I
Sene 32 — No. 11244 — Fiat!: her yerde 10 kuruştur.
SALI 31 Ocak 1950
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yan işlerini fiilen idare eden C. Bildik — Akşam Matbaası-
Times muhabirinin seçim hazırlığına dair makalesi
Muhabire göre seçim nisan ortalarında veya mayısta yapılacak
Suriyede bir beraet kararı
Hüsnü Zaim’in katibi beraet etti
Şam 31 (AP.) — Beş kişiden müteşekkil bir adil kurul dün. Mareşal Zalm'ln eski kâtibi Ne zir Fansayı, suiistimal ve zimmetine para geçirmek suçların
Karlar erimeğe başladı, ortalık göl halini aldı
Bazı çatılar karın ağırlığına tahammül edemiyerek çöktü
Her tarafta sıcaklık derecesi yükseldi, kapanan yolların açılmasına çalışılıyor
(•
c. Fi. P. genel başkan vekili Hilmi Uran ve Manin milletvekilleri Manianda Cumhuriyet II. F. Mimar Sinan ocağında -
Fansa'nın beraetinden bir kaç saat evvel bir erkek evlâdı dünyaya gelmiştir.
Ayvansarayda’da bir ev çöktü
Bir kişi ağır surette yaralandı
Eriyen karlar yüzünden göl haline gelen sokaklar
Londra 31 ıR) ■— Bu sabahki Times gazetesi, Türkiyedekl seçime dair İstanbul muhabirinin bir makalesini neşrediyor. Muhabir diyor ki:
«Türkiyede yeni seçimin nisan ortalarında veya mayısta yapılması muhtemeldir. Yeni Seçim Kan.ınu şubatın ortasına doğru Mecliste görüşülecektir. Kanun çıktıktan sonra listelerin hazırlanması İçin İki aylık müddet kalacaktır.
Müşahitler seçimin erken yapılmasının Cumhuriyet Halk Partisi lehinde olduğunu söylüyorlar. Bu parti üç senelik a-talettcn sonra geçen yaz kalkınma alâmetleri göstermeğe başlamıştır.
Seçime Cumhuriyet Halk Partisinden başka Demokrat ve Millet Partileri de iştlrâk edecektir- iyi tafsilâtlı üç partinin iştirakiyle yapılacak olan seçim Türkiye tarihinde ilk defa hakiki serbes seçim olacaktır.»
Ümit ve feraklık uyandıran hava
İzmir 30 - Hilmi Uran ve Celâl Bayarm söyledikleri nutuklarda çok mutedil bir lisan kullanmaları ümit ve ferahlık uyandırmıştır. Geıgln hava bir hayli yumuşamıştır.
Celâl Bayar ve arkadaşları bugün tzmlrde muhtelif temaslarda bulunmuşlar ve parti merkezinde partililerle görüşmüşlerdir. Bayar ve^ arkadaşları akşamleyin Bornova'da bir nişan merasiminde bulunmuşlardır. Yarın ı bugün) Ankaraya hareket edeceklerdir. Yalnız Adnan Menderes uçakla İstanbul a gitmiştir.
Cemil Sait Barlasın nutku
Sinop 30 - Sinop C, H. p
>■■■■■■ a ■■■■■■■■ ■■«■«»■■ ■■■■■■■■■
kongresi bugün toplanmıştır. Devlet Bakanı Cemil Salt Bari as bu münasebetle bir nutuk eöylemlş. bugünkü muhalefet saflarında bulunanlardan bir kısmının servetlerini harb İçinde yaptıklarım söylemiştir. Sinop Milletvekili Cevdet Kerim İncedayı da bir konuşma yapmıştır.
Hilmi Uran’ın Menemendeki nutku
İzmir 30 — CHP. Genel başkan vekili Hilmi Uran, beraberinde müfettiş Süreyya örge-evren olduğu halde. Manlsadan Menemen'e geçmiş ve Halke-vlnde partililerle görüşmüştür Hilmi Uran burada söylediği hitabesinde:
«En büyük güçlük vatan evlâtları arasında hiçbir kalb kırıklığı ve güceniklik yapmadan sayın muhaliflerimizle kardeşçe ve el birliğiyle çalışarak rejimi yürütmek ve memleket işlerini düzenlemektir.» dedikten sonra seçim mevzuuna temas etmiş: «Seçimlerde arkadaşlarımızın hak ve haclkat üzerinde durarak, şahıslara ve ideale hürmet ederek vazltolerlnl şeref ve haysiyetle başarmalarını rica ederim» demiştir.
Hilmi Uran, akşam 16 ya doğru tamire dönmüştür.
Esat Çağa ne diyor?
Manisa Halk Partisi kongresinde alınan «Muhabbet andı» karan hakkında. İstanbul D. P. İl başkanı Avukat Esat Çağa, kendisiyle görüşen gazetecilere şunları söylemiştir:
«İkinci büyük konkremizce kabul olunan «zulme ve hak3iz-Lığa karşı nuıumet kararı» 21 temmuz seçimlerinin, onu takiben muhtar seçimlerinin,
■ ■■m İKİ lif (|(||| ■«■■■■■■ ■(■(■■»■«■
Aslanköy faciası İle diğer mümasil hâdiselerin mil i etin rahuııda doğurduğu aksülâmei-lertn bir ifadesidir.
Biz C. H. P. ManLsa Vilâyet kongresinde kabul edildiği bildirilen Muhabbet andım Halk Partisi saflarında beliren bir intibaın ilk alâmeti olarak telâkki etmek isteriz- Temennimiz bu aleni muhabbetin önümüzdeki büyük 3eçlmla»de fiilen tahakkuk etmesi ve 21 temmuz seçimlerine takaddüm eden va-Itler gibi sözde kalmamasıdır.»
Gece sabaha karşı Ayvansa-rayda Eğricapıda Fırın sokağında Fatma İsminde bir kadına alt bulunan 18 numaralı iki katlı ahşap bir ev çökmüş vc 25 yaşında Nevzat İsminde bir genç enkaz altından ağır yaralı bir halde çıkarılarak Balat Musevi hastanesine kaldırılmıştır.
Çarşambada karakol yanında, esasen inhidam etmek üze-er olduğundan, Belediyece boşaltılmış bulrnan bir bina İle. Süleymanlyc-de Deveoğlu Yokuşunda, birer marangoz atelyesl haline getirilmiş olan taş bir kemerin gönleri çökmüş, buralarda İnsanca zayiat olmamıştır.
Yazıktır, günahtır
Halkın kış kıyamette köprü başında titremesine bir son verilmelidir
İstanbul'tın halli pek kolay olduğu halde bugüne kadar kimsenin esaslı 3urette meşgul olmadığı bir derdi vardır. O da köprünün açılıp kapanma saatlerinin halkın ihtiyacına göre tâyin edilmesi meselesidir. Köprü geç açılıyor, geç kapanıyor Bu yüzden sabahleyin erken işlerinin başında bulunmaları lâzım gelen vc kış kıyamette sıcak yataklarını terkedercK sokağa çıkanlar, Hnydarpaşa-dan veya Slrrecldcn kalkan trenlere yetişmek mecburiyetinde olanlar sokaklarda kalıyorlar, yahut kara, dona rağmen hastalanmak tehlikesini göze alarak sandalla bir taraftan diğer tarafa geçiyorlar.
Senelerdenberi bu dertten şikâyet edildiği halde hiç kimse bu şikâyete kulak asmamıştır Belediye «köprünün açılıp ka-
Cumartesi günü başlıyan kar pazar akşamına kadar devam ettikten sonra durdujıava hafifçe lodosladığından karlar eri meğe başladı. Dün öğleye doğru hava yağmura çevirdi. Yağmur karların erimesini çabuklaştırdı. bu yüzden şehir bir çomur deryası İçinde kaldı. Her tarafta sular bir nehir gibi akıyordu. Bu bazı yerlerde on beş yir mİ santim Irtlfaı bulduğundan sokaklarda serbesçe yürümek kabil olamıyordu.
Bu sabah hava tekrar poyraza çevirmiş ve soğumuştur. Yağmurla karışık kar yağıyor.
Kar yüzünden şehirde bazı kazalar olmuştur.
Sultan Belimde bir evin, bahçesinde bulunan tahta baraka damına biriken kann ağırlığına mukavemet edemiyerek çökmüş ve içinde yatmakta olan Feridun isminde birisi enkaz altında kalarak ölmüştür.
itfaiye enkazı kaldırmış ve cesedi çıkarmıştır
Dün akşam üstü, Gala tada Arapcamllnde Tersane caddesinde Ali Bayrakdara alt 213 numaralı demir satış mağazasının çatısı çökmüş. Mağazada bulunan işçilerden Ali. Vedat ve Mehmet adlarında üç kişi enkaz altında kalarak ağır ya-
Sevgi ve kıskançlık yüzünden cinayet
Bir genç sevdiği kadını yaraladı, kendisi de bir kurşunla Öldü
Battığı haber »erilen Edirne şile M
LYasuı İkinci sahlfede]
panma saatlerini liman İdaresi tâyin eder» diye mesuliyeti üstünden atıyor- Liman idaresi: «Biz Ankaradan gelecek emre göre hareket ederiz» diyor. ı ralanmışlardır. Yaralılar. Bey-Köprünün açılıp kapanması ile'oğlu hastanesine kaldırılnuş-bükûmet merkezinin ne alâka-1 lardır.
sı vardır? Bunlardan başka Biıyükdere-
Bunu da b,r kaç defa izah de Çayırbaşında Mehmet Darı-ettlk. Vaktllc Abdiilhamlt, do-[canın, Bakırköy Asmalar soka-nanmanın Haliçten çıkarak ğında Mahmut Özün. Kasımpa Yıldızı topa tutmasından kork-[şada Kulaksızda Mektep soka-tuğu İçin köprünün açılıp kapanması Lşlnl en mühim mesele addetmiş, Metlisi vükelânın kararına bırakmış. Bu usul ufak tefek değişiklikle hâlâ devam ediyor.
«Köprünün aydınlıkta açılıp kapanması, yahut bir projektör getirtilmesi lâzımdır» diyorlar. Köprü şimdi aydınlıkta açılıp kapanmıyor kİ... Mamafih projektör lâzımsa bunun tedariki o kadar güç bir İş değildir.
Köprü Belediyenin. İstanbul halkının malıdır. Açılıp kapanma saatini tâyin etmek Belediyenin hakkıdır. Belediye bu saatleri liman İdaresine bildirir, liman idaresi de ona göre tertibat alır. İşin mantıkisi budur.
Köprü şimdi yediye çeyrek kala kapanıyor. Hava bir pıırça sert olunca kapanma İşi gecikiyor. Nitekim pazar günü yedide kapandı. Binlerce İnsan kar tipisinde ve şiddetli soğukta titreşerek bekledi.
Yazıktır, günahtır. Bir parça iyi niyetle halli mümkün olan bu derde çate bulmalıdır.
Vali ve Belediye Reisi Prof. Fahreddin Kerim Gti kay bu işi halledeceğini vadeimlştt. Bu vadin tahakkuk etmesini bek-, liyoruı. 1
. ---- -------------------r-------
ğında Mehmedln. Samatyada tramvay caddesinde 48 numaralı Recebin evlerinde de çatı çökme hâdiseleri olmuşsa da buralarda İnsanca bir zayiat vukua gelmemiştir.
(Arkası nahife 2 sütun 1 de)
Şiddetli bir sevgi vc bunun doğurduğu kıskançlık dün gece Kadıköyünde İbrahim Ağa tren köprüsü altında tabanca ile bir çitte cinayet İşlenmesine sebep olmuştur.
Tahtakale caddesinde 59 numaralı dükkânda kantarcılık yapan Nail Zülfi isminde bir genç bundan bir miıddet evvel, Kadıköyunde oturan Emine isminde bir kadınla tanışmış ve beraberce dört ay kadar metres hayatı yaşamışlardır.
Nail Zülfi Emine yi delicesine sevmekte ve onu kendisine bağ lamak için elinden geleni yapmağa çalışmaktadır. Fakat E-mlne. bundan bir kaç gün evvel. artık kendlslle münasebeti keseceğini söylemiş ve eve kabul etmemiştir.
Kantarcı Nail, bu ani darbe ile müşkül duruma düşmüş, E-mlneye artık gitmemekle beraber onun hususi hayatını araştırmağa devam etmiştir.
Nail Zillfi, işte bu soruşturması sırasında Em inenin Nuri Dalgıç adında birlle münasebet tesis ettiğini ve onunla beraber oturduğunu öğrenmiş ve Emine ile hesaplaşmak ürere, dün Kadı köyün e geçerek İbrahim Ağa tren köprüsü altında beklemiştir.
Emine, akşam karanlığında buradan geçmekte olduğu bir sırada Nail Zülfl tabancasını çıkararak ateşlemiş. çıkan kurşun Emmenin tam kalbinin altından girerek göğsünden dışarı çıkmış ve kadın olduğu yere yıkılmıştır. Nail Zülfl bu işi işledikten sonra tabaneasile beraber kaçmak istediği sırada yerdeki karların tesirde ayağı kaymış vc tabancası ateş alarak çıkan kurşun göğsünden girmiş ve arkasından çıkmıştır.
Silâh seslerine yetişen zabıta memurları, söz söyllyemlyecek halde bulunan kadınla erkeği derhal Nümune hastanesine kaldırmışlarsa da erkek bu sabah ölmüştür. Diğerlerinin de hayatı tehlikededir
Tahkikata Kadıköy savcılığı başyardımcısı Nedim Evliya el koymuştur.
Mısır büyük elçisi ile eşinin teberruları
Ankara 31 ıTelefonla) — Mısır büyük elçisi ve eşi Ankara Verem Savuş Derneğine değerli bağışlarda bulunmuş ve derneğin onursal üyesi olmuşlardır.
En mükemmel emniyet supapi işte budur
Şişhanedeki kaza
Ankaradnn gelen haberlere göre, fikir işçilerine tanınan haklar arttırılmış. Çalışma komisyonu, tasarıdaki hükümlerin şümulünü «bir tek fikir işç isi kullanan müesseseler* kadar., genişletmiş.
İmkânsızık hududuna varmayacak derecede arşını! mürüvveti! tutmalıdır.
Milli bünyemizin, sağlam olmasını teinin edecek başlıca ilâç budıır. İçtimai infilâkları önlıyeeek emniyet supapi da ancak hu olabilir: Bir memleketin hem kol, hem de fikir işçilerinin kendilerini temin edilmiş görmeleri ve bu suretle;
— «Altı üstünden belki iyidir!» dememeleri.
çarparak tahrip ettiği maranjoı dükkânı ve yaralı Kondüktör Muharrem (Yan S nci sahlfed»)
Sahile 2
T&ün celi
Bir iftihar vesilesi
Türkiye Cumhuriyeti kuruMuğundan beri Büyük Millet Meclisinden binlerce kanun çıkmıştır. Bunların hepsi bir takını hakları korumak gayesi güdülerek çıkarılmrçtır. içlerinde her sınıf halkı ilgilendiren ve her türlü hakkı koruyan kanunlar vardır. Cunıhııriyct meclisleri yalnız bir kanunu bir türlü çıkarmaya muvaffak olamamıştır: Yeni bir telif hakları kanununu.
Yürürlükte olan telif hakları kanunu saltanat devrinden kalmadır. Çeyrek altın, yarını altın gibi para cezalarını ihtiva eder. O kanunim, telif haklan sahasında yarım asırdanberi vücuda gelen yeniliklerden, bu hakların kMunnıasmdakİ inceliklerden haberi yoktur ve müellifin bir çok haklarını korumaktan cidden âzicdir. O kadar âcizdir kî bir telif haklan dâvasından mahkemelerimiz bin müşkülâtla sıyrılıyor ve müelliflerden çoğu haklarım alamıyacaklarını bildikleri için dâva açmaktan, hak peşinde koşmaktan çoktan vazgeçmişlerdir. Telif haklan memleketimizde göz göre göre yeniyor.
Zavallı müellifler! Senelerce evvel hazırlanmış duran yeni telif haklan projesini bir an evvel Meclise yürütmeye yardım etmek için bir cemiyet kurmak zorunda kaldılar. Maarif Bakanlığı yangınında kiil olan proje dosyası bin gayretle yenilendi. Fakat bir türlü Meclîse gidemiyor.
Fikir haklan medeni dünyanın korumakla iftihar ettiği hakların başında gelmektedri. Şimdiki Meclisin hu iftihar vesilesine derhal talip olarak yeni telif hakları projesini kanun haline koymaması şaşılacak şevdir. «Türk nıileliiflerinin haklarını biz koruduk» demek az şey midir?
Şevket RADO
A K ŞAM
31 Ocak 1950
Karlar erime
CB.ış tarafı 1 inci sailifede)
Kardan kapanan yollar
Anadoluda kış devam ediyor. Bir çok yollar kardan kapanmıştır. Karın kalınlığı Karakö-sede 70, Sıvasta 55. Yozgatta 51, Slirtte 47. Botu ve Mantinde 39 Zonguldak ta 31, Trak-yada 28. Ankarada 21, Çorum- j da 23 Eskişehlrde 14, Çankm-| da 11 santimetredir. )
tatanbulda kam irtifaı Ye-şilköyde 35 santimetreyi 'bul-;, muştur. Her tarafta kapanmış yolların açılması için çalışılmaktadır. Kardan Büyükçek-çekmece yolu kapanmış, fakat alınan tertibat neticesinde yol ' açılmıştır.
Sıhhi im d ad ekibi
BLr sıhhi Lmdad arabası ve doktorlarla birlikle dün akşam Bûvr.kçrkmece ve cıvanna. ha- | reket eden il sağlık müdürü Faik Yargıcı, yolda kalan otobüslerdeki halka gerekli yardımlarda bulunmuş ve geceyi ekiple birlikte Küçükçekmece-de geçirdikten sonra, civardaki fırtınadan zarar gören köylere gitmiştir.
Büyükçekmece halkı adına
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ? j
Korkuluk
Nadir Nadi CUMHURİYETte
«Birim için dikkat edilecek □okta, Rus tehlikesini bir an göz önünden ayırmamak, fakat bu tehlikeyi bir İç politika silâhı olarak kullanmaktan sakınmaktır. Yıllık gelirimizin yansını, belki daha fazlasını milli savunma m as raflarımıza ayırıyoruz. Bu, başlı başına yorucu bir fedakârlıktır. Harb biteli beri ne Meclisle, ne de Meclis dışında hiçbir vatandaş savunma gayretlerimizin prenslplne itirazda bulunmamıştır. Dış politikamızla İlgili ana konularda muhalif partiler hakünc-tl her fırsatta destekliyorlar. Bütün bunlar paraca ve vücutça katlandığımız fedakârhklann yorgunluğunu gidermeğe yarıyacak ferahlık verici işaretlerdir.
Ev kiraîarıserLes
Keşmir Başkanı
Dün Şamdan şehrimize geldi
Keşmir BaşJ&anı Serdar Mııhammed Han dür saat 18 de | uçakla Şamdan şehrimize gelmiş ve yanındaki zevatla doğ-I ruca Parkotelc gitmiştir. Mu-ihammed Han, Parkotelde kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
1 «— Memleketlnizas bir hafta
l kadar kalacağım, Bu arada, An-! karada da temaslarda bulunacağım. Türklyenin İstiklâl mücadelesindeki büyük muvaffakiyeti bizim için bir rehber vazifesini görmüştür At a türkü tanmnyan bugün tele bir PakistanlI tasavvur edilemez. M üs lümanlar, Allahtan başka kimseye tapmadıkları halde, bizim halkımız Atatûrke de tapmaktı ve büyük müsabakalarımız daima Atatürk ismiyle adlandınl-1 maktadır.»
Şişhanedeki
Evvelki gece yancına doğru
bu ak^am vali ve belediye baş- (bir Belediye otobüsünün Şişha-kanbğına bir telgraf gönderile-i neden Atatürk köprüsüne İner-nek yolun açılmam ve vatan-]ken patinaj yaptığını ve Arap daların kurtarılması İçin yapılan yardımlara teşekkür e-ditmiştir.
Sıcaklık yükseliyor
Hnvrfnın lorfbslaması üzerl-nr sıcaklık derecesi yükselmiştir Hataret İstanbulda sıfırın üstünde 2. Ankarstfa sıfınn altında birdir. En düşük sıcaklık Erzlnenncta sıfirın altında 10 dur. Hararet derecesi Pethiye-de sıfırın üstünde oh derecedir. '
Cidede kar
Cide 3a İA.A.1 — Bir hafta-danberi devamlı olarak yağan karın irtifaı. bir taraftan erimesine rağmen ilçe içinde 50 santimi bulmuştur. Etraftaki karın 3 ilâ 4 metre ir ti famda olduğu haber alınmaktadır. Bir çok köylerle münakale i. durmuştur. Bir aydanberi Cide - Azdavay arasındaıd kara postası işlememektedir. İki gündür devam eden kar tipisi sebebiyle normal seferlerini yap-makta olan Anafart® vapuru dün tneboludan dönüşünde iskelemize uğramadan Istan- ‘ buia geçmiştir.
Malkarada
Malkara 30 (AA.) — iki gün- : d enberi geeeti gündüzlü yağan kar ve şiddetti fırtına dolayısl- : Je 11 merkezi vç diğer ilçelerle : olan otobüs seferleri durmuştur. 1 Yolu açmak için yol ekipleri 1 derhal harekete geçmiştir. Ka- 1 rın kalınlığı bir metreyi bulmuştur. I
cıuııii caddemi babında bir ma-raııgoz dükkânına çarpıp hendeğe düştüğünü, kaza esnasında sekiz kişinin yaralanıp hastaneye kaldırıldığını dün Utfsü»-tiyte yazmıştık.
H11 yaralıların yedisi haaloııe-dc ilk. tedavileri yapılarak evlerine gönderilmiş, yuhua, lıâdisc 1 Sırasında vazifesin! bitirip evine gitmekte olan kondüktör Mu har te m. başındaki yaralar sebebiyle Üastanede tedavi altına alınmıştır.
Bir otobüs kazası daha
Dün, Belediye otobüslerinden birinin daha başından hafif atlatılan bir kaza seçmiştir.
Sirkeci - Topkapı - Maltepe ı hattında çalışan v> şofar Ahmetlin İdaresindeki 30 nıuharalı otobüs Topkapı dışma çıkarak Maltepe yolu üzcrır.de ilerlemekle iken aks! istikametten süratle gelen bir vasıta ile karşılaşıyor ve şoför müthiş bir çarpışma ihtimalini sezince direksiyonu birdenbire yolun sağına kırmış ve bu kırma neticesinde otobüsün yarı boyunu geçen karlar içine saplanıp kalmıştır.
Otobüs, kendi motorunun harekeliyle buradan kurrulajııa-yınca, yolcular olobiisû terket-mlşler, hâdiseden otobüs idaresi haberdar edilmiş ve ancak bir kaç saatlik bir kalıştan sonradır İd ciraftakl ve otobüsün mı »in» A irs-.mim giren karlar teuıialetUEiiş ve diğer bit vasıta İle otobüs bu vaziyetten kur tanımıştır.
Sinema Sergisi acılıyor. Darfiim. Galatasaray Yeniçağı 32
Fakat bunun dışında, artan gücümüzü olanca tazeliği »le millî varlığımızı daha İleri yaşayış şartlama kavuşturmak uğruna harcamamız gerektiğini unutmamalıyız. Moskof dâvası, haris ve cahil softaların elinde susturucu ve ürkütücü bir umacı haline getirilin emelidir. Sanatta, siyasette, ekonomide, bir kelime ile rpm İye timizin ÖZ menfaatlerde İlgili bütün çalışma alanlarında fikir ve düşünce hürriyeti baltalanmamalıdır. Bir meseleyi münakaşa, ederken
karşımızdaklrıl matetmek için kolay tarafından onu Rus emellerine hizmetle suçlandırmağa kalkışmamalıyız. çünkü Rıısun İstediği de şimdilik zaten bundan İbarettir?
★
En büyük bir nimet: Kuvvet muvazenesi
Ahmet Emin Yalman, VATAN* da diyor ki:
«Demokrasiyi samimi surette lsUyen Demokratlar, Halk Partisindeki gelişmeye kızacak yerde sevinmeli, ıslahat bayrağını taşıyan Halt Partililerle candan kredi açmalı ve kendilerini teşvik; etmetkHrJer- Halk Partisinin: millete emniyet telkin etmek ve serbes bir seçimde hakkına razı olmak için bizzat emniyet duyması, azlık hal inde kalırsa haşin muamelelere uğra-mıyacağına kanaat getirmesi ve nefsine güvenmeğe alışması lâzımdır. O zaman kendisi korkar, eanek ve korkutmak ihtiyacını da duymaz.
Variyeti böyle bir yapıcı ruhla karşılamak: bir Dem okra*. Partili için parti hakim, n d an da bir fedakârlık değildir. Çünkü Türklyede duriıs: bir seçim olabilmesinin ve Demokrat Partinin başarı ümitlerinin gerçekleşebilmesinin İlk şartı, siyasi kuvvetlerimizin muvazene vaziyetine yaklaşmasıdır. Tarih bize i şunu öğretiyor ki karşılıklı em-
niyet, tolerans ve sevgi gibi, demokrasiyi yaşatan âmiller ancak muvazene haline varan ve birbirini ezemiyeceğlne aklı kesen kuvvetler arasında gelişebilir.»
★
Greve dair
Selim Kagıp Emeç. SON POS-TA'tla diyar ki:
•Bundan birkaç sene evvel Mr müteşebbisin başına vurarak ondan hak aramayı düşünen bir cemiyetin resmi otoritesinin bu düşüncesiyle, bütün dünya demokrasilerinin işçiye tanıdıkları grev gibi artık tabiileşmiş bir hakka muhtemel bir felâket gibi bakmalarını blrblriyle telif etmek zordur.
Bir cemiyetin nizamı, keyifleri m irin oyuncağı değildir.
Dün patronun başına, bugün amelenin kafasına vurmakla bir sosyal dâva halledilemez- Bu. bir küldür. Onu, bütün etraf ve İcapkarlyle beraber ele alıp mütalâa ve halletmek lâzımdır. Şayet halledilecek bir dâva varsa.
Bunun haricinde İnanmak gerektir kİ hiçbir devekuşu hareket, insanları, bir netieeye ulaştıramamıştır. Devekuşu, İstediği karlar karşısındaki hakikati öğrenmemeklikten gelsin: o hakikat; şayet bir hakikatse, er geç Ma, mevcudiyetini kabul ettirip varlığını empoze edecektir.»
bırakılmıyor
Meclis bu husustaki teklifi kabul etmedi, fakat nisab olmadığından teklif tekrar reye konacak
Mesken kirala*
Ankara 30
rının serbes bırakılması hak-. kındaki kanun teklifi bugün Büyük Millet Meclisinde görû-, şûldü.
tik söz alan Tahsin Tözün, ; bu kanun teklifinin evvel bir içere daha buna benzer bir ı şekilde Meclise geldiğini ve red edildiğini söyledikten sonra, Necati Erdem de tasarının a-1 ey hinde konuştu ve kiracılara : tevcih edilen sul zannın yersiz olduğunu anlattı. Mahmut Ne-, dini Gündüzalp da aynı nokta! nazarda bulundu.
Orhan Seyfi Orhon, bu kanun teklifi sahiplerinin mal sahiplerini tuttuğunu söyleyerek ken ; rlidinin de Uranlar tarafından konuşacağını beyan etti vc evvelce buna benzer bir tasarının daha Mecliste münakaşa bUe edilmeden reddedildiğini, bu ta-ı sarının, nazikâne şekilde kiralan arttırmayı kabulü İstihdaf ettiğini anlatarak teklifin aleyhinde bulundu.
Edirne şilebi kur-tarılamıyarak battı
Özalp hâdisesi
Geminin sigortasız olduğu anlaşılıyor. Şilebin battığı haberi büyük teessür uyandırdı
Denizyolları idaresinin «Edirne» şilebinin Manş denizinin Fransa sahillerinde karaya o-turup battığı yolunda şehrimize gelen haberle! HgLli çevrelerde büyüK bir teessür uyandırmıştır. Bu sabahki bazı gazeteler Edirne şilebi kaptanı olan Sabri Geren'ln İlk defa a-çık denize çıktığını, gemi batarken seyir evrakının kurt anlamadığını yakıyorlar.
Vapur bir milyon sekiz yüz bin liraya satın alınmıştı, sigortalı leğildi. Denizyolları İdaresinde b(ı gibi kaza ihtimaline karşı bir para ayırmakta olduğa, ayrıca sigorta yaptırılmadığı bUdlriimektedlr. Kaza denizciler atasında teessür u-yaııdırmıştır.
Kaza hakkında İdareden aldığımız malûmat aşağıdadır:
Edime şilebi. 3653 tonlâto-luk olun İstanbul İmanına kayıtlıdır. Edime, harb yıllan i-çinde Almanlar tarafından İsveç gemi tezgâhlatma ısmarlanmış ve bunazn 3 yıl evvel İnşası tamathlanarâk Devlet Denizyolları tarafından aynı evsafta-bu-lunan Ödemiş'le birlikte İsveç-ten satm slmmiBtır.
Edime şitebi. İzmir ve Tekirdağ! llmanlarmdan yüklediği 3100 ton küspe hamulesiyle 16 ocakta Tekirtinğdan Danlmar-kaya hareket etmiş frnlrmuyoT-du. Edime. 1,«00,000 Türk lirası kıyın etimi edir.
, Telgrafla gelen haberler
AideTney $0 (AA.) — (Rcu-ter) Dun Aldemey adası açığında fcayal-ira bindiren Türk bandıralı 3353 tonilâtoluk Edirne vapuru bugün Aldemey fenerinden iki mil mesafede kuzey - batı istikametinde batmıştır. 50 kişilik mürettebat dün ağır ya>alanan gemiyi ter-kEtnûş oldu^uıdan (Edirne- de kimse bultmmam akta idi.
Gemi büron geceyi suyun ; n-zünde geçirdikten sonra b’igün bir mofiör tararından alının ıstır
Aldemey limanına ümidinden vazgeçmek riyetinde kolan pilotlar adanın aeıânda demir sure ille bırakmışlardır.
Edinıeyi yedekte çekmek İrin bugün sarfedüen gayretle-e rağmen süratle batmıştır- Gı-miye bugün dönecek olan mürettebattan oir kısmının tekneyi liman* kadar sevkcdebile-cekteri sanıimıüraı İdi. Mürettebat Mr kurtarma cemisi .le Gnenuey adasına nakledilmiştir. İki kişinin soğuk aHpnl Mandan hasla olduğu anlaşılmış!;t
yedeğe
varmak meebn-ffenıiyi utm.it
Suçlular reddi hâkim isteğinde bulundular
D. p. adına konuşan Muammer Alakant, partisinin Milli korunma kanununun mesken v® dükkânlar hususundaki hükümleri ayrıca derpiş edilmek farille bir kanun lâyihası hazırlamakta olduğunu bildirdi.
İbrahim Arvas, memurlara bLr mesken primi verilmesi şeklinin doğru oJacağm' anlatırken Muammer Eriş, bu kanunun kabulü halinde ne memurlara, LL ne dar gelirlilere en ufak bir Q himmetin dahi yapılmasına fi bütçenin katiyen n iısait olma-Ç\| eliğim anlattı. q_
Reşit Ta r akçı oğlu da bu ka- O nun kabul edilirse umumi bir £-pahalrlık artması olacağını soy- Q —
Müteakiben Sait Azmi Feyzi-oğlu, komisyon adına tasarıyı müdafaa etti.
Bu sırada Muhsin Adil Blnal müzakerenin kifayetine, Fahri Sarakaya görûşm» ğe devam.>. Emin Halim Er gün reye konul-ma önergeleri verrrişlerdi. _Q
A^ık reye konulma işi yapıl- — di. Neticede 119 milletvekili ta- Sj» sarınin reddine oy verdiği. 79-S milletvekilinin teklifin muza- (v keresini, 15 milletvekilinin de P müstenkif kaldığı görüldü Ye-f} kûn 213 ediyordu. Meclis Başkanı müzakere nisabı olmadığından muamelenin tekemmül etmediğini bildirdi. Bu suretle ekseriyet olmadığından gelecek toplantıda tekrar oya konulması karalaşu.
S2 (D > (D P
Geminin yeri yanlış bildirilmiş
G-uemsey 30 (A.A.) — Sahil kurtarma merkezinden alman raporda, Edlmenln sis içinde yolunu kaybetmiş olduğu tahmin edİlmektedir. Bu ihtimali kuvvetlendiren bir nokta da imdat İşaretinde geminin bulunduğu mevkiin yanlış gösterilmiş olmasıdır. Eğer gemi, bildirmiş olduğu yerde bulunsaydı kurtarılabllecektl.
Londra 30 — Batar. Edime şilebi mürettebatı, buraya getirilerek Londradan Turkiyeye gönderileceklerdir.
★
Çorum - Furuzan çarp’şmasıran tahkikata
Çorum - Füruzan vapurlarının çarpışması hâdisesine bir taraftan savcılıkça da el konmuştur. Dün çarpışmanın vukua geldiği yerde savcının hu-zurlyle bir erili vukuf tarafından keşif yapılmıştır. Batma ' tehlikesini doğuran rahnenin bir deniz kazası mahiyetinde o-îup olmıyacağı. hâdisede cezai takibatı istilzam edecek cihet bulunup bulunmadığı ehli vukufun vereceği rapora göre anlaşılacak ve tahkikata ona göre bir veçhe verilecektir.
Obrum vapurunun rahnesi kapatıldı
Kuruçeşme açıklarında demirli İken Saoıkzade firmasına alt Furuzan vapurunun çarp-m arivle sol bordasında bir rahne açılan Denizyollarının Çorum vapurunun yarası kapatılmış bulunmaktadır.
çorum yarm sabah lstirtye doklarına alınarak tamir edilecektir Kazada vnknbulan zarar ve riyan keşif heyetinin tahkikatını mütankıb anlaşılacak-
Ankara 30 — 33 vatandaşın nıuhakemesiz kurşuna dlzümesl halikındaki mııhn kemeye bugün. devam edümiştir. Sanıklar Orgeneral Hakkı Akoğuzla üye oramiral Mehmet. Ali Ül-genin evvelce görevsizlik kararı verirken, sanıklar hak kında suçlu olduklarını kabul yollu reylerini İzhar ettiklerini. bu bakımdan kanaatlerini belirten bu IH zatın artık bir taraf olduklarını anlatarak kendilerini reddettiklerini bildirmiştir.
Ekmek fiati
indirilecek
Ofis buğday fi atini düşürüyor
İstanbul değirmencileri dün Toprak OfUl İstanbul şubesi müdürünün başkanlığında bir toplantı yapmışlardır.
Toprak ofis yapılan tetkiklerden sonra 89-91 ran dım anlı un imaline yarayan buğdayın flitinde en az 87 santimlik bir tenzilât yapmağa karar vermiştir. Bu nisbet dahilinde yapılan fiat indirmesi 72 kiloluk bir çuval unun Tiatiul 150 kuruş kadar ucuzlatacak ve bu. sayede ekmek li a ilerinde iki kuruşluk bir düşkünlük hasıl olacaktır.
İstanbul belediyesi yarın ofisin kararma muttali olacak ve
Müdahil vekili Bekir Turna da mahkemenin evvelce verdiği vazitesizllk kararının yerinde olduğunu, fakat bu dâvanın, sivil yargrtayda değil de Van ûgırceza mahkemesinde görülmesinin uygun olacağını, reddi hâkim sebebine ise İştirak etmediklerini İlâve etmiştir.
Mütalâası sorulan savcı Şerif Budak, görevsizlik kararı verilirken. reylerin izhar edildiği iddiasına katüajnıyacsLğmı be-yazı etmiştir. Duruşmaya kısa,**111 ekmek flütlerini ona göre bir fasıla verilmiş, mütaabıksı karar tefhim edilmiştir Bu karara göre, vaki red sebepleri karşısında, bu taleplerin kanuna uygunluk derecesi incelenip bunun neücesinds gereken karar verilmek iizere askeri u-sulün 2/W fıkrasına göre, adli âmir olan Genelkurmay Başkanlığınca, bir başkan ve bir üye tâyin edilecektir. Bu bakamdan duruşma 2 şubata bırakılmıştır.
tesbit edecektir.
BORSA
R. Aydınlının duruşması
Sanılc, para kefaleti ile tahliye edilecek
tır.
Diğer taraftan teşkil edilen bir ehil Yukaf heyeti dön geminin zarar ve riyanmı testrite başlamıştır, ilk teşhise göre. «Çorum*un demirli bulunduğu ve «Pürucam ş&e'ntr.in de onn 15 kulaç derinlikte bindirdiği ' iesbit edilmiştir,
Karadeniz tütün piyasası açıldı Samsun 59 — Karadeniz tü tün piyasası bugün açılmıştır. Maden mmtakası tütünleri 45?, Körfez 436 kuruştan fiat bulmuştur. çanik tütünleri 390. Evkaf bölgesi 360 kuruştan -satılmıştır. Bafra bölgesi tütünlerinin iyi kısmı 36o kuruşa satıl-mıjljr.
Yeni ordinaryüs profesörler
Ankara 30 — İstanbul Üniversitesi profesörlerinden yedisi ordinaryüs profesörlüğe terfi ettirilmiştir. Bu profesörler çanlardır:
Doktor Süheyl Ünver. doktor Muzaffer Esat Güçhan, doktor Üveys M&zhar. doktor Ekrem Behçet, doktor Osman Cevdet Çubukçu. Ceval Kem İncedayı, Doktor Muhittin Erol, Terlik Renuâ Karun etçil.
ESHAM VE TAHVİLAT % 1 FAİZLİ TAHVİLLE» Sivas - Erzurum I
Sivas - Erzurum 2-7 1911 Demiryolu 1 1911 Demiryolu □ 1911 Demiryolu LU Milli MUdafo»
Mili! MUdafsa O Milli M&dalu Dİ MIDI Müdalzu» IV
M-
«as
07 85
Ankara 30 — İftira autu 11dan birinci asliye ceza mahkemesinde yargılanmakta olan Reşat Aydınlının duruşmasına de vam edildi. Geçen perşembe günü Radyoevtode bilirkişi tarafından dinlenen plâklara alt ehlivukuf raporu okundu.
Sos alan sanık vekttl, plâkların delil sayılıp sayıiamıy atağının meşkuk olduğunu, Naci Perker’in kanunen tam şahit olup oianuyacağmın da takdire bağlı bıllunduğûnit söyiedL Reşat Aydınlı da aynı. noktayi nazarı İleri sürdü
Hâkim, plâktaki. sesin kendi sesi olup olmadığını Reşat Ay-dınhdan sordu. Aydınlı; «Duyulan bir w -olsa' evet derim; kanaatimce O' ses benim değil-diri cevabını terdi, o
Bundan sonra şahitlerin dinlenmesine geçlkLL
Mlili emniyette Mazhar Ey-nıur, Reşat Aydınlır.m sesinin plâğa alınması işinin kendisine tevdi edildiğini, mikrofenun Narinin masa lâmbası abajo-ru içine yerleştirildiğini ve Narinin odasındaki şahsın Reşat Aydınlı olduğunu anladığını söyledi. Milli emniyet müfettişlerinden Necmeddln Aydııniı ve memur Abdullah Topçunğlu ve daire müdürü Rüştü de bildiklerini anlattılar.
Mütaakıben hâkim Halil Cer herloğlu. milli emniyet hizmetleri hakkında yazılan miize-kereye cevap gelmediğinden tekidine, Van milletvekili Rüştü Oklar, diğer milletvekili Kâ-zun Özalp, İstanbul milletvekili Celâl Bayana şahit olarak dinlenmelerine, sanık Reşat Ayrimimin bin lira nakdi kefaletle tahliyesine ve duruşmanın 1 şubata talikine karat verdi.
Celâl Atik îzmîrde mahkemeye veri’di İzmir 30 — Evlenmek üşer s Izmire gelen dünya güreş şam-piyonianndan Celâl Atik, dün gece yansı, ıazla sarhoş olduğu bir şuada, yunında taşıdığı tabanca he clamc-tnlm İçinden havaya « el ateş ettiği için zata ita taraftı) ran ya ka ’ n n mıştiT Bugün yapılan duruşma sonunda tabancan müsadere edi'miş ve bazı htuıı<ınn tahkiki İçin duruşma başka bir güne bira-kı İm 15 tir.
Kalyoncukullugunda bîr bina yandı
Dün gece Beyoğlunda Kalyon-cukulluğu caddesinde Rallime Yılmaz adında birinin sahip ve Keşmir adında bir şahsın da kıracı olarak otuduğu. alt katı iolonyacı dükkânı, üst katı da imalathane vt ikametgâh olarak kullanılalı yerde İspirto par lamasyie bir yangın çıkmış ve burası tamamen yandığı halde itfaiye tarafından söndürülebfl-■m iştir.
Yangın tahkikatına savcılıkça
AKŞAM^AKŞAMal
Seyyar sağak
ekipleri
Zürih üniversitesi profesörlerinden A. Egger'in («Giriş» ve «Kişinin hukuku») isimli eserini Alman-oadan Türkçeye tercüme eden dostum avukat Volt Çemis dil bahislerinde salâhiyet sahibi bir genç münevver olduğu için, dikkatimi milli kütüphanemizin kazandığı yeni bir eser üzerine çekti:
«Almanca - Türkçe Büyük Lügat*.
Bu eser, Türk okuyucularının iyi tanıdıkları ve Al-mancayt pek iyi bilen Arif Cemil Denker ile oğlu Dr. Bülent Davran tarafından senelerce emekle hazrılan-mıştır.
Avukat Volf Çemis, Türkçe ve Al mancanın bu veni mazhariyetini, bana verdiği bir notla şöyle tarif ve tavsif ediyor:
Doğu bölgesinde gezerek çalışacak
j Sağlık ve Sosyal Yurdun Ba-‘ kanlığı, memleketin Dopu böl-geslnde sağlık teşkilâtı bulunmayan ve yahut da mütehassıs doktor olmayan yerlerde bir
1 müddet katıp çrü şt ak üzere ' seyyar ekipler teşkil etmekte -dlr. Her ekipte muhtelif lhll-
* soslarda üçer doktorla lüzumu kadar sağlık memuru ve hem-
■ şlre bulunmaktadır. Bunlar her türlü ilâcı ve sıhhi teçhlza-
• U haiz olup cip otomobilleri ve kamyonları da bulunacaktır. Bunlara alt İlâç ve malzeme şehrimizden mübaysa edilerek Ankaraya göndertlnnştlr.
Ekipler nisan babında kendilerine verilen bölgelerde ilkbahar ve yaz aylarında taa.ll-yete geçecekler, bllûnıum hastalıklarla uğraşarak lüzumu halinde ameliyatlar da yapacaklardır.
Sağlık Bakanlığı, bu suren* daimi şekilde henüz tesisler ve hastaneler vücuda getiremediği yerlerde seyyar ekiplerle halka yardım etmeği muvafık bulmaktadır. Geçen sene bazı yerlerde tatbik elilen bu usul iyi neticeler verdiğinden ekiplerin faaliyeti bu sene genişletilmektedir.
insanların kütle halinde mesut olması için Dale Carnegie’nin reçetesi
Yoksul çocuklar
İlk okullardaki yoksullara yardım birliği toplantısı
İSTANBUL HAYATI
■ - •
«On yıldanberi üzerinde çalışılan ve bir dil âbidesi sayılabilecek olan (Almanca . Türkçe Büyük Lügat) tamamlanmış bulunuyor. Arif Cemil Denker ve oğlu Dr. Bülent Davran tarafından hazırlanıp Kanaat Ki-tabevı’nin yayınladığı bu muazzam eser, üç büviik cilt ve çift sütun 1610 sahile tutmaktadır. Eser hakkında verilecek tek bir hüküm vardır: Bu lügat, memleketimizde şimdiye kadar bütün sözlüklerden mükemmel ve daha
üstündür.
Gönül dilerdi ki, bu eseri çıkarmak kararını vererek işe başlıvan Arit Cemil Denker ile Kanaat Kitabe-vintn müessiri Ilyas Bayar onun tamamlanışını görse idiler, fakat vakitsiz ölümleri her ikisini de bu büyük bazdan, ne yazık, mahrum etm«s bulurmaktadır.
Babalarının yolundan yürüyerek mi’li kütüphanemize bu değeri* eseri kazandıran İstanbul Üniversitesi Medeni Hukuk Doçenti Dr. Bülent Davran ile Kanaat Kitabevi'nin sahibi Yak'ip Bayar en hararetli tebrik ve candan teşekkürlerimize lâyıktırlar.»
Gönül istiyor amma!..
Bozuk ekmek meselesi hakkında bir milletvekilinin sözlü sorusuna 25 ocak çarşamba günü büyük Millet Meclisinde cevap veren Ticaret ve Ekonomi Bakanı, tek tip ekuıek imali sayesinde ğ-eniş ölçüde buğday tasarrufu sağlandığını, ekmek çeşnisinin değiştirilmesine şimdilik imkân olmadığını, bu işin ancak martta yeniden çözden geçirilebileceğini söyledi, dışarıdan satın aldığımız buğdayların ve verdiğimiz paranın miktarını bildirdi.
Bakanın şu izahatı, buğday fitlerinde başlıyan düşüklüğe rağmen hükümetin buğday istihlâkinde henüz tasarruf prensipinden ayrılmağa cesaret edemediğini, gösteriyor.
Yine ayıtı gün Büyük Mil- . let Meclisinin bütçe korniş-yonunda ziraat politikamı- LJ zı izah eden Tanm Bakam. û_ istihsalin arttırılması içi o alman tedbirleri anlattı ve Mars hail yardımına temasla ® aynen şöyle dedi: C
«— Bu plândan istifade- oO miz kayıtsız şartsız değildir. '(/) Biz, 1950 yılından başlıya- (jr rak 19.7’ yılına kadar, dar- S* lık içinde olan Avrupa memleketlerine her sene muay- ® yen bir nispette artmak ve dünya piyasasına uygun olarak bedeli karşılığında >> hububat yarduıunda bulu- -Q nacağız.» -q
Türkiye henüz, Amerika- 0 dpn kısmen para ile satın +İ alınan ve kısmen hibe edî- S len buğdayları yiyor. ITal t_ böyle iken Tanm Bakanının bildirdiği şekilde muhtaç Avrupa memleketlerine 1950 yılı içinde yapmağa başhyacağımtz buğday yardımının kaynağı üzerinde biraz durmak gerek.
Muhtacı himmet variyette kalarak Amerikadan aldığımız buğdayları, gayriye himmet şeklinde Avrupaya veremîyeceğimize göre. Taran Bakanının bildirdiği yardımı ancak kendi İstihsal mem balarımızdan sağlamak mecburiyetindeyiz.
Gaye mükemmel. Kim istemez ki kendi ihtiyacımızdan çok farla hububat istihsal edelim, muhtaç memleketlere satarak hem onlara yardımda bulunalım, hem de para kazanalım? Her vatandaşın candan temennisi budur, fakat maalesef olamıyor.
Bundan sonrasına gelince; Tarım Bakanı, istihsali arttırmak üzere Marsh al yardımındım alınan ziraat aletlerinin ve iyi cins tohumlukların çifçiye dağıtıldığını, bu suretle ekip biçme gücünün yükseltildiğini uzun uzun anlatıyor. Rakamlara davanan bu izahat güzel ammn çifçiye makine ve tohumluk tevzii, henüz dışarıdan aldığı buğdaylarla karnını doyuran bir memleketin istihsal gücünü birdenbire hububat ihraç edecek seviyeve yükseltecek kudrette midir? Yurdumuzda istihsal kifayetsizliği yalnız makine ve tohumluk ihtiyacından mı ibarettir? Meselâ çifçiye toprak tevzii meselesi halledildi mi ?
Ya su dâvası? Her sene yurdun bazı bölgelerinde kuraklık, bazı yerlerinde su baskınları yüzünden mez-runtmıızın uğradığı ağır tahribatı unuttuk mu? Bu defıı kendi ekmeğimizin buğdayını Amerikalardan, Surlyelerden tedarik mecburiyetinde kalmamızın sebebi de geniş ölçüde kuraklık ve su baskınları değil mi? Hepimiz bilmiyor muyuz ki bizde istihsal miktarını ekimle ölçmeğe imkân yoktur, bunu ancak mahsul tarladan kalktıktan sonra anlamak mümkündür?
Sayın Tanm Bakanının makine ve tohumluk tevziatına dayanan yüksek tahminleri lamamile. hattâ fazlasile tahakkuk etmesini candan dileriz.
Yine candan dileriz ki makine ve tohumluk politikası! e beraber su ve toprak tevzii diivahin da bir an evvel halledilsin, tahmnîleri-miz daima tahakkuk imkânlarına dayansın.
Cemal Refilç
Uzun zamanfardonberi İlk okullardaki yoksul çocuklara büyük yardımlarda bulunmuş oıan C. H. P- İstanbul ilk okullarındaki yoksullara yardım birliği parti 11 idare he/etl asalarından ve parti kaza reislerinden bir çoğunun huzuru ve Iştirâkile Sultanahmet'teki Çevri Kalfa ilk okulunda toplanmıştır. Dr. Esat Durusoy'un başkanlık ettiği umumi heyette birliği teşkil eden cemiyetler faaliyetinin genişletilmesi için temenniler İzhar edilmiş ve bunun için yasada yapılması gereken tadilleri düşünmek üzere ayrıca bir komisyon da seçilmiştir. Yoksul ve kimsesiz çocukların himayesi mevzuunu ciddiyetle yeniden ele almağa karar veren heyet, birliğin raporunda zikredilen ve yekûnu kırk bin lirayı bulan yardımın kısa bir zamanda bir kaç misline çıkabilmesi İçin parti teşkilâtının daha yakından alâkasını rica etmiş ve bu husus hemen ittifakla kabul olunmutur. İdare heyetince Prof. Hâmld Ongunsu. Prof. Zühtü İnhan, Emin Çay ve Hayri Akyüz seçilerek i toplantıya son verilmiştir.
şu anda 'Atlantic- vapuru-:1u bir kaç koridorun kavuşa- rak mütalâa edip dünya çapın-nun îstanbuldan uzaklarda bu-, gında buldum. Birirçe saptık. I da bir iyi geçim çareleri üze-iunmtut lâzım. Bembeyaz, yir- Gittik, gittik. Sola döndük ve bl iki bin tonluk koca tekne pazar günü Yolcu Salonunun önünü dolduruverdi. Bir giın sonra da, geldiği gibi gitti. Istan bul. senelerdenberl görmediği turistleri, bu suretle az da olsa yine seyredebildi.
Pazar akşamı saat 18,30 da «Atlantlc»Ln merdivenlerini çıktım. Güvertede duran ve Yolcu salonuna gide gele ahbap olduğumuz emniyet beşinci şube ve gümrük memurları gülümseyerek:
— Bakalım, bu gemiyi nasıl bulacaksınız? dediler.
Bu soruyu şimdiden cevaplandıralım: «Atlanticı " muhteşem ve konforlu bLr ge-çok mi. Bu kanaati, İçeride gördü-
rinde düşünüyor musunuz?
Durdu. Derin derin düşündü __ Doğrusunu isterseniz, dedi. bu hususu uzun boylu mütalâa etmedim. Amma sualinize üç cümleyle cevap vereyim: Başkalarına samimi bir alâka gösterin. Karşınızdakileri ve sizden başka herkesi samimi bir şekilde takdir edin- Etrafı-nızdakileri tenkit etmeyin.
Sonra İlâve etti:
— Ancak bu cümleler bilmem kİ ne kadar tesirlidir. Aslına bakarsanız, bugünkü geçimsizlik, şartların neticesidir.
I MlvvIK, gllllK.. ooıa uvııuus « sağdan dördüncü kapının önünde durduk.
Zayıf, uzun boylu. - gariptir, amma - çehresi fnplllzle tatar kırmasını andıran yaaı belirsiz fakat genç görünüşlü, idbar tavırlı bir kadın açtı. Arkadaşım foto Ahmet Tuna ile kendimizi tanıttık, aynı zamanda da kapının aralığından içeriye bir göz attım.
Carnegie dinleniyor
Camegle, bir yatağa boylu boyuna uzanmış, başını alçak bir yastığa koymuş, yüzüne kapkara bir kumaş örtmüş, kendi usulüyle dinleniyordu. Karısı, dönüp, bizim geldiğimizi söyledi. Adam kalktı. İçeri girdik. Tanıştık. Türkiyedc kendisini herkesin tanıdığını, «Dost kazanmak ve insanlar üzerine tesir etmek-, «Güze! konuşmak sanatı». «Meşhur adamların meçhul tarafları*, «Üzüntüsüs yaşamak sanatı* gibi kitaplarının tercüme edilip bir çok kimseler tarafından okunduğunu söyledim. Ve sigara takdim ettim.
Millî Savunma ve
Adalet Bakanları Ankaraya döndüler
Ankara 30 tA^.i — Milli Savunma Bakanı Hüsnü Çakır ve Adalet Bakanı Fuat Sirmen bu sabahki ekspresle îstanbuldan ■şehrimize dönmüşlerdir.
Çocuk Esirgeme Kurumu İstanbul İl merkezince tertip edilen yemekli balo 4 Şubat 1950 Cumartesi günü akşamı Taksim Belediye Gazinosunda I verilecektir.
Ekseriyeti şehrimizin güzide I ailelerine mensup şahsiyetlerin teşkil etliği bir komite, hafta-] lardonberi çalışarak mükemmel olmasını temine uğraştıkları bu balo, çok kibar, eğlenceli ve süprizlerle dolu bir ğiim tanınmış bir deniz adamı-gece sağlayacaktır. I mız da açıkladı. Par döşümü
Yarrnı, saMbl ov.-. HugOnOn |"‘'“‘P
nin verildiği ust katın merdivenine seyirttlnı. Bir garson: — Asansöre buyrun, dedi. Kendi kendime: «Ay. vapurda da asansör olur ınu?» dedim. fakat bir yandan da acemiliğimi belli etmeden medeni vasıtaya girdini.
Asansör, caz sesi
Geminin bilmem kaçıncı katma çıktık. Cay. sesine, konuşmalar ve kahkahalar karışıyordu. Yabancı bir vapurun bu geniş salonu yeril dost çehrelerle dolu. Su gibi içki içiliyor, İtalyan orkestrasının çaldığı kıvrak parçalarla d ansed Ulyor, felekten bir gece çalınıyor...
Garsonlardan birine Cameglc’nln kamarasını dum.
— Sizi götüreyim, dedi Yine asansöre bindik. Bu sefer dört kat İndik. Kapı açıldı. Kendimi, iki yanı kapılarla do-
.1
i
güzel.
blr var.
AlmanyalInı Hitler yüzünden uğradığı felâket üzerine, Almancanın da memleketimizde büyük bir hezimete uğradığım: gençlerimizin evvelce pek heves ettikleri bu dile artık yüz çevirdiklerini; bir çok mekteplerimizde, Almanca sınıflarının «müşterisizlik yüzünden kenenkleri kapadıklarını.. görüyor ve ebeleniyoruz.
Gençlerimiz, yalnız Iugi-Hzceye heveslenerek, Fran-srzcayı bile istihfaf edcıck, bele Almancanın yüzüne bakmıyarak, isabet etmiyorlar, Bilâkis, dünyadaki bütün dilleri hilen bazı gençlerimiz olmalı. Hele büyük dilleri olmalı. Siyaset, ,
iktisat bakımından ilgilenilen bir veva iki memleketin dilini bütün bîr gençliğin öğrenip, öbürlerini ihmal etmesi, tenkide değer.
Hele, Orta Awupa ile ö-tedenberi çok münasebetler oldu, ilerde de olacaktır. İlim, fen, sanat bakımından da Almancanın gölgede olmadığını, olamıyacağım efkârıumumiyemize izaha lüzum yoktur.
Bıyık, sakal, saç, uzun etek, kısa etek modaları gibi. dil modalarının da esintilere tâbi gençliğimizin lâyık olduğu sini dileriz.
bilen çok gençler askerlik,
olmamasını, her varlığa değeri veTiae-
(Vâ - Nü)
Amerikalı seyyahlar dün şehrimizden ayrıldılar
çocuğunun Sıhhat ve sağlığım korumak ve onu yetiştirmek, için teşekkül etmiş bulunan i Çocuk Esirgeme Kuruntunun bu hayırlı işine İştirak hususunda sayın İstanbulluların her sene gösterdikleri alâkayı bu defa da gösterecekleri şüphesizdir.
Amerika Dışişleri müsteşarı yardımcısının mektubu
Bir müddet evvel şehrimize gelerek Amerikan elçiler konferansına başkanlık eden Amerikan Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcısı mlster Mc/üee vali ve belediye başkanın a bir mektup göndermiıtlr. Miste.' Mc. Gee mektubunda ezcümle şöyle demektedir:
«İstanbul d a sizinle tanınmaktan büyük zevk duymuştum. İstanbul halkına muhtelif hususlarda yaptığınız yardımlarda ve bu yolda aldığınız ted birlerde sizi tebrike şayan gördüm. Yılbaşınızı da tebrik c-dcr. en samimi temennilerimi gönderirim,.
kutuyu
misiniz?
alışmış-
Dale
sor-
— Kullanmam.
Yanımda duran hiı* uzatarak:
— Siz, lokum yer diye sordu.
— Maşallah, çabuk siniz.
Sonra bir çok şeylerden konuştuk.
— Mr. Camegle. dedim, sla yazdığınız eserlerle İnsanların ferden muvaffak olmaları İçin lüzumlu yollan gösteriyorsunuz Bunlar güzel şeyler. Paka*, dünyanın bugünkü karışık durumu karşısında hiç üzüntü duymuyor musunuz? İnsanları fert olarak değil de. kütle ola-
Beyaz - siyah hususiyeti
— Peki, sizin Amerlkada beyaz-slyah ırk husumeti
Beyazların siyahlara karşı takındıkları bu tavrı neyle İzah edersiniz?
— Siyahlar Afrikadan geldiler. Renkleri de beyazın tam zıddı. Herhalde bu yüzden olacak.
— Amma maktan çok
Durdu.
— Doğru.
Edirne’de Demokrat Parti İl Kurulu
Edirne (Akşam) — Demokrat Parti il kongresi ilçelerden gelen delegelerin iştirak! İle yapılmış ve müzakerelerden sonra seçime geçilerek Arif Aitınalmaz. Haşan Osma, Haşan Maksutoglu, Sabohaddin Parsoy, Ahmet Gökay, Osman Ergüden, RasLh Gürkan. Haşan Erdensoy ve Mola Alton yeni İdare kurulu üyeliklerine seçilmişlerdir.
bu bir sebep olmak.
RADYO
Profesör de Ver gerin basın toplantısı Avrupa ve Dünya Federasyonu Fikrini Yayma Cemiyetinin teşebbüsü İle Bordo Üniversitesi Hukuk Fakültesi Profesörlerinden ve Siyasi EtÜdier Enstitüsü Müdürü Profesör Morls Du Verger 31 Ocak 1950 Erenköy Kız Lisest Okul-Aile SaIl günü sftat 18 dp Park ote-trU^nia JKadlkoy ıtnde bir basın toplantısı ya....-**•"■ •— ' paralc pasın mcnsuplarlyle I dünya federasyonu fikri etra-l fında görüşecek ve sorulan suallere cevaplar verecektir.
Konser tehiri
Blrllğlnln 4 Şubatta halkevlnde tertip ettiği: konserin misafirlerimizi daha rahat ettirmek maksadlyle yine Safiye Ayla, Mualla Yakar,1 Burhanettln Uygun tarafından verilmek üzere Opera sinemasındaki ayni saatte 9 şubat Perşembe akşamına tehir edildiği ilân olunur.
Gemilerine avdet etmeyen mürettebat aleyhine takibat
3on zamanlarda Denizyolları gemilerinde çalışan personel-
it Devlet Denizyolları Genel
Müdürlüğünden: Gazetenizin' ____________ ________
6.1.1950 tarihli nüshasında demete kısmının sefer m’tina-
•---1-1- --1.1_ . T-lnl,l-_l ............ . . ,, _ .
Panama bandıralı Atlantic «Anadolu sakinlerinin Deniz-3ejjÇnyje gittikleri Anıerikada vapuru ile şehrimize gelen 450 . y°,lan tarifesinden bir şlkâ- |£ajma]an üzerine İdare bunlar kadar turist Sultanahmet ca-, ye*1' başlığı altında çıkan yazı-1 hakkında kanuni uulbat yap-
'nın cevabıdır:
Bahis mevzuu edilen Anadolu şusta İlgili çevrelere mûracalta seterleri 23.1.1950 gününden bulunulmuştur . itibaren eskisi gibi Köprüye saat 8.30 da varmaktadır. Keyfiyet şikâyet sahibine bildlril-
mllni, Ayasofya müzesini, Top-kapı sarayını gzemlşler ve dün Babalı la grup halinde şehrimizin görülmeğe değer yerlerini dolaşmışlardır.
Turistler dün saat 13 te . . .
ayni vapurla Pire'ye miitevec-'miştir. Bu suretle dileğin yerl-cihen limanımızdan ayrılmış-'ne getirilmiş olduğunu saygılardır. l iûrunla arzederlun
maya karar vermiştir. Bu hu-
Veremlilerin tedavisi
Şehrimizde veremli hastaların sayası pittikçe artıyor. Sag--lık müdürlüğüne müracaat ederek bir nıües-seseae tedavi olmak üEere sıra bekllyen hastaların sayısı 14 olne yükselmiştir. Müdürlük bunlarda': hastalıklarının vehamet derecesine güre l ir w,İ n yıpmakta ve evvelâ mikrop çıkaranlar tedavi müesseseleıine yatırılmaktadır. Bunula oeraber son günlerde ücretle yatırılan tedavi müesseslerinde bile b*~ı yer bulunmaz olduğundan sağlık müdürlüğü pek müşjcül vaziyete düşmüştür Bu stbeple henüz su tesisatı ikmal edile-mlyen yeni açılacak 300 yataklı Balıklı Verem hastanesinin bir an evvel açılmasına gayret ediliyor.
Havalar fena glttlgl IçLn yeni hastanenin bahçesinde vücuda getirilecek oton su deposu hafriyatı yapılamamakladır.
TUR ALI
OKSURJfiU KESER |
Sergi komitesi toplandı
İstanbul sergisi komitesi Sanayi ve Ticaret Odasında dun Valinin başkanlığında toplanmıştır.
dedi. Fakat neylersiniz ki. işin hakikati bu. insanlara iyi geçimi tavsiye eden benim bUc ne kusurlarım var. İnanmazsanız karıma sorun.
Kansı, müsamahayla gülümsedi.
Carnegle mevzuu değiştirdi:
— Valinizle tanıştım. Çok hoş ve cidden zeki bir insan. Bunları kendisine de söyledim zaten.
Comegle’yle fazla konuşmadım. Adamcağız yorgundu.
Caz sesleri devam ederken vapurdan çıktım.
Şahap BALCIOÖLU
Vali Tıp Talebe Yurdunda
Vali ve Belediye Başkanı dün Tıp Talebe Yurdunu ziyaret etmiş, yurdun umumî durumu ve talebeye verilen yemekler üzerinde inceemeler ynpm^tır,
Ingiliz keman virtüözü îda Haendel
Londra B B. C. radyosunda sihirli keman namlyle sık sık konserlerini dinlediğimiz aslen PolonyalI olan genç sanatkar Telâvlv’deki konserlerini müteakip önümüzdeki hafta içinde gelerek 6 şubat pazartesi akşamı bir resital verecektir.
Polis emeklileri derneği kongresi
Polis emeklileri demeği kongresi vali ve belediye başkanı doktor Fahreddln Kerim Gök-ay'a bir telgraf göndererek gösterdiği müzaherete teşekkür etmişler ve yardımlarının devamı ricasında buiunmuşiard.r
Vali telgrafa §u cevabı vermiştir: «Umumi heyetle sayın üyelerinizin hakkımda gösterdikleri İyi duygulara teşekkür eder, çalışmalarınızda başarı • lar dileyerek saygı ve sevgilerimi sunarım.»
İSTANBUL RAPFOSU
ĞŞ1« «« akvacn ptovruaı
12 sı Acılı» vc profremUr,
13 00 Haberler
13 IS Kanjık şarkı ve lOrkûler (Pl.)
13 00 Kardık hatU mlUlk 0*1.»
13M Şarkı ve türküler; »kuyu: sena» Akay,
11 X> Kv kadını.
14.40 Dam m İrigl (P1>
1500 Prokrarrlar ve kapanış.
17.51 Atılış ve profrArr.lar.
18 00 Dam maılŞI (Pl.l
İS.» Sadi Yaver Atenun tt n au bir lifinin memleket haraları.
19.00 Haberler.
10 tj Hafif ara mOtlti (Pl.»
19.» Radyo «enfonl oıhestran kon-a«rl; İdare eden. Cemal Rejll Rey,
»00 Memleket türküleri: okuyan Haun Tunç.
» IS Ucdlc (PLİ
M.30 Müîik bilmeceleri
»41 Anadolu kl>y havalarından traİLİı örnekleri; takdim eden YUauC Zıya Derime!.
îl.LS Faaıl hrjeti konseri «SctM»
73 00 Oda müzişı.
13.15 ErneM van Dohmanyi: Serenat
j Op. 10 (PLİ
ı 2?.45 Haberler
23.00 Dam müztil (PI->
33 15 Hafif «ece mOıiŞi (Pl_>
23 00 Protranı.ır ve kapanı).
ANKARA RADYOSU ÖŞI« ve Akfam Pıogruıu
13.28 Açılı* ve program
18.» Şarkılar.
13.» Haberler.
13.15 Salon orkestraları çalıyor (T*1.)
13.30 öğle GarctMİ.
13. (5 Gondol «arfctlon ıPI i.
14. W rVkıanı program», hava rap.-ru
ve kapanış.
18.00 M. S. ayarı,
18, w Deste ve jarkılar
1B.3O Radyo *«lon orkestrası.
19.00 M. S. ayarı ve Haberler.
19.15 Geçmişle Bugün.
19. » Yurttun Sesler
20.00 Dört viyolonsel (Bach. Fo.-tno) (Pi-I.
20 15 Radyo Gaçetert.
20.30 İncesaz (Ferahfeza faili ,
at.oo Temsil.
21.45 Serbest Saat
22.00 Konuşma.
22.15 Dans müzIŞİ (PLİ I
22.45 M. 5. ayan ve Hnoerlcr.
33,00 Kapanış.
Yarın sabahki program
720 M. S. ayan.
7.31 Marslar (P1.1.
7,45 Haberler ve hava raporu.
8.00 Hatif melodiler tPl.l,
8.15 Tangolar (Pİ L
825 GUnUn programı.
8.» Hafit orkestralar çalıyor (Pli.
9.00 Kapanı*.
Saadet*. getiren
Tezatlar memleketi
ENDONEZYA
Milletlerin Garip Adetleri
KoRservatuvarın yatılı kısmı lağvedilecek mi ?
Yanlış bir adım atmazdan evvel va ziyetin etraftı şekilde tetkiki lâzım
Belediye bütçesinde tasarruf yapılması İçin Konservatuvarın yatılı kısmının tâğvı ve Maarif vr kalpline devri düşünüldüğü söyleniyor. Bu haberin doğru olduğunu ■ • ■
çünkü bu kısmı İstanbul şehri için lüzumlu bir müessesedir. Bu müessesenin lüzumsuzluğu veya Belediye bütçesine yük teşkil ettiği hakkındakl düşünce yanlış malumata lstlnad ediyor. İstanbul Konservııt Ularının senelik tahsisata beş, altı yüz bin liradır. Bunun aııcak 60 - 70 bin lirası yatılı kuma aittir. Bu kısımdaki talebenin İaşesi, idare ve öğretmen maaşları buna dahildir. Binaenaleyh bu kısım lâğvedilir» Belediye bütçesinde tasarruf varid olama*.
Yatılı kısım tâ ğv edilirse İstanbul Konservatuvan noksan kalacaktır. Çünkü İstanbul ve Ankara orkestra!arının ve Şehir bandosunun nefesli saz ihtiyacı buradan temin ediliyor. Yatalı kısımdan şimdiye kadar mezun olan gençlerden bir kısmı Ankara ve İstanbul orkestralarında nefesli saz kadrosunu doldurdukları gibi memleketin her tarafında faydalı bir şeklide rn.ııtmaltt a ılırlar İstanbul Belediyesinin bu miies-seseyi lâğvetmek şöyle dursun, tevsi etmesi memleketin, bilhassa İstanbul şehrinin ihtiya-yaa bakımından lüzumludur. Küçük sanat erbabından olan ecnebi musikişinasların laall-yette bulunmalarının önüne geçmek için yeril ve Türk mu-slkişinastarın yetişmesine ehem mlyet vermek icab eder. Bin müşkülâtla teşekkül etmiş ve memlekete faydalı uzuvlar yetiştirmiş alan bu müesceseyl yıkmak. Türk mımllriçi na«1n.n yetiştiren yegâne bir kaynağı kurutmak ve memlekette bir boşluk yaratmak demektir. Bu takdirde hariçten ecnebi müzisyen celbelmek lâzım gelecektir ki, bu de hükümetin kabul ettiği prerunbe Umunca aylan blı harekettir
tahmin emiyoruz.
Nevi şahsına münhasır olan bu meslek mektebinin programlan Maarif Vekâletince tanzim edilmiş ve buran, musikiyi kendisine meslek ittihaz etmek te-yiyen gençlerin ve İstanbul şehrinin sanatkâr İhtiyacını karşılaıyan bir müessese haline getirilmiştir.
İstanbul Konesrvatu varının
yatısız kısmı sırf amatörlerle meşgul olan bir müessesedir. Ekserisi şan ve piyano için müracaat eden musiki amatörlerinin çoğu tahsillerini bile ikmal r hm eden Konservatuvan terke Un ektedirler. Amatörler
nefesli saz tahsili için buraya müracaat etmediklerinden, yatısız kısımdan nefesli saz
natkân yetişmemektedir. Nefesli saz -anatkân yetiştiren yatılı kısım bu müeaeezeden koparılacak olursa. İstanbul Konservatuvan sakat bir müessese haline gelecektir. Bundan nisada İstanbul orkestrası ve Şehir bandosu nefesi! saz sanatkârı yetiştiren bir kaynaktan mahrum kalacaktır.
Bu vaziyet karşıcında Belediye Reisi Prof- Fahreddln Kerim Oökay ve Şehir Meclisi âzalarının bu hususta kati bir karar vermeden evvel meseleyi esaslı bir surette tetkik edeceklerin! ve mûessesenin devrine şehir namına rıza göstermiyecellerini ümld ederiz.
sa-
ta
Bu akşam
Saat 20,30 da
DRAM KISMI
TEBEŞİR DAİRESİ Yazan: Klabund
Tiirkçesi: M. Basil
Pazartesi akşamlan Oram Kıanunda Sab aksualan Romen KutAind» lemsi) volctur
MCAMMER KARACA OPERET Malulmde Saat 20.30 da
8İ£tN 8OK4K
Bir tarafta çok iptidaî hayat, diğer tarafta Avrupa ve Amerikadaki yaşayış tarzı törpülenerek sivriltilmesi ve bu âdeti gerek erkek ve gerekse kurtar bulûğa erince yaptırmağa mecbur kılınırlardı. Bu suretle rivriltilmlş ve siyaha boyanmış sulak _ Suvahs — denilen tur- djÇ]er bnrada son derece itibar
Bu akşam SÜMER Sinemasında
Ç-erirtıı:
Hami BEKEM I
Endonezya, bu, 347 yıl Halan- ( da hâkimiyetinde yaşıyım dİyar, Güney doğu Asya turasın- | da, yani Hindisi anın hinterlan- i dı, Yeni Gme ve Avustnüyaya yayılmış olan Doğu Hlndictan-de - Somata. C«e₺ Borneo. latera» eldllr. Bununn ditti Sieb — nam büyük adalarla Ball, Lombok. Bumbara. Bu’.î-ba, Flones, Tlmon ve daha birçok küçük adacıklardan ibarettir. S ocak 1850 tarihinde Ho-1 an lanın üç asırlık hâkimiyeti bu adalar, yani Endonezya denilen bu diyar üzerinde tutam buldu ve burada Endonarvı Birleşik Devletleri Cumhuriyeti kuruldu. Bu »liretle Hvlandarun bu adalar üzerindeki bâkimiyc-yl sona erdi. Endonezyantn bayrağı kırmızı - beyazdır ve bu diyar 15 mUpon Müslüman halk 11e meskûndur.
Endonezya halkı Çin ve Ja-ponlara çok benzemekte, bu ırklardan doğdukları zannedilmektedir. Fakat zamanla ve diğer milletlerin tesiriyle vücut ve sima itibariyle daha sevimH bir millet oldukları anlaşılmaktadır. BUhaasa CavalÜar daha kültürlü bir fizyonomi arzeder-ler. Buna rağmen birçok adalarda yeril halkın izlerine ras-lannuık tadır.
Bazı kabileler halkının İka-
Deli Sönül
Fihmade JOAN FONTAİN ve JAMES
görünce öğreneceksiniz.
REKS'Ln «5» inci Süper Filmi
Hâlen Amerika ve Avrupa sinemalarında büyük muvaffakiyetlerle gösterilen
sinemanın büyük zaferi
mühim bitkileri tatlı patates, şeker kamışı, muz. Htastâtan cevizi ve birçok muhtelif aebuc-lerdir Ev ve ziraat hayvanları olarak manda >₺, keçi, koyun ve kümes hajıanLan boldu-' Köylü halkın kulübeleri tercihan Okyanus adaları sakinlerinde olduğu gibi, kazıklar üze -rindedir. Bundan gayrı gayet geniş mikynita sülâle evleri vardır. Böyle bir sülâle evi tahminen 200 lişlyl Istiab eder. Bu evler dört köşe olarak inşa olu nur; bazan 350 metrekare bü-yuklıigiindedlr. Bıı gibi binalar ortadan bir bölme duvarla bölünerek ön kısımlar önü açık bir hol halindedir.
Cavada pamuklu mensucat pek makbuldür; yei'li ve hariç-ten ithal olunan pamuklu meıı-ısucatla. yerli mütenevvi basma-1ar imal olunur, bu basmalar 1 gayet tatlı renklerle, lıaausi bir şekilde boyanır. Mensucat ÜZ6-rlne evvelâ şekiller çizilir ve bal mumu İle bu şekiller örtülür ve bu suretle resimlendirilmiş ve ' | üstüne balmumu sürülmüş olan metgâhlan yokiıu*. Bunlar ağaç j,ez pOyayj barinlır; balmumu yapraklan örtülmüş muvakkat 1]c örtö]ö ûhm tosımlar tabii bo-kulübelerdc yaşarlar. Buna aıu- | ya almadığından, bezin bu takabil Cava ve diğer adalann sun!arı beyaz kalır, diğe serbes büyük şehirleri ve halta bugün 1 klsım1ftT boyanmış olur- Bu su-yaşayış İtibariyle Amerikalı ve re|Je boyanan bezler kaynar su-Avrırpûhlanien ayır d edilemez-'ya batırılarck balmumundan ter
Endonezyamn en esaslı gıda miş ohır. Bu iş pek tabii olarak maddesi pirinçtir; burada çeltik, kuru — cadangs — veyahut
NHMUMIIimUUUİUHIIIII*l
temizlenir ve basma imal ekli-
FEDAİLER KALESİ
(OUTPOST ın Morocco)
Baş Rollerde: GEORGE RAFT — AKİM TAMiROFF — MARİE VVİNDSOR
Afrikanm ateşli ve korkunç sahralarında vatanları için savaşan lO.MMı terce Sipahinin kahramanlık menkıbeleri.
Aşk ., Vazife,,. Fedakârlık aahnelerile gözlerinize İnananılynrnğımz muhteşem b*r şaheser.
Yarın Matinelerden itibaren
3 sinemada aynı zamanda
Orijinal İnglliırr Kopyası Türkçesi
MARMARA — YILDIZ ÇENBER LiTAŞ’da
pek güçtür, bilhassa 'basmalar muhtelif renkte iseler bu ameliye birkaç defa tekrarlanır.
Kadınların süsü
Malay'larda bilhassa kadınların vücutlarının tezyinatı pek şayanı dikkat ve mütenevvldlr. Baş. kulak, gerdan, göğüs, kollar ve bacaklara birçok sos nıa-: biyelinde halkalar vesalr tezyinat asılır. Burada midye ka--bukları, renkli boncuklar, mey-va çekirdekleri, renkli hayvan tüyleri, boyanmış ağaçtan mamul tezyinat, kalay, pirinç ve kıymetli taş ve madenler kullanılmaktadır. Halaylarda bilhassa vücudun deforme olması da pek makbuldür, Soma! ra adasında kadın ve kızlar, bayramlarda gayet renkli ve al tun, gümüş işlemeli elbiseler giyerler ve ahnianna altm İşlemeli şeritler takarlar Kız ve kadınlar, buranın İslâm dini âdetleri gereğince yalnız bayramlarda erkeklerle bulunabilirler.
Eskiden burada çok kötü bir fidet vardı: bu da ön dişlerin
görürdü.
Vücudun tezyinatında dövme yapılma® da burada çok rnak buldur; verilen şekliler çok ran at kâ rahnedir
Bornoo ve Sieb adalarında sakin bun kabilelerde kafaları deforme edilmesi de pek makbuldür. Bu maksatla yeni doğan çocukların İki sert cisim arasında. bir tanesi kaU tasrun arkasına ve bir tanesi de. tahta parçası olarak, alnın üzerine konunlarak kafa bu suretle bir nevi cendereye sokulur, bu suretle kafanın alın kısmı düz bir hale konur kİ. bu, bu memlekette bir nevi güzellik olarak kabul olunur.
Beleb adaları sakinlerinde İm, çocuklar bu eza ve cefa içinde uaun bir müddet kalmak mecburiyetindedirler; yalnıc yıkanmak maksadı!» cocuğun bu cenderesi İki günde bir kakhnhr
Borneo adasında İse bu cendere usulü daha insani bir şe-, kilde tatbik olunur: Anası ço-I cuğun cendereye intibak edecek kafatasının bu kısmıl arena yastıklar koyar. Bu vücut deformesiyle beraber bazı azalar datrt tadilâta uğrarlar. Meselâ kulak memesi d elini r, baznbüs parçalan veyahut bez parçaları konularak bu kulak delikleri büyütülür ve oldukça ağır madenî halkalar asılarak kulak memeleri omuzlara kadar uzatılır
Oğlan ve tiz çocuklar bulûğa ermeden evvel sünnet olurlar; kızların sünnet olmadan evvel elenmeleri katiyen memnudur.
Doğum hâdisesi
■ Malaylarıla doğumlar büyük
sevinç ve memnuniyetle karçıla-. nır; bilhassa sülâlesin devamı. nı temin eden oğlan çocukların dünyaya gelmesi pek sevinçli
Bu akranı saat 20.45 den itibaren
TULSA
ile Süper Film serisini göstermeğe devam edeceklerdir Renkli Orijinal kopyan
SVZAN HAYWORD — ROBERT PRESTON
re MeksikalI Jön Prönii e PLDBO ARMENDARİZ
KARA ALTI N.... Erkeklere hükmeden blrkadın. Petrol kuyularından fışkıran alevlerin aydınlattığı büyük bir aşk f Butüa dünyada gencin, ihtiyarın heyecanla okuduğu R
Perşembe Akşamı LÂLE I
5 PARMAKLI CANAVAR
«The Beast Wlth fıve Fingers»
VİCTOR FRAKÇEN — FETER LORRE — ANDREAKİNG İh nefesleri kesen büyük filmi.
■ Tan Gazetesinde haftalarca tefrika edilen Herkesin korku ve dehşetle okuduğu büyük roman
Serçemi» aSfamı A R ShıemMlmto I
ÎR Yanlış Numara I
«SRRE IVRONG NUMBER»
Tefrika No: 30
Yüreği garip şekilde burkuldu. Bu hiaaı, «nii.slıal asliye» kabilinden .orjina! mıhsa bir his mİ? Yoksa, Osman Ömerlinin aksûlâmtll negatif bir nüsha BU?
Alâkası artarak genç adanıa baktı,
O da baktı. Zaten bakıyordu Zaten bakıp duruyordu. Bakıştılar.
Bu arada, jan lçerekten, yan oynayarak!an. yan kur yapa-raktan, yan ıcrai meslek ede-rekten, gruptakiler, bahse devam ediyor.
Biri:
— Casus değildir ama, hariciye memurdur. — dedi
itirazlar yükseldi :
— Amma da yaptın ha... Yele gibi saçıannm büklümlcr'j'.c bak» Böyle Bohem üsluplu hariciyeciyi protokolden kapı dı-şan ederler-
— Hakkınız var gerçi... Fakat. meselâ, Uluda fdan gelmiş kayakçı bir hariciye'mc-muru-dur. Berbere gitmeğe vakit bulamamıştır, Birazdın tuvaletini yapacaktır. Şu gırtlağını ör-
ten beyaz sveterlnl çıkarıp be-yez kolalı gömlek giyecektir. Doğruca ziyafete...
Hasut Don Juan:
—Ben, jigoloya beiızettun. — dedi. — Zira kadınlara bakmaz görünüp bakıyor. Şimdiki moda öyle: Masallardaki dev gibi gözlerin kapalı duracaksın, ama göreceksin
Feride, alay etti:
— Nazariyede fcovvetlioiıüz ama, tatbikatta yayasınız.
Arkadaşları da yaralı delikanlıya insafsızca çullandılar
— Neticeler o sebepten aksıyor.
Bahis devam ediyor se paralar kümeleniyor.
Filozof diyen oldu, şair diyen oldu, mühcndLs diyen, mimar diyen, ressam diyen oldu. «Muhtelif bir partinin coşkun hatibi! Dolaşa dolaşa nutkunu hazırlıyor!» diyen oldu.
Nazlı, pervasız bakışlarıyla genç adamın hareketlerini ta-klbederken bu hareketlerde, bu tavırlarda ve meçimi delikanlının Üslûpsuzluğu içindeki üslûbunda bir deruni ahenk gördü ve onu, çocukluğunda, piyanosunun üstünde duran bir
musiki üstadmm bronz büstüne benzeterek, âro bir ilhamla:
— Nerede çantam? — dedi.
Başta Don Juan, bütün "hayranları koşturdu. çantasını buldular. Ve bu arada, kendini daha ferasetli zannedenler, sigara paketlerini uzattı, çakmaklar çakıldı.
Nazlı ise, getirilen çantasından bir on Hra çısanp para yığınının üstüne koydu:
— Şaşırmayın sakın... Benden başka müzisyen diyen olmadı... Bu adam müzisyen...
Son kelime dudaklarından ancak çıkmıştı ta, salonun geniş kapılarında doktor Osman ömerlinin zarif hayali beliriverdi.
Nazh, yüreği çarparak, bir meçhul adama, bir Osman O-
(Arkası 7 ncî sabifede)
z————x
LONDRA BBC Radyosunda Sık Sık Sihirli Kemancı Dinlediğiniz İngiliz keman vmnrozcı
İDA HAENDEL
TEK RESİTALİ iyaııoda: FERDİ ŞTATZEB
6 Şubat- saat
Pazartesi 21 4
SARAY’da
Biletler Gişede satılıyor.
İHH Tel: 41856
KON
m
[ERCEVE 0151
---MHAL İ’AMtA^CAEAL! ----
AŞK VE MACERA ROMANI
Düşünüyor:
merliye bakıyor.
için için söylendi;
(— Yine benîm pusula pır pır etti!»
Bu arada hepsi birden baktılar. Kumarbazlar dahi zarlarım bırakmışlardı. Osman Ömerlinin meçhul adama, onun da Osman Ömerliye, ita hasretli gibi koştuklarını, kucaklaştıklarını gördüler.
Nazlı, yavaşça kalktı. Sahneye âzami ihtişamla çıkmak için kuhp arkasında, ne isine karşı itimadının kurgusunu kuran bir primadonna glhl derlendi, toplandı. ö;çülü adımlarla, az temkinli, az mağrur, fakat tam başdöndürücü bir kadın olarak kendi dünyasındaki esld ve yeni erkeklerin en ehemmiyetlisi ikisine doğru yaklaştı.
(— Dünyanın merkezine gidiyorum!»
Doktor, bütün mvnctenUğine ve nazik tebessümüne ve demin genç adama karşı gösterdiği muhabbete rağmen donuklaşmış. takdim merasimi yaptı:
— Birbirinizi gıyaben tanırsınız... Benim küçük Nazlı... Piyanist Vahdet.
Nazlı, poaöz lüğünü, prima-donnalığım unutuvererek çocuk gibi sıçradı:
— Teşekkür ederim... Çok teşekkür ederim... Pardon, .şimdi geliyorum.
Ve iki erkeğin, hayret n azarlan önünde, arkadaşlarına doğru âdeta koştu:
(— Kazandım çocuklar bahri... Biden gelin paralan!» di-
BARBARA STANİVYCK. Bt'RT LANGASTKK in Hiç bir filme benzemeyen son zaferleri.
Uzun bir zan tandan beri
arasız devam eden çalışmaların neüecri olan
A. Cemil Denker He De. Bülent Davran’ın müştereken hazırlamış oldukları
Almancadan - Türkçeya Büyük Lûjat
3 büyük cild baliude basılmış ve satışa arz. dihıııştir.
Bitmesi sabırsızlıkla beklenen bu mu azsa en eser, dil kon usunda bugüne kadar mevcud büyük bir boşluğu doldurmaktadır. Geniş çerçeveslle bütün bilim koıiannı içine »lan bu ansiklopedik lügat, hiç bir kelimeyi t.arşıllksız bırakmamaktadır.
3 didin Data: 3130 lira
Bez clldll bir arada: 40 lira.
Bez cildll 3 ayn ciid: 45 liradır.
Yayan: KANAAT KİTABEYİ — İSTANBUL MB4
yecekti.
Fakat, onlar, bu arada otel kapıcısından tahkikatı yapmışlar. «Kadın, para ile leUıeui-lir.» düsturunun cazibesindeki Don Juan, para destesini reveranslarla takdim etti
Feride, eDerinl çırptı;
— Eh. Narh! Bu g«e ıslatalım bu serveti,
Ve bu tekli', gruptakilerin oy birliği ve alkışlarıyla kabul edüdi.
Davrandılar.
Nazlı, yüreği sevinçle kabarıp taşarak düşünüyor:
«— Dünyanın alâkasını cel-betmenin tam zamanı!»
Yüksek sesle:
— Bir dakika!- Mantomu alıp geliyorum. — dedi.
Onun merdivenlere doğru yürüdüğünü gördüler. Aradan ancak bir, iki dakika geçmişti kİ, siyah kadife elbisesinin üzerine siyah astragan mantosunu ğiymlş: başında en güzel kuşların tüylerinden oir şapka, Nazlı, kanatlanmış gizi süzüldü, geldi.
Doktorla, Vahdet öir sene ayrıldıktan sonra buluştukları zaman birbirlerine neler, neler
anlatabileceklerini sanıyorlardı. Halbuki şimdi ikisi de susuyor. Yürekleri kötü bir Hissikablelvuku de ezilerek elindeki yeşil eşarbı sahaya sadaya kendilerine fütursuzca yaklaşan Nazlıya bakıyorlar
Nazlı, ayak üstü, olağan bir hadise imiş gibi bir bahis kazandığını anlattı. Eh ol doktora uzattı, fakat aradık eli bulamadı. Parmaklarını havada:
— Hello! — diye salladı.
Vahdet gülümsüyor:
— Yine göriişüşiiz, Vahdet bey... İnşallah sis de. bizim gibi bir müddet buralardasınız-dır.
Doktor, tek kelime söylemedi. Soyliyemedl. Hı'.ti ne soy-liyebileceğinl dahi tlvşlinemedl.
Yalnız, piyanist kekeledi;
— Konuşmuştuk Yemeği üçümüz beraber yiyecektik...
Nazlı, duymadı bile...
Katıldı kervanaI
XXX
Vaktiyle biri demişti ki, ona: «— Bir gün gelecek sen ae Çerçevelerini kırmağa mecbur olacaksın.»
(.Arkası varl
Mııssolini 1937 senesinde imparator ilân edilecekti
Yunan ordusu
Mareşal Papagos'un demeci
Genç doktorlarımıza iş sahası açılıyor
Kıralı öldürmek için hazırlanan bombanın bir dakika evvel patlaması buna mani oldu
İMİ tj>rwhcivwl0 ManwölvW İm- ** . '
Atina 30 (A-A.) — Mareşal AicKandre Papugos.. «Agfrfri Haberler» gazetesine verdiği bir mülakatta hükümetin şekave-te karşı zaferi nasıl kazandığını yoruralamakt», Yanan ordusunun Gramınos, Vitri. Kay-makçalan. Beleş ve Rodop dallarının karla örtülü tepeleri boyunca uyanık bir nöbetçi o-Jarak beklediğini ve alınan tedbirlerin memleketi tmkkns® addedilmemek gereken her türlü yeni tecavüze kar;ı teminat alımda bulan durduğunu bildirmiştir.
Yunan ordusunun bundan sonraki ödevini belirler, mareşal Papagos, bu ödevin şu suretle hülâsa «UlebiIeeetiEi söyle mişür:
1 — Talim v« terbiyesini Uer-teımek. Çünkü evsaf İtibariyle olan kuvvetin «ayı kuvvetinden daha yüksek değeri vardır.
2 — Çetecilerin dağınık bir halde bulunan bakiyesin! te-tnizlemek ve memleketin İman kin sarf edilen gayrete lam mânisiyle bâdım olmak.
Bundan sonra çeşitli başka Ejaüere cevap veren mareşal demiştir kİ:
Komünist çetelerin yeni bir taarruza demek, komşu meraki-etler taralından tensik, takviye ve iaşe edildikleri dernek olur. Aksi takd.rdf> çetecilerin kitle halinde '.aarruzlan mümkün Qİ«maî
Üçüncü bir dünya harbi çıktığı takdirde. Yunanistan bir tecMflae manız kalına, yalnız i başına kain bile, bogımsızbğnu ve toprak bütünlüğünü müdafaaya karar vermiştir.
Akdeniz kesiminde bölge mirasları akdinde başarılacak her ı,.-teme, müttefik devletlerin g-.tv»nliğin» hizmet edecektir
Ordu, asker mevcudu szailıl-mış olmasına rağmen seferberlik plânı sayesind* kuvveuni n. .hafaza etmketedlr Zira, bu plân ordu mevcudunun ihtiyaç h alinde derhal tekrar 200.000 e çıkarılmasını mümkün kılmakladır.
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca hazırlanan yeni tasarı hakkında Esad Durusoy ve Fethi Erden’in mütalâaları
Nahiyelerde Hükûıret tabiplikleri
Doklar F-at Durusoy
Veliaht gıjıikifn aunra Mu(-nluıi zem ipi tAjnamen t*™*»-lemek için Harbiye. Deniz ve Hava Bakanı sıfatiyie bir emirname neşretti. Hanedana bağlı generaller. amiralin Roma dan uzaklaştı nidalar. General Gra-nani Doğu Afrika j 3 gönderildi. bahriye mûetefân amiral Cav ar nari’nln yerine faşizme , tarafı ar amiral Rıcrardi geei-rtidl Bu zat ayıt ramanda deniz kurmay başkam oldu. İçişleri Bakanlı Sınıfa da aynt değişiklik vanı’-*-
oı J*—ı aıoa-au» karşı 4«ıueta neşriyata bozdandı. Bd-iıassa vehaikün hususi haya. Ur'»- pes fena şeyler yazdı- 1 yordu Halk arauuMia veliahdın abü olmayan hvierle ma-İÛJ Udagu çaysan çıkarıl di.
P«ru genel sekreteri Straee 13 ‘utnlla Bsdo-Ş» şehrine geldi re havalı iaştotfertoi bir toplantıya çağırdı, Bunlara hitaben çok şiddeti; Mr nutuk söyledi
Kara gumiean.' rın mr tM, lanın ıs >arau, bunun da Mus-soJmi okiuçunu bildirdi. Saau Kelince «Duçe» nır trnpars er İfân edileceğini Hâve eri.
Strace. Eoiogne'den Mlldno'-ya gitti Burada yapılan büyük bir toplantıda aynı şevleri daha şiddetle tekrarladı.
» şubat IKK de iıral. Milano'ya resmi bir ziyaret yapti-Istaryondan Pizza ne! Duomo’-ya kadar olan caddede iki sıra asker dizilmişti Askerler arasında büyük bir halk ka-labafjşı vardı.
Kırıl alkışlar .'»rj_.ir.rir» yola çıkarken birdenbire bir bomba patladı, halk korku içinde da-
Isviçrede kış sporları
tür. Kış sporu meraklıları İsviçreye akın ediyorlar. Bunlar dağlara çıkarak her türlü spor yapmakta ve gündüzün güneş altında hava ılıklaştığından, öğle yemeklerini açıkta yemektedirler. Yukarıda ski yapan jju katile vc açıkta öğle yemeği yiyenler görülüyor.
Amerikan yardım malzeme»! geldi a m.-H tran bandır âlî »John Thonson» gemıaı getirdiği yardan malzemesini Derince d e boşaltmağa başlamıştır.
1950 İstanbul aatranç şampiyonluğu turnuvası
4 Şubat 195ü Cumartesi ’aaS 1* da. İrianıral Türk Satranç kulübünün Taksim Belediye gazinosundaki salonunda iıyâcaktır. Girmek isteyen oyuncuların. mezkûr gün ve saatte kulübe gelmeleri nea
Fizik ■ Mıhanik öğretmeni alınacak
□eniz Harp okulu ve koleji komutanlığından
amiti kil-
î — Deni2 Harbekulu ve Koleji İçin bir Flvik-Mihınik öğretmeni alınacaktır. ■
2 — İsteidilen;i Ünivei.tcPızlk - Matematik çubcsm-ltn mezun olmuş alanları tercih edilecektir.
3 — Azami 10 lira asli maaş verilecektir.
4 — Taliplerin, memurin kanununun dord’-r~Û mudderi
gereğince gerekil telveleri h-_’r la yarak en geç 1. Şubat ISSC gününe kadar Heybe ltaoa'cU Den» Hart ûkuhı ve Koilejı Komutanlığına baş vurmaları. 41044»
ra?
Greta Garbo
HolliVUt çaouk evlenenler ve çabuk boşananlar şehridir. Evlenme uzun düşünmeden pek çabuk olduğu içindir ki boşanma da fazladır. Holllvufta, bilhassa artistler arasında, birkaç defa evlenip boşanmamış olan yok gibidir. Burada uzun seneden beri evli olanların bile bir gün aynimıvacaklarını kimse temin edemez. Uzun müddet bir arada yaşamış, model karı kccu gibi gösterilenlerin ayrıldıkları çok görülmüştür. Bunların başında meşhur Douglas Fair-banks ile Vary Plckford gelir. Birbirlerini buyiik aşkla seven, herkese numune gibi gösterilen bu karı koca bir gün ayrılmışlar, bu büyük bir hayret, âdeta heyecan uyandırmıştı,
vet İki defa daha evlenmişler ve boşanmışlaıdı. şimdi üçüncü defa boşanıyorlar.
Myrna, her tarafta, bilhassa Amerlkada çek sevilen bir artisttir. çevirdiği fUimierde dalma sadık zevce, vefalr sevgili rollerini yapar. Kendisinin hu-s usu si hayatında da evine cok bağlı olduğu söylenirdi. Bu sebeple ayrılması hüzün uyandırmıştır,
Myrna, İlk defa pek genç Üten evlenip ayrılmış, İkinci defa 1930 da (artist 1905 te doğmuş-
tur) filim şirketi müdürlerinden Arthur Homblaw tle evlenmişti. Karı -oca çok İyi anlaşıyordu. Buna rağmen bir gün ayrıldılar, Myrna, Gene Markey İle evlendi. Myrna kocasının üçüncü kansı idi. Üçüncü defa evlenen karı koca şimdi dostça ayrılmışlardır. Bundan sonra iki dost gibi görüşeceklerini söylüyorlar. Bu ooşanma karı kocayı pek müteessir etmemiştir. Fakat, yukarıda söylediğimiz gibi, bu haber Amerlkada büyük teessür uyandırmıştır.
Şimdi tanınmış artist Cornel Wilde ile karısı Patricia Knight' ın ayrılmakta olduklarına dair verilen haber hemen hemen aynı derecede neyecan uyandırmıştır. Cornel Wllde, çevirdiği fillmlerde, L-uhassa Chopin’in hayatı hakkındakl filimde gösterdiği muvaffakiyetle herkesin muhabbetini kazanmıştır. Pat-rlciya da genç, sevimli bir artisttir. Kan Koca 12 seneden beri evlidir. Birbirlerini büyük aşkla sevdikleri, aralarında ton* bir anlaşma, olduğu söylenirdi. İkisi plajlarda daima el ela gezer. birlikte denize girerlerdi. Tatil günlerini evlerinin bahçesinde bir orada geçirmekten büyük zevk duyarlardı. İkisi de kilçük kızlan Wendy'ye bayılırlardı.
Bu kadar çok sevişen, birbirlerini bu derece seven kan keca neden ayrılmıştır? Gelen haberlere bakılırsa, kabahatli Pat-riciadadır. Patricia, kocası geçen, yaz AvrupaıU filim çevirirken bir gençle tanışmış, sevişmiş ve aynlmağa karar vermiştir. Cornel bu kararı büyük elemle, fakat tevekkülle karşılamıştır Artist kızını muhafaza edecektir
Aynlmağa karar verdikleri bildirilen Cornel Wilde ile Patricia Knight bir samanlar böyle mesut günler geçirmişlerdi
reated by free versıon ol
Langes Düşes filmini Amerikada çevirecek
Greta Garbo'nun itaiyada mevzuu Baizak'ın «Langes Düşes* eserinden alınmış bir filim çevireceği evvelce haber verilmiş, fakat bu haber tahakkuk etmemişti.
Hollywood’dan gelen haberlere göre film şimdi Holly-vodd'da çevrilecektir. Filmin çevrilmesine nisanda başlanacaktır.
Bir Fransız yıldızı
Corinne Luchaire akciğer vereminden öldü
“Sâyalhıat defteri,,
Odyssee
Ameri kadı heyecan uyandıran ikinci ooşanma da Myrna Loy'un kocası Gene Markey'den ayrılmağa karar vermesidir. Bunlar da hayli zamandan beri evli idiler ve boşanacaklarım kimse akla getirmiyordu. Mamafih şurasını unutmama'ıdır kl Myrna vî kocası bundan nv-
Fransız sahne vazılanndan bir tarafından diğer tarafına Clauzot «Seyahat defteri» adlı bir film çevirmeğe karar vermiştir. Clauzot diyor ki: «Dünya halkının yüzde doksanı seyahatin ne demek olduğunu bilmez, halbuki bunun kendine mahsus bir 2evld vardır. Büyük bir vapura binerek muhtelif limanlara uğramak, dünyanın
gitmek hem zevkli, hem istifadelidir. Yapacağım filmde bunu göstereceğim. Film için bir iki artist kâfidir. Üst tarafını gittiğimiz yerler halkı başaracaktır. Ben yeni bir çığır açmak istiyorum. Bunun beğenileceği kanaatindeyim.»
Bu eski Yunan eseri filme çekilecek
Myrna Loy ile ayrılmakta olduğu kocası Gene Markey'in son resimler»
Eski Yunan şairi HomSre in (Odyss£e i eseri filme çekilecek. Tanınmış Alman sahne vazu Pabst geçen hafta Komadan geçerken bunu gazetecilere bildirmiştir. Pabst Alman-yada, Fransada, Hoilywoodda bir çok güzel filmler çevirmiş, bilgili bir sanatkârdır. Odyssâe' yi çevirmeği altı senedenberl düşündüğünü ve tetkikler yaptığını, ancak şimdi işe başlamağa karar verdiğini söylemek tedlr,
Odyssee, Ulysse'in Troie'nin zaptından sonra yaptığı seyahatleri ve sonra hükümet merkezine dönüşünü tasvir ediyor. Seyahat maceraları çok çeşitlidir. İçinde insani bir çok safhalar vardır. Pabst Roma-dan Sicilya adasına gitmiştir. Oradan Yunanistana gelecektir.
Odyssee renkli olacak ve İlkbahara kadar hazırlanacaktır.
Corinue Luchaire
Genç Fransız sinema yıldızı Corinne Luchaire'in akciğer veremi neticesinde öldüğünü telgraflar haber veriyor. Corinne açık sarı saçlı .koyu mavi gözlü, çok güzel ve çok zeki bir kızdı. İkinci dünya harbi başlamazdan evvel Paris’e gelen Nazi mümessili Ottu Abetz İle tanışmış ,harb yıllarında onun metresi olmuştu. Bu yüzden harbden sonra tevkif edilmişti. Genç kızın hatalı yolu yüzünden büyük bLr ıstırap duyduğu ve hastalandığı anlaşılmaktadır.
Genç yıldız Arlene Dahi, üç sene daha evlenmemeğe karar vermiştir. Artist diyor ki: «Yakında büyük bir filim çevirmeğe b3şlıyacağım. Bu filimde hak-kıyle muvaffak olmak için evlenmeği düşünmemek lâzımdır Kanaatimce evlenmekle artistlik bir arada gidemez.»
Bu sözleri söyliyen artist bir kenara çekilmiş değildir. Bekâr gençlerle sık sık bir arada görünüyor-
Geçen sene HoUivut’un en cgüzel kızı» payesini genç Ell-zabeth Taylor kazanmıştı. Bu sene de bu paye Arlene Dahl'a nasib olmuştur. Arlene, Hoilt-vut’a geldiğinden beri epey bir
Orson Welles renkli film aleyhinde •Othello» filmini çevirmekte olan Orson WeUea gazetecilere renkli film taraftan olmadığını söylemiş ve daha uzun, bir müddet renkli film çevtr-nıiyeceğınl söylemiştir,
Orson WeUes’ln açıkladığına göre, ıllhassa bazı filmlerde siyah ve beyazın yerini hiç bir renk tutamaz. «Othello» için de aynı şeyin mevcut olduğu
Son zamanlarda Hollywooj'da genç yıldızlardan Pegay Knudsen çok dikkati çekmektedir. Wamer Brothers şirketi hesabına bir kaç film çevirmiş olan artist güzelliği ve zekâsı ile temayüz etmiştir Münekkldler bu artistin büyük istikbali olduğunu söylüyorlar.
Dahi
zaman geçmiştir. Arlene bal rengi gür »açlara, süt gibi bembeyaz ve mat bir tene maliktir. Yüzünde, bir erkeği en çok cezbeden tarafı, dalma tebessüm eden kızıl, nemli dudaklarıdır. Arlene bu tabii güzelliğiyle iktifa ederek bir köşeye çekilmeyi hiç aklına getirmez- çünki şuhluğu icabı, Arlene kendini göstermesini pek sever, ve erkekleri baştan çıkarmak, güzelliğine gûzeu’k katmak için akla gelen her şeyi yapar.
Meselâ maklyaja bayılır. Bu sebepten Ar’ene âdeta bir ma-kiyaj mütehassısı olmuştur. Onun makiyajı hakiki bir sanattır. Elleri, saçları ve yüzlyle bıkmadan, usanmadan saatlerce uğraşır ve bu meşguliyetten büyük bir zevk duyar.
Ber gün 15 dakika jimnastik yapar. Günde ISO gram süt içer ve haftada üç yumurta yer. Perhiz yapmaz amma yediği şeylere dikkat eder. Hele turfanda salatalığa bayılır.
Arlene'in giyiniş tarzı da son derece orijinaldir. Gayet ekzo-tlk ve süslü püslü elbiseler giyinir. Zaten Arlene'nln tenkld edilecek yegâne tarafı, ifrata kaçan süs merakıdır Mamafih kendisi o kadar cana yakındır ki. ne yapsa güzelliğine yakıştığı için affedilebilir.
belirtilmiştir.
Bir boks filmi
Eski iki dünya şampiyona olan Jack Dempsey ve Joe Louis «Asrın maçı» adlı bir filimde 10 ravuntluk bir müsabaka yapmayı kabul etmişlerdir. Filmin mevzuu bu maç etrafında geçmektedir.
Filmin çevrilmesine yakında başlanacaktır.
■ğ Jean Petres İle Betly Lyuu boş vakitlerinde çinicilik yapmaktadırlar. Jean şimdilik üzeri çiçekli bir çay takımı hazırlamakla meşguldür,
* Evlendikten sonra sahneyi terkeden Alice Tallton, şimdi yenldc-n artistliğe başlamıştır. Genç artist şimdi Hunghrey Bograt ile birlikte «Yalnız bir yerde» adlı filmi çevirmektedir.
31 Ocak 1950
AKSAM
Sahile 7
Mahkeme Koridorlarında
Mayriğim ilen beraber kıyametleri koparttık
Ablak yüzlü, tombalak gövdeli, paytak ayaklı, siyah mantolu madam dikiş sepeti biçimindeki şapkasının kenarlarım düzelterek bize dağru geldi, kasketli delikanlıya yaklaştı:
— Zatıma bu devairlerde çalışoorsunuz?
— Hayır, madam, memur değilim amma buraların gidişatına az çok aklım erer, Bir şey mi soracaktın?
Mahkeme kapılarını birer birer gözden geçirdikten sonra döndü:
— Davamın görmek İçin gelmiş isem bunda kaç takke daha bekleecegis, onu ağnamak Isloorum.
— Merak etme, m adamcığım, Fa2la beklemezsiniz, biraz sonra açılır mahkeme. Sizin dâvanız nedir ?
Kaytan bıyıklarının uçlarında nefes buğusundan biriken damlacıkları yumruğunun tersiyle kurulayıp iri gözlerinin aklarını belertti:
— Benim davam çok höyük bir iştir. Kazinoya gitmiş isem neler olmuştur bilirsin?
— Haberim yok, madam-cığım. Gazinoya mı gitmiştin?
— Helbette kî gitmişim. Mösyö Antraûik temamı tc-mamina bir sene ev el metnim olmuştur. Ondan bu yana bir kerek bile kazinoya gidip de zefkü sefa etmemişim. Ve lâkin bu tefa radyonun ampullan yapıp da tamirhaneye gönderinces hanemizin İçerisi tıs pis olmuş. Akşamlan Mayriğim ilen karşı dg karşı oturup da bir kaç tane kelamı kibar ettikten sonra ruhumuzun içerisine sıkıntılar basoor. Dün akşamlayın gene uruhum sıkılmaya başlamış ise; «Mayrik. demişim, haydi bu akşam senin ilen baraber bir kazinoya gidelim de sazendeleri dfğneye-rekten zerk edelim.» Biz de böyük As vasin mahlukatı olmuş isek helbette ki fani dünyanın üzerinde bir parça gönü) eğlendireceeğiz hece?
— Doğrudur, madamcı-ğım. Maşallah, gençsin, elbette eğleneceksin, keyif edeceksin.
İçini çekti:
— Mösyö Antranik raef-rum olmadan ereli sen beni Korseydin şaşırtırdın. Her gece deli divaneler gibi sokaklara çıkar da karin o lar-da, sinemalarda, teatrolar-da zefkeder İdik .
— Üzme kendini, madam-çığım. Başın sağ olsun. İnşallah tekrar evlenirsin de gene zevkine bakarsın. Dün gece iyi eğlenebildiniz mi bari?
— Karâuoda neler olmuş, bilmoorsUJl?
— Ne bileyim? Ben gazinoda yoktum ki. Ne oldu, anlat bakalım.
— Merdivenin ortalık yerinde bangır bangır bağırmış isem cümle alemler d öre bir yanımıza toplanmışlar
— Niçin bağırdın, madam? Ayağın kaydı da düştün mü yoksa?
____ Kazinoda cermakeer içip de şafroş olmamışım ki düşeyim. Merdivenden çıkar iken kafamın üst yanındı şarıl şanl etmiş ise, ka nedir bu, diyerekten şaşır tn n-şim. Bir de bakoorum ki yo-karıdan aşağıya doğru şırıl şırıl akoor. O kar t e efkârıma tokandı ki; «ab, Mayriiik! Sen nevazil iken karşımda pıskırdığın zaman bile benim sıfatıma bu kıdar tuzlu sular gelmemiş idi. Bu ne kepazeliktir id yokandnn aşağı boşaltoor. Bunda polis yoktur?» deyi feryad etmiş isem utanmaz herif; «ne bağıroorsun, kan? Şin-dik or?n gelir de senin ağzını yırtarım* deyi pis kelamlar edoor bana. «Sus pus ol bakayım, utanmaz adam. Şafroş olmuş isen meyhanelere gidesin» demiş isem, bağıraraktan aşağıya gelmiş de benim yakamı tu-toor. Mayriğim ilen beraber kıyametleri koparttık, kari-nonun içerisindeki insanlar koşaraktan dört yanımıza toplandılar. Kepaze herifin üzerine bir böyük dava koymuş isem, ou işlerin hepsini hakim beye ağnatacağım.
Dâva edilenle de konuştuk. Külhanbeyi kılıklı, otuz yaşlarında bir adam. Hâdiseyi şöyle anlatıyor:
— Arkadaşlarla beraber gazinoya gitmiştik. Ben rakıyı keyifli içerim amma kışın biradan hiç hoşlanmam. Bir bardak bira içince üzerinize afiyet, böbreklerime dokunur. Gazinoda rakı içerken arkadaşlar bira getirttiler, zorlaya zorla-ya bana da içirdiler. Bir aralık sıkıştım, gazinonun kapısından çıkıp merdiven başında desturun, yüz numarayı aradmı, bulamadım. Baktım kİ daha fazla daya-namjyacağim, merdivende de kimse görünmüyor, hemen oracığa su döktüm. Aşağıdan karının geldiğini ne bileyim ben? Zaten kafam keyif olmuştu, gelene gidene bakacak halde değildim. O sırada merdivenin alt başından kan küfür savurmağa başladı.
Mahkeme açıldı, dâvâlılar biribirlerini süzerek girdiler.
Ce, Re.
HALKEVLERİ-
■ KURUM LAR
KırfcMn KaLkınnırm»
IrUnbul jube«i yıllık kongresi d (İn vapilm.>J Idirr heyetine Muharrem Karamikrak. Mesut Dolu. Vahit Cöp'uotlu. İlhan KılıçZfaJU. Jlanuzan Hcıuinoy. Mnı. duh Erdcmlr, Elhcra Borucu. Baki Baktır. MOraJtabc heyetine M. Hilmi Nur»l. Kemal Valemse. Osman N. Uluaay a6ç(lrnl(lcTdlr
* Türk kOltflr ocjfı — Ocağımız •eri konferanslarından S tnetal olarak bayan Mctok CclAJ Sofu tarafından 1 »ubai 16Jd carıamtoa gttnfl aul 1I,W da EmlnCnfl Hafkreüuk tarihte kadın el İzlemelerimiz mev-nunnda bir konferaru »crücocktlr Konferans projekaiyonludur.
Milletlerin garip adetleri (Baştnrafı 4 üncü sah if ede) vakadır. Bataker kabilesinde oğlan doğurmıyan veyahut oğullan ölen Jtadın, kocası tarafından Itovu'ablllr ve hattâ erkek, kamını satın almak üzere kayınpederine verdisi hediyeleri dahi geri Istlyebllir.
Bu adalarda sakin kabilelerde hâmile kadınlar, rahat doğum, oğlan çocuku doğurmak gibi mevzularda muvaffak olmak 1-çin birçok muskalar takarlar ve sihirbazlıklara müracaat ederler. Bilhassa hâmile kadınlar çirkin eşyaya, hayvan veya insanlara bakmaktan sakınırlar ve doğacak çocukta her lıangl çirkin bir çeyln lekesi kalacağına inanırlar. Gerek hâmile kadınlara ve ger akse kocasına karısının hamileliği umanında birçok mcmnulyetlCT vardır. Cavada meselâ hâmile kadınlara doğumdan evvel hediyeler getirilir; bilhassa fakir halkta pirinç ve güzel kokulu yağlar ve mumlar hediye etmek âdettir: kibar ailelerde hattâ giyecek eşyaları dahi hediye edilir.
Kadınların hâmil eliğinin yedinci ayında, kadının ebeveyni veyahut kocası tarafından hediye getiren taahûkat ve dostlara mükellef bir ziyafet verilir. Tabiî bu yemekte de safran vasatisiyle sarıya bayanmış pirinç yemeği dahi eksik değildir.
Bu ziyafeti mülaatap hân İle kadın, kocası tarafından kesilmiş bir Hindistan cevizinin sütünü vücuduna sürer, bu suretle gürci bir çocuğun dünyaya gelmesi temin olunur, denmektedir.
Bu adalarda ban mm takalarda kadın ebeler olduğu gibi, doğumda kötü nıhlan korkutmak gayesiyle erkeklerin doğum yardımcılığı da makbuldür.
Loğusa kadınlar umumiyetle bu diyarda da temiz olarak kabul olunmazlar; bazı kabilelerde loğusanın yanına yalnız kadınlar gelebilirler; bazı kabıle-lered İse loğusanın yanına yalnız kocası yaklaşabilir; bu halk tabakalarında dahi çocuklar uzun müddet ana siitiyle beslenirler.
Dayak kabilesinde çocuğa !-sim verme de pek gariptir. Çocuğun burnunun deliğine Wr tüy sokularak çocuk aksırırsa, çocuğa lsm verme anının geldiği anlaşılır, aksi takdirde çocuğa İsim daha takılmaz. Çocuğa İsim verildiği anda, anası çocuğunu kucağına alarak kulübesinin önünde üçer defa doğuya ve batıya doğru sallar ve çocuğun sıhhat ve afiyetine dualar eder.
Bu adalar, sakinleri çocuklarına İsim vermek hususunda son derece garip ve bâtıl itikatlara dayanırlar ve isim verme ile mükellef ziyafetler verilmesi de âdettir.
YENİ YAYIft^
nausızcA okuma KiTAU
Okuınoyı kolay ve çabuk Öftri'l’n bu kİ topta Frnnnır canın okunum hakkında lüzumlu bütün İzahat ve bu İcaba LU blrUkte birçok aydınlatıcı mis.II ve eksenİzler de veri) mİ s Ur. Çıkaran Fransızca öğretmeni Şe-rafcttln Vluaoy'dur Yeni Fransızca SBreıunlye baalamıs veya okumayı ıierietemcmij olanlar bu kitaptan Cay-dolanacaklardır.
Sfenks Uykuda
Aşk ve Macera Romanı
Yazan: J. D. Carr Tercüme eden: (Vâ . Nü)
- .1^™*-?. No. 2 J
Çent yed- k Mbb*n DuıaM BcJd«a. lklnd umumi Jıarbden hajil zunan
•onr» mcmlrkeU İnıfllteıeye deriliyor. llarb İçinde Almanya vr Ital-yaya enli hizmetle r.»4eriMI(l Itt». âmiri nltaay «rarrender, onu «ÖldU» diye ilân ettlrmlotlr Rolden bunu yeni ser»nip oevdlfcl gerç kra Cclin nın derdine dürüyor Aeeba bu haber fttrrlnr Çatla oe yapmiff
— işte höyJece, Sir ftonakl olmuşsunuz. Tebriklerimi arae-dtrim .dastrun!. . Bu asalet Unvanı üzerinizde nasıl bir tesir bırakıyor?
Doğrucunu iatersenlz pek farkında dc-gUim.
Warrender, ona gözlerini çevirdi:
— Nasıl farkında oinuuMnız? Sizin yerlnude olsavdım şu anda dans eçkrdlm. İfataa Ce-lia'yı düşündüğünüz lçtn mi
durgunsunuz?
— Evet
— Olıa'nın soyadı nedir?
— Derereuz Yani Cella Devemiz...
Hoiden-in güderi, âmirinin arkasında asılı duran takvimde büyülendi kaldı: Temmuz, çarşamba.,.
Bu tarih onun dimağında öyle bir hâtıralar saJguu hasıl etmişti İd İster İstemez gözlerini yumdu. Sonra, e yafta kalkarak pencereye yaklaştı, sokağın hareketine dnJdı. Lâkin, hiç bir şey göremedi
Bundan yedi sene evvel, dokuz temmuzdu Y?nl bu giin-«îcn bir gün evvel... Sevgilini Cellıı nm ablası olan Margot küçük bir kilisede
Marbh’hı evlenmişti O günün de tıpkı buğun gibi sıcak olduğunu Holden dıteiindü. Kü-
çük kilisenin civarında gayet kesif otlar ve kıvıl kıvıl akan bir dere vardı. Binanın İçi gayet serindi. Bu rutubet kokum ile çiçeklerin kokulan birbirine karışıyordu.
Arkadaşı Thorley in şahidi olduğundan. Holden, biraz gerilek, güveyin sağında duruyordu.
Cella ise, şeref matmazeli ro-lündeydl. Gelinin öte tarafında; güzel hayaliyle sevgilisini hatırlıyor,
Damadın yüzünü pek iyi go-re mi yorsa da, sırtından bakmasına rağmen. Holden, onun pek sinirli olduğunu seziyordu. Güler yüzlü, iyi huylu bir kjz olan Margot'un narin profili, duvağının bulutu arsamdan görünmekteydi.
Holden, bu gelinle güveyi de pek sererdi, ötedcnberl severdi. Evlendikleri İçin pek memnun olmuştu. Hayatta ancak bahtiyar olmaları bektejsebillr-dl.
Tören bittiği zaman blrblrle-
muşlerdl. Yeni evlileri Holden
tebrik etmişti.
Delikanlı, Dönel Munmy de-
Gayrimenkul satış ilânı İstanbul Emniyet Sandığından ikbal İçsel namına Hatice Sadi ye Kcjlk büvesaye a. 4910 hesap Nozı ile Bandığunızdan aldığı (9000) liraya mukabil,1 Sullanahmette Binblrdırek malıalleslndo eski Peylkhane yeni' Piyerloti sokağında eski 30 Mü. yeni 29,31 No.lı ma «bahçe kârgtr evin tamamım Sandığımıza birinci derecede ipotek etmişti.
Borç vadesinde ödenmediğinden dolayı bu gayrimenkulun tamamı. satışa çıkarılmıştır.
Dosyada mevcut tapu kaydı surelinde bu gayrimenkulun Blnblrdirek mahallesinin eski Peylkhane yeni Piyerloti sokağında eski 30 Mü. yeni 20-31 kapı NoJı ve 79 pafta 129 ada 1C parsel sayılı ve 199 metre murabbaı miktarında bahçeli hane olduğu ye bu gayrim enkulün şerhler hanesinde 18/11/1947 gün ve 5645 sayılı yevmiye İle (9000) dokuz hin liraya Emniyet Sandığına birinci derecede ve 17/9/1048 gün ve 4700 sayılı yevmiye "İle (5000) be? bin Uraya bir sene vade ile Mustafa Ayçetin'c İkinci derecede ipotekli İken, bu ipotek 4/4/949 tarih ve 1700 yevmiye ile Mustafaoğlu Halil İbrahim Erk'o devredildiği ve 9/3/1M0 gün ve 1158 saydı yevmiye ile altı ay vade İle f3000) üç bin liraya Mürşit oğlu Mohlddln Köyluoğluna. üçüncü derecede ve 26/5/949 gün ve 2732 sayılı yevmiye İle bir sene vade He (1500» bin beş yuz liraya Mehmet Talât oğlu İsmail Zühtü Dönmez He Metunet Talât kızı Fatma Münibe Danmcz'e yan yarıya. dördüncü derecede ipotekli olduğu, üçüncü vc dördüncü derecedeki ipoteklerin serbest dereceden istifade hakları bulunduğu ve İstanbul Beşinci icra memurluğunun 949/3207-3273 sayılı tezkeresi le Bekir Gürsel in (1560) bin beş yüz altmış lira alacağından dolayı 4/8/949 ve 3901 sayılı yevmiye ile haciz vazedildiği beyan edilmiştir. (Bu haciz ve ipotekler Sandığın ve müşterilerin hukukuna müessir değildir.)
Dosyada mevcut borç senedinde İşbu gayrlmenkulün 26/4/1930 tarih 79 pafta 129 ada 16 parsel No’lı çapa göre hududunun 18, 19. 15, 17 No.lı parsellerle methal ve Piyerloti caddesi ile mahduttur.
Dosyada mevcut muhammin raporu mucibince işbu gay-rimenkulün umum mesahası 199 metre murabbaı olup bunun 95 metre murabbaı kısmı üzerinde bir bodrum katı ile bir t araç» katı dahil olmak üzere çatı ve örtüsü kısmen döşemesi ahşap dört katlı kâr gir bir apartıman vardır. Bodrum katında uç oda bir sofa bir m»tbah bir helâ bir hamım bir odunluk kEomürlilte birine) katinda üç oda bir sofa bir mutbah bir hela bir hamam bir balkon. İkinci katında dört oda bir sofa bir feıatbah bir belâ bir hamam bir balkon, taraça katında İki oda bir sofa bir matbah bir hela bir balkon vardır. Umum binada elektrik, su, ve havagazı tesisatı da mevcuttur.
Borçla hakkında yapılan kanuni takip üzerine 3202 No.lı kanunun )-+6 ncı maddesinin matufu 40 inci maddesine göre satılması icabeden yukarıda evsafı yazılı gayrimenkulun tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek İsteyen (4375) dört bin üçyüz yeimişbeş lira pey akçesi verecektir. Milli Bankalarımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle Belediye ve tellftllyc resimleri borçluya aittir. Arttırma şartnamesi 6X950 tarihinden İtibaren tetkik etmek isteyenlere Sandık Huk.uk İşleri servisinde açık bulundurulacaktır. _ Tapu sicil kaydı ve sair lûsunü'i İzahat da şartnamede ve takip dosyasında vardır. Gününde arttırmaya girmek isteyenler bunları ve herkese açık bulunan topu sicil kayıtlarını da tetkik ederek satılığa çıkardan İşbu gayrimenkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve telâkki olunur. Birinci arttırma 233.950 tarihine tesadüf eden Perşembe günü Cagaoftlunda kâin Sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale yapılması için teklif edilecek bedelin tercihan ödenmesi icabeden gayrimenkul mükellefiyetle Sandık alacağını tamamen geçmiş olması şaıltı/. Aksi takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartiie 7.4.950 tarihine müsadif Cuma günü aynı mahalde ve aynı saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. Haklan tapu sicllleriie sabit olmayan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiple rinin bu haklarım ve hususlle faiz ve mesarife dair Malalarını ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı miisblte-lerüe beraber Sandığımıza bildirmeleri lâzımdır. Bu surette haklarım bildirmemi? olanlarla haklan tapu sicllleriie sabit olmayanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla malûmat almak isteyenlerin 948 1810 Dosya sile Sandığımız Hukuk İşleri Servisine müracaat etmeleri lüzumu Hân olunur. (1206)
Imralı yeni cezaevi müdürlüğünden
Hükümlü İhtiyacı için; ,
1 — En geç 28 Şubat 950 tarihinde resi i m edilmek şarUle 149 santtm eninde. 2 metre boyunda ve 1.5 l'.tt iki kilo ağırlığında Boz renkte Bin adet Yi m Battaniye;
3 — 19 şubat 950 tarihine kadar teslim şnrtile yatak kılıfı yapmaya elverişli iyi cinsten 4000 metre ;uvol kanariçett satın alınacaktır. ,
Satmak İsteyenlerin Battaniye ve Kanaviçelerin evsafı İle asgari satış fiyatlarını havi tekllr mektuptarmı 5/2/950 tarihine kadar Mısırçarşısmdaki 8G No. satış büromuza vermeleri.
(1209.*
dlklerl seksen yaşındaki analığı da hatırladı. Burnundan soiuyaraktan ve küçücük men- I diliyle mavi göçlerini boyuna kurulayaraktan törene katıl-nuştı. Vc garip şapkalı Obey l akimdan grçlrtli Daima arka plânda kalan bu kadın. Celia’jn ve Margofu yetiştirmişti. Sonra bir de sir DanvCrs Locke’ıı düşündü. Bu zat, kilisede Mar-got un koluna girmişti. Doktor Shepton‘xa, yeni e»lllere gözlüğünün altından şüpheli şüpheli bakmış Ll Enteresan tlp-lerdcu biri de, on Hd yaşındaki Doris Lockc... Gelinin ikinci nedimesi olaı. bu kızcağız, birdenbire hıçkırmağa haşlamış, ziyafete gelmeği katiyen reddetmişti.
Cella İse...
Donald Holden, eski hâtıra-İannı canlandırdığı şırada, eski âmiri Warrenderln sesini duymuştu:
— E, bakalım, aztom?
— Affedersiniz? (Holden, yası masasının başına döndü, Sİ-garuıra tabladn söndürül Dostlarımdan Tboriey Marshla Margot’un, bundan yedi sene •vvelkl âvtaun elerini aklım-
dan geçirdim. Harisin ilân e-dlldlği günlerden biraz evveldi.
Warrendor, kaşlarım kaldırıp sordu.:
— Margot mu?
— Ceila'nın ablasıdır. Cella yirmi birinde iken, öyle sanırını, Margot yirmi tekiz yaşındaydı ikinci Manury dediğimiz büyükanne müstesna, ailede iki evlât yalnız onlar kalmışlardı. Bir izdivaç merasiminde daima gülünç bir taraf vardır. o aklıma geldi
Holden, ellerini açıp kapayarak bir an sessiz durdu.
Sandı Warrender o fikirde değilmiş gibi devam elti:
— Margot harikuladedir. Fakat gelin olduğu gün fiyle güzeldi kİ. onu bu halde oala gbr-memlşüm. Kumral saçıdır. Gözleri elâ... Güldüğü zaman yanaklarında çukurcukiar belirir. Cclla'ya gelince, oh, Ce-1ta!
— Kuzum. Donald, bana bu tkdlvoçtan ne demeğe bahsedi-yorvuııuz?
— Hâdisenin esas noktası bu izdivaçtadır. Haçıma vurmuştu bu izdivaç. Cella ile uyuşup anlaşmak imkânlarını kayeb-
Uludağ Sigarası
Tekel İstanbul Başmüdürlüğünden:
.Uluda* adiyle yeni bir sigaramız sar.şa arzedıımlçtlr. 2û sigaralık bir paketinin IlaÛ 56 kuruştur
İtina İle ve zarif bir ambalâj içinde hazırlanmşı olan bıı sigaraları sayın hakımıza tavsiye ederiz. (1207)
Kapalı zarf usuliyle menkul mal satışı
İstanbul Defterdarlığından:
Muhammen
bedeli Teminatı
Lira Lira
3500
2500
1863.83
265 Yıldızdı Ordu tamirhanesinde bulunan bir adet Ganz 6G035 No. ta 240 volt dakikada
900 devir yapan elektrik dinamosu. (Dosya No. 553—1013»
388 Aym yerde bulunan bir adet etiketi ve markası olmayan elektrik dinamosu.
(553—10131 125 Haliç Feneri Bulgar kilisesi Ittualüıde İbrahim Kalk av an ardiyesindeki (13760.550) kUo gram hurda saç, san, pik ve bakır.
(555—«)
Yukarıda yazdı menkul mallar 13/21950 pazartesi günü saat 15.30 da MU11 Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda ayrı ayrı kapalı zarf usullle satılacaktır.
İsteklilerin teminat makbuzları ve nüfus cüzdanların] ha-
vi 2490 sayılı kanunun tarlfatı dairesinde hazırlanmış teklif mektupların; satış günü saat 14,30 a kadar komisyon Boş-kanığına vermeleri, fazla bilgi İçin de sözü geçen Müdürlüğe başvurmaları. (1112)
300 tk. Kruvaze elbise 100 adet Kasket 150 kat Palto diktirilecektir
/. L T. T. işletmelerinden:
1 — Muhammen bedeli 7300.— lira olan yukarıda müfredatı yazılı melbusat dikimi 2.2.250 Perşembe günü saat 11 de pazarlığa konmuştur.
2 — Muvakkat teminat 561,50 Hradır.
3 — şartnameler Levazundan. (Metrohanı parasız tedarik edilir, 11038)
Selimiye Hayvan Sağlık Memurları ve Nalbant Okulu Müdürlüğünden:
i 1 Muvakkat
- Muhammen teminatı
Cinsi Miktarı Flatı Tutarı Lira Ki'.
Veteriner Termo-
metresi. 3000 Adet 600 18000 1350. —
Müteahhidi tarafından gününde teslim edllmiyen «3000» adet Veteriner Termometresi müteahhit nam ve hesabına kapalı zari usulü Ue eksiltmeye konulmuştur Eksiltme 16 Şubat 1950 perşembe günü saat İl de Cağnloğtanda Yüksek Okullar Saymanlığında yapılacaktır. Şartnamenin tatil günlerinden gayri günlerde okul Müdürlüğünde Ve mezkûr Saymanlıkta görülebileceği İlân olunur. (1084 ı
Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
Malzeme Alım Şubesinden:
- Muhammen Güvenme İhale
Cinsi__________Miktarı Beleri) Parası Saati
Elektrik sayacı 55 adet 2040 lira 153 lira 10
Elektrojen gurubu 1 adet 4600 Ura 345 Hra 10,30
1 — Yukarıda cins ve miktarı ytuıh malzeme açık eksiltme İle satın alınacak Ur. - .
2 _ Eksiltme 14/2/195© Salı günü hlzatarmda gösterilen
saatlerde Kabataş Genel Müdürlük Malzeme Alım Şubesinde-kik komisyonda yapılacaktır. • --
3 — şartnameleri her gün sözü geçen şubede görülebilir,
4 — isteklilerin belirli gün vc saatte hizalarında gösterilen güvenme paralan ve kanlın! vesaikle birlikte mezkûr komisyon» müracaatları İlân olunur. (1096)
dtverdlm.
— Nasıl, anhyam:yorum
— O büyük günün akşamında. Cella ile karşılaştım. — diye Holden, kısa btt sükûttan sonra söze başladı. — Kilisenin yanındaki patikada ağaçların altında... Ve ben...
Donald, yeniden bütün maziyi güzlerinin ön Qr.de canlandın vermişti.
— Düğün merasiminde o kadar heyecanlanmıştım ki, yalnız kalmak tetlyoraum. Kiliseye doğru yürüyordum. Bir tarafımda köy, bir tarafımda CafiKol şatosu, öte tarafımda köy... İlerde de kaoristan vardı. Hülâsa, Ce1ia*ya rastladım.
«Çok yorgundum. Her halde slnlrlenmlştlm de ... Bir an yanyana durduk. Başlannuzı çevirdik, birbirimize konuş-.malmnn baktık. Sonra İrademi topladım, ona doğru yürüdüm.
Warrender:
— Cesaret gösterseydiniz, soyllyeeeginizl söyleseydiniz. — dedi.
— Sevgilinle dedim ki: «Cella, sizi seviyorum. Ve sizi daima seveceğim. Fakat size teklif
edecek hiç bir şeyim yoktur!» Sevgilim haykırdı: (Ne çıkar, Donald, ne çıkar?» Bunun üzerin# ben de cevap verdim: «Bu bahsi tekrar açmayalun. olur mu?, Kendisine sanki bir sille indirmişim gibi buna baktı. oonra dedi İd: «Siz nasıl isteneniz Öyle olsun. Donald.» Ben de bunun üzerine kaçar-tasına ondan uzaklaştım. Sanki iblis peşime düşmüş beni kovalıyordu.
Varrender. doğruldu: o da sigarasını tablada ezdi. Alçak sesle:
—Ah, akılsız delikanlı! — dedk
Beş, on saniye! Holden düşündü kİ. Cella ile bu muhaveresi âzami beş, on saniye sürmüştü. Bu kısa müddet hayatının ne kadar çok hâdiseleri üzerinde müessir olmuştu:
— Evet, aptalcasına hareket ettim. Hele şu anda -aptallığımı büsbütün anlıyorum. Fakat, insafla düşünülecek olursa, acaba vicdansızlık mı etmiştim? Hâta mı etmiştim?
— Amma da yaptınız ha!
(Arkası var)
SaNfc 3
AKSAM
31 Ocak 1950
EMLAK BANKASI
c
A
PHIIRK 1
f MA ZOH
Meyva Tuzu (C ABIZL I K, HAZIMSIZLIK, MİDE bulantısı, şişkinlik vo bozukluğunda. BARSAK tenbelliğinde, mide ekşilik ve yanmalarında emniyetle kul-İRiulif. Miilâylm ve müshildir. HOROZ markasına dikkat
Banat
DİŞ FIRÇASI
EN SAĞLAM—EN SIHHİ
Küçük şişeli likörler «^tışa çıkarıldı
Tekel İstanbul Başmüdürlüğünden:
Sayın hakimizin gösterdiği rağbet üz( rine küçük jişt-’l likörlerimiz bugünden itibaren satışa araadlimiştlr.
Tam serisi 18 çeşic olup beher şişesinin flati 60 kuruş-
Zayi—57745 sayılı konşimentoya ait An taş Havacılık Bürosu Beyoğlu şûbeslrden aımış olduğum 98247 sayılı 15 - 11 - 949 tarihli ordino, Yeşilköy gümrüğünce tescil cdümlş 2877 sayı ve 25 - 11 - 49 günlü beyanname ile birlikte İthalat Bü-jrosunca musadflak fatura zayi [edilmiştir. Yenilerini çıkaraca-: ğımdan eskilerinin hükmü yoktur. JorJ Hollenbach
Açık arttırma suretiyle ersalar satılacaktır Yalova Belediyesinden:
1 — Satılacak arsalar Yalovada çarşıya 100, denize ve plaja 50 metre meşalede, Kaplıca yolu üzerinde, denize, dereye nazır, meyva ve çiçek bahçeleri arasında en mutena manzarayı haiz olan 18 parça arsa ayrı ayrı, nısfı peşin ve diğer nısfı aylara müsavi taksim edilmek suretiyle İki sene taksitle 2490 sayılı kanun gereğince açık arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — Bu İşe alt şartname ve yapacakları bina tipi plânı belediyemizde her gün görülebilir.
3 — İhale 28/şubat/1950 Salı gunii saat 14 de Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat beher parselin muhammen kıymetinin % 7,5 dur. Arsalar 18 parsel olup her parselin tahmini metre murabbaı flatı 150, 200. 250 kuruştur. Gaye Yalovayı güzelleştirmek ve büyültmek amacına matuf bulunduğundan fiatiar çok ucuz olarak tesbit edilmiştir. Parseller 450, 550, 750 metremurabbaıdıriar.
5 — Arttırmaya girecekler İhaleden İki saat evvel talip olacakları arsanın talimin IIatı üzerinden % 7,5 pey akçelerini belediye veznesine yatırmaları lâzımdır.
6 — İhaleyi yapıp yapmamakta komisyon selahiyetlldlr.
(730)
PÎNKAR
UYUZ ve buna benzer kafintıl. cild hastalıklarında kullanılman faydalıdır.
ZAYİ — Beyoğlu Evkaf idaresinden aldığım Muhtacın maşımda kullanmakta olduğum mühürü kaybettim. Yenisini alacağımdan, eskisinin hükmü yoktur.
Mesture Kapalı
Emekli, dul ve yetim aylıklarını Türkiye Emlâk Kredi Bankasından alanların dikkat nazarına
• Emekil Dul ve Yetimlerin 5434 sayılı kanun mucibince Mart - Nisan - Mayıs 950 aylıklarına alt zaruarın tevziine Bankamızca devam edilmektedir.
Mart - Mayıs üç aylıklarını Bankamızdan alanların gişelerimize müracaat ederek bu devreye alt maaş zamlarını bir an evvel almalarım rica ederiz.
oinetl ırrAturııt eiıiM o>ıet 9lu gif/HA »HAKIK
Grip, Romatizma ve Baş Ağrılarına Karşı
Türkiye Umumî Mümessili:
Lâstik ustası alınacaktır T. H. K. Etimesgut Uçak Fabrikası Müdürlüğünden
Muhtelif sertliklerde, bezil veya bezslz conta boru gibi lâstik malzeme kalıp ve imal ustası İmtihanla al’nacaktır. Bilhassa mazotlu vülsanizasyon buhar kazanında çalışmış olanlar ve bakalit ebonit gibi plâstik İşlerde ihtisası bulunanlar tercih edilir
İsteklilerin t’ihsU durumu ve şimdiye kadar çalıştıkları sahaları ve yerleri bildiren bir dilekçe ile Fabrika Müdür lüğüne müracaatları,___(11851
Kasaba su projeleri yaptırılacak iJDer baınlkasondJan
1 — Aşağıda isimleri yazılı kasabaların su etüd ve projeleri yaptırılacaktır.
Kasaba 111 Tahmini bedeli
1 — Alucra Giresun 4000 TL.
2 — Sarıköy , Balıkesir 4000 TL.
3 — şabanözü Çankırı 4000 TL.
4 — İlgaz Çankırı 2000 TL.
Bu bedellere: tsale tulünün 4 km. den fazla beher km. ve kesri İçin 100.— Ura ve halihazır haritası bulunmayan kasabalar için şebeke tulünün beher km. ve kesri İçin 50.— lira ilâve edilecektir.
2 — Projelerden istenilenlere teklif verilip diğerlerine verilmeyebilir.
Her proje İçin ayrı, ayrı olmak şartUe; isale ve harita İlâve bedellerine şamil olmamak üzere yüzde tenzilât teklif edilecektir.
3 — Muvakkat teminat beher proje İçin 300.— liradır.
4 — Teklif mektuplarının 3 şubat 1950 günü saat 12 ye kadar Bankamıza verilmesi şarttır.
Postada veya sak surette vukubulacak gecikmeler kabul edilmez.
5 — 3 Şubat 1950 günü saat 15 de Bankamız eksiltme komisyonunca yapılacak İlk inceleme sonucu idare meclisince tasdik edildikten sonra ihale kesinleşecektir.
6 — İhale eyrakı 5.— lira bedel mukabilinde Bankonuzdan alınabilir.
7 — Eksiltmeye girebilmek İçin Bayındırlık Bakanlığından Yüksek Mühendis olduğunu ve en az bir kasaba su projesi yaparak tasdik ettirmiş bulunduğunu gösterir bir iştirak vesikası getirmek şarttır.
8 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta ve işi vermekte serbesttir.
'SANTİ. sanayi «t Atİcadet T AO
RIHTIM CADDESİ 4iZ.aWT\gaLATA.İSTANBUL
—.TEL. 429 O’—
Devlet Orman İşletmesi Osmaniye Müdürlüğünden:
1 _ İşletmemizin arsasında bulunan Atölye binasının
ta dilen 2 lojman 1 anır 1 garaja çevrilmesi ve işletme binasının anbar pencereleri ve veznesinin demirlenmedi 26/1/950 tarihinden İtibaren 15 gün müddetle kapalı zart usulile eksiltmeye konulmuştur.
2 _ Eksiltme 10'2/950 cuma günü saat 15 de Osmaniye
işletme müdürlüğünde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Yapılacak işlere dair keşif bedeli 12873 Ura 94 kuruş (nop % 15 teminat tutan 1931 UralO kuruştur.
3 — Buna alt şartname: Orman genel müdürlüğünde, İstanbul, Adana. Mersin. Antakya, Osmaniye Uletme müdürlüklerde, Ceyhan orman bölge şefliğinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saate kadar tekili mektuplarının hazır bulundurulması.
5 — Postada gecikmelerden mes’ullyet kabul edilmez.
(1080)
Yaş sebze alınacak
Sümerbank Defterdar yünlü sanayii müessasesi müdürlüğünden
Eyiip
Müessesimizin 1950 yılı birinci altı aylık yaş sebze ihtiyacı pazarlık yolu İle satın alınacaktır.
Temin etmek arzusunda olanların şartlarımızı öğrenmek llğir.fi ü2ere 1/2/1950 tarihi akşamına kadar müessesemlz Ticaret (783) servisine müracaat etmeleri rica olunutu (1145)
i
dilediğine