CUMARTESİ
ŞUBAT 19 4 1
VATAN EVİ
CAÖALOGLU   No.   S2
TELEFON: 24136 TELGRAF: VATAN İst.
BAŞMUHARRİRİ
AHMET EMİN YALMAN
Milletler Cemiyetinde İtalyan Gazetecileri Yazan: Nizamsddîn Nazif
Bu^ün 3 öncü sayfamızda
Fiyatı: 5 Kuruş
SİYASÎ   SABAH   GAZETESİ
Yıl: 1
Sayı: 169
Sulhe Yol Açacak
okuntu
Yazan: Ahmet Emin YALMAN
ulh ümidini en uzaktan andıran bir şey duyunca kulak kabartıyoruz. Bu da tabiîdir. Bir avuç harp mesulü hariç olmak üzere dünyada sulhu istemeyecek insan yoktur.
Kont Volpi'nin İngilizlerle te-' masa geldiğine veya   geleceğine dair olan haber, ilk   bakışta   bur sulh adımı tesiri yapmıştır.
Bu yolda bir temasta böyle bir mahiyet görülmesine hayret edilemez. Çünkü bir harp sahasında bulunan kadın ve çocukların u-zaklaşiınlması gibi bir mesele, iki mırharip memleketin bitaraf bir yerde buluşup da Volpi ayarında adamlar vasıtasile görüşecekleri bir şey değildir, tki taraf kumandanlarının mahallinde hal ve tatbik edecekleri brr davadır. Demek ki böyle bir bahane üe tema-sa gelmek ve biraz konuşmak her nedense faideli görülhıüştür. Fakat bundan şimdiden bir sulh cereyanı doğmasını beklemek mevsimsize! ir.
İş aklın icaplarını yapmağa kalsa İtalyanın, bir dakika bile kaybetmeden ayrı bir sulhe talip olması ve yangından ne kurtarabilirce kurtarmağa çalışması bek-lene bilir. Ne çare ki bugün harp halinde bulunan insanların mu. kadderatına akıl değil, ihtiras hâkimdir. Bir taraf çekmedikçe, siniri bozulmadıkça ve mücadele hırsını kaybetmedikçe sulh yolu açılamaz.
Tek basma kalsa İtalya çoktan böyle bir hâle gelmiştir. Lâkin Almanya, müttefikini ayakta tutmak ve sunî teneffüsle yaşatmak için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Ve yapacaktır. Almanlar pek iyi bilirler ki toplu bir halde döğüçen iki müttefikten bu rinin sıfırı tüketmesi, diğerini de mutlaka sürükler ve maneviyatını bozar. Hele Almanya ve İtalya, geçici bjr askerî gayede birleştikleri için el ele vermiş iki memleket değildir. Aralarında sıkı bir ideoloji bağı ve dünyaya yeni bir nizam vermek iddiası vardır. Bu bakımdan içli dışJı bir hale germişlerdir, âdeta Siyamh İngilizlere benzer bir manzaraları vardır. İçlerinden biri aman . deyince diğerinin taze bir mücadele şevkile dövüşmeğe devam etmesine ihtimal yoktur.
İki taraf ta bunu pek âlâ biliyor, işte bunun için İtalyanın üzerine her ikisi bütün ağırlığile basıyor. İngiltere ve Yunanistan, Afrika ve Arnavutlukta İtalyanın askerî itibarını bir daha düzele-imiyecek şekilde yakmışlardır. Bu hezimetler ltalyada zaten gizliden gizliye mevcut dahilî tefrikaları son hadde çıkarmıştır. Hanedan ordu ve donanmanın esaslı unsurları, Katolik kilisesi, halkın büyük kısmı artık faşist rejimi ile beraber değildir.
Sonra Amerikanın da tazyikini hesa'ba katmak lâzımdır. Ame. rikada büyük bir İtalyan kütlesi vardır. Fakat çoğunun hisleri Mussolini rejimi ile beraber değildir. Amerikanın İtalyan iktisadî hayatı üzerindeki büyük bir nüfuz ve tesirini İtalya hesaba katmağa mecburduT. Amerikanın, Roma sefiri B. Flipi uzun bir ayrılıktan sonra Romaya göndermesi, Amerikalıların bu nüfuza dayanarak kalyada siyasî bir taarruza geçmek isteklerine bir alâmettir.
Habeşlerin kendi yurtlarına so. kulan ve kendilerine işkence eden iki yüz bin kalyandan pek yakında alabilecekleri intikam da kalyaya hiç şüphesiz dehşet salmış ve dahilî cepheyi bir kat daha sarsmıştır.
İşte Almanya, bütün bu tesirlere karşı mücadele etmek, kalyayı ayakta tutmak mecburiyetindedir. Vazife kolay değildir. kaL yan halkının, aralarına sokulan Almanları yardımcı diye güler yüzle karşıladıkları da çok şüphelidir. Dünkü üçüzlü ittifaka bugünkü mihvere rağmen Almanlarla İtalyanlar 'birbirlerine hiç bir zaman ısınamamıçlardır.
Almanya, bütün gayretine rağmen kalyayı ayakta tutmak mucizesini gösleremiyecektir. Sulha yol açacak ilk çöküntü mutlaka ltalyada başgöseterecektir. İtalyanların Bıngazide uğradıkları son büyük hezimet bunun yeni bir müjdecisidir.
I
Dünkü sayımızda bîr Ajans telgrafı Cümhurreisimiz İsmet Inönünün Doğu vilâyetlerindekî seyahatlerinden Ankaraya avdet ettiklerini bildirmekte îdi. Ankara Foto Muhabirimiz tarafından gönderilen yukardakî resim, Millî Şefin seyahatten dönüşte Ankaraya çıkışlarını göstermektedir.
Müthiş soğuk ve kara rağmen tepeleri zaptta büyük muvaffakiyet gösteren Yunanlıların    makin elitüfekçileri yeni  zaptedilmij
bir dağın tepesinde
Bîr Çin Zaferi
Japonlar Ağır Zayiat
Verdiler
Çunking, 7 (A.A.) — Çin askerî sözcüsünün bildirdiğine göre, Honan eyaletindeki Çin kuvvetleri büyük Japon taarruzunun İstikametini şimale doğru değiştirmiye muvaffak olmuş ve Japonlar 20 bin ölü ve yaralı vermiştir. Japonlar, esas üslerini teşkü eden Sinyang'a doğru geri püskürtülmüştür.
-o
İrlanda da Tedbirler
Alıyor
Dublin, 7  (A.A.) — Serbest İrlanda hükümeti, tahmin    edil- | sanca ve malzemece zayiatı pek
büyüktür. Hücuma kumanda eden italyan subayı ölmüştür.
Çarşamba günü, bütün cephede harekât Yıınanlılar için şayanı memnuniyet bir tarzda inkişaf etmiştir.
Hükümetin sözcüsü,    sözlerini
bitirirken şöyle demiştir:
Yeniden   'havalar   iyileşmeğe (Devamı: S* 6, &u. 7 <le) =
Havalar Düzelsin
Yunan Harekâtı Yine Şiddetlenecek
Atina, 7 (A.A.) — Yunan hükümetinin sözcüsü dün akşam radyoda aslkerî vaziyet hakkında vermiş olduğu izahat esnasında demiştir ki:
Çarşamba günü İtalyanlar cephenin merkez bölgesinde tankların ve zırhlı kamyonların müza-heretile fevkalâde şiddetli 'bir mukabil hücum yapmıştır. Fakat bu İtalyan mukabil hücumu. Yunanlılar -Parafından püskürtülmüştür. Altı tank ve dört kamyon tahrip edilmiştir. Düşmanın    in-
mez hâdiselerle lüzum hasıl olduğu takdirde tatbik olunmak ü-rere, Dublin'deki ve Kingstovn eyaletindeki çocukların tahliyesi için tedbirler almaktadır. Bu proje, hükümet tarafından kadın ve çocukların hayatlarımın kurtarılması elzem telâkki edildiği zaman meriyet meVküne konacakla*'- ^
Millî Piyango Dün Çekildi
--r- - » '
Eminönü Halkevi salo nunda piyangonun çekilişini
takip  edenler
Milli   Piyangonun    beşinci tertip I isabet etmiştir.
birinci çekilişi dün saat 17,30 da E-minönü halkevi salonunda ve iki bin kişilik bir meraklı kütlesi önünde yapılmıştır.
On bin liralık ikramiyeler 200809, 196,430. 116383, 210,278 numaralara
Sonu 77 ile nihayctlenen bütün biletler 10 ar, sonlan (1) ve (2) ile biten biletler de İkişer lira amorti kazanmışlardır.
ikramiye kazanan diğer numaralar beşinci sayfamızdadır.
Amerikada
Yardım
Projesini Tadil Teklifi
Reddedildi
Vasington, 7 (A.A.) — Mümessiller meclisi, demokrasilere yardım kanun projesinin esas metnini değiştirmek bahsindeki ilk teşebbüsü, 145 reye karşı 206 reyle reddetmiştir.
B. Mundt, bu kf|nun projesi yerine, Jngiltereye yardımın iki milyar dolarlık bir krediden yapılması hakkında başka bir kanun projesi teklif etmişti.
TALYANIN
Başına Düşen
Yıldırım
Frankfurter Zeitung gazetesi Bardiya alındığı zaman yazdığı bir makalede şöyle demişti:
«Bu kati bir netice değildir. İngilizler Bingaziyi alıp İtal-yayı yakın mesafeden dövecek bir hava üssü elde edecek olurlarsa işte o zaman kati bir neticeye vardıklarını iddia edebilirler.»
Demek ki Alman gazetesinin kanaatince bu iddiayı yapmanın zamanı gelmiştir. İngilizler Alman ölçüsile Af-rikada kati bir netice elde et-rnekle kalmamışlardır. Bunu en nikbinlerin bile tahmin etmedikleri bir süratle yapmışlardır. Wavel'e bir askeri kumandan değil bir sihirbaz diyenlerir hakkı var. İngiliz ordusu İtalyanlardan ziyade çölü mağlûp ederek taarruzun başındanberi 700 kilometreye yakın yol almıştır. Bunun 300 kilometresi son hafta içinde, 100 küsur kilometresi de son iki günde tamamlanmıştır.
Yıldırım harbinin bu türlüsünü tarih görmemiştir. 1-talyanların bu saikadan sonra kendilerini toplamaları ıgüç-tür. Hezimette dünya şampiyonluğunu      kazanmışlardır.
1941 modeli İngiliz kara ordusu İngiliz donanma ve hava kuvvetinin yüksek ölçülerile bir hizaya gelmiş hattâ onları aşmıştır.
A. E. Y.
Laval'in
Teklifleri Ultimatommuş
Nevyork, 7 (A.A.) — Reuter ajansından:
Nevyork Times gazetesinin Berlin muhabirine göre Laval'in Petain'e yapmış olduğu tekliflerin bir ültimatom mahiyetinde olduğu zannedilmektedir. Eğer bu teklifler kabul edilmiş olsaydı La-val Başvekâlete gelecek ve büyük salâhiyetlere sahip olacaktı.
Bcrlinde Laval'in hakikaten Vichy'ye gitmek tasavvurunda mıdır, yoksa Pariste bir hükümet mi kuracaktır, sualleri ileri sürülmektedir.
Nevyorlc    Times    gazetesinin
Vichy muhabiri, bu şehirdeki temayülün son saatlerde Almanya ile mesai birliğine doğru olduğunu tahmin etmektedir.
Aynı muhabir, ilâve ediyor: Halihazırda mevzuu bahsolan meşale, Laval'in haiz olacağı sa- ( lâlhiyetlerin nekadar büyük olaca. ğı meselesidir. Laval, çolk geniş salâhiyetlerin Fransız hükümeti reisi olmak arzusundadır. Mareşal Petain iee eski Reisicumhurlar tarzında bir devlet reisi olarak kalacaktır.
Amiral Leahy Peten'le Görüştü
Cenevre, 7 (A.A.) — Vişîden öğrenildiğine göre, Amerika Birleşik devletleri büyük elçisi Amiral Leahy, dün Mareşal Petain tarafından kabul edilmiştir. )
İmparatorluk deniz ve hava kuvvetlerde aynı safa geldiğini Libya harekâtında isbat eden İngiliz
kara ordusuna mensup genç ve dinç erler çölde yürüyüş sırasında
tki ayda sırasile Sollum» SidiBar-rani, Bardiya, Tobruk, Bomba, Derne, Bingaziyi almak kudretini gösterdiği için «Sihirbaz kumandan» diyy anılması yerinde sayılacak General Wavel
BiNGAZi DüŞTü
Her Bakımdan Tesirleri Büyük
Muvaffakiyet
Kahire, 7 (A.A.) — İngiliz umumî karargâhı neşrettiği fev-kaJâde reamî 'bir tebJiğde Binga-zinin İmparatorluk kuvvetleri tarafından zaptedildiğini bildirmektedir.
biyasîManzara
«Bingazinin İngilizler tarafından işgali, İtalyanın prestijine in-dirümiş ağır bir darbedir. İtalyanın 58 senede kurduğu imparatorluk temelinden sarsılmıştır.
chalyan İmparatorluğunun kurulmasına 19 uncu yüzyılda, Kı-zıldenizde başlanmıştır. İtalyan, lar 1882 de Asab'ı işgal ettiler. Bilâhare Habeş imparatoru Mendik, İtalyayı mağlûp etti. İtalya, 1896 da Azova muahedesile Ha-beşistanın    istiklâlini    tanımaya
mecbur oldular. Ellerinde Eritre (Devamı: Sa. 5, SU. 4 te) XX
muzun
düştü
HABERİ
GM ¦¦
unu
Ehemmiyefli Hadisesidir
«Bingazi düşmüştür... Şüphesiz günün en mühim meselesi budur. Bin-gazinin düşmesi, Şimalî Afrika harekâtına nihayet verdiği gibi, Libya-da harekât yapan muazzam İngiliz Vavel'in Trablusta ufak bir küvet bırakmıştır. Artık İtalyanlardan bir tehlike gelmiyeceğlne göre. General Vavel, Trablusta ufak bir kuvvet bırakarak diğer kısımlarını başka yerlere göndermesi muhtemeldir.
«Bingazinin zaptile, Şarki Libya-da 14 fırkadan ibaret olan İtalyan ordusu esir ve imha edilmiş demektir.
Graziani'nin emri altında daha 4 fırka, yani 60 - 70 bin kişilik bir kuv vet vardır. Bunlar, Tunus hududunda ve Bingaziden 1000 kilometre u-zaktadir. Bunlardan bir hareket bek-lenemez.
«9 ilkkânunda, Marsa Matruh üze-(Devamı: Sa. 5. Sü 4 te)
NVavePîn iki ayda ne büyük iş gördüğünü gözlerde canlandırabilecek Libya harekâtı haritası
110,000 Esir
Londra, 7 (A.A.) — Bingazinin Zaptı münasobetlle Londranın askerî mahfillerinde beyan ediliyor ki: Yedi günde çok çetin bir arazide 250 kilometre ilerliyen ingiliz ordusu en parlak askeri hareketlerden birini başarmıştır. Trablus harbinin başındanberi 110 bin esir alınmıştır.
«SİHİRBAZ»   WAWEL
Kahire, 7 (A.A.) — Bingazinin zaptı, bütün mahfillerde büyük bir hayret uyandırmıştır. Askeri mahfiller bile Bingazi harekâtının pek yakın bir zamanda bile neticeleneceğini tahmin etmiyorlardı. Herkesin ağzında şu sözler dolaşmaktadır:
«VVavel, bir sihirbazdır.»
Ganaim Listesi
Londra, 7 (A.A.) — italyanlardan zaptedllen bütün şehirlerde lngiliq kuvvetleri 200 bin mermi, 130 bin; bomba, 15 bin tüfek, 4 bin mitralyöz,, muhtelif çapta 300 top ile 10 bin battaniye, 15 bin parça giyecek ve. 600 binden fazla fişek igtinam et-, mislerdir.
NE ÇIKARSA  LA VALİN BAŞININ ALTINDAN ÇIKACAK!
(ParÛ)  tflOı im m mı
(Yİ5İ) y« aelâm
VATAN
8 - Z
Büyük Tarihî Rorrpn
i—l
İYjU ANİM.SAMi TEZİ*
'Tuttuğumuz İşin Üstesinden Gelmek Dilersek, ZuİümdenTevakki ve Haksızlıktan Tehaşî Gerektir»
52
Ellerinde çeşit çeçit silâhlar M Ilıyarak, sancaklar dalgaiandı-lan ve sesinin olanca kuvvetile bağıran bu kütlenin gözlerini kin bürümüş, kalplerini nefret doldur nıuşıu ve susuzluğunu kan içmek ie tetutine hazırlanıyordu.
Hızır, isyan serkerdelerinin toplandığı yere kadar ilerledi. Onun gelişini haber alan Patrona naııl, manav Muslu ve kahveci . v ı Karargâh ittihaz ettikleri Yeniçeri ortasından çıkarak cümle Kapısında karşılaştılar. Hızır, bu üt, sunayı da Züıâlınin ciltliğinde go*muş olduğunu hatırladı. Fakat sergerdelerin çalımlı halleri, ikbale erişmiç adamlarda görülen istihfaükâr tavırları onları baş ka birer adam haline sokmuştu. Natrona, Hızıra doğru ilerledi ve Loılarım açıp onu kucaklayarak:
— Çok fiikür halâs oldunuz, kârınızı itmam eylerler diye ta»a-.anıyorduk, dedi.
Hızır, sabahtanberi Istanbulun bakimi mutlakı kesilmiş olan bu adamın şu samimî hareketine mu ivabeLeyi lüzumlu gördü ve onu ^uvvetli kuallanle sıkarak:
— Besbelli eceliniz henüz gel memif Herifler bizi açlıktan öl-aürmeği tasarlamışlardı ama, ol-»nadı, kurtulduk.
Manav MusLu söze atılarak:
— Onlar yalnız seni değil, bü-lün ümmeü Muhammedi açlıktan öldünneğ^ kurmuşlar, ama ve lâkin artık çanlarına ot tıkamak zamanı hulul eylemiştir.
Cç zorba. Hızın aralarına a-*ar&k içeri girdiler ve çubuklar tüttürülüp kahveler içilinken tea-Ui efkâra koyuldular.
Hızır onlara, gelirken tesadüf etlimi hâdiseyi anlattı ve:
— Tuttuğumuz işin üsrcsın-den gelmek dilersek, zinhar zu-ıC ..dan  tevakki ve haksızlıktan
tehaşî eylemek gerektir. Bir fertti £ t eı idenin dahi burnu kana-maaifalı, hiç b&r kımscmn malına, canına evlât ve ayaline, ırz ve na muşuna el sürülmemelidir.
Pu tedbirde kusur eylemezse* j herkesin ardımızdan geleceği ve tuttuğumuz işi bîr netıcei hasene-ye isal muhakkaktır, dedL i
Az sonra Etomeydanından şeh-CıB her yanın* dağılan teÜâUar:
— Ekmekçi, bakkal, kasap, manav dükkâniarıru açıp h t rkca ışile meşgul olsun, ehli ırza taarruz olunmaz, heyl (I) j
— Duyduk, duymadık, deme-yünl Herkçe işile, gücü ile meşgul oUunl Çapul yapanın, yağ-mıya kaJkışanın, ehli ırza saldıranın kafası kopardır, heyl
Tenbthile haykırarak halkı a-sayiş ve intizamı ihlâl etmemiye davet ediyorlardı.
VI
« O gece ayın on altıncı gecesiydi.
Karşıda Topkapı sarayının siyah /e yüksek servileri etrafında yükselen binalar ve kubbelerden sönük ziyalar saçan bir kaç ışık. Kızkulesinin solgun fenerleri, mehtabın ziyasına karışarak pa-uidı> ordu.
«Üçüncü Ahmet, kalben büyük bir ıstırap içinde, İbrahim Paşa methuş, bütün vezirler müteessir, gece yarısına doğru kayıklara binmişler mehtabın Marma-raya nurlar saçan aydınlığı içinde yola çıkmışlardı. (2)
Üçüncü Ahmedin bindiği çektirme ile maüyetindeki ricalin ka. yıkları yalı köşkü önüne yanaj-tı ve kafile has bahçenin muattar yollarını derin bir elem ve mak-huriyet içinde geçti.
üçüncü Ahmet .Hırkai Saadet yanındaki daireye girmiş ve davet edilen ricali devlet, bilcümle Rumeli ve 'Anadolu sadaretle-ıi rütbesini ihraz eden suduru ulemai kiram ve İstanbul ve ha-remeyni muhteremeyn ve bilâdı erbaa ve muhreç mazullerinden olan mevalii izam mabeyn kapısı yanında toplanmıştı.
Müzakerenin mevzuu (bu ga-ilei hailenin def ine çare tedariki idi. (3) Müzakere neticesinde /kndıye kaoar boşu boşuna pek vo*k vakit kaybedilmiş olduğu böyle olmakla beraber sarayda ve kışlalarda mevcut askerle is-. adcılara mukavemet dahi anları kabj ve tedmir mümkün olduğu
..   .. 1 t**
ııeıı suruldu.
Bu mütalâa İbrahim Paşa ve ı \ğcr vezirler tarafından tasvip olunmuştu.
Damadı Ekrem, kendini biraz toparlamıştı. Üçüncü    Ahmedin
yanına girip te müzakere ve müşavere neticesini anlata.ak:
Şevketlûm! Mayei zaımiri fesat olan Arnavut tayfasından bir teıiajcı ârnabuttur. (4)    Makamı
ava sadık kulların, cı ve baltacı tayfaların    ardrma takıp  âsileri  tarumar  ey Üyeyim, btmeydanırva varmama    ferman ouyurl dedi.
Fakat Üçüncü Ahmet Veziriazamın âsileri dağıtabileceğine i-tımat edemiyor ve böyle bu mağ lUDiyetın büsbütün kötü neticeler doğurabileceğini teemmül ediyordu.
— Artık gece yarısı oldu ve asker tedariki güçleşti. Kendine sadık amerleri tedarik için cümlesi müselıâh olan eşirranın arasın dan nice geçebalır&ın. Gerçi sarayda beş, a.tı yüz (bostancı ve bîr o kadar da iç oğlanı bulunduğu aşikâr! Heyhat ki. bunlar da silâh kullanmakta bibehredir-ler. V f
Bırakalım  sabah  olsun,  olva-
kit âsilerin meramların anlar ve ona göre ittihazı mukarrerat eyleriz.
(Arkası var)
(1) İsyan büyük bir intizamlu tatbik ediliyor, hiçbir   dükkan yagmn edilmiyor, hırlstiyanlara   taamız o lunmuyor, askerler isyanda bile inzi batı muhafaza ediyorlardı.    (Alben Vandal, Vilnövun sefareti)
(2) Lâle devri .131. Ahmet Refik.
(3) Ahmet Asım tarihi.
(4) Tarih Patrona Halile: Arnavut ve Dellâk olarak kaydeder. Halil eski bir levenddir ve Amiral gemisi «Bastardaya) refakat eden ve Patrona denilen gemide çalışmış ve Patrona, adına bu sebeple Uâve edilmiştir. Kendisi çarşı tellâlı idi ve eski harflerle tellâl ve tellâk kelimelerinin müşabehetinden galat olarak tellâk olduğu kaydedilmiştir.
Soruyorlar?
Bir okuyucumuz yazıyor ve diyor ki:
«Bir raUeaseoede bir çift terlik 500 kuruşa satıldı diye Fiyat murakabe komisyonuna müracaat e~ dllmlştlr. Fiyat murakabe komisyonu bu hususta tetklkatım yaparken ayni kalitede terlikleri SUmerbankrn 650 kuruşa sattığını görmüştür. I
Hueusi müesseselerin İhtikâr yap tıkları İddia edilirken Sümerban-km mallarını hususi firmalardan daha yüksek fiyata satmam acaba neden ileri geliyor? Bu fena bir misal teşkil etmez ml?
Hükümetin İhtikâra karşı büyük bir mücadele açtığı bir zamanda Sümerbank gibi resmi bir müessesenin fena misal olunması cidden acıdır. Bu fiyat yüksekliğinin bütün diğer eşyalarda da nazarı dikkati celbettlgl görül mektedlr. Halkın menfaatleri 1-çln kurulmuş müesseselerin (hususi eşhas bir malı daha ucuza satarken) daha pahalı satmaları ne dereceye kadar kabili teliftir, bilmiyoruz.
Belediyede:
Ekmek Fiyatları
10 Para Arttırılıyor
İstanbul Belediyesi iktisat müdürlüğü, yeni un fiyatları üzerine ekmek fiyatını tesbit etmek üzere tetkiklerini bitirerek raporunu hazırlamış ve encümene vermiştir.* Ekmeğe bupün on para zam yapılacaktır.
Beşiktaş Çocuk Dispanseri
İstanbul Belediyesi Beşiktaşta-
Un Fiyatlarına Zam
Yüzde Bir Fireden ileri Geliyormuş!
Değirmenciler Ofisi, Ofis Değirmencileri İtham Ediyor
leri nakliye ve sigorta masraflarını ileri sürmüşlerdi. Halbuki buğdaylar vaziyete göre, bazan Derlncede, ba-
DUnkü .sayımızda un    fiyatlarına *ım yapılarak bir çuval un fiyatının 1010 dan 1060 kuruya   çıkarıldığını yazmıştık. Bu vaziyete göre, ekmek zan* Hşydarpaştoda teslim cdllmek-fiyatına tekrar zam yapılması bek-  tedlr.
lenmektedlr.
Dün bir muharririmiz bu iş Uze-ki Çocuk Bakımevi dispanserini tinde hem değirmencilerle vc hem daha geni? bir hale koymağa ka- de toprak mahsulleri ofisi mUdürU rar vermiş bulunmaktadır. Halen Uc görüşerek değirmencilerin iddia- de mevcut bir kararnamede buğday, dispanserin buıundugu bina istim- torUe. ofisin bu iddialara verdiği ce-lâ« edilerek ayrıca bir bina yap-  vabı öğrenmiştir:
Toprak mahsulleri ofisinden verilen cevap;
1 — Yüzde bir firayı kabul etmemekte ısrar ediyoruz. Çünkü elimiz-
tıracaktır. Bunun için 12 bin lira sarf edilecektir.
Ebeleri
İstanbul Belediyesi köylerde de hükümet ebeleri bulundurmağa karar vermiştir. Bu meyandn da Alemdar ve Boyalık köylerinde otuz lira maaşlı iki ebelik ihdas etmiştir.
Tavuk Neslini Islah
Vilâyet Ziraat müdürlüğü tavuk neslini ıslah için Haikalıdak* çiftlikte yetiştirdiği tavuklardan aldığı cins yumurtaları halka ucuz fiyatla satmağa başlatmıştır.
^^^^
Fethi Okyar Ankaraya Gitti
Bir müddettenberi şehrimizde bulunan Adliye Vekili Fethi Okyar dün akşamki ekspresle An-karaya dönmüştür. Vekil, istasyonda Vali ve Belediye Reisi doktor Lûtfi Kırdar tarafından uğurlanmıştır.
Aynı trenle harva denemelerini
Değirmencilerin iddiası şudur: «Toprak mahsulleri ofisi bize günde vasati olarak 70 - 80 ton bufcday veriyor. Buğdaylardan bir kısmı ekstra, bir kısmı da normaldir. Normal buğday 9,10 dan, ekstra buğdayı da
0.30 dan alıyoruz. Evvelce alıcı lehine yüzde bir flra kabul ediliyordu. Şimdi bu flra ofisçe kabul edilmiyor. Bunun üzerine un fiyatlarının arttırılmasını istedik. Fiyat murakabe komisyonu, bizi tamamen tatmin etmemekle beraber, şimdilik kabu! ettiğimiz yeni fiyatı tesblt etti.
Bize yalnız 0,10 luk buğday verilse ekmek beş para ucuzlıyabillr, yüzde bir fira kobul edilse ekmek tekrar beş para daha ucuzlıyabillr. Sonra, kâfi miktarda buğday verilmiyor. Ha len değirmenlerin ancak yansı işliyor. Değirmenlerin tam randımanla çalışabilmesi için İcap eden bu&day verilse ekmek yine ucuzlıyabillr.»
Hatırımızda kaldığına göre, değir menciler una ve dolayısile ekmeğe ya pıîmasını istedikleri zam İçin bug-
takip etmek üzere şehrimize gel- dayların Haydarpoşada değil de De-
miş bulunan Dahiliye Vekâleti Seferberlik müdürü B. Hüsamettin de Arukaraya hareket etmiştir.
o
Şehrin Su İhtiyacı Temin Ediliyor
İstanbul Sular İdaresinin Kara-büke sipariş ettiği 300 ton borudan iki vagonu dün lstanbula gelmiştir.
Romanyalılar da ihraç ettiğimiz piklere mukabil bize bo\u verecektir. İlk. iş olarak Bakırkö-yundeki Veliefendi çayırı arkasında su tesisatı yapılarak Bakır-köyüne su verilecektir. Ve bir de butun şehir için ana boru şebekesi yapılacaktır. Ve bu suretle şehir suyu fazlalaşmış olacaktır. Şimdiki halde bir çok semtlerde terkos saat 23 ten sonra    kesil-
rincede tesliminden dolayı yüklendik
satın alma fiyatına elli para zam ile Istanbulda satılır deniyor. Firayı kabul edip te fiyattan düştüğümüz tak dirde maliye zarar eder.
2 — Değirmencilere ihtiyaçlarından az buftday verildiği doğru değildir. Faturalara göre ve herkese istediği kadar buğday verilmektedir.
3 — Buğdayların bir kaç aydan-berl dalma Derlncede teslim edildiği de doğru değildir. Buğdayın bulun dıı*u yere göre, bazan Derlncede, bazan da Haydarpaşada mal veriliyor.
4 — Değirmencilere yalnız 0,10 luk buğday verilmesi meselesine gelince: Bu olamaz, biz, köylüden alıp elimizde bulundurduğumuz buğdayları sat-mıya mecburuz. Değirmencilere ekstra verilen buğday devede kulak ka-bilindendir.»
Her İki tarafı da dinledikten sonra vardığımız netice şudur:
Piyasa Haberleri:
Almanya Tiftik
Alıyor
Ticaret Vekâleti Almanya ile yapılan son anlaşmaya göre Almanların memleketimizden alacakları 1,500,000 liralık tiftik, 50,000 liralrk keçi kılı ve 30.000 liralık kitrenin satılması için istanbul liftik ve Yapağı birliklerini memur etmiştir. Birlik bu hususta Alman firmalarile    temasa
geçecektir.
Öğrendiğimize göre Almanlara yapılacak bu satış ancak İngilizlere karşı giriştiğimiz taahhüdü yerine getirdikten sonra yapılacaktır.
Bu suretle bu yıl tiftik mahsulümüz hiç fiyat düşüklüğü göstermeden satılmış olacaktır.
Tiftik Birliğinde   İntihap
Tiftik ve Yapağı birlikleri u-muınî heyeti toplanarak senelik işlerini görüşmüşlerdir. Murakıp raporu ve bütçe tasdik edilerek idare heyeti seçimi yapmışlardır. Birlik reisliğine Kerim Aktar, a-zalıklara Mustafa Özkanlı, Nuri Kozık, Serkıs Tolakyan, Beyker şirket», Hiımı Damat, Ömer Maliki, Bahri Kınacı ve yedek aza-lıklara Mustafa Faik Ostar, Nafiz Özalp, Hasan Erkan, Ejnin, Ohanea Ananyan, Leon Ta-ranto, Sazmaş şirketi seçilmişlerdir. Murakıplığa Mustafa Zekai intihap oıunmuştur.
İthalât Eşyası Geldi
Dün muhtelif memleketlerden
1 — Buğday, ya Haydarpaşada, yahut ta Derlncede teslim edilmeli ve Kara yolıle boş demir varü, ecza-fiyat murakabe komisyonuna muay- yı kimyeviye ve trbbiye, radyo a-ven bir masraf zemini gösterilmeli- £tlt vc aksamı, demir makineler,
(,tr- motor, demir aksamı, demir eş-
2 - Bir tip ekmek yapılması hak- ya dcmir munulâtl( ambalaj kalçındaki tetkiklerin bir an neticelen- demir nal çivisiı ,igara kâ_ dirilerek tutulacak çeşninin tesbit ve -ld|   c|cktrik malzemesi,    demir
teşmil edilmesi.
Belediye Meclisi Toplandı
VilâyetMasraf 8ütçesi5.541.913Lira
Kimsesiz Talebelere Yardım, Hastane Ve Köy Mekt:pİ3ri İçin Tahsisat Ayrıldı
Belediye umumi meclisi dün öğleden sonra şubat devresi ikinci toplantısını yapmış, teklifler alt oldukları encümenlere havale edildikten sonra vilâyet masraf blltçesl de bütçe encümenine verilmiştir.
VilAyet masraf bütçesinde 1941 yılı için büyllk tasarruflar yapılmıştır. Bnzı memur ve müstahdemlere
. 0 yapılması teklif edilen zamlar kabul
mektedir. Bu tesisat yapılınca sa-      ,
edilmemiştir.
Hastahanelerde kıdem müddetleri-
baha kadar su vermek kabil olabilecektir.
Sular İdaresi Beşiktaşın en yüksek semti olan Yenimahalleye de bir kaç güne kadar su verecektir.
Bugün için Sular İdaresi şimdiki fiyatlarla ve abonelerile masrafını karşılayacak varidatı temin edememektedir. Boru geldJkten sonra yapılacak tesisatla    abone
adedini arttırmak kabil olacaktır. Ayrıca şehrin muhtelif yerlerine de çeşmeler yapılacaktır.
KÖMÜR   FİYATLARINA ZAM  YOK
Mahalle aralarındaki kömürcülerin zam talebi Belediye İktisat müdürlüğünce tetkik edildikten sonra kabul oturamamıştır.
ni doldurmuş olan eczacılarla doktorların dereceleri yükseltilmiştir.
Muallimlerin Maaş Zamları
938 senesindenberi uldıklan zamlar verilemiycn 202 muallimin bu yıla ait olan istihkakları vilâyet masraf bütçesine konmuştur. Bu suretle bu haklar bu aene verilecektir.
Açılacak Tahakkuk ve Tahsil
Şubeleri
Usküdardan Anadoluhlsanna ve Kadıköyünden Bostancıya kadar o-lan saha üzerinde geçen senelerde belediye vergilerinin iyi tahsil edile-
medigi görülmüş, bunun temini için bu sahada iki tahsil ve tahakkuk şubesi açılması için bütçede tahsisat ayrılmıştır.
1941 Ydı Vilâyet   Umumî
Masraf Bütçesi
Daim! encümence hazırlanan vilâyet umumi masraf bütçesi dört milyon 515 bin 618 liradır. Vilâyet âdi masraf bütçesi de bir milyon 26 bin 295 lira olarak tesbit edilmiştir.
Kimsesiz Talebeye Yardım
Kimsesiz talebelerin Fatih medresesinde barındırılmalan için vilâyet masraf bütçesine dokuz bin liralık bir tahsisat konulmuştur.
Yeni Şose ve 'Köprüler
Geçen seneden başlanaıan ucüıa henüz inşaatı ikmal edilemiyen şose vc köprülerin bitirilmesi ve yeni yollar için de bütçeye geçen seneden 128 bin lira fazlajsile 268 bin lira tahsisat ayrılmıştır.
Ayrıca ikinci ve üçüncü derecedeki yolların tamiri için de 279 bin lira konulmuştur.
Köy Okulları İnşası
Köylerde bu sene de yeniden okullar inşa edilecektir. Bu İnşaat için istimlâkler yapılacaktır. Bu istimlâkler için de 15 bin lira tahsisat konulmuş bulunmaktadır.
Beden Terbiyesi Tahsisatı
Beden terbiyesi kanununa göre, vilâyet bütçelerinden tahsisat konma-
çivi ve muhtelif demir eşya gelmiştir.
-o-
Zabıta Haberleri:
Altın Diye Yutturulmak İstenilen Haç
Kadıköyünde oturan Hasan ve Kerim adında iki açıkgöz Rıhtım caddesinde Otelci Araksiye giderek, yolda bir haç bulduklarını, bunu satmak için müşteri aradıklarını söylemişlerdir.
Ellerindeki haç Kapalıçarşıdan 150 kuruşa alınmış pirinçten bir haçtı. Açıkgözler bunu altın diye methetmişler ve Araksi ile pazarlığa girişerek 2000 lira istemişlerdir. İ •) r
Araksi Lam paraları sayacağı sırada kalpazanları takip eden memurlar, iki arkadaşı, suç üzerinde yakalayarak. Adliyeye teslim etmişlerdir.
Eroinciler   Adliyede
Zabıta son iki gün içinde şehrin muhtelif semtlerinde 19 eroin ve esrar kaçakçısmı yakalayarak Adliyeye teslim etmiştir.
sı icap etmektedir. Bu sene de spor teşkilâtına 63730 lira verilmiştir.
Yeni Hastane İçin
Mecidiye köyünde bin yataklı bir
hastahane yapılacağı malûmdur. 1-ki milyon liraya ihtiyaç olan bu inşaat İçin bu sene de bütçeye 300 bin lira verilmiştir.
Belediye meclisi, salı günü toplanarak müzakerelerine devam edecektir.
ken duyulan hisleri duyuyordum. Benim İçin de hayatın sene basısı İdi. tçlmde taze bir ne^e ve saadet vardı.
Kapı açıldı ve Mak*im geldi:
Her şey yolunda., dedi. Evvela o derece şaşırdı kl sesi çıkmadı. Fakat sonradan kendine geldi.
Hemen aşağıya İnip kadının tren bileti ile meşgul olacağım. Derhal gitmesini temin etmek lâzım... DuftunUmüzde şahit olmak İstedi. Fakat katiyetle reddettim.
Bana mesut olduğunu, hattâ hiç olmazsa memnun olduğunu büc söylemedi. Sadece gülerek elllc bir veda İşareti yaptı ve o-dadan çıktı. Ben de MIhİh Van Hopper'ln yanına gittim. Utanıyordum» sıkılıyordum. Ne fcöyllyeceglmi bilemiyordum.
Sert ve haşin bir sesle bana dedi kl:
— Aşk olsun. İyi İş görmüşsünüz. Zaten durgun sulardan korkmalı derler. Meşhur darbı me*eldlr.
Bu neticeyi elde etmek İçin   ne yaptınız?
Her halde biraz evvel Maknlmle konuşurken ne bu sesi, ne de bu tavrı vardı. Buna eminim. Fakat bon ne cevap vereceğimi bUe-mlyordurru
Kadın devam etti:
— Hastalandığım sizin İvin İyi olmuş. Şimdi anlıyorum. İler sabah saatlerce kaybolurdunuz. Tenis dersi filan hep yalanmış.. Bari bana daha evvel haber verseydiniz?
— Affedersiniz, diyebildim.
Tecessüsle beni yukardan aşağıya süzl: yordu:
— Bir kaç gün sonra sizinle evlenmek İstediğini söyledi. Sizden hesap soracak bir aileniz İyi kl yok... Olsa da bana ne? Ben bütün bu İşlere karışmadım. Bakalım dostları bu haberi nasıl karşılıyacaklar. O da ona alt bir mesele... Hem sizden epey yaşlı olduğunu biliyor musunuz?
— Evet kırk İki yaşında imiş. Fakat ben de yaşımdan daha yaşlı görünüyorum.
Güldü. İstihfafla sigarasının dumanını savurarak:
— Orası muhakkak, dedi.
Halâ beni tetkik ediyordu. Tıpkı müsabakaya girmiş bir hayvan gibi her cihetle muayene olunuyordum. Gözlerindeki manayı
hlo s. \ mı mı- I mı
Bana sokularak mahrem bir şey sorar gibi dedi kl:
— Doğru söyleyiniz bana... Yapılmıyacak bir şey do yaptınız mı yoksa?
— Ne demek istediğinizi anlamıyorum, dedim, r,'
Omuzlarını sllkerek:
— Neme lâzım benim, dedi. Ben de İngiliz geny kızlarını daha saf zannederdim. Meğer
ne kurnaz İmişler. Ben biraz sonra Far İse hareket ediyorum.
Siz evleninceye kadar burada beklersiniz. Düğüne de beni davet etmedi.
— Kimseyi davet etoılyecekmlş.   Esasen
siz bu sabah harekete mecbursunuz. Biletleriniz alındı.
— Ne ise, ne ise... Davet etmiş olsaydı, bir kaç gün daha kalırdım. Ama da çabuk karar verdiniz. Hayret ediyorum. Bir kaç hafta İçinde isi pişirdiniz. Her halde hayatınız epey müşkül olacak. Aksi bir adama ben zlyor. Manderley şatosunda ev sahlbellğl yapmak kolay İş değil. Bu İşin İçinden çıkabileceğinizi de hiç zannetmiyorum doğrusu...
Bu sözler biraz evvel benim zihnimden geçen düşüncelerin ayni idi. Kadın devamla dedi kl:
— Tecrübesizsiniz. Benim davetlerimde dostlarıma iki söz söyleyemlyordunuz. Orada ne yapacaksınız ' Mandcrley'de verilen ziyafetler meşhurdur. İlk karısı hayatta iken ne güzel davetler yapardı! Her halde size bunları anlatacaktır. Tabii size saadetler temenni ederim. Kocauız çok sevimli bir adam.
Fakat bana öyle geliyor ki, bu izdivacı kabul etmek sizin İçin büyük bir hatadır. Sonra pişman olacağınıza eminim.
Pudra kutusunu açarak yüzüne pudra sürdü, şapkasını düzeltti. Aynadan yine bana ba kıyordu. Gözlerinde bana güya acıyan bir bakış, dudaklarında istlhzalı bir tebessüm vardı. Son dakikada olsun bana elini uzatan iyi kalpli bir İnsan gibi beni tebrik edeceğini tahmin ettim. Fakat bunu bUe yapmadı. Saç lannı düzelttikten sonra bana acı acı şu sözleri söyledi:
— Her halde sizinle niçin evlendiğini tahmin edersiniz, değil ml? Size âşık olduğunu farzedecek kadar safdil değilsiniz. Bu boş şato onu o derece sinirlendirmiş ki, ne yapacağını şaşırmış. Yalnız yaşamaktan bıktığı İçin, buna tahammül edemediği İçin sizi alıyor. Bunu anlamıyoc»k ne var?
v   vn
Manderley'e mayıs basında, Maksim'ln dediği gibi, ilk kırlangıçlar ve İlk sünbUllerle
beraber geldik. Buraların en güzel mevsimi bu zamandı. Bütün ev de güzel renkli ve güzel kokulu çiçeklerle dolu İdi.
Londradan otomobille şiddetli bir yağmur yağarken hareket etmiştik. Bugün gibi her şey hatırımda...
Yeni gelin olmama rağmen, yine her zamanki gibi berbat bir şekilde giyinmiştim. Arkamda bej rengi bir Jerse elbise, boynumda sarf bir kürk, bunun üstünde do bana bol
(Arkası var\
HU N üUilb H
GIÛ N İD
Edebiyatın Mesuliyeti
Yazarı: ÜC YILDIZ
Felâketimizde edebiyatın bir mesuliyet payı var mı?
Bu sual Fransızca Gringoire gazetesinin bazı şöhretli muharrir ve mütefekkirler için açtığı bir anketin sualidir. Akademi Fransez azasından romancı Marccl Prevost'nun cevabını bu gazetenin son nüshalarından birinde gördüm.
Dava yalnız Fransa için değil her memleket için, hepimiz için enteresandır. Sonra Marcel Pre. vost kadın mektupları ve daha ba^ka eserlerile bizde çok eskiden beri tanınmış bir muharrirdir.
Cevabın bazı satırlarını okuyarak:
«Sual yerindedir. Çünkü 1918; ile  1940 arasında Fransız edebiyatı faaliyetini tatil etmiş de- . ğildir.
Evvelâ şunu kaydedelim ki edebiyatın muayyen bir devir ve muhitlcsen ahlâk ve âdetleri üzerinde tesiri olduğu muhakkaktır. Fakat kadıyenin aksi de sahihtir. Ahlâk ve âdetlerin de edebiyat üzerindeki tesiri inkâr edilemez.
Hattâ umumiyetle bir devir ve muhitin ahlâtk ve âdetleridir ki edebiyata muayyen iatikame. tini verir. Romantizm,    realizm,
psikolojizm gibi hareketler biri-biri ardınca Fransız cemiyetinin içtimaî ve hissî -temayüllerini intaç değil sadece ifade etmişlerdir.
Almanya ile yaptığımız iki muharebe arasında meselâ şu hâdiseye şahit olduk: Ne tiyatroda, ne romanda (ki ikisi de fiil ve hareket ifade eden nevi-
lerdir) hiç bir yenilik meydana gelmedi; hattâ böyle bir istidat bile sezilmedi. Fakat buna mukabil şiirde bir faaliyet, bir tekâmül görülmüşttür.
Yeni şiirin zevkine varalım yahut varmıyaiım; bu mizaç meselesidir. Fakat muhakkaktı; ki Versay suıhünden sonra etrafta en sesli akisler meydana getiren edebî gayret şiirde görülmüştür. Gayet az realist bir ilham, şekil istiklâli, gayet ferdî bir hasoasiyet, ananevi büyük duygulara aıâıKasıziık    bu şiirin
mümeyyiz vasıflarıdır. Bu suretle meydana gelen eserler, Fransaya beynelmilel âlemde şöhret kazandırdı; fakat kendi içimizde hâkimiyet iradesi, siyasî ihtiras, şan ve şeref ruhundan ziyade ezoterik düşünceler yarattı. V akın bir ıstuobalde realist, dısıpıınli, harekete    eusa-
mış Aimaıı bioku ile karşılaşacak Fransız gençliği böyle bir şiir vasıtasıie bir harp ihtirası istikbaline hazır edilmiş olamazdı.
öte taraftan tiyatro ile Roman da, yaınız bu* iki terdin gayretine rağmen gençıigi harekete sevKeaecek hiç bir şey yaratmıyordu.»
«bu tertçi edebiyat muhitini, etrafını saran hakikati ve yakın istikbali görmeK'ten ziyade insan zekâ ve hassasiyetinin derin sırlarına ermek kaygusunu güdüyordu.»
«Böylece yakın tehdidi görmek imjtânıarınaan mahrum kalan Fransız gençliği dımağ-sız ve hattâ vucuaunu hareket gayesile değil zarif kabüiyetle kazanmak gayesüe terbiye ediyordu. Lvet hattâ haklı olarak öğündüğü sporun bile, bir kısım delikanlılar için zarafetten gayri gayesi yoktu. Sahte bir incelik, garabet ve zarafet zevki spor meylinin tahakkuk ettire. bileceği kurtarıcı iesui büe hiçe indirmişti.»
İhtiyar romancının bu sözlerinde hepimiz için düşündürücü dersıer bulunduğunu kabul etmek lâzımdır.
8 ŞUBAT 1941
CUMARTESÎ
YIL: 1941 — AY: 2 — GÜN: S9 RUMİ: 1356 — 3 ncikanun 26 HİCRİ: 1360 — Muharrem: 11
VAKİT ZEVALİ   EZANı
GÜNEŞ: 8.04 1.30
ÖĞLE: 13,28 7.54
İKİNDİ: 16,16 9,41
AKŞAM: 18.35 12.00
YATSI: 20,06 1,33
İMSAK: 6,23 11,49
VATAN"
8-2-941
OKUYUCU
MEKTUPLARI
Yol Vergisi Defterlerini Hazırlıyanların Dileği
940 nenesinde mahalle nıümesnil-I- mim yazmış olduğu tarik bedeli eetvellerinin ımıkahllinrtc her sene olduğu gibi Belediye hazinesine menfaat temin edildiği düşüııülc-rek yine verileeek ücretler beklenmekte idi. O zaman seçince biz mü messiller parti yollarlle vilâyet makamına hu işin halli için miira-eaat ermiştik. Neticede talebimizi kendi menfaatine uygun mütalaa ederek mükellef başına 3-5 kurun gibi bize bir para verilmiştir. Buna rağmen mümessiller İstenil dl&i şekilde defter yapmamışlar bahanesile bundan sonra bu İş için para verilmiyecefri ihsas edilmekte-dir.Biz mümessiller mıntakalarınca Mülkiye âmirlerinin verdikleri Mlû mum vazifeyi parasız olarak ve bllâ tereddüt yaptırımız gibi polis vesair hükümet teşkilâtına da yar dımdan geri kalmıyoruz.
1940 senedinde belediye muhasebe müdürlüğünce bizlere tevdi o-lunan defterler yine kendilerinin resmî yazılarile bize gönderilerek yol vergisi defterlerinin tanzimine memur edilmiştik, tkinci bir izah-
ıı mu İle de tahsilatın ticarethanelerden yapılması esası kabul olundu ğıından IkamctgAhlardaki mükellef lerin tarafımı/dan tahakkuk ettirilmesi ve mükerrer tahakkuka meydan verilmemesi için ticarethane adreslerinin sarih olarak yazılması İstenilmiş, bizlerde bu esas lar dairesinde tahakkuk defterlerini yalnız başımıza ve müşkülâtla tanzim etmiştik. Fakat Belediye bu defterleri bizim yapmadığımızı iddia ederek bize para vermemektedir. 1941 senesi yol cetvellerinin tanzimi zamanı gelmiştir. Şubeler bu vazifeyi gene bize tahmil etmektedir. Bir aydan ziyade zaman sarfile meydana getirilecek olan bu defterler için işimizi bırakacağız. Ailemizin İaşesini kim temin edecek? Muhterem valimizin gecen sene bu işi bizim bizzat yapıp yapmadığımızı şubelerden s o- | rarak hakkımızı teslim edeceğinden şüphemiz yoktur. Ancak Belediyenin bizleri eski muhtar teşkilâtının parasız varisleri olduğumuza hükmetmemesini dileriz.
Şişli Nahiyesi mümessilleri
Tanzîmattan Mîllî Edebiyata Kadar
I 9 uncu asır edebî varlığımız- ' da bir rol almış olan (Nüktedan-lar) a dürrküler diyoruz. Dün'kü-leT diye bir şey bahsedilince ben tanzimatçılarjdan sonra gelen nesilleri anladığım için bu musahabede o nesillerin yaşadıktan devrin edebî karakterlerini, yaşayış | ve duyuş hususiyetlerini araştıracağım.
O nesiller diyorum: Fakat bilmiyorum ki onlar, bizim; babalarımız mı oluyor? Her neyse işte onlar: devirlerinde memleketin -ancak kadir gecesi doğmuş - bahtiyar çocukları için (münevver-lik) ceki kesen rahmetli Darülfünunu şahanenin her hangi bir medrese veya şubesinden (Bâira. deiseniye) mezun olmuş ve alelusul bir imtihan ile çıkmış (tahsili âli) sahipleridir. Onları Osman lı imparatorluğunun aşağı yukarı son devrine kadar yaşamış fikir ve sanat adamları olarak tanımak doğru olabilir.
Onlar anladığımıza göre istibdattan sonra meşrutiyet devrinde de az çok söz ve işe karışmış münevver kimselerdir.
O zümreden önce, yani tahsil imtiyazı medreseden mektebe intikal ettikten sonra, bazı (Rüştiye uleması) ve (Darüütedris üde. basının) hükümran olduğu bir de vir var: Edebiyatı cedidecilerden sonra tanzim at a kadar Enderun edebiyatı havası içinde yaşamı3 ve yazmış (Muallim Naci Mektebi) mensupları... Bunlara isterseniz ( Tuhfeî Vehbi hafızları) da diyebilirsiniz.
Avrupada âlimleşen Ansiklopedik bir kategori var ya: işte, bizdeki bu (Tuhfeİ Vehbi Ricali) de belki aşağı yukarı o Ansiklo-pedıstlerin bir örneği sayılabilir.
Tanzimat hızıru aldıktan sonra tanzimatçıların sustuğu bir zaman var: Bu zaman zarfında meni leketin fikrî ve edebi boşluğunun gene (Tuhfeî Vehbicilerin) eline geçtiğini görüyoruz.
Dünkülerin dili: Uzun izafet silsileleri içinde, ağdalı bir Osmanlıca olduğunu biliyoruz. Onlar, daima tumturaklı ve seci'li yazan, ıstılahtı ve terkipli konuşan (Nailîi Kadım) üslûbunun gönüllü çömezleridir.
Hâlâ o devrin yazılarını okursa nız: Nazımların başında Iran kalpağının kıvrımlarını, nesillerin o-muZUtfcda Arap maşlahının dalga, larını görebilirsiniz.
Onların kaleminde biraz mu-ammaiaşan nesre münşaat veya belâgali Osmaniye gibi adlar taktılar.
m O devrin münevverler meclisinde daima (nüktedan) geçinen (luhfei Vehbi Hafızlarının) ses. lerı yükselir.
Kalem erbabı ve kalem şuara-•1; Muzcllef, mükellef, yani re-dcn^otlu ve potin galo.jlu Babıâli efendilerinden ibarettir. Bunların hemen hepsi de yakası sırmalı ve goğsu ni-şanlı (İzetlû), (Saadet-lû) Beyefendilerdir.
Bu devraı şiiri, birer klişe halinde muayyen mazmun ve cümlelerle içleonnstır: 1 evh*d, Naıd, katide, Gazel ve onların naz neleri. Bu şurLerın hopsi remzi ve tasavvuf ıdır.
Bakî ve Fuzulıden, Yahya ve Nabiden, Nedim ve Galibden miras kalan nazım sistemi ve
Ermenileri Kimler
NİÇİN
ve Nasıl Aldatt
ûar?->
Osmanlı Bankas
1
asKinı
Bu Baskını idare Eden O de salı Bir Ermeni idi
Anlatan: Pantlkyan — Yazan: M. Sılır
[Tercüme ve iktibas  hakkı mahfuzdur]
t       Cf\ İMÜfcfr..
Bu hafta iki  filmini göreceğimiz yeni yıldız Greer Garson
Kusursu
Film
tekniği İslâmî bir kültürün çerçevesinden dışarı çıkamaz: Her şair, birer şeyhin müridi ve birer tefldcenin dervişidir. (Mevlevi), (Bektaşi),   (Rifaî), ve saire...
Beşerî aşkın en ftzıolojık ihtiraslarım ifade eden gazeller bile muhakkak mecazi ve mistik bir sürü istiare motiflerine bürünerek birer şifre halindedir.
Onların telâkkisinde şiir, şuurun mahsûlüdür. Onun içindir , ki dünkülerde aklin remzi çene- ; deki ağarmış kıllar, ilmin senbo- I lü de kafanın dış tarafma sarılmış yeşil veya beyaz bir bezdir. 1 Bu izaha göre her başı sarıklı â-limdir ve sakallı akıllıdır.
Cemiyet hayatında: Erkeklerde teşbih ve sakal, kadınlarda yaşmak ve peçe, devrin; en bariz vasıflarından sayılmıştır.
Evde kafes, kadında peçe ve erkekte sakal ahlâk ideolojisinin biter ifadesidir: En rint olanlar bile muhakkak dindar görünmek için bir tekke ve tarika bağlanmak mecburiyetindedir.
işte tanzimattan millî edebiya_ tın doğ-uşuna kadar geçen med-dü cezirli bir devrin edebi varlığına kısa bir bakış.
Sıtkı AKOZAN
Nasıl Olmalıdır?
Seyrettikleri Zaman Ana, Baba, Kız ve Oğul istediklerini Görebilmelidirler
EULMACA
9  t
v_m.
Bir filmin fevkalâde bir film telâkki edilmesi jçin ilk şart, onu aileden kimsenin henüz görmemiş olması lâzımdır. Ne anne, ne baba, ne Leylâ, ne de Fikret görmemiş olmalı kd, bütün aile birlikte sinemaya gide bilsin.
2 — Oturulacak koltuklar, beyaz perdeye ne çok uzak, ne de çok yakın olmalı, tâki anne de, baba da, gözlerinden şikâyet edemesinler.
3 — Babaya gündelik düşüncelerini, endişelerini unutturabi-lecek kadar eğlenceli olmalı.
4 — Anneye, yirmi yaşını hatırlatabilmesi, tekrar yaşatabilmesi için biraz da hissî    olmaiı-
dır. .        ,;:
5 — Fakat fazla da hissî olmamalı. Çünkü Fikrete alay mevzuu olur, ve Leylâ da heyecanlanmaktan kendini menedemedi-ği için hırstan ifrit olur.
6 — Fazla hareketli olmalı ki, bütün gayretini, hareketini takibe sarfeden zihinler, filmin kıymetini tetkike zaman bulamasın-lar.
7 — Fikretin ve babanın zev-
ı kini okşaması için güzel bir artist tarafından çevrilmiş olimalı; Jon premiyer de yakışıklı olmalı ki Leylâ ile armenin de hoşuna gitsin.
8 — İçinde sevimli, cici bir çocuk, yahut da bir kedi, bir köpek falan gibi bir şey bulunmalı, fakat bunlar ortada şöyle bir görünüp, kayibolmalı, biraz değişiklik olsun diye.
9 — Kuvvetin, iradenin» zafer kazandığı birkaç sahne bulunma-
| lı ki Fikret, sert, faal bir adam olacağına kanaat getirsin.
10 — Ley laya daha genç olduğunu, önünde bütün bir hayat bulunduğunu hatırlatması için vakanın kadın kahramanına şans yardım etmeli.
I I — Annenin, babanın, âhir zamandan şikâyetlerine mahal vermemek için mevzu bütün ahlâk kaidelerine uygun bir şekilde neticelenmeli.
12 — Annenin «Hey AUahım. Bizim zamanımızda,.» Diye kendi zamanını anmasına ve Fikretin de yumruk sıkarak teşci etmesine fırsat verebilecek kavga, dö-
vüş, sahneleri de muhakkak bulunmalı.
I 3 — Filmdeki anne ve baba, gençliğin dilinden anlıyan, çocukların ufak tefek kusurlarını hoş gören, nevinden olmalı ki, anne ve baba kendilerinin de öyle oldukları zehabına katılsınlar.
14 — Fakat filmdeki anne, baba, çok da müsamahakâr davranmamalı, çünkü bu halleri ile Leylâ ile Fikrete isyan ve itaatsizlik fikirleri aşılarlar.
15 — Yer yüzünün güzel yerlerini gösterir sahneler de bulunmalı ki, bütün aile, birkaç kuruşla devriâlom seyahati yaptığı hissine kapılsın.
16 — Filmde güzel hislere, kahramanca hareketlere yer verilmesi, herkes tasdik etmekle o hislerde, o hareketlerde hissesi bulunduğuna, kendisini inandırsın. Ve nihayet anne ve babanın neşesini kaçırtmamak için, gidilecek sinemanın fiyatları çok yük-sek olmasın.
işte bir filmin fevkalâde telâkki edilmesi için kap eden    şart-I lar..
Bugün MELEK Sinemasında
ROBERT TAYLOR - LEW   AYRES - GREER GARSON gibi S büyük yıldızın yarattığı nefis bir komedi
Ni HATIRLA
5ur
Soldan Sağa: 1 — Kurutulmuş, sar mısaklı et 2 — Renk - Nota - Nota
3 — Erkek ismi - Ancak, lâkin 4 — Bir İngiliz zırhlısı - Şiş 5 — Kurtarma - Ziyan etse 6 — Kerestesi kotra yapmakta kullanılan agaç - Erkek ismi 7 — Ortasına (1) konursa sene - Neşeli - Yüze gülme 8 — Yaz kış yeşil duran bir agaç - Cilve 9 — Terazinin gözü - Alimler 10 — Büyük bir mimar - Nota - renk 11 — Süt veren bir hayvan - Spor âleti
Yukarıdan A*afcrya: 1 — îstanbu-lun bir semti - Nota 2 — Demir lekesi - Çıngırak - Garez 3 — Bulmağa uğraşmak - Yüzümüzün bir kısmı
1 — Tavsif eden - Tan 5 — O anda 6 — İranda bir şehir 7 — İtaat - Tali denemek için çekilir 8 — Talih - Rumen parası 9 — Değnek - kadın ismi 10 — Oturmaktan emir - Çırak 11 —
Bir uzvumuz - Yün bluz.
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ
Soldan Safta: 1 — Moskova - El
2 — Semai - Aga 3 — Anif - Adese
4 — Dur - Zile 5 — Ahu - Cibali 6 — Kist - Sanem 7 — An - Ekâbır 8 — Azap - Ye 9 — İzatet - Cam 10 — İşit - Teleme 11 — Nâm - Ramak.
Yukarıdan Aşağıya: 1 — Sadakat în 2 — Mcnuhln - Lşi 3 — Omirtıs
- Azim 4 — Saf - Tezat 5 — Ki - Uc
- Kaf 6 — İsabet 7 — Vad - Bab -Ter 8 — Ezani - La 9 — Asiler -Cem 10 — Egelim - Yama 11 — La
- Semck.
Eğlenceli ve şen bir mevzu
Ayrıca: Renkli Mlki Maus ve FOX dünya havadisleri Bugün saat 1 ve 2,30 da tenzilâtlı matine
ALBERT PREJEAN - GİNETTE LEGLERC
ve en büvük Fransız yıldızlarının iştirakUe çevirdikleri
METROPOLİTEN
( HAYAT GÜZELDİR )
Partaln gecelerini ve bokaklanııı tasvir eden büyük Frannız (İlmi
Bu Sah Akşamı
SÜMER Sinemasında
TAKSİM SİNEMASINDA
Görülmemiş bir muvaffakiyetle gösterilmekte olan
GÖRÜNMEYEN ADAMIN AVDETİ
Büyük dehşet, korku vc esrar fümini görenler vo İşitenler
cidden hayrette kalmışlardır. Gorünmiyen canavar, zabrta kuvvetinden- vc mitralyözlerden kork-
mıyarak âdeta onlarla ulay ediyor... Mademki görünmez bir canavardır. Siz de bugün gidiniz, görünüz vc
korkunç iki saat geçiriniz. 1
-Bugün saat 8 de tenzilâtlı matine
BUGÜNKÜ PROGRAM
8,00 Program. 8.03 Ajans haberleri. 8,18 Hafif program (Pl.), 8,45/ 9,00 Ev kadını - Yemek listesi.
13.30 Program 13.33 Türkçe plâklar 13.50 Ajans haberleri 14.05 Türkçe plâklar programının devamı 11.20 Riyaseti Cumhur Bandosu 15 Hafif melodiler (Pl.) 15.30 Konser (Ankara Devlet Konservatuvarından naklen) 18 Program 18.03 Radyo caz orkestrası 18.40 Türk müziğinden Folklor örnekleri 19 Konuşma 19.15 Tan-bur ve yaylı tanburla saz csorleri 19.30 Ajans haberleri 19.46 Meydan faslı 20.15 Radyo gazetesi 20.45 Karışık .şarkılar 21.15 Konuşma 21.30 Radyo salon orkestrası 22.30 Ajans haberleri 22.50 Konuşma (îngülzce -Yalnız kısa dalga    postasile)
BUGÜN
SAK ARYADA
Senenin en güzel   vo eğlenceli
filmi:
HOLLYVVOOD... H0LLYW00D...
(Fransızca sözlü) t»tanhulda İlk defa olarak gösterilmektedir.. Baş Bollerde:
JAMES GAGNEY EVLYN DAVV
ve Hollyvood'ım en güzel kızları ve en mükemmel CAZI. İlâveten IIAVAY GECELERİ Şayanı hayret Mr   revü filmi.
Seanslar: 1 (Tenzilatlı) 2,30 -4,30 - 6,30 ve 9 da
Patrik tzmlrliyan da tstanbulda boş durmuyordu. Türlü türlü vesileler İcat ediyor, saraya, İcabma göre istirham nameler, başı örtülü şikâyetnameler gönderiyordu. Bir taraftan da tstanbuldaki yabancı devletler sefirlerini, el altından Osmanlı hükümeti aleyhine harekete geçirmi-ye uğraşıyordu. O esnalarda tstanbuldaki Rusya sefaretinde Makslmof adında bir tercüman vardı. Bu a-dam aslen Ermeni ve aşm derecede Türk düşmanı idi. Tercümanlık vazifesi bunun bir siperi idi. Asıl vazifesi İstanbul Hmçak ve Tıroşak komitaları ile Rusya sefareti arasındaki gizil temas ve münasebetleri i-dare idi. Sözün kısası tzmirliyanın
akıl müşaviri, fesat hocası İdi.
Zeytin, Samsun ihtilâllerinin arzularına uygun bir netice vermediğin) gören ve yeni yeni fesatlar, desiseler düşünen îzmirllyan İle Maksimoi bir gün görüşüp, dertleşirlerken Makslmof'un adamlarından Karakin Veregalyan admda Bulgaryalı bir Eı meni komitacısı söze karışıyor. O o güne kadar yapılan ihtilâllerin beklenen neticeleri vermemesi sebeplerini uzun uzadrya teşrih ve izah ettikten sonra:
— Ecnebi müdahalesini   temin i-
çin, diyor. Ya tstanbuldaki sefarethanelerden, ya da bankalardan birini havaya uçurm alıdır. Yoktur bunun başka çaresi!
Teklif tzmirliyanı düşündürüyor Makslmof, Karakine gizli bir göz i-şaretl ediyor ve sinsi bir tebessümle
— Bin yaşa oğlum, diyor, tyi bul dun bunu. Fakat, bir sefarethaneye taarruz tavsiye etmem size. Ecnebi müdahalesini yüzde yüz davet içir bir bankayı, meselâ Osmanlı banka-smı basmak, bankayı havaya uçurmak tehdidi ile ecnebileri korkutmak ve müdahale mecburiyetinde bırakmak daha faydalı olur gibi geliyoı bana.
tzmirllyanı, mecliste hazır bulu-nanlardan avukat (Dikran Karam i-nasyan) admda bir Tır o şak ele basısı tereddütten, düşüncelerden kurtarıyor nihayet, günün dört fesatçısı başbaşa veriyor, işin eni boyu düşünülüyor, fikirler şu noktada birleşiyor:
— Osmanlı Bankası basılacak!
Osmanlı Bankası Baskınını İdare Eden Kimdi?..
Bankayı basacak adamları bulmak, kararını vermek kadar kolay olamamıştı. Çünkü, icra teklifine maruz kalan her komitacı bu teşebbüsü biraz aykırı buluyor, başta İzmirliyan olmak üzere müteşebbisle rin akıllarını oynattıklarına hükmediyorlardı. Hınçaklarm hiç biri, hattâ, en aşın atılganları bile bu teşebbüsü kabul şöyle dursun, müzakere-sine İştirake bile   yanaşmamışlardı.
Fakat, Trroşak reislerinden (Ar* men Aknonu), bu içi kabul ve deruh-to edecek bir akıl yoksulu bulmuştu. Bu adam (Vahram Fincanciyan) a-dmda Odesalı bir Ermeni İdi. Şöhret ve servet kazanmak İçin çırpman bu soysuz, Makslmof Ue birlikte hemen baskının porgramını hazırlamağa, bir taraftan da bu İşte kullanılacak Ihmakları aramağa koyuldular ve buldular.
1896 yılı Ağustosunun yirmi altıncı günü, gözleri bankada bulunan al-
tınlarla kamaştırılmış, şuurları türlü türlü vaatlerle şahlandırılmış bir kafile Osmanlı bankasına hücum etti. Kapılan çevirdi ve içindeki memurları esir etti. Diğer bir kafile de Ba-bıâliye saldırdı. Hükümet, derhal şiddetli bir mukabele Ue asayissizliğj ortadan kaldırdı. Ne yazık ki, hâdiseyi tertip ve idare edenleri elde etmeğe, yaptıkları hareketin cezasını çektirmeğe muvaffak olamadı. Çünkü, başta (Sebuh Karamanyan) ile (Vahram Fincanciyan) olmak üzere bütün fesat basıları ve başı dönük adamları, teşebbüsün bir muvaffak!-yetslzlikle neticelenmesi ihtimali Ue daha evvelden muaveneti temin olunan, Fransa sefareti baş tercümanı (Roe) ile Rusya sefareti baş tercümanı (Makslmof) un delâletleri Ue, Fransa sefaretine ait bir istimbota bindirilerek o sırada limanda bulunmakta olartMesajerTMarltim kumpan yasınm (Jirod) vapuruna götürülmüş, o akşam da tstanbuldan uzaklaştırılmışlardı.
Hâdisede öne sürülenler, yalnız kaîdrklarmı görünce aldatıldıklarını, daha acısı atladıklarım anladılar. Pek haklı olarak galeyana gelen İstanbul ahalisinin ellerinden yakalarını, canlarını kurtarmak için kiliselere, hanlara, bilhassa evvelce bir münasebet Ue bahsettiğim Çukurçeş medeki Taşhana kapandılar. Kani) bir müsademe başladı. Kurtulamrya-caklarmı anlryan başı dönükler, candan, pencerelerinden etrafa bombalarını pahalıya satmağa kalktılar.
Sığmdıklan binaların damlarm-I lar savuruyor, kurşunlar yağdırıyor-' lardı. Garibi şu ki, bu âletlerden çoğu bu kanlı müsademeye niçin atıldıklarını, ölümü hangi gaye uğruna göze aldıklarını bilmiyorlardı. Yalni2 ele basıları, isyan esnasmda o zamar ki büyük devletlerden birinin kuvvet-11 donanması Istanbula gelecek, Osmanlı mukavemetini namUe beraber ortadan silip süpürecek ve işte o zaman Ermeniler de muratlarına cre-.vk denilmiş, Çoğu Rusyalı. Kafka^r olan ayak takrmma hiç bir şey söylenmemişti.
İhtilâl esnasmda bir ecnebi devle tin müdahalesine İnanan ahmaklar arasında, Trroşak reislerinden olar ve o günkü isyan hareketinin mü* rettiplerinden ve belli başlı idareci lerinden bulunan (Arman AknonO de bulunuyordu. îstanbulun muhteli' sokaklarında kanlı müsademeler e-lurken, ihtilâlciler, fullerinin cezası-olarak taraf taraf vurulup dogra nrrken, Bu ahmak adam Samatyadn Sulumanastrr kilisesinin damında, e-lindekl dürbün Ue Marmarada, gelecek yabancı devlet donanmasını gözlüyor, bir taraftan da yanında bulunan fedaileri körüklüyordu. Nihave' aldatıldığım o da anladı. Komita arkadaşlarına lanet ve nefretler savurarak tabancasını şakağına dayadı.
Yeni Neşriyat:
Bilgi Yordu Mecmuası t — Beş
seneden beri fasılasız olarak, neşredilmekte olan Bilgi Yurdu mecmuasının 42 inci sayısı fikir ve san'ate ait çeşkli yazılarla çık. mistir. Okuyucularımıza    faydalı
olacaktır.
S Ok UN UZ
r
sorut yelim
Bir Babanın Acı Şikâyetleri
U$ oğlum var. Lisenin dokuzuncu, onuncu ve on birinci sınıflarına gidiyorlar. Bunları bir takım mektep kitabı Ue İdare ederim diye seviniyordum. Ümidim boca çıktı. Mektep kitapları her sene değişiyor. Neden? Aklım ermiyor. İlim ve fende elde edilen ilerlemelerin mektep kitaplarını her sene değiştirmeyi icap ettirecek kadar olduğunu zannetmiyorum. Bir seneden öteki seneye mektep kitabı yazmak saruvrlnd© »aslı bir fark hami olacağma da ihtimal vermiyorum.
Teni kitap yazdırmakta tâli derecede faydalar bile olsa memleketin nıaiıjet seviyesini jrftze alarak hu faydalan feda etmek İcap eder. Ben ortadan biraz fazla ge-
liri olan bir memurum. Her sene mektep kitabı masrafı bütçemde yer tutuyor. Benden aşağı olanla-rm çocuklarım  okutmak için ne , külfetlere girdiklerini    gözönünde j tutmak gerektir.   Anadoluda öyle f afleler bilirim kl, İki komşu, çocuklarına mUşterek kitap almak için par alarmı bir araya katryor-
lar ve çocukların çalışabilmeni I-çln müşterek bir gaz lâmbanı yakıyorlar, m.».1 başında yeni yeni kararlar verilirken, memleketin çokluğunun maişet darlığını dalma hatırlamak lazımdır.
Bu mektubumu neşrederseniz, benim gibi bir çok babaların şikayetine tercüman olmuş olursunuz.
Aksaray: Ş. A. S.
-  8 . 2 - 941
VATAN
8YA«(
İCMAL
Darıca Belediye Reisi Para Almadan   Çalışacak
Danca Belediye meclisi B. Hakkı Biricikaanın riyasetinde iç-timalarına başlamıştır.
Üzerine alnyş olduğu belediye reislik vazifesini bütçenin darlığı ve üç aydanberi memur ve müstahdemleri ücretlerini de vereme, dıği ve belediyenin mecburî hizmetlerini de yapamıyacağından ve ehemmiyeti olan istasyon şosesinin de yapılması elzem bulunan ve başka suretle tasarruf e-
demiyeceğinden 1/3/941 tarihin» den itibaren belediye reislik vazifesini fahriyen ifa edeceğim ve hiç bir suretle belediyeden bil metaliprte bı|lunmıyacağına dair olan teklifi umumî meclisçe teşekkürle kabul edilerek karar altına alınmıştır.
SiyasîHâdiselerin Esrar Perdesi
Yazan: Vahdet GÜLTEKİN
vrupa siyasetinde hâdi-
¦    ¦ selerin  yıldırım  süratile
inkişaf ettiği devre çok gerilerde kalmış bulunuyor. Bugün,, aylardan'beri bir neticeye varmayan meseleler karşısındayız. Bir çok hâdiseler esrar perdesi altında gazlı kalıyor ve bu kalın perde ancak zamanla, ağır ağır
kalkabiliyor.
Berlin . Paris . Vichy arasındaki konuşmalar ve mekik dokumalar henüz bir sona varmamış gibi görünüyor, l'ki gün evvel Harise giden Amiral Darlan Mareşal Petain'e Laval'in cevabını getirdi. Mareşal kararını bugünlerde verecekmiş.
Biz bu vakayı bir an için bırakarak, daha yakındaki bir siyasî hâdiseye göz çevirelim:
Almanyanın Bulgaristan üzerindeki tazyiklerini tekrarladığına dair bir kaç gün evvel bir haber gelmişti. O zaman da işaret ettiğimiz gibi. Almanyanın bu tazyikini kuvvetlendirmek hususunda kullanacağı askerî kıtaların Bulgarıatana şevki haberi teeyyüt etmedi.
Bu haber üzerine bazı yabancı siyaset mehafıl'nde yapılan tefsirler, iki buçuk ay evvelki Hîtler . Borb mülakatının bazı esrar perdelerini aralamaktadır. Filhakika, öğrenildiğine göre, bu mülakat esnasında Alman devlet reisi Bulgariotana mihvere iltihabı teklif etmiş, Bulgar Kralı ise bu siyasî ittifaka, Almanyanın 'bir anlaşma il* bağlı bulunduğu Sovyetler Birliğinin daha evvel g'rmeei lâzım geldiğini, Bulçaristanuı ancak bundan sonra girebileceğini söylemiştir.
AJmanya, şüphesiz ki, Bulga-ristandan bu mantıkî cevabı hiç te beklemiyordu. Zira, ondan bir kaç hafta evvel Macarisftanı, aynı şekilde mihvere iltihak ettirmişti. Nüfuz kibarile aynı derecede hâkim bulunduğunu zannettiği Bıugariatandan d^ bu tarzda iltihakı gayet emin olarak bek.ıyebılırdi.
Fakat, Almanyanın unuttuğu bir şey vardı ki, o da, Macaris-tanla Bulgaristan arasındaki farktı. Filhakika Macaristan Avrupada Alman nüfuzu altına giren ilk devletti. Müstakil bir siyaset takibinde kendisine müzahir bir komşu bile aramadan nazi siyasetine tâbi olmuştu.
Halbuki Bulgaristan aralarında ırk ve dil itibarile büyük bir bağlılık bulunan Rusyaya, tarihin her devrinde en tabiî ve kuvvetli dost diye bakmıştır. Binaenaleyh, Bulgaristan eğer kuvvetli br komşunun vesayetini a-rayacak bir siyasete ihtiyaç duyuyorsa herhalde Sovyetler Birliğini kendisine daha yakın bulacaktır.
Mektep Kaçakları
Çil Yavrusu GibiDağıldılar
İhtiyar Şöyle İzah Etti: " Bayım
Sizi Polisten Sandıla
r...
II
Yazan: Faruk FENİK
On üç, onbiri kırık...
Altmış, elli dokuzu yok...
Sonra gel de sen, geç.
Bir türlü anlayamadığım bu muammayı arkadaşı çördü: Birisi, okudukları ders adedini, diğeri ise devam cetvelini gösteriyormuş Devamsızlık altmış güne varınca mutlaka sınıfta kalınırmış.
ikıs* birden güjmeğe koyuldular. Kafileye bir iki loşi daha katıldı. Gidelim, dediler ve hep beraber kalkıp gittiler....
Yirmi, kırk daha altmış, iki de bu, altmış iki.
Yeni bir takım rakam işitince kolak misafiri oldum. Yoksa bun. lar da, bir saat evvel işittiğim muammaya benzer bir mesele mı hallediyorlardı? Hayır!
Karşısındaki altmış altı tamam, diyince anladrm. Oynadıkları iskambil oyununun sayılarını sayı-yorlanmış....
O gün kendilerile Saraçhane-başında bir kahvede ahbap olduk.
Ortamektep talebelerindenmiş. Kitap ve defterlerini traş oldukları berberlerden birine bırakmalar. Gülüşüp oynaşıyorlardı.
Kimya dersinden bahis açıldı. Birisi atılarak:
— Bırak şu kimyacı Karbonu, dedi, yine o kara kaplı defterin sahifelerini, şöyle bir çevirdikten sonra, 436 Mehmet Gülen hadi bakalım tahtaya, der. Arasın da beni bulsun. Sıfır almaya vaktim yok.
Belli ki (Karbon) talebe arasında kimya hocasına verilen bû lâkaptı. Diğer biri dedi ki: |
— Ya bizim riyaziyeci? O, kurnaz adamdır. Sınıfa gerince biı bakar. «Yine bir kaçının meşruI mazereti çıkmış.» |
Bir diğeri öteden elindeki kâğıda kargacık burgacrk bir şeyle! çizerken söylenmeğe başladı:
— Canım imza ata ata bıktım, usandım. Bu gün cidden hastalanmıştım. Mektebe gideceğim vakit babam tezkereyi yazdu.'an sonra altına da şöyle bir tt.ıza k o nd uru verdi. Dalgınlığıma gelmiş. Aldım, götürdüm. İmza sahtedir, diye tutturmasınlar mı? Ne ise, babam geldi de vaziyeti kurtardık. ,
Kahve iyiden iyiye dolmuştu.... Yanımdaki masalardan sesler işitiyordum...
— Döper as. Floş ruvayal.. Gülüşmeler...-
İki bir, düşeş... Gele..,, Kahkahalar....
Kapı açılmıştı. Kahve birbirine girdi- Herkes ayağa kalkarak gireni selâmladılar:
— Buffalobill
Yeni gelenin lâkabı Bufralobil.
miş.....
İri yarı yakışıklı bir genç...
Gangster fumlerini hiç kaçır-mazımış. Alkazarın devamlı müşterilerinden.....
— Gırmiyeccğim, dedi.  Var mı gelen?
Hepsi beraber kalkıp arkasından gittiler....
Çeyreği vererek ben de peşlerinden çıktım. Hava oldukça güzeldi. «Sarayburnu parkında da başka bir grupa tesadüf edebilirim.» dedim. Yürümeğe başladım. Beyazıt meydanına geldiğim zaman Küllük denilen kahve aklıma geldi.  İçeri daldım.
Eski arkadaşlardan bir kaçı tavla atıyorlardı. Bir kaç hoş beşten sonra lâfı mektebi asanlara getirdim.
Fen Fakültesindelermiş. Anlat, maya koyuldular:
— llkmektepte talebe hiç kaçmaz. Hem mektebini sever, hem do evden ve hocasından korkar. F akat ortamektebe geldiği zaman, çileden çıkarılmaya başlanmıştır. Arkadaşları onu azdırır. «Gel sinemaya, gel futbol maçına, gel bir iki balık tutalım» der ve götürürler. Ortamektebân son smıl'ıarına doğru mektebi asanlar, âzamiye varır.
Lisede talebe biraz daha akılla nmtştır. Fakat onların arasında da neler çıkar, neler?
Üniversite ve yüksek mekikler bir âlem.. Artık onlara, mekteplerini asıyor diyemeyip, sadece gitmiyorlar demekle iktifa e-deceğiz.»
Öteden bir diğeri atılarak: «— Bakın, dedi, size hoş biı hâdise anlatayrm:
Leyli mektebe giden bir kaç arkadaş bu gece kaçmaya karaı verirler. Yatak çarşaflarını birbirine düğümleyerek, üçüncü kattan aşağı inerler. Yataklarına da kaçtiKlarını belli etmemek için biı yastrk yatırıp üzerini battaniye ile örtmeği ihmal etmezler.
Gece, sinema, tiyatro, bar, dansing gezer ve sabahleyin ni-barî talebe ile birlikte içeri dalarlar...^
' Meğer anlatılan vakanın kahramanı aramızda imiş. Gülerek dedi ki:
— Ya seı\? Galatasaray* gittiğimiz zaman, arka kapıdan ekmek arabasına binerek çıktığını unuttun mu? Hanıya Kasımpaşa fırınınım önünde tepıne tepine kapıyı arabacıya zorla açtırmıştın...
Ben artık yazı yükümü almıştım. Allaha ısmarladık dıyıp ayrılmak istedim.
— Yoool... dediler, bıraldma-yız. Sana söyleyecek daha çok şeylerimiz var. Asmak dengen şey mekteple bitmiyor. Mektep çağını geçip, işe girenler arasında içini asanlar, bir kaç kere kayınpeder ile, kayınvalidesini hastalandırıp öldürenler yok mudur? Şeflerinden izin koparmak için daha neler icat ederler, neler? I...
Güldüm. Ve dedim ki:
— İşte bunlar hep, mektep sıralarından kapılan fena huylar...,
«Hoşça kalın» diyerek çıktım. Yürümeğe başladrm.
Sara> burnu parkı. I
Parkta, çikolata kâğıtlarile tek , çift oynayan, elinin üstüne yapıştırdığı kırk paranın yazı mı, tura mı olduğunu soran, rıhtımda elindeki kamışla izmarit avlayan, ye. re çizdiği çizgiler üstünde kaydırak oynayan, kanapeye oturmuş, roman okuyan mektep çocuklarına raaladım.
Yanlarına şöyle bir yanaşayım dememe kalmadı. Birbirlerine anlayamadığım bir* takım işaretler verdiler... Islıklar çalındı ve bir anda koca parkta talebeden kimse kalmadı.
Kanapelerden birine yerleşmiş, elindeki gazeteyi okuyan ihtiyar adamın gülüşüne hayret e-derek sordum,
— Ne oluyor?
— Şaşılacak, bir şey yok bayım, dedi. Sizi polipten sandılar....
ŞUNDAN
BUNDAN
Nobel Fabrikası Havaya Uçtu
Büyük bir yangın büyük bir infilâk neticesi İsveçin Carlskoga gehrindeki barut fabrikasını tahrip etti. Barut depoları birer birer havaya uçtu.
İsveçin en büyük silâh fabrikası olan Botorsdan eser kalmadı.
Bu fabrika, dinamit kralı Al-fred Nobel'in kurduğu fabrikadır. Bilâhare Botors şirketi tarafından satın alınmıştır. Alferd Nobel, beynelmilel büyük mükâfatın müessisidir. Harp dolayı-sıle mükâfat bu senç dağılmıya-caktır.
1861 de, Parisin en zengin bankerlerinden bir grup, kürrei arzı berhava edebilecek bir kuvvette bir infilâk maddesi bulduğunu iddia eden bir genci dinliyorlardı. Bankerler, tecrübe arzusunu göstermediler. Yalnız bir mütehassıs tarafından, Alfred Nobel'in Nitro . Glycerine'den yaptığı infilâk maddesinin bir işe yaramıyacağı hakkında verdiği raporla iktifa ettiler. Ve genç mucidi neznketle yola koydular. Fakat üçüncü Napolyon, büyük bir ümitle Parise gelen bu genç mucidi boş ve ümitsiz döndürmek istemedi, kendisine IUU.UUÜ Frank verdi, mesaisine devam etmesi  tavsiyesinde  bulundu.
Alfred Nobel, tecrübeler yaptı. Ve bu müthiş maddeye dinamit ismini verdi. Fakat, bütün dünyanın nefretini kazandı. Kimseye görünemez oldu. Müstear isj.nie seyahat ediyordu. Vapurlar, trenler, oteller _ Vapurlarının, trenlerinin ve otellerinin berhava oımasından korkarak . kendisini kabul etmek istemiyorlardı.
Alfred Nobel, sade, mütevazı, muhterız ve hastalıklı bir adamdı. Güzel sanatlara meraklı idi. Bir kusuru vardı; Unutkanlık... Çok az yemek yerdi, ve yemek yemediği günler daha iyi çalışırdı. *î
Dünyanın büyük şehirlerinin hemen hepsinde küçük bir apartmanı vardı. En ziyade Pariste ika metten hoşlanırdı.
Nihayet, San Kemoya yerleşti ömrünün son günlerini palmiyeler ve çiçekler arasındaki köşkünde geçirdi. Dünyanın en zengin adamlarından biri idi. Bir ö-lüm ve harp vasıtasile kazanılan bu serveti, güzel sanatlere ve sulhun idamesine hasreUmeye karar verdi.
1893 de bir «Sulh mükâfatı» tesis etti, fakat bir şart koçtu: «Eğer, otuz sene içinde daimî bir sulh temini mümkün olamazsa buna çalışmak beyhudedir...>
italyan
Gazeteci
milletler cemiyetinden nasıl kapı dışarı edilmişti ?
(Habeş meselesinin, beş yıllık bir fasıladan sonra   tekrar «En
mUhlm dünya meselesi» hıPatım giydiği bugünlerde bir müşahedemi, ve kendimi tutamayıp karıştığım bir hâdiseyi yazmayı faydalı buluyorum.) 036 haziranının yağmurlu bir günü.
Jönev'Ulerin belki yansı, Milletler Cemiyeti asamblesinin toplanacağı binaya giden yollarda ve binanın ö-nündo toplanmıştır. Yağan yağrmır. ara sıra diner gibi oluyor, sonra birden, şiddetini arttırarak kapanmı-yan şemsiyeleri kamçılıyor. Bu şemsiyeler o kadar çok ki, Romanya Hariciye Nazırı Titülesko'nun yemek yedtfcl lokantaya giden yol ile «Journal de Jeneve* in matbaasına uzanan yolda ilk bakışta insan arduva7 kaplı iki sıra çatı altına yığın yığın insan sığınmıştır sanıyor.
Bugün Ncgüs nutkunu söyliyecek-tir. Fnkat bu halk, yalnız onun geçişini seyretmek için toplanmış delildir. Milletler Cemiyetinin bu asamblesinde daha başka fevkalAdelikl^ do vardır. Faraza Fransa Başvekil' Lcon Blum'un bu sefer Fransız murahhas hovetlne bizzat reiPİİk ekmekte olması bunlnrdan biridir. So*-valiflt Jönev Fransanm İktidar mevkiine vükseltti»! sosvallst liderin* srörmek ve alkışlamak arrusundadn-Faraza, İngiliz murahhas hevetln* rM^iik «*den Fdon, valnrz yıldızı nar-Irvan bir devlet adamını sevretmeV Istlven nolitlka tlrvakllert tarafından ddtfl. eüzelli*i etrafında yapılan propagandalara kanmış zarif kadınlar tarafından da 'beklenmektedir.
Herkesin kendisinden bir iltifa» beklediğini sanar Gribi bir edası olan Paul Boncour. ile hiç kimse ile ve etrafındaki bütün esva ile kâinat il*» bir alâkası yokmuş zannmı veren irlandalı drt Valera. karagözlükleri vr kalın dudaklı kocaman a^zı ile bi*-Apollon sayılmasına imkân olmıyan fakat givinisindeki dikkat ve zera-
YAZAN:
Nizameddin
NAZİF
müş olsalar mütevazı İstanbul hem-şerllerinin bundan böyle günahlarına girmekten çekinirlerdi.
Maamaflh Negüs'Un gelişi ve gidişi İçin bir teşrifat sekli tesblt edilmişti. Buna harfiyen riayet edildi İmparator çektiği bir çok azaplardan sonra, bir de Leon Blum'Ie dirsek dirseğe içtima salonuna girmek azabına uğramadı. Gelince holün ea£ tarafındaki küçük bir salona a-lındı ve herkes yerli yerine oturduktan sonra Londra sefiri Martens ve Ankara sefiri Markus ile birlikte salona girdi. Kendinden evvel gelip U-zerlnde Habeşistan yazılı bir levha bulunan masaya oturmuş olan Na-slbfVnun yanına İlişti.
Ben bu manzarayı on metre yüksekten ve otuz metre kadar uzaktan kuşbakışı seyrediyordum.
Bu salonda gazetecilere e Paradi* tahsis edilmiştir. Sinemacılarla fotoğrafçılar reislik kürsüsünün hemen sacında otururlardı.
Celse açılır açılmaz söz Negüse verildi ve Negüs alkışlar arasında kürsüye çıktı. Dikkat ettim. Alkışlar en çok Balkan ve Baltık devletleri İle tskandinavlardan. Fransızlardan, İngilizlerden geliyordu. Rumen Baş delegesi Titülesko ise ayrıca ayafra kalkmaktan çekinmemişti. Kıı laklarıma mikrofunu geçirdim. Baştan ayağa kulak kesildim. Dinlemi-ye başladrm.
Negüs, heyecandan sapsarı kesilmişti. Hafif bir sesle söze başladı Sonra derece derece bu sesin yükseldiği duyuldu ve çok geçmeden Habeş İmparatorunun sesi ateşli ve heyecanlı bir hatip edası aldı. Bilhassa şu cümleleri söylerken:
fet Ue ve yüzünden  eksik  olmrvan      — Efendiler! İtalya iperlt kullan-
tebessüm ile munis bir hava yanıta* Doktor Rüştü Araş dahi dikkati cel-betmekte ve alkışlanmaktadır.
Blnava elrdlm. Koridorlarda dehşetli bir kalabalık var. Ara sıra sütunlarında vapurlara ve sinemalar* plrerken İstanbulluların biribiri Da itişip kakıştıklarından sikftvet ede*-gazetecilerimiz Milletler Cemiyeti a-sambleslnde devletleri temsil eder cKerrüfer*H murahhaslarm girerken biriblrlerini nasıl dirseklediklerini dürttüklerini, biriblrlerinln nasırlarını nasıl çiğnediklerini bir kere gör-
mıştrr. İperitin tesirleri etrafındaki nazariyelere biz elbette medeni dün-yanm fen adamları kadar vâkıf değiliz. Fakat sizi temin ederim ki, en hücra köylerimizdeki vatandaşlarımız, geçirdikleri elim tecrübelerden sonra iperitin tahribatı etrafmda bütün fen adamlarından yüksek malûmata sahip bulunuyorlar. Acaba medeni dünya, vatandaşlarınım ulaştırıldığı bu kimya bilgisi derecesinden memnun olacak mıdır? Sanmıyorum. İtalyan hava kuvvetleri dokuzar bombardıman tayyaresinden mürek-
Zeytincilik   Kursları
İznik (Hususî) — Geçen rkin-cikânun ayında, kazamıza bağlı Çamdibi ve Derbent köylerinde açılan zeytincilik kursları bitmiştir. Kursa iştirak edenlerden iyi derecede muvaffak olanlara usta, diğerlerine de çırak ehliyetnameleri verilmiştir.
Yugoslavya ve Bulgaristanda seyyah mevsimi
* ingiliz karikatürü -
kep filolarla ve ardarda geçmişler ve mütemadiyen Iperit atmışlardır. Yalnız harp mıntakalarında değil, masum kasabalarımızda da eşyanın tabiatı değişmiştir. Taşlar erimiş ve ormanlar kurumuştur...
Negüs. buraya gelince, sözlerinin tesirini tartmak ister gibi biran durdu. Sonra asabi bir hareketle tekrar önündeki kâğıt tomarına sarıldı. Fakat ağzını henüz açmak üzere id! ki, salonu bir takım haykırışlar, çığlıklar, ıslıklar kapladı. Murahhasların hepsi, salonda bir bomba patlamış gibi heyecanla yerlerinden kalkarak baslarını geriye çevirdiler ve bizim katta bir yere bakmıya başladılar. Ben de derhal mikrofonu kulaklarımdan çekip o tarafa baktım
Bana dört metre yakın sıralar U-zerlnde, şimdi, çirkin bir sahne başlamış bulunuyordu. Milletler Cemiyeti asamblesine murahhaslarını iştirak ettirmemiş olan ttalyanın bütün şehirlerinde çıkan gazetelere mensı-.p 40 - 50 adam ayağa kalkmışlar, ayak larile, ellerile, ağızlarlle can sıkan bir gürültü yapıyorlardı. Bunların kimisi ellerindeki kaynana zırıltılarını çeviriyor, bir kısmı iki parmağını dili altına sokmuş keskin ıslıklar fırlatıyor, bazıları muhtelif sesler çıkaran düdükler çalıyorlar, bazıları do şöyle bağmyorlardı:
— Susturun bu herifi!
— Bitti artık bitti! Her şeyi bitti!
— Sen kimseyi temsil etmezsin!
— Sen hiçbir şey değilsin!
— Elimize geçme... Seni gebertiriz!
Pek iğrençti bu sahne... Cidden iğrenç adamlardı bu İtalyan gazetecileri! Dünvanın 52 milletini temsil e-den murahhaslar tiksinerek bakarlar ken Titülesko dayanamadı, haykrrdı
— Susturunuz bu vahşileri! Kovunuz bu vahşileri!
Ve ayni anda ben de dayanamadım yanrbaşrmda duran Türk, Fransız. Arap ve ingiliz gazetecilerine haykırdım:
— Ne duruyorsunuz? Bunlan kov mak için neyi bekliyoruz?
önümdeki defteri kaldırıp üzerlerine fırlattım ve., dört nala saldırdım. Adlarını kaydettiğim medeni milletleri temsU eden gazeteciler beni takip etmekte gecikmediler. Beq dakika sonra İtalyan efendüeri salon dan ite kaka defetmiş ve vaka mahallerine daima geç gelen isviçre polisleri, bizim yaptığımız işi yapmak vazifesüe geldikleri zaman yapacak iş bulamamışlardı.
Şimdi, bu yazıyı yazarken, gözüm önümdeki gazetenin şu satırlarına dalıyor:
<ltalyanm Habeşistandaki millî ihtilalden tedehhüş ettiği ve Kont Vol-pi'yi Vişi'ye gönderip Habeşistandaki 200 bin Italyanın mukadder intikam katliamından himaye edilmesi-ni Ingiltereden rica ettiği haber verilmektedir^
Beş yıllık bir fasüadan sonra î-talyanın bu hareketinde ben, Haberlerin asil millî şefi imparator Haile Selâslye'ye Milletler Cemiyeti asamblesinde italyan gazetecilerinin reva 1 gördükleri bayağılığın mukadderattan alınmış muhteşem bir ceva-bmı görmekteyim,
Müslümanlar:
€— Allah imhal eder,   ihmal etmez...» derler.
Ne doğru.
MADEN OCAĞI ÇÖKTÜ
Konya, (Hususî) —Sızma köyündeki civa madeni ocağı geçen ayın yirmi altısında ansızın, çökmüş ve o sırada çalışmakta olan üç işçi ölmüş ve dört kişi de ezilerek yaralanmıştır. Çöküntünün sebebi henüz malûm değildir. Ya ralılar tedavi edilmektedir.
M f KAV
/s
alçak kim?
Şermin yüzünü telâşla gürültünün geldiği tarafa doğru çevirince, tepeden tırnağa sarsıldığını hissetti. Vedadın dizinde    duran
başını hızla itti
— Eyvah dedi. Bay Seyfi bizi
gördü.. Elini yüzüne kapadı.
— Ne yapalım, mahvolduk di. ye inledi. Karşısında şaşkın biı korkaklıkla duran adamdan §u anda nefret ediyordu. Senelerce genç kızlığından beri bütün kalbini ona vermişti. Nihayet hayat vollazi bMudfindÜttn bir .hızla de-
ğişmiş onu dumanlı bir gölge halinde hatırlamağa bağladığı sıralarda tekrar bulmuştu. Fakat bu
sefer ikisi de bambaşka mevkilerde idiler. O evli bir kadın, Vedat kocasının iyi bir arkadaşı idi-Şermin eski komedinin orada kalacağını umdu. Vedat ise onu â-de-ta tehdit ediyordu. Of bu adamın sözlerine nasıl kanmıçtı. Sakin hayatında yine fırtına bag gösterdi. Onu sevmiş mi idi. Belki. Fakat bu aşktan artık azap duyuyordu.  İşte nihayet    bütün
vaziyet meydana çıkmak üzere idi. Evet Bay Seyfi muhakkak ki kocasına haber verirdi. Şermin başını yine elleri içine aldı. Sonra kararını vermiş insanların ciddiydiler ]
— Vedat dedi. Sen içeride beni bekle.. Ve hızla kapıyı açarak salonda ne yapacağını şaşırmış bir ileri bir geri hareket eden Bay Seyfiye doğru yürüdü. Başını büyük bir safiyetle yana yatırıp hafifçe ;
— ilelebet gizli kalmasını arzu ettiğim mühim bir meseleye te sadüfen şa'hit oldunuz, dedu Çizerinizde yanlış şüphelerin yerleşmemesi için size bazı sırlar tev di etmek isterim. Adam bir an yerinde hareketsiz kaldı. Ne yapacağını bilmiyordu. Evet en iyi en yakın bir dostunun karısını şurada divanın üstüade yabancı
bir erkekle baş başa görmüştü. Şimdi ayni kadının sözlerine Uıan mak mecburiyetinde mi kalacaktı. Şerminc karşı mütehakkim ta-vur alarak:
— Hareketinizi ne yolda tevil edeceksiniz diye bağırdı. Genç kadın kapryı açmış ona yol gösteriyordu. Bay Seyfi isteksiz a-dımlarla kapıdan geçti. Biraz sonra ikisi de karşılıklı koltuklarda oturuyorlardı. Şermin yine masum tavrını almıştı. Yine boynunu büktü ve:
— Bay Seyfi, şimdi belki de hakkımda türlü isnatlarda bulunuyor türlü fikirler besliyorsunuz
değil mi?
Bay Seyfi inkâr edecek diye oturduğu yerde biraz doğruldu. Kadın devam ediyordu:
— Evet biraz evvelki manzara
ile ben buna müstahaktım. Fakat I
— Evet fakat?
— Fakat sizin   çocuklarınıza
da bir arada tesadüf etseler yine böylemi düşünmek lâznn gelirdi.
— Nc demek istiyorsunuz bu adam kardeşim mi diyeceksiniz?
Şermin sesini daha alçaltarak:
— Maalesef öyle Bay Seyfi dedi. Varlığını ilelebet saklamağa mecbur olduğum bir kardeş..
Gözlerine sahte bir dalgınlık verdi. Oturduğu koltuğa biraz daha yaslandı.
— Evlendiğim zaman kardeşim tekrar hayata çıkması şüpheli adi bir katilden baçka bir şey değildi. Ondan kimseye bahsetmemiştim. Fakat seneler bir biri ardı aiTa geçtiler, bir gün onu kar şımda buldum. Varlığını bir yüz karası olarak saklamağa mahkûm olduğum kardeşim gelmişti. Kocam bir işçi kızı olduğum halde beni aldığı için bütün ailesi tara-
fından terkedilmiş, o da beni herhangi bir akrabam ile görüşmekten menetmişti.. Ellerini karşısında iki tazyik arasında kalmış dalgın dalgın düşünen adama doğru uzattı. Kardeşimi duyarsa beni muhakkak bırakır dedi. Bunu yaptırmvyacaksınrz değil mi? Gözlerinde öyle samimi bir ifade vardı ki Bay SeyH gayri ihtiyarî içinde bir acı duydu. Şermin sesine daha titrek bir ahenk vererek:
— Çok insafsızdır beni sokağa fırlatır atar diye söylendi. Buna sebep olmayınız..
Biraz evvel bu kadının hakkında türlü fenalıklar besliyerek kapıdan giren adam, şihndi ağır bir günahın yükünden kurtulmuş gibi ferahlayarak ayağa kalktı.
— Müsterih olun dedi. Fakat kocanızın bunu tabiî olarak ka-
bul etmesi lâzım. Yoksa yaptığ-. şey alçaklıktır. Kardeşiniz size nc fenalık aşılıya bilir ki.
Şerminin gözlerinden bir zafer pırıltısı geçti. Sonra yine ka rardı.. Bay Seyfi bahçeden çıkıp sokağı döndüğü zaman genç kadın Vedadın beklediği odanın kapısını açarak:
— İşettin mi? Fırtına yatıştı. Vedat gözlerindeki h'dderi yüzüne çarpar gibi bağırdı:
— Evet işittim.. Sen bir alçak, sın, kocanı alçakçasına aldatıyorsun.. Genç kadın şaşırmıştı. Kapıyı hızla itip çıkan Vedadın arkasından büyük bir kinle uzun uzun baktı, sonra duvara dayadığı koluna başını bırakarak:
— Alçak, alçakl Diye söylendi! Gidiyorsun öyle mi?
[kişide birbirlerini ittiham ediyorlardı. Acaba alçak kim?..
Nedâ MARAŞ
8-2-941
VATAN
Karagün Dostu Kızılayın Seylâpzedelere Yardımı
Gediz NehriDağlardaki Karların da Erimesiyle
Taşkınlıklarına Devam Ediyor
izmir, 7 (A.A.) — Manisa ile Kırkağaçh ve Muradiye Emiralem istasyonları arasında tren münakalesi henüz temin edilememiştir. Diğer taraftan   Aydın    hattında
Salcuk ve Kozpınar istasyonları arasında demiryohınun mevcut arızaları tamir edilmektedir. Germencik Erbeyli istasyonları arasında bulunan köprüden aktarma suretile yolcu nakliyatını temin için lâzım gelen tedbirler alınmaktadır.
Fakat bunun için Selçuk kısmındaki tamiratın iktmali icap etmektedir. Vali Fuat Tuksal Menemene gitmiştir.
Seylâp tehlikesine maruz bulu-
Maarifte:
Maarif Şûrası Toplanacak
Maarif Şûrası bu senenin imtihanlarından sonra Ankarada toplanacaktır. Şûraya Maarif Ve. kâleti umum müdürleri, Üniversite Rektörü, dekanlar, Maarif müdürleri, bir kaç Maarif müfettişi umumîsi, resmî ve hususî lise ve ortamek'bep müdürlerinden bir kaçı, Veütâietin seçeceği bir kaç fikir adamı iştirak edecektir.
Maarif müdürleri şimdiden, Şûraya verecekleri raporları hazırlamağa başLaımışlardır. Raporlarda bugünkü vaziyetle berabeT yeni ihtıyaçıar da gösterilmektedir.
Üniversite fakülte tedris meclisleri tarafından hazırlanacak ra. porıar üzerine umumî bir rapor hazırlayacaktır. Raporda tesisi istenen yeni kürsüler, inşası istenen yeni enstitüler, talebe vaziyeti ve saire gösterilecektir. Lise mü-aürıerınin vereceği raporda geçen defa toplanan Şûrada tesbit edilen kararlardan oiup liselerde tatbik edilenlerden alınan netice, ier, imtıharr usulleri; ettit meselesi, iftihar levihaları meselesi ve yeni teklifler mevzuu bahsedüecek-tir. n
Şûrada, üzerinde konuşulacak meselelerden biri de sanat ve teknik mekteplerine verüeoek yeni şeküıcr, bu husustaKİ programıar ve memleketin yeni ihtiyaçlarına göre yeni elemanlar yetiştirmek meselesidir.
Muallimler arasındaki kanaate göre, birinci Şûranın çok faydası görülmüştür. Bu Şûradan da mem lekete faydalı kararlar çıkacağı kanaati vardır.
lwaaüf Bütçesi
Artırıliı
istanbul Maarif bütçesi geçen sene 2,1 30,377 lira olduğu halde
'bu seneki bütçe 2,400,000 liradır. Bu vaziyete göre yeni bütçe
»eski bütçeden 269,623 lira fazia-
' dır. Bu fazla paranın bir kısmı Is-tanbulda kira ile tutulacak 8-10
, ilkmektep açılacak, bir kısmı ile de 1938 senesinde maaşlarına zam yapılması takarrür edip te bütçe darlığı dolayısile zamlarını alamamış olan muallimlerin zamları verilecektir. Diğer bir kısmı ile de köylerde yeniden üçer sınıflı mektep açılacaktır.
(PROFESÖRLERİN MEMLEKET
DAHİLİNDE   VERECEKLERİ KONFERANSLAR
¦ Üniversite profesör ve doçentlerinden elli kişinin memleketimizin muhtelif şehirlerinde verecek-ieri konferanslara şubatın ikinci haftasında başlanacak, 15 mayıs-'ta son verilecektir.
Profesör İbrahim Hakkı, Aydında feyezanlar; Ham it Nafiz Pamir Denizlide Anadolunun su-suzjuk derdi; profesör operatör Fahri Aydında sıhhat meseleleri hakkında konferanslar verecek, lerdir.
Bu maksatla, coğrafya profesörü Besim Amasyaya, profesör Sadrettin Celâl Bursaya, profesör Fahrettin Kerim Konyaya, doçent Sabrı Esat Antalyaya, doçent Haldun Nüzhet Terem Eskişehire, doçent Tarık Artcl Izmire gidecektir. .   .
ir Maarif Vekili Hasan Ali Yücelin bu bir kaç gün içinde ls-1 tanbula geleceği anlaşılmıştır. Vekil burada Üniversite ve lise meselelerile meşgul olacaktır.
•jç Edebiyat Fakültesinde irnti. hanlara I martta başlanacak, 10 martta son verilecektir. Pedagoji imtihanları da 3 martta başlayacak, 8 martta bitecektir.
nan Tuzcullu halkının    tahliyesi için alınan tedbirlere mahallinde nezaret etmektedir. Izrnirden Tire ve Menemene seylâp sahalarında kamyonlarla  sandallar  gönderil- | mistir. Tire kazasının Yeniçiftlik ' köyü halkı su istilâsına maruz bu- | Umduklarından  Trahmanlar  köyüne taşınmışlardır.
Subaşı köyü de su baskınına maruz bulunmaktadır. Buradaki halikın da tahliyesine başlanmıştır. Şimdiye kadar Yeniçiftlik köyünde 20, Mahmutlar köyünde 20 ve Burgaz köyünde de bir ev yıkılmıştır. Tahliye edilen köyler halkının iaşe ve ibateleri için lâzım gelen ted'birler alınmış, karagün dostu Kızılay da seylâpze- j
Mektep Kaçakları Takip Ediliyor
Maarif Vekâletinin kararı üzerine mektepten kaçan veya mektebe grtmiyerek ötede beride do* laşan çocukların takibine başlanmıştır. Haftanın herhangi bir gününde mektep müdür muavinlerinden ve muallimlerinden iki kişi beraberlerine bir sivü memur alacak senit semt dolaşacak ve mektebe gitmiyen talebeleri arayacaklardır. Bu hafta üç heyet teftişlerine başlamıştır. Bu heyetlerden biri Taksim bahçesinde dolaşan ve talebe olduğunu söyle-miyere'k kaçmak isteyen bir çocuğu isticvap etmişlerdir. Bu çocuk heyetin maksadını anlayarak

bahçeden kaçmıştır. İkinci bir talebe de Taksim kışlası civarında görülmüşse de bu da mektebinin öğleden sonra olduğunu söylemiştir. Üçüncü bir talebe ise sine. ma ilânlarını okurken görülmüş, bu çocu'k ta mazeret beyan etmiştir.
Tüccarların Hava Kurumuna Yardımı
Hamiyetli— vatandaşlarımızın Hava Kurumuna teberrüleri günden güne artmaktadır. Manifatura, Kazmir, İplik, tülbent tüccarları yüz elli bin lirayı tecavüz e-den taahhüt ve teberrülerini tamamen Hava Kuruimu şubesine tesıim etmişlerdir.
Şimdi de istanbul vilâyet merkezinde teşekkül edçn yardım komitesi azaları faaliyetlerine devamla eczahane, ecza depoları ve âlâtı cerrahiye müesseselerinin sahipleri, kereste ve yapağı tüccarları birıJKİeri ile temas ederek Hava Kurumuna yardımın derecesini tesbtte başlamışlardır.
Para Verenler: ,
Moris ve İbrahim Şayo 500, Hacı Yasef Karakaşoğlu Mahdumları, 440, M. Fifat Ceritoğlu ve Rıza Era-lp 200, Hasan Teci-mer 150, Çuhacıoğtu Isak Kohen oğulları I 500, Saki Franko 2 I 50, Ahmet Hamdi Topbaş I 500, Isak Dano 1000, Edvart Hanni ve Güstav Hanni 1000, Ardaş Çiçek 1000, Bovetes ve Baruh 750, Istelyanos Yeremiya Mahdurrılan 500, Elyazer Russo 400, Serkis Giritliyan 400, Gigimes N. Kam. buroğlu 300.
Köy Enstitüleri
ç
~«      w
oğaıtıuyor
Ankara, 7 (Husus) — Maarif Vekâleti, köy enstitülerinin maksada yetecek bir derece olmadığı kanaatine varmış ve bu enstitülerin miktarını arttırmak için, yeni bir karar almış bulunmaktadır. Bu karara nazaran köy enstitüleri süratle çoğaltılacak ve köye irfan götürecek olan talebe miktarı arttırılacaktır.
Tekirdağ   Birinci Veteriner Kongresi
Tekirdağ, 7 (A.A.) — Tekirdağ vilâyetinin birinci Veterinerler "kongresi bugün vali Salim Gündoğanın bir nutku ile açılmıştır. Delegeler bunu müteakip Ebedî Şef Atatürkün aziz hatırasını beş dakika sükût eylemek suretile tebcil eylemişler, Millî Şef Reisicumhur ismet inönü'ye» Başvekil Dr Refik Saydama ve diğer büyüklerimize tazim ve bağlılıklarını teyit etmişlerdir.
Kongrede bölgemizdeki hayvan neslinin ıslah ve çoğaltılması, hayvan mahsullerinin bilhassa yağcılık ve peynirciliğin daha verimli bir hale getirilmesi mevzuları üzerinde tetkiklerde bulunulacaktır.
delerin imdadına yetişmiştir. A-çıkta kalan halkın barındırılması için Kızılay derhal 35 çadır göndermiştir.
Gediz nehri   dağlardan    inen
seller yüzünden yeni taşkınlıklar göstermiştir. Alınan haberlere göre Menemenin Tuzcullu köyü su hücumuna uğramıştır. Kenar mahallelerdeki bazı evler sularla dolmuştur. Köy muhtarı kendisine ait bir köyün sürüsü ile sularla mahsur bir vaziyette kaldığından kurtarılmasına çalışılıyor. Gediz nehrinin suları İzmir - Foça şosesinin üzerinden geçtiğinden Fo. ça ile İzmir arasında muvasala kesilkniştir.
Spor:
Erkek Liseleri Voleybol Maçları
Erkek liseleri arasındaki voleybol müsabakalarına dün öğleden sonra Eminönü ve Beyoğlu halkevleri salonlarında devam edUmiştlr.
Eminönü halkevinde İlk karşılaşma Hayriye lisesile Erkek muallim arasında oynanmış, Hayriye 15-9, 15-6, galip gelmiştir.
İkinci maçı, Taksim - İstiklâl liseleri yapmış, bu müsabakayı da 15-12, 15-10 Taksim lisesi kazanmıştır.
Beyoğlu haJkevlndcki ilk maç İstanbul lisesi - Darüşşafaka arasında yapılmış, İstanbul lisesi galip gelmiştir.
Kabataş lisesi ile Işık arasındaki müsabakayı Kabataş kazanmıştır.
İstatistik Umum Müdürlüğü
Memurlar Hakkında Bir İstatistik
Hazırlıyor
Ankara, 7 (Telefonla) — Dünkü nüshamızda, İstatistik umum müdür Klğünün faaliyetin* ait bazı haberler vermiştik. Bugün aldığımız malûmata nazaran umum müdürlük memurlar hakkında da bir istatistik hazırlamaktadır.
Uç, beş senede bir defa neşredilecek bu istatistikte, her derecede kaç memur bulunduğu görülebileceği gibi, devlet kadrolarındaki muallimleri de anlamak kabil olabilecektir. Umum müdürlük tarafından içtimai her türlü tetkikata imkân verecek şekilde bir nüfus hareketi istatistiği hazırlamaktadır.
Pek yakında başlanacak olan bu istatistik bütün vilâyet ve kaza merkezlerimizi içine alarak evlenme, ve boşanma vakalarını tesbit edecektir. Ayrıca ayni eserde Ankara, İstanbul ve İzmir şehirlerindeki son 10 sene zarfında Ölüm vakalarının sebepleri ve ölenlerin hangi yaşlarda oldukları da tahlil edilecektir.
Beden Terbiyesinin Atış Müsabakası
Ankara, 7 (A.A.) — Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü her sene mibat ayı zarfında yüksek mektepler, liseler ve orta okullar arasında Genel Direktörlük atış müsabakası namile bir atış müsabakası tertip etmeğe karar vermiştir. Bu müsabakalara önümüz* deki pazar günü başlanacak ve 9/3/941 pazar günü son verilecektir.
Mahkûmları Kaçıran
Jandarmalar
Edilecek
Ankara, 7 (Telefonla) — Jandarmaların muhafazasına memur bir mahkûmun veya mahpusun, kaçmasına müsamaha ettikleri veya kaçırdıkları takdirde, bu suçun doğrudan doğruya adil vezayiften mütevellit olduğu hakkında temyiz mahkemesi bir tevhidi içtihat karan vermiştir. Bu karara göre jandarmalar böyle bir suç işledikleri zaman müddeiumumiler askeri makamlara müracaat etmeksizin haklarında takibat yapabileceklerdir.
MENEMENCİOGLU AİLESİNİN TEŞEKKÜRÜ
Büktaş, Mcnemencloglu ve Savut aileleri pek kıymetli Mehmet Bedi Büktaş'ın ölümü münasebetlle bizzat gelerek veya telgraf ve mektup göndererek taziye ve tesellide bulunmuş elan muhterem zevata karşı hissettikleri minnettarlığın bildirilmesini gazetemizden rica etmişlerdir.
ingilizler
Keren'e
Yaklaşıyorlar
Kahire, 7 (A.A.) — Reuter muhabirinin bildirdiğine göre, İngilizlerin halen büyük bir »üratle yaklaşmakta olduğu Keren'de 1-talyanların mukavemetinin şimdiye kadar İtalyanların yaptığı mukavemetlerin en şiddetlisi olacağı tahmin edilmektedir*
Bir dağ yamacında bulunan Keren nisbeten kolay müdafaa C-dilir bir vaziyettedir. İngiliz hava kuvvetleri, bilhassa pike sür-atile durmadan Kereni bombardıman etmektedir.
Daha cenupta, Barentudan ge. ri çekilmiş olan İtalyan kıtaları ricallerine devam etmekte ve büyük miktarda top, tank ve diğer esliha terkeylemektedir.
Müelliflerin Hakk
Korunacak
ı
Bingazi Düştü
(Başı 1 İncide) XX
ile İtalyan Somalisi kaldı.
«1919 da Trablusgarbı, 5 sene sonra da Habeşistanı rsftilâ ettiler. Şimdi bu imparatorluk kar gibi erimektedir.
«italyanlar, buraya bir çok muhacir yerleştirmişlerdi. Bunların bir kısmı, çekilen İtalyan askerlerini takip etmişler, bir kısmı da yerlerinde kalmışlardır. 'Gelen haberlere göre İtalyan askerlerini takı o etmiyen yerliler, İngiliz askerlerine iyi kabul göstermişlerdir.
«İtalya artık imparatorluğunu kendi elile kurtaramaz. Bu badireden kurtulmak için Almanya-nm vardvnına güvenmektedir.
«İngiliz Harbiye Nazırı Lden'in nutkuna cevap veren italyan gazeteleri şöyle diyor:
«İtalya, Almanya ile birlikte İngiliz imparatorluğuna karşı halklarını müdafaada devam edecektir.»
Bingazinin düşmesi Fransayı, daha doğrusu Vıohy hükümetini memnun etmiştir.
Mihver devletlerinin Fransanm şimalî Afrika müstemlekelerini tehdit altında bulundurmaları ar. trk bahis mevzuu olamaz..»
«Radyo gazetesi»
Serenaıka'nın merkezi olan Bingazi muhım bir ırmandır. ijeh-rin «mucssısıeri Deme tüccarlarıdır.
«Bazı efsanelere göre Bingazi, TürKİyeye geçmeden evvel «ibni Gazı» ye izaıeten bu isim verilmiştir. Sonradan «Bingazi» denilmiştir.
«Vaktilc nüfusu 19,000 di. Bugün ise .>3,UUU dır. Bunun 90U0 i İtalyan, 2U.0UU i isıdmdir. 30U0 kadar Yahudi vardır.
«Son zamanlarda Bingazi çok inkişaf etmiştir. Modern binalar, oteller, tiyatrolar, müzeler vardır.
«Bingazi  şehrinin  bir  ucunda Punto Yulia denilen bir burun vardır. İtalyanlar, bu buruna  19 ilk'kânun 1911 de asker çıkarmışlardır.
«Bingazi limanı 44 hektardır. İngiliz donanması buradan çok istifade edecektir.
«Bingazide, dikkate değer 108 kilometrelik rki demiryolu vardır. Biri Elabyara, diğeri Barka'ya gL der. Bu hattın Dernoye kadar u-zatılması projesi yarıda kalmıştır.
«Bingazi bir vilâyet merkezidir. Tuzlu Ton balığı endüstrisi müterakkidir.
«Radyo gazetesi»
Maarif Vekâleti Bu Hususta Bir Kanun Projesi Hazırlıyor
Ankara, 7 (Telefonla) — Ma. arif Vekâleti şimdiye kadar ihmal edillmiş olan çok mühim bir meseleyi kanunlaştırmak üzere, faaliyete geçmiş bulunmaktadır. Hazırlanmakta olan bu kanun projesi telif hakkına aittir, önümüzdeki Meclis devresinde görüşülmesi muhtemel alan bu projenin esaslarını hazırlamakta olan heyette İstanbul Üniversitesi ve Ankara Hukuk Fakültesi profesörleri vazife almışlardır. Bu proje her türlü telif eserlerin masuniyetini mümkün kılacak ve müelliflerin haklarına herhangi   bîr
suretle sahip çıkılmasına ve rasgele iktibaslarda bulunulmasına meydan bıralomıyacaktır.
Roman, hikâye, şiir, makale, fotoğraf ve saire için umumî ve kati hükümleri ihtiva edecek olan bu kanun projesinin ana hatları hemen hemen hazırlanmış bulunmaktadır.
Projenin esaslarını tesbit etmek için Istan'bul Üniversitesi tarafından hazırlanan yerli ve yabancı bir çok materyel teşkil edilmiş o-lan komisyonun emrine verilmiştir.
Millî Piyango Dün Çekildi
O
Düştü Haini
(Başı 1 incide) +
rinde başlryan taarruzda sırasile Si-di Baranl, Bukbuk beş gün içinde zap tedildl ve 7 piyade, 1 zırhlı fırkası kısmen esir ve kısmen imha olundu.
«Şarki Libyanın en mühim kalelerinden biri olan Bardia muhasara edildi ve 15 gün sonra bu mUstah-kem mevki zaptolundu. 45 esir ve bir çok malzeme almdı.
«Harekât Tobruga doğru tevcih e-dildi. Tobruktaki İtalyan kuvvetleri de fazla mukavemet gösteremedi. 10 £Ün içinde teslim oldu. 30 bin esir de burada alındı.
«Bundan sonra, İngiliz motorlu kuvvetleri İki koldan ileri hareketlerine devam etti Biri Demeden, diğeri de cenuptan dokuya doğru Bingazi üzerine yürüdü Demede 10 bin esir alınmıştı Bingazide 10 gün sonra teslim oldu.
«Bu suretle harekâtın başlangıcın-danberi İtalyanlardan alman esirlerin miktarı 100 bini bulmuştur.
¦ Demeden ve cenuptan ılerliyen İngiliz kuvvetleri, bu Arızalı arazide 260 kilometrelik bir mesafe ka-tetmlşlerdlr. Bilhassa,   son 48 saat
Milli Piyango besinci tertip birinci çekilişi dUn saat 17,30 da Eminönü halkevi salonunu dolduran bir halk kütlesi önünde yapılmıştır.
Ve bu keşidede aşağıdaki numaralar kazanmıştır:
10,000 LİRA   KAZANANLAR
200809 196439 116383 240278 Bu numaraların birler, onlar, yüzler, binler, on binler hanelerinde birinde değişiklik olan biletler 30 lira, yalnız yüz binler hanesinde değişiklik olanlar da 300 er lira teselli mükâfatı kazanmışlardır. Bu biletlerin talililerl Ankara, İzmir, Söke, Denizli ve Dörtyoldadır.
5,000   LİRA   KAZANANLAR
23946 74799 21499 29726 Bu numaraların birler, onlar, binler hanesinde bir tek numarası değişik olan biletler on beşer lira, yalnız binler hanesinde değşikllk olanlar da 150 şer lira teselli mükâfatı kazanmışlardır.
5000 lira kazanan biletler Ankara, Elâzığ, İstanbul, Kayseri, Cebelibereket ve Burhaniyeye düşmüştür.
2,000   LİRA   KAZANANLAR
4489 80576 99824 224866 226418 296262
Bu nurnaraîarnvyalnız son rakkam larında bir değişiklik olan biletler 8 zer lira teselli mükâfatı kazanmışlardır.
1,000   LİRA   KAZANANLAR
11646   15928   25694   42709   55775
Lindberg
Projeler Aleyhinde
Vaşington, 7 (A.A.) — Havas: Ayan meclisi hariciye encümeni harp malzemesi kiralanması veya ödünç verilmesi kanun projesi hakkında Albay Llndberg'l dinlemiştir.
Albay Lindberg, proje   aleyhinde bulunmuş ve Amerikanın şimdiden hava kuvvetlerinden büyük bir kısmını harice sevkettiğini izah etmiştir.
Albay Lindberg, şunları da söylemiştir:
ingiliz havacılığr, Amerikanın yar dimi ile dahi hiçbir zaman Alman hava kuvvetlerine müsavi f .?mıya-caktır. Halen yapılacak en iyi şey müzakere yoluyla sulh yapmaktır. Aksi takdirde harbin uza-.ıaMndan mesul olacağız.
BİR KOMÜNİST PARAŞÜTÇÜ 5000 METREDEN ATLADI
Moskova, 7 (A.A.) — Komünist gençliği birliğine mensup 12 genç dün 5000 metre kadar bir irtifadan paraşütle atlamışlardır. Bu sırada, diğer bir tayyareden de paraşütle kuyoklar atılmıştır. Bu neviden bir tecrübe ilk defa yapılmışsa da bunun büyük mikyasta tekrarlanacağı tahmin edilmektedir.
101976 107157 121788 125027 125759 131972 137629 145586 154551 173212 177948 179427 186589 210082 220149 231448 231998 239723 261293 276942 288181 292389 295155 297718 Kazanmışlardır.
500  LİRA  KAZANANLAR
Son dört rakkamı (2892) ile nihayet bulan 30 numara beşer yüz lira.
Son dört rakkamı (6233) ile nihayet bulan 30 numara beşer yüz lira kazanmışlardır.
200 LİRA KAZANANLAR
Son dört rakkamı (3916) ile nihayet bulan 40 numara ikişer yüz lira,
Son dört rakkamı (2634) ile nihayet bulan 30 numara ikişer yüz lira,
Son dört rakkamı (4710) ile nihayet bulan 30 numara ikişer yüz lira kazanmışlardır.
100 LİRA KAZANANLAR
Son Uç rakkamı (913) ile nihayet bulan 300 numara yüzer lira kazanmışlardır.
50 LİRA KAZANANLAR
Son üç rakkamı (268) ile nihayet bulan 300 numara ellişer lira kazanmışlardır.
Son iki rakkamı' Y7 ile nihayet bulan biletler 10 ar lira, son rakkam-ları (1) ve (2) ile nihayetlenen büet-ler de ikişer lira amorti kazanmışlardır.
Eritrede
3500 Esir
Kahire, 7 (A.A.) — İngiliz umumi karargâhmm tebliği:
Trablus ve Bingazi dün teslim olmuştur. Parlak hareketlerle İngüiz zırhlı kuvvetleri Akdağ dağının; 4 cenubunda yürüyerek Bingazinin cenubuna doğru giden İtalyan muvasala hatlarını keserek orada yerleşmiştir.
Ayni zamanda Demeden Uerliyen Avustralya kıtaları ricat eden düşmana nefes aldırmamışlardır.
Eritrede Koren elvarmda vaziyet, memnuniyet verici bir tarzda inkişaf etmektedir. Kıtalarımız Eritreye gir-diğindenberi alınan esirlerin miktarı daha şimdiden 3500 ü aşmıştır ve
mütemadiyen esir kafileleri gelmektedir.
Albay Donovan Londraya Gidecek
Kudüs. 7 (A.A.) — Dün Ku-
düse gelen B. Roosevelt'in hususî mümessili albay Donovan A-merikaya dönekken tekrar Lon-dradan geçmesi ihtimali bulunduğunu söylemiştir.
Petain
Kararlarını Bildirecek
Londra, 7 (A.A.) — Lbuttiaya gelen haberlere göre, Amir 1 Tarlan, bu akşam, yahut yarın sab.iT Paris-ton Vişlye dönecektir. Buradaki tahminlere göre. Mareşal PetainUn bu hafta sonunda kararlarını t.ldlrme-si muhtemel bulunmaktadır,
Darlan
Pariste Görüşmeler Yapıyor
Paris, 7 (A.A.) — Amiral Darlan, dün Vişiden Parlse gelmiştir. Amiral, muvasalatını müteakip, Fransız hükümetinin işgali altındaki arazide umumî delegesi büyük elçi de Brinon ile bir görüşmede bulunmuştur.
îyi haber alan mahfillerden öğrenildiğine göre, Amiral Darlan, bugün Pariste başka görüşmeler de yapacak ve yarın Vişiye dönecektir.
?
Madrid, 7 (A.A.) — Reuter ajansından :
Vişiden alınan haberlere göre, Fransız harbiye nazırı General Hunt-zlger, Parise gitmekte olan Amiral Darlana refakat etmektedir     9
Bir Alman membaından alman bu haberler, geçenlerde Fransadaki Alman harp sanayii komisyonu şefliğine tayin edilmiş olan General Sludt, Parise hareketinden evvel General Huntziger ile görüşmüştür.
Alman iktisatçıları Pariste
Paris, 7 (A.A.) — Havas: Paris
radyosu bir çok Alman iktisatçılarının yakmda Parise gelerek Fransanm iktisadi vaziyeti ile Fransız -Alman iktisadi münasebetlerinin müstakbel durumu üzerinde tetkîkat ta bulunacaklarını haber vermiştir.
Düzelsin
(Baçı 1 incide) =
başlayınca büyük mikyasta harekât vuku bulacaktır.
Yunan   Tebliğleri
Atina, 7 (A.A.) — Dün akşamki Yunan resmî tebliği:
Mahdut topçu ve keşif faaliyeti olmuştur. 1
?
Atina, 7 (A.A.) — Umumî Emniyet Nezareti tarafından dün
akşam neşredilen tebliğ:
Bir düşman tayyaresi Epir sahilleri civarında muvaffakiyetsiz bir surette küçük bir yelkenliyi bombardıman etmiştir.
H alka Y ükleniyo r lar
Atina, 7 (A.A.) — Öğrenildiğine göre, talyanlar, Arnavutlukta halkın yiyeceğini ve hayvanlarını müsadere etmektedir. Arnavut aileleri, bu sebepten dolayı büyük miktarda Yugoslavya, ya iltica eylemektedir.
Tepedelen Hâlâ Yanıyor
Manastrr, 7 (A.A.) —Reuter ajansının Arnavutluk hududunda bulunan hususî muhabiri büdirı-
yor:
Tepedelenin alevler içinde olduğu ye Yunanlıların şehri çevirerek ilerleyecekleri haber verilmek tedir.
İki gündenberi İtalyanların cep henin şimal kısmında taarruzdan vazgeçerek müdafaada kaldıkları görülmektedir..
Diğer taraftan Yunanlılar tazyiklerini idame ettirmekte ve mevziî hücumlarına dev%cn etmektedirler. Yağmur ve sis yüzlünden her nekadar şimal cephesinde muharebeler fasılalı b:r surette cereyan eflmişse de Şkum-bi mansabı etrafında büyük bir faaliyet olmuştur.
İtalyan   Tebliği
İtaly
an
İçinde 90 kilometre yol alarak cenup tan Bingaziye girmiye muvaffak olmuşlardır.
«İngiliz ordusu, tarihte emsaline
tesadüf olunmıyan bu hareketinden dolayı bilhassa takdirle yad edilml-
ye lâyıktır.
«İtalyanların fazla mukavemet gös
termemeleri dikkate değer.
«Bingazinin elden çıkması Sire-naik yollarını keser Bundan sonra. İtalyanlar şarka doğru yürümek isterlerse Trabhı.sgnrpten hareket etmek mecburiyetinde kalacaklardır. Buna imkânı maddî yoktur 700 kilometrelik bir çölü geçmek lazımdır.
«Bingazinin düşmesile italyanların son istihkâmları da İngilizlerin eline geçmiş bulunuyor.»
— Radyo gazetesi —
İlloustrious Iskenderiyede
Londra, 7 (A.A.) — Salahiyetli membalardan öğrenildiğine göre illoustrious tayyare gemisi evvelki akşam Iskenderiyeye gelmiştir. Geminin bir müddet Maltada kalmış olduğu hatırlardadır. Bu tayyare gemisi, muhtelif çarpışmalarda hasara uğramıştır. Mürettebattan 50 kişi ölmüştür. Gemide bulunan tayyarelerden yirmisi tahrip edilmiştir.
Roma,7   (A.A.)  —
resmî tebliği:
Yunan cephesinde, kaydedilecek bir şey yoktur.
Trablusta, Bingazinin cenup vadisinde kıtalarımızla düşman teşekkülleri arasında şiddetli bir muharebe olmaktadır.
o—
¦0-
Veygand
BİZERTE'YE   HÜCUM   İHTİMALİNİ TEKZİP ETTİ
Londra, 7 (A.A.) — General Weygand, dün Cezair radyosile neşrettiği bir tebliğde Almanların Bizerte'ye muhtemel bir hücumu hakkındaki haberi tekzip etmiştir.
LORD LLOYD'UN HATIRASI HÜRMETLE ANILDI
Londra, 7 (A.A.) — Evvelisi gün Lortlar kamarasında yapıldığı gibi dün de Avajn kamarasında muhtelif partilere mensup mebuslar Lord LloycTun hatıra sını hürmetle yad/mışlerdir.
Bu münasebetle B.    Churchy
demiştir ki:
«— Lord Lloyd, bidayetin-denberi B. Hitler'in iktidar mevkiine, bilhassa müsellâh kuvvetlerin başına getirilmesinden doğacak tehlikeyi görmüş ve son dört beş sene içinde Lord Lloyd ingiltere için süratle büyüyen bir tehlikenin mevcut olduğu hissile yaşamıştır.
32
VATAN
8 . 2 . 941
Trakyamızda El Tezgâhları Artıyor
Trakya Köylerinde El ve Ev işleri Sanayii Çok ileri ve Çeşitlidir
SSM ***** W*** "¦¦
t-
1
Lapseki Gaziyakup bölgesi Subaşı köyü eğitmenler okulu talebe

Edirne, (Vatan) — Vilâyetimizin Hasköy, Meriç, Keşan, U-zunköprü ve İsparta kaza ve köylerinde açılacak köy tezgâhları İktisat Vekâletince tamamlanmış tır. Bunun için her köyde 10 tezgâh olmak üzere 6 büyük köy seçilmiştir.
Bunların iplikleri Nazilli ile izmir Şarit sanayi iplik fabrikalarından gönderilecektir. Bu köyler de sıra ile kurs takip edeceJc o-lan muallim de bir haftaya kadar Edirneye gelecdktir. Tezgâhların paraları da gelmiştir.
Haber aldığıma göre Trakya-nın diğer vilâyetlerinde de altmışar tezgâh esası üzerinde malzeme ve muallimi de gelmek üzere bulunuyor.
El ve ev işleri Sanayü Traky* köylerinde ve hele göçmenler a-rasında çok ileri ve çeşitlidir. Bu hareket bütün köylere örnek ola-
cak, tezgâhları bu çeşitlere göre uydurulacak ve bilhassa el işlerinin kooperatifleşmesi köylünün kendi ihtiyacı kadar satış ve estetik bakımdan da mühim bir hareket olacaktır, yakında seçimine başlanacaktır. t
İT Edirne (Vatan) — Trakya bölgesi köylerine öğretmen yetişmek üzere her sene olduğu gibi bu sene de niaan ayı içinde yedi ay devam etmek üzere Lüleburgaz'da öğretmen kursu    açılacak-
Bu kursa devam eden muallimlerin yetiştirmekte oldukları Lapseki Gaziyakup bölgesi Subayı köyü yavrularile öğretmenlerini bir arada görmekteyiz.
Kursa Edirne, Kırklareli Tekir
dağ ve Çanakkale vilâyetlerinden
istekliler arasından    seçilecekler
iştirak  ettirilecektir.  Namzetlerin
Ad/iyede:
Sahte Pasaportla Memlekete
Girmek İstemişler
Polis geçenlerde eahte Holan-da pasaportlarile Utan'bula sahte sterlin taşıyan beynelmilel bir sahtekâr şebe4cesine mensup dokuz kişi yakalamış ve Müddeiumumilik te bunları tevkif ettirmişti.
Bunların içinde Çek, Alman, Bulgar, İtalyan tabiiyetinde bulunanlar vardı. Sonradan da aynı suçla dört güzel ve genç kadın da tevkif edilmişti.
Polis bu sahtekâr şebekenin izinde yürüyordu. Dün de Alman tabiiyetinde bulunan Roterdam-lı iki genç daha yakalanmış ve Müddeiumumiliğe verilmiştir. Bun lar Erman oğlu Mihal Hansiç ile Yohan oğlu 1894 doğumlu Ala-viç'tic.
Bunlar Hotandadan aldıkları sahte pasaportları Belgrat konsolosluğumuza vize ettirerek lstan-bula gelmişlerdir.
Sultanahmet sulh birinci ceza mahkemesine verilen suçluların dün sorguları yapılmıştır. Mihal Hansiç kendisini müdafâa ederken;
— Ben bu pasaportu Holan-dada tedarik ettim. Orada bu gibi işlerle meşgul olan bir adam bunu beş bin lirete bana almıştı. Ben bu alınan paranın harç ve pasaportun da doğru olduğunu zannediyor, sahte olduğunu bilmiyordum, diyordu. '
İkinci suçlunun müdafaası daha kısa idi:
— Benim pasaportum sahte d« ğildir. Yalnız üstüne mürekkep döküldü.  Mühim yerleri   bozul-
Kemalpaşada Dikiş Kursu
I/mır (Hususî) — Kemalpaşa kazasının Ulucak köyünde seyyar bir dikiş ve nakış kursu açılmıştır. Kursun açılış merasimi köylüler tarafından  trpkı bir bayram
gibi sevinçle karşılanmıştır.
o-
Akıl ve Sinir Hekimleri İçtimai
Akıl vc sinir hekimleri   cemiyeti,
bu sene yıllık içtimaını Bakrrköy emrazı akliye ve aaabiye basmahanesinde yapmışlardır.
Yeni idare heyeti intihabında: Pr. Mazhar Osman Uzman: Reisliğe, Prof. Fahrettin Kerim Gokay: Reis vekilliğine. Dr. Rahmi Duman umumî kâtipliğe, Dr. Faruk Bayülkem: Veznedarlığa, Dr. Leman Tüzcmen: Celse kâtipliğine seçilmişlerdir. Cemiyet <ıer ayın son cuması toplaoa-
du.
Hâkim bu müdafaaları   kabul
etmediği için ikisini de tevkif etmiş ve tahkikatın genişletilmesi için dosyalarını Müddeiumumiliğe göndermiştir.
Çatalca Cinayetinin   Failleri Tekrar   A ğtrcezada
Altı sene evvel Çatalcanın Ye-niköyünde dere kenarında ağzına paçavra tıkılmış, beyni kurşunlarla kalbura çevrilmiş, kolları çarık ip^erile bağlanmış bir ceset bulundu. Bu, köyün çobanı Çolak Halil İbrahtmdî.
Jandarmanın sfkı bir araştırması neticesinde Arif, Aziz, Mustafa ve Mehmet isminde dört köylü suçlu olarak tevkif edilmişler ve İstanbul Ağırceza mahkemesine verilmişlerdi. Bunların muhakemeleri dört buçuk sene sürmüş, Müddeiumumilik taam-mütle katil olan bu dört kafadarın  asılmalarını    istemiş,     fakat
mahkeme mevkufların bu suçla a-lâkalarını göremediği için hepsi hakkında beraet kararı vererek suçlular serbest bırakılmıştı. Bun. lardan Mehmet Tevkifhanede aldığı bir hastalık neticesinde ölmüştür. Temyiz mahkemesi de bu kararı tasdik etmiş fakat umumî heyet bozmuştur. Dün Ağırceza mahkemesinde davaya tekrar başlandı.
* Adliye Vekâleti Kalemi Mahsus müdürü Bay Şekir dün öğleden sonra Müddeiumumi Hikmet Onatı ziyaret ederek bir müddet kendisile görüşmüştür.
Askerlik İşleri
Devlet Demiryolları İlânları
7/2/041 cama günU pazarlığı yapılacak ©kan 500 ton Bliater bakımı ilenerek mamul halde idareye tealimi isinin pazarlığı görülen lüzum üzerine 23 2 9-11 cm ma gÜrUİ saat 16 e talik edilmiştir.       1865)
İstanbul Defterdarlığından:
Darphane vc Damga matbaası binasında yaptırılacak 3134 lkra 50 kuruş keşlfli tesisat, tadil vc İlave İşleri 10.2.941 pazartesi günü saat 11 te Milli Emlak Müdürlüğünde toplanucak olan komisyonda açık eksiltme Uo ihale edilecektir. Muvakkat teminatı 239 Uradır. İsteklilerin bu işe benzer en az 2500 liralık bir İş yaptıklarına dair eksiltme tarihinden 3 gün evvel alınmış ehliyet vo 940 yılına alt Ticaret Odası vesikası ibraz etmeleri lâzımdır.
Münakaşa evrakı, tatil günlerinden maada hor gün Milli Emlâk 4
üncü kaleminde görülebilir. <505)
İstanbul Komutanlığı Satınalma Komisyonundan
I — GENÇLİK
2 —GÜZELLİK 3 —SIHHAT
İşte yüksek bir kremde aranan bu meziyetlerin   hepsini size
KREM PERTEV
Temin Edebilir.
1 — KREM PERTEV: Bir tuvalet müstahzarıdır. İnce bir itina ve yapüışmdaki hususiyeti itıbaıile yüzdeki çtzgi ve buruşukluk-ların teşekkülüne mâni olur. Deriyi genç ve gergin tutar.
2 — KREM PERTEV: Bir güzellik vasıtasıdır. Genişlemiş mesamatı sıkıştırarak ciltteki pürtük ve kabarcıkları giderir. ÇU ve lekeleri tzale eder. Teni mat ve şeffaf bir hale getirir.
3 — KREM PERTEV: Bir cilt dcvasıdrr. Deri guddeleri-nin ifrazatını düzeltir. Sivilce ve siyah noktaların tezahürüne mâni olur. Cilt adalesini besliyerek kuvvetlendirir. Kuru ciltler için yağlı, ve yağlı cütlcr için ya&sız hususi tüp ve vazoları vardır.
Eyüp Tapu Sicil Muhafızlığından:
Ayvansaray korucu Mehmet çelebi mahallesinde Ayvansaray vapur iskelesi sokağında 58 İlâ 66 ve 1 ilâ 7 eski 38 ilâ 44 ve 1 ilâ 7 numaralı berveçhi vakfiyet vc be veçhi mülkiyet tasarruf olunur, gav?ı menkulün tamamı keresteci Hacadorun ve-fatile vereselerinden mefkut doktor Ohannesin veraseti kızkardcşi Mari-ye münhasır olmasından dolayı Dr. Ohannesin hisresinln intikâlini mu-maileyha Mari namı diğer Maıyam-Luiz talep etmektedir.
Mezkûr gayri menkulün berveçhi mülkiyet kısma temellük hücc* tiyle temellük edilmesinden ve esas kaydı tapu dairesinde mevcut olmamasından dolayı mahallen   20.2.941
tarihinde saat 10 da tahkikat İcra kılınacag-mdan. bu hisse hakkında bir tasarruf iddiasmda buîunan varsa, vesalkile birlikte, Eyüp tapu sicil muhafızlığına ve yahut tahkikat günü mahallinde bulunması ilân o-lunur. i
5-2-941 |
Eyüp Tapu Sicil Muhafızı Necmettin Gürdal
İlân Tashihi
Gazetemizin 7.2.941 tarihli nüshasında intişar eden Emlâk ve Eytam Bankasının gayri menkul satışı hak-kmdaki ilânın 2298 esas numarasın-dakl mesahası 39 M2 olacak iken 30 M2 ve 2304 esas numarasındakt mesahası 85,68 olacak iken 25.68 M2 olarak yanlış ncşredildigl görülmüştür. Keyfiyet tashlhen ilân olunur.
Bu Pazar Çemberli taştaki Güreşler
Halkrmızın ciddi yağlı   güreşler gösterdiği rağbet UzerLne bu   pazaı tanınmış pehlivanlardan Düzceli ismail ile Pomak Mustafanm İddialı güreşi yapılacaktır.
Komutanlık mmtakası dahilinde yapılacak altı bin liralık nakliyat işi 11/2/941 günü «aut 11,30 da pazarlıkla bir müteahhide İhale edilecektir. Kati teminatı 900 liradır. Şurtnomcsl her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli gün ve saatte Fındıklıda komutanlık satın alma komisyonuna gelmeleri.        «863»
Askeri ihtiyaç için 11.2.041 günü saat 11 de pazarlıkla 54 çift atlı nakliye koşum takrmı satm alınacaktır. Beherine tahmin edilen fiyat 62 lira olup muhammen bedeli 3348 lira ve kati teminatı 505 Ura 20 kuruştur. Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli gün ve saatte Fındıklıda komutanlık batın alma komisyonuna gelmeleri. (784)
Askeri ihtiyaç için aşağıda cins ve miktarları yazılı iaşe maddeleri 13.2.941 günü hizalarında yazılı saatlerde pazarlıkla satın almacaktrr. Şartnameleri her gün komisyonda görülebüir. İsteklilerin belli gün ve saatlerde Fındıklıda komutanlık satın alma komisyonuna gelmeleri. 923
Cini
Miktarı
Kl-.
Pirinç
*Kuru fasulye Bulgur Makarna
ııı
ııı
91
m
9500 3500
Muh. Be.
Lira Kr.
3600.00 2640.00 2185.00 1015.00
Kafi Te. Lira Kr.
450.00 396.00
327.75 152.25
Pazarlık saati Saat    Dakika
10 10 11 11
30
30
Askeri ihtiyaç için aşağıda cins ve miktarları gösterilen yem maddeleri hizalarında gösterilen gün ve saatlerde satm alınacaktır. Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli gün ve saatlerde Fındıklıda komutanlık satın alma komisyonuna gelmeleri. Ot ve samandan hangisinin fiyatı muvafık olursa o satın aünacaktır. Diğeri alın-mryacaktır. (926)
Cinsi Miktarı      Muh. Be..     Kati Te. P. Gün S.
Ton U. Kr, Ll. Kr. S. D.
Kuru ot
Saman
Arpa
150 150 50
12750.00 9750.00 3750.00
1912.00 1462.00 562.50
11.2.941   M
> >
12.2.941   14
Hasköyde askeri bir binanın tamiri işi 15.2.941 günü saat onda pazarlıkla ihale edilecektir. Keşif bedeli 1754 lira (07) kuruştur. Kati teminatı 263 lira 11 kuruştur. Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli gün vc saatte Fındıklıda komutanlık satın alma komisyonuna gelmeleri, (925)
Merkez komutanlığı binası dahilindeki ceza evi binasının tamiri 24.2.941 günü saat 11 de açık eksiltme ile ihale edilecektir. Keşif bedeli 5439 lira 75 kuruş olup ilk teminatı 407 lira 98 kuruştur. Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli gün ve 6aatte kanuni vesikaları ile birlikte Fındıklıda komutanlık satın alma komisyonuna gelmeleri, (924)
Şubeye   Davet
Eminönü  As.  Şubesinden:  Topçu
As. Tğrn. Mehmet    Cemalettin og.
Muhsin 314 (28306), makinist er Ab-
durrahman oğ. Ahmet Nedim 315/ 312, 1675, Marangoz er Demiryol sınıfı Osman og. Ahmet 313, Kaydı tetkik edihnek üzere acele şubeye müracaattan.
ORHAN   URAL
Genç karikatüristimiz Orhan üral karikatürlerini albümde toplryarak neşre karar vermiştir. Yakında çıkacak olan bu albümde Orhan Uralm eo nefis karikatürleri bulunacaktır.
BORSA
7 ŞÜBA~
Dolar
İsviçre Frac. Drahmi Leva Peçeta Dinar Ten
İsveç KrorPi
E»Mm ve Tahrtiat
Srvas - Erzurum 2 19,50
Srvas - Erzurum 3 19,50
Sivas - Erzurum 4 19,50
Merkez bankası peşin 109,— İş Bankası hamiline peşin 10,15 İş bankacı nama peşin        9^0
5-24
m.20
29,6875 0,9975 1   1.6225 12,9375
3,175 31,1375 31,005
T. îş Bankası
1941 Küçük
Tasarruf Hesapları İkramiye Plânı
1S41 İKRAMİYELERİ
1 adet 2000 Liralık = 2000.—
3 »    1000   >       =3000.—
2 >      750   >       =1500.—
4 » 500 > =2000.— 8   »      250   >       =2000.—
36  >     100   »      =3500.— 80   >       50   >       =4000.— 300   >       20   >       =6000.—
Keşideler : 4 Şubat, 2 Mayıs, 1 Ağus-tos, 3 ıkinciteşrin tarihlerinde yapılır.
Ç Ki SİZ
BORSA KIRAATHANESİNDE
r
H Nezih btr aile salonu olan kıraathanemizde   her pazar   günleri
I b*aat 2 don 6 ya kadar kıymetli sanatkarlar arasından seçilmiş bay ve I bayanlardan müteşekkü mükemmel saz heyetini dinlemek fırsatını I    Kayırmayınız. Aynca:
İMB Kıymetli B^tekar Malatyalı Tanbnrî Fahriyi dhüryecekstnlz.
Askerî Fabrikalar Satmama Komisyonu İlânları
Muhtelif Eb'atta 10 Kalem ve Ceman 238C Metre Mikâbı Kereste Alınacak
Köknarın metre mikâbı 50, çamın metre mikâbı da 53   liradan heyeti umumiyesine tahmin edilen bedel <126.140>   lira olan muhtelif e-
batta 10 kalem ve ceman 2380 metre mikâbı kereste askeri fabrikalar umum müdürlüğü merkez satın alma komisyonunca 10.2,941 pazartesi günü saat 15 te pazarlıkla ihale edilecektir. Şartname «6» lira
c31> kuruştur. Muvakkat teminat «9460* lira <50> kuruştur. Bu keresteleri tamamen çıralı çam vermek mümkün olmadığı takdirde yarısı çıralı çam ve yarısı beyaz köknar olabilir. Bu kerestelerin heyeti umumiyesinl vcrmlye talip bulunmadığı takdirde 200 metre mikâbından aşağı olmamak şartllc ayrı ayrı da alınır. c7£i-
Çadır Alınarak
iki ve bir direkli çadır alınacaktır. Taliplerin çadrr bezi nümune-sile bizzat veya mektupla Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü merkez satm alma komisyonuna müracaatları. (839)
İstanbul Belediyesi İlânları
Beyoğlu Kaymakam ve B. Ş. Müdürlüğünden: Kurtuluşta Yaman Ali sokağında 30 No. lı bir evin sahipleri bulunamadığından kanunî tebligat icra edilememiştir. 48 saat zarfında ihbarname makamına kaim olmak üzere ilân olunur. (918)
Türkiye Cumhuriyeti
Ziraat Bankası
Kuruluş tarihi: 1888. — Sermayesi: 100,000,000 Türk lirasL
Şube ve ajans adedi: 265. Zirai ve ticari her nevi banka muameleleri.
Para biriktirenlere 28,800 lira ikramiye veriyor.
ziraat Banicasmaa ıra
en az 50 liram bulunanlara senede 4 defa çekilecek kur'a ile aşağıdaki plâna göre ikramiye dağıtılacaktır:
100 adet 60 liralık 5,000 lira 120 i" 4300   »
168   »     20     »        5,2*0   »
4 adet 1,000 liralık 4,000 Ura
4   » 500 > 2,(
4   > 250 > 1,000   »
140   » 1*0 » 4»006   *
DİKKAT: Hesaplarındaki paralar bir sene içinde 50 liradan aşa-' lUamiyenlere ikramiye çıktığı takdirde % 20 fazlasile verüecekti] Karalar senede 4 defa, 1 eylül, 1 birine ikamın, 1 mart ve
1 h^rirAH tariki erinde çekilecektir.
Deniz Levazım Satınalma Komisyonu İlânları
Marmara Üssübahri K. satm alma Komisyonundan
Un İl
ânı
1 — Kilosuna tahmin edilen fiyat 19,25 kuruş olan 100 ton un, pazarlıkla satm alınacaktır.
2 — Pazarlığı 10/Şubat/941 pazartesi günü saat 15 de îzmitte Tersane kapısındaki komisyon binasmda yapılacaktır. Şartnamesi bedelsiz olarak alınabileceği gibi her gün komisyonda görülebilir.
3 — İsteklilerin bu işle ilgili olduklarına dair Ticaret vesikalarını vc 1443.75 liradan ibaret ilk teminatlarüe birlikte muayyen gün ve saatte komisyona müracaatları,      <748»
Marmara Üsmi bahri K. satm alma Komisyonunda»
Sadeyağ İlânı
1 — Bir kilosuna tahmin edilen fiyat 170 kuruş olan ve yukarda cinsi yazılı bulunan 20.000 kilo sadeyağı, pazarlıkla satm alınacaktır.
2 — Pazarlığı 10/Şubat/941 pazartesi günü saat 14 de îzmitte Tersane kapısındaki komisyon binasmda yapılacaktır. Bu işe ait şartna me her gün komisyonda görülebilir.
3 — İsteklilerin bu işlerle ilgili olduklarına dair Ticaret vesikalarını ve 2550 liradan ibaret muvakkat teminatlarlle birlikte muayyen gün ve saatte komisyona müracaatları.      «747>
1 — Tahmin edilen bedeli 2816 lira olan on altı kalemde ceman 35,000
kilo muhtelif clna yaş sebzenin 19 şubat 911 çarşamba günü saat 14 te açık eksiltmesi yapılacaktır.
2 — İlk teminatı 211 lira 20 kuruş olup şartnamesi her gün komisyon-
dan alınabilir. \
3 —   İsteklilerin belli gün ve saatte Kasrmpaşada bulunan   komisyona
müracaatları, (727)
ŞEHİR   TİYATROSU
TEPEBAŞINDA DRAM    KISM BU    AKŞAM Saat 20.30 da EMÎLÎAGALOTTİ
TEMSİLLERİ
İSTİKLAL. CADDESİNDE
KOMEDİ   KISMI Bugün saat 14 te Çocuk oyunu Akşam 20,30 da KİRALIK ODALAR
Her gün gişede ;ocuk temsilleri için bilet verilir.
Sahibi ve Neşriyat Müdürü:  AHMET EMİN  YALMAN
Basıldığı Yer: VATAN MATBAASI