Başmuharriri:
Ahmet Fmîn YALMAN
l AIANEVt — Cağaloglu, Moüa Fenarl S. Telefon: 24136 — Telgraf VATAN İst
31 MART 1941 PAZARTESİ
Fiyatı: 5 Kuruş
SİYASÎ SABAH GAZETESİ
Yıl: I — Sayı: 217
VATAN'ın Takvimi
Yarınki Sayımızda Sîze Bîr Aylık Bîr Takvim Veriyoruz ve Her Ay Böyle Bir Takvim Vereceğiz
Demokrasinin Yeni Nizamı
Lord Halifaks'ın harp gayeleri hakkındaki nutku insanların gözü önünde yeni ve cazip ufuklar açıyor.
Yazan: Ahmet Emin YALMAN
ugün«e kadar Irogilfoere, harp gayeleri m üti aka şaşına girişmekten sakınımşU, Hattâ B. Cbunübül, bu münakaşanın sırası gelmediğini vakit vakit tekrar etmişti. Bu çekinmenin sebebi de aşikârdı. Amerikay», Sovyet Rusyayı, diğer bitarafları ve ayni zamanda ln-gilterenin; Alman bomlbaları altında kin ve in-tkam hisleri kabaran halkım hep birden memnun edecek yolda he_ defler çizmek güçtü- Sonra Amerika, yol arkadaşlığı rolünü resmen kakül etimemiş olduğu için yarınki, dünyanın düzenine ait meseleleri Amerikalılarla konuşmak, anJa&mak, ortaya onların dr kefaletli .iitmda bir program koyma* mümkün değildi.
lnigilterenin Vaşingtona, Lord Halifak. avaranda bir sefir gön-dermesinin bir gayesd de, hiç şüphe y> ki, bu haıp Hedefleri oe-selesini **örÜFmek ve kat'î bir anlaşma va varmaktı.
Amerika, demokrasiler cephe-sh.de mücadeleyi açıktan açığa kalbul ettikten sonra, Lord Halt-faks, bu meseleleri her halde Va-şingtondaki devlet erfkânile esaslı bir surette münakaşa etmiş olacaktır ki. Amerikan Muhacimler Ceaniyeftinin «enedik zivafetinde bu tmülhim mevzua dair bir nutuk sövlemek ve demokrasimin harp gayelerini açık bir surette ortaya koymak imkânım bulmuştur.
Lord Halifak», demokrasinin yeni nizamına ait esas çizgileri dünyaya bildirmek için pek dikkate değer bir vesile seçmiştir. A-merikan Mucariler Cemiyetinden maksat, İn^iltereden Amerika kıw tasma hicret eden ilk İngiliz muhacirleridir, Ü hicret dakikalarında İngiltere ve Amerika kıtası bir tek varlık teşkil ediyordu» Lord Halüaks, işte (bu birliği hareket noktası yaparak, dünya yüzünde yeni bir nizam kurmak için Ingilteremin Amerika üe ve hürriyete ve insanlığa inanan diğer mil'leflerle ne gibi bir program etrafında iş birLiği yapacağını anlatmıştır.
Eskd İmgiltere Hariciye Nazırının ortaya koyduğu yeni nizam. B. Hitlerin «Yeni Nizamından»
çok fark'hdvr. Nazi yeni nizamı, bir tek millettin Ihegemonisi altında bütün Avrujpanın ve hatta yarm bütün dünyanın esir düşmesinden ve inlemesinden başka bir mâna 'ifade etmez.
Lond Halifaks ın btediği yeni nizaım (bir «hürriyeti seven, dünyanın iyiliğini isteyen ve söz tu'tma-sıru bilen (bütün milletler arasında aile bağlan kurmağı ve (her birinin ferdî (menfaatlerini değil', hepsinin, müşterek menfaatlerini ölçü tanımağı, dünya yüzündeki bol. luktan bütün insanların (isttifade etmesini, memleketler arasındaki
bir takrm engellerin ve sedlerin (Devamı Sa, 5 , SU. 2 de) *§*
Deniz
Harbi
iı
eııme ııe:
Bir K
ZAFER!
Şimdiye Kadar Tahakkuk Eden Neticelere Göre:
İtalyanların 3 Kruvazörü İle 2 Torpidosu Battı
|Batan Kruvazörler:
Fiume, PolaveZava
Batan Torpidolar:
Gioberti, Masstrale
İngiliz Kaybı Yalnız Bu kaç Tayyaredir
İngiltere Akdeniz filosu baş kumandanı Amiral Currmingham
Londra 30 (A.A.) — Amirallik dairesi bu akşam aşağıdaki tebliği neşretmiştir:
Akdeniz donanması başkumandanı son yapılan bahrî harekât esnasında İngiliz cüzütajmlarınm hiçjbir zayiat ve hasara uğramadıklarını bildirmektedir. Yalnız tayyarelerimizin bir kaçmdan haber alınamamıştır. Şimdiye kadar tahakkuk eden neticelere göre İtalyan kuvvetlerinden her biri 20 santimetrelik toplarla mücehhez Fiume, Pola ve Zava kruvazörlerinin ve büyük Vincenzo Gio berti ve Maestrale destroyerlerinin battıkları anlaşılmaktadır.
Daha fazla tafsilâta intizar edilmektedir.
Muharebenin Tafsilâtı
Londra, 30 (A.A.) — Akde-
nbxİe cereyan eden son deniz mu-(Devamı: Sa. 5, Sü. 1 de)
BAN
Edebî, Hissî Roman
Sevilmiş, tanınmış kadın romancılarımızdan Muazzez Tahsin
Berkand'ın telif eseri
Yarın Başlıyoruz.
Bu Yıl 50 Milyonluk
Su işi Yapılacak
Su Faaliyetlerinden Bu Defa En ÇokOrfa Anadolu Faydalanacak
¦ —— — ......- t
Ziraat Bankasile Mutabakata Varıldı
Nafıa Vekâleti, başlanan su faaliyetlerine fasıla vermemeğe,
fazla olarak bu sene yeni projelerin tatbıkına geçmiye karar vermiştir. Yapılması düşünülen işlerin yekûnu elli milyon Uradır. Bunun Ziraat Bankasından temini için Nafıa ve Maliye Vekâletleri-le Züraat Bankası arasında muta-aıkate varılmıştır. Şayet Büyük Mille* Meclisi, bu tahsisatı kabul
ederse Ziraat Bankasından avanstı retil e işe girişilecektir.
Tahsisatın bir kısmı, başlamış işlerin d_evamı içlin ayrplacaktır. Büyük krsmile Porsuk, Sakarya ve Kızılırmak havzasına ait projelerin tatfbikına geçilecektir. Eskişehir civarı iyi bir pay almak suretile bu projelerden Orta Anadolu, kısmen de Şarkî Anadolu istifade edecektir.
I
Son harbin en büyük deniz muharebesini veren İngiliz filosunun muazzam dretnotları seyir halinde
Balkanlarda Olacak Muharebelerde
Mısırın Rolü
Londra, 30 (A.A.) — Sunday Times gazetesine göre, Trablus, Erit-re ve Habeşistanda kazanılan muvaffakiyetler Mısır üssünü son de-rece kuvvetli bir hale getirmiştir.
Balkanlarda cereyan edecek olan muharebelerde Mısır, çok mühim bir rol oynıyacaktrr. Eğer Türkiye ve Yugoslavya kuvvetlerile iş birliği yapacak olursak iş son derece kolaylaşmış olacaktır.
(Devamı: Sa. 5, Sü. 3 te) =
İngilizlerle Fransızlar
Arasında Hâdise
Cazayir Bataryaları
İngiliz Gemileri Üzerine Ateş Açtı
Londra, 30 (A.A.) —Amirallik dairesi pazar akşamı aşağıdaki tle/bligi noşretmiştir:
Bu sabah hafif ciizütamlardan bir kısmı ile Fransızların Ceza-yirdeki kara bataryaları arasında bir hâdise zuhur etmiştir. Dört tüfccar gelmişinin bir Fransız destroyeri tarafından himaye edilmek suretile Cebelüttarık boğazından geçeceği ve bu kafilenin Almanyaya ait mühim miktarda harp levazımı taşıdığı haber alınması üzerine bu kafilenin tevkif edilmesi için icap eden emirler verilmişti. Kafile buna rağmen İ6panyol karasularını takip etmek suretile boğazdan geçmiştir. Kuvvetlerimiz Fransız gemilerini İspanyol «ularından ayrıldıktan sonra yakalamışlar ve normal tarzda muayene edilmeleri için derhal durmaları emrini vermişlerdir. 'Bunun üzerine o civarda sahilde bulunan Fransız bataryaları muhariplik sıfatının bahsettiği hakka istinat ederek bu taharriye teşebbüs etmiş olan gemilerin üzerine ateş açmışlardır. İngiliz cüzütamları kendilerini müdafaa için bu ateşe mukabele mecburiyetinde kalmrşlar ve attıkları (Devamı: Sa. 5, SU. 2 de) —
Hırvaf Köylü Partisi Lideri
M A ÇEK
Yugoslav Kabinesine Girmeyi Kabul Etti
Belgraddl^ki Alman Sefareti Evrakını Yakıyor
Hırv tistandaki Almanlar Memleketi Terke Davet Edildi
TÜRK VE YUNAN SEFİRLERİ YENİ HÜKÜMETLE TEMASLARINI MUHAFAZA EDİYORLAR
Belgrad, 30 (A.A.) — Hrrvat Köylü Partisinin Reisi ve Başvekil Muavini Maçek'in salı gUnll Belgrada mu vasalatı beklenmektedir. Maçek, 27 mart hâdiselerindenberi Belgratta değildir.
Maçek, tasrlhan muvafakatini bildirmiş olmamakla beraber, yeni kabineye şahsan iştirakine şimdi prensip itfbarile halledilmiş bir mesele o-larak bakılmaktadır.
Hırvatistandaki Almanlar Memleketi Terke Davet Edildi
Zagreb, 30 (A.A.) — D. N. B. a-
jansı bildiriyor:
Hırvatistonda mukim Almanyalı Almanlar memleketi terke davet e-dilmişlcrdir. Hırvat makamları bu (Devamı: Sa» 5, Sü. S te) ^
Almanyanın
Tahribi
Almanlar Endişede
Bremende Zayiat;
1000 Kişi Öldü 7000 Kişi Yaralandı
Lorudira, 30 (A.A.) —Alınan ıkı haber, İngiliz 'bombardıman tayyare] e rinin miith iş kunrvetân i bir kere daha meydana koymaktadır. Birinci haber Almanya üze„ rine yapıları (bomlbardumanJann arttığını* bildiren bor reamî tebliğdir. İkincisi bir Alman Nazi şefimi bundan böyle daha sık ve kesif hava hücumlarına intizar etmek lâzımgeldiği hakkında radyo ile Almanlara yaptığı ihtardır.
Yeni İngiliz bombardıman tayyareleri hakikında elete edilen bazı tafsilâtı aşağıya yazıyoruz:
Hava nazırınım söylediğine gö_ re şimdi bir bombardıman tayyaresi nenim al şekilde 500 Ubrelik 20 bomba yahut 1000 librelik 5 bomba ile 500 Ubrelik I 0 bomba taşıy ab iılm efkt ed ir.
Berlin'de zayiat pek büyüktür. Her taraf ankaz yığını ile doludur. Bundan başka sivdl halktan bir çok kişi ölmüştür. Berimin en zayii noktası ©ığmaklarmın kâfi olmamasıdır.
Hamburg'da ika edilen hasarlar şehrin ku'vvei rmmeviyesini hakikaten sararmştiT, Her ikisi de askerî tesisat civarında bulunan ve birisi 150 diğeri 60 metrelik
bir cepheye maltk olan iki apar-<Devamı: Sa. 5, Sü. 4 te) X
Bugün Dünya Vaziyeti
Ajans ve Radyo Gazetesine Göre Günün En
Mühim Hâdiseleri
^ Şarki AkdcnJzdc İtalyanların üç kruvazörü, iki torpltosu batınldı. Bir Fransız gemi kafilesini aramak tstlyen İngiliz deniz cüzü-tamlarlle Fransızların Cezalrdekl kara bataryaları arasında bir hâdise çıktı. Fransız bataryalarının atehine İngilizler mukabele ederek bir kaç bataryaya İsabet kaydettiler. Fransız gemileri Nemours Umanına girmlye muvaffak oldu.
Almanlar Kümen ve Bulgar sahillerine bataryalar yerleştirmişler İngiliz tayyarelerinin bombardımanı neticesinde Bremen'de 1000 klfjl ölmüş, 7000 kişi yaralanmış ve Focke Vulfe tayyare fab-rlkalarj tamamlle harap olmuştur.
Belgrattakl AJman sefaretinin evrakını yakmakta olduğu bildirilmektedir.
Miilî Küme Maçları Dün Başladı
Fenerbahçe Galatasarayı 1-0 Yendi. Beşiktaş
b
Berabere Kaldı
J X
m
v J - f
um!,
MAZİDEN CANLI MASALLAR
Maymun Kesen İmamın İnat
Uğruna
1
Mimdim.
Gece İçinde
Yaptırdığı Caminin Hikâyesi
Kasımpaşada (Yelde^irmenl) camisini belki de geçerken gördünüz ve bunu İstanbul un dört köşesindeki küçük camilerden biri diye zihninizde tasnif ettiniz.
BUlr misiniz İd bu caminin gaytı garip bir hikâyesi vardır. Cami bir İddia üzerine bir gece içinde yapılmıştır. Yaptıran da maymunlara karşı pek garip düşman-lıu> ile şöhret alan İmam Abdül-kiTim Efendidir.
İbrahim Hakkı Konyalı, tstan-bulun her köşesindeki garibelerin masallarım gazetemiz için toplamıştır. Bunların arasında maymun kesen İmamın camisinin hikâyesi ve dl£er garip ve meraklı hikayeler vardır.
Banlardan her biri, size eski zamanların garabetlerini bir şimşek halinde gösterecek, sizi ı>Kibir gece masallarına mahsus hava İçinde yaşatacaktır.
İlk Hikâye Yarınki Sayımızda:
Kıyamet Alâmeti Zencir!
GÜNÜN SESİ
Fenerbahçe muhacimleri Galatasaray kalesi önünde bir gol peşinde (MacJa-m tafsilâtı 4. eti «vyfada)
İnsanlık Gururuna Hürmet
Yazan: REŞAT NURİ
Çocukken gittiğim llkmektebe bir İdealist dadanmıştı. Bu, öteki sarıklı, sakallı, babayani hocalarımıza bonzemlyen kelebek gözlüklü, Alalman bıyıklı, şık bir a-damdı. Bize resim dersine gelirdi. Her halde fahri muallim olacaktı kl, bazan haftalarca, aylarca semtimize uğramaz, sonra ideali teptiği zaman kasırga gibi sınıfa girerek bize uzun uzadıya anlamadığımız nutuklar söylerdi.
Bu zat, ayni zamanda demokrat ta olacaktı. Sene başında sınıfın fakir çocuklarını kara tahtanın ö-uüne dizerek: «— Bana bakın, derdi. Fakirlik ayıp değildir. Tembel-
lik ayıptır. Çalışırsanız büyük damlar olursunuz. Ben sizin bütün masraflarınızı üzerime alıyorum. Parası benden, çalışması sizden. Fakat yine tembellik ederseniz vay halinize!» !
Masraf bir kurşun kal emile, bir kaç tabaka resim kâğıdı ve bir u-fak lastikten İbaretti. Bir İki haftada veya ayda bir mektebe uğradığı zaman İlk İşi fakirleri yine kara tahtanın önüne sıralamak ve yaptıkları resimleri muayeneden geçirmek olurdu.
Velinimeti memnun edenler bilmem* çıkar mıydı? Fakat ekseriyeti bu nimetin kadrini bUraiyen nankörler teşkil ederdi. Resmi kâfi derecede llerletememlş olanları, kâğıtları kirletmiş veya yıpratmış olanları, kurşun kalemini başka derslerde kullanarak ufaltanları, acı hakaretlerle döverdi. Biçarelerin fena tegaddldcn kuruyup İncelmiş kulakları çekilirken çıkardıkları sesler hâlâ kulağmıdadır. Bu güzel giyinen ve güzel konuşan kl
(Lütfen sayfayı çeviriniz)
A3D
I
---2
VATAN
31 . 3 - 941
Casuslar
c
asıısu
îrebiç Linkoin'ıın
12
Hayat ve Maceraları
Toplıyan ve nakleden: İHSAN BORAN
Askerî ve diplomatik İngiliz ajanı olan Çinflî King hazırladığı İKİ süıkasbte dc muvaffak olamadı. Fakat bas rahrp Ghao Kung un peşini bırakmada Bias - bay da bulunduûunu öğrenince, sırtına ©ski biv gemici el'bieesi geçir. di ve gizlice oraya gitti.
Baş rak*p Chao Kung. Entcli-cens Servis tarafımdan öğrenildiğini ve kendisine onun tarafından süJtast tertip edildiğini hissetmişti.
(Kanton) <ia iki defa ölümden kurtulunca, birkaç gün sükûnetle geçirmek, beJki de yeni plânlar hazırlamak için Bias - baydaki Buda mabedine kapandı. Orada sadık müritleri arasında tamami-le emniyette idi. O iki sene evvel Londruda asılan oğtunun intikamını almak için yemin etlmişti; bu uğurda Buda mabetlerinde mahrumiyetler ve ıstıraplar çekmiş, tehlikelere aUlmıŞtı. İki sene zarfında akan lnıgiliz kantari-le, -koparılan İngiliz başlarile memnundu. Enltelicens Servis bel ki yinmi defa kendisini öldürmek için süikaat hazırfaımrş, baş rahip Chao Kung, yirmi defa ölümden kurtuLmuştu. Bu auretfle hakkında uydurulan efsameye inananlar daha fazla çoğalmıştı. Ölüm saçan bu ada»mdan ölüm uzak kaçıyordu. Gizli ajanlar artık onu uzaktan takip edebiliyorlardı; Chao Kung'un şeytan Çinlilerden mürekkep sadık muhafızları bulunduğundan şüpheleniyorlar, yanına scdaılamıyorlardı.
Faka* eski arkadaşı ve yeni düşmanı casus kırv;-( Trebiç Lin-co^n'ı öMürmek için yeni bir çare bukkı. Fakat bu üçüncü suikast plânı da suya düştü:
King, eski gejrnici kıy af etil e Bıas . bay'a geldikten sıorvra hay dualarda temasa geldi. Ve para kuvvetle Bias - bay Buda mabedimde bulunan rahiplerden birisini ©id© etfti. Tao adında olan bu rahrp Chao Kung'un hizmetinde bu'hınuyordı*.
Madem ki kurşunlar ve bombalar para etmemişti. Bu defa mürtıiş bir zeflvîre müracaat edilecekti. BeMenen fırsat nihayet 1 - 1 cikânun - 1928 günü geldi. Baş rahrp ertesi gîhv Şatıgfoay ce-n-ubunda Nirrg - Po'da yeni bir Buda rnâfbedinin açılma merasiminde hazrr btikmacalotı. O geceyi hocresinde yabırz başına geçirmek istedi. Yemek olarak yalınız çay ve tereyağh kızarmış ekmek emretti. Biraz soma mâlbedin alıcısı yemeği getirerek Rahip Tao ya vefdL Tao hazırladığı zehiri çayın içine dolldtü ve sonra baş ra hıbin önünde diz çökerek durdu. Fakat kurnaz ve şeytan Chao Kurrg, rahip Tao'mm çaya zehir karıştırdığının farkına varmış, kundan tuzağı vaktinde anlamıştı. Bir heyecan ve telâş gösterme den Tao'ya teşekkür etJti ve her zamanki sakin bir sesle dedi ki:
— Tao, Budanın sadık hizmetkârı, Chao Kung seni Nirva-naya u-laştınmak istiyor. Bu çayı sen iç, ve mea'ut oj. Çünkü ilâhî saadete kavuşacaksın.
Sonra bir elile Tao'yu sımsıkı yakaladı, diğer elile de zdhir katılan çayı son damllasına kadar zorla Tao'ya içirdi. Tao morara-ra'k, vücudu soğuyarak yere yıkılıp uzandı. Baş rahip biraz sonra rahipleri çağırarak:
— Tao içm dua ediniz, dedi, Allah Taorıun ruhunu gufranla kabul etsin.
Bu suretle Chao Kung, bir daha ölümden kurtuldu. Fakat plâ-ntrun suya düştüğünü gören ca-
bar adam bana İcabında tekmil sınıfı sıra sopasından geçiren öteki kaba saba hocalarımızdan daha tahammül edilmez bir mahluk gibi görünürdü.
Evet, fukaralık ayıp değildir. Fa kat onun bazan ateşten gömlek olduğunu bana ilk öğreten bu muallim olmuştur.
?
Saman zaman gazetelerde arkalarına yeni elbise, ayaklarına yeni kundura giydirilmiş fakir mektep çocukları resimleri çıkar. Bazılarında da yine onların bir takım yüksek ruhlu hayır sahipleri sayesinde grup halinde sıcak yemek yedikleri görülür. Allah böylelerini aramızdan ve başımızdan eksik etmesin. Fakat bu resimlere bakarken ilk hatırıma gelen şey nedense İlk mektepteki İdealist resim
sus Kirtg, artık Entelicena servise karşı utanıyordu. Bir Macar Yahudisinin Buda rahibi olmasın dan ve Çinlileri kendine bendet-mesinden de utanıyordu. Kendi kendine yeni bir karar verdi: Ya o, veya ben?..
Askerî diplomatik ajan King, dilenci bir rahip kıyafetin- girdi ve Ning - Po' ya gitti. Biraz evvel söylediğim veçhile burada yeni bir Buda mabedinin acıtma merasimi vardı ve baş rahip Chao Kung da bu merasimde hazır bulunacaktı.
Baş rahip merasim yerine bir kayıkla geldi. Halk yerlere kadar eğildi; ve diz çoktu. Baş rahip bir zafer takının altından geçti-Bu takın üzerinde Buda mabetlerinde gÖTÜTlen devlerin resimleri yapılmıştı. Devlerin ortasında Çin harflerde yazılmış iki cümle vardı: (Yaşasın Chao Kung, kah rolsün ecnebiler).
Baş rahip etrafını saran rahiplerle beraber durdu. Ning - Po daki yüksek memurların tebriklerini kabul etti. Fakat bu sırada kalabalığın arasından King hafifçe seelendj:
— Trebiç.
Fakat bu sesi kimse duymadı. Casus Kmg kalabalığı yararak biraz daha sokuldu, ve bu sefer İn gilizce lîsanile tekrar seslendi:
— Trebiç, beni dinle I
tik önce herkes onu bir deli sandı, faka't bir an sonra göz göze gelen herkes üzerine atılmak istedi Fakat casus King süratle tabancasını çekerek baş rahip Chao Kung'un üzerine boşalttı. Kurşunların hepsi o anda baş rahibin önüne atılan sachk bir rahibe isabet etti. Beş kurşundan birisi, baş rahip Chao Kung'un boynunu sıyırarak geçmişti; aldığı bütün yara bundan ibaretti.
Sekiz gün sonra Hong Kong emniyet müdürü, masasmın üzerinde gümüş bir tepsi buldu. Bu tepside Entelicens Servisin bedbaht ajanı (King) in kanlı kellesi duruyorfdkı. Ayni gün radyolar yeni haberler verdi:
öldürülenler — (Nankin) de bir ticaret ataşesi, (Tien Çin) de üa lnıgiliz memuru, (Kanton) da bütün bir ingiliz ailesi ve iki ingiliz ajansı; ('Hong K©h\g) da bir İngiliz polisi.
(Pekin) civarmda bir yolcu trenine hücum ve içinde bulunan üç İngiliz ajanmın dağa kaldırılması. Amai civarında bir İrtgiliz ticaret müessesesinin yağma edilmesi, yedi ecnebiyle 24 kadar işçinin öldüriiîmeoL Şanghayda bir infilâk. Foçeo, Ning „ Po, Ma-kao ile Seylând'a, Hindistanın ve Hindiçininin muhtelif şehirlerinde isyan ve lihtilâl.
Nihaydt en son haber de şu idi: Bias - bay Buda mabedinden ayrılan rahipler bir Alknan vapuruna binerek meçhul bir semte uzaklaşmışlar, ve baş rahip Chao Kurug ertadan kaybolknuştUT.
Entelicens Servis, Alman va-• 'irile ortadan kaybolan Chao Kung'un izini bulmak için derhal faaliyete geçti. Aradan çok zaman geçmeden Hindistanın şimal şarkında 'bu hırta n Patna'dan gelen bir telgrafta, Chao Kung'un Tibet Iilere mahsus seyahat kıyafetinde olduğu ve Patna'dan geçtiği bildirildi, önce bu habere inanılma, dı. Sonra Lahurdan gelen mahrem ve acele bir telgrafta, başra-hip Lahur şehrinde bulunduğu haber verildi. Ve Londrada En-te. licens servis müdürlerini bir telâş aldı. Trebis Hindistanda?
(Arkası var)
muallimimiz olur. Vakıa ayaklarına yeni kunduralar giydirilen, yahut İane sıcak yemekle karınları doyurulan çocukları artık dövüp, söven kalmamıştır.
Fakat zannederim ki, yeni kunduraları ve İane çorbaya dalıp çıkan kaşıklarlle alınmış resimleri de kâfidir. Bu resimlerin çocuk ruhlarında kaybolmaz bir zillet veya acılık tortusu bırakmamasına imkûn yoktur.
Hayırlarımızda kinci olmrya-lrra.
«Hayra teşvik edilenlerin gururunu biraz okşamak lazım değil mi?» denebilir. Doğru, fakat yetişecek çocukların bizim İçin çok kıymetli olan gururunda tamiri im kansız bir sakat taraf bırakmamak şartlle.
REŞAT NURİ
Belediyede:
Havagazı
Şirket Fiyatları Artırmak İstiyor
İstanbul ve Kadıköy Hava Gazı şirketleri fiyatların arttırılması için belediyeye mllracautta bulunmuşlardır. Şirketlerin bazı masraflar ve ziyan iddiaları İleri sürerek yaptıkları zam talepleri Nafıa komiseri Mustafa Arif, Elektlrk İdaresi müdürü Hulki Eren, Belediye muhasebe müdürü Muhtar Acar, iktisat mü dürü Saffet Sezer ile şirket mümessillerinden mürekkep bir heyet tarafından bu hafta içinde totkik edilecektir.
öğrendiğimize göre şirketlerin masraf fazlalığı ve zarar vukuu gribi İddiaları alakadarlarca pek te varit görülememektedir. Çünkü bir kaç gün evvel yapılan bir umumi toplantıda Beyoğlu havagazı şirketinin bilançosu tetkik edilmiş ve şirketin büyük mikyasta bir ihtiyat akçesi ayırdıktan sonra 120 bin lira da kâr ettiği, bundan başka idare heyeti azalarından her birerlerine on üçer bin lira huzur hakkı dağıttığı anlaşılmıştır.
Teşkil edilen heyet şirketlerin taleplerini, bilançolarını tetkik edecek, mukavelelerini ve tesisat plânlarını gözden geçirecektir. Elde edeceği ne ticelere g#re zam taleplerinin muvafık olup olmadığını tayin edecektir.
Tramvaylarda I Nisanda Aylık Karne
Tramvay idaresi nisanın birinden itibaren aylık karne satışına başlı-yacaktır. Bu karneler, bütün hat U-zermde günün herhangi bir saatinde muteber olacaktır. Aylık karnelerin birinci mevkie mahsus olanları 762, ikinci mevkie mahsus olanları da 450 kuruşa alınacaktır.
Aktarma biletlere de nisanın dördüncü gönünden itibaren başlanılacaktır. Bu biletler de, hareket nok-tosile varılacak noktalar işaret edilecek ve yolcular ayni biletlerle araba 4eğ!ştirm«k suretile istedikleri yerlere gidebileceklerdir. Aktarma biletleri yolculara birinci mevkile seyahatlerde üçre kuruş, ve ikinci mev kile seyahatlerde de yüzer para kazandırmış olacaktır.
Münakalât Vekili Diyor ki:
Yegâne Prensibimiz
Fikir ve Madde Nakleden Vasıtaları Süratlendimek ve Ucuzlatmaktır
Bir müddettenberl şehrimizde bulunan Münakalât Vekili Cevdet Kerim înccdayı Trakyada ve şehrimlz-dekl tetkiklerini tamamlamıştır.
Cevdet Kerim lncedayı, dün gazetecilere verdiği bir beyanatta ls-tanbulda ve Trakyadaki tetkiklerinin neticelerini şöylece anlatmıştır:
— istanbul telefon şebekesinin kuvvetlendirilmesi ve genişletilmesi için esasen verilon direktif dairesinde hazırlanmış olan projeleri mahallinde tetkik ettim. Bu projeler yakında tatbik sahasına girecektir. Gerek Haydarpaşa ve gerek demiryolu hattı ve istasyonlarımızda icap eden yeni takviyeler yapılmış, kısmen de yapılmaktadır. Liman tahmil ve tahliye işlerde Denizyollarının bu günkü ve istikbaldeki ihtiyaçları ü-zerinde işletme v© idare vaziyetleri hakkında yeni tedbirler alınmıştır.
Münakalât Vekilimiz, nakliye tarife işleri hakkında sorulan bir suale: "' ^J-. . 'V v' *'
— Şimdilik bir değişiklik mevzuu bahis değildir. Yegane prensipliniz memleketin içtimai ve iktisadi hayatında, gerek fikir ve gerekse mad-
de nakleden vasıtaların süratlerini, âzami derecede arttırmak ve onları ucuza mal ederek ucuzlatmaktır. Bu münakaleyi her vasıta ile yurdun her tarafına ucuzca teşmil etmek, kolaylık vermek ve yardım etmek 1-çin çalışılmaktadır.
Ancak ilerde dünya ahvalinin bu hali devam eder ve tamir, ikmal ve saire için alınan malzeme ve eşyanın (burada hazerde bir kaç muayyen ecnebi memleketlerden temini mümkün olan şeyleri kastediyorum) almak vaziyeti devam ederse ve yine bazı zaruri işlerde tereffüler olur ve kömür fiyatları artarsa, nihayet halk menfaatine hizmet İçin kurulmuş ve halk malı olan münakalât vasıta ve teşekküllerinin hayat ve selâmeti namına, mutedil ve makbul olan mürettep faaliyeti nakliyata da bazı arttırmaları icap ettirebilir. Fakat bunlar günün geçici i-caplarmdandır.
Münakalât Vekâletinin İstanbul ve havalisinde bulunan işlerini ahvalin fevkalâdeliği önünde daha İyi bir halde bırakarak Ankaraya dönüyorum, demiştir.
Emniyet Müdörü
Çorum Valiliğine Tayin Edildi
İstanbul Emniyet müdürü Muzaffer Akalın Çorum valiliğine tayin edilmiştir. Genç ve çalışkan bir idare âmiri olan Muzaffer Akalın şimdiye kadar muhtelif kaymakamlıklarda, îzmirde hukuk işleri müdürlüğünde, mülkiye müfettişliğinde, Dahiliye Vekâleti müdürlüklerinde bulunmuştur.
Emniyet müdürlüğü vazifesinden evvel istanbul vali muavinliği vazifesini ifa ediyordu. Muzaffer Aka-
lına yeni vazifesinde muvaffakiyetler temenni ederiz.
Malûm olduğu üzere bugün Çorum valisi eski İstanbul emniyet mü dürü Salih Kılıçtır. Istanbulda inhi-lâl eden emniyet müdürlüğüne henüz kimin tayin edileceği malûm değildir
Yanlış Hesap Bağdattan Döner
Çaldığı Mücevherlerle Hududu Geçmek İsteyen Açıkgöz Hırsız
Suriye Yolunda Yakayı Ele Verdi
Kapalıçarşıda mühim bir hırsızlık olmuş, fakat lstanbulda aydınlana-mıyan bu sirk \t hâdisesi Antalyada meydana çıkarı mistir. Hâdisenin taf silâtı şudur: \
Salih Yekta öscömcrt isminde bir talebe, Kapalıçarşıda bir kuyumcu dükkânı açmış ve^çalışmaca başla-mıştrr. Salih Yekta öğleden evvel mektebe gitmekte, öğleden sonra da dükkânda işlle meşgul olmaktadır. İşte bu sıralarda ^>mşusu kuyumcu Krişinin serveti, Yektanın dikkatini celbetmiş ve bu servete malik olmak genç delikanlının yegâne gayesi olmuştur. Nihayet bir akşam kolayını bulan Yekta, komşusunun dükkânına grirmlş ve 39 tane altın bilezik, bir hayli mücevher çaldıktan sonra kendisini kimseye gösterme-
den oradan uzaklaşmıştır. Hâdi6e, ertesi günü meydana çıkmış ve tahkikata başlanmıştır. Fakat pek tabiî olarak bu işi kuyumcu Salih Yek tanrn yapacağı kimsenin aklına gelmemiştir. Bu sırada maznun kendi dükkânını kapatarak, çaldığı servetle beraber Antalyaya kaçmış, o-radan da Suriyeye geçerken iş anlaşılarak yakalanmıştır.
Maznun. Antalya sulh ceza mahkemesinde yapılan sorgusunda suçunu itiraf etmiştir.
Hâdise İstanbul müddeiumumiliğine büdirilmiş, müddeiumumilik suçlunun buraya celbine karar vermiştir. Yakında Istanbula getirtilecek olan açık göz hırsız Yektanın mahkemesine lstanbulda devam olunacaktır.
Üsküdarda Paraşütçülere Karşı Korunma Tecrübesi 13 Nisanda Yapılacak
Vilâyet seferberlik müdürlüğü, hazırlıklarını bitiren Üsküdar kazasında nisanın on üçüncü g^lnü pasif koruma ve paraşütçülere karşı müdafaa denemelerinin yapılmasını kararlaştırmıştır. Bu denemeler geniş mikyasta yapılacaktır. Kısıklı ve Çamlıca cihetlerinde paraşütçülere karşı müdafaa tecrübeleri yapılacak, Üsküdar iskele meydanı ile diğer bazı mahallerde de pasif korunma tedbirleri alınacaktır. Bu denemelerin muvaffakiyetle neticelenmesi için Üsküdar kozası kaymakamlığı daha şimdiden tedbirlerini almış bulunmaktadır.
Kumaş ve Çorapçılar Ankaraya Bîr Heyet Gönderiyorlar
Şehrimizde bulunan çorap fabrikaları sahipleri ile kumaş tüccarları bazı dileklerde bulunmak üzere Ankaraya bugün birer heyet göndereceklerdir. Çorap fabrikatörleri stan-dardizasyon talimatnamesinde değişiklik yapılması ve elde mevcut ipliklere göre imalâta rt.Üaade olunmasını istiyeceklerdlr. Kumaş tüccar lan da, kumaş satışlarında tayin e-düen yüzde 1,5 kân kendilerine az bulduklarından bunun biraz daha ar-trrırması talebinde bulunacaklardır.
Maarif Haberleri;
Üniversitede
Büyük Adamlar Galerisi
Üniversitede kurulması kararlaştırılan büyük adamlar galerisi İçin hazırlıklara devam olunmaktadır. Edebiyat Fakültest Şair Nedim, Neft ve Bakinin, Felsefe ve Sosyoloji kısmı Ziya Gökalp ile Mehmet İzzetin büstlerini yaptırmaktadır.
Tıp fakültesi, Türk tıp âleminde büyük hizmetleri görülen Kırımlı A-zlz Efendi, Şaklr Paşa, General doktor Cemil Topuzlunun tabii büyüklükte fotoğraf ve büstlerini hazır-lattırmaktadrr.
Fakülteler bu sahadaki hazırlıklarını önümüzdeki tatil devresinde tamamile bitirmiş bulunacak ve 911-912 tedrisatının başladığı gün bu galerilerin açılma merasimi yapılacaktır.
Yardımcı Öğretmenlerin Birikmiş Maaşları Veriliyor
Yardımcı öğretmenlerin birikmiş maaşlannı vermek üzere 300 bin lira münakale yapılmıştır. Münakale, meclisçe de tasdik edildiğinden öğ-rentmenlere ay başında maaşları tam olarak verilecektir.
Terim Komisyonu Mesaisini
İkmal Etti
Üniversite Edebiyat Fakültesi dekanı Hâmidin reisliği altında çalışmakta olan Terim komisyonu mesaisini ikmal etmiştir. Hazırlanan ıstılahlara müteallik esaslar bir kitap halinde yakında neşredilecek ve Maarif Vekâletine gönderilecektir.
Demiryollarından Her Talebe Paso Alabilir
Devlet Demiryolları idaresi, Nafıa Vekâletinin tensibi ile talebeler için yeni bir kolaylık göstermek kararını retmenlere ay başında maaşları vermiştir.
Şimdiye kadar mektep talebelerine mahsus aylık kartları yalnız kazanç getirir İşi olmıyan talebelere verilmekte idi.
İş sahibi talebelerin istifade edemedikleri bu kolaylıktan istifadeleri muvafık görülmüş ve bu yeni şeklin ay başından itibaren tatbiki lüzumu alâkadarlara bildirilmiştir.
Maarif Vekâletinin Bir
Kararı
Maarif Vekâleti ilk mektepler nizamnamesinin on dördüncü maddesini tadil lüzumunu görmüştür. Yeni tadilâta göre, mektepler, Cumhuriyet bayramlarında birinciteşrin a-yınuı 28 inci günü öğleden sonra, 1-kinciteşrinin birine kadar tatil edilecektir. Bu arada, her sene birinci-teşrinln otuz birinci gllnü okuma çağına girmiş çocukların sayımının yapılması da kararlaştırılmıştır. Bu işle ilk tedrisat kadrolarında çalışan bütün elemanlar meşgul olacaklar, ve o gün mektepler de tatil yapacaklardır.
Demiryollarında Yeni Nakliyat Tedbirleri
Yeni mahsul zamanının yaklaşması dolayısile, Devlet Demiryolları i-daresi, yeni nakliyat tedbirleri almı-ya başlamıştır. Bu meyanda, yeni getirilen lokomotif ve vagonlar seyrüsefere çıkarılmıştır. Bu yıl mahsullerin süratle nakli imkânları düşünülmüştür. Bilhassa nakliyat tarifelerinde tenzilât yapılması muvafık görülmüştür.
GÜNDEN
GÜNE
DünküMaçlardan
Son
ra
H^jl illi küme maçları başladı. u u Dünkü maçların mühimini şüphesiz Fenerbahçe - Gala. tasaray arasındaki karşılaşma idi.
Fenerbahçe, maçı 1-0 kazanmış. Pek parlak bir netice değil amma, kıymeti yine üç puvan olduğu için Fenerbahçeliler, bu başlangıçtan memnun olabilirler.
Yalnız Fenerbahçelilerin yine gözönünde bulundurmaları lâ-zımgelen bir nokta var: Bir galibiyetin neşeli havasına dalıp gevşememek lâzımdır. Nitekim daha çok olmadı: Dörtler ku pası maçlarında Fenerbahçe Galatasaray! mağlûp ettiğinin haftasında Beşiktaşa 7.1 yenildi idi.
Spor tarihinde bu gibi hâdiselere çok tesadüf edilir. Mühim bir maç kazanıldıktan sonra, futbolculara bir emniyet ve: «Nasıl olsa...» diye bir zihniyet gelir.
Bu emniyet ve zihniyetin tecellisini biraz da dünkü Beşiktaş ¦ Istanbulspor maçının neticesinde görüyoruz: Beşiktaş, İstan-bulsporla 1-1 berabere kalmış.
İstanbulsporun bu muvaffakiyetini küçültmek aklımızdan geçmez. Fakat emin olsunlar ki bu neticeyi biraz da geçen hafta Beşiktesin Fenerbahçeyi 7-1 yenmiş olmasına borçludurlar.
Sporla fazla alâkam olmadığı için hâdiseleri sporcular için faydalı olabilecek tarafından kaydediyorum:
Sporcular mühim bir maçı kazandıktan sonra ikinci bir maça, meşhur tavşan - kaplumbağa hikâyesindeki tavşanın:
— Nasıl olsa geçerim L.
Zihniyetile çıkmamaları, daima zarar etmiyecekleri bir keyfiyettir.
?
Zamansız Bir Hareket
B. B. C. radyosunun Belgrad. dan aldığı ve Anadolu Ajansının verdiği bir habere göre:
Almanlar, İngiliz ve Amerikan gazetecilerini aldatmak maksadile Yugoslavyada ihtilâl çıktığı, ltalyada bir hükümet darbesi yapıldığı ve Mussolini-nin öldürüldüğü rivayetlerini yaymışlar. Fakat ne İngilizler, ne de Amerikalılar bu dolaba düşmemişler. Bence Almanlar, böyle bir harekette bulunmak için zamanı iyi intihap edememişlerdir. Malûm ya, nisana girmek üzereyiz. «Nisan balığı» korkusile herkes yalan yutmamak için zaten tetikte duruyor.
KÖR KADI
TAKVI» 1
31 MART 941
PAZARTESİ
AY: S - GÜN : 90 - Kasım: 144
RUMİ: 1357 — MART: 18
HİCRÎ: 1SG0 — Rebiülevvel: 3
VAKİT ZAVALÎ EZAM
GÜNEŞ: 6,47 11,16
ÖĞLE: 13,19 5.17
ÎKtNDÎ: 16,52 9,20
AKŞAM: 19,32 12.00
YATSI: 20,04 1,33
İMSAK; 5.04 9.33
kalkmış ve bitişik odaya geçmişti. Şimdi bu anda Albay Julyan, Kaptan Searl ve diğer adamlarla orada İdi. Her halde vinç hazırlanmış zincirler denizin dibine inerek Rebe-kanın kotrasını »uyun yüzüne getirecekti. Kotradan süzülen »ular tekrar denize dökülecekti. Küçük kotranın tahtası dümdüz ve kurşuni renkte olacaktı. Üzerinde bataklık pas ve deniz yosunlarına ait kokalar sinmiş olacaktı. Belki de ismi hâlâ silinmemişti: Yeşil renkte «Tekrar döneceğim» kelimeleri.- Rebeka da orada kamarada yerde uzanmıştı.
Banyomu yaptım. Giyindim ve her sabah olduğa gibi dokuzda kahvaltı İçin aşağıya indim. Tabağımın üzerinde bir yığın mektup vardı. Balo için teşekkür edenlerden gelen mektuplar... Şöyle bir göz gezdirdim. Frlth Maksimin kahvaltısını sıcakta tutmak lâzım olap olmadığını sordu. Ben de: Ne zaman geleceğini bilmiyorum. Diyerek yüzüne baktım. Frlth'ln gayet ciddi ve vekarlı bir yüzü vardı. «Acaba bir şey biliyor mu?» Diye düşündüm.
Sofradan kalktım. Mektuplaram alarak küçük salona geçtim. Bu oda havasızdı pen cerelerl açmamışlardı. Odaya bol ve temiz hava dolması İçin pencereleri ardına kadar açtım. Ocağın üstünde duran çiçekler solmuştu. Yaprakları yerlere düşmüştü. Zili çalarak hizmetçi Mund'ı çağırdım:
— Bu odaya bu sabah hiç bakmamışsınız pencereler açılmamış,, çiçekler solmuş. Bun-
ları kaldırınız.
Kız mahcup bir tavırla özür diledi.
— Bir daha böyle şey tekerrür etmesin do d mı.
Çiçekleri alarak odadan çıkarken:
— Peki, efendim. Dedi.
Sert davranmanın bu kadar basit bir şey olduğunu tahmin etmezdim. Günlük yemek listesi yazı masasının üzerinde duruyordu.
Mayonezli balık, soğak et ve tavuk, bir de tatlı.. Bu yemekleri balo gecesi büfede görmüştüm. Demek ki halâ kalıntıları yiyorduk. Bir gün evvel elimi sürmediğim yemekler de bunlardı. İstedikleri gibi hareket ediyorlardı. Yemek listesini çizdim ve zili çaldım. Uşağa:
—¦ Misis Danvers'e söyleyiniz. Sıcak yemek listesi yapsın. Bitecek soğuk yemekler varsa bize vermesin. İstemiyoruz.
— Peki, efendim.
Bahçeye çıktım, birkaç gül koparmak istedim. Serin rüzgar düşmüştü. Hava bugün de dünkü gibi çok sıcak ve ağır olacaktı. Acaba halâ koyda mı İdiler? Nerede İse bu-
nu öğrenecektim. Maksim dönecek ve bana her şeyi anlatacaktı. Her ne olursa olsun sakin olmalıydım. Bir şeyden korkmamahy dun. Kopardığım çiçekleri küçük salona getirdim. Oda süprülmUş, yerdeki çiçek yaprakları toplanmıştı. Vazolara taze su konmuştu, çiçekleri düzeltmeğe başladım. O a-raiık kaju vuruldu. (
— Giriniz, dedim*
Misle Danvers İdi. Elinde yemek listesi vardı. Yorgun ve sararmıştı. Gözlerinin altında siyah çukurlar vardı:
— Niçin yemek listesini geri gönderdiniz, anlıyamadını. Bunu niye yaptınız?
Elimde bir göl goncası tutarak su sözleri söyledim:
— Bu soğuk etlo balık dünden kalmadır. Bugün canan sıcak bir şey istiyor. Arkada kalanlar yemek İstemiyorlarsa atınız. Zaten bu evde o kadar israf oluyor ki biraz fazla, veya biraz eksik olsa farketınez.
Bir şey söylemiyor, beni dinliyordu. Ben, gülleri vazoya yerleştirmeye devam ederken şa emri verdim:
— Başka bir yemek listesi hazırlayınız Sizin yemek üstesi yapmakta müşkilût çek-m iveceğinize eminim.
— Uşaklarla bana haber gönderilmez. Ben buna alışık değilim. Misi» de Vlnter'in sağlığında yemek listesinde bir değişiklik yapmak lstediğ;l zaman kendisi bana telefon e-derdl.
— Mİ sis de Vlnter'in ne yapıp yapmadığı beni alakadar etmez. Şimdi Bflsls de Vinter benim. Eğer Frlth ile size haber göndermek hoşuma gidiyorsa yaparım.
O aralık uşak odaya gelerek haber verdi:
— Counrry Chornicle gazetesinden telefon ediyorlar.
— Gazeteye benim evde olmadıkımı söylersiniz.
— Peki, efendim, dedi.
— Misis Danvers, başka bir söyleyeceğiniz var mı? Yoksa gidip ınutbaha emir veriniz, sıcak yemek hazırlasınlar. Burada
fazla durmayınız, meşgulüm.
— Gazeteden ne istiyorlardı?
— Bilmiyorum.
— Misis de Vlnter'in kotrasının İmimi duğu doğru mu? Bunu kasabada Frlth'c söylemişler.
— öyle mi demliler? Hiç bundan haberim yok.
(Arkası var)
4594
3T - 3 . 941
VATAN
Teb
Hissi
Gün Benden Başlar Zihniyeti Firavunca Benliğin Ta Kendisidir
Harp Vaziyeti
Yazan: M. KAPLAN
Hatıralarda saadet vardır. Ha-s yatın yaçanıldığı anda çıkıntı veren teferruatı yavaş, yavaş unutulur; muhayyilenin de yardımile, geçen günler, bir altın ça« haline gelir. İhtiyar, çocukluk ve gençlik demlerinin acılı taTaflarını bile anlatırken* tatlı tatlı güler, Eger ölümden sonra yer yüzünü hatjr-lıyabileeydin, dünya bize ne güzel gelirdi! Bazan imanı fanilik basınca bile, alelade çeyler mucize şeklinde görünmüyorlar mı?
Cemiyetin hatıraları da böyle, zaman geçtikçe, bir mükenvmeli-yat timeali olurlar. Eskilerin ölüleri iyilikle anınız dem*!**"^6 büyü/k bir hikmet vardır. Çünkü ins§n, kölülük'ten hiç ibret almaz. Ona ruh tazeliği veren iyilikti?. Taklit de, bir mihanikiyet olduğuna göre, ibret olsun diye kötü misallar vermekten çekinmek lâzımdır. Güzel söz nasihat vermeden tesir eder.
Çirkinliği, fenalığı unutan, yal
nıe güzel ve iyiyi ha-tırhyan bir hafızamız olsaydı ne hoş olurdu!
Henurn acınmıya kalkmıyalım. Böyle bir şey hakikin vardır. Binlerce uydurma şairden kaçı akılda katmıştır. Buna mukabil.
Yunus, Fuzulî, Galip nadide şah. eryetterile âdeta bizim muasırımız -dırlar. İnsan güzele tutgımdur; opu 43la umjhn>az; daima b*trrla-mak «ter. Abideler impun: için yaraiırm^rarchr. Sanat, güzelliği ebedî kırnak değil <fe nedir) Namık Kemalin bir tarafını çok
beğenirim: Tam zamanında kahramanları tebcil etmesini bildi. Ona tarihçi değildi diye kusur gü-
lüyorlar. Bu da Fatihi, Yavuzu. Kanije müdafü Haaan Paşayı, Celâlcddini kötülemediği için. Büyük adam, insan terbiyesinin sırrına vâkıftı. Tebcil his^ni canlandırdı. Bir milletin ruhu böyle keşfedilir, böyle tekâmül eder.
Alman mektep kitaplarında, milletlerinin karakterlerini genç ruhlara ahlamak için, Popüler hikâye kahramanlarının menkı'bele. rini bile kaydedilmiş gördüm. Milletlerin karakterleri kanla değil, kültürle devam eder. Millet denince çoğunun hatırına fiziyo-loji geliyor. Yüz tane in6anı dağ başjna koyun kızıl vahşi olur, birbirini yerler, örf, âdet, anane, müessese, kitap, külttür; hayvanı inean yapan, sürüyü millet yaPa" bunlardır.
Gün benden banlar zihniyeti, firavunca nühuvvetin ta kendisidir. Sultan Mahmut II yi. Pa§ayı, Namık Kemali yasak a4§JTi yapmak gülünç 'bir şey olurdu. Bu beşeriyete inanmamak demokltir. Hangi adam yepyenidir? Baba» anne diyebilen bir ço„ cük dahi beşeriyet kadar eskidir. Her şey devam içinde bir tekâmüldür. Comte ile beraber «dirileri idare eden ölülerdir» diyebilirsiniz. İlk mektep talebesine hendese okutan iki bin yıllık Euclide'dir.
Tebcil hissine çok itina etmek lâzı|;n. O, tahatturdur. Ve tahattur, şuurun esasidir. Hatırlıyamı-yan ne kendüu, ne dünyayı bilecektir ve kendini bilmekle beşeriyeti bilmek birdir.
M. KAPLAN
doktor
diyor kî
--
i
nsan
Kanı İ
nsana
İlâç
Bir bağlamın herhangi bir lıafcta-
va Han verebilmesi için, onun kapının badece grup bakifiıından lu-ta-ının banına uygun olması kâfi delildir. Ayni zamanda kan verecek .sa-hihta hiçbir bulaşık ve mikroplu hastalığın bulunmama^ ve vücudunun
hakikaten safclaro ve zinde olma*! da iktiza eder. Verem, frengi, sıtma pibî hastalıklar vardır ki, bunların mikropları İrfanların kanında bulunabilir. Bu insanlar, haftalıklarının bir cevriode zahiren sağlara göründükleri halde, vucııtlerlnde bu tehlikeli mikroplan tanıyabilirler. Böyle bir ln»anın kapını haftalara nakletmek faydadan ziyade zarar verir ve hiç bir zaman muvafık olamaz. Şu hulde hastaya kan verecek Nah
î*ii kan vermezden evvel, dikkatli bir burette muayene*!, kanınuı ayrı ayı. tahlili, bu gibi mikroplu hastalıklar bakımından da temiz olmasına dikkat edilmedi lâzımdır.
Aneak, böyle, hakiki surette, safc-I.;m olduğu anlatılan bir insandır ki, 1 » . ı..ra kan verebilir.
Fakat iıaatajurın hayatı telıjikcye
:iı 'i» > i' kan nakli lâzım geldiği zanı. ularda, böyle dört başı mamur \e uygun bir sağlamı bulmak ko)ay I i« değildir. Bundan dolayı ha.sta-I rın ve hasta bakılan selerln
eli a|trnda, daima, vücutları ve kanları dahi* önceden gayet itinalı bir surette kontrol edilmiş bir takını hu
susi (kan vericiler) vardır. Lüzumunda bunlardan en münasip olanı acele davet olunarak ondan istenildiği Kadar kan alınır. Bu kan sürat-le h.ı-u.va, verilir ve çabucak onup | hayatını kurtarmak mümkün olur. Kan vericilerden sık pı'c kan alınmaz. Bir defa kan alındıktan sonra, ikinci bir defa kan alıncıya kadar, vericinin iyice beslenmesine ve kan yapan azasının kaybettiği kanı tekrar Iça/.ıııııi.ısına yardım leh epey-ze zamaq geçmesi icap eder. Aksi halde vericinin çok ve sık kan vermekten do%an, türlü türlü hastalıklara uğraması ihtimali mevcuttur.
Hangi baltalıklara tutulan İnsanlara kan vermek lâzım ve faydalıdır? Bunu da aynca bildireceğiz.
Dr. Nuri ERGENE
Yazan:
İhsan BORAN
Doğu Afrikâda:
General Vavel, Multa şarki başkumandanıdır Malta şarki, Malta deniz geçidi (dahil) ilo İran cenubunda Basra körfezi (dahil) arasında kalan deniz ve kara parçalandır. Tarihte, üç kıta üzerinde ve bu kadar geniş deniz vo kara mıntakalannda, blribirlnden binlerce kilometre uzak muhtelif cephelerde İç hatlarda ordular I-dare eden başkumandanlık azdır. Poğu Afrikalı 1 harp sona yaklaşmıştır. Vaziyeti hulâsa edelim:
İtalyan orduları Habeslstanı istilâ ettikleri zaman şimalde ve cenupta olmak üzere iki harekât üssü kullanmışlardı;
1 _ şimaldeki harekât üssü E-ritre İdi. Bu üssün muvasalası, (Musavva limanı - Asmara - Keren) dl.
3 — Cenuptaki, daha doğrusu cenubu şarkideki harekât üssü 1 talyan Somallsl İdi. Bu üssün muvasalası da Hint denizinde Moga-diço limanı idi.
General Vavel, İtalyan Doğu Afrikasına taarruz için hazırladığı harekât plânında - muharebe safhalarından anladığımız veçhile - kati neticeyi şimalden bekliyordu. Cenubi İtalyan üssüne ve muvasalasına taarruz tâli hedefti.
General Vavel, harekâtı plânını kendi üslerine göre uydurmak mecburiyetinde idi. Elinde, garbo düsen Mısır ve Sudan, cenuba düsen Kenya üsleri vardı. General Vavel önce İtalyanların şimal harekât üssü olan Erit reye taarruz etti. İki mühim istikamet seçmişti: Erltre sahilinde Musavva ve şimali Habeşlstanda (Astuna). Gondav Tana gölü cenubunda, mavi Nll vadllerlndekl taarruz kolları, garptan şarka doğru teveccüh eden asıl taarruzun arazi ve tabiye mecburiyetlerilft ilâve edilen tâli parçalarıydı.
General Vavel, İtalyan *lmal üssünü ve muvasalasını kesnılye muvaffak oldu. Keren düştü. İtalyanlar Asmara ve Musavva'ya çekiliyorlar. Harekât plânının büyük kısmı neticelenmek üzeredir.
İtalyanların cenup üssüne gelince, burasını İngiliz ordusu daha evvel ele geçirdi. Mogadlçoyu aldıktan sonra, garbe, Habeşls-tana yönelerek Cabredar - Dolo hattında yelpaze gibi açıldı ve süratle ilerliyerek Harar - Negelll hattına vardı ve bu mevkileri işgal etti.
Şu halde general Vavel, harekât plânını değiştirmeden tatbike devam etmiş, yalnız Keııya-dan göller mmtakasından ve Tana gölü cenubundan Adisababa-ya doğru cenup Afrika kuvvetlerini ve Habeş vatanperverlerini sevkederek plânına güzel ilâveler yapmış, İtalyanları şimal ve cenup harekâtı üslerinden mahrum ede-bir muhasara çemberi içine
âımı
İm ıstır.
riânagöre, henüz ehle etmediği İki şehir kalmıştır: Eritredc Musavva limanı. Habeşlstanda hu kûm e t merkezi Adlsabaha. Artık hedef bu iki şehirdir vo bunların elde edilmesi uzun siirmiyecektlr.
General Vavel'în elinde muzaffer Nll ordusu yeni cepheler İçin hazır duruyor. Bugünlerde Poğu Afrika harbini süratle netieelcn-dlrmiye çalışması ve elinde daha fazla kuvvet bulundurmak arzusundan İleri gelmektedir. Onun bu isi de başarması beklenir.
Kim Kimle Evlenmeli?
Bay Kadri İnceler
45 yaşındadır, Maliye müfettişidir. Hayatı daha çoU taşrada teftişte geçer. Hiç evlenmemiştir- Tasarrufu seven, istikbalini düşünen bir zattır. Hoppalıklardan horlanmaz. Sert ve ciddidir-
Bayan Melike Sözveren
26 yaşındadır. Telefon muhabere ıııenıuresidlr. Fevkalade zeki, fıkırdak bir kızdır. Günül eğlencelerine bayılır. Ayda yetmiş beş lira alır. ve bu parayı taıııamilc süsüne sarfeder, İki kere nişanlanmış. Fakat evlenmemiştir. Annesi, babası vardır.
Ankara Yüksek Ziraat
SİYASI İCMAL
Enstitüsünde
Gün
Benim Kanaatim: Bugüne Kadar İktisadî
Inkilâp Yolunda Attığımız En Mühim, En Heri Adım Bu Müesseseyi Yaratmış Olmaktır
1
fit
Ankara Yük sek Ziraat
umumi gorunuşu
Bizim memleket insana geniş bir gün için tecanlis aramayınız. Bir yapı hüsnü veriyor. Bu yerde bu-tarafta bütün dünya için çok ileri bir adım sayılacak müesseseler ve çalama usulleri görüyorsunuz. Diğer tarafta maziden körü körüne devraldığımız mânâsız, verimsiz u-sullerin her türlü normal çalışma imkânlarını boğduğunu vc vatandaşları boş yere rahatsız ettiği gözünüze çarpıyor.
İnsan bunlardan birini görünce kolları kabarıyor, «Bil meğer ne imişiz!* Diye millî bir gurur duyu-* yor. Sonra geri usullerin hâlâ. basmakalıp saltanat sürdüğü sahalara gözünü çe irince kızıyor, isyan duyuyor ve şöjle düşünüyor: «Madem ki memleketin bir kısım evlâdı bu kadar İyi *l)şünmek, bu kadar bilgi ve şevkle çalışmak kudretini filân ve fala-j işte gösterebilmişlerdir, nederçeîiger birçok işler bu seviyeden 'dünyalar kadar uzak kalabiliyor*-* Haricî gaileler ortadan kalkınca bu mesele, umumî hayatımızda çok «ClK V6 esaslı bir münakaşa mevzuu haline konul maya Hytktıf. 'L''*L
Bana sorarsanız haksız tenkitler bu memleketin muka4deratını şuurlu bir kontrol altına almak ve bütün dljnyaja örnek teşkil et-mejc bakımından terakki yollarında attığımız en mjjhim, en ileri en müsbet adım, Ankaradakl yüksek ziraat enstitüsüdür. Memlekette cn yanlış anlaşılan, *Canrm bunun su raaı mı?» yollu tarizlere en fazla hpdef olan müessese do budur. Ens titünün neler yaptığını hangimiz kavramışsak, diğer vatandaşlara bu güzel örneği tanıtmak veya başka işlerimizde de ayni usullerle, ayni ruhla çalışılmasına böylece hizmet etmeyi bir borç saymalıyız.
Senelerdenbcri Ankaraya yolum
düştükçe Ziraat EnBtitUsUnc giderim. Ekilen tohumların ne dereceye ka4ar inkişaf istidadı gösterdiğini, müessesenin dört duvarı arasından memleketin ziraat bayatına doğru ne gibi köprüler kurulduğunu gözden geçiririm.
Uzun bir fasıladan sonra geçen gün Yüksek Ziraat Enstitüsünü ziyaret ettim. İlk ziyaretlerimde ens titüyü çok beğenmiştim, fakat sev memiştim. Buruda yabancı bjr hava vardı, her şeye yabancılar hâkimdi, pu manzara insanın içinde her şeye rağtU£n bir soğukluk bırakıyordu.
İhtisastan Tam İstifade
Bugün insan enstitüyü hem beğeniyor, hem de seviyor. Fakat şurasını da itiraf ediyor kl memleketimize bir iş İçin ecnebî mütehassıs getirtmek ihtiyacını duyunca bunlara icra! sulOhiyct vererek tam hızla çalışmalarına yol açmak; ister hoşumuza gitsin, ister gitmesin, yegâne doğru usuldür. Başka işlerimizde avuç dolusu para vererek getirdiğimiz mütehassısları srrf gösteriş için kullandık ve raporlarını husırultı ettik. Halbuki enstitü işinde acı bir ilaç içmeğe tahammül edilmiş, ecnebî mütehassıslara çalışma sahası verilmiş vc az zamanda mükemmel verim alın nııştır. Şiddetli tenkitlere rağmen
bu gidişi earemtıdan koruyarak devam ettiren İsmet înönünün, eski Ziraat Vekili Merhum Sabri toprağın, şimdiki Ziraat Vekili Muhlis Ekmenin ve Enstitünün yükselmesi için çalışan ecnebi ve Türk bütün ilim ve tdarc adamlarının himmetleri var olsun! Bugün kü rektör; eski Tokat Mebusu Süreyya Gencagadır. Bence memleketin en mesut adamı B. Sürey-
A. Emin YALMAN
yadır, çünkü kendi ihtisas sahasında cn mühim verimli bir vazifenin başına geçirilmiş, eline birinci derecede vasıta ve imkânları verjjmiş ve Türkiyenin Ziraat inkılâbında birçok genç ve idealist arkadaşlarla beraber bir öncü rolü oynamak gibi bir fırsata kavuş tunjlırıuştur.
Buraya kadar mukaddemeden mukaddemeye anladım. Ziraat ena titüsU hakkında neden bu kadar hayranlık ve sevgi duyduğumu şim di kısaca anlatayım:
Memlekette çpktanberi zirai teşkilât vardf. Yarım asırdan fazla bir zaman bu teşkilât kâğıt üzerinde çalıştı ve ziraate hayrı olmadı. Belki de bazan lüzumsuz yere gölge bile etti.
Elektrik her yerde elektriktir. Bir köprünün yapma tarzı memleketten memlekete değişrpez. Bir hastajığın tedavi ıjsullerj bütün insanlar için mHşterek olabilir. Fakat ziraate ait her adım, kendi memleketimizin toprağına, suyyna, iklimine, tohumuna, hayvanına insanına alt orijinal araştırmaların mahsulü olmalıdır. Ziraat enstitüsü işte bu araştırmaları yapıyor ve çiftçiye en doğru ve ameli yolu gösteriyor. Taklitçiliğe sığmayan bir iş varsa o da ziraattır.
Fedakâr Askerler Gibi..
Enstitünün bugün 718 talebesi var. Şimdiye kadar da 262 si zira* at, 116 sı askeri baytar, 226 sı sivil baytar ve 218 i ormancı olmak üzere 822 mezun yetişmiştir. Bütün bunlar dört duvar arasında ders notu alan, sene sonunda imtihan vererek diplomaya kavuşma ya çalışan ruhta insanlar olmak-tun ulaktırlar, hepsi büyük bir
şevk ve sevgi ile asıl işe sarılmışlardır, ziraat, hayvan vo orman işlerile fedakâr askerlere mahsus ruhla çalışıyorlar. Talebe mesleğini o kadar seviyor ki tatil aylarının her gününü kendi ısrarllc köylerde geçiriyor vc amelt araştırmalara vakfediyor. Ziraat Vekâletinin altı bin köy hakkında esaslı etütler yapması bu suretle mümkün olmuştur.
Bir Takım Memleket Davaları
Memleketin ameli meselelerinden onatitünün ele aldığı işler ne gibi şeylerdir: Bunun birkaç misalini söyliyeyim:
1 _ Dericilik: Türkler dericilikte ve debağında en ileri gitmiş bir millettir. Dünya, buna ait birçok
usulleri bizden öğrenmiştir. Fatih Mehmet devrindo köylünün hayvan derilerine iyi bakması hakkında kanunlar vardı. % Bugün derilero iyi bakılmıyor. Büvelek denilen şebeklerin, hayvanların derisi üzerinde kurduğu yuvalar temizlenmediği, değnekle hayvanlar itilerek kakılarak deriler tahrip edildiği, yüzerken kayıtsızlık gösterildiği için 125 kuruş edebilecek bir deri 25 kuruşa satılıyor vo çiftçi vo bu memleket bu yüzden senede dört milyon lira ziyan ediyor. Enstitü, köylüye yol göstermek için esuslı faaliyetlere atılmıştır. Bundan başka kösele imalindeki debagat usullerimiz berbat olduğu için bu işi de ele almıştır. Milli Müdafaa için bir kösele şartnamesi yap mak ve teslimatı kontrol etmek vazifesi de enstitüye verilmiştir.
2 — Ekmek tipi: Enstitü, ordu
vc halk için ekmele hakkında tetkikler yapıyor. Gıda, lezzet ve bar-sakların faaliyeti bakımından tavsiyesi bize de randımanlı tam buğday ekmeğinin her tarafta bir tut-masıdır kl köy ekmeği diye hepimiz buna bayılırız. Beyaz ekmek vitaminden mahrumdur ve barsak tenbelliginln başlıca sebebidir.
3 — Hayvan yemi: Hayvandan fazla iş, fazla süt almak İçin iyi gıda lâzımdır. Memlekette hayvan yemi vaziyeti islâha muhtaçtır. Enstitü bu işle uğralıyor. Bu arada yonca airaati hakkında koyluyu tenvire çok ehepımiyet veriyor. Yonca ziraatı genişlemclidir. Bir tarlasında 10, 12 biçim temin eder. Toprağımız azotu fazla olduğu i-çlnyoncalarımızm gıda kıymeti yüksektir. Bugün baş yoncanın kilosu beş kuruşa satılıyor.
i — Köy işleri: Köylünün boş
zamanlarını kıymetlendirmek diye İktisat ve Ziraat Vekâletlerinin beraberce Çayırladıkları program için enstitü, köylü muallim yetiştiriyor. Bunlar pamuk, yün, keton, tiftik vesaireden iplik bükmek ve tezgahlarda dokuma yapm^kı nebat! boyaların solmıyan nevilerini öğrenmek gibi mevzulardan amelt bir kura görüyorlar. Bu kuralarda yaptıkları halılar ve kumaşlar cidden kıymetli şeylerdir. Bu faaliyet sayesinde meselâ îskoçyanın o kadar beğendiğimiz kumaşlarım köy
lerimlzdc yapmak mürnküi) olacaktır. Memleketimizin bazı yerlerinde hasat zamanı kısadır, kış uzundur. Köylünün kıymetlendirilecek boş vakti çoktur. Numune diye ha zırlanan küçük bir halıya beş yüz lira kıymet biçilmiştir.
Bunlar gibi meyvecilik, sebzecilik, sütçülük, bağcılık, sogancılık, tohum işleri, haşeratla mücadele, Rize çaylarını işlemek, ketenciliği ilerletmek, Adanada mebzul suret te yetişen vc cKaynana dil i ^ denilen nebattan çuval yapılıp yapıla-mıyacağını araştırmak gibi enstitünün sayısız ameli tetkik mevzuları vardır.
Yeni Yazı Arkadaşlarımız
Bunlardan her birinin arkasında, dünyanın her köşesinde amelt tecrübe toplamış, vazifesini benimsemiş, bunun mesuliyetini seve seve taşımağa hazırlanmış idealist Türk gençlerine tesadüf ediyorsunuz. Bütün enstitüde bir tek dericilik profesöründen başka ecneb! kal-
mamrştır.
Ztraat enstitüsü, yalnız ziraate,
züraî sanatlere, baytarlığa ve ormancılığa alt bir tedris va araştır ma yeri değildir. Muayyen usullerle çalışmanın ne gibi neticeler verebileceğini ortaya koyan bir lâbo-raluvardır.
Bu muhit, memleketin yarını hakkında insana cidden en müsbet ümitler veren yerdir. Burasını ruhumun ıjıtiyaçlarma o kadar uygun buldum ki enstitüde haftalarca, aylarca kalıp memleketin ameli bir takım ana davaları hakkında bir kurs görmek ihtiyacını duydum. * #
Gazetelerimizin bu gibi can alacak memlekût meseleleri hakkında kl ihmalleri büyüktür. Bunlara nihayet vermek üzere Ziraat enstitüsünün genç vc idealist doçentlerinden kendi mcvzularına dair musahabe şeklinde yazılar istedim. Ba^ta umumi kâtip vc eski gazeteci Doktor Kerim Ömer Çağlar olmak üzere böyle devamlı yazılar yazacaklarını vadettiler. Yalnız zi-raatle uğraşanların değil, memleket işlerine merak sardıran her vatandaşın bu yazıları alâka ile okuyacaklarını umuyorum.
Bu Defa Ağır Bedeller
Ödemek Lâzım
Yazan: M. H. ZAL
ugoslavyada olup biten
u işlerden dolayı Almanya
hiç de hoşnut değildir. Bunu gizJiyerniyor. İzahat almak için sefirini Belgraddan bcrlıne çağırmıştır. Alman tebaasının Yu-goslavyadan ayrılmıya hazırlandıklarına dair de sözler vardır.
L)iğer taraftan \ ugoslavye Uçüzlu pakttaki imzasını yırtmak suretile ortaya bir m ^eıe çıkarmak istemiyor, fakaı bu imzanın tatbikatta bıçt>ır kıymeti olamıyacağı gun gıoı aşikardır. Kral Aleksandr'ın kuraugu sağlam esaslara uygun bir yol tutmuş olan yeni 1 u.. ^ . hükümeti, istiklaline sa**.p ve hakim olmak, bu uğurda icabında ölü mü göze almak azim ve kararındadır. Kendisi gibi istiklâl için çırpınan vc ..,_acieie eden dost ve mlKteftfc 1 unamstanı arkadan vurmak maksadıls kendi topraklarından askeri malzeme bite geçirilmesine meydan bırak. 1 mayı, istiklâlinin icaplarına elbette uygun sayamaz. Şayet AU manlar üçüzlü pakta dayanarak Yugoslavyadan silâh falan geçirmek gibi bir talepte bulunurlarsa Yugoslav hükümeti, memleketteki umumi hislerin böyle bir talebin tatbrkına meydan bı-rakmıyacagmı ve bu yolda nakliyatın emniyetini garanti etmi-ye imkân bulunmadığını hakkile ileri sürebilir.
Zaten şurası aşikârdır ki askeri malzemenin asker beraberinde o İmi yar ak Yunan İstan ın
şimaline sevkedilmesinde bîr mâna yoktur. Almanların bütün ümidi, «asker de geçmiyecek» şartile paktı bîr defa imza ettirdikten ve faaliyete geçtikten sonra herhangi bir vesile icat ederek serbestçe asker geçirmekten ibaretti. Yugoslav hükümet ve ordusunun böyle bir zâf göstermiyeceği muhakkak olduğuna göre Almanlar yann düşman olabilecek bir sahaya beraberinde asker olmadan transit şeklinde harp malzemesi göndermeyi bir saniye için bile hatıra getirebilir 1er mi ?
tf şu noktaya varıyor ki Almanlar, Yug06İavyadaî Romanya ve Bulgaristanda olduğu gibi el çabukluğu yapamamıştır. Yugoslavyadan geçmek için harbe tutuşmayı ve ağır bir bedel ödemeyi, Yugoslav ham madde kaynaklarından mahrum kalmayı, bütün dünya karşısında yeni ve ağır bir mesuliyet almayı,
Sovyet Rusyayı büsbütün darıltmayı ve bütün Balkan milletlerinin dostluğundan ebediyen vazgeçmeyi göze almak icap eder.
Bugüne kadar Almanya, de-rebeylerinc mahsus usullerle bedavacılığa alışmıştır. Bu defa Balkanlarda pek ağır bedeller ödemesi vc hattâ intiharı göze alması lâzım gelecektir.
YÜKSEK MEKTEPLERDE OKUYAN MEMURLAR
Ankara, 30 (Telefonla) — Yüksek mektepte okuyan ve henüz mektebin yarı ders senesini ikmal etmiyen memurların ya memuriyetlerini veya tahsillerini terketmlye mecbur tutulacakları hakkındaki kanun projeyi Dahiliye Encümenince tetkik e-4ilml? ve tadile uğrayarak kabul e-cjüıpiştir. Kanun projesinin encümende aldığı sekil şudur: Bu kanun meriyete girdiği zaman yüksek mekteplerden her hangi birisinde veya herhangi bir sınıfında talebe olarak kayıtlı bulunan memurlar mekteplerine devam edebileceklerdir. Kanunun neşrinden sonra yeniden hizmete alınacak memurların mektebe devamlarına müsaade olunmıyacaktır.
TAKAS TETKİK HEYETİ
Ankara, 30 (Telefonla) — Vazife müddetleri 7.3-Û-U tarihinde bitecek olan Takaa Tetkik heyoUnin el-, İtrinde bulunan işleri tayin edilen! müddet zarfında bıtlremıyecegini an lıyan hükümet Takas Tetkik heyetleri vazifelerinin 30.6.911 tarihine ka dar uzatılmasını kararlaştırmıştır.
YARININ ŞAFAKLARINI IŞIKLANDIRACAK ÇOCUKLARDIR
Yurtta Ulusun yardım ve şefkatine muhtaç çocukları '23 Nisan Çocuk Bayramı vo iıaftaaın-du sevindirmek için yardımlarınızla Çocuk Enirgeme Kurumunu kuvvetlendiriniz.
VATAN
Hm AY M
V.
İTİRAF
Yazan: Necla MARAŞ
Sedat koltuğunu sobaya biraz daha yaklaştırarak kızıl birer kor parçası olan kömürlere gözlerini dikti. Sıkıcı bir ruh mücadelesinde olduğu belli idi., kendini ne kadar müdafaa etee. hayatın hiç bir zevkini aJmadan bir köşeye çekilerek ömrünün sayılı günlerini tükeümiye uğraşan Süheylânın intikamını unutamıyordum. Ağamdan bütün hakikati öğrenmek, ince bir kızı en hassas noktasından vurduktan sonra içini sırlatmak için- 'biraz daha doğruldum.
— Peki d'edim. Onu böyle dağ
pek uzak olan' bir maziyle çevirmekten korkarak ona hiç bir şey açmadrm... Bir gece işte bu bahçede büyük çaiın ağacının altında öttürüyorduk. Birdenbire ellerini avuçlarımla içine bırakarak:
— Sedat, dedi. Saadetimizi tehdit eden iki göz tanıyorum, ondan kaçalım... Buna da zayıf hiasiyatınm ânı bir krizi diye ehemmiyet vermedim. Başını kendime doğru çekerek:
— Hep boşuna evham dedim.
Millî Küme Maçları üç Bölgede Birden Başiad
Fenerbahçe Ezelî Rakibi Galatasarayı
I
Beşiktaş-Istanbulspor 1-1 Berabere Kaldı
Milli küme maçlarına dün her iki bölgede birden başlandı. İzmir maçları İnönü koşusu dolayısUe tehir e-dildi. Istanbulda büyük bir alâka ve Fener stadında 7-8 bin kişilik bir se-
yirci kütlesi toplıyan maçlardan Böyle kuru vesveselere kapılma- I ezelî rakip Fenerbahçe - Galat
başındaki inzivasında gördükçe k - ^ kendine biraz acırsan
Kİ
ray
A -
hiç mi bir acı duymuyorsun, hassas bir kalbi nasıl yaraladığını an. ' lamıyor musun? Gözlerini imdat arar gibi etrafta dolaştırdı:
— Ne söylesem nafile, dedi Hepiniz bana düşmansınız, hepinizin yanında kabahatliyim. Kendimi haklı çıkarmak için yapacağım müdafaa bütün sırrımı ifşa edebilir. İşte bunun için susuyorum, fakat şunu bilin ki; içimde saklı ıstırabı açacak bir hakka sahip olsam insanlar arasında başım yukarıda gezerdim., başımı yavaş lyavaş salladım:
ı — Anlıyorum diyerek doğrul-
. du*. ı
, — Nereden anlıyorsun?
— Gözlerinden. Ellerile kabaran eaçlarmı karıktırdı:
— Eğer gözlerim böyle bir gevezeliğe cüret ediyorlarsa onları hiç aajmamrya razıyım. Yanına
daha yaklaştım ve:
— Sedat kardeşim dedim. Ne olur «hepsini söyle. Yemin ederim Ih sonra bunu ben bile unutacağım.
Şüpheli şüpheli yüzüme baktı, başına şiddetle salladı:
— Fakat dedi Fakat bunu kimseye aomamıya aramızda söz verdik.
— Söz mü verdiniz, kiminle? İçini ağır ağır çekti:
— İşte, dedi. Onunla ağabeyimle., dimağımda birbiri üstüne düğümlenen istihif«unların arasına ince bir aydınbk girdi Sözlerini kesrverecek diye korka korta:
— Ağarbeymlc aranızda bu mesele geçti mi? dedim. Halbuki o her zaman senin haline üzül-
ı düğünü, sebdbini merak ettiğini söylüyordu. Fırtına kapalı pan-curlarda ıslık çalarak uzadı. Yağ-rmiT ianeleri camlarda gürültülü sesrer çtkararak yuvarlandılar.
.Aşağı salondaki büryük dtrvar saati fasılalı darbelerle 1 2 yi vurdu. Sedat yeni ateşlediği sigarasından üsbüste bir iki nefes çekerek gözlerini tavana doğru yayılan dumanlara daldırdı.
— Hepiniz, dedi, bana düşmansınız biliyorum. Günahsız bir kızı haksız yere inlettiğim için bana diş biliyorsunuz, ne olur biraz makul olsanız, onunla ayrıldı/ktan sonra bir türlü düzelemediğime
her geçen günün üzerime bir sene yüklediğine dikkat etseniz, ben kuru bir kardeşlik uğruna kurban gittim, yalnız ben mi, hayır, o dahi,, durdu, 'koyu bir bulutla kaplanan gözlerini yine sobanın oynak alevlerine daldırdı. Parmaklan açılıp kapanıyor, göğsü sık sık inip kalkıyordu.
— Yağmurlu bir bahar günü köptrüden ayrılan bir vapurun arkasından baka kalınca sıraların üstüne dönmüştük. Benimle beraber vapuru kaçıran sonradan hayalıma bir ihtiyaç olarak giren Süheylâ idi. Canı benden daha 6»kık görünüyordu. Onu ikinci defa Adadaki köşkün balkonundan yarıdaki bahcjîde görüşlümde içimde derin bir heyecanın kıvrandığını, kalbimin dövünürcesi-ne attığım duydum. İsterseniz bunların heosine yapmacık diyin. Şu anda hissiyatımı açıkça söy-lemiye karar verdim.. Sedadın birdenbire sararan yüzünü bir kan dalgası kapladı. Burun delikleri sık sık açılıp kapandı.
— Tam iki buçuk sene dedL Yalnız karşılıklı kalplerimizin ayni hızla atışım duydufk. Mektebimi
bitirmemiştim. Onu 'kuru bir hayale kaptırmaktan ve düşüncesini
olmaz mı? Fek çok şeyler biliyormuş g»bı başını ciddi ciddi salladı;
— Tanıyorum ve korkuyorum dedim.
— Peki p halde kimdir bu? O akşalm ağzından bir kelime daha almak kabil olmadı. Ayrıldığımız zaman aramazda yabancı bir gölge vrmış gibi şüphe aLtında kaldığımı söyleyebilirim..
Üzerinden bir kaç gece daha geçti. Dışarıda sert bir lodos fırtınası vardı. Yatağa girrn<ek üzere idim. Oda kapısının hızla açıl-dığını hissettim. Döndüm ağabeyim. Gözleri vahşi vahşi parlıyordu. Arkasında kaim yollu bir pijama, elinde bükülmüş bir kâğıt vardı. Yanrma geldi ve:
— Bana bak, dedi. Saadetimi yıkan kaÜbin istikbalden pek fazla eminse, bunu okumakla iktifa edersin* işte o kadar 1.. Ve avu-cunda buruşturduğu mektubu yüzüme çarpar gibi fırlattı. Yine ayni hızla, ayni vakarla döşeme tahtalarını sarsarak odadan çıktı. Artık hiç bir şey göreandyordum. Ayaklarımın altında sürüklenen kâğıda boş gözlerle baktım. Evet ağabeyime bitap edüerdk yazılmıştı. Ve Süheylâ imzasını taşıyordu. Başka hiç bir şey göreme-
karşrla^masında sarı lacivertliler kiplerini 1 - 0 mağlûp ettiler. İstanbul şampiyonu Beşiktaş ta, Istanbulspor önünde güçlükle 1 - 1 berabere kurtulabildl.
Maçların tafsilâtına geçmeden evvel bir kaç nokta üzerinde durmak isteriz:
Evvelâ şunu kaydedelim ki, maçtan bir gün evvel dünkü müsabakaların tahminini yaparleen, Bcşikta-şın bir hafta evvel Fenerbahçeye karşı elde ettiği 7 - 1 lik galibiyeti Siyah Beyazlılar için tehlikeli görmüş vc îstanbulpordan iyi bir netice bile beklediğimizi söylemiştik.
Buna mukabil 7 - 1 lik mağlûbiyetin de Fenerbahçeyl kazandırabileceğini ilâve etmiştik ve şunu da hatırlatmak istiyoruz: Bundan iki hafta evvel yapılan Galatasaray — Beşiktaş maçında Siyah Beyazlıların mağlûbiyetini de şampiyon takımın istikbali İçin tehlikeli görmüş ve tamamen gençleştirilmiş, devamlı galibiyetlerle gurura kapılmış bir takımın böyle bir mağlûbiyetten sonra dikkat edilmezse bu fena neticelerin tevali edebileceğini yazmış ve tavsiyelerde de bulunmuştuk.
Beşiktaş, bundan bir hafta sonra Fenerbahçeyi hiç beklenmiyen bir netice ile mağlûp etti. Bir çok kimseler bana bu yazımdan dolayı tarizde bulundular. Fakat böyle bir galibiyetin kendilerinden değil, Fener-
dim. İste o geceden sonra her geJ bahçenin çok bozuk oyunundan ileri çen gün üzerime bir yrl1 gibi çöküyor, ben yaşryan bir hayal gibi aranızda dolaşıyorum. Yine bir aksam ayni böyle soğuk, bir kış
gecesi kocaman bir sobanın ısıttığı odada ikimiz, iki kardeş karar verdik, bir daha onu gönmt-yeceğiz... Sedat gözlerini ağır ağır kaldırdı. Bakışları ısrarla yüzümde dolaştı. Benden cevap bekliyor gibi idi. Başını biraz daha iğdi, konuşur değil, nefes alır gibi bir sesle:
— Bunların, dedi. Hepsinin birer yalan, hej>sinin kardeşimin bana çok gördüğü saadetime kurduğu birer tuzak olduğunu pek geç öğrendim. İş i§ten geçmişti. Süheylâ benim ihanetim diye bildiği bu temiz aşk masalının kapanışının nasıl bir el tarafından olduğunu hâlâ anlamıyor...
Bir müddet ayni şekilde durduktan sonra hızla yerinden kalktı. Sarsak adımlarla pencereye doğru yürüdü. Dışarıdan kapalı pancuTİarı sarsan rüzgâr gittikçe sertleşiyor. Gecenin karanlığında vahşi köpek ulumaları duyuluyor., du. Sedat içini ezen derdine beni ortak ettiğinden bilmem ferahlamış mı idi. Ben ise kendimi büyük bir yük altında kalmış gibi yorgun buluyor. İki kardeş arasında doğan bu rekabetin dehşeti ile ne söyliyeceğimi bilmiyordum.
N. MARAŞ
Sade ve Zeytfnyağcıların Teneke İhtiyacı
Sade ve zeytinyağı tüccarları ile ihracatçıları yeni mahsul yağlar için muhtaç bulundukları tenekelerin mik tarmı bildiren bir listeyi hazırlamakla meşgul olmaktadırlar. Yağ mm-takalarında bulunan yağ âmil ve müstahsilleri de aralacMöa toplantılar yapmakta ve teneke *htiyaçları-nı tesbite uğranmaktadırlar. Hakikî ihtiyaç miktarının tayininden sonra, yağcılardan mürekkep Nr heyetin Ankaraya gideceği ve Ticaret Vekâleti ile temasa gireceği haber alınmıştır.
geldiğini unutmuşlardı. Nitekim Galatasaray mağlûbiyetini bir çorap söküğüne benzettikten sonra, Fenerbahçe galibiyeti üzerine sarı kırmızılıların çorapta açtığı söküğü Fenerbahçelilerin düğümlediklerini de kaydettik. Beşiktaşın dün Istanbulspor karşısında beraberliği güçlükle elde etmesi iddialarımızda ne kadar haklı olduğumuzu göstermiş oldu.
Fenerin düğümlediği sökük Beşik-taşlılarm kendileri tarafından olmadığından çürük düğümmüş ki, genç Îstanbulsporlular onu tekrar açtılar, ve tahmin yazımızda da bizi haklı çıkardılar. Ve hakikaten 7 - 1 İlk galibiyet Beşiktaşı dün yendirecek vaziyete soktu.
Diğer taraftan 7 - 1 İlk mağlûbiyet te Fenerbahçelileri ezelî rakipleri karşısmda ve hem de şampiyonada rol oynayacak bir maçta üç puan kazandıracak bir galibiyete ulaştırdı.
Üstünde durmak istediğimiz diğer nokta da şudur:
Millî küme maçlarından evvel îs-tanbulsporun şampiyonaya girip gir memesi büyük bir hâdise oldu ve Futbol Federasyonunun verdiği garip bir kararla bu klübümUzUn bir senelik mütemadi çalışması hiçe sayılarak az kalsın sarih bir haktan mahrum edilecekti. Gerek gazetelerin neşriyatı ve gerekse îstanbul klüplerinin müdahalesi bu yanlış kararı tashih ettirdi. Genç îstanbul-sporlular, dün elde ettikleri muvaffakiyetli netice ile futbol federasyonuna müskit bir cevap ta vermiş oldular, öyle zannediyoruz kî, dünkü neticeden sonra, Sayın General, Futbol Federasyonunun kendisini ne yanlış yollara sürüklediğini açık bir misalle anlıyacak ve bu bilgisiz kimselerden hesap soracaktır.
Beşiktaş - tstanbulspor
Fenerbahçe stadında günün Uk
mülî küme karşılaşması îstanbul şampiyonu Bcşiktaşla genç ve ateşli îstanbulsporlular arasmda oldu.
Şazi Tezcanm idaresindeki bu o-yuna her iki tak'ım da şu kadrolarla çıktılar:
Beşiktaş: M. Alî - Yavuz, Feyzi -
Yarın Akşam SARAY Sineması
Elyevm Amerikada 63 sinemada birden gösterilmekte olan ve sinemanın yeni kralı Holivud'un en fazla
ücret alan artisti
M t CKEY RO ONEY
THOMAS EDİSON'un
tarafından yaratılan
r Şaheseri MÜSTESNA MÜSAMERE HALİNDE takdim edecektir.
ZAFER YOLUNDAKİ BÜYÜK DEHANIN İLK TECRÜBELERİ.. DÜNYAYI HAYRETTE BIRAKAN DEH AKAR ÇOCUK... ÎLİM ve FA YAT... TELSİZ TELGRAFIN DOĞUŞU.. BİR TARİH SAHlFESI.
lYarın akşam için yerlerinizi evvelden ulüınnız.
Dünkü Fenerbahçe - Galatasaray maçından bir enstantane
Sevilmenin Sırrı!..
Dün Istanbulspor - Beşiktaş
maçından sonra hepimizi üzen çok
çirkin bir hâdise oldu.
Halk, Istanbulsporun elde ettiği muvaffakryeUi dereceyi alkışlı-yor ve oyuncuları sahadan çıkarken teşci ediyordu. Bu sene centilmenlik kupasını kazanan şampiyon takım oyuncuları, îstanbul-porun muvaffakiyetini alkışlıyan alka karşı sahanır ortasında rtmenliğc yakışmıyan çok çir-in el hareketlerinde bulundular. Bu bizi olduğu kadar stadı dolduran yedi sekiz bin kişilik bir şerci kütlesini de müteessir et-iştir.
Her ne olursa olsun bir ta-krm mağlûbiyeti ve beraberliği de galibiyet kadar tabii görmeli ve portmence karşılamalıdrr. İşte yenildiği günlerde bile yine saha-an omuzlarda çıkmanın sırrı!..
Rif.il. Halilv M- tıii]ııh . Sabr), Hakkı, Şaklr, Şeref, Şükrü.
Istanbulspor: Nevzat - Sefer, Hay
Ahmet Ademin idaresindeki bu o-yunda takrmlar sahada şu kadrolarla gbründüler:
Fenerbahçeliler sahaya Uç yeni e-lemanla çıkmış bulunuyorlardı. Mem leket futbolu için hakikaten bir kazanç olan Naim merkez muhacime alınmıştı.
Muavin hattında Esat yok. Yerinde Zeynel, müdafaada da Cemal oynuyordu. Ve takım şu şekilde idL
Cihat - Cemal, Leblp - Ömer, Zeynel, Fikret - Küçük Fikret, Naci, Nalm, Niyazi, ReblL Galatasaray; Salm - Faruk, Salim, Halli, Enver, Musa - Barbaros, Mustafa, Nlno, Eşfak, Mehmet Ali.
Beşiktaş mağlûbiyetinden sonra bizim düşüncelerimize rağmen Fenerbahçe taraftarlarında netice için ümit yoktu. Fakat Fenerbahçe baş-kaptanınm kurduğu taktikle Sarı Lacivertliler daha şuurlu bir oyun oynamağa başladılar. Hiçbir Galatasaraylı oyuncu demar-ke bırakılmıyordu. Hücum hattında Nalmin güzel idaresi, Fikretin aldığı pasları hüsnü istimal edişi, diğerlerinin topu ezmeden oynamaları ile oyun üzerinde bir hâkimiyet kuruldu ve Fenerbahçe hücumları biribirini takip ediyordu. 38 inci dakikada bir Fenerbahçe hücumunda hatalı bir ha
ri -
Muzaffer, Tarık, Celâl - Kadir, reket yapıldı, ömerin çektiği favul
Süleyman, Mtikerrem, Cihat, tsmet
Futbol Federasyonuna bir cevap vermek ve şampiyon Beşiktaş karşısında muvaffakiyetli bir netice elde etmek azmile oyuna başlryan genç îstanbulsporlular daha ilk dakikadan, Beşiktaş müdafaasmı müşkül vaziyetlere soktular ve hücumlar biribirini takip ediyordu. Belki çok kimseler, bu ilk dakikalardaki ateşli oyun için, devam etmez, dediler. Fakat hiç te öyle olmadı. Dakika
lar ilerledikçe, Istanbulsporluların daha ağır bastıkları görüldü. Bir Istanbulspor hücumunda Beşiktaş müdafii hatalı bir hareket yaptı. Sağ dan bir hücumda Istanbulspor saf açığı müdafii ceza çizgisi dahilinde atlattığı halde arkadan atılan bir tırpanla yere serildi. Fakat hakem, bu açık penaltıyı vermemekle zavallı îstanbulsporlular! futbol sahasında da taliin garip cilvelerine uğrattı.
Srrası gelmişken şunu da kaydedelim ki, maalesef hakemlerimiz mü sabakaları klüplerimizin mukadderatını göz önünde tutarak değil, kendilerini düşünerek İdare ediyorlar. Eğer bu vaziyet Beşiktaşm lehine ol sa idi, belki de bu kadar ince düşünmeden verecekti.
Istanbulspor baskısı 40 inci dakikaya kadar devam etti. Ve hakikaten seyircilere zevkli bir oyun seyrettirdiler. Bilhassa başta merkez muavin Tank olmak üzere Süleyman müdafaada Sefer ve hücum hattında Cihat bir klâs oyunu gösteriyorlardı.
Kaçan müteaddit gol fırsatlarından sonra 43 üncü dakikada anî bir Beşiktaş hücumunda Beşiktaş ilk golünü kaydetti ve devre de 1 - 0 Siyah Beyazlıların lehine bitti.
Îstanbulsporlular ikinci devreye daha canlı başladılar. Mağlûbiyetten muhakkak kurtulmak azmile bütün enerjilerini ortaya koydular ve oyun da tekrar bir hâkimiyet kurdular.
Bir hücumda yine açık bir penaltı oldu. Hakem her nedense bunu da vermedi. Her şeye rağmen iyi bir netice almak azmile çırpınan ateşli îstanbulsporlular nihayet 37 inci dakikada Süleymanm bir kafa vuru-şile beraberlik golünü kaydettiler ve devrenin son dakikalarında Beşiktaş takımını ortadan silecek bir o-yun çıkardılar. Fakat maç, 1-1 beraberlikle neticelendi.
Galatasaray - Fenerbahçe
Son maç, san lâcivert - san kırmızı karşılaşması oldu.
atışı Naimin müdahalesi ile Nacinin önüne düştü. Ve hafif bir vuruşu Fenerbahçeye yegâne galibiyet golünü kazandırdı. Ve devre de 1 - 0 Fenerbahçe lehine neticelendi.
İkinci devre baştan nihayete kadar zevksiz geçti. Ve mühim bir şey olmadı. Fenerbahçe müdafaası ve muavin hattı başta Fikret ve Ömer olmak üzere bu galibiyeti tutmak i-çin iyi çalıştılar ve muvaffak ta oldular. Bu iki ezeli rakip kar^ılaşrna-sı da 1 - 0 Fenerbahçenin lehine sona erdi. Bu suretle istanbul maçlarında sarı lacivertliler günün yegâne galibi oldular.
KEMAL ONAN
Ankarad ki Maç'ar
Dün Ankarada yapılan millî küme maçlarında Harbiye Gençlerbirliğini 3 - 2, Demirspor da Maskesporu 1-0 mağlûp etmişlerdir.
Şehirler Arası İnönü Koşusu
İzmir, 30 (A.A.) — Bugün burada 42 vilâyetten gelen atletlerin ve İzmir okulları atletlerinin de iştira-klle 7500 metrelik İnönü koşusu yapılmıştır. Koşuya iki yüz atlet iştirak etmiştir. Koşuyu muayyen saat zarfında 158 koşucu sona erdirebil-miştlr.
Koşunun ferdî neticeleri şunlardır: 1 — Mustafa Kaplan «Ankara> 24 D. 32 S. 2/5, 2 — Rıza Maksut «İstanbul» 24 D. 36 S. 4/5, 3 — Artan «İstanbul» 24 D. 58 S. 2/5, 4 — Hüseyin «İstanbul» 24 D. 59 S. 4/5, 5 _ Eşref «îstanbul» 25 D. 1 S. 6— Ali «İzmir» 25 D. 51 S. de. Takım itibariler
1 — İstanbul 9 puvanla, 2 — Kocaeli 28 puvanla, 3 — Ankara 29 puvanla, 4 — İstanbul «B» takımı 61 puvanla, 5 — Ankara «B» takımı 71 puvanla, 6 — Malatya 91 puvanla.
Istanbıılda İnönü Koşusu
İnönü koşusu, dün saat 15 te Balmumcu çiftliği ile likör fabrikası a-rasmda 6 kilometrelik bir mesafe ü-zerinde yapılmıştır.
Yanşa 835 müsabık iştirak etmiştir.
Neticede takım itibarile Kabataş birinci, Atletlkspor ikinci, fert itibarile Menisa birinci, Ali ikinci, Mehmet üçüncü olmuşlardır.
Müsabakaya 63 takımla iştirak e-den Kuleli lisesi İnönü kupasını kazanmıştır. Diğer kazananlara da kupa vc madalyalar verilmiştir.
31 . 3 - 941
BAHİSLER
Bir İngiliz as-tkerî muharriri Almanyanın In-67 Hc reye karşı ha^ugi şartlar alırında taarruz e-dcbileceğini tetkik etmektedir. İrtgıl terenin müdafaası hakkında pek ketum davranan muharrir Alrnan taarruz görüşlerini birer birer ve dikkatlice tahlil ediyor. Dikkatli ve askerî bir görüş itibarile pek değerli ve müfit olan bu yazının en mühim parçalarını Vatan gazetesi okuyucularının istifadelerine arzebmeği faıdeli buldum. Muharrir İngilterenin harbi kazanması için yürümesi lâzım gelen çetin ve arızalar ile dolu yollarda İngilitere donanmasına ve askerî kuvvetlerine düşen yük sdk vazifeleri de umumi bir çerçeve d ahirine! e mütalca etmekte ve Allmanyanın bu tarruzu nelerden dolayı başaramıyacağını da bütün çıplaklığı ile meydana koymaktadır.
ingiliz askerî muharriri diyor ki: Bugün tamamile aşikar olan bir h-jkikat, Almanyanın İngiltereye karşı taım vc yüksek bir hava hâkimiyetine sahip olmamasıdır. Zaman geçtikçe ALmanyanın hava faikıyeti de azalacaktır. Bunu müdrik elan Almanyanın ingiltereye harsı yapacağı taarruzda muvaffakiyet elde edeceği nasıl ütaıît edilir.
Almanyanın takip ettiği hattı hareket, anî ve kuvvetli, âdeta yıldırım gibi bir süratle kara askerini, müthiş tayvare filolarının hir.ıavesi altında olarak İrtgiltere-nın muhtelif ve kendince mün-¦tohap mıntakalanna karşı müşterek harekette bulundurmak ve bu hardketi muvaffakiyete isal ettirmektir. Çünkü bütün İngiltere üzerine harekâta kalkışmak ve bunu iJame ettirmek için Alma—a kâfi derecede tayyare filolarına malik değildir.
Alrnanya bunun için son za-n.nnlörda İngiltcrenin hava ima-lâtile meşgul müesseselerine ve hava hangarlarına ve ayni zamanda ingiliz maneviyatını bozmak için sivil ahali üzerine hava akınlarını teksif ermekte ve bunları tahrif etmeğe çalışmahtadır.
Bundan maksadı da taarruz günü geldiği zaman mümkün olduğu kadar daha kuvvetli bulunmaktır.
Bugün tamamile hükmedilebilir ki Altmanya taarruz gününe
kadar siviller ve müeasesat üzerine yapmakta olduğu şimdiki a-cı hücuflrrîarma devam edecektir. Bu suretle Almanya korkunç taarruz geoesine kadar (Luft Waf-fe) nin bir «eyler *-apmağa kadir oldtığunu göstenmdk imkânı ve hissini elden bırakmak istemiye-cektir.
Fa»kat ayni zamanda Almanyanın petrol vaziyeti itibarile bu şimdiki mütemadi taarruzlarını azaltma* istediğini gösteren deliller de mevcuttur. Çünkü Alman ya umumî taarruz gecesi elinde fazla petrol bulundurmak uSti-yacındadır.
Taarruz gününü ve taarruzun hangi şekillerde olacağını takdir etmek biraz güçtür. Fakat taarruzun büyük bir hava hücumuna terfik edilecek denâzd'en ve h»a vadan memleketin muhtelif mevkilerine aikerî kuvvetler şevki şeklinde olacağı tahmin edilebilir....... ' 1 \
Taarruz Günü
Yazan:
Hüsamettin Ülsel
Eski Bahriye Müsteşarı
1 döıi lngıue renin bu şekiller» bütün inceliklerine kadar elemiş ve ona göre tedbirler almış olduğunu şüphe, e iz telâkki etmek icap eder. Aym zamanda İrlân-daya da tecavüz ve taarruz edilme ihtimali göz önünde bulundurulabilir. Irlândaya karsı hareketin ana taarruza tekaddüm edecek iptidaî bir hareket olacağını zannetmek doğru olur.
Ingılterenın orta şarktaki kuvvetlerini ovalamak için Almanyanın Balkanlarda ve Orta Şarkta bir harbe girilmeği düşündüğü oe çok muhtemeldir.
Belki Balkanlara karşı yapılacak hareket, İngiltereye . apılacak taarruzdan biraz evvel başlamış olabilir. Bu suretle İngilterenin nazarı dikkatini Balkanlara ve I orta şarka çekerek ve hattâ buralara yardrm için Ingiltereden1 kuvvdtler tefrik ettirerek İngiliz kuvvetlerini ana vatanda daha kolay avlamaik imkânlarını da ihtiva edebilir.
Almanyanm iki cephede muharebeden çekindiği daima söy-' lenimekte be de Belçika ve Ho-lânda üzerine harekete başladığ; zaman Norveç hareketine de başlamış olduğunu unutaıaımak icau eder. Ayni zamanda Almanyanın zaferini temin etmek için Ja-ponyanın (Üç taraflı pakt) icabı olarak muharebeye ig»tiraki de ümit edildblir.
Bir millet bir taarruz karşısında hemen harbi kayibetmez ve bir t* arruzda muvaffakiyetsizlik de hej men teslimini icap ettirmez.-(914) harbinde Almanya Marn» muharebesindeki taarruzu kaybettikten sonra tasmam zafern elde edilmesi, dört seneden fazla bir zaman, milyonlarca askere, ve çok acı muharebelere iftikar etmiştir. Bunu unutmamak icap
eder.
Almanyanın ingiltereye yapa-j cağı taarruzda uğnyacağı muvafi faikiyetsizlik harbin İkinci dönüm noktasını teşkil edecektir. Birinci dönüm noktası Dunkerk hareketidir.
Bu ikinci dönüm noktasından sonra zafere ulaşmak için yine yorucu, tehlikeli ve çok uzu yollardan geçmek medburiyet
va rdrr.
Bu dönüm noktasından sonra Alimanyada (Nezi) rejiminin hemen yıkılacağına dair beslenen ümitleri pek karanlık görmek icap eder. Almanyada bu rejim çok kuvvetlidir. Bununk beraber binlerce zayiata sebebi yet verecek bir muvaffakiyetsiz-liği Alman halkından uzun zaman gizlemek te çok güçtür. Bu muvaffakiyetisizliğin makûs tesirleri yavasş yavaş görülecektir. Kanaatijmizce İngüterenîn Al*man kuvvetini yÛümak için bir cephe üzerinde taarruz ve harbederek Alman askerî kuvvetini mağlûp etmek ve Alman halkını teslimiyete icbar etmek için ablukanır kuvvetinden azamî istifadeyi temin eylemek icap eder. Ahmak ların yaptığı gibi cennet hülyası içirrd'e dalıp prbmeiktense bu hakikat ile yüz —üze gelmek her halde daha iyidir. Bu hakikatleri r ren İnigilte* ¦» zaman ile bu neticeye de varacaktır. Buna emir olmak şiarımızdır.
Hüsamettin ÜLSEL Eski Bahriye Müsteşar
SORUNUZ
ÖYLİ YELİM
Açıkbaş Gezmek Şapka Kanununa
Muhalif mi
Antakyadan bir kari Irazaslle — Antakya Erkek Lisesi felsefe öğretmeni Faik Muzaffer Anaç 1-le ayni lisenin beden terbiyesi öğretmeni, sokaklarda açık baş gezdikleri ve maarif müdürlüğünün bu hususta Ihtarmı dinlemedikleri için şapka kanununa muhalefet suçile mahkemeye verilmişler ve neticede beraet kazanmışlardır.
Maarif müdürlüğünün bu hareketi hakkmda fikrinizi yazar mı-
smızî
Cevap — Açık baş gezmek, Avrupa vc Amerikada bir aralık çok umumi bir şekil alan, fakat sıhhî mahzurları görüldüğ-ü, göze de hoş görünmediği için azalan bir modadır.
Bu modaya memleketimizin bü yük denizlerinde bile göz alrşma-mrştrr. Anayurda geç iltihak ettiği için şapkaya belki de tamamile alışmamış olan bir muhitte bunun bir disiplin meselesi diye telâkki edilmesini hoş görmek i-cap eder. Mahkemeye müracaat elbette fazla olmuştur. Bu gibi ufak tefek anlaşmamazhklar iki tarafın iyi niyeti ile tatlıya bağlanmalıdır. Bu saniyede düşünülecek o kadar ciddi iş var ki, böyle bir meseleyi dedikodu mevzuu yapmak cidden değmez. Hâdiselerin mânasını nazari mantıkla değil, samimî bir is beraberliği ru-hilc karşılamak elbette daha doğrudur.
FER Di ve iC T İM A i
Ttadluemi
TAYİN VE TERFİLER:
Vergiler temyiz komisyonu âzalığına yedek azadan Vaiıit, yedek âz a lığa da Merkez bankası mürakiplerindlen Cemil tayin edilmişlerdir.
İt Devlet Şûrası Müddeiumumiliğine başmuavinlerden Muhittin tekal tayin edilmiştir.
İt Edirne vilâyeti maiyet memurlarından Kemal Denizli vilâyeti mektupçuluğu vekâletine • tayin edilmiştir.
GELENLER VE GİDENLER:
Dahiliye Vekâleti müsteşarı Ethem Aykut Ankaraya avdet etmiştir.
EVLENENLER g
Evkaf mümeyyizliğinden emekli Hüseyin Balcıoğlunun kızı Nadire Balcıoğiu ile tütün eflcispcrle-rinden Şefik Çelikel Geliboluda evlenmişlerdir.
Deniz Harbi
(Başı 1 incide) +
hareLesirtin şimdiye kadar malûm olan neticesi dahi harbin bidaye. tii.dt-r.brn İtalyan veya Alman filosuna karşı kazanılan en büyük zafer mevzuu bahsolduğımu eös-termektedir.
AI.Ti irallik dairesinin tebliğine göre tahrip edildiği şimdiye ka-
fdar teeyyüt eden beş İtalyan harp gemisinden Fiume kruvazörünün
[kuvveti bilhassa tebarüz ettiril-
• inektedir. İnşası 1931 de ikmai , edilen bu geminin sürati tecrübe-11er esnasında 34,5 mil gibi büyük
bir r ak kam a baliğ olmuştur. Ağır silâhları arasmda 200 milimetrelik 8 top, 100 milimetrelik 12 'top ve 18 tane de hava dafi to-. pu vardır. Normal mürettebatı '705 kişi idi Fiume 10.000 tonr j hıktu. Bidayette Zara sınıfını teş. I kü eden dört kruvazörden şimdi , yalnız inşadı 1930 da ikmal edil-•rniş olan Gorizia kalmaktadır.
Vimcenzo Gioberti torpito 'muhribinin inşası 1936 da ikmal . edilmişti. Haomi 1729 tondu. İ 120 milimetrelik dört topu vard*.
Maestrale torpjfco muhribi 1449 1 ton hacminde idi ve ayni toplara \ malik bulunuyordu. 1934 de in-. şa edilmişti.
1 İngiliz gazeteleri deniz muharebesi hakkındaki yazdıkları yazılarda Elen deniz kuvvetlerinin
de bu zafere iştirak etmiş olma-
• larmı bilhassa memnuniyetle kay-/ d ediyorlar.
Kruvazör ve torpito muhriple, rinden mürekkep İtalyan filosu /Yunan denizinde A/.niral Cun-ninghamın filosu tarafından muharebeye mecbur edilmiştir. İtalyan gemileri itiyatları veçhile da-' ğılmış olmakla beraber bunlardan bazılarını muharebeye icbar etmek imkânı hasıl olmuştur. Bu ' muharebedeki zayiattan evvel İtalyanların harbin bidayetinden-j beri muhakkak olarak 8 torpito muhribi kaybettikleri bildirilmişti. Bu torpito muhripleri şunlardır: Effpers «geçen haziranda» Zefirs «temmuzda», Curtatone tipinden bir torpito Imuhrrbi «eylülde», Airone tipinden iki torpito muhribi «teşrinievvelde», Francesco Nullo ve diğer bir torpito muhribi «teşrinievvelde».
Bartolomeo kruvazörü geçen temmuzda Akdenizde batırılmış, tır. En az 20 İtalyan denözal-tısı batırılmıştır.
Tarantodaki İtalyan zayiatı bu zayiatın haricindedir. Malûm olduğu üzere Tarantoda Cavouv sınıfından bir zırhlı ta/mamen kaybedilmiş vaziyete girmişti. Keza hatırlardadır ki Tarantoda Ca-vour sınıfından diğer bir gemi ile Littorio sınıfından da bir zırhlı,
2 kruvazör ve 2 muavin gemi ağır hasara uğramıştı.
Harbin bidayetindenberi İtalyanların mevcut 6 zırhlısından
3 ü ağır hasara uğramıştır. 20 kruvazörden 4 ü batmış, 3 ü hasara uğramıştır. 8 İtalyan torpito muhribi batmıştır. İtalyanın
ÖLENLER:
Bahriye itfaiye yüzbaşılığından emekli Mustafa Nuri Denizeri öL müş ve Eyüpsultanda arle kabristanına gömülmüştür.
İt Eczacı Bodlo ölmüştür. Cenazesi bugün saat on dört otuzda Taksimde Osgiteran Enmeni ka-tolîk kilisesinden kaldırılacaktır.
KONGRE ve KONFERANSLAR
Ordu malûlleri birliği İstanbul şubesi nisanın dördüncü cuma günü saat on dörtte senelik kongresini aktedecektir.
* Tütk istiklâline ait büyük zaferin temel taşı olan İnönü müharebesinfin yıl dönümü, nisanın birinci salı günü akşamı saat 20,30 da Eminönü Haikcvinde kutlanacaktır.
it Tüberküloz cemiyeti mutat aylık toplantısını nisanın ikinci çarşamba günü saat 18 buçukfta Cağaloğlunda Etıbba odasında yapacaktır.
Demokrasinin Yeni Nizamı
(Başı 1 incide) *§*
kalkmasmı, on dokuzuncu asrın smaî inkkiâbının yaptığı hataların tamir edümesini, dünya yüzünde adale* ve (müsavat prensiplerine dayarur yeni bir smaî inkılâp kurulmasını hedef 'tutuyor. Lord Halifaksa ^öre, -askerî kuvvetler
bu harpten sonra da dervam edecektir. Fakat ancak Almanyanm vakit vakit tultulduğu hegomoni hastalığından kurtulduğuna ve artık diğer milletlerin emniyet ve rahatını bozmıyacağına kanaat gelinciye kadar...
Lord Halifaksın ilân ettiği harp gayeleri (bütün insanların pek tabiî idealleridir. Nazi mrüf-nftJeri hariç, olmak üzere, Alman halkının da böyle idealleri benimsememesine ihtimal yoktur.
Bu itibarla Lord Halifaks'm bir Amerika kürsüsünden ilân ettiği harp gayeleri dünyanın her tarafında derin akisler yapacak, Alman halkı dahil olduğu halde bütün insanların gözü önünde yeni ufuklar açacaktır.
Ahmet Emin YALMAN
ngilizlerl Fran
sızlar
(Başı 1 incide) —
güllelerden bir kısmını kara ba-taryalarma isabet ettirmişlerdir Fran6iz bataryalarının bu hattı hareketi üzerine harp gemilerimiz Fransız ticaret vapurlarile bu vapurları himaye eden gemilere haklı olarak ateş açabilirlerdi. Fakat insanî hislerle hareket ederek böyle yapimadılar ve Fransız vapurları da oraya yakın bulunan Nemours limanına gir-miye muvaffak oldular. Gemilerimiz Cebelüttarıka dönerken iki defa bir Fransız bombardıman teşekkülünün hücumuna maruz kalmışlarsa da hiçbir hasar veya zayiat vukubulmamıştır.
Deniz
Umumî
Heyeti Toplanamadı
Dün Deniz klübünün idare heyeti toplanacaktı. Tahmin edildiği gibi ekseriyet olmadığı için toplantı gelecek haftaya bırakıldı, önümüzdeki hafta ekseriyet olsun olmasın kon gre muhakkak surette yapılacaktır.
torpito muhribi ve torpito filosu bidayette 70 gemiden müteşekkildi.
Londra, 30 (A.A.) —Amiral, lik dairesi Akdeniz muharebesi hakkında aşağıdaki tavzihi neşret-
m iştir:
Muharebeye iştirak eden tayyarelerimizden yalnız ikisinin dönmediği tesbit edilmiştir.
Her Gün
On Satır
S. G. SAVCI
1 2 3 4 S 6 7
8 9
öyle sulhsever bir adumdır kl, defil iki devletin, iki kişinin kavga etmesine tahammülü yoktur.
Ellı.de bütün dünyaya hükmedecek bir kudret olsa top, tüfek bir tarafa, rakı ne kelime, kan çıkar diye toplu iğneyi ortadan kaldıracak... * Gecen gün rastladım. «Nc İş yapıyorsun?» dedim. Gülerek: «Bilah »atıyorum» demez ml? Çıldıracaktım. Yemin bLllâh etti: —Boğazda bir balıkçı ile ortak oldum: Tutup tutup kılıç ve kalkan satıyoruz!
Hay Allah İyiliğini versin! Azkaldı dünyadan ümidimi kesiyordum
M AÇEK
Kabineye Girdi
(Başı 1 mclde) +
hususta teessür ve teessüflerini bildirmişlerdir ve hareket için Alman ofislerine erlerinden geldiği kadar yardım etmektedirler. 800 kadar Almanı hâmil ilk hususî tren bugün saat 20 de hareket etmiştir. İkinci tren gece yarısmdan sonrn saat 1 de kalkacaktır.
Alman Sefareti Evrakını Yakıyor
Belgrat, 30 (A.A.) — Rcutcr bildiriyor:
Alman sefaretinin evrakını yakmakta olduğu btdİrUmektcdir. Al-man hava postaları dünden İtibaren Almanya ile Belgrat arasında tayyare seferlerini ilga etmişlerdir.
Çeteler Faaliyette
Budapeşte, 30 (A.A.) — Ofi:
cPestcr Lloyd» gazetesinin Ver-see'dcıı bildirdiğine göre, Yugoslav-yadaki Alman ekalliyet grupunun a-razisi. Sırbistandan gönderilen çeteler tarafından mütemadiyen lzaç e-dilmekte Alman muhacereti artmaktadır.
Yugoslav Genel Kurmay Reisi
Teessür Beyan Etti
Budapeşte, 30 (A.A.) — Ofi:
Belgrattan öğrenildiğine göre, Yugoslav genel kurmay reisi, askeri bir heyetle beraber dün öğle üzeri Alman elçisi von Heeren'i ziyaret ederek Alman turist bürosuna yapılan taarruz esnasında Alman ataşemi-liter muavini yüzbaşı Moaer'e karşı fena muamele yapılmış olmasından dolayı teessürlerini bildirmiştir.
Yugoslavyada Halk Emsalsiz
Heyecan İçinde
Belgrat, 30 (A.A.) — Avala:
Yugoslavyada halkın emsalsiz heyecanı içinde, fakat büyük bir dteip-11 ve intizamla cereyan eden hâdiseler hakkmda^tefslrlerde bulunan bugünkü sabah gazeteleri bütün milletin genç hükümdarın etrafında toplandığını ve devlet işlerini ellerine alanlara karşı tam bir itimat beslediklerini tebarüz ettirmektedir.
1» Diplomatik Faaliyet
Belgrat, 30 (A.A.) — Hükümet
merkezindeki diplomatik faaliyet mu azzam bir mikyasta kendini göstermektedir. Türkiye büyük elçiliği ile Yunan elçiliği yeni hükümetle şimdilik bir temas muhafaza etmektedirler.
IstihİM Hareketinde Tayyare
Subaylarının Rolü
Londra, 30 (A.A.) — Yugoslavya-
dan gelen haberlere göre, genç tayyareci subaylar bu memlekettin is-tihlâa hareketinde büyük bir rol 03
rlamışlardrr. Bu subaylar hıyanet etmiş olan nazırları tevkife ve resmi binaları işgale memur edilmişler*
dir»^' " <•,¦ |4
İTALYA ALEYHİNE NÜMAYİŞLER
Belgrad. 30 (A.A.) —Ofi: Dün H ırva t ist a nd a 11 a 1ya n aleyhtarı nümayişler yapılmıştır. Polis Zargreb'deki İtalyan konsolosluğu önünde toplanan nüma yişçileri kolayca dağıbrmjtır. Hiç bir vahim hâdise vukubulmamış-
nTALYANLAR YUGOSLAV-YADAN AYRILIYOR
Roma, 30 (A.A.) D. N. B. ajansı bildiriyor:
Son haberlere göre, İtalyan tebaası ve İtalyan gazetecileri Yu-goslavyadan ayrılmıya başlamış-
B ULG A R İSTA N D A ALMANYA ALEYHİNE NÜMAYİŞLER
Sofya. 30 (A.A.) — D. N. B.
Maribor'da Alman aleyhtarı bir nümayiş vukübulmu$tur. Tezahürat Sırplar tarafından tertip edilmiştir. Üzerinde «Almanya» yazılı büyük bir taş teşhir edilmiş, tezahürattılar bu taşın üzerine tü-ItürmÜBİerdir. Tezahürat esnasında içinde ingiltere ile birlikte AF-manyaya karşı mücadele ediyoruz ibaresi bulunan beyannalmeler da„ ğı t ılmiNt ır.
YUGOSLAV MÜSLÜMAN CEMAATİ REİSİNİN BEYANNAMESİ
Belgrad. 30 (A-A.) — Yugoslavya müslüman cemaati reisi Feiıim Spaho, dindaşlarına hitaben Ibug^in- 'bütün camilerde okunacak olan bir beyannameyi neş_ retmiştir, Bevannamede bilhassa şöyle denilmektedir:
«Bu aralık 'bütün faaliyetimiz ve çalışmalarımız kralın ve memleketin selâmetine teveccüh etmelidir. Hepimiz tarzı hareketimizle kral tarafından hükümete tevdi edilen ve bütün halk sınıflan tarafımdan hararetle karşılanan vazifenin ifasını kolayladır-malıyız.»
o
Mısırın Rolü
(Başı 1 İncide) = Bu takdirde Almajıya, askerî a-vantajlarının çoğunu kaybedecektir. E&cr Almanya, Italyanın Arnavutlukta ve Afrikadaki hezimetleri gibi bir mağlûbiyete uğrayacak olursa onun yenilmez bir masal olduğu mey dana çıkacaktır. O zaman, Alman gaddarlığının bütün Avrupada doğurduğu kin, her tarafta feveran c-decektir.»
Telgraf, Telefon ve Ajans Haberleri
İngilizler Asmaraya Yaklaştı
Kerenden Kaçan İtalyanlar Tamamen Esir Edildi
İtalyan Zayiatı 10,000
Londra, 30 (A.A.) — Rcuter a-jansının Kcrendeki muhabiri bildiriyor;
Kerenden kaçan İtalyanları takip eden müteharrik İngiliz kıtaları As-maranm 40 kilometre kadar yakınlarında bir mevkie gelmişlerdir. Kerenden yaya olarak veya kıtalarla kaçan bütün düşman askerleri esir edilmiştir.
İtalyanların son iki ay zarfında verdikleri zayiatın 10 bin klşiyo baliğ olduğu tahmin edilmektedir.
*
Kahire, 30 (A.A.) — Eritrenin 1-dare merkezi olan Asmaraya doğru firar eden İtalyan ordusunun takibi için Keren fatihi General Platt, İngiliz zırhlı otomobilleri ile asker dolu kamyonlar göndermiştir.
ERİTREDE 3775 ESİR ALINDI
Kahire, 30 (A.A.) — Orta şark İngiliz umumi karargâhının tebliği:
Llbyada vaziyet değişmemiştir.
Eritrede Asmaraya doğru ileri hareketimiz muntazaman terakki etmektedir. Şimdiye .kadar 68 i subay olmak üzere 3775 esir aldık vc bir miktar top iğtlnam ettik.
Habeşistanda Harrardan Uerliyen kıtalarrmız şimdi Dredaua'ya doğru büyük yolun büyük bir kısmını ka-tetmişlerdir. ,
Hava Harbi
Londra, 30 (A.A.) — Hava ve Dahili Emniyet Nezaretlerinin tebliği:
Dün gece düşmanın İngiltere üzerindeki hava faaliyeti büyük bir nis-bet dahUinde olmamış ve bilhassa, İngilterenin garbı üzerinde vuku bulmuştur. Bristol kanalı mıntakasm-da bir yere karşı kısa süren bir taarruz yapılmıştır.
Londra, 30 (A.A.) — Hava Nezaretinin tebliği:
Muharebe tayyarelerimiz dün öğleden sonra Belçika ve şimalî Fransa üzerinde tecavüz! keşif uçuşları yapmışlardır.^
Bir düşman hava meydanı ile nakil vasıtalarına ve demiryollarına mitralyöz ateşi ile hücum edilmiştir. Düşman dafi bataryaları kesif bir ateş açmışlardır.
BAYAN LUPESKO'NUN BÜTÜN MALLARI MÜSADERE
EDİLDİ
Bükreş, 30 (A.A') — Neşrolunan bir emirname ile, Bayam Lupesko'nun Romarvyada bulunan bütün malları devletçe musa. dere edilmiştir. Bu mallar toprak ve bina olmak üzere 53 milyon 700 bin ley kıymet imdedir.
JAPONYADA PASİF KORUNMA HAZIRLIĞI
Takryo, 30 (A.A.) — Tass ajansı bildiriyor: Mabbuata nazaran, hava taarruzlarına karşı müdafaa tcrtrbatı meselesi Japon hü. kûjmetini ciddî surette meşgul etmektedir. Miak/o gazetesi, Japon hava müdafaa teşkilâtının Tok-yoda ve bütün memlekette hava müdafaa üniversiteleri ihdasına karar verdiğini yazıyor.
RUMEN YAHUDİLERİNİN EMLÂK VE EMVALİ
Bükreş, 30 (A.A.) — Radyo ajansı bildirivor:
Perşembe gfünü neşrolunan bir kararnameye göre şehir ve kasabalarda bulunan Yahudilere ait emlâkin istimlâk ve bunların devlet emvali arasına ithali takarrür etmiştir.
Almanyanm
Tahribi
Rooseveltin Son Nutku
Vaşington, 30 (A.A.) — Reisicumhur Roosevelt, dün demokrat partisinin milli bayramı olan Jackson günü münasebetile Potamac yatından radyo 11c neşredilen bir nutuk söylemiştir.
«Diktatörler memleketlerinin ittifakı Amerikaya, onun birliğine, demokrasisine ve hürriyetine ana pren slplerini tehdit eden bir tehlike ortaya çıkarmıştır. Demokrasinin düş manian şimdi bütün vasıtalara müracaat ederek Amerikan birliğini tah ribe çalışıyor. Kullandığı başlıca silâh daima büyüyen dalga halindeki propagandasıdır. Bu propaganda memleketimizde tahrip edici devletlerin ajanları veya onlar tarafından aldatılmış masum kimseler tarafından yapılmaktadır. >
AMERİKAN LİMANLARINDAKİ İTALYAN GEMİLERİNE SİLÂHLI MÜFREZELER İKAME EDİLDİ
Vaşmgton, 30 (A.A.) — A-
merika deniz makamları Ameri-hanı limanlarında bulunan 27 İtalyan vapuruna silâhlı muhafızlar ikame etmiştir. Bunların vazifesi kalyan tayfaların gemilerin makine kısımlarını tahrip etmelerine mâni olmaktır.
Elde edilen malûmata çöre bu Umanlarda bulunan İtalyan vapurlarının tayfaları gemilerirtdeki makineleri tahrip etmişlerdir.
Bu gece Panamadan Boston a kadar bütün Amerikan limanlarında bulunan italyan vapurlarına askerler çakarak vapurların muhafazasını ellerime almışlardır. -o-
Romen ve Bulgar Sahillerinde
Alman Toplan
Berlin, 30 (A.A.) — D. N. B. bildiriyor:
Alman denizcilerinin faaliyetile Karadenizdeki Rumen ve Bulgar sahilindeki sevkulceyş noktalarına bataryalar yerleştirilmesi hakkında D. N. B. ajansı bir rapor almıştır. Bu raporda şöyle denilmektedir:
«Dalga kıranlar denizde uzayıp gitmektedir. Buralara Alman bahriyesinin bataryaları yerleştirilmiştir. Düşman Alman kıtalarının ilerlemesine bir deniz manevresl ile mâni olmak teşebbüsünde bulunursa toplar konuşacaktır. Bataryalar toprak altı sığınakları ilo muhafaza edilmektedir. Ateş açmağa müheyya toplar Karadeniz kıyılarını tehdit etmektedir. Toplarm yanmasında bir düşman hareketinin istilzam edeceg-i ük ateşler için mühimmat mevcuttur. Arazi bataryalar için Şimal vc Atlas denizi sahillcrlndekinin ayni mümeyyiz vasıfları arzetmektedir.»
—o-1- I
NEYORK POSTUN BİR MAKALESİ
Nevyork, 30 (A.A.) — Ncv-yorJc Post gazetesi Balkanlardaki hâdiselere tahsis ettiği bir makalede şöyle demektedir:
Yugoslavyada ki hâdieat Totaliter kuvvetlerin pençeleri arasında kalan bir hükümetin teslimiyetine karşı halk aksülâmelinin ilk tezahürü olarak tel'âk'ki edilebilir. Bugün Nazi muahedesi halkın rey ile reddedilmiş bulunuyor. Harbin başından/beri Avrupa kıtasınldaki milletler arasında faşizme ve nazizme karsı gö«rteri-len bu ilk nefret aıâmeti bizi haklı olarak sevindirmektedir. Demokrat dünyası küçülür gibi görününken birdenbire genişlemiştir. İçinde yaşadığımız hüıriyet sisteminin hudutlarını genişleterek cereyan etmekte olan tarihi kalkınmaya lâyık olduğumuzu "göstermeliyiz.
Matsuoka Romada
Berlin, 30 (A.A.) — B. Mat^
suoka bugün öğleden, sonra Ro-maya hareket etmiştir. Japon nazırı yarın saat 18 dc Rornada olacaktır.
-o———
MATSUOKA POTSDAM ŞATOSUNU ZİYARET ETTİ
Berlin, 30 (A.A.) D. N. B.: Japon Hariciye Nazırı Matsuoka, Alman-yayı ziyaretinin son gününü Pots-damı gezmeğe hasretmİştfV Matsuoka büyük Fredrec'in kabri önünde eğilmiş ve müteakiben tarihî şehrin sokaklarından geçerek Sanssouci şatosunu ve parklarını dolaşmıştır. Şa tonun galerisinde Alman Hariciye Nazırı von Ribbcntrop Matsuoka, şerefine bir kabul resmi tertip etmiştir.
o
ROMANYANIN SABIK LONDRA ELÇİSİ DİYOR Kl: «YUGOSLAVYA BÜYÜK BİR HÜRRİYET ZAFERİ KAZANMIŞTIR.»
Londra, 30 (A.A.) — Romanya-nın sabık Londra elçisi, Tüea, Balkanlar vaziyetindeki rolü henüz bir istifham teşkil etmekte devam edtn Sovyetler Birliğinin hattı hareketini izaha çalışmaktadır.
Tilea şöyle demektedir:
«Yugoslavya büyük bir hürriyet zaferi kazanmıştır. Bu, ayni zamanda hem İngilterenin, hem de Sovyetlerin zaferidir. Perşembe günü Yugoslavyada cereyan eden hadiseler TUrklyenln vaziyetini de kolaylaştırmıştır.
«TUrkiyenin hudutlarını müdafaaya mecbur kaldıkları zaman Sovyetlerin herhangi bir tecavüzünden kork mamaları lâzım geldiği hakkmda Moskovanın verdiği teminat, Yugoslav ant esaret altına alınmasından sonra Almanların Yunanistana yapacağı taarruz esnasında Türklerin müdafaada kalacaklarına delâlet etmekte idL Şimdiye kadar Sovyetler, küçük milletlerin müdafii olduklarını göstermek fırsatını kaçılmamışlardır. Son hâdiseler gösteriyor ki, mazide işlenen bazı hatalar tamir e-dilcbilmcktedir.»
(Ouşı 1 İncide) X
tıman bloku tamamile harap olmuştur. Şimdi yalnız yıkık haricî duvarlar görülmektedir.
Bremen'de 1000 kişi ölimüş ve 7000 kişi yaralanmıştır. Fooke vulfe fabrikaları tamamile harap olmuş ve müessesenin üçte biri kapanmak mecburiyetinde kalmıştır.
Hanovre.da Schanfcldcr Slun. der ve Rohbock sokaklarının teşkil ettiği mahallenin merkezi atılan» infilâk ve yangın bombalan ile dümdüz olmuştur. Bir tek gecede 250 cv yıkılmıştır.
Mühim Haberler
^ Nevyork, 30 (A.A.) Tass: Associated Press bildiriyor: Fransa 1-lo mütareke şartlarının tatbikine nozarele memur Alman komisyonu, Marsilyadan tayyaro ile şimal Afrl-kasına harekeretmiştir.
^ Budapeşte, 30 (A.A.) — D.N.B. Bulgar Ziraat Nazırı Huşefin ziraat sergisinin açılışında bulunmak üzere 4 nisanda Budapcşteyc gelmesi beklenmektedir.
+ Nevyork, 30 (A.A.) — Tass: Associated Press, 15 kadar Japon destroyeri ile iki kruvazör ve 33 nak liyo gemisinin Şankhay'ın 90 mil gar bmdnki Sandhouse adası civarında toplanmış olduklarını yazıyor.
EVENİNG STANDART'IN MÜHİM MAKALESİ
Londra, 30 (A.A.) — Evening Standard gazetesi yazıyor:
Hitler Yunanistana taarruz etmek için evvelâ Yugoslavyayı İtaat altına almak mecburiyetindedir. Bun dan böyle bu mutavaatı şantaj ve blöfle temin edemez. Şimdi Hitler ya Sırplara karşı yürüme yahut Balkanlardan vazgeçmek zaruretindedir. Eğer pek yakın bir zamanda ha rekete geçmezse, yeni Belgrat hükümeti mevkiini takviye edecek ve askeri hazırlıkları tekemmül ettirecek tir. Hitler, ayni zamanda Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya arasmda daha sağlam bir anlaşma yapılmasını da bekliyebillr. Bu sırada İtalyan müttefikinin Arnavutluk ve Afrika cephelerinde yen! hezimetlere ugTaması üzerine İngUizlerin elinde Balkan müttefiklerine yardrm için dalın fazla kuvvet serbest kalmış 0-lacaktır. Bütün bu sebepler Hitleri derhal harekete mecbur edecek mahiyettedir. Almanya şimdi harekete geçecek olursa arzu etmediği şartlar içinde ve geniş mikyasta bir muharebeye girişecek demektir. Buna karar verdiği takdirde Almanya neticesini kimsenin tahmin edemiyece-gi bir sergüzeştin tehlikelerini gözo almış olacaktır. Bu tehlike Hltlerln bütün astert telakkilerine muhaliftir. Fakat bu suretle hareket etmemek gibi bir tehlikey' de acaba göğe alabilir mi?
Arnavutlukta Topçu Faaliyeti
Bütün İtalyan
Taarruzları Akim Kaldı
AMERİKA HAZİNESİNDE NE KADAR ALTIN VAR?
Vaşington, 30 (A.A.) — Kentucky hükümeti dahilinde Ford Knos'da A-merika hazinesi mahzenlerindo bulunan altının kıymeti 4 milyar 572 mil yon 591 bin dolara baliğ olmuştur. Bu dünyada mevcut altının takriben yarısını teşkil etmektedir.
SURİYE HÜKÜMETİ
Vlch, 30 (A.A.) — General Dcntz, yeni Suriye hükümetinin teşkili için Suriye ricali İle temaslarına devam etmektedir.
SUUDİ ARABİSTAN ELÇİLİĞİNİN BİR TEKZİBİ
Kahire, 30 (A.A.) — Suudi Arabistan elçiliği şu tebliği neşre tim iştir:
Suudi Arabistan hükümeti, Ba.
ri radyosu tarafından verilen ve İngiliz kıtalarının Farsan adalarım işgal ettiğine dair bulunan haberlerle Suudi hükümetinin Cidde-deki İngiliz elçiliği nezdinde bu hareketi protesto ettiği hakkmda. ki haberi katı surette tekzip et-
mektecltr.
. Bir Miktar Esir Alındı
Atina, 30 (A.A.) — B. B. C:
Matbuat nezareti, Ü£ gecedenberi tekrarlanan İtalyan taarruzları do-layısile dün cephede şiddetli topçu faaliyeti olduğunu bildirmiştir. İtalyanlar ağır zayiata uğramışlardır.
Remi Tebliğ
Atina, 30 (A.Â.) — Yunan başkumandanlığı tarafından neş* redilen 154 numaralı reami teb-
Hğ:
Şiddetli tooçu ve devriye faa» liyeti kaydedikniçtir. Bir miktar
esir aldık.
Tayyarelermiz düşman mühim-mat depolarını bombardıman et m işterd i r. hi f i 1 âkl arı m îkeak ıp yangınlar görülmüştür.
Bütün tayyarelerimiz, üslerine salimen dönmüşlerdir.
o--
41 . 43 YAŞINA KADAR ERKEKLER İŞ BAŞINA ÇAĞRILDI
Londra, 30 (A.A.) — 41 den 43 yaşına kadar olan bütün erkekler 5 nisan cumartesi günü iş borsalarına yazılmak cimrini almışlardır. Yalnız işlerde filen çalışmakta olanlar bundan müstesnadır. Harp hizmetlerine şu veya bu şekilde iştirak edebilecek bütün kadın ve erkekler kendilerini tescil ettirmek mecburiyetindedir. Yakında bütün dünya lxı enerjinin silâh ve teçhizata naaıl inkılâp ettiğini öğrenecektir.
-o-
CENUBİ AFRİKA TAYYARELERİNİN FAALİYETİ
Nairobi, 30 (A.A.) — Doğu Afrikesı hava kuvvetlerinin tebliği: k ,^.w.
Cenup Afrikası tayyareleri DL redaua bölgesinde Adisababa yo lu üzerinde motorlu nakliye gr»p ıjrmı bombardıman ettmijlerdir.
Rudolf gölü şimalinde cenup Afrikası tayyarecileri motorki, nakliye kollarile müstahkem mevzileri bombardıman etmişlerdir.
Mareşal
Badogliyonun İtihamlara Cevabı
Atina, 30 (A.A.) — Atina
ajansı bildiriyor:
Yüksek faşist meclisi âzasından Farinacci bundan 'bir müddet evvel Ragima Fascista gazetesinde eski genelkurmay 'başkanı Mareşal Badoglio aleyhinde ithamlarda bulunmuş ve Mareşal Badoglio da Tribuna gazetesinin 23 kânunuevvel nü&hasında bu ithamlara cevap vermişti. Bu cevabı ihtiva eden nüshalar o zaman hü. kûmet tarafından toplanılmıştı. Bunlardan biri elin)ize geçmiştir.
Mareşal Badoglio bu cevabında Farinacci ye karşı istihfaf edici bir lisan kullanmakta, ona askeri (meselelere müdahale etmek hakkını reddetmekte ve şöyle de. mektedir:
Ortalığı aydınlatacak yegâne hâdiseleri mahrem tutmak zarure. ti vardır. Bu hâdiseler öğrenildiği zaman genelkurmayın nasıl va. tanperverane bir hattı hareket ittihaz etmiş olduğu meydana çıkacaktır,
o
Norveçte Yeni İdare
Londra, 30 (A.A.) — Norveç a-jansına gelen haberlere göre, Nor-veçteki Alman komiseri Treboven, Norvcçto resmen ilân edilmemekle beraber örfi idareyi merhametsiz bir şekilde tesis eden bir beyanname neş retmi?tlr. Bütün Norveç gazetelerinde derç ve duvarlara asılmak surc-; tile neşredilen bir beyanname bundan böyle gerek bizzat Alman kuvvetlerine karşı, gerek Hitlorin emri ile teessüs eden makamata karşı işlenecek her türlü cüretler hakkmda Alman kanununun tatbik edileceğini bildirmektedir.
-o-
İNGİLİZLERLE AMERİKALILARI ALDATMAK İÇİN
Belgrat, 30 (A.A.) — B. B. C: Dün Almanlar, İngiliz ve Amerikaı ' gazetelerini aldatmak maksadile Yugoslavyada ihtilâl çıktığı, İtalya-da bir hükümet darbesi yapıldığı ve MusHolininin öldürüldüğü rivayetlerini yaymışlardır
37
10
6
31 . 3 - 941
Cenup Vilâyetlerimize İpek Böceği Tohumu Gönderiliyor
Bursa (Hususî) — Yaklaşan mevsim için sıcak bölgelere vc bilhassa Hataya, Ad anaya ipek böceği tohumu sevikiyatı 20 bin kutuya baLğ olmuştur. Bugünlerde sıcak muıtaikalaıdan başka
DiyarbakiT ve diğer vilâyetlere de ipek böoeği tohumu sevlkiyatına ballanmadır. Havaların müsait gitmesi şart il e nisan ayı başmda Bursa ve Bursa bölgesine de tohum tevzi edilecektir.
Pasif Korunma Tedbirleri
İz-mıir (Hususî) — Paraşüt teh. İlkesine karşı şehrin muayyen semtlerinde yapjıan muhtelif tecrübeler çok iyi neticeler vermiştir. Meiruz düşman tayyareleri tecruoc mahaueruıc merruz paraşütçüleri bırakınca, daha evvelden tertıoal aLnıı? oun müuaiaa ekipleri ve yaıdanıcaiarı derhal işe baş*<ımişiardır. Paraşütçülerin çoğunu havada uken imha etmişi er ve diğerlerini de yere inûiKleri sıraıarda ele geçumışıerdır.
Mücadele ekiplerini teşkil eden siviller, her türiü silâh ve tahrip vasıtaları iie teciliz edLlmısler ve deneme esnasında cidden büyük bir oiravet göstermişlerdir. Ekipleri alâkadar heyetler takdir ot-miçlendir.
o
Müâs'da Büyük Bir Kaplan
Vuruldu
Milas (Vatan) — Kazamıza bağiı rvaiem koVvürade, şamciiye kadar c§ı göıüaneznış büyüiüiıkie bir kapıan vu«-ulmu$.üıc. Bu yırtı-1c4 mahlû* bu kış Kalemlköy civarında doiaşnuş ve köy davarlarına musaba/ olarak bir çak hayvan safa iplerini zarara, sokmuştur.
Cjeçcrude, köylülerden Salih oğla Bekir köy arvaırmda gezdiği şuada bir çakbk âçanrlr parçalanıl. • bir öküz oeseaij goimu5 ve bunun kaplan taraimrian parça-anityank. ke>hyen köklülere böklnmiftar- Köyün adcıları o aksam, cranrlırn bulunduğu yerde bit pusu kmaxm0BK ve vab-şi bayvaıu gözleyip bekiemiye tkoyuucnu^iajdjT- Şı^>* nnı yaruye geden kaplan buüz sonra köytike-un pususuna uçramaşiar. Alılan kurşunlarla vurulan kaplanı yemek üzere bulunduğu öküz cesedinin yanma uzac|0BiB ve dcxbal ölmüştür. , |
Basjndan kuyruğuna kadar on sekiz karış uzunluğunda okluğu anlaşılan bu hayvan şarudiy e kadar öldürülen- kaplanlar m en büyüğü olduğu gö
Tütün Piyasası
Bursa (Hususî) — Bir müddet evvel açılmış olan şehrimiz tütün piyasasında sattılar devam elan ektedir. Bugünkü fiyatlar ortalama olarak 61 ile 65 kuruş arasmda değinmektedir. Şimdiye kadar satıitmtş olan tü'tiin miktarı 2 milyon kiloyu bulmuştur.
Hava Kurumuna Yardu Bulunanlara Madalya Verüdi
Burrsa (Hususi) — Tüdk Hava Kurumuna şehrimizden yardım. İarda bulunanlara, Belediye salonunda yaptı'aa büyük bir merasimde valimiz Kerıfc Koraitan« Parti mu*ciiı^ı, Hava kurumu mü. fetfuaı brrun Ali Yaışm, Hava kurumu balkanı Rüştü t-gel ve salonu dolduran madaıtya alacak olaniar ve davetiirer haz>r bulunuyorlardı. Merasimde Kurum ba^kans ve valimiz merasimin ma. hiyetini tebarüz ettiren çok heyecanlı nutuklar soyıcnuglerdir.. Sık sik alkışlarla kesilen bu nutuklardan sonra yine alkışlar arasında, her vatandaş madalyasını almıştır.
Bahkesirde Konferans
Balıkesir (Hususi) — Cumhuriyet HakIk. Partisi Genel sekreterliği tarafından tertip edilen konferanslar mcyanında, Balıkesir Halkevinde de Rize mebusu Fuat S irmen taraiından duaya vazıyeti hakkında bİT Lonıeran» verilmiştir. Çok büyük bir alâka ile takip edilen bu konferans hoparlörlerle şehrin ber yanana yayümış ve bütün halka dmLetüimıştiı.
•o-
Bir Çocuk Kütüphanesi Açıldı
Bursa (Hususi) — Halkevinde yapılan bir merasimle şehrimizde bir çocuk kâküpihanesi açılmıştır. Du küUiphaneıde yalnız çocukların st ifade edeceği eserler bul undu-rulacakıtır. Bu kütüphanenin çocuklar için çok istifadeli olacağı açılışında çocuklar (tarafından gösterilen samimî heyecandan bariz bir şekilde anlaşılmaktadır.
Havsa (Hususi) — Dün şehrimize gelen Trakya Umumi Müfettişliği Maarif müşaviri Fakir Erdejm, Maarif müdürümüz Yusuf Cemil Üner okulları teftiş e'Umisler ve bu sabah Edirneye dönmüşle odu.
Bir Şehir Rehberi Yapılocak
Bursa (Hususî) — Şehrimizin bir rehberinin yapıitması için Başvekâlet tarafından gönderilen profesör Ernost Maımıburi eski eserler ve bilhassa Zından'kapı civarındaki surlar üzerinde tetkiklerde bulunarak bu kıymetli eserlerin muhakkak muhafaza edilmelerini icap ettiğini söylemiştir. Filhakika bu tarihi eserler lâyık olduğu şekilde korun-matmakta ve hattâ aralarında evler bile yapılmaktadır.
-,—j—--•
Tek Tip Ekmek Tecrübesi Çok İyi Karşılandı
Sivas (Hususi) — Şehrimizde de tek tip ekmek çıkarmak üzene valimiz Akıi lyidoğanın direktifleri ile üu işle meşgul oLrrvak üzere teşekkül eden 'jtonnsyon faaliyete geçerek silodan 5 t*on miktarında buğday alarak buna fb 15 nklbetınde çavdar karıktırılarak bunları küme haline getirtmiştir. Yapılan masraf ve kâr hesapları tetkik edilerde bu ek-Imeğin kilosunun 10,5 kuruştan satviması muvafık görülmüş ise de ekmeğin daha ucuza satılması için komisyon icap eden tetkika-tma bağlamış bulunmaktadır. Perşembe gürtü bir tecrübe mahiyetinde ölmek üzere satışa çıkarılan bu t x> ekmek bilhassa halkımız
tarafından büyük bü rağbet »e karşd anmıyor.
Sıvasta tek tip ekmek çakarıl-masınm tecrübe edilmesi hususunda bütün vilâyetlerden evvel harekete geçmesi ve eoas ekahi-linde ilk adamı atan valimiz Akif ly«doğanı takdirle karşılamak bir memleket borcudur.
Canavar Düdükleri Tecrübe
Edildi
Kaş, kar ve yağmurlardan arıza peyda e tanesi melhuz olan canavar düdükleri tecrübe edilmiş ve umumunun arızasız okluğu an-laşı ikn ıştır. Havaya Karşı Pasif Korunma Komisyonu Toplandı
Vilâyet havaya karşı pasif korunma kocmeryonu valimiz Akif iyidoğanın» başkanlığında toplanmış ve korunma için icap eden kararları vermiştir.
Şma Demiri Geldi
Karabük demir ve çelik fabrikaları tarafından imalâtlarına başlanan Şirta demirinden şehrimiz araba imalâtçıları için de 15 ton Şina demiri gelmiş ve hafta içerisinde tevziata başlanmıştır. Halkevi İdare Heyeti Toplandı
Halkevi idare heyeti hafta içinde toplanarak Halkevi işleri üze. rinde uzun görüşmelerden sonra icap eden kararları vermiştir* Kahve Geliyor
Şebrimis kahve ihtiyacını karşılamak üzene ayrılan kahvenin Ziraat bankası vasıtasiLe gönderilmek üzere okluğu haber alın-
tzmirde 23 Nisan Hazırlıkları
İzmir (Vatan) — Yarden severler cemiyeti İzmir şubesinin faakyeti mtrsbet semereler venni-ye başlamıştır. Bir tarafctan yoksul ailelere diğer taraftan da yoksul talebelere yardım ettmekıtodir. 23 Nisan çocuk bayramında yavrulara dağıtılmak üzere çok miktarda göm kek vesaire hazır i a/U ı-rrlmak. tadır. Yerli fabrikalarımızdan temin edifcen bezLecden biçilen bu gömlekler müessesenin faal! kokları taraiından evlerde d'ÖOirilmektedüu
Vilâyet Ziraat müdürlüğü bağ hastalıklar ma karşı alınacak tedbirleri-bağcılara öğreltnek üzere bir kurs açmaktadır. Bu suretle geçen yıl muhtelif hastalıklar yüzünden husule gelen zararlara bu sene meydan bırakılmayacağı kuvvetle ümit edilmektedir.
Ha tayın Ticaret Bilançosu
Anjtakye (Hususî) — Ticaret ve sanayi odasının hazırladığı bir istatistiğe göre, I 940 yılında Ha-tayd an yaba ne ı memleketle re 899706 lira kaymetind'e 6 milyon 766,557 kilo muhtelif maddelerle 9296 baş hayvan satıldığı ve yine 1940 senesinde İskendertn limanına 77550 tonajlik 42 Türk ve 127,480 tonajlık 42 yabancı ofmak üzere muhtelif bandıralı 48 ticaret gemisinin geldiği ve bu gemilerin İskenderun limanına 29,784.000 kilo mal getirdikleri anlasılnufttır.
'* *' 3 ******
Soldan Safta: 1 — irin, 2 — Srh-hat - Başka, 3 — Yapı - Bir vilâyet,
4 — Sporcularda kuvvetli olur - îs-yan eden, 5 — Kuranıkerimde bir kısım - Erkek - Bu, 6 — Vazrh -Vedia, 7 — Üst değil - Sual edatı, 8 — Sual edatı - Aç, 9 — Para - Nida - Oyun Aleti, 10 — Bulaşık - Kraliçe, 11 — Mah - Satılığa çıkarılmış.
Yukardan aşağıya; 1 — Nazik değil - Hedef, 2 — Fidan yetiştirilen yer, 3 — Adam öldürme - Yaprakları kaynatılıp içilen bir nebat, 4— Büyük vilâyet - RUstemin babası,
5 — Nota - İtmekten emir - Nota -Akıl, 6 — İstikbal - Ayrılma, 7 — Güvenme, 8 — Habeşistanda bir şehir, 9 — Meşhur bir Fransız romanı - Evli olmıyan zaman, 10 — İleriye doğru sürülen - Tadı fena, 11— Nefer - Başına (ç) gelince çapulcu takrmı - O at.
EVVELKİ BULMACANIN HALLİ Soldan safta: 1 — Af - Kahve - İt. 2 — Kasaba - Cilâ, 3 — Sırasız -Ha, 4 — Irg - Rahat, 5 — Ok - A-yak - Em, 6 — Yün şal - Arif, 7 — Al - Azman, 8 — Al - Aşı - Ar, 9 — Askı - Nısıf, 10 — Yakmak - Rev, 11 — Dar - Ak - Ukte.
Yukardan i4Vjaftıya: 1 — Ak - O-yala, 2 — Faslkül - Sya, 3 — Sır -Akar, 4 — Kargaşalık, 5 — Aba -
Zabıta Haberleri:
Bir Otobüsle Tramvay Çarpıştı
Dün bir otobüs bir tramvaya çarparak yolcularını oldukça bttytik bir korkuya sevketmiştir.
Şoför HüseylnHı idaresindeki &*59 numaralı otobüs, İçinde yoJcwlar o*-duftu halde Sirkeciye germekte Hcen Yedikule - Sirkeci hattında tşliyen vatman Remzinin idaresindeki 42 numaralı tramvay ile çarpışmıştır.
Müsademe neticesinde kınlan cam lar tramvayın içindeki yolculara sıçramış ise de yolculardan Agahama-mında oturan Nlko kızı Anna Cida-dan başka yaralanan olmamıştır.
Anna'nın bacağına isabet eden bir kalın cam parçası kadını yaralamrş-tır. Anna Haseki hastahaneslnc kaldırılmış, şoför yakalanmıştır.
Denize Atılan Taş Bir Çocuğun
Başını Yardı
Dün Fenerde İskele kenarında oynamakta olan bir çocuk, bir adamın attıftı taşla başından yaralanmıştır.
Fenerde oturan Hasan oğlu 12 yaşında Celâl, iskelede arkadaşlarlle oynamakta iken birdenbire bagırmı-ya ve ağlamıya başlamıştır. Oradan geçmekte olan Kenan denize taş atmak istemiş ve tfişı atmıştır. Fakat taş denize değil, Celâlin kafasına i-sabet etmiştir. Çocuk tedavi edilmiş, suçlu yakalanmıştır.
Yangın Başlangıcı
Dün Taksimde Receppaşa caddesinde 3 numaralı doktor özenyanın apartman bacosındakl kurumlar tutuşmuş ise de yetişenler tarafından ve ev halkınm el birliği ile söndürülmüştür. ,
Zilcaoiye ve Halıcıların Hava Kurumuna Tebzrröleri
feftnmt bildirmek totemlyen bir zat tarafından 2500, Suat Keribar 1760, Zücaclyeci Recep Ha^oglu 750, SaduUah Levl ve MamMl Halıcı 700, İkbal Kocaeh Nakliyat Şirketi 600, Beynelmilel Şark NakJiyat Şirketi 500, Şaban Aydm Halıcı 400, Albcrt Arfandari Halıcı 400, Vahram Şlm-şlryan Halıcı 400, Aram Banmak-yan Halıcı 300, İbrahim ve Nurettin özkul 250, Abdülgoni ve Celâlettln Halıcı 250, Agop Boyacıyan ve Biraderi Halıcı 250, Aram Kcşişyan Halıcı 250, Davut Musazade Halıcı 200 er İbra Hava Kurumuna te-berrude bulunmuşlardır.
Yeni Neşriyat:
ÇOCUK ROMANLARI — Bütün Türk çocukları tarafından ilk sayısı kapış kapış edilen ÇOCUK ROMAN-LARI'nın ikinci sayısı renkli resimler ve heyecanlı romanlarla bugün çıkmıştır.
Yaz - Ma, 6 — Has - Almanak, 7 — Irk - Asık, 8 — Ecza - Anıa, 9 — Her - Irk,. 10 — İlham! - Afet, 11— T*, at - Fer - Rey.
1 LİRA ı
D BAR TAM TAHLİL]
Beyoglunda AgucamU karşısında Bursa sokak No. 1. yeni açılan '<iraya laboratuarında halka ko laylık olmak üzere yalnız (Pazartesi) günleri BİR LİRA ücretle idrar tam tahlili yapılmaktadır.
DOKTOR
Ç İ P R U T
Cildiye ve Zühreviye Mütehassısı Beyoğlu Yeril Mallar Pazarı karsjsrnda Posta sokağı köşesinde Meymenet apartmanı Tel: 43353
Baş, Diş, Nezle, Grip. Romatizma'
¦ Nevralji, Kırıktık ve Bütün Ağrılarınızı Derimi Kese*
IctOinda güo<* 3 Uft al.otolit;. TAKLİTLERİNDEN SAKININIZ, j
HFR YE*DF. pUİLU^K UTUL ARI ISRARLA İSTEYİŞİZ I
DOKTOR
H0RH0R0Nİ
Eminönü Nimet Abla gişesi önündeki muayenehanesinde her gün hastalan kabul eder. Tel. 24131
Türkiye Cumkariy jfl
Ziraat Bankası
Türk liran
Kuruluş tarihi: 1888.— Sermayesi: 100,
Şube vs ajans adedi: 366. Zirai ve ticari har nevi banka muameleleri Para biriktirenlere 28,000 lira İkramiye veriyor
Ziraat BanKa^mda kum bar alı ve ihbara iz tasarruf hesaplarında cn as 60 lirası bulunanlara senede 4 defa çekilecek kur'a üe aşsfı-daki plana göre İkramiye dağıtılacaktır.
4 adet 1,000 liralık 4,000 lira I I
4 » 600 • 2,000 . Ilj !J° ^ 4 > 250 ı 1,000 » K I Vt0 9 * , 100 > 4.0M » (I »
DİKKAT: Hesaplarındaki paNÛar bir sı
adet W liralık 5,000 lira 40 » 4.800 i
20 » Km m
DİKKAT: Hesaplarındaki paAdar bir sene içinde 50 liradan aşa-gi düşmrycnlere ikramiye çıktığı Aıkdirde % 20 fazlaâile verilecektir. Kur'alar senede 4 defa. 11 mart, 11 haziran, 11 eylûJ, 11 Blrinclkânonda çekilecektir.
İstanbul Belediyesi İlânlan
DOKTOR-KİMYAGER
CEVAD TAHSİN
İDRAR - KAN - KAZURAT vesairenin tahlillerini yapar. Dİ vanyolu ortasında Tel. 23334
Abone ÜcreU
TUrkiye dahilin* e:
Senelik 6 aylık S aylık A; Lk
1400 T50 4Û0 İM IL%
Bask
i ajtafc t aylık A.«^
2700
1410
feOT ıvr. yoktu.
OD
ON
Yeni Çıkan Plâklar MÜZEYYEN SENAR
97ft^9^ \T B yAd KL^ER — cKahvec! Güzeli filminden> ^/İ/tZO L\Ol ÇOBAN KIZI — (Beste: Sadettin Kaynak)
AHMED C0ŞKUNSES
0*7/\^q-l l^T 9 ŞAD OLURDUM — Bahriye çiftetelli gazel ^/Vİ^İ^l 1^1 Ol HER DERDE ŞtFA— Saba gazel
o—
KORO HEYETİ
€)07f\Ar)A M • DAGLAR DAĞLAR— Rumeli qtarkrsı ^/U*İZ*± l\Ol KÖŞKÜM VAR — Rumeli şarkısı
--o
ADANALI AZİZ ŞENSES
270425 No:
GELİN AYŞE — Halk şarkısı
NE KARA İMİŞ ŞU ALNIMIN YAZIŞI
— Dagi şarkı
Devlet Demiryolları İlânlan
Muhammen bedeli (11900) lira olan 20000 Kg. Külçe kurşun (11/ 4/1941) cuma günü saat (15) on beşte Haydarpaşada Gar binası dahilindeki komisyon tarafından kapalı zarf usullle satın alınacaktır.
Bu işe girmek isteyenlerin (892) lira (50) kuruşluk muvakkat teminat, kanunun tayin ettiği vesikalarla tekliflerini muhtevi zarflarım ayni gün saat (14) on dörde kadar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır.
Bu İse ait şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. (2328)
Muhammen bedeli 9.000 (dokuz bin) lira olan (20.000) adet yerli A-merikan bezinden mamul kum torbası 9.4.941 çarşamba günü saat 15 te kapalı zarf usulü ile Ankarada idare binasında satın alınacaktır.
Bu işe girmek istiyenlerin 675 (altı yüz yetmiş beş) liralık muvakkat teminat ile kanunun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini ayni gün saat 14 de kadar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır.
Şartnameler parasız olarak Ankarada Malzeme dairesinden, Haydarpaşada Tesellüm ve Sevk şefliğinden dağıtılacaktır. (2279)
K
ZARIN MAVİ HALİNDE BULUNMASI İTİBARİ İLE DE FIRÇA. AK ABINDA GARGARASI Dİ5 ve 015 ETLERİN EN DERİN YERLERİNE GİREREK KORUNMASINI TEMİN EDI
i
Devlet Denizyolları
işletmesi ilânları
31 MARTTAN
7 Nisına Kadar
Muhtelif Hatlara Kalkacak Vapurların İsimleri Kalkış Gün ve Saatleri ve Kalkacakları Rıhtımlar
Karadeuiı hattına —
MudAoya
Salı 12 de (Tarx), Perşembe 12 de (Gliney-su) ve Pazar 16 da cAnkara). Galata rıhtı-
mmrian.
Salı 18 de (Çanakkale), Cumartesi 18 de (Ulgen), Sirkeci rıhtımından. Pazartesi, Salı 9,50 de, Çarşamba, Perşembe, Cuma 16 da (Sus), Cumartesi 14 te (Trak) ve Pazar 9,50 de (Sus). Galata rrh-
t'Ig» tMttmm —
İmroz hattına —
Ayvalık heltna —
İzmir aralık postaca —
ve Cuma 8,15 te (Trak). Galata rıhtımından. Ayrıca Çarşamba ve Cumartesi 20 de (Anafarta). Top hane rıhtımından.
Salı ve Cuma 19 da (Seyyar). Tophane rıhtımından.
Pazar 9 da (Bartm). Tophane nhtımmdan. Çarşamba 15 de (Borsa), Cumartesi 15 te (Saadet). Sirkeci nhtımmdan. Pazar 11 de (İzmir). Galata nhtrmmdan. Perşembe 13 te (Tırfcan). Galata rtrtrmm-
N O T t
Vapur seferleri m ar alan yc—r acente1 Galata Baş ActaMIgi
ber türttl malûmat aşağıda telefon nu« ertmtaflen ögrenflebrrr.
— Galata rıhtımı. Limanlar Umum MüdOrlOgfl bina» altında. 42362
— Galata rıhtımı. Mm taka Liman Reisliği binası altoda 40133
— Sirkeci, ToJcu sa'onu. 227'0
(2536)
Tahmin ille bedeli teminat
:«ımı:ı
225,00 Darülaceze müessesesi için alınacak 10,000 metre yerli Amerikan beZU
576,60 -12,57 Karaağaç müessesatı için alınacak 66 çift lastik çiane Tahmin bedelleri ile ilk teminat miktarları yukarda yazılı işler ayrı ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. Şartnameleri zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir, ihale 7.4.9-11 pazartesi günü saat 14 te daimi encümende yapılacaktır. Taliplerin ilk teminat makbuz veya mektupları ve 941 yılına ait ticaret odası vesikalarüe ihale günü muayyen saatte daimi encümende bulunmaları. (2246)
Zeytinburnunda kâin Çimento fabrikası hududundan Bakırköy fabrikasına kadar imtidat eden Devlete alt sahilden üç yıl müddetle ve senede asgari 750 ton kum ve 750 ton çakıl çıkarılması işinin resmi nlsblsl açık arttırmaya konulmuştur. Kumun beher tonunun resmi nis-bisi 7 kuruş ve çakılın beher tonunun resmi nisbisi 10 kuruş olup ilk teminat miktarı 28 lira 69 kuruştur. Şartname zabıt ve muamelat müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhale 11.4.9-11 cuma günfl saat 14 te daimi encümende yapılacaktır. Taliplerin ilk teminat makbuz veya mektup larlle ihale günü muayyen saatte daimî encümende bulunmaları lâzımdır. (2377)
(DAHİSİNİ BİUI 1$ BANKASrNOA
ikramiyeü hesap acar
T. IŞ BANKASI
Küçük Tasarruf Hesaplan
1941 İKRAMİYE PLÂNI
KEŞİDELER; 4 Şubat, 2 Mayıs, 1 Ağustos, 3 Iklnciteşrln tarihlerinde yapılır.
1941 ikramiyeleri
1 adet 2000 liralık = 2000.— L.
3 > 1000 > =3000.— > t > 750 >
4 > 500 > 8 > 250 >
35 > 100 > 80 > 50 > 300 > 20 >
= 1500— > = 2000.— > = 2000.— > = 3500.— > = 4000.— > = 6000.— >
ŞEHİR TıYATP^U TEMSİLLERİ
TEPKBAŞINDA |[M|UpUI| *><*'rktLAL CADDESİ! D B a M RİSM |L"Q aOMEDI KISMI
BU AKŞAM lILaH BU AKŞAM
Saat 20,30 da ~H
İMİEBtfclHP Saat 20,30 da
Hürriyet Aparhmaı^ d a d i
Sahibi ve Nwiyst »Mtîrü: AHMET EMİN YALMAN
Basıklığı Te*t TATaN MATBAASI Her gün gişede çocuk temsilleri için bilet vardır.
Beyazıt, Laleli, Aksaray, Şehremini ve Topkaprya otobüs temin
Sahibi ve Neşriyat Müdürü: AHMET EMİN YALMAN Basıldığı Yen VATAN MATBAASI