Başmuharriri:
pm;n   YA' ^ AK!
* A1ANEV1 — Cagologlu, Molla Fenarl 8. 32 Telefon: 24136 —   Telgraf VATAN îst.
k ART 19 4 1 PAZAR
Fiyatı: 5 Kuru;
SİYASÎ  SABAH  GAZETESİ
Yıl: I — Sayı: 216
BİR
MUCİZENİN HİKÂYESİ
Yugoslavya Hâdiselerinin
I
çy uzu
Yugoslavya   VaEde Kraliçesi Sa Majeste M ar i
Bütün bir millet, eli bağlı, dili bağlı, gözleri bağlı nasıl cellâda teslim edilecekti? Son saniyede nasıl kurtuldu? Size bunun hikâyesini anlatacağım. Çok meraklı, çok ibret alınacak bir hikâyedir.
Mcmlbaımı söyÜyeyim: Anla. tacaıklarımın çoğunu Yug-oelav-ya'dan henüz gejem t>tr Türk va-tandaşırudtan dinledim. İsminin yaznlmamasnu kendisi tercih etti.
Vajtajıdaşın an.altıcına göre Yugoslav milletinin (hık) d örneğe vakit bulmadan ve rteye uğradığını 'bümeden boğuntuya ge-trrilımesine krl kalmıştı. Hakikatin son sanûy^cDe d«ayutabFİonesi ve tarihteki en büyük suikaadllerden birinin önüne geçiLmesi, akıllara hasret verecek bir mucizedir.
Yugoslavyada olup biten hâdiselerin içyüzünü anlıyabilmek için öyle bir memleket tasavvur ediniz ki, kral naibi, başvekil ve hariciye nazırı, şahsî menfaatlerini Yugoslavyanm istiklâlini kaybetmesinde ve Almanyaya köle olmasında buluyorlar. Tıpkı Altıncı Mehmetle Damat Feridin Mütarekeden son ra oynadıkları rol gibi...
l§!İer milletin arzusuna ve kanımı mecnallara doğru gitse üç, dört ay sonra Prens Pol Kral naipliğimden çekilecek ve tahtı genç Krala bıraikacak. HaUbuki hükümdarlığın tadına bir defa varmıştır. Kendisine atfedilen bütün iyi roeaiyetHere rağmen tarihte görülen eşlerinden seciye ve irade itibarile pek farklı değildir. Krallığa ; demokrasilere dayanarak varamaz, ancak Yugoslav milleti istiklâlinden mahrum kalıma kendisine taht ve tac nasip olabilir.
Çingeneden Cellât
Söylemüğıne göre dbktor Sto-yadiruoviç ile Prens Pol arasında kralhk hakkında bir anlaşma varmış. Suoyacİmoviç, Yugoslavyanm Htbıer'i olmak emelıie Prensi atlatmış, bunun üzerine Prens Pol da Stoyadinoviç'i, hiç beklenmez bir şekilde iktidar mevkiinden uzaklaştırarak yerine küçücük bir partinin mümessili olan ve memletkeüte hiç bir nüfuzu ve itîb<an  bulunan a yan    Svetkoviç'i
getirtmiş.
Bu Syetkoviç   (kim?    Belgrat
halkı bu#ün kendisi hakkında şöyle diyor: «Nış'^i bir Çingene... CetâJt Çingeneden olur diye mihver ve Prens PoA, Yugoslavyayı boğmak üzere Svetkoviç'i seçmişler.
Suikascfın üçüncü rüknü olan Hariciye Nazırı Markoviç aeflen Ulah imiş, Lâtin ırkından olduğunu söyler, kendini Yugoslav canı iasui'dla'n ayrı ve yüksek üutar-m*ş.. Noradortkyan Efendinin Ha. riciye Nazırı oÛması gibi bir şey...
Beşinci Kolla İşbirliği
Bu üç suç ortağı Yugoslav mil-
letinin hislerini bildikleri için ilk önce millî azmi kırmak üzere Alman Beşinci Kolile işbirliği yapmışlar. .. Memleket karanıhtafar içinde... Hiç bir haberin doğrusu gazetelere yazrlmıyor, fakat her haberin iğrisini Beşinci Kol, fı-m.tı şelklinde yayıyor ve ha'ikm ruhuna ümitsizlik ye yeb zehirlerini aıkstıyor. Meselâ bizim Bulgarlarla olan Ibeyannaonemiz, Tüakiyenin demokrasi cephesini terked erek mihvere iütihalk şeklinde Yugoslavyaya akeettirıJmiî ve Yuıgoölatv^ara şu fikir teükin edilmiş ki her taraftan kuşatılmışlardır ve Balkanlarda istiklâl fikrine artık hiç bir iltica yeri kaL maaTHştar.
HaJu umumî bir yeis hissi sarmış, fak ait buna rağmen Almanlara beşlim olmaktansa nam us ı a öJînıek fikri galipaniş. İşte bunun için mihvere ifrihak fikri yalnız ahaliden d'eğil, siyasî fırka reislerinden bile sıkı sibya gizli tutulmuş, Sevr -muahedesi yolunda gizli bir hareket için her türlü tertibat alının t
Kulaktan kulağa bu korkunç haberi dluyanlar Prens Pol a baş-vunrmışfar. Prens hepsini oyalamış ve atladımiş. Şiddetli bir lisanla ikazda bulunan dört generali tekaüde sevkefrmiş. Halika hakikati duyurmak için gizli gizli hazırlanan binlerce beyannaıme ele geçmiş ve tevkifler yapılmış.
Sandalya Kavgası
Bu arada herkesi şaşırtan bir hâdise oJmuş: Doktor Stoyadi-noviç'in hudut haricine çıkarılmam... Bunu Yugoslav hükümetinin iyi niyetine çlelal sayanlar olmuştur.
İşin içyüzü hiç te öyle değilmiş. Mesele âkili bir sandaıya kavgasından ilbarettmiş. Stoyadıno-viç Almanların doğrudan doğruya adamı, kuvvetli bir şahsiyet... Mihver Yugoslavyaya hâkim olunca eJbebte iş başına o geçecek, SveUkoviç'ler, Markoviç. ler he|m samda^yalanndan olacaklar, hem de Stoyadınoviç'in gadrine uğrayacaklar. İşte bunun için vakit ve zamanile Stoyadino-viç* i nefyetmeği menfaatlerine uygun bulmujşiar.
Moskovadan Gelen Ses
Bu entrika 1 a* arasında Yugoslavya tırAı Osmanlı imparatorluğumun Mütarekeden sonraki vaziyetinde... Huıvatlarla Sbvenler memdekete candan sahip çekmiyorlar. ÜmitsizJİik içinde can kay. gusuna düşmüşler. Sırp vatanperverleri bu boşluk içinde kendi kendilerini için için yiyorlar.
İşte bu sıralarda Moskovanın BuEgaristana ihtarı düyuJmuş ve Yugosl»afvyada yılldlfnm tesiri yap„ mış. Hınvatlarla Sloven'ler de bunun üzerine canlanmışlar ve mukadderatlarını yeniden Yugoslavyaya bağlı görmeğe başlatmışlar.
Belgrat İsyanı
Başvekilde Hariciye Nazırı, kö. leMt vesikasını imza etmek üzere Belgrat)tan hareket ettikleri zaman isyan tertibatı da mükemmel bir şekilde Umamlanmaş ve bildiğimiz hâdiseler yirmi dönt saat içinde sahneye konmuş-...
Anlattığımız hikâye şunu açık bir surette gösteriyor ki eğer bu
Bugün Dünya Vaziyeti
Ajans ve Radyo Gazetesine Göre Günün En
Mühim Hâdiseleri
Almanyanın Yugoslavyaya bir nota verdiği söyleniyor. Ofl ajansı İse bunu yalanhyarak Alman elçisinin yalnız Yugoslavya<lan ne gibi bir hareket takip edeceği istifsarında bulunduğunu bildiriyor.
Şarki Akdenlzde   İngiliz ve Yunan harp gemilerile İtalyan harp gemileri arasında bir çarpışma olmuştur. Etrafı, malûmat henüz alınmamış olmakla   beraber İtalyanların bir zırhlısı 11e Lkl kruvazörünün hasara uğradığı muhakkak gibidir. Kerende 6000 İtaJyan esir edilmiştir.
Sabık   Kral Prens Pol
had iseler olm asaydı Yugosl a vy a eli bağli bir şekilde ALmanyaya teslim edîleceJklti. Yuıgoslavyadan asker geçmeyeceği hakkındaki şart kâğıt üzerinde kakmağa mah. kûmdu. Bu sart sayesinde göz boyanap pakıt bir defa yutturul* ddk'tan, sonra Atananlar, asayişi korumak ve Yugoslav arazisini İngiliz tecavüzüriden kuıritanmak gibi bir bahane ile Romanya   ve
Bu'Lgaristan gibi, Yugoslavyayı d.ı bal gibi işgafİ edecekler ve istedikleri gibi asker geçirerek keyiflerine bakacaklardı.
Yeni Kabinenin Kuvveti
«Yugoslavyada acaba istikrar var mı?  Başlka yolda* bir hükümet   darbesi   beklenemez mi?» (Devamı: Sa. 5, Stt. S te)
Gün Evvelki Havadisimiz Çuvalı Çuvalına Teeyyüt Etti
Perderpey Altmış Bin Çuval Kahve Geliyor Şeker Fiyalarının Artması Bahis Mvzuu Deği
Ankara, 29 (Telefonla) — Brezilya menşeli 30 bin çuval kahvenin bugünlerde memleketimize gelmesi beklenmektedir. Bu kahvelerden 10 bin çuval İzmire, 20 bin çuval da Is-tanbula çıkarılacaktır.
Pek y.»kmda gelecek olan bu malı müteakip 10 bin çuvallık diğer bir parti daha beklenmektedir. Alâkadar birlikler tarafından 40 bin çuval da-
ha sipariş edilmiş bulunmaktadır. Ticaret Vekâleti bu kahvelerin memleketimize ithalinden sonra kahve sıkıntısının tamamen önü alınacağını bildirmektedir.
?
Son günlerde görülen şeker tedariki müşkülâtı da nakliye vasıtalarından ileri gelmiş olup iki üç gün zarfında bu da düzelecektir. Haki-
katte memlekette bol şeker mevcut olup fiyatın artması da bahis mevzuu değildir.
Millî   Piyangonun   Bîr   Senelik
Safî Kazana 2,950,312 Liradır
Ankara, 29 (Telefonla) — öğrendiğimize göre, Millî Piyango idaresinin 1940 safi kazancı iki müyon 620 bin 312 lira 29 kuruştur.
Yunan Baskını
erısı
inden
HatG MühimMalûmat
Topland
ı
Atina, 29 (A.A.) — Matbuat Nezaretinin tebHfrlne göre, cuma günü Yunan kaşif kolları, Arnavutluk ta I-talyan cephesinin gerisinde çok derinlere kadar girmişlerdir. Bu harekâtta çok kıymetli malûmat toplanmıştır.
MAZİDEN CANLI MASALLAR
1 Nisandan Başlayarak Açacağımız
Sütun Sizi Canlı Binbir Gece Masalı Havası İçinde Yaşatacaktır.
Istanbulun dört köftesinde bütün bir mazinin canlı masallarını bulmak mümkündür. Bir mezar taşı, bir türbe, halkın bir bâtıl 1-tikadı, nesilden neslle tekrar edilip giden bir âdet, bize eski genlerden çok meraklı birer masal anlatabilir.
Dünyanın neresine giderseniz gidiniz, bütün bu meraklı neyler bir define gibi toplanır, bir şehirde, bir memlekette yaşıyanlar bunları bilir, dışardan gelen bir seyyah bu hikâyeleri büyük bir lezzetle dinler.
Istanbulun gizlediği canlı mazi masalları dünyanın her yerinden zengindir. Fakat bunları büen azdır. Gün geçtikçe eserler ortadan kalkıyor, masal da beraber unutuluyor.
tbrahim Hakkı Konyalıyı İstanbul da gazetemiz İçin bir keşif seyahati yapmağa memur ettik. Bize tasavvura sığmaz derecede meraklı yazı malzemesi ve resimler topladı. Bunları 1 Nisan sayanızdan başhyarak neşretml-ye başlıyoruz.
Açacağımız sütun sizi canlı ve hakiki bir bin bir gece masalı havası içinde yaşatacaktır.
Maziden canlı bir hikâye anlatan] bir mezar taşı:
«Karı   dırıltısından»    1260 (1843)   senesinde   ölen Halil Ağanın mezarı
Şarkî Akdeniz Bir Çarpışmıya Sahne Oidu
falyanların
Bir Zırhlısıyle
İki Kruvazörü Hasara Uğradı
0
Ayrıca 2 italyan Gemisi baiırıldı
Londra, 29 (A.A.) — Resmen bildirildiğine göre, dün, şarkî Akderûzde vıikua gelen bir çarpışmada Libtoryo sı-nsfmdan bir kalyan mıhlısı hasara uğramış ve iki kalyan kruvazörü de ciddî surette hasarzede oj.du-.ui.
Zırhlılardan, kruvazörlerden ve destroyerlerden mürekkep İ-talyan kuvvetleri dün görülmüştür. Düşman kuvvetleri dağılmış fakat bazı cüzütamlar muharebeye mecbur bırakılmıştır. Donanma tayyarelerde İngiliz hava kuvvetlerine mensup cüzütamlar, ne. rıceleri henüz malûm obmıyan hücumlar yapmıştır.
Yunan deniz kuvvetleri de harekâta iştirak etmiştir.
?
Londra, 29 (A.A.) — Amirallik dairesinin tetbliği:
ingiliz Partihian denizaltı gemisi, İtalyanın cenubumda himaye altında seyred'en bir gemi kafilesine muvaffakiyetle bir hü cutm yapmıştır. İaşe ve yahut asker nakliye gemisi olan 6000 tonilâto fulk bir vapura ve 10,000 tonilâtoluk bir büyük sarnıç gemisine torpiller isabet etmiştir. Bu gemilerin babtıgı görülmemiştir.
?
Londlra, 29 (A.A.) — Amirallik dairesinin bu akşam neşrettiği telbliğ:
Şartkî Akd'enizdeki deniz harekâtı hakkında yeni haberler hc nüz gelmemiştir. Fakat tayyarelerimiz, bu saibah, kurtulmuş İtalyan bahriyelilerini ihtiva eden sallar göıtmüş olduklarını bildirmişlerdir. Bundan, asgarî bir 1-talyan gemisinin batmış olduğu istihraç edilebilir.
Büyük Petro
Diktatörleri Bir Çocuk
Mağlûp Etîi
Kap. 29 (A.A.) — B. B. C: Cenubi Afrika birliği başvekili general Smuts dün bir nutuk söyliye-rek ezcümle demiştir ki:
«— Diktatörler Balkanlarda harbi kaybetüler. Onları mağlûp eden bir çocuk, Yugoslavya Kralı îfcinci Piyer oldu. Fakat hakikatte bu çocuk cbüyük» unvanına bihakkm lâyıktır.»
Almanlar Çekiliyor
Belgrad, 29 (A.A.) — Of i: Alman tebaasının, elçilik tarafından pazartesi gününe kadar Yugoslavyayı terke davet edildiği teeyyüt etmiştir.
Teeyyüt etmemiş haberlere göre, italyan elçiliği, italyan kadın    ve
çocuklarının tahliyesini tavsiye etmiştir.
Yugoslav Kabinesi nin İçtimai
Belgrat, 29 (A.A.) — Reuter: Yeni Yugoslav kabinesi, bu sabah
Uç buçuk saat   süren bir   toplantı
yapmıştır.
içtima sonunda neşredilen yan resmi tebliğe nazaran 1 Nisandan Kânunuevvel nihayetine kadar olan devrenin bütçesi tasvip edilmiştir.
Tebliğde, harici siyaset üzerinde herhangi bir müzakere cereyan ettiğine dair hiçbir kayrt yoktur.
Almanyanın Yugoslavya e
Almanya
Belgrad Elçisini Geri Çağıracak
Örfî İdare İlân Olunduğu
Yalanlanıyor
Alman Tebaaları
Belgrad'dan Ayrılıyorlar
Yeni Kralın Yemini Şöyle Bitiyor:
u Kadiri Mutlak Olan Cenabı Hak Yardımcımız Olsun, Amin,,
YUGOSLAVYA, ÜÇLÜ PAKTI FESHETMÎYECEK, FAKAT MUTLAK BİR BİTARAFLIK MUHAFAZA EDECEKTİR
Belgrat, 29 (AA.) — İyi haber alan mahfillerden öğrenil'di-ğine göre, Almanyanın Belgrat elçisi Fon Heran, hükümeti tarafından geri çağınlacailotır.
Afman elçisi, bu akşam   Hariciye Nazırı tarafından kabul edil mistir.
SABIK MOSKOVA   ELÇİSİ ACELE  BELGRADA ÇAĞIRILDI
Belgrat, 29 (A.A.) —Bayve kil General Simaviç, Devlet Na zıriığma tayin edilen saibtk   Moskova elçisi    Gabritoviç'i    acele
Belgrada <tavet etmiştir. Belgrat, 29 (AA.) — Ofi:
Yugoslavyada örfi İdare ve seferberlik ilân edildiği vesaire hakkın da bilhassa   Budapeşteden   yayılar haberler kati surette yalanlanmaktadır.      (Diğer haberle 5 İncide)
BAN
Edebî, Hissi Roman
Sevilmiş, tanınmış kadın romancılarımızdan Muazzez Tahsin
Berkand'ın telif eseri
1 Nisanda Başlıyoruz.
GÜNÜN SESİ
JaDon
iv© .Nazırının Berlinde g<
Geçit resmi
Kalbler Arasındaki Yol
Yazan: REŞAT NURİ
Ankara radyosu evvelki gün Yugoslav hükümet darbesini haber verdiği zaman bir çarnı meydanından geçiyordum.
Bir anda yaymacıların önündeki alışveriş gürültüleri durdu; açık meydan kahvesinde tavla atanlar durdu» sokaktan geçenler kuru bir çınar dalına asılı hoparlör karşısında durdu. Çehrelerin sonsuz değişikliklerine rağmen hepsinin ay-Dİ mesut heyecanla âdeta blrlblrle-rlne benzedlklorl görülüyordu. Gündelik kazançlarından başka her duyguya yabancı sanılan İşportacı ve ayak satıcısı çehreleri, geçim kaygusile kırışmış   küçük memur
çehreleri, ezici yasama tarzlarının ebedi ve büyük hayvani belâna t ine mahkûm ettiği sanılan hamal ve fakir İşçi çehreleri, yorgun, ihtiyar ve ifadesiz çocuk çehreleri!
Semti bile bir çoğuna malûm ol-mryan yabancı bir memleketteki bir hükümet darbesi nasıl oluyor da bu kadar ayrı çehrelerde bu değişikliği yapıyor, bir dakika önceki sonsuz kargaşalıktan bir anda nizam safında bir ordu çehresi çıkarıyordu ?
Halbuki mesele pek o kadar basit te değildi. Hemen hemen ufak çapta bir fikir meselesiydi. Belgrat tak 1 İhtilâl karşısmda bu heyecanı duymak İçin az çok okumuş, düşünmüş, öteberi beülyereb muayyen bir fikir seviyesine yükselmiş, siyasi hâdiseleri takip etmiş olmak lâzımdı.
Böyle olduğu halde ben ne duyuyorsam Uç beş adım ötemdeki çizmell belediye sUprUntücUtfünün,
(Lütfen »ayfayı çeviriniz)
VATAN
30 . 3 - 941
Trebiç Linkoln'un
11
Hayat ve Maceraları
Toplıyan ve nakleden: İHSAN BORAN
Asilerin meş'alelcrile yanan In gii*z müesseselerinin sayısı çoklu. Sokak kölelerinde, yol boylarında veya Yang - Çe nehrinde bulunan başı kesik cesetlerin sayısı gizli tutuluyordu. Bu facialar muhtelif fasılalarla tekrar başlımı ordu- Pişaverde isyan, Cavada ttınlal, Hung - Kung'da grevler, şimalden cenuba doğru bütün fiilde ecnebi bası koparmak yarışı devam edip gidiyordu. Burada bir İngiliz şirketinin yüksek mümessili zehirlenerek ölüyor, orada bir Enteliccns Servisi memurunun başı kesik gövdesi nehirden denize doğru kayıyordu.
Yunnan ücretli askerleri, mi ordu isyan etmişti. Nankin'de bü tün bir mahalle berhava olmuş, Hunan ve Hope'de ecnebilere ait köşkler kül haline gelmişlerdi. Budistler de kendilerinden ölenlerin sayısını bümiyorlar, bilmeğe de lüzum görmüyorlardı. Ecnebi düşmanlığı, onları    çileden
çıkarmıştı.
Hung - Kung şehrinin emniyet müdürü olan Lord   (Shipperd) I - 1 incikânun 1927 de (Londra) ya aşağıdaki raporu gönder, di:
«Müsaadenizle bir vaka daha
arzedeyim ki:
Bu son aylarda ingiliz unsurlarına kar^ı katliâmlar, isyanlar ve ihtilâller, Çankışa, Yunam, Otçan£ da ve açık şehirlerde pek fazla artmıştır. Bu faciaların mesulleri, hiç şüphe yok ki Si-yam'dan gelen Buda rahipleridir. Bunlara asî vilâyetlerin kötü unsurları da katılmıştır. Buda rahip leri haydutlar ve âsiler, bu kanlı hareketleri yapmak için bütün emirleri cidbaşı olan Chao Kung, yani Trdbiç Lincoln'den alıyorlar. Hindistan ve müstemleke a-janlan burada ve şurada bu adamın mevcudiyetinden şüpheleniyorlarsa da bir türlü ele geçiremiyorlar. Çini teıflctftmek istem i-yeo Ingılizın başını koparıyorlar.
Bu adamların yaptıkları kanuni? nn ve nizamların    fevkin-dedi.    Muhafız kıtalar,    mahallî 'idareler kurtların önüne geçmekken âcizdirler.    Hattâ    bazıları, canlarını    kurt arım ak    kaygusile haydutlarla beraber olmuşlardır. Rahip Chao Kung'a bağlı budist lerin yaptıklarına hudut çizmek ;ka!bi!l değildir. Cinayetleri    günüden    güne   çoğalıyor.    (Trebiç 'Lincoln)   in Asya kıtasına ilâhî hakikatlerin nurlarını    dağıtmak üsere Ailalh tarafından gönderildiğine inananlar    günden    güne artmaljtadv.. Kulaktan kulağa giden bu efsane, sarı rrka mensup olandan ve diğerlerini derinden oerin e   h a re>k<et e    g e tirmek ted i r. Ne şekilde olursa olsun, bu ma-'cerapercet rahibin buralardan en evvel uzaklaşması hayırlıdır.»
Baş rahip Chao Kung'u İngiliz müstemleke "izli hizmetinde bulunan bir ajan, (Pelkîn) de görmüş, ve kim olduğunu anlamıştı: İkinci teşrin ayında idi. (Pekin) de biiyük dinî bayram vardı. İlâhların ilâhma akından biı taht konmuş, türlü fırka mensup lan, bolşevik ve nasyonalist generaller, bütün halk merasim yerine toplanmıştı Merasim öğleden aksama kadar sürdü.    Saat
dörde doğru, budanm gaLgesi bilinen Caho Kung yani Macar yatı udisi Trebiç Lincoln, arkasmda Viin kadar rahip olduğu ..aide mu kaddeb saraydan çıktı, mermer merdivenleri inerek tahtın yanına geldi ve o nadan çevresinde e-ğiîmiş sayısız baklan seyretti, iş-te bu sırada, eğitmiş başların a-rasından bir baş hafifçe doğruldu, ve gözleri yer yüzünde - haşa - candr Attah tanınan   Trebiç
onun yanmda yere çömelmlş yırtık gömlekli yoğurtçunun da onu duyduğuna emindim.
Biraz daha ileri giderek Belgrat sokaklarını, bütün Yugoslavya kasaba, köy ve kırlarmdaki insanları gözümün önüne getirdim ve onların da yüzlerinin mânamı itlbarllo bu etrafımdaki insanlara bu dakikada hayret edilecek kadar çok benzediklerini görür gibi oldum.
Demek ki, milletlerin büyük millet olmak Jçln pek çok şey bilmeleri mutlaka lazım delildir. İstiklâl, milli «eref gibi bir kaç ata fikrini iyi anlamış ve onların etrafındı kuvvetle birleşmiş otamian kufidir.
Ufak bir pazar meydanı hopar-
Lincodn ile kangsleştı. Buda? Macar zahire tüccarının oğuu, rah'p Chao Kuns..,
Belediyede:
Parkı
50 Metroluk Bir Sahada Yapılıyor
DağcıTik klübünün    yanından Dolmabahoeye inecek yolun başlangıcından rt baren Taksim   gazinosunun hizasına kadar 50 met-Tatar muhariplerine benziyen   rc genişliğinde bir otomobil par-
bu adam, King adında ve Enle-hcens Servisin askerî ve diploma tik ajanlarından birisiydi. Vakti-le büyük harp esnasında Holan-dada (Roterdam) şehrinde Tre-b.ç Lincoln'ın teşkilâtında çalışmıştı.
Merasim bittikten sonra. Chao Kung sarayın kapısından girerek kayboldu. O zaman halflt tahta, sarayın merdivenlerine, kapılarına doğru akın etti. Herkes rahip Chao Kung'un dokunduğu eşya-vı. ayaklarının izilerinı öpmek istiyordu.
Yalnız Entelicens Servisin askerî ve diplomatik ajanı olan Kmg yerinde dona kaldı ve eline <~eçen kıymetli avı kaçırmak istemedi.
Enltelicens Servis, (Trebiç Lîn coln) in; kellesine 20 bin sterlin ingiliz altını değer koymuştu. Kıng, rahip Chao Kung"un peşine takıldı; (Pekin) den sonra orru Kanton şehrine kadar takibe devam etti.
*
VIII
Rahip Chao Kung şahsına karşı tîrtip edilen suikastlardan nasıl kurtuldu ve nasıl intikam aklı?
Baş rahip Chao Kurrg'a (Pekin) den (Kattan) a avdtft ettiği »gün ille suikast yapıldı. Şehirde kend4sini karşılamak üzeTe halk sokaklara dökülmüştü. O ahiple beraber bir otomobile
ur
binmişti. Otomobil caddeyi kap-Iıyan çılgın haÜkm arasmda çok ağır ilerliyordu. Halik sevinçten ba<?myor, havaya çiçekler, pirinç sapılan, mendiller fmlaıtıyordtı. O-tomobil limana çıkan bir so»kağa saparken, etrafı ağaçlarla sarılı eJ:i bir evden birdenbire beş on el tabanca patladı. Fakat hiç birisi yaralanmadı. Kurşunlardan üç tanesi. Rahip Chao Kung*un elbiselerini delmişti. Fakat o hiç bir telâş göstenmedi. Rahibe süi kast yapıldığını artlryan halk, hid detten kudurdu. Bin kadar Çinli evin etrafını süratle sardı, yakalanan yirtmi kadar Çinliyi hemen orada derhal linç ettiler.
Otomobil yoluna devam ediyordu. Beş yüz metire ilerde du sefer otomobilin miotörü üzerinde bir bomba patladı. Şoför ellerinden ve yüzünden yaralandı, baş rahiple diğer üç rahibe bir şey olmadı. Bombanın patladığı anda halkın gösterdiği panik ve şaşkınlıktan istifade eden meç hul bombacı kurtulmağa muvaffak oldu. Eğer biri tarafından yakalanıp Chao Kung'un yanma getirilseydi, Trebiç onu derhal tanıyacaktı.. Bombayı atan adam, büyük harpte (Roterdam) da beraber çalıştığı casu&luk arkadaşı Çinili (King) di.
Ayni günün alcsaimı, bu iki süi kastla ecnebilere ka/şı kin ve nef reti büsbütün şiddetlenen halk, imtiyazlı mıntakanın tel örgülerine hücum etti. Yine kan gövdeyi geftürdu. Ertesi gün, Çinliler İngiliz mallarına tekrar altı ay boykot yapıldığını ve maj yüklü ecnebi gemilerin limana sokülmıya-cağını ilân ettiler. Hong - Kung da Çin talebeleri Vethham sokağını istilâ ederek gazete matbaalarını kırdılar, makineli tüfekli rvcvısler yetişmeden evvel kâğıt kınlarım ateşe verdiler. Bundan sonrı ortalık sükûnet buldu. Fakat Hong - Kung valisi, askerî kuvvetle yardımda bulunulması içm Londraya telgraf çekti; Lon-^•a bu tdklifi doğru bulmadı ve mevcut kırvvetfle mukavemet e-dilmesini emretti.
(Arkası var)
lörti karşısında basit bir halk zümresinin bu heyecanlı sükûtu bana binlerce kilometre uzaktan namuslu kalbinin çarpıntısını 4«yduğu, ve ihtilâlinin derin ve mokaddes sebeplerini bütün Inceltğile anladığı Yugoslav milletine büyük Türk milletinin bir selâm ve hürmeti gibi göründü.
REŞAT NURİ
Düzeltme: Dünkü fıkramın «Süleyman Nazif merhumu yalnrz dişleri ve paltosu ile ifade eden bir karikatürü vardı ki, elden ele gezerdi» cümlesindeki paltosu kelimesi baltası diye dizilmiş ve merhumu acayip bir şekle sokmuştur. İtizar ediyorum. — R. N.
kı yapılmasına karar verilmiş ve plânları hazırlanmıştır, Ayni zamanda bu parkın yanından Sürp. agopa ıruerrmer merdivenler de yapılaca/kltır.
Taksim bahçesinden Sürpago-pa ha.'krn geçmesi için bir köprü inşası da karar altnna alınmıştır.
Yedikulenin imarı
İstanbul Belediyesi BUM müdürlüğü şehrin muhtelif mıntaka. 1 .undaki imar plânlarını hazırlamaktadır. Bu arada Samatya ve civarının imar plânlan da tamamlanmak üzeredir. Hazırlanan projeye göre Yedikuled'e sûrların etrafında bir yeşil saha vücude getirilecektir.
Kapalı Bir Spor Salonu
İstanbul Belediyesi Sürpagop-taki tenis kortları yanına kapalı bir spor salonu yapilması için tetkiklerde bulunmaktadır. Bu surette şehrin büyük bir ihtiyacı karşılanmış olacaktır.
Permenant Kalfaları   Kontrol
Ediliyor
Belediye Makine şubesi müdürlüğü, beıbenerın    permenant
makinelerinin kontroluna karar vermiştir.
Yapılacak kontrol neticesinde
bunlardan iyi bir şekilde olmı-yantlar menjedil'eceKkler, matlûba muvafık bulunanlara da kontrol mühuru vurulacaktır.
İkinci Paraşüt  Tecrübesi Usküdarda
İkinci paraşüt tecrübesinin ni-sanm on üçüncü pazar g^ünü Üsküdar kazasında yapdmasrna sureti kafiyede karar verilmiştir. Diğer kazalardaki tecrübeler de bunu takip edeceJkıtir. Ve hazırlıklarını bitiren kazalar haber verecekler, günleri tayin olunacaktır.
Vapur ve Tenezzüh Motoru Tarifeleri
Sirketihâyriye ve Haliç vapur, larile tenezzüh motörlerinin tarifelerini teükik edecek komisyon bugünlerde Mınrtaka Liman ^reisliğinde toplanarak yeni tarifeleri tesbit edeceklerdir. Eski ücretlerin aynen ipkası da kuvvetle muhtemelcrir.
TAKVin 1
30 MART 941
P A ZAR
AY. 3 - GÜN : 89 - Kasım: 143
RUM t: 1357 — MART: 17
HİCRİ: 1360 — Reblüievvel: Z
VAKİT ZAVALİ EZAM
GÜNEŞ: 6,47 11,16
ÖĞLE: 13,19 5,47
ÎKÎNDl: 16,52 9,20
AKŞAM: 19,32 12,00
YATSI: 20,04 1,33
ÎMSAK: 5,04 9,33
Diri Diri Yandılar
Beykozda Bir Motor 6 Bin Teneke Benzinle Yanarak Baftı
Cuma gecesi saat 23 raddelerinde Beykozda Shell kumpanyusı depoları açıklarında demirli bir motor birdenbire alev alarak parlamış ve bu feci kaza neticesinde Uç kişi yanarak ölmüştür.
İnebolu limanına kayıtlı 150 tonluk Şişman nıotörü Shell kumpanyası depolarından 9000 teneke benzin yüklemek İçin Beykozdaki depoların açıklarında demirlemiş ve cuma gü-nü akşama kadar 6000 teneko benzin yüklemiştir. Gemide bulunması lâzım gelen amelelerden Mehmet, Salih, Hakkı, Sabrl, Salim geco vakti sandal ile gemiye geldikleri bir sırada tenekeler birdenbire ateş almış ve tayfalarından Sabri ve Sadık ancak gemiden denize atlryacak kadar   vakit   bularak   hayatlarını
kurtarmışlardır. Bunlardan Sabrl-nin bir çok yerleri yanmıştır. Gemide kalan diğer üç tayfa alevler arasında diri diri yanmrşlardır.
Etraftan yangını görenler derhal Istinye, Kadıköy, Üsküdar itfaiyesine haber vermişler ise de geminin sahilden uzak oluşu itfaiyenin müdahalesine pek İmkân vermemiştir. Yangın dün akşam üzerine kadar devam etmiş ve gemi yana yana bat mistir.
Yapılan tahkikat henüz yangının sebebini meydana çıkaramamış ise de yangının gemkic bırakılan    bir
sigaradan çıktığı tahmin edilmektedir.
Müddeiumumilik ve jandarma hâdise hakkmda tahkikata devam etmektedir.
Dört Taraflı İhtikâr
Suraskinin Akla Gelmedik Hileleri Meydana Çıktı
Bundan bir müddet evvel Fiyat Murakabe Komisyonu Suraski mü-esseseinin yaptığı bazı satışları hileli ve bu satışlarda ihtikâr gördüğünden bu müessese hakkında takibata başlamıştı. Suraski şirketi. Alman kumaşlarını İngiliz kumaşı diye sattığı, 7,5 liraya mal edilen kumaşlardan 16,5 lira istediği ve faturalara salâhiyetslz kimselere imza koydurduğu anlaşıldığından suçlu görülerek adliyeye verilmiştir. Bu ticarethanenin bundan başka bir dükkân içinde dükkânı başkasına   kiraya veriyor*
muş gibi göstererek kendi adamlarından Suraski Mihal isminde birine dükkânın bir kısmını kiraya vermesi başka bir suç olarak mütalâa e-dilocektir.
Bu hususlar tesbit edilmiş olduğundan Suraski ticarethanesi bir de zincirleme ihtikâr yoluna sapmış bulunmaktadır.
İstanbul müddeiumumiliği bu mühim ihtikâr ve ticarette muvazaa iddiası tahkikatına başlamıştır. Yakında bu ticarethanenin muhakemesine başlanacaktır.
Zabıta Haberleri:
Merdivenden
Düşüp Ağır Yaralandı
Evvelki gece geç vakit işin/cUn dönen* Beyoğrtında Ağahamamı caddesinde oturan, Londra barı garsonlarından Mahir evine girdiği zaman karamak merdivenlerden çakmağa başlamış ve merdivenler göz gözü görmiyecek kadar karanlık oldtcğunjflan ayağı kayarak yuvarlanmıştır. Bu sukut neticesinde Mahirin her iki kalçasının kemilcleri kırıldığından garson yetişenler tarafından derhal hastaneye kaldırılmıştır.
Şık Sinemasında Bir Yangın Çıkıyordu
Evvelki gece saat yirmi üç raddelerinde Beyoğlundaki Şık sinemasının makine dairesinde "bir yangın başlangıcı ollmuşsa da makinist tarafından derhal söndürülmüştür.
Makineye takılı film anî ola-
»alk kopmuş ve birdenbire   alev
alarak bir metre film yanmıştır.
Balikondaki seyirciler anî olarak telâşlanfmışaa da yangınm sirayetine meydan verilmemiştir.
Bu yang m başlangıcı Şık sine-
Adliyede :
Dün Rami Cinayeti Muhakemesine Devam Edildi
Dün birinci ağırcezada bundan bir müdldet evvel Ramide metresi Santohiyi öldürdüğü iddia edilen Danyalın duruşması yapılmıştır. Bundan evveYkı celsede Müddeiumumi muavini Feridun Bağana katilin her ne'kadar Santohi tarafından vaki manevî tazyik yüzünden cinayeti işlediği sabitse de kendisinin cezalandırılmasını istedi.
Dün Danyalın vekili müdafaa-srnı yapmıştır. Vekil mahkemeye bir at nalı gösteılmiş ve üzerinde sekiz çivi olan bu nalın bir adamı
öldürebilecek kuvvette olmadığını söylemiştir. Vekil Müddeiumumi istid'lâlen mahkûmiyet istiyor, demiştir.
Mahkeme karar vermek üzere ceîscyi başka bir güne talik etmiştir.
Nafıa Vekili Geldi
Nafıa Vekili Ali Fuat Cebesoy dün sabahki ekspresle   Jatanbula gelmiş ve istasyonda karşılanmıştır. Vek3> Istanfoulda bir kaç gün masında ikinci defa oimakltadır.     kalarak tetkiklerde bulünacakUr.
Piyasa Haberleri:
Hindistandan
Pamuk İpliği Getirtiliyor
Hindistandan ithal edilmesine karar verilen pamuk İplikleri için hükümetimiz iki yuz bin İngiliz liralık akreditif açılmasını muvafık bularak lâzım gelen müsaadeyi vermiştir. Pamuk iplikleri mııh*ellf numaralarda ve bir senelik ihtiyar; karçılıya-cuk miktardadır. t
Yunanistana   Arpa Gönderilecek
Hükümetimiz, komşumuz Yunanis tana arpa ihracı için lisans vermiştir. Eu arpaların Toprakofisi tarafından gönderileceği haber almmış-tır. Arpaların sevkıyatı için hazırlıklar tamamlanmıştır. Romanyaya da yüz ton kepek gönderilmiştir. Yine İhracata tahsis edilmek üzere Mersin ve İzmirden piyasamıza ak darı ve kum dan gelmektedir. Külliyetli miktarda gelen bu mallar şen-
rimlz depolarında    tutularak sırası
gelince   sevkedilecektir.     İzmirden
küspe gelmektedir. Bu küspelerin de
ihraç için sıra bekllyeceği söyleniyor
Fındık İhracatı Ar+ıyor
Fmdık satışları üzerinde, Birlik tarafından   faaliyet    arttırılmıştır.
Son on gün içinde ihracat nisbî  bir
yükseliş göstermektedir. Fiyatlarda
ehemmiyetli bir tebeddül olmamıştır.
Standard tipi tombul iç fındıklar fob
Giresun olarak kilosu 52   kuruştan
satılmaktadır.
PİYASA HAREKETLERİ;
Av Derileri *^atış lan Artıyor
Bu hafta piyasamıza 3780 ton bug day, 3200 ton arpa, 120 ton çavdar ve 200 ton mrsır getirilmiştir. Hububat fiyatları sağlamdır. Susamlar 31,30, keten tohumu 30,10, kuş yemi 8.20, dökme bakla Bandırma 8,23. Çarşamba çalı fasulye 22,20, sıra ton bul fasulye 21, çuvallı kum darı 10,10 ak darı 10, tatlı badem 86, a-ci badem 50, acı çekirdek 32, iç ceviz 45, İzmir anasonu 33 kuruştur. Piyasaya fazla miktarda pirinç gelmiştir. Şehrimiz çeltik fabrikalarında da pirinç stoku birikmiştir. Fiyatlar cinslerine göredir. Makineli Tosyalar 32.20, Orhangaziler 42, Diyarbakır pirinçleri de 36 kuruştur. Tiftikler üzerinde istekli satışlar olmuştur. Stokların sevkıyatı beklenmektedir. Yerli fabrikalarımız mevcut yapak stoklarmı almakta ağır davranıyorlar. Bunun sebebi de yeni kırkımdan sonra fiyatlarm düşmek ihtimalini düşünerek mal almamayı tercih edişleridir. Küçük baş hayvan derileri çok istekli satılmaktadır. Ke çi derilerinin çifti 190 - 230, oğlaklar 125 - 175. kuzular 140 - 190 kuruş arasındadır. Kuru sığır derilerinin kilosu 100 - 105, koyun derileri hava kurusu 90 - 92, tuzlu kuru koyun derisi 70 - 72, kuruştan muamele görmüştür. Av derilerinden iyi sansar derilerlle zerdova ve kunduz ile porsuk isteklidir. Tavşan derilerine talepler artmıştır. Karadeniz sansarlarmm çifti 56 - 60 lira orta Anadolu sansarları 45 - 50 lira, zerdova çifti 60 - 62, lira, kunduz çifti 30 - 32 Ura, tavşan derisinin tanesi 30 - 31 kuruştur. Tavşanlar daha ziyade Amerika için taplanmaktadır
GÜNDEN
GÜNE
Kedi Yavruları
îr gazetenin   yazdığına
göre Unkapanında bir kedi» üç yavru doğurmuş. Fakat bu yavrulardan ikisi kedi, birisi de köpekmiş. Bazı kimse' ler, bunun bir muzibin el çabukluğu yapmasından ileri geldiğini iddia etmelerine rağmln, kediy* ve yavrularını merakla seyre gidenler oluyormuş.
Kedi, köpek doğunu* mu? Bu, insan yumurtlar mı kabilinden bir sualdir.
Fakat, dünyanın bir çok yerlerinde insanların türlü marifetler ve cevherler yumurtladıkla' rı öyle bir devirde bulunuyoruz ki, bir kedinin de köpek doğur muş olmasını hoş görmek lâzım geliyor.
Cemâl Nâdir de mi?
D ir tanıdık bana dedi kî: — Akşam gazetesinin bugünkü «Bay Amca» sütununda üç resim var. Bu üç resimde bir avuç içinde, altındaki yazıya göre, sırasile elli lira, yirmi beş lira, on beş lira temsil ediliyor. İstif halindeki liraları saydım. Elli lira yazılı olan istif kni bef, yirmi beş lira yazılı olan yirmi dört, on beş lira yazıb o-lanı on dört çıktı.
Haydi, esnaf arasıra bizi aldatıyor, fakat çok sevdiğimiz Cemal Nadir de mî bizi aldığımız, bulduğumuz veya gördüğümüz paraları saymaz zannedi yor?
Kadı
Zühtd Çubukçuoğlu nun Dünkü
Konferansı
Dün Beşikitaş Cumhuriyet Halk Partisi idare heyeti azaemdan Ziihtü Çubukoğlü, Yalovaıda, dünya vaziyetini anlatan bir konferans vermiftir.
Hatip, haricî tehlikenin memleketleri aşarak hudutlarımıza kadar geldiğini söylediklen sonra komşuımuz Yunanistanm adetçe, malzemece, kendisinden çok üstün olan bir düşmanla istiklâl uğrunda çarpışmasından sitayişle bahsetmiştir. Ve hatip pek uzun süren konferansında dünya vaziyetini büyük bir vuzuhla izah etmiştir.
o ¦
Manifaturacıların Kongreleri
Manifaturacılar İthaMt Birlimi U-muml heyeti, dün yeniden kongrelerini yapmışlardır. Geçen şubatta ya-pıîan umumî heyet to.vantısında seçilen idare heyeti azahklar: Ticaret Vekâleti tarafından tasdik edilmemişti. Bu sebeple manifaturacılar ya-"mz umumî heyet seçimi için kongrelerini yapmışlardır. Kongre reisliğine ihsan Mermerci seçilmiştir. Ilı: toplantıda mura^crpM^a seçihn Alı Necıpoglu, Vekl'etço murakıp olarak kabul edilmiştir. Jda:e hay-*U asli azalıklara SOmerbanft birleşik yün ipliği müessesesi, tüccardan Halil Bezmen, Ahmet Hamdi Topbaş, Artin Kınacryan evlâtları Limited şirketi, thsan Mermerci firması, Ziya Nafi Pâkel. Hüseyin ikbal ve Mo iz Kohen müşterek firmaları ittifaka yakm ekseriyetle seçilmişlerdin
— Demek yarm o da gelip kotrayı görecek başka kim geliyor bir doktor. Kaptan Searl ve o... Bir de 6en...
— Bir de polis müfettiş \Velch gelecekmiş.
— O da niçin?
— Bir ceset bulununca âdet böyle İmiş. Başka bir ney   »öylemcdlnı.   Birbirimize
bakıyorduk. Mldemdekl o garip ezintiyi tek rar duymağa başladım. Biraz sonra tekrar söze başladım:
— Belki de kotrayı yukarı çekemezler.
— Belki...
— O zaman cesedi de çıkaramazlar, değil ml?
— Bilmem ki...
Pencereden bakıyordu. Gök yüzünde alçak ve beyaz bulutlar vardı. Fakat rüzgâr yoktu. Her taraf Kesslz ve sakindi.
— Biraz evvet şiddetli bir rüzgâr çıkacak gibi İdi. Amma düştü...
— Evet...
— Yarın dalgıç sakin bir hava Ue dalacak.  '
Telefon tekrar çaldı. Acı acı çalan zilin telâşlı sesinde meraklı bir ahenk vardı. Muk «İmle birbirimize baktık. Mukslra telefonu açmak ü/.cre küçük salonu geçti ve demlp yapmı? olduğu gibi kapıyı kapadı. Mldemdekl garip ağrı tekrar başlamıştı. Telefon çalar çalmaz yeniden bu ezintiyi hissetmiştim. Biraz sonra Maksim geri geldi. Ve yavaş sesle:
— Başladı. Dedi.
— Ne demek İstiyorsun? Ne oldu?
— Bir gazete muhabiri Counlry Chronlcle gazetesinden telefon ediyor. «Birinci Misls do Vlnter'In kotrasını buldukları doğru mu?» Diye »oruyor.
— Ne cevap verdin?
— Evet kotra bulundu. Dedim. Fakat fazla bir şey bilmediğimi ve belki de kotranın o kotra olmamak ihtimali olduğunu ilâve ettim.
— Başka bir şey sormadı mı?
— Hayır, sadece: «Kamarada bir ceset bulmuş olduklarını yazabilir miyim?» Dlyo sordu.
— Yok. Bu mümkün değil. Nereden duymuşlar?
— Mutlaka birisi söylemiştir. Her halde Kaptan Searl değildir. Belki dalgıç bir arka daşına söyledi, o du başkalarına tekrar etti. Biraz sonra bütün kasaba bu havadisi duymuş olacaktır.
— Ceset hakkında sen ne söyledin?
— Bilmediğimi ve gazeteye hiç bir beya-
natta bulunanına» ağımı ve bana bir daha telefon etmemelerini söyledim.
— Gazetecileri kızdıracaksın. Hepsi aleyhinde olacak.
— Ne yapayım? Ben gazetelere beyanatta bulunamam. Bn adamların bir düzüye telefon edip sual sormalarına tahammülüm yok.
— Fakat belki onlara ihtiyacımız olacaktır.
— Mücadele etmek lazımsa yalnız edeceğim. Gazetelerin himayesini İstemiyorum.
— Fakat hu muhbir başka taraftan malûmat alacuktır. Albay Julyana veya Kaptan Searl'a sorar.
— Onlardan bir şey öğrenemez.
— Bir şey yapmak mümkün olsa, Maksim- önümüzde birçok saatler var. Biz de böylece oturuyor, kımıldanmıyoruz. Yarın sabahı bekliyoruz.
—- Bir şey yapamayız ki...
Bir kitap aldı ve açtı. Okumadığını biliyordum. Ara sıra telefonun zilini duymuş gibi başım kaldırıp o tarafa bakıyordu. Te-
lefon çalmadı. Hiç kimse bizi rahatsız etmedi. Akşam yemeği için her zamanki gibi giyindik, Frith bize hizmet etti. Gayet ciddi İdi. Ne düşündüğü halinden belli değildi Acaba kasabaya kadar gitmiş de bir şeyler öğrenmiş mi Idl? Yemekten sonra kütüphaneye gittik. Az konuşuyorduk, ben   yerde Maksimin ayaklarının dibinde oturuyordum* Başımı dizine dayamıştım. Ara sıra    beni öpüyor, ve yine ara sıra benimle   konuşuyordu. Aramızda hiç bir gölge yoktu. Susmamız, bu sükuttan hoşlandığımıza bir delildi. Ft rafımız bu kadar karanlıkken nasıl oluyor da ben bu kadar mesut   olabiliyor^ dum? Bu ne garip bir saadet idi! Tahayyül ettiğim ve beklediğim şeye benzemiyordu. Yalnızlık anlarımda tasavvur ettiğim saadet bu değildi. Sabırsızlık ve telâş hissetmiyordum, bu sakin sessiz bir saadetti. Pencereler açıktı. Konuşmadığımız zamanlar karanlık gök yüzüne bakıyorduk. O gece yağmur yağ mış olacaktı. Ertesi sabah saat yedide uyandığım zaman pencereden güllerin ıslak ve eğilmiş olduklarını, ornıuııa doğru   uzanan çimenlerin de nemli ve sanki gümüş suyuna batmış gibi olduğunu gördüm. Havada
bir sis ve rutubet kokusu vardı. îlk dökülen yaprakların kokusuna karışan bir koku-Acaba sonbahar İki ay erken ml gelecek diye düşündüm. Maksim beşte kalktığı zaman beni   uyandırmamıştı.   Yataktan   yavaşça
(Arkası var)
51
30 . 3 . 941
VATAN
r      r
-  3
Ankara Hayatından Krokiler
Tapu ve Kadastro Mektebi
Bu Meklep, Tapu ve Kadastro Memur larının Terfi ve Terfihine Hizmet Eden
Verimli Bir Müessesedir
Harp Vaziyeti
Biraz sivriHmiş bir <memursanız. veya» «sivriîmiş memurlardan, bir çoğunu tanır» diye, isminiz çıkmışsa, mutlakça, sizin de başınıza gelmiştir. Şöyle, teşehhüt miktarı tanıdığınız bir zatın kartın* hami), îktfbüklüm, gözleri fersiz, fotinlerinin topukları yenmiş, cake-tinin yakaeı yagYı ve ü'Üisüz pan-ta.oniu biri, bir gün karşınıza dikilir:
«— Efendim, der. Ben, filân dairenin, yirmi beş senelik memuruyum. Devlete, millete bunca yridır hizmet etmeme mukabil, henüz maaşım yirmi liradır. Lütfetmeniz de, bizim umum müdür beye söyleseniz, maaşım bir derece arbsa, abvatöhazn-a her şeyi ateş paha-sma çrkareh. Malûmu âılrndz, - nereden malûm olduğu bihrtmez - Cenabı Hak cümlenin-kmi bağışlasın, dör.t çocuk sahibiyim* Geçinmek için, çok müşkülât çekiyoruz.
Hakikaten, bu acıklı manzara karşısında kabbirtîz burkulur, şu, savatlıya bir yardım etmek istersiniz. Ahbabınız, umum müdüre gid'ersinoz, bu, eiüm vaziyeti, bütün çıplaklığı, bütün korkunçluğu ile, dirinizin döndüğü kadar anlatırsınız. O, Sizi, hakli bulmakla beraber, haktka'td olduğu gubi, yüzünüze söylemekten çekinmez:
Ne çare ki, tavsiye    ettiğiniz
mermiT, ya, ilkmdktep mezunudur, veya, o derecede dahi, bir mektep şeihadetnameeine mahk değıîdiru Vaflorâ, (bundan yirmi beş sene evvel memuriyete girmiştir ama, tayin ve terfilerin pek aranmadığı o devirde bile, kendim gösterememiş, esaslı bir baltaya sap olamadığı gibi, ondan sonraki devirdle de <mukay-yrti/k etmekten iteri geçememiştir. İki satın bir araya getirip bir -nüsvedde kaleme alamaz. Haydi, sizin güzel hatırmız için bir şey yapmak istesin ama, ona da kanun müsaade etmez.
Bir iyilikte buhınmak için, bu kadar zahmete girdiğiniz, yüzsu-yu döktüğümüz adamın ne vaziyette olduğunu işittikçe, yerin du bine geçecek gibi olur, neredeyse umum müdüre;
€— Ayağınızı öpeyim, artık söyleme!
Diyecek raddelere gelirsiniz.
Bütün bunlar güzel ama, ister, tahsitlierinin noksanlığından olsun, ister, daha başka sebepler yüzünden olsun, küçük rütbeli, emektar memurları yükseltecek, onları, bir dereceye kadar refaha kavuşturacak bir yol bulmak imkânı yok mudur? Bundan yirmi beş sene evvel, memuriyete girmen adam, tek adamdır. Aradan gecem yirmi beş sene gibi muazzam bir zaman, o adamı, üç, dört, veya, daha fazla boğazı beslemeğe meckur eümez mi?
Küçük memaırlara, ailelerinin karnını doyurmak ve çocuklarını, büyük sıkın tılara düşme d en, h iç. olmazsa leylî bir mektebe girecek çağa gelinciye kadar okutmak imkânım vermek   lâzımdır.
Bu mühim işi, bir devlet müessesemiz çok iyi düşünmüş ve tatbik mevkiine koymuştur: Tapu, Kadastro Umum Müdürlüğü.
Bu teşekkülün, başında, kırılmak bîhnez azmüte tanmjmış olan rnuhterem HalJt Ziya olduğu hal de, teşkilâtın ileri gelenleri - tabir caizse - şapkalarını önlerine koyarak, uzun müddet, düşünüp taşınmışlar, «erek kaliteli memur elde etmek, gerekse, memurlarını terfi ve terfih ettirmek için bir ça. re aramış ve bulmuşlardır: Kurs mahiyetinde, bir Tapu, Kadastro mektebi açmak.
Senelerdenlberi, olgun meyva-iarını veıfmekte olan bu mektep sayesinde, Tapu, Kadastro idaresi, teşkilâtında salâhiyetle çalışacak memurlar elde ettiği gibi, taliin sevkiîe tahsillerini yarıda bırakmak mecburiyetinde kalan memurlarının ffleri seviyelerde birlikte, rütbelerini ve dolayrsile, hayat şartlarını da yükseltmek imkânını kazanmıştır.
Bütün devlet dairelerimizin, memurlarını yükseltmek için bu kabil kuralar açtırmasını temenni ebtireoek bir mahiyet ve mükemmeliyette olan, içindelki, kızlı, erkekli, irili, ufaklı yüzlerce talebeye, îyi tmemur, memuriyetine lâyık insan, istikbali temin edilmiş kimse urrvan ve şerefini verdiren ve verdirmekte olan bu hayırlı müessesede gördüklerimi, bir baş. ka yazımda okuyucularıma anlatacağım.
Ertuğrul Şevket
Gittikçe Geç Evleniyoruz
1928 denberi Türkiyede Vasati Evlenme Yaşı Bir Düziye Yükselmiştir
Bugünkü medenî hayatın icapları ve zorluklan dünyanın her yerinde oıduğu gibi, Türkiyede de evlenme yaşmı gittikçe geriye atmaktadır. İstatistik Umum Mü. dürlüğünüln   kaza   merkezlerine
kadar bütün Türk şehir ve kasabaları dahil, köyler hariç olmak üzere hazırladığı bir istatistik bırmı açık bir surette gösteriyor. Tü'nk şehrinin erkeği de, kadım da gittikçe geç evleniyorlar. 1927 senesinde şehirli Türk erkeği vasati olarak 28,91 (yanı hemen hemen 29) yaşında evleniyordu. Kadınlarda vasati evlenme yaşı 2 3,43 idi. O tarihten sonra evlenme yaşı ta 1936 sene-
sine kadar bütün dünyanın şehirlerindeki cereyanı takip ederek gittikçe yükselmiş, nihayet 1936 da erkek için 29,65, kadın için 24,32 yaşını bulmuştur.
Yalnız ondan sonra kim bilir ne gibi bir tesirle, belki de memlekette refahın artması d'olayısi-le evlenme yaşı seneden seneye adım adım yeniden inmeğe baş,-Laimış, 1939 da erkekler için 28,52, kadınlar için 22,52 derecesine inmiştir.
Kısmen Umumî Harbîn arifesinde, kısmen harp esnasında vasati evlenme yaşının Türkiyede neden 1927 senesinden daha aşağı bir dtereceye indiği içtimaî ve
Yugoslav Ordusu:
Bulgaristaııa yayılan Alman ordusunun   ¦ ı... böğründe büyük bir sancı var: Yugoslav ordusu.
Talim ve terbiyesi, sevk ve l-daresi cebir ve şiddetin meydana getirdiği mihaniki disiplinden ziyade ananeye ve kahramanlığa dayanan Yugoslav ordusu, Balkanlarda kemiyet vo keyfiyet I-tlbarllo en kuvvetli ordulardan birisidir. Sefer mevcudu 2,5 milyona yükselen bu ordu asgari 30 asri tümenden mürekkeptir. Efradı maddi ve mdnevi sağlam, malzeme*! peni hn}9 kumandanları tecrübeli bir ordudur. Topçusu ve hata Kuvvetleri mükemmeldir.
Yugoslav ordusu hem makine tabiyesini ve hem de süngü tabiyesini bilir. Dağ ve hareket harplerinde ataktır, dayanıklıdır. A-razlye, Yugoslavın meziyetlerine ve harp malzemesine uygun olarak yetiştirilmiş bir ordudur, tç hatlar da harbin sevk ve İdaresine vâkıf tecrübeli kumandanlar elindedir. Maneviyatı yüksektir. Asker ruhlu olan Yugoslav milleti, Yugoslav vatanmı müdafaa e-decek kudrette bir orduya maliktir. Bir düşman ordusu ne kadar büyük gövdeli olursa olsun, kalbi büyük bir Yugoslav ordusunu asla yabana atamaz.
Balkanlarda Alman ordusunun geri muvasalası tehlikede idi. Şlm dl sağ yanı da kuvvetli Yugoslav ordusile tehlikeye girmiş bulunuyor. Bundan kurtulmadıkça. Alman ordusu cenup istikametinde taarruza devam edemez. Eğer Yugoslavyaya taarruz etmek isterse, Bulgaristandaki Alman ordusu bu işe kail değildir. Böyle bir hareket   Balkanlarda   harbin
Almanya aleyhine daha çok genişlemesine sebep olabilir.
Yugoslav ordusu, Alman taarruzu halinde şimal ve sark hudutlarını müdafaa edecektir. Almanya hem Bulgaristandaki   Alman
ordusunu takviyeye, hem de Macar ve Avusturya   hudutlarından
taarruz için yeni kuvvetler getlr-miye mecburdur. Bu da zamana bağlıdır.
Alman ordusu Yugoslav hudutlarında ve arazisinde yıldırım harbi yapamaz. Zırhlı ve motorlu birlikleri bolca kullanamryacağrndan meydan muharebeleri uzun sürecektir- Bu zamanın uzaması, Alman ordusunun aleyhinedir. Bu . sırada Arnavutluktaki İtalyan orduları daha çabuk denize dökülecek, AJman ordusu Balkanlarda yapyalnız kalacaktır. BuJgarlstan-da bir torbanın içine düşmesi de ihtimal dahilindedir. İste bütün bu yeni vaziyeti, Yugoslav ordusu hazırlamıştır. Alman ordusu daha büyük bir hazırhk yapmadıkça artık yerinden kolay kolay kıpırdayamaz.
iktisadî bakrmdan cidden tetkike lâyık bir meseldefir.
istatistik Umum Müdürlüğünün vasatı evlenme yaşına ait is-tatûrtikrnde köyler hesaba karış-tırıtmamıştır. Köylerden evlenme yaşı hakkında istatistik yapmak imkânı verecek kayıtlar elde edilememiştir.
Kim Kimle Evlenmeli?
Bayan Birsen Gonca
19 yaşındadır. Bebek gibi güzeldir. Lisenin Non sınırındadır. Henüz açılmamış, saf ruhlu, temiz   .ı.ı.ım. hassas bir kızdır. Piyano çalar. Güzel resim yapar. Mürebblycslnden alınanca öğrenmiştir. Zengin bir babası, annesi, bir de küçük kardeşi vardır.
Bay Rasim Ariç
15 yakındadır. Memleketimizin en tanınmış res-samlarındandır. Tabloları her zaman takdir görür. Fransızca bilir. Bazı ay bes. yüz lira, bazı ay elli Ura kazandığı olur. Sanatkâr ruhlu, titiz, sinirli bir tiptir. Biraz fazlaca içer. Kadın meşrebinden İyi unlar.
Talebe Vaziyeti
Bu Hususla Partiden Aldığımız Malûmat
Parti Muhtaç Talebeyi de Himayesine Almıştır
C. H. P. Kız ve Erkek Talebe Yurtlarının aylık ücretleri işinin parti vilâyet idare heyeti reisliğinden aldığımız malûmata göre şöyle tenvir ve tavzihi lüzumlu görülmüştür:
1 — Bu yurtlardan erkek yurdunda 350 ve kız yurdunda 150 yo yakın talebe vardır. Talebe başına, ibate, iaşe ve saire için şubat ayına kadar ayda yirmişer lira alınmakta idi.
2 — Esarın yükselmesinden dolayı teşrinievvel ayından şubata kadar yurtlar açık göstermiyc başlamışlardır. Bu açık Partice kapatılacaktır. Marttan itibaren senenin geri kalan ayları için açığın temadi ettirilmemesi lüzumlu görülmüştür. Bir taraftan da zaten tatil aylarında talebenin asgarî hadde inmesi ha-scbilo yurtların yine açık vereceği
ve bu açığın kapatılmasına tevessül olunacağı dahi göz önünde tutulmak lâzım gelir.
3 — Bu ders yılı içinde vo şubat ayına kadar tahakkuk   eden erkek
yurdunda 4000 ve kız yurdunda 2000 liralık açık kapatılacağı gibi tatil aylarındaki açık duhi kapatılacaktır. Buna zamimeten şurası da bilinmelidir ki, bu meynnda Parti tarafından yurdun tevsii için bina tadilâtı, yatak ve levazımı, gardıop, mütalâa tertibatı ve saire için erkek yurduna 11 bin ve kız yurduna da 5 bin lira para sarfcdilnüştir. Şu hale göre, Parti talebe için para sarfından hiçbir zaman çekinmemiş ve yurtları desteklemiş ve sarfiyatının yerine masruf olduğuna kani bulunmuştur.
4 — Yurt ücretlerinin arttırılması, yalnız mart ayından yarım aylıkla nisan vc mayıs aylarına ve nihayet bu ders senesi sonuna kadar maksur bir iştir. Gelecek ders yılı i-çln bittabi Parti, bütçesine göre, bu işe yeni bir şekil vermek hakkına da maliktir. Ayni zamanda, Parti, yıl ortasında dahi ücreti arttrrmak hakkında elindeki yurt talimatının - ki her talebe tarafından tamamile bilinen bir şeydir - dördüncü madde-
si mucibince maliktir.
5 — Nihayet, Parti, yurtlarındaki talebeden bihakkın muavenete muhtaç olanları pek iyi bilmekte ve seçmekte vc bunlara şu ücret zammı meselesinde de yardımı derpiş eylemektedir. Nitekim Erkek yurdunda 50 yi ve kız yurdunda 25 şi mütecaviz kudretsiz talebe tesbit etmiş ve onlara yardım etmiye parti vilâyet idare heyetince karar verilmiştir.
6 — Yurtlar sinesindekl talebenin
varlıkları derecesini talebenin muhabereleri, velileri tarafından gelen paraları, yurt   kasalanndaki talebe emaneti gibi bir çok deliller ile pek âlâ bilinmektedir.
Dışarda yardıma bihahhkm muhtaç daha bir çok fakir talebe mevcut iken yurtlarda velilerinin verdikleri paralarla ibate ve iaşe edilen kudretli talebeye Partice yardım etmeğe, yani bu suretle yurtların açıklarını mütemadiyen kapatmağa çalışmak elbette pek yersiz bir harekettir.
K
Vatan m Müsabaka Kuı
27
ızanlık güllükleri ifa süs. lü bir yurdu muslihane bir istilânın rogen çiznvereri altıma bir İsfahan halısı gibi serdikten sonra Eköelâna Profesör Filofun, Sobranya kürsüsünde söylediği nutku ajanslar kısaca bildirmişlerdi. Siyasî muükavele-lerl'e nutukların (manalarını, esas metinleri dikkatle okumadan anlayamayanlardan okluğum için, bu nutkun cLa Parole Bulgare» adlı Bulgar propaganda gazetesinin, yeni Bulgar esareti etrafında tafsilât vermek için neşrettiği nüshada rasladı-ğıd tam metnine de göz gezdirmekten kendimi alamamıştım. Vc Ekselans Filof un, en safdil Bulgar vatandaşını    bile
ilzam edemiyeoek derecede zavallı bâtrl bir davanın ne zayıf
bir müdafii oi'd'uguna iyiö'en iyiye akıl erdirdikten sonra şöyle düşünırmişrüm:
— Artık sıra Yugoslavvanın. Yugoslavya bir muamma halinde KaiatKça Aımanyanın Yuna-nistana saldııroaaına imkân yoktur. U ?x *
Evet, Yugoslavya o günlerde, BebgraMaki orta elçisi Her Hee-ren'in bütün raporlarına rağmen Vri'helmştrase'nin büyük meçhulü olarak kalmakta berdevamdı. Böyle oılmamış obaydı, Allmanya, esasen bir buçuk yıldanbcri avucunda sımsıkı tutmakta olduğu Bulgaristana inmeyi, Yugoşıav Makedonyasını yani cenubî SrrİDİatanı ele alacağı güne kadar geciktirebilirdi. Bulgarisftana inişi halli geciken Yugoslav muadelesinden evvel, sabrı tükenen Alman efkârı umuımiycsine bir yem borusu çalmak arzusundan ireri gelmişti. Şimalî Yugoslavyanın yani Hırvat vilâyetlerin emre amade olduğunu Roma Berline ısrarla bildirmekte idi. Cenubi Yugoslavya hakkında da, yani Makedlonyanırt Belgrat idaresindeki kısmı hakkında da Sofya Berline ayni tetminatı vermekte tereddüt ebmiyordu. Fakat Berrin, bütün bu temina/ta rağmen tere*d|düıt ediyordu. Zira Berline hâkim olan büyük Almanya hemşerisi bir eski Avusturyalı oldbğurvu hatırlıyor ve eski Cihan Harbinin sipc-rl'erindc dövüşmüş bir asker olduğu için de Saray Bosna'da Habsiburg tahtının vârisini ve zevcesini yere sermiş olan Prençip'm» bir ha-liskan Sırp olduğunu da unutmamış bulunuyordu. Bunun içindir ki ileride Bulgaristana girecek 'bir Alman ordusunun arkasını tehdit etmesi muhtemel bir stratejik noktayı evveliden tutma'ktansa evvelâ Bulgaristana girmeyi ve krskaç arasına sı'k-ışmıç bir Yugoslavyayı olmuş armut grbi kucağma düşünmeğe çalışmayı doğru buldu.
Bu sırada Yunan ve İngiliz kuvvetlerinin Arnavutlukta, Mus solinfye inad olsun diye, yeni taarruzlara başlamalarını takip eden yeni yerfi İtalyan felâketleri Romanın Beri ini tahrik ekmesine ve Berlinin Belgrat üzerindeki tazyiki arttırmasına söbep oluyordu.
Salihî görücüler, bu kertede vaziyete .şöyle bir teşhis koyuyorlardı:
«_ Almanyanın sabrı kalmadı yürüyecek.»
«— Yugoslavya arlık dayanamaz, boyun eğecek.»
Ve kulağı delik geçinenler de bu iddialara söyle    bir rivayet
katıyorlardı:
«— Krallık naibi, vazifesi yakanda biteceği için üzerin* büyük mesuliyetler almak iste-
Perens
Pol'
e
Açık Mektup
miyor. Onun maksadı, Yugos-laşyayı Kral Aleksaradtd'an aldığı şekilde «intact» olarak oğluna devretmektir.:»
Bu rivayetler bana geldiği zaman derhal kelemi ele akmak ve size şu hitapta bulunmak istemiştim:
« Fehâımetjm e ab;
«Tarih, tiyatro ve edebiyat, yani insanlık âleminin eski hakikatleri ve insan zekâsının a-r aştırmaları hep şu noktada top. lanmıştır:
«î^arbler daima me§ru vârislere ihanet ederler.»
«Siz ilk defa olarak   tarihe,
yedi yılhk bir naiblik devresinin
meşru vârise    ihanet    etmemiş
bulunduğu mucizesini göstermek sırnna ulaştınız. Eğer, bir kaç ayı kalan naıbliğinizin tarihe bu numuneyi tam alarak vermesini istiyorsanız bu rivayetleri tekzip ediniz. Zira Kral Alek-sandr'ın oğluna ve Sırp millerine bıraktığı en aziz miras Yugoslavya değildir. Bu miras, en şerefli Sırp ailesi olan «Kara-yorgiler» ın şerefini Kral Alek-sandr derecesine yükseltmiş olmaktır. Bırakınız, çok defa taliin sillesini yeyen^ çok defa yuvalarını ve vatanlarını terke-dip yâd illerde serkerdân olan
«Karayorgiler» den biri daha, tali karamsa şayet, yurdumdan olsun... Lâkin Kral Aleksan-dr'm- oğlu Kral Alek'sand'r'ın şerefinden mahrum olmasın!»
Ve bunu yazarken, bir zamanlar, bir Fransız resimli mecmuasında görüp bir türlü hatıramdlanı silemediğim bir resmi, fon Makenzen orduları* ö-nünden Kral Birinci Piyer'le ordVısunun firarını gösteren bir resmi hatırladım.
Bilmem onu siz de gördünüz mü? Bu bir fotoğraftır ki Kral Aleksandr'm babasını» ihftiyar yaşında, kar fırtınaları arasında, bir öküz arabası üstünde, kürküne bürünmüş olfcrak tesbit etmektedir.
O zaman Kral Birinci Petro
bizim dii?manımızdı.   Bu kral,
da'ha evvel de, yani Balkan Harbi esnasında da düşmanlarımızın saflarında görülmüştü. Az evvel adından bahsettiğim Prençib de bizde yıllarca bir düşman olarak hatırlanmış bir adamddr. Hattâ fehâmetmeab, Türk milletinin tarihinde düşman olarak kayıtlı daha başkaları, daha bir çokları da varıdır. Faraza, Kosva harbi «onunda Sultan Murat Hüdavendİgârı hançerlemiş olan Miloş Kaple-
viç... Ha*tâ kardeşi bizde, saygı ile andığımız 'bir Sad*rıazam iken kendisi Sırp kilisesinde, Osmanlı İmparatorluğuna bir hayli düşmanlık etmiş Pop So-koloviç'ler de vardır. Fakat bütün bunlara rağmen bugün Türkiyede bir tek Türk yoktur ki Yugoslav sarayının Kral Alek-sandr şerefinden maîhru/m olmasını temenni edebilsin. Zira tarihlerimizin bütün münferit vc makûs tecellileri arasında bir de müşterek ve hayırlı tecellisi vardır: Ata-tür*k - Aleksandr • İnönü müsellesi.
DOKTOR
DİYOR Kî
İnsan Kanı 1
nsana
ilâç
İnsan kanJannrn, birbirlerine olan tesirleri bakanından, dört grup halinde bulunduklarının anlaşılmış olması, »ade kan naklinde de&ll, dlger bazı tıbbi ve İçtimai meselelerde do faydalı neticeler doğurmuştur: Bazı ameliyatlarda bir İnsandan diğerine neslçler vo aza parçaları aşılanırken kan gruplarının uygun obuasına dikkat ötmek, bilhassa araellyutın muvaffakiyet vermesi İçin, çok lüzumlu vo ince bir nokta tenkil etler.
Analık, babalık vo evlâtlık davalarında çocuğun Kırın- alt olduğunun
anlaşılması İçin, kan   grupları, adli tababeti, oldukça ehemmiyetli bir -rette alâkalandıran, bir esas halinde elo alınabilirler.
Bunlardun başka, her hangi bir ır kın kan gruplarını tayin etmekle bu ırkın hangi ırklara duha yakın olduğunu anlamak mümkün olmakta vo antropolojik tctklklerdo do kan gruplarının ehemmiyeti artmış bulunmaktadır.
Anlaşılıyor ki kan gruplarının tayini birçok yerlerde işe yaramaktadır» '
Fakat bunların İçinde kan gruplarının bilinmesine en zlyado ihtiyaç gösteren meselenin insandan insana
kan nakli meaele&l olduğunda hjç şttphe yoktur.
Çünkü bugünkü hekimlikte kan nakli tedavisi, birçok hastalık ve an zalarda artık, sık sık müracaat edilen ve pek muvaffakiyetli neticeler alınan bir tedavi tarzı halinde kentlisini göstermektedir.
Meselâ kendlv! sağlam olup da hastaya kon vermek lstiyen bir şahsın kan grubunu bilmek, o hustaya bu şahsın kunınııı yarayıp yaramı-yocağını tayin için muhakkak lâzım
dır. Hastalığı dolayıslle kendisine kan verilmesi lâzım gelen bir insanın kun grubunu bilmek ise ona han gi gruptan bir sağlamın kanmı nak letmenln mümkün ve münasip olacağını unlamuğa yardım eder ki her
İki halde de kan gruplarının büin-mesl, can ve sıhhati kurtaracak, bel II başlı, bir tedavinin temel taşını te?kll eder. >Şu halde kon naklinden evvel gerek alıcıya ve gerek vericiye ait kanların, dikkatli bir surette, I&boratuvar muayenelerinden geçirilerek birbirine uygunluklarının tetkiki pek lüzumlu ve çok ehemmiyetlidir. A
Dr. Nuri ERGENE
| SİYASİ İCMAL j
Mihver için
K
ara
nlık
Manzaralar
Yazan: M. H. ZAL
ger mihver memleketlerinde hâdiselerin mana- 1
sını görüp anlamak istidat ve imkânı bulunsaydı ilkbahar taarruzlarının ar il esindeki manzara karşısında kötü kötü düşünmeleri lâzım gelirdi. Ne çare ki böyle bir imkân ve istidat, zorbalığa dayanan bir ruhla beraber yürüyemez.
Zorbalık yoluna girenlerin gözleri döner, hâdiseleri ancak kendi arzularına uygun şekillerde görürler ve kendi kendilerini aldatmağı iş edinirler. İstihbarat servisleri de bol para ile çalınmakla beraber mihver hükümetlerini birdüziyc aldatır, çünkü ancak pembe haberlerin makbule geçeceğini bilerek öyle haber verir ve milletlerde hürriyet ve istiklâl arayan bir ruh bulunabileceğini ve böyle bir ruhun maddî hesapları altüst edebileceğini hiç hesaba katmaz.
Vaziyetin hakiki manzarası şudur: Bugüne kadar Avrupada kolay muvaffakiyetler temin eden Alman yıldırma silâhı Yugoslavyaya karşı âciz kalmıştır. Almanya, Adalardenizine doğru inmek isterse tâli bir hedef için mühim bir kuvvet sarfetmeğe mecbur kalacağı gibi, geri hattının emniyetine de hiç bîr zaman bel bağlayamayacaktır. Küçük bir bedel mukabilinde elde edeceğini ümit ettiği Balkan hâkimiyeti için bütün kuvvetini sarfetmesi ve bir Balkan cephesile karşılaşması lâzım gelecektir ki Alman kuvvetlerinin bu şekilde dağılması İngilizlerin arayıp ta bulamadıkları bir şeydir.
Sovyet Rusya, harbin Balkanlara yayılmasına karşı duyduğu küskünlüğü gizlemeğe artık lüzum görmüyor. Sovyetler Birliğini, aleyhte olmasına ihtimal olan meçhul bir kuvvet diye hesaba katmak lâzımdır. Öyle görünüyor ki Sovyetler de demok rasinin zaferine inanmağa başlamışlardır. *
Afrikada Keren ve Harar düşmüştür. Elbette çok esir alın. mıştır. İtalyanın askeri kudretinin tasfiyesi, artık ancak bir temizleme işidir.
Okyanusta Alman zırhlılarını açığa saldırmak, son kozu oynamak demektir. Müdafaa tedbirleri arttığı için İngilizlerin denizaltı zayiat bilançosu azalmağa başlamış, Alman hava faaliyeti de yavaşlamıştır.
Buna karşı Amerika müdahalesinin şekli ve şümulü gittikçe genişliyor. Amerikalılara şu fikir gelmiştir: «Milyarlar kıymetinde malzemeyi Almanlar hatırsın diye Avrupa} a gönder-miyoruz. Bunları Amerikan do-nanmasile korumak lâzımdır Almanya, böyle bir hareketi de harbe girmemiz diye karşılarsa kendi bileceği bir şeydir.»
Görülüyor ki Japonya Hariciye Nazırı Avrupadaki mihver cephesinden memleketine hiç te iyi haberler getiremeyecektir. Bu uzun ve zahmetli seyahat burnundan gelmiştir. Dünyanın ilkbahar manzarası mihver için Avrupada da Uzak şarkta da, Afrikada da pek karanlıktır.
Amele Önünde Bir Konferans
BİNİ AŞAN AMELE   KONFERANSI SONSUZ   BİR   HEYECANLA   DİNLEDİ   VE ALKIŞLADI
Ankara, 29 (Telefonla) — Cumhuriyet Halk Partisi Mamak nahiye ocağında heyecanlı bir toplantı yapılmıştır. Mamak masko fabrikasının geniş salonunu dolduran bine yakın amele, dUnyanın bugünkü vasiyeti karşısında Türkiye mevzulu bir konferans veren Mamak Parti Reisi
Hasbiyi uzun uzun alkışlamışlarda*.
TUrkiyenin takip etmekte oldug-u siyaseti candan benimsediklerini göstermişlerdir. Parti Reisi Hasbi bilhassa memleketimizi alAkadar eden hadiselerin kısa bir izahını yaptıktan sonra kahraman Türk milletinin çözülmez ve sarsılmaz bir manzara ar-zettiğl, sevgili înönünün etrafında toplanarak hâdiselerin her türlü inkişafını soğukkanlı bir metanetle beklediğimizi, dün gibi bugün de vatanın müdafaası bahsinde çelik i-manlı bir kütle halinde bulunduğumu zu anlatmış vc sözü/ıc Ebedi Şef A-tatürkün gençliğe hitabesini okuyarak nihayet vermiştir.
VATAN
30.3 - 941
Elinden Nasılsa Kaza Çıkanların Affı Düşünülemez mi?
Geçende gazetenizde yeni Adliye Vekilimize hitaben açık mektubunuzu okudum. Üerl surdu-ğÜnUz fikirlerden çok mütchArols olarak bu mektubu yazmak cüretinde bulundum. %
Hayatta mukadderatın Dcasile herhangi bir   vatandasın   başına
bir kaza geliyor. Bu vatanda» bun dan çok pişmandır. Fakat ne çare ki, İç işten geçmiştir. Çünkü mahkûm olmuştur. Haddi zatında İyi bir kimse olan bu vatandaş bir daha cemiyete dönmek imkânım bulamıyor. Çünkü sabıka denilen damga ne dam gala nm ıştır, ve bir İş bulmasına da imkân yok tur. Ancak gayri   meşru vasıta-
larla hayatını   İdameye   mecbur kalmıştır.
Mektubunuzu dikkatle okurken birdenbire bir üklr hatırıma geldi: Acaba yalnız bir defa suç işleyip «Sabi kal mükerrere» si ol-mı yani ar İçin bir af yapılamaz mı? Böyle kimselerin çekmekte oldukları azabı duşüııUp te İnsan kalbinin titrememesi kabil mi? Her halde böyle bir affın bu gibi kimselerden çorunu yeniden m om lekete faydalı ve tecrübeli birer uzuv olarak kazandıracağına kuv vetle eminim. Krymetll ve cesur kaleminizi bu mühim meseleye temas ettireceğinizden ümltvâr o-larak bu zavallıların hesabına seviniyorum.
Karilerinizden; M. Bayrı
J
um av
YABAN GULU
|      Yazan: Celâl ÖZA YDlN
Bu güzefl (bir krr çiçeği Mi. Uzun bol (benekli al şalvarile buğday tarlalarrrtda 'biten lâleler gibi boynu biikiilt bir güzeüiği vardto. Göğtsünideki temiz beyazlık bir bîKûr gübi ışMldıyor, başında son bahar buitıiiarın* andıran kıvırcık saçları aevmvli yüzüne pek yaikıçıyordu. Yumuşak iyi bir huyu vanek- Durçun zamanlarında rikrgârdan uçuşan dağınık kıvırcık saçları, paıüak zeki gözle-rile yüzüme baktığı zaman bu hisli kazm dertlerini sezer gibi o-1 urdum.
Onu ilk gördüğüm zaman şişman afacan bir yavru kızdı. Daha küçük yaşında her işe girmek, her tulütuğu işi başarmak hevesi onda tükiemmez bir zevk haline girmişti.
Kimi zaman bahçeye iner, tavuklarla oynaşır, kimi zaman eline çapasını a'larak çiçeklerle dert leştr, bazan başını alarak dere kı. yılarında, sularla söyleşir, sevişir-di. Hem çok içli İdi ol. Sert bir bakış, manâsız bir azar onu günlerce üzer, yalnaz saatlerinde göz yaşlan dökerdi.
Fatma iki yaşında iken babasını, üç yaşında da anacığını kaybederek ihtiyar ninesinin elinde kalmıştı. Ben onu tanıdığım zamanlar on iki yaşlarında kadardı. Aradan yıllar geçti. Yolum ve işim yine Fattmamn köyüne düşmüştü. Ona ve ihtiyar ninesine uğramadan geçip gitmek îsfteme-drm. At abamın köydeki duruşunu fırsat bilerek, tam bir buçuk yıl beni de içinde barındıran Hatice ninenin evine koştum. Kapıyı çaldım. Ses veren o'lmadı. Tekrar vurdum. İnce bir kadın sesine ka-Dinın sürgü gürültüsü beraber Karıştı.  Kapıyı açan    FatJmaydı.
O kadar b^vümüg, öyle değişmiş tı ki âdeta tanımakta güçlük çektim. O da ilk bakışta beni tanımadı. Sonra anlaştık. Tâ eskiden bildiğim san çamurla sıvanmış ocağm başında bend alçak bir sandalyeye otırrittu. Kahvemi pişirdi. Karşılıklı içmeğe başladık.
Zaman geçiyor, Hatice nineden bir ses çıkmıyordu. Sordum.
— Fatlma! Hatice nineyi göre-mivoTum. Yoksa tarlaya mı gitti?
O, bildiğim hiç değişmemiş koyu lâcivert gözler bir anda dur gunlaştı. Nemlenir gibi oldu.
— Hatice nine Tann sizlere ömür versin, üç ay evvel öldü, dedi.
AyJaTca kalırımı çeken, Fatma kadar beni de seven zavallı kadro. Sağlığında Fatmanm mürüvvetini görmek etmelile yaşamaktan zevk duyan Hatice ninem. Ne o-undu Fatmayı şimdi görseydin. Sağ olaydın, kim bilir beni nasıl karşıbyacak, ne k^dar sevinecek, tin. Üzüntülü günlerimde odam-» gelip beni nc kadar teselli edecek, hastalandığım soğuk kış gecelerinde ilâçlar arayıp ryi edecek, bahçede odun kes|mek için ne zorluklar çekecektin. Nihayet: ayrıldığım son günkü gibi yalvaracak.
— Gitime k^f, sana ben bakacağım diye a ^Uyacak tın.
Ben bu düşünceler içindeyken Fatmanm derinden gelen bir ahi beni düşüncemden ayırdı.
Anladim ki o benden de üzün tülü idi. Vücudunun son parçasını da kaybetmiş bir savaş yaralısı gibi yangındı o!.,
Fatmayı bu derdile bırakamazdım.
— Haydi dedim. Hazırlan şeh re gideceğiz.
Köyünün yeşil manzaralarla siisKi zevfleinden ayrılmak istemiyordu. Nineciğinin mezarını yalnız bırakmak onun büyük üzüntüsünü üegikU ediyordu.
— Korkma dedim. İcap ettikçe nineni beraber ziyaret edeceğiz.
Sarı çamurla sıvalı tek odanın kapısına kilit vurulurken:
Bozuk kaldırımlar üzerinde tı-kırdıyan arabamın içinde şimdi bir yaban gülü değü nadLde ellerin ydtiştrrdiği aşılı güllerin kokusunu duyar gibi oluyordum.
C. ÖZ AYDIN
Bugün TAKSİM Sinemasında
2 Büyük film birden: 1 — TÜRKÇE SÖZLÜ ve ŞARKILI
SİHİRLİ YÜZÜK
Türk sazı ile özenilen...- Türk musikisile güzellesen en güzel Türk
şarkılarüe süslenen bir ŞARK filmi | Seanslar: 11 - 2 - 4,45 - 7(S0 ve 10,15 de
2 — ARZU UMUMÎ ÜZERİNE:
Açılmamış Konca
Seanslar: 12 - 3 - 5,45 ve 8,30 da
w
-SARAY Sinemasında
Fevkalâde bir rağbet görerek iraesi temdit edilen ve dehakâr
Spencer Tracy — Robert Young
tarafından emsalsiz bir tarzda yaratılan       \
ZAFERE DOĞRU
Süper filmi, salı günü son matinesine kadar gösterilecektir.
Bu son 3 günden istifade ediniz.
Bugün saat 10 da tenzilâtlı matine
V
Haftalık
Programı
PAZAR   C*Ö.&941)
9.60 Program ve merrrtefcet saat ayarı, 9.ÖS Ajans haberleri/ 9/18 Müzik: Morslar hafif pnvqn\ns (Pl.) 945/16.66 Bv kadını - Yemek listesi.
12,36 Program ve memleket saat ayan, 12,33 Müzik: Baz eserleri, 12,50 Ajans haberleri, 13,95 MÜrtkf Muhtelif şarkılar, 18,26/14,40 Müzik: Radyo salon orkestrası,
18,00 Program ve memleket saat ayan, 18,03 Müzik; Radyo oaz orkestrası, 18,50 Müzik i Radyo fasıl heyeti, 10,30 Memleket saat a-ynn ve ajans haberleri, 19.45 Müzik; Halk türküleri ve şarkılar, 20,15 Müzik: Kabare müziği (Pl.)» 20,45 Müzik: Tek ve müşterek şarkılar, 21,15 Konuşma, 21,30 Müzik: Şan Resitali, 22,00 Müzik «Sving> (Pl.), 22,30 Memleket saat ayarı. Ajans haberleri ve ajans spor servisi, 22,50 Müzik: Dans müzifi (Pl.), 23,25/23,30 Kapanış.
PAZARTESİ   (31.3.941)
8,00 Program ve memleket saat ayarı, 8,03 Ajans haberleri, 8,18 Müzik: Hafif parçalar (Pl.) 8,45/ 9.00 Ev kadını - Konuşma.
12,30 Program ve memleket saat ayan, 12,33 Müzik: Hafif şarkılar, 12,50 Ajans haberleri, 13,05 Müzik: Köy türküleri, 13,20/14,00 Müzik: Karışık program (Pl.)
18,00 Program ve memleket saat ayan, 18,03 Müzik: Radyo caz orkestrası, 18,40 Müzik: Radyo incesaz heyeti, 19,15 Müzik: Seçilmiş parçalar, 19,30 Memleket saat ayara ve Ajajıa haberleri, 19,45 Konuşma: Ziraat takvimi, 19,50 Müzik: Kadınlar fasıl heyeti, 20,15 Radyo gazetesi, 20,45 Müzik: A-matör saati - Violonsel soloları, 21,00 Müzik: Dinleyici istekleri, 21,30 "Konuşma, 21,45 Müzik: Radyo orkestrası, 22,30 Memleket saat ayan, Ajans haberleri, ziraat, esham, tahvilât, 22,45 Müzik: Caz-band (Pl.)  23,25/23,30 Kapanış.
?
SALI   (1.4.941)
memleket saat haberleri, 8,18
8,00 Program ve ayarı, 8,03   Ajans Müzik; Hafif program (Pl.), 8,45/ 9,00 Ev kadını - Yemek listesi.
12,30 Program ve memleket saat ayarı, 12,33 Müzik: Türkçe plâk lar, 12,50 Ajans haberleri, 13,05 Müzik: Türkçe plâklar programının devamı, 13,20/14,00 Müzik: Karışık program (Pl.)
18,00 Program ve memleket saat ayan, 18,03 Müzik: CaZband (Pl.), 18,30 Konuşma    (Çiftçinin saati),
18,45 MteDc; Çtftçtete aaatJ * Köy start, 19X>9 fttfaffej Avrrrpn tmJK melodiler* (Pl), 19,10 Müzik; Pi-ano konseri, İ9.SO M«rrrfk>1wrt. muit ayarı ve ajans haberleri, İMC Konuşma; Ziraat takvimi, 10,60 Mü-Wk< FftFil heyeti, 30,15 Radyo gazetesi, 20,45 Müzik: Radyo nalon orkestrası, 21,80 Konuşma, 21,45 MUzlki Koro * KlAaik program. 22,30 Memleket saat ayarı, ajans haberleri, ziraat, esham, tahvilat, kambiyo - nukut borsası (fiyat), 22.45 Müzik: Dans müziği (Pl.), 23,25/23,30 Kapanış.
*
ÇARŞAMBA   (2.4.941)
8,00 Program ve memleket saat ayarı, 8,03 Ajans   haberleri, 8,18 Mllzak: Hafif parçalar   (Pl.), 8,45 9,00 Ev kadını - Yemek listesi.
12,30 Program ve memleket saat ayarı, 12,33 Müzik: Hafif şarküar, 12,50 Ajans haberleri, 13,05 Müzik: Halk türküleri, 13^0/14,00 Müzik: Radyo salon orkestrası.
18,00 ProgTam ve memleket saat ayarı, 18,03 Müzik: Oda musikisi (Pl.) 18,30 Konuşma (Dış politika hadiseleri), 18,45 Çocuk saati, 19,15 Çocuklar için musiki, 19,30 Memleket saat ayarı ve ajans haberleri, 19,45 Konuşma: Ziraat takvimi, 19,50 Müzik: Geçit programı, 20,15 Radyo gazetesi, 20,45 Müzik: Tek ve beraber şarkılar, 21,15 Konuşma, 21,25 Müzik: Radyo küme sazı - Saz eserleri, 21,45 Müzik: Ri-yaseticümhur bandosu, 22,30 Memleket saat ayan, Ajans haberleri, ziraat, esham, tahvilât, kambiyo -nukut borsası (fiyat), 22,15 Müzik: Cazband (Pl.) 23,25/23,30 Kapanış.
' ?   ' :h
PERŞEMBE   (3.4.941)
8,00 Program ve memleket saat ayarı, 8,03 Ajans haberleri, 8,18 Müzik: Hafif program (Pl.) 8,45/ 9,00 Ev kadını - Konuşma,"
12,30 Program ve memleket saat ayarı, 12,33 Müzik: Karışık şarkılar, 12,50 Ajans haberleri, 13,05 Müzik: Karışık şarkılar programının devamı, 13,20/14,00 Müzik: Karışık program (Pl.)
18,00 Program ve memleket saat ayarı, 18,03 Müzik: Radyo caz orkestrası, 18,40 Müzik: Solo şarkılar, 19,10 Konuşma (Seyahat röportajları), 19,30 Memleket saat a-yarı ve ajans haberleri, 19,45 Konuşma: Ziraat takvimi, 19,50 Müzik: Radyo incesaz heyeti, 20,15 Radyo gazetesi, 20,45 Müzik: Bet-hoven - Varyasyon'lar, 21,00 Müzik: Dinleyici istekleri, 21.30 Ko-
nuşma; tftftıbat «aatl), 21,45 Mü-fclfc; Radyo wrke*trsuıu 22,30 Memleket toat ayan, ajans haberleri, Ziraat, eflham, tahvilât, kambiyo-nukut borsası (fîyat). 22,45 Müzik (Cazfoand (Pl.) 23,25/23,30 Kapanış.
?
CUMA   (4.4.941)
8,00 Program ve memleket saat ayan, 8,03 Ajans haberleri, 8,18 Müzik: Hafif parçalar (PL), 8,45/ 9,00 Ev kadını - Konuşma.
12,30 Program ve memleket saat ayan, 12,33 Müzik: Muhtelif şarkılar, 12,50 Ajans haberleri, 13,05 Müzik: Şarkı ve türküler, 13.20/14,00 Müzik: Karışık program (Pl.)
18,00 Program ve memleket saat ayarı, 18,03 Müzik: Radyo «Sving» kuarteti, 18,30 Müzik: Çifte fasıl programı. 19,30 Memleket saat ayarı ve ajans haberleri, 19,45 Konuşma: Ziraat takvimi, 19.50 Müzik Karışık şarkılar, 20,15 Radyo gazetesi, 20,45 Temsil, 21,30 Konuşma (İktisat saati). 21,45 Müzik: Radyo salon orkestrası, 22,30: Memleket saat ayan, ajans haberleri, ziraat, esham, tahvilât, kambiyo - nukut borsası, (fiyat), 22,45 Radyo salon orkestrası programının devamı, 23.00 Müzik: Dans müziği (PL), 23,25/23,30 Kapanış.
CUMARTESİ  6.4.941)
8,00 Program ve memleket saat ayan, 8,03 Ajans haberleri, 8,18 Müzik: (Hafif program (Pl.) 8,45/ 9,00 Bv kadını - Yemek listesi.
13,30 Program ve memleket saat ayarı, 13,33 Müzik: Türkçe plaklar, 13,50 Ajans haberleri, 14,05 Müzik: Türkçe plâklar programı-nm devamı, 14,20 Müzik: Riyasetl-Cümhur bandosu, 15,00 Müzik: Fransız Şansonniye'leri (Pl.) 15,30 Müzik: Konser - Devlet konserva-tuvarından naklen).
18,00 Program ve memleket saat ayan. 18,03 Müzik: Radyo caz orkestrası, 18.10 Müzik: Saz eserleri, 19,00 Konuşma: (Günün meseleleri), 19,15 Müzik: Köy türküleri, 19,30 Memleket saat ayan ve ajans haberleri. 19.45 Konuşma: Ziraat takvimi, 19.50 Müzik: Meydan faslı, 20,15 Radyo gazetesi, 20,45 Müzik: Solo şarkılar, 21,15 Konuşma (Kitap saati), 21,30 Müzik: Radyo salon orkestrası, 22,30 Memleket saat ayarı, ajans haberleri, ziraat, esahm, tahvilât, kambiyo - nukut borsası (fiyat), 22,50 Müzik: Dans müziği (Pl.) 23,25/ 23,30 Kapanış.
U G Ü N
Türkçe Sözlü ve Şark Efsanesinin En Güzeli
Zengin ve ihtişamlı saraylarda çevrilen
Sinemasında
!
I
E C
Müzik ve yeni şarkılar
SADETTİN KAYNAK
Yeni sarkılan söyliyen
MÜNİR NURETTİN
BALIKÇI OSMAN
taklltll mUk&lemelerl yapan
FERDİ TAYFUR
Prenses ŞEHREZAD'ın yeni şarkılarım söyliyen
Müzeyyen   Senar
.Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine.)
ŞEHİR   TtYATP^U
TEP EB AŞINDA DRAM   K I S M
Gündüz saat 15,30 da Aksam 20,30 da
Hürriyet Apartımanı
TEMSİLLERİ
*CTtKLAL CADDESİNDE üOMEDt KISMI
Gündüz saat 15,30 da
Akşam saat 20,30 da
DADI
İnhisarlar Umum Müdürlüğünden
1 — İdaremizin İstanbul bira fabrikasında bira imalâtından meydana gelen ve 1.6.941 tarihinden 31.5.942 tarihine kadar birikeceği tahmin olunan «350» kazan küspe açık arttırma usulüe ihale olunacaktır.
2 — Muhammen bedeli «3500» lira, yüzde 15 muvakkat teminatı «525» liradır.
3 — Arttırma 4.4.941 cuma günü saat 15 te Kabataşta levazım ve mübayaat şubesindeki satış komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartname sözü geçen şubeden parasız alınabilir.
5 — Isteklüerin arttırma için tayin olunan gün ve saatte yüzde 15 miktarındaki teminat paralarile birlikte mezkûr komisyona müracaatları. (2024)
?
1 — 6.IH.941 tarihinde kapalı zarf usulilc ihale olunamıyan «10.000.000» adet bira şişesi kapsülü yeniden pazarlığa konmuştur.
2 — Pazarlık 7.4.941 pazartesi günü saat 15 te Kabataşta levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnaıme ve numune levazrm şubesinden ve İzmir, Ankara başmüdürlüklerinden parasız alınabilir.
4 — İsteklilerin pazarlık için tayin olunan gün ve saatte teklif edecekleri fiyat ve miktar üzerinden yüzde 7,5 güvenme paraslle birlikte mezkûr komisyona müracaatları. (2194)
İstanbul Defterdarlığından:
Istanbulda Başvekâlet Arşiv dairesinde yaptırılacak 528 lira 92 kuruş kcgifli tamir ve tadil işi: 14.4.941 pazartesi günü saat 15,30 da Milli Emlak müdürlüğünde toplanacak olan komisyonda açık eksiltme ile i-hale edilecektir. Muvakkat teminat 40 liradır. Keşif, şartname vesair evrakı Milli Emlâk 1 üncü kaleminde görülebllinir.
İsteklilerin en az bir taahhütte 500 liralık bu işe benzer iş yaptığına dair idarelerinden almış oldukları vesikalara istinaden İstanbul vilâyetine müracaatla eksiltme tarihinden (tatil günleri hariç) Uç gün evvel alınmış ehliyet ve 941 yılına ait ticaret odası vesikası ibraz etmeleri lâzımdır. (2533)
DOKTOB
H0RH0R0Nİ
Eminönü   Nimet   Abla  gişesi önündeki      muayenehanesinde her gün hastalan kabul eder. Tel. 24131
DOKTOK-KİMYAGER
CEVAD TAHSİN
İDRAR - KAN - KAZURAT
vesairenin tahlillerini yapar. Dİ-vanyolu ortasında Tel. 23334
1 LİRA ı
İDRAR TAM TAHLİLİ
Beyoğlunda AğacamU karşısında Bursa sokak No. 1. yeni açılan \lmya laboratuarında halka kolaylık olmak üzere yalnız (Pazartesi) günleri BİR LİRA ücretle idrar tam tahlili yapılmaktadır.
DOKTOR
ÇİPRUT
Cildiye ve Zlklırevlye Mütehassısı Beyoğlu Yeril Mallar Pazarı  karşısında  Posta  sokağı kaşesinde Meymenet apartımanı Tel: 4335S
Moda Klübünün Umumî Heyeti Bugün Toplanıyor
Zeki Sporel Meselesi Ruznamede Yoktur, YalnızSenelik Raporda Bundan BahisVardır
Moda klübü, azası bugün umumi heyet halinde toplanarak senelik lç-tim al arını yapacaklar ve İdare heyetinin raporunu dinleyeceklerdir.
B. Zeki ile olan ve bir taraftan ga zetelere, diğer taraftan mahkemeye geçen İhtilâftan idare heyetinin raporunda bahsedilmiş olmakla beraber bu mesele toplantının ruzname-slnde dahil değildir.
İdare heyeti su iddialarda bulunmaktadır: «Klübün nizamnamesi klü bün mânevi şerefini bozanları klüpten çıkarmak için idare heyetine salâhiyet vermektedir. B. Zekinin, klübü bir kumarhane haline koyduğumuz hakkında yaptığı neşriyat, bu maddeye temas ettiği için salâhiyeti mizi kullandık ve kendisini çrkardık.
Hakikat şudur ki klüpte muhtelif kâfi t oyunları oynanmaktadır. Fakat bu yüzden elde edilen hasılata bakılırsa oyun faaliyeti B. Zekinin İdare heyetinde olduğu sıralarda bugünden fazla idi. Demek ki bu yüzden klübe kumarhane denecek ise B. Zekinin idare heyetinde bulunduğu sıralarda kumarhane mahiyeti bu günden fazla idi.
Beden terbiyesi heyeti klübü bir spor klübü diye tasnif etmek isteyip istemediğimizi bizden sormuştur. E-
ğer tasnifi kabul etseydik klübü dokuzda kapamak, içki satmamak, o-yun oynatmamak lâzım gelecekti. Umumi heyet klübün bu şekli almasını istemedi, bu itibarla spor faaliyeti tâli bir mahiyette kaldı.
Kanaatimizce B. Zeki meselesi, u-muml heyeti alâkadar edecek bir mı sele değildir.> .
Diğer taraftan Zeki Sporclin tezini haklı görenlerden biri bugünkü toplantı hakkında şu sözleri söylemiştir:
«— Klübün üç yüz kadar azası vardır. Umumî İçtimain yapılabilmesi için 154 kişinin huzuru şarttır ki, bu kadar aza belki de bu saniyede Istanbulda yoktur. Toplantı ister istemez gelecek haftaya kalacaktır.
Zeki Sporel hakkmdaki tezin refe-dilmesi hakkında 78 imzalı bir takrir vardır ki, İdare heyetinin bu takriri müzakereye koymaması ihtimali yoktur.
Nizamname idare heyetine aza çıkarmak hakkmı bu şekilde vermiyor. Zecri bir muameleden evvel a-zayi çağırıp konuşmak zarureti var
dır kif bu esasa saygı gösterilmemiş
tir.>
Bugün Fer^rbahça G. Sarayla, Beşi «taş İstanbulsporla
Karşılaşıyorlar
Millî küme maçlarına •bu'gün zeû bir oyundan sonr<a 1 - 0 mağ üç bölgede birden başlanacaktır,   lûp etmiştir.
İstanbuida bugün Fener stadında Fenerbahçe - Galatasaray, IstanJbuLspor . Beşiktaş karşılaşacaklardır.
Günün en mühim müsabakası hiç şüphe vok k'u iki ezelî rakip karşılanması olacaktır. Her iki ta. kum da şampiyonanın bu ilk maçında gaiip çıkmak için en kuvvetli kadrolarile sahaya çrkacak-iardTr.
Diğer taraftan Beşiktaş - Istan-bulepor maçı da zevkli bir karşılaşma olacaktır.
Mektep Maçları
Liselerle sanat okulları arasında tertip edilen fu'tıbol şampiyonasına dün öğleden sonra Şeref stadında devam edilmiştir.
Yaoılan müsabakalar neticesinde Galatasaray Bogaziçini gü-
Darüşşafaka - İstanbul liseleri arasındaki maçta da birinci devre I . 0 Darüişşafaka lehine kapandığı halde oyunu 2 - I İstanbul lisesi kazanamstır.
Haydarpaşa - Vefa karşılaşması da 0-0 beraberlikle neticeien mistir.
Beşik taşın Yeni İdare Heyeti
Beşik taşlılar dün öğ.eden son ra kendi lokallerinde senelik kongrelerini yapmtşi<ard*r. İdrae heyeti ibra edijdikten sonra yen-idare heyeti şu zevattan teşeküu^ etmiştir:
Reis Nuri Dağtfelen. Abdül-kadir Ziya, doktor Necmettin izmirli, Fehjrıi Erok, Abdullah Posan, Mdhtar Uygur, İhsan Özka-yaf Ekrem Değer.
Yeni idare heye-tine muvaffakiyetler dileriz-
29 MART 941
Kapanı?
Sterlin |                                                                                                                                                          * 5,24
Dolar 132,20
isveç Frangı 29,98
Drahmi 0,9975
Peçeta 12,9375
Dinar 3,7150
Yen 31.13.75
isveç Kronu 31.0975
Esham ve Tahvilât
L-  K.
1933 Türk Borcu I 18 85
1918 istikrazı dahilî 21 75
1938 Ikramiyeli 19 97
3C
Ov
1938 Ikramiyeli Ergani
20 20
1934 Sivas - Erzurum
1932 Hazine Tahvilleri
1934 > >
1935 > >
1838      > >
Anadolu Demiryolu Tahvili Demiryolu Mümessil Senet
T. C. Merkez Bankası Osmanlı Bankası
T. Iş Bankası (Nama muhar.) 10 15 Aslan - Eskihisar Çimento Ş.   7 70
> >    Müeesis Hissesi   10
Şirketi Hayriye 26
Türk Altmı (Reşat) 24 85
Türk Altmı (Hamit) 23 85
Türk Altmı küçük (Hamit) 23 75
Türk Altmı küçük  (Aziz) 22 90
19
60 15
29 5c
52 87 42 40 38 40
110 50
26 50
SORUNUZ
SO YÜYELİM
Selânikli Tevfik Bey
Yeni Neşriyat:
Kardeş Gibi
Bay Vefa Karatayın yazmış olduğu bu romanı ikinci defa tekrar basılmıştır.
ARKADAŞ Çıktı
Her hafta çıkan ARKADAŞ çocuk mecmuası kıymetli yazı ve resimlerle çıkmıştır.
1 — Adanada okuyucularımızdan F. L. soruyor: Son asrın muharrirlerinden Selânikli Tevfik Bey hakkında malûmat verir misiniz ?
Cevap — Tevfik Bey Murat E-fendi nammda bir zatın oğludur. 1277 tarihinde Selânikte doğmuştur. İptidai tahsilini Selânikte yap mış bir müddet de îstanbulda oku duktan sonra 1288 de mahreci aklama dahil olmuştur. O sırada mu harrirllğe başlamış ve Hersek, Karadağ, Sırp, Rusya muharebeleri esnasında muhtelif gazetelere yazı yazmıştır. O zamandan vefatına kadar yorulmadan çalışmıştır.
Muhtelif mekteplerde muallimlik etmiştir. Askeri cerideyi uzun zamanlar idare etmiş bir yandan da tercüme suretile bir çok eser vücude getirmiştir. Tabedilen eser lcrinden hatıra gelenler şunlardır:
Serseri Yahudi, Müthiş Korsanlar, Korkunç Sefine, Şehri S4bih, Roman cüzdanı, Nevsali Askeri, Mi-ratı Vukuatı Harbiye, Prusyada Askerlik Alemi, Çanta.
Tevfik Bey, tedavi edilmek üzere gönderildiği Viyana hastahane-lerinden birinde ölmüş, n&şı Selâ-nik'e nakledilerek gömülmüştür.
?
2 — Bursada Çekirgede Bayan Nezahat Samnrsaç soruyor: Hu- | kuk gazetesi adile ilmi ve İçtima! Bu met ma mm kimin tarafmdan bu mecmuanın kimin tarafmdan ve nerede çıkarıldığını bildirir misiniz?..
Cevap — Hukuk gazetesi îstan bulda ve on beş günde bir neşredilmektedir. Sahibi ve Bas muhar riri Cevat Hakkı Özbey'dir. İdare yeri îstanbulda Divanyolunda park karşısında 20 numaralı dairededir.
Telgraf, Telefon ve Ajans Haberleri
^_______. _ _     .
Cemiyetinin Senelik Kongresi
Sayın Bayan Mevhibe İnönü Himayesindeki Cemiyet Bu Sene de Çok Hayırlı İslar Başardı
Ankara, 29 (Telefonla) — Sayın Bayan Mevhibe lnönünün himayelerinden Kadın Yardım Sevenler Cemi ¦yeti senelik kongresini bugün Çocuk Esirgeme Kurumu salbnunda ah .etmiştir. Cümhurreisimizin refikalarının da bulunduğu bu kongrede Yardim Sevenler Cemiyetinin bir sene t ırfmda yaptığı işler görüsül-n'iş ve Cemiyetin gayelerinden en mühiırımi olan yoksul annelerin do-Sannda gönderilen kundak v< L.' ; takımları rakkamlarla gösterilmiştir. Cemiyet son sene zarfında köy köy azalarım dolaştırarak, fakir köy çocuklarına giyim eşyası dağıttığı gibi askerlerimize de hediye olarak 14455 çift kışlık çorap vermiştir.       I     l
Kongrede cemiyetin bu hayırlı işine bir delil olarak hudutlarımızda bek-liyen neferlerimizden birisinden a-Iınan şu mektup okunmuştur.
«Anam yirmi beş yıldır dua eder, «Allah mürüvvetini göstersin» diye. Anam gelsin de oğlunun mürüvvetini görsün. Karnımız tok, gözümüz pek, sırtımızda başımızda şehirli a-ğa ve kardeşlerimin ördüğü yünlüler var. Vatan için nöbet bekliyoruz.»
Cemiyet ayrıca, Atatürklin ölüm gününde 350 fakir ailenin beherine beş kilo bulgur ve fasulya, iki kilo şeker ve kuyruk yağı, bir kilo sabun, 30 kilo da kömür tevzi etmiştir.
Kurban bayramında da Cebeci hastahanesindeki hastalara 150 kilo şeker dağıtmıştır.
Cemiyetin bu sene yoksullara yaptığı yardımın miktarı 2707 lirayı geçmektedir. Bütün şehirlerimizde birer şubesinin açılmasını   temenni
ettiğimiz bu hayırlı cemiyet pazartesi günü içtimalarma devam edecektir.
Kongreye Erzurum mebusu Naki-ye llgün riyaset etmektedir.
TAYİNLER:
Her Gün
Kemal Tükel namzet olarak gösteril misse de Vekiller Heyeti bu namzetlerin arasından Cemil Koku tensip etmiştir.
İstanbul Sıtma Mücadele Heyeti Reisi Mithat, Sıhhat Vekâleti ta-rafmdan bir takdirname ile taltif e-dllmiştir. İstanbul müddeiumumi mu avinlerinden Celâl Kıralmen, Sultanahmet ikinci ceza hâkimliğine terfian tayin edilmiştir.
ÖLENLER:
Işık lisesi müessislerinden ve eski muallimlerden İsmail Edip Topçu, Alman hastahanesinde ölmüş ve aile kabristanına gömülmüştür.
Sanayi müfettişlerinden Bilâl Baş, Ankarada ölmüş ve Cebeci kabristanına gömülmüştür.
EVLENENLER:
Hcybeliada halkevlerinde ahvali hazıra hakkında birer konferans vereceklerdir.
Bugün saat 14,30 da C. H. P. Beyoğlu kaza idare heyeti reisi Avukat B. Mckki Hikmet Gelenbeg millî birlik mevzuu üzerinde, Beyoğlu halkevinde bir konferans verecektir.
— -- -
DOĞUM:
Ankara, 29 (Telefonla) — Münhal Devlet Şûrası müddeiumumiliğine Başmuavinlerden Muhittin Tekat
tayin edilmiştir.
Ankara Cumhuriyet müddeiumumiliği başmuavinliğine tayin edilen İstanbul müddeiumumi muavinlerinden Cemal, dün vazifesine başlamak üzere Ankaraya hareket etmiştir. Yeni Ankara başmuavinine muvaffakiyetler dileriz.
Trabzon hakimlerinden olup son adlî tayinlerle İst. Dördüncü Sorgu hâkimliğine tayin edilen Nccml, dün den itibaren vazifesine başlamıştır. Yeni sorgu hâkimimize muvaffakiyetler dileriz.
İstanbul dördüncü sorgu hâkimi olup son adli tayinlerle Orhangazi
Asliye hâkimliğine tayin edilen Sami, yeni vazifesine başlamak üzere, dün Orhangaziye hareket etmiştir. Kendisine muvaffakiyetler dileriz.
TERFİ VE TALTİF:
Ankara, 29 (Telefonla) — Vergiler Temyiz komisyonunda açık bulunan 80 lira maaşlı azalığa yedek a-zalardan Vahit Sayının nakli üzerine yedek azalığa Adliye Vekâletinden İzmir Kazanç Tetkiki İtiraz komisyonu reisi Tevfik Şenocak, Kars mahkemesi reisliğinden mütekait A-li Hikmot Gümüş, Dahiliye Vekâletinden, İzmir idare heyeti azasından Ahmet Cevat Akın, Diyarbakır vali muavini Orhan Sami Güvenç, Maliye Vekâletinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası murakıplarından Cemil Kok,   Bursa   Defterdarı
Manisa mebusu Refik Şevket İncenin kızı Bayan Türkân Inco ile Ankara Meteoroloji müdürlüğü Ziraat Mühendisi Ümran İnal Ankarada evlenmişlerdir.
Emekli kaymakam Behçet Kemal Sadıkerin kızı Bayan Hasibe Sa-dıker ile zahire komisyoncularından İsmail Hakkı Takar lstanbulda evlenmişlerdir.
Antalya mebusu   Doktor   Cemal Tuncanm kızı Bayan Samime Tunca Da Münakalât Vekâleti şube şeflerin- 1 den Orhan Utkan Ankarada evlenmişlerdir.
KONGRE ve KONFERANSLAR
Büyük Millet Meclisi Reis Vekili Srvas mebusu Şemsettin Günaltay, martın otuz birinci pazartesi günü saat 20,30 da Kadıköy Süreyya sinemasında, nisanın üçüncü perşembe günü saat 11,30 da da Şile halkevi binasında, ahvali hazıra ve millî birlik hakkında birer konferans verecektir.   - •   *
Bugün saat 17 de avukat Emin Ali Durusoy Büyükada ve Avni   Yağız
Romanya da Memnun!
Berne, 29 (A.A.) — Romanyadan gelen haberlere nazaran, Yugoslav hâdiseleri karşısında hükümetin soğuk bir tavır takınmış olmasma rağ men, bu hâdiseler ahali arasında büyük bir sevinçle karşılanmıştır.
DEMİRYOLLARIMIZDA HUSUSİ   TENZİLÂT
Ankara, 29 (Telefonla) — Devlet Demiryolları ecnebi memleketlerde açılacak fuar, sergi, panayır, festival ve kongTelere iştirak etmek üzere hatlarımızda seyahat edecek yolculara gidiş, dönüş şartlle umumi tarife üzerinden yüzde 30 a kadar tenzüât yapacak bir tarife ihdas etmiştir. Bu tarifenin hangi fuar, sergi, panayır, festival ve kongrelere ne nisbette tenzilâtla tatbik edileceği ve biletlerin nerelerden satılacağı her defasında ayrıca tayin ve tebliğ edilecektir. Bu tarife mucibince tenzilâtlı bilet satmasına ayrıca tebliğ edilmek suretlle müsaade edilecek o-lan istasyon ve acenteler yolcuların iştirak edecekleri fuar, sergi vesaire bileti satabilmeleri için yolcuların fuar vesaire komiteleri tarafından verilmiş vesikaları ibraz etmeleri lâzımdır.
Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Ahmet Emin YALMAN - Basıldığı yar; VATAN MATBAASI
On Sattr
S. G. SAVCI
1
2
3
4
5
6
7
9
10
— Hayret!. Yüz bin kere hayret!.. Şu Yugoslav İşi nasıl oldu?
_ Bunun çakılacak tarafı yok~.   Eskiden   münebblh   dediğimiz
sabahlan uyandırıcı saati meselâ sabah saat altıda kaldırmak ü-
zere kursan ne yapar?
_ Ne yapacak... Zamanı gelince çalar!...
_ ttjte azizim... Krul Alrksaıulr da, İstiklâline dokunulduğu zaman harekete gelmek üzere Yugoslav milletini kurmuştu. Bu kurulu millet, zamanı gelince harekete geldi.
_ Haklısın!.. Şaşılacak tarafı yokmuş, bu İsin!..
— Yalnız bu çalar saatle uyanıp kendine gelecekler var!..
Emniyeti umumiye hukuk işleri memurlarından Sadi Alperin Ankarada bir oğlu dünyaya gelmiştir. İstanbul armatörlerinden Mehmet Eşref Kocabayın lstanbulda bir kızı dünyaya gelmiştir. Mersin tüccarlarından Akif Kadir Torosun Mersinde bir oğlu dünyaya gelmiştir.
MEVLİDİ ŞERİF:
Bir tayyare kazasile şehit olan teğ men Necdet Aykaçın ruhuna hediye edilmek üzere yarın Kandilli camisinde mcvlût okunacaktır.
Türkiye Hayvanları Koruma Cemiyetinin Bir Toplantısı
Cemiyetimiz Türk milletinin en eski zamanlardan beri hayvanlara karşı göstermekte olduğu iyi ve müş flk hisleri tezyit ve bu suretle ayni zamanda ulusal ekonomiye hizmet etmek gayesiyle hayvanları himaye eden Türk kanun ve nizamlarını tamamen tatbike medar olacak bütün vasıtalara baş vurduğundan Polis mektebi talebesini dün her sene olduğu gibi müdür ve muallimlcriyle davet etmiştir. Bu toplantıda idarei örfiye Komutanı General Ali Rıza Artunkal da bulunmuş Cemiyetin reis vekili sabık Bitlis Valisi Bay Sedat Aziz Erim tarafından cemiyetin teessüsü ve faaliyeti hakkında bir konferans verilmiştir. Müteakiben hayvanların korunmasına dair ve öğ retici mahiyette bulunan film gösterilmiş talebe büfede İzaz edilerek top lantıya nihayet verilmiştir.
Bir Mucizenin Hikâyesi
(Başı 1 incide) +
yolurfda bir sual hatıra gelebilir.
Müsterih olunuz: Hayır ve hak tarafı Yugoafavyada şer ve entrika tarafına parlak bir şek irde galebe etmiştir. (S-unoviç) kabinesi, Yugoslaıvyanm iş bacına getirebileceği milli kabinelerin en sağlamı, en kuvvettlısidr. Bu kabine vaziyete tamamile hâkimdir. Nitekim hükümet darbesini hazırlamadın ve tallbik etmesinin şekli ve vaziyeti idarede gösterdiği yüksek kudret, nekadar yüksek vasıflarda bir rehberin idaresi aı'lında oıduğuna cn açık delildir.
General Simoviç, Yugoslavya, nın en kuvvetli askeridir. Geçen seneye kadar Genel Kurmay reis» iken, nüfuzundan çekinilerek ikinci derecede bir vazifeye atılmıştır. Bütün Yugoslav ordusunun kenıd'isine o kadar büyük bir emniyeti vardır ki bir işareti üzerine herkes ölmeğe hazırdır. Yugoslavya istiklâl azmini, demokrasi ruhunu, BaJkan birliği şevkini temsil eden bütün kuvvetli şahsiyetler Simoviç kabinesinde toplanmıştır.
Yunanistanın italyan tecavüzüne karşı durmasında İtalyaya karşı toprağını müdafaa etmek manzarası vard'ı. Olup biten işlerin çektin e göre Yugosla/vyanın satıbıuş adamların ihaneti yüzün, den öldükten 24 saat sonra müstakil bir millet sıfatîle yeniden dı. riHmeari, Avrupa kıt'asının mihver zorbalığına karşı ilk açık isyanıdır. Bunun Romanyada, Bu!lga-ristanda ve işigal altında inleyen diğer memleketlerde yeni ümitler yaratmamasına, yeni bir ruh doğurmamasına ihtirtıal yoktur.
Yugoslavyanın son dakikada celîâdıa elinden kurtulması, tarihin en heyecanlı mucizeleri sırasında zikredilecektir,.
Zorbaların işga'li altında inleyen yüz milyondan fazla Avrupalı insan şuna iman edeceklerdir kı menhus talileri Yugoslavyada yenilmiştir.
Ahmet Emin YALMAN
Devlet Denizyolları Hesapları
Vekiller Heyeti Tasvibinden Geçen Talimatnameye Göre, Devlef Denizyollarının Dört Nevi Sermayesi Olacaktır
Ankara, 29 (Telefonla) — Devlet Denizyolları İşletme Umum Müdürlüğünün kati hesaplarile bu hesapların tertip ve kayıt suretlerini gösterir bir talimatname hazırlanmış, ve Vekiller Heyetinin tasvibinden çıkmıştır.
Talimatnameye göre, işletme hesabı katileri bir senelik ckzersiz senesine taallûk eden bilûmum vari-datile nakdi ve ayni sarfiyatının o devre zarfındaki tahakkuk eden mik tarım ihtiva edecektir. İdarenin her nevi hasılatile mütenevvî varidatı, fabrika ve doklarla atölyelerin harice yaptıkları işlerden alman hasılat, devletçe idareye verilen her nevi tah sisat ve istikraz veya bono ihracı suretlle elde edilen sair mebaliğ i-darenin umumî varidatını teşkil edecektir. Bu varidat her işletme şubesinin hasılatı, bütçeye mütenazır o-larak ayrı ayrı neviler ile gösterilmek suretüe usulü dairesinde ait oldukları hesaplara kaydolunacaktır. Ancak muayyen bir işin yapılması İçin umum müdürlükçe tahsil edilen fevkalade ve hususî hasılattan hizmetin o devre zarfında ikmal edile-
memesinden dolayı sarfolunmıyan miktar ayni işe sarfedilmek üzere müteakip seneye alacaklı hesaplara nakledilmek suretttle devir ve ertesi seneler zarfında yeniden açılacak hu sus! fasıllara irat ve tlhslsat kaydolunarak sarf olunacaktır. Umum müdürlüğün asıl sermayesi, ihtiyat sermaye, tecdit sermayesi ve sigorta sermayesi namlarile   dört   nevi
sermayesi vardır. Asli sermaye, mülga Deniz Banktan Devlet Denizyolları işletme umum müdürlüğüne sermaye tesisi İçin verilen menkul ve gayri menkul kıymetlerden teşekkül edecek, hükümetçe bilahare sermaye olarak verilecek tahsisat ve her nevi kıymetlerle safi kârdan idarenin inkişafına veya bu maksatla idarece yapılmış istikrazların itfasına hasr ve tahsis edüen mebaliğ asıl sermayeye ilâve olunacaktır. Takdiri kıymet hatalarından ileri gelen sermayeye müessir farklar mtlsbet ise sermaye hesabına matlûp ve ait olduğu hesapları zimmet ve menfi ise sermaye hesabma zimmet ve ait olduğu hesapları matlûp kaydolunacaktır.
Aslî sermayenin miktarı üzerinde herhangi bir hareket yapılması Münakalât Vekâletinin iznile olacaktır. İhtiyat sermaye senelik safî bilanço, kararlarından yüzde 20 nisbetin-de ayrılacak meballğe tesis ve fevkalâde masraflarla kürü zarar hesabında vukuu melhuz açığın kapatılmasında istimal olunacaktır. Tecdit sermayesi Deniz Banktan devredilen müterakim amortisman karşı-lıklarilc aşınma ve yıpranmaya mü» salt sabit kıymetlerin hayat ve itfa müddetlerine ve teknik İcaplara göre tesbit edilen nlsbetlcr dairesinde bunların orijinal kıymetleri üzerinden işletme masrafları meyanında tatbik edilen amortismanlardan tees süs ve teraküm edecek amortismana tâbi her sabit kıymetin müterakim amortisman karşılığı miktarı sabit kıymetler tasnifine mütenazır olarak takip olunacak, müterakim a-mortismanı mukayyet bedeline baliğ olan sabit kıymetlere artık amortisman tatbik edilmiyecektir. Tecdidi sermayesi imha edilen veya faal kad rodan çıkarılan her nevi işletme te-
sisat ve vasıtalarının yerlerine yeni-^ lerinin ikamesinden başka bir mak-. sat ve mevzu için   sarfedilmiyecek, bu gibi yenileme   mubayaaları için masraf bütçelerine tahsisat vazedil-] dlği takdirde bunlara ait müterakim amortismanlar tecdid sermayesinden indirilmek suretile varidat bütçesine alınacaktır. Sigorta sermayesi   harice sigorta ettirllmiyen deniz vasıtalarının harici sigorta   primlerine; göre tayin edilecek asgari bir nis-betle mukayyet bedelleri üzerinden işletme masrafları meyanında tahakkuk ettirilecek dahili sigorta primlerinden teşekkül eder. Dahili sigortaya tâbi vasıtalar ayrıca harice de sigorta ettirildiği takdirde   sigorta primi bu hesaptan ödenecektir.   İhtiyat tecdid ve sigorta   sermayeleri j sabitleşmlş bir   hale   getirilmemek i şartlle umum müdürlüğün mütedavil ve carî kıymetleri meyanmda tedavül eder ve bunlar için bir gûna faiz hesap edilmiyecektir.
En mühim kısımlarını   yukarıyı yazdığımız bu talimatname 1.6.9-11 tarihinden itibaren meriyete girecek tir.
Yugoslavya Hâdiseleri
BELGRAT POLİS MÜDÜRÜNÜN   EMİRNAMESİ
Belgrat, 29 (A.A.) — D.N.B.: Gazeteler, Belgrat polis müdürünün aşağıdaki emirnajmesini neşretmektedir:
«Bir rejim değişmesinde her zaman oıduğu gibi, bazı kimseler, ilk günlerde, kendi şahsî hissiyatlarını yeni vaziyete intibak ebtirmek istemişlerdir. Başvekil, halka hitaben bir beyanname neşrederek tezahürler yapılmaması ricasında bulunmuştur. Fakat, hiÜkûmiet merkezinde yapılan dinî âyin merasimi münasebetile, yine. memleketlinizin vakar ve sulhperver hattı hareketine hiç biı suretle ujyrmyan tezahürler vukua gelmiştir. Garyrimes'ul unsurlar tarafından idare edildiği için, bu tezahürleri, en ciddî surette takbih etmvok lâzımdır. Milletin vc memleketin refahını temin mak-sadile hükümetin üzerine almış olduğu vazifeleri ancak daha ziyade -'"-'estiren bu gibi hâdiselerin tekerrürünün önüne geçmek üzere, devlet makamları, lüzumlu butlun tedbirleri almıştır.»
YENİ   KRALIN   YEMİNİ
Befarat, 29 (AJV) — Avala:
Dün Kralın saravında Sırp kilisesi Patriği Gavrilo, kiLise ricali ve hükümet erkânının huzur ile merasim vap'ihruş'tır.
Hükümdar, İncilin yanında duran mumu yalktıllotan sonra aşağıdaki yemin suretini okumuştur:
«Ben Yugoslav tahtına çıkan ve krallık salâhiyetini deruhde eden İkinci Petro, kadirimutlak olan Cenabı Hakka kasem ederek her şeyden evvel milletin birliğini, devletin (istiklâlini, toprağın tamamiyetmi koruyacağıma, kanunu esasî ve kanunlara tevfikan icrayı hükümet edeceğime, bütün gayretlerimde daima mille-tin menfaatini gözönünde tutacağıma yemin ederim. Kadirimutlak olan Cenabı Hak, yardımcımız olsun, âmin.»
Belgrat, 29 (A.A.) — Avala: Sabah gazeteleri, dün Belgrat kilisesinde cereyan edtn merasim hakkında mebzul ve canlı malûmat veıtmektcdinler.
MaUbuat, memleketin her köşesinden saraya gönderilen sayısız muhabbet ve sadakat telgraflarından bir kısmını da neşret-mclktedir.
ESKİ BAŞVEKİL VE HARİCİYE NAZIRI
Budapeşte, 29 (A.A.) — Ofi: Hükümetin naşiri efkârı olan Az-Est gazetesinin aldığı bir habere göre, Svetkoviç ve Markoviçln evlerine dönmelerine müsaade edilmiştir. Svetkoviç vc Markovlç, evlerinde po lls nezareti altında bulunmaktadır.
MAÇEK   MİLLİ   BİRLİK KABİNESİNE GİRECEK Mİ?
Belgrat, 29 (A.A.) — Ofi: Maçek'in Belgrattakl delegesi Hır vatistan valisi Subaşlç, Başvekil, Hariciye Nazın ve Harbiyo Nazırı ile görüşmelerde bulunmuştur. Bu müzakereler netleesindedir ki,   Ma-
çek, milli birlik kabinesine iştirak edip etmiyeceği kararını alacaktır. Maçrk, Zagrebte en yakın mesai arkadaşları ile görüşmelerde bulunmuş tur.
Yugoslav İnkılâbı Ve Hariçteki
Akisl
errı
İSPANYADA
Madrid, 29 (A.A.) — Reuter: <-Alcazar» gazetesinin Berlin Muhabiri yazıyor:
Yugoslavya hâdiselerine karşı Alman milletinin ilk aksülâmeli derin bir hayret duymak olmuştur. Alman milletinde ve hattâ resmi mahfillerde Japon Hariciye Nazırı Matsuoka-nın ziyareti aJâkarrm merkezini teşkil etmekten uzaktır. Çünkü Yugoslavya hâdiselerinin gösterdiği son inkişaf birinci plânı işgal etmektedir.
Muhabir bu hâdiseyi «son zamanlar tarihinde görülmedik bir vaka> olarak tavsif ediyor vc diyor ki:
Amerikanın   îngiltereye   yardımı ilk defa olarak Alman Hariciye Nezaretinde Amerikanın   bitaraflıktan ayrılmak yolunda ilk adımı olarak zikredilmiştir.
PORTEKİZDE
Lizbon, 29 (A.A.) — Seculo gazetesinin askerî muharriri, Yugoslav-yadaki vaziyet hakkında diyor ki:
Bir damla kan dökülmeden ve memleketin dahilî hayatı sarsılmadan vukua gelen bu hükümet darbesi, milletin azmini göstermektedir. Yunanistan, şimdi garbî Trakya havasmın aydınlandığını hissetmekte ve bu harbin en güzel kahramanlık misallerini verdikleri mücadeleye devam için cesaretini fazla-la.stırmaktadır.
FRANSADA
Vişi, 29 (A.A.) — B. B. C: Fransanın   muhtelif   şehirlerinde Yugoslavya lehinde sempati   nümayişleri yapılmıştır.
Bilhassa Marsllyada on bin kişi ka dar tahmin edilen bir kalabalığın lştirakllc büyük bir nümayiş vuku bulmuştur. Halk Yugoslav milletine sempatisini İzhar için, Yugoslav kralı Alcksandr'm 1931 te bir katilin kurşunlarlle vurulduğu noktada dikilmiş bulunan âbidesi önünde toplanmış, dakikalarca «Yaşasın Yu goslavya!», «Yaşasın Kral İkinci Pi-yer» diye bağırmıştır.
YUNANİSTANDA
Bütün gazeteler Şövalye Kral A-lcksandr'ın oğlu genç Kral Pctro-nun mesut şartlar altında tahta çıktığını kaydetmektedirler.
Katlmerlnl gazetesi direktörü Vla-chos'un İmzası ile neşrettiği bir makalede 1914 teki küçük Sırbistandan 1911 deki büyük Yugoslavyaya kadar Yugoslav milletine hâs olan kah ramanlık vc vatanperverlikten bahsetmekte vo şunları yazmaktadır:
Arnavutluk dağlarının tepesinden Yugoslav kardeşlerimize namuskâr Vc samimi bir buse yollarız.
Katlmerlnl Patrik Gavrilo'nun tar zı hareketinden bahsederek bunun bir ortodoks ve Yugoslav papasına yakışacak bir hareket olduğunu yazmaktadır, î
Akropolis ve diğer sabah gazeteleri Estia gazetesinin bir gün evvelki başlığını makalelerine baslık yapmaktadırlar; «Yaşasın Yugoslavya>. -o-
KEREN'DE   6000   ESİR
Kahire, 29 (A.A.) — B. B. C.; Reuter muhabirine göre 20 şubata kadar Keren'dc altı bin İtalyan esiri alınmıştır.
Yugoslav
Donanmasının Vaziyeti
Londra, 29 (A.A.) — Reuter ajansının deniz muharriri yazıyor:
Yugoslav donanması ufaktır fakat çok iykfcr. Mürettebatı 6300 subayla askerden mürekkeptir ve I 120 kişilik te bir ihtiyatı vardVr, Subayların bir çoğu ve bilhassa denizaltı subayları tahsillerini İngilterede yapmışlarda.
Yugoslav filosu eski bir hafif kruvazörle dört iyi destroyer, 4 denizaltı,    8 torpito,    müteaddit
hücum botları, 6 mayin gemisi vc diğer küçük gemilerden mürekkeptir. Bir destroyer de inşa halindedir.
B.   ROOSEVELTİN  TEBRİKİ
Vaşiagton, 29 (A.A.) — B. Roosevelt, Yugoslav Kralı İkinci Piyer'e aşağıdaki telgrafı göndermiştir:
«Majestenizin bütün haklarını, Kralbk salâhiyetlerini ve mert ve müaftadcil bir milletin idaresini ele ald'ığı şu anda sıhhat ve iyiliğiniz ve Yugoslavyanın hürriyet ve istiklâli hususunda Birleşik Amerika milletinin samimî temennilerine iştirak etmek isterim.
«Bundan başka, Yugoslav ve Amerikan milletleri için mukaddes olan hürriyet esaslarının idamesi yolunda Yugoslav ve Amerika hükümetleri münasebetlerinin karşılıklı faydalar temin edeceği ürnidini izhar eylerim...»
B.   ÇÖRÇİL   NUTKUNU TEHİR ETTİ
Londra, 29 (A.A.) — Londra radjyosunun bildirdiğine göre, Başvekil B. Çörçil'in 30 mart pazar günü radyoda söylryeceği
nutuk bir kaç gün sonraya bırakılmıştır.
Yugoslavya
Hadi
selen
ALMANYANIN   NOTASI
Budapeşte, 29 (A.A.) — Ofi:
Ujsag gazetesinin muhabirine gö-j re, Almanyanm Belgrat elçisi, Yu-1 goslav hükümetine bir nota vererek şu sualleri sormuştur:
1 — Yugoslavya, üçlü pakt dahilinde mihver devletleri ile iş birliği yapmak niyetinde midir?
2 — Yugoslav ordusunun seferberliğine ne sebepten dolayı devam e-dilmcktcdir?
Macar gazetesinin muhabiri, Bel-gradın bu suallere süratle cevap vereceğini tahmin etmektedir.
?
Belgrat, 29 (A.A.) — Ofi: Almanyanm Belgrat elçisi von He-eren'in evvelki gün ve dün Hariciye Nazırı Simoviç'e yaptığı iki ziyarette Alman hükümeti tarafından verilen bir notayı tevdi ettiği, bu ana kadar hiçbir salâhiyettar membadan teyit edilmemiştir.
Sanıldığına göre, von Heeren, yeni hükümetin harici siyaset temayülleri hakkında malûmat istemekle iktifa eylemiştir. Kendisine, Yugoslavya haricî siyasetinin rejim değişmesinden müteessir olmadığı ve harici siyasetin bütün komşu memleketlerle iyi münasebetlerin idamesi üzerine müesses olarak kalmakta bulunduğu cevabı verilmiştir.
YUGOSLAVYA NE YAPACAK?
Bern, 29 (A.A.) — Havas -Telemondial:
Gazette de Lausanne'a göre Yugoslavya üçlü paktı feshetmeyecek, arazisinin herhangi bir askerî maksatla kuüanırmasına mâ-«i olarak mutfak bir bitaraflık muhafaza edecektir.
«LaSuiase» gazetesi de Yugos-lavvanın, komşularının şimdiki vaziyetleri değişmediği müddetçe üçüzlü pakta baelı kalacağını yaz. maktadır.
NEVROZİN
Bütün Ağrıların Panzebiridlr
Beyhude Istırap Çekmeyiniz
BİR TEK KAŞE
NEVROZİN
Hu nıııannld BAŞ ve DİŞ ağrılarını süratle İzaleye kâfidir.   Romatizma   evcaı,    .sinir,
mafsal ve adalo ıstırapları NEVROZİN'le     tedavi     edilir. Müessir ilaç: NEVROZlN'dlr.
NEVROZİN Tercih Ediniz
İCABINDA GÜNDE «3* KAŞE ALINABİLİR.
anın hadisatını
dakikası dakikasına evinizde dinlettiren bir radyoya sahip
istemez ?
cyr DVr racryo ile günan rier saatmaa sın alakadar edebilecek bit Istasiyon bulabilirsiniz. Fakat unutmayınızki temiz bir dinleyiş elde edebilmek için yüksek verimli bir radyo tazimdir*
Bir radyoda aranılan en yüksek evsafı ancak fen adamlarının PHILIPS fabrikalarının laboratuarlarında uzun mesailer neticesinde İmâline muvatfak oldukları bu seneki PHIUPS radyo ahizelerinde bulabilirsiniz.
:: :::::
• • •
m
• • " 1»
¦ •
¦ « *
* •
tip; 883*
BÜTÜN  DÜNYA  İSTASYONLARI ALAN BİR AHİZE
1941 PhMips ahizeler! teknik sahasında en uzak istasîyonlann neşriyatını kat'Iyetle alışta, sesin tabiiliğinde, cereyan tasarrufunda ve stilde yeni bir hamle ifade ediyor.
Philips'in yeni -MİNİWATT> I ambaları sayesinde cereyan sarfiyatından büyük bir tassarruf temin edilmiştir, en kıymetli tahtadan mamul el ile cilalanmış möbleleri evinizin tezyinine yarar. Philips fabrikaları bu sene şimdiye kadar MİSLİ GÖRÜLMEMİŞ ZENGİN ÇEŞİTLERLE HER KESEYE VE HER ZEVKE UYGUN ve en müşkülpesentleri en titizleri bile tat* mln edecek radyolar serisini herkesin intihabına arzeder.
Misil görülmemiş istifadeler bahseden bu teknik şaheserlerini bir an evvel görmek ve tecrübe etmek menfaatiniz icabıdır,.
TEDiYATTA KOLAYLIKLAR
Tip: 763 A
YÜKSEK AYIRMA KABİLİYETİNE HAİZ BİR "SÜPER., AHİZE
Tip: 643 B
AMERİKAYI  BİLE   ALAN  BATARYAU
BİR AHİZE
Tip: 531 A ve ü
BÜTÜN DALGALARI MÜKEMMEL ALAN GÜZEL BİR RADYO
Tip: 430 A ve U
MÜTENAVİP VE MI TEM ADİ CERYANLA ÇALIŞAN ZARİF BİR AHİZE
AA
PHIUPS
DÜNYA
İN    EN
0 Y 0 K
RADYO    FABRİKALARI