Su işlerinin ve yeni bir tasan şevketti | Eğede feyezanları tevkif için tesisler vücude getirilecek J ayrıca Adana ve Tarsusdaki şebekelerin tevsii ve ıslâhı | evvel halline çalışılacak |
Tasarıda ayni zamanda Gediz X bölgesindeki Kumçayı ve Yan de-2 relerle Menemen, Salihli sulama X şebekelerde, Menderes suyunu ço-i ğaltmak için Çivrilin Işıklı bölge-T sindeD daha evvel tesisin teşebbüs® edilen sun’î gölün meydana geti-C rilmesi de vardır. X
Ayrıca Adana ve TRrsus ovalay rında meydana getirilmiş olan şe® bekelerin tedricen ve her parçası* başlı başına işe yarayacak şeklide^ tevsii de gözönünde tutulmuştur..J Eskişehir ovasında Porsuk çayı® taşkınlarının tevkif ve tanzimi için# inşa edilen Porsuk barajının anaX kanal ve regülâtörü de bu ödenek* le inşa edilecektir. Tasan Bayın -X dirlik komisyonunda görüşülmek-* tedir. •

Parti Komisyonu seçim işlerinin Belediye
Başkanlarına terkinde inad ediyor
Mes’ele grupta görüşülecek
Do P.. .Ankara. İÜ idare Kurulu da dün Cumhur ve
Meclîs Başkanlıklarına bîr telgrafla müracaat etti


mes’elesinin de bir an
Ankara 31 (Hususî) — Başlanmış olan su işlerinin tamamlanma ? sı ve genişletilmesi için Bayındırlık Bakanlığınca hazırlanan bir kanun tasamı Meclise sevkedilmiş tir. Bu tasan ile Bayındırlık Bakanlığı bu işlerin kesin olarak hal li için 165 milyon liralık bir ek ö-denek istemektedir.
Bu ödenekle Seyhan, Gediz ve Yeşilırmak nehirleri üzerinde fe-yezanlann tevkif ve tanzim edil -merine yarayacak tesisler vücude getirilecek, ayrıca bu nehirlerden enerji istihsali için büyük bentlçr inşa olunacaktır.
Bundan başka Büyük Menderesin İ6İâhı için de gerekli tedbirler alınacaktır. Susurluk bölgesiy Je Bakırçay havzasındaki islâh ve sedleme işleri de bu arada tamam lanacaktır. Bayındırlık L J:anı Kasım GüJck
K «
temi
■i
Ankara 31 (Hususi) — Memurin muhakeraat kanunlarını inceleyen parti komisyonu çalışmaları nı bitirmiş ve bu hususta hazırlanmış olduğu, raporun C. H. P. mec lis grubu başkanlığına vermiştir.
Halk Partisi meclis grubunun yarın saat 15 de yapacağı toplantı
da bu raporun görüşülmesi kuvvetle muhtemeldir.
Komisyon im vardığı esaslar
Ankara 31 (Hususi) — Memurin muhakemat kanununda yapılacak değişiklikleri inceliyen komisyon mesaisini, bitirmiş, raporunu (Ztevanu Sa. 5. Sil. 7 de)

Yahudilerv RusyaıUn yardım istediler
■ı ■
Londra: 31 (A.A.) — tLpö)
Üç Arab devletinin orclulan Telaviv Yahudi Basenimi muha sara etmek tehlikelini doğur -muş bulunmaktadır.
B. E. C. nin Kahii-e ı o.d bati linin bildirdiğine göre, Mısır kuvvetleri şehrin 40 kilometre ka -dar Güneyinde oltıp, Doğudan gelen Arab lejyonu Telavive 20 kilometrre kadar yakın bir nok taya gelmiş bulunmakta dm. İrak ordusunun bu akşam yayınla -nan bir tebliğinde bildirildiğine (Devamı S a. 5. Si.. .7 de)
9

unutuldu mu?
) Ma)

■j
o

)
)» dR».


“CumhErilyellj fi’im ve uıeSl âsvrl olmayı hedef tutasuşte, b t w çt iışuıalarısîiız ba isfİkamete ttvcife edllmtşt r„

9
------o-------
Emekliler bSr açık meklubla Meclise müracaat ediyor
Dün sabık Şirketi Hayriye-nin mâlûl, emekli, dul ve yetimleri imzasile Meclis Baş kanlığına ve üyelerine hitaben aşağıdaki açık mektubu aldık:
Sayın Meclis Başkanımıza ve bütün Milletvekillerine;
Bizler, Şirketi Hayriyenin devlet tarafından satın alını şı esnasında her nedense kanun harici bırakıldık. Halbuki, kanunda (bütün vecaibi i-le satın- alınmıştır) hükmü mcvcud idi. Bıı hükmü görün ce ferahlamış İsek de, bilâ hare yapılan devirde hariç kaldığımızı işidince çok fazla müteessir olmuştuk.
Bu vaziyeti gören bizler, Cumhurbaşkanımıza, o zamanki Saraçoğlu hükümetin de Münakalât Bakanı olan General Ali Fuad Cebesoy’a, Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, müracaat ederek haklı ve acıklı vaziyetlerimizin islâh ve bizlerin de dev-(Devamı 5 incide)
J
-4
nıak. istememek ancak Halk Par- j tisinde faşlanabilecek bir garibedir. Çünkü Cemil Barlas, Halk Partisinin ıiedaııi borcu olan se-
El
İnönü diın Üniversiteden çıkarken.
çim emniyetinin sokakda nümayişlerle değil. Meclisteki konuşma -larla elde edileceğini ileri sürüyor. (Devamı Sa„ 3; Sû., 4 de)
MiKı duyguların, çoşan denizler gibi. ffEni^ meydanlarda açıklanffiânı, Halk Partisini rahatsız ediyor. Barlas ı sıkıyor. Onlar istiyorlar ki. gizli, kapaklı odalarda, karanlık köselerde, nıuzlım dalaverelerle sahte mazbatalar tanzim ve hakiki reyler yokcdilsin, ne yapılıp yapıl-
sın, seçını behemehal Halk Partisinin kodamanlarına kazandırılsın.
n kara’ d a toplanan, elli bin, belki do daha fazla Demokrat kitle, hilesiz seçim esası üzerinde durmuştur.. Bütün batibier, namuslu ve dürüst bir intihab sisteminin kurulması hususunda İsrar etmişlerdir. Celâl Bayar da büyük nutuklann-dan birini irad etmiş ve şiddetle alkışlanmıştır.
Bayar, fazla edebiyat ve belagat yapmaktan ise, realiteleri konuş -turmağı tercih ettiğinden, iktidar partisinin geçen seçimlerde nasıl idari ve inzibati baskılar yaptığı -nın bazı delilerini okumuştur. Bu arada bir savcımızın böyle haksız bir müdahale ve tazyika tahammül edenıiyerek vazifesinden çekilmeği göze aldığını da isim zik-retmeksizin tebarüz ettirmiştir.. Geçen seçimlerde vâki olmuştur;
Halk Partisinin bu yurda yaptığı fenalıkların belki en ağırı/ o seçimlerin hazin hâli, milletin sine-bir yara açmıştır., çabuk -partisi-bir iti -

L
u
* * i
4
to


I
Biiyük şehirlerde serbest buğday satışı yapılacak
----o----
Ankara: 31 (A.A.) — Başbakan Haşan Saka Anadolu Ajan sına aşağıdaki demeçte bulun -muştur:
Yarın. 1948—49 hububat rnah (Devamı Sa., 5 Sü., 5 de)
Cumhurbaşkanı İçmet înönü, dün sabah refakatinde vali ve belediye başkanı LÛJfi Kırdar, Emniyet müdürü ve maiyeti erkânı
olduğu halde üniversiteyi ziyaret etmiş ve konferans salonunda gençlere su hitabede bulunmuştur: (Devamı) Sa., 5; Sil., 3 de

sinde büyük Göz göre göre yapılan el luklan ve baskılar iktidar ne karşı millette en ufak nıad hissi bırakmamıştır.
Celâl Bayar, Ankara toplantı -sıııda bu melal veren tabloları tekrar hatırlatmış ve canlandırmış oldu. Amma bu eski hikâyeleri tazelemekten maksad sırf kuru ten-kid değildir. Hedef, bu hallerin bir daha tekerrür etmesine mâni olacak kanuni \e şahsi engellerin behemehal konmasıdır.
Cemil Barlas «Ulus» da yazdığı bir başmakalede, seçim emniyetini sağlamak, Halk Partisi İçin de bir vicdan borcudur, diye garip bir cümle sarfediyor. Geçen seçimleri idare edenlerin, artık bu hususta «vicdan borcu» tâbirini ağızlarına almaktan ve kalemlerine dolamaktan çekinmeleri İcabeder. işte Demokratlar, başda Celâl Bayar o|. duğa balde, bir daha seçimlerin Halk Partililer ve Barlas’ların vicdanlarına terkedilmeyerek, kanuni sıkı müeyyidelerle desteklenmesi -ni, hep bu geçmişdeki misâl ve örnekten sonra istemektedirler. Yoksa Halk Partisi, geçen seçimlerde, elini kirletmese ve halkın reyini g^sbetmeseydi, yüzbinlerce Türk, İzmirde, Aııkarada, Samsanda hilesiz seçim, reylerimizi çalanlar, paralarımızı da çalarlar gibi levhaları meydanlarda dolaştırmağa lüzum görürler mi idi?
Hem hile ile reyleri kapmak, hem de sonra o mağlûl reylere dayanarak seçim emniyetini sağla-
İstanbul vapuru, her seferinde 70-90 bin Hra zarar ederken Mısır vapurları 100 - 150 bin lira
«Batı Akdeniz» seferlerini yap makta olan Denizyollarına ait «îstanbul» vapurunun, 1948 sene si başından beri, idarenin kâr id diasına rağmen, her seferinde 70—80 bin lira zarar ettiği tes-bit edilmiştir.
Geminin ,ihtiyacı olan akarya kıtı yabancı limanlardan bizdeki nin yan fiyatına temin ettiği balda bu kadar muazzam bir ye kuna varan bir zarar tevlid etmesi gayet az yük olmasından ve bilhassa idaresizlikten ileri gelmektedir.
Zira vapur her seferinde 350 —400 tondan fazla yük bulama maktadır ki bu da sefer tertibinin hatasından ileri gelmektedir
Yeni köyde ki hâdise


Karısını vuran bedbaht adam
— n------
Ölinkfiı durn^ına-dan fecî »nflıalar
Bir müddet evvel Yeniköy Palasta kıskançlık yüzünden gene ve güzel karmı Perranı tabanca ile dört yerinden yaralıyan tacir Hü-eeyin Kuşkunun duruşmasına dün sabah 1 inci ağırceza mahkeme* cinde başlanmıştır.
Gayet sade ve temiz giyinmiş elan dâvacı Penan başım önüne (Devamı Sa. 5. Sii. 1 de) I
kâr temin ediyor
İstanbul gibi bir vapurun kâr te mini için her seferinde, yolcudan ma’da, asgarî 3500—4000 (Devamı Sa., Ö; SU., 4 de)
Fuad Arna da D.P.dert ayrtîdı
Dün haber aldığımıza göre, Demokrat Parti eski müfettişi Fuad Ama da nihayet partiden istifa etmiştir. Ama kendisile görüşen bir arkadaşımıza istifa sebebi hakkında şunları söylemiştir:
(Devamı Sa.t 3; SU., 7 de)
Komünist Geçinenler İbretle Okusun
Stalin misafirlerin nasıl ağırlıyor?..



«•
4
I İ
7 yıldır “Karaganda,, kampında inletilen İspanyolların ibret verici macerası

Eski bir Komünist, Sovyetler Dirliği için: «Muazzam bir mu-zahrefat çukuru, dev gibi bir gübrelik..» diyor.
Kazakifltanın kuş geçmez, kervan geçmez ıssızlıklarında. »Kamganda da, etral’ı elektrikli tellerle çevrili bir sıra tahtadan baraka uzanıp gider. Bıı 09 numaralı temerküz kampıdır.
Kış mevsiminde bu havalide korkunç kar tipileri hükiiın sürer. Ve bir gece İçinde barakalar kesif kar tabakaları altında kaybolurlar. Sabahleyin mahbuslar kar fırtınası arasında işlerine gidebilmek için karın içinden tüneller açmak mecburiyetinde kalırlar ve tipi taralından sürüklenip götürülmemek İçin bu zavallılar, kendilerini birbirlerine bağlamak zorundadırlar.. Kamudaki rejini, Solovletzkl’dc-ki çllenanelerden tutun da (To--undra) İş yerlerine kadar blltün Öovyet kamplarında tatbik olu -(Devama Sa., 6; fil), 1 (io)
Bfdî.rt

itler ner de gizleniyor?


*

M


i

A

Bir Telgraf :“Hitter ve karısı Eva Braun’un Arjantinde
haraya çıktıklarını teinin edecek durumdayım.. Eva'nın sırtında erkek kıyafeti vardır.....,,
Arjantüne İL?. 530 işaretine tCNİinı olan Denizaltının hakikî U. 530 olmadığı nihayet meydana çıkıyor ğa başlamıştı.
Bu arada bazıları yüzbaşı 011 o (Devanu Sa., 4: Sil., H d«*)
o
530 DAN KABAYA KİMSE ÇIKMADI
Arjantin harb gemilerinin ve u-çaklannın yapmış oldukları araştırmalar müsbet hiçbir netice ver medi.
Denizaltının teslim olmasından birkaç gün evvel kauçuktan mamul bir çıkarma motörünün Ne-cochea’da görüldüğü bazıları tarafından ısrarla iddia edilmişti. Bunun üzerine Necochea gölgesinde derin araştırmalar yapılmış, fakat hiçbir netice elde edilememişti.
V
Birdenbire ortaya yeni yeni şayialar çıkarılmıştı. Fakat bunların arkası gelmemiş, mesle tavsama-
V'v W*. . w V'V'S/ V V v ( v s


AKVİMDEN BİR YAPRA
On beş mîEyon zarar
Tarsus da dolu âfeti ------o--
Hâmile bir kadın seld* boğuldu
1
1B(e) flu he msa rt dm* mu» «I :bhi
Tarsus, 31 (Hususî) — Şehrimizin Namrun bucağına bağlı 3(500 nüfuslu Sebil köyüne
günü saat 13 te başhyarak saat devanı eden şiddetli bir yağmıştır.
Dolu kesildiği zmnan bütün
zj 34 santim dolu ile kapanmış, fc’unu müteakib başlıyan yağmur-(Devam: Sa., İL Sü., d
cumartesi beş dolu j
ava-
ıw
aşbakan, hükûmotln buğday politikasını anlatırken sözü toprak mahsulleri ofıslno naklederek bu ofisin £ sonede on boş milyon lira zarar ot-tigım söyledi.
Müthiş bırşey!
Boyanatın gazoıolcro aksodon şok-lino dikkat isterim: «Toprak mahsulleri ofisi bu sene, yahud filân sene 15 milyon lira zarar etmiş» ilenilmiyor; «Toprak mahsuilorl ofisi sonede on beş milyon lira zarar «diyor.» deniliyor.
O hflido Chi fakir mİ 1101 her sone nedın bu zmaıa katlanıyor*? Ofisin kapılarım çekmeli im up libido edip bitirmeli.
Dünyanın en ıhzümlu hır toşokkti -iıi, ûîzrte (-n liizıunfiuz t»ir müosseso hSlino gelmişiirj jşm kötüsü bunu is-lâb uimek do mümkün değildir. Zira nedense bizde tu lürlü lalaluıi ya m-n ■
lamıyor.
•i
Toprâk maktulleri ohshıı do düzelt-rnoğO) İyi !)!er bir tıaio gotirnwğo im-hhn olamaynoaD nıüiemaıilvorı do zarara ı-athuımaıuı bir mılmb tasau*
vur olunaınıyacağı İçin bunu lagve -dip işin içinden çıkmaktan gayri yapacak bırşoy yoktur.
Anıma, zaman şartları böyle bir teşekkülü lüzuın -Yeniden bir (eşkı -
lu gösteriyormuş.
lât kuralım vo bunun İçin sonode on-boş milyon lira zarar etmeyen memleketlerin programlarını alalım. Onlar hcrhaldo kâr ederler; belki biz de kâr ederiz.
Çok yakadan vfıkıf olduğum bir hâdısoyl anlatayım:
Bir gün ofiso bir omir — Fasulye toplayınız! Ofis buğday İhracında makama hakikati söyledi üzerıno do yino hakikati dİ:
— Koyacak yerimiz yokh
— Toplayınız...
O/lş, Tloarot Bakanlığının emri altın-tindir} o no derse ytıpaoaktır... Bu itibarla ofis fasulye topladı, topladı, Sopr ladı .. Dağ taş fasulye kesildi, koçtan topladı? kimblfir...
(Lütfen sahifeyi ç&iiriniz)
verildi )
nasıl meî ui Iso, bu om ir tekrar öyle-
ra


-• g' t-

X.


ozcırcc
“lOTOR M
Yazan: ProfeMr Kenan Öner
•w ....
4
Başkan — Onayanlar
Ootdan alkışlar).
Hüseyin Cûlıid Yalçın.
v Başkan — Onayanlar Jaoldjıu alkışlar, ûfavo Besleri).
). Kanarın mantık);
£»çinı tutanakları baklandaki itirazların tedkik ve münakaşa tarama bakılırsa Cumhuriyet Halk Partisinin, hiç değilse, Meclis gurubu-hf^j kabul ettiği müdafaa şeklini şu suretle hülâsa etmekle hata işle-olmayacağına kanaat getirmiş bulunmaktayım:
1 — Gizli ve aşikâr lıücum, tariz ve taarruzlarla Demokrat I artiye mensup Milletvekillerini yıldırmak; bu kabil olmazsa haksız, bir parça •ta nezaketten mahrum saldırmalarla bunların asabını altüst cdcıek poz söyliyemiyecek hâle getirmek ve umumî efkârı teferruat üzerinde c ipin yarak çirkin ve acı hakikatleri kalın sis tabakaları altına sokmak)
2 __ îstinad olunan vesikaların hakikî kıymetlerini ve resmî tu-
tanaklar kargısındaki hukukî mevkilerini hiçe indirerek bütün iddiaları delilsiz bir söz, hattâ birer iftira mahiyetine sokarak Demokratlan adi bir seviyei siyasîye ve içtimoiyede göstermek.
3 — İddialar hakkında esaslı bir tedkikat yapılmasının önüne geçerek nıiitad mugalatalarla kabil olduğu kadar hakikatin rengini ve peklini değiştirmek...
Mecliste israf olunan laf gürültülerinin ifade ettiği mânâ bundan başka hiç bir şey olamaz.
Bu taktiğin hakikî bünyesini meydana çıkarmak için evvelâ hadise ile verilen kararın esbabı mucibesini izah ettikten sonra hukukî ve kanunî mevzuatımızdan hâdiseye taalluk edenlerin tahlil ve terkibile işe başlamak bana en doğru bir yol gibi görünmektedir.
Tutanakları inceleme komisyonunun yukarıya aynen geçirdiğim raporu tarafımdan serdolunan iddiaları sadakatle hülâsa etmiş bulunduğu için bunu esas ittihaz ederek bir kerre daha buraya nakleyle-uıekten başka bu hususta bana yapılacak birsey bırakmamıştır.
Bu raporda gösterildiği veçhile serdettiğiın itiraz sebepleri şunlara taallûk etmiş bulunmakta idi:

♦v
»i —
onamıyanlaf — tutanak onanmıştır.
onamıyanlar ... tutanak onanmıştır.
1 — Seçimin yenilenmesi tarihi olan 6. 7. 9-16 dan seçim gününe kadar hükümet ve zabıta, parti teşkilâtile işbirliği ederek tedhiş ve tehdit tedbirleri aldıkları ve köylere dağılarak başka partilere sempati gösterenleri kendi arzularına rametmeğe çalıştıkları;
2 — Bazı parti adamlarile şahısların bilhassa seçim günü ilçe, bucak ve köylere dağılarak milletin oy ve vicdanlarını para ile satın almak 5oluna gitmekten feragat etmedikleri;
3 — Seçim günü sandıklar civarında tesis edilen telefon ve polise deı rahman telefon santrali ile seçimin dakikası dakikasına takip edildiği;
4 — Seçim güuü seçim kurulları ve komisyonları nezdinde tazyikler yapılarak beliren seçim neticelerinin tebdiline çalışüdığı;
5 — Demokrat Parti ve bağımsız adaylar müşahitlerinin bazı sandıklardan uzaklaştırıldığı ve müsaade edilen yerlerde de mümkün olduğu kadar sandıklardan uzak tutularak seçimin cereyan tarzı hakkında esaslı fikir edinmelerine imkân bırakılmadığı;
6 — Demokrat Parti adaj’ları oylarının azaltıldığı ve C. H. P. a-daylan oylarının çoğaltıldığı;
Keyfiyetlerinin iddia edildiği kabul olunmuş ve bu iddialar atideki sebeblerle reddedilmiştir:
1 — Yukarıda hülâsa edilen iddialardan 1 — 4 numara altında zCf -dilenleri umumî ve mücerret şekilde ifade edilmiş ve muayyen hiç bir hadise dermeyan olunmamıştır. Bu şekilde mücerret ve umumî iddi jiann itiraz ve inceleme konusu olabilmesinin esas itibarile kabul e ) ilebilecek bir keyfiyet olmamakla beraber bu iddiaların 6eçim ve neticesine tesir etmediği ve tesir derecesinin itiraznamede beyan ve izah edilmediği;
Bununla beraber dikkate şayan olan cihetin hükümet ve Halk P.-.erişi teşkilâtının işbirliği etmek suretile yaptıkları tehdit, tedhiş ve baskı ile itiraz kâğıduıda vasıflandırılan bu iddialar dermeyan edildikten sonra yine itiraz varakasında, aynen bu tedhiş ve tazyikler hal km a'rn ve iradesi üzerinde tesir etmediği yazılı olduğu gibi ayni itiraznamede. yine aynen şurasını da bir hakikat olarak itiraf zaruretin de âm ki. seçimlerin ilk neticesine kadar devam eden safhasında göze batacak kadar ileri giden bir müdahaleye mahal olmadığının ifade olunduğu.—
Üsküdar Tramvayları Umum Müdürünün verdiği tafsriât
Gazetenizin 20. ö. 948 tarihli nııshasınüa «Okuyucu diyor ki» sütmıııudaki Üsküdarlıların şirketimizden di lökleri ehemmiyetle inoelen-di. ötedcnberl takip ettiğim yolcu hnroketleri bu iıu«usta ki iddianın doğru olduğunu teyid etmektedir.
Bunu önlemek makttidiyle bu hattın İutani.ve Hastanesi önünden. Haydarpaşa geçit köprüsünü takiben tek o-laruk inşa edilmiş olan lıattı Çitte taiıvil edilerek Kadıköy - Üsküdar arasında işletmek to olduğumuz tramvaylar ev velce 80 dukikada yapılan seferler 20 dakikaya indirilmek suretile sefer adedi arttırılmış ve tamire çektirmiş olduğumuz motrisler sür’atle tamir girilerek peyderpey bu lıutta 3 araba ilâve edilmesi temia olunmuştur.
Buna rağmen bazı gün ve saatlerde maalesef gönlümü zün arzu ettiği gibi izdihamı önlemek mümkün olamamak tadır.
Bütün bu zorlukları yenmek ve dolayısile sayın halkımızın mümltün olduğu kadar rahat seyahatini sağlamak üzere 1 Hazirandan i-tibaren tatbikine geçeceği -miz yeni tarife ilo Üsküdar-Kadtköy tramvay seferleri, biri Karacaahmed - Duvar-dibi, diğeri de Kaıhköyün -den dönmek üzere ikiye ayırdık.
Kadıköy - Haydarpaşa garı arasında işleyen otobüslerin bu hatta kaldırılan tram vay yerine ikame edilmiş olması itibarile bunların başka bir hatta tahsisi imkânına mâlik değiliz.
Elde fazla otobüs servisinin açılması da bugün için mümkün görülmemelrtedir. Bununla beraber elde ihtiyat otobüs mevend olduğu zamanlarda görülen lüzum ve ihtiyaç karşısında ara sıra yaptığımız gibi otobüs tahsisine de devam olunacaktır.
U. Md.
Zühtü Çubııkçuoğlu

(Devamı var)
TAKVİMDEN

On beş milyon zarar
(Baştarafı 1 incide) |
Depolar arandı, bulundu... Bu derece acele toplanan fasulyelerin yine âoiien şevkleri lâzım gelmez mi?
Hayır!... Fasulyeler iki sene beklettirildi... Tabiî bozuldu, küflendi, kurtlandı, çürüdü. Nihayet ofis bunları ki tosu 26 kuruştan İtalyaya «.hayvan yemi; olarak sattı, kurtuldu.

İşto ofisi senede onbeş milyon za -rara sokan israf numunelerinden biri... Arabların bir sözü vardır. «Kalanı da buna kıyas edebilirsiniz!»
Kaç defa gördük: Takafcuv bir istimbot arkasına bağlanmış mavnalar Haydarpaşa, Üsküdar, Kadıköy, Atıır-kapı açıklarında denizin üzerine altın bir yol keçesi serer gibi, buğday atarak dolaşıyorlardı. 3u buğdaylar, nereden gelmişler? Neden denize atılıyorlar? Garlarda, İstasyonlarda dağlar £ibi yığılmış az buğday mı gördük? Bunların çoğunun gübrelikten başka bir şeye yaramadığını ve hepsinin ye-şerdi&ni de gazeteler yazdılar.
»toy i e olunca, bu kadar fena idare
edilen bir teşekkülü boşuna devam ettirmekte hiç bir faide tasavvur etmiyoruz.
Zararın neresinden dönülse kârdır!
Bıçakla başı gövdesinden ayrılan kız
Çatalcanm Kabakçı köyünden 13 yaşlarında Hatice isminde bir kız, ormanda boğazından kesil -miş olarak bulunmuş ve yapılan tahkikat sonunda ayni köyde o-turan Ahmed ve Hüseyin adla -rında iki gencin Haticenîn ırzına geçtikten sonra bıçakla başı m gövdesinden ayırdıkları anlaşılmıştır.
Yakalanarak adliyeye sevk e dilen bu sanıkların duruşması dün üç üncü ağır ceza mahkemesinde vapılan celsede yapılmış tır. * f 1 I 4;
Bu ay şeker dağıtımı nasıl yapılacak ?



Nüfus kağıtlarının mühürlenmesi karşılığında vatandaşlara 1,5 kilo şeker verilecek

HER SABAH
Beşiktaş Maliye şubesi açıldı
---o
Bina 646 bin liraya mâloldu
Muhtemel Başbakanlarla muhayyel mülakatlar
2 —

Ankara dâvası şahitlerinden biri daha dinlendi
Ankara cinayeti dâvasının bir istinabesine dün 2 nci agfrceza mahkemesinde bakılmıştır.
Dinlenen şahid komiser Osmau Nuri Akyüz:
«Ben cinayet işlendiği gün Ana İartalar karakolunda vazifeli bulunuyordum. Karakolda bu cinayette alâkalı bir şapka üzerinde ledklkatta bulunurken 23 - 24 yaş Arında bir gene içeri girdi ve: Adım Reşid Mercandır. Al
®u tabancayı, doktor Neş’et Naçizi ben öldürdüm» dedi. Sonra tah fcikata haşladık. Bildiğim bundan tharfettln demiştir.

Cadde kalabalık, iğne atsan ye-re düşmiyecek. Taksim bahçesine ö kadar yayan gittiler. Bahçede bir
2 kaç tur yaptılar. Marmarayı, Bo-X gazı, karşı ki kıyılan kuşbakışı sey g rettiler. Su terazisinin önündeki § duraktan tramvaya binip Etfal g bastahanesı sokağının köşesindo S indiler. Yukan doğru yürüdüler, g Oturdukları yer, sağ kolda, önün X de sedler, altında dükkânlar bu-
3 lunan binalar arasında, cebhesi X dar, eskice bir a|ai'tmanın üst'ia-X tiydi. Medhaline 15. 20 ayak mer X divenle çıkılırdı. Medhalden ü(J X dört dükkân beride eczahane var-g dı. Eczacile ahbabdılar. g Girdiler eczahaneye. Sultan te-X peşindeki köşkün numarası Mehli-5 kanın aklında; telefon etti. Cevab
4 çabuk çıktı:
— Ben, (Malzemei înşaiye ticarethanesi) miicssis ve sahibi Ka-vefzadeyim. Böyle!
Nihayet Murr/fıa eren gene ka din memnun:
— Benim beyefendi hazretleri, tanıyamadınız mı? der demez Yab yada ne paralanış, ne palavralar:
— Vay sen misin Sultan?.. Akşamın kalispera!.. Bugün başıma gelen, benim Rabbena hakkına, pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Kaç saattir kendimi yeyip kemirdim, aaj kalsın çıldıracaktım. Anlatayım da dinle; Siz kahveden çıktıktan beş dakika sonra oto mobile atladım. Tam fayrab edeceğimiz saniye tekerleğin lâstiği patlamaz mı? Yapıştınncaya ka-

P» V- "R
freker darlığının devam etmesi üzerine belediye, Ekonomi Ba -kuıılığile temastan sonra bugün den itibaren aldığı tedblılerl tatbik etmeğe karar vermlgtir.
Belediye bakkallara verilense kerin halka intikâl ettlrilmediği ni ve bir çok vatandaşın bir kilo daJıi şeker alamadığım nazaıı dikkate alarak tevzi usullerinde yenilik yapmıştır.
Bu hususta belediye reis mu avini Nâzım Arda, kendlalle lco-nuşau bir arkadaşımıza şunları söylemiştir.
« — Şekerin karaborsaya in tikaLini önlemek ve vatandaşla -rın serbestçe şeker alabilmeleri ni sağlamak maksadile geker tevziinin karne ile yapılmasını doğru bulduk. Ancak karnelerin dağıtılması uzun süreceğinden
■ r ■ w» ■ ı
şimdilik nüfus cüzdanlarının ba yi bakkallarca mühürlenmesi su retlle nüfuz başına 1 yahut 1.5 kilo şeker dağıtılacaktır.
Miktar hakkında yarın (bu) sabah yapacağımız toplantı cfyı bir karar verilecekte ,
Geçen yıl haziran ıyıhda îs -tanbulun aylık iatihkala 17000 ton idi. Bu yıl 2000 tou şeker ve rlldlğine göre akıntı cim önlene coğl muhakkaktır.
Diğer taraftan yakında tngil tereden şeker geleceği'iden şe -ker fiyatlarında hükümetçe bir İndirme yapılması kuvvetle muh temeldir.»»
Bu sabah belediyede bayi top tanoı bakkallarla bir toplantı ya pılacak ve şeker tevzii hususu konuşulacaktır.


EKONOMİ:
BELEDİYE DE

Ticaret Odasının dünkü toplantısı -------------o-----
Ticaret Odası genel meclisi dün saat 15 de toplanmıştır.
önce Alman piyasasının tica retimize açılması için İstanbul Ticaret Odasının Beynelmilel Ticaret Odası Nevyorkt Londra ve Paris komiteleri nezdinde yap mış olduğu teşebbüsler konuşul muştur. Bu hususta Dışişleri Ba kanlığından gelen cevabda Al -man piyasanının açılması için po litik yollardan gidileceği bildiril inekteydi.
Bilâhare oda ihtisas komisyo nu tarafından hazırlanan hayatı ucuzlatma raporu okunarak, ka bul edilmiş ve idare heyetine tev düne karar verilmiştir.
Türkiye - İtalya ticaret anlaş-mau uzatıldı
İstanbul Ticaret Odasından öğ rendiğirnize göre bugünden itibaren soııa erecek olan memleke nıiş olan Ticaret ve Ödeme anlaş malan 2 ay daha temdit edilmiş ve keyfiyet bir sirkülerle Ticaret Bakanlığına bildirilmiştir.
Fırıncıların ve aşçıların »aylık durumu incelenecek
Sağlık müdürlüğünce fabri ka ve işçilerin kontrolü devam etmektedir.
Sağlık Müdürlüğü muayene e ■kipleri önümüzdeki hafta fırın işçilerinin ve ahçıların sağlık mu ayenesiııi yapacaklar röntgenini alacaklardır.
-----------o------------ Mudanya vapur seferleri artırılıyor
Denizyolları idaresi, yaz mevsimi dolayısile, Mudanya vapur se-
Belediye gelir ve resimleri kanunu
----o----
Belediye gelir ve resimleri ka nun tasarısı, üzerindeki komisyon çalışmaları sona ermiş bu lunmak tadır. ?
ilgililer tasarının, ruecsiiin. ge lecek cuma günkü gündemine a lınacağjru söylemektedir.
Et fiatleri yükselecek mi?
Sığır, koyun ,kuzu eti fiyatla rı yine bir miktar yükselmiştir. Tontancılar bugünlerde kasap -Lık hayvan gelmezse fiyatların nuHfi artacağını söylemektedir
İnşaatı tamamlanan Beşiktaş Maliye Tahsil şubesi, dün saat 17.30 da törenle açılmıştır.
Törende vali, İstanbul Ordu müfettişi, şelıir meclisi âzaları ve basın bensupları hazır bulıuı inuşardır.
Vali açış nutkunda, 1si-tanbul belediyesinin Beşiktaş meydanını açtığını ve hükümetin de bu binayı Tarihî bir kıyme ti olan meydanda imar ettirmek le meydana bir şeref verdiğini söylemiş ve demiştir İri:
645.000 liraya mal olan bu gü zel bina ile Barbaros meydanının imarına ve güzelleşmesine yar -dım ettiği için Cumhuriyet hü. -kftmetine ve Maliye Bakanlığı -na şükranlarımızı arzederim.
Küşad resmini müteakip b:na davetliler tarafından gezûmiştir.
----------o----------
Hamdullah Subhi Amerikaya gitti
İstanbul milletvekili Hamdullah Subhi Tannöver, dün sabah bir uçakla Nevyorka hareket etmiştir.
Tannöver Nevyorkta ya kında çalışmalarına bavlıyacak olan Bey nelmllel «Dinî tesanlid ile sulhu temin» kongresine davet edilmiş bulunmaktadır.
— e-------
pENİZD

i dorö'^ıM ballara umu Pı.ıb -
Ybhi Sabatyp oh,ui-*


cıana artacağını söylemektedir ler.
------o
FOL / cTE
Yeni bir cinayet
Vapur yaz tarifesi bugün başlıyor
Şehir hatları vapurlarında yaz tarifesinin tatbikine bugün den itibaren başlanacaktı*.
Yeni tarife mucibince Üskü -dar ve Çengelköy hattına üç gi diş ve geliş postası ilâve edilmiş cumartesi akşamları 00.15 de Küçüksüdan Köprüye — dara da uğrayacak olan posta ilâvesi yapılacaktır.
Haydarpaşa hattı, posta banliyö tren tarifesine göre
Üskü -— bir
ve a -yarlanmıştır. Kadıköy hattına da 19 dan sonra üç gidiş ve ge liş postası ilâve edilmiş olup, A dalardan köprüye cumartesi gün leri olmak üzere 22.30 da yeıji bir sefer ihdas edilmiştir. Ya -lova seferleri 2 gidiş ve dönüş postasile arttırılmış. Harem — Salacak ve Moda — Kalamış lıat larma da, imkân dahilinde yeni ilâveler yapılmıştır.
Yeni tarifenin tatbikinden iti bareıı yürürlüğe girecek olan pazar tarifelerine göre de Bo -ğaz ve Ada seferleri arttırılmıştır.
Araba vapurlarına da tatbik e dilecek olan yaz tarifesi mucibin ce hergün olmak üzere 00.15 postası ihdas edilmiş, cumarte si ve pazar günleri için de ayrı ca 1.30 da ikinci bir sefer konul muştur.
i
__- --—
Agobun
dar saatler geçecek. Başka otomo bil gözlüyorum, yokoğlu yok. Heriflerde yedek tekerlek varmış; takarlarken karşıdan şakır şukur bir atlı. Beni görünce hemen ya-Daştı, selâmı çaktı. Sırma kordon-lu, göğüs boydan boya nişanlı. Gelin gibi takmış takıştırmış bir Hünkâr yaveri. (Şevketlim ferman buyurdu, serian sizi görmek istiyor; şimdi Saray'a gideceğiz) demesin mi?.. Bende hoşafın yağı ke sildi; üç buçuk atmağa başlamadın ı desem yalan. Zira söylemiştim a İstanbuldaki ecnebi kıtaları-|lc aksuatadav^. Bazı teslimatımız gecikiyor. Kumandarlardan biri Hünkâra şikâyette bulundise; (Bizi savsaklıyor. Kendisine ten-bih ^din; yola gelmediği takdirde kodese tıkacağız) filân dedise Ca-fere bez getir artık.. Yâver bey (Efendimizin sizinle görüşme nr zusu Yıldızdaki Merasim dairesinin tâmiratından dolayıdır) deyince yüreğime su serpildi.. Size a-dam koşturacağım. Allahın Unka-panmdu kimi bulup yollarsın? Yazıhanedeki Agobun kazlarına telefon etsem, güvenilmez keratalara. .
(Bir dakika dur, Sultan) deyip


Yazan: SERSSEB MUHTAR ALUS -------------------- 32 -------
lâf: kesti. Alt katta çamaşırları istifle meşgul karısının, kaynanasının lajyıp etti:
yukarı çıkıp çıkmadığını kol yine martavallara devam
— Gelirim diye söz verdim, dinimden döner, sözümden dönmem. Tükürdüğünü yalıyacak takımdan değilim. Günahıma girmeyin ha, madrabazlığı, dalavereciliği asla kabul etmem. . inanır mısınız, o-tomobilin içinde, yâver de peşim de, Şehzadeler, Sadrâzamlar gibi saltanatla Saraya giderken aklımdan geçmedi değil. Kendi kendime ulan, diyordum, Karaköyden, Tophaneden geçerken yalancıktan sancıya tutul, yahud baygınlık geçir, in eczahaneye. îlâc milâc içirirlerken, (ölmezsem yarın sabah gelirim) deyip yaveri sav; sonra da bas Tokatlıyana! Bunu gözüme aldımdı vallahi, fakat ister misin ben yanı tuzdayken Ün kütlardaki eve istifsarı hatıra Mabeyinci fa lan yollasınlar..
Çeneyi işletip duruyor, Ecvedln gözü duvardaki saatte,
15 dakika bitti, beş könver-zaeyonu geqjti. Bu gidişle sekizi, onu bulacak' diye Mehlikayı dürtüyordu.
Yahya Bej*- Yıldızda, huzura çık
madan önce Başmâbeyincinin odasında içtiği buzlu ahududu şerbetinin yamanlığını anlatırken, Meh lika:
— Pardon, pek rica ederim affediniz, dedi, fazla görüşemiyece-ğiz. Şimdi bir madamcağız geldi, perişan halde. Difteriden yatan çocuğuna serom yaptıracakmış, doktor larengolog Ziya Nuri Paşayla konuşmak istiyor. Kısaca şunu da söyliyeyim: Şayed bana bir haber yollamak veya bir sey sormak isterseniz telefon numarasını vereyim, beni çağırtırlar.
Eczahanenin numarasını verdi. Beriki:
— Sultan dur, bir çift lâfım var madam iki dakika müsaade etsiıı! derken gene kadın telefonu kapadı.
— m —
Mchlika ile Ecved eve geldiler. Yukarıda dediğimiz gibi, burası ’ÇiçIi tramvay caddesinde, sağ kol üstü Eedli dükkânların gerisinde, vaktile evken apartmana çevrilmiş sefertası gibi bir binanın üst katıydı.
2Jli çaldılar. Gülter kapıyı aç« tı. Kızcağız, 14 - 15 yaşlarında bir br/slemnydi. Harbi Umtıır'de Anadolunun çark vilâyetlerinden
Şehrimizde oturan Rauf adında birisi evvelki akşam Şehremini ka rakolu önünde baygın bir halde ve kanlar içinde bulunmuştur.
Derhal Cerrahpaşa hastahane-bine kaldırılmış ve ölürken: (—Beni Galatada vurdular.* demiştir.
Vak’aya nöbetçi savcı yardımcısı Hilmi Arca el koymuş, dün yapılan soruşturmada henüz cinayetin esrarı çözülememiştir.
Maktül Raufun arkadaşları savcılığa müracaat fderelc:
c— Rauf dün akşam Galatada-ki dostuna gitmişti. Kendisinin kıskançlık yüzünden bıçaklandığını zannediyoruz» demişlerdir.
Tahkikata ehemmiyetle devam olunmaktadır.
L._.. R ferlerinin artırılmasına karar ver iniştir. Hâlen haftada 4 olan posta seferleri 6 ya çıkarılacaktır.
toplatılıp Harbiye mektebine getirilen öksiir. çocuklardandı. $
Apartmanın tavanlmn basık, bi rl büyükçe, üçü küçücük dört o-§ âlâsı vardı. Bunlardan birindce çini döşenmiş, eski ocaklı saç bi.”w yemek sobası konmuş, fanındaki abdesthaneden içine kurşun horuâ ile terkos da getirilmişti. Gûya& nıutbak. "Ş
Cadde üstündeki büyük odayı3 saloh - salamanje yapmışlardı. Kö-jJ şeye piyano, karşısına aynalı dinyer, ortaya mahun beyzî ma-îj sn, etrafa da kavı gitmiş, ren gi ağarmış neftî kadife kablı ikili lmnape, iki koltuk, dört de heza-sf ren sandalye kovmuşlardı. |
Büfe, kontr büfe falan yok. Yeri» de, kırmızısı çok, lâciverdi az, fa7-!, la açık kalan kenarlarından bu-£ «aklı, delikli döşemi tahtaları sı-d' ntan bir Gördes halısı. Yâni çokjt ■mütevazi bir salondu. (Zengin i-’i din; hani sanin partalların; şiş-^ man idin, hani senin sarkanların;^ meseline uveynn tarafı göze çarp-? miyordu. g
Küçük odalardan biri Mehlîkn^t! naııdı; öbürünü Ecvcd kabullen »' inişti. Besleme, dapdaracık, haşıjj .. . . -
çatı altında yatar pılı pırtı hep ora-rt »! (Devam var* I
eğmeden ayakta durıılamıyan, hiç£ ışık girmiyen sandık, sepet, da dururdu.

Ali Fuad 08l*rsoy1un BsşhPfe ırr* ıiığa muhtemel gelişi, rr/uve * HHH tık, muhalif gazeteler arasım Ua, dün tasvir ettiğim, olurken, devlet arabasıdır dup •^rmulad, fıstıki makam sargıla ak-Gaya, yolunda devam ettiğini miştim.
Teni Başbakanın inare dlzgirverrıl eline aldığının haftasında ben Anka * raya hayâli bir seyahat ve yeııı ietli ile de şu muhayyel müıftka’ Diyorum:
— Paşam, yeni kabinenin takı lecegî siyaset hakkında Mecliste o • kuduğunuz programda kâf sarahat yok, umumi
buyurmakla ikfcla etini it. yetiniz o t rafında larını biraz daha aydınlatmaz nız?
Bir müddet düşünür, alelacele zırlanmış olan progranım mühnn n tûiannı hatırlamaya çatıştığı behîıirr.. Nihayet söze şöyle başlar:
— Biz sözden ziyade işe, fazla firilyata ehemmiyet 8u itibarla Fıkracı sorutuı mizın:
Avuıo»i i^dir kr» nîn, lûı ( çHlaSiîi görünür rüıbeı ııki Mrsra'larile cevap vereceğim.
— Aman paşanı, seîef-ı-oeLîehr-ı -niz de hep böyte konuştular ammû birisi yedi eyîül kararite ocakları»’ «fi inoir dikti, öteki (Je TazRet mücaı sl yapacağım dediği ftaitte sekerin gaiplere karışmasına, maç bnetter amı dahi karaborsaya geçmesine m m» o • lamadı.
— Her koyun asılır derler, ben karışmam.
— Onlar da öyle
— Ben evvelâ Iktisad alınım temiz leyeceğiın. Sonra devlet datrdlcrintio gereken İslâhatı yapacağım
— Vergileri de indirip halka h»« az nafes aldıracak nırsınız paşam?
— Bunu çok istariın amma, maatteessüf şimdilik imkânı yok. Zira tasarladığım İslâhatı yapabilmiş ıom yeni ofisler, enstitüler kurmak inip ediyor. Bütün bunların ise paraya inli tevakkrf şeyler olduğunu tabn sBvffr-ineğe lüzum yok.
— Ne söylüyorsunuz? Buoce cak demek?
— Çok fazla bfrşey değil canım şby ♦e çeyrek milyar kadar bir şey...
— Aman paşam, biidçe bir buçuk milyara çıkacak olursa, «ktisacl atam temizlenmiş değil, büsbfttüh mış olmaz mı?
— Merak etme bir şeyciu olmaz
— Sonra yonıdeıı kurulacak ölülerden, enstitülerden bans □uyurdu -nuz. Bütün bu tahditlerin milli tio r ret için zararlı olduğu tahakkuk etti. Halk sizden yeni yeni tahditler değil, bilâkis ticari tahditlerin kaldirıH masını bekliyor.
— Unuınıi efkâr bunu benci en beklemekte haklıdır amma ben de gereken tedbirleri almakta haklıyım.
— Paşam, frenklerin: «Tedbirde ifrat tedbirsizlik mânasına gelire yolunda bir sözleri vardır.
— Evet amma, biz (Tedbirde kusur edip hane bulma !) diye bir vardır, bunu unutuyor musun?
— Vergiler hakkındaki düşünceleriniz?
— Şimdilik yeni bir vergi İhdas e-dileoek değildir. Sadece bazı vergilere küçük zamlar...
— Ne kadar paşam?
— Ne bileyim, yüzde on, on beşr.ifr kadar birşey...
İki-Ok-

kandı başkalarının ı
Söylemişlerdi?
• •

I
Türklorin oo: de takdire «ba-atalar sözümüz
FIKRACI
AvusturyalI sporcular şerefine ziyafet
Dün Yeniköyde Avusturya sefarethanesinde misafir Avustur yalı millî takını şerefine Bedeıı Terbiyesi erkânı ve gazetecile -rin iştirakile bir kokteyi parti ter tip edilmiştir.
Diğer taraftan dün gece saat 22 de Taksim belediye gazinosun da vilâyet tarafından futboloula Ta bir akşam yemeği verilmiştir.
HAZİRAN 1948


1334
Rumi Mayus
19
1
l
SALI
1367
Hicri
Receb
23

Ruzı Hıan? 27 - AY - 5 Gün 15S
k.
Va n.ı«r T 3 ürikti D. Ezani
s. D.
Güneş 5 30 8 57
Öğle 13 12 4 39
İkindi İT 11 8 38
Akşam 20 34 12 —
Yatsı 22 33 1 59
İmsak 3 18 6 45

4
1 HA'ilRAN (948
su baskın
Yuhalanan
3
)


r
Zenci aktör
Îjzul F.obenson, A yı er ikan Zco-•aul aobeson, Amerikan kt)-
} Paul üobeson, Amerikan Kö-
t ---0----
| Vaângton, 31 (APJ — Bu J gün iyan meclisi Aaalş£ ko-J misymıında şahadette buly-J n'an Zenci şarkıcı ve akt8r P Paul Robeson Amerikan ko-I münst partisine üye çliip ol-4 madiğim açıklamaklar, imtl na etmiş ve hapse atılmağı Itercilı ettiğini spjd^mivtir, Adalet komisyonu komünizm aleyhtarı Mundt - Nixon kanun tasarıaıhı müzakere etmektedir. Bıi tasarı Amerikş-daki komünist teşekküllerin kendilerini hükümete kaydettirmelerini mecburiyet ha lyıe sokmaktadır. Adalet ko-I misyonu üyelerinden Michi-gan senatörü Cumhuriyetçi H. Ferguson, Rubeson’dan. şu suali sormuştur: «Siz komünist misiniz?» Robeson: «Bu soruyu cevablandırmağı reddederim. Bu, gizli oy veı--Ime hakkıma karşı bir tecavüzdür? demiştir. Dinleyicilerin bir kısmı Robesonu al- ) kışlamışlar ve diğer Jjir kıs- f ise aktörün bn cevabını yu- c halarla karşılamışlardır. 7 Vaşington. 31 (AP.) — A ( dalet komisyonu, Birleşik A- ) Imerikanın Rusya ile harbe \ girmesi halinde Robesonun 5 Amerikan ordusunda çarpı- \ şıp çarpışamıyacağını sor- 1 muş ve Zenci aktör, böyle s bir harb vukuunda kararını 7 vereceğini söylemiştir. Feçgu C son’un sonradan gazetecilere 7 bildirdiğine göre Adalet ko- 1 misyonu. Robeson aleyhinde 7 adlî takibat yapıp yapma- S m ağı kararlaştıracaktır- c Mıındt - Nixon kanun tasa- ) nsı temsilciler meclisi tara- ( fından onamanmış bulunmak ) tadır. Âyan Adalet korniş- f yonu da tedkiklerini bitirir ) bitirmez tasarı âyan meclisi ( tarafından müzakereye konu ) lacaktır. 1
V
Eski Rumen kralı Mişel




Cumartesi günü Atinada evleniyor
-----o----
Atina 31 (AP) — Bugün beyanatta bulunan Yunanistan Başbakanı Sofulis, eski Rumanva Kra lı Mişel ile Prenses Anne'ın Cu -martesi günü Atinada evleneceklerini söylemiştir.
Başbakana göre, törende Kral «ilesi üyeleri, kendisi ve Dışişleri Bakarı Çaldaris hazır bulunacaklardır. Eski Kral ile nişanlısının Çarşamba günü Atinaya varmaları beklenilmektedir.
Atina 31 (A.A.) — Resmen bildirildiğine göre, eski Kumanya Kralı Mişel ile annesi Kral Pofun hemşiresi Prenses Helen, Pren ses Anne de Bourbon, annesi Pren ses Marguerite, iki erkek kardeşi ve Yunan Prensesi iren hava yo-lile Haziranın ikisinde Atinaya ge lecekler ve Yunan Kral ailesi tarafından misafir edileceklerdir.
Eski Kral Mişel'le Prenses An-ne'm nikâhları Düyük bir ihtilaf l'“ Haziranın beşinde Atinada kâin Kral sarayında Atina Başpiskoposu Damaskinos tarafından kıyılacaktır.
—-----o------
Rusyanın Amerikaya borçu 11 milyar dolardan fazla
Vaşington: — 3i (AP) _
f I f ti
gün beyanatta bulunan Dışisleti Bakanlığı mensupları, rUh E|çi si Aleksander Panyugkinin ya kında Moskovaya yapacağı seva hat rioticesirıre, Sovyetleıiin 11.206.000.000 dolarlık ödünç verme ve kiralama borçlarının tasfiyesi hakkında bir Rus tek lifi vuku bullabiJeceği tahminini ileri sürmüşlerdir. Birleşik Ame rika, Rusyanın cdüııç aldığı maj zemenin barış devri kıymeti iize tinden bir kısmım Ödemelinde ıs rar etmiştir. Ingiltere /e Fransa hesaplarını ödemek bahsinde bu prensipe muvafakat di
etmişler


Amerikanın batı-Avtupaya derhal edebileceğini isbat etmesini istiyor
(A.A.) — (Nafen)î
Fransa, yardım
Paris, 81
Fransa, yönlden 80 İngiliz, Amerikan ve Fransız, tümeninin batı Almanvava gönderilmesini istemektedir. Kabine üyeleri ve Go nelkurmay, bu konuda, Vaşinglo nş İngilizlerle Fransızların mlış-|terek«n müracaat ütmelerini tasarlamaktadırlar.
Yetkili bir Fransız makamından dün akşanj gazetecilere Ş)( beyanatta bulunulmştur:
Ameılkapın batı Avfupaya derhal ve geniş ölçüde yardım edebilecek durumda olduğunu göstermek zaruridir. Karşımızda Rus birlikleri 50 tümeni bulmuştur ve bunlardan bazıları Strosburga yaya olarak iki günlük yoldadırlar. 'FRANSIZ CUMHURBAŞKANIM NIN YENt NUTKU
Paris, 31 (A.A.)
Presst): Cumhurbaşkanı Vincent Auriol Bretagne’da yaptığı resmî bir gezide bugün bir nutuk söylemiş ve Fraıısızlara hitaben, hükümeti tenkid edenleriıı ayrılık çıkarmak ve memleketi yıkmak teli likesîle karşı karşıya olduklarını belirtmiştir.
(United
M. Auriol demiştir ki;
Bazan öyle fiarib haller olur kİ, iktidarın zaalındrlt ve istikrar kızlığından şikâyet edenlerin, siyasî mesuliyeti torpllliyen kimse ler ve kabineyi düşüreceğiz diye ayrılık yaratmak tehlikesini kabul edebilecek adamlar olduklarını gÖ riirüz. De Gaulle ve taraftarları, bugünkü hükümeti, zayıftır, diye* tok reddeden ve bugünkü hükümetin millî iradeyi temsil etmediğini ileri sürdüler.
M. Auriol bu ithama cevaben demiştir ki:
Bir hükümet başkanı veya bu hükümetin bakanları millet muvacehesinde sorumlu olmaktan çıktıkları zaman ve parlâmento, millet namına murakabesini icra e-demediği gün, ortada diye blrşey kalmaz.
M. Auriol, herkes, geçirmekten ziyade
kalkınması gayesini gütse, Cumhurbaşkanlığı vazifesinin çok daha kolaylanacağını ilâve ekmiştir.
Paris, 31 (A.A.) — Cumhurbaş kanı Vinçent Auriol, bu sabah Quimper'den Parise dönmüştür.
cumhuriyet
iktidarı ele Fransan’n
Çekoslovakyadaki «Sözde seçimleri
Seçime iştirâk eden 8 milyon Çek’den yüzde 14 ’ ü ko.nünistlere karşı muhalefetini
Londra 31 (A.A.) — (Lps)
Daily Telegraph, dün ekoslovak-yada yapılan genel seçimleri yo -rumlayarak şunları yazmaktadır:
Gazetecilerin memlekete girmelerine ve seçim bürolarını ziyaret etmelerine tahditler vazedilmiş ol makla beraber, dün yapılan sözde seçimler hakkında şüpheye ma -hâl yoktur.
Her seçmene 770 adaylık tek bir liste verilmekte idi. Seçmenin bu 770 aday arasında dahi bir in tihap yapmak hakkı yoktu. Bu in tihap daha sonra komünist Başba kan ve dostlan tarafından yapıla çaktır.
Ne pahasına faaliyette bulunma sı müsaadesi verilmiş ne de herhangi bir muhalif propagandaya müsamaha edilmiştir. Esasen a-daylığını koyacak kimseler 1000 imza istendiği için hiç bir muhale fet listesi meydana çıkmamıştır.
«Halkçı Demokrasi»- denen şe -yin, halkçılıktan ne kadar uzak ve demokrasiden ne derece malı rum bulunduğunu, başvurduğu en trikaları gözönünde tutarak, anlamış ohnası lâzungelir.
Komünist rejimine karşı kullanı -lan oylar
Londra 31 (A.A.) — Nafen:
Dün seçim sandıklarının başına giden 8 milyon Çekoslovak seçme nin yüzde 14 ünden fazlasının a-çıkca yeni komünist rejimine mu
...»
• •
isbat etti
lıalefetini bildirmek cesaretini gös termiş olması muhalefet partileri nin henüz malik oldukları kuvvetin genişliğinin bir delilidir.
Bu muhalefetin resmen kabul e dildiğinden daha büyük olduğunu ve komünist İdaresinin aleyhine ~vb~ rilen oyların sayısından epeyce şaş kııılık duyduğunu zannettiren kuv vetli sebebler mevcuddur.
Komünist hükümetin şaşkınlığı o kadar olmuştur ki, hakikati giz lemek için alelacele tedbirler almıştır.
Prağdan alınan bir haberde bil dirildiğine göre, oylan tasnif et -mekle vazifelendirilmiş olan me murlara ânî olarak evlerine dönmeleri ve tasnif işinin İçişleri Bakanlığında tamamlanacağı bildirli miştir.
O ana kadar hükümet aleyhindeki oyların sayısının yüzde 20 ilâ 30 arasında olduğunun anlaşıldı ğı söylenmektedir. Hükümet aley bine takriben yarım milyon oy ve rılmiştir.
Çekoslovak radyosu İngilizce ya yınında, seçmenlerin muhalefetlerini izhar için müracaat edebildik leri tek vasıta olan beyaz oyların sayiamm bazı bölgelerde yekûnun yüzde 50 sine vardığı kabul edilmiştir.
Fakat Çek ajansı bunun bir an laşmazlık neticesi olduğunu ileri sürmüştür.
Hilesiz seçim
fBaşnıakalecl.en devam)
Bütün bozuk mazbatalar, gaspo-
lunnuış reyleri tesblt eden vesikalar, bağıra bağıra vo göz göre göre Mecliste Halk Partisi çoğunhı-ğn tarafından kabul ve tasdik edilmedi mi? Meclisin Demokrat, müstakil, hattâ bazı dürüst H. Partili Milletvekillerinin feryadları, figan» ları, ahları, yalıları, dinlendi mi? Bu halleri bilen Demokratlar, daha doğrusu bütün memleket ve Türk milleti artık seçim enınlye» tini behemehal sağlamak ıızmlndo-dir. Ailesinin, namusunu koruduğu kadar rey nâmusunu da koruyacaktır. El çabukluklarına, dalaverelere meydan vermeyen bir tara tatbik edilecektir. Bu tarzın da seçim işlerine adli teminat katıl -ması olduğunu Demokrat Parti Başkanı tekrarlamıştır.
Milli duyguların, çoşan denizler gibi, geniş meydanlarda açıklan -ması, Halk Partisini rahatsız ediyor. Barlas’ı sıkıyor. Onlar isti -yorlar kİ, glzü, kapaklı odalarda, karanlık köşelorde, muzlîm dalaverelerle sahto mazbatalar tanzim ve hakiki reyler yokedilslıı, ne yapılıp yapılsın, feeçirn behemehal Halk Partisinin kodamanlarına kazandırılsın.
İstanbul'da, Ankara'da, İzmir’de 6eçhn emniyeti için yapılan mitinglerden ve Bayar’ın gösterdiği vesikalardan sonra çoğunluk partisinde Cemil Barlas’ın temas ettiği «vicdan borcu» mefhumundan eser var ise, derhal seçiın kanu -nunu değiştirir, adlî teminatı sağlar. Ondan sonra da Halk Partisi nefsinde o kabiliyet ve cesareti görürse, merdce halkın huzuruna çıkar. Acaba böyle bir intlhabda bu millet, Halk Partisine rey verir mi, sanırsınız? Biz buna ihtimal vermiyoruz.
Kaplanlar, Parslar, Arslanlar da ihtimal vermiyorlar olacak ki, böyle bir teminata bir türlü yanaşmak istemiyorlar. Halkın feveranını da gördükçe, sokak nümayişlerine ifa rışık elemanlar, komünistler de karışır, gibi mugalâtalara da başvuruyorlar. Fakat bu oyunlara i-nanacak, aldanacak tek Türk kalmamıştır. Ne vakit Halk Partisi, İktidardan uzaklaşmak telılikeslle karşılaşırsa, bohemehal bir komünist tehlikesi de ortaya sürülür.. Fakat bu hile o kadar çok kulla -rııhh İd, bu tuzağa da artık kimse tutulmuyor....
A. Ceınaleddin Saraçoğlu
Gümülcüne çeteci-_ terden temizlendi
Atina, 31 (A.A.) — (Nafen): Batı Trakyada, Gümülcüne kuzeyinde uzun zamandır âsilerin fa aliyetine sahne olan bölge, nihayet Yunan hükümet kuvvetleri tarafından temizlenmiştir. Ordunun 6on ileri harekâtından evvel, âsiler, Bulgar hududuna kaçabilecekleri üslerden hareket ederek mütemadiyen baskınlarda ve baltalamalarda bulunmakta idilg/*. Asilerin büyük bir kısmı, Bulgar topraklarına yerleştirilmiş bataryaların himaye ateşi altında hududa aşmışlardır. 200 kadar âsi öldürülmüş veya esir edilmiştir.
Ingiliz, Amerikan ve Rus gazetecileri Makronlz adasındaki ıslâh kampını ziyaret etmişlerdir. Bu kampta, sadakatlerinden şübhe e-cilen 15.000 kadar subay ve er bulunmaktadır, /lazoteciler karıp-ta bulunanların sadakat gösterilo rl karşısında hayrete düşmüşlor-dlr. Kampta bulunanlardan 1000 1 çimdlden faal hizmete ayrılmış ve
âsilere karşı açılan mücadelede verilmiş olsa dahi, 30 eylül 1448 temayüz etmiştir.
Silâh bulununca, orduya katılmak üzere adadan ayrılacaktır.

e
X'

Propaganda ve yayın işlerimiz
Ahmed Remzi Yüregir Meclise bu hususta bir
Ankara, 31 (Hususî) — Seyhan milletvoklli Ahmed Remzi Yüregir Meclis Başkanlığına şöyle bir soru önergesi vermiştir:
( Propaganda istihbarat ve ya-yır işlerinin millet hayatımızda hükümet mekanizmasının devamlı1 olarak çalışmasında on Önemli ro İÜ ifa ettiğine zerre kadar şübha edilemez. Bu realite böyle plduk-tan sonra bu dâvanın ele alınma-sında yeter derecede meşgul olunmadığı, gerekli ciddî tertlb ve ted birlere baş vurulmadığı gibi bilhassa son zamanlarda içimizde bir takım kötü, yalan, yıkıcı ve vıp-ratıoı hattâ sağ ve solcu yayınlarla t(n iz halk efkârının İhtilâf ve ihtilâflara sürüklendiği hattâ harf inkılâbını hiçe sayan neşriyatın e.îıp yürüdüğü millî alılâk ve millî terbiyeye aykırı hattâ millî mefahiri ve büvük tarihimizi tahkir ve tezyif, rr’llî hislerimizi rencide eden piyçg ve temsillerle sinema filmleri 17‘za hariçte de aleyhimizde bulunan hükümetlerin yap tıkları çirkin ve kötü neşriyatı 1-arşılıyacak surette aynı silâhlarla mücehhez olarak meşgul olunmadığından umumî bir şikâyet mevcuddur. Bundan başka turist celbinde milletlerin ne kadar faydalandığı malûmdur. Bizde de sa yısız turist bölgeleri bulunduğu ve memlekete faydalar sağlıyacağı muhakkak olduğu memleket hesa-
takrir verdi
bine propaganda bakımından da baha biçilmez faydalar temin edileceği halde bu sahada turistlik işlerimizde hemen hiç meşgul o-luııınadığı haklı olarak tenkid ve şikâyetimi mııcib olmaktadır. Nihayet yukardaki bahis konusu mad delerle bilhassa hükümet cebiıo-sinde ayarlamak için kurulmuş bulunan Devlet Basın ve Yayın teşkilâtının bugünkü haille bu vazifeleri ifa edecek bir duruma getirilememiş olduğu gibi yukarıda yazılı memleket aleyhindeki kötü (ıropaganda ve yayınlara mukaba e etnâek ve evvelden beri memlekete lıizme.t vazifesi^, gedikli o-laıak üzerine almış ve ağır kül Jet lere katlanmakta bulunmuş olan vatansever gazete ve mecmuaların da maddî ve manevî bakımdan (bilhassa kâğıd meselesi, Anadolu Ajansı ve Radyo servislerinin verimli ve faydalı şekilde çalışamaması dahil) işlerini kolaylaştırmak vazifesile mükellef olması lâ-
7 m gelen bu geniş kadroyu Basın ve Yayın teşkilâtının bu konu üzerinde gerekli faaliyeti göstermemesi ve^faydalı olamaması umu mî şikâyeti doğurmuş bulunmaktadır. Acil tedbirlerin alınması gereken yukarıdaki yazılı önemli konular üzerinde hükümet düşüncelerini Meclis önünde açıklamalı d ’•.»
20 bin ton kepek ihraç edilecek
-----o------
Ankara, 31 (A.A.) — Ticaret Bakanlığından bildirilmiştir:
Dış ticaret işlerine dair 225 sa-yyıiı sirkülerle aşağıdaki şartlar dahilinde kepek ihracına müsaade olunmuştur:
1 — Haziran 1948 başından eylül 1948 sonuna kadar her ay beş bin tonla mahdud olmak ve bir firmaya yine her *y 250 tondan fazla düşmemek üzere, 20 bin ton kepek ihraç edilecektir.
2 — ihraç lisansları Bakanlıkça verilecektir-
3 — Satışlar yaTnız dolar veya İsviçre frangı ile yapılacaktır.
4 — Lisans alınabilmesi için ihraç blıınacak kepekler İstanbul ve İzmir iatihsalâtından olduğu takdirde bunların mezkûr şehirlerin mahallî ihtiyacından fazla bulunduğunun, bu şehirler ticaret o dalarınca, diğer bölgeler istihsalinden olduğu takdirde bu bölgeler menşeli bulunduklarının ilgili tica ret odalarınca tavsik edilmiş olma sı şarttır.
5 — Müddeti içinde kullanılmı-yan lisanslar, sıra bekliyenler olduğu takdirde, yenilenmiyecek ve muhteviyatı sıra bekliyenlere tahsis edilecektir.
6 — Yemlik iç ihtiyacı dolayı-slle ihracata, eltfe lisans olsun olmasın. 30 eylül 1948 günü akşamı fiilen 30iı verileceğinden, ilg’li tüccarların satış ve sevk işlerini ona göre tanzim etmeleri lüzumu ve eldeki lisans en yakın tarihte |
I


gününden itibaren fiilen ihracatta diğerleri do bulunmak için hiçbir mükteseb hak iddiası kabul cdilmiyeceğl şimdiden belirtilir.
; [Günün enteresan haberlerij
7 İsveç Veliahdı Uanimarkada
[ it Kopenhag: — îşveç Veli-
) ahdi "prens Gustave Adolf, dün ı Danimarkaya gelmiştir. (A.A.) } Amerika ile Fransa arasında J öğretmen mübadelesi
) )Vaşington:
îşveç Veli-
Eko
Mecli
18 bin nüfuslu bir
şehir tamamen sular altında
Portland (Oregon) 31 (A.A.):
Birleşik Amerikanın Pasifik sahilini altüst eden su baskını h^k -kında beyanatta bulunan Kızılhaç direki Örterinden biri bunu tarihin en büyük felâketi diye tavsif etmiştir.
Oregon eyaletinin ikinci mühim şehri olan 18 bin nüfuslu Vanport beldesi halen yakılmış evlerden ve birtakım enkazdan mürekkep bir harabe yığınıdır.
Colombia nehri barajları yıkılarak 20.000 kişiyi şehirden kaçır -mış ve beldeyi- tamamen İstilâ etmiştir. Şimdiye kadar 20 cesed bu lunmuştur.
Vanport harpte inşa edilmişti
Portlan; Amerika 31 (A.A.) — Aşağı Columbia nehri taşmış ve sular Şimalî Portlan havalisini ta mamiyle basmıştır. Bilhassa Van-portta yüzlerce kişi evlerinin dam latanda yardım beklemektedir.
Vanport, harp esnasında kurulmuş olan 42 bin kişilik bir şehir dir. .Malisi tahta evlerde otur -makta ve-gemi tezgâhlarında çalışmaktadırlar.
Bu sabah gelen haberlere göre, sular yükselmekte devam etmektedir. Boğulanlar olduğu haber ve rilmekteyse de henüz kat’ı malûmat alınamamıştır.
Yağmacılık •»
Vanport (Oregon) 31 (AP) — Son feyezanlar yüzünden kısmen su altında kalan Vanport şehri sakinlerinden çoğu evlerini terkedip kaçmaktan imtina etmişler ve po lis memurları kendilerini kuvvet is timalile tahliye zorunda kalmış -lardır.
Bir polis memuru şunları söyle miştir: 4Halk büyük şeddin yıkıldığına ve tehlikenin arttığına inan mak istemiyordu. Henüz vakit var ken kendi iyilikleri için müdahale zorunda kaldık.»
Henüz resmî bir malûmat mev-cud olmamakla beraber feyezanlar yüzünden bir çok kişinin öldüğü tahmin edilmektedir.
İçerisinde 4 kişi bulunan bir o tomobilin suların cereyanına kapı lıp bir duvara çarptığı ve ezildiği polis memurları tarafından görül rnüştür.
Bir çok kimseler de suların çere yanına kapılıp sürüklenen küçük çocuklar gördüklerini ifade etmişlerdir.
Bu arada bazı soygunculuk teşebbüsleri de olmuştur. Feyezan bölgesini kayıkla dolaşan ve tahliye ekiplerine mensup olduklarını iddia eden 6 şahıs, yağma ettikleri eşyalarla birlikte bu sabah tevkif edilmişlerdir.
Fuad Arna da D. P. den ayrıldı
(Baştarafı 1 incide)
— «Müfettişlikten istifa ettikten sonra, şahsen bir kısım gazetelere verdiğim beyanat ve yazdığım yazılardan ötürü hakkımda inzibatî muamele yapılması için bizzat sayın Bayar tarafından teşebbüse geçildiğini bir ay evvel öğ renmiştim.
Bu yazılarım, tamamen Demokrat Partinin hayrine olmakla beraber, bir kısım kurucular tarafından Eğede yapılan iztirap verici konuşma ve nutuklarına karşılık olmasına rağmen genel başkan tarafından bir taraflı mütalâa bııyu-rulması ister istemez beni de müteessir etmiş bulunmaktadır.
Bahusus, partiden ihraç edilmem için alâkalılar üzerinde tesir yapılmak istenilmesi kendimden zl yade başkalarını rahatsız etmeğe mâtuf olması bakımından bilhassa Bursalı, partili hemşehrilerimi mâ-anen rahat bırakmak için istifa ettim.
Garip olduğu kadar bence, elim olan nokta şudur ki, memuriyet bayatlınca en küçük bir haksızlığa boyun eğmememe rağmen, kalem ve söz hürriyetinden ötürü Haysiyet Dîvanına sevkedilmlş olmamdır.
Mukadderatta bu da varmış... Stm ve yegâne halisane temennim diin olduğu kadar, istikbalde de Demokrat Partinin millete hayırlı olmasıdır. Bize elvedâ demek düştü...


C.H.P. müzakereleri nasıl açıklanacak -------------o——
Ankara: 31 (Hususî) — Ce mil Şait Barlasın bürosunda teş kil olunan beş kimilik komisyon çarşambaya çalışmağa başlayacaktır. Komisyon partide geçen konuşmaların hangilerinin açıklanacağını ve alelûmum neşri -yat işlerde iştigal edecektir. Ko misyon Suut Kemal, Ahmed Remzi Yüreyin, Dr. Fahri Ece vit. Haşan Şükrü Adaldan terekküp etmektedir.
Meclise »evkedilen tasarıl.ır
Ankara: 31 (Hususî)
nomi Genel Meclisi kurulması ve Cumhurbaşkanlığı Armoni Muzikası için yetiştirilecek miî zika öğretmenleri hakkında hazırlanan kanun tasarıları lıükû -metçs Meclise, sunulmuş ve alâ kah komisyonlara havale edil -miştir.
Buğday yolsuzluğu tahkikatı Meclise g tirilmiyecek m ?
Ankara: 31 (Hususî)
sin çarşamba toplantısında eğer hükümetçe buğday yolsuzluğu tahtikat evrak meclise getirü -mezse bazı mebusların hükümet ten neticeyi açıklamasını iste -yecekleri anlaşılıyor.
İstanbuldaki Amerikan konsolosluğuna tâyin edilen ataşe
Mountain Lake (Birleşik A -merika 31 (AP) — Eski gazete çilerden ve halen Amerikanın Montreal Viskonsolosu James Mac Farland, istanbuldaki A -merikan Başkonsolosluğu Ataşe ligine tâyin edilmiştir. Haziran ayı içinde eşi ve kızı ile birlikte Türliiyeye hareket edecek olan Mac Farland ' Amerikanın Sesi» resmî radyo yayınlarının Tiirki yedeki bölge faaliyetlerini ida -re edecektir.
Uzun yıllar Nevark Nevs ga zetesine ortaklık etmiş olan Mac Farland, Associated prese ajan sının Nev Jersey muhabiri ola •* rak da çalışmıştır.
-------o
D anim arkada istilâya karşı tedbirler
Kopenhag 31 (A.A.) — (Nafen) Danimarka parlâmentosuna su -nulan bir kanun tasarısında 2 mil yon 500 bin Ingiliz lirası sarfiyle yeni bir sivil muhafız teşkilâtının kurulması derpiş olunmaktadır.
Bu yeni kuvvetin vazifesi demir yollarını, köprüleri, garları ve diğer umumî hizmet müesseselerini korumak ve bir istilâ vukuunda paraşütçülerle mücadele etmek o-lacukiır.
Bunlar, asker addedilecekle-, fa kat silâhlarını evlerinde muhafaza edeceklerdir.
Hitler rejiminin meşhur lıcykeltraşı (
Hitler rejimi sı ı rasında büyük bir şöhret ka - ( zanmış olan lıeykeltraş profesör 1 Joseph Thorak bugün bir Na- ı ziliği temizleme mahkemesi ta j rafından beraat ettirilmiştir.. ? öğrenildiğine göre, profesö ? rün aslen Rus Yahudisi olan e z şi sanığın lehinde şahadet et - ) miştir. Bayan Thorak mahke - J meye gönderdiği bir mektupta | şunjarı kaydetmektedir: j
1933 te beykeltraç karısından) «■resmen- boşanmış olmasına 5 rağmen kadın vo üç çocuğu ile J yaşamakta devam etmiştir. Ya I hudiıere karşı tazyik artınca kal din Ahaaııyadan hicret etmek | zorunda kalmış ve profesör ken l dişine para göndermeğe devam l etmiştir. I
Resmî binalar ve Nürenberg ı stadyumu için muazzam hevkell ler yapmış olan Thorak hakkın ( da Alman mahkemesi tarafından ( vorilen karardan şu kayıt mev J cuttur: Hitler tarafından hima l yo edilmeseydi dahi Thorak bü I yük bir saı.ı’atkâr olabilirdi. I
(AP) (
---------------
★ Münih:
İki artist arasında açılan dâvâ
) Los Angeles: Vhiney adile maruf film artisti Mrs Gloria Schumm, Vallace Berry aleyhine dâva açmıştır. Artist, beş aylık çocuğunun ba basının Vallace Berry olduğunu iddia etmektedir. Gloria 3. Val
tesi günü Holivuttaki evinde öl rnüştür. Bu tanınmış ve karak ter artisti seksen iki dı. • ‘ •
Pakistanla Japonya ticaret
it Karaşi:
lunan Japon ticaret heyeti baş
kanı bay Eatonun dediğine gö , lace Berry 63 yaşındadır. Berry idiayı reddetmektedir. Gloria kan muayenesi istemiştir.
’ ' ' (AP) Raspanın mükâfatlandırdığı âlimler
• •*A
- Tass Ajansı -
• •
Gloria
yaşınday (AP) arasında
Pakistanda bu
it Vaşington: — 1^8—1949 ders senesi içinde 10 Amerikan , lisan öğretmeni ile ayni .miktar da Fransız öğretmenin mübade re, Japonya ipek, mensucat, pov Jesti için teşebbüse geçilmiştir. , 7 , (A.A.)
Amerikanın Temmuz ayında ih raç edeceği hububat k Vaşington: — Amerika Dı şişleri Bakanlığı temmuz ayında Amerikanın ihraç edeceği hu -bubat kontenjanı tutarının 1.083.900 ton olduğunu bildir inektedir. B u miktarın 13.574.800 hektolitresi buğday ve undur. (A.A.)
Meşhur bir İngiliz artisti öldü ir Holivut: — Beynelmilel nlgiliz film ve tiyarro artisti o lan bayan May Vhitty cumar-

selen ve küçük makineler gibi mallar satmağa hazırdır ve al ti ay içerisinde —«büyük inik tarda»—- pamuk İpliği ile piyasa ya atılacaktır. (AP)
Göring’e rüşvei veren tiltiin tüççarı
A- Hamburg: — Almanya -run eski krallarından Philip Re emstmanın bugün bir Alınan mahkemesi tarafından yargı laıımasııia başlanılmıştır. îddig. ya göre, Reernsma, bir vergi tahkikatını durdurması için 1934 te Hermann Göringe üç milyon mark rüşvet vermiştir, (AP)
it LonJdra: — nın bildirdiğine göre, Rus hü kumeti Alihunov ve Alhanyan adında iki kardev bilgine, ( A-tom—Altı zerreler» bahsindeki keşiflerinden dolayı mükftmat vermiştir.
Bu hususta verilen tafsilâta göre, Alihun)‘v’la Alihanyan, Alagöz dağında bin metre ka -dar yükseklikte kozmik ışınlar üzerindeki araştırmalarına 1912 de başlamışlardır. (AP)


• :
Dev
------o------
Diyarbakır - Van hava seferleri
Ankara: 31 (Hususî)
let Havayolları Diyarbıkırla Van arasında hava seferleri va M pılmasıua karar vermiş ve sc* ferlere başlanmıştır.





iı hazhcaa
»I
DENEMELER, DÜŞÜNCELER |
San’atve edebiyatın
ucalarının Konya ssyahatind
(-------------o------
S Tdrfc Hava Kurumana beş J lira bağışta bulunanların î uçağa bindirileceği ilân edil-ı mişti. Biletlerdeki numarala-t ra göre sıra bindirilmek icab
) ederken araya karışan nii-J fuslu şahısların tesirde ma-
) alcsef sıraya riayet edilmedi
3
Geçenler
Konya: (Hususî) de .şehrimizde T. H. K. ait ou tuyyaıe gelmişti. Tayyareciler belki hiç bir vilâyette,törenliye çekleri alâkayı görmüşler. Binlerce Konyalı hava meydanına ber türlü zorluk ve idaresizlik -lere rağmen taşınmıştı .
Meydanda T. H. K. na beş li ra bağışta bulunana, bilet verile rek tayyareye bindiriliyorlardı. Çünkü bağışta bulunanların an bıktıkları ve müşahadelerımiz biı li olduğu kadar herkesi de hak Iı olarak üzmüştü.
Biletlerde numara varken ve t ırayla halkı bindirmek lâzım ge ürken araya nüfuzlu şahısların karışması ve bazı nüfuzluların -da bedava bindirilmek için sıra arasına sokulmaları, sırayı boz -nuş ve karışıklığa sebeb olmuştur.
Bu hal karşısında çok kimse %r biletini başkasına satıp binmekten vazgeçmiş bazısıda kav ga gürültüyle ancak beş dakika gez)i5 bilmişlerdi.
Halbuki tayyareler gelmez -den önce bazı mahalli gazeteler | bağışta bulunanların yarım saat bindirileceklerini ve propaganda çıda ayni şeyi avaz avaz bağır -mıştı. Bütün bu tuhaf hâdiseler halkı, haklı olarak üzmüştür. Te mennimiz hiç olmazsa diğer vilâ yetlerde bu vaziyetin önlenmesi ve böyle çirkin hâdiselere meydan verilmemesidir.
Yılhıaz Kurma
------o-------
Genel Kurmay Başkanlığı
■----o-----
A iyonda emekli bir subayın Milli Mücadele hatıralarını istiyor !
Afyon: (Hususî) — Genel Kurmay Başkanlığı harb tarihî ve çoğrafya encümeni tarafından hemşerimiz malûl ve emekli subay Altındağın harb hatıraları istenmektedir.
Mumaileyh istihlâl savaşında-Lİrinci ve ikinci İnönü meydan, Sakarya, Dumlupıııar ve Başkumandanlık meydan muharebelerine Arnavud ve âsi Etemin ta kip ve tenkil hareketlerine işti-raJ( etmiştir.
Birinci İnönü meydan muha-debesinde çok üstün düşman kuvvetlerile giriştiği süngü mu harebesînde beş yerinden süngıi lenmiş bitau bir halde yatarken esir edilmişti. Istıraplı halini bir an bile düşünmeyen ve tedavisi ne gidilmesini istemeyen düş -mail komutanı tarafından ölü -me mahkum edilerek cam ağacı na çarınıya gerdirilen bu kah^a man subayımız bir mücize kabı linden kurtulmuştur.
ikinci İnönü meydan ve Sakar ya muharebelerinin birer nişane si olarak da halen ak ve kara ci ğerlerinde iki piyade mermisi ta şımaktadır.
Muzaffer GörkteD -------------o-------- Bandırmada ilk okulların adları değiştirildi
Bandırma, (Hususî) — Öğren-: eliğimize göre Bandırma kayma | kamı Bahir öztrak'ın başkanlığında toplanan maarif komisyonunda Bandırma ilk okuluna Bandırma /urtuluşunu temsilen (17 Eylül), ikinci okula Bandırma k^r tuluşuııda şehid düşen Bandırma fatihi (Şebid Veeihi),.üçüncü okula (Evyapan), dördüncü okula da Bandırma maarif hayatında bütün Eandırmanın sevdiği en eski ve kıdemli ‘hocası 65 senelik ömrünü memleket yavrularının yükselmesine vakfetmiş merhum (Hoca Talisin) adını vermişlerdir.
Bandırma, (Hususî)
çir Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından Bandırmaya bir tenezzüh tertib edilmiştir. Bu geziye iştl-l)âk edecek BalIkesirliler denizden istifade ederek hoş bir gün geçirecekler trenle yapılacak bu seyahatten ayni günde tekrar Balı-kesire döneceklerdir.

Balıke-

ı
Devlet Dcmiryollarile Denizyolları avliişürak otobüslere yola» vermemek için Bandırma postasına 17,30 dr yatıtışvıaşvvı bildirmişlerdir. Hu s«aî otobüsler üçüncü mevki
Devlet Denıiryollarde rekabete başiamtşlttrdrr. Tren Bahkesire 270 ku-uya mukabil otobüsler 100 kuruşa götür nakledir.
— ----
miz bit hava almak imkânım bulabiliyorlardı. Devlet Demir -yollarının lehine düşünülerek a-İınan bu son kararlar yolcuların aleyhine olarak ve ister istemez o pis havayı teneffüs etmeğe mecbur bırakılmıştır.
Vaktile Bandırma iskelesine biı çok liiccat gemileri İşler hal kın istirahatını düşünür rahat et tirir, rekabet zorunda kalır, temiz bulunur, ucuz taşırlar ve pa ra kazanırlardı. Şimdi tek bir «uların Allah yardımcısı olsıyı. vapurla. Devlet elile taşınan yol Birinci mevki yolcularına 20 ku ruşaşişesi taşılan suyu bile ka marotlaıa yüz defa söylemeden getirtmenin imkânını bulamazsınız.
Her tarafta tren tarifelerinde tensilât yapıldığını duyduğumuz şu günlerde, her ne dense Bandırma İzmir hattında buna lü -zum görülmemektedir. Bu günkü hayat karşısında tüccar zihniyetile hareket edilmedikçe tren yollan iflâs etmeğe mah -kûm. Bundauda bütün vatandaş lar müteessir olacak zarar göre çektir. Bu işlerin idaresini bilme diklerini bilmiyen bu efendiler a caba buralardan çekilmesini de mi bilmiyorlar ve bütün vatan -laşlara ıstırap çektiriyorlar.
Mustafa Evyapsn
(Hususî) — Son
Bandırma:
günlerde Devlet Demiryollarile, Denizyolları idaresi anlaşıp, Ban dırmaya gece seferleri yapan, Konya vapuruna bindirilmişler, badema Bandırmaya vapurun sa at beş buçukla yanaşmasını mu vafık bulmuşlardır. Bundaki maksadın gece saat iki buçukta yanaşan ’sapur yolcularının oto biislerle Bahkesire bir liraya, sa bah ezanından evvel evlerine gi dişlerinin ve trene yolcu masından: Güya Devlet Demiryollarını korumka istemelerinden ileri geldiği anlaşılmıştır. Fakat bu zorlamaya rağmen yol cular gene otobüsleri tercih edi yor trende hâlâ saltana saltana üç beş yolcusile gidip geliyor. A radaki fark o kadar çoktur ki, otobüslerin Bahkesire kadar al dığı yüz kuruşa mukabil trende üçüncü mevki iki yüz yetmiş kü sür kuruştur. Bu anlaşmaya ba kılırsa, Devlet Demiryollarının pek yakında otobüs seferlerine de müdahale etmesile halkı zor la trene doldurmağa çalışması beklenmektedir.
îki buçukta Bandırma iskelesine yanaşan Konya vapurunda kasaplık hayvanlarla koyun ko yuna, pislik ve sefalet içinde bu lunan yolcular, hiç olmazsa üç beş saat sıhhatlerinden kazanabiliyorlar, vapurdan çıkarak te ...........................^1*.

■■■■ ■ —■
19^6 11 Genel Meclis seçimlerini Silifke, Tarsus, Anamur, Giilnar kazalarında lazanmışlar ve 18 âzahktan 13 ünü almışlardı. §imdi mrrvriT merkez d ıctzrmv iMÜ-alacaklır-__________________________________________
yarnîrternt
-
Mersin: 1 Hususi) — 1 Eylül 91G tarihinde yıkılan il getıc’ meclisinde 1 Penıukrauiarı, Sı lifkte, Tar.su-, A.v’our, Gi;,c:.r kazalarında seçimi kazanarak çel genel Kievlisinin 18 â/ai.ğın dan 13 azalı:..ı)m tomin el-Per. Mut kazasında bir âzalığı C. H. P. kazandı. Bu kazadaki seçim de hile yapıldığına dair elde bir ve sika bulunmadığı için bu âzanm mazbatası tastik edildi Yalnız Mersin uivr. ez 1 a)( suıda seçim. hile ve fes:it kararmak stıre-tile dört âzanın kazanın C. H. P.
I ■■ ■ ■
Erkek Sanat Enstitü i'niln sergisi,ıi on binlerce Konyah gezdi. Sergide talebe'erin yaptıkları eser e" takdirle seyredildi Hütün atö'ge-ler faaliyette olduğundan misafırb rç esene, m imâl şekli gösterildi
Bağında yedi yüze yakın genç san’atkârı barındıran Kon ya Erkek Sanar Enstitüsünün sergisini kalabalık bir halk kitle si huzurunda açıldı. Sergide gör düğüm sanat eserlerini ve genç lerdeki sanat kabiliyetinin yüksekliğini belirtmek bir vazife o-lur.
Nasıl bir sel bir vadiye hücum ederse, bir insan selide sanat enstitüsüne hücum ediyordu. Bayraklarla süslenmiş bir kapıdan tesfiye atölyesine giriliyıy. Burada bir kısım öğrenciler iza hat veriyor bir kısmıda makine lerinin başında her günkü gibi çalışıyorlar. Bütün atölyeler fa aliyette olduğu halde misafirle re eserlerini nasıl yaptıklarını gösterdiler, Döküm atölyesinin yolladığı işleri öğlenciler mütemadiyen tesfiye ediyorlar..
Bu atölyelerin bir kaç makine si Alman ve Amerikan malıymış geri kalanlar onlarla işlenen ma denlerle öğrenciler tarafından ya pılmıslardır. Bu makinelerde hiç bir fark göremessiniz. Atol yenin bir ucunda da bu makine lerle elde edilen aletler teşhir e diliyor.
Döküm atölyesi kalıplardan çıkarılmış tesfiyeye muhtaç parçalarla dolu.
Modelciler atölyesinde döküm eliye lâzım olan bütün modeller hazır, tesfiyenin ve dökümün en lüzumlu dostu. Üçü de elele ver misler.
Örslerin çınlattığı demirciler

namzetlerinin mazbataları genel meclis toplantısında esbabı ımıolbesile red edildi. Alâkadar lar ve vah danıştaya, genel mec lirin vı’r^iği red karan aleyhine müracaat ettiler .Danıştay il ge r.cl meclisinin verdiği red kararı ııı tastik ederek ve seçime hile ve fesat karıştırıldığını sabit görmüş ve seçimin yeniden yapılmasın». karar vermiştir.
Bu itibarla şimdi yalnız Mersin kazası dahilinde bu günler -de genel meclis âzalığı seçimi yapılacaktır.
■........
Konya E S Enstitüsü sergisi açıldı

atölyesine giriyoruz, kömür kokusu, görüklerin sesi (pulluk -lar, sobalar keserler kazmalar her türlü dövme eserler.
Oksijen ve elektrik kaynak a tölyeei, gözlükleri taktık ve bir öğrencinin kaynağını seyrettijk.
Ve en sonra marangozlar a -tölyesine girdik, Oda takımları, bahçe takımları, yatak takımları, daha neler neler. Nihayet iği tün bu kıymetli eserleri imale -den sanatkârların bıçkı seslerde dolan atölyeleri ve yeni çıkacak bir çok eserler.
Şunu diyebiliriz ki bu sergi Türk sanat'kârlarınln müsait bir sahada ne büyük işler ba saracaklarının bir delilidir.
Bu parlak başarılarından do layı öğrencileri ve onları yetişti ren kıymetli öğretmenlerini teb rik ederiz.
Yılmaz Kurma

*rt
ödemişde ilk kurşun bayramı hazırlıkları
-o-
Bu iflüüiiâsc-betle Hanıid Şevket bîr nutuk söyledi ödentiş, 30 (Telefonla).— Burada bulunan Hamid Şevket İnce yarın saat 13-15 ödemiş sinema binasında £). P. nin umum Bİyase-tl hakkında partililerle bir konuşma yapacaktır.
Aynı mevzuda ilçe başkanı Na( inik Kılıçoğlu ve idare kurulundan İlhan Sipahloğlu da konuşacaklardır.
bu
Nazilli D. P Ocağındaki toplantı
Birçok hatibler söz alarak C. H. P. nin aksak taraflarını anlata rak, komünizmin tahlilini yapmışlardır.
----o-----
Nazilli (Hususî) — Aşağı Nazilli Sümer ocağında yapılan toplantıda ilk sözü ocak başkam ula-rnk misafirlere teşekkür etmiş, İşçi dâvasına temas ederek Türk iticisinin asla komünist olmıyaca-ğını ifade etmiştir.
Başkandan sonra konuşan Pertev Arat, C. H. P.-nin aksak taraflarından bahsetmiş ve komünizmin bir tahlilini yapmıştır.
Dfivet üzerine mikrofon başına gelen Adnan Menderes de memleket meseleleri üzerinde gerçeklere dayanarak çok güzel bir konuşma yapmıştır.
Adnan Menderes C.H.P. nin ehliyetsizliğine temas ederek memlekette tek bir mucizenin «Hürriyete olacağrfı. halka hesab verme duygusunun ve halk hâkimiyetinin bulunduğu her cemiyette, işlerin behemehal acık olaraK konuşulması lâzım geldiğini söylemiş ve C.H.P. nin bu büyük haki kate ergoç boyun eğeceğini belirtmiştir.
Menderes seçim bahsinde de D. T nin görüşünün geniş bir izahını yapmıştır.
------o-------
Aydın Kız Enstitüsünün bir defilesi
Aydın (Hususî) — Son aylarda Aydın ilk ve orta okullarının müzik ve müsamere faaliyetleri, Ay-' dinin durgun hayatı üzerinde cidden bir kaynaşma tesiri gösterdi..
Orta -okulun müsameresindeu sonra en son olarak kız enstitü , sünde giyim gösterişi dün akşam, Yeni Şehir Klübü salonunda kalabalık veli ve misafirlerin huzurunda yapıldı. Defile enstitü öğrencilerinden Ayfer Tanrıöverin bir konuşmasile açıldı. Millî Eğitim müdürü Yakub Akpınar dünkü ve bugünkü Türk kadını konusu üzerinde bir konuşma yaptı. Sonla kızların geçidi başladı. Cidden büyük bir emek ve titizlikle hazırlanan bu defilede dikkati çeken nokta, kızlarımızın hüner ve ka-—biHyetiz »ın--lr:-ı ı:— ve satirlik .ıuı-İayışlarıdır.
Defilede dikkati çeken diğer bir nokta da ucuz kumaşların seçilişidir. Eu hareket bilhassa umumi bi’ takdir kazanmıştır. Defilenin ortasında Selim Yatağan tarafından kızlarımızın yaptığı bir çiçek müzayedeye konmuş ve kısa bir an içinde dört yüzü mütecaviz lira okul aile birliği hesabına elde edi) jmiştir. Bu arttırmada bilhassa Ekrem Çiftçi, Bayan Cihanoğlu takdire şayandır.
Saat 24 de kadar büyük bir haz ile geçen defilenin muvaffakiyetinde en büyük âmil olan müdür Aliye Timoçini, öğretmenleri, san atkâr kızlarımızı tebrik ederiz.
--------O--------
Bir tabiat garibesi
------o------
Şehrimiz Doğumevinde bir kadın iki başlı dört kollu, ilç ayaklı bir çocuk doğurdu
• V-
Eskişehir, (Hususî) — ilimizin Vezirhan köyünden gelerek Doğum evine yatırılmış bulunan Hatice Örgün ismindeki hâmile bir kadlıı Çarşamba günkü doğumu neticesinde iki başlı, dört kollu, üç a-yaklı bir çocuk dünyaya gltirmiş-tir. Bu çocuk erkektir ve ellerin-1 de dörder parmak bulunmaktadır.
Tıbda Thorâkopanga ismi verilmekte olan bu doğum hâdisesi sonunda çocuk ö'/i olarak dünyaya gelmiştir.
Tamapıen sıhhatte olduğunu öğrendiğimiz bayan Haticenin bu i-kinci doğumudur’ Ve bundan evvelki çocuğu da sağdır.
------o------
Dikilinin kaynarca ve solmaz bataklıkları kurutulacak
------o------
Hükümetin el koyduğu bu iş en kısa zamanda hal edilecek.
Dikili (Hususî) — Dikili ilçesi hududları içinde bulunan ve Kay-narca bataklığı denilen bataklı); ile Solmaz adındaki bataklık ve bu • bataklık civarındaki vasi arazinin kurutulmam ve ziraate kabiliyetli bir hale getirilmesi için Bergama-daki sular idaresi müdüriyeti ta lafından gereken proje ve plânlar hazırlanmıştır.
ilimizde kurutulmuş olan Cellât! göl ve bataklığı kadar mühim çlan bu bataklıklar kurutulduğu takdirde hem o civar halkın satfİık




Eğer g-erç ikien, dünyanın dört bucağına özlü bir medeniyetin ışığını salmış asıl atalarımızın yolundan gitmek istiyorsak yapacağımız^ ilk iş batıp her alanda taklidden vaz geçm’k; san’at ve fikir hayatımızı, hüviyeti meçhul bir yenilik uğruna kendilerine kıymış mezar kazıcılarının elinden kurtarmaktır.

Edebiyatımızın bütünlükten mah rum yamalı bir bohça manzarası arzeden bütün aksaklıklarına, za man zaman kendi tekâmül seyri boyunca yabancı tesirle! altında benliğinden uzaklaşmasını mucip olan bütün değişikliklerine rağmen hayatiyetini hiç bir suretle kaybet mediği muhakkaktır. O. her sahada kendi kendisini aşmayı gaye bi len Tiirk topluluğunun iyi niyetle yuğrulmuş arzusile at başı ilerleyerek, ahenkli bir nizama kavuş -maya çalıştı. Ortaya koyduğu eser ler, dünya çapında olmasa bile, mâ şerî vicdanımızın derinliğinden ko puyordıı. Onda; tereddüdümüz; yeniliğe hasretimiz, mistik tarafımızla, biz vardık.
Birdenbire ne oldu bilmiyorum, bir gün bir de baktık ki, edebiyatı mız yol değiştirip bir çıkmaza sap lanmış... Bu inhiraf, eskiden oldu ğu gibi, bize has düşünce ve duyguyu hesaba katan, bizi hamleli kılmağa savaşan bir istikamet de ğişikliği değildi. Bu bilâkis, bizi tarihimizin kucağından koparıp fi kir alanına çini çıplak salıveren batıdaki sapfk yeni edebiyat mode line uygun bir san’at hareketiydi. Bir sıçrayışta kaidesiz ve çerçevesiz, kaotik bir san’at âlemine göç etmiştik. Üstüne bastığımız top -rak altımızdan kaymış ve biz kökü kâh iç dünyamızın girift ve ka ranlık akislerine, kâh İktisadî eşit ligi iman derecesine vardımış kaba bir realite endişesine kadar u-zanan yeni bir görüşle başbaşa kalmıştık.
Gariptir ki, insan oğlunun, saç ma da olsa, her soydan yeniliğe karşı büyük bir meyli var. özüne varamadığı eşya, hayaline bir ge--ıwrieme_ fırsatı verir, Miihhem bir görünüş, onun tecessüsünü daima gıcıklar.
işte taraftarlarının bize taze bir duygu getirdiğini sandıkları yeni san’at, insan oğlunun bu ezelî tecessüsünü tatmin etmekle devam edebileceğini vehm edip duruyor..
iyi amma san’at alelade bilme -çeleri çözmekle mi, yetinecek? O-nun, tabiat ve cemiyeti ilgilendiren bir takım gerçekleri yok mudur? O, güzeli ve doğruyu ihmal mi edecek? Gerçi insan oğlunun tecessüsü ömürsüzdür, fakat onu, içinden çıkılmaz yıkıcı ibhamlarda, politika kaygusunda tüketmek bir kazanç sayılır mı?
Yoksa, bu yeni san’at mürşidle-ri batıdaki ağabeyleri gibi, bir asrı aşan sinsi gelişmelerile mazlûm bir sürüyü sarsak bir eşitlik dâvası arkasından koşturan komüniz -min idealine tutunarak, eski ve ye ni çağların bütün edebiyat ve san’ at hâzinesini müşterek bir çukura gömmek mi istiyorlar? Her ne hal ise, bize dokunan zararları azım-sanacak gibi değildir.
Yazık ki, medeniyeti, bir fikir ve örf ve âdet devamlılığı şeklinde anlayan Fransada bile, edebî kadrosunda Paul Eluard -ve Ara-gon gibi tanınmış şöhretlerin bulunduğu Les Lettres Françaises büyük edibleırlen bahseden .Kene Lacote şöyle düşünmekten zevk alıyor:
■’Proust'un dünyası, edebiyat ta rihinin hatalı bir durak noktasıydı. Fargue ve Valery’nin san’at görüşleri Fransanın dekadansa doğru gittiğine bir işaretti. Bu -gün ne Andre Gide, ne Sartre ve ne de Malraux devrimizi temsil e den san’atkârlar değildir.
Onlar, kazanmış oldukları kendi şöhretleri nisb.etinde edebiyatımızın inkişafına engel teşkil eden tehlikeli kimselerdir. Zaten düşün ceden mahrum bulunan* Gide'i, ma cera düşkünü Nalraux ve Mauri-ac’ı, yeni bir edebî miivazeneye has ret çeken okııyıtcu artık terketnıiş tir.»
Bu sözlerden anlaşılıyor ki, Fransada mukavemetçi edebi ya tın yegâne hedefi; bir nevi barbarlık çağına dönmek, bir milletin tarihinde beş gösteren facialı H MUI—
durumları iyileşecek ve henı de 40 - 50 bin dekar vüsatinde pamuk ve sair ziraat işleri için kabiliyetli arazi elde edilecektir.
Hükümet bu işe el koymuş ve birinci plâna almıştır. . Lüzumlu tahsisat verilir verilmez kurutma işlerine başlanacak ve bu büyüh İ4) başarılmış olacaktır.

bîr devri temel taşı »ayarak aeır-ların pekleştirdiği fikir ve duygu geleneğini yıkmaktır. Agorayı p« şine takıp politika hayatında ol -dugu kadar san’at alanında da a-
■' azan — ■■
| Nâzım Kemşd | şın bir hürriyetin gerçekleşmesine çalışan bu edebiyatın, eser na mına ortaya saldığı, sadece kulak lan tırmalayan bir çığlıktır: Mu kavemetçi mütefekkir, içtimai a-daletsizJiğin önünde öfkesini haykırıyor; mukavemetçi * şair, mev hum bir hürriyete kasideler yazıyor; mukavemetçi» ressam, birbirlerini kakan plânların bağdaştığı bir mekânda şuur altınınkine bulanmış sayıklamalarını gün ışığına kavuşturmağa bakıyor.
Ellerinde kazma ve küreklerle eski edebiyat ve ean’atı ebedî uy kuşuna yatırmağa gayret eden bü tün bu mezar kazıcılarının ölüm şarkiBi, hrtık kapitalisti, sosyalisti, hattâ hakikî komünisti bile rahatsız etmeğe başlamıştır. İdealini yumruk halinde kafalara indirmeğe hazırlanan bu şamatacı edebiyat ve san’atin yeri, herhalde günlerini tatlı kardeşlik duygusu içinde sessiz geçirmek isteyen insanların yaşadığı bir çite değil yalçın dağ başıdır.
Tarihin- hiç bir devrinde, bizim içinde yuvarlandığımız bu devir kadar, kurdun kuzu; sırtlanın de fine arayıcısı, mezar kazıcısının mimar rolüne çıktığı görülmemiş tir. BelâheHe hikmetin, gerçekle
i
şayialar, Pata-Nazi şeflerinin olanlardı..





(ti a ştar a fı 1 incide) | Wermutt’un U - 530 nun hakikî kumandanı olmadığını iddiaya kadar vardılar..
En uzun süren gonva, sahillerine çıkarıldığına dair
Chicago’da çıkan Timesa gazetesinin Montevideo muhabirinin 16 temmuz 1945 tarihinde gazetesine çektiği telgraf buna bir misal teşkil etmişti.
Bu telgrafm metnini veriyoruz: Hitler ve karısı Eva Braun’un Ar jant inde karaya çıktıklarını te min edecek durumdayım. Eva Bra-ur.’nun sırtında erkek kıyafeti vardı.»
U - 530 subay ve erleri 15 tem-
muz günü sabahleyin Mar - del -1 Plata'dan Martin Garda adasına nakledildiler.
Yeniden sorguya çekildiler. Hiç bir netice elde edilemedi.
Subay ve erler hiçbir aksakhk göstermeden evvelki ifadelerini tekrarlıyorlardı. Bunlar hakikati mi söylüyorlardı, yoksa iyi ezberledikleri bir dersi mi te.krarlıyor-dı?.. Bu nokta kolay kolay anla-şılar\vordu. I
10 temmuz 1945 tarihinde Ar-jantine giden Alman dcnizaltısı hakikî U. - 530 denizaltısı değildi.
U. • 530 meselesi gitgide daha fazla karışık görünüyordu..
Alman amirali Eberhardt Gadt un 19 temmuzda Kiri’de yapmış olduğu beyanat bu meseleyi hiç bir suretle aydınlatamamıştır.
Almancının teslim oluşu tarihine kadar Alman denizaltı filosu ha* ekât başkumandanı olan amiral Eberhardt Godt’e göre. U-530 denizs.t gemisi 3 mart 1915 günii Norveee gitmek üz-ve Kiel Alman deniz üeründert .’-ynlD^ı. Don:z nltıda Hitler ıe Eva Ernun bul ,.ı anıyorlardı. Amiral Hitler ve kı ■-sının Alman d«-niza İtilan vasKa-1 ei!e Ai’janirr.e gittikleri ve orada karaya çıktıkları halikındaki haberleri ^uydurma» olarak telâkki ediyordu!
GARİB BİR DESİSE!
«Hipper» kruvazörü eski kumandanı ve küçük harb birlikleri eski şefi Amiral Helmuth tarafından tamamile teyid edilmiş olan Amiral Eberhardt Godt’un beyanatı, Almanyadan 19 şubat 1945 tarihinde ayrılmış olduğu hakkında U. - 530 kuuıandanr yüzbaşı (Ot.to VVermutt’un 'ye maiyetinin




in -
Bu,
yalanın biTbırine kan.şb^ı 55 inci yüzyılda» politika men ha tinin, ede bıyat poii ta kanın emrinte yürüyor. yt»kaı)lann, ruhunu şeytana satmış, rnansızlann Orta’sında yem biT dür ya düzeninin kumcuları; mânamnı çoktan JcaybctmiH' bt»Jurıan kuru bir
sanlık merhumuna sık sıkıya yapışmış, savaşıp duruyorlar, doğnmu beyhude bir zahmettir!
Zira, müteMcAir ve san’at kânn fikir veraseti gayesinde günümüze kadar ulaman asırlık kıymetlerin rnezar kazıcıhgmı yaptıklar» ’ bir âlemde devamlı bir zaferin ve sürekli bir barışın tahakkukuna asla imkân olamaz. Artık bizi teh dit eden düşman dışımızda değil, içimizdedir. Bize heışey ihanet, e-(iiyor: Medeniyet, vah^r«tin, de-moirrasi anargmın, hürriyet, istilâ arzusunun raüradı mı olmuştur.
Düşüncelerimizi yüklenen keli -melerin sefaleti, sefaletlerin en a-cıkhsıdır. Zira bu hal, bizi sahte bir tefekkürün ve samimîlikten u zak bir duygunun ezici pençesine terkeder. Bu suretle amansız bozgunun manevî elurumuzda başla dığma şabid olmamız mukadderdir.
Eğer gerçekten dünyanın dört bucagma özlü bir medeniyetin r ğını salmış, asîl atalarımızın yr lundan gitmelr istiyorsak, yapacağımız ilk iş, batıyı her alanda tak-lidden vftz geçmek, ve san’at v( fikir hayatmnz), hüviyeti meçhul bir modernizm uğruna kendilerine kıymış mezar kazıcılarının elinde kurtarmaktır.
Nâzım Kemal
•1

% V
: i •
iddialarını tam mânasrle cerhed ■ yoria!
Amiral Eberhardt Godt ve Ami rai Helmuth’un beyanatları yüzbaşı Otto Wermutt’un ve maiyet, erkânının iddialarını çürüttüğü bh sırada, yüzbaşı Kurt Langer adır da bir Alman bahriye subayı or laya tamamile • zıd bir iddia almıştı.
1944 senesi ortalarına kadri U. - 530 denizaltısına kum and: etmiş olan yüzbaşı Kurt Langerir. ileri sürdüğüne göre bazı eivata lan yerinden su sızmakta oldu ğundan bu dehizaltıya tam mân sile güvenilemezdi.
Yüzbaşı şu ifadede bulunmuş tur:
— Eski ve «yıpranmış^ bir d' niıaltı olması dolayısile Arjantin sahillerine varmış olmasını .n buvük bir hayretle karşılıyorum
Yüzbaşı Kurt Langer ifad *sir. de muhakkak ki samimî idi. F.ı kat bununla beraber, hakikat uygun değildi!
Çünkü (U. - 530 deuizaltısı cıvatalarından su sızan eski «yıpranmış bir denizaltı der:’ Aksine olarak, yepyeni tanı ı nasile modern ve başarmış ol*‘ uzun seyahate rağmen mü kem tenrette seyredebilecek du»mr bulunan bir gemi idi’
Herhalde bu denizaltı vhu Kurt Langer'ın bahset*^ den • tı olmasa gerekti!
îzah «•delim:
Mar - del - Plata ya iltica cd denizaltı hakikî U. - 530 deril-’ Fafc^t ayni seriye dahil diğer )ı denizaltı idi.
Amiral Eherhai’dl ile yüzh*( Otto Wcrnıutt’un ifadelerinde!( lûübayenet de bu suretle izah, ’j lebi lirdi!
O halde, bu garih deşi h v mana vermeli?..
Yüzbaşı Otto Weın jtı’ ittealösı hangi sebebk re U. - 530 denizaltının bii bürünmüştü.’ ♦
rku sı
’H
ııı . 11-hnebtn ’i\ et i no

ıwr r* i
V Ivf •
Aıyoı
baş
4
Afyon Halkevi Komite Seçimler* Afyon: (Hususî)
Halkevi komite seçimleri ev kanı Muharrem Gündüzün" ! kanlığında yapılmıştır. 29.5.? 1: cuma günü kal başkanla ıı ara • sından Halkevi idare kurulu seçilmiş. Gazetemiz yazı £ Muzaffer Gürktanda Di’ Tarih Edebiyat kolu komite üyeliğim seçilmiştir.
üleşinde! irin
YE N t
SAVTAi H
Tel-Aviv tehlikede


Yahudi -hattâ ev söylemek
yardım
Tel-Aviv’e 6 kilo» mesafede (A.A.) — Irak or-
(Baştarafı 1 incide) gOce, îrak kuvvetleri Kuzey hu dudundan Telavivin 8 kilometre yakınımla kadar kendilerine yol açmışlardır. İrak kıtaları pak yakında Yahudi devletinin merkezine varacaklardır. Yaba diter Telavivin Güııey Kuzeyinde karşı taarruza geçmiş olduk latını »ildirmektedirler. Yahudi ler. Kudüsüu iaşe yolu olan Tel a(nv. Kudüs yolunu açmak iimi dile takviye kıta lan almışlardır. Kuzeyde Yahudilerin Jeııiıı A-rıb şehrinin 16 kilometre kadar yakınlarına gelmiş oldukları belirtilmektedir.
Yahudiler ve Arablar. Filistin de 4 haftalık bir mütareke ilân edilmesi için Güvenlik Konseyi tavafından yapılmış olan talebe, eı, xeç yarın akşama kadar ver oıeieri gereken cevapları hazarla adaktadırlar.
B. B. C. nin Orta Doğudaki mu ha birinin bildirdiğine göre. A-rab kuvvetlerinin simdi Telaviv-in yakınlarında bulunmakta olmaları keyfiyeti Yahudilerin mü ta?’eke teklifini kabul etmelerine yol açabilir. Irak onlusu
metre
Amman. 31
duşu Tel-Aviv’in altı kilometre doğusunda bulunan ve bu şehrin bil sevi ileri müdafaası addedilen Pe teb Tikran isimli mühim sioııisl merkezine karşı bu sabah hareke te geçmiştir. Ordu Petah Tikva» bin. birkaç kilometre berisinde kâin L'da - Havfa demiryolunun mü* b m bir istasyonu olan Ros-el-Ay-m işgal etmiştir.
Latruıı Mn Iıa re besi
Kahire: 31 (A.A.) — Buraya geleıı haberlere göre dört gün-denberi Haganah ile Arab or -duları arasında devam eden lât-run mâydan muharebesi tama-nıile Arabların lehine bitmek ü-zeredir.
Batrundaki Haganah karargâhının bir kaç günlük merkezi olan Fransız Manastırı. Kudüs Arab radyosuna göre. Siyonist-lerin çekilişinden sonra papazla ra iade edilmiştir.
Kudiis müdafaası
Londra 31 (E. B. C.) -• Filîsti-nt zivaret edeu muhabirler Amma-m dönmüştür. Muhabirler. Kııdüs-t^ki eski şehrin teslim olmasına mıAabik yeni şehirdeki 100 bin YcUıudinin teslim olmağı akıllarından bile geçirmediklerinin muşa -hede olunduğunu söylemektedir-I
Muhabirlere göre. Arab topçusu ve havan toplan iki haftadır Ku-
Ifem köydeki hâdise ( Raıitarafı 1 inrMc) e;:mis m^j*us duruyor lu. Mevkut er. tuk ise çok asabi görünüyordu.1 İlk önce okunan sevk iddianamesine göre Hüseyin Kuşkunun, öldürmek kasdile ateş etmek su-' çundan 22 sene ağır hapse mahkumiyeti isteniyordu.
Bundan sonra davacı mahkemc-bir istida verdi, istidada 2-Iira tazminat istenmekte idi. dilekçede Hüseyin için: «Ganga kelimesi kullanıldığı için sa-
[ düşü bombaladığı halde büyük ha-I sar yoktur ve bunun sebebi evlerin gayet sağlam inşa edilmiş ol masıdır. Yeni şelıirdeki ler, şehri sokak sokak, ev müdafaa edeceklerini te imişler.
tsrail devleti Basyadan istedi
Tel-Aviv 31 (AP) Irgun Zvay lejyoni teşkilâtı dün gece radyo* da Rusyaya hitabetmiş ve İsrail devletini tanımış bir memleket sı-fatile (Arab - Ingiliz tecavüzüne bir son vermek üzere* yardım etmesini istemiştir.
Radyonun bu yayımında bundan sonra ezcümle şöyle denilmiş tir:
«Ingiltere, Amerikan Dışişleri Bakanlığının yardımile. Güvenlik Konserinin bir kararına müessir olmuştur.
Bu karara göre. İsrail devleti -ne dışarıdan yardımcı kuvvetler gelemeyeceği halde Arablar hariç -ten yardım görebileceklerdir.
îYaluıdilerin bu kararı tanımamaları lâzımdır, tsrail devleti top Taklarında Ingiliz askerleri veya herhangi başka bir yabancı kuv -vetleı i bulundukça Filistinde sul -hün teessüsüne imkân yoktur.» Mütareke için verilen mühlet bu akşam bitiyor
Londra 31 (B. B. C.) — Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından verilen dört mütareke emri, Yahudi hükümetince Tel -Aviv’de Arablarca da Ammanda müzakere edilmektedir. Ammanda ki müzakerelere Filistinde hare -kâtta bulunan 5 Arab devletinin mümessilleri iştirâk etmektedir.
Karar için verilen mühlet ya -rın gece saat 23 de bitecektir.
Filistinde ara buluculuğa tayin edilen bej’nelmilel Kızılhaç reisi Kont Bernadotte. Kahireden Hay-faya gitmiştir. Oradan Tel - A-vive giderek, İsrail devleti mu -vakkat hariciye nazırı Şer tok’la görüşecektir.
Bugün Avam Kamarasında be -yanatta bulunan Başbakan Attlee, mütareke kararının kabulü için Ingilterenin gerek Arablar, gerekse Yahudiler nezdinde ehemmiyet le gayret sarfettigıni söylemiştir.
Bernadotte, Tel-Aviv’de
Tel-Ariv 31 (A.A.) — Hayfadan gelen Kont Bernadotte saat 16.40 da buraya varmıştır. Kont, Filistinde banşı kurmak maksadile gel diğini söylemiş ve başka herhangi beyanattan istinkâf ile şunları ilâve etmiştir;
İyimser veya kötümser olduğumu söyleyemem. Buraya Dışişleri Bakanı Şertok ile arkadaşlarını görmeğe geldim. Yarın sabah Ha)’ faya ve oradan da şimdiden açık-layamıyacağım bir yere gideceğim.
ye bir Bu ter
ü»k vekili AÖ3 aiAîak:
— Dilekçedeki gangster keli meşinin kaldırılması lâzımdır. Ak-pi halde bu ayn bir dâva konuşa ch»r dedi.
Mahkeme teiebi kabul ederek bu kelimeyi kaldırttı.
Randan sonra davacı Perran kâriİsevi hıçkırıklar içinde şöyle anlattı:
— Hüsevinle d a İti Hsedr ikon taznshk. Tam 7 yıl konuştuk ve doho sonra beni û^redi. evlendik. Bn t**addet îzmirde oturduk. Keıir dlsr ticaretle meşgul oluyordu. Fakat son zamnnda işi bozuldu.
Evlilik hayatımız, hep kavgalı geçti? O haylimi işkence ile dol-dünyayı hana zindan etti.
Bu esnada Hüseyin sendeliye-« tek yerinden kalktı v(v '
e - Bari mazimizi hatırlatma,. senin irin yaptığım feda kârlı klan hatırlatma. Asıl sc-n benîm hava/ tıunı zehir ettin, diye föylenirkv.1 susturuldu. ;
Gene kadın gözlerini silerek sözün* devanı etti:
( „ Nihavet IstnnUula geldim? Hüseyin Eakırköyünden beni an*» nemin evinden alıp Yeniköv Pa^' la s a götürdü.
Hâdise günü ablam Berrinie akrabamdan Refik «tele geldiler, benî aşağı çağulUiar. Buna içeriiyen Hüseyin odanın kapısını kapattı tabancasını çekerek dört el ateş etti. Ben vâralV’iıp düştüm.
Sanık bu ifadejâ kabul etmedi-ğ:ni söyliyeeek evdiliU hayatları tn anlattı ve:
«— Vak*a esnasında tabancamı jgnrdroba yerleştiriyordum. Berrin elime sarıldı vn tnl anra at»)? aldı;' Fakat ben bir c] veş edildiğini hatırlmm yo-!
4 C
Almanya konferansı muvaffakiyetle kapanıyor
Paris, 31 (A.A.) — (Nafen) :
Zannedildiğine göre, Fıansanın önemli tâvizlerde bulunması üzerine altı devlet murahhaslarının Londrada Almanya meselesini görüşmek üzere akdettikleri konferans hafta içinde bir anlaşma ile son bulacaktır. 1
Fransa'nın tâvizleri. Ruhr’un i-daresi ve bir batı Almanya merkezi idaresi kıırulmasile ilgilidir.. Fransa murahhas heyeti. Almaıı-yanın Avrupa için yeni bir tehlike halinde yeniden canla ması imkânını tamamen bertaraf etmediği için, bu iki nokta üzerinde endişe izhar etmişti.
Hyorıım, diğerlerini mm» dedi.
Neticede mahkeme şnh»d olarak ba/^9 gitoe ttttk
— cîyi olursam, fakirlere dera-homi kesire (çok mikdarda ~ gümüş papra) dağıtayımadağında bulunuyor, ve iyileşince nezrini yerine getirmeği düşünüyorsa da ccok mikdarda gümüş parax) demiş olduğuna göre ne mikdarın (çok) sayılabileceğinde tereddüd a düşüyor. O devrin fatihlerine, â-hmlerine bas \qıruyor. hiçbiri dn işrn içinden çıkamıyorlar, nihayet İmama müracaat olunuyor. İmam; şu yolda işi halleyliyor. diyor ki?
____Kur’amkerimde Tövbe sûresinin 22 nci âyetinde (Mevatını ke-sire) terkibi gerer. Ayetin terce-meşine göre (Meva.tını kesire), çok cenk mahallerinde manasınadır. Böyle olunca bundan, gazve ler ile sorivvelrr anlasıhr.
— Resulü Ekrem 27 gaza. 56 se-riyve (1) yaptı, bunların mecmuu S3 eder, su halde (çoktan mak-snd 83 olmak iktiza eyler!
İmamın hükmü*muvafık görülü-yor. İşte bu rivayet de, İmamın babaları gibi esrarı uluma vukufunu ve devrinin bütün âlimlerin-d-K.üstün bulunduğunu isbat eyliyor.
Günlerden bir gün, Knmm (2) 1u Şiflerin silâhlandıklarını ve îma-mın adına harften hazırlandıkları haberi gelince. TTnlifA hassa mnha-
Rerrnı ileS faları olan Türk askerlerini îmn-e( fbTerl Sanmadaki evini basarak ken-
Şirketfhayriyeem ekli Seri unutuldu mu?
(Baştarafı 1 incide)
İçtin jalksek himayeleri altına a -lınmamızı göz yaşlarile istirham etmiştik.
İsteğimize, Münakalât Bakanı tarafından çok derin tetkiklerden geçirildikten sonra 4697 sayılı sa -tış kanununa ok bir tasarı ile Denizyolları idaresine katılacağımız, resmî bir yazı ile Halk Partili müteşebbis malûl arkadaşımıza bildi -rilmişti.
Bu yazı malûl arkadaşımız tarafından bizlere tebliğ edildiği zaman bugüne kadar aradan üç sene geçti.
Şimdiki Ulaştırma Bakanı Şük -rü Koçak da bizlerin pek feci o-lan vaziyetimizi incelemiştir. İstanbulini bağımsız Milletvekille -rinden Cilıad Baban’ın Millet Mec lisi kürsüsünden, sefalet ve perişanlığımıza ne zaman nihayet ve rileceğine dair sözlü sorusuna Şük rü Koçak’ın verdiği miisbet ve sevinçli cevabında ancak 113 malûl. emekli ve yetimin tekaüdlüğü nün Bakanlıkça kabul edildiğini, bu kanun tasarımızın da Millet Meclisi Ulaştırma Komisyonuna havale kılındığını, biz bîçareler i-çin özel maddeleri ihtiva eden tasarımızın Maliye Encümeninde bulunduğunu Ankaradan haber alıyoruz.
Zaten bir avuç insan olan bizle-rin arasından mahrumiyet ve sefa let saikasile elli altmış kadar arkadaşımız ahrete göç etmiştir. Hiç olmazsa, geriye kalanlarımız olsun devletin himayesine alınamayacak mıyız? Milletvelrillerimizîn maaşlarına zam yapılırken, bizim bu kanun tasarımız da çıkarılamaz mı idi?
Bizler, bunu bir izzeti nefs mes’ elesi telâkki ediyoruz. Meş’um mü tareke devresinde bu devlete, bu vatana bir çoklarından daha fazla hizmet etmiş ve vatanı için denizlerde ve karalarda canlarını diş lerine takarak çalışan öz Türk ev-lâdlarıyız. Hiç olmazsa bu yapabildiğimiz vatanî hizmetler nazarı dikkate alınsın da bir kuru ekmek parası bizlerden daha fazla
Cumhurbaşkanı gençlik arasında
(Baştarafı 1 incide)
Arkadaşlar:
Derslerinizin kesilmiş olduğunu öğrendim. Siz ve hocalarınız imtihan hazırlıkları ile meşgulsünüz. Bu imtihanlarla bir senelik çalışmalarınızın feyizli neticelerini alacaksınız. Bu neticeler yalnız aileleriniz ve yakınlarınız tarafından değil, bütün memleketçe de alâka ile takip edilmektedir.
Vazife hislerinizin sağlamlığının temelli olmasını temin için üniversite imtihanlarında ve buradaki hayatınızda ispat etmek üzere daima çalışmalısınız.
Her sene mekteplerimizin mahsullerini. memleket faydasına hasretmek için dikkatle takip ediyoruz. Alacağımız neticeler milli hayatımız için ehemmiyetli olacaktır.
Cumhuriyet ilim ve mektep dev ri olmayı hedef kılınıştır. Bütün çalışmalarımız bu yoldadır. Tekrar tekrar ayni, mevzu üzerinde durdum. Bütün çalışmalarımız bu yoldadır. Allaha ısmarladık arkadaşlar.»
Cumhurbaşkanı bundan sonra Rektör ve Dekanlarla konuşmuş ve tezahüratla uğurlanmıstır.
İsmet İnönü öğleden sonra da Heybeliadaya gitmiştir.
esirgenmesin*
Bizler. hakkımızın müdafaası hu suslarında İstanbul Milletvekillerinden çok yardım göreceğimizi ü-mid ediyorduk. Maalesef. Cihad Baban ile Sinan Tckelioğlundan başka derdlerimizle alâkadar o -lan bir Milletvekili göremedik. Ma amafilı, ufak tefek yardımlarda bulunan Milletvekilleri de yok değildir. Bilhassa hepsine ayrı ayrı minnet ve şükranlarımızı arzede-riz.
Temennî ederiz kir Meclisten yakında çıkacağı bildirilen umumî e meklilik kanunile birlikte bizim ka nun tasarımız da çıkar. Bunun Meclisin yaz tatilinden evvel ta -hakkuk etmesini can ve gönülden istiyoruz ve bekliyonız.
Aramızda âmâ, kolsuz ve ba -caksız olanlar da vardır. Bu biçareler dilenmekten başka ne yapabilirler? Bizlere, üç sene evvel müjdeyi veren mâlûl arkadaş nerededir? Eminiz ki, onun da tahammülü kalmamıştır.
Bu kanun tasarısı, yaz tatilinden evvel Meclis gündemine alı-âamıyacaksa, bari iki senedir alamadığımız tekaüdlük maaşlarımı -zm bu ay başında olsun verilmesine dair bir karar ahnamaz mı?
îstanbıılun Milletvekilleri nerededir? Açlığın ve sefaletin ne demek olduğunu bilip bilmediklerini bütün vicdan sahiplerinden soruyoruz.
Sabık» .Şirketi Uayri.\eniıı emekli, mâlûl ve yetimleri.
Denizyolları idaresinin bir beceriksizliği (ttaşttirafı 1 incide) ton yük alması lâzımdır.
Fakat îstanbıılun uğradığı tekmil limanlar ayni zamanda şi lepleriıı de uğradığı yerlerdir. Şi lepleıin navlunu daha düşük olduğu cihetle gayet tabiî olarak tüccar tarafından tercih edilmek tedir.
Vavurun son zamanlarda, FıViclıe.a da uğramasına karar verilmesi, idarenin bildirdiği gi bi, buranın turistik ehemmiyeti için değil, şilep uğrak limanı ol madiği cihetle, belki yük bula bilir ümidiledir.
Bütün bunlar gösteriyor ki za rarııı en büvük amiti idaresizlik € ve idaredeki yanlış zihniyettir. Bize fİstanbulgibi lüks yolcu gemisi değil, son günlerde limanımıza gelen. Mısır bandıralı T(hî div İsmail ve Mohanımed Ali El ı ir Seri lâzımdır.
Mohanımed Ali Elkebirin kap tanında öğrendiğimize göre ge -mi her seferinde asgarî 500 ton yük almakta ve kumpanyaya 100—150 bin lira kâr temin et -inektedir.
--------o--------
Tarsusta dolu âfeti
(ttaştarafı 1 incide) la köyün içine iki yıldırım düşmüş thr. Fakat insanca zayiat olmamıştır. Bundan başka köy civarına düşen yıldırım bir merkebi öldür uaüştür.
Doludan sonra yağan yazmvr sel vücuda getirmiş, ve bu sele ka pılan hâmile bir kadın boğulmuştur. Cesedi heniia bulunamamıştır.
Tarsusun üzüm ihtiyacını tama-mile karşılıvan bu köyde bağ ve ağaç dallan tamamile kırılmış e-. kin namına birşey kalmamıştır. j Resaıl Akı
(
O
uğday fiaPannda zam yapıldı
( Haşlar af ı 1 incide) I sul yılı açılıyor. Yeni kampanya da tatbik edilecek hububat reji mini tesbit etmek için, nisan or falarındaıı beri toprak mahsul -leri ofisi, Ticaret Bakanlığı, ko ordinasyon kurulu esaslı çalış -malar yapmış, ve Bakanlar ku ■ rulu da bu işe ayırdığı mütead dit ve sürekli toplantılarda konu yu sıkı bir tetkike tabi tutmuş-tur-
Memleketinizin İktisadî ve iç timaî hayatında büyük önemi haiz olması itibarile, bu mevzua dair aldığımız kararların hemen Anadolu Ajansı vasıtasile va -tandaşlanma anlatmak istedim.
Hububat rejimi dediğimiz şeyin en esaslı noktasını, başta buğday olma küzere hububat i-çiıı toprak mahsulleri ofisince tatbik edilecek alım ve satış fi yatlarının tesbiti teşkil eylemek tedir. Bu fiyatların, bir yandan hububat müstahsillerini ve öte yandan bütün müstehlikleri ilgi leııdirdiği ve buğday fiyatları -nin ancak ekmek fiyatlarile bera ber artabileceği düşünülürse, bu mevzuun ne derece nazik ve
nisbette hayatî olduğu takdir e dilir.
Hükümet, hububat fiyatları -nin arttırılması yolunda umumî bir temayülün mevcudiyetine a gâhtır. Mevzuu dış ve iç_ şartlar bakımından tetkik ettikten son ra, ofisin buğday alım fiyatları na bu yıl için bic-prim eklennie sini daha ziyade ic şartlarımı -tür. Bu arada, diğer hububat fi zın icabı olarak uygun görmiç yatları neticesinde, birer mik -tar zam görmüştür.
Bu yolda aldığımız kararlar gereğince. 1 Hazirandan itiba -ren .toprak mahsulleri ofisinin iskele ve istasyonlarda mübaya ı a edeceği hububata vereceği fi yatlar söyle olacaktır:
Buğday için, bugünkü fiyatlara ilâveten, 15 kasıma kadar 4 kuruş ve 15 kasımdan 31 marta kadar 2 kuruş prim verilecektir. Şark bölgemizin iklim hususiyet leri nazara alınarak burada 15 kasım tarihi 31 aralık olarak ka bul edilmiştir. Çavdar, çakır ar pa, siyah arpa ve yulaf fiyatla rina 2 şer .kuruş ve yalnız be -yaz arpaya diğer hububatlar ara sıııdaki muvazeneye göre 1 kuruş zam yapılmaktadır. Ayrıca, buğday vesair hububatın ifade ettiğim baş fiyatlarına, daha yüksek vasıflı buğdaylar -için 2 ve diğerleri için 1.5 kuruşa ka dar kalite primi de verilecek —
Dernek oluyor ki, çiftçimiz, tir.
buğdayının en büyük kısmını sat tığı 15 kasım tarihine kadar 26 kuruş. 15 kasımdan mart sonu ııa kadar 24 kuruş ve 1 nisan -dan itibaren de primsiz fiyat o laıı 22 kurusa alacaklardır. Ta-kuruşa kadar olan kalite primle bii. az önce bahsettiğim 2 ve 1.5 ri aynca ve bütün mevsim boyunca verilecektir.
Hububata yapılacak zammın ekmek fiyatlarına aksettirilme-mesi için, ofisin yapacağı zarar laıı hazînenin ödemesi gerekir. Ofis, yıllardan beri, ekmek fi -yatlarında fazla değişiklik ol -.maması için zararına hububat satmıştır. Şimdiye kadar bu zararlar ihracat kârları gibi bazı fevkalâde gelirleri ve birikmiş ihtiyatları şarfetmek suretile karsılanabilmiştir. 194S—49 yılında, hububat alım fiyatlarının arttırılmaması halinde dahi, bu
Tefrika N
Yazan: W. KsıJfOfjan
IMAMIYE FIRKALARI
İsnâ Aşerîye imamları rivayetler ve karşılıklar o isini tutup getirmek üzere yolluyor. Askerler: geceleyin eve giriyor, her tarafı arıyorlar, bir şey bulamıyorlar, bu sırada gözlerine kapalı bir kapı ilişiyor, onu da zor Ityıp açınca, gördüklerinden şaşkına dönüyorlar:
İmam; oradaki Kumlukta bir taş üstüne oturmuş, sırtında î marnların mutad libası olan sof cübbe Kuran ^Jcumakta ve Allahı zikreylemektedir. Gelenlerin farkında bile olmamıştır. Onu bu halde iken alıp Halifenin huzuruna götürüyorlar. Mütevekkil; taret meclisinde, keyf çatmaktadır. Arkasında zinetli eğlence elbisesi, e-linde şarab kadehi bulunduğu halde İmamı karşılıyor, hürmet göstererek bas köşeye geçiriyor. Ancak şarab sunmak isteyince, îmanı:
— Bıı âne kadar kanıma ve etime şarabın eseri dahi gitsmiş değildir. Diye öziir diliyor. Mütevekkil de zorlamıyor, sonra İmam; Mütevekkile nasihat makamında çok helîğ bir şiir okuyor. Halife o derece müteessir oluyor ki, göz yasları sakalından aşağı damlanma ğa başlıyor.
İmamı, hürmetle evine geri yol luyor. .
Nihayet, Mütevekkilin oğlu Müstafisi r zamanında zehirle şehid ediliyor.
¥
Elıli Hak demişlerdir, ki:
1) Dokuzûııcu İmam: M’.ıham-ı.ıed B. Ali fCevvad. Tâki) nin &k’l ve cörnerdlikte ileri olduğu doğrudur. Amma, gene yasında vefat eâen bu zatın, devrinin en üs-
tül âlimi olduğu ve zamanında mcvcud. âlimlerin ondan ilim aldığı doğru değildir.
2) Onuncu İmanı; Ali B. Mıı-hammed’e gelince, bu zat hakkında imarniyenin rivayetleri türlü bakımlardan yanlıştır:
1) Halife Mütevekkilin tmatnı Medine'den getirtmesi hakkınd iki hikâyeye çok yalanlar karıştırıl-njş oRiuğn şu suretle de isbat o-hınabilir ki. adı geçen Bağdad valisi; îshak B. İbrahim Altâi nır) ismi ve nesebi yanlıştır. Tarih; bu devirlerde iki tane tslıak B. İbrahim mevcud olduğunu bildirir, takat her ikisi Taî yâni Tay ka-l(iirsi mensubu değildir ikisi dr Huzâî yâni ÎTıızaa kabilesin dendir. Bunlar: (tshak B. İbrahim B. Muş’ab) ile amcası oğlu lAbdul-
e
Kimsesiz çocukları esirgeme kanunu

ı
Tasarının müzakeresine devam edilirken akşama doğru Mecliste ekseriyet kalmadığa görüldü ve oturuma son verildi
Ankara, 31 (HususD — Meclis bugün 15,de toplandı. Yoklama yapılarak ekseriyet temin edildikten sonra kürsüye gelen Ticaret Bakanı Mahmud Nedim Gündüzalp birkaç gündenbefri rahatsız olduğa için Afvon milletvekili Haşan Din-
*
Afyon mahsulünün bu sene-ki mübayan fiyatlarına dair sorusu üzerindeki incelemelerini biti* remcdiğinl. soruya*önümüzdeki cu ma günü cevab vereceğini biberdi.
Eıınu müteakib, bazı kanun ta sardarırın ikinci müzakereleri ya-pTİarak tasanlar kabul ve kimse-. s*z ve anormal çocukların korun-» ması hakkuıdaki tasarının müzakeresine devam edildi. Söz alan K^mil Idil bugüne kadar ’^pılan. müzakerelerden tasarının henüz ’ olgun bir hale gelmediğinin anla-| şıklığını, açılacak müessesenin bir çok mütehassısa ihtiyaç göstereceğini sövüvci^k tasarının daha mü tokâmıl bir hale getirilmesi için kaTma bîr komisyona havalesini istedi.
Cocıık Esirgeme Kururdu Başkanı Fuad Unay yapılar hücumlara cevab verdikten sonra Kurumun h’.ıcün rlnhn fazln faaliyet göster-memesinin sebebinin malî imkân-
,ıırı wı ■ ) ...
sistemin icabı olarak hâzineye yine büyük zararlar kabulü dü şecek idi. Buna bir de hububata verilecek fazla fiyatın zararları ilâve edilince, hazine 'i bu dere w ce büyük zararlara sokarak meseleyi halletmeğe kalkışmanın imkânsızlığı anlaşdu
îşte bu durumda, hububat müstahsiline yukarıda söylediğim prim ve fiyatların verilebij mesi için yapılacak fedalârlığa, hâzinenin büyük nisb'etteki işti râkine mukabil, müstehlikin küçük bir nesbette işt'-ruk ettiril -mesi zarurî olmuştur. Bu suret le, buğdayı misal alırsak. 4 ve2 kuruş primin fiili vasatisi olarak takriben 3.5 kuruşu hazine ve geçmiş yıllar kâr ve İhtiyat bakiyelerini sarfederek ofis kar şılayacak, zararsız satış sistemi ne girebilmek üzere de ofisin buğday satış fiyatı yalnız 2 ku iniz zanı görecektir. Bu zammı dahi ancak, ofisin satacağı hububatla daha iyi vasıflı bir ekmek imaline imkân elde edildiği zaman yapacağız. Demekki ofi sin temüı ettiği hububatla yapı lan 850 ilâ 870 gramlık ekme -ğin 2 kuruşa kadar bir zam gör meşine mukabil, buğday müstahsili 4 kuruş (ve yalnız geç kalanlar 2 kuruş) veya ortala ma 3.5 kuruş zam almış olacaktır.
Hem müstahsili .hem müsteh liki. hem umumî surette Ekono minıizi korumak sorumunu tajı yan hükümet, haziienin esaslı fe dakârlığı. ekmek fiyatlarına mümkün olduğu kadar az sirayet ve hububat müstahsiline mümkün olduğu kadar fazla yardım esasına dayanan bu ka — rarlarilc, elinden gelen her şeyi
I



farın darlığından ileri geidi^fn- bo Iirter^k cocuk divasmm halli için gereken paranın snoa.fc yeni bir vergi ihclasile mümkün olabileceğini açıkladı..
İsmail Hakkı BaTtacıoğlu dâvanın ehemmiyetine binaen sbceî? e-dilmesi lâzım geldiğini, ancak uun dan evvel muvaffak olmak için gereken şartların da düşünü imet Stnin zarurî olduğunu, tasarmm hâlen yetişmiş çocukların ts'ûlıı gayesini güttüğünü, bunun ise nor mal yollardan temin edMmiyereği ni belirterek meselenin kurul- c-ık karma komisyona havalesini iete-
Daha bazı hatibler de tasarı a-leyhinde konuşmalarına rağmen verilen bir yeterlik takriri kabul edildi. Ve tasarının komisyona havalesine dair takrirler reddedilerek maddelerin müzakeresine ge-çndi.
Birinci maddenin müzakeresi (n-rasrnda söz alan muhtelif hattbler den sonra Sadık Al doğan da kimsesiz cocuklann yetiştirilmesinin r?,hallı idarelere, anormal çocukların ise Devlet miiesseselerine bırakılmasını teklif etti ve saat 19 da salonda ekseriyet kalmadığından oturuma son verildi.

l
yapmış olduğuna kanidir.
Bu münasebetle, hububat politi kamızm sair kesimlerine da temas etmek isterim.
Biivük şehirlerde tüççar da buğday satabilecek
Hükümet, ekmeklik buğdayı hemen münhasıran ofis tarafından sağlanan üç büyük şehre, tüççar tarafından da buğday getirilmesini mümkün kılmak ve böylece bu şehirler ekmekliğinin teminine nor mal ticaret cihazını iştirak ettirmek istiyoruz.
Bu takdirde dahi ofis, memleke- ■ tin her tarafnda olduğu gibi bu üç şehirde de müstehlik raenfaatla-rının bekçisi olarak daima hubu -bat arzına hazır bulunacaktır.
Böyle bir sisteme girilmesi imkânları peyderpey hazırlanabilir.
Bu görüşle de ilgili olarak bir diğer karar almış bulunuyoruz. O fis bugünkü ekmeği sağlamağa de vam etmekle beraber, buğday u -nundan iyi vasıflı bir ekmeğin ser bestçe yapılıp satılmasına imkân vereceğiz. Bu ekmek piyasadan a Imacak unla yapılacağından, fıatı da piyasaya göre takarrür edecek tir. Belediyelerin piyasaya göre hu ekmeğin fiatmı tesbit etmek huşu sundaki yetkilerini kullanmaları tabiîdir.
fcıh B. Tahir B. Hüseyin B. Mus ab» (ki siy ret i meşhur olan Horasan enıîridir.) ve bir de bunun oelu «Muhıunmed B. Abdullah B( Tahir» dir. Bu sonuncusu Mütc-' vekkil (ve başka halifeler zamanında) Bağdad naibi olup meşhur dört Ehlisüıınet İmamından (Ab-med B. Hanbel in vefatında no ma 7inı kılandır. Her ne kadar, Isluıkj B. İbrahim dahi Mutesimin, V&h sik’in devir!» \/»ıde ve Mü tevekle i liri bazı zamanlarında naibi oldu’ ire de bunların lıcnsi de TTuzaadan-1 dırlar, hiçbiri Tııî değildirler. îştcJ bu suretle rivayetlerin içinde adıl geçen zatların nescb ve kabilde-( rinde dahi fahiş hatâlara düşeıler-î kcn. diğer iddialarına nasıl inanı-j lahilir9 (
(Devamı var'
(1) Serhnıe dörl yüz kadar as) ler gönderilerek yapılan harb. f /1 krabiihnerarid).
(2) Kumnı: daima knşan i.) Mr-liktc dkrolunnr. Acemler larufır-dah dcgily I^lâmlarıyı kutdvkfart bîr beldedir. Sulan, baâ ve bostuk Id'.ı, meyvaları ile şöhret hulmuşy tur. Bazılarına göre Isfahan Ha Şartı arasında lâtif bir şehir beklet kıhnilrn SUa-i tnıamige mez-'
• • •r {
Jıchindrndir. (Mucemalbiildân) (
Seçim emniyeti ve C.H.P. nin ısran
(Baştarafı 1 incide) hazırlamaya başlamıştır. Komisyo nun vardığı esaslar şöyle hülâsa o Ilınabilir:
1 Seçimlerde ne hakimler, ne de idare âmirleri meşgul olmıyacak başkanlık etmiyeceklerdir. Seçim kurulları halkın mümessili sayılan belediye baskanlarmın başkanlığın da bulunacaktır.
2 — Memurlardan saç isliyenle-rin evrakı yüksek memurların Şu1-raya Devlete diğer memurların i -dare heyetlerine gider ve oradan lüzumu muhakeme kararı verilirdi. Yeni şekle göre: *
Kaymakamlara kadar olan memurlar için tahkikat evrakı vilâyet ler, Cumhuriyet Savcılarına, valilerin tahkikat evrakı da Yargı -tay baş savcılığına tevdi edilecektir. Bunlar evrakı inceliyecek puç lular hakkında lüzum veya men’i muhakeme kararı vereceklerdir.
Lüzumu muhakeme kararı takdirinde savcılar evrakı doğrudan doğruya mahkemeye tevdi ede’.ek lerdir.
1). T. Ankara il idare luırııhiANrı telgrafı
Ankara 31 (Hususî) — Demokrat Parti Ankara il idare kurudu dünkü miting neticesi olarak Cum hurbaşkanlığına. Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, Başbakanlığa şu telgrafı göndermiştir*
(30. 5. 918 Pazar günü 'J0 binden fazla Ankarahnm ve komşu illerden gelen temsilcilerin iştira-kile yapılan miting sonunda atanan karara ve verilen salâhiyete uyanık sççiınlcrin gizli oy ve açık tasnif esasları içinde ve adlî teminatlı olarak yapılmasını ve seçimde vazifeli olanların memurin nnıha-kemal kanununa tâbi tutulmalarını tem inen secim kanununda gerek li tadilâtın sür aîle tahakkuk ettirilmesini saygı ile arzcdvıiz.»
Atıkara Peni ok nı t Parti il idare kurul.
a
Öğretmenler Yardım
Cemiyetinin kongresi
- V — -
Cumartesi günü yapılması gc-xtken Öğretmenler Yardım Cemiyetinin yıllık kongresi, ekseriyet nasıl olmadığından yapılamamıştır.
Kongre, 5 haziran cumartesi gli jbü saat 15 e tehir edilmiştir.
İlk okullarda imtihanlar
İlkokullarda dersler bugünden 1-tibaren kesilmiştir. İlkokulların 5 inci sınıf bitirme imtihanlarına 15 haziranda başlanacaktır.

İteledi ye emlâkinin sigorta ettirilmesi
Belediye ve özel idarelere ait emlâkin sigorta ettirilmesi için iller bankası ile İstanbul, Ankara İzmir özel idare ve belediye ferinin igtirâkile bir sigorta şirketi kurulması kararlaştırılmış tır.
5C0 bin lira sermaye ile faaliyete geçmesi takarrür edcıı si -g ırt a şirketine İstanbul belediye sinin 100 bin hra ile ortak olaca ğı söylenmektedir.
Bu husustaki teklif şehir ge -nel meclisinde müzakere edile -çektir.
-------o---------
Bir yardım gemisi limanımızda Amerikan bandıralı )S. S. VVol-verine State* şilebi dün tam hamule yardım malzemesile limanımız? gelmiş ve tahliyesine başlanmıştır. Sirkeciye boşaltılan malzeme bugün saat 10 da basın men-sublanııa gösterilerek gerekli izahat verilecektir.
Diğe taraftan yine Amerikan bandıralı Exclıcster şilebi yardım malzemesi yükile yanın Derince-de olacaktır.
-------o--------
«Akar» gaz gemisi İznıirde
Denizyollarına aid ?Akar» gaz gemisi Abadandan aldığı akaryakıt yükile, bugün îzmirde olacakta-. Gemi hamulesinin bir kısmını buraya bırakarak ve müt»?bakisini de tahliye için limanımıza gelecektir.
—-----O------
Sancaktan düsen çocuk öldü üsküdarda Valide! Atik jnahal* * leşinde Kâhya sokağında 11 nu murada oturan Asiye Kıtığın 10 aylık çocuğu evvelki akşam salıncaktan düşmüş ve kafatası ezilerek ölmüştür.
Adalet doktoru cesedin defnine ruhsat vermiştir.
Bir otomobil kazasında şoför öldii
Şoför Mehraed Altınçelik idare-sirdeki 1706 plâkalı otomftfril dün Bakırköy asfaltından geçerken îjd för Mehmedin idaresindeki kamyonla çarpışmıştır.
Müsademe neticesinde otomobil parçalanmış ve şoför ölmüştür.
Hâdise hakkında nöbetçi savcı muavini tahkikata başlamıştır.
Bandırmada Paşabayır Camii
Bandırma: (Hususî) — Bandırmanın Paşabayır mahallesin dekiğ Paşabayır camisi Bandırma müftüsünün gayreti .mahal lece secilen müteşebbis heyetin himmeti, halkın yüksek hamiye tile, baştan inşa ve ihya edilerek açılmıştır.
e- ---;
ZATI
1945 1946 da Seçluk Kız Enstitüsünden aldığım diplomamı, kaybettim, yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Ayten Akmansoy
c
■ S
Öner ve Yücel dâvası
neşrolunan dâvasının teşkil eden şekilde ba-
ÜÇÜNCÜ Kir AB İddia ve Karar Profesör Avukat Kenan tiner tarafından ve öner - Yücel üçüncü ldtabını bu eser nefis bir
sıtıp satışa çıkarılmıştır. Mik dan pek mahdut olduğundan tükenmek üzeredir. M em leket çapında bir dâvanın tamamlayıcı kitabı olan bu e-ser her Türk münevverinin kütübhanesinde yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kitabcılardan «rayın.
Fiyatı 176 kuraştor.
*
«Yücel - öner» dâvasına aid Profesör Kenan önerin eserlerinden birinci ve ikinci cildlerin mevcudlan tükenmek üzeredir. Bu kıymet li ve ibret verici kitabların her iiçünü do Ankara caddesindeki «Kanaat» ve «İnkı-lâb» Kitaben terin den tedarik edebilirsiniz.
Stalin mîsafilerini
nasıl ağırlıyor?.. I
(Baştarafı 1 incide) rejimdir. Yâni Alman kamp-
nan lannın boşuboşuna zulme dayanan sadık sistemi değil de, Sovyetlerin idari ve hainane istibdadı; zoraki çalıştırma ve sistemli bir surette gıdasızlıktan öldürme usulü. İste Ştalin baha misafirlerini, İspanyol Cumhuriyetçilerini burada, bu e-girler kampında ağırlamaktadır.
Zavallı Upanyollar!...
99 sayılı temerküz kampında ö-mür tüketen tam (59) tane lapan yol tayyarecisi, denizcisi vardır kİ, bunlar üç yıl Cumhuriyet d& -vasi için dönüşmüşlerdi. Denizci -ler, (Madrid) 1939 yılı Martında milliyetçilere teslim olduğu vakit (Odesa) da bulunuyorlardı. Tayyarecileri ise» Cumhuriyet İspanya sı hükümeti, yani • Nvgrin.» kabinesi» meslekî bilgilerini artırmak maksadile Rusvaya göndermişti..
Ispanyol dahili harbi bu zavallı lar Rusyada bulunurlarken sona er inişti. Fakat dahilî harbin bitmesi, bu yüzdeyiiz komünistlerin ka ı naatlerini değiştirmiş, değildi, ve ( onlar, Rusyadan çıkmak için istedikleri viz( yi, memleketlerine dön mek için değil, Meksikaya veyahud başka bir garp diyarına yolh nmak için istemişlerdi. İspanyol milliyet çileri istedikleri müsaadeyi iki yıl, 1941 haziranına kadar, beyhude yere beklediler.
Komünist kahbellği
Fakat .Almanya ile harp başlar başlamaz İspanyol komünistleri, kendileri gibi her türlü şüphen.’n üstünde tutulması lâzımgelen bir çok ecnebi milliyetçi ile birlikte, çal j aka edilip tevkif olundular ve ] yukanda bir nebze bahsettiğimiz! (Karaganda) yerleştirme kampına atıldılar. Hem de doğrudan doğruya kampa gönderilmediler; şurada burada aylarca hapsedilip gıdasız lıktan Canlı cenaze hâline getirildikten sonra... Ve aradan yedi vıl geçmiş olmasına rağmen, komünist lik ideali ve Sovyetler aşkı uğruna hayatlarını defalarca tehlikeye kodmuş olan ov adamlar hâlâ (Ka raganda) kampında her gün biraz; daha çökmektedirler. |
Bu müddet zarfında içlerinden ikisi intihar etti.
Ispanyol komünistleri kampta Katalpnyalı bir hekimi, doktor c.Jnan Bote» yi mahpus buldular. Bu zat 1938 yılında ispanyadan Sovyet Rusyaya sevkedilmiş bir çocuk kafilesinin başında Sovye.t-ler ülkesine gelmiş ve komünizm akidesine bağlılığının mükâfatını kampa atılmak suretile görmüştü.
İspanyoUar serbest bırakılmıyor
(Karaganda) kampında inleyen İspanyolların hazin macerasını ilk haber alan zat, «Madrid) in meşhur (A. E. C.) gazetesinin sabık direktörü olup ispanyada tam on dört hapishaneden kaçtıktan sonra ıGiraJ) kabinesine nazır sıfati-1f girmiş olan Mösyö (Sanchez Gu erra) Liyonli bir Fransızdân öğ renmiştir.
ıBornet) ismini taşıyan bu Fran sız mühendisi de (Swerdlovsk) de büyük bir Sovyet hükümet mües sesesinî idare etmekte iken har -bin zuhuru üzerine 1941 yılında sebebsiz ve günahsız olarak birdenbire tevkif olunmuş ve (Ka-raganda) ya, Ispanyol Curnhuri-yetçilerile birlikte misafir edilmişti.
Almanya ile harp sona erer er mez. Sovyet makamları müttefik ve gayri muharip milletlere mensup mahpuslan serbest bırakmışlar. 1946 yılında ise, AvusturyalI, Macar, FinlandiyalI gibi en şüphe li mevkuflar bile tahliye edilmiş -ler iken, tspanyollar her nedense, kampta alıkonulmuşlardı.
Moskof inadı
Mösyö (Guerra) yurddaşlannı Moskof pençesinden kurtarmak 1-çin (Llopis) hükümetini harekete geçirmiş, fakat bu hükümetin te şebbüsleri neticesiz kalmıştır. Kabinedeki komünist nazır Jüribe) ise bakan arkadaşının mlimcaatle rine cevap vermek zahmetine bile katlanmamıştır. Kendilerine mü teaddid defalar müracaat edilen Sovyet makamları ise, bu mÜraca atlere muhakkirane bir sükûtle mu kabele etmişlerdir. İşte o zaman-danberi, İspanyada bir tek içtima akdedilmez ki, o toplantıda Rusyada kaybolan (yoldaş) lgrın isimleri, hiddet âvâzeîeri arasında, tekrar edilmesin. Hattâ Cumhuriyetçiliğe bağlılığı şüphe götür meyen İspanyanın (siyasî mevkuf lar federasyonu) son günlerde bir karar alarak Sovyetkrin bu lreyfı hareketlerini alenen ithom ederi bir karar bile almak mecburiye -tinde kalmıştır.
Sonra Pariste de bir basın toplantısı yaparak, Fransız basınının bu dâvâ ile meşgul olmasını temine uğraştı ve Birleşmiş Milletler Meclisine müracaate karar verdi.
Maahaza (Karaganda) kampındaki talihsiz İspanyolların kurtarılması mümkün olamayacağından haklı olarak korkulur.
Hiç olmazsa bu zavallıların felâketi büyük bir örnek teşkil edecektir. Zira bu (59) canlı cenaze terazinin kefesinde Rusyada yapılan tasfiyeler sonun da yere serilen milyonlarca cesed-lerden daha ağır basacaktır.
Tasfiyeler yapılırken, elîm mec buriyetler veyahud ir.kilâp zaruret leri gibi sebebler İleri sürülebilir. Fakat, Ispanyol milliyetçileri mes’ elesinde Sovyetler Birliği idaresi hakikî çehresinin bütün iğrençliği ile ortada durmaktadır.
Sovyetler rejimi hakkında
bir hükiim
Bir rejim hakkında hüküm vere bilmek için misafirlik halikı olduk d
ça sağlam bir kıstasdır. Diğer taraftan, çeşidli milletlere mensup komünistler nazarında nasıl Rusya nın (ikinci vatan) olarak telâkki edildiği malûmdur. (Sovyetler cen neti) şimdiye kadar sosyalist olup da komünizmi tam mânâsile be -nimsememiş olan içtihad erbabına, minşeviklere ve muhaliflerine hapishanelerinin kapılarını ardına ka dar açmıştı anıma, şimdiye kadar öz kardeşleı inin kanına girdiğimi dünya işitmemişti. Artık anlaşılıyor ki, Stalin Rusyası nazarında yüzdeyüz yabancı komünistleri bile şüpheli eşhasdan ve ilk fırsatta temerküz kamplarına gönderilecek (muzır ve izaleleri vâcip) mahluklardan başka birşey değillerdir.
işte bunlardan biri. Doktor Mar-golin, Nevyorkta çıkan Yahudi Sosyalist gazetesi (Vonvarts) de Stalin Rusyasını şöyle itham et -inektedir:
Moskof zindanlarında geçirdi -ğim yedi yıl beni tedavi etti ve Sovyet rejiminin aman vermez diiş manı yaptı. Ben bu rejimi kalbi -min bütün kuvveti ve dimağımın bütün kudreti ile tel'in ediyor ve ondan nefret duyuyorum.
Vaktile yurdlanndan kaçan hür riyet fedailerine kapılarını ve kol lannı açan Sovyetler Birliği ülkesi şimdi tıbkı »diğerleri gibi ■ bir millet olmuştur; Hattâ siyasî mül tecileri arzulan hilâfına memle -ketlerine zorla göndermek isteyen biricik bir millet olmuştur; yâni .diğer devletler gibi- bir devlet.
Hattâ doktor Margolin - e göre (diğer devletler den biraz 4a
ağır
I

eski dünyada Çin din
Yeni Neşriyat
Yery tözündeki Dinlerin Tarihi VaMiin: Ömer Rıza Doğrul
Muhtelif lisanlardan bir çok e serler karıştırılarak uzun bir tet kik He hazırlanan tam bir dinler tarihidir.
iptidaî dinler
din—Hindistan dinleri leri—İran dinleri—İsrail oğulla n—Avrupa dinleri—İslâmiyet ve Hazıeti Muhammed. hakkın da esaslı bilgiler mevcuttur.
înkilâp Kitabevi tarafından ya yınlanan bu eser satışa çıkartılmıştır.

Estetik
Charles Lalo’dan Burhan Toprakın fiilimize çevirdiği bu e sev ilk defa Bediiyat adile Milli Eğitim Bakanlığı Felsefe dersle rine ait. seride basılmıştı. İkinci basılışıdır Başlıca bahisler:
Estetiğin konuları ve usulleri —Biyolojik estetik—San”at ve Hay^t—Yaratma ve Murakabe —Ferdei estetik ve içtimaiyat— Sanatın sosyal teşkilâtı ve toka mülü.
Eser, înkilâp Kitavebi tarafın dan yayınlanmış ve satışa çıkar tılmıştır.
«Aybk Ansiklopedi»
49. uncu sayı çıktı
Yurdun yüksek ilim otoritele ri için hazırlanıp her ay bir fasi külü çıkarılan bu eserip beşinci cildinin birinci sayısı olan bu fa sikülünde; Bayındırlık Bakanları, Bradli, Finlandiya, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Hava piyadesi Damat İbrahim Paşa, Tesis, Tür kiye tabiî coğrafyası, Türkiye yüksek tahsil talebe cemiyetleri zatürrie yazılan vfe bilhassa pek çok m ütüm olarak da;
Petrol
bandı vardır. Bu beııd, kimdada ve politikada petrol, petrol tarijı ri başlı başına ehemmiyetli par-çiği, Tiirkiyede petrol gibi lıer bi çalara ayrılmış ve muf assal ola rak izahlar ve renkli haritalar konmuştur. Harbler çıkaran bu mühim maddeye ihtiyacımızı ve kazancımızı aydınlatan bu ya zı behemehal okunmalıdır.
Bu nüshada beş renkli çok gü zel bir Türkiye haritası vardır, f»ördüncü cilt kapakları da satışa çıkarılmıştır.
"® Satılnk Ev
Fındıklı Güzel Sanatlar A-kademisi karşısında Pürte-lâş mahallesi numara (7) ahşab (4) odalı Terkosu, elektriği bulunan ıbina boş olarak acele satılıktır. İçin debilere müracaat.

Yeni Sabah'ın
İLÂM FİYATLA»
1

I
1 X
8
6
6
lncî
»
»
makto e-arak tayfa,
»
X)
»
upıtlnıi
»
)
»
»
( Soğuk Hava Dolabı ve Elektrik Motörii S:.
İstanbul Defterdarlığından;

Muhammen bedeli
_______Lira
1000
400
4L
35
25

İstanbul üoı3asınm 31/5/948 Fiyatları
(Jinsil
S.10 X 1.50 dış eb’amda 2.55 yüksekliğinde kelvinatör marka eski sokuğ hava dolabı. (Bllcüm le teferrüatile)
Asea markalı 695052 No. İU
7.50 beygir kuvvetinde Tri£aze elektrik motöı ü kullunılmış. 827210 lu Monofazo, 1100 yolt,
1.50 beygir kuvvetinde bozuk e lektrik motörii.
Dökme muhafaza ve kapalı Tri-faze Şalter (İyi vaziyette) Kasnakü hava körüğü (müstamel ve motörsüz)
Londra Nevyork Paris Cenevre ArnsterdaiLı Brüksel Prag Stokhohn Lizbon
I'lsham ve Tahvilât
11.2840
280.—
1.3060
60.38
305.5468
6.3887 5.60 77.8860 11.2495
% 5 941 Demiryolu 5 98.15
% 6 Kalkınma 1 97.10
% 6 Kalkmıa 2 97.25
% 7 Millî Müdafaa 1 20.55
% 7 Millî Müdafaa 3 20.30

1505 Yekûn
İstanbul Adlî Tıb müessesesinde bulunan yukarıda yazılı taşıt lı malın 14 6/948 pazartesi gönü saat 15.30 da millî emlâk mil -düdüğündeki komisyonda kapalı zarf ususîle ihalesi yapılacak -Itir.
isteklilerin kimlik belgeleri ve (313) liralık teminat makbuz lannı havi 2490 sayılı kanun ta rifatı dairesinde hazırlanmış tek lif mektuplarını ihale günü saat 14.30 a kadar komisyon başkan lığına vermeleri, fazla bilgi için de hergün sözü geçen müdürlüğe başvurmaları.
7.29
7.80
7.30
İstanbul Tekel Başmüdür-
lüğünden
Tekirdağ şarap fabrikamızca papaz karası üzümünden imâl edilmiş bulunan -»Trakya* adındaki kırmızı şarap 28.5.948 tarihinden itibaren Kabataştaki Tekel genel müdürlüğü karşısında bulunan memurin kooperatifimizde satışa arzedilmiştir. 70 Cl. lik beher şişesinin satış fiatı «şişe depozitosu dahil» 220 kuruştur.
1938 senesi mahsulü olan bu şarapların mikdar itibarile az olması umumî şekilde piyasaya çıkarılmasına imkân vermemiştir.
Arzu edenlerin kooperatife müracaatları rica olunur. (7343)
SALI — 1/6/1948
Açılış ve program. M. s. ayarı.
Müzik: Vals ve Polkalar (Pl.)
7.45 Haberler. 8.00 Müzik: Bando
Müzikleri fPIJ
8.20 Müzik: Balet Müzikleri (PIJ Müzik: Şarkılar (TL) Kapanış.
Açılış ve program, M, s. ayan.
Müzik: Şarkılar, Haberler.
Müzik: Radyo Salon Orkestrası.
13.30 öğle Gazetesi.
13.45 Müzik: Salon Orkestrası Devamı. Kapanış. Açılış ve program. M. s. ajan.
Müzik: Radyo Dans Orkestrası,
18.30 Konuşma.
18.45 Müzik: Sinema Orgu ile 19.00 M. s. ayarı.
Parçalar TPL? Haberler.
8.45
9.00
12.29
12.30
12.30
13.00
13.15
Devlet Orman işletmesi Burdur İşletme
Müdürlüğünden
1 — İşletmemize bağlı Bucak ilçesinin Aksubaşı orman içi istif yerinde 45 ilâ 79 numaralı istiflerde mevcud 4787 adede denk 532, 282 M3 çam kalas ve travers 2 parti halinde açık arttırma snretile satılığa çıkarılmıştır.
2 — Beher metreküpünün muhammen bedeli 80 liradır.
3 — Arttırma 15.6.948 salı günü saat 15 de Bucak orman bölge şef-binasında yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat 3193 lira 69 kuruştur.
5 — Şartname orman genel müdürlüğü, Antalya, Afyon, Denizli,
Eğridir, Burdur ve Ankara merkez işletme müdürlüğü, İstanbul orman başmühendisliğinde Bucak orman bölge şefliğinde görülebilir.
6 — İsteklilerin belirli gün ve saatte Bucak orman bölge şefliğinde
ki komisyona müracaatları ilân olunur. (7431.)
14.00
17.58
18.00
18.00
ligi
(
Türkiye 1$ Bankası |
Küçük Cari Hesabİar 25 Ağustos 1948 J
| Çekilişinin İkramiyeleri
£ 1 EV: (Ankarada Tasarruf Evleri Mahallesinde
$ iki katlı ve bodrumlu, 6 oda, 2 sofa, veranda, X konforlu.)
ARSA:
1
bahçe içinde balkonlar,
Müzik: Mandolin Birliği. Konuşma.
19.00
19.15 Geçmişte Bugün.
19.20
19.45
20.00. Müzik: Şarkılar.
20.15 Radyo Gazetesi,
20.30 Serbest Saat.
20.35 Müzik: Karışık
- Şarkılar, Türküler. 21.00 Konuşma.
21.15 Müzik: Tarihî Türk Müziği.
22.00 Müzik: Stravinaky: Ateş Kuşu fPI.)
22.20 Müzik: Dans z Müziği f Pl.)
22.45 M. s. ayarı,
22.45 Haberler.
23.00 Program ve Kapanış.
6
Kr. 1500
500
400
300
250
150
Bankamızdaki hesabında en az 100 lirası olanlar bu çekilişe katılacaklardır. Her 500 lira için ayn bir kura numarası .
fazlasını yapan bir devlet... Bu zât Sovyetler Birliği hakkında demektedir ki:
»Muazzam bir muzahrefat çuku ru, icabettiği zaman halk kitlelerinin içine döküldükleri dev gibi bir gübrelik...»
«Erurope Amerique»

(İstanbulda Suad.iyede)
1 X 5000 Lilralık 14 X 200
1 X 2000 » 25 X 100
2 X 1000 ) 25 X 50
5 X 500 » 150 X 20

tan
4
Liralık
»
)
»
3
V
V
V
V
i
B„LMAO(
----*
T 2 .? 4 5
\Henüz bankamızda hesab açtır ma.'us olanlar, sîzler ide talihinizi deneyiniz!

J
2
3
1 1 a
ı ! :ki 1 1 i
1 ı tt 1 1
' M K 1
İRl ı ! B
S 1 • a , t 1
1 1 Sı i ! î»ı
1 1 K ı •
1 ı 1
İmtiyaz sahibi: A. CEM Al 1 o D İN SARAÇOĞLU - Yazı isi erini fiilen idare eden: FATİN FUAD — Dizildiği yer: «Yeni Sabah» mürettib* hanesi — Basıklığı yer: «Gün» Basımevi
— Defolun buradan, utanmazlar! Yer yüzünde altından dağ, kandan deniz var mıdır? Koca bir denizin etrafına bakırdan duvar çevirmek mümkün müdür? Bir daha gözüme görünmeyin. Hepinizin boynunu uçurturum! Yediğiniz ekmekler haranı olsun! İçtiğiniz sular fitil fitil burnunuzdan gelsin.
Sihirbazlar, derhal salonu ter-kettiler. Akale. hâlâ ateş püsküler Melik Kamerun’un karşısına dikildi:
— Devletli Sultanını! Artık ben de 1 anaat getirdim ki bunlar bir iş göremiyecekler. Bana bir kaç gün mühlet veriniz. Düşünüp ta-r nı yım; düşmanınızı ele geçirmek için bir çare bulayım.
Bu sözler: gel, geç akıllı hükümdarı teskin etmeğe kâfi geldi. Melik Kamerun, bağınp çağırmaktan vazgeçerek tahtına otur du. Akaleye iplediği mühleti faz-lasile verdi.
Hükümdar, artık memnundu. A-kaleye güveniyordu. Düşmanının herhalde bulunup yakalanacağını kanaat getirmişti. Divanın dağıl-mssım emretti. Salonu dolduran vezirler ve hükümet adamları çı-k’P gittiler. Biraz koca sa-
lon b ^almıg, Melik Rnmemn yaî« nız kalmıştı.
• •
•11
Tefrika No. 50
1



SİHİRLİ EŞİK
Akale evine dönmüş; Seyf-i Zül-yezeni altın havanın üzerinden indirmişti :
— Ey oğul, dedi. Artık yapılacak iş kalmadı. Sihirbazları hu gün de şaşırttık. Zavallılar, Melik Kamerunun huzurundan yine boğuldular. Şimdi kil ||'i ele geçirmek için bir çare düşüneceğiz. Yarın, kitabın ziyaretine gitmek gh-r.üdür. Sen, Tâme İJe burada otur. Ben, Hükümdarla Dİrjikte kitabın ziyaretine gideyim; onu elde etmek yollarını açmağa çalışayım.
Seyf-i Zülyezen, Tâme’nin kulağına fısıldadı:
— Annene söyle de beni de götürsün.
Tâme, delikanlının hatırını kılmadı. Kendi dillerince annesine söyledi. Akale, bu teklifi şiddetle reddetti:
— Hayır, bayır! diye bağirdı. Bu deliliği yapamam. Sonra plânlarımız Buva düşer; aımmız fasılı
olur. Melik Kamerun, üçümüzü de katlettirir.
Seyf-i Zülyezen, Akale’nin bıı sert cevabından gücendi. Bir müd det sesini çıkarmadı. Başını avuçlarının arasına almış, düşünüyor du. Birdenbire fırladı. Ayağa kalk tı. Gözlerini Akale’nin yüzüne dikerek bağırdı:
— Ey valide! Beni yanında götürürsen ne âlâ. . Götürmezsen kendim giderim!
Akale, geri geri çekildi. Damar lalındaki bütün kanın beynine hücum ettiğini duydu. Seyf-i Zül-yezenin verdiği cevab, ciğerine iş-inişti. Fakat kendirlini çabuk toparladı. Hissiyatına kapılarak hiddetlenmedi. Delikanlıyı yola getirmek için sesine tatlı muşaklık verdi:
— Oğlum, dedi. Calıil Lâkin pek gene olduğun rübesizsln. Seni ynnımda
inekten çekinmem. Fakat başımıza bir helâ çelmesinden korkııyo-
bir yu-
değilsin, için tec-götür-
ıum. Zira Nil Tarihi, bir kubbenin altına dikilmiş büyük bir direğin tepesine oturtulan bir sandığın içindedir. Sandık, senin isminle tılsımlıdır. Sen, kubbenin eşiğine ayak basar basmaz sandık direğin tepesinden kalkar; havada yedi defa Vinerek önüne düşer. O zaman kapıdaki muhafızlar seni tanırlar; üzerine hücum ederler. Za ten kubbenin etrafı askerle doludur Ellerinden kurtulamazsıu.
Seyf-i Zülyezen, Akjpe’nin endişesine hak vermekle beraber, fikrinden vazgeçmedi:
— Muhterem valide! Endişe etmekte haklısınız. Daha ziyade berim hayatımla alâkadar oluyorsunuz. Teveccühünüze teşekkür e-derlm. Fakat unutmayınız ki ben bildiğiniz delikanlılardan değilim. Karşıma yüz bin asker çıksa yine korkmam. Ulu Tanrının yarrlımile hepsinin hakkından gelirim. Bu hususta hiç merak etmeyiniz. Son ıa bir fedakârlık daha yapabil!-
rim. Korkulacak bir hâdiseye mey dan vermemek için kubbenin eşiğine basmayıveririm, kapının dışından bakarım.
Akale, delikanlının verdiği teminata memnun oldu. Onu, yaj’uın da götürmekte bir mahzur görme di. Yalnız zihnini bulandıran bir nokta, daha doğrusu bir şübhe vardı. Ya verdiği sözden cayarak kubbenin eşiğine basarsa?..
Bu cihet, Akaleyi çok düşündürüyordu. Şübhesini söylemek lü zumunu duydu:
— Sana her hususta itimadım var. Lâkin insan bazan verdiği sö zü unutur. Sen de unutrsan halimiz nice olur?
— Unutmam.
— Meselâ unutmazsın da cayarsın.
— Caymam.
— Unutmıyacağına, yahud cay Ilıyacağına yemin eder misin?
— Etmcnu
— Niçin?
— Çünkü doğru söz yenim istemez. Yeminsiz söz yeminli sözden daha sağlamdır.
Akale» fazla ısrar etmedi. Zaten akşam olmuş, yemek zamanı gelmişti. Kızı T&me’yc yemeğin hazır olup ohuadığını soıxlu. «| (Devamı var)
• •
Asvada bir göl, Bir har Sonuna (S)
Belıa
- Ok
SOLDAN SAĞA »
1 — Ülke, Kiliselerde çalar; 2 — isyankâr, Sonuna (T) gelince cefa; 3 Bir içki, Eşeğe kuru lur; 4
fin okunuşu; 5 gelince âdele, S.^at; 6 — ailesinden. Bir muhtıra; 7 atar, İskambilde bir kâğıt; 8 Saha, Müfred değil; lı (zarif), Buhran.
YUKARIDAN AŞAĞI
9 — Çalım
I
İslak; 2 —
Tersi Uzak; Soru edatı, Bilgin; 6 — Ba gelince eskidenberi, Sabahları yağar — Kur’anda bu
Arar
1 — Yapraklar, sihirli değnek, Çobanlar sırt 3, vu runca öyle oburlar; 3 mukavele, Bir uzuv; 4 5
şına (E) Tatlı değil; 7 — Tersi bir tatlı; 8 lunur, İslâm mabedi; 9 keıı sorulur, Ayağın topraktaği geldi.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 2 3 4 5 6 7 8 9
)
2 i d
t
t t
4