Başmuharriri:
A^ftf Emin YALMAN
% A TA NEVİ — Cagaloglu, MoUa Fenart & ; Telefon t 24136 — Tolgrmf VATAN İsi.
27 MART 1941 perşembe
Uyanık Bekleyiş
Memleketin her tarafında dolaşan mebuslarımız her yerde yarının bütün ihtimallerini ölçmüş, kavramış, içine yatırmış halk kütlelerile karşılaşmışlardır.
Yazan: Ahmet Emin YALMAN
Ugim dünyanın dört taralında yüzlerce milyon inşam bir cehennem hayatı geçiriyor ve öluım'Leran en benbadı o-ian tedıici ölümle adım ad um ö-luyor. Medeniyetin binlerce senede katra katra ınntışaf ettirdiği kıymetlerden hepsi, bir, iki sene içmdfc yott o'ımuguır. Avrupanın mam ur meskenleri, mektepleri» has ta hane bınaıarı, geruŞ istihsal vasıtaları, çok ileri pltoftil nakliye tecnızatı arasmda yaşıyan yüzrer. ce m uy on insan, açııgas soğuğa, has»ta aga, emniyetsizliğe, binlerce sene evvel yaşryan vahşî ve iptidaî insanlardan çok ziyade maruz bulunuyor. Onıarın olağan diye karsı.adıgı ve azabım pek duymadığı esaret acısınm en berbat şekillerini de bu medenî halk, Avrupanın Um ortasında çekiyor.
Biz bugüne kadar bu devre mahsus maddî mahrumiyetlerde** hiçbirini çekmedik. İstırap çeken yüzıerce milyon insantn arttık rüyalarında brıe görmeği unuttuğu normal hayatı devam ettiriyoruz. Türkiye, yalnız kendi mazimize nöbetle değil her yere ve her za. mana nisbetle çok iyi idare edilen bir memleket maneaTaaHu gösteriyor. HükümeîtHniz bütün tedbirlerini cidden basiretle aAnuçtar. Haika sarsınftı ve sJootı yüzü gösteıpne'mek için her $eyi yapmıştır. Noksanlar varsa bunu mev cut rjıaddî imkânlara nisbetfce nor. mal ve tabu saymak, in«a-f icabıdır.
Bunu la beraber devrimizin în-»aûîarındaa çoğunun hc&serâıe düşen mahrum ivetl erden bugüne kadar cok şükür masun kaklık, diye rahata kendimizi vermiş ve yumuşamış değiliz. Bizden yüzlerce kat rahat bir hayata ahşan İngilizler büyük bir şehrin bir an-d~ harp cephesine çevrilmesinden ileri geîen mıhnet-leri, tehlikeleri nasıl göze atmıklar, bu fedakârlıklara seve seve karsılıyarak harbin maddî ve manevî yükünü asker kardeşlerile taksjm eömişlersc Türk millelti de yarının her türlü ihtimaAerind her türiü mahrumi yetlerini, sıkıntılarını, fedakârbk-lannı iptidadan ölçmüş, biçmiş, İçine yatırmıştır.
Hakkımıza dünyanın halini an-latmej; ve kendilerini yarıntn meç hul Sıtimaherme alıştırmak için n^bustarrmız memleketin içinde şehir şehir dolamyorlar. Her biri, htr yerde memnuniyetle görüyor ki, halkımız dünya ve memleket vaziyetini, Avrupada hiçbir milletin rr>tidadan yapamadrğı brr işkilde kavramış vc muhtelif ihtimalleri iyice ölçmüştür.
BugünJtü rahatının kendisini u-yoçtvrmasma ve sulh ök»e*ij>e ya. »^i!*arak gafil avlanmasına on küçük bir ihtimal yoktur. Yarrn rahatını, malım, ve hattâ canını feda e-tmiye ihtiyaç hasıl okusa bu. rru suurUı bir «ekilde en küçük bir tereddüt duymadan yapacak. tiT. ^üdkü şerefli bir mücadele vaziyetinin tedrici brr ölüme ve esaret acısına kat kat tercihe lâyık o'Mno-'--- ->ek iyi bilir.
Mebus tarımız m konferansları ve temasları, memleketin her tarafındaki akmnTuğun, (milli birlik nihumm tezahür etim esme güzel bir vesile olmuştur. Halkımız, mebuslarımızdan dünya ahrvafcnm Ankaradan nasıl göründii^ünü dmlemişferdir. Parti mümessilleri de Ankaraya döndükleri zaman Mîllî Şefimize ve hükümetimize su haberi lilaştiracaıklaTdtr:
Türkiyenin her tarafmdaki hafk, yarımn bütün ihtinıaJ!erini görüyor, kavrıyor, hükümete karşı tam bir güven duyarak hâdi-
Ryah: 5 Kuruş
in iki
SİYASÎ SABAH GAZETESİ
Yıl: 1
itli Şef İsveç Elçisini Kabul buyurdu
Ankara, 36 (A.A.) — Reisicumhur İsmet İno-nü, bugün saat 16 da Çankaya köşklerinde, yeni Ittvcç elçM B. Klnar Modlgi kabul etmişlerdir.
Elçi, Rclsieumhora İtimatname»ini takdim eylemiştir. Kabul esnasında. Hariciye Vekâleti umumi Kâtibi B. Nnman Menemene loglu da nazır bulnmrroştoT.
İthalât ve İhracat Farkı Lehimize Olarak (19.641.016) Liradır
¦!JK
bulgarisi anla Yugoslavyanın üçlü pakta kî Nevyorktan verilen bir haber eğer
dusru takdirde bu saray Berimin
reukalanm imzaladıkları Vî dene Viyana A iman ya mn gelen m akaml arma ma
Harar'a 30 Km. Kaldı
Habeşistanda
İngilizlerin Eline Düşüyor
Kahire, 26 (A.A.) — Kahire-ye gelen son haberlere göre, Habeşistanda Ciciga'dan gelen ve geçenlerde zaptolunan Mardo boğazından gariba doğru ilerliyen Büyük Britanya imparatorluk kıt'alaTi mühim Harrar şehrinin 30 kilometre kadar yakınlarma
gelmişlerdir. Bu mmtakada hare-(Devamı Sa. 5, Su 6 da) *=*
K
ban
En Çok Sevilen KacLn Romancı
Muazzez Tahsin Berkand
Tarafından Meydana Getirilen Telif Eser
VATAN
1 Nisanda
Neşre Başlıyor,
Alman Devlet
Merkezi
Viyanaya mı Naklediliyor?.
Yahudiler ve Çekler Şehirden Çıkarılıyorlar
Nevyoılk, 26 (AA.) — Zü-r,ih*ten Nevyork Post gazetesine gönderilen bir telgrafta Hitlcr'in, Berlin şehrinin, İngiliz tayyareleri tarafından yapılan bombardı-marjjannıın şiddetlenmebi takdirinde Viyanayı hükümet merkezi rttrhaz etmesi mümkün otduğu bildirilmeiktedir. Bu tergrafnanıe-de Yahudilerin ve Çeklerin Viya-nadan kütle halinde çtkarılmala-
rmın payitahtın Viyanaya naklinin bir mukaddemesi olduğu ilâve edilmektedir. Zannolundugu-na göre İngiliz tayyarelerinin Berlini .şiddetle bombardıman etmeğe muvaffak olmaları halinde nakil keyfiyeti muhakkaktır.
Vavel Ordusu Hazır
İcap Ederse Şarkî Akdenize Geçecek
Londra, 26 (A.A.)
Y
ar-
aeletin indise fim büyük bir sabır vp vekarla bekliyor. Durmada yılgınlık ihlimdtterme ve beşinci kokan bozguncu vc aymcı te&înkermc kanşı kudretten aşıJı
brr haHc varsa o da Türkiyerûn u-yanık, o+gun ve aBİİ ruhlu balkıdır.
Ahmet Emin YALMAN
Örfî İdare Kanunu
Ankara, 26 (Husuoi) — Örfi İdare kemin ururh bazı maddelerinin tadiHne dair lâyiha Başvekâletten Meclise gönderilmiştir.
bay LaWe, Daily Mail gazetesinde neşrettiği bir makalede diyor ki: General Wavel ordusunun büyük bir kısmı, lüzumu halmde şarkî Akdeniz memleketlerinde kullanılmak üzere emre amade bulunmaktadır. Filhakika İtalyan Afrika imparatorluğuna tasfiye edilmiş nazarîle bakılabilecegin-den General Wave| dilediği takdirde ihtiyatlarını başka yerde kullanabilir. Son gelen haberlerden anlaşıldığına göre Almanlar Struma vadisinden vc Rupel geçitlerinden Yunanistana ilerlemek üzere tertibat almalardır. Bu mıntakada Almanlar ilk defa olarak dağlrk bir memlekette har-bermek mecburiyetinde kalacaklardır. Selânik'e varmak için ya-prlacak her hareketin istinat edeceği tabiye şimdiye kadar kullandıkları tabiyeye uymıyacaktır.
11 Harp Vaziyeti 11
Hn^rjn Üçüncü Sayfamızda
Ankara, 26 (A.A.) — 1941 yılının ilk iki ayına art dış ticaretimize dair verilen resmî rakamlara nazaran 13,937,915 İrası îkincikânun ayma ait olmak üzere ikincikânun ve şubat ayları içindeki ihracatımızın değeri 31 milyon 349,806 Uradır. Bu iki aylık devre içindeki ithalâtımız ise 4,515,088 lirası ikmcîkânun ayına ah olarak 11,788,792 liradır.
1940 yılının bu ilk iki ayı devresinde ise ihracatımızın değeri 22,238,519 lira, ithalâtımız da 10,544,248 lira idi
Buna nazaran 1940 yılının îkincikânun, şubat ayları içindeki dış ticaretimizin lehimizde kaydetmiş olduğu 11,694,271 liraya mukabil 1941 yılının ayni devresinde yine lehimize kaydedilen miktar 19,641,016 liradır.
Edirnenin
KaraGiinü
Edirne, 26 (Hususî) —
de sukutu yıMömimü müna-sebetile bugün Haflcevînde büyük fav toplantı yapılmış, çok heyecanlı nutuklar söylenmişti-, öğleyin, Selimiye camiinde şehitlerin Huhtma ithaf edilmek üzere Mevlidi Nebevi kıraat edilmiştir.
İtalyan Zayiatı
200.000 Kişi
İngiltere Harbiye Müsteşarı Lordlar Kamarasında Mühim İzahat Verdi
Londra, 26 (A.A.) — Ingikz kuvvetlerinin simaR vc şarkî At-rikada yaptıkları yıldırım ileri ha-reJcetmden çıkarılacak neticeler Lortlar kamarasında müzakere edilmiş ve Harbiye müsteşarı B. Croft, şimalî Afrikadaki İngiliz ileri hareketinden uzunboykı bah-setlmoç ve şarkî Afrikadaki halihazır vaziyeti izah etmiştir.
İnffiltenenrn ifltilâ edilmek tehlikesi en hâd bir devreye girdiği bir anda A farikaya mümtaz krtaat ve seçilmiş malzeme gönderilmesine nam) loarar verildiğini izah
eden B. Croft demdir ki:
(Devamı: Su. 6, isti. 3 to) -
Bugün Dünya Vaziyeti
Ajans ve Radyo Gazetesine Göre Günün En
Mühim Hâdiseleri
^ YıiKi»lavyada nümayişler devanı ediyor.
^ Alman hükümet merkezinin tayyare hüeumlarındaıı Viyanaya nakledileceği rivayet olunuyor.
İngiltere Akdeniz filosunun mühim bir harekete hazırlajıdı£ı
söyleniyor.
General VVavvel orduhundan mühim bir kısmının Şarkî Akdenize uekJcdJJınek uzcre hazır bulunduğu bildirlMyer.
italyan denizaltısını batıran Sfendoni torpitosu
Bir italyan Denizaîtısına
*
isabet!
Atma. 26 (A.A.) — Bahriye Nezaretinin tebliği:
Fİ «j kan t ıs' in kum and arsındaki «Sfendoni» torpitosu I l mart gecesi denizde buJunduğu sırada bir italyan demzakıamml hücumuna u^rajTuştrn. Denizaltı ıtorpikoya
uc torpil atmıştır. Bunların Hiç biri bedefe isabet etmemiştir. Tor prto denizaitıya derhal' şiddetle ve müeasir bir surette Hücum etmiştir. Mevcut emarelere göre denizahaya isabet vaki okmuçrtur.
B. Korizisin
ve Hazırunun Yeminleri
Atina, 26 (A^\.) — Başvekil B. Gotİzİs, mil* gençli teşkilâtı-fim umumî mirtettişi safatüe bir
nutuk söylemiç ve ezcümle şöyle demiMir:
< —Gençler, ufukta yeni tehlikelerin terertüm ehmeğe bağladığı şu anda Her ne olunsa olun çevk ve heyecan ateşini muhafaza adeceçime yemin ediyorum. (Hazırım, Hep bir ağızdatv mukabele odeı: Yemin ederiz) MiHî (Devamı Sa. 6, 8ü 4 de) +*+
2000 Sırp Koylusunun
Nümayişi
Prens PoVe Her Taraftan Yüzlerce
B. Sumner Vells'in
Beyanatı
Amerika, Sovyet Rusyanın Türkiyeye
Protesto Telgrafı Verdiği Teminattan
Gelmektedir
Nevyork, 26 (A.A.) — Nevyork Times gazetesinin Belgrad muhabirinin verdiğe bir habere göre, iki bin köylü ellerinde çapa ve sopalarla bağırıp çağırarak merkezi Sırbre-tanda Hacıpopoveç şehrine girmişler ve Mihvere gösterilen teslimiyeti protesto etmişlerdir.
? v
Belgrod, 26 (A.A.) — Reuter:
Belgrad civarında Belipotok köyü halkı tarafından Prens Paul'a gönderilen telgraf üçlü pakta iltihak edilmiş olmasına karşı Yugoslav milletinin hissettiği duygunun, güzel bir nümunesidir.
Telgraf metni sudur:
Mazimizin ve tarihimizin korunması hususunda son ümidimrz olarak telâkki ettiğimiz size, bugünün eski muharip vc askerleri olan bizler. Belipotok köyünün ihtiyarları, kadınlarımız ve çocuklarımız, ebedi düşmanımız olan A Vm ani arla bir anlaşmaya iltihak edilmek suretiyle lekelenmekten bizi muhafaza etmeniz için yalvarırız.*
Prens Paul'a sair köylerden de buna benzer yüzlerce telgraf gönderilmiştir.
-o-
Yugoslavyada
Gazetelere Sansür Radyoya Kontrol
«Kolumbiya radyosu; pakt imza edildikten sonra Yugoslav gazetelerine sansür konulduğunu ve radyo neşriyatının kontrol alttna alındığını bildiriyor^ — Radyo Gazetesi -
Çok Memnun
B. Sumner WeBs
Vaşington, 26 (A,A.) — B. B. C: Amerika Hariciye müsteşarı Sumner Wells dün matbuata, Türk - Sovyet tebliği hakkında şu beyanatta bulunmuştur:
v Sovyet Rusyanın, Türkiyeye bitaraflığı muhafaza edeceğine dair teminatını yeniliyen tebliğ, Birleşik Amerika hükümetinde büyük bir memnuniyete sebep olmuştur ^.
LONDRADA MEMNUNİYET
Londra, 36 (A~A.) — Türk hükümetiyle Rus hükümeti arasmda beyanatlar teatisi, Londrada memnuniyetle karşılanmıştır. Salâhiyettar mahafil, İki memleket arasındaki münat>ebatta vukua gelen salâhın., bu mıntakada rstikrar husulüne yardım edeceği mütalâasında bulunmaktadırlar. Bundan başka Türtc -Rus münasebatmrn salâhı île İngiliz - Türk ittifakı arasmda telif, gayri kabil hiçbir nokta bulunmadığı beyan edihnektedrr.
GÜNÜN SESİ
soktu.
Doktorum «hapı yuttuktan sonra, yeme, içme, kımıldama, uyu dedi.» Galiba beni rejime O muhakkak, hem de totaliter rejime sokmuş!
Paktın
Dış Yüzü
Yazan:
reşat mm
Yugowlavyaya İmzalatılan pak-tm bazı yumuşak taranan vardır: Bu memleketin toprak bütünlüğü guranti ediliyor; kendisinden lıer hang» biç askeri yardım istenmiyor; hudutları Kinden asker fc-eçlr-mek hakkı İstenmiyor; hattâ »I-mendl/erlerlle yük nakletmek mü-baadesinden bile bahis yoktur.
Paktın kelimelerinde bile ince bir dikkat ve neaaket eceH mah-
Meselâ Bulgarlara yaptıkları gibi alay edercesine onun kendi rica ve talebi özerine pakt kulübüne aza kabul edildiğini söylemiyorlar.
Bu yumuşaklık kendi istiklâlini komşularından daha iyi müdafaaya çalışmv? karakter sahibi bir millete karnı bir hürmet eseri midir?) Toksa kapalı kapılan arkasında' hâlâ heyecan İçinde ayakta duran ve memlekette herkes muhalif oN | .ini. halde bu işin nasri olduğunu hayretle kendine soran canlı kuvvetlere karşı bir ihtiyat mıdır?
Hasüı paktın şekllue göre Yugoslavya İrin ortalık günlük güneşliktir. Bir yandan toprak garantisi, bir yandan mutlak bir bitaraflığa riayet vaadi. Bu
(Lütfen mjfmjı çevvâtti)
03
V A T A n
27 . 3 - 941
Trebiç Linklin'
8
Hayat ve Maceraları
Toplıyan ve nakleden: İHSAN BORAN
Trebiç'în Marsilya'da trene binerken bir Fransıza söylediği sözleri hatırlayınız; Buda rahibi Ohao Kung İngilizlerin Asyadan çıkarılmasına, denize atılmasına karar vermiş, bu gaye ile din per desi altında İngiltere ile mücade leye başlamıştır.
Trebiç, (Paris) den tekrar Sey lân adasına dönmedi. Oraya dön sevdi, fEnteKeeill servis) in takibatından, onun keskin hançerin den veya sivri kurşunundan canını kurtaramazdı. 1928 e kadar geçen iki sene zarfında Trebiç'in nerede ve nasıl yasadıjn ve ne işler yaptığı yine bir sırdır. İhtimal ba*ka yollardan tekrar Asyaya dünmüş. izini kaybettirmek, yeni nianlar hazırlamak ka>ngusile bir müddet ortaya çıkmamıştır.
VI
Buda Rahibi Chao Kung'un
Plânı
(Siyam) Asya kıtası cenubun <fct vc Fransa büyüklüeünde bir memlekettir. Nüfusu on milyondan biraz noksandır. Daha ziyade ziraate elverişlidir, en çok pirinç, kauçuk, gemi inşasında kul-Iruıîlan tok ağacı, Hint reçinesi ve pjn.uk yetidir. Hükümet merkezi Hint Denizi saîhüinde Bangok'tur. S »yarın, Singapur. Hon&kong ve IngîAcre adasının büyük liman-rerile ticarî münasebetlerde bulu» iıur.
Siyamın hükümet merkezi o-ian Bangok şehrinin ortasında NcW Road deniren yeni bir cadde vardır. Bu caddede dioiaşmken marşlıca iki manzara insanın gözüne çarpar: Mabet boüuğu ırk
boii'jfuğu.
Mabetler ve ibadethaneler, san ki altından ve güneşten yapılmışa benzerler. Karanlık çıkmaz so k altlar m nis kokuları insanın boğazını tıkar, bu pis sokaklar büyük caddeye varmadan süslü mabetlerin eşiklerinde nihayet bulur. Mâbetiterin duvarları ve saça klan, heylce'ıUerl e, şey ta n 1 a r-
la, fillerle /e earip insan ve hayvan resîmilerile doludur. Kakmaları ve nakışları harikulade olan çift ka*>rtann öte tarafımda Guta ma hayatının çeşit sahneleri ve Ramayanın Hint i.ahları vardır. İnsan bunların önünde istemiyc-rek durur ve rüyaya dalar. Fakat bu süslü duvarların bu kıymetli kadıların arkasında. Buda rahiplerinin bin bir mahrumiyet içrrvde ve ellerinde uzun sopalar taşıyan baş raJhÜbln sert bakışları altımla ibadetle vakit geçir-diklerini düşününce, insanın ruhu ÜTperir. Sizin bu taş kesilmiş hayaller önünde durduğunu zu gören yeriS çocuklar, etrafınızda «frenk, frenle» diye bağrışırlar. Kiıme raıstlarsanız, yer linin gSiziejrmdle kendinize kar-şı bir nefret okursunuz. Şarktaki şehirlerin hemen hepsinde ecneibi düşmanlığı vardır ve bu ecnebi düşmanlığını Asyahlar çocuklarına aşılamışlardır.
Bantgok'ta malbotiKer boldur. Fakatı insan nkLaru da b|oSdur. On milyon nüfusun I rmlîyon beş yüz bini siyamlı, üçte ikisi Taisli ve Lâuslrlefrdir. Bundan başka 400 bdh Hindi ve Malezyalı, 350 brn Cinli, 125 bin Kabuçhı, 100 bin Bermanyalit, Armamnlı, Cavah muhacir vardnr.
Akşam olunca, mabetler ve ibadethanelerde donuk ışıklar tit remiye başlayınca, bütün bu Habeş rrka mensup insarübr, ağiT ağır mukaddes Vav-Saket mabedine duaya giderler. Bu mabette, Budamn 1898 te Nopal*-de 'bulunmuş kemîkleri vardır. Bu kemikler, Japonya, Siyam, Seylân ve Bermanya arasında takdim edilmiştir.
İyiliği bu zamanda kim kime yapabilir? Denebilir ki Almanya sırf Yugottlavyanın saadetini temin için hu!un bu maceraları göze almıştır.
Evet Yugoslav ordusu ve halkı bugün kapalı kapılan arkasında halâ heyecan İçindedir; belki yapılan paktı şüpheli bir hareket üzerine yırtılması mümkün bir kâğıt parçasından ibaret görmektedir. Fakat bugünkü heyecan yavaş yavaş yatıracaktır. Asker olsun, sivil olsun, Yugoslavya vatandaşları bu masum vesikadan niçin bu kadar korktuklarım evvelâ kendilerine, sonra birbirlerine sorunu başlıya-caklardır. HAIft ayaktır duruyor zannedilen millf birlik ağır ağır İnfisaha uğrryacaktır. Kuzu başlı
Amamın ataca karanlığında a-ğrr ağır [tediyen göllgeler, mabedi istilâ ederler, ölülerin yakı iknasına ma'h-sus ocaklar önünde veya Buda cehenneminin azaplarını gösteren duvar kabartmaları kar. sısında diz çökerler. Bu sırada rahiple., kendi hücrelerine kapanarak ve yüzlierıni saklıyarak ibadet eder İter.
Bu muahedenin imzasındanbe-ri on altı sene geçmiştir. Bu on altı sene zarfında din propa»gan dası o kadar ileri gitti ki, Fran-ea bundan çok raıar gördü. Fran-sanın Hmr^'-inî umumî valisi, bu hareketi durdurmak için bazı tedbirler almağa mecbur kaldı. Ban-gok, pimdiki havde Budizm in kör kaynağı halene gelmiş vc Annam taleplerinin tehlikeli bir mukavemet merkezi olmuştur.
Son za;manlarda Japonyanın Hindiçinide siyasî ve iktisadî bir nüfuz propaganldası yaptığı, Fran savı bazı fedakârlıklarda bulunmağa mecbur ettiği malûmdur. Bu Japon nüfuzundan hem Fransa ve hem de İngiltere zarar görmektedir. Siyamda Budizmin yayılmasından istifade tfden Japon-yadır. Bu cerevana taraftar ruhlu SÖrürrrrtekle, Fransız ve İngiliz nüfuzunu kırmakta, ecnebi düşman-hğını körüklemekte ve yavaş yavaş Hmdiçinîyi istilâ için imkânlar hazırlamaktadır.
İşte süslü mabetlerile Bangok, bütün bu faaliyetlerin merkezidir. Ve Macar Y ah udisi Trebiç, yahut Buda rahibi Chao Kun'g burada İngilizler aleyhine yeni plânlar h az 111 a n ı ak tad ı r.
Muhtelif ırka mensup olan Si-yatm halkı, bir taraftan Buda rahiplerinin, diğer taraftan koyu nasyonalistlerin tesir ve nüfuzuna kapamıştır. Annamın ihtilâlcilerine derin bir alaka beslerler, sa yısı çok olan koyu vatanperver gruplarım bütün kuvvetle himaye eder. Varışı kalfan admı taşıyan teşekkül, bu vatanperveı grupla nn en kuvveti isidir. Siyam halikı, Buda dinini, bir hükümet dini gibi tanır, liberalizm siyasetinin en kuvveitıiS vasıtası bilir. Din perdesi altına saklanan bütün bu cereyanlar koyu bir ec nebî düşmamlığı çüder.
Siyam hükümetine Fransa ve İngiltere top ve tüfek, İtaSya tayyare vermiştir. Vakti ve zamanı gelince, üdıcrüıden çok uzakta buhınan bir Avrupalı müstemleke devleti için hatırı sayılrr bir tehlike olabilir.
Siyam hükümeti 14 şubat 1925 tarihinde Fransa ile bir muahede yapmıştı. Bu muahedeye göre, Siyam hükümeti Lâus ve Kabuç eyaletlerinde din propagandası yapmak hürriyetine sahiptir. Ayni zamanda tais ve Lâus ahalisinin de talbiî bir hamişidir.
1928 senesinin haziran ayı. Siyam halkının mabetlere döküldü, ğü bir srrada Buda rahibi Chao Kung, hücresinde idi. İrti vücutlu, yüksek boyflu bir rahip kesillmis-ti. Tıraşlı basında rahiplere mahsus damgalar vardı. Yüzünde sert çizgiler belirmişti. Höcresmde ne yapıyordu? Bangok'ta intişaT e-den büyük Daily Mail gazetesinin bir makalesini dikkatle okuyordu. Bu gazeteyi bir Amerikan şnke-t'fle Siyam kralmm kayın pederi oîân Prens Svaoti çıkarıyordu.
Rahip, Chao Kung'un yanında birisi daha vardı. Tek ağacından yapıtmış bir masanın üzerine eğilmiş, hurma yaprağı üzerine yazılmış eski vesikaları karıştırıyordu. Bir saat sükûtla geçti, hiç bir şey konulmadılar. Sonra birdenbire soğuk höerenin penceresinde başka bir ışık parıldadı.
(Arkası var)
kurt bu çürüme manzarasını karşıdan seyrederek sükûnetle neticeyi bekllyecek ve sonunda bu memleket İçin evvelden ne kararluştırmış-ea o kendiliğinden olacaktır.
İstiklâl ve hâkimiyet! Bunlar en ı .ı. ut. bereye tahammülü olınıyan ve bir tarafından zedelendiği gibi içinden çürüyen iki nazik varlıktır.
Bunlarda yapılacak en ehemmiyetsiz bir konsesyon, içeriye bırakılacak küçük misyon, yerine göre bir
memleketi temelinden çürütmeğe kâfidir.
Türk milleti, bu hakikati bugün herkesten iyi anlamış tek aldatıla-mıyacak millettir.
REŞAT NURİ
Belediyede:
Kanlıcadaki Tarihi Bina Satın Alınıyor
Belediye Bu Binayı Müzeler idaresine Verecek
Tarihî bir kıymeti haiz. Hünkâr muahedesinin akdedil d iği Kanlıcadaki Kırmızı meşruta yalısının kabili tamir olup olmadığı Belediyece mütehassıs bir heyet tarafından tetkik edilmiş ve kabin tamir olmadığı anlaşılmıştır.
Vali ve Belediye Reisi doktor Lûtfi Kııldar bu tar Jıi binanın Be. lediyc tarafrrudan satın alınarak Müzeler idaresine devri için alâkadarlara emir vermiştir.
Pasif Korunma Tecrübeleri
Toplantısı
Bugün Istan'bul Vilâyetinde pasif Korımma isleri üzerinde ko-nuşmak üzere kaza kaymakamla-rile alâkadar daire müdürleri bir toplantı yapacakliardır. Bu toplantıda kazalarda yapılacak mahalli paraşüt tecrübeleri üzerinde bazı kararlar verilecek ve deneme günleri de töabit edilecektir.
Boğaziçinde Ev Kiraları Yükseliyor
Mevsim ve aynı zamanda Boğaza karşı bu seneye kadar görülmemiş bir rağbet dolayısılc AnadoJu yakasındaki evlerin, kiralarının sahipleri tarafından arttırıldığı nazarı dikkati celbetmiş-tir. Kiralarm gayritabiî bir vaziyette artması üzerine Vali ve Belediye Reisi doktor Lûtfi Kırdar geçen seneki kira bedellerinin tetkiküe bu sene arasmda bir mukayese yapılmasını, alınacak neticeye göre hareket edilmesi için alâkadarlara emir vermiştir.
Havagazı Şebekesinin Kontrolü
Havagazı şebekesinin gaz tazyikinin azalmaması ve herhangi bir muhtemel kazaya karşı boruların kontrol şekilleri hakkınd0 Belediye Makine şubesi bir talimatname hazırlamış ve Havagazı şirketine bir tamun göndermiştir.
Sinema Makinistleri İmtihan
Ediliyor
Belediye Makine şubesci tarafından sinemalarda yapılan kon-trolda sinema makinistlerinin bir çoğunun ruhsatnamesi olmadığı ve bir kısmının ruhsatâyesi olduğu halde elektrik işlerinden anlamadıkları anlaşılmıştır.
Belediye Makine şubesi bunları teafcit ederek yeniden imtıha. na sevketmiş ve imtihanlara başlanmıştır. İmtihan neticesinde muvaffak olanlara ruhsatname verilecek ve kazanamayanlar da çalışmaktan menedilecektir.
Bir Nüfus Memuru Hakkında Şikâyet
Kasımpaşa Nüfus memurluğuna müracaat eden birisinin el ya-eısile yazılmış istidası okunmuyor diyerek kabul etmiyen nüfus memuru hakkında vaki olan şikâyet üzerine bunun hakikat olup olmadığının tahkiki için Vali ve Belediye Reisi doktor Lûtfi Kırdar Belediye Reis muavini Lûtfi Aksoyu memur etmiş ve tahkikata başlanmıştır.
Vali ve Belediye Reisimiz Balka n Olimpiyatlarındakî verilen bir ziyafette Beden Terbiyesi Genel Direktörile yanyana
Vali ve Belediye Reisi doktor Lûtfi Kırdar hu akşam Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü İstanbul merkezinde eski sporcular ve bugün klüplerin başında bulunan idarecilerle bir konuşma yapacak ve bir çay verilecektir.
Vali ve Belediye Reisi bu toplantıda eski sporculardan, bir türlü düzefemiyen spor işlerimizin düzeldbilmesi için neler yapmak lâzım geldiği hakkında fikir alacaktır. Ve ayrı ayn kendilerin" dinliyecektir.
Adliyede :
Vali Doktor Lûtfi Kırdar, Bugün Eski \Pi»asa v™yeii:
Sporcularla GörÜŞeCSk |İki Milyon Liralık
İhracât
Düzelemiyen Spor İşlerimiz Hakkında __
Bu Eski Sporcuların Fikirleri Alınacak Yalnız Dünkü ihracatımız 500 Bin Lirayı Butmuştur
Piyasanın en ışlçk muamelesi ( deriler üzerinde devam ekmektedir. Hariçten gcJtrriımış derilerle
yerli sığır derilerine ait satışlar sıcaklığını mufhaiaza edyor. Yerli fabrikalar ve tabakhanelerdik i koyun derileri d'e satılmıştır. Hariçten getıru'miş köseleler kundura ımailaühaneıeri tarafından işlenmektedir. Dün beş yüz bin liralık ihracat olmuştur, fc-n fazla ûıraç edilen mallar deri, tütün, yer fıstığı, darı, anason, fındıktır. Bu haftanın ihracatı hafta sonuna kadar İki mıiyon lirayı geçecektir. Bugün Ziraat Bankasının ihracat satışları da ihraç muamelesine tâbi tutu-ıursa haftalık yekûnun d a>h a faz i a y ükse I eceğ i tahmin edilmektedir.
Denizyollarının Kooperatif
İçtimai
Denizyoinarı kooperatifi hissedarlar mecıısı dun eski Yoicusa-lonunda toplanmıştır. İdare ve muralKDp raporları tetkik ve kabul edııöLK.'1'en sonra bı.ânçoya göre kâr miktarı anıaşumıştır. Kooperatifin iy40 senesindeki kân 54UÖ liradrr. Kocataş suyu hesabı kapatıldıktan sonra eıde edilen bu kâr hissedarlara tevzi edilecektir.
Yapılan yeni seçimde idare he_ yeti reisliğine L>enızyo|ları müfettişlerinden Sadi Cengizman, reU vekilliğine Sah Cihanoğlu, aza-lık'ıara da Muhasebe müdür muavini Baıha Değer, hukuk müşaviri Esat, Aksu süvarisi Sait Ozege, Şilep sosyetesi müdürü Tahir, Malzeme şubesi muamele şefi Fethi Atalık murakıpliğe, Cemaı Fahiroğlu ile Mecdi Serdengeçtl seçilmişlerdir. Eski idare heyeti ibra edilmiştir.
Deri, Kösele, Kumaş Maliyet Fiyatları
Fiyat Murakabe bürosu piyasalarımıza getirilmiş olan muhtelif kalitede deri, kösele, ve manifatura eşyasının maliyet fiyatlarını tetkike bağlamıştır. Bu tetkikler neticesinde bu gibi ithalâtın bir kaç ay evveline nazaran maliyet fiyatları üzerinde ne gibi değişi. '."< . olduğu teabtt edilecektir, '
Ingîltereden Demir Eşyası
Geldi
İngiLtereden ve Almanyadan bazı ithalât maddeleri gelmiş ve gümrüklerden ihraç muamelelerine başlanmıştır. Gelen mal'iar a-rasmda demir mamulât, alât ve edevat, makine aksamı ve yedek parçaları, iplik ve elektrik malzemesi buhrnmaık tadır.
ithal Edilen Teneke Levhalar
Son hafta içinde ithal edilen on bes bin sandık teneke levhalaı şchrimizdeJki petrol ve 'benzin kumpanyalarına tevzi edilmiştir. Yakında gelecek diğer bir parti teneke dahi diğer zarurî ihtiyaç lara tahsis kılınacaktır.
GÜNDEN
GÜNE
Başsız Cesedin Katili Kim
ihbarı Yapan Remzinin, Cinai/etin Faili Olduğu Anlaşılmış
9
I
Bundan bir müddet evvel, bir pazar günü Sultanahmet t ek i Ha-pisane arsasında bir ceset 'başı vücudünden ayrılmış bir vaziyette bulunmuştu. Bu cesedin arsada durduğunu haber veren Yugoslav tabiiyetinde Remzi admda biri ihbarı yaparken, polisin şüphesini ce.'betmiş ve yapılan tahkikat neticesinde katüin Remzi olduğu meydana çıkarılmıştı. Yakalanıp Adliyeye teslim edilen ve suçu kadının parasına tama ederek yaptığı anlaşılan Remzinin muhakemesine dün ikinci ağırceza mah
kemesinde başlanmıştır.
Şahit olarak dinlenen komiser muavini KaraJcöse kendisine ihbarı yapanın bizzat Remzi olduğunu ve kendisi yapılan sorgu ne. ticesinde suçunu itiraf ettiğini söylemiştir.
Remzi gerek karakolda gerekse sulh hâkimi önünde yapmış olduğu itirafı reddetmiş, karakolda dayak yediğinden itirafa mecbur kaldığını söylemiştir.
Muhakeme Müddeiumuminin mütalâasını bildirmesi için başka bir güne bırakılmıştır.
TramvayLrınHarelotSaaueri Halka Bitirilecek
Bir Hesap Meselesi
t ngiltere Harbiye Müsteşarı * Lort Krart'ın resmi bir a-ğızla ifade ettiğine gore şimdiye kadar Afrika harekatında ingilizlerin ölü, yaralı ve esir olarak 3000 zayiatına mukabil İtai. yanların öluf yaralı ve esir zayiatı 200,000 kişidir.
Bu rakamlara gore bir lngili-ze altmış altı İtalyan düşmektedir. Eğer harp İngiltere ile İtalya arasında olsaydı, dominyonları hesaba katmadan Kalyanın yalnız İngiltere ile başa çıkabilmesi için iki milyar yedi yüz yetmiş iki milyon nüfusa ihtiyacı olacak demektir.
Amerika Yardımı
A merikanın demokrasile-re yardıma verdiği hızın gittikçe kendini hissettirmesi, Berlin daha şiddetli bombardımanlara maruz kaldığı takdirde Alman* hükümet merkezinin Vi-yanaya nakledilmesi hakkında verilen haberle daha iyi canlanmaktadır.
Amerika, muazzam işler diya. rıdır. Elbette kî yaptığı ve yapacağı yardımlar da muazzam olacaktır.
Amerikalıların bizim tabirimizle «dağlar devirmek» kabili-yeti hakkında şu fıkracık kar ak teristik ve hoş bir misal olabilir:
Amerikalı bir zengin Kalyada seyahat ediyormuş. Napoli-ye geldiği zaman kendisini gez diren İtalyan rehber, bütün şid-detile indifa halinde olan Ve-züv yanardağını Amerikalıya göstererek:
— Nasıl, sizin Amerika da böyle şey var mı? diye sormuş,
Amerikalı gülerek cevap ver. mîş:
— Bizde böylesi olsaydı, H faiyemiz derhal söndürürdü!
Bu mizahi mübalâğayı yabana atmamak lâzımdır. Hakikaten her Amerikalı yapılacak işler hakkında böyle muazzam bir düşünceye sahiptir ve yanar, dağı dahi söndürebileceklerine
inandıkları ve güvendikleri için büyük bir millet olmuşlardır.
Kör Kadı
Tramvay idares'u tramvayların her hattan ilk ve son hareket saatlerini gösterir levhalar hazırlamıştır. Halkın tramvay saatlerini görebilmek ve ona göre hareket etmek üzere bun-lar merkezî istasyonlara asılacaktır. Bunun için Traırruvay, Tünel Umum Müdürlüğü her türlü hazırlıkları yapmıştır. Bu suremle halka büyük bir •kolaylık temin edilmiş olacaktır.
Akşam yemeğini Frank İle yiyorduk. Donduğunu haber aldım, hayret ettim. Manrtcr-ley'e uğramış, şapkasını ve eldivenlerini bırakmış, ortadan kaybolmuştu. «Mutlaka deniz kenarındaki kulübeye gitmiş olacak» diyerek oraya doğru uzanmak İstedim. Artık bu yalan, riya ve edepsizlik dolu hayata tahammül edcmlyecektlm. Bu işi bitirmek lûzrmdı. «Mutlaka yanında bir adam vardır» diye düşünerek tabancamı da beraber aldım. Evden usulca çıktım, uşaklar beni görmemişti. Deniz kenarına İndim, Kulübede aydınlık vardı. Rebeka tahminim hllufınu yalnızdı. Uzanmış, huşta, ve sapsarı görünüyordu. Yanında sönmüş sigara dolu bir
tabla vardı.
— Artık bu acalp ve kiril hayatı kâfi derecede yaşadık, buna bir nihayet vermek lazım, dedim. Londradu İster *lak Favcll İster başkaları İle yaşayınız, fakat bu adam ve diğer buna benzerleri bir daha buruya ayak basmıyacuk...
Bir an sustu, sonru küstuh bir tebessümle:
— Ya benim İşime onunla beraber buruda yalamak geliyorsa.. Dedi.
— Mukavelemizi, pıiAurlıklurımızı biliyorsunuz. Ben hepsine harfiyen riayet ettim. Siz hile yapmağa başlıyorsunuz. Burası benim evim, ocağım... Hürmet etmeğe mecbursunuz. Londradakl rezalet ocağınızda no İsterseniz yapınız, artık bütün bunluru tahammülüm kalmadı, Rebeka!
Mektep Kapılarındaki Seyyar Satıcılar
Bir çok seyyar satıcıların iLk-mektep kapılarında açık came-kânlarla talebeye brsküvi sattıkları g-örülmü^tür.
Belediye nizamnamesine göre
bu şekilde hareket memnu olduğundan bunun önüne geçilmesi için kaza kaymakamlıklarına bir tamim gönderilmiştin_
T A K VI
27 MART 941 PERŞEMBE AY: S - GÜN: 86 - Kasım: 140 RUMÎ: TS57 — MART: 14 HİCRÎ: 1360 — SEFER: 28
VAKİT ZAVAU EZAN i
GÜNEŞ:
ÖĞLE:
İKİNDİ:
AKŞAM:
YATSI:
İMSAK:
6,51 13.20 16.50 19.28 20.59
5.12
11.27
5,52 9.22 12.00 1.32 9.45
Bugünkü gibi hatırımda sigarasını 8Ön-utirdu, kollarını açarak gerindi:
— Hakkınız var. Maks. Hayatın yeni lılr haytasına başlamak L'ızmı, dedi.
vn-.m,us. adetu zayıflamıştı. Ellerini cep I' i-mu sokmuş, odadu dolaşıyordu. Melek yüzlü bir oğlun çocuğa benziyordu.
— Muks, sunu pek İyi bilirsiniz kl benden ayrılnıuk isterseniz mahkeme sizin n-leyhlnlze karar verir. Benim aleyhimde bir tek şahidiniz ve İspatınız yoktur, flütün dost hırımız, evdeki uşaklar, pek İyi geçindiğimize şahadet edeceklerdir. Kimse benini a-leyhiıııe bir sey sbyllyemez, kimse aramızda geçimsizlik olduğunu İddia edemez.
— Ya Frank, ya Beatrls?
— Frank ne gibi bir şey uydnrabllir ? No söylese iftira derler. Beatrlse gelince aleyhime şahadet ederse herkese kıskanç bir zevce rolünde görünecektir. Kocasını benden kıskandığı İçin böyle bir hayale kapılmış olduğuna herkes İnanacaktır. Hayır, hayır, Maks, ne yapsan aleyhimde kimseyi bulamazsın . Herkes beni sever ve bana
İnanır. Oda hizmetçim Miste Danvers'ln benim için ne kıymetli bir şahit olacağını u-nutııyorsun. Bu kadına ben ne İstersem söyletebilirim.
Sonra ayni küstah tebessümlo karşımda dolaşarak:
— Sevişen kan koca rolünü herkese karşı o kadar güzel oynadık kl inandılar. Hiç kimse sana İnanmaz, Maks... Rezil olursun ve haksız çıkarsın.
Masanın üzerine oturmuş, ayağını bir dü-ziye sallryordu. Gözlerimin önünde gidip gelen bu ayak beni fena halde sinirlendiriyordu. Bunun farkına varmış olucuk ki daha çok sallamağa başladı.
— Ya bir çocuğum olursa, Maks?... Bu çocuğun senin olmadığımı kimso inanmaz.
Burada Munderley'de büyür, senin ismini ta şır ve sen bu çocuğun kendi çocuğun olmadığını bildiğin halde bir şey yapamazsın. Hatta herkes seni güzel Manderley'e bir varis çıkardın diye tebrik eder. Oğlunun burularda* bu bahçelerde, deniz kenarlarında
koştuğunu görmek seni mesut etmlyecek
mi? 3
Bir sigara yaktı. Ve kahkahalarla gülmeğe başladı. Güldü, gtUdü, uzun uzun güldü: ¦ 1! I ' . ..
— Ne tuhaf, diyordu, ne tııhaf yarabbi! Hayatın yeni bir sayfasrna başlıyorum, dedim ya... Mükemmel zevce rolümü oynadığını gibi mükemmel anne rolümü de oynı-yacağmı. Hiç kimse işin İç yüzünü bilmlye-eektir.
Bana doğru yürümüştü. Dudaklarında ayni tebe«üm vardı. Bir elinde de sigarasını tutuyordu.
Kalbine nişan aklığım zaman hâlâ tebessüm ediyordu. Kurşun dosdoğru kalbine sap landı hemen düşmedi, bir an ayakta durdu. Gözleri açık, dudakları ınütebessim bana baktı.
Maksimin sesi alçalmıştı. Bu sözleri adeta mırıldanır gibi söylemişti. Tuttuğum eli buz gibi olmuştu. Yüzüne bakmıyordum. Yanımda, yerde yatan Jusper'e bakıyordum.
Maksim, yavaş ağır ve ahenksiz bir sesle hikayesine devam etti:
— Birisini öldürünce bu kadar kan aka-cuğını hiç tahmin etmiyordum.
Deniz kenarlle ev arasında bir müddet mekik dokudum. Kan lekelerini temizlemek I.,/umlı. Her tarafa sıçramıştı. Etrafta, yer de, tâ ocağın kenarma kadar bulaşmıştı.
( Arka m var)
iıadolu'da
Yola Çıkarken
Dünün Çok Cefa
G99 ormuş
Anadolu'sunu Hatırladım
Yazan: Cemal BARDAKÇI
Eski Konya Valisi
Adana Yolunda, Trende...
N
C
e zaman mart ayı içinde İstanbul île İzmit a-rasında yolculuk yapsam, bir vakitler ayni ayda bu yoldan geçmiş olam kanlı bir kafileyi hatırlarım. Zalim ve gaddar bir suPtanın, adım başmda katlettir, diği yüzlerce bimlerce masum, suçsuz ırkdaşlanmın feryatlarını, tazallümlerini, vaveylalarını, başlanm bedenlerinden ayırdıklarını işitir, görür gibi olunun. Kailbim büzul'ür» ruhum derin ıstıraplar elemlerie ezilir, gözlerin yasarır. O devirlerde, o zalimlere lanetler yağdırırım. Bakınız hakkım yok mu?
Kulları, vahşi hayvanları öldürmekte ka»n dökmek, kan içmek hırsnu dfoyuramıyan Avcı Mehmet, 1659 senesi martında, Anadoluda insan avına çıkmağa karar veriyor. Üsküdar sahrasında çadırını kurdurarak içine kuruluyor. Haydarpaşa ile Bulgur, lu arasını da Yeniçeri çadırları dolduruyor. Burada yirmi gün katıyorlar. Hergirn Anadolu içerilerinden getirilen, elleri kolları bağlı (nice yüz adamlar) padişahın çadırı önüne sürükleniyor. Bu kadar (Allah binasının vü-cutleri celiât kılıçlarile diKm di-i-m) ediliyor. Evliya Çelebinin:
eliât felek boynun urup bir nice saheın: Gördüm kafası ba^ka yatar, başka kafası diyerek acınldığı bu kıtaller yü-eünden Üsküdar, insan kanare-a*ne dönüyor. Ortada kalan ceketler çürüyor. Bumara üşüşen sinekîcr o derece çoğalıyor ki ga.ne.sin ziyasma mâm oluyorlar. Cadırıarda yemek yenilemiyor. Herkesin ii&tü bacı kana bulam-yor. Nihayet kuyular kazılıyor kesilenler beser aitrjar kuyulara atuıyor. Fakat naaslar o kadar çok ki bir günde bunları alacak Tr.uttarda kuyu kazuamıyor. Ce qeucr arabalara yükletilerek Haydarpaşa bahçesi önünde de. nîze atı.ıyor. Bu tedbir de öldüğü.erlerin ciladan kaldıniması-aa kâh geuniyor. Zavaılı Ana-doJu yavrularının Kavak iskelesine götürü/erek orada katledil, meıeri emrolunuyoT. K.afıie, Üs-küdardan göçerek Pendiğe konuyor. Bu konakta da iki yüz Anadolulu Tüıttt, padişahın çadırı önüne getirterek sıraya diziliyor. CeJ.âtiar iki baştan işe girmiyorlar. Bu ara,ık elleri bağ, Jı bir zavallı, cellâda bir tekme vurarak bardaklarını önüne döküyor. Ve (ben suçsuzum, ilim* den, viiâyelimden sorulsun) di* ye bağırıyor, yaıvarıyorsa da, kim dinler, diğer bir cellât yetişerek biçarenin başını düşürüyor.
Pendlkten sonra Gebzede, SıvasLan gönderilen yetmiş, A-ğaiskeiesinde Çorumdan gelen yüz karnin canlarına kıyılıyor. Kireçisitdlesinde de yüz kişi getiriliyor. EL.isi derhal öldürülüyor. Geri kalan ellisi İzmit şehri için abkonuluyor. Bereket versin ki bu şehirde, ordu erkânı, aralarında görüşüp konuşarak 10 padişahın. Celâli kırmak için n Halep ve Maraş taraftarına ka- 7" dar gitmesi muvafık olmıyaca- £~ ğma karar veriyorlar. Yoksa, bu ı " seyahat oralara kadar U—fliaf olsaydı orta Anadoluruun ıssız
bir çöl halini alacağı muhakkaktı. Bununla beraber Umaü Paşa, on bin kişilik bir kuvvetle ve ayni maksatla Anadolu içine saldırıldı. Avcı Mehmet te, Bur* I " saya kadar devam ederi yoLcukı. f ğu esnasında her konakladığı*" yerde vc Bursada daha yüzlerce Türkü boğazhıtmaktajı çekinmedi. Merhametsizce katil ve ifna olunan bu Anadolu Türklerinin günahları, kabahatleri ne idi, bilir misiniz) Söyliyeyim: (Padişahların keyfî idarelerimden, Kevsem ve Turhan sultanların memleketi kasıp kavuran entrikalarından, hüv—-rtleri, mfl. liyetleri meçhul veya malûm kapı kullarının, mürtekrp vezir ve memurların zulümlerinden kurtulmak, şahsi hürriyetlerini ko-ruimak, mallaranm, canlarının, rzlarının emniyetini tomin eylemek istemeleri!)
Anadoluda bu toptan katiller, idamlar devam ederken, öldürülenlerin babalan* çocukları, kardeşleri, dayıları ve amcaları da hudutlarda dış düş-
manlarla cenkediyortar, millî istiklâl ve hürriyet^ vatanın bütünlüğünü muhafaza ve müdafaa uğrunda can veriyorlardı.
Türk milleti, yüzyıllarca devam eden bu zulüm'ler, fenalıklar, hariçten vuku bulan fasılasız hücumlar, tecavüzler yüzünden vatan topraklarından ehemmiyetli parçalar kaybetmesine, kurduğu imparatorluğun yrkıl-cmasına rağmen varlığını, istiklâlini kurtarmağa, muhafazaya muvaffak olmuştur. Vaktile bir gün, Istanbulda, yabancı elçilerin de bulunduğu bir mecliste, yeryüzündeki devletlerden han. gisinin daha kuvvetli ve dayanaklı olduğu mevzuu üzerinde münakaşa yapılıyormuş. Top-lanüda hazır bulunan Hariciye Nazırı Keçecizade Fuat Paşa: (En kuvvetli ve sağıam devlet bizim deVietimizdir) demiş. Halbuki o sıralarda Osmanlı İmparatorluğuna (Hasta A-dam) adı takılmıştı. Bu hastanın ölümü bekleniyor ve mirası. ıun taksimi için projeler tanzim ediliyordu. Bu sebeple ortaya a'tılan iddianın elçileri hayrete düşürdüğünü gören paşa iiâve etmiş: (Bunda şaşılacak ne var. Asırlardanberi, elimizde kazma, sizden dışarıdan, biz içeriden durmadan, dinıenmcden habre bu devletin temellerini yıkmağa çalkıyoruz da hâiâ yıkamadık. Binanın sağlamağına bundan daha kat'î, daha parlak delil o-
lu
r mu
)
Fuat Paşa bu nüktesiîe bir hakikati, Türklerdeki yaşama kudret ve kabiliyetinin sonsuz bulunduğu ve bu milletin hiç bir vakit mahvedilemiyeceği hakikatini açığa vurmak istemiştir,
Tür-k rtıüVeri, tarihi boyunca, başka hiç bir milletin tmaruz kaımadığı tethUke'ıerle karşılaşmıştır. Fakat asla korkuya kapamamış, istikbalinden endişeye, ümitsizliğe düşmemiştir. O, basma gelen her feiâxetten, biraz daha kuvvetJenmiş, yaşamak azim ve iradesi sertlenmiş, çelikleçmiş olarak çıkmıştır.
'T' üıflte fenalık edenlerin de * sonlan iyi gelmemiştir. Üç yüz sene müddetle kâh tek başlarına, bazan birleşerek bizi yok etmek için çalışan (Çar) la-rın, (Habsburgj ların, ve husu-sile Kanuniden sonra bu milletin başını dertten derde, musibetten musibete sokan Osman-oğullarının korkunç akıbetlerini gördük.
Yavuzun nedimi (Hasan Çan) m oğlu (hoca Sadettin Efendi) nin üç yüz elli sene evvel verdiği şu hükümde tam vc mutlak bir isabet vardır.
Bu devlet ve millet ile bedhah olanların akıbetleri tebah ve ruzi devletleri siyah olmak mukadderdir).
Harp Vaziyeti
Yazan:
İhsan BORAN
Hava Harbî: *«8t
Geçen sene Alman hava kuvvetleri Londra üzerine yaptıkları bombardımanlarda 1380 ton bomba attılar. Buna senenin 960 gli-nUne taksim edersek Londra her gün 3-1 ton Alman bombası yemiş demektir. Geçen bene İngiltere bombardımanlara dayanmakla İktifa etti. Bu sene îngütercnln lıııva tabiyesi müdafaa değil, taarruzdur.
(Berlin) şehrine yapılan bombardımanda İngiliz bombardıman tayyareleri bir seferde 10 ton bomba attrlar. Eğer böyle sık sık devam ederse Berlin Londradan duba çok alarm saatleri geçlre-cek, daha çok tahribata vo zayiata maruz kalacaktır.
Alman hava kuvvetleri, daha fazla ticaret geınl kafilelerine musullat olmaktudır. Buna mukabil, İngiliz hava kuvveUeri Alman hava vo deniz itelerini hedef seçmiştir. Bu mücadeleden hangi tarafın muzaffer çıkacağı, yavaş yavan belirmektedir. İngiliz yeni av ve bombardıman tayyareleri, Alman tiplerinden daha mükemmeldir. Tayyarelerin kıymeti, mürettebat emsalde mütenasiptir.
İngiliz tayyarecileri birinci sınıf hava aslarıdır. Bunu Almanlar da ve Ruslar da kabul ediyorlar. İngiliz tayyareleri hem artıyor, hem de mükemmclleşlyor. Bu gidişle İngiliz hava kuvvetleri Alman hava kuvvetlerini mağlûp edecek kudrete yükselmektedir. Av tayyarelerinin muharebe kabiliyeti ve ateş kudreti fazla; bombardıman tayyareleri daha büyük ve daha çok uzak mesafelere daha fazla bomba taşıyorlar. Bütün ba şartlar, zafer İçin elverişli sebeplerdir.
Hava kuvvetlerinde, imalat için ham madde ve uçuş için benzin çok büyük rol oynar. Amerika bunları temin etmekle kalmıyor, ayrıca lıazır tayyareler de gönderiyor. Denizaltılar! bunların İngll-tereyo gelmesine mâni olamazlar. Alman kuvvetleri bu imtiyazlara malik değildir. Hava hâkimiyeti sürekli olmaz; fakat hava kuvvetlerinde sürekli uçuş ve sürekli İmalât şarttır.
İşte ba sebepler dolayıslle de İngiliz hava kuvvetlerinin büyük muvaffakiyetler kazanması çok muhtemeldir. Hele Alman hava kuvvetleri, kemiyet ve keyfiyet Itfbarlle geri kalıp müdafaaya dönerse, Almanya için hava harbi pek feci olacaktır.
Münakalât Vekilinin Tetkikleri
Münakalât Vekili Cevdet Kerîmi Jncedayı dün Dokuzuncu İşletme idaresine giderek tetkikler yapmış ve bazı direktifler vermiştir.
Stok Paçavraların İhracına Müsaade Edildi
Bir müddetten/beri ihracı hususi müsaadeye tâbi tutulan paçavralardan büyük bir stok meydano gelmiştir. Ticaret Vekâleti bu stoktan bir miktarının ihracına müsaade ettiğinden dün Roman-yaya klering yolfle yüz bin liralık paçavra gönderilmiştir.
Cesaretin Erkeklikle Alâkası Nedir?
SİYASÎ İCMAL I
4
Yumruklarıyle
Döverek Bağıran
Erkek Goril, Düşmanları Ürkütür
Erkeklik Hisleri Az Erkeklerin Cesareti de Azdır
Bir goril aaîesi bir yerden bir yere giderken ailenin- erkeği önde yürür vc arada sırada kili» yum-ruklarîle göğsünü döverek gırtlağından çıkarabildiği en korkunç sesle bağın. Erkek çocuklar cenahlarını tutarlar, ihtiyar erkekler dümdarr vazifesini görürler. Kadınlarla küçük çocuklar da ortada yürürler.
Karşılaşılan düşman ne kadar güçlü ve kalabalık olursa olsun aile veya kabilenin önünde yürüyen erkek ~orilin kaçtığı, mücadeleyi kajbırt etmediği vâki değildir. E£er düçman çok kala'ba-lık olursa, yalnız gebe ve emzikli kadınlarla küçjük çocuklar arkada kaİMar. Bütün öteki goriller, kadıı% ihtiyar» düşmanla mücadelede, ^enç erkeklere eklerinden gdıdiği kadar yard'ım eder. ier. Bir goril aile veya kabilesinin kaüabahk bir düşman sürü-siıe, meseıâ bir arslan veya fil sürüsü ile mücadeıesi hakikaten şe-hametli olur. Gormer sayıca az ol. duklan haade zekâ, cesaret ve tâbiyeıeri sayesinde hemen daima düşmanlarını venerier.
Hayvan ailemi içinde en yakın akrabamız olan görülerle ne ka-d^r iftihar etsek yeridir. Fakat, bu<çünt.erde. biımem çornOer bazı insanıiara akraba olmağı bir şeret oayariar mı?
Cesaret ve şuurlu toplu mücadele hayvan âtemi içinde insanlarla vakın akrabaıarı o;an may-mun'.aia hâs bir keyfiyettir. Bu sayededir ki, insanlar bu kadar yavılmışlar ve sair hayvanlara hâ. i.ırn oımuşiardır.
Mayımunlar ise düşmanları çok ve koıuyaniarı yok oianasına rağmen mevcudiyetlerini bu sayede idame edefeilmişî*fdir.
Toplu mücadeleye kabiliyetleri olan ve eıflceklerinde yüksek bir cesaret bu.unmıyan havvan soyları münkariz ohjp gitmiştir.
«Cesaret» denince niçin derhal «erîcek» alela geliır? Cesur adama «erkek adamı» deriz. Kadın ce-ı değiî midir?
Gerçek, kadın da cesurdur, fa-
Yazan: Nusret KuYMEN
kat kadının cesareti daha ziyade en.üdafaa» cesaretidir. «1 aar. ruz» cesareti olan kadın nardır, biraz da ~»vri tabiidir. Böylesine «erkek gib kadın» deriz.
Bunu tabiat böyle yapmıştır. Mutat hasta zamanlarında, iki camı ve emzikli ıKen kadın taarruza geçmeye kudretine maddeten maıuc değinir. Eme* \bc yiyecek buJmak, - 'vecegıni, yurdu, nu ve .vrtkin.-uııu korumak için daimî bir mucaoeıe ıçınae yaşamaktadır. t-rxeK yuaouna ve yakıma rina yanaşan teftuiKeyi yur-c.unun nuj'üujni.ı yaMaşırKen taarruza geçereK Karçnamak ıti-yadınûaaiT. bu ıtirat on Dtn*erce .iin ınkısat ettrra^ı en kokiu bir it. attı . crxeK ıç^n her yaoancı muhtcmcı Dır au^manarr. Onun ıçm erk k kaomı ner yaoancnıan kaçırır ve - aoancryı evine, nara-
m.ne salmaz, uu gjol n,x-----rv His
lerım ka^ıoGonuy erjucAiere &auın. la*^— deıuer; ıidua Kaamıar ıınmasın Oıiye saaece kancrK aı-ycrck. üuiıu n j: rnc aa/UiifUan a> ı-rırıar. C^unı^u taarruz oır cesaret gotf^memejc Kaam için ne *aaar (ouıi ise tim-n ıçm de o kadar haciAdır.
Cok şayanı dikkattir ık, lâkır doda erkoıüe bu kadar yakından ilgmnaıraen ceearet tızvoıoji bakmamdan da erkekle aıâKaudır. EiKegı az oıan, yanı eıkekıık guddeden iyi Fuemryen erkekler ek-aeriyetı'e cesur oımazlar. Bumar içinde cesur görüneruıeri olursa da bunıarın gösteılchİKlen marazı, zararlı bir cesarettir.
Marazı cesaret gösteren erkek, liksız erkekıer herhangi bir tehlike karsısında şahsi bir cesaret ve fedakârlık göstermekten ziyade tarihte ceaaretlerile meşhur erkek adacmlara taparlar ve hayallerinde cmlarm ruhuna girere'k dünya-9* fetfhetmrye kalkarlar. Bu gib' ruh malûlleri bazan milyonlarca
hakîkî erkek kanma «örerler.
cKahraman'iar ve kahramana tapma» isimli kitabile şöhret kazanmış olan büyük edin Karlayl, bu ruh malullerinden biri idi. ha-kat süknolunurr ki, sadece bir e-dipti, bir politikacı, bir diktatöı değildi. Kitabında sadece Attilâ, Cengiz, Fatth grbi soy erkekleri coşkun bir dille methetmekle iktifa etti.
İnsan thtiyarladıkça eı keklik duyguıarfle berabeT taarruzî cesaretin de azaJ.nası ikisi arasındaki münasebeti gösteren bir dcni daha tefkil eder. Şu var ki, bütün genç*ığmde erkeikiiği ve cesareti yû'Asex sevivedo buıunmuç soy bir erkek ruhunda kökıe^mif olan cesaret itiyadım ihtiyanığmda da
eKseriva muhafaza eder.
Guddelerin umumî sıhhatimiz ve bilhassa ruhumuz üzerindeki tesirlerinin ehemmiyeti gitgide an-laçmmaktacrır. 1 ıto»om bu şubesinde çaaşam mübcJhassrsiar tünü gıda ifrazatı kifayetsizlerin* karcı bir çok tedbir ve iıâçıar arasın* da ruh haVıe«ımiz üzerinde yapabileceğimiz irade tesuVerini de zik retmeAtedirler, Meselâ insan kederli bir zamanmda neyeii şcorier düşünerek ve kendine neşe teıi&m çdereJc kederini giderebilir. Ayni sureue, cesur bir erkek vekamna yakışacak tavırlar ve hareketler, düşünceler, inanlar ve sözierîe de çnkekiiği ve cesareti tedticî surette besfeemek mümkündür. U-nuimamak lâzvmdrr ki, hayat mücadelesinde kazananlar cesur insanlar ve cesur miFIetlepdir.
Bizim memlekette bu tedaviye muhtaç oian yarı erkeklerin sayısı çok azdır. Fakat bu vesavanm bu. günkü dür*"?^va yayılması dünya. nm istikbali bakımından her halde çok faydah ohır. Biz bazı Avrupa mermi eke tt e ri r>den türKi film ve teiknik mütehassıs Fan getirttk. Kabil olsa da biz de bazı m emle-ketPere erkeklik mütehassısları göndersek te yurthırını müdafaa ettmeoini ve delice emirlere «Ha-yırU demesini öğretsek...
Arılardan İbret Ala
Bazı kimseler vardır ki vazifeleri İktizası curaya buraya gidip gelmek ten yorulduklarını söylerler, çlkAyet
ederler. Bu gibilere, arılardan İbret
almalarını tavttlye ederiz.
Bir kovanın arıları, yanın kilo bal
yapabilmek İçin altmm mil mesafe dahilinde uçarlar, çiçeklerin Üzerine konarlar. Bir arınm bu zahmet mu-
kabilinde getirdiği bal, kilonun 0,007 ı düriı. mahpusların uslu oturmaları-
nı
ci
j-
Şeref Stadı:
Saat 13 Alemdar - Davutpaşa. Hakem: Muzaffer Çizer. Yan hakem: Şcklp - Şehitti.
o
Toprak Ofisi Yardım Sandığı
Ankara, 25 (Telefonla) — Toprak Ofis memur vc müstahdemlerine vefat vesaire anlarında yardımda bulunmak maksadllo bir sandık vücu-de getirilmiştir. Memur ve müstahdemler bu sandığa, ücretlerinden muayyen bir para verecekler vc vazifelerinden ayrıldıkları takdirde sandığa yatırdıkları paraları iade edilecektir.
s. a savci
iTİııun, merhume harınından sonra dııı kamı, daha ilk geceden eski kocasını UMİIUUI Höyle İdi», cmerhunı böyle İdi», merhum böyle yapardı» deyince Nas-ıinıs. Karısı sormuş: «Nereye Hoca?», hu yatağa ben ve sen, bir de merhum
t girdi. Adı halâ üçlü pnkt. Gayet ! kurulu.u? kl üç chubindan gayrisi
rada imzalanması mukarrer Türk • Macar ticaret mukavelesi için yola çıkmış olan Macar heyeti bugünlerde şehrimize gelecektir.
Döviz Tediyesini icap Ettirecek
Taahhütler
Ankara, 26 (Telefonla) — Dovlct daire ve müesseselerinin hariçten mübayaat ihtiyaçları ile ticarî tediyelerin serbest dövizle yapılan satışlardan ve prime tâbi diğer mona-biden gelecek dövizlerle karşılanması kabul olunmuştur. Daire ve müesseseler döviz tediyesini İcap ettirecek herhangi bir taahhüde girmeden evvol Başvekâletten müsuado alacaklardır.
Bir isviçre Heyeti Geliyor
Ankara, 26 (Telefonla) — Yeni bir caret anloçm.l i aktedllmek üzere ıgünlerdo şehrimize bir İsviçre tl-jaret heyeti gelecektir.
Hükümet 1500 Talebeyi Leylî Meccani Okutacak
Ankara, 26 (Telefonla) — önümüzdeki ders yılı için hükümet hesabına leyli meccani olarak 1500 talebe okutturuima-sı kararlo-stırıl-mıştır.
Bu talebelerden bir kısmı, müsabaka ile, diğer bir kısmı da İlse bu-lunmıyan yerlerde matlûp evsafı haiz olanlar arasından serilecektir.
resini sinirlenme neticesinde ( durduğunu te*>bit ettiğinden k tilin 18 seneye mahkûm edilm sine ve suçu işlediği zaman yat
sl kadardır.
Taklit Devri
Evet taklit devrinde yaşıyorut. Harp dolayıslle miktarı aralan, tedariki kabil olmıyan şeylerin yerini, mümkün mertebe tutacak şeyler yapılıyor. Mesel A: odundan tereyağı
m disiplinden ayrılmamalarını temin İçin güzel bir çare bulmuş.
On beş sene uslu otursa te evlenmeye razı olan mahpusları serbest bırakacağını söylemiş. Yirmi seneye veya müebbet gürege mahkûm mahpuslar kuzu gibi olmuşlar. Her sene
yüzlerce mahpusu evlendirmek İçin çıkarmak, kftftıttaD kumaş, camdan I htpMw|M1ia bir de «evlenme büro-
vermış'tir.
kösele yapmak gibi...
Almanyada başlıdan bu taklitçilik son zamanlarda dl&er memleketlere de sirayet etti. Lelpzlg*de bir mühendis nrahtcrl balık derisinden kra vatlar, Moru ve yılan balıklan do-nm henüz 18 olmad»g. na2J rtolnden eldivenler yapmaya mav«f-1 ^,"t|^j| itibara alınarak mahkûmiyetin fttk 0,m^ 5,k bayanlarrm.rra pek üçte .kmnin indiritorek 6 3'«kmda Ruj (,Uph«,l* taklit) lerlnl hapse mahkûm edUme^ine kar »kU« kun.ag.ndan mamul çantalar-
da ta«ıdıklarnu görünce hayret etme
nıek ı ı/mı...
Franefurter Zoitung gazetesi, son nüshasının düvesini patates hamurundan yapılmış bir kûğıda basmıştır. Alû... Diyecek yok. Fakat, bunu İstanbul Belediyesi, uzun z bulan muhteri, kalıttan patates yap mandanberi çöp fırınlan ve çımanın usulünü bulmuş olsaydı dahi» istasyonları tesisi için tetkiki fol de 11 olmazını İdi? yapmakta idi. Ali çorbacı namı D J D* D L
daki bîr müteşebbis istanbul B OU Oö 0\T KeKOr
tediyesine müracaatla küçük mi 1810 senesi İçinde ölen meşhur a-yasta çöp fırınları yapılabilecek damlardan biri do E. V. Wrlgth dlr. ni teldif e tını iş ve EdirnekapıdJ Bu zatın şöhret kazanmasına se-
Bir Türk Çöp Fırınları Yapıyor
atelyesinde numunenin hazır c duğunu da bitdirmiştir. j
istanbul Belediyesi bu tek üzerine numune üzerinde tecriil yapmağa karar vermiştir. Bun rın 300 liraya kadar mal olace
bcp, yazdığı elli bin kelimelik bir romanda «e» harfini kat'lyyen kullanmam asıdır.
Emektarlık Bu Kadar Olur
su» ocunun.
Amma Metanet!
Kolombla Üniversitesi Tıp Fakültesi talebesinden Lloyd Galltz, hayatını tehlikeye koyma bir Endocardlt ma tutulur. Mütehassıslar ameliyat yapılmasın» lüzum gösterirler.
Operatör, hastanın kalbinin katı-la^miH tarafını neşterle kazır, tıpkı bir soğan gibi... Lloyd, verilen kloroformu reddetmiş ve ameliyatı takip eylemiştir. İyi olduktan sonra su sözleri söylemiştir:
— Hafifçe gıcıklanır gibi oldum. Fakat, kalbimin operatörün avucun-da çarptığını gördüm. Ba çok hoşuma gitti. Yürek denilen fey no kadar uf akmış t.- 9
Katır ve Bal
Bu; bir Habeş hlkAyeoldlr, Nakle değer:
tkl adam, bir İhtilâf yüzünden bir kadıya müracaat etmişler. Bunlardan birisi, karardun evvel kadıya bir katır, diğeri de bir kutu bal hediye
Londrada, AJfrcd Ulnney adlı bir ctml*-
Kadı, katın getiren adamı haklı
da anlaşılmaktadır. Tecrübe ne oda hizmetçisi, ayni aUeye tamam
ce.inde muvafık «örüMügü t^ 72 sene hizmet etmiş. Ve bir gUn çıkartınca öteki hlddeUe bağırmışı
dirde derhal sipariş yapılacak vazifesinde kusuru görülmemiş. - W" belU httk!İIZ Citafdın?
bxmun için on tin liralık bir ta Büyük bir şeref! Fakat bunda e- HaIbuW bcn >ana b,r kutu N W*f
sksat ayrılacaktır. Bu hanların b fendllerlnln de hisseleri yok mu? 72 | nil*tira* yük bu ihtiyacı karşılayacağı m «ene ayni uşağı kullanmak da bir teahhit tarafından temin edilme, şeref değU mi?...
berin
EhU dil bir adam olan kadı gülmüş ve şu cevabı vermiş;
— Ne yapayım? Mahkemeye girmezden evvel senin bal kutun, koca-MJşIgan eyaleti hapishanesi mü-1 man bir katırın ayağı ultmda ezildi!
Güzel Bîr Çare
Yugoslavyanın Tuttuğu Yol
Yazan: I. B<
ugoslavya üçüzlü anlaş-
u maya girdi: Yani, o da,
diğerleri grbi hrsat kaçırdı v*| Almanyaya istismar için fırsat; verdL Yugoslavya, dığerlerinel nîsbetle ucuz kurtulmuşa benziyor, üçlü paktın askeri maddelerinden muaf tutulmuştur. Fakat mühürlü harp malzemesi va. gonlarile yaralı taşıyan vagonla, rın nakli temin edilmiştir. Yani Alman ordu* un un tahliye vo ikmal işlerinde Yugoslavya der miryoliarı açıktır. Almafiyanın kazandığı bu imtiyazlı vaziyet, şimdilik pek tehlikeli olamaz. Yunanistan Vardar vadisi gar bmdan Yugoslav - Yunan hududundan bir Alman taarruzu beklemeyebilir. Selân.k şarkında Ahnan ordusuna müdafaa için tertibat alabilecektir.
Yunanistan ve İngiltere, Yugoslavyanın bu şekilde üçlü pak* ta girmesinden şimdilik büyük zarar görmüş değillerdir. Büyük zararı görecek Yugoslavyadır: Harp malzemesi ve yaralı nakline müsaade etmekle kendi dahilî işlerine müdahale için Al* manyaya fırsat vermiştir. Zira» harp malzemesi ve yaralı trenlerinin Yugoslavyadan geçmesi,! Yugoslavya demiryol şebekesin-, de ve tesisatında yavaş yavaş Alman memurlarının vücudunu, ve Ahnan ordusunun tahliye vc ikmal ihtiyaçlarına göre hususi harp tarifelerinin tanzimini icap; ettirecektir. Almanların bu maksatla yapacakları taleplere karşı, Yugoslavlann menfi cevap vermeleri - vermek isteseler de j geç ve müşkül olacaktır. Bun-* dan başka Almanlar, kazalara mâni olmak ve emniyetle seyrüsefer için kontrol ve muhafaza tedbirleri almak ta istiyecek-lerdir.
Yugoslav hükümeti az evvel, eski Başvekil Stoyadinoviç'în Almanlara karşı yaptığı müsaa-dekârhklan çok görmüştü. Şimdi ayni işi tekrar ve fazla s ile yap m ıştır. Yugoslavya, kendi arzu-sile başladığı yanlış işin önüne geçmek isteyince, bunun kolay olmıyacağını, yani silâhsız o İmi. yacağını görecektir.
Almanya, Yugoslavyada eme line tamam ile erişmedi. Fakat ona erişmek için büyük bir fırsat kazandı. Yugoslavya feda-( karlık yapıyor, fakat pişman o-lacaktır. 1914 teki Sırbistan daha küçüktü, nüfusu daha azdı-Fakat daha çok sağlam ve cesurdu. Büyük fakat içi zayıf Yugoslavyanın o günleri hasretle arayacağı zamanlar uzak değildir.
Bir Tavzih
Aydın Memleket hastanesi baş«ı hekimi derfttor Necipten aldığımız mektubu aşağıya dercediyo-
ruz:
Gazetenizin 22 şubat 941 tarihinde çakan nüshasında Neri. man Hikmet imzasrle «Aydının me?hur sıtması» başltğı altında bir yazıda bu mevzu etrafında şahsımla vaki olmuş bir mülakatın zikredildiğini okuldum. Hastanemiz asistanı doktor Makbule Dıblam sınf hususi mahiyetteki ziyareti esnasında tanıdığım Neriman Hikimetîe bir gazeteci sıfati-le mülakatta bulunmadım- Hasbi, hal esnasında Aydmda sıtma bulunup bulunmadığı hakkında vaki sualleri üzerine kendilerine bir kusun vilâyeti erim izde olduğu gibi burada da sıtma bulunduğunu, fakat korkulacak kadar münteşir ve tehlikeli olmadığı cevabını ver-1 dim. Ve hattâ on üç senedenberi burada bulunmaklığnna rağmen bir kere olsun sıtmaya tutulmadığımı ilâve ettim. Sözü geçen (rmakaleöinde Aydında bulunduğunu ispata çalıştıkları meşhur sıtma ha'kkmd_a bir delil olarak kullanmak istedikleri ifadem, tefsire yol açmayacak kadar sarih ve vazıhtır. Bayan Neriman Hikmete vilâyetimizin korktukları kadar sıtmalık bir mıntaka olmadığını hatırlatır ve bu tavzihin, (gazetenizin ayni sütununda neşri-! ni rica ederim.
ÖLÜM
Maden tetkik vc arama enstitüsü petrol grubu diroktörü Bay Cevat Taşmanın valideleri Bayan Leylâ Taşman vefat etmiştir. Cenazesi dün kaldırılarak Beyazıt camisinde namazı kılındıktan sonra Süivrika-pıdaki aile makbercslne defnedilmiş-tir.
VATA
27 - 3 - 941
Atlas Okyanusunu
İlk Geçen Vapur
Atlas okyanusunu ilk olarak vapur, yeni buharlı gemi bundan yüzyıl, hattâ biraz daha faz la bir zaman önce geçmiştir.
(1833) yılında Amerika. Kanadalı bir gemici (Royal Willi-anı) Royal \Vilyam adlı motorlu gemisini satmak için Atlas Okyanusunu geçerek İngiltereye gitmek isteaVL^akat adamcağızın bu istediğini arkadaşları hiç de hoş bulmadılar ve ona
deli dediler.
Cesur gemici korkmadı. Bin sekiz yüz otuz üç yılı ortaJarına doğru Royal Vılyam Kanada-dan Londraya kalktı.
İçinde yedi yolcu, 300 ton kömür, içi saman doldurulmuş bir kutu kuş, altı direk, bir çalgı vardı...
Ve yirmi dört gün sonra ingiltere sahiline yanaştı herkes bunu müthiş bir başarı sanmış-
tı. Halbuki bugün bu koca denizi ilk gemiden on binlerce ton fada olan vapurlar (üç buçuk) günde geçiyorlar. v
Bu motorlu gemiden önce yel kenli gemiler Atlas denizini yirmi yirmi beş ^ünde geçiyorlardı hattâ bunlarcian biri Drcadnou-ght (DrednotJ okyanusu gayet elverişli bir ha-rnda dokuz buçuk günde geçmişti.
Kaptan
İKi Paris
Fransız Parisi
Alman Parisi
Yazan: Eebia T evlik BAŞOKÇU
27
Faydalı Bilgiler:
Kitap Düşmani Böcekler
Her evde çocukların ve büyüklerin kitaplarına düşman o-lan bir mahlûk vardır: Hamam böcekleri?
Siz bunların kitap kapaklarındaki çirişlere ve yaldızlara ne kadar düşman olduğunu bilseniz onların kökünü kurutmak !-çin evinizde esaslı temizlikler yapmayı ihmaj çömezsiniz.
Hamam böcekleri filide çabuk baydırlar. Onların çıktığı deliklere filit sıkarsınız. Çarçabuk bavcın bir halde deliklerin, den dışarıya uğrarlar. O vakit onları derhal toplayıp yakma-Iıdır.
•jç Kundura boyası ve saire gibi madenî kuytuların kapaklarını açmak inşam hayli yorar, ellerini arıtu. Bazan da b>çalk ve çakı a-ğrzlarırun kırıtmasına sebep olur.
Tarif edeceğimiz usul dairesin, de hareket eder» eniz bu gibi m ah zuTÜara mahal kalmaz.
Kapağın altta rafını bir sicimle bağlayanız. Bu sicimin bir noktasına ince bir çivi sokarak çevirirseniz kutunun ağzı sıkışır, kapak yerinden oyıvar ve kolayca açılır.
İt El çatlaklarına karcı aşağıdaki tertibin kuTIamftrn-ası pek fayda bdrr:
1,5 gram marttol, 2 gram zeytinyağı, 2 gram salol, 50 gram lano&n...
Bunu, tanıdığınız bir eczacıya yaptırınız, elleriniz çatladığı zaman burunuz.
Diş tozu: Odun kömürünü havanda iyice dövünüz, aynî miktarda kınakına tozu karıştırınız ve 10 da iki miktarı billur şap ilâve ediniz. Biraz da tarçın tozu kanştırzpsanız güzel koku verir. Bu tozla sabah ve akşam dişlerinizi uğuşturunuz.
^ Sinekleri öldürmek için: Bir tabağa bir ekmek parçasile bir bardak su ve iki çorba kaşığı formül ve üzerine de bir kahve kaşığı toz şeker koyup masanın üzerine bırakınız. Bütün sinekleri öldürür.
o
Pipo İçen Balık
Pipo içen balık hiç gördünüz, hiç işittiniz mi?..
Halbuki, balığın bu türlüsü de varmış ve ismi de Dinamit imiş. Havai adalarında çıkan «balonlu balık» nev'inden bir şeymiş. Balonlu balık, içine Kava ve su çekerek kendisini şişirmeyi, sonra da hemen nefes vererek kendisini döndürmeyi çok severmiş.
Gardiyanı, balığın bu zevkinden istifade ederek seyircilere görülmemiş bir şey göstermek istemiş ve akuanyomım içine, yanan bir piponun ağzını geçirmiş. Balık şişerken- dumanı içine çekiyor, ve nefes verirken de baca .gibi d uman aavuruyormuş. Bunun, Dinamit'in çok hoşuna gittiğini söylüyorlar.
Çok Yiyen Çocuk
mam
Geçen sene Tom isminde altı yaşında bîr çocuk Amerikada çok yiyenler arasında yapılan müsabakada birinciliği kazanmış ve 20 tane pasta yemiştir.
o
En Kuvvetli Gıda
Fen erbabı, dünyada gıda kuvveti en fazla maddenin Amerikan
fıstığı olduğunu meydana çıkarmışta.
Bu keşfe nazaran insan, başka bir gıdaya ihtiyaç hissetmek-sizin yalnız fıstıkla senelerce beslenebilir.
Bizde, en ziyade seyir yerlerinde, tiyatrolarda eğlence makamında yenilen bu fısftığın fevkalâde besleyici bir hassaya malik olduğu yakın zamana kadaT A-merikalırara biie meçhul kalmış ve bu lezzetli kuru yemiş, vaktile
Amerikada esir zencilerle domuz. ların iaşesine hasredilmiştir.
Afrika sahillerine, esir avcılığına giden Amerika ve İngiliz gemileri, mürettebatın ve esirPerin iaşesi için çok miktarda frstrk alırlardı.
İşte bu uzun deniz yolcu'luğ-un-da fıstık yemeye alışan kaptanlar ve gemiciler vasrtasile Amerikan fıstığı halk arasında taam-miim e fam iştir.
Genç Kızlara
Ev :şleri
275 Gram tereyağını iyice vurmalı, sonra 250 gram şeker 4 yumurta sarısı, biraz va-nilyalı şeker, 2 çay kaşığı «be king pauder.» ile karıştırılmış 300 gram un, 20 gram nişasta. I büyük çay fincanı süt,
ve nihayet vurulmuş dört yumurta beyazını ilâve ederek, iyi bağlanmış bir çelenk kalıba döküp, pışirmeli.
V
Bir Ders
Çok sıcak bir gündü.
Ay!han, bahçede bir ağacın altında serili hasıra uzanlmış, kitap okuyordu.
Annesi seslendi:
— Ayhan I Haydi, git gözlüğümü getir...
Ayhan tembel tembel gerindi. Sonra:
— Anneciğim, dedi, sıcaktan bütün vücudum gevşedi. Kımrl-danacak halim yok. Biraz sonra getiririm. %
Bahçenin öbür köşesinde çiçek.
lerinin kuru yapraklarını temizleyen babası bu sözleri işitti. Aynanın yanına geldi, beiindeki kemerdin tuttu, kaklırdı. Küoüğü havuza daldırdı, çıkardı. Sonra:
— Kâfi derecede serinledin, sanınım. Şimdi git, annenin göz-lugunu al, getir...
Dedi.
S. A.
Posbıyık Amca meşhur bir dır. Eeee! Ressamlıkla avcılık, sıkmaz. Bizim amca Afrikada güzel bir manzara ile karşılaştı, mak istedi. Her şeyi hatırladı, * diye etrafına bakındı. Her şey na atladı ve orman kenarına gel avcılık insanı biraz da dalgın e pasını unutmuştu» Şimdi tualı Birden: Ondan kolay ne var? di ğacın dibine oturttu, başı ve a mükemmel tablosunu tamamla
avcıdır, aynî zamanda ressam-ikî karpuz gibidir, bir koltuğa iken bir gün orman kenarında Ertesi gün buranın resmini yap-onra acaba bir şey unuttum mu? tamam diyerek sevgili zürafası-di. Dedik ya, hem ressam hem der. Posbıyık amcacığımız seh-nereye dayıyacaktı... Düşündü... ye bağırdı. Hemen zürafayı a-yaklan arasına tualı sıkıştırdı ve maya koyuldu.
Profesör, Dört Beş Hafta Müddetle Bülün Derslerinde Atatürkten Bahsetti
En Kttçâik Kafalılar
OKMYUCULARA CEVAPLARIMIZ
En ı m. ıık kafalı insanlar şimdi artık kaybolan ve cenup Amerikanında yaşıyan bir kabileye men Huturlar. Bu insanların beyinleri tabii bir İnsan beyninden beş kere daha hafiftir. Amerikada (küçük beyinli) İnsanlardan bugün yaşıyan ancak bir kabile kalmıştır.
-o--
Hâkim maznuna:
— Kalp para yapmaya utanmadın mı?
— Tabiî utandan, bay hâkim. Sahicisini yağmak istedim ama benzetemedim I
II
Biraz da Gül elim
il
Şu parçaları birleştirirseniz bîr hayvan olur
ehli
Kurnaz Çocuk!
Küçük Nevzat, tramvay direğinde dayanmış maıhzun mahzun düşünüyortdu. Yaşlıca bir bayan oradan geçerken eğildi ve sordu:
— Yavrucağarı, derdin ne?..
— Ana/man, babamın yanına gideceğim. Yirmi beş kuruşum yok!
— Valh çocuğum! Al şu yirmi ibeş kuruşu da hemen git. Anan. baban neredeler?
— Karşrki sinemada!..
Hayır İşleyen Çocuk
İkhn ekt qp TnıralJim it aM âk
«Jensinlde çocuklara, gim»de en azı
iki iyi şey yapmalarını söylüyordu. Küçük Mehmede sordu:
— Söyle bakayım, senin hiç böyle bir günün oldu mu?
— Oldu, bay muallim... Geçen hafta Yeşilköydeki teyzeme sabah trenile misafir gitmiştim. Son derece sevindi. Akşamüzeri geri döndüm. Daha ziyaçje sevindi." ' 'M^ W:- * •'",'
Bizi Bakırköyüne Götürürler
Muallim, talebesine söylüyordu :
— Çocuklar, size dünyatun yuvarlak olduğunu anlatmıştım. Şimdi, yere bir kuyu kazacak ve kuyuyu derirıleştire derinleştire öteki tarafından çıkmaya teşebbüs etsek ne olur?
Arkadan bir ses:
— Ne olacak, bizi derhal Bakırköyüne götürürler!..
Çocuk Eczanede:
— Dün, annem için aldığım
haplardan bir kutu daha verir
mtasyon-ıara asııacaKtır. uuuuu
urluğu her türlü hazırlıkları yapmıştır. Bu suretfl'e halka büyük bir
. olavhk temin /dilrniş olacaktır. Ia__
S — Üstüva hattı nedir?
C — Dünyanın kutupları arasındaki uzaklığın tam ortasından geçen hayali bir hattır. Bu hattın geçtiği yerler, dünyanın en geniş tarafıdır, j , .
S — Dünyanın dönmesinden ne
olur?. , .
C — Dünyanın ekseni etrafında
dönmesinden gece ve gündüz hasıl olur. Dünya, mihveri etrafında 21 sa atte bir kere döner. Bu dönüş bize sabah, öğle, akşam ve geceleri verir.
S — Granit ne için kullanılır?
C — Granit pek sert ve dayanıklı bir taş oldugaı için en ziyade anıtların, dalga kıranların, rıhtımların, kaldırrmların yapılmasında kullanılır.
S — Tebeşir nedir? C — Tebeşir beyaz bir kayadrr. Bazan pek sert olursa da ekseriyetle yumuşaktır ve kolaylıkla toz edilebilir. Yer yüzünde görülen tebeşir tabakaları pek çok zaman evvel deniz diplerinde teşekkül etmiştir. Bu sebeple bunlar su kayalarındandır. S — Koç türlü demir vardır? C Demir, başlıca üç cinstir. Fakat her cinsin de muhtelif şekilleri vardır. Demirin üç cinsi şunlardır: Dökme demir, âdi demir, çelik... S — Gliserine nedir? C — Koyu, tatlı, renksiz bir sevik tir (mayidir). Yağlardan çıkarılır. Sabun yapılırken kaynıyan karışıkta (mahlutta) gliserin hasıl olur. Gliserin, yalnız başına çok faideli bir maddedir. Fakat, kezzap ve zaç yağı ile karıştırılınca dinamit (nitro gliserin) denen patlayıcı ve çok tehlikeli bir hale döner. S — Kadife nedir? C — Üstü yumuşak tüylerle örtülü sade ipek, veya pamukla karışık İpekten dokunmuş bir kumastrr. Ka
dife yapmak için, ipek kozalarının işe yaramadığı zannedilen dış ve iç kısımları kullanılır.
Profesör (XX) Fransanın büyük âlimlerinden, tanınmış, çok hürmete lâyık bir adamdır. Beyaz saçlarının altında parlıyan zeki gözleri, sözlerindeki belagat ve tesir kendisini talebelerine sevdirmiştir.
Geçen 1911 harbinde askermlş, topçu yüzbaşılığı yapmrş... Harpten sonra kendisini ilme vermiş, fakat Almanya haricindeki memleketlerde ne olup ne bittiğini merak etme müj.
Bütün derslerde Hltlerin ve Almanların bahis mevzuunu teşkil etmesi benim bir parça damarrma dokunmuştu. Bir sene evvel bir gün dersten çıkarken profesöre sokuldum:
— Muhterem profesör, dedim. B. Hltlerin adı daha hiç duyulmazdan evvel Mustafa Kemal isminde bir adamdan bahsedildiğini hiç işitmediniz mi?
— Evet, dedi, işittim, büyük bir
adammış, fakat onun hakkında hiç bir eser okumadım. Malûm ya vaktim pek az, ve daima meşgulüm...
— işte Mustafa Kemal asıl ilmî
araştırmalarınız sebebinden sizde alâka uyandırmalı... Çünkü bütün dünya bu asrm en büyük adamı olduğunda ittifak ediyor. Müsaade e-
derseniz size Atatürk hakkında yazılmış bir kitap takdim edeyim.
—Çok memnun olurum, yarın katibimi gönderirim. Kitabı ona ve
rirsiniz.
Profesör kendisine gönderdiğim kitabı okuduktan sonra Atatürkün prensiplerini öğTenmek istedi. Tekin Alp tarafından yazılmış Kemalizm ismindeki kitabı gönderdim.
Profesör (XX), bu iki kita^an sonra yeni bir dünya keşfetmiş gibi, dört beş hafta müddet bütün derslerinde Atatürkten derin bir hayranlıkla bahsetti, Kemalizmdeki prensiplerin harfi harfine kendi prensiplerine uygun olduğunu söyledi.
Bu bahsettiğim hâdiselerden biraz «onra Almanlar Fransız toprak
larma girdUer. Herkes şaşırmıştı. Veygand hattı diye General Vcy-ı gandm hazırladığı bir hattan Almanların katiyen geçemiyeceği o' aralık söyleniyordu.
O günlerdeki derslerinde profesör (XX) Veygandın harikulade dehasından büyük bir emniyetle bahsediyor, ve Veygandın Hitlerl yere vuracağını söylüyordu. Halbuki Alman istilâsından sonra Veygandın dehasından artık bahsedilemezdi. Fakat profesör Almanlardan ve Hitlerden dilediği kadar bah sedebilirdl ve etmeğe başladı.
Fransızların bu kararsızlığı ve kısa görüşleri ve hüküm vermekte pek acele edişleri sinirime dokunuyordu.
Bir gün profesörün kâtibesile bu mesele hakkında münakaşaya tutuştum. Kâtibe, profesörü haklı göstermek için dedi ki;
— Sorbondaki dersleri bırakmamak İçin profesör o kadar zahmetlere katlanarak hür Fransadan buraya geldi.
içim o gün hep isyan etmek istiyordu. Cevap verdim:
— Yazık profesörün zahmetlerine. Ben profesörü şu aralık Sor-bonda değil, General de Gaulle'in
yanında görmeği tercih ederdim.
Kâtibe ile aramızda samimî bir arkadaşlık vardı. Fakat yine fazla söylemiş olmaktan korkuyordum. Kendimi mazur göstermek için Uâ-ve ettim.
— Rica ederim. Matmazel, beni mazur görün. Biz Atatürk gibi, İsmet inönü gibi kumandanların harplerini gördük. Kimisi kırık kaburga kemiklerinin ıstırabını elile bastırarak harbe devam etti, kimisi de çamurlu siperlerin içinde; hayatını tehlikeye koyarak yorgunluk tan, uykusuzluktan bir iskelet haline geldi. Vatan çok fedakârlık ister, biz de Fransayı böyle görmek isterdik...
Kâtibe başını sallıyarak sözümü tasdik etti. Ben de «Allaha ısmarladık» dedim.
(Arkası var)
GAİP İZLER'i
PARİSt ALTÜST ETMEKLE TEHDİT EDEN
MADLEN LAVRENS'ln akıbeti ne fecidir.
(Oynayan: KRİSTÎNA SÖDERBAUM)
POLİS Mî MÜCRİMİ SAKLIYOR?
BÜTÜN ARAŞTIRMALARA MANÎ OLAN KİMDİR?
Bu Muamman m haili
/arın Akşam ŞARK Sinemasınd
m *
9ı
BU AKŞAM
İPEK
sinemasında
TÜRKÇE SÖZLÜ
ve
ŞARK EFSANELERfnln EN GÜZELİ
akın^a'lTalecek diğer bir par t teneîke dahi diğer zarurî ihtiyaç lara tahsis kılınacaktır.
Tı
ıciG
Düşünmek İçin Beş Dakika Müsaadeniz Var
1 — Bu tabloda gördüğünüz şeyleri tamamlamak için kaç kiîji ister? Meselâ bir tavşan, bir beygir var. Bir avcı, bir dc sürücü ister değil mi? Diğerleri de bunun gibi...
2 — Tota, kibrit kutusunu havaya
atryor ve düştüğü zaman eteğinin üstüne geleceğini iddia ediyor. Bunu nasıl yapıyor?...
3 — Bu iki adamdan hakikisi ve aynadan aksedeni hangisidir?..
•m Dön-ander-
ka de-tak» dl-Artık m > atıı İrmek var-»raher beni
lafına
gttrU-lu bir
fi de-»rnıek
adam D/ıraya
tsum-
TU
Yazan: Dafne du Maurier
62
Çeviren: Rezzan A. E. Yalman
taS So
>uru-
liyor-da'ttlm. ho" be-
cbur-
16 ismi ılı.mı
be
Bugünkü gibi hatırımda sigarasını söndürdü, kollarını açarak gerindi:
— Hakkınız var, Maks. Hayatın yeni bir sayfasına başlamak luzmı, dedi.
Sararmış, adeta zayıflamıştı. Ellerini crp lerine sokmuş, odada dolaşıyordu. Melek yüzlü bir oğlun çocuğa benziyordu.
— Maks, şunu pek İyi bilirsiniz kl benden ayrılmak İsterseniz muhkeme sizin a-leyhlnlze karar verir. Benim aleyhimde bir tek şahidiniz ve İspatınız yoktur. Rutün dost iı. um/ evdeki uşaklar, pek iyi geçindiğimize şahadet edeceklerdir. Künso benim a-leyhlnıe bir şey soyllyemez, kimse aramızda geçimsizlik olduğunu İddia edemez.
— Ya Frank, ya Beatrls?
— Frank ne gibi bir şey ııydurablllr? Ne söylese İftira derler. Beatrlse gelince aleyhime şuhudet ederse herkese- kıskanç bir zevce rolünde görünecektir. Kocasını benden kıskandığı İçin böyle bir hayale kapılmış olduğuna herkes İnanacaktır. Hayır, hayır, Maks, ne yapsun aleyhimde kimseyi bulamazsın . Herkes beni sever ve bana
İnanır. Oda hizmetçim Mlsls Danvers'ln benim İçin ne kıy mel II bir şahit olacağını u-nııtuyorsun. Bu kadına ben ne İstersem söyletebilirim.
Sonra ayni küstah tebessümle karşımda dolaşarak:
— Sevişen kan koca rolünü herkese karşı o kadar güzel oynudık ki inandılar. Hiç kimse sana İnanma/, Muks... Rezil olursun ve haksız çıkarsın.
Masanın üzerine oturmuş, ayağını bir dü-ziye sallıyordu. Gözlerimin önünde gidip gelen hu ayak beni fena holde sinirlendiriyordu. Bunun farkıua varmış olacak kl daha çok sallamağa başladı.
— Ya bir çocuğum olursa, Maks?... Bu çocuğun senin olmudığma kimse inanmaz.
Burada Mundcrley'de büyür, senin ismini ta şır ve sen bu çocuğun kendi çocuğun olmadığını bildiğin halde bir şey yapamazsın. Hatta herkes seni güzel Manderley'e bir varis çıkardın diye tebrik eder. Oğlunun burularda, bu bahçelerde, deniz kenarlarında
VILI SARAYLARDA GEÇEN EL MANZARALI YERİNDE
koştnğuno^N BtR ŞAHESER mi f Nefis Şarkılar
Bir slgıİN KAYNAK
meğe baHİ*^'in Yeni şarkılarını söyiiyen
tüt: ' NURETTİN
_ Ne (TAN*m Şarkılarını söyleyen
Hayatın yYEN SENAR
dini ya... :I* mükâle-melerini konuşan
K.m gibi i TAYFUR
yacağmı. çektir.
Bana d nl tobcsstt tutuyordu.
Kalbine -mm edlyo landı hem du. Gözlen na buktı. fatmau
Maksimi
ta nıırılda
buz gibi
Yanımda, Maksim,* bir kale gibi
le hlkay.'s-
— Blrls^ Jurnaİ1 cağını hiç Rumca Yunan Jumalda: Deniz ku^ta ileri hareket...
mekik dok i?gali-lâzımdı, umurlarının faaliyeti... de, tâ oeaıur. Telefon 43595
arslancasına boy ölçüşen
UYOR
inemasında
I
27 - 3 - 941
VATAN
'ERDi ye İC T İH A i
İtçıçUseecn
ANKARA
Haberleri
Telgraf, Telefon ve Ajans Haberleri
ÖLENLER:
Ziraat Müsteşarı Azizin Cenazesi
Ankara, 26 (Telefonla) — Vefat eden Ziraat Vekâleti müsteşarı Azizin cenazesi dün öğle namazını müteakip Hacıbayram camisinden kaldırılmıştır. Cenaze merasimindi, başta Ziraat Vekilimiz olduğu halde yüksek devlet memurları aile ve dostları hazır bulunmuşlardır.
TAYİN VE TERFİLER:
Ankara, 26 (Telefonla) — Gümrük ve inhisarlar Vekâleti müfettiş muavinlerinden Faruk ve Fahreddin beşinci sınıf müfettişliğe terfi ettirilmişlerdir.
Ankara, 26 (Telefonla) — îaşe
müsteşar muavinliğine Samsun vali .muavini Edib'in tayini yüksek tas-dika iktiran etmiştir.
Ankara, 26 (Telefonla) — Dahiliye Vekâleti müsteşarlığına getirilecek olan Emniyet Umum Müdürü Ali Rıza Çeliğin yerine Tokat valisi İzzeddin tayin edilecektir.
îstanbul Adliyesinin güzide şahsiyetlerinden Muhlis Tumay terfian Manisa Müddeiumumiliğine tayin edilmiştir.
GİDENLER»
Srtanbul Defterdarı Şevket Mall-}mm Vekâleti İle temas etmek üzere .araya gitmiştir.
KONFERANSLAR.
27/3/941 Perşembe günü Dr. Hüseyin Kenan Tunkan, Beyoğlu Hal-kevinde cAlle fertlerinde ruhiyatın rolü» mevzuunda bir konferans verecektir. Herkes girebilir.
Eminönü Halkevinden:
1 — 27/3/1941 Perşembe günü (Bugün) saat (17,30) da Büyük Millet Meclisi Reis Vekili ve Sivas mebusu Şemsettin Günaltay tarafından (Umumi Siyasi vaziyet ve Millî birlik) mevzuunda bir konferans verilecektir.
2 — 28/3/1941 Cuma günü saat (20,30) da Dr. Yavuz Abadan tarafından (MU11 Birlik) mevzuunda bir konferans verilecek ve Temsil şubemiz (Himmetin oğlu) piyesini temsil edecektir.
3 — 29/3/1941 Cumartesi günü saat (20,30) da Evimiz azalarından Muharrir Nusret Sefa Coşkun tarafından (Milli Birlik) mevzuunda bir konferans verilecek ve Temsil şubemiz (Himmetin oğlu) piyesini temsil edecektir.
4 — 30/3/1941 Pazar günü saat (14,30) da Temsil şubemiz (Himmetin oğlu) piyesini temsil edecektir.
Cumartesi ve Pazar günkü toplantıların numaralı giriş kartlarının büromuzdan alınması rica olunur.
DAVET
Eminönü As. Ş. den:
Lv. Tğm. Necip oğ. Ali Fuat 33133 kaydi tetkik edilmek üzere şubeye müracaat!.
Deniz
Hâd'ss Dolayısı.e
Tevfik Haccarın Sözleri, Deniz Klübünün Gayelerinden Uzaklaştığını Anlatıyor
Ifcoda deniz kulübündeki Zeki Rıza hâdisesi sporcuları en ziyade alâ-icadar eden bir mesele haline gelmiş ve matbuatı da günlerce işgal etmiştir.
Memleket sporuna senelerce hiz-*met etmiş, idarecilik sahasmda da (yıllarca çalıştıktan sonra hakikaten 1 kendini sevdirmiş ve takdir toplamış Zeki1 Rıza -Sporel hakkında .verilen karar .bugün deniz kulübü idarecilerini bir çıkmaza sokmuştur.
Bugünlerde deniz kulübü umumi •heyeti toplanarak Zeki Rıza hâdisesini tetkik edecek ve kati kararını 'verecektir. Seksen imzalı bir takrir-Me bu kararm değiştirilmesi istenildiğine göre, heyeti umumlyeden na->sıl bir karar çıkacağını düşünmek 've kafa yormak belki de zaittir. Herkes bugün, deniz kulübü idare
¦
heyetinin kararından ziyade, yalnız *blr noktaya hayret ediyorlar. O da böyle bir kararda eski Fenerbahçelilerden Sait Salâhaddin ile Tevfik Haccar'm imzalarının bulunması.
Bundan bir kaç gün evvel bir sabah refikimizde bu hâdise hakkında Tevfik Haccarın bir beyanatı çıktı.
Bu beyanatta, kulübe daha ziyade ihtiyarların geldiğinden bahsedilecek, bunların vakit geçirmek için poker vesaire gibi kâğıt oyunla-'rr oynamaları mazur gösterilmek isteniyor. Diğer taraftan kulüpte şarpiler, yelkenliler bulunduğu, fakat bunların spor yapılsm diye değil, kulüp azasınm kendilerinin gezmesi için alındığı ve o şekilde kullanıldığı söyleniyor.
Deniz kulübünün yıkılmrya doğru gittiğini bildiren ilk yazımızdan (sonra, idare heyetinden Bay Naci Alinin de bizzat bana söylediğine göre ve eski bir kulüp idarecisi olan Sait Salâhaddinin fikirlerile gazetemize gönderilen bir tavzih mektubunda kulübün sporla esaslı bir şekilde meşgul olduğu, tenis, deniz ve diğer spor şubelerindeki faaliyetlerin devam ettiği yazılıyordu.
İdare heyetinden Tevfik Haccar'm beyanatı, o tavzih mektubile tam bir tezat teşkil etmektedir. Zeki Rıza Sporel bir seri halinde neşrettiği yazılarında kulübün teşekkül gayelerini bildiriyor ve deniz sporlarının ihyası maksadile kurulan ku-
lübün gayelerinden uzaklaştığını anlatmak istiyordu. Demek ki, Zeki yazılarında haklıdır. Ve kendilerinin de itiraf ettikleri bir hakikati tebarüz ettirmiştir.
Bize kalırsa, idare heyetinin salâ-hlyttar bir adamı olan Tevfik Haccar'm Zekinin o yazılarını okumadığı bile bu beyanatla anlaşılmış oluyor*^?* ---- ... ...
KEMAL ONAN
Not — tik yazımızdan sonra, deniz kulübü tarafından gazetemize gönderilen tavzih mektubunun, Sait Salâhaddin Cihanoğlundan alman fi-glrle ve imzasız olarak gönderildiğini Bay Naci Ali bana bizzat söylemişti.
Bay Salt Salâhaddin bilâhare, Naci Alinin bu sözlerini bir mektupla bildirmemi benden istemişti. Sait Salâhaddin yukarıdaki yazıyı böyle bir mektup olarak kabul edebilir.
K. O.
Kapalı Salon İçin
îstanbulda yapılması düşünülen kapalı salon için Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü istanbul bölgesine 120 bin Ura vermiştir.
?
Doğu Spor Klübünden:
KlübümüzUn senelik kongresi 30 Mart 1941 pazar günü saat 10 da Yenişehir Mirmiran sokağındaki klüp merkezinde toplanacaktır. Bütün azanın mezkûr gün vc saatte hazır bulunmaları rica olunur.
İstanbul Futbol Ajanlığından; 30/3/941 tarihinde yapılacak İkinci küme terfi maçı
Şeref Stadı:
Saat 13 Alemdar - Davutpaşa, Hakem: Muzaffer Çizer. Yan hakem: Şeklp - Selûml.
Toprak Ofisi Yardım
Ankara, 25 (Telefonla) — Toprak Ofis memur ve müstahdemlerine vefat vesaire anlarında yardımda bulunmak maksadile bir sandık vücu-dc getirilmiştir. Memur ve müstahdemler bu sandığa, ücretlerinden muayyen bir para verecekler ve vazifelerinden ayrıldıkları takdirde sandığa yatırdıkları paraları iade edilecektir.
Her Gün
On Satir
s. g. savcı
ı
2 3 4 S 6 7
6
9
Meşhur hikâyedir: Hora merhum, merhume karısından sonra dul bir kadınla evlenmiş. Yeni kamu, daha ilk geceden eski kocasını fıatırüyarak ikide birde «merhum şöyle idi», merhum böyle İdi», «merhum şöyle yapardın, «merhum böyle yapardı» deyince Nas-reddln Hora yataktan fırlamış. Kurısı sormuş: «Nereye Hoca?». Cevap hazır: «Anlaşıldı kl bu yatuğa ben ve sen, bir de merhum nğmıyacağız!»
Üçlü pakta bu kadar devlet girdi. Adı hâla üçlü pakt. Gayet tabii!.... Bu üçlü pakt öyle kurulmuş ki üç edasından gayrisi lâfı bi küzal.
Peşte Sergisine İştirak Ediyoruz
Ankara, 26 (Telefonla) — Hükümetimizle Macar hükümeti arasındaki dostane münasebetlerin bir delili olarak 2 mayısta Budnpeştede açılacak olan beynelmilel sergiye iştirakimiz kararlaştırılmıştır.
Sergiye gidecek olan heyetimize, Dış Ticaret dairesi reis muavini Celâl riyaset edecektir.
ECZACI BULUNAMAMASININ ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN
Ankara, 26 (Telefonla) — Tıp Talebe yurduna eczacı talebelerin girmemesi yüzünden bunlara ekser ahvalde mecburi hizmet tahmil edilememekte ve bu yüzden memleketin muhtelif eczahanelerine eczacı bulmakta müşkülât çekilmektedir.
Hükümet bu mahzuru kaldırmak maksadile Tıp Talebe yurduna eczacıların da kabul ed'lmesini temin edecek bir kanun projesi hazırlamış ve Meclise vermiştir.
SOĞAN HAKKINDA BİR KARAR
Ankara, 26 (Telefonla) — İhracına lisans verilmiyen maddeler arasında bulunan soğanın serbest dövizle veya mühim ithal maddeleri temini mukabilinde lisans verilen maddeler listesine alınması kararlaştırılmıştır.
Umumî Sağlık İşleri
Ankara, 26 (Telefonla) — Köy 6ağlık kurucularının vilâyetler arasında yer bulması yüzünden bunların kullanılabilmesi için köy derneklerinden karar alınması icap etmektedir.
Umumi sağlığı alâkadar eden bu iş üzerinde hassas bulunmaları İçin mezkûr teşkilâta icap eden emirler verilmiş olmakla beraber bu teşkilâtın köylerin mecburi vazifeleri arasmda yer bulmasını temin maksadile yeni bir kanun projesi hazırlanması kararlaştırılmıştır.
Köy Paralan hakkında Bir Karar
Ankara, 26 (Telefonla) — Dahiliye Vekâleti, köy paralarının ekseriyetle mânevi şahsiyet adına bankalara yatırılmryarak köy adamların-
den biri adına yatırıldığından bu usulün memur inflkâklerlnde karışıklığa ve köy paralarının ziyama sebep olduğunu yapılan tetklkat sonunda anlamış bulunduğundan badema paraların mânevi şahsiyet adına yatırılmasını istemiş ve köy muhtarı, kâtip ve diğer memurlarm vazifelerinden ayrılacakları zaman behemehal devir vermelerinin usul ittihaz edilmesini imtina edenler hakkında kanuni takibat yapılması bll-drilmiştir.
Kira Bedelleri Hakkında
Bir Tamim
Ankara. 26 (Telefonla) — Maliye
Vekâleti, Koordinasyon heyetinin kararma istinaden, yeniden inşa olu-ı an veya müstecir tarafından tahll-y edildikten sonra tadil olunarak kullanma tarzı değiştirilen gayri menkuller için alâkadarlara bir tamim göndererek bu kabil binalara alt takdir olunacak iradın kira bc-doli olarak kabul edileceğinden bahisle takdir işlerinin uzatılmamasını istemiştir.
Macar Heyeti Geliyor
Ankara, 26 (Telefonla) — Anka-rada imzalanması mukarrer Türk -Macar ticaret mukavelesi için yola çıkmış olan Macar heyeti bugünlerde şehrimize gelecektir.
Döviz Tediyesini İcap Ettirecek
Taahhütler
Ankara, 26 (Telefonla) — Dovlet daire ve müesseselerinin hariçten mübayaat ihtiyaçları İle ticari tediyelerin serbest dövizle yapılan satışlardan vc prime tâbi diğer mena-biden gelecek dövizlerle karşılanması kabul olunmuştur. Daire ve müesseseler döviz tediyesini icap ettirecek herhangi bir taahhüde girmeden evvol Başvekâletten müsaade alacaklurdır.
Bir İsviçre Heyeti Geliyor
Ankara, 26 (Telefonla) — Yeni bir caret anlaşması aktcdilmck üzere ıgünlerdc şehrimize bir İsviçre ticaret heyeti gelecektir.
Hükümet 1500 Talebeyi Leylî Meccani Okutacak
Ankara, 26 (Telefonla) — önümüzdeki ders yılı için hükümet hesabına leyli meccani olarak 1500 talebe okutturulmadı kararlaştırılmıştır.
Bu talebelerden bir kısmı, müsabaka ile, diğer bir kısmı da lise bu-lunmıyan yerlerde matlûp evsafı haiz olanlar arasından seçilecektir.
Yunanlılar | Trablusgarp'te Evening Nevs
İtalyan Baskınlarını Yine Püskürttüler
Atina, 26 (A.A.) — Basın nezareti sözcüsünün bildirdiğine göre. İtalyanlar, Arnavutluk cephesinde merkez bölgesinde Yunan hatlarını kırmak için muvaf fakıyetsizlikU neticelenen yeni teşebbüsler yapmıştır. İtalyanlar, geçen taarruzları cs nasında kaybettikleri mühim mevzi Icri geri almak için Aos ırmağının şimalinde, pazartesi sabahı iki hü cuma teşebbüs etmişlerdir. İtalyanlar, büyük kuvvetler kullanarak, karanlıkta Yunan hatlarına yaklaş-mıya muvaffak olmuşlar, fakat Yu nan süngüleri ve bombalan ile temasa girince geri kaçmışlardır. İtalyan lar kaçarken, bir çok ölü ve yaralı ve mühim miktarda da malzeme ter ketmlşlerdir. öğleden sonra da topçu hazırlığından sonra, Aos ırmağının cenup mıntakasındaki mevzilere şiddetli bir hücum yapmışlardır. Fakat bu hücum da g?ri püskürtülmüş ve Yunanlılar, mukabil bir hücumln düşmanı bidayette elinde tuttuğ'1 mevzilerden de atmıştır. İtalyanlara çok büyük zayiat verdirümiştir. Muharebe meydanında bir çok İtalyan ölüsü brrakılmıştnr. Yunanlılar, ikis! subay olmak üzere elli de esir almıştır.
Korizisin Yemin'
(Başı 1 İncide) + *+
istiklâl, hürriyet ve şeTeif prensiplerine sadak kalacağıma yemin edenim, (Hazinm: Yemin ederiz) İnsanlar tarafından kan deryaları pahasına kazanılmış olan ve onlar sız hayat kabil olta-yan ideallere sadık kalacağıma yemin ederim.» (Hazrruro: Yemin ede-riz)_
Elli Maznunlu Bir Dava
İki Milyon Liralık Takas Cavası
Bundan beş sene evvel 2,5 milyon liralık takas suiistimali mey* dana çıkarılmış.ye Hazinenin za-j rara uğradığı iddia edilerek 50 maznun mahkemeye sevtkedilmişti. Yapılan duruşmaları neticesinde (maznunların hepsi beraet etmiş olmalarına rağmen Müddeiumumîlik mahkeme kararım tem. yiz ettiğinden Temyiz mahkemesi kararı maznunlar aleyhine nak-zetm iştir.
Dün tekrar başlanan muhakemede 50 maznundan ancak bir kısmı hazrr buîîunmırştuT. Bunların bîr kısmı ötmüş, bir kısmı da memleketin muhtelif yerlerine dağılmış olduklarından mahkeme diğer suçlutarm celbine karar vererek muhakemeyi 16 nisana bırakmıştır.
Seniyenin Katili
Altı Seneye Mahkûm Oldu
Bundan bir müddet evvel Ta-hir Gönül adrnda bir genç Eltna-dağında metreci Pembeyi kıskançlık yüzünden öldürmüştü.
Dün Tahirin duruşması sona erimiştir. Mahkeme Tahirin, metresini sinirlenme neticeoinde öldürdüğünü teebit ettiğinden katilin 18 seneye mahkûm edilmesine ve suçu işlediği zaman yaşının henüz 18 olmadığı nazarı itibara alınarak mahkûmiyetinin üçte ikisinin indirilerek 6 sene hapse mahkûm edilmesine karar vermiştir.
-o
Bir Türk Çöp Fırınları Yapıyor
İstanbul Belediyesi, uzun za-mandanberi çöp fırınlan ve çöp istasyonları tesisi için tetkikler yapmakta idi. Ali çorbacı namludaki bir müteşebbis istanbul Belediyesine müracaatla küçük mikyasta çöp fırınları yapılabileceğini teklif etımiş ve Edirnekapıdaki ut ©İyesinde numunenin hazır olduğunu da bildirmiştir.
İstanbul Belediyesi bu teklif üzerine numune üzerinde tecrübe yapmağa karar vermiştir. Bunların 300 liraya kadar mal olacağı da anlasılrrıaktadın Tecrübe neticesinde muvafık görüldüğü takdirde derhal sipariş yapılacak ve bunun için on bin lirahk bir tahsisat ayrılacaktır. Bu fırınların büyük bir ihtiyacı karşılayacağı müteahhit tarafından temin edilmektedir.
Alman Zırhlı Kuvvetleri varmış
Londra, 26 (A.A.) — Trab-usgarpta Aliman zırhlı kuvvetlerinin mevcudiyeti Londra askeri .nah filler inin alâkasını celbet-nektedir. Bu kuvvetlerin bir müddeti enberi Tra'blusta bulunduğu manınkim Sicilyadan karanlıktan istifade edilerek deniz ve hava tarikile getirilen takviye Kit atarının son günlerde bu kuvvetlere iltihak ettiği de zannedilmektedir. Bu kıt'aların mevcudu aakkında sarih bir şey bilinmemekle beraber bunun ehemmiyet. li bir miktara baliğ okluğunu zannettirecek sebepler vardır.
Trablusa Alman piyade kıt'a-.arının geldiği hakkında Londraya henüz hiç bir haber gelmemiştir.
o
Keren'e
Jn Ton Bomba Atıldı
Kahire, 26 (A.A.) — Orta-şark ingiliz hava kuvvetleri umumî karargâhı tarafından dün akşam neşredilen tebliğ:
Erître ve Habeşistanda Kerenr deki düşman mevzileri 23 mart günü fasılasız bir surette bombardıman edilmiştir. 10 tondan fazla bomba atılmış ve hücum şafaktan guruba kadar devam etmiştir.
Tra'bluata 23 - 24 mart gecesi lamel hava meydanı ile Sirte'de-ki vapurlara ağır İngiliz bombardıman tayyareleri hücum etmişlerdir. Hava bulutlu olduğu için ika edilen hasarları görmek müm kün olamamıştır. Fakat hasarın büyük olduğu zannedilmektedir.
Diğer cephelerde kayde değer mühim bir şey olmamıştır.
Malta'ya düşman tayyareleri
dün bir hücum yapmışlarsa da hasar azdır.
Bütün bu harekâtta hiç bir tayyare kaybetmedik.
o
Kral Karol Şili'de Oturacak
Santiago, 26 (A.A.) — Şili hükümeti, sabık Romanya Kralı Carol'la Madam Lupesko'nun Şili'de ikametine müsaade etmiştir. Sabık kralın mabeyincilerinden general Urdarlanu ile B. Jean Pangala ve 4 hizmetçi kendilerine refakat edecektir.
ALMANYAN1N BİR KARARI
Berlin, 26 (A.A.) — Resmen bildirildiğine göre, Almanya, İzlanda yi deniz harekatı mıntakasına ithal etmiştir.
-o
İtalyan Zayiatı
(Başı 1 İncide) —
«Geçen senenin rmrzlim haziran aynıda, General Waveli*in emrinde bulunan bütün kuvvetlerden daJha büyük bîr kuvvetin harp esiri olarak kamplarda iyi muhafaza altında bulunduğunu bugün, aöylcJmekte artık bir mahzur yoktur. Bu harekâtta en ziyade muvaffak olan motorlu cüzü/tamlardır.
«Afrika .muharebelerinde İngilizlerin verdiği zayiat fevlkalâde azdır. 23 şubata kadar zayiatımız miktarı 2966 kişidir. Bunun ise
ancak 604 ü ölüdür.
«ItaVarrlar 200 bin kişi zayi etmişlerdir. Bunun 180 bini esir alınmıştır.
«B. Hitiler'Ic B. Mussolini zannettiler ki bir darbe indirir indirmez imparatorluk parçalanacaktır. Fakat bunun yerine bütün imparatorluk tdk bir insan gibi düşmanın üzerine atılmıştır. Mısır kurtarılmıştır. Süveyş kanalı İtalyan olrmyacaktır. italyanlar Ken-yadan, Sudandan ve Somaliden
kovulmuştur. Habeşistan üzerindeki İtalyan tahakkümü gittikçe muvakkat bir hal almaktadır. B. Mussolini'nin rüyası İtalya için bir kâbus olmuştur. Harbin neticesi hakkında hiç bir korkumuz yoktur.»
Yugoslav İşi İçin Ne Diyor?
Londra, 26 (A.A.) —Yuços-lavyanm üçlü pakta iltihakından bahseden Evening NeVVs de diyor ki:
B. Hitler şimdi Akdenize doğru ve Yunanistana karsı taarruz saatini tesbit edebilir. Fakat daha evvel yapılacak ikinci hareketi
tetkik etmesi lâzımdır.
¦
İlk dafa olarak B. Stalin'ift sesi KremlinTden yükselmiştir. B. Stalin çok tereddüt etmiş, fakat nihayet bir hamlede Türkiycnin ellerini serbest bırakmıştır. •-o
Halifaks
Mühim Bir Nutuk Iradetti
Nevyork, 26 (A.A.) — Ingil-terenin Vaşington büyük elçisi Lort Halifaks «Pitgrnns» 1er cemiyetinin dün akşamki ziyafetinde irat ettiği bir nutukta Ingilte-renin harp ve suiih gayelerini izah etmiştir.
lngilterenin tasavvur ettiği yeni dünyanın tarifini yapan Lort Halifaks ezcümle şunıan söylemiştir:
€— Herkesin yardımı ile kurulacak olan bu dünyada büyük veya küçük her milletin yeri olacaktır. Taahhütlerine sadakat gösteren ve kendi yurdunda şahsi hürriyete yer veren ve ayni zamanda suih ve refahı samimî bir surette arzu eden her devletle elele yürümeğe hazırız. Bizim gayemiz umumi refahın haklı bir şekilde taksim edilmesidir. Büyük Britanya hükümeti, kendi hürri-yetile dünya hürriyetinin, Çekoslovakya, Polonya, Norveç, Danimarka, Holanda, Belçika ve Fran sada olduğu gibi katledilmesine mâni olmak için har*bediyoruz. Ben, Hitler* in Büyük Britanyayı istilâ içn yapacağı herhangi bir teşebbüste muvaffak olamryaca-ğma kani buhmduğum gribi lngilterenin Birleşik Amerika devletlerinden göreceği yardımla deniz t icar İtini saran tehlikeyi de bertaraf edeceğinden şüphe etmiyorum.
Hitler'in yeni nizam mı asla kabul etmiyeceğiz. İngiliz milletinin ve onunla beraber mücadele edenüierin başlıca hedefi, beşe>-rivetin hürriveti davası uğrunda yapılan bu hayat - memat mücadelesini kazanmaktır.»
-o-
Arnavutlukta Topçu Düellosu
Atina, 26 (A.A.) — Yunan resmî
tebliği;
Cephenin muhtelif noktalarında topçu dUellosu ve mahdut keşif kolu faaliyeti olmuştur. a
Atina, 26 (A.A.) — Umumî emniyet nezaretinin tebliği:
Düşman hava kuvvetleri garbi Peloponez'de köy mıntakalarını bombardıman etmişlerdir. Hasar vuku bulmamış, insanca da zayiat olmamıştır.
Gl. Vavel
Yunan Ordusunu Tebrik Etti
Atina, 26 (A.A.) —Yunanistan için şerefli bir yridfcnihnii o lan millî bayram münascbetile Yakınşark İngiliz kuvvetleri ku mandanı General Wavell( Yunan Başkumandanı General Pa-pagos'a bir telgraf göndererek
Yunan ordusunu tebrik etmiştir.
-o-
Bir Yunan Gazetesi
«45 MİLYONLUK bir memLEKETİN ORDUSUNA KARŞI
koyduk. icap ederse no
MİLYONA DA KARŞI KOYACAĞIZ!» DlYOR
Londra, 26 (A.A.) — Yunan. Iılarm istiklâllerinin yıldönümü nü tes'it ettikleri bir günde Yu-goslavrarm kendi istiklâllerinden vazgeçmeleri tuhaf bir tesadüftür. Tabiî temayülleri kahraman Yunanlıların temayüllerine benzeyen Sırp milleti, Journal d'At-henes'de intişar etmiş olan ve Elen milletinin azmini ifade eden beyanatı, içinde acı duyarak o-kuyacaiktür. /
Bu beyanatta deniliyor ki:
«Ne olup ne bit et eğ ini bilmiyoruz, fakat ne olunsa olsun ne yapacağımızı biliyoruz. 45 milyonluk bir memleketin ordusuna karşı koyduk. İcap ederse 85 veya 130 milyona karşı koyacağız. Bu hususta kıymetli müttefiklerimiz İngilizlerden yardim göreceğiz. İhtimal bugün düşmanlarıma» zın saflarında harbeden ve fakat davamızın insanların şimdiye kadar uğurlarında dövüşmüş oldukları davaların en doğrusu olduğunu bilen kimseler de ihtimal j manen bizim tarafımızda olacak- , fardır.»
o
İngiliz Akdeniz Hoşunun Yeni Bir Hareketi mi?
Elcezire, 26 (A.A.) — Ofi: Buraya ^elen haberlere göre, Akdeniz İngiliz filosunun hemen hemen kısmı küllisi geniş bir harekete iştirak etmek üzere Cebelüt-tarık'ı terke hazırlanmıştır. He-nütz tevsik edilemiyen bir şayiaya göre İngiliz harp gemilerinin Atlantiğe açılacakları söylenmektedir.
İskenderiye, 26 (A.A.) —A-mırallığın tebliği:
Akdeniz filosu, 21 marttan 24
marta kadar merkezî Akdenizde
hareketlerde bulunmuş ve muhtelif kafileleri himaye «tmiştlr. Bu harekât esnasında bir düşman keşif tayyaresi düşürülmüş ve en az diğer bir tayyare de hasara uğ. ratıhnsştır. Düşmanın hiç bir de-nizüstü harp gemisine tesadüf edilmemiştir.
Amerikalıların
Harar'a 30 Maldı Asker Nakliyat,?
B. Matsuoka
Almanyaya Vardı
Berlin, 26 (A.A.) — Japon Hariciye Nazın B. Matsuoka'y» getirmekte olan hususî tren, dün akşaım Malakinia hudut istasyonuna varmış vc B. Matsuoka, burada, B. Hitler'ın hususî bir mümessili tarafından selâmlanmış-
tır. '
B. Matsuoka, bugün öğleden sonra Berline varmış olacaktın
(Başı 1 İncide) *=*
kâtın meimnuniyet verici bir tarzda cereyan ettiği beyan olunmaktadır. Mühim kuvvetlerle müdafaa editmiyen Harrarın İngiKz
kuvvetleri tarafından zaptı Cibuti - Adisababa desmiryolu ve Drredaua için ciddS bü tehlike teşkil edecektir, italyan kumandanı General Dessimani'nin Har-rar ve Düedaua'da 12 bin ilâ 15 bin askeri olduğu zannedilmektedir.
Hatbeşistanın cenubunda, Ne-gelli'den şimale doğru ilerleyen İmparatorluk kuvvetleri Adis-ababa'yı gittikçe daha ziyade tehdit ediyorsan Adisababa'nın şimali garbisinde Habeş vatanperverleri Debramarikos'da takriben I 8 bin kalyan ve yerli askeri tutu. yorlar.
Diğer taraftan Eritre'de Keren civarındaki dağlarda muharebe bütün şiddet ile devam etmektedir.
Musavvadan Kaçan Bir Alman Gemisi Yakalandı
Londra. 26 (A.A.) — Amirallik dairesinin tebliği: j
Hindistan sularındaki filo başkumandanı, 8516 tonluk Oder Aimun ticaret gemisinin Musavvadan kaçmak isterken B. Tun-bridgein kumandası altında bulanan Shoreham torpitosu tarafından yakalandığını bildirmektedir.
Vaşington, 26 (A.A.) —Harbiye Nezaretinin bir tebliğine göre 24 bin tonilâtoluk Vaşington transatlantiğine deniz .makamları tarafından vazıyet edilmiştir. Derhal hizmete girecek olan Vaşington bundan böyle kıtaat nakliyatında kullanılacaktır.
Garbi Hindistanda kısa bir se-
yahatten sonra salı günü Nev-york'a dönen vapurun cuma günü bir çok yolcuyu hamilen Kali-forniyaya hareketi mukarrerdir. Vaşirugton vapuru, geçen kânunusanide Palmlbrach'm garbında karaya oturan ve halen Brooklyn havuzuna çekilen Manhattan'ın eşid ir.
Büyük Millet Meclisinin İçtimai
Ankara. 26 (A.A.) — Büyük Millet Meclisi bugün Refet Canıtez'ln başkanlığında toplanmış ve celsenin açılmasını mtlteakrp tapulama kanununun geri verilmesi hakkındaki Başvekalet teskeresi okunarak ruz-namede bulunan diğer maddelerin
müzakeresine geçilmiştir.
Ziraat Bankasının göndereceği hazine paralarından posta ücreti alınıp alınmryacagma dair bütçe encümeninin mazbatası tasvip edilmiş ve umumi hıfzıssıhha kanununun İSİ inci maddesi metninde tashih yapılmasına ait kanun da ikinci müzakeresi yapılarak kabul olunmuştur.
Büyük Millet Meclisi gelecek toplantısını cuma günü yapacaktır
3941
10
V A T a N
27 - S - 941
Maarif Haberleri:
Dekoratif Yazılar Sergisi
Açıldı
İlik tedrisat müfettişlerinden Mustafa Güncıınln. dekoratif yazı usulleri hakkındaki konferansları sona ermiştir.
Mustafa Güneri'nin dekoratif yazılara ait hazırladığı sergi de Istanfcut birinci ilk okul salonunda açılmıştır.
Jimnastik Şenlikleri Programı Hazırlandı
19 mayıs şenlikleri jimnastik komitesi dün Maarif müdürlüsünde son toplantısını yapmıştır. Or. ta ve liselerle San'at okullarının Şeref ve Fenerbahçe stadlarında yapacakları jimnastik bayramı programları hazırlanmıştır. Dünkü toplantıda kumanda heyetle-rile idare âmirleri seçilmiştir.
Bayramın bu sene digvr senelere nazaran daha parlak ve daha muntazam olması için her türlü tertibat aanınıştrr. Biri nisan diğeri de mayıs ayı içinde olmak üzere iki prova yapılacaktır.
Zabıta Haberleri:
Tramvay Altında Kaıarak Öldü
Usködarda feci bir tramvay kazaii neticesinde Mesih Scrkis-yan isminde bir Lı.meni vatandaş tramvay altında kaıarak ölmüştür.
Uaküdarda İcadiye mahallesi Paçacıraıt sokağında oturan Mesih bcrkısyan Fıstıkağacı tramvay yolunu bir yandan bir yana geçerden o sırada hızla geumekte olan ve Üsküdar hattı tramvay rezısorü, Nersisin idaresindeki boş tecrübe «arabası kendisine çarparak yere yuvarlamış ve babından ag»r surette yaralamıştır. Mesih hastaneye kaldırılmışa da yarası ağır olduğundan kurtulamayarak ölmüştür.
Suçlu Nereiş yakalanma ve tahkikata başlanmıştır.
Bıçakla Arkadaşını Yaraladı
Dün Arapcamide az daha cinayetle nefticeîlerrecek bir hâdise olmuş ve Tahöin Totarı adında bili kendisini kasap bıçağından ancak bacağından yaralanmak suretüe kurtarabilmiştir,
Arapcami Mahmudiye caddesinde 30 numaralı kasap dükkânında çalışmakta olan Abdullah dün arkadaşı Tahsin Totan ile konuşunken muhavere kavga şek. ime girdiği bir sırada Abdullah tezgâhın üzerindeki bıçağı kaparak Tahfiinin üzerine saldırmış, bu esnada işin şakaya gelir cinsten olmadığım sezen Tahsin kaçmak istemişse de sol bacağından yaralanmıştır.
Yaralı Tabsin tedavi alcına a-Iınm - arkadaşını kurbanlık ko-tfim gibi kesmek isteyen Abdullah ta yakalanmıştır.
—o
Beylerbeydeki İnfilâk
Bundan iki sene evvel Beylerbeyinde havaî fişek fabrikasında bir infilâk neticesinde bir çok a-(mele ölmüş ve bir çoğu da yaralanmıştı. O zaman hâdisede dikkatsizliği ve tedbirsizliği görülen fabrika müdürü Hakkı mahkemeye sevk edilmişti.
Dün yapılan »on duruşmada *suçlu bulunan Hakkmın hâdisede (hiç bir kabahati olmadığı anlaşıldığından beraetine karar verilmiştir.
26 MABT 941
Kapanış
Sterlin 5,22
Dolar 129,20
İsviçre Frangı 0,98
Drahmi 0,9950
Peçeta 12,89
Dinar 3,1625
Yen 31,0175
İsveç Kronu 30,8850
Etvham ve TabvfUtt
J933 Türk Borcu I 18 86
1918 İstikrazı dahrM 21 75
1938 lkramlyelt 19 95
1933 İkramiyeli Ergani 20 18
1934 Sivas - Erzurum 19 32 1932 Hazine Tahvilleri 60 50
1934 > » 15 00
1935 > > 29 50 1838 > > 52 87 Anadoiu Demiryolu TafavlU 42 40 Demiryolu Mümessil Senet 38 40 T. C. Merkez Bankası 109 25 Osmanlı Bankası 28 50 T. İş Bankası (Nama mimar.) 10 15 Aslan - Eskihisar Çimento Ş, 7 65
> > Müessis Hissesi 10 .
Şirketi Hayriye 26
*Türk Altmı (Reşat) 24 80
Türk Altını (Hamit) 23 80
Türk Altını küçük (Hamit) 23 70
Türk Altını küçük (A»ls) 22 75
İstanbul üçüncü rcra memurluğundan:
Bir alacağın temini için icra edilip paraya çevrilmesine karar verilen 150 lira kıymetinde siyah renkte piyano Ayazpaşa Park Palas apartımanın ikinci katta 29/3/941 cumartesi günü saat 9/30 da birinci açık arttırma ile satılacaktır.
İşbu gün kıymetin c/c 75 ini bulduğu takdirde 31/3/941 gününe müsadif pazartesi günü ayni saatte ikinci arttırma ile satılacağı ilan olunur.
Abone Dcre<i
rurkiye dahilini*:
Senelik 6 aylık 5 aylık A U*
1400 750 400 Hariç memleketler:
150
Senelik 6 »yük 8 aylık Aylık
2TuO
1410
İstanbul Komutanlığı Satmalına Komisyonu
flııâları
Müteahhidi nam ve hesabma 432 ton kuru ot 29/3/941 günü 3aat 11 de açık eksiltme ile satın alınacaktır. Muhammen bedeli 25488 lira ilk teminatı 1911 lira 60 kuruştur. Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli gün ve saatte Fındıklıda satınalma komisyonuna gelmeleri. (1804)
DOKTOR
H0RH0R0N
Eminönü Nimet Abla gişesi önündeki muayenehanesinde her gün hastaları kabul eder. Tel. 24131
Başvekâlet Matbuat Umum Müdürlüğü Şu Şartlar Dairesinde Bir
Yürüyüş Marşı,, Müsabakası
Aç
DOKTOR
ÇIPRUT
Cildiye ve Zühreviye Mütehassısı Beyoğlu Yeril Mallar Pazarı karşısında Postu sokağı kösesinde Meymenet apartımanı Tel: 43353
VATAN 8az«0ü
İLAN r.YATLABI Kur
Baslrk makta olan* 790
1 fcoci Sayfa i teottaü *m
2 > » 1 860
t » » i 300
4 > » i 100
6 9 » i 75
6 » » * •0
İnhisarlar Umum Müdürlüğünden
1 — 6JÜ.941 tarihinde kapalı zarf usulile ihale olunamıyan «10.000.000» adet bira şişesi kapsülü yeniden pazarlığa konmuştur.
2 — Pazarlık 7.4.911 pazartesi günü saat 15 tc Kabataşta levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartname ve numune levazrm şubesinden ve İzmir» Ankara başmüdürlüklerinden parasız alınabilir.
4 — İsteklilerin pazarlık için tayin olunan gün ve saatte teklif edecekleri fiyat ve miktar üzerinden yüzde 7,5 güvenme parasile birlikte mezkûr komisyona müracaatları. (2194)
Devlet Demiryolları İlânları
Muhammen bedeli 9.000 (dokuz bin) lira olan (20.000) adet yerli A-merikan bezinden mamul kum torbası 9.4.941 çarşamba günü saat 15 te kapalı zarf usulü ile Ankarada idare binasında satın alınacaktır.
Bu işe girmek istiyenlerin 675 (altı yüz yetmiş beş) liralık muvakkat teminat ile kanununun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini ayni gün saat 14 de kadar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır.
Şartnameler parasız olarak Ankarada Malzeme dairesinden, Hay-darpaşada Tesellüm ve Sevk şefliğinden dağıtılacaktır. (2279)
Türkiye CnmfaurljaU
iraat Bankası
ı;ı:»
Türk liran
Kuruluş tarihi: 1888.— Sermayesi: 100,000,
Şube ve ajans adedi: 266. Zirai ve ticari her nevi banka muameleleri pa-a biriktirenlere 28,000 Ura ikramiye veriyor
mıştır
Bu müsabakaya iştirak cdccok bestekârlar Türk olacaklardır. Marşların bestelenmesinde şartlar şunlardır; A — Marşlar güfteslz olacaktır.
8 — Klasik marş formuna, yani, ikinci kısmı Trio olmak üzere iki kısımlık şekle uygun olacaktır. Entro düksyon ve koda ihtiyaridir. Metronom 112 ilâ 116 dır.
3 — Partisyon veya kondüktör piano partisi ve bando âletlerinin her birine mahsus partiler mavi veya siyah mürokkeplo ve temiz yazılmış olarak verilecektir.
4 — Partisyonda buşka marşların çalınabileceği bandonun âletler
kadrosu en az aşağıdaki cetvelde gösterilen sazlardan mürekkep olacaktır.
Re Bemol küçük flüt, Do büyük flüt, iki obuva, 1 Mi bemol klarnet, 2 birinci Si bemol klarnet, 2 ikinci Sİ bemol klarnet, 3 üçüncü Si bemol klarnet, 2 fagot, 2 MI bemol trompet, 2 Si bemol kornet, 2 Büğl, 4 Korno, 4 Trombon, 2 Sıbcmol bariton, 2 Mi ve Si bemol kontrabas, 2 bateri. «Ceman 34»
5 — Marşlar tamamile orijinal melodilerle yaprlmış olacak ve her hangi bir marşın bu itibarla «kısmen dahi» benzeri olmryacaktrr. Ancak muayyen bir melodi aynen alınmış olmamak şartlle, yalnız üslûp bakımından milli nağmelere uygunluk ve benzerlik bu kayıttan müstesnadır.
6 — Marşlar evvelce bestelenmiş, neşredilmiş ve işitilmiş olmrya-
ooktnv * , ü
7 — Müsabıklar isim ve adreslerini eserlerinin üzerine sarih olarak yazmalıdırlar. .Ancak, istiycnler isimlerini gizli tutabilirler. Bu takdirde, sarih adres yazrlmak surctllc müstear isim veya rumuz kullanılabilir.
8 — Jüri, eserleri evvelâ partisyon veya piano kondüktör partisi üzerinde tetkik ile bir eleme yaptıktan sonra, kalanları bando ile din-liyerek orkestrasyon bakımından da bir eleme daha yapacak ve bu suretle en muvaffak olmuş marşları seçecektir. Bunlardan en iyi altı mar-şin 600 liralık telif hakkı, beheri için 100 er lira olarak seyyanen taksim edilecektir.
9 — Altıncıdan sonra muvaffakryeti görülen marşların da neşir ve tamimi temin edilecektir.
10 — Marşlar 15 mayıs 1941 gününün akşamına kadar Matbuat Umum Müdürlüğüne gönderilmiş bulunacaktır. (158) (2275)
T LİRA
İDRAR TAM TAHLİLİ
Beyoğlunda Ağacamii karşısınde] Bursa sokak No. 1. yeni açılan \imya laboratuarında halka ko laylık olmak üzere yalnız (Pazartesi) günleri BİR LİRA ücretle idrar tam tahlili yapılmaktadır.
baş d[Jyi
NEZLE CRİP/<rt\
6utön
Kın klik, Baş, Diş ve Adale ağrıları
En sert ve en kati şekilde yalnız kaşe
GRİ Pl N
ile geçer.
Havaların serinlediği bu günlerde alacağınız ilk ted bir evinizde birkaç GRtFÎN bulundurmak olmalıdır.
Kalbi bozmadan, mide ve böbrekleri yormadan ıstırapları dindirir.
Lüzumunda günde 3 adet alınır. Taklitlerinden sakınma ve her yerde pullu kutularını ısrarla isteyiniz.
ŞEHİR TtYATP^~'T TEMSİLLERİ
TEPÜHAŞ1NDA mmm» ^KLAL CADDESİNDE
DRAM K I S M W TlTÜ oDMJEDl KISMI
BU AKSAT MİM BU AKŞAM
Saat 20,30 d 11 M
..... . * , mfflxW Saat 20.30 da
Hürriyet Apartımd d a d i
Her gün gişede çocuk temsilleri için bilet vardır. Beyazıt, Laleli, Aksaray, Şehremini ve Topkaprya otobüs temin olanda.
*********
İstanbul üçüncü icra memurluğundan:
Alacaklı; İstanbul belediyesi Borçlu: Aziz Bahçekapı 12 -14 numaralı mağazada bir borcun temini istifası için mahcuz olup paraya çevrümesine karar verilen iki parça kumaş peşin para açık arttırma ile 1/4/941 tarihine raslıyon salı
günü saat 9 dan itibaren yukarıda yazılı adreste yapılacaktır. Muhammen kıymeti c/0 75 şini bulduğu takdirde ikinci açık arttırması olan 10/4/941 tarihine raslayan perşembe günü ayni mahal ve saatte yapılacaktır. Taliplerin % yedi buçuk pey akçesile mahallinde hazır bulunacak memura 932/4585 numara ile müracaatları ilân olunur.
İDARESİNİ BİLEN 1$ BANKASINDA
tKRAMİYEÜ HESAP AÇAR
i
DOKTOR-EİMYAGEB
CEVAD TAHSİN
RAR - KAN - KAZURAT
vı-.-irenin tahlillerini yapar. Di-vanvolu ortasında Tel. 23334
T. ış bankası
Küçük Tasarruf Hesapları
1941 İKRAMİYE PLÂNI
KEŞİDELER: 4 Şubat, 2 Mayıs, 1 Ağustos, 3 İkinciteşrin tarihlerinde yapılır.
1941 ikramiyeleri
1 adet 2000 liralık = 2000.— L.
8 > 1000 > = 3000.— >
2 > 750 > = 1500.— >
4 > 500 > = 2000.— >
8 > 250 > = 2000.— >
35 > 100 > = 3500.— >
80 > 50 > = 4000.— >
300 > 20 > = 6000.— >
Maliye Vekâletinden:
Dantelsiz Bir Kuruşlukların Tedavülden
Kaldırılması Hakkında Hân
Dantelsiz bir kuruşlukların yerine dantelli bir kuruşluklar darp ve piyasaya kâfi miktarda çıkarılmış olduğundan dantelsiz bir kv-uşluk-laım 31 Mart 941 tarihinden sonra tedavülden kaldırılması kararlaştırılmıştır.
Dantelsiz bir kuruşluklar 1 Nisan 941 tarihinden itibaren artık tedavül etmiyecek ve bu tarihten itibaren ancak bir sene müddetle yalnız mal sandıkları üe Cumhuriyet Merkez Bankası şubelerince ve Cumhuriyet Merkez Bankası şubesi bulunmryan yerlerde Ziraat Bankan şubelerince kabul edilebilecektir.
Elinde dantelsiz bir kuruşluk bulunanların bunları mal sandıkları üe Cumhuriyet Merkez ve Ziraat Bankaları şubelerine tebdil ettirmeleri ilân olunur. (9035) (12523)
Cumhuriyet Merkez Bankası
22 MART 1941 VAZİYETİ
Ziraat Bankasında kumbaralı ve ihbarsrz tasarruf hesaplarında en az 50 lirası bulunanlara senede 4 defa çekilecek kur"a ile aşağı* daiti plâna göre Ocramiye dağıtılacaktır. 4 adet 1.000 liralık 4,000 Un | | 4 9 500 > 2,000 >
120 > 40 » 4300 »
160 > zo » tjm »
100 adet 50 liralık 6.000 ün
ı, ı a
50 % 1,000 » m > 4,000 » kat: Hesaplarındaki paralar bir sene içinde 50 liradan fı dttfmiyenlere ikramiye çıktığı takdirde % 20 fazlasile verilecektir. Kurcalar senede 4 defa, 11 mart, 11 haziran, 11 eylül, 11 Bİrineİkântmda çekilecektir.
Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden
1 — Kurumumuz talebe ve Müstahdeminin İaşelerinden bulunan erzak dört gurup halinde kısmen kapalı zarf ve kısmen açık eksiltme usulile s al m alınacaktır,
2 — 27-3.941 gününe müsadif perşembe grünü guruplar hizasındaki yazdı saatlerde rektörlük binasında mütevekkil komisyon tarafından {halesi yapflacaktrr.
3 — Muvakkat teminat % 7,5 tur.
Şartnamesini ve daha fazla izahat almak istiyenlerin enstitü daire müdürlüğüne müracaatları. (1421) (1902)
Kile Kuruş Tutarı durun t
Nohut 300 20 60.00
Yeşil sabun 910 35 818,50
Çay 10 600 60,00
Makarna 562 35 196,70
Bulgur 200 20 40,00
Koyun eti 1000 58 5800,00 Gurup n
Zeytin tanesi 500 40 200,00 m
Yufka 500 30 150,00 Gurup IV
Yumurta ıoooo 2 200.00
AKTİF
Kasa: •
Altın: Safi kilogram 72.603.019 Banknot .«*••«« « Ufaklık
Dahildeki Muhabirkr:
Türk Lirası . ..«•••
Hariçteki Muhabirler:
Altm: Safi kilogram 72.603,360 Altma tahvili kabil serbest dovkler
Diğer dövisler ve Borçlu kliring bakiyeleri .•¦¦«•«
Hane Tahvilleri:
Deruhte edL evrakı nakdiye karşılığı
Kanunun 6-8 inci maddelerine tevfikan hazine tarafından vaki tediyat
Ticari senetler
e Tahvilât Ondanı
(Deruhte edilen evrakı nakdi (yenin karşılığı esham ve Uh-(vilAt (itibarî kıymetle), ,
_ fierbest esham ve tahvüat ,
Altın vc dovia üneriRo avans , # TahvUât üzerine avaK-3 ? 9 9 $ Hazineye kısa v&dcli ava. , , v Hazineye SS30 No. lu Hamına gör» acılan al Un karşılıklı avans , 9
Muvakkat teminat % 7£ dur. Saat
Hissedarlar:
MuLtelif: ...
1. Grp.
2. >
3. >
4. >
10 da
10,50 11
11,50
Lira Lira
102.122.433,68 7.175.820,50 2.239.390.14 111.537.644,32
347.730.19 347.730,19
8.281.500,29
48.707.133,27 56.988.633,56
158.748.563,—
20.149.137,— 138.590.426,—
270.888.768.35 270.388.768,35
«5.830.516.93 7.926.616.17 53.757.133,10
8.943.74 T.808.722,— t
122.084.926,75 129.902.592,19
4.509.090.— 7.939.500,31
Yekun 773.961.428,32
PASİF
İhtiyat Akçesi:
Adi ve fevkalade • • ¦ • Husus!
Tedavüldeki Banknotlar:
Deruhte eûüen evrakı nakdiye
Kanunun 6-8 inci mailelerine tevfikan hazine tarafından vlkl tediyat Deruhte edilen evrakı nakdiye bakiyesi .....• • « »
Karşılığı tamamen altm olarak ilâveten tedavüle vazedilen . , .
Reeskont mukabili ilâveten tedavüle
vazedilen.....t # ¦
Hazineye yapılan altm karşılıklı a* vana mukabili 3902 Na b kanun mucibince ilâveten tedavüle vaaedilen
Mevdoat:
Türk Lirası . f f f 4 g (
Altmı Safi Klg, 877,150
3850 No. lu kanuna göre hanine?* avüan avans mukabili tevdi olunan altınlar:
Safı kılg
Düviz Taahhüdab:
Altma tahvili kabil dövialer f Diğer dövizler ve alacaklı kliring bakiyeleri , , , . f f f
^7.500.000.— ^5.099.^2$,—
78.295.885,10
55.541.930
Tai24.167.90.
Muhtelif:
Sahibi ve Neşriyat Müdürü: AHMET EMİN YALMAN Basıldığı Yer: VATAN MATBAASI
1 Temmuz 1938 tarihinden üîharen: Iskonto haddi % 4 Altın üzerine avans
26.305.392,54 26.305.392,54
110.947.890,63
Yekûn 773.961.428.32
% 3