1949 Haziran etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1949 Haziran etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


AKŞAM
H e r g ü n
8 Sahife
AKŞAM
Yarın
Sene 31 — No. 11032 — Matlı har yerde 10 kuruştur.
SALT 16 Haziran 1949
flahlM: Neomaddin Sadak
Yan tfllerlnl fUJen idare edan: C. Bildik — Akşam Matbaası
Hükümet kardeş kanı
Hükümet dün akşam
akmasına müsaade etmiye-cek, müteyakkız bulunacak
bir tebliğ neşretti
Bundan sonra alınacak kararlar, karşı
“Hükümet memlekette bir huzursuzluk havası tertiplerile karşılaşmış bulunuyor,,
partilerin hareket tarzına bağlıdır
“Demokrat Partiyi idare edenlerle bu parti kongresi vatandaşlar arasında husumet duyguları uyandırmak istiyor,,
P ir kısım hukukçular D.Parti kongresindeki bazı ifadelerin ve kararların kanunen suç teşkil ettiği kanaatindedir.
Fakat hükümet bunun üzerinde durmamıştır
Ankara 28 (Telefonla) — Demokrat Parti kongresi münasebetiyle hasıl olan vaziyet ve hti-bura ehem-
kümetln beyannamesi mahfillerinde alâka ve mlyetle karşılanmıştır. Hükümeti böyle bir beyannamo neşrine sevkeden sebep Demokrat Parti kongresinin biltün toplantısı esnasındaki konuşma tarzıdır. Delegelerden çoğu Seçim kanununu ve «atr'bu gibi esasb memleket meselelerini bir tarafa bırakıp asıp kesmekten bahsetmişlerdir.
Celâl Bayar tarafından okunan İdare heyetinin raporu bu İsyan havacını âdeta tahrik etmiştir. Raporda «Şayet seçimleri kazanamazsak ne yapacağız,' bir yol gösterin» denilmesi tahrikten başka suretle tefsir edilemez. Bu ifadeden anlaşılıyor kı seçim en dürüst şeklide yapılmış olsa da Demokrat parti kazanamazsa memlekette bir ihtilâl havası estirecek, yer yer arbedler olacaktır. Böyle bir vaziyete müsaade etmemek hükümetin vazifesidir.
Bazı hukukçular bu iradelerin ve şort kararın kanunen suç teşkil ettiği kanaotfrıdedir Fakat hükümet bunun üzerinde durmamıştır.
Hükümet, Demokrat Parti kongresinde esen havayı demokrasiye mugayir bulmuştur. Hükümet, memlekette demokrasiyi hakikaten yerleştirmek azmindedir. Kardeş kıını akmasını istemiyor ve. bunun için a-zlmlt ve müteyakkız bulunacaktır.
Hükümetin bundan sonra a-lacagı karârlar karşı partilerin hareket tarzına bağlıdır. Hükümet, demokrasiyi kuvvetlendirmek hususunda karşı partilerin iş birliği yapmağa hazırdır. Fakat bu partiler sükûn ve intizamı bozmağa teşebbüs ederlerse zayıf davranmıyacak, kan dökülmesine meydan vermlyecek-tlr.
Ankara siyasî mahfillerinin tefsirleri
Ankara 28 (Akşam) — Demokrat Parti kongresinin müzakere usulleri ve ortaya koyduğu tez. Ankara siyasi Drahmilerinin alâkasını çekmekten geri kalmamakla İdi. Günaltay Kabinesinin İş başına gelmesiyle hayli yumuşıyan .siyasi hava Demokrat Parti kongresinden sonra birdenbire bulanık ve endişeli bir hal almıştı. Hükümetin neşrettiği beyanname işte bu endişeyi yoketmek gayesiyle vatandaşlara sunulmuştur
Filhakika kongrenin bütün devamınca bahis konusu olan »sehpa-, «kana kan, cana can* tâbirleri vatandaşta emniyet unsurunu hayli sarsmış bulunuyordu. Ana dâvalar komisyonu tarafından kongreye sunulan ve kongre üyeleri tarafından daha da şld de tlend irilmesi istenen «emniyet andı* ise memleket endişesini ön plânda tutan klm-

Ankara 21 (A.A.) — Başbakanlıktan tebliğ edilmiştir;
Demokrat ParU İkinci büyük kongresinde verildiği anlaşılan kararlar dolayısıyla bütün vatandaşlara aşağıdaki hususları bildirmeği vazife sayar.
Milli aut adı altında Hân olunan karar hükümetçe İncelenmiş ve bu kongre kararı, delâlet ettiği zihniyet bakımın, dan, bir hukuk ve nizam devleti mefhumu ile telifi asla kabil olmayacak mahiyette görülmüştür.
- ■ Mı/felak bir usl&plu yitilmiş olan bu karar vatandaşların selimlerde meşru müdafaa ha-ünde kalbllecekterinl ve bu takdirde haklarını Anayasa ve Türk ceza kanunu müeyyidelerine dayanarak korumalarının kaçınılmaz bir zaruret olacağını söylemekte ve vatandaşlara kaya temas eden kısımlarında bu türlü bir haksızlığa karşı İç emniyetin dış siyasetimiz ü-..............
zerindeki tesirleri ve neticeleri bilhassa calibi dikkat görülmektedir, Hükümet çevreleri bu tebliğle, bizzat Demokrat Paıtl tandaş yalnız kendi takdirine lideriyle de mutabık olarak, dış dayanarak kanunun bu işe me-slyaset endişelerini de göz ö-|mur ettiği kimselerin işine ka-nünde bulundurduğu kanaatin- rışacuk, onları kendi takdir ve dedir.
(Arkası sahife 2; sütun 4 le>
Demokrat Parti idare heyetinden bazıları kongerede
seteri âdeta ürkütmüş bulunuyordu. İşte bu havadır ki hükümeti bu tebliği efkârı umumlye-ye arzetmek zaruretinde bırakmıştır.
Hükümet mahfilleri, bu tebliğle sadece vazifelerini yaptıklarına kanidirler. Demokrat Parti kanunların tam tatbikim İstemektedir; hükümet do bunu yapacağını bildirmiştir. Demokrat Parti, parti diktatörlüğünün aleyhindedir: hükümet de aynı görüşü müdafaa etmiştir. Demokrat Parti «baskı» ve
«yıldırma» usullerinin bir memlekete fayda getlrmlyeceğlnl bildirmiştir; hükümet de aynı kanaatle bunu İlân etmiştir.
Hükümet çevreleri bu beyannamenin neşrini bir zaruret o-tarak kabul etmektedirler. Eğer hükümet. Demokrat Parti kongresince kabul edilen »emniyet andı» ndakl birkaç müphem kelimelerle vatandaşı karşı karşıya bırakmış ve susmuş olu aydı, o zaman vazifesini yapmamış olacaktı.
Bayann nutkunun dış polltl-
Amerika ve Ingilterede iktisadi durum iyi değil
lA
Amerikada sınaî istihsal en
alçak seviyeye indi
Londra 28 (Rı — Amerikada sınai istihsal mayıs ayında, arka arkaya altıncı ay olarak düşmüştür, istihsal şimdiye kadar kaydedilen en alçak scvlye-yeye inmiştir.
Amerikada îşaizlik
Vaşlngton 2Î (A.A.) — İyi
haber alan çevrelere göre, Birleşik Amerlkadakl İşsizlerin sayısı şimdi 4 milyonu bulmuştur.
Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan son bültene göre iş-sîzlerin sayısı 3.298.00ü ve haftada yalnız bir kaç saat çalışan İşçi ve memurların sayısı 1.800.000 den fazladır.
Bu çevreler tarafından ayrı-
ca bildirildiğine göre. İktisadi ..... .............
ve sosyal durum hakkındakl ra-i mıyacağı da ilâve olunduğuna porun tanziminde, Başkan Tru- göre Slr Stüfford Crlpps böyle man’ın iktisadi müşavirleri ara- bir toplan'ıra İştirak etmeden sindakl görlış farkları dolayım çarşamba günü Par ise gidecek İle müşkülâta i aşılanmaktadır. Bu müşavirlerin bazılarına göre, iktisadi ıslahat yapmak gerekmektedir. Diğerlerine göre şimdiki buhran ciddi bir mahiyet arzetmektedlr Bunlar işsizliğin önlenmesi için bıiyük ameliye- soylennıektedlr.
ler programı hasırlanması raftandırlar.
ta-
Ingilterede
Londra 27 (AA) — Londranm siyasi çevrelerinde, hükümetin iktisadi durumun vahametini umumi efkâra ehemmiyetsiz göstermek niyetinde olduğu İntibaı mevcuttur.
Ayni çevrelerde Bakanlar Kurulunun evvelce bu sabah toplanmasına karar verildiği fakat halkı endişeye düşürmemek I-çln bundan bilâhare vaz geçildiği kanaati vardır.
Başbakanlık kabinenin bu sabah toplanmadığını bildirmekle iktifa etmektedir Perşembe gü nüne kadar kabinenin toplan-
hükümet
bilfiil harekete geçmek yolunu göstermektedir. Buna göre seçim hakkının ihlâl edildiğini gören veya zanneden her va-
Rai bakan gemscddin Gunaltay
ujaçun, uıuucı tı-ııuı zuuıt ra arzusuna göre İş görmeğe zorlayabilecektir. Karar vazifeli devlet memurlarım milli husumete maruz kalmakla tehdit etmekte ve oy sahibi vatandaşları korku ve baskı altına olmayı İstihdaf Fotoğrafçıya dayak eylemektedir.
t * • ■ | Her hangi bir hareketin hak. .. ısesin,n su olup olmadığı heı hangi bit

Yeryüzünde müthiş bir kuraklık var
Ekinler her tarafta yanmış vaziyet' tedir. ’spanyada vaziyet çok fena
ten hafif soğuklar ile geçmiş fakat yazın beklenen yağmurların gecikmesi üzerine halkın arasında endişe artmıştır Hayvan vefiyatından korkulmaktadır.
Madrid M (Hafen) — Anda-luzla eyaletinden alınan haberlere gör? bu sene mahsulü geçen sene İdrak edilen mahsulün üçte birini bulmaktadır
Kuzey ve doğu eyaletlerinde her ne kadar yağmur yağmış I-se de bu yağmurlan seller takip ettiğinden faydadan ziyade zararı dokunmuştur
Londra 28 (Nafeu> — Halen bütün dünyada müthiş bir kuraklık hüküm sürmektedir. Ekinler her tarafta yanmış bir vaziyettedir. Bilhassa Amerikanın doğu eyaletleri bu kuraklıktan mustarip bulunmaktadır. Bir aydan beri bu nunta-kalara bir damla yağmur ya?-ınamıştır. Amerlkadakl kuraklıktan ziyade Avrupa kıtasında hüküm sürmekte olan kurak havalar daha müessirdir.
Bilhassa ispanyada mahsulün vaziyeti çok endişe vericidir. İspanyada kış mevsimi ntspo-
vıup uıııınuıgı uvı uııııjt uıı
Istânbuldaki yankısı kanunun Anayasaya uygun bulunup bulunmadığı hakkında her vatandaş veya her parti kendi kanaat, düşünce ve menfaatine göre karat vermeğe kalkışır ve bu kararını bizzat tatbike yeltenirse, bundan devlet nizamı değil, ancak devleti süratle yıkıma götürecek bir a-narşl doğar.
Demokrat Partiyi idare edenlerin ve bu part! kongresinin vatandaşlar arasında husumet duyguları uyandırarak ve buna bir de milli vasfını takmak İstemesi anlaşılmaz bir zihniyetin İfadesidir, rejiminin mânaalylc gayretiyle çalışır ve bütün muhalefet gruplarının bu yolda İşbirliğini temine uğraşırken.; bilhassa son zamanlarda, memlekette bir huzursuzluk havası yaratmak tertiplerile karşılaşmış bulunmaktadır
Demokrat Partinin bu hareket tarzını 'hükümet hayretle ve esefle müşahede etmiştir. Her demokratik idarenin temeli seçimdir. Hükümet İş başına geldiği gündenberl vatandaşların yılreğiııdo hiçbir şüphe ve tered düde yer bırakmıyacak bir se-çelm kanunu meydana getirmek
Bu mevzuu biraz geciktirdikten, İstanbul halkının mümkiin olduğu nisbette fi( kirlerini topladıktan sonra yazmağı münasip gördük.
«Akıl için tarik birdir!-* derler...
Herkesin mantığı, aşağı yukarı aynı istikamete baktı:
Demokratlar, Ulus’un fotoğrafçısını, münasip şekilde değil, gayrı münasip şekilde resim çekti diye sövmüşler, dövmüşler. Salon doluyken niçin obiektifinl açmamış imiş de delegeler şuraya buraya savuşup ortalığı tenha bırakınca resim almış? Yahut yüzlerinde rü-zel İfade yokken neden düğmeye basmış? Kabahati bu!
Halbuki, demokrasinin bir âdetidir-. Parti gazeteleri, kendi mensuplarının rötuşlu fotoğraflarını basar, kar, şı tarafınkllerin fotoğraflarını değil, acaip karikatürlerini neşrederler. Ekseriya, ınûtad havadis sütunlarında bile bu böyledir.
(*— Kaiikature kızılmasın S> di ve gavret sarfediyor-duk. Eyvah! Fotoğrafa kızılıyor.
Bereket bütün demokratlardan değil, fakat dayakçılardan endişedeyiz: İktidar mevkiine geçip matbuata hükmederlerse hal neve varacak dlyo...

(Arkuıı nahife 2; ■»utun 8 da)
demektir;
Bununla beraber ballıca Bakanlardan tevekkül edecek kabinenin iktisadi 1611 komitesinin Maliye Bakaru Parke hareket etmeden içtima edeceği
Seçimde şaka
Yazan: A. Adnan-Adıvar
Beşinci s&hlfemizde
Hüküm ot hürriyet memlekette tam yerleşmesine var
Bu resim İkinci Dünya Harbinden sonra AvrupacUl dikilecek olan âbidenin maketidir
Satıl fe 3
AKŞAM
28 Haziran

Boşuna mı?
Bilmem kİ yanılıyor muyuz: Eğer «umumi efkâr-, dedikleri, temas ettiğimiz İnsanların düşünceleri İse, yahut bu İnsanların düşünceleri umumi efkârın bir Sırçasını teşkil ediyorsa gündelik hayatta edindiğimiz tıba umumi efkârın hayat pahalılığından, geçim zorluğundan şikâyetçi olduğudur. Komşuda, kahvede, pazarda, tramvayda, trende söz dönüp dolaşıp hayat pahalılığında düğümleniyor. Bunun, umumî efkârı en ziyade meşgul eden mesele olduğundan şüphe edebilir miyiz?
Ankaraya gittik. Demokrat Partinin ikinci büyük kongresinde bulunduk. Türkiyenin her tarafından gelen 1500, belki de daha fazla delegeden mürekkep olan bu toplantıda söz alan herkes halk namına konuşuyor, kendilerini seçip gönderenlerin fikirlerine tercüman olduklarını söylüyorlardı. Bu 1500 küsur delegenin 3,5 milyon vatandaşı temsil ettikleri de zaman zaman ifade ediliyordu. Demek ki umumi efkârı teşkil eden kalabalıktan büyiik bir parçanın en ziyade hangi meseleye c-hcııımiyet verdiğini bize, açıklıyacak bir hâdise karşısında idik. Hatipleri günlerce dinledik. Söylenen sözlerin yüzde 99 u politikaya, politikanın da bilhassa 1950 seçimleri bahsine temas ediyordu. Hayat pahalılığından, İktisadî gidişten, söz açan ya iki hatip çıktı, ya üç hatip. Onların söyledikleri bir kaç cümlelik sözleri de kongre cazip bulmadı, bunlar gürültü arasında kayboldup, gitti. Hele Demokrat Partinin İktidara geldiği zaman tatbik edeceği istihsal ve refah plânından bahseden, programa bu yolda maddeler eklenmesini teklif eden kimse görülmedi.
t)ç gündür Istanbulday im. Temas ettiğim vatandaşlardan hic birinin seçimden söz açmadığına bakıyorum da kendi kendime soruyorum: Türkiyenin kalkınmasında vazife alması lâzım gelen bu kadar insanın enerjisi bir sabit fikir uğrunda boşuna mı harcanıyor?
Şevket RAP O
Devlet Bakanı Cemil Sait Darlaş Brükselde
Belç i kanın sermayesini Türkiye-de işletebileceğin! söyledi
Ahmet Karamustafa-oğlu dün ebedî istirat-gâhına tevdi edildi
Vali, milletvekillerinden bir çoğu, C. H. P. idare heyeti, ticaret odası, sanayi birliği erkânı, GalatasaraylIlar, tanınmış tüccardan pek çoğu cenazeyi takip etti
Brüksel 27 (A.A.) — Dtin gaco uçakla îstanbuldan buraya galen Türk Devlet Bakanı Cemil Salt Bari as bugün öğleden sonra saat İS da trenle yola çıkacak ve saat 20 de Pnrise varu-caktır
Bakan. Partete çarşamba günü toplanacak olan Ekonomik İş birliği Teşkilâtı konseyinin mühim oturumuna İştirak edecektir.
Türk Devlet Bakanı France Presse Ajansı muhabirine verdiği demeçte Avrupalılararası ödemeler meselesinin ve Bir Stafford Crlpps İle Spaak arazındaki görüş ayrılıklarının tesviyesinin Türkiye tarafından büyük bir memnunlukla karşılanacağım söylemiştir.
Muhabir, Bakandan, memleketinin İki tezden hangisine taraftar olduğunu sormuş ve Cemil Salt Barlas, Belçika - Türkiye ticaret münasebetleriyle İlgili bu önemli konuda Türldye-nln durumunun ancak Pariss vardıktan sonra tesblt edilebileceği cevabını vererek şöyle demiştir:
«Avrupa milletleri, ticaret mübadelelerini sekteye uğratan ve vahim bir hastalık mahiyetini taşıyan ödemelerin ayarlan-
ması İşine bir çare bulmak zorundadır.»
Türk Devlet Bakanı Brükselde kaldığı kısa müddet zarfında Belçikalı şahsiyetlerle görüşmek fırsatını bulamamıştır. Bakan, kendileriyle Parlste görüşmek lasavvurundadır.
Barlas, bu münasebetle, muhabirle konuşması sırasıda, Türkiyenin Belçika İle ticaret münasebetlerine verdiği öneme işaret etmiş ve Ticaret Bakanlığını deruhde edince bu münasebetleri daha sıklaştırmağa çalıştığını belirtmiştir. Türkiye İlk defa olarak bu yıl Brüksel milletlerarası fuarında resmen pa-viyon açacaktır. Belçlkaya maden cevheri, tütün, kuru yemiş İhracını arzu eden Türkiye. Belçika endüstri mamullerinin Türkiyeye İthaliyle yakından İlgilenmektedir.
Bakan, bundan sonra Beiçl-kanın Türklyede sermayesin! İşletebilecek geniş mevzular bulacağını ve bunların bilhassa çeşitli endüstrilerle, tarım endüstrisinde işletilebileceğine 1-şaret etmiştir.
Bakan, Avrupa Ekonomik İş birliği Teşkilâtının bu hafta yapacağı toplantıdan sonra Parls-ten doğru Ankaraya dönecektir.
İstanbul -Şam - Kahire
3 şehir arasında sürat katarları işletilecek
Ankara 21 — Devlet Demiryolları motörlü trenleri çoğaltmak kararını almış bulunmaktadır. Bu kararın alınmasında; tren seferinde yolcu başına isabet eden İdare masrafının az olması, halkın gösterdiği rağbet karşısında biletlerin on gün evvelinden satılması ve nihayet sürat bakımından normal seferlere kıyaslannnyacak bir zaman tasarrufu yapılması âmil olmuştur, tdare yeni mötörlü tren almak ve servise koymak üzere teşebbüslere geçmiş bulunmaktadır.
Ayrıca İstanbul - Şam - Kahire arası siirat katarları tahriki de düşünülmektedir. Bu mesele milletlerarası sürat katarları kongresinde dikkate a-lınmtş olduğundan gerek İşletme ve gerek güzergâh İmkânı bakımından tetkikler yapılmıştır. Ancak güzergâh tetkiklerinde Hayfa - Beyrut arası tren yolunun sürate elverişli olmadığı anlaşıldığından bu teşebbüs, hattaki bu kısmın yeniden İnşasına tâllk edilmiştir.
Roube ’ Yansky gitti
Fransız gazeteci ve romancısı madam Roube Yaı.sky dün uçakla Fransaya hareket etmiştir.
Seçim Hükümet kardeş kanı dökül-kanunu meşine müsaade etmiyecek
Pakistan - Afganistan ihtilâfı
Son gönler zarfında gelen telgraflar Pâkis-
* ile Afganistamn arasının açıldığını, iki mem-*’ • tezahürtta bubin-
sebebi bu iki
tan leket de duğunu _ „ ,__ __________—
memleketin kuzey hududundaki bazı «rarinin kime ait olduğu hakkında çıkan anlaşanıamazlıktır. Afganistan'a göre bu havalide birtakım kabilelerin yaşadıkları topraklar Afgan hükümetine aittir. Buna rağmen Pakistan bir takını iddialar ileri sürmektedir. Afganistanııı Londra elçisi bu hususta demiştir ki: «İhtilâfın başlıca sebebi Assam kabilesinin yaşadığı topraklardır. Assauı kabilesi ırk İtibariyle AfganlIdır ve bu topraklar Afgan toprağıdır. Pakistan hükümeti bunu kabul etmek istemiyor.»
Pakistan hükümeti tamamen aksi fikirdedir. Yâııi Assam kabilesinin yaşadığı toprakların öteden beri Hindistan'a ait olduğunu, bu araîi şimdi Pakistan a geçmiş olduğundan Assam kabilesinin yaşadığı yerlerin Pakistan toprağı olduğunu bildirmektedir.
Afgan hükümeti ihtilâftı araziyi ilhak etmek islemediğini, fakat burasının bağımsız kalmasını arzu ettiği-11 ni ileri türüyor. Afgan Dışişleri Bakanı meselenin bir f-) anlaşma zihniyetiyle tetkikine hazır olduğunu, fakat p Afganistan’ın iddiasının kabul edilcmiyeteğini söylüyor, Pakistan hükümeti Iran ve Irak’a gönderdiği hır telgrafta Afganistan şimdiki hareket tarzını değiştir- Q nırzse hudut meselesinin halli için dostça olmıyan vasıtalara baş vurulmasının muhtemel olduğunu bildirmiştir. İran ve Irak, vaziyetin aldığı şekilden endişe etmektedir.
Hindistan ile Afganistan arasında hudut ihtilâfları eskidir. Bir zamanlar bu ytizden kanlı mulıarebe olmuş, nihayet mesele halledilmişti. Afganistan’ın simdi ihtilâfı yeniden ortaya atmak İstediği anlaşılıyor. Amerikan ve İngiliz mahfilleri bu hükümetin Sovyctler tarafından teşvik edildiği kanaatindedir. Bu yüzden bugünkü vaziyetin daha geniş akisler yapması muhtemeldir. — E T . _Q
----- ---- -- "O
Gı« . . 0
elır vergisi ra __________ ö p
birbirinin aleyhinde bildiriyor. Gerginliğin
Üniversitede
Talebe imtihanla mı alınacak?
Tatbikata ait hazırlıklar
O £ 0 >
0 P
o
Ahmet Karaınuslafaogliinun cenazesi eller üzerinde götürülüyor
Vefatını teessürle bildirdiği -m iz İstanbul Ticaret ve Sanayi odası meclis reisi ve Şark der! T, A. ş. meclisi idare reisi Ahmet Karamuslafaoğlu dün büyük bir törenle ebedi İstirahat-gâhına tevdi edilmiştir.
Merhumun cenazesi öğle ü-wri Taksimdeki evinden alınarak Teşvikiye camisine getirildi. Camide büyük bir kalabalığın birikmiş olduğu görülüyordu. Merasime İştirak edenler arasında Vali ve Belediye Reisi Dr. Lûtfi Kırdar. C H . P . il idare kurulu başkanı Esat Duru-»oy. şehrimizde bulunan milletvekillerinden bir çoğu, şehir meclisi âzalan, C. H, P. ileri gelenleri. İstanbul ticaret odası âzaları. Sanayi Birliği mensupları. bankacılar, sigortacılar. Galatasaray klübü ve cemiyeti
mensupları, şehrimizin tanınmış tüccarları vardı.
Öğle namazını müteakip cenaze namazı kılındı ve cenaze önde yüzden fazla çelenk olduğu halde. Şehir bandosu refakatinde ağır ağır camiden çıkartıldı, Rumeli caddesini takiben Şişliye kadar gidildi.
Şşllde cenaze otomobiline yerleştirilen tabut yüzlerce otomobil tarafından takip edilerek Asri mezarlığa nakledildi, merhumun nfişı kendisini sevenlerin gözyaşları arasında toprağa verildi.
Ahmet Karamustafaoğlunun ölüm İyi e memleket çok faziletli bir evladını, ticaret ve iktisat âlemi çok bilgili ve kıymetli bir uzvunu kaybetmiştir. Ailesi erkânına, dostlarına tekrar baş sağlığı dileriz.
Kanun tamamlandı, bir heyet tarafından tetkik edilecek
Ankara 27 (AA > — 1S50 seçimleri için hükümet tarafından bir teknik komiteye hazırlattırılmak ta olan tasarı lamanı laıım ıştır. Bu tasarı şimdi bir 1-Jim heyetinin tetkikine de sunulacaktır. Bu heyet gizli oyla kendi meslektaşları tarafından seçilecek 11 üyeden mürekkep olacaktır.
İstanbul ve Ankara hukuk fakülteleri profesörlerinden I-slşer yargıtay ve danıştay heyetlerinden ikişer zatla en kalabalık üyeli üç baromuzdan birer zat heyete dahil olacaktır. Heyeti teşkil edecek üyelerin bildirilmesi İçin ilgili müessese-lere başvurulması kararlaştırılmıştır.
Bir Sovyet elçisi
Budapeştedeki elçiye vazifesinden el çektirildi
Ramandağı petrolleri
Ankara 27 _ Raman dağı petrollerinin İhtiyaca kifayet edecek şekilde İşletilmesi için hazırlanan proje, bu işin 20 milyon liraya mütevakkıf olduğunu göstermektedir.
Bunun İçin yakında Meclise bir kanun tasarısı sunulacaktır .
İran - Irak görüşmeleri
Tahran 27 (AA) _ Türkiye Büyük EiçLsi Köprülü, France Presse a.iinsı muhabirine verdiği demeçte İran - İrak görüşmelerinden .diğer diplomatların yaptıkları gibi, kendisinin de malûmat edinmiş olduğunu söylemiş, fakat müzakerelere İştirak ettiği haberini yalanladıktan sonra İran - İrak görüşmelerinin İki memleket arasında ■stada kalmış meselelere inhisar ettiğini ve Türkiye, İran, Efganismn ve frakı İlgilendiren Sadabud paktına asla temas etmemiş olduğunu İlâve eylemiştir.
Tıp sitesi eksiltmesi talik edildi
Büyük tenkitlere sebebolan Tıp fakültesi inşaat projesinin ihalesinin önümüzdeki perşembe günü yapılması İlân edilmiş olduğu halde dün rektörlükçe verilen âni bir kararla İhalenin 14 temmuza tâllk edildiği İlân edilmiştir.
T&ııtin sebebi henüz bilinmemekle beraber Mühendisler ve Mimarlar Birliğinin bu ihale «ekline karşı itirazda bulunmalarının, ihalenin şimdilik lâll-kine sebep olduğu söylenmektedir.
Istanbulda kurulacak olan otel
Kıtalararası oteller birliği başkanı Wa!lace tVhitlaker’Ln îstanbulda büyük bir otel kurulması meseleslle meşgul olmak üzere bugün şehrimize gel mesl beklenmektedir.
W. WhitLakcr'in dün bir Brezilya uçağı İle îstanbula geleceği tahmin edildiği halde mo-lördekl bir Arıza yüzünden Uçağın dun hareket edemediği anlaşılmıştır.
Londra 28 (R.) — Sovyet Rus-yanın Macarlstandak! elçisi Puşklne vazifesinden el çektirilmiştir. Avusturyaya kaçan Macar milliyetçileri elçiyi Macar casusluk harekelimle alâkalı olmakla İtham ediliyor.
Hatırlardadır ki bu hareketi munasebetlle eski Macar Başbakanı Lazlo Loş te 19 kişi tevkif edilmişti.
Belçika Kabinesi
İstifasını dün kıral naibine verdi
Büriüuel 27 (AA.I — İki so-nedenberj İktidarda bulunan Belçika koalisyon kabinesi bugün naip prens Charles’* istifasını sunmuştur. Bu sabahki seçim neticelerine bakılırsa, kı-ral Leopold'un memlekete dönmesine taraftar olan sosyal hl-rlstlyan partisi, mecliste mutlak bir ekseriyet temin etmiştir
Bmi müşahitlerin kanaatine göre koalisyon kabinesinin yerine sosyalist, katollk ve liberallerin iştirak edeceği bir hül kümelin İktidara gelmesi nıuJı-' temeldir.
(Baş tarafı t İnci sahıfede)
Hür mahremlerin vazife halinde bulunduğu bir hukuk nizamı devletinde her hangi bir suç sebebiyle herkesin bizzat Ihkakı hak eylemesi, hele bu kütle halinde olursa, o memlekette hükümetin varlığından şüphe edilir. Hükümet, öyle bir za'fa düşmemek için bu tebliği yayınlamıştır.
Partiler mahafilinde
Ankara 27 — Bakanlar Kurulu tarafından yayınlanan beyanname, partiler mahafilinde akisler yapmıştır. Demokrat Parti kongresinin son günlerinde ana dâvalar raporunun, seçimlerde kanunsuz hareketleri görülecek olanlara karşı millî husumet ilânını mütalâa eden kısmının ayakta kabul edilmiş olması, bu hususta acele bir karara varılması zaruretini meydana koymuştur.
Bu vaziyette İktidar partisi mahfillerindeki İntiba bilhassa meşru müdafaaya ait telkinlerin hemen bertaraf edilerek halka rahatlık verici tedbirlerin alınması şeklindedir.
Bu faaliyet, kongrenin kapandığı geceden itibaren bazı şayiaların çıkmasına sebeb olmuştur. Şayanı dikkat olan cihet. bazı Millet Partisi muhitlerinde bile Demokrat Partililerin «ihtilâlcilik» İle tavsife başlanmış olmasıdır, İki gün ilst üste İki toplantı yapan Bakanlar Kurulunda bu mevzuun her cihetten İncelenmiş olduğu muhakkaktır.
Gene Demokrat Parti kongresinde alman kararlar arasında mahiyeti karanlık kalmış olan
Yunan Kabinesi
Çaldari» yeni kabineyi kurdu
Londra 27 (AA l — Atmadan bildirildiğine göre. Yunan Halk-çi Partisi lideri Çaldarls yeni bir kabine kurmuştur.
Bütün bakanlar sağ cenah Halkçl Partisine mensuptur. Yeni hükümet, birleşmiş milletler genel kurulunun eylül ayı toplantısı bitinceye kadar, ve-nizelosun liderliğindeki liberal parti grupu tarafından desteklenecektir.
Evvelce, Sofullsin Başbakanlık ettiği diğer liberal grup halkçılarından mürekkep bir kabineyi desteklemeyeceğini ve yeni hükümetin istifasını veren liberal - halkçı koalisyonuna benzer bir şekilde kurulması lâzım geldiğini söylemiştir. |
cihet, hangi hareketin kanuna uyup uymadığının, kimler tarafından ve nasıl tesbM; edileceğidir.
Milli husumet ilânını mütalâa eden karar kısmınında da müphem olduğu İleri sürülmektedir. İktidar partisi, böyle bir teşebbü se ne gibi ölçülerle glrşilebllece-ğini araştırmaktan ziyade, Tür-klyede bu kabil maceralara asla yer verllmlyeceği kanaatindedir. Bu sebeple icabında daha ağır tedbirlerin alınması mütalâasında olan bazı şahsiyetler, hükümetin beyannamesini bir hayli mutedil bulmaktadırlar.
Demokrat Parti mahafilinde, beyanname hakkında henüz kat! bir mütalâa söylenmemiştir. Beyanname tetkik edildikten sonra D. P. Genel kurulu tarafından bir açıklanma yapılacağı tahmin olunmaktadır.
Bakanlar Kurulunun toplantısı
Ankara 27 (AA.) — Bakanlar Kurulu bugün saat İd dan 20 ye kadar toplanmış ve muhtelif Bakanlıklara alt gündelik Lşler hakkında müzakerelerde bulunmuştur.
Demokrat mahfilleri ne diyor?
Ankara 27 — Hükümetin beyannamesi hakkında Demokrat Parti mahfilleri henüz mütalâa beyan etmemektedir. Parti başkanı Celâl Bay ar: «Beyannameyi henüz okumadım. Okuduktan sonra Icab ederse cevap veririz» demiştir.
Demokrat Partinin yeni İdare kurulu bu akşam 18 de İlk toplantısını yapmıştır.
Filistin meselesi
Heran harbin tekrar başlamasından korkuluyor
Vaşington 27 (A.A.) — (United Press) Radyo yorumcusu D re w’« göre, Amerikanın Fllls-tlndeki elçisi Dışişleri Bakanlığına gizli bir rapor göndererek nitelinde her dakika harbin ye niden patlıyablleceğlni, Araplarla Yahudller arasındaki münasebetlerin çok gergin olduğunu ve İki tarafın silâh ve mühimmat depo etmekte oldukları nı bildirmiştir.
Beyrut 27 (A.A.) — (Byum>: Aınmandan bildirildiğine göre. İsrail makamları tarafından Kudüs bölgesinden çıkarılmış olan Araplar Nablus şehrine akın etmeğe başlamışlardır. Bunların sasısı 10 bLni bulmaktadır.
Liselerden mezun olarak Üniversiteye gelen talebelerin bir çok noktalarda zayıf oldukları görülerek liselerdeki yetiştirme usulünün tadili hakkında İncelemelerde bulunmak üzere û-niversltede teşkil edilen İlse komisyonu dün de İktisat fakültesinde toplanarak Mili! Eğitim Bakanlığına sunulacak rapor hakkında nihai bir karara vasıl olmuştur. Rapor yakında Bakanlığa gönderilecektir.
Diğer taraftan bu yıl üniversitelere İmtihanla talebe alınacağı hakkında da bazı teklifler İleri sürülmekte ve yeni rektör Ömer Celâl Sarç'ın imtihan usulüne taraftar olduğu söylenmektedir.
Ankara 27 — Maliye Bakan-■ lığında, gelir vergisi tatbikatına ı ait hazırlıklarla meşgul olan ko-! misyon bir lzahname hazırlamış olup önumüzedkl günlerde bunu neşredecektir Diğer taraftan muamele vtrgirl kanunun, da yapılacak değişiklikleri tesbit etmekte olan ve lsianbnlda . toplanan kotnlsvona buradan da bir şube müdürünün iştirak etmesi kararlaşmış ve bu müdür îstanbula gitmiştir.
Maliye Bakanı da önümüzdeki günlerde beraberinde gelir umum müdürü olduğu halde ts-, tanbula gidecek ve komisyonların faaliyetin! yakından İnceleyecektir.
Hükümetin tabliği
(Baş tarafı 1 İnci lahlfede) İçin bütün !lîm ve tecrübe kaynaklarından faydalanmaya kararlı bulunmakta ve bu yolda çalışmaktadır. Bu maksadla
Demokrat Paıtlden ve diğer muhalefet parti ve gruplarından her fırsatta İşbirliği istenmiştir. Hattâ hükümet ara seçimleri vesilesiyle muhalefetten bugünkü seçtaı kanununda lüzum gördükleri değişiklikleri bildirmelerini talep etmiştir. Fakat yine belirtmek zorundayız kİ bu ana kadar hiç bir teklif elde etmek mümkün olmamıştır.
Görülüyor kİ bu yolda işbirliğinden kaçman Demokrat Parti seçim konusunu alabildiğine İstismar ederek memlekette huzursuzluk havasını devamlı kılmayı bir politika taktiği yapmak yolunu tutmuştur. Hükümet Demokrat Partinin bir yıldırma politikası gütmek istediğini müşahede etmektedir,
Demokrat Partinin bundan böyle tutacağı yol ne olursa olsun hükümet her vesile ile İlân ettiği gibi 1957 seçimlerinin İyi hazırlanmış bir kanımla tam bir serbestlik İçinde ve emniyetli şeklide yapılmasını «ağlayacaktır. Fakat genç demokrasimizi kökleştirmeği kendisi için tarihi bir vazife bilen hükümet siyasi teşekküllerin tet-hlş usullerile vatandaş vicdanlarına tahakküm etmelerine asla müsaade etmiyecektir. Kin ve nifak havası içinde ve kardeş kavgalarlyl vatanın iç ve dış selâmetini tehlikeye düşürecek ve nihayet rejimimizi bir diktatörlüğe götürecek hareketlere hükümet edindekl bütün vasıtalarla karşı koymak kararındadır.
Yurt selâmetinin ve vatandaş hak ve hürriyetlerinin bekçisi olan hükümet son zamanlarda Demokrat Faril taralından yaratılmak İstenen tellıiş havasından vatadaşlarımızin endişe etmemelerini ve her derecedeki vazifelilerin ürkmlyeceklerindcn emin olmalarını tavsiye eder.
Ba&ın ve Yayın umum müdürlüğünde
Ankara 27 — Basın, Yayın ve Turizm umum müdürlüğü teşkilât vazifelerine ait kanun ö-nümüzdekl ay başından itibaren yürürlüğe girmektedir. Bu münasebetle bazı yeni nakil ve tâyinler yapılmıştır. Umum müdür muavini Hfisan Refik Ertuğ İstanbul radyo müdürlüğüne tâyin edilmiş, lç yayın dairesi müdürü Feridun Fazıl Tülbentçi İle umum müdürlük mütercimlerinden Memduh Teze! istifa etmişlerdir. Umum müdürlük kadrosunda yeni ban değişiklikler olacağı söylenmektedir.
Korunmaya muhtaç çocuklar
Ankara 23 »Akşam) — Korun maya muhtaç çocuklar hakkında kanunun tatbik şeklini gösterir yönetmeliği hazırlamak üzere Sağlık, Milli Eğitim ve Maliye Bakanlıkları delegelerinden müteşekkil bir komisyon kurulmuştur. Komisyon, kanunun Milli Eğitim ve Sağlık Ba-kanlıklarlle vali, kaymakam, bucak müdürü ve köy ihtiyar heyetlerine verdiği vazifeleri ayrı ayn tesbit edecek, kurulacak Çocuk Bakım büroları, yetiştirme yurtları, alınacak çocukların batanı ve korunması, eği, çocukların mekteplere girmesini sağlıyacak tedbirler, İhtiyaç görülen yerlerde dönen sermayeli iş yerleri ve a-telyeler kurulması, çırak olarak İş yerlerine verilen çocukların kontrolü etrafında lüzumlu kararlara varan yönetmelikte ona ğöre esaslı bükümler konacaktır.
■iEkrem Yeğen»»
Yemek tevzii mütsse&e-slne abone oulrsanız, sayfiyenizde yalnız rahat etmiş olmakla kalmaz, ayni zamanda arzu ettiğiniz yemekleri seçmek sureliyi? tsterlllze ve mühürlü sefer-taslaı içinde en nefis yemekleri yemiş ulursunuz H Tel : 84-174. üMascB
Ankara
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?



Hitabetin evvelâ «Ses»e ve «Söz»e taallûk eden kısmı şar; bir de tavm ve harekete. . Birincilerden muhtelif fırsatlarla daima bahsedildi.
Bizim hatiplerden çoğu:
1 — Mevzu hazırlamadan halkın karsısına çıkıyorlar. Meydânlarda haykırıp, yırtınıp kürsüden iniyorlar. Ne ficede, diişünüyorsunuz:«Bu zati seril ne söyledi?» — «Hiç!» Sıfıra sıfır, elde var sıfır!
Halbuki, telefonu açıp:
— Allo! — dedikten sonra; yahut, birinin evine uğrayıp:
— Zati âlinizle görüşebilir miyim? —. diye, ev sahibini palas pandıras misafir odasına buyurttuktan sonra, behemehal «birşey» söylemek İcap eder.
Bugün hava bulutlu .. Dün yağmur yağmamıştı!» demek, telefonu kapatmak; yahut, taciz ettiğiniz ev sahibinin mütehayyır suratına karşı kapıvı vurmak ve gitmek olmaz.
Oııun gibi: Bir değil, bir Çok insanın karşısına: (-Va-tandaaaslaaar!» diye çıkan hatip, lâakal. telefonda birine «Allo!» demiş gibidir. O ciheti unutmasın. Behemehal. «Basma kalıbın dışında» bir söz söylemesi, yeni bir şev öğretmesi, taze bir intiba hâsıl etmesi lâzımdır, öyle ki. o, kürsüden İndikten sonra, uzun müddet, tesiri üzerimizden gitmemeli. Kendisini hatırlamalıyız.

2 — Ses ayarı meselesi de malûm mikrofonlardan, oparlörlerden, radyolardan bu kadar sakil seslerle, han-çeremizin temsil edilmesini İstemiyoruz.
Yumurta akı içilmesine belki hacet yoktur; fakat şu veya bu şekilde, gırtlak terbiyesine, ses ayarının teshiline. tanzimine, daha mektep sıralanırdayken ihtiyaç olduğu anlaşılıyor...
*
Bütün bu noktalar yazıldı. Fakat hitabetin tavır ve hareket kışını üzerinde kâfi durulmadı.
tsmi lâzım değil; son büyük toplantılardan biri, gazetelerimize, bir çok fotoğraflarla basıldı. O ne hiddetli. şiddetli, çirkin ifadeli şekiller.. valnız aleyhdarlar değil, toplantıya Iehdar olanlar bile hatipleri hep â-henksiz, üslûpsuz el kaldı-rışlariylc. kol salla yışlarile, yüz buruşturuşlariyle, gırtlak şişirişleriyle seyredip y®-dırgıyorlar.
Doğrusu; bu, yalnız o toplantıya mahsus bir ma’şerı kusurumuz da değildir. Ancak, o toplantı halkı fazlaca ilgilendirdiği için külliyetli fotoğraf çekildi. Yan yana gelince, ekseriyetimizin hitabet sanûtiııin tavır ve hareket kısmında da piyade olduğumuz mevdana çıkıyor.
Mekteplerde mutlaka bu da öğretilmelidir. Soğukkanlı. güler vüzlü, İsveç jimnastik hareketleri yapmaksızın konuşmağı evlâtlarımıza öğretmeliyiz.
A
Aksi takdirde, fotoğrafını İlk gören Bacı Ninenin hiddeti gibi bir hiddetle daima karşılaşırız. Fotoğrafçılar, her kongrede davak yer!
Bacı Nine, fena öfkelenmiş:
— Yazıklar olsıın! Gelinin resmini güzel çektin de, bak beni neye döndürmüşsün, küçük bey! — demiş.
AKŞAMCI
Merhum Abdurrah-man Münibin ölümüne sebep olan kaza tahkikatı
Bir otomobil kazasına kurban gidon merhum Abdurrahman Münip Berkan'ın ölümü dolayısıyla savcı yardımcılarından Zeki Serloğlu tarafından yapılmakta olan tahkikat yeni bir safhaya girmiştir.
Kazayı mütaakıp savcılık tarafından hâdise yerinde bir ehil vukufa yaptırılmış olan letklka-ta alt tanzim olunan rapor kâfi görülmediğinden, yen! bir ehil vukuf heyetine yeni bir keşif yaptınlması kararlaşın ıştır. Bu yapılacak keşiften sonra hazırlanacak rapora göre adli tahkikata Icab eden veçhe verilmiş olacaktır.
vapuru
Batı Akdeniz •eterine 8 temmuzda başlıyacak
Devlet Denizyolları idaresinin Amerlkadan satın aldığı altı adet yolcu gemisinden «Ankara» vapuru bugün öğleye doğru limanımıza gelmiş olacaktır. Bu münasebetle bu sabah limandan kalkan İki şehir hattı vapuru İlgili zevatı h&ml-len Yeşilköy açıklarına doğru yola çıkarak gemiyi karşılamaya gitmişlerdir. Gemi limana girerken hazır bulunan bütün vapurların düdükleriyle selftm-lanacaktır. «Ankara» vapuru Batı Akdeniz hattına «İstanbul» vapurunun yerine tahsis edilmiş olup İlk seferine 8 temmuz cuma günü saat 12de çıkacak ve 14 günde bu seferi İkmal ederek yolculuğu bir iıayli kısaltacaktır.
İzmir 27 (A A.) — Ticaret filomuza yeni katılan Ankara vapuru bugün limanımıza gelmiştir. Gemi süvarisi Feyzi Gezer tarafından gemide basın mensuplarına ve bazı davetlilere bir çay verilmiş ve gemi gezdirll-mtştir.
Bu akşam Ankara vapuru saat 18 de şehrimizden ayrılmıştır. Yarın sabah saat 10 da is-tanbıılda bulunacaktır.
Konya vapuru Filistine muhacir götürecek
Cumartesi akşamı 180 muhacirle Fillstlne giden «Genç* motöründen sonra «Konya» vapuru da aynı maksatla Hayfa seferine çıkacaktır Ancak gemi hareketini bir kaç gün tehir edip daha çok yolcu almayı uygun bulmuştur. Gemi bu hafta içinde yola çıkacaktır.
Diğer taraftan Denizyolları İdaresinin yeni açtığı Güney -Doğu Akdeniz hattının programında Hayfaya da uğranacağından bundan sonra muhacir nakliyatı yapan hususi firmaların eskisi kadar rağbet gör-mlyeceklerl tahmin edilmektedir.
Bursada 3 kamyon kazası
Bursa 27 — Bugün Orhaneli yolunun Uludagdan geçen en dik yerinde bir kamyon uçuruma yuvarlanmış. 4 kişi hafif, 2 kişi de ağır surette yaralanmıştır.
İnegöl yolunda da bir kaza olmuş, demir taşıyan Bursa plâkalı bir kamyon blllnmiyen bir sebepten hendeğe devrilmiş, şoförle bir yolcu ölmüşler, diğer bir yolcu da ağır surette yaralanıp Bursa hastanesine kaldırılmıştır.
Orhangazi 3 numaralı bir kaptıkaçtı da Gemlik yolunda bir kamyonla çarpışarak parçalanmıştır. Yolculara bir şey olmamıştır.
Nakid para ve altın mevcudumuz
Merkez Bankasının neşrettiği
bültene nazaran halen tedavül-' de 90S.375.308 Hra kâğıt para vardır Bu miktar bir müddet evvelkinden 1.205.000 lira azdır.
Al’ın stokumuz ise dahilde 69.736.818 kilo, hariçte İse 72 498.798 kilo, ceman 142.235 bin 612 kilodur,
Kok kömürü istihkakı azaltılıyor
Ankara 27 — Burada son
günlerde yapılan toplantılarda alınan kararlara göre atanbui ve Ankara İllerinde kömür alan' lar bu devre tevziatında yüzde 25 eksik kömür alacaklardır. Dünya turuna çıkan İrfan yaralandı
Şehrimizden kalkarak motö-slkletle dünya tutara çıkan İrfan Kipman. Ankara • Erzurum yoiu İle İrana geçecek, oradan dünya seyahatine devanı edecekti. Fakat İrfan Kıpman, daha Ankaraya varmadan Nallıhan civarında büvtık bir hızla giderken motosikleti devrilmiş ve irfan vücudunun muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. ,
İrfanın ilk tedavisi köylüler tarafından yapılmış, oradan da Ankara Numune hastanesine ı kaldırılmıştır irfanın bu vazl- j yet dolayısiyle dünya turunu ’ bir müddet tehir edeceği atıla- ı | şdmaktadır. .
Zarar edenler ve kazananlar
Sudun G. Savcı VATAN’dıt bo-ledive otobüslerinde pasoların kaldırılmasına, hususî otobüslerde ise talebeler İçin tenzilât yapılmasının düşünüldüğüne temas ederek hususî otobüslerin kar ettiklerini yazmakta ve şöyle demektedir:
Kazanırlar; çünkü başlarmda bir şehir meclisi yoktur, çünkü teşkilâtlarında ölçüsüz bir kadro yoktur, çünkü başlarında olur olmaz şeyler İçin tetkik seyuha-hatlne çıkan heyetleri yoktur, çünkü çifte çite kontroliları yoktur, çünkü işlerinde belki kitapsiz, fakat hesaplıdırlar, çünkü bu İşi kazanmak İçin yaparlar. çünkü zarar ettikleri saman bilet ücretlerini arttırmağa göz yumacak dayıları yoktur, çünkü kazanmazlarsa ya aç kalırlar veya başka bir iş tutmak zorunda kalırlar
işte bunun için, belediye otobüsleri bir düzlye zarar ederken
ve Şehir Meclisi, Üniversitelilerin pasolarım kaldırırken onlar kür eder. üstelik de Üniversitelileri tenzilâtla taşımağa hazırlanırlar.

Orta tabaka
HÜRRİTET'in başmakalesinde orta tabakanın son harbin tesirlerinden en fazla müteessir olan sınıf olduğu beyan edildikten sonra, bu sınıfın kendi haklarım müdafaa etmesi için teşkilâtlanması lâzım geldiğini İleri sürmekte ve şöyle demektedir:
Bizde de orta tabakaya mensup kimseleri bir araya toplıya-oak olan bir cemiyete oldden İhtiyaç var. Kooperatifler vosı-tasiyle hayat pahalılığının bo-yuduruğundan ancak bu suretle kurtulmak imkânı olacağını zannediyoruz Sonra, mesken buhranı meselesi de bu cemlye-I tin en mühim mevzuu olabilir.
Kendi menfaatlerini değil, fakat kütlenin menfaatlerini düşünen müteşebbis kimseler
İstanbulun linyit kömürü İhtiyacını temin etmek maksadl-le İşletilmesine karar verilip geçenlerde bir müteahhide İhale edilen Ağaçlı madenlerinde faaliyet başlamış bulunmaktadır. Bu hususta verilen malûmata göre şehre bir an önce kömür verebilmek maksadlyle işletme basit bir sistemle çalışacak ve esasen toprak sathına yakın, derinlikte bulunan linyitler, üstteki toprak tabakası kaldırılmak suretlie çıkarılacaktır. «Dekapaj» adı verilen bu ameliye başlemış olup yerine göre 3-3 metre derinlikte bulunan kömürlerin istihsaline girişilmiştir. Daha derinde bulunanların da üsllerindekl toprağın atılması İşine devam edilmektedir.
Bu arada Ağaç'ıdan Liilebur-gaza giden iptidai yolun da şose haline getirilmesi İçin gerekli faaliyet başlamış bulunmaktadır. Bu 7 - 8 kilometre
boyunda olan yol 800 bin liraya yapılacaktır Bu lş bitince Lüleburgazla Silfihtarağa arasındaki yol da yapılacaktır.
İlgililerin bu yu için Ağaçlıdan elde etmeyi düşündükleri kömür miktarı SObln ton civarında olup bu miktar Istan bulun her yıl istihlâk ettiği linyite muadildir. Bu sene sonuna kadar elde edilmesi tasarlanan bu miktar kömür şehrin, şimdiye kadar Tavşanlıdan gelen linyit ihtiyacını karşılıyacaktır. Yani Ağaçlıdan bu yıl için temin edilecek fayda Tavşanlı linyitlerinden 80bln tonunun tasarrufunu saglıyacaktır. Ağaçlının asıl faydası önümüzdeki yıldan itibaren görülecek ve istihsal artınca hem İstan-bula daha fazla linyit vermek ve hem de mümkün olduğu takdirde artan kısmı başka yerlere sevketmek İmkânı hasıl o-1 ocaktır.
Yeni posta pulları
MMMM
?in lUnHhtBMlllilBI
1 temmuzda yapılacak olan Denizcilik ve Donanma bayramı münasebetiyle P. T T. İdaresi tarafından 6 puldan İbaret 200.000 serilik bir hâtıra pulu satışa çıkartılmıştır
tsvlçrenin Crolsler matbaasında bastırılan bu pullar 5, 10, 15, 20, 30 ve 40 kuruşluktur.
Ramazan pideleri bu akşam satışa çıkarılacak
Fırıncılar, ramazan münasebetiyle pide çıkaımak İçin Belediyeye müracaat etmişlerdi Belediyenin daimi encümene yaptığı teklif kabul edilmiş ve dün bu husustaki karar alâkalılara tebliğ edilmiştir.
Karara göre ramazanın devamı müddetlnce ekmeklik unlardan 900 ve 450 gram olmak üzere pide yapılıp satılacaktır. Flatlerl 35 ve 17,5 kuruştur.
Bugün ramazanın birinci günü olduğu İçin pide satışlarına akşama başlanacaktır.
Meclis başkanı îzmire gitti
Ankara 27 (A A > — Bilyük Millet Meclisi Başkanı şükrü Saraçoğlu seçim bölgesinde seçmenleriyle temas etmek ve bir müddet İstirahat eylemek üzere bugün saat 14,45 trenlle İzmir® gitmiş ve Büyük Millet Meclisi dostları mıştır.
başkan vekilleri İte tarafından uğurlan-
Bir ay ara ile iki doğum yapan kadın
Hong Kong’a bir uçak gemisi gidiyor
Malta 27 (AA) — «Trlumph» adlı İngiliz uçak gemisinin, İngiliz garnizonunu takviye etmek üzere yakında Malta deniz üssünden Hong Kong'a harekat edeceği öğrenilmiştir.
va-
böyle bir cemiyetin kurulmasına önayak olurlarsa pek çoklarımızın yüzü gülecek ve halli imkânsız görünen meseleler ortadan kalkacaktır Biz kendi hesabımıza böyle bir teşebbüsü desteklemeği kendimize bir zlfe bileceğiz.

Kinle particilik yapılmaz
Nusret Safa Coşkun ZAMAN’ da kİ fıkrasında Millet Partisi ileri gelenlerinin geçen gün Beyoğlu şubesinin açılışında partinin kinciliğini belirttiklerini yazdıktan sonra şöyle demektedir:
Diş gıcırdatan, daha şimdiden İntikamcı siyaset güttüğünü a-Çiklamaktan çekinmeyen bu partiye vatandaşların nasıl yaklaşabileceklerini sormamak mümkün değildir. Pek çoğumuzun kellesinin tehlikede olduğuna şüphe yok Bütün sermayesi kin olan bir partiye galiba dünyada İlk defa rasgellyoruz,
Ankara 27 (A.A.) — Doğu illerimizin kalkınması programı gereğince her türlü Bihhî yardım faaliyetinde bulunmak üzere teşkil edilen motörlü üç sağlık ekibi bugün saat 10 da bakanlık önünden bir kafUe halinde Doğu illerine hareket etmiş ve bizzat bakanla bakanlık erkânı tarafından uğurlanmış-tır.
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Kemali Bayezlt, ekiplerin doktor ve memurlarlyle kısa bir konuşma yapmış ve Doğu illerinde vazife görmenin önemini belirterek, başarı dileğinde bulunmuştur.
İlk merhale olarak Van. Mardin, Urfa İllerinde çalışmalarına bavlıyacak olan ekipler, mev simin ve yolların müsaadesine göre Hakârl. Ağrı. Siirt. Bitlis, Muş, Tunceli, Bingöl it, İlçe ve köylerine geçeceklerdir .
Ekiplere gerekli motörlü vasıtalar seyyar hastane çadırları ve malzemesi her türlü aşı ve serumlar. D. D. T ve halka parasız dağtdmak üzere lüzumlu ilâçlar verilmiştir.
★ Sultanahmette Dlzdariye mahallesindeki evinin odasında kendisine tecavüz etmek lsllycn Ali Hallt adında biriyle yaptığı boğuşma sırasında tabanca ile Alinin ölümüne sebeb olmaktan mevkuf, Fikret Sessiz İsmindeki kadın, cezaevinde birdenbire cinnet âsan göstermiş ve doktorun gösterdiği lüzum üzerine Tıbbı adliye şevke dilerek müşahede altına alınmıştır.
* On dört yaşında Satılmış adında bir çocuk. Mecldtyekö-yünde bir bostan kuyusuna düşerek boğulmuş, bir müddet sonra cesedi kuyudan çıkarılmıştır.
A- Milli Korunma Savcılığına dün bir İhbar ve İddiada bulunulmuştur. Bu İhbarda, «El Tezgâhlan Dokumacılık Kooperatifi» Idaıe heyetinin bir kısım mamulleri Ticaret Bakalığınca tesblt edilen flütten yüksek flütle kooperatife dahil olnuyan kimselere ve ortaklara haber vermeksizin satış yaptığı bildirilmektedir.
Savcılık bu İddia üzerine Icao eden soruşturmalara girişmiştir.
A Üsküdar - Kadıköy ve Havalisi Halk Tramvayları Türk A. Ş. den ; Akşam gazetesinin 4 6.1949 tarihli nüshasında «Kadıköy - Üsküdar Halk tramvayları» başlığı İla çıkan yazı incelenmiştir ;
Bostancı hatlında işletilen motris arabalar birinci, römork arabalar da ikinci mevkidir. Ancak kış mevsimi m ödde tince bazıları-
Ankara 27 — Ankara telgraf memurlarından birinin refikası, bir ay ara İle İki doğum yap-' kapalı römorklardan iniştir 21 mayısta bir kız çocuk nın devamlı surette serviste bu-doğuran kadın, 26 haziranda Ilınmalarından dolayı tamlrlo-tflkrur .sancılanmış ve muayo- rlnd İhtiyaç hâsıl olmuş ve yor-neslnde bunun doğum ağrısı ol- lerlno, her yas kullanılan ve duğu anlaşılmış, kadın bir kız halkın da rağbet gösterdiği bl-daha dünyaya getirmiştir Böy- [ rinol mevki açık römorklar bağ-leoe 8 inci evlâdı olmuştur.
lanm ıştır.
Yoksul çocuklar
Komisyonun gailesi?
Çocukları barındıracak münasip bina aranıyor
Yoksul ve kimsesiz çocukların Devlet eliyle korunması hak-kındakl kanunun tatbikine başlandığını yazmıştık Kanunun yürütülmesine Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıkları memurdurlar. Sağlık Bakanlığı, 8 yaşma kadar olan çocukların bakını ve himayesine nezaret edecek ve bu maksatla açacağı himaye müesseselerlnde bunların barınma ve bakimlarlle meşgul olacaktır. Bu çocuklar yedi yaşına basınca, okul çağına gelmiş olacaklarından MIHI Eğirim Bakanlığı müesseselerlne dev-rolunacaktır. Eğitim Bakanlığı lByaşına kadar bu çocukları okutacak ve meslek sahibi yapacaktır.
Büyük şehirlerde kanunun yürütülmesi İçin lüzumlu tesisat kurulacaktır. FRkat köylerde vaziyetin ne netice vereceği kestirllemlyor. Kanuna göre köylerde bu durumda olan çocuklar muhtarların nezaretinde bakılacaklardır. Bilhassa muhtarların bu İşte hareket tarzlarına dair bir de talimatname yayınlanacağı söyleniyor.
Şehrimizde açılacak olan himaye milessesesine bina aranmağa başlanmşıtır Sağlık müdürü Dr. Faik Yargıcı bazı binaları gözden geçirmiştir. Sağlık müdürlüğü şehrimizde açılacak yeni verem hastaneleri için de bina aramaktadır. Val-debağında Belediyenin münevverlere tahsis etugl binanın bu maksada tahsis edileceği söyleniyor.
Sahte haşarat öldürücü ilâç imalâthaneleri kapatıldı
Haşeratı süratle imha ettiği hususunda mübalâğalı ve yaygaralı reklâmlarla seyyar satıcılar tarafından satılmakta olan muntazam ambalâjlı ilâçlar piyasadan toplattırılmakta-flır Şlkffyetler 'üzerine tşe el koyan alâkalı makamlar halis D. D T. diye satılan bu İlâçların tebeşir, kireç ve karbonattan ibaret olduğunu tesblt etmişlerdir.
Bunların Tahlakalede, Eyüp ve Kuledlbinde kurulan imalâthaneleri kapatılmıştır. Müsadere edilen çok sayıdaki sahte ilâçlar da İmha edilecektir.
Yapılan tetkiklere göre bu hlylell ilâçları geçen seneden beri piyasaya sürmekte olan şebekenin Anadoluya da bunlardan külliyetli mikdarda gönderdiği anlaşılmıştır. Bir çok büyük şehirlerin alâkalı dairelerine telgraflar çekilerek sahte İlâçların müsadere edilmesi dlrllnı İştir.
bll-
Kuduz vakaları arttı
Son günlerde kuduz vakaları gene artmıştır. üç gün İçLnde yedi kuduz vakası daha tesblt olunmuştur. Balatta Salmatom-rukta Şişhane sokağında oturan Zekerlya Yıldırım, Taksimde oturan Mustafa Karadut köpek tarafından ısırtmışlar; Üskü-darda Kısıklıda kuduran bir köpek de etrafa «a İd ıra saldıra Kuzguncuğa kadar gelmiş ve Hüseyin. Ali ve Şevket adlarında 3 kişiyi ısırmıştır. Köpek ancak Kuzguncukta öldürlilebü-mlştir.
Sllivrlkapıda oturan Hüseyin. Hakkı ve Şaklr adlarında üç kişi ile Tophanede Dadı sokağında oturanMutl Tezer isminde iki şahsı kediler ısırmış: Pendlkte çamlık mevkiinde kuduran bir kedi de Tasladığı bazı hayvanları ve bu arada bekçi Mehmet Ali ile köpeğini de ısırdıktan sonra savuşup gitmiştir.
Işınlatılır Kuduz hastanesine yatırılmışlardır.
MEVIL.ÎD
Cumhuriyet refikimizin kurucusu ve başmuharriri merhum ı
YUNUS N A D İ nln ölümünün dördüncü yüı münasebetiyle aziz ölünün ruhuna ithaf olunmak üzere bugün Öğle namazını mütaakıp Süley-nıanlye camisinde Mevlld okunacaktır. Merhumu sevenlerin hazır bulunmata-ları rica ediliyor.
Biliyorsunuz ya, bizim bir komisyonumuz vardır, «İlan Kİ birini hilelim? Komisyonlar deryasında bocalayıp dürüyoruz. O kadar çok komisyonlar var ki onları kuranlar bile adetlerini, İsimlerini bilemezler» diyeceksiniz. Haklısınız, orası öyle, fakat ben size, gazetelerde sık sık adı geçen bir komisyondan bahsediyorum. İstanbul hemşerileri-nin «Seyrüsefer» komisyonunu bilmemelerine veya u-nııtmalarına imkân var mı? Sık sık toplanır ve her toplantısında yeni kararlar verir. Şehirde seyrüseferi intizama koymak için otomobillerin, otobüslerin yollarını mütemadiyen değiştirir, tramvaylarını duraklarını kaldırıp halkı tabana kuvvet koşturur. Onlar harıl harıl çalışırlar, fakat seyrüsefer karışıklıkları gene eski minval üzere devam eder, taksi şoförleri de, hususî otomobil sahipleri de kendi bildiklerinden şaşmazlar
Elindeki işlerden başını kaşımağa vakit bulamıvan Seyrüsefer komisyonunun başına yeni bir gaile acılı-yormuş. Gazetelerin bildir-dişine süre, bir İngiliz here-ti. Vali ve Belediye Reisi ile temas etmek üzere İst aıı bula gelmiş. Bunlar, İstanhul-da troleybüs tesisatı yapmak. bu işte kullanılacak ara baları temin etmek vç ayrıca otobüs satmak istiyorlarmış.
Şüphe vok ki, bu havadisi duyunca Seyrüsefer komisyonunu kara kara düşünceler almıştır. Bugün caddeleri tıkayan kalabalığın arasına bir de troleybüs girince seyreyleyin gümbürtüyü! O haspanın huyu da kötüdür. Tramvay gibi alnının doğrusuna gitmez, lenduha gövdesine bakmadan sağa sola da sapar.
Komisyona da. bizlere do Allah yardım eylesin! Bu gidişle günün birinde evlerimizden dışarıya cıkamıyaca-KIZ.
Yol göründü?
Heyecanlı bir haber daha: Devlet Denizyolları İdaresi yüzer havuz ve seyyar vinç satın almağa karar vermiş ve Amerika nezdinde temaslara başlamış.
Devlet Denizyolları ile Amerika lâkırdısı bir araya gelince hafızamızda, mahut gemi mubayaası maceraları canlanıyor. Yüzer havuz ve seyyar vinç işleri de o mubayaa mevzuuna dahildi amma giden heyetler arasındaki geçimsizlik yüzünden, o zaman havuzdan da, vinçten de vazgeçildi.
Demek ki şimdi yeni bir faaliyet başlıyor. Ey gaziler, yol göründü! Öyle ya, Amerika nerede, İstanbul nerede? İşler mühim. Havuz, vinç almak kolay mı? Dünyanın bir yüzünde oturup 5-bür yüzündektlcrle temas ederek bu işin içinden çıkılamaz. Tabii gene Amerika’ya heyetler gidecek, onları başka heyetler ve haşkalan-rn da daha başkaları tukib edecek.
Allah selâmet versin, giderler elbet. Panamerikan uçakları kırlangıç sürüleri gibi uçuşuyorlar. Çok şükür, etimizi, yağımızı satıp üç beş kuruşluk döviz de tedarik e-dlyoruz.
ün da var, şeker de. Ne diye helva yapıp yemesinler?!!
Cemal Refik



Yeni Tekel Umum Müdürü
Dün yazdığımız gibi Tekel genel müdürü Yusuf Zıya Ersinin emekli sandığı idare meclisi başkanlığına. Maliye Bakanlığı bütçe ve maliye kontrol umum müdürü Hâdl Hiismenln de Tekel genel müdürlüğüne tâyin edilmesi şehrimizde hayli alâka uyandırmıştır. Yusuf Ziya Erzln pazar akşamı Aukaraya gitmiştir.
Verilen malûmata göre Hûdl Hiismen Maliye Bakanlığı çevrelerinde oek tanınmış bir zat olup kendisi yirmi yıldan beri bütçe ve maliye kontrol umum müdürlüğü vazifesini ita etmekte ve hu sahada mütehassıs addedilmektedir. Yeni umum müdürün İstanbul» gelmesi beklenmektedir.


Salılle 4________________________
Ingiliz Bale heyeti artisti Moira Shearer'in demeci
Sanatkâr Türkiyeden ve Türk seyircilerden hayranlıkla bahsediyor

Emekli Sandığı
Resmî Gazetede çıkan kanunu aynen neşrediyoruz
Geçenlerde memleketimize gelerek İstanbul ve Ankarada fevkalâde muvaffakiyetli bale temsilleri veren genç ve güzel İngiliz Bale yıldızı Moira Shea-rcr İngiitereye avdetinde kendisini Covcnt Garden’dekl locasında bir temsilden evvel ziyarete gelen N A F E N muhabirine memleketimize yaptığı seyahat intihalarını anlatarak halkımızın sanat anlayışını ve memleketimizde gördüklerini pek hararetli biı lisanla övmüştür. Moira Shearer beyanatında ezcümle şöyle diyor:
«İlk defa olarak Türk seyircileri önüne çıkacağımı düşünmek bana bir az heyecan veriyordu. Fakat Türk halkının beni teşci ve takdirlerini izhar ediş tarzları hakikaten fevkalâde idi. Beni anladıklarını hissettim ve ben de onları anindim. Tıirkiyeye gitmeden önce orada Baleden belki pek hoş-lanmıyacakları hakkında saçma bir düşünceye sahiptinu
Seyahatinin pek kısa sürmesine rağmen yakiûen tanımağa muvaffak olduğu Türk halkı hakkında en hararetli şükran hislerini belirttikten sonra Mis. Shearer bu kadaı kısa zaman içinde meftun kaldığı Türkiye -nin bütün güzelliklerini görmeğe fırsat bulamadığına çok ü-süldüğünü söyledikten sonra:
«Gelecek sefer Türklere yapabileceğim en İyi temsili verebilmek için çok vüa çalışmak m ecbu r iy e tindeyim. >
Türklyede en çok beğendiği «eyler arasında İstanbul Açık. Hava tiyatrosu İle Ankaradaki
Opera binasından bahseden Miss Shearer: »Ankaradaki sevimli ve modem Opera binasını hiç bir zaman unutamıyacağım. Onunla mukayese edebileceğim çok tiyatro görmedim. Her şey o kadar modem kİ Ankara halikı onunla iftihar etmekte haklıdır.»
Miss Shearer yeni teşekkül etmekte olan Tü-k Bale ekolü sahasında genç Türk çocuklarının gayretlerini övmüş ve sebatla çalışıldığı takdirde Türklyede Bale'nln büyük İstikbali olduğuna inandığını söylemiş ve sözlerine şunu İlâve etmiştir:
«Türkjyede 11 yaşında çok şeyler vâdeden bir erkek çocuk gördüm ve bir çok da « yaşlarında kız çocukları... Sebat ettikleri takdirde bir gün muhakkak büyük Bale artisti olacaklardır. Bu çocuklaı hiç şüphesiz Türk Balesinin çekirdeğini teşkil ediyorlar. Tüık milli danslarından da bahseden Miss Shearer bunları gördüğünü ve pek beğendiğini söylemiş, bu dansların Baley? tatbiki güç olmakla beraber bazılarının memleket haricinde de takdir kazanabileceğini beyan etmiştir. Miss Shearer son olarak muhabire, ayrılmadan evvel şu ricada bulunmuştur:
«Lütfen Turklyedekl seyircilerime bütün nezaketlerinden dolayı teşekkürlerimi ve memleketlerini ziyaretimden duyduğum büyük zevki ve tekrar onların arasına dönmek için ne kadar sabırsızlandığımı bildirmenizi rica ederim.d
David Lilienthal kimdir? — Büyük sırrı bilmek hayatı üzerinde ne gibi tesir yapmıştır?
[Dünkii nüshadan mabad]
Nuhun gemisi
Amerikalı Arkeolog Ararat dağında araştırmalarında ısrar ediyor
ret etmesi İçin vize aldığını a-çıklamıştır. Dr. Smfth, vize için yaptığı mûracaatte «eğitimle İlgili müesseselerle temasa geçmek arzusunda bulunduğunu» bildirmiş. Nuhun. gemisinden hiç bahsetmemiştir.
Nuhun gemlslnln'Ararat dağında bulunmadığı hakkındakl umumi kanaat Dr. Smlth’in hiç bLr suretle cesaretini kırmamış-
Washington 27 (AA) — Was-hlngton'da resmi şahsiyetler doktor Aaron Smith ve onun Nuhun gemisini bulmak İçin Türkiyede Ağrı (Ararat) dağuı-da yapmak İstediği araştırmalar hakkında gittikçe daim büyük bir endişe duyuyorlar. Türk hükümeti Smith’in Sovyet hudut emniyet bölgesinin bulunduğu Ağrı havalisine girmesine] müsaade etmlyeceğlnl açıkça tır. Arkeologlar. İncilde geıni-jhsas etmiştir, Moskova radyo- nin Ağrı dağlarında bir yerde su geçen hafta yaptığı bir ya- kaldığının yazılı bulunduğunu yımda Ağn dağı araştırmaları- (Ararat, eski ürartu kırallığı-nın civardaki Sovyet toprakla-' nin İbranice adıdır) hakikatte nnı İncelemek İçin bir bahane İse geminin eski kıratlığın hu-olduğunu bildirmiştir.
Bütün bunlara rağmen, Dr. Smith geçenlerde komünistler tarafından teşkil edilen ve dünyanın her taratma yayılan Sov-1 yet şebekesinin’ kendi, plânları- I m baltalamasına mâni olmak üzere «kaçaku olarak çalışaca- ' ğını bildirdikten soma ortadan I kaybolmuştur. Smith. geçen' hatta güney Karoiinadaki Green sbora'dan, görünüşe bakılırsa, Dışişleri Bakanlığının müzaheretini sağlamak üzere Wasiıing-tona. hareket etmiştir. Bununla beraber dışişleri bakanlığı memurları, Smith’e bakanlıkla rastlamadıklarını bildirmişlerdir. Arkeologun arkadaşlarından biri. Smith’in Washington’ dan kendisine telefon ederek, hazırlıkları tamamladığını ve zorlukla karşılaşmadığını bildirmiş olduğunu beyan etmiştir.'
Dışişleri Bakanlığı, arkeolo- ‘ gun geçen şubat, ayında pasa- ( portunu aldığını, daha sonra dışişleri bakanlığına bir mek-* top yazarak hudut bölgesine girebilmesi İçin asker! müsaadeyi almak özere kendisine müzaheret edilmesini istediğini bildirmiştir. Bir çok Balkan ve Doğu memleketlerinde hudutlarda emniyet bölgeleri vardır. Ve bu bölgelere askeri müsaade olmadan girilemez. Dışişleri Bakanlığı Dr. Smith’e nazikâne fakat cesaret kinci bir cevap vermiştir.
Washington’daki Türkiye büyük elçlUğl mernurlan, Dr. Smith’in kendilerine hiç bir mûracaatte bulunmadığını bildirmişlerdir. Bununla beraber, New - YorktakJ Türk başkonsolosluğu. arkeologun Turkiye-yl nisan ortalarına doğru zlya-
pzıuuuıı CİM MI d.111 gm »u-dutları İçinde bulunan bir te-! penin eteğinde ve İhtimal şimdiki Irak hududunda bir yerde | (Cudi dağı olacak) kaldığı na-| zaviyesini Heri sürüyorlar.
YENİ YAYINA
NİLÜFER
Ankarada neşredilen Nilüfer rrıee-n>İtasının 49 uncu sayısı, herkesin alâkasını seken zevkli, meraki» vc is. tifmlell yarılarla çıkmıjUr. İsteyenlere SmekJcr «önderlllr. Sayısı 40 ku-HlJtMT. Tavsiye edcriı
(Nilüfer mecmuası . Ankara)
Mr. David E. Lilienthal. atom bombası hakkında Amerika Cumhurbaşkanı Truman ve A-merikan Genelkurmayından daha fazla malûmata sahip bir adamdır. Bu zat atom bombasının imal safahatına vâkıf olduğu gibi Amerikanın elinde bunlardan kaç tane bulunduğunu ve bu bombaların nerelere depo edildiğini vc senelik İstihsalin neden ibaret olduğunu da bilmektedir. Bu mühim ve mahrem bilgiler dünya yüzünde kendisinden manda Lİlientha)* İn başkanı bulunduğu Amerikan Atom Enerji Komisyonunun âzası bulunan dört kişinin malûmu bulunmaktadır.
Komisyon başkanı sıfatlyle Lilienthal, bugün Amerlkadu 60 bin kişinin üzerinde çalışmakta olduğu atom araştırına ve çalışmalarının heyeti umumiyesin-den sorumludur. Amerikanın ve lıattâ bütün dünyanın mukadderatı (LUenthal’e tevdi edilmiş bulunan sırrın iyi bir şekilde saklanmasına vabeste bulunmaktadır.
Bu kadar büyük bir mesuliyeti omuzlarına yüklenmiş olaı. bu adam kimdir ve bu mesuliyeti nasıl taşıyabilmektedir?
David Lllenthal, 1899 senesinde İlhnois eyaletinin bir kasabasında dünyaya gelmiştir. Şl-kago şehrinde avukatlık yapmakta İken Cumhurbaşkanı Roosevelt kendisini 1933 te A-merikada TV^. proiesi diye mâruf olan muazzam bir teşebbüsün başına getirmişti. Lilien-thal'in reisliği altında bulunup muazzam projeyi geıçekleşllr-meğe memur komisyon sn kuvvetlerinden İstihsal ettiği elektrik enerjisi sayesinde Amerikanın geniş bir parçasını mıın-bit ve mahsuldar bir hale getirerek geçirdiği buhranlar doia-yıslyle sarsılmış olan Amerikan milletine tekrar cesaret ve ümit vermeğe muvaffak olmuştu.
Oak Ridge şehri Tannossc Valley Authorlty - T.V.A. arazisi dahilinde atom araştırma merkezi olmak üzere kurulunca Lilienthal atom araştırma işlerinin başına getirildi. Bu İşler için bir merkez kurulduğundan harici dünya, ancak harbilen sonra haberdar olabilmiştir. 1946 senesinde atom enerjisi komisyonu teşkil edilirken cTt'i-rnanlm bu komisyon başkanlığına Ll.llenthal'1 getirmesi pek tabii İdi. Serbes hayatta komisyon başkanlığının temin ettiği maaşın on mislini kazanabilecek durumda olan Lilienthal bu vazifeyi de kabul elti.
Dünyanın en büyük, en mühim sırrım taşımak Lilienthal’ İn hayatı üzerine ne gibi tesirler yapmaktadır?
Lilienthal gizli işlere meuıur edildiği tarihe kadar olan yirmi beş senelik serbes İş hayatında yapmakta olduğu bütün işler hakkında karısı He ınüda-velei efkârda bulunmağı âoet edinmişti. Fakat atom Işîerin-
Atom Domuası yapa
Amerikan atom l.amisyonu başkanı David Lilienthal
den hiç kimseye bahsedemezdi. Atom enerji komisyonu haricinde bu mevzu üzerinde konuşmağa mezun değildi. Komisyon baş kanı sıt aliyle o daha Ziyade düşünmek mecburiyetinde idi. Bu gün de vaziyeti böyledir.
T.V.A. projesini gerçekleştirme komisyonu başkanı iken çi‘-çller ve aileleri ile sık sık temas ve bunlarla İşler üzerinde konuşmağı itiyat edinmiş olan Llllenthal bugün bu karni temasları tamamen kaybetmiş tir durumdadır. Geçenlerde kendisiyle görüşen bir gazeteciye ara sıra kendisine insanlardan kırkar gibi bir his gelmekte okluğunu, söylemiştir îş Icaoı yapılmakta olan seyahatlerde ar.om enerji komisyonunda vazifeli fizikçiler, kimyagerler, mühendisler ve diğer mesai arkadaştan ile biraz sohbet edebilme sayesinde yorgunluk ve fena hislerden kurtulabilmektedir, öteden beri mütalâaya düşkün olan Lilienthal fikir yorgunluğunu
gidermek İçin Vaşlııgtondakl e-vlnin bahçesinde bahçe İşleri İle uğraşmaktadır, fion günlerde yaptığı sulu boya tabloları da a-sabını dinlendirmek İçin yapmıştır. Fakat bu dinlendirici meşgalelere ayırabilmek için boş zaman bulamamaktadır. Ua şingtonda Sıhhiye Bakanlığı 1-çlndekl bürosunda sabahın saat dokuzunda vazifeye başhyaa Lülen thal'ın akşam saat (19) veya (201 den evvel bürodan ayrılabilmesi nadiren mümkün olmaktadır. Birçok haftalar cumartesi ve pazar günleri de çalışmak mecburiyetinde kalmaktadır. Bu ağır mesai LHienthal-ln sıhhatini sarsmamış gibi görünmekte İse de kendisi İle teması olan gazeteciler mumaileyhin kendisin! ruhen yalnız kalmış hissetmekte olduğunun farkına varmışlardır.
En korkunç bir silâha alt mesuliyeti yüklenmiş olan bu .damın düşünceleri ne merkezdedir?
Lilienthal tarafından söylenen aşağıki satırlar mumaileyhin fikir ve hâleti ruhlyeslnl tamamen İnikas ettirmektedir:
«Ben haddi zatinde kuvvete kıymet veren bir adam değilim. Birçok Amerikalılar gibi ben de kuvvete karşı İtimatsızlık beslemekteyim. Fakat dünyada kuvveti tebcil etmekte olan birçok insanlar vardır. Bu vaziyette ge rek ferden gerek millet olarak meydanı bizim ideoloji ve bizim düşünüşümüzde olmıyanlara bırakabilir miyiz? Bu sebepten bir çoklarının fena maksatlar için kullanabilecekleri yen! silâha iyi niyet ve düşüncelerle vaziyeti etmiş bulunuyoruz. Şu ciheti de tealim etmeliyiz kİ atom, enerjisi tabiatı icabı tahrip 1-şlne hizmet edebilir. Ümidimiz bu silâhın böyle bir maksat )* çln kullanılmasına lüzum hâsıl olmıyacağı merkezindedir. Başkanı bulunduğum komisyon a-tom enerjisi vadisindeki Hm! tetkikatı hayli İleri götürmüştür. Komisyonumuzun asıl vazifesi de budur.»
Yııkankl fikir ve
lan serdeden Lilienthal te ve f fa sevelt glb! ( bir liberaldir, mokrasln adiyle

30 uncu San’at Yılı
Cyrano de Berjerac
Şehir Dram Tiyatrosu
Cumartesi
Saat 21,15 te
I
AÇIKHAVA
TİYATROSUNDA
İki Efendiye Bir Uşak
Şehir K@m®dll Tiyatr©§iü)
KONSERVATUVAR İCRA HEYETİ
Üstad Ali Rıza Çengel idaresinde
ZATİ
Sungur
ve İsmail Dümbüllü Tiyatrosu
NECMi .FERDİ RIZA "TAYFUR
Beyoğlu Necml Rıza mağazasında her gün her saat Şehir Dram tiyatrosunda saat 13 den tibaren satılır.
nıütaJâa-mü-Cumhurhaşkanı Roo-d üşünen hakiki İlerleyen de-_'b yazdığı eserde «İnsanlarda hüsnü niyetin sul niyete galip bulunduğu hakkındakl esası kabul edilmedikçe demokrasinin asla mümkün olamıyacağı» fikrini ileri sürmektedir. Llllenthal komünistlerin totaliter İdeolojilerine muhalif olduğu kadar Cumhuriyetçilerin kapitalist doktrinlerine de muarızdır. Son zamanlarda kongrede Cumhuriyetçilerin şiddetli hücumlarına mâruz kalmakta olmasının bir sebebi de budur.
Bir İsviçre Dergisinden çeviren:
B. AKSEL
Denizcilik Bayram» programı hazırlandı 1 temmuzda kullanacak olan Denizcilik bayramı programı tesbit edilmiştir. Dün bu maksatla vilâyette vali muavini İhsan Ecemiş'in başkanlığında , toplanan komisyon çalışmalarını tamamlamıştır Program bastırılmaktadır. Yarın alakalılara gönderilecektir.
Denizcilik bayramının bu sene daha canlı geçmesi için deniz sporlarlle uğraşan klüpler o gün bir çok müsabakalar lerlib ' etmişlerdir.
Onüçiincü kısım Faş hadleri
Madde 40 — iştirakçi levdl-atçılardan; aşağıdaki farklarda ve 43üncü maddede yazılı filanlar dışında kalacakların.; vazifeleri İle İlgilerinin kesil-' meşini gerektiren yaş haddi (65) yaşlarını doldurdukları tarihtir. Hizmet müddetleri ne olursa otiün (60) yoşibl dolduranlar hakkında de kurumla-rınca yaş haddi uygulanabilir. Bu vazifelere 165»yaşını dolduranların açıktan veya naklen tâyinleri cali değildir
a) Bayıştay, Danıştay ve Yargıtay başkan ve üyeleri Sayıştay savcısı, başkanın sözcüsü ve Cumhuriyet Başsavcısı İçin yaş haddi (63) tiz. Ancak vazifelerinde kalmaları faydalı görülenlerden; Sayıştay Başkan ve üyelerinin yaş hadleri Büyük Millet Meclisi başkanlık divanınca ve Sayıştay Savcısı ile Danıştay ve Yargıtay Başkan ve üyeleri ve Başkanın sözcüsü İle Cumhuriyet Baş savcısının yaş hadleri de Bakanlar Kurulunca birer yıllık sürelerle (3/ yıl uzatılabilir.
b) Üniversite ordinaryüs profesör ve profesörleri f85) yı-şını doldurduktan sonra (70 > yaşını geçmemek üzere vazifelerini yapabilecek durumda olmadıkları ilgili ürlverslte sena- ' tosunca beUrtillnceye kadar ç,a hşablllrler.
e) Diyanet İşleri Başkan. (65) yaşını doldurduktan sonra, vazifesini yapmaya yetersizi'ğl Bakanlar Kurulunca ve Diyanet İşleri Müşavere Heyeti Başkan ve üyeleriyle müftüler ve vaizler de yine (651 yazım doldurduktan sonra vazifelerin; yapmtya yetersizlikleri Diyanet İşleri Bakanlığınca ve hayrat hademesiyle Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesinden ayitk alan vaizler (65) yaşım doldurduktan sonra vazifelerin! yapmaya yetersizlikleri Vakıflar Genel Müdürlüğünce belir filin-ceye kadar ve dersiamlar hayat kaydiyle çalışabilirler.
ç) Aşağıda .-azılı olanlaım yaş hadleri;, hizalarında gösterilen yaşları doldurdukları tarihlerdir:
T — Subay ve askeri memur ve gedikliler:
1. Asteğmen, teğmen ve üstte ğmenler
2. Yüzbaşı, kıdemli yüzbaşı ve önyüzbaşılar
3. Binbaşılar
4. Yarbaylar
5. Albaylar
6. Tuğ ve tümgeneraller ve amiraller
7. Kor ve orgeneraller ve amiraller
8. Mareşal ve büyük ami-leri
9. 6. 7 ve 8 İnci askeri memurlarla memur yardımcıları ve askeri hastabakıcı hemşireler
10. Daha yukarı .sınıftaki askeri memurlar
11. Gedikli subayıar
12. Gedikli çavuşlar
13. Gedikli üst çavuşlar
14. Gedikli çavuşlar
15. Baş gedikliler
11 — Emniyet mensupları:
1. Her derecedeki emniyet müdürleri ve emniyet ve polis müfettişleri
2. Emniyet müfettiş yardımcıları ve emniyet âmirleri
3. Başkomlseı-, komiser komiser yardımcıları
A PoUs memurian m — Gümrük koruma mensuplan:
1. Gümrük koçuma memurları
2. Gümrük koruma kısım âmirleri
IV — Posta teljraf ve telefon hat başbaJ'tCi ve baş-dağıticılan ile hat bakıcıları ve dağıtıcıları 55
Yukarda (ç) fıkrasının (niı ve(IV) İşaretli bentlerinde gösterilenlerden vazifelerinde kalmalar j faydalı görülenlerin yaş hadleri, İlgili Bakanlarca birer yıllık müddetlerle (5) yıl uzatılabilir.
d) la) ve (b) fıkralarında ve ıç# fıkrasında yazılı vazife-gösterllen vazifelere (651 yaşını iere de hizalar rda gösterilen yaş hadlerini doldurmuş bulu-
41
e) Seferin icabatı olarak İfl-mm görüldüğü takdirde tabip, veteriner, eczacı, kimyager ve diş tabipleri He mühendis ve deniz .subaylarının binbaşı ve daha aşağı rütbelileri fB7) yaşına kadar, diğerleri yukarda gösterilen yaşlardan (B) yıl yaşlı yedek subay ve yedek askeri memurlar dahi sağlık dorumla n elverişli olanların en gençlerinden başlıya ra k orduya alınabilirler
Ondördünci» kısım Emekli aylığı
.Madde 41 — Emekli aylığı. İştirakçilerin fiili ve itibari hizmet müddetleri toplamına göre ve vazifeden ayrıldıkları tarihteki hesenege esas aylık veya ücretleri ve 15 inçi maddenin (g) fıkrasmaa yazılı olanların tun aylık veya ücretleri tutarı üzerinden aşağıda gösterilen nispetlerde bağlanır.
Fiili ve itibarî nlzmeı müddetleri toplamındaki ay kesirleri tam ay sayılır. Yıl kesirlerinin her ayı İçltı emekli aylığı bağlanmasında esas tutulan ayhk veya Ücret tatarının yüzde birinin cm tiritte biri! emekli aylığına aynca eklenir.
İstekleri üzerine emekliye a varılanlardan bu aylık veya ücretleri (2) tam yıl almamış cilanla rm emekli aylıklarına bir alt derece aylık veya ücreti e-sas tutulur ve bu hüküm 15 inci maddenin (hl fıkı asına göre bir veya İki üst derece aylık veya ücret üzerinden kesenek verenler hakkında keseneğin (2) tara yıl verilip verilmediğine göre aygulanu. Ancak ücretleri tutan en aşağı cereee ayhk veya ücret lutanndan az olanlar İçin bu şart aranmaz. Fiili ve İtibarî hizmet müddet teri toplamı yıl
Bağlanarak emekli ayJı-tmın % nispeti
40 4?
42
43
44
45
45
47
O Û_ cxı
o
0
>
46
52
55
t8
«0
65
58
55
80
52
40
43
45
50
80
85
ve
56
52
50
55
29 49
30 50
31 51
32 52
33 53
34 54
35 55
36 56
37 57
38 58
39 59
40 «0
41 fil
42 «2
43 63
44 M
45 65
46 W
47 «7
48 «8
49 69
50 ve daha fa?!a70
Bağlanan aylıkların 50 kuruştan aşağı keşirleri 50 kuruş ve 50 kuruş ve daha fazla kesirleri liraya çıkarılır.
Madde 42 — Cumhurbaşkanlığında bulunduktan sonra her hangi bir sebep ve suretle ay-nlanlara veya b»t makamlarda İken 39 uncu maddenin (b) fıkrasında yazılı duruma girenlere İstediklerinde almakta oldukları aylık ödeneğin beşte biri e-mekll aylığı olarak bağlanır. Ve bu aylıklar ödendikçe faturası karşılığında Hazîneden ah-nır.
Madde 43 — Emeklilik hakkı tanınan vazifelerde bulunduktan sonra Belediye Başkanlığına ve illerin daimi komisyonu üyeliklerine seçıte Jş veya seçilecekler bu vazifelerde bulunmakta Üten emekliye ayrılma hakkını kazandıklarından veya (00.) yaşını doldurduklarında e-mekliye ayrılma istekleri yerine getirilmekle beraber vazifelerinde
bırakılırlar.
Onbeşinci kısım Malûllük
Madde 44 — Her ne sebep re suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan ânzalar veya duçar oldukları tedavisi İmkânsız hastalıklar yüzünden vazifelerini vapnuyacak duruma giren İştirakçi ve tevdlatçılara (Ma-•—-------,------ lûl) denir ve hak1 anada bu ka-
1 nanlar açıktan veya naklen (â-'nunun malullüğe alt hükümleri ,y!n edilemezler. J uygulanır. (Sonu rar)
2
.
Seçimde şaka
Tıp Fakültesi KusbB-*
binası
ışı:
Süt meselesi
Hır det ile miimısebvlile
Seçimin şakası olur mu? — Son senelerde dillerden düşmiven hu kelime — Seçimden hayatta kurtulmak kabil değildir — Bu yazıdaki seçim siyasî seçimler değil — Seçimde tek rey almak — Bu tek reyin muhtelif tefsir tarzları.
Yazan: A. ADNAN • ADIVAR
Secim ve saka yanyana getirilmesi hiç de doğru değil gibi gözüken iki mefhum: hele şu son üç seneden beri seçim üzerine edilen bunca şikâyetler, bunca İtirazlardan sonra secim ile şaka arasında bir münasebet tasavvur etmek hayli güçtür. Fakat seçim sözünün senelerden beri ağızlardan düşmediği. gazeteler, mitingler, toplantılar, husus! konuşmalarda seçim mevzuunun mühim bir mevki tuttuğu düşünülürse bu mefhumun da umumî hayata bu kadar sıkı sıkıya yapışmış diğer mefhumlar gibi bir şaka tarafı olmak lâzım gelil-. Açlıkla. toklukla, hastalıkla, sağlıkla şaka edildiği halde seçimin de komiğe kaçacak bir tarafı bulunup neden şaka edilmesin? 21 Temmuz secimi, seçim kanunu tâdili, aıa seçimler, yeni umumi seçim lüzumu, parti kongrelerinde seçimler gibi başlı başına mühim siyasî, hukukî hâdiseler bahis mevzuu olunca iş tabiî şakaya gelmez.
Fakat seçim hep böyle siyaseti alâkadar eden işlerde değil bütün hayatta hükmünü süren bir âmildir. Bir kere daha yazdığım gibi her gün bir şey seçeriz, insanlar seçmekten kaçınamazlar. Lokantada yemek, mağazada boyun bağı, hayat boyunca türlü türlü dost, eğer dünyada şayet okumak diye bir itiyat varsa kitap, yazmak mecburiyetinde iseniz mevzu, bir cemiyette iseniz idare heyetini. Üniversitede profesör, dekan, rektör, senatör. yönetör (yönetim « = idare» kurulu âzası demek olan bu Kelimeyi ben icat etmedim, Üniversite hocalarının ağzından duydum. Saka mı yoksa ciddi mİ olarak söylüyorlar bilmiyorum) ve doçent, kanunî yaşı doldurmuş bir vatandaş iseniz belediye âzası, milletvekili ye eğer belediye âzası İseniz İstanbuldan başka her yerde belediye reisi, milletvekili iseniz Cumhur reisi, Meclis reisi, komıyon reisi ve daha neler neler seçersiniz. Velhasıl bu seçim, yolda sağ veya sol kaldırımı seçmekten başlı yarak siyaset bulvarında partilerin sağcısını, solcusunu seçmeğe kadar gider. Fakat bütün seçimlerin en gücü kanun maddelerinin iyisini, kötüsünü seçmektir.
Bunları bir taıafa bırakalım, bugün benim bahsedeceğim mevzu ciddi seçimler değil, ancak seçimler esnasında çıkan bazı neticelerin tefsiridir. Kongrelerde parti reisi, umumi idare heyeti âzası seçmek gibi çok ciddî seçimlere dair fikir beyanından. ihtiraz ederim.Ve bu ihtirazım pek haklıdır, insan içinde bulunmadığı işlerde uzaktan fikir beyan etmekte bazan pek lâüball oluyor. Bu lâubaliliği ile bir de bakarsınız ki faldell olacağını zannettiği yerde zarar veriyor. Meselâ insanın tamamen haricinde kaldığı bir müessesenin riyasetine veyahut flzalığma filân veyahut falan seçilmeli îdi diye uzaktan verdiği fikirleri biraz bol keseden atılmış söeler telâkki edersem de filân intihap edilmemeli gibi menfî mütalâaları o derece münasebetsiz ve akla mugayir bulmuyorum. Galiba müstakbel, şairin dediği gibi, bir mezar kadar sessiz ve bir mezar kadar kapalı olduğu halde mazi, yine şairin dediği gibi her vakit perdenin arkasında gözden nihân olmadığına göre seçimlerde menfi mütalâa beyan etmek, müspet fikir vermekten daha kolay ve dahn İsabetli olabilir.
Her nasıl olursa olsun bu seçimlerin bir de şaka tarafı oluyor; bakınız nasıl; Seçilebilmek için lâzım gelen nisabı doldurarak seçUenler-le bu nisabı dolduramasa bile ona yakm rey alanlar a-fasında bir de bakıyorsunuz ki yüze yakın veyahut yüzü
Gazeteler son zamanlarda süt meselesinden Sik sık bahsediyorlar Sütler karışık, hileli Mühendislerinin [imiş. Temiz süt temini imMm-beyannamesi
Türk Yüksek Mimar
geçkin sayıda rey mevcu-dünden ancak iki rey vc hattâ bir rey almış olanlar vardır. Derhal akla gelen bu kadar rey içinde ancak bir rey almak nasıl tefsir olunur sualidir. Bunun bir kac tefsir yolu vardır;
1 — Tek partili meclislerde bir makama intihap olunacak zat kendisinin intihabından tamamen emindir. Fakat ittifakla İntihap olunmak gibi bazan büyük şeref ve kuvvet sayılan ve fakat hakikatte çok kere intihabın zâ'fım ifade eden bir vâkıadan kaçınmak isteyen namzet parti dostlarını blı-kaç başka zate rey vermeğe ikna edemeyince kendi kendisine rey verdi demesinler dive başkasına bir rey verebilir.
2 — Seçilmek kabiliyeti olmıyan fakat dostunun gözünde o mevkie yalnız kendisi lâyık sayılan birisine o dostu tarafından hiç olmazsa adı ortaya atılsın diye hüsnü niyetle tek Tey verilebilir.
3 — Sırf muziplik olsun diye intihap olunmıyacağını bile bile şaka maksadlyle bir dost veyahut kendi kendisine rey vermiş vaziyete düşürmek için bir düşman tarafından tek bir rey verilebilir. Vâkıâ İnsanların bazan kendilerine rey vererek tek reyle kaldıkları görüldüğü için sonradan bir alay bir şaka mevzuu olan bu o-vunu yapmak pek çok kullanılan usuldür.
4 — Ya kendisinin hafif bir ekseriyetle kazanacağını ümit ederek bir rey ile kaybetmemek için veyahut hiç olmazsa ertesi gün gazetelere ismi geçsin diye kendi kendisine verilen tek rey de vardır.
Şunu söylemeliyim ki bütün bu ihtimallerin hiç birisi ayıp telâkki edilmemek lâzımdır. Fakat nasıl İd bu hareket ayıp telâkki edilmiyorsa sonradan tek rey ile kalacak zata karşı yapılacak şakaları da fena telâkki etmemek İcap eder. Ancak bu sakin telâkkiye her vakit ras-lıyamazsınız. Birisi tarafından dost veya düşmanına verilen bir tek rey ortaya çıkınca hakikaten kızanlar olduğu gibi reyin kendi tarafından verildiğini örtmek için kızmış gibi görünenler de fvardır. Ve dikkat ediniz ki kendi kendisine rey verenler en çok kızmış taklidi yapanlar arasındadır. Diğerleri bu İş! ya bir dostun dışa vurmuş dürüst, şuur altı arzusu ve yahut sonradan alaya vesile olmak için tevessül ettiği bir lâtife ve nihayet bir düşmanın kötü niyetle yaptığı kötü bir şaka telâkki ederler ve geçerler. Bilirler M gizli reyini yazan zatin elini tutmak kabil ol-mıyacağı için bu şakayı hiç bir kuvvet menedemez; o halde yapılacak şey kazaya rızadan ibarettir.
Seçimlerin adedi çok olan intihap neticesinde bir kaç rey almak doğru yanlış bir takım tefsirlere yol açarsa da yalnız bir rey almanın tefsirin! dediğimiz İhtimallerden birine bağlamak zarurîdir.
Bu yazıyı bana İstanbul Üniversitelerinin son rektör intihabında şahsan tanıdı ğım ve tanımaktan İftihar duyduğum üç dostun başuıa bu tek rey kazasının gelmiş olması ilham etti. Teknik Ü-nlversltede profesör R&tib Berker İle profesör Said Ku-ran'a rektörlük için birer rey verildiği gibi İstanbul Üniversitesinde profesör Fin dik oğlu Ziyaeddin Fahri beye bir rey atılmış olduğunu öğrendim. Bu üç dostumun aldıkları birer rey hâdisesini izah ve tefsir İçin müracaat edilecek yukarıda savdığım İhtimallerden kendi kendine rey vermek ihtimalinin hariç tutulmak lâzım geldiğine muhakkak kâ-niim. Ancak bu muzipliği kimler yapmış ise bana bu aziz âlimlerle ilk gördüğüm zaman şakalaşmak fırsatını
îlarını araştırmak üzere Islan-I bur a bir mütehassıs gthruş, ’ tetkikler yapmış. Bu mütehassıs ya- gitmiş bir ikinci mütehassıs; ’ .........7“i
Eskiden İstanbul'da sut derdi diye bir mesele yoktu, sütçülerde istenildiği zaman, İstenildiği kadar halis süt bulmak mümkündü. Bunun başlıca se-
İstanbul Üniversitesinin „
pilması düşünülen Tıp Fakülte-[gelmiş. bu zat da tetkikler ynp-sl binalarına ait mimari ve mış... teknik projelerin hazırlanması * .
İşin! eksiltmeye koyması üzerine yüksek mimar ve mühendisler 15. Mart. 1949 tarihinde bir toplantı yaparak vaziyeti
protesto etmeğe karar vermiş [bebi İnek cinsinin mükemmel, ve bir beyanname neşretmlştir.l ahırların daha geniş olması.
Bunda deniliyor kİ : ' İneklere daha bol yiyecek ve-
1 — İstanbul Üniversitesi Tıp rllmeş» idi. Gün geçtikçe İnek Fakültesine alt mimar! ve tek-[cinsi bozuldu, eskiden günde ■■ ■ - • • ■------- ■ on on okka. aüt veren
inekler varken şimdi bir inekten vasati olarak beş, altı kilo süt almıyor. Bundan m süt veren İnekler de çoktur. Bu suretle İstihsal azalmıştır. Müstahsillerin çoğu aradaki farkı kapatmak için hileye sapıyor.
Görülüyor ki İşin başı her gün alman sütün miktarını arttırmaktır Bu olmadıkça süt diva.'uru halletmek kabil değildir Süt fabrikası, sterilize sut güzel şeydir. Fakat esas dâvayı halledemez.
Sterilize süt temini için vakit vakit teşebbüsler olmuştur. Bunlardan en mühimini Meşrutiyetin ilânından bir müddet sonra Kadıköyûnde yapılanıdır.
Balkan harbini müteakip üç müteşebbis Kadı köyde »Şlrl ter. (Taze süt) adıyla bir müessese kurdu. Bu müessese vapur iskelesine giderken meseldin karşısında köşe başında, şimdi bir bakakliye mağarası olan binayı kiraladı .Burada, güzel bir sütçü ve pastacı dükkânı açıldı. Cam ek ânlarındaki -Şifi ter. 1 .Şırtır» okuyarak bunun ne demek olduğunu iptida anlamı-yanlar, İçeride halis süt içildiğini, nefis pasatlar yenildiğini görünce vapur çıkışında buraya uğramağa başladılar.
Müessese aynı zamanda evlere şişeler İçinde streMze edilmiş süt gönderiyordu ve teşebbüsün esası bu idi. Hikmet Nazlın (Nazım Hikmetin babası, eski Matubat müdür) Ziraat mektebi muallimlerinden Suat, Kavala kaymakamı Emin paşanın oğlu Asım beyler tarafından kurulan müessese o kadar »yİ işledi kl Beyoğlu nda da bir şube açılmasına karar verildi. Tepebaşmda, şimdi Lala birra-nes İolan bina kiralandı. Burada hem sütçülük müessesesJ, hem lokanta açıldı, aynı zamanda evlere de süt gönderilmesine başlandı.
Beyoğhındakl müessese içinde bir de lokanta bulunduğun-» dan çok masraflı idi. Burası Kadıköyûn gelirin! eritil, nihayet her İki şube kapandı.
Bunun gibi bir kaç teşebbüsü daha hatırlıyorum. Bu teşebbüslerin hiç birisi muvaffak olamadı. Bu defa da, aşağıdan yukarı değil de yukarıdan aşağıya doğru gidersek muvaffak olmamız şüphelidir
Enis Tahsin TİL
nlk projelerin hazırlanması tji- ı bl fikri mesaiyi pazarlık konusu i yapmaktadır. En İyi ve en gıi- ı zell bulabilmek için kalitenin j ön plânda tutulması lâzım ge- ■ len böyle bir mevzuda Üniversitenin eksiltme yoluna gitme- ı sİ fikre saygı göstermediğini ı İfade eder.
2 — Kanun mimari ve teknik ı özellikleri havi olan binaların ı projelerinin tanzimini Bakanlar ı Kurulu kararlyle müsabakaya ( konulmasını âmirdir. Mimari ; ve teknik özelliği muhakkak o- I lan böyle bir mevzuda Üniversitenin meri kanun ve nizamlara ■ uygun hareketini beklerdik. 1
3 — Ülversite kendi ilmi çer- ı çevesl haricinde olan böyle ; mühim bir İnşaat mevzuunda hiç olmazsa bu sahanın İlim ı müessesesl bulunan Teknkl Ü-nlverslteyl, Oüzel Sanatlar A- I kademisin! ve bunlardan mezun I mimar ve mühendislerin meste- ı k! teşekküllerine danışmadan I hareket yolunu ihtiyar etmiştir. I Meselkl İhtisasa en ziyade hür- ( met etmesi ve böyle bir hareke- ı ti müdafaa etmesi lâzım gelen ( İstanbul Üniversitesi bu suretle ı Istinad ettiği en kuvevtll esas- ; lordan birin! yok etmektedir, (
4 — Üniversite kendine göre t
Türk Y. Mimar ve Y. Mühen- ; dişlerini sıfıra İrca etmekle kendi varlığını İnkâr yoluna I gitmektedir. Cemiyetimiz İçinde ı hiçbir mesleki zümre diğerinden I çok üstün olduğunu İddia ede- : mez ve diğeri hakkında hüküm ( veremez. ı
3 — Şu veya bu İnşaatta bası 1 meslek adamlarından haklı ve- ı ya haksız olarak duyulan mem- ( nunlyetslzllklerln bütün meale- I ğe teşmili, modem âlim ve mu- > tefektir zihniyeti muvacehe- ’ sinde dar bir görüşün ifadesi ı demek olur. Biz üniversitenin ( arka plânda menfi bir propa- 1 ganda şekli olarak kullandığı bu ı usulü şiddetle takbih ederiz. ’
6 — Türk Y. Mimar ve Y. Mühendisi memleketin bütün İnşa 1 ve İmar İhtiyaçlarına cevap ve- ’ rebilecek bir yüksekliktedir. Teknik ve tecrübe eksikliği dü- ! şünÖlüyorsa yabancı mütehassısların müşavirliği İle kolay bir 1 şekilde giderilebilir. Aksini İddia aşağılık duygusunu İfade ve memleket menfaatini hiçe say- i m ak olur.
7 — Talebimiz : Beynelmilel Mimarlar Birliği He diğer yabancı memleket birliklerinin ku mevzuda bize kuvvetle tavsiye ettikleri gibi, ilgili eşhastan ve mütehassıslardan bir jüri kurulmalı, mevzuun şartnamesi ve programı esaslı bir şekilde hazırlandıktan sonra beynelmilel bir müsabaka açılmalıdır Bu suretle mütehassıs tanınanlarla birlikte Türk mimar ve mühen-dişlerine de boy ölçüşme imkânı sağlanmalıdır.
Millet muvacehesinde Istan-, bul üniversitesini hak yoluna [ davetle, eğer eksiltme 30- hazl- , ran. MÖ günü icra edilirse mem leket ve dünya muvacehesinde yükleneceği tarih! mesuliyetin büyük olacağını meslek namına İhtar ederiz.
Amerikad. kuraklık
Nevyork 27 (AA.) — (Alpı: Nevyorkta 32 günden beri ku- , raklık devam etmektedir. Dün sıcaklrk $5 dereceyi bulmuştu Mütehassısların fikirlerine* göre bir kaç gür İçinde yağmur, yağmadığı takdirde mahsul ! mahvolacaktır Dun Vashtng- ’ ton. senenin en sıcak gününü I yaşamıştır. Sıcaklık gölgede 36 dereceyi bulmuştur '
vermiş oldukları için kendilerine müteşekkirim. Bu in-; tlhapta tek rey atmış başka-; lan varsa onlar hakkında hangi ihtimalin vârid oldu-l ğunu sorarsanız bir şey diyemem.
A. ADNAN • ADIVAR,
Hususi atelyelerin dikiş ücretleri pek âlâ düşü-rütebiliır — Üsküdar Mithat paşa enstitüsünde gördüklerimiz — Eski kadınlarda giyim — Bugiiniin er keklerinde de bir anlayış!...
Evvelki gün, Üskiidarda *Milli Eğitim Bakanlığı Kız Enstitüsü» salonlarında bir defile tertib edildi. Istan bulun dikişe ve giyime meraklı birçok bayanlarının davetli bulundukları bu defilede en ziyade nazan dikkatimi celbeden şev. erkeklerde de kadın giyimine, kadın elbiseleriyle model ve dikişlerine karşı yakın bir alâka uyandığım belirten sahnelerdi. Terzilikle zerre kadar ilgisi olmadığı halde bir erkeğin, önümüzden geçen bir canlı mankenin giydiği tayör İçin: «Şunun yakası biraz daha dar devrilmiş olsa, omuzlan bu kadar geniş yapılmasa idi, muhakkak ki daha güzel olacaktı > diye fikir yürütmesi; bir rop, manto veya tuvalet hakkında ileri sürdüğü mütalâalarını da terzi bayanlara kabul ettirmesi hic şüphesiz erkeklerde de kadın giyimine karşı alâkanın arttığını ispat eden tezahürlerdi!
Kasım Gülek Ingiltereden döndü Londrayı ziyaret eden B. M. M. heyetine dahil olarak Ingiltere ye giden eski Ulaştırma Bakanı Kasım Gülek dtln uçakla şehrimize dönmüştür, f ' 1
Maliye Bakanlığı Hukuk Baş Müşaviri Arda tarafından yazılan
GELİR VERGİSİ KANUNU İZAHLARI
İsimli kitap bir kaç güne kadar satışa çıkarılacaktır «ÖOsahlre ve fiyatı 7 Ura olan kitabın tevzi yeri Ankara'da (Akba> tstanbul-da --İnkılap Kitapevi» dfr
Eskiden böyle mi di? Erkeklerden çoğu, kadın giyimi şöyle dursun, kendi giyimleriyle dahi alâkadar o-lamazVar. elbiseleriyle taban tabana at gömlek giymekten, gömlekleriyle katiyen yakışık almaz kıravat-bağlamaktan çekinmezlerdi! Kadınlar da. şimdiki gibi. hangi renk kumaşa ne renkten süs veya düğme yakışacağını: ne çeşit bir elbise ile ne biçim ve renkte çanta kullanılacağını düşünmezler; hele iskarpin rengin! çanta ve elbise rengine uydurmağı akıllarına bile getirmezler, gelişigüzel giyini verirlerdi!...
Zaten o zaman, ne şimdiki gibi biçim biçim tayör ve mantolar vardı, ne de çeşit çeşit roplar ve şortlar!... Kadın, üç Deş arşın basma aldı da makası vurup keti mi. basının geçeceği kadar bir vaka acıkhğr bırakır, düpedüz bir entari diker, beline de kuşakla bir düğüm basıp eteklerini toplar, çarşafına bürünüverivdi1 Eski kadınlar İçin giyinmek çok kolay ve basitti! Ne günlerce model peşine düşülerek mecmualar kanştmlırdı. ne de renk uddiyetine bakılırdı! Kadın da erkek kadar giyimine lâkayıt idi, fakat peçesi altında kalmasına rağmen, yüzüne »düzgüno, yanaklarına «allık», kaşlarına »rastık», gözlerine de «Kâbe sürmesi > çekmekten geri kainuyanlar hemen hemen ekseriyeti teşkil ederdil
Eski kadınların giyim hususundaki kalenderliklerinden hatırımda kalan bir şev vardır kİ bir türlü unutamam ve hatırladıkça gülerim: Topuklara kadar uzun simsiyah caısaf altında; bacakta si vah çorap, ayakta da bembevaz podosüet İskarpin!... Şimdiki kadınlara gelin «le siyah tayörün altına bir bevaz iskarpin giydl-rebilln bakalımI
Mithat Paşa Enstitüsünde
kadın çamaşırları, geceiik-
-----"Lisıier 12 sınıfa çıkarılacak,,-------------r
«Yabancı dilden imtihan veremiydiler de ÜniversL I teye kabul edilmlyecek». İşte çocuğunuzun istik- I halini yakından alâkadar eden çok mühim bir haber . Fakat o kadar üzülmeğe mahal yok. ■ Zira elinizin altında Linguafon gibi kıymetli bir vasıta var. Bununla herkes, ana dilini veya bir şarkıyı öğrenir gibi ♦ yabancı dilleri de kulaktan ve otoma- ** tik olarak öğrenmekte, daha fence ♦ böyle bir kolaylığın mevcut ol- • madığına esef etmektedir. Lût- « fen kuponu doldurup yollayın size tam izahat verelim. .*
" ■ ■
Yazan: CEMALEODİN BİLDİK
S vim Torunoğlu ve Neriman D emir taş defilede çok beğenilen tuvaletleriyle
yakıştıran Sevim Torunoğlu ile Fahiman ve Neriman De-mirtas kardeşlerin ve Muazzez Alpav’m da gerek dikişte. gerekse kesimde muvaffak oldukları gözden, kaçmıyordu...
Bir aralık müdire Bayatı Muzaffer Eris’ten öğrenmek, istedim:
— Sipariş atelyesinde dikilen elbiselerin dikiş para-siyle serbes terzilerin dikiş ücretleri arasında ne gibi bir fark vardır?
«— Muhakkak ki, dedi, yalnız bizim enstitüde değil, bütün enstitülerde fiatler ucuzdur.»
Birkaç misal vermesini rica ettim, saydı:
«— Roplar 40 - 50, tayör ve mantolar 50 - 60, tuvaletler de 80 - 100 lira arasında...»
— Ne oluyor bu para?
«—Bu paranın yüzde 30 nini, dışarıda atelve açabilmek imkân ve pratiğini elde etmek üzere çalışan talebeler aralarında taksim ederler. Geri kalan yüzde onu idare masraflarına, diğzr yüzde onu da mütedavil sermayeye karşılık olarak ayrılır.
Defilede görülen bir tayör ler, sabahlıklar, tayörler »e roplarla başlayın gayet nefis tuvaletlerle nihayet bulan defileyi, benim gibi, eski kadın kıyafetlerini gözlerinin Önlerinde canlandırarak seyredenler de vardı... Vardı diyorum, çünkü, canlı mankenler geçidini seyrettiğimiz sırada yanımda oturan bir yaşlıca bayan, göğüs ve sırt kısmı tamamen açık bir tuvalet karşısında;
— Bu kadarı da fazla! Demek s üretil e hayretini açıklamaktan geri kalamadı! Doğrudur, kıyafet hususunda kadınlarımız, fazla açıldılar... Hattâ bu açıklığı yalnız tuvaletlerde ve deniz kıyafetlerinde değil, roplarda ve tayörlerde de görüyoruz.

Enstitünün sipariş atelye-sinde dikilen elbise ve tuvaletlerde. gerek dikiş, gerekse model İntihabı hususunda müdire Bayan Muzaffer E-rls’ln son derece titizlik gösterdiği: her elbiseyi kendine
Enstitülerin sipariş atel-yelerinin kadın terzisi yetiştirmek ve giyim öğretmek bakımından cok faydalı oldukları inkâr edilemez . Bunların piyasadaki dikiş ücretlerini düşürmek noktasından da rol oynanılan temin edilirse faydası. elbette daha büyük olacaktır. Çünkü senede 16 - 18 bin liralık dikiş ücreti alan ve her türlü vergiden muaf tutulun enstitü sipariş atelyelerinin bugünkü dikiş ücretleri, vergi ödeyen hususî atelyeleriu dikiş ücretlerine nazaran hiç de ucuz değildir. Gayet güzel İşler çıkardıkları muhakkak olan bu resmî ate«-yeler, dikiş ücretlerini düşürmekle piyasa flütlerine karşı pek âlâ bir rekabet yaratabilirler ve bu rekabet de ucuzluğu temin eder. Bunu vapmak ve enstitülerin bu bakımdan da faydalı olmalarını sağlamak lâzımdır.
Ceıııaleddin BİLDİK


a
Yeni bir Ingiliz filmi: “KRiSTOF KOLOMB,,
Shirley Temple 21 yaşına bastı, kendisine 4 milyon
dolarlık servet teslim edildi
Bu para artistin çocukken çevirdiği Alimlerin hasılatıdır. Şimdi de her sene yarım milyon dolar kazanıyor
Kıra! filmi ilerliyor
Filmin Baş artisti Frederic March
nidan yardım istlyecektir. Yolda bir gece bir manasturda ta-
i*
Küçük sinema artisti Shirley Temple'l kim tanımaz?.. Bir zamanlar bütün mimlerini ,zevkle seyrettiğimiz bu bukb-ll, yanakları çukurlu sevimli kız büyüdü, şimdi 21 yaşına bastı. Bu münasebetle eskiden çalışarak biriktirdiği para kendisine teslim edildi. Bu para tamanı 4 milyon dolardır! .. Dört milyon dolar, bugünkü rayice göre hemen hemen 14. 15 milyon Hra!... Çok para, âdeta büyük bir servet. Shirley şimdiye kadar el sürmediği bu paraya bundan sonra sahip olacak, milyonları istediği gibi kullanacak...
Shirley'e bu parayı biriktiren, bu serveti teslim eden babasıdır. Shirley'in kazancını saklayan. kâr getiren işlere yatıran bu adamdır. Bir zamanlar ’Jeakle Coogan da çok para kazanmıştı. Fakat annesi milyonlara baliğ olan bu paryı yiyip bitirmiş, Jeakie büyüdüğü, artık filim çeviremiyecek bir yaşa geldiği zaman beş parasız kalmıştır. Şimdi artık ufak tefek İşler görerek yan sefalet İçinde bir hayat sürüyor .
Shirley'in babası bunun tamamen aksine hareket etti. Küçük artistin kazancından ancak lüzumlu masrafı ayırdı, geri kalanın santimine dokunmadı ve nihayet eski kazancını sahibine fazlasiyle teslim etti. Ne güzel, ne kadar İnsanca bir hareket—
Shirley’in hayatı
Shirley, Hollywood yakınında Çanta Monlca’da 23 nişan 1929 da doğdu. Henüz pek küçükken son derece sevimli bir artistti. Pek tatlı bir tebessümü vardı. Güldükçe yanaklarında çukurlar olurdu. Bu sevimli kız aynı zamanda çok’serbesttl, her keşle çabuk dost olurdu.
Santa Monlca bir çok filim stüdyosunun bulunduğu yerdir. Bu stüdyolara girmek yasaktır; hususi müsaadeye tâbidir. Herkesle dost olan küçük ve sevimli Shirley bu kayıtların dışında tutuldu. Kapıcılar kendisine yol verdikleri gibi içerideki memurlar. hattâ artistler bu güler yüzlü ve pek zeki kızla ahbap Oldular. Clıirley'ln stüdyolarla laması işte bu suretle başlar.
Bu sırada bir gün bir filimde dört yaşında bir kıza ihtiyaç hasıl oldu. Hemen akla sık sık stüdyolara gelen .herkesle ahbaplık eden Shkirley geldi. Filim şirketi çocuğun ailesine müracaat elti. Babası yapılan teklifi kabul elti. Shlrley tabii hail, büyük anlayışı ile bu fl-
Shirley'in soıı limde o kadar muvaffak oldu ki derhal kendisine uzun müddetli bir mukavele teklif edildi, Bundan sonra Shirley başlı başına filim çevirecekti. Dört yaşında artist olmuştu!...
Shirley’in altı yaşına kadar çevirdiğ lfilimler küçük, ehemmiyetsiz şeylerdir. Altı yaşından sonra yıldızlar sırasına gl- j rerek birbiri atkesı sıra İllim çevirmeğe başladı. Küçük artistin babası bir bankada memurdu. Kızının kazancını iyi kullanmak İçin 1938 da vazifesinden istifa etti ve sırf kızı ile meşgul oldu.
12 yaşma gelince..
Shirley. 12 yaşına kadar çalıştı ve pek çok filim çevlıdl. 12 yaşma gelince, artık çocuk rolü yapamıy ocağından sütod-yolara vedâ etti, bir koleje girdi. Shirley'in sanat hayatı artık bitmiş zannediliyordu. Filhakika o zamana kadar büyük istidat göstermiş çocukların hiç birisi büyüdüğü zaman filim çevirmekte devam edememişti. Jeâkle Coogan. Fredy Bartho-lomov bunların en canlı misali idi. Çocukken mükemmel filLm-ler çeviren bu iki artist çocukluktan çıktıktan sonra hiç bir iş görmemişti.
Shirley bu umumî kaideye istisna teşkil etti. Kolejde 4 sene okuduktan sonra eskisinden parlak bir yıldız oldu. Şimdi Amerlkada en çok sevilen, en
Shirley, kocası Ağar ve çocukları
resimlerinden biri çok kazanan artistlerden biridir.
Koleji bitirdikten sonra
Shlrley koleji bitirdiği zanıan bir filim şirketi kendisine filim çevirtmedi düşündü. Bu defa çocuk değil, gen çblr luz rolü yapacaktı. Tecrübe filimi çok muvaffak oldu. Amerikalılar, Shlrley'l genç kız olarak beğendiler. Bunda eski şöhrtlerin tesiri olmakla beraber artistin sadeliği, sevimliliği de büyük âmil olmuştur.
Tecrübe muvaffakiyetle neticelenince artist yeniden stüdyoya döndü, filim çevirmeğe
bnşladı. şimdi her filim için 250 bin dolar alıyor. Senede iki | filim çevirdiğine göre kazancı, yarım milyonu buluyor.
Shlrley, üç sene evvel sinema artisti John Ağar İle evlendi. Kan koca pek iyi geçnlyorlar. Şimdi 1 yaşında bir kızları vardır. Shirley, çocukluğundanberl çok temiz kalblidir Stüdyoda bugün de, eskisi gibi, herkes kendisini seviyor. En büyük derdi herkesin kendisine hâlâ Shlrley diye hitap etmesidir. Artist; »Ben şimdi Shlrley değilim. madam Agar’ım. Bana herkes madam Ağar demelidir» diyor, fakat buna kimse kulak asmıyor. Bilhassa eskiden tanıdığı ve bir zamanlar birlikte filim çevirdiği Gary Cooper gibi artistler hâlâ kendisine çocuk muamelesi ediyorlar, »Shirley gel, Shlrley git!» diye âdeta emirler veriyorlar. Bu temiz kalbli genç kadın istediğini yapı ıram ayınca sükûnetle şunları söylemiştir:
— Pekâlâ Shirley deyin... Fakat bütün dünya bilsin kl hakikatte ben madam Agar’ım!
Shirley'in eski dostlan kendisine madam Ağar demek şöyle dursun kocasına »Mösyö Shirley» diye hitap etmeğe başlamışlardır. Ağar buna kızmıyor, gülüyor.
Çocuk artist olacak mı?
Shirley büyük servetine rağmen filim çevirmekle devam edecektir. Bir gazeteciye »Mesleğimi seviyorum, bunun için stüdyolardan ayrılmak niyetinde değilim» demiştir .
Bu kadar istidatlı bir ananın ve iyi bir artist babanın kızı olan Lindar Susan ne yapacaktır? Büyüdüğü zaman filim çevirecek midir? Gazetecinin bu sualin» de Shirley şu cevabı
Shirley'in çocukluk resimleri
Büyük kâşifin hayatını anlatan bu
filim
İngilterede J. Arthur Rant teşkilâtının Galnsborough stüdyoları Kristot Kolombun maceralarını filime almıştır. Meşhur kâşifin rolünde Frederich March, karısı rolünde İse Sonla Hol m oynamaktadır.
Porto Santo şehrinde oturan Krlstof Kolomb. batıya doğru deniz yoluyla giderek daha kısa yoldan Hindistana ulaşmak e-mellndedir. Bir gün limana sığınan tehlikede bir geminin tayfalarından biri son nefesinde Krlstof Kolomba batıda gördüğü harikulade bir memleketten bahseder ve kabataslak bir harita bırakır. Kolombun emelleri bundan sonra büsbütün kuvvetlenir. Karısı öldükten sonra genç oğlu Diego'yu yanına alarak Ispanya Kıratlık sarayına müteveccihen yola çıkar; girişeceği teşebbüs İçin o-
Maurice Chevalier Kırat, fil-sini çevirmeğe devam ediyor. Artist Fransız muharrirler cem yeti menfaatine verilecek ınü-samerede sahneye çıkmayı kaâul etmiştir. Sahnede bir kaç şarkı söyiiyecektîr.
■ Kıral. filminin çok güzel olacağı, artistin sanat hayatında yeni bîr devre açacağı söyleniyor. Yukarıda Maurice Amerika-da iken Helen Twe!vetrees ile birlikte çevirdiği filimden bîr sahnede görünüyor. D zamandın beri 15 sene geçmiş, artistin yüzü epeyce kırışmış olmakla beraber Maurice'in hâlâ eski neşesini muhafaza ettiği bildiriliyor.
vermiştir;
— İstidadı varsa çevirecek..'
Shirley'in kazancı yalnız çevirdiği filimler için aldığı ücretten İbaret değildir. Artist radyodan hemen bir bu kadar kendi adıyla yapılan reklâmlarda nda hemen hemen buna
olduğunu, aldığı mektupların diğer artistlerlnklnl gölgede bıraktığını söylüyor ve »Shlrley Amerlkada şimdi Şarlo kadar meşhurdur» diyor.
çok güzel
f*
oldu
Urlar ve Kolomb başrahip Pe-rez He arkadaş olur: Paraz ona Kırallçenln sırdaşı Juana d® Torres’e hitaben bir mukaddeme mektubu verir; Kolomb oğlunu manastırda bırakarak yoluna devam eder.
Sarayda Kolomb Juana İle ve entrikacı dalkavuk Babadilla İle tanışıır; Babadilla her ne kadar Kolombun tasavvurlarının aleyhinde ise de Juana yardım vâdeder ve Kolombu kıral ve kıraltçeye takdim eder. Kıral plânına güler, fakat kırallçe ile olan hususi bir görüşmede Kolomb eşi görülmemiş bir imparatorluk vâdleriyle kırallçenln müzaheretini kazanır.
13 kişilik bir komisyon toplanarak üç sene süren tartışmalara girişir. Bu arada neticeyi sabırsızlıkla bakliyen Krlstof Kolomb genç Dlego de Arana ile tanışır, (oynayan Derek

Bondi ve sefere çıkacağı vakit onu yanına almağa söz verir.
Bir gün Krlstof Kolomb Ba-badillanın amcazadesi Beatris İle tanışır. Kırallçe on yıl öııce Beatrlsl kıral İle sevişirken yakalamış ve Kanarva adalarına sürmüştü.
Kendi ticaret ve zenginliğini düşünen Babadilla İse Kolomb İle Beatrtsln birbirlerini beğendiklerini farkederek onları evlendirmek ve Kolombu Kırali-Çöhirf gözünden düşürmek suretiyle Yeni Dünyayı bulmak teşebbüslerini akim bırakmayı kurar, zira Yeni Dünya bulunursa kendi ticari vaziyeti sarsılacaktır Fakat Kolombun yegâne emeli Okyanusu geçerek Hindistana varmaktır.
Beatris bir gün saray bahçesinde Kolombu beklerken kıral onu görür ve zorla öper; Kolomb ile İsabella hâdiseyi görürler, Beatris tekrar Kanarya adalarına sürülür ve Kolomb' un sarayı terketmesl emredilir.
Krlstof Kolomb bunun üzerine Fransa kiralına gitmeğe karar verir, fakat pişman olan Ispanya kıra! ve ktrallçesi geri çağırırlar ve tekrar
sene tartışmadan sonra Kolomb" un teklifi kabul edilir, ayni zamanda kendisine amiral sıfatı, kıral naipliği ve bulacağı mem-’ ieketlerin onda biri vâdedllir.
Kolomb nihayet Santa Maria gemisiyle yola çıkar. Kendisine Nlna ve Plnta adlı iki küçiık gemi refaket etmektedir. 30 gün yolculuktan sonra henüz kara görünmediğinden şikâyetçi olan tayfalar gemide bir İsyan çıkarırlar. Nihayet üç gün sonra karaya çıkılır; yalnız vahşiler tayfalar yine memnuniyetsizlik gösterirler, fakat burası sadece bir adadır ve yola devam etmek lâzımdır. Plnta kaptanı ümldsls
onu altı
ancak burada oturduğundan
yakın para kazanıyor. Bir sine-, ________________,
ma mecmuası Shirley'in en çok. kaldığından İspanyaya avdet para kazanan artistlerden bLri eder. Diğerleri yola devam e-.İÜ.». ..i i derler. Fakat bir gece nöbetçi-
nin dikkatslzLiğl yüzünden Santa Marla karaya oturur. Kolomb başta Dlego de Arena olduğu halde 40 kişiyi adayı müstemleke haline getirmek için gemide bırakır ve kendisi Nina gemisiyle İspanyaya döner, orada büyük merasimle karşılanır ve 1493 haziranına kadar sarayda kalır.
1493 de 17 gemi ve ıooo adamla tekrar setere çıkar; bu defa Hindlstanı fethedecek ve İspanya tahtına râmedecektlr. Bir kaç sene sonra Kristof Kolomb ve adamları aç ve perişan bir halde vatana dönerler.
Babadilla, Kolombu suLLstl-nıalle suçlandırarak hapsettirir. Nihayet kıral ve kırallçe onn affederler, fakat tekrar denize çıkmasına müsaade etmezler.
ÜTnidslz ve kalbi kınk Kristot Kolomb, ölüm yatağında, keşfinin dünyaya nelec getlreceğlal tahayyül eder.
28 Haziran 1949
AKŞAM
Salıife 7
Bili HİKAYE I Çoban aşkı 1
Sevdiği kıza, nisan hediyesini vermediğinden dolayı ölen Jaıı' >n, bu küçük çobanın hikâyesi pek hazindir.
Zavallı Jan, güzel gözlerinden ve şakrak şarkılarından dolayı herkesin sevdiği bu talihsiz delikanlı, şimdi bir mezar taşı altında yatıyor.
Genç çoban bir müddet evvel sevdalannıışlı. Bu aşka bağ bozumu mevsiminde sarışın saçlı Klerl gördüğü zaman tutulmuştu. Kız o kadar güzel, bakışları o kadar okşayıcı, sesi o kadar tatlı İdi kİ, Jan onu götür görmeg canevinden vuruldu.
Çoban,’ o gündenberl şarkıyı kesti. Yegâne düşüncesi, Klerin minimini ellerini avuçları İçinde sıkmak ve gözlerini gözlerinin İçine dikerek sessiz, sada-sız derin sevgisini ifade etmekti. Hu kadar saadet ona yeterdi, hattâ artardı bile. Bununla beraber, bu saadetini bir bulut gögellyor:
— Niçin ben de zengin olmı-yayını ve Klerl Istemlyeylm, diyerek İçi yanıyordu.
O. büyük bir servet İstemezdi, nişan yüzüğünü alabilecek kadar bir para sahibi olmasını arzu ederdi. Fakat heyhat, nişan yüzüğü parasını tedarik etmek, zavallı çoban İçin erişilmesi zor bir hayal teşkil ediyordu. Çünkü aldığı para, boğazına bile yetmiyordu. Bununla beraber nişan yüzüğü parasını toplamak İçin yemeğini kıstı, kimseye bir şey söylemeden, sabır ve sebat ile santim santim nişan yüzüğü parasını toplamağa başladı. Her akşam, kemerini cöeiîyor. topladığı paralan titrek ellerle birer birer sayıyor ve
bir insan bile bu kadar büyük bir felâkete dayanamaz.
Arlık bütün ümitleri, bütün hülyaları söndü. Jnn kızmıyor, hırslanmıyor. Zaten hırslanmanın. kızmanın bir faydası yok ki... Başı eğik, beli bükük, gözleri yaşlı kuyumcu dükkânından çıktı.
____Aman Yarabbi! Bu felâkete uğramak İçin ne günah işledim? Suçum, günahım ne? diye içinden İnledi, şimdi Jan, kimse görmeden yıkılan saadet hülyalarının enkazı üzerinde ağlamak İçin ısssız ve tenha nlr yerde yapayalnız bulunmağı ne kadar çok istiyordu. Ah. bu dakikada ölse ne kadar İyi olacaktı.
Jan, yavaş yavaş kuvvetinin kesildiğini, rüzgârın ve soğuğun İliklerine kader işlediğini hissediyor, bu esen rüzgâr, kalbinin iniltilerini temsil ediyor. Ana şefkatini tatmamış, baba muhabbeti görmemiş zavallı öksüze, kimse acımıyor, ruhunun. kalbinin İçinde oynanan faciayı anlamıyor.

Ertesi sabah Janı, yo! kenarında oturduğu taş parçası û-zerinde ölmüş olarak buldular, 1 soğuktan morarmış çehresi hâlâ yeis ve ıztırabın ifadesini taşıyordu- ölmeden evvel gbzle-rlnden süzülmüş olan iri yaşlar, yanakları üzerinde donmuşlardı.
Talihsiz çobanın cenazesi kaldırılırken. Kler de dahil olmak üzere bütün köy halkı bu elim Aklbete hüngür hüngür ağladı. Kler, Janm kendisine karşı beslediği sonsuz aşk uğruna can vermiş olduğunu hiç bir zaman

bir gün bu bakır ufaklıkları al- öğrenemedi ve talihsiz çoban tına çevirmek hüJyaslvle yaşı-1 kalbinin büyük sırrını, kendisi yordu. [ile beraber, mezarına götürdü.
Nihayet beklediği o merut gün j , uiılıt
geldi Kemeri İçinde biriktirmiş____________Çeviren: A. HİLALİ
olduğu paraları svuçlayarak tarttı ve rüyasını gerçekleştirecek kadar ağır buldu.
Soğuk bir luş sabahı, çorbacısından İzin alarak şehre koştu. Rüzgâr şiddetle esiyor, iri' kar parçalan yüzüne çarpıyordu. Fakat kalbindeki büyük aşk ateşinin tesiriyle hiç üşümüyor. çıplak ayakları donmuyordu
Sol ııya soluya şehre vardı. Caddelerdeki mağazaların vitrin teri, ne kadar da parlıyor. Janın gözleri kamaşıyor, İki adımda bir kuyumcu dükkânlarının önünde durarak nişan yüzüklerini birer birer tetkik ediyordu. Nihayet içlerinden blml İntihap etti. Onu almak İçin kuyumcuya daldı, çıkını çıkarmak İçin elin! cebine soktu. Aman Yarabbi! Bu ne felâket!.. Cebi bobmboştu, İçinde çıkını yoktu. Vitrinleri tetkik ederken paralarım çalmışlardı.
Zavallının kalbi birdenbire burkuldu .vücudu tJrtlr tlrtredl, ayakları sendeledi. Çıkını İte beraber bütün ümitlerin! de kaybetmişti. Heyecanla bir daha ceplerini karıştırdı. Paralar yok işte» Mamafih bu felâkete hâlâ inanmak istemiyor, boş ümidi erte kendini avutmak İstiyordu. Fakat acı hakikat meydanda idi,
O anda içinde bir şeyin kırıldığını hissetti, boğuk bir feryat ■ çıkardı, başını elleri arasına a-' tarak hıçkırmağa başladı.
Zavallı çoban! Çelik yürekli
BULMACA
1 5 3 4 6 e 1 s
Kadınlar erkeklerden daha mukavemetli
Ömür uzunluğu bakımından da kadınlar erkeklere üstündürler
Şimdiye kadar mevcut olan umumi kanaatlere göre, erkeklerin gerek ömür uzunluğu, gerekse vücut kuvveti ve fikri faaliyet bakımlarından kadınlardan üstün olduğu zannedlllrdl. Fakat son zamanlarda Amerl-kada Umumi Sıhhat adlı bir müessese bu meseleyi ciddi olarak telâkki etmiş ve kadınların erkeklere nazaran yalnız ömür bakımından değil, diğer hususlarda da ustun olduğu neticesine varmıştır,
Müessesenin iddiasına göre, kadınların vücut ve zihin yapılarının erkeğin kudretine boyun eğdiğini tasavvur etmek hatalıdır. çünkü bir çok hallerde kadının umumi kabiliyeti, erkek gücünü aşmaktadır.
İddiayı yapan müessese iddiasının doğruluğunu ispat etmek için erkeklere şöyle bir etraflarına bakıp, bitaraf bir gözle kadın ve erkekleri tetkik etmelerini tavsiye ediyor: En ağır meşakkatlere en çok mâruz kalan erkeklerdir.
Hayatta tesadüf edilen herhangi bir buhran yahut bir kriz erkeklere daha çok tesir etmektedir. çünkü erkek şahsiyetini müdafaa etmek mecburiyetini kadınlardan daha çok hissetmektedir Bundan başka erkekler ufak tefek günlük İşlerde kadınlar kadar başarı gösteremezler. Para tasarruf etmede kadınlar daha mahirdir.
Pratik hayatta kadınlar yine bârlz bir üstünlük göstermektedirler. Halbuki erkekler hayali bir şeyin peşinden koşmayı tercih ederler. Erkekler harb eder, epik şiirler yazar, ilim uğruna hayatlarını feda ederler. Erkekler arasında dâhi, yahut atletik kabiliyetinde olanlar daha çoktur, Hattâ cânller, blr1 kaza neticesi ölenler, İntihar sebebi He hayatlarına kıyanlar,1 akıl tın t alıklarına tutulanlar,! ölümle neticelenen vahim has-
talıklara yakalananlar yine erkekler arasında daha çoktur.
Fakat bütün bunlardan erkek terin kadınlardan daha az mukavemetli olduğu neticesini çıkarmalıda doğru değildir. Çünkü kadınların kendilerini yıpratma İhtimalleri erkeklerlnkl-ne nispetle daha azdır. Kadınların biyolojik ve kimyevi yapıları. onların hastalıklara karşı daha mukavim olmalarını sağlamıştı. Kadınların vücutlarındaki cinsiyet hormonları, kalsiyum, nitrojen, vitamin ve kanlarındaki beyaz kürreclkterln miktarı erkeklerlnklne nispetle daha fazladır. Kadınların erkeklere kıyasla daha zayıf mahlûk oldukları hakikatte erkekler tarafından uydurulmuş bir şeydir.
ömür uzunluğu bakımından da yine kadınlar başta gelmektedir. Bunun sebebi de erkeklerin daha çok çalışmak ve didinmek mecburiyetinde olmasındandır. •
Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları Bedelleri husus! şahıslar tarafından ödenen mahkeme, icra, tapu vc noter ilânları gibi restnı ilânlar eskiden olduğu gibi doğrudan doğruya «AKŞAM» İdaresi tarafından kabul edilmektedir.
Lokman Hek im
ıDr. HAFIZ CEMAL)
Dahiliye Mütehassısı
Divanvotu No. 11)4 Muayene saatleri Pavar hariç her grin 1.5 - B
Tel: t339â
RADVO
ANKARA RADYOSU Bu akşamki program
17,M Atılır v» program. M M. S. ayarı ve Radyo aalon orktsirArı. 18.311 Oyuna İlaveleri ve saz tMrkrl. 18.4S Şarkılar. 18 M. B. ayarı ve Haberler, lO.lSGaçml^e Buglln. İD.» "Yurtlan Sealar. 189» Şarkılar. 5015 Radyo Gııetal. 50» Serbes naat. 50.33 İncesaz lSer3b faalli, 81.İS Konuşma (Potta kutunu. «3» Varyete müzikleri CPU, «.«Konuşma (lYonl Bilgiler*. 23 Dan-ı müziği (PI.>, 52.49 M. S. ayarı va Haberler 13 Program ve kapama.
Yarın ınbnh vu 8jla programı
TJO M. S. ayan. 7.31 Atılı» (P1». T« Haberler, B Türküler (Fİ.). B.tS Filim malikleri (P1), 9,90 Müzik: (PiJ. ■ Kapanı*. 11.88 Açılı» v« program. 12.30 M. S. oyarı ve Kai'ljık far-kıler. 13 Haberler 1.7,13 Gitar Düetinden Melodiler (Fİ.,. 13.» Öjle Ga. telam, 13,43 Hatır melediler (Pl.l, 14 kapanıp. .
Cafer Fahr Dikmenin i
Eserlerinden Krş.
Yeni arıcılık ûö
Av ve salon kupelderi 50
Savaş ve polis köpeği 50
Tavukçulukta nıııvaf- ?5
fakıydın sırrı 25
Nasıl tavukçuluk yapmak? 25
Tavukçulukta nasıl Z&
Tavukları yumurtlatmak İçin ne yedirmeli dlr? 25
Tavuk hastaiıklan 15
Kanarya 150
Kitapçılardan arayınız
lıtanbuE Asliye L> ci Hukuk l artıçlltuadan: M» «13
Milddei ev» Ruso tarafından Beyoğlu Suterazi sokak Nll Ap 3/1 dairede oturan >:oca*ı Sala-mon Ruso aleyhine açtığı boşanma dâvasında; Mıiddefalcy-hJn İkametgâhının bilinememesi üzerine liâncn tebligat İcrasına karar verilerek duruşmasının 16-9/848 günü saat 14 de bırakılmış ve dâva arzuhaliyle davetiyenin bir parçası divanhaneye asılmış olduğundan (10) gi'ıniçlnde cevap vermek ve gii-, nünde gelmek ve yelmediği tak-
Mahkeme Koridorlarında
Avradın güzeli, insanın başına dert olur!
Seldin uf» 1 — P»jm para ila dr fil 2 — Arxu - avafiına c»lm« tak. A — Şalbalendlrmc 4 — Trral ««kİ uman amel İlle», 9 — Bir İramı» -bir nida. • — Kumarda ba»a baı-bajıtlamı, 7 — Tarat bir hayvan -bir çift. 8 — Sarhoş «ıbf bağıra. * — Sıra Sıra. 10— Mezuniyet latlhaal edan.
Yukarıdan afağıyaı 1 — iatanbulun varış çayırı. 1 — Vllalılılaıı mütekait. 3 — Terrl ıha at yapar - ılbiae diken, 4 — Kalburdın feçlrmr -Borçlu, ■ — Teral çoluk (ocuk alla -Cerlra. B — Nuş »den - çakmak la-vaunundan. * — Meyve - İlçe. ■ — Tersi bir alıu aapalilr - lüzel.
Q*C»n balmecanııı halli
■oldan aa*a: 1 — BrotnOral, 1 — Rlvanol. 3 — Aeu). Ter, 4 — Zalimane, ■ — ha. EU e - Nahiye. 1 -Va. Cafer. ■ — Araab, Ta. 0 — £b*t. 10 — htatlyL
Yukarıdan aşaftıyc 1 — Bratllyalı. 1 — Rical. Ar. 3 — Ovulan, Set. * — Malt Araba, 0 — Ün Mehabet. ■ — Hotatlf. Tl, 1 — Aleniyet * — Ra. Erazl.
■■■■■■Açık Arttırma ile
ŞEFTALİ SATIŞI
Boy llkde rede, BUealkçl çiftliğinde ve çifttik yolunun alt ve üst kısımlarında bulunan şeftali ağaçlanılın üzerlerinde bulunan meyvalar ağaç üzerinde olarak 3 temmuz D4â pazar günü saat 14 de çiftlikte açık arttırma ile satılacaktır. Şartnamesi çiftlikte görülebilir,
dirde gıyabında duruşmaya devam edileceği malûm olmak illere İlân olunur (4634 >
Senelik M0t> loaruı MUOkurut
■ aylık 1300 • 3SM» ■
t aylı *» . im k
I avlll» stxı • — •
A a re» tebdil! Ittn «Dİ kırrotto* pul gr.naertlmendir AkN takdkr-
— Güzellik ne demektir? Bunu bana anlatabilir misin, beyefendi kardeşim?
— Hangi güzellikten bahsediyorsun? Güzelliğin birçok çeşitleri vardır. Meselâ, çlçeftin güzeli, manzaranın güzeli. İnsanın güzeli...
— Tamaaam. . Orada dur. Çiçeği mtçe&i bırak da ln-sanlann üzerine lâf edelim. Karı milletinin güzelini soruyorum ben. Gûzelkan ne demektir, bunu anlat bana.
— Onu da anlatamam, çünkü kadın güzelliği de türlü türlüdür. Bin bir çeşit güzel vardır. Esmer, kumral, sarışın, uzun boylu, orta boylu, balık eti, tıknaz, narin...
— Bırak be yahu. Kafamın altını üstüne getirdin.
— Ne kızıyorsun, delikanlı? Sen soruyorsun, ben cevap veriyorum.
— Orası öyle amma ben sana bunu sormadım ki.
— Neyi sordun va?
[ — Şey... Yani şey diyo-
rum.Güzel kadın nasıl olur?
— Bu da herkesin zevkine göre deftlşir. Kimisi esmerden hoşlanır, kimisi sarışını sever. «Gönül suya düşmüş de kurbağaya âşık olmuş" delrer. bilmez misin? Sen hangisinden hoşlanıyorsun bakalım? Esmerden mi, sarışından mı?
— Dur, mademki sordun, ben de sana bir lâf edeyim. «Beyazın adı var, esmerin tadı var » derler. Sen de bunu biliyor musun?
— Anlaşıldı, sen de esmerden hoşlanıyorsun.
— Yoook, bey abl. Lâfa bakma. İsin aslına bak sen. Avradın beyazına doyum olmaz.
— Pekâlâ, öyle diyelim de öyle olsun.
— Şimdi gelelim lâfımıza Güzellik iyi şev midir, yoksa fena mıdır?
— Danlma amma burada saçmaladın, delikanlı. Güzellik fena olur mu? Kadın İçin her şeyden evvel güzellik lâzımdır.
— Karı milletini de bırak simdi. Avradın güzelliği erkek için İyi midir, fena mıdır?
— Bu da saçma Her «r-kek daima kadının güzelini arar. Sen çirkin kadından hoşlanır mısın?
yapmağa başladı. Demincek söyledim ya, güzel kan, İnsanın basını derde sokar. Pakizenln de eli ayağı düzündür. Ne zaman beraber sokağa çıksak bütün erkekler aç kurt gibi gözlerini Pa-klzeye dikerler.
— Pakize hanım senin karın mı?
— İki aydır beraber oturuyoruz. Eski dostu ile maraza etmişler, bırakıp savuşmuş. Kör şeytan getirdi, benim ayağıma dolaştırdı.
— Hoşnut değil misin?
— İvl gecinıvorduk anıma sonradan aramız açıldı. Kan hin oğlu hin. Kendini satmasını biliyor. Ben de elimden geldiği kadar giydirip kuşandırıyorum, yedirip içiriyorum. Velâkin. sofasına cok düşkün kan. istiyor kİ her gün kendisini çanta gibi yanıma alayım da gezdirip dolaştırayım, İstanbulu bilirsin, gezip tozmak para İle olur, îşte bunun için hırlaşmağa başladık. -.Her zaman gezmek olmaz. Kan dediğin, eve yakışır. Otur da İşini yap» diyorum, edepsizliğe başlıyor. Her lâfın başında da; «Benim güzelliğim her kadında yoktur Hizmetçi gibi hep evde oturaraam -diye kendini methediyor.
Dun akşam arkadaşlarla buluştuk, biraz içtik. Eve gidince karı gene ağzını açtı; (Eve erken gelip beni gezmeğe götürmüyorsun da meyhanelerde oturuyorsun • dİ ve söylenip duruyor. Nasihat verdim, dinlemedi. En nihayet ben de; «Kes sesini Daha fazla konuşul san pataklarım seni» dedim Vay ananı vay! Karı birdenbire küplere bindi Ağzına geleni söylüyor bana. Bir aralık da: «Benim güzelliğim var. Senin gibi siinepelerin üzerine tükürmeğe bile tenezzül etmem. Bu güzellik bende varken gönlümün çektiği erkeklelre düşer kalkarını. Yarından tezi yok, senden ayrılacağım Sen hödüğün birisin, güzellikten anlamazsın'. deyince gözlerim bulandı ; »Ulan kahpe’ Demek sen güzelliğine güveniyorsun. Ben onu senin elinden alayım da akim başına gelsin >• dedim, saclarından tuttuğum gibi odanın ortasına

DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
Matbaa Metali alınacak
Devlet Demiryolları Haydar paşa Satıııainıa Komisyonundan
1 — 1000 kilo Istrotip metali açık eksiltme İle satan ima-eaktır.
3 — Muhammen bedeli 3500 Ura olup muvakkat teminata 262 Hra 50 kuruştur
3 — Buna alt şartname komisyondan parasıı olarak dağıtılmaktadır
4 — Eksiltme 8 Temmuz 949 cuma günü saat 1030 da Hay-
darpaşa gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınnlma komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmaları (8876)
Telefontanmıı Sermuharrir- 8OTB5 V«Z> isleri »?«B - İdem 10881 Müdür JIHS7
Ramana 1 - Hırı» M
oa fitte ÖrtrKJ *A Yata»
•.a* 1.32 as 11,00 ıra
9.31 JJ.17 17 18 20,M2Z«l
Icıorenuıe. BabıAli civarı
Cemal Nailli rokng> No 19
ZAYİ — Çalınmakta olduğum E. T, T, idaresinden almış olduğum 9135 No tı pasomu zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
i Yerip Cörbaşak
t— ■ >
Kızlara Suikast
ZABITA ROMANI
Yanrat A[>th> Chriatta Tercüme eden: Vâ - Nt
l. Tefrika No. 31 .
cesaretten eser kalmadı. Son
— Allah raaı olaun seldlfl-nize! — dedi.
Dostum kızın elini iki avucunun İçine aldı.
— Metin olunuz, matmazel Hayat yaşamağa değer.
Bu Sözler genç kızı sıçrattı. Gözlerini Polrot’ya çevirdi:
— Ahi... — diye buyiurdı. — Şimdi söyleyiniz bakalım, küçük hanım! Sizi bir müddetten beri muztarlp eden nedir? Yoksa, sırrınızı ben mi keşfedip size soyllyeylm? Slre karşı en derin .-sempatilerimi bu keşflya-tırna mı ilâve edeyim?
Yüzü kızardı:
— Demek biliyorsunuz,?____Ar-
lık eirenımıyetl yok. İler şey bitti, onu tekrar gormlyeçe^lnı.
Şeşinde bir hıçkırma ha-sıl oldu
— Metin olun, kızım!
— Artık bende mclanetlen.
hafta zarfında sıfırı tükettim Geçen hafta, kendini) zorladım, aûrladını. ümidim gittikçe kırıldı. Fakat yine aorladun.
Gözlerimi açmış, bu sözlerden hiç bir şey anlamaksızın dinliyordum.
Polrot. bana döndü ve beni genç kıza gösterdi:
— Şu doatum Hastlngs'ln haline bakın, ağzını açmış dinliyor.
Nlck, bana hazin hazin baktı :
— Tayyareci Miclıel Set-.n İn nişanlannuştık ., ölmüş. — diye ıstırap içinde İnildedi.
XI
SEBEP
Şaşırarak Polrol’ya döndüm: — Senin telmihin buna mıydı?
— Evet, dostum. Bu sabah
öğrendim.
— Nasıl? Tahmin mİ etmiştin?
— Sabah gazetelerinin birinci sahi fesinde okumuştum.
Yemek yediğimle «Netameli Et« de konuşulanları aklımdan geçirdiğim için bu mevzu çılanca hakikatiyle hayalimde canlandı.
Polrot, Nlck'e döndü:
— Haberi dün nkşa mı aldınız?
— Evet, radyodan. Telefon etmek bahanesiyle çekildim çünkü, yalnız olmak laUy-ir-dıun.
Seal ancak lşitiiebildl
— Fena haber gc-ldlgl takdirde... Ve işte, dön akşamdan haber! aldım
Dostum, kıza Kuvvet ve ce saret vererek onun kolunu sı vakladı:
— Biliyorum, biliyorum.
— Fek müthiş bir an ol^u O sırada yabancı misafirler geliyordu. Ah, acaba nas.ıl havsalaya sığmaz bir gayret sarfe'-tlm de uğradığım darbeyi o.ı-lura göstermedim)
— Anlıyorum... Hlricrlnlzl anlıyorum.
— Freddi'nin mantosunu çe-| tlrme&e glttiMm zaman uz daha bayılacaktım irademe sj-hlp oldum. Geçirttiğim fenalık ancak bir dakika sürdü, o sırada da Maggie. mantosu lç-r» beni boyuna çağırıp duruyordu, Elinden kurtulabilmem için şalımı Terdim. Uzaklaştı gtıtl Biraz nefsimt zoriudım. irademi topladım. Kuz’nlmln arkasından dışarı çıktım Bir ıkl su • niye sonra da cesedi He ka«ş: iaşmatn mukaddermiş.
— Darbe üstüne darbe...
Nlck. devam etti:
— Galiba hislerimi pek İyi anlamıyorsunuz. Fek hiddet-Jenmlştlm. Maggie'nln âkıtc-line âdeta İmreniyordum. B>n de ölmeği istiyordum. Bütün hayallerim yıkılıyordu, Tasavvur ediniz, ben yaşamaktaydı-. Sevgilim Mlchel ölmüş, boğulmuş Uçsuz bucaksız Fa: ı ■ fiğin kim blltr hangi noktasında...
Polrot.:
— Zavallı, kızcağızım! — ce-dl.
— Ben artık yasamak İstemiyorum. Ne dediğini) İş liyor ınu-snnuz? Ben arlık yaşamak İr-
— Orası öyle. Ağzının ta> »yatırdım, jilet bıcağıyle suratını. yanaklarını dilim dilim kestim. Yaptığıma sonradan pişman oldum an .ma iş işten geçti. Her ne ise. o kahpe de biı daha güzellik ifi f> edemez ya.
Mahkeme açıldı, delikanlı söylenerek kalktı-
— Bu İşler bövle işte, bey kardeşim. Avradın güzeli. İnsanın başına dert olur.
Ce. R(r.
dnü bilen erkek, elbette avradın güzelini arar amma, bence akıllı İsi değildir bu. Avradın güzeli İnsanın başına dert açar. Benim halime baksana.
— Ne oldu? Başın derde mİ girdi?
— Daha ne olacak, bey birader? Kodese gidiyorum. Bundan büyük dert olur mu? ,
— Kadın yüzünden mİ gidiyorsun kodese?
— Ne yaparsın, arasıı a oluyor böyle Uler.
— Anlatsana, neler oldu?
— Anlatsam başını ağrıtacağım diye korkuyorum 5 Velâkin. mademki sen sor- B dun, nakledeyim. Bizim Pn- — kize bana pis pis numaralar
(emiyorum. — diye genç kn tt-yan içinde haykırdı.
— Is l iraplarının n azametl-ı) anlıyorum, matarazel. Hayalımız boyunca, birler de hepimiz trajik anlar yaşadık O 61-ralarda ahim biz? cazip göm nilyordu. Fakat, öyle anlar çtyor. Zumun her şeyi stilyor. vmutturuyor. Ve yaşamak hlss! her hisse galip geftyor. B ı tarada konuştuğumdan dolayı bcııl affedin.
Genç kız, haykırdı:
— Ay, siz ne zannediyorsa • nuz? Ben. onu unutabilir miyim? Günün birinde başka bı erkek beni tcsei ı edebilir m»? lıter hangi bir insanla evlenebilir miyim? Asla, asla!
Pek hoş bir hail varili. Yata ğm içinde oturmuş, altv alev yanaklarını avuçları içine al m işti.
Polrot, ona tatlı bir «6-sîe ce • vap ver dit
— Emin olunuz kİ öyle şeyleri aklımdan yeçırmtyoru u 13u derece cvsıır b>r İnsan tarafından sevildiğiniz için il-.-de gurur duyacağını?.! da bll.-yorum. O clddcı bir kabı» mandı. Mlchel şeton'la
HU ■'* I kû,
B1 Yİ'K FIRSAT Dünyaca meşnur (6teln- ■ way - Welte) markalı yep- | yeni Piyano acele satılık- ■ tır. Beyoğliı Hava Sok. | MI No. 9 Kardejla
tanıştınız?
— Geçen acne eylülde Touguet'ıle.
— Ne zaman nişanlandınız?
— Noell taklbenen gönlerde. Fakat glzaice.
— Niçin gizilce?
— Mfchel'ln amcasından dolayı... Haıd şu Ihriyor Matehe» Beton... Yalnız kuşlarla lfgl'c-»en, kadınlardan nefret eden o İhtiyar
— Ne garip adammp-... Hele şuna bak!
—■ O ihtiyar herif. Dünyadaki bulun kadınları linetler yağdırıyordu. Mlchel ae mail bakımdan laınauıiyle onu bağlıydı Yeğeni İle pek mağrur olduğundan dolayı, ihtiyar sir Malthev. devrıâtem tayyarelerinin inşaatı için hızını gelen «ruıayeyi veriyordu. Bu teşebbüsler. ikisinin de müşterek hayali haline grim İşti. Eğer mu valilik olabilsey di, Mlchel amcasının gözüne o kadar girecekti ki, izdivacımız için onun rızasını bile alabilecekti. İhtiyar, başlangıçta kaışı dur-saydi dahi kadere rbadaıı başka çare bölamıyncaktı. Çün-dıınya ölçüsünde şöhret
kazanmış, tabiatı yenmiş bir insan amcasını mı dinler?
— Evet evet anlıyorum.
Nlck, devam etti:
— Mlchel, gevezelik edersem projelerimize engel olacağımı söylediği için hiç kimseye ağzımı açmadım Haıtâ Freddle -den bite hakikati gizledim.
Polrot, homurdandı:
— Ah, bana İtimat etteydiniz matmazel!
Nlck. arkadaşıma hayretle baktı:
— İtimat etmiş olmaklığım mukadderatı değiştirir miydi? Benim sırrımın son zamanlarda uğradığım suikastlarla hiç alâkası yok. Mlchel’e vaidde bulunmuştum. Vadimi de sonuna kadar tutacaktım. Lâkin öyle bir endişe içindeydim ki. zumun zaman, tasviri imkansız asabi hallere kapılıyordum. Halimdeki garabetten dolayı, herkes dikkatimi çekiyordu. Buna rağmen irademe sahip olarak sakin görünemlyordum.
— Vaziyeti piri anlıyorum.
— Bir kere dnba, sahrayı geçtiği sırada, Mlchel, zayi olmuş diye İlân edilmişti O sıra-«Arkası var)


Sabite 8
AKŞAM
23 Haziran 1949
Sayın Milletvekillerine Dev'et Cenizyo'ları ve Limanları işletir e Genel Müdürlüğünden Denizciler Bayramı münasebetiyle ve Anıerikadan satın alınan gemilerin filomuza İltihakını kutlamak üzere 1 temmuz 1949 cuma günü ANKARA vapurunu eşleriyle birlikte şereflendirmeleri Istanbulda bulunan Sıyın milletvekillerinden rica olunur.
Bu İlân davetiye yerine kainidir.
Ankara vapuru Galata rıhtımından yeni yolcu salonu önünden saat 13 de kalkarak Moda koyuna gidecek ve yarış ve gösterilerin bitimini müteakip Marmarada ufak bir gezinti yaptıktan sonra saat 2i de Galat* rıhtımına dönecektir. 9359
E *» 5 Tonlük AUSTİN®
Kamyonlanjçtn .Oaımı Taku
En Güzel Hediye Ne Olabilir 1
Çiçek solar, züccaclye kırdır* solan, kınlan unutulur.
O halde en iyisi Sultan Hamam Meydanında
Celâlot^Jn Tarakçı©ğlu Mağazasında ehven şartlarla bir battaniye alırsanız genç evliler ihtiyarlık sonuna kadar bu hâtırayı her gün yideder
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünden
30.6 949 perşembe giinü kapalı zarfla eksiltmesi yapılacak olan Tıp Fakültesi İnşaat proje İşinin görülen lüzum üzerine 14 7.949 perşembe günü saat 15 şe bırakıldığı Hân olunur, »3trt
Nakliye ilânı
Türkiye Ziraî Donatım Kurumu İstanbul Depo Müdürlüğünden
1 — Kürtünümüz namına 2000 ton Amonyum ve 500 ton sodyum Nitrat (sun’l gübre) gelmiş olup bu malların muhtelif
mahallere şevki işi bir nakliyeciye verilecektir. Talip olanların şartname almak üzere Galatada Fermeneciler. Haydar hanındaki büroya müracaatları.
2 — Teklif mektuplarının aynı büroya 30,8.949 perşembe günü saat 17 ye kadar verilmiş olması şarttır.
J — Kurumumuz ihaleyi yapıp yapmamakta şerbestlr. (9357)
23.000 Metre muhtelif kuturda izoleli elektrik nakili ile sair çeşitli malzeme satın alınacaktır
Ankara Elektrik ve Havagazı İşletme müesse-sesinden :
1 — 28,000 metre muhtelif kuturda nakil He çeşitli elektrik malzemesi teklif verme usulü lig satın alınacaktır.
2 — Bu malzemeye att idari ve fenni şartname ile fenni şartnamenin İngilizce tercümesi parasız olarak müessese atım satım ve tesisat şubesinden verilecektir.
3 — Tekliflerin en geç 15.8.949 tarihine kadar Müessese
Umum Müdürlüğüne verilmesi lâzımdır.___________________
EKONOMİ VE TİCARET BAKANLIĞI ■MB
İç Ticaret Genel Müdürlüğünden :
Sigorta Şirketlerinin teftiş ve murakabesine dair 1140 sayılı kanun hükümleri gereğince Türkiye dahilinde sigortacılık yapmak üzere ruhsatname İsteyen Ingiliz tabiiyetinde cThe BritLsh and Foreln Insurance Marlne Kompanl Limited» Sigorta şirketinin mahalli kanunlara göre kurulmuş ve tescil edilmiş olup yapmak istediği nakliyat sigorta muamelelerini umumi merkezinin bulunduğu mahalde fiilen ve aynı unvan altında yapmakta olduğu ve 1.340.000 ister lin sermayesinin tamamen tediye edilmiş bulunduğu Bakanlığımıza verilen resmi vesikaların incelenmesinden anlaşılmış ve kanuna göre Şlrke^tarafmdan verilmesi lâzım gelen evrak ve taahhütnamelerle sigorta muamelelerinden doğacak taahhütlerin İfasına karşı-
lık olmak üzere tesisi İcap eden teminat akçeleri yatırılmış ve kanunun dördüncü maddesine tevfikan Şirket merkezinin bulunduğu şehirde tanzim ve mahalli hükümet memurlarınca tasdik edilmiş bulunan umumi vekâletname ile nakliyat sigorta muameleleriyle İştigal etmek ve Türkiye Cumhuriyetinin hâlen yürürlükte bulunan ve İleride yürürlüğe konulacak olan kanunlariyle nizamname ve talimatnameleri hükümleri dahilinde İşleri yürütmek, bütün mahkemelerde davacı, dava ediLen ve üçüncü şahıs sıfatlariyle hazır bulunmak üzere «MorLs Joseph Ergas'ı umumi vekil tayin eylemiş olmakla bu Şirkete Türkiye Cumhuriyeti sınırlan içinde nakliyat sigorta muamelelerini yapmağa 1-
zinll olduğu ll.j-, olunur,
VAPURLAR
HELLENiCLiNELiMiTED
Almanya - Hollanda ve Belçika muntazam posta
MONGOLIA
Vapuru 30 haziranda beklenmekte vs
HAMBURG - BREMEN . ROTTERDAM ve ANVERS İçin eşya! ticariye alarak 1 temmuza doğru Istan-buldan hareket edecektir.
Umumi acentalan ; 8 T O P E R ve ŞsL
Galata, Veli Alemdar Han Tel: 41929
Eyüp Sulh Hukuk Yargıçlısından : 1949/322
Hakkı Baykara tarafından Eyüpte Kurukavak, Allpaşa mahallesinde ölü Seldin 94 No. lı evinde mukim Hürmüz aleyhine1 açılan haczin fekki dâvasında: Dâvâlının mezkûr evi 25 sene' önce terkedip semti meçhule gittiğinden dâva arzuhali bilâ
I tebliğ: tebliğ memuru taraftn-
II dan geri çevrildiğinden nıuay-1 yen olan 5 S 949 saat 10 buçuk-
I ta ya bizzat veyahut kanuni bir vekil yollamadığı surette
II gıyabında dâvaya devam olu-I' nacağı tebliğ yerine geçmek ü, zere ilân olunur. (46391
Leuant Ekspres
Türk Ltd. Şirketi Limanımızda bulunan
B tCE
Vapuru doğru
T R I E S T E
için eşya! ticariye kabul etmektedir.
Fazla tafsilât İçin Galata Hüdavendıgâr hanında LEVANT EKSPRES T. L ş ne müracaat
Tel 447(U '44792
Fazla tafsilât için :
Tıljr»! : VASITALAR
Talat»» : t1M9
TEKTAŞ
"481 TALAR TİCARET
l«iklai cadden Na. IÛ3
3ET0ĞLU. İSTANBUL
Çocuğunuzu,
Her Austin kamyonu lât(m gelen her yerinde rakvıy» edilmiştir. 4 litrelik 6 «ilin- ______
dirli üstten sûpaplı motorların TE(wlı vasi T ala 9 takati en büyük zorluklara mukavemet edecek 'arzda arttırılmıştır. Masif makaslar ve kuvvetli şasi en ağır yükleri taşıyacak derecede takviye edilmiştir. Hem de bu takviyeler, şoföre hiç zahmet vermemek şortile elde edilmiştir. Direksiyon hafif, arabanın şevki kolay ve rahattır. Sarfiyatı gayet idarelidir Gayet iyi randıman veren 2 ve 5 tonluk Austir kamyonların» tercih ediniz. Şimdi artık Austin hizmet teşkilat' bütün dünyay. kaplam.ş+ır Austin sahipleri arabal arının parçastz kalmıyacagına. iyi. servi» göreceğine ve gayet iyi tamir edileceğine emin olsunlar.
U g f | e itimat edebilirsiniz.
me muîtin Morolt frraın cor?ö»at(On ito • sismingd*
Öğrenci Alınacak
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesei s (üdürlüğünden:
l — 1949 - 1950 öğretim yılı için müessesemta teknik öğretim »etliği meslek kursunda vetkili işçi yetiştirmek üzere ilk okulu iyi derece ile bitirmiş olanlar arasından Öğrenci alınacaktır.
2 — Kurs vatılj olup öğretim süresi üç yıldır.
3 — Kursa ğirmek için 13 - 15 «onbes dahil yaş arasında bulunmak ve öğrencinin sıhhî muayenesinde. seçme sınavında haşarı teshît edildikten sonra her türlü iaşe ibatesi kursa ait olacaktır.
4 — İstekliler btr dilekçe ile Karabükte müessese müdürlüsüne en gec 31. temmu? akşamına kadar aşağıda vazıh belcelerle bas vurmaları.
a- İlkokul diploması
b- Nüfus cüzdanı veya tasdikli bir sureti c- Sıhhat raporu ve aşı kağıdı
d- Doğruluk kâğıdı «Okuldan bir sene evvel ayrılmış olanlar için
e- L.5^6 ebadında ıo adet fotoğraf
5 — Gönderilecek v ukan da yazılı müspit evrak
üzerinde yapılacak tetkikat sonunda bunlar arasından meslek kursuna alınabilecekler seçildikten sonra mufassal kaydı kabul şartlan ayrıca adreslerine gönderilecek ve bildirilen şartları kabul edenler kur sa alınacaktır. (8951)
Bayındırlık Bakanlığından
Eksiltmeye konulan iş
1 — Bursa - Kemalpaşa şeddelerinin Apolyont gölüne doğru temdidi inşaatı olup tahmin edilen keşif bedeli flac birimleri esası üzerinden (399 979) lira (34ı kuruştur.
2 — Eksiltme 16.7.1949 tarihine raslıyan Cumartesi günü saat (11) de Ankarada Su işleri Reisliği binası içinde toplanacak olan su eksiltme komisyonu odasında kapalı zarf usully-le yapılacaktır.
3 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasını, sözleşme t&sansını özel teknik şartlaşma flat birimleri ve keşif cetvelini, Bayındırlık İşleri genel şartlaşmasını ve su İşleri umumi fenni şartlaşmasını (201 lira karşılığında Su İşleri Reisliğinden alabilirler.
4 — Eksiltmeye girebilmek için İsteklilerin (19749) Ura (17> kuruş geçici teminat vermeleri ve bu İşin teknik ehemmiyetinde bulunan diğer btr işi muvaffakiyetle başardığını veya idare ve denetlediğini lsbata yarar belgeleriyle birlikte eksiltmenin ya pıtacağı günden en az (taUl günleri hariç! uç gün evvel yazı He Bayındırlık Bakanlığına başvurarak bu işin eksiltmesine girmek için yeterlik belgesi al malan ve bu belgeyi göstermeleri şarttır.
5 — İsteklilerin teklif mektuplarını 2 inci maddede yazuı saatten bir saat öncesine kadar 3u İşleri Reisliğine makbuz karşılığında vermeleri lâzımdır.
Postada olan gecikmeler kabul edilmez.
Süt alınacak
(91811
Sümerbank Bakırköy Pamuklu Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden :
1 — Müessesemlzln bir senelik ihtiyacı bulunan 3Üt 5.7.49 tarihine müsadif sah günü saat 14'de açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Şartname mllessesemlz Ticaret Servisinden bedelsiz olarak alınabilir
3 — Müessesemla ihaleyi yapıp yapmamakta aerbestlr.
(0073)
Et alınacak
Sümerbank Bakırköy Pamuklu Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden :
1 — Mûesâesemlztn bir senelik ftıtlyacı buLunan sığır eti 6-7-949 tarihine müsadif çarşamba günü saat 14 de açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Şartname mûessesemlz Ticaret servisinden bedelsiz olarak alınabilir.
3 — Mûessesemlz ihaleyi yapıp yapmamakta serbestlr.
(9072)
BUGÜNÜN SIHHATLİ ÇOCUĞU VARININ SAĞLAM DELİKANLISIDIR.
Kalori ve Vitaminli Maddeleri Bol Olan
ARI
Yerköy Silosu tevsi irtşaetı yaptırtacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden
1 — Yerköy’de yaptırılacak, ; 5G0611.861tra keşif tutarlı Yerköy silosu tevsii elevasyon kısmı inşaatı kapa! zart usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Eksil'me 11 7 949 pazartesi günü, saat 15 de Ankarada Genel müdürlük binası içinde toplanacak komisyonda yapılacaktır.
3 — Eksiltmeye gireceklerin. tatU günleri hariç olmak üzere, eksiltme gününden beş g ün evveline kadar Gene! müdürlüğe yazıyle müracaat ederek ye-terUk belgesi almaları lâzımdır. Bu tarihten sonraki müracaatlar nazara alınmıyacaktır.
4 — Eksiltmeye gireceklerin.
939 yılından evve' 100.000 liralık ve bu tarihten sonra da 400.000 liralık bu ayarda betonarme bir inşaatı bir defaca yapmış olduklarına dair beıge göstermeleri lâzımdır. Yeterlik ' ’ ’
verip vermemekte Ofis dlr.
5 — Geçici güvenlik 26.000 liradır.
6 — Eksiltme evrakı karşılığında Ankarada Müdürlük malzeme günden, İstanbul'la Beşlktaşta-ki Afyon ve Malzeme İşletmemizden alınabilir
7 — Ofis bu İhaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
(9341)
yetkill-
25 Genel müdürlü-
Kösele parçası satışı
Sümerbank Deri ve Kundura Sanayii Müesaesesi Müdürlüğünden ı
1. Ocak 1949 gününden 31 aralık 1040 gününe kadar mü-essesemlt ambarlarında toklanacak muhteUf boydaki kösele ve dert parçaları açık arttırma suretiyle 11 temmuz pazartesi günü saat 13.30 da müessesemizin Beykozdakl merkezinde satılacaktır. Arttırmaya girecekler Cumartesi ve pazardan başka hergün saat 10 dan 18 ya kadar satışa arz olunacak parçalan görebilecekleri gibi müessese Ticaret servisi He Sirkecide Köprülü han No, 3 dekt büromuzdan tamamlayıcı malûmat He şartnameyi alabilirler.
(9212)

hesa-
he.a-
vaat
Orman Genel Müdürlüğünden:
1 — Bölge Orman fidanlıktan İçin kapalı zarf usulü ile liri kamyon ile 4 adet pikap tip kamyonet alınacaktır.
2 — Beher kamyonun muhammen bedeli (12 000ı Ura tiyle ikisinin teminatı (1800) Uradır.
3 — Beher kamyonetin muhammen bedeli (9.000) lira blyle dördünün geçici teminatı 12700ı Uradır.
4 — ihale 7/7 1949 tarihine müsadif perşembe günü
15 de Ankarada Orman Genel Müdürlüğü binasında müteşekkil satın alma komisyonunda yapılacaktır.
5 — Kamyon ve kamyonetlere ayrı ayrı veya hepsine birden teklif mektubu kabul edilir. Kapalı zarfların ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuz karşüığında komisyon başkanlığına verilmesi şarttır Postadan gecikmeler tabur edilmez
3 — Geçici teminat genel müdürlük katma bütçe saymanlık veznelerine yatırılabilir
7 _ Bu işe alt bedelsiz şartnameler Ankarada Levazım Müdürlüğünde. îstanbulda Liman Handa Orman İşletme Müdürlüğünde ve îzmlrde Orman Kontrol baş mühendisliğinde görülebilir. 8138
PROIEJiN Frengi ve BeUoğuklugunun teminatlı btr koruyucusudur. DERMOJIN Yanık, Ekzema ve cilt yaralarına fevkalâde gelir

ULFADERME
YARA MERHEMİ
ÇARA. YANIK. ÇATLAK ve ÇIBANA KARŞI
■■ SATILIK EVm I Beyoglunda Tarlabaşı as- ■ I falt caddesine pek yakın I I 4 oda. 3 sofa, bir avlu kâ- I I gir ev 10 000 liraya satılık- I I tır. 178 numaralı posta I I kutusu -Ataman* işaretine I | yazılması |
Beyoğlu 4 üncü sulh bolcuk yargıçlığından:
949 41 vesayet
Yükse kka İd ırıın Tatarbey sokağı 41/2 No. lı Semo apartı-manında oturan Esterin akıl hastası olduğundan kısıt altına alınarak kendisine aynı yerde oturan kızı Re bek a Leon Levl-nln vaal tâyin edildiği ilân o-J lun ur. (4033)
ZAYİ — Şavşat nüfus idaresinden aldığım ve içinde askerlik muamelelerim yazılı kimlik cüzdanımı İçindeki Ticaret bankasındaki mevduatıma ait cüzdan imla birlikte kaybettim. Yenilerini alacalımdan eskilerinin hükmi! yoktur,
13S7 Boğumla
| Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
1
Levazım Alım Komisyonundan
1 — Çamaltmdan Karadeniz, Akdeniz. Marmara ve İstanbul sahil ambarlarımıza muhammen 65.000 ton tuzun nakli pazarlıkla eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedel 060.000 Ura olup muvakkat teminatı 40 000 Liradır.
3 — Eksiltme 6.7.949 çarşamba giinü saat 11 de Kabataş» Tekel Genel müdürlüğü Levazım alım komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartnamesi hergün Levazım ve Evrak şubemizden ayrıta İzmir Başmüdürlüğünden alına bilir.
5 — tstekiuerln idare veznesine yatıracakları güvenme
paralan makbuzlan ve kanuni İkametgâhlarını gösterir bleç*-lertle belirli gün ve saatte adı geçen komisyona müracaatları İlân olunur. (8972i
Devlet Denizyolları ve Limanları işletme Genel Müdürlüğü İlânları
idarece verilecek AGA markalı 200 adet boş tüpe 18 dert-çel hararette "8 santimetre elva tazyiki ile asetilen gazi doldurulmak, doldurulacak gazlann beher metre tnlkâbı l.IJ kl-logram itibariyle bedeli kilo üzerinden ödenmek,’ tüplerin gaz doldurulacak mahalle gidiş geliş nakliye, sigorta vesalr bllû-Imum masrafları İstekliye ait olmak şartiyle asetilen gazı vermeye talip olanların tekliflerini en geç 1 temmuz 049 tarihine kadar tophanede Gereç şubesi müdürlüğüne bildirmeleri Hân Şakir oğlu Gülpaşa TernU olunur. (9311)