü saat 3 te Taksimde Sıra-selvilcr’de (Eski Bular İdaresi) Beyoğlu Halkevlnde toplanacağından vasıfları mezkûr maddede münderiç ve 1944 aidatını ödemiş âzanin teşrifleri saygı He rica olunur. (2 cl İlân) ton bul Hava kurumu vasıtasiyle İki
* Darülâcezc müdürlüğünden: İs-kurban bedeli olarak Kuruntumuza (80) lira teberrüde bulunmuş olan Çakmakçılarda 21 - 23 No. da elbise tüccarı bay Badik İsmete teşekkür olunur.
Memleketimizde en çok okunan ve sevilen bir romandan alınan Amerikanın en büyük rejisörü MİCHAEL CURTİZ. tarafından yaratılan senenin en güzel Türkçe filmi
DENİZ KURDU
İDA LUPtNO - E G HOBİNSON — JOHN GARMEID
in harikasıdır.
BUGÜN LALL’de
V
Created by free version of 2PDF

(Lı OsmanlI tarihinde şehzadelerin (efendi' diye yadı İlk defa bu kıyam esnasında ve bu sözlerde görülüyor. Anlaşılıyor kİ Çelebi ve Sultan tâbirlerinden sonra bugünlerde şehzadeler (efendi) diye de telkin olunmağa başlamış.
ŞEHİR TİYATROSU Dram kısmında Sant 20.30 da DÖRDÜNCÜ IIANRİ
Komedi kısmında HACI KAPTAN
KADIKÖY SÜREYYA’da
BUGÜN: İki şaheser birden
1-AY BAHÇELERİ
JOHN PAYNE — PAT OHRIEN - MARGARET LİNDSAY
2 —GİZLİ ORDU
(TÜRKÇE)
İlâve olarak; En son dünya harb jurnali
BUGÜN
ELHAMRA SİNEMASINDA
Rus edibi PUSHKIN.in nefis eserinden
ÖLDÜREN AŞK
(DUBROVSKV)
Kin ve intikamı söndüren bir aşk..Hissi fllimlerln İçinde bir şaheser-
ilâveten: KOBRALAR ARASINDA
Aaya çöllerinde vahşi hayvanlar arasında çevrilen meraklı film
■/
İstanbul Belediyesinden:
Karaağaç Müesseselerinden Buz almak istiyenlere
21/4/945 tarihinden bllltlbar iabrikalarımızdan buz almak istiyen perakende buz satıcıları, İşlerini buzla yapan imalâtçılar ve buz istihlâk eden müesseseler (buz paralarını müessese veznesine yatırmak suretile) aşağıda yazdı hatlar üzerinden İstedikleri miktarda buz alabilirler.
Buzun:
A — Müessesemizln karaağaç lütllcedekl buz fabrikasında müşterilerin kara ve deniz vasıtalarına yükletmek suretlle teslim flatı, beher kalıp 25 kilo hesablle 87.5 kuruştur.
B —.Şehir hudutları İçinde (adalar) hariç kamyonların gidebileceği yerlerde bulunan perakendecilerin, işlerini buzla yapan İmalâtçıların ve buz İstihlâk eden müesseselerln kapılarında teslim edilmek suretiyle ve kilosu 6 kuruş hesablle kalıbı 150 kuruştur.
C — Ada müşterilerine iskelede teslim edilmek suretlle beher kilosu 5,5 kuruş hesablle kalıbı, 137,5 kuruştur.
D — Haydarpaşa ve Üsküdar iskelelerinde teslim edilmek suretile ve beher kLlosu 5 kuruş hesablle kahbi 125 kuruştur.
E — Buz alacak olanlar sütlücede karaağaç müessesesine ve İstanbul balık pazarında kavaklı handa mezbaha piyasa memurluğuna ve Gala* tada tophane caddesinde mezbahanın kesik et yeri memurluğunda mevcut tahsildarlarımıza müracaat edilerek arzu ettikleri buzların bedelini bur makbuz mukabilinde tediye ederek istedikleri buzları alabilirler.
Karaağaç müesseselerl telefon No. 40607 ve 41904, Bahkpazannda piyasa memurluğu telefon No. 20657 galata kesik et yeri memurluğu telefon No. 41489 dur.
Müstacel hususatta ve daha fazla İzahat almak İsteyenler müessese müdürlüğü santralı olan 40607 No. ya müracaat edilmesi rica olunur.
(5160)
inşaat ilânı
Ereğli kömürleri işletmesi umum müdürlüğünden
1 — Evvelce İlin edilmiş ve görülen lüzum üzerine eksiltmeden kaldı-ıılmış olan işletmenin Zonguldakta Gellk Bölgesinde yaptıracağı ekono-nıa, fırın, ambar ve iltisak yolu inşaatı kapalı zarf usulü ve vahidi fiyat esası ile tekrar eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu İnşaat İçin İşletme tarafından verilecek malzeme eksiltmo dosyasının hususi şartnamesinde yazılıdır.
3 — Bu İşin tahmin edilen bedeli (185^13.35) liradır.
4 — tnşaatın mukavele projesinde piyasa ve fiyat değişiklikleri nazarı İtibara alınmıştır.
5 __ Muvakkat teminat mlkdan (10.520) liradır.
« — Eksiltme evrakı (25) Hra mukabilinde Zonguldakta tşletme İmar ve inşa gurup Müdürlüğünden, Ankaruda Eti Bank inşaat Müdürlüğünden ve İstanbulda Eli Bank şube sinden temin edilebilir.
7 _ Eksiltme 8.'Mayıs/1945 salı günü saat 15 de Zonguldakta Ereğli Kömürleri işletmesi İmar ve İnşa gurup Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
a — Teklif zarfları eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş olarak İhale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde İşletme Umum Müdürlü]{ Başsekreteriiğine teslim edilmiş olacaktır.
9 — İşletme ihaleyi icrada serbe sttlr. «B198»
7 ANlMADlClMİZ MEŞHURLAR t
Haremde Ingiliz sefirinin karısına verilen ziyafet..
Haftanın notları
Futbolculara öğütler
Yaiftn: AoİL GİRAY
J.
Vali dikkat etti. Evli memurlar sabahları daireye son derece geç kalıyorlardı
Suriye vilâyet konağının harem taraf-nda çıt iş.tünüyordu. «Suriye vahşi Mithat paşa» bir kâğıdıh üstüne eğilmiş dikkatle birşeyler yazmakta idi. Bu bir nutuktu. Lâkin bu nutku Mithat paşa kendi söyliyecek değildi. Zevcesi Naime hanımın harem kıonunda o gece İngiliz sefiresi Lady Layhard şerefine ve yalnız kadınlar arasında verilecek bir 2İvaf;ti vardı. Naime hanım ziya-
zevcesinin İngiliz sefiresine söyleyeceği bu nutku kaleme almakta İdi.
Naime hanım, son derecede zeki bir kadın olmakla beraber, tahsili yoktu. Fakat bunu hiç be.li etmezdi. Hattâ işte İngiliz sefiresine verdiği muazzam ziyafette — velev ki kocası tarafından yazılmış olsun — kalkıp nutuk söyledi. O devirde mühim birşey
O gece biri selâmlıkta, öteki haremde tamamile kadınlar arasında olmak üzere iki ziyafet verildi. Ve haremdeki ziyafette Naime hanım, arkasından Ladv Layhard nutuklar söylediler.
Vakıa çok parlak bir gece geçti, Naime hanımın nutku çok hoşa gitti. Selâmlıkta, sefir hazretleri de pek ağırlandı1 ar. Lâkin Abül-hamit büsbütün Mithat paşayı çekemez oldu. Zira bir sefir kalkıp, hattâ sahsî dostu dahi olsa. Suriyede Mithat paşayı ziyaret ediyor, evinde misafir kalıyordu!.
Bu hâdise dolayısile biraz da Mithat paşanın valilik hayatından bahsedilim: Bir çoklan onun valiliğini, hattâ sadrazamlığından dahi İyi bulurlar. Hakikatte Mithat paşanın sadrâzamllğı valiliğinden. valiliği sadrâzamlığından mükemmeldi. Paşa, ..bulunmaz bir vali» olmuştu. Bu İtibarla hayatının bu faslına temas etmeden geçemiyeceğlz.
Evli memurlar neden geç kalıyorlar?,.
Bağdadda vali bulunduğu sırada bjrşey pek dikkatine çarpmıştı. Memurlar, bilhassa evli memurlar sabahlan daireye geç kalıyorlar. Hattâ bazan kendisi herkesten önce makamında bulunuyordu. Birşey daha vardı. Sabahleyin çarşı da pek geç açılıyordu. tşin tuhafı dükkânını
geç açanlar da yine evli esnaf, evli tüccardı. Garip şey!,.
Mithat paşa bir işin membaını, ilk çıkış noktasını araştırmağı son derece severdi. Bunu da inceledi. Ve hemen öğtendi, Memurlardan, çarşıdaki tüccar ve esnaftan evli olanlar civardaki, bir buçuk saatlik bir mesafedeki sayfiyede Kâzımiyede oturuyorlardı. Bekârlar şehirde, Bağdad-Ida kalıyorlardı. Kâzımiye ile Bağdat arasında tek nakil vasıa-tası: Eşekti!.. Sabahın geç bir saatinde evli "memurlar, tüccar-■ 1ar ve esnaf tıkır tıkır eşeklerle Bağdada geliyorlardı.
Bunun üzerine Mithat paşa modern kafasile o gün Kâzımiye He Bağdat arasında eşekle gidip gelenleri saydı ve şaşırdı. Büyük bir yekûn!.. Mühim bir kalabalık!.. Hesap etti. Bu kalabalığa zihninde bilet kesti. Ve oradan alınacak para ile mükemmel bir tramvay şebekesi kurulacağını anladı. Derhal Ingiltereye raylar ve vagonlar ısmarlandı. Atlar satın alındı, istasyonlar yapıldı. Bir müddet sonra Bağdat - Kâzımiye tramvayı işliyordu
Artık evli memurlar, evli esnaf sabahlan katiyen ge(* kalmıyorlardı. Bundan yalnız nalbantlar pek memnun kalmadı. Eşek flatlerl de düştü!..
Bağdat - Kâzımiye tramvayı 18,000 liraya malolmuştu.
Ray sız tren!..
Daha buna gelinceye kadar Bağdadda Emniyet Sandığı kurmak, büyük Dicle köprüsünü yaptırmak, köyleri gazla aydınlatmak gibi bir vali İçin unutulmaz hizmetleri vardır.
İran şahinin Türklyeye ziyareti de bu esnadadır. Mithat paşa Şahın refakatinde Kerbelâya gitmiş, Kerbelâ . Bağdat şimendifer hattını yaptırmağa karar vermişti.
Fakat kendisini çekemlyenleı fırsat bırakmadılar. O ne kadar canla başla çalışıyorsa emeğini yoketmek için düşmanlan da öylece gayret aerfediyorlardı. Mithat paşanın yerine gönderilen zat onun Kerbelâ . Bağdat şimendifer hattı düşüncesini çocukça birşey gibi göstermek îçln akla gelmedik bir İş yaptı. Mithat paşanın getirttiği malzemeden
çabucak ve gelişi güzel kimselere vagonlar yaptırdı Bağdat - Ker-belâ yolunun toprak düzeltilmesini, ray döşenmesini beklemeden bu treni işletmeğe karar verdi. Hattâ yolcu aldı. Bilet kesti. Rayları iyice döşenmemiş tren hareket eder etmez toprağa saplandı. Ve bir çok yolcu yaralandı. İst an bula yazılan raporda bütün kabahatler Mithat paşaya ve onun ıslahat fikirlerine bulunuyordu. «Ray sız tren nln hiç bir kabahati yoktu!,.
Şam tiyatrosu
Mithat paşa her halde son derecede talihsiz bir insandı. Şamda güzel bir tiyatro yaptırmıştı. Temsilden sonra halk »Yaşasın Mithat paşa» diye bağırınca bu söz Istanbuta, saraya kadar uzandı. Hâdiseler çıktı Zira yaşasın kelimesi o zaman yalnız Padişah için kullanılırdı. Mithat paşa ıslahhane yaptırdı. Bu sefer kapısındaki tarihe Hidiv kelimesi karıştı, Sultanin büsbütün uykuları kaçtı. İngiliz sefirinin misafirliğinden sonra Abdülhamİdin şüpheleri adamakıllı kabardı: Acaba Mithat paşa Suriyede kendisine bir Hidivlik mi hazırlıyor?.. işte bu Kızıl Sultanı deli ediyordu!.. Bilhassa Naime hanımın ziyafet sofrasında nutuk söylediği o parlak gecenin tafsilâtı kulağına kadar gelmişti. Halbuki Mithat paşa Beyrutta caddeler açıyor, memleketin âdeta umumî hapishanesi olan ve «giren çıkmaz» diye anılan korkunç Akkâ hapishanesini, Bastili yıkan bir inkılâpçı ruhile Tcaldı-nvor, çalışıyordu.
Ecnebilerin gözünde nüfuzu da pek fazla idi Kırallce Viktorya ona murassa bir altın kılıç hediye etmişti. Bu kılıcın sapı fildişi ve kınının üstü altındır. Gerek kılıcın İçinde ve kemer tokasında taç ve Kırallçe Viktoryamn «V. R • alâmetleri vardır. (1)
Mithat paşanın garp dünyasındaki bu sepmatlsl Abdülhamİdin vehimlerini kamçılıyordu. Suriye Hldlvllğt sözleri de çıkınca kendisini hususî vapurla gönderdiği bu yerden Izmire aşırdı.
Hikmet Feridun Es
ilıtbol hepimizin bildiği gibi (on bir) oyuncu ile oynanır. Arasıra futbol oyun kaidelerinde değişiklikler olmuştur. Fakat oyuncu sayısı hep (11) olarak kalmıştır. Dünya ölçüsi-le; futbolda birçok yeni tabiye, taktik ve sistemlerin doğduğu görülmüştür. Fakat oyuncu sayısını çoğaltmak veya azaltmak hiç kimsenin aklına gelmemiştir.
Yenilikler, sistemler, taktikler kurmayı düşünen usta futbol bilgiçleri (on bir) adedini bir hareket noktası olarak esas tutmuşlardır.
Umumiyetle futbol oyununda olduğu gibi bütün yeniliklerde de daima bir tek düstur hâkim olmuştur: «Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için» Maça giren bir futbolcu oyunun başından sonuna kadar bir tek saniye blie bu noktayı aklından çıkarmamalıdır.
Futbolda kazanmanın bırrciğ sırrı olan bu beraberlik kuvvetini takdir eden ve benlmslyen bir takımın yenilmesi zordur.
Ort» kabiliyette oyuncularla kurulmuş olduğu halde aralarında sıkı bir anlaşma kuvveti bulunan takımların. (As) lan bol. fakat birlik ve beraberlik kuvvetinden nıahrum takımlara üstün çıktıkları sıg sık görülmüştür.
Bu da bize açıkça ispat eder ki futbolda esas birlik ve beraberlik ahen-gldlr. En iyi fon bir) denildiği zaman yalnız (As) iardan mürekkep bir takımdan değil, en iyi anlaşan bir kuvvetten bahsedildiğini kabul etmeliyiz. Futbolcularına bu güzel düşünceleri aşılamasını beceren idarecilerin yüzü dalma güler.
Tedrici olarak oyuncular arasında bu anlayış kuvvet! llerllcdlkçe takımın randımanı da gözle görülür derecede artar.
İdareciler takımdaki gelişmelerin birlik ve beraberlik kuvvetinden doğduğunu fırsat dürtüçe sık sık oyunculara hatırlatmalıdır.
Fubbol yalnız enerji ile oynanan bir oyun değildir. Bir futbolcunun İyi bir atlet olmasını Istiyeblllrlz. Yalnız süartl ve mukavemeti olan mütevazı bir atlet. Bir futbolcunun muhakkak yüz metreyi on bir saniyede kokmasına, yedi metre uzun atlamasına, bir mette seksen yüksek atlamasına İhtiyacı yoktur.
Fakat, bir futbolcu hiç olmazsa ICO metreyi on iki saniyede ve 1000 metreyi de üç dakikada koşabllmelldlr. Bira? idman yapmasını bilen, ciddi çalışan her futbolcu bunu oecerebillr.
Futbol zor bir oyun değildir. İdmansız ve yahut acemi oyuncuların maçlarını seyrederken futbol bize çok zor oynanan hlr oyun gibi görünür. Usta oyuncular karşılaşırken aksini düşünürüz. O zaman futbol daha kolay ve tatlı bir oyun manzarası arze-der.
Eğer biraz da oyundan anlamağa başlamış İseniz, Adeta oyuncuların çizin düşündüğünüz gibi oynadıklarını görmekle duyduğunuz zevk İki misil olur.
(11 Bu kıymetli kılıç Paşanın oğlu taralından muhafaza edilmektedir.
Mit hat paşanın valilik ettiği Bağdat şehri
Futbolcular;
— Kulübünüz vc takımınızla İftihar duymalısınız. Sizin her hareketinizi? kulübünüz yalnız öğünmell-dlr.
— Vasat bir nyııncu, fakat İyi bir sporcu olmak: bir yıldız oIud da fena sporcu olmaktan daha çok şereflidir.
— Başka kulüp veya takımları küçük düşürecek hareketlerden katiyen kaçınınız. Kulübünüzün şerefini büyük bir kıskançlıkla korumak İstediğinize şüphe edilemez. Unutmayınız kİ karşınızdaki oyuncular da tıpkı sizin gibi aynı gaye ve aynı düşünce İle hareket ederler. Diğer kulüp ve takımlara kendi m kulübünüz ve takımınız gibi saygı göstermesini öğreniniz.
— Malğûp olduğunuz zaman katiyen bahane aramayınız.
Kartınızdakilerin sizden daha İyi oynayarak kazandıklarım kabul «diniz. Yenilmeden ders almasını blll-nlz-
— Bir yenilme sizi ümitsizliğe düşürmemelidir. Bir kazanç İçin de uzu uzadıya bayram yapmağa kalkmayınız.
Mütevazı olmasını öğreniniz.
— Ne kadar 1yl oyuncu olursanız olun. Galibiyetin tek başına sizin oyununuza bağlı olduğunu düşünmeyiniz. Buna (şımarma) bile denilebilir.
Şunu da hatırlayın kİ çok sevdiğiniz takıma sizden evvel yüzlerce oyuncu girmiştir.
Onlar da vaktiyle oynamışlar, ihtiyarlamalar, tekaüt olmuşlardır. Birin Akıbetiniz aynı yola çıkacaktır. Unutmayın W oyuncular doğarlar, oynarlr, yaşlanma devresi gelir ve nl-hayet bir kenar» çekilirler.
Fakat kulüp yerlndedlr. Her peyden üstün olan kulüp vt takımınım! manevi büyüklüğüdür. (
Galatasaray-Demırsporla, Fenerbahçe - Uçaksavarla karşılaşıyor
Ankara takımlarının şehrimizde alacağı neticeler merakla beklenmektedir
W
Millî Eğitim kupası maçlarına bu hafta şehrimizde ve Izmirde devam edilecek, Ankara takımları şehrimizde Fenerbahçe ve Galatasarayla oynarken Beşiktaşla Beykoz Izmirde İzmir ta-kımtarile karşılaşacaktır. Programa göre bugün Mecidiye köyü stadında Fenerbahçe - Uçaksavar, Galatasaray - Demirspor, Izmir-de Altınordu - Beykoz. Karşıyaka . Beşiktaş maçları yapılacaktır. Yarınki maçlara Fenerbahçe stadında devam edilecek ve Galatasaray - Uçaksavarla, Fenerbahçe - Demirsporla, Izmirde Karşı- __________ ______ ___________
vaka . Beykozla. Altınordu - Be- karmış ve takımların tam formu-
oyunlarda şanslarının pek iyi gitmediğinde bulmaktayız. Çünkü askerî bir güç olan bu takımın İçinde şehrimizin yakından tanıdığı kıymetli futbolcular yer almaktadır. Her askeri takımda olduğu gibi disiplin ve enerji oyunlarına hâkim olmakta ve nefesleri iyi olduğundan maçları başladıktan gibi bitirmektedirler.
Ankara takımlarına karşı oynayacak olan Galatasaray ve Fenerbahçe son zamanlarda kendi aralarında yaptıktan maçlar dolayısile azamî bir hadde çı-
' şiktaşla karşılaşacaktır. Beşiktaş ve Beykoz takımları perşembe günü kalabalık birer kafile halinde Kadeş vapurile Izmire hareket etmişlerdir. Ankara takımları ise dün sabah Dcmirsporlulara tahsis edilenhususî vagonla An-karadan şehrimize gelmişlerdir.
Sonu yaklaşmakta olan Milli ı Eğitim kupası maçlarının bilhas-; sa bu haftaki karşılaşmaları çok enteresandır. Bir taraftan şlmdi-ye kadar hiç mağlûbiyete uğra-mıyan Ankara Demirspor kulübünün şehrimizde yapacağı maçlarda alacağı netice gerek Ankarada ve gerekse Istanbulda futbol meraklılarınca heyecanla beklenirken, diğer taraftan Beşiktaşlıların İzmirdeki oyunlardan kaç puanla avdet edeceği de çok tabiî olarak merak uyandırmaktadır.
Malûm olduğu üzere Ankarada bu sene Harbiye takımı şampiyon çıktığı halde takımı teşkil eden sporcuların imtihanları dolayısl-le Ankaradan ayrılmaları uygun görülmediğinden Millî Eğitim kupası maçlarına iştirak mezuniyeti verilmedi. Bunun üzerine maçlara ikinci olan Uçaksavar İle üçüncü olan Demirsporun İştiraki takarrür etti. Demirsporlu-lar üçüncü oldukları halde Uçaksavarla yaptığı her iki maçı da kazandı. Bilhassa Beşiktaşla İzmir takımlarına karşı yaptığı karşılaşmalarda muvafakıyetler elde etmesi ve en nihayet bugünkü puan cedvelinde bütün kulüplerin üstünde bulunması bu takımın da eski Demirspor kadar olmasa bile yine kuvvetli bir teşekkül olduğunu İspat etmektedir.
Şehrimizde yapılan son muhtelitler maçında Ankara fübolu-nun İstanbul âyanna yükseldiğini hissetmiş, fakat katî kanaatimizi birer kulüp halinde yapacakları maçlardan sonraya bırak, mıştık. işte bu fırsata bu hafta kavuşuyoruz. Bugün ve yann şehrimizde yapacakları karşılaşmalarda Ankara fudbolünün katî seviyesini öğrenmiş olacağız.
Ankara İkincisi bulunan Uçaksavarın Milli Eğitim kupası maçlarında şansı Demirspor gibi iyi gitmedi. Mahallî karşılaşmalarda Demirspoıa İki defa üstüste yenilmesini ve Beşiktaşa fazla gol yiyerek mağlûbiyetini takımın zayıflığından ziyade o günkü ■ııiıtilıl
nu bulmuş b.r vaziyettedir. Bu bakımdan bugün ve yarın Anka-ranın Demirspor ve Uçaksavar takımları karşılarında hazırlanmış birer ekip bulacaklardır Tarafların kuvvetli bir durumda bulunması yüzünden müsabakaların çok çetin ve çekişmeli geçeceği muhakkaktır. Diğer taraftan federasyonun hazırladığı programa göre gelecek hafta da Fenerbahçe ile Galatasaray An-karaya gideceğinden bugün ve yarın şehrimizde oynanacak olan bu maçların revanşi de gelecek hafta Ankarada yapılacak demektir. Buna nazaran takımların çok düşünceli hareket etmesi ve burada kazandığını Ankarada kaybetmemesi lâzım olduğu kadar, burada mağlûp olanın Ankara maçlarında bunu telâfiye kalkacağını hesaba katarak oymaması icabetmektedlr.
Bugünkü ve yarınki maçların Demirsporun puan üstünlüğü ve Uçaksavarın enerjik bir oyun çıkarması bakımından geniş ölçüde alâka toplayacağı muhakkaktır. Son zamanlarda görülen büyük alâkaya cevap verecek derecede güzel ve heyecanlı birer maç seyredecelr'miz tabiîdir.
SAZİ Tezcan
YENİ YAYIN
OSMANLI TAK1II1
Mektepliler ve münevver gençlik için, Kabataş ve Şişli Terakki liseleri tarih Öğretmen! Samlh Nafiz Tansu tarafından yazılmış bir (öz) olup Çığır Kıtabevl tarafından (75) kuruş fiyatla satışa çıkarılmıştır.
F.DOSTOYEVSKI
IBlttlttİlİlılfll
...........................................ıınıııııınııınnnııııı........m....ima
■ Lise, ve Fen Edebiyat Kolları Taleheleride:
Vefa lisesi kimya öğretmeni Dr. Tahsin Rüştü Beyer'ln Organik B kimya. Analitik kimya, harb gazları bahislerini ve bu bahislere ait çö ■ zülmüş problemlerlle teknik ve diğer üniversite şubeleri giriş imtihan- ■ larında sorulmuş problemlerin çözümlerini havi kimya kitabı çıktı B
AKŞAM
21 Nisan 1945
Sahile O
ALİM ÇiFT
Dram ve komedi tiyatrolarında
Bütün bir pazar küçücük bir parkın lam karşısındaki eski ve ahşap, konağın bir katında oturdum. Sıcak günlerde, bir park, hele uzaktan seyredilmek şartlle, hakikaten gayet dikkate değer bir yerdir. Oraya ne tipler, ne çiftler «e ne tekler gelmez ki? . Sazan her tahta sıranın üstünde bir roman, bir hikâye, bir piyes, bir komedi, bir dram* geçtiği de oiur.
Odalarımın pencereleri lam İçine bakan bu parkı ben çok severim. Ztra oarsı âdeta kendi bahçem gibi idi. Pencereden başımı çevirdiğim zanıaıı ekseriya parkur kapısını, demir parmaklıklarım görmezdim de, doğrudan doğruya konağın bahçesi ayklarunın altında uzanıp gidiyormuş gibi görünürdü. Günün ayrı ayrı saatlerinde buraya gelenler Çeşit çeşitti. Meselâ dadıların pek muayyen bir zamanı vardı. Arabalarını çeke çeke, beyaa elbiseleri İçinde, başlarında kolalı boneleri lle gelirlerdi.
Içlernide pek genç olanlara Taşlanırdı. Bunlardan birinin, tombul sarışın bir kadının bir de genç âşığı vardı. Dadı arabasını çekerek bir kapıdan girerken, mahçup âşık da parkın karşıkl kapısından süzülürdü. Birisi bir sıraya oturur, öteki obur sıraya... Dadı gûya bir şey Örer... Fakat gözleri öteki sıradadır. Aşık gûya kitap okur. lâkin gözler bu tarafta-
Sonra bir karı koca vardı ki akşam üstü ellerinde paketleri lie parka gelirlerdi. Denize bakan sıralardan birine otururlar, gazete kâğıdına sarılmış paketi açarlar vc kahvaltılarını ederlerdi. Anıma ne büyük bir intizamla!.. Her akşam aynı tahta sıranın üstünde, aynı saatte akşam kahvaltısı’.. Sonra erkek göelüğünü çıkarır, gazetesini açar, kadın kitabının sahlfelerlni karıştırır. Güııeş çekilip, serinlik çıkınca kalkarlar...
Gene, «ressam, dediğimiz bir zat vardı. Bu adamın ressam olup olmadığını bilmiyorduk. Fakat bastonu ile oturduğu yerden dalgın dalgın kumlara bir takım şekiller çizerdi.
Burası bir nevi semt parkı olduğu için gelenler de âdeta muayyen simalardı- Kendilerine o kadar alışmıştım ki içlerinden biri birkaç gün gelmese mtrak ediyordum. Onlara koyduğum isimlerle meselâ: «Kahvaltı eden karı kocaya ne oldu?.. Üç gündenbırl gelmiyorlar!..» diye âdeta düşünürdüm.
işte bu sıralarda çarka genç bir çift devam etmeğe başladı.
Dünyada bunlardan daha garip insanlar olamazdı. Parkın bir köşesine çekiliyorlar. Ortaya bir defter çıkarıyorlar. Buna erkek bir şeyler yazıyor. yanındaklne veriyor. Kız bir şeyler yazıyor, defteri erkeğe uzatıyor. Ve böylece saatler geçiyor!..
Evvelâ aklıma gelen şey şu oidu: Belki bu sevgililer dilsizdir. Yazı ile anlaşmağa kalkıyorlar!.. Sonra duşundum kİ dilsizlerin de bir takım işaretleri yok mu?.. Bunlar varken ne diye böyle yazı ile, çizgi Lle blrblrlerl-le anlaşmağa kalkışsınlar?.. Bir akşam üstü onların konpşa konuşa parktan çıkıp gittiklerini gördükten sonra onların di İsi’ olmaları düşüncesinden de vazgeçtim.
Bunlar olsa olsa âlim bir çift olabilirdi. Zaten simaları da bunu belli etmekteydi. İkisi de gözlüklü, gülmez suratlı, âlim namzetleri tiplerdendi. Bazan erkek kalem elinde düşünüyor, düşünüyor. Bir türlü karar vereml-yen insanların hail ile hareket ediyordu, Nihayet elindeki deftere bir şeyler yazıyordu. Ondan sonra genç kızı bir ■düşüncedir alıyordu. Kendi-l.rine «Âlim çift» adını taktığım bu iki genç artık her gün parka gelip gitmeğe başlamışlardı. Bir gün onları uzaktan bir arkadaşıma gösterdim
- Görü yor musun?.. Ne âlim çifti, dedim. Arkadaşım da onların bu halini uzaktan seyretti:
— Hakikaten garip... Acaba aynı İlim sahasında çalışan mektep arkadaşı (diler de omda mı seviştiler?.. Olur a„-
— Belki...
— Fakat başka rey de olabilir... Belki evlenecekler... Kuracakları yuvanın plânını yapıyorlar, Belki evlenmelerine dair bir takım hesaplarla meşguller... Değil mi?..
— Evet amma canım ılç aydan beri mütemadiyen plân, mütemadiyen hesap yapılır mi?.. Bunlar her halde bir şeye çalışıyorlar. Hem de görmüyor musun?. Ne kadar ciddi halleri var. însan bir saadet yuvasının plânlarını yaparken biraz gülümser değil mi?.. Bunların yüzüne baksan a... Suratlarından düşen bin parça olacak!.. Böyle ciddi ciddi plân, saadet projesi yapılabilir mİ?..
Artık yaz sonu gelmişti. Onların neye çalıştıklarını veya ne yaptıklarını pek merak ediyordum.
Bir akşam üzerinde uzun uzıın kalem yürüttükleri kâğıdı buruşturup attıklarını görünce bayağı hevecan duydum.
Bu İşi yaptıktan sonr» kalkıp gittiler Pnrfc da boşandı. Mahzun bir yaz ateşa”11 etrafa çöktü.
Üşenmedim Gittim. Buruşuk kâğıdı buldum. Âlim çiftin bütün esrarı parmaklarımın arasında İdi Kâğıdı açıp baktın: Kutu kutu oynamıyorlar mı imiş?.. Ne ehemmiyetsiz şeyleri bazan ne büyük meraklarla takibederiz.
(Bir yıldız)
Rulmaca
1 a • 3 « 5 6189 10
(Baş tarafı üçüncü sahlfede) önünde eğilirim. «Dördüncü Hanrl» temsilini beğenmemi her hangi bir taviz sayanlar, her zaman olduğu gibi, aldanırlar.
Diğer sanatkârlar hakkında bir şey SÖylemiyeceğim. Rollerini başaranları sayarken başarmıyanları da zikretmek lâzım. Faydasız olacağından vazgeçiyorum.
#•*
«Hacı kaptın» ı. Cevat Fehmi Baş-kut'un bu üçüncü telifini seyrederken bir vesileyle yazdığım bazı beylik tavsiyelerin eserde çok İhmal edildiğini gördüm. Faydalı olıır mülâhazaslyle burada hiilâsaten tekrarlamayı muvafık buldum: «Piyes muharriri olmanın öğrenllemlycceğlnl herkes bilir. Bunun bir mektebi de yoktur. Sahne sanatkârları konservatuar mezunu olurlar. Piyes muharriri namzetleri İse böyle bir imkâna malik değildirler.
Fikrin her çeşit tezahürü: Felsefe, tarih, şiir, roman, hattâ tenkld bir nevi kabiliyet: tiyatro ise kabiliyetten ziyade belki «zanaat» arar.
Evet, hususî mecburiyetlere tâbi olmadan pek âlâ bir şiir, bir tercüme! hal. bir tarih yazılabilir Bir romana sonunu anlatarak başlamak, hikâyede bir şahsı ortada bırakıp olr başkasına geçmek kabildir Fikrin l-fadesl tasvirle de, muhavereyle de ö-lur Bir roman yüz elli sahlfe veya sekiz yüz sahlfe yazılabilir Yeter kl alâka uyandırsın.
Tiyatroda böyle mi? Bir piyesi, tasrih edllmlyen fakat sezilen bir çok noktalara riayet ederek, başından a-hp'sonuna doğru yürütmek lâzımdır.
Bu kaidelerin modası geçtiğini söy-liyenler, hattâ mevcudiyetin! inkâr edenler varsa da muvaffak olan eserlerin hep bu mevhum kaidelere riayet edenler olması ispat eder kl inkâr para etmez. Ve bu mevzuda münakaşa bir semere vermez. Çünkü iki kere İkinin beş ettiğini iddia edenleri
Mukadder bir sual: Niçin roman herhangi bir kaideye tâbi olmadığı halde piyes tâbi olsun?
Cevap basit. Bir kitap okuyucusuna hitabeder. Halbuki bir piyes seyircilere. Okuyan bir kişinin ruh! haletiyle dinllyerek seyredenlerin ruhi h&letl bambaşkadır
Siz okuduğunuz bir kitabı yirmi dakika sonra elinizden bırakabilirsiniz. Başından sonuna kadar okumanız kabil öldüğü gibi İki gün sonra devam etmeniz de kabildir. Hoşunuza giden yerini tekrar tekrar okuyabilirsiniz. Tiyatroda öyle mİ? Müellif, işgal ettiğiniz koltukta piyes uzunlu-ğunca sizin alâkanızı daima uyanık tutmaklıdır. Size mevzuunu bu müddet zarfında güzelce yaratmalıdır.
Topluluk ruhi hâletl üzerinde ne kadar durulsa azdır. Fert olarak adü-şünülen bir hususiyet sahnede cansız kalır. Ona topluluğun alâkasını uyandıracak bir şekil vermeli ki canlansın.»
Yazı daha uzun, Bu kadarı bize yeter. Çünkü maksat «Hacı kaptan» müellifine muvaffak olmak şartlarını bir defa daha hatırlatmaktır.
(Hacı kaptan» hazır bulunduğum ilk temsil gecesi kftfl derecede hazır gibi değildi. Şimdi piyesteki tulûatçılardan geri kalmamak için Şehir Tiyatrosu sanatkârları Ja biraz tu-lûat yaparak onu kızıştırmışlar. Bu suretle her gece komedi kısmını dolduran seyirciler de bolca alkışlıyor-mış.
Şehir Tiyatrosuna telif eser vermek cesaretinden dolayı Cevat Fehmi Başkut’u tebrik ederken Şehir Tiyatrosunun oynamak üzere seçtiği bu piyesiyle kanaat etmemesini de kendisinden dilemeliyim. Bu kadar tehalükle oynanması İhtimalini göze alarak, o daha lyllerlnt yazabilir ve yazmalıdır. Hevesi var. azmi var. elbette muvaffak olur Yeter kl muvaffakiyeti bulamıyacağı yerlerde aramasın. Çıkmaz sokaklarda vaktini kaybetmesin. Cevat Fehmi- «Halkın anlayışlı ve ona güvenmekte müsa-
Sökülür - takılır çelik silolar kurdurulacak
Toprak mahsulleri ofisi umum müdürlüğünden:
D Aşağıda yazılı yerlerde ve sayıda sökülür - takılır çelik siloların t** mel inşası ve demir akşamın kurulması İşi açık eksiltme suretiyle lhaJ* edilecektir.
Kurulacağı yer Adet Eksiltmenin Tahmin Geçici İnanca Eksiltme günü Eksiltin* saati
yapılacağı yar edilen bedel
Yerköy 44 Ankarada umum Md. binasında malzeme Md. de 15800,03 1200 26/V1945 15
Niğde 12 > » » 3001,04 240 28/4/1945 15
Burdur 12 Aydın Şantiye ş. 3970,52 300 30/4/1945 15
Daskırı 12 » » » 3105,92 240 30/4/1945 15
Zile 16 Samsun Şantiye ş. 4864,48 365 30/4/1945 15
Yıldızell 12 » » > 3080,80 230 30/4. 1945 15
Sivas 10 > » » 2606,70 200 30'4 1945 15
Şarkışla 12 > > > 2979,38 220 30/4/1945 15
Arıkören 12 Konya şantiye ş. 3616,46 270 30/4/1945 16
Karaman 16 » > » 4538,18 340 30/4/1945 15
Çumra 32 » » > 10722,94 800 30/4/1945 15
Pınarbaşı 12 » » » 4102,34 310 30/4/1945 15
2) Çelik siloların kurulmasına alt keşif evrakı e projeler Ankarada
Iknaa çalışmak kimsenin aklına gelmez bile.
Tiyatronun mevhum kaidelerine mahakâr» olduğunu söylemekte hak-riayet etmeden piyes yazılabileceğini lı olabilir. Yeter kl halk müsamaha iddia edenlere verilecek cevap ancak yapa yapa yapamaz bir hale gelme-mevzuu tetkik etmeleri ve malûmat- ' sin. Yani anlayışını değiştirmesin, larını arttırmaları tavsiyesi olabilir. Selim Niizhct Gerçek
1 — İsmarlama - Ayak.
2 — Duhul
3 — Veresiye değil - Körfez.
4 — ödiinç alan.
5 — Tersi itimat eder - Tersi isimdir.
6 — Dokuma tezgâhı İğnesi - Sonuna *L» gelirse gayet ince bir bezdir -Misafirhane.
7 — Amerikada bir şehir - Avuç İçi.
8 — Aktörün vazife*! - işe yaramaz.
9 — Yayaların yürüdüğü yer.
10 — Yemek - Tersi nefes alamı-yandır.
GEÇNE BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Tecavüz, On, 2 — Edebiyat, 3 — Cezaveren. 4 — Aba, Allnaf. 5 — Vivalet. Za. 6 — Üyelerimiz, 7 — Zariti. Akl, 8 — Ten, Masal. 9 — Nazikâne. 10 — Ne. Fazilet.
RADYO
Bugünkü program
18.00 Radyo Çocuk kulübü, 18.45 Dans orkestrası, 10.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Dans Orkestrası, 19.45 Ansiklopedi saati, 20.00 Saz eserleri, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Fasit. 21.10 Çeşitli sololar (pl.), 21.30 Salon orkestrası. 22.15 Dans müziği fpl.l, 22.45 Haberler.
' KAHIR YÜZÜNDEN LÜTUF ’
AŞK ve MACERA ROM AN f
Yazan: P. Wentworth Tercüme eden: Vâ - Nü ı
L — ■ —m Tefrika: J
Daphne, hem teessür hem de hiddetle:
— Açık söyle, İstemiyorsun demek? —dedi.— Arzumu reddediyorsun? Hayatta muvaffak olmam için bu çare tek çaredir, onu tecrübe etmeme İmkân vermiyorsun. Jlmmy'yi sevdiğimi anlamıyor musun? Yoksa, bu sevmek sözü tana hiç bir şey İfade etmiyor mu? Öyle ya: Sen bunu neden anUyasın? Sen aşkı bilmezsin kl„. Sen de sever gibi olmuşsun, lâkin aşkından çabucak vazgeçmişsin. Başkaları da, öyle yapabilir sanıyorsun. Halbuki ben yapamam, yapamam.
Amabel. bambaşka bir ifade ile:
- Elverir. Daphne! —diye bağırdı.
Genç kız. anlamamış gibi devam etti:
— Sen babamla evlenmek İçin sevdiğin adamı lerketmlşsLn! Büyük annemle büyük babam, sana ne tavsiyelerde bulunmuşlardır, tasavvur ediyorum Babam büyük babamın arkadaşıymış. Aşağı yukarı, aynı yaftay-
mışlar. Büyüklerinin tavsiyelerini dinlediğine bakılırsa, babamı ne dereceye kadar sevdiğin de anlaşılır.
Amabel, kahroluyordu. Kızının vurduğu darbeler, kalbine asta şimdiye kadar bu derece derin İnmemişti.
Solgunlaşan dudaktan güçlükle !■-mıldıyarak:
— Daphne! — diye inildedi. — Daphne! Bunlardan sana kim bahsetti-?
— Agatha bahsetti. Her halde dedikleri de yanlış değildir, sanırım.
Şu anda, Daphne biraz korkmuş gibiydi; fakat hâlA meydan okuyor-muKMUUt duruyordu. Canım bu kadar da kızacak ne var? Fena bir şey Söylememişti kl... Annesi niçin böyle vahim telâkki ediyor? Fakat, kadının karşısında, Daphne’nln heyecanı ve hiddeti yavaş yavaş azaldı; bunların yerini bir şaşkınlıktır tuttu.
Uzun süren bir sükûttan sonra, Amabel. odanın öteki tarafına doğru yürüdü; turuncu perdeleri katladı.
Kuzine imali ilânı
Sümer Bank İplik ve Dokuma fabrikaları Kurumu Defterdar Fabrikası Müdürlüğünden
Fabrikamızda bir adet yemek pişirme kuzinesi yaptırılacaktır, Buna ait donne deneme vc şartname fabrikamız ticaret servisinden alınabilir Mütehassıs firmaların proje ve flat tekliflerini 24 Nisan 945 günü saat 13 e kadar fabrikamız ticaret şefliğine teslim etmeleri ilân olunur.
Not: Fabrika ihalede serbesttir. (4999>
lzvtivv vı man ifivkiııv«4 m»umm
Revir Amirliğinden: Q)
1 — Revirimizin Kocanoz bölgesi dahilindeki Kantarkütüğü ormanın
dan 1000 metreküp tomruğun Purçak Düzü ve Hanyanı depolarına nakil, i.» tomruklama, istif işi açık eksiltmeye konulmuştur. t_
2 — Açık eksiltme 27/4/945 tarLhlne rastlayan cuma günü saat 15 “O revirimiz merkezinde komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Beher metreküp tomruğun nakil ve istif İşinin muhammen bedeli on liradır.
4 — Muvakkat teminat % 7,5 hesabiyle 750 liradır.
5 — Açık eksiltme şartnamesi Ankarada Orman Umum Mûdürlflğtt>-de, revirimizde, Karabük ve Araç revir amirliğinde görülebilir.
6 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte komisyona müracaattan.
«4898»
İktisat Balosu
Bilecik nafia müdürlüğünden:
İktisat fakültesi mezunlan cemiyetinden:
Her sene 22 Nisanda yapılması mutad olan İKTSAT BALOSU bu nene 27 Nisanda Taksim B ledlye Gazinosu büyük salonunda verileceğinden sayın iktisatçılarımızın ve dostlarımızın davetiyelerini Galata Tünel Lâcivert Hanındaki Cemiyet Merkezinden veya Fakülte Talebe Cemiyetinden aldırmalarını rica ederiz, «4166»
1 — Eksiltmeye konulan İş: Bilecik - Vezlrhan yolunun 2 + 607 — 3 + 382 d. kim. lerl arasındaki Adi kaldırım İnşaatı olup keşli bedeli 10579 Uradır. .
2 — Bu İşin muvakkat teminat miktarı 703 lira 42 kuruştur.
3 — Eksiltme 2 mayıs 945 ci çarşamba günü saat 15 de Bilecik vllA* yeti encümeni daimisinde kapalı zarf usııllle yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve buna müteferrl evrak 53 kuruş bedel mukabilinde Bilecik Nafia Müdürlüğünden alınabilir.
5 — İsteklilerin eksiltme tarihinden en az üç gün evvel bir istida He Bilecik vilâyetine müracaatla bu gibi kaldırım İnşaatını yapabileceklerine dair ehliyet vesikasını almaları lâzımdır.
6 — Eksiltmeye iştlrâk edeceklerin 5. cl maddede yazılı vesika ile 944 mali yılına ait Ticaret odası vesikası ve muvakkat teminatlarını havi olarak 2490 sayılı kanunun tarif a ti dairesinde hazırlayacakları kapalı zarflarını 3. cü maddede yazılı vakitten bir saat evveline kadar daimi encümen riyasetine makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır.
Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez, «4827»
Galatasaray Lisesi Satınalma Komisyonu Başkanlığından:
897.60 Hra tahmin bedelli 10 adetTalcbe Elbise dolabı ve 50 adet Taburenin 3/5/945 perşembe günü saat 11 de Beyoğlunda Liseler Alın» satım komisyonu binasında toplanan komisyonda açık eksiltmesi yapılacaktır. İlk teminatı 61.32 liradır.
İstekliler resmi müesseselere en az bir İşte 500 liralık bu gibi doğrama İşleri yaptıklarına dair alacakları bölge teminat makbuzu, yeni yıl Ticaret odası ve gurup vesikalarlyle birlikte sözü geçeıı gün ve saatte Komisyonda bulunmaları. Şartname ve numuneleri lisededir. (4797)
Ankara Elektrik ve Havagazı
işletme müessese s inden:
1 — DÖRT KALEM KAUÇUKTAN MAMÛL Transportör ve kasnak kayışı SATIN ALINACAKTIR
2 — Bu malzemeye alt liste Satın Alma Servlsin.ce parasız verilecektir.
^^^^^İlgiiilerin 30/6/945 tarihine kadar tekliflerini Miiessesemlz
Umum Müdürlüğüne vermeleri İlân olunur
Emniyet umum müdürlüğünden:
Teşkilâtımız İhtiyacı için satın alınmasına lüzum hasıl olan in (15) çoğu (20) adet bisiklet 30. 4. 945 pazartesi günü saat 11 de açık eksiltme suretile eksiltmeye konulmuştur. Bir adedine tahmin edilen flat (220) Uradır. Şartlaşmasını görmek lstiyenlerin umum müdürlük satın alma komisyonuna baş vurmaları,
Eksiltmeye İştirak edecekler (330) liralık ilk teminat makbuzu veya banka mektubu ile 2490 sayılı kanunda yazılı belgelerle bittikte eksiltme gün ve saatte komisyona müracaatları. (4449)
Bitlis Belediye Başkanlığından
Bitlis ile Kurtalan istasyonu arası çalıştırılan otobüste üçer aylık reklamatik levhalar asılması mümkün olacağı tüccarların dikkat nazarına arzedillr. (5026)
30 X 20 = ayda 10 Ura
50 X 20 = ayda 15 Ura ücret alınır.
Belediye ilân resmi ayrıdır.
Bu işi İtina lle yaptı. Sonra, perdeleri bir köşeye koyup pencerenin yanına gitti, orada oturdu.
Kızına bakmaksızın alçak bir sesle;
— Otur, Daphne! —dedi.
Genç kız, garip bir hissin tesirinde oturdu.
Bunun üzerine, Amabel, ona baktı. Daphne sararmıştı, dudakları titriyordu: buna rağmen mavi gözlerindeki İfade hâlâ haşindi.
— Düşüncesizlik ediyorsun, kızım. Şayet düşünceydin bu tarzda konuşmazdın. Demin çılgınca sözler söyledin. Ben! çok nıütMuir ettin. Agat-ha'ntn sana neler anlattığını bilmiyorum. Lâkin şu and* hakikati öğrenmeni istiyorum. Zira, aklından geçen şeylere İnanman doğru değildir.
Bir an sustu; ellerini, birbirine asabiyetle kavuşturmuştu.
— Agafcha'nın sana böyle şeyler anlatmasından dolayı çok müteessirim. —dedi.— Sen de çok basit bir insansın kl, bunları böylece kabullendin. Sen şahsen babanı hatırlamaksın, Daphne! Fakat, muhitinde onu bilenler çoktur. Baban san* servet bırakmadı amma, iftihar edeceğin bir İsim bıraktı. Ben onu dünyadaki insanların en ehemmiyetlilerinden biri sayarım.
«Akşamlan evimize gelir babamla konuşurdu. Kendisini büyük bir tak-dlrkârlıkla dinlerdim. On y«il yaşıma [
vardığım vakit artık görünmez oldu. SebebLnl anhyamadım. Halbuki evimize daima gelmesinden ne kadar hoşlanırdım. Ayağını kesti diye pek üzüldüm. Nihayet, bir gün annem, benim yüzümden gelmediğini söyledi. Hayret ettim. Sebebi: Bana bağlandığını hissetmesiymiş. Bana makul hareket etmemi tavsiye etti. Yalnız kendimi değil, başkalarını da düşünmeliymişim. Ne dediğimi, ne yaptığımı bilemedim. Son derece bahtiyar olmuştum. Bthon Grey glb! bir adamın beni sevmesi, dünyadaki saadetlerin en büyüğü gibi göründü. Beni altı ay beklettiler; sonra nişanlandık. On sekizine bastığım zaman evlenecektik.
Amabd, süetti. Daphne, ileriye doğru iğilmlştl ve alâka He dinliyordu. Mazi bütün elemleriyle önünde beliriyordu. Heyecanları, ümitleri yeniden doğuyordu. Meşhur bir adama gönül vermiş bir genç kızı, yani kendini karşısında görüyor gibiydi. Evlâtları böyle bir şahsiyetle evleniyor diye anası, babası da mağrurdu. O sıralarda, Ethon Grey, şöhretinin en yüksek mertebesindeydl Bütün Avrupa, ona, giınilu en büyük âlimi diye alkışlıyordu.
Amabel, canlı canh, fakat sükûnla devam etil:
— Nişanlım Vtyannda bir kongreye gitti. Ben de biraderleriyle ve akra-baslyJş yaşıyım bir ahbabıma misa-
firliğe gittim. Hepsi bana karşı son derece nazik davrandılar. Evlerinde pek hoş vakit geçirdim. Bu kadar genel bir arada hiç görmemlştim. Hepsl de neşeli insanlardı.
Bir an sustu, derin derin nefes aldı.
— Anlıyorsun ya, Daphne? Hepimiz tecrübesiz çocuklardık. Bu grupta bir delikanlı bana âşık oldu. Neticeyi düşünmeksizin ben de ona kendimi kaptırdım. Böyle bir düşünceye nasıl vardığımı bilemiyorum, fakat, nişanımı bozmaya karar verdim ve eve bu gaye ile döndüm. Eve döndüğüm vakit, babamın bu hususta benden daha evvel davrandığını öğerndlm. Nişanı o bozmak istemiş. Zira, kendisinin vahim bir göz hastalığına yakalandığını Vlyanadaki doktorlar kendisine haber vermişler. O da, annemle babama, beni artık serbes bıraktığını bildirmiş.
— Fakat... Anlıyamıyorum.
Daphne son derece hayrette kalmıştı, meraki gittikçe artıyordu.
Amabel'ln yüzüne bir kan tabakası çıkmıştı; gözleri pırıldıyordu. Kendini feda eden bir genç kızın heyecanını hâlâ duyuyordu.
— Daphne! Nasıl oluyor da anlıya-nuyorsun?
— Seni tesir altında bırakıp gene de mİ evlendirdiler?
— Hayır, hayır, nasıl olur? Hislerimi düşün Nişanı bozmak istemediğimi evvelce söylemediğim için Adeta
bahtiyar olmuştum. Söyleseydim n* fena vaziyete düşecektim.
Daphne cevap verdi:
— Büsbütün anlıyamıyorum 'Ne demek istiyorsun? t
Amabel ayağa kalktı. Daphne, karşısında Adeta istihfafla konuşmuşta Bu ne hissizlikti!
Annesi gayet basit bir ifade lle:
— Anlamağa gayret et, Daphnel — dedi. — Şayet babanı tanısaydın, bu senin İçin kolay olurdu. Bir İnsan elemi olan birini severse, onu bu halde nasıl terkedeblllr? Elbette İmdadına koşmak istlyecektir. Yardım edebilirse büyük bir sevinç duyacak...
Daphne ayağa kalktı; gerinerek dedi kl:
— Anlaşılıyor, anlaşılıyor! Sen d o feda olmak hissi var, anne. Bende yoktur. Senlnktsl bir meziyet sayılmaz. Hattâ insanın za'fıdır. Yeni devrin filozofları hep benim fikrimde.
Hafifçe güldü: kolunu annesinin boynuna doladı.
— Anne! Bırak beni, Mısıra gideyim!
n
Amabel o gece hayli geç yattı. Turuncu perdeleri bitirdikten sonra hareketsiz kaldı. Elleri, kumaşlar üzerinde kenetlendi, düşündü, döşündü.
(Ar|yuı v*x)
21 Nisan 1945
AKŞAM
Sahlfe 7
HALK
Umumi Nakliyat
Türk Anonim Şirketi
Bayın müşterilerinden gördüğü rağbet ve vaki O1M1 bir çok müracaat üzerine
« DAHİL! NAKLİYE >
İşlerini de yapmağa başladığını bildirir.
Şirketimizin İşbirliği yaptığı deniz vesaltile yapılan, aevklyatın en emin ve müsait şeraitle icra olunduğu ve garantimiz altında bulunduğu muhterem müşterilerimize bildirilir.
Galata Hovaglmyan han 4 üncü kat (Yolcu salonu karşısı) Telefon: 42252. Telg. adres : HALKTAŞ
SATILIK KÖPRÜKÖY
UN FABRİKASI
Kızılırmak üzerinde Köprüköy mevkiinde günde 400 çuvallık sekiz valsh su tübünüle çalışır, makineleri çok İyi bir durumda olan un fabrikası satılıktır. Müracaat: Ankara Sanayi Cad. ekmek fabrikası, Sadettin Tavşan-D. Tel: 3284
İstanbul Milli Korunma C. Savcılığından: İlâm 045/394
Usulsüz fatura tanzim etmek sure-tlle Milli Korunma kanununa muhalefetten suçlu Galata Şair Ziya çıkmaz sokat «48» No. da oturur aynı yer, kardeşi Avram Kotunla ticarethanesinde çalışmış olan Bohor oğlu 1308 doğumlu Leön Kohen hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (4 No). D Milli Korunma mahkemelinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan Milli Korunma K. nun muaddel 31/4, 57/8, 63 üncü maddelerine tevfikan elli lira ağır para cezaslle tecziyesine, bir hafta müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün fulleştiğinde Akşam gazetesinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 2/3/945 tarih ve 45/86 sayılı karar kat Deşmekle Dftn olunur. «52O5>
İstanbul Defterdarlığından:
ı NO, Adı yç soyadı_______İŞİ_______İşyeri
1 Katina Sasapolos
Şapkacı
Mahmutpaşa C. 152
Vergisi İhbarname No. Sonesi
942
K. 29.08 ■ r. z
8/21
1
a
4
I
4
7
8
0
10
11
12
13
14
16
18
17
Şerli
Lsonlda
>
Salih Dörtiştf
Tarık KaatntoJİ
Bamoel ve tsak
Muhlddln
Kömürcü
Manifatura Hocahan Sonan 8/2
Hırdavat
Marangoz
Tuhafly»
Hırdavatçı
Kunduracı
Onnlk ve Araker Yarıclyan Marangoz
Cemal Tosun
Kahveci
22/38
042
»
>
İlyao Asla ve Gaddlşi
Burhan Mehmet

Salam on Ergin
Yorgl Tortop oğlu
Gayri menkul satışı
Beyoğlu dördüncü sulh hukuk hâkimliğinden: 44/1054
18 şubat 845 tarihli Tanin gazetelinde evsafı bil dirilen Taksim Gü-müşsuyunda Bağ Odaları sokağında eski 3. yeni 3/1 - 3/2, 3/3 No. 11 üç bölüklü denize nazır bahçeli ahşap evin tamamının satışı 11 5/945 cuma günü saat 10-12 de haddi lâyıkı-nı bulmadığı takdirde İkinci arttırma 21/5/945 pazartesi günü saat 10-12 de Beyc^lu 4 üncü Hukuk mahkemesinde açık arttırma He satılacağından isteklilerin 44/1064 sayılı dosyayı görmeleri ve bildirilen. mn-tun. >u---------------
gün ve saatte mahkeme kaleminde' nb> hükmü yoktur.
hazır bulunmaları ilân olunur. (6148» 68 No. da mukayyet GÜDÜ Blbo
18
Davlt ve B. An’Jel
Sabuncu han O- 20
8/0
ma
>
>
Sultan odalar han 34
B'fldaverdl han 8
Caferlye han 2
Sultan odalar han
14
Fz.
»
No.
I
62/11
62/12
67/22
8/13
9/39
«43
843
943
941
041
Balık p. kapısı 33
Mobilyacı Ketenciler 23
Manifatura Haçopiu han 1
Fanllâ İmal! Büyük Abud han M
v
>
46
5.93
831
1.61
2.18
K. 1L87
B.
Fz. 5.93
C. 3.03
K.11J5
B. 2.25
Fz. 5.63
Mk. 17.52 « C. 3.15
K. 11.48
B. 2.30
F2-. 2.87
K. 19.08
B. 3.82
Fz. 4.70
K.224.00
B. 44.92
Fz. 112.30
C. 112130
Zam. 289.52
K 4.
B. .80
Fz. 1.00
K. 4.00
B, .80
FZ. l.OT
2.37
041
67/13
15/24
f/43
9/48
043
941
041
940 B.
941
041
Manifaturacı Vasıf Çınar C. 123
Pamuk alım M ısr çarşısı Alt ar İye S, satım
Kumaşçı Rızapaşa yokuşu 111
O/4fl
- 942 ticari de t terle-
15 gün. zarfında Def-
041 rlnln terdarhjc Hesap Mütehassıslığı Beyanname tetkik bürosuna ibraz edilmesi.
941 - 942 Ticari defterlerinin 15 gün zarfında Defter dar lift Hesap Mütehassıslığı Beyanname tetkik bürosuna ibraz edilmesi.
941 - 042 Ticari defterlerinin 15 gün sarfında Defter darlı k Hesap Mütehassıslığı Beyanname tetkik bürosuna İbraz edilmesi.
İstanbul Defterdarlığından f'
Mükelleflerinden yukarıda isim, ve ticaret adresleri yazılı mükelleflerin terki
Yenlcunl Maliye Şubesi __ . - . -
ticaret ettiklerinden ve adreslerini bildirmedikleri gibi tebellüğü «althiyetli bir kimse de göstermemiş oldukları ve yapılan araştırmada bulunamadıklarından hlzalarmda yazılı kazanç, buhran, fevkalâde zam vs cezalarını havi ihbarnameler tebbğ edilememiştir.
Keyfiyet 3692 sayılı kanunun 10uncu maddesine tevfikan tebliğ yerine geçmek üzere ilân olunur.
ESKİ V« YENİ ROMATİZMA, SİYATİK, NEVRALJİ, LOMBAGO. RÖTUBET v» SOâUK ALMADAN İLERİ GELEN BÜTÜN »ĞRILAfilN MÜESSİR ^OEVASID.R.
Murakıp muavini alınacak
Sayıştay Başkanlığından:
Bayıştay'a müsabakayla >0, 36, 40 Ura a«D maaşla murakıp muavini alınacaktır.
1 — Müsabakaya girmek İçin yüksek mektep nıesunu olmak ve yahut - en az 25 Ura maaşlı memuriyetlerde bir terfi müddetini İkmal etmiş olmak lâzımdır.
2 — Yüksek mektep mezunu olup da askerliği müeccel bulunanlara altı ay İçin 25 Ura maaş verilir.
3 — Müsabaka İmtihanı 14 mayı 9 843 pazartesi gün ti saat 9.80 da An-karada Sayıştay binasında yapılacaktır, imtihanın İllerde yapılması mümkün olmadığından Ankaraya gelemi yedeklerin imtihanın mahallerinde İcrası için müracaat etmemeleri lâzımdır.
4 — İmtihan: Hesap, sayıştay, muhaaebel umumiye kanunlarlle bazı masraf ve vergi kanunlarından ve İlmi tnall ve İktisattan ve tahrirden yapılacaktır.
5 — Bu şeraiti haiz olup da dene meye girmek isteyenlerin 12 mayıs
945 cumartesi gününe kadar nüfus hüviyet cüzdanı, askerili vesikası, resmi tabip raporu, tahsil vesikası ve 2 kıt'a vesika fotoğrafı İle birlikte bir arzuhal De sayıştay başkanlığına bizzat müracaattan vo zat işleri müdürlüğünde bu hususa dair formülü doldurup İmza eylemeleri lüzumu ilân olunur. (5181)
Zayi — EmlniJnü kaymakamlığından almakta olduğum asker maaşında kullandığım tatbik mührünü kaybettim. yenisini alacağımdan eskiri -
SlLlT'a VARIM BJI.ET • ÇEYREKa!îîT"| İl. , LvK.—J
MtVDARi
100,000
f 50.000
2 25,000
Ti 10.000
/O &OOO
50 2000
10a 1.000
toa 500
(200. 100
■,00O, 50
looaı 10
tooooo '•50,000 'Vo.ooo '5aooo '5üooq 1oqooq ■ İOOÛOO 100.000 120.000 100,000 B0.000 5 . 200,000
Darbhane ve Damga matbaası müdürlüğünden!
1 — Hurda bir kamyonet müstamel lâstikleri He birUkte 7 mayıs 946 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 16 da İdaremizde toplanacak
komisyonda kapalı zarf usullyle satılacaktır.
2 — Muhammen bedel 7600 ve muvakkat teminat 662,60 Uradır.
3 — isteklilerin tekUf mektuplarını temlnatlarile birlikte yukatüe. gösterilen saatten bir saat evveline kadar komisyon başkanlığını vermeleri lâzımdır.
4 — Şartnamesini almak ve kamyonet ile lastiklerini görmek için her
gün İdaremize müracaat olunabilir. (Ö155)
Emniyet umum müdürlüğünden:
7 adet masa yazı makinesi satın alınacaktır. Beherinin bedeli (400) kat’l teminat f420) liradır.
Pazarlığı 24. 4. 945 salı günü saat 11 de umum müdürlükte yapılacaktır. Şartlaşması her gün dairede görülebilir.
İsteklilerin 2400 sayılı kanunda yazılı belgelerle beraber satın alma komisyonuna başvurmaları. 45193)
İstanbul vilâyeti dağıtma heyetinden:
Motaur, emekli, dııl ve yetimlerle dar gellrUlere büyük küçük ve ağır işçi farkı gözetilmeksizin, nüfus başına üçer kDo pirinç dağıtılacaktır.
Tevziat memur, emekli, dul ve yetimlere ekmek kartlarının ana numarası bulunan Başlıklarik dar gelirlilere de şeker tevziat kartlarının sağ köşesindeki -A- kuponu fle yapılacaktır.
Mayıs sonuna kadar devanı edecek olan, tavzj günü ayrıca İlân edileceğinden Martı, Nisan ekmek kartı başlıklarının İyi muhafaza «dilmesi ilân olunur. «81B2d
İstanbul ticaret ve sanayi odasından
Odamıza mensup olup da karpit kullanan müessese v(* firmaların senelik İhtiyaçlarını yazı İde 30 numaralı Tetklkat şube^Lna bildirmeleri ve ihtiyaç miktarlarını evvelki mübayaıUarına ald fatura vs diğer vesaik İbrazı suretlla tevsik eylemeleri rica olunur. »6161»
Paçavra, Kendir ve Keten elyafının fiatları hakkında İthalâtçı ve ihracatçı birlikleri umum kâtipliğinden:
Her nev'i yünlü ve pamuklu paçavraların; kendir ve keten elyafının flatlan serbest bırakılarak ve fona t-âbi tutulmayarak İhracının kaıarlaştmldığı Ticaret Bakanlığının tebliğine atfen ilân olunur, (5200)
İstanbul Defterdarlığından:
Yanık kalender kasrı ve arazisi satılıyor
Bu gayrimenkul Boğaziçinde YenikÖy ile Tarabya arasında, Kalender köşkü adile teninmiş tahminen (153000) metre kare arazisi bulunan, sahile ve asfalt caddeye 340 metro cepheli geniş arazili villâlar inşaatına ve parsellere ayrılmak sure til e bir mahalle yapılmasına müsait ve koruluğu havidir.
Muhammen’satış bedeli (150) bin Hradır.
Muvakkat teminat miktarı (8750) liradır. Satış 2490 No. lu kanun hükümlerine göre kapalı zarf usulile yapılacaktır,
îhale 16/5/1945 çarşamba günü saat 15,30 dadır. Zarflar nihayet ayni gün saat 14,30 a kadar verilmelidir,
Fazla tafsilât almak istiyenlerin Millî Emlâk müdürlüğüne müracaat etmeleri. (4962) ”
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme _______________Umum Müdürlüğü ilânları ___ YAPI İŞİ İLANI
1 — İstlnye Dok ve fabrikası marangozhane binasının genişletilmesi ve tamamlanmasına alt yapı işleri kapalı zarf İle eksOtmcye konmuştur.
2 — Bu yapı İşlerinin keşif bedell(186.33B) yüz seksen altı bin üç yüz otuz sekiz lira (77) yetmiş yedi kuruştur. Betonarme demiri ve kaplama asfaltı bedelsiz olarak müteahhide verilecektir.
3 — Eksiltme kâğıtları 932 kuruş karşılığında inşaat şubesinden tedarik edilebilir.
4 — Geçici güvenme parası (16566) on bin beş yüz altmış altı lira (94) doksan dört kuruştur.
5 — Eksiltme 25 nisan 1945 tarihine rastlayan çarşamba günü saat (16) da umum müdürlük binası karşısında bulunan binadaki alım satım komisyonu tarafından yapılacaktır.
8 — İstekliler, eksiltme şartnamesinin 4 üncü maddesinde yazılı vesikaları, 50 kuruşluk pul ve btr fotoğraf İle birlikte ihale gününden yedi güû evveline kadar (resmi tatil günleri hariç) idareye verecekleri bir dilekçe He başvurarak alacakları ehliyet vesikalarım — fiyat vahit cetveli, mukavele projesi, eksiltme şartnamesi ve projeleri gibi evrakı İmzalayarak — teklif mektuplarına ekleyeceklerdir.
7 — Teklif mektuplarını ihtiva^eden zarflar, ihale günü saat 15 e kadar makbuz karşüığında alım satım komisyonu reisliğine verilecektir.
8 — İdare ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir- (4405)
I İstanbul Belediyesi İlânları
Tahmin İlk
bedeli teminatı
2077.00 155.78 Topkapıda Arpaemlnl mahallesinin Topkapı caddesinde
167 - 198 - 171 kapı ve 10 numarataj numaralı altında dükkânı bulunan İki ev enkazının satışı.
2300.00 172.50 Balar atölyesinde mevcut hurda demir, makine akşamı
ve salrenln satışı.
Talimin bedellerlîe İlk teminat miktarları yukarıda yazdı enkaz ve hurda levazım satılmak üzere ayrı ayrı açık arttırmaya konulmuştur.
şartnameleri Zabıt ve Muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhaleleri 30/4/945 pazartesi günü saat 14 te Daim! Encümende yapılacaktır.
isteklilcln ilk teminat makbuz veya mektupları ve kanunen İbrazı lâzım gelen diğer veslkalarile birlikte ihale günü muayyen saatte Daimi Encümende bulunmaları. »4717» ______
Devlet orman işletmesi Antalya revir amirliğinden!
Muhammen Muvakkat Mlkdarı bedeli teminatı
Cinsi_____M3D3 Kental Lira Krş. Lira Krş. Bulunduğu ytr_____
Dügen 40 00 135 60 405 00 Antalya deposunda
çam odunu 3000 76 171 00 Haeıbekâr Or. rampasında
1 _ Revirimizin yukarda yazılı depo ve rampasında mevcut l,6o boyundan 2.50 boyuna kadar 40 metremlkâp diiğen İle 3000 kental çam odunu açık arttırma «urellyle satılığa çıkarılmıştır.
2 — Arttırma 27/4/946 tarihine müsadif cuma günü saat 15 de Antalya revir binasında yapüacaktır.
3 — Şartnamenin Orman Umum Müdürlüğünde, Burdur, Eğirdir, Manavgat revir fimirllklerlle Hacıbekâr bölge şefliğinde görülebileceği. »5101ı
Satılık Dokuma Atelyesi
Tahtakale caddesinde, 2 katta 300 metre kare sahada müstakil kârglr binada kurulmuş, 2 bobin, 2 masura makin esile 15 el tezgâhını havi teferruatı mükemmel dokuma atelyesi, bütün demlrbaşlfe birlikte devren 10.600 liraya satılıktır. Karaköy, Bebek tramvay durağı karşısında Demlrbağ han No. 18. Tel:, 40304. _______
— Satılık makineler —»
Hallaç, Ditme, Torna, Otoklav kazanı ve sair makine akşamı
Idrofil Pamuk Fabrikaları T. A. Şirketinden:
Yedlkıılşda Kazlıçeşme, KlrLjhane sokağındaki fabrikamızda mevcut ve hâlen çalışmakta olan aşağıdaki makineler kapalı zarf usu-llylo satılığa çıkar Diniştir.
1 — Hallaç makinesi: Her şeyi tamam, İşler bir halde (Yün ve Pamuk İfite)
2 — Ditme makinesi: Her şeyi tamam,’ İşler bir halde (Yün ve pamuk İçin)
8 — Torna tezgâhı: Her şeyi tamam, İşler bir halde (Uç. metre boyunda İngiliz mamulâtı)
4 — Otoklav kazanı: 8. metre uzunluk ve 1,26 genişllğhıdedlr.
6 —Hurda demir ve makine akşamı,
Butıhir olan makinelerin kasnakları ve motörlerl ve kayışlan da verilebilir.
■Görmek isteyenler her gün fabrikaya müracaat edebilir.
Almak İsteyenler verecekleri son flatlarmı 27/Nlsan/845 cuma günü saat 16 şe kadar Gala tada Rıhtımda Kefeli Hüseyin hanında 3. cü katta 19 No. Iı yazıhancdo Meclisi İdare Riyasetine kapalı vs mühürlü mektupla teklif etmeler! İlân olunur.
[üÖZTEPE&r^
EewBSi’J!-------
[ fatartbırt
/erv'M.
BAŞ DÖNMESİ, UYKUSUZLUK. SİNİR, BAYGINLIK, ÇARPINTI HALLERİNDE DENİZ, HAVA, TREN SEYAHATLERİNDE MÜESSİR BİR DEVADIR.
Bahlfe 8
ÂBÇAM
21 Nisan 194B
HAŞAN LİMON KOLONYASI
Ancak Avrupa ve Amerikada benzerine teaadtlf edilecek derecede yüksek bir kalitede olup pak lâtif kokuludur. Haşan depolarila bütün ıtriyat mağazalarında satılır
KİMYANIN İNSANLIĞA HİZMETİ
f*------------——
llân^ve beyan.edjrim kij CİLD GIDASI OLAN
BU BİOCEL CİDDEN
ŞAYANI HAYRETTİR ffı/d/n yomBk^ktjdanndt-olduğunu ispat edi/or.
YİYECEK MADDELERİ
Gıda maddelerimizin ihzarı her giin artan bir dıijünma ve çalışımı mevzuu olmuştur. Mutfaklarımızın Britanya JiiıııyBgerleıine ve kimya sanayiine ne kadar borçlu oldu* ğıınu takdir cdıyorrnuyuz ? Nereye istersek bakalım, lıer tarafla, çamaşır sodasından, bikarbonat dö Süd, “Baking powder”, sabun, tuz ve vitaminli margnıine varıncaya kadar her tiirlıı maddelerin hazırlanmasında kimyagerin elini görürüz. Müstacel ihtiyaçlarımızı karşılamak için sakladığı* mız konserve ve kurutulmuş yiyecek maddelerinin safiyet» temizlik ve gıılni kıymetini kimyagere borçluyuz. Yiyeceklerimizin İçine koyduğumuz kaplar dahi kimyagerin araş* lırıtıulaıı neticesi ortaya çıkmıştır. Mutfak işlerimizi kolay* taştıracak, yiyeceklerimizin iIhIih müsait şartlar altında lıuzırlnıımataımı snğlıiyacek olniı her türlü yenilikler kim* yagerin çalışmasına Ve kimya sanayiinin inkişaftın vabestedir.
Imperial Chemical Industries Limited, London.
Türkiye Umumî Vekili: Imperial Kemital İndustris (Turkeyl Lld, Sigorta Han, Galata İSTANBUL
CMT.U.
İHALE SURESİ* İN UZATILMASI
Ankara elektrik ve havagazı işletme müe&se&e&inden
Müessesemlz için gerekli dokuz kalem malzemenin satın alınacağı Ankara'da Ulus, İstanbul'da Cumhuriyet ve Akşam gazetelerinin lf), 21, 22, 23/Kasım/1945 tarLhll nüshalarında ilân edilmişti.
Bundan üç ay İçinde teklif verme süresi olanlardan:
1 — Dördüncü kalemini teşkil eden havagazı boruları şartnamesine aşağıda yazılı İlâve yapılmış ve teklif vcıme süresi 17/5/1'045 tarihine kadar uzatılmıştır.
BORU ŞARTNAMESİNE YAPILAN EK:
a) 13 İlâ 22 pozisyonlarda yazdı borulardan 50, 80 ve 380 mm. kutrunda olanların haddeden geçirilerek eksiz olarak imal edilmiş cinsten verilmesine İmkân olamam, 50 ve 80 mm. kuturda olanlar kaynaklı ve 380 mm- kpturda olan da üst üste -kaynaklı (Lapuedei) cinste olabilir.
b) 13 İlâ 22 pozisyonlarda yazdı bulunan boruların mukavemet, inblsat haddi, tazyik tecrübesi ve uzunlukları bakımuıdan yukarıda yazılı esaslara göre verLlmeslne İmkân olmazsa 534 - 1934) ve 780 A - 1940) numaralı İngiliz standart şartnamesine uygun evsafta olanlar da kabul edilebilir.
c) 30 - 31 - 32 - 33 - 41 - 42 numaralı pozisyonlar muhteviyatı Müessesede mevcut resme göre yapılmış olmalıdır.
3 — Yine eski ilânın 1 ve 2 nel kalemlerini teşkil eden muhtelif malzemenin de teklif verme süreleri 0/8/1945 tarihine kadar uzatılmıştır.
3 — Eski ilânlardan İki aylık süreye bağlı olanların teklif verme süresi 30'■4/1945 tarihine kadar uzatıldığı İlân olunur.
„Açık arttırma ile satış
Yarınki pazar giinü saat 10 da. Beyoğlunda Taksim Ayaz-Paşa caddesinde (Gümüşsüyü Hastanesi karşısında) 30 numaralı Nimet Apar-lımanının 5 numaralı dairesinde bulunan maruf bir aileye alt kıymetli biblolar, yağlı boya İmzalı tablolar, gümüş takımlar ve atll eşyalar açık arttırma sur^tlle satılacaktır. İngiliz sistemi mavun kaplamalı büfe, dresuar, otomatik kare yemek masası ve 8 eandalyadan ibaret gayet güzel bir yemek oda takımı, hakiki pelesenk ağacından ve kırmızı ipekli kumaş kaplı (İngiliz Vlktorlen) 1 kanape ve 2 koltuktan İbaret zarif salon takımı, Fransız mamulâtı mavun ağacınsan yeşil İpek kaplı 1 kanape, 2 koltuk v« 2 sandalyadan İbaret bir salon takımı, Louls XVI yeşil İpekli kumaş kaplı 2 koltuk, 2 sandalye, 3 sigara masaları, 2 etajer v« 1 pencere perdesinden İbaret salon takımı, Ş1 tanyerli ve etajeri! ortada ayna ve yanları kristal camdan ve bronz İşlenmiş oymalı dolap, tuvalet, 2 komodin, 2 karyola aomlyelerlle. bir lavabo ve bir şezlongtan İbaret zarif Louls XVI yatak oda takımı, mavun ağacından gayet, güzel kütüphane muşambalar, vampir A. E. O-, 4Ü parçadan İbaret yemek ta- bak. takımı, kristal vazolar, Minya-türlü duvar tabakları. Kristali takımlar, 5 adet İngiliz maden çay takımı, biblolar ve sair lüzumlu eşyalar. Hakiki Emplr bronz İşlenmiş /tarllJmemls bk elektrikli avize.
" MÜJDE! gayet sağlam ve ucuz
HALK KUNDURALARI
Piyasaya çıkmıştır
Fiatler: 30—35 No. 960 T. L.
Fiatler: 36—39 No. 12— T. L,
Fiatler: 40—46 No. 14.80 T. L,
Toplan ve perakende satış yeri: Sirkeci - Yalı köşkii cad, No, 52
TKoktorum. bu| ”hususi clld gıdasında mevcut] olan Bioçel'ln bü-( yük bir İtina Lle’ seçilmiş genç hay. yanlardan İstih-
sal edildiğini söyledi. Blocel cildin derinliklerine nüfuz ve genç, taze ve açık olmak için kendisine 'lâzım olan gıdayı temin eder. Meşhur bir Viyana üniversitesi profesörü tarafından keşfedilen bu BİOCEL (penbe renkteki) To-kalon Kremi terkibinde tam clld ensacını beslemek İçin icap eden miktarda mevcuttur. Akşamlan yatmazdan evvel bu kremi ve sabahları da (beyaz renkteki) To-kalon Kremini kullanınız. Üc gün zartanda tenlnizLn gayri saf maddelerinden, yüzünüzün zayıflamış ve gevşemiş adalelerinden kurtulmağa başladığını Viyana Üniversitesi İnin birinde Prof- Dr ■Patandan 55 İle 72
göreceksiniz, hastanelerl-Stejskal ta-j______ __________ ._ yaşlarındaki
kadınlar üzerinde yapılan tecrübeler neticesinde yüz buruşukluklarının altı hafta zarfında kaybolduğu sabit olmuştur
■Dr.NihadTozge' Deri -Saç Frengivediğer
Zührevî hastalıklar mütehassısı P«zır >« P*erşembeden başka berBün K.K - YohsuUorın rııtıayenesı tu/ıdan sonro Sau s ünlvri Bğ/edfa a vvrlyapı lacakhr
8 A BtAU .V/LAVCT KONASI fl£ffrSI N: II

KIT HERKESİN TUALET SABUNUDUR
Dr. NEVZAT YEGİNSÜ
BhTnci sınıf dahliLye mütehassısı (Amerikan hastanesi) şişil Tokaloğlu sokak No. 34/2 (Şişil Şifa Yurdu karşısı) Saat 5-7 arasında. Telefon 84517
GÜNEŞ
Yüz cildinin en büyilk DÜŞMANIDIR «MOKAN»
AN T İS O LA İRE KREMİ
Cildin bütün tahrlşatı ve kırmızı lekelerinden muhafaza eder.
' UYUZ ve DERİ
HASTALIKLARINI
DERÎVlOLiV
Geçirir,
I
TÜRKİYE UMUM ACENTAŞrj
KOÇ TİCARET TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
ANKARA . İSTANBUL
IIDKL
Öksiiriik ve. bronşiti dar kal tjaçirir
BÜTÜN ECZANELERDE RRRVINIZ
— SATILIK EV_,
Kadıköy, Altıyol ağzı Çilek sokağında, 3 oda, 2 hol, mutfak, balkon ve 2 halâsı, miktar: kâfi bahçe, Terkos ve elektrik tesisatını havi bir ev 9.000 liraya satılıktır,
Müracaat: Karaköy, Bebek tramvay durağı karşısında De-mlrağ Han No. 18, Tel: 403M
,Dr. Şükrü Ertan_
Göz mütehassısı I
Cagaloğlu Halkevi karşısında M
No. 64. Tel: 22568 L/
Zayi — Seyrüseferden aldığım 1780 numaralı bisikletimin plâkasını kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Morayır Berç Kambur
^.^^BİRLEŞİK AMERİKA^—~
İDEAL İNSANLIĞIN ÜMİT YILDIZIDIR
İnsanlık meziyetlerinin en yüksekliğine malik olan Türk milleti de onu yakından tanımalıdır.
1939 NE W-YORK SERGÎSt SEYAHAT HÂTIRALARI
Kitabını mutlaka okuyunuz. İş ve hayat aşkının Amerikan optimizminin sizi sardığını hissedeceksiniz,
Bu sade bir soyahat hâtırası kitabı değil, hem de Birleşik Amerika memleketleri Lş ve teknik âleminin objektif etüdüdür.
HER KİTAPÇIDA BULUNUR
28 fotoğraf, ııefls renkli bir kapak, 150 sahlfe. 150 kuruş
BAYILANLAR,ÇAR PİNTİ ve SİNİR BUHRANI ÇEKENLER NEVROL CEMAL DEN 20 DAMLA ALINCA SİNİRLERİ YATIŞIR.DERHAL FERAHLARLAR .