Pazarteıi
12 NİSAN
IMS
Oünncu TM
Ne. 3285
Ayım mm "FRDB
A
Kr.
»
»
)
10
kür uç
HvRttıYET VE HAKKIN YILMA! MüDAFiiYiZ
Çukurovadaki acı
Şehrin dış mahallesindeki son şeddin yıkılması da bir an meselesi halinde Ballı iki gecedir nykesnz korka Adapazarına uğradı, çok
ve dehşet İçinde, Bayındırlık Bakanı durmadan İznıite avdet etti
İfşa Edilen Mühim Mülâkat
Adapazarı Çocuk Esirgeme Kurumu binası ile Ad"pazarından bir yöriiniiş
Bunların başında Seçim, Toprak Orman, Memurini muhakemat kanun tasarıları geliyor
Şehrimizdeki bütün hususî bir
Büyük
Ankara 11 (Hususî)
Millet Meclisi yarın (bugün) devre tatilini bitirerek saat 15 de çalışmalarına bağlıyacaktır.
Meclisin bu devresinde mühim bir çok kanun tasarıları görüşülecektir. Bunlar arasında seçim, top
Bakanlar ve Milletvekilleri dün akşam trenle Ankaraya gittiler
rak, orman, memurini muhakemat, özel idareler, inşaatı teşvik, ana sanayi ve sanayii teşvik, deniz nak liyatı, emeklilik, yolluk kanunu ta sanları da bulunmaktadır. Diğer taraftan Meclisin yarınki günde -(Devamı So, 5; Sü., 3 deı
\(
-----
Orman
bu akşam bu santimi bul -
mahalleleri
C. H. P. kongreleri
kanunu
----1)--
Yeni Tasarı
r——— — -• —
Bari mugalata yapmasalar...
I------ ★----------1
Halk Partisi aczi, gafleti, yolsuzluğu vc halk efkâ.i-le istihza eder gibi hareketlerdi öyle bir durum yaratmıştır ki - iktidardan uzaklaşmamakta musir olduğuna göre - hayatı ucuzlatmasından herkes vazgeçmiş, yaşama yükünü daha ağırlatmazsa ona da razı olmaya, onu da bir basarı saymaya hazırlanmıştır.
Adapazarı 11 (Telefonla) — Sakarya nehrinin tehlikeli bir şekilde yükseldiğini bildirmiştim. Yağmur lar yağmakta ve nehir yükselmektedir. Dün gece yarısı, nehrin normal seviyeye nazaran yüksekliği 4 metre 35 santim iken yükseliş 4 metre 60 muştur.
Adapazarınm dış
her an, korkunç su baskını tehdidi altında bulunmaktadır. Halk, dün geceyi uykusuz geçirdiği gibi bu akşam da uykusuz geçirmekte dir Sular, Adapazarınm Yorgalar mahallesindeki son sedleri de aş -mak üzeredir. Sed başında vesair lüzumlu yerlerde ennnh'et kuvvet leri nöbet beklemektedfr. Korkulan felâket kendini gösterdiği anda Adapazarlılar, havaya silâh a-tılmak suretile haberdar edileceklerdir.
Adapazarınm sular altında kalması, bir an meselesidir. Yağmurların devam etmesi, tehlikeyi art tırmaktadır. Alâkadarların verdiği (Devamı Sa„ 5; Sü., 2 de)
Tito’nnn notası!
Kİ
Dün Üsküdar ve Beykoz un kongreleri yapıldı
Bir delege: “Milletvekillerimizi tanımıyoruz ayağa kalksınlarda görelim,, dedi ayağa kalktılar, alkışlarla oturtuldular!.
________J
aîk Partisinin Kadıköy kongresinde söz alan il başkanı şöyle deıniş: «Bi-rtnei cihan harbindeki fiat seviyesine döneceğimizi konuşmak ve düşünmek hayâl kurmak gibi birşey olur. Bi/im gayemiz hayatı ucuzlatmak değil, daha fazla ağırlaştırmamak tır.
Halk Partisinin birinci plândaki ığtztarile daha tali plânda ağızların konuşmaları hiç de birbirini tutmuyor ve omumi efkâr kimin lâkırdısına inanmak lâzımgeleceği-ni tayinde cidden miiteha.vyir ka-in oı*.
( ok eski zamanlara gitmeden çu Rereb Peker’in 7 Eylı'ıl kararlarını ele alırsak, o zaman Mecliste ve gazetelerde 7 Eylül ka-nı Harının bol ihracata sebeb ola-' a.ğı, bunun neticesinde bol döviz ekle edileceği ve hu dövizlerle bol mal ithal olunacağı için evvelâ İthal mallarının tîatleri düşecek sonra sirayet ta ri kile bu ucuzluk yerli mahsullere de intikal edecektir. deniliyordu.
Bu ifadelerin üzerinden bir tarih devri sayılacak kadar zaman geçmemiştir. Bir küsur yıl evvelki demeçler, bilhassa Maliye Bakanı müteveffa MaHd Keşmir’in gazete, terde çıkan beyanatı hâla hatırlar-daılır. (Devamı 8a.t 9; Sû.» 4 de;
L
Peta n; Rey naud, Blum, Daladier, Man el ve vja ..elin * habset t irdiğim hat ırlıyamıyor (Fransız Parlâmentosunun seçtiği bir heyet, geçen sene, mevkuf bulunduğu (Yçu) adası hapishanesinde sabık Mareşal Petain’ı ziyaret etmişti. Heyet reisi ile sabık Fransa (le\ let reisi arasında geçmiş olup şimdiye kadar ifşa edilmemiş bulunan çok dikkate şayan muhaverenin haştarafını diin neş-retmiştik.
(images du Monde) dan aynen iktibas ettiğimiz yazının devamı aşağıdadır) ,
— (Bcnoist - Mechirı) i tanıdınız mı??
P — \ alnız şahsan, ona itimadım yoktu.
Şu halde kendisini biraz ta-(Devamı Sa„ 5; Sü., 6 da)
Mareşal Pctain
Berlinde gerginlik biraz daha arttı
Amerika ile İngilterenin protesto notalarını reddetti
Bclgrad: 11 (AP) — Triestenin Yugoslav sınırındaki hâdiselerden dolayı, Amerika ve Ingiltere tarafın dan verilen protesto notaları, Yugoslav hükümeti tarafından cumar tesi gecesi reddedilmiştir
Amerikan ve İngiliz sefaretlerine mukabil bir nota veren Yugoslavya hükümeti demiştir ki:
— Yugoslav askerlerinin Trleste sınırına ateş ettikleri yersizdir,- —
Yukoslav hükümeti, notasında, bu çatışmaların. Müttefik askeri hükümetin, kotrol teşekkülleri tara fından yapıldığını bildirmektedir.
Hilmi Uran, C. H. P. kovgrcteıırden birinde konuşurken
iZiraat işletmeleri içinde) ( bulunduğu halde Dev* ) ) letleştirilen Ormanlar î | sahihlense iade t J de itecek {
Ankara 11 (Hususî) — Orman kanununda yapılan değişiklikler halikındaki kanun tasarısı Meclise gelmiş bulunmaktadır. Yeni tasarı evvelce kamulaştırılan ve bedeli 6 yılda ödenen ormanların bundan böyle bedellerinin 2 yılda ö-denmesine imkân vermekte, birinden başka ziraat işletmeleri içinde bulunduğu halde devletleştirilen ormanların sahihlerine iadesi derpiş olunmaktadır. Ayrıca yeni orman yetiştireceklere geniş kredi imkânları sağlanmaktadır.
Ruslar muhaberata el koyduklarından Berlin - Batı dünyası muhaberatı, ingiliz-Amerikan radyo merkezlerde yapılacak Berlin: 11 (A,A,) — Reuter; —
Boründeki İngiliz—Amerikan as keri çevreleri, Rusların Berlin İle Batı Almanya arasında telgraf lrti batma el koymaları yüzünden, Ber Un İle Batı dünvası arasındaki as kerl ve sivil bütün muhaberatın Berlindekl İngiliz—Amerikan radyo telgraf merkezleri İle yftp.lacağı
İranda tevkifat
Tahran: 11 (APi — Resmi kay nakların cumartesi günü bildirdik lerine göre, Hazer denizi boyundaki Mezendeıen eyaletinde üç şehirde Sıkı Yönetim İlân edilmiş ve üç yüz kişi de tevkif edilmiştir,
Tevkif edilenlerin hepsi de, Sol. cu olan Tudeh Partisile ilgili olan, lardır, Mevkuflar, Acem Körfezi li mantarına sevkol un muşlardır
Ordu sözcüsü tevkifleri teyld ede rek, emniyeti ihlâl etmeğe İstidatlı olanların da tevkif edilerek lüzumlu olan bölgelerde Sıkı Yönetim ilân e dileceğini bildirmiştir,
™ 1 - ■ ■
• •
Italyada
im
mücadelesi
------o------
Genel seçimler gelece
Pazar günü yapılacak
Seçim haftasın
I
Roma: 11 (A.A,) mücadelesinin son da bir çok Italyan şehirleri mühim gösterilere sahne ol-muştur. Seçimler gelecek pazar günü yapılacaktır,
Italyan Dışişleri Bakanı Kont Sfoıza, Hıristiyan—Demokrat Partinin milânoda tertip ettiği bir toplantı vesileslle yapmış olduğu demeçte, Ital tDevanu Stı.. 5; Sü., î del
C. H. P. Üsküdar ilçe kongresi, dün saat 14.30 da, Üsküdar Halk-evinde yapılmış; C. H. P. Milletvekillerinden Lutfi Aksoy, Mim, Kemal, Ali Rıza An, Dr. Fakaçelli, il idare kurulu başkanı Sadi Bek -ter, Fahreddin Kerim, il idare kurulu ve şehir meclisi âzâlanndan bazıları da hazır bulunmuşlardır.
Lûtfi Aksoy’ıın kongre başkanlığına seçilmesinden sonra, ilçe baş kanı tarafından yıllık faaliyet raporu okunmuştur.
Bir iki delegenin lehte konuş -masını takiben rapor, oya konmuş (Devamı Sa., 5; Sü., 1 de)
Ingilterenin altın satışları
Londra: 11 (A,A,) — Önemli mlk tarda altın satışlarına devam edilmekte ise de Ingilterenin altın ve dolar stoklarının mevcudu mart a yı sonunda geçen seııekl aynı devre ye nazaran 40 milyon İngiliz lirası fazla bulunmaktadır,
Bu stokların 31 mart tarihindeki miktarı 552 milyon İngiliz lirası 1-dl, 31 aralık tarihinde ise Ingiliz altın ve dolar stoklarının miktarı 112 milyon Ingiliz lirasına varmış ou Ilınmaktaydı. Bu salah geniş ölçü, de Güney Afrika tarafından veril-mesi kabul edilen 80 milyon İngi Hz lirası kıymetinde altın sayesin de sağlanmıştır. Senenin ilk ilç ayı zarfında İngiltere ödeme muvazene sinde mevcut açığını kapamak için altın ve dolar stoklarmdan 147 mil yon İngiliz lirasına varan bir mlk tanıtı sarfetmek mecburiyetinde kalmıştır.
'AKVİMDEN BİR YAPRAK]
Maslub Cavid Beyin
muhakeme ve müdafaası
ikinci sayfamızda devam, eden (Atatürk’e suikasdın tafsilat, , c yüzü) tefrikamızda lttihad ve Terakkinin Maliye Nazın maslub Cavid Beyin muhakemesi ve müdafaası safhasım yarından itibaren takibe bavlıyacaksınız.
M uda fanları müteakib verilen idam kararlar^ ve idam lükümlerrinın infazı tafsilâtı ile tefrikamız sona örecektir.
nı belirtmişlerdir, Ancak muhabera tın hacmi dolayısiie bu merkez bu İşe gayri kâfi görülmektektedir
Gene bu çevrelerin ilâve ettiğine göre, Ruslar latedlkkierı zaman Müttefik telsiz muhaberatım kolay İıkla sekteye uğratmak imkânına maliktirler,
, AMERİKALILARIN BİR
N PROTESTOSU
Berlin: 11 (A.A,) — Bugün bildi (Deramı Sa., 5; Sü,. 5 de)
""" * """ ■ ■■■ » ■ ■■ ■ ■■ _
Manisa Ticaret Odası ve Borsa seçimleri
Ankara; 11 (Hususi) . Ma nisadan buraya gelen malûmata göre Manisa Ticaret Odası ve borsa seçimlerini Demokrat Parti kazanmıştır,
Ankara: 11 (Hususi) — Merdinin idiz kazasında belediye reisi seçimi 81 Demokrat Parti başkan, Sungur kazanmıştır,
I
Mâhud Orman kanunu ve köylü
Derdliler Diyarından Geliyorun
Tahsildar» ilç bin liraya mukabil, 70 lira tahsil edebilmiş — Yeni evliler, çeyizlerini salıyor—Köyler dağılıyor — Veremli has-talar — illet vekili, değil de kaymakam bey dahi derdimizi dinlemeğe gelinedir — ^Çocuklarvmız, kar uzcri/idc yalınayak gezdi»
temin eden köylünün sefil vaziyetin den bahsetmiştim,
Bugünde. Istanbu’i'n en yakın köylerine b r gazetecinin uğraması nı Allahın bir lûtl’u olarak ifadelen diren köylünün dert ve dileklerini (Devamı Sa.» 5; Sü., 4 de)
(Hususi surette gönderdiğimiz ar kadaşımız Muzaffer Kayar yazıyor)
Hk yazımda, yürürlükte bulunan ve değiştirilmesi memleket menfaa ti bakımından mecburi sayılan or man kanununun aksaklığından ve dolayjsile geçimini sırf ormanjarile
Türk musikisi İki değerli sanatkâr kaybediyor: Refik Forsanda refikası Fahlro Forsan, Suriye hükû - R' metinin bir Şark (
Musiki Konserva-tuvarı tesisi için vukubulan teklifini kabul ederek konturotları İmzalamışlar ve bugünlerde Şama hareket ct-ınoleri takarrür eylomiftlr.
Refik Forsanda geçmiş senelerin zıiâmına gömülmüş 06h» bir mekteb arkadaşlığımız vardır. Bu ince ruhlu hassas adamla haremi, seneloroo musikimize hizmet etmişler, ona birer Ö-mür vakfetmişlerdir. Kondilorinden dallına istifade edilobillrken, ne gibi manialarla karşılaşmış nihayet Ziya Paşanın:
Vatım mo lût olanlar
ULUNAY
Çünkü bu İki san atkâr, çok sevilen artistlordl. Türk musikisindeki kudretleri, memloketlmhl ‘ onlardan müstağni kılamazdı; bu İtibarla Şama gitmeleri:
Bir yerdeki yok nağmeni takdir o-decek gûş
Tazyi-i-nefea eyleme tebdil-i-mekân et.
olaoaMar klf
bi sebeb terk i diyar etıııes Zarûretsiz cihanda kimse gurbet »h-tijâr etmez. Sözü İle yola çıkmağa karar vermişler.
Gibi de değil.
Bana öyle geliyor ki, Aolik, Fahire-Forsanlar radyoda bu musikiye karşı yapılan sistemli suıkasdln şahidi ol -maktan artık bıktıkları cihetle, hiç olmazsa, bu yıkıcılığın kazma darbelerinin akislerini vicdanlarında hissetmemek İçin başlarını alıp gitmiştir-dir.
Zira bazı noktalarda bir «garâıt» memlokotb ahlâkına seza olan yurdumuzda mosoiâ, Millî Türk musikisi a-leyhinde olduğunu davul çalarak dünyaya neşir vo ilân eden bir adamı, yâ-(Lütfen sayfayı çeviriniz)
12 NİSAN 1918
Yazan: Profesör Kenan Öner
OkUYtCU
OİVOR kİ
Bakanlığını elinde tutan bir şahsiyet olmak kanun denilen nesne, milli iradenin tezahür değildir. Hükümet tarzı Demokratik mahiye-
- 43 —
Bütün vatanı kaplıyan tazyik ve anarşi, artık tahammül hududunu aşmış asabı en kuvvetli mahlûkların bile hazmedemijıeceği bir dereceyi bulmuştu. Hole hukuk terbiyesi almış, ömrünü kanunların ulviyyetine iman ederek geçirmiş bir insan için çıldırmamak ta kabil olamazdı. Bu hâdiselerin içinde yaşadıkça insan ve insanlıktan tiksiniyor, hayalimin bir insan şeklinde karşıma çıkacağını bildirim için de artık aynaya bakamıy ordum.
Mensub olduğum parti, tarihin görmediği bu kadar şâmil merhametsizlikler önünde fikrimi sorsa tereddütsüz (Artık yeter, iştirâkten vazgeçelim) diyecektim. Patlamak zemanı gelmiş, baklayı ağızdan çıkarmak vakti, belki de, geçmiş bulunuyordu. Bu acı teessür ve merhametler, bu derin kin ve infiallere varlığımı teslim ederek zemanın Başbakanı Saraçoğluna şu açık mektubu yazdım ve İstanbul gazetelerinin 14 Temmuz tarihli nüshalarında neşreyledim:
Şl KKÜ SARAÇOĞLUNA AÇIK MEKTUB
1 Sayın Başbakan,
«Senelerce Adalet haysiyetile bilirsiniz ki, şeklinden başka bir şey
tinden ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşsın, herhangi bir kanunun bütün hiikümlerile tatbik sahası bulamadığı bir memlekette huzur, sükun• ve emniyet aramak boş bir vehimden ileri gidemez. Yine bilmeniz lâzımdır ki, kanun denilen şey, bir hizbin tahakkümü, diğerlerinin de esaretini temin için ortaya atılır şeyler değildir. Bütün millet efradının bundan istifade hakkı tanınmadıkça böyle bir devlete Demokrat demek şöyle dursun, mutlakıyet vasfı bile izafe edilemez. Bütün tarih boyunca görülmiyen bir hükûınct şeklinin ihtira beratı ancak iktidar partisinin eline teslim edilmiş olur.
Unutmamanız icap eder ki, çok partili bir hükümet tesisi balıa-•ncsile teşkiline müsamaha edilen fırkalara taazzuv imkânı vermemek için elçabulduğu ile yaptığınız Mille vekili seçimine aid kanunda intihabın serbestisine ve milli iradenin tezahürüne yardım eder gibi görünen teminatın ki i ayet siz iîğ i bazı Milletvekilleri tarafından iddia edildiği halde iktMar partisi bıına da kulak asmayarak bililtizam müey-yedelerde bıraktığı noksanlarla kendisi için açık bulundurduğu tahakküm kapısı ile bermutad milletin hakları üzerinde dilediği gibi tasarruf imkânını da hazırlamış bulunmakta, zavallı millet de bu kadarcık teminatı hile bir nimet telâkki eylediği halde tatbik edilmemesinden de bihakkın endişe etmektedir.
Sayın Başvekil» seçim kanunu sukut ve infisaha mahkûm olan • tek parti zihniyet ve tegallübünnn son kanunudur. Bu itibarla milletken ziyade iktidar partisinin makesi iradesi addedilmekle hatâ edilmiş olmaz. Böyle o hınca da miUetin bu fırkadan kendi mimin tatbiki semahat ve müsamahasında bulunmasını istemesi kadar da tabii bir şey gösterilemez.
Hakikat bundan ibaret olduğu hakle bu iktidar
mali olan ka-beklemesi ve
kabir ya-
Vncak sekiz tuahkemcsîıı-
İcradan 8 senede alınan karar!
İstanbul 5 inci terasının sayılı dosyasında gö-. rülecek olan muamelâttan da anlaşılacağı veçhile bir senedir - hattâ esasında on senedir - iskân idaresinden 105 lira gibi ufak bir matlubumu almak için maruz kaldığım güçlüklere hayret etmemek kabil değildir. Şöyle-ki:
19.39 senesi birinci gününden itibaren on senedir, iskân idaresinden matlûbumu [ alamıyorum.
senede Silivri
deu alabildiğim kesbi kat’i-yet ilâmını icraya verdiğim halde bir sencdeııberi Silivri malmüdürlüğünden paramı alamadım. Verilmesi için, icra tarafından Silivri C. Sav cılığı vasıtasiyle de Malmü-diirlüğüno defalarca yazılmıştı. Fakat Malınüdürlüğü birtakım fuzulî ve yanlış formalitelerle hâlen işi oyalamakta... Son olarak da. Bakanlığın tediye emri olmadan paramın verilenıiyeceği bildirildi. Fakat hâlâ bir haber çıkmadı.
Bu hakkımı ne suretle ve nereden isteyebileceğimi, ga zeteniz vasıtasiyle alâkalı makamlara arzııu rica öderim.
Fatih ttfaiye Caddesi.
No: 128 Muhlis Çayırlı
Samatyada Demirci Osman sokağına çöpçll uğramıyor
Samatyada oturan ismi mahfuz bir okuyucumuz, diyor ki:
«— Sokağımız, nedense çöp çüler tarafından sık sık ihmal edilir. Ancak Belediyeye telefon eder, vaziyeti bildirirsek çöp kamyonu sokağımızdan da geçer.
Onbeş gündenberi yine çöp kamyonu sokağımıza uğramadı. Fakat bu defa 10 kuruş verip de Belediyeye telefon etmeyerek, şikâyetimizi. gazeteniz vasıtasile ilgililerin dikkat nazarına koymağı daha uygıın bulduk.»
Türk - İngiliz festivali başladı
ve tahakküm ^partisi memleketin her yerinde kendi kanununun hükümlerini ayaklar altımla ezerek intihapda »urla bir ekseriyet teinin etmek ve bu suretle de kendisinin milli iradeye istinaden iktidar mevkiine geçtiğini isbat ederek memleketle beraber cihan efkârını iğfal eylemek için memleket değil, beşeriyetin bütün mukaddesatını çiğnemekte mahzur görmemiş, belediyelerden, hususi idarelerden, belki ile tahsisatı mestureden aldığı milyonlarla İtendi mensublarıın memleketin köy, kasaba ve şehirlerine yayarak gizli tertibat ve emirlerle halkın reyini kâh atıfet ler ve kâh tehditlerle satın almak ve gayesine erişmek için milleti birbirine düşman ederek kanunların menettiği bütün fiillere başvurmak -tan çekinmemek cüretini göstermiş bulanmaktadır.
Seçim büro ve komisyonlarının iktidar partisi nıensııblanııdan teşkil edilmesi kendi tegallübüııü temine yeterken bıına da kanaat et-nıiyen bu parti her yerde idare âmiri, zabıta ve emniyet incinilrlarile köy köy'dolaşmakta, millete kapısını kapattığı odalarda, aralarında müzakeratta bulunarak seçimin namus ve ismetini ihlâl edecek ne kadar tedbir varsa arayıb bulmakta ve hattâ başarı temini için lıer vâsıtaya müracaatın caiz olacağını milletin bir kısmına telkinler yaparak memleketi ikiliğe ve belki de milleti şurişe sevketmekte en u-fak bir ihtiyatı bile çok görmektedir.
Vatanın her tarafında pervasızca yapılan bu tedhişten bizler dar sîzlerin de haberdar olduğunuzu kabul etmemek için ortada sebeb yoktur, Anarşiye doğru yürüyen bu hareketler karşısında
pabildiğiuiz atıfet; yalnız ve yalnız kendi seçim propagandanız, Adalet ve İçişleri Bakanlarının boyanan ve İstanbul \âlisinin, yazdığım ıçık mektuba verdiği cevabdan ibaret bulunuyor. Ve bunların hepsinde seçimin bitaraflığı, millet iradesinin serbestini, eıııuiyet altında bulunduğu ve bulanacağı vaadinden ileri gitıniyen sözlerle memlekette gün geçtikçe bir tahakküm kaynağı halini alan iktidar partisinin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey yapdmı.vor. •
Sayın Başbakan, sizin ve kabine arkadaşlarınızın ümid veren sözlerile yapılan tazyikler arasındaki tezat artık bütün vuzııhile milletin gözü önünde belirmiş bulunmaktadır. Yapılan bu baskıların .şekli ve sayıları hatıriaramyaeak kadar çoğalmış bulunduğu için kabinenizi gülünç bir inkâr mevkiine sokmamak arzuslle vesikalarını yanımda taşıdığını hâdiseleri size sormakla hafızanızda bir tenbih ve intibalı husulüne hizmete çalışacağım:
1 — İntibah işlerinde Genel Blışkan Vekili olduğunuz iktidar partisine bir tegallüp temin etmek için uzun mazili koca bir devletin idare ciJıazıuı C. H. P. Genel Sekreterliğinin gayri nıes'ııl emellerine ter-ketmediniz mi?...
2 — Valilere ve onlar vasıtasile kaymakam ve bucak müdürlerine tebligat yaptırarak parti teşkilât ve müfettişlerde tam bir el ve iş birliği yapılmasının ve bu hususta gereken yardım ve kolaylıkların gösterilmesini bildir m ediniz ini?
3 — Partiniz müfettiş ve baştanlarım idare ve zabıta âmirlerile birlikte köy köy dolaştırılarak millete kapısı kapanan ve kendinize tahakküm ve tahrik vâsıtası ittihaz edilen oda ve ocaklarınızda teli-dıtle milletin bir kısmını korkutarak veya ziyafet bonolarile bir kıs-* mim taltif bu vurarak galebenizi tahakkuk mevkiinde görebilmek içini (Herşey yapılacak, tehditler en yüksek hadde çıkarılacak ve lıer m ( bahasına olursa olsun mut hıka muvaffakiyet temin edilecektir) parolasını kendilerine vermek s metile memleketi şurişe ve halkı birbirine boğdurmağa sevk ve teşvik etmediniz mi?...
4 — İyi kötü elden gelen her şeyi yaparak, icabında inam ve ih-
sanlarda bulunarak, lüzum görüldüğü zaman masum millet çocıılda-9 ben nna suçlar isuad ederek halkı partinize bağlamağa çalışmadınız mı?.
(Devemi var)
Yeni kok kömürü
tevziatına hazırlık
Tevziat 15 Nisan Perşembe gününden sonra yalnız sanayi
15 Nisan Perşembe jönünden itibaren, Kömür Tevzi Miiessesesi tarafından ordino ile, halka ve kaloriferli apartmanlara yapılan kok kömürü tevziatı nihayete erecek, o günden itibâren yapılacak olan müracaatlar kabûl olunnuyacak-tır.
Sanayi müesseseler! bu karardan istisna edilmişlerdir.
önümüzdeki kış mevsimi tevziatı için gereken beyanname ve ordinoların basılmasına başlanmıştır. Bunlar, doldurulmak üzere muhtarlar vasita.il. halka dağıtılacak ve toplanması nihayete erdikten birkaç gün sonra da yeni tevziata başlanacaktır. Halka kok kömürü tevziatının Mayıstan itibaren bağlıyacağı bildirilmektedir. '
D EN İZD E
belediye de
Araba vapurları arttırılacak
Imumî ihtiyaç karşıcımla Denizyolları idaresi vapur adetleri ni tezyide karar verdi
Denizyolları telsiz memurlarının haklı istekleri
Kurtuluş - Beyaztı otobüs Ring hattı ihdas edilecek
Sene başında ücreten bareme alınarak maaşlarının kesil-nıesile fena vaziyete düşen Derv-letdenizyollan telsiz memurları, 50 imzalı bir dilekçe ile Büyük Millet Meclisi Başkanlığına müracaat ederek kaptan ve makinistlere tatbik edilen baremin kendilerine de tatbikini istemişler ve Cumhurbaşkanlığına, Başbakana telgraf çekerek kesilen maaşlarının iadesini dilemişlerdir.
İsveç «Scania Vatta» firması marlanan otobüslerden 10 tanesinin önümüzdeki bir iki güne kadar şehrimize gelmesi beklenmektedir, Bunlar geldikten sonra Kurtuluş— Beyazıt arasında yeni bir ring hat tl ihdas edilecektir,
----------o-POLİSTE
ıs-
Dün yakalanan 45 uygunsuz kadın
Son zamanlarda Anadoluya eşya sevkıyatında, gerek fiyatlarının daha ehven ve gerekse daha kısa za nıanda ulaştırılması dolayısile kam yonlann tercih edildiği malûmdur Fakat bunların gün geçtikçe arL ması araba vapurlarındaki izdlha mm da çoğalmasına sebeb olmakta dır.
Gerek bu yüzden husule gelen ve gerekse cskldenbcri mevcut bulu nan araba vapuru kifayetsizliğini nazarı itibara alan Denizyolları 1da resi gerekil teşebbüse geçmiştir, İlk olarak, gayet iptidai olan Kabataş araba vapuru iskelesinin yeni baş tan yapılması 300 bin liraya ihale e dilmiş ve inşaata başlanmıştı, Şim dİ de Üsküdar Araba vapuru iskele sinin tamir ve gerekli ilâvelerin ya Pılması işi 100 bin liraya ihale edil iniştir, Yapılacak her iskele de iki vapur yanaşabilecek şekilde olacak tır, Bundan başka halen faaliyette bulunan İki vapura bir de yeni sa tm alınan yükleme boşaltma gemi si ilâvesile bu miktar üçe çıkarılacaktır. Bu suretle her on beş dakl kada bir vapur hareketi temin e-dilmlş ve istlham aşağı yukarı önlenmiş olacaktır, ,
-------o—
EKONOMİ:
—-----o
Karaköydeki garib (hâdise
Arjantin’le İspanya arasında
Ankara, 11 (A. A.) — Türk— İngiliz müzik festivali; bugün saat 15 te, Ankara Devlet Operasının fuayesinde verilen bir oda müziği konserde açılmıştır. Ac) ki konserinde viyolonist Bay Lico Amer ile piyanist Bayan Roji Sabo, Ingiliz bestecilerinden Benjamin Britten’in bir süitini ve Eugene Goosensin sonatını çalmışlardır.
Ankara operası sanatkârlarından Bayan Saadet Alp, piyanist Markoviç, Ingiliz bestecilerinden Purcell, Thomas Moı* ley ve Horn’dan Aryalar söylemiştir.
Sanatkârlar hazır bulunan dinleyiciler tarafından hararetle alkışlanmışlardır.
■■ •
Evvelki gün Karaköy Rıhtım boyunda garib bir hâdise olmuş, nok ta bekllyen zabıta memurunun mü hadaleslne rağmen, caddenin -lske le tarafına geçmek istiyen Ramazan adında bir şahıs polisin dur em rinl vermesi üzerine derhal bıçacı ğı çekerek ıuemura hücum etmiştir, Tehlikeyi sezen polisin derhal tabancasına sanlmasile, bilistlfa, kaçan mütecaviz, kısa bir takibden sonra yakalanarak suçüstü savcılı ğına teslim edilmiştir, Ramazanm a*(lı muvazenesinin bozuk olduğu tahmin edilmektedir,
Bakırköy bu yaz sonunda saya kavuşacak
Belediye Meclisi tarafından, Ba-kırköye su getirilmesi İçin 500 bin liralık tahsisat, kabul edilmiştir, Yakında Karabük fabrikasına sipa riş edilecek borular iki aya kadar teslim edilecek ve önüm'üzdeki yaz sonunda da suyun, gelmesi tamam lanmış olacaktır,
İngiliz kültür heyeti talim ter- î biye başkanı
Şehrimizde bulunan İngiliz Kül. tür Heyeti Talim ve Terbiye kısmı Başkanı Dr, A. E. Morgan İngiliz okullarından maada Edebiyat Fakültesi İngiliz Edebiyatı Şubesini, Teknik Üniversiteyi v« Çapadaki E ğitim Enstitüsünü de ziyaret edecek, oralarda çalışan İngiliz profe sörler ve diğer öğretmenlerle görüşecektir,
İstanbulu pek beğendiğini söyleyen Dr, Morgan yarın akşam Anka raya hareket edecektir,
Çöpçülere yeni elbita
Belediye her yıl olduğu gibi bu yıl da çöpçülere yazlık elbiselerini vermeğe yaşamıştır, Elbiseler koyu renkte olmakla beraber oldukça muntazam bir şekildedir,
u(ı
Uygunsuz kadınlara karşı Emniyet Müdürlüğü tarafından açılan mücadeleye devam edilmektedir.
Bu arada evvelki gün Beyoğlu cihetinde ahlâk zabıtası tarafından yapılan aramalar neticesinde yakalanarak muayeneye sevkedi-len 45 uygunsuz kadından ekserisinin hastalıklı olduğu görüldüğünden, derhâl Emrazı Zühreviye hastahanesine gönderilmişlerdir.
«Mahrukat Ofisi Jtalka yaptığı hİMnetlerin pilânçoMinu veriyor
Hakkında çıkan bir /ızıya. ofis tarafından aşağıdaki, cevap verilmiştir:
Mahrukat Ofisi ne belediye ve ne de hükümet büdcesinden para alma dığmdan memurlarına da belediye para vermez, Ofis koocdinasyon tah sisatından yüzde Altı faizle aldığı para İle İşini görmüş ve masrafını bu işinden teinin etmiştir,
Fırınlardan dolayıda belediyenin hiçbir para zararı yoktur.
Ofisin halka fayda ■. olup olmadı ğma gelince: Ofis, İş yaptığı dörtbu cuk sene İçinde İstanbula iki yüz o tuz bin çeki odun ve on sekiz mil yon kilo kömür getirmiş ve birinci seneden sonra herkese karnesiz satış yaptırmıştır, Ofis, odunun çe kişini 9—12 lira arasında ve kömü rüde daima belediye narhından noksanına satmıştır. O tarihlerde İstanbulda başkalarının kaça sattı ğı herkesin malûmudur, Orisin hal ka faydalı olup olmadığı bu mu kayeseden de anlaşılır» Üniversiteliler müzik derneği kongresi yarın yapılacak
Üniversiteliler müzik derneği kon gresi bugün saat 18 de Marmara Lokalinde yapılacak-;r.
Bu kongrede tüzüğün bazı maddelerinde yapılması mukarrer değişiklikler görüşülecek ve bilâhare seçim yapılacaktır,
3 Nisan 1948 tarihinde Buenos— Ayres te aktedllen Franko—Peron , protokolü mucibince Arjantin Cum. hurij’eti, bir milyar yedlyüz elli milyon Arjantin pezosu miktarında bir meblâğı ispanyanın emrine ama de tutmaktadır. Dört yüz yirmi beş milyon yüz oııdört bin yüz elli dolar ( Dört milyar ajtı yüz ellibeş milyon pezetas) mukabili olan bu meblâğ dört yıllık bir müddet zar fında mamulatı ve iptidai madde mubayaası için kullanılacak ve İs panya bu payarı. bir pezetas hesabına yatırmak suretile ödeyecektir, Arjantin ise. mezkur pezetas hesabının karşılığım Ispanyol mamulâ- ) ti mübayaasına ve bilhassa. İspanj ya tarafından Arjantin Cumhurlye1 tine terkedilen Kadiks serbest lima m mmtakasının tesisine ,alât ve e devatınm tedarikine tahsis edecektir, Arjantin, burada silolar, soğuk hava depoları vesaire kusacak ve sonra Avrupa kıtasına İhraç Ar Jantin mamulatını bu kıtada tev-zie başlıyacaktır. Bundan başka Franko—Peron Protokolü. İspan' yol tezgâhiarıfı Arjantine mahsus gemiler inşasını da derpiş etmekte dir Bunun için Arjantin Cumhuriyeti, bu gemilerin inşasına lüzumlu olan medeni mamulat ve makinele ri gönderecektir. Keza, sözü geçen 1 Protokolda muhtelit sınai teşebbüs ler kurulmasına da başlanabileceği zikredilmiştir,
Çocuk Esirgeme Kunımııntın faaliyeti
Çocuk Esirgeme Kurumunun Be-yazıd Dinspanserl ve Bakmıevi ve Süt Damlasında mart 948 ayı nlha yetine kadar 140 çocuğa süt yardı mı 47 çocuğa bedeli mukabili süt verildiği 497 çocuk muayene vt te davl olunduğu 7 çocuğa çiçek aşısı ve 14 çocuğa Ultra Viyole yapıldığı gibi 138 çocuk barındırılarak yar dımda bulunulmuştur,
I
Sabıkanız var mı?
Reis
— Hayır.
— Rauf beye yakınsınız, o-nun başında bulundutu fırkaya almadılar mı, istemediler mi?
Hayır, ne o istedi, ne de
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler ç-ördüm?
■ a
[ Vi MOEN ^YAPRAK
(Ttaştarafı 1 incide) tıl Tanburi Cemil beyin oğlu Mes’udu biz elimizden geldiği kadar tatylh •-derek, vücudunun kalkmasına taraftar olduğunu mecmualarda, gazetelerde yazdığı o musikinin başına getirir ve orada onu tutarız.
Bu adam bu musiki pellcri cebine indirir ve o kapının bir an evvel şin gece gündüz duada Kimse çıkıp da: «Yahu!
mediğin bir san'aiin ekmeğini inekten sıkılmaz mısın? Yâ yediğin ekmeğe küfür etme. Yatıud kalk git!» demez, demez amma, herkes de buna tahammül etmez. Fersanlar yerden gtiğo kadar haklıdırlar.
Türklcr Şark musikisinde - her Şark eserlerinde oldukları gibi « Uslad ol*
sayesinde pa-ekmek yediği kapanması i-kusur etmez, bu kadar sev-ye-
—Bahri Özdeniz
muşlardır. Ar ab musikimi çok tatlı bir musikidir. Fakat onda bizim musiki • deki genişlik, usul ve makam bakamından zenginlik yoktur.
Fersanlar’ın Arab musikisindeki çeşni ile bizim musikimizin kuvvet ve vüsatini imtizaç ettireceklerine şüphe etmiyorum.
Bunun İki misalini gördüm. Biri, merhum Zekâl Dedenin Mısırdan avdet ettikten sonra yaptığı eserler ez' an' cümle, meşhûr (Sûznâk âyini) ve emsali... Diğeri de, Bağdat kenserva-tcıvarını kuran ve idare eden ^erif Mu-hiddin Hazretlerinin iora tarzları ve oserleri,,.
Şark musikisi ilo me'lûf olan ınem leketler bizim sanatkârlarımıza adetâ moelûbduriar. Fersanları başkaları takip ederlerse, hiç hayret etmemi
i
— stanbulda Rauf beyle mi ikamet edersiniz?
— Hayır, ayn otururuz.
— Son Avruaya seyyahati sizce malûm mudur?
— Onu bilmiyorum.
— Muhabere ediyor muşu -nuz?
— iki mektub aldım.
e
— Mektublar şahsî mi, yoksa siyasî mi?
— Hayır, çocuklara filân ?îd.
— Vaktile bir Rumanvah Sabri Bey vardı. Bununla bir temasınız veya miilâkatınızda mühim bir teşkilât olduğuna dair sözler söylemişsiniz. Onun ifadesi vardır. Söyleyiniz?
— Bendeniz bunu bilmiyorum. Yalnız paşa hazretlerine mektub yazmışlar, Rauf Beye vermişti. Rauf Bey malûmatımı sordu. Katiyen malûmatım olmadığını söyledim ve: «Derhal lstaııbula giderek Adnan Bey ve Salâhaddin Adil Paşanın huzurunda kendisine bu yalanı tekrarlatacağım» dedim. Salâhaddin Adil Paşa daha evvel
kat sabahleyin gözlerini açınca yauıu»
Yazan C
Tefrika No. 232
çağırmış, orada da birşey olmadığını söylemiş.
— Aranızda bir münakaşa geçti mi?
— Bir iş meselesinden dolayı bırakıp gitmişti. Bir defa bunun sebebini sordum. Bu kadardır.
— Demek aranızda miisellâh teşkilâtınıza dair söz geçmedi? (Bunu müteakib Aziz Beyin ifadesi okundu. Sabri Bey Is-tanbulda Aziz Beyi yanında iki çeteci ile gördüğünü söylüyordu. Aziz Bey bu meslenin eski olduğunu, işgal zamanında geçtiğini bildirdi. Bundan başka Sabri Bey Aziz Beyin hükümetin Çerkesleri imha ettiğini, bunun yanlarına kalmıyacağını, Gazi Paşanın vazifesini bitirdiğini söylediğini anlatıyor, bu-
Ul
Boya
bir Is-
nu Bozok meb’usu Salih anlattığını bildiriyordu.)
Reis — Bu nedir?
— Efendim, îzmirde şey söylemedim. Yalnız
tanbulda işgal münasebetile bazı şeyler söylemiştim. Esasen Salâhaddin Adil Paşa da mesele ile meşgul olmuş benim masumiyetim anlaşılmıştı. Ondan da sorabilirsiniz.
— AJımed Nuri isminde birinin mektubu da var?
(Mektub Aziz Bevn gösterildi.)
— Kimdir bu .’
— Zannedersem îzmirde olacak. Ticaretle meşguldür.
— Ne iş yapar, ne ile meşgul olur?
— Bir iş yapa; a ,anı a mahiyetini bilmiyorum.
— Aslen nerelidir?
— Seyrisefain miıfettişlerin-dendi. Ticaretle meşguldü.
(Mektub okundu.)
— Tavukların satıldığı hakkında ne münasebetle yazıyor?
— Efendim bendeniz Mah-nıud Şevket Paşa zamanında sevrisefainin ihtilâsına ve teftişine memur edildim, vakit müfettişti.
— Demirci Efe ile müydünüz? Bunların beti var mıdır?
— Evet
(Mektubun okunmasına de- ( vam edildi. Mektubda Ahmedi Nuri. Demirci Efeye birşey yaz? madığından dolayı isabet edil- ? diğini, Demircinin gayet boş-1 boğaz olduğu yazılmakta idi) |
— Ne demek istiyor? I
— Mektub yazacağımı vâdet-i mistim. Mektub yazmadım, bun i dan dolayı. ?
— Ketüm olması bundan ileri J mi geliyor? 1
— Efendim mektub yazılma-! eliği halde yazıldı diye iftihar ediyor. |
— Demirci Efe ile alelade a-lâkadan ibaret olmadığı mek- ‘« tub mefadmdan anlaşılıyor. i
— Tahkik ediniz. ı
— Atıf Beyle alâkanız? /
— Bizden evvel Eskişehirde J idi. îngihzler aldırmışlar, Istan T bula gelmişlerdi. «ı«*ım) w (
Bu da o
goruşur müııase-
Muhalif gazeteci cani inidir ?
Kim dorM «fesin, şu Halk Partililer işlerini bilen acunlar veMvtiım! Muhalefet par tisi kurucuları, on candan adamla* rınıf şu veya bu bahane nC| kendilerinden uzaklaştırmaya çalarlarken onlar fırsattan istifadeyi ihmal eteni-yortar ve saltanat sürmekte devam )-diyorlar.
Mâhud «Ulus» un, Yedek Gaşmu-harrirlertnden Kemal Turan dan ne u-maremız? O bHe, ehnm hamurde er( kek işine karışmaya yeltenerek, mu -halif gazetecileri eli bıçaklı can. ere benzetmiş.
Ben Kemal Turanı yakından tanırım. Hazrot eınir almadıkça a^ız değil, göz bile açacak durumda delildir. Hani bizde, AHahlık kimseleri tavsif jçınf ağzı var dili yok derler a, işte sahiden ağzı olup dm olmayan kişilerdendir. İyidir, dost görünür, icabında samimiyet bile taslar amma, biricik geçim vâsıtası olan mevkiini tehlikede gördü mü, en yakin dostuna bile:
— Satılmışın biri! Deyip ışın içm-den çıkıverir. Hattâ, şayed rivayet doğru ise, bir zamanlar paltosunu tutacak kadar yakin alâka gösterdiği esbak başyazar Falih Rıfkı gözden düştükten sonra şimdi ondan:
— Nankör adam! diye bahsediyor-muş. Vakıa ben kendi kulağımla işitmedim amma, Kemal Turanı ve şanlı altı ok. muhitinin havasını pek yakından bildiğim için: Buna âlem-i-ımkân derler.
Tekerlemesine inananlardanım-Oeıne, olmaz olmazla
Yapar mı? yapar....
★
işte bu Kemal Turanla dün sabah Sirkecide karşılaştım. Beni görünce evvelâ kaşlarını çatıp azamet taslamak ıstodı. Fakat benim aldırmadığu)!! gö* rünce, dudaklarına en tatlı terinden birini takarak:
— Hayrola Fıkracı, dedi, yız yoksa?
Lâkayd cevab verdim:
— Ne münasebet! Sâdece bah bir oâni ile karşılaşmayasınız ye Sizi görmemezlikten geldim.
— Nolcr söylüyorsun, Allah aşkı • na? Sözlerinden birşey anlayamıyorum.
— Bunda anlaşılmayacak birşey yok, sizce muhalif gazeteciler elleri bıçaklı caniler değil mi? isoartada ir ad buyurduğunuz nutukta bunu açıkça soy* lediniz.
Iıştığım caniler inektir.
— Canım, politika • kavgalarında böyle şeyler söylenir. Sizler bizlere neler söylemiyorsunuz? İktidarı bırak* ınamak için her çareyi mubah gorur-ınüşüz; seçimleri katakulliye getiririni şiz; tazyikler yapar, hatta işkenceler* den bile kaçınmakmışız... Daha neler de neler...
— Amenna! muhalif gazeteler bütün bunları söylüyorlar.
— Şu halde,* bizler sızın sozlennızh darılmıyoruz da, sizler neden gocunuyorsunuz?
— Bizim söylediklerimiz doğru, sİ -zinkiler iftira da onun için! Evvelâ iktidarda olan sîzlersiniz ve sîzlerdeki pişkinlikle Demokrat Parti kurucula -rındaki vurdum duymazlığa bakılınca, kıyamete kadar iktidarda kalacağınız da anlaşılıyor. Bu itibarla dünyanın her tarafında tenkid, iktidarı ellerinde bulunanlara karşı yapılır.
Sonra Kemal Turan sen de pek âlâ bilirsin ki, kalem neşterini kama gibi kullanan muhalif gazeteciler değil, Halk Partili kalemşorlardır, yâni sîzlersiniz...
— Amma yaptın ha!...
— Misal mi istiyorsun? vereyim: (Yeni Sabah) verdiği doğru bir ha -berden ötürü örfî idare tarafından ka-rakûşi bir kararla kapatıldığı vakit e-linden kalemi almınış bir gazeteyi arkadan hançerleyen bizzat sen değil mi idin? O makaleni yazarken biliyordun ki, (Yeni Sabah) sana cevab veremi-yecek. Vakıa bizim Saraçoğlu sana hak ettiğin cevabı AnkaralI bir gazetede vermek fırsatını buldu amma, son ıbunu hiç tahmin etmemiştin. Sonra sayın Mareşali komünist komplosile suçlandırmak isteyen kimdi? Bir muhalif gazeteci mi, yoksa partinin pa-(Devamı Sa^ 5; Sü.. 1 del
idir?
desin, şu
tete&sum'
darını
saban
33
İl*
Ben de (Yeni Sabah) da ça-için sizin tasnifiniz veçhile arasında bulunuyorum, de-
( TAKVİM
NİSAN 1948
1364
Rumi
Mart
30
12
Pazartesi
1367 Hlcı; Cem âhır,
2
Kasım 157 — AY 4 GÜN — 103
)
Vakitler Vasati Ezani
s. D- S. D.
Güneş 5 20 10 42
Öğle 12 15 5 31
ikindi 15 57 9 13
Akşam 18 45 12 —
Yatsı 20 21 1 36
İmsak 3 43 8 59
12 NİSAN 1948
Fener dün de Kasım
aktûallteler
paşayı 3-1 yendi
I
S, Rusyanın Amerlkadan aldığı yardım
I.
Harb iç nde Rusyaya yapılan yardımlara ait rakamlar
Vaşington, 11 (A,A.) — (U. S. I. S.) : Dışişleri Bakanlığı harb za -manına aid dört protokolü yayınlamıştır. Bu )
( protokol hükümlerine gö- J
( re, Amerika, Rusyanın ı
I‘ Nazi Almanyasına karşı ( girişmiş olduğu savaşı de- ) vam ettirebilmesi için ve- f rilmiş olan tamamen as- j keıi teçhizat ve malzeme- ( den başka askerî olnııyaıı ) ve mikdarı milyonlarca to s na varan malzeme ve yi- 1 yecek verilmesi yolunda t Ruslar tarafından yapılan J taleblere muvafakat etmiş ( bulunmakta idi. (
Amerikan ödünç verme i ve kiralama kanunu çer- ? jçevesi dahilinde olmak ü- ) zere verilen 10 milyar 774 c milyon dolar tutarındaki I malzeme ve yiyeceğin sade 1 İce yüzde ikisi peşin Sov- S yet parasile satın alınmış c tır. )
Tamamen askerî mahi- c yette olan malzeme hariç 1 olmak üzere Rusyaya gön- c \ ı ilen malların en büyük S kısmını yiyecekler teşkil C etmekte idi. Bu yiyecekle- ) rin mikdarı aşağı yukarı s 4,5 milyon ton tutarında- ) dır. f
Rusyaya yapılan diğer ? sevkiyat arasında 2.8 mil- ı yon ton çelik, 802,000 ton ? maden. 2,6 milyon ton pet I Irol müştakları, 106 mil- ? yon vardadan fazla pa- i muklu kumaş iç lâstikleri J ile ber Or 3 milyon oto- ) mobil lâstiği ve 15 milyon J çift ayakkabı. )
j Başkan Roosevelt 1943 c ( senesine aid olan üçüncü » ) protokolün Vaşingtonda ) c imzası dolayısile M. Mo- ( S lotofa göndermiş olduğu ) ( bir mektubda İngiltere ve ( ) Amerikanın «ne zaman o- ) ( lursa olsun dünyanın müs- ? ) takb^l sulhunu teMid. e- \ c debilecek mahiyette olan ? ) bütün kuvvetleri kesin o- | c larak mahvetmek» azmile ) S hareket ederek Rusvı ile ( ( işbirliği yapmak yolunda- ? ) ki ar ı :anı izhar etmek- s ( ıl tedir. c
) Başkan Roosevelt bu S ( mektubunda Amerikanın / ) «askerî malzeme ve ham S C madde ile teçhizat mühim- ( ) mat ve yiyecek olarak ) ( azamî yardımda bulunma- c ? ya» azmetmiş olduğunu ) bildirmektedir.
Amerikan hava kuvvetlerinin
manevrası
A-
Vaşington, 11 (A.A.) merikan hava ordusu yakında bahriyeye mensub hava kuvvetlerinin geniş mikyasta manevralar yapacağını bildirmektedir.
Hâlen Amerikada bulunan 32 ve memleket dışında bulunan 23 grup bu manevralara iştirak edecektir.
Bolu Milletvekili JihniÜlgen vefat etti
Anl(ara_ n (AA) _ Bolu MUlet vekili ve Büyük Millet Meclisi idareci üyelerinden Doktor Zihni Ül-gen bu sabah saat 9 da Numune hastahanesinde vefat etmiştir.
Merhumun cenaesi saat 16 da Büyiik Millet Meclisi binası önün de kaldırılmış ve Yeniheşlr Palas ö nünde Bolu belediyesinin gönderdiği kamyona konarak Boiuya nakle dllmiştir, *
Cenaze töreninde, Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkan Vekilleri, Başbakan, Devlet Başkanı ve Başbakan yardımcısı, Bakanlar, Mllietve killeri, Emniyet Müdürü, Boludan gelen heyet ile merhumun damadı ve dostlan hazır bulunmuştur.
Cumhurbaşkanlığı yaverlerinden Yüzbaşı Kudret, Cumhurbaşkanı a dına törende hazır bulunmuştur,
Kolombİyada ihtiyatlar silâh altına çağırıldı
Kolombiyadaki ihtilâlden sonra ŞiliMe meydana çıkarılan isyan hareketini de komünistlerin hazırladığı bildiriliyor
Nevyork, 11 (A.A.) — Kolona biya başkan yardımcısı Edour-fo Santo basına yaptığı demeçte Kolombiya’da bir koalisyon kabinesinin kurulmuş olduğunu tevid etmiştir.
Yeni kabine, altı liberal ve al tı muhafazakârla hiçbir partiye mensub olmıyan ve Perez hükümetinde savunma bakanlığını yapan bağımsız bir parlâmento üyesinden müre^kebdir.
StLÂH ALTINA ÇAĞIRILAN İHTİYATLAR
Londra, 11 (A.A.) — Yeni (Kolombiya hükümeti bu sabah erken saatlerde ordunun Bogota’ya ve başlıca şehirlere hâkim oldubunu bildirmiştir.
Hükümet ayni zamanda bütün ihtiyatları silâh altına ça-ğırtmıştır.
Muhabirler, hükümet tarafından asayişin temin edildiği yolunda verilen teminatlara rağmen üç radyo merkezinin hâlâ âsilerin elinde olduğunu ve Bo-gotada dün akşam münfe-rid silâh sesleri işıtildiğini bildirmektedirler.
KOMÜNİST TAHRİKLER!
Vaşington, 11 (A-A.)
gota’dan alınan son. resmî haberlere göre, Kolombiyanın baş şehri bir tank kolu himayesinde bulunan 50- muhafızın kontrolü altındadır. Bununla beraber şehirde hâlâ silâh sesleri duyulmaktadır. Dışişleri Bakan lığının bir sözcüsü, perşembe akşamı Kolombiya komünist partisi genel sekreteri Vierra-ııın halk tarafından tertib edilen bir toplantıda söz alarak j Pan Amerikan konferansında ileri sürülen komünist aleyhda- . rı tekliflerin protesto edilmelerini teklif ettiğine işaret etmiş ve bunlan sövlemekle ihtilâlin komünistler tarafından lanmış olduğunu telmih tir.
Sözcü, Bogota'dan
Bo-
hazır-etrniş-
alman son haberlerde, Perez hükümetinin elinde radyo bulunmadığını ve valnız ihtilâlcilerin elinde bulunan radvolar vasıtasile Ko-lombiva sâkinlerinin cereyan eden hadiselerden haberdar o-
Arab
75 milimetrelik Fransız top arile yapıîa ı bu ateş altında Arab piyadeleri şehre doğru ilerlediği gibi Arab takviyeleri de Kudüs varoşlarında toplanıyor Londra, 11 (B.B.C.)
takviyeleri Kudüs varoşlarında toplanmaktadır. Arab kuvvetleri tarihte ilk defa olarak Kudüsü topçu ateşine tutmuşlardır. Son zamanlarda elden ele gecen jKastel köyü civarında muharebe devam etmektedir. Şu anda köyün kimin elinde bulunduğu belli değildir. Kastel muharebelerinde ölen Arab kuman donlardan Abdülkadir Hüseynî i(ın dün, 35 bin kişinin iştira-' kile büyük bir cenaze töreni
fç-------------------------—----------
Günün enteresan haberleri | I (_____________________________________)
1 Bir dev bombardıman tayyaresinin havada kalış rekoru ort Wort; (Texxas» — R—36 bir Dev bombardıman tayyera bar deneme uçuşunda 30 saat, fazla havada kalmaya nıuvaf
I tlbi ( sİ, i ten ı fak olmuş ve bu uçaklar arasında / rekoru kırmıştır, (A.P.)
/ Dir kule yandı
J Wiesbaden; — Viyana civarın I da Tullln hava üssündeki Amerl-( ka uçuş kontrol kulesi dün yanmış i tır, Zarar 1,1250 Ingiliz lirası tah Z mln edilmektedir, (AP)
? iki Transatlantik
) Şerburg: — Dokuz yıllık bir
» durak Lama devrinden sonra J «Queen Elizabeth» Transatlantiği I dün ilk defa olarak Soutlıampton dan buraya gelmiştir, İngiliz yolcu gemisi. Cunard Whlte Star kumpanyasının Fransayj doğrurah doğ rüya Amerlkaya bağlıyan Transat lantlk servisine bu suretle yeniden başlamış bulunmaktadır, Kıımpan
labileceklerini ilâve etmiştir ÇARPILMALAR YER YER DEVAM EDİYOR
Vaşiııgton, 11 (A.A.) — Kolombiya Cumhuriyetinin merkezi Bogota’dan alınan haber' lerden, çarpışmaların hâlâ fasılalı bir şekilde cereyan ettiği anlaşılmakla beraber bu karışık lıkların Bogota’daki Amerikalı* lar arası konferansı akamete uğratmak için hazırlanmış bir komünist plânına dahil olduğu kanaati gittikçe yayılmaktadır. Mahallî polis şefinin bildirdiği’ ne göre, bu karışıklıklar «mu-tad komünist örneğine, uygun bulunmaktadır. Polis şefi, bu plânla daha birçok güney Amerika memleketlerinde tatbikî tasarlanan plânlar arasında a-henk mevcud olduğunu ilâve etmiştir.
Cuma günkü ayaklanmada takriben 30 kişi ölmüş ve 200 kişi de yaralanmıştır. 30 kadar resmî bina yakılmış ve pek çok sayıda dükkân da yağma edilmiştir.
Bogota, 11 (A.A.) — Yağma ve kargaşalıklar, bu sabah ta şehrin her tarafında devam etmekte idi. Şehrin merkez caddelerinde henüz kaldırılmamış 300 kadar cesed bulunmaktadır. Yiyecek maddelerinin tehlikeli surette azalması, şehri vahim bir tehdid karşısında bırakmıştır. Şehrin merkez ve ticaret kısmı şimdi tam bir harabe man zarası göstermektedir. Bogota-daki kiliselerin hemen hepsi yanmış veya yanmakta bulunmuştur.
öte yandan haber verildiğine göre Panamerikan konferansına aid evrak ve vesikaların hep si mahvolmuştur.
SİLİ’DE
Santiago. İl (A.A.) — Şili polisi hükümeti devirmeve matuf bir hareket hazırlamaktan sanık 7 komünisti tevkif etmiştir. Hükümet darbesile bir mayısta vukubulacaktı.
Şili hükümeti, komünist partinin kanun dışı edilmesini der. piş eden bir kanun tasarısını hazırlamaktadır.
Dün ak-
yapılmıştır.
Kudüs, 11 (A. A.) şam şehrin tarihinde ilk defa olarak Kudüse top mermileri düşmüştür. Ayn Kerim civartn-da bir tepeden Arablar tarafından atılmış olan bu mermiler batı tarafındaki Yahudi mahallelerine düşmüştür.
75 milimetrelik Fransız top-larile yapılan bu ateş altında tüfeklerle mücehhez Arab piyadeleri şehre doğru ilerlemişlerdir. Dün Akşam geç vakit Ya-
• •
yapın bu servisi, İkinci dünya har binden bir hafta bnde durdurul muştu.
«Queen Mary« Transatlantiği de 15 nisanda buraya gelecek bu su* retle her iki gemi Southampton— Chervurg—Nevyork arasında mun tazam severlere başhyacaklardır, (A.A.)-
Everest’ten daha yüksek arazi keşfi için
Nevyork; — Everest dağından daha yüksek arazi parçalarını keşfetmek üzere Çinin Kusay—Ba tısında bulunan dağ silsileleri üee rinde uçuşlar yapacak olan Ajne rlkan heyeti bu sabah araştriha uçağında vukqa gelen bir kaza ne ticeslndfe uçuştan vazgeçmek nıe6 burlyetinde kalmıştır. Bu kaza 4o nunda ölen veya yaralanan olma mıştır,
Moskova radyosunun bu sabah bildirdiğine göre, Amerikan âlimle ri hakikatte ÇJne Üranium m^den lerl araştırmak Üzere gitmiş bulun
Bari mugalata yapmasalar...
(Başmakaleden dovamj Şimdi bütün bu düşüncelerin hayal vo evham olduğu, maddeten Sabit olunca İstanbul Ü başkanı bizim maksadımız esasen hayatı u-t uzla tın ak değil, fakat daha ziyade pahalılaşmasına manı olmaktır diye bir terane tutturuyor kİ, bu dil kullanırken partiulû yüksek kademelerini işgal eden kodamanların dillerde te’aruz ve tezad haline düştüğünü unutuyor. Mamafih şunu da hemen kaydetmekten kendimizi alamıyoruz ki, Halk Partisi aczini, gafletini, yolsuzluğu ve halk efkârile istihza eder gibi hareketlerde öyle bir durum yarat -iniştir kİ - iktidardan uzaklaşnıa-ııuakta musir olduğuna göre - hayatı ucuzlatmasından herkes vaz geçmiş, yaşama yükünü daha ağıı-Oatıuazsa ona da razı olmaya, onu da bir haşarı saymaya hazırlanmıştır, amma bu kadarını bile Halk Partisi hükümetleri becerebilecek bir seviye ve kudrette değillerdir.
Bay Sâdi’ye tavsiye ederiz, kendi ifadesinin çıktığı gazeteyi okusun. Başka bir sütunda görecektir ki, tramvay idaresi otobüs fiatleri-ne beş kuruş, elektrik cereyanına da kilovat başına üç kuruş zam i-çin Bakanlığın muvafakatini almış ve keyfiyet Bakanlar Kuruluna sunulmuştur. İstanbul il başkanı mü-tevazi bir lisan kullanmakta cidden haklı. Yâni Halk Partisinin hayatı ucuzlatmak gibi muazzam bir kârın uhdesinden geiemiyeceğini kavramış, hiç olmazsa hayatı şimdiki seviyesinde muhafaza edebilmeyi gaye gibi ele almak yolunu tut -muştur. Fakat maalesef haberler kendisini hemen o gün, garip bir tesadüf eseri olarak, yalanlamıştır. Halk Partili hükümetler ve a-danılar, kendi fiilleri olan pahalılığı gidermek kudret ve imkânına mâlik değillerdir. Gizli kapaklı ve dolambaçlı yollarla da hayatı pa-halılaştırmakta devama mahkûmdurlar.
★
İstanbul il başkanı bilmeyiz dik-kat ediyor mu, Kadıköy'ünde de -meçte bulunduğu sırada yalnız e-lektrik ve otobüs tarifelerine değil, ekmek fiatına da bir zam olmuştur. Çünkü ekmek halifesinde buğdayın nisbeti yarıya indirile -rek diğer yansına mısır, arpa ve çavdar karıştırılınca öyle icap e-derdi ki, ekmek flatı biraz düşsün. Halbuki, ekmek fiatını sanki safi buğday unundannıış gibi, ayni seviyede muhafaza etmek, karanlık ve dolambaçlı yollardan, ekmek fiatına bir mıkdar zam yapmak demektir.
Bu kadar maddî vo kesin deliller karşısında İstanbul il başkanı-nın yaptığı aşağıdaki mugalataya kim aldanır? Bay Sâdi diyor ki: «Birinci dünya harbindeki fiat seviyesine döneceğimizi düşünmek hayal olur.» ilâlıi Halk Partist il başkanı... Böyle birşeyi kim düşünüyor, kim konuşuyor ve böyle bir hayale kim kapılıyor? Birinci dünya harbindeki fiatler şimdi birer Zümrüdü Anka kuşu olmuştur. Onun arkasından koşan kimdir? mugalataya lüzum yok. Halkın istediği, dilediği, beklediği birinci dünya harbi fiatleri değil, hattâ i-hudijerin bombardımana uğrayan mahallelerdeki müesseseler le bina ve hastahaneleri boşalttıkları bildirilmekteydi.
Et, yumurta ve sebzeler lüks madde olmuştur ve yalnız karaborsa fiyatını vermek iktidarına sahib olanlar bunu satın alabilmektedirler. Ekmek vesika ile dağıtılmaktadır. Su, pek azdır. a
Sunday Timesin Kudüs muhabirinin haber aldığına göre, İngiliz kuvvetlerinin hemen hemen hepsi Kudüsü mayısın birine kadar yani zannedildiğin-
maktadırlar Bu âlimler, havadan alınan fotoğraflar sayesinde bütün memleketin topoğraflk durumunu gğsterir geniş bir plân hazırlamak tadırlar. (A.A.ı
Mark mübadelesi
★ Paris: — -France Soir» gazetesi. İyi haber alan mahfillerden gelen malûmata atfen bir yeni marka mukabil on eski mark veril mek üzere yapılacak olan mübade lenln nisanda başlayacağım bildirmektedir, (A.A,)
Pamıık müşavere komitesi
Kahire: — Miletlcrarası pamuk Müşavere komitesinin 7 inci oturumu Kahlrcde açılmıştır. Kon foransa iştirak eden 20 devlet tem silci heyetlerin başkanlar! çalış majarını tanzim etmek üzere top lantı vapmİşlardır,
Konferansa İştirak eden devlet ler şunlardır: Arjantin. Avustralya, Büyük- -Britanya. Belçika, Ka »W Şili. Çin. Çekoslovakya^ Mısır, Fransa, Yunanistan, Hindistan, Pakistan. Iran, Hollanda, Birleşik
Fenerbahçe bu suretle lig şampiyonluğunu kazanmış oldu. Hakem tek kelime ile facia idi
r .»^ ’• •
irf;
y.'
Dünkiı maçtan heyecanlı bir görıloüş sımpaşa müdafaasının ileride bulunmasından istifade eden Fe nerliler, Müjdadın Ahmede verdiği uzun bir pasla ikinci gollerini kazandılar.
19 uncu dakikada Lefter’den aldığı bir pası iyi kullanarak sıkı bir şüt çeken Ahmed, Fenerin 3 üncü golünü çıkardı.
Bu golden sonra Fenerliler durgunlaştı ve oyun daha ziyade ortalaı I» cereyan etti ve netice değişnıiyerek oyunun ilk devresi bu suretle 3—1 Fencr-bahçenin lehine bitti.
îkinci devreye canlı başlıyan Kasımpasalılar. Fener kalesini sıkıştırmağa başladılar. Bununla beraber Fener müdafaası gol fırsatı vermiyordu.
Evvelce tehir edilmiş bulunan Fener - Kasımpaşa maçı, dün Fener stadında kalabalık bir seyirti kitlesi önünde yapılmıştır.
Fenerbahçe, birinci devrenin ilk 20 dakikasında yaptığı 3 gole mukabil Kasımpaşalılar i-kinci devrede penaltıdan attıkları bir golle mukabele ederek oyunu 3—1 kaybettiler.
Hakem: Ferih’in idaresinde, (Cihad, Murad, Hilmi - Salâ-haddin, Samim, Kâmil - Erol, Lefter, Ahmed, Müzdad, Halid) şeklinde sahaya çıkan Fenerliler oyuna başladı. Hemen hücuma geçen Fener forvetleri, 6 inci dakikada Halidin sağ ayağile attığı sıkı bir şütle ilk gollerini kazandılar.
Hemen iki dakika sonra Ka-IP——
9
kinci dünya harbi fiatleri hile değildir. Türk milleti çok selim bir akla mâliktir. Oııun istediği sâ -dece Receb Peker» Atıf İnan ve yâ-ranının iş başına gelmeden evvelki yâni aşağı yukarı bir yıl evvelki
■
fiatlere kavuşabilmektir. Bu mütevazı isteği, öyle birinci dünya harbi fiatı gibi, otuz yıl evvelki hülyalarla karıştırarak haklı dilekleri bulandırmak en korkunç bir mu -galatadır. Halk Partisi hükümeti bize 7 Eylülden evvelki fiatleri i-ade etsin, ona müteşekkir kalırız.
★
Diğer taraftan gene ayni kon -grede bazı delegeler, hiç bir şeyin rüşvetsiz yürümediğinden ve rüşvetin tehlikeli bir durum arzetti -ğiııden bahsetmişlerdir. Bu sözleri bir muhalif söylese vay haline, bir gazete yazsa, mahkeme mahkeme sürüklenmeğe hazırlanmak lâzım.. Bereket versin. Halk Partililer, Halk Partili Milletvekillerine, Halk Partisi kongresinde bu sözleri söylüyorlar.
A. Cemaleddln Saraçoğlu
"“■■■■■■■■■■■’■»■■■■■■■■BHBI
den on beş gün daha önce tahliye etmiş olacaktır.
Kudüsün müdafaası plân hazırlamak ve tatbiki için gerekli
toplamak üzere üç haftadan az vakit kalmış olmaktadır. Bu kısa müddet içinde vesayet rejimini, muvakkat mütarekeyi ve daha başka meseleleri hâmil bir umumî plân hazırlanmadığı takdirde îngiliz mandası nihayet bulmadan önce anarşinin ve kan dökülmesinin feci bir şekilde artacağı muhakkaktır.
Böylelikle için bir bu plânın kuvvetleri
—Amerika, Peru ve Türkiye, (AP)^ Lübııanda menkul ve gayri men ı küllere el konacak z Beyrut: — Lübnan Saylavlar J Meclisi harb esnasında olduğu gl- | bl barı? zamanında da Milli Savun ( ma Bakanına menkul ve gayrlmen-l küllere el koymak hakkım veren J kanun tasarısını kabul etmiştir, 1 Maliye Bakanı Flllstlne para te | mln etmek nıaksadlle gelir vergisin f de yiizde 5 nisbetlnde bir arttırma Z yapılması hakkında hükümete bir 1 proje sunmuştur, (AA.) |
Alınanyaya sokulan kaçak siga-| ralar ı
Hamburg: - Almanyaya 50 4 milyon kaçak sigara sokmak huşu / sundaki bir teşebbüsün meydana 1 çıkarıldığı resmen açıklanmıştır, 1 Bir Amerikalı bir Belçikalı, İki I DanimarkalI. 4 Polonyalj ve bir Al L mandan müteşekkil kaçakçı çetesi, L Ingiliz makamları tarafından Al- | manya Belçika hududunda tuza ı ğa düşürülerek yakalanmıştır, J
20 milyon sigaranın müsadere e / dildiği bildirilmektedir, 30 milyon | kadar kaçak sigaranın daha evvel | kara borsaya sürüldüğü tahmin e | dilmektedir, (AP) l
I
I
Haberleşme hürriyeti
20 inci dakikada Kasımpaşa ) , t1 •• i
takımı penaltıdan bir gol kay- KOnt\ Y i. D Sin CIR 1 U7K detti. |
Maç bu suretle 3—1 Fener-bahçenin galibiyetile neticelendi.
Dün yapılan maçta, 22 oyuncunun en iyisi son zamanlarda şaheser oyunlarına şahid olduğumuz Lefterdi. Kasımpaşanın santrforu da arkadaşlarının kendisini ihmal etmiş olmalarına rağmen kaybetti. Erol, Müzdad ve bilhassa atmış olduğu gole rağmen Halid çok bozuk bir o | yun çıkardıla»' ve mütemad’yen aksadılar. Fenerbahçe umumi-yet itibarile kendisinden beklenen oyunu gösteremedi. Hakem tam mânasile facia idi.
Fenerin kazandığı dünkü ga-libivet kendisini artık kat’î ola-rak sajZ'ivonluğ^ kavuşturmuş oldu.
Hustısî Mallarî
Dün Şenf stadında Galatasaray, Beşiktaf,- Beyoğluspor ve Taksim takınılan arasm la hususî karşılaşmalar yap'lmıştır.
İlk maç Galatasar^yia Taksim arasında cereyan etmiş, (Necdet - Fazıl, İlhan - Molley, Naci, Muzaffer - tsferıdiyar, Me tin, Reha, Büleııd, Rober) şeklinde sahaya çıkan Sarı - Kırmızdılar ilk devreyi 1—2 lehlerine bitirmişler, lâkin ikinci devrede bir gol yiyerek Taksim ile berabere kalmışlardır.
İkinci müsabaka Beşiktaşla Bevoğluspor arasında yapılmış ve Sivah - Bevazlılar maçı güçlükle 2—1 kazanmışlardır.
VEFANIN GALİBİYETİ
Dün Vefa stadında Emniyet -Elektrik - Demirspor muhteliti ile Vefa takımı arasında yapılan futbol maçını sıfıra karşı 3 golle Vefa takımı kazanmıştır.
Şehrini
işgalinden kuıtul-
Urfanın kurtu uş bayram ı
ürfa, 11 (A.A.) zin yabancı
duğu günün 28 inci yıldönümünü bugün on binlerce şehirli ve bir o kadar da köylü ile yakın kasabalardan gelen misafirlerin iştirâkile kutlanmıştır.
l'ri.ı 2S \ıl evvelki heyecanı ayni sıcaklıkta hissetmektedir. Urfa mılletvekillerile iki Demok rat milletvekilinin ve Diyarbakır valisi le gümrük muhafaza genel komutan vekilinin ve daha birçok zevatın hazır bulun-dıığı havam zengin nrogramla doludur. Urfa, hâlen heyecan ve sevine içerisindedir.
:?ir uçak kazası
Madrid 11 (AP) — Resmî haber lerin bildirdiklerine göre, Fransız lıava nakliye şirketine alt dört mo töılii bir uçak havada a(eş alarak dolaylarında dağa çarp
Âlgeziras
iniştir,
Pa /.ar sabahı saat birde cereyan eden bu kazada, mürettebattan dört, ’-isi ölnıüstürt
idareci
varl«
Hele buna bir de
Yine sigorta işi azetelerin birinde, gene gözü me ilişti. «İşçi sigortaları.»
Geçen günkü yazımda işare
ettiğimi bugün gene tekrarlıyacağım. iş kanununa göre, ^çilerin sigorta e dilmesi mecburiyet», hükûmati, sigot
* ta işi ile daha yayından alâkalandı! malıdır.
Bahsettiğim sigorta işi de, hükûmc tin mevcud sigorta şirke Herife ola münasebetini, a ikasını, murakabesi* ni tanzim ötmek işi değil, bilâkis mer leketin, içtimai icablarını karşılama, mecburiyetinden doğmuş bu kadar risi mevcud iken, devletin bir sigorta i d a resi tesis etmesi şeklidir. 3u müesse
' 1 I senin devlet, vilâyet ve belediyelerin mutasarrıf oldukları gayri menkuller ile işçilerin muayyen risklere karşı temin edeceği sigorta primleri devlete, tahmin edilemeyecek mıkdarda dat temin edecektir.
çiftçinin mâruz katabileceği zarar sigortası da ilâve edilecek olursa.
Maksadımız, memlekette, sigorta I-şini devlet inhisarına ve devlet idaresine koymak değildir.
Amme hukuku şahsı hükmisinin tahtı mülkiyetinde bulunan gayri men • küller üzerinde sigorta tesis etmek, ve mevcud sigorta şirketlerinin şimdiye kadar iştigal etmediği mevzuları, (işçilerin sigortaları gibi) üzerinde çalışmaktır» 1 ■
Reasürans meşe leşi gene ayni şekilde devam edebiliyor ve bu da, geni devlete bir varidat temin edebiliyor. . Ve şimdiye kadar muhtelif şirketlere verilen sigorta primlerinin büyük bir kısmı da bu müesseseler© kalır.
Bu şekil kabul edildiği takdirde, tesis edilecek sigorta idaresinin, tam mânasile hususi teşebbüs mantalitesi altında tedvir edilmesi ilk şartlardandır.
milletlerarası
heyetinin bir görüşü
Cenevre: İL (A.A — Anadolu A. jansmın özel muhabiri bildirij’or: Haberleşme Hürriyetini te. minat altına alacak olan mu
kavelemaııem İngiltere tarafın-
dan teklif edilmiştir. Bil tasarının müakeresi birinci ve dör düncü komisyonlarda devam etmek tedir. Mukavelename hükümlerinin otomatik olarak sömürgelere de şa mil kılınması yolundaki İngiliz pro jesini değiştirmek hedefini güden bir tasarı görüşülürken baş delege mi Nihad Erim söz almış ve. İngi-lizler tarafından yapılan teklifin hukuki bakımdan daha doğru oldu ğunu. fakat henüz şahsiyet iktisap etmemiş memleket lerde insan haklarından olan ha herleşme hürriyeti hiçbir tefrik ya Pılmaksızın tanınmasına Türk dele gasyonunun hararetle tarafdar olduğunu söylemiş ve İngiliz dele/e sinin izahatını dinledikten sonra teklifin tu hakkı daraltmak maksa dile haz.rlamadığma kanaat getirdi ğini ilâve ederek İngiliz teklifini desteklemiştir. !
Neticede Sovyet Rusyanın ve o-nunla beraber rey veren devletlerin ve Mısırın aleyhte bulunmalı nna rağmen proje baş delegemizin des teklediği tarzda kabul edilmiştir, Fin - Rus anlaşmasının akisleri
Londra: 10 (A.A.ı — Yeni Rus— Fin anlaşmasını bahis mevzuu eden Spectator dergisi ezcümle şunları yazmaktadır:
Dünyada hiç bir anlaşma soğral yayı değiştiremez, Finlandiya totaliter bir devletin hudutlarında bulunan ufak bir Demokrat devlet c larak kalacaktır. Bundan başka Flnlandlyadan biraz daha uzakta bulunan başka bir Demokrat devlet daha vardır ki bu da bu totaliter devletlerin niyetleri hakkındakl endişelerini saklamayan Isveçtir. Fakat bu anlaşmanın Rusların iste dlği anlaşma olmadığı aşikârdır, Finlandiya delegeleri hlr dereceye kadar sıkı davranabilmelerdir. Fin landlyalılar için Çekoslovakya İle ayni akıbete uğramak bahis mevzuu olmamaktadır.
Ayni mevzuu İnceleyen Time And Tide dergisi ise şunları yazmaktadır: 1
Finlandiya ümitsiz bir durumda olmasına rağmen ender görülen bir mukavemet göstermiş ve bundan bir dereceye kadar muvaffak olmuştur,
Brükseldeki Beynel m ilel fuara iştirak ediyoruz
Brüksel, 11 (A.A.) sanda 22 nci milletlerarası ticaret fuarının açılacağı "Pab s du Centcnairc in hazırlıkları bitmek üzeredir.
Belçikadan başka bu fuara 30 memleket iştirak edcektir. Bunlar arasında İngiltere, Türkiye, Hollanda, Fransa, İsviçre, Finlaııc turya, İtalya, Yugoslavya, lonva, Macaristan, Norveç r' bulunmaktadır.
17 ni-
lıya Çekoslovakya, Avus Pere
&
L E N ! 8 A B A H
12 NİSAN KHö
%
BAYTA: 4
o
I
t
r.’
Diizcedeki dairelerin bayrakları
----1,--
$ Resmi daireler tahsisat 5 yetersizliği ğiizündcn yır-S fıA, yamalı bayrak kulla-| nıyorlar. Binaenaleyh ne de olsa bayrağa saygı lâ-zımdır
I
(
a
Bandırmada modern
I
liman ihtiyacı
Mevininin ehemmiyetine rağmen vapurların barınması için modern bir liman kurulması isteniyor. Geçenlerde fırtına yüzünden yanaşamadı
Bandırma: (Hususi) — Bandırma, Marmaranın Güney sahilinde ve Kapıdağın Doğu kortesinde işlek bir transit limanıdır,
Meşhur şehircilik müteassısı Pros tun dediği gibi, bugünkü yapısı ve coğrafi vazlyetile istikbalin bir til rist şehri olmadığı namzet olan bu memleket. Deniz yolıle lstanbula ka ra yolile de Bursa, Balıkesir ve bül tün Ege bölgesinin İstanbula açı lan yegâne kapısıdır. Nitekim bu sö zümüzü harb yıllarının nakliyatı ta mamile isbat etmiştir,
Lâkin mevklnln bu kadar önemine rağmen, bugün Bandırmanın va puılan koruyacak bir Umanı ve fe
Düzce (Hususi) — Bazı resmî da ire ve kurumlarm bayraklarının ya malı, püsküllü, delik, yırtık, güve ye iliği ile yendiğini görüyorum, Türk bayrağı kanununa göre böyle bayrakların kullanılması sureli katiye 4ie memnudur, Bazı daire âmirleri m bu noktaları hatırlattığımda ba na tahsisatın yetersizliğinden bahsediyorlar, Yeter miktarda tahsisat olmadığı zamanlar da böyle bayrak lar kullamlabilseydi kanun açıkça yazardı, Hiçbir bahane ile böyle bayraklar kullanılamaz, Kanun bu nu âmirdir.
Yine bayrakların bazı dairelerde tozlu ve sandıkların üstünde durdu gunu gördüm, Kanun böyle yer lere değil, kapalı, temiz yerlere ko nulmasım. bayrağa gerektiği şekilde saygı yösterilmeslni İster, Bir Türk vatandaşı sıfatlle bu hususla ra dikkat edilmesini idare âmirlerin den rica ederiz, Türk vatanının Türk Milletinin timsali bayrağımıza saygıda İhmal göstermiyelinı,
Si verekde D. P. İllerin toplantısı
Siverek: (Husus) — Siverekte müteşekkil Demokrat Parti rnerke zinde tekmil ocak ve bucak teşkilâtının iştirakiyle bir toplantı yapıl nnş ve hararetli müzakerelerde bu ■ lunulmuştur, Devanı eden bu top lantıda kurul üyesi Reşat Karcı ta rafından son hâdiseler etrafında ge niş izahat vermiş ve hazır bulunan Jann bu hususta sordukları sualle re ayrı ayrı cevaplar verilmiştir, Siverek Demokratlarının toplantısında bilhassa genel kurula karşı «arsılmaz bir itimatla bağlı bulundukları şurada burada çıkan yersiz tezahürlerin parti çalışmasına ve vazifesine- asla tesiri olanııyacağı anlaşılmıştır, Ve bu ayrılıkları yara tanlara karşı kati hareketlerle mu kabele edilmesinin millet ve parti [ menfaati muktezasından elzem oldu tile bulundukları mahallere dönmek £u üzerinde görüş birliği hâsıl olmuştur, Toplantının verdiği karar ların genel kurula da bildirilmesi muvafık görüldüğünden yazılması na ve her zamandan daha kuvvet li bir imân ve güvenle görüşmelere son verilmiştir,
------o------
Cenub hududunda bir kaçakçılık
Urfa; (Hususi) — Surucun ıfer köyü civarında ve hududa kilometre mesafede 307 baş koyu âu Suriyeye geçirmek isteyen kaçakçılar bir pusuya düşürülmüşler dir. Pusuya düşen kaçakçılar pusu yu kuran muhafaza teşkilâtına ev velâ silâh kullanmışlar ve muka fcele neticesinde kaçakçılardan Muharrem öldürülmüştür. Bunun üze rine koyunların sahibi Mahmut Zey di teslim olmuş ve kaçakçılar Su ruç adliyesine teslim edilmişlerdir,
Ali bir
Adapazarı köylerinde ala* cak yüzünden cinayet
5
tabancalı birbirine girdi iki kişi ö-dü
TARIHDEN BİR YAPRAK |
’eşhur Suikasdler
udindeki halk aç kaldı.
na havalardı kazasız yanaşılacak bir İskelesi yoktur, İşte bu yokluk dolayısile Bandırmaya sefer yapan vapurlar fırtınalı havalarda Ban dırmaya gelemiyor, gelsode yanaşa mıyarak Bakraç denilen kuytuya sığmıyorlar. Bu halin doğurduğu ak saklık ve zaruretler çekilmez bir hale gelmiştir, Geçenlerde sefer ya pan Çanakkale vapuru yanaşama-nnş ve içindeki halk iki gün aç su suz sefaletle kucaklaşmıştır,
Bandırmanın liman yokluğu eze li ve en büyük derdimlzdir, Yıllar-danberi söylendiği halde bütün söz ler kuvveden fiile geçememiştir. A lakalıların dikkâtlerini celbederiz, Mustafa Kvyapan
Lüleburgaz inkişaf ve terakki yolunda
Lüleburgazın pazarı — Kazada ziraat — Bu sene gündöoaü çiçeği çok ekildi — Afyon zeriyatına v( rilecek
çiftliğinin de fukara halkımıza fazlaca yardımları dokunmaktadır, KASABADA İŞSİZ YOK Amele kısmı mart ayından itiba ren bu çiftliklerde çalışmaktadır, Bütün yaz mevsiminde kasaba da hillnde hemen hemen işsiz ve güç süz insanlara ender tesadüf edilebilmektedir, Gerek iş ve gerek ekim hususların da halkımız yekdlğerle-rile rekabet eder derecede çalışmaktadır, Yaz mahsulâtına alt bü tün yerler nadas haline ifrağ edilmiş bulunmaktadır,
Yalnız şubat ve mart aylarında havalar fazlaca soğuk yapmağa baş lamış ise de, mevsim itibarile yakında bunun da geçeceği ve havala rm inkişaf edeceği kanaati kuvvet İldir,
KUZU ETİ UCUZLADI
Kasabamızda kuzu eti fiyatları belediye daimi encümeni kararile yeniden ucuzlatılnuştır. Bu karara göre kuzu 220 den 180 kuruşa satıl maya başlanmıştır,
Mehmed Tercan
ehemmiyet
Lülebuır**: 'Hususi) Trakyanın zümrüt gibi yeşil ve sevimli kazala rından biri olan Lüleburgaz günden güne inkişaf etmekte ve sürat le gelişmektedir.
LULEBURGAZIS PAZARI
Gerek iktisadi ve gerekse zirai bakımından Lüleburgaz Trakya da /iminde emsali bulunmayan ve bu hususta mücavir ilçelere bir hakkı rüçhan kazanmakla beraber cidden nümune teşkil edecek bir ilçe mer kezldir. Her haftanın pazartesi gün leri kurulmakta olan haftalık pazara Saray Balkan i dağ. Ba rü, Edirne
dan bir çok erbabı ticaret gelerek hayvan alım satım-na fevkalâde e-hemnıiyet ve geremi verilmekte ol duğu gibi, mevad gıdaiye vesair ihtiyaca ait her cins emtia ve erzak akşama kadar kamilen satılmakta ve alınmaktadır,
KAZADA ZİRAAT
Gelen ticaret- erbabı ellerindeki malları satmak ve mal almak sure
— — — — — “ • • •
Adapazarı; (Hususi) — İlçemize bağlı Dcğlrnıendere köyünde cumar teri sabahı beş köylü arasında vu kua gelen müthiş bir tabanca düel loşu İkisinin ölümü İle neticelenmiştir,
Yaptığım tahkikata göre hâdise şöyle cereyan etmiştir:
Değlrrnendere köyünden Hüseyin Ermiş köyün İmamı Mustafa engü le bir müddet evvel 50 lira borç ver iniştir. Hüseyin cumartesi sabahı erkenden imamın evine giderek ev velce verdiği elli lirayı İstemiş, ala mayınca İmam Muştalanın karısı na, kızma söğmüştür, Ayni günü Hüseyin ile köy meydanında ima mm damadı Halit karyılaşmışlar. Halltln tabancasını çekip ateşleme sini müteakip Hüseylnde yanındaki tabancasile ateşe başlamış ve hadi se karşılıklı £ir düello vaziyetini almıştır. Bu sırada Halltln yardımı İki kardeşi Hüseylne ise oğlu Davut gelmiştir. Bu düello bu sefer 2 ye karşı üç halinde bir müddet devam etmiş, Neticede Hüseylnln öl mesi üzerine oğlu Davut kavga mahallinden kaçmış fakat karşı ta raftan Halldde Davutun attığı kur şunlar neticesi ölmüştür, Bu İki kİ çinin ölümüle neticelenen cinaye tin dâvasına başlanmıştır,
--------Q--------
Erbaa ve Taş-ova’da tütün satışları
Vize Pınarhisar. bütün isile Hayrabolu, Tekir _1, KırRiareli, Uzunköp çorlu ve hattâ İstanbul
bir çok yapılmış dahilin-
Düzcede av malzemesi yok
Düzce (Hususî) — Burada av malzemesi buhranı devam etmektedir. Bayilere birer sandık av malzemesi alabilecekleri bildirilmiş ise de bir sandık için lzmite kadar gidip malzeme almayı hiç bir bayi istememektedir.
Şehrimizde mevcud av malze mesi ancak bir haftalık bir ihtiyacı karşılayabilir. Av malzemesi bayileri badema malzemenin Düzce Tekel - Müdürlüğü vâsıtasile ve rilmesini istemektedirler.
Tokat: (Hususî) — Erbaa ve Ta şovada yeni yıl tütün satışlarına 15 martta başlanmıştır, Mart sonundaki duruma göre: Erbaada, 45.000. Taşovada 70,000 kilo tütün satış mahallerine getirilmiş ve azı 110. çoğu 370 krş, üzerinden Tekel tara fından mübayaa edilmiştir, Ortala ma fiyat 170/180 arasında olup ge nel durumdan müstahsil memnun görünmektedir. Ayni zamanda alı. cı tüccar elindeki tütün stokların dış piyasalara verilememiş olmas; satışların daima tek alıcı ile yürü meşini intaç ettirmekte ve tesirli olamamaktadır, Geçen senelere gö re cidden çok temiz ve İyi kaliteli olan Taşova tütünlerinin iyi fiyat larla satış görmesi İçin ortada hiç bir sebeb olmamak lâzım gelir. Tekelin fiyat ve neviyat baremlerinde fiyat artışı yapması beklenmektedir. Basri Ahmcd Ünal
-------o» ■ ■■-
Akçakoca Ormaa Müdürlüğü kaldırıldı
Düzce (Hususî) — Akçakoca orman işletme müdürlüğü lâğve -dilerek şehrimiz orman işletme mü dürlüğüne bağlı bölge şefliği haline getirilmiştir.
Herkes huşu içinde nemaz kılarken üç ayrı yerde üç adam, safların arasından sıyrılarak ellerindeki hançeri imamın ------------- sırtına indirdiler ______________________
Otuz bin kişi intikam «Ummadan Ur yatakta yatmamaya, tase su ıçmcmeye, yıkanmamaya yemin et tiler. Muaviye kuvvet ve nuJ uzunu her giin daha ziyade arilmyor du. Hazreti Ali taarruza harar
Yazan
iize-edil-
— VIII —
Hazreti Osmanın şehadeti rine Hazreti Ali halife ilân mişti. Çok iyi bir asker olmasına
mukabil devlet idaresindeki liyakat sizliği uzun zamandanberi sürüp gelen Beni Ümeyye, ve Hâşimî rekabet ve münaferetinin artmasına sebeb olmuştu. Yeni halife, Haz -retl Osmanın bütün memurlarım azl etmek ve dolayısile de kendisine bir çok düşman peyda etmekle işe başlamıştı. Halbu ki, aleyhdar lan onu Hazreti Osmanın şehade-tinde parmağı olmakla itham ediyorlardı.
Kimbilir, belki de haklı idiler-Çünkü Mısırlılar geriye döndükleri zaman Ali ile birlikte eşrafdan bir kısmı işe karışmamak için sayfiyeye çekilmişlerdi. Halbu ki, pek âlâ bir tedbir alabilirdi. Bundan sarfınazar edilse bile halife olduğu zaman da katillerin cezalandırılması cihetine gitmemesi tenkide şayan bir hâdisedir.
Şiddetli hareketlerde en yakınlarını bile danltmıştır. Büyük bir ekseriyet teşkil eden gayri memnunlar Melekeye gelerek Hazreti Ayşeye müracaat etmişlerdi. Bun lann tahrik ve teşviklerine kapılan Ayşe, bir zaman Osmanın hal’ ini isterken bu defa da katillerin cezalandırılmasının bir borç oldu ğunu iddia ediyordu. Ayşe bu hareketinde katiyen samimî değildi. Hazreti Muhammedin sağlığında, Alinin kendisinden şüpheye dü şerek Hazreti Muhammede boşaması için tavsiyede bulunmasını bir türlü affedemiyor ve bunun in tikaramı almak için fırsat bekliyordu. İlk iş olarak Mekkelileri Ali aleyhine isyana teşvik etti ve muvaffak da oldu.
Eyaletlere gönderilen valiler de halkın fena muamelesile karşılaştılar. Bir kısmı da ölümle tehdide maruz kaldıklarından vazifelerini bırakarak geriye döndüler. Bu ka aşıklıklardan istifade etmek iste yen Hazreti Osmanın küçük ye -ğeni Şam vâlisi Muaviye de kan dâvası iddia ederek silâha sarıl -dı.
Ayşe ile müttefikleri olan Tal-ha ve Zübeyir Mekkede tutunabi-leceklerini ummadıklarından Bas-raya gitmişlerdi. Ali kuvvetlerini toplayarak derhal üzerlerine yürü dü. Şiddetli bir savaş sonunda, Talha, Zubeyir ve adamlarından bir çoğu öldürüldükleri gibi Ayşe de esir edildi.
Ali kendisini affetti. Bu mesele kolayca halledilmişti. Fakat Suri yeyi elde etmek pek kolay değildi. Her gün Şam camiinde Hazreti Osmanın kanlı gömleği halka göa terilivordu:
Cemal YENER [
verdiği zaman artık M . . de karşı koyacak kuvvete ma it ( l-mugtu. İki ordu Fratın sağ «ahi-lnde Sıffîn ovasında karşılaştı. Evvelâ ufak tefek çarpjşmaJaj baş ladı, bunu şiddetli bir haru takip •tti.
Hazreti Ali asker sa: dola-
tıyor, onları teşvik edr rdı Kılınanı vura vura, yüzü ocnmüg, kabzası eline dokunuyoıc Bir a-ralık rakibi Muaviyenin ; ?.nuıa sokuldu. Bağırarak:
— Bu kadar adamı r. • oi-dürtüyoruz? Gel ikimiz e;tİ* ta,r-ffjya döğüşelim. Eakalm: an Binin tarafında kalacak^ dedi. Fakat Muaviye cevab verin* ol
Amr, Alinin bu teklifiz. Afcbul
*
etmesi için Muaviyeye İsrar etlise de o, ALinin nasıl harbettiğini bildiği için buna hiç yanaşmadı. Ba sırada Ebu Talibin kazandığı parlak bir zafer Muavfye ordusunu perişan bir hâle sokmuş bu yüı den müthiş bir ricat başlamıştı-
• Harb meydanında Aliye kat^ merdce bir netice elamıyac^ağıru anlayan Muaviye kaçamak yollan aramağa başladı. Bu defa da A-mr ibn-il- As- imdadına yetişti. Ba zeki adamın tavsi^’esile Muaviye, ordusunun mızraklarının ucuna Kurianikerim sahifeleri geçirildi. Ayni zamanda Irak askerine «AP lahın kelâmına itaat göstermelerini ) söylemek sureti le propaganda da yaptılar.
Alinin askerleri mızraklarda u-çuşan Kur’an sahifekrini görme® durdular. Bu tereddüdü fırsat bilen Muaviye işi hakem vâsıtasile halletmeği, bunun için de tarafından Amr ibn-il-As’ı etti. Ali bu hilenin, farkına ğından harbe devam edildi,
aksi tesadüf eseri olarak harb bu defa Alinin aleyhine cereyan et-(J)evamı 6 ncıda/
kenefi tek’-tf vardı-Fa kat
1
Birlenmiş Milletler teşkilât'; tahakkü-n po iti'-as güden bir kuvvelt müsaadekâr davranaığ, T.üd detee asla vazife gereniiyecektir. Onun Dünya barışını sağlamak hususuıda göstereceği başarı, ancak
kalmak ve Rusyan'ın etmesi harekete geçmek s-uretiyle tahakkuk e '.ecek ——■ I ■ I | ■■Ai. ----- - -
Ko ıünist cinûiyan milletlerle mutab k
Milletler Meclisini terk
ihtimalini bile göze alarak kat’î bir
I____
Ortada acı bir hakikat -■ ar: Birleşmiş Milletler Teşkilâta •. O. N. U) fazlasile hastadır. O. doğuşun-danberi üç esaslı noktayı hedef tutuyordu: Dünya barışın t emniyetini sağlamak; hürriyeti muhafaza etmek ve bütün milletleri sükûna kavuşturmak, işte • O. N. U. nun bu üç bakımdan *‘a iflâsı mukadderdir.
Şüphe yok ki. hakikate gizlemek tehlikelidir. Zira böyle hareket etmekle kendimizi aldatmış oluruz. Aklımız endişe verici bir noktaya takılıyor; acaba medeniyetin yıkılışını tamamlayacak olan üçüncü bir dünya savaşı kopacak mıdır? Bu suale cevap verebilmek için, önümüzdeki yıllar zarfında alaca-
Demobial :ın
e(l -n-
Kemalpaşada kuduz bir kedi çocuğa saldırdı
cuz kedi, çarşı ortasında Süleyman oğlu Yücel adında sekiz yaşında bir çocuğun üzerine atılarak bacak larjndan ısırmış, çocuk güçlükle kurtarılmıştır, Kedi öldürülmüştür. Doktor çocuğun İznıirde tedavisine lüzum göstermiştir,
Bu kedinin daha bir çok kedileri dalamış olması İhtimali karşısında belediyenin tedbîr alması lâzımdır, Kıskançlık yüzünden hâmile karısını ö'diirdii
Adapazarı: (Hususi), — Akyazıya bağlı Salihiye köyünde kıskançlık yüzünden bir cinayet işlenmiş 28 yaşında Abdülkadir 22 yaşında ve hamile bulunan karısı Şükrlyeyl brovnlg tabanca İle vurarak öldürmüştür, Katil saat 24 raddelerinde Şükriye yatağında uyurken kulak tozuna ateş ettiğinden ölüm ani ol muştur, Silâh sesini duyarak koşup gelen komşular Abdülkadirln iki yaşındaki çocuğunu annesinin kan 11 cesedi üzerinde ağlarken bulmuş lardır, Cinayeti müteakip kaçan ka til şehrimizde yakalanmıştır.
tedlrer, Memleketimizde pancar ve gündöndü zeriyatı fazla olduğu gibi bu sele halkımızın bir kısmı da af yon zerriyatı ile de iştigale başla mış yaz gibi geçen kış mevsiminde zürraımız boş durmamış arazilerini güzel hazırlamışlar ve bu arada afyonlaım da ekmişlerdir.
Hattâ ekilen afyonların kjsmınm ilk çapası bile tır. Kasabamız nudutları
de Devlet Ziraat işletmeleri Kurumu Türkgeldi çiftliği ile Alpullu şeker fabrikasına ait Sarmısaklı
ırakanlar nur içinde yatsınlar. Doğrusu eski a-damlar akıllı insanlarmış.
Kendilerine her dakika rahmet o-kutmak için, bugünkü mesken buh ranını evvelden keşfedip evlâtlarına miras olarak birer ev bırakmışlar.
Kulunuzun fakirhanesi de Aksaray semti man:tununun Taşka-sap mevkiinde. Hani şu Habibe Mollanın Taş kasa b). Gerçi şimdi ne sarayı ne de kasabı kalmış amma; kasabın taşı bizim fakirhanenin köşesine sığınmış, gün görmüş bir adam gibi mahaib nin haline bakıp günden güne erimekte. Mahallelinin tâbirle bizim konak ta; büyük babadan m» vrustur. Ahşap tır. Her zaman tamir gördüğü hal de arada sırada yine orası burası düşer. Amma sakın hor görmeyin. Tramvay eaddesine doğru göğsünü verip öyle bir heybetli duruşu vardır ki: sanki bütün mahalleye meydan okuyor zannedersiniz. Karşımızdaki yanımızdaki evlerin ise: cam ve çerçevesi yerine portakal sandığı mıhlanmış, saçı saçağı birbirine karışmış, sobasından boşanmış bir boru muallâkta sallanır. Neresinde banndik larına bir türlü akıl erdiremediğim bu evlerin her odasında da bir kiracı.
Vaktiyle buraları vüzera muhiti imiş. Fatih yangını hepsini silmiş süpürmüş. Bİ2im konak büyük valdeııin anlattığına nazaran bilmem hangi zatın duasını almış da yangından paçayı zor kurtarmış. Şimdi de belediye silip süpürüyor. Maamafilı ben bu işe memnunum. Hattâ zavallı belediyecimin parası yokmuş da, onun için istimlâk e-demiyormuş. Ay başında tramvaya atlıyanlardan ceza mı kesecek
I yoksa kiracılardan ikametgâh vergisi mi alacak ne yapacaksa bir an evvel çaresine baksa da, birbirine yaslanmış serhoşlar gibi duran ev müsveddelerini kaldırsa. Artık bıktım. Yorgun argın evinize gelip biraz istirahat edeyim derken; Taşköprü şivesile bir kadın avaze-Bi:
— Yangun vaar!... Yangun vaaar!... )
Aman Yarabbi acaba neresi yanıyor? Acaba kim tutuşturdu? Komünistler mi?... Bizim mahalle de komünistin işi ne. Yedisinden yetmişine kadar hepsinin ağzında (Demokrat) lâfı. Gülmeyin mahal lemiz ayni zamanda siyasîdir. Zaten şimdi lâf karaborsası var. En ücra kahve köşelerinde bile siyaset. Bizim mahalledeki konu komşu da bir araya geldi mi; sclâmu-aleyküm demeden Moskof nota vermiş, (Emeri galılar) tayyare vermiş, (Damogmd ireisi) de nutuk vermiş lâfından başka lâf yok. Hem sade hâdiseleri nakletmekle de kalmıyorlar, tahminler de yürü tüyorlar.
Yanpn avazesi üzerine hemen pencereye koştuk. Maazallah bir alev aldı mı, tek ev kalmayıncaya kadar silip Büprülür. Evlerin hepsi ahşap, itfaiyenin hortumu patlak. Görünürde alev yok. Lâkin caddenin ortasında yeldirmesini 8avuran, ellerile ayaklarile akro-
• • •
V
■
mer-
basi hareketleri yaparak fecî bir şeyin cereyon ettiğini anlatmak is tiyen, soluk atkılı, erkek ayakkabılı bir kadın. Ellerinde yarım dilim ekmek, kirden ağzı burnu tefrik edilmiyen başı kabak ayağı ta-ç-------- Yazan:
li Z. Çobanoğlu |
A-)
kunyalı külotsuz çocuklar. Dükkân lanndan iş elbiseleriyle fırlıyan tatlıcılar, aşçılar, kunduracılar. Sabahlıklarile dışan uğrayan her-dem tazeler. Bacağını çekeır.iyen ihtiyar imam bile orada. Bütün mahalleli sanki içtimaa çağrılmış.
Ortada; mücadeleyi ayırmaya ça lisanların arasında orta yaşlı, şişman, korkunç bir kadım Romme-lin tabiyesini taklid ederek mütemadiyen hücum ediyor. Kadını gö riir görmez meseleyi derhal anladım. Çünkü bir defa da yanımızdaki çeşmenin önünde bir kadıncağızı yere yatırmış ağzını burnunu koparıyordu. Elâleme de eğlence lâzım. Herkes durmuş, şimdi o-rasını koparacak şimdi saçını yolacak diye sırıtıyor. Can haville evden pijamalarla, terliklerle fırladım; güçbelâ bu dişi muharebeyi ayırabildim. Kadın kavgasını a-yrrmak da meğerse ne müşkülmüş. Acaba namus dâvası açar mı kor-
kıısile insan neresinden tutacağını şaşırıyor. Bir de dayak yiyenin davacısı olarak karakola gittik. Ne ise işi uzatmadan oracıkta mâ cahidleri barıştımnya muvaffak olduk. Bu sefer de başka bir kadın cağızı tepelemek için gözüne kestirmiş. O anda eline fırsat geçtiğinden hücuma yeltenmiş. Lâkin facia çabuk önlendi. Yangın korkusu tebessüme inkılâb etti.
Yanımızda bir çeşme vardır. Vaktiyle Kırkçeşme idi, sonra kırklara karıştı. Terkos oldu. Şimdilik benliğini muhafaza ediyor. Işte bu çeşme de, insanlar gibi cefakârdır. Musluğunun üstünden el, yalağınjn üstünden kova, hududun da kavga hiç eksik olmaz. Birbirlerinin sırasına tecavüz ettiler nıi; bir çıngar kepar, Tenekeler bazan birbirine bazen de sahihlerinin ka falarına iner kalkar. Tangırtıların, şangırtıların arasından türlü tonda şivede; bazen kadın mı erkek mi olduğu anlaşılamıyan seeter yükselir. Seksenine merdiven daya mış fakat çekiç gibi, şalvarlı yeme-nili bir hatunun:
— Daha üç tane donum var. Kazanda su kalmadı.
Diğer bir kadının,
— Ayol çocuğumu evde bıraktım, odada mangal da duruyordu. Yarabbi sen bilirsin.
Bir tazenin.
— Evde akşama yemek yek. He lifin yine afypnu patlıyacale Tar-andaki nâralan yükselir. Bu âvârelerin arasında da; sakanın
kebi anınr, evlerin birinde gramofon (Bir ihtimal daha var) plâğını çalar.
Allah eksikliğini göstermesin. Komşularımız da pek samimi insan lardır. Mahalledekilerin hepsi birbirinin her şejnnden haberdardır. Eskiden olduğu gibi, mahalledeki hâdiseler istişare olunur, ulak bir şey cereyan etse ağızdan ağıza her kesin kulağına gider. Bazen de samimiyet had devresini bulur o zaman da saygısızlık olur. Eh o da bu saygısızlığı istiyerek yapmıyor ya. Meselâ: Kiracısının üstündeki odaya yanlışlıkla delik su tenekesini koymuş. Tenekenin içindeki su da kiracının misafir odasına boşalmış. Odası Çukurovaya dönmüş. Bunda kızacak ne var9 Halbuki kiracısı bu basit işten sinirlenmiş ağzına geleni söylemiş. Sa bah saat on. Çat «kapı hanımefendi içini dökmek için teşrif ediyor. Da ha neîer de neler. Sevdalanıp ateşini dökmek is t iyen ler bile bizde. Bizim ev fetvahaneye döndü. Zavallı valde her gün kavga gürültü dinliye dinliye galiba tesir altında kaldı. Dikkat ediyorum akşamları Gece Postası alıp cinayetleri takib ediyor.
Bütün bu saydıklarıma rağmen mahallemiz samimidir. Bizde, yan lış mânada anlaşılan sosyetenin çerçevesi dışındadır. Ara sıra bana (Sinekli Bakkal) romanını hatırlatır.
hır
ğımız tedbirleri hesaba katmamız lâzımdır.
Filhakika bugün banşı, insan haklarını ve dünyanın emniyetini garanti altına alan her türlü umid ve teselliden tamaraile mahrum bulunuyoruz. Cinde, Endonczıa la, Hindistanda, Pakistanda, Y’un.a-nistanda ve Mançuride harbLer, ihtilâller ve katliânıler nihayete ermiş değildir. Doğu Avrupa meni tekellerinde, Sovyet Rusyanuı işgal orduları Kralından destekle-■nen komünistler,
yıldırmışlar ve mukavemet leri ise öldürmüş veya zindan’ '_ra atmışlardır. Eski Asya top* al xn üstünde açlık ve işsizlik şiddetle hüküm sürmektedir.
Vişinsky ve onun komünist arkadaşlarının heyecanlı nutukları savaşı alevlendirmekten başka bir işe yanmamaktadır. O. N. U. fay dasız münakaşaları ise. dünyanın vaziyetini ilgilendiren meselelerin halline mâni olmaktadır. Halbu ki, eski ananelere göre idare edilecek siyasi müzakere!/t, herşevi yoluna koyabilirdi; fakat yazık ki, O. N. U. bütün siyasi meseleleri muhtevalarından sıyırıp bir köşeye atmaktan başka birşey yapmamaktadır. Bunun böyle olması, gerçekten düşündürücü dâradır.
Filhakika, O. N. U. nun bu aksaklığı bizzat teşekkülünde mev-cuddur. O, başlıca iki kısma ayrılmaktadır:
1 — Barışı ve emniyeti temine matuf kararları vermek salâhiyetine sahih olan emniyet konseyt
2 — İnsan haklarını ve İktisadî refahı sağlayan umumi meclis.
Birleşik Amerika, İngiltere, Rus ya, Fransa ve Çinden ibaret olan
5 ler; emniyet konseyinin daimî azalandır. Konseyin geriye kalan,
6 âzası ise umumî Meclis tarafından, küçük miletlerin mümessilleri arasından seçilmektedir. Emni-yet konseyinin daimî âzalarn*don
türlü teklifi suya düşürmekte, ve diğer küçük millet mümessillerinin lehde verecekleri oyu hiçe indıımekte-dir.
Bu suretle geçen Ekim ayında aktedilen umumî Meclisiv. emniyet konseyinin birçok defalar desteklediği yerinde bazı teklifler; vu-kubulan 24 müzakere esnafında bile, büyüklerin Veto hakkı yüzün den bozulmuştur.
Şu halde O. N. U„ bu yazı mutlak âciz durumdan kurtulabilmek * için Veto hakkının kullanijuıa^
Oevomı 5 a* ide
birinin Veto hakkı, he?
1 2 NİSAN İM»
TENİ s a bih
SAYFA iö
C.H.P- kongreleri ------------------------------------------ ■ 1 re kurulu âzâları hazır bulunmuşlardır.
Kongre 4 saat kadar devam etmiş ve oldukça elektrikli bir hava içinde cereyan etmiştir.
Çalışma raporu ilçe başkam tarafından okunarak kabul edilmiştir.
Dilekler faslında; Rakım adında bir delege orman kanununun tat -bikindeki aksaklıklarından; belediye vergilerinin çokluğundan: hükümet memurlarının vazifelerini suiistimal ettiklerinden, şikâyet et m iştir.
Ekmek meselesi
Burhan adında bir delege; mek dâvasına, temasla şöyle miştir:
«— Birçok unlu maddelerin kalâdeliği yanında bozuk ekmek yiyoruz. Memlekette herşey var, hiçbir şey yok.»
Diğer bir delege:
*— Atıf înan efendi. Mecliste 7 Eylül kararlarından, dolayısile buğ dav meselesinden temize çıkmıştır. Halbuki, kendisi, zamanında, eldeki buğday stoklarını ihraç etmiştir. Buna nasıl cesaret etmiştir, an lamıyorum.» demiştir.
Bundan sonra, söz alan delegeler, orman kanununun tatbikindeki .yolsuzluklardan, işçi meselesi -nin önemle ele almması gerekti -ğinden bahsetmişlerdir.
Yalnız Bulgarlar mı, Sadi Bekter de «Yeni Sabah» a lıüeum ediyor. Son olarak il başkanı Sadi Bekter bir konuşma yapmış ve:
«— Memleket dâvaları, sizin olduğu kadar bizim de dâvamızdır.» diye sözlerine başlamıştır. Bilâhare, mahallî dertleri cevaplandırdık tan sonra bir ara (Yeni Sabah) ın son günlerdeki neşriyatına temas la şöyle konuşmuştur. :
«— Yeni Sabahın kendi açtığı çığır, yarın, öbürgün kendi zevaline sebeb olacaktır.»
Son olarak, Milletvikili Ali Rıza Arı bir konuma yapmış ve .saat 13.3ü da kongreye sop verilmiştir.
(TBaştarafı 1 incide)
ve ittifakla kabul edilmiştir.
Kongreye yarım saat kadar ara verilmiş ve hesap encümeninin hazırladığı rapor okunarak ittifakla kabul edilmiştir.
Dilek encümeninin hazırladığı mahallî dilekler birer birer okunarak müzakereye arzcdilmfştir.
Bilâhare, söz alan Muzaffer a -dmda bir delege J’ol vergisinin mü savatsızlığından, Üsküdarda çekilen odun kömür sıkıntısından, et işinin bir çıkmaza girmiş bulundu ğundan bahsetmiş ve:
— Bizde ekmek sıkıntısı çıktı. Ekmek işi de ehliyetsiz ellerde gali ua. çünkü, tam seçimlere yaklaştığımız sırada 45 günlük buğday stokunun kaldığını söylüyorlar.. Çok acı demiştir.
Bilâhare, Milletvekillerinin, halk la ttfmas etmeye tenezzül etmedik lerini; gizli fuhuşun tehlikeli bir hale girdiğini; resmî binaların her an (yangın) tehlikesine maruz bu lunduğunu, dolayısile hükümetçe büyük tedbirler alınması gerektiğini; parti üst kademelerinin (o-«ak) lıları tanımadıklarını ileri sürmüştür.
Milletvekillerimizi tanımıyoruz..
Bu arada, bir delege ayağa -kalkarak ■ Milletvekillerimizi tanımıyoruz, ayağa kalksınlar da göre -lim. demiş ve kongrede bulunan Milletvekilleri ayağa kalkmışlar ve kendilerini hazirûna tanıtarak alkışlanmışlardır.
Bir başka delege; Üsküdarın ba kansızlığından şikâyetle, bilhassa en güzel bir mesire .veri olan (Şem-sipaşa) sahillerine büyük bir lâkay di ile moloz döktürüldüğirnden bahsetmiş ve kaymakamlığın dikkatini çekerim, demiştir.
7 Eylül kararları
Diğer bir delege şöyle konuş -m uştur:
»— Halk pahalılıktan bunalıyor. 7 Eylül kararlarının eza ve cefa -sini hâlâ çekiyor. Ankarada (Barutçu) nan başkanlığında bir komisyon var. Toplanıyor. Rapor, üs tüne rapor neşrediyor. Netice sı -•ür».
Bir başka delege de, Evkaf idaresi milyonlar kazandığı halde, va cıflara, camilere lâkayıt kalıyor, iemiştir.
Şehir meclisi âzâlarından Bur -ian Felek, yol vergisiryn hakika -ten gayri âdilâne olduğundan, o-dun kömürü dâvasına kendisinin de akıl erdiremediğinden, (ekmek işinin) hakikaten bir dert olduğun dan bahisle; ^Buğday memleketin de yaşadığımız halde bu sıkıntıyı çekiyoruz.
Bu bir millet, devlet ve parti meselesidir.
Hastahane derdine temasla;
— Hastahaneler bir şefkat mü-essesesi olmaktan uzaktır.» demiştir.
Ord. Prof. Fahreddin Kerim Gö-kay da söz alarak delegelerin dertlerine cevap vermiş ve Üniversitede okumanın güçlüğüne kendisinin de iştirak ettiğini söylemiştir. Son olarak söz alan, il başkanı Sadi Bekter; mahallî dileklere cevap verdikten sonra, orman meselesi -nin ana davalardan biri olduğunu söylemiş ve şöyle demiştir:
7 Eylülün müdafaası
«— 7 Eylül kararları bir zaruretti. Tatbikatta aksayan taraflar olduğu belki iddia edilebilir. Bunun aksini iddia da imkânsız değildir. Akisleri mütalâa edilince, ha\şt pahalılığına sebeb olduğu muhakkaktır. Fakat İktisadî zarureti-r bu kusurları örtecek mahiyettedir. Her şeye rağmen, bu kararların bir zaruret olduğu inkâr edilemez.
Hayat pahalılığı ise, dünya ahvalinin doğurduğu bir zarurettir.. Bir emrivâkidir. Pahahhğın izalesi de uzun senelere muhtaçtır.
Şunu da unutmamalı ki, D. P. nin vaadettfği şeylerden doğan serap; bir gün gelecek onları inki-oarı hayale uğratacaktır. Tekraı lıyorum; 7 Eylül kararları değişe ■ mez. Kendimizi ona uydurmakla mükellefiz.»
Milletvekillerinden Ali Rıza A • nnın .yaptığı bir konuşmadan sor ra. idare heyeti seçimi yapılmış v( kongreye son verilmiştir.
Beykozdaki koogre
C. H. P. Beykoz ilçe kongresi de dun saat 10 da, ilçe merkezinde yapılmıştır. Kongrede, Milletvekillerinden Ali Rıza Arı, Dr. Faka • çelli, il başkanı Sadi Bekter, il ida-
* • • •
t
Her Sabah
Muhalif gazeteci cani midir?
(Baştarafı 2 incide/ rasile'çıkarılın (Tanın) başmuharriri (nı?. O aha aayayını mı? Bir zamanlar attamm diye ününde yerioro kapandığın, takat şimdi karşılaşınca bir Tanrı bamını hile kendisinden esirgemeyi ihtiyata muvafık bulduğun Fatih Rı(kı*nın o hazin şöhretli....
Sözlerime devam edemedim.. Zira Kemal Turan bu haklı serzenişlerim ka( jtemda selâmeti alelacele uzaklaşmakta bulmuştu.
ek -de-
fev-
edi-der-
vazi
Is-
Adapazarı Seylâb tehlikesile yüz yüze CBaştarafı l incide) malûmata göre meş um ânın gelip çatması için suların ancak bir kaç santimetre daha yükselmesi kâfi •gelecektir.
İstanbul — Adapazarı — Ankara şosesi de suların tehdidi altın -dadır. Şose üzerindeki muazzam köprüyü de Sakaryanm kaplamasından korkulmaktadır.
Sular altında kalan Söğüdlii bu cağı ve civar köylere kayıklarla yardım yapılmıştır.
Cilıad Savaş Bayındırlık Bakanı Adapazarında
Adapazarı 11 (Telefonla) — Is-tanbuldan Ankaraya dönmekte o-lan Bayındırlık Bakanı Kasım Gülek, bugün buraya, gelmiş, tekrar İzmite dönmüştür.
Bakanın beyanatı
Adapazarı 11 (A.A.) — Su bas kınına uğnvan bölgelerde incele -meler yapmak üzere buraya gelen Bayındırlık Bakanı Kasım Gülek, Anadolu Ajansı muhabirine şu de meçte bulunmuştur:
Sakarya taşkınını yerinde görmek üzere geldim. Taşkın yeri o-lan Söğüdlü, Çökekler, ve Kavak-lıormana kadar gittim. Sel basmış köyler halkına acele yardım için sandal temini ve diğer tedbirlerin alınması sağlandı. Vaziyet endişe verici değildir.
Can kaybı yoktur. Taşkının ön lenmesi için gereken etüdlerin ya-pıhnasmı buraya beraber getirdi-ğim arkadaşlardan rica ettim. An karaya döner dönmez Bakanlıkta diğer tedbirleri alacağız.
Yanında Kocaeli vâllsi Fazlı Güleç de bulunan Bakan, saat 19 da otomobille şehrimizden ayrılmıştır.
Tmkyada bereketli ytrğmıırlar Edirne 11 (A.A.) — Edirne, U-
Meclis bugün toplanıyor (Baştarafı 1 incide?
minde Muğla Milletvekili Nuri Oz-san'ııı tütün piyasasının bugünkü durumu lıakkındaki sözlü sorusu ile İstanbul Milletvekili Nikola Fa-kaçellinin cemaatlerle idare olunan vakıflar lıakkındaki sözlü sorusu vardır.
Diin akşam giden Bakanlar
Şehrimizde buhmmakta olan Ba kanlar ve Milletvekilleri dün ak -şam saat 20,30 da hususî bir tren le Ankaraya dönmüşlerdir. Ticaret Ulaştırma, Tarım ve Bayındırlık Bakanları da ayni trenle gitmişler dir.
Ticaret Bakanı M. Nedim Gün-düzalp bir arkadaşımıza dün şöyle demiştir:
«— Istanbulda et ve ekmek mev zuundaki temas ve tetkiklerim nıüsbet netice vermiştir. Istanbul-da ekmekler Pazartesi veya Salıdan itibaren yeni çeşni üzerinden yapılacaktır.
Yeııi mahsul zamanında; yani Ağustosta ekmekler eski çeşni üze rinden yapılacaktır. Şunu da ilâve etmek isterim ki. Ağustos ayandan önce cenup bölgelerinden elde lecek yeni mahsul ile ekmeği hal ıslah edebiliriz.
Trakya bölgesinde mahsul yeti çok iyidir. Dün vilâyette
tanbulun bütün ilgililerile yaptığımız uzuıı bir toplantıda şehrin en büyük dertlerinden biri olan et mevzuu üzerinde durduk. Istanbu lun et işini kısa bir zamanda kesin bir şekilde halledeceğiz. Nakliyatı kolaylaştıracak, satış işlerini tanzim ettikten sonra canlı veya kesilmiş bir şekilde istihsal bölgelerinden istanbula et getirtilecek -tir.
Fiatları normal bir hadde tut -mak için icap ederse perakende satışlar yapmak üzere satış yerleri temin etmek suretile de tedbirler alınacaktır.»
Ulaştırma Bakanının sözleri
Ulaştırma Bakanı Şükrü Koçak da şunları söylemiştir:
« -4-lstanbulda U. Müdürlükte, limanlarda, demiryollarında. Ha -vuzlarda incelemeler yaptım. İşler iyi gitmektedir. Amerikadan satın aldığımız gemiler memlekete faydalar temin etmeğe başlamış -tır.
Diğer gemiler de kısa bir zaman da teslim edilecektir. Amerikadan satın aldığımız lokomotiflerden'25 adetlik bir parti bir aya kadar memleketimize gelecektir. Bu loko motifleri derhal işletmeye çıkaracağız. İstanbul banliyösü takviye edilecektir. »
Bayındırlık Bakanı Kasım Gülek de yeni Adliye Sarayı işinin birkaç güne kadar Bakanlar kurulun dan çıkacağını söylemiştir.
İtalyada saçını mücadelesi fBaştarafı 1 incide) yan hükümeti tarafından «takip edi len siyasetin, Sulh anlaşması üze rinde bazı tadilğtı derpiş etmekte olduğunu söylemiştir,
Ztalyaya tahmil edilmiş olan yük ler, yavaş yavaş bertaraf edilmektedir,
Marshall plânına temas eden Kont Sforza ezcümle demiştir kl: Amerikalılar, harb olmuş bir dün ya ortasında bir bolluk vahasına çekilerek, dünya sulhunu teminat altına alanuyacaklarmı pekâlü müd Tiktirler.
KOMÜNİSTLERİN BÜGÜNKÜ GREVİ
Londra: 11 (B,B.C.) — Komünist ler, yarın 10 dan 11 e kadar devam edecek bir saatlik bir grev ter tib etmişlerdir, Muhabirlere göre Komünistlerin bundan maksadı iş çiler nezdindeki nüfuz derecesini anlatmaktır.
• •
zunköprü, Meriç, İpsala ve Lalapa şa bölgelerinde dün gece yansından sonra çok feyizli ve bereketli yağmurlar yağmaktadır.
• ■■ ■— ■■■ ■■ t ■ f ■—
f Başta rafı 1 inciılt*)
anlatmağa çalışacağım,
Üsküdardan hareketimden sonra İlk uğradığım köy, Üsküdar Şile yo lu üzerinde ve şileye bir saat ıııesa fede bulunan Üvezli köyü oldu.
Köye, bir gazetecinin muvasalatı. bir fırtına çabukluğile yayılıver dİ, Köylü. Türk köylüsüne has nıJLsa firherverliğile beni karşıladı, Hepsi nlıı yüzündeki elimi, şimdi ümid 1-şıkjarile maskelenmişti,
Köy kahvesine dolan dertliler, ne fes almağa vakit bırakmadan dertle rini dökmeğe başlamışlardı, Bu a-rada, büyük defterler üzerinde he saplarla meşgul olan tahsildara, işa ret eden Eşref pehlivan:
« — Bu, dedi; '30 köyün yol. ara zi ve bina vergilerini toplamağa memur edilmiş tahsildardır, Tabak kuk ettirilen miktar 16 bin lirayı geçmektedir. Bunun içinden Üvezli köyü ne ancak üç bin lira isabet e diyor; fakat onbeş günden beri yal nız 70 lira toplayabilmiştir.
Bugün, köylü, aç ve perişan bir haldedir; buna )orman kanunu seu beb olmuştur. Bundan)lki sene evveline kadar, köylü, vergisini zama nında hazırlar ve hiçbir zorluk çı karmadan borcunu seve seve öder di, Bu seheye kadar, borcuna sadık; namus ve fazlletile yaşamağı kendine şiar edinmiş olaıı köylü i-kl hayvanı varsa birini sattı; bir ta ne varsa onu sattı ve borcunu ö-dedi. Fakat artık bıçak kemiğe da yandı, Borç içinde yaşıyoruz, İşte böyle gördüğünüz gibi hepimiz kahvede boyunları bükük bir halde İşsiz, güçsüz oturuyoruz,
Vaziyetlerimizi biliyor, bu vergile rinl ödeyemiyeceğimize. inanıyor, fa kat ne yapsın ki nihayet bir devlet memurudur. Vergileri toplamadı mı. vazifeni yapmadın diye maaşı nı vermiyorlarmış, Haciz yapmaktan başka bir çaresi kalmadı, aıh ma neyimizi haciz edecek, bilmiye rum Zira köylü, elindeki herşeyi sattı, yedi, 'Bugün çoğu açtır Ve çoğuda göç etmektedir. 6—7 çocuğu olanlar, ailelerini bırakarak iş bul mak sevdasile İstanbula gidiyorlar. İstanbulda da iş bulmak pek kolay değil. Onlar, orada sefalet içindd, aileleri burada aç... —
Bu köyler. 65 yıl evvel kurulmuştur. O zamandaııberi hükümetin kendilerine verdiği tapulu ormanla rlle geçiniyorlardı, Vergilerini mun tazaman ödedikleri ve bir evlâd gi bi yetiştirdikleri ormanlarının elle rinden —hattâ İstimlâk bedellerinin dahi ödenmeden— alınmasın dan sonra feci bir vaziyete düştüler, Hergün bir ümitle yaşadık!.. Fakat ö iimid nerede?!»
Eşref pehlivanın bu korkunç ifşa atından sonra, köylünün arasında yepyeni bir endişe dolaşmağa başla dı. Yaşlı kadınlar:
o — Tahsildar haciz yapacağını!» —
Diye birbirlerine söyleniyor, göz yaşlarını yaşmaklarlle kurulamağa çalışıyorlardı.
10 VEREMLİ HASTA VAR... İbrahim Uygun, diyor ki; a — Bu ctvar kövlüleri. geçimleri ni tapulu ormanlarile temin ederdi. Ormanlar devletleştirildikteıı bu güne kadar köylü, birikmiş para-slle, elindeki hayvanlarını, satmak la, borç almakla idare-i maslahat etti; fakat artık hiçbir şeve tabam dtilü kalmadı. Şimdi, bütün köyle ri açlık ve sefalet tehdit etmekte, dir, —
Size yeminle söyleyebilir ve ispat edebilirim kl yalnız bu köyde 10 delikanlı ölüm, halinde hasta yat maktadır. Bunlar, açlıktan, halsilik ten yatıyor ve muhakkak ki hepsi de veremdir. Bu köyler, verem ne dir bilmezdi. ---------
Arazi ve toprak vaziyeti, ziraata ve hayvan beslemeğe asla elverişli değildir. Hükümet bize iş bulsun, hiç birimiz kömürcülükle uğ raşmıyacağız! Zaten bu işi. mecburen yapıyoruz.
Köylünün sağlık durumu, sar-silmiştir. Sağlık, memurlarnm elindeki vasıta ve imkânlar, asla tatmin edici değildir. Burada, köylü, dişinden, tırnağından arttırdı, bir dispanser binası yaptı. Fakat İçinde baş ağrısına karşı bir tek aspi rln dahl yoktur, Köylünün kazara bir yeri kesilse, kaıır dindirecek ne bir serum, ne de muhtemel bir has i
da
benden
'■ • ır*tjWR
talığı önleyecek tatoııos aşısı yok tur, __
Ben bunları dinlerken kahvenin on metre sağındaki ilkokulun bah çeslndo bayrak çekme merasimi ya pılıyordu, ________
İstiklâl marşını, ben hayatımda bu kadar büyük bir teessür İçinde 1 ken dinlememiştim, Vefakâr, fedakâr köy öğretmeninde iştlraklle köy lü çocuklarının söylediği marşm sonuna kadar hepimiz ayakta idik,
Bu arada köylü çocuklarının kıya fetine baktım, Elbiseleri yamalı ve yırtıktı; ayaklan çıplaktı,
Yerimize oturduğumuz zaman, bir köylü; ----
(ı — Onlar, kışın karnı •üzerinde de böyle çıplak ayakla gezdi, işte bl zlm çocuklarımız böyle okuyor, Fa kat halimize bir çare bulunmazsa, bunu da yapamayacağız,
Benim altı çoğucum vardır, En küçüğü 18 yaşındadır Büyüğü de 24,„ inanmazsınız, hepsine ancak bir çift ayakkabı alabildim, Altı ço cuk, bir çift ayakkabıyı sıra ile gl yer,,,,» --------
C, H, P. hükümetleri, yıllardan be ri zavallının gözleri yaşarmıştı.-, Köylüyü halkındırma plânlarından dem vururlar, milletvekilleri, köylü bu yurdun efendisidir, derler,,,,
Bu köyü gördükten sonra, köylü böyle mi kalkındınlacaktı? (Efendi) tanıdığımız (köylü) .böylece derdini yanacaktı diye kendi ken dlme sordum, Sağlık memuru vardır, ilâç ve âlet yoktur. Mekteb var dır, harita yoktur, 1 ----
Avcıkoru köyüne hareket ederken köylü arkamdan: ----
« — Eğer müslüman isen, gazete ııe yaz da, bir müfettiş, bir mebus, hiç olmazsa kaymakam bey gelsin de derdimizi dinlesin.,,, Biz köylü yüz, artık unutulmağa tahammülümüz yoktur..,» »Diye yanık sesile haykırıyordu, M. Kayar,
• •
Berlinde gerginlik fBaştarafı 1 incide) rildiğine göre Amerikan bölgesi as kerî vali yarıdımcısı General Geor ge P, Hays. Berlin ile Batı Bölgesi a rasında kablo çekme İşini idare e den Amerikan teknisyenlerinin ruh satnamelerini yenilememelerini Rus makamları ııezdinde şiddetle protes to etmiştir, ------
«.PARA İNKILBBI»
Berlin: 11 (AP) — Berlinde dört devlet idaresinin sekteye uğraması. Almanyaxia, çok yakında, bir para iııkilâbının yapılacağını göstermek t e dir, ------------
Batı devletlerinin, İngiliz, Fransız ve Amerikan bölgeleri için yeni bir parayı tedavüle çıkaracakları ve Rusların ise. Doğu Almanyada muhtemelen yeni bir para sürecekleri beklenmektedir,
Rusların yeni bir talebi
Berlin 11 (A.A.) — Sovyet askerî idaresi, İngiliz ve Amerikan makamlarına müracaat ederek İnciliz bölgesinde Berlini Helmstedte bağlayan büyük otomobil yolunda bulunan imdad postalarını kaldırmalarını istomiştir.
Sovyet makamları, bu postalara yalnız kış devresi için müsaade e-dildiğini, şimdi ise artık kış mevsi minin sona ermiş ı bulunduğunu i-leri sürerek bu talebde bulunmuştur.
Ankaraya Rus elçisinin gelişi ve Berlin hâdiseleri
Londra 11 (A.A.) lan yazmaktadır:
Berlin’de geçen hafta cereyan et miŞ'Oİan İradiseler miiheyyiç vasıf Jarile milletlerarası durumda önem le tebarüz etmektedir.
Berlindeki Sovyet iıarelıetleri, Sovyet Rusyanın Finlandiya üzerinde icra ettiği tazyik. İranı bonı bardıman eden notaları, Sovyet bii ükdçisinin Ankaraya gelişi ve 1 talyadaki komünist mücadelesilc yakineıı ilgilidir.
Bütün bıuılnr bir tek usulün çer çevesi içine girmek yolundaki gay retleri ve doğrudan doğruya veya bilvasıta kontrolleri altında bulun durdukları bölgelerin adedini art - |
I
Ewer şun
sen
Bu söz-
ilil
i(a f Oy in
Yaz:ın
Tefırska N.
bu işe
— En az, seksen bin.
—ı Çok iyi, şimdi söyle, seksen binden kaç tanesi lerinde durdular, onu talimin eyle.
— Üçyüz kadar.
— Bana cevab ver; effin İsın, ceddin mi”
— Elbette ceddim e'daldir.
Ceddinin zamanı mı
daha müsaiddi, yoksa senin za manın mı?
— Ceddimin içinde yaşadığı devir; sanırım daha elverişli i-di.
— Şu halde, hu herifler: ced dine daha müsaid şartlar ve imkânlar içinde yardımdan kaçındılar da, sen bunlardan ne bekliyor ve umuyorsun? Nasi -hat; pek doğru, çok yerinde i-di. amma ne yazık ki, kabul o-lunmadı.
Zeyd; daha evvel Irak valisinden şikâypt eylemek üzere Halife Hişamın huzuruna çıkmıştı. Umduğu riayet ve hürmeti görmek şöyle dursun, IIi-şam fena halde IıaRarette bulundu, da oradan savuştu. Bu
"Ikraci k--------------------
Kabalarının ölü m ünden sonra unlaşamıyan iki kardeş: Mııhahammed Bıikir ve.Zcyd mel hakkı!
Küfede gizli bir tartışına
Zeyd —
hakaret!
Kûfeliler, tekrar sahneye çıkıyorlar! — Yine nasihat dinlenıiyen bir imanı —
Kafziler! — Hak imam yaçtii! — Halefe H i şanı ve imam — Hayal t ahine işkence, öliiniin başına ve cesedine ceza ve cesedi yıllardan soma indiren
Zbydin acıklı olümii
— Zeydin oglıı Yahyanın sonu
yüreğindeki (huruç)
muamele;
isteğine bif do intikam hevesi ilave eyledi; Küfeye geldi ve giz licc biat dâvetine bir kat daha şiddet verdi. Bu sırada kendinin biatini kabul etmiş olanlardan mühim bir çoğunlukla oralarında bir ihtilâf eıktı. Sebebi-
•
ııi tarih şöyle arıklıyor:
Nedense, bir gün ona gelerek, (Ebfı Bekir'le Ömer haki ırnıda ki düşüı . esini (1). sorm.ığa lüzum görüyorlar. Aralarında şöy le bir tartışma oluvor:
Zeyd
Tanrı; ikisine de rah
Helk kalesinde asılı Türk veya Acım kumandan! met eylesin. Ben onlar için iyilikten başka söyliyemem. Haklarında dilem erkânından hiç birinden hayır sözden başka bir şey işitmedim.
Soranlar —■ Hilâfeti sîzlerden almadılar mı?
— Bu işte en şiddetli sözüm •sudur: Hilâfete biz: başkalarından ahak ve rf lâ iken nâs bize mâni oldu. F,âkin bıı da küfrü imli edecek birsey değildir. Anlarda adalet oyledlier. Hiç kimseye zulüm ve nevirde bulunma dılar, çünkü; kitab ve sünnetle
amel ettiler.
— Beni Umeyye, hiz de kitab ve sünnetle amel ederiz diyorlar. Öyle olunca onlar da size zulüm etmemiş olmuyorlar mı?
—( Beni Umeyye’nin Ebû Bekir ve Ömer’e benzer nereleri vardır? Umejye oğulları bizle-re de sairlerine de zuliinı ederler ve böyle işlemekten keüdi-leri’ie dalıi zulmetmiş
Biz; sizi kitab ve sünnet Iriirnlerine cMvet e atleı i kaldırıp ye şeriati adaletle tatbik etmek ii-
olurla r. huri iyor vo hid-rlorino ahkâmı
Petain’în, suallere verdiği cevablar
fBaştarafı 1 incide) nıyordunuz demek?
P — Benim de mulûmattar bulunduğum meselelere kanamıştı. Fakat kendisini benimsemeğe muvaffak olamadım.
— Ne kadar zamandanberi ken dişini tanıyordunuz?
P — Pek uzun zamandaiıberi değil. Ta başlangıçtanberi hoşuma gitmediği için kendisine ara sıra rastlardım.
— Bu nefret sarili bir esasa mı dayanıyordu??
P — Temasları yüzünden.
— Ne temasları?
P — Tasvib etmediğim temasları ve temayülleri vardı.'Bilhassa Alınanlara yaklaşmak temayülleri.
— (Luval) le Benoist - Meclıîn) den hangisi daha ziyade Almanla ra yakınlık gösteriyorlardı.
P — Her ikisi de. 'Yalnız (Me-ehin) daha ihtiyatlı idi.
— (Deat) hakkında ne düşünüyorsunuz? ?
P — Ne isterseniz.. Hattâ sizin düşündüklerinizden daha fenasını. z ÇÖRÇİL İ SEVERMİŞ!.
— Eski Cumhurbaşkanı (I.ebrun) hakkında ne düşünüyorsu -uuz?
ı P — Hiç birşey.
— Mösyö Çörçili tanıdınız mı?
P — Bîr zamanlar münasebetleri miz fevkalâde iyi idi. Hattâ (Pe-tain - Çörçil) anlaşmaları bile oldu. Kendisi tavır ve edasında değil amma, kararlarında pek kibar bir zattı. Bıı meselede en vazıh gören o idi galiba. Kendisile buluştuğum vakit harb henüz inkişaf etmemişti. Cange'de bîr nazır top lantısında îdi. Mösyö ÇörÇllle gö -rüştüm. Civarda bir müddet birlikte dolaştık ve o sırada neler görüş muş olduğumuzu hatırlayamadı -ğundan dolayı müteessirim. Oldukça enteresan bir görüşme idi bu. Kendisine karşı muhabbetim vardı.
VİCDAN AZABI
— (Dnrmand milisleri) adı altında anılan teşkilâttan haberdar
vsmız değil mi?
P — Evet, kötü iş bu mesele!..
— f-Darmant) düşmana -mukavemet eden Fransıztarı, bulup, ou lara işkence edecek bir teşkilât kurmuştu.
P — Şimdi söylediklerinizi bilmiyordum. Fakat bu iş pek kötü bir şeydi!
— Milis teşkilâtının kurulmasına nedeıı müsaade ettiniz?
P — Müsaade ettiğime ben de pişman oldum, fakat milisin vere ccği bedbaht neticeleri bilemez -diın. Sonra da çok. geç kalınmıştı. işkenceler yapıldığına inanmıyorum. Şayed elimden gelndş ol -saydı, buna mani olmak için bir şeyler yapmaya teşebbüs etmeklî-- ğim pek muhtemeldi.
HAYRETLER IÇÎNDEYtM
Daladier, Blum, Jacomet. Mandel
— Rcynaııd, General Ganıelîn, gibi «damların bapisi hak etmiş ol-
Polis,
Papanın diplomasisi
Roma: 11 (A,A.) — Adli
Vatikan aleyhinde kasıtlı yazılar yazmış olduğundan dolayı M, Sca-tollniyi tevkif etmiştir. Scatolini. bir .çok Italyan gazeteleri tarafnı dan yayınlanan bıı makalelerinde Vatlkannın gizil diplomasisinin bir çok veçhelerini açığa vurduğu İddia smda bulunmaktaydı,
Scatolinin yazmış olduğu şeylerin tamamen uydurma olduğunu 1-tiraf etmiş bulunduğu bildirilmekte dir, --------
t ırmak istemeleridir.
Bu, Moskovanın, bugünkü siyah setV1 hâkim bir unsur olan, nüfuz ve iktidar sahasındaki yayılmak arzusunun bir tezahürüdür.
zere biat ve itaate devamınızı) istiyoruz. ’ (
Cevablar; müracaat edenleri? memnun bırakmadı. Onlar iZeyd) ijı de kendileri gibi Ebfıs Bekir ve Ömer’den teberras.nJ isliyor ve bekliyorlardı. UmdukC darının aksi çıkınca ondan: 1
— Hak imam göçtü (yâni,) imanı Muhammed Bakır vefat? eyledi) sen; bizim imamımız de-? ğilsiıı, bizim imamımız, Hak? İmamın oğlu Cafer Sadıktır. ?
Diyerek Zevdden yüz çevirin) ce. Zeyd onlara karşı: ?
— Yâ kavm, Rafaztümûııîlc (yâni, ey halk; sizler bizden ay-S rılomız!) dediğinden onlara Ra-S hzi. Raftziye, Rafıza, Revafızj Unvanları verildi.
Rafz; Arabcada
b'i aknıak, dağılmak, bölük bölül. olmak mânalarına gelir, l(i tamlar da (Zeyd E. Bakır) ılı İi ı.ıiıibgır,) terkettiklerinden bu ndı almışlarda'.
var)
( / ' ı ct-cnd — ö'-r s-
ki tanlarda tafsilât' geçmişti.-.
duklarına kani nMniVT?**Sb! bj zevatı muhakeme cftneWrin kayJ chhayat şaTtlle Iıapsettinitf T
— Fakat bu zeınt bentm (Hu tıımdu, (Paul Reynandl, değirdi amma (Blum) do^tamdu. ,
— Buna rağmen ooız nwtj kûm ettiniz ?
P
Beni hayretler nrinde bira kıyorsunıız.
— Hatırlıyor morunuz, İMİ lı Ağustosunda J
inesi dolasısile siz bu zevatın tev* ktflerini emretmiştiniz.
P — Ben böyle birşev yaptım öyle mİ?
— Bu efendileri tevkif ettirmlı olduğunuzu hatırlamıyor musunuz t ,8onu var)
Dailv
Bir İngiliz muhabiri Çekoslovakyadan çıkarılıyor
Prague, 11 (A.A.)
Tclegraph gazetesinin Prague-dakı özel muhabiri Alce Coliec, 8 giin içinde Çekoslovak başken tini terketmek emrini almıştı.-.
Gazetecinin memleket dışır ı çıkmasını bildiren mektubun i-iırtdesine göre Alec Collet’nin mevcudiyeti, «barış, âmme asa* yişini ve devletin güvenliğini tehdid» eder mahiyettedir.
0. N. U. Yu sap andığı ç kmazdan kurtarmak kabil midir?
(Baştarafı 4 üncüde) şortlarını tadile: mecburdur. Şüpht yok ki, bu, büyüklerin her türlü üstün haklarından mahrum edil -mesi demek değildir. Zaten böyle bir hareketin âdilâne sayılamı-yacağı meydandadır. Zira bu milletlerin medeni seviyeleri, istihsâl kuvvetleri, onlara bazı üstünlükler ve mes’uliretler yüklemektedir. Fakat arzu edilen en ehemmiyetli nokta; sadece mutlâk Veto hakkının ortadan kaldırılması -dır.
Bu hâle nazaran, emniyet konseyinin kararlan, büyüklerin 11 oyunu, küçük milletlerin 7 oyu -na tekabül ettirmelidir. Bu takdirde büyüklerden hiçbirinin tek başına Veto hakkını kullanarak her teklifi reddetmesine imkân ol mayacaktır.
Cüz’ı bir değişikliğin hayırlı neticeler doğuracağı meydanda olma sına rağmen acaba neden O/N. U. nun teşekkülünü sağlayan nizamnamelerin tadili cihetine .gidilmemektedir? Cevap gayet basit ve ikna edici mahiyettedir. Zira Rusya, Veto hakkının tahdidine dair olan her türlü teklifi önceden retL detm iştir.
Şu halde diğer milletler; Rusya-nin O. N. U. dan çekilmesini mümkün kılan bir kararı göze alma -dıkça, ıbu nizamnamelerin mâkul bir şekle bağlanamıyacağı mvthak kaktır.
Akla bir sual geliyor: Acaba Birleşik Amerika, İngiltere, Pran sa ve Çin aralarında anlaşarak Biî leşmiş Milletler Nizamnamesini değiştirmede Rusyanın Veto hakkını mâkul bir hadde sokamnzlar mı? Bu suale «Hayır* diye cevap vermek gerekiyor. Zira her milletin sinesinde bir 5 inci Komünist kol mevcuddur. Ve işte dünya barışını amansız bir surette tehdit eden derbudur.
Muhakkak olan şu ki, Türk veya Yunan dâvasını, Çin, İran veya Fransız problemlerini yekdiğerin -• den ayrı meselelermiş gibi münakaşa mevzuu yapmak beyhudedir. Çünkü bütün bu hallerde, 5 inci komünist kol, kâh mahallinde doğ rııdan doğruya emniyet veya barımı tehlikeye düşürerek, kâh ber türlü anlaşmayı imkânsız kılacak tarzda mahallî zorlukları istismar ederek (hareket etmektedir.
Diğer taraftan Doğu Avrupa milletlerini ı totaliter rejime tâbi tu (tan ve onlambir kukla mertebesine düşüren Komünistlerin gizil sine düşüren Komünistlerin gizli emniyet teşkilâtı da« boş durmamaktadır.
Umumi Meclis, O. N. U..nun nizamnamelerine göre, 5 inci kol hakkında bilgi vernlek ve yapıl-ması gereken’ hususları aydınlatmak mevkiindedir. Fakat maalesef Sovyet .delegeleri, emirtori al tına almağa muvaffak »oJd ıklan Polonya, Yugoslavya ve Çokoslo* vakyanm mümessilleri sa yesrndı lıcr türlü teşebbüsü akim Aırak • ımşlardır.
O. N. U. tahakküm politikas
»
terketmelf.S güden bir lruvvete müsaadekâr daı randığı i müddetçe asla, vazife göre mevecektir. Onun dünya barışını sağlamak lıususunda göstereceği başarı, ancak koınüni-^ olmnvan milletlerle mutabık Kusyaıım Miiietier Af etmesi ihtimalini hile kat î bir luıcekete le tahakkuk edece;
kalmak v$ ’’ Uii terk göze a bira h ntvlc sureti»
«ReaderS Lngcsi
• r
Surnham
ırrgîsîudeno
SAAT A: «
12 NİSAN 1918
i İT'ekel G. Müdürlüğü ilânları
Cimri
Malzeme Akne Şubesiaden :
Güvenme
Miktarı parası
Telefon santralı Nihayetsiz şerit Modül freze bıçafeı Matbaa baskı makinesi numaratörü Metil alkol Demir boru Deve boynu Muhtelif destere «namı hesaba ) Yeraltı kablosu
1 _ Yukarıda caktjr,
2 — Pazarlık
3
SffOO
4
adet adet takım
adet kilo metre adet
adet
67 £00 metre
cins ve miktarı yazılı malzeme
20/4/948
Salı
■
»
105,—
30,—
)
)
20/4/948
16/4/948
16/4/948 11/5/948 20/4/948
lira
)
*
Salı Cuma
Cuma Sah Salı
Salı Cuma
300,—
450,—
843,75
10,875,-—
205,—
sonra Emevî hükümdarı olan Ye-zid, Alinin oğlu Haşanı karısı vasıtasile zehirlettiği gibi kardeşi Hüseyin de (680) de Kerbelâda kahbece şehid edildi.
120 —
16/4/948
16/4/948
pazarlıkla satın alma
Vapur Seferleri
Uğrayacağı Limanlar
Vapurun ismi
• 'V
r
lif
13,45
14,00
17,58
18,00
18,00
J
Hudavendigâr han Galata Telefon: 40919
22.00
21,15 Müzik: Dans Müziği (Plj
22,45 M, s, ayan,
22,45 Haberler,
23,30 Program ve Kapanış.
I t
J. | 18.30
18.45
19,00
19.00
19.15
19.20
19.45
20.00
20.15
20.30
20.35
21.20
Anvers, Rotterdam, Amsterdam, Hamburg
Doğu Cenova
1 riyeste
Aııvers, Rotterdam Anısterdam, Hamburg Anvers, Rotterdam, Amsterdanı, Hamburg
Kansızlık, ü-
Linıanınıızdadır. Limanınıızdadır.
16 Nisan
17 »
23
TİBERlUS OPEROSlTA FERNEBO ORETES SPENTOR
Adres : FRATELLÎ SPERCO
Tarihi Günü
, her tün flyûsl. ticari ve mail
taçlKi Elmalarını tanımakladır Burfcda ÛabL Pfcrkrr dünyânın en çok istek celbeden dolma ^rflrrru olarak lanınmıstıı.
Dünyanın en çok istek celbecî
ma
hizalarında gösterilen günlerde saat 9,30 da Kabataşta Genel Müdürlük Malzeme Alım Şubesinde komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnameleri hergün sözü geçen şubede görülebilir,
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güven nıe paralan ve komisyonda İbra2 edilmek üzere kanuni vesaikle birlikte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur,
5 — idare kısmen veya tamamen veya lqsıin kısım ayrı ayrı taliplere ihalede serbesttir, (4590)
I ■ 1 ■ ..... ■ I » ■■ ■■■ ■ — ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ m ■
İstanbul Defterdarlığından
Kasımpaşa Maliye Şubesine kazanç vergisinden borçlu Sedad Özyii rükün Hasköy Piri Mehmedpaşa mahallesi Başdar sokak 7.7/1 No, da tesbit ile haczolunan İki adet soba (Kuluçka adet A, G. 0,75 ba günü saat
İsteklilerin
(300lük kuluçka makinesi, on adet saç makinesi için), bir adet yedi gözlü yazı masası ve bir elektrik motorü 14/4/948 tarihine tesadüf eden çarşam 11 de mahallinde açık arttırma ile satılacaktır, belli saatte satış yerinde hazır bulunmaları İlân olunur, (4661)
Tekel Genel Müdürlüğünden
Tek Kordelâlı lâğım fitili
Üç katlı katranlı lâğım fitili
Lâstlkll fitil
1 — Yukarıda miktarı yazılı tır
150,000 Metre
1,750.000 »
30.000 p
maddeler pazarlıkla satın alınacak-
*
2 — Pazarlık 14 Mayıs 948 cuma günü saat 15 de Kabataşta Genel müdürlük Tekel maddeler! şubesi al m şubesi komisyonunda yapılacaktır,
3 — Şartlaşma her gün adı geçen şubeden alınabilir,
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte teklif edecekleri fiyat üzerin den yüzde 7,5 türenme paralarlle birlikte mezkûr komisyona gelmeleri,
5 — idare kısmen veya tamamen ihalede serbesttir, 4483)
Meşhur suikasdler
(Baştaratı 4 ûncüdel meğe başladı. Zira askerlerinin i-çinden bir kısmı bu teklifi kabul etmediği için Allahın kelâmına karşı gelmiş olan Aliyi nıuahaze ile kendisinden ayrıldılar. Bunla -ra Haricîler adı verildi.
Hâkem vak’asile halifeliği elinden kaçırmış olan Ali bir taraf -tan dahilî isyanlarla uğraşırken, diğer taraftan da Haricilerle mücadele etmek mecburiyetinde kal-mıştı.
Sağdan soldan asker toplamağa çalıştı. Altmış bin asker beklerken ancak üç bin ki.«i elde edebildi Bu arada Mısır kaybedildi. Eme-vi ümerası Medineye girdiler.
Hariciler şimdi yeryüzünde imama ihtiyaç olmadığım ilân ediyorlardı. Kendisine büyük ümidlerle bağlandıkları Alinin. Muavive kar şısındaki ricatini bir türlü affede iniyorlardı. Alinin kardeşi bile keıı dişinden ayrıldı. Iraktan itibarın bütün Suriye ye kadar sokulan He riciler bir gün Fırat kıyılarında birleşerek bir toplantı yaptılar, i zun müzakerelerden sonra İslâm dünyasında ayrılığa etbe-b olduğu] iddia edilen üç İslâm biiyîiğüııü: A î li, Muaviye ve Amr ibn-ii-As’ı öldürmeğe karar verdiler . |
Siyah hanr.aniyelerinin altına sivri bir hançer saklayan üç l e- j dai bu işi temizlemeden dönme • meğe yemin cdcıvk ayrıldılar.
661 yılının sıcak bir yaz sabahında üç İslâm büyüğü bir şeyden habersiz sabah namazını kıl -dırrnak üzere camiye gelmişlerdi.. Herkes huşu içinde namaz kılar -ken, üç ayn yerde üç adam, safların arasından sıyrılarak ellerindeki hançeri imamın sırtına indirdiler. Eıı sırada halkın şaşkınlığından istifade ederek camiden çı kıp çöllerde kayboldular. j
Aym zamanda, işienen bu cinayette maalesef yalnız Ali gehid e-dilmişti. Muaviye hafif bir yara i-le tehlikeyi atlatmıştı. Amr-ibn-il As da hasta olduğu için o gün camiye çıkmamış, yerine gelen ve -kili bu cinayete kurban gitmişti..
İslâm tarihindeki suikesdler yal ıız bunlarla bitmedi. Muaviyeden
Yeşilköy hava meydamna Gümrük binan yapthyor
--------o-------
Devlet Haya YoHayı Yeşilköy Tay yare meydanında modemn bir Güm rü ‘ muayene salonu yaptırmağa ka rar vermiştir.
İnşaata hemen başlanacak ve va2 »ylarında bina bitirilerek faaliyete geçecektir, _______—
Marsilya Radyosunda Türk musikisi
Fransada bulunan Emel Çekmen, 15 nisanda Marsilya radyosunda on İki İle bir arasında öğle neşriya tında Halk Türklerinden mUrek kep bJr Türk Muelkid Konseri vere çektir-
ogranı M
PAZARTESİ — 12/4/1948
7.29 AçıUş ye program
7 30 M, a, ayarı.
7.30 Müzik: Hafif Müzik (P]j 7,45 Haberler, 8.00 Müzl: Operet
Uvertürleri (pij
8,15 Müzik: Türküler (pj
8.30 Müzik: Çeşitli Hafif Müzik (Pl,) Kapanış, Açıljş ve program M, s, ayarj, Müzik: Şarkılar, Haberler, Müzik: Salon Orkestralarından Çeşitli Parçalar (Pl.) Müzik: Film Müzikleri (Plj Kapanış, Açılış ve program M ,s, ayan. Müzik: Dans Müziği (Pl,) Müzik; Melodiler (P!,‘ Müzik: Saz Eserleri, M, s, ayan, Haberler, Geçmişte Bugün, Müzik; Karışık Şarkılar, Konuşma, Müzik: Keman Sololar; (PL) Radyo Gazetesi, Serbest Saat Müzik: Tarihi Türk Müziği Müzik; Radyo Salon Orkestrası, Konuşma: B, M, M, Saati
9.00
12.29
12 30
12.30
13.00
13,15
En güzide halkın toplandığı seçkin muhitlerde. Parker dünyanın en çok İstek celbeden dolma kalemi olarak tespit ediliyor Bu isteği yaratan; kalemin her taralında müşahede edilen hassas aşçılık ve bu kalemin sihirli yazışıdır.
14 ayar altın ucu başındaki kısım, yıpranmaz kıymetli madenden mamul olup, kâğıdın üzerinde tüy gibi kayar.
Yalnız bu kalem, size kuru yozan Superchrome mürekkebim kullanabilmek zevkim verebilir. Başlıca kırtasiye mağazalarında bulunur
Bir ev sahibi olmak her yarddaş için bir gayedir.
Türkiye İş Bankası
Bu arzunuza ulaşmanız için size imkân sağlamıştır. Bundan faydalanınız.
Türkiye İŞ Bankasında tasarruf hesabınız yoksa
; derhal bir hesap açtırınız.
Yılda dört defa ikramiye çekilişi: Her çekilişte 1 EV, ARSA ve dolgun para ikramiyeleri...
1
Türkiyede Mümessili : Eli BURLA ve Ortoklorı — Goloto, Istonbul
Parker *5U ) TL. 52 ▼« 44 Parker "VS..: TL. 36 re 32
Parker Majör: TL. 32 Parker Duolold : TL. 22 Parker Vıclory :TL. 12.50
BULMACA
W 1 2 3 4 5 6 7 8 9
• J ll 1 1 1 İM
2 1 1 i ıs | ı
3 1 IBI
4 ;■ i ı !
b 1 IH: la
6 INHİ 1 | Kİ
1 1 I 1 i I
4 ■ I" 1 IHI 1 1 1
S 1 1 )■( i 1 |
F r a te 11 i S p e
. Deniz Acentası — Seyahat Bürosu
•OLDAN 6AĞA :
1 — Bize dördüncü oyununu oyna yan bir gemi inşa firması; 2 — Bir erkek ismi, Adam.; 3 — Elimizde olan. Tersi rabıt edatı; 4 — O113 rım; 5 — Mezopotamyada kurulmuş eski bir devlet; 6 — Dahi mânâsına gelen bir kelime. Otomobilin kısaltılmış şekli;7 — Önem; 8 — Büyük, sonuna (Kı ilâ vesile (karışık) olur, 9
zümle yapılan bir nevi pasta,
YUKARIDAN AŞAĞI :
1 — Piyer Lotinin meşhur bir romanı; 2 — Tersi Alnıanyada bir ne hlı-. Kehânette bulunan; 3 — Bilardo sopası, Sonuna (N) ilâvesile (ermiş) mânasına bir kelime; 4 — Gelir, Eski yazıda bir harfin oku şunu; 5 — Tersi bir soru edatı, E lektrik bahsinde bir birim; 6 — (İçinde) kelimesinin kısaltılmışı, (O) arkadan gelmez; 7 — Almanya da bir nehir. Boşluk; 8 — Mezopotamyada kurulmuş eski bir devlet. Sonuna (K) ilâvesile kalburun ince sİ; 9 — Herkes ona muhtaçtır, Ce.
,vik,
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 2 3 4 '7 8 1
• .-»i A F A!
İkinci Çekiliş: 1 Haziran
Gişelerimizden broşür isteyiniz!
imtıyaz^ahib?rA^ - Yazı işlerini fiilen
idare eden: FATİN FUAD — Dizildiği yer: «Yeni Sabah» nıürettib-h a nesi — Basıldığı yer: «Gün» Basımevi
— Ben. Kâbeyi yıktırıp keo di memleketime naklettirmedikçe rahat edemiyeceğim.
Diye söylenerek son kararını verdi ve yatağına girdi. Birinci ve ikinci gecelerde olduğu gibi, sabaha kadar mışıl mı şıl uyudu. Fakat sabahleyin ye rinden kalkmıya muvaffak olamadı. Çünkü vücudu, daha teh likeli bir şekilde felce uğramıştı Bu sefer kurtulamıvacağını mutlak surette öleceğini zannediyordu. Halbuki, o, yaşamak. daima yaşamak arzusu i-le çırpınan bir padişahtı. Sesinin çiktığ* kadar bağırarak vezirini çağırdı. Biraz sonra yanına gelen Yesribe yalvarmj ya başladı:
— Ey benim has vezirim! Nasihatlanuı tutmadığım, gene şeytanın aöziine uyduğum i-çin beni affet Arr.ık hayatımdan ümidimi kestim. Azralli, baş ucumda dikilir gibi görü -• yorum. Bana son defa olarak acı ve yardım et!
Vezir, bir türlü yola gelmiyor Kâbe hakkındaki kötü dü
■ s
I
İstanbul bejlediyesi
ŞEHİR TİYATROLARI
30 de Dran
Kıamı:
düşman
Yazan : Andre Paul Antoine .
Türkçesi: Lûtfl
Telefon: 42157
Komedi Kısmı:
KAŞ YAPAYIM DERKEN ’
Yazan : N Nancey H. De uorsse
Türkçesi : Vasfl R. Zobu, R. Baran
Telefon : 40409
Gölcük Deniz Fabrikaları Genel Müdürlüğünden
Fabrikalarımız inşaat komisyonunda görevlendirilmek üzere asli maaşla ve aşağıdaki şartlarla bir yüksek mühendis veya mimar alınacaktır.
1 — Türk elmak,
2 — Yüksek mühendis veya yüksek mimar diplomasim haiz
3 — Yapı ve konstrüksiyon işlerinde ihtisası bulunmak,
4 — Mekteb tahsilinden sonra mesleki ile İlgili bir müessesede veya başlı basma en az dört sene çalışmış bulunmak,
5 — inşaat komisyonumuzda iki hafta çalıştıktan sonra mukavelesi yapılmak,
Ura
70
yüksek
olmak,
(4438)
1
i
4 ö
6
A
/ i
5
Tefriku No. 3
Muazzam Şark
Efsânesi
|Yasanı X ı&harreın X. korgıınai|
güncesinden |âsla vazgeçmiyen Sultanı Zülyezene fena halde kızmıştı. Fakat kızdığını belli etmiyordu:
— Devletli padişahım, dedi, siz bu fikirden tamamile vazgeçmezseniz; Kâbenin koruyu -cusu olan Cenabıhakkın gazabından kurtulamazsınız. Birincide kurtuldunuz; İkincide kur tüldünüz; üçüncüde, yâni şimdi gene kurtulabileceğinizi ü-mJt ediyorum. Lâkin bu illete, bir daha düşmekten kendinizi sakınınız! Zira her şeyde kadar cevaz vardır.
Fakat henüz varınız Kâbe hakkındaki fikrinizi
diyen değiştireceğinize yemin eder ve sizi bu derdden kurtar ması İçin Ulu Tanrıya yalva-
üçe
var. ebe-
pırsanız, ölümden kurtulursunuz. Aksi halde artık ok yaydan fırlamış olur. Bizi hüküm-darsız bırakırsınız. Çoluk çocuğunuz da olmadığı için tahtınız boş kalır; devlet tacınızı başkaları giyer.
Sultan Zülyezen, vezirine ce-vab vermedi. Kalbini Allaha bağlayarak yalvarmağa başladı:
— Ulu Tanrım! Ben; şeytan sözüne uydum. Ne yaptığım» bilmiyorum. Fakat bundan son ra şeytan sözüne uymayacağım.
Hükümdar, yalvarıyordu,
söylemiyordu. Vezir, ondan ce-vab alamayınca tekrar dile geldi:
I
I
— Cevab vermiyorsunuz. JKendinize acımazsanız, bize a-cıvınız. Bizi hükümdaısız bı-rakmavınız!
Hükümdar, bu sefer veziri cevabsız bırakmadı:
— Ey benim hâs vezirim! öğüdlerine kulak asmadığım, gen? şeytanın sözüne uyarak Kâbe hakkında fena şeyler dü şündüğüm için beni affet! Artık yaşamaktan ümidimi kestim Azraılin başucumda dikil diğinl görür gibi oluyorum.. Son defa olarak bana acı ve yardım et!
Vezir, öğüd dinlemeden, mu
Allaha kalben
Lisanen birşey sibetlerden ders almayan hükümdara fena halde kılmıştı.. Fakat kızdığını belli etmelilere cahsıvordu;
— Devletli hükümdarım! Size haddim olmayarak öğüd ver inekten başka nasıl yardım e-debilirim? Akıllı insanlar yardımı başkalarından değil, kendilerinden beklerler. Siz de böy le yapmağa mecbursunuz. Kafanızdan kötü düşünceleri söküp atmakla kendi nefsinize yardım etmiş olursunuz. Başkalarının zararına menfaat teinin etmeyi düşünenlerin Tanrı katında hiç kıymeti yoktur. Bunları kul da sevmez. Birincide kurtuldunuz. İkincide kurtuldunuz, üçüncüdc. yân: şimdi yine kurtulabilirsiniz. Lâkin bu illete bir daha düşerseniz hayata vedâ edersiniz. Zira lıerşeyde üçe kadar cevaz vardır. Dörtte kat’î tehlike baş gösterir. Tekrar Allaha yalvarmanızı tavsiye etmekten gayrı bence yapılacak iş kalmamıştır.
Hükümdar, az evvel kalben yaptığı duayı, lisanein tekrarındı. Sonra hüngür hüngür ağlamağa başladı.
(Devamı varj
Torba*
Kalçasında mermi parçası taşıyan adam
—----o --
Torbalı (Hususî)
lı ilçesine bağlı Kıbaş köyünde vuku bulan bir hâdise dünden itibaren ağır ceza mahkemesine intikal etmiş bulunmaktadır.
Akan bir suyu paylaşanııya-rak neticede Osman Özbekli isminde bir gence iki el ateş edip kalçasından yaralayan iafjar Akalın bunun bir kaza olduğunu ileri sürerek diyorki:
— Ben kasden silâh çekmedim Ve Osmanı da görmedim. Bir ka rartı farkedince domuz zannetmiş ve bu maksatla ateş etmiştim.
Davacı Osman hastalıaneden taburcu edilmiş olmasına rağmen kalça etine isabet eden kur şunu hâlâ vücudunda taşımakta ve ıaman zaman bu yüzden sancılar geçirdiğini söylemektedir. Vücutta kalan kurşunun bilâhare yapılacak olan ameliya tı neticesinde çıkarılmak istendiği anlaşılıyor.
Bazı şahidler celbi için duruş ma 3 Mayısa tâlik edilmiştir.