1949 Eylül etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1949 Eylül etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


■İ 4T l'fj dlJ Lbi
BU6ÜN 6 İNCİ SAYFM>A\
Yarın
PERŞEMBE M Eylül 1949
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yan işlerini fiilen idare eden: C. Bildik — Akşam Matbaan
Balkanlar nihayet sulha kavuşacak mı?
Emekli, dul, yetim
aylıkları
Ocak ve şubat aylıkları iki aylık olarak verilecek
İnönü Gazeteciler Cemiyeti idare heyetini kabul etti
Birleşmiş Milletler Kurulu Yunanistan ile şimal komşularını uzlaştırmağa yeniden teşebbüs edecek
. — I ı»----
Alman haberlere göre gündemde Balkan meselesinin de bulunması münasebetlle Bulgaristan ve Arnavutluk tarafından tâyin edilen delegeler Nev-york’a gelmek üzere yola çıkmışlardır. Yugoslavya Yunanistan ile komşuları arasındaki İhtilâfın sulh yoliyle halledilmesi için alınacak her türlü teklifleri destekliyeeektir.
Polouya delegesi örfi mahkemeler tarafından İdam hükümleri verilmesinin kaldırılmasını istemiştir. Yugoslavya bu teklifi de desteklemiştir.
Birleşmiş Milletler mahfilleri Balkan memleketlerinin devletlerarası münasebetlerdeki u-
Arnavutluk hududundaki Vanan kuvvetleri kumandanı general Kere es Lev*s tarassut mahallinde telefonla görüşüyor
(
> z
Ankara 29 (Akşam) — Maliye Bakanlığı, malt yıl bayının mars ayına alınması dolayulyle e-mekll, dul ve yetim aylıkları hakkında yeni btr karar almıştır. Buna göre mail yılbaşı mart 1950 iptidasına alınmış olduğundan. ocak ve şubat 1950 aylıkları btr arada, bir defaya mahsus olmak üzere, iid aylık olarak ödenecek ve maaş cüzdanlarının kuponları, başlıkları da ona göre tashih edilecektir.
Mart 1950 den İtibaren gene üç aylık olarak tediyeye devam olunacaktır, Ocak ve şubat aylıklarını Iskonto ettirmek suretiyle bankadan atanların aylıklarının yükseltme muamelesi 1 ocak 950 tarihine tadar intaç edildiği takdirde, yükseltilen miktarla, bankaca Ödenen miktar arasındaki fark yükselme muamelesi yetlştirllemediğl tak dlrde ise tediyesi gereken yüzde 30 zam tevzi bordrosunda gösterilmek suretiyle mal sandıklarından 1 ocak 950 tarlhin-Istihkak sahiplerine ayrıca ödenecektir.
Adalet Bakanlığı müsteşarlığı
sullere riayefc etmelerini. Birleşmiş Milletler müşahitlerinin memleketlerine girmeleriııe mü saade etmelerini İstiyorlar.
tdanrı kararları
Londra 29 (R) — Atin ad an bildirildiğine göre Yunan Başbakanı yakında çıkacak husus!
hıgilterede yeni seçim yapılması muhtemel
Gazetelerin çoğu bunun yalım olduğunu söylüyor
Londra 29 ıRı — Sterlinin kıymetten düşürülmesi üzerine, Avam Kamarasında üç günden beri devam eden müzakere bugün bitecek, hükümet itimat reyi İstiyacekl ir. Lordlar Kamarası dün yirmi dörde karşı doksun üç 07la hükümete güvensizlik bildirmiştir Mamafih bu. kabinenin istifasına sebeb olmıyacaktır.
Dun eski Başbakan Churchlll sert bir nutuk söylemiş, hükümetin kararını şiddetle tenkid ederek yeniden seçim yapılmasını istemiştir.
Bu sabahki gazetelerin makaleleri dünkü müzakereye dairdir Gazetelerin bir kısmı genel seçimin yakın olduğunu söylüyor. Times diyor ki:
»ChurchLlI, sterlinin kıymetinin düşürülmesi vahim felâket olduğunu söyledi ve muhalefe-
tin ilk salvo ateşini açtı. Eski Başbakanın sözleri hükümete meydan okumadan ibarettir.» tşçl Partisinin gazetesi Daily Herald diyor kİ: tCburchlll bugünkü güçlüklerin fççJ hükümetinin tuttuğu yolun neticesi olduğunu söylüyor. Bu doğru değildir. Hükümet işini iyi başarmıştır v© genel seçimden korkmağa lüzum yoktur.»
Muhafazakâr Daily Teleg-raph şunları yazıyor: «Derhal yeni bir seçime İhtiyaç vardır. Hükümet talihsizlikten bahsediyor. Hakikatte en talihli hükümet olmuştur. Amerika, Kanada. Avustralyanın âlicenaplığı sayesinde elimize milyarlar geçmiştir.»
Financial Times diyor ki:
«Churchlll sterlinin kıymetinin düşürülmesinin mânasını anlatmakla memlekete büyük hizmette bulunmuştur.»
Atom bombası
Amerika daha fazla bomba yapacak
Nevyork 29 (R> — Amerika daha fazla miktarda atom bombası yapmağa karar vermiştir. Bu karar dün Vaşlng-ton’da yapılan bir toplantı neticesinde verilmiştir, Ayıu zamanda atom İşlerinde daha fazla fen adamları kullanılacaktır.
Yine Berlin meselesi
3 Batı komutanı Ruslarla teması kesti
Adalet Bakanlığı yeni Müsteşarı Sezai Bilge
r— AKŞAM --------------------
Okuyucularına
Venl blır TeffHIka:
Satın Alınmış lialb
Yazan:
LUCtANA PEVERELLt
İtalyanların en meşhur kadın halk romanı muharriri
e
«SATIN ALINMIŞ KALBu zevk ve meı-akln okuyara-umız, heyecanla tâkip edeceğiniz modern aşk ve macera romanıdır.
6 Ekim perşembe günü neşre başlıyoruz
Londra 29 (R) — Berlin'deki üç Batı komutanı, Rusya'nın anlaşmaları yerine getireceğine emin oluncıya kadar Ruslarla teması kesmişlerdir. Batı mahfillerine göre Ruslar grevci şimendifer amelesine fena muamele yapınıyacakiarınt, ücretleri arttıracaklarını vâdettik-ieri halde buna riayet etmemişlerdir.
İnönü, Gazeteciler Cemiyeti idare heyeti ile bir arada
Cumhurbaşkanı İnönü dün İstanbul Gazeteciler Cemiyeti İdare heyetini Dolmabahçe Sarayında kabul ederek bir müddet görüşmüştür.
Yarın saat 16 da. 60 kişilik bir basın heyetinin Dolmabah-
çe sarayında Cumhurbaşkanını ziyaret etmesi muhtemeldir.
İnönü dün öğleden sonra da Sergi komiseri Sırrı Enver Ba-turun başkanlığındaki İstanbul Sergisi İcra kurulunu kabul et-
miştir. Bu kabulde. Sergi komitesi başkanı Vali ve Belediye Reisi Dr. Lûtfi Kırda r da hazır bulunmuştur. Cumhurbaşkanı, sergiyi ziyaret edeceği va'dinde bulunmuştur.
Seçim tasarısı ilim heyetin deki hâdise
Muhakemesiz kurşuna dizilenler
Prof. Hüseyin Nailî Kübalı heyet başkam ile bazı üyeleri tarafgirlikle itham ediyor
Ankara 26 — Seçim kanunu [.arasısını tetkik ile vazifeli ilmi heyetten istifa eden İstanbul hukuk fakültesi dekanı profesör Hüseyin Naili Kübalı, bugün heyet başkanlığına gönderdiği bir mektupla istifasını yazılı olarak teyld etmiştir.
Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Sezai Bilge terli, an Adalet Bakanlığı müsteşarlığına tâyin edilmiş ve bu tâyine ait kararname yüksek tasdike sunulmuştur.
Sezai Bilge yıllardanberi iktidar ve dürüstlüğü ile tanınmış uzun müddet muvaffakiyetle l_ dare ettiği teftiş kurulu başkanlığında çok sevilmiş ve sayılmış kıymetli bir adllyecimiz-dlr.
Kendisine yeni ve mühim vazifesinde de başarılar dileriz.
Ispanya'da fırtına
Madrit 29 (A.A.) — İspanyanın doğusunu 24 saattenberl altüst eden fırtına hakiki bir felâket halini almaktadır. Her taraftan dehşet veren haberler gelmektedir. Ağuadulcc’de ölenlerin sayıst hâlen 16 dır. Ayrıc-ı 12 kişinin de kaybolduğu bildirilmiştir.
Profesör Naili Kubah. istifanamesinde şöyle demektedir:
"Heyetinize, ati* Türk milletine karşı üzerine aldığı tarihi mesuliyetin ağırlığını müdrik, tamamen müstakil ve tarafsız bir ilim adamı ve yüksek bir ilim müesşfsfsinln mümessili »fatile ve siyasi saik ve maksatlardan uzak olarak, hayati ve milli bir ehemmiyet taşıyan demokrasi dâvasına naçizane hizmet için büyük bir zevkle katılmıştım. Bu hizmeti ifaya yalnız vicnnımın emri altında,
Prof. Hüseyin Naili Kübalı
Tanıkların dinlenmesine dün de devam edildi
Ankara 28 — 33 vatandaşın kurşuna dizilmesi hâdisesini yargıbyan Genelkurmay başkanlığı Askeri mahkemesi bugün de öğleden önce ve sonra toplanarak tanıkların ifadelerini tesbite devam etmiştir.
Bugünkü duruşmada silâh kullanma emrini yerine getiren süvari takımına mensup çavuş ve erlerle öldürülenler arasında kardeşi bulunan Özs.ıplan ve kahveci Servet ile Takarenglz köyündeki kıtaya komuta etmiş yedek teğmen îlyas Yalçın re D'innuş Özbek dinlenilmiş, bundun soma duruşma, tanıkların dinlenilmesine devam e-dllmek übere yarın (bugün! saat 9 a tâllk edilmiştir.
Celâl Bayar bugün Gemliğe gidiyor
Şehrimizde bulunan Demokrat Parti Genel başkanı Celâl Bayar bugün Adnan Menderes ve diğer D. P crkânlyle birlikte Gemliğe gidecek, akşama tekrar stanbula dönecektir.
Bayar, dün beraberinde Adnan Menderes olduğu halde bazı İstanbul gazetelerini ziyaret etmiştir. Başkan bu ziyaretleri esnasında muhtelit mevzular etrafında gazetecilerle hasbıhallerde bulunmuştur.
Sayarın Gemlikten sonra doğduğu Umurbey köyüne giderek bir konuşma yapması da muhle m eldir.
Seyrüseferdeki terakki gözden kaçmıyor
Seyrüsefer memurlarının son zamanlarda bir salâh c-seri gösterdikleri halkın gözünden kaçmıyor. Paha dik katli davranıp, daha iyi işaret veriyorlar ve saire...
Bu düzeliğin otomobilleri kontrol kısmına da icabı kadar sirayet etmesini dileriz: Tek bozuk taksimetre ve tek ruhsativesiz şoför kal-maymcıya kadar, seyrüsefer gayretini toplamalı; halkı o sahada da memnuu bırakmalıdır.
Çiinkü otomobil işletimi, şehrin en büyük derdi halindedir.
bilgi ve tecrübenin imkânları nispetinde, ilmi vc objektif bir çalışma metoduna uymak sure--ille bir taraftan sonsuz btr İyi niyetle ve canla başla gayret ederken, diğer taraftan, bilhassa heyet reisi başta olmak ti-zere bazı üyeler tarafından gösterilen bariz tarafgirlikler ve çıkarılan çetin zorluklar yüzünden çekilmemin maalesef kaçınılmaz bir akıbet olncnğını 19/9/949 tarihindeki ilk toplan, tıdan itibaren her giin biraz | daha kuvvetlenen btr intiba ve artan bir ıstırap ile anladım. Vazifeden istifam nihayet 26/9/949 günü yapılan toplantıda şahsımı İstilırlaf ellen çirkin tehditler ve ithamlar üzerine bir zaruret halini alı vc bunu, bilindiği üzere o gün toplantı sonunda heyete şifahen a metlim.
Kalbim sızlıyarak vermek zo_ runda bırakıldığım bu şifahi istifayı yazı İle de teyld eder, çalışmalarınızın memleket için lınyırlı olması dilekleri ile saygılarımı sunarım.»
İstifaname heyet üyelerinden bazdan arasında iyi karşılanmamıştır Bazıları: «Madem kİ tarafgirlikler görüyordu, bunu heyete söyllyebULrcU.» demektedirler.
İlmi heyet çalışmalarına devam etmektedir. îstlfa eden Hüseyin Naili Kübalı, cuma günkü ekspresle İstanbul'a dönecektir.
Bao Dai hükümeti
New York 29 (Afp) — Fransa Dışişleri Bakanı Schıımann dün. Hindl-Çlnl'de Fransız idaresinde bulunan Bao Dai hükümetinin dünyaca tanınmasını talep etmiştir.
Lûtfi Kırdann vine valilikten ayrılacağı haber veriliyor. (Gazeteler)
Papatya Falı
Created by free version of 2PDF
Sil hile 2
AKŞAM
29 Eylül 1949
Canavar bahsinde mübalâğa
Türkiyedc, çok şükiir, canavar yoktur. Ama bizde bir canavar merakı olacak ki, âdi katillere ilk fırsatta tcbalâyı yapıştırıyorum: Canavar!
Niğdeli bir katıl ele geçmiş. Adı gazetelere «Niğde canavarı!» olarak geçiyor. Geçenlerde Kocaelindc başka bir katil yakalanmıştı. O da derhal «Kocaeli canavarı!o oldu. Ankarada cinayet işliyen birine de «Ankara cana* van.. unvanının münasip görüldüğünü hatırlarsınız. İler vilâyetimizin bir vapuru olduğu gibi hepsinin birer de canavarı mı olacak’!
Bir zaman Avrupadaki ceza enstitüleri bîrden cinayet vakalarına dair istatistik istedikleri zamaıı gönderil mezdi. Çünkü cinayet vakalarına ait rakamlarımız, ma asclef. yüksektir. Yabancılara bu rakamları verirsek bizi çofc geride sanmalarından korkulurdu. Sonraları böyle bîr endişeye lüzum olmadığı anlaşıldı. Cinayet lazla ise fazladır; rakamları saklamaktan bir şey çıkmaz, cinayetleri azaltmanın çarelerini aramalı. Netckim simdi cinayetlere ait istatistikler, etütler açık açık neşrediliyor, bu suretle bir derdin üzerinde mümkün olduğu kadar fazla insanın meşgul olmasına imkân veriliyor.
Fakat «canavar» bahsinde unüblâğaya düşmekten nefsimizi bir tiirlü alıkoyamıyoruz. Avrupalı gazetelerin heyecan avlatmak usullerini taklit ederek her katile «canavar» unvanını cömertçe hediye edersek yabancıların burayı bir «canavarlar memleketi » sanmaları ihtimali vardır. Halbuki evle değildir. Memleketimiz hakikî mâ-nasivle bir «iyi insanlar memleketi»dir. Cehaletle mücadelede mesafe aldıkça katillerin sayısı da azalacaktır. Mübalâğadan sakınalım.» Şevket RADO
Ingiliz hava filosu Kıbrıs'a döndü
Hava mareşali Dickson “İngiltere ve Türkiye aralarındaki sıkı yakınlığı hiç bir zaman gevşetmiyeceklerdir,, diyor
H san Coşkun
Bir çok hırsızlıklarda bulunmuş
Çin meselesi Güvenlik konseyinde
Yakında hararetli müzakereler olması bekleniyor
Lake Success 28 (Nafen) — olan bir meseledir» demiştir
Muhabirlerin belirttiklerine go-l Vlşlnsky, bu İddiaya derhal n>. Cin meeslesi yüzünden Gü- ' itiraz etmiş »e Tsiang’ın hiçbir tenlik Konseyinde gayet fırtı- | delil göstermeden Birleşmiş
nalı müzakerelerin cereyan e- , Milletler önünde yaptığı bu be-dcccgl anlaşılmaktadır. Çin yanatın sadece suiniyet mâhsu-mJlUyetçilerinin delegesi tara- iü olduğunu söylemiştir.
tadan dün ortaya atılmış olan | Fakat bu İtiraza rağmen, oy teklif usta olr nareket olarak verildiği zaman, tdare komitesi
Ankara 28 — İki gündenberi şehrimizde misafir bulunan or_ U şark İngiliz bava kuvvetleri başkomutanı hava mareşali Slr Wllllam F. Dickson, hava komodoru B. H. C. Russel ve Vam pir uçaklarından mürekkep 32 inci av bolğü bugün saat 1.30 da Kıbrısa gitmek üzere Ank liradan aynlmışlardır.
Hava mareşali Sir WUliam F. Dickson hava meydanında demiştir ki:
•Korgen eral Uçan er vasi la-siyle general Doğan'a, bütün Türk hava kuvvetlerine ve bütün Türk milletine hitap etmek ten büyük bir zevk duymaktayım. Görmüş olduğumuz misafirperverliğe, şahsım ve 32 inci cet filosu namına teşekkür etmeyi bir vazife bilirim. Bu ziyaret, ayni evde oturan iki yakın dostun birbirini ziyaretinden başka bir şey değildir. Bu bakımdan ziyaretimiz, tabii görülmelidir. Esklşehirde bana ve filomuza gösterilen hüsnü kabulden pek mütehassis olduk. Esklşehlrdc-n İstanbula. geldiği, ğimlzde bu hüsnü kabulün daha büyüğü İle karşılaştık. Buradan Ankara'ya vardığımızda görmüş olduğumuz yakın a-lâkadan dolayı pek mahzuz bulunuyoruz.
Bu arada yalnız büyük mlsa. flrpreverllk görmekle kalmadık. Bir çok şeyler de öğrendik. Meselâ eski şeyleri gördüğümüz gibi, yeni yapılan şeylerin de mevcudiyetini hayretle ve mem
nunlytele müşahede ettik.
Bilhassa ctunhurbaşkaru İsmet İnönü tarafından kabul edilmem bende pek büyük bir tesir yarattı. Cuıuhurbaşkan.-nız büyük bir adam. Kendisine 32 inci cet filosu hakkında malûmat verdim. Ve cumhurbaşkanına gösterilmek üzere Boğaz üzerinde yapmış olduğumuz gösterilerden ben ve filo mensupları büyük bir şeref duyuk. Cumhurbaşkanı yalnız büyük bir insan değil, ayni zamanda büyük bir âlimdir. Bana bugünkü hava harpleri hakkında o kadar güç sualler sordu kİ bunlara cevap vermek için bütün bilgimi ve tecrübemi kullanmak zorunda kaldım.
Cumhurbaşkanı ayni sorulan general Doğan’a da sormak suretiyle ikimizi imtihan etti. General Dogan’m verdiği cevapların, benlmktnln ayni olması da her İkimizin ayni şeyi düşündüğümüze güzel bir misal teşkil etmekteydi. Gerek ben ve gerekse 32 inci cet filosu Türk millellnden, resmi ve sivil Türk memurlarından ve Tiirk hava kuvvetlerinden görmüş olduğumuz samimi alâkayı hiçbir za. man unutnuyacağız.
Gerek İngiliz, gerek Türk mil leıleri, sağlam, sakin, demokratik esaslar dahilinde çalışan birbirine sıkı sıkıya dost İki millettir. Gerek İngiltere ve gerekse Türkiye aralarındaki bu sıkı yakınlığı hiçbir zaman gevşetmiyeceklerdir.»
Basan Coşkun
vasıflandınlmak tadır çünkü Birleşmiş Milletlerin Rıısyanıfl Çin komünistlerine yaptığı yardım meselesini görüşmesini tek Jiff etmekle çin milliyetçileri hükümetleri bir olup bitti karşısında bırakmıştır. Şimdi hangi memleketlerin Çin komünist hükümetini tanımak kararında oldukları bu nüzakereler esnasında görülebilecektir.
Aynı muhabirlerin bildirdiklerine göre, birleşmiş Milletlerde Vîşlnsky, on lutkunu söyle-medene evvel. Çin komünist hükümetinin tanınması yolunda bir cereyan mevcuttu. Fakat atom meselesi münasebetiyle Rus Dışişleri Bakanının Batılı demokrasilere ve bilhassa Amerikaya yapmış olduğu şiddetli hücumlar bu cereyanlara bir son vermiştir. Şimdi bu münakaşalar esnasında Ba-tilılann Çin milliyetçilerini tutmaları ihtimali mevcuttur. Diğer taraftan her ne kadar Birleşik Amerika Beyaz Kitabı neşretmekle vaziyetini tasrih etmiş ise de, İngiltere ou hususta bitaraflığını muhafazaya muvaffak olmuştur.
Lake Success'teki bütün muhabirlerin Delirttiklerine göre, Birleşmiş Milletlerin bil dördüncü celsesinde en şiddetli hücumlar ve karç. hücumlar belki de bu Çin meselesi yüzünden patlak verecektir
Sovyet Rtüyanın 10 ekimdeki Çin milli bayramından evvel komünist Mao Tse Tsung hükümetini tanıyacakları zannedilmektedir Birleşmiş Milletlerdeki Çin delegasyonu ise bu hâdisenin vukuundan evvel Birleşmiş milletlerde miizaKereteri başlatmak arzusundad.r.
Lake Success 23 ! Nafen I —
Çin komünist lideri Mao Tse Tsung’un (Biz Çinin içinde ve dışındaki bütün Çinlileri kurtaracağız» şeklindeki sözleri Güney Asyadakl memleketleri endişelere sevketrr.iştir Buraya gelen haberler bu memleketlerin hudutları dahilinde bulunan Çinliler vasıtasiyle Mao Tse Tsung’un gizil syaklanma hareketlerine girişmesinden korkmakta ve buna karşı tedbirler alınmasını islemektedirler.
Genel Kurulda
Lake Success 28 — Çin delegesi bugün Rusy'inın Çini e İmzalamış olduğu dostluk anlaşmasını İhlâl etmiş olduğunu i-leri sürmüştür Gene! kurulda konuşan çin içlenesi T. F. Tsi-ang. «Bu mesele Çin komünistleriyle hükümetim arasında o-Inn w me st le değil, hükûme-tlm.'e Ct.yelli r Birliği arasında
ikiye karşı 1! reyıe Çinin şlkâ-
yetini gündeme almağa karar vermiştir. Aleyhte oy veren İki devlet Polonya ve Kuryedir.
Nüfusumuz 21 milyon
1950 de yapılacak sayımın bu rakamı teyid edeceği belirtiliyor
Ankara 28 — 1950 yılında yapılacak olan nüfus sayımı hazır! ıklan ilerlemektedir. Igilile-rin temin ettiklerine göre 1950 yıl m de alacağımız netice, nüfusumuzun 21 milyon olduğunu gösterecektir. Bu tahmini yürüten ilgililer her beş yılda bir yapılan nüfus sayımlarında bir milyondan fazla artış kaydedildiğine dikkati çekmektedirler.
Son beş yıl içinde çocuk vefiyatının önlendiği ve yurda göçmenler alındığı için bu tahminin isabetli olduğunu teyid eder görülmektedir.
Hububatekimi
Bu yıl geçen seneden çok fazla
Ankara 28 — Bu mevsimde ekim işlerinin müsait şartlar altında devam etmekte olduğu haber veriliyor. Geçen yıla nazaran çok daha geniş miktarda ekim yapılmaktadır. Fevkalâde bir hal olmadığı takdirde, mahsul bu yılın noksanını kat kat telâfi edecektir. Tetkik seyahatinden dün gece dönmüş olan Tarım Bakanı Cavlt Oralın müşahedeleri de haberleri teyit etmektedir.
Abdürrahman Yağcı akıl hastanesine gönderildi
Ankara 28 — Bir müddet evvel Ticanl tarikatının halifesi olduğunu söyleyen ve Arapça e2an okumaktan suçlu olarak adliyeye verilen Abdurrahman Yağcı, bu defa da kendisinin İbrahim Peygamber olduğunu İddia etmiş ve Kurban bayramında. koyun yerine oğlunu kurban edeceğini söylemiştir.
Hastanede müşahede altında bulundurulan Abdürrahman Yağcı, tanzim edilen rapor gereğince Bakırköy akıl hastanesine gönderilmiş tir.
Gazeteci mi, değil mi?
Bulgaristana kaçan üç genç etrafında münahaşalar
Başbakanın geçen g&n, Bulgaristana kaçan üç gence temas ederek basımı İtham etmesi ve basımın bazı tahditlere tabi tutulmasını ileri sürmesi birçok gazetelerde geniş akisler hasıl etmiştir.
Vatan, Bulgaristan» kaçan gençlerin eski devlet memurları olduklarım belirterek devletin de bundan mesul olduğunu İleri sürmekte ve şöyle demektedir:
Bir defa şurasını söyllyellm ki karşı tarafa geçen üç kişi hiç bir suretle gazeteci sayılamaz. Bunlardan Tuğrul Deliorman uzun yıllar muallimlik yapmış, ancak son zamanlarda gazeteciliğe başlamıştır. Fahri ve Ziya da yine İki eski öğretmen ve devlet memurudur.
Eğer san kart, lâyık olmıyan
kimselere veriliyorsa bunun mesuliyeti tamamlyle hükümete aittir.
Burhan Felek de Cumhuriyette aynı mevzua temas ederek gazeteleri bu şekilde İtham etmenin haksız olduğunu belirtmekte ve şunları yazmaktadır:
Bir gazete idarehanesinin istihbar ve tahkik imkânları yanında devletin muazzam cihazlarım gözonüne getirir ve bu Bulgaristana kaçtığı «zan» edilen gencin elinde devletin verdiği basın kartı bulunduğunu da düşünürseniz bize yaptığıma bu sitemdeki payınızı kabul edersiniz.
Böyle tek vakaları ete alıp bir zümreye serzeniş etmek siz gibi artık «hak ve hakikat» ten başka şeye selâm vermlyen bir olgun zatın İltifat etmemesi
Niğdede babası dia dahil olmak üzere dört hayata kıyan idam mahkûmu Haşan Coşkunun. hapishaneden kaçmasından bir buçuk sene sonra emniyet müdürlüğü memurları tarafından Çemberlitajjte yakalandığını yazmıştık.
Haşan Coşkun, 1948 senesi sonlarına doğru Ali ismine temin ettiği bir sahte hüviyet cüzdanlyle İstanbula gelmiş ve Pendikte Esat adında bir şahsın yanında 6 ay kadar çobanlık etmiştir. Bundan dört ay evvel Esadın yanından ayrılarak Çemberlitaşta kahvecilik eden bir hemşerisine misafir olmuş ve ona: «Beni ele verirsen seni bir anda mahvederim.» demiştir.
Bu tehdide rağmen Haşan polis memurları tarafından yakalanmıştır. Kendislnlnİ şehrimizde bulunduğu müddet zarfında müteaddit hırsızlıklar yaptığı ve bir hırsız şebekesinin başında çalıştığı da tesbü edilmiştir.
Komünist propagandasından suçlu 8 genç beraet etti
Ankara 28 — Komünist propagandası yaptıkları iddi asile bir senedenbcrıl beşinci asliye cezada muhakemeleri yapılan Yüksek Ziraat Enstitüsü mezun ve öğrencilerinden 8 genç, bugünkü duruşma sonunda, İsnat edilen suç sabit olmadığın, dan beraet etmişlerdir.
Icabeden bir hareket olmalıdır,
Cihat Baban Tasviride Başbakanın Kars nutkunda gazeteleri töhmet altında bıraktıktan sonra Tuğrul Del formanın İlticamı fırsat bilerek basına hücum ettiğini beyan ederek şöyle demektedir:
Sayın Günaltay da bilirler kİ, gazetecilere, verilen san kartlar, bu meslek serbest bir meslek olmasına rağmen Başbakanlığa bağlı olan Basın Yayın umum müdürlüğü tarafından dağıtılmaktadır. Eğer Tuğrul Deliormanın sarı kartı var idiyse, bunun altındaki İmza, Basın Yayın umum müdürlü günündür.
fi. Saraylıların toplantısı
GalatasaraylIlar cemiyetinin fevkalâde toplantısı dün saat 18 de Beyoğlundakl cemiyet lokalinde yapılmıştır.
Toplantıyı açan cemiyet reisi Fahreddin Ulaş, cemiyetin bugün çok müşkül şartlar altında bulunduğunu, mezunların cemiyetle alâkadar olmadıklarını ve cemiyetin sadece briç ve bezik oynıyanlar tarafından rağbet gördüğünü belirtmiş ve
mezunlan cemiyete bağlamak İçin neler yapılması lâzım geldiğini sormuştur.
Bunun üzerine hararetli münakaşalar cereyan etmiş, bir takım ftralann cemiyetin canlandırılmasından fimI olmalarına mukabil, Azalana ekseriyeti bir takım yeni tedbirler almak suretiyle cemiyetin kalkındın] acağında »rar etmşller ve neticede canüyelin ıslahı için
üç komisyon kurulması kararlaştırılmıştır.
Bundan sonra seçimlere geçilmiş ve komisyonlar şu şeklide teşekkül etmiştir: Nizamname komisyonu; Rauf Aksoy, Feyyaz Işıl, Dan yal Vural. Âza: derleme komisyonu: Celâl Er-gun, Hüsnü Bözer, Rüçhan Sir-men, Süleyman Kuğu. Alâka çekme komisyonu: Faruk Fenik. Hıfzı Topuz, Belim Baban, Nail
=Guniin Meseleleri
Ingiltere - Malta ihtilâfı
İngiltere ile Malta Adası arasında çıkan ihtilâf her tarafta, bilhassa Akdenizde sahili olan memlkeetk-rde biîyük ıılâk ı uyandırmıştır, İhtilâfın esası iktisadidir. İngiltere, mali ve iktisadi güçlükler yüzünden, Malta tersanesinde çalışan işçilerden bir kısmına yol vermiş, Malta ya yaptığı yardımı da azaltmıştır. Bu hâl Adada büyük heyecana sebep olmuştur. Umumi vali Boffa geçende Londraya giderek vaziyeti anlatmış, halkın hoşnutsuzluğuna tercüman olmuştur. Fakat teşebbüs miis-bet hiç bir netice vermemiştir,
İngiltere, Adadaki galeyanı göz önüne alarak Trablus tan buraya bir alay asker göndermiştir. Bu tedbire rağmen vaziyet değişmemiştir. Umumî vali. Malta parlâmentosunda söylediği nutukta Ada halkının istekleri yerine getirilmezse Adanın İngiltere ile olan bağlarını muhafaza edip etmemesi hususunda halkın reyine müracaat edileceğini bildirmiştir- Halk İngiltere îte alâkanın kesilmesini kararlaştırırsa Amerikadan vardım istene çektir. Bu yardıma mukabil Amerikaya Adada deniz ve hava üsleri verilecektir.
Gerginlik artar ve Ada İngiltereden ayrılırsa Ak-denizdeki vaziyette mühim bir değişiklik olacaktır. İngiltere Ma İt anın kayıbını Sirenaykadaki üs I erle telâfi edebilir. Ehemmyietli olan Amerikanın bu denizde üsse malik utmasıdır. Böyle bir vaziyet Amerika ile Rusya arasındaki gerginliği bir kat daha arttıracaktır. İngiltere - Malta ihtilâfı bu sebeple her tarafta büyük alâka u-yandırmaktadır
Ekonomi Bakanı
Doğu illerinde aeyahate çıkıyor
Ankara 28 (AJL) — Ekonomi ve Ticaret Bakanı Vedat Dicleli,. beraberinde özel kalem müdürü Nail Artuner, Toprak Mahsulleri Ofisi umum müdürü Necati Topcuoğlu ve Ziraat bankası ticari krediler müdürü Orhan Kubat olduğu halde yarın saat 10,45 de uçakla Doğu illerine bir tetkik seyahatine çıkacaktır.
Elâzığ, Tunceli, Bingöl, Van, Diyarbakır ve Erzurum illerine uğrayacak olan Dicleli, bu bölgenin Bakımlıkla İlgili işleri üzerinde mahallinde tetkiklerde bulunacak ve bilhassa tah_ sis edilmiş bulunan tohumlukların mahalline şevki ve kışın, ulaştırma zorlukları karşısında bulunan İllerin yemeklik İhtiyaçlarını stok etme İşleri üzerinde duracaktır.
Bakan, ayrıca Doğu illerinin hayvancılık lşlerlie yakından alâkadar dolacak ve Erzurum-da yapılmakta olan et kombinasını gezecektir.
Bu seyahatte Ekonomi ve Tl_ caret Bakanı, Doğu bölgesinin zirai ve ticari kredi işleri üzerinde de incelemelere bulunacaktır.
BORSA
İrinbul Bonamıun IUİİbtI
7J)1
262.52
080 M.12.50 65.72.70 73«84O
5.80
8.7390
ÇEKLE!
Londra I Sterlin
Ncw York 100 Dolar Parla 100 Transit T.
Stokholm 100 İsveç Kr. Cenevre 100 İsveç F. Amesterdam 100 Florin Brükrei 100 Belçika F Praj lOOÇekoslovak Kr
Belgrad 100 Dinar Lizbon 100 Efakudd
ESHAM VE TAHVİLÂT__________
% t FAİZLİ tahviller
Sivas - Errurtım 1 30.45
İMİ Demiryolu n 20 50
İMİ Demiryolu I »11
Sivas - Erzurum 2-7 30 70
İMİ Demiryolu III 19.45
MIHI Müdafaa ÎD2J
Mitil Müdafaa H 19&5
Milli Müdafaa Dİ IPSO
MIHI Müdafaa rv____________2030
% 8 FAİZLİ TAHVİLLER
Kalkınma 1 9015
Kalkınma H »20
Kalkınma IH 9G.25
M? istikra» I 95 95
M8 İstikra» D 9015
İMİ Demiryolu VI 9f. 10
% 4 >,*■ MS tahvili 9550
% S FAİZLİ TAHVİLLER
1533 Ergani 22 0u
>933 hcramiyrll 2030
Mim Müdafaa 31 05
Demiryolu IV 97.»
Demiryolu V 94.—
% L5 FAİZLİ TAHVİLLER
IMS Her. 95 55
AMADOLU DEMİRYOLU GRUPU Tahviller 1-3 330 —
Hisse uuıetlerl % 60 M
Mümessil senet 71.00
ŞİRKET HİSSELERİ
Merkeı Bankası 11ü —
U Bankası 2-1 50
T. Ticaret Bankası s ıo
Anılan Çimento 111.75
SARRAFLARDA ALTO»
Gulden «sâ
Türk lira» (5Z'.
Sterlin 01 70
Külçe C.73 j
Rcaa* *7 70
Dans yerine göbelkatmak!
Mısır Maarif Bakanı irtica ile itham ediliyor
Kahire 2ğ (A_A.) — United Press: Milli Eğitim Bakanı Ah-met Mürsl Bedr beyin geçenlerde verdiği kararlar, Mısırlı kadınlan dehşetli surette kızdırmıştır. Bakan, kadınların boyanma malan ve vücutlarının hatlan-nı glzllyecek uzun elbiseler giymeleri mâksûdiyle, esaab harekete girişmiş bulunmaktadır
Hâdisenin mahiyeti şudur:
Bakan, bir toplantıda üniversite talebeleriyle dansettlğl söylenen bir kadın öğretmenin vazifesine nihayet vermiştir. Bunu mütaakıp devlet mekteplerinden klâsik dans derslerinin kaldırılmasını ve devlet hesabına tahsil etmek üzere Avrupaya hiçbir taz talebenin gönderilmemesini emretmiştiır.
Londrada kız talebe için Mısır hükümetinin bir evi bulunduğundan, bu şehir bir İstisna teşkil etmektedir.
Mısırda gazetelerin ekseriyeti ve kadın cemiyetleri bu İse ısrarla itiraz etmişlerdir. Millî E-ğitim Bakanı eğitim programını mükemmelleştirecek yerde memlekette bir irtica hareketi yaratmaktan mesul tutulmuş ve kadınların İnkişafını durdurmakla İtham edilmiştir.
Şarkın ananevi göbek atma raksının, Mısırlı kız talebelere mekteplerde öğretilen bale ite klâsik danslardan bengi sebeplerden dolayı daha edepli olduğu yolunda bir sual gazeteler tarafından Bakana tevcih edilmiştir. Gazetelerin çoğunda Bakam gülünç eden karikatürler neşredilmiştir.
İzmirde bir komünist yakalandı
tanır 28 — Karşıyakada boyacılık yapmakta cıar. Osman Demirbaş Ismind- biri, komünist propagandası yaptığı ve devlet büyüklerine hakarette bulunduğu Iddlasiyte yakalanmıştır.
Hakkında bugün sulh ceza mahkem esinde tevKİf karart verilen Osman Demirbaşın gedikli çavuşluktan matrud ve komünistlikten evvelce 5 sene 5 ay 10 gün hapse mahkûm e-dllmiş olduğu anlaşılmıştır.
Aleti Teşekkür
Profesör doktor Neşet Üsma. nın hastalığı esnasında gerek bizzat ve gerekse telefonla hatırını soran arkadaşlarına, hastalığı müddetince kıymetli yardım ve tedailerini eslrgemiyen profesör doktor Ahmet Şükrü, Fahrettin Kerim. Mazhar üs-man ve son demine kadar yar_ dunımıza koşan dahiliye mütehassısı doktor Falın Dalamanla doktor Enüyeclyana,, cenaze ûıcrsaimine iştirak etmek lût-funda bulunan bütün tanıdık ve arkadaşlarına, mesleki teşekküllere, Merkez. Osman 11, Türk Ticaret Bankası Müdürlerine ve bilhassa cenazesinde yaptığı konuşma İle unutulmaz kadirşinaslığım izhar eden d tor Fethi Erdeme ûl nî teşekkür ve sonsuz minnettarlığımızı sunarız.
Ailemiz namına: Oftl.t Eczacı Arif Ne.jeı U*n ian
Created bv free version of 2PDF
29 Eylül 1949
AKSAM
Sahlfe 3
\K Ş AM(fc^AK Ş AMg]
ÂCamo yerine kılıç...
BıçAkpbğı ile pek meşhur Mr şehrimize gitmiştim. Ar-kadaşlara hediye almak taam geML Birlikte dolaştığımız grupla beraber, dükkânlardan birine girdik. Başka müşteriler de vardı. Harıl hani alış veriş ediliyor.
Denizde balık cinslerinin ne kadar çok tenevvüd varsa, bu katil aletlerinin de çeşitleri, meğer daha eksik değilmiş:
Ucu sivri bıçaklar İki ta rafından da kesen saldırma-far... Kıvrık cenbiyemsiler... Diiz. kısa meçvariler... Üç oluklular. Parmak mesnet lerî kılıca benziyenlcr... Klâ sik hançerler... Çift dilliler .. Züifikarı hatırlatanlar .. Sapı geyik boynuzu o-lanlar... Burunlarının üst tarafı destcre biçimliler... Kısa kasatıırakâriler... Kimi alelade, kimi marifetli sustalı çakılar Kâğıt keseciği imiş gibi masumane durup da hakikatte öldürücü silâh olanlar... Baston içine gizli şişler... Aman efendim nasıl da yağ gibi çekilişler. . Üzerlerinde no emekler, ne işler... Bunlar insan vücuduna ne işler, ne işler... Zehirli yılanlardan bile yaman dişler!
Herkes hediye götürmek hevesine kanılmış, lıabire sa tın alıyordu. Bu pahalılıkta hıc bir metnin yanına yanaşılmakken. hele bakın, şu marifetli, mühlik çelikler, havadan ucuz, sudan ucuz: «Yirmi beş. otuz lira diyecekler!» diye tahmin yürüttükleriniz iki buçuk, üç liraya
Ambale ulduk:
— Ver ondan da .. Ver bundan da......
Kapış kapış rağbetimizi gören bir ihtiyar müşteri ka din durmuş, bize bakıyordu-
Safiyet ve nezaketle sordu:
— Affedersiniz, evlattanım - Beniın bu seçtiğim bı çak zerzevat soymağa; beriki de ekmek kesmeğe yarar. Sizin aldıklarınızın vazifesi acaba nedir? Çünkü her bıçağın ayrı bir işi olsa gerek . Bu sizin beğendiklerinizi anlıyamadım!
Bizi sitemle tenkid etmiş değildi, samimiyetle konuşu yordu. Amma, biz küstahça cevap verdik:
— Adam öldüreceğiz de Hangisi iyi kafa keser, gerdan biçer, yürek deler, karın deşer, kemik kırar, kaburga zedeler, kan akıtır, ça buk kakırdatırsa, onları seçiyor, bol hol alıyoruz.
Gözlerinde bir ürküntü:
— A... Estağfurullah... O nasıl lâf... Benimle alay et-merin, çocuklarım .. Bu bıçakların elbette bir faydası olacak... — -ledi.
— Hayır. . Katiyen fayda sı voktur... Sırf cinayet aletidir! — dedik.
Bıçakçı, mesleğini müdafaa etmek zorunda kaldı:
— Hırsız gelirse, namuslu İnsanlar bunlarla nefislerini korur... Yahut ava gidip de ayı hücumuna mâruz kalınca...
Büyük hanımı dehşet için de bırakarak, ona çarpık mantığımızdan bir nebze aşıl ayamıy arak. umursa-
maz turist kahkahaları fırlatarak, grupumuz, acaip ha muleleriyle, dükkândan çıktı. Yolda tz'anımız avdıet e-derek konuştuk ki, elbette o biiyiik annecik haklıdır:
Bu furya satılan «harcı â-lem» adanı öldürme vasıtalarının ticaretine, mütemadi tcnkidlerimize rağmen, mütemadi cinayetler işlenmesine rağmen, halkın üzerinden bıçak toplatılması zaruret halini almış bulunmasına rağmen, akıl ve insafın bu manzaraya isyan etmiş olmasına rağmen niçin hâlâ müsaade olunuyor.
Bıçakların gayeleri. — Ilı Uyar kadının dediği gibi — gayet malûm ve muayyendir: İnsan öldürenlerini menetme]). (Hindistaııda, kasap alât ve edevatı bile akşamları hükümete teslim e-dilir. sabahlan dükkâna giderken geri alınırmış. — Tiirkiyede hu kadarına hacet yok: fakat cinayet aletlerin-n bu derece kolaylıkla sa tılmamasına ihtiyaç var.)
Bıçakçının iki müdafaası da yanlıştır: Hırsıza karşı nefsini bıçakla koruyan nahiv erbabına bin misal içinde bir tanede taslanmaz. Bı
Taksimdeki köprü
Sergi ile ayni günde yayaların geçmesine açılacak
Taksimdeki İnönü gezisini İki numaralı parka bağlamak için belediye gazinosuyla Dağcılık Kulübü arasında ve caddeyi vasıtaların, geçmesine serbest bırakacak şekilde bir köprü İnşa edilmeğe başlandığım yazmıştık. Köprü cumartesi günü tamamlanacak ve o gün serginin açılma merasimiyle beraber bu köprü de yayaların geçmesine açılacaktır.
Köprü muhtelif nebatlarla yeşil ve çiçekli bir hale getirilecektir. İlerde köprünün istinat ettiği yol duvarları da kaldırılarak burası nebatlarla süslü tabii bir geçit olacaktır.
îstanbuldan müsta-kiten namzedliklerini koyanlar
İÖ ekim pazar günü yapılacak kısmi seçimlere namzed-llklerinl koyanlar bu sene pek azdır.
Dün bir sat daha seçim kuruluna müracaat ederek namzedi iğini koymuştur. Bu suretle müstakil namzedi erin sayısı dörde çıkmıştır .
Diğer taraftan C. H. P. sinin İstnabul namzedi olarak tesbit edilen Ekrem Amaç'in ismi henüz seçim kuruluna bildirilmemiştir.
400 yataklı hastane
Uygun görülen 3 arsaya 2 arsa daha ilâve edilecek
Sab ah Gazeteleri Ne Diyor ?
Istanbuldan göç
CUMHURİYET'in başmakalesinde 150 bekâr öğretmenin Anadoluya BakledUmeJMtnln haksız olduğu belirtildikten sonra şöyle denmektedir:
Bunların bekâr olmaları da hiç bir şey ifade etmez. Çüntetk bunlardan pek çoğu ya kimsesiz kardeşinin tahsilini, ya ihtiyar anasının İaşesini temin için, bekâr kalmış, hayatından fedakârlık etmiş insanlardır. Binaenaleyh bekâr kalmalarını bir kusur değil. bir meziyet ve vefa alâmeti olarak kabul etmemiz icabeder.
Bundan başka bilhassa bugünkü iktisadi şartlar altında bir kadının istediği zaman ev-lenemiyeceği hakikatinden te-gafül göstermek de bir devlet dairesinin özür beyan edemlye-ceğl bir harekettir.
Hele bekâr muallimlerin A-nadoluya koca bulmak için gönderilmiş crtmaları rivayeti doğru ise Milli Eğitim Bakanlığı böylece üzerine bir de fahri çöpçatanlık vazifesi yüklenmiş oluyor demektir.
Ne tarafından bakılsa isabetsizliği göze çarpan bu nakil İşinin bundan sonra nasıl tashih edileceğini bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey varsa devlete yıllarca hizmet etmiş olan bu muallimlerin vûhl sebeplerle ve ansızın yarlerinden koparılmış ve
fena şartlarla çalışmaya icbar edilmiş olmalarıdır. Bu da hikmeti idare bakımından tahsin edilecek bir şey değildir.
*
D.P. nin gidişindeki esaslı hatalar
Ahmet Emin Yalman VATAN-da D. P. nin hatalı bir yolda yürüdüğünü ileti sürdükten sonra şöyle demektedir:
Neden bazı demokrat dostlarımın istedikleri gibi, kapalı gözle Demokrat Partiyi desteklemiyorum? Niçin tenkitlerde bulunuyor ve İstikbal hakkında ciddi endişeler belirtiyorum? Çünkü Demokrat Partinin, bugün tuttuğu usullerle seçimlerde başarı kazanacağına inanmıyorum. Kazansa bile bunun memlekette demokrasinin değil, yeni bir tek parti iktidarının kurulması gibi bir netice vereceğinden korkuyorum. Bundan başka mevcut gidiş değişmezse, seçimlerin bu unvana lâyık bir ruhta cereyan etmesini imkânsız sayıyorum
Demokrat Parti içindeki gelişme: gitgide bir şefin etr-Avı daki topluluk istikametinde cereyan etmektedir. Serbest ka naat teşvik edilecek yerde par ti İçindeki birlik, muayyen bir görüş tarzının herkes tarafın dan aynen kabulünde aran maktadır. Bu nevi bir birlik ise
sathî ve zahiri kalmağa mahkûmdur.
Bilhassa iktidara tabii surette namzet olan Demokrat Parti, gidişindeki hata'ar, bugün göremezse, parti mensuplan a-rasındakl görenler ağız açamazsa. partiyi hizmet gayesiyle tenkit eden dostlar kötü kişi sayılırsa, yarın iş işten geçmiş olacaktır.
*
İstanbul valisi
ErcümeDd E. Ta iti SON POS-TA'dakJ fıkrasında İstanbul^ tâyin edilecek valinin Kırdırın haşladığı İşleri devam ettirecek bir »t elmasını temenni ederek şunları yazmaktadır: | Tekel Bakanının. «İstanbul -'Şiiliğini kim olsa yapar!» tar-! zındaki meşhur nazarlyeslne ı İçişleri Bakanı da şayet İştirak , ediyorsa yandık, gitti. Lâkin in-(şallah öyle olmaz da imâr ka-■ biliyetînl başka bir mühim vilâyette ispat etmiş, faal, dürüst, yorulmak bilmez birini seçer ve gönderirler.
çünkü böyle olmazsa, doktor Kırdarın on senedenheıidir ta şarlayıp kıvamına getirdiği, yoluna soyduğu ve bir kiMKvv henüz tamamına ertşi.îrenıcd'ği uunea ümran eserinin yanda kalmak, terked’lmek bozulmak ve belki de mahvolmak ihtimali ziyadedir.
üniversite kadrosu öğretim kadrosuna
yeni asistanlar
alınacak
Kiralık evler ve evsiz kiracılar
Üniversitelerimizde mevcut talebe sayısına nazaran öğretim üyesi pek azdır. Bu sebeple sınıflar pek kalabalık olduğundan dersler hoparlörle ta. kip edilmekte, imtihanlar da islenilen şeklide yapılamamaktadır.
İstanbul Üniversitesinde id bine yaklaşan talebeye mukabil doçent, profesör ve ordinaryüs profesör olarak öğretim heyeti ancak iki yüz kadardır. Başka memleketlerdeki nispetlerle kıyas edllemiyecek kadar az olan öğretim heyetinin takviyesine karar verilmiştir. Bu sebeple bu sene hemen her fakülteye mu, avln asistanlar alınacaktır. Bun !ann yetişmesi için 8-10 senelik bir zaman lâzım olduğundan bu sıkıntı daha bir müddet devam edecekdlr.
ı İleri memleketlerin ünlversl-Iilerinde profesörlerin meslek. I ler.ln.deki başarısı bizzat öğren--,11er tarafından âdeta kontrol edilmektedir. Her fakültede bir dersin bir kaç kürsüsü olduğundan ve öğrenciler de o deral, beğendikleri hocadan takip et. mekte serbest bulundukların-
Belediyenin Beyoğlu cihetinde 400 yataklı yeni bir hastane yaptırmağa karar verdiğini yaz iniştik.
Yeni hastanenin arsasını tes bit için dün vali ve belediye başkanı doktor Lûtfl Kırdar, sağlık müdürü Faik Yargıcı ve alâkalı mimarlar Mecidiye köyü ve Şişil semtlerinde tetkikler yapmışlardır. Uygun görülen 3 arsaya İlâveten 2 arsa daha bulunmuştur. Bu arsaların da haritalarının çıkarılması için alâkalılara direktif verilmiştir. Ayrıca yeni hastanenin inşası İle meşgul olmak üzere umumi Meclis âzası doktor Murat Can-kat'ın başkanlığında bir komisyon teşkil edilmiştir.
Vali doktor Lûtft Kırdar, şehrimizden ayrılmadan önce yeni müesseseye başlanmasını arzu ettiğinden işler hızlandırılmış. tır. _
Tünel işletme saatlerinde değişiklik
Yaz mevsiminin sona ermesi münasebetiyle t. E. T. T. tdaresl tarafından tünel işletme saatlerinde değişiklik yapılmıştır. Buna göre önümüzdeki pazar gününden itibaren tünel seferleri âdi günler sabah saat 1,30 dan akşam 21 e kadar, pazar günleri de saat 7.30 dan akşam saat 22 ye kadar yapılacaktır.
Vali muavini Nâzım Arda
Vali muavinliğine tâyin edilen eski reis muavini Nâzım Arda bir aydır izinli idi. Mezuniyeti sona eren yeni vali muavini belediyede münhal bulunan reis muavinliği işlerine başlamıştır. Belediye muavinliğine tâyin edilen Malatya vali muavini Celâl tzgl şehrimize gelince Nâzım Arda vilâyetteki asıl vazifesine bağlıyacaktır.
çak, umumiyetle saldırganın ser aletidir.
İkinci nokta: Av. çiftlik hayatı vesaire için, bıçaklar elbet lâzımdır. Fakat o takdirde de, namlusu kısa değil, pek uzun silâhlara — numaralıyarak ve yedi emine teslim ederek — müsaaae etmeli. Çünkü kılıç sustalı çakıdan daha az cinayet işlemeğe elverişlidir. Ayı avına giden, kılıcını kuşaııır, çiftesini omuzlar, gider, ves j selâm. Kimsede de silâh bulunmaz.
(Vâ - Nû)
İŞÇİ evleri
Ankarada 150 işçi alacak bîtabına
Ankara 28 (Akşam) — Çalışma Bakanlığı büyük şehirlerde | işçilere mahsus ikametgâh tesisi İçin faaliyete geçmiştir. Bu cümleden olmak üzere Ankarada Akköprü civarında temin o-' lunan arsaya yakında bir bina inşasına başlanacaktır. Bu bina, gerekli bütün tesisleri ihtiva edecek, şimdilik 150 işçi a-labllecek vaziyette olacaktır. İşçilerden günlük ikametleri Içla sembolik bir ücret alınacaktır. Aynı maksatla İzmlrde Belediyeye alt tephirhane yanındaki arsaya bir bina inşa edilecektir. Adanada da hâlen 64 kişinin barınabileceği bir bina vardır. Bakanlık bu binayı genişletmeğe karar vermiştir.
İstanbul ve Samsunda hâlen altmış beşer İşçinin barınabileceği İkametgâhlar mevcuttur. Bunlar da büyütülecektir.
Büyük şehirlere iş bulmak için gelen işçilerin muvakkat bir zaman bu ikametgâhlarda kalmaları sağlanacaktır.
Bakanlık, iş ve işçi bulmak kurumunun faaliyetini arttırma yolunda bazı teşebbüslere girişmek üzeredir. Gerekli tahsisat, Devlet, Belediye ve hususi idareler bütçelerinden temin olunacaktır. Bunun için bir kanun tasarısı hazırlanmakta-tır. ______________
Fen ve imar Müdürlüklerinin belediye merkez binasına nakli
Belediyenin Tepebaşmdakl Fen İşleri ve İmar Müdürlükleriyle Makine şubesinin Türbe, deki merkez binasına nakledilmeğe başlandığını yazmıştık. Belediye başkanlığı, dün Tepe-başı dairesinde çalışan memurlara bayramın üçüncü ve dördüncü günleri daireye gelerek eşyaların naklinde bulunmalarını tâmim etmiştir. Memurlar, tatillerinin bu suretle harcanmasına razı olmamışlarsa da başkanlık bunıın lüzumuna kani olduğu için emrini değiştirmemiştir.
Edimeye tren seferleri
Devlet Demiryolları İdaresi tarafından alınan yeni bir kararla şimdiye kadar Edimeye gitmek üzere Sirkeciden sabah saat dokuzda hareket eden tren 1 ekim tarihinden itibaren saat 8.30 da hareket edecektir.
Geçen seneden elde kalan mercimekler
Geçen sen eki mahsulden bu yıl tüccarın elinde 200-300 ton mercimek kalmıştır. Bu malların yakında Batı Almanyaya satılacağı bildirilmektedir.
Diğer taraftan bu senekl mercimek rekoltesinin de düşük olduğuna işaret edilmektedir.
dan iyi ders anlatamıyan profesöre kimse devam etmediği İçin o hoca kendi kendini tasfiye etmektedir. Bizim üniversitelerimizde de bu usulün başlaması öğrencilerin başarısızlık nispetleri üzerinde hayli müspet tesiri olacağına şüphe yoktur.
Kancalı kurt hastahğı
Boğaziçi sahillerinde ; yeniden başgösterdi | Boğaz sahillerinde kancalı kurt hastalığı yeniden başgös-' termiştlr. Sağlık müdürlüğünün ' teşkil ettiği ekipler bir kaç gün ' içinde Beykoz ve Paşabahçe ' semtlerinde muayene ettikleri 340 kişiden 57 hasta tesbit et-. tnişlerdir. Bu hastalardan hep. sinin Karadenizin muhtelif bölgelerinden yeni gelen işçi ve denizciler olduğu anlaşıLmtş-tır.
Müdürlük, hastaları motör-lerlyle Baltaiimanı kemik vere-' nıl hastanesine naklettirerek ayakta tedavi ettirmektedir. E-, kipler faaliyetlerine devam e. deceklerdlr.
Ege bölgesi tütün mahsulü
Verilen malûmata göre bu yıl Ege bölgesinde elde edilecek tü-' tün mahsulü 42-45 biıı ton civarındadır. Bir Hollanda firması 15 eylülden itibaren on gün I içinde muhtelif ellerden 220 bin kilo tütün almıştır. Bu arada bu 'yılın tütün maliyet Hatmin geçen seneden yüksek olacağı da bildirilmektedir.
kukardaki resimde, bava kuvvetlerimize mensup dört çavuş ve bir subay, kendilerini Anlcaradan Birleşik Amerilcaya götüren uçağın önünde görülüyor. Bu grup, Amerlkada, bir A-nıcrikan hav» üssünde silâhlanotaya dair bir kursa İştirak edeceklerdir. Bunlar soldan sağa (önde diz çökenler) teknik çavuş Kâzım Önce ve kurmay çavuşu Bekir Güvenci-, (ayakta duranlar) Başçavuş Ahmet Tan, yüzbaşı Nuri Uçan ve baş çavuş Hüseyin Okçelin'dir.
Yeni sağlık müdür muavini vazifesine başladı
Şehrimiz sağlık müdürlüğünün İşleri gittikçe artmaktadır. Bu müdürlük ayrıca senede milyonlarca lirayı aşan Anadolu hastanelerinin İlâç, malze. me ve teçhizat mübayaaslylc de meşgul olduğundan mevcut memur ve âmirler kâtı gelmemeğe başlamıştır.
Sağlık Müdürulğü bu vaziyeti bakanlığa bildirmişti. Bakanlık, müdürlük kadrosuna peni bir muavinlik ilâve etmiştir. Bu suretle mevcut muvainler üçe çıkarılmıştır.
Şehrimiz sağlık müdürlüğü yeni muavinliğine Yozgat devlet hastanesi operatör ve başhekimi Fikret Erkmen'l tâyin etmiştir.
Fikret Erkmen dün şehrimize gelmiş ve bu sabahtan itibaren yeni vazifesine başlamıştır
Orta oku) ders programı
Ankara 28 (Akşam) — Dördüncü Maarif Şûrasınca kabul edilen yeni ortaokul programı ortaokullara gönderilmiştir.
Yeni programda ortaokulların haftalık faaliyet zamanlan 32 saat olarak tesbit edilmiştir, Bu duruma göre ortaokulun her üç sınıfında da genel: bilgi derslerinden başka iş oılglsı dersi de gösterilecek, bu bölüme giren ticaret Ve tarım İşlerine ait dersler, her üç sınıfa haftada birer, ellşleri erkek öğrencilere, ev İşleri kız öğrencilere gösterilecek ve ikişer saat ders yapılacaktır,
Birinci sınıfta haftada altı saat Türkçe dersinden bir saati yazı dersine verilecektir, ikinci sınıf m Türkçe ve resim dersleri, öğretmenlerinin işbirliği ile serbe.-> çalışma saatlerinden faydalanılarak, idare edilecektir.
İzmir vapur seferleri
Denizyolları İdaresinin «Tarsus» vapuru İzmir yolunda bozulup havuza alındıktan sonra Batı Akdenlzden dönen «Ankara» vapuru bu hatta bir aralık seferine çıkarılmak üzere ayni gün saat 18 de tzmire yollanmıştır.
Gemi bu sabah saat 10 da îs-lanbufa dönecektir cAnkara• vapuru yarın Batı Akdeniz seferine çıkacağı için bugün tekrar İzmir seferine çıkamıyacak-tır. Bu itibarla evvelki gün güney doğu Akdeniz seferinden limanımıza. dönen «Adana» vapuru İzmir hattında bir aralık seferine tahsis edilmiştir. «Adana» bugün saat İS de İzmlre hareket edecek, cumartesi günü İstanbullu dönecek ve pazar günü tekrar Akdeniz, turuna çıkacaktır. _____________
Muammer Karaca şehrimize geliyor
Ankara ve İzmlrde temsiller veren KARACA Opereti tamir ve tâdil edilen Maksimde 949-950 sezonu temsillerine başlamak üzere yakında şehrimize geleceği haber alınmıştır
Sevimli sanatkârın yeni repertuar, zengin dekor ve zarif kostümlerle hayranlarına, yeni [sürprizler hazırlamıştır.
Belediye, şehrin muhtelif semtlerindeki boş ve kiralık ev, a parti man dairesi, dükkân, garaj ve emsali yerleri tesbit ettiriyormuş.
Ne olacak? Bu yeni hevesin hedefi nedir acaba? Far-zedelim ki tahkkiat neticesinde on bin tane boş ev bulunduğu anlaşıldı. Bu rakamın belediyeye veya şehir halkına temin edeceği fayda nedir?
İstanbıılda mesken buhranının şiddetle hükiim sürdüğü, kiracılardan ev bedeli kadar hava parası istenildiği devirlerde belediyemiz gene böyle bir gösteriş gayretine düşmüştü. Bos meskenlerin sahipleri kapıların anahtarlarını belediyeye teslim edecekler, kiralık ev a-rayanlar da belediyeye başvuracaklar ve belediye, takdir ettiği kıymet üzerinden bu evleri kiralıvacak. bu suretle hava parası soygunculuğunun önüne geçecekti. Ballandırarak anlattıkları o teşebbüste muvaffak olabildiler mi? Belediye kaç ev *a bibinden anahtar aldı ve çoluk çocukları yle otel köşelerinde sefalet çekip gırtlaklarına kadar borca giren kaç kiracıyı dam altında ba-rmdırabiidi?
Birçok işlerde olduğu gibi. kiralık ev meselesinde de belediye müdahalesinin faydalı bir netice veremiyeceği-ııi zaten biliyorduk, bütün ümidimizi yeni inşaata bağlamıştık. Boş evler çoğalınca fiatlcrin düşeceğini umuyorduk.
Harb .yıllarında gerek havadan para Kazanmak hevesiyle ve gerekse mahsullerini yüksek fiatle salıp kazandıkları bol parayı yeyip eğlenmek niyetiyle istihsal bölgelerinden İstanbula a-km edeıı türedi vurguncular ve hacı ağalar saltanat devirlerini doldurdular, tası tarağı toplayıp verlerine döndüler. O zamanlar ev kiralarının artmasında ve hava parası vurgunculuğunda bunların büyük rolleri vardı. Ellerinde bol para olduğu için, ev sahiplerinin istedikleri vüksek kirayı ve hava parasını tereddütsüzce veriyorlardı.
Bugün onlar yok. Hem şehir nispeten tenhal.ij.ti, hem para bolluğu kalmadı. Diğer taraftan inşaat da ala-I bildiğine hızlandı. Mahalle aralarında avuç >ç« kadar arsalara kat kat binalar yapıldı ve Yapılmakta devam ediyor. Şehrin her tarafında bütün daireleri bomboş duran birçok apar limanlar, pencerelerinde .Kiralık» levhası asılı pek cok evler var. Sokak sokak dolaşarak kiralık ev arıyanlann yekûnu da haylice kabarık. Fakat hoş meskenler kiracı bulamıyor, kiracılar başlarını bir çatı altına sokamıyorlar.
Hangi apartmıana. paklaşsanız, cızzz!... Lâkırdısı bile yakıyor insanı. Bodrum katında iki buçuk oda, miniminicik bir hol. Kapıdan girer girmez küf kokusu geniz tırmalıyor. Keseye uygun olsun diye car nacar buna da katlanmak zarurîdir.
— Bu dairenin kirası ne kadar?
— Kirası yüz yirmi lira. Bir senelik peşin vereceksiniz.
Aylığı yüz yirmi liradan bîr bodruma girebilmek için bir kalemde bin dört yiiz kırk lirayı adamın avucuna saymak lâzım.
Altı aylık peşin paraya kanaat eden insaflılar da var, fakat peşin aylık azaldıkça kira bedeli yükseliyor!1 Bu insafsızlık, daha ne kadar s ürecek baka hm?
Cemal Refik
Created by free version of 2PDF
r—
ÜZEL
ŞİŞLİ TERAKKİ
LİSESİ
Yeni öğrenci kaydına devam edilmektedir. İ
Tel: 80547
I
A K S A M
?9 Ev'fll 1C‘9
(taltife 4
Bir hırsız çetesi tevkif edildi
Aıiljye emânetdairesinde bekliyen külçe altınlar
-== Keşki dünya da bu kadar güzel olsaydı =-
5a6r&osız hırsızlar sorgularında; bol para harcayıp iyi eğlenebilmek tçın hırsızlık yaptıklarını anlattılar
Şehrin belli başlı sayfiye yerberinden. olan Kızıltoprak, Göztepe. Erenköy. Suadlye ve Küçükyalı gibi semtlerde oturanlar mevsimin en tatlı günlerinde bir hayli huzursuzluk 1-çindc geçirdikleri, geceleri artık unutmuş bulunuyorlar.
çünkü, bir aydan fazla devam eden ve bir türlü esrarına erilemiyen hırsızlıkların failleri, Kadıköy adliyesi tarafından tevkif edilmiş bulunmaktadır. Yalnız İşin muğlak kalan bir tarafı, bu semtlerdeki köşklerde çalınan mücevheratın kısmı âzaminin, kuyumcular tarafından eritilmiş bir hale getirilmiş bulunmasıdır.

Şimdi bu ıpûcevberat sahiplerinin haklarını nasıl alacaklarını yazının sonuna bırakarak adli tahkikat safahatını anlatalım:
Yukarıda adı geçen yerlerde birbirini takiben cereyan eden hırsızlık vakalarına el koyan alâkalı zabıta memurları, bu hırsı alıkların yapıldığı yerlerde tesbit ettikleri parmak İzlerini gözden geçirdikleri zaman bunların hiçbir sabıkalının izlerine uymadığını görmüşler ve bu ■köşk fareleri» nin yakalanabilmesi için bir hayli uğraşacaklarım anlamışlardı.
Emniyet ikinci şube müdürlüğü bir taraftan, ba köşklerden çalınan eşyanın kısmı âzami mücevherat olduğu İçin, bu gibi İşlerle uğraşanları göz alfana almakla beraber, diğer taraftan da Suadlye, Erenköy ve elvannda geceleri muhtelif yerlere sivil memurlar konmak suretiyle «fare* lerin izinin kollanmasına başlanmıştır.
¥
İşte bu kollama sırasında gece yansını bir hayli geçmiş bir saatte bir şahsın elinde bir valizle asfalt yol üzerinden t-lc Hediğini gören sivil memurlar. bu şahsı nezaket dairesinde durdurmuşlar ve bunun çok şık giyinmiş bir genç olduğunu görmüşler ve usulen hüviyetini sormuşlardır. Memurlarla bu genç arsamdaki konuşma sırasında gencin konuşma tarzı, şivesi ve diğer elvan, hiç de kılığına kıyafetine uymadığı görülmüş. şüpheler büsbütün artınca, elindeki valizde ne bulunduğu sorulmuştur. Fakat me murlann bu sualiyle beraber bu gencin cebinden bir tabancaya davrandığı farkedlllnce, göz açtırmadan kıskıvrak yaka-lanıverm iştir. Valiz açılıp da İçinde bir takım mücevherat, Slynet eşyası ve diğer kıymetli bazı eşya meydana çıkınca memurların gözleri parlamıştır.
Hemen orada bir kenarda bir iki sual yağmuruna tutulan bu genç, kendisinin Ad apaza-nıun .Akyazı kazasında İnönü mahallesi halkından Salih Karaca olduğunu, hırsızlığa yeni başladığını, kendisi gibi bu İşe yeni başlıyan üç arkadaşiyle beraber çalıştıklarım anlatmış ve bunlardan İkisi ile o gece bir saat kadar sonra buluşacakları yeri de tarif etmiştir.

Memurlar, edindikleri bu malûmat üzerine, hemen bunların buluşacakları yerde tertibat almışlar ve filhakika Salih Karacağın dediği saatte İki gencin oraya geldiğini görür görmez, bunların da ellerine kelepçeleri
Yazan: Remzi TOZANOĞLD
Kadıköy adliyecinde tevkif edilen köşk fareleri

geçirmekte zorluk çekmemişlerdir.
Bunlar da yakalanıp hep birlikte Emniyet Müdürlüğüne getirildikten sonra bir arkadaşları daha olduğu için o da araştırılmış te nihayet Salih Karaca, Necati Gürol, Osman Nuri Erzlk ve Selâhaddln Folat'tan terekküp eden »hırsızlık çetesi» tam timiyle meydana çıkmıştır.
Bunların hırsızlık yaptıkları köşklerin sahiplerinin iddiaları incelenince yapılan hırsızlığın maddî kıymetinin 141 bin lira tutarında olduğu anlaşılmış, çalınan mücevheratın ve bu arada bir hayli altın ziynet eşyasının nerelere «atıldığı da teşblt edilince bunları alan kuyumcu simsarı ve bu simsardan da alan kuyumcuların hüviyetleri de tâyin olunmuştur. Fakat bir kısım eşya hariç altın namına ne varsa hepsi derhal kuyumcular tarafından eritilmiş ve külçe haline getirilmiş olarak bulunmuştur.
¥
Kadıköy adliyesinde İlk sorgulan yapılan hırsızlar, hep birden işledikleri suçu itiraf etmişler ve :
«— Bu hırsızlıktan bol para harcayıp, iyi eğlenmek için yap tak. Kıymetli ziynet eşyalarını, mücevheratı çok ucuz bir fi-atle elden çıkarmak mecburiyetinde kalıyorduk. Bu paralan barlarda, ötede beride, İçkili, kadınlı âlemlerde yedik.»
Demişlerdir.
Hırsızlarla beraber adliyeye verilmiş olan kuyumcu simsan ile diğer İki kuyumcu İse, kendilerine satılmak üzere getirilen. mücevherat ve ziynet eşyasının «hırsızlık malı» olduğunu ölmediklerini söylemişlerdir. Sorguyu yapan hâkim, dört hırsızın tevkifine, hırsızlık eşyasını almaktan sanık olanlar batkındaki tahkikatın gayri mevkuf olarak devamına karar vererek hırsızlan Üsküdar cezaevine göndermiştir.
¥
Önümüzdeki günlerde bu hırsız çetesinin duruşmasına Kadıköy asliye ceza mahkemesinde başlanacaktır. Külçe külçe hallerde bulunan altınlar bir torba İçinde adliye emanet dairesinde muhafaza altına alınmıştır.
Duruşma bitip, verilecek karar katiyet kesbettikten sonra, altın ziynet eşyalarını çaldıranlar çaldırdıktan eşyanın kıymet derecesine göre, külçe altınların yekûn kıymet tutarından «hisseleri nispetinde» haklarına düşeni alacaklardır.
Remzi TOZANOĞLU
Kadıköy SÜREYYA Sineması ■■■R
Yeni sinema mevsimini İlk şahane programiyle
Bu akşam açıyor
1 = R I O V O L U BİNG CROSBY — nOROTHY I.AMOUR — BOB HOPE
ALAN I.ADD _ VERONÎCA LAKE
Dikkat: Numaralı biletler satılmaktadır. Tel: 60632
Heliğin, müziğin, güzelliğin en mükemmel hârikası JOAN FONTAİNE — BFNG CROSBY'nin
Mucizesi sayılan ■RENKLİ»
ŞAHANE VALS
«EMFEROR VVAI.TZ»
Görenlerin tekrar görmesi, görmlyenlerln fırsat bulması İçin AR
bir kaç gün daha gösterilecektir^
Ingilizler Türk nakış sanatının giizel örneklerine hayran oldular
Londra Halkevinde teşhir edilen eserleri görenler bunlardaki güzelliği ifade etmek için “Hârika,, kelimesinin kâfi olmadığını söylüyorlar
Londra Halkevinde Türk Nakış sanatı sergisi
Beyoğlundakl Olgunluk Ens-1 titüslyle diğer Klz Enstitüleri ve Akşam Kız Sanat Okulla onda yapılan dişleri ve »akış örneklerinden mürekkep sergi Londra Halkevinde teşhir edilmiş ve Türk nakış sana tin in bu harikulade örnekleri, evvelce de tahmin ettiğimiz gibi, Londrada büyük bir alâka uyandırmıştır.
Sergiyi Lonçiraya götüren, Ol günlük Enstitüsünün kıymetli müdürü Bayan Refia Övüç ve arkadaştan şehrimize dönmüştür. Orada Türk nakış sanatınla bu ince itmeklerine gösterilen alâkanın derecesini öğrenmek üzere oayan Refla övüşü bilhassa ziyaret ettim. İlk söz olarak bu alâkanın hayranlık derecesini bile aştığını söyledi. Sergiyi Londra Halkevinde kadın, erkek binlerce İngiliz ziyaret etmiştir. İngiliz gündelik gazeteleriyle sanat mecmualan sergide teşhir edilen eserlerle çok yakından alâkadar olmuş, hattâ bazı örnekler moda sahl-felerlndc yer almış, bu münasebetle sergi ve dolajnslyle Türkiye hakkında çok sltayişkâr yazılar yazılmıştır. Bayan Refia Övûç bana gazetelerden kesilmiş parçalan birer birer göster dİ. Bunlar tercüme de edilmiş. Hepsi ayn bir hayranlığın ifadesi İdi.
Bu arada. Londra Halkevinde sergi münasebetiyle açılan hâ- [ tıra defterine, aralarında pek tanınmış şahsiyetler bulunan ziyaretçilerin bizzat yazdıktan kıtıbalan gördüm. Türk nakış sanatinln Londrada nasıl bir hayranlık uyandırdığını cümlelerle anlatmağa kalfcmaktansa pek çok olan ou İntihalardan bir, kısmını aşağıya naklediyorum: |
Kanaatimce Türk İşlemeleri harikuladedir.
C. Wileit
Bu güzel eserleri tavsif için İnsan ancak harika diyebilir. İşlemeler sadece güzel, ve elıll olmıyan birisinin hüküm verebileceği risbette, mükemmel ol makta kalmıyor, aynı zamanda, bu eserleri yapan kızlardaki sabır, tahammül ve devamlılığı da gösteriyor. Bu vasıflan onları ela, milletlerini de çok iler-
lere götürecektir.
Elhel M. Spellen Eşsiz sanat eserleri.
Eugenie Wlıite
Mükemmel bir işçilik gösteren cok güzel tertiplenmiş bir sergi. Çok yüksek bir standart.
John Jacoby
Yegâne sana tin müzik olmadığını anladım,
A. Bradshan (Royal Aeademy Of Music)
Bu derece güzel eserler yap-nııya hâlâ devam edildiği İçin şükrediyorum. Sizi tebrik ederim. Türk kadınlan.
B. Locks Dünyamız da böyle güzel olsa Elizabeıh Douglass şimdiye kadar gördüğüm en harikulade işlemeler. Bu sergiyi tertiplediğiniz için teşekkür ederim.
B.N.
Şafağın ve gurubun, renkleri, İfade edilmiyecek, kelimelere sığamıyacak bir güzellik içinde mcczolmuş.
Ne! ta Ley ou m e Pophıun Bıı sergi bana gerçek bir incelik ve kültür İfade ediyor.
Mary Ncw Bu ender güzellikler ziyafetine teşekkür ederim.
W. Parrath
Bana büyük ilhamlar kazandıran çok zevkli oir sabah geçirdim.
Kathleen Harris
Bütün Londralılar bu sergiyi görüp de Türk kadınlarının Sanat vp Eğitim sahasında neler yaptıklarını görmlyecekler diye üzülüyorum.
A. Edwards
Bunca güzellik karşısında bütün hislerlm mest oldu.
J. V. N. Wartter
Gerçek bir ilham kaynağı. İn-ı san bir türlü ayrılamıyor .
Marjorie Barrett Carpenter (Milhursl IVomcn's itişti tu te)
Bir çok İşleme sergileri görmüştüm, hiç biri bu kadar güzel değildi, bu zevki bahşettiğiniz için teşekkür ederim.
A. Soheidrick
Bu derece narikulûde eserlerle ne kadar iftihar etseniz yeridir.
A. M. C.
Sergide teşhir edilen eserlerden biri Londra B. B. C. Radyosu da tetkik edilirken
Evvel zaman içinde..
Gazi Osman paşa ve misafirleri
Saraydaki misafirler — Abdülhamid Osman paşayı nasıl kontrol ederdi?
Her hakkı mahfuzdur
Semih Mümtaz S.
Bu sergideki her şey âdeta pe rllerin elinden ç-kmış.
A. Prothcroe Jones
Harikulade bir kolleksiyon. Bir renk, güzellik, incelik ve us taLık şiiri. Mükemmel bir artist tik zarafet. Bu şahane eserleri temaşa etmeme irin verdiğiniz için teşekkür ederim.
M. Otee. BROS
Büyük bir milletin orijinal 1-fade tara.
t. M. F. Bum
Renklerde musiki olabilirse, bu eserlerdedir.
E. H. ffard
Bu derece lıarikulâdc Türk e-serlerl İçin minnettarane leşek kürler. Artık en büyük emelim İstanbul» gitmek.
Alma M. G ra ha m
Bu serginin çok tesiri altında kaldım. Gerek desenler, gerek yapılış tara. Görülmesi ender nasip olan bir güzellikte.
R. Waley
Bilhassa benim gil»i bir renkli cam ressamı için son derecede enteresan bir sergi.
R. L. Park.
Ömrümde bunlardan güzel iş içme ne gördüğüm, ne de göreceğimi sanıyorum.
J. Meadmure
Dünyada bunlardan güzel e-ser yoktur.
A. Bulang
Sanat hakkında fazla bir bil gisl olmamakla beraber sanata karşı büyük bir sevgi besliyen bir insan olarak bu sergi benim üzerimde muazzam, bir tesir bı raktı. Bu tesir asla sillnmiyecek.
C. W. Tanard
Görülüyor kİ îngiuzler Türk nakış sanatinln güze) örneklerini ifade etmek Icır. umumiyetle «Hârika» kelimesini az bulmaktadır!ar. tngl)izlerin mü balâgayı sevmediklerini unutanı yalım.
Her zaman söylediğimiz gibi yabancıları hayran edecek seyyar güzelliklerimiz pek nâdirdir ve Türk kızlarının zevkli ellerinden çıkan nakış sanatı örnekleri bunların başında gelir. Londra Halkevinde acılan sergi, ingilizleri Türklere sanat yo liyle hayran bırakan bir vesile olmuştur. Bu eserleri bütün dünyada dolaştırmanın propaganda değerinden faydalanmayı daha ziyade geciktirmek en büyük günahlarım(zdan olacaktır.
Bu serginin müteşebbislerini, Türkleri yabancılara tanıtmak ta gördükleri büyük hizmetten dolayı candan tebrik ederiz
Şevket RADO
Şehir hatları vapurlarında kış tarifesi
Denizyolları İdaresinin şehir hatlarında kış tarifesi 12 ekim tarihinde başlaması kararlaştırılmıştır. Bu itibarla ilgililer ye- I nl tertibe güre hazırlıklarını bl-Urmeğe çalışmakladırlar, Bu senek! tarifede geçen seneye nazaran seferlerde baa fazlalıklar | vardır.
Beşiktaşta Serencebey yokuşunun tepelerinde ve Yıldız sarayı hümâyûnunun hemen bitişiğinde Fllevne kahraman Gazi Osman Nuri paşanın bir konağı vardı. Senelerce devam eden vazifesi de mabeyni hümâyûnu cenabı mülûkâne müşirliği olduğu İçin bu konakta ikamet ona kolay geliyordu. Her gün kır atına biner konağından vazifesine giderdi gelirdi. Bir nevi ekzerslz yapmış o-lurdu. Bir başka hareketi ve faaliyeti de ikindiyle akşam namazları arasında gene atma binerek evine gelir, bahçelerde dolaşır, yürür, gezinir, çiçeklerle, yemiş ağaçlariyle uğraşır bir nevi bahçıvanlık ederdi. Bir İş daha yapardı vo mutlaka ihmal etmezdi: Fransızca (Le Temps) gazetelerini kâtibine okutur, dünya ahvalini öğrenirdi. (İkinci Sultan Hamlt buna kızardı amma bir şey dememişti nedense».
Evdeki misafirler
Cuma günlerinden gayri konakta erkek misafirler pek bulunmazdı. Paşayı görmek arzu, edenler Yıldız sarayındaki dairesine gider görüşürlerdi. Çünkü mabeyni hümayunu cenabı mülûkâne müşiri »di. (Bunları böyle yazıyorum zamanın, tâbirlerini dahi göstermek için), ölünceye kadar da bu memuriyeti muhafaza etmişti. Ancak Seraskerlik makamını işgal ettiği vakitler İstanbul tarafına geçer, Babıseraskeriye ve haftada İki defa çarşamba ve pazar günleri Babı âliye gelir, meclisi vükelâda bulunurdu. Cuma günleri konakta akrabaları ve misafirleri birikirdi.
Saraya gitmezden evvel paşa İle göriişülerdl ve yemeğe kalırlardı. Fakat yemekte paşa kalmadığı İçin sofralara oğulları vekâlet ederlerdi. Benim bu âlemleri İdrak ettiğim, tarihte büyük oğlu Nureddln paşa damat olduğu cihetle bu işi Ke-maleddln ve Cemaleddln beyler görürlerdi. (Bilâhare Kema-leddin bey de paşa ve damat olmuştu!. Misafirler arasında cuma selâmlğmda bulunacaklar varsa yemekten sonra bunlar kalkar, Yıldızdaki Hamidlye camisine gider, hünkârı beklerler, namaz kılarlar veyahut bey namazlar caminin bir odasında Hünkâra avdetini beklerlerdi. Hünkâr da bu odanın misafirlerini bilirdi. Biraz evvel kulandığım tâbirle bu adamlara beynamazlar güruhu der gülerdi. İkinci Sultan Abdülha-mlt çok muttaki idi. Fakat asla mutaassıp değlldll Saraydaki misafirler
Bu da gayet tuhaftı ve nazarı dikkati calipti. Hünkâr selâm

lığa çıkar çıkmaz İptida Osman paşanın odasına gelip gelmediğini sorardı. Bundaki maksat da evvelâ paşayı kontrol etmek saniyen odasında bulunanların kimler olduğunu öğrenmekti. Zira hep eski sadrazamlar ve Mısır Hidivi ve eski ve ihtiyar paşalar, beyler Osman paşanın odasına gelmekle ve orada yemek yemekle bir nevi hususi ve mümtaz bir teşrifata tâbi olmuş tardı. Bunlardan başka da Osman paşanın şahsına hürmet-kâr olanlar ve onun tarafından sevilenler kendisini sarayda dahi ziyaret ederlerdi.
İkinci Sultan Abdolhamidin Osman paşa için beni sevme» demesi vehimdi. Çünkü Osman paşa padişah! severdi ancak ya kışmayan hollerini ve vehimlerini sevmezdi ve apaçık söylerdi. Allah belâlarını versin padişahı ldlâ! ediyorlar derdi. Osman paşanın odasına gelip giden dürüst zevattan başka sarayın başka odalarında da misafirler eksik olmazdı her gün! Bu odalarda dedikodular da o-lurdu zaman İcabı! Hasbıhaller yapılırdı. Dedikodular naklolunuldu. Bu fena yola rehberlik edenler vasıtaslle cııraallar verilirdi. Fakat bilhassa bunlar yani curnallan hünkâra götürenlerle verenleri kapıdan mihraba kadar bütün saray halkı hattâ hademeler bile bilirlerdi, lânet ederlerdi. Bunlar başımızı yiyecekler derlerdi, bir nevi keramet gösterirlerdi zira İş o hale gelmişti ki gidip hünkâra arzuhal etmek İhtimali kalmamıştı. yani sarayda ve hariçte bunun için kimsede mecal kalmamıştı. Buna rağmen Gazi Osman paşanın evinde ve saray dakl odasında lâklâkıyat ile vakit geçlrtlemez yaş veya kuru boş lâflar edilemezdi. O sevdiği şakacılığında bile vekarlı ve eld di bir adamdı, Iîem şakanın kısasını severdi. Yalnız muzipliğinden bir tanesi ona ukde olmuştu. O da büyük babam Ebu-beklr Mümtaz efendinin küçük kardeşi Osman beye yaptığı mu zipilkli. Amcayı kızdırdık bırşey demedi ama mutlak içinden be nl tokatladı derdi. Hem. gülerdi hem amca bana artık gelmiyor Ben gidemem ki! Yoksa ken dün gidip barışacağım. Kuzum onu bana getirin kusurumu affetsin. Yalnız kusurum kelimesini tekrar etmeyin zira ben bu kelimeyle amcamızı kızdırdım başka türlü söyleyin tenbihini verirdi. Nihayet amca Osman beyi konağa götürdüler Osman paşa elini öptü, barıştı, her keşte rahat etti. Yalnız amca neden kızdığım anlatırken gene kızardı hiç böyle şey yapılır mıydı derdi? Cenabı Hak cümle sine rahmetler etsin iyi adamlardı onlar!! S. M. S.
Uzun zamandanberi tamir ve tezyin edilen
Created by free version of 2PDF

YILDIZ Sineması
Yeni mevsime yana akşamdan itibaren
TARZAN «DENİZ KIZI
V
Filmde başlıyor.
Baş rollerde: JOHNNY WEİSSMÜLLER — BRENDA JOYCE ve Amerikanın en güzel kadını yüzme şampiyonu
LiNDA CHRiSTiANE

R®™senenin lik büyük yeril filmi :
KAMİLİ DÖŞEK
Reji ve Senaryo : BAHA GELENBEVt Başlıca Rollerde : İNCİ KÖRMÜKÇÜ — TALÂT ARTEMEL — ORHUN ARI BURNU _ MEI.ÂHAT İÇLİ — KADRİ ÖGELMAN — HALÛK SAVCI — MUAZZEZ
Besteler : SADİ IŞILAT
Okuyanlra : Hâmlyet Yüceses — Necml Rıza Ahıskan
Bayram» birinci pararta.1 SilieHiaSI 11 rfS
İtibaren
Kahramanlığı şeref destanları dolduran
Cesareti zaferlere yol açan
Aşkı vatanlar yarattıran yiğitler filmi
Bu aşam LALEELHAMRA sinemalarında
Türkçesi
Orijinali
YARATILAN VATAN
V
■ SİLVER RİVERh
ERROL FLYNN — ANN SllLRİDAN'm
muazzam filmleri. ■

dünün Mevzuları \
İktisadî kalkınmamızın şartlan Vergi sisteminde ve zihniyetinde değişiklik
Yunan - Arnavut hududunda
Bikinide patlayan bomba
Dünyanın hiç bir yerinde mükellef vergiyi, hele ağır say_ dığı vergiyi, seve seve ödemez, fakat milletin mümessillerinin kabul ve tasvip ettikleri vergiyi ödemekte, bütün şarkta geniş bir lâubalilik hüküm sürer. Biz de. inkâr kabul etmez kİ, bu lâubalilikte en geri kalanlardan değiliz.
Fakat bu müşahedeyi yaparken, memleketimizde vergi kaçakçılığının geniş ölçüde cere_ yan ettiği İddiasını kabul ve tasdike meyleder İken, bu hâdisenin sebeplerini araştırmak gerektir. Eski maliyecilerimiz mevzuu fazla re lehlerine sadeleştirerek, bütün mesuliyeti mükellefin omuzlarına yüklet, tiler, bizde mükellef ahlâkının diişük olduğunu, bir mütearlfe gibi, öne sürerlerdi. Fakat bugün Maliye Bakanlığı muhiti hâdiseleri daha objektif bir zihniyet ile görmekte vt en büyük mesuliyetin vergi mevzuatında, vergicilik sistem ve mükellefe karşı dalma dürüst ve müşfik olmamasında görmeğe meyletmektedir.
Devlet, daima dar bir «hazine menfaati» zihniyeti İle. şekil ne olursa olsun, mükelleften haklı, haksız kazancının mümkün olduğu kadar fazla bir kısmını, hattâ Var. Iık vergisinde olduğu gibi, hiç bir kanuni ölçüye uymadan, servetinin büyük bir parçası-! m. belki tamamını almak yoluna gider İse, mükellef kendini bir nevi meşru müdafaa halinde sayar ve hattâ gayri meşru yollara saparak, ödiye-eeğl vergiyi asgari hadde in. dirmeğe çalışır. Mükellefin ahlâksızlığı, hiç olmazsa, kısmen. devletin ölçüsüzlüğünün, haksızlığının, hattâ bozan maliye cihazının bazı inhiraflarının mahsulü sayılabilir.
Diğer taraftan vergilerin ağırlığı da, her memlekette oldu, ğu gibi, bizde de mükellefin mukavemetini tahrik eder. Dev İçtin vergi kaçakçılığında mesuliyet payını tebarüz ettirmekle beraber, mükelleflerin yüzde yüzünü de zemzemle yıkanmış saymak hatırımıza gelmez. Ancak maalesef bir çok mevzularda olduğu uibl. vergiyi ödeme hususunda da dürüst olmıyan. lar ekseriya hükümetin elinden kurtulmanın ve devletten kaçırdıktan vergi Ue büyük servetlere sahip olmanın yolunu bulduklarından, hattâ son senelerdi fertler elinde toplanan servetlerin bir kısmının asıl memtnı vergi kaçakçılığı, muamele vergisinde vergi hırsızlı, ğı olduğundan, dürüst mükelleflerde bir nevi • aşağılık duygusu- belirmekte ve hattâ vergi vazifesini yerine ge_ tiım;yenlerin gayri meşru re. kubetlne mâruz kalanlar belki nihayet ayni yola sapmağa mecbur olmaktadırlar.
Bu vaziyet bilhassa muamele vergisinde âşikârdır Bilindiği gibi muamele vergisi müşteriye, müstehlike intikal ettirilen bir vergidir, yani satış fiatında bu vergi dahildir ve mükellef, her satışta muamele vergisini, devletin bir nevi tahsildarı gibi alır. ve her ay hâzineye yatırır.
Eğer, bir mükellef müşterisinden aldığı vergiyi hâzineye yatırmazsa, suiistimal yapan, zimmetine para geçiren tahsildar durumuna düşer.
Muamele vergisinin muhtelif membaları hakkında yapılacak bir İnceleme, bazı iş şubelerin, de ve yerlerinde geniş ölçüde bir «kaçak» olduğu İntibaını, kanaatini verir.
Bu yola sapanJann bir kısmı tabii yolundan çevrilen paraların bir miktarını, Hat kırma yolu ile. müşterilerine intikal ettirirler ve dürüst rakiplerini müşkül duruma düşürürler. Bu sahada vukubulan suiistimallerde. devletin muhakkak mesuliyet! vardır, çünkü kaçak, çılığı, sirkati önleyici müessir cihazları kuramaınujlır
Mükellefler arasında müsavatı tesis ve dürüst İş adamlarını teşvik için vergi
daha muntazam ve hassas bir cihazın tesLsl zaruridir, yoksa bir memleketin iktisadi kalkınmasının uzuvları olan ciddî ve dürüst müesseseler, kendilerine benzemiyenlcrin gayri meşru rekabetine dayanmayıp kapanırlar ve bu yüzden milletin teşebbüs emelleri zayıflar.
Bugıin bu hâdise nzçok müşahede edilmektedir ve saha, kısmen, en yumuşak tâbiri İle. işini uyduranlara kalmaktadır Fakat tatbikattaki aksaklıkları ortadan kaldırmakla beraber, bütün vergi sisteminde esaslı bir inkılâp yapmak da zarurf-1 dlr.
En mühim vergilerimizden biri olan «kazanç vergisi» nln iptidaîliği, gayri âdil oluşu ve nihayet hazine için randıman-sizliği, nihayet, belki en verimli olmam lâzım gelen seneler geç. tikten sonra, kabul edildi ve gelir vergisi ve mütemmimleri gibi modern bir vergi manzumesi kanun halini aldL
Fakat bu manzumenin dışında kalan ve mahiyeti itibariyle gelirden farklı ve İntikali olan «Muamele vergisi» nde de esaslı bir değişiklik ve bilhassa iktisadi kalkınmamızı sağlayıcı bir inkılâp yapmak gerektir.
Bugünkü hail İle «Muamele vergisi» bilhassa sanayiin inkişafına, büyümesine, temerküzüne, rasyonelleşmesine mâni olmaktadır, şimdiki prensiplerine göre muamele vergisi kanunu küçükleri, az motor kuvveti. az amele Ue. ekseriya iptidai usuller Ue çalışan küçük atelyeleri teşvik etmektedir ve büyüyen, rasyonelleşen, mihaniki kuvvete hâkim mevkii veren geniş müesseseler, bu vergi bakımından, bir nevi cezaya çarpılmaktadır.
Bu hâdiseyi açıkça tebarüz ettirmek İçin küçük bir misali de alalım: Memleketin inkişafını, hattâ sadece normal hayatını temin için modern nakil vasıtalarına ihtiyacımız âşikardır. Bu hakikati cumhuriyet hükümetleri bllâistisna kabul etmişler ve hem bu vasıtaların ithalini, hem de bunların seyrüseferini teinin edici yoUann inşasını programlarının başına geçirmişlerdir. ,
Unutmamak lâzımdır kİ, modem nakil vasıtalarının hizmet sürelerinin uzatılmasının tek şartı bunların kolaylıkla ve ciddiyetle tamirini yapmaktır. Tamir İşi. bu vasıtalar İçin, ince ve ehemmiyetli, pahalı tesisat ve yetişmiş usta hattâ mühendisler istlyen bir iştir. Fakat maalesef, bütün ihtiyaca rağmen, büyüyünce muamele vergisine tâbi olacak büyük tamir atelyeleri, bu vergiden muaf küçük atelyelerin rekabetine dayanamazlar.
Dahi pek çok mevzularda muamele vergisi sistemimiz küçüklüğe, geriliğe, iptidailiğe prim vermekte, küçük atölyelerin. küçük debbnkhanelerin karşısında orta ve büyük mensucat ve deri fabrikaları, ve daha bir çok mevzularda büyümeğe meyleden fabrikalar parçalanmağa, küçülmeğe sevkedU inektedir.
Senelerdenberl fabrikalar bu durumu, sınaî hayatımızın geriliğe gitmesi tehlikesini belirttikleri halde, anlaşılmaz bazı düşüncelerle. hükümetlerimiz lüzumlu harekeli yapmağa karar vermemişlerdi.
Bugün, fakat ciddî ve kuvvetli bir hamle ile, muamele vergisi reformu da tahakkuk safhasına girmek üzeredir. Reform ümid ve tahmin etliğimiz gibi Bilhassa sannvllmlzl gerl-letlcl unsurları ortadan kaklı, nrsa, iktisadi İnkişafımıza âmil olacaktır.
Ancak hükümet taralından hazırlanacak ve herhalde devamlı memleket menfaatleri düşünce ve ölçülerine dayanacak kanun projesinin Millet Meclisinden hiçbir demagoji cereyanına kapılmayıp, kolu kanadı kesilmeden geçmesi lâ-
(Arku> 7 nci sabifede)
Yunan kıtaları kışı geçirmeğe hazırlanıyorlar
Londra 28 (Nafen) — Yunan asilerini Arnavut hududuna kadar kovalamış olan Yunan milli ordu birlikleri şimdi bu dağlık bölgede kışı geçirmeye hasırlanmaktadırlar.
Diğer taraftan Yunan komünistlerinin şimdi de Bulgaristan da üs kurmakta oldukları haklındaki haberler üzerine bu böl gede de tedbirler alınmıştır.
Yunanlstanın kuzey hudutlarındaki dağlık m m takalar d a soğuk gayet şiddetli olduğundan bu havaliye uzmanlar gönderilmiştir. Bunlar icabcden bütün tedbirlerin alınmasını kolaylaştıracaklardır.
Bir körün keşfi
Yeni tarz plâk yapmağa muvaffak oldu
Paris 28 (Nafen) — Kör bir Fransızın gayet miiblm bir buluş yaptığı açımlanmaktadır. Bu adam kör olmasına rağmen şlm diye kadar yapıılamıyan bir plâ ğı yapmaya muvaffak olmuştur. Bildirildiğine göre, bu plâk normal plâklardan çok daha fazla-şeyl alabilmektedir. Meselâ bu tarzda hazır i atım ıfş bir plâk 300 sahlfelik bir hikâyeyi alabilmektedir. Kör Fransız âlimi aynı zamanda bu plâğa göre bir de gramafon lcad etmiştir Bu gramofonun bir dakikada 78 tur yaptığı anlaşılmaktadır.
Bu yeni plâk sayesinde bütün bir operanın dinlenebildiği söylenmektedir. Paris körler enstitüsünde uzun müddet çalışmış olan bu Fransız körün adı Marice Bocquet'dir,
Tekel Bakanı ■
Bir kaç gündenbeıi şehrimizde bulunan Tekel ve Gümrük Bakanı Dr. Fâzıl şerafeddln Bür ge dün de tekel ve İstanbul güm rükler başmüdürlüğünde incelemelerde bulunmuştur.
Bu havalide hâlâ radyoaktif şualar var
Nevyork 28 (Nafen) — Bikini adasına 1946 senesinde atılmış olan son atom bombasının tesirlerinin kaybolup kaybolmadığı henüz bilinmemektedir. Bu bölgede üç seneden beri kuşlar ve diğer hayvanlar üzerinde tetkikler yapmakta olan âlimler bu adada bundan sonra İnsanların yaşayıp yaşamıyacak-jannı kestlrememişler ve bu me selenin bu nesil tarafından halledilebilecek bir mesele olmaktan çıktığını söylemişlerdir,
Bikini havalisinde elân radyoaktif şuaların bulunduğu zan nedilmektedir.
Hong Kong’da
Ingilizler müdafaa tedbirleri alıyorlar
Hon Kong 28 (Nafen) — Japon ordularının Hong Kongu işgal etmiş olduklarım gözonün de bulunduran Ingiliz askeri uzmanlan bu liman bölgesinin dışarıdan gelecek her hangi bir taarruza gereken müddet dayanabilmesini sağlayabilmek mak sadile muhtelif plânlar üzerinde çalışmaktadırlar. Muhabirlerin bildirdiklerine göre, Hong Kong'un İaşesini sağlıyabUmek mak.sadile Berlin hava yolunu andıracak bir «Hong Kong hava yolunun» kurulması da derpiş edilmiş ve bu husustaki plânlar tamamlanmıştır.
Hong Kongun nufusu iki milyonu bulmaktadır. Bu nufusun bir muhasaraya sonuna kadar dayanabilmesi İçin böyle bir ha va koridorunun kurulması elzem görülmektedir.
Askeri uzmanların belirttiklerine göre, Hong Kongun geçen harb esnasında iaşe edilmemiş olması bu bölgenin Japon ordusu tarafından işgalini mümkün kılmıştır.
Merle Oberon hastaneden çıktı
Nişanlısı kont Cini'nin gözü önünde düşüp parçalanması üzerine sinir buhranı geçirmişti
Kmi Cini
Paramızın kıymeti düşürülürse ne olur...
Muhtemel neticeleri hakkında ileri sürülen mütalâalar
Yazan : Cemaleddin Bildik [■
■S
7 eylül kararları hakkında hır nazariye — Bugünkü geçim şartları — Bazı endişeler — Et fiati de 5-6 liraya fırlar... — Bugünkü durumdan istifade edip devletin ucuzluğa ön ayak olması lâzım — Tekel maddelerinde, şekerde, Sümer bank ' dokumalarında ucuzluk yapılabilirmiş...
Başbakan Semseddin Günal-tay. İstanbula güzel bir haberle geldi; Haydarpaşa garında kendisini karşılıyan gazetecilere, Türk parası kıymetinin düşürülmiyeceğînl müjdeledl. Bu suretle efkârı umumlyede hasıl olan endişe kısmen zail otmuş İse de el'an tereddüt I-çinde bulunanlar ve Türk parası kıymetinde er geç bir İndirme yapılacağı zannnıda bulunanlar vardır.
Paramızın kıymetinde bir İndirme ameliyesl yapılacak olursa. bunun ne türlü akıbetlere yol açacağı malûm olmakla beraber, halk arasında gelişigüzel Tasladığım ve konuştuğum kimselerden bu husustaki fikirlerini öğrenmekten de kendimi alamadım. İçlerinden enteresan bulduklarımı kaydediyorum.
Bir liranın kıymeti 55 kuruş olunca!.*
İlk karşılaştığım, bir hububat-çı İdi. Zahire borsası koridorunda ayak üzeri sorduğum suale. oturmadan cevep veremiye-ceğini söyUyerck beri hemen oracıktaki yazıhanesine götürdü ve cebinden çıkardığı bir «lira.» yi masanın üstüne koyarak konuşmağa başladı;
«— Görüyorsunuz ya, bu, bir liradır ve kıymeti de 100 kuruştur. İktisat âlemini de, geçim şartlarını da ıltüst eden o 7 Eylül kararlan çıkmadan ewel de bu liranın kıymeti yüz. kuruştu.
Cebimde bu lira, gece yattım. Düşündüm k1 sabahleyin kalkınca liramın 50 kuruşu ile şu veya bunu, 25 kuruşlyle de falan şeyi satın alacağım; cebimde de 25 kuruşum katacak Sabahleyin gözümü açar açmaz okuduğum gazetelerde gördüm kİ akşamdan ıflO kuıuş olarak cebime koyduğum liramın kıymeti, 7 Eylül kararlarlyle 55 kuruşa lnivermlşl... Bu hal, hâlâ da öyle gitmektedir. Şimdi yeniden bir kıymet indirmesi yapılırsa, vaziyet 7 Eylül kararlarından sonraki durumdan daha fecî olacaktır. Hükümetin kıymet İndirme ameUyesine yanaşmaması, muhakkak ki İyi neticeler tevlld edecektir.»
Geçim şartları
Bir berber kalfası da şu cevabı vermektedir.
(— Pek tacildir ki para kıymeti düşürülürse zaten ağır olan geçim şartlan oir kat daha ağırlaşacftktar. Müesseselerde İş çl ve müstahdem olarak çalışan lann kazanç lannd a hiç bîr artış yapılmıyacak, fakat bu gibiler, flütleri ortan ihtiyaç m ad delerini değişmiyen kazançla-n ile temine çalışacaklardır.»
Berber kalfası, umumi görüşünü kendi durumuna çevirerek sözlerine şöyle devam etti:
«— Haftada 40 lira alıyorum. Şayet paramızın kıymetini düşürmek gibi bir hata işlenirse patronumun, bu 40 Ura hafta-
lığı tasarruf etmek için bana yol vermesi ille ihtimali dahiline girer, çünkü o. bu tasarruf ta kendisini nakli gösterecektir. «Evvelce dükkânın bıraktığı kâr İle şöyle böyle geçinip gidiyorum. Fakat masrafların artması karşısında dükkânın ka sancı düştü, bunanla beraber, geçim şartlan da daha ziyade ağırlaştı» demek suretiyle benim İşimi kendisi yapmağa çalışacak ve 40 lira haftalığımı ta sarrafta büyük fayda görecektir.»
5-6 liraya et
Bir kasap da. aklı erdiği kadar cevap verebileceğini işaret ederek diyor id:
«— Paramızın kıymetinin düşürülmesi demek, her türlü ihtiyaç maddelerinin rintlerinin artması demektir. Buğun 220 -260 kuruş arasında ye”en koyun etinin kilosunu da. bir de kış basta mı halk 5-6 liraya zor bulacaktır.»
İthalâtçının cevabı
Bir ithalâtçı da. gayet bita-rafane cevap »erdiğini söyliye-rek şöyle diyar:
«— Bizde oir para operasyonu yapmak, spekülatörlere fırsat vermek demektir. ?ünkü tatbikatta bir takım güçlüklerle kar şılaşılacağı tabiidir. Bunun 1-çin paramızın kıymetini düşürmek tehlikeli oir durum m ey da na getirir, ihraç madanmızın.
(Arkası 7 nci sahifede)
İtalyan milyoneri Cini'nin oğlu Kont Giorgio Cini bir kaç hafia evvel nususl tayyaresiyle Cannes'den Venedlğc giderken tayyare düşerek parçalanmış, genç Kont ve pilotu ölmüşlerdi. Kaza, uçak havalanırken vu kua gelmişti. Kont, kendisini teşyle gelen nişanlısını selâmlamak üzere tayyarenin bir par ça alçaktan uçmasını pilota söy İçmiş, pilot da alçaktan uçar. Kont nlşanlısına eliyle selâm verirken uçak düşerek parçalan mıştı. Kontun nişanlısı Holivu-rt un tanınmış yıi dalarından Merle Oberon'du Nişanlısının, gözü önünde, düşüp parçalandı ğını gören artist büyük bir asabi buhran geçirmiş, bu yüzden hastaneye kaldırılmışta, şimdi bir parça İyileştiği ve has taneden çıktığı bildirilmektedir. Kont Giorgio Cin! 31 yaşında, uzun boylu, siyah saçlı, mavi gözlü, güler yüzlü, çok sevimli bir erkek güzeli İdi Venedlkte kendisinden «güzel kont» diye bahsederlerdi. Kont bir müddet evvej Fransanın Akdeniz kıyılarında gezerken Merle Oberona raslamtş, İki genç çabuk dost olmuştur.
Merle, Hollvulla filim teknik İşleriyle uğraşan Lütfen Ballard lic evli idi. Fakat kan koca anlaşamadıklarından boşanmağa karar vermişlerdi. Artist bu işin neticelenmesini tekliyordu.
Kont, Merle ile evlenmeğe ka rar verince ailesi buna razı olmamış. fakat buna rağmen artistle nişanlanmıştır. Genç Kont nişanlısını görmek üzere hususi tayyaresiyle sık sık Cannes'a gi diyordu Bu seyahatlerden biri yukarıda bahsedilen facia Ue neUceienmlşür.
29 Eylül 1949
Sahile O
z*
Hıyar losyonu
Bu mevsim yapılan losyon bilhassa faydalıdır
Yüzün taravetini muhafaza etmek İçin iliyor suyunun dm kadar faydaki olduğu artık herkesçe malûmdur. Bunun kremlerinin. sütlerinin nasıl yapıldığı birkaç defa tarif edilmiştir. Fakat bu mevsim yapılan hıyar losyonu hepsinden tesirlidir yüzü temizlemek, cildin mesamatını açmak için faydalıdır.
Ciltlerinin güzelliği ile şöhret bulan kuzey kadınlarının ekserisi bu losyonu kullanırlar.
Bu aylarda bulunan fevkalâde olgun sararmış hıyarlardan almalı. Uzunluğuna ortadan ikiye ayırmalı. Bir küçük 1 şıkla hıyarın içini oyarak karmak, kabuklarını atmalı.
Çıkan çekirdekli içi bir bardağı içine doldurmalı. sonra bir kavanoza boşaltmak. Bir bardak hiyar içi için İki bardak 90 derecelik İspirto hesap etmeli. Kavanozun ağzı de ispirto arasında dört parmak bir boşluk bulunmalıdır.
Kavanozun ağzını güzelce ka-parayark üç hafta güneşte bırakmalı. Bu müddet zarfında içindeki boşlukta bir tabaka yağ hasıl olur. Hiyar çekirdeklerinden çıkan bu yağ çok faydalıdır.
Kavanozun içindeki İspirtoyu yağı suzmeli. hiyar içlerini temiz tülbentten sıkarak suyunu almalı. İspirto ve yağı içine katmalı, sonra küçük şişelere taksim ederek ağızlarını sıkı kapamalı ve saklamalı. Kullanılacağı zaman şişeyi çalkalanalı.
Sabah kalkınca bir pamuk parçasını bu losyonla ıslatarak yüzü sllmeli. Yatarken makiyajı çıkartmak için güzelce yıkanılmış olduğu hnlde pamuk simsiyah çıkar, mesamattaki bütün kirleri alır. Pamuk beyaz kalıncaya kadar bir iki defa silmeli.
Bu losyon uzun müddet bir mevsimden diğer mevsime kadar dayanabilir.
AKJAM
senenin tayörierö
hayali - Neseya
Müşküllere cevap
Faydalı bilgiler
Created by free version of 2PDF
Bu sene tayörlcrln ekseriyetinin belleri sıkı, aşağıları kloştur, yahut bütün kloş olan ceketlerin bolluğu bele sıkılan kemerle toplanıyor.
1 — Siyah yünlüden daı etek üzerine siyah kadifeden, yapılan ceket kruazedir ve altı düğme ile ilikleniyor.
2 — Menekşe rengi Jerseyden tayöör. Eteği düzdüt. Kloş olan ceketin bolluğunu bele sıkılan kemer topluyor.
3 — Siyah yünlüden tayör Eteğin aşağısı dar ve yırtmaçlıdır. Yaka ve reverler enlidir. Düğmeleri sarı ve madenidir. İçine giyilen blûz altın rengi
krepsa tendendir.
4 — Lâcivert yünlüden tayör Eteği dar ve yıtrmır,-lıdır. Ceketin elekleri kloştur Yaka ve kollar kürkle süslenmiştir
5 — Kurşuni kumlu yünlüden tayör. Eteği düzdür. Ceketinin arka yakası aynı renk kadifedendir.
so-
Paslanan soba mikaları
Kış hazırlıkları arasında
balan kurmak zamanı gelmiştir.
Yanarken ateşin görünmesi İçin cam yerine konulan (mika) dan plâklar ekseriya hararetin ve külün tesiri ile pas-lanmıtır. Sobalar kalkarken bunlar temizlenmemişse eskisi gibi parlak durması için amonyaktı bir bezle silmek kâfidir.
Süpürgelerin ömrünü uzatmak
Yeni satın alınan süpürgelerin ömrünü uzatmak ve tellerini sertleştirmek İçin, dört bardak suya toz halinae bir çorba kaşığı şap katıp eritmell ve bir leğene koymak. Süpürgeyi bu suda İki saat sonra soğuk su döküp yıkamalı konulunca gayet süslü ve kurutmak. jP"”'"’’ ’•••"
MODA HABERLERİ
* Elbise ve mantoların kollan ekseriyetle japone yapılıyor-
A- Siyah elbiseleri sarı ile süslemek modadtı.
* Mantoluk kumaşlar gibi tüylü ve yumuşaktır.
"A Kadife, bilhassa kırmızı kadife öğleden sonra giyilen elbiseler için modadır.
* Arkası açık ayakkabıların modası geçmiştir.
Yaprakları kışa saklamak usulü
Bu mevsimde bahçelerde
___zaran yahut sararan bazı cins bıraktıktan yapraklar vardır. Vazo içine .--------------.---- ——* durur.
[Bunları kışa muhafaza etmek İçin basit bir usu! vardır:
Temiz bir vazonun içine üç dört parmak yüksekliğinde gliserin koymalı. Muhafaza edilecek dallan seçmeli, en aşağılındaki bir iki yaprağı kopar-diktan sonra, sapı bir santim renk derinliğinde keskin bir çakı ile yarmah, gliserin içine batır-pelüş malı
I Uzun kış yapraklar henüz koparılmış gibi durur. Yalnız, taze olmıyan pörsük yapraklar koparılır ve saf olmıyan gliserin içine konursa uzun müddet dayanmaz, solarlar.
kı-
Anasonlu kestane Kestane mevsimi geldi. Suda haşlanmış kestaneyi herkes bilir. Fakat Fransamn (Auvergneı tarafında kestane haşlama tarzı büsbütün başkadır,
Kestanelerin üst kalın kabuk larını ayıklamak, ince zar gibi olan kabukları üstlerinde kalmalıdır.
Ateşe koyarken su tçesinc bir kaç yeşil anason tanesi ile az tuz katmalı Kestaneler yumuşamağa başlarken üzerlerine iki çorba kaşığı toz şeker serpmeli ve kaynatmakta devam etmeli. Kestaneler tam katar haşlanıp yumuşayınca ateşten indirmeli, ayıklayıp yemelidir
Bu suretle haşlanan kestaneler lezzetli olduktan başka, üst kalın kabuklan olmadığı için çabuk pişerler. Ateşten de İktisat edilmiş olur.
Parlaklıklarını kaybeden mercan kolyeler
Hakiki mercan kolyeler modadır. Bunlar uzun müddet ten üzerine temas ederlerse parlaklıklarım kaybederler.
iîç kahve kaşığı zeytinyağı içine bir kahve kaşığı terebentin ruhu koyarak karıştırmak. Bu mahlüt içerisine bir bez batırarak mercanları hafifçe uvala-malı. Parlaklığı derhal avdet eder.
ANKARA RADYOSU Bu akşamki prorram ln(es»s (Tahlr Buselik ralli>, Romınaiar (Pl. I
Haberler. Gecnılstr Bu«ta.
S«ller
ve İtalyan melodileri
Radyo GucteM.
Serbo* Sut
Şarkı ve türküler.
Unesko Gareteal
Grice - Minör piyano konçertosu (Pl.ı.
Koncuma
Dans mUKitl (Pl.l,
Haberler
Yarın sabah re öğle programı T.» Marşlar (Pi l
7.44 Haberler
8.00 Sar eserleri (PL).
8.15 Balcı müzikleri (Pl.l.
8.24 Günün programı
□ile Gazetesi
Slı. em a orgu Uc rar parçaları (Pl. I.
İSTANBUL RADYOSU
22 W) Müzik Max MorarDıiT
b(r temi üzerine varyasyonlar» çalım: Kari Bolım idarecinde Saksonya Devlet orkestrası (pl.).
2235 Müzik: Dans mılzlÇl (pil.
22 ıs Haberler.
23 00 Müzik Dana tnüzügı (pl). 2330 Proferanı
Kavun suyu ve makiyajı temizleme
Beyoğlu. Bedriye: 1 — Kavun suyu sürüleceği zaman yüzün teiniz, yani kremsiz, pudrasız olması şarttır. Bu işi sabahları görünüz.
2 — Gece makiyajını temizlemek için tatlı badem yağını kullanabilirsiniz. Yağı yüzünüze masaj yaparak sürünüz, beş on dakika sonra da pamukla silerek temizleyiniz. Badem yağı cildi hem temizler, hem de besler. Yalnız daima taze olmasına dikkat ediniz, az miktar satın alınız. Bayatının faydadan fazla zararı olur, cildinizin rengini sarartır.
3 — Ilık gül suyu ile yüzü sümek için gül suyunu bir kahve fincanı içine koyunuz, flcanı kaynar su dolu bir tasa oturtunuz, gül suyu bir İki dakika içinde İsınır. Bir pamuk parçasını. yahut tülbent! bu suya batırarak bununla yüzünüzü sill-
DiinuadaWELEg
Bu şeffaf şemsiyeler. Vlnllite denilen plâstik bir maddeden yapılmıştır. 8uyu katiyen geçirmez. Şeffaf oldukları için en şiddetli yağmurlarda Mle etrafı görmek mümkündür
Otomatik losyon cihazı
Bu küçük motor, benzin meselesini halletmiştir. Bisiklet arkasındaki rezervuarın tstlap ettiği benzinle 500 kilometre yol katolunabUlr.
Zilhicce t — Huu UT
Muzaffer Adam'm
StİRPKİZt ilk gelen müşterilere mühim tenzilât. Tel: 40387
Sayfiyeden dötıen Sayın İstanbul Halkını, Günlük yemek düşüncesinden ve pîfin» mek külfetinden kurtaracak olan Malzeme ve pLşirici ustalarının üstünlüğü ile şöhret ve itimad kazanmış bulun an yalntz EKREM YEĞEN Yemek Tevzi Müessesesidir.
Kurtuluş - Sinemköy Tel. 84474
Amerikada bir çok umumi mahallerde resmini gördüğünüı otomatik losyon cihazları vardır. Cihazın içinde cildi güneş yanmasından koruyacak bir lo.=yon mevcuttur İçine muayyen bir para atılınca pülverizatörden muayyen miktarda losyon çıkmaktadır. Deniz banyosuna giden bir çok kimseler bu cihazlardan faydalanmaktadır. B ı losyon vücudun her tarafına pülverize edilebilir. Kumaş üzerinde hiç bir leke bırakmaz,
GİZLİ POLİS
(İNGİLİZ CASUSU ASHENDEN)
Yazan: Somerset Mau£ham Tercüme eden: Vâ - Nû
Aşk ve macera romanı
. Trfrll(a No. 60 -
O gece buraya gelirken semada seyrettiği yıldzlar birdenbire aklına geldi.
Şu anda, sefirin muhteşem yemek odasında yedikleri ve konuştukları, ne uzay hâtıralar gibi duruyor. Bay Scöfer'in küçük entrikaları; Byçngin askı, Rose Auburn. Ne saçma şeyler... Beşiği mezarına bu derece yakın olan İnsan, zamanını ne beyhudellklerle geçiriyor’
Açhenden, düşünceli düşünceli. Herbartııs'u tetkik ediyordu. PolonyalInın yüzünde garip bir ifade hasıl olmuştu. Sıçramaca hazır bir kaplana benziyordu
Birdenbire Ashenden'e sordu:
— :Pere Gorlot» yu okudunuz mu?
— Evet... Bundan yirmi sene evv.l. Talebeyken.
— Mahut mesele hakkında Rastignac'la Vautrln arasındaki münakaşayı hatırlar mısınız? Eğer bir baş işareti Çin papazını öldürmeğe ve muazzam servete el koymağa kâfi gelirse, bu işi yapar mısınız?
Fikir Rausseau'dandır.
Herbartus'un geniş yüzünde bir tebessüm yavaş yavaş yayıldı.
— Münasebeti kavrayamıyorum. Neticesinde pek çok insanların ölecekleri bir karan vermek fenanıza gidiyor Buna rağmen şahsî menfaatiniz bahis mevzuu değildir. Bir general bir taarruz emrini verdiği vaktt, pek çok insanın orada ölüp kalacağım bilir. Ne dersiniz ? Buna iıarb derler...
— Ne mânâsız harb.
— Memleketime hürriyetini
bahşedecek.
— Hür olunca, memleketiniz hürriyeti ne yapacak?
Herbartus cevap vermedi. Müphem bir harekette bulundu.
— Haber veriyorum kİ, eğer bu fırsatı kaçırırsanız, bir benzeri kolay ve çabuk elinize geç-mlyecektir. Hududu geçen insanlarımız sık sık mevcut değildir.
— Lâkin böyle bir infilâktan mahvolacak o kadar adamı düşününüz. Yalnız ölüler değil, yaralılar ve aliller de bulunacak.
— Böyle bir manzara elbette benim de boşuma gitmiyor. Eğer netice parlak olacaksa ancak o zaman kendi vatandaşlarınızın da ölümüne sebebiyet verecek böyle bir infilâka razı olacağımızı size haber verdim. Böyle binlerce insanın ölümünü istemiyorum; lâkin bu hâdise vukua gelecekse, ondan dolayı iştahım filân kesilecek değildir. Sizin?
— Benim de elbette.
— öyleyse?
Ve lâkayıt yıldızlar bulutsuz gökte, mütemadiyen göz kırpıyor gibiydiler.
— Çok yoruldum Beynimde bir boşluk duyuyorum.
— Bir dakikada yanınızdan ayrılmak mecbriyetindeylm.
— öyleyse niyete oakalım, razı oııstnız’
— Niyete bakmak mı?
Ashenden:
— Evet! — diyerek — Cebinden para çıkardı. Eğer kelle tarafı üstteyse, adamınız tasavvurumuzu tatbik eder. Yaa tarafı üstte görünürse sulkasdl yapmayız...
— Pekâlâ. .
Ashenden, başparmağının tırnağı üzerinde muvazene temin ettirip, parayı havaya fırlattı. Havada hareketini ta-klbettlier, Sonra masanın üstüne düşünce, muharrir, eliyle dörttü, tkisi de aheste bir hareketle eğildiler, baktılar. Herbartus derin bir nefes aldı.
Ashenden:
— Mukadderat buymuş. —I dedi
BAY HARKİNGTON’UN ÇAMAŞIRI
1
Ashenden. güverteye çıktığı zaman alçak bir sahil ve bembeyaz bu şehir göldü; Vlâdl-
vostok.
Güneş henüz görünmüyordu, fakat dümdüz bir deniz üstünde sis hafifçe ağarıyordu. Gü nün sıcak olacağı anlaşılıyordu. İnsan kendini hakikaten dünyanın öbür ucunda hissediyordu.
Ashenden. bir Japon vapuruna binip Yakohama'ya kadar uzun bir yolculuk yapmıştı; ve nihayet, işte bu Rus gemisine binmişti. Tsutukl’den İtibaren Japon denizini geçmiş hiç bir İngiliz yolcusu olmamıştı. Vlü-dlvostok'tan Transsiberyan trenine binecek, bütün Asyayı şarktan garba geçip Petrograda varacaktı.
Kendisine bu derece mühim bir vazifeyi hiç bir zaman vermemişlerdi; yeni vazifesinden dolayı gurur duyuyordu.
Artık emirlere tabi olmıya-cak. Elinin altında külliyetli paralar yar. Her sahada istediği gibi serbes hareket edebilir. Tenine sardığı bir kemerin İçinde, astronomik rakamlara baliğ olan kredi mektuplarını taşıyordu. Kendisinden İstenilen, insan takatinin fevkindeydi; lâkin bunun böyle olduğunu
henüz kendi de bilmemekteydi. Nefsine karşı büyük bir itimatla İşe girişmişti.
İnsanlar hakkındaki telâkkisi şöyleydi: Onlarda bazan sevimlilik. bazan hayranlık uyandıran meziyetler tanırdı; lâkin zekâlerına yüksek olr mertebe vermezdi. Bazı kimseler, kafalarına Pythagore tablosunu sokacak yerde hayatlarını feda etmeği tercih ederler.
Bir Rus treninde on gün seyahat etmek fikri, hiç de hoşuna gitmiyordu Uti üç noktada köprülerin yıkılmış olduğunu söylüyorlardı. Tren, isyan etmiş askerlerin hücumuna uğramak tehlikesine maruzdu. Böyle olursa, yolcular, step ortasında kalıverlrlermiş. Lâkin trenler, şimdilik hâlâ yollarına devam ediyorlarmış Nikbinlikten aytıimıyan Ashenden de programını takibetmek niyetindeydi.
Menzile ulaşır ulaşmaz. İngiliz konsolosluğuna gidecek, yerinin tutulup tutulmadığını bank ufak tefek bir Yahudi yak taştıkça Vlâdivostoü'u öyle harap, öyle metrûk buldu ki. talih yıldızının söndüğüne hükmet-
ti. Ancak iki üç kelime Rusça biliyordu. Geldiği vapurda yalnız kaptan İngilizce konuşmaktaydı. Kaptan, nazik davranmış. kolaylık göstereceğini vadetmlşse de, Ashenden’in ona göründüğü yoktu.
Rıhtıma çıkarken, saçları kabarık ufak tefek bir ahudi yaklaşıp bay Ashenden olup olmadığını ondan sordu.
Ve kendisini takdim etil:
— İngiliz konsolosluğunun tercümanı Benedicct. hizmetinizde bulunmak emrini aldım. Bu akşam hareket edecek trende yeriniz tutulmuştur.
Böyle bir iyi karşılanış üzerine. Ashendenin keyfi derhal yerine geldi. Tercüman bagajlarla ve pasaportla uğraştı; sonra arabaya bindirip muharriri konsolosluğa götürdü,
— Konsolos:
— Size icabeden bütün kolaylıkları göstermek üzere emir aldım. — dedi. — Neler istiyorsanız. buyurun, söyleyin. Transsiberyen treninde size iyi bir yer tuttum am.ı Petrograd'*
(Arkası var)

29 Eylül 1949
AKSAM
Sûhlte 7
Mahkeme Koridorlarında
Yemyeşil Floransa ovasının ötesinde hatif bir ışık göz Kırpıyordu; bu ışık Dell» Kroçe şatosunun bir penceresinden «eliyordu. Şatonun etrafı yüksek servi agaçlarile çevrilmişti.
Bir akşam güneş battıktan sonra Flezole tarafından gelen bir beygirin nal sesleri duyuldu. Beygir gittikçe yaklaşıyordu. İşıklı pencerenin altına geldiği saman birdenbire durdu, başına geniş kenarlı bir şövalye şapkası giymiş, beline uzun bir kılıç takmış genç bir süvari, çalâk bir hareketle, eğerden aşağı atlıyarak pencereye yaklaştı. Bu süvari. Karlo Deste idi.
Karlo Floransa hâkimi Farına La Del Umbertinln emir subayı, Barbara delta Kriçe'nin de nişanlısı İdi.
Beygir durur durmaz pencere açıldı ve gürel bir gençkız çehresi göründü. Delikanlı, genç kıza sordu;
— Barbara sen misin?
— Benim. Karlo! Bu akşam geç kaldın.
— Umberti, ancak şimdi beni serbes bıraktı. Biliyorsun ki bu akşam hâkimin başkanlığında harb meclisi toplanacak. Ücrclll askerlerin, yarınki
tedl. Fakat Balearlıiar, atını dizginlerinden yakalıyarak:
— Parola! diye tekrarladılar.
Emir subayı,, askerlere şaşkın şaşkın bakıyordu- Ancak şimdi parolayı bilmediğini hatırlıyordu, Floransnd* toplanan harb meclisinde kararlaştırılan parolayı vakıa dinlemişti, fakat o sırada nişanlısını düşündüğü için aklında tutmamıştı.
Delikanlı:
____ Ploransadan geliyorum ve kumandanınıza bir emir götürüyorum- cevabını verebildi.
Fakkt askerler, sözlerine kulak asmadılar. İçlerinden biri: __ Bu adam, casustur diyerek arkadaşlarını ikaz etmek İstedi.
Askerler, derhal kılıçlarını çekerek Kartonun göğsüne doğru yönelttile. O sırada yetişen bir subay da Karlodan parolayı sordu. Delikanlı, ona da aynı cevabı verdi Subay:
— Bu casustur diyerek erlerin fikrini tasvip etti.
Karlo, mahvolduğunu anlıyordu. Balearhlar, casuslardan son derece nefret ediyorlardı. Parolayı söylemediği takdirde kendirini derhal öldüreceklerdi. Fakat zavallı aubay, parolayı bilmiyordu ki onlara aöyliyebll-sin.
Kuru gürültüye pabuç birakır mıyım ben?
büyük meydan savaşma hazır bulunmalarUe meşgul olmam lâzım.
— O halde şikâyet etmeğe hakkım yok Karlol Flçransa-nın can sıkıcı ve mağrur komşularına hadlerini bildirmeğe kadir olduğunu Stenoya göstermeniz lâzım. Karlo şayet galip gelirseniz, zaferinizin ferdesin d a düğün ura üz olacak.
Gene kız. nişanlısını salona aldı. Karanlık basıncaya kadar haşhaşa konuştular. Nihayet Karlo, ayağa kalktı ve Barbara kendisini kapıya kadar u-Rurladı. Delikanlı, atına binerek hareket edeceği sırada Barbara, beyaz bir zambak keserek nişanlısına uzattı:
— Karlo beni muharebede bir tehlike anında hatırlamak İçin şu beyaz zambağı al dedi.
Floransa hâkimliğinin harb meclisi, ganimetler salonunda toplanmıştı, üzün m asanın ü-rertne haritalar ve parşmenler serilmişti. Floraıısanın eşraf ve erkânı, harbin sevk ve idaresi için gereken kararlan alıyorlardı. Toplantıda bulunanlar arasında Bale ar adaları ücretli askerlerinin komutanı ile Karin Deste de vardı.
Karlo, Floransa hâkimi Um_ bcrtlnln solunda oturarak verilen emirleri, alman kararlan muhtelif bi diklerin birbirini tanımak için muharebe günü kullanacakları parolayı dinliyor. takat aklı fikri güzel nişanlısı Barbara‘ya gidiyordu.
Birdenbire sandalyelerin kaldırıldığını İşitince derin bir rüyadan uyanır gibi oldu. Harb meclisi sona ermiş, toplantıda bulunanlar ayağa kalkmışlardı. Hâkim Vmberil, emir subayına döndü.
— Karlo, şafak sökerken eğerimmiş İki beygirle harekete hazır bulunmalısın emrini verdi.
Ortalık yeni ağarıyordu. Flo-nunsanın asilzadeleri hudut Ü-rerlndtkl tepeleri tutmuş olan askerlerinin başında bulunuyorlardı. Aşağıkl ovada üc_ netli askerler, sessiz ve disiplinli bir şekilde ileri hareketlerine devam ediyorlardı. Floransa hâkimi Umberti cepheye vanr varmaz derhal kumandanları yanına çağırdı:
— Ücretle tutulmuş Fransız askerlerinin 8icnaya karşı kuzeyden yapacakları taarruzu başarabileceklerinden şüpheliyim. Fransızlar müdafaada İyidirler. Fakat taarruz için Ba-leariı askerleri tercih ediyorum. Onroı için Balear askerlerini evvelâ taarruza sürmeği Fransız) an da İhtiyatta tutmayı daha münasip görürüm. 81z ne dersiniz diye sordu.
Bütün kumandanlar, bu teklifini tasvip edince ümbartt, «m’r subayı K&rlo'ya döndü:
— Beygirine atla ve şu yazılı «mri Balear kuvvetleri kumandanına götür dedi.
Genç subay, beygirine atladı Ve dört nala sürmeğe başladı. Bir saat sonra BaJerhlann artçı kuvvetlerine yetişti. Bir müfreze:
— Parolayı ver diyerek kendisini durdurdu.
Karlo:
— Doransadan geliyorum diyerek yoluna devam etmek Ls-
Kıhçlar, göğsüne dayanmıştı. Biraz sonra sivri uçlan kalbine saplanacaktı. Karlo, son dakikalarının geldiğini hissetti ve aklı fikri sevgilisi Barbara-ya gitti, nişanlısının ismi ls-temlyerek dudaklarından çıktı ve bir gün evvel genç kızın kendisine verip göğsünde sak-
lamış oldnğu beyaz zambağı çıkararak, ölmeden evvel dudaklarına götürdü Hayreti
Göğsüne tevcih edilmiş olan tehdit kâr kılıçların yere indiğini ve Baleartı bir hürmetle:
— Yolunuza dediğini derin müşahede etti, görmüş gibi hâlâ onlara şaşkın şaşkın bakıyor, bu değişikliğin sebebini bir türlü tmiıyamıyor-du. Halbuki mesele, gayet basitti: O günkü parola »Beyaz zambak> kelimesi IdL
Çeviren: A. HİLÂLİ
subaym büyük
Günün mevzuları
(Baştarafı 5 inci sahifede)
zım gelecektir. Millet Meclisinin bu olgunluğu göstereceğinden, küçük bazı seçim politikası hesaplarına kıymet vermlyece-ğinden emin olabiliriz.
Devlet halfa ve iş adamlarını en çok alâkalandıran iki vergide adalete uygun telâkkileri, prensipleri kabul ettikten ve tatbike başladıktan sonra mükelleften yüksek bir vergi ahlâkı beklemek hakkını kazanmış olacaktır. İki değişiklik, muvazi olmalıdır ve olur ve bundan sonra -vergi* iktisadi kalfan, mamıza mân! olmak mahiyetinden kurtulur.
Devlet, bele bizde, iyilik, dürüstlük, hakka, adalete riayetkarlık, lüzumsuz tazyik ve izaç-lardân nefsini tenzihte millete misal numune olursa hele devletin otoritesinin bir parçasını elinde bulunduranlar mükellefin kazancına düşman oldukları fatihamı vermekten çekinirlerse, Türk mükellefi dünyanın en dürüst mükellef! olur ve devlet, geniş ve arlan varidat ile, iktisadi hayallinizi clhaz-landırma İmkânım bulur. Milletin zengin olmasını lstemiyen bir »maliye* muhiti bindiği dalı kesmiş olur. Zengin ve bilhassa zenginliğini devam ettiren bir hazine ancak inkişaf fiden bir ekonomi hayatının matı solüdür.
Ekonomi hayatını ezen btr hazine kendi kendini kurmağa mahkûm eder. Bugün bu hakikat anlaşılmış ve bütün mail politikamızın iktisadi hayatin Icaplarma uydurulması pronsipl kabul edilmiş bulunmaktadır.
Covat NİZAMİ
YENİ YAYINA
YES İLADA
TOrUjr* vr Kıbrıstarı bajka [nailler». Amerika. Tuman İntan. Irak, Sn-rtrr. LCbnnn. mistin. Avualralya »e Onu M Afr İtada da yakından takip edilen ve Mnleree OİCUVVCUMİ bulunan bflyûk dAva mecmuam YE.ŞİL-ADA'nır. 11 sayısı do çıkmıjtır
EI.EETTlIK
İstanbul elektrik teknisyenleri derileri tarafından neşredilmekle rJan ELEKTRİK Adil mecmuanın M. nrl anyııı çıtanıytm. Satış yeri İkbal Kitabeyi. Ankara cad. İstanbul.
Kaşlar yoluk, seyrek kirpikler rimelli, şehlâ gözlerin sürmeleri burun kenarlarına doğru »izmiş, gergin derili yanaklar koyu, kavruk dudaklar ciğer kızılına boyanmış. Saçlar tapede topuzlu, göğüsler göbeğe sarkık, uzun boylu, ördek boyunlu, iri kemikli bir kadın. Kendisinin bilemediği yaşı hakkında ben ne söyliye-yim?
Koridorda zabıta memurunun yanına dikilmiş, gelip geçenleri aç bir çaylak bataşlariyle süzüyor.
Yaklaştığımızı görünce, gayrimemnun eda İle yüzünü buruşturup başına yana döndürdü.
— Geçmiş olsun, hanım abla.
Aldırış etmedi. Kasketli delikanlı biraz daha sokuldu:
— Dargın mıyız, hanım abla?
Göz uciyle baktı, homurdandı:
— Alay mı geçiyorsun benimle?
— Amma yaptın ha. Alayı nereden çıkardın, hanım abla? Geçmiş olsun, dedim sana.
Öfkesi artar gibi oldu:
— Benim neyime geçmiş olacak? Git de karıya söyle sen o lâfı.
— Hangi karıya?
Omuz silkti:
— Numara yapamasana ulan. Bizim isi bilmiyor musun sanki?
— Haberim yok, hanım abla.
— Öyle ise hastaneye git de karıya sor. hepsini anlatsın sana-
— O kadın hastanede demek?
— Sinemada olacak değil ya, elbette hastanede. Yaralı insan nereye gider?
— Kim yaraladı?
Baygın baygın göz süzdü:
— Ellerime sağlık, ben vurdum zımbayı. Ooooh, canım sağolsun. SoJ yanağına bir elif çektim, kalçasında da bir delik açtım.
— Yaaa, bıçakladın demek.
— Sana ne oluyor be? Neye telâşlanıyorsun yani? Vurdumsa gebermedi va. İnsanın derisi pabuç tabanına, entari basmasına benzemez ki delinince yama istesin. Onun yaması kendin-dendir. Kebermedikçe korku yok. Yırtılan yerler kendiliğinden kapanır. Amma velâkin, suratına çektiğim elif, ölünciye kadar kalacak. Bize numara sökmez, anladın mı?
— Numara mı yaptı sana?
— Boş ver böyle lâflara. O enayi bana numara yapabilir mi? Akh sıra kıskançlık etmek istedi amma kim yutar? Altı av Yusufla dost oturmuş da herifin arzuladığı şeyleri bile öğrenmemiş, saloz kan. Ben bir saatin i-çinde dikiz etlim. Yusufun ağzından girip burnundan çıktım. Erkek idare etmek kolay değildir. Her adamın kendine göre keyifleri vardır. Kimisi çifte telliden hoşlanır, kimisi dans oyunu ister. Bazı erkek de vardır ki ağır uslu oturmağa meraklıdır. Kadın dediğin bunların hepsini bilmelidir. Yusuf üc günden beri bana tutuldu .ateşler gibi yanıp tutuşmağa başladı. «Hamdive-ciğim, ben o aptal Zehradan hiç hoşlanmıyorum. Adını bile beğenmiyorum kahpenin. Onu sepetliyeyim de seninle beraber oturalım» diye yalvarıyordu. Dün aksam gene sokakta bana balta oldu; «Hamdiye hanım, bu i-şin çıkar yolu yok. Evde sofra hazır. Bu akşam ben seni alıp bize götüreceğim, bu hanım benim arkadaşımın karısıdır, ikisini de yemeğe davet ettim, kocası da biraz sonra gelecek, diyeceğim. Masa başında kafa lan dumanladıktan sonra bizim enayi Zebrayı sepetlerim, ondan sonra seninle beraber yaşarız» diye zorladı. Yusuf İyi çocuktur, hatırından çıkamadım. Kan amma da sırnaşıkmış ha. Beni görünce midesi bulandı, deve nalbanda bakar gibi bakmağa başladı. Öyle şeyler vız gelir
hana. Misafir gibi masanın başına oturdum, başladık Yusufla kadeh tokuşturmağa. Zehra bir şeyler çakar gibi oluyor amma işin İClisine akıl erdiremiyor. Yusuf bir aralık; -«Haydi bakalım, Hamdiye abla. Sen yabancı sayılmazsın Burası da senin evin demektir. Kocan gelinciye kadar kalk da bir çifte telli tavır bakalım» dedi. Bir kadeh daha yuvarlayıp kalktım, öyle bir çifte telli oynadım ki enayi Zebranın ağzı bir karış açık kaldı. Ben fiöbek hoplatıp omuz titretirken, Yusuf ellerini çırparak: «Yaşşaaaa be Hamdiye! Bu dünyada senin eşin bulunmaz» diye nâra attıkça Zehramn yüreğini kurtlar kemirdi. En nihayet kanda hoşafın yağı kesildi, kendini tutamadı, bir aralık Yusuf yüz numaraya gittiği sırada; «Haniya, senin kocan gelecekti, gelmedi. Anlıyorum ki bunlar numaradır. Sen benim dostumu elimden almak İçin buraya geldin öyle mi?» diyerek rakı şişesini kapıp ü-zerime yürüdü. Biz böyle neler görmüşüz oğlum. Kuru gürültüye pabuç bırakır mıyım ben? Masanın üzerinden ekmek bıçağım almamla beraber karının sol yanağını yukarıdan aşağı doğradım. Bir bıçak da kalçasına atınca olduğu yere yıkıhverdi.
— Yusuf ne oldu?
Koridorda Yusufu arıyormuş gibi gözlerini belerterek etrafına bakındı:
— Yusuf da vız gelir bana. Kan hastaneyi boyladı ya, ona bak sen- Nasıl olsa Yusuf döner dolaşır, beni bulur.
Mahkeme açıldı, gene etrafına bakınarak zabıta memurunun yanı sıra gitti.
Ce. Re.
HALKEVLERİ ____KU KUMLAR.
* Eminönü Halkevi baŞknnhS'n-dan — Spor kolumuz lö/lO/lûlO p«-zartari Gününden itibaren l£Ms - JüSO çalınma yılma «irecektir.
Kayıtların pararlesi. cırsaınba. cuma «Ünleri «ant 1T.30 - 1030 araumda ya.p>lmnklUt olduâund&n üye ve eper
Paramızın kıymeti
(Baştarafı 5 inci sâhifedel
ihraç imkânlarını sağlamak ra reliyle bugünkü vaziyeti, yâni paramızın tayın etini muhafaza edersek bunun piyasada bir u-cuzluğa ve ferahlığa yol açacağı muhakkaktır.*
Ucuzluğa ön ayak olmak lâzım!
Diğer bir tüccar da, paramı -zan kıymetinde bir İndirme yap manın tehlikeli olduğuna işaret ederek diyor kİ:
(— şu sırada piyasada bir n-cuzlak temin edilmek İsteniyorsa buna devletin ön ayak olması lâzımdır, şöyle ki, diğer dev-letierin para kıymetlerini indirmelerinde Türkiyenio harici borçlar bakımından en a-şağı 100 - 150 milyon raddesinde bir İstifadesi vardır. Bu istifadeyi devlet mallarında bir Hat indirmesine has retinek pek İlâ mümkündür. Me selâ, Sümerbank dokumalarında, Tekel maddelerinde ve şekerde yapılacak ucuzlama, pL-yasayı kendiliğinden ucuzluğa sevkeder. Hükümetin yapacağı bu flat ucuzlatması, diğer serbes maddeler Hallerinde de mühim rol oynıyacaktır.»
Ben bu ufak ankette. İrimden ziyade fikre kıymet vermiş bulunmaktayım Bilhassa İşaret et inek isterim ta. paramızın kıymetinin düşürülmesine hiç kim se yanaşmâmâkta ve bir çokları da paramız kıymetinde yapılacak bir operasyonun çok tehlikeli ve zararlı olacağı kanaatinde bulunmaktadırlar.
Cemaleddin BİLDİK
Afyonda esiri eserler araştırmaları
Afyon (Akşam) — Afyonun şimalinde Eskişehir hududunda Prikya Kıralı Midyasa’ alt Yazılı kaya mevkiinde, İstanbul Ü-nlverriteri doçentlerinden Bayan Hâlet Cam bel tarafından, Fransız Arkeoloji Enstitüsü a-dına hafriyat yapılmaktadır.
İkinci Dünya Harbinden evvel 937 yıllarında başlıyan bu kazı harb dolayıriyle kesilmiş, şimdi yeniden başlamıştır. Neticede Yazıhkaya civarında bir şehir bulunduğu ve burada Frikyal Hardan evvel. Frikyahlar, Blzanshlar ve Turkler olmak üzere dört iskân yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kazıdan elde edilen çanak, çömlek ve ufak tefek zlnet eşyası Afyon .müzesine nakledilmektedir. Kazı daha devam etmektedir.
Tekel Kayseri Başmüdürlüğünden
1 — 32959 lira 15 kuruş keşli bedelli Yerköy İdare ve ambar binası sıva, doğrama ve döşeme Uç tesUatlardan İbaret İkmal İnşaatı kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konmuştur.
2 — Şartname ve sair evrak i lira 05 kuruş bedel mukabilinde alınabilir,
3 — Eksiltme 7.ckim.B49 cuma günü saat on beşte kapalı zarf usuHle baş müdürlükte müteşekkil komisyon tarafından yapılacaktır.
4 — Teklif mektupları muayyen günde saat on dörde kadar makbuz mukabili komisyon başkanlığına verilmiş olmalıdır.
5 — Muvakkat teminat 2471 lira 94 kuruştur.
S — Pastada gecikmeler kabul edilmez.
7 — İsteklilerin Tekel genel müdürlüğü İnşaat şubesinden bu İş için müddeti sarfında alınmış ehliyet vesikasını İbraz etmeleri lâzımdır.
8 — Dahafazla izahat almak ve keşif evrakını görmek iste-
yenlerin Tekel genel müdürlüğü İnşaat şubesine, Ankara ve Kayseri başmüdürlüklerine müracaatları, (14029)
Türk Hava Kurumu İstanbul Şubesinden:
Kurban bayramında cömert halkımız tarafından Hava Ku-rıımutıa bağışlanacak ve Kızılay derneği İle Çocuk Esirgeme Kurumu arasında paylsşılacak olan kurban derilerinin yüzülür ken delinmcmestofa ve mümkünse tulum çıkarılmasının temin olunmasını ve gelecek memurlarımıza derilerin mutlaka makbuz mukabilinde verilmesini, deriyi almağa memur veya bekçi gelmezse aşağıdaki telefon, numaralan yazılı şubelerimize haber verilmesini sayın halkımızdan rica ederiz, (13893)
İstanbul: 20516, Fatih: 241L3, Beyoğlu: 41588, Kadıköy: 6058B Oakûdar: 00396, Beşiktaş: 84120, Galata: 41508. |
Devlet orman işletmesi Gümüşhane Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Kürtün bölgesi Ellkbeli orman ara yerinde İstife alman 504 adede denk ıış m3 Lâdin ve 678 a-dede denk 147.219 m3 çam tomruğu 15 gün müddetle satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 3/11/949 pazartesi günü saat 15 de Gümüşhane orman İşletmesi binasında toplanacak komisyon ö-nünde yapılacaktır
3 — Beher metre küpünün lâdin tomruğunun 50 Hra. çam tomruğunun 52 liradır. Her parti için %7,5 hesabiyle geçici teminat alınır,
4 — Bu İşe alt şartname Ankarada orman genel müdürlüğüne, İstanbul işletme müdürlüğü, Gümüşhane, Trabzon orman işlerine müdürlüklerinde ve Bayburt bölge şefliğinde görüle-bHlr.
6 — isteklilerin belli gün ve .saatte müsbit evrak ve İlk teml-natlarlyle komisyona müracaatları. 13691
Devlet Denizyolları ve Limanlan işletme Genel Müdürlüğü İlânları
1 — 8480 lira 51 kuruş keşif t tutarında bulunan 1272 lira 3 kuruş geçici güvenmesi olan telli tabya kılavuzluk binasının (R. Kavak-Yeni Mahalle arasında) o narımı İşi 30/9/1949 cuma gü-gü saat 11 de pazarlıkla ekşitmeye konulmuştur.
2 — İsteklilerin, ayni teknik vasıfta bir yapı veyahut onarım işini daha önce başarı İle yapmış olduklarına dair belgelerini pazarlık sırasında alun satım komisyonuna İbraz etmeleri ve pazarlıktan önce komisyondan alacakları bir yazı ile güvenme paralarını İdare veznesine yatırmaları, şartnamede yazılı belge ve mukbuzlarile birlikte belirli tarihte Tophanede Genel müdürlük alım satım komisyonunda bulunmaları.
3 — Şartname ve buna ekli kâğıtlar her gün yapı şubesi müdürlüğünde görülebilir. (13724)
Created by free version of 2PDF
■ever nrJcacUııLnra IIAn olunur.
Dev'et C rman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Karadere bölgesinin Çakalhk istifyertn-de mevcut 713 adede denk 79.730 metreküp kayın dolap keres tesi bir parti halinde açık attırma İle satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 11-10-949 salı günü saat 15 de Hendek bölge şefliği bfaasndo toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpü (112) lira olup % 7.5 teminatı (669) Hra (80) kuruştur
3 — Buna alt şartname He ebat listesi Orman Genel Müdürlüğünde, Ankara, İstanbul, İzmit, işletme müdürlüğünde, Hendek. Adapazarı merkez bölge şelliğinde ve İşletme müdürlüğünde görülebilir.
4 _ İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbltelerlle
birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. 13874
Sinema makinesi satışı
İstanbul Defterdarlığından:
Tarlabaşı Maliye şubesine olan vergi borcundan dolayı haczedilip Beyoğlu İstiklâl caddesi 26/1 No. lu eski Atlas sinemasında bulunan bir adet Philips marka sesli sinema makinesi İle 215 adet sandalya, 30.9.949 cuma günü saat 10 da satı. lacaktır.
Taliplerin belli gün ve saatte bildirilen mahalde bulunmaları İlân olunur.
NOT : Mezkûr mahal eski Atlas sineması olup bugünkü Atlas sineması ile hiçbir alâkasıyoktur. 14208
Satılık tarlalar
İstanbul Defterdarlığından:
Kıymeti Teminat
Dosya No. Cinsi Lira Lira
İstanbul Askerlik Dairesinden
1 — 929 doğumlu ve bunlarla İşleme tâbi daha yaşlı doğumlu Erlerle çeşitli kanuni sebeplerle şimdiye kadar şevkleri geciktirilmiş olan 928 ve daha yaşlı doğumlu erler ve kardeşleri askerde olmasından şevkleri geri bırakılmış İken kardeşleri nln terhis edilmiş veya terhis mahiyetinde izinli bırakılmış ol masından şevkleri icap eden muhtelif doğumlu erler muvazzaf lık hizmetlerini yapnıuk üzere askere yollanacaklardır.
2 — Deniz erleri için toplanma günü i2 Ekim 949 çarşamba ve diğer sınıflara n.ensup erlerin toplanma şünü de 14 E-klm 949 CUMA günü saat 9 dur Belirli günde gelmiyenler hak tanda kanuni kovuşturma yapılacaktır.
3 — Muhtelif doğumlu yoklama kaçağı ve bakayalardan 30 Kasım 949 -.ününe kadar şubelere müracâat edenler 929 du
ğıımhıların tertibatına yollanacaktır.
4 — 929 doğumlu ve bu doğ umlularla İşleme tâbi sakat erler silâh altına alırınııyacaktır
5 — İlgililerin btigl edinilmeleri, ve kayıtlı bulundukları As
şubelerine vaktinde gelmeleri yayınlanır. 3f*9>J - 1405ü
Kastamonu Tekel Başmüdürlüğünden:
To8yadu yaptırılacak olan 40445,74 lira keşif bedelli ve 3033.43 Hra geçici teminattı idare binası İkmal inşaata işine İstekli çıkmadığından ihale yirmi gün uzatılarak 7,10*949 Cu ma günü saat 11 e bırataimşıtır.
Şartnameler her gün İstanbul, Ankara ve Kastamonu Başmüdürlüklerinde görülebilir.
İsteklilerin evveiee İlân Olunan şartlar dahilinde teklif mektuplarını belirli günde saat 10 a kadar Kastamonu Tekel Başmüdürlüğüne vermeleri ilân olunur. (13(70) |
5213—1310 Karta), (Maltepe) Gülsuyu mah. 18 1306 98
pafta, 312 ada, 20 parsel 1824 M2 tarla.
5213—1311 Kartal. (Maltepe) Gülsuyu mah. 18 640 48
pafta, 312 ada, 17 parsel 918 M2 tarla.
5213—1312 Kartal, (Maltepe) Gülsuyu mah. 18 640 48
pafta. 312 ada. 18 parsel 918 M2 tarla
5213 1313 Kartal. (Maltepe) Gülsuyu mah. 18 1300 98
pafta, 312 ada, 10 parsel 1824 M2 tarla
5213—1318 Kartal, (Maltepe) Gülsuyu mah. 18 1250 94
pafta, 312 ada, 1 parsel 1824 M2 tarla.
5213-1320 Kartal. (Maltepe) Gülsuyu mah. 18 643 49
pafta, 310 ada, 6 parsel eski 577 kapı saydı 918 M2 tarla.
5213-1325 Kartal. (Maltepe) Gülsuyu mah 18 650 49
pafta, 313 ada, 5 parsel 918 M2 tarla.
5213—1326 Kartal, (Maltepe) Gülsuyu mah. 18 1300 98
pafta, 313 ada, 6 parsel 1830 M2 tarla.
5213-1327 Kartal, (Maltepe) Gülsuyu mah 18 650 49
pafta, 313 ada. 3 parsel 918 M2 tarla.
5213 —1328 Kartal, Maltepe mah. 18 pafta, 313 650 49
ada. 4 parsel 918 M2 tarla.
5213 1330 Kartal. (Maltepe) Gülsuyu mah. )« 1300 98
nafta, 313 ada. 7 parsel 1830 M2 tarla.
5213 — 1331 Kartal, (Maltepe) Gülsuyu mah. 18 650 4 9
patta, 513 ada. 8 parsel 918 M2 tarla.
5213 1333 Kartal. (Maltepe) Gülsuyu mah. 18 1350 102
pafta, 313 ada, 11 parsel 1926 M2 tarla
5213—1334 Kartal, (Maltepe) âOlsuyu mah- 18 650 40
■pafta. 313 ada. 10 parsel 918 M2 tarla 5213—1335 Kartal. (Maltepe) Gülsuyu mah. 18 650 49
parın. 313 ada, 9 parsel ffl8 M2 -sırla.
Yukarıda yazılı tarlalar 19-10-949 çarşamba günü saat 15 do Milli Emlâk müdürlüğündeki komisyonda tyn ayrı açık arttırma 11c satılacaktır. İsteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlariyle satış günü komisyona, fazla bilgi için sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (Teminatlar önceden de yatırılabilir.) J4209
Sahlfe 8
AKŞAM
» KyiÛl İÖ40
İstanbul Levazım Amirliği ilânları
Sümerbank
Sermayesi : 200.oM.ooo Türk Liran
Merkezi : ANKARA
Şubeleri : İSTANBUL GALATA ve Bahçekapı
Vadeli ve vadesiz tasarruf mevduatlyle ticari mevduatı en milsald şartlarla kabul eder.
ISTIKB&LKM MTLC BAKABİLMEK «I YH B&KWL&/Kâ.Bto£
Aşağıda cins ve miktarı yazılı maddelerin kapalı zarfla eksiltmeleri hizalarında yazılı gün, aaat ve mahallerde kİ As. 8*. AL komisyonlarında yapılacaktır. Taliplerin kanuni vealkalariyla teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat evveline kadar ait oldukları komisynolara vermeleri, 3587 — 3595 — 13704
Cinsi Miktarı Kilo Tutan Ura Yemin m Ura thale gün, saat ve mahalli
Kuru ot 1,269,000 303,400 16,120 11 Ekim 949 11 Rami Topçular.
Bul yalı ot 150,600 11.000 1.575 14 » 16,30 Gelibolu.
Sadeyağı 5,000 36,750 3,757 13 > 16 İzmir Kışla.
Sığır eti 120,000 155,700 9,035 10 * 11 Ankara Lv. Â
Odun 300,000 31,000 1,575 10 » 10,30)
Patates 50,000 15,000) )
Kuru soğan 18.000 3.600) 1,395 10 » 10,45) Ankara Lv A
Sadeyağı 4,000 26,400 1,080 10 11 Kayseri Lv. A,
T. Balyalı kuru ot 2,000.000 275,000 14,750 6 » 16 Sarıkamış
Tuzsuz tereyağı 4,200 31,500 2.363 12 11 Konya Lv. A.
Çakıl. Rum, blokaj taşı 797 L 1,86 5236 7 > 17 Bandırma.

Pazarlıkla 5 adet cadde binek otosu tamir ettirilecektir. Tutarı 10.000 Ura olup kesin teminatı 1500 liradır.
Pazarlığı 30 Eylûl/M9 günü saat 11 de Ankara M. S. B. Sa, Al. Ko. da yapılacaktır. Şartnamesi İst. Lv. A. de görülür. Taliplerin belli vakitte komisyona müracaatları. 3527 - 13462
¥
lı Tahmin edilen bedeli 6690 Ura olan 1590 kUo numunesi dahilinde Şıpkalık Halat 7 Ekim 949 günü saat 15,30 da Harbiye Lv. âmirllgl Sat. Al. Komisyonunda pazarlıkla satın alınacak tır.
2> Kesin teminatı 1005 lira olup şartname ve numunesi komisyonda görülür. (3787 - 14105)

1 — Pazarlıkla 3.5 milimetrelik 85 metre Linolyon satın a-lınaraktır. Tahmin edilen bedeli 2316 lira 25 kuruş olup kesin teminatı 347 lira 45 kuruştur.
2 — Pazarlığı 30/Eylûl/B49 günü saat 11.30 da Harbiyede Lv. A Sat. Al. Kom. da yapılacaktır, şartnamesi komisyonda görülebilir.
3 — isteklilerin kati teminatiariyle komisyona gelmeleri,
3759-14178

1 — Pazarlıkla 10000 liralık sadeyağı satın alınacaktır. Kesin teminatı 1500 liradır.
2 — Eksiltme 29/9/949 günü saat (9.45) de İst. Harbiye Lv. A. Sat. Al. Ko. da yapılaeaktır. Şartlaşmalar Ko. da görülebilir.
3751-14180
■1 1 0 rr

Dünyanın en meşhur
ve en uzun ömürlü
FENER PİLLERİ
Hidra Elektrik tesisatı yaptırılacak
İller bankasından :
1 — Trabzon iline bağlı Sürmene kasabası eiektrtk »a-tıralma tesLı edilmek üzere 1 adet 30 beygirlik türbin grubu satın alınacaktır. Yüksek ve alçak gerilim şebekeleri yaptırılacaktır.
2 — İşin keşif m edeli 135,700,75 liradır.
3 — Oeçici teminat 8.036 — liradır.
4 — Zarflar makbuz mukabilinde en geç 17 Kasım 1949 perşembe günü s»al 17 ye kadar Bankamıza teslim edilmelidir.
5 — Kapalı teklif zarfları, 18 Kasım 1949 cuma günü saat 15 de toplanacak Bankamız Satmalına komisyonu tafralından açılacaktır.
6 — Postada vaki gecikmeler nazarı itibara alınmıya-caktır.
7 — Bu işe alt şartname (10.—) lira mukabilinde Bankamız Muhasebe müdürlüğünden temin edilebilir.
8 — Bu İşe ait bilcümle Devlet ve belediye vergi ve resimleri, noter ve harç masrafları işi alana alt olacaktır.
9 — Teminat mektubu mukabilinde avans verilemez.
10 — Banka İhaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekte serbesttir. (L2574)
Kastamonu Tekel Başmüdürlüğünden:
Kargıda yaptırılacak olan 70729.32 lira keşif bedelli ve 3054,70 lira geçici teminatlı idare binası İkmal İnşaatı işine istekli çıkmadığından ihale yirmi gün uzatılarak 1/10'940 Cuma günü 3aat 16 ya bırakılmıştır.
Şartnameler her gün İstanbul, Ankara ve Kastamonu Başmüdürlüklerinde görülebilir.
İsteklilerin evvelce İlân olunan şartlar dahilinde teklif mektuplarını belirli günde saat 15 e kadar Kastamonu Başmüdürlüğüne vermeleri İlân olunur. (13789)
AlONCfRlIff Jll
IVEREADYİS
'76u**'
8*>(CHTER IIGHT
rcf?yc/ro-
KADfV rr COCVKlAtKH*
— Kumbaranda kaç liran birikti yavrum?
— Her halde 100 liradan fazla babacığım.
— Öyleyse, hemen GARANTİ BANKASINDA lüO liralık bir hesap açarak bu apartmanın bir dairesini kazanabiliriz.
EPARİSE GİDECEKLERE MÜJDE —S arisle en nefis alaturka yemekerini yemek isterseniz ■ ps Elysâes civarındaki LOBD LOKANTASINA git- I i tavsiye ederiz.|
Zayi — Devlet Denizyolları limanlar işletmesinden S. Ml-chele vapurunun boşaltılması I-çin depozito olarak TL. 450.— için alınan 17767 numaralı ve 20.9.949 tarihli makbuzu zayi ettiğimizden yenisi çıkarılacağından hükümsüz kaldığı İlân olunur.
Laster, Sllbermann ve Şsı.
T. C.
ZİRAAT BANKASI
Yurdumuzun dört Koşesınue yayılmış ouiunan sayın müşterilerini memnun edebilmek İçin onlara betti bir yerde, belli bir evi, arsayı değil İstedikleri yerde.
İstedikleri
E V 8
ARSAYI
TARLAYI
Bezendikleri EŞYAYI
Edinmek imkânlarını sağlâma-jı düşünmüş, 1949 İKRAMİYE TUTARINI 300.000 liraya YÜKSELTMİŞTİR.
4 Çekişilin her birinde
25000.
İO.OOO,
5.000 liralık
İkramiyelerden başka 1000 Hra Ue 50 lira arasında muhtelit miktarda 458 ikramiye vardır.
Çekilişler ; 28 Şubat. 30 Mayıs, 31 Ağustos. 30 Aralık İkramiyelerden inydalanmuk için keşide yapılacak ayın ü-çiine kadar vadesiz tasarını hesabında 100 lirası bulunmak ve bu miktarı çekitlş tarihine kadar devamlı şekilde muhafaza etmek kâfidir. Ayıu müddet zarfında hesaplarında 100 liradan fazla bir bakiyeyi muhafaza edenler her 500 lira için ayn bir kar*a numarası alırlar.
HELLENiC LiNES LiMiTED
İNGİLTERE — ALMANYA ve BELÇİKA
arasında muntazam posta
Limanımızda bulunan VORİOS HELLAS Vapuru LONDRA — HAMBURG ve ANVERS
İçin yüklemektedir. Umumi acenteleri: S. TOPKR et Co.
Galata Veli Alemdar Han Tel: 41929.
Zayi — Devlet Denizyolları limanlar İşletmesinden Dwight L. Moody vapurunun boşaltılması için depozito olarak TL. 1200.'— için alınan 15440 numaralı ve 14.9.949 tarihli makbuzu zayi ettiğimizden yenisi çıkarılacağından hükümsüz kaldığı ilân olunur.
Laster, Sllbermann ve Şsı.
Çay alınacak
Tekel Genel Müdürlüğünden
Ton KaUteal
Pazarlık
Menşei tarihleri günleri
Trotvar yaptırılacak
Maltepe Belediyesinden:
Şartnamesine tevfikan pazarlık suretiyle ve m2 hesabiyle vahidi flat üzerinden beton trotvarlar yaptırılacaktır, isteklilerin 375 lira geçici pey akçeleri ile birlikte 30 ■'9/949 cuma günü saat 14 de Maltepe belediye encümenine müracaattan ilân o-lunur. 13450
TUZLA İÇMELERİ
31 Ekime kadar mevsim trenleri devam ederek Otel, Lokanta ve tam tcşfciİâtîle açık bulunduğundan Baylanı tatillerinde de istifade edilecek biricik sağlık kaymaklarıdır.
Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları Bedelleri hususi şahıslar tarafından ödenen mahkeme, icra, tapu ve noter ilânları gibi resmi ilânlar eskiden olduğu gibi doğrudan doğruya «AKŞAM» idaresi tarafın-dan kabul edilmektedir.
Lokman Hekim
(Dr, HAFIZ CEMAL)
Dahiliye Mütehassısı Divan yolu No. 1(14 Muayene saatleri Pazar hariç ner gün 2.5 - 5 Tel: 23398
36
36
110
118
140
DarjeelLng
Flowery Orange Pekoe Orange Pekoe JHLnd 24.10.1949 pazartesi
Orange Pekoe Seylân 27.10.1949 Perşembe
Orange Pekoe Çin, Cava veya
Sumatra 31.10.949 pazartesi
1 — Pazarlıkla alınacak olan çayların miktar, kalite ve menşeleri yukarıda gösterilmiştir. Bu işe ait şartname her gün Genel müdürlüğümüzde, Ankara ve İzmir başmüdürlüklerimiz-
den alınabilir.
5 — istekliler, şartname dairesinde hazırlamış oldukları teklif mektuplarını, her menşe İçin yakanda yazılı pazarlık günlerinde, saat 15 de Kabataşta Genel müdürlüğümüz binasındaki Tekel maddeleri alım komisyonuna vermeleri lâzımdır,
3 — Evvelce verilmiş olan numunelerin şartname gerenin ce yenilenmeleri icap eder. 13865
—NİMET ERİM —t
I Aile Biçki - Dikiş Yurdu Talebe kaydına başladı
I Yıllarca yurd İdare etmiş, tanınmış ve takdir edilmiş Nİ- I I MET ERİM, tecrübesi ve en ileri metodu ile BİÇKİ - DİKİŞ I ■■ talebesine kolaylıkla öğretir. Milli Eğitimden tasdikli dlplo- S ma verir. Adres: Beşiktaş, Maşuklar Caddeşj No,67|
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi
İstanbul Şubesinden:
Ağaçlı Kömürleri
Depoda müşteri vasıtasına teslim
TONU 25 Liradır
Satış yerleri:
Müessese merkezi
Kozlucahan satış servisi Eminönü » »
Fatih « »
Kadıköy » »
Üsküdar » »
Galata Yeni Yolcu salonu kat 3 No. 1
Galata Rıhtım caddesi Halkevi Şerefefendi sokak Büyük Karaman cad. No.
8/66
Bahariye ileri sokak No. 16 Toptaşı cadi. Kefçedede mektebi S. No 14
MÜESSESE DEPOLARINDA BULUNUR.
Created by free version of 2PDF